Canım teyzeme …. Acı hiç bu kadar Yakmamıştı ciğerimi Kavralamamıştı Bütün organlarımı Ağlarken titremeyi Nefesimin canımı yaktığını Ölümün Ne kadar yakınımda olduğunu gördüm Teyzem ana yarım Sen gittin öldüm Sabahtan bir şey anlamadım Geceden bir şey anlamadım Çok ağladım be Çok ağladım İnsanın sevdikleride ölüyormuş gittiğinde anladım Neden gittin neden o kadar gidecek varken Üstelik bu kadar erken Daha tatlı tatlı Kavgalar edecekken Canım teyzem
Adalet Hani nerde ilmin Nerededir bu irfan Yiğitler köle iken Yıkılırken bu meydan Nerede yarab bu nuh Nerede o büyük tufan Adaletin vardı hani Muhteşemdi muhteşem İnanasım geliyor Şu düzeni görmesem Neme lazım anlatmak Sen görürsün görüyorsun Kulun muhtaç düşüyor Sen çekip gidiyorsun Hani en büyük yargıç Sendin bu mahkemede Eğil bir bak yalvarıyorum Zalim nerde Ben nerde
Gideceksen Şeklini bozmadan Arkandan ne söyleneceğini Bilerek gideceksin Gidiyorum dedinmi gideceksin Öyle kapıyı aralık bırakmak Geriye bakmak Ve ağlamak yok Bıraktıkların Aklında olmayacak mesela Yüreğini kesip atacaksın Tek kişilik ve tek gidişlik olacak Bilmediğin bir yere alacaksın Bileti Ve sisli bir garda inip Karanlıkta Ve karanlığında kaybolacaksın Geride seni hatırlatan Bir nefes dahi olmayacak Gideceksen adam gibi gideceksin
Ağla çocuğum ağla-suriyeli çocuğa itafenAğla yavrum çare sensin güzel gözlü çocuğum ağla İstemiyorum de Kahretsin de İntizar et Yoksa Dağdan kopmaz parça Buluttan düşmez damla söylenen hiçbir şeye inanma Taş yerinden oynamaz Bu düzen parçalar sizi Sen ağlamadıkça Ağla yavrum ağla ki Yüreklere bıçak gibi girsin Alınan nefes Vicdan ile hakikat çarpışsın ölümüne Ve doğsun merhamet Çiğ tanelerinin Her tarafı çiçek gibi Kapladığı bir sabahta yüreklerde Ağla Vicdanlar kurtulur belki Birileri insan olduğunu hatırlar Ve kurtulur dünya Senin vicdanın temiz Gözyaşların ab-ı kevser suyu Sen ağlayacaksın ki Düşecek gözlerden yaşlar Dolu dolu O itin yüreğine Post yırtılacak Beton kırılacak Ve içinden çıkacak İnsaoğlu
Bu geceyi çıkarmaz beden Bana Beyazdan başka renk yok Kar beyaz saç beyaz Kefen beyaz Çenem soğuktan kilitlendi vücudumdaki tek sıcak yerim Kör olası yüreğim az kaldı az o da ölür Sabahı bulmaz Seninle karşılaştığım O sokağa varacağım inadına kımıldamayacağım Ayakta donacağım Ben o meydanda hiçbir şeyin heykeli olacağım Yarından banane Çözülmüşüm devrilmişim Ölmüşüm Sen olmadıktan sonra
Bana göre Hiç gidecek gibi değildi Ateş gibiydi gözleri ama Alemi yakar da bana dokunmaz Diyordum İbadetti bizimkisi Sütün kaymağı Kazanın dibi gibi birşeydi Nefesimi tuttuğumda İkimizde boğulurduk Ona göre Olmadık yerde Peydah olan Diş ağrısı Elmanın kurtlu yarısı Etrafını bile ışıtmayan Sokak lambası Manasız kısa cümleler Çözülmeyen Bilmeceler gibiymişim Öyle dedi Gitti Sadece bir el salladı Arkasına bile bakmadı Kayboldu karanlıkta Bayağı oldu Ben Ben hala aynı sokakta Bana benzeyen O lambanın altında bekliyorum
