Üretim Bandi Fanzin 5

Page 1

nisan / mayıs 2016 ÜCRETSİZDİR

ÜRETİM BANDI


* Üret�m Bandı’nda kullanılan tüm yazıların ve görseller�n kaynakları bel�rt�lm�şt�r. Bu fanz�n +18 öğeler �çermekted�r.

SAYI

Hazırlayanlar Ber�van Yaman Necla Yılmaz Şeker Özgün D�lek Sanem Odabaşı Zeynep Işıklar Sayfa Tasarımı Asya Fatma Bağcı Kapak Görsel� Asya Fatma Bağcı ÇMS Çet�n Döküm Mak�na H�lal B�ngöl’e destekler� �ç�n teşekkür eder�z. İlet�ş�m uret�m�nfo@gma�l.com

facebook.com/uret�mband�


ÜRETİM BANDI MANİFESTO

Tasarım �şlevsel b�r arzudur. Salt, durmaksızın b�r boşalım; enerj�k, büyülü, aşkın ve haz veren. Ama s�stems�z değ�l, b�lak�s b�tev�ye b�r dev�n�m�n olduğu yerd�r… Bu dev�n�m meydan okur. Karşıdır, �k�l�değ�l,çel�şk� barındırmaz. Parodoksu �stemez; katıksızdır, apaçık ortadadır. İster yatay düzlemde, �ster d�key surette. Yansız, çıplak, olduğu g�b�, olduğu kadar. Bütünü toplar: Bütünseld�r. İnd�rgenemeyen b�r şaşırtıcılığa ve y�t�ms�z gülen yüzlere sebept�r. Bel�rg�n göster�mler; coşkulu, b�ç�mseld�r. Gösterge: Alegor�k… Değer: Ayrık ve �lkeseld�r. Gösteren: Etk�n, etken b�r gerçekl�kt�r. Fokus, estet�k olana tanıklık eder. Örtüsüz, şeffaf yüzeyler der�n tözü �şaret eder. Değ�ş-tokuş, s�mgeler üzer�nden öznel b�r üret�m� doğurur. Söylem, eylem aldatımsız b�r yoruma götürür. İkonakırıcılık, ayrık, caz�bel�, doğaüstü, orgazm�k tutkudur. Değ�şke; ayrımsız söz �şaretler�d�r. İmge �se k�net�k anal�z�n manası olur. Ters�ne gerçekdışılık, müstehcen, olağanüstü b�r şek�lde eşzamanlı ve çok boyutlu olab�l�r. İç uzam da; çoğul fabr�ka g�b� b�r bütünü anlatır. Aslında tezgah g�b�… Herkes kolon, k�r�ş m�sal� yaratımın cesaret odağı oluver�r. B�reysel olmayan kollekt�f akış bu döngünün etk�leş�m� �le yol alır. Yapı bozum, yapısöküm; çok değerl�l�k üzer�nden potans�yel güçtür. Özgürleşt�r�c�, yeğ�n, kararlı, s�mgesel b�r parod�… D�yalekt�k olarak baştan çıkaran, yasasız ve dah� alternat�f oluşu; aykırı sokak, ortaküret�m� doğal kılar. Yen� olan atölyeler arası dolaşımı �nşaa etmey�, sürekl�l�k ve yeterl�l�k üzer�nden, mekanı üreten düşüncen�n molotofu…


Ü R E T İ M B A N D I B A S I N B Ü LT E N İ

Üret�m Bandı, Esk�şeh�r Atölyeler�n� ve sanatla �lg�l� �nsanlarını b�r araya get�rmek, b�rl�kte çalışmalarını sağlamak, Atölye olmaya özend�rmek, özgün ve alternat�f sanat �şler� üretmek, aynı çatı altında tasarım ve uygulamayı gerçekleşt�rmek amacıyla yola çıkan b�r grup �nsanın başlattığı ve kısa sürede Esk�şeh�r sanatçıları tarafından ben�msenen yen� b�r oluşumdur... Üret�m ve ortak çalışmayı hedefler... Genç, d�nam�k ve atak b�r sanat oluşumudur... Dayanışma ve paylaşma esasıyla hareket eder... umudu yen�den üretmek, eğ�t�m�n� tamamlamış ve mecrasını bulamamış sanat ve tasarım k�ş�ler�n� yüreklend�rerek, b�rb�r�n� tamamlayan b�r bant algısıyla çalışma yürütmek amacındadır... Küreselleşen dünyaya yerel b�r başkaldırıdır... Atölyeleşmey� sonuna kadar savunur, atölyes� olmayanlarla dayanışarak, paranın hükmünün olmadığı gerçek paylaşım olanaklarını araştırır...

Üret�m Bandı, Esk�şeh�r Atölyeler�n� ve sanatla �lg�l� �nsanlarını b�r araya get�rmek, b�rl�kte çalışmalarını sağlamak, Atölye olmaya özend�rmek, özgün ve alternat�f sanat �şler� üretmek, aynı çatı altında tasarım ve uygulamayı gerçekleşt�rmek amacıyla yola çıkan b�r grup �nsanın başlattığı ve kısa sürede Esk�şeh�r sanatçıları tarafından ben�msenen yen� b�r oluşumdur... Üret�m ve ortak çalışmayı hedefler... Genç,d�nam�k ve atak b�r sanat oluşumudur... Dayanışma ve paylaşma esasıyla hareket eder... umudu yen�den üretmek, eğ�t�m�n� tamamlamış ve mecrasını bulamamış sanat ve tasarım k�ş�ler�n� yüreklend�rerek, b�rb�r�n� tamamlayan b�r bant algısıyla çalışma yürütmek amacındadır... Küreselleşen dünyaya yerel b�r başkaldırıdır... Atölyeleşmey� sonuna kadar savunur, atölyes� olmayanlarla dayanışarak, paranın hükmünün olmadığı gerçek paylaşım olanaklarını araştırır...


.

.

ICIN . DE. KI LER

İnt�harın Icadı Erg�n Soyal

Tur�st Bakışı Osman Ş�şman

Baca Güncel Sanat İns�yat�f�

02 04 08 -

Leap Year (Artık Yıl) Ayşegül Özçel�k

Tr�ptam�n Hakan Keleş

Kansas - Dust �n the W�nd Osman Ş�şman, Serhat Sarı

Tasarım Engel Tanımaz! Sanem Odabaşı

Gerçek B�r Hayalet Öyküsü Levent Şentürk

Entell�ğe G�r�ş Ezg� Küçüktuğsuz

B�r Telefon Görüşmes�nde Ş�fa Mektubu Serhat Sarı

10 13 14 17 20 22 24 -


ergin soyal erginsoyal@gmail.com

Geld�ğ� yöne doğru bakmaya cesaret�n� topladığı anda onu meraktan öldürecek b�r yola saptı. Saplandığı rotanın ged�kl�s� olmayı başardığı zaman, geld�ğ� yöne bakmasını gerekt�recek b�r neden bulamayacak kadar uzakta olacaktı. Gözler� meraktan büyüdü. İç�nde asılı kalmaya kend�n� alıştırdığı nefes� verd�ğ� an yükünü boşaltan b�r kamyon g�b� rahatladı. Yolun tutarsız haldek� dönemeçler�ne ek engebel� oluşu ve ona eşl�k eden çalıların arasına sıkışmış sıska ağaçların yers�z gölgeler�ne müdah�l durumu, bu yen� yol hal�n� zeng�n kılan şeylerd�. Ayağına dokunan toprak, taş, çalı, gölge… yolun kend�s�yd�.


