llll, ìlttlltlli llirl lr,'
,)({)):l ìì\/(r) l lrlrlj
i:,,,1i
Ayrrntr:713 ScholaAyrmh Dizisi: 15 Bauman Sosyolojisi Der. Zülküf Køra
Düzelti h'tücella Üvet @
Bu
2013, ZüLlküf Kara
kitabn Türke yayrm haklarr Ayrtntr Yayrnlarf na aittir. Kapak Fotografi
Michal Cizel{AFP/Getty Images Turkey Kapak Tasanmr Gökçe
Alper
Dizgi Hediye Gümen Basla
Kayhan Matbaacitk San. ve Tic. Ltd. $ti. Davutpara Cad. Güven San. Sit. C Blok N o. 244 T opkaprfi stanbul :
Tel.: (0212) 612 31 8s
Sertifìka No.: 12156
Birinci Basrm 20I3 Baskr Adedi 1000 ISBN 978-97s-539-7 47 -4 Sertiûka No.: 10704
AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Ca$aloflu - lstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) s12 ls l1
www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr
ru[
içindekiler
II I
] i
,i
'Í Editörden
7
I Epistemolojik Çerçeve Bauman'rn izinden: Metaforik U$ralJarlYrd. Doç. Dr. Zülküf Kara..,.,.,.,.,,,..,................13
Sosyolojþ Meydan Okuma: Hermeneutik SosyolojilYrd. Doç. Dn Súb Karadeniz......,39
il Toplum Zaman-Mekân Srlaçmasr: Küreselleçme, Risk ve BelirsizliklÖzgür Tüzün .,,,,,,,,,.,,,,,,.., 59
Tfüetici Ayartmaya da Yoksullaçarak Tüketme lYrd. Doç. Dn Musa Öztürk...............85 Dayatrlan Düzenlerden Deneyimlenen Belirsizliklere: Ajanlar ve AraçlarlArç. Gör. Do$a Baçer........
lll
ilI Etik
t4l
Postmodern AhlaKrn lmkânr/M¿hmet Ali Uluç
KâbilEtigindenLevinasEtigine/Dr.AySegülSabuktøy
............,...........159
Negatif Teoloji ya da Postmodern Tinsellik/Yrd. Doç. Dr. Tahir Pekasi|.....................171 Akrçkan Smrrlar: Bir Modern iliçki Eleçtirmeni Olarak BaumanlProf. EroI Göka,,,...189'
ry Politika Modernli$in Büyfü Günahr¡ Holocaust/Ird. Doç. Dr. O[uzhan Gökto\ga...................20g Türdeçleçtirme Projesinin Müphem Cüzü: Dersim, Devlet Raporlan ve Kartografìk $iddetlYrd. Doç. Dr. Güney
Çe!'in....
.......227
Panoptikon'dan Sinoptikonä: Oteki için/Kadar Özgürlük/Ar¡. Gör. Mustafa Demirtaç,243 Yazarlar
Dizin......
Listesi.
.....:...........,..........
..,..........264
265
ve ¡
Process
in
Press.
ernity, Bltcøphors, New
ondra: Palg-
rrgtli\ Thesß ierview with
Sosyolojiye Meydan Okuma: Hermeneutik Sosyoloji Yrd, Doç.
Dr.9thKaradeniz
Giriç
auman sosyolojisinin temellerihi bulaia$rmrz çaltçmasr, asSosyolojik Düçünmek adh kitabrdrr. Sonraki hemen täm da Bauman, bu kitabrnda geliçtirdi$i kavram ve geliçtirmiç görünüyor. Bu nedenle ya^m:øa onun sosyolojisine de bir "giriçr niteli$indeki bu kavrama içaret etmekle baçlamak isabetli olacaktrr. Sosyolojik Düçünmek, bir "modern , tgplum(un) bilimi olarak kurulan sosyolojinin' (Giddens), postmodern zannnlarda açlnmaya baçladr$r ya da en azrndan kriz halinde oldu$u tartrymalannrn koyulaçtr$r bir döneme denk gel. miçtir. O dönemlerde, özellikle "postmodern"in etrafinda dönen 'tartrçrnalar, toplumbilimlerinin içinden ya da drçrndan konuçan39
Bøuman Sosyolojisi
larrn büyük ölçüde uçlara savrulduklart bir zemin yaratmlçtlr. "Toplumsalh{m sonu"nun (Baudrillard) ilanrndan, "tamamlanmamlç bir aydrnlanma projesi olarak modernite" (Habermas) ya da "radikal modernlik" (Giddens) arastnda, farkh güzergâhlar çekillenmeye baçlamrçtrr. Sosyolojiye dair bu eçzamanh düçünümsellik, aynr zamaîda onun bir yol aytrtmtnda oldu$unun da belirtileri arasrnda sayrlabilir. Bir anlamda "sosyolojiyi savunmak" ve "modernlikte rsrar etmek" cephenin bir tarafinr oluçtururken, postmodernite içerisinden konuçmak ise sosyolojiden vazgeçmeyi tercih meselesi haline getirmiç görünmektedir. Daha açrk bir ifadeyle sosyoloji ile postmodernite arasrnda, birinin varhfrnrn difierinin yoklu$unu gerektirdi$i bir durumun ortaya çrktr$r söylenebilir. Belki de Baumantn sosyolojisini ilginç krlan çeylerden en önemlisi, hem postmodernin içinden konuçuyor olmast hem de sosyolojiden vazgeçmemiç olmasrdrr. Aksine O, sosyolojiyi postmodern dile tercüme etmiç görünüyor ve onu "postmodern toplum"un da bilimi haline getirmeye gayret ediyor izlenimi veriyor. Baumanrn kendisine biçtiii bu rolü hangi araçlarla gerçekleçtirdi$i sorusunun imdadrna ise hermeneutik koçtsyor. Postmodernizmin sulandtrdr$r epistemolojik zeminde, pozitivizmin "katt" dilinin içlevselliiini yitirdi$i ve artrk baçka bir dilin geliçtirilmesi ihtiyacrnrn hissediliyor olmast, Baumant bu "akrçkan" dili örmeye sevk etmiç görünüyor.t Ya da tersinden söyleyecek olursak, Baumanrn ördü$ü dil, bu "aktçkan" zeminle tesanüt halinde olmuçtur. içte kanaatimizce, Bauman'm sosyolojisini önemli krlan çey de bu dilin, yeni ontolojik ve epistemolojik duruma uygun bir güzergâhta çekillenen hermeneuti$in içerisinden geliçtirilmiç olmasrdtr. Bu dil, aynt zamaîda klasik/Ortodoks/pozitivist sosyolojinin drçarrda brraktrir etik, açk, ideal gelecek tasal'r¡uru, insanhk onuru gibi konularda daha rahat söz söyleme imkânl da dofurmuçtur. Böylece yeni duruma uygun bir dilin konuçulamayanrn konuçulur krhnmasmda gördü$ü anahtar içlevinin, hermeneuti$in içerisinden geliçtirildi$i bir sosyolojiyle karçrlaçmrç bu1. Bauman, bu durumu "akrçkan modernlik'l öncekini de "katr modernlik'olarak tanrmlamaktadrr; ancak bu kavramsallaçtrrmalar, yaygrn kabule göre "modernlik' ve "postmodernlikè denk düçmektedir. O da zaten modernli$in yeni hali için "postmodern" terimini uygun gördü$únü söyleyecektir.
40
lunmakti nasll bir birtakrm edebilir.
