SARTEN WORLD SAYI 16

Page 1

2018 H a z i ra n / Sayı 16 2018 June / Issue 16

Sarten, Yarım Asırlık Başarılı Yolculuğunu Sürdürüyor Sarten Has Been Continuing Its Half-Century Old Success Story

Yaklaşık yarım asır önce Çorlu’da başlayan yolculuğunu, sınırları aşarak sürdüren Sarten, doğduğu ve büyüdüğü topraklardaki başarısını, dünyaya taşıyor.

Sarten, which has been continuing its journey that started in Çorlu half a century ago by crossing the borders, is expanding its success on the lands where it was founded and grew, to the world.



Başyazı/Editorial

Sevgili Sarten Dostları,

Dear Friends of Sarten,

Türkiye’nin lider ambalaj üreticisi olarak 2017 yılında birçok başarıya imza attık, birçok yeniliği hayata geçirdik. Küreselleşen dünyada inovasyona önem veren ve yatırım yapan şirketlerin farklılaştığını görüyoruz. Sarten olarak, sadece teknolojik alanda değil, yönetim ve finans gibi birçok alanda inovasyon odaklı çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarımız sonucunda bugün Türkiye’de, ambalaj sektörünün ilk Ar-Ge Merkezi’ne sahibiz. Ar-Ge çalışmalarımızla maliyet düşürücü, verimlilik ve kalite arttırıcı, otomasyon çalışmaları ve ürün tasarım, ürün geliştirme çalışmalarına yönelik çok sayıda başarılı projeye imza attık. Manisa’da faaliyete geçen Kolay Açılır Kapak fabrikamız ve Hollanda’da faaliyete geçen aerosol fabrikamız ile fabrika sayımızı 18’e çıkarttık. 2014 yılında markalaşma yolunda önemli bir adım olan Turquality Marka Destek programına dahil olmuştuk. Bu yıl Mayıs ayı itibariyle Ekonomi Bakanlığı’nın en prestijli teşviği olan Turquality’ye yükseldik. Bu güzel gelişme, Sarten’in kurumsal gelişimine ve global olma hedeflerine önemli katkılar sağlayacak. 2018 yılının ilk yarısında sadece inovasyon değil, üretim, ihracat gibi alanlarda da göstermiş olduğumuz performans ve yaptığımız çalışmalar başarılarla dolu bir yılın daha bizleri beklediğinin kanıtı niteliğinde. Bu yıl ulusal ve uluslararası arenada birçok ödülün sahibi olduk. Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen ve ambalaj sektörünün en prestijli yarışmalarından biri olan WorldStar 2018’den geçen yıl olduğu gibi bu yıl da iki ödülle birden döndük. İDDMİB’in düzenlediği “İhracatın Metalik Yıldızları Ödül Töreni”nde birincilik ödülünün sahibi olduk. Bizleri gururlandıran bir diğer ödülümüz de Manisa Organize Sanayi Bölgesi tarafından layık görüldüğümüz ‘gücümüze güç katanlar’ ödülü oldu. Yılın ilk yarısında bir diğer ödül haberi de Sarten Bulgaristan’dan geldi. Pleven Ticaret Odası tarafından her yıl düzenlenen ve bölgenin lider şirketlerinin ödüllendirildiği etkinlikte Sarten Bulgaristan “Sürdürülebilir Kalkınma” ödülünün sahibi oldu. Hayata geçirdiğimiz tüm projeler, aldığımız ödüller ve her geçen gün artan performansımız 2018 yılında da hedeflerimize emin adımlarla ilerlediğimizi gösteriyor. Sarten olarak hedefimiz; çalışanlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte büyüyerek, daha büyük başarılara imza atmak.

As Turkey’s leading packaging producer, we achieved many successes and carried out many innovations. We can see that in the globalizing world, the companies which give importance to innovation and invents on innovation are become distinct. As Sarten, we have been conducting innovation-focused studies not only in the technological field but also in many fields like management and finance. As a result of these studies, we have the first R&D Center of the packaging sector in Turkey today. Thanks to our R&D studies, we have achieved many successful projects about cost reduction, productivity and quality enhancement, automatization, product design and product development. We have increased the number of our plants to 18 with our new Easy-Open Lid plant in Manisa and our new aerosol plant in the Netherlands. On 2014, we joined Turquality Brand Support programme, which is an important step to branding. As of May this year, we have risen to Turquality, the most prestigious incentive of the Ministry of Economy. This beautiful development will provide significant contributions to Sarten’s institutional development and globalization goals. Our performance and the works - not only in innovation but also in the fields like production and export - in the first half of 2018, ensure us that a year with full of successes is awaiting us. We have won many national and international awards this year. We returned from WorldStar 2018, which is one of the most prestigious competitions in the packaging industry and which is organized by World Packaging Organization (WPO), with two awards this year, as we did the previous year. We received the grand prize in the “Metallic Stars of the Export Award Ceremony” organized by IDDMIB. Another award that honored was the performance award given by Manisa Organized Industrial Zone. The another award news came from Sarten Bulgaria in the first half of the year. Sarten Bulgaria was awarded with “Sustainable Development” award in the event which is organized by Pleven Chamber of Commerce every year and in which the leading companies of the region are awarded. All the projects we have carried out, the awards we have received and our ever-growing performance prove that we are taking firm steps towards our goals for 2018, as well. As Sarten, our goal is to achieve greater successes by growing together with our employees and stakeholders.

Zeki Sarıbekir

Mr. Zeki Sarıbekir

June 2018 Sarten World 3


08

İhracatta Birincilik Ödülü Sarten’in The Grand Prize in Export Goes to Sarten

İçindekiler Content • İmtiyaz Sahibi SARTEN Ambalaj San ve Tic AŞ adına Zeki Sarıbekir • Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Didem Zeynep Oğuz • Yayın Kurulu Zeki Sarıbekir, Didem Zeynep Oğuz, Zeren S. Güzelbahar, Senem İyibaşlar Ergüven • İletişim Senem İyibaşlar Ergüven SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. • Tel : +90 212 275 76 60 • Faks: +90 212 272 34 17 • Adres: Balmumcu Mh,

06

Haberler News

14

Fabrika Factory

20

Departman Department

28

Sektör Analizi Industrial

52

Tedarikçi Supplier

56

Ar-Ge R&D

Zincirlikuyu Yolu Sk. No: 4 PK34349 • e-mail: sarten@sarten.com.tr • web: www.sarten.com.tr Sarten World Dergisi Viya Medya Yayıncılık Org. AŞ. tarafından T.C. yasalarına uygun olarak 6 ayda bir yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, illüstrasyon, harita ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Sarten World Magazine is being published by Viya Medya under Turkish Republic’s relevant laws, everye 6 months Articles, photographs, illustrations, maps are all copyrighted. They can not be quoted without prior permission even though they’re indicated as the source.

sartenambalaj sartenambalaj SartenAmbalaj

Şener Karagülle Bisiklet, Yaşamımın Bir Parçası Cycling is a Part of My Life

76


Ressam/Artist Ferhan Atalay

58

Sanat, Zor Zamanlarda Birleştirir Art Unites People in Tough Times

62

Akademik Görüş Academic Perspective

70

Basında Sarten News About Sarten

72

Sosyal Sorumluluk Social Responsibility

74

Yeşil Dünya Green World

68

Bir Yaz Daha Geldi… Summer has Come Again

64

Butik Bir Huzur, KAŞ Kaş: A Peace of Boutique

Genel Yayın Yönetmeni: Selda YEŞİLTAŞ • Yayınlar Koordinatörü: Murat ERDOĞAN • Görsel Yönetmen: Ercan YAVUZ • Editör: Peri ERBUL • Muhabir: Elif Nur BİLGİÇ • Adres: Rumeli Caddesi Rumeli Pasajı Yunus Apt. No: 40 Kat: 3 Nişantaşı - Şişli / İSTANBUL • Tel: 0 (212) 236 00 50 viya@viyamedya.com www.viyamedya.com • Baskı: Karakış Basım • Adres: Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi No: 1BF1 Topkapı - Zeytinburnu / İSTANBUL


Haberler

Sarten Artık Turquality Destek Programı’nda! Bölgesinin en büyük ambalaj üreticisi olma misyonu ile yurt içi ve yurt dışındaki büyümesini sürdüren Sarten, 29 Mayıs 2018 tarihinde dahil olduğu Turquality Destek Programı ile dünya ambalaj pazarında markasının ve Türkiye’nin bilinirliğini artıracak. “2006/4 sayılı “Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması, Türk Malı İmajının Yerleştirilmesi ve TURQUALITY®nin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ” surecine 2013 yılının ikinci yarısında başlayan Sarten, bir yıl sonra Marka Destek Programı’na dahil olmayı başarmıştı. Bir yıl önce de Turquality’e yükselme hedefi koyan Sarten, Şubat 2018’de gerçekleşen denetimin ardından 29 Mayıs 2018 tarihi itibariyle Turquality Destek Programı’na dahil oldu. Bir yıllık süreçte sorumlu tüm departmanların özverili çalışmaları ve danışman firmasının desteği ile beş yıllık yol haritası çıkaran Sarten, bilgi işlem, IK, pazarlama ve markalaşma üzerine toplam 31 adet projeyi hayata geçirdi. Türkiye’de 15, yurt dışında üç fabrika olmak üzere toplam 18 fabrikası bulunan Sarten’in, Türkiye’de ürettiği ambalajların yüzde 27’sini 80’in üzerinde ülkeye ihraç ediliyor. 2017’de 85 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Sarten’in bu yıl için 100 milyon dolarlık ihracat hedefi bulunuyor. Turquality Destek Programı’nın “Made in Turkey” imzalı kaliteli ambalajların dünya pazarında bilinirliği ve güvenirliğini artıracağına inanılıyor.

Sarten is Now in Turquality Support Programme! Sustaining its growth in Turkey and abroad with the mission of becoming the largest packaging producer of the region, Sarten will increase the recognition of its brand and Turkey in the world packaging market with Turquality Support Programme, which it got involved on May 29, 2018. Sarten, which started the the process of “Notification About No.2006/4 Support for Branding of Turkish Products Abroad, Turkish Product Image Establishment and Subsidy for Turquality®» in the second half of 2013, succeeded in getting involved in Brand Support Programme one year later. Having set the aim of rising to Turquality a year ago, Sarten got involved in Turquality Support Programme on May 29, 2018 after the supervision carried out in February 2018. Sarten, which drew a roadmap for five years with the support of its consulting firm and the devoted works of all responsible departments in a period of one year, realized 31 projects in total about data processing, HR, marketing and branding. 27% of the packages produced by Sarten, which has 18 plants in total -15 plants in Turkey and 3 plants abroad-, is exported to over 80 countries. Sarten, which made an 85-million-dollar export in 2017, has an export target of 100 million dollars for this year. It is believed that Turquality Support Programme will increase the recognition and the reliability of the best quality packages bearing the signature of “Made in Turkey” in the world market.

Sarten İSO 500’de Yükselişini Sürdürdü İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO), Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunu belirlendiği İSO 500 listesinin 2017 yılı sonuçları açıklandı. Bir önceki yıl 112. sırada yer bulan Sarten, 2017 yılı listesinde bir basamak yükselerek 111. sırada yer aldı.

6 Sarten World Haziran 2018

Sarten Sustains Its Rising in ISO 500 Istanbul Chamber of Industry announced “Turkey’s Top 500 Industrial Enterprises Survey 2017”. Sarten ranked 111thin 2017 survey which ranked 112thin the 2016 survey.


News

Türkiye-Bulgaristan İş Forumu’nda Sarten’in Başarı Hikayesi Anlatıldı DEİK ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye – Bulgaristan İş Forumu’nda konuşan Sarten Ambalaj CEO’su Zeki Sarıbekir, Sarten’in ilk yurt dışı yatırımı olan Bulgaristan Fabrikası’nı ve şirketin yarım asıra yaklaşan başarı hikayesini anlattı. T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda ve Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası ile Bulgaristan Ulusal KOBİ Geliştirme Ajansı iş birliğiyle “Türkiye – Bulgaristan İş Forumu”nu düzenledi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ev sahipliğinde düzenlenen Türkiye – Bulgaristan İş Forumu, T.C. Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Bulgaristan Ekonomi Bakanı Emil Karanikolov, DEİK Başkanı Nail Olpak, Bulgaristan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tsvetan Simeonov, DEİK Türkiye- Bulgaristan İş Konseyi Başkanı Osman Ak ile Bulgaristan Yatırım Ajansı ve Bulgaristan Ulusal KOBİ Ajansı temsilcilerinin katılımlarıyla 2 Nisan 2018 tarihinde gerçekleştirildi. Sarten Ambalaj CEO’su Zeki Sarıbekir’in de konuşmacı olarak katıldığı forumda iki ülke arasındaki iş birlikleri ve yatırım imkanlarına dikkat çekildi. Türkiye-Bulgaristan arasındaki Ticaret, Yatırım olanakları ve Başarı Hikayeleri panelinde konuşan Zeki Sarıbekir, Sarten Ambalaj’ın Bulgaristan’daki yatırımları ve bölgesel lider olma yolunda yapılan yatırımları paylaştı. 2002 yılında kurulan Bulgaristan Fabrikası’nın Sarten’in ilk yurt dışı yatırımı olması açısından ayrıca önem taşıdığını söyleyen Zeki Sarıbekir, bugün üçü yurt dışı olmak üzere 18 fabrikası olan ambalaj üretim üssü haline geldiklerini anlattı.

The Success Story of Sarten has been Told in Turkey-Bulgaria Business Forum Sarten Packaging Ceo Mr. Zeki Sarıbekir, who delivered a speech in Turkey-Bulgaria Business Forum, organized by DEIK, told about Sarten Bulgaria, which is Sarten’s first overseas investment and the company’s success story for almost half a century in the forum. “Turkey-Bulgaria Business Forum” was organized under the coordination of the Ministry of Economy and the cooperation of Bulgaria Chamber of Commerce and Industry and Bulgaria National SME Development Agency. Turkey-Bulgaria Business Forum, which was hosted by Foreign Economic Relations Board (DEIK), was held on April 2, 2018 with the participation of Turkish Deputy Minister of Economy Mr. Fatih Metin, Bulgarian Minister of Economy Mr. Emil Karanikolov, DEIK President Mr. Nail Olpak, President of Bulgarian Chamber of Commerce and Industry Mr. Tsvetan Simeonov, DEIK Turkey-Bulgaria Business Council President Mr. Osman Ak and the representatives of Bulgaria Investment Agency and Bulgaria National SME Agency. The cooperations between the two countries and the investment opportunities were remarked in the forum where Sarten Packaging Ceo Mr. Zeki Sarıbekir attended as a speaker. Mr. Zeki Sarıbekir, who delivered a speech in the panel Commerce, Investment Opportunities and Success Stories between Turkey and Bulgaria, talked about Sarten Packaging’s investment in Bulgaria and the investments made in the route to becoming a regional leader. Mr. Zeki Sarıbekir, who stated that Bulgaria Plant had a particular importance to Sarten since it was their first overseas investment, told that they became packaging production base with 18 plants, four of which were overseas. June 2018 Sarten World 7


Haberler Sarten, Manisa OSB’de En Fazla İstihdam Sağlayan İlk 10 Şirketten Biri Sarten, üretim, ihracat ve istihdam alanlarında gösterdiği başarı ve Manisa’ya kattığı değer için Manisa Organize Sanayi Bölgesi yönetimi tarafından başarı ödülüne layık görüldü. Sarten, Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin yer aldığı İSO 500’de 112’nci, ilk 1000 ihracatçı firma genel sıralamasında 198’nci, sektörel sıralamasında 29’ncu ve Manisa OSB’de en fazla istihdam sağlayan ilk 20 firma arasında 9’ncu sırada yer alıyor.

Sarten is Among the First 10 Companies Providing the Most Employment in Manisa OSB Sarten was awarded by Manisa Organized Industrial Park for its success in production, export and employment fields and for the value it has added to Manisa. Sarten ranks the 112th in ISO 500, which lists the first 500 largest companies in Turkey, the 198th in the ranking of the first 1000 exporter firms, the 29th in the sectoral ranking and the 9th of the first 20 companies providing the most employment in Manisa OSB.

İhracatta Birincilik Ödülü Sarten’in Türkiye’nin lider ambalaj üreticisi Sarten, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) tarafından düzenlenen “İhracatın Metalik Yıldızları” ödül töreninde, metal ambalaj kategorisinde birincilik ödülünü kazandı.

The Grand Prize in Export Goes to Sarten Sarten, the leader packaging producer of Turkey, won the first prize in the metal packaging category at the “Metallic Stars of Exports” award ceremony which was held by Istanbul Ferrous and Non-Ferrous Metals Exporters’ Association (IDDMIB). 8 Sarten World Haziran 2018


News

Sarten, WorldStar 2018’de İki Ödülün Sahibi Oldu Sarten has Received Two Awards in WorldStar 2018 Dünya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından 45.si düzenlenen ve ambalaj sektörünün en prestijli yarışmalarından biri olan WorldStar 2018 Yarışması’nın sonuçları Brezilya’da yapılan jüri toplantısının ardından açıklandı. 35 ülkeden 300’den fazla ürünün katıldığı yarışmada Sarten, 2017 yılında olduğu gibi 2018’de de iki ödülün birden sahibi oldu. İnovatif ambalajların ödüllendirildiği yarışmada Sarten, iki kategoride ödüle layık görüldü. 2 Mayıs 2018’de Avustralya’nın Gold Coast kentinde düzenlenen ödül töreninde Sarten’in 2 litre ayran şişesi içecek kategorisinde ödül alırken, 20 litre madeni yağ kutusu da WorldStar 2018’den ödülle dönen bir diğer ambalaj oldu.

The results of WorldStar 2018 Contest, which is held by World Packaging Organization (WPO) for the 45th time and which is among the most prestigious contests of the packaging sector, was announced after the jury meeting held in Brazil. In the contest where over 300 products from 35 countries competed, Sarten received two awards in 2018, as it did in 2017. In the contest where innovative products were awarded, Sarten was granted with awards in two categories. While Sarten’s 2-lt ayran bottle received an award in drink category at the award ceremony organized in Gold Coast city of Australia on May 2, 2018, Sarten’s 20-lt lubricant can became the other package that received an award.

Stajyerler Sertifikalarını Aldı

The Trainees have Received Their Certificate

Eğitim stajlarını Eylül 2017-Haziran 2018 staj döneminde Sarten bünyesinde tamamlayan lise mezunu stajyerler, sertifikalarını Sarten CEO’su Zeki Sarıbekir’in elinden aldı. Öğrencileri başarılarından dolayı tebrik eden Sarıbekir, öğrencilere eğitim ve iş yaşamlarında başarılar diledi.

Our high school graduate trainees who successfully completed their internships in September 2017-June 2018 period received their certificates from Sarten CEO Mr. Zeki Sarıbekir. Mr. Sarıbekir, who congratulated them for their successes, wished them success in their future education and business lives.

Sarten Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni Törenle Aldı Ambalaj sektöründe bir ilki daha gerçekleştiren Sarten, Ankara’da gerçekleşen teslim töreni ile “Sarten Ar-Ge Merkezi” için Ar-Ge merkezi belgesi aldı.

Sarten has Received Its R&D Center Certificate in the Ceremony Sarten, which has succeeded a first in the packaging sector, received the R&D Center certificate for “Sarten R&D Center” at the ceremony held in Ankara.

June 2018 Sarten World 9


Haberler

Sarten Bulgaristan’a “Sürdürülebilir Kalkınma” Ödülü Bir ödül haberi de Sarten Bulgaristan’dan geldi. Pleven Ticaret Odası’nın her yıl düzenlediği ve bölgenin lider şirketlerini ödüllendirdiği etkinlikte, Sarten Bulgaristan “Sürdürülebilir Kalkınma” ödülünün sahibi oldu.

“Sustainable Development” Award to Sarten Bulgaria The news of another award has come from Sarten Bulgaria. Sarten Bulgaria received the “Sustainable Development” award in the event which is held by Pleven Chamber of Commerce every year and in which the leading companies of the sector are awarded.

Öğrenciler, Sarten Fabrikalarını Ziyarete Devam Ediyor Eğitimin her alanda önemine inanan Sarten, personel eğitimlerinin yanı sıra, okullarda eğitim gören öğrencilerin de donanımlarının artırılması için çalışmalarını sürdürüyor. Farklı okullardan öğrencileri fabrikalarında misafir eden Sarten, üretim süreçleri ile ilgili öğrencilere teknik bilgiler veriyor. Yılın ilk yarısında Silivri Fabrikası, Medipol Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü 1. ve 2. sınıf, Rumeli Üniversitesi mühendislik ve mimarlık fakültesi, Silivri TOKİ Cumhuriyet Anadolu Lisesi 12. sınıf ve Sarten’in kardeş okulu Silivri Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerini misafir etti. Uludağ Üniversitesi Gıda Mühendisliği 3. sınıf öğrencileri ise ambalaj dersi için düzenlenen teknik gezide Karacabey Fabrikası’nı gezme imkanı buldu. 10 Sarten World Haziran 2018

The Students Continue to Visit Sarten Plants Adopting education as its priority, Sarten continues to work to increase the qualifications of the students, besides giving importance to the training of the employees. Sarten, which hosts the students at their plants within this context, gives technical information on the production process to the students. Silivri Plant hosted the 1st and 2nd-grade students of Medipol University Department of Industrial Products Design, the students of Rumeli University Engineering and Architecture Faculty, the 12th-grade students of Silivri TOKİ Cumhuriyet Anatolian High School and the students of Sarten’s sister-school Silivri Industrial Vocational High School in the first half of the year. The 3rd-grade students of Uludağ Unversity Food Engineering Faculty had the opportunity to visit Karacabey Plant in the technical visit held for the packaging class.


News Sarten’den Gurur Veren Başarı

Sarten’s Proud Moment

Sarten CFO’su Ahmet Özbaş, Fortune Türkiye ve DataExpert iş birliği ile hazırlanan ve Türkiye’deki en etkin 50 CFO’nun belirlendiği listede yerini aldı. Türkiye’nin performanslarıyla dikkat çeken finans yöneticilerinin seçildiği “En Etkin 50 CFO” projesi kapsamında binin üzerinde organizasyon analiz edildi. Analiz edilen organizasyonlar, cirosal büyüklük, aktif büyüklük, çalışan sayısı, son üç yıllık kâr büyümesi, nakit yaratma kapasitesi ve sektördeki repütasyonu açısından değerlendirildi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, en başarılı finansal performansı gösteren 400 şirketin CFO’su belirlendi. Adayların finansal performans ve başarılarına ilişkin bilgiler ve iş geçmişleri, araştırma danışma kurulu tarafından incelendi. Danışma kurulunun oylama ve değerlendirmeleri sonucunda, aralarında Sarten Ambalaj CFO’su Ahmet Özbaş’ın da bulunduğu, performansıyla dikkat çeken Türkiye’nin en etkin 50 Finans Yöneticisi belirlendi.

