2 minute read

Türkiye Türkleri'ndir

B izim de büyük Türk Milleti'nin de beklediği budur. Laf değil, çene değil, nutuk değil, eşkıyanın yok edilmesidir beklenen! . . .

Türkiye'de kim hükumet ettiğine inanıyorsa, kim demokrasi tellallığı yapıyor, kim hukuku ve insan haklarını eşkıyanın tepelenmesine engel olarak gösteriyorsa bilmelidir ki, hükumetin de, demokrasi, insan hakları ve hukukun da temeli devletin bekasın ı sağlamaktan geçer! Çünkü hiç b i r h u k u k kuralı devletin tekliğinin, m illetin birliğinin ve vatan bütünlüğünün üstünde değildir!

Yukarıdaki hüküm, kesin ve yegane doğruyu ifade ettiği

halde, Türkiye 'de yıllarca hukukun ve demokrasinin ilkeleri ileri sürülerek elimiz kolumuz bağlanmış, büyük Türk Milleti'nin haklarını savunmak konumunda olanlar eşkıyayı mazur görmenin gayretine düşmüşlerdir.

B u kafanın on yıl sonra Türkiye'yi getirdiği nokta, eşkıya reisinin isteği üzerine gazetelerin 20 vilayete sokulmaması gibi feci bir mağlObiyetten ibarettir.

B iz, Fehmi Işıklar' ı özel J(Ürumaya almak suretiyle Anayasa Mahkemesi'nin kararına direnen bir Meclis Başkanı'yla, mahalli idarelere parlamento yetkisi vereceğini koalisyon protokolünde zapta geçirten bir başbakanla ve PKK 'nın Meclis 'teki uzantılarının kurduğu partiye devlet kesesinden 43 milyar 802 milyon lira yardım etmeyi demokresinin gereği olarak algılayan bir idare anlayışıyla terörün önleneceğine asla inanmıyoruz.

Ya bu kafa değişir, ya bu kadro!

TÜRKİYE TÜRKLERİ'NDİR

23 Ekim 1 993

şem imparatorluğun çökmesine sebep olduğu halde, hiç bir zaman böylesine sahipsiz kalmamış ve hiç bir zaman böylesine bir milli şuur zaafiyeti geçirmemiştir.

MHP hariç, bütün siyasi partilerin, evet, altını çizerek tekrar etmek isteriz ki, istisnasız bütün siyasi partilerin mahiyetini bir türlü kavramak istemediği bölücü hareketin Türkiye C umhurriyeti' ne silah zoruyla dayattığı teklifler, devletin kaderine hakim olan bir çok makam ve kurum tarafından benimsenmiş ve hatta savunulur olmuştur!

Eğer Türkiye' de on yıl başbakanlık yapmış ralunetli Menderes gibi bir liderin oğlu, sanki üstüne vazifeymiş gibi; Türkiye' de ayrılıkçı bir partinin dahi kurulabileceğini söylüyorsa,

koalisyon hükumetinin her iki kanadı da mahalli idarelere parlamento yetkisi vermek konusunda mutabık kalıyor v e RP dah i l , kamuoyunu şekillendiren bütün partiler, k ürtçe radyo, kürtçe televizyon, kürtçe eğitim yapılması teklifini sık sık be

yan edip duruyor ve mütareke basınından pek de farklı olmayan bazı gazeteler bu saçmalıkları destekleyebiliyorsa, Türkiye PKK'ya karşı yürüttüğü mücadelenin ilk raundunu kaybetmiş demektir! Çünkü bütün bu istekler, PKK'nın dört aşamadan oluşan nihai hedeflerinin kültürel haklarla ilgili ilk merhalesini teşkil etmektedir. Demek ki, binlerce Mehmetçiğin hayatına malolan on yıllık mücadelenin sonunda ulaştığımız nokta, PKK'nın taleplerini kabul etmek gibi akıl almaz bir çelişki ve hatta rezaletten ibarettir!

Şimdi Yusuf Özal, ağabeyinin eksik bıraktıklarını tamamlamak istercesine, daha önce de bazı siyasiler tarafından seslendirilen Valileri halk seçsin iddiasıyla ortaya çıkmış bulunuyor. B ir siyasi parti başkanının üniter devletin ilga edilmesi demek olan böyle bir sivriliği ağzına alınası, Türkiye'den koparılmak istenen illerde Türk valileri sakıncalı bulması demektir!

This article is from: