Hometextile - Sayı 98 / Issue 98

Page 1

Doğu Avrupa’nın Parlayan Pazarı: Polonya The Rising Star of Eastern Europe: Poland

Dekorasyon dünyasında 2017-2018 sonbahar/kış trendleri The autumn / winter trends of 2017-2018 for the decoration world

98 EYLÜL/SEPTEMBER 2017


T

S A İ N N

EFFEC

İ K S T E RI İ L P A


L I R P A RENDS FRESH T 8 il 201

-28 Apr 4 2 8 1 0 isan 2

24-28 N

W

Nİ/NE YE

T

AR

TE

FUAR TAKVİMİNİ AJANDANIZDA GERİ ALMAYI UN UTMAYIN! PLEASE DO NOT FO RGET TO CHANGE YOUR ANNUAL FA IR SCHEDULE!

İH/DA

, BULUŞMA Ş I N A Y U , MEETING İK , L İ G N N I E Y N , E K K İ A ZEL ATION, AW V NİSAN... TA O N N I , S ESHNES APRIL... FR


TÜRK EV TEKSTİLİNİN GELECEĞİ İÇİN

DÜNYAYA AÇILAN KAPI... Ürettikleri ev tekstili ürünlerini dünyanın dört bir yanında, markaları ile sunan binlerce sanayici ve işadamı, TETSİAD fuarları, dergileri, trend analizleri, dünya bağlantıları, eğitimleri, konferansları ve daha pek çok etkinliği ile dünya ev tekstili modasına katkı sağlıyor... Geleceğimiz için TETSİAD, tekstil dünyası güçbirliğini dünyanın her noktasına yaymaya devam ediyor...

2

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017


BAŞKANDAN... / FROM THE PRESIDENT...

ALİ SAMİ AYDIN

BAŞKAN / PRESIDENT TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ ve İŞADAMLARI DERNEĞİ TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALISTS AND BUSINESSMEN’S ASSOCIATION

Değerli Üyelerimiz, sektördeki paydaşlarımız, TETSİAD, üyesi olsun olmasın, ülkemizdeki tüm ev tekstilcilerine desteklerini sürdürüyor. TETSİAD’ın sektörün büyümesi amacıyla gerçekleştirdiği pek çok çalışması var. Binden fazla üyemizi faydalandırdığımız UR-GE gibi geliştirme programları, teşvikler, sektör adına yasal düzenlemelerde hem danışman hem de yönlendirici görevi üstlendiğimiz durumlar, ülke alım heyetlerini ağırlayıp sektörle buluşturmak, eğitimler ve çok sayıda sosyal sorumluluk projeleri gibi... Bunların içinde ise özellikle fuarlarımız hem üyelerimiz hem de ülke ekonomisi için ayrı değer taşıyor. Bildiğiniz üzere uzmanlık alanı ev tekstili olan dünyanın en büyük ikinci fuarını, EVTEKS’i, tam 23 sene önce hayata geçirdik. Bugün ülkemizde ve bölgemizde ev tekstilcilerini dünya ile bir araya getiren en önemli organizasyon. “EVTEKS APRIL” tanımlamasıyla, ev tekstilinde “nisan” ayını, nisan ayının bahar uyanışını, keşfetmeyi, yeniden doğmayı ve tazelenmeyi ifade eden “APRIL EFFECT” (Nisan Etkisi) konseptiyle birlikte, 2018’den itibaren fuar takvimini NİSAN ayına çektik. Bugüne kadar yurtdışından gelen tepkiler olumlu yönde. EVTEKS APRIL yanında dekorasyon ve aksesuarı da içine alan HOME&TEX de 25-28 Ekim’de yine dünyadan iş ortaklarını bizlerle buluşturacak. İki fuar arasındaki en önemli ayrım, EVTEKS’in dünyaya bir sonraki senenin trendlerini sunması. Yani aslında ev tekstili tasarım dünyasının prömiyeri. HOME&TEX ise doğrudan, trendlere uygun olarak tasarlanmış ürünlerin sunulduğu, yurtdışından gelen ziyaretçilerin birer iş ortağına dönüştüğü ve sıcak bir pazar ortamının oluştuğu organizasyonumuz. Bu iki fuarda güçlenerek varlıklarını sürdürüyor ve bizlere kazandırmaya devam ediyor. Ancak, daha da büyümesi şart. Bunun için de tüm sektörün el birliği ile bu organizasyonları desteklemesi, katılımların artması ve daha çok yabancı grupların fuarlara gelmesi, hepimiz tarafından davet edilmesi gerekiyor. Bu anlamda bir seferberlik çabası göstermemiz şart.

Dear members and stakeholders in the sector, TETSİAD is continuing to support all home textile manufacturers in our country, whether or not they are members. There are many projects TETSİAD is carrying out for the growth of the sector, such as development programs like product development that we provide over a thousand members with, incentives, situations where we operate as counsellor and leader in legislative regulations, hosting procurement committees and bringing them together with the sector, training, and many social responsibility projects. Among these, expositions in particular are of value for both our members and the national economy. As you know, we actualized EVTEKS, the second biggest exposition in home textile, 23 years ago. It is an important event that brings together the home textile manufacturers in our country and region with the world. Under the title “EVTEKS APRIL”, and with the concept of “APRIL EFFECT” that expresses the month of April, the awakening in spring, exploring, rebirth and freshness; we moved the date of the exposition to APRIL as of 2018. The reactions from abroad so far have been positive. Besides EVTEKS APRIL, HOME&TEX, which involves decoration and accessory, will also bring us together with the business associates from the world on 25-28 October. The most important distinction between the two expositions is that EVTEKS presents the trends of the following year to the world. In other words, it is the premier of the world of home textile design. HOME&TEX, on the other hand, is an event where products designed in line with the trends are presented, guests from abroad become business partners and a cozy market environment is created. However, it needs to grow even more. And for that, it is necessary that the whole sector supports these organizations cooperatively, that the attendance to these events increases and more foreign groups are invited in by all of us. In this sense, it is imperative that we make a joint effort.

Derneğimiz, gerek ihracatı arttıracak, gerekse üretim-dağıtım-satış süreçlerinde iş kapasitesini sağlıklı şekilde yükseltecek fikirleri bulmak ve bunları bir sonraki adımda olabildiğince hayata geçirmek için, üyelerimizin katılımıyla TETSİAD ÇALIŞTAYLARI düzenleyecek.

Our association will organize TETSİAD workshops with the participation of our members, in order to come up with ideas to increase export and business capacity in production-distribution-sales processes, and to implement these ideas in the following steps.

Çalışmalarımız hızla sürüyor. Ekim ayında, HOME&TEX’te, keyifli bir fuar ortamında bir araya gelerek tüm bunları birlikte değerlendirmek dileğiyle...

Our activities continue with full speed. Hoping to come together in October, in a pleasant exposition atmosphere at HOME&TEX, and to enjoy it all together.


25-28 Ekim’de Yerli ve Yabancı Kurum ve Markalar Yeni Müşterileriyle Buluşacak Local and Foreign Organizations and Brands will meet their new customers on 25-28 October

TÜRKİYE EV TEKSTİLİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALISTS’ AND BUSINESSMEN’S ASSOCIATION Ali Sami Aydın Başkan - President

8 16

A.Serdar Sütçüoğlu Ali Rıza Hasoğlu Başkan Yardımcıları - Vice Presidents

TEKSTİLİN SAĞLIĞA AÇILAN PENCERESİ

Cengiz Özmen Genel Sekreter – General Secretary

TEXTILE’S WINDOW TO HEALTH

Abdülhadi Köseoğlu Mali Sekreter – Financial Secretary Üyeler-Members Ufuk Oçak Mehmet Fatih Dereköylü Can Tanrıverdi Remzi Kırayoğlu Hüseyin Memişoğlu Murat Zümbülyuva Mustafa Kösemusul Arif Şensöz Cihan Aktaş İsa Dal Faruk Hürdana Mehmet Keçeci Ercan Karakuş Kadir Beytekin Ahmet Nuri Baytimur Mustafa Moral Denetleme Kurulu - Board of Auditors İsmail Ağaoğlu Yavuz Demirel Emrah Demir Mehmet Pamuk Berk Vardar Hasan Kürşat Bayram Eren Nazik Fatih Özdemir

34

Doğu Avrupa’nın Parlayan Pazarı: Polonya The Rising Star of Eastern Europe: Poland

24

“Kadın Güçlenir ise Toplum Güçlenir” ” The Society Grows Stronger If Women Grow Stronger”

M. Atilla Bulut Sorumlu Yazı İşleri Müdürü - Responsible Editor Neşe Altıntaş İletişim ve Reklam Sorumlusu - Communication and Advertising Specialist Ekibimiz – Team Harun Üstgül Hasan Ersan Melissa Papuçciyan Ömür Işık Hakkı Sercan Işık İDTM Blokları A3 Blok Kat:16 No:461 Yeşilköy-Bakırköy/İstanbul Telefon: +90 212 292 04 04 www.tetsiad.org

4

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

B2B Marka Stratejisi nedir? What Is B2B Brand Strategy?

40



“Tekstil, bu toprakların geçmişten gelen birikimi ve sektörel hacmi ile Türkiye tasarımının kaldıraçlarından biridir” Faruk Malhan Tasarım Vakfı Başkanı The chairman of the Design Foundation

Dekorasyon dünyasında 2017-2018 sonbahar/kış trendleri The autumn / winter trends of 2017-2018 for the decoration world

“With the historical accumulation of this land and sectoral volume, textile is one of the leverages of Turkey design.” Graziana Calabrese

46

52 Sultanhamam’da Geçen 76 Değerli Yıl

76 Valuable Years Spent in

YAYIN YÖNETİM PUBLICATION MANAGEMENT

Sultanhamam Mustafa Erdebil

Cihangir Mah. Sıraselviler Cad. Yeni Yuva Sok. No: 18 / Kat 2 / Daire 3 Cihangir / Beyoğlu / İstanbul www.brandsuiteistanbul.com Tel: 0212 973 73 75 Bülent Fidan Genel Yayın Yönetmeni / Editor in Chief Sonay Ertekin Gülüm Editör / Editor

56 Alacalı Parmak İzleri Multicoloured Fingerprints

Tuğce Gülırmak Editör Yardımcısı / Assistant Editor

60

Adem Tayfun Eser Görsel Yönetmen / Art Director Alfa Tercüme Çeviri - Translation Sanatkar Ofset San. Tic. Ltd. Şti. Maltepe Mh. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi 4NF/4-5 Topkapı - İstanbul Tel.: 0212 567 39 40 Faks : 0212 567 39 41 www.sanatkarofset.com.tr Yayının dili: Türkçe-İngilizce Publication Language: Turkish/ English Yayının Türü: Ulusal Süreli Yayın Publication Genre: National Periodical Publication Hometextile dergisine internette, tetsiad.org adresinden ulaşabilirsiniz. Access Hometextile magazine on the internet at tetsiad.org.

6

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

Sevgisi Bir Ömre Bedel Semt:

A Love Worth a Lifetime:

Beykoz 64



Home&Tex 2017

25-28 Ekim’de Yerli ve Yabancı Kurum ve Markalar Yeni Müşterileriyle Buluşacak Local and Foreign Organizations and Brands will meet their new customers on 25-28 October

E

v tekstili ve dekorasyon sektörünün Türkiye’deki en önemli fuarlarından biri olan Home&Tex, 2013 yılından beri yoğun ilgi ve katılım ile gerçekleştirilmeye devam ediyor. Türkiye’de ev tekstili ve tamamlayıcı ürünleri kapsayan ilk fuar olan Home&Tex, bu sene de yerli/yabancı katılımcı ve ziyaretçilerini 25-28 Ekim 2017 tarihlerinde CNR Expo İstanbul’da ağırlayacak. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) ve CNR Fuarcılık AŞ işbirliği ile gerçekleştirilen fuar, 4 yıl gibi kısa bir süre içinde dünyanın en önemli ev tekstili ve dekorasyon fuarlarından biri haline gelmeyi başardı. Sektördeki gelişmeler ve hedef pazarlar dikkate alındığında ilerleyen yıllarda Home&Tex Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı’nın, alanındaki en kapsamlı fuar olması bekleniyor.

8

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

H

ome&Tex, one of the most important expositions of home textile and decoration sector in Turkey, has been held with great interest and attendance since 2013. Being the first exposition in Turkey that contains home textile and supplementary products, Home&Tex will host its local and foreign participators and visitors at CNR Expo Istanbul on 25-28 October 2017.

The exposition that was organized with cooperatively by Turkey Home Textile Industrials and Businessmen Association (TETSİAD) and CNR Exposition Corp. managed to become one of the most important home textile and decoration expositions of the world in only 4 years. Considering the developments in the sector and the target markets, Home&Tex Home


Home&Tex, B2B odaklı bir fuar olduğunu minimum seviyelerdeki katılım bedeli ve düşük stant maliyeti ile kanıtlamasının yanında dünyanın yükselen fuar trendlerinden olan tek tip stant uygulamasını Türkiye’de uygulan ilk fuar olma özelliğini taşımaktadır. Dünyada ev tekstili sektörünün başrol oyuncusu konumuna gelen Türkiye, Home&Tex fuarı ile yerli ve yabancı ziyaretçilerine perde, perde aksesuarları, tül, döşemelik kumaş, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo grubu ürünleri, uyku ve yatak odası tekstili, iplikler, yer kaplamaları, duvar kaplamaları ve dekorasyon ürünleri gibi çok çeşitli ürünler sunmaktadır. 2013 yılında 300 katılımcı firmanın yer aldığı fuar, 20 bin metre kare alanda, 18 bin ziyaretçiyi ağırladı. Faaliyete geçtiği ilk yıldan beri, hastane ve konut projelerinde faaliyet gösteren firmaların yoğun katılımının yanında otellerin, restoranların ve turizm sektörünün de ilgisini çekerek bu sektörlerden birçok ziyaretçi ağırladı. 2014 yılında 30 bin metre kareye ulaşan fuar, katılımcı sayısını 450’ye yükseltirken, ziyaretçi sayısını da

Textile and Decoration Exposition is expected to become the most far-reaching exposition in the upcoming years. Besides proving that it is a B2B-focused exposition with its minimal participation fees and low booth costs, Home&Tex is the first exposition in Turkey that implemented the monotype booth practice, which is a rising exposition trend in the world. Having become the leading actor of the home textile sector in the world, Turkey offers a variety of products to its local and foreign visitors in Home&Tex, such as curtains, curtain accessories, tulle, upholstery fabric, kitchen and dining room textile, towels and bathroom products, bedding and bedroom textile, yarns, floor covering, wall covering and decoration products. In 2013, the exposition to which 300 companies attended hosted 18 thousand visitors in a 20 thousand-meters-square area. Since the year it was launched, besides the large turnout of companies operating in hospital and residence projects, the exposition has appealed to restaurants and tourism sector and hosted many visitors


25 bine yükseltti. 2013 ve 2014 yıllarında Kasım ayında düzenlenen fuar, sektörden gelen geribildirimler ve yapılan anketler dikkate alınarak 2015 yılından itibaren Ekim ayında düzenlenmeye başladı. Home&Tex 2015 yılında 40 bin metre kare stant alanına, 600 katılımcı ve 8 bini yabancı olmak üzere toplam 46 bin ziyaretçi sayısına ulaşmıştır.

from these sectors. In 2014, the exposition area was up to 30 thousand-meter-squares while the attendant number was increased to 450 and visitors to 25 thousand. The exposition which was held in November in 2013 and 2014 started to be held in October, taking into account the feedback from the sector and the survey results. Home&Tex reached a booth area of 40 thousand-meters-square, 600 attendants and 46 thousand visitors, 8 thousand of which are foreign.

2016 yılının rakamlarına baktığımız zaman katılımcı sayısının 600, yerli ve yabancı toplam ziyaretçi sayısının ise 25 binin üzerinde olduğu görülmektedir. Yabancı ziyaretçi sayısının beklentinin üzerine çıktığı fuarda 2016 yılı ticaret hacmi 1 milyar doları aştı. Türki Cumhuriyetler, Rusya, Ortadoğu ve Avrupa’nın yanı sıra Kuzey Afrika’dan da alım potansiyeli olan birçok ziyaretçi fuara katıldı. Özellikle Ürdün, Filistin, Mısır, Umman başta olmak üzere fuara Arap ülkelerinin ilgisi yoğundu. Fuarda inovatif ürünlere gösterilen ilgi doğrultusunda bu ürünler için alınan yüklü miktarlardaki siparişler tasarım ve inovasyona yatırım yapan şirketlerin yüzlerini güldürdü.

The numbers of 2016 are 600 attendants and over 25 thousand visitors, local and foreign combined. Trade volume of the year 2016 exceeded 1 billion dollars in the exposition where foreign visitor numbers exceeded the expectations, as well. Many visitors with buying potential attended the exposition from Turkic Republics, Russia, Middle East and Europe as well as North Africa. Arab countries, especially Jordan, Palestine, Egypt and Oman showed great interest in the exposition. The rush of orders for innovative products in line with the interest shown in such products in the exposition pleased the companies that had invested in innovation.

Ev tekstili ve dekorasyon dünyasının son trendlerinin sergileneceği, tarafların bir araya gelerek üretim ve tedarik konularında birlikte ilerleyebilecekleri Home&Tex Ev tekstili ve dekorasyon fuarı 25-28 Ekim 2017 tarihlerinde CNR Expo İstanbul’da sizleri bekliyor.

10

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

Home&Tex Home Textile and decoration exposition, where the latest trends of the home textile and decoration world will be displayed and parties will be able to come together and work together on production and acquisition, will be waiting for you at CNR Expo Istanbul on 25-28 October 2017.


THE BEST OF CLASSIC AydÄąn is pleased to invite you at Hometextile to show the latest collections and fashion trends of upholstery fabric, Hall No: 8 Stand No: A.04

The most beautiful patterns and colors of classics Revive your living space with AydÄąn upholstery fabric. www.aydintekstil.com


2013

450 katılımcı 450 exhibitors

2015

600 katılımcı 600 exhibitors

12

300 katılımcı 300 exhibitors

30.000 m2 alan 30.000 m2 area

600 katılımcı 600 exhibitors

40.000 m2 alan 40.000 m2 area

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

20.000 m2 alan 20.000 m2 area

25.000 ziyaretçi 25.000 visitors

40.000 m2 alan 40.000 m2 area

25.000+ ziyaretçi 25.000+ visitors

18.000 ziyaretçi 18.000 visitors

2014

46.000 ziyaretçi 46.000 visitors

2016



Ulusal Bütünlüğün Simgesi: The Symbol of National Integrity:

Türkiye Haritası Map of Turkey Türk Halkı’nın iradesi ve sağlam duruşu ile amacına ulaşamadan durdurulan, 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan kalkışma girişiminin ardından 26-29 Ekim 2016 tarihinde gerçekleşen Home&Tex 2016 Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı’nda, etkinlik alanına kurulan dev Türkiye panosunda tüm iller farklı renk ve desendeki kumaşlarla kaplanarak Türkiye haritası oluşturuldu.

After the coup attempt that took place on July 15th 2016 and was stopped by the will and solid stance of the Turkish Nation before it could achieved its purpose, a map of Turkey was created on the massive board of Turkey installed on the event area by using fabrics of different colours and patterns for each province in Home&Tex 2016 Home Textile and Decoration fair on October 26-29 2016.

Sektör temsilcilerinin birlik ve beraberlik mesajı verdiği fuar alanında TETSİAD’ın yaptığı bu anlamlı çalışmanın aktarıldığı ve "Biz Milletiz, Türkiye’nin ta kendisiyiz. Ülkemizi teröre, darbeye yedirmeyiz...” mesajının verildiği “Biz Milletiz” kısa filmi sosyal medya paylaşımı sonrasında izleyenler tarafından büyük beğeni topladı.

On the fairground where sector presentatives gave a message of unity and solidarity, the short film “We are the nation” which conveyed the meaningful project that TETSİAD carried out and the message “We are the Nation, the very self of Turkey. We will not let our country be consumed by terror and coup...” won great recognition by the audiences.

Farklı renk ve desendeki kumaşlardan uyumlu bir bütüne varış sembolize edilerek çekilen bu kısa filmde sektörümüzün önde gelen firmalarının temsilcileri yer aldı. Tanrıverdi Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Recep Tanrıverdi, Küçükçalık Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Küçükçalık, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİM Başkan Vekili Süleyman Kocasert, Burkay Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ve TETSİAD Başkanı Ali Sami Aydın’ın vermiş olduğu birlik mesajları sektör tarafından takdirle karşılandı.

14

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

In this short film where fabrics of different colours and patterns made a harmonious whole, representatives of the leading companies of our sector participated. The message of unity given by Tanrıverdi Textile CEO Recep Tanrıverdi, Küçükçalık Textile CEO Yaşar Küçükçalık, İTHİB Chairman İsmail Gülle, TİM Chairman Mehmet Büyükekşi, TİM Deputy Chairman Süleyman Kocasert, Burkay Textile CEO İbrahim Burkay and TETSİAD Chairman Ali Sami Aydın was appreciated by the sector.



ARAŞTIRMA / RESEARCH

TEKSTİLİN SAĞLIĞA AÇILAN PENCERESİ TEXTILE’S WINDOW TO HEALTH Son yıllarda hızla gelişen teknoloji, insan ihtiyaçlarının daha hızlı ve ihtiyaca özel olarak çözülmesinde en etkili faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Yaşamımızı etkileyen her alanda işimizi giderek kolaylaştıran teknolojik gelişmeler, bizlere ihtiyaçlarımız doğrultusunda sürekli yeni alternatifler sunmakta. Teknolojinin olumlu etkisini oldukça net hissettiğimiz, alanında büyük adımların atıldığı sektörlerden birisi de tekstil sektörü.

Technology, which has advanced rapidly in recent years, is one of the most efficient factors in meeting the needs of people more quickly and need-specifically. Technological advancements that provide convenience in all areas of life continuously offer us alternatives in line with our needs. One of the sectors where the positive effects of technology are substantial and big steps are being taken is textile.

ekstil sektöründe, kişi ihtiyaçlarının en üst seviyeye ulaştığı sağlık alanında, gerek hastalar gerekse hastane personeli için sağlık sektörüne yardımcı olan inovatif ürünler üretiliyor.

In textile, in the area of health where the people’s needs peak, innovative products that help both patients and hospital staff in health sector are being produced.

Teknik tekstilin alt dallarından biri olan tıbbi tekstilin üretici firmaları, inovatif kumaşların üretimi için alanlarındaki tüm gelişmeleri yakından takip ederek, sağlık sektörüne en iyi koşulları sağlamak adına çalışmalarını sürdürmekte. Akademik dünyanın da yakından ilgisini çeken konu, tekstil ve sağlık dünyasını bir araya getirerek bu alanda çeşitli akademik çalışmaların yapılmasını da sağlamaktadır.

Producing companies of medical textile, which is one of the sub-branches of technical textile, continue their works on providing health sector with the best conditions by following all developments in their area closely for the production of innovative fabrics. The subject, drawing the attention of academy, enables various academic research in this area by bringing textile and health sectors together.

T 16

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017


Tıbbi tekstil alanındaki en hızlı gelişmeler, sentetik liflerin keşfinden sonra gerçekleşmiştir. Bu keşiften sonra 1960’larda nonwoven ürünlerin geliştirilmesi ve 1985 yılında tek kullanımlık ürünlerin kullanımının yaygınlaşmasıyla enfeksiyon geçiş riskinin % 56 azaldığının ispatlanması gelişmelerin hızını artırmıştır. Kullanılan malzemeler monofilament veya multifilament iplikler, dokuma, örme, nonwoven ve kompozit yapılı kumaşlardır.

The fastest developments in medical textile happened after the invention of artificial fiber. After this invention, proving that infection risk decreased by 56%, with the development of nonwoven products and the popularity of single use products as of 1985, increased the speed of these developments. The materials used are monofilament or multifilament yarns, woven and knit fabric, and nonwoven and composite fabrics.

Cerrahi tekstil ürünleri, vücut dışı cihazlarda kullanılan tekstiller, bakım ve hijyen ürünleri olarak kendi içinde sınıflandırılan tıbbi tekstillerin hastayı ve personeli koruması ve ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilmesi, ürünlerin tercih edilmesi bakımından son derece önemlidir.

