5 minute read
Kim Bu Hainler"
veya Birleşmiş Milletler' i yok saymak mantığıyla hareket etmemiştir. Aksine Cumhuriyet Meclisi'nin böyle bir karar almasına, hiç bir zaman federasyonu benimsemeyen ve hatta Türkler' le bir arada yaşamak i stemediklerini bütün dünyaya ilan eden Rumlar ' ın, adayı Atina' ya bağlamak isteyen Yunanistan' ın ve 1 50 bin Türk' ü Akdeniz' in ortasında tecrit eden Güvenlik Konseyi üyelerinin anlayışsızlığı sebep olmuştur.
Rumlar' ı n silahlanma harcamalarını günde 2 bin dolara çıkarmalarına, R u m ordusuna 7 bin 500 Yuna n l ı ' n ı n alınmasına, Rum Yönetimi'nin Atina ile tecavüz amaçlı antlaşmalar imzalamasına, Yunanista n ' a deniz ve hava üssü sağlama kararı almasın a bütün dünyanın seyirci kalması
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tabii olarak yeni politikalar aramaya sevketmiştir. Eğer bu konuda bir suçlu aramak gerekiyorsa, bütün ışıldakların Rum yönetiminin üzerine çevrilmesi gerekir. Komünistlerle birleşip teklifin aleyhinde oy kullanan ve "Biz böyle b i r kararın ardından gidemeyiz" diyen Özker
Özgür, Kıbrıs ' ın Avrupa B irliği'ne alınması halinde KKTC'nin içine sürükleneceği girdabın da hata farkında değildir. Bu karar, Özker Özgür'ün lideri bulunduğu Cumhuriyetçi Türk Partis i' n i n koalisyon ortağı olması sebebiyle Kıbrı s ' ta muhtemelen bir hükumet krizinin çıkmasına yol açacaktır. Ama Cumhuriyet Meclisi, federasyonla ilgili tüm kararları iptal etmekle, yıllardan beri devam edegelen bir büyük krizi çözmüş ve Kıbrıs Türklüğü'nün istikbalini teminat altına almıştır. Şimdi sıra Türkiye' dedir! . .
KİM B U HAİNLER?
1 Eylül 1 994 K KTC Cumhuriyet Meclisi 'nin, federasyonu tek çözüm
yolu olarak kabul eden bütün kararları iptal etmesinden, yani Türkiye ile bütünleşme sürecini başlatmasından sonra, adada öteden beri varlığı bilinen hücre faaliyetlerinde sinsi bir kıpırdanma başlamıştır.
Kimini bizzat Amerikan Büyükelçisi'nin, kimini de İngiliz Komiseri 'nin yönetip yönlendirdiği bu hücre faaliyetlerinin hedefi, ecnebi güçlerin kontrol altına alamadıkları Başbakan Sayın Hakkı Atun'un "altını oymak" ve beklenmedik bir zamanda hükumet krizi çıkararak, bunalım ortamından Londra ve Washington hesabına istifade etmektir.
Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği, geçen Pazar günü bir açık mektup yayınlayarak düşman beşinci kolunun hücre faaliyetlerine Sayın Başbakan'ın dikkatini çekmesine rağmen, bu konuda henüz bir kovuşturmanın yapılmayışını esefle müşahede ediyoruz.
Giderek yoğunlaştığını öğrendiğimiz bu yönlendirme faaliyetlerine bir süre daha seyirci kalınması halinde, üç gün önce alınan tarihi kararı tamamlayıcı mahiyette bir dizi milli tasarrufta bulunmaya hazırlanan Hakkı Atun'un koltuğu İ n giltere v e Amerika'dan uzanan ellerce sarsılmaya başlanacaktır.
Bu sarsıntıya meydan vermemek için, ilk hamleyi Sayın Başbakan'ın yapması gerekir, aksi halde inisiyatif piyonların eline geçecektir.
Şimdi Sayın Hakkı Atun 'dan aşağıdaki sorulara cevap vermesini bekliyoruz: 1- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde, yabancı devletler tarafından finanse edildiği halde, yasal statü kazanan örgüt var mıdır? Varsa kaç tanedir? Yoksa hücreler halinde çalışan bu örgüt mensuplarının yasal zeminde faaliyet göstermeleri nasıl izah edilebilir?
2- B u örgütlere karşı herhangi bir tedbir alınmış mıdır? Alınmadı ise hükumeti hareketsiz bırakan sebep ve saikler nelerdir? 3- Hücre faaliyetlerine katılarak Kıbrıs Türk halkını İngiltere ve Amerikan politikaları istikametinde yönlendiren önemli makamlardaki KKTC vatandaşları kimlerdir? 4- ABD Büyükelçisi Türk kesiminde kimlerle sık sık temas etmektedir? ABD Büyükelçisi' nin KKTC vatandaşı olan ajanları hangi h a i n l erle s ı k sık görüşmek i h t iyacını duymaktadır? 5- İngiliz Komiseri, ticaret ve siyaset sahasının hangi
meşhurlarına niçin yemek vermiştir? Bu yemekli toplantılar nerelerde gerçekleşmiştir'? 6- İngiltere Komiseri ve Amerikan Büyükelçisi ile temas halinde olan müşavir ve müsteşarlar kimlerdir'� Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 'nin milli politikalarının aleyhinde kullanmak k a y d ı y l a B ir l e ş m i ş M il l e t l e r m a k a m l a r ı n d a n p a r a alanlar v a r mıdır?