Baum
lümünü, "sosyoloj
lanmtçtrr lanmanrr sosyolojir
hikâyeler
yeni sosy olarak ari bize sunc
bir bilgid bir biçim olarak içi teori olm paydasrn,
Baum
mizi baçl çrrken ya
kendi kir lenin kul du; sadec üzerine tr büti.in kü muza da ortak pay olarak, in
di$erleriy oldu$umr mesajr biz kunabilm derin olar (Blacksha
&Lh Karadeniz
aratmrçtlr. amamlan)ermas) ya
üzergâhlar anh düçü-
rgunun da
úikte tsrar ernite içeh meselesi e sosyoloji n
yokluiu-
ir. Belki de mlisi, hem rsyolojiden ,odern dile "un da bilir
gerçekleç-
)ostmoder-
rmin "katl" :liçtirilmesi ' dili örmeek olursak, halinde olnemli krlan l'rma uygun geliçtirilmiç zitivist soslalryuru, in: imkânr da cnuçulamanin, herme¡rlaçmrç budernlik'olarak re "modernlik' hali için "post-
lunmaktayrz. Bu nedenle Baumanm hermeneutik sosyolojisinin nasll bir çaba oldu$u ve bu çabanrn sundu$u imkânlar üzerinde birtakrm mülahazalarda bulunmak kayda de$er bir anlam ifade edebilir. Sosyolojik Düçünmenin imkânlarrna Dair
Bauman, Sosyolojik Düçünmek (1998) adh kitabrnrn giriç bölümünü, "sosyoloji amâ ne için?" alt baçh$rylaaçar. Bu, prensipte "sosyolojiye evet" anlamrna gelmektedir; fakat bu "evet" çarta ba[lanmrçtrr. Sosyolojinin bize vaat etti$i çeyin, onun varltftna katlanmanrn deiecefi bir çey olmasr gerekmekte dir. Zira Ortodoks sosyolojinin bugüne dekyapageldi$i çe¡ "bize ra$men bizim için' hikâyeler anlatmak oldu. Öyleyse yaçamasma izin verecefimiz yeni sosyolojinin, hepimizin hayatrna dokunacak ve bizden biri olarak aramtzda dolaçacak bir çey olmasr gerekir. Bu sosyolojinin bize sundu$u bilgi, "Dünyaya dair de$il, dünyayla iliçkimize dair bir bilgidir" (Bauman, 1998: 13). Bu yüzden o,"bize dair bilginin bir biçimi" olarak bizim drçrmrzda; fakat biz imgesine mündemiç olarak içimizdedir. Bauman'm sosyolojisi, bu nedenle sosyolojik teori olmaktan öte, bir "muhalyile"dir; insan olmakh$rmrz ortak paydasrnda üretilen bir muhayyile. Bauman'rn, sosyolojik düçünmenin gerektirdigi çeyin, kendimizi baçkasrnrn yerine koyma çabasr oldu$unu göstermeye çahçrrken yaptr$r çey tam da budur. Baçka bir ifadeyle bu gereklilik, kendi kimliklerimizi ortaya çrkarmak için sosyolojik muhayyilenin kullanrlmasr anlamrna gelir. SosTolojik düçünmenin metodu; sadece hissiyatrmrz, empatimiz, uhuwetimiz ve nezaketimiz üzerine temellenmez; aynl zamanda bu sayede insanh$rn ürettifi bütün kültürel farkhhklarda, birbirimize karçr sorumlu oldu$umuza da bizi ikna eder. Çünkü nihayetinde biz, insan olmantn ortak paydasrnda tek bir tùriz. Bauman, insanî nezøkette lsrarcl olarak, insan yüzinün her çeyden önce geldiiini öne surer. Zira, diferleriyle yiz yuze gelerek bir nevi "daima karçrlaçma hali'hde oldu$umuz bize hatrrlatrlrr. Böylece onun sosyolojisinin ahlakî mesajr bizi, "öteki" için hissetmeye ve insanî nezaket yetimize dokunabilmeye yönlendirir. Baçka bir ifadeyle sosyolojik düçünmek, derin olanrn açrga çrkmasr ve duygunun karmaçtk bir kavranrçrdrr (Blackshaw, 2010: 82). Bu kavrayrçrn karmaçrkh$r, hayatrn bitim4t
Bauman Sosyolojisi
sizce akma halindeyken akrçr tüm zerrelerine kadar hissederek, kryrya hep beraber sag salim varmamlzl temin edecek gùzergâhlar keçfetme çabasrndan kaynaklanmaktadrr. Bu çaba, gücünü insan özgürlü$üne adanmrçh$rndan alrr. Sosyolojik düçünmek, sahip olmak istedi$imiz toplum tasalr¡urunu içinde yaçadr$rmrz toplumun drçrnda üretmektir. Bauman, sosyolojisinin iskeletini, kavramlarrn dikotomik karçrth$lndan ziyade, onlarrn karçrhkh münasebetinden; sosTal bilimlerden, edebiyøttan ve toplumdøn devçirilen fikirlerden oluçturur. O'nun bahsetti$i toplum vizyonu, sadece stntflandrmaya direnmekle kalmaz, aynt zamanda gerçek ile kurgu, akademik olanla edebî olan, sosyoloji ile di$er sosyal bilimler gibi dikotomiler arastna çizilen ayrncr çizgilere de bulaçrr. Kurgu ve gerçek arasrndaki çizgi, Baumanrn devamh bir çekilde, içinde ve drçrnda yürümeyi tercih ettifii bir kaprya benzer. Çoiu sosyolog, dünyayr oldu$u gibi kavrayarak içe baçlarken, Bauman sosyolojisinin baçlangrç noktast, bizim sahip olmamrzr istedifi bir dünya tahayyülüdür. O, çahçmalarma dünyayr nasrl gördü$ü ile de$il, nasrl inça etti$i ile baçlar. Baçka bir ifadeyle onun baçlangrç noktasr muhayyilesidir ve bu muhayyile, gündelik tecrübeler ekseninde çahçrr. Hatta onun sosyolojisinin, sosyolojik muhalryilesinin bir çrktrsr oldu$u söylenebilir (Blackshaw, 2010:75-76). Di$er birçok sosyologun aksine Bauman, dünyanrn di$er yüzlerini yeniden üretmeye çahçmaz; o, gündelik olantn ve kültürün içerisinde, modern hayattn varoluçsal iç yaplsma nüfuz etmeye çahçrr. Esasen, onun omurgaslnl
oluçturan sosyolojik muhalyilesi, sosyal teori ile ampirik bulgu arasrndaki dikotomiyle uzlaçmaz. Bu karçrthk, birleçtirilebilir; ama sosyolojik muhayyile, bu dikotomi pahasma zenginleçir. Bauman, içaret etti$i'þerçek" dünya ve algr arasmdaki farkr, büyük bir maharetle deçer (Blackshaw, 2010:82). Böylece gündelik tecrübelerle beslenen muhayyile, iliçkiler dünyamrza dair daha geniç perspektiflerle yeniden beslenerek daha güçlü bir biçimde geri döner; içte sosyolojik düSünmek, bu gel-gitler arasrnda kurulan ba$lantrlann bir muhayyile etrafinda organize olma hali olarak tasawur edilebilir. Bu içleyiç, onu klasik sosyolojinin kuruculartna yaklaçtrrrr. Bu yaklaçma, onun tabiriyle klasiklerin söylediklerini tekrar etmek de$ildir kuçkusuz; fakat yeniden benzer türde bir sosyoloji yapmak anlamma gelir. Bauman (2002a 62-63), klasik sosyolog42
larn flYla ve
bir kent
onlarln kendi
flmtzt SOZ
bir topl na
tarih, lar fl ve olas 2002a:54 veya deki en dana
Bizim
bir lanrlan
rilimin
yona u$rd dissimtila¡
gibi...) söz kadar da
c
Bizim top. söylemi hr man,2002 89-90) der bazen de I
Stth Karadeniz
issederek, rzergâthlar
ünü insan
tasawu, Bauman, ;rthfrndan limlerden, ¡ur. O'nun irenmekle anla edebî arasma çidaki çizgi, neyi tercih u gibi kavrç noktasr, r. O, çahçi$i ile baçrilesidir ve :latta onun n
luiu söylegun aksine
:
çahçmaz; yatrn varo-
)murgasml >irik bulgu :çtirilebilir; ;inleçir. Ba-
lrkr, bùyük Lndelik tecdaha geniç
çimde geri da kurulan hali olarak yaklaçtrrrr. Li tekrar etrir sosyoloji
k sosyolog-
lann aytrt edici özelli$inin, kendi zamanlarrnrn büyük sorunlarryla ilgilenmeleri oldufunu dile getirir. ZiraWeber, Durkheim ve Simmel gelenefinde olan budur. Onlann, içine atrldrklarr bir kent toplumunda, kadtn ve erkefin zor durumunu anlamaya çahçmalarr, bunun en bariz örne$idir. Dolayrsryla bugün oniardan ahnacak bir çey varsa o da bu sosyolojinin bir benzerini yapmaktrr. Öyleyse burada, hem bir devamhhktan hem de koþukluktan söz etmek mümkündür. Benzerlik ya da devamhhk, õnlarrn yaptrfir gibi sosyoloji yapmakken, kopukluk ise onlarrn kendi toplumlarmt algrlama biçimleriyle bizim kendi toplumlaîtmnr algrlama biçimlerimiz arasrnda kapanamaz farkhhklarrn söz konusu olmastdtr. Onlartn, rasyonel olarak organize olmuç bir topluma do$ru ilerledi$imize ve tarihin, bir ilerleme oldu$una inanmalartna karçrn biz artrk bunlara inanmtyoruz. Bize göre tarih, önceden verilmiç istikametleri olmayan ba$rmsrz bir olaylar dizisidir ve bizim toplumlarrmlzln en karakteristik özellikleri akrcrhk, akrçkanhk ve defiçebilirliktir. Bu yüzden, belirsizlik ve olasrh$rn hep burada, bizimle kalacafrnr biliyoruz (Bauman, 2002a:54-55). Bu nedenle Bauman, hiçbir çekilde gerçek, spesifik veya kesin çrkarrmlarda bulunmaz. Kendi ifadeleriyle "Sosyolojideki en büyük çarlatanlar, okura blaylarrn gerçekten nasrl meydana geldi$ini söylemeyi iddia eden realistler ve ampiristlerdir" (Blackshaw 2010:76).
