YaşaMSal Dergisi Sayı 3

Page 1



‹Ç‹NDEK‹LER YIL: 2 ::: SAYI: 3

HAZ‹RAN 2005

02 03-04-05

Merhaba Multipl Skleroz Bilimsel Araflt›rmalardan Tedaviye

06-07 08 09-10-11-12-13-14 15

‹çimizden Birileri Röportaj: Prof Dr. Ceyla ‹rkeç Multipl Skleroz ve Aile Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu

16-17-18 19 20-21-22-23

Fizyoterapi - Yutma Güçlü¤ü MS Ankara Bilimsel Çal›flma Grubu Türkiye Multipl Skleroz Derne¤i Ankara fiubesi

24-25-26-27-28 29 30-31 32 33-34-35-36-37-38

MS ve Gebelik MS ve Myelin ‹letiflimsizlik Becerisi Ulusal Multipl Skleroz Dernekleri Abana

39

MS Dünyas› Toplant›lar

40

fiiir


Editör’den... Dr. ‹. Özcan ERTÜRK Yeniden Merhaba, Sevgili dostlar, arkadafllar merhaba, ürkiye Multipl Skleroz Derne¤i Ankara fiubesi Yay›n Komisyonu olarak ’›n 3. say›s›n› sunman›n sevinci ve hakl› gruru ile hepinize merhaba. Sizlerden ald›¤›m›z destek ile daha nice say›larda birlikte olaca¤›z. Bu aflamada sizlerden istedi¤imiz ’a yaz›lar›n›zla da destek vermeniz olacakt›r. Bildi¤iniz ve ilk say›da belirtti¤imiz üzere hedef kitlemizin geniflli¤i (hasta, hasta yak›n›, fizyoterapist, hekim vb) nedeniyle içerik yelpazesi de genifl olmak durumunda. ‹çerikte dernek ve çal›flmalar› yan›s›ra bilimsel ve kültürel yay›nlara da yer veriyoruz. Bu durum bir zorluk yaratmakla birlikte, titiz de¤erlendirme ile hassas dengeyi sa¤lamaya çal›fl›yoruz. Bu say›m›zda çok ilgi görece¤ini düflündü¤ümüz “MS:Bilimsel araflt›rmalardan tedaviye” bafll›kl›, MS tedavisi konusundaki son geliflmelerin aktar›laca¤› yaz› dizisinin ilk k›sm›n› bulacaks›n›z. Bu diziyi fleref üyemiz Prof.Dr. Rana KARABUDAK kaleme ald›. ‹çimizden Birileri bölümünde Afl›r Nadar ve Semih Alikaya sizlere oldukça s›cak ve içten duygular›n› aktaracaklar. Röportaj bölümünde bu ay MS camias›n›n yak›ndan tan›d›¤› Prof.Dr. Ceyla ‹RKEÇ konu¤umuz olacak. Hastalar›m›z›n iyilik halinin sürdürülmesinde olmazsa olmaz alanlardan biri olan Fizyoterapi bölümünde Hacettepe Üniversitesi Fizik _02

Tedavi Yüksek Okulu’nu tan›yacak ve MS hastalar›nda zaman zaman önemli sorunlara yol açabilen ve s›kl›kla gözard› edebildi¤imiz disfaji (yutma güçlü¤ü) konusunda uzman›ndan bilgi edinece¤iz. Bu say›da dernek faaliyetlerimize gönüllü olarak kat›lan, emeklerinin karfl›l›¤›n› hiçbir flekilde ödeyemeyece¤imiz gönüllülerimizi, u¤rafl› ö¤retmenlerimizi ve dernek bilimsel çal›flmalar›na destek veren hekimlerimizi sizlerle buluflturmaya bafll›yoruz. Kapak Konusu olarak yerleflen MS’e Gönül Verenler bundan sonraki say›lar›m›zda da devam edecek ancak bu say›da MS’te çok önemli ve temel olan MYEL‹N konusunu bulacaks›n›z. Say›n Yalç›n Ata ise bizlere ABANA’ n›n güzelliklerini de¤iflik yönleriyle sunuyor. Sevgili dostlar, 3. say›dan itibaren bas›mevimizi de¤ifltirdik. KOZA Yay›n Da¤›t›m A.fi.’ye çok s›cak ve yak›n davran›fllar› için teflekkür ederiz. Önemli bir teflekkürümüzü de sizler ad›na, katk›lar›ndan dolay› GEN ‹laç ve Sa¤l›k Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. fiti.’ne sunmak isterim. Derginin sizlere ulaflmas›ndaki kayg›lar›m›zdan dolay› adres de¤iflikliklerinizi ve lütfen derginin elinize ulafl›p ulaflmad›¤›n› bizlere bildiriniz. Yeni say›larda buluflmak üzere hofl ve esen kal›n. Sevgi ve Sayg›lar›mla, ioerturk@yahoo.com


Multipl Skleroz B‹L‹MSEL ARAfiTIRMALARDAN TEDAV‹YE Prof. Dr. Rana KARABUDAK

Multipl Skleroz (MS) bilindi¤i gibi ba¤›fl›kl›k sistemi çerçevesinde geliflen bir merkezi sinir sistemi hastal›¤›d›r. Myelin dedi¤imiz katman ya¤, su ve protein bileflenlerinden oluflur ve merkezi sinir sisteminin beyaz cevherini gelifltirir. Sinir iletim hatt›n› oluflturan akson dedi¤imiz sinir tellerine k›l›f oluflturarak farkl›, kaliteli ve h›zl› iletim hizmetleri sunabilmesini sa¤lar. MS’te ba¤›fl›kl›k sisteminin baz› savunma elemanlar› myelinin bileflenlerinden birini veya bir bölümünü organizma için yabanc› addetmeye bafllayarak patolojik süreci bafllat›r. Burada myeline ve içinde korudu¤u sinir iletim hatt›na (akson) karfl› istilac›lara karfl› vermeleri gereken bir mücadele bafllat›lmakta. ‹flte bu s›rada beyaz cevher zedelenmekte ve varolan TH1TH2 hücre ve arac›lar sistemi dengesi TH1 yönünde (iltihabi geliflmelere do¤ru) bozulmaktad›r. MS son verilere göre tüm dünyada ço¤unlu¤u genç ve üretken yaflta 2.5 milyon insan› ilgilendirmektedir. ‹yi huylu seyir yan›nda hastalar›n bir bölümünde ataklar, önemli bir bölümünde de de¤iflik oranlarda ilerleyici gidifl görülmektedir. 1993’te MS ile ilgili çal›flmalar hastal›¤›n do¤al seyrini olumlu anlamda etkileyebilecek yönde ilk meyvelerini vermiflti. Bu çal›flmalar ile hastalar›m›z için atak s›kl›¤›n› azaltabilecek, ataklar›n fliddetini düflürebilecek ve biliflsel yönden

de koruyucu olma umudu veren ilaçlar gündeme girdi. ‹mmünmodulatuar dedi¤imiz, hastal›¤› tetikleyici ve sürdürücü mekanizmalar› olumlu yöne kayd›rma potan-

siyeli tafl›yan ilaçlar. Erken dönemde s›k atak geçiren ve özürlülük riski tafl›yan hastalar›m›z için bu ilaçlar (Beta grubu interferonlar: Betaferon, Avonex ve Rebif ile gla03_


tiramer asetat: Copaxone) kayda de¤er bir koruma ad›m› oluflturdu. Öte yandan MS alan›nda yürütülen araflt›rma çal›flmalar› da bu ad›mla h›z kazand›. Altta yatan mekanizmalar› daha iyi anlamaya bafll›yorduk. Yine de bu ad›m yeterli de¤ildi: a) Hastalar›n bir bölümü bu tedavilere çok iyi cevap verirken bir bölümünde yan›t al›nam›yordu veya bir süre sonra yan›t azal›yordu, b) Yavafl ya da h›zl› ilerleme gösteren hastalar›m›z bu flemsiye alt›na al›namamaktayd›. Özellikle hayat›n bahar›n› etkileme potansiyeli olan ve ilk y›llarda gidifli belirsizlikler tafl›yan bir hastal›kla bafl bafla iseniz zaman çok önemlidir. MS ile mücadele hem kiflisel düzeyde hem de toplumsal alanda sonucu al›nacak bir mücadeledir. Sa¤l›kl› bilgiye ulaflmak burada en önemli güçlerimizden biridir. Hastalar›m›z›n büyük ço¤unlu¤u erken dönemde bilimsel kaynaklara ulafl›p durumlar› ile ilgili bilgiyi edinmektedir. Ak›l, sa¤duyu ve tedavi ekibi ile iflbirli¤i içinde vesvese ve umutsuzlukla y›k›c› de¤il; üretken ve dayan›kl› olabilmenin yollar›n› bulmaktad›rlar. Onlar›n bu mücadelelerine var gücümüzle destek olmak çabas›nday›z. Zaman önemli. Son y›llarda yürütülen çal›flmalar›n giderek ivme kazanmas›, çal›flmalar›n yürütülmesindeki titizlik hastalar›m›z _04

kadar bize de güç veriyor. Uluslararas› çal›flmalar hariç yaln›zca ABD’ de MS’e iliflkin çal›flmalar›n 2005 May›s ay› itibar› ile say›sal dökümü 169. Bir o kadar ve daha fazla çal›flman›n da di¤er ülkelerde yürütülüyor olmas› gerçekçi bir tahmin. Bu yaz›da bu çal›flmalar›n aras›nda potansiyel vaat edenlerine yer vermek istiyorum.

MS Tedavisinde Gelecek Vaat Eden Tedaviler I: Mitoxantrone: Hücre DNA’s›na ba¤lanarak etki eder ve y›k›c› görevler üslenebilecek T ve B hücre gruplar›n› ortadan kald›r›r. Bu anlamda immün-supresif yani ba¤›fl›kl›k sistemini bask›lay›c› bir ilaçt›r. Atak s›kl›¤›n› azalat›c› immün-modulatuar tedaviye cevaps›z hastalarda veya atak ve düzelmeler dönemi sonras› h›zl› ilerleyici döneme gidifl aflamas›ndaki hastalarda bir kurtarma tedavi ajan› olarak kullan›lmaktad›r. Bu aflamada ba¤›fl›kl›k sistemini yeniden olumlu cevap verir hale getirmek amaçlanmaktad›r. FDA (Amerika) ve Avrupa ‹laç Denetim Kurumlar›nca MS’te onay alm›fl ve kullan›ma girmifltir. Mitoxantrone ile di¤er immünmodulatuar ilaçlar›n birlikte etkilerini de¤erlendirmeye yönelik bir dizi çal›flma deneme aflamas›ndad›r. T Hücre uyar›c› eflsinyallerini bloke etmeye yönelik tedaviler: CD4+ T hücreler ba¤›fl›kl›k cevab›n› oluflturmada kritik rol oynarlar. T hücrelerin aktive olmas› için bu hücreler: T hücre reseptörleri-MHC yap›s› arac›l›¤› ile antijeni sunan hücre eflli¤indeki antijeni yani “yabanc›”y› tan›mas› gerek-

mektedir. Bu tan›ma esnas›nda T hücreleri aktive eden sinyaller do¤ar. Ancak efl-sinyaller olmadan T hücre iltihabi reaksiyonlar› yürütmek ve yabanc›n›n y›k›m› için tam aktive olmaz. Efl-sinyal sistemi CD28-B7 {CD80 (B7-1)-CD86 (B7-2)} ve CD40-CD40L gibi birbirini tan›yan arac›lar sistemi ile ifade edilir. Bu arac›larla tan›ma kayda geçer ve bu “yabanc› olan›n” uzaklaflt›r›lmas› için T hücreleri harekete geçirilir. ‹flte “Bu sinyal sistemi k›r›l›rsa beyaz cevher iltihab› ve zedelenmesi önlenebilir mi?” düflüncesiyle yürütülen araflt›rmalar var. CTLA4Ig -RG2077 (Repligen Corp.) kodlu bu amaca hizmet etmesi muhtemel bir molekül faz I aflamas›nda deneniyor. Faz 1 klinik araflt›rmalar›n deneysel dönemden sonra insanlarda denendi¤i ilk aflamas›. Bu aflamada güvenli doz denemeleri yap›l›yor. Sitokinleri hedefleyen tedaviler: Sitokinler aktive T hücreler arac›l›¤› ile sal›nan ba¤›fl›kl›k sisteminde iltihab› sürdürücü veya sonland›r›c› olabilen; ihtiyaç duyuldu¤u mikro-çevreye etkin moleküllerdir.


Bunlardan iltihab› önleyici görev alanlarla ilgili çal›flmalar bir süredir birçok düzeyde sürdürülmekteydi. IL-12 molekülü fagositik hücrelerce üretilen ve sitokin üretimini art›ran bir moleküldür. Salbutamol (ABD’de albuterol) sa¤l›kl› bireylerde monositer hücrelerden seçici olarak IL-12 üretimini engelleyen bir ajand›r. Harvard nöroimmunoloji grubu araflt›rmac›lar› a¤›zdan verilen Salbutamol’un ilerleyici MS’lilerde IL-12 üretimini engelledi¤ini gösterdiler. Halen ayn› ilac›n Copaxone ile birlikte etkinli¤i faz II aflamas›nda araflt›r›lmaktad›r. Bir baflka tedavi ajan›: Fosfodiesteraz inhibitorü - Rolipram asl›nda bir depresyon ilac› olarak bilinmekle birlikte, yine IL-12 yi düflürdü¤ü gösterilmifltir. Farelerde, s›çanlarda ve memeli hayvanlarda bu etkisi tekrarlanm›fl bir ilaçt›r. Ayr›ca kan-beyin engeli geçirgenli¤ini düzenleyici etkisi de olabilir. IL-12 yi engelleyici monoklonal üretilen antikorlar da klinik çal›flmalar için haz›rlan›yor. Adezyon Moleküllerini Hedefleyen Çal›flmalar: Adezyon molekulleri hücrehücre ve hücre-hücre d›fl› matriks iliflkilerini düzenlerler ve bu nedenle immünolojik cevab›n birçok aflamas›nda ifle kar›fl›rlar. Özellikle kan-beyin bariyerinin düzenlenmesinde önemlidirler. 1999’da, anti-alpha 4 integrin antikoru (Antegran-Natalizumab) ilk olarak 72 RR ve SPMS hastada denendi. Bu çal›flma hastalar›n MR aktivitelerinde çok belirgin bir düzelme sa¤lad›. ‹laç damar yoluyla ayda bir uygulanm›flt›. Bu çal›flmadan sonra içinde ülkemizden 3 ünitenin de

(Hacettepe, Cerrahpafla ve Çapa T›p Fakültelerinin MS Tedavi Gruplar›) oldu¤u çok merkezli 2 ayr› Faz III çal›flma planland›. Bu çal›flma ilac›n klinik ve MR kriterleri aç›s›ndan etkinli¤inin belirgin oranda yüksek oldu¤unu gösterdi (Elan pharmaceuticals). ‹lac›n Avonex ile birlikte kombine verildi¤i di¤er çal›flma da ayn› etkinli¤i tekrarl›yordu. ‹laç beklenenden erken FDA onay› almas›na ra¤men Merkezi Sinir Sistemi infeksiyon hastal›klar› riski aç›s›ndan takip edilmekte. Bir y›l sürmesi planlanan bu klinik güvenlik takibini yürütmekteyiz. fiu ana kadar; bizim çal›flmam›za büyük bir özveri ile destek vererek kat›lan hastalar›m›zda herhangi bir ciddi yan etki veya risk art›fl› gözlenmemifltir. Matrix Metalloproteinazlar› (MMP) Hedefleyen Çal›flmalar: MMP’ler çinko içeren hücre d›fl› matriksin herhangi bir bileflenini parçalayabilen enzimlerdir. MS’te özellikle kan-beyin bariyerinin geçirgenli¤inin artt›¤›; iltihabi aktivite s›ras›nda bu enzimlerin aktivitelerinde de¤iflimler oldu¤u bilinmektedir. Deneysel düzeyde bu enzimlere iliflkin moleküllerle ilgili çal›flmalar sürmektedir. Di¤er Ajanlar: Statinler ad› verilen aterogeneziz dedi¤imiz damar içi iltihab› ve damar sertli¤i sürecini önleyicilipid düflürücü ilaçlard›r. Birçok deneysel çal›flmadan biliyoruz ki statinler iltihaba karfl› olan koalisyondalar ve nöroprotektif rolleri olabilir. Statinler hücre y›k›m›na yol açan nitric oxide synthase (iNOS), TNF-alfa, matrix metalloprotease (MMP) ve ICAM-1 (bir

adezyon molekülü) gibi birçok zararl› molekülden sinir sistemini de koruyabilir. ‹ltihab› yürütücü aktive olmufl T hücrelerin beyaz cevhere geçiflini engelleyebilir. Yak›n dönemde, atak ve düzelmelerle giden (RRMS) 45 MS’li hastada simvastatin 80mg günlük dozlarda çal›fl›ld›. Atak s›kl›¤›nda ve MR’da iltihap aktivitesinde azalma kayda de¤er oranlarda bulundu. Ciddi yan etki bildirimi olmad›. Çal›flmalar sürüyor. Nöroprotektif - Sinir sistemi Koruyucu Tedaviler: MS’te akson kayb›n›n erken dönemde bafllayabildi¤ini ve kayb›n art›k sadece myelin k›l›f›na s›n›rl› olmayabilece¤ini biliyoruz. Akson kayb› birincil bir süreç mi yoksa ba¤›fl›kl›k sistemindeki bu mücadele alan›n›n toksik ürünlerinden mi kaynaklan›yor? Bu henüz net de¤il. Bu toksik maddeler ve sonuçlar›ndan korunmaya yönelik çal›flmalar da bir baflka yaz›m›z›n konusu olacak. SONUÇ Biyoteknolojideki ve MS immünolojisindeki geliflmeler, hastal›¤›n altta yatan nedenlerine yönelik bilgilerimizin giderek artmas› MS’te tedavide birçok yeni hedefin gerçekleflebilece¤ini gösteriyor. Buraya aktaramad›¤›m›z yüzlerce deneysel çal›flma da ayr›ca yürütülüyor. Gerçi hayvan deneylerinin sonuçlar›n› her zaman birebir insanlara tafl›yam›yoruz ancak bütün bu çal›flmalar t›bb›n ve nöro-immünolojinin bu gerçekten çok karmafl›k hastal›¤›n› yak›n bir sürede çözebilece¤imize dair umutlar›m›z› daha çok art›r›yor. Bu yaz› dizimiz devam edecek... 05_


