
4 minute read
telif hakları
from 6-7. Sayı | Serbest MİMAR
by tsmd
TAZMİNAT ÖDEMEK YAPILARI KORUMAYA YETMEZ!
Telif haklarını korumak konusunda yargı yolu ile kişisel hak arama girişimlerimiz çoğu zaman başarılı olamıyor. Birbiri ile çelişkiler oluşturan yargı kararları… yetkili kurumlara yapılan başvurulardan sonuç alınamaması… alınsa bile yaptırımların etkili olamaması… bu sayfalarda aktardığımız süreçlerde bir kez daha açığa çıkıyor. Telif haklarının korunması için kurumsal bir yapı aracılığı ile mücadele edilmesinin kaçınılmazlığı hala önümüzde
Advertisement
Sezar Aygen Oktay Veral
1981 yılında açılan Ordu Pazarı Sınırlı - Ulusal Mimari Proje Yarışmasını, mimarlar Sezar Aygen ve Oktay Veral kazanmıştı. Ankara, Tandoğan, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde inşa edilmiş bulunan “ORDU PAZARI “ yapısı daha sonra “MİGROS“ süpermarket binası adını aldı. Eser sahiplerinin izni ve görüşü alınmadan birtakım değişikliklerin yapıldığı ve müelliflerin 5846 sayılı Yasadan kaynaklanan haklarının ihlal edildiği tespit edildi. Bunun sonucunda mal sahibi kuruluşa, bir “mimari eser” olan yapının FSEK kapsamında koruma altında olduğu ve vaki değişiklikler izale edilerek eserin eski haline getirilmesi, maddi ve manevi tazminat ödenmesi talebi için açılan dava ile bildirilmiştir.
Mahkeme, konunun yerinde keşfi ve tayin edilen bilirkişilerce bir rapor hazırlanması ara kararını almıştır. Bilirkişi raporunda yapının mimari fikir eseri sayılabilmesi için eser sahiplerinin yaratıcı aktivitelerinin özgün olması, yani müelliflerinin özelliklerini taşıması gerektiği gerçeği ile örtüşmesinin en önemli kriter olmasından hareketle; yapı ve projelerinin saygın mesleki yayınlarda yer alması, yapının tanıtımına mesleki literatürde yer verilmesi, proje ve yapı fotoğraflarının mimarlık okullarında dia arşivlerinde bulundurulması ve mimari tasarım eğitiminde öğrencilere örnek olarak gösterilir olmasını mesnet kabul ettiğini ifade etmiştir.
Ordu Pazarı binasının bilirkişilerce tanımlanan mimari estetik değerleri şöyle sıralanmıştır; “… 1- Yapının tasarımı ve uygulaması, prefabrikasyonun yalnızca standart endüstri yapılarında değil, kent içindeki prestij yapılarında yeterli ve gerekli estetik mimari değerler gözetilerek uygulanabileceğini kanıtlayan başarılı bir mimarlık eseridir. İnşa edildiği dönem olan 1980’ li yıllarda (1983) betonarme taşıyıcı sistemi ve prefabrik elemanlarında yüksek teknoloji kullanımı ve yapı dilinin bu özelliği yansıtması açısından öncü örnekler arasında yer almıştır. Yapı değerini hala korumakta olup, günümüzde benzeri işlev ve ölçekteki az sayıda uygulamanın eşdeğer niteliğe erişebildiği gözlenmektedir.
2- Eserin kentsel ölçekteki başarısı, Tandoğan Meydanı ve Gazi Mustafa Kemal Bulvarının kentsel mekân özelliklerini güçlendirmekte oluşundadır. Çıplak beton ile vurgulanan sade ve güçlü bir kitle plastiğine sahip olan yapı, bulunduğu yerde kent imajı ve estetiğine katkısı bulunan bir “işaret yapı” (landmark) olarak varlık göstermektedir.
