Hometextile - Sayı 86 / Issue 86

Page 1

MAYIS / MAY 2015

! Z İ İ R L İ 16 T P 0 S 2 K R İ E T R Ü E V L S E END

TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ / TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALSTS’ AND BUSINESSMEN’S ASSOCIATION SAYI / ISSUE: 86 MAYIS / MAY 2015

TR

86

! E S I E L I 6 R T X 01 P E T 2 R E S M U D S HOTREN TAC HOMETEXTILE ILAN 03 CON.indd 1





ÖNSÖZ

PREFACE

YARINI YAKALAYABİLMEK Değerli Meslektaşlarım, Durduramadığımız tek şey zaman, hızla ilerliyor. Ve bizler onun hızına uyum sağlayabilmek için, dünden bir adım ileride olabilmek için sürekli çalışıyoruz. Çalışmak ve öğrenmek zorundayız. Dünya sürekli bir gelişim halinde, dün bilinenler bu gün eskidi. Bu büyük arenada rekabet edebilmek için yarını görebilmeli ve farkı yaratabilmeliyiz. İşte bu düşüncelerle EVTEKS 2015, 21. İstanbul Ev Tekstil fuarımızı karşılıyoruz. Sektörümüzün bir başka bayramı başlıyor. Dünyanın dört bir yönünden ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen değerli konuklarımıza, en son çalışmalarımızı sergileyeceğiz 5 gün boyunca. Yoğun bir çalışma sonucu, güçlü AR-GE kadrolarının, EMEK harcayarak yaratmış olduğu, İNOVATİF ürünler, alıcıların huzuruna çıkartılacak. Alıcının beğenisini kazanmak, bu beğeni ve övgüyü satışa döndürebilmek heyecanıyla, umuduyla. Güzel bir deyim var. ZAMANIN MÜDÜRLERİ. Yelkovanın her ilerleyişi, geçen ve bir daha geri alabilme olanağına sahip olmadığımız bir değerin yitirilmesidir. Bu nedenle söylenmiş bir sözdür o deyim. İyi yönetmemiz gereken bir hazineyi vurgular. Kaybettiğiniz parayı tekrar kazanabilirsiniz ama dün tekrar yaşanamaz. İşte tamda burada çıkacak zamanın değeri. Geçen zamanın envanteri olacak, fuarın sonucu. Ne kadar yüce bir değerdir, alın teriyle, bilgiyle, deneyimle harmanlanarak bir malın üretimine katılan EMEK. Bir dizi çalışma sonucu piyasaya sunulan yenilikler, fikirler. Biliyoruz ki bu fuarda sergilenen her eser, yüce bir emeğin ürünü. Çağdaş gelişmelerin izlerini içinde barındırıyor. Toplamına baktığımızda da Türk Ev Tekstili sektörünün ulaşmış olduğu kaliteyi yansıtıyor. Bu nedenle tüm katılımcıları, değerli çalışmaları nedeniyle kutluyor ve başarılar diliyoruz. Dileriz, emeklerinin karşılığını alırlar. Böylece, zaman onlar için doğru akmış olur. Sözlerimin bu bölümünde, fuarımızda yapılan bir değişiklikten söz etmek isterim. Bu yıldan itibaren, EVTEKS fuarımız, Mayıs ayının üçüncü haftası Salı günü başlayarak, Cumartesi günü sona erecek. Böylece, yurt dışından gelen değerli konuklarımıza daha çok görüşme olanağı yaratılmış olunacak. Değerli konuklarımız, sizleri ülkemizde görmekten, misafir etmekten çok mutluyuz. Hoş geldiniz. Umarım ülkemizden güzel anılar ile ayrılırsınız. Biz sizi hep bekleyeceğiz. Sözlerimi, iyi fuarlar dileklerimle tamamlamak istiyorum. Sağlıklı, mutlu günler, hayırlı işler diliyorum.

CATCHING TOMORROW My dear colleagues, Time, the only thing that we cannot stop, goes fast. And we continuously work to catch up with time and to be one step further than yesterday. We need to work and learn. The world continuously develops and what was known yesterday has become old today. We should be able to see tomorrow and create a difference in order to be capable of competing in this huge arena. With these thoughts we welcome EVTEKS 2015, the 21st Home Textile Fair of Istanbul. Another festival of our industry begins. For five days, we are going to display our latest works to our valuable visitors coming from all around the world and various parts of Turkey. INNOVATIVE products which have been created by R&D teams with an intense LABOR are going to be offered to purchasers. With the excitement and hope of winning the favor of purchasers and transforming this favor and praise into sale. There is a lovely saying. MANAGERS OF TIME. Each progression of the minute hand is the loss of a value which has passed and which we are not capable of bringing back. Hence the saying. It emphasizes a treasure which we should manage well. You can regain an amount of money that you lost but yesterday cannot be lived again. This is where the importance of time will be revealed. Result of the fair will be an inventory of the time that passes. How sublime a value is the LABOR which is blended with sweat, information and experience and incorporated in the manufacture of a product. Innovations and ideas which are offered to the market following a series of works. We know that each work being exhibited in this fair is the product of a noble labor. They contain the traces of contemporary developments. And in total, they reflect the quality achieved by the Turkish home textile industry. Therefore, we celebrate all the participants for their valuable works and wish them success. We hope they get their labors’ worth and thus time goes right for them. In this part of my words, I want to mention a change that has been made in our fair. From this year on, our EVTEKS fair is going to start on Tuesday in the third week of May and end on Saturday. Thus more time will be provided for negotiations with our valuable guests coming from abroad. Our dear guests, we are happy seeing and entertaining you here in our country. Welcome. I hope you leave our country with beautiful memories. We will always be waiting you. I want to conclude my words wishing you a good fair. Healthy and happy days. Have a nice working day.

Yaşar KÜÇÜKÇALIK Başkan / Chairman

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Association of Turkish Home Textile Industrialists and Businessmen


İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER

6

28

14 Başkan Yardımcıları /

Üyeler / Members

Deputy Chairman

Cengiz ÖZMEN

Ufuk Oçak, Erdoğan Baydemir, Mehmet Fatih Dereköylü, Bülent Koçak, Vehbi Akman, Can Tanrıverdi, İsmail Ağaoğlu, Remzi Kırayoğlu, Kemal Aydın Ulusal, Aziz Sarı, İrfan Pamuk, Cenk Kemahlı, Mustafa Kösemusul, Cemal Çetinkaya, Murat Zümbülyuva, Faruk Hürdana, Osman Kuman Çağal

Mali Sekreter /

Denetleme Kurulu / The Board of Auditors

Ali Sami AYDIN Zafer KATRANCI

HOMETEXTILE Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği Adına Sahibi On Behalf of Turkish Hometextile Industrialists and Businessmen’s Association Commercial Enterprise

Genel Sekreter / Secretary General

Başkan / Chairman

Financial Secretary

Yaşar KÜÇÜKÇALIK

Abdülhadi KÖSEOĞLU

Ali Rıza Hasoğlu, Mehmet Baykent, Şerafettin Demir, Ahmet Serdar Sütçüoğlu, Halim Usta, Yavuz Demirel


INDEX INDEX 38

70

52

Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu) / Editor in Chief (Responsible) Haşim Büyükbalcı

Editör / Editor Yiğit Sütçü

Reklam Sorumlusu / Advertisement Buket Tanrıöver

Katkıda Bulunanlar / Contributors Atilla Bulut Ömür Işık

32 Gaziantep Dokumaları 56 Fuarlar Tarihi 64 Motifler ve Anlamları 78 Renkler 84 Funda Akkoyun 94 Mine Can 100 Doğru Yastık Seçimi 106 Şemsiyenin Tarihi 110 Deniz Eskier 132 Lezzet 138 Tarih

Her hakkı saklıdır. Hometextile Dergisi ücretsiz olarak dağıtılır. Dergimizde yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazı ve haberler kaynak belirtilmek şartı ile kullanılabilir. Turkish Home Textile Industrialists’ and Businessmen’s Association Commercial Enterprise All rights reserved. Hometextile Magazine is distributed free of charge.

Yayın Evi / Publication

Basım Yeri / Print

Adres / Address: İstanbul Dünya Ticaret Merkezi A3 Blok Kat:16 No:461 Yeşilköy-Bakırköy-İstanbul Tel: +90 212 292 04 04 Faks: +90 212 292 23 04 www.tetsiad.org - info@tetsiad.org


SÖYLEŞİ / INTERVIEW

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi:

“2023 Hedeflerİnde Tekstİl Büyük Önem Taşıyor” Türkiye’de en önemli gündem ekonomi. Biz de bu önemli konuyu ülke ekonomisinin başsındaki kişi Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekçi ile konuştuk. Genel anlamda küresel ve bölgesel bazda ekonomik gelişmeleri dergimize değerlendiren Zeybekçi, ev tekstili sektörünün ülkemiz ekonomisinin önde gelen sektörlerinden birisi konumunda olduğunun da altını çizdi.

Nihat Zeybekçi, Minister of Economy:

“Textiles HAVE a Great Importance for 2023 Targets” Economy is the most important agenda in Turkey. Therefore we interviewed about this matter with the Minister of Economy, His Excellency Mr. Nihat Zeybekçi, the head person of the national economy. In general terms, Zeybekçi, who evaluated the economic developments on the global and regional basis, emphasized that home textile sector is in the position of one of the leading sectors in our national economy.

G

enel anlamda Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bildiğiniz gibi, 2014 yılı küresel ve bölgesel ekonomiler açısından zorlu bir yıl oldu. Geçtiğimiz yıl, Avrupa ekonomisi için krizin etkilerini üzerinden tam olarak atamadığı, deflasyona girdiği bir yıl olurken, Japonya’nın resesyona girdiği, Çin, Brezilya, Rusya gibi gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızlarının düştüğü, Türkiye’nin ise çevre ülkelerinde, Rusya-Ukrayna arasında yaşanan krizin ve en önemli dış ticaret ortaklarından olan Irak’ta ve Libya’da iç karışıklıkların patlak verdiği bir yıl oldu. Diğer taraftan, petrol fiyatlarının da 2014’ün ikinci yarısından itibaren düşmeye başlamasıyla dış ticaretimizde önemli yeri olan petrol ihracatçısı ülkelerin dış taleplerinde de gerilemeler yaşandı. Dünyada ve çevremizde bu olaylar yaşanırken, ülkemizde de yağışların azlığı sebebiyle tarımsal üretimimizde düşüş yaşanması, büyümemizi olumsuz etkiledi. Nitekim, sektörler itibariyle baktığımızda da 2014’te tek küçülme gösteren sektörümüz tarım oldu. Fakat tüm bu olumsuz atmosfere rağmen, Türkiye ekonomisi, 2014’ün son çeyreğinde de büyüyerek küresel krizin ardından, kesintisiz olarak 21 çeyrektir %5,4 ortalama ile büyümeye devam etmiştir. 2014 yılında hizmetler sektörümüz %4, imalat sanayimiz %3,5 büyürken, tarım sektörümüz %1,9 küçülmüştür. Harcama yöntemine göre büyümeye baktığımızda, 2014 yılı bizim için net ihracatla büyüdüğümüz bir yıl oldu. Yıl genelindeki %2,9’luk büyümemizin 1,8 puanı net ihracattan kaynaklandı. Dolayısıyla, 2014 yılında net ihracatımız büyümemizin motor gücü oldu. Diğer taraftan, Türkiye 2014 yılında %2,9’luk büyüme oranıyla 21

6

HOMETEXTILE

H

ow do you evaluate Turkey in general terms? As you know, year 2014 was a difficult year in respect of global and regional economies. Last year, while it was a year that; the European economy could not exactly recover the effects of crisis and entered into deflation, Japan entered into recession, the growth rates of developing countries such as China, Brazil, Russia decreased, and for Turkey, a year that the crisis between Russia and Ukraine and domestic disorders broke out in Iraq and Libya, the most important foreign trade partners. On the other hand, as the oil prices began to fall as of the second half of the year 2014, regressions happened in the foreign demands of the oil exporting countries, which has an important role in our foreign trade. While such events took place in the world and around us, the decrease in our agricultural production due to the scarcity of the rains in our country effected our growth adversely. As a matter of fact, considering the matter by means of the sector, our only recessing sector has been agriculture. However, despite this entire adverse atmosphere, Turkey’s economy, in addition with growing in the last quarter of 2014 as well after the global crisis, continued its growth with an average of 5,4% uninterruptedly for 21 quarters. In 2014, while our services sector grew by 4% and our manufacturing industry by 3,5%, our agriculture sector recessed by 1,9%. As we consider the growth by means of the manner of expenditure, 2014 was a year that we grew by net exports. 1,8 point of our 2,9% annual growth was sourced by net exports. Therefore, our net exports became the motor power of our growth in 2014.


AB üyesinden daha hızlı büyüdü. (Türkiye’den hızlı büyüyenler – İrlanda %4,8, Macaristan %3,6, Polonya %3,3 ve Malta %3,5) 2014’te 28 üyeli Avrupa Birliği %1,3 büyürken, Avro Bölgesi büyüme oranı %0,9 olarak kaydedildi. OECD büyüme ortalaması %1,8, G7 ülkeleri büyüme ortalaması %1,7 olarak gerçekleşti. Türkiye, AB haricinde Avustralya, Kanada, ABD, Meksika, Norveç, İsviçre, Güney Afrika, Brezilya, Rusya ve Japonya’yı büyümede geride bırakmıştır. (Türkiye’yi geride bırakan ülkeler Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Kore, Yeni Zelanda, G20 ülkeleri) Dolayısıyla, Türkiye gibi son derece iddialı ekonomik hedefleri olan bir ülke için %2,9’luk büyüme oranı yeterli olmamakla beraber, bu zorlu şartlar altında birçok ülkeden daha yüksek performans göstermiş olmamız memnuniyet vericidir. Ekonomik olarak 2015 yılını nasıl bir yıl olarak tanımlarsınız? Bu çerçevede 2016 yılından beklentilerimiz nasıl olmalı? 2015-2017 dönemini kapsayan mevcut Orta Vadeli Programda 2015 yılı için büyüme hedefimiz %4, 2016 yılı için büyüme oranı ise %5 olarak belirlendi. Büyümenin, 2015 ve 2016 yıllarında iç talep kaynaklı olacağını, 2015’in ilk çeyreğinden sonra büyümede ivme kazanılacağını düşünüyorum. Ayrıca, Sayın Başbakanımızın üretimi ve istihdamı artırmak amacıyla açıklamış oldukları destek paketi imalat sanayiinin ve iç tüketimin canlanmasında olumlu katkı sağlayacaktır. Dolayısıyla, 2015 yılında 2014 yılındakinden daha iyi bir büyüme oranı yakalayacağımızı düşünüyorum. Öte yandan, 2015-2017 yıllarını kapsayan OVP’de, 2015 yılı için cari açık/GSYH oranının %5,4 seviyesinde olması hedeflenmekte ise de petrol fiyatlarındaki düşüşün de etkisi ile yılsonunda bu rakamın %4’ler seviyesinde olacağını tahmin ediyoruz. 2016 yılı için ise söz konusu

On the other hand, with a growth rate of 2,9% in 2014, Turkey grew faster than 21 EU countries (The countries growing faster than Turkey are Ireland – 4,8%, Hungary – 3,6%, Poland – 3,3% and Malta – 3,5%). While the European Union with 28 members grew by 1,3%, the growth rate of the Euro Zone was recorded as 0,9%. Average growth of the OECD occurred as 1,8% and G7 countries as 1,7%. Outside the EU, Turkey left Australia, Canada, USA, Mexico, Norway, Switzerland, South Africa, Brazil, Russia and Japan behind in growth (The countries that left Turkey behind are China, India, Indonesia, South Korea, New Zealand and G20 countries). Therefore, along with the fact that a growth rate of 2,9% is not enough for a country as Turkey which has utmost challenging targets, it is pleasing that we displayed a higher performance than many countries even under these difficult situations. How do you describe year 2015 in economic respects? What should our expectations of year 2016 be within this frame? Within the current Middle Term Program covering the periods of 2015-2017, our growth rates are determined as 4% for 2015 and 5% for 2016. I think that the growth shall be domestic demand based in years 2015 and 2016. Besides, the support package that His Excellency our Prime Minister announced for the purpose of increasing production and employment, shall provide positive contributions to the rejuvenation of the manufacturing industry and domestic consumption. Therefore, I think that we shall catch a better growth rate in 2015 than 2014. On the other hand, within the Middle Term Program covering the periods of 2015-2017, even though it is aimed that the rate of current deficit / GDP (gross

7

HOMETEXTILE


SÖYLEŞİ / INTERVIEW

oran %5,4 olarak belirlenmiş durumda. Ayrıca, 2015 yılında küresel talepte meydana gelecek iyileşmenin dış ticaretimizi olumlu yönde etkilemesini bekliyoruz. Buna ilaveten, Avro Bölgesi’nde ekonomik canlanmanın sağlanması için uygulamaya konulan teşvik paketinin ülkemize olumlu yansımaları olması yüksek ihtimaldir. En büyük ticaret ortağımızın AB olduğu düşünülürse, o bölgedeki ekonomik aktivitenin hız kazanması ihracatımızı artırıcı etki yapacaktır. İçerisinde bulunduğumuz bölge, özellikle son dönemde siyasi açıdan oldukça istikrarsız bir dönem (Rusya, Ukrayna, Suriye, Irak) geçiriyor. Bu sürecin ekonomimize olan etkilerini lütfen değerlendirebilir misiniz? Küreselleşen ve liberalleşen dünyada, ekonomilerin birbirini etkilemesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Herhangi bir ülkede yaşanan siyasi gelişmeler, diğer ülke ekonomilerinin büyüme oranlarını, dış ticaretini, yatırımlarını, turizm gelirlerini vs. etkileyebilmektedir. Dolayısıyla komşu ülkelerde ve önemli ticaret ortaklarımızda son dönemde yaşanan politik gelişmelerin, ekonomimiz üzerinde bazı yansımaları olması son derece doğaldır. Siyasi gelişmelere ilaveten, bizim önemli ihracat pazarlarımız olan pek çok ülke enerji ürünleri ihracatçısı olduğu için petrol fiyatlarının ciddi oranda düşmesi de bu ülkelerin ithalatını geriletmektedir. En önemli ticaret ortaklarımızdan Irak’ta yaşanan gelişmeler hepimizin malumu. 2014’ün ikinci yarısından itibaren gerileyen Irak’a yönelik ihracatımız 2015 yılının ilk 2 ayında %21,8 daralmış durumda. Diğer taraftan, Rusya’ya ihracatımız %35,7 daralırken, Ukrayna’ya ihracatımız da %47,1 oranında gerilemiştir. Yine bir başka iç karışıklığın yaşandığı ülke olan Libya’ya ihracatımız ise %47,7 oranında düşmüştür. Öte yandan, bilmemiz gereken nokta şudur ki, bu süreç yalnızca Türkiye’ye özgü değil, tüm dünya ülkelerini etkileyen bir durum söz konusu. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından hâlihazırda açıklanmış olan ülkelerin 2015 yılı ilk 2 aylık toplam ihracat değerlerine göre, geçen yılın aynı dönemine oranla ihracat %9,1 azalmış olup, verileri açıklanan 66 ülke arasında 6 ülke dışında tüm ülkelerin ihracatı gerilemiştir. Aynı verilere göre, Türkiye’nin ilk 2 ayda ihracatı %3,4 daralırken, Norveç’in ihracatı %33, Arjantin’in %21, Brezilya’nın %19, Güney Afrika’nın %15,7, Singapur’un %13,7, Hindistan’ın %13, Endonezya’nın %12, Japonya’nın %4,9, ABD’nin %4,6 azalmış durumdadır. AB ile ticareti yoğun olan ülkelerde bu düşüşler çok daha keskin yaşanmaktadır. Dolayısıyla, parite etkisini de düşündüğümüzde bu zorlu koşullar altında bile iyi bir ihracat performansı yakaladığımıza inanıyorum. Ayrıca, İran’la ticaretimizde çok önemli iyileşmeler görüyoruz. Geçtiğimiz yıl tercihli ticaret anlaşması imzaladığımız İran’a yönelik ilk 2 aylık ihracatımızda %43,4 oranında artış sağlandı. Bu bizim için çok önemli. Özellikle, son olarak İran ile Batılı ülkelerin nükleer enerji konusunda anlaşmaya varması ile birlikte İran’a ihracatımızın

8

HOMETEXTILE

domestic product) for 2015 be at the level of 5,4%, by the effects of the increase in the oil prices, we guess that this number shall be around 4% by the end of the year. The aforementioned rate for year 2016 is determined as 5,4%. In addition, we expect that the recruitment that shall occur in the global demand in year 2015 shall positively influence our foreign trade. Additionally, it is a high possibility that the promotion package, which was carried into effect for ensuring the economic rejuvenation in the Euro Zone, shall have positive reflections in our country. Considering the fact that the EU is our biggest trade partner, the velocity of the economic activity in that region shall insert an increasing influence in our exports. The region that we belong inis having an extremely unstable period politically (Russia, Ukraine, Syria, Iraq) especially in the last period. Can you please evaluate the effects of this process in our economy? In the globalizing and liberalizing world, it has become inevitable for the economies to interact. The political events in any country may be affecting the other countries’ economic growth rates, foreign trades, investments, tourism incomes, etc. Therefore, it is very normal that the political events lived in the last period in our neighbour countries and our trade partners have some reflections on our economy. In addition with the political events, since many of the countries which are our export markets are energy products exporters, the fact that the oil prices significantly decreased keeps recessing the imports of these countries. It is known to all, the developments lived in Iraq which is one of our most important trade partners. Our exports to Iraq, which has been regressing since the second half of 2014 is at a recession of 21,8% as of the first 2 months of 2015. On the other hand, while our exports to Russia has recessed by 35,7%, our exports to Ukraine has regressed at a rate of 47,1%. Again, our exports to Libya, another country in domestic disorders, has decreased at the rate of 47,7%. On the other side, what we must acknowledge is that this process is not peculiar to Turkey alone, but a situation which influences the entire world is a matter of course. According to the total export amount for the first 2 months of year 2015, which is announced by World Trade Organization (WTO), comparing to the same period of last year, the export decreased by 9,1% and except of the 6 countries of 66 of which export data is announced, the exports of every countries regressed. According to the same data, while Turkey’s export recessed by 3,4% in 2 months, the exports of the following countries is in regression such as in Norway by 33%, Argentina 21%, Brazil 19%, South Africa 15,7%, Singapore 13,7%, India 13%, Indonesia 12%, Japan 4,9%, USA 4,6%.These decreases are influenced sharper in countries which have intense trade relation with the EU. Therefore, considering



SÖYLEŞİ / INTERVIEW

bu sene daha da yüksek oranlarda artacağına inanıyorum. Benzer şekilde, yılın ilk 2 ayında Suriye’ye yaptığımız ihracat da %23 oranında artış kaydetti. Diğer taraftan, ihracatımızı ABD’ye %9,5, Birleşik Arap Emirliklerine %6,3, İspanya’ya parite etkisine rağmen %16 ve Suudi Arabistan’a %5,9 oranında artırmış bulunuyoruz. Üreticimiz ve ihracatçımız açısından bakıldığında, 2023 yılı için konulmuş ekonomik anlamda çok önemli hedeflerimiz var. Bu hedefler göz önüne alındığında tüm sektör bileşenlerine görevler düşüyor. Sektöre bu anlamda bir mesajınız var mıdır? 2023 Türkiye İhracat Stratejisi ve Eylem Planı ile 500 milyar dolar mal ihracatı ve 1,1 trilyon dolar mal dış ticaret hacmine ulaşılması, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer almak, ileri teknolojili ürün ihraç payını %4’lerden %15’e yükseltmek ve ihracatımızın ithalatı karşılama oranını %80’e çıkarmak gibi hedefler belirledik. Bunun yanında ise Türkiye İhracatçılar Meclisimiz, sektör bazında bir çalışma yaparak sektörel hedefler ortaya koydu. 2023 yılında tekstil ve hammaddeleri sektörü için 20 milyar dolar, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için ise 52 milyar dolarlık bir ihracat hedefimiz var. Küresel ticaretin ortaya koyduğu yeni kurallar ile şekillenen düzende, artık ihracatımızın tüm sektörlerimizde ve elbette ki tekstil ve konfeksiyon sektörümüzde de katma değer yaratan, kaliteli, markalı, yenilikçi ve trend belirleyici bir üretim ve pazarlama yapısına tam anlamıyla dönüşüm sağlaması ve söz konusu ürünlerin etkin bir şekilde tanıtımının yapılarak pastadan daha çok pay alması büyük önem arz etmektedir. Bakanlık görevinizin yanı sıra siz de bir tekstilcisiniz. Bu noktada üretici ve ihracatçı gözlüğünüz ile baktığınızda Türk Ev Tekstili sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Tekstil sektörü, gerek sağladığı istihdam ve yarattığı katma değer, gerek imalat sanayi üretimi ve GSYİH’den aldığı pay, gerekse küresel ölçekte rekabet edebildiğimiz bir sektör olarak ülkemiz ekonomisinin önde gelen sektörlerinden birisi konumundadır. Tekstil konusunda yüzyılların birikimini teknoloji yatırımlarıyla birleştiren ev tekstili sektörümüz, Türkiye’yi bugün dünyanın en önemli tedarikçi ülkelerinden biri haline getirmiştir. Bu kapsamda ülkemiz, 76 milyar dolarlık dünya ev tekstili ihracatındaki %4 payı ile dünyada 4’üncü büyük ihracatçı konumunda olup, AB’nin Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra 2’nci büyük tedarikçisidir. Ev tekstili sektörü ihracatı gerçekleştirdiğimiz başlıca ülkeler Almanya, Rusya ve ABD’dir. 2014 yılında sektör ihracatımız 3,4 milyar dolar, ithalatımız ise 841 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylelikle,

10

HOMETEXTILE

the parity effect as well, I believe that we have achieved a good export performance under these difficult conditions. Besides, we observe very important developments in our trade with Iran. In our 2 months of export, an increase of 43,4% has been provided with Iran, with which we signed a preferential trade agreement last year. This is very important for us. Especially with the recent agreement of Iran with the Western countries on the matter of nuclear energy, I believe that our export to Iran shall be at higher rates this year. In a similar way, the export we have made with Syria has recorded an increase of 23% in the first 2 months of the year. On the other side, we have increased our exports with USA by 9,5%, United Arabian Emirates by 6,3%, Spain -despite the parity effect- by 16% and Saudi Arabia by 5,9%. Considering our manufacturers and exporters, we have very important targets established in economy for year 2023. Taking these targets into consideration, there are duties for every sector components. Do you have a message for the sector in these means? With 2023 Turkey Export Strategy and Action Plan, we have established such targets as 500 billion dollars of merchandise export and 1,1 trillion dollars of foreign trade volume to be achieved, to take place among the biggest economies of the world, to raise the export share of advanced technology product exports from 4%’s to 15% and to raise our rate of export to correspond import to 80%. Beside these, our Turkish Exporters Assembly established sectoral targets making a sectoral based study. For 2023, we have an export target of 20 billion dollars for the sector of textile and raw materials of textile and 52 billion dollars for the sector of confection. In an order which is formed by the new rules established by the global trade, it has a great importance that a complete transformation into a production and marketing structure which creates added value, and has high quality, branded, innovative and trendsetter structure and the promotion of such products being made more effectively and get bigger shares of the cake in every sector of our exports and indeed in our textile and confection sector. Beside your duty of Ministry, you are a textile businessman. At this point, looking through the glass as a producer and exporter, how do you evaluate the sector of Turkish Home Textile? Textile sector, both for the employment it provides, and the added value it creates, or manufacturing industry production and the share it gets from theGDP (gross domestic product), or as a sector where we can carry out global based competition, is at a position of one of the leading sectors of our company. Our home textile sector, which combined the collective experience of centuries with the aid of technology, has carried Turkey in our day to a position as one of the most important supplier countries. In this context, our country is at the position of the 4th biggest exporter in the world with its share of 4% in the world home textile export of 76 billion dollars and it is the 2nd biggest supplier after the EU and China. The primary countries that we carry out home textile export are Germany, Russia and the USA. In 2014, our sector export was 3,4 billion dollars and import as 841 million dollars. Therefore, the sector enabling a foreign trade surplusin 2014, contributed to the covering of the current deficit. In our country, which is one of the leading countries in the home textile sector, it is pleasing that many companies constituted their own brands and in line with this, having formed store chains inside and outside the country. Our works continue for enabling the increasingly sustainability of these accomplishments in our sector.



SÖYLEŞİ / INTERVIEW

2014 yılında sektör 2,6 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası vererek cari açığın kapanmasına katkıda bulunmuştur. Ev tekstili sektöründe dünyanın önde gelen ülkelerinden olan ülkemizde birçok firmanın kendi markasını oluşturmuş, buna bağlı olarak da yurtiçi ve yurtdışında mağaza zincirleri kurmaya başlamış olmaları memnuniyet vericidir. Sektörümüzdeki bu başarıların artarak sürdürülmesini teminen çalışmalarımız devam etmektedir. EVTEKS fuarımızla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? EVTEKS fuarı her yıl dünya çapında sektör profesyonellerini buluşturan başta Türk ev tekstili sanayicileri olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinden katılan sektör üreticilerinin de yer alarak ürünlerini sergiledikleri sektörümüz için çok önemli bir fuardır. Bu yıl 1000 katılımcı ve 125.000 dolayında ziyaretçinin beklendiği fuarın ev tekstili konusunda uluslararası düzeyde rekabet eden firmalarımıza görünürlüklerini artırmaları ve tanıtımları hususunda yardımcı olacağına ve ihracatımıza önemli katlı sağlayacak bir ortam sağlayacağına yürekten inanıyorum. 2023 hedeflerine ulaşmak için tanıtımın önemini biliyoruz. Etkin tanıtım yapabilmek içinde, en önemli mecranın fuar alanları olduğunu düşünüyoruz. Sizce, ülkemizin daha çağdaş, gelişmiş ve büyük fuar alanlarına sahip olması gerekmez mi? 2023 hedeflerimize ulaşmanın önemli yollarından biri de firmalarımızın uluslararası alanda rekabet edebilirliğini artırmaktır. Bu minvalde, uluslararası nitelikteki fuarların ülkemizdeki sayılarını artırmak için uluslararası standartlara sahip fuar alanlarına sahip olmamız gereklidir. Her ne kadar konu Bakanlığım iştigal alanında olmasa da, ülkemizin görkemli ve uluslararası nitelikte fuar alanlarına sahip olması bizim de arzumuzdur. Sektörümüze iletmek istediğiniz mesajlarınızı alabilir miyiz? Bildiğiniz gibi tekstil sektöründe 2023 ihracat hedefini 20 milyar dolar olarak belirledik. Bu noktada, sevinerek ifade etmeliyim ki, sektörlerimiz bu hedeflerini yukarı doğru revize etmektedir. Ev tekstili sektörümüzün bu hedefe ulaşmada çok büyük katkısı bulunmaktadır. Nicel hedeflerin yanı sıra 2023 vizyonumuz kapsamında önümüze koyduğumuz en önemli hedefler; Türk malının dünya çapındaki imajını geliştirmek, tasarım yaratmak, markalaşmak ve moda yaratmada söz sahibi bir ülke haline gelmektir. Sektörde tüm firmalarımızın da bu anlayışla ihracat stratejilerini oluşturmalarını amaçlıyoruz. Bu noktada, Ekonomi Bakanlığı olarak, eğitimden danışmanlığa, pazara girişten markalaşmaya kadar tüm süreçleri destekleyerek; uluslararası pazarlarda rekabet üstünlüğü kazanmayı, dolayısıyla söz konusu pazarlardan daha fazla pay almayı ve neticesinde, ihracatımıza katkı sağlamayı hedeflediğimizi ve bu kapsamda firmalarımızın bu desteklerden en etkin biçimde yararlanmalarını arzu ettiğimizi ayrıca vurgulamak isterim.

12

HOMETEXTILE

Can we hear your opinions about our EVTEKS Exhibition? EVTEKS exhibition, which is a very important exhibition for our sector, hosts the worldwide professionals of the sector every year and where primarily Turkish home textile industrialists and manufacturers of the sector participating from various regions of the world take place and exhibit their products. I believe that the exhibition where 1000 participants and approximately 125.000 visitors are expected this year, shall ensure our companies competing in an international stage in the sector of home textile to increase their visibilities and on the matter of their publications, and that it shall provide an environment to make contributions in our exports. We know the importance of publication for the purpose of reaching the targets of 2023. And we believe that the most important media for making an efficient publication is the exhibition areas. In your opinion, does our country not require to have more modern, developed and bigger exhibition areas? One of the most important ways for reaching our targets of 2023 is to increase the compatibilities of our companies in the international field. In this manner, in order to increase the numbers of the exhibitions in the international qualificationsin our country, we need to have exhibition areas in compliance with international standards. Notwithstanding the subject is not within the activity subject of my Ministry, it is also my desire that our country has glorious and in international qualifications. Can we get your messages that you would like to give for our sector? As you know, we have determined the export target of 2023 in textile sector as 20 billion dollars. At this point, I must gladly state that our sectors have been revising their targets increasingly. Our home textile sector has a great contribution for the accomplishment of this target. Beside quantitative targets, the most important targets we established within the contest of our 2023 vision are: to improve the image of Turkish products worldwide, do make designs, to brand and to become an authority in creating fashion. We aim for all our companies in the sector to establish their export strategies with this understanding. At this point, as the Ministry of Economy, I would like to emphasize that, supporting every processes from education to consultancy, from entering the market to brand, we aim to gain superiorities of competition in international markets, therefore to obtain bigger shares from the respective markets and to make contributions to our exports and within this context, that we desire our companies to benefit from these supports in the most efficient way.



MODA / TREND

14

HOMETEXTILE


EVTEKS TRENDLERİ 2016 / Nelly Rodi

SÜRPRİZ! Bu yıl yaşam tarzı tezatları birleştiriyor. Dekorasyon anlayışı, eklektik ambianslar oluşturma perspektifiyle uyumsuz, teatral temaları yeniden bir araya getiriyor ve bütünlüyor. Şu an kriz geride kalmış durumda, süreklilik arz eden bir akım içerisinde bulunmamız, hareketsizliğin her şeklini reddetmemiz ve yepyeni pozitif bir dinamizmi hayata geçirmemiz gerekiyor. Artık geçmişte kalan zaferlerle övünmeyi bırakmalı, yaratıcılığı ve yeniliği daha da öteye taşımalıyız. Kibar bir biçimsel ahenk arayışı içerisinde olan tüketiciler, rahat hissettiren referanslar ile kendilerini güvende hissederken diğer yandan yeni perspektifleri ve ufukları kucaklamaya da açık bekliyor. Çatışmadan ziyade duygu alışverişini ve etkileşimi savunan cüretkâr ve neşeli bir yaklaşıma imza atıyorlar. Bu sofistike ve rafine yaklaşım arzusuna cevap veren altı temamız var. Yaşam tarzı bu yılı günlük yaşamın güvenli tavırlarla uyanması ve silkelenmesi adına sürpriz ve fantezi dokunuşuyla beziyor. Bu kalite temaları rafine, estetik bir yıl yansıtıyor.

EVTEKS TRENDS 2016 by NellyRodi

SURPRISE! This year lifestyle unites contrasts. Decoration reunites and integrates dissonant, theatrical alliances with an eye to creating eclectic ambiances. Now the crisis is past, we need to remain in perpetual movement, refuse any form of immobility and inaugurate a new positive dynamic. No more question of settling for past glories, now we need to push creation and innovation even further. Consumers seeking gentle harmony of form reassure themselves with comforting references, but remain vigilant and open to new perspectives and horizons. Their signature lies in their daring, playful approach, favoring exchanges and encounters rather than clashes. Six themes respond to this desire for sophistication and refinement. Lifestyle spritzes the year with surprise and a touch of fantasy for everyday life to wake and shake up safe attitudes. These quality themes reflecting a refined, aesthetic year.

15

HOMETEXTILE


MODA / TREND

Peplum Party

Peplum Partisi Konsept & İlham Mükemmellik ve yaratıcılık adına çıkılan bu yolda “Glamdiator”, kitleleri mutlu etme ya da uyum sağlama kaygısının çok ötesinde tarz ve görkem arayışında. Gücün ve cazibenin geri dönüşünü kutlayan günümüz tanrıları ve tanrıçaları, cüretkar Greko-Romen motifleri eşliğinde klasik dönemden ilham alıyor. Sahne ve ihtişam için açık bir tutku, ve böyle bir tarz için gerekli asalet. Renkler ve Armoniler Tüm ihtişamıyla saf, bakir beyaz. Beyaz her daim nazır ve kusursuzluk örneği. Bu beyaz etrafında beliren çarpıcı bir sıcaklık ve havalı tonlar, yazın saf ve gerçek değerleri, mavileri ve kırmızıları. Bu çarpıcı, incelikli tasarlanmış altyapıyı tamamlamak üzere eklenmiş gösterişli altın sarısı. 80’lerden esinlenmiş keskin pastel tonlar bu kompozisyona vurgu katıyor ve burada volüm ve proporsiyonu öne çıkarmak ve vurgulamak için kaçınılmaz siyah yapılar yer alıyor. Yeni, radikal ve modern-retro bir palet. Motifler ve Baskılar Klasik geometriler (küpler, küreler, koniler veya silindirler). Optik veya kinetik kompozisyonlar: damalar, zikzaklar ve labirentler 3 boyutlu efektler. Maksi çok renkli çizgiler. Palyaço motifleri: renkli üçgenler, trapezler, karo şekilleri. Maksi baskılı noktalar, diskler, hedefler ve daireler. Mini ve maksi motif kombinezonları. “Memphis” motifleri. Koleksiyonluk resimli yazılar. Klasik ilhamlar: Greko-Romen frizler, rozetler ve kupalar. Yeniden renklendirilmiş gravürler. Trompe-l’œil dijital baskılar (suni mermer…). Öyküleyici resimsel motifler: balık, kabuklar ve kabuklular, ahtapotlar, denizatları ve denizanaları. Stil verilmiş pulların ve dalgaların ahenkli motifleri. Malzemeler Klasik malzemelerin ve diğer daha çağdaş teknik malzemelerin bir karması: örgülü pamuk ve naylon, likra, kompozit reçineler ve köpükler. Enjeksiyon, kalıp ve ısıyla şekillendirme. Renkli tabaka rötuşları. 3 boyut efektlerine sahip mozaik kaplama. Linolyum ve marmolyum. Alacalı ve ebrulu efektler. Kırık seramik karolar ve yeniden yapılandırılmış mozaikler. Apre Metal veya renkli cam içerikli sıva ve terrazzo. El üfleme cam. Parlak ayna yüzeyli metal. Hasır, kamış ve dokuma metal iplikler. Kalın, sırlı vernik kaplı lake katlar. Yoğun kadifemsi pigment katları. Kokulu boya.

