XVI. Yüzy›lda Üsküdar Mukataalar› D R .
R I F A T
G Ü N A L A N
Marmara Üniversitesi
Üsküdar’›n XVI. yüzy›lda iktisâdî durumuyla ilgili araflt›rmalarda Üsküdar ve çevresinde mevcut devlet ve vak›flara ait mukataalar önemli bir yer tutar. Bu araflt›rmada öncelikle bir iktisat terimi olarak mukataan›n anlam› aç›klanacak daha sonra XVI. yüzy›lda Üsküdar bölgesinde görülen mukataalar hakk›nda bilgi verilecektir. Osmanl› malî belgelerine göre XV. yüzy›l›n ortalar›ndan bafllayarak XIX. yüzy›l›n ortalar›na kadar geçerli olan mukataa terimi, önceleri devlete ait bir k›s›m vergi ve resimlerin belirli bir mebla¤ karfl›l›¤›nda iltizama verilmesi anlam›n› tafl›rken, zamanla iltizam›n konusu olan vergi birimi anlam›na do¤ru bir geçifl yaflam›flt›r.1 Özellikle XVI. yüzy›lda mukaataa, devlete ait çeflitli gelir guruplar›n›n, özel flah›slar ya da kurumlar eliyle belli bir zaman dilimi ve mebla¤ mukabilinde toplanmas› ve devlet hazinesine teslimini ifade eden bir kavram olarak görülmektedir. Bu gelirler aras›nda gümrükler, memlehalar, dalyanlar, madenler, darbhaneler, dükkanlar, de¤irmenler, çeltik arazileri gibi çeflitli iflletmeler, haraç, cizye, yava, kaçgun, beytü’l-mal, mâl-› gâib, mâl-› mefkud, ispençe, resm-i duhan, âdet-i a¤nam gibi çeflitli vergileri saymak mümkündür. Devlet bu gelir gruplar›n› belli bir ücret karfl›l›¤› tayin etti¤i eminler eliyle toplad›¤› gibi gelir gruplar›n› art›rmaya ç›kararak belli bir mebla¤ karfl›l›¤› mültezimlere de kirâya vermekteydi. Mültezime vermek için de belirli flartlar aramaktayd›. Mesela genelde mültezime mukataalar üç y›ll›¤›na2 ve art›rmayla verilirdi. Devlet mültezimden kefiller talep eder3 ve alaca¤› paray› bir flekilde garanti alt›na al›rd›. Mültezim yüklendi¤i miktar› üç y›l›n sonunda ödeyemezse, mültezimin bütün mal varl›¤› sat›l›r e¤er bu da borcunu karfl›lamazsa kefillerden borcu tahsil edilirdi.4 Mültezim borç tahsil edilene kadar zindana at›l›rd›.5 E¤er borç tahsil edilemezse mültezimin zindanda cezas›n› uzun y›llar boyunca çekmek
.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
I V
zorunda kald›¤› hatta zindanlarda bir çok mültezimin vefat etti¤i belgelerden anlafl›lmaktad›r.6 Zindandan kurtuluflun tek yolu borcun tahsili ya da padiflah›n affetmesiyle mümkün olmaktayd›.7 Padiflah’›n affetti¤i mültezimler bir daha mültezimlik yapamamaktayd›. E¤er mültezim devlete borcunu ödemeden ölürse devlet varislerinden ve geriye b›rakt›¤› muhallefât›ndan borcun tahsili yoluna giderdi.8 Devlet iltizama verdi¤i gelir birimini belli bir süre sonra daha yüksek bir mebla¤la isteyene de verebilirdi. Bu durumda eski mültezim mukataaya tuttu¤u dönemin borcunu k›st›’l-yevm üzere ödemekteydi.9 Yani iflletmenin mültezim elinde kald›¤› günler hesap edilerek borcu tahsil edilmekteydi. Her durumda devlet kendine ait gelirleri kendi lehine toplama yoluna giderdi. Osmanl› arfliv belgelerine göre Osmanl› Devleti’nin bafllang›c›nda vak›f mülkleri ve arazilerinin gelirleri mütevellilerin görevlendirdi¤i cabiler eliyle toplan›rken XVI. yüzy›l›n bafllar›ndan itibaren mukataa