B üyük Türk M illeti, Sayın Hakkı Atun'dan bu soruların cevaplandırılmasını ve hainlerin açıklanmasını beklemektedir.
İNÖNÜ'NÜN KEŞFİ
9 Eyliil 1994
B unun babası da böyleydi.
B urnumuzun dibindeki Ege adaları, İkinci Dünya Sava� ı 'ndan sonra adeta altın bir tepsi içinde sahib--i aslisine takdim edildiğinde "bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz
yoktur ! " gerekçesiyle i kramı reddederek, Türkiy e ' y i halen içinde yaşayageldiğimiz sıkıntılara sürükledikten sonra, tarihi yanılgısını nasıl itiraf etmişti biliyor musunuz'?
Bir deniz gezintisinde, kaptanın adalara çarpmamak için
habire dümen kırışından herhalde midesi bulanmış olacak ki, "Vay be" demişti: - Bu adalar sahillerimize ne kadar yakınmış ! Ş imdi Ege adalarının sınırlarımıza yakınlığını, büyük bir deha, engin bir zeka ve tarihin eşine rastlamadığı fevkalade bir uzak görüşlülükle bir kere de oğlu keşfetmiş bulunuyor. SHP'nin Onursal Genel B a şkanı olan bu hayırlı oğul, İzmir' in Helvacı beldesinin B elediye B aşkanı Münir Nurettin Bayram' ın makam odasındaki kabartma Ege haritasını dakikalarca inceledikten sonra, büyük keşfini et�afındakilere ilan edivermış. Ve demiş ki: - Yunan adaları bize ne kadar da yakınmış ...
Devlet Bakanı ve B aşbakan Yardımcısı olarak da, SHP Genel Başkanı, bilahare Onursal Genel B aşkan olarak ve nihayet fizik profesörü olarak da Erdal İnönü'nün Türkiye'nin en önemli sorunlarına ne kadar ilgisiz olduğunu ve devlet idaresini ne denli hafife aldığını bu son keşfinden anlamak mümkündür. Tabii Türkiye'nin kimlerin elinde bu hale getirildiğini ve 1 0 milyonluk Yunanistan' a meydan okuyanların hangi vasatta kahramanlık tasladıklarını da anlamak mümkündür bu keşiften!
Yunan adalarının değil, Ege adalarının Türk sahillerine yakınlığını 70 yaşından ve şunca devlet tecrübesinden ( ! ) sonra keşfetmek dehasını gösteren o Erdal İnönü ki, yıllardan beri parlamento Dışişleri Komisyonu'nun da başkanıdır!
Oysa on yaşını idrak eden her Türk çocuğunun yüzünü kızartır bizim batı sınırlarımız . . .
O n yaşını idrak eden her Türk evladı, bir fırsatını yakalayıp, Ege adalarını ilhak etmenin hayalleriyle yaşar ...
Bu hayalle yaşamayanlar belki torun bakıcısı, kamyon sürücüsü, minibüs muavini, kabzımal falan olur ama, mil-
letvekili ve hele devlet adamı olamaz! Olursa felaketimiz demektir.
ÖZKER VE TAKIMI
13 Aralık 1 994 Bu yazı dört gün önce yazılmış olmasına rağmen, Cumhuriyetçi Türk Partisi Lideri Özker Özgür' ün komünist militanlara talimat vererek, gazetemizin Kıbrıs 'taki dağıtım ve satışını engellemesi sebebiyle yayını ertelenmiştir. B iz herşeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti' ne hakaret ettiği için üç yıl önce Türk Elçiliği tarafından pasaportu iptal
edilen Özker Özgür ve takımını büyük Türk Milleti'ne tanıtmaya devam edeceğiz. Önce CTP'nin elinde bulunan B akanlıklarda hangi dolapların döndürüldüğünü özetlemek istiyorum. Turizm'den sorumlu Devlet B akanlığı 'nın yaptığı yegane propaganda Kıbrıs' ı tek ülke olarak göstermekten ibarettir! Eğitim B akanlığı Kıbrıs Türklüğü'nü Anavatandan kopar
maya gayret ederken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik B akanlığı, işsizlerin, yani gayrımemnunların sayısını artırmak için şir
ketleri işçi çıkarmaya teşvik etmektedir. Tarım ve Doğal Kaynaklar B akanlığı' ndaki uygulama ise, tam bir rezaletten ibarettir. B akınız neler olmaktadır bu B akanlıkta: Apartman y önetmekten a c i z olanlar y ı l l ardır Türkiye
Cumhuriyeti ' n i idare ettikleri için, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti elektrik enerjisi bakımından hala Rum kesimine muhtaçtır.
Bu bakımdan Rumlar, hem KKTC ekonomisine zarar vermek için hem de halkı Türkiye aleyhine kışkırtmak için sık sık elektriği keserler. Fakat elekrikler her akşam, haber bültenlerinde, özellikle Denktaş' ı n Rumları hedef alan açıklaması yapılırken kesilir.