Bırak gün olsun Bırak gün olsun Devran dönsün Duracak bir gün mutlaka Biz orda olacağız Yüreğimize sığmıyor hıncımız Hep incindik Bedenimize sığmadı başımız İncitmek istemedik Telef oldu kaçımız Sabıkalıydık doğuştan Lanet üstümüze yapışmıştı Sanki o gözleri altında Boy saldık Biz yaradanın her yarattığınıı Adam saydık Ama onlar bizi saymadılar Dönecek bu devran dönecek Ve içimdeki mervan çıkacak Bir kaleş mermisi gibi gireceğim yüreğine Ölüp gideceksin Tıpkı.. Yüreğimdeki Merhamet gibi
Biz birbirimizi koşulsuz sevmiştik Ben şefik.dursun .ali vesaire Yedi kişiydik birbirimizi koşulsuz sevmiştik Ayağımızın altındaki toprak Üstümüze sinmişti İnsan kokardık Sağlamdı devir Sağlam basardık yere Yüreklerimiz ellerimizdeydi İsteyene verirdik Kin kibir yoktu Yalanın yanında çırılçıplaktık Muhanet denen Hayat denen bir piç Hesapta yoktu hiç Geldi oturdu şahdamarımıza Biz nelerden vazgeçtik nelerden
Senin başkalarının olduğu gün Senin başkalarının olduğu gün Neler çektim biliyormusun? Cigerlerimi kusana kadar içtim sebepsiz bir çocuğu ağlattım Yakamozlara taş attım Sana göndereceğim mektupları yırttım Simsiyah saçlarını düşündükçe Dağıttım Senin başkalarının olduğun gün Neler çektim biliyormusun Verdim göğsümü lodosa Sabaha kadar yarenlik ettim Bir sarhoşa. Aç karnına rakı içtim Yalın ayak Karda yürüdüm Taş attım aya Güneşe ters baktım Senin başkalarının olduğun gün Canımdan tiksindim,istemedim Ben seni bukadar severken Gözümün karası Başımın belası Sen beni hiç mi sevmedin? İ.şirin
Dardayım Yine dardayım yine dardayım Üzerime geliyorlar Zordayım Güneşimi çalacaklar Prangaya vuracaklar Merak etme anacığım Umutsuzum boş değilim Yive koymuşum başımı Mermiyim namludayım Mecburmu bırakıldınız Şartmı cana kıymanız Evet, diyorum a gülüm Son dileğimiz son arzumuz Ufka dönünce yüzümüzü Arkamızdan vurmanız Tam ellerimiz havadayken Halay çeker gibiyken Tebessüm oturmuşken suratımıza Tatlı bir sızı gibi düşsün Ölüm yüreğimize
Duydunmu dost Duydunmu dost Bir fırtına kopmuş Kentin batısında İnsanlar mahzunmuş Yaralardan kan damlıyormuş Sarıymış gökyüzü Şişmiş damarlar Ve patlamak üzereymiş insanlar Acı düştüğü yeri yakıp Kavuruyormuş Zamansız gidişin ve, Dünyanın üç günlük olduğuna dair Hikayeler anlatılıyormuş Gözler süzgün Yürekler üzgün Kıyametin kopmasına birkaç gün Varmış Öyle dediler Duydunmu dost Şehrin batısında Umutlar ve yürekler paramparçaymış Yüreklerde acıdan başka Bir şey kalmamış Elde var kalmamış Herşey yok olmuş Anlatmak istediğim dost Şehrin batısı yanıyormuş
Gel artık be gözüm Gel artık be gözüm Kanter içinde iken bir esinti gibi Gir yüreğime Gönlüme yara Gözüme kara Dayanabilecek sabrım Çıkmazlarımda ışığım Doğrularda yanlışım ol… Gel artık be gözüm Ekmeğimde tuzum Rakımda buzum Gittiğin yöne doğru yatamıyorum Sağım çürüdü Gelde sol omuzum ol…
Eskiden-3 fidana atfenEskidendi çok eskidendi Zaman Bir şeyler yapma zamanı Düşüncenin saf insanın temiz olduğu yıllar Kimliksiz sokağa çıkılmazdı Anlatamıyorsan derdini Olsada kimliğin Çıkmaz sokaklarda Kaybolmakta vardı İnsan doğru Düzen yanlıştı Gece mum ışıkları altında Birkaç arkadaşıyla Küçücük beyinleriyle Çok büyük hayaller kuruyorlar Sırtlarını sıvazlıyorlardı Hep olacak hep olacak Demokrasi denen Adını duydukları Neye benzediğini bilemedikleri O şeyin Günleri sayılı diyorlardı Ha doğdu Ha doğacaktı güneş gibi Doğmadı Anlayamadılar Neden olmadı ,diye sordular