usûlüyle de topland›¤› görülmektedir.10 Vak›f gelirlerinin toplanmas›nda da devlet gelirlerinin toplanma usûlünün benimsendi¤i ve daha sonralar› bu tür toplama usûlünün yayg›nlaflt›¤› görülmektedir. XVI. yüzy›l Üsküdar Mukataalar› adl› bu araflt›rma Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi’ndeki XVI. yüzy›la ait maliye ahkam defterleri ile ‹stanbul Müftülü¤ü Meflihat Arflivi’ndeki ayn› yüzy›la ait Üsküdar fieriye Sicillerine dayanmaktad›r. Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi’ndeki çeflitli tasniflerde yer alan maliye ahkam defterlerinin ilki h. 927/m.1520-1521 tarihli olup Kanuni Sultan Süleyman’›n ilk dönemlerine rastlayan defterdir. Son defter ise h. 987/m. 1579-1580 tarihli olup bir Mühimme tasnifinde yer almaktad›r. Bu defterler özellikle XVI. yüzy›l Osmanl› mali ve iktisadi hayat›na dair çal›flmalar yapacak araflt›rmac›lar için birincil derece öneme sahip kaynaklard›r. Bu defterler üzerinde yap›lan taramalar neticesinde Üsküdar bölgesine ait 30 adet mukataa hükmü tespit edilmifltir. XVI. yüzy›la ait mali hükümler ile Üsküdar sicillerine ait kay›tlar incelendi¤i zaman Üsküdar bölgesinde gerek devlet arazilerinde gerekse vak›f arazilerinde toplanan vergilerin ço¤u zaman mukataa gruplar› halinde bölünerek iltizama verildi¤i ve bunun için de özel bir vergi toplama sisteminin oluflturuldu¤u görülmektedir. Devletin mukataa usulüyle toplad›¤› vergiler aras›nda bal›k avc›l›¤›ndan al›nan vergilerden kaçak köle, yave harac›, cizye türü vergilere kadar çok farkl› vergi birimleri bulunmaktad›r. Üsküdar bölgesinde devletçe mukataa usûlüyle toplanan ve devletin önemli gelirleri aras›nda bulunan vergi birimleri aras›nda çingene, azâdegân11 ve yave12 kafirleri haraçlar› ile beytülmal13 ismi verilen vergiler önemli vergi gruplar›ndan ilkini oluflturmaktad›r. 1 Muharrem 956/m.30 Haziran 1549 tarihinde aralar›nda Üsküdar’›n da bulundu¤u çok genifl bir bölgenin kad›lar›na yaz›lan bir hükümde çingene, azâdegân ve yave kafirleri harac› ve beytülmallerine iltizam usulüyle katib olan Mustafa’n›n, zimmetindeki devlete ait vergi gelirleri talep edilmifltir. Bu hüküm dolay›s›yla mültezimlerin veya bunlara ba¤l› olan katiplerin toplad›klar› vergi gelirlerinden devlete ait olan iltizam borçlar›n› zaman›nda ödemedikleri ve bunun 132
.
X V I .
Y Ü Z Y I L D A
Ü S K Ü D A R
M U K A T A A L A R I
Bal›kç›lar avlan›rken (Seyyid Lokman, Selîmhânnâme, TSMK, III. Ahmed Kolleksiyonu, nr. 3595, 54a)
için de devlet merkezince s›k s›k uyar›ld›klar› yukar›da zikredilen hükümden anlafl›lmaktad›r.14 Üsküdar ve Yoros kad›lar›na hitaben yaz›lan h. 19 Cemaziyelevvel 984/m. 14 A¤ustos 1576 tarihli bir hüküm, bu bölgelere ait yave kafir harac›n›n Vilayet-i Anadolu’nun yave haraçc›s› Ramazan’a üç y›ll›¤›na ve elli bin akçeye iltizama verildi¤ini göstermektedir. Ancak iltizam dahilindeki kömürcülerin haraçtan muaf olduklar›n› ileri sürmeleri ve haraç vermemekte inat etmeleri dolay›s›yla kömürcüler vergilerini verme konusunda uyar›lm›fllard›r. Üsküdar kad›s›na yaz›lan 10 Zilkade 987/m.29 Aral›k 1579 