2 minute read
Havanda Su
dana ve İslami bir şuura sahipseniz, her ne sebeple olursa olsun Türkiye 'nin bir iç meselesini bir yabancı bayrağın altında çözümlemeye kalkışamaz ve hele hele Türkiye Cumhuriyeti'ni elin avrupalısına şikayet edemezsiniz!
Ederseniz kanınızdan şüphe ederim ben! Sütünüzden de şüphe ederim! Çünkü böyle bir şuursuzluk aynı zamanda bir dış müdahaleyi davet etmek ve İslamı haçlının himayesinin altına sokmak demektir!
Ne güzel söylemiş Akif:
Enseden arslan kesilmek, cepheden yaltak kedi
Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi.
HAVANDA SU
14 Mart 1 992
Karabağ üzerindeki Ermeni iddiaları iki gerekçeye dayanır: 1- Tarihi hak. 2-Nüfus çoğunluğunun Ermeniler'de olması.
İleri sürülen birinci gerekçeye göre Karabağ aslında bir Ermeni toprağı olduğu halde bir süre Azerbaycan Türkleri'nin işgalinde kalmış, Bakü'nün bu vatan parçasında hak iddia etmesi de o tarihten sonra başlamıştır.
Bir Ermeni bilim adamı olan İşhanyan, bu tarihi hak iddiasının yaygaradan ibaret olduğunu bakınız nasıl ortaya koyuyor: " ... B i r çok Ermeni' ni n Karadeniz'den Hazar Denizi'ne uzunan büyük bir ermeni imparatorluğu hayal ettiği bilinmektedir. Ama böyle bir i mparatoruk Kafkasya'da hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Ermeniler' i n asıl vatanı başta Erivan olmak üzere bir kaç eyalettir. Fakat Ermeniler son yüzyıl içinde Kafkaslar'ın çeşitli yerlerine yayılmışlardır." (B. İşhanyan, Kafkas Halklarının Sosyal Yapısı, Petersburg, 1914)
Kaldı ki 1 804 yılında başlayan Rus işgaline kadar bugün Ermenistan' ın başkenti olan Erivan' ı n bile bir Türk şehri olduğu konusunda bütün namuslu tarihçiler müttefiktirler.
Nüfusla ilgili ikinci gerekçeye gelince:
Azerbaycan 'ı kontrol altında tutu bilmek için, Azerbaycan coğrafyasının ortasında tampon bir Ermenistan oluşturmak isteyen Rusya, 1 828 'de imzalanan Türkmençi Antlaşması' ndan sonra Türkiye'den 75 bin, İran'dan 40 bin Ermeniyi Karabağ'a getirip iskan etmiştir. Buna rağmen 4 yıl sonra yapılan sayımda Dağlık Karabağ'da nüfusun % 65'inin Türk, % 35'inin Ermeniler' den müteşekkil olduğu resmen tespit edilmiştir.
Ruslar tarafından yapılan bu sayım sonunda Erivan'daki nüfusun % SO'sinin Türkler'den oluştuğu, Ermeniler'in ancak % 20'yi teşkil ettiği, geri kaları % 30'un ise Ruslar'dan ve diğer etnik gruplardan meydana geldiği anlaşılmıştır.
Komünist ihtiliilinden sonra da Rusya'nın tampon bölge siyaseti değişmemiş, bir taraftan Ermeni göçü teşvik edilirken, 200 bin Türk katledilerek veya sürgün edilerek Karabağ'da Ermeniler' in çoğunluğu oluşturması sağlanmıştır.
Şimdi, Sovyetler Birliği 'nin geleneksel Rus siyasetini devam ettirdiği anlaşılıyor.
Fakat sadece Rusya Federasyonu değil, Batı da var bu işin içi14de.
Buna rağmen, üstelik Ermenistan, Türkiye ile olan mevcut sınırların gözden geçirilmesine ilişkin parlamento kararının iptali yolunda herhangi bir girişimde bulunmadığı halde, Demirel, milletlerarası antlaşmaların garantisini hatırlatmaktan başka kayda değer bir teşebbüste bulunmamıştır.
Biliyoruz ki, bu milletlerarası garantiler Kıbrıs' ta hiçbir işe yaramamıştır!
Babasının oğlu ise Mitterand nursuzuna gitmiş, Ermeninin