‹çimizden Afl›r NADAR

Konya’n›n Ilg›n ilçesinde yaflam›n› sürdürürken yirmi yafl›nda benimle hayat›n› birlefltiren sevgili eflim Nigar Nadar, görevim gere¤i Türkiye’nin farkl› yerlerinde benimle beraber olmufltur. Bu zaman içerisinde bir k›z ve bir erkek çocu¤umuz dünyaya geldi. Eflim, 2000 y›l›n›n sonbahar mevsiminde k›z›m›n Hatay’a ve o¤lumun Ankara’ya okuma amac›yla ayr›lmas›ndan sonra; benim de tayinen Afyon’a gitmemle Konya’n›n Akflehir ilçesinde tek bafl›na kald›. Eflim, çocuklar›n›n ayn› anda ayr›lmas›na üzüldü ve yaln›z kald›¤› bu zaman içinde depremin olmas›yla, denge kayb› ve sol gözünde görme bozuklu¤u meydana geldi. Yap›lan muayene, tetkik ve MR sonucunda doktor eflimin bir MS (Multipl Skleroz) hastas› oldu¤unu söyledi. Hayat›mda ilk defa duydu¤um ve sonras›nda kafamdan silemedi¤im bu iki kelimenin (MS) ne oldu¤unu sordum. Göz doktoru, görme bozuklu¤unun nörolojik kaynakl› oldu¤unu, nöroloji uzman›na gitmemi ve bana ancak orada aç›klama yap›laca¤›n› söyledi. Ben bu arada k›sa bir araflt›rma yap›p bu hastal›¤›n ne oldu¤unu ö¤renmeye çal›flt›m. Benim için kederli günler bafllam›flt›. Eflime ve aileme bildiklerimi söylemeden, onun moralini yüksek tutmaya çal›flt›m. Yapt›¤›m araflt›rmalar sonucunda Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Bölümü’ne randevu alarak eflimi götürdüm. Geldi¤imiz günden itibaren bir doktor gibi de¤il bir aile büyü¤ümüz gibi bize yaklaflan, bizden manevi deste¤ini hiçbir zaman esirgemeyen sayg›de¤er hocam Prof. Dr. Rana Karabudak hastal›¤›n tan›m›n› ve ne yap›lmas› gerekti¤ini söyledi. Bu hasta_06

l›¤›n tam olarak tedavisinin olmad›¤›n›, eflimin kötü bir arkadafl olarak bunu ömür boyu tafl›yaca¤›n›, dünyada ataklar› ve hastal›¤›n ilerlemesini önlemek için çal›flmalar›n yap›ld›¤›n› belirtti. Yaflam›m›zda birtak›m k›s›tlamalar olaca¤›n›, sevgili eflimin ailece moralini yüksek tutmam›z gerekti¤ini tavsiye etti. Ben de bugüne kadar hep yan›mda olan, iyi ve kötü günde benimle kader birli¤i yapan eflime destek olaca¤›ma dair kendi kendime söz verdim. Yaflant›m› basitlefltirip ileriye dönük mesleki hedeflerimden, planlar›mdan vazgeçtim. Bilindi¤i üzere MS hastalar›na manevi yard›mla beraber fiziksel yard›m da gerekti¤inden; sosyal aktivitelere ay›raca¤›m zaman›n ço¤unu ona ay›rd›m, ev ifllerinde yard›mc› oldum. Annelerine karfl› sevgi ve sayg› ile yaklaflan çocuklar›m da hastal›¤›n› ö¤rendikten sonra daha s›cak davrand›lar. Bir aile olman›n bilinciyle, bu hastal›¤› hep beraber yenebilece¤imize inand›k. Sevgili eflim Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ nde doktorlar›n›, hemflirelerini ve MS’liler derne¤indeki yönetici ve çal›flanlar›n› gördü¤ünde dertlerini unutmakta onlardan güç ve kuvvet almaktad›r. Bu nedenle, bizlerden güler yüzlerini esirgemeyen herkese teflekkür ederim. Eflimin mutlulu¤unu hissetmek, bir kere yüzünün gülüflünü görmek bize yapt›¤›m›z fedakarl›klar› unutturmakta, bizi mutlu etmektedir. Tanr›’n›n bize verdi¤i bu kötü arkadafl›n verebilece¤i zararlar› azaltarak yaflamaya devam etmekteyiz. Her fleye ra¤men yaflamak güzeldir…


Birileri Semih AL‹KAYA Merhaba sevgili MS (Multipl Skleroz) ailesi. 1969 Ankara do¤umluyum. Ö¤renimimi Aç›k Ö¤retim Fakültesi ‹flletme Bölümünde sürdürürken ayn› zamanda çal›flmaktayd›m. MS rahats›zl›¤›n›n bende yaratm›fl oldu¤u psikolojik ve fiziksel s›k›nt›lar sonucu tahsil hayat›m› yar›da b›rakt›m. Hastal›¤›m 1991 senesinde yaz aylar›nda önce yüz felci geçirmemle bafllad›. Yüzüme uygulanan Fizik Tedavi 1 ay kadar sürdü. Geçti diye sevinirken, 2 ay sonra ellerim ve ayaklar›mda gün boyu süren kar›ncalanma, konuflmamda meydana gelen zorlanmalar, bakt›¤›m herfleyi bulan›k görme, kitap okurken sat›rlar›n birbirine girmesi, yürümemde meydana gelen dengesizlikler (çevreden beni hep sarhofl zannediyorlard›) ve özellikle s›cak havalarda devam eden müthifl bir halsizlik... Önceleri yorgunluktand›r diye ald›r›fl etmedim, fakat s›k›nt›lar devam edince, bir Nöroloji uzman›na bafl vurdum ve flikayetlerimi anlatt›m. Benden MR (film) istedi. Filme bakt›¤›nda sonucun MS oldu¤unu söyledi. Merakla peki bu MS nedir? diye sordu¤umda doktorun bana var sayal›m bu bir “beyin nezlesi” baz› dönemlerde benzer s›k›nt›lar› yaflayacaks›n diyerek MS’in t›p dünyas›nda araflt›r›ld›¤›n›, tedavisinin henüz mümkün olmad›¤›n› söylemesi, ileride Ne olur? Nas›l olur? gibi sorular›n da cevab›n›n olmay›fl› can›m› epey s›km›flt›...! Ayr›ca tek müdahalenin de yan etkisi her bünyede farkl›l›klar gösteren uzun vadede de¤iflik tepkiler veren “kortizon” ad›ndaki ilac›n kullan›lmas›ndan baflka bir çözüm olmay›fl›yd›...! Psikolojimi düflünebiliyor musunuz? Hayat›n›z›n en güzel ve en verimli dönemindesiniz, ulaflmak istedi¤iniz hedefleriniz, idealleriniz var fakat nafile...!

Geçirdi¤im s›k›nt›l› bir dönem sonras›, MS denen bu rahats›zl›¤› kötü bir arkadafl olarak kabullenip onun beni uymaya mecbur b›rakt›¤› koflullarla uzlaflarak yaflam›m› sürdürmekten baflka bir flans›m›n olmad›¤›n› anlad›m. ‹lk 5 y›l iyiydim ancak sonraki 5 y›l dengemi sa¤layabilmek için baston kulland›m. Daha sonra haftan›n belli günlerinde fizik tedavi uygulanan, MS hastalar›n›n gitti¤i bir dernek oldu¤unu ö¤rendim ve bende fizyoterapi çal›flmalar›na kat›lmak, di¤er MS hastalar› ile tan›flmak, son geliflmelerden haberdar olmak ve yap›lan faaliyetlerde elimden geldi¤ince yard›mc› olmak amac›yla orada bulunman›n do¤ru olaca¤›n› düflündüm. Fizyoterapinin biz MS hastalar›na sa¤lam›fl oldu¤u faydalar tart›fl›lmaz bir gerçektir. Kendimden örnek verecek olursam; kullanmak zorunda oldu¤um bastonu son 4 y›ld›r fizyoterapi çal›flmalar›na verdi¤im önemden dolay› art›k kullanm›yorum. Zaten yaflam›n getirdi¤i zorluklar›n yan› s›ra biz MS hastalar›n›n yaflam›fl oldu¤u güçlükleri kabullendi¤i, istemeyerekte olsa katlanmak zorunda kald›¤›m›z olaylarda mutlaka oluyor. Gene de her fleye ra¤men yapmam›z gerekenin, ailemiz, çevremiz ve kendimizle bar›fl›k bir flekilde, hayattan olabildi¤ince zevk al›p, inad›na yaflamak oldu¤una inan›yorum. Sevgili MS hastalar›; sizlerde derne¤e baflvurup fizik tedavi ve yap›lan faaliyetlere elinizden geldi¤ince kat›l›p, benzer s›k›nt›lar yaflayan arkadafllar›m›zla tan›flmal› ve MS’i kendi kafam›zda bitirmemiz gerekti¤ini unutmayarak hep birlikte mücadeleye devam etmeliyiz. Sa¤l›kl› yar›nlar dile¤imle...

07_


röportaj

PROF. DR. CEYLA ‹RKEÇ GAZ‹ ÜN‹VERS‹TES‹ TIP FAKÜLTES‹ NÖROLOJ‹ ANAB‹L‹M DALI BAfiKANI

: Neden MS özel ilgi alan›n›z› oluflturuyor?

1969 y›l›nda girdi¤i Hacettepe Üniver-

Prof. Dr. Ceyla ‹RKEÇ: 1975 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesinden mezun olup ayn› fakültenin nöroloji bölümünde asistanl›¤a bafllad›m. ‹lk takip etti¤im hastam 21 yafl›nda MS’li bir genç k›zd›. fiu anda halen takip etti¤im hem hastam hem dostum olan 2 çocuklu bir han›m. MS’le ilgileniflim böyle bafllad›. MS’in immun sistemle yak›n iliflkisi ise bu konuya yo¤unlaflmam› kolaylaflt›rd›. Nörolojik hastal›klar ve immun sistem o y›llarda ilgimi çekmeye bafllam›flt›..

sitesi T›p Fakültesi’nden 1975 y›l›nda mezun oldu ve ayn› y›l Nöroloji Anabilim Dal›’nda ihtisas çal›flmalar›na bafllad›. 1979 y›l›nda Nöroloji Uzman› olduktan sonra HÜTF Mikrobiyoloji Enstitüsü’nde doktora program›na bafllad›; nöroimmunoloji ve nöroviroloji a¤›rl›kl› olarak çal›flmalar›m› sürdürdü. 1982-1983 y›llar› aras›nda Londra Queen Square Nöroloji Enstitüsü Nöroimmünoloji Bölümü’nde çal›fl›p yurda döndü¤ünde "Dejeneratif ve Demiyelinizan Hastal›klar›n patogenezinde viral antikorlar›n rolünün de¤erlendirilmesi" isimli tezle Mikrobiyoloji doktora program›n› tamamlad› ve ayn› y›l Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal›’na yard›mc› doçent olarak atand›. 1984 y›l›nda doçent, 1989'da profesör oldu. 1992'den beri Nöroloji Anabilim Dal› Baflkanl›¤› görevini yürütmekte. Evli ve bir k›z çocu¤u annesi. _08

: MS hastal›¤› ülkemizde yeterince tan›n›yor mu? Prof. Dr. Ceyla ‹RKEÇ: MS hastal›¤›n›n son y›llarda, hasta ve hasta yak›nlar›n›n Türkiye MS Derneklerince bilgilendirilmesi sonucu eski y›llara oranla daha iyi tan›n›r duruma geldi¤ini düflünüyorum. : Tan› ve tedavi aç›s›ndan MS hastal›¤›n›n ülkemizdeki durumu nedir? Prof. Dr. Ceyla ‹RKEÇ: Yap›lan çeflitli bilimsel toplant›larla, son y›llarda MS’ e ilginin artt›¤› kan›s›nday›m. Nörolojik muayenenin yan› s›ra nöroradyolojik, immünolojik ve elektrofizyolojik yard›mc› tan› yöntemleriyle tan›ya gitmek daha kolay olmaktad›r. Ayr›ca atipik olgular›n tart›fl›ld›¤› bilimsel toplant›larda y›l içinde s›kl›kla tekrarlanmaktad›r. Hastan›n tetkikleri ile

birlikte klinik durumunu de¤erlendirerek, tedavi aç›s›ndan eski y›llara oranla daha fazla seçeneklerimiz bulunmaktad›r. : Dünya ve Türkiye MS Dernekleri konusunda neler söylemek istersiniz? Prof. Dr. Ceyla ‹RKEÇ: Türkiye ve Dünya MS derneklerinin hasta, hasta yak›nlar› ve hekimlerin katk›lar›yla, büyük bir özveri ile çal›flt›klar›n› düflünmekteyim. Dile¤im zaman içinde yap›lacak ba¤›fllarla daha iyi bir konuma gelerek tüm hastalar›m›za ulaflarak onlar›n yaflam kalitelerini artt›rmak, sorunlar›n› paylaflmak ve çözmek; di¤er taraftan bu konuya gönül vermifl ve verecek olan hekimlerimize bilimsel çal›flmalarda destek olmak konular›nda katk›lar›n artt›r›lmas›d›r. : Gelecekle ilgili olarak hastalar›m›za neler söylemek istersiniz? Prof. Dr. Ceyla ‹RKEÇ: MS’li hastalar›m›z bizlerinde içinde oldu¤umuz çok büyük bir aileyi temsil etmektedir. Bu hastal›k uzun süreli oldu¤u için zaman içinde hastalar›m›zla bir ailenin bireyleri haline gelmekte ve her yeni kat›lan birey ile genifllemekteyiz. Birlikten güç do¤ar örne¤inde oldu¤u gibi, bizler ailece bu hastal›kla mücadele etmekteyiz ve edece¤iz. K›sa sürede geliflecek olan tedavi yöntemlerini ümitle beklerken, flu anda uygulanan tedavilerden en iyi sonuç alabilmek içinde hastalar›m›zla elele çabam›z› sürdürmekteyiz.


Multipl Skleroz ve

A‹LE

MS’L‹ HASTANIN A‹LES‹ ‹Ç‹N FAYDALI B‹LG‹LER Feride TANÇ MS yaln›zca hastay› de¤il, ayn› zamanda aile bireylerini ve arkadafllar›n› da etkiler. Bu yaz› ailelerin karfl›laflt›¤› baz› sorunlar› ele almakta ve bu sorunlar›n üstesinden nas›l gelinece¤ini anlatmaktad›r. Bir çok MS Derne¤i aile bireylerinin dertlerini paylaflabilecekleri destek gruplar› teflkil etmifltir. Bu yaz›n›n içeri¤i böyle bir grup toplant›s›nda tart›fl›lan konulardan oluflmufltur. Burada efllerin, çocuklar›n, anne ve babalar›n MS’li bir hasta ile birlikte yaflamlar› hakk›nda gerçek düflünce ve görüfllerini bulacaks›n›z. MS’‹N ‹LK DÖNEMLER‹ ve TEfiH‹S “MS’i teflhis etmek o kadar zor ki! Eflimde meydana gelen anlafl›lmaz belirtileri hiçbir doktor çözemedi. Belirtileri ço¤ald›kça akl›n› kaybedece¤ini san›yordu.”

MS, aniden görememek veya felç olmak gibi belirtilerle kendini gösterdi¤inde ciddi bir durum oldu¤una iflaret eder. Ancak, genellikle ilk belirtiler orta fliddette ve geçici türdendir. Nörolojik muayene ve laboratuar testleri normal olabilir. Durum böyle oldu¤unda MS hemen teflhis edilemez. MS’li hastan›n hissettikleri ile yak›nlar›n›n alg›lamalar› farkl› olabilir. MS’li hastan›n ailesi, arkadafllar› ve doktoru belirtilerin abart›l› oldu¤unu veya kiflinin depresyon geçirmekte oldu¤unu düflünebilirler. “Babam›za MS teflhis konuldu¤unu ö¤renince suçluluk duygusu duyduk, zira uzun zamandan

beri devam eden flikayetlerinden çok s›k›lm›flt›k. Teflhisten sonra aile fertlerinin suçluluk duygusu duymalar› normaldir. Bir kiflide fiziksel rahats›zl›k görülmedi¤inde, o kiflinin flikayetlerini psikolojik aç›dan de¤erlendirmek çok tabidir. Doktorlar›n bile zor çözebildi¤i bu hastal›¤› hasta yak›nlar›n›n teflhis etmesi güçtür. Bundan dolay› aile fertleri kendilerini suçlamamal›d›r.

“O¤lumuzun teflhisini duyar duymaz ilk tepkimiz k›zg›nl›kt›.” Teflhisi ö¤renir ö¤renmez kiflilerin ilk tepkisi genel olarak k›zg›nl›kt›r. Bu k›zg›nl›k kimi zaman teflhisi yapan doktora, kimi zaman ise aile fertlerine duyulur. Aile aras›nda münakaflalar, haks›z yere suçlamalar olur. ‹çlerindeki öfkenin birbirlerine karfl› de¤il de hastal›¤a karfl› oldu¤unu idrak etmeleri zaman al›r. 09_


“Hiçbir fley hissetmedim, flok içinde idim.” Teflhisi takip eden ilk dönemlerde “reddetme” normal bir tepkidir. Hastal›¤› reddetme konusu hem aile bireylerini hem de MS’li hastay› olumsuz etkiler ancak zamanla durum normale döner ve gerçek oldu¤u gibi kabul edilir. Hasta ilaçlar›n› almay› reddediyor, veya hayat›n› kolaylaflt›racak düzenlemeleri yapmaktan kaç›n›yorsa “reddetme” ciddi bir sorun haline gelebilir. “Eflim s›k s›k düflmesine ra¤men yine de baston kullanmay› reddediyor. Bizler de çok zor durumda kal›yoruz.” Baz› kifliler MS’li olduklar›n› bildikleri halde sanki ortada bir fley yokmufl gibi hareket eder. Gerçe¤i reddetmekle umut sahibi olmak ayr› ayr› fleylerdir. Ümit, gerçe¤i olumlu bir flekilde kabul edip, bafla gelen bu hastal›kla mücadele etmek yönünde mant›kl› ad›mlar atmay› içerir. Zor dönemlerde sab›rl› olmak gerekir. Hastan›n reddetme tutumu devam ederse, yerine göre psikologlardan da yard›m istenmeli.

Önceden bilinmezlik ilerisi için plan yap›lmas›n› imkans›z k›lar. Örne¤in sat›n al›nmas› düflünülen ev sat›n al›nmal› m›, merdiveni fazla m›,? MS’li hasta iflini mi de¤ifltirmeli, veya çal›flmay› tamamen mi b›rakmal›? Evin borçlar› nas›l ödenecek? Ortaya ç›kabilecek güçlükleri hafifletmek amac›yla elinizin alt›nda alternatif bir plan bulunmal›d›r. “Hayat›m›zda oluflan de¤iflikliklere çok içerliyor, di¤er yandan da bu duygular›mdan dolay› suçluluk hissine kap›l›yorum. Yukar›da de¤inilen iki his, bireylerinden biri MS olan ailelerde s›kl›kla rastlanan hislerdir. Hastal›ktan dolay› normal hayat düzeninin bozulmas› ve artan sorumluluklar› dolay›s›yla (Örne¤in; gelir seviyesinde düflüfl, yeni mesuliyet yüklenmesi, al›fl›lagelmifl aile düzeninde de¤ifliklik gibi.) öfkelenmek, k›zmak tabii bir histir. “Bu günlerde eflim yaln›zca kendini düflünüyor ve sürekli sinirli, onunla yaflamak hakikaten çok güçleflti.” Baz› MS’li hastalar etraflar›nda bulunan kiflileri hiç umursamadan yaln›zca kendi durumlar› ile ilgilenirler. Bütün dikkatleri, hisleri ve bedenlerinde meydana gelen de¤ifliklikler üzerinde toplanm›flt›r. Kendilerine yard›mc› olan aile fertlerine karfl› k›zg›nl›k duyabilir, tenkitçi bir tutum içine girebilirler. Bu tür tutumlar normal olup, zamanla kaybolur. “Genellikle ev ifllerinde yard›mc› olmay› seviyorum ama zaman zaman katlanam›yorum. Bir gün çok sinirlendim, ve anneme iflten nefret etti¤imi, bu kadar ev ifliyle bafla ç›kamayaca¤›m› söyledim. Sonradan ona ba¤›rd›¤›m için kendime çok k›zd›m.”

