KEAS
GLOBAL # 01 KASTAMONU ENTEGRE AĞAÇ SANAYİ VE TİC. A.Ş.'NİN ÜCRETSİZ YAYINIDIR FREE OF CHARGE PUBLICATION OF KASTAMONU ENTEGRE A.S.
DOĞA
NATURE
Bitmeyen Enerji: Ormanlar The Everlasting Energy: Forests RÖPORTAJ INTERVIEW
Yazar / Writer Ayşe Kulin
A SP Kentleri SPA cities
2017 SAYI ISSUE
Do¤al Yans›malar Evogloss parlak panel, modern ve zarif mutfak, banyo, ev dizaynı, mobilya ve dekorasyonda yeni kombinasyonlar oluşturulmasını sağlar. Ön yüzü parlak ve dekoratif değişik yüzeylerle kaplı panellerin arka yüzü beyaz melamin dekor kağıdı ile kaplıdır.
İçindekiler
İmtiyaz Sahibi Privileges Owner Kastamonu Entegre Ağaç San. Tic. A.Ş. Adına Haluk YILDIZ Genel Yayın Yönetmeni Chief Editor Cahit AKYILDIZ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Responsible Editor in Chief Naci GÜNGÖR Yayın Kurulu Broadcast Board Emra KARAASLAN İletişim Adresi Contact Address Kastamonu Entegre Ağaç San. Tic. A.Ş. Mahir İz Cad. No:25 Altunizade / İSTANBUL
YAYINA HAZIRLIK PUBLICATION PREPARATION
06
Haberler News Kastamonu Entegre, İntermob Fuarı’nın İlgi Odağı Oldu Kastamonu Entegre was the Center of Attention of the Intermob Fair
13 18
Kastamonu Entegre Dünyası Kastamonu Entegre World
Doğa Nature Bitmeyen Enerji: Ormanlar The Everlasting Energy: Forests
22
Mimar Architect “Doğal Teknoloji” Mimari Anlayışımın Vazgeçilmez Kriteri “Natural Technology” is the Indispensable Criterion of our Architectural Concept
24 28
Sosyal Yaşam Social Life
İş Sağlığı ve Güvenliği Occupational Health and Safety
Genel Yayın Yönetmeni Chief Editor Selda YEŞİLTAŞ selda@viyamedya.com Yayınlar Koordinatörü Publishing Coordinator Murat ERDOĞAN murat@viyamedya.com Editör Editor Peri ERBUL peri@viyamedya.com Fotoğraf Editörü Photo Editor M. Ali BARS Görsel Yönetmen Art Director Ercan YAVUZ Adres Address Rumeli Cad. Rumeli Pasajı Yunus Apt. No:40 Kat: 3 Nişantaşı - Şişli / İSTANBUL Tel: 0 (212) 236 00 50 viya@viyamedya.com Baskı Printing Umur Basım San. ve Tic. A.Ş. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, illüstrasyon, harita ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Articles, photographs, illustrations, maps are all copyrighted. They can not be quoted without prior permission even though they’re indicated as the source.
30
Bayi Distributor Ekonomiye Değer Katan Marka The Brand that Added Value to Economy
32
Sağlık Health Cebimizde Taşıdığımız Bağımlılık: İNTERNET Carrying Dependency Around in Our Pocket: The INTERNET
36
Kişisel Gelişim Personal Development Önce Çizgiler, Sonra Anlamlar Oluşuyor First The Drawings Take Shape And Then The Meaning
48
Gezi Travel Kendinize bir güzellik yapın, gezin! Do Yourself a Favor, Travel!
54
Teknoloji Technology Giyilebilir Teknoloji Milyon Dolarlık Pazarla Geliyor Wearable Technology Brings With It a Million-Dollar Market
56
Kalite Quality Histogram Kalite Kontrol Kartları Histogram of Quality Control Cards
58
Lezzet Taste KEAS Personelinden Lezzetli Tarifler Delicious Recipes from KEAS Staff
60
Departman Tanıtımı Introduction of Departmens “Rakiplerimizle Aramızdaki En Önemli Fark, Çalışanlarımız” “The Most Significant Difference Between Our Competitors and us Consists in Our Employees”
64 66 68 70
Eğitimler Training Çalışanlarımıza Dair About Our Employees Bulmaca Puzzle Kültür&Sanat Culture&Art
40
Aile&Yaşam Family&Life Annelik mi İş Hayatı mı? Motherhood or a Career?
44
Röportaj Interview “Doğaya Özel Bir Duyarlılığım Var” “I have a Special Sensibility towards Nature”
40
BAŞKANDAN FROM CHAIRMAN
2016 YILINI YÜZDE 10 BÜYÜMEYLE KAPATTIK
4
2016 yılını, siyasi gündemi ve küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkileyen oldukça zorlayıcı koşullar altında tamamladık. Buna rağmen Kastamonu Entegre Ailesi olarak, işimize daha çok konsantre olduk, en iyi bildiğimiz şeyi yapmaya, çalışmaya ve üretmeye devam ettik. Başarıları yine birlikte kucakladık. 2016 yılını, yurt dışı yatırımlarımız ve katma değerli ürün satış artışının etkisiyle % 10 büyüme ile kapattık. Birlikte neler yaptık? 2016’da yatırımlarımıza devam ettik. Tataristan Alabuga’da ikinci MDF hattını devreye aldık. Rusya’da 400 milyon Euro yatırım ile hayata geçirdiğimiz Alabuga MDF tesisimiz, 1 milyon metreküpü aşan toplam üretim kapasitesi, 35 milyon metrekare laminat parke üretim kapasitesi ile dünyanın en büyüklerinden biri oldu. Bu yıl, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatçı firmaları teşvik etmek, ihracatın geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğini desteklemek amacıyla TİM ve Dünya Gazetesi tarafından düzenlenen “İhracatın Yıldızları” yarışmasında, “Yeni Pazar, Pazar Çeşitliliği” kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldük. İstanbul Sanayi Odası’nın “Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu” 2015 listesinde, 45. sıradan 41. sıraya yükseldik. Çevre ve sürdürülebilirlik yaklaşımlarını, yatırım ve büyüme politikaları açısından ön koşul olarak görüyoruz. Bu kapsamda bu yıl Adana MDF Fabrikamızın elektrik ihtiyacını karşılamak üzere kurduğumuz 1 MW kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali’ni devreye alarak, elektrik enerjimizi de yenilebilir kaynaklardan sağlamaya başladık. Üretim süreçlerinde sarf ettiğimiz ham madde ve enerji gibi kaynaklarını minimize etmek, atıkların geri dönüşümünü etkinleştirmek, üretim süreçleri neticesinde ortaya çıkan salınımları ve çevresel etkileri sıfıra yaklaştırmak adına geliştirdiğimiz projelerin devamı gelecek. Capital Dergisi’nin "Türkiye’nin Sınır Ötesi Şirketleri" başlıklı araştırmasında, Rusya, Romanya ve Bosna Hersek iştiraklerimiz, yurt dışındaki en büyük 50
Türk şirketi arasında yerlerini alırken, Bulgaristan iştirakimiz 61. sırada konumlandı. Yine Capital Dergisi’nin “45 Devin Büyüme Performansı” listesinde bir önceki yıla göre ciromuzu yüzde 24,8 arttırarak 34. sırada yer aldık. Aynı çalışmada, çalışan sayısındaki artış sıralamasında ise 25. büyük firma olduk. 2016 yılında piyasaya sunduğumuz yeni parke serileri Urban ve Boutique, dekorasyonda şıklık ve estetiği buluşturan renkleriyle ön plana çıktı. Mobilya sektörüne yönelik üretilen melamin kaplı ürünlerimiz için geliştirdiğimiz zengin renk ve beş farklı yüzey (Veneer, Stone, Paint, Golf ve Geometric) seçeneğiyle Reflection serisi, müşterilerin beğenisine sunuldu. Şirketimiz küresel bir oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor. Bugün Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Bosna Hersek’teki üretim tesislerimizden 93 ülkeye ihracat yapmaktayız. Son iki senedir katıldığımız Çin ve Amerika kıtası fuarları vesilesiyle bu bölgelere ihracata başladık. Evet; bugünlere hepimizin özverili emeği ile ulaştık. Şartlar ne olursa olsun yarınlarda aynı kararlılık, azim ve çalışma temposuyla devam edeceğimize inancımız tamdır. Bu süreçte her zaman olduğu gibi bizlere desteklerini esirgemeyen başta Yönetim Kurulu olmak üzere, tedarikçilerimize, müşterilerimize ve çalışanlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. 2017 yılının ülkemize ve tüm dünyaya barış ve huzur getirmesini temenni ediyor, aileleriniz ve sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve keyifli bir yıl geçirmenizi içtenlikle diliyorum. Sevgi ve saygılarımla...
Haluk YILDIZ CEO, Ağaç Grubu Başkanı
WE ACHIEVED 10 % GROWTH IN 2016 We have completed 2016 under very challenging conditions that affect the political agenda and the global economy negatively. Nevertheless, as Kastamonu Entegre Family, we continued to do more, concentrate more on what we know best, work and produce. We have been successful together again. We are closing 2016 with 10% growth due to our investments abroad and the increase in sales of value-added products. What did we do together? We continued our investments in 2016. The second MDF line started production in our Alabuga MDF factory. With an investment of 400 million Euro, this factory became one of the biggest in the world with a total MDF production capacity over 1 million cubic meters and a laminate flooring production capacity of 35 million square meters. This year we were nominated and awarded with the 1st prize in the “New markets, Market diversity” category at the “Stars of Exports” contest organized by TIM ( Export Council of Turkey) and the Dünya Journal with the purpose of motivating the exporter companies which are the locomotives of the Turkish economy and also for supporting the development and sustainability of exports. Our company has climbed 4 steps up to the 41st place on the list of “Top 500 Industrial Establishments of Turkey” of the Istanbul Chamber of Industry on the 2015 list. We consider that the environmental and sustainability approaches are preliminary requirements from the investment and growth policies point of view. In this context, this year we started to provide our electrical energy from renewable sources by putting into function the 1MW capacity Solar Energy Plant which meets the electricity demand of our Adana MDF Factory. In the production processes, we will continue to develop projects to minimize sources such as raw materials and energy, to activate recycling of waste, to release emissions resulting from production processes and to bring environmental effects to zero. The research conducted by the periodical Capital under the title of “The Turkish companies beyond borders” revealed that our
subsidiaries in Russia, Romania and Bosnia and Herzegovina and among the biggest 50 Turkish companies overseas and our subsidiary in Bulgaria is the 61st. In the list of the “Growth performance of 45 Giants” compiled by the periodical Capital, we are the 34th due to the fact that our turnover has increased by 24,8% compared to the previous year. In the same research, we became the 25th company on the list of companies with increasing employment figures. The new laminate flooring series Urban and Boutique that we launched in 2016 were distinguished by their colors which combine the elegancy and esthetics in decorations. Reflection series with a rich decor variety and 5 different surfaces (Veneer, Stone, Paint, Golf and Geometric) that we developed for our products coated with melamine that we produce for the furniture sector were offered to the clients. Our company is rapidly moving towards becoming a global player. Today we export to 93 countries in Turkey, Romania, Bulgaria, Russia and Bosnia Herzegovina. In the past two years, we have started exporting to these regions after the participation of China and America fairs. We have reached these days with all of our self-sacrificing employees. Regardless of the conditions, we believe that we will continue in the future with the same determination, and working tempos. I would like to take this opportunity to extend my thanks, to the Boards of Directors, our suppliers, our customers and our employees who have always given us their best support during this period. Finally, I wish that the year 2017 will bring peace to the whole world, and I sincerely wish you a healthy, happy and enjoyable year with your family and loved ones. Kind Regards...
Haluk YILDIZ CEO, Chairman of the Wood Group
www.keas.com.tr
5
HABERLER NEWS
Kastamonu Entegre, İntermob Fuarı’nın İlgi Odağı Oldu Kastamonu Entegre was the Center of Attention of the Intermob Fair
A
ğaç bazlı panel sektöründe Türkiye’nin global markası olan Kastamonu Entegre, bu yıl 19.’su düzenlenen, Almanya ve Çin’den sonra dünyanın üçüncü büyük fuarı olan “Uluslararası Intermob Mobilya Yan Sanayi Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojisi” fuarında yerli ve yabancı müşterileri ağırladı. Kastamonu Entegre, İntermob Fuarı’nda dikkat çeken standıyla, beş gün boyunca ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Kiosk ve dijital ekranlar kullanılarak yapılan ürün sunumları,
6
K
astamonu Entegre, Turkey’s global brand in the wooden panel sector, had the pleasure of hosting its local and foreign customers this year at the 19th “Intermob International Furniture Accessories Supply Industry, Forestry Products and Forestry Technologies Fair”, which, after Germany and China. For 5 five days Kastamonu Entegre kept the full attention of fair visitors with its distinctive stand. The two-story stand, which offered presentations which used kiosks, digital screens, an Intermob, souvenir-photograph corner and product displays, was greatly admired by visitors.
İntermob hatırası fotoğraf köşesi, ürün displayleri içeren çift katlı stant ziyaretçiler tarafından çok beğenildi. Kastamonu Entegre, İntermob Fuarı’nda, ileri teknolojiyle üretilerek standartların üzerinde bir kalite, görünüm ve şıklık sunan ürünlerini yenilik ve tasarımda fark arayan alıcılarla buluşturdu. Fuarda öne çıkan yenilikler arasında, “Register emboss yüzeyli” laminat parke üretimi, şehir konseptli ve derzli olarak üretilen “Urban” parke serisi, melamin kaplı ürünler için geliştirilen 62 yeni renk ve beş farklı yüzey içeren “Reflection” serisi bulunuyor. Kastamonu Entegre’nin fuarda en çok ilgi çeken ürünleri arasında dijital baskılı mat ve parlak GlossMax ürünleri oldu. Uzun soluklu Ar-Ge çalışmaları sonucu üretimi gerçekleşen 2.10 metre eninde dekoratif parlak yüzeyli GlossMax ürünleri ile Kastamonu Entegre, bu genişlikte ürünü pazara sunabilen dünyadaki ilk ve halen tek şirket.
At the Intermob Fair, Kastamonu Entegre had the opportunity to introduce its high quality products, to the buyers who were looking for the latest products and modern designs. The displayed products are of an abovestandard appearance and elegance, due to Kastamonu Entegre’s advanced technologies. Among the prominent items featured there were the production of “Register emboss surface” laminate flooring, the “Urban” flooring range, produced with an urban concept and in a “jointed” version and the “Reflection” range, developed for melamine coated products and produced in 62 different colors with 5 different surfaces. The digitally imprinted flat as well as glossy, GlossMax products were among the most engaging products of the fair. As the result of long term research and development work, Kastamonu Entegre was the first to produce, and still is the only company in the world, that supplies the market with a decorative glossy surface panel, GlossMax, in a width of 2.10 m.
Sektörün gücünü yansıtan fuar
The fair which reflected the sector power
Yurt içi ve yurt dışında katıldıkları fuarlarda gördükleri yoğun ilgiden memnun olduklarını belirten Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız şunları söyledi: “Sektörün gücünü yansıtan ve küresel anlamda bağlantıları güçlendiren bu fuarda, bu yıl da yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Sektörün önemli temsilcilerini ve girişimcilerini bir araya getiren ve bu alandaki en önemli platform olan İntermob, pazar arayışlarının ve küresel rekabetin kritik önem kazandığı günümüzde, şirketlere yurt dışından yeni ve nitelikli müşteriler kazanma fırsatını da tanımış oluyor. Kastamonu Entegre olarak mobilya, dekorasyon ve inşaat sektörünün ihtiyaç duyduğu, her gün 3000 konuta zemin sağlayacak laminat parkeyi, mobilya için gerekli ahşap paneli ve iç kapı için gerekli kapı paneli üretiyoruz. Günde 500 tır levha üretip Amerika’dan Çin’e kadar 93 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.”
Haluk YILDIZ, the CEO of Kastamonu Entegre, who mentioned that they have been very glad of the intensive interest and attention they had enjoyed at the local and overseas fairs in which they had participated, said also: “We are very happy about our participation in this year’s fair, which reflects the power of the sector and is strengthening connections at the global level. Intermob, which is the most important meeting platform of the sector’s important representatives and entrepreneurs, is giving the companies the opportunity to acquire new and qualified foreign customers in our days when the quest for markets and the global competition are of critical importance. We, Kastamonu Entegre, produces enough laminate flooring to cover the floors of 3000 dwellings, every day, as well as the wooden panels for their furniture and the door panels for the interior doors. Each day, we produce 500 tractor-trailer loads of panels, which we export to 93 countries, from America to China.” www.keas.com.tr
7
HABERLER NEWS
The World Hears from Kastamonu Entegre at the United Nations
Dünya, Kastamonu Entegre’yi Birleşmiş Milletler’de İzledi Cenevre’deki Birleşmiş Milletler ofisinde düzenlenen, FAO Ormancılık Komitesi’nin yıllık toplantısına, tarihinde ilk kez Türkiye’den özel sektörü temsilen Kastamonu Entegre davet edildi. 18-19 Ekim 2016 tarihleri arasında Cenevre’deki Birleşmiş Milletler Ofisi’nde gerçekleşen, Avrupa, Kuzey Amerika, Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin temsil edildiği FAO Ormancılık Komitesi’nin yıllık toplantısında, pazar ve trendler değerlendirildi. Toplantıda
8
öne çıkan başlıklar arasında pazar eğilimleri ve politikaları, orman ürünlerinin üretim, dış ticaret ve tüketimi, orman ürünleri sektöründeki fırsatlar ve bariyerler bulunuyor. FAO Ormancılık Komitesi’nin ikinci gününde söz alan Kastamonu Entegre Marka ve Kurumsal İletişim Müdürü Naci Güngör, tanıtım sunumuyla göz doldurdu. Güngör, dünya ve ülke bazındaki pazar istatistik bilgileri ile yurt dışındaki yatırımları hakkında da detaylı bilgi verdi.
For the first time in the history of the FAO Forestry Committee, Kastamonu Entegre was invited, as the representative from Turkey of the private sector, to the annual meeting, organized in the United Nations Office in Geneva. At the annual meeting of the FAO Forestry Committee, which took place at the United Nations Offices in Geneva on October 18th and 19th, 2016, with the participation of representatives from European, North American, Russian, and Independent States Union countries, where the market and trends were evaluated. The topics, which were prominent at the meeting were market inclinations and policies, production, foreign trade and consumption of forestry products, and opportunities and obstacles encountered by the private sector in the forestry products field. Naci Güngör Kastamonu Entegre’s Brand and Corporate Communications manager, who took the floor on the second day, gave a complete and enlightening promotional presentation. Mr. Güngör also presented statistical market information both on a national as well as a global level and gave detailed information about Kastamonu’s investments abroad.
Kastamonu Entegre’den Yeni Parke Serisi
Parke sektörünün ana markaları Floorpan ile Artfloor’u daha da yukarı seviyeye taşımayı amaçlayan Kastamonu Entegre, ileri teknoloji ile üretilen ve estetik görünümleriyle ön plana çıkan markalarına bir yenisini ekliyor; Boutique. Yeni seri, konforu, kaliteyi, kalıcılığı ve estetiği bir arada sunuyor. Rivera, Lorenzo, Picasso, Dali, Da Vinci, Acapulco, Goya olmak üzere yedi üründen oluşan seri, isimlerini dünyaca ünlü sanatçılardan alıyor. Antibakteriyel özelliği ile fark yaratan lak yüzeyli parke serisi, yaşam alanlarında hijyen sağlıyor.
A New Flooring Range from Kastamonu Entegre Kastamonu Entegre, whose objective is to carry Floorpan and Artfloor, the principal brands of the flooring sector, to a higher level, has added a new brand to its list of prominent, high esthetic ones, produced with enhanced technology: Boutique. The new range offers a combination of comfort, quality, permanency and artful taste. The range, which consists of seven new products, was named after world famous artists such as Rivera, Lorenzo, Picasso, Dali, Da Vinci, Acapulco, Goya. This flooring range, which sets itself apart with its lacquered, antibacterial surface, provides living spaces which have the necessary hygiene.