tarihli bir hükümden anlafl›ld›¤›na göre Sadullah isimli bir flah›s Anadolu’da Kocaeli bölgesinin yave ve cizye-i gebran mukataas›n› 20 Zilkade 986/m.18 Haziran 1579 tarihinden itibaren 3 y›ll›¤›na 600 000 akçeye Hasan isimli iltizam emininden iltizama alm›fl, daha sonra da kendi ald›¤› bölgeden Üsküdar, fiile, Yoros ve Kand›r› kad›l›klar›n›n mukataalar›n› Ahmed isimli bir baflka flahsa üç y›ll›¤›na iltizama vermiflti. Sadullah, Ahmed’e iltizama vermifl oldu¤u bölge için vergi mükelleflerinden toplanmak üzere 900 adet de cizye ka¤›d› teslim etmiflti. Daha sonra Ahmed ölmüfl ve Sadullah Ahmed’in befl ayl›k dönem için tahakkuk eden borçlar›n›n ödenmesi gayesiyle kendisine rehin b›rakt›¤› evin sat›lmas›n› talep etmiflti. Sadullah da bu flekilde devlete olan borcunu ödeyecekti. Bunun üzerine yaz›lan 133
.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
I V
hükümde konuyla ilgili evrak ve defterlerin incelenmesi ve muhasebesinin görülmesi emredilmifltir.15 XVI. yüzy›lda çingene, azedegan, yave kafirlerinden al›nan vergilerin d›fl›nda Üsküdar’da mukataa usulüyle iflletilen ve devlete önemli miktarda gelir getiren vergi birimlerinden biri de dalyan mukataalar›d›r. Bu mukataalar bal›k avc›l›¤› arac›l›¤›yla elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi ve iltizama verilmesi sonucu ortaya ç›km›flt›. XVI. yüzy›l›n ilk yar›s›ndan itibaren bal›k av›ndan elde edilen gelirler iltizama verilerek toplanm›flt›r. Bal›k av›ndan elde edilecek vergilerle ilgili ilk hukuki düzenleme XV. yüzy›lda yap›lm›flt›r. Tarihi kesin belli olmamakla beraber, Fâtih devrinde tedvin olundu¤u tahmin olunan “Kanunnâme-i Dalyân-› ‹stanbul” bafll›kl› kanunnâme ‹stanbul’da bal›k av›ndan al›nacak vergileri tespit etmifl ve ilgili flah›slar d›fl›nda halk›n ticari amaçl› bal›k avlamas›n› engellemifltir.16 Kanunnamenin ilgili maddesi ‹stanbul’la birlikte Üsküdar bölgesinde de ayn› hükümlerin geçerli oldu¤unu flu flekilde ifade etmifltir: “Niflân-› Hümayun oldur ki dârende-i misâl-i vâcib’ül-imtisâl kulum filân ‹stan bul’un ve Bo¤azkesen’in dalyan› yasa¤› etme¤e gönderdim ve buyurdum ki varup bundan öndin ol›-gelmifl kanun ve kaide üzre yasak ede. Öte yakada ve berü ya kada kim gerekse bal›k avlatmaya. Her kim u¤urlay›n bal›k avlarsa, tutup bal›¤›n elinden alup kendünün gere¤i gibi hakk›ndan gele, kimesne mâni’ olmaya”. Bu ifadelerden anlafl›ld›¤›na göre ‹stanbul’un Anadolu ve Rumeli yakas›nda bal›k avc›l›¤›yla ilgili önceki uygulamalar geçerli say›lm›fl ve gizlice bal›k avlayanlar›n tutulup bal›klar›n›n ellerinden al›nmas› istenmifltir. Kanunname’nin bundan sonraki k›sm›nda bal›kç›lara da tuttuklar› bal›klar› önce amilin maiyyetindeki emine göstermeleri mecburiyeti getirilmifl ve bal›kç›lar›n eminin bilgisi d›fl›nda halka bal›k sat›fl› yapmalar› engellenmifltir. “Ve bal›k ç›lara dahi yasak ede ki, her biri avlad›klar› bal›klar› getürüp âmilin emînine gös termeyince satmayalar. Ve illâ satacak olurlarsa ki, mezbûr kulum bula, gere¤i gi bi haklar›ndan gelüp yasak eyleye”. Kanunname bu düzenlemeleri yapm›fl olmakla beraber