Surgical textile products, textiles used in extracorporeal devices, protection of patients and staff by medical textiles categorized as cosmetic and hygiene products, and being recommended by World Health Organization (WHO) are extremely important in terms of the products being preferred.

Bakım ve hijyen ürünleri grubu, önlükler, maskeler gibi ürünleri içeren tıbbi giysiler, örtüler ve kumaşları kapsayan cerrahi kaplamalar ve çeşitli bezler olmak üzere detaylandırılabilir. Ayrıca bakım ve hijyen grubunun içine hastaların uzun süre yatmalarından kaynaklı meydana gelen yaraların oluşumunu en aza indirgeyen hasta yataklarını da ekleyebiliriz.

Cosmetic and hygiene products can be expanded on as aprons, medical outfits including products such as masks, surgical coating including covers and fabrics, and various clothes. We can also add the sickbeds that minimize the sores caused by pressure due to lying down for a long time.

Tıbbi tekstil alanında üretim ve ihracat konusunda deneyimli, sektörün öncü firmalarına konunun detaylarını ve bu alandaki çalışmalarını sorduk.

We asked the leading companies of the sector, which are experienced in production and export in medical textile, about the details of the subject and their studies in this area.


Mustafa Koltuksuz Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) / Yönetim Kurulu Başkanı DAKOTEK Teknik Tekstiller Ltd. Şti. / Şirket Ortağı Denizli Textile and Clothing Industrials Association (DETGİS) / Chairman DAKOTEK Technical Textiles Co. Ltd. / Company Partner

Geliştirdiğiniz “Decubitex” ürünü ile geçen yıl “İhracatın Gizli Şampiyonları” ödül töreninde “Üniversite-Sanayi İşbirliği Ödülü” nü kazandınız. Araştırmalarınızı ve sizi ödüle götüren süreci kısaca aktarır mısınız? Decubitex, Tıp alanında hizmet veren DAKOTEK teknik tekstiller AR-GE ve ÜR-GE şirketinin bir ürünüdür. Uzun yıllara dayanan araştırmalar sonucunda, özellikle bu tarzda teknik malzemelerin yurt dışından ithal edildiğini fakat yurt dışında dahi tekstil teknolojilerinin yeterince kapsamlı uygulanmadığını gördük. Akademik teori alanında yapılmış olan birçok çalışma var ama bunların bir türlü pratik deneyime dönüşmediğini gördük. Yaşamın her alanında var olan tekstillerin, tıbbi tedavi alanlarında da kapsamlı yer alabileceğini düşündük. Bu hayal ile 3 ortak yola çıktık. Dakotek Ltd. Şti. üniversite sanayi işbirliği temeline dayalı projeleri hayata geçirecek, bilimsel verilere dayalı olarak hayatımızı kolaylaştıracak ve ulaşılabilir ürünleri ortaya çıkarıp üretecek bir ticari kuruluş olacaktı. Bu misyonla, 2011 yılında Almanya da teknik tekstiller fuarında yapmış olduğumuz bir inceleme gezisinde bulduğumuz özel bir elyaf sayesinde, bası yaralarının oluşumunu önleyebilecek olağanüstü bir fikri ortaya çıkardık. Bunun üzerine Pamukkale Üniversitesi Tekstil mühendisliği bölümü ile başladığımız proje, TÜBİTAK 1505 kapsamında desteklenmeye uygun görüldü. 3 yıl boyunca yaptığımız araştırma, üretim ve Pamukkale Üniversitesi yoğun bakım biriminde ki testler ile “Decubitex”e ulaştık. Decubitex kumaşı, yatan hastalarda pozisyon değiştirme esnasında ten ile birlikte hareket ederek, alt hücre katmanlarının kayganlığı sayesinde, tende çiziğe neden olan sürtünmenin önüne geçmektedir. Böylelikle bası yaralarının oluşumunu engellemektedir. Yüzeyinde yer alan kumaşın nano moleküler yapısı, yüksek teknoloji ürünüdür. Konforu, nefes alabilir özelliği sayesinde benzersiz bir özelliğe sahiptir… Ödülden bahsedecek olursak; Üniversite-Sanayi işbirliği

18

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

Last year, you won the “University-Industry Cooperation Award” in “Secret Champions of Export” award ceremony with the “Decubitex” product that you developed. Could you tell us about your researches and the process that led you to the award? Decubitex is a product of DAKOTEK technical textiles research & development and product development company, which serves in medicine. After years of research, we observed that especially these kinds of technical materials were imported but technical technologies were not implemented extensively enough even abroad. There are many studies carried out in academic theory, but we see that these are rarely put into practice. We envisioned that textiles that are used in every area of life can be used extensively in medical therapy areas, as well. With this vision, we started out as 3 partners. Dakotek Co. Ltd. would be a business organization that would actualize projects based on university-industry cooperation, make life easier with scientific data, and discover and produce accessible products. With this vision, thanks to a special fiber we found on a study tour in the technical textiles exposition in Germany, we came up with an extraordinary idea that could prevent pressure sores. The project that we started with Pamukkale University, department of textile engineering upon this discovery was found suitable for support within TÜBİTAK 1505. We achieved “Decubitex” after 3 years of research, production, and tests carried out in Pamukkale University ICU. Decubitex fabric prevents friction that causes scratches on patients’ skins, by moving with the skin while changing positions, thanks to the smoothness of the bottom layers. Thus, it prevents pressure sores. The nano-molecular structure of the fabric on the surface is a product of high technology. Its comfort is unique due to its breathable quality. As for the award; University-Industry Cooperation Award winner Decubitex was developed in a cooperative research of Assoc. Prof. Dr. Yüksel İkiz from Pamuk-



ödülünü alan Decubitex isimli ürün Pamukkale Üniversitesi Tekstil Mühendisliği’nden Doç. Dr. Yüksel İkiz ve TÜBİTAK ortaklığı araştırması ile geliştirildi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Dünya Gazetesi işbirliği ile 2016 yılında ilk kez düzenlenen ‘İhracatın Gizli Şampiyonları’ ödülleri TİM’in organize ettiği İhracat Zirvesi’nde verildi. Törende 3’ü özel olmak üzere 13 kategoride ihracat gerçekleştiren firmalar ödüllendirildi ve Decubitex, Üniversite-Sanayi İşbirliği dalında ödüle layık görüldü. AR-GE çalışmalarınız ürünün pazarlama ve satış stratejilerini nasıl etkiledi? Olumlu yönde bir etkisi olduğunu söyleyebilirim çünkü Decubitex muadili olabilecek herhangi bir ürün henüz dünyada yok. Araştırmalarımıza göre, dünyada sadece 2 rakibimiz bulunmakta ancak bu 2 firmanın ürünlerinin teknik yeterliliği, bizim ürünümüzün özelliğine ulaşamamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, geçirdiğimiz AR-GE süreci uzun ve sabır gerektiren bir süreçti. Uzmanlık alanımız tekstil üretimi olmasından dolayı, bu alana yoğunlaştık ve medikal konvansiyonel ve teknik tekstiller de AR-GE projelerimiz devam ediyor. Ürünün tanıtımı ve doğru anlatılması çok önemli, zira kullanmadan faydasını anlayabilmek mümkün değil. Bu sebeple, ürün birebir ihtiyaç sahibine anlatıldığında mutlak satış gerçekleşiyor. Bugüne dek ürünümüz ile ilgili en ufak olumsuz bir şikâyet almamamız bize ümit veriyor. Özellikle Avrupa’dan çok olumlu tepkiler aldık. AR-GE çalışmalarına başlamamız ile birlikte kısa süre içinde projemiz basının ilgisini çekti. Basında yer almamızın ardından almış olduğumuz telefonlar bizi bir taraftan çok üzdü, diğer taraftan ümit verdi. Zira bu rahatsızlıktan muzdarip çok fazla çaresiz insan olduğunu gördük. Ürünümüzün henüz prototip aşamasında olduğunu izah etmemize rağmen, ısrarla temin etmeye çalışmışlardı. 6 yıllık çalışma sonrasında ortaya çıkan çarşafımızın insanlara ümit olması bizim için karşılaştırılamaz bir motivasyon vesilesi oldu ve bu doğrultuda çalışmalarımızı hızlandırdık.

20

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

kale University Textile Engineering and TÜBİTAK. Organized for the first time in 2016 with the cooperation of Turkish Exporters Assembly (TİM) and Dünya Newspaper, ‘Secret Champions of Export’ awards were given at the Export Summit organized by TİM. Companies exporting in 13 categories, 3 of which are private, were awarded and Decubitex was granted the award in University-Industry Cooperation. How did your R&D studies affect the marketing and sales strategies of the product? I can say that it was affected positively because there are no equivalents of Decubitex in the world yet. According to our research, we have only 2 competitors in the world, but the technical sufficiency of the products of these 2 companies cannot compete with ours. From this point of view, the R&D process that we went through was long and arduous. Since our area of expertise is textile production, we focus on this area and our R&D projects on medical, conventional and technical textiles are continuing. The promotion and correct expression of the product is very important because its benefits cannot be comprehended unless it is used. Therefore, sale is achieved when it is presented directly to who need it. It is promising that we have never received any complaints about our product. We got very positive reactions especially from Europe. Our project sparked media’s interest once we started R&D studies. The phone calls we received after we appeared in the press gave us grief in one hand, and hope on the other because we saw how many desperate people there were who suffered from this condition. Although we explained that our product was in the prototype stage, they insistently tried to supply it. The fact that the cover which was the result of 6 years of research gave people hope was an incomparable motivation for us and we increased the speed of our researche



Onur Kırayoğlu Kırayteks Tekstil San. Tic. Ltd. Şti Yönetim Kurulu Üyesi Kırayteks Textile Ind. Trade Co. Ltd. Board Member

Türkiye de tıbbi tekstil üretim çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

How do you view the medical textile production activities in Turkey?

Her geçen gün artan sağlık kurumlarının sayısının ve sağlık sektöründeki teknolojik gelişmelerin, insan ile tıbbi uygulamalar arasında bir ara birim olan tıbbi tekstil ürünlerinin kullanım alanının oldukça yaygınlaşmasına sebep olduğunu görebiliyoruz. İnsanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda, yoğun araştırmaların ve sektörler arası işbirliğinin sonucu olarak bugün hem dünyada hem de ülkemizde Tıbbi Tekstillerin gelişiminin oldukça iyi seviyede ilerlediğini düşünüyorum. Yaşlı nüfusu artan dünyanın, sağlık ürünlerine olan ihtiyacı kaçınılmaz bir durum ve bu durum bir anlamda bu sahada araştırma ve üretim çalışmalarını artırmak için büyük bir fırsat sunuyor.

It can be seen that the increasing number of medical establishments and the technological developments in health sector cause the areas of usage of medical textile products, which are intermediates between people and medical practices, to expand. I think that as a result of intensive research and intersectoral cooperation, the development of medical textiles is going well in line with the needs of human needs. The world’s need for medical products is inevitably with the increasing elderly population, and this situation poses a big opportunity for increasing the research and production activities in this field.

Uzun süredir birçok üniversitemizin ilgili dalları tıpta kullanılan teknik tekstiller üzerine dünyadaki gelişmeleri de yakinen takip ederek kendi araştırmalarını geliştiriyor ve aynı zamanda sanayicilere teknik anlamda desteğini artırıyor. Gerek tıp, gerek kimya, gerek tekstil sektörlerinin sürdürdüğü çalışmaların sonuçlarının bu alanda kullanılmasıyla birlikte kalitesi yükselen, tedaviyi destekleyen ve ulaşımı daha kolay, daha ekonomik ürünlerin elde edilmesi sağlanmaya devam edecektir.

For quite a while, many universities have developed their own researches by closely following the developments in the world on technical textiles used in medicine, and increased their technical support to industrials. Achieving cheaper, more accessible products that support treatment and increase in quality will continue with the results of researches carried out by sectors such as medicine, chemistry and texile.

Tek kullanımlık, en basit bandaj malzemesinden, yatalak hastalara hijyen ve konfor sağlayan yatak ürünleri, yaraları iyileştiren özel sargılara kadar sonsuz alternatifler sunan bir tekstil alanından bahsediyoruz. Bunların birçoğu standart tekstil üretiminden farklı endüstriyel altyapı ve know-how gerektiren ürünler. Üniversiteler, araştırma kurumları ve sanayici işbirliği arttıkça teknik bilgi, AR-GE gücü olan firmalarımızın sayısı da artmaya devam ederek yakın gelecekte Teknik Tekstilin alt başlıklarından biri olan Tıbbi Tekstiller alanında dünyada söz sahibi üretici ülkelerden biri olacağımıza inanıyorum.

We are talking about a textile field that provides countless alternatives from single use bandages to bed products that provide comfort and hygiene to patients confined to bed, and special bandages that heal wounds. Most of these are products that require industrial substructure different from standard textile production and know-how. I believe that in the near future, we will become one of the leading countries in the world in medical textiles, which is one of the sub fields of technical textile, with the increase in the number of companies with R&D power, and in cooperation between universities, research institutes and industrials.

Tıbbi tekstil ihracatı konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerinizi aktarır mısınız?

Can you tell us about points to consider and problems that are faced in medical textile export, and your recommendations for a solution?

Tıbbi tekstillerin ihracatında dikkat edilmesi gereken en önemli konu ihracat yapılan ülkelerin ya da o ülkelerin bağlı oldukları ülkeler topluluğunun ortak insan sağlığı ve çevre normlarına uygunluğu ve zorunlu olan sertifikaları karşılaması konusudur. Neredeyse tamamı hassas ürünler olmasından dolayı özellikle sterilizasyonu yapılmış tek kullanımlık ürünlerin taşınması ve depolanması noktasında koşulların en üst seviyede sağlanmasına dikkat edilmesi bir gerekliliktir. Üretimden son kullanıcıya kadar tüm süreçler sürdürülebilir şekilde detaylı belirlenmeli ve asla belirlenen standardından sapmayacak şekilde uygulanmalıdır.

The most important subject to be considered in medical textile export is that the countries or the group of countries we export to hold the mandatory certifications and conform to human health and environmental norms. It is a necessity to pay attention to the conditions regarding the transportation and storage of sterilized single use products, nearly all of which are sensitive products. All processes from production to user should be defined sustainably and in detail, and implemented on the defined standards.

22

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017



DIŞ PAZARLAR / FOREIGN MARKETS

Doğu Avrupa’nın Parlayan Pazarı: Polonya The Rising Star of Eastern Europe: Poland Koray Akgüloğlu Kıdemli Dış Ticaret Yatırım Danışmanı Senior Foreign Trade Investment Counsellor

Nüfus bakımından önemli bir pazar olan Polonya, Merkez ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında en sağlıklı ekonomilerden birini temsil etmektedir. Küresel mali krizin yaşandığı 2009 yılı öncesindeki beş yılda, yıllık ortalama ekonomik büyüme oranı %5 (27 üyeli Avrupa Birliği ortalaması %2,3’tür) olmuştur. Takip eden yıllarda ise yıllık ortalama %3 ila %4 arasında büyüme oranları ile istikrarlı bir ekonomik büyüme performansı göstermektedir. Polonya, 2004 yılında Avrupa Birliği’ne üye olması sonrası, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ihracata dayalı hızlı bir ekonomik büyüme performansı ile 13 yıl gibi kısa bir sürede Avrupa Birliği içerisinde 7’nci büyük ekonomi haline gelmiştir.

Being an important market in terms of population, Poland represents one of the healthiest economies among Central and Eastern Europe. In the five years before the global financial crisis of 2009, its average yearly real economic growth rate was 5% (the average of the European Union with 27 members was 2,3%). In the following years, it displayed a consistent real economic growth performance with an average of 3%-4% yearly. After becoming a member of the European Union in 2004, Poland became the 7th largest economy in the European Union in only 13 years with a fast real economic growth performance based on direct foreign capital investments and export.

Türk ev tekstili (döşemelik kumaş) ihracatçı firmaları Polonya pazarına neden girmeli?

Why should Turkish home textile (upholstery fabric) exporting companies get into the Poland market?

Polonya, satın alma paritesine göre 25.000 $’dan fazla kişi başı gelire sahip yaklaşık 40 milyon kişinin yaşadığı önemli bir tüketici pazarıdır. Ek olarak, Polonya, ihracatının büyük bölümünü (%65’ten fazlası) Batı Avrupa ülkelerine yapan ve 200 milyar $’ı aşan ihracatı ile 400 milyar $’dan fazla dış ticaret hacmi olan, önemli ölçüde sanayileşmiş bir ekonomidir.

Poland, with an income per capita of more than 25.000 $ according to its purchasing power parity, is an important consumer market where nearly 40 million people live. Additionally, Poland is a significantly industrialized economy that does the majority of its export (more than 65%) to Western European countries, with over 200 billion $ export and over 400 billion $ foreign trade volume.

Polonya’nın ihracatta ve özellikle Batı Avrupa ülkelerine ihracattaki önemli başarısının temelinde, Batı Avrupa ülkeleri pazarları standartlarında üretim yapması ve birçok önemli Batı Avrupa ülkesi üreticisinin Polonya’da ürettiği ya da ürettirdiği malların kendi ulusal pazarlarına dönüşünde yatmaktadır. Buna paralel olarak, ülkemiz döşemelik kumaş ihracatçıları için Polonya, potansiyeli yüksek önemli bir pazar iken ülkedeki Batı Avrupa pazarları için üretim yapan ve bu ülkelere önemli miktarlarda ihracat yapan “Polonya mobilya sektörü” de daha önemli bir pazarı oluşturmaktadır.

Poland’s significant success in export and especially export to Western European countries results from the fact that it makes production on the standards of Western European countries’ markets and from the return of the products many Western European manufacturers produced in Poland or got produced in Poland to its own markets. Concordantly, while Poland is an important market with high potentials for the upholstery fabric exporters of our country; “Poland furniture sector”, which makes production for the Eastern European markets in the country and exports to said countries, constitutes a more important market.

24

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017


Birçok AB ülkesinde mobilya imalatı temel bir endüstridir

Furniture manufacturing is a fundamental industry in many EU countries

Dünya mobilya ihracatında büyük ölçüde AB ülkeleri söz sahibidir. Almanya ve İtalya, birliğin en büyük üretici ve ihracatçılarıdır. Polonya, Fransa, Danimarka, Belçika, İsveç, Danimarka, Avusturya, İngiltere ve Hollanda ise önem sırasıyla diğer mobilya ihracatçısı ülkelerdir. Mobilya ihracatında söz sahibi Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve payları sırasıyla şöyledir; Almanya %7,5 / İtalya %6,7 / Polonya %6,2 (11.964 milyon dolar) Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, İspanya ve Hollanda AB’nin en büyük mobilya tüketicileridir. Polonya mobilya üretimi ve yukarıda ifade edilen dünya ithalatında önde gelen AB ülkelerine ihracatı istikrarlı şekilde artmaktadır. Bunlara ek olarak, Polonyalı tüketicilerin ev tekstili ürünleri tüketiminin (yenilenen ve/veya sayıları hızla artan daha büyük yüz ölçümlü meskenler ve ticari binaların ihtiyaçlarının karşılanması) ve hızla sayıları artan oteller ile benzeri ticari mekânların mobilya talebinin önemli ölçüde artmasının teşviki ile ülke mobilya sektörü üretimi istikrarlı olarak büyümektedir. Mobilya sektörü hızla büyürken mobilya sanayine girdi tedarik eden alt sanayilerdeki üretim artışı aynı hızla olmadığından ithalat artmakta ve Türkiye gibi yakın ülkelerden söz konusu ara mallarını temin etme eğilimi güçlenmektedir.

EU countries are majorly prominent in furniture export in the world. Germany and Italy are the biggest manufacturers and exporters of the union. Poland, France, Denmark, Belgium, Sweden, Austria, England and Netherlands are other furniture exporting countries, in order of importance. European Union countries prominent in furniture export and their rates are: Germany 7,5% / Italy 6,7% / Poland 6,2% (11.964 million dollars). Germany, Italy, England, France, Spain and Netherlands are the biggest consumers of the EU in furniture. Poland’s furniture manufacturing and export to the prominent EU countries mentioned above increase consistently. Additionally, Poland’s furniture manufacturing grows consistently with the increase of Polish consumers’ home textile product consumption (supplying for residences and commercial buildings with large floor areas, that are renovated and/or increasing in number) and the furniture demand of hotels and commercial venues which increase in number rapidly. While furniture sector is growing, the production growth in sub industries which supply the furniture industry with input is not as fast, therefore import increases and the tendency to supply the said component materials from nearby countries such as Turkey grows.

Ülkemiz döşemelik kumaş ihracatçılarının Polonya pazarına ilgi duymasının gerekçelerini özetlemek istersek;

The reasons why our country’s upholstery fabric exporters take interest in Polish market are:

1. Zengin ve büyüyen iç pazar, 2. Güçlü ve büyüyen mobilya sanayi, 3. Önemli müşterilerin (Almanya, İtalya gibi) Polonya’daki yatırımları ve güçlü mevcudiyeti, 4. Dünya mobilya üretiminde ve dış ticaretinde önemli ülkeler ile sınır komşusu olması, 5. AB üyesi olması, 6. Diğer önemli pazarlarla güçlü ticari ve ekonomik bağları olması,

1.Rich and growing domestic market, 2.Strong and growing furniture industry, 3.The investment and strong presence of important buyers (such as Germany and Italy) in Poland, 4.The fact that it borders countries that are important in global furniture manufacturing and foreign trade, 5.Its membership in the EU, 6.Its strong commercial and economic ties with other important markets,


7. Polonya ile Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin özellikle 2004 yılından sonraki dönemde istikrarlı şekilde hızla gelişmesi, 8. Depolama, dağıtım, pazarlama ile diğer ilgili faaliyetler için söz konusu önemli pazarlar ile karşılaştırmalı olarak daha düşük yatırım maliyetleri sunan önemli bir lojistik merkezi olması, 9. Ev tekstilinde üretim artış hızının, tüketim artış hızına göre önemli ölçüde geride olması nedeniyle ithalatın artış eğiliminde olması, 10. Lojistik açıdan Türkiye’ye yakınlığı, 11. Stok maliyetlerinden tasarruf etmeye çalışan Polonya mobilya sanayisinin ara malları Türkiye gibi yakın üretim bölgelerinden ihtiyacı kadar tedarik etme eğiliminin güçlenmesi (Uzak Doğu ülkelerinden tedarikte nakliye süresi, sipariş miktarı büyüklüğü, iletişimde sıkıntılar ve benzer nedenlerle yakın ülkeler tercih edilmektedir.) 12. Döşemelik kumaş ihracatçılarımızın ülkedeki olumlu imajı, 13. Polonya’da liberal ekonomi, istikrarlı büyüme, uluslararası hukukun geçerliliği, gelişmiş bankacılık hizmetleri, lojistik altyapı gibi güvenli ve sürekli ticareti mümkün kılan ve kolaylaştıran özelliklerin bulunması.

7.The rapid improvement of the economic and commercial relationships between Poland and Turkey especially after 2004, 8.The fact that it is an important logistical center that offers lower capital costs for storage, distribution, marketing and other relevant activities, compared to said important markets, 9.Import’s tendency to increase due to production increase rate of home textile being considerably lower than consumption increase rate, 10.Its logistical closeness to Turkey, 11.The fact that the tendency of Poland furniture industry, which is trying to save money on store costs, to supply component materials from nearby countries such as Turkey in needed amounts, is increasing (Nearby countries are preferred due to transport time of supplies from Far Eastern countries, amount of the order, difficulties in communication, etc.), 12.The positive image of our upholstery fabric exporters in this country, 13.The existence of qualities that enable safe and continuous trade, such as liberal economy, consistent growth, validity of international law, advanced banking services and logistical infrastructure.