G�r�p çıktığı her ana yen� b�r sayfa gözüyle bakıp, b�r sonrak� sayfanın yen�l�ğ�ne b�lerek aldanıp, kontrolü elden bırakırmış g�b� kend�n� salarak hareket ed�yordu. Yürürken ayağını sürtmeye başlaması, dokunduğu kurumuş yapraklardan çıkan sesten zevk almasını gec�kt�recek kadar yorulduğunun da bel�rt�s�yd�. Aynı aralıklarla bel�ren ağaçların d�pler�nde kümeleşen yaprakların yoğunlukları b�rb�r�nden farklıydı. Rüzgarla savrulan yaprakların takılıp kaldığı koca b�r kayaya �l�şt� gözü. Sıklaşan ayak sürtmeler�, hızındak� azalma ve soluk alıp vermedek� yoğunluk kayayı daha caz�p kılıyordu. Yola koyulduğundan ber� �r�l� ufaklı taşların b�r�k�m�nden daha büyük duran kayanın oraya nasıl geld�ğ�n� ve d�ğer taşların bu kayanın parçaları olup olmadığını sorgulamadan sırtını huzurla ona dayadı. Yen� oyuncağıyla �lk kez tanışan meraklı b�r çocuk g�b� her yüzey�ne dokunmayı aklına koymuşçasına bulaşıyordu. S�vr� kenarlarında el�n� acıtan kaya, ten�nde yet�şen b�tk�lere gel�nce yumuşak yüzey�n� sunuyordu ona. Oluklarındak� küçük karanlıkların merak olgusunu uyandırması, kayanın altında zem�ne yed�rd�ğ� düzlüğü daha g�zeml� hale get�r�yordu. Kayanın tonlarca ağırlıktak� görüntüsüyle kıpırdayamaz oluşu, bu durağan ama her da�m �vmelenen caz�bes�n� pek�şt�r�yordu. F�z�ksel yorgunluğu kayanın keşf�ne dah�l olmasıyla z�h�nsel yorgunluğa dönüşecek ve kayanın varoluşu daha sonra aklına her geld�ğ�nde kend� varoluşunu sorgulatacaktı.

Uyuyakaldı. B�r kolu kayanın sert yüzey�yle başının arasına sıkışmış, d�ğer kolu etrafı kolaçan ederces�ne kayadan sarkıyordu. B�r ayağı kayanın herhang� b�r oluğuna saklanırmış g�b� �çer�de, d�ğer� �se sarkan koluna eşl�k ederces�ne meraklı meraklı dışarı �zl�yordu. Kayanın üzer�nde g�y�nd�ğ� uyku müdav�ml�ğ�n� rüzgarın eşl�k ett�ğ� yapraklarla �stems�zce örttü. Korku anında bulunduğu tab�atın reng�n� ve şekl�n� alan hayvanlar g�b� sürekl� değ�ş�yordu. Başlayan yağmurla koyulaşan montu kayanın reng�ne yaklaşırken, sıska ağaçlardan düşen yaprakların üstünü örtmes� onu ormana dah�l etmey� çoktan başarmıştı. Yağmur d�nerken önce göz kapakları kımıldadı. İnce dalların arasından sıyrılan güneş ışınları gözünü aldığında el�n� yüzüne perde olması ışınları gözünü aldığında el�n� yüzüne perde olması �ç�n götürdü. Beden�n� saran yapraklar bu harekete sess�z kalamayarak yarışırcasına üzer�nden düşmeye başladı. Yüzünü yakan güneş�n acısı yer�n�, yer değ�şt�rd�kçe uyku hal�nde vücuduyla temas �ç�nde olan kayanın acı-ağrı arası rahatsızlığına bıraktı. Doğrulmayı dened�ğ�nde ormanın ne kadar �ç�nde ve topraktan ne kadar yukarıda, geld�ğ� yerden ne kadar uzakta ve kend�ne ne kadar yakın olduğunu anladı. Ağaçların �nce gövdeler�ne gözünü kısarak baktığında, onları odundan parmaklıklar g�b� görüp kend�n� yeryüzünün en güzel hap�shanes�nde h�ssett�. İşled�ğ� suçu sorgulamadan bulunduğu uçsuz hücren�n olmayan çatısından �ç�ne özgürlük doldurup değ�şen reng�yle göğe kırptığı gözünü sonsuzluk umuduyla yen�den kapattı. İç�ne çekt�ğ� d�zler�n� saran kollarına, başı da yanaşarak eşl�k ett�. Hücres�nde küçülürken, eşs�z hap�shanes�ne dolan kuş sürüsü görülmeye değerd�.

03


04

Memo’ya…

“Düşünün k� ben de Londra’ya g�tt�m de, Sa�nt-Paul Katedral�’n� görmed�m. İnanın doğru söylüyorum. Evet Londra’ya g�tt�m, Sa�nt-Paul’ü görmed�m.” Yaz İzlen�mler� Üzer�ne Kış Notları, Dostoyevsk�

Turist Bakısı osman şişman sismanos@gmail.com

1. İk� �mge, �k� tur�st n�tel�ğ�: İlk�, yüzlerce yıldır eğr� duran P�sa kules�n�n açığında konuşlanıp fotoğraf mak�nel� türdeşler�ne uygun perspekt�ften kuleye destek atma pozu veren onlarca tur�st�n göründüğü b�r fotoğraf. G�tt�kler� yerde her b�r� aynı şey� yapmaya bu kadar tutkun olsalar da, elbet her tur�st kuley� ıskalıyor bu açıdan. K�m b�l�r ne zaman bulunmuş haylaz b�r espr�, b�r salgın g�b� tur�st ırkının kolekt�f görsel rej�m�ne hak�m oluverm�ş. İk�nc� �mge, herhang� b�r şehr�n, özell�kle de tur�st�k noktalarıyla övünmey�, onlarla markalaşmayı ödev ed�nm�ş yerel yönet�mlere sah�p şeh�rlerden herhang� b�r�n�n tur�stler �ç�n özel ürett�rd�ğ� jener�k har�ta t�poloj�s�: Şehr�n tur�ste h�tap eden, onun bakışı �ç�n �nşa ed�lm�ş ve onun bakışını �nşa eden �mges�nde; topografyanın ger� kalanına yukarıdan bakan, kend�ler�nden ger�s�n� umursamazca önems�zleşt�ren, har�tanın üzer�ne ölçekaşırı b�r k�b�rle, �r�ce ve ferah ferah çöreklenm�ş anıtların, parkların, müzeler�n, tapınakların, alışver�ş merkezler�n�n �konları. Şehr�n heterojen ve hayhuylu gerçekl�ğ�nde g�d�lecek, görülecek, fotoğraflanacak, paylaşılacak yerler� cüretle �şaretleyen; har�tanın üstüne daha muteber �k�nc� b�r har�ta kuran aklın ürünü; kolaylaştırıcı olduğu kadar kısıtlayıcı, �nd�rgey�c�, deney�m� fak�rleşt�ren b�r tems�l.