Investments in Robots
Robot Yatırımı Kastamonu Entegre, yurt içinde ve yurt dışındaki tesislerine yönelik gerçekleştirdiği revizyon, inovasyon çalışmaları ile robot yatırımlarına hız verdi. Teknolojiye son derece önem veren Kastamonu Entegre, tesislerindeki faal robot sayısını 2017 itibariyle dokuza çıkarıyor. Adana tesisi için sipariş edilen istif ve paketleme robotlarıyla robot envanterini arttırmaya devam ediyor.
Kastamonu Entegre speeded up its investments in robots within the frame of the revision, innovation works conducted in its local and overseas facilities. Kastamonu Entegre, who affords great importance to technology, will be increasing the number of active robots at its facilities to 9, in 2017. Kastamonu Entegre continues to raise their robot inventory by adding to it the stacking and packing robots ordered for the Adana plant.
www.keas.com.tr
9
HABERLER NEWS
Kastamonu Entegre Yeni Mühendis Adaylarıyla Tanıştı Kastamonu Entegre Met the New Engineers Candidates Kastamonu Entegre, mühendislik mesleğine özel ulusal ölçekli ilk ve tek kariyer fuarı olan Mühendislik Kariyer Fuarı’nda mühendislik öğrencileri, yeni mezunlar ve kariyerinde yenilik arayan deneyimli mühendislerle buluştu. 14-15 Kasım 2016 tarihleri arasında bu yıl ikincisi düzenlenen fuarda Kastamonu Entegre standında şirket hakkında detaylı bilgiler edinen ziyaretçiler, firma yetkilileri ile yaptıkları birebir görüşmelerde, sektörel gelişmeler, insan kaynağı alanındaki fırsatlar, ihtiyaç duyulan iş gücü profili gibi pek çok konuda bilgi edindi. Deneyimli ve yeni mezun mühendisler aynı zamanda ilk elden öz geçmişlerini paylaşma fırsatı yakaladı.
10
Kastamonu Entegre met with engineering students, new graduates and experienced engineers, in search of new career challenges, on the occasion of the Engineering Career Fair, the first fair of its kind on a national scale, especially designated for the engineering profession. During the second edition of this fair, organized between the 14th and 15th of November, 2016, the visitors who came to the Kastamonu Entegre stand were given detailed information about the company. They had an opportunity to have oneto-one conversations, getting even more information on diverse subjects such as: developments in the sector, opportunities in human resources, and a profile of the labor force needed. Additionally experienced engineers, as well as the new engineering graduates, had a chance to share their curriculum vitae directly.
Kastamonu Entegre Participated in the SICAM Fair The SICAM Fair was organized this year, for the 8th time, at Pordenone, between October 18th and 21st. Kastamonu Entegre represented Turkey at this fair and exhibited its products, where professionals from the “four corners of the earth” met. Much interest was shown by the participants from the furniture and interior decoration sectors.
Kastamonu Entegre SICAM Fuarı’na Katıldı İtalya’nın Pordenone şehrinde, 18-21 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen SICAM Fuarı bu yıl sekizinci kez düzenlendi. Dünyanın dört bir yanından profesyonelleri bir araya getiren fuarda Türkiye’yi temsil eden Kastamonu Entegre’nin ürünleri, mobilya ve iç dekorasyon sektörlerindeki katılımcılardan yoğun ilgi gördü.
İnegöl Mobilya Fuarı İnegöl Furniture Fair
İnegöl mobilyasının dünyaya tanıtılmasını sağlayan “MODEF Expo 2016”, bu sene 36. kez gerçekleşti. Kastamonu Entegre’nin sponsorluk desteği verdiği Bursa bayisiyle birlikte stant açtığı fuara 35 ülkeden 20 bin ziyaretçi katıldı. The 36th edition of the “MODEF Expo 2016” was held this year, providing an avenue for the presentation of the Inegöl furniture to world markets. The stand which Kastamonu Entegre opened at this fair, together with its Bursa distributors, who it sponsored, was visited by 20 thousand fair attendees from 35 countries.
www.keas.com.tr
11
HABERLER NEWS
Hayat Holding GRC Başarı Hikayesi Hayat Holding GRC A Success Story SAP Türkiye tarafından her yıl düzenlenen ve 4 binin üzerinde profesyonelin katılımıyla gerçekleşen “SAP Forum İstanbul 2016 – Dijital Çağda Erişim Yönetimi ve Güvenlik” etkinliğinde; değişen iş dünyasında dijital inovasyon, yenilikçi teknolojiler, katma değerli ve dönüşüm sağlayan iş süreçleri konuşuldu. İş dünyasını ve üst düzey müşterileri aynı platformda buluşturan SAP Forum İstanbul’a katılan Hayat Holding; Bilgi Teknolojileri Direktörlüğü ve Denetim ve Risk Yönetim Koordinatörlüğü’nün öncülüğünde yürüttükleri SAP GRC (Risk Yönetimi) ve AC (Süreç Kontrolleri) Projesi ile “Risk Yönetimi” dalında ödüle layık görüldü.
12
Subjects such “digital innovation” in the changing business world, innovative technologies, business processes that generate added value and provide possibilities to recycle were discussed during the “SAP Forum Istanbul 2016 – Access Management and Security in the Digital Era” event, organized every year by SAP Turkey and which took place with the participation of more than 4 thousand professionals.
Hayat Holding participated in SAP Forum, Istanbul, which brought together the business world and the top level customers on the same platform and was awarded in the “Risk Management” branch for the SAP GRC (Risk Management) and AC (Process Control) projects materialized under the leadership of the Information Technologies Directorate and the Risk Management Coordinatorship.
KEAS DÜNYASI KEAS WORLD
Kastamonu Entegre Finale Yükseldi
Tataristan’ın Kazan şehrinde, 4 Aralık 2016'da Tataristan’da bulunan firmalar arasında gerçekleşen “2017 Yeni Yıl Kupası” mini turnuvası yapıldı. Bu sene ilk defa turnuvaya katılan Kastamonu Entegre futbol takımı, hiç gol yemeden tüm rakiplerini yenerek finale yükseldi. Finalde, Komus ekibi ile Kastamonu Entegre ekibi arasında oynan maç 2-1’lik skorla bitti. Turnuvayı ikinci olarak bitirip gümüş kupayı kaldıran Kastamonu Entegre’nin kalecisi Ildar Habibullin, “En İyi Kaleci” ödülüne layık görüldü.
Kastamonu Entegre Takes its Place as a Finalist The 2017 New Year’s Mini tournament was organized on December 4th, in Kazan, Tatarstan with the participation of the companies in Tatarstan. This year for the first time the Kastamonu Entegre Football team participated in the tournament and ascended to the finals without conceding even one goal. In the finals, the match between the Komus and Kastamonu Entegre teams ended 2 to 1. Kastamonu Entegre finished as the second and won the silver cup, while its goal keeper, Ildar Habibullin, was awarded as the “Best goalkeeper”.
www.keas.com.tr
13
KEAS DÜNYASI KEAS WORLD
Kastamonu Entegre MEBEL 2016 Fuarı’nda Kastamonu Entegre at the MEBEL 2016 Exhibition Kastamonu Entegre, en büyük ahşap ürünler ticaret fuarı olan MEBEL 2016’da ziyaretçileriyle buluştu. Kastamonu Entegre’nin standında 100’den fazla yeni Floorpan laminat dekor ve 60 tane Evogloss parlak panel tanıtıldı. Fuarın ilk günü, Kastamonu Entegre standı, Doğal Hayatı Koruma Vakfı Rusya Direktörü İgor Chestin ve yönetimi tarafından ziyaret edildi. Kasta-
14
monu Entegre CEO'su Haluk Yıldız ile birlikte, şirketin desteklediği ve tamamlanmış olan çevre projelerini ve gelecekte iş birliği yapabilecekleri yeni fırsatları konuştular. Fuarda ayrıca, mobilya, parke ve iç kapı üreticileri ve satıcılarının GoodWood 2016 FSC çevre sıralamasını kazananlar için bir ödül töreni düzenlendi. Haluk Yıldız, parke kategorisinde şirketi adına bir ödül aldı.
Kastamonu Entegre presented the event-goers of the largest wood product trade show MEBEL 2016 more than 160 products from its plant in the Alabuga SEZ. At the company stand KAstamonu Entegre’s new Floorpan laminate decors (more than 100) and EvoGloss glossy panels (60) were presented. On the first day of the exhibition the Kastamonu Entegre stand was visited by representatives of the World Wildlife Fund headed by Igor Chestin, the Director of WWF Russia. Together with the president of the Kastamonu
Entegre Group Haluk Yıldız they discussed the completed environmental projects which Kastamonu Entegre supported, and new opportunities for further cooperation. In addition, a ceremony was held at the exhibition to award winners of the GoodWood 2016 FSC environmental ranking for manufacturers and sellers of furniture, flooring and interior doors. The President of the Kastamonu Entegre Group Haluk Yıldız received an award on behalf of the company in the Flooring category.
Kastamonu Entegre’nin Çevre Desteği Ödüllendirildi
Kastamonu Entegre Awards Grants to National Parks
Doğal Hayatı Koruma Vakfı, Rusya'da kutlanacak “Çevre Yılı” dolayısıyla milli park ve koruma alanları için bağış yarışması düzenledi. Kastamonu Entegre, yarışmanın ilk katılımcısı olup, kategorisi için bağışta bulundu. Doğal Hayatı Koruma Vakfı jürisi, 60’tan fazla hibe başvurusunu altı kategoride değerlendirdi ve en önemli çevre projelerini tespit etti. “Korumalı alanlardaki orman kaynaklarının muhafaza edilmesi” kategorisinde kazananlar Volga-Kama Devlet Tabiatı Koruma Alanı ve Smolensk Gölü Bölge Ulusal Parkı oldu. In anticipation of the upcoming Year of Ecology in Russia, the World Wildlife Fund summed up the results of the small grants competition for national parks and reserves. Kastamonu Entegre was the first partner of the competition and it allocated for grants in the category “Conservation of forest resources in protected areas.” The WWF Russia expert jury reviewed more than 60 grant applications in 6 categories and identified the most important environmental projects. The winners in the category “Conservation of forest resources in protected areas” was the Volga-Kama State Nature Reserve and the Smolensk Lake District National Park.
Kastamonu Entegre FSC’nin düzenlediği çevre değerlendirmesini kazandı Kastamonu Entegre Wins the Goodwood 2016 Rating Mobilya, parke ve iç kapı üreticileri ve satıcıları için yapılan GoodWood 2016 FSC çevre değerlendirmesine Kastamonu Entegre de katıldı. Önde gelen uluslararası standartlara göre yapılan ürün uygunluk değerlendirmesinde Kastamonu Entegre, parke kategorisinde başarı kazandı. MEBEL 2016 uluslararası fuarında yapılan törende Kastamonu Kastamonu Entegre participated in the GoodWood 2016 FSC environmental ranking for manufacturers and sellers of furniture, flooring and interior doors. Based on an assessment of product conformity with leading environmental standards Kastamonu Entegre was victorious in the Flooring category. At a ceremony held at the Mebel-2016 international exhibition, the president of the
Entegre CEO'su Haluk Yıldız şirket adına ödülü aldı. 2016 yılında mobilya, parke ve iç kapı üretim ve perakende satış sektöründen 160 şirketin katıldığı değerlendirme; ağaç menşeinin yasallığı, ürün çeşitliliğinde nadir ağaç türlerinin kullanılmaması, ürün güvenliği ve şirketin çevre politikası gibi faktörlere göre yapıldı. Kastamonu Entegre Group Haluk Yıldız received an award on behalf of the company. In 2016, 160 companies were assessed from the wooden furniture, flooring and interior door production and retail sector. The rating factored in criteria such as the legality of the origin of wood, the non-use of rare species of wood in the product range, product safety, and the company’s environmental policy.
www.keas.com.tr
15
DOÄžA NATURE
Bitmeyen Enerji:
Ormanlar The Everlasting Energy:
Forests
Ormanlar insanlığın gelişiminde çok önemli roller üstlendi. İnsan, ateşi öğrendiğinde ormandaki malzemeleri kullandı. İnsan, barınma ihtiyacı duyduğunda ormandaki malzemelerle barınaklar inşa etti. Korunmaya ve arabaya ihtiyaç duyduğunda yine orman imdada yetişti. Tüm bilimler hakkında öğrendiklerimizin çoğu, ormandaki malzemeler kullanılarak öğrenildi. Hal böyleyken, bağımsız sürdürülebilir bir enerji geleceği var edebilmek için ormanların tam olarak neler yapabildiklerini çok iyi biliyor olmamız lazım.
N
e yazık ki; ormanlar ve diğer enerji kaynakları pek çok insan için fazla bir anlam ifade etmiyor ya da sığ bir bakış açısı ile ele alınıyor. Bugün dünya kentlerinin çoğu, içinden ormanların geçtiği alanlara kurulu. Ancak ormanların insanlığın gelişimindeki potansiyel gücü fazla dillendirilmiyor. Ormanlar yüksek yoğunluğa sahip alanlardır. Bu ağaç koleksiyonları, çevre için sayısız amaca hizmet ediyor. Fakat bizler, sadece biyoloji derslerinden edindiğimiz “ağaçlar fotosentez üretir ve havayı temizler” bilgisine vakıfız. Suyun temizlenmesi, toprağın iyileştirilmesi, güneş enerjisinin yakalanması gibi rollerinden haberdar değiliz. Ömürleri boyunca ağaçlar, günlük olarak güneş enerjisini toplayıp kendi kütlelerinde fotosenteze dönüştürürler. Dünya üzerinde yaklaşık 4 milyon hektar ormanlık alan bulunuyor. Mevcut teknoloji ve ağaç ırkları kullanılarak, dünya ormanlarından yılda milyarlarca ton biyokütle enerjisi üretilebiliyor. Ve bu enerjiyi sentetik yakıtlara dönüştürmek mümkün.
Biyokütle Enerjisi Nedir? Belirli bir zaman, alan ya da hacim ölçüsünde toprak üstü ve altında yaşayan bitkisel ve hayvansal atıkların miktarıdır. Dünya üzerindeki biyokütlenin yüzde 90’ı ormanlardan elde edilir. Biyokütle, elektrik ve diğer enerji şekillerinin üretiminde kullanılan ve yenilenebilir bir kaynaktır. Güneş enerjisinin depolandığı organik madde olarak yeniden
Forests have played an important role in mankind’s development. Man discovered fire using materials found in the forest. When man needed shelter, again he used materials from the forest to build his first shelters. When he needed protection or transportation, it was the forests that gave a helping hand. Most of what we learned about science, again, was by using materials taken from the forest. Considering our history, in order to be able to generate independent, sustainable energy in the future, we have be keenly aware of exactly what forests are capable of.
U
nfortunately, concepts concerning forests and the other energy sources do not mean very much to most of the people, or they look at them in a superficial way. At the present time, many of the cities of the world are established in or near regions covered with forests. However, the potential power forests possess, as an energy source, relative to the development of mankind, is greatly underestimated. Forests are areas of high intensity. These great groupings of tree serve numerous purposes in regard to the environment. But, unfortunately, most of what we know about trees is what we learned in biology lessons at school: that “trees perform photosynthesis and clean the air”. We are not conscious of vital roles such as water purification, soil improvement, or solar energy capture. Throughout its entire lifetime, a tree captures solar energy and slowly converts it into its own body mass (wood, bark, leaves seeds, roots etc.) using the process of photosynthesis. There are about 4 million hectares of forested areas, worldwide. According to present-day technology and tree species, billions of tons of biomass energy are generated every year from the world’s forests. Also, it is possible to convert this energy into synthetic fuels.
What is biomass energy? Biomass is defined as the quantity of vegetal and animal residues accumulated on and under the earth at a specific time, in an area or volume size. 90 percent of the biomass in the world is obtained from forests. Biomass is a renewable source used for generating electrical or other www.keas.com.tr
19
DOĞA NATURE
enerjiye dönüştürülebilir. Elektrik üretiminin yanında ısınma ve ulaşımda da etkin olarak kullanılır. Tarihten beri var olan bu enerji kaynağı, günümüzde yeniden gündeme geldi. Var olan kaynakların hızla tüketimi, çevresel ve ekonomik kaynaklar biyokütleyi yenilebilir enerji olarak liste başı yaptı. Uluslararası Enerji Birliği (IEA), 70’li yıllarda oluşan enerji krizinden sonra orman enerjisi projelerine başlamıştı. Bugün Finlandiya, ülke gereksinimi olan enerjinin yüzde 20’sini, İsveç ise yüzde 18’ini ormanlardan sağlıyor. ABD’de 376 tane biyokütle ısı tesisi bulunuyor. Bu durum ABD’de petrol ithalinin yüzde 40 oranında azalmasını sağlamış durumda. Kanada, enerji bağlamında
20
dışa bağımlılığını azaltmak için 1976’dan bu yana orman enerjisi konusunda projeler gerçekleştiriyor. Ve 2050’li yıllarda ülke enerjisinin yüzde 50’sini ormanlardan sağlamayı hedefliyor. Hammadde ve enerji kaynağı ihtiyacının sürekli artması ve yenilenemeyen fosil yakıtların hızla tükenmesi, yapay ve doğal ormanların yeniden incelenmeye alınmasına neden oldu. Teknolojinin etkin kullanımı ile ormanlardan biyokütle enerjisi üretilmekte. Fotosentez ile depolanan bu enerji, dünyanın yıllık enerji ihtiyacının 10 katına eşit ve hiç bitmeyecek bir kaynak. Böylece, ormanlar bir yandan endüstriyel odun ihtiyacını karşılarken diğer yandan enerji ihtiyacına cevap veriyor.
Türkiye’nin Biyokütle Potansiyeli Biyokütle; sürdürülebilirlik, kolay bulunabilirlik ve çevre üzerinde olumsuz etki yaratmaması sebebiyle yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Tüm bu özelliklerinden dolayı da diğer dünya ülkeleri için olduğu kadar Türkiye için de önem kazanmıştır. Tükenmez ve her yerde yetiştirilebilir olması, kırsal alanlar için iş potansiyeli yaratması onu daha da önemli hale getirmiştir. Biyokütle enerjisi ülkemizde klasik yöntemlerle kullanılmakta ve enerji ihtiyacının dörtte birini karşılamakta. Modern biyokütle enerjisi üretimine yönelik bir tesisimiz henüz yok. Ancak Türkiye kütle enerjisi üretimi açısından su kaynakları, iklim özellikleri, güneşlenme alanları gibi potansiyellere sahip. Enerji ormancılığı için modern enerji ormanları kurulmalı ve vatandaşların kendi arazilerinde fazla su istemeyen ve hızlı yetişen kavak, söğüt, akasya, okaliptüs ve kızılağaç gibi türlerin ekimi için teşvik edilmeli. Sonrasında da hızlı bir biçimde modern ısı tesislerinin kurulumunun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
in the need for raw materials and energy sources and the rapid consumption of nonrenewable fossil fuels, led to the re-evaluation of natural and cultivated forests. Effective, technological implementations have resulted in the generation of biomass energy. This energy, accumulated by photosynthesis, is equal to 10 times more than the world’s annual energy needs and is an endless source. The forests, consequently, meet the industrial wood demand, on the one hand and the energy needs from biomass, on the other side. types of energy. The solar energy stored in the organic matter can be converted, again, into energy. Besides generating electrical energy, it can be used efficiently, also, in heating or for transportation. As old as history, this energy source has, again, taken its place, on the daily agenda. The rapid exhaustion of the current sources and the environmental and economic resource situation, have placed biomass at the top of the list, as a renewable energy source. After the energy crisis that occurred in the 70’s, the International Energy Association (IEA) started up forest energy projects. Today, Finland supplies 20% and Sweden 18% of their national energy needs from the forests. In the United States there are 376 biomass thermal plants. This use of biomass caused a 40 percent decrease in crude oil imports to the USA. In order to decrease their country’s dependency on external energy sources, Canada has been implementing forest energy projects since 1976, and their goal is to reach a level meeting 50% the country’s energy needs from forests by 2050. The continuous increase
The biomass potential of Turkey Biomass, is a renewable energy source because it is sustainable, easily available and not harmful to the environment. For these reasons it has become very important for Turkey, just as it has for other countries. The fact that it is inexhaustible and can be obtained everywhere, that it can create employment potential in rural regions, has made it even more important. In our country, biomass energy is used, employing classical methods and meets a quarter of the energy needs. We do not have yet any plant for modern biomass energy generation. However, from the biomass-energy generation point of view, Turkey has potential sources such as water resources, climatic conditions, and areas of sun. For developing the “energy forestry”, modern forests should be planted and citizens should be encouraged to plant trees as such poplar, willow, acacia, eucalyptus and alder, which do not need much water and grow quickly, on their lands, and the next step, very soon afterwards, should be to build modern thermal plants. www.keas.com.tr
21
MİMAR ARCHITECT
“Doğal Teknoloji” Mimari Anlayışımın Vazgeçilmez Kriteri “Natural Technology” is the Indispensable Criterion of our Architectural Concept
1
979’da İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun olan Erkan İnce, okuduğu dönemlerden bugüne Türkiye’nin pek çok yerinde sayısız projeye imza attı. İnce, işlerinde doğanın mükemmel teknolojisinin ürünlerini kullanıyor. Ahşap gibi doğal malzemelerin endüstriyel malzemelerden daha uzun ömürlü ve sağlıklı olduğunu belirtip, doğal teknolojinin, mimari anayasanın değişmez birinci maddesi olduğunu dile getiriyor. Projelerinde daha ziyade milli mimari stilden ilham alarak çalışmalar gerçekleştiriyor. Mimarlığın “tasarlamak” üzerine kurgulandığını ama bunu sadece bina yaparak somutlaştırmak zorunda olmadığını belirten İnce, binaların yanında kendisinin tasarladığı enstrümanları da projeleri arasına katmış durumda. Mimar Erkan İnce, ahşabın gücüne olan inancını ve yaratıcı projelerini KEAS Global dergisi için anlattı. Mimarlıktaki 40 yılı aşkın tecrübenizle, çalışma hayatınızı nasıl özetlersiniz? Nasıl başladınız, bu noktaya nasıl geldiniz? En iyisini aramak aramak aramak. Bunun için yılmadan çalışmak. Mimari gerekliliklerle günümüz dünyasının değişen ihtiyaçları arasında mimari, nasıl bir
22
Erkan İnce
E
rkan Ince, graduated from the Istanbul Technical University Department of Architecture in 1979, and since then has undertaken numerous projects, in many parts of Turkey. Ince, who says that being an architect implies a serious responsibility, prefers to use the products of the nature’s own perfect technology in his projects. Pointing out that natural products, such as wood, have a longer life and are much healthier than industrial materials, he also declares that natural technology is “the first, unchangeable clause of the constitution of architecture.” Architect, Erkan Ince, who says that global warming and climatic changes are issues which need to be accorded their proper importance, also states that global warming could be prevented by transforming the carbon gases emitted into atmosphere into oxygen. This is the reason why he is using the wood, which doesn’t have a carbon footprint, in his projects.