Polonya'ya yapılan ihracat hacmini artırma yolunda potansiyel B2B müşterilerine ulaşmak için kullanılması gereken kanallar

Channels that must be used in order to increase export volume to Poland and reach potential B2B customers

Ev tekstilinde satış kanallarının başında toptancılar gelmektedir. Toplam satışın %50-60’ı toptancılar üzerinden gerçekleşmektedir. Polonya’da özellikle toptan satış için iki şehir öne çıkmaktadır: Varşova ve Lodz. Bu iki bölgedeki toptan satış merkezlerinden sadece Polonya iç pazarında değil özellikle mobilya üretimi ve dış ticaretinde önde gelen AB ülkeleri olmak üzere, Ukrayna, Kuzey Avrupa ülkelerine de reeksport yapılmaktadır. Bu çerçevede, ülkemiz döşemelik kumaş ihracatçılarının söz konusu iki şehirde depo/ofis/temsilcilik açmalarında fayda bulunmaktadır. Polonya pazarına giriş imkânları ve pazarlama stratejileri, firmalarımızın hitap ettiği tüketici kitlesi ve fiyat koşullarına göre farklılık teşkil etmektedir. İhracatçı firmalarımızın tercihlerine göre, toptancı ve distribütör firmalar ile çalışması, tüketicilerine daha geniş ürün yelpazesi sunmayı arzulayan üretici firmalar ile işbirliğine gidilmesi veya firmalarımızın Polonya’da açtıkları depo/showroom/ temsilcilikler aracılığıyla doğrudan kendilerinin faaliyette bulunması imkanları bulunmaktadır. Firmalarımız, birlikte ve/veya bireysel olarak özellikle üreticilerin yanında toptan satış merkezleri oluşturup ülke çapında yaygınlaşmalı ve Polonya'nın giderek artan refah seviyesi içinde özellikle marka bilinci yüksek ihracata yönelik üretim yapan firmalara doğrudan ulaşarak daha yüksek kâr marjları ile ürünlerini pazarlamalıdır.

Wholesalers are the main sales channels in home textile. 5060% of total sale are done via wholesalers. Two cities in Poland are prominent in terms of especially wholesale: Warsaw and Lodz. Re-export is made from wholesale centers in these two regions to not only Poland internal market, but also Ukraine, Northern European countries, and especially EU countries which are prominent in furniture manufacturing and foreign trade. In this context, it will be good for the upholstery fabric exporters of our country to open storages/offices/representative agencies in these two cities. Accessibility to Polish market, and marketing strategies vary according to the consumer groups our companies address and the price conditions. There are different options for our exporting companies: Working with wholesaler and distributer companies, collaborating with manufacturer companies that intend to offer a wider range of products to their customers, or operating through their own storages/showrooms/representative agencies in Poland. Our companies, cooperatively or independently, should become popular across the country by establishing wholesale centers next to the manufacturers, and market their products with higher profit margins by reaching companies that make export-oriented production have brand awareness.

26

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017



Dünya mobilya sanayi ve ticaretinde önemli yeri olan ülkelerin firmalarının Polonya’daki yatırımlarına (üretim merkezleri ve/ veya temsilcilikleri) doğrudan pazarlama yapılması için menşe ülkelerdeki idari merkezleri ile ve/veya Polonya’daki bölgesel idari merkezleri ile bire bir görüşmeler organize edilmesi önem taşımaktadır. Bunlara ek olarak, Polonya’nın mobilya sanayinde ve ihracatında önde gelen yerel firmaları ile temasa geçilmelidir. Bu çerçevede, döşemelik kumaş üreticisi-ihracatçısı firmalarımızın temsilcilerinin iştirak edeceği Polonya’ya yönelik ticaret heyeti organizasyonlarının belirli aralıklarla gerçekleştirilmesi, pazardaki eğilimleri yerinde tespit etmek ve izlemek için yerinde olacaktır. Ayrıca, söz konusu metot ile inşa edilecek iletişim kanalının güçlenmesi sağlanacak ve böylece oluşan güven ile ticaret hacmi de artacaktır. Polonya’da, genel olarak Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerine hitap eden uluslararası fuarlar düzenlenmektedir. Söz konusu fuarlar, üretici firmalarımız için müşteri ile doğrudan temas içerisinde bulunarak, pazarın taleplerini yerinde görmek için önem arz etmektedir. Polonya ev tekstili sektörü üreticilerini ve perakendecilerini bir araya getiren en önemli fuarlar Poznan’da düzenlenmektedir. Fuarların ticari bağlantı kurmadaki önemine paralel olarak Polonyalı ithalatçıların bu alanda Türkiye’de düzenlenen uluslararası fuarlara “alım heyetleri” organizasyonu şeklinde davet edilmesi ve sadece fuar ile sınırlı kalmayarak heyetlerin bizzat üretim tesislerini ziyaret etmelerinin sağlanması etkin bir pazarlama yöntemini oluşturmaktadır.

It is important that companies that are prominent in global furniture industry and trade to organize meetings with headquarters in countries of origin and/or regional administrative centers in Poland in order to provide direct marketing to their investments (production centers and/or representation offices) in Poland. Additionally, local companies that are prominent in Poland’s furniture industry should be contacted with. In this context, periodically organizing events for trade delegations to which representatives of upholstery fabric manufacturer-exporter companies will attend is to the point in order to detect and observe on spot the tendencies in the market. Also, with this method the communication channel will be strengthened and trade volume will grow due to the gained trust. In Poland, international expositions that generally address Central and Eastern European countries are organized. These expositions are important for our manufacturer companies in terms of seeing the demands in the market on site by contacting the customer directly. The most important expositions that bring manufacturers and wholesalers of home textile together are organized in Poznan. In paralel with the importance of expositions in establishing commercial communication, inviting Polish exporters to international expositions held in Turkey as “procurement committees” and ensuring that the committees visit the manufacturing sites constitute an efficient marketing method.

Bu çerçevede, piyasaya yeni girecek firmalarımız açısından alternatif yöntemler aşağıda sıralanmaktadır:

- Our manufacturer companies penetrating the market by opening storages/stores in Warsaw or Lodz, the two important wholesaler center in Poland. This way, they will be able to reach the customer first-hand and transport their products to customers across Poland by means of regional agencies’ stores. This kind of enterprise can also receive governmental grants of Ministry of Economy.

- Üretici firmalarımızın Polonya’daki iki önemli toptancı merkezi olan Varşova ve Lodz’da depo/mağaza açmak vasıtasıyla piyasaya nüfuz etmeleri ilk alternatif olarak düşünülebilir; böylelikle hem müşteriye aracısız ulaşabilecekler, hem de bölgesel acentelerin mağazaları suretiyle ürünlerini Polonya çapında tüketiciye ulaştırabileceklerdir. Bu tür bir girişim, Ekonomi Bakanlığı'nın mevcut devlet yardımlarından da yararlanabilecektir. - Diğer alternatif ise, bizzat Polonya’da ufak ölçekli de olsa bir temsilcilik açmaları veya ciddi çalışan Polonyalı firmalara bu işlevi devretmeleridir. Üretici firmalarımızın mütevazı olanaklar dâhilinde açacakları ve pazarlama prensibine dayalı temsilcilikler, müşteri ile direkt temasın sağlanması açısından etkinliği sağlayacak, karşılıklı güvenin teminine yardımcı olacaktır.

28

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

In this context, these are the alternative methods for companies that are preparing to get into the market:

- Another alternative is opening a representative agency in Poland or delegating Polish companies. The representative agencies, which our manufacturer companies will open with limited means and are based on the principle of marketing, will be effective in enabling direct contact with the customer and help build mutual trust. - It is beneficial to operate through a local representative or agency in order to succeed in Polish market, because language still poses an obstacle in communication. Additionally, a heavy and non-transparent bureaucratic structure prevails in Poland.



- Polonya piyasasında başarılı olmak için, yerel bir temsilci yahut acente aracılığı ile hareket edilmesinde yarar görülmektedir. Zira dil halen iletişim için bir engel teşkil etmektedir. İlaveten, Polonya’da ağır ve şeffaf olmayan bir bürokratik yapı hakimdir. Bu açılardan bakıldığında, ancak cari hukuk, vergi ve gümrük mevzuatını, piyasa yapısını, fuarları, AB’ye katılımın hukuki sonuçlarını ve tarife dışı engelleri bilen firmaların Polonya pazarında kalıcı olabilecekleri düşünülmektedir. Bu nedenle, firmalarımızın yerel bir acente bulmaları ya da piyasa araştırma kurumlarından yararlanmaları ileride karşılaşılacak sorunların bertaraf edilmesi açısından çok önemlidir. Kısaca, sürekli ve yoğun temasın ürünlerin tanıtımı ve pazarlanmasında en önemli unsur olduğu dikkate alındığında söz konusu teması sağlayan tüm kanallar kullanılmalıdır. Polonya’da Türk algısı ve geliştirme yöntemleri Polonya’da genel olarak Türkiye’ye ve Türk mallarına yönelik olumsuz bir intiba bulunmadığı fakat iş çevrelerinin ve tüketici kitlesinin benzer mal gruplarında Batı Avrupa ülkelerinin markalı ürünlerini tercih ettikleri, ülkemiz markalı ürünlerinin ancak aynı kaliteyi daha uygun fiyat dilimlerinde sunması halinde pazarlanabildiği gözlemlenmektedir. Buna paralel olarak, ihracatçı firmalarımızın, Polonya pazarına yönelik olarak fiyat hassasiyetini unutmadan kaliteden ödün vermemesi ve marka kavramının mümkün olduğunca ön plana çıkarılması gereklidir. Nitekim, geçmişteki yanlış politikalar ve eksik tanıtım neticesinde, tekstil-konfeksiyon ürünlerimizin söz konusu piyasada oluşan olumsuz imajı, her geçen gün gelir seviyesi ve seçiciliği artan Polonyalı müşterinin bakış açısını menfi yönde etkilemektedir.

From this point of view, it seems that only the companies who know about prevailing law, tax and custom legislation, market structure, the legal outcomes of joining the EU and non-tariff barriers will be permanent in Polish market. Therefore, it is very important for our companies to find a local agency or benefit from market research agencies in order to eliminate the problems that may occur in the future. In short, considering that continuous and intensive contact is the most important factor in the promotion and marketing of the products, all channels that provide this contact should be used. The perception of the Turkish in Poland and ways to improve it We observe that there is no negative impression of Turkey and Turkish products in Poland, however, the business world and consumer groups prefer branded products of Western European countries in similar product groups, and branded products of our country can only be marketed if they offer the same quality in lower price ranges. Concordantly, our exporter companies must not compromise on quality, but feature the concept of brand as much as possible. As a result of wrong policies and insufficient promotion in the past, the negative image of our textile-clothing products in this market affects the perspective of Polish customers whose income and selectiveness levels are increasing.

Pazarda büyük alıcılar, giderek artan toptancı (ev tekstili) - üretici (mobilya) ve/veya üretici (ev tekstili) - üretici (mobilya) işbirliği dikkati çekmektedir. Bir başka deyişle döşemelik kumaş üretiminde önde gelen Polonyalı ithalatçılarla stratejik ortaklıklar geliştirilmelidir. Bu durum yeni satıcıların piyasaya girmesini güçleştirmektedir. Uzun yıllardır Polonya pazarında en önemli ihraç kalemlerimizden olan tekstil ve konfeksiyon mamullerinde Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinin artan rekabeti ile karşılaşılmaktadır. Bu itibarla, firmalarımızın bir yandan büyük AB firmaları ile rekabete hazır olmaları, diğer yandan da markalı ve kaliteli ürünlerle Polonya pazarına girmeleri, mevcut pazar payının korunması açısından giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Kısaca belirtmek gerekirse, ülkemizin kaliteli ürünlerinin fiyat hassasiyeti dikkate alınarak Polonyalı tüketicilere tanıtılması ve yukarıda bahsedilen avantajlarımızdan faydalanarak genel olarak olumlu olan imajımızı güçlendirmemiz yerinde olacaktır. Bunun için de daha sık temas kurulması ve Polonyalı firmalarla stratejik ortaklıklar geliştirilmesi gerekmektedir.

Increasing cooperation between wholesalers (home textile) – manufacturers (furniture) and/or manufacturers (home textile) – manufacturers (furniture) draws the attention of big buyers in the market. In other words, strategical partnerships must be pursued with prominent Polish exporters in upholstery fabric production. This will make it difficult for new sellers to get into the market. For many years, we have been faced with competition with Asian countries such as China and India in textile and clothing products, which are some of our most important export items. In this respect, it becomes more and more crucial that our companies be ready for competition with big EU companies and get into the market with branded and quality products in order to maintain the existing market share. In a nutshell, it will be appropriate to promote our quality products for Polish consumers and improve our generally positive image by taking the advantages mentioned above. For this, more frequent contact and strategical partnerships with Polish companies are required.

Sonuç olarak, ekonomik büyümesine istikrarlı olarak devam eden ve önümüzdeki dönemde kişi başına geliri istikrarlı olarak artması beklenen yaklaşık 40 milyon tüketicisi, hacimli dış ticareti ve dünyada önemli bir konuma sahip güçlü mobilya sanayisi ile Polonya, ülkemiz ev tekstili ürünleri için büyük potansiyele sahip önemli bir pazarı oluşturmaktadır.

In conclusion, Poland, with its consistent economic growth, 40 million consumers whose income per capita is expected to increase consistently in the future, high-volume foreign trade and strong furniture industry with an important place in the world; constitutes an important market with a big potential for our home textile products.

30

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017



İNFOGRAFİK / INFOGRAPHICS

Ev tekstili sektörünün 2016 yılı ihracat rakamları Home textile industry’s 2016 Export figures 2.8 Milyar Dolar İhracat

2.8 Billion Dollars Exports

321.890 Ton Ürün

1.000.000 kişilik istihdam

Employment for 1,000,000 people

İstihdamın en yoğun olduğu iller: İstanbul, Bursa, Denizli, Kayseri, Uşak, Tekirdağ ve Gaziantep

The most employment provinces: İstanbul, Bursa, Denizli, Kayseri, Uşak, Tekirdağ and Gaziantep

İhracatımızdaki ilk 20 ülke: Almanya, ABD, Bulgaristan, İngiltere, İtalya, Fransa, Hollanda, İran, Polonya, Romanya, İspanya, İsrail, Suudi Arabistan, Ukrayna, Avusturya, Cezayir, Irak, Belçika, Yunanistan, İsviçre

Top 20 countries we export: Germany, USA, Bulgaria, United Kingdom, Italy, France, Netherlands, Iran, Poland, Romania, Spain, Israel, Saudi Arabia, Ukraine, Austria, Algeria, Iraq, Belgium, Greece, Switzerland

Ürün bazında 2016 ihracat rakamları: 2016 Export Figures on product-based: Havlu ve bornozlar: 99 bin ton / 806 milyon $ Towels and bathrobes: 99 thousand tons / $ 806 million

2017 Ocak-Mayıs Dönemi Ev Tekstili İhracat Rakamları: Home textile industry’s export figures of 2017 January-May period:

Yatak çarşafları: 63 bin ton / 535 milyon $

Tüm ürün gruplarında toplamda: 111 bin ton / 957 milyon $ Total for all product groups: 111 thousand tons / $ 957 million

Bed linens: 63 thousand tons / $ 535 million

Perdeler ve yatak farbelaları: 51 bin ton / 357 milyon $ Curtains and bed ruffles: 51 thousand tons / $ 357 million Perdelik ve döşemelik kumaşlar: 40 bin ton / 440 milyon $ Drapery and upholstery fabrics: 40 thousand tons / $ 440 million

321.890 Ton Products

Havlu ve bornozlar: 44 bin ton / 346 milyon $ Towels and bathrobes: 44 thousand tons / $ 346 million Perdelik ve döşemelik kumaşlar: 17 bin ton / 178 milyon $ Drapery and upholstery fabrics: 17 thousand tons / $ 178 million

Yatak çarşafları: 20 bin ton / 175 milyon $ Bed linens: 20 thousand tons / $ 175 million

Yatak örtüleri ve diğer mefruşat eşyası: 7 bin ton / 52 milyon $ Diğer: 20 bin ton / 239 milyon $ Other: 20 thousand tons / $ 239 million

32

Bedspreads and other furnishings: 7 thousand tons / $ 52 million

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

Diğer: 8 bin ton / 96 milyon $ Other: 8 thousand tons / $ 96 million



BAŞARILI İŞ KADINLARI / SUCCESSFUL BUSINESS WOMEN

“Kadın Güçlenir ise Toplum Güçlenir” ” The Society Grows Stronger If Women Grow Stronger”

2007 yılında 11 üye ile kurulan Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD), %67 girişimci - %33 üst düzey yönetici üye profili ile 140 aktif üyesi olan başarılı bir dernek. Üyeleri ile birlikte yaşamın her kesiminde, kadının var oluşunu sağlamak ve iş yaşamındaki gücünü artırmak için projeler geliştirmeye devam eden BUİKAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın İpek Yalçın ile gerçekleştirdikleri projeler üzerine konuştuk.

Bursa Businesswomen and Executives Association (BUİKAD) is a successful association founded in 2007 with 11 members, which now is up to 140 active members 67% of which are entrepreneurs and 33% executives. We spoke to İpek Yalçın, CEO of BUİKAD which continues with its members to develop projects in order to ensure women’s presence in all areas of life and to empower them in business, on the projects they carry out.

BUİKAD olarak hayata geçirdiğiniz projeler nelerdir? Çalışan kadınlara ne şekilde katkılarınız oluyor?

What are the projects that you, as BUİKAD, actualize? What contributions do you make for working women?

BUİKAD, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi ortaklığında oluşturulan, kadınların, tüm sektörlerde ve her düzeyde, ekonomik yaşamın içinde yer alabilmelerini sağlamak amacıyla güçlenmesini hedefleyen, Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (WEPs) yaygınlaştırmak için işbirliği içinde çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda BUSİAD ve Yeşim Tekstil paydaşlığı ile Bursa’da “Kadının Güçlenmesi Platformu”nun kurulmasını sağladık. Sürdürülebilir kalkınma gerçekleştirilmesinin, kadınların da iş gücüne eşit oranda katılmasıyla gerçekleşeceğine inanıyoruz. Bu nedenle “Kadın Güçlenir ise Toplum Güçlenir” mesajı ile hem erkek işverenlere hem de hemcinslerimize kadınların iş hayatında aktif olarak yer almaları gerektiğinin mesajını vermekteyiz. Derneğimizin tüm çalışmalarını bir sisteme oturtmak için ise ISO belgesini aldık.

BUİKAD is working cooperatively on popularizing Women’s Empowerment Principles (WEPs), which was founded in partnership with United Nations Social Gender Equality and Women’s Empowerment Unit with the goal of empowering women in order to enable their presence in the economy, in all sectors and levels. In this context, we founded “Women’s Empowerment Platform” with the partnership of BUSİAD and Yeşim Textile. We believe that sustainable development will be achieved with the cooperation of women in the work force. Therefore, we give the message to male employers and our fellow females that “Society Grows Stronger If Women Grow Stronger” and that women must take an active part in business. We obtained the ISO certification in order to systemize all activities of our association.

34

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

RÖPORTAJ/INTERVIEW


BUİKAD Projeleri

BUİKAD Projects

Öncelikle önemli projelerimizden biri olan Noktalama Projesi’nden bahsetmek isterim. Kız öğrencilerimizin iş hayatını yakından tanımalarını sağlamak amacıyla henüz mezun olmadan hazırlık yapma fırsatı yakalamalarını hedeflediğimiz proje kapsamında, koçluk eğitimi alan üyelerimiz tarafından Uludağ Üniversitesi’nin 3. ve 4. sınıfında okuyan kız öğrencilere koçluk yapılmaktadır.

First of all, I would like to talk about the Punctuation Project, which is one of our most important projects. In this project which aims to provide female students with the opportunity to prepare themselves before they graduate so that they know business life better, our trained members coach 3rd and 4th year female students studying in Uludağ University.

“Paramı Yönetebiliyorum Projesi”, HABİTAT Kalkınma ve Yönetişim Derneği ile Visa paydaşlığında yürüyen bir başka önemli projemiz. Şehrimizdeki genç, yetişkin, işveren ya da çalışan, birçok insana ulaşıp toplumda borçlanma ve birikim konularında bilinç oluşturulmasını ve finansal okuryazarlığın artırılmasını amaçlıyoruz. Bu yıl 8.sini düzenlediğimiz BUİKAD “İş Yaşamında Başarılı Kadın Ödülleri” ile ekonomiden sosyal hayata birçok alanda örnek teşkil eden ve başarıya yürüyen iş kadınlarını her yıl 8 Mart ‘Dünya Kadınlar Günü’nde düzenlediğimiz bir organizasyon ile ödüllendiriliyoruz.

Another one of our important projects is “I Can Manage My Cash”, carried out in partnership with HABİTAT Development and Governance Association. We aim at raising awareness about debt and saving by reaching young, adult, employer or employee individuals in our city, and increasing financial literacy. Annually, we reward businesswomen who set an example in many areas from economy to social life and who gain success, by organizing an event on 8th of March “International Women’s Day”, with the BUİKAD “Successful Women in Business Awards”, the 8th of which we organized this year. This year we carried out a project on entrepreneurship, as well, which we are very pleased with. We came together with the “More and Better Jobs for Women” project. In this project carried out by Turkish Employment Agency in partnership of International Labour Organization (ILO) and financed by Swedish International Development Cooperation Agency (SIDA), 400 female entrepreneurs will be provided with entrepreneurship training and mentorship in Istanbul, Bursa, Ankara and Konya. With this project of which we are a partner, 150 new entrepreneur businesswomen in Bursa were supported with mentorship after they completed their training.

Bu sene girişimcilik üzerine içimize çok sinen bir projeye daha imza attık. “Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İşler” projesi ile bir araya geldik. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) işbirliği ile gerçekleşen, finansmanını ise İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı’nın (SIDA) sağladığı proje kapsamında İstanbul, Bursa, Ankara ve Konya illerinde 400 kadın girişimci adayına girişimcilik eğitimleri ve mentorluk destek hizmetleri verilecek. Bursa ilinde paydaşı olduğumuz bu proje ile 150 yeni girişimci iş kadınına eğitimlerini tamamlamalarının ardından mentorluk desteği verdik. Sizce çalışan kadının, iş hayatında yaşadığı en büyük zorluk nedir? Çalışan kadınlar için şartları zorlaştıran en büyük engellerden biri çocuk ve yaşlı bakımı. Bu konuda organize sanayi bölgelerinde kreş açılmasının kadın çalışan sayısını artıracağını düşünüyoruz. “Çocuğum Yanımda Ben İşimin Başında” projemizi ilgili makamlara sunduk. BOSİAD işbirliği ile OSB bölgemizde de bir an önce kreş kurulması ile ilgili adımları takip ediyoruz. 8000 kadının çalıştığı en büyük organize sanayi bölgesi için umarım en kısa süre içinde çözüme ulaşırız.

CEO of BUİKAD

What do you think is the biggest challenge a working woman faces in business life? One of the biggest obstacles that make things hard for working women is child and elderly care. In this context, we think that the establishment of day care centers in organized industrial zones will increase the number of female workers. We presented our project “My child at my side, me at my job” to the relevant authorities. We are following up on the establishment of a day care center in our organized industrial zone as soon as possible, with the cooperation of BOSİAD. I hope that we come to a solution for the biggest organized industrial zone where 8000 women work.


Türkiye’de kadın istihdamının durumu ve gelecekte ekonomiye katkısı hakkında düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

What are your thoughts on the state of the employment of women in Turkey and its contribution to the economy in the future?

Göstergeler maalesef pek umut verici değil ama tabii bu durum yılmadan, daha çok çalışmamız için bizi zorlamalı. 2023 hedeflerini sağlayabilmemiz için kadın sinerjisinden daha çok yararlanılması gerekiyor. Türkiye’de kadın istihdam oranı %30 civarında. Dünyada bu oran %65. Ayrıca girişimciliğe baktığımızda %8 gibi bir oran ile karşılaşıyoruz. Dünya Ekonomik Forumu'nun, 2016 yılında hazırladığı Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre ekonomik yaşama katılımda cinsiyet eşitsizliği sıralamasında ülkemiz 144 ülke arasında 130'uncu sırada. TÜİK verilerine göre ise kadınların işgücüne katılım oranı son 20 yılda %34’ten %30’a düştü. Kadın istihdamını azaltan faktörlere baktığımızda çocuk bakımının en önemli nedenlerden biri olduğunu gözlemliyoruz.

Unfortunately the signs aren’t very promising but this should push us forward to work harder and fearlessly. For us to achieve the 2023 goals, synergy of women should be utilized more. The rate of employment of women is around 30%. In the world, it is 65%. In entrepreneurship, this rate is 8%. According to the Social Gender Gap Report of World Economic Forum, our country is 130th out of 144 countries in the ranking of gender inequality in participation in the economy. According to data from TÜİK, the rate of women’s participation in the work force has dropped from 34% to 30% in the last 20 years. When we look at the factors that decrease employment of women, we see that child care is one of the most important causes.