Sarten’s CFO Mr. Ahmet Özbaş has been listed in Turkey’s the most influential 50 CFOs list, which is prepared by the cooperation of Fortune Turkey and DataExpert. Within the scope of “Top 50 Most Influential CFOs” project in which Turkey’s financial executives with remarkable performances are chosen, over one thousand organizations were analyzed. The organizations which were analyzed were evaluated in terms of their turnover size, assets size, the number of the employees, profit growth in the last three years, the capacity of cash generation and their reputation in the sector. As a result of the evaluations, the CFOs of the 400 companies showing the best financial performance were determined. The background related to the financial performances and the careers of the candidates were evaluated by the research advisory board. After the votings and the evaluations of the advisory board, Turkey’s top 50 most influential CFOs, who had a remarkable performanceincluding Sarten Packaging CFO Mr. Ahmet Özbaş were chosen.

Ahmet Özbaş Kimdir? Sarten Ambalaj CFO’su Ahmet Özbaş, Greenwich Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 2017 yılında, Türkiye’deki 15 yerli üretim tesisi ile birlikte, Bulgaristan ve Rusya’daki fabrikalarında da üretim yapan Sarten’in Hollanda’da bulunan 18. fabrikasını kurdu. Manisa’da faaliyete geçen yeni fabrika yatırımının finansmanını yaptı. Sarten’in küresel marka olma stratejisi dahilinde yurt dışında yeni yatırımlar ve büyüme planları yapmaya devam etmektedir.

Sarten’in İki Yöneticisi Daha Uluslararası Eğitim Sertifikası Aldı Her aşamada ve düzeyde çalışanlarının gelişimini ön planda tutan ve sürekli olarak “insana yatırım” yapmayı bir politika olarak benimseyen Sarten Ambalaj, yöneticilerini yurt dışındaki eğitim programlarına katılmaya teşvik ediyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Sarten’in iki yöneticisi “European School of Economics Master In Leadership” programına katılarak mezun oldu. Bu yılki programa katılım sağlayan İç Denetim Müdürü Başak Arslan ve Üretim Planlama Müdürü Özgür Özavcı, 21 Nisan 2018 tarihinde Floransa’da gerçekleşen törende sertifikalarını teslim aldı.

Who is Mr. Ahmet Özbaş? Sarten Packaging CFO Mr. Ahmet Özbaş was graduated from Greenwich University Department of Business Administration. In 2007, he founded the 18th plant, which is located in the Netherlands, of Sarten, which makes production in Bulgaria and Russia, along with the 15 domestic production facilities in Turkey. He managed the financing of the new factory investment in Manisa. Sarten continues to make new investments and growth plans abroad within its global branding strategy.

Two More Executives of Sarten have Received International Training Certificate Sarten Packaging, which puts the development of its employees at all stages and ranks first and which adopts “investing in human” as a policy at all times, encourages its executives to attend the training programmes abroad. As in the previous year, two executives of Sarten have graduated from the “European School of Economics Master In Leadership” programme this year. Internal Audit Manager Ms. Başak Arslan and Production Planning Manager Mr. Özgür Özavcı, who attended the programme this year, received their certificates at the ceremony held in Florance, on April 21, 2018.

June 2018 Sarten World 11


Haberler

Sarten’in Yoğun Fuar Katılımı Devam Ediyor

Sarten’s Intensive Participation to the Fairs Continues

Sarten, yıl içinde yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılım sağlayarak hem yeni ürünlerini tanıtıyor hem de güven tazeliyor. Sarten’in yeni yılda katıldığı ilk fuar, 31 Ocak1 Şubat tarihleri arasında Fransa’da gerçekleşen “Aerosol Forum 2018” oldu. Fuarda ürünlerini tanıtma imkanı bulan Sarten, ayrıca aerosol kutuların üretileceği Hollanda yatırımı hakkında ziyaretçilere bilgi verdi. Fransa’da oldukça verimli geçen fuar sonrası, Rusya’da 5-9 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen Prodexpo Fuarı’na katılan Sarten’in ürün çeşitliliği, ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü. Şubat sonunda Afrika kıtasına uzanan Sarten, 27 Şubat-1 Mart tarihleri arasında Kenya’da gerçekleşen Propak 2018’de yerini aldı. Metal ve plastik ambalajların sergilendiği Sarten standı yoğun ilgi gördü. Mart ve Nisan aylarında İstanbul’da Paintİstanbul Turkcoat ve Beauty Eurasia fuarlarının yanı sıra İzmir’de düzenlenen Plastpak fuarına katılım sağlayan Sarten, Afrika Kıtası’na uzanarak, 2123 Nisan’da Mısır’da düzenlenen Africa Food Manufacturing fuarında da ürünlerini sergileyerek, sürekli gelişen teknolojisini anlattı. Sarten ekibinin 15-21 Mayıs tarihlerinde Sırbistan’da gerçekleşen Novisad ve 16-19 Mayıs tarihlerinde Romanya’da düzenlenen Packexpo 2018 fuarları da yine katılım sağladığı fuarlar oldu.

Sarten both introduces its new products and also restores the trust of people by participating in the fairs held in Turkey and abroad throughout the year. The first exhibition that Sarten participated in the new year was “Aerosol Forum 2018”, which took place in France between 31 January and 1 February. Having the opportunity to introduce its products in the fair, Sarten also informed the visitors about the investment in the Netherlands where aerosol cans would be produced. Sarten participated to Prodexpo Fair, which was held in Russia on February 5-9, after the exhibition in France, which was quite effective and its product variety attracted great interest of the visitors. Sarten also took place in Propak 2018, which extends to the continent of Africa and which was held in Kenya between February 27- March 1. Sarten’s stand, where metal and plastic packages were exhibited, attracted great interest. In March and April, Sarten, has participated in PaintIstanbul Turkcoat and Beauty Eurasia fairs as well as Plastpak fair in İzmir, reached to the African continent and exhibited its products and told about its constantly developing technology in Africa Food Manufacturing Fair held in Egypt on 21-23 April. Novisad, which took place in Serbia on May 15-21, and Packexpo 2018 fair, which was held in Romania on May 16-19, were also the other fairs Sarten team participated in.

12 Sarten World Haziran 2018


News

Sarten’in ‘İftar Yemeği Buluşmaları’ Devam Etti

Sarten’s Iftar Dinner Meetings Continue

Türkiye’nin lider ambalaj üreticisi Sarten, her yıl geleneksel hale getirdiği ‘İftar Yemeği Buluşmaları’na bu yıl da devam etti. Sarten’in ilk iftar organizasyonu, 22 Mayıs Salı günü Karacabey bölgesinde Yönetim Kurulu Üyesi Zeren Sarıbekir Güzelbahar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. İftar sonrası Sarten’in başarısında payı olan 10 yıl ve üzerinde çalışan 65 Sartenli plaket ile ödüllendirildi. İftar yemeğinde konuşma yapan Sarten Yönetim Kurulu Üyesi Zeren Sarıbekir Güzelbahar, “Sarten yönetim ekibi olarak en değerli varlığımızın insan kaynağımız olduğuna inanıyoruz. Sarten’i büyüten sizlersiniz ve sizlerle beraber büyümeye de devam edeceğiz” diye konuştu. Sarten’in ikinci iftar organizasyonun adresi ise Manisa oldu. 24 Mayıs Perşembe günü Manisa’da gerçekleştirilen ve Sarten CEO’su Zeki Sarıbekir’in de katılım sağladığı iftar sonrası, Sarten’in başarısında payı olan 10 yıl ve üzerinde çalışan 150 kişi plaketler ile ödüllendirildi. Sarten’in ‘İftar Yemeği Buluşmaları’, Ramazan ayı boyunca fabrikaların bulunduğu tüm bölgelerde devam etti.

Turkey’s leading packaging manufacturer Sarten continued to meet with its employees in the regions where their plants were located in its traditional annual ‘Iftar Dinner Meetings’. Sarten’s first iftar organization was held in Karacabey region on Tuesday, May 22 with the participation of Zeren Sarıbekir Güzelbahar, the Board Member. After the iftar dinner, 65 Sarten employees, who had a share in Sarten’s success and who worked for Sarten for 10 or over 10 years, were awarded. Sarten Board Member Ms. Zeren Sarıbekir Güzelbahar said, “As Sarten management team, we believe that our most valuable asset is our human resource. You are the ones who has grown Sarten and we will continue to grow with you.” The address of Sarten’s second iftar organization was Manisa. After the iftar dinner which was held on Thursday, May 24 and in which Sarten CEO Mr. Zeki Sarıbekir was participated, 150 employees who had a share in Sarten’s success and who worked for Sarten for 10 or over 10 years. Sarten’s ‘Iftar Dinner Meetings’ continued in all the regions where the factories were located during Ramadan.

İş Ortaklarını Karacabey’de Misafir Etti Karacabey bölgesindeki iş ortaklarıyla iftar yemeğinde buluşan Sarten CEO’su Zeki Sarıbekir’in davetine 450 kişi katıldı. Yemekte bir konuşma yapan Zeki Sarıbekir, “Birlikte büyümeye devam ettiğimiz iş ortaklarımızla bir araya gelmek bizim için büyük önem taşıyor. Bugün, Türkiye’de bulunan fabrikalarımızdan dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştiriyoruz. Üretimimizin yüzde 27’sini ihraç ediyoruz.”

Sarten Hosted Its Business Partners in Karacabey 450 people attended the iftar dinner given by Sarten CEO Mr. Zeki Sarıbekir, who met with the business partners in the iftar dinner in Karacabey region said: “It is of great importance to us to meet with our business partners with whom we continue to grow together. Today, we export worldwide from our plants in Turkey. We export 27% of our production.”

June 2018 Sarten World 13


Fabrika

Sarten’in İlk Kadın Fabrika Müdürü The First Female Factory Manager in Sarten

Petpak Fabrikası Müdürü Petpak Factory Manager Ms. Azize Çolak 14 Sarten World Haziran 2018

46 yıllık yolculuğunda ambalaj sektöründe ilklere imza atan Sarten Ambalaj, bu yılın başında bir fabrikasının dümenini kadın kaptana emanet ederek kendi tarihinde de bir ilke imza attı. Ocak 2018 itibariyle Sarten’in Manisa yerleşkesinde bulunan Petpak Fabrikası’nın müdürlüğünü üstlenen Azize Çolak, Sarten üst yönetiminin bu kararının, müşteriler tarafından da olumlu karşılandığını belirterek, “Bu durum bana hem gurur veriyor hem de beni mutlu ediyor” diyor.


Factory Pioneering the packaging sector in its 46-year voyage, Sarten Packaging handed over the wheel of one of its factories to a female captain early this year and achieved a first in its history. Ms. Azize Çolak, who has been working as the manager of Petpak Factory in Sarten’s Manisa complex since January 2018, states that this decision of Sarten’s senior executives has been found positive and supportive by the customers customers and adds: “I feel both proud and very happy.”

M

anisa’da plastik ambalaj üretimi gerçekleştiren, Sarten’in 18 fabrikasından biri olan Petpak Fabrikası, Sarten’in plastik ambalaj fabrikaları arasında en çok kadın çalışanı bulunan fabrika olma özelliğine sahip. Fabrika’nın bir diğer özelliği ise müdürünün de kadın olması. Yaklaşık 20 yıldır farklı birimlerde çalışan ve Ocak 2018 itibariyle Petpak Fabrikası’nın Müdürü olan Azize Çolak ile kadının üretimdeki rolünü ve müşterilere yansımasını konuştuk. Petpak Fabrikası’nı, Sarten’in diğer fabrikalarından ayıran özellikleri neler? Fabrikamız, şirketimizin üç farklı proseste üretim yapan tek plastik fabrikasıdır. Extrüzyon şişirme, PET blow moulding ve enjeksiyon grubunda üretim yapılmaktadır. Fabrikamızda ürettiğimiz birçok şişe ve kavanoz için tamamlayıcı ürün olan kapaklar da üretilmektedir. Ayrıca, en çok kadın çalışanı olan fabrikayız. Fabrikamızdaki 220 çalışanımızın 135’i kadın. Kadın çalışana karşı pozitif ayrımcılığımız var fakat kadının çalışma şekliyle de ilgili tercih etme nedenimiz var. Kadınları tercih etmemizin bir sebebi de el işçiliğimizin de olması. Kadınlar daha sabırlı ve titiz. Bu konuda kadınlarla çalışmaya devam edeceğiz. Kaç yıldır Sarten’desiniz, hangi pozisyonlarda çalıştınız? 19 yıldır Sarten’deyim. İlk olarak, plastik grubunda satışpazarlama biriminde, planlama ve operasyon ağırlıklı olarak çalışmaya başladım. Sonra büyüyen ürün grubumuzla

P

lastic packaging producer Petpak Factory which is one of the 18 factories of Sarten is renowned as the factory with the highest number of female employees among the other Sarten plants.Another distinguishing feature of the factory is that its manager is a woman. We have talked with Ms. Azize Çolak, who has been working in different units for 20 years and who has become Petpak Factory Manager in January 2018, about the women’s role in the production and its reflection on the customers.

What are Petpak Factory’s features that distinguish it from other Sarten factories? Our factory is the onliest plastic factory that makes production in three different processes. It makes production in extrusion inflation, PET blow moulding and injection groups. The lids which are the complementing products for several bottles and jars we produce in our factory are produced. Besides, our factory has the highest number of female employees. 135 employees out of 220 employees in our factory are female. We bear a positive discrimination against women; however, we have a reason for our preference related to the business manner of the women. The reason why we prefer women is that we also need handicraft here. Women are more patient and meticulous. We will continue to work with women in this field. How long have you been working in Sarten? At which positions have you worked so far? I have been working in Sarten for 19 years. I started to work in the sales-marketing unit of the plastic group first, mainly in planning and operation. Later, I got involved in marketing unit with our growing product group. The sales web of our metal and plastic product group united and I started to work on all products; June 2018 Sarten World 15


Fabrika pazarlama birimine de dahil oldum. Metal ve plastik ürün gruplarımızın satış ağı birleşti ve tüm ürünlerle ilgilenmeye başladım ama ilk göz ağrım plastik hep daha önde oldu. 2016 yılında Pazarlama Müdürü oldum. 2018 yıl başı itibariyle Fabrika Müdürlüğü görevini aldım. Bu fabrika benim ilk göz ağrım, kurulum aşamasında da vardım. Bu nedenle biraz daha fazla duygusal bağım var. Sarten tarihinde ilk kadın fabrika müdürü olarak bir ilke imza attınız. Bu size neler hissettiriyor? Ayrı bir sorumluluk yüklüyor mu? Oldukça gurur verici ve heyecanlandırıcı. Bilirsiniz, biz kadınlar biraz daha duygu ile hareket eder, daha detaycı oluruz. Bunun çok katkısı oluyor. Kadınlar, daha katılımcı, güç ve bilgi paylaşımını teşvik edici, kişilerin kendilerini önemli hissetmelerini sağlamakta ve enerji katmakta daha dinamik, ilgili herkesin birbiriyle etkileşimlerini olumlu hale getirmede daha başarılıdır. Sanırım mükemmelliyetçi olmamız ve uzlaştırıcı yanımız da önemli etkenlerden. Kadının getirdiği bir anaçlık özelliği var. Zamanla herkesi sahipleniyorsunuz. Bunun yanında kadın ile birlikte farklı bir

16 Sarten World Haziran 2018

Kadınların, detaycı, katılımcı, sahiplenmesi ve estetik bakışı gibi yapısal özellikleri nedeniyle üretim sürecine katma değer sağladığını düşünüyorum. I believe that women provide added-value to the production process due to their structural characteristics like being elaborative, contributive, possessive and having a sense of aesthetics.

but, plastic –my old flame- has always stood at the foreground to me. I became a Sales Manager in 2016. I was assigned as Factory Manager in early 2018. This factory is my sweetheart, I was there in the founding process, as well. Therefore, I have more emotional bonds. You have achieved a first in Sarten’s history by becoming the first female factory manager. How do you feel about that? Does it lay a burden on you? I am proud and very excited. As you know, we –as women- are more emotional and we give importance to details. This is very contributing. Women are more participative and encouraging in terms of strength and information sharing, they make people feel more important and add energy, and they establish more positive interactions among people. I guess the fact that we are perfectionist and mediators is among the significant factors. Women are mother hens. You adapt to everyone in time. Besides, women bring along different aesthetics. We should set good models for the ones who will work in the future. This increases my feeling of responsibility because I believe that if we lead well,


Factory

estetik de geliyor. Gelecekte buralarda çalışacak olanlara doğru örnek olmamız lazım. Bu sorumluluk duygumu arttırıyor. Çünkü iyi liderlik edersek, benzer örneklerin devam edeceğini düşünüyorum. Sarten bu tür değişim ve yeniliklere çok açık bir şirket. Pazarlamadan müdürlüğe geçmenin size sağladığı avantajlar oldu mu? Pazarlama alanında çalışıyorsanız, müşteri odaklı olmayı öğreniyorsunuz. Müşteri odaklı olmak da çok önemli avantajlar sağlıyor. Öncelikle müşterilerinizle iletişimde çok daha rahat oluyorsunuz. Onların ihtiyaçlarını biliyorsunuz ve buna göre üretimi şekillendirebiliyorsunuz. Üretilen üründe bir hata olduysa, buna neye ve nelere sebep olduğunu hem iç müşteriniz olan çalışanlara hem de iş ortağınız olan müşterilerinize daha rahat anlatabiliyorsunuz ya da bir ürüne müşterinin gözüyle katkı koyabiliyorsunuz. Pazarlama deneyimlerimin çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

good examples will continue to increase because Sarten is a company open to such changes and innovations. Are there any advantages of transferring to managership from sales department? If you are working in the marketing department, you learn to become customerfocused. Being customerfocused provides very important advantages. First of all, you become more easy-going in your communication with the customer. You know about their needs and you can shape the production in direction with them. If there is a fault in a product, you can explain the reason of this to your customers, who are your business partners, and to your employees, who are your domestic customers, easier or you can add something to a product from the customer’s point of view. I believe that sales experiences are much more beneficial. For which sectors does Petpak produce packaging? Our factory produces for three main sectors: food, cosmetics and industrial. Our production June 2018 Sarten World 17


Fabrika

Petpak hangi sektörler için hangi for food, industrial and cosmetics have certain periods. ambalajları üretiyor? We mainly produce food and industrial. Our industrial Fabrikamızda, gıda, kozmetik ve endüstriyel olmak üzere production is based on mineral oils group. Since we üç ana sektör için üretim yapılmaktadır. Gıda, endüstriyel are in an agricultural region, we get into an intensive ve kozmetik üretimimizin belirli dönemleri oluyor. Gıda working tempo starting with the receival of the goods. ve endüstriyel üretimimiz daha ağırlıklı. Endüstriyel We work 24/7 in our plastic production unit to provide üretimimiz de madeni yağlar grubuna dayanıyor. Tarım nonstop service to our customers. As the main fiction bölgesinde olduğumuz için özellikle gıda grubunda, of our factory is based on food, other sectors also mahsullerin alınmasıyla başlayan benefit from high-quality standards that yoğun bir tempoya giriyoruz. Plastik are established for the food sector. üretimimizde ise müşterilerimize kesintisiz hizmet vermek için 7/24 Is there any sector or a product çalışıyoruz. Bizim fabrikamızın group that you want to focus on? ana kurgusu gıdaya göre yapıldığı We want to grow in lid production. için diğer sektörler de gıda Especially, we aim to make our lids to be MİLYON ADET için oluşturulan yüksek kalite used in all of the packages we produce. standartlarından faydalanıyor. MILLIONS PIECE As you know, our mission is “the

150

Supermarket of Packaging”, therefore, Petpak Fabrikası’nda Özellikle yoğunlaştığınız bir ürün we carry out studies on different yılda üretilen ambalaj grubu veya sektör var mı? products that will provide the best miktarı Kapak üretiminde büyümek quality product in the best design to our The number of packages istiyoruz. Amacımız, özellikle customers. To protect the product and produced in Petpak ürettiğimiz ambalajların hepsinde to extend the shelf life, we are working Factory annually kendi kapaklarımızın kullanılması. on applications that will extend the life Bildiğiniz gibi misyonumuz Ambalajın of the packaging . For example, we put Süpermarketi, bu nedenle de oxygen barriers in the middle of ketchup müşterilerimize en doğru dizaynla en iyi kalitede and mayonnaise packages preventing the transition ürünü ulaştıracak farklı ürünler için de çalışmalar from inside to outside and from outside to inside. yapıyoruz. Ürünlerin raf ömrünü uzatmak ve daha iyi These are the products that extend the shelf life. In korumak için farklı uygulamalar üzerinde çalışıyoruz. this way, customers can make production without Örneğin ketçap ve mayonez ambalajlarının orta adding any additives to the product. We are carrying kısmına, içten dışa, dıştan içeriye geçişleri engelleyen out R&D studies to develop and expand these groups. oksijen bariyeri koyuyoruz. Müşteriler bu sayede For the brinery products, we also develop different 18 Sarten World Haziran 2018


Factory ürünün içine hiç katkı koymadan üretim yapabiliyor. Bu grupları yaygınlaştırmak ve geliştirmek için Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Salamuralı ürünler için de farklı hammaddelerle, onların sıcak dolum yapmasına izin verecek prosesler geliştiriyoruz. Üretim hacminiz ne kadar? Fabrikanın ihracatı var mı? Aylık ortalama 12 milyon, yılda ise 150 milyon adet ambalaj üretiyoruz. Ürettiğimiz ürünlerin havaleli olması sebebi ile diğer ambalaj gruplarımız kadar çok ihracatımız yok ancak ürettiğimiz ambalajların yüzde 55’i müşterilerimizce ihraç edilmektedir. Kendi ihracatımız yaklaşık yüzde 5 civarında. Sarten, Manisa’ya kattığı değerden dolayı ödüllendirildi. Bu başarıda Petpak’ın nasıl bir rolü bulunuyor? Sarten fabrikalarında otomasyona geçiş başladı, Petpak ne durumda? Yerleşkemizde beş fabrikayız. Şirket genelinde dört plastik fabrikasından biriyiz. Fabrikamız, istihdam ve çalışanı geliştirme açısından da önemli bir yerde. Plastik prosesi ile ilgili okullar yeni yeni oluşmakta ve Fabrikamız da eleman tercihini bu okullardan yaparak, desteklemektedir. Otomasyon dönemin vazgeçilmez gerçeği. Biz de Petpak fabrika olarak yoğun çalışma ve araştırma içindeyiz. Artan rekabet ve yüksek kalitede ürün ihtiyacı bu süreci kaçınılmaz yapmaktadır.

processes with different raw materials that will allow them to fill them hot. How much is your production volume? Does your factory export? We produce 12 million packages per month and 150 million packages a year. We do not have as many exports as our other packaging groups, but 55% of the packaging we produce is exported to our customers. Our own export is around 5 percent. Sarten has been awarded due to the value it added to Manisa. What kind of a role does Petpak play in this success? Sarten factories have started to switch to automation, what about Petpak? We have five factories in our complex. We are one of the four plastic factories of the company. Our factory is located in an important region in terms of employment and development of the employees. Schools giving education on plastic process are being founded recently and our plant prefers to employ their employees from this plant. Automation is the indispensable fact of the period. As Petpak factory, we are in an intensive working and research period. The need for high-quality products and increasing competition make this process inevitable.