With these projects he carries out works mainly inspired from the national architectural style. Ince mentioned that architecture is imagined, by some, to be about “design” but this does not mean that it is going to be brought fully into being by only constructing some buildings. In addition to buildings he listed special musical instruments he has designed. Architect Erkan İnce told the KEAS Global magazine about his belief in the power of wood and his creative projects.
Having a 40-year experience in architecture, how would you summarize your life’s work? How did you start and how did you reach the present point? It has been a continuous quest for the best, striving undauntedly for this goal.
How did architecture come to this point: responding to the architectural requirements on one side and to the changing needs of the today’s world on the other? What can architecture expect to be faced with in the future? This is a difficult question. In my opinion, with time, people will leave their glittering, artificial urban life, spent in concrete boxes, and will return to nature. I think that this change will start in the developed countries. Better said, this is what I hope to see.
In numerous cities, you’ve accomplished many successful projects. How would you evaluate Turkey’s position with regard to protecting the urban texture and
noktaya geldi? Gelecek dönemde mimariyi neler bekliyor? Bu çok zor bir soru. Benim şahsi görüşüm insanların beton kutularda ışıltılı yapay şehir yaşamından doğaya dönecekleri yönünde. Bunun da gelişmiş ülkelerden başlayacağını düşünüyorum. Daha doğrusu, böyle olmasını arzu ediyorum. Birçok kentte projelere imza attınız. Kent dokusunun korunması ve ileriki zamanlara taşınması açısından Türkiye’deki durumu nasıl değerlendirirsiniz? Dünyanın en kötü şehirlerini yaratma becerisini gösterdik. Bu nedenle ülkemizdeki durumu hiç parlak görmüyorum. Bu hızlı betonlaşma devam edecek ve sonunda şehirler cehenneme dönecek. Durum böyle gözüküyor. Siz hem yeni projeler tasarlıyorsunuz hem de restorasyon yapıyorsunuz. Yenilemeye ihtiyaç
duyulan bina ile yeni bina yapma arasında ne gibi farklılıklar var? Biz restorasyon yapamıyoruz. Restorasyon ülkemizde mümkün değil. Koruma anlayışı ile bozulan tarihi eserlerimiz gün geçtikçe niteliğini yitiriyor. Bu noktada “koruma” kavramı yerine “sürdürme” kavramını savunuyoruz. Projelerinizi şekillendirirken temel aldığınız kriterler neler? Doğal teknoloji, yer çekimine saygı, aidiyet. Hangi tür malzemeler sizin için vazgeçilmez? Ahşap ve doğanın sunduğu doğal ürünler benim projelerimde kullandığım ürünler. Endüstriyel malzemelerdense doğal malzemelerin insana ve doğaya daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Kastamonu Entegre ürünlerini kullanıyor musunuz? Evet, Kastamonu Entegre ürünlerini kullanıyorum.
carrying it to the future? We’ve shown an ability to create the worst cities of the world. For this reason I think that the situation in our country is not promising at all. This fast “concretization” will just keep going, and finally, the cities will be transformed into hell. This is what the situation looks like.
You design new projects and make restorations at the same time. What are the differences between a building which needs renovation and a new building? What we do is not restoration. True restoration is impossible in our country. The historical works which have deteriorated under the concept of “protection” lose their characteristics
with every passing day. At this point we are defending “maintenance” instead of the “protection” concept.
What are the basic criteria you follow in shaping your projects? Natural technology, respect for gravity and a sense of belonging.
Which kinds of materials are indispensable for you? The natural products provided by wood and nature are the products which I use in my projects. I think that natural products are more useful for the human beings and nature than industrial products. It is in this sense, that I use Kastamonu Entegre products.
Do you use products of Kastamonu Entegre? Yes we use. www.keas.com.tr
23
SOSYAL YAŞAM SOCIAL LIFE
Ailece Piknik Keyfi Enjoying the Family Picnic Balıkesir Fabrika geleneksel aile pikniği, 16 Ekim Pazar günü, İvrindi Durmaz Alabalık Tesislerinde, 550 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Çalışanların ve ailelerinin katılımıyla gerçekleşen piknikte 5 ve 10 yılı aşkın süredir fabrikada çalışanlara, kıdem teşvik ödülleri fabrika direktörü Hüsnü Çelen ve fabrika yöneticileri tarafından takdim edildi.
Balıkesir Fabrika’da İSG Haftası Etkinlikleri
The traditional family picnic of the Balikesir Factory took place on Sunday, October 16 at the Ivrindi Durmaz Trout Facilties with the participation of 550 people. The employees and their families who came to this picnic have also attended a small ceremony in which the factory Manager, Hüsnü Çelen and the factory executives presented the seniority incentive awards to the employees who have completed 5 and 10 years of employment in the factory.
Work Health and Safety Week Activities at the Balikesir Factory İSG, haftası kapsamında 15 Kasım 2016 tarihinde gerçekleşen Selim ve Kerim Altınok kardeşlerin “Karanlığın rengi beyaz” isimli sunum ve söyleşileri Balıkesir Fabrika personeli tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Hayatın her aşamasında ve her koşulda başarının mümkün olduğunu gösteren sunum, çalışanların İSG kültürüne de katkı sağladı. The Balikesir Factory employees watched with great interest the presentation and conversations called “White is the color of darkness” held by brothers Selim and Kerim Altınok on 2016 November 15th within the scope of the Work Health and Safety week. The presentation which demonstrated that success is achievable at any stage of life and under any circumstances, has also contributed to employees’ Work Health and Safety culture.
Kızılay Kan Bağışı Kampanyası Kızılay (Red Crescent) Blood Donation Campaign Düzenli kan bağışı farkındalığını oluşturmak için Tarsus tesislerinde 17 Kasım'da Tarsus Fabrika çalışanlarının katılımıyla kan bağışı gerçekleşti.
24
The Tarsus Factory employees participated in the blood donation campaign organized at the Tarsus facilities on Thursday, November 17th with the purpose of creating the regular blood donation awareness.
BAGİAD’dan Balıkesir Fabrika’ya Ziyaret Balıkesir Müslüman ve Genç İşadamları Derneği temsilcileri, 26 Ekim tarihinde Balıkesir Fabrika’ya ziyarette bulundular. İK Mali İşler Yöneticisi Hakan Özdemir tarafından şirket tanıtımı ve genel bilgilendirmenin ardından, Fabrika Direktörü Hüsnü Çelen rehberliğinde, fabrika saha turu yapılarak, ayrıntılı bilgi paylaşımında bulunuldu. Dernek temsilcileri, Balıkesir Fabrika tesislerinin otomasyon sistemlerine ve son teknoloji üretim süreçlerine büyük ilgi gösterdi.
BAGIAD’s Visit of the Balikesir Factory
The representatives of the Balikesir Muslim and Young Businessmen Association paid a visit to the Balikesir factory on October 26th. After the company presentation and general acknowledgement made by the Human Resources Financial Affairs Executive, Hakan Özdemir, there was a factory site tour guided by the factory Manager, Hüsnü Çelen who shared more detailed information. The Association Representatives showed great interest in the factory automation systems and latest technology product processes.
Tarsus Fabrika İSG Haftası Etkinlikleri Tarsus Factory Work Health and Safety Week Activities 7-21 Kasım tarihleri arası gerçekleşen İSG Haftası etkinliklerinde, Selim ve Kerim Altınok Kardeşler bir sunum yaptı. “Karanlığın rengi beyaz” adlı sunum Tarsus Fabrika çalışanları tarafından büyük ilgi gördü.
Brothers Selim and Kerim Altınok made a presentation within the scope of the Work Health and Safety activities organized between the 7th – 21st November. The tarsus factory employees showed great interest towards the presentation called “White is the color of darkness”.
www.keas.com.tr
25
SOSYAL YAŞAM SOCIAL LIFE
Enjoying the Kaz Mountains
Kaz Dağları Keyfi
09 Ekim Pazar günü, Balıkesir Fabrika çalışanlarının katıldığı Kaz Dağları jeep turu ve yürüyüş programı gerçekleşti. Edremit yolu üzerinde sabah kahvaltısı ile başlayan tur, arazi jeepleri ile Kaz Dağları Şahinderesi Kanyonu’na çıkış ve doğal dere sularının bulunduğu bölgede kısa bir gezi ile devam etti. Akçay sahilinde verilen çay molasının ardından bu keyifli tur, akşam yemeği ile sona erdi.
Orman Bölge Müdürlüğü’nden Ziyaret The Visit of the Forestry Regional Directorate Balıkesir Orman Bölge Müdürü Metin Kırcı bir ekiple beraber 29 Eylül tarihinde Balıkesir Fabrika’ya ziyarette bulundu. Fabrika Direktörü Hüsnü Çelen ve Hammadde Tedarik Bölge Müdürü Mustafa Ünlü tarafından misafirlere gerekli bilgiler verildi. The Balikesir Forestry Regional Director Metin KIRCI, accompanied by a team, visited the Balikesir Factory on the date of September 29th. The necessary information was given to the visitors by the factory Manager Hüsnü Çelen and the Raw Material Supply Regional Manager Mustafa Ünlü.
26
A jeep tour and tracking program in the Kaz Mountains were organized on Sunday, October 9th with the participation of the Balikesir Factory employees. The tour started with breakfast served on the way to Edremit and continued with jeep climbing of the Kaz Mountains up to the Sahinderesi Canyon an a short tracking in the zone of natural stream waters. After the tea break on the Akçay coast, the tour ended with a dinner.
2016 Kalite Çember Çalışmaları Başladı The 2016 Quality Circle Studied Took Start Balıkesir Fabrika’da 2016 yılı kalite çember çalışmalarını tamamlayan ilk altı grup, 24 Kasım tarihinde Balıkesir OSB Konferans Salonu’nda Kastamonu Entegre Balıkesir Fabrika Kalite Sistemleri Direktörlüğünden yöneticiler ve çalışanlar önünde sunumlarını başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler. The first 6 groups which have completed their 2016 yearly quality circle studies, made a successful presentation on November 24th at the Balikesir Organized Industrial Zone Conference Hall, in front of the managers and employees of the Kastamonu Entegre Balikesir Factory Quality Systems Directorate.
Kalite Çember Ödülleri Dağıtıldı The Quality Circle Awards were Distributed Balıkesir Fabrika kalite çember ödülleri sahipleri ile buluştu. 27 Eylül’de gerçekleşen ödül töreninde kazananların ödülleri Balıkesir Fabrika Direktörü Hüsnü Çelen, Kalite Sistemleri Geliştirme Yöneticisi Onur Yılmaz ve Kalite Yöneticisi Yasemin Masraf tarafından verildi. Ödül alan isimler ise; Grup Tutkal, Zeytin Dalı ve Zamansız oldu. THe Quality Circle Awards of the Balıkesir factory met the winners. At the award ceremony which took place on September 27th, the awards were presented to the winners by the Balıkesir Factory Manager, Hüsnü Çelen Quality Systems Development Executive, Onur Yilmaz and the Quality Executive Yasemin Masraf. The award winners’ names were Adhesives Group, Olive Branch and Timeless. www.keas.com.tr
27
Yazı/Text Mustafa Şeker İSG Müdürü OHS Manager
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY
Karanlığın Rengi Beyaz
White is The Color Of Darkness
2016 yılı İSG Haftası kapsamında çalışanlarımızı güvenli davranışlara motive etmenin yollarını ararken, Kerim ve Selim Altınok Kardeşlerle tanıştık. Hayat mücadelesi ile güvenlik kültürü anlayışımız arasında analojiler bulmak amacıyla birlikte söyleşi programını oluşturduk. While trying to find ways to motivate our employees regarding safe behavior, we met the Altınok brothers: Kerim and Selim. We prepared a conversation program with them, with the goal of determining some similarities between the struggle for life and the safety culture. 28
O
rta okul sıralarında gözleri tamamen göremez hale gelen Kerim ve Selim Altınok Kardeşler, İstanbul’da tamamen gören insanlara göre tasarımlanmış bir çevrede yaklaşık 35 yıldır görmeden hayatın birçok noktasında var olmayı başarmışlar. Adeta bir güvenlik kahramanı gibi kaza risklerine karşı kendi yöntemlerini geliştirmişler. İSG haftamız kapsamında bizlere bu yöntemlerden bahsetmeleri için kendilerini “Güvenlik Söyleşilerimize” davet ettik.
1- Gözler yolda / sınırlara dikkat! Davranış odaklı iş güvenliği çalışmalarımızda yürürken önüne bakılmasını “gözler yolda” kavramı ile ifade ediyoruz. Birçok durumda dış etkenlerden kaynaklı tehlikelerin risk oluşturması, önümüze bakıp yürüyerek önlenebilir. Kerim ve Selim Kardeşler “rüzgârı bile izle” kuralının yanı sıra bir kural daha uyguluyor. Evlerinin önündeki parkta akşam yürüyüşlerinde ilk turu yavaş ve dikkatli attıklarını, böylece olası engellerin farkına vardıkları, ancak daha sonraki turlarda tempolu yürüdüklerini söyleyerek bireysel risk analizine güzel bir örnek vermiş oldular.
2- Eğitim ve bilinçlendirme şart! Altınok Kardeşlerin, başarılarında ebeveynlerinin katkısı büyük. Görme yetileri ya-
K
erim and Selim Altınok, brothers, who lost their sight almost completely during their middle-school years, have succeeded in being a presence and making their presence felt for almost 35 years, in an environment designed totally for seeing people. They have developed their own methods to defend against accident risks, almost like safety heroes. Within the scope of the Work Health and Safety, we invited them to our “Safety Conversations” in order to talk to us about these methods.
1- Eyes on the road / attention to borders! In our work safety activities the expression we use concerning looking in front of you while walking is “Eyes on the road!” In many situations simply looking in front of us, while walking, could prevent a lot of externally-caused dangers from being sources of risk. Besides the “follow even the wind” rules, the Kerim and Selim brothers implement another rule. They told us that, during the evening walks they take, in front of their house, they go through the first tour slowly and attentively, becoming aware of any probable obstacles, and then, the other tours are faster and more rhythmic, a fact which is a meaningful example of individual risk analysis.
2- Education and heightening of consciousness is imperative! The Altınok brothers pointed out that their parents made a great contribution to their
vaş yavaş kaybolmaya başladığında aile durumu kabullenir. Korumacı bir yaklaşım göstermeyip eğitime özel önem vererek onların özgüvenli, yetkin ve yeterli hissetmelerini sağlar. İş güvenliğinde de başarı, çalışanları sürekli uyarmak yerine etkin eğitimlerle geliştirilir.
3- Asla vazgeçme! Kardeşler, engellilerin hayat kalitesine dair gördükleri riskleri düzeltmek için sürekli bir gayret içerisindeler. Örneğin, alışverişte para banknotlarını tanımada yaşadıkları problemin çözümü için Merkez Bankası'na birçok kez yazmış ve en sonunda farklı boyutta para basılmasına bankayı ikna etmişler. Benzer bir yaklaşımı çalışanların güvenlik problemlerinin çözümünde uygulayabileceğini, çözüme ortak olarak sürekli öneri vermelerini öğütlediler.
4- Güven iklimi oluştur! Güven duygusunun yokluğu çalışma ortamında ilişkileri ve dolayısıyla verimliliği olumsuz etkiliyor. Kerim ve Selim Kardeşler başarılarının sinerjik bir ekip olmalarına bağlı olduğunu düşünüyor. Güven iklimi, güvenlik kültürünün de temelini oluşturuyor. Çalışanlarımız gördükleri riskli durumları bildirme ve bildirimlerinin ciddiyetle ele alınması, gerektiğinde güvenli çalışma inisiyatifi alma konusunda yöneticilerine ve çalışma arkadaşlarına güvenmek ister.
5- Kişisel koruyucu kullan! Kardeşler, duyularının diğer insanlardan daha gelişmiş olmadığını belirttiler. Ancak duyabilmek onlar için ekstra önemli. Konserlerinde yanlarından ayırmadıkları en önemli ekipman ise kulak koruyucuları. Sahnede yüksek seviye sesten olumsuz etkilenmemek için kulak tıkaçlarının vazgeçilmez olduğunu söylüyorlar.
success. At the moment they started to lose their sight, the family accepted this situation. Without adopting any excessively protective approaches, they placed an importance on private education and made the boys feel competent and adequate. In a similar way, the success of work safety is possible by developing the individual’s risk perception and safety effectiveness through efficient training instead of by continuously warning people.
3- Never give up! The brothers are continually making efforts to remedy risks they see regarding the quality of life of the handicapped. For example, in order to solve the problems encountered in recognizing banknote denominations, they wrote many times to the Central Bank and finally persuaded the bank to print bills of different sizes. The visually impaired can recognize the money by measuring the banknotes with a simple plastic ruler. They have advised using this approach in solving security problems encountered by the workers, to encourage workers to present proposals continually, as partners in solutions.
4- Create a reliability climate Lack of a feeling of reliability has a negative influence on relations in the work environment and,
consequently, on productivity. Kerim and Selim think that their success is due to the fact that they are a synergetic team. A climate of reliability is the basis of the security culture. Our employees would like to see their risk situation warnings and announcements treated with earnestness and that they can trust their colleagues and managers concerning the matter of taking safe working initiatives, if necessary.
5- Whenever you cannot prevent risks, use individual protection! Kerim and Selim mentioned that their senses are not more developed than those of other people. However, their sense of hearing is their gate, opening to the world. The most important devices they carry along, when going to concerts, are earprotectors. Even if it were their own voices, only, the amplified, high frequency sounds coming from the stage could badly affect their ears, the reason earplugs have become indispensable for them.
6- Never hesitate to ask for help! The Altınok brothers also point out that they never hesitate to ask for help when crossing the street. Employees also can ask for help from their colleagues or managers when they feel as if they are in danger.