Anahtar Kelimeler

Nadide, Tarihsel, Olağandışı, Estetik, Tiyatral, Fantezi, İncelikli tasarım, Mizah, Çarpıcı, Şiirsel 16

HOMETEXTILE

Concept & Inspirations In the quest for excellence and creativity our “Glamdia¬tor” seeks style and majesty, far from crowd-pleasing or anonymous compromises. Mo¬dern-day gods and goddesses championing the comeback of power and allure are ins¬pired by the classical period with unabashed Greco-Roman references. A clear penchant for staging and splendor, and the nobility necessary for such style. Colors & Harmonies Pure, virginal white in all its ma¬jesty. White is omnipresent and exemplifies excellence. Around this white emerge graphic warm and cool tones, summer’s tried and true values, blues and reds. A flamboyant gold is added to complete this graphic, archi¬tected base. Acidic pastel ac¬cents inspired by the 1980s ac¬cessorize the ensemble, which an imperative black structures to accentuate and highlight vo¬lumes and proportions. A fresh, radical, modern-retro palette. Motifs & Prints Classical geometries (cubes, spheres, cones or cylinders). Optical or kinetic compositions: checkerboards, herringbones and labyrinths. 3D effects. Maxi multicolored stripes. Harlequin motifs: colorful triangles, trapeziums and diamond shapes. Maxi printed dots, discs, targets and circles. Combinations of mini and maxi motifs. “Memphis” motifs. Collectible rebus. Classical inspirations: Greco-Roman friezes, rosettes and trophies. Recolored gravures. Trompe-l’oeil digital prints (faux marble…). Narrative pictorial motifs: fish, shells and crustaceans, octopuses, seahorses and jellyfish. Coordinating motifs of stylized scales and waves. Materials A mix of classical materials and other more contemporary, technical materials: plaited cotton and nylon, Lycra, composite resins and foams. Injections, molding and thermoforming… Colorful strata plays. 3D-effect mosaic paneling. Linoleum and marmoleum. Mottled and marbled effects. Broken ceramic tiles and reconstituted mosaics. Finishings Stucco and terrazzo with inclusions of metal or colored glass. Handblown glass. Shiny mirror-finished metal. Meshing, caning and woven metallic yarns. Lacquered finishes with thick, glazed varnishes. Dense velvety pigment finishes. Scented paint.

Key Words

Precious, Historic, Offbeat, Aesthetic, Theatrical, Fantasy, Architected, Humor, Graphic, Poetic



MODA / TREND

Çatı Tutkusu Konsept ve İlham Rakipsiz bir teknik bilgi eşliğinde en görkemli şekliyle dekoratif sanatın ruhu. Dostane nüanslara sahip nadide ve ince ruhlu bir barok biçimi müşterilerimizde yaşatılıyor. Bir yandan özgüveni yüksek, çarpıcı bir inceliğe sahip tiyatral ve canlı bir dekorasyon meydana getirirken, diğer yandan sıradışı kıvrımlardan korkmuyorlar ve heveslerini büyük bir gösterişle sergiliyorlar. Renkler ve Armoniler Sonsuz, tarihsel, statü tonlarından oluşan bir taban. Zengin, nadide bir saygınlık için görkemli altın sarısı. Pembe-mavi tonları arasında değişen ve hemen hemen basamaklı armoniler içerisinde kızıllar ve morlar arasında geçiş yapan ışıltılar. Nötr, katı, çarpıcı ve hemen hemen maskülen nitelik taşıyan taban, yoğun, parlak ve neredeyse feminen tonlarla bir arya gelerek kompozisyona sürrealistik bir zarafet ve şatafat katıyor. Motifler ve Baskılar Geometrik yüzler: sekizgenler, baklavalar ve üçgenler. Palyaço, mozaik ve siyah-beyaz dama motifler. Güncellenmiş tarihsel ve antik referanslar. Panoramik gravürler. Mimari kent yapılarının neo-klasik trompe-l’œil tasarımları: tapınaklar ve katedraller ve ayrıca Doğu veya Batının modern veya antik şehir ilhamları. Genellikle koyu zeminler üzerinde çizgiler ve renkli veya altın sarısı rötuşlar. Birkaç sürrealist detaya da yer veriliyor (kuşlar, böcekler...). Antoryumlar, begonyalar, vb. gibi böylesine yoğun, sembolik, prestijli çiçeklerin dijital hale getirilmiş neo-klasik motifleri Malzemeler İpeksi kumaşlar: damaskolar, brokarlar .... Parlak zeminler (saten, lakeli ipek veya şintz) üzerine jakarlı motifler veya baskılar. Lame rötuşlu jakarlar. Pointe-de-diamant kapitone ve dolgu düğme. Her çeşit kadife (pan, ezilmiş, pürüzlü...). Alacalı deri. Apre Sırma, ponponlar ve kontrast rötuşlar. Damarlı ahşap kakmalar ya da ebrulu, yarı değerli taşlar ve kristalli madenler. Sülfürler ve murinler. Lakeler ve mineler. Metaller: yaldızlı pirinç, bakır ve tunç grisi.

Anahtar Kelimeler

Nadide, Barok, Tiyatral, Benzersiz, Dekoratif, Özgüvenli, Canlı, Spekteküler, Zarif

Penthouse Passion Concept & Inspirations The spirit of decorative art at its grandest along with unique knowhow. Our consumers che¬rish a friendly form of precious and a subtle form of baroque. They’re not afraid of offbeat twists and handle whimsy with great panache, while compo¬sing theatrical, festive deco¬ration with confident, graphic subtlety. Colors & Harmonies A base of timeless, historical, status shades. A majestic gold for a rich, precious note. Lumi¬nous flashes ranging from pink to blue, and passing through crimsons and purples in almost gradated harmonies. The neutral base, strict, gra¬phic and almost masculine, is combined with intense, bright, almost feminine shades, which lend the palette surrealistic elegance and whimsy. Motifs & Prints Geometric facets: octagons, diamond shapes and triangles. Harlequin, mosaic and black & white checkerboard motifs. Updated historical and antique references. Panoramic gravures. Neo-classic trompel’oeils of urban architectural structures: temples and cathedrals, as well as Eastern or Western, modern or ancient city inspirations. Line drawings and colored or gold highlights on generally dark grounds. A few surrealist details are maintained (birds, insects…). Digitalized neo-classic motifs of such intense, symbolic, prestigious flowers as anthuriums, begonias, etc… Materials Silky textiles: damasks, brocades… Jacquard motifs or prints on shiny grounds (satin, lacquered silk or chintz). Jacquards with lamé details. Pointe-de-diamant quilting and buttonpadding. All kinds of velvets (panne, crushed, crinkled…). Tawny leathers. Finishings Passementerie, pompoms and contrast bias trims. Mar¬quetry of veined woods or marbled, semi-precious stones and crystal-minerals. Sulfures and murines. Lacquers and enamels. Metals: gilded brass, coppers and gunmetal gray.

Key Words

Precious, Baroque, Theatrical, Unique, Decorative, Confident, Festive, Spectacular, Elegant 18

HOMETEXTILE



MODA / TREND

Enfes Cennet Konsept ve İlham Organik, düşsel mekanlarda, yabani, coşkulu bir doğa formuyla geçişen dokuya sahip inanılmaz bir ev arayışında olan bu cesur tüketiciler için “deneysel” bir ruh. Ve yapay olanla flört etmekten de korkmuyorlar, doğal ve sentetik genetiği çiftleştirebildikleri müddetçe geleceğin evcilleştirilmesi onların amentüsü. Renkler ve Armoniler Trendler içerisinde sabit unsur olarak yer alan odun ve bitki tonları zemini oluştururken bej ve bakır yeşiline koyu kahve ve gösterişli, ışıltılı bir külçe sarısı eşlik ediyor. Çiçek ve bitki tonlarının bu modern enerjisi, nötr tonların sessizliğine refakat ediyor. Kentsel çağrışımları olan tropikal bir ormanı çağrıştıran canlı, keskin, sıradışı ve sofistike renkler. Başta yazın egzotizm rüyası olmak üzere her aura için ideal olan derin sıcak ve soğuk tonlar. Canlı ve dinamik bir ritm yakalayacak şekilde alışılmadık suni tonlara dönüşen doğal renkler. Motifler ve Baskılar Motifler zengin ve soyut olmakla birlikte her daim egzotik flora ve fauna ile ilintilidir. Güneş ışınlarının yaktığı ya da resim baskısı olarak tasarlanmış büyük palmiye veya muz yaprakları. Büyük boy dijital baskılar. Yoğun, koyu zemin üzerinde üst üste binmiş bitki silüetleri ve renkli gölgeler. Renk olarak güçlü reaktif boya baskıları. İlginç batik süslemeler. Fırçalı, buğulu ve göze çarpan efektler. “Düş uyandıran” ebru işlemeler. Suni lekeli grafikler ve fütürist kamuflajlar. Renkleri yeniden yorumlanmış kuş motifleri taşıyan gravür kombinezonları: papağanlar, tukanlar, kolibriler. Birkaç mücevher vari kelebek veya böcek apliği veya işlemesi ile aromalandırılmış kompozisyon. Malzemeler İnci, bronz veya yanardöner parıltılar ve efektler taşıyan parlak tekstiller (pamuk saten, basma, organze, polyester, ipek lake ...). Üst üste bindirilmiş ve kümelenmiş deri parçaları. Sentetik malzemeler ve metalplastik iplikler. Modern, sportif ilham taşıyan malzemeler: naylon, neopren, ripstop... Apre Akrilik reçineler ve prospektif formlar. Enjeksiyonlu, preslenmiş, kompozit malzemeler. Yarı değerli taşlar ve kapsonlar (turkuaz, mercan, hematit, oniks, malakit, yeşim...). Renkli ebru desenli damarlı madeni malzemeler. Egzotik ağaç (sipo, Amerikan maun, azobé, gül ağacı ...). Yanardöner seramik efektleri. Renkli reçineler ve cam. Kalın, el üfleme veya kabarcıklı cam. Metalik yapılar ve çerçeve (krom, pirinç, tunç grisi...).

Anahtar Kelimeler

Yabani, Organik, Düşsel, Melez, Çiçek, Bitki, Harikulade Olağandışı, Cesur, Büyüleyici, Şehvetli

Exquisite Eden Concept & Inspirations An “experimental” spirit for these bold consumers looking for an incredible home all in organic, visionary volumes, in osmosis with a wild, exuberant form of nature. And they’re not afraid of flirting with the artifi¬cial either, taming the future is their credo, as long as they can hybridize natural and synthetic codes Colors & Harmonies The woody, vegetal shades constant in the trends form the base, with beiges and verdigris accompanied by a dark brown and a flamboyant, luminous, nugget gold. The contempora-ry energy of floral and vegetal notes consorts with this muted structure of neutrals. Vibrant, acid, bizarre and sophisticated colors evoking a tropical jungle with urban connotations. Deep warm and cool tones, ideal for summer dreaming of exoticism and Elsewhere. Natural colors metamorphosed into quirky ar¬tificial shades for a lively, dyna-mic tone. Motifs & Prints Motifs are rich and abstract, but always in relation to exotic flora and fauna. Huge palm or banana leaves either solarized or treated as photo prints. Oversized digital prints. Superpositions of plant silhouettes and colored shadows on dense, dark grounds. Highly pigmented reactive dye prints. Strange tie-dyes. Brushed, dripped and marked effects. “Psychedelic” marbling. Tachist graphics and futurist camouflages. To combine with gravures featuring recolored bird motifs: parrots, toucans, hummingbirds… Peppered with a few appliqués or embroideries of jewel-like butterflies or insects. Materials Shiny textiles (cotton sateen, chintz, organza, polyester, lacquered silk…) with pearly, bronzy or shot gleam and iridescence. Superpositions and accumulations of slices of leather. Synthetic materials and metalloplastic yarns. Contemporary sport-inspired materials: nylon, neoprene, ripstop… Finishings Acrylic resins and prospective foams. Injected, compacted, composite materials. Semi-precious stones and cabochons (turquoises, coral, hematite, onyx, malachite, jade…). Veined mineral materials with colored marbling. Exotic wood (sipo, American mahogany, azobé, rosewood…). Shot iridescence for ceramics. Colorful resins and glass. Thick, hand-blown or bubble glass. Metallic structures and framework (chrome, brass, gunmetal gray…).

Key Words

Wild, Organic, Visionary, Hy-brid, Floral, Vegetal, Amazing, Offbeat, Bold, Fascinating, Sensual 20

HOMETEXTILE



MODA / TREND

Cool Chalet Concept & Inspirations

Karizmatik Bungalov Konsept ve İlham Doğallığın hemen hemen doğal bir formunu arayan tüketici için otantiklik ve modernlik. Bir yanı aşırı modernist olurken diğer yanı doğa ile birlik ve beraberlik içerisinde inşa edilmiş incelikli tasarıma sahip bir ev. Ruhsal bir izniva için mükemmel. Samimi, duyarlı, ileri görüşlü tasarıma hayranlar. Lüks, fütürist yalınlık. Renkler ve Armoniler Ağaç, elyaf bitki tonlarından oluşan bir zemin. Fütürist, aydınlık efekti yaratan bir spektral gümüş. Mavilerin ve yeşillerin tek renk tonlaması, puslu, donuk ve olabildiğince şiirsel. İne ruhlu renk tonlamaları içerisinde tertiplenmiş, parlak, gök beyaz tonları ile aydınlatılmış bu zarif, sıcak nötr tonlar arasındaki ruh alışverişi. Motifler ve Baskılar Yapraklar, bitki örtüsü ve kamuflaj. Bitki baskıları. Ağaç, kütük ve stilize edilmiş dal silüetleri. Ağaç kabuğu gibi kırışık, buruşuk ve desenli efektler. Don motifleri ve hacimli buzdağlarından esinlenen hatlar. Puslu fotografik baskılar. Aşındırma veya eskitme uygulanmışçasına tonlamalı, küllenmiş, soluk efektler. Baskılar veya jakarlar ile eşgüdümlü damlacıklar, benekler ve lekeler. Ağartılmış efektli sulu boyalı motifler. Puslu batik süslemeler. Işık geçişleri. Maksi soyut fırça darbeleri. Malzemeler Kumaşlar için metalize ışıklar (lureks iplik rötuşları). Lames ve yanardöner tonlarda polyester. Sırlı, merserize pamuklar. Çarşaf için saten veya perkal zeminler. Ham-kesim deri ve yün. Eloksal ve spektral parıltı. Apre Değişken ve yanardöner efektler. Titanyum ve platin. Doğal metaller (hematit...). Damarlı, ebrulu madenler. Taş kakma. Kompozit malzemeler: akrilikler ve reçineler, Pleksiglas ve Perspeks. Renkli reçineler ve doğal rötuşlar. Enjeksiyon, ısıyla şekillendirme ve ıstampa. Işıltılı sırlı kaplamalar, parlak ve buzlu. El üfleme cam ve sıradışı murinler.

Key Words

Fütürist, Tasarım, İleri görüşlü, Duyarlı, Otantik, Ruhsal, Aydınlık, Yaldızlı Yaban, Moleküler, Nadide, Sıradışı, Minimal, Heykelsi, Soyut, Kutupsal, Buzlu 22

HOMETEXTILE

Authenticity and modernity for our consumer seeking an almost wild form of natural. An architect-designed home constructed in communion and osmosis with nature, and an eye for extreme modernity. Perfect for a spiritual retreat. They admire sincere, sensitive, forward-thinking design. Luxu¬rious, futurist simplicity. Colors & Harmonies A base of woody, fibrous plant tones. A spectral silver for a fu¬turist, luminous effect. A mono-chromatic gradation of blues and greens, misty, diaphanous and as poetic as can be. The interest resides in the ex¬change between these tender, warm neutrals and the cool tones organized in subtle gra¬dations, illuminated by a ra¬diant, celestial white. Motifs & Prints Leaves, foliage and camouflage. Vegetal imprints. Silhouettes of trees, stumps and stylized branches. Bark-like crinkled, shriveled and textured effects. Drawing inspiration from the motifs of frost and the volume of icebergs. Misty photographic prints. Gradated, powdery, effaced effects as if worn or patinated. Droplets, speckles and smudges are coordinated for prints or jacquards. Watercolored motifs as if bleached. Diaphanous tie-dyes. Light gradations. Maxi abstract brushstrokes. Materials Metalized flashes for textiles (inclusions of lurex yarns). Lamés and iridescent polyester. Glazed, mercerized cottons. Satin or percale grounds for bed linen. Raw-cut leather and wool. Anodizations and spectral gleam. Finishings Shot mercurizations and iridescence. Titanium and platinum. Natural metals (hematite…). Veined, marbled minerals. Stone marquetry. Composite materials: acrylics and resins, Plexiglas and Perspex. Colored resins and natural inclusions. Injection, thermoforming and stamping. Shiny glazed finishes, glossy and icy. Handblown glass and strange murines.

Key Words

Futurist, Design, Forward-thinking, Sensitive, Authentic, Spiritual, Light, Astral, Wild, Molecular, Rare, Exceptional, Minimal, Sculptural, Abstract, Polar, Icy



MODA / TREND

Mineral Anlar Konsept & İlham Kullanıcımız, doğa ile başbaşa, rustik, zaman sınırları olmayan, kalite timsali unsurlardan makul dozda alınarak modernize edilmiş minimalistik bir biçim içerisinde olması gerekeni ve buna eşlik eden özgür mecrayı yaşıyor. Görünürde zaman ve moda akımına tabi değil gibi görünse de, kompozisyon, bu unsurları bu ortam içerisinde oldukça pozitif bir sükunet ve rahatlık içerisinde teşhir ediyor. Renkler ve Armoniler Bu renk mimarisinin kalbindeki doğal, organik beyazı kumlu gri tonları ve sütlü bisküvi dokunuşları sararak ortaya bahar kokulu, yumuşak ve taze, sonsuz, rafine ve güven verici bir temel oluşturuyor. Mika altın sarısının bazen sıcak bazen soğuk tonları ışıltılı bir şamata meydana getirerek bu kibar zemini şenlendiriyor. Katmanlı pembemsi grinin ve yeşile çalan grinin kibar, ince ruhlu, küllenmiş tonlarını ekleyerek Camaieu’da zarif bir kompozisyon meydana getirin. Ahenkli gruba renk katmak ve eşlik etmek için koyu mavimsi bir arduaz tonunu ilave etmeyi de unutmayın. Motifler ve Baskılar Yalın ritimlerde ihtimam ve geometri: çizgiler, noktalar ve zikzaklar. Çarpıcı dokumalar, mozaik ve kafes motifleri. Düzensiz, ipliksi ritimler. Elenmiş ve dokunmuş efektler. Kireçli ve flu efektler. İşaretler ve fırça efektleri. Beyaz çiçeklerin tonsürton baskıları veya işlemeleri. Sullu boyalı tüy koleksiyonları. Odağında mevsim kuşlarının kuş tüyü motifleri olan XXXXL tüy fotoğraf baskıları. Malzemeler Doğal malzemeler: ham ipek, pamuk veya ham telen. Tüller: kanaviçe, etamin, müsli veya organze. Kaplamalı keten bezi ve branda. Farklı atkı ve örgüler bir arada: petek, ipliği boyalı patiska, yünlü veya marnlı efektler, bukleler ve dupiyonlar. Hafif kapitone ve ince boutis. Kırışık, dalgalı kumaş kaplama. Yarma süet ve sırçalı deri. Apre Saçaklı ve düğümlü rötuşlar, köşe ponponları ve püsküllü saçaklar. Boynuz veya kemik detayları. Doğal ham madenler (kristaller ve tuz, kuvars, kaymaktaşı veya mermer blokları). Venedik usulü el üfleme cam. Yanardöner cam. Kabartmalı, presli ve dövme metal (cilalı kalay alaşımı). Ağartılmış laklı metal. Değişken ve yanardöner efektler.

Anahtar Kelimeler

Nezaket, Dinginlik, Doğa, Güç, Gizemli, Sonsuz, Kalite, Işıltılı, Minimal, Rustik, Çağdaş, Sofistike, Makul, Özenli

Mineral Moment Concept & Inspirations Our consumer lives in commu¬nion with nature, seeking the essential and the spare in a rustic, timeless form of minima¬lism, modernized by a slick dose of quality elements. Though apparently outside of time and fashions, the ensemble reveals them in this environment so fa¬vorable to calm and relaxation. Colors & Harmonies At the heart of this color construction a natural, organic white is surrounded by grai¬ny gray tones and milky bis¬cuit tints to form a reassuring foundation for spring, soft and fresh, timeless and refined. The sometimes warm, sometimes cool mineral shade of mica gold stirs up sparkling trouble to light up the delicate base. Add the delicate, subtle, pow-dery shades of gradated pinky grays and greenish grays to create an elegant composition in camaieu. And don’t forget a darker bluish tone of slate to shade and accompany the harmonious ensemble. Motifs & Prints Rigor and geometry in simple rhythms: stripes, dots and herringbones. Graphic weaves, mosaic and moucharaby motifs. Irregular, threadlike rhythms. Screened and woven effects. Marled and blurred effects. Markings and brushed effects.. Tone-on-tone prints or embroideries of white flowers. Collections of watercolored feathers. XXXXL feather photo prints focusing on the plumage motifs of seasonal birds. Materials Natural materials: raw silk, cotton or raw linen. Sheers: gauze, etamine, muslin or organdy. Coated canvases and tarpaulin cloths. Different weaves and wefts are combined: honeycomb, yarn-dyed chambray, tweedy or marled effects, bouclés and doupions. Light quilting and fine boutis. Crepey, crinkled textile cladding. Split suedes and full grain leather. Finishings Fringed and tied trims, corner pompoms and tassel fringes. Horn or bone details. Natural raw minerals (crystals and blocks of salt, quartz, alabaster or marble). Venetian style hand-blown glass. Opalescent glass. Embossed, stamped and hammered metal (polished pewter). Whitened lacquered metal. Mercurizations and iridescence.

Key Words

Gentleness, Serenity, Nature, Power, Mysterious, Timeless, Quality, Luminous, Minimal, Rustic, Contemporary, Sophisticated , Sober, Rigorous 24

HOMETEXTILE


www.homesweethome.com.tr


MODA / TREND

Modest Manor

Mütevazi Köşk

Konsept & İlham Bu kullanıcılar için yalınlık ve ılımlı hükümdarlık. Sakin bir ortamda yanıbaşındaki doğaya açılan bir kapı. İç tarafta atölye ruhu birkaç rustik, el işlemeli dokunuş ile bir araya geliyor. Minimalist ancak konforlu şekil ve hacimlerde sıcaklık ve eğlence arayışı içerisindeler. Renkler ve Armoniler Derin, gizemli, alacakaranlık tonlardan oluşan zemin. Zeminin soğuk ambiansını perçinleyen mavimsi bir gümüş. Sıcak, obur, hemen hemen kozmetik renkler. Nötr, ilgi uyandıran mavi-griler ile pembelerin ve turuncuların ahenkli gamı arasındaki kontrast, kompozisyona doğallık ve modernlik katıyor. Motifler ve Baskılar Çiçeklerin, bitkilerin ve sebzelerin barok aranjmanları: pembe inci, şakayık, funda, katırtırnağı, karaçalı, acıbakla (...), enginar ve inanılmaz mantar koleksiyonları... Siyah-beyaz ve tonsürton buketler. Çiçek ve yaprak gölgeleri. Stilize edilmiş çiçekler ve grafiksel isli görüntüler. Dijital, sübliminal ya da “blok” baskılar. Fırçalanmış ekoseler ile rötuşlanmış blok baskılı çiçekler. Patina ve ebru. Sanki giyilmiş gibi solmuş motifler. Ve orman hayvanlarını unutmayalım: kelebekler ve böcekler, porsuk, tilki, kunduz, tavşan ve baykuşlar ... renkleri yeniden yorumlanmış motifler. Kraft kağıdı veya keten ya da daha koyu, sırlı ve parlak zeminler. Malzemeler Elde işlenmiş sıcak doğal malzemeler. Tekstil ürünleri: keten, yün, pamuk, viskon, fitilli kadife, zımparalanmış branda, basma ve viniller ... Yünlü efektler, iplik boyaları ve patiska. Kilim ve ikat Kapitone ve dolgu düğme. Çatlak sırlı deri. Yarma süet ve peachskin eller. Çizgi ve şerit grupları. Doğal boyalar ve patina. Apre Saçaklar, püsküllü saçaklar, ponponlar ve ığ işli zikzak şeritler. Değerli ağaçlar: kayın, dişbudak, meşe, kestane, akçaağaç, karaağaç, kavak, ıhlamur ... damarlar, budaklar ve ceviz yumruları sergileniyor. Balmumlu, yağlı ve tozlu apreler. Silme ve sünger patina. Kabarcıklı am. Ağaç, taş veya metal üzerine el üfleme cam... Saç levha, demir ve çelik döküm. Sırlı kil ve patinalı fayans. Renkli seramik.

Anahtar Kelimeler

Maceraperest, Kibar, Dinginlik, Doğa, Gizemli, Minimal, Rustik, Çağdaş 26

HOMETEXTILE

Concept & Inspirations For these consumers, simpli¬city and sobriety reign. Theirs is a calm environment, a home opening onto the surrounding nature. Their interiors combine an atelier spirit with a few rus¬tic, handcrafted touches. They seek warmth and convivia¬lity in minimal, yet comfortable shapes and volumes. Colors & Harmonies A base of deep, mysterious, twilight darks. A bluish silver to intensify the cold ambiance of the base. Warm, gourmand, almost cosmetic colors. The contrast between the neutral, intriguing blue-grays and the harmonious range of pinks and oranges lends the palette na-turality and modernity. Motifs & Prints Baroque assemblages of flowers, plants and vegetables: coralbells, peonies, heather, broom, gorse, lupins (…), artichokes and collections of incredible mushrooms… Monochromes and tone-on-tone bouquets. Flower and leaf shadows. Stylized florals and pictorial smudges. Digital, sublimation or “block” prints. Block-printed flowers coordinated with brushed plaids. Patinas and marbling. Faded motifs, as if worn. And not forgetting forest animals: butterflies and insects, badgers, foxes, beavers, hares and owls… Recolored motifs. Grounds the color of kraft paper or linen, or darker, glazed and glossy. Materials Lovely natural materials treated in handcrafted styles. Textiles: linen, wool, cotton, viscose, corduroy, emerized canvas, chintz and vinyls… Tweedy effects, yarn-dyes and chambray. Kilims and ikats. Quilting and buttonpadding. Crackled leathers. Split suede and peachskin hands. Plays of strips and bands. Natural dyes and patinas. Finishings Fringes, tassel fringes, pompoms and crocheted rickracks. Precious woods: beech, ash, oak, chestnut, maple, elm, poplar, basswood… Veins, knots and walnut burls are showcased. Waxed, oiled and powdery finishes. Wiped and sponge patinas. Bubble glass. Handblown glass on wood, stone or metal… Sheet metal, cast iron and steel. Glazed stoneware and patinated faience. Colored ceramic.

Key Words

Adventurer, Gentle, Serenity, Nature, Mysterious, Minimal, Rustic, Contemporary



,

EVTEKS

EVTEKS

Dünyanın Çekim Merkezi Attention Centre of the World 21. yılında EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı, mayıs ayında kapılarını açıyor. Yerli – Yabancı 120 bin ziyaretçiyi ağırlayacak dev organizasyon beş gün sürecek. İki bini aşkın markanın yer alacağı fuarda, ünlü tasarımcılar ve trend belirleyiciler 2016 ev tekstili trendlerini sergileyecek.

EVTEKS International Home Textile Exhibition, on its 21st year, opens its doors in May. The colossal organization, which will host 120 thousands of visitors both domestic and foreign, will take place for 5 days. In the exhibition where more than two thousand brands will take place, famous designers and trend–setters will exhibit 2016 home textile trends.

D

üzenlendiği alan büyüklüğü, katılımcı ve ziyaretçi sayısı ile dünyanın en büyük ev tekstili fuarlarından olan “EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı”, 19-23 Mayıs 2015 tarihlerinde sektör profesyonellerini İstanbul’da ağırlamaya hazırlanıyor. Ev tekstili sektöründeki tüm yeniliklerin sergilendiği, modaya yön veren ürünlerin ziyaretçilerin beğenisine sunulduğu dev organizasyon, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) ve CNR Uluslararası Fuarcılık işbirliğiyle ile İstanbul CNR Expo Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

TÜRKİYE’NİN DÜNYAYA AÇILAN KAPISI Bu sene 21 yaşına basan ve 160 bin metre karelik

28

HOMETEXTILE

E

VTEKS International Home Textile Exhibition, which is one of the biggest home textile exhibitions with the area that it is held on and the number of its participants and visitors, is preparing to host the professionals of the sector in İstanbul, between dates of 19–23 May 2015. The colossal organization, where all the innovations are exhibited and the products which lead the fashion are presented before the visitors, will take place at CNR Expo Exhibition Centre with the cooperation of TETSİAD (Turkish Home Textile Industrialists’ and Businessmen’s Association) and CNR Uluslararası Fuarcılık.

TURKEY’S WINDOW TO THE WORLD The exhibition, which has stepped in its 21st age this year and which is organized on an area of 160 thousand


alanda düzenlenen fuar, Türkiye’de düzenlenen örnekleri arasında, uluslararası katılımcı çeşitliliği ve yabancı ziyaretçi sayısıyla dış dünyaya en açık organizasyonlarından biri olarak kabul ediliyor. Fuarın geçtiğimiz yıl 58 bin 400 metrekare olan net satış alanının bu yıl genişleyerek, 60 bin metre karenin üzerine çıkması planlanıyor. 200’ü yabancı olmak üzere 1000’in üzerinde firmanın katılacağı 21. EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı’nı, 40 bini yabancı, 120 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

DÜNYA EV TEKSTİLİ 2016TRENDLERİ BELİRLENECEK İki bini aşkın markanın yer alacağı fuarda, ünlü tasarımcılar 2016 ev tekstili trendlerini sergileyecek. Avrasya’nın en büyük uluslararası fuar alanında gerçekleştirilecek 21. EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı’nda ev tekstili sektörünün önde gelen profesyonelleri, dünyaca ünlü trend belirleyiciler ve yerliyabancı tasarımcılar seminerler verecek. EVTEKS 2015 organizasyonunun trend alanını, son üç yıldır

square metres, is acknowledged as one of the organizations most open to the world among its correspondents held in Turkey with regards to its international participant variety and the number of foreign visitors. It is expected that the net sales area of 58 thousand 400 square metres last year expands and raises up to more than 60 thousand square metres. It is expected that 120 thousand people, of whom 40 thousand are foreign will visit the 21st EVTEKS International Home Textile Exhibition, where more than

1000 companies of which 200 are foreign, will participate in.

2016 TRENDS OF THE WORLD HOME TEXTILE WILL BE SET In the exhibition where over two thousand brands will take place, famous designers will exhibit the 2016 home textile trends. In the 21st EVTEKS International Home Textile Exhibition, which will be held on the largest international exhibition area of the Eurasia, the leading professionals of the home textile sector, world–

29

HOMETEXTILE


EVTEKS

olduğu gibi bu yıl da dünyaca ünlü tasarımcı Vincent Gregoire öncülüğündeki Nelly Rodi tasarlayacak. Ev tekstili adına tüm yeniliklerin yer aldığı beş gün sürecek dev fuar, 2015 yılında ev tekstili sektörüne damgasını vuracak. EVTEKS Fuarı, ulusal ve uluslararası medyadan da büyük ilgi görüyor. EVTEKS 2015’i Türkiye’nin önde gelen medya kuruluşlarının yanı sıra 50’ye yakın ülkeden gelecek yabancı basın mensupları da ziyaret edecek.

ÇEYREK ASRA DOĞRU EVTEKS Yerli ve yabancı alıcıların akın ettiği EVTEKS 2014 organizasyonu, 50 farklı ülkeden alım heyetini ağırladı. Bu ülkeler arasında İspanya, İtalya, ABD, Almanya, Japonya, Fransa, İngiltere, Kanada, İran ve Çin yer aldı. Alıcı grupların yüksek oranda sipariş verdiği fuarda katılımcılar önemli ticari anlaşmalara imza attı. Fuar süresince 79 farklı ülkeden 39 bin 675’i yabancı, toplamda 115 bin kişi fuarı ziyaret etti; Türk firmaları başta Orta Doğu ve eski Doğu Bloku ülkeleri olmak üzere birçok farklı ülkeden sipariş aldı.

RAKAMLARLA EVTEKS FUARI EVTEKS Uluslararası Ev Tekstili Fuarı geride bıraktığı 20 yıllık süre içerisinde büyük bir gelişim gösterdi. İlki 1992 yılında 69 firmanın katılımıyla yapılan Fuar, 20 yılda katılımcı firma sayısını bine, düzenlendiği alanı ise 600 metre kareden 160 bin metre kareye çıkardı. Bu gelişim Türkiye’nin ev tekstili alanında geldiği seviyeyi göstermesi açısından büyük önem taşıyor.

30

Fuarı, Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı tarafından özel olarak davet edilen 50’ye yakın ülkeden alım heyetleri de ziyaret edecek. Alım heyeti gönderecek ülkeler:

Procurement committees from nearly 50 different countries which are specially invited by the Republic of Turkey Ministry of Economy will visit the Fair. The countries which will send procurement committees are as below:

Almanya – ABD – Avustralya – Avusturya - Azerbaycan – BAE Belçika – Bulgaristan - Cezayir - Çek Cumhuriyeti – Danimarka - Fas – Finlandiya – Fransa - Güney Afrika – Hollanda – İngiltere – İran – İspanya – İsrail – İsveç – İsviçre – İtalya – Japonya – Kanada – Kazakistan – Kırgızistan – Kuveyt – Litvanya – Lübnan - Macaristan – Mısır – Moldova – Norveç – Oman – Özbekistan - Polonya - Portekiz – Romanya - Rusya Federasyonu - Suudi Arabistan – Tunus – Türkmenistan – Ukrayna – Ürdün -Yunanistan

Germany – USA – Australia – Austria – Azerbaijan – UAE – Belgium – Bulgaria – Algeria – The Czech Republic – Denmark – Morocco – Finland – France – South Africa – The Netherlands – England – Iran – Spain – Israel – Sweden – Switzerland – Italy – Japan – Canada – Kazakhstan – Kirghizstan – Kuwait – Lithuania – Lebanon – Hungary – Egypt – Moldova – Norway – Oman – Uzbekistan – Poland – Portugal – Romania – Russia Federation – Saudi Arabia – Tunisia – Turkmenistan – Ukraine – Jordan – Greece

HOMETEXTILE

wide famous trend–setters and domestic and foreign designers will give seminars. The trend area of the EVTEKS 2015 organization will be designed by Nelly Rodi with the leading of Vincent Gregoire this year again, same as the last three years. The colossal exhibition that will take place for five days and all innovations in the name of home textile will take place; will leave its mark on the home textile sector in 2015. EVTEKS Fair draws attention from both domestic and international media as well. Beside Turkey’s leading media organizations, foreign press members coming from nearly 50 countries will visit EVTEKS 2015.

EVTEKS TOWARDS A QUARTER CENTURY The organization of EVTEKS 2014, where both domestic and foreign visitors invaded, hosted procurement committees from 50 different countries. Spain, Italy, USA, Germany, Japan, France, England, Canada, Iran and China took place among these countries. The participants concluded important trade agreements in the fair where the procurement groups gave orders in large scales. During the fair time, 115 thousand people in total, of whom 39 thousand 675 were foreign, visited the fair. Turkish companies received orders from many various countries, mainly from the Middle Eastern and the former Eastern Bloc countries.

EVTEKS FAIR IN NUMBERS EVTEKS International Home Textile Exhibition has taken a great progress within the time of 20 years that it has left behind. The Fair, which was first organized in 1992 with the participation of 69 companies, increased its number of participant companies up to one thousand and the organization area from 600 square metres up to 160 thousand square metres within 20 years. This development carries a big importance in respect to the level that Turkey acquired in the field of home textile.



DOKUMA / WEAVING

Kutnudan abaya Gazİantep Dokuması Dokuma denilince Türkiye’de akla pek çok şehir gelmektedir. Bu şehirler çözgüsü ipek, atkısı iki pamuk ve bir ipekten, enine yollu kalın bir dokuma olan kutnusuyla ünlü Gaziantep farklı bir yer edinmiştir.

Gaziantep Weaving Crafts from Kutnu to Aba

There are many places in Turkey that come to mind when the subject is weaving. Famous for its “kutnu”, which is a thick weaving with a warp of silk and a weft of two cotton and a silk made by with horizontal strings, Gaziantep has gained a different place among those cities.