Aileler Küçüldükçe Ambalaj Kullanımı Artıyor Gerek ailelerin küçülmesi, gerekse ambalajlı ürün alımına karşı oluşan duyarlılıkla birlikte, ambalaj kullanımın arttığını söyleyen Petpak Fabrika Müdürü Azize Çolak, büyümenin küçük ambalaja kaydığını belirterek şöyle devam ediyor: ”Nüfus artışına bağlı olarak birim adette artış var ve plastik ambalaj her geçen gün büyümektedir. Kolay şekillenebilen bu sebeple tasarım destekleyici, inovatif bir hammaddedir. Bazı hammaddeler sıcak doluma uygun değil ve bunun üzerine çalışmalar yapılmakta. Artık herkes daha ergonomik, daha çevreci, kaliteli ve ucuz ürün arıyor. Bu yüzden bizim daha yenilikçi olmamız gerekli. Plastik ambalaj en çok cam ambalajla kıyaslanıyor. Cam kırılgan ve işletme içinde, güvenlik sebebi ile bazı ülke ve sektörlerde dezavantajlı kalıyor, ayrıca plastiğe göre daha ağır. Örneğin cam ambalajda 300 gr. olan bir ürün plastik ambalajda 30 gr. Böylelikle plastik ambalaj kaynak kullanımı olarak da öne çıkıyor. Yenilikçiyiz ve rakiplerimize göre daha az hammadde kullanarak eş hacimde ürünler üretecek teknolojiye sahibiz.

As Families Get Smaller, the Use of Packaging Increases Petpak Factory Manager Ms. Azize Çolak, who says that the use of packages has increased year by year as the families get smaller, states that growth has headed towards small packages and continues: “ There is an increase in unit number depending on the increase in the population and plastic packaging has been growing every year. Therefore, plastic is an innovative raw material which can be shaped easily and which supports the design. Some materials are not suitable for hot filling and studies are being conducted on this. Everyone is now looking for more ergonomic, more ecofriendly and cheaper products. That is why we need to be more innovative. Plastic packaging is mostly compared to glass packaging. Glass is fragile and it is disadvantegous for the facility in some countries and sectors, besides, it is much heavier than plastics. For example, a product which weighs 300 gr in glass packaging weighs 30 gr in plastic. Plastic packaging also stands out as a resource utilization. We are innovative and we have the technology to produce equal volume products using less raw material than our competitors.

June 2018 Sarten World 19


Departman Sarten Ambalaj Satınalma ve Lojistik Direktörü Sarten Packaging Purchase and Logistics Director Mr. Ümit Kurbancıoğlu

Rekabet, Satın Alma Kararları Verilirken Başlıyor “The Competition Starts While Making up the Decisions of Purchasing” Ticarette rekabetin, satın alma kararları verilirken başladığını söyleyen Sarten Ambalaj Satınalma ve Lojistik Direktörü Ümit Kurbancıoğlu, bu nedenle çok sert rekabetin yaşandığı ambalaj sektöründe satın alma birimlerinin daha çok önem kazandığını ifade ediyor.

İ

ş dünyasında kabul gören bir deyiş vardır; satarken değil satın alırken kazanırsınız. Bu deyiş şirketlerde satın alma birimlerine önem kazandırırken, büyük sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Sarten Ambalaj Satınalma ve Lojistik Direktörü Ümit Kurbancıoğlu, rekabet hissinin üst seviyede yaşandığı ambalaj sektöründe maliyet önemli bir kriter olsa da Sarten’de ilk sırada yer almadığını söylüyor. Çünkü Sarten ucuz değil kaliteli ürünleriyle anılmak istiyor. Sarten’in satın alma, lojistik ve dış işlemler birimlerinin olduğu bölümün direktörlüğünü yürüten Ümit Kurbancıoğlu ile Sarten’in tedarikçi seçim sürecini ve Sarten’i sektöründe bir numara yapan değerlerini konuştuk.

20 Sarten World Haziran 2018

Sarten Packaging Purchase and Logistics Director Mr. Ümit Kurbancıoğlu, who believes that the competition in commerce starts while taking up the decisions of purchasing, states that thus, the purchase departments gain more importance in the packaging sector, where there is very tough competition.

T

here is a saying accepted in the business world; you earn when you purchase, not when you sell. While this saying makes the purchase departments of the companies more important, it brings along big responsibilities, as well. Sarten Packaging Purchase and Logistics Director Mr. Ümit Kurbancıoğlu says that although cost is an important criterion in the packaging sector, where the sense of competition is felt at the maximum level, it does not rank the top in Sarten because Sarten wants to be renowned for its quality products, not the cheap ones. We have talked to Mr. Ümit Kurbancıoğlu, who directs the department involving the purchase, logistics and foreign transactions units, about the process of choosing the supplier and the values that have made Sarten number one in its sector.


Department Satın alma departmanın Sarten’deki görev ve We would like to start with the responsibility of the sorumluluğundan başlamak isteriz. Ekip kaç purchase department in Sarten. How many people are kişiden oluşuyor ve hangi alanlarda şirkete katma there in the staff and which fields does the department değer sağlıyor? provide added value to? Satın alma ve lojistik direktörlüğünün kapsamında Within the scope of the purchase and logistics tüm satınlama ve lojistik operasyonlarının yanı sıra directorship department, the export/import operations ithalat /ihracat operasyonları yer alıyor. Kadro, merkez are held, apart from the whole purchase and logistics ofiste 16 kişiden, fabrikalarda ise 38 kişiden oluşuyor. operations. The staff consists of 16 people in the head Sorumluluk alanımızı satın alma, lojistik ve dış office and 38 people in the plants. We can divide our işlemler olarak üç bölüme ayırabiliriz. field of responsibility into three sections as purchase, Metal ve plastik hammaddesi, yarı mamul, logistics and foreign transactions. makine/teçhizat/yedek parça, ambalaj malzemeleri, Whereas our purchase department is responsible kimyasal malzeme, indirekt malzeme ve lojistik for the purchasing of all services including metal hizmet dahil tüm hizmetlerin alımlarından satın alma and plastic raw material, semi-finished products, departmanımız sorumluyken, lojistik bölümümüz machinery/ equipment/ spare part and packaging ise yurt içi ve dışına ürünlerimizin dağıtım nakliye, materials, chemical materials, indirect materials and fabrikalar arası nakliye, hammadde tedarik nakliye logistics service, our logistics department is responsible hizmetlerinden sorumlu. Tüm sevkiyat depolar, for the distribution and transportation of yedek parça ve mamul giriş depolar da the products throughout the country and lojistik biriminin sorumluluğundadır. abroad , transportation among the plants Dış işlemler bölümümüz de ithalat, İçinde bulunduğumuz and the transportation of raw material ihracat ve gümrük operasyonlarından ambalaj sanayisi sert supply services. All the shipment sorumludur. warehouses, spare part warehouses rekabete açık bir Her bölge ve fabrikanın satın alma birimi var mı yoksa tamamen merkezden mi yönetiliyor? Genel merkez ve tüm fabrikaların satın alma süreci tamamen merkez ofisten yönetiliyor. Manisa gibi birkaç fabrikanın bulunduğu bazı büyük yerleşkelerimizde satın alma sorumluları da bulunuyor.

sektör. Bu rekabette ön planda olmak için satın alma ve lojistik departmanlarına büyük sorumluluk düşüyor.

The packaging industry, is a sector open to tough competition. Purchase and logistics departments bear big responsibilities so as to be able to be in the foreground in this competition.

Şirketlerde her bölümün şüphesiz stratejik önemi bulunuyor fakat bazı bölümler daha büyük önem taşıyor. Bir sıralama yapmanızı istesek, satın almayı kaçıncı sıraya koyarsınız? Bu sıralama, şirketlerin üretim şirketi veya ticaret şirketi oluşuna veya faaliyet alanlarına göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle şirketlerde bu tür bir sıralama yapmak, bana çok doğru gelmiyor. Çünkü sonuçta bu bir takım işi ve sorumluluklar birbirine sımsıkı bağlı ve iç içe girmiş durumda. Her birim kendine özgü önemli sorumluluklar taşıyor.

Yoğun rekabetin yaşandığı iş dünyasında, herkes giderleri azaltmak ve maliyet avantajı sağlamak istiyor. Satın alma bu noktada nasıl rol oynuyor ve siz bu anlamda nasıl bir fark yaratıyorsunuz? Rekabet aslında satın alma kararları verilirken başlıyor. Bu aşamada ya avantajlı yada dezavantajlı pozisyonda oluyorsunuz. Yani klasik deyim vardır ya, satın alırken kazanılır şeklinde. Bu şirketlerde özellikle son yıllarda kabul görmüş bir deyim. Şirketler buna göre satın alma departmanlarını oluşturuyorlar.

and product input warehouses are the responsibilities of the logistics department. Our foreign transactions department is responsible for export, import and customs operations.

Does each region and factory have a purchase department or is it completely managed by the head office? The purchase processes of the head office and the factories are completely managed by the head office. We also have purchasing specialists in some of our big complexes, like Manisa where there are a few plants.

Each department in the companies has a strategic importance, for sure; however, some departments are more important. If we ask you to make a ranking, what will the purchase department rank? This ranking can change depending on whether the company is a production company or a commercial company or depending on the operation fields. Therefore, making a ranking in the companies does not seem right to me because this is a teamwork and the responsibilities have been attached to each other and intertwined. Each department has their own important responsibilities.

Everyone wants to lower the costs and provide an advantage of costs in the business world, where there is a tough competition. What kind of a role does purchasing play at this point and what kind of a difference do you create? June 2018 Sarten World 21


Departman Sarten, satın alma için ciddi bütçe ayıran bir firma. Bu bütçenin çok iyi yönetilmesi gerekiyor. İçinde bulunduğumuz ambalaj sanayisi sert rekabete açık bir sektör. Bu rekabette ön planda olmak için satın alma ve lojistik departmanlarına büyük sorumluluk düşüyor. Her satın alımı güçlü ve sert rekabete açmak, ek kaynaklar geliştirmek, tedarikçilerimiz ile iyi ve güçlü bir bağ kurmak zorundayız. Genelde aynı tedarikçilerle mi çalışırsınız? Teknoloji ve bilişimdeki gelişim, satın alma departmanlarında nasıl bir değişim yaratıyor? Tedarikçiler ile güçlü bir iş birliği yaratmak elbette süre alıyor. Onlar ile karşılıklı güvene dayalı bir iş ortağı modeli oluşturmanın ardından iş birliklerini kısa sürede sonlandırmak istemiyoruz. Tedarikçilerimizi geliştiriyoruz ve de onlardan bizi geliştirecek yenilikleri ediniyoruz. Genel anlamda tedarikçilerimiz ile iş birliklerimiz uzun vadeli oluyor. Sarten kendi alanında teknolojiyi üst seviyede kullanan bir üretim şirketidir. Sürekli yeni yatırımlar ile gelişen teknolojiyi takip ediyoruz. Buna paralel, satın alma olarak bunun geri planında kalmak ve ayak uyduramamak olası bir şey değil. IT sistemlerinden ve dijital uygulamalardan maksimum faydayı sağlamaya çalışıyoruz. Bu durum hem dış dünyaya karşı hem de şirket içinde verimliliği arttırma yolunda bize ciddi avantajlar sağlıyor. Departmanınızın hammadde, diğer ürünler veya hizmet alımlarında kriterleri, olmazsa olmazları var mı? Tedarikçi seçim kriterlerimizi çok katı bir şekilde uyguluyoruz. Tedarikçi adaylarımız ihalelere katılırken aslında Sarten ile çalışmanın kolay olmadığının bilincinde oluyorlar. Bunun sebebi uygulanmasını istediğimiz kurallarda tavizkar olmayışımızdır. Bunu göze alan ve uygulayan tedarikçiler ile uzun süreli çalışıyoruz. Rekabet hissinin üst seviyede yaşandığı ambalaj sektöründe, maliyet önemli bir kriter olmasına rağmen Sarten’de ilk sırada yer almıyor. İlk sırada yer alan kriterimiz kalitedir. Maliyet ikinci sırada yer alıyor. Ucuz satın alma olgusunu satın alma el kitaplarımızdan kaldırdık. Bunun yerine en iyi kalite ile 22 Sarten World Haziran 2018

The competition starts while taking up the decisions of purchasing, actually. You are either advantageous or disadvantageous at this stage. I mean, there is a classic saying “ You earn when you purchase”. This has become well-accepted, particularly in recent years. The companies make up their purchase departments according to this. Sarten is a company which separates a serious amount of budget for purchasing. This budget needs to be managed very well. The packaging industry, which we are in, is a sector open to tough competition. Purchase and logistics departments bear big responsibilities so as to be able to be in the foreground in this competition. We have to open each purchase to the strong and tough competition, develop additional sources and establish good and strong bonds with our suppliers. Do you usually work with the same suppliers? What kind of a change does the development of technology and informatics create in purchase departments? Of course, it takes some time to create a strong cooperation with the suppliers. We do not want to end the business partnerships in a short time after creating a business partner model which is based on mutual trust with them. We improve our suppliers and we acquire innovations from them which will improve us. Generally speaking, our cooperations with our suppliers last long. Sarten is a production company which uses technology in its own field at the highest level. We always follow the developing technology with the new investments. In parallel with this, remaining in the background and not being able to catch up with this are not likely for the purchase department. We try to benefit from IT systems and digital applications at a maximum level. This provides us serious advantages for raising the efficiency both within the company and outside. Does your department have a criterion or sine qua non in other products or in receiving services? Our criterias for choosing the suppliers are very strict. While our supplier candidates are joining the tender, they are aware of the fact that it is not easy to work with Sarten, actually. The reason is the fact that we are not consessive in the rules which we want to be imposed. We work for long periods with the suppliers who take the encourage and who apply these. Although cost is an important criterion in the packaging sector, where the sense of competition is


Department en iyi fiyatın harmanlandığı ve sonucun optimum satın alma olduğu olguyu yerleştirdik. Döviz kurlarındaki oynamalar ve yükselmeler, sizin üzerinizdeki baskıyı artırıyor mu, nasıl bir strateji izliyorsunuz? Faaliyet gösterdiğimiz iş kolunda global dünyadan bağımsız hareket etmek mümkün değil. Maliyetlerimiz ağırlıklı olarak döviz bazında oluşuyor. Sarten olarak biz hem tedarik hem de müşteri anlamında yurt dışı ile yoğun olarak çalışıyoruz. Yurt dışında üretim noktalarımız, yatırımlarımız var. Doğal olarak döviz kurundaki ani değişkenlikler bizi de etkiliyor. Döviz endeksli TL bazlı anlaşmalarımızda kur sabitleme yöntemini kullanmaya gayret ediyoruz. Bazı finansal enstrümanlar kullanarak, kur ani çıkış ve inişlerinin etkilerini kontrol etmeye çalışıyoruz. Sarten gibi sektör lideri olan, hızlı büyüyen ve yurt dışında ofisleri olan şirketlerde, satın alma departmanlarının işi daha mı zorlaşıyor? Şu anda Türkiye’de 15, yurt dışında da üç fabrikası olan ve bu sayıları her an arttırma kararı verilebilecek bir şirketin satın alma biriminin işinin kolay olması mümkün değil. Aslında bu kolaylık, zorluk meselesi değil. Tüm birimlerin yüksek enerji, yüksek motivasyon ile ve de planlı programlı çok çalışması gerekiyor. Ancak bu şekilde zorlukları kolaya çevirebiliriz.

felt at the maximum level, it does not rank the top in Sarten. The criterion which ranks the first for us is the quality. Cost ranks the second. We removed the concept of purchasing the cheap from our handbooks. We placed the concept in which the best quality is blended with the best price and the result is the optimum purchase. Do the increases and floatings in foreign currencies impose more pressure on you? What kind of a strategy do you follow? It is not possible to act independently from the global world in the business field where we operate. Our costs are mainly currency-based. As Sarten, we work intensively with abroad both in terms of customer and the supply. We have production points and investments abroad. Naturally, the instant changes in foreign currency affect us, too. We try to apply the currency stabilization method in our TLbased contracts which are currency-indexed. We try to control the effects of drastic inclines and declines by using some financial instruments. Does the work of the purchase departments in companies like Sarten which are sector leaders, which grow rapidly and which have branch offices abroad get more difficult? It is not possible for the purchase department of a company which has 15 plants in Turkey and three plants abroad and which may take the decision up increasing these numbers at any time to have an easy job. Indeed, it is not an issue of difficulty or ease. All departments have to work hard with high energy, high motivation and within a plan and programme. That is the only way we can ease the difficulties.

“Sarten’deki Aidiyet Duygusu, Çalışma Süreleri ve İstatistiklere Yansıyor”

“The Sense of Belonging in Sarten Reflects on the Duration and Statistics”

Sarten ailesine 2015 yılında katıldım. Daha önceki çalışma hayatım ağırlıklı olarak global ve kurumsal şirketlerde geçti. Bu şirketlerde yaşadıklarım ve edindiğim tecrübelerden sonra, Sarten şirketini hantallıktan uzak, çabuk karar alabilme ve uygulama alanı olan ve de aidiyet duygusunun yüksek yaşandığı bir yer olarak görüyorum. Sarten’de çalışma hayatının uzunluğu da yüksek olan çalışan aidiyet duygusu ile açıklanabilir. Çalışan memnuniyetini yüksek tutmak için gerçekten çok emek harcanıyor. Bunun da olumlu yansımalarını istatistiklerde görüyoruz. Satın alma ve lojistik biriminde görev yapan çalışan sayısı Sarten’in gelişimine paralel olarak artıyor. Aramıza son yıllarda yeni arkadaşlarımız katıldı. Nispeten daha eski çalışanlarımızın çalışma ortalamaları şu an itibariyle 10 yıl civarındadır. Sarten sürekli gelişme ivmesine sahip büyük ve kurumsal bir aile şirketidir. Daima üretmek ve üreterek büyümek ister.

I joined Sarten family in 2015. I worked in mainly global and corporate companies previously. After all I went through and experienced in these companies, I regard Sarten as a company which is clear of unwieldiness, which can take up quick decisions, which has an area of application and where the sense of belonging is high. They really pay a lot of effort to keep the employee satisfaction high here. We see the positive reflection of this in the statistics. The number of the employees working in the purchase and logistics departments is increasing parallel to the development of Sarten. New friends have joined us in recent years. The average working duration of our relatively older employees is currently around 10 years. Sarten is a large and institutional family company with a continuous development momentum. It always wants to produce and to grow by producing.

June 2018 Sarten World 23


Departman Sarten Lojistik Müdürü Sarten Logistics Manager Mr. Aziz Yağcı

“Sarten ile Birlikte Büyüdüm” “I Grew up Together With Sarten” Çalışma hayatına 19 yıl önce Sarten’de başlayan ve çeşitli görevlerde bulunduktan sonra yaklaşık bir yıldır Lojistik Müdürü olarak görev yapan Aziz Yağcı, Sarten’den hiç ayrılmak istememe nedenini “Biz birlikte büyüdük” diyerek açıklıyor. “Sarten benim ilk iş yerim. 1 Kasım 1999’da, doğum günümde Sarten’de çalışmaya başladım. Her yıl doğum günümle birlikte Sarten’deki yaşım da büyüyor” diyerek duygularını dile getiren Aziz Yağcı, Sarten’deki geçmişini şöyle anlatıyor: “1999 yılında Sarten’de çalışmaya başladığımda, görevimi daha bilinçli bir şekilde yerine getirebilmek için merkezde yapacağım işle ilgili üretilen ürünleri tanımak istedim. Bu amaçla da fabrikaya gitmiştim. Silivri Fabrikası’nda plastik ambalaj bölümünde üretim şefi olarak göreve başladım. Bir buçuk sene burada çalıştıktan sonra askerlik görevimi yaptım, ardından Gebze fabrikada altı ay boyunca hem plastik hem teneke ambalajlardan sorumlu üretim müdürü pozisyonunda çalıştım. Daha sonra iki buçuk sene Gebze fabrikada müdürlük ve on üç sene de satın alma müdürlüğü yaptım. 2017 Ağustos’tan beri de lojistik müdürü olarak çalışıyorum. Sarten’in neredeyse her fabrikasında, her departmanında ne yapıldığı ile ilgili bilgim ve fikrim var. Hepsinin uzmanı değilim ama gerek lojistikte gerek satın almada yaptığımız müdahalelerin neleri etkileyeceğini, neye faydalı ve neye zararlı olabileceğini tahmin edebiliyorum. Geçmişte yaklaşık beş sene fabrika deneyimimin olması çok işime yarıyor.” Sarten’in kendisi için bir aile olduğunu dile getiren Aziz Yağcı, duygularını şöyle dile getiriyor: “Bunu bir slogan olarak değil, gerçekten böyle hissettiğimiz için diyoruz. Burada görev yapan birçok büyüğümüzle, arkadaşlarımızla beraber yürüdük ve büyüdük. Sarten manevi olarak da her zaman çalışanın yanında bir firma. Şirketimize, içinde bulunduğumuz aileye güveniyoruz ve geleceğe umutla bakıyoruz. Şirketimiz sürekli büyüyor. Büyüme demek ileride karşımıza çıkacak yeni kariyer fırsatları demek. Sarten’in dinamik bir şirket olması, bünyeye yeni katılan arkadaşları da gelecek için umutlandırıyor.” 24 Sarten World Haziran 2018

Mr. Aziz Yağcı, whose career started in Sarten 19 years ago and who has been working as the Logistics Manager for almost a year after being assigned in various positions, explains the reason why he does not want to leave Sarten by saying “We grew up together.” Expressing his emotions by saying: “Sarten is my first workplace. I started working in Sarten on my birthday –November 1, 1999. I get one year older every year on my birthday together with my career in Sarten.”, Mr. Aziz Yağcı tells about his past in Sarten: “When I started working in Sarten in 1999, I wanted to learn about the products related to the job I would do at the head office in order to do my job more consciously. Therefore, I went to the factory. I started working as the production supervisor in the plastic packages department in Silivri Plant. After working here for one and a half year, I did my military service. Later, I worked as the production manager responsible for both plastic and can packages in Gebze Plant for 6 months. Then, I worked as the plant manager in Gebze for two and a half year and as the purchasing manager for 13 years. I have been working as the logistics manager since August 2017. I have knowledge and idea about what is produced in every department of almost all factories of Sarten. I am not an expert of all of them; yet, I can guess what our interventions in both logistics and purchasing will affect or will be beneficial and harmful. The fact that I have a plant experience of almost five years is very advantageous for me.” Stating that Sarten is a family to him, Mr. Aziz Yağcı expresses his feelings with these words: “We are not saying this as a slogan, we really feel so. We walked together with many older colleagues and friends working here and we grew up together. Sarten is a company which always stands by its employees. We trust this family, the company we work in, and we are hopeful for the future. Our company is constantly growing. Growing means new upcoming career opportunities for us. The fact that Sarten is a dynamic company gives hope to the friends who have just joined the company.”