Sürdürülebilir bir kalkınma gerçekleştirilmesi, insan haklarına saygılı ve farklılıkların avantajlarını iyi kullanabilen, kadın-erkek eşitliğine önem gösteren bir toplum olmamıza bağlı. Dernek olarak hiçbir söylememizde pozitif ayrımcılıktan söz etmiyoruz. Eşit hakların uygulanmasını istiyoruz. Güç birliği içinde olduğumuzda aşılamayacak bir engel yoktur. “Kadın güçlenir ise toplum güçlenir” mottosu ile yolumuza devam ediyoruz.

Achieving a sustainable development depends on us being a society that respects human rights, turns differences into advantages, and places importance to gender equality. As an association, we never mention positive discrimination in our discourse. We demand equal rights. There are no obstacles that cannot be overcome if we collaborate. We keep going with our motto “Society Grows Stronger If Women Grow Stronger”.

Ev tekstilinde başarılı BUİKAD’lı Successful businesswomen iş kadınları… of BUİKAD

in home textile…

Hülya Söylemez / Coats Türkiye İplik San. AŞ Orta ve Doğu Avrupa Sürekli İyileştirme Müdürü Ev tekstili sektöründe üretim alanında sürekli iyileştirme kavramı nedir? Bu alanda iş tanımınızı ve çalışmalarınızı aktarır mısınız? Üretim alanında sürekli iyileştirme oldukça geniş bir başlık. Genel olarak müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı cevap verebilmek, tek seferde hatasız, kaliteli ürün üretebilmek ve üretim hatlarında değer katan adımlar ile katmayan adımları birbirinden ayırarak daha verimli çalışma ortamı yaratmak olarak özetleyebilirim. Aslında bu uğurda harcanan her türlü çaba, sürekli iyileştirmenin bir parçası. Ben bu çabanın doğru yere yönlendirilmesinde aktif rol oynuyorum. Bu kapsamda iyileştirme projeleri tanımlıyor ve proseslerde “6 Sigma” ya da “yalın” gibi araçları kullanarak iyileştirmeler yapıyoruz. Bu çalışmalar hem müşteri memnuniyetinin hem de firmanın kârlılığının artmasına katkı sağlıyor.

36

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

Hülya Söylemez/ Coats Turkey Yarns Ind. Corp. / Middle East and Eastern Europe Continuous Improvement Manager Hülya SOYLEMEZ / Coats C&E Europe What is the concept of continuous improvement in home textile and production? Could you tell us about your job description and your activities? Continuous improvement in production is a very broad subject. It could be summarized generally as responding faster to customer needs, producing defect-free products in one go and creating a more productive working environment by differentiating value-adding and non-value-adding steps in production lines. In fact, every effort made for this cause is a part of continuous improvement. I take an active role in channeling this effort to the right direction. In this context, we define improvement projects and make improvements by using tools such as “6 Sigma” or “plain” in the processes. These activities contribute to the increase of customer satisfaction and the profitability of the company. RÖPORTAJ/INTERVIEW


Fügen Çelikyılmaz / Dericioğlulları AŞ / Dev Tekstil Dericioğulları Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Finans Koordinatörü Ev tekstili sektöründe çalışan bir yönetici olarak kadın bakış açısı ile sektörü değerlendirir misiniz?

FFügen Çelikyılmaz / Dericioğlulları Corp. / Dev Textile Dericioğulları Vice Chairman and Finance Coordinator Could you comment on the sector from a woman’s perspective, as a female executive working in home textile?

Dev Tekstil olarak döşemelik kumaş üretimi yapıyoruz. Konu hakkında "kadın bakış açısı" yerine daha genel bir değerlendirme yapabilirim. Bence sektörümüzün en önemli sorunu ithalata kota konulmaması nedeniyle Çin faktörünün etkili olması ve iç piyasada sürekli artan maliyetler karşısında rekabet gücümüzün azalmasıdır. Bu zorlu şartlara rağmen Türk firmaları sürekli yapılan AR-GE çalışmaları sonucunda ileri düzeyde kumaşlar üretmektedir. Çıtayı oldukça yükseltmiş bulunuyoruz. Kumaşlarımız dünyada birçok ülkede beğeniliyor ve bunlar olumlu gelişmeler.

As Dev Textile, we manufacture upholstery fabrics. I can make a more general evaluation instead of a “woman’s perspective”. I think the most critical problems of our sector are the China factor due to the lack of import quotas and the decrease of our competitive capacity against the increasing costs in the domestic market. Despite these difficult conditions, Turkish companies manufacture advanced fabrics as a result of their R&D activities. We have set the bar quite high. Our fabrics are appreciated in many countries across the world and these are positive developments.

Ulviye Yahya / Nuy Tekstil (Genel Müdür, Kurucu Ortak)

Ulviye Yahya / Nuy Textile (General Manager, Founding Partner)

Ev tekstilinde çalıştığınız alandaki önemli noktaları, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerinizi aktarır mısınız?

Could you tell us about the important things, problems that are faced and your solution recommendations in your area of home textile?

Ev tekstilinde katma değeri yüksek, özellikli ürünler yapılmalı. Müşteriler sıradan ürünleri istedikleri her yerde bulabilir. Sektörünüzde özellikli ürünleri üreten ilk firmalardan biri olmanız halinde satın alma potansiyeli olan firmalar size ulaşacak ve sizden vazgeçmeyecektir. Örneğin bizim firmamız ev tekstilinde uygulanmak üzere mikrokapsül kokular satıyor. Bu mikrokapsül kokular ürüne apse aşamasında fular banyosuna ilave olarak veriliyor. Kurutma aşamasında kumaşa fikse oluyor. Bu kumaşlar kullanım esnasında sürtünmeyle çatlayıp ortama ferahlık hissi vererek ortamdaki rutubet ve hoş olmayan kokuları yok ediyor. Üretimde bu uygulamanın yapılması ile katma değeri yüksek özellikli bir ürün üretilerek kullanıcıların kullanımı esnasında kumaşın yarattığı bu ferahlığı hissetmeleri ve mutlu olmaları sağlanıyor.

Qualitative products with high added value need to be made in home textile. Customers can find ordinary products anywhere they want. If you are one of the first companies in your sector to manufacture qualitative products, companies with purchasing potential will contact you stick with you. For example, our company sells microcapsule scents to be used in home textile. These microcapsule scents are applied to the product by adding them in the padding liquor in the apse stage. They are fixed to the fabric in the drying stage. These fabrics eliminate humidity and unpleasant smells by cracking with friction during usage and creating a feeling of freshness. This technique produces a product with high added value and satisfies the customers with this freshness the fabric creates during use.


Nuray Tüzemen / Tüzemen Tekstil - Winbrella Fabrics / Marka Direktörü

Nuray Tüzemen / Tüzemen Textile - Winbrella Fabrics/ Brand Director

B2B pazarda marka nasıl yönetilir?

How should a brand be managed in B2B market?

İş dünyasında, 1970’ler üretimin, 1980’ler finansmanın, 1990’lı yıllar ise gerçek anlamda insan ve deneyim odaklı pazarlamanın keşfedildiği yıllardı. Bugün geldiğimiz noktada, şirketlerin rekabet üstünlüğü sağlamaları için birçok iyiyi aynı anda yapmaları gerekiyor. Hem daha verimli ve iyi kalitede üretmek, hem daha iyi finansman imkânları bulmak, hem de daha iyi pazarlama yaparak farklı ve cazibesi yüksek bir “marka” olabilmek gerekiyor. Anlatmaya çalıştığım “marka yatırımı” dediğimiz hadise…

In business, 1970s were the years of production, 1980s of finance, and 1990s of the discovery of truly people and experience oriented marketing. At this point, companies have to do many things well at the same time in order to provide a competitive advantage. Producing efficiently and in good quality, finding opportunities for better financing, and being a “brand” that is different and has appeal by doing better marketing are necessary. What I am describing is the concept of “brand investment”.

Bugün şirketlerin satın alma bölümleri, internet vasıtasıyla ürünler hakkında ayrıntılı bilgi toplayabiliyor, farklı markaların ürünlerini ve fiyatlarını kıyaslayarak en iyi değeri sunan tedarikçiyi belirleyebiliyorlar. Bence bu aşamada tercih konusu olan markanızın güvenirliliği devreye giriyor ki bunu oluşturan birçok etken var. Markanızın ya da ürününüzün fonksiyonelliği, ekonomik oluşu vb. faktörler, tabii bir de müşteride yarattığı duygusal etki, beraberinde müşteri sadakatini getirecektir. Yani B2B pazarda rakiplerinizden ayrışmak istiyor, müşterilerinizin karar verme aşamasında sizi güvenle tercih etmesini diliyor, rekabet üstünlüğü sağlamayı ve markanızın birkaç adım öne geçmesini hedefliyorsanız markanıza yeterli yatırımı yapmanız gerekiyor. Veda Girgin Eroğlu / VGE Tekstil (Firma Sahibi) Ev tekstili sektöründe çalıştığınız alanda ihracatta karşılaşılan sorunlar nelerdir? Çözüm önerilerinizi paylaşır mısınız? 2008 yılında kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz VGE TEKSTİL ile ev tekstil ürünlerinden çarşaf nevresim üretimi yapıyor ve %100 pamuklu baskılı metre malın satışını Avrupa’ya, her geçen yıl artan miktarlar ile gerçekleştiriyoruz. Tüm ekibimizle, diğer sanayicilerin makine parkurunu da en iyi şekilde değerlendirerek, yapmış olduğumuz ürünleri Avrupa pazarına sunuyoruz. Normal ürünlerimizin yanında Disney’in onaylı üreticisiyiz. AB ülkelerinin iş dünyasını ihracatçılar açısından sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum. İhracatımızın yarıya yakını Avrupa ülkelerine yapılmaktayken Türkiye’nin, AB ekonomisi çevresi dışında kalması hedeflerini ciddi sekteye uğratabilir. Bir yandan Avrupa krizini yaşarken, diğer yandan hareketli döviz kurları, artan hammadde fiyatları satış politikamızı belirlememizde sorun oluyor, sağlıklı ve verimli kararlar alabilmemiz ve uygulayabilmemiz ekonomideki istikrar ile doğru orantılı. Ekonomideki istikrarın bizi düzlüğe çıkaracağına inanıyorum. Hiçbir hedefimiz sahip olduğumuz koşullardan bağımsız değildir. Bu yüzden bulunduğumuz koşulları iyi analiz etmeliyiz. Üretim ve ihracat birbirinden ayrı/bağımsız değildir. Sağlıklı bir üretim sürekli ve gelişen bir ihracatla olabilir. Bu nedenle üretimde, ağır finansal yüklü teknolojik eksikler, pahalı girdi, yetersiz enerji maliyeti, yüksek iş gücü girdabından kurtulunmalıdır.

38

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

Nowadays via the internet, the purchasing departments of companies are able to collect detailed information about products and determine the supplier that offers the best rates by comparing products and prices of different brands. I think that the credibility of the brand of your choice steps in at this stage, and there are many factors that affect this. The functionality and affordability of your brand or product, and of course the emotional effect that it has on the customer will bring the loyalty of customers. So if you intend to stand out among your competitors, wish that your customers will choose you with confidence in the decision making stage, aim to provide a competitive advantage and make your brand get ahead, you must make the necessary investments in your brand. Veda Girgin Eroğlu / VGE Textile (Company owner) What are the problems faced in your area of home textile in terms of export? What are your solution recommendations? With VGE Textile which we established in 2008, we manufacture bedding and make 100% cotton printed metre sales to Europe in numbers increasing each year. Evaluating the machine parks of other industrials in the best way with all our team, we present our products to the European market. Besides our regular products, we are also a licensed manufacturer of Disney. I think that EU countries should embrace the business world in terms of exporters. Turkey being left out of AU economy could bring its goals to a standstill, since nearly half of our export is done with European countries. The crisis in Europe, fluctuating exchange rates and increasing raw material prices pose a problem for us while determining our sales policy. Our ability to make and implement healthy and productive decisions is in direct proportion to the stability in the economy. I believe that stability in the economy will solve our problems. No goal is independent from the conditions we are under. Therefore, we must analyze these conditions well. Production and export are not separate/independent from each other. A healthy production is possible with continuous and improving export. For this reason, we must eliminate the technological shortcomings with heavy financial burden, expensive input, insufficient energy cost and high work force. RÖPORTAJ/INTERVIEW



MAKALE / ARTICLE

B2B

Marka Stratejisi nedir? What Is

B2B

Brand Strategy? Kevin Brown Pazarlama Danışmanı Marketing Adviser

Kim olduğunuza, kime hizmet ettiğinize ve nereye gittiğinize açıklık getirmenin ötesinde düşünün.

Think beyond a logo to get clear on who you are, who you serve, and where you're going.

B2B marka stratejisi, muhtemelen grup içi satışlarına ve pazarlama girişimlerine –özellikle kalabalık alanlarda rekabet eden ve ticari ürünler satan sanayiciler için– sağlam bir temel oluşturmak adına en önemli bileşendir. Fakat sahip olduğu öneme rağmen, marka stratejisi çokça yanlış anlaşılan ve nadiren uygulanabilen bir kavramdır. Bazıları bunun yalnızca hoş görünen bir logoya sahip olmaktan ibaret olduğuna inanır, bazıları ise rafta tozlanmaya mahkûm 100 sayfalık bir kurumsal strateji planı olduğuna. İşin gerçeği, ikisi de doğru değildir.

B2B brand strategy is arguably the most critical component in laying a proper foundation for downstream sales and marketing initiatives -especially for industrials who compete in crowded spaces and sell commodity products. But despite its importance, brand strategy is a concept that’s widely misunderstood and rarely implemented. Some might believe that it’s all about having a good-looking logo, whereas others envision a 100-page corporate strategic plan collecting dust on a bookshelf. Truth is, neither is accurate.

Öncelikle birkaç tanımla başlayalım; Marka, bir organizasyonun, ürünün veya hizmetin esas gerçeğinin veya değerinin ifadesidir. Söz konusu oluşumun ne olduğuna ve olmadığına açıklık getiren nitelikleri, değerleri ve özellikleri iletir. Başka bir deyişle marka, ürününüzden, logonuzdan, kurumsal renklerinizden veya şirket adınızdan çok daha fazlasıdır. Webster’s’a göre strateji, genellikle uzun vadede bir hedefe ulaşmak için kullanılan dikkatli bir plan veya yöntemdir. 1994 yılında çıkan kitabı “Stratejik Planlamanın Yükselişi ve Düşüşü”nde belirttiği üzere Henry Mintzberg’e göre ise strateji, zamana yayılan bir konum, bakış açısı ve eylemler dizisidir. Yani kısaca, B2B marka stratejisi, bir şirket olarak kim olduğunuzu, markanızın pazarda neyi temsil ettiğini, ne iş yaptığınızı, kime hizmet ettiğinizi, gelecekte nereye gittiğinizi ve en önemlisi oraya nasıl varacağınızı belirleyen uzun vadeli bir plandır. Bu belirginliğin bir diğer adı ise vizyondur.

40

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

First, a couple of definitions. A brand is the expression of the essential truth or value of an organization, product, or service. It communicates the characteristics, values, and attributes that clarify what the particular entity in question is and is not. In other words, a brand is so much more than your product, logo, corporate colors, or company name. Strategy, according to Webster’s, is a careful plan or method for achieving a particular goal, usually over a long period of time. Or, according to Henry Mintzberg in his 1994 book The Rise and Fall of Strategic Planning, strategy is a position, a perspective, a plan, and a pattern of actions over time. So, in short, B2B brand strategy is a long-term plan that outlines who you are as a company, what your brand stands for in the market, what you do, who you serve, where you’re going in the future, and — most importantly — how you’ll get there. Another word for this clarity is vision.



Çok satan kitabı Traction’da Gino Wickman, çoğu liderin vizyonlarını açıkça görebildiğini ileri sürer. “Onların sorunu, vizyonu kurumdaki diğer herkesin de gördüğünü sanma hatasına düşmeleridir” diye yazar. “Çoğu durumda görmezler ve sonuç olarak liderler hüsrana uğrar, personelin kafası karışır ve büyük vizyonlar gerçekleştirilmeden kalır.” Acı gerçek şudur ki; en samimi üst yöneticiler ve yönetici kadrolar bile şirketlerinin amaç, temel değerler ve özgün ayrımlar gibi fıtri nitelikleri (10 yıllık bir hedef gibi geniş kapsamlı bir şey şöyle dursun) konusunda aynı fikirde değildir. Onlarca yıldır varlığını sürdüren aile şirketi işletmecilerinin bile bu sorulara verecek hazır cevapları yoktur. Ve çoğu lider kadroları aynı fikirde değilse, kurumun geri kalanı da olmayacaktır. Bu da piyasada karmaşaya sebep olur. Bu bir pazarlama ve satış faciası tarifidir. Ama B2B marka stratejisini tanımlamak, gerçekleştirmekten çok daha kolaydır. Bu yalnızca üst yöneticilerden zaman ve enerji beklemekle kalmayan, ayrıca işlevler arası ana paydaşlardan ve müşterilerden de girdi dahil edilmesi gereken ağır bir iştir. Düzgün bir marka stratejisi bir gecede geliştirilmez. Bu süreç derin konuşmaları (hatta müzakereleri), iç değerlendirmeleri, birçok nicel ve nitel araştırmayı, bolca yaratıcı düşünmeyi ve planı kağıda dökmek için gerekli miktarda zamanı içerir. İyi bir B2B marka stratejisinin unsurları şunlardır: İş Modeli Tanımı: Değer önerinizi, kanallarınızı, müşteri segmentinizi, müşteri ilişkilerinizi, ana faaliyetlerinizi, ana ortaklıklarınızı ve gelir akışınızı belgelemek. Konum İfadesi: Markanızın bir mal haline gelmesini engelleyen ana odağınızı (ne iş yaptığınızı), amacınızı (bunu neden yaptığınızı), ana değerlerinizi (bunu nasıl yaptığınızı) ve özgün duygusal ve çağrışımsal niteliklerinizi belirlemek. Rakip ve Müşteri Analizi: Rakibinizin neyi iyi yaptığını ve ne gibi fırsatları kaçırdığını, ayrıca ana müşteri türünüzü (psikografik, demografik ve ihtiyaç/hedef/davranış) belirlemek.

42

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

In the best-selling book Traction, Gino Wickman proposes that most leaders can clearly see their vision. “Their problem is that they make the mistake of thinking that everyone else in the organization sees it too,” he writes. “In most cases, they don’t, and as a result, leaders end up frustrated, staff ends up confused, and great visions are left unrealized.” The sad reality is that even many of the most intimate C-suites and executive teams aren’t aligned on their company’s inherent characteristics such as purpose, core values, and unique differentiators — much less something as far-reaching as a 10-year target. Even many family-run industrials that have been around for decades don’t have ready answers to these questions. And if most leadership teams aren’t on the same page, the rest of the organization won’t be either, which bleeds into confusion in the marketplace. That’s a recipe for a marketing and sales disaster. But B2B brand strategy is much easier defined than done. It’s hard work that not only requires time and energy from the C-suite, but that should involve input from cross-functional key stakeholders and customers alike. And developing a proper brand strategy doesn’t happen overnight. The process includes a series of deep conversations (dare we say, debates?), some soul searching, a lot of quantitative and qualitative research, plenty of creative thinking, and the proper amount of time to get a plan down on paper. The elements of a good B2B brand strategy include: Business Model Definition: Documenting your value proposition, channels, customer segments, customer relationships, key activities, key partnerships, and revenue streams. Positioning Statement: Establishing your core focus (what you do), purpose (why you do it), core values (how you do it), and unique emotional and associative characteristics that prevent your brand from becoming a commodity. Competitor and Customer Analysis: Determining what your competition is doing well and what opportunities they’re missing, along with key customer type definition (psychographics, demographics, and needs/goals/behaviors).



Stratejik Plan: 10 yıllık hedefinizi, 3 yıl içinde kendinizi gördüğünüz yeri, 1 yıllık planınızı, hedef pazarınızı, üç özgün niteliğinizi, kanıtlanmış sürecinizi ve sektör garantinizi geliştirmek. Birçok sanayicinin bir ürünü imal etmek, müşterilere hizmet vermek ve bir an önce satış hedefine ulaşmak gibi acil ihtiyaçları varken bu “hippi saçmalıklarına” zaman ve para harcama fikrini sindirmekte zorlanmaları anlaşılabilir. Fakat en iyi şirketler kısa vadede düşünmeyi azaltmaktadır çünkü fazla dar görüşlü olmanın markayı bitiren bir durum olduğunu bilirler. Uzun ömürlü olmak için “Vizyoner Şirketlerin Başarılı Alışkanlıkları” kitabında Jim Collins, onlarca yıla göğüs germiş kurumların ortak bir uygulamaları olduğunu ortaya çıkarıyor: Hepsi 1025 yıllık çok büyük hedefler koyuyor. Ayrıca bu hedeflere ulaşmak için mevcut planları var. İşin güzel yanı, bu çok önemli B2B marka stratejisi çalışması yalnızca faydasız ve silo haline getirilmiş bir kurumsal inziva egzersizi değildir. Çıktı, gerçekten de kurum içindeki tüm faaliyetlerin (operasyon, finans, satış veya pazarlama) temelini oluşturabilir. Bir B2B marka stratejisi projesinin sonunda, lider takımınız ve çalışanlarınız, onların gelecekteki tüm hamlelerinin büyük vizyonu desteklemesini sağlayacak bir içsel berraklık elde eder. Bu vizyonu gerçekleştirmenin büyük bir bölümü de tamamen açık bir pazarlama ve satış stratejisidir. Yine de B2B marka stratejisi, herhangi bir grup içi pazarlama faaliyetinden önce gelmeli ve onun gizli etkisi olmalıdır. Bir sanat serisi, kopya veya kod teslim edilmeden önce bir kurum hem temel neden meselelerini hem de pazarlama ve satış çabalarınıza yardımcı veya engel olacak gömülü hazineleri ortaya çıkarmak için derinlere inmelidir. Günün sonunda şirketteki herkes, ideal müşterinizin kim olduğuna, onlar için ne yapıyor olmanız gerektiğine ve bunu nasıl yapacağınıza dair net bir talimata sahip olacaktır. Bu basitçe, iyi pazarlamanın temelidir.

Strategic Plan: Developing your 10-year target, 3-year picture, 1-year plan, target market, three uniques, proven process, and industry guarantee. Now it’s understandable that a lot of industrials may have a hard time swallowing the idea of spending time and money on this “hippie mumbo jumbo” when there are other pressing needs, such as manufacturing a product, servicing customers, and hitting immediate sales targets. The best companies, however, mitigate short-term thinking because they know that being too near-sighted is a brand killer. In Built to Last: Successful Habits of Visionary Companies, Jim Collins found that organizations that have endured for decades share a common practice: They all set massive 10–25-year goals. They also have plans in place for reaching those goals. The beauty is that this all-important B2B brand strategy work isn’t just a futile and silo-ed corporate retreat exercise. The output can truly becomes the basis for every activity within the organization, whether it’s operations, finance, sales, or marketing. At the conclusion of a B2B brand strategy project, your leadership team and employees alike gain a great deal of internal clarity, which in turn allows their every future move to support the grand vision ahead. And a big part of realizing that vision is a crystal clear marketing and sales strategy. But again, B2B brand strategy must precede and be the undercurrent of any downstream marketing activity. Before a single line of art, copy, or code can be delivered, an organization must dig in deep to expose both the root-cause issues and buried treasures that will either hinder or help your marketing and sales efforts. At the end of the day, everyone in the company will have clear direction on who your ideal customer is, what you’re supposed to be doing for them, and how you will do it. And that’s simply the basis for good marketing.

Bizimki gibi bir endüstriyel pazarlama ajansında, ancak bir marka stratejisi geliştirildikten sonra hem kısa hem de uzun vadeli pazarlama programlarını planlamak, tasarlamak, yönetmek ve ölçmek için tam donanımlı oluruz. Hatta bu aşamaya o kadar inanırız ki öncesinde kritik marka stratejisini yapmadan nadiren bir işe başlarız. Daha sonra bu aşamada teslimi mümkün, müşterilerimize gelecek yıllar için devamlı bir rehber ve aynı zamanda acil eylem için atlama tahtası işlevi gören, kapsamlı bir final (yazılı ve görsel bir Marka Strateji Mavi Kopyası) yaratırız.