6- Yardım istemekten çekinme! Altınok Kardeşler görme engellilerin trafikte karşıdan karşıya geçerken başka birinden çekinmeden yardım isteyebildiklerini belirtiyor. Çalışanlar da tehlike gördükleri durumlarda arkadaşlarından ya da yöneticilerinden yardım isteyebilmeliler. www.keas.com.tr
29
Ekonomiye Değer Katan Marka The Brand that Added Value to Economy
10
yılı aşkın süredir Kastamonu Entegre ürünlerini memnuniyet, güven ve kalite başlıkları altında müşterilerine sunan Meskar Yapı Malzemeleri A.Ş., bünyesinde bulundurduğu geniş ürün yelpazesi ile Türkiye’nin birçok kentine hizmet veriyor. Kastamonu Entegre’nin seçkin ve kaliteli ürünlerinin, markanın geleceğe dönük hedeflerine büyük katkı sağladığını belirten Meskar Yapı Malzemeleri Yöneticisi Veysel Mescioğlu, KEAS ürünlerinin müşterilerde güven yarattığını söyledi.
Bayinizi kısaca tanıtır mısınız?
Meskar Yapı Malzemeleri Yöneticisi Veysel Mescioğlu
BAYİ DISTRIBUTOR
30
Bursa Kestel Sanayi Bölgesi’nde yer alan ve binlerce yapı ürününü bünyesinde barındıran tesisimizde, Bursa başta olmak üzere Çanakkale, Balıkesir, Uşak, Afyon, Eskişehir, Kütahya, Kocaeli, Sakarya, Manisa, Bilecik ve İstanbul illerine kendi mobil araçlarımız ile hizmet vermekteyiz. Banyo, armatür ve aksesuar alanında kendi markalarımız olan BKS ve KOREL ile de yurt içi pazarında ismimizi başarı ile duyurmaktayız. Parkede ise Kastamonu Entegre’nin seçkin ürünleri ile müşterilerimize kaliteli hizmet sunmaya devam etmekteyiz. Firmamız, “Bursa 2015 Ekonomiye Değer Katanlar” ödül töreninde de inşaat sektöründe birinciliğe layık görüldü.
M
eskar Yapı Malzemeleri A.S. has been presenting its customers with Kastamonu Entegre products for more than 10 years, under the headings of satisfaction, reliability and quality, provides services to many towns and cities in Turkey with a wide range of available products. Veysel Mescioglu, the executive of Meskar Yapi Malzemeleri, pointed out that the distinctively high quality products of Kastamonu Entegre, which make a serious contribution to the future goals of the brand, are also developing reliability in the customers of the KEAS products.
Would you please briefly present your distributor company? Our warehouse facilities, located in the Bursa Kestel Industrial Zone, store thousands of construction products, which are distributed, with our own delivery vehicles, to numerous regions such as, first of all Bursa and then, Çanakkale, Balikesir, Uşak, Afyon, Eskisehir, Kütahya, Kocaeli, Sakarya, Manisa, Bilecik and Istanbul. Due to BKS and KOREL which are our own brands in the bathroom fittings and accessories field, our name is a household word in the local market. In flooring, we continue to supply our clients with the distinguished Kastamonu Entegre products. Our company was awarded the first prize in the construction sector at the “Bursa 2015 Contributors of Value to Economy” award ceremony.
Why do you prefer Kastamonu Entegre? How long have you been working with Kastamonu Entegre?
Portföyünüzde hangi ürünler yer almaktadır?
We have been collaborating with Kastamonu Entegre for more than 10 years. During our first meeting, held with them about selling flooring products, we believed that Kastamonu Entegre’s excellent products are those which would provide the best solution to our goals for the future. And today, we are trying to provide the best services to our customers with our matching visions and Kastamonu Entegre’s rich product range.
Portföyümüzde Türkiye’nin önde gelen markalarının geniş skaladaki ürünlerinden parke, PVC, PPRC boru ve ek parçalar, ankastre, ıslak zemin malzemeleri,
What kind of returns are provided by being the dealer of a big company like Kastamonu Entegre?
vitrifiye, armatür ve banyo aksesuarları yer almaktadır.
Neden Kastamonu Entegre'yi tercih ettiniz? Ne zamandır Kastamonu Entegre ile beraber çalışıyorsunuz? 10 yılı aşkın süredir Kastamonu Entegre ile birlikte çalışmaktayız. Parke satışı ile ilgili olarak kendileri ile gerçekleştirdiğimiz ilk görüşmelerde, Kastamonu Entegre’nin seçkin ürün kalitesi ile ileriye dönük hedeflerimize en iyi katkıyı sağlayacaklarına zaten inanmıştık. Bugün ise, örtüşen vizyonlarımız ve Kastamonu Entegre’nin zengin ürün yelpazesi ile müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalışmaktayız.
yanı sıra belirli markaların bölge distribütörü olarak çalışmaktayız. Ürünlerimiz yurt içi pazarına yöneliktir. Ayrıca hizmet verdiğimiz bölgelerde rakiplerimizden farklı ve önde olmaya çalışıyoruz.
Alıcıların tercihleri/ sorunları genelde ne yönde oluyor? En fazla tercih ettikleri ürünler neler? Parke adına konuşursak; müşterilerimizin talepleri daha çok açık renkler üzerinde yoğunlaşıyor. Derzli ürünler de revaçta. Sorunlar ise; genelde kullanıcı hatasından kaynaklı. Fabrikasyon hatalarına fazla rastlamıyoruz.
Kastamonu Entegre gibi büyük bir firmanın bayiliğini yapmak ne tür geri dönüşler sağlıyor?
Gelecek dönemde Kastamonu Entegre'den ürün çeşitliliği adına beklentileriniz neler?
Kastamonu Entegre ürünleri, müşterilerimize kalite ve güven taahhüdü sağlıyor. Müşterilerimiz Kastamonu Entegre ürünlerini büyük bir memnuniyetle tercih etmekte. Bu da bizim gücümüze güç katmaktadır.
Kastamonu Entegre, ürün çeşitliliği konusunda çok iyi bir noktada. Belki proje odaklı konsept ürünlere yönelebilir. Ayrıca tanıtım ve tanışma toplantılarının daha sık düzenlenmesi, bayilerle yakınlaşma adına; laminant parke uygulama eğitimlerinin artırılması ise bilinçlendirme yönünden daha fazla fayda sağlayacaktır diye düşünüyoruz.
Şu anki pazar payınız nedir? Ürünleriniz ihracata mı ithalata mı yönelik? Biz kendi markalarımızın
The Kastmonu Entegre products meet the quality and reliability commitments we have to our customers. Kastamonu Entegre products are the ones preferred by our customers, and to their great satisfaction. And this is increasing our strength.
What is your present market share? Are your products export oriented? Besides selling our own products, our activities are involving the regional distributorship of certain brands. Our products are oriented towards our local market. Moreover, in the regions where we provide services, we try for there to be a difference between us and competitors and try to stay ahead of them.
In general, what kind of preferences / problems the buyers’ have? Which are the products they prefer most? If we talk about flooring, our customer’s preferences concentrate more the light colors. Jointed products
are very popular. Problems are usually caused by user faults; production defects are quite rare.
In the future period what do you expect from Kastamonu Entegre in terms of product variety? Kastamonu Entegre has reached very good level with regard to product variety. Maybe they could concentrate on project focused products. Besides, we think for the purpose of establishing closer relations with the dealers, introduction and presentation meetings might be more frequently organized and increasing the number of parquet flooring application-training programs would be very useful also from the awareness point of view. www.keas.com.tr
31
SAĞLIK HEALTH
32
Kişiyi sanal dünyaya hapsederek, gerçek dünyadan koparan internet bağımlılığı, kontrol altına alınmadığı ya da tedavi edilmediği takdirde madde bağımlılığı gibi bedenimizde ve sosyal yaşantımızda yıkıntılara sebebiyet verebiliyor.
Cebimizde Taşıdığımız Bağımlılık: İNTERNET Carrying Dependency Around in Our Pocket: The INTERNET
If internet dependency, which isolates the individual from the real world by locking him/ her in a virtual world, is not taken under control, or is not treated, it can destroy our bodies and social life just like any drug addiction.
G
ünümüzde pek çok insanın yaşadığı sorunlardan biri olan internet bağımlılığı; sosyal izolasyon, toplumdan uzaklaşma, içe kapanma, depresyon, anksiyete bozuklukları, uyku bozuklukları ve obezite gibi birçok sorunu da beraberinde getiriyor. İnternet kullanımında bağımlılık seviyesine ulaşan insanlar için ise ilaç tedavisi ve psikoterapi teknikleri öneriliyor. Teknolojik gelişmelerin hızlanması ve günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmesi, internet bağımlılığı sorununu da beraberinde getirdi. Teknolojik açıdan cep telefonları ve bilgisayarlar yaşamımızda istediğimiz bilgiyi anında ayağımıza getirirken; diğer yandan birçok sağlık sorununa ve sosyal soruna da neden oluyor. Çağımızın hastalığı haline gelen internet bağımlılığı, birçokları için gerçek dünyada karşılığını bulamadıkları sanal dünya haline de geldi. Bu da, bu kişiler için yalnızlaşma, paylaşımların azalması, aile ve arkadaşlık kavramlarının farklılaşması gibi sorunları beraberinde getirdi. Stres anında tercih edilen maddelerden biri haline geldi internet. İnternet bağımlılığını; kişinin internet kullanımını durduramaması, bu isteğe karşı koyamaması, internet aşırı kullanımına bağlı hem psikolojik hem de fiziksel sorunlar yaşaması ve bu durumun bir sonucu olarak sosyal, mesleki veya akademik işlevselliğinin azalması şeklinde tanımlayan uzmanlar, altı yaşından itibaren başlanan internet kullanımında, 16-24 yaş arasındakilerin bağımlılığa daha yatkın olduğunu söylüyorlar. Yapılan
I
nternet dependency is one of the most pressing problems encountered by many young people today; it brings along a lot of other problems with it, such as social isolation, drifting away from the community, withdrawing into an inner world, depression, anxiety disturbances, sleep disorders as well as obesity. Drug-dependence related treatment and psychotherapy are recommended for people who have reached the “dependency” level in the internet use. Rapid technological development and its full integration into our lives has brought this internet dependency problem into being. On one side, mobile phones and computers serve us almost instantly, technologically, with whatever information we need, but on the other, they cause many social and even health problems. Internet dependency, which has become “the disorder of the century”, is a matter of the virtual world, taking the place of the real world in people’s lives, a problem many cannot deal with. This results in large numbers of individuals becoming lonelier, sharing less together, encountering problems such as the inability to differentiate in such concepts as family and personal relationships. Currently, internet use tends to be one of the “withdrawal outlets of choice” when people are faced with stress. Behavioral specialists have defined “internet dependency” as “not being able to stop using the internet, not being able to resist this desire, encountering both psychological and physiological problems due to overuse” and, “as a consequence of this situation, experiencing a loss of social, professional or academic proficiency”; they say that use of the internet, if starting at the age of six, is more likely to become a dependency between the ages 16 and 24. The research says clinical studies have revealed that already 10 percent of this age group are internet-dependent
www.keas.com.tr
33
SAĞLIK HEALTH
araştırmalar ve klinik çalışmalar bu yaş grubunun yüzde 10’unun internet bağımlısı olduğunu ve bu bağımlılığın ekseninde psikolojik sorunlar yattığını ortaya koyuyor. Ebeveynler, internetteki tehlikeler konusunda haklı kaygılara sahipler. Bununla beraber, bu derece yaygın kullanılan bir sosyal ortamdan çocuğu özellikle de bir ergeni soyutlamak günümüzün sosyal yaşantısıyla uyumsuz olarak algılanıyor. Uzmanların ebeveynlere bu noktadaki önerisi, yasaklama yerine kaygılarını çocuklarıyla paylaşmaları yönünde.
Toplumdan izole bir yaşam İnternet bağımlılığıyla kişilerin sosyal yaşamlarında zayıflama ve toplumsal izolasyon başlar. Bu da beraberinde pek çok fiziksel ve ruhsal hastalığı getirir. Oyun ve internet bağımlılığı sebebiyle kişinin kendisinin ve başkalarının sanal alemdeki hayatlarına haddinden fazla yüklediği anlam ve değerin, kontrolsüz yükselişi; insanların sanal dünyadaki hayata adapte olabilmek için veya orada yaşadıkları problemlerle alakalı olarak terapi almalarını gerektirecek seviyeye geldi. Günümüzde davranış bilimleri aşırı internet kullanımının yarattığı psikolojik ve toplumsal etkileri araştırıyor. Araştırmanın yakın bir tarihte son bulamayacağı bir gerçek ancak; tıp bu rahatsızlığa çözümler bulmaya başladı. İnternet bağımlılığı tedavisinde, diğer birçok bağımlılıkta olduğu gibi ilaç ve psikoterapi teknikleri kullanılıyor. Bağımlı kişilerin psikiyatrik destek alması hastalığın tedavisinde oldukça önemli hale geldi. İnternet kullanımı ile ilgili sorunların çözümünde, öncelikli olarak bu sorunun üzerinde düşünülmesi geliyor. Aşırı internet kullanımının altında yatan nedenin ne olduğu tespit edildikten sonra tedaviye başlamak en doğru sonucu getiriyor. Bu tespit özellikle ilaç tedavisine başlamak adına çok önemli. Risk grubu olarak görülen çocuk ve ergenlerin ailelerinin, çocuklarının ne sıklıkta internet kullandığına dikkat etmesi ve aşırılık durumunda yasaklama yöntemine gitmeden çocukla iletişime geçmesi ve yardım alması gerekir.
34
that they have encountered psychological problems developed around this axis of dependency. Parents, then, have justifiable doubts with regard to the dangers of the internet. However, isolating the child, especially an adolescent, from such a widely used field, is perceived as rather contradictory for our actual social life. Specialists advise parents not to completely forbid, but rather, to share their concerns about the subject with their children.
A life isolated from the community As internet dependency grows, the individual’s social ties begin to break down, and social isolation starts to develop. This brings all sorts of physical and psychological problems along with it. An exaggerated importance and value, attributed by the person to his/her and others’ lives in the virtual world, due to play and internet dependency , gets out of control; people’s adaptation to the virtual world or the problems they encounter there have reached a level where they need therapy. Today, behavioral scientists are investigating the psychological and social effects brought on by an exaggerated use of internet. It is true that these investigations will not be completed in a near future but their evaluation has already resulted in some solutions for this disorder being found. Drug-related rehabilitation and psychological techniques are being explored as is the case with other dependencies. It is more and more important that dependent persons get psychiatric assistance. To find solutions to problems of internet use, the problems should first be studied. Starting treatment, after determining the reason behind the internet overuse, always leads to good results. This is very important to understand, especially when getting started with “withdrawal” treatment. The families of children and adolescents in the risk groups should pay extra attention to the frequency of internet use of their children and when they notice it’s getting out of hand, instead of forbidding it, they should communicate with the children and should get assistance.
www.keas.com.tr
35
KİŞİSEL GELİŞİM PERSONAL DEVELOPMENT
Yeni İşler Sergisi ile resim çalışmalarını sanatseverlerle buluşturan Eylül Damla Uzun, 2016 yılı Kasım ayından beri Kastamonu Entegre İnsan Kaynakları Departmanı’nda çalışıyor. Serbest düşünme yöntemlerinden biri olarak tanımladığı resim sanatının, empati kurabilmeyi ve farklı bir gözle bakabilmeyi öğrettiğini ifade eden Eylül Damla Uzun ile KEAS Global dergisi için sergisinde keyifli bir röportaj yaptık. Eylül Damla Uzun, who has been working at the Kastamonu Entegre Human Resources Department since November 2016, introduced her paintings to the art lovers at the occasion of her New Works Exhibition. She further points out that the art of painting, which she calls a method of free thinking, also teaches empathy and adopting different perspectives. We had a pleasant interview with Eylül Damla Uzun at her exhibition.
Önce Çizgiler, Sonra Anlamlar Oluşuyor First The Drawings Take Shape and Then The Meaning 36
R
esim yapmaya nasıl başladınız, bu yeteneğinizi nasıl keşfettiniz? Resim ile tanışıklığım küçük yaşlardan itibaren başlıyor, ancak hiç ağırlıklı olarak üzerine düştüğüm bir konu olmamıştı. Sürekli uğraştığım, fakat üzerine derin düşünmediğim bir hobiydi. Yaptığım çizimleri dışarıyla paylaşmıyordum. Kendime çiziyordum. Okul hayatı ile iş hayatını beraber yürüttüm her daim. Boşluklarım olmadı. Ağırlıklı olarak
W
hen did you start painting; how did you discover this talent? Although my first acquaintance with painting dates back to my childhood, it wasn’t an extremely important issue. It used to be a permanent hobby, but not one I gave much thought. I didn’t been share my paintings with others. I would just paint for myself. I have always run my education and business life simultaneously. There were never really any spaces of free time in my life. I simply took care of the important
uğraşmam gerekenlerle uğraştım. Ama bunu bir istekten ziyade, bir mecburiyet çerçevesinde gerçekleştirdim. Derken; son işimden ayrıldıktan sonra oluşan boşlukta isteklerimi tartmaya başladım. Ben aslında ne yapmak istiyorum, neleri seviyorum dedim kendi kendime. Evet, insanların hayatlarında dönem dönem değişen istekleri olabiliyor ama sabit olan istek ve duyguları da var. Benimki de resim yapmak. Resme hiçbir zaman tam olarak kanalize olmadım fakat hep resim yaptım ve severek yaptım.
Profesyonelliğe nasıl dönüştü? İşsiz kaldığım dönemde resim yapmaya ağırlık verdim ve gerçekten üretim yapmaya başladım. Aynı zamanda da bir kafede çalışmaya başladım. Resimlerimin sergilendiği Halka Sanat Galerisi’nin de yerli-yabancı sanatçıları ağırladığı bir rezidansı var. Halka Sanat Galerisi aynı zamanda birkaç senedir San Francisco’daki bir sanat inisiyatifi (Artship Organizasyon) ile ortaklaşa çalışmalar gerçekleştiriyor. Oranın kurucu direktörlerinden olan Slobodan Dan Paich de her sene belirli bir dönemde bu rezidansta kalıyor. Her sabah, kahvaltı için çalıştığım kafeye geliyordu. Arada sohbet ediyorduk. Onun da resim yaptığını biliyordum. Bir gün ona, yaptığım resimlerden bahsettim ve bir profesyonel olarak resimlerimi eleştirmesini istedim ve yönlendirilmek istediğimden bahsettim. Olumlu karşıladı bu durumu. Kendisiyle resimlerimi paylaştığımda, işlerimin çok güzel olduğunu ve devam etmem gerektiğini söyledi. İçimden geldiği gibi resimlerimi yapmaya devam etmemi sağlayacak geri bildirimlerde bulundu. Onun söyledikleri beni motive etti ve cesaretlendirdi. Slobodan, Haziran ayında San Francisco’ya döndü, Ekim’de geri gelmek üzere. Bu süre zarfında iletişimde kalmaya devam ettik. Sonrasında, İstanbul’a döndüğünde bir karma sergi yapacağını ve benim resimlerimden de bu sergide kullanacağını söyledi. O motivasyonla çalışmaya devam ettim. Ekim ayında döndüğünde plan “kişisel sergi”ye döndü. Sergi işlerine tamamıyla yabancı olmamdan dolayı onların yönlendirmesi ile hareket ettim. Ve sanırım bu şansı çok iyi değerlendirdim. Sergiden yaklaşık iki hafta önce bir söyleşi gerçekleştirdik ve 19 Kasım’da sergi açıldı. Halka Sanat ile Artship Organizasyon’un
issues. This was done out of obligation more than from a personal desire. When the situation was like this, during the free time I had after resigning from my last job, I started to evaluate and weigh things by my personal wishes. I asked myself what I would really like to do, what the things were that I love. Yes, in everyone’s life there is a time for desired change periodically, but there are also permanent, driving desires and feelings. Mine is painting! I never devoted myself to painting in the real sense, but I have always painted and have done it with love.