Department Sarten Satınalma Müdür Yardımcısı Sarten Purchasing Assistant Manager Ms. Duygu Bakır

“Kurumsallığı ve Aile Ortamını Bir Arada Yaşıyoruz” “We have Corporateness and Live in a Family Environment Here” Sarten Akademi programı ile Sarten ailesine katılan Duygu Bakır, kendisini bir aile üyesi gibi hissettiğini belirterek, şirkette geçirdiği dokuz yılını şöyle özetliyor: “Ekonometri bölümünden mezun olduktan sonra Amerika’da bir yıllık dil eğitimi aldım ve Türkiye’ye döndüğümde, 2009’da Sarten’de çalışmaya başladım. Sarten Akademi programı ile şirkete dahil olanlardanım. Sarten benim ilk iş yerim. Burada büyüdüm ve büyümeye devam ediyorum. İlk olarak finans departmanında finans uzman yardımcısı olarak çalıştım, daha sonra satın almaya geçiş yaptım. Sonrasında satın almada devam ettim. Şu an Sarten’de satınalma müdür yardımcısı olarak görev yapıyorum. Sarten’in yurt içi ve yurt dışı kimyasal alımlarından, matbaa yardımcı malzemeleri alımlarından ve ambalajı tamamlayıcı yardımcı malzemelerin alımlarından sorumluyum. Finans benim ilk işe başladığım ve gözümü açtığım alan. Oradan çok şey öğrendim. Finans alt yapısıyla satın almaya katılmak da benim için çok büyük bir avantajdı. Ancak satın almayı kendime daha yakın buluyorum. Çünkü insanlarla bir arada olmayı, konuşmayı çok seviyorum. Tedarikçilerimi ziyarete gidiyorum ve onların hangi ortamlarda üretim yaptıklarını birebir görme şansı elde ediyorum. Her gün yeni bir şeyler öğreniyorum. Bu iş benim dinamiğimi korumama da yardımcı oluyor.” Sarten’de çalıştığı için kendini şanslı gören Duygu Bakır, duygularını şöyle dile getiriyor: “Öncelikle biz bir aileyiz. İlk iş yerim burası olduğu ve iş hayatında gözümü burada açtığım için bir aile üyesi gibi hissediyorum kendimi. Yöneticilerimiz de bize bunu fazlasıyla hissettiriyor. Biz hem kurumsallığı hem de aile ortamını bir arada yaşıyoruz ve bu anlamda farklı şirketlerde çalışan arkadaşlarımla konuştukça kendimi bir adım daha önde görüyorum.”

Ms. Duygu Bakır, who joined Sarten family with Sarten Academy programme, states that she considers herself as a family member and summarizes her 9 years in the company: “After graduating from Econometrics, I attended a language course in America for a year and started to work in Sarten in 2009 when I returned to Turkey. I got involved in the company with Sarten Academy programme. Sarten is my first workplace. I grew up here and continue to grow up. First, I worked as the assistant financier in the finance department, later, transfered purchasing department. Now, I work as the purchasing assistant manager in Sarten. I am responsible for Sarten’s purchases of domestic and overseas chemicals, printing supplies and the supplementary supplies for packaging. I learned too much there. Joining the purchasing department with a finance substructure was a great advantage for me. However, I feel closer to the purchasing department because I like being together with people and talking to them. I visit my suppliers and have the opportunity of witnessing in what kind of environment they make production personally. I learn something new every day. This job helps me sustain my dynamism, too.” Ms. Duygu Bakır, who feels lucky for working in Sarten, expresses her emotions: “First of all, we are a family. Since this is my first workplace and the place where I opened my eyes first in my career, I feel like a family member here. Our executives also help us feel so. We have both corporateness and a family environment here together and as I talk to my friends working in different companies, I feel that I am one step further than them.” June 2018 Sarten World 25


Departman

Sarten Dış İşlemler Koordinatörü Sarten Foreign Transactions Coordinator Mr. Emin Yerlikaya

Dinamizm, Sarten’i Güçlü Kılıyor Dynamism Strengthens Sarten

Çeyrek asıra yakın bir çalışma hayatı sonrası 2014 yılında Sarten ailesine katılan Dış İşlemler Koordinatörü Emin Yerlikaya, ithalat, ihracat, yatırım, teşvik ve dahilde işleme gibi süreçleri yöneten birimden sorumlu. Sarten’in çok dinamik, sektöründe lider olduğunu ve Türkiye’de kendini kanıtlamış, ihracat ve ithalat süreçlerinde de başarılar elde etmiş bir firma olduğunu söyleyen Yerlikaya, “Firmamızın sahip olduğu tüm ayrıcalıklı statülerin vermiş olduğu çalışma konforunun dışında, çalışana vermiş olduğu değer ile Sarten ailesinin bir parçası olmanın güven ve onurunu yaşamaktayım” diyor. Yerlikaya, bir butik gümrük müşavirlik firmasına denk gelebilecek beyanname sayısına sahip olduklarını belirterek, Sarten’in dış ticaretteki gücünü şöyle özetliyor: “Yaklaşık 4 bin 500’ün üzerinde beyanname sayımız mevcut. Sarten’in hareketli bir dış ticareti var. Türkiye’de Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü’ne sahip ilk 200 firma arasındayız. Bu belge, Sarten’e hem ulusal hem de uluslararası alanda özel bir statü kazandırmıştır.Bu statü ile İthal ve ihracata konu eşyamızı, gümrük idaresine sunmaksızın (Yeşil Hat ile) işlemlerin yapılması sağlanmıştır. Böylece Gümrük idarelerindeki kırmızı ve sarı hat şeklinde tabir edilen uygulamaların tamamına yakın kısmından muaf durumdayız. Bu sayede ürünlerimiz kolaylıkla yurt içine ithal edebildiği gibi yurt dışına da aynı kolaylıkla ihraç edilebilmektedir.” 26 Sarten World Haziran 2018

Foreign Transactions Coordinator Mr. Emin Yerlikaya, who joined Sarten family in 2014 after his almost quarter-century career, is responsible for the department managing the processes like export, import, investments, incentives and inward processing. Mr. Yerlikaya, “Apart from the business ease provided by all the privileged statuses that our firm has, I feel the honor and the pride of being a part of Sarten family together with the value it gives to its employees” says. Yerlikaya tells that Sarten is very dynamic, the leader of its sector and a company which has gained successes in export and import processes, states that they have the number of declarations that is equivalent to a boutique consultancy company and he summarizes Sarten’s power in foreign trade: “This document has given Sarten a special status both in the national and international platforms. This status allows the import and export of our goods to be carried out without presenting them to the customs administrations (through the Green Line). Thus, we are exempt from almost all of the practices described as red and yellow lines in customs administrations. In this regard, our products can be easily imported into the country, as well as exported abroad.”


SARTEN’İN RENGİ SARTEN’in kurumsal rengi mavidir. SARTEN’in kurumsal renginin mavi olması, rastlantısal değildir. Mavi, doğruluğun, dürüstlüğün rengidir.Güven ve ciddiyeti ifade eder… Açıklık, doğruluk, güvenilirlik ve ciddiyet ise SARTEN’in kurumsal ilkeleridir. Mavi, sonsuzluğun, uzaklığın rengidir… SARTEN’in yaratıcılığını, bilgi ve deneyimlerle geleceği doğru olarak tahmin edebilme yeteneğini, yani vizyonunu ifade eder. Mavi aynı zamanda, rahatlığın, zindeliğin rengidir. İnsanı dinlendirir… SARTEN’in müşterileride SARTEN’le çalışmanın rahatlığını yaşarlar. Çağdaş ambalajcılığın, salt analitik düşünceyle değil, engin bir hayal gücü, yaratıcılık ve sanata karşı duyulan ilgi ve sevgiyle ancak başarılı olabileceğinin bilincindeki SARTEN, kurulduğu günden bu yana sanatın ve sanatçının destekçisi olmuştur.

“MAVİNİN GÜCÜ”

The Colour of SARTEN Corporate colour of SARTEN is blue, this is not a coincidence. Blue is the colour of integrity and honesty. It states confidence and seriousness... Openness, integrity, reliability and seriousness are corporate principles of SARTEN. Blue is the colour of infinity and farness... Blue expresses the creativity of SARTEN and its talent of estimating the future right via knowledge and experiences, that is, the vision of SARTEN. Blue is also the colour of comfort and vitality and rests the people... This is why customers of SARTEN always feel this comfort by working with SARTEN. SARTEN believes that modern packaging can be achieved not only with analytical thinking but also thanks to a boundless imagination, love and respect to art and creativity. So, SARTEN has always supported the art and artist since it was established.

“POWER OF BLUE”


Sektör Analiz Ege Bölgesi’nde topladığı ürünleri, dünyanın zengin mutfaklarına ve küresel fast-food zincirlerinin menülerine sokmayı başaran Sibaş Gıda, Jalapeno biberde Meksika’ya rakip olurken Yunan biberi Pepperoncini’de dünyanın en büyük üreticisi olarak öne çıkıyor. Sibaş Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Alaattin Özbaş, “Söke’de iki fabrikamızda ürettiğimiz ürünlerin yüzde 95’ini ihraç ediyoruz” diyor.

Biberde Türkiye’yi Meksika’ya Rakip Yaptı Sibaş Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Sibaş Food Executive Board Member Mr. Alaattin Özbaş

Sibaş Food, which has succeeded in adding the products it collects in the Aegean Region to the rich cuisines of the world and the menus of the global fast-food chains, competes with Mexico in Jalapeno pepper, whereas it comes to the foreground as the world’s largest producer of the Greek pepper Pepperoncini. Sibaş Food Executive Board Member Mr. Alaattin Özbaş says: “We export 95% of the products we produce in our two plants in Söke.”

28 Sarten World Haziran 2018

It has Made Turkey Become a Rival to Mexico in Pepper Production


Sector Analysis

E

ge Bölgesi’nde anlaşmış olduğu çiftçilerin ürettiği biberleri işleyerek dünya sofralarına gönderen Sibaş Gıda, dünyadaki çeşitli markalar için fason üretim yapsa da Güney Kore pazarında Sibaş markasıyla boy gösteriyor. Sibaş Gıda’nın ikinci jenerasyonu olan Yönetim Kurulu Üyesi Alaattin Özbaş ile Sibaş Gıda’nın yaklaşık çeyrek asıra dayanan başarı yolculuğunu konuştuk. Sibaş Gıda’nın başarı yolculuğu ne zaman ve nerede başlıyor? Sibaş 1995’te bir aile şirketi olarak kuruldu. 23 yıl önce babam, birkaç kuzeni ve ortakları ile beraber bu şirketi kurduğunda Sibaş, sadece kapari üretimi yapıyordu. Seneler içinde önce kurutulmuş domates, ardından Meksika biberi Jalapeno, Yunan biberi Pepperoncini, Amerikan biberi Banana Pepper gibi çeşitli biber türlerini de ürün yelpazemize ekledik. Sibaş Gıda’nın bir nevi biber turşusu fabrikası olduğunu da söyleyebiliriz. Kurulduğumuz ilk günden beri ihracata ağırlık veren bir firmayız. Yaklaşık yüzde 95’lik bir ihracat oranına sahibiz. Şu anda Söke’de iki fabrikada üretim gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Amerika’da yüzde yüz sahibi olduğumuz bir firmanın yanı sıra İngiltere ve Fas’ta ortaklığımız olan birer firmamız bulunuyor. Bu ürünler Türkiye’de de yetişiyor mu, ne kadarlık bir üretim kapasitesiniz var? Kapari doğada, hiç el değmemiş yerlerde de yetişen bir bitki. Eskiden Türkiye’de de çok fazla toplanan bir bitkiydi. Fakat elle toplandığı için pahalı bir ürün. Türk işçisi artık onu toplamak yerine fındık gibi başka ürünleri toplamayı tercih ediyor. Bu yüzden 10 senede kapari kaynağı bayağı azaldı. Kaparinin büyük çoğunluğunu yurt dışından ithal ediyoruz. İşlemesi burada yapılıyor. Kapari dışındaki ürünlerimizin hepsini burada ektiriyoruz. Biberlerimiz burada yetişiyor. Denizli’den Adana’ya kadar uzanan bir bölgede, yaklaşık bine yakın çiftçi ile anlaşmamız var. Yaptığımız tonaj bakımından dünyada kaparide en büyük ikinci firma olduk. Pepperoncini’de de dünyanın en büyük üreticisiyiz. Dünya pazarının yüzde 25’i bizim fabrikamızdan çıkıyor. Jalapeno’da da Türkiye’nin en büyük üreticisi olduk. Biz çok fazla ürüne girmektense belirli ürünlere odaklanarak bu ürünler üzerinden yatırım yaptık ve o ürünlerle dünya pazarında çok büyük yerlere gelebildik. Yaklaşık 13 bin ton biber, 3 bin 500 ton kapari ve bin 500 ton kuru domates üretimi yapıyoruz. Yaklaşık 22 ülkeye ihracatımız var. Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa, Asya, Afrika ve Avusturya olmak üzere altı kıtada varız. İhracatımızın neredeyse yüzde 50’si Amerika’ya yapılıyor. İngiltere, Almanya, Avustralya ve Güney Kore de bizim için büyük pazarlar. Dünya pazarında Sibaş markasıyla mı bulunuyorsunuz? Sibaş, dünya genelinde fason üretim yapıyor. Yurt dışındaki markaların isteklerine göre üretim ve paketleme yapıyoruz. Sadece Güney Kore piyasasında Sibaş markasıyla bulunuyoruz. Bunun nedeni de Güney Kore’de bizim markamızın beğenilmesinden

D

elivering the peppers grown by their contracted farmers in the Aegean Region to the world cuisines, Sibaş Food shows up in the South Korean market with its own brand, although it makes contract manufacturing for several brands in the world. We have talked with the Executive Board Member Mr. Alaattin Özbaş, who is from the second generation of Sibaş Food, about Sibaş Food’s success journey of a quarter century.

When and where did the success story of Sibaş Food start? Sibaş was established as a family company in 1995. When my father founded this company 23 years ago with a couple of his cousins and partners, Sibaş was producing only capers. In years, we added sun-dried tomatoes and various pepper types like the Mexican pepper Jalapeno, the Greek pepper Pepperoncini and the American pepper Banana Pepper to our product range. We can tell that Sibaş Food is a sort of pickled pepper factory. Since the very first day of our foundation, we have focused on exporting. We have an export rate of almost 95%. Today, we make production in two plants in Söke. Besides, we have a firm of which we are the owner 100% in America and we are also partners to two firms in England and Morocco. Are these products grown in Turkey, as well? How much is your production capacity? Caper is a plant that can also grow in the wilderness. It was being picked up a lot in Turkey in the past. However, it is an expensive product since it is picked up by hand. Turkish farmers prefer picking up different products like nuts to capers. Therefore, the capers source has diminished in the last 10 years. We import most of the capers. We process them here. We make our contracted farmers plant the other products- except capers, here. Our peppers grow here. We have a contract with almost one thousand farmers in a region ranging from Denizli to Adana. We have become the world’s second largest firm in capers in terms of the tonnage we carry out. We are the world’s largest producer of Pepperoncini. 25% of the world market comes out of our factory. Besides,we have become Turkey’s largest Jalapeno producer. Instead of investing in too many products, we focused on particular products and invested in them, and we have succeeded in reaching the top of the world markets of those products. We produce approximately 13 thousand tons of peppers, 3.500 tons of capers and 1500 tons of sun-dried tomatoes. We export to almost 22 countries. We operate in six continents: North America, South America, Europe, Asia, Africa and Austria. Almost 50% of our export goes to America. The UK, Germany, Australia and South Korea are also big markets for us. Do you market in the world with the brand of Sibaş? Sibaş makes contractual production throughout the world. We make production and packaging according to the needs of the brands abroad. We exist with our own June 2018 Sarten World 29


Sektör Analiz

“Sarten En Önemli Tedarikçimiz”

Sarten’in, Sibaş Gıda’daki geçmişinin, kendisinden çok daha eskiye dayandığını ifade eden Alaattin Özbaş, tahminen 15 yıldır Sarten ile iş birliğinin devam ettiğini belirterek şöyle devam ediyor: “Sarten için özellikle galonda önemli bir müşteriyiz. Aynı zamanda kapaklarımızı ve tenekelerimizi de Sarten’den alıyoruz. Sarten bizim hem miktar olarak hem de aldığımız malzemenin önemi açısında en önemli tedarikçilerimizden biri. Özellikle belirli dönemde yaşanan yoğunluktan dolayı kaynaklanabilecek bir gecikme, bizi tamamen kilitleyebilir ama Sarten ihtiyaçlarımıza hızla cevap verebiliyor. Uzun yıllar devam eden güzel bir ilişkimizin olması Sarten ile bizi bir aile gibi yapıyor.”

kaynaklanıyor. Aslında Sibaş markasıyla pazara çıkarak, kendi müşterilerimize rakip olmayı tercih etmiyoruz. Bu nedenle Sibaş markası çıkartmayı hiçbir zaman düşünmüyoruz. Sadece belirli ürünlere yatırım yapmanız dışında pazara hakim olmanızın farklı nedenleri var mı? En büyük farkımız, çiftçilerle olan ilişkilerimize verdiğimiz önemden geliyor. Bine yakın çiftçi ile çok yakın ilişkilerimiz ve kontratlarımız var. Bu durum kalitede istikrar sağlamamızı sağlıyor. Çünkü böylelikle ektirdiğimiz ürünü yetişme sürecinde çok iyi kontrol edip denetleyebiliyoruz. Ayrıca kapari dışındaki bütün ürünler, temmuz ile eylül ayı arasında çıkan ürünler olduğu için senelik tüm hammadde ihtiyacımızı bu üç ayda almamız gerekiyor. Çiftçilerle olan anlaşmamız bize bunun garantisini de sağlıyor. Topladığımız hammaddeyi salamura tanklarına koyup yıl boyunca gelen siparişe göre üretim yapabiliyoruz. Fabrika yıl boyunca çalışmaya devam ediyor. Son zamanlarda organik ürünlere olan talep arttı çünkü artık üretiminde çok fazla kimyasal kullanılmış, GDO’lu ürünler çıktı ortaya. Bu durum sizi nasıl etkiliyor? Üretici olarak bizim, dünyadaki üretim trendlerini takip ediyor olmamız lazım. Bu konuda çalışmalar yapan kuvvetli bir Ar-Ge ekibimiz var. Kapari ve kapari meyvesinde bizim organik sertifikamız var. Sertifikalar çok önemli çünkü piyasada ürününün organik olması için gereken şeyleri yapmadığı halde, organik olduğunu söyleyip, o ürünü organik fiyatıyla satan çok fazla üretici var. Bunun yanında bizim son zamanlarda organikten de öte gördüğümüz Cleanable ürünler çıktı. Bu ürünler sodyum benzoat, kükürt, potasyum sorbat gibi koruyucu kimyasallar kullanılmadan üretiliyor. Bütün dünyada Cleanable’a doğru bir yönelim var ve bunu yapmak 30 Sarten World Haziran 2018

brand in the South Korean market only because they like our brand in South Korea. Indeed, we do not prefer becoming a rival to our own customers by entering the market with our own brand. Therefore, we never think of releasing our own brand. Are there any reasons why you dominate the market, apart from investing in only particular products? We distinguish from the others mostly because of the importance we give on our relationships. We have very close relationships and contracts with approximately one thousand farmers. This helps us sustain our quality because this way, we can check and audit the products they plant in the process of growing. Besides, since all the products –except capers- are the products growing between July and September, we need to meet our annual raw material need in these three months. Our contracts with the farmers guarantee us this, as well. We put the raw material we receive into brine tanks and we can make production according to the orders coming throughout the year. The factory continues to operate throughout the year. The demand for organic products has increased lately because there have appeared several GMO products containing too many chemicals. How does this affect you? As a producer, we should follow the production trends in the world. We have a successful R&D team conducting studies on this issue. We have an organic product certificate in caper and caper fruit. Certificates are significant because there are too many producers in the market who claim that their products are organic although they do not realize the requirements they should do for the products to be organic and who sell those products for the price of the organic ones. In addition to this, Cleanable products, which


Sector Analysis

“Sarten is the Most Important Supplier to Us”

Mr. Alaattin Özbaş, who states Sarten’s history in Sibaş Food dates back to very old times, says that they have been cooperating with Sarten for approximately 15 years and adds: “We are an important customer for Sarten, particularly for gallons. We also get our lids and cans from Sarten. Sarten is among our most important suppliers in terms of the quantity and the importance of the material we get. Especially, any possible delays that can arise due to the intensity experienced in certain periods might jam our operating completely; but, Sarten can meet our needs rapidly. The fact that we have a long-lasting and nice relationship with Sarten makes us like a family.”

kolay değil. Senelerdir uygulanan prosedürden belli başlı kimyasalları çıkardığınız zaman müthiş bir Ar-Ge çalışması yapmanız gerekli. Son iki yılda biz bütün enerjimizi bu Cleanable ürünlerimizi arttırmaya verdik. Bir ürünün Cleanable olması için, ürünün içindeki kimyasalları çıkardıktan sonra o ürünün raf ömrünü korumak için mutlaka pastörize etmelisiniz. Pastörize edebilmeniz için de pastörize edebileceğiniz ambalajlar lazım. Camı çok rahat pastörize edebiliyorsunuz ama plastiği edemiyorsunuz ve son zamanlarda müşteriler de camdan uzaklaşmaya başlayıp plastiğe yöneldiler. Şu anda pastörize olabilecek plastiklerin oluşması konusunda Sarten ile çalışmalar yapıyoruz. İngiltere’de bu çok büyük bir pazar. Türkiye’de de bunun oluşması lazım. Ambalaj sizin üretiminiz için ne kadar önemli? Ürünü küçük ambalaja koyduğunuz zaman daha çok değer kazanıyor. Ne kadar küçük ambalajla satarsanız, katma değeri o kadar yüksek oluyor. İtalya örneğini vermek gerekirse; İtalya, kurutulmuş domatesiyle dünya çapında meşhur bir ülke fakat İtalya, kurutulmuş domatesi işlenmemiş haliyle beş-on kilogramlık ambalajlarla bizden alıyor. İtalya onu hammadde olarak kullanıyor. Açıp, işleyip, kavanozlara doldurup kendi ürünü gibi İtalyan piyasasında satıyor. Ambalaj sadece estetik açıdan değil, sağlık açısında da sektörümüzün için çok önemli. Son zamanlarda dünya genelinde PVC’siz kapaklar görmeye başladık. Türkiye’de bu kapakları üreten bir firma yok ve biz bu kapakları Almanya’dan getirtiyoruz. Türk ambalaj üreticilerinin de Avrupa’daki bu yasal düzenlemeleri yakından takip edip, benzer ürünleri üretmesi gerektiğine inanıyorum.

we regard as different from organic, have appeared lately. These products are produced without using protective chemicals like sodium benzoate, sulfur and potassium sorbate. There is a tendency towards Cleanable products all over the world and it is not easy to achieve this. When you extract some specific chemicals out of the procedures being applied for years, you need to conduct a terrific R&D study. We have focused our whole energy on increasing our Cleanable products in the last two years. For a product to be Cleanable, you must pasteurize it to protect its shelf life after removing the chemicals inside the product. You will need a packaging which you can use for pasteurization. You can pasteurize the glass easily, but not plastics and recently, the customers have headed towards plastic, drawing away from glass. We have been carrying out studies with Sarten about forming plastics which can be pasteurized. This is a huge market in the UK. It should be formed in Turkey, too.

