PROFİL
İLKELER VE DOĞRULUK ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞ BİR MESLEKİ YAŞAM
ERCAN ÇOBAN
Ercan Çoban Mimarlık Bürosu ve Şirketi kurulduğu ilk yıllardan itibaren tüm katılımcılarıyla beraber ana ilkesini mimarlık sanatına hizmet olarak belirlemiş bu ilke doğrultusunda araştırmacı, kendini sorgulayan ve yenileyen bir katılım çizgisine sahip olmuştur Ulusal ve uluslar arası platformlardaki düşünsel ve teknolojik gelişmeleri takip ederek dengeli oluşturulmuş bir veri tabanında çizgisini insan çevre ve değişen talepler en iyi şekilde kesiştirmeyi amaçlamıştır.
TSMD ödüllerinden TSMD Uygulama Ödülü’ne (Esenboğa Havalimanı Yapısı) 2004-2006 döneminde layık görülen Ercan Çoban ile bu söyleşiyi Fatih Yavuz gerçekleştirdi. 26 ▲ PROFİL
Fatih Yavuz: Biraz klasik olacak ama kendinizi mimarlığın içinde nasıl buldunuz diye bir başlangıç yapsak? Ercan Çoban: Aslında, açık konuşmak gerekirse, mimarlık hiç aklımda yoktu bile. Ben 1967 lise mezunuyum. O zamanlar ODTÜ’nün ve diğer üniversitelerin ayrı ayrı sınavları vardı, her ikisinin de sınavlarına girdim. Tercihlerimde ODTÜ’nün ve başka üniversitelerin Mimarlık bölümleri vardı ancak benim aklımdan Eczacılık eğitimi geçiyordu. Ama bu alanda başarı gösteremedim. Babam da Orman Mühendisi idi. İşte tek maaş, iki çocuk okutuyor. Biraz araştırdım, iki tane özel okul vardı Ankara’da. Bir tanesi Yükseliş idi. Binası çok kampüs havasında olmasa da diğerine göre kentin daha çok içindeydi ve burası herhalde iyi olacak diye düşündüm. O zamanlar gece eğitimi vardı ve ben da ekonomik nedenlerden ötürü mimarlığa gece eğitimi ile başladım. Ve de ilk sınıftan itibaren çok sevdim. En küçükleri bizdik gece eğitimi olduğu için. Biz 18’li yaşlardaydık ama diğerleri 40- 50 yaşlarında deneyimli insanlardı. Onlar işlerini bitirdiğinde, biz daha paftaları yapıştırmaya çalışıyor oluyorduk. Çok moralim bozulmuştu, ben bu işi beceremeyeceğim diye, ama sonra sevdikçe her şeyin daha iyi olduğunu gördüm. FY: Nasıl oluyor peki hocam gece eğitimi dediğiniz? Orası aynı zamanda üretim yapılan bir mekan mıydı? EÇ: Hayır, biz ilk öğrencileriydik Yükseliş’in. (şimdiki Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi) Gündüz ve gece öğrencileri olarak ilk öğrencileriydik. Şu anda bu öğrencilerden piyasada çalışan yok desem yeri. O dönemin öğrencileri arasında Şadi Toker, rahmetli Melih Baturalp, Cengiz Balkan, Oktay Veral, Ramiz Akgün vb. vardı. Gece olduğu için eğitim saatleri kısıtlıydı. Cumartesi de gidiyorduk. Dolayısıyla beş yıl okuduk. Benim geceyi tercih etmemin sebebi ekonomik nedenlerden dolayı gündüz çalışıyor olmamdı. Dolayısıyla birinci sınıftan itibaren kendimi mimarlık ofislerinin içinde buldum. O dönemlerde bizi mimarlık mesleği ile ilgili bilgilendiren kimse de yoktu. Araştırdığımda bu işin bir usta-çırak ilişkisi olduğunu görüp gözlerimi birinci sınıftan itibaren mimarlık ofislerinde açtım. Beş yıllık süreç bittiğinde şimdiki eğitime göre sanki on yıllık bir eğitim almış gibiydim. Ve bu eğitimin içinde uygulama da vardı. Keyifli günler geçirdim bu eğitim süresince. İşte, eğitim sürecinden itibaren kendimi mimarlığın ve mimarlık ortamının içerisinde buldum.