kaçak bal›k avc›l›¤›n›n sürdürüldü¤ü ve bal›kç›lar›n denizden avlad›klar› bal›klar› bal›khaneye götürmeden ve vergilerini vermeden Üsküdar’da ve çeflitli yerlerde satt›klar› 1 fiaban 950/m.30 Ekim 1543 tarihli bir hükümden anlafl›lmaktad›r. Bal›k av›ndan al›nacak verginin toplanmas›yla ilgili bir flikayeti dile getiren bu hükümden anlafl›ld›¤›na göre ‹stanbul ve ‹stanbul’a ba¤l› bölgelerin bal›k av› vergilerini iltizam yoluyla Naz›r Mehmed ve Emin Ekisnos toplamaktad›r. Bunlar divana yapt›klar› flikayette Üsküdar’da baz› kimselerin kendi bilgileri d›fl›nda bal›k avlad›klar›n› ve uyar›ld›klar› halde avc›l›ktan vazgeçmediklerini bildirmifller ve bunun engellenmesini talep etmifllerdir. Bunun üzerine Üsküdar’›n ba¤l› oldu¤u Gebze kad›s›na bir hüküm yaz›lm›fl ve izinsiz bal›k avc›l›¤› yapan kiflilerin engellenmesi ve kanun d›fl›nda bal›k avc›l›¤› yapanlar›n bildirilmesi emredilmifltir.17 Üsküdar bölgesinde devletin haricinde vak›flar›n da kendi arazilerine ait gelirleri mukataa usulüyle toplad›¤› belgelerde görülmektedir. XVI. yüzy›lda vak›flar›n mukataa usulüyle toplad›¤› vergiler aras›nda resm-i dönüm, resm-i iskele, resm-i 134
.
X V I .
Y Ü Z Y I L D A
Ü S K Ü D A R
M U K A T A A L A R I
arûsâne, cürm-› cinâyet, koruculuk, yave ve kaçgun türü vergiler bulunmaktad›r. XVI. yüzy›lda Üsküdar vak›f mukataalar› aras›nda Sultan Selim Vakf› mukataalar› önemli bir yer tutmaktad›r. Üsküdar mahkemesinin 1531 tarihli bir kayd›na göre Sultan Selim vak›flar›na ait resimlerin (vergilerin) toplanmas› ile ilgili bir iltizam sözleflmesinde18 bu mukataa bölgesine ait bütün vergi türleri zikredilmektedir. Yavuz Sultan Selim Vakf› gelirleri aras›nda Üsküdar’a ba¤l› Herekedon (Erenköy veya Kartal) da bulunmaktad›r. Herekedon’dan toplanan vergilerden iltizam usulünce toplananlar resm-i iskele, resm-i arûsâne, cürm-› cinâyet, koruculuk, yave ve kaçgun resimleridir. Bu tür vak›f vergileri fler’î hukukda “bidat” yani “vakfa fler’an sâlih olmaz” vergilerden say›ld›¤›ndan selatin vak›flar› gelirlerinden ç›kar›l›p hazineye gelir kaydedilmifltir. Bunlar rüsûm-› örfiyat vergileri olarak adland›r›lmaktad›r. 1535 y›l›na kadar rüsûm-› örfiyat gurubuna giren vak›f gelirlerinin toplama ifllemlerinin vak›flar ad›na yürütüldü¤ü anlafl›lmaktad›r.19 Sultan Selim Han imareti vakf›na gelir getiren yerler aras›nda Üsküdar’a ba¤l› Kad›köy ve civar› da bulunmaktad›r. Bu bölgedeki ba¤lar ve ekilebilir alanlardan elde edilen vergi gelirleri de mukataa usulüyle toplanm›flt›r. Ba¤ ve ekilebilir arazilerden vak›f için tahsis olunanlar dönüm resmi ödüyorlard›. Müslümanlar, gayri müslimlerin ödemifl olduklar› dönüm resimlerine göre daha az vergi ödüyorlard›.20 23 Ramazan 973/m.13 Nisan 1566 tarihli bir hükümde bölge müslümanlar›ndan dönüm resmi olarak gayr-i müslimlerin ödedi¤i miktarda resim taleb edilmifl ve bunun üzerine bölge müslümanlar› Divan-› Hümayun’a baflvurarak flikayetçi olmufllard›. fiikayet üzerine ç›kan hükümde di¤er müslüman ba¤lar›ndan vak›f için ne kadar dönüm resmi al›n›yorsa bunlardan da ayn› dönüm resminin