6 minute read
Yalan ve Gerçek
münde, Malazgirt Meydan Muharebesi'nin 463 Rebiülevvel ayında yapıldığını yazar ki bu takdirde savaşın Aralık 1070 veya Ocak 107 l'de cereyan etmiş olması gerekir.
İşte bu bilgiler ne kadar doğruysa, Kürtler'in Malazgirt Meydan Muharebesi'ne 20 bin kişiyle iştirak ettikleri palavrası da o kadar doğrudur.
Malazgirt Zaferi 'nden muhtelif Ortadoğu kavimlerine hisse vermek isteyen, bizim tespit edebildiğimiz ilk kaynak İbnü ' I Kalanisi'dir. Kalanisi'nin Zeylü Tarihi Dımaşk adlı eserini ve diğerlerini ileride inceleyeceğiz.
YALAN VE GERÇEK
6 Ocak 1 995
Malazgirt zaferini muhtelif Ortadoğu kavimlerine mal etmeye çalışan bizim tespit edebildiğimiz ilk kaynak İbnü 'I Kalanisi' d i r. 1 1 60 yılında, doğduğu şehir olan Şam'da ölen bu müverrih, Suriye'deki Türk beyleri ve onların haçlılarla mücadeleleri hakkında değerli bir eser bırakmakla beraber, Malazgirt savaşı konusunda uydurma rivayetleri nakletmiştir. Zaten bu büyük zafere bir sayfacık ayırması da konuyu bilmediğini göstermektedir.
Önce de bahsettiğimiz gibi Kalanisi, savaşın hangi ayda yapıldığını dahi bilmez. Ama Zeylü Tarihi Dımaşk 'ta, Türk Ordusu'nun "Türkler'den ve diğer kavimlerden olmak üzere takriben 400 bin kişiden meydana geldiğini" yazmaktan çekinmez. 1 257'de öldüğünü bildiğimiz vakanüvis Sıbt İbnü'l Cevzi, Mir'at'-Zeman fi Tarih i ' ) Ayan adlı eserinde "onbin kürdün sultana katıldığını" yazar. Aynı müellife göre Alparslan Gazi'nin askeri sadece 4 binden ibarettir! Bizans ordusu 100 bin kişidir. Cevzi bu 100 bin askere 100 bin nakkab (delici), 100 bin
carhi, (yaralayan) ve 100 bin ustayı da refakat ettirir. Bu mübalağa ile yetinmez. 800 mandanın çektiği 400 arabaya nal ve çivi yükler. Silah nakliyatı için de ayrıca bin araba tahsis eder. Bizansı ordusunun bir tek mancınığını 1 .200 kişiye çektirir. Ve sanki savaş şartlarında yüklenmesi mümkünmüş veya sanki pratikmiş gibi bir tek mancınığın 1200 kilo taş fırlattığını hikaye eder. 1 335'te öldüğü tahmin edilen İbn'd-Devadari, Kenzü' d-dürer ve Camiü'I gurer de aynı mübalağalı ifadeleri benimser. Cevzi'nin verdiği rakamlara 100 bin okçu, 1 00 bin kat ipekli elbise ilave eder ve o da Türk Ordusu ' nu n mevcudunun 4 bin kişiden ibaret gösterip, kürtlerden ve sair kavimlerden 1 0 bin kişinin Sulta n ' ı n komutasında savaşa katıldığını belirtir.
Biz hiç bir tarih kitabında, bir orduya mevcudunun iki buçuk misli insanın katıldığını okumadık. Değil Alparslan Gazi gibi bir harp dehasının, sıradan bir komutanın bile, savaş kabiliyeti meçhul, askeri disiplin altında yetişmemiş, belki de ilk darbede firara yeltenecek, Türk savaş taktiğinden habersiz, mukavemeti ve vuruşma gücü üstlerince bilinmeyen bir kalabalığı ordusuna kabul edebileceğine inanmıyoruz.
Kaldı ki bir kaç günden beri fahiş hatalarını, akıl almaz çelişkilerini ve hatta cehaletlerini tekrarlamak ihtiyacını duyduğumuz b u m üv e r r i h v e y a v a k a nü v i s l e r i n h i ç b i r i b i l i m adamlarınca ciddiye alınmamıştır.
Ona rağmen, bu mübağalı ve asla ilmi kıymet ifade etmeyen kitaplarda bile 20 bin kürtten bahis yoktur!
Bir millet yaratmak gayretiyle yazılan kürt tarihi Şerefname' de ise Malazgirt savaşına bir tek kürdün bile katıldığından bahsedilmez.
Gerçek şudur ki Malazgirt, 50 bin Türk evladının 200 bin kişilik Bizans ordusunu yok ettiği parlak bir zaferin adıdır.
SELAHADDİN EYYÜBİ TÜRK'TÜR
7 Ocak 1 995
Kudüs'ün Selahaddin EyyGbi tarafından fethinin 808. yılına ithaf olunur.
Kürt tarihi olarak da kabul edilen ve 1597 yılında tamamlanan Şerefname, Selahaddin EyyGbi 'nin kürt olduğuna dair iddiayı "tarih bilginlerinin ve araştırmacıların rivayetlerine" bağlar. Fak.at bu bilginlerin ve araştırmacıların isimlerini zikretmez. Ama bugüne kadar güvenilir hiç bir İslam tarihçisi veya bilim adamı Şeref Han' ı teyit etmemiştir.
Şeref Han'ın umut ettiği destek, asırlar sonra ilmi gerçekleri mensup oldukları devletin siyasi emellerine alet etmek isteyen iki Batılıdan gelir: Grousset ve Cahen.