“Tonaj bakımından dünyada kaparide en büyük ikinci firma olurken, Pepperoncini’de yüzde 25’lik pazar yapı ile dünyanın en büyük üreticisiyiz. Jalapeno’da da Türkiye’nin en büyük üreticisi konumundayız.”

Whereas we have become the world’s second largest caper producer in terms of tonnage, we are the world’s largest Pepperonici producer with a market rate of 25%. We are also the largest Jalapeno producer in Turkey.

How important is packaging for your production? When you put your product in a small package, it gets more valuable. The smaller the packaging is, the higher its added value is. For instance; Italy is world-famous with its sun-dried tomatoes, however Italy imports unprocessed sun-dried tomatoes from us in packages of five or ten kilograms. Italy uses them as a raw material. It opens them, processes them and fill them in jars and sells in the Italian market like its own product. Packaging is very important for our sector in terms of not only aesthetics but also health. We have started to see lids without PVC throughout the world lately. There are no firms producing these lids in Turkey and we import these lids from Germany. I believe that Turkish packaging producers should follow these legal regulations in Europe closely and produce similar products. June 2018 Sarten World 31


Sektör Analiz

Kemal Kükrer Bir Asrı Aşan Yolculuğuna Ajinomoto Çatısı Altında Devam Edecek Kemal Kükrer Will Continue to Its Century Old Journey Under the Roof of Ajinomoto Bir asır önce Eskişehir’de kurulan ve sirke üretimiyle yolcuğuna başlayan Kemal Kükrer’in başarı hikayesi, Japonların çizdiği rota ile devam ediyor. Ajinomoto Türkiye İcra Kurulu Başkanı Sinan Altun markayı daha da büyütmek için yatırım ve yeni ürün fikirleri üzerinde çalıştıklarını söylüyor.

The success story of Kemal Kükrer brand, which started its journey a century ago with vinegar production in Eskişehir, continues with the route drawn by the Japanese food giant. Ajinomoto Turkey Chief Executive Officer Mr. Sinan Altun says that they are working on new product ideas and investment plans to grow the brand even more.

T

K

ürkiye’nin az sayıdaki asırlık markalarından biri olan Kemal Kükrer’in tamamı geçen yıl, Japonya’nın en büyük gıda ve içecek şirketi Ajinomoto’nun kontrolüne geçti. Ajinomoto Türkiye İcra Kurulu Başkanı Sinan Altun ile şirketin asırlık yolculuğunu ve değişimle birlikte izlenecek yeni yol haritasını konuştuk. Kemal Kükrer, asırlık yolculuğunda bugün nasıl bir büyüklüğe ulaştı? 1915 yılında sirke üretimine başlayan Kemal Kükrer önce Eskişehir’de bilinir ve güvenilir bir marka haline geliyor. 1980 sonrası bugün mevcut fabrikanın bulunduğu yerde üretime başlıyor. O yıllarda küçük bir imalathane olarak başlayan bu tesisten, zaman içinde elma sirkesi, nar ekşili sos, limon sosu gibi yeni ürünler piyasaya sürülüyor. 1999 yılından sonra da markaya özel ambalaj tasarımları ile raflarda farklılaşma ve kalite algısı başlıyor. Bölgesel bir marka olan Kemal Kükrer, Türkiye’ye yayılan bir bayi ağı oluşturmaya başlıyor ve ulusal bir marka haline geliyor. 2007 yılında İzmir’de satın alınan

32 Sarten World Haziran 2018

emal Kükrer, which is one of the very few century old brands in Turkey, was acquired by Ajinomoto, the largest food company of Japan. We talked to Ajinomoto Turkey CEO Mr. Sinan Altun on the century old journey of the company and the new roadmap created after the acquisition.

How much did Kemal Kükrer grow in this century old journey? Kemal Kükrer brand started producing vinegar in 1915 and became a well-known, reliable brand in Eskişehir. After 1980, it moved its production facilities to the place where the current factory is located today. The factory, which started production as a small facility, introduced new product categories like apple vinegar, pomegranate syrup and lemon sauce to the market. After 1999, differentiation on the shelves and perception of quality improved together with exclusive and premium package designs. Kemal Kükrer, which started as a small regional brand, became a national brand with the establishment of dealer network throughout Turkey. Kemal Kükrer entered pickles category after the factory


Sector Analysis

turşu fabrikası ile Kemal Kükrer markalı turşular piyasaya sürülüyor. Diğer taraftan genişleyen satış ağı ile birlikte hem sirke kapasitesi artıyor hem de nar, vişne, hurma, balsamik gibi özel sirkeler, nar ekşisi, acı sos, sarımsak sos gibi ürünler piyasaya sürülüyor. Bu ürünleri 2014 yılında Anadolu ekşileri, 2016 yılında isot ve jalapeno acı soslar, alıç sirkesi ve beyaz sirke, salata sosları izliyor. Bu süreçte 2014 yılında Adana’da şalgamın anavatanında yeni bir fabrika kurularak 2014 Aralık itibariyle şalgam suyu üretimine başlanıyor. Şu an itibariyle üç farklı şehirde üç ayrı fabrikada toplam olarak yılda yaklaşık 45 bin ton üretim kapasitesine sahip bir büyüklüğe ulaştık. Kemal Kükrer ürünleri Türkiye dışında kaç ülkede tüketiliyor? Kemal Kükrer başta Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Amerika, Katar, Mısır, Cezayir, Libya, Sudan, Azerbaycan, Filipinler, Singapur, Malezya olmak üzere bugün itibariyle 21 ülkeye ihracat yapıyor ve ülkemizi gururla temsil ediyor. Türkiye’nin nadir asırlık şirketlerinden olan Kükre Gıda’nın tüm hisselerinin Japonların olmasından sonra, şirkette nasıl bir yapılanma veya değişime gidildi? Ajinomoto tarafından 2013 yılında ilk başta yüzde 50 hissesi satın alınan Kükre Gıda, 2017 Ağustos ayında yüzde 100 Ajinomoto bünyesine katıldı. Global olarak Ajinomoto Grup için geçerli ve şirket kültürümüzü oluşturacak yapıtaşları olarak değerlendirdiğimiz dört önemli değerimiz var: “Yeni Değer Oluşturmak, Öncülük Ruhu, İçinde Bulunduğumuz Topluma Sosyal Katkı Sağlamak ve İnsanlara Değer Vermek.”

was bought in Izmir in 2007. Meanwhile, the capacity of vinegar production increased with the expanding sales network. New products were introduced to the market like gourmet vinegars (pomegranate, cherry, date palm, balsamic) and pomegranate syrup, hot sauce and garlic sauce. These products were followed by Anatolian Sour Sauces in 2014 and Isot, Jalapeno hot sauces, Hawthorn vinegar, white vinegar and salad sauces in 2016. Within that period, a new factory was established in Adana, in the land of turnips, in 2014 and the production of turnip juice was started in December 2014. As of now, we have a total production capacity of approximately 45 thousand tons at three different factories in three different cities. Other than Turkey, in which countries Kemal Kukrer products are consumed? Kemal Kükrer brand is exported to 21 countries such as Germany, France, Belgium, Netherlands, USA, Qatar, Egypt, Algeria, Libya, Sudan, Azerbaijan, Philippines, Singapore and Malaysia and represents our country proudly. What kind of restructuring or change did the company go under after all the shares of Kükre Gıda, as being one of the very few century old companies, were acquired by the Japanese food giant? Ajinomoto acquired 50% of the shares of Kükre Gıda in 2013. Then, all of the shares were acquired completely by Ajinomoto in August 2017. We have 4 important company values valid for Ajinomoto Group globally, which we consider as the main pillars of our company culture: “Create New Value, Pioneer Spirit, Social Contribution and Value People”. The most significant restructuring move of our company will be the steps to be taken to establish these four basic values in our company culture. June 2018 Sarten World 33


Sektör Analiz

Şirketimiz için en önemli yapılanma hamlesi ise bu dört temel değeri şirket kültürüne yerleştirmek için atılacak adımlar. Bu konuda çalışmalara başladık, hız kazanarak devam edeceğiz. Ajinomoto’nun yatırımda Kükre Gıda’yı seçme nedeni neydi, Kemal Kükrer’e dair yeni hedefleri var mı? Ajinomoto Japonya’nın bir numaralı, dünyanın 14 numaralı gıda ve içecek şirketi. Dünya çapında 130 ülkede satış yapıyor, 30 ülkede 122 fabrika, 33 bin çalışana, bin 700 Ar-Ge personeline sahip. Ürettiği ürün grupları arasında çeşniler, soslar, çorbalar, dondurulmuş gıdalar, kahve gibi paketli gıdalar var. Bu ürünler içerisinde soslar ve çeşniler şirketin ilk girdiği, dolayısıyla uzmanlığının en kuvvetli olduğu alanlar. 2011 yılından itibaren Türkiye’deki markaları izlemeye başlayan Ajinomoto, hem yüksek kalite algısı, hem marka gücü, hem de büyüme potansiyelini değerlendirerek, en kuvvetli sıvı sos markalarından biri olan Kemal Kükrer’i bünyesine katmaya karar verdi. Kemal Kükrer markasının potansiyeline inancımızla beraber bu markayı daha da büyütmek için yatırım ve yeni ürün fikirleri üzerinde de çalışıyoruz. Sirke ile başlayan bir yolculuk fakat Türkiye’ye farklı tatlar getiren bir kimliğe sahip. Bugün şirketin amiral gemisini hangi ürünler oluşturuyor? Kükre Gıda tarafındaki işimizin büyük bölümünü hala amiral gemimiz sirke kategorisi oluşturuyor. Ancak özellikle ciro anlamında sos grubumuzun her sene büyüyen bir paya sahip olduğunu görüyoruz. Bu kategorinin ciro anlamında ileride sirke işimizi geçecek bir potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Kemal Kükrer’i rakiplerinden farklı kılan özellikleri neler? Hammadde tedarikini nasıl yapıyorsunuz? Belirli bölgeler ve belirli üreticiler ile mi çalışıyorsunuz? Kemal Kükrer’in yerel bir üretici kimliğinden sıyrılıp uluslararası bir kimliğe ulaşmasının ardındaki 34 Sarten World Haziran 2018

What was the reason behind Ajinomoto’s decision to buy Kükre Gıda? Does the company have new targets regarding Kemal Kükrer brand? Ajinomoto is Japan’s number one and the world’s number 14 largest food company. The company has sales operations in 130 countries worldwide and 122 plants in 30 countries, 33 thousand employees of which 1,700 are in R&D. Amog the most important product categories the company produces are seasonings, sauces, soups, frozen products and packaged foods like coffee. Within these product ranges, the sauces and seasonings are the categories which the company started its operations, hence where the company is specialized most. Ajinomoto started to follow some brands in Turkey as of 2011 and decided on Kemal Kükrer, which is one of the most powerful liquid sauce brands in terms of high perception of quality, brand power and potential for growth. We are working on new product ideas and investment plans to grow the business with our strong faith in the potential of Kemal Kükrer brand. It is a journey that started with vinegar; yet Kemal Kükrer is also eager to introduce new tastes to Turkey. Which products constitute the flagship of the company today? The vinegar category is still our flagship business making most of our sales in Kükre Gıda. Yet, we see that our sauce category has a business share increasing every day. We believe that this category has a potential to surpass the vinegar revenue in the future. What are the characteristics that differentiate Kemal Kükrer brand from competitors? How do you supply raw materials? Do you work with specific regions and producers? The main driver behind Kemal Kükrer’s transformation from a local producer to an international brand is the importance given to the product quality, real products and traditional production methods even in the facet of modernization. Every raw material used in our products is selected from the most prominent suppliers of their


Sector Analysis

“Sarten’i Kendi Çizgimizde Görüyoruz”

Ambalajın markalaşmada çok büyük önem taşıdığını düşünen ve konuda çözüm ortağı olarak Sarten’i tercih eden Ajinomoto Türkiye İcra Kurulu Başkanı Sinan Altun, Kükre - Sarten iş birlikteliğinin uzun süredir devam ettiğini belirterek Sarten ile çalışma nedenlerini şöyle açıklıyor: “Bunun altında yatan ana sebep ise Kükre’nin Sarten’i her zaman kendi çizgi ve anlayışında görmesi ve ürünlerine güven duymasıdır. Gözümüzde her zaman kalite ve iş gelişimine önem veren bir firma olan Sarten, sürekli artan ürün yelpazesi ve faaliyet alanları ile de ciddi ve yenilikçi firma pozisyonunu korumuştur. Sarten ile şu anda hem pet ambalaj hem de metal kapak portföylerinde iş birlikteliği yapıyoruz ama gelişen faaliyet alanımız ve ürün yelpazemiz ile her sene daha fazla üründe iş birlikteliği yapmamız kaçınılmazdır.”

“Sarten Shares Our Quality Understanding”

Ajinomoto Turkey CEO Mr. Sinan Altun, who believes that packaging is very important in branding and prefers Sarten as a solution partner for this important matter, states that the cooperation between Kükre and Sarten continues for a long time and explains why they prefer working with Sarten: “The main reason behind this partnership is that Sarten shares our quality understanding. Sarten, which has always been a company giving importance to quality and business development with us, has sustained its serious and innovative position with its constantly expanding product range and operations. We have a cooperation with Sarten both in pet packaging and also in metal lid portfolios now; yet, it is an undeniable fact that we will have a cooperation with Sarten in more products in the following years with our developing product range.”

ana sebep, ürünlerinin kalitesine verdiği önem ve modernleşmesine karşılık üretimde kullandığı geleneksel ve gerçek ürün üretme anlayışını terk etmemesidir. Ürünlerinde kullandığı her girdiyi mutlaka kalite ve üretim anlayışı açısından kendi yapısına en uygun ve kendi sektörlerindeki en ciddi ve kalite anlayışı en üstte olan tedarikçilerden temin eder. Gerek hammadde gerekse ambalaj malzemesi olsun, kullanılan her girdi en sıkı kriterler ve değerlendirmeler ile seçilerek, siparişten teslime kadar büyük bir ciddiyet ile takip edilir. Kemal Kükrer ürünlerini kullanan tüketiciler her zaman şişesinden tutun da etiketine kadar her ambalajının kendine özgü, sirkede kullanılan üzüme kadar kullanılan her sebze ve meyvenin sofralık ürün olduğunun farkındadır. Kemal Kükrer markasına olan güven sadece ürünlerin lezzeti ve sunumundan değil aynı zamanda kullandığı kaliteli malzemelerden kaynaklanmış ve 100 yılı aşkın süredir perçinlenmiştir. Gıda sektöründeki ürün satışlarında ambalaj sizce ne kadar önemli? Gıda sektörü için ambalaj ve tasarım en önemli satın alma kriterlerinin başında geliyor. Bugün tüm kategorilerdeki raflar o kadar kalabalık ve o kadar çok ürün çeşitliliği barındırıyor ki, ürünün raftan tüketiciye ben buradayım demesi çok çok önemli. Dolayısıyla ilk aşama rafta fark edilmek. İkinci aşama üzerine koyduğunuz marka ile birlikte ambalaj ve tasarımın yarattığı marka algısı. Kemal Kükrer markasının son 15 senede yarattığı marka algısının, yüksek kalite ile bu kadar eşleşmesinin önemli nedenlerinden birisi de ambalajlarına verdiği önemdir.

respective sectors with high quality and high production standards as we do. Each input used, either raw material or packaging material, is chosen by applying the most strict criteria and evaluated seriously from order stage to the delivery. People consuming Kemal Kükrer products are always sure of the fact that each packaging is unique from the bottle to the tag and each vegetable and fruit - even the grapes used in the vinegar -is at same quality with the products consumed at meal tables. The growing trust for over 100 years on Kemal Kükrer brand does not come only from the taste and premium packaging of the products but also from the best quality materials. How important is the role of packaging in sales of the food sector according to you? Packaging and design are among the most important criteria driving purchase decision in the food sector. Today, the retail shelves of all categories are so crowded and full of varieties that makes it very very important for a product to pop up to appeal to the consumer on the shelf. Therefore, the first stage is to be recognized. The second stage is the brand perception created by the design and packaging, along with the brand name on it. One of the reasons behind the strong brand perception of Kemal Kükrer is the importance given to its packaging designs in the past 15 years together with its high quality. June 2018 Sarten World 35


Sektör Analiz

“Yöresel Lezzeti Dünya Sofralarına Gönderiyor” “Delivers the Traditional Tastes to the Cuisines of the World” 35 yılı aşkın bilgi birikimiyle büyümeye devam eden Cenkci Turşuculuk, kaliteli ürünleriyle hem Avrupa, Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetleri’ne ihracat yapıyor hem de iç piyasada kendi markasıyla var olmayı başarıyor. Continuing to grow with an 35 years knowhow, Cenkci Turşuculuk both exports its highquality products to Europe, the Middle East, and Turcic Republics and also succeeds in competing in domestic market with its own brand.

Cenkci Turşuculuk Genel Müdürü Cenkci Turşuculuk General Manager Ms. Jülide Çelikcenkci Özdemir

C

C

Cenkci Salamura’nın hikayesini kısaca anlatabilir misiniz? Cenkci Salamura, ilk olarak 1985 yılında İzmir Pınarbaşı semtinde ‘Üstün Turşu’ adıyla kurulmuştur. 2000 yılından itibaren, 7000 metrekare açık alan olmak üzere toplam 12 bin metrekarelik İzmir Torbalı’daki yeni tesisinde üretim yapıyor. Uzun yılların getirdiği tecrübeden güç alarak, her geçen gün bünyemize yeni katılan çalışanlarımızla beraber büyümeye devam ediyoruz. Yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları ile ürün çeşitlerimizi ve kapasitemizi her geçen gün arttırıyoruz. Geleneksel turşu çeşitlerinin yanında özel çalışmalar sonucunda kendimize ait lezzetler olan spesiyal ürün çeşitlerimizi de ekleyerek, turşu çeşitlerini artırmaya devam ediyoruz.

Can you please tell us the story of Cenkci Salamura briefly? Cenkci Turşuculuk was first established in Pınarbaşı, İzmir in 1985 under the name of “Üstün Turşu”. Since 2000, it has been making production at its new facility in İzmir on an area of 12 thousand square meters, 7000 square meters of which is an open area. Gaining strength from its previous experiences, we continue to grow together with the employees joining our company. We increase our product variety and our capacity every day with the R&D studies we conduct. Besides the traditional pickles, we continue to increase the variety of the pickles by adding our special products to our product range as a result of our special studies.

enkci Turşuculuk, bugün Avrupa ve Orta Doğu’daki ülkelerden Türk Cumhuriyetleri’ne kadar uzanan geniş bir hatta ihracat gerçekleştirirken, iç pazardaki ürünlerini de kendi markasıyla üreten bir firma. Cenkci Turşuculuk Genel Müdürü Jülide Çelikcenkci Özdemir ile şirketin uzun yıllara dayanan başarı hikayesini konuştuk.

36 Sarten World Haziran 2018

enkci Turşuculuk is a firm that produces its products in domestic market with its own brand while exporting within a wide line ranging from Europe and the Middle Eastern countries to Turkish Republics today. We have talked to Cenkçi Turşuculuk General Manager Ms. Julide Çelikcenkci about the success story of the company.


Sector Analysis Kendinize ait markanızla birlikte başka firmalar için de üretim yapıyor musunuz? Ürünleriniz kaç ülkede tüketiliyor? Piyasada turşularımızı Cenkci markasıyla pazarlamaktayız. Bununla birlikte, uzun yıllar içerisinde gıda kalitesi, hijyeni, güvenirliği ile kendini kanıtlamış bazı firmalar için de özel etiket üretim yapmaktayız. Ürünlerimiz kadar markamızın da arkasındayız. Ürünlerimiz Avrupa Birliği ülkeleri, Arap ülkeleri ve Türki Cumhuriyetleri’nde büyük bir talep ile tüketilmektedir. Kapasitemizin yarısından fazlası ihracat olarak satışa sunulmaktadır. Hammaddenizi nasıl tedarik ediyorsunuz, belirli bölge ve üreticiler ile mi çalışıyorsunuz? Her ürünün hammaddesini kendi ana bölgesinden almayı tercih ediyoruz. Lezzetimizin ve kalitemizin sırlarından birinin de bu olduğunu düşünüyoruz. Örneğin, salatalığı Ödemiş’ten, lahanayı Afyon’dan, biberlerimizin büyük bir kısmını Çanakkale’den, kelek ve acurlarımızı ise Gaziantep gibi ülkemizin güzel topraklarından elde ediyoruz. Hammaddemizin bir kısmını müstahsilden bir kısmını ise piyasaya ürün tedariki sağlayan firmalardan almaktayız. Üretim yaparken tüketici sağlığını korumak adına dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir? Ürünümüzün sağlıklı olması, kimyasal atık barındırmaması bizim için çok önemli. Kullandığımız ambalajlar da gıda sağlığını koruyacak kalitede olmalı. Ambalajlarımızın tamamen gıdaya uygun olması, Tüketiciye daha iyi hizmet verebilmek ve markamızın güvenirliğini sağlamak açısından yaptığımız tüm çalışmalar, tüketici sağlığına vermiş olduğumuz önemden ileri gelmektedir. Raflardan ürünlerimizi alırken tüketicinin dikkatini çeken ilk şey, ürünün görünüşü olsa da ambalajın, ürünün sağlığını, kalitesini uzun süre koruyabilmesi de o ürüne olan talebin artmasında etken rol oynuyor.

Do you also make production for other firms, along with your own brand? How many countries are your products consumed in? We market our pickles under the brand of Cenkci in the market. Besides, we make private label production for some firms which have proved themselves in time with their hygiene, reliability and the food quality. We trust in our brand as much as our products. There is a high demand for our products mainly in the European Union countries, Arabic countries and Turkish Republics. More than half of our capacity is exported.

Ambalaj kalitesinin kendileri için en önemli faktörlerden biri olduğunu söyleyen Cenkci Turşu Genel Müdürü Jülide Çelikcenkci Özdemir, şöyle devam ediyor: “Ambalajın içindeki ürünün kalitesini de yansıttığına inanıyoruz. Ambalaj ne kadar kaliteli olursa, ürünün lezzetini ve kalitesini o ölçüde koruyabilirsiniz. Sarten’in bu konuda bize çok büyük desteği var. Alanındaki en iyi firma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

Cenkci Turşu General Manager Ms. Jülide Çelikcenkci Özdemir, who says that the quality of the package is among the most significant factors to them, continues: “We believe that the package reflects the quality of the product inside the package. The higher package’s quality means more tasty and the better quality product. Sarten has supported us so much in this. I can tell that Sarten is the best firm in its own field.”