Ağzı salyalı yakası gıravatlı Rüküş avratlı insanlara Bir sabah Saat beş civarı alındılar Kimisi Cennetteki elmayı ben çaldım dedi Ve samimi itiraftan müebbet yedi Kimisi çok korktu sattı Kimisi kaçtı Kimisi işkencede onur aradı Bir nesil oldu ziyan Bir adları kaldı Daragacında üç fidan
Git Allah aşkına git Bedenimle yüreğimle Kalemimle Ve bahtsız kaderimle Bırak beni Git Çiğe çalan bir sabahta Rakı dolu kadeh elimdeyken İntizarımla oturmuş içerken Git Ağlatmadan yalvartmadan Son kadehimi kaldırmadan Bakma öyle perişan olduğuma Aldırmadan Ve Ayrılıp çıldırmadan Git Hazan mevsimi geldiğinde Bırakma saçlarını rüzgâra Kokun gelmesin Ağlama sakın Farz edeyim ki Beni hiç sevmedin Git Allah aşkına git Senede sadece bir gün Sızı gibi Düş yüreğime Dur Gitmeden Son bir kez bakayım Son resmini yerleştireyim Göz bebeğime
Gitsin be En fazla üç günüme Ve bir kaç şişe şaraba Malolur bana Giderse ölmem O kendini kandırsın Zannetmesin ki Başkasını sevmem Gitsin be En fazla iki damarım tıkanır Bir agrım vardı yüreğimde Bir agrım daha olur Çıkar bir ahu bir gün Bu gönül seni değil Kendini dahi unutur Gitsin o gitsin
Umuda dair İçimde umuda dair ne bir Ne bir . Ne de bir … Düşünüyorsun Bende düşünüyorum bulamadım Yok işte umuda dair Hemde hiç bir şey yok İdrak durmuş Kalemimden çıkanlar Kurşun gibi Terazinin başındaki Şaşkın İnsan ucuz hayat ucuz On sekizinde ölmek zor değilde Biz ölürsek Yarın ölür diyoruz Ama anlamıyor ki Bizler tomurcuğuz babam Ayrık otuyuz Çiğnendikçe varoluruz Betonun çatlamasınıda Bekleriz Bir elçim toprak yeter Suda istemeyiz Çiğnesenizde kovsanızda gitmeyiz Bekleriz ama Şu an yok umuda dair ne bir Ne bir nede bir
Karbeyazım Benim ölmem için Gözlerinin renginde Kurşunlar girmeli yüreğime. Umudun ölmesi Bahar geldiğinde çiçekten Yeşili silmeleri Bülbülü şarkılardan çıkarmaları lazım Saçlarından yağlı urganlar Yapıp beni asman O urganı dolarken boğazıma Ağlamaman lazım Bilki sen benim için Yaşama nedenim Aldığım nefes Senin için nefes almak ne enfes Dediğimde Öl demen lazım Ama yok diyorsan Ben ölemem Sen varsın Yaşamam lazım
İsterdim ki İsterdim ki Yanan yüreğime yağmur dolu bir bulut Kaybolan göz bebeklerime Kavga Yüreğimde umut Canım boğazımda Kendimle boğuşurken Bir tebessüm Acılarda insanlar gibi fanidir Unut Diyecek biri İsterdim ki Sebepsiz saçlarımı okşayan Baktığımda Gözlerinde umudu gördüğüm Işıl ışıl Gölgesine sığındığım Yarınlar bizim Sevgiyi gönlünde yeşert Diyen bir yürek İsterdim ki Dost arkadaş kardeş Ekmeğimin yanında aş Bazen onun Bazen benim Olurya Tükendim dediğinde Elimle yüreğinin Arasında İçimi ısıtan İsmini bilmediğim Ancak istediğim Bir şey
İsterdim ki Biz diyebilecek Cümleler kurabileceğim Asumanımda güneş Kaldırımımda kedi Hazanımda rüzgar Ufka baktığımda Şakağıma kalkan el Adı geçtiğinde Yüreğimde çarpıntı İsterdim ki Az bir umut Az bir yaşam için kavga Olmuyor İstemekle Beklemekle Ama Birkaç bahar Daha beklerim Sonra çeker giderim Bir gün yanında olmazsam Anla ki Kavgayı kaybettik Olmadı Ama İsterdim ki İsterdim ki
