2 minute read
Şah Damarımız Kesilirken
kaderimizdir bizim! ..
Şansımız, tarihimizdir! ..
Talihsizliğimiz de şu:
Türk Milleti, Gazi'nin ölümünden sonra halkın büyüme arzusunu bastırmaya çalışan, milletin temayüllerinden habersiz ve değil 50 yıl sonrasını planlamak, 50 santim ötesini dahi görmekten aciz, basiretten nasibini alamayan bir düzine korkak tarafndan yönetilmiştir. Etrafımızdaki üçbeş milyonluk devletçiklerin ve hatta eşkıyanın önünde eğilmekten, başlarını dik tutma kabiliyetlerini kaybetmişlerdir bunlar ...
Ama benim bildiğim Asya'nın asil küheylanları sırtlarındaki şaşkın süvarilere daha fazla tahammül etmeyecektir.
O küheylan, bu siyasi kadavraları sırtından silkelediği gün prangayı da parçalayacaktır, dizgini de! ..
Ş A H DAMARIMIZ KESİLİRKE_N ...
24 Ocak 1 995
Rus topçusu Çeçen başkentini dövmeye başladığında, Dışişleri Bakanımız kendisini birleşik sol partinin genel başkanı seçtirebilmek için delegelerle yoğun bir pazarlığa girişmişti.
Çeçenler, mağlup oldukları için değil, sembolik bir değer taşıyan Başkanlık Sarayı 'nı daha fazla savunmanın lüzumsuzluğuna inandıkları için, Çeçen başkentini ikiye ayıran Sunza Nehri 'nin doğu yakasına çekildiler.
Hırıstiyan Çuvaş Türkleri ve Tatarlar, Müslüman Çeçenistan' a ilk Rus müdahalesi yapıldığı günlerde Rus Ordusu'na asker vermeyeceklerini açıklamışlardı. Çuvaşlar açıklama yap� makla yetinmeyip, Rus ordusuna asker vermeyeceklerine dair bir de kanun çıkardılar.
Başkurtlar 1 2 milyon 500 bin dolar yardımda bulunurken Estonya, Çeçenistan'a hava köprüsü kurdu. Dağıstan ve İn-
guş birliklerinin bazı mevzilerde Çeçenler' i n yanında Ruslar'a karşı savaştıklarına dair haberler alıyoruz.
Dışişleri Bakanı 'mız hala delegelere kulis yapmakla meşgul. . . hükumet önce Çeçen sorununun Rusya'nın i ç meselesi olduğunu söyleyip kenara çekiliverdi. Sonra bu akıl almaz siyasi gaf. sayın Başbakan tarafından tashih edilmek istendi ama, Dışişleri Bakanlığı Türkiye ' y i çok yakından ilgilendiren Çeçenistan meselesini herhangi bir milletlerarası platforma götür
mekten de çekindi. Çünkü Murat Karayalçın'ın B akanlığı Çeçenistan meselesini hala Rusya 'nın bir iç sorunu olarak kabul ediyor ki, gerçek hiç de öyle değildir.
Şöyle ki:
Ruslar üniter bir devlet değil, federasyondur.
B ünyesindeki özerk cunhuriyetler ele hukuk bakımından birer federe devlettir. Rusya Federasyonu , Sovyet sistemi çöktükten sonra, özerk cumhur iyetlerin federasyon anlaşmasına katılmasıyla yeniden kuru lmuştur. Ancak bu yeniden kurulma aşamasında Çeçenistan ve Tataristan federasyon antlaşmasına katılmamışlardır. Çeçenistan işte bu safhada bağımsızlık ilan etmiştir ki, federasyonun yeniden kurulma aşamasında b i rliğe katılmayıp, bağımsızlık ilan etmek hukuka uygundur.
Nitekim Slovenya, Hırvatistan, Bosna - Hersek ve Makedonya, Yugoslavya federal otoritesinin onayı aranmaksızın Yugoslavya Federasyonu'ndan ayrılmış, Çekoslovakya ise aynı hukuk kuralına uygun olarak iki devlete bölünmüştür. Ş imdi Slovenya, H ırvatistan, B osna - Hersek, Makedonya ve Slovak cumhuriyetleri için kabul edilen hak, Çeçenistan söz konusu olunca reddedilmektedir. Nitekim Litvan
aynı hukuk kuralını zımnen kabul etmiştir.
Şu şartlar altında Türkiye artık üzüntülerini bildirmekle kalmamalı, başta İslam Zirvesi olmak üzere bütün milletlerarası kuruluşları harekete geçirmelidir. Çünkü Rusya, Çeçenistan' da şah damarımızı kesmekle meşguldür.