Bu �k� örnek, tur�st�n bakışına da�r derd�m�z� özetl�yor: Herhang� b�r gezg�n özne �ç�n herhang� b�r şeh�r sürpr�zler�n, çeş�tl�l�ğ�n, b�r� b�r d�ğer�ne benzemez tek�ll�kte deney�m�n yurdu �ken; hem şeh�r �mges�n� �nşa etme yetk�s�n� el�nde tutan kurumsal yaklaşım hem de b�zzat tur�st b�rey elb�rl�ğ�yle bu muhteşem tek�ll�ğ�n altını oymak �ç�n el�nden gelen� yapıyor g�b�ler. Tur�st bakışı, coğrafyayı, tar�h�, tat ve kokuları, arzu ve tatm�n�n her türlüsünü çalakalem yen�den har�talarken olasılıklar ve olanaklarla dolu pür neşe b�r karmaşayı dümdüz ed�yor. Ez�lmekten ot b�tmez olmuş o b�l�nd�k pat�kayı b�nb�r�nc� kez geç�yor her b�r tur�st; atasının durduğu noktada durup onun gözüyle bakıyor, hafızasına öncek�n�n aynını nakşed�yor, fazlaca vak�t harcamayıp kend�n� bekleyen sonrak� ortak durağa seğ�rt�yor. Hal�yle, yen�den üret�len �mgeler de b�rb�r�n�n aynı oluyor.


2. Yerlere da�r popüler tur�st�k �mgeler pek çok kanaldan yayılıyor. Yorucu b�r kapsayıcılıkla yazılmış envanterlere benzeyen gez� rehberler�, orta sınıfın hayaller�n� kışkırtan gazete ekler�, lükse yen� ve vasat b�r tanım get�ren tat�l acentası broşürler�, doğa ve kültür f�k�rler�n� b�rb�r�nden ayırıp ayırıp y�ne b�rb�r�ne katan �deoloj�ler�yle maceraperver keş�f derg�ler�, bu sonuncuların kaçınılmaz evladı belgesel kanalları. Dünya üzer�ne yayılmış orta sınıfın mahşerî kalabalığına, hem de her b�r üyes�ne tek tek seslenen bu kanallar, em�r k�p�yle konuşuyor: “Şuraya g�t ve şunu yapmadan dönme.” Hayatı, ölümden önce yapılacak şu kadar şeyler l�stes� olarak projelend�ren bakış, aslında onu ıskalamanın kıt �lm�n� de �cra etm�ş oluyor. Tavladıkları her grupla aynı rotayı �zleyen öncü müteşebb�sler her b�r turda maceracılıktan uzaklaşıp o sığ bıkkınlığa rücû ed�yorlar. Dünyanın ötek� ucundak� o yer� �lk kez gören �nsan evladının şaşkınlıkla, korkuyla, kaygıyla ve er�nçle t�tremes�n�; rotası, kalacağı yer�, süres� bell� gezg�nl�ğ�n l�stes�ne bolca döv�zle yazılmış çağdaş torunlarının keş�f anında dah� vazgeçemed�kler� güvenl�k h�ss�n�n bönlüğüyle karşılaştırmalı.


06 3.

4.

Tur�zm, s�yasal �kt�sadını b�r kenara koysak, en masum hal�yle b�le �mgesel b�r �şgal, b�r görsel sömürgec�l�k b�ç�m�. Tur�st ırkı yekpare değ�l elbet, o da katman katman, sınıf sınıf. Kalmayı terc�h ett�ğ� yerden görecekler� l�stes�ne, yemek mekanlarından sokak deney�m�ne dek b�rb�r�nden farklılaşan alttürler� var. Sözgel�m�, kend�m�z� en yakın h�ssett�ğ�m�z ek�p, kültürel sermayes� n�speten yüksekçe, hed�yel�k alışver�ş�nden topyekün kaçınamasa da uzakça duran, çekeceğ� fotoğraf kareler�nde naf�le b�r özgünlük arayışında olan, ortalama tur�stler� farkında olmadan hor gören, kâh kaf�leden kopan, kâh kaf�le f�kr�ne b�le katlanamayan tür. Rehber k�tapların dışına taşan gerçekl�ğ� keşfetmek �ç�n ara sokaklarda dolaşmak, sokak yemeğ�nden t�ks�nmemekle övünmek, her tür mekanı mesken ed�neb�leceğ� �dd�asında olmak bu türün gez� alışkanlıkları. Yerel esnafa “b�ze buralıların takıldığı yerler�, yed�ğ� lokantaları, �çt�ğ� soteler� göster” d�yen, oraları bulan, sonra da “Lonely Planet yazarı olsaydık burayı yazar mıydık?” sorusuyla cebelleşenler; ören yerler�ndek�, müzelerdek� aud�o gu�de’lardan hazzetmeyen, rotaları ters�nden yürümeye meyyal b�reyc�kler… Pek�, böyle b�r tür tur�st olunca ne oluyor? Sadece “oradaydım” demeye yarayan; negat�fler�, d�aları, hafıza kartlarını enseler�nde unutuşun sıcak soluğuyla doldurup taşıran fotoğrafların dışına mı çıkılıyor? Pek sayılmaz. Tur�st bakışını ed�nmed�ğ�n�, ed�nmeyeceğ�n� �lan eden her fan� tur�st, yerell�ğ�n �ç�nde er�yemeyecek olmanın buruk may��n� elbet şuursuzca tadıyor.

B�z ne ett�k? Kaf�lelerden uzak durduk. Türkçe konuşanları duyunca uzaklaştık. Bangkok’un k�rl� str�p-club ve spec�al massage merkez� Patpong’dak� mekanlar arasında mek�k dokurken b�ze en çek�c� gelen öner�, b�r fuhuş değnekç�s�n�n “Free to�let!” n�dası oldu. Tayland’dan Kamboçya’ya karayoluyla geçerken v�ze bekled�ğ�m�z sınır hattını Habur’a benzett�k. Bek�r Bozdağ’a benzerl�ğ�yle b�z� ülke gündem�ne fırlatıveren Kamboçyalı b�r s�yasetç�n�n poster�ne hoşnutsuzlukla baktık. Kıvrımlı Khmer alfabes�n� oryantal�st tablolardak� nazlı, aşüfte hatunlara benzet�p hemen ardından özeleşt�r� verd�k. Genç tuktuk şoförümüzün adının Sov�et olduğunu ve ayda yetm�ş dolara çalıştığını öğren�nce Güneydoğu Asya’nın makus s�yas� tar�h�ne dalıp çıktık. Şah�t olduğumuz uyuşturucu ve beden t�caret�, k�tapçılarda, nedense Batılı yazarların mevzu üzer�ne yazdığı araştırma k�taplarını aramamıza neden oldu. Önümüze ne geld�yse yed�k, �çt�k. Ve elbette, önümüze ne geld�yse fotoğrafını çekt�k.

Hasılı, tur�st bakışı, kend� avangardını ararken b�le �şgalc�l�ğe h�zmet ed�yor.

Ne de olsa, tur�stt�k.


