MAYIS - HAZİRAN - TEMMUZ - AĞUSTOS 2 0 1 9
SAYI 14
TURKUAZ VE BEYAZIN BİR ARAYA GELDİĞİ GÜZELLİK
Salda Gölü
YENI GÜMRÜK KANUNU ILE TICARET HIZLANACAK
ASYA’NIN AVRUPALISI HONG KONG
E-TICARETTE MOBILIN PAYI
SOSYAL MEDYANIN DEĞIŞEN TRENDLERI
+90 850 222 864 0 www.globelink-unimar.com /unimarglobelink
Editörden Her geçen yıl; tercihler, trendler ve tüketiciler değişiyor. Bu da beraberinde değişen tüketici profilinin ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerini ve iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Bundan sonra artan bir ivme ile devam edecek olan bu döngü, dijitalin ve global entegrasyonun artması ile sadece tüketicileri ve işlerin yapısını değil, şirketleri de değişime itiyor. Son 10 yılın parlayan yıldızı olan lojistik sektörü ve firmaları da tam bu değişimin merkezinde yer alıyor. Daha hızlı çözümlerin giderek artan müşteri hassasiyetleri çerçevesinde yapılması son derece önemli. Biz de Globelink Ünimar olarak bunun farkındayız. Her daim müşteri memnuniyetini ve hassasiyetlerini dikkate alan bir firma olarak, tüm çözümlerimizi ve hedeflerimizi yeni nesil ihtiyaçları ve duyarlılıkları sorunsuzca yerine getirme hedefinde olduk. Bu sene itibariyle çeyrek asrı geride bırakmış bir firma olarak, lojistik vitrinimizi yenileyerek, teknoloji, insan ve doğa odaklı anlayışımızı güçlendirmeye de devam ediyoruz. Bu nedenle, bir yandan kendi teknolojik altyapımızı ve sorumluluk bilincimizi geliştirirken diğer yandan da bunları geliştirmek isteyenlere destek veriyoruz. Tam da bu sebeple Sainte Pulchérie Fransız Lisesi SPARC 5665 Robotik Takımı’nın “FIRST Robotic” yarışmasındaki sponsoru olduk; kariyer günlerinde öğrencilerle bir araya gelerek, geleceğin lojistikçilerine geleceğin lojistiğini anlattık. Canlı hayvan taşıma operasyonlarını uzmanlık alanlarımızdan biri haline getirdik. Yaptığımız işi uluslararası standartlarda en
EFE CAN ÇIVGIN ARGEMONIA YAYIN YÖNETMENI
yüksek kalitede vermek için ISO 28000:2007 Sertifikası’nı belgelerimiz arasına ekledik. Tüm bunların yanında bir firmanın gelişiminin ve sürdürülebilir bir misyonla hareket edebilmesinin de -çalışanıyla, yöneticisiyle, müşterisiyle- bir ekip ruhuyla yapılabileceği gerçeğini hep taze tuttuk. Bu sebeple de geleneksel hale getirdiğimiz Vizyon Toplantımızda, bu sene “Mutlu Çalışan Mutlu Müşterisi” mottosuyla bu ruhu daha ileriye taşımanın yollarını konuştuk. Globelink Ünimar olarak gelişimi ve değişimi, sürdürülebilir ve her güne yayılmış bir hedef olarak ele alan, bu konuda kendini sürekli geliştiren bir firmayız. Bunun sonuçlarını da aldığımız ödüllerle taçlandırıyoruz. Bu anlamda son ödülümüzü, Turkish Cargo ile yaptığımız iş birliği vesilesiyle aldık. Hava kargo taşımacılığı alanındaki hızlı çözümlerimiz, Turkish Cargo tarafından “En Çok Gelişim Gösteren Acente” dalında üçüncülük ile ödüllendirildi. Globelink Ünimar olarak, 25. yılımızda değişime gittiğimiz bir diğer alan da siz okuyucularımızın daha bir keyifle okuması adına dergimiz Argemonia oldu. Daha güncel ve life style bir içerikle yeni bir çizgi oluşturduğumuz dergimizde teknolojiden sanata, akademiden güncel gelişmelere kadar farklı disiplin başlıklarında ilginizi çekecek içerikler oluşturmaya çalıştık. Ve umuyoruz ki, büyük bir keyif alırsınız. Yaşadığımız tüm bu değişimlere nazaran, aileniz ve sevdiklerinizle geleneksel bir bayram yaşamanızı, sevgi ve bağlılığın değişmemesini ve sonsuz olmasını diliyoruz.
İÇİNDEKİLER
16
ASYA’NIN AVRUPALISI HONG KONG
08
CIHAN YUSUFI TOBB GENÇ GIRIŞIMCILER KURULU ÜYELIĞINE SEÇILDI
08
GLOBELINK ÜNIMAR, CHARTER CANLI HAYVAN TAŞIMA OPERASYONUNU BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTIRDI
10
GLOBELINK ÜNIMAR OKAN ÜNIVERSITESI KARIYER GÜNLERINDEYDI
11
GLOBELINK ÜNIMAR VIZYON 2019 TOPLANTISI’NI GERÇEKLEŞTIRDI
6
GLOBELINK ÜNIMAR’DAN SPARC 5665 ROBOTIK TAKIMI’NA DESTEK
24
HIZLI YAŞAYAN DÜNYAYA, HIZLA DEĞIŞEN SOSYAL MEDYA TRENDLERI
14 UTİKAD YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI NIL TUNAŞAR
“LOJISTIK SEKTÖRÜ HIZLI DEĞIŞIM GÖSTERIYOR” 4
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
Argemonia 4 aylık Globelink Ünimar Lojistik A.Ş. yayınıdır.
Yıl: 4 Sayı: 14 Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos 2019 İmtiyaz Sahibi
Globelink Ünimar Lojistik A.Ş. adına Cihan Yusufi Sorumlu Müdür ve Yayın Yönetmeni
Efe Can Çıvgın Yayın Kurulu
Cihan Yusufi, Uğurhan Kiçki, Fatih Baş, Selçuk Uray, Efe Can Çıvgın Yayına Hazırlayan
12 28 30 36
YENI GÜMRÜK KANUNU ILE TICARET HIZLANACAK
Genel Yayın Yönetmeni
Selda YEŞİLTAŞ Yayınlar Koordinatörü
TÜRKİYE’NİN ULAŞTIRMA KORİDORLARI E-TICARETTE MOBILIN PAYI
ARGEMONIA
9
TURKISH CARGO’DAN GLOBELINK ÜNIMAR’A ÖDÜL
Murat ERDOĞAN Görsel Yönetmenler
20
TURKUAZ VE BEYAZIN BİR ARAYA GELDİĞİ GÜZELLİK SALDA GÖLÜ
ETKINLIK
Ercan YAVUZ Fatih HANÇER Editörler
Pelin DEMİREL Peri ERBUL Reklam ve Kurumsal Satış
Suat YEŞİLTAŞ İletişim
32
ROCK’N’ROLL KRALI ELVIS PRESLEY
Rumeli Caddesi Rumeli Pasajı Yunus Apt. No: 45 Kat: 3 Nişantaşı - Şişli / İSTANBUL Tel: 0 (212) 236 00 50 www.viyamedya.com viya@viyamedya.com Globelink Ünimar, Argemonia’yı, müşterilerine hizmet vermek ve müşterileri ile iletişim kurmak amacıyla, ücretsiz olarak, senede 3 defa yayınlanmaktadır. Tüm hakları saklıdır. Globelink Ünimar’ın kurumsal kimliğini taşıyan yazı ve fotoğraflar, yayıncının izni olmadan kullanılamaz.
5
HABERLER
GLOBELINK ÜNIMAR’DAN SPARC 5665 ROBOTIK TAKIMI’NA DESTEK
SPARC 5665 Robotik Takım kaptanı Mina Dündar “Başta Türkiye olmak üzere dünyaya robotiği ve bu bilimi yaymak istiyoruz. Dizayn ettiğimiz robotlarla ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye, Türk gençliğinin adını bilim ve mühendislik alanlarında başarılarıyla duyurmaya çalışıyoruz.”
6
G
ünümüz eğitim sisteminde kodlama, yazılım ve robot yapımı gibi bilimin ve mühendisliğin iç içe geçtiği dallar, son zamanlarda daha da ön plana çıkmış durumda. Bunun ışığında yol alan gençlerimiz Türkiye’yi dünya çapında düzenlenen robot yarışmalarında temsil ediyor. Bu gençlerin oluşturduğu takımlardan biri olan Sainte Pulchérie Fransız Lisesi SPARC 5665 Robotik Takımı, her yıl düzenlenen FIRST Robotics Competition’da yaptıkları yaratıcı robotları büyük bir gururla sergiledi. Onlara bu yolda destek olanlardan biri de Globelink Ünimar’dı. “Ülkemizi, Okulumuzu ve Türk Gençliğini Gururla Temsil Ediyoruz” SPARC 5665, Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nin Robotik Kulübü tarafından 2015 yılında kurulan SPARC 5665 Robotik Takım Kaptanı Mina Dündar, FIRST Robotics Competition’a kuruldukları ilk yıldan bu yana katıldıklarını belirterek, hem yurt içinde hem de yurt dışında katıldıkları yarışmalarda ülkemizi, okullarını ve Türk gençliğini gururla temsil
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
ettiklerini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Misyonumuz; başta Türkiye olmak üzere dünyaya robotiği ve bu bilimi yaymak. Dizayn ettiğimiz robotlarla, oluşturduğumuz projelerle, ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye, Türk gençliğinin adını bilim ve mühendislik alanlarında başarılarıyla duyurmaya çalışıyoruz. Vizyonumuz; kendimizi geliştirirken başkalarına ilham vermek. Bu yüzden projelerimizi Türkiye’de paylaşmak, bize yeterli gelmiyor; bilimin ışığında erişebildiğimiz her noktaya dokunmak istiyoruz.” Yoğun akademik takvimlerine rağmen, robotik alanının mekanik ve teknik kısmına geniş zaman ayırdıklarını dile getiren Dündar, bu alanda çalışmalar yapacak yeni takımlar açılması ve yeni takımlara destek verilmesi konusunda da destek verdiklerini ve arkadaşlarının kişisel gelişimini tamamlamaları ve bu konudaki bilgilerinin artması için sunum ve konferanslar düzenlediklerini dile getiriyor. Dündar, diğer yandan ekip olarak sosyal sorumluluk alanında da global çalışmalara destek verdiklerini belirtiyor ve şöyle diyor:
First Robotic Competiton Macerası “FRC yarışması, FIRST Vakfı, tarafından 12-18 yaş arası gençlerin katılabileceği bir yarışma. Sporun, bilim ve teknolojinin birleştiği bir organizasyon ve bu yarışma kişisel gelişimlerimizi ilerletmemize ve sorumluluk bilincimizin olgunlaşmasına katkıda bulunuyor. İşte bu nedenlerden dolayı, FIRST’ün uygulamalarına katılıyoruz. Şunu da biliyoruz ki FIRST yarışmaları, biz gençlerin gerçek hayattaki mühendisliğe kendini en yakın hissettiği ve becerilerini göstermek için mücadele ettiği bir organizasyondur” diyen Dündar, bu olaya, bir yarışmadan önce kişisel gelişim platformu gözüyle baktıklarını ve hayata geçirdikleri projeleri de bu bilinçle yaptıklarını vurguluyor. 15 Santim Yüksekliğe Çıkıp İnebilen Robot Mina Dündar robot hazırlama sürecini ve yarışmaya nasıl hazırlandıklarını ise şöyle anlatıyor: “İlk olarak robotun bazını oluşturan mekanik ve teknik yapıyı oluşturuyoruz. Oluşturduğumuz bu yapının bütçesel değerlerini tanımlayarak, yazın başında sponsor görüşmeleri ile robotun maddi açıdan nasıl destekleneceğini planlıyoruz. Ocak ayının ilk haftasında FIRST tarafından belirlenen konu başlığına göre robotumuzu imal ediyoruz. 2019 yılında belirlenen konu başlığı ‘Deep Space’di. Robotumuzu belirlenen kurallara, bütçemize ve oluşturduğumuz plana bağlı kalarak gece gündüz demeden çalışarak yarışmaya hazır hale getirdik. Yapmış olduğumuz robot için disk panellerini veya topları alıp belirli bir yüksekliğe çıkar-
dık. Bunları istenilen bölgeleri yapıştırabilen ve kurguladığımız mekanizma sistemi sayesinde atabilen bir robot tasarladık. Aynı zamanda bu robot, 15 santim yükseklikteki bir platforma çıkabilme ve inebilme yeteneğine de sahipti. Derecelendirme aşamasında robotun performansı ve tasarımı ön planda olup ekibimizdeki farklı görevlerde olan arkadaşlarımızın yapması gereken temel görevleri ve yetkinlikleri de değerlendiriyor.” “Yarışmanın Bir Parçası Olmak Bizi Heyecanlandırıyor” Yarışmadan derece alarak dönmüş olmanın kendileri için büyük bir mutluluk olduğunu ifade eden Dündar, “Aldığımız dereceler, bizi bir sonrakinde daha iyisini yapmak adına kamçılıyor, sorumluluğumuzu bir kat daha artırıp, bizi heyecanlandırıyor. Ayrıca bu ödüller, değerli firmalardan sponsorluk talep ederken kendimizi anlatmamızı kolaylaştırıyor” dedi.