Karmakarışığım Karmakarışığım Ben ne zaman böyle Ddüğümledim kendimi Neden bu üstümdeki kilitler Böyle pas içinde Gözlerimde bir asrın yorguluğu Ruhum çoktan bırakmış bedenimi Nefes almakmı zulüm Bilmiyorum nedenini Aklıma geldi birden Sen olmayasın
Kul hakkı Kurulmuş mizan terazisi durmuşum dara Bu nasıl bir sıkıntı yarab Boğazıma kadar ter Ayaklarımın altında bir avuç toprak Altında karıncalar toprağı yer Ne muhteşem görüntü Su yanar ateş donar Gelmiş zebaniler Sanki müjde veriyor Bu neki Daha daha beteri var Bu can seni duyardı da Tanımazdı yarab Ama şimdi tanıyor Ayaklarım buz tutmuş Ellerim neden yanıyor Bin deveye yüklemişler günahımı Taşımaz Nice dostlar gelip geçer yanımdan Bakar bakar beni tanımaz Solucanlar akar karnımdan Ellerim beni boğar Burası hep karanlıkmıdır? Yarabbi…! güneş ne zaman doğar
Şimdiki zaman Kurt düştü bir kere bu çınar devrilir Altında kalır bir ceylan ölür Ve bir ocağa düşer ateş Gözlerime sözüm geçmez Ağlarım Uzanmak isterim kurtarmak için olmaz Boğazımda nefesim kırk boğum Elimi attığımda saçlarım gelir avuçlarıma Düzene Okkalı bir küfür çıkar ağzımdan Gözlerim asumanda Ellerim kenetli Allahın sopasını beklerim Gelmez Kimyam bozulur İnancım sırat köprüsünden ince Sonra isyan başlar Çınar devrilince Ceylan ölünce Adaletmiş Bir varmış bir yokmuş Banane Ben isterimki Zalime zulmüyle vursun Yaradan Parası pulu Ve kapısında kulu var veya yok Adamın yaptığı zulümse ve de zalimse Aldırmadan
Küçücük kavgalarda kayboldum Küçücük kavgalarda kayboldum İnsan olamadım Ve sözüm de olmadı Şansım oldu Muhanet dedim ekmek dedim Sudan sebeplerle hep erteledim Aslında korkuyordum ne kendime Nede kimseye söyleyemedim Ağzımızdan çıkacak laftan Sırtımın çıplaklığından Ve kudurursa içimdeki köpeğin Zincirini kırmasından korktum Kime anlatabilirsin diyordum derdini Dert görmemiş kadıyamı Mapustaki avluyamı Toplandı meclis Vicdanım hayır dedi Cüzdanım evet Yüreğim ise çekimser İkiye bir oyla kaybettim İnsan olabilme ihtimalini Bana dokunmayan yılan bin yaşasın Dedim yaşadım Adı buysa,yaşamaksa
Mahkemem geldim ve gidiyorum Dostlar Ardıma baktığımda Başıboş bir hayat Çizgisi olmayan sayfalar Bir ömür isyanla geçmiş Aya taş atmışım Güneşe yan bakmışımda ne olmuş Dürüstlük düşmüşken sokağa Sürü emanetken kurda Bense koyun gibi gezmişim Hakka dair lafım olmamış Suçlu aramışım Elimde ip Omzumda darağacı Kendime göre yargılamış Yazmış Karalamış Yazdığım satırları katletmiş Yargısız infazlar yapmışım Bir ömür Böyle yaşamaya kızmakla geçmiş Özür diliyorum beyler Sözün özü ki Ben çok yavşak adammışım
Musalla Dağ güvenir kendine Ferhat deler Rüzgâr eser Yağmur yağar Yer dağı Kader bıçak gibidir Gün gelir dağ demez Kul demez Peygamber demez Süleyman demez ölür Bir ömür geçer Son cümle Devasa bir eyvah Sonsuza kadar Yaşayacakmış gibi yaşarız Oysa baki kalan tek Allah Yaşarız İnadına yaşarız Günahları gömeriz Veya görmeyiz Üzerine bin kilit Ha biz Ha pisledikten sonra Pisliğini toprakla örten it Sorsalar karda leke vardır Bizde asla Kandır beni Kendini Hesap günü belli olur herşey Unutmaki Bir adım ötede Musalla
