Sandıktan Çıkan Kent
Ke
ı-4 r a l l a as M nt
Özlem Kılınçarslan Sözbilir Resimleyen: Yassir S. Rasan - Anıl Tortop
Kent Masalları - 4
Yazar Özlem Kılınçarslan Sözbilir Çizer Yassir S. Rasan - Anıl Tortop Yay›n Yönetmeni Yunus Bekir Yurdakul Grafik Tasar›m Rifat K›r›toğlu Baskı Özden Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. Koll. Şti. İZMİR / 15.05.2009
ISBN: 978 - 605 - 5742 - 27 - 0 SERTİFİKA NO: 12172 © Her hakkı saklıdır ve Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne aittir. Yazıları ve resimleri başka bir esere aynen veya değiştirilerek alınamaz ve yayımlanamaz.
Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir. Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Nu. : 38/Z-1 Konak İZMİR - www.top.com.tr Telefon: 90.232.4257963 Belgegeçer: 90.232.4459112
2
Günlerden bir gün bizim evin bahçesindeki dut ağacından bir serçe havalandı. Bakakaldım ardından. Uçtu, uçtu; memleketin birinde ıhlamur ağaçlarının çokça bulunduğu bir kente vardı. Ağaçlardan en ulu ve en yaşlısını kestirdi gözüne. Bir güzel yerleşti dallarından birine. Rastlantı bu ya, ıhlamur ağacı çevredeki çocukların buluşma yeriydi. Burada toplanır planlar yapar, oyunlar oynarlardı. Yalnızca Deniz onlara katılmazdı. Sırtını ıhlamurun kalın gövdesine yaslayıp hayallere dalardı. “Ne yapıyorsun?” diye sorduklarındaysa “Ne yapacağımı düşünüyorum.” derdi. Bizim serçe şöyle bir süzdü çevreyi. Aşağıda oturan Deniz’e ilişti gözü. Sonra, bir grup çocuğun yaklaşmakta olduğunu gördü. Olacakları izlemeye koyuldu, sessizce. 3
Deniz’in yanına gelen Caner, “Sonbahar yaklaşıyor, yakında yağmurlar başlayacak, o zaman burada oturamayacaksın.” dedi. Bu sırada Tuna atıldı, “Belki de oturmasına gerek kalmaz, o zamana dek ne yapacağına karar vermiş olur.” dedi alaycı bir tavırla. Diğerleri Tuna’nın bu sözleri karşısında gülüştüler. Deniz söylenenlere aldırış etmedi. Güneş, turuncu bir topa dönüşene dek orada oturdu. Deniz’in bu umursamaz tavrı, Tuna’yı hem öfkelendiriyor hem de şaşırtıyordu. Bir sabah çocuklar basketbol oynamaya gittiler. Deniz, yine sırtını ıhlamur ağacına yaslamış, kuru bir dal parçasıyla toprağa şekiller çiziyor, bozup yenilerini yapıyordu. Bu sırada ip atlaya atlaya gelen Eren’i gördü. “Geciktin, sahadalar.” diye seslendi. Eren, Deniz’e yaklaştı, “Bugün basketbol oynamak istemiyorum, istersen birlikte ip atlayabiliriz.” dedi. Deniz, “Sen atla, ben istemem.” diye yanıtladı. 4
Eren, bir süre Deniz’in yanına oturup çizdiği şekilleri inceledi. Sonra kalkıp ip atlamaya devam etti. Eren zıpladıkça yerden gelen ses Deniz’in dikkatini çekti; yer yer gümlemeyi andırıyordu. Bir süre kulak kabarttı. Sonra gidip Eren’in yanında zıplamaya başladı. Eren şaşkın şaşkın Deniz’e bakıyordu. Deniz, sağa sola, ileri geri zıplıyor, ayaklarını yere vuruyordu. Davranışının nedenini açıklayınca Eren de denemeye başladı. 5
Sandıktan Çıkan Kent Bu kitap da nereden çıktı? Bir kitapçının deposundan mı? Yoksa bir hediye paketinden mi? Belki de tuhaf bir sandıktan! “Olur mu canım!” diyenler. Sizi duydum. Tuhaf sandıkları bu kadar küçümsemeyin. İçlerinden ne çıkacağı hiç belli olmaz. Sandıktan Çıkan Kent’i okuyanlar, bu durumu hiç de tuhaf bulmayacaklar…
ISBN 978-605-5742-27-0
www.top.com.tr
9 786055 742270