FIRST ROBOTICS COMPETITION NEDIR?
First Robotics Competition (FRC) First Vakfı tarafından her sene, 9-12. sınıflar için düzenlenen bir robotik yarışma. Takımlar, her yıl bir tema çerçevesinde, yaptıkları robotlarla belirli görevleri tamamlamaya çalışıyorlar. Ön elemeler sonrasında son yarışma FIRST Championship ile sona eriyor. 1992 yılında ilk yarışmayı düzenlendiğinde 28 takım yarışmaya katılırken, şimdilerde dünyanın dört bir yanından gelen yaklaşık 250 bine yakın öğrenci yarışıyor.
ARGEMONIA
“Afrika’da güneş enerjisinden su elde eden paneller yapımına destek olmak, sosyal sorumluluk anlamında da ülkemizin adını duyurmak bize gurur veren bir diğer projemiz.”
7
HABERLER
CIHAN YUSUFI TOBB GENÇ GIRIŞIMCILER KURULU ÜYELIĞINE SEÇILDI
G
lobelink Ünimar Kurucu Ortağı, UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Cihan Yusufi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Kurulu Üyeliği’ne seçildi. Seçim sonrasında konuyla alakalı açıklamalarda bulunan Cihan Yusufi, girişimcilik kültürünün gelişmesi ve yaygınlaşması adına çalışmalar yapacaklarını belirterek, “Genç Girişimciler Kurulu, genç girişimcilere eğitim, kapasite geliştirme desteği ile girişimci fikirlerini hayata geçirmelerinde destek sağlamak üzerine kurulmuş bir organizasyon. Kurulun temel amacı, Türkiye’de bulunan genç girişimci potansiyelinin geliştirilmesi ve daha donanımlı hale getirilmesi adına politikalar
belirlemek ve girişimcilik kültürünün gençler arasında gelişmesine öncülük etmek. Bu amaç ve vizyon doğrultusunda Türkiye’nin 81 ilinin tamamında kurulmuş olan TOBB İl Genç Girişimci Kurulları, bulundukları illerde girişimciliğin geliştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmaya devam edecekler. Türkiye ekonomisinin ve hizmet ihracatının önde gelen sektörlerinden olan lojistik sektörünü bu kıymetli platformda temsil etmenin ve genç girişimcilerin lojistik sektörüne yönelik projelerinde de aktif olarak rol üstlenecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Umuyoruz ki, bu birliktelik, Türkiye ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunacak, sektörlerdeki girişimcilerin yollarına ışık tutmaya devam edecektir” ifadeleri kullandı.
GLOBELINK ÜNIMAR, CHARTER CANLI HAYVAN TAŞIMA OPERASYONUNU BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTIRDI
U
luslararası denizyolu, havayolu ve karayolu ana hizmetlerinin yanı sıra entegre lojistik hizmetlerini de kapsayan tedarik zinciri fonksiyonlarının tamamında hizmet sunmaya devam eden Globelink Ünimar, İzmir’den Sudan’a yapılan charter canlı hayvan taşıma operasyonunu başarıyla tamamladı. Hayvan taşımalarını güvenli koşullarda ve en ideal şartlarda gerçekleştirmek adına yaptığı çalışmalarına her geçen gün yenisini ekleyen Globelink Ünimar, bu alanda Türkiye’nin en başarılı firmalarından biri olarak dikkat çekiyor. Gerçekleştirilen proje kapsamında açıklamalarda bulunan Hava Kargo Müdürü Didem Şenses, “Globelink Ünimar olarak tedarik zinciri fonksiyonlarının tamamında iş ortaklarımıza
8
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
hizmet sunmaya devam ediyoruz. Yıllardır İstanbul merkezli olarak gerçekleştirdiğimiz operasyonlarda da gösterdiğimiz üzere, canlı hayvan taşıma, uzmanlık alanlarımızdan bir tanesi. Yakın zamanda İzmir şubemiz de charter canlı hayvan taşıma operasyonu kapsamında 769 adet keçiyi Sudan’ın Hartum kentine uçak ile sevk etmiş bulunmaktadır. Gittikleri bölgede ırk ıslahı amacı ile kullanılacak keçilerin taşıması için doğaya ve canlılara saygı prensibimizi de ön planda tutarak, havayolu ile taşıma metodunu kullanmayı tercih ettik. Gerçekleştirdiğimiz bu charter operasyonunu, Globelink Ünimar’ın etik değerlerine uygun olarak başarıyla tamamlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Globelink Ünimar olarak sektörde 25. yılımızı kutladığımız 2019 ve sonraki yıllarda da koşulsuz müşteri ve çalışan memnuniyeti prensibi ile faaliyetlerimize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
ARGEMONIA
TURKISH CARGO’DAN GLOBELINK ÜNIMAR’A ÖDÜL Globelink Ünimar, Turkish Cargo Acente Ödül Töreni’nde “En Çok Gelişim Gösteren Acente” dalında üçüncülük ödülünün sahibi oldu.
H
ava kargo sektörünü ve Türkiye’de faaliyet gösteren birçok acenteyi bir araya getiren “Turkish Cargo Acente Ödül Töreni”, sektörün önde gelen sivil toplum kuruluşlarından olan UTİKAD’ın ve İstanbul Havalimanı’nın üst düzey yöneticilerinin katılımı ile İstanbul’da gerçekleşti. Turkish Cargo’ya katkılarından dolayı acentelere 17 dalda ödüllerin verildiği törende, Globelink Ünimar, “En Çok Gelişim Gösteren Acente” dalında ödüle layık görüldü. Turkish Cargo’nun bu yıl dokuzuncusunu düzenlediği Acente Ödülleri Töreni’ne Globelink Ünimar adına katılan Hava Kargo Müdürü Didem Şenses, 2018 yılında ihracata olan yönelimi daha da artırdıklarını söyleyerek, volümlerde yüzde 100’lük bir artış sağladıklarını belirtti. Hava Kargo Departmanı olarak koydukları hedefleri en kısa sürelerde hayata geçirdiklerini dile getiren Şenses, konuşmasına şöyle devam etti: “Hava kargo departmanı altında yarattığımız yeni pazarlar, oluşturduğumuz ara ürünler ve ekiplerimizin proaktif müşteri hizmet anlayışı ile kısa bir sürede hedeflerimize ulaşmayı başardık. Bu süreçte ayrıca bozulabilir kargo ve canlı hayvan taşımacılığında da oldukça deneyim kazan-
dık. Bugün kazandığımız ödül de yaptığımız çalışmalardaki başarımızın işaretlerinden bir tanesi. Özverili çalışmaları için ekip arkadaşlarıma bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum. Geçtiğimiz sene olduğu gibi, 2019 yılında da ihracat hedeflerimizi daha da yukarılara taşımayı hedeflemekteyiz.”
9
HABERLER
GLOBELINK ÜNIMAR OKAN ÜNIVERSITESI KARIYER GÜNLERINDEYDI
İ
ş Yaşamına En Yakın Üniversite vizyonu ile hareket eden Okan Üniversitesi, 20-21 Mart tarihleri arsında gerçekleştirdiği Kariyer Günleri etkinliği ile gençleri farklı meslek grubundan temsilciler ile bir araya getirdi. Kariyer Günleri’nde gençlerle bir araya gelen Globelink Ünimar İnsan Kaynakları Uzmanı Oben Büyükgüngör, üniversite- sektör iş birliğine önem verdiklerini ve geleceğin lojistikçileri ile bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Kariyer Günleri kapsamında gerçekleştirdiğimiz görüşmeler ile gençlerin önceliklerini, beklen-
tilerini ve tercihlerini de birinci elden gözlemleme fırsatı bulduk. Çalışanlarımıza değer katma yolunda Kariyer Günleri’nde yaptığımız görüşmeler ve elde ettiğimiz veriler ile insan kaynakları stratejilerimizi ve politikalarımızı da güncelleme fırsatı yakaladık” dedi. İstanbul Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güner Gürsoy ise, “İş Yaşamına En Yakın Üniversite” sloganına yakışır bir etkinlik gerçekleştirdiklerini söyleyerek, öğrencilerin sektörlerle bir araya gelmeleri için çalışmalarına ve etkinliklerine devam edeceklerini ekledi.
GLOBELINK ÜNİMAR ISO 28000:2007 SERTİFİKASI’NA SAHİP OLDU
G
lobelink Ünimar, uluslararası bir standart olan ve Tedarik Zinciri Güvenliği Yönetim Sistemi’nin gereksinimlerini ortaya koyan ISO 28000:2007 Sertifikası’nı almaya hak kazandı. ISO 28000 yönetim sistemi standardı, tedarik zincirinin genel güvenliğini geliştirmeyi amaçlıyor. Tedarik zinciri ile herhangi
10
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
bir şekilde bağlantılı olan organizasyonların güvenlik risklerini değerlendirmeleri ve azaltmaları için firmalara standart bir çerçeve sağlıyor. Bu standartla ürünlerin üretim noktasından satış noktasına kadar herhangi bir sorun ile karşılaşılmadan ulaştırılması sağlanarak, sürdürülebilir bir transit süreci oluşuyor.
G
ARGEMONIA
GLOBELINK ÜNIMAR VIZYON 2019 TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTIRDI
lobelink Ünimar’ın geleneksel hale getirdiği vizyon toplası, bu sene “Mutlu Çalışan Mutlu Müşteri” mottosuyla, 16 Şubat 2019 tarihinde Hilton Kozyatağı Otel’de gerçekleştirildi. Globelink Ünimar Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cihan Yusufi’nin konuşması ile başlayan toplantı; departman müdürlerinin gerçekleştirdikleri sunumların ardından ritim atölyesi ve Kişisel Gelişim Uzmanı Sinan Ergin’in sunumu sonrası “5, 10, 15, 20” senelik çalışanlara yönelik yapılan kıdem ödül töreni ile son buldu. Konuşmasında, 2018 değerlendirmesi ve 2019 yılına yönelik şirket hedeflerini çalışanlarla paylaşan Cihan Yusufi, “Globelink Ünimar olarak iş ortaklarımızda oluşturduğumuz güven duygusunun temelini oluşturan çalışanlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
GLOBELINK ÜNİMAR’DAN ÇALIŞANLARINA NOSTALJİK SÜRPRİZ
G
lobelink Ünimar her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların anlamlı bayramını kutlamayı unutmadı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında bir dizi etkinlik gerçekleştiren Globelink Ünimar, bu sene çocukların yanında çalışanlarına da bir sürpriz hazırladı. Ünimar, “İçinizdeki Çocuğu Şımartın” mottosuyla hazırladığı sürprizde çalışanlarına nostaljik bir hediye paketi verdi. 1980’lerin ve 90’ların ikonik lezzetlerinin yer aldığı hediyeler, çalışanları çocukluklarına götürdü. Çocuklara Daha Yeşil Bir Gelecek Bırakmak için Fidan Bağışlandı Yaptığı çalışmalar ve aldığı sertifikalarla
sürdürülebilir bir geleceğe ve temiz doğaya katkıda bulunan Globelink Ünimar, bu hedefini, çocuklara 23 Nisan hediyesi olarak da sundu. Ünimar, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, gelecek kuşaklara daha yeşil bir dünya bırakmak için Tema Vakfı ile iş birliği yaptı. İş birliği çerçevesinde “Ünimar Çocukları” adına Kütahya Altınova Hatıra Ormanı’na birer adet fidan bağışlandı.