Neden Neden Bu kara bulutlar Eksik olmaz tepemden Neden Gönlüm bu kadar küskün bütün cümlelerim Devrik Falım açılmaz Ne bahtım var nede tahtım Şansım ise Zaten yok Yüzümün rengi toprak Gönlümse bir o kadar korkak Vicdanımda ve aklımda Hep Bir mahkeme salonu Suçlu sen Ve o sesi duyduğumda Hep ayakta olan Neden Ben…
O Onu gördüm yağmurlu bir akşamdı Başı düşmüştü otobüsün camına Bir şeyler Yazıyor karalıyor Ağlıyordu Yakışmıyordu ona puslu gecelerde kaybolmak Güle düşmüş Kan taneciği gibi Belli belirsiz yaşamak Neler düşünürdüm Onun hakkında neler Dört mevsimin bahar olduğu Ayaz bilmez geceler Şimdi Anlıyorum ki Cama seni kahreden kıymet bilmezin Adını yazıyorsun Hayatımdan sildim der gibi Bir çizik atıyorsun Ya yüreğimden çaldıkları Ya şaçlarında bıraktığı Aklar Ya ben seni hayal ederken Kahır ile uyandığım sabahlar Camdan dışarıya bak Sana bakıyor biri Dikkat edersen tanıyacaksın Seni bekliyor bulacaksın beni Bıraktığın gibi
Öl yüreğim öl Ben senden gökyüzündeki Yıldızlar istemedim ki Nedir bu hırs Gözlerinden akan bu nefret Nefret bu İnadına büyür Kaplar yüreği Su istemez Güneş istemez Sevgi istemez Bir gün gönül sazından Bam telini çalar ve gider Amma tatlıdır Sevgi kadar can kadar Bir gün İkimizde birbirimize Suratımız gerilmiş Yumruklarımız sıkılmış Gözlerimizden Kan damlayacakmış Gibi bakıyorsak Ve insanlığa sevgiye Ekmek kadar su kadar Muhtaç olduğumuzu Anlayamıyorsak eyvah Nefret kurşundan hızlıdır Kus üstüme Öldür ve git Tasavvur et ki Yeşillikler arasında bir çöl Belki sen sevgisiz yaşayabiliyorsun Amma Ben yaşayamıyorum Öl yüreğim öl
O da gitti Önce bir hıçkırık geldi Oturdu şahdamarına şimşekler çaktı sonra Gözlerinde Ağlıyormuydu yağmurmu yağıyordu Anlamak imkânsızdı Ama akıyordu gözyaşları Çağıl çağıl Avuçlarına doğru Kirli sakalına takıla takıla Ağlıyordu koca adam ağlıyordu Ve bazen gökgürültüsü gibi Bir intizar düşüyordu Ortalığa Tükrüğümüzü yutmak ne mümkün Gidişine olan isyanımız Büyüktü Olmaz olamazlar arasında Göğüde yırtsak Asumanıda parçalasak Yarinde olsa Yarında olsa Gidecek gidiyordu Oda gitti
Pim çekilde Horoz geri çekildi, Dönüş yok Eller tetikte yay gibi son celsedeyiz Kalem masada Bakışlar bıçak gibi Kıracak kalemimi Ve asın bunu diyecek süre doldu sabır tükendi Ayağa kalkacağım bir sözüm var diyeceğim Ateş baruta değdi değecekken söze başlayacağım Sizin adaletinizinde Sizinde Düzeninizinde ta A deyip gerisini diyemeden alacaklar beni kürsüden Beni bir daha göremeyeceksiniz Ama çocuklar Heleki şimdiki çocuklar harika Babalarına benzemeyen Dehalar O a/nın altını öyle bir dolduracaklar ki Ve siz bile A aa…! Diyeceksiniz
Seni sabahları daha çok seviyorum Su, şu veya bu değmeden bedenime Uykum açılmadan Gün ile kirlenmeden İnsanın en masum olduğu saatlerde Gördüğün rüyayı anlatırken Kötüyse yüzünü buruşturmanı İyi ise şevkle anlatmanı Ve dağılmış saçlarını ellerinle Şöyle bir toplayıp Yatağın içinde düşmüş tokanı aramanı Esneyerek kahvaltı hazırlamanı Gitse de uyusam diye bana bakmanı Seviyorum. Sorma neden sabah diye be gülüm Gece kirli, insan temiz Gündüz temiz, insan kirli Ve her seferinde bir hışımla başımızı koyarken yastığa Sen beni nasıl sevebilirsin Ve yahut ben seni