5. Ne yapmalı, pek�? Tur�st�n umarsız ve hafızasız bakışını ona �ade etmey� denemel�. Ona bakan taşların, b�naların, �nsanların, hayvanların, cümle nebatatın bakışını da. Bunu yaparken kend�m�z� yerleşt�rd�ğ�m�z konumun onunk�nden çok da farklı olamayacağını, küresel tur�zm�n tab�atının böyle olduğunu unutmadan yapmalı bunu. Z�ra hep�m�z, şu koca dünyanın organsız beden�nde her zerrey� sonuna dek tatmamızın önüne geçecek denl� �nsanlaşmış, tur�stleşm�ş haldey�z.

07


08 “Sanat, şiddeti ortadan kaldırmalıdır, yalnız o yapabilir bunu.” Tolstoy

b a c a g ü n c e l s a n at İ n İ s İ yaT İ f İ ’ n d e n teröre,savaşa inat;sevGİye ve sanata açık çağrıdır: Ne kab�le savaşları ne de dünya savaşları… Tar�h�n h�çb�r dönem�nde vandal�zme karşı sanat susturulamadı. B�r d�ren�ş�n, �syanın ses� olan sanat, b�zler� evler�m�zden çıkaran, b�raraya get�ren, toplumsal b�l�nc� kurmamıza yarayan, dertleşmek �ç�n, sorgulamak �ç�n , korkmamak, d�k durmak �ç�n b�z� b�raraya get�reb�len güç sanat… Karanlığın,bel�rs�zl�ğ�n, can korkusunun karşısında zırhını kuşanmış savaşçı; sanatçı. Ölüme, tac�ze, tecavüze, ş�ddete, teröre, kıyıma karşı b�r duruş, b�rey�n ve de toplumun ses� olmak �ç�n b�r meydan okuyuş sanatçı ve sanatı… S�stem�n susturup yoketmek �sted�ğ� ama kımsenın susturmaya gücünün yetmeyeceğ� b�r senfon� sanat. Pek� terörü kınamaya değ�l de, hak�kat� anlatacak sanatçıyı susturmaya n�yetl� �ptallere alkış tutmak ama �ptal ed�lmeyen etk�nl�kler� duyarsızlıkla suçlamak k�mler�n başının altından çıkıyor? Savaş çığırtkanlarının tuzağına düşmemem�z gereken d�ren�ş sahamız sanat… Sanat eğlence değ�l, müz�k şenl�k değ�l; serg�ler ,t�yatrolar, sunumlar yapmak, kapıyı açıp sokağa adım atmak, başkalarına ulaşmak b�lg� ve duygumuzu aktarmak duyarsızlık değ�l. Sanat artık cafelerde, barlarda,otellerde, sokakta, ev�m�zde ,�nternette, her adımımızda karşımıza çıkab�lecek akışkanlıktayken ve kend�ne konu ed�nd�kler� son yıllardak� savaşlar,göçler, korkular, ş�ddet ve özgürlüğe duyulan özleme daha çok meyletm�şken, �nadına ev�nden çıkıp serg�ye gelen sanatçı,küratör ve sanat �zley�c�s� duyarsız mıdır? Kayıplarımıza, canını y�t�ren masumlara karşı ayıp mıdır? Daha fazla s�nd�r�lmeye karşı b�r duruş ‘serg�’lemek m�d�r?


H�çb�r ayrımcılığa, h�çb�r ayrıştırmaya ve h�çb�r masumun yaşam hakkına el uzatılmasına tahammülümüzün olamayacağı şu günlerde yanımızda olan herkesten b�r kez daha yaşayarak öğrend�ğ�m�z tek b�r şey var k�; o da sanatın ve elele d�m d�k durmanın �y�leşt�r�c� gücü. Sağanaklarla başlayan, bombalı saldırı haberler�yle daha da kararan b�r sabaha uyanmamızın ardından, Sokağa çıkmak pervasızlık değ�l; evler�m�ze korkusunu acısını gömüp sokak hayvanlarına kapanmaksa ş�ddet� kınamak değ�l, kanıksamaktı yardım temasıyla düzenlenen serg�m�ze gelen, sadece. Barışın kalıcılaşması �ç�n b�zler umut b�z�mle koşturan tüm dostlarımız; hep�n�z barış yeşert�rken o umutlara ket vuran terör eylemler� savaşçısısınız. Hep�n�ze ve serg� günü orada k�mden gel�rse gels�n, hang� amaçla yapılırsa yapılsın, o eylemlerde ölenler halk; eylem� f�nanse bulunamayan tüm sanatseverlere, hayvanseverlere açık çağrımızdır; b�z bağımsız b�r �n�s�yat�f olarak, ve organ�ze edenler çıkarcı gruplarsa; b�r sonrak� üç genç kadının kurduğu ve yaşadığı b�r öğrenme kayıplar olab�leceğ�m�z� b�le b�le; onlara karşı sürec� olarak baca’dan ve s�zlerle b�raraya verılebılecek en guzel tepk� ,�nadına dayanışma �ç�nde olabılmekt�. B�rleşt�r�c� gücüne sonuna kadar gelmekten vazgeçmeyeceğ�z. Ş�ddete, tar�hte başladığı günü ve sonunu kest�remeyeceğ�m�z �nandığımız sanat ves�les�yle duruşumuzu �ptale faş�zme karşı susmayacağız. D�l�m�zde barış, karşı seçt�k.İnsana güven duygumuzu hala gönlümüzde umut, hayaller�m�zde sanatsal her pek�şt�ren, travmalarımızı tek başımıza türlü etk�nl�k; katılımınızı d�lemeye devam edeceğ�z. atlatmamızın şart olmadığını b�ze öğretleyen Asırlardır �nsanlar yokolsa da varolmaya devam zamanlardan geç�ş�m�zden güç alıp, y�ne b�r etm�ş sanatın ölümsüzlüğüne �nanıp, �nsana �nanıp, aradalığımızı ve herşey�n farkında oluşumuzu, her canlıya saygı duyup, her duyarlı olduğumuz geleceğe �nancımızı göstermek �sted�k. Zaten konuya bırlıkte değ�nene kadar baca ek�b� olarak bozguna uğramış toplumsal dengeler� tartışab�lmem�z, sebepler�n� sorgulayab�lmem�z ve �ptallere geç�t vermeyeceğ�z.Korkunun ne b�z�, ne de çevrem�z� ele geç�rmed�ğ� n�ce günler�m�z yayılmaya çalışılan korku terörüne karşı olsun. Savaşa teröre karşı, �nadına d�ren�ş �nadına özgürlüğümüzü son dak�kasına kadar yaşayıp ses çıkarab�lmem�z �ç�n, üçüncü serg�m�z� cesaretler�yle sanat! el�m�zden tutan sanatçı dostlarımız ve değerl� baca. katılımcılarımızla gerçekleşt�rd�k.