11
SEKTÖR ANALİZ
Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Gümrük Kanunu Taslak metni, dijitalleşme ve elektronik uygulamalarla ticareti hızlandırmayı hedefliyor. Kanun henüz yayımlanmadı fakat kağıtsız ihracat ve konteynerin gemi üstündeyken beyanı gibi uygulamalar başladı.
12
YENI GÜMRÜK KANUNU ILE TICARET HIZLANACAK
T
icaret Bakanlığı, AB Birlik Gümrük Kodu hükümlerinin ulusal mevzuata yansıtıldığı yeni bir Gümrük Kanunu hazırlanmasına yönelik yaptığı çalışmalar kapsamında 228 maddeden oluşan yeni bir Gümrük Kanunu Taslağı hazırladı. Ocak 2019’da yeniden ilgili kuruluşların görüşüne açılan Gümrük Kanunu Taslak metni, merkezi gümrükleme, kayıt yoluyla beyan ve öz değerlendirme gibi kolaylıklar getiriyor. Taslak metinde Ticaret Bakanlığı’nın, kolaylaştırmayı Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS)’ne sahip firmalar üzerinden yapmayı planladığı görülüyor. YYS’ye sahip firma sayısının 400’ü aştığı belirtiliyor. Taslak metnin 135. maddesinde yer alan
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
‘merkezi gümrükleme’ ile Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası’na sahip şirketlerin gümrük beyannamesinin, eşyanın sunulduğu gümrük idaresi yerine bu kişinin yerleşik olduğu yerdeki gümrük idaresine verilmesine izin vererek süreci kolaylaştırıyor. 136. maddesinde yer alan ‘kayıt yoluyla beyan’ tanımında, “Gümrük idareleri başvuru üzerine, beyanın yapıldığı anda beyan sahibinin elektronik sistemindeki beyanname bilgilerine erişilebilmesi koşuluyla, yetkilendirilmiş yükümlülere basitleştirilmiş beyan da dahil, kayıt yoluyla beyan yapılmasına izin verebilir” deniyor. Kayıt yolunun gümrükleme süreçlerinde ciddi bir avantaj yaratacağı görülüyor.
Rıdvan HALİLOĞLU Yetkilendirilmiş Gümrük Müşaviri
Kanun Metninde TİO Yok İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkan Yardımcısı Rıdvan Haliloğlu, “taşıma işleri organizatörü” tanımının kanun yönetmeliğine eklenmediğinin altını çizerek “UTİKAD Yönetim Kurulu’nda görev yaptığı dönemde UTİKAD olarak taslak metinde TİO tanımının eklenmesi için Bakanlığa görüş ilettiklerini belirtti. Haliloğlu, Taşıma işleri organizatörü tanımının Gümrük Kanunu’nda bulunmasının hem hukuki bir zorunluluk hem de Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve uluslararası düzenlemelerle uyumlu olabilmesi için gerekli bir husus olduğunu sözlerine ekledi.
Ceza Maddesi Firmaların Geleceği İçin Değiştirilmeli Taslak metin ile gelen yenilikleri, büyük bir takdirle karşılamak gerektiğini söyleyen Rıdvan Haliloğlu, firmaları zor durumda bırakacak uygulama ile ilgili de düşüncelerini şu şekilde dile getirdi: “2009 yılında yapılan bir değişiklikle, 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’na eklenen bazı cezai müeyyidelerin hem ticaret erbabına hem nakliye, lojistik işletmelerine hem de kapsamlı teminat kullandıran işletmelere ne kadar büyük zarar verdiğine zaman içinde çok tanık olduk. Bu nedenle yeni kanun metninde bu noktada iyileştirmeler yapılarak yayınlanması çok önemli. Çünkü transit olarak taşınmakta olan bir eşyanın gümrük tarife pozisyonunda bir değişiklik olması halinde aradaki vergi farkının, katları şeklinde ceza uygulaması yerine, eşyanın gümrüklenmiş değerinin (mal bedeli + sigorta + navlun+ gümrük vergisi + İGV +EMY + ÖTV+KDV gibi var olan her şeyin toplamı) katları şeklinde vergi cezası uygulanmaktadır. Devletin aslı görevi işletmelerin
devamına yönelik olmalıdır. Bu nedenle cezaların, suç ile orantılı olması gerekir. Dünyanın hiçbir ülkesinde gümrüklenmiş değerin katlarına bağlanmış şekilde bir ceza uygulaması yoktur. Bu uygulama ayrıca ülkemizin taraf olduğu Kyoto Sözleşmesi hükümlerine de aykırıdır. Hem de şu anda uyumlaştırma çalıştığımız AB müktesebatına da aykırıdır. Ceza verilirken amaç, hatalar konusunda hata yapan işletmeleri ıslah etmek olmalı, imha etmek değil.”
İhracat ve ithalatta Dijitalleşme, Kanunda Önce Başladı Yeni Gümrük Kanunu henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadı. Elektronik uygulamalara ağırlık veren Gümrük Kanunu, yayınlanmasa da ticaret ve gümrük işlemlerin elektronik ortama kaydıracak uygulamalar yürürlüğe girmeye başladı. Gemi henüz seferdeyken üzerinde bulunan konteyner için beyanname verilmesine imkan veren kolaylıklar geldi. Tabi bu işlemleri sadece Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’ne sahip güvenilir işletmeler yapabiliyor. Gümrük idaresi kağıtsız ihracat ve ithalatta bazı işlemleri dijitalleşmek gibi uygulamaları hayata geçirmeye başladı.
Taslak metin ile gelen yenilikleri, büyük bir takdirle karşılamak gerektiğini söyleyen İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Başkan Yardımcısı Rıdvan Haliloğlu, devletin asli görevinin işletmelerin devamına yönelik olması gerektiğini söyledi.
ARGEMONIA
137. maddede ise Öz Değerlendirme başlığı altında “Gümrük idareleri başvuru üzerine, gümrük idaresince yapılması gereken belirli gümrük işlemlerini yerine getirmek, ödenecek gümrük vergilerini hesaplamak ve gümrük gözetiminde belirli kontrolleri gerçekleştirmek üzere” yetkilendirilmiş yükümlü statüsü tanınan kişilere izin verebileceği belirtiliyor.
13
KADIN GÖZÜ
UTİKAD YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI NIL TUNAŞAR
“LOJISTIK SEKTÖRÜ HIZLI DEĞIŞIM GÖSTERIYOR”
2
011 yılından bu yana UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi, 2015 yılından itibaren Başkan Yardımcısı olarak lojistik sektörüne üst düzeyde hizmet veren Nil Tunaşar, aynı zamanda sekiz senedir, Transorient Uluslararası Taşımacılık’ta Satış, Pazarlama, Kalite ve Mali İşlerden Sorumlu Yönetici Ortağı olarak çalışıyor. Yaklaşık 25 senedir lojistik sektörünün içinde yer alan Tunaşar, lojistik sektörünün günümüz şartlarında daha rekabetçi ve ilerici olması gerektiğini, bunun da sadece teorik bilgiyle mümkün olmayacağını hem deneyimlerin hem de kişisel becerilerin entegrasyonu ile sağlanabileceğini ifade ediyor. Eril bir sektör olarak kabul edilen lojistik sektöründe kadın olarak var olma konusuna da değinen Tunaşar, lojistik sektörünü dergimiz Argemonia için değerlendirdi. Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz, sektöre nasıl girdiniz? Lojistik sektöründe geçirdiğiniz 25 seneye yaklaşan süreyi nasıl özetlersiniz? İş yaşamına ilk olarak Ford Motor Company Türkiye ofisinde başladım. Birkaç yıl sonra Ford’a hizmet veren Sumerman International’dan aldığım iş teklifi ile lojistiğe geçtim. O dönemde Air Express Türkiye partneri olarak ilk lojistik eğitimimi Belçika’da aldım. Sonrasında Transorient maceram başladı. Uzmanlığım, hava lojistiği olduğundan havayolu konsolidasyon ağını genişletmek ilk hedefti. Yıllar içerisinde
14
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
uzmanlık alanlarımız kara, deniz ve son olarak da intermodal olarak genişledi. Son derece hareketli ve keyifli bir 24 yıldı. Şanslıydım çünkü hocalarım, mentorlarım, çalışma arkadaşlarım çok değerli kişilerdi ve ben her birinden çok şey öğrendim. Taşımacılık sektörü, geleneksel olarak “eril” bir sektör olarak görülüyor. Böylesi bir anlayışın hakim olduğu lojistik sektöründe kadın yönetici olmak ne demek? Bu soru, değişik formlarda çok sık soruluyor ve her seferinde cevap vermek için düşünmek zorunda kalıyorum. Belki de ben, kendimi cinsiyet faktöründen arınmış olarak başarmaya odaklı bir iş insanı olarak gördüğümden zorlanıyorum. Ancak kadın olmak demek, sürece ve detaylara odaklanmak demek. Eğer ayrıntılarda yavaşlamamayı, sonuç odaklı olmayı, duygulardan arınarak rasyonel hareket etmeyi başarabilirseniz detayı görerek sonuca yürüyebilmek, kadın yönetici olmanın en büyük avantajı diyebilirim. Kadın enerjisi ve direnci, genel olarak çok yüksek. Denildiği kadar zor koşullardan ve kadına alan yaratma sorunundan bahsedebilir miyiz gerçekten? Ben bahsedemem. Belki de bulunduğum ortamlarda şanslı olduğumdan. Bana göre; düşünerek konuşur, planlı ve hedefe yönelik hareket eder, algıyı iyi yö-
Kadın yönetici olmak demek, en basit anlamda daha kolay akılda kalmak demek. Erkek egemen bir sektörde bulunduğunuz ortamlarda hatırlanır oluyorsunuz. Ayrıca detayları görebilmek ve eş zamanlı birkaç iş yapabilmek de kadınlarda daha sık rastlanan özellikler.
netirseniz, bu tür bir sorun ile yok denecek kadar az karşılaşıyorsunuz.
Bana göre hemen tüm lojistik eğitim modelleri fazlaca teorikte ve saha bilgisinden uzak kalıyor. Lojistik okullarından mezun olan gençler, sahaya indiklerinde kendilerini hiç beklemedikleri bir dünyada buluyor. Sadece konteyner tiplerini ve Incoterms’ü öğrenerek iş üretmeniz olanaksız. Sorun çözebilmek, daha da iyisi sorun oluşmadan önlem alabilmek, danışman rolünü üstlenebilmek, müşteri memnuniyeti yaratabilmek gibi hayati unsurlar, bu teorik bilgiler içerisinde verilemiyor veya yeterli olmuyor. Diğer taraftan bu gençleri istihdam eden şirketlerin de onlara net, belirgin ve iddialı kariyer planları çizebilmesi gerekli.