Bizim toplumlarrmruda, "gerçekten gerçek olmanrn anlamt, bir ekranda görünmektir; gerçekli$in bir yanslmasl olarak kullanrlan çey, gerçekli$in standardr haline gelmiçtir. Belirsizlik ve olasrhfrnrn yayrlmasmtn di$er bir örne$i, kuçkunun yarattr$r gerilimin artrk geçici bir fenomen de$il, kahcr bir durum olmastdr. Simülasyon (sahip olunmayan çeye sahipmiç gibi yapmak) ve dissimülasyon (sahip olunan çeye sahip degilmiç gibi yapmak) erozyona uiratrlmrçtrr ve bundan ötürü Baudrillard, simülasyon ve dissimülasyon yerine simulacrumdan (-mrç gibi olan/gerçek-miç gibi...) söz eder. Biz artrk taklit ile gerçeklik arastndaki farkm o kadar da önemli olmadrgrnr düçünüyoruz" (Bauman,2002a: 59). Bizim toplumumuz, hem yeni bir toplumdur hem de sosyolojik söylemi harekete geçiren toplumdan farkh bir toplumdur (Bauman, 2002b:123). Bu toplumdaki hayatlar ise Blackshawin (2010: 89-90) dediii gibi merkezsiz, episodik, parçalanmrç, tüketici ve bazen de büyüleyicidir; ama her zaman da belirsizli$e, endiçeye, 43
Bauman Sosyolojisi
mütereddit hale ve de$içime baghdrr. Baçka bir ifadeyle sosyolojinin ihtiyaç duydufu çey, erkek ve kadrnlarrn bugün izinden gidebilece$i dünyayr ifade etme biçimleridir. Bu yöntem, bireyleri gündelik varoluçlannrn parçasl olan çeylerin farkrna varmaya yöneltecektir. Modernitenin Sosyoloj isinden
çarîa nln
g)n nl
Postmodernitenin Sosyoloj isine
Bauman, "kurucu babalar"rn metafor grameriyle desteklenmiç
nm
bir sosyolojinin, son zamanlarda moderniteyle birlikte meydana gelen de$içimlerle baç edebilecek kapsayrcl, sade ve yeterli kavrayrça haiz olmadr$rnr, üstelik her geçen gün daha bazr sosyal gerçeklerden daha fazla koptu$unu öne sürer. Çünkü onlann kendi
dünyalarr için kurduklarr sosyolojik dilin artrk bizim dünyamrzla herhangi bir bagr kalmamrçtrr. Bu nedenle Bauman, bu öncü sosyologlardan tamamen vazgeçememekle birlikte, ne pahasrna olursa olsun, onlann pratize etti$i sosyolojinin bu çeçidine direnmememiz gerekti$ini düçünür (Blackshaw, 20t0: 72-73). Onlarrn
içlerinden konuçtuklarr modernite, Baumanä (2002a:53) göre kendi yanhç bilincinin ötesine geçmiçtir ve ashnda baçrndan beri yaptrgr çey, belirsizlik ve ço$ulculuk üretimiyken, rasyonel düzenve mutlak hakikat gibi en baçta belirlenmiç amaçlara ulaçma gayreti içerisine girmiçtir. Oysa bugün, buna asla ulaçrlamayaca$r gerçefiinin farkrna varmrçtrr. Bazr sosyal bilimcilerin, bu durumu 'þeç modernite" olarak adlandrrmasrna karçrhk, kendisinin postmodernite terimini tercih etti$ini ifade eder. Zirab'¿,kavram, Baumanä göre daha fazla entelektüel cesaret sa$lar ve modern zamanlara özgü belirli söylemlerce smrrlandrrrlmamrza izin vermez. Böylece kendimizi bir yana brrakrp neler olup bitti$ine drçarrdan bakmayave yeni kavramlar, yeni ifadeler ve yeni modellerle $imizi söyler. Modern sosyolojik söylem; biri, devlet iktidarrnrn (daha da genel olarak toplumsal iktidann), di$eri ise bireysel hayatrn rasyonalizasyonunu amaçlayan bu iki bilgi türü tarafindan ortaya çrk-
medik leyen
bir
araclnln nasrl
iktidarrn, nusunda "insan, ken, ma
tik yeniden
didi
bir
rihsel sül
(Bauman,
or Í.aya çrkmaya çahçabilece
mrçtrr (Bauman, 2002b:120). Oysa bugün, içerisinde yaçadrgrmrz "iki uluslu, iki markah toplumu; sosyal kontrol, entegrasyon ve egemenli$in yeniden üretiminin araçlarr olarak "baçtan çrkarma' ve "baskr altrna alma" arasrndaki karçrthk oluçturur. Ilki "pazara 44
Postmo<
ten rakip
o:
lara veya bt kazanrrlar. sahip olmar boyunca od olacaktrr ve
Súkt Karadeniz
ryle sosyo-
in izinden m, bireylea varmaya
steklenmiç : meydana ¡erli kavrasosyal ger-
lann kendi dünyamrzr, bu öncü e pahasma line diren)). Onlarrn a:53) göre ;rndan beri syonel düara ulaçma lamayacagr
, bu durukendisinin bu kavram,
ve modern
izin vertifine drçaza
modellerle :laha da ge-
'atrn rasyoortaya çrk'açadr$rmrz grasyon ve ,n
çrkarmd' .lki "pazara
bairmhhk'ta temellenmiçtir: Eski yaçama hünerlerinin yerine, pazarrn aracrh$r bulunmaksrzrn fiilen kullanrlamayan yeni yaçama hünerlerinin geçmesinde; memnuniyetsizlik ve çattçmantn politik mücadele alantndan çrkarak meta ve eilence alantna seçmesinde; rasyonalite ve güvenlik ihtiyaçlarmtn yeniden uyãun istikamet almasrnda ve sistemik kontekstin di$er veçheleriäi gortin-.zlikten ve sübjektiflikten çrkararak hayat faaliyetinin bütününü içine alacak tarzda pazar merkezli dünyanrn kapsamrnn giderek artmasrnda. Ìkincisi, özerk aktörler olarak normatif düzenlemenin öznelerini güçsüzleçtirerek, çimdiye kadar görü1medik bir artma htztyla'özel' alana nüfuz ederek uçlara sürtikleyen bir normatif düzenlemede temellenir. Bu iki sosyal kontrol
araclnln birbirleriyle nasrl kombine olduklarrnl ve birbirlerini nasrl desteklediklerini anlamak önemlidir; düalitelerinin politik iktidarrn, demokratik kurumlann ve yurttaçhirn istikameti konusunda muhtemel etkileri olacaktrr. "insan, baskr-yoluyla-kontrol özerklifi ve dayanrçmayr tahrip ediyorken, baçtan çrkarma-yoluyla-kontrolün hem özerklik hem de dayanrçma hedefine ulagmanrn (eger ulaçrlmamrçsa) pazarlanabilir araçlarrnr sa$layaca$rnr ve dolayrsryla bu tür bir hedefin do$urdufu baskrlarr politik alanrn drçrna ataca$rnl -aynl zamanda onlarr sermaye egemenli$inin
yeniden düzenlenmesi amacryla kullanarak- düçünebilir. Bu yüzden postmodern toplumdaki yaçama stratejilerinin ufkunu ve yörüngesini belirleyen karçrt alternatif, sistemik yeniden üretime, tatmin edilmemiç özerklikten ve dayanrgma tutkulanndan gelebilecek muhtemel bir tehdidi ortadan kaldrracaktrr. O nedenle bu alternatiflerin, postmodernite fenomenini ciddi biçimde ele alma arzusundaki bir sosyoloji tarafindan araçtrnlmasr gerekir. Keçfetti$i postmodern durumun bilincinde bu tür bir sosyoloji, ancak ustahkla gerçekleçtirece[i zihin meçguliyetlerine 'tarihsel süreç' içinde merkezilik talebinde bulunmaya yeltenmeyecektir" (Bauman, 2002b:124).