G

ünümüzde Türkiye’nin hemen her yerinde az çok görülebilen dokumacılık, bazı bölgelerimizde daha belirgin bir durum arz eder. Çağdaş Türk el dokumalarında kullanılan hammaddelerin başlıcası yündür. Sonra sırasıyla kıl, tiftik, az miktarda kenevir ve ipek gelmektedir. Bunlardan yün, kıl, tiftik, keten ve kenevir genellikle elde eğirilerek iplik haline getirilmektedir. Bu nedenle, bu liflerle yapılan dokumaların hemen tamamı yüzde yüz el işidir. Dokuma denilince Türkiye’de akla pek çok şehir gelmektedir. Bu şehirler çözgüsü ipek, atkısı iki pamuk ve bir ipekten, enine yollu kalın bir dokuma olan kutnusuyla ünlü Gaziantep farklı bir yer edinmiştir. Günümüzde kullanımı ne kadar azalsa da bu nadide dokumalar halen hayatımızın içinde yer almaya devam etmektedir. Kutnu, padişahların kıyafetlerinde kullanılan, yüzyıllarca bir cihan devletinin tahtında kendine yer bulan bir dokuma türüdür. Gaziantep’te yapılan, kutnu bezi sürekli zirvede geçen bir tarihin ardından şimdilerde neredeyse unutulmak üzere. Anadolu Selçukluları’ndan bu yana dokunan kutnu kumaşları Osmanlı padişahları tarafından elbise olarak diktiriliyordu. Tarihi bir değeri olan kutnu bezi dokumacılığı, Türkiye’de yalnızca Gaziantep’te dokunan ipekli bir dokuma türüdür. Görkem, zarafet ve estetik ifade eden kutnu kumaşların hammaddesi filoş olan suni ipek ve pamuk ipliği. Tamamen el tezgahlarında dokunan kutnu kumaşı değişik şekillerde dokunmaktadır. Geçmişi çok eskilere dayanan kutnuculuk; dünyada basma sanatı yok iken, çeşitli boyalara defalarca batırılarak, kendisine has renk ve motifler verilerek yapıldığı bir dokumadır. Kutnu kumaşı imalatı önceleri Halep, Hama ve Humus’ta üretilip Anadolu pazarına sunulurdu, daha sonraları bu ipekli dokumalar Gaziantep İl Merkezi ile ilçe ve köylerinde de üretilmeye başlandı. Eskiden Gaziantep’te çok yapılan kutnu kumaşı dokumacılığı şimdilerde yok denecek kadar azaldı. Kutnu kumaşı yöresel bir kıyafet olarak kullanıldığı gibi çeşitli aksesuar, turistik giysi, çanta, terlik, perdelik kumaş ve milli kıyafet olarak da kullanılmaktadır. Son yıllarda özellikle İstanbul Kapalı Çarşı’da ve turistik yörelerde turistlerin ilgisini çekmektedir. Kumaşlara, çözgü sayılarına göre değişik adlar verilmektedir. 1-Kutnu

32

HOMETEXTILE

W

eaving which is performed, to this or that extent, in almost all parts of Turkey in our time is taken more seriously in some certain places. Wool is the main raw material that is used in contemporary Turkish hand looms. It is followed by hair, mohair and, in a lesser extent, hemp and silk. Wool, hair, mohair, linen and hemp among those are often transformed into thread by hand spinning. Therefore, almost all of the weavings made by these materials are a hundred percent handiworks. There are many places in Turkey that come to mind when the subject is weaving. Famous for its “kutnu”, which is a thick weaving with a warp of silk and a weft of two cotton and a silk made by with horizontal strings, Gaziantep has gained a different place among those cities. These rare weavings still exist in our lives although their use is very limited in our time. Kutnu is a type of weaving which was used in the making of sultans’ dresses and which found a place in the throne of a global empire for centuries. Kutnu cloth, which is made in the city of Gaziantep, is about to be forgotten nowadays after a history of being always at the top. Ottoman sultans had kutnu fabrics sewed as a dress for themselves and this special fabric has been weaved since the time of the Anatolian Seljukians. As a historical value, kutnu cloth weaving is only performed in Gaziantep, Turkey. Expressing splendor, elegance and aesthetics, the raw material of these fabrics is floret-silk and cotton. Kutnu fabric is completely weaved in hand looms in different ways. In very old times, kutnu weaving involved dipping the cloth into various dyes for obtaining unique colors and motifs in a time when there was no printing craft in the world. In its beginnings, this fabric had been manufactured in Aleppo, Hama and Humus and offered to the Anatolian market but then these silky weavings began to be manufactured in the central Gaziantep and also in its counties and villages. Although it used to be a very popular craft in Gaziantep, it has tended to disappear in recent periods. This fabric is used for both local dresses and also for various accessories, touristic clothes, bags, slippers, drapery fabrics and also as a folkloric garment. In recent years, it attracts the



DOKUMA / WEAVING

Kutnu, padişahların kıyafetlerinde kullanılan, yüzyıllarca bir cihan devletinin tahtında kendine yer bulan bir dokuma türüdür. Kutnu is a type of weaving which was used in the making of sultans’ dresses and which found a place in the throne of a global empire for centuries.

2-Alaca 3-Meydaniye Kutnunun çözgü sayısı 4000, alacanın 3000 tel, meydaniyenin 2000 teldir. İpekli kutnu dokumacılığı el sanatı gittikçe az ilgi gören bir sanat dalı haline gelmiştir. Binlerce yıldır işlenen kutnunun desen ve renkleri, Türk köylüsünün asırlık renk ve desen alakasını belirten bir hatıra ve turistlerin ilgisini çeken orijinal bir sanat eseri haline gelmiştir.

ANTEP İŞİ EL İŞLEMESİ Gaziantep dokumalarına bakıldığında kutnunun ardından en fazla dikkat çeken tür Antep işi el işlemeleridir. Antep işi, iplik sayılarak ve çekilerek yapılır. Çekilmiş ipliklerin sarılması ve örülmesi ile ajurlar tamamlanır. Antep işlerinin hangi yıllarda başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte 1850’lerde ilk olarak Gaziantep’in köylerinde erkeklerin başlarına giydikleri terliklerin motiflerinin, şehirde daha ince kumaşlara işlendiği bilinmektedir. Bazı söylentilere göre de Gaziantep’te yaşayan

34

HOMETEXTILE

azınlıklar tarafından yapılmış ve Avrupa piyasalarına sürülmüştür. Bugün Gaziantep halkı tarafından yaygın olarak yapılan işlemelerin eski Türk işlemeleri karakterini taşıması, bu işlemenin Antep’in yerli halkı tarafından yapıldığını göstermektedir. Antep işi, beyaz kumaş üzerine, beyaz, sarı, krem rengi ipliklerle, çeşitli sırma ve ajurlarla süslenerek işlenmektedir. Bu sebeple beyaz işler grubuna sokulmuştur. Şimdi işleme tekniğini bozmadan sim, renkli iplikler ve yardımcı nakış iğneleri kullanılarak çok güzel işlemeler yapılmaktadır. Antep işinin iki temel unsuru, susma ve ajurdur. Susma, kumaş ipliğinin sayılarak kumaşa işlenmesi, ajur, kumaşta başlıklar yaratması için kumaş ipliklerinin kesilerek çekilmesidir. Antep işinin ajurları arasında, örümcek yuvası, düz çitime verev çitime, filtreli çitileme ve örümcekli çitime türleri vardır. Antep işi çekilen ve bırakılan iplik sayılarına ve yapılışlarına göre altı grupta toplanır. Birinci grupta basit ajurlar, ikinci grupta

attention of tourists in Grand Bazaar in Istanbul and in various touristic regions. These fabrics are given various names depending on the number of their warps: 1-Kutnu (4000 strings) 2-Alaca (3000 strings) 3-Meydaniye (2000 strings). The handicraft of kutnu weaving with silk has gradually fallen from grace. But patterns and colors of kutnu, which has been weaved for thousands of years, has become a memory indicating the centennial interest of Turkish villagers in colors and patterns and an original handicraft attracting the interest of tourists.

HAND EMBROIDERIES OF GAZIANTEP (ANTEP İŞİ) As for the weavings of Gaziantep, it is observed that Antep hand embroidery, called locally Antep işi, is the second most interesting type after kutnu. It is made by counting and pulling threads. By wrapping and knitting the pulled

threads, “ajurs” are completed. Although it is not exactly known when Antep hand embroidery making began, it is known that, in 1850s, motifs of the sweatabsorber cloths that men wore on their heads in the villages of Gaziantep were embroidered into finer fabrics in the city. According to some rumors, it was firstly manufactured by the minorities living in Gaziantep and then offered to European markets. Today, the fact that the embroideries commonly made by the community of Gaziantep demonstrate the character of ancient Turkish embroideries suggests that these embroideries are made by the local people of Gaziantep. These embroideries are created by applying various ornaments of silvery threads and ajurs by white, yellow and cream strings on a white fabric. Therefore, they are considered to be in the category of white handiworks. Nowadays beautiful embroideries are made using silvery threats, colored threats



DOKUMA / WEAVING

kesilen iplik sayısı az, kalan iplik sayısı fazla ajurlar, üçüncü grupta kesilen iplik sayısı fazla, kalan iplik sayısı az olan ajurlar gösterilir. Dördüncü grupta “çitima” ajuru, beşinci grupta kartopu, örümcek ve badem iğneleri vardır. Altıncı grupta ise tamamen fantezi iğneleri bulunur. Elbise ve bluz işlemelerinde, oda takımları ve yatak örtülerinde kullanılan motifler yapılmadan önce kenarlarının pekiştirilmesi gerekir. Bunun için hesap işi antikası, susma kullanılır. Antep işinde kumaş olarak, Bursa keteni, mongol, birman, demor, Panama keteni, çuval, Rize bezi, opel krep, saten, yün, orlon, pamukaki, molima, rafya, ipek, çamaşır ipeği ve sim kullanılmaktadır. İlde diğer el sanatları atölye ve işyerlerinde yapılırken, Antep işini yapmak için kurulmuş bir işyeri ve atölye yoktur. Yapılan işlemlerin tümü sipariş üzerine yapılmaktadır. Siparişle yaptırılan en yaygın tür, üç parçadan oluşan ve yatak örtüsü olarak kullanılan oda takımlarıdır.

DUVARLARI DA SÜSLÜYOR Ayrıca duvara asılan panolar da sanatsal değeri olduğu için renkli olarak işlenmekte ve o şekilde kullanılmaktadır. Genel olarak Düztepe, Cumhuriyet, Şehreküstü, Ünaldı Mahalleleri ve Karşıyaka

36

HOMETEXTILE

semtinde Antep işi sipariş üzerine ticari olarak yapılmaktadır. Bazı hanımlar Antep işinin telini iyi çekerken, bazıları da işlemesini güzel yapmaktadırlar. Dolasıyla işletecek nakış ihtisas sahası güzel olan kimselere tek tek dolaştırılmaktadır. Antep işi yapabilmesi için motifin ne olacağına karar verilip kumaş ortalanarak tel çektirilmektedir. Tel çekildikten sonra üzerine ihtisas sahasına göre motif işlenmekte, en son kenarları yine Antep işine özgü motiflerle süslenmektedir. Antep işinde yöresel ve değişik kilim motifleri de kullanılmaktadır. Şimdilerde en çok talep edilen motifler marullu ve bebeklidir. Antep işinin dış pazarda rağbet görmesi üzerine motif çalışmaları arttırılmış, yeni motiflerle motif sayısı 150’yi ajur çeşidi de 100’ü geçmiştir. Antep işi son derece emekli ve kıymetli olduğu için hep sandıklarda saklanmaktadır. Ayrıca kadının yaratıcılığına dayandığından güzel ve değişik bir nakış yapmak için çaba sarf edilir.

ANTEP ABASI KORUMA ALTINDA Gaziantep’in önemli bir el sanatı olan abacılık, nesli tükenen bir sanat olduğu için üniversiteler tarafından koruma altına alınmış ve yeni kuşaklara öğretiliyor. Gaziantep’te her çeşit abayı bulmak mümkün.

and auxiliary embroidery needles without spoiling its technique. Two fundamental elements of Gaziantep hand embroidery (Antep İşi) are “susma” and “ajur”. Susma means counting and processing the threads into the fabric while ajur means cutting and pulling the threats for creating headpieces on the fabric. Antep işi ajurs include spider nest, straight çitime, slanting çitime, filtered çitime and spider çitime patterns. Depending on the numbers of the threads pulled and their methods of processing, Antep işi is classified into six groups. The first group includes simple ajurs, the second group includes those ajurs in which less threads are cut and more threads are left, the third group includes those ajurs in which more threads are cut and less threads are left, the fourth includes the “çitima” ajur, the fifth includes the snowball, spider and almonds needle works, and the six only includes fantasy needle works. Hems need to be reinforced before the processing of the motifs used in dresses, blouses, room sets and bed covers. “Hesap işi” and susma are used for this purpose. The fabrics used for Antep işi include linen of Bursa, mongol, birman, demor, linen of Panama, bag, Rize cloth, opel krep, satin, wool, orlon, cotton embroidery yarn, molima, rafya, silk, embroidery silk and silvery thread. While other handicrafts are made in workshops and workplaces in the city, there is no workplace or workshop established to make Antep işi. All the pieces are custom-made. The most widespread custom-made type is the room sets consisting of three pieces and used as bed covers.

IT ALSO DECORATES WALLS Panels hanged on walls are made in color and used that way as they are artistic. In general custommade Antep işi is commercialized in the neighborhoods of Düztepe, Cumhuriyet, Şehreküstü and Ünaldı and the locality of Karşıyaka. Some ladies are good at thread pulling and others at thread processing. Therefore, the embroidery to be processed is

taken to various experts one by one. In order to make an Anteip işi, the motif should be decided, the fabric should be centered and threads should be pulled. Local and various rug motifs are also used in Antep işi. Nowadays most preferred motifs include lettuce and baby patterns. Upon the rise in demand in the foreign markets, motif creation activities have been increased and their number exceeds 150 and the number of ajurs is more than 100 now. As Antep işi embroideries are very elaborate and valuable, they are always kept in chests. And as they are based on the creativity of women, much effort is taken to make a beautiful and unique embroidery.

ANTEP ABASI UNDER PROTECTION Aba making, which is an important craft of Gaziantep, is a dying handicraft, and therefore it has been taken under protection and taught to new generations by universities. It is possible to find all kinds of aba in Gaziantep.



ARAŞTIRMA / Research

EV TEKSTİLLERİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Sürdürülebilirlik, geleceği bilinçli bir şekilde tasarlamak ve korumak demektir. Yaşamak için ihtiyacımız olan her şeyi, doğal dengeyi bozmadan, gelecek nesillere de aktarıp, onların da faydalanabileceği şekilde üretmek ve devamlılığını sağlamak demektir. Çevre, ekonomik, sosyal vb. insanı ilgilendiren her alanı içine alan geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Sürdürülebilirlikte temel amaç, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Dünya bırakabilmek için bozulan dengeleri yeniden dengeleyip, olabildiğince doğala dönüş çalışmaları yaparak kaynakları doğru yönetmek, Dünyanın ekolojik dengesini düzenleyip, korumaya çalışmaktır. Prof. Nesrin ÖNLÜ / Dokuz Eylül Üniversitesi

K

onuya tekstil açısından bakacak olursak; tekstil ürünlerinde aşırı tüketime de bağlı olan hızlı ve yoğun üretim nedeniyle, çevreye bırakılan atıklar doğaya büyük zarar vermektedir. Bu da doğanın ekolojik dengesini bozmakta, doğal kaynaklar yoluyla bile bütünüyle doğal ve zararsız ürünler üretilememektedir. Tekstil dışındaki pek çok alanda olduğu gibi, tekstillerin üretiminde de çevreye zarar veren madde ve atıkların yok denecek kadar aza indirgenmesi ve bu amaçla geri dönüşüm aracılığıyla geri kazanımın gerçekleştirilmesi, olabildiğince doğal öz kaynakların ve çevre dostu elyaf ve malzemelerin kullanılması, üretimin her aşamasında oluşan çevre ve diğer kirliliklerin azaltılması, oluşan kirlilik için geri dönüşüm ya da yok etme yöntemlerinin geliştirilmesi sürdürülebilirlik kapsamında yapılması hedeflenenler arasında ilk akla gelenlerdir. Söz konusu hedefler gerçekleştirilirken, geliştirilmesi düşünülen yöntemlerin bir bölümü için yüksek teknolojiye başvurulur. Öte yandan, teknolojinin üst düzeyde gelişimi daha kaliteli ve hızlı üretim yapan makineleri ürettiği için, söz konusu makineler çevre kirliliğine ve atık üretimine doğrudan katkı da sağlamaktadır. Bu nedenle; günümüz modern endüstrileriyle üretilen ürünlerde gerçek anlamda bir eko üretimden ve ekolojik içerikli bir sürdürülebilirlikten söz etmek pek de mümkün olamayacaktır. Şu an ki durum tam anlamıyla içinden çıkılması zor bir kaostur. Teknolojinin hızlı gelişimine engel olunamayacağı için; teknoloji sürdürülebilirliğe hizmet etmek amacıyla çalışsa, ortaya konacak makinelerle üretim merkezlerinin,

38

HOMETEXTILE

SUSTAINABILITY IN HOME TEXTILES Sustainability means to design and protect the future in a conscious manner. It means to produce and maintain everything that we need to live without disturbing the natural balance and to convey them to posterity in a usable way. Environment is a wide range that involves all the topics concerning people including economy, society, etc. The main goal in sustainability is to restore the upset balances, return to natural ways as much as possible, manage resources properly, consider and try to protect the ecological balance of the world in order to leave a livable world to future generations. Prof. Nesrin ÖNLÜ / Dokuz Eylül University

A

pproaching the matter from the viewpoint of textile, a great damage is inflicted on the nature by wastes due to the rapid and excessive textile manufacture, which is also related with overconsumption of textile products. This disturbs the ecological balance of the nature and we still fail to manufacture products which are completely natural and harmless even if we use natural resources. The main targets of sustainability in the manufacture of textile products, as in many other fields, include minimizing the use of those substances and wastes which are harmful to the environment and, for this purpose, enabling recovery through recycling, utilizing natural resources and environmentally friendly fibers and materials as much as possible, reducing environmental and other pollutions that occur at each stage of manufacturing, and developing recycling or destruction methods against such pollutions. In the realization of these targets, high technology is drawn on for some of the methods considered to be developed. On the other hand, the accelerated development of technology brings machineries of higher quality and faster manufacturing capability, and such machines also contribute to environmental pollution and waste production. It is not possible, therefore, to speak of a true ecological manufacturing and ecological sustainability regarding the products which are manufactured by our modern industries. Our current situation is a complete chaos difficult to overcome. The fast development of technology cannot be prevented and even if the technology is made to serve sustainability and new technologies are



ARAŞTIRMA / Research

Doğala dönüşü ve çevre dostu ürünler üretmeyi istiyorsak, daha az tüketen toplumu yeniden yaratmamız gerekiyor demektir. İhtiyacımızdan çok daha fazla tüketmemizin nedeni, hızlı nüfuz artışı, değişen toplumsal değerler ve her şeyden önemlisi aşırı teknolojik gelişmeler nedeniyle insanların yalnızlaşması ve paylaşımların azalmasıdır.

fabrikaların zarar oranını en aza indirgetecek yeni teknolojiler geliştirilse dahi, geliştirilen yeni teknolojiyle daha az oranda da olsa çevreye atıklar vb. yollarla zarar verilebileceğinden ‘sürdürülebilirlik’ pek çok moda kavram gibi olmaktan öteye gidememe, bu alanda çalışmalar yapan birkaç firmayı markalaştırdıktan sonra, yeni teknolojiler, üretim yöntemleri ve nedenleri geliştirmek için başka moda bir kavramın ortaya çıkmasına neden olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle; gelecek kuşaklara daha temiz bir Dünya bırakmak, onların farkındalıklarını arttırıp, içinde yaşadıkları Dünyayı yaşanır kılmalarını sağlamak için sürdürülebilirlik ve ekolojik ürün çalışmalarına çok daha sıkı sarılmak ve sürdürülebilirlik sözcüğünü moda bir kavram olmaktan çıkarıp, hayatımızın bir parçası haline getirmek gerekmektedir. Bunun yolu da insan ilişkilerini yeniden gözden geçirmekten geçer. Doğala dönüşü ve çevre dostu

ürünler üretmeyi istiyorsak, daha az tüketen toplumu yeniden yaratmamız gerekiyor demektir. İhtiyacımızdan çok daha fazla tüketmemizin nedeni, hızlı nüfuz artışı, değişen toplumsal değerler ve her şeyden önemlisi aşırı teknolojik gelişmeler nedeniyle insanların yalnızlaşması ve paylaşımların azalmasıdır. Yalnızlaşan insan günümüzde kendini alışveriş yaparken bulmaktadır. Çünkü yalnız insan için alışveriş bir oyalanma biçimidir. Giysi kadar olmasa da ev tekstilleri ürünleri de günümüzde çok fazla tüketilmeye başlanmıştır. Ev tekstilleri ürünleri satan mağazaların artışı, pazarlama politikalarının bir türü olarak, hiç bitmeyen indirimler şeklinde tüketiciyle buluşmakta, tüketici eskitmeden, hatta modası bile geçmeden sırf farklı ya da kendisini oyalamak için ya da toplumdan görerek yeni ürünleri satın almaya yönelmektedir. Eskitmeden bir kenara koyduğumuz ürünler ise farkına varmasak da çevreye zarar vermektedir. Eskimeden değiştirdiğimiz yatak çarşaflarının, nevresim ya da pike takımlarının üretildiği pamuk tarladan ürün haline gelene kadar pek çok işlemden geçmektedir. Pamuğun tarladan çarşaf haline gelinceye kadar geçirdiği süreçte kullanılan kimyasalları düşündüğümüzde, eskimeden bir kenara attığımız her çarşafın

developed to minimize the damage caused by manufacturing facilities, the damage on the environment will continue in different ways including wastes, even if in a lesser amount, etc., and ‘sustainability’ faces the risk of remaining unable to go beyond being a fashionable concept and of causing the introduction of another fashionable concept to develop new technologies, manufacturing methods and reasons following the branding of a few companies working in this field. So it is necessary to take harder efforts for sustainability and ecological products and to ensure that the term sustainability ceases to be just a trendy concept and becomes actually integrated in our lives in order to leave a cleaner world to posterity, increase the awareness of our children and enable them to make their world more habitable. This entails reviewing human relationships. If we want to return to nature and manufacture eco-friendly products, then we need to recreate our society for less consumption. Our overconsumption is caused by the fast population increase, changing social values and, most importantly, isolation of humans and lessening of sharing due to the extreme technological developments. In our time, isolated people find themselves shopping because it serves as a

distraction. Home textile products have also begun to be consumed excessively in our day although not as much as clothes. Increasing number of stores selling home textile products reach consumers through never-ending discounts as a type of marketing policy, and consumers tend to buy new products just because they are different or because they want to distract themselves or to imitate others around although the former products are not worn out or outdated. And those products which we put aside before they are worn out harm the environment even if we are not aware of this. Cotton which is used in the manufacture of bed sheets, quilt covers, etc. undergoes many processes from its collection to its manufacture. When we think of the chemicals used in these processes, it can be concluded that each sheet which we put aside before it is worn out makes a considerable damage on environment. Insecticides applied in cotton plantation, colorants used for

If we want to return to nature and manufacture eco-friendly products, then we need to recreate our society for less consumption. Our overconsumption is caused by the fast population increase, changing social values and, most importantly, isolation of humans and lessening of sharing due to the extreme technological developments. 40

HOMETEXTILE



ARAŞTIRMA / Research

çevreye verdiği zarar çok büyüktür. Pamuğun ekiminde kullanılan böcek ilaçları, kumaşın renklendirilmesinde kullanılan boyar maddeler ve diğer kimyasallar çevreye zarar vermede etken olan örneklerden sadece birkaçıdır. Kimyasal boyar maddeler insan ve çevre sağlığı açısından oldukça zararlıdır. Özellikle ucuz tekstil ürünlerinde kullanılan boyar maddelerin kanserojen riski çok yüksektir. Harcanan su ve elektrikle de boşa harcanan enerji söz konusudur. Bu nedenle de artık, hızlı ve kolay tüketilen ürünlere değil, kaliteli ve uzun süre dayanan ve ekolojik ürünlere yönelinmelidir. Konuya moda kapsamından bakacak olursak, zaman hızlı moda değil, sürdürülebilir moda zamanıdır. Pek çok üreticinin sürdürülebilirlik modasını fırsat görüp, bu alanda markalaşmaya yönelmesi uygun ve yerinde olacaktır. Böyle bir yaklaşım, ‘Sağlık ve Ekonomi İçin Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilirlik İçin Doğaya Dönüş’ sloganıyla doğa dostu, ekolojik ürünlerin artışına neden olacaktır. Hammaddeden boyarmaddelere kadar doğaya dönüş, çevre ve insan sağlığına zarar vermeden tekstil ürünlerinin üretimini mümkün kılacaktır. Sürdürülebilirlikte kaynakların bilinçli kullanılabilmesi ve kaynak tüketiminin azaltılması için geri kazanım da önemli bir etkendir. Hammaddeden tüketilen suya kadar geri kazanım kaynakların tekrar kullanılabileceği anlamına geldiğinden, sürdürülebilirlik

42

HOMETEXTILE

ve ekolojik dengenin korunabilmesi için önemli aşamalardır. Elbette bu aşamada önemli olan, geri kazanım aşamasını çevre kirliliğine yol açmadan gerçekleştirebilmek olacaktır. Sürdürülebilirlikte geri kazanımda tasarımcıya çok fazla iş düşmektedir. Geri kazanım sadece tekstil ürünlerinin üretildiği hammaddenin, harcanan suyun tekrar kullanımı anlamına gelmemektedir. Günümüzde ‘kullan at’ sloganıyla eskitmeden tüketmemiz nedeniyle, eskitemediğimiz tekstil ürünlerinin farklı işlevler için değerlendirilmesi, nispeten eskimiş olanların geleneksel kültürümüzde de yer aldığı gibi farklı amaçlarla kullanımı ve hatta ihtiyacı olanlara verilmesi anlamına gelmektedir. Geri kazanım aşamasında eskimediği halde atmayı düşündüğümüz ürünleri tasarım yoluyla farklı işlev ya da kimliklere büründürerek tüketicinin beğenisine ve kabulüne sunmada moda faktörü güçlü bir yaptırıp gücüne sahip olacaktır. Tekstil ürünlerinin ya da üretildiği hammaddenin tekrar kullanılabilmesi için, belki de tıpkı beyaz eşya endüstrisinde zaman zaman yapıldığı gibi, eskilerinin yenileriyle belli fiyat oranlarında takası gibi benzer bir usulle tüketiciden toplanıp, toplanan ürünlerin ya farklı endüstrilerde kullanımını sağlamak ya da tekrar konfeksiyon işleminden geçirerek(giyim, ev tekstili, dekoratif eşya gibi) moda rüzgarını da peşine takıp, tekrar tüketicinin beğenisine sunulabilir. Hatta, bu ve benzeri işlemlerle mobilya ve dekoratif ürünlerde olduğu gibi, modanın da etkisiyle tüketicinin ilgisini çektiği için eskitme yapılmadan elde var olan ürünlerle kullanım alanları farklı yenilikçi ürünler ortaya konabilir. Vintage modası da ev tekstillerinde sürdürülebilirlik için kullanılabilecek diğer bir çıkış noktası olabilir. Günümüzde Vintage’e yaklaşım yakın geçmiş ya da uzak geçmişe ait mobilya, dekorasyon ve tekstil ürünlerinin yeniden üretimleri ve kendi

colorizing fabrics and other chemicals are only a few examples of the damage on environment. Chemical colorants are very harmful on human and environmental health. Especially used in cheap textile products, they involve a high risk of carcinogenicity. There is also a waste of substance and energy in terms of water and electricity. Therefore, we need to prefer ecological products which are endurable and high quality instead of those which are consumed fast and easily. Looking from the perspective of fashion, it is time for a sustainable fashion instead of a faster one. Manufacturers should use the current fashion of sustainability as an opportunity to lean toward branding in this field. Such an approach under the slogan of ‘Sustainability for Health and Economy, Return to Nature for Sustainability’ will promote the sales of ecological products. From raw materials to colorants, returning to nature will enable manufacture of textile products without causing any harm on environment and on human health. It is important in sustainability to use resources consciously and to recycle for reducing resource consumption. As recovery means reusability of resources from raw materials to water, it is an important factor for maintaining sustainability and ecological balance. But it is also important to perform recovery without causing any environmental pollution. There is much that designers can do for recovery in sustainability. Reuse of the raw materials and the water utilized in the manufacture of textile products is not the only meaning of recovery. In our day, we consume lots of ‘disposable’ things without wearing them out. Utilization of new or partially worn-out textile products that we put aside might mean using them for different purposes or giving them to those who need them. The fashion factor will have a powerful predictive value when

bringing, for the purpose of reoffering to consumers, a new function or identity to those products which we plan to throw away although they have not actually got old. In order to reuse textile products or the raw materials they are made of, it would be beneficial, perhaps, to make an exchange of old products with new ones based on certain price ratios for collecting the old ones from the consumers, as done in the white appliance industry, and then either using them in different industries or processing them again as textile products (clothing, home textile, decorative articles, etc.) taking the fashion factor in consideration and offering them to consumers again. By this or similar processes, in fact, innovative products for different areas of use might be created using the existing unused products, as in the case of furniture and decorative products, as this concept draws the interest of consumers with the influence of fashion. The vintage fashion might be another starting point to be utilized in terms of sustainability in home textiles. Current understanding of the vintage is production of furniture, decoration and textile products of the recent or far past or creation of a new style by blending them. And sustainability, in this context, should involve reinterpreting, with an innovative perspective, the old unused textile products of consumers in a vintage style. Different methods, including exchange, might be used to



ARAŞTIRMA / Research

içlerinde harmanlayarak yeni bir tarz oluşturma şeklindedir. Sürdürülebilirlik kapsamında ise uzak ya da yakın geçmişe ait, kullanılmak istenmeyen, elde var olan tekstil ürünlerinin Vintage Tarzı’ şeklinde yenilikçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanması olmalıdır. Bu türden ürünleri elden çıkarmak isteyen tüketicilerden geri kazanım için, yeni ürünle takas benzeri farklı usullerle geri alınabilir. Bu türden bir takas, benzeri ürünlerin yeniden üretimini ortadan kaldıracağı için, hem üreticiyi, hem çevreyi, hem de tüketiciyi koruma altına alacaktır. Sürdürülebilirlikte önemli olan bir diğer konu da su sarfiyatıdır. Modern teknolojiyle üretimlerde ve sonrası ürünlerin kullanımlarında su sarfiyatı tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Ev tekstili ürünleri hem üretim hem de tüketim aşamasında en çok su sarfiyatına neden olan ürünler arasındadır. Özellikle kullanım aşamasında ev tekstili ürünü mutfak malzemeleri, havlu türü ürünler, çarşaf, yastık kılıfı, nevresim vb. ürünler ve perde grupları ev, otel ve diğer iç mekanlarda en çok su sarfiyatına neden olan ürünlerdir. Bu tür ürünlerde kolay temizlenebilen, kir ve leke tutmayan tekstil ürünleri geliştirilerek sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiğimizde su sarfiyatına bir parça da olsa engel olunmaktadır. Lakin kumaşlara bu tür özellikler kazandırılırken uygulanan bitim ve apre işlemlerindeki süreci ve kullanılan kimyasalları ve bu kimyasalların üretim süreçlerini düşündüğümüzde doğaya ve çevreye zarar verme söz konusudur. Tüm bu işlemleri Doğaya ve çevreye en az zararla ya da hiç zarar vermeden üretim yapmak gerekmektedir. Ya da üretim aşamasında ürün çeşitliliğini minimuma indirgeyerek, işlevleri fazla ama sayıları az ürünler tasarlanıp üretilerek daha az kimyasal kullanılması, daha az su sarfiyatı vb. sağlanmalıdır. Ürün çeşitliliğini minimuma indirgeyerek sürdürülebilirliğe

44

HOMETEXTILE

katkıda, işletmelerin ‘Yalın Üretim Sistemleri’ni benimsemeleri büyük faydalar sağlayacaktır. Yalın üretimle üretim ve tüketim arasındaki denge sağlanmış olacak, tüketici taleplerinin doğru analiz edilmesiyle çok işlevli, kullanım hedefi odaklı, stoksuz, daha bilinçli bir üretim söz konusu olacaktır. Yalın üretim, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda, malzeme veya bilgiyi dönüştüren veya şekillendiren ve katma değer yaratan faaliyet ile zaman ve kaynak kullanan, ancak ürün üstüne müşteri ihtiyaçları doğrultusunda değer ilave etmeyen ve katma değer yaratmayan faaliyeti ayırt etmeye yarayan bir üretim biçimidir. Özellikle sürdürülebilirlik açısından düşündüğümüzde, günümüz üretim sektörünün en güçlü silahlarından başında tasarım gelmektedir. Tasarım hem çok masum, hem de çok tehlikeli bir silahtır. Tüketicinin gerçek gereksinimlerini doğru tespit ederek ürün tasarlarken masum, zaaflarını fark edip, fark yaratabilmek için gereksinimmiş gibi göstererek ürün tasarlarken ise tehlikeli olacaktır. Ev tekstilleri ürünlerini satın alanların kadınlar olduğunu düşündüğümüzde, kadınların en büyük zamanı mutfakta geçer. Bugünün mutfaklarında, gerekli ev tekstili ürünleri olmakla birlikte, olmasa da olur ve hatta hiç olmasına gerek olmayan pek çok ürün de vardır. Bunların pek çoğu ya çok az kullanılır ya da hiç kullanılmaz. Kumaş ve ürün tasarımlarının

collect such products from willing consumers. Manufacturers, environment and consumers alike will have been protected as such exchange will prevent the reproduction of similar products. Water consumption is another important factor in sustainability. Water consumption has reached dangerous levels in modern manufacturing technologies and subsequently in the use of products. Home textile products are among those which cause the highest level of water consumption in both manufacturing and also in the consumption stages. Especially in their uses, home textile products including kitchen clothes, towels, sheets, pillow and bed covers, and curtains, etc. are products which lead to the highest level of water consumption in houses, hotels and other interiors. Development of textile products which are easily cleaned and which do not absorb dirt easily help, to some extent, sustainability in terms of lowering water consumption. When we consider, however, the process of the finishes applied on such fabrics for enabling these characteristics and also the manufacturing processes of these chemicals, it can be concluded that damage is made on the nature and environment. It is necessary to perform all these processes with minimal harm, if at all, on the nature and environment. Or use of less chemicals and less water should be enabled by designing less

number of products with more functions. In the case of contributing to sustainability by minimizing product ranges, preference for “Lean Manufacturing Systems” by companies will provide great benefits. By lean production, the balance between production and consumption will be restored and a conscious and stockless manufacturing which is multifunctional and based on purpose of use will be possible by proper analysis of consumer demands. Lean production is a method of manufacturing that enables us to differentiate between the activity which, based on customer needs, transforms or shapes materials or information and creates surplus value, on the one hand, and the activity which consumes time and resources but which does not really contribute any surplus value in accordance with customer needs. When we consider the situation especially in terms of sustainability, we see that design is the most powerful weapon of the current manufacturing industry. Design is both a very innocent and also very dangerous weapon. It is innocent in the case of designing products by properly identifying actual consumer needs but it is dangerous in the case of designing products by pushing what is unnecessary as if it is necessary through an exploitation of some consumer weaknesses involving the desire to be different. Consumers who buy home textile products are women, and they spend most of their times in their kitchens. Kitchens of our time contain many products which are not really necessary, as well as the necessary ones. Many of the kitchen textile products are used only rarely, if at all. Let’s suppose that we prepare a new kitchen textile collection which encompasses both fabrics and product designs. After we identify our audience, analyze their wishes and likes, identify the most urgent textile products for a kitchen, review possible kitchen models and recent



ARAŞTIRMA / Research

her ikisini içine alan yeni bir mutfak tekstilleri koleksiyonu hazırladığımızı var sayalım. Hedef kitlemizi belirledikten, isteklerini, beğenilerini analiz ettikten, bir mutfak için acil olan tekstil ürünlerini saptadıktan ve olası mutfak modellerini, günün moda eğilimlerini de gözden geçirdikten, tasarımlarımız için çıkış noktamızı ve renk yelpazemizi de belirledikten sonra yüzey tasarımlarına paralel ürün tasarımlarını da birlikte düşünmemiz en doğrusu olacaktır. Tasarlama sürecinde; tasarımcının tüketici taleplerine göre masa örtüsü, sandalye minderi, kurulama bezleri, önlük ve benzeri ürünleri tek bir yüzey tasarımına bağlı kalarak tasarlaması masum bir yaklaşım olacaktır. Kullanım yerlerine bağlı olarak gramajları doğrultusunda en fazla iki farklı kalitede ve de deseni aynı olan ürünler oluşturulduğunda, böyle bir üretim gereksiz boya, iplik, kumaş vb. tüketimine engel olacağından, bağlantılı olarak bu türden bir üretim, daha az atık ve çevreye daha az zarar anlamına gelir. Aynı zamanda gereksiz iş yükünü azaltacağından sürdürülebilirlik için önemli bir adım olacaktır. Öte yandan tasarımcı; tek bir mutfak ürünleri koleksiyonu için bir tek desenden oluşan sadece iki farklı kalitede kumaş yerine, fark yaratma ve tüketicinin ilgisini daha da çekip kar payını arttırmak için görselliği ve ürün çeşitliliğini arttıran birden fazla desende ve çok farklı kumaş türlerine sahip ürünler tasarladığında ve üstelik bir de ürün gruplarını çeşitlendirdiğinde tasarım,