Son yıllarda sektördeki kadın çalışan sayısı hızla artmakta. Bunun tetikleyicileri neler? Burada tek etken, kadını iş hayatına entegre etme kampanyaları olmasa gerek... Sadece lojistik sektöründe değil, pek çok sektörde kadın yönetici sayısının arttığını düşünüyorum. Tüm dünya, bu bağlamda hızla değişiyor. Artık eğitimli kadın, evde oturup, çocuk büyütmek dışında eylemleri ile var olmak, çevresinde fark yaratmak, ekonomik bağımsızlığını kazanmak istiyor. Bunu, doğal ve gerekli bir değişim “Lojistik olarak görüyorum. Sonuçta aynı eğitimi alan kadın ve erkeğin yaşamdaki rolleri okullarından neden farklı olsun? mezun olan gençler,
UTİKAD’ın, sektördeki kadın çalışanlara dair ne tür çalışmaları söz konusu? yüksek çevre ve insan bilinci sahaya indiklerinde UTIKAD’ın nedeniyle, STK’lar arasında ayrıcalıklı Siz Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili kendilerini hiç bir yeri olduğunu düşünüyorum ve bu ve Edebiyatı mezunusunuz ve lojistik beklemedikleri nedenle bir UTIKAD’lı olmaktan gurur sektörünün en önemli kuruluşunda yöduyuyorum. UTIKAD, “İş’te Eşit Kadın netici pozisyonundasınız. Bu bağlambir dünyada Sertifikası” alan ilk STK. Dernekte görev da, lojistik eğitimi ne derece önemli? buluyor. Sadece Sektörde farklı bölümlerden mezun yapan 12 kişilik icra ekibinin dokuzu, konteyner tiplerini beş yöneticimizin ise üçü kadın ve olmuş insan sayısı çok fazla. ve Incoterms’ü Her türlü sektörel eğitimde olduğu gibi bu kişiler gerek yurt içinde gerekse lojistik sektöründe de eğitim oldukça uluslararası arenada değer yaratan öğrenerek önemli. Ancak sektörde başarılı olabilbirçok çalışma ve projede yer alıyor. iş üretmeniz mek için çok farklı parametreler de en UTIKAD Yönetim Kurulu Üyelerinin ise olanaksız.” az sektörel teorik bilgi kadar önemli. üçü kadın. Yaratıcılık, sorun çözme yeteneği, açık Tüm STK’larımız, temsil ettikleri fikirlilik, küresel ekonomiyi izleme ve sektörlerde bu şekilde öncü olurlarsa, yönelimleri algılayabilme becerisi, prokadınlarımızın iş yaşamında daha aktif aktif yaklaşım, hız, dinamizme ayak uydurabilme yetisi ve başarılı roller alacaklarından eminim. gibi kişilik özelliklerinin belirleyici etkenler olduğunu düşünüyorum. Lojistik; gelişimin, değişimin, dinaSon olarak, sektörün geleceği olan gençlere mizmin egemen olduğu bir sektör. Siz de bu rüzgarı tavsiyeleriniz neler olur? yakalayabilirseniz başarı şansınız artıyor. Aslında rüzGençlere en başta bilgi edinmelerini, klasik yöntemleri gar değil, fırtına diyelim; fırtınalı havaları seviyorsanız sorgulamalarını, yenilikçi bakış açısını ilke edinmelerini lojistik size göre. öneriyorum. Dünya ve iş yapış biçimleri o kadar hızla değişiyor ki, ancak “neyi daha farklı yapabilirim” diye düşündüğünüzde başarıya ilerleme hızınız artıyor. Bilgi Diğer yandan sektörün yaşadığı en büyük sıkıntıile donandığınızda proaktif olmanız kolaylaşıyor. Artık lardan biri de eğitimli, kalifiye ara eleman sorunu. yükleme bilgisini A şirketinden alıp B şirketine verme Bunu aşmak için de okullar, dersler açılıyor. Bu dönemi sona eriyor. Bu işi çok yakında yapay zeka devnoktada neler söylersiniz? Sektör, nerede tıkandı ki, buna yöneldi? ralacak. İnsan ise fikir, çözüm ve yenilik üretecek.
ARGEMONIA
BIR KADININ LOJISTIK SEKTÖRÜNDE YAŞADIĞI DEZAVANTAJLARIN YANINDA YAŞADIĞI AVANTAJLAR NELER?
15
UZAK ROTA
ASYA’NIN AVRUPALISI
HONG KONG
H
ong Kong’un tam anlamıyla Hong Kong olduğu zaman 1 Temmuz 1997 tarihine dayanıyor. Hong Kong olamamasının nedeni ise, İngiltere-Çin arasında yapılan Nanking Anlaşması’yla 1842’de adanın İngiltere’ye verilmesi. Sömürge ülkelerine bir yenisini ekleyen İngiltere artık Çin kültürü ve ekonomisiyle daha yakından ilgilenecekti. Elbette bu durum Hong Kong’un da İngiliz dili ve kültürüyle daha iç içe olacağı anlamına geliyordu. Ancak ikinci Dünya Savaş’ında yaşanan ‘Japonya’ durumu işi riske attı. Savaş sırasında Hong Kong’u ele geçiren Japonya, 1945 yılında adayı İngiltere’ye geri verdi. Bu kısa zamanlı al-ver döneminden sonra İngiltere, Çin’i tanımaya
16
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
başladı ve Hong Kong’un da ekonomik hayatı daha da iyileşmeye başladı. Dünya çapında büyük ekonomilere sahip olan ülkelerin fiziksel sömürgecilikten yavaş yavaş çekildiği ve ülkelerin kendi bağımsızlığını ilan ettiği yıllarda İngiltere de Çin ile anlaşma masasına oturdu. Yapılan konuşmalar ve tartışmalar sonucunda Hong Kong, Özel İdari Bölge ilan edildi. “Tek Ülke İki Ayrı İdari Sistem” çerçevesinde şekillenen Hong Kong, iç işlerinde kendi bağımsızlığını sağlasa da, dış işleri ve savunma konularında Çin’e bağımlı hale geldi. Böylece yıllar boyunca sömürge ülkesi olarak hafızalarda yer eden Hong Kong, 1 Temmuz 1997’de küllerinden yeniden doğdu.
ARGEMONIA
Uyumayan Ekonomi Yaklaşık bin metrekarelik alana sahip olan ada, 7 milyonluk bir nüfusun yükünü taşıyor; yani kilometre başına bin 108 kişi düşüyor. Dağlık arazinin de fazla olduğunu düşünürsek, şehirde yapılaşma dikey binalarla destekleniyor. Küçük yaşam alanlarına sahip olan şehirlilerin bazıları 10 metrekarelik alanlarda yaşıyor. Bu kadar yoğun şehir planına sahip olan Hong Kong’ta kış ayları da pek iç açıcı geçmiyor. Gökdelenli yapıların sık konumlandırılmasından ötürü şehirde hava kirliliği pik yapıyor. Hatta öyle ki, 2018 kışında, partiküler madde seviyelerinin maksimum kabul edilebilir düzeyin sekiz katına ulaştığı gözlemlendi. Peki, neden bu kadar kalabalık? Özel İdari Bölge olan Hong Kong için Çin’in kendi içerisinde gerçekleştiremediği kapitalist faaliyetlerin gerçekleştirildiği yer diyebiliriz. Dünyanın en önemli finans noktası olan Hong Kong, dünya paralarının döndüğü şehirlerden biri. Haliyle şehir uyumayan küresel bir ekonomiye sahip ve dünyanın dört bir yanından insanlar yaşamak ve çalışmak için buraya geliyor. Yeni İş Kurmak İsteyenlerin Ülkesi Start-up firmalarının gelmek istediği bir şehir aynı zamanda Hong Kong. Dünya pazarına giden bağlantıların içinde olması, ulaşım kolaylıkları, bilişim teknolojilerinin varlığı, insan popülasyonundaki çokluğun iş gücüne de yansıması gibi sebepler yeni iş kurmak isteyenlerin ilgisini çekiyor. Şehirde iki bin-
Yaklaşık bin metrekarelik alana sahip olan ada, 7 milyonluk bir nüfusun yükünü taşıyor; yani kilometre başına bin 108 kişi düşüyor. Dağlık arazinin de fazla olduğunu düşünürsek, şehirde yapılaşma dikey binalarla destekleniyor.
17
UZAK ROTA
Şehirde bulunan start-up şirketleri 2 binden çok daha fazla. Açılan şirketler ise genellikle teknoloji, e-ticaret, lojistik ve sağlık firmaları. Aynı zamanda Silikon Vadisi gibi teknoloji şirketlerine ayrılmış bir bilim parkı da bulunuyor ülkede.
18
den fazla start-up şirketi bulunuyor. Açılan şirketler ise genellikle teknoloji, e-ticaret, lojistik ve sağlık alanında faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda Silikon Vadisi gibi teknoloji şirketlerine ayrılmış bir bilim parkı da bulunuyor ülkede. Son zamanlarda Avrupalı start-up şirketlerinin artışı da göze çarpıyor. Son on yılda Avrupa’dan Hong Kong’a göç eden şirketlerin sayısı 450’yi geçiyor. Dışarı Bağımlı Ama Güçlü Ekonomi Hong Kong ekonomisinin daha da iyileşmesi 2003 yılında Çin ile yapılan düzenlemeye dayanıyor. CEPA (Closer Economic Partnership Arrangement) ile Çin ve Hong Kong ekonomisi bütünlük kazandı. Hong Kong’a tanınan öncelikler sayesinde ikili arasında serbest ekonomi canlanmaya başladı. Kısacası, Çin’in içerisinde yer alan bir bölge olan Hong Kong, aslında ekonomisinin gücünü de yine Çin’den alıyor. Serbest pazar ekonomisine sahip olan Hong Kong’un ekonomi hayatı uluslararası ticarete oldukça bağımlı bir şekilde seyrediyor. İthal ürünlerden vergi alınmaması ve sert alkollü içecekler, tütün, hidrokarbon ve metil alkol hariç diğer ürünlerin hiçbirinden özel tü-
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
ketim vergisi alınmaması Hong Kong’u cazip kılan unsurlardan. Ancak fazlasıyla dış ticarete ve yatırıma olan bağımlılığı, bölgeyi bir küresel krizde güçsüz hale getiriyor. Ticaretin yanı sıra finans, lojistik ve turizm de Hong Kong ekonomisine büyük katkısı olan sektörler. Bölgede dağlık arazilerin fazlalığı, tarım faaliyetlerinin önündeki en büyük engel. Yüzde 0.1 oranında gösterilen tarımsal faaliyetler bölgenin ihtiyacını karşılayamıyor. Kendi meyve ve sebzesini yetiştiremeyen Hong Kong, gıda ihtiyacının çok büyük bir kısmını ithal ediliyor; gıda sağlayıcı ülkelerin başında da Çin ve ABD geliyor.
Elektronik Ürünler İhracatın En Büyük Payını Alıyor Vergisiz ithalat, güçlü ulaşım altyapısı ve Asya’nın en önemli limanlarından biri olan Victoria Limanı’na sahip olması, Hong Kong’un ithalat ve ihracatını kolaylaştıran etkenlerden. 2018 yılı verilerine göre 797 milyar dolar değerindeki ihracatın yüzde 54.4’ünü elektronik ürünler ve makinalar oluşturuyor. Teknolojiyi geliştirip ürüne çeviren Hong Kong, Türkiye gibi elektronik ürün ihtiyacı olan ülkelere ihracatını gerçekleştiriyor. Sıralamanın devamında yüzde 13 ile bilgisayar gibi makinalar yer alırken, yüzde 12 ile altın ve değerli metal ürünler ve sağlık ekipmanları da Hong Kong’un ihraç ettiği önemli ürünler arasında yerini alıyor. Geniş Lojistik Ağ Hem katma değer hem de istihdam sayısı açısından, ticaret ve lojistik endüstrisi Hong Kong’daki dört ana ekonomik sütun (turizm, finans, ticaret ve lojistik) arasında en büyüğü. 2017 verilerine göre ticaret ve lojistik, kentin GSYİH’sının yüzde 22’sini kapsıyor ve 727 bin
Globelink Ünimar, Hong Kong’da da Hizmet Veriyor Globelink Ünimar, Asya Bölgesi’nin tamamında olduğu gibi Hong Kong’da da güçlü acente ağı sayesinde hem denizyolu hem de havayolunda, ithalat ve ihracat yüklemelerinde hizmet veriyor.
500 kişiye istihdam sağlıyor. Hong Kong Uluslararası Havaalanı (HKIA), 2006’dan beri her yıl dünyanın en işlek uluslararası kargo taşımacılığı havalimanı olarak gösterilirken, 2018 yılında toplam kargo hacminde (havayolu dahil) 5,1 milyon ton ile yeni bir rekora imza attı. Hong Kong Limanı, 2018’de dünyanın en işlek yedinci konteyner limanı olup, Asya’nın Şangay’dan sonra en yoğun 2. limanı. Hong Kong’un lojistik anlamda bu kadar üst sıralarda yer almasının nedeni de stratejik konumu ve birinci sınıf altyapısı. Dünyanın yarı nüfusunun beş saatlik bir uçuşla varabildiği Hong Kong’da günde yaklaşık 1.100 uçuş gerçekleşiyor. Havalimanının sahip olduğu taşıma kapasitesi yıllık 7 milyon ton. Ayrıca, bitimi 2024 yılında tamamlanacak olan Üçüncü Pist Sistemi ile (3RS) hem yolcu hem de taşımacılık kapasitesinin artırılması planlanıyor.
HONG KONG HAKKINDA BILINMESI GEREKENLER Dünyanın en zengin nüfusuna sahip. Düşünüldüğü gibi pahalı bir ülke değil; lezzetli bir yemeği 5 dolara yiyebilirsiniz. Dünyanın en yüksek bungee-jumping merkezi burada. Neredeyse herkes mükemmel İngilizce konuşuyor.