Postmodern bir dünyada, Seidman'm (2002:8a) dedi$i gibizaten rakip ontolojik ve epistemolojik tezler, yalnrzca pratik çrkarlara veya belirli hayat formlarrna bailanabildikleri ölçüde anlam kazanrrlar. Bugün, postmodern çartlar altrndaki bir sosyolojinin sahip olmasr gereken temel strateji de sosyolojik söylemin tarihi boyunca oda$rna yerleçtirdi$i çeyin kendisi üzerinde odaklaçmak olacaktrr ve bunu, saydam olmayanr saydam hale getirerek, görü45
Bauman Sosyolojisi
lebilir biyografileri görünmez toplumsal süreçlere ba$layan ba$larr ifça ederek, toplumun mümkün mertebe daha "özgürleçtirici" tarzda içlemesini sa$layan çeyi anlayarak yapacaktrr. "Postmodern çartlar altrnda modern ilgilerin sürdürülmesinde kararh bir sosyoloji, di$er postmodern stratejilerin iddia ettikleri gibi sosyolojik çahçmanrn yeni prosedürleri ve amaçlanyla defil, tersine yeni bir araçtrrma'nesnesi'yle ayrrt edilebilir. Bu stratejiyle ilgili oldu$u kadanyla önem teçkil eden çey, toplumun (onun nesnesinin) degiçmiç olmasrdrr; onun zorunlu olarak, daha önceki çabalarrnrn yanhç oldufiunu ve boga gitti$ini, durumundaki can ahcr yenili$in eski sosyoloji yapma farzlartntn terki ve sosyoloji yapmanln yeni yollarrnrn 'keçfi' oldu$unu kabullenmesi gerekmiyor. Bu yüzden, ilgili stratejiyi takip eden bir sosyolojiyi tanrmlamak için insan, tabiri caizse bir post-Wittgensteinci sos-
yolojiden veya bir post-Gadamerci sosyolojiden çok, sosyolojinin bir 'post-tam-istihdamindan veya bir'tüketim toplumu sosyolojisi'nden
bir söyleyiçle bu strateji, postmodern sosyolojiden postmodernitenin sosyolojisine içaret eder" (Bauman, 2002b: 123). çok, söz etmelidir. Baçka
426-7)
neutik, Bu ne ve nt açrkça genstein,
tecrübe
Dile lecegi,
Ashnda saylda ve w,l
glI; saylda
çitlili$in Açrk Bir Meydan Okuma: Hermeneutik Sosyoloji
Sosyolojik pozitivizm, toplumda da doial dünyada oldu$u gibi de$içmez yasalarm bulundu$unu, bu yasalann yapl üzerinden kendini ortaya çrkardr$rnr ve sosyolojinin görevinin de bu yaptlara içkin yasalarrn keçfì oldu$unu varsaymrçtrr (Durkheim, 1994). Ancak II. Dünya Savaçr sonrasl dönemde, Batr'da yaçanan problemler karçrsrnda, sosyolojik teorinin nesnesi ve metodolojisinde de$içim yaçanmry ve yapl merkezli teorilerden eylem merkezli teorilere dogru bir kayma olmuçtur. Bunda, yaçanan sorunlarm daha çok bireysel dizeyde kendini göstermesi ve çözümün de bireyin eylemini anlamayl gerekli krlmasmm etkisi söz konusudur. Böylece, yaprp merkeze alan pozitivizmin yerini, eylemi merkeze alan hermeneutik almaya baçlamrçtrr. Baumanin sosyolojik perspektifini oluçturan temel unsur olan hermeneuti$in amacl, insan eylemini tarihsel ve kültürel ba$lamr içinde anlamaktrr. Zira toplum denen çe¡ tümüyle insan eylemlerinin bir ürünüdür. insanm biriciklifine göndermede bulunan hermeneutik, onu diier tüm nesnelerden ayran kendine özgü nitelikleriyle anlamaya çahçrr. Sosyal yaçamdaki semboller, kültürel anlamlar ve de$erler insan tarafindan inça edilmiçtir. Hermeneutik sosyoloji, yaptrgl analizlerde baçat unsur olarak insan ve onun yaplp ettiklerini merkeze alrr (Esgin, 2005: 46
olamaz.
lyl rilmiçtir: gelene[in sonra da lene[ince forma
kültür lene$inin d 2.
Social Sciencè Her ne kadal kadar takip ei
biiimsel güze: Bauman (201
kavuçturma e yüzyrllar boyr yasrnda .önen
çeliçkili versi
yüzyrla gelind
tirdi$ini, sosy tikal ettigini i
Súk Karadeniz
layan bag-
ürleçtirici"
;inde kararh 4ibi sosyolo-
iine yeni bir
rfu kadarry¡miç olmasr-
oldu$unu ve
'oloji yapma fi'oldufiunu :den bir sosnsteinci sos-
yolojinin bir yolojisi'nden sosyolojiden 2002b:123).
