2 minute read
İhıar
Kürt milliyetçileri arasındaki çatışmalardan" bahsedilmesi ve Anayasamızın Türk Milleti 'ni temsil hakkını verdiği DEP milletvekillerinin "Kürt m i lletvekilleri" olarak nitelenmesi, Avrupa Konseyi' nin demokratikleşmeyi ve insan haklarını bahane ederek, Türkiye'deki bölücü hareketlere verdiği desteğin yeni bif örneği olarak kabul edilmelidir. Yani Terörle Mücadele Kanunu 'nun 8. maddesinin iptali ve gerçekten antjdemokratik olan bazı yasa ve Anayasa maddelerinin değfştirilmesi Avrupa Konseyi'ni de, asıl karar organı olan B akanlar Komitesi'ni de ve hatta Avrupa Parlamentosu' nu da tatmin etmeyecektir. B u Avrupa, geçen asırda B abıali 'ye cebren ve hile ile ka_bul ettirdiği, ardı arkası kesilmeyen ıslahat programlarıyla Osmanlı Devleti' n i nasıl parçaladıysa, bugün de demokratikleşme silahını kullanarak, Türkiye üzerindeki hedeflerine ulaşmak istemektedir. B azı taleplerinin haklı olması, sinsi emelini gizlemek maksadına matuf taktik bir manevradan ibarettir. Yani demokratikleşme gerçekleşse bile B atı'nın talepleri tükenmeyecek, verilecek her taviz yeni bir baskının başlamasına sebep olacaktır. Artık yakamızı B atılılar' ın elinden kurtarmak zorundayız. Türkiye 27 Haziran'ı beklemeden Avrupa Konseyi 'nden çekilmeli ve bir Meclis Araştırması açılarak Avrupa ile ilişkilerimiz ciddi bir biçimde incelenmelidir.
İ HTAR !
5 Mayıs 1 995 Ceplerinde muhtelif devletlerin pasaportlarını taşıyanlar Anadolu 'ya muvakkat bir zaman için yerleşmiş olabilirler. Mevsimlik bir iskan bölges{olarak da kabul edebilirler bu aziz ve muazzez toprakları. . .
Gerektiğinde Amerika'daki köşklerine tüymek üzere geçici bir görevle de gönderilmiş olabilirler Türkiye' ye . . .
Dolayısıyla sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demok
rasiden başka hiç bir şey titretmeyebilir yüreklerini.
Demokrasiyi, devlete de tercih edebilirler, vatana ve millete de . . .
A m a Türk Milleti bu topraklarda misafir değildir!
Mülteci değildir!
Sığıntı değildir!
Türk evladı, sırf o mağrur başını yükseklerde dolaştırmak için bin yıl boyunca dünyanın en büyük şehitliğini kurmuştur bu topraklarda . . .
Devletini d e ecdat kemiklerinin üzerine inşa etmiştir!
Şimdi şehit mezarlarının üstünde tepinmek isteyenler, öyle bir demokrasi yaygarası başlattı, insan hakları palavrasına öyle bir sarıldılar ki, neredeyse Türk Devleti'nin Türk Milleti ' ne ait olmadığını ilan etmek için kanun çıkaracaklar!
Eğer Terörle Mücadele Kanunu 'nun 8. maddesi üzerinde koparılan kıyamet, böyle bir hakimiyet mücadelesi olarak telakki edilmez ve beklenen milli tavır hemen, derhal, şimdi, şu anda konmazsa Türk evladının Türk topraklarıyla alakası kesilecektir!
Çünkü şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid eden iktidar sahipleri, Türkiye 'nin Doğu ve Gü
neydoğu' da işgalci bir güç olduğunu iddia edegelen vatan hainlerinin serbestçe propaganda yapabilmeleri konusunda mutabık kalmışlardır.
Bu mutabakatın ne olduğunu ve 8. maddenin yerine ikame edilmek istenen fıkranın, vatan hainlerine nasıl bir özgürlük bahşedeceğini yarın incelemeye çalışacağız.