46

HOMETEXTILE

sürdürülebilirlik açısından tehlikeli bir silaha dönüşecektir. Çünkü her farklı desen ve kumaş türü daha fazla oranda boya, iplik, kumaş ve benzerlerinin tüketimi anlamına gelmekle birlikte, ürün çeşitliliği daha fazla atık miktarı, çevreye daha fazla zarar demektir. Örneğin; hiç kullanılmadığı ya da çok az kişinin tercih ettiği kumaş Amerikan Servisleri, günümüz mutfaklarında çok az tercih edilen ve çoğunlukla dekoratif amaçlı kullanılan masa örtüleri gibi ürün yelpazesini genişletecek ürünler de bu zarara katkı sağlayacaktır. Bu nedenle tasarımcının, yenilikçi ürünler oluşturmada bireysel isteklerin öncelikli olduğu günümüz dünyasında sürdürülebilirliği göz ardı etmeden çok işlevli ürünler tasarlaması önceliği olmalıdır. Bu nedenle tasarımcı, sürdürülebilir bir Dünya için, en güçlü silahı olan tasarımı tüketiciye doğru adres göstermede kullanmalı, görselliğiyle, işleviyle, sunum biçimiyle, tüketicinin ilgisini çekecek, çevre dostu ürünler tasarlamalıdır. Sürdürülebilirlik boyutunda dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da malzeme seçimi olmalıdır. Günümüzde malzeme ve kumaş seçimlerindeki eğilim, bakterilere karşı dayanıklı, kötü kokuları yok eden, güneş ışınlarına koruma sağlama gibi ürünün katma değerini arttıran pek çok özelliğe sahip ürünler şeklindedir. Bu tür özellikler de beraberinde pek çok kimyasalın kullanımını, daha fazla oranda atık miktarını, daha fazla su sarfiyatını getirmektedir. Ya bu tür ürünlerin üretiminde kimyasalların türü ve çeşitliliği

fashion tendencies and determine our start point and color range for our designs, it will be most appropriate to take surface designs in consideration in our product designs. In the design process, it would be an innocent approach for the designer to design table covers, chair cushions, tea towels, aprons and similar products in accordance with consumer demands and taking a single surface design in consideration. When the products are created with a single design and in two different qualities at the most depending on their place of use and weight, such a manufacturing will prevent unnecessary consumption of colorants, threads, fabrics, etc. and cause less waste and damage on the environment. And it will be an important step for sustainability, as well, as it will reduce unnecessary work load. On the other hand, when the designer designs products containing more than one pattern and fabric types increasing range of appearances and products instead of a single pattern and fabrics of two quality levels and, moreover, diversifies the product groups in order to increase his or her profit by drawing the attention of the consumer through an exploitation of the consumer’s desire to create difference, then the design will turn into a dangerous weapon in terms of sustainability because each different pattern and fabric type will mean more consumption of colorants, threads, fabrics, etc., and the increased product diversification will cause more waste and more damage on the

environment. For instance, American table fabrics which are often not used or preferred by less people and those table covers which are mostly used for decorative purposes contribute to this damage. Therefore, designers should adopt it as their priority to design multifunctional products by taking sustainability in consideration in our time when individual desires are dominant in the creation of innovative products. For a sustainable world, designers should use design, which is their most powerful weapon, to show consumers the right direction and design environmentally friendly products that will attract the attention of consumers with their appearances, functions and presentations. Selection of materials should be another factor to consider in terms of sustainability. In our time, the tendency in selections of materials and fabrics is towards those characteristics which provide surplus values such as resistance against bacteria, elimination of bad smells and protection against solar beams. Such characteristics bring together the use of many chemicals, more waste and more water consumption. In the manufacture of such products, those which cause the least damage on the environment in terms of the types and diversity of the chemicals involved should be selected or environmentally friendly organic substances and fabrics should be preferred instead. As our national economy is actually based on agriculture and animal breeding, we should return,



ARAŞTIRMA / Research

açısından çevreye en az zarar verenleri seçilmeli ya da onların yerine çevre dostu, organik malzeme ve kumaşlar seçilmelidir. Hatta; ülkemiz özünde tarım ve hayvancılık ülkesi olduğu için, daha da geç kalınmadan ve yükselen trend sürdürülebilirlik olduğundan, bunu kar ve katma değere çevirip, pamuk, yün ve ipek üreticiliğine geri dönüş yapılmalıdır. Çünkü kir iticilik, leke tutmazlık, anti bakteriyel, güneş ışınlarına koruma gibi kumaşların işlevlerini arttıran pek çok özellik, hatta tamamı doğadaki organik malzemeler taklit edilerek gerçekleştirilmektedir. Örneğin pamuk doğal bir anti bakteriyel malzemedir. Yapay bir kumaşı yine yapay yolla anti bakteriyel hale getirmeye gerek yoktur. Yün, kolay leke tutmaz, su iticiliği yapısında vardır, suyu içine kolay çekmez, nemi çektiğinde ise depolar vücuda zarar vermez, ütüsü kolay bozulmaz, kırıştığında eski haline kolay döner, her tür iklim koşuluna karşı doğal bir termal özelliğe sahiptir ve sayısız pek çok hayatımızı kolaylaştıran özelliği bünyesinde barındırır. Günümüzde sürdürülebilirlik kapsamında pek çok çalışma yapılmaktadır. Yapılan en önemli çalışmalardan bir tanesi karbon ayak izi hesaplanması ve daha sürdürülebilir üretim için Yaşam Döngüsü Analizi ve Yaşam Döngüsü Değerlendirilmesidir. Karbon ayak izi, birim cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Karbon ayak izi çalışması kuruluşlar için yeni

48

HOMETEXTILE

bir enerji kullanım kültürünün geliştirilmesi anlamına gelmektedir. Her faaliyetin farklı karbon ayak izi olması yanında kişisel ya da şirketler bazında yapılan çalışmalarda da farklı etkenlerin hesaplanması gerekmektedir. Yaşam Döngüsü Analizi / Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, üretilen bir ürünün tüm çevresel boyutlarını; hammaddenin doğadan elde edilmesinden, tüm atıklar tekrar doğaya dönene kadar değerlendiren bir sistemdir. Bu değerlendirme, ürünün işlenmesinde olduğu kadar enerji dahil olmak üzere hammaddenin üretilmesi, kullanılması ve sonunda imha edilmesi sırasında havaya, suya ve toprağa olan tüm etkilerini içermektedir. Bir diğer ayak izi de Ekolojik Ayak İzi’dir. Daha sağlıklı bir yaşam, daha sağlıklı, sürdürülebilir tekstil ürünleri için ekolojik ayak izimizin hesaplanmasında ve tekstil için gerekli doğal hammaddelerin üretilmesi ve de gelecek nesillere yaşanabilir bir Dünya bırakabilmek için son derece önemlidir. Bu kavram, ilk kez 90’lı yıllarda Dr. Mathis Wackernagel ve meslektaşı Prof. Dr. William Rees tarafından sürdürülebilirliğin analizi şeklinde bilim dünyasına sunulmuştur. Kullandığımız ürünler dünyanın farklı yerlerinden geldiğinden, ekolojik ayak izimiz de dünyanın farklı yerlerindeki alanların toplamıdır. Ekolojik ayak izi bireyler için hesaplanabildiği gibi toplumlar hatta ürünler için bile hesaplanabilir.

before it is too late, to the manufacture of cotton, wool and silk by utilizing the rising trend of sustainability converting this into profit and surplus value. Many and perhaps all of those desirable characteristics such as of dirt-repellence, bacterial resistance and protection against solar beams, etc. are supplied by imitating organic substances in the nature. Cotton, for instance, is a natural antibacterial material. There is no need to make an artificial fabric antibacterial by artificial means. Wool repels dirt and water, it does not absorb water easily, and when it absorbs moist, it traps it and does not harm the body. Ironed wool fabric does not lose its smoothness easily and it easily recovers after it is wrinkled, it possesses a natural thermal characteristic in all climatic conditions and it also possesses many other characteristics that make our lives easier. There are many studies of sustainability in our day. The most important ones include carbon footprint calculation and Life Cycle Analysis and Life Cycle Assessment for a more sustainable manufacturing. Carbon footprint is the measurement of the damage inflicted on the nature by human activities in terms of the amount of greenhouse gas produced. For organizations, it means the development of a new energy

consumption culture. Each activity has a distinctive carbon footprint and different factors need to be calculated in those activities carried out on the basis of individuals and companies. Life Cycle Analysis / Life Cycle Assessment is a system which assesses all the environmental aspects of a product beginning with the acquisition of the relevant raw materials from the nature until the return of the wastes to the nature again. This assessment encompasses a product’s all effects on air, water and soil during its processing, during its manufacture and use of its raw materials, and, finally, during its destruction. Another footprint is the Ecological Footprint. It is very significant for a healthier life for healthier and more sustainable textile products, for manufacturing the necessary natural raw materials for the textile industry, and leaving more livable world to future generations. This concept was first introduced into the world of science by Dr. Mathis Wackernagel and his colleague Prof. Dr. William Rees in 90’s as an analysis of sustainability. As the products that we use come from different parts of the world, ecological footprints are the sums of areas in different parts of the world. They can be calculated for both individuals and also for societies and even for products.


ARTline

www.bersan.com.tr bersan@bersan.com.tr

EVTEKS 2015 HALL 5 A-11




HOME&TEX

Dünyanın 4. Büyük Ev Tekstili Fuarına Hazırlanıyor musunuz? Are you preparing for the fourth biggest home textile fair of the world?

HOME&TEX

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği ve CNR Holding işbirliği ile düzenlenecek olan HOME&TEX 2015 Fuarı, rakamsal olarak üçüncü yılında dünyanın en büyük dördüncü ev tekstili fuarı pozisyonunda yer alıyor. 2. yılında ilk yıla göre iki katı büyüme gösteren organizasyon, bu yıl ise kapılarını 8 ayrı holde 40 bin metrekare net stant alanı ile açmaya hazırlanıyor.

T

ürkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) ve CNR Holding işbirliğiyle düzenlenen, Türkiye’nin en büyük ev tekstili fuarı EVTEKS’in ardından en önemli ev tekstili organizasyonu olan, HOME&TEX Fuarı, 2015 yılında 28-31 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. İki yılı geride bırakan ve büyük oranda büyüme gösteren fuar, bu yıl ulaşacağı metrekare ve ziyaretçi sayısı ile dünyanın en büyük dördüncü ev tekstili fuarı konumunda yer alıyor.

FUAR YILDAN YILA BÜYÜYOR Ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki yeni trendlerin sergilendiği HOME&TEX Fuarı, geride bıraktığı yıllarda ulaştığı rakamlar göz önüne alındığında önemli bir büyümeye imza attı. İlki 2013 yılında düzenlenen ve 300 katılımcının yer aldığı fuar, 20 bin metre kare net stant alanında gerçekleşmişti. 2014 yılında ise bir önceki yıla göre büyüyen ve gelişen organizasyon

52

HOMETEXTILE

HOME&TEX 2015 be organized by a cooperation between the Association of Turkish Home Textile Industrialists and Businessmen and CNR Holding ranks the fourth biggest home textile fair of the world in its third year. Having grown two folds in its second year compared with the first, the organization now prepares to open its doors in eight separate halls on a net stand area of 40,000 m².

H

OME&TEX 2015, which is organized by a cooperation between the Association of Turkish Home Textile Industrialists and Businessmen and CNR Holding and which is the most important home textile organization of Turkey following EVTEKS, is going to be carried out between 28 through 31 October 2015. Having left two years behind and grown significantly, the fair is currently positioned as the fourth biggest home textile fair all the world based on the square meter and number of visitors to be achieved this year.

THE FAIR GROWS EACH YEAR The HOME&TEX fair, in which new trends in the realm of home textile and decoration are displayed, has grown significantly considering the numbers it has achieved in the course of recent years. Hosting 300 participants, the first fair was organized in 2013 on a net stand area of 20,000 m².


HOME&TEX No. of Visitors

40.000

No. of Participants

Dünyanın çekim merkezi haline gelen İstanbul’da Atatürk Havalimanı’na yakınlığı ile özellikle katılımcı ve ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayan CNR Expo İstanbul’da düzenlenecek olan HOME&TEX 2015 Fuarı, üçüncü yılına hazırlanıyor. İkinci yılında ilk yılına göre yarı yarıya bir büyümeye gösteren organizasyon bu yıl kapılarını, 8 ayrı holde 40 bin metrekare net stant alanı ile açmaya hazırlanıyor. 2015 yılında 28 – 31 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek dev organizasyonu toplamda 40 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.

NEDEN HOME&TEX FUARI? Sadece 2 yılın ardından dünyanın dördüncü büyük ev tekstili fuarı pozisyonuna yükselen HOME&TEX’in bu hızla büyümesi pek çok sebebe dayanıyor. Organizasyonu Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Orta

Ziyaretçi Sayısı

40.000

Katılımcı Sayısı

YILLAR 2013 2014 2015

HOME&TEX Fuarı, geride bıraktığı yıllarda ulaştığı rakamlar göz önüne alındığında önemli bir büyümeye imza attı. HOME&TEX fair, has grown significantly considering the numbers it has achieved in the course of recent years.

25.000 13 014 015 2 2

20

18.000

300 450 600

20.000

30.000

40.000

Metrekare

13 014 015 2 2

20

Years

13 014 015 2 2

20

13 014 015 2 2

20

18.000

8 AYRI HOL, 40 BİN METREKARE NET STANT ALANI

300 450 600

20.000

30 bin metrekare net stant alanında gerçekleşti. Zengin içeriğiyle 1922 Kasım 2014 tarihleri arasında CNR Expo İstanbul’da kapılarını açan fuarda 450 katılımcı yer aldı. Organizasyonu toplamda 25 bin kişi ziyaret etti. HOME&TEX Fuarı ilk yıla oranla yüzde 50 büyüme başarısı gösterdi.

25.000

30.000

40.000

Square Meter

13 014 015 2 2

20

Having grown and developed in 2014, the second fair was organized on a net stand area of 30,000 m². With its rich content, the fair hosted 450 participants in CNR Expo Istanbul between 19 through 22 November 2014. It was visited by a total of 25,000 people. It managed to grow 50% compared with the first year.

EIGHT SEPARATE HALLS, 40,000 m² OF NET STAND AREA The HOME&TEX 2015 Fair, which prepares for its third year, is going to be organized in CNR Expo Istanbul that provides many conveniences for participants and visitors thanks to its close proximity to Atatürk Airport in Istanbul, which becomes the center of attraction of the world. Having grown 50% in its second year compared with its first year, the organization prepares to open its store in eight separate halls with a net stand area of 40,000 m². This huge organization, which is going to be held between 28 through 31 October in 2015, is expected to be visited by a total of 40,000 people.

WHY HOME&TEX FAIR? There are many reasons for such a rapid growth by HOME&TEX, which has achieved the position of the fourth biggest home textile fair of the world after only two years. Besides Turkey, the organization is visited by many consumer groups from Russia, Middle East and Europe, in particular, and also the Commonwealth of Independent States, North Africa and many other regions of the world. The organization, where participant companies showcase industrial


HOME&TEX

Doğu ve Avrupa başta olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu, Kuzey Afrika ve dünyanın tüm bölgelerinden alıcı grupları ziyaret ediyor. Katılımcı firmaların sektörel gelişmeleri ve yenilikleri vitrine çıkardığı organizasyon, rakipleri doğrudan tanımak ve rekabet avantajlarını yakından görmek için katılımcılarına büyük avantajlar sunuyor. HOME&TEX Fuarı, ulusal ve uluslararası satın almacılar ile buluşma, direk olarak sipariş alma ve sektörel gelişmeleri yakından izleme gibi imkânlar sağlayarak, katılımcı firmaları, genişleyen bu pazarın tüm bileşenleriyle aynı çatı altında buluşturuyor.

HOME&TEX’DE STANDART STANT KONFORU Dünyada trendi yükselen özel tasarım tek tip stant uygulaması, ev tekstili ve dekorasyon sektöründe Türkiye’de ilk kez HOME&TEX Fuarı’nda katılımcılarımızın hizmetine sunulmuştu. HOME&TEX’in tüm katılımcı firmaları için projelendirilip üretilen stantları, istenilen metre karelerdeki ihtiyaçlara cevap verecek şekilde dizayn ediliyor. Üçüncüsü gerçekleştirilecek HOME&TEX Fuarı, Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarından olmak üzere toplam 55 ülkeden 5 bin yabancı ziyaretçiye de ev sahipliği yapacak. Dört gün boyunca yerli ve yabancı 40 bine yakın ziyaretçinin katılması beklenen fuara ilginin bir hayli fazla olduğu gözlemleniyor. Aralarında Rusya, İran, Çin, Kanada, Fransa ve İspanya gibi ev tekstilinde söz sahibi ülkelerin de vatandaşlarından oluşan ziyaretçi topluluğu ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki son gelişmeleri ve trendleri takip etmek için dünyanın ev tekstili merkezi haline gelen Türkiye’yi seçiyor. HOME&TEX Türkiye’nin global ev tekstili sektöründeki öncülüğünü perçinliyor ve sektör ihracatına da önemli katkı sağlıyor.

developments and innovations, provides them with great advantages for knowing about their competitors and closely observing their competitive edges. Offering such benefits such as meeting national and international purchasers, receiving direct orders and following industrial developments closely, the HOME&TEX Fair gathers participant companies under the same roof along with all the components of this expanding market. STANDARD STAND COMFORT IN HOME&TEX The special design uniform stand implementation, which is a rising trend in the world, had been provided the participants of the HOME&TEX fair for the first time in the home textile and decoration industry in Turkey. The stands which are designed and manufactured for the participant companies of HOME&TEX are designed so as to meet the required square meter capacities. Being organized for the third time, the HOME&TEX fair is going to host a total of 5000 foreign visitors from 55 countries in the continents of America, Europe, Asia and Africa. Expected to be visited by about 40,000 domestic and foreign visitors for four days, it is observed that there is a great interest in the fair. The mass of visitors which include the citizens of such countries like Russia, Iran, China, Canada, France and Spain, which are captains of the home textile industry, are choosing Turkey, which becomes the home textile center of the world, in order to follow the latest developments and trends in the realm of home textile and decoration. HOME&TEX clinches Turkey’s leadership in the industry of global home textile, and makes a significant contribution to the industrial exports.

2015 yılında 28 – 31 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek dev organizasyonu toplamda 40 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. This huge organization, which is going to be held between 28 through 31 October in 2015, is expected to be visited by a total of 40,000 people.

54

HOMETEXTILE


Hayata Renk Katan Marka... EVTEKS 2015 Fuarı: Hall 3 A04 Standındayız. Merkez: Evren Mh. Cami yolu Cd. No:45 Bağcılar / İSTANBUL Tel: 444 4 857 (ULS) Ankara Şb.: Şenkal Sk. No: 3/B Siteler / ANKARA Tel: 0312 353 10 41

www.ulusaltekstil.com.tr - www.vinaldi.com - www.vinaldi.com.tr


FUAR / FAIR

Dünyada ve Türkİye’de Fuarlar Tarİhİ İnsanların özellikle tükettiğinden fazlasını üretmesi ile birlikte arta kalan ürünü ne yapacağı sorusu, akla toplu sergi ve satış organizasyonlarını getirmiştir. Toplu sergi ve satış işlemi zamanla panayıra, panayır da zamanla periyodik düzenlenen fuarlara dönüşmüştür. Günümüzdeki hemen her türde ürünü bulabileceğiniz sayısız fuar organizasyonuna ulaşmak mümkündür.

History of Exhibitions in the World and in Turkey The question of especially what the human being would do with what it produces more than it consumes, has brought the mass exhibition and sales organizations in the mind. The mass exhibition and sales operations have transformed into fairs and fairs have transformed into exhibitions that are organized periodically within time. In our day, it is possible to reach countless exhibition organizations where products of any kind may be found. 56

HOMETEXTILE



FUAR / FAIR

T P

anayır kelimesi, Yunanca Penegyris (bütün halkın toplanması) kelimesinden gelmekte olup sözlük anlamı “bir yerde belirli zamanda kurulan pazar” olarak açıklanmaktadır. Tarihte ilk yerleşimlerin kurulduğu Anadolu’da Truva, Kalkamış ve Çatalhöyük bölgelerinde ilk fuar benzeri yapıların izlerine rastlanmaktadır. Kayseri Bölgesi ise Asurlulardan kalma tabletlerde bile önemli ticaret, antrepo ve fuar yeri olarak belirtilmektedir.

DÜNYADA FUARLARA GİDEN YOL Dünyada ürünlerin sergilenmesine yönelik ilk yazılı belge İncil’dir. İncil’de Pers Kralı Ahasuerus’un ülkesinin gücünü ve zenginliğini göstermek için, M.Ö. 5. yüzyılda, 180 gün süren bir sergi gerçekleştirdiği belirtilir. Bu tarihten çok daha önceleri, yaklaşık M.Ö. 2000’li yıllardan beri, ilk fuarların, pazarların kurulduğu bilinmektedir: Saptanan zamanlarda ve yerlerde malların takası için yapılan fuar açma geleneği kesinlikle çok eskidir. M.Ö. 2000 yıllık devrede, tüccar kervanlarının Suriye, Filistin, Mezopotamya ve Mısır’daki en önemli dini festivallere katıldıkları bilinmektedir. Yazının icadından sonra ticaretin seyri, belgeler üzerinde de izlenebilmektedir. İlk zamanlarda gerçekleştirilen fuarların aslında günümüzdeki panayırlar olduğunu da özellikle belirtmek gerekir. Bu dönemin fuarları, bahar ve yaz aylarında, özellikle kış sonrası ve hasat sonrası dini şenliklerle birlikte gerçekleşen şenlikler sırasında gerçekleşiyordu. Havanın ısınması ve sonra da hasadın veriminin kutlanması için gerçekleşen kutlamalarda, ürünlerin takasının ve sağlandığı pazarlar da kurulurdu. Bu sosyal ve dinî içerikli festivallerin ticarî faaliyetlerle buluşması yazının icadından önce gerçekleşmiştir. Kurumsallaşması ise süreç içinde gerçekleşmiş, Akdeniz uygarlığının ilk imparatorluklarında

58

HOMETEXTILE

he word of Fair (Panayır in Turkish) has derived from the Greek word of Penegyris and its dictionary meaning is explained as “the market which is set on a particular place in a particular time”. In Troy, Karkamış and Çatalhöyük regions of Anatolia, on which the first settlements of the history were established, traces of the fair-like structures are encountered. Kayseri Region is stated as an important trade, warehouse and fair place even on tablets that remained from the Assyrians.

THE ROAD TO EXHIBITIONS IN THE WORLD The first written document regarding the exhibition of the products in the world is the Holy Bible. In the Holy Bible, it is stated that the Persian King Ahasuerus conducted an exhibition which lasted for 180 days in the 5th century A.D., in order to show the power and wealth of his country. Many years ago before this date, approximately since the 2000’s A.D., it is known that the first exhibitions and markets were established. The tradition of opening exhibitions on the determined times in the determined places for the purpose of the trade of the goods is certainly very old. In the period of 2000 A.D., the caravans of merchants are known to participate in the most important religious festivals in Syria, Palestine, Mesopotamia and Egypt. In the period after the invention of writing, the course of trade can be tracked on documents as well. It is especially necessary to state that the exhibitions organized in the first times, correspond to the fairs in our day. The exhibitions of that period used to take place during the festivals taking place together with the religious festivals in the times of spring and summer, especially after winter and harvest season. During the celebrations taking place for the warming weather and accordingly the fertility of the harvest, markets were established as well for the trade of the products. The intersection of these social and religious influenced festivals with the commercial activities occurred before the invention of writing. Accordingly its institutionalization happened and it was perceptibly seen in the first empires of the Mediterranean civilization. In the Greek and Roman civilizations,



FUAR / FAIR somut olarak görülmeye başlanmıştır. Yunan ve Roma uygarlıklarında şehrin siyasi ve ticari merkezi olan “Agora” Akdeniz şehirciliğinin temelini oluşturmuş, sonraki tüm uygarlıklarda şehirler bu merkez çevresinde gelişmiştir.

“Agora” the political and commercial centre of the city, constituted the basic of the Mediterranean urbanism; and in all civilizations following them, the cities developed around these centres.

MESSE FRANKFURT: 500 YILLIK GELENEK Şehir merkezlerinde gerçekleşen bu etkinlikler zamanla profesyonelleşerek birer resmi organizasyona dönüşmüştür. Bu dönüşümlere en güzel örnek Almanya’nın Frankfurt şehrinde yer alan fuar alanıdır. Sektörümüzü de yakından ilgilendiren Heimtextil Fuarı’nın da düzenlendiği alanın ticaret için kullanılması bin yılı aşkın bir gelenektir. 1585 yılında, küçük bir tüccar grubu, fuar anlamına gelen bir MESSE (düzenli bir değiş-tokuş etkinliği) düzenlenmesi için Kent Konseyi’nden talepte bulundu. Bu tüccar grubunun Frankfurt’u etkinliğin yeri olarak düşünmeleri çok uygundu. Böylece 1240 yılından beri bir ticaret şehri olarak emperyal ayrıcalıklara sahip olan Frankfurt şehri, nihayet uluslararası bir ticaret merkezi haline geldi. Sunulan ürün yelpazesi çok genişti. Ödeme yöntemi olarak sikke kullanıldı. Tüccarların isteklerinin 1585 yılında kabul edilmesi ile birlikte Frankfurt’un bugün bir finans ve ticaret merkezi haline gelmesinin yolunu açan Frankfurt Fuar’ı doğmuş oldu. Frankfurt’taki bu dev alanın önemi, günümüzde şehrin bir fuar ve finans merkezi olması gerçeğiyle net bir şekilde ortaya çıkmış oldu.

The activities taking place in the city centres professionalized and turned into official organizations in time. The best example for these transformations is the exhibition centre located in the city of Frankfurt in Germany. It is a tradition of more than one thousand years the use of the area where Heimtextil Fair is organized, which also concerns our sector closely. In 1558, a little group of merchants submitted a request from the City Council for the purpose of a MESSE (an activity of a regular trade), which means exhibition, to be organized. It was very suitable of this little group of merchants to choose Frankfurt as the place of the activity. Thus, the city of Frankfurt, having imperial exceptions since 1240, ultimately became an international trade centre. The product range offered was very large. As the term of payment, coin was used. Upon the acceptance of the merchants’ request in 1585, the Exhibition of Frankfurt, which led the city to be a centre of finance and trade in our day, was born. The importance of the colossal area in Frankfurt has emerged clearly along with the reality of the city’s being the centre of exhibition and finance in our day.

TÜRKİYE’DE FUARCILIK TARİHİ

THE HISTORY OF EXHIBITON ORGANIZATIONS IN TURKEY

Türklerin ekonomik hayatında panayır adıyla yer alan bölgesel pazarların tarihi oldukça eskidir. Anadolu’nun ilk dönemlerinden günümüze kadar, şehirler merkez çarşı etrafında gelişmiştir. Türklerin Anadolu toprakları üzerinde kurduğu en geniş imparatorluklar, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarında da en küçük kasabadan büyük şehirlere kadar tüm yapılanma dinî, siyasî ve ticarî merkez sayılabilecek çarşının çevresinde gelişmiştir. Fuarların işletmeler ve ülkeler açısından bir tanıtım aracı olarak kullanılması Türkiye’de 1923 yılına kadar plansız ve programsız olarak düzenlenen panayırlarla gerçekleştirilmiştir. Düzenlenen söz konusu panayırların yeterince işlevsel olduğunu söylemek mümkün değildir. Fuarlar konusundaki bu düzensiz uygulamalar farklı bir uygulama ile bambaşka bir noktaya doğru ilerleyecektir.

The history of the regional marketplaces taking place in the economic life of Turkey as “panayır” is quite old. Since the first eras of Anatolia until our day, the cities developed around central bazaars. The entire structuring; in the largest empires founded on the lands of Anatolia by the Turks, in the Empires of the Seljuks and Ottomans, developed from the smallest towns to big cities around the bazaars that can be considered as religious, political and commercial centres. The exhibitions, being utilized as an instrument of publicity in Turkey in respect of enterprises and countries were carried out by fairs that were organized without a base and planning until 1923. It is not possible to mention that the aforementioned fairs organized were sufficiently functional. The irregular applications in the subject of exhibitions would progress towards a completely different point with a different application.

TÜRKİYE TANITIMINDA İLK ADIM: KARADENİZ GEMİSİ Karadeniz Vapuru Projesi, Cumhuriyet’in ilanından 3 yıl sonra Atatürk’ün

MESSE FRANKFURT: A TRADITION OF 500 YEARS

THE FIRST STEP IN THE PUBLICITY OF TURKEY: THE SHIP OF THE BLACK SEA

The Project of the Ship of the Black Sea was taken into application with the suggestion of Atatürk, 3 years after the announcement of the Republic. The objective of this project was to put the commercial power and potential of a new found country and to provide the overseas publicity. Comparing to our day, in the scope of the project which could be deemed as one of the points of origin of the modern

60

HOMETEXTILE


Eviniz İçin Değişim Zamanı...

www.evlen.com.tr M saM olB atsİ

MERKEZ

Şube

Center

Branch

Masko Furniture Center 1A Masko Mobilya Kenti 1A Sururi Mah. Hacı Küçük Street Sururi Mah. Hacı Küçük Sokak Blok No:29 İkitelli/Başakşehir No:22/A Sultanhamam/Eminönü Block No:29 İkitelli/Başakşehir No:22/A Sultanhamam/Eminönü İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul İstanbul 22 /A Sultanhamam/Eminönü No: Blok No:29 İkitelli/Başakşehir Block No:29 İkitelli/Başakşehir No:22/A Sultanhamam/Eminönü

te ünö


FUAR / FAIR Turkish exhibition organization, a great distance was achieved by sailing to 12 countries and promoting valuable Turkish products in the near geographies. Turkish tobacco, porcelains of Kütahya, delights of Hacı Bekir, fabrics of Bursa and Hereke, a large range of carpets, glassware products, a various range of Anatolian fabrics were some of the main products that took place in the ship. The Ship of the Black Sea called at 16 ports of 12 countries including France, England, The Netherlands and Germany and made great contributions to the publicity of the country. This voyage of exhibition took a real big role in the publicity of Turkey. Very nice news and very precious articles were published in the presses of each country that the ship called at.

THE PROCESS STARTING WITH THE EXHIBITION OF İZMİR

önerisiyle hayata geçirilmiştir. Bu projenin amacı yeni kurulan bir ülkenin ticari gücünü ve potansiyelini ortaya koyabilmek ve yurtdışı tanıtımını sağlayabilmekti. Günümüzle kıyaslandığında modern Türk fuarcılığının ilk çıkış noktalarından birisi olabilecek proje kapsamında gemi ile 12 ülke gezilirken, kıymetli Türk ürünlerinin yakın coğrafyalara tanıtımı konusunda büyük yol alındı. Türk tütünü, Kütahya çinileri, Hacı Bekir lokumu, Bursa ve Hereke kumaşları, çeşit çeşit halılar, cam ürünleri, türlü türlü Anadolu kumaşları gemide yer alan ve ilk akla gelen ürünlerdi. Karadeniz Gemisi, Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya’nın da içinde bulunduğu 12 ülkedeki 16 limana uğradı ve ülke tanıtımında büyük katkı sağladı. Bu sergi seferinin Türkiye’nin tanıtılmasındaki payı gerçekten çok büyük oldu. Geminin gittiği her ülkenin basınında Türkiye hakkında çok güzel haberler çıktı, çok değerli yazarlar yayımlandı.

İZMİR FUARI İLE BAŞLAYAN SÜREÇ Bu değerli girişimin verdiği olumlu sonuçların ardından İzmir İktisat Kongresi sonrasında düzenlenen İktisat Sergisi başarılı bir örnek olarak dikkat çekiyor. Söz konusu organizasyon hakkında Mustafa Kemal Atatürk “İktisat sergisi çok güzel olmuş her sene tekrarlayın bunu. Bölgemizde böyle sergiler, iktisadın gelişmesine yol açar” şeklinde görüş belirterek konuya verdiği önemi vurgulamıştır. Sergiye yerli yabancı toplam kuruluşlar katılmıştır. Bir sonra açılan 9 Eylül sergisine Mustafa Kemal Atatürk bir telgraf çekerek düşüncelerini aktarmıştır. İzmir’deki bu etkinliklerin ardından Türkiye’nin diğer illerinde de fuarlar kurulmaya başlanmıştır. Kurulan bu fuarlarda ekonomik ve ticari amaçlar ile her türlü eğlence iç içe düşünülmüş, ihtisasla ilgili işlevsel özellikler pek dikkate alınmamıştır. 20 Ağustos 1936 yılında açılan ilk İzmir Enternasyonel Fuarı ile uluslararası kimliğe kavuşturulmuş ve yerli yabancı kuruluşlarda katılmıştır. İzmir Enternasyonel Fuarı 1946 yılında Uluslararası Fuarlar Birliği’ne üye olmuştur. İşte bu gelişme, Türkiye’de fuarcılık sektörünü başlatmıştır. Türkiye’de Fuarcılık Sektörü 1960’lı yıllardan itibaren fuarcılık konusunda daha ciddi adımlar atılmaya başlanmış ve hem kurulan hem de katılımcı fuar sayılarında artmalar görülmüştür. 1964-1973 yılları arasında Samsun, Bursa, Balıkesir, Kayseri, Trabzon, Erzurum, Tatvan, Konya, Kocaeli ve Gaziantep’te ulusal fuarlar kurulmuştur. 1980’li yıllara gelindiğinde fuarcılık konusunda bir adım daha ileri gidilmiş ve fuarlar ithalat -ihracat ilişkilerinin olmazsa olmaz bir parçası hâline gelmiştir. Fuarcılık Sektörü ülkemizde özellikle 1990’larda gelişme yolunda önemli bir ilerleme kaydederek düzenlenen fuarların ve kurulan organizatör firmalarının sayılarında artış olmuştur. Günümüzde fuarcılık alanıyla ilgili pek çok çalışma yürütülmektedir ve düzenlenen fuarlar ihtisas fuarları niteliğine bürünmüştür. İhtisas fuarları doğrudan sektörle ilgili alıcı ve satıcıları bir araya getirir. Bu nedenle dünya genelinde ihtisas fuarlarına ciddi yönelme vardır.

62

HOMETEXTILE

Following the positive results achieved by this valuable attempt, the Economy Exhibition, which was organized after the İzmir Economy Congress, draws attention as a successful example. Regarding the aforementioned organization, Mustafa Kemal Atatürk mentioned an opinion as: “The Economy Exhibition has been very well, repeat it every year. Such exhibitions in our region provide the growth of economy.”, and emphasized the importance he gave upon the subject. Domestic and foreign corporations participated in the exhibition. For the Exhibition of 9th of September, Mustafa Kemal Atatürk sent a telegraph and expressed his opinions. Following these activities in İzmir, exhibitions started to be held in other cities of Turkey. In these exhibitions, the economic and commercial objectives were considered as collective with every kind of entertainment; aspects regarding the organizational specialization were not substantially concerned. With the first İzmir International Exhibition held on 20 August 1936, the organization was achieved an international identity and domestic and foreign corporations participated in. İzmir International Exhibition became a member of The Global Association of the Exhibition Industry in 1946. This very development started the sector of exhibition organization in Turkey. As of 1960’s, the sector of exhibition organization in Turkey started to take more significant actions and increases in both the numbers of the fairs organized and the numbers of fairs participated in were observed. National exhibitions were held in Samsun, Bursa, Balıkesir, Kayseri, Trabzon, Erzurum, Tatvan, Konya, Kocaeli and Gaziantep between 1964 and 1973. When the 1980’s were reached, one more step was taken in the subject of exhibition organization and the exhibitions became an indispensable parts of the import-export relations. The sector of exhibition organization in our country made an important progress especially in the 1990’s and there were increases in the numbers of the exhibitions organized and in the number of the organization companies established. In our day, many activities are carried out in the field of exhibition organization and the exhibitions achieved the capacity of specialized exhibitions. The specialized exhibitions bring the buyers and sellers of the relevant sectors directly together. For this purpose, there is a significant tendency towards specialized exhibitions all over the world.



MOTİF / MOTIV

Anadolu Motİflerİ ve Anlamları Dokunan ürünler bir anlamda dokuyan kadının mesajlarını ve içinde bulunduğu, ruh halini, özlemlerini, dileklerini ve içinde bulunduğu koşulları ifade eder. Bu dokumalar, amaçlarının ötesinde içerdikleri bu mesajlarla önem kazanır.

G

eleneksel dokuma ürünlerimizde kadınlarımız ve genç kızlarımızın dokuduğu dokuma ürünlerinde çok sayıda geleneksel motif ve desen bulunmaktadır. Bu desen ve motiflerin hepsinin ayrı ayrı adları ve anlamları bulunmaktadır. Bu desenler ve motifler dokuma türünü dokuyan kadın ve kızlarımızın içinde bulundukları durumu, duygularını toplumsal statülerini, istek arzu beklenti, evlilik, bekarlık, boşanma gibi medeni hallerini, göç, felaket, üzüntü, sevinç, tasa mutluluk, özlem ve beklentilerini aşk,

ayrılık, dilek ve isteklerini ifade eden semboller şeklindedir. Geçmişten günümüze yer alan bu desen ve motiflerin dili ve anlamları üzerinde aslında çok da detaylı araştırmalar yapılmamış olsa da bazı desen ve motiflerin sembolize ettikleri anlamlar, inanç, itikat ve batıl inanışlarla alakadar olan manaları anlaşılmış bulunmaktadır. Dokunan ürünler bir anlamda dokuyan kadının mesajlarını ve içinde bulunduğu, ruh halini, özlemlerini, dileklerini ve içinde bulunduğu koşulları ifade eder. Bu dokumalar, amaçlarının ötesinde içerdikleri bu

Anatolian Motives and Their Meanings In a sense, the woven products express the weaver woman’s messages, mood, aspirations, wishes and the environmental conditions. These weavings gain importance with these messages beyond their intended use.

O

ur traditional weaving products which are weaved by our women and young girls have many traditional motifs and patterns. All these patterns and motifs have individual names and meanings. These patterns and motifs express weaver women’s and girls’ environment situation, feelings, social status, desires, expectations, marital status such as marriage, singleness, divorce, migration, disasters, sadness, pleasure, sorrow, happiness, aspirations, love, separation and wishes and optionally in the form of symbols.

64

HOMETEXTILE

Although there is no detailed study on language and meaning of these patterns and motifs which take part from past to present, the meanings symbolized by some patterns and motives and related with beliefs, faith and superstitious have been understood. In a sense, the woven products express the weaver woman’s messages, mood, aspirations, wishes and the environmental conditions. These weavings gain importance with these messages beyond their intended use. The products are full of symbolic messages that reflects expectations,



MOTİF / MOTIV

mesajlarla önem kazanır. Ürünler dokuyanların beklentilerini, ruhsal durumlarını, özlemlerini, acılarını, inançlarını, anılarını kısacası bütün yaşamlarını yansıtan sembolik mesajlarla doludur.

ELİBELİNDE MOTİFİ: Dişiliğin simgesidir. Sadece analık ve doğurganlığı değil, ayni zamanda uğur, bereket, kısmet, mutluluk ve neşeyi de sembolize eder. İlk insanlar ana tanrıçalara tapıyorlardı. Erkeğin üremedeki biyolojik rolü anlaşılmadığı için, sadece dişilerin insan yavruladığını görüyorlardı. Hepsi bereket ve çoğalma sembolü olarak gördüğü anatanrıçayı, Afrodit, Hera, Kibele, Atena, Leto, İştar, Artemis, Hepa(Havva), İsis gibi çeşitli adlarla kendi dillerinde isimlendirmiştir. Bilimsel saptamalar, doğuran güçlü kadına tapınmanın ilk kez İ.Ö. 7000 - 8000 yıllarında. Mezopotamya’da başladığına işaret etmektedir. Batı Anadolu’da Beycesultan, Çatalhöyük, Hacılar gibi yerleşimlerde Anadolu tarihinin Mezopotamya ile çağdaş olduğu, yapılan kazılarla ortaya çıkmıştır. Anadolu topraklarında, tarım kültürünü bilen ve yerleşik nitelikte uygar şehirlerin ortaya çıkış tarihi olarak İ.Ö. 5500 yılları belirlenmiştir. Bugünkü dokumalarda kullanılan, Ana Tanrıça kültünün devamı niteliğindeki elibelinde motifi, Ana Tanrıça ile ilgili inancın kültürel miras olarak günümüze geldiği gerçeğinin kanıtıdır.