oldufiu gibi üzerinden bu yaprlara 1994). Anproblemler rde defiçim zli teorilere n daha çok ,ireyin eyleur. Böylece, ze alanher' rerspektifini an eylemini rlum denen I blnckÌlglnesnelerden syal yaçamfindan inça baçat unsur Esgin, 2005:
426-7). Özellikle de postmodernizmin, bilimsel paradigma olarak
oozilivizmin ördüiü katl modernlik duvarlarrnr yrkmasryla hermeneutik, yeni dönemin dili olarak daha çok içler duruma gelmiçtir. Bu durumun yenilifii, kendini sosyal incelemenin görevlerine ve stratejilerine radikal bir yeniden istikamet verme ihtiyacrnr açrkça veya zrmnen kabul eden sosyolojide; Heidegger, Wittgenstein, Gadamerci ve di$er hermeneutik temalar eçli$inde, yorumlama hüneri olarak gösterir2. Buna göre, dile getirilebilir iecrübe her ne olursa olsun, sosyal incele.menin nesnesi olabilir. Dile getirilebilir olan bu çey, kendi hayat dünyasr; komünal gelece$i, pozltif ideolojisi, hayat formu, dil oyunu içinde cisimleçir. Ashnda tecrübenin içinde çekillendifi bu "bir çeyin'in adlarr çok sayrda ve farkhdrr; ancak gerçekte dile getirdikleri çeyler adlar de[il; tersine, bütün bu adlarrn baçka herhangi bir çeyden çok daha vurguladrklarr, bu "bir çeyin' içkin plüralizmidir. Bu yüzden çok sayrda "hayat-dünyalari] "gelenek" ve "dil-oyunu" vardtr. Bu çeçitlilifiin indirgenebilece$i algrlanabilir hiçbir harici bakrç noktasr olamaz. Bu yüzden makul ve biricik anlama, bilme stratejisi en iyi Geertz'in "kaba tasvir" (thick description) fikrinde dile getirilmiçtir: Yabancmrn tecrübesinin anlammtn, önce onu oluçturan gelene$in (hayat-dünyasl veya hayat formunun vs) kavranmasr; sonra da mümkün mertebe az hasar verilerek, birinin kendi gelene$ince (hayat-dünyast, hayat-formu vs) asimile edilebilir bir forma tercüme edilmesi aracrhfryla yeniden keçfi. Bu, kendine dönüçtürmekten çok Ortodoks sosyal bilimin kontekstinde bir ki.iltürlerarasr karçrlaçmantn görevi olabilir. Bir kiçinin kendi gelene$inin içine, o zamana kadar girilemez ve tecrübe edilemez durumdaki baçka bir gelene$i alarak zenginleçtirme umududur 2. Hermeneutigin sosyal bilimlerdeki seyriyle ilgili, Bauman tn Hermeneutics attd Social Science; Approaches to [Jnderstanding (11978] 2010) adh kitabrr.ra bakrlabilir. Her ne kadar Baunan, hermeneutik ile ilgili tartlçmayr, baçlangrcrndan günümüze kadar takip edece$ini amaçlamadrgrnr ifade etse de ashnda kitap, en aztndan sosyal bilimsel güzergâhta, htzh ama önemli u$raklan da atlamadan bir özet sunmaktadtr. Bauman (2010), hermeneutigin köken olarak, açrklamayla ilgili; açrklama, açrklga
kavuçturma anlamlartna gelen Yunanca hermëneutikós sözcügünden geldi$ini ve ytìzyrllar boyunca filolojinin bir alt disiplini olarak kaldr$rnr belirtir. Hrristiyan dünyasrnda önemli oldugu kabul edilen metinlerin kopyalanma zincirleri sürecinde çeliçkili versiyonlartn ortaya çrkardr$t sorunlara bir çözüm olarak geliçtiiini, 16. yüzyrla gelindi$inde ise Katolik-Protestan tartrgmasr esnasrnda önemini iyice hissettirdiiini, sosyal bilimlere ise Husserl, Schutz, Heidegger ve Gadamer üzerinden intikal ettigini ifade etmektedir. Aynca bkz. Gadamer, 2002. 47
Bauman Sosyolojisi
bu ve yorumlayrcr sosyoloji projesinin uygulamaya yükledi$i anlam da budur (Bauman, 2002b:117-B). Bauman'rn yorumlayrcr sosyoloji projesine yükledi$i bu misyonun ayak izleri takip edildi$inde bizi, do$ruca Gadamer hermeneuti$inin temel argümanlarrna götûrdü$ü görülür. Gadamer'in (2002: 1 9), metodik yabancrlaçmanm giderilmesine yönelik bir strateji olarak önerdi$i "ufuklarrn kaynaçmasr'l tam da yöneldi$imizya da karçrlaçtr$rmrz, baçka bir ifadeyle, bilincimize giren her neyse onun (öznel) düçünce geleneiini, kendi (öznel) düçünce gelene$imizin içine almak suretiyle aradaki mesafeyi kapatarak "zenginleçtirme" umudunu canh tutabilir, Zaten Gadamer'e (2002:18) göre hermeneutik de bilince giren bir çeyin bütünriyle bilincine vanlmasmr gerçekleçtirme görevini yerine getirmek üzere vardrr. Böylece bilince giriç vasrtasr olarak tecrübe, "öteki" ile karçrlaçma sayesinde ortaya çrkan bir çey olarak, daimî/ biteviye bir hal ile ifade edilebilir. Anlama, ancak öteki ile yaçanan tecri.ibenin bilinç düzleminde, Gadamer'in ön anlamalar dedi$i mekânda sükûn bulmasryla mümkün olabilir. Fakat bu tecrübe, bir yönüyle daima yanhç anlaçrlmaya yatkrndrr. Bu nedenle tecrübenin yorumlanmaslnln ürünü olan anlama da, her zaman için bir "do$ru anlama" olarak gerçekleçmez. Gadamer bunun, zaten hermeneuti$in de kayna$r olan ve bize tarihsel olarak intikal etmiç bulunan metinler için de geçerli olduiunu ifade eder: "Bu metinlerin do$rudan do$ruya anlaçrlabilirlikten yoksunlu$u ya da onlarrn yanhç anlaçrlmrç olmaya yatkrnh$r, gerçekte bütün insani dünyaya atopon (yabancr) -tecrübeye dayanan geleneksel beklentiler düzenimize 'uymayan bir çey olarak- yönelimlerde karçrlaçrlmasr kaçrnrlmaz olan çeyin özel bir durumudur yalnrzca. Hermeneutik sadece dikkatimizi bu fenomene çeker. Trpkr anlamada ilerledikçe mirabiliahrn [mucizelharika, S.Kl yabancrh$rnr yitirmesi gibi gelene$in her baçarrh kendine malediliçi de bize ait ve bizim kendisine ait olduiumuzyenive farkh bir açinahkta eriyerek kaybolur. Onlarrn her ikisi de geçmiçle çimdiyi içine alan linguistik ifadesini insanrn insanla konuçmasrnda bulan bir benimsenmiç ve paylaçrlmrç dünyada bir araya gelirler" (2002:7).
içinde varh$rmzr sürdürdü$ümüz ve kendisiyle dünyamrzr algrladrfirmn ortam ya da vasrta ise dildir. Aynr zamanda gelenefin haznesi de olan dil,yalntzca elimizdeki bir nesne de$ildir. O, anlaçrlabilen varhktrr; fakat anonim bir varhk olmanrn ötesinde, 48
"Daha þtt rinde ve ve bu dedir. leçir, de
tik
drrma ve
yönelik suz
çoklu
tik
onun sidir: etmesi ve
nln rütmez, 3. Bu da bizi, mln olmadr$rna,4 anlatmakta se tamda, izleyiê nun temelindr ve çatlçma orl yer alrr (Saru¡
düzensiz, kesir senau, 1997:2 kavramsal str¿ rek, bunlan b¿ kavramsal yak
yetinmemiz g(
Sú|r.:
rledi$i anlrumlaytcr takip edilargümangiderilmeynaçmast",
adeyle, bi-
3ini, kendi 'adaki me>Ilir. Zaten n
bir çeyin
'ini
yerine aktecrübe, :ak, daimî/ le yaçanan
ilar dedifi ,u tecrübe, :denle tec-
için nun, zaten intikal etzaman
Ier: Lnlugu ya da
insani dün-
:ntiler düzer
Karadeniz
"Daha çok kendi baçrna gündelik hayatta hepimizin angaje olduiu yorum oyunudur. Bu oyunda hiç kimse baçka herkesin üzeIínd" u. baçka herkesten öncelikli de$ildir: Herkes merkezdedir ve bu oyundaki b'dur. Bu nedenle o daima yorum olma e$ilimindedir. Bu yorumlama süreci, 'anladr$rmrz' her durumda gerçekleçir, özellikle de önyargilartmzla baktr$rmrzda ya da ger,çekli$i gizleyen sahte tavrm foyasmt ortaya çrkardr$rmrzda. Gerçekten áe anlama orada varhk kazann. Bu düçünce, atapon yani yabancr hakkmda söyledi$imiz çeyi hatrrlatrr; çünkü biz onunla garip ve anlaçrlamaz görünen bir çeyin 'hakikatini' görürüz: Onu linguistik dünyamlza sürükleriz" (Gadam er, 2002: 1 1- 13). Ancak bir yorumcu olarak sosyolog Bauman (2002b:118), yorumladrir tecrübenin hakikatinin sorgulanmasrna pek ilgi duymayacafirnr ima eder. Çünkü ona göre hakikat, ne nihaidir ne de yorumlamadlr. Bu yorumlamadan çrkacak her yeni anlamlandrma ve formülasyon, sahip oldufumuz anlamlart de$içtirmeye yönelik amil bir potansiyele sahiptir3 (Blackshaw 2010:76). Bu ba$lamda hermeneutik sosyoloji, gerçeklifiin ktsmen de olsa sonsuz sayrdaki farkh yüzlerini yaratmak için bazen birbiriyle kesiçen çoklu alternatif âlemler olan dünyanrn farkrndadtr. Hermeneutik sosyolojinin açrk bir çekilde ima etti$i çey ise, her çeyi bileyemeyeceiimiz için -ki zaten her çeyi bilemeyiz- buna ra$men onun gerçek etkisi ve baçartst farkh birtakrm çeyler öne sürmesidir: Hermeneuti$in, hakikat fikrini yok etmekten ziyade kabul etmesi ve bir çeyin gerçekten nasil meydana geldi$ini ifade etme-
nin zorlu$u, hermeneutik sosyolojinin ortaya koydu$u çeyi çürütmez, aksine doirulufunu kanrtlar. Hermeneutik sosyolojinin
kaçrnrlmaz
lece dikkati-
ilia'nrn [mu-
her baçarrh Lmuz yeni ve
eçmiçle çimrsrnda bulan
(2002:7).