How do you supply your raw material? Do you work with specific producers and regions? We prefer purchasing the raw material of each product from its main region. We believe that this is one of the secrets of our taste and quality. For instance; we get cucumbers from Ödemiş, cabbages from Afyon and most of our peppers from Çanakkale and gherkins from our beautiful lands, like Gaziantep. We get a part of our raw material from the producer and a part of them from the firms providing product for the market. Which issues do you pay attention to so as to protect the consumer health while making production? It is very important for us that our product is healthy and that it does not contain any chemical waster. The packaging we use must be good enough to protect the food health. The obligation that our packages must be suitable for the food completely and all the studies we conduct in order to maintain the reliability of our brand result from the importance we give on consumer health. Although the first thing that attracts the consumer’s attention while picking up our products from the shelves is the outlook of the product, the fact that the package should protect the health and the quality of the food for a long time plays an important role in the increase of the demand for that product. June 2018 Sarten World 37


Sektör Analiz

Lukoil Lubricants Middle East Genel Müdürü Lukoil Lubricants Middle East General Manager Mr. Vladimir Davidovich

Lukoil, Madeni Yağ Pazarında Yeni Ürünlerle Pay Büyütecek Lukoil Will Grow Its Share in Lubricants Market With Its New Products

M

adeni yağ üretiminde dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan Lukoil, Türkiye ve çevre ülkelerdeki operasyonları için 2008 yılında Lukoil Lubricants Middle East şirketini kurmuştu. Kısa sürede başarılı bir yol kat ettiklerini dile getiren Lukoil Lubricants Middle East Genel Müdürü Vladimir Davidovich ile şirketin gelecek dönemdeki hedeflerini konuştuk. LLK-International ne kadarlık bir büyüklüğe ulaştı, Türkiye’deki hedeflerinize ulaştınız mı? 2008 yılında İstanbul’da kurulan ve LLK-International grubunun bir parçası olan Lukoil Lubricants Middle East, madeni yağ üretimi ve dağıtımı gerçekleştiriyor. Bu yıl Türkiye’de 10. yıl dönümümüzü kutlamaktan mutluluk duyuyoruz. Başarılarımızı on yıl içinde görmemiz bizim için büyük bir onur. 10 yıllık süre içerisinde, Türkiye pazarında çok güçlü bir varlık elde ettik. Profesyonellerden oluşan, Türkiye’de çok güçlü bir

38 Sarten World Haziran 2018

L

ukoil, one of the world’s largest companies in lubricants production, founded Lukoil Lubricants Middle East company in 2008 for its operations in Turkey and the neighbor countries. We have talked to Lukoil Lubricants Middle East General Manager Mr. Vladimir Davidovich, who expresses that they have taken quite a long way in a short time, about the nextterm goals of the company.

How much has LLK-International grown? Have you reached your goals in Turkey? A LLK-International Group company, LUKOIL Lubricants Middle East, having been established in 2008 in Istanbul focuses on lubricants production and distribution. We are happy to celebrate our 10th anniversary in Turkey this year. It is a great honor for us to see what we have succeeded in ten years. We have acquired a very strong presence in the Turkish


Sector Analysis takım kurduk. Bu sayede işimizle iyi bir pazar payı elde market in a period of ten years. We have set up a very etmeyi başardık. Sürdürülebilirliğe büyük önem veriyoruz strong team consisting of advanced professionals in ve sürekli büyüyoruz. Aliağa’da üretim yatırımları Turkey. Thus, we have succeeded in obtaining a good yapıyoruz. Aliağa fabrikamız Lukoil grubunun en verimli market share. We give great importance to sustainability tesislerinden biridir. Yılda 40 bin metric ton üretim and we grow constantly. We make production kapasitesine sahip Aliağa’daki tesisimizden iç piyasa investments in Aliağa. Our Aliağa plant is one of the dışında 15 ülkeye ihracat yapıyoruz. Aliağa-İzmir’deki most productive facilities of Lukoil group. Apart from yüksek kapasiteli madeni yağ fabrikamızda üretilen the domestic market, we export to 15 countries from ürünler, Lukoil ve grup şirketi Akpet istasyonlarında ve our Aliağa facility which has an annual production Türkiye’nin her yerinde geniş bir satış kanalı ağında capacity of 40 thousand metric tons. The products satılmaktadır. produced in our high-capacity Madeni yağ üretiminde lubricants plant in Aliağa-İzmir dünyanın en büyük dört are sold in Lukoil and group şirketinden biri olan Lukoil, company Akpet stations and Türkiye’deki 10. yıl Rusya madeni yağ pazarının throughout Turkey within a dönümünü kutlayan yüzde 45’ine sahip. 700’den fazla wide sales channel web. üründen oluşan yıllık 1 milyon Lukoil, which is among the Lukoil Lubricants Middle ton madeni yağ kapasitesine world’s largest four companies East, yeni ürün serisiyle sahip Lukoil Lubricants’ın in lubricants production, has ürünleri, beş kıtada 100’den 45% of the Russian lubricants Türkiye madeni yağ fazla ülkede satılıyor. market. The products of Lukoil pazarında büyümeyi Lubricants, which have an planlıyor. Türkiye pazarı annual lubricants capacity of 1 Sizin için madeni yağ million tons that consist of over için Genesis çizgisi sektöründe Türkiye’nin 700 products, are sold in over stratejik önemi nedir? modern ürün serisini 100 countries in five continents. Türkiye, madeni yağ sektörü için piyasaya süreceklerini bölgedeki en büyük pazarlardan What is the strategic biri konumunda. Pazarın söyleyen Lukoil importance of Turkey towards standartlar açısından Avrupa’ya Lubricants Middle East the lubricants sector for you? çok yakın olması, ürün Turkey is positioned as the Genel Müdürü Vladimir portföyümüz açısından önemini largest market of the region for artırıyor. Diğer taraftan ödeme Davidovich, INTESMO ile the lubricants sector. Since it is koşullarına ve ticari koşullara very close to Europe in terms of müşteriye özel çözümler göre Orta Doğu’ya daha yakınız. the market standards, it gains Kişisel tecrübeme dayanarak üreteceklerini belirtiyor. more importance in terms söyleyebilirim ki Türkiye, of our product portfolio. On gerçekten yüksek potansiyele Celebrating its 10th the other hand, we are closer sahip gelişen ve güçlü bir pazar. anniversary in Turkey, to the Middle East in terms Bazı zorluklara rağmen, Türkiye Lukoil Lubricants Middle of payment and commercial büyüyor ve çok güçlü. Bundan conditions. According to my East is planning to grow in dolayı Lukoil Grubu, ülkeye personal experience, I think Turkish lubricants market yatırım yapmaya devam edecek. that Turkey is a developing, with its new product series. powerful market which has a Gelecek için hedefleriniz ve Lukoil Lubricants Middle really high potential. In spite planlarınız neler? East General Manager Mr. of some difficulties, Turkey is Sektörümüzde uzun vadeli growing and very powerful. Vladimir Davidovich, who sürdürülebilir büyümeyi Therefore, Lukoil group will tells that they are going to sağlamak ve Lukoil’i Türkiye continue to invest in Turkey. pazarında önemli bir aktör release the Genesis line olarak görmek istiyoruz. modern product series for What are your goals and plans Türkiye endüstrinin güvenilir bir Turkish market, states that for the upcoming period? tedarikçisiyiz. We want to maintain a longthey are going to produce Şu anda yeni “LUKOIL term and a sustainable growth customer-specific solutions GENESIS” ürün grubunu pain our sector and to see Lukoil zara sunmanın heyecanını with INTESMO. as a crucial actor in Turkish market. We are a reliable supplier of the Turkish industry.

June 2018 Sarten World 39


Sektör Analiz Nowadays, our major excitement is the launch yaşıyoruz. Bu ürün grubu Premium kategoride yer alıyor of our new product line “LUKOIL GENESIS Line” to ve dünyanın önde gelen araç üreticilerinin onayına sahip. the market. This product group is categorized as the Yeni GENESIS ürün grubumuza ek olarak, yeni gres Premium Tier product and approved by the world’s tesisimiz INTESMO’da üretilen ürünlerle Türkiye’deki leading vehicle manufacturers. ürün gamımızı daha da genişletmeyi planlıyoruz. In addition to the new GENESIS line, we will Üç yıl önce Volgograd’da bulunan INTESMO gres expand our product range in Turkey with the prodşirketini kurduk. Gres üretiminde Doğu Avrupa’nın en ucts from our new grease plant büyük fabrikasıdır. INTESMO. Aliağa’daki harmanlama We founded INTESMO grease tesisine yatırım yapıyoruz. company, which is located in Yeni ürün gruplarını Türkiye Volgograd, three years ago. It is pazarına taşıyacağız. Bu “Sarten bizim uzun dönemdir the largest plant of the Eastern yıl, son 3 yılda yaptığımız iş ortağımız ve çalışmaktan çok Europe in grease production. yatırımlardan daha memnunuz” diyen Lukoil Lubricants We invest in the blending fazlasını gerçekleştirdik ve Middle East Genel Müdürü Vladimir facility in Aliağa. We are going to önümüzdeki yıl için de büyük Davidovich, Sarten’in Lukoil’in globalde release new product groups to hedeflerimiz var. de madeni yağ teneke tedarikçisi the Turkish market. This year our olduğunu belirterek şunları söylüyor: investments exceeded investINTESMO, müşterilerinize “İhracat yaptığımız ürünlerde de ments of past 3 years and we nasıl değer katacak? Sarten’in ambalajlarını kullanıyoruz. have quite ambitious plans for Rusya’da bulunan INTESMO Sarten ayrıca, Rusya’ya teneke tedariki upcoming years too. gres imal eden ve benzeri sağlıyor. 2009 yılından beri devam eden olmayan endüstriyel bir ve artan bir iş birliğimiz var. Sarten’in Türkiye dışında yakın coğrafyadaki How will INTESMO add value to komplekstir. En iyi Rus ve ülkelerde de üretim tesislerinin olması yabancı uzmanlar, en ileri your customers? bizim için önemli. Sarten bünyemizdeki teknolojik ekipmanlar, INTESMO is a unique industrial üretim konuları ile ilgili değişikliklere yüksek otomasyon seviyesi, complex in Russia which çok hızlı reaksiyon verebiliyor. Madeni kendi hammadde tabanının manufactures grease. Due to yağ plastik şişe tedarikinde ürün mevcudiyeti sayesinde, the best Russian and foreign kalitesinden ve özellikle ürünlerin renk ürünlerin işleyiş ve çalışma specialists, the most advanced kalitesinden çok memnunuz. Özellikle özellikleri benzerlerine göre technological equipment, the high platinium ve gold gibi zorlu renklerde çok daha iyi seviyelerdedir. level of automatization and the Sarten’in çok başarılı olduğunu Üretim süreci gelişimi, AR-GE presence of its own raw material düşünüyorum. laboratuvarı, test laboratuvarı base, the working and operation ve teknik bölümler dahil olmak features of the products are at much üzere bünyesinde barındırdığı higher levels. The development mühendislik merkezinden of production process is realized Lukoil Lubricants Middle East General gerçekleştirilmektedir. in its engineering center which Manager Mr. Vladimir Davidovich, who INTESMO LLC azami verimi involves the R&D laboratory, says that “Sarten has been our longsağlamak için bütün bir hizmet test laboratory and technical term business partner and we are very sunuyor. Genişleyebilen gres departments. INTESMO LLC pleased to work together.”, states that ürünleri yelpazesi sunuyor. provides a whole service in order Sarten supplies lubricants can to Lukoil Müşterilerin ihtiyaçlarına to provide maximum efficiency. in the global market, as well and adds: yanıt vermek için INTESMO It offers a range of expandable “As we use Sarten’s packaging in the LLC uzmanları tarafından grease products. The grease oils products we export, it also supplies cans gres yağları seçiliyor ve özel are chosen by INTESMO LLC to Russia. We have a cooperation which has been continuing and developing mühendislik merkezinde specialists to meet the customer since 2009. It is important for us that bu ürünler geliştiriliyor. needs and they are developed in Sarten also has production facilities in Müşterinin teknik koşullarına the special engineering center. the near geography countries, apart from göre özel yağlama yağları Special grease oils are developed Turkey. Sarten can react to changes in geliştiriliyor. Ürünlerin according to the technical the issues related to the production in çıkış kalitesini düzenli conditions of the customers. We can our structure very rapidly. We are very olarak izleyebiliyoruz ve supervise the output quality of the pleased with the product quality in the laboratuvar test hizmetleri product regularly and we provide supply of lubricants plastic bottles and sağlıyoruz. Ürünler için teknik laboratory test services. In addition particularly, the quality of the colors. danışmanlık hizmetlerinin to providing technical consultancy Especially, I believe that Sarten is very sağlanmasının yanı sıra services for the products, we carry successful with the compelling colors like platinum and gold.” müşterimizin ekipmanlarının out the technical supervisions of teknik denetimini de yapıyoruz. our customers’ equipments.

“Sarten Ana Tedarikçimiz”

“Our Main Supplier is Sarten”

40 Sarten World Haziran 2018


Sector Analysis

Aliağa Fabrikası’nın Üretim Kapasitesi Dört Kat Arttı The Production Capacity of Aliaağa Plant has Quadrupled

Lukoil’in, Aliağa’da bulunan üretim tesisinin, 2009 yılında yerel bir üreticiden satın alındığını belirten Fabrika Müdürü Asım Talip, 10 bin olan tesis kapasitesinin yapılan yatırımlarla 40 bin metrik tona çıkarıldığı bilgisini veriyor. Plant Manager Mr. Asım Talip, who says that Aliağa production plant was acquired by Lukoil from local producer in 2009, states that the facility capacity, which was 10 thousand, has been increased to 40 thousand metric tons with the investments.

Lukoil’e 2010 yılında katılan ve üretim müdürü olarak görev alan Asım Talip, 2015 yılı Kasım ayından bu yana da fabrika müdürü olarak görev yapıyor.

Mr. Asım Talip, who joined Lukoil in 2010 as a production manager, has been working as a plant manager since November 2015. June 2018 Sarten World 41


Sektör Analiz

Y

M

ore than 500 types of SKU are produced ılda 26 bin ton madeni yağ üreten Lukoil’in in Aliağa facility of Lukoil, which produces Aliağa’da bulunan tesisinde 500’ün 26,000 tons of lubricants annually. Plant üzerinde SKU üretilmektedir. Aliağa’daki Manager Mr. Asım Talip, “We also make export tesisten iç pazar dışında komşu ülkelere de from the facility in Aliağa to the neighbour ihracat yapıldığını söyleyen Fabrika Müdürü Asım countries, apart from the domestic market. Talip, devam eden yatırımlarla tesis kapasitesi ve Thanks to the ongoing investments.the capacity of ürün çeşidinin artmaya devam ettiğini belirtiyor. the facility and the product range are continuing to Tesisin 2009 yılında yerel bir üreticiden increase” alındığı bilgisini veren Talip, ilk alındığında Informing us that the facility was bought from 10 bin metrik ton üretim kapasitesine sahip a local producer in 2009, Mr. Talip says that when olduğunu belirterek tesisle ilgili şu bilgileri first bought, the facility had a production capacity veriyor: “Satın alındıktan sonra yapılan of 10 thousand metric tons and he shares the yatırımlarla burası 40 bin ton kapasiteye following information: “After we bought the facility, çıkarıldı. Yeni yatırımlar, yeni dolum hatları, the capacity was increased to 40 thousand metric yeni üretim ve depolama tankları, dökme dolum tons with the investments made. We expanded our istasyonları yaparak tesisimizi geliştirdik. facility by making new investments, new filling Madeni yağların yanında antifriz üretimimiz tanks, new production and storing tanks and bulk de var. Tesis otomasyon üzerine kurulu olduğu filling stations. Besides the lubricants, we make için 50 kişilik bir ekibimiz bulunuyor. Madeni antifreeze production. Since yağ sektöründe işin the facility is based on çoğunluğu makineler automatization, most of the tarafından yapılmaktadır. work is done by machines. İşin büyük kısmı makineler As most of the work is done tarafından yapıldığı için by machines, we have a iş güvenliği açısından da safer working area in terms daha emniyetli bir çalışma of work safety. Our facility sahasına sahibiz. Tesisimiz, consists of five departments üretim, üretim planlama ve Lukoil’in Türkiye’ye geldiğinden as; production, production malzeme yönetimi, lojistik, beri Sarten ile çalıştığını söyleyen planning and material kalite ve laboratuvar olmak Asım Talip, “Sarten, madeni yağ management, logistics, üzere beş departmandan sektöründe Türkiye’deki en büyük quality and laboratory. oluşmaktadır. Fizikokimya tedarikçi. İhtiyaç ve taleplerimizi çok Our physicochemistry test test laboratuvarımız hızlı ve başarılı şekilde karşılıyorlar. laboratory is quite extensive. oldukça kapsamlıdır. Ağırlıklı olarak 15-16 kilogramlık All of analyses of oil are Burada madeni yağ ile ilgili teneke ambalajlar ve bir ila yedi made here. Four employees, tüm analizler yapılmaktadır. litreye kadar plastik ambalajlar three of which are chemists Üç kimyager bir de için yıllardır Sarten ile çalışıyoruz” and one of which is a kimya mühendisi olmak yorumunu yapıyor. chemistry engineer, work in üzere dört çalışanımız the laboratory. The products laboratuvarda görev we produce are tested alıyor. Ürettiğimiz ürünler here and the R&D studies burada test edilmekte, are conducted here when yeri geldiğinde Ar-Ge necessary. çalışmaları da burada yapılmaktadır. ”

Sarten, Madeni Yağ Sektörünün En Büyük Tedarikçisi

Sarten is the Largest Supplier of the Lubricants Sector

Yakın coğrafyaya ihracat Tesiste 300’den fazla çeşit yağ üretildiğini söyleyen Asım Talip, “Üretimimiz iç pazara yönelik olmakla birlikte Irak, Suriye, Ürdün, Dubai, Kuveyt gibi yakın coğrafyada, komşu ülkelere ihracat yapıyoruz” diyor ve ekliyor: “Ayrıca Afrika’ya da ihracatlarımız devam etmektedir.” 42 Sarten World Haziran 2018

Mr. Asım Talip, who says that Lukoil has been working with Sarten since it penetrate to Turkish market, makes the following comment: “Sarten is Turkey’s largest supplier in lubricants sector. They meet our needs and demands rapidly and successfully. We have been working with Sarten for years for can packages of 15-16 kilograms and for plastic packages of 1-7 liters.”

Export to the nearby geography Stating that over 300 types of oil are produced in the facility, Mr. Asım Talip says that “Despite the fact that our production is centered on domestic market, we also export to neighbor countries in the nearby geography like, Iraq, Syria, Jordan, Dubai and Kuwait” and he adds: “Besides, we continue export to Africa.”



Sektör Analiz

Ülke Müdürü Country Head Dr. Tahsin Özbek

Agri Sciences için İhracatta Büyüme Zamanı Time to Grow in Export for Agri Sciences

Ürdün merkezli GMS Holdings’in sekiz yıl önce İzmir’de yatırım yaparak kurduğu Agri Sciences, ürün geliştirme ve ruhsat tamamlama sürecinde iç pazara ve iç yakın coğrafyaya odaklandı. Ülke Müdürü Dr. Tahsin Özbek, yeni projelerle Latin Amerika başta olmak üzere yeni ihracat pazarlarına girmeye hazırlandıklarını belirtiyor. Agri Sciences, which was established by Jordanian GMS Holdings in Izmir 8 years ago, has focused on the domestic market and the neighbour geography in the process of product development and completion of certification. Country Head Dr. Tahsin Özbek states that they are getting prepared to penetrate into new export markets, particularly Latin America, with the new projects.

A

C

Öncelikle GMS Holdings ve Agri Sciences’i tanıyarak röportajımıza başlamak istiyoruz. GMS Holdings, dünyada çeşitli alanlarda ve iş kollarında faaliyet gösteren bir şirket. Bir aile holdingi olan GMS Holdings’in İstanbul’da insan sağlığı ile ilgili ilaçlar konusunda üretim yapan bir fabrikası var. Yüzde yüz yabancı yatırımlı bir firma olan Agri Sciences ise tarım sektörüne yönelik üretim yapıyor. 2010 yılında tarım ilaçları ile gübre üretimi ve pazarlanması konusunda İzmir’e yatırım yapıldı. Sekiz yıl içinde yeni tesislerimizi de ilave ederek büyümeye devam ettik. İhracat ağırlıklı çalışmalarımız devam ediyor. İç piyasada belli bir

We would like to start our interview by getting to know GMS Holdings and Agri Sciences first. GMS Holdings is a company operating in various fields and business branches of the world. GMS Holdings, which is a family holding, has a factory making production on medicines related to human health in Istanbul. Agri Sciences, which is a 100% foreign-invested firm, makes production in the agriculture sector. An investment was made in Izmir for pesticides and fertilizer production and marketing in 2010. We have continued to grow in 8 years by adding new facilities. Our studies, which are mainly

gri Sciences’ın Türkiye’yi seven ve ülkenin geleceğine güvenen Ürdünlü bir ailenin yatırımı olduğunu söyleyen Ülke Müdürü Dr. Tahsin Özbek, şirketin sekiz yıldır tesis yatırımı dışında yeni pazarlar yaratmak için de çalışmalarını sürdürdüğünü belirtiyor. İzmir’in tarım ilaçları alanında stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Tahsin Özbek ile tarımın geleceğini şirketin hedeflerini konuştuk.

44 Sarten World Haziran 2018

ountry Head Dr. Tahsin Özbek, who says that Agri Sciences was an investment of a Jordanian family who loves Turkey and who trusts in the future of the country, states that the company continues to work on creating new markets, apart from the facility investment of eight years. We have talked to Mr. Tahsin Özbek, who emphasizes that Izmir has a strategical importance in the field of pesticides, about the future of agriculture and the goals of the company.