“Bu hastal›kta bizi en çok s›kan, sürekli olarak belirsiz bir durumla karfl› karfl›ya olmam›z.” MS belirtileri de¤iflken oldu¤undan MS’li kifli bir günden bir güne, hatta bir saatten di¤erine kendini nas›l hissedece¤ini önceden belirleyemez. Örne¤in, MS’li kifli ailece planlanan bir faaliyete kat›labilecek mi? Kendisine özel bir yard›m gerekecek mi? Bu faaliyet iptal mi edilmeli? ‹flte önceden belirlenemeyen bu durumlar çok s›k›nt› verir, bir tak›m anlaflmazl›k ve karmafl›kl›¤a sebep olur. MS’li hasta böyle durumlarda yaln›z m› b›rak›lmal›, yoksa faaliyete kat›lma hususunda ikna m› edilmeli? _10

Hislerin örtbas edilmesi aile fertleri aras›nda ani patlamalara veya MS’li ferdin tamam›yla göz ard› edilmesine sebep olabilir. Aile bireyleri çektikleri maddi ve manevi s›k›nt›dan dolay› sürekli olarak MS’li hastay› suçlarlar. Bu gibi durumlarda sorunlar›n gerçekçi bir flekilde ele al›nmas›, karfl›l›kl› olarak tart›fl›lmas› sa¤l›kl› sonuçlar verir. “Dün gece eflimi tekerlekli sandalyeden yata¤a geçirirken kendisine karfl› biraz sert hareket ettim. Bu sabah uyand›¤›mda aya¤›ndaki morlu¤u görünce, buna bilerek mi sebep ol-


du¤umu içimden sorgulad›m. Onu yata¤a yat›rmaya çal›flt›¤›m s›rada bir yandan tart›fl›yorduk ve o s›rada çok öfkeliydim. Art›k, çocuklara ve ona bakmaktan usand›m, flaflk›nl›k içindeyim.”

Bu gerçe¤in aile içinde oldu¤u gibi kabul edilmesi MS’li kifliye verilecek destekte daima hat›rlanmas› gereken bir husustur.

‹nsanlar genellikle öfke türünden hislerini kontrol alt›nda tutar, ama öyle zamanlar olur ki, hasta bakan kiflinin art›k tahammülü kalmam›flt›r, stres içindedir ve tamamen y›pranm›fl duruma gelebilir veya hastalan›r. Böyle flartlar alt›nda herkes kontrolünü flu veya bu flekilde kaybedebilir. Bazen, hasta bakan aile ferdi gerekti¤inden fazla sert hareket eder, hatta mütecaviz bir tutum bile tak›nabilir. Aile fertlerinin bak›m›na muhtaç olan MS’li hasta savunmas›zd›r. Baz›lar› ihmalkarl›¤›n kurban› oldu¤u gibi, baz›lar› da fiziki olarak kötü muameleye maruz kalabilir. Öte yandan, MS’li hasta da aile fertlerine karfl› sözle veya fiziki olarak sald›r›da bulunabilir. Kendi davran›fllar›ndan rahats›zl›k duyan aile bireyleri bu sorunlar›n› psikologlarla paylaflarak çözmeli. MS’li hastaya iyi bakamamak, bakan kiflinin “kötü” oldu¤u anlam›na gelmez. Ancak MS’li hasta ile kendisine bakan kifli aras›ndaki ciddi sorunlar›n çözüme ulaflt›r›lmas› gerekir. “Belli bir noktadan sonra sürekli öfke yerine üzüntü duymaya bafllad›m.” Öfke üzüntüyü örtebilir. MS’in sebep oldu¤u birçok olumsuz durum, üzüntü, ac› ve dinmeyen gözyafllar›na sebep olur. Kifli uykusuzluk, ifltahs›zl›k çeker, günlük faaliyetlere ilgisi azal›r. Kimi yaln›z b›rak›lmak ister, kimi ise etraf›nda hep birileri olsun ister. Bu tür hisler hastal›k ilk teflhis edildi¤inde ortaya ç›kabildi¤i gibi, y›llar sonra da kendini gösterebilir. “Eflimin hastal›¤› karfl›s›nda kendimi manevi bak›mdan o kadar güçsüz hissediyorum ki... Bazen bu duruma daha fazla dayanamayaca¤›m› düflünüyorum.” Kendini manevi bak›mdan güçsüz hissetme ac› veren bir histir. Kifli kendisini adeta bir çocuk gibi güvensiz, korkak ve öfke içinde hisseder. Baz›lar› ise “keflke......” diyerek MS’i önleyebileceklerini veya durdurabileceklerini iddia ederler. Bu tarz düflünce onlarda suçluluk duygusu uyand›r›r. Yine baz› kifliler de hastaya yard›m etmek isterken, gerekti¤inden daha fazla yard›m eder, desteklerini yanl›fl bir flekilde yanl›fl bir zamanda verirler. Gerçek fludur ki, kiflinin yapaca¤› fleyler s›n›rl›d›r.

“Eflime bakarken çok fleyden fedakarl›k yapabiliyorum ama bir müddet sonra s›k›lmaya bafll›yorum.” Kendine vakit ay›rmaks›z›n sürekli hasta ile meflgul olmak do¤ru de¤ildir. Zaman zaman en dirayetli kifli bile yükün alt›ndan kalkamaz, öfkelenir ve öfkesini hastadan almaya kalkar. Öfkenin yerini suçluluk duygusu al›r ve depresyona kadar gider. Dolay›s›yla, aile fertleri kendi faaliyetlerine de zaman ay›rmal›. Ayn› durumda olan kiflilerin bir araya gelerek görüfl ve hislerini paylaflmalar› her zaman olumlu sonuçlar verir. Stresle nas›l mücadele edilece¤ini bilmenin de ayr›ca yararlar› vard›r. “Art›k hiçbir yere gitmiyoruz, tan›d›klar›m›zla eskisi gibi görüflmüyoruz.” Aile bireyleri evdeki hasta ile u¤rafl›rken yeni mesuliyetler yüklendiklerinden, baflkalar› ile görüflmek ve 11_


arkadafll›k etmek için vakit ay›rmalar› zorlafl›r dolay›s›yla enerjileri tükenir. Kimileri, dostlar›n›n içinde bulunduklar› durumu anlamad›klar›n› düflünür, kimileri ise sorunlar›yla arkadafllar›n› s›kmak istemez. Baz›lar› ise, içinde bulunduklar› durumdan ötürü depresyonda olduklar›ndan veya sürekli olarak hasta olan aile ferdini düflündüklerinden arkadafllar›n›n kendisinden eskisi gibi zevk almayacaklar›n› düflünür. Oysa, arkadafllardan uzak durmak, onlardan gelebilecek yard›mlar› reddetmek yerine, insan›n sevdikleri ile beraber vakit geçirmesi kendini manen iyi hissetmesine neden olur.

torlar› ile rahat bir flekilde konuflup tart›flabilmelidir.

“Eflimin hastal›¤› ile u¤raflmak, ilk teflhis edildi¤i 5 y›l öncesine nazaran, daha da güç hale geldi.” MS’in ilk dönemleri hafif geçer. Belirtileri azd›r, hasta çal›flmaya devam eder, kendi kendine hareket edebilir, aile içi ve aile d›fl› faaliyetlere rahatça kat›labilir. Ancak daha sonralar› e¤er hastal›kta bir ilerleme olur ve hastan›n hareketleri k›s›tlan›rsa, aile bireyleri MS’in günlük yaflamlar›n› olumsuz olarak etkiledi¤ini fark ederler. “Eflimin cinsel hayat› etkilendi.” MS hem kad›n hem de erke¤in cinsel fonksiyonlar›n› etkileyebilir. Di¤er bütün kronik hastal›klarda oldu¤u gibi, MS’te de cinsel arzular azalabilir. Di¤er MS belirtileri gibi bu belirtiler de zaman zaman azal›r veya ço¤alabilir, sonuçta da efller s›k›nt› duyar, endifle ederler. Bu tür sorunlar gözard› edilmemelidir. Cinsel sorunlar efllerin birbirlerine olan sevgilerini etkileyebilir. Sa¤l›kl› bir beraberli¤in devam› için bu sorunlar›n aç›kça konuflulup, de¤iflik çözümler getirilmesi yararl›d›r. “MS’in sebep oldu¤u cinsel sorunlar›n tedavisi var m›d›r?” Bu konuda birkaç seçenek mevcuttur. Ereksiyon bozuklu¤u çeken erkekler için Viagra yan› s›ra, protezler de mevcuttur. Bir ürolog en iyi metodu seçmede yard›mc› olur. Bayanlar için ise piyasada de¤iflik vajinal kremler sat›lmaktad›r. Spastisite, ba¤›rsak ve mesane bozukluklar›, yorgunluk, halsizlik, depresyon, kuruntu gibi di¤er MS belirtileri de cinsel duyular› olumsuz etkiler. Tüm bu sorunlar ilaç tedavisi ve rehabilitasyonla rahatça giderilebilir. MS’li kifliler bu konular› dok_12

“Her ikimiz de çocuk sahibi olmak istiyoruz, ama MS’li olan eflimin hamilelikten olumsuz etkilenmesinden korkuyorum.” Yap›lan araflt›rmalara göre hamileli¤in MS üzerinde herhangi bir olumsuz etkisine rastlanmam›flt›r. Ancak do¤umdan hemen sonra nüksetme veya alevlenmede bir art›fl olabilir. MS’in geliflmekte olan fetus üzerinde olumsuz etkisi olmad›¤› gibi, do¤um s›ras›nda komplikasyonlara da sebep olmaz. Nörologlar genel olarak, efllerden birisi MS’li olan ailelerin çocuk yapmalar›na karfl› de¤ildir. Ancak, hastal›k hafifletici ilaç alan efl, hamile kalmadan önce ilaç almay› kesmelidir. Bu konu doktorla etrafl›ca görüflülmelidir. MS yüzünden anne yada baban›n zamanla engelli olabilecekleri ihtimali de göz önünde bulundurularak, çocuk bak›m› ve yetifltirilmesi konular› ayr›ca planlanmal›d›r. Bu konuda gerçekçi bir yaklafl›m içinde olmak ve çocuklu di¤er MS’li ailelerin görüfl ve tecrübelerini ö¤renmekte yarar vard›r. “MS’li olan ben de¤ilim, ama kendimi depresyonda hissediyorum. Bütün konufltuklar›m›z sadece doktor ve ilaçlar hakk›nda. Art›k hiçbir fleyden zevk alm›yoruz, aram›zda sürekli anlaflmazl›k ve tart›flmalar var.” MS, ailenin tüm fertlerini etkiler. Aile bireyleri zaman zaman kendilerini depresyon içinde hissettikleri gibi, takdir edilmediklerini düflünür ve bundan dolay› al›nganl›k içinde olurlar. Kendilerini, etraf›ndakilere karfl› güçsüz ve çaresiz gibi göstermekten ve içinde bulunduklar› durumu yak›nlar›na söylemekten de çekinirler.


“Eskiden paylaflt›¤›m›z, zevk ald›¤›m›z fleyleri art›k hiç yapam›yoruz. Bazen boflanmam›z›n daha iyi olaca¤›n› düflünüyorum.” MS’in efller üzerindeki olumsuz yönü flüphesiz ki çok büyüktür. Eskiden efllerin birlikte yapt›klar› veya planlad›klar› bir çok ifli gerçeklefltirmek imkans›z hale gelir. Baz› çiftler gerçekleri oldu¤u gibi kabul etmek suretiyle çözüm ararken di¤erleri ise hayal k›r›kl›¤› içinde yaflamaya devam ederler. Bafla gelen bu zorluklar ailenin di¤er fertleri ve yak›n arkadafllarla paylafl›lmal›. “Anne ve baba olarak k›z›m›z için elimizden gelen her fleyi yapmak istiyoruz, ama di¤er yandan kendi kendine bakabilmesi gerekti¤ini de idrak ediyoruz. MS’li genç hastalar›n ana ve babalar› çocuklar›na afl›r› düflkün olur. Çocuklar›n›n bu hastal›k sebebiyle engelli hale gelmelerini izlemek anne ve baba için çok zordur. Hastan›n üzerine gerekti¤inden fazla düflmek hastan›n kendi kabiliyetlerinin geliflmesine ve kendine olan güveninin kaybolmas›na da neden olabilir. Dolay›s›yla, bu konuda ölçülü hareket etmekte fayda vard›r. “O¤lum MS oldu¤u için sürekli k›zg›nl›k duyuyordu. Kendisine bir psikiyatriste görünmesini tavsiye ettik.”

Bazen hastaya bir psikiyatrisin deste¤i gerekebilir. Bu durum, ailenin hastaya karfl› vazifesini yeterince yapmad›¤› anlam›na gelmemelidir. Ço¤u kimse ailesi d›fl›ndaki kiflilerle daha rahat konuflabilir. (Örne¤in; psikolog, sosyal hizmet uzmanlar› kronik hastal›klarla ilgili bilgi ve tecrübeye sahiptir). HAFIZA, K‹fi‹L‹K DE⁄‹fi‹KL‹KLER‹, RUH HAL‹NDE DE⁄‹fi‹M VE DEPRESYON “Annem o kadar unutkan oldu ki, onu evde yaln›z b›rakmaktan korkuyoruz.” MS’li hastalar›n hemen hemen yar›s›nda unutkanl›k, sorunlar› çözümlemede güçlük veya baz› kavrama bozukluklar› görülebilir. Genellikle çok uzun zamandan beri bildikleri fleyleri unutmazlar ama en yeni olaylar› hat›rlamada zorlanabilirler. “Babam›z eskisine oranla çok de¤iflti, sanki yeni bir kiflili¤e bürünmüfl gibi.” Beyinde his ve davran›fllar› etkileyen bölgede meydana gelen de¤ifliklikler kiflilik de¤iflmesine neden olabilir. Baz› kifliler daha kolay sinirlenir, baz›lar› ise etraflar›nda olup bitene kay›ts›z kal›r. Kimi kifliler ise her hangi bir faaliyeti planlamak, uygulamak ve sürdürmekte güçlük çekebilir. Birçok MS’li hastada kiflilik veya haf›zaya iliflkin de¤ifliklikler olmaz, ancak böyle bir sorun görüldü¤ünde, vakit kaybetmeden bir nöröpsikiyatriste dan›fl›lmal›d›r. “Eflimin ruh hali sürekli de¤ifliyor. Nefleli ve mutlu iken birdenbire öfkelenmeye bafll›yor, durgunlafl›yor, depresyona giriyor.” MS’li hastalar›n beyninde oluflmufl lezyonlar, al›nan muhtelif ilaçlar veya günlük stres gibi faktörler ruh halinde ani de¤iflikli¤e sebep olabilir. Bu konuda doktorun görüflü al›nmal›d›r. “Eflimi bir türlü anlayam›yorum, engelli oldu¤u halde daima nefleli.” MS’li baz› kifliler hastal›klar›n› umursamaz bir flekilde afl›r› derecede mutlu ve zinde görünürler. Bu duruma t›p dilinde “euphoria” denir. Beyinde duygular› kontrol eden bölümün zarar görmesinden kaynaklan›r. Ancak, bazen d›fl görünüfl yan›lt›c› olabilir. Asl›nda MS’li kifli üzüntü ve endifle içinde olabilir ama d›flar›ya bunu göstermez. Bu durum da aile fertlerini olumsuz 13_


etkileyebilir. Bu konuda bir nörolog, psikolog veya psikiyatriste dan›fl›lmal›.

dir, ama sosyal yard›m kurulufllar›, avukatlar ve MS Derne¤i bu konuda yol gösterebilir.

“Eflim durup dururken sebepsiz yere a¤lamaya bafll›yor. Neye üzüldü¤ünü sordu¤umda, bilmedi¤ini söylüyor.”

“Arada bir düflünüyorum; bütün bu çekti¤imiz üzüntü, s›k›nt› nereye varacak?”

Aynen “euphoria” da oldu¤u gibi, MS lezyonlar› patolojik a¤lama veya daha seyrek görülmekle beraber, patolojik gülmeye sebep olabilir. Hastalar ortada hiçbir neden yokken a¤lamaya veya gülmeye bafllar ve güçlükle susarlar. Bu gülme veya a¤laman›n yersiz oldu¤unun bilincindedirler ama yine de kendilerini tutamazlar. Bu belirtiler ilaçla kolayca tedavi edilebilir. “Eflim depresyon mu geçirmekteydi, yoksa zekas› m› zay›fl›yordu? ‹flte, bunu bir türlü kestiremiyorduk.” Kavrama (cognitive) kabiliyeti ve flahsiyet de¤iflikliklerini depresyondan ay›rt etmek ço¤u zaman güçtür. Ama bu ikisini ay›rt edebilmek uygulanacak tedavi yöntemleri bak›m›ndan önemlidir. Hemen hemen MS’li tüm hastalar bir dönemde depresyon geçirir. Baz›lar›n›n depresyonu hafif olur ve çabuk kaybolur. Aile ve arkadafllar›n›n deste¤i ile depresyondan kurtulabilir. Di¤er hastalar ise daha ciddi ve uzun süreli depresyonda kal›r. Uykular›, çal›flma hayatlar›, aile ve dostluklar› olumsuz etkilenir. Depresyon geçiren kifliler yorgun olur, içlerine kapan›r, etraf›na karfl› ilgisizleflir. Unutkanl›k bafllar ve bir konuya konsantre olmalar› güçleflir. Baz› kifliler utand›klar›ndan bu duygular›n› gizlerler. Depresyon psikoterapi ve antidepressan ilaçlarla etkili bir flekilde tedavi edilebilir. GELECEKTE B‹Z‹ NELER BEKL‹YOR? “MS’li eflim art›k çal›flam›yor, oysa onun gelirine muhtac›z. fiimdi ikinci bir iflte çal›fl›yorum ama çocuklara kim bakacak, yemekleri kim piflirecek? Akrabalar›m›z uzakta, mali gücümüz yard›mc› tutmaya yeterli de¤il.” MS aileye büyük mali külfet yükleyebilir. MS’li aile ferdinin çal›flamamas› dolay›s›yla gelir eksilebilece¤i gibi, ilaç, hasta bak›m›, ulaflt›rma gibi giderler de yüksek olur. Bu tür sorunlar karfl›s›nda önemli kararlar al›nmas› gereklidir. Örne¤in, ailenin daha ucuz kiral›k bir yere tafl›nmas›, sa¤l›kl› olan eflin ikinci bir iflte çal›flmas›, vs. gibi. Sorunlar› çözmek elbette kolay de¤il_14

Olumsuz düflünceler içinde olmak normaldir. Ama bu negatif tutum uzun zaman devam ederse, gereksiz üzüntü ve s›k›nt›ya sebep olur. MS’li hastalar›n tümü a¤›r hasta de¤ildir. Hastan›n durumunun ileride ne olaca¤› tam olarak bilinemeyece¤inden, bu konuda hastan›n nörolo¤undan bilgi al›nmal›d›r. “Baflkalar› ile konufltu¤umda sorunlar›m›z›n ortak oldu¤unu görüyorum. Ancak, öyle sorunlar var ki sadece bana mahsus.” MS’li hastalar› olan ailelerin sorunlar› birbirine benzer. Bu ailelerde, öfke üzüntü ve suçluluk duygular› çokça görülür. Yeni evli çiftler çocuk sahibi olup olmamay› düflünürken, çocuk sahibi aileler ise ileride çocuklar›n›n bak›m›n› nas›l üstleneceklerini planlarlar. Di¤er taraftan stresle mücadele ederken her aile kendine uygun bir yöntem seçer. Örne¤in, baz› çiftler sorunlar›na çözüm getiremedi¤inden boflanmay› seçer. Yine baz› aileler ise kronik mutsuzluk ve yaln›zl›k içinde yaflamlar›n› sürdürmeyi devam ettirir. Birçok aile ise, MS’ in yaratt›¤› stresi mant›kl› bir flekilde, profesyonel yard›m isteyerek çözümleme gayreti içine girerler. Öfke, s›k›nt›, üzüntü gibi duygular›n› aç›kça ifade etmekten çekinmezler. Sorunlar›n› pratik yöntemlerle çözer, ümitlerini yitirmezler. Aile bireyleri birbirlerine olan sayg› s›n›r›n› aflmadan, sorunlar› sa¤l›kl› bir flekilde tart›flmal› ve bu arada hayatta karfl›laflt›klar› sorunlar›n yaln›zca MS’ten kaynaklanmad›¤›n› da idrak etmelidir.


