4 minute read
Türkiye 24 Hisseli Bir Mülk Değildir
manın dayanılmaz yalnızlığını yaşamak gerekiyor.
TÜRKİYE 24 HİSSELİ BİR MÜLK DEGİLDİR
1 7 Aralık 1 994
Kültür ve medeniyetimizin temellerinin Uluğ Türkistan'da değil de Anadolu 'nun fosilleşmiş arkaik ahalileri olan Sümerler, Hititler, Helenler vesairede aranması gerektiğinde ısrar eden son Cumhurbaşkanı Turgut Özal' dı.
Atalarının k i m o l d u ğ u n u bilmediğini itiraf eden son
B aşbakan da Tansu Çiller'dir.
S ayın Çiller'in, Fransız Le Nouvel Observateur dergisinden Josette Alia'ya verdiği mülakatta kullandığı ifade aynen şudur.
- Atalarımızın tam olarak kim olduklarım dahi bilmiyoruz!
- Ya neyi biliyoruz?
Çiller' in millet ve milliyet bahsi açılınca bildiği, başbakan olduğu günden beri tekrarlayıp durduğu şu sinir bozucu cümleden ibarettir: "- Türkiye bir mozaiktir. Türkiye' d e 24 etnik grup var."
Var olduğu Realite Turgut zamanından beri söylenegelen bu 24 etnik grubun, Türkiy e ' nin hangi oteli n d e barındığı, hangi mahallesinde, hangi sokağında ve hatta hangi apartmanında çoğunluk teşkil ettiği yukarıdaki iddianın müddeileri tarafından bir kez olsun açıklanmamıştır.
Ama Türkiye'yi Türk evladına çok gören hainler tara
nı 'nın 24 hisseli tapudan meydana gelen ihtilanı bir mülk ol
duğu kanaati yayılmaya başlamıştır ki, bu sorumsuzluğun devam etmesi, Türkiye 'nin mülkiyetinin tartışılması demektir.
Oysa yerli, yabancı bütün belgelerle sabittir ki Selçuklu Devleti' ni de Osmanlı Devletini de, Türkiye Cumhuriyeti'ni de kuran kudret ve zeka Türk kudreti, Türk zekasıdır!
Türkiye'de yaşayan ve sayıları ancak bir otel müşterisi kadar olan bir kaç kafile ise, tıpkı bugün Boşnaklar' ın başına geldiği gibi imha edilmek tehlikesine maruz kadıkları için himayemize sığınan misafirlerden ibarettir. Kaldı ki İslam po
tasında buluştuğumuz bu misafirlerin de Türk kimliğinden başka hüviyetleri yoktur.
Sonuç olarak şunu ihtar emek isterim ki, aynı dergiye verdiği mulakatta "Yunanlılar da bizimle karışmış durumdalar" diyen Başbakan, atalarının kim olduğunu bilmeyebilir, ama biz biliyoruz. Türk Milleti biliyor. Ve soyunu bilen Türklüğü
ile iftihar eden bir başbakan görmek istiyor.
İDAM TALEBİYLE ...
2 0 Nisan 1 995
Başbakan Çiller henüz Amerikan başkanıyla görüşmeden, Clinton ' un talepleri, özel danışmanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa İşleri Direktörü Aleksandır Versbow tarafından seslendiriliverdi.
Türkiye üzerinde tasarrufda bulunmak hakkını kendinde görebilen bu küstah danışman, Türk Başbakanı ' na adeta talimat verircesine diyor ki: - Kürt sorununa mutlaka siyasi çözüm bulmanız gerekiyor.
içişlerimize sokmalarına da Türkiye'yi yönetenler sebep olmuştur. Çünkü bir kabine toplantısında bütün bakanların gözlerine teker teker bakarak "İçinizde Türk var mı? Türk dediğin ne
ki" diyebilecek kadar bölücülüğe angaje olan Özal' ın kurduğu Mozaik Türkiye kapanına düşmeyen bir tek yetkili kalmamıştrr.
Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan Çiller, hemen hemen bütün bakanlar ve Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Alparslan Türkeş müstesna tüm siyasi parti başkanları, sabahtan akşama kadar, adeta bir koro halinde Türkiye'nin bir mozaik olduğunu haykırıp dururlarsa, elin oğlu da kalkıp kendini Türkiye mozayiğini teşkil eden halkların dava vekili ilan etmez mi?
Etti işte . . .
Gerçekten d e devletin resmi yayınlarında bile ifade edilen bu mozaik Türkiye yaygarası, adeta düşman beşinci kolu gibi çalışan televizyon yorumcusu ve gazetecisinden, temsil ettiği milletin dahi farkına varamayan m illetvekillerine ve hatta hafifmeşref sahne sanatçılarına ( ! ) kadar toplu m u n b ü t ü n kesimlerine öylesine kabul ettirilmiştir k i , değil Batılılar, kendi vatandaşlarımız bile Türkiye'nin m u h telif ırklardan, muhtelif dillerden, m u h telif kültürlerden mürekkep bir mezbelelik olduğuna inandırılmışlardır.
Dünya tarihinde örneğine rastlanmış bir hadise değildir bu ....
Bir milletin birliği, bizzat kendi idarecileri tarafından bozuluyor ve bu düşman propagandası on yıl boyunca her seviyedeki devlet adamcığı tarafından tekrarlanıp duruyorsa, o yönetici takımını vatana ihanetten yargılamak gerekir.
İdam talebiyle! . . .
GİZLİ B İ R İTTİFAK MI?
suçu denen bir tek madde yoktur. Fakat büyük bir ekseriyeti devşirme çocuklarından oluşan İkinci Cumhuriyetçiler gibi, Yeni Osmanlıcılar gibi vatan ve devlet dahil , mukaddesat tanımayan tufeyliler takımı , Türkiye'ye serbestçe ihanet edebilmek hakkına ( ! ) kavuşabilmek için, bir fikir suçu ve fikir suçlusu palavrasıdır tutturdular.
B u palavracılar, arkalarına; Beyoğlu sokaklarında kadınımsı makyajlar, sallama küpeler, ucuna boncuk takılmış atkuyruğu saçlarla dolaşan cinsiyeti şaibeli entellerle birlikte, ırzı kırık komünistler ve RP'nin bilimum bölücülerle dudak dudağa vermiş fikir aşiftelerini de tabii bir mütteefik olarak alınca, fikir suçu soytarılığı adeta hukuki bir terim haline geldi.
Efendim devletin zulmüne uğrayan bir çok fikir suçlusu, şimdi Türkiye zindanlarında terörle M ü cadele Kanunu'nun değişmesini bekliyormuş ...
Ne yapmış bu fikir suçluları?
Erozyonun önlenmesi için icatta bulundukları, daha az yakıtla daha çok yol alan araba geliştirdikleri, sosyal güvenlik sorununa ya da bebek ölümlerine çözüm buldukları için mi tıkılmışlar evlerine?
Yoksa kansere karşı bir ilaç keşfettikleri veya çekirdeksiz limon, köşeli zeytin tanesi yetiştirmeyi becerebildikleri için mi kodesi boylamışlar?
Hayır!
Fikir adına ne yapmışlar öyleyse?
Türk toprakları üzerinde başka bir devlet kurulması lazım geldiğini yazmış veya Türk toprakları üzerinde başka bir devlet kurmak için, Türkiye Cumhuriyeti ' ne savaş açan eşkıyaya methiye düzmüşler. Türk askerine düşman demişler, teröriste de kurtuluş savaşçısı! ...