al›nmas› emredilmifltir. Kad›köy bölgesi 25 Cemaziyelahir 969/m. 28 fiubat 1562’de üç y›ll›¤›na Mehmed bin Ali taraf›ndan mukataaya tutulmufltur. Fakat Mehmed bin Ali süre dolmadan vefat etmifl ve ilk sene taksidinden 4172 akçe ve ikinci sene taksitinden 23 633 akçe ve üçüncü sene taksitinden 6687 akçe ve toplam 34 492 akçe borcu kalm›flt›r. Bunun üzerine borç kefillerden talep edilmifl ve bunlardan da arta kalan borç olursa ölenin varislerine intikal eden muhallefattan tahsil edilmesi emredilmifltir.21 Yine Sultan Selim Vak›flar›ndan Kad›köyü’nü Ahmed ve Cafer 973/m. 15651566 senesinden itibaren mukataaya tutmufllard›. 19 Ramazan 984/m.10 Ekim 1576 tarihinde yaz›lan bir hükümden anlafl›ld›¤›na göre bu iki amil borçlar›n› ödeyememifl ve bununla ilgili olarak 973/m. 1565-1566 senesinden tahakkuk eden 20 994 akçenin tahsili emredilmifltir.22 Yine Sultan Selim Han vak›flar›ndan Üsküdar’a ba¤l› Yoros kad›l›¤›nda karye (köy) ihtisablar›n›n Ahmed isimli flahs›n t›mar›na dahil edildi¤i fakat vak›f köylerinin, ihtisab› berat›nda kendisi için has›l kayd olunmad›¤› buna ra¤men vak›f karyelerinin ihtisab›na müdahale etti¤i ve vak›flar› zarara u¤ratt›¤› bildirilmifl, ç›kan hükümde ise müdahalenin engellenmesi taleb edilmifltir.23 Üsküdar Mahkemesi’nin di¤er bir kayd›nda da Üsküdar ve civâr›ndaki sultan vak›flar›n›n serbest olduklar› hükme ba¤lanmaktad›r. 1-10 fiaban 957 /m. 15-25 A¤ustos 1550 tarihli belge Üsküdar ve Yoros kad›lar›na gönderilmifl bir hüküm 135
.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
I V
olup belgeye göre Sultan Selim ‹mareti mütevellisi Mehmed Divan’a baflvurup Üsküdar’daki vak›f karyelerinin s›n›rlar› içerisinde tutulan kaçak köle ve hayvanlar›n teslimi sonras›nda al›nan harçlar›n vakfa ait olmas› gerekirken baflkalar›na teslim olundu¤unu ve vakf›n zarara u¤rat›ld›¤›n› ifade etmiflti. Bunun üzerine selatin vak›flar›n›n serbest vak›f oldu¤u ve vak›f s›n›rlar› içerisinde tutulan kaçak köle ve hayvanlar›n sicile kaydedildikten sonra vak›f ad›na cabilerce muhafaza edilmesi ve d›flardan kimsenin müdahale etmemesi emredilmifltir. Ayr›ca baz› kimseler vak›f arazilerine ev yapt›klar› zaman tapu harc›n› vermedikleri için vakf› zarara u¤ratmakta olduklar›ndan bunun da önlenmesi emredilmifltir. Vakf›n gelirleri aras›nda bulunan bir vergi de bad-› heva olup çavufl ve sipahiler bu vergiye de müdahale ettiklerinden Defter-i Cedîd-i Hâkâni’de vakfa ait yaz›lan vergilere müdahale edilmemesi istenmifltir.24 Vak›flar›n, kendilerine tahsis edilmifl vergileri mukataa usulüyle toplama usullerinde de zaman zaman kanuni çerçevenin d›fl›na ç›kt›klar› ve farkl› vergi toplama biçimleri gelifltirdikleri de görülmektedir. Bu tür bir toplama usulünü önce vak›f idareleri ortaya ç›kar›p gelifltirmifller daha sonra da t›marl› sipahiler de bu usülleri benimsemifllerdir. Bu usulü Mustafa Akda¤ flu flekilde aç›klamaktad›r:25 “Miri toprak boflal›p da, yeniden tapuya vermek f›rsat› belirince, sahib-i arz durumunda olan kimse (vak›f mütevellisi ya da timarl› sipahi) bu bofl topra¤›n tasarrufunu=hakk› karar›n›, raiyyet’e