At an industrial marketing agency like ours, only after we develop a brand strategy can we become fully equipped to plan, design, executive, and measure both short- and long-term marketing programs. In fact, we’re such believers in this phase that we rarely begin an engagement without doing the critical brand strategy work upfront. Then we create a comprehensive final deliverable in this phase — a written and visual Brand Strategy Blueprint — that serves as an evergreen guiding document for our clients, giving their brands strong foundations for years to come, as well as springboards for immediate action.

Marka stratejisinin tekil bir maliyet olmadığını defalarca gördük. Bu çalışma sonradan gelen pazarlama faaliyetlerini daha etkili ve faydalı hale getirmekte son derece kullanışlı bir uygulamadır. Elbette işlerinizi yoluna koymak için peşin olarak para harcamanız gerekecek ama bu durum paranızın çok daha fazla artmasına vesile olacak.

We’ve seen over and over again that brand strategy isn’t an isolated cost — the work serves a very practical application in making subsequent marketing activities more efficient and effective. Sure, you’ll spend money upfront to get your ducks in a row, but you’ll make your dollars go much further.

Stratejisi olmayan bir şirketin her şeyi denemeye razı olduğunu söylerler. Eylemsiz vizyon, yalnızca halüsinasyondur. Kendinizi bu gemide bulacak olursanız, 2017’yi kurumunuzu B2B marka stratejinize –kim olduğunuza, kime hizmet ettiğinize ve nereye gittiğinize– uyarladığınız yıl haline getirin. Gelecek planlamanız bundan sonra biçimlenecektir.

They say that a company without strategy is willing to try anything. And that vision without action is just hallucination. If you find yourself in this boat, make 2017 the year that you align your organization around your B2B brand strategy — who you are, who you serve, and where you’re going. The rest of your future planning should fall into place from there.

44

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017



Tasarım Dünyası / Design World

“Tekstil, bu toprakların geçmişten gelen birikimi ve sektörel hacmi ile Türkiye tasarımının kaldıraçlarından biridir”

Faruk Malhan Tasarım Vakfı Başkanı The chairman of the Design Foundation

“With the historical accumulation of this land and sectoral volume, textile is one of the leverages of Turkey design.”

Tasarım konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri olan Faruk Malhan, 2013 yılı Haziran ayından itibaren “Tasarım Vakfı İstanbul”un kuruluşuna öncülük ederek, tasarımın uluslararası boyutlarıyla ekonomilere, topluma ve üretim kültürüne kazandırılması misyonunu büyük bir çaba içinde sürdürüyor. Design Management Institute, Design Cities Europe ve Siena 2019 Avrupa Kültür Başkenti projesi Danışma Kurulu üyesi olan, ayrıca kurucusu olduğu Koleksiyon Mobilya firmasının baş tasarımcısı olarak çalışan ve tasarımcılara küratörlük yaparak grubunun sanat yönetmenliğini sürdüren Faruk Malhan ile ev tekstili sektöründe Türkiye’nin tasarımcı kimliği üzerine konuştuk.

Faruk Malhan, one of the prominent designer in Turkey, has lead to the foundation of “Design Foundation Istanbul” in June of 2013. Striving to achieve the mission of integrating the term “design”to society, production culture and bring international dimensions to economy. We talked about Turkey’s design identity in the home textiles sector with Faruk Malhan, a member of Design Management Institute, Design Cities Europe and Siena 2019 European Capital of Culture Project Consultative Committee and also working as a lead designer and the founder at Koleksiyon Furniture Company and being a curator for designers and continues his art director of the group.

Kurucusu olduğunuz Tasarım Vakfı’nın değerlerini ve hedeflerini bizlerle paylaşır mısınız? Tasarım Vakfı hangi misyonu yüklenerek kuruldu?

Could you share the values and goals of the design foundation of which you are the founder? On which mission was the design foundation based?

Tasarım Vakfı, yaratıcılığın, yaratıcı emeğin, yaratıcı iş kültürünün ve erdemli iş gücünün, katma değerli üretimin projesidir. Sanat, zanaat, mimarlık, tasarım, kentsel tasarım ve yönetişim disiplinleri arasında edimsel, deneysel ve kuramsal bağlar kurmayı amaçlamaktadır.

Design foundation is the project of creativeness, creative effort, creative and virtuous business culture and value-added production. It sets out to forge performative, experimental and theoretical bonds between Art, craft, architecture, design, urban design and governance disciplines.

Yerel, evrensel değerlerin ve çevre farkındalığının sahiplenilmesi üzerinedir. Kuramsal çerçevede “yaparak, uygulayarak öğrenme” düşüncesini temel alır, atölye çalışmaları ile ekono-

It is based on embracing local and universal values and environmental awareness. It places great importance on “learning by practice” within the theoretical context, and aims to allow space

46

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

RÖPORTAJ/INTERVIEW


miye katma değerle dönecek tasarımlara ve tasarımcı istihdamına alan açmayı hedefler.

for designs that will be returned to the economy as added value and designer employment through workshops.

Yaratıcı fikirlerle Türkiye’nin farklı bölgelerinin kalkınmasına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu amaç içerisinde, tasarım ve kalkınmayı bir araya getirerek, hem “kalkınmayı tasarlamak” hem de “kalkınma sürecinde tasarımı kullanmak” yaklaşımlarını anlatıyoruz.

We aim to help develop different regions of Turkey with creative ideas. In this context, by bringing design and development together, we explain both “designing the development” and “using design in the process of development” approaches.

Tasarım Vakfı olarak seminerler, atölye çalışmaları ve sergiler düzenliyoruz ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde inovasyona dayalı kalkınma amaçlı projeler üzerinde ve özellikle kadın iş gücünün ve emeğinin ekonomiye kazandırılması için çalışıyoruz. Tasarım Vakfı başkanı olarak ev tekstilinde fark yaratmak adına zaman zaman (Vanelli Projesi vb.) atölye çalışmalarına katılıyorsunuz. Yapmayı tasarladığınız, hayata geçirmeyi planladığınız projeler nelerdir? Tekstil, bu toprakların geçmişten gelen birikimi ve sektörel hacmi ile Türkiye tasarımının kaldıraçlarından biridir. Tasarım Vakfı’nın kuruluş faaliyetlerinden birisi Vanelli işbirliğinde ve Emilio Salvatore Leo yürütücülüğünde Gaziantep ve Bursa’da gerçekleştirdiğimiz ‘Zamanın Gölgesi Tekstil Tasarımı Atölyesi’ idi. Geçtiğimiz yıl ise Kvadrat ve Teixidors’un işbirliği ve tasarımcılarının yürütücülüğü ile iki farklı tekstil

As Design Foundation, we organize seminars, workshops and exhibitions, and work on development-purpose projects based on innovation in different regions of Turkey, and especially on bringing women work force and effort into the economy. As the chairman of the Design Foundation, you attend workshops (Vanelli Project, etc.) on occasion in order to make a difference in home textile. What are the projects that you are designing and planning to carry out? With the historical accumulation of this land and sectoral volume, textile is one of the leverages of Turkey design. One of the founding activities of Design Foundation was ‘Shadow of Time Textile Design Workshop’ which we carried out with the cooperation of Vanelli and under the management of Emilio Salvatore Leo in Gaziantep and Bursa. Last year, we actualized two different textile design workshop with the cooperation of Kvadrat and Teixidors and under the management of their designers. Textile


tasarımı atölyesi gerçekleştirdik. Tekstil kadın istihdamına da büyük katkı sağlayacak alanlardan biridir ve ülkemizde çok sayıda el tezgahları bulunmaktadır. Bu değerleri küresel pazarlara taşımak en zorlu iş olarak karşımıza çıkmaktadır.

is one of the areas that will contribute greatly to the employment of women and there are plenty of hand looms in our country. Bringing these values into global markets is the most challenging task.

Günümüzde mevcut tasarım yarışmaları, yaratıcı tasarımcılara kendilerini ifade etme fırsatı sunarken, özgün ve yenilikçi tasarımın güçlenmesini hedefliyor. Siz bu yarışmaların tasarımcılığın gelişimine katkı sağladığını düşünüyor musunuz? Organize edilen tasarım yarışmalarında uygun bulduğunuz ya da farklı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini düşündüğünüz faaliyetleri bizlerle paylaşır mısınız?

Nowadays the existing design contests aim at empowering original and innovative design while providing creative designers with the opportunity to express themselves. Do you believe that these contests contribute to the development of design? Can you share with us the activities that you approve or think must be approached differently in these design contests?

Evet, özellikle tasarım kültürünün farkındalığına, yaygınlaşmasına katkısı olduğunu düşünüyorum. Motivasyon ve rekabet yaratıyor. Yarışma finalistlerine sağlanan yurtdışında yüksek lisans eğitim bursunu ise Türk tasarımcıların kendilerini dünya standartlarında geliştirmesi için çok önemli buluyorum. Bunun sektöre dönüşü de çok önemli. Birliklerin bu destekleri sayesinde birçok genç yetenek bu eğitimi almaya devam ediyor. Yarışmalarda kazanan tasarımların, sadece tasarımda kalmaması ve firmalar tarafından değerlendirilerek pazara kazandırılması önem taşıyor.

Yes, I do believe that they contribute especially to the awareness and popularity of design culture. It creates motivation and competition. And I think that the master’s degree programs abroad scholarship that is offered the finalists is very important for Turkish designers to improve themselves to world standards. The advantages that this brings to the sector are also very important. Many young talents continue to receive this education thanks to the support of unions. It is of great importance that the winning designs do not remain as designs, but be evaluated and brought into the market by companies.

Tasarım faaliyetlerinin Ar-Ge teşvik kanununa eklenmesini tasarım faaliyetlerinin gelişmesi için yeterli buluyor musunuz? Bu kanunu değerlendirir misiniz?

Do you find adding the design activities to the R&D promotion law sufficient for the development of design activities? Could you weigh in on this law?

Tam zamanında yetişmiş, büyük katkıları olacak bir adım olarak görüyorum. Bu teşviklerin bilinirliğinin artırılması gerekiyor ve uygulamalar hakkında firmalara yardımcı olunmasında fayda var.

I find it as a step that was taken in time and that will make a great contribution. Recognition for these incentives must be raised and companies should be provided with help regarding the implementation.

48

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

RÖPORTAJ/INTERVIEW


Ev tekstili sektöründe Türkiye’nin tasarımcı kimliğini nasıl tanımlıyorsunuz? Gelişmesi ve güçlenmesine yönelik önerileriniz nelerdir?

How do you define Turkey’s designer identity in home textile? What are your suggestions for its improvement and development?

Türkiye tekstil alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden fakat ‘tekstil tasarımı’ alanında daha iyi olmamız gerekiyor. Burada herkese rol düşüyor; tekstil tasarımı eğitimi veren okullar ve eğitimcilerinden, tasarımcılara, sektör firmalarına ve ihracatçı birliklerine. Daha ileride bir çalışma ile Türkiye’de tasarım eğitimi üzerine çalışmalarımı sunacağım, her şeyin nasıl değişmesi gerektiği üzerine olacaktır. Türkiye’nin ilk yerleşik insanlara kadar gözlemleyebildiğimiz zengin bir geçmişi var. Bu geçmişte birikmiş ve günümüze taşınmış veya yok olmuş kültürel izler, teknikler, hikayeler var. Türkiye’nin tasarımcı kimliği bu geçmişin günümüz tasarım değerleriyle, teknoloji ve inovasyonla kaynaşmasıyla oluşacaktır.

Turkey is one of the leading countries of the world in textile, but we need to get better in ‘textile design’. Everyone has a responsibility, from schools and educators that give education on textile design to designers, companies and exporters’ unions. With a more advanced study, I will present my studies on design education in Turkey, which will focus on what changes must be done. Turkey has a rich history that dates back to the first settled societies. In this history, there are cultural traces, techniques and stories that reached the present day or faded away. Turkey’s designer identity will be formed with the fusion of this history with today’s design values, technology and innovation.

Sektörlerdeki firmalar tasarımın ve tasarımcıların önemini ve nasıl bir rekabet yaratabileceklerini görmeye başladılar. Sektörde tasarımcı istihdamı artmalı, bunun hem ekonomiye hem Türkiye tasarımı kimliğinin oluşumuna katkısı olacaktır.

Companies in the sector have begun to realize the importance of design and designers and what a competition they might create. Employment of designers in the sector must be raised; this will contribute both to the economy and to the formation of Turkey’s designer identity.

2013’ten bu yana 30 civarında tasarım atölyesi gerçekleştirdik ve bu çalışmaların çıktılarını Türkiye’de tasarım haftalarında ve bienalde sergiledik. 2017 Nisan’da Milano’da gerçekleşen tasarım haftasında dünyanın en önemli ve en köklü müzelerinden biri olan ‘La Triennale di Milano’da atölyeler sergimizle yer aldık. Bu müzede ilk defa Türkiye’den, Türkiye tasarımını temsil eden bir sergi yer aldı ve büyük bir ilgiyle karşılandı.

We have carried out nearly 30 design workshops and displayed the output of these workshops in design weeks and biennial in Turkey since 2013. In design week that took place in Milan in April 2017, we took part in ‘La Triennale di Milano’, one of the most important and long-established museums of the world, with our workshop exhibition. This was the first time an exhibiton from Turkey, representing Turkish design was ever displayed in this museum, and it was welcomed with great interest.

Bunun gibi tasarım dünyasının odağı olan yurtdışı tanıtım faaliyetlerine çok daha fazla önem ve yer verilmeli ve Türkiye tasarımı algısının dünyada yaratılmasına katkıda bulunulmalıdır.

More importance and place must be given to such foreign advertising activities which are the center of attention of the design world, contributing to creating a perception of Turkish design in the world.


Fabrika: Bağlar Mah Osman Paşa Cad.Mutlu Sok. No:1 Güneşli/İSTANBUL Telefon: 0212 527 58 59 Toptan: Çakmakçılar Yokuşu Sandalyeciler Sok. No. 30 Sultanhamam - Eminönü/İstanbul Telefon:0212 520 00 03 info@kesimoglu.com www.kesimoglu.com /ipekcehome

/ipekcehome

/ipekce.com.tr

2017 ABİYE KOLEKSİYONU DOWRY COLLECTION вечер коллекция


3D DİJİTAL YATAK ÖRTÜLERİ 3D DİGİTAL BED COVER 3.Д На лучко

Evinizdeki huzuru İpekçe Home ile yaşayın diye... BURÇ YATAK ÖRTÜLERİ BED COVER На лучко


TRENDLER / TRENDS

Dekorasyon dünyasında 2017-2018 sonbahar/kış trendleri The autumn / winter trends of 2017-2018 for the decoration world

Graziana Calabrese

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) tarafından CNR Fuarcılık işbirliği ile 16-20 Mayıs 2017 tarihlerinde 23’üncüsü düzenlenen, EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarına konuk olarak katılarak“ İtalyan tüketicilerin Türk ev tekstili üreticilerinden beklentileri” konulu bir seminer veren İtalyan mimar ve tasarımcı Graziana Calabrese, Hometextile Dergisi Eylül sayısı için 2017-2018 sonbahar/kış trendlerini, dekorasyonda ev tekstili ürünlerinin rolünü ve Türk ev tekstili ürünleri hakkındaki görüşlerini aktardı. Graziana Calabrese, an Italian architect and designer who gave a seminar on “The expectation of Italian consumers from Turkish home textile producers” as a guest at The 23rd EVTEKS International Home Textile Fair organized by Turkish Home Textile Industrialists and Businessmen Association (TETSİAD) in collaboration with CNR Fair Trade Fair on 16-20 May 2017, presented the autumn / winter trends of 2017-2018, the role of home textiles in decorations and the views on Turkish home textile products for September issue of Hometextile Magazine.

T

I

Dekorasyon dünyasında 2017-2018 sonbahar/kış trendleri

The autumn / winter trends of 2017-2018 for the decoration World

Ayrıntıları zengin mobilya ve kumaşların kullanımı giderek beğeni topluyor. Gelecek dönem trendleri ayrıntıların kullanımı ile karakterize olacak. Modern moda ve minimal tarz kullanımı yavaş yavaş yok olmaya başladı. Biz tasarımcılar modern tarzdaki evlerin daha soğuk ve kişiliksiz kaldığını fark ettik. Buraların daha özel mekânlar olmaları için bazı dokunuşlar gerekiyor. Bu anlamda renkli geometrik dokular, 60'lı ve 70'li yılların tarzları-

The use of furniture and fabrics in rich details are appreciated increasingly. The trends of next year will be characterized by the use of the details. Gradually, the use of modern fashion and minimal style has began to disappear. As designers, we have noticed that modern homes are colder and impersonal. Some touches are necessary for these living spaces to held be more exclusive. In this sense, colored geometric textures have become pioneers refered to the 60’s and 70’s.

ürk tekstil ürünlerini, katıldığım 2017 EVTEKS fuar’ında titizlikle inceleme fırsatı buldum. Yüksek kalitede ürünler üreten şirketlerden ve rekabetçi fiyatlardan dolayı çok memnun olduğumu söylemek isterim. Şirketler hayal dünyalarını geliştirerek daha eşsiz ve özel ürünler yaratmak için çalışmalar yapmalılar. Sadece fiyatlamayı değil, aynı zamanda yenilikçi ürünleri ve yeni dokuları hedeflemeliler. Dış pazarlarda satışlarının çoğalması için tasarımlarında estetiğe önem vermeleri ve ürün özellikleri konusu üzerinde daha fazla durmaları gerektiğini düşünüyorum.

52

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

had a chance to take a closer look Turkish textile products carefully at the 2017 EVTEKS fair. I would like to say that I was very pleased to see the high procution quality and competitive prices. The companies need to work for creating more unique and exclusive products by developing their imaginary worlds. They should aim not only on pricing, but also on innovative products and new textiles. I consider that attaching importance to aesthetics for their designs and to focus on more features of product in order to increase sales in foreign markets.

RÖPORTAJ/INTERVIEW


na göndermeler yapan öncüler haline geldi. Vintage tarzı geçtiğimiz yıldan beri moda ancak o da 1920’leri hatırlatıyor. Giderek yaygınlaşan vintage tasarım modasında, standartlaştırılmamış ve eklektik bir etki yaratmak için çağdaş mobilyalarla karıştırılmış klasik mobilyalar sıklıkla kullanılmaktadır.

The vintage style has been the fashion since last year, but it also recalled the 1920s. In the increasingly widespread vintage design style, classical furniture mixed with contemporary furniture is often used to create a non-standardised and eclectic effect.

Yılın bir başka trendi de parlak, dinamik, canlı ve orijinal olan etnik tarzdır. Bu tarz, ölçüsü, renk dağılımı ve orijinal dekoru ile etkileyici bir özelliğe sahiptir. 2017-2018 sonbahar/kış trendlerinde birçok etnik tarz çeşidi bulunmaktadır: Afrika tarzı (Fas ve Mısır’a özgü olanlar dâhil), Akdeniz ve sömürge ülkeleri tarzı, Peru ve Meksika tarzı vb.

The other trend of the year is the ethnic style which is bright, dynamic, vibrant and original. This style has an impressive feature with its size, color distribution and original decor. There are many kinds of ethnic styles for the autumn / winter of 2017-2018 trends: African style (including Moroccan and Egyptian ones), Mediterranean and Colonial styles, Peruvian and Mexican styles, etc.

Etnik tarz, macera romanlarının ruhuyla kendilerini kuşatmak isteyenlerin, seyahatten ve yeni ülkeleri ziyaret etmekten hoşlananların seçimidir. Bu tarz, eski yapıtların ve antik dönemlerin atmosferini her zaman yeniden yaratmaktadır. Bu iç mekân tarzında modernliğe, ekstra parlaklık ve ışıltıya, suni malzemelere yer yoktur. Renkler çok zengin ve canlıdır. İç kısımlarda kırmızı, sarı, bordo, yeşil ve mavi renkler hâkimdir. Ayrıca birçok doğal ton vardır; kahverengi, bej, zeytin, koyu sarı, turuncu gibi… Etnik tarzın özelliklerinden biri de duvar askıları ve mobilya döşemeleri için ipek veya muslin gibi pahalı ve renkli kumaşlar kullanmasıdır.

The ethnic style is the choice of those who want to surround themselves in the spirit of their adventure novels, and those who like to travel and visit new countries. This style always recreates the atmosphere of antiquities and ancient times. There is no modernity, extra brightness and sparkle, artifacts in this interior style. Colors are very rich and vivid. Red, yellow, claret red, green and blue colors are dominating the interiors. There are also many natural tones as brown, beige, olive, dark yellow, orange. One of the ethnic features is the use of expensive and colorful fabrics such as silk or muslin for wall hangers and furniture upholstery.

Birkaç yıldır yaygın olan fantezi tarz bu yılın da simgesi olacak. Birlikte kullanılan kumaşların veya özellikle büyük çiçek desenlerinin yarattığı etkiyi yeniden yaratan pek çok küçük çiçek deseni, dekoratif yastıklar için kullanılıyor. Bununla birlikte bu fantezi kumaşlar çok öne çıkmayan, sık aralıklarda yumuşak ve mat renklere sahiplerdir. Genellikle iç mimari projelerimde, özel zıtlıklar yaratmak için çiçek fantezili kumaşları geometrik dokuyla karıştırmaya çalışıyorum.

The fantasy style that has been widespread for several years will be the symbol of this year. In the cushions, the effect used to be created either by the usage of different fabrics or large flower designs will be created with small flower designs. However these fantasy fabrics have no prominent, soft and matt colors at frequent intervals. In my interior architecture projects, generally i try to mix floral fantasy fabrics with geometric texture to create exclusive contrasts.

Doğa, tekstil endüstrisinde de tekrar eden bir unsur. Önümüzdeki sezon dünyanın renkleri, kahverengi tonlarında ve doğal formlarda ana karakter olacaktır.

Nature is also a recurring element for the textile industry. In the next year, the colors of the earth will be the main character in brown tones and natural forms.


Son olarak, altın ve gümüş ayrıntılar üzerindeki laminat etkisi iyi işlenmiş efektler oluşturmaktadır. Hafif kumaşlardan yapılan perdeler için ince ipliklerde kullanılır ya da yatak örtüleri, kumaş döşemeli yatak başlığı veya dekoratif yastıklar için kullanılan ham kumaşlardaki (pamuklu veya ketenli) metalik nakışlar için kullanılır. Pike yapmak isteyenler için metal efekt diğer sade yastıklarla kombine edilmiş yastıkları tamamen kaplamak için kullanılabilir.

Finally, the laminate effect on gold and silver nuances, creates fine refined effects, is used in thin filaments in lightweight fabrics for curtains, or for metallic embroidery on raw fabrics (cotton or linen) that come used for bedspreads, upholstered bed headboard or decorative pillows. The metallized effect, for those who want to dive, can be used to completely cover pillows that are combined with other sober pillows.

Ev tekstili ürünlerinin dekorasyondaki rolü

The role of home textile products in decoration

Konusunda uzman, başarılı tasarımcılar; küçük vurgular ile benzersiz bir dekor yaratabilirler. Bu nedenle dekorasyonlarda ev tekstili ürünlerinin iç mekân tasarımında anahtar bir unsur olduğuna inanıyorum. Genellikle mobilyaların hikâyedeki ana karakter olduğu düşünülmektedir ancak aslında benzersiz senaryolar yaratan kumaşlar da bulunmaktadır.

The expert, prospering designers could create a unique decoration by little emphasises. For this reason, I believe that home textile products in decoration are the key elements in the interior design. It is generally thought that furniture is the main character in the story, but in fact there are fabrics that can create unique scenarios.

Elbette genellikle ekonomik nedenlerden dolayı ana mobilyalarda ayrıntılar ihmal edilebiliyor. Mimarların veya iç mimarların çoğu zaman farklı tekstil ürünlerini bir araya getirmeyi bilmemesinden dolayı standart mobilyalarla sınırlı kalındığı bir gerçektir.

It is certain that details may be neglected in the main furniture generally because of the economic reasons.**It is a fact that the reason of average furniture design is an outcome of either the artiture or interior designer do not have the know-how of combining different textiles

Minderleri olmadan gri bir kanepeyi düşünün sonra da çeşitli renk tonlarında hayali minderler ekleyin. Böylece aynı kanepe için başka bir değer elde edilmektedir. Aynı şey, uyum ve dikkat ile kullanıldığında odanın ana karakterleri haline gelen perdeler, yastıklı kumaşlar ve duvar kâğıdı için de geçerlidir.