How did it become professional? During my period of unemployment, I concentrated on painting and really started to produce. At the same time, I started working in a coffee shop. The Art Gallery Halka, where my paintings were exhibited, also had a residence, to accommodate local and foreign artists. For a few years, the Art Gallery Halka has run some activities, in collaboration with an art initiative (Artship Organization) in San Francisco. Slobodan Dan Paich, one of the founding directors of this initiative, stays at this residence every year for a certain period. He used to come to the coffee shop, where I was working, for breakfast, every morning. We chatted occasionally; I knew, also, that he painted. One day I told him about my paintings and said that I would appreciate it if he would make a professional critique of my paintings and could give me some guidance. He was very positive. When I shared my paintings with him he said that they were very beautiful and I should continue. He gave me some feedback, which encouraged me to go on painting, just as I felt. Everything he said motivated and encouraged me. Slobodan returned to San Francisco in June, intending to come back here in October. We kept in touch during this period. He said that later, when he came back he would organize a group exhibition that he would like to put my paintings in, as well. I felt very motivated and continued to work with this inspiration. When he returned in October, the plan had turned into a “solo exhibition”. Since I was a complete stranger to the concept of an exhibition, I acted right away under their guidance. And I think I took very good advantage of this opportunity. We organized an interview, and the exhibition www.keas.com.tr
37
KİŞİSEL GELİŞİM PERSONAL DEVELOPMENT ortaklaşa yaptığı ve yeni sanatçıları motive etmek adına gerçekleştirdiği bu çalışma, sanat hayatımın ilk ciddi adımı oldu.
Tuval olarak neden “parke”yi seçtiniz? Aslında parkeyi seçtiğimi söyleyemem. Öğrenciliğimden bu yana sanata dair malzemeleri küçük küçük hep biriktirdim. Ama kendime bir tuval alayım, yağlı boya seti alayım, şu fırçalarla şunu yaparım dediğim olmadı. Kadıköy’de kaldığım evde benden önce kalanlar taşınırken evde oto arkilik boyası bırakmışlardı. Üzerine çalışmalarımı yaptığım parkeleri de evin önünde buldum, atıl durumdaydılar. Daha sonra oto akrilik boyaları ile parkelerin üzerine çalışmalar yaptım. Yaptığım işlerde kullandığım malzemeler hep toplama, tesadüfi malzemeler. Elbette satın aldığım malzemeler var ama mümkün mertebe basit malzemelerle yaratıcı çözümler üretmeyi hedefliyorum.
Serginizdeki tabloları insan figürleri oluşturuyor. Ne anlatıyor bu insanlar? Daha ziyade portre çalışmayı seviyorum. İnsanlar arası iletişimi sağlayan yüzlerdir. İnsanları anlamak ya da anlatmak yüzle başlar. Yüzde de göz çok önemli ki; eserlerime baktığınızda gözler fazlaca ön planda. İfadenin daha en başında gözde başladığını düşünüyorum. İfadeyi oluştururken gözün varlığını ya da yokluğunu vurgulayarak yüzü oluşturuyorum. Tabi bunu ben eserleri oluşturduktan sonra tarttığımda fark ettim. Düşünmeden çizmeye başlıyorum. Önce çizgiler oluşuyor, sonra şekil ve anlamlar.
“Kendisini ve dünyayı anlama ve insan olmakla ilgili fikir geliştirme denemeleri sırasında resim eylemini araç olarak kullanma yolculuğundan bahsediyor” yazıyordu davetiyenizin üzerinde. “Denemeler”den kastınız ne? Bu denemelerin ilhamı kim/ne? Sergiye hazırlık döneminde, Montaigne’nin “Denemeler”ini okumuştum. Kitaptaki felsefeyle benim
38
was opened on November 19th. This event, that took place in collaboration with Halka Art and the Artship Organization, for the purpose of motivating new artists, was the first serious step I had taken in my artistic life.
Why have you chosen flooring as canvass? In fact, I can’t really say that I have chosen flooring. Since I was student, I have been collecting art materials little by little. But I never decided that I would buy a canvass or an oil painting kit for myself, or that I would do “this or that” with a brush. The former tenants of the house, where I lived in Kadikoy, left behind some acrylic paints when they moved. The flooring I made my paintings on, I found, thrown out, in front of my house. Later I made paintings on flooring with acrylic auto-paint. The materials I use for painting are materials I happened upon. Of course, there are also those materials, which I purchased myself, but my goal is (as much as possible) to generate creative solutions with simple materials.
The paintings in your exhibition are composed of human faces. What to these people say? I prefer to do portraits. It is faces that establish the communication among people. Understanding or telling about people starts with the face. Eyes are very important to the face. When you look at my works you notice that eyes are quite prominent. I think that facial expression, initially, starts with the eyes. When I create the expression I create the face by emphasizing the existence or absence of eyes. Of course I have noticed this later, when I was evaluating the art work after having finished it. I start painting without thinking. It is first the drawing that is created, then the shapes and meanings. I paint first and think later!
At your invitation, “the journey of using the act of painting as an instrument, during the essays of understanding yourself and the world and of developing ideas about being a human being” is mentioned. What do you mean by “essays”? Who/what is the source of inspiration of these essays?
kendi kendime yapmaya çalıştığım işin büyük oranda örtüştüğünü fark ettim. Montaigne kitapta; insanları ve dünyayı anlamaya kişinin önce kendinden başlaması gerektiğini anlatıyor. Benim o zamandaki durumum da buna benzerdi. Ben de serbest düşünceden yola çıkıp sonradan değerlendiriyorum. Bu da kendimi anlama araçlarımdan biri. Çevremizde bir dolu değişken var. Aynı şeyleri öğrenip aynı şeyleri okusak da farklı bireyler haline geliyoruz.
Aynı zamanda Kastamonu Entegre bünyesinde İnsan Kaynakları departmanında görev alıyorsunuz. Resim yapmak İK’cı tarafınıza nasıl yansıyor? Ya da işinizden üretiminize yansıyanlar neler? İşim de sanatım da insanları anlama üzerine. Bu beni motive eden dürtülerden biri. İK, genel olarak insanlar, çalışanlar üzerine yoğunlaşmış bir departman. İK’da; empati kurmak, farklı bakış açısıyla değerlendirmeye çalışmak, serbest düşünceye olanak tanımak insanı daha verimli düşünmeye yöneltiyor. Bu resim yaparken de böyle. İkisi çok farklı gibi dursa da ikisini yapan ben olduğumda resim ve İK’yı bir araya getirip daha geniş bir düşünme alanı oluşturuyorum. Daha adil bakabiliyorum olaylara. Bence herkesin hayatında işi dışında bir uğraşı olmalı ve bunun için önlerine bir fırsat çıkmasını beklememeliler. Ellerindeki olanakları verimli şekilde değerlendirmeliler.
I read Montaigne’s Essays during the exhibition’s preparation stage. I noticed that the philosophy of the book was similar, to a great extent, to what I was trying to do, myself. In his book Montaigne says that, when trying to understand the people and the world, a person should start by understanding him/herself first. At that time my situation was very much like that. Me too, I start up with free thinking and make the evaluation later. This is one of the means I have of understanding myself. There are numerous variables all around us. Even if we learn and read the same things, each of us turns into a different individual.
At the same time, you have a job in the Human Resources Department of Kastamonu Entegre. How is painting reflecting into you HR personality? Or which are the
features reflected from your work to what you produce? Both my job and art are based on understanding people. This is one of the impulses which motive me. HR, in general, is a department which concentrates on people, on employees. Showing empathy, trying to evaluate from a different perspective, giving the possibility of thinking freely, all these drive the individual to think more efficiently. It is the same with painting. Although both seem to be quite different, if I perform both of them, I can create a much more extensive thinking area when I bring together the HR and painting. In my opinion, everyone should have an occupation, a purpose in addition to their regular job and should not wait for the “golden opportunity” to occur before they do this. They should use the possibilities they have efficiently, taking things into their own hands. www.keas.com.tr
39
AİLE & YAŞAM FAMILY & LIFE
Annelik mi İş Hayatı mı?
Motherhood or a Career?
40
Çalışma hayatında aktif olarak yer alan annelerin ve anne adaylarının yasalardan kaynaklanan ve pozitif ayırımcılığı destekleyen birçok hakkı bulunuyor. Mothers and mother candidates, who participate actively in a working life career, have many rights guaranteed them by law and which support positive discrimination
www.keas.com.tr
41
AİLE & YAŞAM FAMILY & LIFE
Ç
alışan anne adaylarının yasal olarak pek çok hakkı olmasına rağmen, birçoğu bu haklardan haberdar değil. Bu konudaki yasalara rağmen çok sayıda işyeri, yeni doğum yapan kadın çalışan için gerekli ortamı ve şartları sağlamıyor. Sadece ülkemizde değil dünya genelinde işverenler, çocuk doğurup işten ayrılır veya işi ihmal eder gerekçesiyle kadın yönetici ve çalışan tercih etmiyor. Bu durum pek çok kadını çocuk yapma hayalinden uzaklaştırıp, kariyer macerasına sürüklüyor. Halbuki, hem iş kadını hem de anneliği bir arada yürütmek mümkün. Çünkü yasalar buna imkan sağlıyor. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre işveren, geçerli bir sebep göstermeden hamile kadını işten çıkaramaz. Çıkarırsa ve geçerli sebebi kanıtlayamazsa tazminat cezasına çarptırılır. Bu ceza, dört aylık maaş, işçinin çalışmadığı sürenin dört ayı ve kıdem tazminatı şeklinde. İşveren, işten çıkarmayıp süt izni gibi yasal hakların kullanılmasını engelliyorsa; ÇSGB’ye durum bildirilip takip kararı
42
P
rospective working mothers have a number of established, legal rights, but many mothers are not clearly informed about these rights. Despite the legal codes on this subject, many workplaces provide neither an acceptable environment nor conditions for a woman who has just given birth to a baby. Generally, not only in our country but worldwide, employers prefer not to hire either female executives or workers, on the grounds that they would have babies and would leave or neglect their jobs. This situation discourages many women from the idea of having children and pushes them into a childless career venture. The fact is that it is quite possible to be a mother and a career woman at the same time, because the laws actually support this concept. According to labor law number 4857, the employer is not permitted dismiss a pregnant woman without having a justifiable reason. If he/she dismisses her and cannot demonstrate a legally valid ground, then the employer is required to pay compensation by law. This penalty is equivalent to 4 month’s salary, 4 months of the legally prescribed birth allowance period, and severance pay. In case the employer does not dismiss her but obstructs her from using her legal rights, such breastfeeding break/ breastfeeding leave, then the Ministry of Labor
çıkartılabilir. Durum kanıtlandığında patron para cezasına çarptırılır. Yine kanuna göre 50 ve üzeri çalışanın bulunduğu işyerlerinde kreş ve emzirme odası olması zorunlu. Gebe olduğunu sağlık raporu ile belgeleyen anne adayları, hiçbir şekilde geceleri çalıştırılamazlar. Diğer yandan doğum yapıp yasal izin süresinin ardından işe dönen anneler de bir yıl boyunca gece çalıştırılamazlar. Emzirme için günlük bir buçuk saatlik izin süreleri bulunmaktadır. Bunu hangi zaman dilimleri içinde kullanacakları annelerin inisiyatifindedir. Kadın çalışanların doğumdan önce sekiz hafta ve sonrasında sekiz hafta olmak üzere toplamda 16 haftalık izinleri bulunmakta. Bu süre sonrası için isteğe bağlı olarak, altı aya kadar ücretsiz izin kullanılabiliyor. Altı aylık ücretsiz izin sonrası, ilk doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120, üçüncü doğumda ise 180 gün geçerli haftalık çalışma süresinin yarısı kadar çalışma hakkı bulunuyor. Buna ek olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Eylül 2016’da bu hakkın kapsamını genişletti.
İlköğretim çağına kadar kısa süreli çalışma talebi mümkün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, geçtiğimiz Eylül ayında uzun zamandır üzerinde çalıştığı “kısmı süreli izin”in ayrıntılarını netleştirdi. Analık İzni veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik uyarınca doğum yapan anne veya babalar, çocuğun ilköğretime başladığı ayın sonuna kadar kısmi süreli izin talebinde bulunabilecekler ve işverenler bunu haklı fesih nedeni olarak sayamayacaklar. Ancak bakanlık bu haktan yararlanmak isteyen anne ve babalara, her ikisinin de istihdam ediliyor olması şartını koyuyor. Fakat, ebeveynlerden birinin bakım veya tedavi gerektiren bir rahatsızlığa sahip olması, çocuğun velayetinin birinde olması veya üç yaşını henüz doldurmamış çocuk evlat edinilmesi durumlarında her iki kişinin istihdam şartı aranmayacak.
and Social Security should be notified of the situation, and a request for a follow up legal decision should be made. If the circumstances are proven, and documented, the employer is subject to punitive damages. Again, according to the legal provisions, workplaces with 50 or more employees are required to have nurseries and breastfeeding rooms at the workplace. The candidate mothers, who document their pregnancy with a health report, cannot be compelled, for any reason, to work on night shifts. Additionally, mothers who have started working again, after maternity leave, are not allowed to work on night shifts for one full year. They have a time allowance of one and a half hours per day for breastfeeding. The hour when she will use this time allowance is left to the mother’s discretion. The women employees are given a total of 16 weeks of paid maternity leave: eight weeks is prior to the birth and 8 weeks following. After this period, they have the right to continue for 6 more months on leave without pay. After these 6 months of unpaid leave, they have the right to work for half a working week, only, for 60 days following their 1st birth, 120 days after
their 2nd and 180 days after their 3rd child is born. Additionally, the Ministry of Labor and Social Security has enlarged the scope of this right as of September 2016.
Applying for reduced working hours is possible until primary school age. From September of this year, the Ministry of Labor and Social Security has set clear the guidelines regarding the “part time leave” issue which it had been working on for some time. According to the regulations, concerning Maternity Leave or Parttime work implementations, to be made after the un-paid leave, mothers have the right to ask permission to work on part-time basis until the end of the month that the child starts elementary school education, and the employees must not consider this to be a reason for dismissal. However, the Ministry puts one stipulation forward for approval of this allowance: both the mother and the father need to be employed, except in cases when one of the parents has a condition requiring care and treatment; only one parent has custody of the child; or if a child, younger than three years of age has been adopted, this condition is not binding.
www.keas.com.tr
43
RÖPORTAJ INTERVIEW
Yazar Ayşe Kulin, son kitabı Kanadı Kırık Kuşlar’da Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bir hikaye anlatıyor. Hitler baskısından kaçan Yahudilere kapısını açan tek ülke Türkiye’nin de geniş yer bulduğu kitap, geçmişten günümüze uzanan bir hikayeye sahip. In her last novel “Birds with Broken Wings”, the writer Ayşe Kulin presents a story which unfolds between Germany and Turkey. This book, in which Turkey, as the single country which accepted the Jewish people running away from Hitler’s oppression, has been given quite a space, and has a story action starting in the past and continuing until the present.
“Doğaya Özel Bir Duyarlılığım Var”
“I have a Special Sensibility towards Nature”
R
omanlarınızdaki kahramanlar her zaman gerçeğe yakın olmuştur. Ancak Kanadı Kırık Kuşlar’da kahramanlarınız, tanıklık edilmiş bir hayatı ve acıları anlatıyor. Nazi dönemi ve paralelindeki yıllardan bugüne Türkiye... Uzun bir dönem. Neden bu dönemi yazmayı istediniz?
T
he personalities in your novels were always very close to reality. But in Birds with Broken Wings your heroes are narrating a life and sorrows which they had witnessed themselves: the Nazi period and Turkey, from those same years, until today... A long period. Why did you want to write about this period?
Romanın başladığı dönem, benim henüz doğmadığım fakat o yıllarda gerçekleşen devrimlerin beni “ben” yaptığı yılları kapsıyor. Cumhuriyet’in gerçekten çiçek açtığı, bir enkazdan vatan yaratıldığı, çağdaş üniversitelerin kurulduğu, üniversitelerin bilgi üretmeye, Cumhuriyet’in bel kemiğini oluşturacak kadroların evrensel ölçü ve değerlerle yetişmeye başladığı yıllar. Roman o günlerde başlayıp, Türkiye’nin siyasal panoramasını çizerek 2016 yazına kadar geliyor. Ama asıl anlatılmak istediğim 30’lu yıllardı.
Tüm dünya bilim adamlarına sırt çevirmişken Türkiye kucak açıyor. Bilime yüzünü dönmeye karar vermiş bir Türkiye... Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben bu durumu, halkını “Çağdaş Medeniyetler” seviyesine yükseltmeyi kafasına koymuş bir liderin dehası olarak değerlendiriyorum. Haksızlığa uğramış mağdur insanlara kucak açarken, diğer taraftan da yurduna Avrupa’nın en değerli bilim adamlarının yetiştireceği bir kuşak kazandırmıştı.
The era when the novel started covered the years before I had been born, but those were the years when the “revolutions” that made me “who I am” took place. Those are the years when the Republic was really in blossom, when a homeland was created from ruins, when contemporary universities were founded, when universities started to generate information, when the staff, who was going to become the backbone of the Republic, had started to get educated with universal values and dimensions. The novel starts in those years and comes up to the summer of 2016, by drawing a panoramic picture of the Turkish politics.
Turkey embraced scientists at a moment when the whole world turned its back on them. A Turkey that decided to turn its face to science… How would you evaluate this situation?
Yazar Ayşe Kulin Writer, Ayşe Kulin
Personally, I evaluate this as the genius of a leader who was determined to raise his people to the level of “contemporary civilizations”. On one hand he embraced the people who were victims of injustice and on the other, he enabled his nation to gain a whole generation, who were educated by some of the most valuable scientists in Europe.
Bazen bir aşk, bazen idealist bir meslek bakışı, bazen aile… Ama hep bir umut var. Umut yitip giderse ne olur?
www.keas.com.tr
45
RÖPORTAJ INTERVIEW Umut kaybolmaz! Biz kaybedilmiş savaşların ardından, yıkılmış bir imparatorluğun yangın dumanları tüten çorak topraklarında, yüzde doksanı ümmi bir halkı okuryazar kılarak, modern bir devlet kurmuş insanlarız. Umudu asla yitirmeyiz.
Sıradaki kitabınız için bir konu var mı kafanızda? Hayır. Şu anda sadece çok isteyip de vakitsizlikten okuyamadığım kitaplarımı okumak istiyorum.
Ayşe Kulin çok okunan ve kitapları başka dillere çevrilen bir yazar. Okunmayacağınızı bilseydiniz yine de yazar mıydınız? Ben yirmi beş yılı aşkın, hiç yayınlanmadan yazdım. Haldun Taner ve Sait Faik Öykü Ödülü sahibi olmama rağmen, tanınmıyordum. Beni dördüncü kitabım “Aylin” meşhur etti. Tanınmasam da yazmaya devam edecektim. Bizlere her yazdığımız kitabın okunacağına dair bir garanti belgesi verilmiyor ki, satıp satmayacağını ancak zaman gösteriyor. Kaldı ki, yazarlar para kazanmak için yazmaz, yazmak onların kaderi olduğu için, ya da yazmaktan başka şey yapamadıkları için yazarlar. Zorla, emirle veya para amaçlı yapılamayacak işlerden biri de, yazmaktır.
Son Nobel Edebiyat Ödülü bir müzisyene verildi, Bob Dylan’a. Eleştiren de sevinen de oldu. Siz ne düşünüyorsunuz? Bence edebiyat ödülleri müzisyenlere değil, edebiyatçılara verilmelidir. Ama görüyoruz ki, yaşadığımız dönemde tüm değerler alt üst oluyor.
46
Sometimes a love, sometimes an idealist, professional view, sometimes family … But hope is always there. What would happen when hope were to be lost? Hope never gets lost! We are the people who built a modern state after lost wars, on arid lands where the fires of a destroyed empire was still smoldering, succeeding in making a ninety percent illiterate nation literate. We definitely never lose hope!
Is there any subject in your mind for your next novel? No. At the moment all I want is to read the books which I had wanted to but I couldn’t because of a lack of time.
Ayşe Kulin is a writer whose books are intensively read and translated to other languages?
I had been writing for more than twenty five years, without having been published at all, although I had received the Haldun Taner and Sait Faik Awards; I was not known. It was my fourth book “Aylin” that made me famous. Even if I hadn’t become known I would have continued to write. Nobody gives us a guarantee that each book we write will be read, only time will show if it will sell or not. Nevertheless, writers don’t write to earn money, they write because it is their destiny or just because they are not able to do anything else. Writing is one of the few things that cannot be done by force, command or for money.