satacak=tapuya verecek yerde o yeri, y›ll›¤›na, ço¤u kere nakit akçe karfl›l›¤›nda, icara veriyordu. Ziraat topra¤›n› bu flekilde icara alan kimse, art›k sahib-i arza, elde etti¤i ürünün öflrünü de¤il, kad› önünde yükümlendi¤i, nakit akçe olarak belirtilmifl icar bedelini ödemek zorunda idi. Bu pazarl›kta, raiyyetin, topra¤› icara ilk al›rken, tapu resmini de ödedi¤i görülmektedir. Bu flekilde, miri toprak, sanki sahib-i arz›n özel mülkü imifl gibi, onu icara verdikten sonra, ertesi y›l icar› ziyade eden birisi ç›karsa, önceki ekenden al›p bu ikincisine verdi¤i de oluyordu. Miri topra¤›n kanuna ayk›r› bu biçim iflletilmesinin sahib-i arz ç›kar›na uygun geldi¤i ortadad›r. Nakit akçe kesiflmesine dayanan icar flekli, miri toprak düzenli¤ine ayk›r› oldu¤u için, yay›lamam›fl, ancak Anadolu’nun öteki yerlerine göre çok verimli topraklar›n bulundu¤u Marmara çevrelerinde, yolu vak›flar›n açmas› ile, kural haline getirilmek istenmiflti.” Maliye ahkam defterlerinde rastlanan baz› hükümler Üsküdar bölgesindeki baz› vak›flar›n bu tarife uygun olarak mukataa usulüyle bostanlar›n› kiraya verdi¤ini göstermektedir. Üsküdar kad›s›na yaz›lan 8 Rebiülevvel 960/m.22 fiubat 1553 tarihli bir hükümde Üsküdar’daki Mehmed Pafla ‹mareti Vakf›’na ait bostan yerinin mukataa ile tevzi olunmas›n›n vakf›n menfaatlerine daha uygun oldu¤u belirtilerek ehl-i vukuf ile bostan yerine gidilip keflif yap›lmas› emredilmifl ve bostan›n ne kadar ücretle kiraya verilece¤inin tespit edilmesi istenmifltir.26 27 Rebiülahir 960/m.12 Nisan 1553 tarihli ayn› vakfa ait di¤er hükümde de yine bu konu üzerinde devletin hassasiyetle durdu¤u görülmektedir. Devlet vakf›n ç›karlar› için en uygun kiralama usulünün tespitini istemifl yap›lan araflt›rma sonucunda da bostan yerinin otuz evlek oldu¤u ve bunun evlek evlek bölünerek taliplilere verildi¤inde vak›f için daha karl› olaca¤› bildirilmiflti.27 136
.
X V I .
Y Ü Z Y I L D A
Ü S K Ü D A R
M U K A T A A L A R I
Bir dalyan
Mehmed Pafla’n›n imaretinin yan› s›ra camiine ait vak›flar›n da mukataa usulüyle gelirlerinin topland›¤› görülmektedir. 11 Receb 960/23 Temmuz 1553 tarihli bir hükümden, cami vakf›na mütevelli olan Haydar’›n divana yapt›¤› müracaat dolay›s›yla Davud Pafla Mahallesi’nde vakfa ait olan bir hamam›n Ahmed bin Mehmed isimli kimseye 960/1553 Saferinin 13. gününden bafllamak üzere 3 y›ll›¤›na 45.000 akçeye mukataaya verildi¤ini ö¤renmekteyiz. Hamam› kiralayan Ahmed bin Mehmed hacca gidecek olmas› dolay›s›yla icare akdini fesh etmek istemifl fakat bu istek ancak kiralayan›n kiralad›¤› döneme ait borçlar›n› ödemesi flart›yla kabul edilmifltir.28 Bildirimizi özetleyecek olursak, Osmanl› maliyesinin ve Osmanl› vak›flar›n›n vergi toplamada baflvurduklar› bir yöntem olarak mukataa uygulamalar›n›n Üsküdar bölgesinde de mevcut oldu¤unu ve bu bölgede bal›k avc›l›¤›ndan elde edilen gelirler ile çingene, azedegan, yave kafirleri ve arazîlerden elde edilen gelirlerin iltizama verilerek topland›¤›n› ifade edebiliriz. D‹PNOTLAR 1
Mehmet Genç, “Mukataa”, D‹A, XXXI, 129
2
KK 61, s. 74.