dünyamrzr rda geleneJegildir. O, n ötesinde,
bizi, postmodernin hakikat eleçtirisine götürür. Postmodernite, sosyal bilimin dogruluk iddialannrn kesin olan hiçbir dikkat çekiciligi ya da biliçsel ayrrcah$r olmadr$rna, anlatrcrnrn gerçeklik ya da diger meseleler hakkrnda diledifli hikâyeyi anlatmakta serbest oldu$una ve bu hikâyelerin, hiçbir kesinligin olmadrfr bir ortamda, izleyici bulabilmek için mücadele ettigine inanrr (Marshall, 1999: 594). Bunun temelinde, Lyotard'rn betimledi$i "postmodern toplum'daki bireylerin, çeçitlilik ve çatrçma ortamdaki çeçitli dil oyunlarr içerisinde mücadele verdikleri düçüncesi yer alrr (Sarup, 1997: 217). Bu toplumun yaçadr$r dünyanrn parçah, altüst edilmiç, düzensiz, kesintiye u$ramrç ve istikrarslzhklarla dolu bir yer oldu$una inanrhr (Rosenau, 1997: 277-2). Onun için de mutlakçr do$rulamalara baçvurmak yerine, bir kavramsal stratejiyi do$rulayacak teorik manttklar ve epistemik safsatalar inça ederek, bunlarr ba$lamrndan çrkararak evrensel hakikatler alantna yükseltmek yerine, kavramsal yaklaçrmlarrmrz için lokal, pragmatik kural ve nedenlerle tatmin olmakla yetinmemiz gerektigi sahk verilir (Seidman, 2002: 87). 3. Bu da
49
Bauman Sosyolojisi
parolasr, kendi olumsalh$rnrn farkrnda olma halidir. Baçka bir ifadeyle dünya hakkmda söyledi$iyle dünyada olmasr muhtemel çeyler araslndaki doldurulamaz boçlu$un farkrndah$rna du¡rlan ihtiyaçtrr. Ashnda bu, anlam üretimi ve hakikatin tasdiki ba$lamrndaki bir tür sorumlulu$un kabulüdür. Yani hermeneutik sosyologlarrn yorumlayrcr konumuna getirilmeleri ve bir tür kültür aracrlan olma halindeki spesifik rolleri, farkh kültürler arasrndaki
etkileçimi kolaylaçtrrmaktrr (Blackshaw, 2010: 83). Hermeneutik sosyologlar, sadece araçtrrmalar neticesinde ortaya konan bulgulann her daim krsmili$ini kabul etmekle kalmayrp, ayîr zamanda metne doktilen bir araçtrrmanm Ortodoks sosyolojik formlarmm da srnrrhh$lnln bilincindedirler. Ashnda hermeneutik sosyologlar, sosyolojinin sorguladrir dünyalarr yansrtma çabasrna haiz yazma teknikleri geliçtirmenin arayrçrndadrrlar. Hermeneutik sosyolojinin inça etmeye çahçtrfr epistemoloji, okura gerçekli$i do$rudan vermeye çahçmaz. Bunun yerine en iyi sosyoloji, yazartn maharetinde vücut bulan sosyolojinin büyüsü ile okuru, gerçekli$i sorgulama yoluyla ikna etmek gibi bir temele dayantra. Fakat onun gerçek gücü, araçtrrmaclnln sosyolojik muhayyilesinde mevcuttur. Bu epistemoloji, sosyolojik jargona ve fikirlere hapsedilmemelidir. Aksine, gündelik hayatrn yrldan yrla, haftadan haftaya, günden güne aktüel hissiyatr anrmsatma yoluyla birey hayatrnrn gerçek ve mahrem olanrna katrlma melekesine sahip olmahdrr. Hermeneutik sosyoloji, sadece bilinçlilik hali veya ortak bilincin çevresi olup olmadrfrndan ziyade -hatta akrçkan modern yaçamln bilinçlilik hali olsa bile stabil olmaktan öte- biçimin de$içimidir. O, baçka bir yolla bulunamayan, araçtrrmacrlann hakikatin derin katmanlarrna ulaçabilece$i bir evredir. Çünkü hermeneutik sosyoloji;belli bir kaderi, spekülasyonu, düçünceyi, iste$i, algryr paylaçan insanlann hayatr nasrl yaçadrklannr okurlarma anlatmaktanhaz ahr (tslackshaw,2010: 84). Durmak bilmeyen modernlik süreciyle birlikte meydana gelen de$içimleri göz önüne aldr$rmrzda Bauman'm, "a$lr" ve "katr", "donanlm odakh" moderniteden "hafif" ve "akrçkan", "yanltm odakh" moderniteye dogru bir de$içimi tartrçtr$rnr görürü2. Bibir biçimde Gadamerè rastlamak mürnkündür: "ispatlamaya muktedir olmaksrzln inandrrma ve ikna etme, konuçma ve ikna sanatrnln ölçüsü ve amacr olduklan kadar anlama ve yorumun da amacr ve ölçtisüdürler" (Gadamer, 2002:7). 4. Bauman'rn hermeneutik sosyolojisinin satrr aralarrnda çok srk
50
çimini
kan mo
düzlem
çu anki önemi baren iki rübe
bir tecrü bir hayat, vermez. melen yece$i
Iunda Akrçkan edilir. la sahip
nnln ve larmdan
bir hip vanl bazt kahyoruz sabit yer
yln nür hayatlar kendi kim
riklidirler Ampiri memesi aç
hayyilesi ir manda ve
tasvir eder bulunamal
Súkt Karadeniz
Baçka bir
muhtemel ra duyulan Ciki ba$lareutik sostür kültür arasrndaki :esinde or-
mekle kalr Ortodoks er. Asllnda yalarr yanyrçrndadrrristemoloji, erine en iyi rin büyüsü ri bir temesosyolojik iik jargona atrn yrldan anrmsatma
:ilma melee
bilinçlilik
¡ade -hatta
il olmaktan 'an, araçttrbir evredir. lsyonu, düraçadrklan]4). eydana geLr've "kâtr", Ì', "yazrltm ,örürü2. Bibiçimde Gadardrrma ve ikna rlama ve yoru-
çimini de$içtirmeye direnip direnmemesi fark etmeksizin, aktç-
kan modernitenin kafl moderniteden farkh olarak konumlandrgr dizlem, bir sosyal biçimlenme oluçudur. Bizim hayatrmrzr katr
modernitedeki muadillerinden aylran çe¡ onlarm söze dökülen olumsalh$rdrr: Bugünkü çartlartmztn veya bizim bireysel olarak çu anki hayatrmrz hakkrnda kesin olarak hissetti$imiz çeylerin önemi olmaksørn her çe¡ her zaman farkhlaçabilir. $u andan itibaren iki saat içerisinde, gelecek hafta veya 20 yrl içerisinde tecrübe edebiliriz ve bu bizi, do$ruca yeni ve daha ewel tasawur edilememiç bir mekânda konumlandracakttr. Do$ru zamandaki bir tecrübe her çeyi de$içtirebilir. Bauman'rn öne sürdü$ü akrçkan bir hayat, hiçbir zaman özgur bir çekilde tercih edilmiç hissiyatrnr vermez. Belli bir zaman dilimi düçünülürse bu zamantn, muhtemelen onunla karçrlaçmrç olabileceiimiz sabit bir varhfa benzeyece$i görülür; bireysel koçullarrmrz göz öninde bulunduruldu$unda bütün bunlat ani ve beklenmedik bir çekilde de$içebilir. Akrçkan modernite, zorunlulu$u olumsalh$a dönüçtürür; yani habitusumuz, beklenenden ziyade, tesadüfî bir biçimde tecrübe edilir. Kuçkusuz, Bauman, akrçkan modern hayatlarrn tamamtyla sahip olduklarr sosyal srnrf, cinsiyet ve etnik statülerinden arî olmadr$rnr bilse de di$er taraftan, kimli$in bu belirleyici unsurlannln ve aradaki farklartn çok uzak olmayan bir geçmiçte yaptrklanndan çok daha fazla birbiri içerisine aktrklarrnt da bilir. Baçka bir ifadeyle akrçkan modern hayat, katr bir ontolojik konuma sahip degildir (Sosyoloji de böyle bir düzlemde konumlanabilir.), yanibazr çeyler verili veya kaçrnrlmazd\bizler ise buna maflrz kahyoruz veya sebatkâr bir biçimde iman ediyoruz. Herhangi bir sabit yer çekimi merkezi olmakstztn, akrçkan modern hayat, bireyin görünebilir otoritesini merkeze ahr. Bu hayat, bireyleri görünür krlmak için kendi kimliklerini performe etmeye zorlar. Bazt hayatlar çüphe yok ki di$erlerinden daha aktctdr vebazt bireyler, kendi kimliklerini performe etmekte diierlerine göre daha bece-
riklidirler (Blackshaw, 2010: 7 9 -80). Ampirik araçtrmalarrn gerçek manada Baumanm ilgisini çekmemesi açikârdrr; zira ampirik araçtrrmalar, onun sosyolojik muhayyilesi için yetersizdir. Ortodoks ampirik sosyoloji, sadece zamanda ve mekânda "varolan" erkek ve kadrnrn gündelik hayatrnr tasvir eder. Hermeneutik sosyoloji ise gündelik hayatrn dünyada bulunamayaca$r fikrini öne sürerek, Ortodoks ampirik sosyolo51
Bauman SosYolojisí
jinin dtiçüncelerini yrkar.