Imagine that a gray couch without cushions and then add imaginary cushions in various color tones. Thus, it is obtained another value for the same couch. It is also valid for curtains which become the main characters of the room when used with care and attention, padded fabrics and wall paper.

Bu alanda uzun yıllardır çalışıyorum ve dekorasyonda ev tekstili ürünlerinin öneminin anlaşılmasında müşterinin yönlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Satın alma, çeşitli kumaşlar arasındaki farklılıkların açıklanması, doğal kumaşların nerede kullanılacağının tercihi ve kişisel zevklere en yakın atmosferin oluşturulmasında, müşterilerimle birlikte yol almayı tercih ederim.

I have been working in this sector for many years and I believe that the customer should be directed to understand the importance of home textiles in decorations. I would prefer to accompany with my customers in order to make purchases, explain them the differences among the various fabrics, I prefer to create the closest atmosphere to personal pleasure by using the natural fabrics in the right places.

Graziana Calabrese Kimdir? Güney İtalya'da dünyaya gelen iç mimar ve ürün tasarımcısı Graziana Calabrese, Floransa'da eğitim gördü. Lüks segmentteki perakende, konut ve otelcilik projelerinde çalıştı. Ferragamo, Antinori, Gucci ve Ritz Carlton gibi büyük markalar için projeler hazırladı ve 2016 yılında Milano'da bir stüdyo açtı. Puglia Bölgesi Tasarım Yarışması’nı kazanarak 2017 Milano Tasarım Fuarı’nda dekore edilmiş taş mobilyalar dizisi sunumunu gerçekleştirdi. Yine 2017 Milano Tasarım Haftası’nda klişeleşmiş tasarımların alaycı ve orijinal tarzda yeniden yorumlandığı Amazing cliché temasında kişisel projesini sundu. New York, Londra ve Milano'nun bazı restoran zincirlerinde sanat yönetmenliği yapan Calabrese, Singapur, Malezya ve İtalya'da mağazaları olan İtalyan kuyumculuk şirketi Pasquale Bruni'nin de yeni konsept mağazasını hazırlıyor. Who is Graziana Calabrese? Graziana Calabrese, interior architecture and product designer, was born in southern Italy, studied in Florence. She worked in retail, residential and hotel projects in the luxury segment. She prepared projects for major brands such as Ferragamo, Antinori, Gucci ve Ritz Carlton and in 2016 she opened a studio in Milan. She did her presentation that the stone furnishings decorated at the 2017 Milan design fair by winning the Design Competition of Region Puglia. Performing a personal set-up on the Milan design week 2017 theme Amazing cliché, stereotyped design trends reinterpreted irreverently and original style. **Calabrese who is an art director for some restaurant chains in New York, London and Milan, also has been projecting the new consept store of The Italian jewelry company Pasquale Bruni, which has stores in Singapore, Malaysia and Italy.

54

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

RÖPORTAJ/INTERVIEW



SULTANHAMAM’DAN / FROM SULTANHAMAM

Sultanhamam’da

76 Valuable Years Spent in

Geçen 76 Değerli Yıl

Sultanhamam

Uzun yıllar önce başladığı ticaret hayatını halen sürdüren, sektörün ‘’Mustafa Amcası’’ Mustafa Erdebil, geçmişten bugüne Sultanhamam’ı, değerli tecrübe ve düşünceleriyle Hometextile okurları için anlattı.

Continuing his business life he started many years ago, “Uncle Mustafa” of the sector, Mustafa Erdebil told about Sultanhamam from past to present with his valuable experiences and thoughts for the readers of Hometextile.

ultanhamam bildiğiniz gibi Osmanlı’dan beri ticaret yapılan tarihi bir bölge. Osmanlının devletçilikteki başarısı şu an bulunduğumuz bölgede çok net görülmektedir. Mesela burada Tığcılar Caddesi vardır. Osmanlı zamanında orası sadece tığcılara verilmiştir. Marpuççular Caddesi’ne zamanında marpuç yapanlar yerleştirilmiştir. Arpacılar Caddesi’nde sadece arpacılar ürün satmış ve Sultanhamam bölgesi daha çok manifaturacılara ait bir bölge olmuştur. O zamanlar manifaturacılar her malı sattığı için burası çok geniş bir alım-satım merkezi haline gelmiştir. Cumhuriyetten önceki yıllarda buraya Avrupa çapında iş yapan Ermeni tüccarlar hâkimdiler. Harp sonrası, cumhuriyet ile beraber bölgeye Anadolu’dan gelen insanlar daha emniyetli gördükleri için genel olarak han içlerine yerleşmeyi tercih etmişler. Bu hanlar çok değerli iş yerleri olsa da 1985’ten itibaren giderek değer kaybetti. Son 15 yıldır bu hanların zemin üstündeki katları bomboş olup, mal sahipleri kiracı bulmakta zorlanmaktadır.

s you know, Sultanhamam is a historical area where commerce has been practiced since the Ottoman times. Ottoman’s success in statism can be observed very clearly in this area we are in right now. For example, there is a Tığcılar (needler) Street here. In Ottoman times, it was given only to needlers. At the time, hookah tube makers were accommodated on Marpuççular Street. On Arpacılar Street, only barley sellers sold products and Sultanhamam area belonged mostly to drapers. Since drapers sold all kinds of goods at that time, this place became a large commerce center. Before the Republic, Armenian merchants who did European-wide business dominated this area. After war, people who came to the region from Anatolia after the Republic preferred to settle in the inside of the inn since they thought it was safer. Although these commercial buildings were very valuable workplaces, they have decreased in value since 1985. For the last 15 years, the upper floors of these commercial buildings are empty and the landlords are having difficulty finding tenants.

Cumhuriyet yoktan yeni bir devlet inşa etmiştir. 1930’lu yıllarda tekstil gibi Türkiye’nin ürettiği hammaddeye dayalı sektör için rahmetli Gazi Mustafa Kemal, Sümerbank tekstil müesseselerini kurmuştur. Bu müesseselerde üretilen ürünler, fabrika malı olarak üretilen ilk yerli sanayi ürünlerimizdir. Bu malları Sümerbank, kendi satış mağazalarında toptan olarak bizlere, İstanbul tüccarları da bu ürünleri Anadolu esnafına satardı.

The Republic built a state out of nothing. In 1930s, the late Veteran Mustafa Kemal founded Sümerbank establishments for sectors that depend on raw material produced in Turkey such as textile. The products manufactured in these establishments are our first domestic industrial products made as factory goods. Sümerbank used to sell these goods to us by wholesale in their own outlets, and İstanbul merchants used to sell these products to Anatolian shopkeepers.

S

56

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

A

RÖPORTAJ/INTERVIEW


Gerek bu mallar gerekse 1950 sonrası özel teşebbüsün ürettiği yerli mallar İstanbul tüccarları tarafından alınarak Anadolu’ya satılırdı. Öyle ki Adana’daki fabrikada üretilen malı Adanalı esnaf ancak İstanbul’a gelip alarak daha sonra memleketine götürüp satabilirdi. Bu Sultanhamam merkeziyeti, 1970 başlarına kadar devam etti.

Both these goods and the local goods produced by private enterprise after 1950 would be bought and sold to Anatolia by İstanbul merchants. In fact, a shopkeeper from Adana could only sell a product produced in a factory in Adana after it was brought to İstanbul and then back to Adana. This Sultanhamam centralism continued until the beginning of 1970s.

Sultanhamam’a geliş hikâyemiz… Bir müderris oğlu olan rahmetli babam, 1922 senesinde Denizli’nin Buldan kazasında amcamla birlikte ticarete başlamış. Babam, iş için yaptığı seyahatlerde uzun yıllar boyunca Sultanhamam tüccarları ile alışveriş yapmış, 1922’den 1942’ye kadar 20 senede oluşan tecrübe ve birikim ile Sultanhamam’da gördüğü istikbale güvenerek bizi de yanına almış ve Buldan’daki işlerin başına amcamı geçirerek 1941 senesinin sonunda İstanbul’a yerleşmiş. Ben o zaman dört yaşımdayım. O yıllarda buralarda manifatura işi şöyle; Öncelikle her şey yerli üretimdi, 1923’ten 1950’lere kadar Türkiye’de ihracat ve ithalat 100 milyon dolarlar civarında seyretti. Bu nedenle Türkiye’nin tekstile, manifaturaya, giyime verecek dövizi yoktu. Bu ihtiyaçlar, Denizli bölgesinde Babadağ, Buldan gibi yerlerden -ki buralar daha ziyade Osmanlı döneminin dokuma tekstil işini yapan bölgeleridir- bugün abiye dediğimiz ipek üzerine fantezi mal üreten bölge olan Bursa’dan, bir de kaba iplikten kilim üretimi yapılan Antep bölgesinden karşılanırdı. Böylece bu ürünler saydığım bu bölgelerden İstanbul’a gelir ve İstanbul’daki tüccarlar vasıtasıyla o zaman sayısı 67 olan Türkiye’nin tüm vilayetlerine gönderilirdi.

The story of us coming to Sultanhamam… My father, who was the son of a professor, started trade with my uncle in Denizli’s Buldan district in 1922. He did business with Sultanhamam merchants for many years in his business trips, and believing in the future he foresaw in Sultanhamam with his experience and knowledge of 20 years, he took us with him and settled in İstanbul in 1941, leaving my uncle in charge of the business in Buldan. I was four years old at the time. The state of drapery around here in those years is: First everything was local production, from 1923 to 1950s export and import in Turkey were around 100 million dollars. Therefore Turkey did not have foreign exchange to spend on textile, drapery and clothing. These needs used to be met by places such as Babadağ and Buldan in Denizli region – these are the regions that mostly did Ottoman period weaving textile work – Bursa, which is the region that manufactures fancy goods based on silk that we call dressy nowadays, and Antep region where rug production from coarse yarns were made. So, these products would be brought to İstanbul from these regions I mentioned and then sent to all provinces of Turkey the number of which was 67 at the time, via merchants in İstanbul.

Senet yok, sadece itimat var O yıllarda hiç senet ve çek yoktu, tüm ticaret itimat üzerine ilerlerdi. Tamamen itimat edilerek Antep’e, Bursa’ya ve Denizli’ye sipariş verilir ve oradan da mallar gelirdi. Bu mallar üretim yerlerinden balyalar halinde İstanbul’a gönderilirdi. Buradan da Anadolu müşterisinin defalarca tamir ettirip kullandığı çuval ve büyük balya jutları ile ambalajlanıp ambarlar aracılığı ile sevk edilirdi.

No bills, only trust There didn’t use to be cheques or bonds in those years, all trade was based on trust. With complete trust, orders would be placed to Antep, Bursa and Denizli and the products would come from there. These products would be sent to İstanbul in Bales from production sites. And from there, they would be packaged with sacks and large

Senet yok, sadece itimat var No bills, only trust


Buraya mal almak için gelen tüccarların mallarını, çuvallara “baladur” dediğimiz kişiler yerleştirirdi. Baladurluk yapmak bir sanattır çünkü aynı hacmin içine çok fazla şey yerleştirilebilirdi. O balyalar nereden baksanız 80-100 kg arasındadır. Biz baladurlardan çok şey gördük, öğrendik öyle ki sonraları kendimiz çuval yapmaya başladık. Bu balyalar hazır olduğunda hemen Malatyalı 6 kardeşim gelir, biri balyanın altına girer diğerleri yanlardan tutardı, biz onlara bölük deriz. O balyalar maalesef daha hafif olmazdı. “Keşke daha hafif yapsalar da adamlar daha rahat taşısa” diye düşünürdüm ama yapamazlardı. Çünkü balyanın şehir dışına gidişi o zamanlar 15 lira, 15 liraya 8 kilo gidemezdi. Hazır mal gidiyorken en az 80 kilo gitmeliydi. 1950’ler ve sonrası… 14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra Türkiye’ye ithal mallar girmeye başladı. Önceleri bize Antep’ten Buldan’dan gelen malların yerini Rusya’dan gelen pijamalıklar, İngiltere’den gelen poplin kumaşlar almaya başladı. Poplin kumaşlardan gömlek dikmeye başladık. O yıllardan itibaren bütçe açığımızı artıran ithal malların alımı fazlalaşmaya başladı. E tabii her şeyin bir karşılığı vardı, siz Buldan malından pijama giymeyi bırakır Rusya’dan pijama giymeye başlarsanız ve onun karşılığında gönderecek bir malınız yoksa doğal olarak borçlanmaya başlarsınız.

Sultanhamam Üniversitesi kapandı. Sultanhamam University is closed

Sultanhamam’da daha çok Ermenilerin oluşturduğu bir ahlak vardı. Buna ticari ahlak deriz ve bu ticaretin altın kurallarından biridir. Anadolu’dan gelen medrese eğitimi almış kişiler burada dini ahlakın ticari boyutunu da öğrendiler. Buradaki tüccarlardan nasıl tüccar olunacağını öğrendiler. Ben, köklü ve varlıklı Ermeni tüccarların zamanına yetiştim. Babam, onlara mal almaya gittiğinde beni de götürürdü, her şeyleri ile çok farklıydılar. Sultanhamam’ın ticaret kültürü onların sayesinde oluştu. Çalışanlar, patronlarına; ağabey, amca, beyefendi veya patron yerine “usta” derdi. Adam olmayı, piyasayı ve işi öğrensin diye Sultanhamam’a verilen gençler, ustasının yanında işi öğrenir, sermaye biriktirir, bir zaman sonra da ustasının yanından ‘Ben dükkân açmak istiyorum’ diyerek ayrılırdı. Usta, uygun görüyorsa “Sen dükkânı aç, ben senin piyasadaki referansınım” derdi. Şimdilerde çıraklar, ustayı beğenmez oldu, o eski usta-çırak münasebeti maalesef kalmadı. Sultanhamam, anlatmış olduğum ekolün kurmuş olduğu bir üniversiteydi. Zamanla Anadolu’dan gelenleri de bünyesine asistan veya doçent olarak kattı. “Tahsiliniz ne?” soruna cevap olarak, “Ortaokuldan sonra Sultanhamam’a girdik, orada eğitim aldık” denilirdi. Birine kız alınacağı zaman bile Sultanhamam’da yetiştim, şu ustanın yanındaydım demek yeterliydi. Piyasa birbirini iyi tanırdı ve herkes gerektiği zaman doğru istihbaratı verirdi. Şimdi sadece bankaya soruyoruz… Sultanhamam Üniversitesi kapandı Osmanlı döneminde uzak mesafelerden hayvanları ile gelen tüccarlar hanlar bölgesinde konaklar ve bu hanlarda ticaret yaparlardı. Tren ve otobüs kullanılmaya başladığında, alıcı akşam trene veya otobüse biner, sabah İstanbul’da inerdi. İner inmez Sultanhamam’a gelir, parasını, çuvalını en iyi tanıdığı tüccara emanet ederdi. Yakın yerden gelmişse, gün içinde işi bitirir, ambara mallarını verir, akşam memleketine dönerdi. Eğer alıcının birkaç gün kalması gerekiyorsa Sirkeci’deki mütevazı otellerin yolunu tutardı. Değişen hayat standartları ile Taksim’deki oteller tercih edilmeye başlandı. Derken Sultanhamam piyasası yetmez oldu, çeşitlilik

58

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

çoğalınca dağılmalar başladı. Konfeksiyoncular Osmanbey’e, kumaşçılar Merter’e, dericiler Zeytinburnu taraflarına geçti. Piyasadaki bu değişimlerle, büyük tüccar dediğimiz kişilerin zaman zaman işi bırakmak zorunda kaldıklarını gördük. Farklı tahsiller gören evlatlar, masa başı işleri sevmeye başladı. Babalarının dükkânında kazanacakları paranın yarısına başka yerde masa başında çalışmayı tercih ettiler. Baba ölünce işi yapacak kimse kalmadı, dükkânlar satıldı. Buralara, Sultamhamam kültürüne çok uzak, gerçek anlamda tüccar olamayacak karakterde insanlar yerleşmeye başladılar. Sultanhamam 1970’li yıllardan itibaren hem dağılması hem de yeni gelenlerin eğitimsizliği yüzünden bitmeye başlamıştı. 1980’de ise artık bitmişti. 1980’lerden sonra sosyolojik olarak değişen Türkiye de, Sultanhamam da giderek dağılmaya devam etti. Bu durum, bugünlere kadar sürdü. Şimdi 6-8 ayda bir dükkânlar değişiyor. Neden? Çünkü artık Sultanhamam Üniversitesi kapandı. Bundan sonrası… Sultanhamam artık perakendeciliğe dönüşüyor. Yerli halkın ve yabancı turistin “Daha ucuza mal alırım” diye geldiği bir yer olma yolunda ilerliyor. Belki de kafelerin ve restoranların çoğalması ile çok yakında turistlere daha çok hitap edecek, bizlerin yerini tamamen perakendecilerin aldığı bir yer olacaktır. RÖPORTAJ/INTERVIEW


In Sultanhamam, there was an ethic created mostly by Armenians. We call this business ethic and it is one of the golden rules of trade. People who received madrasah education coming from Anatolia learnt the business dimension of religious ethics in here. From the merchants in here, they learnt how to be merchants. I was raised in the time of deepseated and wealthy Armenian merchants. My father would take me with him when he went to buy goods from them. They were very different in every way. The trade culture of Sultanhamam developed thanks to them. The employees would call their bosses “master” instead of brother, uncle, sir or boss. The youngsters who were brought to Sultanhamam so that they would learn the market, the business and how to become men would learn the job aside their masters, save capitals and after a while leave their masters saying ‘I’d like to open my own shop’. If the master saw fit, he would say “Open your shop, and I’ll be your reference in the market”. Nowadays, apprentices sniff at masters, and the master-apprentice relationship is no more. Sultanhamam was a university founded by the ecole I explained. Over time, it incorporated those who came from Anatolia as assistants and associate professors. When asked “What is your educational status?” one would answer “After middle school, we got into Sultanhamam and trained there”. Even when arranging a marriage, it was sufficient to say “I trained at Sultanhamam, with so an so master”. Those in the market would know one another well and everyone provided the correct information when necessary. Now we only ask the banks…

bale jutes that Anatolian customers repeatedly repaired and reused, and dispatched via warehouses. People we call “baladur” would put the products of merchants who came here in order to buy products into the sacks. The job of a baladur is a craft because they could put a lot of things in the same amount of space. Those bales must be at least 80-100 kg. We have learnt so much from baladurs that later we started to make sacks ourselves. When these bales were ready, 6 friends from Malatya would come, one would get under the bale and the others would hold it from the sides. We call them a squad. Unfortunately those bales wouldn’t be lighter. I would think “I wish they made them lighter so that the men could carry them more easily” but they couldn’t, because it cost 15 liras to get them out of town. 15 liras couldn’t leave with 8 kg. They had to be at least 80 kg so it would be worth the money. 1950s and later… After the elections of 14 May 1950, imported goods started to get in Turkey. The goods that came to us from Antep and Buldan were being replaced with pajama fabrics from Russia and poplin fabrics from England. We began sewing shirts with poplin fabrics. The purchase of imported goods that enlarged our budget deficit started to increase as of those years. Of course, everything has a price. If you stopped wearing pajamas made of Buldan materials and started to wear pajamas from Russia and don’t have any goods to send in return, naturally, you would start running into debt.

Sultanhamam University is closed In Ottoman period, merchants who came from long distances with their animals would accommodate at the inns area and do business in these inns. After trains and buses started to be used, the buyer would take the train or bus in the evening and get off in İstanbul in the morning. As soon as they got off they would come to Sultanhamam and leave their money and sack to the merchant they knew best to keep them safe. If they came from a close location they would finish their errands during the day, give their goods to the warehouse and go back home in the evening. If the buyer needed to stay for a few days, they would make their way to modest hotels in Sirkeci. With the changing life standards, the hotels in Taksim began to be preferred. Then Sultanhamam market was not enough, fragmentation began as variety increased. Ready-made sellers head towards Osmanbey, drapers towards Merter and leather dealers towards Zeytinburnu. With these changes in the market, we saw from time to time that those we considered great merchants were forced to quit the business. Children who trained in other areas started to prefer desk jobs. They chose to work desk-bound in other places for half the money they would have made in their fathers’ businesses. When the fathers passed away, nobody was left to do the business, and shops were sold. People who are not cut out for being merchants, who are strangers to the Sultanhamam culte started to settle in here. Sultanhamam had begun to deteriorate as of 1970s because of fragmentation and the lack of education of newcomers. In 1980s it was over. After 1980s, both the sociologically changed Turkey and Sultanhamam continued to fall apart. This situation continued to this day. Now, shops pass into other hands every 6-8 months. Why? Because Sultanhamam University is closed now. From now on… Sultanhamam is turning into retail. It is becoming a place where local people and foreign tourists come in order to buy cheap products. Maybe it will become a place which will attract tourists more with the increase of the numbers of cafes and restaurants, and where retailers replace us entirely.


KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

Alacalı Parmak İzleri Multicoloured Fingerprints Göller Yöresi, birbirinden güzel doğa harikalarının ve tarihsel değerlerin bulunduğu, ülkemizin çok tanınan bölgelerinden biri. Bu yörenin illerinden olan Burdur, sahip olduğu köklü tarih ile ülkemizde kültürel turizmin önemli noktaları arasında yer alıyor. UNESCO tarafından 2009 yılında Dünya Mirası Geçici Ulusal Listesi’ne alınan imparatorların gözde şehri Sagolossos ve yine UNESCO tarafından 2016 yılında Dünya Geçici Miras Listesi’ne alınan gladyatörlerin şehri Kibyra, Burdur ilinin sahip olduğu sembolleşmiş birçok antik kentin içinde en çok bilinen yerlerdir.

Region of Lakes is one of the popular regions of our country with natural wonders and historical assets one more beautiful than the other. One of the provinces of this region, Burdur, takes an important place of the culturel tourism in our country for its deep-rooted history. The favorite city of emperors, Sagolossos, which was added to the World Heritage Temporary List in 2009 by UNESCO, and also the city of gladiators, Kibyra, which was added to the World Heritage Temporary List in 2016 by UNESCO, are the most wellknown sites among Burdur’s many symbolical antique cities

ehrin bir diğer sembolik değeri ise el sanatlarıdır. İlk yerleşimin 1071-1100 yılları arasında görüldüğü Burdur’a 1800-1820 yılları arasında büyük göçler yaşanmıştır. Halkın önemli ekonomik geçim kaynaklarından olan dokumacılık bu süreçte hızla gelişmiş ve dokuma tezgâhları ilin neredeyse her bölgesine yayılmıştır. Kültürel anlamda çok fazla çeşitliliğe sahip ilin en eski el sanatlarından olan “alaca dokumacılığı” yaklaşık olarak 150 yıllık tarihi geçmişe sahiptir. 1950’lere kadar neredeyse her evde en az ikişer tane bulunan dokuma tezgâhları, alaca dokumacılığının kadın erkek fark etmeksizin hanede yaşayan herkes tarafından yapıldığını göstermektedir. 1950’lerden sonra hızla gelişen sanayi, fabrikaların çoğalmasına sebep olmuş ve bu gelişmeler alaca dokumacılığının giderek güç kaybetmesine yol açmıştır.

nother symbolical value of the city is handicraft. Between the years 1800-1820, big migrations to Burdur, where the first settlement was observed between the years 1071-1100, took place. One of the important means of livelihood of the people, weaving, was developed rapidly in this period and weaving looms spread to almost all regions of the province. One of the earliest handicrafts of the culturally diverse province is “Alaca Weaving” and it has a history of approximately 150 years. The fact that there were at least two weaving looms at every household shows us that alaca weaving was practiced by everyone in a household, regardless of gender. The rapid development of industry after 1950s caused factories to increase in number and alaca weaving to gradually decline.