KOÇBOYNUZU: Bereket, kahramanlık, güç, erkeklik sembolü olan koçboynuzu motifi, Anadolu kültüründe Ana Tanrıça’dan sonra, ya da onunla birlikte kullanılan bir motiftir. Boynuz

66

HOMETEXTILE

sembolü insanlık tarihinde her zaman güç kuvvet timsali olan erkekle özdeşleştirilmiştir. Boynuz formunun yer aldığı motiflere, dokumacı kadınlar tarafından, boynuzlu yanış, koçlu yanış, gözlü koç, koçbaşı gibi isimler verilmiştir. Koçboynuzu motifi koçun önden, yandan ve tepeden görünüşü spiral, hilal gibi şekillerle stilize edilerek dokumalara aktarılmıştır. Türk süsleme sanatındaki hayvan stilizelerinin en güzel örnekleri, koç, koyun veya dağ keçisi heykellerinden oluşan mezar taşlarında görülmektedir. Anadolu da koçboynuzu motifli halı ve kilimler günümüzde de yaygındır. Bu motif, dokumaların genellikle göbek ve bordür kısımlarında kullanılır.

SU YOLU: Su, yeniden doğuşun, bedensel ve ruhsal yenilenmenin, yaşamın sürekliliğinin, bereket, soyluluk, bilgelik, saflık ve erdemin sembolüdür. En etkin arınma sembolüdür. O hem yaşamın hem de ölümün kaynağıdır. Anadolu’da su yasamın kendisidir.

PITRAK: Pıtrak tarlalarda bulunan, dikenleriyle insanlara ve hayvanlara yapışan bir bitkidir. Pıtrağın üzerindeki dikenlerin kötü gözü uzaklaştırdığına inanan Anadolu insanı onu nazarlık motifi olarak kullanmıştır. “Pıtrak gibi” deyimi ağaçlardaki meyve bolluğunu ifade etmektedir, bu yüzden de un çuvallarında, tandır örtülerinde pişmiş toprak kapların üzerinde kullanılmıştır.

MUSKA VE NAZARLIK: Nazar, belli özeliklere sahip kimselerde bulunduğuna inanılan; özellikle savunmasız,

mental status, aspirations, sorrows, beliefs, memories and in short all life of the weavers.

HANDS ON HIPS MOTIF: It is the symbol of femininity. It symbolizes not only maternity and fertility, but good luck, prosperity, fortune, happiness and joy at the same time. First people worshiped the mother goddess. As they did not understand the biological role of males in reproduction, they saw only the female breaded. They regarded the mother goddess as a symbol of fertility and reproduction and named her with various names in their language such as Aphrodite, Hera, Cybele, Athena, Leto, Ishtar, Artemis, Hepa (Eve) and Isis. Scientific observations show that worship to the breeding, powerful woman started firstly in Mesopotamia on BC 7000 - 8000. During excavations in Western Anatolia in settlements such as Beycesultan, Çatalhöyük and Hacılar, it has been revealed that the history of Anatolia is coetaneous with Mesopotamia. The year for emergence of settled, civilized cities with farming culture in Anatolia, has been determined as BC 5500. The Hands on Hips Motif which is used on weaving today and which is continuation of the Mother Goddess cult, is the evidence of the fact that Mother Goddess beliefs have survived until today as a cultural heritage.

The most beautiful examples of animal styles in Turkish decorative art are seen in the tomb stones formed by sheep or mountain goat sculptures. The carpets and rugs of Anatolia with cleat motif are also common today. This motif is often used on the middle and border part of the fabrics.

WATERWAY: Water symbolizes rebirth, physical and spiritual renewal, continuity of life, fertility, nobility, wisdom, purity and virtue. It is the most effective symbol of purification. It is the source of both life and death. Water is the life itself in Anatolia.

COCKLEBUR: Cocklebur is a plant that vegetates in fields and clings to humans and animals with its spines. Anatolian people believed that the spines on cocklebur keep bad eye away and used it as an amulet motif. The idiom “like a cocklebur” refers to the abundance of fruit in trees, so used on flour sacks, tandouri covers and oven-dry pots.

CLEAT: The cleat motif is the symbol of fertility, valor, power and virility and used after or together with the Mother Goddess in Anatolian culture. The cleat symbol has been identified with men who are always the symbol of power in the history of mankind. Motifs whit the horn symbol have been named by the weaver women as cleated burning, burning ram, eyed ram and the cleat. The cleat pattern has been transferred to the fabric by being stylized with front, side and top view of the ram and with the shapes such as spiral and crescent.

AMULET AND E VIL EYE CHARM: Evil eye can be described as a striking and lethal power believed to come out of the eyes of people with certain



MOTİF / MOTIV

göz alıcı insanlara, evcil hayvanlara, eve, mala mülke hatta cansız nesnelere zarar veren, bakışlardan fırlayan çarpıcı ve öldürücü bir kuvvet tanımlanabilir. Kıskançlık ve haset gibi psikolojik duyguların yarattığı vurucu kuvvetin, ruhun dışa açılan iki noktasından, yani gözlerden fışkırarak kurbanına isabet ettiği inancı vardır. Göze gözle karşı koymak, gözden çıkış yolu bulan bu vurucu kuvvetin zararından korunmanın tek çaresi olarak düşünülmüştür. Bu nedenle rengi ve biçimi gözü andıran her nesne, ya olduğu gibi ya da bazı ek öğelerle birlikte nazarı uzaklaştırıcı muska olarak kullanılmıştır.

EJDER: Genelde aslan pençeli, kuyruğu yılanı anımsatan kanatlı bir hayvan olarak stilize edilen ve büyük bir yılan olarak kabul edilen ejder, hazinelerin ve gizli şeylerin bekçisidir. Ejder hava ve suların hakimidir. Ejder ile Zümrütü Anka’nın kavgası bereketli yağmurlar getirir. Ejder Anadolu uygarlıklarında bulut olarak resmedilir. Selçuklu kervansarayları ve çeşmelerinde ejder ebedi hayat, sonsuzluk ve mutluluk sembolü olmuştur.

HAYAT AĞACI: Hayat Ağacı sürekli gelişen, cennete yükselen hayatın dikey sembolizmini oluşturur. Geniş anlamda sürekli gelişim ve değişim içinde yaşayan evreni sembolize eder. Evrenin üç elementini, toprağın derinliğine inen kökleriyle yeraltını, alt dalları ve gövdesiyle gökyüzünü, ışığa yükselen üst dallarıyla cenneti birleştirir. Yeryüzü ve cennet arasındaki iletişimi sağlar.

KUŞ: Anadolu insanı kuş ile hasbıhalini, bazen ejderle kavgasını halıya koyarak, bazen

68

HOMETEXTILE

çift kafalı kuş yapıp tapınağın girişine yerleştirerek, bazen kafasına tüy takarak her vesile ile sergilemiştir. Kartal kemiğinden müzik aleti, serçe gözünden nazarlık yapmış, Hezarfen örneğindeki gibi kuş kanadı takıp Galata Kulesinden kendini aşağı salmış; kuşun gagası, kanadı, pençesi ayrı ayrı stilize edilerek Anadolu insanının günlük yaşamının bir parçası olmuştur. Anadolu sembolizminde kuş pek çok anlama gelmektedir. Kuş bazen sevgi, sevgili bazen ölen kişinin ruhudur. Kuş kadın ile özdeşleşmiştir. Kutsaldır. Özlemdir. Haber beklentisidir. Kuvvet ve kudreti temsil eder. Örneğin kartal Anadolu’da kurulmuş medeniyetlerin pek çoğunun sembolü olmuştur. Gökyüzünü temsil eden, gelecekten haber veren, ruhları öbür dünyaya götüren kutsal bir hayvan olarak kabul edilir. Kuş tarihler boyunca olağanüstü bir yaratık olarak algılanmış ve adeta tanrılaştırılmıştır. Orhun kitabelerinde, Orta Asya Yakut Türklerinin, her insanın kuş şeklinde bir ruhu olduğuna, ölen kişinin ruhunun göğe yükselip kuş gibi uçtuğuna inandıklarından söz edilir. Kartal ve aslan motifleri 13. yüzyılda Selçuklu Devleti tarafından arma olarak kullanılmıştır. Selçuklu kartalı daha sonra 1435’de İmparator Sigismund tarafından Alman Bayrağına arma olarak alınmıştır. Osmanlı kadifelerinde, kumaşlarında, çinilerinde, mezar taşlarında stilize edilmiş tavuş kuşu, hayat ağacı etrafında çift kuş, horoz, bülbül, kaz gibi hayvanların işlendiği görülmektedir. Mendil, uçkur, peşkir, yatak örtüsü, minder örtüsü, namaz örtüsü olarak kullanılan çeyizlik örnekler günümüze kadar gelen eşsiz örneklerdir.

characteristics and gives damage to particularly vulnerable, glamorous people, pets, home, property and even inanimate objects. There is a belief that the striking power formed by psychological feelings such as jealousy come out of the eyes which are two openings of the soul and hit the victim. The only remedy for prevention against this striking power coming out of the eyes was thought to oppose to the eye with an eye. Therefore, each object resembling the eye with its color and shape were used as amulets either directly or with some additional items, in order the send the evil eye away.

DRAGON: In general it is stylized as a winged animal with lion claws and snake-like and assumed as a great snake. It is the watcher of treasures and hidden things. Dragon is the master of air and water. A fight between a dragon and phoenix brings plenteous rains. The dragon was drawn as a cloud in Anatolian civilizations. Dragon has been a symbol of eternal life, eternity and happiness on Seljuk caravanserai and fountains.

TREE OF LIFE: Tree of Life forms the vertical symbolism of life which constantly evolves and rises in the heaven. In a broad sense, it symbolizes the universe which constantly develops and changes. It combines the three elements of the universe; the underground with its roots deep in the soil, the sky with its sub-branches and body and the heaven with its upper branches rising to the light. Enables communication between earth and heaven.

BIRD: Anatolian people exhibited his chitchat with birds on every occasions, sometimes by putting his fight with the dragon on the carpets, sometimes by placing a double-headed bird at the entrance of the temple and sometimes by attaching

feathers on his head. He made musical instruments from the eagle bone, amulets from sparrow eye and once worn wings like a bird and released himself down from the Galata Tower like Hezarfen; bird’s beak, wings, claws have been stylized individually and have become a part of daily life of Anatolian people. Bird has so many meanings in the Anatolian symbolism. Bird is sometimes the love, sometimes lover and sometimes the soul of deceased. Bird has been identified with women. Is sacred. Is passion. IS news is expectation. Represents force and power. For example, the eagle has been the symbol of many civilization founded in Anatolia. It is considered a sacred animal that represents the sky, forebodes future and leads the spirits to the afterlife. Bird has been perceived as an extraordinary creature throughout the history and has literally deified. Orkhon inscriptions says that Central Asian Ruby Turks believed that each human being has a spirit in the form of a bird, dead people’s spirit rises to the sky and fly like a bird. Eagle and lion motifs were used as rigging by the Seljuk Empire in the 13th century. Later, Seljuk eagle was taken as the emblem of German flag by Emperor Sigismund in 1435. Ottoman velvet, fabric, tile, tombstones have animals on them such as stylized peacock, two birds around the tree of life, cock, nightingale and geese. Extant trousseau samples such as handkerchiefs, waistbands, napkins, bed covers, cushion covers and prayer covers are the unique examples.



SÖYLEŞİ / INTERVIEW

Tasarımcı Atıl Kutoğlu:

“Ev Tekstİl Koleksİyonu TASARlayabİlİrİm” Bu sayımızda dünyaca ünlü tasarımcı Atıl Kutoğlu ile modadan ev tekstiline, tasarımdan ev hayatına kadar pek çok konuda konuşma imkanı bulduk. 2016 yılı trendleri ile ilgili öngörülerini paylaşan Kutoğlu, ayrıca bir ev tekstili koleksiyonu hazırlamayı planladığını da belirtti.

Atıl Kutoğlu, Designer:

“I may Prepare a Home Textile Collection” In this issue, we found the opportunity to talk with the world-wide famous designer Atıl Kutoğlu on many subjects from fashion to home textile. Kutoğlu, who shared his predictions about 2016 trends, also stated that he plans to prepare a home textile collection.

T

ürkiye’de tasarımcı olarak yetişmek ve başarılı olmak mümkün mü? Değilse bunun önündeki engeller neler? Başarılı bir tasarımcı olmak için yurt dışı tecrübesinin katkıları sizce nelerdir? Türkiye'de bir tasarımcı olarak yetişmek ve başarılı olmak artık mümkün. Eskiden hem eğitim olarak çok daha az imkân vardı, hem de daha içe dönük, yurtdışı irtibatları az bir sistem vardı ülkemizde. Ama artık uluslararası platformda yenilikleri takip etmek ve uluslararası düşünmek

70

HOMETEXTILE

I

s it possible to grow up as a designer and be successful in Turkey? If not, what are the obstacles in front of this? What do you think are the contributions of the international experience in being a successful designer? It is now possible to grow up as a designer and be successful in Turkey. In the past there was both a very little opportunity in respect of education and there was a system in our country which was withdrawn and with


Dog˘ayı Seviyorum, Pamug˘u Seçiyorum. www.cottonusaturkey.com Tekstil Teknoloji_230x330mm.indd 1

BS1578_Thankyou_Ad_AW_V8_210x297mm.indd 1

05/05/2015 11:39

10/09/2014 18:25


SÖYLEŞİ / INTERVIEW

daha kolay. Yine de dünyada başarılı bir tasarımcı olabilmek için uluslararası deneyim şart, bir ayağınızın dışarda olması gerekiyor. Ya da çalışmalarınızı sürekli dünyadaki önemli merkezlerden bazılarına taşımanız lazım, oralardaki standardı yakalamanız, otoritelerin beğenmesi ve onayı bir yerlere gelmek için çok önemli. Türk ev tekstili ürünlerini, kalite ve tasarım bağlamında dünyadaki örnekleriyle kıyasladığınızda, nerede görüyorsunuz? Kalite, ürün ve çeşit olarak çok başarılı buluyorum. Ama bu konuda bu kadar güçlü bir altyapı ve endüstrimiz olmasına rağmen, kaç Türk markamız uluslararası platformda biliniyor? İşte burada tasarım, markalaşma, tanıtım ve reklam çok önemli. Bu konularda daha güçlenmemiz gerekiyor. Güzel tasarımlar mutlaka var, ama bunların belli bir disiplinle büyük markalara dönüşmesi ve enternasyonal tanınması gerekiyor. Ev tekstili ürünlerinde moda algısı yerleşiyor mu? Bence kesinlikle. Ama burada hassas bir nokta var. Hem modayı trendi yakalamak gerekiyor, bence aynı zamanda biraz kalıcı kılmak lazım tasarımları ve ürünleri. Ama her şeyin hızlı yaşanıp tüketildiği günümüzde trendlere uymak, günün moda çizgisinde yürümek çok önemli… Sizce; 2016 yılında, ev tekstili ürünlerinde tasarım ve renkler açısından trendler ne olacak? Bu konuda hissettiklerim ve algıladıklarım doğrultusunda şöyle diyebilirim: desen ve etnik etkiler had safhada popüler olacak, bir yandan da geometri,

a lack of international connections. However now, it is easier to follow up with the latest developments at the international platform and to think internationally. Nevertheless, it is necessary to have international experience and have one foot abroad in order to be a successful designer world-wide. Or you have to carry your works through some important centres continuously, catch the standard of there and it is very important for the authorities to admire and approve for getting somewhere. Where do you see Turkish home textile products, comparing to the correspondents in the world within the context of quality and design? I find them very successful in respect of quality, product and range. However, how many of our Turkish brands are well known at the international platform although we have such a strong substructure and industry? At this very point, design, branding, publicity and advertisement is very important. We have to strengthen more on these subjects. There are indeed nice designs, however these have to transform into big brands with a certain discipline and be known internationally. Does a fashion perception establish in home textile products? Absolutely in my opinion. But there is a critical point here. It is both necessary to catch the fashion and the trends, and also it is necessary to render the designs and products consistent in my opinion. However, in our day, where everything is lived and consumed so fast, it is very important to suit the trends and walk on the line of the fashion of the day…

72

HOMETEXTILE



SÖYLEŞİ / INTERVIEW What do you think the trends will be in 2016, in home textile products in respects of designs and colours? I can say as such, in line with what I feel and percept: Patterns and ethnical influences will be popular at the highest level, while on the other side geometry, that is to say thin and thick lines, triangles, etc. will be bountifully popular. Actually, all the details and trends taking place in the common fashion, even laces and fringes can be easily applied in the home textile products. It is necessary to take into consideration that these shall be in a permanent line and on a balance which may accommodate itself in every environment. In my opinion, live flash colours on one side, and nude, beige, cream like tones on the other side, will be in the foreground. What are your opinions on EVTEKS Exhibition, held every year in İstanbul, hosted by TETSİAD (Turkish Home Textile Industrialists’ and Businessmen’s Association)? I find it very successful. It is very important in all respects for the sector to take place in such fairs. Well, what colours and tones do you use while you furnish your house and how do you make the selection of home textile products? Are there indispensable conditions for you? While I furnish my house, I prefer a tranquil luxury like in my readymade collections. Pastel tones are my favourite colours. In home textile products as well, I stand by particular brands and choose their products. Usually I avoid extreme patterns and colours. But this is my choice; I prefer a little tranquillity in my private life since I live so intensively with fashion and fabrics as the necessity of my job. I like geometric patterns. Sometimes some details with flashy colours please me.

yani bol bol ince-kalın çizgiler, üçgenler vb. gündemde olacak. Aslında aynen genel modada olan tüm detaylar ve trendler, hatta danteller ve püsküller dahi ev tekstili ürünlerine çok rahat uygulanabilir. Bunların biraz kalıcı bir çizgide olmasına ve her ortama uyum sağlayacak bir dengede olmalarına dikkat etmek gerekir. Bence Bir yanda canlı flaş renkler, öteki taraftan nude, bej, krem gibi tonlar ön planda olacak. TETSİAD'ın ev sahipliğinde İstanbul'da her yıl düzenlenen EVTEKS Fuarı'nı nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok başarılı buluyorum. Sektörün bu gibi fuarlarda yer alması her bakımdan çok önemli. Peki, siz evinizi döşerken nasıl renkler, tonlar kullanır, ev tekstili ürünlerinin seçimini nasıl yaparsınız. Sizin için olmazsa olmaz koşullar söz konusu mudur? Ben evimi döşerken de, tasarladığım hazırgiyim koleksiyonlarındaki gibi sakin bir lüksü tercih ediyorum. Pastel tonlar favori renklerim. Ev ürünlerinde de belli markalara sadık kalarak onların ürünlerini seçiyorum. Genellikle aşırı desenden ve renkten kaçınıyorum. Ama bu benim tercihim, mesleğim gereği modayla ve kumaşlarla çok yoğun yaşadığım için özel yaşamımda biraz sükuneti tercih ediyorum. Geometrik desenleri seviyorum. Bazen de arada bir çarpıcı renklerle bir detay hoşuma gidiyor. Ev tekstili sektöründe bir tasarım projeniz var mı? Atıl Kutoğlu markasının bir home textile uzantısını hep hayal etmiş ve hedeflemişimdir. Ralph Lauren, Armani gibi markaların ev ürünleri sektöründe olmalarını örnek alarak, kendi moda felsefemi, markamın güçlü yönlerini yansıtacağım bir ev ürünleri koleksiyonu tasarlamayı yakın gelecekte düşünebilirim.

74

HOMETEXTILE

Do you have a designing project in the sector of home textile? I have always dreamed of and aimed a home textile extension of the brand Atıl Kutoğlu. Modelling that the brands such as Ralph Lauren, Armani, take place in home products sector, I may consider about designing a home products collection in the near future, which I shall reflect my own fashion philosophy and the powerful aspects of my brand.


20x27_ilan_eng_29.yil_02.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

30.04.2015

20:51




RENKLER / COLORS

Renkler ve Anlamları Colours and Their Meaning

Kişi kendisini nasıl hissediyorsa ona uygun renkleri seçer ve hangi rengi seçiyorsa buna bağlı olarak kendisini öyle hisseder. Yani nasıl hissediyorsak o renkleri seçiyor, o renkleri seçtiğimiz içinde ona uygun hislere kapılıyoruz.

P

ek çok psikolojik araştırmalara göre renkler sadece ruh halimizi değil, sağlımızı ve enerjimizi de etkilemektedir. Bundan dolayı yüzyıllardır genel sağlık uygulamalarına destek olması açısından renklerle tedavi yöntemleri de kullanılmaktadır. Bunun için bazı hastalıkları olanlara hastalığına iyi gelecek renkleri kullanmaları tavsiye edilmektedir, örneğin kalp rahatsızlığı olan birisine dinlendirici ve huzur veren bir renk olmasından dolayı yeşil ve yeşilin tonlarını kullanmaları önerilmektedir. Kışın insanlar daha çok depresyona girmektedir. Bunun nedeni genellikle havanın kapalı

U

r traditional weaving products which are weaved by our women and young girls have many traditional motifs and patterns. All these patterns and motifs have individual names and meanings. These patterns and motifs express weaver women’s and girls’ environment situation, feelings, social status, desires, expectations, marital status such as marriage, singleness, divorce, migration, disasters, sadness, pleasure, sorrow, happiness, aspirations, love, separation and wishes and optionally in the form of symbols. Although there is no detailed study on language and meaning

78

HOMETEXTILE

A person prefers the adequate colours according to how they feel themselves and their emotions are shaped by this colour choice. That is to say, we prefer the colours according to our current feelings and we get the related feelings because we prefer them.

ve bulanık olması yani kahverengi, gri ve siyah tonlarında olmasıdır. Yazın ise depresyon sayısında büyük bir azalış gözlenmektedir. Çünkü hava açıktır, güneşlidir ve güneşe bağlı olarak seratonin( mutluluk ) hormonunun salgılanması daha fazla olmaktadır. Renkler; ışığın değişik dalga boylarının gözün retinasına yansımasıyla algılanabilmektedir. Bundan dolayı göz bozukluklarında renkleri net görmek güçleşebilmektedir. Renkler, şiddetlerine ve insanlar üzerinde bıraktığı ruhsal etkilere göre sıcak renkler ve soğuk renkler olarak ikiye ayrılır.

of these patterns and motifs which take part from past to present, the meanings symbolized by some patterns and motives and related with beliefs, faith and superstitious have been understood. In a sense, the woven products express the weaver woman’s messages, mood, aspirations, wishes and the environmental conditions. These weavings gain importance with these messages beyond their intended use. The products are full of symbolic messages that reflects expectations, mental status, aspirations, sorrows, beliefs, memories and in short all life of the weavers.



RENKLER / COLORS

SICAK RENKLER

SARI RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR

Ateşi ve sıcaklığı hatırlatan, canlı, dikkat çeken, insana enerji ve canlılık hissi veren insanın içini kıpır kıpır edip coşturan, insana yaşama sevinci verip içini ısıtsan renklere sıcak renkler denilmektedir. Kırmızı, turuncu, sarı, sıcak renklere örnek verilebilir. Bu renkler gerek ateşin içinde gerekse güneş renklerinin içinde vardır ve sıcaklık simgesidir.

Verimliliğin, üretimin, canlılığın, ışığın ve sevincin rengidir. Bilgeliği, bilgiyi, nesneyi temsil eder. İnsana sevinç, coşku ve ilham verir. Ancak sarı sıcak bir renk olmasına rağmen, yeşile kaçan tonları soğuk bir renk gibi algılandığından dolayı hüznün ve sonbaharında rengi olarak kabul edilmektedir. Bu iki duyguyu da içinde beslediğinden dolayı çoğu zaman insanda duygu ve zihin karışıklığına yol açabilmektedir.

SOĞUK RENKLER

YELLOW COLOUR AND MEANING

Soğukluğu hatırlatan, insanın içinde herhangi bir kıpırdanmaya, canlanmaya neden olmayan renklere ise soğuk renkler denilmektedir. Kişiye soğukluk hissi verdiğinden dolayı yeşil, mavi, mor soğuk renkler grubuna girmektedir. İnsanlar çok üşüdüklerinde tırnaklarında ve dudaklarında yani vücudun uç kısımlarında morarmalar olur. Bu sebepten morarmak soğukluğun bir belirtisidir ve mor renk soğuk renklere girmektedir. Yeşil insana canlılık değil sakinlik ve huzur verdiğinden ve tembellik hissi uyandırdığından dolayı soğuk renklerin içerisinde yer almaktadır. Renklerin insan üzerinde çok ciddi etkileri olduğunu belirten pek çok araştırma söz konusudur. Bu araştırmalara göre renkler ve taşıdığı anlamlar aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir.

This is the colour of efficiency, productivity, liveleness, the light and the joy. It represents the wisdom, the knowledge and the object. It inspires joy, enthusiasm and inspiration to the human being. However yellow is a warm colour it is considered to be the colour of sadness and the autumn for it’s greenish tones are perceived as cool colours. Because it contains both of the two different feelings it usually causes emotional and mental confusion at people.

WARM COLOURS The colours, which remind of fire and the heat, which are vivid, prominent, which give energy and feeling of liveleness to the person, make them feel lively, enthuse and warm up inside, are called warm colours. Red, orange, yellow are among the examples. These colours already exist both in fire and in sun colours and they are symbols of warmth.

COOL COLOURS Those that remind of coldness and do not awake any excitement or animation at the person are called cool colours. Green, blue and purple are included in cool colours scheme for they give feeling of coldness to the person. When people get very cold the tips of their body turn blue like the nails and the lips. Therefore to turn blue is a sign of cold and purple colour is included in cool colours scheme. Green is considered in the cool colours scheme because of giving calmness and peace to the person instead of animation and it awakes the feeling of laziness. There are many researches which affirm that colours have very significant effects on the human being. In accordance with these researches the colours and their meanings can be classified as follows.

KIRMIZI RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR En sıcak renk kırmızıdır. Kırmızı fiziksel anlamda hareketliliği, dinamizmi, coşkuyu, gençliği; duygusal anlamda ise mutluluğu, azmi, kararlılığı, şehveti, aşkı, samimiyeti, heyecanı, agresifliği( saldırganlık, sinirlilik, yırtıcılık ) temsil eder. Aynı zamanda da sıcağı, ateşi, kanı simgeler. Bu renk insana şevk, azim, canlılık kazandırır. Bundan dolayı gençlere yönelik ürünlerde sıkça kullanılmaktadır.

RED COLOUR AND MEANING This is the warmest colour. Red concretely represents mobility, dynamism, enthusiasm and youth; emotionally represents happiness, resolution, determination, lust, love, sincerity, excitement, aggressiveness (aggression, irritability, rapacity). In the mean time red represents the heat, the fire and the blood. This colour inspires enthusiasm, resolution and liveliness to the human being. Therefore it is commonly used at youth oriented products.

80

HOMETEXTILE

TURUNCU RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR Kırmızıdan sonraki en sıcak renk olan turuncu gösterişin ve şatafatın rengidir ancak kırmızı kadar rahatsız edici bir renk değildir. Bu renk dışa dönük, iletişimi ve zihinsel etkinliği artırıcı, heyecan ve mutluluk verici, dikkat çekici, iç açıcı, çarpıcı ve dinamik bir renktir. İnsanlara neşe ve coşku verir, gösterişli ancak mütevazı bir renktir. Giyildiğinde karşı tarafta bir üstün kişilik özelliği yaratmaktadır. Bundan dolayı aksesuar olarak bol miktarda kullanılması önerilmektedir.

ORANGE COLOUR AND MEANING Orange, which is the warmest colour after red, is the colour of vanity and lustre however it is not a disturbing colour as much as red. This is an extrovert, exciting, pleasing, striking, refreshing , sensational and dynamic colour which increases communication skills and mental activity. It inspires joy and enthusiasm to people. It’s a pompous but humble colour. When it’s worn it gives an impression of personal superiority of the holder to the people who see it. Therefore it is advised to be used abundantly as accessories.



RENKLER / COLORS

MOR RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR Bu rengin açık tonları(lavanta, leylek rengi gibi) rahatlatıcı, ilham verici, zihinsel faaliyeti, sanatsal düşünceyi, konsantrasyonu ve hayal gücünü artırıcıdır. Bu özelliklerinden dolayı özellikle sanatla uğraşan kişilerin çalışma ortamları ve çalışma odaları için uygun görülmektedir. Zenginliği, asaleti, lüks ve ihtişamı, hüznü, üzüntüyü ve depresyonu çağrıştıran bir renktir.

PURPLE COLOUR AND MEANING Lighter tones of this colour (lavender, lilac etc.) are relieving and inspiring, they increase mental activity, artistic thinking, concentration and immagination. For this reason s it’s considered to be suitable for the working ambients and the studios of the artists. It evokes wealth, nobility, luxury, magnificence, melancholy, sadness and depression.

SİYAH RENK VE TAŞIDIĞI ANLAM

MAVİ RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR Mavi gökyüzünü, denizi, özgürlüğü, sonsuzluğu ve huzuru temsil eder. Güvenin ve erkeklerin rengidir. Sakinleştiren bir havası olduğundan dolayı stres atmada ve sakinleşmede kullanılabilir. Bu renk aynı zamana da büyüklük olgusu uyandıran, insana rahatlık ve huzur veren, dinlendirici bir renktir. Sakinleştirici etkisi olmasından dolayı, okullarda, dinlenme mekânlarında, çalışma mekânlarında ve yatak odalarında kullanılması önerilmektedir. Ancak mavinin tonu biraz açılırsa( açık mavi ve tonları) buzu çağrıştırdığından dolayı soğukluk ve yalnızlık hissi verebilir ve duygusallığı çok fazla tetikleyerek melankoliye neden olabilir. Bu özelliklerinden dolayı açık mavi karamsar insanlara tavsiye edilmemektedir.

BLUE COLOUR AND MEANING Blue represents the sky, the sea, the freedom, the eternity and the peace. It’s the colour of confidence and the men. Since having a calming characteristic it can be used for anti-stress and to calm down. This colour is also a relaxing colour which creates feeling of greatness and gives relief and peace to the people. Because it has a relieving effect it is advised to be used at schools, at the places of rest, at the places of work and in the bedrooms. However if blue is slightly decoloured (light blue tones) it might give feeling of coldness and lonineless because it evokes ice and causes melancholy triggering excessive sensibility. Because of these properties light blue is not advised to pessimistic people.

YEŞİL RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR Doğanın ve cennetin, paylaşımın, cömertliğin ve uyumun rengidir. İnsanı rahatlatır insana huzur, yaşama sevinci ve emniyette olma hissi verir. Dinlendirici ancak insanı tembelliğe ve umursamazlığa sevk eden bir renktir. Bu renk insana birazcık uyku ve tembellik hissi verdiğinden dolayı dinlenmek gibi bir içgüdüsel duruma sokabilir. İç açıcı ve güven veren bir renktir. Aynı zamanda umudu, yeniliği, gençleşmeyi ve yeniden canlanmayı çağrıştırır.

GREEN COLOUR AND MEANING It’s the colour of the nature, the paradise, sharing, generosity and harmony. It relaxes the people and gives them peace, joy of living and feeling of safety. It’s a relaxing colour but it might lead people into laziness and negligence. For it gives people some feeling of being sleepy and lazy it might instinctively make people want to have a rest. It’s a pleasant and assuring colour. It also evokes hope, novelty, rejuvenescence amd revitalization.

82

HOMETEXTILE

Siyah her zaman için asaleti temsil ettiğinden dolayı asil bir renktir. Karamsarlığı, acıyı, ölümü ve gücü anlatır. Gücü anlattığından dolayı siyaset adamları tarafından çok tercih edilmektedir. Ölümü anlattığı için cenaze törenlerinde ve acılı olaylarda kullanılan bir renktir. Depresyona meyilli kişiler tarafından kullanılması pek önerilmemektedir. Asaleti temsil ettiğinden dolayı her yaş gurubu tarafından çokça tercih edilen bir renktir. Siyah rengi seven insanlar, geleneksel, gizemli, asil, saygı değer ve güçlü kişiliğe sahip olan insanlardır. Bu insanlar genellikle iş hayatlarında çok başarılıdırlar.

BLACK COLOUR AND MEANING Since black always represents nobility it’s a noble colour. It expresses pessimism, sorrow, the death and the power. For it represents the power it’s widely prefered by politicians. For it represents the death it’s used in funerals and tragic events. It’s not really advised to the people inclined to depression. For it represents nobility it’s a popular colour for all the age groups. People who love black colour are traditional, mysterious, nobel and respectable, they have a strong personality. These people are usually very successful at professional life.

BEYAZ RENK VE TAŞIDIĞI ANLAMLAR Sağlığın ve temizliğin simgesidir. Yaratıcılı temsil eder. Sağlığı ve temizliği simgelediğinden dolayı hastanelerde oldukça fazla kullanılan bir renktir. Beyaz içinde bütün renkleri barından ve hangi renkle beraber kullanılırsa birlikte kullanıldığı rengi güçlendiren bir renktir. Bu özelliğinden dolayı esnekliği de temsil etmektedir. Beyaz insanların daha esnek oldukları söylenmektedir. Yaşı ilerlemiş insanlar tarafından kullanılan bir renk değildir. Beyazı seven insanları, saf, temiz, iyi niyetli, uysal, esnek, hoş görülü ve sabırlı insanlardır ve önyargılı değillerdir.

WHITE COLOUR AND MEANING It’s the symbol of health and cleanliness. It represents creativity. Since it represents health and cleanliness it’s widely used at the hospitals. White is a colour which contains all the other colours within itself and strengthens any colour which is combined with it. For this reason it also represents flexibility. It’s said that people who prefer to wear white are more flexible. It’s not a colour prefered by elderly people. People who love white are pure, clean, favorable, meek, indulgent and patient but not prejudiced.



İNCELEME

DENİZLİ BİN 500 YILDIR TEKSTİLDE SÖZ SAHİBİ Denizli’den 170’in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleşiyor. Dünyada, özellikle Avrupa ve Amerika pazarında Türk havlu ve bornozu aranılan ürün konumunda. Denizli havlu ve bornozu ise lüks bir ürünü ifade ediyor. Dünyanın önde gelen otellerinin tanıtımlarında ismi yer alıyor. ‘Made in Denizli’ etiketiyle satılıyor olması kent için ayrıca bir değer yaratıyor. Funda Akkoyun / funda.akkoyun@dunya.com

84

HOMETEXTILE

E

ge Bölgemizin ikinci büyük kenti olan Denizli, coğrafi konumu, iklimi, doğal ve turistik yönden önemli özelliklere sahip ekonomik faktörleriyle eşsiz bir yerleşim ve uygarlık merkezi. Lycos Vadisi içinde yer alan ilimiz, antik dönemde bir geçiş ve kavşak noktası; ticaret ve haberleşme merkezi iken günümüzde de aynı özelliğini koruyan nadir illerden biri. Tekstil, ticaret, sanayi ve tarım sektörlerindeki hamlelerin yanında son yıllarda özellikle doğa harikası Pamukkale ve diğer kültür-turizm değerleri ve 12’ ye yakın turizm çeşitliliği sayesinde turizm sektöründe ülkemizin önde gelen destinasyon kentlerinin de başında.

YÜZYILLARIN ESKİTEMEDİĞİ MEDENİYET Coğrafi konumu, termal su ve ikliminin uygunluğu nedeniyle Kalkolitik çağdan başlayıp günümüze kadar kesintisiz bir


EVTEKS 2015 - Hall 1 F-06

www.ozertekstil.com

Akçeşme Mh. Bozburun Cad. No:32 Gümüşler/DENİZLİ/TURKEY Tel.: 0258 371 10 44 Pbx Fax: 0258 371 71 48 info@ozertekstil.com


İNCELEME

yerleşime sahip olan Denizli; Hitit, Frigya, Lidya, İonya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetleri sinesinde yaşatmış, 19 antik kent, 36 arkeolojik ve doğal sit, 482 sivil mimari örneği vb gibi toplamda bine yakın tescilli kültür varlığı ile Anadolu’nun tarihi kadar köklü ve renklidir. Yaradan’ın cömert davrandığı bu topraklarda geçmişte ve günümüzden en çok dikkat çeken konu tekstildir. Müteşebbis insan yapısı ve tekstilin başkenti olarak anılan Denizli, özellikle ev tekstili üretiminde ülkemizdeki 3 ilden biri, Şöyle ki; Havlu ve bornoz üretiminde önemli bir merkez haline gelen Denizli, Türkiye’nin ihraç ettiği her 4 havludan 3’ünü ve her 3 bornozdan 2’sini üretir durumda. Kent, lokomotif sektörü tekstil, pamuklu tekstil alanında da dünya

86

HOMETEXTILE

başkenti olarak kabul görüyor. Türkiye’nin en kalabalık 21’inci ili olan Denizli’de bir milyona yaklaşan nüfusa rağmen işsizlik yüzde 6.5 oranı ile ülke ortalamasının altında. Kentin, Türkiye’de kadın istihdamında yıllardır birinciliği başka bir ile vermemesi de ayrıca dikkat çekici.

MADE IN DENİZLİ VURGUSU Denizli’den 170’in üzerinde ülkeye ihracat gerçekleşiyor. Dünyada, özellikle Avrupa ve Amerika pazarında Türk havlu ve bornozu aranılan ürün konumunda. Denizli havlu ve bornozu ise lüks bir ürünü ifade ediyor. Dünyanın önde gelen otellerinin tanıtımlarında ismi yer alıyor. ‘Made in Denizli’ etiketiyle satılıyor olması kent için ayrıca bir değer yaratıyor.