HACETTEPE ÜN‹VERS‹TES‹ F‹Z‹K TEDAV‹ VE REHAB‹L‹TASYON YÜKSEKOKULU Nöroloji servisinde yatt›klar› sürece ve ayaktan yüksekokulda fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti alabilmektedirler. Ünite elemanlar› Doç. Dr. Kadriye Armutlu Uz. Fzt. Nilüfer Çetiflli Korkmaz Uz. Fzt. ‹lke Keser araçlar› yap›lmaktad›r.

1964 y›l›nda kurulan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu MS’li hastalar›n yan›s›ra de¤iflik hasta ve hastal›k gruplar›na hizmet sunan 15 e¤itim ve uygulama ünitesini bünyesinde bulundurmaktad›r. Oral Motor Rehabilitasyon Ünitesi Yutma ve konuflma bozukluklar›n›n rehabilitasyonu yap›lmaktad›r.

Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Gül fiener

Ortez Ünitesi El, ayak ve gövde için ortezler (cihaz) yap›lmaktad›r.

Konnektif Doku Masaj› ve Ürojinekolojik Rehabilitasyon Ünitesi Konnektif doku masaj› ile otonom sinir sistemi dengelenmekte ve idrar kaç›rma problemleri tedavi edilmektedir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu Nörolojik Rehabilitasyon Ünitesi MS’li hastalar

‹fl ve U¤rafl› Tedavisi Ünitesi El becerileri, haf›za gelifltirici tedaviler ve kendine yard›m 15_


Fizyoterapi MULT‹PL S KL ER O Z’D A Y U T M A G Ü ÇL Ü ⁄ Ü Uz. Fzt. Numan DEM‹R

Multipl Skleroz (MS) hastalar›nda s›kl›kla karfl›lafl›lan ve tedavisi genelde ihmal edilen yutma bozukluklar› yaflam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Oral yap›lar›n fonksiyonlar›ndaki kontrolsüzlük, kuvvet kayb› ve yorgunluk gibi belirtiler aspirasyon pnömonisi (yiyeceklerin yutma s›ras›nda akci¤erlere kaçmas› nedeniyle oluflan enfeksiyon) gibi sonuçlar›n ortaya ç›kmas›na neden olmaktad›r. Ortaya ç›kan belirtiler kortikobulbar traktus tutulumu, serebellar tutulum, beyin sap› tutulumu, alt kranial sinirlerin tutulumu ve kognitif fonksiyonlar›n bozulmas› gibi bir ya da birkaç sistemin patolojisi nedeniyle geliflebilir. Disfaji görülme s›kl›¤› MS’li hastalarda %3343 aras›nda de¤iflmektedir. EDSS 2-3 puan seviyesine geldi¤inde disfaji görülmeye bafllar. Bulgular bu dönemde oldukça hafif seyreder, günlük yaflam aktiviteleri etkilenmez. EDSS skoru 8-9’a ulaflt›¤›nda kal›c› ve fliddetli problemler oluflur. Bu hastalarda aspirasyon pnömonisi görülme riski %12-59 aras›nda de¤iflir. Yutma kalitesindeki önemli de¤ifliklikler EDSS skoru 7.5 üstüne ç›kt›¤›nda görülür. Bu dönemde hastan›n mobilizasyonunu tekerlekli sandalye ile gerçeklefltirebildi¤i dönemdir. MS’li hastalarda yutma ve konuflma bozukluklar›n›n erken dönemden itibaren incelenmesi, uygun terapötik yaklafl›mlarla tedavi edilmesi hem yaflam kalitesini olumlu yönde etkileyecek hem de olas› bir ölüm nedeni olan aspirasyon riskini azaltacakt›r. MS’te yutma bozukluklar›n›n geliflimini ve etkilerini de¤erlen-dirmeden önce normal yutman›n nas›l gerçekleflti¤i, hangi faktörlerden etkilendi¤inin bilinmesi gereklidir: Yutma 4 faza ayr›l›r. Bu fazlar kas iskelet sistemin istemli ve istemsiz hareketlerinden oluflur. _16

a) Oral Haz›rl›k Faz› : Besinin a¤z›n içine gelene kadar geçirdi¤i evreyi kapsar. Kafl›¤›n düzgün kullan›lmas› ve a¤›zda tutulmas›na kadar geçen tüm süreç bu faz›n kapsam›nda yer al›r. MS’li hastalarda oral haz›rl›k faz›n›n gerçekleflme süresi uzar, beslenme süresi ve besinin a¤›z içine kadar getirildi¤i evre bozuktur. Yetersiz dudak kapan›fl› dolay›s›yla besin a¤›zda tutulamaz, zay›f dil hareketi ve koordinasyon kayb› nedeniyle de yemek parças›n› a¤›z içinde tutmak güçleflir. Dil kas›n›n kuvvet ve hareketindeki azalma nedeniyle dil üstünde yemek kal›nt›lar› oluflur. A¤›zdaki diskoordinasyon nedeniyle dildeki kontraksiyonlar bozulur. Dilin elevasyonundaki azalma dolay›s›yla dil ve damak temas› bozulur. Bunlar›n hepsi yutman›n oral haz›rl›k faz›n›n kalitesini etkilemektedir. b) Oral Faz: Yemek parças›n›n a¤za temas›yla bafllar. Dil ve çi¤neme ile ilgili kaslar devreye girer, besin salya ile kar›fl›r, a¤z›n ön k›sm›nda orafarinks içinde hareket eden yemek parças› istemsiz yutma cevab›n› bafllat›r. Tüm bu süreç 5, 7 ve 12. kranial sinirlerin kontrolü alt›ndad›r. S›v› besinlerin geçifli için bu faz 1 sn sürerken kat› besinler için 5-10 sn aras›nda de¤iflmektedir. MS’li hastalarda oral faz süresi oldukça uzundur ya da hasta besini a¤›z içinde yeterince kontrol edemedi¤i için k›sal›r. Besinin çi¤nenmesi ve bir sonraki aflamaya tafl›nmas›nda çeflitli kompansasyonlara ihtiyaç duyabilir.


c) Farengeal Faz: Bu faz çok önemlidir. Havayolu koruma mekanizmas› bu fazda devreye girer. Bu mekanizman›n bozulmas›, farengeal fazda aspirasyon mekanizmas›n›n atefllenmesine neden olur. Bu faz üst üste biniflen h›zl› bir süreçtir. Yumuflak damak yukar› kalkar, nefes borusu yukar› ve öne do¤ru hareket eder. Vokal kese orta hatta gelir ve epiglottis arka yöne hareket ederek havayolunu kapat›r. Dil yemek parças›n› arkaya ve afla¤› yönde hareket ederek ilerletir. Dil taban›na farengeal duvar destek olur. Üst özefageal kapak farengeal faz esnas›nda gevfler, hyoid kemik ve larinks yukar› do¤ru hareket eder, kapak kapan›r ve yemek pasaj içinden afla¤› iner. Yutma refleksi al›nana kadar farengeal faz bafllamaz, tamamen istemsiz bir fazd›r. Yaklafl›k 1 sn sürer; 9 ve 10. kranial sinirler bu süreci kontrol eder. MS’li hastalarda farengeal faz esnas›nda gecikmifl yutma refleksi nedeniyle yutman›n bafllat›lmas›nda gecikme olabilir ya da yutma refleksindeki kay›p nedeniyle besinlerin yemek borusuna geçifl mekanizmas› bozulur. Yemek mide yerine havayoluna geçebilir. d) Özefageal Faz: Yemek parças› peristaltik hareketlerle afla¤› do¤ru iner. Alt özefageal kapak refleks yutmay› alt düzeyde bafllat›r. Burada oluflan gevfleme, yemek mideye inene kadar devam eder. Üst ve alt özefageal kapaklar aç›k kalmaz, yemek parças›n›n midede hareketi bafllad›ktan hemen sonra kapan›r. Kapanmamas› gastroözefageal reflü hastal›¤›na neden olur. ‹stemli yutma beyin kabu¤u taraf›ndan bafllat›labilmesine ra¤men yutman›n kontrolu beyin sap› taraf›ndan sa¤lan›r. Yemek parças›n›n mide içindeki hareketi yaklafl›k 8-20sn sürer. Yutma çok kompleks bir olayd›r. Yutman›n her faz›n›n kendine özgü belirtileri vard›r. Bu nedenle yutma bozuklu¤unun tedavisi planlan›rken iyi bir inceleme yap›larak bozuklu¤un nerede oldu¤u saptanmal› ve uygun terapi yöntemi buna

göre seçilmelidir.

D‹SFAJ‹ BEL‹RT‹LER‹ • Oral ya da farengeal disfaji * Yutma s›ras›nda öksürme * Yutmay› bafllatmada güçlük * Bo¤az içine yemek yap›flmas› * Aç›klanamayan kilo kayb› * Diyet al›flkanl›klar›nda de¤ifliklik * Tekrarlayan pnömoni * Konuflma ve ses de¤iflikli¤i (›slak ses) * Nazal kusma • Özefageal Disfaji * Boyun ya da gö¤üste yemek batmas› hissi * Oral farengeal kusma * Diyet al›flkanl›klar›nda de¤iflkenlik * Tekrarlayan pnömoni

D‹KKAT ED‹LMES‹ GEREKENLER Güvenli yutma için afla¤›daki baz› kurallara uymak gereklidir. Yutma bozuklu¤u görülen hastalarda bireysel farkl›l›klar oldu¤u, bu nedenle her hasta için güvenlik önlemlerinin farkl› olabilece¤i unutulmamal›d›r. Mutlaka tüm stra17_


tejiler uzman gözetiminde denenmelidir: • Hasta beslenme s›ras›nda dik pozisyonda tutulmal›d›r. • Beslenme küçük parçalar halinde olmal›d›r. • Beslenme çok yavafl olmal›, ayn› saat içinde yaln›z bir g›da verilmelidir. • Yemek yerken konuflmaktan kaç›n›lmal›d›r. • A¤z›n bir taraf› zay›fsa, besin güçlü tarafa al›narak çi¤netilmelidir. Yemek sonunda a¤›z içinde, yanakta ya da difller üzerinde yemek art›¤› olup olmad›¤› mutlaka kontrol edilmelidir. • Yutma s›ras›nda gövde öne al›nmal›, bafl afla¤› çevrilmeli ve çene gö¤üse yaklaflmal›d›r. Bu yemek s›ras›nda yutma gücünü ve havayolu korumas›n› art›r›r. • Terapist söylemedikçe kat› ve s›v› g›dalar ayn› anda verilmemelidir. • Beslenme esnas›nda ortam iyi ayarlanmal›d›r. D›fl uyaranlar›n etkisi mümkün oldu¤unca azalt›lmal›d›r. • Her ö¤ünden sonra mutlaka dik pozisyonda 30-45 dakika oturtulmal›d›r. • MS’te yorgunluk hesaba kat›lmal›, ço¤unlukla hastalar›n yorgun olmad›¤› zamanlar tercih edilmeli, beslenme süreleri k›sa ve s›k aral›klarla planlanmal›d›r. TEDAV‹DE KULLANILAN YÖNTEMLER Yaflam kalitesini önemli derecede etkileyen ve hastan›n hayat›n› tehlikeye sokan pek çok probleme neden olan disfaji, MS’li hastalar› önemli oranda etkilemektedir. Disfajinin tedavisinde çal›flmalar hep iki yönlü ele al›nm›flt›r. Hayat› kolaylaflt›ran kompansatuar teknikler ve yutmay› tekrar ö¤reten ya da kolaylaflt›ran fasilitasyon teknikleri. Bu iki yöntem tedavi esnas›nda yaln›z bafl›na ya da bir arada kullan›labilmektedir. 1-FAS‹L‹TASYON TEKN‹KLER‹ D‹REK YÖNTEMLER a-Postüral De¤ifliklikler Çene – Gö¤üs postürü Çene yukar› postür Etkilenen yön bafl rotasyonu _18

Güçlü tarafa üst gövde ya da bafl›n tilti b-Yutma Manevralar› Ço¤ul ya da ikincil yutma Eforlu yutma tekni¤i Üst-Supraglottik yutma tekni¤i Mendelson manevras› Masako manevras› c-EMG Biofeedback d-Elektirik stimülasyonu e- Videofloroskopik ve videomanometrik yaklafl›mlar ‹ND‹REK YÖNTEMLER Oral Motor Kuvvetlendirme Egzersizleri Bolus Maniplasyon Egzersizleri Oral Faz Duyusal Stimülasyon Yutma Öncesi Stimülasyon 2-KOMPANSATUAR TEKN‹KLER Dokunma Zamanlama Tat Çevresel Faktörler S›cakl›k gibi de¤iflkenler kullanarak MS’li hastan›n yutma ifllevi kolaylaflt›r›labilir. Tedavide as›l olan fasilitasyondur. Kompansasyon mekanizmalar› genelde ileri devre hastalarda yutma ifllevini kolaylaflt›rmak için uygulanmal›d›r. Yutma bozuklu¤unun fliddetinin hastadan hastaya farkl›l›k gösterebilece¤i unutulmamal›d›r. Bu nedenle tedavi program›n›n planlanmas›nda mutlaka uzman bir terapistle iletiflim kurulmas› gerekti¤i unutulmamal›d›r.


MULTIPL SKLEROZ ANKARA B‹L‹MSEL ÇALIfiMA GRUBU Dr. Ufuk ERGUN 1989 y›l›nda Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi’nden mezun oldu. 1996 y›l›nda S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Nöroloji Klini¤inde uzmanl›k e¤itimini tamamlayarak Nöroloji uzman› oldu, Halen ayn› hastanede baflasistan olarak çal›flmaktad›r. Dr. Bülent GÜVEN 1963 y›l›nda do¤dum. 1987 y›l›nda Ege Üniversitesi T›p Fakültesinden mezun oldum. 1995 y›l›nda SSK Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Nöroloji Klini¤inde ihtisas›m› tamamlad›m. Halen SB Ankara D›flkap› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Nöroloji Klini¤inde Nöroloji uzman› olarak görev yapmaktay›m. Doç. Dr. Levent ‹NAN 1960 y›l›nda Ankara’da do¤du. ‹lk ve orta ö¤renimini Ankara’da tamamlad›. Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi’ ni 1983 y›l›nda bitirdi. Zorunlu hizmetini tamamlad›ktan sonra 1986 y›l›nda ayn› fakültede Nöroloji ihtisas›na bafllad›. ‹htisas›n› bitirdikten sonra S.B. Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde uzman olarak çal›flmaya bafllad›. Baflasistan iken 1994 y›l›nda doçent oldu. 1998 y›l›nda girdi¤i fleflik s›nav›nda baflar›l› bulunarak ayn› hastanenin Nöroloji Klini¤i flefli¤ine atand›. fiu anda ayn› görevi yürütmektedir. Harvard Üniversitesi

Beth ‹srael Hastanesi Davran›fl Nörolojisi Ünitesi, Kopenhang Üniversitesi Rigshospitalet Hastanesi ve Trandheim Üniversitesi Nöroloji Kliniklerinde e¤itim ve araflt›rma aktivitelerinde bulundu. Yard. Doç. Dr. Münire KILINÇ 1967'de Van'da do¤dum. 1985 y›l›nda Türk E¤itim Derne¤i Ankara Koleji'nden, 1991' de Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi'nden mezun oldum. Nöroloji uzmanl›¤›n› 1992-1997 y›llar› aras›nda Hacettepe Üniversitesi T›p Fakültesi'nde yapt›m. Uzmanl›k e¤itimim süresince Nöroimmünoloji ve Multipl Skleroz üzerinde yo¤unlaflmaya çal›flt›m ve uzmanl›k tez çal›flmam› bu konuda yapt›m. Uzmanl›¤›m› ald›ktan sonra 1997-1999 y›llar› aras›nda Özel Sevgi Hastanesi'nde çal›flt›m. Ayn› zamanda Hacettepe Üniversitesi Sa¤l›k Bilimleri Enstitüsü'nde Nörobilim doktora program›na devam ettim ve 2003 y›l›nda bu program› tamamlad›m. 1999 y›l›ndan beri Baflkent Üniversitesi'nde çal›flmaktay›m. Dr. Bilge GÖNENL‹ KOÇER 1974 y›l›nda Ankara’da do¤du. ‹lkokulu 1985 y›l›nda Ankara Ümit ‹lkokulu’nda, ortaokulu 1988 y›l›nda Ankara Nam›k Kemal Ortaokulu’nda ve liseyi 1991 y›l›nda Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi’nde tamamlad›. 1991 y›l›nda Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi’nde bafllad›¤› t›p e¤itimini 1998 y›l›nda pratisyen hekim ünvan› ile tamamlad›. 1999’da Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal›’nda uzmanl›k e¤itimine bafllad›. Multipl Skleroz ile ilgili uzmanl›k

tezini tamamlayarak 2004 y›l›nda nöroloji uzman› oldu. Halen Ankara Jandarma Hastanesi Nöroloji Klini¤i’ nde nöroloji uzman› olarak çal›flmaktad›r. Yard. Doç. Dr. Funda UYSAL TAN Ankara 1969 do¤umluyum. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara’da tamamlay›p 1992 y›l›nda Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi’nden mezun oldum. Karaman’da 1993-1994 mecburi hizmetimi tamamlad›ktan sonra Ankara Yüksek ‹htisas Hastanesi’nde 1 y›l Anestezi bölümünde çal›flt›m. Ankara Üniversitesi T›p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal›’nda 1995 y›l›nda asistan olarak göreve bafllad›m ve 2000 y›l›nda uzmanl›¤›m› ald›m. Ayn› y›l K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal›’na yard›mc› doçent olarak atand›m. Halen ayn› üniversitede görevime devam etmekteyim. ‹lgilendi¤im konular aras›nda hareket bozukluklar›, multipl skleroz ve bafla¤r›s› yer almaktad›r. Dr. Serdar TELL‹O⁄LU Ankara 1965 do¤umluyum. ‹lkokulu Ankara Ahmet Vefik Pafla ‹lkokulu’nda, orta ve lise ö¤renimimi TED Ankara Koleji’nde tamamlad›m. Ankara Üniversitesi T›p Fakülte’sini 1990 y›l›nda tamamlad›ktan sonra Gaziantep Ç›ksorut, Ankara Mutlu ve Dikmen Akp›nar Sa¤l›k Ocaklar›nda pratisyen hekim olarak çal›flt›m. K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi Nöroloji Anabilim Dal›’nda araflt›rma görevlisi olarak çal›flmaktay›m ve k›sa süre içinde uzmanl›¤›m› alaca¤›m.