The last Nobel Prize was awarded to a musician, Bob Dylan. Some were happy, other were critical. What is your opinion? In my opinion, the Nobel Prize should be given to people of letters, not to musicians. But
we see that nowadays all values are turned upside down.
Kitaplardan arta kalan zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? Yazmaktan, okumaktan, ev ve torun işlerinden pek zaman kalmıyor aslında ama her sıradan vatandaş gibi ben de sinemaya, tiyatroya, konsere gitmeye gayret ediyor, arkadaşlarımla yemeklere çıkıyorum. Yürümeyi sevdiğim için topuklu ayakkabılarımı bir torbaya atıp, spor pabuçlarla mümkün olan her yere yürürüm.
Son zamanlarda bir doğaya ve ağaca geri dönüş bilinci var biliyorsunuz. Sizin böyle bir planınız var mı? Yıllardır yılın yaklaşık yarısını Urla’da bir köyde geçiriyorum. Ayrıca benim çocukluğumdan beri doğaya özel bir duyarlılığım var. Anadolu’nun pek çok bölgesine elektrik, su ve yol götürmüş bir mühendisin kızıyım. Babam, enerjiyi sarf etmemek için, evimizde boş odalarda ışık yaktırmaz, suyu boşa akıttırmazdı. Dalların yapraklarını kopartmama izin vermezdi. Ben bu bilinçle büyütüldüm. Aynı bilinci ne yazık ki kendi çocuklarıma geçiremedim. Onlar benimle hep dalga geçer.
Her şeyin dijitalleşmesi kitap okurlarını sizce nasıl etkiliyor? Bilgisayar ve akıllı telefonlar okuma oranını artırdı mı azalttı mı? Dünya döndükçe kitap hep var olsun isterdim ama gördüğüm kadar, dijitalleşme önlenemeyecek. Kitap okunsun da nasıl okunursa okunsun, diyorum!
What are you doing in your free time left from writing? In fact there is not much time left after writing, reading, home and care of grandchildren, but, as any ordinary citizen, I try to go to movies, theater, concerts and dinner with friends as much as possible. As I like to walk, a lot, I put my high heel shoes in a bag and my sports shoes on and go everywhere on foot as much as possible.
You know that lately there is a trend for returning to nature and wood. Do you have any such plans? For many years I have spent almost half of the year in a village in Urla. Besides, since my childhood I have a special sensibility towards nature. I am the daughter of an engineer who brought water and electricity to many regions and built roads in Anatolia. In order to save energy, my father didn’t put the lights on in the rooms where nobody was sitting and did not let water run unnecessarily. I was raised with this consciousness. Unfortunately I could not succeed in doing the same with my children. They always make fun of me.
In your opinion, how does the digitalization of everything affect readers of books? Did computers and smart phones increase or decrease the rate of reading? I would love for books to continue to exist as long as the world keeps turning, but, as far as I can see, digitalization cannot be prevented. So, I just say that books should be read, it doesn’t matter how!
www.keas.com.tr
47
GEZİ TRAVEL
Kendinize Bir Güzellik Yapın, Gezin! Do Yourself a Favor, Travel!
Termalleri, içmeceleri, kaplıcaları ile yüzyıllardır şifa dağıtıyor bu kentler. Doğanın içinde kurulu bu şehirler, dünden bugüne aristokrasinin ve sıradan yaşantı süren insanların bir araya gelip bedenini bakıma aldığı, ruhunu dinlendirdiği destinasyonlar. Sağlık turizminin dünyaya açılmasında önemli birer aktör olan bu kentler, şifalı sularıyla bedeni tazelerken; tarihi dokuları, derin geçmişleri, efsaneleri ve hikayeleriyle de ruha deva oluyor. For centuries these special towns have been known as sources of healing, or spas, with their thermal baths, mineral water springs and hot springs. These places, spread in the midst of nature, are destinations, where the aristocracy, as well as people living simple lives, come together to partake of the lifegiving waters, treat their bodies and let their spirits be calmed. These spas are important actors on a scene for which health tourism opens its gates to the entire globe. These towns, on the one hand, refresh the body with their therapeutic waters and, on the other, with their historical texture, deeply rooted past, and with their legends and unique stories, invigorate the soul. 48
BADEN BADEN IS A DESTINATION OF REFINED PLEASURES, WHICH WILL GIVE YOU A FEELING OF EXCLUSIVENESS, WITH ITS NATURE OF PRIVILEGE, ITS ARCHITECTURE, HISTORICAL SITES, LUXURY, ELEGANCE AND SENSIBILITY TOWARDS HEALTH.
BADEN BADEN
A place where the world gets spoiled
B
BADEN BADEN BADEN BADEN AYRICALIKLI DOĞASI, MIMARISI, TARIHI YAPILARI, LÜKSÜ, ZARAFETI VE SAĞLIĞA OLAN DUYARLILIĞIYLA KENDINIZI ÖZEL HISSEDECEĞINIZ, RAFINE ZEVKLERE SAHIP BIR DESTINASYON.
Dünyanın Kendini Şımarttığı Yer
E
ski dünyanın lükslerine sahip Baden Baden; şifalı suları, termalleri, ilkel doğası, temiz havası, sessiz ve kapalı ortamı ile her yıl en sıradan yaşantı sürenlerden, en çılgınlara kadar binlerce insanı kendine çeken doğal bir güzellik merkezi. Sağlık turizmi adına nam salmış
olan bu küçük kent, Almanya’nın güneyinde, nehir kıyısındaki bir dağın eteklerinde yer alıyor. Baden Baden Almanca'da “banyo yapmak” anlamına geliyor. Roma döneminden bu yana hastalıklara reçete olmayı sürdüren şifalı sular; Barack Obama, Bismarck, Kraliçe Victoria gibi isimlere çok alışık. Köklü tarihi, eşsiz mimarisi ve lüksü daha ileri bir seviyeye taşıyan alışveriş merkezleri ile enfes bir yer.
aden Baden, with all the luxury of the old world, is a center of natural beauty which attracts thousands of people every year: from those who live the simplest lives to those who can afford to enjoy the wildest experiences, offering them special curative waters, thermal springs, ancient picturesque beauty, fresh air, or a quiet and indoor atmosphere. This small town, renowned in the health tourism field, is located in the south of Germany at the edge of the mountains of the Black Forest, along a small river not far from the River Rhine and France. Its therapeutic waters continue to be prescribed for sufferers of illness from Roman times, and are quite well known, also, in circles of the famous: people such as Barack Obama, Bismarck, and Queen Victoria. It is an extraordinary place, even today, with its rich history and unmatchable architecture, not to mention its shopping malls which carry luxury to the next level. www.keas.com.tr
49
XXXXXXXX ///////////
BLUE LAGOON
Buzlar Ülkesinde Sıcak Bir Yer
B
irçok “mutlaka gidilmesi gereken yerler listesi”nde zirveye oynayan İzlanda; volkanları, fiyortları, şelaleleri ve buzullarla kaplı doğasıyla dünyanın geri kalanından çok başka bir görüntü sergiliyor. Mavi Göl olarak bilinen Blue Lagoon da İzlanda’nın en fazla turist çeken doğa harikalarından ve sağlık merkezlerinden biri ve jeotermal bir kompleks. Ülkenin en fazla rağbet gören yeri olan Blue lagoon, işletmecilerin yarattığı ayrıcalıklar ve
50
oluşturdukları tesislerle dünyanın en fazla tercih edilen doğal sağlık merkezlerinden biri haline geldi. Volkanik kayaların arasında yer alan bu masmavi göl, İzlanda’nın tüm soğukluğuna rağmen yıl boyunca ortalama 40 derece civarında bir sıcaklığa sahip. İzlanda’da hava durumu oldukça değişken. Ne zaman güneşli olacağı ya da kar yağacağı belli olmuyor. Ancak dışarıdaki soğuk havaya ve çarpıcı manzaraya inat, masmavi sıcacık suların içinde tedavi olmak dünyanın her yerinde yaşayamayacağınız bir ayrıcalık.
THE BLUE LAGOON
A Cradle Warmth in Iceland
I
celand is at the top of many lists of “places you should see”. The natural beauty of Iceland such as its volcanos, fjords, waterfalls and icebergs make this terrain appear quite different from the rest of the world. The lake, known as the Blue Lagoon, is one of the natural wonders of Iceland. It is a health center and a geothermal complex that attract a great number of tourists. Blue Lagoon, the most popular place in the country, became one of the most preferred health
KARLOVY VARY Dünya Tarihinin Önemli İsimleri Buradan Geçmiş
B
centers in the world due also to privileges offered by the management and the resorts established in the region. Despite the Iceland’s cold weather, the temperature of this blue lake, located among the rocks, is an average 40 degrees Celsius, year-round. The weather in Iceland is rather changeable. One never knows whether the sun will be shining or if it might snow. However, having a cure while enjoying the warm blue water, despite the cold weather and the striking view, is really a privilege, the like of which you will not experience anywhere else in the world.
aşkent Prag’a yaklaşık 1,5 saat mesafedeki Karlovy Vary, Çek Cumhuriyeti’nin en küçük kentlerinden biri. Şimdilik 55 bin civarında nüfusu var. Rus yatırımcıların son yıllardaki ilgisi neticesinde yaşanan emlak patlaması, kentin nüfusunu arttıracak gibi görünmekte. Dünyanın en ünlü termal kentlerinden biri olan Vary’e 16. yüzyılda 200’ün üzerinde kaplıca inşa edilmiş. 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında ise aristokrasinin desteğiyle bilinirliği artan kent; eşsiz mimaride evler, parklar, oteller, restoranlar ve dükkanlarla donatılmış. “Kralın Banyosu” anlamına gelen Karlovy Vary’nin 76 derece sıcaklığa sahip su kaynakları, pek çok hastalığa şifa sunuyor ve cildi güzelleştiriyor. Suları sayesinde tarih sahnesinden pek çok lider ve sanatçıyı ağırlamış. Kimler yok ki listede; Karl Marx, Beethoven, Sigmund Freud, Tolstoy, Kazanova, Kafka, Rus Çarı Pedro, Mozart ve Atatürk… Masalsı bir görünüme sahip olan bu hekim şehir, tarihi güzellikleri, eşsiz mimarisi, tarihin önemli isimlerini ağırlamış ve önemli filmlere imza atmış yapıları, otelleri ve uluslararası film festivali ile de ünlü.
KARLOVY VARY
Some of the most important personalities in history have entered this place
K
arlovy Vary, one of the tiniest towns in the Czech Republic, is located an hour and a half’s drive from the capital city, Prague. Its current population is around 55 thousand. It seems that a real estate “explosion”, thought to be the result of Russian investors’ interest, in recent years, is leading to an increase in the population of the town. In the 16th century, more than 200 spas were built in Vary, which is one of the most famous thermal bath centers in the world. Between the 19th and the 20th centuries, the popularity of the city increased, with the support given by the aristocracy: houses with unique architectural features, parks, hotels, restaurants and shops, enriched the town. Karlovy Vary, which means the “King’s bath”, offers cures for many diseases and gives skin
treatments from its springs of hot waters at almost 76 degrees, Celsius. Thanks to its special waters, it has played host to numerous famous leaders on the stage of history, as well as a number of well-known artists. Names like Karl Marx, Beethoven, Sigmund Freud, Tolstoy, Casanova, Kafka, Czar Peter of Russia, Mozart and Ataturk are among those on the endless list of notable greats. This town of doctors, which looks like a town out of a fairy tale, is famous, also, for its historical beauty, its unique architecture, the important personalities it has hosted, its special buildings, which have been featured in important motion pictures, its hotels and the international film festival.
www.keas.com.tr
51
BÜNYESINDE BIRÇOK GÜZELLIĞI BARINDIRAN BURSA; HER KÖŞESINDE BAMBAŞKA SÜRPRIZLER OLAN, HERKESE HITAP EDEN DOLU DOLU BIR ŞEHIR. DOĞAL VE TARIHI GÜZELLIKLERIYLE GÖZ ZEVKINE IYI GELIRKEN, ŞIFALI SULARIYLA BIRÇOK HASTALIĞA ÇARE OLUYOR. BURSA, WHICH IS GIFTED WITH MANY SPLENDORS, IS A CITY, WHICH OFFERS DIFFERENT SURPRISES FROM EVERY CORNER, AND WHICH HAS SOME APPEAL FOR EVERYONE. WHILE ITS NATURAL AND HISTORICAL ATTRACTIONS SATISFY YOUR EYES, ITS HEALING WATERS WORK WONDERS FOR YOUR HEALTH.
52
BURSA
Tarihi Şehir Tarihi Kaplıcalar
Y
eşil Camii, Hacivat ve Karagöz’ü, Uludağ’ı ve Osmanlı’nın ilk başkenti olmasıyla özdeşleşen Bursa, şifalı sularıyla da oldukça meşhur. Türkiye’nin her yerinden ziyaretçi, sıcak sularda şifa bulmak adına sene boyunca bu evliya şehri ziyaret ediyor. Uludağ’ın eteklerinden çıkan sular, tesislerce desteklenerek insanların kullanabileceği tedavi merkezlerine dönüşmüş. Yeryüzüne yaklaştıkça farklı geçiş yolları nedeniyle suların madenlerinde ve sıcaklıklarında farklılıklar yaşanıyor. Bursa kaplıcaları içinde en ünlüsü dünyaca meşhur Çelik Palas Kaplıcası. Bursa’nın Çekirge semtinde bulunan kaplıca bolca radyoaktivite içeren kaynağıyla kadın hastalıklarına, romatizmaya, idrar yolları enfeksiyonuna ve cilt rahatsızlıklarına iyi geliyor. İnegöl ilçesinde bulunan Oylat Kaplıcalarının tarihi, Bizans dönemine kadar uzanıyor. Sodyum, kalsiyum, magnezyum bakımından son derece zengin ılıcaların çevresinde hem sağlık hem de güzellik merkezi adı altında birçok otel faaliyet gösteriyor. Kadın hastalıklarına, cilt rahatsızlıklarına, böbrek hastalıklarına ve romatizma ağrılarına iyi geliyor. Suyu 82 derece olan Kükürtlü Kaplıcası’nın vücuda yararları saymakla bitmiyor. Şu anda Uludağ Üniversitesi bünyesinde hizmet veren kaplıca, halka açık ve romatizma, karaciğer ve cilt rahatsızlıklarına deva oluyor.
BURSA
Historical baths in a historical city
B
ursa, which is identified by the Green Mosque, Hadgivat and Karagoz, Uludag (“sacred mountain”) and its historical place as being the first capital city of the Ottoman Empire, is quite famous, also, for its many thermal springs. Many people, from all over Turkey, visit Bursa (“the city of saints”) every year, to be healed from the warm thermal waters. The waters, coming from springs at the base of Uludag, are supported by resorts which have also become treatment centers. As the various waters rise to the earth’s surface, they pass through different subterranean channels, which cause them to have different temperatures and mineral contents at the surface. Among the many baths of Bursa, Celik Palas is the most famous. The bath, which is situated in the Cekirge district of Bursa, has waters with high radioactivity, suitable for the treatment of gynecological diseases, rheumatism, urinary tract infections and dermatological problems. The history of the Oylat baths, in the region of Inegol, dates back to the Byzantine era. There are a number of hotels, known as “health and beauty centers”, which were established around the water springs, rich in Sodium, Calcium and Magnesium. The waters are good for treating gynecological diseases, dermatological problems, rheumatic disturbances and renal diseases. The Kukurtlu Bath with its waters of 82 degrees Celsius, is very beneficial for numerous diseases. The bath which is administered within the management of the Uludag University is open to public and is very good for the treatment of rheumatism, liver and dermatological disturbances.
BATH
ORTAÇAĞ’IN TÜM GÖRKEMINI EN INCE AYRINTISINA DEK YANSITAN BATH, YEMYEŞIL BIR VADIYE YAYILMIŞ, RUHUNUZU VE GÖZÜNÜZÜ OKŞAYAN BIR KENT. ROMALILARIN DEVASA BIR BANYO OLARAK TASARLADIĞI ŞEHIR, DOĞAL TERMAL SULARI ILE DÜNYANIN EN ESKI HEKIMLERINDEN BIRI.
BATH, WHICH REFLECTS THE MAGNIFICENCE OF THE MIDDLE-AGES IN ITS SMALLEST DETAIL, IS A CITY, SPREAD THROUGHOUT A WIDE GREEN VALLEY, WHICH ENCHANTS YOUR EYES AND SOUL. THE CITY, DESIGNED BY THE ROMANS AS HUGE BATH, IS ONE OF THE MOST ANCIENT OF DOCTORS, WITH ITS NATURAL THERMAL WATERS.
Tanrılara Adanmış Bir Banyo
1
987 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan İngiltere’nin Bath kenti, ilk Romalılar tarafından kaplıca kenti olarak kullanılmış. Kaplıcaları ve Roma hamamları ile nam salan Bath, Romalıların “Sulis’in Suları” dedikleri ve M.Ö. 6 binli yıllarda termal kaplıcaların tanrısı kabul edilen Sulis’e adanmış bir şehir. Zamanla
BATH
A bath dedicated to gods
B
ath City, in England, which was added to the UNESCO World Heritage list, in 1987, was used by the Romans as a thermal cure center. Bath, which became famous for its Roman baths and thermal baths, is a city dedicated to “Sulis”, who was regarded as the Celtic goddess of thermal waters, from around the year 600 B.C., and for this reason the Romans called it “Sulis’
şehrin ismi “banyo” anlamına gelen Bath’e dönüşmüş. Bu şehir için su çok önemli. Aynı zamanda ziyaretçileri için de... Her sene bir dolu insan, şifa bulmak ve güzelleşmek adına kenti ziyaret ediyor. Termal zenginliğinin yanında tarihi derinliğe de sahip olması, turizm alanındaki önemini daha da arttırıyor. Geçmişten kopup gelen binaları, mimari güzelliği, yeşil alanları güzel bir göz banyosu yapmanızı sağlıyor.
waters”. As time passed, the name became “Bath”. Water is of utmost importance for the city as it is, also, for its tourists. Every year so many visit the city to be healed and to become more beautiful. The fact that it has many historical attractions, besides the thermal ones, makes Bath more important from the touristic side. The buildings, which seem as if they are being somehow beamed out of the past, its architectural beauty, and its vast green areas are all joys to your eyes.
www.keas.com.tr
53
Giyilebilir Teknoloji Milyon Dolarlık Pazarla Geliyor
TEKNOLOJİ TECHNOLOGY
Wearable Technology Brings with it a Million-Dollar Market 2016 yılının en iyi teknolojisi kabul edilen giyilebilir teknoloji, önümüzdeki yıllarda Hollywood dünyasını, bir başka teknolojiyi bilim kurgusal olarak hayal ettirmeye zorlayacak. Çünkü 30 - 40 sene öncesinin sineması bugün gerçek dünyada.
Wearable technology, thought by many to be the rage tech of 2016, will push Hollywood to dream up new science-fiction ideas soon, because the film dreams of the 70’s & 80’s have already become a world reality today. 54
G
iyilebilir teknolojiler, her geçen gün günlük yaşamımızda daha fazla yer almaya başladı. Gelecek dönemde de, özel yaşamımızdan iş yaşamımıza kadar çok geniş alanda kullanmaya başlayacağımız “sanal gerçeklik” pazarına dünyanın en büyük teknoloji üreticileri de giriyor. Vücuda takılabilen ve giyilebilen kıyafet ve aksesuarların bir parçası olan elektronik aletlerin tamamına giyilebilir teknoloji adı veriliyor. Kablosuz olarak veya bluetooth ile bağlantı sağlayan bu yeni tekno moda, verileri toplayıp analiz edebilme özelliğine sahip. Bilim kurgu filmlerinde 40 yıl kadar önce görmeye başladıklarımızın şu anda kullanılıyor olması, sinema-teknoloji ilişkisinin en net halini
W
“
earable technologies” are beginning to occupy, increasingly, more space in our everyday lives. In the near future, the world’s largest tech producers will enter the “virtual reality” market, which we will use a lot more, in our private as well as our business lives. An entire new range of electronic devices, which, since they are part of clothing and wearable accessories, are “attached” to the body, is called “wearable technology”. This new tech–fashion trend, which makes wireless or blue tooth connections possible, also has the ability to collect and analyze data. The fact that many things, which we have previously seen only in science–fiction movies 40 years ago, we actually use today, shows, clearly, the relationship of cinema to technology. Matrix’ sunglasses, James Bond’s voice-commanded watch, Iron
gösteriyor. Matrix’in akıllı gözlükleri, James Bond’un sesle komut verdiği saati, Iron Man’in akıllı kıyafeti, Geleceğe Dönüş filminde Marty McFlay’ın bağcıklarını kendi bağlayan ayakkabısı, bilgisayar teknolojilerinin geldiği son noktayla beraber ete büründü. Mikrosoft’un ışınlamayı keşfe yakın gözlükleri, Apple’ın Bond’unkiyle yarışan akıllı saatleri ve Nike’ın ürettiği kendi bağcığını bağlayan ayakkabıları bu işin daha başlangıcı. Son yıllarda teknoloji dünyasının en sıcak gelişmelerinden biri giyilebilir teknoloji. Kıyafetlere ve aksesuarlara gömülü aygıtlar sektörü, uzmanlara göre önümüzdeki beş sene zarfında hızla büyüyecek.