Süreç içerisinde hermeneutik sosyoloji, objektif bir gerçeklik olarak, sosyoloji alanrnda karçrlaçrlan dünyayr belirleme ve tanrmlama çabasrnda bulunmaz; ashnda srradan bir dil aracrh$ryla onu yaçamaya davet ederek, ona kendi mevcudiyetini vermeye çahçrr. Hermeneutik sosyoloji, herhangi bir biçimde katrlamadrklarr insan yaçamma dair birtalam çeyleri okurlanna anlatabilme melekesine sahip olma gibi bir varsayrmla çahçrr. Bu sezgisel kavramayla beraber hermeneutik sosyoloji, keskin bir ahlaki farkrndahkla içler. Çünkü hermeneutik sosyoloji, ashnda sonsuz sayrdaki topluluklardan, kültürlerden ve dünyalardan müteçekkil olanküreselli$in oluçturdu$u bir sorgulama nesnesi olarak dünyarun farkrna varrr (Blackshaw, 2010: B2-3). Bu, zaten insan olmakh$rmrz ve toplumsalh$rmrz gereii hep olagelen bir çey olmasma karçrn bu farklna vanç, ancak postmodernitenin, pozitivizmin katr modernite içerisinde ördü$ü a$larr kaldrrmasryla mümkün olabilmiçtir. Böylece, Baumanrn tarumlamasryla akrçkan modernite ya da yine onun kavramsal tercihi olan postmodernitenin sundu$u insanî veya toplumsal yeni görünümlere uygun bir sosyal bilim dili olarak hermeneutik sosyolojinin içlerlik kazandr$rnr söyleyebiliriz. Sonuç
Sosyolojinin, endüstrileçmiç modern toplumun bilimi oldu$unu biliyoruz. Nitekim Giddens (2011: l4) sosyolojiyi, "her ç.yd"r, önce moderniteyle modern ya da sanayileçmiç toplumlann karakteri ve dinamikleriyle ilgilenen, genelleyici bir disiplin' olarak tanrmhyor. Yani sosyoloji, modern toplumun varh$r ile mukayyet görülüyor. Oysa Baudrillard, yaçadr$rmn ça$da enformasyon
kültùrünün bir ürünü olarak artrk toplumsaldan söz etmemizin bir geçerlili$inin olmadr$rnr söylüyor. Baudrillard, toplumsalr üreten kitle iletiçim araçlan ya da enformasyonun, aynt zamanda onu yrktr$rnr ve üretti$i kitleler tarafindan emildi$ini, sonuçta "toplumsal"rn anlamsrz bir tanlma dönüçmekte oldu$unu ifade edþr (Baudrillard, 2003:56). öyleyse "toplumsalhim sonu'huns
ilan ken bir t17), bir bunahm söylüyor.
likle ekonomik atten neç
rasisinin grevleri, olan bir bireyselci fnesr ve
nedeniyle açrndrgrnr
Ashnda onun, nusunda
klasik melde iki toplumun, drr. Di$eri yaçryor
görülüyor,
do$ru bir ji, nesnesi krlacak
ve üzerinde nü açacak 4 maktan ken< nesnesinin st aciz kaldr$rn
üretemeyerel 5. Alaine Touraine (2010), "Toplum öldü$üne göre, artrk sosyolojinin de bir anlamr kalmadr... o da öldü" diyerek, Baudrillardä farkh argümanlaila dêstegini geç de olsa sunmuç görünüyor: "Batr dünyasrnda girildi$ini düçündù$üm dönemin en temel
O{tiSi, toplumsai olmayan çeçitli güçlerirì ortaya çrkmasr, ekonomi gibi, teknoioji gibi, bilgeler gibi... Yani siyasahn ve toplumsahn ortadan kalkmasr ve ekonominin baskrn konuma gelmesi söz konusu'l 52
etti$i toplum oldu$undan,
Zygmunt'. engin tecrübr rak (Jacobsen
Stkt Karndeniz
( sosyoloji, ân dünyayl
srradan bir
nevcudþrir biçimde
okurlanna çahçrr. Bu in bir ahlarda sonsuz
müteçekkil rak dünya;an olmaky olmasma øizmin katr
kün olabilrdernite ya n sunduiu il bilim dili 4eyebiliriz.
mi olduguher çeyden
mlarrn karlin'olarak ile mukayformasyon
etmemizin toplumsah 'nL zamanni, sonuçta $unu ifade sonu"nun5 de bir anlamr ini geç de olsa min en temel gibi, teknoloji
rnominin bas-
ilan edildigi böyle bir ça$da, sosyolojinin de sorgulanmasr gereken bir bunahma sahip oldufu söylenebilir. Bauman (2002b:
ú7),bir krizya
da bunahmln var oldu$unu ve bunun hakiki
bir
bunahm oldu$unu; ancak, onun ampirik sosyolojiye ait olduiunu söylüyor. Bauman (2002a:62), zaten müçterisi olmadr$rnr ve bu durumdan kaygr duymadrfrnr ifade etti$i bu sosyolojinin, özelfikle baskrn Amerikan formu içerisinde onun, kamu idarecilerine, ekonomik ve siyasal hayata yardrm edebilece$i gibi bir yalan vaatten neçet etti$ini öne sürüyor. Amerikan savaç ve refah bürokrasisinin besledi$i bu sosyolojinin, toplumsal çatrçmalarr çözmek; grevleri, isyanlan ve muhalefeti engellemek gibi pratik amaçlarr olan bir ampirik sosyoloji oldu$unu; ancak so$uk savaçrn bitiçi, bireyselci serbest piyasa toplumuna geçiç ve refah devletinin çökrnesi ve her iki bürokrasinin de büyük bir kriz içerisinde olmasr nedeniyle bu sosyolojinin geleneksel temellerinin de yavaç yavaç açrndr$rnr ve hatta yok olma sürecinde oldu$unu öne sürüyor. Ashnda ldasik sosyolojik gelene$in bu krizinin sebebinin onun, modernlik ve modernli$in sonuçlarrnrn kavranmasr konusunda yetersiz kalmasryla ilgili oldu$u söylenebilir. Baumanm klasik sosyolojik gelene$e, "kendisine nesne krldr$r çey" için temelde iki itirazrnrn oldu$u görülüyor: ilki, zaten geçmiçte de
toplumun, bu sosyolojinin tasawur ettiii gibi bir çey olmadrirdrr. Di$eri ise bugün geçmiçtekinden de farkhlaçan bir toplumda yaçtyor oldu$umuzdur. Bunun da temelde iki sonucunun oldu$u görülüyor. Ewela Bauman'rn, bu sosyolojik gelene$in "nesne"siyle do$ru bir iliçki kurdu$una inanmadr$rnr görüyoruz. Bu sosyoloji, nesnesi olan insanr/ötekiyi anlamak ve özgürleçtirici bir özne krlacak araçlara ulaçmasrnr temin etmek yerine, tanrmlanabilir ve üzerinde kontrol kurulabilir bir varhk haline gelmesinin önünü açacak analiz biçimlerine ve kavramsallaçtrrmalara baçvurmaktan kendini beri krlamadr. ikincisi, ilkiyle ba$lantrh olarak, nesnesinin süreç içerisinde yaçadrir de$içimi clo$ru okumaktan aciz kaldr$rndan, yeni ontolojik duruma uygun bir epistemoloji üretemeyerek kendi sonunu getirdi. Zatenbaçrndan beri tasaWur ettifi toplumun tarihsel güzergâhlarrnr kahn gözlüklerle okumuç oldu$undan, ona karçr sezgilerini önemli ölçüde yitirmiçti. Zygnunt Bauman, uzun ömrü ve kiçisel hikâyesinin sundu$u engin tecrübenin de avantajlarrna sahip bir çair-entellektüel olarak (Jacobsen ve Poder, 2008), yaçadr$r de$içimi derinden ça$rnrn 53