19_

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER


TÜRK‹YE MULTIPL SKLEROZ DERNE⁄‹ ANKARA fiUBES‹

1994 TÜRK‹YE MULTIPL SKLEROZ DERNE⁄‹ ANKARA fiUBES‹

TÜRK‹YE MULTIPL SKLEROZ DERNE⁄‹ ANKARA fiUBES‹ 5. DÖNEM GÖREVL‹LER‹ Yönetim Kurulu Asil Üyeleri 1.Fzt. Samiye ATA (Baflkan) 2.Uzm.Dr. ‹. Özcan ERTÜRK (Baflkan Yard›mc›s›) 3.Doç.Fzt. Kadriye ARMUTLU (Sayman) 4.Saniye BAYGÜN (Sekreter) 5.Ercan EROL 6.Nermin TU⁄UfiLU 7.Nazire ÖZDEN 8.Filiz VRENA 9.Gökmen Ifl›n KARADEM‹R Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri 1.Dr. Asl› KURNE 2.Fuat SARIKAYA 3.Fzt. ‹lke KESER 4.Zeynep BE⁄END‹K 5.Fzt. Nilüfer Çetiflli KORKMAZ 6.Bülent MUTLU 7.Emre TUNCAY 8.Onur BAfiIBÜYÜK 9.Müjgan fiEN Denetleme Kurulu Asil Üyeleri 1.Av.Dilek DERMANCIO⁄LU 2.Berrin NAYMANLAR 3.Selma ÜSTÜNDA⁄ Denetleme Kurulu Yedek Üyeleri 1.Ahmet TANER 2.Murat Y‹⁄‹T 3.Zafer BUDAK fieref Üyeleri 1.Prof.Dr.Rana KARABUDAK 2.Aysel ‹ZG‹ Sekreter Sanem AKDO⁄AN

5. Dönem çal›flmalar›n› yürüten, üstlenen, katk› sa¤layan, toplant›lar›m›za kat›lan sevgili üyelerimize, dostlar›m›za sonsuz teflekkürlerimizi sunuyoruz… _20

Hastal›¤›n›z›n Yerini MS hastal›¤›n›n hasta ve aileleri üzerinde yaratt›¤› sorunlar› tespit etmeye ve derne¤imizin olanaklar› çerçevesinde çözüm yollar› üretmeye çal›fl›yoruz. Bu çal›flmalar›m›z s›ras›nda hastalar›m›zdan baz›lar›n›n hem “hastal›kla mücadele etme” hem de “derne¤imizin üretti¤i hizmetlerden yararlanma” konular›nda ciddi bir direnç gösterdiklerini gözlemledik. Gösterilen direnci sorgulad›¤›m›zda bu durumun hastal›¤›n tipi, seyri gibi nedenlerle sadece hastal›¤›n kendisinden kaynaklanmad›¤›n› hastan›n yafl›, kiflili¤i, psikolojik, sosyoekonomik, kültürel durumu ve yaflad›¤› çevre gibi di¤er pek çok faktörle de derinden iliflkili oldu¤unu belirledik. Bunlardan baz›lar›n› bafll›klar alt›nda s›ralamak istiyorum. • Hastal›¤› yaflam›n oda¤› yapmak, • Yeni bir yaflam flekline uyum söz konusu ise, gerekli çabay› gösterememek • Yanl›fl bilgi kaynaklar›na yönelmek, bilgi eksikli¤i veya bilgiyi yanl›fl yorumlamak, • Hastal›¤›n sorumlulu¤unu tek bafl›na üstlenerek, t›bbi deste¤i kesmek, d›flardan yard›m kabul etmemek veya alternatif tedavilere yönelmek, • Hastal›¤›n sorumlulu¤unu üstlenmemek, çaban›n ve de¤iflimin yaln›zca d›flardan gelmesini beklemek, • Hayat›n› anlams›z ve belirsiz görerek ac› çekmek, motivasyon ve moral eksikli¤i, • Yak›n çevrenin tutumundan kaynaklanan durumlar, iletiflim problemleri, • Sa¤l›k ekibinin tutumundan kaynaklanan durumlar, • Bir sosyal güvenceye sahip olmamak, maddi zorluklar, mimari engeller, ulafl›m problemleri ile karfl›laflmak, • Daha önceki dönemlerde dernek çal›flmalar›ndan edinilen olumsuz deneyim, ”kendinden daha kötü durumda olan” di¤er hastalarla karfl›laflmaktan korkmak. Baz›lar›m›z için hastal›k daha önceki yaflant›m›zdaki bir tak›m fleyleri s›n›rlayabilir. Ancak hastal›¤›n yaflam›m›z› tümüyle engellemesine izin vermemek de yine bizim elimizdedir. Bizi rahats›z eden olaylar› yeniden gözden geçirebilir,


Yaflam›n›zdaki Siz Belirleyin

Fzt. Samiye ATA YÖNET‹M KURULU BAfiKANI

bizi olumsuz etkileyen duygularla savaflabilir ve yeni bir bak›fl aç›s› gelifltirebiliriz. De¤ifltirilebilen ve de¤ifltirilemeyen durumlar› birbirinden ay›rabilmek her zaman kolay de¤ildir. Ancak “de¤ifltirilemezi de¤ifltirmeyi istemek” için yap›lacak mücadele insan› yaln›zca zay›flat›r. Önemli hastal›klar›n hem hasta hem de aile bireyleri ve yak›n çevresi üzerinde ciddi etkileri olmas› do¤ald›r. Hasta ve ailesinin karfl›laflt›klar› problemlerle ve kendilerinde meydana gelen duygusal de¤ifliklikle bafl edecek deneyim ve bilgileri de olmayabilir. Elbette bu da do¤ald›r. ‹flte bu yüzden tamamen gönüllülük ilkesi ve farkl› bir bak›fl aç›s› ile sizlere s›cac›k, nezih bir ortam haz›rlayan derne¤imiz sorunlar›n›z› paylaflmak, alternatif çözümler üretmenize ve do¤ru bilgi kaynaklar›na yönelmenize yard›mc› olmak için çeflitli hizmetler sunmaktad›r. Yaflam belirsizlikler karfl›s›nda bile belirli seçenekler bularak ilerleme sanat›d›r. Çözümün d›flardan gelmesini bekleyerek, kendimiz için

bir çaba (ama yerinde bir çaba) göstermeden, bu duruma efllik eden bir sürü güçlü¤ü göze almadan yaflant›m›zda olumlu bir de¤iflim olas› de¤ildir. Bu de¤iflim mekanizmas›n› harekete geçiren fley ne olacakt›r? Sizin karar›n›z. Çünkü karar çaban›n teti¤idir. Karardan kaç›nman›n en belirgin yolu ise ertelemedir. Kendimize hastal›¤› “bir fleyleri ertelemek için” bahane olarak kullanmaya izin vermemeliyiz. Çünkü bu inanç sistemi ifle yaram›yor. ‹nsan›n içinde bulundu¤u duruma karfl› tutumu elindeki en önemli kozdur. ‹nsan: Mutsuz oldu¤u bir hayat› sürdürecek, Ya da engeli aflacak bir yol bulup, bu engele ra¤men mutlu bir hayat flekillendirecektir. Hastal›¤›n sa¤l›k ekibiyle iflbirli¤i içinde t›bbi gereklerini yerine getirdikten sonra, hasta ve yak›nlar›na da kendilerini yaflama ba¤lay›c› çözümler bulma ve mücadele görevi düflmektedir. Bu da a¤layarak, ac›yarak, k›zg›nl›k duyarak de¤il; bilinç, irade ve enerji gerektiren sakin,

sa¤duyulu ve dengeli bir yaklafl›mdan geçer. Unutmamak gerekir ki, hastal›¤a do¤ru bir yaklafl›m, hastan›n çevresiyle etkin iletiflimi ve moral donan›m›, mücadele etmek zorunda kal›nan güçlükler karfl›s›nda sizleri güçlendirecektir. Bu art› güçle sorunlar› aflmak ve olumlu bir de¤iflim daha kolay olacakt›r. Bu say›m›zda ailemizin de¤erli üyeleri Sn. Feride Tanç’›n çevirdi¤i “MS ve A‹LE” ile Doç. Dr. Kadir Özer’in “‹LET‹fi‹MS‹ZL‹K BECER‹S‹” adl› kitab›n›n tan›t›m›na yer verdik. Sizlere ›fl›k tutaca¤›na inan›yorum. “Lütfen MS derneklerini aray›n›z.” Sayg›lar›mla

21_


TÜRK‹YE MULT‹PL SKLEROZ

SAN‹YE BAYGÜN

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

MS Derne¤inin s›cakl›¤›n› uzun y›llard›r yaflayan flansl› insanlardan biriyim. Derne¤imizde MS’e gönül ve emek veren arkadafllar›m›zla bir arada oldu¤um saatler üretmenin, paylaflman›n, yard›mlaflman›n keyfini yaflad›¤›m ayr›cal›kl› zamanlar. MS Derne¤inin her geçen y›l geliflen, geniflleyen ailesinin içinde olmaktan onur duyuyorum. Hayat›n içinde bir renk olan derne¤imiz benim hayat›mda gökkufla¤› oldu.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

MELTEM HAT‹PO⁄LU

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

SERAP BASMACI

MS derne¤iyle dernek baflkan›m›z Sn. Samiye Ata’n›n ricas› üzerine gönüllü olarak çal›flmaya bafllad›¤›mda tan›flt›m. Birilerine yard›m etmenin ve birilerinin mutlu oldu¤unu görmenin büyüsü içerisinde derne¤e olan ilgim ve bilgim artt›. MS derne¤i adeta hayat›m›n ak›fl›n› de¤ifltirdi. Derne¤in kalitesi ve gün geçtikçe yükselen seviyesi derne¤e gidece¤im günleri iple çekmemi ayr›ca hasta ve hasta yak›nlar›yla bir fleyler yapma iste¤imin iyice artmas›n› sa¤lad›. Bana bu duygular› yaflatan dernek baflkan›m›z Samiye Ata ve çal›flma arkadafllar›ma sonsuz teflekkürlerimi sunar›m.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

_22

gezisini saymazsak e¤er). Ön yarg›l›yd›m evet. Benimle birlikte ayn› rahats›zl›¤› paylaflan insanlarla olmaktan ve itiraf ediyorum; bu duygular›n bende olumsuz etki yaratmas›ndan korkuyordum. Bir gün dernekten aray›p bir tak›m el sanatlar› ile ilgili kurslar›n bafllayaca¤›n› bildirdiler. Arkadafllar›m›n ciddi deste¤i ile ve onlarla birlikte derne¤e gidip gelmeye bafllad›m. Gördüm ki; dernekteki yaflam bekledi¤im gibi de¤il ve karamsarl›¤›n gölgesinde olmaktan çok uzakta. Ve insanlar›n birlikte düflünebildikleri, birlikte karar verip yaratabildikleri, sinerjik bir dünya. Bu duygular›m do¤ald›r ki zamanla geliflti. Bir süre sonra MS hastas› olmayan arkadafllar›m içinde derne¤e gelmek al›flkanl›k oluflturdu. Ve ben böyle bir ortam›n yarat›lmas›nda eme¤i geçen tüm arkadafllar›ma bir kez daha teflekkür etmek istiyorum. Evet bu ortam benim için art›k rahats›z oldu¤um için de¤il; rahatlamak amac› ile kat›ld›¤›m bir topluluk. Ve bu aflamadan sonra art›k benim de kat›ld›¤›m; ö¤retmenler baflkanl›¤›nda derne¤e gelir amac›yla düzenlenen kermeslere bir fleyler yapmaya bafllad›k. Yap›lanlar belli ufak tefek fleyler ama orada paylafl›lan duygular çok büyük. Ayr›ca tan›d›¤›m bu yeni insanlar benim için çok de¤erli bir kazanç. Dernekteki bu faaliyetlerden çok memnunum, ve bana bu konuda destek olan arkadafllar›ma çok teflekkür ediyorum. fiimdilerdeki beklentim, MS yoldafl›m izin verirse, hoflça vakit geçirmek, can›m k›z›mla, sevgili eflimle, tüm MS’li yoldafllar›mla ve MS’lilerle gönül ba¤› kurmufl dostlar›mla ve, ve, ve MS’imle.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

Bilemiyorum. Ben mi çok arad›m, yoksa o beni mi buldu? Bir flekilde bulufltuk yol arkadafl›mla. Ve ben MS’liyim. ODTÜ matematikten mezun olduktan ve mesle¤imle iliflkili bir süre çal›flt›ktan sonra, evet dedim; tam benim istedi¤im bir ifl. Bir bankan›n bütün bilgi ifllem merkezini parmakla say›lacak kadar kifliyle kurmak ve o de¤er verdi¤im insanlar aras›nda gece ile gündüzün ay›rd›n da olmadan üretmek, üretmek. Sahi, bu arada evlendim ama ne fayda. Yap›lacak ifller bitirilmesi gereken programlar vard› yaflant›mda. Gecelerin bir yar›s›, aksakl›klar›n giderilmesini çald›r›yordu telefonuma. Derin uykular›mda. Yine bu arada bir çocu¤um oldu, ad› Cansu. Ve can›m k›z›mla birlikte ö¤rendim; ailemize kat›lan yeni yol arkadafl›m›z›; ad› MS. Hayli zaman geçti, yol arkadafl›m inatç›m› inatç›. Terketmez. Tutturmufl bir kez sadece seni mi, ailenide b›rakmayaca¤›m, ve benimle birlikte yaflayacaks›n›z. Ve demez mi ki; bana iyi davran›rsan›z ve bana uyum sa¤larsan›z; söz bende size iyi davranaca¤›m. Ve san›r›m flu günlerde anlaflt›k onunla. Gün afl›r›, beni kalbura çeviren i¤nelerin ve ayda bir kez hastahane koflullar›nda yinelenen ba¤›fl›kl›k sistemime sopa atman›n d›fl›nda. Yaklafl›k 15 y›ld›r birlikteyim yoldafl MS’le. Biraz iyi niyetli seyrediyor san›r›m. Bu aç›dan flansl›y›m. 6 veya 7 y›ld›r MS derne¤ine üyeyim. Üye olmaktaki amac›m da MS ile ilgili bir tak›m yay›nlar›ndan faydalanmakt›. Ekim-2004 ay›na kadar da ne dernektekiler beni tan›yordu ne de ben onlar› (Beypazar›

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER


DERNE⁄‹ ANKARA fiUBES‹

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

F‹L‹Z PINAR

NAC‹YE TENDU TANIK

2003 y›l›nda MS derne¤i ile tan›flt›m. Derne¤imizde gönüllü olarak çal›fl›yorum. MS hastalar›, yak›nlar› ve gönüllü çal›flan arkadafllarla beraber olmaktan ve derne¤e faydal› bir fleyler yapman›n mutlulu¤unu yafl›yorum. Dernek baflkan›m›z Sn. Samiye Ata’ya ve dernek çal›flanlar›na bize bu ortam› sa¤lad›klar› için teflekkür ederim.

• E¤er içinizde insan sevgisi varsa, • E¤er tan›mad›¤›n›z birisine dahi yard›m elinizi sevgiyle gönülden uzatabiliyor-

B‹RGÜL POYRAZ Ö¤retmenli¤imin son y›llar›nda ilk kez böyle bir dernekte çal›flmaya bafllad›m. Senenin bafl›nda bu çal›flmada görevlendirildi-

san›z, • Kim bilir belki yar›n bende ayn› sorunlar› yaflamaya bir aday›m diyebiliyorsan›z, • ‹nsanlar› mutlu etmenin ne demek oldu¤unu biliyorsan›z, insan olman›n erdemini anlayacaks›n›z. Bende bu düflüncelerden yola ç›karak bir nebzede olsa katk›da bulunabiliyorsam bunun hazz›n› yafl›yorum. Unutmay›n yar›n›n neler getirece¤ini hiçbirimiz bilemeyiz. Sa¤l›kl› ve mutlu günler dile¤iyle... FATMA ZENG‹N

23_

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

Bir ö¤retmen için en büyük mutluluk, verdi¤i eme¤i gözlemleyebilmektir. MS Derne¤inde çal›flt›¤›m sürece, bu mutlulu¤u her hafta tatt›m. Kursiyerlerimle birlikte üretmenin keyfini yaflad›¤›m bu çal›flmalar boyunca bir kez daha inand›m ki, insana, insanla insanca yap›lan çal›flmalar-

Ö¤retmenli¤im s›ras›nda bir çok yerde çal›flt›m. Kurs yeri ve kursiyerlerin ö¤retmenle uyumlu çal›flmas› en iyi kurs bitiminde ortaya ç›kmaktad›r. Bu sebeple iyi,tatl›, ac› geçen günlerin ödülü daima en son kursiyerlerin ve kurs yerinin taktiri ile belli olur. Ben bu kurs yerinde çal›flmaktan ve bu kiflilerle tan›flmaktan onur duydum. Bu ifle gönül verenlere çal›flmalar›nda baflar›lar dilerim.

AYfiEN TAN

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

N‹LHAN D‹NÇEL

1956 y›l› Nevflehir do¤umlu, evli, 2 çocuk annesi, banka emeklisiyim. 2003 y›l›nda MS derne¤i ile tan›flt›m. 1 y›l derne¤imizde idari sekreterlik yapt›m. Bu süre içinde, benim için çok de¤erli insanlarla tan›flt›m, kaynaflt›m. Bir fleyler üretmek ve üretirken de hay›rl› bir ifl yapmak üzere toplumumuzca az tan›nan MS hastal›¤›na gönüllü olarak yard›mc› olabilmenin huzuru ile derne¤imizde faaliyetlerimize devam ediyoruz.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

Ben Nilhal Dincel. Abim MS hastas›. Dernekle Samiye Han›m vas›tas›yla tan›flt›m. Dernekte insanlara yard›mc› olmaktan ve birilerine faydam oldu¤unu hissetmekten mutluluk duyuyorum. Ayn› zamanda burada yeni hobiler kazanmakta ve el becerilerimi gelifltirmekteyim.Derne¤e çok ufakta olsa bir katk›m oluyorsa daha mutlu olaca¤›m.