Sector Analysis pazar payına sahip olmamızla birlikte, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile CIS ülkeleri başta olmak üzere değişik bölgelere ihracat yapıyoruz. Aynı zamanda yeni geliştirdiğimiz bazı projelerle Latin Amerika’daki bazı pazarlara bu yıldan itibaren girmeye başlıyoruz. GMS Holdings yatırım için neden Türkiye ve İzmir’i seçti? Türkiye, tarım açısından bakıldığında büyük ve çekici bir pazar. İleriye yönelik büyüme hedeflerine baktığımızda tarımın yükselen bir büyüme eğrisi var. Büyümekte olan bir ülke olduğu için tercih ediliyor. Bizim holdingimizde ülkemizi seven ve ülkemize inanan bir yapı var. Holdingimiz Türkiye’ye girmeye karar verdiğinde, İzmir’de şu an bulunduğumuz şirket satın almaya uygun görülmüştü. İzmir pazarın içinde ve merkezinde olan bir bölge. Buradan beş kilometre öteye gittiğinizde üreticiye, çiftçiye, tarlaya ulaşabiliyorsunuz. İhracata önem vermemizden dolayı İzmir’in limanlara yakın olması bize lojistik anlamda avantaj sağlıyor. İş kolumuzun, tam da bu bölgeye hitap ediyor olmasından dolayı yatırımlarımızı İzmir’de yapmayı tercih ettik. Ürünleri kendi markanızla mı üretiyorsunuz yoksa fason üretim mi yapıyorsunuz? Üretimimiz tamamen Agri Sciences markasıyla yapılıyor. Hem yurt içinde hem yurt dışında Agri Sciences markası altında yaklaşık 300 ruhsatlı ürünümüz var. Aynı zamanda Ukrayna, Belarus, Ürdün ve Mısır’da kuruluşunu tamamladığımız, bize bağlı olarak çalışan şirket ve brunch ofislerimiz var. Bu bölgelerdeki pazarlamayı da kendi şirketlerimiz aracılığıyla yapıyoruz.

on export, are continuing. Despite the fact that we have a certain market share in the domestic market, we export to geographies like the Middle Eastern and the North African countries, Russia, Ukraine and Belarus. Besides, we are entering some markets in Latin America with the projects we have newly developed by this year. Why did GMS Holdings choose Turkey and Izmir for investing? In terms of agriculture, Turkey is a big and attractive market. When we have a look at the anticipatory growth goals, agriculture has a rising growth curve. It is preferred since it is a growing country. Our holding has a structure that loves and believes in our country. When our holding decided to enter Turkey, the company, in which we are in now, in Izmir was considered to be suitable for purchasing. Izmir is a region inside and at the center of the market. When you drive 5 kilometers away from here, you can reach the producer, the farmer and the field. Since we give importance to export, the fact that Izmir is close to the ports provide us advantage in terms of logistics. As our business branch addressed to this region exactly, we decided to invest in Izmir. Do you produce your products under your own brand or do you make contractual manufacturing? Our products are completely produced under the brand of Agri Sciences. We have almost 300 certificated products under the brand of Agri Sciences both in the country and abroad. Besides, we have companies and branch offices in Ukraine, Belarus, Jordan and Egypt, which we have completed their foundation and which operate for us. We market in these regions via our own companies.

İhracata önem veriyoruz dediniz. Sekiz yıllık süreçte ihracat ivmesi nasıl? Başlangıç aşamasında ürünlerini geliştiren, ruhsatlarını tamamlayan, pazara giriş çalışmaları yapan bir şirkettik. İlk dört yıl ağırlıklı olarak Türkiye pazarına odaklandık. Bir taraftan da diğer ülkelerde ruhsatlandırma yatırımlarını başlattık. Toplam ciromuzu yüzde 60 iç piyasa, yüzde 40 yurt dışı satışları oluşturuyor. Bu yıl, bu oran hedeflerimiz doğrultusunda 45’e 55’e yükseldi. Az önce bahsettiğim konulardan dolayı önümüzdeki yıllarda ihracatın, iç piyasanın biraz daha üzerine çıkacağına inanıyorum.

You have just said that you give importance to export. How is your export acceleration in an eight-year period? At the beginning, we were a company developing its products, completing its certificates and conducting studies for entering the market. In the first four years, we focused on the Turkish market. Meanwhile, we started investing in certification in the other countries. 60% of our total turnover is made up by the domestic market sales and 40% of it is made up by the foreign sales. This year, this rate has increased from 45 to 55 in direction with our goals. Due to the issues I have just mentioned, I believe that the export will surpass the rate of the domestic market slightly in the following years.

Tarım ilacı denince akla ilk gelen kimyasallar. Dünyada gelişen çevre bilincine bağlı olarak getirilen kısıtlamalar sektörünüzü nasıl etkiliyor? Tarım ilacı ve kimyasal gübreler kullanmadan dünyadaki nüfusu beslemeniz mümkün değil. Fakat doz çok önemli. Doğru ilacı, doğru zamanda, doğru şekilde kullandığınızda gerçekten ilaçtır ama farklı ve yanlış kullanımlarda oldukça zararlıdır. Son yıllarda özellikle devlet nezdinde tarım alanında bir bilinçlenme söz konusu. Tarım Bakanlığı, bu konuda ciddi yaptırımlarla bu sektörü disiplin altına alıyor. Türkiye olarak Avrupa

When we talk about pesticides, the first thing that comes to mind is the chemicals. How do the restrictions imposed as a result of the environmental consciousness developing in the world affect your sector? It is not possible to feed the world population without using pesticides and chemical fertilizers. However, the dosage is very important. It becomes a real medicine when you use the right medicine at the right time in the right way; yet, it is quite harmful if it is used in a wrong and different way. In recent years, conscioussness has arisen in the field of agriculture in the eye of the state. The Ministry of Agriculture disciplines June 2018 Sarten World 45


Sektör Analiz Birliği’nin kural ve yasalarını çok yakından takip ediyoruz. Oradaki değişimler, yasaklamalar ve kısıtlamalar anında Türkiye’de de uygulanıyor. Bu işi sadece ticaret olarak yapan, yurt dışından hazır ürün getiren bazı şirketler için sıkıntı yaratabilir ama bizim gibi üretici, kendi laboratuvarları olan, kendi formülasyonlarını üreten şirketler için çok büyük artı değer sağlıyor. Ülke olarak önemli düzeyde iharacat yaptığımız tarımsal ürünlerimiz var. Bu kısıtlamaları oldukça pozitif açıdan değerlendiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarınız ne yönde ilerliyor? Özellikle tarım ilacı sektöründe yeni bir etken madde ya da aktif madde bulmak, çok uzun yıllar araştırmalar ve çok büyük yatırımlar yapmayı gerektiriyor. Ülke olarak henüz bu yatırımları yapacak durumda değiliz. Buna Agri Sciences de dahildir. Bunun yerine daha çok, yeni formülasyon teknolojilerine ağırlık veriyoruz. Kendi Ar-Ge laboratuvarlarımızda farklı etken maddeleriyle karışımlar yaparak ya da dünyanın da izlediği yeni formülasyonlardan yararlanarak çevreye daha az zararı dokunan, daha az kalıntı bırakan ilaçlar üretip piyasaya sürüyoruz. Tarımda bitkisel kökenli ilaçların etkisi ve gelişimi ne boyutta? Bitkisel kökenli ilaçlar elbette tarımda da kullanılabiliyor ancak bu ilaçların zararlılar üzerine etkileri kimyasal ilaçlar kadar yüksek değil ne yazık ki. Tarladaki ürününüzü korumanız gerekiyor bu yüzden biyoilaçların kullanım alanı

“Sarten Kimya Sanayisinin En Önemli Tedarikçisi” Yaklaşık 25 yıldır kimya sektöründe çalıştığını söyleyen Agri Sciences Ülke Müdürü Dr. Tahsin Özbek, bu nedenle Sarten’i çok yakından tanıdığını belirterek endüstrinin en önemli tedarikçilerinden biri olduğunu belirtiyor. Özbek, tarım ilaçları endüstrisinde ambalajın önemini söyle ifade ediyor: “Kaliteli ambalajların yanında, bu kimyasallar, ambalajlara doldurulurken belirli standartlar isteniyor. Son yıllarda gelişen trendler ve yasal regülasyonlar da uygun ambalajları tedarik etme zorunluluğu doğurdu. Agri Sciences kurulduğundan beri Sarten ile çalışıyor. Ambalaj üretiminde kullanılan teknoloji ve ambalajın kalitesi bizim için çok önemli. Olası bir sızma durumunda gönderdiğimiz ürünleri geri toplamak zorunda kalırız. İhracat yaptığınız ülkelerden de bu tip şikayetler almanız, sizi zor durumda bırakır. Büyük maliyetler altına sokar. Sarten’in son zamanlardaki teknolojik gelişimi bu tip sorunları neredeyse sıfıra indirmiş durumda. Bu nedenle en önemli tedarikçimiz konumunda.”

46 Sarten World Haziran 2018

this sector through serious imposes in this issue. As Turkey, we follow the rules and laws of the European Union very closely. The amendments, prohibitions and restrictions over there are imposed on Turkey immediately, as well. It might cause troubles for some companies doing this business for just commerce and for the ones importing ready products; however, it provides a great amount of added value for the producer companies which have their own labs and produce their own formulations, like us. When you look at the general agriculture strategies of the countries, we have products receiving a serious amount of export. We evaluate these restrictions quite positively. Which direction do your R&D studies head towards? Finding a new active ingredient or substance requires very long studies and huge investments, particularly in pesticides sector. Our country is not ready for making these investments. Agri Sciences is included in this, too. Instead of this, we focus on new formulation technologies more. We produce medicines which are less harmful to the environment and which leave fewer residues by benefiting from the new formulations that the world also follows or by blending different active ingredients in our own R&D labs and release them to the market. How is the effect and development of herbal pesticides in agriculture? Herbal pesticides can be used in agriculture, for sure; yet, the effects of these pesticides on harms are not as effective as the chemical ones, unfortunately. We need to protect our product

“Sarten is the Most Important Supplier of the Chemistry Industry”

Agri Sciences Country Head Dr. Tahsin Özbek, has been working in the chemistry sector for 25 years, states that he knows Sarten very well, thus and that Sarten is among the most important suppliers of the industry. Mr. Özbek expresses the importance of packaging in agricultural products with these words: “Certain standards are required while these chemicals are filled in the packages, besides the requirement of good-quality packages. The trends and the legal regulations which have developed in recent years have brought the obligation of supplying suitable packages. Agri Sciences have been working with Sarten since its foundation. The technology used in the production of the packages and the quality are very important for us. We will have to recall the products we have sent, in case of a possible leakage. Receiving such kind of complaints from the countries you export will put you into trouble. You might face huge costs. The recent technological development of Sarten has reduced such problems almost to zero. Therefore, it is our most important supplier.”


Sector Analysis

Agri Sciencess CEO’su Nasser Abualrous ve Agri Sciences Ülke Müdürü Dr. Tahsin Özbek

The CEO of Agri Sciences Mr. Nasser Abualrous and Agri Sciences Country Head Dr. Tahsin Özbek

oldukça dar. Ancak günümüzün gelişen teknolojisiyle daha çevre dostu ürünler geliştirilebiliyor. Gelecek dönemlere baktığımızda sizce trend tarım ilaçlarında nereye gidecek? Bu sektör gelecekte de her zaman var olacak bir sektör. Birim alandan daha yüksek verim almanız için tohum teknolojisinde, tarım uygulamalarında, mekanizasyonda gelişmeler oluyor. Tıpkı bunun gibi, hastalıklarla ve zararlılarla mücadele ile ilgili veya gübreleme ile ilgili alanda da gelişen teknolojiler sayesinde büyümeler olacaktır. Dolayısıyla Türkiye büyüme trendinde olan bir pazar. Sürekli daha yenilikçi, çevre dostu, kullanılan aktif madde dozu daha düşük olan yeni ürünler piyasaya sürülüyor.

in the field; therefore, the usage area of biopesticides is quite small. Yet, more eco-friendly products can be developed with the developing technology today. When you have a look at the future periods, where do you think the trend will go in pesticides? This sector will exist at all times in the future. In order to receive higher efficiency from the unit area, developments occur in seed technology, agricultural implementations and mechanization. Likewise, there will be growths in the fields related to the fight against diseases and pest control or fertilization, thanks to the developing technologies, as well. Therefore, Turkey is a market with a trend of growth. New products which are more innovative, more eco-friendly and which have smaller active ingredient dosages are being released to the market constantly.

Sektörünüzde hammaddede dışa bağımlılık var mı? Kimyanın her sektöründe olduğu gibi bizim sektörümüzde de ana hammaddede dışarıya bağımlılık söz konusu. Türkiye’de iç piyasada üretilen aktif madde sayısı çok düşük düzeyde. Nerdeyse yüzde yüz dışa bağımlıyız. Global ölçekte düşünürsek, bazı aktif maddelerin sentez aşamasından itibaren Türkiye’de üretilmesi mümkün. Bilgi birikimi oluşmaya başladı. Umuyorum ki önümüzdeki birkaç yıl içerisinde tek başına bir şirket olmasa bile, Türkiye’de birkaç şirket bir araya gelerek önemli tüketim değerleri olan bazı aktif maddeleri üretebilecek duruma gelecek.

Is your sector dependent on foreign sources? As in all sectors of chemistry, our sector is dependent on foreign sources in terms of the main raw materials. The number of the active ingredients produced in Turkey is quite low. We are almost 100% dependent on foreign sources. If we consider it on a global scale, it is possible to produce some active substances beginning from the synthesis stage. The accumulation of information has begun. Maybe it will not be a single company but I hope that a few companies will gather together in Turkey and will be able to produce some active substances which have significant consumption values.

Sektörde yerli üreticiler ile yabancı üreticiler arasındaki hakimiyet dengesi nasıl? Bundan 10 sene öncesine kadar, sektöre ağırlıklı olarak yabancılar hakimdi. Ama günümüzde Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren şirketler çok iyi noktalara gelmiş durumda. Pazardaki dengenin yaklaşık yüzde 70’i yerli üreticilerin lehine dönmüş durumda.

How is the balance of domination between the domestic and foreign producers in the sector? Mainly, the foreigners were dominating the sector until 10 years ago. However, the companies operating in this field in Turkey have become very successful nowadays. Almost 70% of the balance in the market has gone in the domestic producers’ favor. June 2018 Sarten World 47


Sektör Analiz

Dalan, Sabundan Sonra Kozmetiğe de İmzasını Atıyor

Ar-Ge Merkezi Müdürü

R&D Center Manager Ms. Sibel Tüzün

Dalan Leaves Its Mark on Cosmetics After Soaps Kişisel kozmetik ürünlerinde markalaşma yatırımını sürdüren Dalan Kimya, geleceğe oldukça umutlu bakıyor. Bu nedenle oluşacak talebi yönetebilmek için Aliağa’da ikinci üretim tesisinin inşaatına başladı. Continuing to branding investment in personal cosmetics products, Dalan Kimya is hopeful for the future. Therefore, the company has started to construct its second production facility in Aliağa to manage the upcoming demands.

75

yılı aşan bir geçmişe sahip olan Dalan Kimya, güzellik sabunlarındaki tecrübesini kişisel kozmetik ürünlerine aktararak, 2016 yılında kendi kozmetiklerini üretmeye başladı. Kısa sürede tüketiciye kendini kabul ettirerek rekabette yerini alan Dalan Kimya ürünleri, Japonya başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde tüketilmeye başlandı. “Kısa sürede iyi noktaya geldik fakat bu kategoride alacak daha çok yolumuz var” diyen Ar-Ge Merkezi Müdürü Sibel Tüzün ile Dalan Kimya’nın başarı hikayesini ve hedeflerini konuştuk. Dalan Kimya’nın 75 yılı aşan başarı hikayesi ile başlamak isteriz... Dalan Kimya, 1941’de İzmir Kemeraltı’ndan yolculuğa çıkan 75 yıllık bir aile şirketi. Sergi sabunculuğu ile başladığımız işe, makineli sabunculuk dediğimiz tuvalet, banyo sabunları gibi çeşitli güzellik sabunları üreterek devam ettik. Yatırımlarımızı günbegün arttırdık çünkü biz de Sarten’e benzer bir misyonu ele aldık. Tüketicinin, eline aldığı zaman kaliteden yana hiçbir sıkıntı yaşamayacağı ve güvenle kullanabileceği ürünler üretmeyi tercih ettik. Tedarikçilerimizi de aynı felsefeye dayanan tedarikçiler arasından seçmeye çalıştık. Bu sayede

48 Sarten World Haziran 2018

H

aving a history of over 75 years, Dalan Kimya started to produce its own cosmetics in 2006 by conveying its experiences in beauty soaps to personal cosmetics products. Dalan Kimya products, which has taken its place in the competition by being approved by the customers in a short time, have started to be consumed in developed countries, mainly in Japan. We have talked to R&D Center Manager Ms. Sibel Tüzün, who says: “We have reached a good point in a short time; yet, we have a long way to go in this category”, about the success story and the goals of Dalan Kimya.

We would like to start with Dalan Kimya’s success story of over 75 years... Dalan Kimya is a family company of 75 years which was established in Kemeraltı, İzmir in 1941. We continued doing our business, which we started as exhibition soapmaking, by producing various beauty soaps like toilet or bathroom soaps, which we call as machine-driven soapmaking. We increased our investors day by day because we adopted a mission similar to Sarten’s. We preferred producing the products which the customers will not experience any quality problems with when they take them into their hands and which they will use safely. We tried to choose our suppliers


Sector Analysis Türkiye’nin ilk üç büyük sabun üreticisinden biri olduk. 2006 yılında kozmetiklerimizi üretmeye başladık. Biz, Aydın’ın Köşk ilçesinde bulunan fabrikasında hammaddesi olan zeytinyağını kendi üreten bir şirketiz. Ayrıca, Dalan Kimya olarak Türkiye’nin en büyük el aleti fabrikası olan İzeltaş kardeş kuruluşumuzdur. Üretim tesisimiz Pınarbaşı’nda 70 dönümlük bir alanda bulunuyor. Aliağa’da 100 dönümlük bir arsa üzerinde yatırıma başladık. Artan talebe göre oradaki tesisimizi de birkaç yıl içinde devreye alacağız. Kaç çeşit kişisel bakım ürününüz var ve piyasada kaç markada varsınız? Fason üretim yapıyor musunuz? Yaklaşık 650 çeşit ürünümüz var. Bunların büyük bir kısmını yurt içinde görmüyorsunuz. Biz global pazarda kendi markamızla yer almayı tercih etmiş bir şirketiz. Fason üretim, toplam üretimimizin yaklaşık yüzde beşi kadardır. Orada da seçici davranıyoruz. Kaliteli ürün piyasaya sunmak isteyen ve markasına güvendiğimiz, bizimle aynı felsefeye sahip firmalardan talep geldiğinde onlar için üretim yapıyoruz. Sabun alanında yıllık 50 bin ton üretim kapasitesine sahibiz. Kişisel bakım ürünlerinde çok daha çok yeniyiz. Rakiplerimizle karşılaştırıldığımızda ortalama 150 yıl sonra başladık bu üretime. Gurur duyduğumuz şey ise bir buçuk asır sonra başlamamıza rağmen rakiplerimizle aynı rafta yan yana ürün koyabilecek kabiliyete sahip olmamız. Satışlarınızda iç pazar ve ihracat dengesi nasıl? Bu oranı yüzde 40 ihracat, yüzde 60 iç pazar olarak düşünebiliriz. Oranlar, çevre ülkelerde son zamanlarda yaşanmış olan politik dalgalanmaların öncesinde tam tersi orandaydı fakat bu ülkelerdeki pazar kaybımızı, iç pazarda payımızı arttırarak dengelemeyi başardık. Standartları daha yüksek olan gelişmiş ülkelerde de ürünleriniz kullanılıyor mu? Almanya, İngiltere, Amerika, Güney Kore ve İsviçre’de varız. Japonya’ya da ürün satıyoruz ki kozmetik ürünleri Japonya’da satmak iyi bir referanstır. Çünkü Japonya’da kozmetik ürünlerin testleri ve kabulleri oldukça uzun sürer ve zordur. Kimya sektörünün en büyük sıkıntısı dışa bağımlılık. Hammadde olarak zeytinyağını kullanmanız dışa bağımlılığı azaltıyor mu? Sabunda hammadde olarak zeytinyağı kullandığımız için dışa bağımlı değiliz. Ama kişisel bakım ürünleri denince dışa bağımlılık maalesef Türkiye’nin genel anlamda yaşadığı bir problem. Sektörel olarak hammaddemizin yaklaşık yüzde 90’ını dışarıdan almak zorunda kalıyoruz. Sabun üretiminin yan ürünü olan gliserin, bizim saflaştırarak ürettiğimiz ve gıda, ilaç, boya, tekstil gibi çok farklı sektörlere sattığımız bir hammaddemiz. Aynı zamanda kendi kişisel bakım ürünlerimizde de hammadde olarak gliserini kullanıyoruz. Özellikle kozmetik ürünlerde yabancı markaların tercih edildiğini görüyoruz. Pazarda denge nasıl?

among the suppliers adopting the same philosophy. Thus, we have become one of the first three largest soap producers of Turkey. We started to produce our cosmetics in 2006. We are a company that produces its raw material –olive oil- in its factory in Köşk district of Aydın. Besides, as Dalan Kimya, we are the sister-organization of İzeltaş, Turkey’s largest hand tools factory. Our production facility is located on an area of 70 acres in Pınarbaşı. We have started investing on a 100-acre area in Aliağa. We will put that facility into operation in a couple of years, depending on the increasing demand. How many personal beauty products do you have and how many brands do you have in the market? Do you make contractual manufacturing? We have approximately 650 products. You do not see most of these in the country. We are a company that prefers taking place in the global market with our own brand. Contractual manufacturing makes up almost 5% of our total production. We are very selective in that, as well. We make production for the firms which want to release good-quality products to the market, whose brand we trust and which have adopted the same philosophy with us when they make a demand. We use 80% of our capacity. We are new in personal care products. When compared to our rivals, we have started this production approximately 150 years later. The thing which we are proud of is that we have the skill of placing our products on the same shelf with our rivals. How is the balance of domestic market and export in your sales? We can consider this rate as 40% for export and 60% for the domestic market. The rates were just the opposite before the political floatings experienced in neighbor countries recently; however, we have succeeded in balancing our market loss in these countries by increasing our rate in the domestic market. Are your products also used in the developed countries whose standards are higher? We are in the market in Germany, UK, USA, South Korea and Sweden. We sell products to Japan, it is a good reference to sell cosmetics products to Japan, indeed because the testing and approvals of the cosmetics products take long time and are hard in Japan. South Korea is among the countries where we make good sales. The biggest obstacle of the chemistry sector is the dependency on foreign sources. Does the fact that you use olive oil as a raw material diminishes this dependency? As we use olive oil in soap as the raw material, we are not dependent on foreign sources. However, when it comes to personal care products, dependency on foreign sources is a general problem in Turkey. As a sector, we have to export almost 90% of our raw material from abroad throughout the country. Glycerine, which is the by-product of soap production, is one of our raw materials which we produce by purifying and sell to different sectors like food, medicine, dye June 2018 Sarten World 49