09


10

LEAP Y artık y ayşegül özçelik

idaysegulozcelik@gmail.com

Uzun uzun zaman önce �nsan ırkı kaç gün sonra yen�den yaz geleceğ�n� merak ett�. Sonra akıllarına çılgın b�r f�k�r geld�. Dünyanın güneş�n etrafındak� yörünges�n� kaç günde tamamlayacağını ölçüp b�çmek. cevap 365 gün 6 saat 6 saatler �ş� bozuyor ama b�r�kt�r�p 4 yılda b�r gün olarak değerlend�reb�l�rlerd�. Yupp��� Fakat 6 saat ded�kler� şey 11 dak�ka 14 san�ye eks�kt�. Başka b�r kural �cat ett�ler. 100'ün katı olan yıllardan sadece 400'e kalansız olarak bölüneb�lenler artık yıldır. Örneğ�n 1200, 1600, 2000 yılları artık yıldır ancak 1700, 1800 ve 1900 artık yıl değ�ld�r. Hesabı daha da hassas hale get�rmek �ç�n, 4000' e kalansız olarak bölünen yıllar da artık yıl kabul �nsan aklı doğayı tam olarak anlayamaz ve ed�lmez. algılayamadığı kaosu daha kolay anlamak �ç�n 4000, 16000, 24000 yılları 400' e tam bölüneb�ld�ğ� numaralara, karelere da�relere, halde artık yıl kabul ed�lmeyecekt�r. d�kdörtgenlere soyutlar. Örneğ�n ağacın gövdes�ne bu b�r s�l�nd�r der. Ve sonunda �nsan ırkı uzun uğraşlar sonunda yahut ağacın büyüyeb�leceğ� kaldırımda b�r dünyanın doğal hareket�yle meydana gelen kare alan öngörür. mevs�mlerle kend�ne �cat ett�ğ� takv�m� yaklaşık Tab� k� doğa �nsan aklıyla yaratılan sınırları olarak uyarladı. yıkıp nasıl �st�yorsa öyle büyüyecek. ş�md� bütün günler sab�t b�r b�r�m .Öngörü dışı b�r betonların arasından kend�ne b�r çatlak olay gözlenm�yor yazlar vakt�nde gel�p g�d�yor. bulacak.organ�k zaman, mekan�k zamanın zamanın b�r�mlere bölünmes� onu endüstr�yelleşt�r�p sınırları �ç�nde kalmaz .ölçüleb�l�r hale get�rd�. doğa per�yod�k ve per�yod�k olmayan kuralları aynı anda �ç�nde barındırır. ve sen�n ölçeb�ld�ğ�n zaman ben�m algıladığım ve bunlar 0 ve 1 g�b� bas�t kurallar değ�ld�r. zamanla aynı değ�ld�r . İnsan aklı doğayı anlamayı kend� yarattığı katıdır. Greenw�ch yada ekvator g�b� hayal� referans paradır. noktaları �le sağlar.

doğa ve dijitalleştirme

Tab� k� de b�r yer� koord�nantlarla tanımlamak daha kolay.lak�n hayal� olduklarını unutup bu yapay kurallara çok alıştık.


YEAR yıl

“sonsuz olanı tanımlamaya çalışmak del�l�kt�r”

11


12 ön görü ve ko nt ro l Bened�ktan rah�pler� duvarlarına �nsanların aynı anda dua ets�n d�ye duvara b�r saat asmışlar. zamanı mekan�k günlere ve sayılara bölersen ve �nsanları uyumlandırab�l�rsen .onların davranışlarını öngöreb�l�r ve sonrasında kontrol edeb�l�rs�n. zamanı Sayılara dönüştürme algılamayı etk�ler ve benzer algılamalar toplumun benzer davranışlarda bulunmasına yol açab�l�r. genell�kle pazar b�r tat�l günüdür.tat�l günler�nde konforu sağlamak �ç�n fazladan tüketme �steğ� uyanab�l�r. alışver�ş artar .fakat doğada pazar tat�l� yoktur. doğan �ç�n güneş�n başlattığı sıradan b�r gündür. pazar gününe özel b�r �nd�r�m yoktur. b�rde tat�l günü yahud� , müslüman olma hal�yle cuma cumartes� de olab�l�r. zamanı ne kadar sayıla o kadar sınırlanır . küçük farklılıklara dek yok eder olmasına �z�n veremezsen yaşadığını h�ssedemezs�n. çünkü yaşam b�r entrop�d�r. her dak�ka b�r sürü �ht�mal yaratır.Denges�z olmalı,adım atar g�b� .Ancak böyle �lerleme mümkündür.

Ya payl a ş m a ve y a b an c ı laşma teknoloj�yle b�rl�kte zaman ve mekan sınırlandırıcı b�r öge olmaktan men ed�ld�. artık güneş�n batımıyla uyuyup , doğmasıyla uyanmak zorunda değ�ld�r. ışığı mağaralarının �ç�ne alıp doğa kurallarından boyunduruğundan kurtuldular. kend�ne yapay b�r dünya yarattı. Ş�md� doğanın kuralına yada zamanına �ht�yacı kalmadı. kend� yarattığı hab�tatında , şeh�rde de a�tl�k h�ssetm�yor. terkett�ğ�n doğaya dönsen de h�ssedemez çünkü oraya da yabancılaştı.


13


14 Kansas - Dust in the Wind (https://www.youtube.com/watch?v=tH2w6Oxx0kQ)

I close my eyes, only for a moment, and the moment's gone All my dreams pass before my eyes, a cur�os�ty Dust �n the w�nd All they are �s dust �n the w�nd Same old song, just a drop of water �n an endless sea All we do crumbles to the ground though we refuse to see Dust �n the w�nd All we are �s dust �n the w�nd Oh, ho, ho Now, don't hang on, noth�ng lasts forever but the earth and sky It sl�ps away And all your money won't another m�nute buy Dust �n the w�nd All we are �s dust �n the w�nd All we are �s dust �n the w�nd Dust �n the w�nd Everyth�ng �s dust �n the w�nd Everyth�ng �s dust �n the w�nd The w�nd Kerry Allen L�vgren


Kapadım gözler�m� b�r an ve o an. E g�tt� �şte. Gözler�mden geçt� d�z�lm�ş bak rüyalar. Oha! Es�nt� de m� zerre? E evet yan� tüm bunların �şte tümü es�nt�de zerre. Of ama aynı terane. Ucu yok bu den�z�n bucağı �se b�’ damla su. İşte! D�yorum han� görmeyel�m d�yoruz tamam ama yere çarpıp-pıt kend�m�z� pat pat parçalanıyoruz. Es�nt�de m� zerre? E evet yan� b�z�m hep�m�z �şte tümümüz es�nt�de zerre. ahahaha (gücümüze m� g�tt� ne?) Tamam tamam çok da şe’yapmamak lazım. E en n�hayet�nde n�hayets�zd�r. Yerm�ş-gökmüş kayıp g�d�verecek altımızdan-üstümüzden. E tamam çok da zeng�nm�şs�n olab�l�rm�şs�n tamam ama zamanı albunualamazmısın? Es�nt�de m� zerre? Tümümüz �şte hep�m�z es�nt� de m� zerrey�z ş�md�? Evet evet tümümüz �şte hep�m�z es�nt�de zerreym�ş�z. Es�nt� de zerre ulan tamam! Her şeyler böyle. Es�yorken rüzgar. B�rerrer zerre. Şeyler�n heps� böyle böyle es�nt�dek� zerre. Esssses�nt�. osman şişman serhat sarı

