SI REN K= AYALIKLA RI Esin Ulutaş Çizer: Hilal Üstgül
SI REN K= AYALIKLA RI Esin Ulutaş Çizer: Hilal Üstgül
SI REN K= AYALIKLA RI Yazar Esin Ulutaş Çizer Hilal Üstgül Genel Yayın Yönetmeni Özlem Tortop Akkaya Başeditör Yunus Bekir Yurdakul Grafik Tasarımcı Bora Çokdinleten
ISBN: 978-605-4634-65-1 Sertifika No: 12172 İzmir, 18 Nisan 2014 Baskı: Özden Ofset Matbaacılık ve Ambalaj San. Koll. Şti. Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Atatürk Mahallesi Gazi Bulvarı No: 148-B Kemalpaşa / İZMİR
Sertifika No: 15666 © Her hakkı saklıdır ve Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketine aittir. Yazıları ve resimleri aynen veya değiştirilerek alınamaz ve yayımlanamaz.
Top Yayıncılık Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi Dr. Faik Muhittin Adam Cad. Nu. : 38/Z -1 Konak İZMİR - www.top.com.tr Telefon: 0232 425 79 63 - 445 91 12 Belgegeçer: 0232 489 37 37
Düşleri olan çocuklara...
Esin Ulutaş, yazar Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde Edremit diye şirin mi şirin bir kasaba varmış. Bu kasabada yaşayan Gürpınar ailesinin bir gün Esin adını verdikleri minik bir kızları olmuş. Esin, düş kurmayı çok severmiş. Babaannesinin tarihi evinde, onun anlattığı hikâyeleri dinleyip onun pirinç karyolasına yatar, kendisini uyuyan prenses olarak düşünürmüş. Gözlerini tahta tavana diker, budakların oluşturduğu şekilleri bir şeylere benzetirmiş. Budaklar bazen külkedisinin kabaktan yapılmış arabası, bazen Kaptan Hook’un gemisi, bazen Alaaddin’in sihirli lambası olurmuş. Akçay’da denize girdiğinde karabalığın peşine takılır, Kaz dağlarına pikniğe gittiğinde kırmızı başlıklı kızı ararmış. Babası ona çeşit çeşit kitaplar alınca bir an önce okumayı öğrenmek istemiş, Cumhuriyet İlkokulu’na gidip çalışkan bir öğrenci olmuş. Büyüdükçe düşleri de büyümüş. Bu düşlerden hikâyeler yazmış. Edremit Lisesi’ne giderken hikâyeleri okul gazetesinde yayımlanmaya başlamış. Tarihe merak salınca tarih öğretmeni olmuş. Zaman makinesi kurup öğrencilerini tarihi hikâyelerin içinde gezdirmiş. Biliyormuş ki her düşten bir hikâye doğar, her hikâye bir düşe açılır ve yine eminmiş ki yaşam, düş ve hikâye demektir. Yazarımız bu gerçeği anlayınca çocuklar için hikâyeler yazmış. İstemiş ki onlar da düşler kursun, yenidünyalar yaratsın. Yeni hikâyeler yazılsın, dünya zenginleşsin, yaşam renklensin ve çocukların düşleri hiç bitmesin. Gökten üç elma düşmüş, biri yazanın, biri okuyanın, biri de okuduğunu ötekilere anlatanın başına…
Hilal Üstgül, çizer 1981’de İzmir’de doğdu. DEÜ Resim İş Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Halen aynı üniversitede yüksek lisans öğrenimini sürdürüyor. Kitap okumayı çok seviyor, en çok da romanları… Ama şimdilerde çizer olmakla meşgul. Kısa süre önce fark etti ki kitap resimlemek oldukça eğlenceliymiş. Dahası var; çizdiği kimi karakterler bazen kâğıttan fırlayıp canlanıyormuş! Bazı sihirli sözleri biliyor galiba...