BÖLGENİN EN BÜYÜK MİRASI TEKSTİL Bu başarı tesadüfi değil. İl sınırlarında bulunan Laodikya Antik Kenti kazılarında gün yüzüne çıkarılan kalıntılara göre bin yıl önce de bu bölgede dokuma, boyama işlemleri yapılıyormuş. MS -4-5 ‘inci yüz yıla ait olduğu tespit edilen tekstil boya kalıntıları, dokuma tezgâhı parçaları ve 1500 yıllık kumaş parçası, ayrıca Roma yazıtlarında bölgede üretilen kumaşlardan övgü ile bahsedilmesi, Barbaros Hayrettin’ in yelkenlerinin, Yıldırım Beyazıt’ın kızının gelinliğinin bu bölgede dokunması gelenek ve tecrübeyi ortaya koyuyor. Günümüzde elde edilen başarının aslında kuşaklar boyu süren bir mirasın son halkası olduğu anlaşılıyor.



TASARIM

TEKSTİLDE YENİ BİR KİMLİK:

TASARIMCI- SANATÇI Meslek kimliği, kişinin ilgili sektördeki rolünü gösterir. Ekip çalışmasını gerektiren tekstil endüstrisinde bu rollerden biri de tekstil tasarımcısına aittir. Tasarımcı, başta giyim sektörü ve aksesuarları ile ev içi ve ofis, otel ve benzeri ticari alanlar ve aksesuarlar için tasarlar. Yar. Doç. Füsun ÖZPULAT / Sanatta Yeterlik Dilek YURT / Dokuz Eylül Üniversitesi G.S. F - Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü

İ

kinci Dünya Savaşından sonra egemen kültür olan teknoloji, bilim ve seri üretim değerlerindeki değişim çeşitli şekillerde kendini göstermiştir. 70’li yıllardan günümüze kadar sanat ve el sanatlarındaki yükseliş özellikle tekstil alanında etkili olmuştur. Antik tekstil üretimine olan ilginin dünya çapında canlanmasıyla birlikte Amerika ve Avrupa’da lif sanatı hareketi gelişmiş; bunu İngiltere ve İskandinavya’daki sanat ve el sanatları arasındaki etkileşimler izlemiştir. Böylelikle tekstil alanında yeni nesil tasarımcıların yararlanabildiği bilgi, sanat ve teknik bankası fikrini yaratmıştır. 1980’lerde post modernizmin etkisiyle birlikte tasarım ideolojisi hızla yükselişe geçmiştir. Bu hareketlilik, tekstile yenilikçi bir ruh, mizah ve isyan anlayışını getirmiş, tekstil endüstrisini tutucu ve durağan tutumundan kurtarmıştır. Tasarım anlayışındaki değişimler sayesinde yeni tarzlara yönelik arayışlar içine girilmiştir. Bu alandaki etkinlikler, tekstil sanat profesyonellerini ve çağdaş sanatçılarını bir araya getirmiş ve tekstil endüstrisinin gelişimine katkıda bulunmuştur. Tekstil etkinlikleri; yaratıcılık, teknik çözümleme ve diğer disiplinlerle iletişimi

88

HOMETEXTILE

geliştirirken yeni bir bakış açısını ve yeni bir kimliğin oluşmasını da beraberinde getirmiştir: TasarımcıSanatçı.

İKİ KAVRAM BİRARADA Meslek kimliği kişinin ilgili sektördeki rolünü gösterir. Ekip çalışmasını gerektiren tekstil endüstrisinde bu rollerden biri de tekstil tasarımcısına aittir. Tasarımcı, başta giyim sektörü ve aksesuarları ile ev içi ve ofis, otel ve benzeri ticari alanlar ve aksesuarlar için tasarlar. Kumaşlara istenen dekoratif görünüşü, tutumu vermek için şekillendirmeye rehberlik eder. Kimliği, estetik ve teknik gereklilikleri önemseme konusunda onu sorumlu tutar. Tekstil tasarımcıları, tekstil işletmeleri ya da stüdyolarında çalışan sanatçılardır. Üretimlerini doğrudan kâğıt üzerinde ya da bilgisayar teknolojilerinin imkânlarından yararlanabilecekleri uygun programlarda tasarlarlar. Üretim basamaklarına uygun olacak şekilde tasarım, desen tekrarları,

tasarım ölçülendirmeleri, renklendirmeler vb. bir sıra düzende tasarıma komple sahip çıkabilecekleri gibi sadece deseni tasarlayan ya da tasarım stüdyoları için serbest çalışan kimseler de olabilirler. Yüzey tasarımıyla ilgilendikleri için süslemede benzerlik taşıyan ancak materyali başka olan kâğıt, seramik, fayans gibi farklı sektör alanlarında da çalışabilirler. Tekstil sektöründeki anonim çalışmasında tasarımcının kim olduğu ve amacının ne olduğu ya da biyografik detayları bilinmez. Ev döşemede kullandığımız tekstil eşyaları, tasarımcısının imzasını taşımadıkça anonimdir. Ancak tasarımcı bilindiğinde durum değişecektir. Bugün tekstil sektöründe ekibin dışında olan fakat tekstil tekniklerinin görsel ve plastik niteliklerini inceleyerek çalışmalarında kullanan sanatçı kimlikleri de bulunmaktadır. Onlar tasarım dünyası veya



TASARIM

Öncelikleri açısından farklı olmalarına rağmen aralarında belli bir yakınlık da vardır. Her ikisinin de özünü yaratma eylemi oluşturmaktadır. İnsanın doğa varlığına insansal bir katkısı olarak tanımlanan yaratma kavramı, sanatta tamamen özgür olmasına karşılık tasarımda üreticinin talep ettiği şartlara göre gerçekleşmektedir. Tasarımda öncelik işlevselliktedir yani biçim işlevi takip eder. Sanat yapıtında ise onun yapısı gereği estetiktedir. Sanat yapıtı tasarımsal aynı zamanda bireysel bir varlıktır. Tasarım ise anonimdir. Jacob Schlaepfer’e ait inkjetle basılmış ipek-kaşmir eşarp Kaynak:http://www.jakob-schlaebfer.ch sanayinin koyduğu ticari pazar, sezon ya da gösterilen son tarihler gibi kısıtlamalardan arınmış biçimde, seçilmiş ortamlarıyla tamamen kendi deneyimlerini yaşarlar. Günümüz tekstil sanatçıları çağımızın ilham verici teknolojileri ve düşünce kışkırtıcı işleriyle sorgulanmaktadırlar. Malcolm Bernard, sanatın tasarımdan farklı olduğunu ve her zaman tasarımı tek bir sanat eseri gibi incelemenin doğru olmadığını söylemektedir.

DÜNDEN BUGÜNE TASARIMCI – SANATÇI KİMLİKLERİ Tekstilin işlevsel yönünü estetikle birleştiren tasarım olgusu ilk olarak 1920’lerde, Bauhaus eğitimiyle ortaya çıkmıştır. Amaç; makine ile üretilmiş formlar, düşük maliyetli malzeme, işçilik ve endüstrinin hizmetine sunulan sanattır. Teknoloji ve sanatı, işlevsel ve estetik değerleri bütünleştiren Bauhaus, klasik estetik kuralları yıkarak sanat ve tasarım alanında yeni bir estetik anlayışı öne sürmüştür. Felsefesinde; sanatta sanat ve zanaat diye bir ayrımın yapılamayacağını ve tüm sanatların el

Glaskow Design Team grubunun tasarımcılarından Timorous Beasties’in günümüz modasına uygun üç tasarımı. Kaynak: Cole, 2008:116, 151,94,

90

HOMETEXTILE



TASARIM

Meslek kimliği kişinin ilgili sektördeki rolünü gösterir. Ekip çalışmasını gerektiren tekstil endüstrisinde bu rollerden biri de tekstil tasarımcısına aittir. işçiliğine dayandığını; sanatın tasarım yoluyla ve yaşamla bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurgulamıştır. Sosyo-kültürel kökleri 19.yüzyıla kadar ulaşan Bauhaus; tasarım ve tasarımcı kavramına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bu bakış açısıyla modern tekniği ve onun biçim diline aynı şekilde hâkim yeni bir kişilik ortaya çıkarmıştır. Bu kimlik, geleneksel uygulamacı sanatçı tipinden günümüzdeki endüstri tasarımcısı tipine geçişin ilk örneğidir. Bauhaus felsefesiyle oluşturulan tasarımcı kimliğinde işlevsellik içinde yalın, basit, süssüz malzemelerle biçim yetkinliğinin farkındalığı vardır. Bugün gelinen noktada tekstil tasarımcısı çalıştığı işletmenin üretimi doğrultusunda farklı hedef kitlelere çalışır. Tasarımcı, bu hedef kitlelere göre tasarlamak ve üretmek durumundadır. Bu çalışma bir ekip işidir. Her sezonda firmanın çizgisi doğrultusunda belirlenen, tasarlanan, geliştirilen, üretilen ve ticari pazarda satılan kumaş gruplarını desenlendirerek ve renklendirerek müşterilere sunmak üzere hazırlar. İşletmenin diğer bölümleriyle ve ilgili

92

HOMETEXTILE

disiplinlerle koordineli olarak çalışır. Sezona çıkacak tasarımları düzenler, son şeklini verir. Her yeni sezon için bu işlemler ve takipleri yeniden başlatılır. Son on yılda tekstil sanatı dünyası içinde pek çok sanatçı mevcut yeni teknolojileri kullanmaktadır. Gelişmiş teknoloji sanatçının farklı düşünmesi ve çalışmasını sağlarken; hem proaktif hem de ilham verici olan çağdaş tekstil sanatı uygulamasıyla sanatçıya da bir rol vermiştir. Günümüz teknolojisiyle ilgili etkin şekilde yorum yapmak için çağdaş sanatçılar bilimin onlara sağladıkları gelişmiş materyal ve tekniklerden tam olarak yararlanmaktadır. Böylece temelinde zanaatsal yetenekler yatan çağdaş tekstil tasarımcısı, bu yeteneklerini gelişmiş mühendislik teknolojileriyle birleştirmektedir.

SANATÇI - TASARIMCI İKİLEMİ Kimlikleri üzerinden tasarımcı ve sanatçıyı özetle tanımlayacak olursak: sanat yapıtı üretene sanatçı, teknik ya da endüstri ürünü yapana da tasarımcı denir. Her ikisinin de

ayrı kimlikleri vardır ve bu kimlikler onların birbirleriyle ilişkileri içinde rol modellerinin farklılığını ortaya koyacaktır. Tekstil tasarımcısı ve Tekstil (Lif) sanatçısı aynı malzeme üzerinde çalışır. Üretim aşamasında tekstil tasarımcısını malzeme ve tekniği kullanma ve üretimin ticari boyutu konusunda bazı kısıtlamalar bekler. Tekstillerin tasarımında anlatımcılık beklenmez, tasarım anonimdir ve ürünün işlevi görüntüsünün önüne geçebilir. Tekstil Sanatçısı ise bir yandan da tarihin ve kültürlerin zengin kaynaklarını araştırır. Bu, ona çağdaş bir görüş kazandırır. Teknik yenilikleri kullanma imkânına sahip olduğunda, geniş çaplı izleyiciye çağdaş sanat ve tekstil sunarken yenilikçi eğilimlerle değişen algının sonucu olan “güzeli” yeniden yorumlamanın sorumluluğunu da üstlenir. Tekstil tasarımının, teknolojisinin ve lif sanatının globalleşen dünyasında tasarımcı ve sanatçı kimliklerine belki de gelecekte yenileri eklenecektir. Bütün bunlar, insanın yeni estetik değerler katılmış konforunu sağlamak içindir.



TEKNOLOJİ

ENDÜSTRİYELLEŞMENİN GELENEKSEL EL SANATLARINA ETKİLERİ Özgün üretimlerde geleneksel anlamda el emeğine dayalı üretim yapan kişi, duygu ve düşünceleri ile birlikte tecrübesini de emeği ile yoğurarak ürününü meydana getirir. Bu nedenle geleneksel yöntemlerle yapılan üretimler sonucu ortaya konan ürün orijinaldir Yrd. Doç. Dr. Mine CAN / Kocaeli Üniversitesi - Ali Özbay Meslek Yüksek Okulu - El Sanatları Bölümü

S

anayi devrimi ya da diğer adıyla endüstri devrimi, Avrupa’da 18. ve 19. Yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve makineleşmiş endüstriyi doğurması sonucunda ortaya çıkmış, Kuzey Amerika ve Japonya’nın ardından tüm dünyaya yayılmıştır. Sanayi devrimi ile birlikte insanoğlu sosyal yaşamda yeniliklerle tanışmış, tekstil, ulaşım, tarım, ekonomi ve pek çok alanda yaşanan teknolojik

94

HOMETEXTILE

gelişmeler dünyanın gidişatını değiştirmiştir. Sanayi devrimini başlatan en önemli etkenler tekstil, buhar makinesi ve demir üretimidir. Tekstil, gıda ve diğer tüketim malları Avrupa’da o zamana kadar köylerde ailelerce üretilir ve tüccarlar tarafından kentlerde satılırdı. Aynı zamanda bazı ürünler kentlerdeki atölyelerde sadece el emeği ile üretildiği için pahalıydı ve talebi karşılamıyordu. Endüstriyelleşmeden önce Avrupa’da halk tarafından geleneksel

yöntemlerle yapılan dokumacılık, buharla çalışan ilk tekstil fabrikalarının kurulması ile birlikte tüm dünyaya ihraç edilen sanayi ürünleri arasına girdi. Yüzyıllardır bir el sanatı olarak üretilen dokumalar, sanayi devrimiyle birlikte endüstriyel ürünler olarak üretilmeye başlandı. Aslında bu gelişmelerle birlikte tüm dünyada el emeğini olumsuz, fabrikasyon üretim süreçlerini ise olumlu yönde etkileyen bir süreç başlamış oldu.



TEKNOLOJİ

SANAYİ DEVRİMİNİN ETKİLERİ Aynı şekilde o güne kadar bir el sanatı olarak varlığını sürdüren işleme de, sanayi devriminin ardından kullanılan araca göre; el nakışı ve makine nakışı olarak ikiye ayrıldı. İlk makine nakışı uygulamaları, 1830 yılında Fransız terzi Barthelemy Thimonnier’in keşfettiği zincir işi yapan makineyle başladı. Bunun ardından 1851’de Isaac Singer’ın bulduğu çeşitli ayaklarla gelişen dikiş makinesiyle büyüdü ve 20. yüzyılda Japonların bulduğu zikzak makineleriyle büyük boyutlara ulaştı. 1852 yılından sonra elektrikle çalışan makinelerin üretilmesi ve Fransız mekanik mühendisi Jaquard’ın (1830- 1920) yaptığı mekanik makineler, makine nakışını otomasyon noktasına getirdi. Klasik nakış tekniklerinin bu makinelerde uygulanmaya başlanmasıyla nakış sanayinin temelleri oluşturulmuş oldu. 1960’lı yılların elektronik devrimi ile birlikte daha hızlı ve kaliteli iş çıkaran makinelerin yapımı arttı. 1980’li yıllardaki bilgisayar devrimi ile de makinelerin hafıza kapasitesi, nakış vektör yetenekleri ile diğer teknolojik özellikleri geliştirildi. 1960’lı yıllarda yarı otomatik makineler ve 1980’li yıllarda tam otomatik makinelerin kullanılmasıyla sanayi nakışı kavramı ortaya çıktı. Böylece işleme endüstriyel sanatların içinde yeni bir kimlik kazanma sürecine girdi. Günümüzde ise bilgisayar çağının imkânlarından yararlanılarak, tam otomatik makinelerde bilgisayarlı nakış programları ile işleme yapılmaktadır. Bu iş için hazırlanmış bilgisayarlı desen tasarım programları sayesinde dijital ortamda gerçekleştirilen tasarımlar, çok başlı nakış makinelerinde işlenmektedir. Yaşanan bu gelişmelere bakıldığında, zamanla hayatımızın bir parçası haline gelen teknolojinin, kültürel değerler üzerinde

dönüştürücü bir etki yarattığı ve onlara yeni bir şekil kazandırdığı görülmektedir. Bu nedenle dokuma, işleme gibi el sanatlarının yüzlerce yıllık süreç içinde izlediği değişimlerin temelinde teknolojinin yer aldığını söylemek mümkündür. Bir zamanlar günlük hayatın bir parçası olan el sanatları, bugün geleneksel yöntem ve üretim biçimlerinden uzaklaşmış, teknoloji aracılığıyla kültür endüstrisi içinde dönüştürülerek geniş kitlelere sunulan herhangi bir eşya konumuna getirilmiştir. 21. Yüzyıl insanının değişen ihtiyaçları doğrultusunda üretimlerdeki form, desen ve estetik özelliklerin tamamen farklı biçimlere dönüşmesinin de bu duruma

katkısı bulunmaktadır. Teknoloji insanoğluna yeni ölçü ve kriterler getirerek tabiat üzerindeki kontrolünü artırmıştır, ancak onun dünyaya bakışını, duygu ve düşünce biçimini, çevresini ve tüm dünyayla olan ilişkilerini de değiştirmiştir. Özellikle kitle iletişim teknolojileri sayesinde kültürlerarası iletişimin artması, toplumların birbiri ile olan ilişkilerini de artırarak kültürel etkileşime sebep olmaktadır. Günümüzde yerel ve kültürel değerler turizm kanalıyla önemini her geçen gün artırmaktadır. Bu nedenle el sanatlarını yaşatmak ve tanıtmak adına yapılan üretimler sırasında, geleneksel ile çağdaş arasındaki sınırların çok iyi belirlenmesi ve yeni üretimlerde yozlaşmadan kaçınılması gerekmektedir. Geleneksel el sanatlarını koruma, yaşatma ve tanıtma anlamında büyük bir eksiklik olan bu konu, aynı zamanda önemli bir kaynağın da göz ardı edilmesidir. Bu sebeple yapılacak yeni tasarımlarda özellikle zengin bir tarihi geçmişe sahip Türk El Sanatları’nın özgün özelliklerinin ön planda tutulması ve üretimlerin bu doğrultuda gerçekleştirilmesi, geleneksel kültürümüze sahip çıkma ve sektörde fark yaratma adına önemlidir.

DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ Sonuç olarak, bugün artık endüstriyelleşme ve değişen yaşam şartları nedeniyle geleneksel el sanatları büyük bir hızla körelmiştir. Bazı zanaatlar doğal hammadde eksikliğinden yok olmuş ve zamanla el işçiliği

96

HOMETEXTILE



TEKNOLOJİ

ihmal edildiği için gerilemiştir. Buna bağlı olarak yerel özelliklerin kaybolması sonucu, özgün üretimler yerini kimliksiz ve kalitesiz ürünlere bırakmış ya da bir kısmının üretim biçimleri değiştirilmiş, ticari bir anlayışla kendi fonksiyonları dışında yeni fonksiyonlar yüklenerek orijinalliği kaybolmuştur. Oysa el sanatları bir toplumun geleneksel değerlerinin en önemli yapı taşlarından birisidir ve üretim aşamaları ile işlevi bakımından toplumla iç içedir. Özgün üretimlerde geleneksel anlamda el emeğine dayalı üretim yapan kişi, duygu ve düşünceleri ile birlikte tecrübesini de emeği ile yoğurarak ürününü meydana getirir. Bu nedenle geleneksel yöntemlerle yapılan üretimler sonucu ortaya konan ürün orijinaldir. Küreselleşen dünyada özümüze ait değerleri tanıtmak elbette ki önemlidir. Bu nedenle el sanatları yaşatılmalı, tanıtılmalı ve devlet tarafından desteklenmelidir. Endüstriyel üretim sırasında ise bazı geleneksel yöntemlerin yanı sıra teknolojik yöntemlerin de kullanılması kaçınılmazdır. Yapılacak üretimlerde yerel ve kültürel özellikler mutlaka araştırılmalı, tasarım, üretim ve kalite süreçlerine yönelik standartlaştırma çalışmaları gerçekleştirilerek, meslek standartları belirlenmelidir. Özellikle tekstil sektörünün uluslararası piyasada rekabet edebilmesi için önümüzdeki dönemlerde farklılıkların öne çıkacağını bilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda günümüz insanının ilgisini artık ürün değil, tasarımın çektiği düşüncesiyle hareket edilmesi genel ilke olarak benimsenmelidir.

98

HOMETEXTILE

015KOCAELI MINE CAN ENDUSTRI.indd 98

09.05.2015 13:39



ARAŞTIRMA

Boyun ağrısının en yaygın sebeplerinden biri uzun süre boynunuz yamuk veya burkulmuş bir şekilde yatmanızdır. Eğer sabahları boynunuz ağrıyarak uyanıyorsanız, bu belki yastığınız boynunuzu ve başınızı doğru pozisyonda desteklemediğindendir.

İ

nsanlar yastıkları binlerce yıldır kullanıyor. Araştırmalara göre, tarihteki en eski yastıklar antik Mezopotamya’daki 9 bin yıl öncesine ait taş bloklar. Eski Mısırlılar uyurken kulaklarına, ağızlarına ve burunlarına böcekler girmemesi için başlarını taşların üzerine koyuyorlardı. Antik Çin’de ise seramik, taş veya tahtadan yastıklar yapılıyordu. Yunanlılar ve Romalılar yastık olarak bez ile kaplanmış kuş tüyü veya saman kullanıyordu. Ortaçağda Kral VIII. Henry, hamile kadınlar hariç herkesin yastık kullanmasını yasaklamıştı, o zamanlar erkekler yastık kullanımına zayıflık göstergesi olarak bakıyordu. Antik çağlardaki yastıklar rahatsızlık verici görünüyor fakat insanlığın tarihin eski dönemlerinden beri uyurken rahat etmek için başını yükseltmeye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Günümüzde yastıklar o kadar önemli ki uykunuzun tamamında etkili olabiliyor. Uzmanlar yastık seçiminin sadece uykunuzu değil fiziksel sağlığınızı da

100

HOMETEXTILE



ARAŞTIRMA

etkilediği konusunda her geçen gün daha ciddi uyarılarda bulunuyorlar.

DOĞRU YASTIĞI SEÇMENİN PÜF NOKTALARI Uzmanlara göre birçok insan uyumadan önce yatakta kitap okurken veya televizyon izlerken başlarını ve boyunlarını düzgün desteklemiyor. Boynunuzun kıvrımını ileriye doğru bir sürü yastıkla desteklemek genel olarak yapılan en yaygın yanlış. Eğer bir şey okuyorsanız, kollarınızın bir yerden destek aldığına ve başınızın düz pozisyonunu koruduğuna emin olun. Uyuyacağınız zaman ise, en iyi pozisyon sırtüstü veya yan yatmaktır. Yüzüstü yatmaktan kaçının, çünkü bu pozisyon başınızın burkulma ve bükülmesine neden olabilir ve doğal olmayan bir pozisyon almanıza neden olur. Yastık kullanımı üzerine yapılan araştırmalara göre, doğru yastığı seçmeniz uykunuzun kalitesini arttırır ve olası baş/boyun ağrılarınızı azaltır. Eğer yan yatabiliyorsanız, kulağınız ve yatağınız arasındaki boşluğu dolduran ve başınızı eğmeyen bir yastık seçin. Eğer sırtüstü yatıyorsanız, yastığınız başınızı ne geriye ne de ileriye eğiyor olsun. Seçebileceğiniz birçok türde yastık mevcut.

102

HOMETEXTILE

Hayatınızın önemli bir kısmını uykuda geçirdiğiniz için, tatlı rüyalar görmek ve güzel bir uyku çekmenin en önemli yolu iyi bir yastığa sahip olmakla başlar.



ARAŞTIRMA

Bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta hem bize iyi uyku uyutan hem de boynumuzu ağrıtmayacak bir yastık edinebilmek. Asıl bakılması gereken en önemli husus boynumuzu olağan pozisyonunda tutabilecek bir yastık. Ortopedik yastıklar: Bu tür yastıklar boyunun doğal kıvrımını koruması için üretilen yastıklardır. Kuştüyü yastıklar: Eğer kuş tüyüne alerjiniz yoksa belki eski tür kuştüyü yastıklar sizin için doğru bir seçim olabilir. Bu yastıklar başınızın şeklini almaya uygun ve sünger yastıktan daha yumuşaktır. Boyun fıtığı yastıkları: Bu yastıklar rulo halindedir. Boyun kısmındaki basıncı uyku sırasında azaltmak ve boyunun doğal pozisyonunu korumak için tasarlanmışlardır.

104

HOMETEXTILE

Su yastıkları: Su yastıkları boynunuza binen yükü dağıtan ve azaltan yastıklardır. En önemli özelliği sertliğini ve yüksekliğini sizin ayarlayabilecek olmanızdır.

YASTIK ALIŞVERİŞİNİZİ ERTELEMEYİN Eğer her sabah boyun ağrısıyla uyanıyorsanız ve bu ağrıdan kurtulmak için bir şeyler yapmak istiyorsanız ve eğer en son yastık alalı kaç yıl oldu hatırlamıyorsanız, en yakın yatak ve yastık mağazasına gidip veya internet satış kanallarından yastık satın almalısınız. Hayatınızın önemli bir kısmını uykuda geçirdiğiniz için, tatlı rüyalar görmek ve güzel bir uyku çekmenin en önemli yolu iyi bir yastığa sahip olmakla başlar.



DETAY

Şemsİyenİn 3 bİn 500 yılı Şemsiye, yağmur ve güneşten korunmak amacıyla kullanılan basit bir aksesuardır. Şu anda ne kadar hayatımızda ufacık bir yer kaplasa da kullanımı 3500 yıla yakın bir süreye varan şemsiye, ilginç sosyolojik değişimlere de şahitlik etmiştir.

Ş

emsiyeler ilk olarak 3400 yıl önce Mezopotamya’da, bir rütbenin, bir ayrıcalığın simgesi olarak kullanılmaya başlandı. Bu şemsiyeler Mezopotamyalıları yağmurdan değil, yakıcı güneşten korumak için kullanılıyordu. İlk kullanım dönemlerinde “paraşol” denilen (paradurdurmak, sol-güneş anlamında) şemsiye, Türkçeye Arapçadaki şems (güneş) sözcüğünden gelmiştir. İngilizce’de Latince umbra (gölge) kökenli sözcükten türeyen şemsiye uzun yüzyıllar sadece güneşten korunmak için kullanıldı.

ŞEMSİYE RUHANİ BİR ÖZELLİK KAZANIYOR Milattan önce 1200 yıllarına gelindiğinde ise şemsiye, Mısırlılarda dini bir anlam kazandı. Gökyüzünün, Tanrı’nın vücudundan yapılmış, dünyayı koruyan bir şemsiye olduğuna inanıyorlardı ve başlarının üzerinde taşıdıkları şemsiye, yüksek ahlakın

106

HOMETEXTILE

simgesiydi. Romalılar bu kültürü Mısırlılardan aldılar ama onu hep kadınsı bir simge olarak gördüler ve şemsiye erkekler tarafından hiç kullanılmadı. Yağlı kağıttan yapılan şemsiyelerin yağmuru da geçirmediği görülünce, kadınlar tarafından yağmurda da kullanılmaya başlandı. Artık antik tiyatrolarda, yağmurda kadınlar şemsiyeler altında rahat rahat otururken, erkekler sırıl sıklam ıslanıyorlardı. Yapımında yaprak ve papirüslerin kullanıldığı şemsiyenin kullanımı Eski Yunan Kültürü’nde de görülür. Yağmura karşı ilk kullanımın Çin’de olduğu bilinmektedir. Avrupa’da şemsiyelerin yaygın olarak kullanılmasına ise 1700’lü yıllarda başlanmıştır. Fas’lı gezgin ve yazar Janas Hanway (1712-1786) şemsiyeyi Londra’da kullanılarak aksesuarın tanınmasını sağladı. Bu süreçte İngiliz burjuvazisi tarafından şemsiye, “Hanway” olarak adlandırıldı.



DETAY

AVRUPA VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ Bu yıllarda şemsiyelerin yünlü kumaşlarının üstü bir çeşit yağ ile sıvanıyordu. Bu yağ kumaşa su geçirmez bir özellik kazandırıyor ve siyah bir renk veriyordu. Siyah renkli olan bu şemsiyeler erkekler tarafından da benimsendi ve güneş için olan beyaz şemsiyeler kadınların, yağmur için olan siyahlar ise erkeklerin vazgeçilmez aksesuarları oldu. Çok dayanıklı olmamakla birlikte giderek kullanımının artmasıyla daha dayanıklı şemsiye modelleri üretilmeye başlandı. Seri üretimine 1830 yılında Londra’da “James Smith and Sons” şirketinde başlanan şemsiyelerin saplarının yapımında balina kemiği ve ahşap tercih edildi. Zamanla daha kaliteli şemsiyeler üretildi, ancak siyah renk su geçirmezliğin bir garantisiymiş gibi algılanmaya devam edildi. Türkiye’de ilk örnekler ülke dışından getirilen şemsiyelerin kullanımıyla oldu. 1882 yılında İstanbul’da yaşayan Robenson adlı bir İngiliz’in üretime başlamasıyla ilk yerli yapım şemsiyeler de kullanıma girdi. Bugün dünyada, çeşitli modelleri, boy ve renkte olanları bulunan şemsiyeler, değişik yay mekanizmaları aracılığıyla açılıp kapanan, manuel, yarı otomatik ve tam otomatik modeller içermektedir. Günümüzde yazın şemsiye kullanma adeti pek kalmasa da yağmurda özellikle erkekler koyu renklerde şemsiye taşımakta hala ısrarlı. Kadınlar ise cıvıl cıvıl renkli şemsiyelerle dolaşıyorlar.

108

HOMETEXTILE



SEKTÖR

FUARLARDA BAŞARININ 15 ALTIN KURALI Türkiye’de fuar organizasyonlarının sayısı her geçen gün artsa da, bu fuarlardan memnun ayrılan katılımcıların sayısı oldukça az. Oysa fuarlarda başarı, sorumluluğu katılımcıların almasıyla sağlanıyor. Siz de sorumluluk almaktan yanaysanız, bu yazının size katacağı çok şey var… Deniz Eskier / DES Eğitim Yöneticisi

G

erek Türkiye’de gerekse dünyada son 20 yıl içerisinde gerçekleştirilen fuar sayısında çok önemli bir artış gözleniyor. Bu artış artık öyle bir boyuttaki, katılımcıların kafası hangi fuarın kendilerini en iyi geri dönüşü getireceği konusunda iyice karışmış durumda. Fuarcılıkta nitelikli ve profesyonelliğe giden bir ivmenin yaşandığı Avrupa fuarlarında ise Türk katılımcılar uyum güçlüğü çekiyor. Araştırmalar; fuarlardan elde edilen bir potansiyel müşterinin maliyetinin diğer tüm satış ve pazarlama maliyetlerine göre daha düşük olabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla fuar katılımı profesyonel bir iş yapma yöntemi olarak görülmelidir. Profesyonellerin fuarlara katılırken dikkat etmesi gereken on beş altın kural şöyle…

1. Fuarlara karşı zihinsel tutumunuzu değiştirin. Fuarlara karşı tutumun değiştirilmesi gerekiyor. Görsel sergileme artık bir iş yapma şekli olarak ve fuarlara harcanan paraların bir masraf değil, bir yatırım biçimi olduğu algılanmalı. Fuarcılık uluslararası platformda çok ciddi bir iş yapma şekli. Firmalar nasıl doğrudan satış teşkilatı gibi, e-mail gibi, reklam gibi çalışmalara önem veriyorlarsa, fuarcılığa da benzer bir dikkati göstermeleri gerekiyor. Profesyonel şirketlerin, hedefleri arasına fuarcılığı da koymaları artık standart bir iş yapma biçimi olarak algılanmalı.

110

HOMETEXTILE

2. Hedefinizi doğru belirleyin İş yapma enstrümanlarının fuarlarla bağdaşmasının sağlaması gerekiyor. Doğru hedeflerle, doğru fuarlara katılmazsak, verim elde etme şansımız azalıyor. Hedefler doğru belirlendiğinde, standınızı ziyaret etmesini istediğiniz ziyaretçi profilinden, standınızın tasarımına kadar birçok unsurda daha kolay belirlenebiliyor. Doğru hedef bulunduğunda o hedefe en çok yaklaşılabilecek doğru fuarı bulmakta daha kolay oluyor.

3. Doğru fuarı seçin. Firmalar, hedeflerini doğru belirlemediklerinden fuar seçiminde başarılı olamıyor. Bu durumda Türkiye’deki firmaların önemli bir kısmı hangi fuara katılacakları kararını bütçeleri doğrultusunda belirliyor. Fakat bu arada hedeflerinden uzaklaştıkları için fuarlardan verim alamıyorlar. Bu noktada fuarlarla ilgili geçmiş verilerin incelenmesi gerekiyor. Önceki fuarlara katılan ziyaretçilerin sayısı, eğitim ve profesyonellik durumları gibi demografik verilerin ve ziyaretçi atık faktörü veya ziyaretçilerin karar verme yetkisine sahip olup olmadıkları gibi psiko-grafik faktörlerin iyi incelenmesi gerekiyor. Bu ikisine dikkat edilerek fuar seçiminin yapılması gerekiyor. Aslında bu, fuar organizatörlerinin tutması gereken bir veri tabanı. Avrupa ve Amerika’daki fuarlarda bu verilerin tamamına ulaşılabilirken, Türkiye’de yıllarda iyileşme olmasına rağmen

sağlıklı veriler elde etme şansı az.

4. Organizatör firmanın ne yapacağını iyi öğrenin

Firmalar katılacakları fuarları seçerken, organizatör firmanın fuar süresince yapacağı faaliyetleri de göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Sizin adınıza bölgesel, mahalli ve bireysel olarak organizatör firmanın neler yaptığını, bu organizasyon içerisinde alabileceğiniz hizmetlerin neler olduğunu bilin. Çünkü fuara gelecek nitelikli ziyaretçiler için organizatör firmalar da ciddi anlamda faaliyet gösteriyorlar.

5. Fuar öncesi hazırlıkları doğru yapın Fuar amacına uygun ziyaretçi ile fuar başarısı arasında bire bir orantı var. Dolayısıyla nitelikli ziyaretçilerle fuar ortamında buluşabilmek için fuar öncesi bir dizi çalışma yapmak gerekiyor. En önemli konulardan birisi, potansiyel müşterilere fuar davetiyelerinin ulaştırılması. Fuar hedefini koyduktan sonra bu hedefler daha doğru belirlenebilir. Örneğin hedeflerinizden birisi yeni bir ürünü tanıtmak ise fuar ortamı içerisinde bu ürünü tanıtım süresini belirleyip buna uygun bir alan ihtiyacınız ortaya çıkar. Bu da sizin fuar stand alanınızın belirlemenize yardımcı olur. Araştırmalar fuar öncesi iyi hazırlıkların fuar başarısını yüzde 50 oranında artırdığını işaret ediyor.


21’’ Makarada- Kopsta, Polyester Ve Naylon İplik

Tel: +90 212 637 8006 Fax: +90 212 637 8007 www.arloniplik.com info@arloniplik.com

Davutpaşa Çiftehavuzlar yolu sk. Sema sitesi no:7 zemin kat Maltepe-Zeytinburnu-İstanbul


SEKTÖR

kadar özel, ne kadar yarı özel alana ihtiyaç duyduğunuzu tasarımcınıza net bir biçimde iletin. O zaman bütçeyle değil, doğru işi belirleyerek stand tasarımınızı yapabilirsiniz.

8. Standınızda duran görevlilerinizi iyi seçin

6. Nitelikli ziyaretçileri kendiniz davet edin

7. İdeal stand, hedefe uygun olan stanttır

Türkiye’de genellikle katılımcılara organizatör firmalar tarafından davetiye veriliyor ve firmalar bunu az buluyor. Fakat daha sonrasında dağıtılmamış bir sürü davetiye ile karşılaşılıyor. Fuar öncesinde potansiyel müşterinizi fuara davet etmek ciddi bir uzmanlık alanı. Bu davetiyelerin mutlaka nitelikli ziyaretçilere dağıtımının sağlanması gerekiyor. Fuarda görmek istediğiniz nitelikli ve size fuar başarısına götürecek ziyaretçileri standınıza getirebilmeniz çok önemli. Fuar katılımcıları genellikle bu işin fuar organizatörlerin tarafından yapılması gereken bir iş olarak görerek büyük bir yanılgı içerisindeler. Fuarın başarısının sorumluluğu, fuara katılan firmaya aittir. Dolayısıyla fuara gelecek nitelikli ziyaretçilerden firmalar sorumludur. Genelde fuar ortamındaki kalabalık ile o fuarın başarısı ölçülüyor. Ama nitelikli ziyaretçilerin fuara katılımının sağlanması gerekiyor. Potansiyel müşteriler, fuarda benzer ya da ayrı saatler içerisinde bir araya getirilmeli. Gelen ziyaretçilerde sizin onlara verdiğiniz önem doğrultusunda karşılanmalı. Ziyaretçi sizin için ne kadar önemli ise ona uygun bir seronomi ile onu karşılayıp standınıza getirmeniz gerekir.