53 Milyar Dolarlık Pazar Yapılan araştırmalar sonucunda 2019’a kadar giyilebilir teknoloji pazar hacminin 53.2 milyon dolara ulaşması bekleniyor. En büyük payı gözlüklerin ve saatlerin alması planlanan pazarın moda ve tasarım algısını da değiştireceği başka bir gerçek. Giyilebilir teknolojilerin lokomotifi sağlık sektörü ve işletmeler olacak. Şu anda kişilerin sağlığını ve fitness muhabbetlerini takip eden akıllı teknolojiler mevcut. 2017’de daha da gelişmesi bekleniyor. Giyilebilir teknolojideki gelişmeler, önümüzdeki senelerde özellikle sağlık sektöründe köklü değişikliklere neden olacak. Cambridge Consultants adlı araştırma şirketi akıllı bir insülin iğnesi çıkarmaya hazırlanıyor. KiCoPen adlı tasarım, bluetooth aracılığıyla hasta; doktoruna kullandığı insülin miktarını gönderecek. Şirketin kurucusu Dipak Raval, gelecek birkaç yıl içinde bu gibi örneklerin artacağını belirterek, sağlık sektöründe kapıda bekleyen değişimin sinyallerini vermiş oldu. Bir başka örnek olarak Ezratuba markasının kurucusu Türk tasarımcı Ezra Çetin, kalp krizi gibi hayati risk oluşturan hastalıkları bir hafta öncesinde haber veren tişört geliştirildi. TÜBİTAK MARTEK desteğiyle üretilen tişörtün 2017 yılında satışa çıkması bekleniyor. Şu anda birçok farklı kategoride giyilebilir teknoloji ürünleri mevcut. Dünyanın en büyük teknoloji devlerinin farklı kategorilerde ürünler çıkarmak için yaptıkları büyük yatırımlar, rekabetin getireceği ortamla beraber bu pazarı daha da hızlandıracağa benziyor.
Man’s “intelligent costume” and Back to the Future’s, Marty Mc Fly’s self-tying shoes, all have become real products, due to cutting-edge computer technologies. Microsoft’s glasses close, to beam up, intelligent watches compete with James Bond’s and Nike’s shoes with self-tying shoelaces are just the start of this tide. Wearable technology is one of the hottest developments in the technology world in recent years. According to expert opinion, this sector of devices, embedded in clothing and accessories will grow rapidly over the next five years.
A 53-Million-Dollar Market Results of market research indicate that, if the trend continues, the wearable-technology market volume will have reached 53.2 million dollars by 2019. Another reality is that these sunglasses and watches, which are expected to have the biggest part of the market share, will also change fashion and design concepts. The drivers of the wearable technologies will be the health and fitness sectors and enterprises. Currently, there are already technologies which follow people’s personal health and fitness interests. That should develop further in 2017. In the coming years, developments in wearable technologies will cause radical changes, especially in the health area. Cambridge Consultants a research company, is preparing to introduce an “intelligent insulin shot”. A patient will be able to communicate, using blue tooth, to his/her physician, the amount of insulin applied just by using a design called “KiCoPen”. The company founder, Dipak Raval, mentioned that such examples will be more common in the next few years, and heralds signals of a metamorphosis waiting at the door in the health sector. Another example is the Turkish designer, Ezra Çetin, founder of the brand “Ezratuba”. She created a T-shirt, which warns of disturbances with vital signs such as risk of a heart attack, a month in advance. The T-shirt, produced with the support of TUBITAK MARTEK is expected to be introduced in the market in 2017. At the moment there are wearabletechnology products available in many different categories. Considering the big investments being made by the leading world technology giants for the manufacture of wearable technology products, it appears that this market is going to become very dynamic under highly compete-tive conditions.
www.keas.com.tr
55
Taner Çalışkan Adana Fabrika Kalite Mühendisi Adana Factory Quality Engineer
Histogram Kalite Kontrol Kartları
KALİTE QUALITY
Histogram of Quality Control Cards
K
ontrol kelimesinin temeli, Latince contra kelimesinden gelir. Sürekli standartları karşılamak için süreçlerin idaresi anlamında kullanılır. Kalite en genel ifadeyle, bir ürün ya da hizmetin, müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayabilme derecesi olarak tanımlanabilir. Günümüzün artan rekabet ortamında işletmeler ayakta kalabilmek için kalite politikalarını yeniden gözden geçirip istatiksel kalite kontrol yöntemlerini kullanmaya başlamalıdırlar. İstatistiksel kalite kontrolü, bir ürünün önceden belirlenmiş olan kalite standartlarına uygun olarak üretilmesini sağlamak amacıyla istatistiksel yöntemlerin, üretimin her aşamalarında uygulanması
Sample quality characteristic
Top control limit
Center line
Bottom control limit
Sample number or time
56
T
he root of the word “control” is the Latin word “contra”. It applies here to managing processes in order to provide continuous conformity to pre-determined standards. In the most general sense of the word, quality can be defined as “the degree to which a product or service is able to meet the clients’ needs and expectations.” In order to be able to survive under the present circumstances of serious competition, enterprises have to, again, review their quality politics and start using statistical quality control methods. “Statistical quality control” can be defined as “implementation of statistical methods, at each stage of production, in order to safeguard manufacture of a product according to the quality standards which have been determined in advance.” Since the goal of a total quality management system is to provide continuous improvement, the process should be followed up on continuously, and any factors presenting negative impact should be determined and eliminated. The extensive use of control cards is for the following reasons: In addition to cataloguing past information about the process, control cards provide a check to see if data, obtained in the future, is on target statistically, according to standards. It has been documented that control cards increase productivity. A successful control card program will reduce poor quality production and product replacement. Consequently, productivity will increase, costs will be reduced and production capacity will increase.
olarak ifade edilebilir. Toplam kalite yönetiminde sürekli iyileştirme hedeflendiğinden, süreç sürekli izlenmeli ve sürece olumsuz etki eden nedenler varsa belirlenmeli ve ortadan kaldırılmalıdır. Kontrol kartları, bu amacı yerine getirmek için kullanılan en yaygın tekniktir. Kontrol kartlarının bu kadar yaygın olmasının nedenleri; Kontrol kartları süreçle ilgili geçmişe dönük bilgiler sağlamakla birlikte, gelecekte elde edilecek verinin istatistiksel olarak kontrol altında olup olmadığını inceler. Kontrol kartlarının verimliliği arttırdığı kanıtlanmıştır. Başarılı bir kontrol kartı programı, kalitesiz üretimi ve yeniden yapmaları azaltacaktır. Böylece verimlilik artacak, maliyetler düşecek ve üretim kapasitesi artacaktır. Kontrol kartları, ilk başta önlem alıp hataların önüne geçmeyi amaçlar. Çünkü her zaman ilk başta önlem alıp hataları önlemek daha az maliyetlidir. Kontrol kartları, süreçteki gereksiz ayarlamalar ve bakımlar gibi duruşları engeller. Kontrol kartları değişime neden olan doğal nedenlerle özel nedenleri birbirinden çok iyi ayırabilir. Kontrol kartları bozuk değilse; onarma felsefesini benimsemiştir. Kontrol kartlarındaki noktaların oluşturduğu desenler, deneyimli bir işçiye veya mühendise süreç hakkında önemli bilgiler sağlar. Tipik bir kontrol kartı; bir örneklemden ölçülen veya hesaplanan bir kalite karakteristiğini, örneklem numarasına veya zamana karşı gösteren bir grafiktir. Tipik bir kontrol kartı; Merkez Çizgisi, Üst Kontrol Limiti, Alt Kontrol Limiti olmak üzere üç bölümden oluşur. Merkez Çizgisi: Sürecin kontrol altında olduğu durumlarda, yani sadece genel nedenler varken kalite karakteristiğinin ortalama değeridir. Üst Kontrol Limiti: Sürecin kontrol altında olduğu durumlarda kalite karakteristiğinin alabileceği en yüksek değerdir. Alt Kontrol Limiti: Sürecin kontrol altında olduğu durumlarda kalite karakteristiğinin alabileceği en düşük değerdir. Noktalardan biri dahi bu sınırların dışına çıkarsa sürecin kontrol altında olmadığı anlamına gelir. Tüm noktalar sınırın içinde ancak rastlantısal ve sistematik bir şekilde bulunmuyorlarsa yine sürecin kontrol altında olmadığı anlamına gelebilir.
The purpose of the control cards is to take measures at the beginning to prevent defects, because (in the long run) taking defect-preventive measures at the beginning is less costly. Control cards prevent interruptions such as having to make unnecessary adjustments and maintenance during the process. Control cards can help distinguish, very easily, whether changes that have occurred are for reasons inherent to a production system or special rea-sons. If control cards are not defective, they can promote a good maintenance philosophy. To an experienced employee or engineer, the graph created by points on the control card can provide important process information. A typical control card is a graph showing a quality characteristics, measured or calculated from a sample, measured by the sample number or time. A typical control card has
three sections: The center line: represents the average value of the quality characteristic under the circumstances when the process is under control: hence, in general terms, good quality. Top control limit: is the highest value permissible by the quality guidelines for situations in which the process can still be said to be under control. Lowest control limit: is the lowest possible value that the quality characteristics can assume in situations in which the process can still be said to be under control. If even only one point is outside of these parameters, it means that the process is not under control. Even if all the points are within the borders but are not placed in a random fluctuation, but rather, a systematically flowing way, this, again, may mean that the process in out of control. www.keas.com.tr
57
LEZZET TAST
E
KEAS Personelinden Lezzetli Tarifler Delicious Recipes From KEAS Staff
XXXXXXXX ///////////
Kastamonu Entegre çalışanları kendilerine has yöntemlerle pişirdikleri geleneksel yemekleri dergi okuyucuları için paylaşmaya devam ediyor. Evdeki malzemelerle pratik bir biçimde hazırlanabilecek tarifler herkesin severek yiyeceği kadar lezzetli. Az malzemeli, basit anlatımlı yemeklerin yapımı için sizi mutfağa alalım. Employees of Kastamonu Entegre continue to share some of their recipes, for traditional meals or dishes that they cook in very special way, with the readers of the magazine. These meals are easy to prepare, with every-day ingredients that suit the tastes of almost everyone. We invite you now, to come to the kitchen, for the meals that, with only few ingredients, can be easily prepared. Çilekli Kek Strawberry Cake
Malzemeler / Ingredients 2 yumurta / 2 eggs 100 gr oda sıcaklığında yumuşamış tereyağı 100 grams butter at room temperature 140 gr pudra şekeri / 140 grams castor sugar 1,5 su bardağı un / 1,5 water glass of flour 1 paket kabartma tozu / 1 package baking powder 1 paket vanilya / 1 package vanilla Limon rendesi / Lemon zest
Üzeri için / For top decoration 8-10 adet çilek / 8-10 strawberries
58
Yazı/Text
Meltem Allahverdi
Müşteri İlişkileri Uzmanı Headquarters
Yapılışı / Preparation Tereyağı ve şekeri karıştırma kabına alıp çırpın. Yumurtaları ekleyip çırpmaya devam edin. Un, kabartma tozu, vanilya ve limon rendesini de ilave ettikten sonra biraz daha çırpın. Tepsiyi yağlayın ve kek hamurunu döküp yayın. Çilekleri ortadan ikiye bölüp belli aralıklar ile dizin ve hafifçe bastırın. Keki, önceden ısıtılmış 180 derece fırına koyun. Toplamda 15-20 dakika pişirin. Üstü kızarınca çıkarın, üzerine pudra şekeri serpin. Beet the butter and sugar in a bowl until well mixed. Add the eggs and continue to beat. Then add the flour, baking powder, vanilla and lemon zest and beat for a short while. Grease a cake mould and pour the dough in it and spread it evenly in the mould. Cut the strawberries in two and arrange then on top of the dough. Place the more in the oven preheated at 180 degrees C. Bake it for 15-20 minutes in total. When it starts roasting, take it out and spread castor sugar on it.
Geleneksel Cevizli Tatlı Ekmek Traditional walnut sweetbread Malzemeler / Ingredients Yazı/Text
Roxana Avramescu
Kastamonu Romanya/ Romania
Yapılışı / Preparation Büyük bir kabın içine unu eleyin. Mayayı ılık sütün içinde erittikten sonra, una ekleyin. Yumurtaları, eritilmiş tereyağını, aromaları, şekeri ve kuru üzümleri ekleyip, yavaş yavaş karıştırarak hamuru oluşturmaya başlayın. Bir taraftan yoğurmaya devam ederken, bir taraftan da sütü ilave edin. Hamuru hazırladıktan sonra 30-40 dakika dinlendirin. İç dolgu için tüm malzemeleri karıştırın. Diğer taraftan bir yumurtayı kapta çırparak, en son fırça ile sürmek üzere hazır tutun. Hamur iki misli olana kadar kabardıktan sonra ikiye bölün. Her parçayı hamur tahtasının üzerinde elle veya merdane ile uzunlamasına açın. İç dolgunun yarısını üzerine sürerek rulo yaptıktan sonra, daha önceden tereyağı ile yağladığınız uzun bir kek kalıbına yerleştirin. Aynısını diğer hamur parçası ile de yapın. Hamurların üzerine fırça ile yumurta sürün ve orta ısıdaki fırında 30-40 dakika kadar pişirin. First, sift flour with salt in a big bowl. Dissolve the yeast in a some warm milk and pour it into a hole you make in the flour. Add eggs, melted butter, flavorings, sugar and raisins and knead gently until all ingredients mix. Add the milk gradually and knead it until the dough comes off on your hands or becomes elastic. Cover the bowl with a towel and put it in a warm place, to raise for 30-40 minutes. While the dough rises, prepare the filling by mixing all ingredients. Beat an egg in a small bowl to use it to brush the sweetbread before baking. When the dough has doubled its volume, separating it into two. Stretch each piece on the work table with a rolling pin or by hand (some vegetable oil can help if it’s too sticky) then spread half of the filling and roll it. Put it in a baking pan previously greased with butter. Do the same with the other piece of dough. Brush the surface of the sweetbreads with the beaten egg and put them both in the oven for 40-45 minutes at medium-high heat.
1 kg un / 1 kg flour 100 g tereyağ / 100 g butter 400 ml süt / 400 ml milk 3 yumurta / 3 eggs 300 g şeker / 300 g sugar 40 g maya / 40 g yeast 50 g kuru üzüm / 50 g raisins ½ çay kaşığı tuz / ½ teaspoon salt 1 çay kaşığı limon suyu / 1 teaspoon lemon zest 1 çay kaşığı portakal suyu / 1 teaspoon orange zest
İç dolgusu / For the filling 2-3 yemek kaşığı kakao / 2-3 tablespoons cocoa 100 g doğranmış ceviz içi / 100 g minced walnuts 3-4 çorba kaşığı şeker / 3-4 tablespoons sugar 10 çorba kaşığı süt / 10 tablespoons milk
www.keas.com.tr
59
W
DEPARTMAN TANITIMI INTRODUCTION OF DEPARTMENTS
“Rakiplerimizle Aramızdaki En Önemli Fark, Çalışanlarımız” “The Most Significant Difference Between Our Competitors and us Consists in Our Employees” Kalitesinin ve teknolojisinin ötesinde Kastamonu Entegre’yi rakiplerinden ayıran en önemli etkenlerin insani değerler ve çalışanlar arasındaki kuvvetli ilişkiler olduğunu belirten Adana Fabrikası MEP İşletme Müdürü Ümit Gök ile Adana tesislerini konuştuk. We talked about the Adana facilities with the MEP Business Manager, who pointed out that, apart from quality and technology, the most important factor differentiating Kastamonu Entregre from its competitors is the human values and the strong relations among the employees. 60
A
dana MEP İşletme departmanı ve üretimleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Adana MEP İşletme departmanında, ben ve beş Üretim Mühendisi arkadaşımız ile birlikte (Mehmet Burak Koç, Sefa Yıldırım, Salih Aksoy, İlker Biryol, Sercan Seringeç) sevgi ve azimle çalışan 106 personelimiz görev yapmaktadır. MEP İşletme departmanı olarak, melamin kaplı MDF ve yongalevha, parke, evogloss ve acrylic panel markaları ile laminasyon üretimi gerçekleştiriyoruz. Departmanımız bu yıl yeni kurulacak laminat parke hattı ile katma değerli ürünlerin yüksek olduğu lokasyonlardan biri olacaktır.
ould you please give us some information about the Adana MEP Business department and your production? Together with me and the five Production Engineers (Mehmet Burak Koç, Sefa Yıldırım, Salih Aksoy, İlker Biryol, Sercan Seringeç), there are 106 employees performing their jobs with affection and ambition . In our MEP Business department we manufacture Melamine coated MDF and particle boards, flooring, evogloss and acrylic panel brands and the lamination process. After the installation of the new laminate flooring line next year, our department will become one of the locations of manufacturing high added value products.
What are the differences of the Adana factory from the other factories in Turkey? Our factory is different because we have the possibility to make production in 2440 mm width, which our other local facilities cannot and, at the same time we can supply our customers also with products in 1220 mm width. The primary products manufactured in this lamination line are the Evogloss and Acrylis panel products. In the new laminate flooring, the register and splay painted (V Grove) products are manufactured at our Adana facilities. The new flooring line will create the opportunity to present in
Adana Fabrika’nın Türkiye’deki fabrikalardan farkları neler? MDF tesisimizin 2440 milimetre ende üretim gerçekleştirme yeteneği ile diğer yurt içi fabrikalarımızdan farklı olarak geniş ve 1220 milimetre en ile müşterilerimize ürünler sunabiliyoruz. Bu ürünlerin başında laminasyon hatlarında üretimini gerçekleştirdiğimiz Evogloss ve Acrylic panel ürünleri yer almaktadır. Yine laminat parke de register ve pah boyalı (V grove) ürünleri Adana fabrikamızda üretilmektedir. Yeni parke hattı ile bu ürün gamına 40x40 santimetre seramik parke ve antisound özellikli parkeler plastik kilitleme sistemleri ile birlikte sunulacaktır. Tesisin Adana’da olmasının faydaları neler? Liman, demir yolu ve karayolu ile yurt içine ve yurt dışına ulaşım noktasında Adana, Türkiye nüfusunun yüzde 15’ine hitap eden merkez şehir konumundadır.
this range the 40x40 cm ceramic floor tiles and the anti sound floorings together with the plastic locking systems.
What are the advantages of the facilities location in Adana? Considering the harbor, railway and highway transportation, both to local and overseas destinations, Adana is a central urban location addressing almost 15% of the population of Turkey.
Is the factory producing for the local market or for exports? At this moment 15-20 percent of our production is exported and we foresee that this figure will increase to 30 – 40 percent when the fights in the countries of this region will stop.
Well, what is the competition status in this region? Who are Kastamonu Entegre’s competitors in this area? In Tarsus there is Yıldız Entegre and in Antalya there is AGT. Our factory has proved itself with the product diversity and quality and we think that next year the demand will be quite challenging for us.
What is the market share of the foreign brands? In the past, the MDF was imported. But, as Kastamonu Entegre started to pioneer the investments in the new local brands, the imports decreased considerably, almost to one digit figures.