Bauman Sosyolojisi
hissetmiçtir. Hem bu nitelifi hem de içinden yetiçti$i özellikle Alman ve Franslz düçünce gelene$inin sailadrir donantm sayesinde, olgun dönemlerine denk düçen postmodern dalgayr erken fark etmeyi baçarmrçtrr. Hermeneutikle olan bair, postmodernite çartlarr altrndaki epistemolojik kaymadan maksimum faydayla çrkmasrna imkân saflamrçtrr. Ashnda Bauman, kurduiu hermeneutik sosyoloji dili sayesinde epistemolojik bir yükü taçrmaya niyetli olmayan postmodernitenin yükünü de hafifletmiç ve postmoderniteye borç takmamrçtrr. Her ne kadar Habermas, Giddens gibi zamanrmrztn önde gelen sosyologlarr da hermeneuti$e yönelseler de (Tlrnovah, 2005) Bauman la paralel bir çizgi tutturamamalarrntn en temel nedeni, pozitivizm ya da modernlikten tamameî vazgeçememiç o1malarmda bulunabilir. Yoksa Gadamer'in (2002: B) dedi$i gibi Habermas'tn, hermeneutigi sosyal bilimler metodolojisine hizmet etmek üzere istihdam etmesi, baçh baçrna büyük öneme haizdir. Yine Giddens'rn kendi yöntemini "açtklayrct hermeneutik" (Akpolat,2007) olarak tantmlamasr da zikredilebilir. Ancak her ikisinin de, moderniteden vazgeçemeyiçlerinin tabiî neticesi olarak, onun biliminin ahçkanltklartnt bütün revizyonlanna karçrn sürdürüyor olduklarr görülmektedir. Bugün, Baumantn hermeneutik çabasrnrn, Giddens'tn "açtklayrcr hermeneutik'iyle küçük bir karçrlaçtrrmast yaprldrirnda, Bauman sosyolojisinin yükselen cazibesine ra$men, Türkiyede, Giddensä daha çok referans verildi$i görülecektir. Bunun basit bir defierlendirmesi bile, Türkiye sosyolojisi hakkrnda genel bir kanaate varmayl mümkün lalacaktrr. Kaba bir gözlemle çunlarr söylemek mümkündür: Türkiye sosyolojisi, uluslararast sosyolojik trendlerin paralelinde de olsa hermeneutik, postmodernite, yerlilik, özgünlük gibi e$ilimleri metinler üzerinden tartrçrrken bile, pozitivist sosyolojinin ahçkanltklarml biteviye sürdürmektedir.
türk htrp,lleÇev. O Bauman, øches to
Bauman' r1nt1
Bauman, Sayt: 19, Bauman, ve Çev. Blackshaw,
vis & Century
Durkheim, Sosyal Esgin, Ali Gadamer,
'
mettin
Giddens,
Phoenix Giddens,
Yayinlarr, Habermas, J Jacobsen,
logy of |acobsen
and
Seidman, ve Sosyal Bi
Istanbul.
s.
ïrnovah, Asl Katkilan,Y Bilimler En Touraine, Al¿ Kriz Kaprdi
wwwyakla siml.asp
54
Sttlru
;i özellikle tnlm sayegayr erken
modernite n faydayla iu herme-
i
taçtmaya riç ve post-
n önde gervah, 2005) :mel nede-
:memiç oldedi$i gibi sine hizmet me haizdir.
eutik'(Akcak her ikiicesi olarak,
karçrn sür:ns'rn "açlkaprldr$rnda, , Türkiye'de,
Bunun basit da genel bir
:mle çunlarr :ast sosyolo-
;tmodernite, n tarttçtrken
irdürmekte-
Karadeniz
Kaynakça
Akpolat, Yilrdtz (2007), "Durkheimdan Grddensä Pozitivist Sosyoloji'i Afatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 10 Sayt 2, s. 53-87. http
:
IIe-
der gi.
atauni.edu.trlindex.php/SBED/issue/view/2
8
Baudrrllard, |ean (2003), Sessiz Yrgmlann Gölgesinde-Toplumsalm Sonu, Çev. O$uz Adanlr, Do$u Batr Yayrnlarr, istanbul. Bauman, Zygmunt ([1978] 2010), Hermeneutics and Social Science; Approaches to Understanding, Londra: [Routledge] Taylor & Francis e-Library. Bauman, Zy gmunt ( I 998 ), S o sy olo j ik D ü çünmek, Çev. Abdullah Yrlmaz, Aynntr Yayrnlan, istanbul. Bauman, Zygmunt (2002a), "Modernite, Postmodernite ve Etikl Dogu Bah, Sayr: 19, s.53-63.
Bauman, Zygmunt(2002b), "Bir Postmodern Sosyoloji Var mrdrr?", Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilimler: insan Bilimlerinde Retorige Dönüç, Der. ve Çev. Hüsamettin Arslan, Paradigma Yayrnlarr, istanbul, s. 105-125. Blackshaq Tony (2010), "Bauman's Challenge to Sociology", Der. Mark Davis & Keith Teste\ Baumani Chøllenge; Sociological Issues for the 21st Century içinde, Palgrave Macmillan, New York, s.70-91. Durkheim, Emile (1994), Sosyolojik Metodun Kurallan, Çev. Enver Aytekin, Sosyal Yayrnlarr, istanbul. Esgin, Ali (2005), Anthony Giddens Sosyolojisi, Anr Yayrncrhk, Ankara. Gadamer, Hans-Georg (2002), "Hermeneutik Refleksiyonun Kapsamr ve Fonksiyonu", Retorik Hermeneutik ve Sosyal Bilimlen Der. ve Çev. Hüsamettin Arslan, Paradigma Yayrnlarr, istanbul. s. l-22. Giddens, Anthony (2001), Sosyoloji: EleStirel Bir Giriç, Çev. Ülgen Yrldrz, Phoenix Yayrnevi, Ankara. Giddens, Anthony (2011), Sosyolojinin Savunusu, Çev. ibrahim Kaya, Say Yayrnlart, istanbul. Habermas, |ürgen (1994a), "Modernlik Tamamlanmamrç Bir Projd'Posfmodernizm, Der: Necmi Zekâ, Kryr Yayrnlan, istanbul. Jacobsen, Michael Hviid & Poul Poder (2008), "Introduction: The Sociology of Zygmunt Bauman -Challenges and Critique-'l Der. Michael Hviid facobsen & Poul Poder, The Sociology of Zygmunt Bauman -Chøllenges and Critique-, Ashgate Publishing Limited, Hampshire, s, 1-15. Seidman, Steven (2002), "Sosyolojik Teorinin Sonu", ,Reforlk Hermeneutik tte Sosyal Bilimler Der. ve Çev. Hüsamettin Arslan, Paradigma Yayrnlarr, Istanbul. s. 79-103. Ttrnovalr, Ash (2005), Hermeneutik ve Çagdaç Hermeneutige Habermas'm Katkúan, Yayrnlanmamrç Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ana Bilim Dah. Touraine, Alaine (2010), "Batr Toplumlan Öldü: Sosyoloji Öldü: Büyük Kriz Kaprda!'l Kürçad O$uz'un Söyleçisi, Habertürk, 0l I ll I 2010, http: I I www.yaklasansaat. com/haberdosya/20 I 0_haberleri/kasim_20 I 0/kasiml.asp
55