Fuarda neyi başarmak istediğinize bağlı olarak tasarladığınız stand sizin için en iyi stanttır. Fuarların en önemli amacı diğer hiç bir satış ve pazarlama enstrümanın sahip olamadığı bir güce sahip olmasıdır. Bu güç, duygusal ve duyusal tatmindir. Görmek, tadına bakmak, kokusunu alabilmek ve o ürünle ilgili bir şeyler duyabilmek ziyaretçiyi duyusal olarak tatmin eder. Fuar alanında yapılabilecek her şey bu duyusal tatminin maksimum düzeye çıkaracak boyutta olmalıdır. İnsanların ürününüzü maket ya da afiş üzerinde görmesiyle, o ürünü çalışırken görmeleri arasında çok büyük fark vardır. Fuar alanına götürülecek her şeyi beş duyunun tamamına hitap etmesi gerekiyor. Duygusal ihtiyaçlarda bu stantta tatmin edilmeli. Yani ziyaretçinin dilediği kişi ile konuşup dilediğiyle konuşmama özgürlüğü bulunur. Üzerinde bir satış baskısı hissetmez. Ayrıca ziyaretçi fuar alanına eğlenmek için gelir. Bu da temin edilmeli. Standınız fuarların bu gücünü yansıtmayı başarmalı. Ziyaretçilerin fuar süresince duyusal ve duygusal isteklerine güçlü hitap edildiğinde bu durum fuar başarısını yüzde 62 oranında artırıyor. Stand tasarımcılarının ilk sorduğu soruda genellikle bütçe oluyor. Bütçenin içerisine bir şeyler sığdırılmaya çalışılıyor. Böyle olduğunda da özellikle Türk firmalarında uluslararası fuarlarda sabahlara kadar çalışılarak hazırlanan “son dakika” stantlar görüyoruz. Uygun olmayan malzemeler kullanılıyor, nakliyede ciddi sorunlar yaşanıyor, fuar ortamı içerisinde dahi standı ayakta tutmakta güçlük çekiliyor. Bunun altında yatan sorun ise fuara katılan firmanın fuar standı tasarımcısına doğru bir brief vermemesinden kaynaklanıyor. Ne

112

HOMETEXTILE

Yapılan araştırmalar, bir fuarın katılımcı firma için başarılı geçmesine neden olan en önemli etmenin yüzde 68 ile fuar standında duran görevlilerin başarısına bağlı. Çok önemli bir konuğu evinize davet ettiğinizi ve tüm hazırlıklarınızı kusursuz olarak tamamladığınızı düşünün. Kapı çaldığında evinizin kapısını kimin açmasını istersiniz? Doğal olarak bu konudaki en donanımlı kişilerin. Ama burada çoklukla bir hata yapıyoruz. Böyle değerli bir çalışmayı, fuarın ilk günü temin ettiğimiz hostes arkadaşlara yükleriz. Bu evinizin, kapısını bir yabancının açıp misafirlerinizi karşılamasına benzer. Fuar görevlilerinin seçimi de sizin belirlediğiniz fuar hedeflerine direkt bağlıdır. Stantta kimlerin duracağını ve kaç kişinin duracağını önceden belirleyin ve elemanlarınızın yeterli bilgiye sahip olmasını sağlayın.

9. Stand vardiya planını iyi yapın. Fuarlar aslında zamana karşı yapılan organizasyonlar. Stand görevlilerinin zamana karşı yorulmadan ve heyecanlarını koruyarak bütün fuar süresince ayakta kalmalarını planlamanız gerekiyor. Türk firmaların stantlarında genellikle stand görevlileri kendileri bekçi gibi görüyorlar. Fuar stantlarında duran arkadaşların kişisel performansları bozulunca, yani cep telefonuyla konuşamayınca, bilgisayar maillerine bakamayınca, doğru dürüst yiyip içemeyince stand ortamındaki tutum ve davranışları bozuluyor. Çok nitelikli elemanları, fuar alanında gördüğümüzde davranışlarına inanamıyoruz. Yapılan çalışmalarda fuar ziyaretçilerinin en büyük şikayetinin olduğu konu bu noktada. Stantta duran elemanlarınızın gelen ziyaretçiye bir heyecan transferi yapması ve amaca uygun tarzda bir donanıma sahip olması gerekir.

10. Stand sizin değil konuklarınızın işyeridir. Firmalar standın parasını ödediklerinde burayı kendi iş yerleri olarak görüyorlar ve örneğin bu stantlarda öğle yemeği yemekten çekinmiyorlar.


SEKTÖR

Gayet rahat sofralar kuruluyor. Bu tutum ve tavır, gerek yurtiçi gerekse yurtdışı katılımlarında böyle. Stantlarda kesin surette yemek yenilmemesi gerekir. Öncelikle orası sizin değil sizi ziyarete gelen müşterinin iş yeridir. Ve siz bir müşteriyi ziyarete gittiğinizde onun iş yerinde öğle yemeğinizi izinsiz olarak yemezsiniz.

11. Fuar hostesleri heyecan transferi sağlamalı Fuara gelen herkes biraz eğlence için geliyor. Burada fiziksel özellikler ilk anda ön plana çıkabiliyor. İlgi ve alakası yüksek olan stand görevlilerine stantlar emanet edilmeli. Ancak özellikle Türkiye’de stantlarda çeşitli görsel şovların yapıldığı anlarda stand görevlilerinin bunu sigara içmek, yemek yemek gibi ihtiyaçlarını karşılamak için bir fırsat olarak gördükleri dikkat çekiyor. Fuar görevlileri günde 12 saat boyunca standı beklemek durumunda olduklarından konsantrasyonları bir noktada iflas edebiliyor.

12. Gelen ziyaretçileri veri tabanı altında toplayın. Fuar ziyaretçileri ile sadece konuşmak için orada bulunmuyoruz. Bu işi yaparken kısa zamanda ziyaretçiyi değerlendirip, firmanız için doğru olduğuna inandığınız ziyaretçileri fuar sonrası çalışmalar için kayıt altına almanız gerekir. Bu iş için genellikle kartvizit kutusu konur ve kartvizitler toplandığında Türkiye’de iş bitmiş olarak görülür. Ama bu demografik bir bilgidir ve fuar sonrası bu kart hiç bir işe yaramaz. Ne müşteri sizi, ne de siz müşteriyi hatırlarsınız ve keyifsiz bir telefon görüşmesiyle iş başlar. Oysa fuarlarda doğru verileri toplamak başlı başına bir uzmanlık alanıdır.

13. Ziyaretçilerden doğru veri toplamaya çalışın. Gelen ziyaretçilerin hangisine ne kadar ilgi göstermeniz, hangisiyle ne kadar süre konuşmanız gerektiği tamamen bir profesyonelliktir ve bilgi birikimi gerektirir. Bu, standın bir kenarında bekleyerek olmuyor. Beklemek artık çok eskide kalmış bir yöntem. Fuar ortamı çok kalabalık olmasına rağmen hiçbir bağlantı kuramayan firmalar var, proaktif bir yaklaşım şart. Ziyaretçilerle temas kurmaya istekli ve hevesli olmanız gerekiyor. Stand gösterileri de bunun için yapılıyor. Bu sayede stand önünde toplanan ziyaretçilerin stand görevlileri ile temasa geçmesi kolaylaştırılıyor. Stand görevlileri, stantla ilgili gibi görünen ziyaretçilerle temas kurmayı başarmalıdır. İşe yarar veriyi almak ziyaretçi ile konuşmaktan geçiyor. Müşteriye sorulacak ilk soru “Yetkili misiniz?” olmalıdır. İkinci soru ise alımı ne

zaman gerçekleştirecekleri doğrultusunda olmalı. Ayrıca sizin ürününüz dışında bazı beklentileri olup olmadığını da bu veri tabanına doğru bir biçimde işlemeniz gerekiyor. Bu veriler, fuar sonrasında satış ekibine doğru bir biçimde aktarıldığında ciddi anlamda iş yapma potansiyeli artıyor.

14. Fuarın ardından, müşteri ile hemen iletişim kurun. Müşteri ile ilgili doğru doneler elde edildiğinde fuar sonrasında bu müşteriye doğru hitap edebilmek çok daha kolay oluyor. Bu noktada ne istediğiniz bildiğiniz bir müşteriye isteği doğrultusunda hazırlayacağınız teklifleri fuarın ardından çok vakit geçmesine izin vermeden sıcağı sıcağına sunmaya çalışın. Müşteri ile hemen ertesi gün iletişim kurmaktan çekinmeyin. Müşteriyi kendi haline bıraktığınız takdirde, yoğun yaşanan rekabetten dolayı günümüz şartlarında bu kişinin size dönmesinin neredeyse imkansız olduğunu bilin. Bilin ki o müşteriye geri dönen tek kişi siz değilsiniz. Ancak müşteri üzerinde satış baskısı kurmamaya da dikkat edin. Potansiyel müşteriyi bulduğunuza inanıyorsanız bunun için fuar sonrasını beklemenize dahi lüzum yok. Fuar süresince dahi müşteriye geri dönmenize olanak sağlayacak bir içyapıyı kurmanız gerekiyor. Toplamış olduğunuz verileri gün be gün değerlendirin.

15. Fuar sonrasını fuar öncesinden planlayın. Fuar dönüşünde potansiyel müşterilere dönüş sağlayacak iş gücünü fuar öncesinden temin edin. Fuarın başlamasıyla beraber, fuarda karşılaşacağınız potansiyel müşterilerinize nasıl ulaşacağınızı baştan organize etmeniz, kaynaklarınızı ayırmanız gerekir. Ayrıca fuar süresince fuar görevlilerinizin özel işlerini yapmalarına mümkün olduğunca müsaade edin ki, bu kişi döndüğünde birikmiş işleri için vakit harcamak yerine doğrudan müşterilere ulaşmaya başlasın.

HOMETEXTILE

113


ANALİZ

Toplam Kalİte Yönetİmİ & Süreklİ İyİleştİrme Günümüz rekabet ortamında, mevcut durumla yetinilebileceği düşünülemez. Yönetimin liderliğinde, tüm çalışanların katılımıyla, önleyici bir yaklaşım sergilenerek, süreçlerin-ürünlerin izlenmesi / ölçülmesi sağlanmalı ve sürekli iyileştirme gerçekleştirilmelidir. Ender AYDIN / GOLDCERT Uluslararası Belgelendirme Genel Müdürü

1

9. Yüzyıl’ın sonlarından itibaren globalleşen dünya ve gelişen teknoloji ile her alanda artan rekabet, üretici / tüketici ilişkilerinde ve tüketicilerin seçimlerinde değişimlere sebep olmuştur. Bu değişimler, yönetim anlayışlarına yeni boyutlar kazandırmıştır. Teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak üretim kapasiteleri artmış ve artan üretim kapasitesi ile birlikte bir yandan kalite geliştirme, diğer yandan da yönetim geliştirme çalışmaları ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bunun sonucunda da doğal olarak bu alanda yapılan çalışmalar birbirlerini etkilemiş ve kalite konusundaki çalışmalar yönetim alanına, yönetim alanındaki çalışmalar da kalite alanına doğru ilerleyerek Toplam Kalite

114

HOMETEXTILE

Yönetimi (TKY) noktasında buluşmuşlardır. Bu açıdan değerlendirdiğimizde, TKY’nin gerek kalitenin yönetimi, gerekse yönetimin kalitesini bütünsel olarak ifade eden bir anlayışa sahip olduğunu söyleyebiliriz. Toplam Kalite Yönetimi; 1990’lı yıllarla birlikte yaygınlaşan ve ilgi gören bir kavram olup, yeni bir yönetim anlayışını simgeleyen bu kavram, sanayi sektöründe ortaya çıkmış, üretilen malın kalitesinde artış sağlamasının yanı sıra, hataların ve maliyetlerin en aza indirilmesi özelliği ile kısa zamanda diğer sektörlere de yayılmıştır. TKY günümüzde gerek mal ve hizmet üreten kuruluşlarda, gerekse kamu yönetiminin çeşitli alanlarında var olan sorunların çözülebileceği bir model olarak önerilmektedir.

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Toplam Kalite Yönetimi; “Bir organizasyon içinde kaliteyi odak alan, organizasyonun bütün üyelerinin katılımına dayanan, müşteri memnuniyeti yoluyla uzun vadeli başarıyı amaçlayan ve organizasyonun bütün üyelerine ve topluma yarar sağlayan bir yönetim yaklaşımı” şeklinde tanımlanabilir. TKY, müşterilerin ihtiyaçlarını her şeyin üzerinde tutan bir yaklaşım biçimi olduğu kadar, maliyetleri de düşüren bir yönetim tarzıdır. TKY, hatalı ürün/hizmet üretimini önlemeyi hedefler, böylece bir taraftan müşteri hatasız ürün/hizmetlere sahip olup memnun olurken, diğer taraftan da kuruluşun hatalı üretim/hizmetlerden kaynaklanan maliyeti düşer. TKY’nin başarılı



ANALİZ

olabilmesi için tüm organizasyon tarafından benimsenmesi ve kararlılıkla uygulanması gerekir. TKY yaklaşımı, sadece ürün ve hizmetin değil, bir bütün olarak yönetimin kalitesini ve verimliliğini amaçlamaktadır. Bu yaklaşımla, tüm işlerin verimli ve bilimsel olmasını sağlamak, müşterilerin mevcut ve gelecekteki beklentilerini belirlemek ve bunları istenen sürede karşılamak şeklinde bir anlayış ve yönetim tarzının benimsenmesi gerekir. İnsan faktörünün ön plana çıktığı ve bilimselliğin ön şart olduğu bu sistemde başarı, temel unsurların eksiksiz uygulanmasına bağlıdır.

KALİTEYİ YÖNETMENİN İLKELERİ Toplam kalite yönetimi, kuruluş içerisindeki tüm süreçleri kapsayacak şekilde sürekli bir gelişmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda şu ilkeler kullanılır: 1- Yönetimin Liderliği: Yönetimin anahtar rolü oynayarak Kalite Yönetim Sistemini desteklemesi amaçlanmaktadır. Bir kuruluşta başlayacak herhangi bir değişim, ancak yönetimin liderliğinde ve sorumluluğunda olabilir. Toplam Kalite Yönetiminin uygulamaya konması kuruluşun üst yönetimine düşen stratejik bir karardır. 2- Çalışanların Katılımı: Toplam Kalite insanları yönetmek değil, insanlarla yönetmektir. İşletmenin bütün üyelerinin gerek içinde çalıştıkları süreçlerin ve sistemlerin sürekli iyileştirilmesine çalışmaları, gerekse öneriler geliştirmeleri ve kararlara katılmaları Toplam Kalite Yönetimi sisteminin temel ilkelerinden biridir. 3- İç ve Dış Müşteri Memnuniyeti: Toplam Kalite Yönetimi, kaliteyi tüm çalışanların ilgi ve sorumluluk alanına alarak, müşteri memnuniyetine ulaşmak için, ürün ve süreçlerin kalitesini sürekli olarak geliştirmeyi hedefleyen bir yönetim felsefesidir. Toplam Kalite Yönetiminin asıl hedefi, ürün ve hizmetlerin kalitesini yükselterek daha memnun

116

HOMETEXTILE

Yönetimin liderliğinde, tüm çalışanların katılımıyla, önleyici bir yaklaşım sergilenerek, süreçlerinürünlerin izlenmesi / ölçülmesi sağlanmalı ve sürekli iyileştirme gerçekleştirilmelidir. çalışanlar ve müşteriler elde etmek ve her alanda performansı yükselterek kârlılığı ve uzun vadeli rekabet gücünü elde etmektir. 4- Önleyici Yaklaşım: “Bir kere yap, doğru yap” ilkesine göre hatalı ürün/hizmet maliyetlerinin azaltılması amaçlanır. Hataları ayıklamak yerine, hata yapmamaya özen göstermek ve yapılan hatalardan ders çıkarılarak tekrarlanmasını önlemek gerekmektedir. 5- Süreçlerin İzlenmesi / Bilgi Ölçümü ve Verilere Dayanma: Ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz, geliştiremezsiniz. Objektif şekilde ve sürekli gelişimin etkin şekilde takip edilmesini sağlayarak kuruluştaki tüm süreçlerin izlenmesi ve istatistiksel yöntemlerle ölçülmesi sonucu doğru kararlar verilmesini sağlamak amaçlanır. 6- Sürekli İyileştirme: Mevcut durumla yetinilmeyerek yeni durumla gelen bilgileri de kullanarak, yenilikçi bir şekilde sürekli ve dinamik bir gelişim amaçlanır. Her şeyi daha ileriye götürmek mümkündür. Amaç; geçici önlemlerle o günü kurtaracak çözümü bulmak

değil, kalıcı çözümlerle yarını kurtarmaktır. Buna “Planla-Uygula-Kontrol Et-Önlem Al” olarak adlandırılan PUKÖ döngüsüyle ulaşılır. Günümüzde rekabet gücü yüksek kuruluşlar incelendiğinde bunların başarılarının altında Toplam Kalite olgusunun yer aldığı görülmektedir. Toplam Kalite Yönetimi’nin temel unsuru olarak da Sürekli İyileştirme kavramının benimsenmesi ve kuruluş bünyesine adaptasyonu önem kazanmaktadır. “Sürekli İyileştirme” felsefesiyle küçük adımlarla sürekli bir gelişme trendi hedeflenmektedir. Sürekli iyileştirme kavramı süreçlere yöneliktir. Sonuçlar iyileştirilmek isteniyorsa o sonucu sağlayan süreçleri iyileştirmek gerekir. Sonuçların ölçülebilir olması, ölçülebilir hedeflerin belirlenmesi, düzenli periyotlarda ölçümlerin yapılması ve ölçüm sonuçlarının analiz edilmesi sürekli iyileştirme öncesi yapılacak temel faaliyetlerdir. “Ölçülmeyen hiçbir şey iyileştirilemez” felsefesi de sürekli iyileştirme öncesi ölçüm kriterlerinin belirlenmesinin önemini vurgulamaktadır.

UYGULAMANIN GETİRECEĞİ SONUÇLAR TKY’de uygulanma süreci başladıktan sonra genellikle sonuçlar eş zamanlı olarak görülmeye başlanmaz. TKY uygulamalarında istenen sonuçların elde edilmesi zaman almaktadır. TKY’nin önde gelen isimleri



ANALİZ

bu süreyi 5 yıl olarak tanımlamışlardır. TKY’nin kuruluşlarda uygulanmasının olumlu etkileri olarak; motivasyonda artış ve kaynakların daha etkili bir şekilde kullanılmasıyla maliyetlerde azalma ve verimlilikte artış elde edilmesini söyleyebiliriz. Klasik kalite kontrol yöntemleri ile daha iyi bir kalite elde etme amaçlı ürünün sonraki aşamalarda incelenmesi fazladan maliyetleri de beraberinde getirmiştir. Bu yöntemde hatalı ürün birçok işlemden geçmekte ve sistemde en son aşamada fark edilmektedir. Fakat TKY ile sadece son ürüne odaklanmış kontrollerden uzaklaşılmaya başlanmıştır. TKY ile hatasız üretime odaklanılmakta, çalışanlar ise yanlışlıklardan sorumlu olduklarının bilincinde olmaktadırlar. TKY ile süreç içerisinde hatalara anında müdahale edilmektedir. Dolayısıyla hatalı ürünler bir sonraki aşamaya geçememekte ve bununla birlikte hatalı ürün için fazladan işlemlerin getirdiği ek maliyetlere katlanılmamaktadır. Tam katılımın da maliyet düşüşünde önemli bir rolü vardır. Bizzat işi yapan kişilerin gözlemlerini değerlendirerek çözüm önerisi oluşturmakta ve sistemin gelişimine katkıda bulunmaktadırlar. Rekabetin artmasıyla kuruluşlar rakiplerinden daha öne çıkmak amacıyla kalitelerini arttırmaya çalışırken aynı zamanda maliyetlerini düşürmeye çalışmaktadırlar. Klasik kalite kontrolün uygulandığı dönemlerde kalite arttırma çalışmalarının artan bir maliyet getirmesi sonucu kalite ve maliyet arasında doğrusal bir ilişki olduğu düşüncesi ortaya çıkmıştır. Ancak kuruluşların tam anlamıyla kaliteyi sağlaması durumunda üretimde boşa harcanan giderler sıfır olacaktır. Dolayısıyla kalite ile maliyet arasında optimal bir denge sağlanarak istenilen amaca ulaşılabilir. Kalite maliyetleri sadece direk olarak parasal kayıpları kapsamamaktadır. Buna ek olarak; zaman, işçilik, imaj zedelenmesi ve sosyal kayıplar da vardır. TKY’de etkin yönetimle hatalı üretimlerde azalma ve çalışanların motivasyonlarındaki artma, verimlilik artışını da beraberinde

118

HOMETEXTILE

getirmektedir. Ayrıca TKY felsefesinde t a m zamanında girdiler sağlanarak stok maliyetleri de en aza indirilmektedir. Feigenbaum’un yaptığı çalışmalar, klasik yönetim sistemleri ile yüzde 100 verimli gözüken bir kuruluşun aslında yüzde 60 oranında verimli olduğunu ve TKY’nin kullanımıyla bu oranın yüzde 90’a artabileceğini göstermiştir. Sonuç olarak; toplumların ekonomik olarak kalkınabilmesi ve istenen refah düzeyine erişebilmesi için üretim yapması ve ürettiği

ürünü/hizmeti üçüncü kişilere satıp gelir elde etmesi gerekir. Üretimin devam edebilmesi için de, bu satışın ve karşılığında elde edilen karın sürekli olması şarttır. Süreklilik için ise, üretilen ürünün müşteri tarafından tercih edilmesi ve dolayısıyla değerli kılınması lazımdır. Değerin en önemli göstergesi, o malın kalitesidir. Kaliteyi belirleyen de üretim süreçlerinin kaliteli olmasıdır. Yani üretimin her aşamasında kalitenin hedeflenmesi ve üretime katılan tüm unsurların bu amaca hizmet edecek şekilde tasarlanması ve uygulanmasıdır. Toplam Kalite Yönetimi ilkelerinin gittikçe daha yaygın bir biçimde benimsenmesi ve uygulanması, kaliteye verilen önemin en açık göstergesidir. Yönetimin liderliğinde, tüm çalışanların katılımıyla, önleyici bir yaklaşım sergilenerek, süreçlerin-ürünlerin izlenmesi / ölçülmesi sağlanmalı ve sürekli iyileştirme gerçekleştirilmelidir.



PİYASA

SATIŞ MI PAZARLAMA MI? Satış ve Pazarlama, sıkça birlikte kullanılan iki terim. Kapı kapı dolaşan satışçılarda pazarlamacı statüsünde, veri analizi yapan analisteler ve medya planlama yapan reklamcılar da pazarlamacı olarak görülüyor. Bir de teknik satış yapan, ünvanı satış mühendisi olan ancak pazarlamanın sürekli içinde olan satış uzmanları var. Gelin bu iki terimi geniş açıdan inceleyelim. Mehmet Yalçın Parmaksız / Webedia Türkiye Genel Müdür - Bahçeşehir Üniversitesi, Öğretim Görevlisi

P

azarlama ve satış her zaman birbirine karıştırılan ve birinin diğerine göre daha üstün olduğu tartışılan iki önemli terimdir. İnsan kaynakları özel ilgi alanıma girdiği için halen birçok iş ilanını ve görev tanımını inceliyorum. Gördüğüm şu ki, pazarlama ve satış pozisyonları da dahil olmak üzere her işyerinin kendine özgü unvan ve iş tanımları var. Dolayısıyla pazarlamacı

120

HOMETEXTILE

bunu yapar, satışçı şunu yapar diye çeşitli genellemelerin pek de uygun olmadığını düşünüyorum. Philip Kotler’in de dediği gibi satış pazarlamanın fonksiyonlarından biri. Pazarlamada, uzun vadeli düşünen, buna göre plan program yapan, stratejilerini kurmadan önce çeşitli araştırmalardan faydalanan, satışa destek sağlayan bir birim. Düşünün ki

okuduğunuz dergide ilgilendiğiniz ürünle ilgili bir reklam görüyorsunuz. O reklamın okuduğunuz dergide olmasına belirli araştırmalar sonrasında karar veren, reklamın derginin hangi sayfaları arasında, hangi haberlerin ardından geleceğini belirleyen, reklamın içeriğine (resimleri, metni, sayfanın cinsi) karar veren, o ürünün reklamda yazan fiyatını belirleyen, pazarlama birimidir.



PİYASA

Siz bu reklamı inceleyip, reklamda belirtilen telefon numarasını arayarak ürünü satın almak istediğinizde, karşınıza çıkan kişi ise satışçı. Satışçı telefonunuz sonrasında şirketinize veya evinize gelerek ürünün tanıtımını gerçekleştiren kişi de olabilir. Ancak evlere sıcak satış yapmaya gelenler halk arasında pazarlamacı olarak bilinir. Perakende ve endüstriyel satışta tanımlar daha da farklıdır. Endüstriyel satışta “Satış Mühendisliği” diye bir kavram var. Ürünleri satabilmek için üretim tesisindeki işleyişi iyi bilmeniz ve buna uygun olarak, müşterinin

ürünlerinizi hangi aşamalarda kullanarak fayda sağlayabileceğini anlatmanız gerekir. Satın almacılar ve diğer birim sorumluları da mühendis olduğundan, onlarla aynı dili konuşmak adına, sosyal yanı kuvvetli mühendisler satışçı olur. Satış mühendisine “çantalı mühendis” de denir. Satış mühendisi, çoğu zaman elinde sadece ürünün kataloğuyla müşterilere ziyaretlerde bulunur. Tesisi görüp, ürünlerini tanıtmaya çalışır. Satış mühendisi yeri gelir baretiyle tesisin içinde kurulum gerçekleştirir, yeri gelince ürünün eğitimini verir. İhale dokümanlarını hazırlayan,

Kariyer planlaması yaparken “satışçı olacağım” veya “pazarlamada ilerleyeceğim” demeden önce, çalışmak isteyeceğimiz kurumun bu iki terime nasıl baktığını bilmek ve tabi ki kendimizin hangi alanda çalışmayı daha çok seveceğimiz en önemlisi.

122

HOMETEXTILE

ihalelere katılan da satış mühendisidir. Satış mühendisi ürününün teknik dergilerde nasıl yer alacağına bile karar verir, eğitim dokümanlarını hazırlar, teknik ürün çevirileri yapar; ürün yabancı bir ülkede üretilmişse, yurtdışıyla yazışmalar gerçekleştirir; varsa bayiler arası koordinasyonu sağlar, onların satış hedeflerine ulaşmaları için destekte bulunur. Buraya kadar baktığımızda satış mühendisinin bir pazarlamacı gibi çalıştığını görüyoruz. Perakende satışta durumlar daha farklıdır. Mağazadaki satış sorumlusu, namı diğer


HALL 2 D-02 www.tivolyohome.com.tr


PİYASA

Satış mühendisine “çantalı mühendis” de denir. Satış mühendisi, çoğu zaman elinde sadece ürünün kataloğuyla müşterilere ziyaretlerde bulunur. Tesisi görüp, ürünlerini tanıtmaya çalışır. tezgahtar sadece mevcut ürünü müşteriye satmakla görevlidir. Ancak mağaza satış müdürü veya bölge satış müdürü, satış yapmaktan çok mevcut satış verilerini inceleyerek strateji geliştirir. Mağazanın kurulduğu çevredeki müşterilerin demografik yapısı ve beğenisine göre hangi ürünlerin satılacağına karar verir. Bunun için hesap tablosu programlarını iyi kullanabilmesi gerekir. Ürünün mağazadaki görsel sergilenişine, reklam afişlerinin ve pop kartlarının mağazanın hangi bölgelerine nasıl yerleştirileceğine de yeri geldiği zamanlarda satış müdürü karar verebilir.Bazı pazarlamacılar ise sadece reklam ve halkla ilişkilerle uğraşırlar. Kurumun basında nasıl yer alacağına, etkinliklerin nasıl yapılacağına, reklamların nerede-nasıl ve hangi fiyattan yayınlanacağına karar verirler. Ürünün satışı, fiyatı, modeller bu tip pazarlamacılara ürün müdürlerine geldiği kadar önemli gelmez. Müşteriyle bir araya nadiren gelirler. Genelde uzun saatler boyunca ofiste çalışırlar. Satışçı ve pazarlamacı arasındaki en bariz fark belki de bu. Yine Kotler’e göre satışçılar hemen işleri eyleme dökmek isterler, fazla masa başı işi sevmezler, uzun saatler boyu plan yapmak, araştırmalar gerçekleştirmek onlara sıkıcı gelebilir. Sonuçta ürünü satmadıktan sonra bütün bu çalışmaların hepsi satışçıya boş gelmektedir. Müşteriyle son noktada bire bir temas kuran da onlardır. Dolayısıyla kariyer planlaması yaparken “satışçı olacağım” veya “pazarlamada ilerleyeceğim” demeden önce, çalışmak isteyeceğimiz kurumun bu iki terime nasıl baktığını bilmek ve tabi ki kendimizin hangi alanda çalışmayı daha çok seveceğimiz en önemlisi.

124

HOMETEXTILE



GÜNDEM

8. Türkİye Sektörel Ekonomİ Şurası’nda Sektörel sorunlar konuşuldu 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda, ev tekstili sektörünü temsil eden Türkiye Tekstil Sektörü Meclisi Üyesi, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği temsilcileri de hazır bulundu.

6

0 farklı sektörün temsilcileri Başbakan Davutoğlu ve Bakanlarla TOBB’da düzenlenen 8. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda bir araya geldi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğindeki düzenlenen şurada, sektörler, sorunları ve öneriler detaylı biçimde konuşuldu. Şuraya Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla birlikte kabineden çok sayıda bakan da katıldı. Şura’nın açılış konuşmasını yapan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Kamu ile özel sektör arasında kurduğumuz kapsamlı diyalog mekanizmaları sayesinde, özel sektör ile kamu idaresi arasında, ortak akıl ve empati sağlandı” şeklinde konuştu. Şurada konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu da önemli mesajlar verdi. Davutoğlu, konuşmasında “Her sektörde yeni, ulaşılabilir ve iddialı hedefler ortaya koyacağız. Her sektörde Ar-Ge›yi, tasarımı ve markalaşmayı teşvik edeceğiz. Ar-Ge önemlidir” ifadelerini kullandı. 8. Sektörel Ekonomi Şurası’nda, ev tekstili sektörünü temsil eden Türkiye Tekstil Sektörü Meclisi Üyesi, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği temsilcileri de hazır bulundu. Şurada 60 sektör meclisinin, sektörlerinde tespit

126

HOMETEXTILE

ettikleri sorunlar ve bunlar için öngördükleri çözüm önerileri tartışıldı. Her sektör için ayrı ayrı sunumların gerçekleştirildiği şurada sektör meclisleri, sektörleri ile ilgili taleplerini maddeler halinde sunma imkanı yakaladı.

TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİ MECLİSİ’NİN TALEPLERİ Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin görüşlerinin de yer aldığı ve Sn. Abdülkadir Konukoğlu tarafından yapılan, Türkiye Tekstil Sektörü Meclisinin sunumunda sektörün talepleri aşağıda yer alan başlıklar altında toplandı. “Pamuk ekimi destek primi olabilecek en üst düzeyde artırılmalı. Prim tutarı pamuk ekimi öncesinde açıklanmalı. Pamukta stopaj sebebiyle ödenen KDV yüzde 1’e çekilmeli. İthalat artışı tespit edilen ve ülkemizde yeterli üretimi bulunan tüm tekstil ve hazır giyim ürünleri için ek vergi uygulaması Türkiye’de üretilen pamuk, yün ve suni sentetik iplik ve kumaş üretimini de içerecek şekilde genişletilmeli. Teknik tekstiller orta ve ileri teknoloji ürünler listesine eklenmeli. 5. ve 6. Bölge için daha cazip ve uzun süreli (15-20 yıl) teşvikler sağlanmalı.”


İTHİB ve TETSİAD’dan Anlamlı Zİyaret İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB), Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) temsilcileri birlikte, Adalet Bakanı Sayın Kenan İpek’e bir nezaket ziyaretinde bulundular.

A

dalet Bakanlığı makamında gerçekleşen ziyarette iş dünyasını ve çalışma hayatını yakından ilgilendiren, bazı hukuki konular ve uygulamalar ele alındı. Sektör temsilcileri, özellikle çalışma düzeniyle ilgili, çok önemli bazı hukuki konulardaki görüşlerini Adalet Bakanı Sayın

Kenan İpek’e aktardılar. Sayın İpek, çalışma barışını ve iş mahkemelerinde olası değişikliklerden söz ederek, “ yaşanan sorunları yakından takip ediyor ve biliyoruz. Tüm kesimlerin mutlu olacağı çözümler üretileceğini ” belirttiler. Sayın Bakanımıza ilgisi nedeniyle teşekkür ederek, görüşme sonlandırıldı.

HOMETEXTILE

127


Kaybettiklerimiz

“En büyük servet, İtİbardır.” Sultanhamam’a gelmesiyle, ticaret hayatına ve çevresine değer katan Yaşar Dodanlı, örnek ve sevilen kişiliği ile, uzun yıllar bu kültürün sürdürülmesinde önemli isimlerden birisi olmuştur.

Yaşar Azmi Dodanlı (1928 – 2014)

S

ultanhamam ve Türkiye Ev tekstili sektörünün saygı duyulan isimlerinden birisi olan Yaşar Azmi Dodanlı’nın yaşam öyküsü, 24 Temmuz 1928 yılında Bitlis de başlamış, iş yaşantısı ile tanışması ise oldukça küçük yaşlarında gerçekleşmiştir. 1944 yılında daha 16 yaşında iken babasının ısrarları ile ticarete atılan Yaşar BEY, iş yaşantısının ilk günlerini Diyarbakır’da geçirmiştir. 1952 yılında babasının vefatının ardından 24 yaşında tüm işleri devralmak durumunda kalan Dodanlı, 1952 yılında kurmuş olduğu “Yaşar Dodanlı ve Kardeşleri” isimli firması ile faaliyete başlamış ve 1955 yılında Adana’da bir ofis açarak işlerini büyütmüş ve geliştirmiştir.

128

HOMETEXTILE

1960 sonrası, Ankara’da da bir ofis açarak bu defa da perakendecilik işinde faaliyet göstermeye başlamış ve faaliyet alanlarını genişletmiştir. Bu büyümenin olumlu etkileri ile birlikte 1964 yılında Harbiye’de bir parakende mağaza açan Yaşar Bey, böylece İstanbul iş yaşantısı ile de tanışmıştır. 1973 yılında yeni bir alanda faaliyet göstermeye karar vererek, Aşirefendi’de açılan yeni ofisle birlikte fasonculuk ve toptancılık faaliyetlerine de başlamıştır. Sultanhamam’a gelmesiyle, ticaret hayatına ve çevresine değer katan Yaşar Dodanlı, örnek ve sevilen kişiliği ile, uzun yıllar bu kültürün sürdürülmesinde önemli isimlerden birisi olmuştur.


Toptan ve perakende ticaretle sürdürdüğü ticari yaşamına zamanla ihracat ve ithalatı da ekleyerek, Dodanlı adını Türkiye’nin bilinen ev tekstili markalarından birisi haline getirmiştir. Tüm yaşantısı boyunca, hiçbir şekilde doğruluktan ödün vermeyen değerli büyüğümüz, ilkeli yaşamın kurallarını çevresine yaymaya çalışmıştır. Dürüstlük, itibar ve tüccar olmanın önemini sürekli yeni nesillere aşılamaya çalışan Yaşar Dodanlı, örnek alınacak yaşamını ve prensiplerini, aile üyelerine de benimsetmiş ve zaman içinde tüm ticari

faaliyetlerini çocuklarına devretmiştir. Sultanhamam Kültürü’nün önemli örneklerinden birisi konumunda olan Yaşar Bey, derneğimiz tarafından hazırlatılan “Sultanhamam Belgeseli”nde de yer almış ve gelecek kuşaklara bu kültürü aktarmakta önemli faydalar sağlamıştır. “En büyük servet, itibardır” diyen bu değerli büyüğümüzü, 2014 yılının Ekim ayında ebedi mekanına yolcu ettik. Bizler, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği olarak, örnek insan Sayın Yaşar Azmi Dodanlı’yı rahmetle anıyor, onun aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.

SULTANHAMAM’IN RENKLİ SİMASI

1

Hilmi Gürsoy (1952 – 2015)

970 yılından beri Sultanhamam piyasasında renkli kişiliği ile yer edinen değerli meslektaşımız, Tülmen A.Ş’nin ortağı Hilmi Gürsoy geçtiğimiz Ocak ayında yaşanan elim bir kaza sonucu hayatını kaybetmiştir. 1952 yılında İstanbul’da doğan Hilmi Gürsoy Üniversite eğitiminden sonra, 1970 yılında Lale Mefruşat’ta perde montaj elemanı olarak Sultanhamam’a girmiş, 1976 – 1989 arası ise pazarlamacı olarak günümüz olanaklarına göre çok zor koşullarda Türkiye’nin bütün illerine perdelik kumaş pazarlamaya başlamıştı. 1989 yılında ise Tülmen A.Ş firmasına ortak olarak, örme perde imalatına başladı ve Ev Tekstili Sektörünün her kademesinde yer aldı. 1992 yılından itibaren Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği üyesi olan Hilmi Gürsoy, uzun yıllar boyunca ev tekstili sektörünün içerisinde farklı yapılarda yer almıştı. Renkli kişiliği ve girişkenliği ile bilinen değerli dostumuz Hilmi Gürsoy, güvenilirliği ve yaptığı esprilerle iş seyahatlerinin aranan yol arkadaşıydı. Girdiği her topluluğu hareketlendiren, sosyal aktivitesi yüksek, çok sevilen bir insandı. Değerli meslektaşımızı rahmetle anıyor kederli ailesi ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun.

HOMETEXTILE

129




YEMEK / FOOD

Zorlu koşulların tatlı sonucu:

Karadenİz MutfağI Karadeniz Bölgesi’nde kıyı şeridi ile dağların diğer tarafında kalan karasal coğrafya mutfağı, farklılık gösterir. Akdeniz kıyıları da Toros Dağları ile kordon şeklinde kuşatılmıştır ama dağlar ile deniz arasında tarıma elverişli geniş araziler bulunur. Bu noktada Karadeniz Bölgesi farklı özelliklere sahiptir.

Sweet result of difficult conditions:

The Black Sea Cuisine

In the Black Sea Region, cuisines of the coastal strip and the terrestrial part that remains on the other side of the mountains are different. The Mediterranean coasts are also confined by Taurus Mountains in the shape of a strip but there are wide arable lands between the mountains and the sea. Therefore, the Black Sea Region has different characteristics.

K

aradeniz'de tarım için elverişli düzlük alanlar neredeyse hiç yoktur. Dolayısıyla bölgede yerleşim ve hayat oldukça zor koşullar altında gerçekleşir. İklim, Akdeniz kıyısındaki gibi cömert değildir. Böyle zor şartlar altında yaşayan Karadeniz insanı zaman içinde diğer kıyı coğrafyaları ile kıyaslanamayacak genişlikte bir mutfak kültürü yaratmıştır. Karadeniz’i diğer bölgelerimizden ayıran en temel unsur coğrafi özellikleridir. Dağların kıyıya paralel oluşu ve çok yağış alan iklimi farklı ürünlerin yetişmesine olanak vermiştir. Bu farklı ürünlerden çay, fındık, mısır etrafında daha farklı bir mutfak şekillenmiştir. Karadeniz mutfağının en göze çarpan özelliği ise özellikle hamsiye bağlı bir balık kültürünün olmasıdır. Yemeklerde doğallık ve sunumdaki sadelik de sayılabilecek diğer özelliklerdir.