SEMRA KOÇAK

¤imde bu kadar keyif alaca¤›m› düflünmemifltim. Fakat burada çok özel ve güzel insanlarla çal›flmak beni çok mutlu ediyor.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

YILDIZ D‹NÇ

dan sonuç almamam›z mümkün de¤ildir.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

Önceleri can s›k›nt›m› gidermek amac›yla gönüllü olarak kat›ld›¤›m bu derne¤in, daha sonralar› bana hem ruhsal hemde fiziksel olarak verebileceklerini tahmin bile edemezdim. fiu anda çok keyif ald›¤›m bir ortam›n içerisindeyim. Bunun nedeni ise MS derne¤inin sayg›l›, s›cak, sevecen, karfl›l›k beklemeden insanlar›n yard›m etme çal›flmas› içerisinde oldu¤u bir kurum olmas›d›r. ‹yiki buraday›m.

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER

ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER ANKARA MS’E GÖNÜL VERENLER


MS VE GEBEL‹K

Doç. Dr. Bijen NAZLIEL

Multiple skleroz (MS)’in etyolojisi tam olarak ortaya konamam›flt›r. Araflt›rmalar MS’in kad›nlarda erkeklere oranla daha s›k görüldü¤ünü ortaya koymaktad›r. Östrojenlerin kad›nlar› otoimmün hastal›klara duyarl› k›ld›¤› bilinmektedir. Sjogren hastal›¤›nda K/E oran› 20/1 iken MS’da 2/1 dir. MS’li hastalarda cinsel fonksiyon bozukluklar› ile %50-90 oran›nda karfl›lafl›l›r. Erkeklerde erektil, ejekulatif disfonksiyon; kad›nlarda genital duyusal kusurlar, vajinada kuruluk, libido kayb› s›k görülen problemlerdendir. Buna ra¤men MS’in do¤urganl›k üzerine olumsuz bir etkisinin olmad›¤› da gösterilmifltir. MS’in kad›n do¤urganl›¤› üzerine olumsuz bir etkisi olmamas›na ra¤men ailelerin kendi istekleri ile çocuk sahibi olmay› arzulamad›klar› bilinmektedir. Çocuk sahibi olmay› arzulayan çiftlerin ak›llar›nda ise her zaman üç soru vard›r: 1. Hamileli¤in annenin hastal›¤›n›n seyrini nas›l

_24

etkileyece¤i, 2. Hamileli¤in seyri, 3. Fetus ve bebeklerin tafl›d›klar› riskler. Bu sorular›n cevaplar›n›n her zaman çok net olmamas›, çocuk sahibi olmay› azaltan nedenlerdendir. Planlanmam›fl gebeliklerin özellikle kognitif kayb› olan kad›nlarda ve özelliklede EDSS skorlar› 6’n›n üzerinde olan hastalarda görüldü¤ü bilinmektedir. MS’in nedeni bilinmese de hastal›¤›n gelifliminde otoimmün olaylar›n rol ald›¤› düflünülmektedir. Seks hormonlar›, immün cevaplar hastal›¤›n bafllang›c› ve seyri üzerinde etkilidir. Hastal›k kad›nlarda ço¤unlukla do¤urganl›k döneminde ve hamileli¤in planland›¤› süreçlerde görülür. MS hastalar›n›n %10-20’sinde bafllang›ç bulgular›n›n hamileli¤e denk geldi¤i bilinmektedir. Hamilelik ve takip eden dönemdeki çocuk yetifltirme süreci MS hastalar› için problem teflkil eder. Hamilelikte birçok hastada stabilizasyon ve remisyon izlenirken postpartum dönemin riskli oldu¤u kabul edilir. Hamilelik süresince iyileflme e¤ilimi gösteren di¤er hastal›klar romatoit artrit, tiroidit, ankilozan spondilit, periferik artrit ve psoriatik artrittir. Deneysel çal›flmalarda hamileli¤in deneysel allerjik ensefalomyelit geliflimini engelledi¤i de gösterilmifltir. Plasenta ve fetus immünsupresif özellikleri olan proteinleri özellikle hamileli¤in ikinci yar›s›ndan sonra belirgin olarak salg›lamaktad›r Maternal faktörler, helper/supresor T hücre oran›ndaki de¤iflimlerin son trimesterde ve özellikle postpartum üç ayl›k dönemde önem kazand›¤› bilinmektedir. Hamilelikteki remisyonun immünsupresyondan ziyade immünomodulasyondan kaynakland›¤› düflünülmektedir. Bu modulasyonun sonucunda kortizol, östrojen ve progesteron düzeyleri artar ve gebelik ba¤›ml› hormonlar olan gebelikle iliflkili alfa 2 glikoprotein, gebeli¤e özgü beta 2 glikoprotein ve progesteron ba¤›ml› ba¤lay›c› faktör (PIBF) düzeyleri artar. Östrojenlerin immün sistem üzerine difazik etkileri mevcuttur. Düflük konsantrasyonlarda stimülan, yüksek konsantrasyonlarda inhibitör özellik tafl›rlar; ancak


fizyolojik düzeylerin immün modülasyon üzerine etkisi yoktur. Hamilelikte özellikle üçüncü trimesterde; östrojen ve progesteron konsantrasyonlar›n›n art›fl› mikroglial hücrelerden nitrik oksit ve TNF alfa üretimini azalt›r. Mikroglial aktivitenin inhibisyonu sadece hamilelik gibi östrojen de¤erlerinin bazal düzeylerden yüksek konsantrasyonlara ç›kt›¤› hamilelik gibi dönemlerde aktive olur. Mikroglial hücre aktivitesinin azalmas› MS semptomlar›n› azalt›r. Do¤um yapanlar›n %20-40’›nda do¤umdan sonraki ilk üç ayda atak ya da klinik kötüleflme ile karfl›lafl›l›r. Ataklar niçin postpartum dönemde tetiklenmektedir? Burada immünolojik ve hormonal faktörlerin etkili oldu¤u düflünülmektedir. Do¤um olay›n›n bafll› bafl›na bir stres olmas›n›n yan›s›ra lo¤usal›¤›n erken dönemindeki bebek bak›m›ndaki zorluklar da tetikleyici olmaktad›r. Hamilelikte östriol, 17 beta östriol, progesteron ve prolaktin seviyelerinde art›fl immün yan›tlarda belirgin azalmaya yol açar. Do¤umdan sonra hormon düzeyleri düfler. Postpartum dönemdeki relapslar›n art›fl› kad›nl›k hormonlar›ndaki azalma ve prolaktin gibi hormonlar›n sal›n›m›nda ki art›fla ba¤l› olabilir. TEDAV‹LER VE HAM‹LEL‹K Genel görüfl hafif seyirli MS vakalar›n›n görüfl almadan hamile kald›klar› yönündedir. Ama son y›llarda yayg›n kullan›lan immünomodulatuar tedaviler nedeni ile hastalar›n kliniklere daha s›k baflvurduklar› bilinmektedir. A¤›r seyirli MS hastalar›n›n ise genellikle hamile kalmay› arzulamad›klar› bilinir. Hamileli¤i planlayan çiftler tedavilerin ovum, sperm, do¤urganl›k, fetal geliflim ve emzirme üzerine etkilerini merak ederler. MS’de uygulanan tedaviler 3 grupta de¤erlendirilir: 1. Atak tedavileri, 2. Hastal›k seyrini etkileyen tedaviler, 3. Semptomlara yönelik tedaviler. Prednizon ve kortikotropinler MS’de akut kötülefl-

melerin tedavisinde kullan›l›r. Hamilelik süresince her iki ilac›n da kullan›m›ndan sak›n›lmal›d›r. Özellikle kortikotropinlerin ilk trimesterde kullan›m›ndan kaç›nmak gerekir. Difli fetuslarlarda virilizasyon aç›s›ndan ilk trimester riskli iken, fetal adrenal supresyon aç›s›ndan son trimester risklidir. Ayr›ca tedavi alanlarda spontan abortus, plasental yetmezlik ve yar›k damak geliflme riski yüksektir. FDA hamilelikte kullan›lan ilaçlar› fetus üzerine oluflturduklar› etkilere göre birkaç alt grupta de¤erlendirmektedir: Kategori A: Kontrollü insan çal›flmalar› hiçbir fetal riskin olmad›¤›n› göstermifltir. Kategori B: Hayvan çal›flmalar›nda fetusun risk alt›nda olmad›¤› gösterilmifltir ama kontrollü insan çal›flmas› yap›lmam›flt›r ya da hayvan çal›flmalar› fetusun risk alt›na oldu¤unu gösterirken insan çal›flmalar›nda bu risk gösterilememifltir. Kategori C: Yeterli insan ve hayvan çal›flmas› yap›lmam›flt›r ya da hayvanlarda istenmeyen etkiler izlenmifl ama insanlarla ilgili yeterli veri yoktur. Kortikosteroidler ve interferon tedavileri bu grup içinde de¤erlendirilen tedavilerdir. Kategori D: ‹stenmeyen etkilerin mevcut oldu¤u kesin olarak bilinir ama baz› süreçlerde kullan›labilir (di¤er ilaçlar›n etkisiz oldu¤u hayat› tehdit eden durumlarda). Azotiopurin, siklofosfamid ve difenilhidantoin bu grupta de¤erlendirilen tedavilerdir. Bu nedenle son y›llarda hastal›k seyrini etkileyen 25_


DO⁄UM SONRASI DÖNEM

tedaviler özellikle interferon tedavisi alan hastalar›n hamile kalmadan önce ilaçlar›n› kesmeleri ve en az üç ayl›k bir “ar›nma” dönemine girmeleri önerilmektedir. DO⁄UM ÖNCES‹ DÖNEM MS’li bir gebenin prenatal bak›m› her hangi bir gebeninkinden farkl› de¤ildir. Erken dönemden itibaren demir replasman tedavisine geçilmelidir. MS’li hastalarda özellikle de mobilizasyon problemleri olanlarda kontrolsüz kilo al›mlar› sorun yarat›r. Tüm gebelerde oldu¤u gibi MS’li hastalarda da mesane ve barsak disfonksiyonlar› ile s›kl›kla karfl›lafl›l›r. MS’li hastalarda hamilelik süresince üriner sistem enfeksiyonlar›nda belirgin bir art›fl izlenir ve bu durum pyelonefrite kadar ilerleme gösterir. Bu nedenle idrar yolu enfeksiyonlar›nda erken dönemde kültür sonuçlar› ile antibiyotik kullan›m›na gidilmelidir. MS’L‹LERDE DO⁄UM Son y›l içinde iki haftadan uzun süre ile 10 ya da 20mg prednizon kullanan hastalarda adrenal yetmezlik geliflme riski mevcuttur. Bu nedenle gebeler do¤umhaneye al›n›rken 100mg hidrokortizon ‹M uygulanmal›d›r. Postpartum ilk 24 saatlik süre içinde 100mg hidrokortizon 8 saat aral›klarla üç kez ‹M olarak tekrarlanmal›d›r. Sezeryan sadece obstetrik endikasyon mevcutsa uygulan›r. MS’li hastalarda travayda yorulma s›k karfl›lafl›lan bir problem oldu¤u için forseps ya da vakum kullan›m›na gidilmelidir. Anestezi uygulanacak vakalarda epidural anestezinin uygulanmas› önerilmektedir. MS’li hastalarda relapsa yol açt›¤› düflünüldü¤ünden spinal anestezi uygulamas› önerilmemektedir. Gene de do¤um sonras› kötüleflmeler s›k oldu¤undan tablonun epidural, spinal ya da genel anestezi ile ba¤lant›s›n›n kurulmas› zordur.

_26

Do¤umdan sonra anneler olabildi¤ince dinlendirilmelidir. Ancak dinlenmenin relaps› engelleyece¤i yönünde bir bulgu da mevcut de¤ildir. Birçok doktor annenin psikolojik sorumlulu¤unu artt›raca¤›n› düflünerek emzirmeyi önermez. Emzirmek isteyen hastalar›n emzirmelerine izin verilmelidir. Pospartum kötüleflme gebelik sonras›nda gebelerin %20-40’›nda görülür. Postpartum kötüleflmesi olanlarda seyir de¤iflkendir. Vakalar›n %50’sinde belirtiler hafif ve k›sa süreli iken, %50’sinde eskisine oranla daha ciddi ve uzun süreli ataklar izlenir. Postpartum kötüleflmeler göz önüne al›narak bu dönemde hasta ve bebek bak›m›n› sa¤layacak destekleyici mekanizmalar gündeme getirilmelidir. Görevlerine dönmesi gereken annelerde normal istirahat süresi olan 6-8 haftadan çok daha uzun bir istirahat süresi gereklidir. Genelde hamilelik öncesi ataklar›n tip, süre, seyir ve özellikleri postpartum dönemde görülen ataklar için en önemli belirleyicidir. Uzun dönemdeki etkiler gözönüne al›nd›¤›nda postpartum dönemdeki atak ve


kötüleflmelerin hastal›¤›n genel seyri üzerinde etkili olmad›¤› gösterilmifltir. Postpartum dönemde atak geçiren kad›nlar›n bebeklerine bak›m verebilmesi ço¤unlukla mümkün de¤ildir. Vakalar›n %30’unun disabilite nedeni ile bebeklerine bakamad›klar› bilinir. Yorgunluk çok ileri olabilir o nedenle annenin mutlaka bir yard›mc›s›n›n olmas›, emzirme yerine mama ile besleme yoluna gidilmesi ayr›ca anne ile bebe¤in ayr› odalarda yat›r›lmas›na yönelik önlemler al›nmal›d›r. Daha önceki gebeliklerinde postpartum dönemde atak geçirmifl 9 hastaya postpartum birinci günden bafllamak üzere 5 gün süre ile 400 mg/kg/gün intravenöz immünoglobulin(IVIG) tedavisi uygulanm›fl, bu tedavi 6 ve 12. haftalarda tek günlük tedavi olarak tekrarlanm›fl ve hastalar›n hiçbirinde postpartum dönemde atak ya da kötüleflme izlenmemifltir. Bu nedenle postpartum dönemde kötüleflme riski tafl›yan hastalar için bu tedavinin umut verici oldu¤u düflünülmektedir.

seyri üzerine bir etkisinin olmad›¤› düflünülmektedir. Çünkü oral kontraseptifler puberteden sonra kullan›lmaya bafllan›r. Oral kontraseptifler içindeki düflük östrojen düzeylerinin de genel anlamda MS’in seyri üzerine etki etmeyece¤i düflünülmektedir. 35 yafl alt›nda, mobilizasyon problemleri olmayan, sigara kullanmayan, tromboflebit öyküsü olmayan hastalar›n oral kontraseptif kullanmalar›nda bir sak›nca olmad›¤› düflünülmektedir. MS’li hastalarda oral kontraseptif kullan›m›na gidilmeden önce karbamezapin ve rifampisin gibi ilaçlar›n oral kontraseptiflerin etkinli¤ini azaltaca¤› gözönüne al›nmal›d›r. Oral kontraseptifler oluflturduklar› endotel proliferasyonu ile venöz tromboza zemin haz›rlarlar. Özellikle 35 yafl üzerinde, mobilizasyon problemi olan ve sigara kullananlarda risk art›fl göstermektedir. Rahim içi araç (R‹A) kullan›m› duyusal kusurlar nedeni ile pelvik migrasyona yol açma riski tafl›malar› nedeni ile önerilmez. Kondom kullan›m› alternatif yöntemler aras›ndad›r. MS’L‹ HASTALARDA J‹NEKOLOJ‹K ‹ZLEM

MS’L‹ ANNELERDEN DO⁄AN BEBEKLER Bireyler için e¤er MS’li bir ebeveyn mevcutsa MS gelifltirme riski %3-5 oran›nda seyrederken bu oran normal populasyonda %0.2’ler civar›ndada seyreder. Hamilelikte MS’i saptamak için kullan›labilecek prenatal bir test yoktur. Hamilelik ço¤unlukla hastal›¤›n seyri ve annelerin kulland›¤› ilaçlar nedeni ile sonland›r›l›r. MS’li annelerden do¤an çocuklar›n a¤›rl›k ve bafl çevreleri normaldir ve bu çocuklarda fiziksel ya da mental bir patoloji de mevcut de¤ildir. MS’li annelerden do¤an bebekler düflük, ölü do¤um, konjenital malformasyon ve infant mortalite oranlar› aç›s›ndan normal annelerden do¤an bebeklerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda belirgin farkl›l›k göstermez. MS’L‹ HASTALARDA HAM‹LEL‹KTEN KORUNMA Oral kontraseptif kullan›m›n›n hastal›¤›n genel

MS’li hastalar›n jinekoljik izlemi di¤er hastalar›nkinden farkl› de¤ildir. S›k antibiyotik kullananlarda oral kontraseptiflerin etkinli¤inin azald›¤› bilinir. Antibiyotiklerin yan›nda fenitoin, hipnotikler ve barbituratlar da oral kontraseptiflerin etkinli¤ini azalt›r. Rahim içi araç kullananlarda immün supresif tedavi kullan›m› pelvik enfeksiyon riskini artt›r›r. Azotiopürin ve prednizon kullananlarda servikal displazi ve neoplazi riski artm›flt›r. Bu tedavileri alanlarda s›k meme muayeneleri, mamografi ve POP smear incelemesi yap›lmal›d›r. HAM‹LEL‹KTEK‹ REM‹SYONUN DÜfiÜNDÜRDÜKLER‹ Hamilelikte görülen remisyon oranlar› ile tedavi ile sa¤lanan remisyon oranlar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda remisyon oluflturma aç›s›ndan hamileli¤in tüm tedavi protokollerinin önünde yer ald›¤› görülmektedir. Bu remisyonun mekanizmas›ndan yola ç›k›larak son y›llarda MS hastalar›nda bir tak›m tedavi protokolleri gündeme getirilmektedir. Son y›llarda interferonlar›n yan›s›ra eklenecek hormon bazl› tedavilerin sinerjik mekanizmalar›n aktivasyonu ile tedavinin etkinli¤ini art›raca¤› düflünülmektedir. Hormonlar oral olarak kullan›labilmeleri ve iyi tolere edilebilmeleri nedeni ile uygun tedavi seçenekleri aras›nda yer almaktad›r. Hormon replasman tedavileri ve oral kontraseptif kullananlarda östrojen konsantras27_


yonlar› gebelik döneminden düflük olmas›na ra¤men bazal de¤erlere göre yüksektir. Bu düzeyler MS için koruyucu olabilirler mi sorusunu akla getirmektedir. Östrojenlerin 3 formu vard›r: Östradiol, östrone, östriol. Bunlar alfa ve beta östrojen reseptörlerine afinitelerine göre farkl› özellikler gösterirler. Sistemik olarak verilen östrojenler kan beyin bariyerini geçer, nöronal apopitozu azalt›r. Östrojenlerin genç kad›nlarda kognisyon üzerine de olumlu etkileri oldu¤u gösterilmifltir. Bu da östrojenlerin direkt olarak santral sinir sistemini etkiledi¤inin bir göstergesidir. Östriol ve progesteron sadece MS’de de¤il tiroidit, kollegenöz artrit ve üveitte de olumlu etkiler gösterici özellikler tafl›maktad›r. Niceliksel olarak di¤er ikisine oranla östriol zay›f bir östrojendir ve bu nedenle de yanetkiler aç›s›ndan en güvenilir olan form olarak kabul edilir. Östriol k›sa süreli al›n›nca antiinflamatuar etki gösterebilir. Östriol fetal plasental hücreler taraf›ndan sentezlenen ve hamilelik d›fl› süreçlerde serumda ölçülebilir konsantrasyonda bulunmayan bir hormondur. Hamilelikte konsantrasyonu progresif bir art›fl gösterir. Tedavi öncesi 6 ay süre ile klinik ve MRG ile de¤erlendirilen 6 relapsing-remitting (RRMS), 6 sekonder progresif (SPMS) hastaya 6 ay süre ile 8mg/gün östriol tedavisi uygulanm›fl ve 8mg/gün östriol ile 6 ayl›k sa¤l›kl› gebelerdeki östriol konsantrasyonlar›na ulafl›lm›flt›r. Tedavi süresince RRMS’li hastalarda gadolonyum tutan lezyonlarda %80 oran›nda bir azalma saptan›rken, SPMS’li hastalarda böyle olumlu bir etkiyle belirgin olarak karfl›lafl›lmam›flt›r. Alt›nc› ay›n sonunda tedavi sonland›r›ld›¤›n da ise gadolonyum tutan lez-yonlar›n tekrar geri döndü¤ü ama hiçbir zaman bazal de¤erlerin üzerine ç›kmad›¤› görülmüfltür. Östrojenlerin potansiyel riskleri (stroke, emboli, meme ve endmetrium Ca) gözönüne al›nd›¤›nda kullan›m›nda s›n›rlamalar oldu¤u dikkati çekmektedir. Hamilelikte konsantrasyonyu artan ve immün supresyondan sorumlu oldu¤u düflünülen di¤er bir faktörde 1.25–dihidroksi vitamin D3 (1.25 (OH2D3)’tür. D vitamini g›dalardan al›n›r ve UV etkisinde ciltte sentez edilir. Calsitrol Vit D’nin hormonal formudur. Karaci¤er ve böbrekte Vit D’nin hidroksilasyonu so-nucu oluflur. Vitamin D hamilelik süresince fetal böbrek ve plasenta taraf›ndan sentezlenir. Serum konsantrasyonlar› birinci trimesterden itibaren artmaya bafllar ve üçüncü trimesterde en yüksek konsantrasyona ulafl›r. Vit D’nin immünsupresif etkisinin oldu¤u ve bu etkinin siklosporin A’n›n etki mekanizmas›na benzedi¤i bilinir. Vit D tedavilerinin de MS tedavisindeki etki mekanizmalar› gözönüne al›n›nca önümüzdeki y›llarda tedavi protokolleri içinde yer alaca¤› düflünülmektedir. _28