S, 60

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

A


Alaca dokumasının, iplerin kaleme doldurulması, çözgü yapılmadan önce iplerin sayılarak kontrol edilmesi, hazırlanan çözgünün tezgâha takılması ve tezgâha yerleştirilen çözgünün dokunması gibi uzun ve sabır gerektiren aşamaları vardır. Daha önceleri çözgü iplerinin hazırlığı dikey hazırlanan demir aparatlarda yapılırken günümüzde dolaplar aracılığıyla yapılmaktadır. Söz konusu dolaplar, çözgü hazırlamak için birbirinin içine girebilecek biçimde kalın çıtalardan yapılmış iki dikdörtgenin oluşturduğu bir düzenekten ibarettir. İplerin çaprazlığının alınmasını sağlayan çiviler bu dolapların uzun kenarlarında bulunurlar. Alaca kumaşlarının kullanım alanları, zaman içinde insanların ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiştir. Tülbent, çarşaf, masa ve yatak örtüsü, minder, eşarp, gömleklik kumaş, üçetek, şalvar ve hamam bohçası, alaca dokumalarının bilinen en yaygın kullanım şekillerindendir. Alaca weaving has stages that are long and require patience, such as tying the yarns around cones, counting and checking the yarns before warping, attaching the warp that was prepared to the loom and weaving the warp that was attached to the loom. While the preparation of the warps used to be done with vertical iron apparatuses, nowadays it is done through cupboards. Said cupboards are mechanisms consisting of two rectangles made of thick laths intertwining in order to prepare warps. The nails that enable the crossing of the yarns are placed on the long sides of these cupboards. Areas of usage of alaca fabrics have changed over time in accordance with people’s needs. Cheesecloth, linen, tablecloth and bed cover, cushion, scarf, shirt fabric, üçetek, shalwar and bath bundle are the most common usages known of alaca weaving.


Yaşama Dokunanlar Platformu tarafından Türkiye’nin değerlerini ve geleneklerini yaşatmak amacıyla 2017 yılında düzenlenen Türkiye Kültür Ürünleri Oscar Yarışması’nda, Burdur Belediyesi Alaca Dokuma Atölyesi’nde üretilen alaca dokumaları, 63 şehir arasından finale kalarak, katılımcıların ve jürinin büyük beğenisini toplamıştır. Günümüzde halıcılık sektörünün öne geçmesi nedeniyle Burdur alacasının dokuma tezgâhları yok denecek kadar az sayıya inmiş bulunuyor. Bu değerli geleneksel el sanatının giderek yok olduğunu fark eden Burdur Belediyesi, 2004 yılında ‘Burdur El Sanatlarını Geliştirme Projesi’ni hazırlamış, “Alaca Dokumaları AB Aktif İşgücü Stratejisi Programı Türkiye İş Kurumu’na Destek Projesi Hibe Planı” olarak hazırlanan projeye katılan kursiyerler eğitimler almıştır. Burdur Belediyesi Halı Sarayı binasında mevcut tezgâhlarda Burdurlu hanımlar tarafından alaca dokumaları bütün güzelliği ile dokunmaya devam etmekte, bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekmektedir. Dokunan her bir bez sayesinde bu değerli geleneğimizin ömrü biraz daha uzamaktadır. Kaynakça/ Bibliography: http://www.blaca.net/alacakumas.html https://www.haberler.com/burdur-alaca-dokumasi-kultur-oskarlari-nda-finalde-9513769-haberi/http://www.burdurkulturturizm.gov.tr/ TR,154466/el-sanatlari.html Naile Rengin Oyman, ‘Burdur İli Alaca Dokumalarının Tarihçesi, Desen, Kompozisyon Özellikleri ve Günümüzdeki Durumu’, Uluslararası Geleneksel Sanatlar Sempozyumu, 16-18 Kasım, İzmir,2006 Naile Rengin Oyman, ‘The History, Pattern, Composition Qualities and Current State of Alaca Weaving of Burdur Province’, International Symposium of Traditional Arts, 16-18 November, İzmir,2006

62

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

In Turkey Culture Products Oscar Contest held by Yaşama Dokunanlar Platformu in 2017 in order to sustain Turkey’s values and traditions, alaca weaves manufactured in Burdur Municipality alaca weaving workshop got to the finals out of 63 cities and were appreciated greatly by the jury. Nowadays Burdur alaca weaving looms have been reduced to almost none due to the rise of carpet sector. Realizing how this precious traditional handicraft is fading away, Burdur Municipality organized ‘Developing Burdur Handicrafts Project’ in 2004 and trainees who participated in the project organized as “Alaca Weaving EU Active Labour Force Strategy Program Support to Turkish Employment Agency Project Grant Plan” underwent training. Alaca weaving still continues to be practiced with all of its beauty by women of Burdur on the looms available at Burdur Municipality Carpet Palace building, and is a big attraction for tourists in the region. Thanks to each fabric that is weaved, the life-span of this precious tradition is increased.



GEZİ / TRAVEL

Sevgisi Bir Ömre Bedel Semt:

A Love Worth a Lifetime:

Beykoz

Tarih, en çok unutulmaktan korkar. Eğer İstanbul gibi kökleri olan bir şehirdeyseniz hangi semtin kapısını aralasanız size geçmişi anımsatacak keskin bir tarih kokusu gelir burnunuza. Yüzyıllardır üzerinde kurulan medeniyetler, savaşlar, çağ atlatan tarihi olaylar hala İstanbul’un kalbinde yaşamaktadır. Bu yüzden insanlarda sonsuz bir gezip görme isteği uyandırır. Her bir semtinin ayrı hikâyesi vardır, her hikâyenin ayrı kahramanları… History is most afraid of being forgotten. If you’re in a city that has a long history like İstanbul, you’ll get a strong smell of history that reminds you of the past whichever neighbourhood’s door you open. The civilizations that have been created on it for hundreds of years, the wars, the historical events that ended and started eras still live in the heart of İstanbul. For this, it creates an endless desire to sightsee. Each neighbourhood has its own story, and every story has its own characters… İstanbul’un tarihi kokusunu iliklerinize kadar çekebileceğiniz ilçelerden biri de Beykoz.

Beykoz is one of the districts where you can inhale the historic fragrance of İstanbul.

Ünlü Şair Yahya Kemal Beyatlı, Mihrabat Korusu’ndaki tepeden Boğaz’ı ve İstanbul’u izlerken “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul” dizeleri kaleminden dökülmüş ve “Bir Başka Tepeden” şiiri doğmuştur. Özdemir Asaf, “Olmak İsterdim” şiirinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu “İstanbul Destanı-1” adlı şiirinde, Faruk Nafiz Çamlıbel “İshakağa Çeşmesi” şiirinde Beykoz ve güzelliklerinden bahsetmiştir. Zeki Müren’in seslendirdiği bestesi Avni Anıl’a ait olan “Bir geceye bin ömür verilir Kanlıca’da” isimli Türks anat müziği eseri Kanlıca’yı en güzel anlatan eserlerden biridir.

Famous poet Yahya Kemal Beyatlı wrote the line “I looked at you from another hill, dear İstanbul” while watching İstanbul from a hill in Mihrabat Grove, and the poem “From Another Hill” was created. Özdemir Asaf in his poem “I’d Like to Be”, Bedri Rahmi Eyüboğlu in his poem “İstanbul Saga-1”, and Faruk Nafiz Çamlıbel in his poem “İshakağa Fountain” talked about Beykoz and its beauties. Performed by Zeki Müren and composed by Avni Anıl, Turkish classical music song “A night in Kanlıca is worth a thousand lives” is one of the works that describe Kanlıca best.

Daha nice şiirler, nice besteler, nice hikâyeler…

So many more poems, compositions, stories…

Beykoz’un ünlüleri arasında daha birçok değerli isim yer almaktadır. Yazar, gazeteci ve yayıncı Ahmet Mithat Efendi, “Dünyanın en güzel şehri İstanbul, İstanbul’un en güzel yeri Beykoz, Beykoz’un en güzel yeri benim yalımın olduğu yerdir.” demiş ve bu sözü çok meşhur olmuştur. İstanbul’a hayranlığı ile bilenen Beykozlu şair Orhan Veli Kanık’ın “İstanbul’da Boğaziçi’nde Bir Garip Orhan Veli’yim” dizelerini bilmeyen yoktur. Türk sinemasının efsanelerinden, hafızalarımızın Turist Ömer’i Sadrı Alışık, Beykoz doğumlu sanatçılardandır. Ünlü “Kaplumbağa Terbiyecisi” eseri başta olmak üzere onlarca meşhur tablosu bulunan ressam Osman Hamdi Bey, Beykozludur. Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte mareşal ünvanına sahip Türkiye’nin ikinci ve son mareşali olan Mareşal Fevzi Çakmak, Beykoz doğumlu Türk asker ve devlet adamıdır.

There are many more figures among the famous people of Beykoz. Writer, journalist and publisher Ahmet Mithat Efendi said “The most beautiful city in the world is İstanbul, the most beautiful area in İstanbul is Beykoz, and the most beautiful place in Beykoz is where my waterfront is.” which became a very famous statement. Everyone knows the lines that poet Orhan Veli Kanık from Beykoz, known for his adoration for Istanbul, wrote: “I am but poor Orhan Veli in İstanbul, Bosphorus” One of the legends of Turkish cinema, Sadri Alışık who is known for his role Tourist Ömer, was one of the artists born in Beykoz. Artist Osman Hamdi Bey who has tens of famous paintings, notably the “Tortoise Trainer”, was from Beykoz. Marshall Fevzi Çakmak, who held the marshall rank together with Mustafa Kemal Atatürk and was the second and last marshall in Turkey, was a Turkish soldier and statesman born in Beykoz.

64

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017


Beykoz İstanbul’un en eski fabrikalarına ev sahipliği yapmıştır. 1810 yılında kurulan Beykoz Kundura Fabrikası, uzun yıllar Osmanlı ve Türk ordusunun ayakkabı ihtiyacını karşılamış, 1933 yılında Sümerbank’a devredilmiştir. Bir süre üretime devam eden fabrika 1999 yılında üretimi durdurmuştur. 2004 yılında özelleştirilen fabrika günümüzde set olarak dizi ve film sektörüne hizmet etmektedir. Beykoz sınırları içerisinde bulunan bir diğer tarihi fabrika ise 19. yüzyılda cam, porselen ve mum imalathanelerinin olduğu Paşabahçe semtinde, 1934 yılında kurulan cam fabrikasıdır. Fabrika 2002 yılında üretimini durdurmuştur.

Beykoz was home to the earliest factories of İstanbul. Beykoz Shoe Factory, established in 1810, supplied the Ottoman and then Turkish army with shoes for many years, and was transferred to Sümerbank in 1933. The factory continued production for a time and stopped it in 1999. Privatized in 2004, the factory now serves as a set for series and movies. Another historical factory in Beykoz is the glass factory which was established in 1934 in Paşabahçe neighbourhood, where there were glass, porcelain and candle workshops in the 19th century. The factory stopped production in 2002.

Beykoz’da sayısı oldukça fazla olan tarihi eserler ve mekânlar bulunmaktadır:

There are many historical artifacts and places in Beykoz:

ANADOLU FENERİ İstanbul Boğazı ile Karadeniz’in birleştiği Yon (Hrom) Burnu üzerinde, karşı kıyısındaki Rumeli Feneri ile arasında 2 deniz mili olan Anadolu Feneri, İstanbul’un sayılı deniz fenerlerinden ve sembollerinden biridir. Bulunduğu bölgeye adını veren Anadolu Feneri, 1834 yılında yapılmıştır. 1858 yılında Fransızların yapıyı genişleterek kuleyi yeniden düzenlemesi ile yeni halini alan fener, yapıldığı günden beri denizcilere yol göstermektedir. ANADOLU FENERİ On Yon (Hrom) Headland where İstanbul Strait and Black Sea unite and 2 sea miles across Rumeli Feneri, Anadolu Feneri is one of İstanbul’s few lighthouses and symbols. Situated on the area named after it, Anadolu Feneri was constructed in 1834. After the French expanded the structure and readjusted the tower in 1858, the lighthouse took its final form and has been guiding sailors since the day it was built.

ANADOLU HİSARI KALESİ Yıldırım Bayezid tarafından 1395 yılında yaptırılan Anadolu Hisarı Kalesi, Göksu Deresi’nin Boğaz’a karıştığı noktada bulunmaktadır. ANADOLU HİSARI CASTLE Constructed by Yıldırım Bayezid in 1395, Anadolu Hisarı Castle is located on the spot where Göksu Brook flows into the sea.

ANADOLU KAVAĞI Rivayete göre, seneler önce çok yaşlı ve büyük çınarlardan kavak diye bahsedilirmiş. Beykoz’un bu şirin köyünün adı bu sebeple Anadolu Kavağı olmuştur. Denizi, temiz havası, taptaze balıkları, meşhur Yoros Kalesi ile görülmek istenen bir yer olan bu şirin balıkçı sahil kasabası, içinde doğanın huzur veren tonlarını barındırıyor. ANADOLU KAVAĞI According to rumours, very old and big sycamore trees used to be called poplar (kavak) many years ago. Thus, this cozy village of Beykoz was named Anadolu Kavağı. This cozy fishing town which is an attraction for sightseers with its sea, fresh air, fresh fish and famous Yoros Castle, contains soothing shades of nature.

YOROS KALESİ Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları’nın Karadeniz’e açılan kapısı olarak bilinen Yoros Kalesi, 800 yıldır bulunduğu tepeden Boğaz’ı izliyor. İstanbul’un kültürel miraslarından biri olan kale, Beykoz’un en güzel noktalarından birinde yer alıyor.

YOROS CASTLE Known as the gate of Roman, Byzantine and Ottoman Empires’ gate to the Black Sea, Yoros Castle has been watching the Bosphorus from the hill it’s sitting on for 800 years. The castle, which is one of İstanbul’s cultural heritages, is situated on one of the best spots in Beykoz.


YUŞA TEPESİ Rivayete göre, Hz. Musa “iki denizin birleştiği yere kadar” gitmeyi, orada Hızır Peygamber ile buluşmayı planlamıştır. Hz. Yusuf 'un neslinden olup, Hz Musa ile aynı zamanda yaşayan Hz. Yuşa, Musa Peygamber’in yardımcısıdır ve onunla birlikte bu gizemli ve uzun yolculuğa çıkmıştır. Bu yolculuk esnasında Boğaziçi’ne kadar gelmişler ve yanlarında yemek için getirdikleri balığın akıntıya kapılıp yolunu bulması ile doğru yerde olduklarını anlamışlardır. Hz. Yuşa burada vefat ederek, bu tepeye gömülmüştür, bu sebeple bu tepenin adı Yuşa Tepesi olmuştur. İstanbul’un en çok ziyaret edilen türbelerinden olan Yuşa Türbesi, manevi yolculuğa çıkanların mutlaka uğradığı noktalardan biridir. JOSHUA’S HİLL According to legend, prophet Moses planned to go where “two seas unite” and meet Khidr. Being from the same generation as prophet Joseph and living in the same date as prophet Moses, Joshua is prophet Moses’ helper and went on this mysterious and long journey. In this journey, they came all the way to Bosphorus and realized they were in the right place when the fish they brought to eat went adrift and found its way. Joshua passed away on this location and was buried on this hill, therefore it was named Joshua’s Hill. One of the most visited tombs of İstanbul, Joshua’s tomb, is a spot frequented by those on a spiritual journey.

ONÇEŞMELER Onçeşmeler, diğer ismi ile İshak Ağa Çeşmesi, görsel ihtişamı ile Beykoz’un en değerli tarihi yapıtlarındandır. Mimar Sinan tarafından yaptırılan, ikisi büyük, dörder tanesi büyük çeşmelerin her iki yanında toplam 10 lüleden oluşan çeşmeye, bu mimari özelliği nedeniyle Onçeşmeler denilmiştir. Ünlü ressamlarımızdan İbrahim Çallı'nın “İshak Ağa Çeşmesi" tablosu, Faruk Nafiz Çamlıbel’in “On lüleden fışkırıp mermeri oyan sular, Asırlarca Kerem'in Aslı'yle dertleşmesi, Mermer bir kalp önünde su kesilmiş duygular, Bir gönül destanıdır İshak Ağa Çesmesi!...” dizelerinin geçtiği şiir vb. eserlerle Onçeşmeler, Türk sanat tarihinde birçok şair ve ressama ilham kaynağı olmuştur.

HİDİV KASRI 1907 yılında Mısır’ın son hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından yaptırılan Hidiv Kasrı, ailesinin 1937 yılında yapıyı İstanbul Belediyesi’ne satması ile yepyeni bir yüze kavuşmuştur. Çeşitli bakım ve yenilemelerden geçen kasır, günümüzde restoran ve kafe olarak hizmet vermektedir.

ONÇEŞMELER Onçeşmeler, also known as İshak Ağa Fountain, is one of the most valuable historical structures of Beykoz with all its visual magnificence. The fountain, built by Sinan the Architect, is called Onçeşmeler (ten fountains) because it consists of ten taps in total on two sides of the fountain. Onçeşmeler has been an inspiration for many poets and artists in the history of Turkish art, for example the painting “İshak Ağa Fountain” by our famous artist İbrahim Çallı, and the lines of a poem by Faruk Nafiz Çamlıbel “İshak Ağa Fountain is a saga of the heart!”

KHEDİVE PALACE Built by the last Khedive of Egypt, Abbas Hilmi Pasha in 1907, Khedive Palace gained a brand new appearance when his family sold the structure to the İstanbul Municipality in 1937. The palace underwent maintenance and renovation, and now serves as a restaurant and café.

Boğazda bulunan 336 tarihi yalının 109’u Beykoz’da bulunmaktadır.

109 of the 336 historical waterfront residences in the Bosphorus are located in Beykoz.

Beykoz’un diğer ünlü semtleri ve tarihi mekânları arasında Anadolu Hisarı ve Anadolu Hisarı Kalesi, Küçüksu Kasrı, Kanlıca, Mecidiye Kasrı, Göksu, Mihrişah Sultan Çeşmesi, Abraham Paşa Korusu, Anadolu Hisarı Namazgahı, Anadolu Hisarı Nişangahı, Paşabahçe, Çubuklu gibi yerler bulunmaktadır. Among the other famous neighbourhoods and historical places of Beykoz are Anadolu Hisarı and Anadolu Hisarı Castle, Küçüksu Palace, Kanlıca, Göksu, Mihrişah Sultan Fountain, Abraham Pasha Grove, Anadolu Hisarı Namazgahı, Anadolu Hisarı Nişangahı, Paşabahçe and Çubuklu.

66

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017



Beykoz’a Özel Lezzetler Tastes Unique to Beykoz Semtlerin kimliklerine tarihi ve coğrafi özelliklerinin yanında değer katan diğer bir etken, mutfaklarıdır. Tarih boyunca damaklarda iz bırakan, geçmişten günümüze gelebilmeyi başarmış, Beykoz’a ait özel tatlardan en bilinenleri şöyledir:

Tarihi Kanlıca Yoğurdu Historical Kanlıca Yoghurt

Tarihi Kanlıca Yoğurdu 1877-1878 yıllarında savaştan kaçan Bulgarların bölgeye göçü ile Kanlıca yoğurdunun tarihçesi başlamış olur. Tamamen doğal ve yapım aşaması itibariyle kendine özgüdür. Bulgar göçmenlerinin yapıp sattığı yoğurdu keşfeden İsmail Ağa, bir süre bunları alıp satmış, sonra da üretmeye başlamıştır. Beykoz Kanlıca’da bulunan İsmail Ağa Kafesi günümüzde de aynı lezzeti Boğaz’ın en güzel yerinde sunmaya devam etmektedir. Beykoz Paçası Paça çorbası söz konusu olduğunda, Tarihi Tolon İşkembe ve Paça Salonu, Beykoz usulü paça yapımında yıllardır en çok tercih edilen mekânlar arasında üst sıradaki yerini koruyor. Beyinli Beykoz Kebabı Bu meşhur yemeğin tarihçesi Osmanlı saraylarına kadar dayanmaktadır. Beyinli Beykoz kebabı, Beykoz’un yaşlılarının tarifleri ve anlattıkları yapılış usulleri ile günümüze kadar gelebilmiştir. Günümüzde kafe ve restoran olarak hizmet veren Abraham Paşa Yalısı, zengin çeşit içeren menüsünde beyinli Beykoz kebabını da bulunduruyor. Taratorlu Taze Fasulye Salatası Beykoz ve çevresinin ormanlık alan üzerine kurulu olması, bölgede bol bitki çeşidinin yetişmesini sağlamıştır. Beykoz’da yeşerip günümüzde hepimizin sofralarına kadar gelen taratorlu taze fasulye Salatası da Osmanlı saray mutfağının bize kattığı tatlardandır. Beyinli Beykoz Kebabı Beykoz Kebab with Brains Taratorlu Taze Fasulye Salatası Green Beans Salad with Tarator

Beykoz Paçası Beykoz Trotter

One of the factors that add value to the identity of a district, besides its historical and geographical qualities, is its cuisine. The most wellknown tastes from Beykoz that make marks on palates and has managed to reach the present from the past are: Historical Kanlıca Yoghurt The history of the Kanlıca Yoghurt began with the immigration of Bulgarians who escaped war in 1877-1878 into the area. It is completely natural and unique with its phases of making. Discovering the yoghurt Bulgarian immigrants made and sold, İsmail Ağa traded it for a while, then started to produce it. İsmail Ağa Cafe in Beykoz, Kanlıca still offers the same taste in the most beautiful place of the Bosphorus. Beykoz Trotter When it comes to trotter soup, Historical Tolon Tripe and Trotter Salon preserves its place on the top of the list of most preferred places in Beykoz-style trotter. Beykoz Kebab with Brains This famous dish dates back to Ottoman palaces. Beykoz Kebab with Brains survived to this day thanks to the recipes and instructions by the elderly. Abraham Pasha Yalısı, serving as a café and restaurant today, keeps Beykoz Kebab with Brains on its menu rich in variety. Green Beans Salad with Tarator The fact that Beykoz is located on a forested land enables a wide variety of plants to grow in the area. Grown in Beykoz and arriving at our tables, Green Beans Salad with Tarator is one of the tastes that Ottoman palace cuisine bestowed us.

68

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017


Mood 2017 – Hall 2 A23 Hometex 2017 – Hall 8 D10 Heimtextil 2018 – Hall 4.1 H60 Evteks 2018 – Hall 4 E00 International Observatory- CernobbioShed

Address: Dosab Istanbul Cad. No. 584 Osmangazi/Bursa Tel: +90 224 26132 33 E-mail: info@vinokadife.com


HABERLER / NEWS

TETSİAD’ın ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Standardı Sertifikası Yenilendi

TETSİAD’s ISO 9001:2015 Quality Management System Standard Certificate Has Been Renewed

ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi, şirketlerin, firmaların ve organizasyonların yönetim sistemlerini; sistematik, kuralları tanımlı ve tanımlanan kurallara bağlı, bu kuralların dönemin gerekliliklerine uygun şekilde revize edildiği ve uygulanarak sürekliliğinin sağlanması şeklinde yürütüldüğüne dair bağımsız bir şekilde 3. taraflarca denetlenerek uygunluğun ispatlanması sonucu alınan sertifikasyondur. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin sahip olduğu, dünyada en çok kullanılan yönetim sistemi standardı olan ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Standardı sertifikası, kalitenin aynı düzeyde tutulması, geliştirilmesi ve korunması gibi birçok yönetim yapılanmasını da içermektedir. TETSİAD’ın 2014 yılında almaya hak kazandığı kalite yönetim sistemine ilişkin ISO 9001:2015 sertifikası, 01.08.2017 tarihinde 3 yıl boyunca geçerli olmak üzere 31.07.2020 tarihine kadar yenilenmiştir.

ISO 9001:2015 Quality Management System Document is the certification received by proving that companies, establishments and organizations revise their management systems systematically, rule-bound and in conformity with the necessities of the time, through the independent inspection of third parties. ISO 9001:2015 Quality management System Standard Certificate, which Turkey Home Textile Industrials and Businessmen Association has and which is the most widely used management system standard in the world, includes management structuring such as aligning, improving and sustaining quality. ISO 9001:2015 certificate regarding the quality management system that TETSİAD was entitled to receive in 2014 was renewed on 01.08.2017, to be valid for three years, until 31.07.2020.