TÜRKIYE – HONG KONG EKONOMIK İLIŞKILERI 2018
131,36 797,1 Milyon Dolar İthalat
Milyon Dolar İhracat
ARGEMONIA
Hong Kong bir ada olduğu için yine temiz su kaynakları yeterli değil ve suyun neredeyse yüzde 85’lik kısmını Guandong bölgesinde bulunan Dongjiang kentinden alıyor. Musluk suyu kullanımında da hijyenik olarak sorun çıkabileceği için bölge yerlileri musluk suyunun kaynatılarak içilmesini tavsiye ediyor.
2017
98,5
Milyon Dolar İthalat
628
Milyon Dolar İhracat
2016
126,4
Milyon Dolar İthalat
400,1
Milyon Dolar İhracat
Kaynak: TUİK
SEKTÖREL DAĞILIMI
% 0.1
% 7.6
Tarım
Sanayi
% 92.3 Hizmet
GSYİH
484
Milyon Dolar
GSYİH
47.725
Dolar Kişi Başına
% 3 % 2.8
BÜYÜME
İşsizlik
NÜFUS
65.1 Milyon
19
YAKIN ROTA
TURKUAZ VE BEYAZIN BİR ARAYA GELDİĞİ GÜZELLİK
Salda Gölü
20
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
B
embeyaz kumlarının ve masmavi suyunun çekiciliğine kapılıp Salda Gölü’ne giden turist sayısı her geçen gün artıyor. Eğer, yazın gelişiyle dingin, sakin ve huzur dolu bir hafta sonu geçirmek isterseniz, burası de tam size göre. Göl kenarındaki bungalow tesisleri, manzarasıyla geceyi Salda Gölü’nde geçirmenize neden olacak kadar davetkar. Ayrıca karavanlarıyla ya da kamp çadırıyla gelmek isteyenlere de göl olanak sağlıyor. Salda Gölü, dünya üzerinde çok fazla benzerine rastlayamayacağınız özel bir destinasyon. Kum ve su renginden ötürü Maldivleri andıran göl, yerel halk tarafından Saldivler olarak anılıyor. Suyun sodalı yapısı farklı habitatların oluşmasını sağlarken, birbirinden farklı balıklara ve su canlılarına ev sahipliği yapıyor. Turistler kadar göçmen kuşlara da kucak açan Salda Gölü’nde belirli zamanlarda kuş gözlemleri de düzenleniyor. Ayrıca gölün belirli noktalarında yüzmeye izin veriliyor. Kısacası, sit alanı olma özelliğiyle kimsenin dokunamadığı doğa harikasında ne ararsanız var!
Bu doğal güzellik nereden geliyor? Türkiye’nin başka hiçbir yerinde görülmeyen bu doğal olay, yıllar yıllar önce gerçekleşen bir çökmeden kaynaklanıyor. Bu arada Salda Gölü’nün Türkiye’deki en derin tatlı su gölü olduğunu söyleyelim; çökmelerin zaman zaman devam ettiğine dair bilgiler de var. Derinliği 184 metre. Özellikle yüzerken 10-15 metreden fazla açılmamak gerekiyor. Tektonik göl özelliğine sahip Salda Gölü, magnezyum ve sodalı bir yapıda. Gölün kıyısında ‘kum’ olarak nitelendirilen beyaz taşların nedeni ise magnezyum. Gittiğinizde anlayacaksınız ki yumuşak kumlar yerine minik çakıl hissi veren kumlar ayaklarınıza değecek. Ayrıca, gölün sahip olduğu oligotrofik özelliği nedeniyle düşük besin düzeyi olsa da derin bölgelerde yüksek oranda oksijen bulunuyor. Duru ve soğuk bir suya sahip olan Salda Gölü aynı zamanda sınırlı bitki yaşamına sahip. Bu kadar güzelliği bir arada barındıran göl, 15 Mart 2019 itibariyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından özel çevre koruma bölgesi ilan edildi.
ARGEMONIA
Türkiye’nin Maldivleri olarak anılan Salda Gölü, sosyal medyada yapılan paylaşımlar sayesinde günümüzde oldukça popüler hale geldi. Tatile giderken yolu Burdur’dan geçenlerin uğrak noktası olan Salda Gölü, büyülü güzelliğiyle ‘iyi ki geldik’ dedirtiyor.
21
YAKIN ROTA
Aynı zamanda, 1989 yılından beri Doğal Sit Alanı olarak korunuyor.
çamur banyosu yaparak güzelliğinize güzellik katabilirsiniz.
Peki, Salda Gölü’nde ne yapabilirsiniz? Amerikan film ya da dizilerinde bir göle gidildiğinde o gölde mutlaka yüzülür. İşte Salda Gölü’nde yüzme hayalinizi gerçekleştirebilirsiniz. Elbette gölün her kısmı yüzmeye uygun değil; bazı yerlerin killi ve çamurumsu yapısı bunlara izin vermiyor. Ancak göl çevresinde yüzebileceğiniz dört adet plaj bulunuyor. Tabiat Parkı Orman Plajı: Orman Bakanlığı tarafından her yıl ücretleri belirlenen bu bölgede göle girilen alanlar sınırlı ama yüzmek için en ideal plaj da burası. Girilmeyecek alanları belirlemek için tabelalar asılmış. Bölgede piknik yapılmasına izin veriliyor. Hem piknik hem de plaj keyfi bir arada olunca da insan yoğunluğu en çok bu bölgede oluyor.
Maldivler Plajı: Türkiye’nin Maldivleri neresi dediğinizde, işte görmeniz gereken yer burası. Salda kasabasına kıyısı olan göl, yüzmek isteyenleri biraz korkutabilir çünkü gölün zemini biraz çamurumsu ve kaygan olabiliyor. Suya girmeden önce etraftan bilgi toplamak iyi olabilir. Bu plaja Maldivler Plajı denilmesinin sebebi, göl üzerinde bulunan beyaz adacıklar ve beyaz kumların en rahat görülebildiği bölge olması; suyun yapısından dolayı yüzmekten vazgeçseniz de doğal güzelliklere bakmak için göz atabilirsiniz.
Yeşilova Belediyesi Halk Plajı: Halk arasında belediye plajı olarak da geçiyor. Yeşilova Belediyesi’ne bağlı olan bu alanda konaklama seçeneği de var; bungalov evleri gördüğünüzde ‘kalsak mı acaba?’ diyebilirsiniz. Bu plajda da, orman plajı gibi sadece belirli bölgelerden suya giriş sağlanıyor. Sahilin belli bir kenarında
22
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
Doğanbaba Plajı: Kalabalık ve gürültüden uzakta olmak isteyenlerin plajı diyebiliriz burası için. Maldivler popülerliğinin gerisinde kalan Doğanbaba Plajı’nda işletme olarak bir pideci mevcut. Yani göl kenarında gezip eğlendikten sonra soluklanıp dinlenirken, lezzetli pidelerin tadını çıkarabilirsiniz. 2- Dünyada eşi benzeri pek görülmeyen bu güzelliği uzun uzun tatmak için yürüyüş en güzel etkinlik olabilir. Gölün etrafı 44 kilometre. Eğer maratoncu değilseniz ve gölün her yerini görmek istiyorsanız, arabayla gezmekte fayda var.
Sagalassos Antik Kenti Salda Gölü’ne gidiş ya da gelişlerinizde yolunuz Burdur’dan geçiyorsa, Ağlasun Yolu üzerinde bulunan insana ait ilk izlerin MÖ 10.000 yılına dayandığı Sagalassos Antik Kenti görülmeye değer. 9000 kişilik tiyatroyu, mozaikli kütüphane yapısını, Antoinler Çeşmesi’ni ve yıllar yıllar öncesinden kalan tarihi kalıntıları görebilirsiniz. Lavanta bahçeleri Gülleriyle meşhur olan Isparta, son zamanlarda lavanta bahçeleriyle ön planda. Fotoğraf karelerine oldukça yakışan görüntüler sizleri de büyüleyecek. Lavanta bahçelerini ziyaret etmek için en ideal sezon Haziran ve Temmuz. Gitmişken Kuyucak Köyü’nde de turlayabilirsiniz.
Salda Gölü, tektonik özellikli bir göl ve oluşumu yıllar önce gerçekleşen depremler sonucu yüzeyin çökmesiyle oluşmuş. Ayrıca, göl, oligotrofik özelliği sayesinde, düşük besin düzeyi olsa da, derin bölgelerde yüksek oranda oksijen sağlıyor.
Dikkat! Eğer güneşli bir havada Salda Gölü’ne gitmeyi planlıyorsanız, yanınıza güneş koruyucu almayı sakın unutmayın. Etrafında ağaçlar olsa da, göl kenarında maalesef ağaç yok ve Burdur’un güneşinde yanmanız an meselesi.
ARGEMONIA
SALDA’YA GITMIŞKEN BURALARA GITMEDEN OLMAZ!
3- Fotoğraf tutkunuysanız burada gününüzün çoğunu harcayabilirsiniz. Gölün içerisi kadar etrafında da doğal güzellikler bulunuyor; gezinizi sürdürürken farklı kelebek, memeli, sürüngen ve kuş türlerine rastlayabilirsiniz. 4- İstanbul’un yoğunluğundan yapamadığınız piknik keyfini göl çevresinde izin verilen alanlarda yapmanız mümkün; Hem de turkuaz renkli göl manzarasıyla! Gelenlerin rahat edebilmesi için piknik masaları da bulunuyor. 5- Kuşları seviyorsanız ve özel de bir ilginiz varsa Salda Gölü tam size göre. Göller Bölgesi’nin de varlığıyla pek çok sulak alana sahip olan Burdur, kuşların uğradığı bir durak. Salda Gölü de bu duraklardan bir tanesi. Dürbün ve fotoğraf makinasıyla hem hafızalarınız da hem de fotoğraf karelerinizde harika anılar biriktirebilirsiniz. Ayrıca Doğa Koruma ve Milli Parklar 6. Bölge Müdürlüğü, Dünya Göçmen Kuşlar Günü kapsamında Mayıs ayı içerisinde kuş gözlemi etkinlikleri düzenliyor.
Nasıl konaklayabilirsiniz? Konfor sevenlere Belediye plajında bulunan bungalovlar göle en yakın konaklama yerleri. Bungalovların içerisinde iki kişilik yatak ve tuvalet bulunuyor. Aynı zamanda odanızın önünde oturabileceğiniz tatlı bir verandası var. Veranda keyfi yaparken, göl manzarasını da izleyebiliyorsunuz. Onun dışında göle 10-12 dakika uzaklıktaki Yeşilova’da bulunan otellerde de konaklayabilirsiniz. Kampçılar için! Yeşilova Belediyesi Halk Plajı’nda bulunan bungalovların yanı sıra bu plajda kamp yapabilirsiniz. Plajda ana ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir market bulunuyor ama size yetersiz gelirse kamp alanından 4-5 kilometre uzaklıkta yer alan Yeşilova’dan istediğiniz her şeyi temin edebilirsiniz. Pidesi lezzetli, çevresi sakin Doğanbaba Plajı’nda maalesef ulaşım biraz zorlu; tabi arabası olmayanlar için... Kamp yapmak isteyenler için tesis yok ama maceracı kamp severleri ücretsiz bir kamp keyfi bekliyor.
23
MERCEK
HIZLI YAŞAYAN DÜNYAYA, HIZLA DEĞIŞEN SOSYAL MEDYA TRENDLERI
Hızla değişen ve gelişen sosyal medyaya daha fazla kişi alışmaya çalışırken, büyük şirketler yeni çıkan her adım için yeni sosyal medya stratejileri geliştirmeye çalışıyor.