Esİntİde Zerre

15


TASARIM ENGEL TANIMAZ! sanem odabaşı odabasisanem@gmail.com

Mehmet Mesut UYGUN, 12 yaşında, Zeyt�nburnu Ayhan Şahenk Ortaokulu 6. sınıfta tam kaynaştırma eğ�t�m� alan, özell�kle araba ç�z�mler� konusunda yetenekler� olan Asperger ve Savant teşh�s� konmuş b�r çocuk. Asperger Sendromu çocukluk çağında tanısı konulab�len ve yaşamboyu süren nöröps�k�yatr�k b�r bozukluk olup tar�hte b�rçok b�l�m ve sanatın sanına da bu teşh�s konmuştur. Asperger Sendromlu çocuklar, zek�, üstünyetenekl�, üç boyutlu düşünce yapısına sah�p, h�sler� kuvvetl� çocuklardır. Becer� odaklı eğ�t�mle çok �y� yerlere geleb�lecek potans�yele sah�pt�rler. Mesut da arabalara hastalık dereces�nde çok yoğun �lg�duyuyor ve büyüdüğünde ünlü b�r Türk araba tasarımcısı olmayı hayal ed�yor. Bu nedenle babası Dr.Ar�f Sam� Uygun’un da desteğ�yle b�lg� ve becer�ler�n� artırarak kend�n� gel�şt�r�yor. Araba fuarlarını gez�yor, tasarımcılara ç�z�mler�n� göster�yor, f�k�ralıyor, araba üret�m merkezler�nden davetl� z�yaretler gerçekleşt�r�yor… En öneml�s� de üret�yor! 1. Mesut’un arabalara olan �lg�s� �lk olarak ne zaman ortayaçıktı? İlk zamanlarda duyduğu �lg�yle ş�md�k� arasında nasıl b�r fark var? Yaklaşık 7-8 yaşında ortaya çıktı. İlg� gel�şerek devam ed�yor.


2. Ç�z�mler�ne baktığımızda Mesut’un gerçekten etenekl� olduğunu söyleyeb�lmek mümkün. Bu yeteneğ� gel�şt�rmek �ç�n ne g�b� planlarınız var? Mesela�ler�de otomob�l tasarımcısı olmayı düşünüyor mu, bu alanda eğ�t�m almayı �ster m�? Hayaller� neler? En büyük hayal� �ler�de ünlü b�r Türk araba tasarımcısı olab�lmek. Dünya arabaları resm�nde bunu göreb�l�rs�n�z. Bu yüzden, Tofaş, Murat, Doğan, Şah�n g�b� esk� de olsa Türk markalarını çok sev�yor ve bunları ç�zmekten büyük b�r zevk alıyor. Ayrıca, �lk yapılan Devr�m marka arabasını çok sev�yor. Esk�şeh�r’e g�d�p bu arabayı görmek �st�yor.

Bu tür Ot�zml� çocuklarla �lg�l� Türk�ye’de eğ�t�m veren b�r kurum yok. Bu tür çocuklara yönel�k ABD’de düzenlenen yaz kurslarına götürmey� planlıyorum. 3. Ne kadar sıklıkla ç�z�m yapıyor, zamanının ne kadarını ayırıyor? Her gün yaklaşık 2 adet araba resm� ç�z�yor. Kend�s�ne yurt dışındak� ünlü araba tasarımcılarından gelen ve ben�m yurt dışından get�rd�ğ�m araba derg�ler�nden oluşan kütüphanes�nde çalışma yapıyor. Ayrıca yaklaşık 500’den fazla her marka ve modelden oluşan oyuncak araba �le vak�t geç�r�yor. Bütün bunlar her gün yaklaşık 2-3 saat sürüyor.

4. Mesut’un arabalara olan tutkusunu s�z nasıl tanımlarsınız? Bu, aslında tutku düzey�n� aşmış durumda. Bazen kend�s�n� arabalarla özdeşleşt�r�yor ve kend�n� araba zanned�yor. Ş�md�ye kadar aldığım belk� de, 500 den fazla oyuncak arabayı aklında tutuyor ve yen� b�r oyuncak araba alacağı zaman esk� arabaları beyn�nden çağırıp (Belk� de, b�r b�lg�sayarın hard d�sk� g�b� ) olmayan b�r arabayı satın alıyor. Ayrıca yüz m�m�kler�yle arabaları takl�t ed�yor.

17


18

5. İçler�nde Türk tasarımcılardan Murat Günak ve Uğur Şah�n’�n de olduğu, Chr�s Bangle, Peter Schreyer, Jason Castr�ota, Tom Tjaarda g�b� dünyaca ünlü otomob�l tasarımcısından Mesut’u takd�r eden ve başarılı bulan pek çok mektup almışsınız. Profesyonellerden yorumalmak s�zce neden öneml�? Bu mektupları kend�s�ne okuduğumda ve bu tasarımcıların k�mler olduğunu kend�s�ne anlattığımda, araba tasarım �ş�n� çok c�dd�ye alıyor, mot�vasyonu artıyor, takd�r ed�ld�ğ� �ç�n sosyalleşme, dış dünyaya açılma ve �y�leşme sürec� hızlanıyor. B�r anlamda ps�koloj�kterap� oluyor. Ayrıca bu profesyoneller�n tavs�yeler� doğrultusunda, b�r sonrak� aşamada ve yakın gelecekte neler yapmam gerekt�ğ� konusunda b�lg� sah�b� oluyurum. Bu 3 soru Mesut’a, O’nunses�ne de yer vermek güzel olur d�ye düşünüyorum. Cevaplandırdığı kadarı yeter:

1. Sence tasarımcılık nasıl b�r�ş? B�r otomob�l tasarımcısı neler yapar? Güzel. Hayal eder. Elle Ç�zer. Sonra b�lg�sayarla ç�zer. Sonra çamurdan araba yapar.Sonra gerçek araba yapar. 2. Sana göre b�r arabaya “�y� b�r tasarım” d�yeb�lmek �ç�n ne g�b� özell�kler�n�n olması lazım? Parlak. Gece �y� görmem lazım. Uzaktan �y� görmem lazım. Her taraftan �y� görmem lazım. Alttan da �y� olması lazım. 3. Araba ç�z�mler�yaparkennelerh�ssed�yorsun? Mutlu oluyorum. Kend�m� araba g�b� h�ssed�yorum. Hayal h�ssed�yorum. Hayal kurmayı çok sev�yorum.