Seviyordu yağmur gibi yağıyordu Saçlarından keder Yüz çizgileri Bıçak kesiği sanki Derinmi derin Zihnindeki bulutlar Kara kara Yıldırımlar çakıyordu bakışlarında Ölümüne seviyordu anladım Kör olasıca Gül desen olmaz Öl desen Olur diyecek gibiydi Anlatamıyordu Ağlayamıyordu Yutkunuyordu Her kelimenin sonunda Seviyorum diyordu Çaresizim cevap yok Dalmışım Geceyi kıskandıran simsiyah saçlarına Ben kimimki Vaatte bulunayım Sevgiyi sunayım ona Avuçlarımla Sadece sana sözüm Gülüm İki gözüm Sen sev Dik gözlerini yarınlara Kaç vakit geçecek bilemem Ama O beklediğin baharda gelecektir Elbette
Bir gün gelirse Bir gün gelirse Bir agacın devrilmesi Gibi ansızın gelmeli ölüm Canhıraş bağıran evlatlar Ve göğü yırtan ağıtlar Olmamalı. Meltem gibi Rakı ile balığın damaktaki tadı gibi Olmalı gidişim Sararmamalı Morarmalı Gözlerim açık olmamalı Uyur gibi olmalı mesela Kul hakkı Yazmamalı kitabımda Ve mezarımda perperişan bir şekilde Verirken hesap Can simidi gibi yetişmeli dualarınız Yoksa Bu hesabı nasıl veririm hakikatten Defter bu kadar kabarıkken Dilerim yüreğimdeki gibi giderim Yani işin kısası dostlar Kim nasıl ölmek ister bilmem Ama ben Adam gibi ölmek isterim Adam gibi
Tomurcuk Tomurcuk diyorlardı bize Attılar tohumları yüreğimize Ya toprağımız sevmedi Ya yağmurumuz yağmadı Ya da Güneşimiz doğmadı Hani filizdik biz Umut olacaktık Sabah üzerimize düşen Çiğ tanesinde doğacaktık Olmadı. Korkarım Musalla taşına başımızı vurarak Düzenin yakasında ellerimiz Öylesine gideceğiz. Gözyaşlarıyla Yıkayın bedenimizi Alkışlarla uğurlayın Ama el sallamayın Dönmeyecekmiş gibi Mezarımız nerde yattığımız Belli olmasın Demir çakmayın Gül dikmeyin Üstümüze Adımız geçen türküler söylemeyin Bir gün bunaldığınızda Düzene küfredip Baş kaldırdığınızda Yarınları görüp Kahrolduğunuzda Umut gibi görün bizleri gülüm Ölüm gibi değil
Farzet ki Farzet ki gittim Kavganda hiç sayma beni Kolaymı sanıyorsun? Ağzı salyalı gözü dönmüş düzene Küçücük yüreğinle Karşı koyabilirmisin? Sen hiç aç kaldın mı? Sen yokun içinde var olabilirmisin? Gözlerini güneşe çevirmişken Karanlık çöktümü gözlerine Zamanın yollarında taş Ve şansın kesin gülmeyecek Şerefsizlikle Yalanla Dolanla Ve insan denen yılanla Arkadaş olabilirmisin? Kavganda hiç sayma beni Kolaymı sanıyorsun Bir elinde et varken Kudurmuş köpekle kavgayı Ve canımın canı yanacak diye Korkup Derin uykudayken sıçrayıp uyanmayı Becere bilirmisin? Korkma çocuğum Sen gözlerinde ışıkla büyü Ben varım yanında Yara senin acı benim Var senin Yok benim Ayak senin Taban benim Sen incinirsen Ölürüm Gönlümdeki yaram benim
Gel artık be gözüm Gel artık be gözüm Kanter içinde iken bir esinti gibi Gir yüreğime Gönlüme yara Gözüme kara Dayanabilecek sabrım Çıkmazlarımda ışığım Doğrularda yanlışım ol… Gel artık be gözüm Ekmeğimde tuzum Rakımda buzum Gittiğin yöne doğru yatamıyorum Sağım çürüdü sol omuzum ol…