24
D
ünya nüfusunun yaklaşık 7.5 milyar olduğunu düşünürsek, içlerinden 3.48 milyar kişinin sosyal medya kullanıcısı olması dünya üzerinde pek çok insanın sosyal medya hesabı olduğunu gösteriyor. Hızla değişen ve gelişen sosyal medyaya daha fazla kişi alışmaya çalışırken, büyük şirketler yeni çıkan her adım için yeni sosyal medya stratejileri geliştiriyor. Ancak bir tuzak söz konusu: Her yeni uygulama, istediği karşılığı bulamıyor. Bunun en güzel örneği ‘gönderilerde gezinmenin yeni bir yoluyla tanış’ sloganıyla kullanıma sunulan, akışta aşağı kaydırmak yerine tıklama seçeneğiyle başka bir gönderiye geçme özelliğiydi. Gelen olumsuz tepkiler sonucunda Instagram, uygulamasını kaldırmıştı. Ek olarak, Instagram da fazlasıyla tutan hikaye özelliği Facebook ve Whatsapp’a eklendiğinde aynı ilgiyi yaratmadı. Bu yüzden dijital stratejileri belirlerken öngörülü olmak gerekiyor.
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
Kafa Karıştırıcı ve Takipçi Kaybettiren Algoritmaların Sonucu: Gizli Profil ve Gruplar
2018 yılında gelen güncellemeler de Instagram için sahte hesapların sonu oldu. Şişirilmiş hesaplar, gerçekçi sayılara ulaşmış oldu. Hatta sahte olan hesaplar dışında toplu takipçi kaybıyla karşılaşan sayfalar da gündeme geldi. Anlaşılamayan takipçi kayıplarının yanı sıra değişen algoritmaların, özellikle influencer’ların görünürlüklerini azaltması, herkes tarafından tepki çekti. Daha az görünürlük sonucunda beğeni ve görüntülenmeleri azalan influencer’ların bazıları gizli profillere geçip kendi küçük kabilelerini kurdular. Bu yöntemle Instagram’ın onlara sunduğu ‘sürprizli’ algoritmalara güle güle demiş oldular. Ancak çoğu Instagram hesabı olan Influencer, bu yöntemi, tercih etmek yerine yeni post bildirimlerini açtırmaktan ve her postlarını hikayelerde yeniden paylaşarak profillerine çekmeye çalışmaktan yana kullandılar.
Mega-Influencer’lardan Micro-Influencer’lara Ağızdan ağıza pazarlama tekniğinin dijital hali olan influencer pazarlama, sosyal medyada yüksek takipçisi olan, gittiği yerlerin, yaptığı şeylerin ve kullandığı ürünlerin takipçileri tarafından takip edildiği ve önerilerine kulak asılan kişinin sponsorluklarla gelir elde eden ‘influencer’ denilen kişilerle yapılan marka pazarlama stratejilerine deniyor. Influencer pazarlamanın ilk zamanlarında Youtube kökenli çok takipçili influencer’lar ön plandaydı. Başta gerçekten beğendikleri ürünleri ön plana çıkartırken sonradan reklam karşılığı ürün tanıtımları başlayınca insanların güveni azaldı ve “reklam aldığı için ürünü bu kadar savunuyor, ürünün iyi olduğuna inanmıyorum”, görüşü hakim oldu. Bu gidişatın farkında olan dijital pazarlamacılar, şirketleri daha az takipçili (10k altı) ancak samimi hesaplara yöneldiler. Şirketlerin, micro-influencer akımına kapılmasının bir nedeni de mega-influencer’ların eskiye göre daha pahalı bütçelerle karşılarına çıkmaları. Micro-influencer’lar fazlaca takipçiyi
etki altına alamasalar da kendi küçük grupları içerisinde büyük bir işleve sahip. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar da, tüketicilerin yüzde 75’inin sosyal medyada yapılan tavsiyeler üzerine bir şeyler satın alabileceğini işaret ediyor. Ayrıca çoğu marka, influencer pazarlamayla yaptığı ortalama 1 dolarlık yatırımla 6.50 dolar gelir elde ediyor. Bazı çalışmalar, takipçi sayısı yükseldikçe etkileşimin de azaldığını gösteriyor. Bu yüzden markalar, sosyal medyada daha efektif sonuçlar alabilecekleri micro-influencer’ları tercih ediyor. E-ticarete Yeni Bir Dal: Sosyal Medyadan Satış Markalar, ürünlerini Influencer yoluyla zaten sosyal medya kullanıcısıyla buluşturuyor ve tüketicide ürünle ilgili fikir oluşmasına yardım ediyorlardı. Ancak Facebook Marketplace ve Instagram’a gelen satışa yönlendirme özelliği e-ticarete yepyeni bir soluk getirdi. 2018’de yapılan sosyal medya araştırmasında sosyal medya yoluyla bir ürün bulan katılımcıların o ürünü satın alma oranı yüzde 55. Sosyal medya üzerinden yapılacak satış sisteminin daha da gelişeceği, sinyallerini 2 Mayıs 2019’da gerçekleşen Facebook F8
Tüketicilerin %75’i sosyal medyada yapılan tavsiyeler üzerine bir şeyler satın alıyor. Ayrıca çoğu marka, influencer pazarlamayla yaptığı ortalama 1 dolarlık yatırımla 6.50 dolar gelir elde ediyor.
ARGEMONIA
Facebook için de benzer şeyler geçerli oldu. Sayfa yöneticilerini zorlayan algoritmalar, onları daha ilgi çekici ve etkileyen içerikler paylaşmaya itti. Paylaşılan postlarda ne kadar çok sohbet ediliyorsa sayfalarında görülme oranı artıyor. Kapalı Facebook gruplarında böyle bir durum söz konusu değil. O yüzden takipçilerinin zaten geleceğini bilen sayfalar, kapalı grup oluşturarak grup üyelerini özel bir unsurun öğesiymiş gibi hissettiriyor.
25
MERCEK Konferansı’nda verdi; artık içerik üreticileri paylaştıkları ürünleri satışa yönelik olarak etiketleyebiliyor, gönderi ve hikayelerde direkt satışa yönlendirme yapabiliyor. Bu doğrultuda devam edecek olan Instagram dünyası, reklam sektöründen ziyade e-ticaret alanında genişleme gösterecek gibi duruyor.
Snapchat’in özelliği olan hikaye paylaşımını kendi yazılımına entegre eden Instagram, eklediği özellikler ile genç Snapchat kullanıcılarını da ağına çekmeyi başardı.
26
Chatbot’larla Kolaylaşan Müşteri Hizmetleri Şirketlerin internet sitelerinde kolayca ulaşabildiğimiz müşteri hizmetleri sistemine oldukça alışkınız. Markanın tüketicisine en iyi hizmeti verebilmesi için iyi bir bot deneyimi yaşatması gerekiyor. Bot hizmeti veren markalar, Facebook Messenger yoluyla tüketiciye ulaşıyor. Tüketici, markanın bot sohbetini açtığında önüne çıkan seçeneklere tıklayarak istediği veriye kolayca ulaşabiliyor. İnternet üzerinden markayla ilgili verilere kolayca ulaşan tüketici, memnun oluyor. Bot hesaplara ek olarak, son zamanlarda sosyal medya yönetimlerinde müşteri hizmetlerinin de aktif olması, olayı başka boyutlara taşıdı. Sorunlarını ya da memnuniyetini sosyal medya üzerinden markalara ileten tüketiciler artık kolayca cevap alabiliyor. Sorunu çözüme kavuşmayan tüketici, daha fazla post paylaşa-
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
rak ya da sayfasına daha çok yorum yaparak markanın dikkatini çekmeyi başarıyor. Vazgeçilemeyen ‘Hikayeler’ Özelliği Instagram, hikayeler özelliğiyle sosyal medya dünyasını tam anlamıyla salladı ve yeni bir soluk getirdi. Sadece 24 saat yayında kalan dikey formatlı görsel içerikler, insanların fazlasıyla sevdiği bir özellik haline geldi. Hikayeler özelliğinin ilk çıktığı zaman yaşanan tartışmayı ele alalım önce. Snapchat’e benzemesiyle tepki çekmiş ve Instagram, kopyacı olarak adlandırılmıştı. Ancak daha genç ve daha az bir kesime hitap eden Snapchat, Instagram’a göre o kadar da popüler bir uygulama değil. OmnicoreAgency.com’dan alınan 2018 verilerine göre, günlük ve aktif Snapchat kullanıcısı 190 milyon iken Instagram için bu sayı 500 milyon; kısacası istatistikler de durumu özetliyor. Snapchat’in özelliği olan hikaye paylaşımını kendi yazılımına entegre eden Instagram, eklediği özellikler ile genç Snapchat kullanıcılarını da ağına çekmeyi başardı. Filtre, gif, link ekleme, yazı yazma, anket, soru ve emoji gibi özelliklere sahip olan hikayeler, günlük aktiviteleri akışta paylaşmak istemeyenlerin kaçış yeri olurken, Influencer’ların da sponsor-
Canlı Yayınlar ve Videolar Eskiye göre blog yazılarını okuma oranı azaldı ama hâlâ blog yazılarından keyif alan ve bilgi edinen insan sayısı az değil. Eskiden blogger olarak tanınan isimler şu an görsel içeriklerle meşgul. Yine de postların altına yazılan uzun yazılar, blog yazısı kıvamında olup yüzleri gülümsetiyor; eskilerden bir esinti gibi. Ancak Youtube ve IGTV’nin gözle görülür bir şekilde fazlasıyla sosyal medyada yer alıyor. Youtube videolarıyla tanınan Influencer’lar, Instagram’ı aktif kullansalar bile hâlâ Youtube için düzenli içerikler üretiyorlar. Dikey formattaki IGTV için ise yine farklı içerikler üreterek orada da varlıklarını sürdürüyorlar. Altyazılı kısa videolar, mobil kullanıcılar için gerçekten çekici ve aynı zamanda herkesin erişimine açık. Özellikle haber sayfaları sosyal medya üzerinde ürettikleri video içeriklerinde
kullandıkları altyazıyla kullanıcıya toplu taşıma gibi telefonun sesini açamayacağı yerlerde haberleri takip etme imkanı sağlıyor. Uzun videoların popülerliğini kaybetmemesi için yapılması gereken şey, güçlü hikaye anlatıcılığı. İyi bir öyküsü olan video, sosyal medya kullanıcılarını çekecektir. Bu noktada en büyük iş içerik üreticilerine düşüyor. İzleyiciyi elinde tutmak için güçlü donelere ihtiyaçları var. Canlı yayın aynı zamanda birçok farklı platformda kullanılabilen başka bir büyük trend. Kullanıcılar izleyiciye dönüşüyor ve markalar, izleyicilerine daha yakın olmak için yayıncı haline geliyor.
ARGEMONIA
lu içeriklerinin paylaşıldığı bir yer haline geldi. Instagram’da aktif hikaye paylaşımı yapanların sayısı ise günlük 400 milyon. Dikey format özelliğiyle de Youtube videolarının tam aksine bir yönde giden hikayeler, herkesi bir telefon ekranına sığdırmayı başardı. Ayrıca, Youtube formatına alışkan olan prodüksiyon şirketleri artık dikey formatta içerikler üretmeye de başladı.
Canlı yayın aynı zamanda birçok farklı platformda kullanılabilen başka bir büyük trend. Kullanıcılar izleyiciye dönüşüyor ve markalar, izleyicilerine daha yakın olmak için yayıncı haline geliyor.
27
AKADEMI
TÜRKİYE’NİN ULAŞTIRMA KORİDORLARI
D
Prof. Dr. Mehmet TANYAŞ Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı ve Lojistik Derneği (LODER) Başkanı
28
ünyada ülkelerarası ticaretin etkin ve verimli yapılabilmesi için çeşitli ulaştırma koridorları oluşturulmaktadır. Dolayısıyla, Türkiye Lojistik Master Planı’nın oluşturulmasında temel konulardan biri de ülke ulaştırma koridorlarının belirlenmesidir. Ülkenin ulaştırma koridorları belirlenmeden lojistik merkezlerin belirlenmesi doğru bir sonuç vermeyecektir. Mevcut yük akışlarını değerlendirmenin yanı sıra geleceğe yönelik yük akışlarının ve uluslararası gelişmelerin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Yük ve yolcu taşımacılığı kapsamında iki noktayı, bir veya birden fazla taşımacılık modunu kullanarak birbirine bağlayan coğrafi hattır. Aynı ülke içindeki noktaları birleştirenlere ulusal; farklı ülke içindeki noktaları birleştirenlere uluslararası ulaştırma koridoru denir. Kapasitesi ve kalitesi yüksek, taşıma modu çeşitliliği olan öncelikli ulaştırma koridorlarına ana (core) ulaştırma koridoru denilmektedir. Ana ulaştırma koridorlarını birbirlerine bağlayan ve farklı son noktalara ulaştıran koridorlara ise ara veya bağlantı (branch) koridoru denilmektedir. İki
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
nokta arasında sadece bir otoyol olması, bu yolu ulaştırma koridoru yapmaz. Farklı yük türleri için farklı taşımacılık modu çeşitliliği olması gerekir.