19


20

Gerçek Bir Hayalet Öyküsü levent şentürk

Doktoramı tamamladığım sene, İstanbul’dan Esk�şeh�r’e döndüğümüzde V�şnel�k Mahalles�nde taşındığımız �lk ev, üst üste �k� dubleksten oluşan b�r apartmandı. Büyük amcamı yen� kaybetm�şt�k, onun hayatı boyunca çıktığı kahvehane eve b�r sokak mesafedeyd�, a�lem buraya taşınacak olmamızı pek de sev�nçle karşılamadı. B�r oğlu askerde, esk� b�r garson olan Almancı ev sah�b�m�z Ünsal bey ve eş� Berna hanım son derece meden� �nsanlardı. Ev� emlakçıya vermem�şlerd�, güveneb�lecekler� b�r k�racı arayan gözü tok �nsanlardı. B�nayı son derece zevks�z b�r taşla kaplatmıştı Ünsal bey gerç�; gönülsüzce g�rd�ğ�m�z b�naya k�racı olmaya hemen �kna olduk. K�ranın makuldü, İstanbula kıyasla yarı f�yatınaydı; merkez� konumdaydı ve ev�n �nsanı hemen saran b�r ferahlığı ve kullanışlı b�r planı vardı. Üç cepheden güneş alıyordu, kocaman balkonları vardı; ayrıca doğduğum sokağa çok yakındı ve daha önce h�ç dublekste yaşamamıştık; İstanbul’da Kuştepe’de geç�rd�ğ�m�z yıllardan sonra burası lüks sayılırdı. Ortalama büyüklükte b�r da�reyd�. Üst kattak� çalışma odalarından b�r�ne hemen yerleşmeye koyuldum. Evde yaşamaya başlayınca, merd�ven�n ışığını her yaktığımda karşıma bu şek�l çıkıyordu. Duvardak� anahtara dokununca t�treşerek, ışıklı b�r hale olarak bel�r�ver�yordu. Yansıma, sank� bu duvar �ç�n özel yapılmıştı, bunu kaybetmek �stem�yordum. Günün b�r�nde, ampul patlamadan bu �mgey� üretmek �ç�n �şe koyuldum. İlknur’un gözüne fazla batmadan bu �ş� hallett�m; çünkü yen� taşınmıştık ve evle �lg�l� b�r �ş yaptığımı varsayarak aldırmıyor, sadece düşüp b�r yerler�m� kıracağımdan end�şe ed�yordu. K�taplıktan bazı parçaları sahanlıksız mermer merd�ven�n basamaklarına taşıdım; çalışma masalarından b�r�n�n tablasını söktüm ve düzgün b�r satıh oluşturmaya çalıştım. Bu sayede �skelem�n üzer�ne b�r merd�ven yerleşt�reb�lecek ve hazırladığım, 100 x 70’l�k ucuz kâğıtlardan yapılma paftaya �mgey� �şleyecekt�m. Fotoğraflarda �sted�ğ�m g�b� bel�rm�yordu; bu yüzden onu ç�z�me dönüştürmek en �y�s�yd�. Sonradan, paftadan başka �mgeler üretmek daha kolay olacaktı. Er�şemed�ğ�m yerler �ç�n, ucuna kurşunkalem bağlanmış �pt�da� b�r ç�z�m alet� de yaptım.


Ç�z�m� b�r seferde tamamladım. Sakat �ş yaptığım �ç�n İlknur hemen b�tmes�ne sev�nd�. Ama üçüncü hamur kâğıtları duvardan sökünce yaptığım �ş� h�ç beğenmed�m. Duvara yansıyan ışıklı �mgeyle h�ç �lg�s� olmayan çok kötü b�r repl�kaydı. Paftayı katlayıp b�r yere koydum, merd�ven� kaldırdım ve k�tapları yer�ne taşıyıp bu saçma g�r�ş�me b�r son verd�m. Arkasından, ambalaj çöpler�yle beraber b�r karton kutuya tep�p yok ett�m. Güzel yaz ayları geç�p Esk�şeh�r�n kışı bastırdığında, ev�n k�rasının neden ucuz olduğu ortaya çıktı: Doğru düzgün ısınmıyordu. Kuzeye bakan sağır cephes� mantolanmamıştı; yapı tek başına duruyor ve her yandan rüzgâr alıyordu. Kış kıyamet küçük b�r ev bulduk ve taşınmaya karar verd�k. İk� kata yayılmış eşyayı o eve nasıl sığdıracağımızı düşünecek halde b�le değ�ld�k. Esk� garson olmanın tecrübes�yle, b�z� kend�ler�ne �zolasyon malzemes� edemeyecekler�n� anlayan ev sah�b�m�z, g�derayak olmayacak b�r su faturası hesabı çıkardı. Kavga etmeden ayrılmaya kararlıydık, bu dümene de aldırış etmemeye çalıştık. Ünsal bey, vak�ts�z taşınmamızın sorumlusu b�zm�ş�z g�b� davranmıştı, g�d�ş�m�zden yararlanıyordu. S�ns� p�sl�k. Böylece, “�y� görünen ev sah�b�”n�n kaçınılması gereken b�r şey olduğunu öğrenm�şt�k. Aylar sonra, esk� ev�m�z�n�n önünden geç�yordum, kış b�tmerm�şt�. İlknur’un arkadaşlarından b�r�yle karşılaştım. Arka taraftak� b�nayı �şaret ederek söze g�rd�m ve esk� ev sah�b�m�zden dert yandım. Duygu, “evet” ded�, “tanıyorum... Ünsal bey, küçük oğlunun eş� bu evde geçt�ğ�m�z yıl kend� canına kıydığından ber� da�rey� boş tutuyordu. Daha önce duysaydım söylerd�m adamın paragöz olduğunu.” Nasıl olmuş bu olay, d�ye sordum. Kız kend�n� üst katta asmış.

21


22

ezgi küçüktuğsuz illüstrasyon: ece zeber zeber.ece@gmail.com

Öz hak�k�(!) entelektüel olmak �st�yor ama o kadar k�tap okumaya, yazıp ç�zmeye, üretmeye üşen�yor musunuz? - Vakt�m yok k� ağb� yeaa… Hem �nternet muazzam b�r güç sonsuz b�r kaynak yan� beslenmes�n� b�lene. Bak ş�md� şöyle b� proje var kafamda…. B�lg�n�n get�rmes� gereken mütevazılık yer�ne az b�lg�den gelecek kar�zmayı mı arzuluyorsunuz? - Ev�m�n en sevd�ğ�m yer� k�taplığımdır İmgegül. Hıhı tab� heps�n� okudum. Taocu seks b�ld�ğ�m� söylem�ş m�yd�m? O halde bugün şanslı gününüzdes�n�z, çünkü “entel” olma rehber� ayağınıza geld�! Hem de b�r değ�l �k� değ�l üç değ�l yüzlerce farklı yöntemle!

Entel’liğe Giriş 101 Mal’zemeler: •B�r adet ortalamanın az üzer�nde bey�n •B�r adet haksız yere yıpratılmış mağrur b�r kalp –kıyamam, zamanında çok üzmüşler sen� :( •B�r adet sıradan pen�s/vaj�na Dış kaplama: •Salaş, fakat detayda st�l barındıran b�r ç�zg�. Genel hatlarıyla rahat ve salaş ama çorap, çanta baskısı veya b�r aksesuarla “anlayana” b�r detayla k�ş�l�k dışavurumu. Asla ve asla süslen�lm�ş, özen�lm�ş değ�l çünkü b�r entel b�raz “underground” olmalıdır, dış görünüşe önem verecek kadar yüzeysel ve sığ değ�ld�r taam mığ?!