At Kastamonu Entegre is he Research and Development managed from one center or does each plant have its own Research and Development unit? At this moment, we do not have such a centralized structure, the Research and Development activities are developing within the frame of the needs determined at each location.
From the raw material point of view, how much of your production is supplied from local sources, to which extend are you bound to foreign sources? 65% is local acquisition; our factory is trying to increase this amount. The balance demand is supplied by the wooden raw material imported from America, Europe and Russia.
Tesis, ihracata mı yoksa iç piyasaya mı üretim yapıyor? İhracatımız yüzde 15 ile yüzde 20 arasında seyretmektedir. Önümüzdeki dönemde de bu değerin yüzde 30 – 40 oranlarına ulaşabileceğini öngörüyoruz. Pazarda yabancı markların payı nedir? Eski dönemde MDF ithalatı vardı; fakat Kastamonu Entegre’nin başı çektiği yerli markaların yatırımları ile bu değer oldukça geriledi. Laminat parkede yüksek üretim gücü ve alınan tedbirler ile www.keas.com.tr
61
Adana, bölge ihracatının yüzde 1.5’luk kısmını fabrikamız gerçekleştirmektedir. Ortalama gerçekleşen ciro 120-140 milyon Euro değerleri arasındadır. Bölgede 50 bin kişilik bir etki alanımız var. Bizim yatırımımız yüz güldüren ve şehre enerji veren bir yatırım ve Adana şehre verdiğimiz bu değerli katkının farkında. pazara ithal ürün girişi hemen hemen tek haneli oranlara geriledi. Hammadde kısmında yerli hammadde ne kadarlık üretimi karşılıyor, yurt dışına ne kadar bağlısınız? Yüzde 65 yerli alımımız var; fabrikamız bu değeri yükseltmeye gayret ediyor. Amerika, Avrupa ve Rusya’dan odun hammaddesi ithal edilerek ihtiyaç miktarı tamamlanıyor. Adana Fabrikası’nın bölgeye ne kadarlık bir ekonomik katkısı var?
62
MDF üretiminde KEAS teknolojisi ve kalitesini öne çıkaran faktörler neler? Bu ürün grubunda Kastamonu Entegre’yi rakiplerinden ayıran nedir? Güvendir. Sürekli belirlenmiş standartlar altında beklenen kalitede üretim yapılmasıdır. Örneğin Evogloss ürünlerimizde TSE'ye girmiş “Mirror Testi“ adı ile girmiş bir standartımız var. Her bir birimimiz aktif roller alarak firmamızı arzu ettiğimiz noktaya taşımaktadır. Turquality gibi belgeler bu gücümüzü ortaya çıkarıyor.
What is the contribution of the Adana Factory to the region al economy? Our Adana factory is performing 1.5% of the regional exports. The average achieved turnover is about 120140 million Euro. In this region we have an influence area of about 50 thousand people. After the Sabanci Group’s exit from Adana, our investment has brought joy and energy here and Adana is perfectly aware of our precious contribution.
Which are the factors that put forward the KEAS technology in MDF production? What is it that differentiates Kastamonu Entegre from its competitors regarding this product range? It is reliability. It is producing continuously according to clearly set standards and at the expected quality level. For example, there is a test applied for our Evogloss products, called the “Mirror test”, which has been included by the Turkish Standards Institute among their own tests. Certificates, such Turquality, are the evidence of our strength.
Baretimi takarak can güvenliğimi sağlıyorum. I provide my safety by wearing my helmet."
Zararlı seslerden meydana gelebilecek kulak hasarlarını kulaklıkla önlüyorum. I prevent any possible ear in juries which might be caused by unhealthy sounds by wearing a protective headset."
Zararlı gaz, toz ve dumanlardan maskemi takarak korunuyorum. I protect myself against harmful gas, dust and smoke by wearing a mask."
Gözlüklerimi takarak fiziksel ve kimyasal tehlikelerden gözlerimi koruyorum. I protect my eyes against physical and chemical dangers by wearing glasses."
www.keas.com.tr
63
EĞİTİMLER TRAINING
Adana Fabrika Eğitimleri Adana Factory Trainings * Doğal Afetlerden Korunma ve Yangın ve Yangın Güvenliği Eğitimleri * KEAS Temel Değerler Eğitimi * SMED Eğitimleri * Protection from Natural Disasters and Fire and Fire Safety Trainings * KEAS Basic Values Trainings * Single Minute Exchange of Dies Training
Tarsus Fabrika Eğitimleri Tarsus Factory Trainings
* Success Factors Kullanıcı İşe Alım Modülü Eğitimi * Yazılı İletişim Teknikleri Eğitimi * Temel Çevre Bilinci Eğitimi * Takım Çalışması Eğitimi * Temel Çevre Eğitimi * Kalite Çemberleri Eğitimi * SMED Eğitimi * İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Kuralları ve Güvenlik Kültürü Eğitimi * Yangın Söndürme ve Tatbikatı Eğitimi * Success Factors User Recruitment Module * Written Communications Techniques * Basic Environmental Awareness * Team Work * Basic Environment * Quality Cycles * Single Minute Exchange of Dies Training * Work Health and Safety * General Rules and Safety Culture * Fire Extinguishing and Practical Application
64
Balıkesir Factory Trainings Balıkesir Fabrika Eğitimleri * “İş Kazalarının Sebepleri ve Korunma Prensipleri ve Tekniklerin Uygulanması”, “Güvenlik ve Sağlık İşaretleri”, “İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Kuralları” Eğitimleri * PLC S7 300-400 Eğitimi * Hidrolik Eğitimi * Pnömatik Eğitimi * “Kimyasal, Fiziksel, Ergonomik Etmenler”, “Parlama, Patlama ve Yangından Korunma” ve “ Elle Kaldırma ve Taşıma” Eğitimleri * Konveyör Bant, Düz Kayışlar, Dişli Kayışlar Eğitimi * EKED (Etiketle Kilitle Emniyete Al Denetle) Eğitimi * “İş Kazalarının Sebepleri”, “Güvenlik ve Sağlık İşaretleri” ve “İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Kuralları” Eğitimleri * SMED Eğitimi * ISO 9001: 2008 İç Denetçi Eğitimi * “Kimyasal, Fiziksel, Ergonomik Etmenler”, “Parlama, Patlama ve Yangından Korunma” ve “Elle Kaldırma ve taşıma” Eğitimleri * Yüksekte Çalışma Eğitimi * KKD (Kişisel Koruyucu Donanım) Eğitimi * Sağlıklı Yaşam Eğitimi * Meslek Hastalıkları, KOAH, Sigaranın Zararlı Etkileri Eğitimi * Aile İçi İletişim * Temel İlkyardım Eğitimi * Rulmanlarda Bakım, Yağlama ve Güçlendirme Teknikleri Eğitimi
* “Causes of the Work Accidents and the Practical Application of the Protection Principles and Techniques”, “Safety and Health Symbols”, “Work Health and Safety” * Programmable Logic Controller S7 300-400 * Hydraulics Trainings * Pneumatics Training * “Chemical, Physical, Ergonomic Factors”, “Protection from Flaming, Explosion and Fire” and “Lifting and Carrying by Hand” * Conveyor belt, Flat Belts, Gear Belts * Label Lock Secure Inspect * “Causes of the Work Accidents”, “Safety and Health Symbols” and” General Rules for Work Health and Safety” * Single Minute Exchange of Dies Training * ISO 9001: 2008 Internal Auditor * “Chemical, Physical, Ergonomic Factors”, “Protection from Flaming, Explosion and Fire” and “Lifting and Carrying by Hand” * Working at Height * Personal Protection Equipment * Healthy Living * Occupational Diseases, (COPD) Chronic Obstructive Pulmonary Diseases, Harmful Effects of Smoking * Intra- family Communication * Basic First Aid Training * Maintenance, Greasing and Strengthening Techniques for Ball Bearings www.keas.com.tr
65
ÇALIŞANLARIMIZA DAİR ABOUT OUR EMPLOYEES
İşe Başlayanlar
Those Who Are Beginners Gebze Fabrikası Gebze Factory
Yusuf Şentürk MEP İşletme Müdürlüğü Sezer Balcı Lojistik Müdürlüğü Yakup Baltalı Lojistik Müdürlüğü Ersin Taş MEP İşletme Müdürlüğü Necdet İpek MEP İşletme Müdürlüğü Ender Karagöz MEP İşletme Müdürlüğü Mert Yıldırım MDF İşletme Müdürlüğü Taner Ata MDF İşletme Müdürlüğü Ahmet Yılmaz Lojistik Müdürlüğü Osman Doğan Lojistik Müdürlüğü Selami Yüksek Lojistik Müdürlüğü Hüseyin Karapunar Lojistik Müdürlüğü Mehmet Yıldırım MEP İşletme Müdürlüğü Tolga Akarçay Mekanik Bakım ve Yardımcı İşletmeler Müdürlüğü Mustafa İhsan Karadağ Hammadde Tedarik Direktörlüğü Birol Aydın MEP İşletme Müdürlüğü Metin Altıparmak Lojistik Müdürlüğü Ali Talan Lojistik Müdürlüğü Muhammet Düzenli Lojistik Müdürlüğü Ali Çoturoğlu Lojistik Müdürlüğü Volkan Kahraman Lojistik Müdürlüğü Aşkın Küçük Lojistik Müdürlüğü Mustafa Karaalp Lojistik Müdürlüğü Samet Civan Lojistik Müdürlüğü İsmail Güçlüoğlu Lojistik Müdürlüğü Fatih Çolak MEP İşletme Müdürlüğü Emin Erdem MEP İşletme Müdürlüğü Çağdaş Batır MEP İşletme Müdürlüğü Orhan Çarıkcı MEP İşletme Müdürlüğü
İlker Taşcan MEP İşletme Müdürlüğü Tahsin Ayaz Yonga Levha İşletme Müdürlüğü Mehmet Karakaya İK ve Mali İşler Yöneticiliği Uğur Gürer Mekanik Bakım ve Yardımcı İşletmeler Müdürlüğü Rıdvan Kaytaz Lojistik Müdürlüğü Abdullah Kubatoğlu Lojistik Müdürlüğü Turabi Mutlu MDF İşletme Müdürlüğü Cihan Özdemir MDF İşletme Müdürlüğü
Balıkesir Fabrikası Balıkesir Factory
Sinan Güven Kalite Yöneticiliği Hüseyin Eşkin Lojistik Yöneticiliği Ufuk Bozbay Balıkesir Fabrika Direktörlüğü Faruk Karademir Yonga Levha İşletme Müdürlüğü
Samsun Fabrikası Samsun Factory
Semanur Karaca Elektrik Bakım ve Otomasyon Şefliği İlyas Gökhan Şahin Mekanik Bakım ve Yardımcı İşletmeler Şefliği
Tarsus Fabrikası Tarsus Factory
Sadık Soyal Yonga Levha İşletme Şefliği Ali Vural Yonga Levha İşletme Şefliği
Kastamonu Fabrikası MDP Kastamonu OSB Factory Can Güler MDF İşletme Şefliği
Kastamonu Fabrikası Ylv Kastamonu Ylv Factory
Fatih Şahinoğlu Mekanik ve Yardımcı İşletmeler Şefliği Neyfi Yavuz Lojistik Yöneticiliği
Çocuk Sahibi Olanlar
Those Who Have Children Gebze Fabrikası Gebze Factory Ayhan Kaval
MEP İşletme Müdürlüğü erkek İbrahim Halil Bayhan Lojistik Müdürlüğü kız Sacit Altun Yatırım ve Proje Direktörlüğü kız Yakup Türkkan Lojistik Müdürlüğü erkek
Tarsus Fabrikası Tarsus Factory
Musa Solak Hammadde Tedarik Şefliği kız Yahya Kule İSG ve Çevre Yöneticiliği kız İsa Çücük İK ve Mali İşler Yöneticiliği kız Hakan Şimşek Yonga Levha İşletme Şefliği erkek
Samsun Fabrikası Samsun Factory
Murat Solakoğlu Mekanik Bakım ve Yrd. İşl. Şefliği erkek-kız Yusuf Aydın - Esra Aydın Hammadde Tedarik Yöneticiliği - İK ve Mali İşler Yöneticiliği erkek
Balıkesir Fabrikası Balıkesir Factory
Arda Bulgurcu Elektrik Otomasyon ve Bakım Müdürlüğü erkek Banu Bilal Aytaç Hammadde Tedarik
Bölge Müdürlüğü erkek Uğur Memiş Yonga Levha İşletme Müdürlüğü kız Resul Deniz Emprenye Şefliği kız
Kastamonu Fabrikası Ylv Kastamonu Factory Ylv
Ersan Aydın Melamin Pres Ünitesi kız Turan Er Yonga Levha İşletme Şefliği kız Hüseyin Deyirmenci İK ve Mali İşler Yöneticiliği kız Engin Şenol Kalite Yöneticiliği kız Ahmet Yazıcı Hammadde Tedarik Şefliği erkek
Kastamonu Fabrikası MDF Kastamonu Factory OSB Sinan Küçükmehmetoğlu Parke - Profil Ünitesi erkek Hasan Kesimoğlu Kastamonu Osb Mekanik Bakım ve Yrd. İşl. Şefliği erkek Sezgin Kurtçuoğlu MDF İşletme Şefliği kız Fatih Aşçıoğlu Parke - Profil Ünitesi erkek Fatih Necati Koşan İK ve Mali İşler Yöneticiliği erkek
EVLENENLER MARRIAGES Gebze Fabrikası Gebze Factory Yusuf Çekiç MEP İşletme Müdürlüğü Fatih Genç MEP İşletme Müdürlüğü Ali Kurt MEP İşletme Müdürlüğü
Balıkesir Fabrikası Balıkesir Factory Mehmet Uyar Elektrik Otomasyon ve Bakım Müdürlüğü
Kastamonu Fabrikası MDF Kastamonu Factory OSB Yakup Özdemir MDF İşletme Şefliği İlhan Gürsül Elektrik Bakım ve Otomasyon Şefliği Sedat Akbaş Parke- Profil Ünitesi Murat Irmak Melamin Pres Ünitesi Aziz Biçer AR-GE Yöneticiliği Kazım Kimbil MDF İşletme Şefliği
www.keas.com.tr
67
BULMACA PUZZLE
68
ÇENGELÇENGEL BULMACA / CROSSWORD BULMACAPUZZLES Dinlenme, ara
Utanma duygusu
Bisküviye benzer bir yiyecek
Yemişin yenilen bölümü
Eşlere göre birbirlerinin erkek kardeşi
Şair, halk şairi
ÇENGEL BULMACA
Süpürge otu
Boyut
Gerilim dönüştürücü
Galaksimize en yakın büyük galaksi
Yarı yaş, yarı kuru toprak
Göre, oranla
Dinlenme, ara
Utanma duygusu
Bisküviye benzer bir yiyecek Lütesyum' un simgesi
Yemişin yenilen bölümü
Süpürge otu
Boyut
Evet
Havayı düzenli üfleyen aksam
Kuru gürültü Yaprağıyla Eski dilde ipek böceği beslenir eserler
Büyük çivi
Ayakkabı çekeceği
Yaprağıyla ipek böceği beslenir Bozkır
Hesap belgesi
Bir yerden ayrılıp uzağa gitme
Kars' ta ünlü antik kent
Zincirin bir halkası
Raylı taşıma aracı
Bir tür pudra
Büyük çivi
Kemiğin toparlak ucu
Maç sonuçları oyunu
Eski dilde göz
Bir tür pudra
Başıboş, aylak
Ayakkabı çekeceği
Bir bağlaç
Hesap belgesi
Girdap
Kars' ta ünlü Kısaca 'Kuzey antik kent Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'
Zincirin bir halkası
Raylı taşıma aracı
Bir yerden Kekliğin boyayrılıp uzağa nundaki halka gitme Halk dilinde 'işte' Maç sonuçGirdap ları oyunu
Kısaca 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'
Bozkır
Galaksimize en yakın büyük galaksi
Yarı yaş, yarı kuru toprak
Halk dilinde 'işte'
Küçük mikroskop camı
Evet
Lütesyum' un simgesi
Gerilim dönüştürücü
Şair, halk şairi Kekliğin boynundaki halka
Göre, oranla
Havayı düzenli üfleyen aksam
Kuru gürültü
Eski dilde eserler
Küçük Eşleremikgöre roskop camı birbirlerinin erkek kardeşi
Kemiğin toparlak ucu Eski dilde göz
Karada 1609, denizde 1852 metre olan birim
Yabancı
Başıboş, aylak
Bir bağlaç
Çemberin çevresinin çapına oranı
Bir müzik eserini seslendirme
Çemberin çevresinin çapına oranı
1 4 3 21 4 3 8 2 8
KOLAY
3 6 3 6
1
6 7 7
SUDOKU
5
69
4 9 29 2
4
8 8
95 9
Başkenti Nairobi olan Afrika ülkesi
SUDOKU
KOLAY / EASY KOLAY
1
Yabancı
SUDOKU
Bir müzik eserini seslendirme
9
Başkenti Nairobi olan Afrika ülkesi
Karada 1609, denizde 1852 metre olan birim
6 7
8
6 7
8
1 2 1 3 5 2 1 63 7 85 1 6 7 8
6 7 6 7 2 2
ZOR
2
5 6 4 3 2 2 5 6 4 3 9 6 2 1 9 96 1 5 4 9 9 2 5 85 7 4 9 2 5 8 7
ZOR / ZOR DIFFICULT
8 6 78 6 2 7 7 9 3 2 7 9 3 4 9 4 9 www.keas.com.tr
69
KÜLTÜR&SANAT CULTURE&ART
Kelimeler Yalanın Kanıdır
Words are “the Life-blood of Lies”
Yazar Selahattin Nehir, Editura yayınevinden çıkan yeni romanı Kalemkâr ile kitap sevgisinin tanıştırdığı iki okurun aşk hikâyesini merkeze alarak; acımasız bellek, seçimlerimiz, bitirememeye mahkûm insan, yeni dijital dünyada yakınlık ve uzaklık, kelimeler, renkler ve tutkuların gücü üzerine yazılmış etkileyici bir metin sunuyor bizlere.
Writer Selahattin Nehir’s new novel The Engraver, revolves around the love story of two readers who meet due to their love of books; it offers us an impressive narration on the mercilessness of memory; our choices; mankind, destined not to end; being close and distant in the digital world; words; colors and the power of passions. It leaves colorful cocoons in our minds with its pleasant symbolism; it makes us want to read the sentences we have underlined again and again.
Muhteşem Bir Şov
Balkan müziği deyince ilk akla gelen isim olan Goran Bregoviç, kendisini zirveye taşıyan efsanevi rock grubu Bijelo Dugme ile Türkiye’de ilk defa bir araya gelerek müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak. Piu Entertainment organizasyonuyla 25 Şubat’ta Volkswagen Arena’da Türk hayranlarıyla buluşacak olan Bregovic ve Bijelo Dugme, Emir Kusturica filmlerinin unutulmaz müziklerini ve yeni repertuvarlarını birlikte seslendirecek.
70
Dünyaca ünlü müzikal İstanbul’da The World Famous Musical is in İstanbul Modern Romeo ve Juliet olarak tanımlanan West Side Story, 1 Mart’ta Zorlu PSM sahnesinde. Broadway tarihinin en başarılı müzikallerinden biri olarak kabul edilen West Side Story, Sharks ve The Jets çetelerinin New York sokaklarındaki rekabetini görkemli bir kareografi ile yansıtıyor. The West Side Story, known as the modern Romeo and Juliet, will be performed on the Zorlu PSM scene on March 1st. The West Side Story, accepted as one of the most successful musicals in the Broadway history, is a magnificent choreographic expression of the Sharks and Jets gangs’ competition in the streets of New York.
Magnificent Show Goran Bregovic, the first name that comes to our mind when we mention Balkan music, will be in concert in Turkey for the first time, together with the rock group Bijelo Dugme, They will meet their Turkish fans on February 25th on the stage of Volkswagen Arena, in a concert organized by Piu Entertainment, and will perform the unforgettable songs from the film, Emir Kusturica, as well as songs from their new repertoire.
FLOORPAN PARKE, URBAN SERİSİ İLE DAYANIKLILIĞI VE ESTETİĞİ YAŞAM ALANLARINIZA TAŞIYOR...
GLOBAL 2017 SAYI ISSUE # 01
KEAS