Uluslararası Koridorlar, Orta Avrupa’daki Ekonomik Merkezlere Çok Modlu Bağlantılar Sunacak Türkiye’yi ilgilendiren Uluslararası Ulaştırma Koridorları: TEN-T, TRACECA, VIKING, Demir ve Deniz İpekyolu ve Kuzey-Güney koridorudur. TEN-T koridorları, Merkez Avrupa-Doğu Akdeniz (Oriner/East-Med) koridoru, Avrupa’yı Güneydoğu Avrupa’ya bağlamaktadır. Orient / East-Med Koridoru, Orta Avrupa’nın büyük bölümlerini Kuzey, Baltık, Karadeniz ve Akdeniz limanlarına bağlamaktadır. Avrupa, bu limanların gelişimini, çok modlu lojistik platformlar olarak geliştirmeye odaklanmakta ve Orta Avrupa’daki ekonomik merkezlere, deniz otoyollarına modernize edilmiş çok modlu bağlantılar sunarak odaklanmaktadır. Koridor, Elbe Nehri’ni iç su yolunda anahtar olarak kullanacak, Pannonya bölgesi ve Güneydoğu Avrupa için Kuzey Almanya, Çek
Koridor kullanımını artırmaya yönelik önlemleri belirlemek üzere nicel ve nitel veriler kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından toplanır. Koridor geliştirme önlemleri projelendirilir, bütçelenir, onaylar alınır ve uygulamaya geçilir. Alınan önlemlerin sosyo-ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi yapılır. Ambalaj Türü Taşımacılık Modunu Etkiler Koridor üzerinden taşınacak ürünlerin yüksek değerli, bozulabilir ve değerini zamanla yitiren ürünler olması, koridorda yatırım yapılacak taşıma modunu etkiler. Bazı mineraller ve eczacılık ürünleri gibi yüksek birim değere sahip ürünler, daha hızlı ve pahalı taşıma modları ile taşınırken, bazı madenler gibi düşük birim değerlere sahip ürünler, daha yavaş ve ucuz nakliye araçlarıyla taşınır. Taşınan ürünler için ambalajın üç ana formunu, dökme yük, parça yük, konteyner yükü oluşturmaktadır. Ambalaj türü doğal olarak taşımacılık modu ve aracın seçimini de etkiler. Konteyner, intermodal taşımacılık için uygundur. Gönderi büyüklüğü ve sıklığı koridor kapasitesi-
Koridor kullanımını artırmaya yönelik önlemleri belirlemek üzere nicel ve nitel veriler kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından toplanır. Koridor geliştirme önlemleri projelendirilir, bütçelenir, onaylar alınır ve uygulamaya geçilir. Alınan önlemlerin sosyo-ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi yapılır.
ARGEMONIA
Cumhuriyeti arasındaki çok modlu bağlantıları geliştirecek. Koridor ayrıca Kıbrıs’a daha iyi bir bağlantı sağlayacaktır. Toplam uzunluk 3 bin 258 kilometre olup, üzerinde kara ve demiryolu, ferry bağlantısı, hava ve deniz limanları, kombine taşıma olanakları bulunmaktadır. Güzergahı: Berlin - Dresden - Nurnberg (Almanya), Prag - Brno (Çekoslavakya), Viyana (Demiryolu, / Avusturya), Bratislava / (Slovakya), Gyor - Budapeste / (Macaristan) Arad - Craiova Bucharest - Köstence (Romanya), Sofya - Plovdiv (Bulgaristan), Selanik (Yunanistan), İstanbul (Türkiye). Bu koridorun diğer bir kolu Budapeşte-Belgrad-Üsküp üzerinden Yunanistan Pire Limanı’na uzanmaktadır. Bu hat, Çin tarafından desteklenmekte olup, burada yüksek hızlı demiryolu projesi yürütülmektedir. Bu çerçevede ülkemizdeki Derince Limanı ile Pire Limanı’nın tren gemisi ile bağlanması düşünülebilir. Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan arasındaki çok modlu bağlantıların çoğunda henüz inşa edilmemiş ya da modernize edilecek çok sayıda eksik bağlantı kalmaktadır. Elbe ayrıca artan trafik akışlarını kolaylaştırmak için önemli iyileştirmeler gerektirmektedir. Demiryolu ve iç su yollarındaki sınır ötesi trafik yönetim sistemleri, birçok bölümde uygulanmaya devam etmektedir. Avrupa Komisyonu, Budapeşte’yi Sofya ve Atina ile Timisoara, Vidin-Calafat ve Selanik’ten bağlayan bir demiryolu bağlantısına olan ihtiyacı giderme çalışmasını desteklemiştir. Bağlantı, şu anda tam olarak operasyonel değildir ve tam gelişimi adına gerekli koşulları oluşturmak için desteğin devamı gereklidir. Koridor üzerinde yüksek hızlı tren, havalimanı ve denizyolu bağlantıları, demiryolu hat iyileştirme, sınır geçişleri modernizasyonu, kombine taşımacılık terminalleri, izlenebilirlik, vb. proje çalışmaları sürmektedir. Sonuç olarak, ulaştırma koridorları tek modlu değildir. Çok sayıda modu, bunların kombinasyonlarını ve lojistik merkez/aktarma merkezlerini içerir. Koridorların oluşturulması kadar yönetimi de önemlidir. Koridorların sürekli olarak analizi, sosyo-ekonomik etkilerinin değerlendirilmesi ve bu çerçevede koridorun geliştirilmesine yönelik yatırımlara yön verilmesi gerekmektedir. Seçilen koridorun mevcut durumu analiz edilir, altyapısı, kapasitesi ve kullanım oranı değerlendirilir ve seçenek güzergâhlarla karşılaştırması yapılır. Koridor güzergâhının doğru belirlenmesinde temel kriterler; ticaret hacmi ve dengesi, geçiş süresi, geçiş maliyeti, çevresel etkiler, yük güvenliği ve iş emniyetidir.
nin belirlenmesinde başlıca kriterdir. Ürünlerin bir koridordan taşınması için gereken zaman ve maliyet, sevkiyatın büyüklüğüne ve gönderinin sıklığına bağlıdır. Türkiye’nin ulusal ana (core) ulaştırma koridorlarının belirlenmesinde uluslararası ana ulaştırma koridorları bağlantıları ve mevcut ulaştırma altyapısı, mevcut ve potansiyel yük, güzergah mesafesi (hız, km), çevresel etkiler ile emniyet ve güvenlik kriterleri göz önüne alınmalıdır. Bu çerçevede TEN-T ağında görüldüğü gibi Türkiye’de de kuzey-güney ve doğu-batı koridorlarına ihtiyaç vardır. Türkiye’de aralarında belirli mesafeler olan kolay erişilebilir üç doğu-batı ve üç kuzey-güney ana (core) ulaştırma koridoru oluşturulması gerekir. Bu noktada önemli olan, bu koridorların güzergahlarını doğru belirlemek, yatırımları öncelikli olarak bu koridorlar üzerinde yoğunlaştırmak ve her koridoru geliştirmek üzere bir idari yapılanmaya gitmek gerekir.
29
EKO LAB
E-TICARETTE
İnternetin gelişiyle tüketim biçimlerimizde değişmeye başladı. Mağazalara giderek satın alınan eşyalar artık e-ticaret sayesinde internet sitelerinden ya da mobil uygulamalar üzerinden kolayca alınıyor.
%21
2017 yılında Türkiye’deki internet kullanıcılarının online alışveriş yapma oranı
%49
2021 yılı Türkiye e-ticaret pazarında mobilin payı beklentisi
30
MOBILIN PAYI E -ticaret yoluyla yapılan alışverişler, zamanla yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bu talepte meydana gelen artışlar, küresel ve yerel bazdaki e-ticaret hacimlerindeki yükselişi de beraberinde getirdi. UTİKAD tarafından hazırlanan Türkiye’de E-Ticaret ve E-İhracat Gelişim Potansiyeli ve Lojistik Süreçler Raporu’na göre, küreselde son dört yılda 630 milyar dolardan 1,6 trilyon dolara çıkan e-ticaret hacminin, perakendedeki payı yüzde 4.2’den yüzde 8.5’e yükselmiş durumda. 2021 yılı için ise bu oranın yüzde 13’lere ulaşacağı düşünülüyor. Türkiye’de rakamlar minimal olsa da sektör içindeki yükseliş devam ediyor; 2016 yılında 3,5 düzeyinde olan e-ticaretin toplam perakende içerisindeki payı, 2017 yılında yüzde 4,1’e yükselirken, aynı dönemde 30.8 milyar TL olarak belirlenen Türkiye e-ticaret pazar hacmi de 42,2 milyar TL’ye yükseldi. Hollanda merkezli E-ticaret Vakfı tarafından 22 ülke arasında yapılan araştırmaya göre; Türkiye’nin 2017 yılında B2C e-ticarette en fazla büyüyen ikinci ülke olduğu tahmin ediliyor. Küresel e-ticaret hacminin en büyük payını ise Amerika ve Çin alıyor. Amerika menşeili Amazon.com 2018’in Eylül ayında 1 trilyona ulaşırken, Apple 229 milyon dolar, Wal-Mart ise 500 milyon doların üzerinde bir kazanç elde etti. Çin’in en büyük e-ticaret sitelerinden biri olan JD.com ise 300 milyon aktif kullanıcıya sahip. Türkler Daha Uygun Olduğu İçin Online Alışverişe Yöneliyor ABD ve Çin vatandaşlarının online alışveriş sebepleri kolaylıkken, Türk kullanıcıların tercih sebebi ucuzluk. Türkiye’de her üç internet kullanıcısından biri online alışveriş yapıyor. Ayrıca tüketicilerin
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
pek çoğu mobilde araştırma yaparken, satın almaları masaüstünde gerçekleştiriyor. Mobil uygulamalar, satın alma cazibesini artırarak, süreci kolaylaştırdığında, mobilin payı artıyor. Elektronik Ticaret İşlemecileri Derneği (ETİD) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun’un konuyla ilgili açıklamasında, dünyadaki akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 40’ının mobil ticaret kullandığını ve Uzak Doğu’da e-ticaretin yüzde 50’ye yakın bir kısmının mobil cihazlar üzerinden gerçekleştiğini belirterek, “Yapılan araştırmalarda dünya ortalamasının yüzde 35’i aştığını görmekteyiz. Bu nedenle Türkiye’deki mobil ticaretin de hızla büyüyeceği aşikar. Zaten Türk kullanıcısının mobil cihazlarla ilgili her türlü gelişime çok açık olduğunu biliyoruz” dedi. Türkiye e-ticaret pazarında mobilin payı 2016 yılında
E-Ticarette Yeni Dinamik: Sosyal Medya Sosyal medya mecralarında yapılan satışlar ve e-ticaret sitelerine yönlendirmeler, mobilin online alışverişlerdeki gücünü arttırıyor. Özellikle genç Y ve Z kuşağının sosyal medyadan araştırarak yaptığı seçimler, yine mobilden yapılan satın almalarla son buluyor. Bu seçim esnasında kişinin önüne çıkan kullanıcı ve influencer yorumları oldukça önemli. İndirim Kampanyaları Kullanımı Arttırıyor E-ticaret şirketlerinin ‘Siber Pazartesi, Kara Cuma’ gibi belirlediği indirim günleri internet kullanıcılarını online alışveriş yapmaya iten etken sebeplerden. Zamanla sepetinde biriktirdiği ya da kampanya nedeniyle beğendiği eşyaları o an ‘fırsatı kaçırmamak’ için satın alıyorlar. Şirketlerin izlediği mobilde kampanya stratejisi de mobil uygulamaları kullanarak satın alım yapmayı arttırıyor.