Bölümler Elveda Eski Şehrim ehrim Merhaba Foça .................................... 7 Gizemli Sandık ............................................................................. 18 Gece Yarısı Bahçe Kapısının Önünde ......................... 30 Orada Siren Denilen Kuşlar Yaşarmış.........................40 Açıl Mağara Kapısı Açıl... ...................................................... 49 Ben İthaka Kralı Odysseus................................................... 59 Tek Kanıtım Harita .................................................................. 76
ELVEDA ESKİ ŞEHRİM MERHABA FOÇA “Çocuklar, taşınmamız gerekiyor.” dedi babam. Kulaklarıma inanamadım. Yanlış duymuş olmalıydım. “Taşınmamız mı gerekiyor?” diye sordum hayretle. Nereden çıkmıştı şimdi bu? “Çünkü tayinimiz çıktı.” Annem, “Babanız, çalıştığı bankanın Foça şubesine atandı.” dedi. Durumdan hoşnut olduğu sesinden belli oluyordu. Özgür, gözlerini kocaman açtı. “Ama ben burayı seviyorum.” Babam kendinden emin bir tavırla “Orayı da seveceksin.” dedi. “Peki, benim okulum ne olacak?” diye sordum, kaygılı bir sesle. “Yeni bir okulun olacak Özgeciğim.” dedi, “Yeni arkadaşlar…” 7
Yeni arkadaş istemiyordum. Yıllardır her şeyimi paylaştığım arkadaşlarımı seviyordum. Babam, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, “Tatillerde arkadaşlarını bize davet edebilirsin.” dedi. Canım sıkılmıştı. Bilmediğim bir şehirde, bilmediğim bir okulda, tanımadığım çocukların arasında ne yapacaktım ben? Annem gülerek “Belki de orasını daha çok seveceksin. Görmeden karar verme istersen.” dedi. Özgür, “Peki, ne zaman taşınıyoruz?” diye sordu. Onun da yüzünde endişe vardı. “Okullar kapanır kapanmaz.” dedi babam. “Ama okullar haftaya kapanıyor!” diye bağırdım, “Bu kadar çabuk olamaz!” Annem yanıma oturup saçlarımı okşadı. “Özgeciğim, bu hafta arkadaşlarınla vedalaşırsın. Pazar günü de taşınırız.” 8
Sesi yumuşacıktı ama benim yumuşamaya pek niyetim yoktu. Babam, “Endişelenmeyin.” dedi; “Foça tam çocuklara göre bir yer. Görünce bana hak vereceksiniz.” Annem benim en sevdiğim meyve ve çerezlerden getirmişti. Canım hiçbir şey istemiyordu. Taşınmak, buradaki sevdiğim her şeyden ayrılmak demekti. İştahım iyice gitmiş, başka zaman severek yediğim şeylere elimi bile sürmemiştim. Ben üzülüyorum diye annemin de neşesi kaçmıştı. Babama, “Taşınma konusu çocukları huzursuz etti.” dedi. Babam, bize gülümseyerek baktı. “İnanın her şey çok güzel olacak. Deniz kıyısında bir kasabaya gidiyoruz. Bahçeli, kocaman bir ev tutarız. İsterseniz bir köpek bile alabilirsiniz.” İşte, Özgür’ün kalbine giden yol! Kardeşim geçen yıldan beri bir köpek istiyordu. 9
Sevinçle babamın boynuna atıldı. “Yaşa babacığım, yaşa!” diyerek onu yanaklarından öpmeye başladı. Babam, en azından çocuklarından birini memnun etmenin sevinciyle gülümsedi. Kocaman bahçeli ev, Deniz, sevimli bir köpek… Hepsi güzel de ben yine de bu taşınma işinden pek hoşlanmamıştım. “Yarın babanız ev tutmak için Foça’ya gidecek. Biz de eşyaları toplamaya başlamalıyız.” Bir hafta boyunca evde bir koşuşturma yaşandı. Annem telaşlıydı. “Nereden başlasak acaba? Çocuklar, arka odadan gazete kâğıtlarını, karton kutuları getiriverin.” 10
Özge ile Sedat, Özgelerin bahçesindeki kulübede buldukları küçük tahta sandığı zor da olsa açarlar. Sandığın tabanına gizlenmiş eski bir harita sanki onları Siren Kayalıkları’na çağırmaktadır. İki arkadaş, bir gece yarısı, sessizce düşerler yola. Siren denilen kuşların da yaşadığına inanılan kayalıklara gizlenmiş mağarada onları İthaka Kralı Odysseus karşılar...
ISBN 978-605-4634-65-1
9
786054 634651