SONUÇ 1- Hamilelik süresince MS deki atak say›s› hamile ve hamile olmayan MS hastalar›nda çok farkl› de¤ildir. 2- Hamilelik uzun vadede hastal›k seyri üzerine olumsuz bir etki oluflturmaz. 3- Hamilelik aflamas›ndaki disabilite skoru ve hastal›¤›n seyri, hamileli¤in ve postpartum dönemdeki seyrin en önemli belirleyicisidir. 4- Do¤umdan sonra tedavilerin ne zaman bafllanmas› konusunda net bir görüfl birli¤i yoktur.


MULT‹PL SKLEROZ ve

MYEL‹N Dr. Asl› KURNE

Dergimizin bu bölümünü multipl skleroz tan›m›, tan›s› ve tedavisinde eme¤i geçen bilim adamlar›na ay›rd›¤›m›z› art›k biliyorsunuz. Ancak bu say›da multipl skleroz (MS) ad›n›n her geçti¤i yerde mutlaka ad›na de¤inilen “myelin” k›l›f›ndan söz etmek istedik. Bu k›l›f beyin ve spinal korddan oluflan santral sinir sisteminde sinir liflerini saran koruyucu bir bölge oluflturmaktad›r. Multipl Skleroz’a ait deneysel hayvan modellerinde farkl› myelin proteinlerine karfl› spesifik olan T hücrelerinin (ba¤›fl›kl›k sisteminin normalde koruyucu olan, ancak MS gibi otoimmün hastal›klarda kendine ait olan› tan›mayarak sald›ran lenfosit grubu) hastal›¤› tetikledi¤i gösterilmifltir. Virchow taraf›ndan isimlendirilmifl olan myelin santral sinir sisteminde haberleflmeden sorumlu olan aksonlar› çepeçevre sarmaktad›r. Myelinin kendine özgü yap›s› olup konsantrik k›l›flardan oluflmaktad›r. Yaklafl›k 400 milyon y›ld›r tek bir istisna d›fl›nda tüm omurgal›larda varoldu¤u bilinmektedir. Myelin santral sinir sistemi beyaz yap›s›n›n büyük bölümünü oluflturmakta olup %70’i ya¤lardan, %30’u ise proteinlerden oluflmaktad›r. Myelinin içeri¤inde bulunan baz› glikoprotein yap›lar› son derece önem tafl›makta ve baz› hastal›klarda ba¤›fl›kl›k sistemi için temel sald›r› hedefini oluflturmaktad›r. ‹nsan vücudundaki di¤er hücreler kendilerini nas›l yeniliyorsa, santral sinir sisteminde de remyelinizasyon (myelinin yeniden oluflturulmas›) fleklinde bir onar›m yolu bulunmaktad›r. Ancak MS’de bu do¤al aktivite bloke olmakta ya da yetersiz kalmaktad›r. Bu blokaj›n ortadan kald›r›lmas› ve remyelinizasyon (sa¤l›kl› myelin oluflturulmas›) fonksiyonunun kazan›lmas›n›n hastal›k tedavisinde büyük yarar sa¤layaca¤›na inan›lmaktad›r. MS’li bireylerde hasarlanan myelinin tamir sürecinin henüz üzerinde çal›fl›lmakta olan pekçok nedenden dolay› tam ve

do¤ru olmad›¤› düflünülmektedir. Yap›lan çal›flmalar, bu onar›m sürecini h›zland›rman›n MS’e ba¤l› geliflen özürlülü¤ü azaltaca¤›n› düflündürmektedir. Günümüzde “myelin project” (myelin projesi) bafll›¤› alt›nda toplanan ve sa¤l›kl› çal›flan, yap›sal ve fonksiyonel olarak do¤al myelin özellikleri tafl›yan myelinin oluflturulmas› ve hastal›klar›n tedavisinde bundan yararlan›lmas›n› amaçlayan, çok merkezli, uluslararas› pekçok çal›flmaya maddi destek veren bir proje yürümektedir. Bu projede yaln›zca MS için de¤il, myelin hasar›na ba¤l› olarak geliflen di¤er hastal›klar›n tedavisi için de çal›flmalar yap›lmaktad›r. Bu çal›flmalarda normal myelin gelifliminin süreçleri hayvan modelleri üzerinde izlenmekte, MS sürecinde bu normal myelinizasyonun nas›l bozuldu¤unu, mekanizmalar›n› anlamaya çal›flmakta ve myelinizasyonun nas›l geliflti¤ini, hedefleri saptamaya çal›flmaktad›r. Bilimin her alan›nda oldu¤u gibi farkl› temel ve klinik çal›flmalardan al›nan bilgiler giderek birikmekte; tan› ve tedavinin ayd›nlat›lmas› için her gün biraz daha umutlu olmam›z› sa¤lamaktad›r.

29_


KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT

Doç.Dr. A. Kadir Özer, Hacettepe Üniversitesi’nden psikolojide lisans ve University of South Florida’dan klinik psikolojide Master ve Doktora derecelerini alm›flt›r. Annapolis Sa¤l›k Müfettiflli¤i poliklini¤inin Ak›l Sa¤l›¤› Bölümü Psikoloji Servisi direktörlü¤ünü 1982’den 1984’e yurda dönene kadar sürdürmüfltür. Bir süre, Bo¤aziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’ nde ö¤retim görevlisi olarak çal›flm›flt›r. Halen, Davran›flsal Analiz Hizmetleri çat›s› alt›nda psikolojik dan›flmanl›¤›n yan› s›ra, çeflitli kurulufl ve firmalara eleman seçimi, e¤itimi ve araflt›rma hizmetleri vermektedir. Ayr›ca, Bo¤aziçi ve Marmara Üniversitesinde part-time ö¤retim görevlisidir. “Ben” De¤eri Tiryakili¤i: Duygusal Gerilimle Bafl Edebilme (Sistem Yay›nc›l›k, 2000), S›nav ve S›nanma Kayg›s› adl› iki kitab› daha vard›r. ‹letiflim, insanlar›n birbirlerini dinlemeye ve anlamaya de¤er görme ve farkl›l›klar› aras›ndan ayn›l›klar› oluflturabilme becerisidir. ‹letiflimsizlik Becerisi, insan insana temaslar›n “iletiflimsizlik”

ile sonuçlanmas›na neden olan üç temel yan›lg› üzerinde durmaktad›r. A. Kadir Özer’e göre bireyler; • Yaflad›klar› duygular›n sorumlulu¤unu birbirlerine yüklediklerinde,

• Bireysel bir tercihi veya düflünceyi “do¤ruluk veya hakl›l›k” olarak gördüklerinde ve • “ne söyledikleri” yerine “nas›l kifliler” olduklar›n› merak ettiklerinde,

KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT _30


KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT

asl›nda sadece konuflabilmeyi becermifl oluyorlar, iletiflimi de¤il... Sizler için seçti¤imiz ‹LET‹fi‹MS‹ZL‹K BECER‹S‹ adl› kitab›n tan›t›m›n› yazar›n 1995 y›l›nda yazd›¤› önsöze yer vererek yapmak istiyorum. Yazar önsözde bizi güçlü bir iletiflimde önem tafl›yan ve hiç fark›nda olmad›¤›m›z kavramlarla tan›flt›rarak bize, ufkumuzu açacak bir dünyaya nas›l yol ald›raca¤›n›n ipuçlar›n› veriyor. ‹letiflimsizlik Becerisi ö¤retici, zorlay›c› olmayan ve okundu¤unda gösterdi¤imiz çabaya fazlas›yla de¤en bir kitap. Samiye ATA

ÖNSÖZ ‹letiflim becerisi üzerine bir kitap yazmaya karar verip, ad›n›n neden “‹letiflimsizlik Becerisi” kondu¤u merak edilebilir... Son 12-13 y›l içinde nice birey, çift, aile ve gruplar ile psikoloji mesle¤inin uygulamas›n› yaparken, ço¤u kez sorunun temelinde bir “iletiflim yoksunlu¤u” veya “iletiflim kopuklu¤u” oldu¤u dikkatimi çekmifltir. Bu yoksunluk ve kopukluk ile birbirlerini dinlemeyi b›rak›p k›yas›ya bir a¤›z dalafl›na girdiklerini, üstelik bunu oldukça iyi yapar hale geldiklerini, zaman zaman bunu da

terk edip art›k birbirleriyle hiç konuflmamaya bafllad›klar›n› gözlemledim. Psikoloji biliminin uygulamas› ile u¤raflan kiflilerin üzerinde titizlikle durduklar› bir temel soru vard›r: Kifli davran›fl› nas›l kazanm›flt›r, nas›l ve niçin devam ettirmektedir? Bu soru sadece ve sadece “olumlu” diyebilece¤imiz davran›fllar veya duygular ile s›n›rl› de¤ildir. Kifli kendini mutlu etme becerisini kazanabilece¤i gibi, mutsuz etme becerisini de kazanabilir; gece yata¤›na yatt›¤›nda uykuya dalmay› becerebildi¤i gibi, kendini uykusuz b›rakma becerisini de kazanm›fl olabilir. ‹letiflim ba¤lant›s›n› oluflturabilmek kazan›lm›fl bir davran›fl ve becerinin ürünüdür. Ayn› flekilde, bir araya gelip de, zaman içinde tozu dumana katarak birbirleriyle öfkeli bir mücadeleye girebilmek de kazan›lm›fl bir davran›fl ve becerinin ürünüdür. Bu anlamda, kifliler ya iletiflimi yada iletiflimsizli¤i becerirler. Benim gördü¤ümde daha çok iletiflimsizli¤i becermeleri olmufltur. ‹flte bu beceriyi anlayabilmek, nas›l olufltu¤unu görebilmek, iletiflim olarak tan›mlad›¤›m›z, o son derece temel sürecin nas›l becerilebildi¤ini anlamak olacakt›r. En yal›n tan›m›yla iletiflim, kifliler aras› bir düflünce ve duygu al›flveriflidir. Düflünce ve duygular›n karfl›l›kl› olarak anlafl›lmas›n› içeren ve söz konusu olay veya sorunla ilgili karfl›l›kl› tatmini he-

defleyen bir süreçtir. Karfl›m›zdaki insan›n duygu ve düflüncelerini anlayabilmek, genel anlamda, duygular›n nedenlerini düflüncelerin duygular›n oluflumundaki etkilerini anlamay› gerektirir. Bu kitapta ilk önce duygular›n oluflumu ve nedenleri tart›fl›lacakt›r. Bu ba¤lamda, düflünce süreçlerinin, olaylara bak›fl aç›lar›n›n, onlara verilen anlamlar›n veya onlarla ilgili gelifltirilmifl olan inan›fl yada yorum kal›plar›n›n duygu dünyam›zla iliflkisine bak›lacakt›r. Daha sonra iletiflim sürecinin aflamalar› tan›mlanacakt›r. Her bir aflaman›n tan›m›nda, bir yanda “iletiflimsizli¤in”, di¤er yanda “iletiflimin nas›l olufltu¤u tart›fl›lacakt›r. Eylül 1995 ‹stanbul

KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT 31_


Türkiye Multipl Skleroz Derne¤i MS Society of Argentina National MS Society of Australia Austrian MS Society MS Society of Belgium MS Society of Brazil MS Society of Canada Czech Multiple Sclerosis Society Danish Multiple Sclerosis Society Finnish MS Society French MS Society German MS Society Hungarian Multiple Sclerosis Society MS Society of Iceland Multiple Sclerosis Society of India MS Society of Ireland Israel MS Society Italian MS Association Korea Multiple Sclerosis Society Latvian MS Association MS Society of Netherlands MS Society of New Zealand MS Society of Norway Polish MS Society MS Society of Portugal National Union of MS Foundations of Romania Slovak Multiple Sclerosis Society MS Society of Slovenia MS Society of Spain Swiss Multiple Sclerosis Society MS Society of Great Britain and Northern Ireland National MS Society of USA

_32

http://www.turkiyemsdernegi.org http://www.ema.org.ar http://www.msaustralia.org.au http://www.oemsg.at http://www.ms-sep.be http://www.abem.org.br/index2.html http://www.mssociety.ca http://www.roska-czmss.cz http://www.scleroseforeningen.dk http://www.ms-liitto.fi http://www.lfsep.com http://www.dmsg.de/index.php http://www.sm.alba.hu http://www.msfelag.is http://www.mssi.info http://www.ms-society.ie http://www.mssociety.org.il http://www.aism.it http://www.kmss.or.kr http://www.lmsa.lv http://www.msvereniging.nl http://www.msnz.org http://www.msf.no http://ptsr.idn.org.pl http://www.spem.org http://www.msromania.home.ro http://web.stonline.sk/szsm http://www.zdruzenje-ms.si http://www.aedem.org/aedem http://www.multiplesklerose.ch http://www.mssociety.org.uk http://www.nmss.org


Yalç›n ATA


TAR‹HTE ABANA ‹lçenin tarihçesi: M.Ö.18. Yüz y›l öncesine de¤in uzanmaktad›r, Kaflka’lar›n yurdu olarak ta bilinir. Bölge, M.Ö.13.Yüzy›ldan sonra Friglerin, M.Ö.7.Yüz y›lda Kimmerlerin, M.Ö.3.Yüz y›lda da Pontos Krall›¤›’n›n egemenli¤i alt›na girer. Pontos Krall›¤› M.Ö. birinci yüzy›lda Romal›lar taraf›ndan y›k›l›r ve Paphlagonia eyaleti kurulur . Tarihteki en eski ad› Abonou Teikhes; Abonou Hisar›, Aben Hisar› anlam›na gelmektedir. Sözcü¤ün (na) ile bitiflinden yola ç›k›larak, Abana ad›n›n M.Ö. 2000 y›l›n›n en yayg›n dili olan Anadolu Luwi dilinden geldi¤i san›lmaktad›r. Yüz y›llar boyu Bizans egemenli¤i alt›nda kalan bölge,1084 y›l›nda Emir Gazi Gümüfltigin taraf›ndan ele geçirilir. Bölge, Türklerde uzun süre kalmaz.1096–1099 y›llar› aras›ndaki _34

birinci Hacl› seferi s›ras›nda yeniden Bizans topraklar›na kat›lan bölge,1223 y›l›nda Anadolu Selçuklu Devleti komutanlar›ndan Hüsamettin Çoban taraf›ndan ikinci kez fethedilir ve Bizans egemenli¤i son bulur. Osmanl› ‹mparatorlu¤u devrinde Y›ld›r›m Beyaz›d’a konakl›k etmifl, bölgenin bir parças› olmufltur. Daniflmend devrini yaflam›fl, Selçuklu Valilerinin idaresine sahne olmufl, Candarl› Sacettin Pafla taraf›ndan istila edilmifltir. Gemiciler’de, çevre gömütlerinden ç›kar›lan eski gömüt tafllar› cami avlusunda sergileniyor. Bunlardan en eskisinin tarihi 1758’dir. Abana ve çevresinde önemli tap›nak ve kale kal›nt›s› yok. Bunun nedeni, ‹stanbul kuflatmas› için bölgedeki tap›nak ve kale tafllar›n›n Rumelihisar›’n›n yap›m›nda kullan›lm›fl olmas›d›r.

CO⁄RAF‹ YAPISI ‹lçenin Karadeniz’e olan toplam sahil fleridi 11 km olup, yüzölçümü 33 km2’dir. ‹lçenin en yüksek yeri 300 m. rak›ml›d›r. ‹lçenin 33 km2’lik yüzölçümünün büyük bir bölümü orman (kestane, çam, mefle ) fundal›k, çal›l›k, kayal›k, meskun saha fleklindedir. Bat›s›nda Ezine ve ‹lifli do¤usunda Hac›veli ve Ku¤u Çaylar› dik yamaçlar› ve kanyonlar› geçerek Abana çevresinde denizle buluflurlar. Buralar piknik ve geziler için ideal yerlerdir. Harmasun Mahallesindeki yafll› ç›narlar görülmeye de¤erdir.


‹lçenin güneyindeki I¤rava ve yukar›s›ndaki Karabalç›k Ma¤aras›, do¤usunda bir zamanlar korsanlara bar›nakl›k yapan Hac›veli Koy’u ve Siyelik Kayalar› ender do¤a güzelliklerindendir. ‹klim olarak ise; Karadeniz iklimi hakimdir. Yazlar› s›cak, k›fllar› ise ›l›k geçmektedir. Her mevsim yeterli ya¤›fl görülmektedir. ‹lçenin do¤usu Çatalzeytin, güney ve bat›s›nda Bozkurt ilçeleriyle ile s›n›r komflusudur. Kuzeyi ise Karadeniz ile çevrilidir. ‹lçenin, Kastamonu’ya uzakl›¤› 98 km.dir. Ulafl›m; Abana –Bozkurt- Devrekani, Kastamonu Devlet Karayolundan veya Küre ‹nebolu üzerinden yap›lmaktad›r.

pefltamal bulunmaktad›r. Pazarda ve günlük giyilen pamuklu kumafltan yap›lm›fl pefltamal ya da dü¤ünde bayramda giyilen ipekli, parlak pefltamal. Maddi zenginli¤in göstergesi de say›ld›¤›ndan her daim ipekli giyinen kad›nlar›n, oranj, lacivert renkler ve uzunlamas›na dokunmufl çubuklardan oluflan pefltamal› saça tak›lan bürü ile tamamlanmaktad›r. Bürünün al›n k›sm›na gelen i¤ne ile yap›lan ifllemeler yer almaktad›r, say› ifli de denilmektedir. Foto¤raflar› siyah, beyaz anak çok daha renkli ve içten yafland›¤› önceki dönemlerden kalan kad›nlar›n bu giysisi, teyzelerin, ninelerin yüzünde hüzünlü bir tebessüm b›rakmakta, genç k›zlar da bu kültürü tan›malar›ndan duyduklar› umutla ve tarihi evlerden hayal meyal gelen manileri dinleyerek gülümsemektedir.