Ülkelere Göre Online Perakendenin Toptan Perakendeye Oranı Çin %20,4 ABD %15,7 İngiltere % 15,7 Türkiye %3,5 Kaynak: UTİKAD E-Ticaret ve E-İhracat Gelişim Potansiyeli ve Lojistik Süreçler Raporu
Yıllara Göre Global Mobilin E-Ticaretteki Payı 2012 - %10 2013 - %14 2014 - %23 2015 - %35 2016 - %44 2021 - %55 Kaynak: TÜSİAD
Akıllı Telefon Penetrasyonu
%65
Türkiye ortalaması
%60
Dünya ortalaması
Yaşlara Göre Akıllı Telefon Penetrasyonu Türkiye
ARGEMONIA
yüzde 19’a ulaştı ve 2021 için beklentiler yüzde 49. Orhun’un yaptığı açıklamalar araştırmalara da yansımış gibi gözüküyor.
18-34 yaş %81 35+ yaş %39
ABD
18-34 yaş %92 35+ yaş %65
Almanya
18-34 yaş %92 35+ yaş %50
31
PORTRE
s i lE v y e l s e r P
I L A R K L L O R ’ N ’ K ROC
32
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
E
Starlığa Giden Yol Zorluklarla Başladı Elvis, 1935 yılında Mississippi’de kamyon şöförü bir baba ve dikiş makinesi operatörü bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İkiz bekleyen Vernon ve Gladys çiftinin çocuklardan birini doğum esnasında kaybetmeleri Elvis’e daha düşkün olmalarına sebep oldu. Özellikle anne-oğul ilişkisi oldukça kuvvetliydi. Hatta bu güçlü bağ, çoğu zaman Elvis’in alay konusu olmasına sebep oluyordu. Elvis, arkadaşları tarafından “ana kuzusu” olarak çağırılıyordu. Pek çok başarılı sanatçı gibi Elvis de starlığa giden yolda birçok zorlukla karşılaştı. Üç yaşına geldiğinde babasının hapse girmesi yaşadığı zorlukların başlangıcı oldu. Anne Presley’nin, çok sevdiği oğlunu alıp baba evine dönmesi, Elvis’in içe kapanık ve tenha bir çocukluk geçirmesine sebep oldu.
ARGEMONIA
lvis deyince akla kıpır kıpır bir müzik, farklı tarzdaki sahne kostümleri, kendine has saç modeli, özgün dans hareketleri ve şöhret dolu bir hayat geliyor. Siyahi olmamasına rağmen, siyahi ses tonuyla söylediği şarkılar, 7’den 70’e herkesin gönlünde yer etti ve hâlâ “Heartbreak Hotel”, “Hound Dog”, “Love Me Tender”, “All Shook Up” ve “Always On My Mind” gibi ölümsüz şarkılarla “Kral” yanımızda olmaya devam ediyor. Elvis şarkıları için “Ne zaman canım sıkkın olsa bir Elvis şarkısı dinler ve çok iyi hissederim”, diyen The Beatles üyelerinden Paul McCartney, Elvis şarkılarının dinlendirici ve rahatlatıcı yanını ortaya koyuyor. 42 yıllık bir hayata üç Grammy, üç Platin Plak, 35 Altın Plak, 33 sinema filmi ve sayısız konser sığdıran Elvis, her kesimi ve her türden insanı kucaklayan bir yapıya sahipti. Annesine olan sevgisi sürekli konuşulan yıldızın, hayranlarına karşı olan samimi tavırları da krallığına giden yoldaki sıçrama tahtalarından biriydi. Bundan dolayı da gidişi hayranlarını çok etkiledi.
Elvis Presley’nin, 50 ve 60’lı yılların modasına ön ayak olan stilini Memphis’li moda tasarımcısı Lansky Kardeşler yarattı. Renkli kıyafetler giyinmekten çekinmeyen Elvis, giysi ve aksesuarlarında taş ve işleme kullanmaktan da çekinmiyordu.
Hediye Gitarla Başlayan Serüven Elvis, bir gün radyoda duyduğu “Genç Yetenekler” yarışmasına katılarak, sanat hayatındaki ilk performansını sergiledi. “Old Shep” şarkısı 10 yaşındaki Elvis’e ikincilik kazandırdı ancak bu başarı, henüz sahip olduğu yeteneği fark etmesi için yeterli değildi.
33
PORTRE
Yoksul bir ailede büyüyen Elvis, doğum günü hediyesi olarak bisiklet istemişti. Ancak maddi durumları elvermediği için gitar almaya karar veren Presley Ailesi, Elvis’e, “Rock’n’Roll Kralı” yapacak ilk adımı bilmeden attırmış oldu. Başlarda gitarına pek dokunmayan Elvis, mahallesinde duyduğu blues müziğinden ve kilisedeki gospel korosundan çok etkileniyordu. O zamanlar blues müziği siyahilerin söyleyebildiği ve dinleyebildiği bir müzikti. Yaşadığı mahalle itibariyle blues dinleme imkanına sahip olan Elvis, bu müzik sayesinde hem gitarı eline aldı hem de ailesine katkıda bulundu. Siyahi Mahallesinde Meşhur Bir Beyaz Elvis, siyahilerin yoğun olarak yaşadığı bir mahallede ikamet ediyordu. 50’li yıllarda siyahiler arasında blues müziği çılgınlığı hakimdi. Akşam çıktığı sahnelerde ise sesiyle ve havasıyla herkesi etkiliyordu. Beyaz olmasına karşın siyahi gırtlağa sahip Elvis, mahallesindeki herkesi büyülüyordu.
34
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019
Memphis’in tek plak şirketi olan Sun Records’un sahibi Sam Philips, o zamanlarda siyahi müzisyenlerin kayıtlarını alıyordu ancak istediği ses bir siyahide değil, bir beyazdaydı. Elvis 18 yaşındayken kendisi ile tanışan Philips, aradığı cevheri bulduğunu, Arthur Crudup’ın sözlerini yazdığı That’s All Right şarkısını Elvis’in blues tarzında yorumlamasıyla anlayacaktı. Şarkı radyolarda çalmaya başladıktan sonra lokal bir hit parça haline geldi. Bu şarkıyla beraber lokal bir ün kazanan Elvis’in ülke geneline ardından da dünyaya yayılan ününü kazanması çok zaman almadı. O Artık Dünya Listelerinde İlk çıkış parçasından sonra daha büyük yapımcılarca da radara alınan Elvis’in menajerliğini Tom Parker üstlendi ve daha güçlü olan RCA Victor Records ile anlaştı. Buradan çıkardığı single’ı “Heartbreak Hotel” ile büyük bir çıkış yakaladı; single, kısa süre içerisinde milyonlar sattı ve sekiz hafta boyunca müzik listelerinde kaldı. Elvis, ulusal televizyonlara çıkmasıyla ününe ün katmaya devam etti. Sonradan çıkardığı All Shook Up ve Jailhouse Rock, I Want You, I Need You, I Love You gibi şarkılarla milyonlar sattı.
Moda İkonu Elvis Elvis, müziğiyle olduğu kadar giyim ve saç tarzıyla da herkesi etkiliyordu. Çocukluğundan beri uzattığı favorileri ve tarama şekliyle gençlerin yeni saç stilini belirledi. 50 ve 60’lı yılların modasına ön ayak olan stilini Memphis’li moda tasarımcısı Lansky Kardeşler yarattı. Renkli kıyafetler giymeyen erkekler için çok farklı bir çizgide ilerleyen Elvis, beyaz ve pembe giyiniyor, hatta kıyafetlerinde taş ve işleme kullanmaktan çekinmiyordu.
İlk Aşk Elvis için annesi hayatındaki ilk önemli kadındı. Onun ölümünden sonra derinden sarsılan Elvis’in hayatı, askere gittikten sonra değişti. Almanya’da yaptığı askerlik sırasında hayatının aşkı Priscilla Beaulieu ile tanıştı. Kendisine annesinin yarattığı üzüntüyü unutturup, yeni bir hava katan Priscilla’nın onu terk etmesi ile Elvis yeniden büyük bir üzüntüye kapıldı ve bu durum Elvis’te fobik bir durum yarattı; hayranları tarafından takip edildiğini ve öldürüleceğini düşünüyordu. Hayatındaki iki değerli kadını kaybetmesiyle paranoyaları daha da artan Elvis için işler ters gidiyordu. Psikolojik olarak zor bir durumdaydı ve bu durum yemesine de yansımıştı. Beslenme şekli son derece sağlıksız bir hal alan Elvis’in görünümü de buna pararlel olarak bozuluyordu. Efsaneye Veda Tüm olumsuzluklara rağmen yine de sahneyi bırakmayan Elvis, 1977 yılında son konserini de verdikten sonra 16 Ağustos’ta kalp yetmezliğiyle aramızdan ayrıldı. Arkasında bir sürü başarı ve hayran bırakan Elvis için herkes çok üzülmüştü. Hatta bazı komplo teorilerine göre Elvis hâlâ yaşıyordu. Pop’un kralı Micheal Jackson, Elvis’in gidişiyle ilgili şu sözleri dile getirdi: “O harika bir insandı. Onun gibileri bir daha bulamayacağız. Onu kaybedince bir anda her şeyimi kaybettim sandım.”
ARGEMONIA
Serseri Ama Alçakgönüllü Gönülçelen gülüşüyle genç kızların konserinde en önde olmasını sağlayan Elvis, aynı zamanda oldukça alçakgönüllüydü. Konser sırasında hayranlarının içine dalarak onlarla selamlaşan Elvis, yakın tavırlarıyla her zaman öndeydi. Bu tavrı, fakir bir mahallede doğmasının verdiği bir avantajdı belki de.
Kısa ama öz hayatına üç Grammy, üç Platin Plak, 35 Altın Plak, 33 sinema filmi ve bin 126 konser sığdıran Elvis, 16 Ağustos 1977′de Graceland’deki evinde hayata gözlerini yumdu. 42 yaşında vefat eden Elvis’in bu yıl aramızdan ayrılışının 42. yılı.
35
ETKINLIK TIYATRO
MÜZİKAL
İKİNCİ BAHAR
ALICE MÜZİKALİ
25 TEMMUZ 2019 / PROFİLO KM KÜÇÜK SALON
14 HAZİRAN 2019 / ZORLU PSM – TURKCELL SAHNESİ
İki kuşak var, idealleri, hayalleri çok çalışmak, çok çok para kazanmak üzerine kuran bir genç kuşak ve solmuş çiçeklerin kendine özgü kokuları olduğunu geç de olsa fark etmiş olan diğer kuşak. Yaşamımız anlamını yitirmeye başlayınca, gerçekten ölmeye başlarız ve bunun kaç yaşında olduğumuzla alakası yoktur. Aşk, romantizm ve komedinin bir arada olduğu bu keyifli tiyatro oyunu saat 21:00’de tiyatroseverleri bekliyor.
Müzikalin sahneye konulacağı haberinden itibaren herkesin heyecanla beklediği Alice Müzikali, bu Haziran’da Zorlu PSM’de. Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Enis Arıkan, Şükrü Özyıldız, İbrahim Selim ve Merve Dizdar’ın başrollerini paylaştığı müzikal, 21:00’de başlıyor. Etkileyici görsel efektler, eğlenceli müzikler ve yetenekli oyuncu kadrosuyla Alice sizi dünyasına davet ediyor!
SERGI KONSER
36
26. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ
BOOMOON: BOĞAZİÇİ
29 HAZİRAN - 18 TEMMUZ 2019 / İSTANBUL
MAYIS - 25 AĞUSTOS 2019 / BORUSAN CONTEMPORARY
Bu yaz da İstanbullu caz severler 26. İstanbul Caz Festivali ile müziğe doyacak. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği muhteşem etkinlikte 300’den fazla yerli ve yabancı sanatçı 27 farklı mekanda sahne alarak müzik tutkunlarının karşısına çıkacak. Festivalde cazın efsanevi isimlerinden, yeni yıldızlara pek çok isim yer alıyor. Keyifli bir yaz akşamı geçirmek için festival biletlerini önceden almakta fayda var.
Güzel İstanbul’un huzur veren boğazını bu kez Güney Kore’nin önemli fotoğraf sanatçılarından Boomoon’un gözünden göreceksiniz. Tekne turları sırasında dalgaların hareket halindeki yüzeyi, sanatçının ilgisini çekiyor ve başlıyor. Boğaziçi serüveni. Küratörlüğünü Necmi Sönmez’in üstlendiği sergide İstanbul Boğazı’nı ışık, gölge, form ve yansımaların ön planda olduğu haliyle karşılaşacaksınız. Sergi, 25 Ağustos’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos 2019