Bunlardan Grousset, 1 192-1 193 yıllarında, Şam yöresindeki iç karışıklıkları, Cahen ise 1 1 87 'de el-Cezire Türkmenleri 'yle kürtler arasındaki otlak kavgalarını etnik uyuşmazlık olarak nitelerler. Oysa bu türlü ihtilaflar, aynı aşiretin muhtelif oymakları arasında bile tarih boyunca süre gelmiştir.
Bazı İslam kaynakları Selahaddin EyyGbi'yi 758 yılında Basra 'dan Azerbaycan' a sürgün edilen, nakledilen veya göçen Yemen araplarından Ravvad b .el-Müsenna el -Ezdi ' nin soy kütüğüne kaydederler. Rivayete göre bu aile Azerbaycan' da Hezbaniyye kürtleriyle karışmış, daha sonra da Kuzey Irak'a dönerek Selçuklular'ın ve Zengi'lerin hizmetine girmiştir.
Arap tarihçilerinin mümtaz şahsiyetlere, özellikle hükümdarlara, ırkçı düşüncelerle veya onları kutsamak için şecere uydurmak, hatta seyit ilan etmek gibi kötü bir gelenekleri olduğu için, bilim adamları bu Yemen'den Basra'ya, Basra'dan Azerbaycan'a göç hikayesine -itimat etmezler. Edilecek gibi de değildir. Çünkü bugünün şartlarında bile sıradan bir ailenin 3-500 senelik tarihini takip etmek de bu aile,nin sicilini tespit etmek de imkan dışıdır.
Şeref Han, yukarıda naklettiğimiz rivayetteki Ravvad Arapları'nı, Ravende Kürtleri olarak değiştirmiştir ki, Selahaddin Eyyfıbi'nin Kürt sanılması işte bu tahrifattan dolayıdır!
Oysa aynı Şerefname'de Selahaddin Eyyubi'nin kardeşleri şöyle sıralanır: Mahammet Ebu Bekir, Şemsüddevle Turan Şah, Seyfilislam Tuğtekin, Şehinşah, Tacilmülük Buri.
Görüldüğu gibi Selahaddin Eyyubi'nin kürt olduğunu iddia eden Kürt Tarihi yazarı Şeref Han bile, onun kardeşlerinden ikisinin Turanşah ve Tuğtekin gibi Türk has isimleri taşıdığını ifade etmekten kaçamamıştır. Kaldı ki Şeref Han'ın Buri imasıyla yazdığı en küçük kardeş, bütün kaynaklarda Böri veya Börü şekli nde kaydedilmiştir. B i l i n diği g i b i B örü ismi de Türk has isimidir ve kurt demektir!
Selçuklular'ın ve Zengi'lerin hizmetinde büyük emirler olarak çalışan Selahaddin Eyyubi 'nin babası Necmettin Eyyup Azerbaycan'daki kesif Türkmen boyları arasında yerleşmiştir ve Türk'tür. Çünkü Selahaddin' i n bir Türk oyunu olan ve o tarihlerde Irak tarafında bilinmeyen poloda mahir olduğu kesinlikle bilinmektedir. Bu büyük Türk hükümdarının annesi, Ş ih a b e d d i n Tok u ş ' u n kardeşidir. Kız k a r d e ş i R a b i a Hatun 'u d a ö n c e G ö k b ö r ü ile e v l e n d i r m i ş t i r k i , i k i s i d e Türk'tür. Ağabeyi Şehinşah ise Kutlukız Hatun adında bir Türk kızıyla evlenmiştir.
Selahaddin Eyyfıbi'nin bizzat kendisi de evlenmek için bir Türk kızını tercih etmiştir: Amine Hatun b. Üner!
EYYÜBİ DEVLETİ TÜRK DEVLETİDİ R !
9 Ocak 1 995
Selahaddin Eyyubi 'nin kürt hükümdarı olduğu yolundaki iddialara cevap vermiştik. Bugün Eyyubi Devleti 'nin Türk Devleti olduğunu ispat edeceğiz.
İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un "Şarkın sevgili sultanı", Fransız tarihçisi Champdor'un "İstam'ın en saf kahramanı" olarak tanımladığı Selahaddin Eyyubi, aslında yeni bir devlet kurmamıştır. Onun cihangirane bir siyasetle yönettiği devlet, Zengiler Devleti ' n i n devamından i b arettir. Memlukler de Eyyiibiler'in uzantısıdır.
Çünkü, devlet teşkilatı değişmemiştir. Millet değişmemiştir. Devletin maddi, manevi istinatları değişmemiştir. Değişen sadece hanedanlardır. Her üç devletin de bayrağı sarı zemin üzerine doru kartaldır. Her üç devlette de siyasi ve askeri kadrolar aynı unsurlardan meydana gelmektedir. Selahaddin Eyyubi ile ilgili değerli bir eser yayınlayan sayın Ramazan Şeşen'in de belirttiği gibi, devlet ve ordu teşkilatı Türk devletlerinde görülen devlet ve ordu teşkilatlarının aynıdır.
Bugün bölücülüğün malzemesi olarak kullanılmak istenen Eyy fi b i D e v l e t i , S e l a h a dd i n ' in çağdaşları tarafı n d a n d a T ü r k Devleti olarak k a b u l edilmiştir. Arap şairi Sena İbn el-Mülk'ün Halep'in zaptı vesilesiyle Selahaddin'e sunduğu kaside "Arap millleti Türkler'in devletiyle yükseldi, Ehl-i salibin davası Eyup oğlu tarafından perişan edildi" mısralarıyla başlar.
Ünlü İ b n - i H al d u n da M u k a d d e m e de Eyyubiler ve Memlfiklar devletinin bir tek Türk Devleti olduğunu yazar.
Eyyubiler Devleti'nde arap kültürünün egemen oluşu bizi şaşırtmamalıdır. Gazneliler ve Selçuklular nasıl Fars kültürünü