Vermişsin bu yüreği yansın diyemi Yanmak ne demek kor gibi gönlüm Yansın,yansın kül olsun varsın Kapında kul olsun bu rezil ömrüm -----------Çekmem demedim verdiğin derdi Çekiyorsam mutlak vardır sebebi Eyüp çekti ah demedi kurtlu bedeni Serzeniş edersem kopsun bu dilim -------------Biçareyim perişanım koca bir hiçim Bilirim acı da neşede hep insan için Belada kahretsinde, hayırda niçin İntizar ım olursa çıksın gözlerim ------------Ufacık bir noktayım koca ummanda Derdide veren o ,onda dermanda Herşey onda, çare yok ki insanda Minnetim olursa kopsun ellerim -----------Gelsin azrail başım gözüm üstüne Yatırsınlar musalla denen taşın üstüne En ufak bir şikayetim olursa canım üstüne Toprağın altnda koksun bedenim i.şirin
Ölmek koymazda Adama Yarım yamalaksa Birşeyler ve varsa üç fidanın daha toprağa tutunmak için Su gibi güneş gibi Muhtaçsa sana En ufak bir rüzgarda Kırılacak kadar Narinse Koca bir bozkırın ortasında Bir iki üç ağaç görürsün ya Yapayalnız Öylesine kalacaklarsa Koyar Hemde taş gibi Ta… Yüreğinin ortasına
Sana ferman eyleyecektim Sevdamı Geldiğimde gitmiştin şehirden sokaklar boş Gece karanlıktı Sürüsünü kaybetmiş gibi Çoban yıldızı vardı Sadece gökyüzünde Yanıyordu şehir Kurumuş çeşmeler Serçeler çakıl taşları gibi Dökülmüştü asfalta Çıt yoktu Bir arabanın takılan sireni Ve ortalıktan toz kaldıran Rüzgardan başka Şehir gibi Canım yanıyordu En kötüsüde sen gitmiştin Ve Haberin dahi yoktu
Söyleyin o yare , Giderken Ne aldıysa göndersin benden Silah omuzumdayken çektirdiğim Afilli resmimi Umudumu, hayal kırıklığımı Yıldız kayarken tuttuğum dileği Saçımın siyahını Ağız dolusu bir küfür için Anasını avradını Burda hergün karanlık Çaldığı sabahımı tez yollasın Benden de bir küçük not deyin Benden sonra yüzyıl daha Yaşasın Ama mutlu olmasın İ.şirin
Kızıma----Bir parçan gider gün olur Ve o en masum olan yanınsa Acı karabasan gibi Çöker ta şuracığına Ortalığı sessiz bir ağıt alır yanmaya dünden razısındır Ama giden gidecektir Zor olanı Kaybetmek değildir Ancak Giden nefesindir Gözünün nurudur O çıkınca kapıdan Boğulacak gibi olacaksın Ama yaşayacaksın Alışacaksın el bile sallayacaksın o giden varya o giden En masum tarafın olsa bile
Vurulmuşum Bedenim asfaltta Başım kaldırım taşında Kanım İnceden inceden akmakta Kavramışım Kurşun yerini Bağırıyorum Sokak karanlık Kimse yok ortalıkta Yağmur yağıyor Genzimde toprak Birde kan kokusu Aklıma gelmeye başladı Olur olmaz şeyler Ve melekler Kulağımın dibinde Bağırmakta Ve bu karanlıkta İnceden bir sela duyuyorum İçinde adım geçen Anlatılan o an geldi diyor Azrail Bir pencere aralanmazsa Bir göz görmezse dayanmak ne mümkün
Anı beklemektedir ölüm Ve B u sabah bir türlü olur Ve hiç kimsede geçmediği gibi Bendede geçmeyecektir Sokaktan kimse Tan vaktinde Tam vaktinde ölürüm Biri diğerine der Ne olmuş Diğeri der dün gece sokakta biri vurulmuş Üzerinden kimlik çıkmamış Kimse de tanımıyormuş işte hayat hikayem Bir varmış Bir yokmuş
Yüzler solgun Yüzler solgun Yürekler cehennem gibi umudu sordum Ölmüş diyorlar her yerde bir ağıt bütün insanlar üzgün Gözdeki son parıltıda Gitmiş diyorlar Korku kanser gibi Sarmış bedenleri Her kapıdan bir medet Dileniyoruz ama yürekte merhamet bitmiş diyorlar Nefes almak zor Bir dosta merhaba demek dert Çıkışlar kapalı Tüm yolları haramiler kesmiş diyorlar Dostum duyduklarının Çoğu doğrudur İnsan önce korkar Sonra ölür Amma ……. Bilmiyorlar