Hocam güleryüzlü, sempat�k ve poz�t�f olursak depresyonumuz bozulur mu? - Bozulur evladım. Her k�m k� çoğunluğa varacak ölçütlerde stab�l yaşar huzurlu olursa o artık b�zden değ�ld�r. Şüphes�z k� gerçek entel depres�f olandır, çünkü O en zekalıdır. Yüzünüzde k�m� zaman Nur� B�lge t�plemeler� g�b� donuk düşüncel� uzaklara bakış olacaktır ancak genel hatlarınız b�r yerden bok kokusu gel�yormuşçasına memnun�yets�z ve nemrut olmalı. İç dünya: B�r entel olmak �ç�n öncel�kle rahat olmalısınız, z�ra bu kokuşmuş toplumun lanet olası değer yargıları s�z� bağlamaz. Bu �se demek oluyor k�: •“Ağb� b� kadında/adamda sadakat çok öneml� husus” d�ye demeçler ver�p b�r�yle beraberken dah� karşılaştığınız tüm “potans�yel”lere var gücünüzle, ama �nceden �nceden* olta atab�l�rs�n�z. Hoca da durur mu yapıştırmış cevabı: “ya tutarsa evladım”

•Herhang� b�r bağımlılığınız olab�l�r, uyuşturucu, alkol, seks, b�r �nsan ya da yemek yemek g�b�. İnsansınız net�cede. Ama bu s�z�, başkalarını aynı sebepten eleşt�rmekten asla alıkoymamalı! D�kkat: S�z çok meden�, ster�l ve mutlu �l�şk�ler yaşıyormuş, aşk doktoruymuşsunuz g�b� başkalarının �l�şk�s�ne s�ns� s�ns� “ya bu k�ş� sana neden böyle davranıyor k�” “bana da sen�n hakkında şöyle dem�şt�, bu k�ş� de onun �ç�n böyle ded�yd� zaten ama tab� sen b�l�rs�n” g�b� alttan alta veya “Ab� bu �l�şk� b�tm�ş zaten” “Bak görüşme artık görüşürsen gözümde b�ters�n”e varan, apaçık küstah tavırlarla yorumlar yapab�l�rs�n�z. •B�r� s�zle b�r şey paylaşınca ışık hızıyla aktardığınız halde başkalarının sürekl� ded�kodu yaptığından ş�kâyet edeb�l�rs�n�z, unutmayın s�z�nk� dertleşmek, onlarınk� ded�kodu.

*İnceden: Davranışı ayan beyan değ�l de, öyle müphem öyle sınırda yapmak k� ne olayın öznes� em�n olup net tavır koyab�lmel�, ne de sevg�l� haberdar olsa dah� el�nde f��l� b�r kanıt olmalı. İler�ye yatırım yan�. Kıps. D�kkat: Bu ustalıklı avlanma türü deney�mle gel�ş�r, b�at ed�len üstadlardan zamanla öğren�l�r.

•S�z kend� değer yargılarınızla yaşadığınızı savunup, başkalarını genel sosyal yargılarla değerlend�r�p pekala ahlaksızlıkla veya yalancılıkla �tham edeb�l�rs�n�z. Örneğ�n b�r�n� sevmed�ğ�n�zde bunu bell� etmek yer�ne ona aylarca sam�m�yets�zce “cınım yaha” d�yeb�l�r, sevd�ğ�n�z halde b�r hareket�ne kızdıysanız o k�ş�yle konuşmak yer�ne düşman kes�l�p arkasından konuşab�l�rs�n�z.

•Kend�n�ze b�r sevg�l� ed�n�p şaşırtıcı b�r hızla evlenmeye karar vereb�l�r, prof�ller�n�z� zamanında sürekl� küçümsey�p hunharca dalga geç�p “�ğrenç ağb� yaha” falan ded�ğ�n�z tüm �nsanların yaptığı g�b� “aşk�toşla x qeyf�”, ardından boy boy a�lel� seremon�l� “mutluluklar cınımm” temalı fotolarla donatab�l�rs�n�z.

•Kend�n�z sevg�l�n�z� aldatıp –gerç� sev�şmezse saylanmaz- , türlü entr�kalar çev�r�p, b�r kısım arkadaşınızı sevg�l�s�nden ayırmak �ç�n uğraşıp bu k�ş�lerden herhang� b�r�n�n s�ze nasıl da ayıp ett�ğ�nden yakınab�l�rs�n�z mesela.

D�kkat sen� çöpe atacağım poşete yazık / yüzünü b�le görmek �stem�yorum yoluma çıkmasan �y� eders�n bonusu: Olur da ayrılırsanız; bunların yer�ne “cool”, “aşırı özgür ve mutluyum, özüme döndüm zaten ben�m özüm sanattı/edeb�yattı, hem nasıl da eğlen�yorum vuhuu” temasını ve hatta ayrılan taraf s�z olsanız b�le her paylaşımınızda mutlaka avam b�r n�spet, b�r laf sokma hal�n� eklemey� unutmayın.

Unutmayın s�z yaptıysanız geçerl� b�r açıklaması vardır; s�z ç�rk�n değ�ls�n�z, onlar ç�rkef.

En yakınlarınız dah�l �nsanları sıfır empat�yle kıyasıya eleşt�r�n ve da�ma kınayın. Parayla mı ayol. Neden olmasın?

Har�ka değ�l m�? Tek yapmanız gereken bunlardan arzu ett�ğ�n�z kadarını seç�p harmanlamak. Af�yet olsun.

23


24 BIR TELEFON GÖRüsmeSINDE SIfa MEKTUBU serhat sarı

serhatsari@live.com

Hakan’a

Üzerlik. Isırgan. Sinameki. Hekimliğe son. Ha-pşu geçen trene binenler gibiYim. Ha diyorum. –kan-ım akıyor. Bastırdıkça sidik torbam yolların hepsi gözümde büyüyor. -acil şifalar. (bir dost)



Üretim Bandı ‘’Toplumsal Cinsiyet ve Queer Kuram‘ı’’ konuşuyor.

S�bel Yardımcı ve Özlem Güçlü ‘’k�ml�ks�zleşme’’ öner�s�nden bahsederken ‘’Queer’’ olmayı şu sözlerle �fade ederler: Queer kuramı ne olduğuyla değ�l neye karşı olduğuyla kend�n� ortaya koyar. C�ns�yet, toplumsal c�ns�yet, c�nsel yönel�m ve c�nsel prat�klerle �lg�l� her tür et�kete , dolayısıyla da k�ml�k ve c�nsell�k üzer�ne kurulduğu‘’ apaçık ‘’her tür kategor�ye karşı durur. ‘’Normal�’’ normall�ğ� kuran normların kuruluş ve �şley�ş yapısını sorgularken amacı kenarda kalanın merkeze çağrılması değ�l, b�zzat merkez�n darmadağın ed�lmes�d�r. Necla Yılmaz Şeker


Öznen�n, �kt�dar �l�şk�ler� tarafından nasıl kurulduğu �le �lg�l� b�r tartışma üzer�nden gel�ş�yor konuşma: B�l�msel prat�klerle de kuşatılan özney� kurma, dönüştürme sürec� pol�t�k b�r araç olarak alımlanan beden (özne)’�n kend�l�ğ�nden yok ed�lmes� ve k�ş�s�zleşt�rme çabaları, bedenler üzer�ndek� sab�tlemeler�n sorunsallaşma sürec�ne bakarak; bu sorunsalı ele alma b�ç�m�m�z sadece Queer k�ml�ğe değ�l, bütün k�ml�klere doğru yol almakta…


IDNAB MİTERÜ


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.