3
KK 61, s. 435; KK 62, s. 151.
4
KK 61, s. 171, 240; KK 62, s. 283.
5
KK 61, s. 8; KK 62, s. 2.
137
.
Ü S K Ü D A R
S E M P O Z Y U M U
I V
6
KK 61, s. 166.
7
KK 61, s. 27, 30, 31, 76, 79, 83, 250.
8
KK 61, s. 117.
9
KK 62, s. 203, 243, 398, 402, 595, 677, 704.
10
KK 63, s. 3.
11
Azâdegân: Azad olunan esir gayr-i müslimler. Ahmet Akgündüz, Osmanl› Kanunnameleri ve Hukuki Tahlilleri, 2.Kitap II. Bâyezid Devri Kanunnameleri, ‹stanbul 1990, s. 330.
12
Yave: Sahibi bilinmeden bulunan yahut tutulan ehlî hayvanlara denir. Genelde zâyi ve kay›p olan her fleye denir. Akgündüz, Osmanl› Kanunnâmeleri, II, 330.
13
Beytülmal: Bilâ vâris vefât idenerin terekesinden devlet hazinesine kalan mallar için kullan›lmaktad›r. Akgündüz, Osmanl› Kanunnameleri, 1.Kitap Osmanl› Hukukuna Girifl ve Fatih Devri Kanunnameleri, s. 181.
14
KK 63, s. 99-100.
15
MM 41, s. 315.
16
Akgündüz, Osmanl› Kanunnameleri, I. 454-455.
17
“Gekbûze kad›s›na hüküm yaz›la ki, hâliyâ ‹stanbul ve ana tâbi’ yerlerün dalyanlar›na ber-vech-i iltizâm nâz›r olan Mehmed ve emîn olan Ekisnos nâm z›mmî Dergâh-› Muallâm’a gelüp Üsküdar ahâlîsinden ba’z› kimesneler deryâdan bal›k sayd edüp sayd eyledükleri bal›klar› do¤ru bal›khâneye getürüp âdet ve kânûn üzre mîrîye müteveccih olan hisselerin virmeden Üsküdar’da ve âhar yerlerde satarlar defâ’atle bizim ma’rifetimiz olmadan bal›k sayd olunmas›n deyû tenbîh olundukda men’le memnû’ olmayup inâd idüp mâl-› mîrîye zarar ve bize hayf ederler deyû bildirdiler imdi buyurdum ki hükm-› flerîfim vardukda te’hîr ve tevakkuf itmeyüp Üsküdar ve ana tâbi’ bal›k sayd iden kapum kullar›na ve kurâ halk›na onat vecihle tenbîh ve te’kîd idesiz ki deryâda bal›k sayd itmeyeler ve itdirmeyesiz flöyle ki ba’de’t-tenbîh muhâlefet ve inâd idüp varup hilâf-› emr deryâda bal›k sayd idecek olurlar ise ol as›l kimesneleri te’hîr eylemeyüp isimleri ve ifltiharlar›yla yazup bildiresiz bir dürlü dahi eylemeyesiz ve ba’de’n-nazar bu hükm› flerîfimi elinde ibkâ idesiz flöyle bilesiz deyû tahrîren fî gurre-i fia’bânu’l-Muazzam sene 951”, KK 62, s. 558.
18
‹stanbul Müftülü¤ü, Üsküdar fieriye Sicileri Arflivi. 7. Vr. 4b. (29 fievval 937)
19
Mustafa Akda¤, Türkiye’nin ‹ktisadî ve ictimaî Tarihi (1453-1559), Ankara 1999, II, 230.
20
MAD 2775, s.1331.
21
MAD 2775, s. 778.
22
MAD 7534, s. 1306.
23
MAD 7534, s. 998.
24
Akgündüz, Osmanl› Kanunnameleri, ‹stanbul 1993, VI, 334-335.
25
Akda¤, a.g.e., s. 258-259
26
KK 63, s. 143.
27
KK.63, s. 315.
28
KK 63, s. 747.
138
.