HER YEMEĞİN DEĞİŞMEZİ HAMSİ Karadeniz mutfağının en önde gelen tatları olarak: Hamsi, mısır, fındık, çay, turşu, karalahana ilk akla gelenlerdir. Özellikle hamsinin Karadeniz mutfağında çok özel bir yeri vardır. Çorbasından buğulamasına, tatlısından dolmasına, mücverinden sarmasına, pilavından köftesine kadar hamsi neredeyse tüm yemek türlerinin içerisinde kendisine yer bulmuştur. Dağların denize paralel oluşu tarım alanı azlığı ve çok yağış alması yemek kültürünü

T

here are almost no arable flatlands in the Black Sea. Therefore, settlement and living conditions in the region are very difficult. The climate is not as generous as in the Mediterranean coast. By time, people of the Black Sea, who live under such difficult conditions, have created a cruising culture which cannot be compared with other coastal geographies. The most fundamental feature that distinguishes the Black Sea from our other regions is its geographical characteristics. The fact that the mountains run parallel to the coast and the intense precipitation have allowed the growth of different products. A unique cuisine has been informed around tea, hazelnut and corn among those products. The most striking feature of the Black Sea cuisine is the existence of a fish culture based on anchovy, in particular. Naturalness of foods and simplicity of presentation are among other characteristics.

THE MUST OF ALL FOODS: ANCHOVY Anchovy, corn, hazelnut, tea, pickle and black cabbage come to mind first as the leading tastes of the Black Sea cuisine. Especially anchovy has a very unique place in the Black Sea cuisine. It can be found in almost all types of foods from soups and poaching to deserts,

132

HOMETEXTILE



YEMEK / FOOD

Rice with Anchovy

doğrudan etkilemiştir. Hayvancılığın yaylalarla sınırlı oluşu da bir başka önemli etkendir. Yağışın çok olması çay üretimini sağlamıştır. Dağların kıyıya paralel olması Karadeniz’in iç kesimi ile dış kesimini tüketilen yemekler olarak ikiye ayırmıştır. Kıyı kesimde balık daha çok tüketilmektedir. Tarım alanı azlığı ve iklim ise İç Anadolu’daki buğday yerine mısırın yetişmesini sağlamıştır. Karadeniz yemek kültürü çevresindeki coğrafyalarla da etkileşim göstermiştir. Karadeniz mutfağındaki balık kültürü Trakya komşumuz olan Yunan Kültürü’nden gelmektedir. Bunun yanı sıra özellikle Doğu Karadeniz’deki tüketilen yiyecekler Gürcistan ve Kafkaslar ile benzerlik taşımaktadır. Bu benzerlikte temel etken benzer coğrafya ve iklim koşullarıdır.

SOFRADA KARADENİZ ADABI “Yemek” başından beri “toplumsal” bir olaydır. Ve bu toplumsallık her zaman ve kaçınılmaz olarak “kural” üretir. Çünkü kural olmadan birçok kişi bir işi yapamaz. Birlikte yemek yemek de bu nedenle her zaman birtakım kurallar ve sonucunda bir sofra adabı gerektirmiştir. Karadeniz Mutfağına ait sofra adabıyla örnek olaraksa yaylalardaki köylerde yer sofrası kullanılır ve bu yer sofrasında çocuklar ve büyükler için ortaktır. Yenilen yemeklerde ayrım görülmez. Genellikle sofralarda beyaz ekmek yerine Trabzon Pidesi tüketilir. Karadeniz mutfağı denilince ilk akla gelen ilk 4 yemeğin tarifini sizler için özetlersek;

Hamsili Pilav Malzeme: 1 kilogram hamsi, 3 su bardağı pilavlık pirinç, 2 yemek kaşığı kuş üzümü, 2 yemek kaşığı dolmalık fıstık, 1 adet kuru soğan 1 yemek kaşığı tere yağ ve sıvıyağ Yarım demet maydanoz Yarım demet dereotu, yeteri kadar tuz, karabiber, kırmızı pul biber, sıcak

134

HOMETEXTILE

stuffing, vegetable patty, rice and meat-balls. Mountains running parallel to the sea, lack of arable areas and intense precipitation have all directly influenced the food culture. Another important factor is the fact that animal husbandry is restricted to highlands. Exuberant raining has allowed tea production. Lack of arable areas and the climate have led to production and extensive use of corn instead of wheat. The Black Sea food culture has also interacted with the ones of the surrounding geographies. The fish culture in the Black Sea cuisine is originated in the Greek culture which is our Thracian neighbor. Besides, the foods consumed especially in the Eastern Black Sea have similarities with those in Georgia and Caucasus. Similar geographical and climatic conditions are the main reasons for the similarities.

TABLE MANNERS OF THE BLACK SEA “Eating” has always been a “social” event. Inevitably, this sociality always produces “rules”. Without rules, many persons would not be able to carry out a work. Therefore, eating together has always necessitated some certain rules and, consequently, table manners. Floor tables, for example, are used for both children and adults in the highland villages of the Black Sea. There is no discrimination between family members in meals. Pita of Trabzon is often preferred instead of white bread. Let us share with you the short recipes of four essential foods of the Black Sea cuisine.

Ingredients: 1 kg of anchovy, 3 glasses of rice, 2 tablespoons of currant, 2 tablespoons of pine nut, 1 onion, 1 tablespoon of butter and oil, a bunch of parsley, a half bunch of dill, sufficient salt, black upper, red pepper flakes and hot water. Bone the anchovies wholly. Wash them well and put them into a strainer. Meanwhile, oil the Teflon tray and lay the strained anchovies on it in the shape of a flower. Place anchovies on the last row such that they protrude from the tray. Put butter and oil in the rice pan and fry. Add the pine nuts, fry for half a minute, then add fine chopped onions and fry. Then add washed and strained rice and mix. Now add currants and then put hot water above the level of the ingredients, then pour salt, close the lid and leave it to be steeped. Add parsley, dill, black pepper and red pepper flakes on the steeped rice and mix. Pour the rice over the anchovy tray and arrange it by a table spoon. Lastly, lay a row of anchovies on the rice. Close the protruded anchovies on the rice. Roast it for 15 minutes in the oven which is pre-heated to 180°C. Then take the tray and turn it down onto a wide service dish to remove the food. You can decorate its edges by lemon slices cut in circles.


Teknik VE

Dünya Tekstil Teknoloji Devlerinin Buluşma Noktası The Global Meeting of Textile Technology Giants

1-4 HAZiRAN / JUNE 2016 facebook.com/ITM2016

www.itm2016.com.tr

twitter.com/itm2016

Textile Machinery and Accessories Industrialists Association

işbirliği ile / with the cooperation

Uluslararası Tekstil Teknoloji Dergisi International Textile Technology Magazine

teknoloji

Çin Halk Cumhuriyeti Yetkili Satıs Temsilcisi Authorized Sales Representative in Republic of China Shanghai Textile Technology & Service Exhibition Center Tel: +86-21-62775353 - Fax:+86-21-62270002 noeltian@premiumfabric.com.cn

“Bu Fuar 5174 sayılı Kanun gereğince TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) denetiminde düzenlenmektedir”. “This Fair is organized with the audit of TOBB (The Union of Chambers and Commodity Exchanges of Turkey) in accordance with the Law No.5174”


YEMEK / FOOD

Cornbread It is originated in the city of Trabzon. It is used there instead of white bread. Ingredients: Corn flour, hot water, salt. Preparation: corn flour is placed into a deep container and slowly worked with hot water into homogeneity. Add a pinch of salt during the work. Meanwhile the pileki stone is heated. The prepared corn flour dough is placed within the heated pileki and a sheet metal is covered on it. Baking is carried out by pouring cinders on the sheet.

Muhlama (Mıhlama) It is a food from the cuisine of the city of Rize and is especially consumed in breakfasts. Ingredients: 3 wooden spoons of corn flour, three spoons of butter, one bowl of string cheese, warm water and salt. Preparation: Butter is melted in a copper fry pan. Corn flour is added and fried until it turns pink. Warm water and cheese are added into the pan. Amount of salt is adjusted based on the saltiness of the cheese. Ingredients are stirred at medium heat until the oil surfaces. Then finally sliced village cheese is added and the dish is served hot.

su. Yapılışı: Hamsilerin kılçıklarını bütün bütün temizleyin. İyice yıkayın ve suyunu süzmek üzere süzgece bırakın. Bu arada teflon tepsiyi yağlayın ve suyu süzülmüş olan hamsi balıklarını çiçek şekli vererek dizin. En son kalan sırayı hamsiler tavadan dışarı sarkacak şekilde dizin. Pilav tenceresinin içine tere yağ ve sıvı yağı koyup kızdırın. İçine dolmalık fıstıkları atın yarım dakika kadar kavurup üzerine minik minik doğranmış soğanları ekleyin ve kavurun. Ardından yıkanmış ve suyu süzülmüş pirinçleri ekleyin ve karıştırın. Kuş üzümlerini de ekleyip sıcak suyu üzerine çıkacak kadar koyun ve tuzunu döküp tencerenin kapağını kapatarak demlemeye bırakın. Demlenen pilavın içine maydanoz, dereotu, karabiber, kırmızıbiber ekleyip karıştırın ve hamsileri sıraladığınız tepsiye pilavı dökün ve kaşıkla düzeltin. Son olarak da pilavın üzerine bir sıra halinde hamsileri dizin. Dışarı sarkmış olan hamsileri de pilavın üzerine kapatın. Önceden ısıttığınız 180 derece fırında 15 dakika pişirin. Büyükçe bir servis tabağına hamsili pilav tepsisini ters çevirerek çıkarın. Kenarlarına daire şeklinde kestiğiniz limon dilimleri ile

136

HOMETEXTILE

süsleyebilirsiniz

Mısır Ekmeği Trabzon iline aittir. Genellikle Trabzon’da beyaz ekmeğin yerine kullanılır. Malzeme: Mısır unu, sıcak su, tuz. Yapılışı: Mısır unu derin bir kap içerisine koyularak sıcak su ile topaklanmayacak şekilde yavaş yavaş yoğrulur. Yoğrulma esnasında bir miktar tuz ilave edilir. Diğer taraftan pleki ısıtılır. Isıtılmış olan plekinin içerisine hazırlanmış olan mısır unu hamuru konulur üzeri saçla kapatılır. Saçın üzerine köz dökülerek pişirilir.

Muhlama (Mıhlama) Rize Mutfağına aittir özellikle kahvaltılarda tüketilir. Malzemeler: 3 tahta kaşığı mısır unu 3 kaşık tereyağı 1 kase tel veren peynir Ilık su ve tuz Yapılışı: Bakır bir tavada tereyağı eritilir. Mısır unu konulup pembeleşene inceye kadar kavrulur. Tavaya ılık su ve peynir ilave edilir. Peynirin tuzuna göre tuzu ayarlanır. Hafif ateşte karıştırılarak yağını üzerine verinceye kadar pişirilir. Daha sonra bir miktar da ince doğranmış köy peyniri konmak suretiyle sıcak olarak servis yapılır.



TARİH / HISTORY

LAODIKEIA’DA TEKSTİL VE ÜRETİM ATÖLYELERİ

TEXTILE AND PRODUCTION ATELIERS IN LAODIKEIA

Laodikeia’nın antik dönemdeki üretim ve buna bağlı pazarlama merkezi oluşu, günümüz Denizli’sinde devam etmektedir.

Being center of Laodikeia as production and marketing based on it during antient period has gone on today’s Denizli.

Prof.Dr. Celal ŞİMŞEK / Pamukkale Üniversitesi - Laodikeia Kazısı Başkanı - Head of Laodikeia Excavation

L

aodikeia’nın antik dönemdeki en önemli avantajı, ana yol kavşağında kurulmuş olmasıdır. Bu sayede ürünlerini Lykos (Çürüksu) Nehri’nin beslediği göl ve Büyük Menderes Nehri sayesinde kıyıya rahat ulaştırarak deniz aşırı ülkelere kadar dağıtma fırsatı bulmuştur. Gelir kaynaklarının üretimi, pazarlanması ve dağıtımı belirli bir sistem içinde yapılmıştır. Ova ortasındaki kent, çevrede kurulmuş olan; Attouda, Trapezopolis, Karura gibi merkezlerde üretilen malları alıp tüketiciye ulaştırmıştır. Salbakos (Babadağ) yamaçlarında yetiştirilen koyunların yünlerinin boyandığı ve dokunduğu kent şüphesiz Laodikeia’dır. Özellikle Kazanes Vadisi (Acıpayam Ovası) yerleşmeleri (Themisonion,

138

HOMETEXTILE

Eriza, Phylakaion) canlı hayvan ve hububat yönünden satım için büyük ölçüde Laodikeia’ya bağlıdır. Yakın zamana kadar hem Sarayköy, hem de Acıpayam İlçesi’nde (Karahöyük Pazarı) haftada bir kurulan pazar, antik geleneğin günümüze kadar yansıması olarak yorumlanabilir. Bu pazarlarda Denizli ve çevre kentlerden gelenler üreticiden doğrudan ürünlerini alabiliyorlardı. Bu bağlamda Laodikeia’nın antik dönemdeki üretim ve buna bağlı pazarlama merkezi oluşu, günümüz Denizli’sinde devam etmektedir.

Tekstil Üretimi Antik Dönem’de Frigya Bölgesi’nin batısında yer alan, Lykos Vadisi kentleri ürettikleri tekstil ürünleri ile

M

ost important advantage of ancient period of Laodikeia is to be established on the cross of main road. Thus , it had chance to deliver its products up to transoceanic countries by easily reaching to the coast thanks to the lake and Buyuk Menderes River that Lykos River (Curuksu) feeds them. Production, marketing and delivery of income sources was made within a definite system. The city in the middle of the lowland reached their goods produced at centers such as Attouda, Trapezopolis, Karura established in environment to the customers. The city where wool of sheep is painted and weaved and growed on the

sides ıf Salbakos (Babadağ) is Laodikeia. Especially, Kazanes valley ( Acıpayam lowland) settlements ( Themisonion, Eriza, Phylakaion) is dependency on largely Laodikeia for sales in terms of lively life and cereals. It can be commented that a bazaar which is established in both Saraykoy and Acipayam County (Karahoyuk Bazaar) in a week until quite recently has been a respresentation of antient tradition up to now. The producers coming from Denizli and around cities can directly buy their productions in the bazaar. So being center of Laodikeia as production and marketing based on it during antient period has gone on today’s Denizli.



TARİH / HISTORY

ün kazanmıştır. Hellenistik Dönem’den itibaren Laodikeia, Kolossai ve Hierapolis, ürettikleri yünlü dokumalar sayesinde zenginleşmiş ve büyümüşlerdir. Özellikle Laodikeia’da üretilen yünlü dokumalar çok önemlidir. Bu yünlüler, Roma dâhil olmak üzere, Akdeniz Havzası’nın büyük bölümüne ihraç edilmiştir. Laodikeia, ticarette ulaştığı mevki ile antik dünyada haklı olarak büyük bir ün sağlamıştır. Bu zenginliğin en büyük kaynaklarından birisi de Laodikeia’da yetiştirilen kuzguni renkli bir tür koyun ve bunların yününden sağlanan dokuma ürünleridir. Bu ürünler hakkında antik kaynaklar önemli bilgiler aktarmıştır. Strabon (XII.7.16), Laodikeia’da kuzguni siyah renkli, yünü çok yumuşak bir cins koyun yetiştirildiğini, bu koyunların yünlerinin Milet’te (Balat) yetiştirilen koyunlarınkinden dahi üstün olduğunu, bu sayede Laodikeialıların büyük gelirler elde ettiklerini yazmıştır. Vitruvius’da (VIII.3), koyunların yünlerinin yumuşak oluşunu, içtikleri, bölgenin çürük kokulu suyuna bağlamıştır. Kentin ana üretimi her çeşit kaliteli giysi ve halı üzerinedir. Doğu bölgelerinde yaygın kullanılan ve az da olsa kumaş içeren bir çeşit küçük ve ucuz pelerin, Laodikeia’da üretilirdi ve adı “Laodicia-Laodikene” idi. Bu pelerinler omuzlarda fibulalar ile tutturuluyordu. Laodikeia’da üretilen bir diğer giysi de Batı bölgeleri orijinli olan “Birros”tu. İki çeşit olarak üretilen bu giysinin “Nervii” adı altında

Laodikeia’da antik giysilerle gösteri yapan PAÜ Arkeoloji Bölümü öğrencileri

Students of archaeology department of PAU making show with antient clothings in Laodikeia

üretilenleri daha kaliteliydi ve Laodikeia Birros’undan daha pahalıydı. En az iki tip olan tunikler ya da iç giysiler de Laodikeia’da üretiliyordu. “Delmaticae” olarak adlandırılan kumaşlar, nakışsız ve sadece mor bordürlü olarak süsleniyordu. Bu giysi kumaş kalınlığı, renkleri ve motiflerine göre üç farklı şekilde ayırt ediliyordu. Oldukça ünlü olan Laodikeia tuniklerine “Trimita” adı veriliyordu. Bu ününden dolayı Laodikeia, MS 451’de yapılan Khalkedon (Kadıköy) Konsil listelerinde “Trimitaria” olarak adlandırılmıştır. Üretimi yapılan diğer bir tunik çeşidine “Paragaudia” deniyordu. Bunların düz olanlarına göre, mor renkli ve kenarları bordürlü olanları daha pahalıydı. Laodikeia’da üretimi yapılan diğer giyim eşyalarından birisi de yağmurdan korunmak amacıyla üretilen “Phainoula”dır. Bu dış giysi, Erken İmparatorluk Dönemi’nde “Paenulae” adı verilen giysiyle benzerdir. “Chlanides” kaliteli saf yünden

Asopos Tepesi’nden dokuma tezgahı ağırlıkları (Orta-Geç Tunç Dönemi)

140

HOMETEXTILE

Textile Production Lykos Valley cities which were at the west of Phrygia Region during antient period earned reputation with the textile production that they produced. Laodikeia, Kolossai and Hierapolis has gotten rich and grown thanks to woolly weave that they produced since Hellenistics Period. Especially, woolly weaves produced in Laodikeia are very important . These woolly goods were exported to large part of Mediterranean Basin as to be Roma included. Laodikeia provided a great fame as a right in antient world by a position that it reached for trade. One of the most important source of this wealth is a type of pitch dark colored sheep grown in Laodikeia and weave products made by these wool. Antient sources about these products relayed information. Strabon (XII.7.16) wrote that a kind of sheep being pitch dark coloured , having very soft

Weight of loom on the Asopos Hill (middle –late bronze period)

wool were grown in Laodikeia , these sheep’ wool were more outstanding even than sheep grown in Milet ( Balat) and thus people of Laodikeia got great income. Vitruvius attributed the reason of being soft of sheep’s woold to decay odoured water of the region that they drink. Main production of the city was on the each kind of qualified clothing and carpet. A kind of small and cheap cloak used in commonly in east regions and including a little cloth was produced in Laodikeia and its name was ‘LaodiciaLaodikene’. These cloaks were held by fibulas on shoulders. Anyother clothing produced in Laodikeia was ‘Birron’ originated in West Regions also. ones which produced under the name ‘Nervii’ of this clothing produced as two types were more quality and more expensive than Laodikeia Birros. Least twop type tunics or underwears were being produced in also Laodikeia. Clothes named as ‘Delmaticae’ were being decorated as without vignette and only purple rim. The cloth can be seperated in three different ways according to its thickness , colors and motives. The name ‘Trimita’ was being given for Laodikeia tunics having pretty fame. Due to this aspect, Laodikeia was named as ‘Trimitaria’ on the list of Khalkedon (Kadikoy) Konsil made in A.D. 451. Anyother tunic type made its production was being said


ITSH15_240x280_Home Textile Exports.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

8/5/15

12:29 pm


TARİH / HISTORY

üretilen bir giysi olup altın ya da ipek nakışlarla süslüdür. Bu giysiler her iki cinsin de giyebileceği şekilde iki tip olarak üretiliyordu. İşlemeli Chlanideslerin Laodikeia ve Frigya’ya özgü özel üretimler olduğu düşünülmektedir. Laodikeia’da üretilen her bir giysinin yününe, dokunmasına, kalitesine, işlemesine ve şekline ayrı bir özen gösteriliyordu. İmparator Diocletianus’un (M.S. 284-305) “Fiyat Fermanı”nda (M.S. 301) Laodikeia’da üretilen yün ve giysilere ağırlık verilir. Bunlar kalın pelerinler, kolsuz manto ya da chlamydes, üste giyilen güzel mantolar ya da chlanides, yağmurdan koruyan kalın pelerinler ya da paenulae, iğne ya da fibulatoria’lı tek parçalı pelerinler, basit üç dokulu iç çamaşırlar (iki ince ve bir kalın iplik, trimita) ve mor kenarlı sade tuniklerdir (paragaudes). Burda bazı ürünlerin isimleri verilmiş ve yıkanmış Laodikeia yününün yaklaşık yarım kilogramı için 150 denarius fiyat belirlenmiştir. Laodikeia’da dokunan kapüşonlu pelerin için 4.500, en iyi kalite kapüşonlu pelerinler için 5.000, nervii kumaşını taklit eden Laodikene kapüşonlu pelerini için 10.000 denarius’tur ve bordürlü tunik için de mor renkli kumaşın fiyatının ilave edilmesiyle belirlenen fiyattan satılacağı belirtilmiştir. Dinsel değil, resmi bir belge olan fermanda, Laodikeia giysilerinden bahsedilmesi, İncil’de (Vahiy, III, 15), Laodikeia Kilisesi’ne sitem eden ve “beyaz esvaplar”

giyinmesini öneren sözlerini açıklayan kanıttır: “Madem ki, zenginim, zenginleştim ve hiçbir şeye ihtiyacım yoktur; zavallı, acınacak, fakir, kör ve çıplak olduğunu bilmiyorsun; zengin olasın diye ateşle tasfiye edilmiş altın, ve giyinesin ve çıplaklığının ayıbı görülmesin diye beyaz esvaplar, ve göresin diye gözlerine sürmek için göz ilacı satın almanı sana nasihat ediyorum”. Buna göre gerçek bir Hıristiyan’a beyaz giysiler daha uygun olup gösterişli, boyanmış ya da başka çeşit, yünlü giysiler yasaktı ve zengin toplumlar çoğu kez bir Hıristiyanı yozlaştırırdı. Roma İmparatorluk Dönemi’nde Laodikeia’da giysi temizleyicilerinin, yün ve kumaş boyacıları (Bapheis-infectores) ile Diocletianus Fermanı’nda bahsedilen tek-parça giysileri yapan konfeksiyoncuların, kumaş iğnecilerinin, ketencilerin loncaları vardı. Denizli’nin bugün bir tekstil devi olmasının nedeni, bölge insanının antik dönemdeki gibi girişimci ve tekstil üretiminin 2300 yıllık köklü bir geçmişe dayanmasıyla açıklanabilir. Ayrıca, Fransa-Lyon’da yer alan bir mezar yazıtında, Laodikene kumaşları pazarlayan bir tüccar (negotiator Laodikenarius) olan, Julius Verecundus’un adı geçmektedir. Bu yazıt Laodikeia kumaşlarının antik dünyada çok iyi tanındığını ve sevildiğini göstermektedir. Laodikeia, fabrikasyon tekstil üretiminde de oldukça başarılı olmuştur. Başlangıçta Lykos (Çürüksu) Vadisi’nde dokunan tekstil ürünleri Sardes’te (Salihli) toplanmış ve oradan

Kuzey (Boya) Atölyesi dişi öğütme taşı North ( paint) atelier female grind stone

142

HOMETEXTILE

‘Paragaudia’. Ones which was purple coloured, rim-sided were more expensive than ones being smooth. One of other cloth goods made its production in Laodikeia was ‘Phanioula’ produced in terms of to be protected from rain. The outer wear is similar to a cloth named as ‘Paenulae’ during the period of Early Imperial. ‘Chlanides’ is a cloth produced by qualified pure wool or is ornated by silk vignette. These clothes were being produced as two type in a way that each two type are put on. It is considered that Inlaid Chlanideses are specific productions special to Laodikeia and Phrygia. A seperated attention was gotten to each cloth’s wool, weave, quality, inlaid and form that produced in Laodikeia. It is concentrated on wool and clothes produced in Laodikeia on Emperor Diocletianus’s (A.D. 284-305) ‘Cost Warrant’ (A.D. 301) . These coarse cloaks are sleeveless overcoats or chlamydes, good overcoats or chlanides put on out , coarse cloaks protecting from rain or paenulae, monoblock cloaks with needle or fibulatoria, simple three-tissue underclothes ( two slim and a coarse thread, trimita) and purple-sisded sole tunics. (paragaudes)1.. The names of some products are given herein and it was determined 150 denariuses cost for nearly half kilogram of washed Laodikeia wool. 4.500 denariuses are

for hood cloaks weaved in Laodikeia, 5.000 denariuses are for best qualified hool cloaks , 10.000 denariuses are for Laodikene hool cloaks imitating nervii cloth and it was also determined that it would be sold from the cost determined by adding purple coloured cloth for rim tunic. On the warrant which is a formal document but not religious, it is evidence that mentioning Laodikeia clothes is explaining statements reproaching to ‘ Laodikeia Church’ in Bible ( Revelation, III, 15) and offering to be put on ‘white garments’ ; ‘ In as much as I am rich, I have been wealth and I do not need anything; you do not know that you are miserable , pitiable, poor, blind and naked ; I predestine to you a gold liquidated by fire in case you become wealth, white garments in case shame of your nakedness is not seen and you put on and to buy eye drug in order to put on your eyes in case you see.’ According to this , white clothes are more appropriate for a real Christians, garish , painted or other kind and wool clothes were banned and wealth societies debased a Christian many time. There were guilds of cloth cleaners , painters of wool and cloth (Bapheis-infectores) ready-made sellers making onepiece clothing, cloth needlers, maker of linen in Laodikeia during Roma Emperial. The

Kuzey (Boya) Atölyesi, traverten süzme kazanı North ( paint) atelier, travertine straining broiler


Laodikeia Kilisesi Doğu Sokağı künklerinde ele geçirilen etrafına kumaş sarılmış tıkaç (M.S. 4.-5. yy.)

Tap wrapped cloth its around which obtained on soil pipes Laodikeia Church East Street (A.D. 4-5 century).

tüm antik dünyaya dağıtılmıştır. Ancak daha sonra, Malea Burnu’nu 72 defa geçtiğini anlatan Hierapolisli Flavius Zeuxis gibi Lykos’lu tüccarlar, ürünlerini kendileri ihraç etmeye başlamışlardır. Aynı şekilde Roma’da Aziz Paulos’u ziyaret eden ve Hıristiyanlığı vadide yayan Aziz Epaphras da Kolossaili bir tüccar olmalıdır. Antik Dönem’de Lykos (Çürüksu) Vadisi kentleri, aralarında üretime dayanan bir birlik kurarak tekstil ürünlerini Efes, Milet, Smyrna ve Nikomedia limanlarına götürmüşler ve buradan da gemilerle antik dünyaya ihraç etmişlerdir. Laodikeia ürünleri, birden fazla güzergâh kullanılarak Anadolu dışında ki bölgelere pazarlanmış olmalıdır. Bunlardan biri, Lykos ve Büyük Menderes üzerinden Milet’e ulaşan nehir yoludur. Bu yol Laodikeia’nın, Lykos Vadisi’nin ortasında yer alması ve ova ortasındaki göl sayesinde en hızlı ve en ucuz nakliye yolu olmalıydı. Üretilen malların Efes, Smyrna ve Nikomedia limanlarından da ihracatının yapıldığı, bu kentlerle ortak basılan homonoia (birlik) sikkelerinden anlaşılmaktadır. Milet, Efes ve Smyrna limanları genellikle batıya, Nikomedia limanları ise Karadeniz Havzası’na yapılacak ihracatlar için kullanılmış olmalıdır. Attaleia (Antalya) limanından da Kuzey Afrika ve Suriye-Filistin bölgelerine ihracat yapılmıştır. Efes’te bulunan ve “Asia Eyaleti Gümrük Yasası” olarak tanımlanan yazıttan, M.Ö. 17 yılında eyaletin 12 yönetim bölgesine ayrıldığını

öğrenmekteyiz. Bunlar Efes, Milet, Halikarnassos, Smyrna, Bergama, Adramyteion, Kyzikos, Sardes, Kibyra, Apameia, Synnada ve Philomelion’dur. Bunlar içinde Laodikeia, Kibyra yönetim bölgesine (conventus) dahil edilmiştir.

Kuzey (Boya) Atölyesi (Plan No. 36) Atölye, Kuzeydoğu Nekropolü alanında, Goncalı Mahallesi’ne (eskiden köy) ulaşımı sağlayan yolun güneyindedir. Altta yer alan Hellenistik-Roma İmparatorluk Dönemi mezarlarının üst kotuna, Erken Bizans Dönemi’nde (M.S. 5. yy.) yapılmıştır. Atölye için gerekli olan su, Kapros’un (Başlıçay) küçük kolundan sağlanmış olup bu su kolu 1990 yılı Goncalı Köyü yolu açımına kadar hemen atölyenin önünden geçmekteydi. Atölyenin 2005 yılı kazılarında açılan bölümü çay taşı, yer yer mermer ve traverten devşirme bloklar ve kireç harçtan düzgün olmayan dikdörtgen planlı (19x10.17 m.) olarak inşa edilmiştir. Devşirme bloklar içinde mermer lahit kapak parçaları da görülmekte olup mevcut duvar kalınlığı 0.65-0.70-0.90 m. arasında değişmektedir. Yapı, batıdaki ana ve doğudaki küçük mekân olmak üzere iki bölümden oluşur. Ana mekânın güney tarafında duvarda bir girinti mevcuttur. Giriş, batı duvarının ortasında yer alan 1.74 m. genişliğindeki eşik bölümü görülen kapıdan sağlanmaktadır. Girişin önündeki alanda tuğlaların dikine

reason why Denizli is a textile giant today is the region’s people to be enterprising as being in antient period and it can be explained textile production is based on 2300 years rooted background. Moreover, Lulius Verecundus’s name who is a Merchant marketing Laodikene clothes is mentioned on a grave inscription in French-Lyon. The inscription has shown that Laodikeia clothes were well known and liked in antient world. Laodikeia has succeed pretty for production of fabrication textile. Initially, textile products weaved in Lykos (Curuksu) Valley were collected in Sardes (Salihli) and they were distributed to all antient world from there. But later, merchants from Lykos such as Flavius Zeuxis from Hierapolis ,explaining that he passed Malea Bill as 72 times started export their product on their own. At the same time, Saint Epaphras da Kolossaili spreading Christianity on valley and visiting Saint Paulos in Roma should be a Merchant. Lykos (Curuksu) Valley cities took away textile products to Efes, Milet , Smyrna and Nikomedia ports by syndicating based on production between them and they exported them from there by ships to antient world. Laodikeia products should be marketed to regions out of Anatollian bu using one more direction. One of them

is a river way reaching from Lykos and Buyuk Menderes to Milet. The way would have been fastest and cheapest transfer way thanks to be in the middle of Lykos Valley and lake in the middle of the lowland. It is understood from homonoia (unity) coins be jointly printed to the cities where produced goods’ exportation were made from the ports Efes, Smyrna and Nikomedia. While Milet, Efes and Smyrna port would have used for exportation generally to west , Nikomedia ports would have used for exports to be made to Black Sea Basin also. exportation was made from Attaleia (Antalya) port to the regions North Africa and SyriaPalestine. We learn that the state was seperate into 12 government region in B.C. 17 years from the inscription been in Efes and described as ‘Asia State Customs Law’. These are Efes, Milet, Halikarnassos, Smyrna, Bergama, Adramyteion, Kyzikos, Sardes, Kibyra, Apameia,Synnada and Philomelion.Laodikeia in them was included in Kibyra government region (conventus).

North (Paint) Atelier (Plan No. 36) Atelier is on the south of the road providing transportation to Goncali District ( a town in the days of olds at the field of Northerneast Necropolis. It

Tapınak A’nın kuzeydoğu mekânlarında ele geçirilen boyalar (M.S. 4.-5. yy.)

Paints obtained on northerseast places of Temple A (A.D4.-5.century.)

HOMETEXTILE

143


TARİH / HISTORY

yerleştirilmesiyle oluşturulan geometrik taban döşemesi ve ortasında çatıyı taşıyan ve devşirme olarak kullanılan direk kaidesi açığa çıkarılmıştır. Batıdan sağlanan bu girişin eşik kısmından 1.28 m altta atölyenin tabanı vardır. Tabanlarda yer alan kayrak taşı-traverten döşemeler ile tuğla döşemelerin bir kısmı kalabilmiştir. Ana mekânın güneybatı köşesinde travertenden yapılmış bir öğütme taşı, kuzeybatı köşede iki traverten kazan, biri açık ağızlı olmak üzere iki pişmiş toprak pithos yer alır. Güneydoğu köşede birinci öğütme taşının hizasında ikinci öğütme taşı bulunur. Kuzeydoğu tarafta ise biri önde, ikisi yan yana olmak üzere, üç adet sıkma taşı açığa çıkarılmıştır (Res. 524). Bu sıkma taşlarının önünde toplama küpleri bulunur. Doğu tarafta yer alan küçük mekân, ana mekândan bir duvarla ayrılmıştır. Bu mekânın doğu duvarında ortada 1.30 m. genişliğinde kapı açıklığı yer alır. Girişin kuzey tarafı ise bir duvarla bölünmüştür. Doğu mekânın tabanı tuğlaların dikine sıralanmasıyla oluşturulan geometrik desenli opus spicatum döşemelere sahiptir (Res. 523). Mekânın güney tarafında demirden yapılmış Kuzey (Boya) Atölyesi’nin çalışma sistemini gösteren çizim denemesi

North ( paint) atelier’s drawing trial showing working system

bir kazan yer alır. Kuzey (Boya) Atölyesi’nde duvarlar, kazanlar ve öğütme taşlarının üst kısımları, alanda daha önce traktörle tarım yapılması nedeniyle tahrip olmuştur. Kazanlardan, öğütme taşlarından ve toplama kabından alınan örneklerin analizlerinde, doğal boya kalıntıları tespit edilmiştir. Atölyede zeytin işliklerinden farklı olarak ayrı ayrı sıkma taşları ve bunların önüne toplama küpleri yerleştirilmiştir. Bunlar farklı renklerdeki doğal bitki ve meyvelerden elde edilen boyalar için yapılmış olmalıdır. Diğer taraftan iki traverten kazanda süzgeçlerin yerleştirilmesi için yiv-set çıkıntıların olması, atölyenin boya hazırlama ve yün boyamayla ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu mekânın doğu tarafında da benzer şekilde değişik üretim atölyelerine ait olabilecek olan duvarlar açığa çıkarılmıştır. Atölye kazılarında ele geçirilen buluntular, atölyenin M.S. 4.6. yy. sonuna kadar kullanılmış olduğunu göstermiştir. Bu alan, Erken Bizans Dönemi’nde üretime dayalı bir organize sanayi bölgesi olarak değerlendirilmiştir. Günümüzde Denizli’de benzer şekilde bir çok organize sanayi bölgesi vardır.

was made on upper grade of Hellenistics-Roma Emperial Period’s graves being below in Early Byzantine period (A.D. 5. Century). Water which is necessary for atelier was provided from the small branch of Kapros (Baslicay) and water passed from the front of atelier to road opening of Goncali Town in 1990. The part of atelier being opened on excavations in 2005 were built as tea Stone, somewhere marble and travertine collecting blocks and planned as rectangle which is not smooth by lime grout (19x10.17 m.). Marble tomb cover parts are seen in collecting blocks and the current wall thickness changes amoung 0.65-0.700.90m. The construction consists of two parts as to be main part on west and small part on east. There is a cove on wall on south side of main part. The entry is provided fron the door seen its threshold part across 1.74 included in the middle of west wall. geometric floor consisted by settling bricks vertically on the field in front of the entry and pole bedplate used as collecting and conveying the roof in the middle were revealed. There is atelier’s floor 1.28m below from the entry’s threshold part provided from west. There have remained a part of brick flooring with slate tone-travetine flooring on the floor. There is a grind Stone made by travertine on southernwest of the main part, two travertine boiler on the northernwest corner, two done soil pthos as to be open edged. Two grind

stone is Seen along the wat first grind stone of southerneast. Three pressing stones revealed as to be one of them as in the front and two of them as side by side on also northerneast side.. There are collecting cubes in front of these pressing stones. Small place in east part was seperated by a wall from main part there are door space across 1.30 m. İn the middle on the east wall of the place. North part of the entry was also divided by a wall. the floor of east place has got geometric shaped opus spicatum floorings by ranging vertically of bricks. ( picture. 523.). There are a boiler made by iron on the south part of the place. Walls, boilers and grid stone’s upper parts in North (paint) atelier fell into ruin due to be made agriculture by tractor in the field previously. There were determined remnants of natural paint fron analysis of samples taken from broilers, grind stones and collective containers. Seperated pressing stones and collective cubes were settled in front of them as seperatedly from studio of olive in atelier. These should be mad efor paints obtained from natural plant and fruits being different colours . Being yiv-set bulge has shown that atelier is related to preparing paint and painting wool for settlement of filters on two travertine broiler from other side. Walls which would belong to similar various production ateliers has been revealed from east side of the place.



TETSİAD FUAR UYGULAMASI Artık Cebinizde Now in your Pocket TETSIAD FAIR APPLICATION

TETSİAD’ın Fuar uygulaması ile EVTEKS ve Home&Tex fuarları hakkında 4 Katılımcı bilgilerine ulaşabilir, 4 Seminerler hakkında bilgilere ulaşabilir, 4 Fuar katılımcılarından randevu alabilir, 4 Fuar hakkında detaylı bilgilere erişebilir, 4 Anlık duyurulara ulaşabilir, 4 Sosyal medya üzerinden fuarlar hakkında paylaşımda bulunabilirsiniz

With the Fair Application, you can do the following as relating to EVTEKS and Home&Tex fairs 4 Access participant information, 4 Find information on seminars, 4 Get appointments from fair participants, 4 Access detailed information on the fairs, 4 Read instant announcements, and 4 Post messages about fairs on social media.

l Google Play ya da App Store’da TETSIAD yazarak da uygulamamızı indirebilirsiniz. l Type TETSIAD in Google Play or in App Store to download the application.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.