ABANA EVLER‹ Abana da tarihi evler bulunmaktad›r. Çarfl› içinde halen zamana direnen s›cak görünümlü evler ‹stanbul’dan gelecek misafirlerini büyük bir sab›rla beklemektedir. Ekonomik nedenlerle bak›mlar› düzenli yap›lamayan evler, kendilerini zamana teslim etmifltir. Eskinin görünümü, kokusunu seven misafirler anl›k da olsa o güzelli¤i paylaflmak için önünde foto¤raf çektirmekle yetinmektedirler. Oysaki evler misafirlerini karfl›lamaya öylesine haz›rd›r ki, kap›dan sizi eve davet edecek bir sesi duyar gibi olursunuz. Karadeniz deyince akla deniz ve bal›k gelir de¤imli? Oysaki denizde durabilmek bal›¤› tutabilmek için de sandal veya gemi gerekir. Karadeniz’de en sa¤lam en flirin bal›kç› tekneleri yap›l›r. H›rç›n denize dayan›kl›, Karadeniz’deki yaflam›n a¤›rl›¤› hafifleten, bekleyenlerini kavuflturan sandal yap›m› yüzy›ld›r devam

YÖRESEL G‹YS‹LER‹ Kastamonu ilinin Güneyinde kestane a¤açlar› ile örtülü Kuzeyinde denizle serinlenen flirin ilçesi Abana’da bilinen kaynaklara göre en az 120 y›ll›k bir giyim gelene¤ine sahiptir. ‹ki tür 35_


eder Abana’da. Yüzy›l önce Cemal dede ile bafllayan daha sonra o¤lunun torunu Mehmet Turan’ ›n devam ettirdi¤i bir küçük sandal atölyesi ile talepleri karfl›lama u¤rafl› içindedir. Bu atölyede y›lda üç tane sandal yap›l›r. Cemal dedenin a¤açtan balta, testere, keser ve keski ile yapt›¤› sandallar bugün belki çürümüfl ve yok olmufltur. Ama o sandallarla tutulan bal›klarla beslenen çocuklar hala yaflamaktad›r. Abana’ da yap›lan gemi, yat ve sandallarla (bu dönemlerde karayollar› olmad›¤›ndan) ‹stanbul, Zonguldak ve Rusya’ya tafl›mac›l›k yap›lm›flt›r. Dü¤ünlerde ise sandallar süslenir, gelin almaya bat›da ‹nebolu’ya do¤uda Çatalzeytin’e ve Ayanc›k’a gidilirdi. Öyle anlat›r o dönemin gelinleri. Abana’da bugün 50 kadar sandal ve 70 kadar bal›kç› denize yolculuk yapar, duraklar› yine Abana olur. Getirdikleri ise mevsimine göre de¤iflen mezgit, istavrit, barbunya, kalkan, çinekop ve palamut ö¤ünlerde besin kayna¤› olur. ‹lçemizi de ziyaret eden turistlere güzel bir ziyafet çekilir, yan›nda da evlerin arka bahçesinde bulunan roka ile. Bu bir kestane a¤ac›n›n hikayesi, bu bir bal›kç›n›n hikayesi ya da Abana’n›n hikayesi olabilir. Ne yönden bak›l›rsa bak›ls›n bu, Karadeniz’deki a¤›r yaflam›n hafifletilmifl bir halidir. ABANA’DA KÜLTÜR ‹lçede Turizm 1950’li y›llarda bafllam›fl. Yörede turizmin ilk bafllad›¤› kasabalardan biridir. _36

Limasollu Naci ‹ngilizce kamplar›n› burada yapm›fl buda Abana ad›n›n duyulmas›n› sa¤lam›fl. Ancak o dönemde Otel ve motellerin olmamas› k›sa süre s›k›nt› yaflatm›fl ise de Abanal›lar pansiyonculu¤a bafllayarak bu soruna çözüm bulunmufltur. ‹ngilizce kamp 20 y›l aral›ks›z devam etmifl ve o y›llarda yerli ve yabanc› birçok turist ilçeyi ziyaret etmifltir. Turizm Abana’da ekonomik geliflime de neden olmufltur. Bu geliflmeler sonucu yatak kapasitesi 500–600 civar›na kadar ç›km›flt›r. ‹lçede 3 adet tatil köyü, otel, motel, ö¤retmen evi ve ev pansiyonlar› mevcuttur. Temmuz ve A¤ustos aylar›nda ilçe nüfusu yaklafl›k 20.000’i bulmaktad›r. 1984 y›l›ndan bu yana gençlerin bafllatt›¤› deniz flenlikleri 1989 y›l›ndan itibaren Abana Kültür Sanat ve Deniz fienlikleri olarak devam etmektedir. Her y›l Temmuz ay›n›n son haftas› düzenlene flenliklerde birçok ünlü Sanatç› konser vermektedir. Gazeteci ve yazarlar paneller düzenlemekte, resim ve foto¤raf sergileri yer almaktad›r.

Tiyatro gösterileri, folklor ekipleri de etkinlikler aras›nda yer almaktad›r. fienliklerin üçüncü günü güzellik yar›flmas› düzenlenmektedir. Maraton yar›fllar›, bisiklet yar›fllar›, futbol, plaj voleybolu, tenis, bilardo, tavla ve satranç gibi birçok dalda yar›fllar düzenlenmektedir. Çevre il ve ilçelerden seyirci veya yar›flmac›lar kat›lmaktad›rlar. Resim yar›flmas› ve fliir yar›flmalar› oldukça ilgi gören yar›flmalar aras›ndad›r. Deniz yar›fllar›nda ya¤l› direk yar›flmas›, yüzme ve dalma yar›fllar›n›n yan› s›ra sandal yar›fllar› da düzenlenmektedir. Sokak ve caddelerde el sanatlar› hem sergilenmekte hem de sat›fla sunulmaktad›r. Geleneksel olarak y›llard›r toplu sünnet flöleni (ücretsiz) yap›lmakta ayr›ca gelen misafirlere ve yöre halk›na flenliklerin birinci günü pilav bayram› da düzenleyerek haz›rlanan pilav› ikram etmektedirler. Yöreye ait bazlamaç ve kafl›k helvas› da gelen misafirlere ikram edilmektedir. Abana, bat›da Bozkurt ilçesine ba¤l› Yakaören’ den Hac›veli’


ye kadar 7 km lik sahili ile turistlerin büyük be¤enisini kazanmaktad›r. Da¤›n içine yap›lan yürüyüfl yollar› ilçede Trekking sporunun da yap›labilece¤ini göstermektedir. Dünyadan ayr›lan her canl›n›n yerine yeni bir canl›n›n do¤mas› gibi, kesilen her a¤ac›n yerine de bir a¤aç dikilir Abana’da. Bundan çok seneler önce henüz ülkemiz plastikle tan›flmam›flken ahflaptan sandalyeler, piknik masalar› ve tabureleri üretilir babadan o¤ula bir meslek olurmufl marangozluk… ‹plikler ahflap makaralar sarmafl dolafl olurdu tan›flmadan plastikle! Makara fabrikalar› vard›. Art›klar›ndan yani talafltan yak›t olarak faydalan›l›rd›. Çeyiz sand›klar› üretilir ve il il sat›l›rd›. So¤uktan, nemden, ya¤murdan yani hiçbir fleyden etkilenmeyen ruhsuz plastik alt›n dönemini yaflarken birer birer kapand› a¤aç kokan mekanlar. Ancak halen a¤açla ilgilenen, hediyelik eflyalar, masa ve sandalyeler yapanlar bulunmaktad›r. Av turizmi için uygun alanlara sahip olan Abana’ ya d›flar-

dan da turist gelmektedir. Ancak k›fl flartlar›na uygun konaklama tesislerimizin olmamas› s›k›nt› yaratmaktad›r. ‹lçede yap›lan Abana dondurmas›, kafl›k helvas›, bazlamaç gibi yiyecekler d›flardan gelen konuklara sunulmakta ve be¤eni kazanmaktad›r. Abana, deniz ve da¤ aras›ndaki 150 metrelik alana kurulmufl Karadeniz k›y›s›nda flirin bir yerleflim merkezidir. Kastamonu’nun sahildeki dört ilçesinden biri olan Abana, ayn› zamanda en fazlada turist çeken ilçesidir. Abana’n›n k›fl›n 3 bin olan nüfusunun yaz aylar›nda yaklafl›k

15–20 bini bulmas› da bunun en iyi kan›t›d›r. Abana yaklafl›k 6 km uzunlu¤undaki kumsallar›, yemyeflil do¤as› ve bölgenin en canl› gece hayat› ile herkesin zevkine hitap edebilecek nitelikte bir turizm merkezidir. Kastamonu’ya yaklafl›k 100 km uzakl›ktaki Abana’da konaklama için çeflitli alternatifler mevcuttur. ‹sterseniz çad›r›n›z› al›p kampinglerde kalabilir, ya da konaklama tesislerinden yararlanabilirsiniz. Yüzme havuzu ve restorant› da bulunan Abana tatil köyünde Bungalovlarda konaklama imkan› bulunmaktad›r. Ayr›ca pansiyon ve otel tipi tesislerde de uygun fiyata kalmak mümkündür. E¤er amac›n›z denize girmekse Abana’y› ziyaret etmek için en uygun dönem Temmuz ve A¤ustos aylar›d›r. Temmuzun son haftas›nda düzenlenen deniz flenlikleri 3 gün devam etmektedir. Bu dönemde birçok etkinli¤e kat›labilir, ünlü sanatç›lar› ücretsiz olarak izleyebilirsiniz. Abanal› olup da gurbete gidenler yaz mevsimi geldi¤inde 37_


bahçelerinde, da¤lar›nda oyun oynad›klar› serin ve dalgal› denizinde yüzdükleri; büyüdükleri bu kente geri dönerler. Çocuklar› ve torunlar› ile… Onlarda bu eflsiz mekanda yaz tatillerini geçirirler. Dilediklerince e¤lenirler, yüzerler, dans ederler. Biliyoruz ki çocuklar› da büyüdüklerinde onlarda gelmeye devam edecekler. Hatta bunlardan ilçemize yerleflenler dahi olacak. Abana’dan ayr›lan ö¤renciler, ifl adamlar› ve emekliler, yeflilin, sessizli¤in, arkadafl sohbetlerinin ve Karadeniz’in, taze bal›¤›n›n hayalini kurarak büyük flehrin kargaflas›ndan s›yr›lmaktad›rlar. Ev sahiplerini uzun so¤uk k›fl günlerinde bekleyen evler gibi anne ve babalar, dedeler ve nineler çocuklar›n›, torunlar›n› heyecanla beklerler. Gelecekle-

ri günü iple çekerler. Ocaklar tüter kim ne isterse o piflirilir. Genellikle kulakl› makarna, bazlamaç, su böre¤i istenir. Hepsi zor yap›lan yeni neslin emek vermeye pek niyeti olmad›¤› lezzetlerdir. Ama nineler sab›rl›d›r. Çocuklar›na sevgiyle yapt›klar› yiyecekleri taba¤›n dibi görününceye kadar yedikleri zaman onlar›n mutluluklar› gözlerinden okunur. fieker Bayramlar›nda, Kurban Bayramlar›nda ve o¤ul do¤du¤unda çok zahmetli fakat çok lezzetli olan kafl›k helvas› sunulur gelen misafirlere… ABANA’DA SPOR Abana’da spor yapmak isteyenler için de¤iflik alternatifler bulunuyor. Tenis Kortu, yüzme

havuzu, bilardo ve masa tenisinden uygun bir fiyata; plaj voleybolu, futbol, basketbol alanlar›ndan ise ücretsiz yararlanabilirsiniz. Son y›llar›n gözde sporu Trekking içinse, tahmin edebilece¤iniz gibi çok say›da parkur bulunmaktad›r. Özellikle da¤ içindeki yürüyüfl alan› en çok tercih edilenidir. YEMEKLER‹NDEN Abana’da pidenin bir türlüsünü, etli ekme¤i, kuyu kebab›n›, kulakl› makarnay›, kafl›k helvas›n› ve yöreye özgü yemekleri, lezzetli taze bal›klar› yemenizi tavsiye ediyoruz. Ancak do¤al ürünlerden yap›lan sulu yemekler ve kebap çeflitlerini bulabilece¤iniz çok say›da lokanta da vard›r.

KONAKLAMA TES‹S ADRES ve KAPAS‹TELER‹ Tesisin Ad› Abana Tatil Köyü (S›cak su, Buzdolab›, Telefon) Birlik Motel Kuzey Y›ld›z› (S›cak su, Buzdolab›, Kafeterya) Günbat›m› Tesisi (S›cak su, Restaurant) Gözde Tatil Beldesi (S›cak su, Kafeterya) Karayollar› Dinlenme Tesisi (S›cak su, Restaurant - Kafeterya) Ö¤retmen Evi (S›cak su, Kahvalt›) Saraço¤lu Otel (S›cak su, Kafeterya, Buzdolab›, Telefon, Televizyon) _38

Oda Say›s›

Yatak Say›s›

Adres / Telefon

23 8

84 40

Kamil Demircio¤lu Tel: 564 12 53 Kamil Demircio¤lu Tel: 564 22 37

20

80

Karayollar› Alt› Tel: 564 31 39

10

40

Kamil Demircio¤lu Tel: 564 21 36

24

60

Harmason Semti Tel: 564 11 85

10

30

Hilmi Uran Cad. Tel: 564 10 32

5

13

Sahil Cad. Tel: 564 33 13

14

45

Hilmi Uran Cad. Tel: 564 26 75


MS

IV. Klinik Nöroimmünoloji Sempozyumu

17-20 Mart 2005 tarihleri aras›nda Nöroimmünoloji Sempozyumu genifl bir kat›l›mla gerçeklefltirildi. Sempozyum süresince Türkiye’nin birçok yerinden gelen ö¤retim üyeleri ve araflt›rmac›lar›n derlemifl olduklar› güncel bilgiler, araflt›rma sonuçlar› ve klinik deneyimler aktar›larak nöroloji prati¤inde immünolojinin yerine dair yeni bir bak›fl aç›s› yarat›ld›. ‹lk gün yap›lan oturumlarda genel immünolojik bilgiler yeni çal›flmalar›n sonuçlar› ›fl›¤›nda gözden geçirildi. Bu alanda kaydedilen geliflmeler sonucunda birçok hastal›¤›n immünolojik temeller ›fl›¤›nda daha anlafl›labilir oldu¤u ve bu temeller üzerinden yeni tedavi stratejilerinin gelifltirilebilmesinin mümkün olabilece¤i vurguland›. Takip eden günlerde Alzheimer hastal›¤›, nöropati, migren, uyku fizyolojisi, a¤r›, paraneoplastik sendromlar, hareket bozukluklar›, epilepsi, inflamatuar myopatiler, inme, seronegatif myasteni, spinosere-bellar ataksi gibi birçok hastal›¤›n immünolojik kökenleri üzerinde duruldu. Etyopatogenezi tam olarak ayd›nlat›lamam›fl bir hastal›k olan multiple skleroz sempozyumun bir di¤er ana konusunu oluflturdu. MS’in immünpatogenezi ayr›nt›lar›yla irdelendi, bu alandaki son çal›flmalar›n verileri aktar›ld› ve bu alandaki yeni bilgilerin gelecekteki

Dr. Eda DERLE - Dr. Firdevs ERASLAN tedavi yöntemlerine nas›l yans›yaca¤› tart›fl›ld›. Di¤er inflamatuar hastal›klarda da oldu¤u gibi MS patogenezinde de ilk basamakta adezyon molekülleri ve bunlar›n reseptörlerinin rol oynad›¤›, bu nedenle tedaviye yönelik çal›flmalar›n bu noktaya odakland›¤›, fakat yap›lan çal›flmalar›n klini¤e nas›l yans›yaca¤›na yönelik yeterli veri sa¤lanabilmesi için araflt›rmalar› daha büyük gruplar üzerinde yap›lmas›n›n gerekli oldu¤undan bahsedildi. MS’in sadece inflamatuar bir süreç olmad›¤›, hastal›¤›n ilerleyen dönemlerinde dejenerasyonun da bu sürece kat›ld›¤›n›n çal›flmalarla gösterilmifl oldu¤u vurguland›. Bunlar›n yan›nda halen kullan›lmakta olan immünmodulatuar ilaçlara karfl› hastan›n kendi hücrelerinin oluflturdu¤u nötralizan antikorlar›n tedavi üzerine olumsuz etkileri ve bu antikorlar›n geliflimini azaltacak farkl› stratejilerin planlanmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu. Ayr›ca MS tan› kriterleri, özürlülük ölçütleri tekrar gözden geçirildi. Son gün gerçeklefltirilen, vakalar üzerinden yap›lan interaktif oturum farkl› nöroloji kliniklerinin hasta yaklafl›mlar›ndaki de¤iflikliklerin gözlemlenmesine olanak sa¤lad›. Sempozyum süresince yap›lan sosyal aktiviteler sayesinde hem çal›flma hayat›n›n stresinden bir miktar uzaklafl›ld› hem de kat›l›mc›lar aras›nda yeni dostluklar kurulmas›na olanak sa¤land›.

39_


YAfiADIKLARIMDAN Ö⁄REND‹⁄‹M B‹RfiEY VAR Yafladıklarımdan ö¤rendi¤im bir fley var: Yafladın mı, yo¤unlu¤una yaflayacaksın bir fleyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düflmelisin koklamaktan bir çiçe¤i ‹nsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kufla, bir çocu¤a Yaflamak yeryüzünde, onunla karıflmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaflını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tafl gibi dinleneceksin ‹nsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildi¤ine Hem de tüm benli¤i seslerle, ezgilerle dolarcasına ‹nsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadı¤ın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın De¤iflmemelisin hiç bir fleyle bir bardak su içmenin mutlulu¤unu Fakat ne kadar sevinç varsa yaflamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaflamalısın, namusluca, bütün benli¤inle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlafltırır insanı Kanın karıflmalı hayatın büyük dolaflımına Dolaflmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yafladıklarımdan ö¤rendi¤im bir fley var: Yafladın mı büyük yaflayacaksın, ırmaklara, gö¤e, bütün evrene karıflırcasına Çünkü ömür dedi¤imiz fley, hayata sunulmufl bir arma¤andır Ve hayat, sunulmufl bir arma¤andır insana

_40

Ataol BEHRAMO⁄LU




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.