TETSİAD’da Bayrak Değişimi Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) yönetiminde genel koordinatörlük görevine vekaleten M. Atilla Bulut getirildi. Aslen Trabzon-Maçka’lı olan 1978 doğumlu M. Atilla Bulut, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlamış olup Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde Strateji Bilimi üzerine yüksek lisans eğitimi almıştır. İş hayatına basın yayın sektöründe başlamış olan Bulut; reklam, fuarcılık, yapı malzemeleri ve tekstil sektörlerinde yerli ve yabancı firmalarda satış ve pazarlama alanında yöneticilik yapmıştır. 2012 yılında Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği bünyesinde Fuarlardan Sorumlu Yönetici olarak çalışmaya başlayan M. Atilla Bulut, 2014 yılından itibaren Genel Koordinatör Yardımcılığı görevini üstlenmiştir. M. Atilla Bulut, 1 Temmuz 2017 tarihi itibarı ile vekaleten TETSİAD Genel Koordinatörlüğü görevine atanmıştır. Flag Take-over at TESİAD M. Atilla Bulut was appointed as substitute general coordinator under the management of Turkey Home Textile Industrials and Businessmen Association (TETSİAD) Originally from Trabzon-Maçka, born in 1978, M. Atilla Bulut got his bachelor’s degree from Istanbul University Faculty of Political Sciences, International Relations department, and his master’s degree from Gebze Advanced Technology Institute, on Strategical Sciences. Starting his career in press, Bulut was a manager in sectors such as advertisement, exposition, building materials and textile, in sales and marketing areas in local and foreign companies. Starting to work as a Manager Responsible of Expositions in Turkey Home Textile Industrials and Businessmen Association managerial staff in 2012, M. Atilla Bulut took over the position of Assistant General Coordinator in 2014. M. Atila Bulut was appointed as substitute General Coordinator of TETSİAD as of 1 July 2017.

70

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

DERNEKTEN / FROM THE ASSOCIATION



HABERLER / NEWS

TETSİAD, İSO 500 Listesinde 12, İkinci 500 Listesinde ise 10 Üyesi ile Yer Aldı

TETSİAD was listed with 12 members in İSO 500 list and with 10 members in the second 500 List

Türkiye’nin en büyük dernekleri arasında yer alan Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD), İSO tarafından her yıl gerçekleştirilen ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırmasının 2016 sonuçlarında ilk 500’e 12 üye ile girdi.

Turkey Home Textile Industrials and Businessmen Association (TETSİAD), which is one of the biggest associations in Turkey, was in the top 500 with 12 members according to the 2016 results of “Turkey’s 500 Big Industrial Organizations” research, which is carried out by İSO annually.

TETSİAD üyeleri 2016 yılında gerçekleştirdikleri üretimden net satış rakamları ile İSO 500 listesine 12 kuruluş ile girmeyi başarırken, ilk 1000 listesinde ise toplam 22 üye yer aldı. İSO 500 listesinde TETSİAD üyeleri Sanko Tekstil, Zorlu Tekstil, Menderes Tekstil, Korteks Tekstil, Melike Tekstil, Yataş Yatak ve Yorgan, Flokser Tekstil, Baydemirler Tekstil, Özdilek Ev Tekstil, Gamateks Tekstil, Küçükçalık Tekstil ve Sarar Tekstil yer alırken, İSO ikinci 500 listesine ise yine TETSİAD üyeleri Özerdem Mensucat, Harput Tekstil, Küçükler Tekstil, Ozanteks Tekstil, Aydın Mensucat, Polyteks Tekstil, Universal Tekstil, E.N.A Tekstil, Shamrock Tekstil, Gökhan Tekstil girme başarısı gösterdi.

TETSİAD members managed to get in the İSO 500 list with 12 organizations due to their sale numbers in 2016 productions, while 22 members made it to the top 1000 list. İSO 500 list included TETSİAD members Sanko Textile, Zorlu Textile, Menderes Textile, Korteks Textile, Melike Textile, Yataş Bedding and Quilts, Flokser Textile, Baydemirler Textile, Özdilek Home Textile, Gamateks Textile, Küçükçalık Textile and Sarar Textile, while members Özerdem Mensucat, Harput Textile, Küçükler Textile, Ozanteks Textile, Aydın Mensucat, Polyteks Textile, Universal Textile, E.N.A. Textile, Shamrock Textile, and Gökhan Textile successfully got placed in the İSO second 500 list.

İSO tarafından gerçekleştirilen ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırması, 1968 yılında 100 Büyük Sanayi Kuruluşu olarak başladı ve bugün Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması haline geldi. 1992-1997 yılları arasında "İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nu izleyen 250 Sanayi Kuruluşu" olarak sürdürülen çalışmanın kapsamı 1998 yılında genişletilerek 500'e çıkarılmıştır. Böylece 1998 yılından bu yana Türkiye'nin 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu'na ait veriler her yıl kamuoyuna açıklanmaktadır. Araştırma, Türk sanayinin gelişiminin görülmesine ve geleceğe yönelik yol haritasının belirlenmesine önemli katkılar da sağlamaktadır.

“Turkey’s 500 Big Industrial Organizations” research, carried out by ISO, started off as 100 Big Industrial Organizations in 1968 and became Turkey’s 500 Big Industrial Organizations today. The scope of the research that was carried out as “250 Industrial Organizations Following Top 500 Big Industrial Organizations” between the years 1992-1997 was expanded in 1998 and raised to 500. Thus, since 1998, the data of Turkey’s 1000 Big Industrial Organizations are announced to the public every year. The research makes important contributions to the observation of the development of Turkish industry and the determination of a road map for the future.

72

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

DERNEKTEN / FROM THE ASSOCIATION


tasdelengroup.com

Successfully, proudly, faithfully

3

many

anniversaries

to come with

Polyteks

19 - 21

Sept 2017 Premiere Vision Paris

18 - 20

Oct 2017 Premiere Vision Ä°stanbul

09 - 12 Jan 2018 Heimtextil Frankfurt

12 - 15 Jan 2018 Domotex Hannover


İNFOGRAFİK / INFOGRAPHICS

SOSYAL MEDYADA

“HATIRLI PAZARLAMA” İÇİN

5

ADIMLI EYLEM PLANI STEP ACTION PLAN FOR

“INFLUENCER MARKETING” IN SOCIAL MEDIA

ETKİLİ KİŞİNİZİ TANIMLAYIN IDENTIFY YOUR INFLUENTIAL PERSON

ETKİLİ KİŞİNİZİ BULUN FIND YOUR INFLUENTIAL PERSON

HATIRLI KİŞİLERİ İŞE DAHİL EDİN INCORPORATE INFLUENCERS

İLİŞKİLERİ HEP GÜNCEL TUTUN KEEP THE RELATIONSHIPS ALIVE

HER ZAMAN ÖLÇÜMLEYİN ANALYZE AT ALL TIMES

74

1

2

Bir sosyal medya fenomeninin yani “Hatırlı Kişisinin” dikkat etmemiz gereken üç belirgin niteliği olmalıdır; erişim hacmi, ürettiği ve paylaştığı içerikleri ve deneyimleri. Yani geniş bir takipçi kitlesi olmalıdır. Belli başlı konularda uzmanlığı olup, istikrarlı, tutarlı, yaratıcı ve ilginç paylaşımlarda bulunuyor olmalıdır. Ve tabi bu alanda biraz mesai harcamış ve neyi ne zaman nasıl paylaşacağı gibi teknik konularda sizi tatmin edecek birikimi ve deneyimi bulunmalıdır. A social media phenomenon, or “Influencer” must have three distinct qualities to which we should pay attention: volume of reach, content they produce and share, and their experience. In other words, they must have a large number of followers. They need to have specialized in certain subjects and be sharing consistent, coherent, creative and interesting things. And of course, they need to have put in time on this area, and have satisfactory knowledge and experience in technicalities such as what to share and when.

Çalışmak istediğiniz konuda uzmanlaşmış bir sosyal medya gurusunu, Google’da ilk akla gelebilecek anahtar kelimelerle arayın ve sosyal medya profillerini tekrar kontrol edin. Klout Puanına da bir göz atmanızda yarar var. Search for social media gurus specialized in the area you want to work in, using the first key words that come to mind, and reexamine their profiles. It helps to check their Klout Points out.

3

Paylaşacakları değerleri ve konuları belirleyin, onları başı boş bırakmayın. Ve onlara istedikleri veri ve olanakları sağlayın. “Hatırlı kişilerinizle” paylaştıkları içerik aracılığıyla etkileşimde bulunun, başlattıkları veya aktardıkları konuşmalara katılın. Do not leave them unattended; determine the values and subjects that they will share. Provide them with the data and opportunities they require. Interact with your “Influencers” through the content they share, and engage in the conversations they start or forward.

4

Twitter veya Instagram’da listeniz olsun. Hatırlı Kişiniz de ekli olsun. Ne yaptıklarını, neler paylaştıklarını takip edin. Başarıları için tebrik ve takdirlerinizi göstermeyi ihmal etmeyin. Kısacası muhabbeti ve ilişkileri canlı tutun. Have a list on Twitter or Instagram. Have your Influencer on the list, as well. Follow what they are doing, and what they are sharing. Make a point of congratulating and appreciating their achievements. In short, keep the conversation and relationships alive.

5

Sosyal medyada işiniz hakkında neler konuşulduğunu ve paylaşıldığını takip edin ve sonuçlarını hem nitelik hem de nicelik açısından raporlayın. Gün geçtikçe derinleşen sosyal platformlar okyanusunda takip ve ölçümleme için Ninjaoutreach, Tapinfluencer, Hootsuite Syndicator vb. sosyal medya raporlama araçlarını kullanabilirsiniz. Follow what is being talked and shared about your business on social media, and report the results with regard to both quality and quantity. In the ocean of social media platforms which gets deeper day by day, you may use social media analytics tools such as Ninjaoutreach, Tapinfluencer, Hootsuite Syndicator etc. for follow-up and analysis.

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017


www.ahsentekstil.com | www.telamor.com


AJANDA / AGENDA

10. İstanbul Moda Konferansı 11-12 Ekim 2017 İstanbul Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından Marka Yatırım Holding isim sponsorluğuyla gerçekleştirilecek olan 10. İSTANBUL MODA KONFERANSI, 11-12 Ekim 2017 tarihlerinde Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da “Why Turkey” teması ile hayata geçiyor. Konferans’ta Türkiye’ de hazır giyim sektörünün gücü, sürdürülebilirlik anlayışı ve bölgedeki yetkinlikleri vurgulanacak.

‘’The 10th Istanbul Fashion Conference’’ 11-12 October, 2017 Istanbul The 10th ISTANBUL FASHION CONFERENCE with a “Why Turkey” theme, the conference will be held by the Turkish Clothing Manufacturers’ Association (TGSD) under the name sponsorship of Marka Investment Holding, on 11-12 October, 2017 at Çırağan Palace Kempinski Istanbul. The strength of the garment industry in Turkey, its understanding of sustainability and its competencies in the region will be emphasized at the conference.

Dünya çapında birçok büyük marka ve alım gruplarının üst düzey yöneticilerinin katılacağı konferansta moda ve tasarımdan sürdürülebilirliğe sektörün öncelikli gündem konuları tartışılacak. L’Oreal, La Perla, Maison Lejaby gibi markalarda üst düzey yönetici olarak çalışmış, günümüzde birçok markaya danışmanlık yapan Alain Prost, Premiere Vision’un Moda Direktörü Pascaline Wilhelm, Mavi Jeans’in CEO’su Cüneyt Yavuz, SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu Konferans’ta konuşmacı olacaklar. Cotton Council Türkiye Program Direktörü Marsha Powell, Lenzing Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Barsch, Sustainability Apparel Coalition (SAC) CEO’su Jason Kibbey, İstanbul Moda Akademisi Tekstil ve Moda Tasarım Bölüm Başkanı Gülin Girişmen, Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol, Moda Tasarımcısı Ece Gözen, Morhipo Genel Müdür Yardımcısı Aslı Sözer, Glengo Yönetim Kurulu Başkanı Aykut Vural, Nart Sigorta AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Levent Nart ve H&M Türkiye Müdürü Serkan Tanka konferansta yer alacak diğer konuşmacılar.

The top priority topics of industy from fashion and design to sustainability will be discussed at the conference, senior executives of many major brands and buying groups worldwide will be attended. Alain Prost, who has worked as a senior manager in brands such as L’Oreal, La Perla and Maison Lejaby, nowadays he consults to many brands. Premiere Vision’s Fashion Director Pascaline Wilhelm, CEO of Blue Jeans Cüneyt Yavuz, Chairman of the board of SANKO Holding’s Abdulkadir Konukoğlu will be the keynote speakers at the conference. The other speakers who will take part in the conference are Cotton Council Turkey Program Director Marsha Powell, Lenzing Sustainability Director Peter Barsch, CEO of Sustainability Apparel Coalition (SAC) Jason Kibbey, Head of Textile and Fashion Design Department of İstanbul Fashion Academy Gülin Girişmen, Fashion Designer Arzu Kaprol, Fashion Designer Ece Gözen, Vice General Director of Morhipo Aslı Sözer, Chairman of the board of Glengo Aykut Vural, Chairman of the board of Nart Insurence Inc. Levent Nart and Turkey Manager of H&M Serkan Tanka.

‘’Beyoğlu Belediyesi Tasarım Festivali’’ 11.10.2017 – 16.10.2017 Beyoğlu / İstanbul 18 Mayıs 2017’de başlayan, 22 Ekim 2017 tarihinde sona erecek olan Beyoğlu Belediyesi’nin düzenlediği, “Beyoğlu Festivali” tüm hızıyla sürüyor. Taksim Meydanı’nda 5.000 metrekarelik alanda kurulan festival alanı konumu itibariyle çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçinin ilgi odağı haline geldi. Festival hem İstanbullulara hem de turistlere eğlenceli dakikalar yaşatıyor. Mayıs ayından bugüne kadar festival içinde festivallerin ve çeşitli etkinliklerin gerçekleştirildiği programın Ekim programının en dikkat çeken etkinliği ‘’Tasarım Festivali’’. 11-16 Ekim tarihleri arasında sıra dışı tasarım ürünlerinin sergileneceği stantlarda, tasarımcılar en özel ürünlerini sergileyecek. Tasarım Festivali şehrin eğlence, sanat ve kültür alanlarına renk katacak. Hayal güçlerini ürünlerine yansıtan Türkiye’nin her yerinden tasarımcının beklendiği festival, beş gün boyunca ziyarete açık olacak.

76

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

‘’The Design Festival of Beyoglu Municipality’’ 11.10.2017 – 16.10.2017 Beyoglu / Istanbul The “Beyoğlu Festival” organized by Beyoğlu Municipality, was started on May 18, 2017 and will be the end of October 22, 2017 continues at full steam. The festival area set up the 5,000-square-foot area at Taksim Square has become a centre of attention for many local and foreign visitors. The festival brings exciting moments for both Istanbul locals and tourists. ‘’Design Festival’’ is the most noticeable event of October plan of the program includes festivals and kinds of events are held from May up to today. The designers will exhibit their most exclusive products at the stands, exceptional design products will be exhibited between October 11-16. The Design Festival will embelish to the city’s entertainment, arts and culture areas. The festival, designers are expected from all over Turkey, who reflects their imagination to their creations, will be open for five days. ETKİNLİK / EVENT


NEW

FROM WEDNESDAY UNTIL FRIDAY

6-7-8 SEPTEMBER

2017 #moodbxl moodbrussels.com #indigobxl indigobrussels.com

MoOD & Indigo Brussels are organised by Textirama vzw, Poortakkerstraat 9d, BE-9051 Gent, Belgium phone +32 9 243 8450 - fax +32 9 243 84 55 - email: info@moodbrussels.com - info@indigobrussels.com


AJANDA / AGENDA

‘’15. İstanbul Bienali’’ 16.09.2017 – 12.11.2017 İstanbul Koç Grubu sponsorluğunda İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen, 15. İstanbul Bienali, bu sene 16 Eylül- 12 Kasım tarihleri arasında gerçekleşiyor. Başarılı küratörler Elmgreen&Dragset sanatçı ikilisi tarafından ‘’iyi bir komşu’’ başlığının belirlendiği bienalda, ev ve mahalle kavramları farklı açılardan ele alınacak. Bienalde, 32 ülkeden 55 sanatçının mahalle ve ev kavramlarını tartışmaya açacak olan işleri sergilenerek, ev ve mahalle kavramlarının tüm dünyada uğradığı değişimlerin fark edilmesi bekleniyor. Birbirine yürüme mesafesindeki farklı mekânlara yayılacak olan 15. İstanbul Bienali’nde sergiler için belirlenen yerler; İstanbul Modern, Pera Müzesi, ARK Kültür, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Yoğunluk Sanatçı Atölyesi ve Küçük Mustafa Paşa Hamamı. Bienalde sanatçı sergilerinin yanı sıra çeşitli film gösterimleri ve konuşmalara da yer verilecek. 15. İstanbul Bienali İstanbullular ve şehir dışından gelecek diğer ziyaretçiler için iki ay boyunca ziyarete açık olacak.

‘’The 15th Istanbul Biennial’’ 16.09.2017 – 12.11.2017 İstanbul The 15th Istanbul Biennial organized by the Istanbul Foundation for Culture and Arts under the sponsorship of the Koç Group will be held between 16 September and 12 November in this year. This year’s biennial with the title “a good neighbor” was determined by successful curators Elmgreen & Dragset artist duo. The home and neighborhood concepts will be considered in different angles. It is expected that the changes of the concepts of the house and the neighborhood all over the world by exhibiting the works of 55 artists from 32 countries. This will be the center of the discussions of neighborhood and house concepts in the Biennial. The determined locations for the exhibitions at the 15th Istanbul Biennial will spread to different places within walking distance of each other; Istanbul Modern, Pera Museum, ARK Culture, Galata Private Greek Primary School, Density Artist Workshop and Küçük Mustafa Pasha Bath. In addition to the exhibitions of artists, kind of movie screenings and conversations will be held at the Biennial. The 15th Istanbul Biennial will be open to visit for two months for visitors from Istanbul and upstate.

78

‘’3. Uluslararası Gemlik Zeytin Festivali’’ 22.09.2017 – 24.09.2017 Gemlik / Bursa Gemlik Belediyesi’nin Gemlik Kent Konseyi, Gemlik Kaymakamlığı ve STK temsilcileri ile birlikte düzenlediği ‘’3. Uluslararası Gemlik Zeytin Festivali’’ bu sene 22- 24 Eylül tarihleri arasında gerçekleşiyor. Türkiye’de zeytinin başkenti olarak bilinen Gemlik’in meşhur zeytinleri, zeytinyağları ve zeytin özlü çeşitli ürünleri, ilçe merkezinde kurulacak olan stantlarda bölgenin zeytin üreticileri tarafından sergilenecek. Üç gün boyunca sürecek olan Gemlik Zeytin Festivali’ne yerel halkın yanı sıra şehir dışından da yoğun katılım bekleniyor. Festivalde özellikle şehir dışından gelecek olan ziyaretçilere bölge kültürü tanıtılarak, bu kültürün içinde zeytinin ayrı bir yere sahip olduğu gösterilmek isteniyor. Gemlik Zeytin Festivali kapsamında gerçekleştirilen Satranç Turnuvası’nın geçen yıllarda olduğu gibi bu sene de ilgi görmesi bekleniyor. Ayrıca festival boyunca akşam saatlerinde halk müziği konserlerine yer verilerek, katılımcıların ve ziyaretçilerin keyifli saatler geçirmesi sağlanacak.

‘’Geleneksel Babadağ Tekstil Turizm Kültür ve Sanat Festivali’’ 23.09.2017 - 24.09.2017 Babadağ / Denizli Babadağ Belediyesi tarafından düzenlenen “Geleneksel Babadağ Tekstil Turizm Kültür ve Sanat Festivali” birkaç yıllık aranın ardından bu sene yeniden düzenleniyor. Türkiye’de tekstilin ana merkezlerinden biri olarak bilinen Denizli/Babadağ’da 23-24 Eylül tarihlerinde düzenlenecek, çeşitli tekstil ürünlerinin sergileneceği festivale yoğun katılım bekleniyor. Katılımcılar, Babadağ Çarşı Meydanı’na kurulacak olan stantlarda iki gün boyunca ürünlerini sergileme fırsatı bularak bölge tekstil ürünlerinin şehir dışından gelen misafirlere tanıtılmasını sağlayacaklar. Festivalde tekstil ürünlerinin yanı sıra Denizli’nin yöresel tatları olan salça, tarhana, patlıcan dolma ve geleneksel keşkek gibi tatların ve kışlık ürünlerin sergileneceği stantlar da yer alacak. İki gün iki gece boyunca hem bölgenin kültür ve turizm açısından tanıtımının yapılacağı hem de Babadağlıların keyifli saatler geçirmelerinin sağlanacağı festivale akşam saatlerinde ise sürpriz sanatçı isimler eşlik edecek. Geleneksel Babadağ Tekstil Turizm Kültür ve Sanat Festivali

‘’The 3rd International Gemlik Olive Festival’’ 22.09.2017 - 24.09.2017 Gemlik / Bursa The 3rd International Gemlik Olive Festival, organized by Gemlik Municipality with Gemlik City Council, Gemlik District Governorship and NGO representatives, will take place from 22nd to 24th of September this year. Gemlik, known as the capital of olives in Turkey, the famous olives of Gemlik olive oils and various olive products will be exhibited by the olive producers of the districts at the stands will be held in the town center. The Gemlik Olive Festival will last for three days, is expected large turnout from local people as well as from upstate. In the festival, it is aimed to present the culture of the region for visitors who will come from upstate and to show olive has an important role in this culture. It is expected that the Chess Tournament within the scope of Gemlik Olive Festival will get high attention this year as it was the last years. During the festival, there will also folk music concerts in the evenings, bringing exciting moments for participants and visitors.

Hometextile / Eylül - Ekim 2017 / September - October 2017

‘’The Traditional Babadağ Textile Tourism Culture and Art Festival‘’ 23.09.2017 - 24.09.2017 Babadağ / Denizli “The Traditional Babadağ Textile Tourism Culture and Art Festival” which is organized by Babadağ Municipality will be re-organized this year a few years after. Denizli / Babadağ, known as one of the main cities of textile in Turkey, the festival will be organized on 23-24 September and broad participation is expected in the festival where various textile products will be exhibited. Participants will be able to exhibit their products for two days on the stands will be set up at Babadağ Town Square, thus enabling the presentation of textile products to guests from upstate. Besides the textile products, there are also some booths for the local tastes of Denizli such as tomato paste, ‘tarhana’ (ingredients: red pepper, tomato, onion, dried yoghurt, mint, parsley, piment), stuffed aubergines and traditional ‘keşkek’ (ingredients: wheat, chicken, onion ) and also winter harvest. At the evening hours, surprise artists will join the festival will be both publicity of the region in terms of culture and tourism and will bring moments of pleasure for people from Babadag during the two days and nights.

ETKİNLİK / EVENT


PARİS / 8-12 EYLÜL 2017

P A R I S N O R D V I L L E P I N T E

ÖĞ RE N

ME K

/A

N LA

ER ND /U

ÜŞT ÜRM EK -

RN EA -L

AC TU AL IZ E

AK M

GERÇEĞE DÖN

D STAN

TÜM M&O AİLESİ BURADA TOPLANIYOR

DÜNYANIN DÖRT BIR YANINDAN IÇ TASARIM VE YAŞAM SANATI ÇEVRELERINI BULUŞTURAN ÖNCÜ DEKORASYON FUARI

PARIS / SEPTEMBER 8-12, 2017

TMEK - EXPLORE KEŞFE

THAT WEEK THE ENTIRE M&O COMMUNITY LIVES HERE

THE LEADING HOME DECOR FAIR CONNECTING THE INTERNATIONAL INTERIOR DESIGN AND LIFESTYLE COMMUNITY

WWW.MAISON-OBJET.COM

#MO17

TASARIM GROUP / RAŞIT TIBET / TEL: +902164495575 - RASITTIBET@TASARIMGROUP.COM.TR SAFI ORGANISATION, A SUBSIDIARY OF ATELIERS D’ART DE FRANCE AND REED EXPOSITIONS FRANCE / TRADE ONLY / DESIGN © BE-POLES - IMAGE © GETTY / MASKOT



L I R P A RENDS FRESH T 8 il 201

24-28

28 Apr 4 2 8 1 Nisan 20

W

Nİ/NE YE

T

AR

TE

FUAR TAKVİMİNİ AJANDANIZDA GERİ ALMAYI UN UTMAYIN! PLEASE DO NOT FO RG YOUR ANNUAL FA ET TO CHANGE IR SCHEDULE!

İH/DA

LUŞMA U B , Ş I N A Y MEETING U , , G K İ N L I İ N N E E K Y ZELİK, N, AWA NİSAN... TA SHNESS, INNOVATIO E APRIL... FR



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.