0SEV1B[BS"7. 5BOEPʙBO "OLBSBZMOEB ʡMLZBQMEʙIBMʡʡMF

3- Bir alışveriş / ticaret yapısının gereksindiği canlı ve dikkat çekici olma özelliği, prizmatik yapı kitlesinde girişi işaretleyen boşluk ile bu boşluğa yerleştirilen ve kitle plastiğinin bütünleyici bir parçası olan küresel formlu soyut plastik ile sağlanmaktadır. Çıplak betonun gri rengi ile ışıklı döner kürenin turuncu renginin yarattığı kontrast, cepheyi uzaktan kolay algılanır ve çarpıcı kılmaktadır. Cephe kompozisyonunun ayrılmaz bir unsuru olan kitle boşluğu ve içinde yer alan plastik, yarışmada bu projenin seçilmesine etken olmuş tasarım kararlarının başında gelmektedir. 4- Yapının dış cephe karakterini oluşturan dolu-boş kompozisyonu, tasarım olgunluğu bakımından üst düzeyde olup, taşıdığı dönem özellikleri bakımından ayrıca dikkate değerdir. Cepheleri işleve uygun olarak büyük ölçüde sağır tutulmuş olan yapının özgün tasarımlı vitrinleri, üçgen kesitli düşey pencereleri ve daire biçimli pencere dizisi, bu sağırlığı dengelemektedir. Özellikle daire biçimli açıklıklar, ileri teknoloji kullanımına sahip nitelikli yapılardaki “makine estetiği” ağırlıklı ifade arayışları yönünden, dönemine ait mimari karakter sergilemektedir. 5- Sağır duvarlar iç mekanda, satılan malların sergilenebilmesi için gerekli yüzeyleri, açıklıklar ise yeterli düzeyde doğal aydınlatmayı sağlamaktadır. Üst katta gereken doğal aydınlatma, özgün tasarıma sahip çatı feneri ile sağlanmaktadır. Binanın doğal aydınlatması için sağlanan tüm unsurlar, iç mekân planimetrisi ile örtüşmektedir. 6- Farklı satış departmanlarına sahip esnek alışveriş işlevleri için özel olarak tasarlanmış olan yapıda, sirkülasyon / servis elemanları tutumlu biçimde bir araya getirilerek, satış mekanları açık plan olarak çözülmüştür. Ana merdivenler dışarıdan okunaklı tutularak, binanın yan cephe plastiğini oluşturmaktadır. Yapının elverişli plan şeması, yapısal yalınlığı ve yapım tekniği bakımından yüksek standartları, estetik olgunluk içinde gerçekleştirmiştir. Tüm bu özellikleri ile yapı, yüksek estetik değerlere sahip, özenli ve başarılı bir mimari eser olarak ulusal çağdaş mimarlık literatüründe haklı bir yer edinmiştir. Yapının “sıradan yapı pratiği” içindeki herhangi bir uygulama olmayıp, mimarlık kültürünün seçkin örnekleri arasında yer alışı, mimari açıdan tartışmasız bir veridir. …” “… Heyetimiz, yapının mimari estetik açısından gerekli nitelikleri içeren özgün ve estetik değerler konumunda oluşu nedeni ile, ilgili yasanın koruması altında olduğu; özgün bir mimari tasarım ürünü ve mimari eser kapsam ve niteliğinde olan binada yapılan değişikliklerin, eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan nitelikte oluşu nedeni ile FSEK’in 16. ve 17. maddelerine aykırı olduğu; yapılan müdahalelerin mimari eserin özgün yapısını ve estetik bütünlüğünü bozarak, eser sahibi mimarların manevi haklarını ihlal ettiği; müdahalelerin eserin mimari mahiyet ve hususiyetlerini bozar nitelikte oluşunun FSEK’in 16/13, 17/21 maddelerine aykırı olduğu kanaatindedir. Takdiri mahkemeye ait olmak üzere saygı ile sunulur.”
Mahkemece bilirkişilerden ayrıca maddi tazminat hesabının da yapılması talep edilmiştir. Dava sonunda Mahkeme sadece Maddi Tazminat ödenmesi kararı vermiştir! Müellifler olarak, kararda taleplerimizden sadece maddi tazminatın ödenmesinin kabul edilmesiyle birlikte, yapının eski haline getirilmesi ve manevi tazminatın ödenmesi talebimizin karşılanmamış olması nedeni ile konuyu “AİHM”ne yansıtmış bulunmaktayız.