Sektör Analiz

Türkiye’de sabun açısından baktığımızda, pazarın yüzde 75’ine yerli üreticilerin hâkim olduğunu görebiliriz. Kozmetik ürünlerde markaların tercih durumu ise biraz güvenle alakalı. Tüketici cilt bakımında kullandığı ürünlerde direkt temas ile sonuç göreceği için güvenli ürün kullanmak istiyor. Marka bağımlılığını yaratabilmek için yerli üreticilerin markalaşma ile ilgili oyunu, kurallarına göre oynama gerekiyor. Türkiye’de markalaşma ile ilgili bilinç, ne yazık ki yeni oluşmaya başladı. Belki global şirketlerin çok önce başladığı markalaşma yolculuğuna yerli üreticiler çok daha sonra çıktı. Kozmetik ürünlerinde markalaşma ve pazarlama tekniklerinin yaygınlaşması 20-25 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Ülkemizin markalaşma potansiyeline sahip üreticileri olduğuna inanıyoruz. Piyasada açık satılan sabunlar görüyoruz. Sabunların ambalajlı olması neden önemli? Açıkta satılan merdiven altı ürünler tüketici açısından güvenli olmayabilir. Sabunun içerisinde bulunan maddeler hakkında hiçbir bilginizin olmaması, sabunu kimin ürettiğini, bir problem yaşadığınızda nereye başvurmanız gerektiğini bilmiyor olmanız güvenlik riski yaratıyor. Ambalaj bir ürünü tüketimine değin koruyan ve taşıma özelliği yanında , üzerindeki bir takım bilgilerle mesela; markası, üreticisi, içeriği ile izlenebilirlik olarak tanımladığımız parti seri kodları ile o üründe kullanılan hammaddenin tedarikçisine değin ulaşılabilmesini sağlamaktadır. Sağlık Bakanlığı, ambalaj üzerinde izlenebilirlik adı verilen kavramı kanunlarla bir yaptırım haline getirdi. Buna göre biz hangi ürünü, hangi tarihte ürettiğimizi, üretimde hangi hammaddeleri kullandığımızı kayıt altına almak zorundayız. Ana işimizin sabunculuk olması nedeniyle sağlıklı ürünler konusunda da çok avantajlıyız. Çünkü sabun doğal bir temizleyici ve bakım malzemesidir. Pazara çıkarmaya çalıştığımız kişisel bakım ürünlerinde de doğanın iyiliklerini sunmayı kendimize misyon edindik. Müdürü olduğunuz Ar-Ge Merkeziniz, nasıl bir süreç yönetiyor? 50 Sarten World Haziran 2018

and textile. We also use glycerine as the raw material in our own personal care products. We see that foreign brands are preferred, particularly in cosmetics products. How is the balance in the market? When we consider it in terms of soapmaking in Turkey, we can see that 75% of the market is dominated by domestic producers. Preference in cosmetics products slşghtly depends on trust. Consumers want to use safe products since the products they use for their skincare are directly applied. A part of the global companies which have a big market share in our country make production in Turkey and they get endenized somehow. In order to create the brand loyalty, we need to play the domestic producers’ game of branding according to the rules. The consciousness of branding has just started to arise in Turkey, unfortunately. Perhaps, domestic producers have just set on the journey which global companies a very long time ago. The expansion of branding and marketing techniques in cosmetics sector dates back to 20-25 years. We believe that our country has producers which have a potential of branding. We see unpackaged soaps in the market. Why is it important that soaps should be packaged? The under-counter products, which are sold unpackaged, might not be safe. It bears a risk in terms of safety if you have no knowledge about the substances in the soaps or who produced the soap and where to go when you experience a problem. Packaging protects a product until its consumption and it enables the consumer to access some information like the brand, the producer, the ingredients, the raw materials used in that product and the suuplier with the party series codes which we define as traceability. The Ministry of Health enforced the concept of traceability on packaging through laws. According to this concept, we must record when we produce a product and which raw materials we used during the production.Since our mainbusiness is on soapmaking, we are very advantageous in healthy products, as well because soap is a natural cleaner and a care product. We


Sector Analysis Biz Ar-Ge’yi bütünsel olarak bir fikrin oluşumundan itibaren ürünün üretim hattından çıktığı noktaya kadar geçen tüm yolculuktaki teknik işlemler olarak görüyoruz. Ürün formülasyonlarını tasarlamanın yanında ürünü taşıyan ambalajın tasarım ve hazırlanmasından üretim hatlarında üretilebilir ihtiyaçların tamamlanmasına değin tüm teknik alt yapının hazırlanmasında önemli rol oynar. Fikirden ürüne dönüşüm yolculuğundaki teknik tüm işlemleri kapsamaktadır. İlk ürün üretildikten sonra kalite sürekliliği için gerekli standartları belirler ve hammaddeden ürüne dönüşümdeki kalite kriterlerini oluşturur. Ar-Ge ekibimizdeki 20 çalışanın 20’si de kadın. Kadınların biraz daha titiz ve detaycı oldukları noktalar var. Özellikle Ar-Ge, ürün geliştirme ve tasarım gruplarında kadın sayısının fazla olmasının sebebi de kadınların titizlik, detaycılık ve düzen konularındaki avantajı. Kadın olarak kozmetik sektöründeki en büyük avantajlarımızdan biri de her birimizin birer tüketici olması. Şirket çalışanlarının yaklaşık yüzde 42’si kadınlardan oluşuyor. İşin gerektirdiği yetkinlik bazında iş alımları yapılır, cinsiyet ayrımcılığı olmaması bulunduğumuz bölgede çalışmak için tercih edilen şirketlerden biri olmamızda önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.

have adopted it as a mission to serve the goodnesses of nature in personal care products. What kind of a process does your R&D Center, which you manage, operate? We consider R&D holistically as the technical operations in the whole journey occurring from the moment of the arousal of an idea to the moment of the product coming out of the production line. In addition to designing product formulations, it also plays an important role in the preparation of the entire technical infrastructure from the design and preparation of the package carrying the product to the completion of the producible requirements in the production lines. It involves all technical operations on the journey of transformation from idea to the product. After the first product is manufactured, it sets the standards for quality continuity and sets the quality criteria for conversion from raw material to product. All the 20 employees in our R&D team are women. There are points in which women are more meticulous and elaborative. Especially, the reason why the number of woman employees is more in product developing and designing groups is the advantage of women in meticulousness, elaborativeness and order. One of our biggest advantage in cosmetics sector, as women, is that we are all consumers. 42% of the employees in the company are women.Job candidates are employed on the basis of the competences required by the job, I think that the fact that we do not have gender discrimination is an important factor in us being one of the most preferred companies in the region where we are in.

“Sarten, Çalışkan, Proaktif, Yenilikçi ve Sonuç Odaklı” “Tek kelime söylenecekse o da ‘çalışkan’ olur. Eğer birkaç kelime daha varsa onlar da, “proaktif, yenilikçi ve sonuç odaklı” ifadeleriyle Sarten’i tanımlayan Dalan Kimya Ar-Ge Müdürü Sibel Tüzün Üst yönetiminin sahip olduğu tüm vasıfların, Sarten çalışanlarına da aynı şekilde yansıdığını belirterek şöyle devam ediyor: “Müşteri odaklı olmaları bizim için daima güven kaynağı oldu. Ne zaman teknik anlamda bilmediğimiz, öğrenmemiz gereken bir şey olsa kapılarını çaldık ve hiçbir gecikme olmadan gereken bilgilere ulaşabildik. Sarten öğrenen ve öğreten bir şirkettir, böylece öğrenen müşteriler ne istediğini bilir ve daha az hata yapar. Sarten ayrıca ürün fikrinin oluşumundan itibaren bizim çözüm ortağımız oluyor. 20 yıl önce Sarten ile çalışmaya başladığımızda fabrika sayıları bu kadar değildi ve direkt Manisa fabrikaları ile çalışıyorduk. Şimdi 18 fabrikaları oldu ve farklı noktalarda fabrikaları olmasının avantajlarını gördüğümüz durumlar oldu. Manisa’daki hatları dolu olsa dahi kalıpları diğer fabrikalardan birine götürüp orada siparişi hazırlayıp iki gün sonra ambalajları teslim ederek müşteriye zamanında ürün ulaştırmamıza yardımcı oldular. Çözüm ortaklığından bahsettiğimiz şey budur. Olmazları oldurmak, bunu yapabilmek için problemler karşısında tek bir bütün olmak.”

“Sarten is Hardworking, Proactive, Innovative and Result-Oriented” Dalan Kimya R&D Center Manager Ms. Sibel Tüzün, identifies Sarten with the following sentences: “ If a word should be said about Sarten, that is “hardworking”. If there are a few other words, they are “proactive”, “innovative” and “result-oriented”, and continues: “The fact that they are customer-oriented has become a source of trust for us. Whenever there was something we did not know technically or there was something that we had to learn, we knocked on their door and we could get the information we need rapidly. Besides, Sarten has always become our solution partner since the arousal of a product idea. When we started to work with Sarten 20 years ago, they did not have many factories then and we were working with Manisa plant directly. Now, they have 18 plants and there were times when we benefited from the advantages of their plants in different locations. Once their lines were busy in Manisa, but they helped us to deliver the product to the customer on time by sending the moulds from one factory to another and preparing the order there and delivering the packages 2 days later. This is what we mean about solution partnership. Making the impossible possible and to achieve this, becoming one against the problems.”

June 2018 Sarten World 51


Tedarikçi

Total Petrochemicals & Refining Kıdemli Satış Yöneticisi Total Petrochemicals & Refining Senior Sales Manager Ms. Meltem Karakaş

“Türkiye, Talebin Arttığı Bir Pazar” “Turkey is a Market Increasingly in Demanded”

T

otal Petrochemical’ın polypropilen, polietilen ve polistiren ürünlerinde, dünyanın en önemli üreticilerinden biri olduğunu söyleyen Meltem Karakaş, Türkiye plastik sanayiinin Total Petrochemicals için önemli ve büyüyen bir sektör olduğunu belirtiyor. Dergimiz Sarten World için bir araya geldiğimiz Karakaş ile Total Petrochemical’ı ve petrokimya sektörünü konuştuk. Total Petrochemical’dan bahsedebilir misiniz? Total Petrochemicals & Refining SA/NV, Total Grup şirketlerinden birisi olarak faaliyet gösteriyor ve polypropilen, polietilen ve polistiren ürünlerinde dünyadaki önemli üreticilerden biridir. Total Petrochemicals& Refining Sa/NV Türkiye Brunch ofisi olarak altı kişilik bir ekiple Türkiye’deki plastik üreticilerine hammadde tedariği sağlıyoruz. Proforma satışlar gerçekleştiriyoruz. Total Petrochemicals olarak Türkiye’de esnek ambalaj,

52 Sarten World Haziran 2018

M

s. Meltem Karakaş, who says that Total Petrochemicals is among the world’s most leading producers of polypropylene, polyethylene and polystyrene products, states that Turkish plastic industry is an important and growing sector for Total Petrochemicals. We have talked about Total Petrochemicals and petrochemistry sector with Ms. Karakaş, whom we have gathered together for our Sarten magazine.

Can you please tell us about Total Petrochemicals? Total Petrochemicals & Refining SA/NV operates as a company of Total Group and it is one of the world’s leading producers of polypropylene, polyethylene and polystyrene products. As Total Petrochemicals & Refining SA / NV Brunch office inTurkey, we provide raw materials supply to plastic manufacturers in Turkey with a team of six people. We are performing proforma sales. As Total


Suppliler

Plastik üretim kapasitesi olarak Avrupa’da ikinci, dünyada altıncı sırada yer alan Türkiye’nin Çin’den sonra en fazla plastik hammaddesi ithal eden ülke olduğuna dikkat çeken Total Petrochemicals & Refining Kıdemli Satış Yöneticisi Meltem Karakaş, dövizdeki hareketliliğin Türkiye’deki müşterileri etkilediğini söylüyor. Remarking that Turkey, which ranks the second in Europe and the sixth in the world in plastic production capacity, is the country exporting the most plastic raw material after China, Total Petrochemicals & Refining Senior Sales Manager Ms. Meltem Karakaş says that the floating in foreign currency affects the customers in Turkey.

katı ambalaj, inşaat, otomotive, tekstil, medical ve kozmetik sektörlerine hizmet veriyoruz. Total Petrochemical için Türkiye ne ifade ediyor? Ne kadar önemli? Türkiye, plastik üretim kapasitesi olarak Avrupa’da ikinci, dünyada ise altıncı sırada yer alıyor. Plastik hammadde ithalatında ise Çin’den sonraki ikinci ülke. Bu durumdan dolayı, Türkiye polimer talebinin canlı olduğu, her yıl büyümenin ve talebin arttığı bir pazar. Dünyadaki birçok Polimer üreticisinde olduğu gibi Total Petrochemicals için de Türkiye pazarına düzenli tedarik sağlamak ve üreticilerle iş birliği yapmak önemli. Şirketin üretimleri hangi bölgelerde yapılıyor? Yurt dışında Avrupa, Amerika, Güney Kore ve Katar olmak üzere dört bölgede polimer üretimi gerçekleştiriyoruz. Güney Kore’deki fabrikamızda Hanwa ile ortaklığımız bulunuyor ve Hanwa Total Petrochemicals olarak faaliyet gösteriyoruz. Katar’da ise Qapco ile ortak olan fabrikamız bulunuyor. Döviz kurundaki yükselişler sizi ve müşterilerinizi nasıl etkiliyor? Türk Lirası’nın kurlar karşısında değer kaybetmesi plastik üreticilerini zorlayan bir durum. TL’nin değer kaybetmesi, iç piyasa satışlarında zorlanmalarına, tahsilat sıkıntıları yaşamalarına sebep olabiliyor. Bu durum üretimlerini olumsuz etkiliyor ve hammadde ihtiyaçlarında azalmaya sebep olabiliyor. Proforma satış yaptığımız için bizim durumumuzu etkileyen şey Euro ve Dolar paritesi. Petrokimya sektöründeki ana rakiplerimiz Orta Doğu’lu ve Koreli üreticiler. Avrupa’da üretim yapan bir firma olarak bizim fiyatlarımız Euro esaslı. Dolayısıyla, EuroDolar paritesindeki bir değişim, yukarı doğru bir hareket, bizi talep seviyesi olarak olumsuz etkiliyor. Müşterilerimiz alternatif kullanabileceği ürünlerde

Petrochemicals, we provide service to flexible packaging, rigid packaging, construction, automotive, medical and cosmetics industries. What does Total Petrochemicals mean to Turkey? How important is it? Turkey ranks the second in Europe and the sixth in the world in terms of plastic production capacity. It is the second country in plastic raw material export, after China. Due to this situation, Turkey is a market which receives an increasing demand, which grows every year and where the demand for polymer is alive. As for several polymer producers in the world, it is important for Total Petrochemicals to provide regular supply to Turkish market and to cooperate with the producers. In which regions does the company make production? We make polymer production in four regions abroad as Europe, America, South Korea and Qatar. We have a partnership with Hanwa in our plant in South Korea and we operate as Hanwa Total Petrochemicals. We have a joint plant with Qapco in Qatar. How do the increases in foreign currency affect you and your customers? The depreciation of Turkish Lira against the rates is compelling for plastic producers. The depreciation of TL can cause struggles in domestic market sales and collections. This has a negative effect on the productions and it can cause decreases in raw material needs. Since we make proforma sales, the thing which affects us is the euro-dollar parity. Our main rivals in petrochemistry sector are the Middle Eastern and Korean manufacturers. As a firm manufacturing in Europe, our prices are based on Euro. Therefore a change or an increase in euro-dollar parity affects us negatively in terms of the level of demands. Our customers prefer buying the supplies from other regions June 2018 Sarten World 53


Tedarikçi

“Sarten Türkiye için Önemli Bir Değer” Sarten ile iş birliklerinin 2006 yılından bu yana devam ettiğini söyleyen Total Petrochemicals & Refining Kıdemli Satış Yöneticisi Meltem Karakaş, Sarten’in, aradıkları tüm kriterleri sağlayan bir firma olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Sarten’in gıda ambalajlarında kullandıkları polimerleri tedarik ediyoruz. Sarten, Türkiye açısından değerlendirildiği zaman, Türkiye ekonomisine önemli katkısı olan, büyüyen ve gelişen, finansal anlamda güçlü ve piyasada güvenilir bir firma. Gıda sektöründeki plastik ambalaj konusunda önemli bir üretici. Gıda ambalajında doğru lokasyonlarda üretim yaparak, müşterilerine en iyi hizmeti vermeyi hedefleyen ve gerçekleştiren bir firma. Sarten’in yurt dışında yaptığı yatırımlar, gelişmeler ve düzenli büyümesi, doğru bir politika izlediğini gösteriyor. Sarten’in yurt dışındaki fabrikalarıyla, henüz bir çalışma içinde değiliz, ancak öyle bir talepleri olursa, seve seve malzeme tedarik ederiz.

Avrupa’dan mal almak yerine, diğer bölgelerden tedarik etmeyi tercih edebiliyorlar.

for the products for which they can use alternatives, instead of buying the goods from Europe.

Geçen yıl satışlar nasıldı, önümüzdeki dönem için beklentiniz neler? Polimer sektörlerde en temel belirleyici etken arz-talep dengesi. Bizim ürünlerimize olan talep açısından 2017 güzel bir seneydi. Yıllık bütçemizi gerçekleştirdik. Ancak genel olarak, üreticiler tedirgin bir yıl geçirdiler. Alım yaparken minimum stokla gitme yolunu izlediler çünkü ekonomide belirsiz bir tablo vardı. Bu sene de aynı durum devam ediyor. O nedenle, talep canlı değil. Ekonomideki dalgalanmalar, kurlardaki değişimler talebi etkiliyor. Dolayısıyla biz de etkileniyoruz.

How were the sales last year? What do you expect for the upcoming period? The basic determinant factor in polymer sectors is the supply-demand balance. In terms of the demands for our products, 2017 was a nice year. We have realized our annual budget. But in general, the producers have had an anxious year. While purchasing, they preferred moving on with a minimum stock because the picture of the economy was indefinite. There is the same situation in this year, as well. Therefore, demands are not high. The floatings in the economy and the rate changes affect the demands. Thus, we are also affected.

Hükümet, petrokimyayı Orta Vadeli Program’da, öncelikli sektör olarak belirledi. Bu durum sektörü nasıl etkiler? Türkiye, lokasyon ve hammadde anlamında, doğalgazın çıktığı bir ülke olmadığı için burada petrol esaslı polimer üretimi yapılabiliyor. Devlet, rafineri ve petrokimya yatırımlarında yerli ve yabancı kuruluşlara destek veriyor. Plastik sektörü, her yıl büyüme kaydettiği için yapılan bu yatırımlar üreticinin hammadde tedariğine destek olacaktır ve pazarın daha da canlanmasını sağlayacaktır. Petrokimya, çevre konusunda endişe yaratan bir sektör, Total Petrochemicals, bu konuda neler yapıyor? 54 Sarten World Haziran 2018

The government has identified petrochemistry as a significant sector in the Medium-Term Programme. How does this affect the sector? Since natural gas is not extracted here, polymer production based on petroleum can be made in Turkey, in terms of location and raw material. The government supports the domestic and foreign organizations in refinery and petrochemistry investments. As plastic sector grows every year, these investments will support the raw material supply of the producer and it will enliven the market. Petrochemistry sector arouses anxiety in terms of environment. What does Total Petrochemicals do against this?


Suppliler Günümüzde, insanlar ve kurumlar, çevre konusunda çok daha bilinçli. Plastik tüketimini azaltma yönünde Avrupa’da çalışmalar yapılıyor, yasalar çıkartılıyor. Türkiye’de de bu adımlar atılmaya başlandı. Total Petrochemicals; hijyen, güvenlik, sağlık, çevreyi koruma ile ilgili taahhütleri olan ve bu taahhütleri gerçekleştiren bir firma. “Eko Solution” sertifikası veren bir firmayız, eko solution ürünler üretiyoruz. Ftalat free ürünler geliştiriyoruz. Total olarak denizlerin temizlenmesiyle ilgili çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bununla birlikte, geliştirdiği ürünleri çevreye daha az zarar verecek, karbon salınımı daha az, ürün gramajı daha düşük olabilecek polimerler geliştiriyoruz. Bioenerji alanında çalışmalar ve üretimler yapıyoruz. Siz müşterilerinizi tam olarak nerede konumlandırıyorsunuz? Müşteri seçimlerinde kriterleriniz var mı? Düzenli tedarik sağlayabileceğimiz, iş birliği kurabileceğimiz, projeler geliştirebileceğimiz, finansal olarak güçlü firmalarla çalışıyoruz. Sıkı rekabetin olduğu polimer pazarında sadece fiyat odaklı olamayıp, ürün kalitesine ve servis kalitesine önem veren alıcılarla uzun yıllardır devam ediyoruz.

Today, people and institutions are much more conscious about the environment. Studies are conducted in Europe to reduce the plastic consumption, laws are being enacted. Turkey has started to take steps about this, too. Total Petrochemicals is a firm that has commitments related to hygiene, safety, health, and environmental protection and it fulfills them. Our firm gives”Eco-solution” certificate, we produce eco-solution products. We develop phthalate-free products. As Total, we conduct studies about the cleaning of the seas. Besides, we develop polymers which are less harmful to environment, which have less carbon emissions and whose product weight is less. We make productions and carry out studies in the field of bioenergy. Where do you locate your customers exactly? Do you have any criterion in your customer choices? We work with the firms to which we can provide regular supplies, which we can cooperate with, which we can develop projects together and which are financially strong. We move on with the buyers which do not focus on price only and which care about the product and service quality in the polymer market where there is a firm competition.

“Sarten is an Important Value for Turkey” Stating that their cooperation with Sarten has been continuing since 2006, Total Petrochemicals & Refining Senior Sales Manager Ms. Meltem Karakaş tells that Sarten is a company which meets all the criterion they are looking for in their customers and adds: “We supply the polymers Sarten uses in its food packaging. When considered in terms of Turkey, Sarten is a developing and growing, financially strong and a reliable company which contributes to Turkish economy. It is a significant producer in terms of plastic packaging in food industry. It is a company that aims to provide the best service to its customers by producing at the right locations in food packaging. Sarten’s investments abroad, its development and its regular growth show that it pursues the right policy. We have not worked together with Sarten’s plants abroad yet; however, if they wish so, we would be pleased to supply materials to them.”

June 2018 Sarten World 55


Ar-Ge

5 Soruda InoSuit ve Sarten’in Hedefi InoSuit in 5 Questions and Sarten’s Target

İ

noSuit nedir ve neyi amaçlıyor? Üniversite-sanayi iş birliğine dayanan “İnoSuitİnovasyon Odaklı Mentorluk Programı” kapsamında, İhracatçı Birlikleri üyesi şirketlerde inovasyon yönetimi yetkinliğinin sürdürülebilir şekilde arttırılması, inovasyon yönetimi altyapısının oluşturulması, güçlendirilmesi, her bir kurumun kendi hedeflerine, yapısına ve ihtiyaçlarına uygun kurumsal inovasyon sistemlerinin tasarlanması ve hayata geçirilmesini amaçlıyor. Sarten, bu programa neden ihtiyaç duydu? İnovasyon çağımızın rekabet ve başarıda kilit unsurudur. Üniversite-Sanayi iş birliği ile işletmelerin inovasyon kapasitesini sürdürülebilir şekilde artırma, kurumsal inovasyon sistemlerini oluşturma amacıyla başlatılan TİM İnoSuit 2.0 projesine katılımı, hedeflerimize emin adımlarla ilerleme yolunda anlamlı ve değerli bir katkı olarak gördük. Bu esasları ve inovasyon yaklaşımımızı tüm ekiplerimize, aramıza yeni katılanlara, en uç noktadaki çalışanlarımıza kadar indirmek, benimsetmek ve tüm süreçlerde uygulamak konusunda İnoSuit’in yol göstericiliği bizi bu projeye yöneltti. Bugüne kadar inovasyonu hep yeni ürün ya da servis olarak algılardık. İnoSuit projesi ile beraber yeni iş, yeni tedarik, yeni pazar kısaca ‘yeni’ olan her şey olduğunu gördük. Sistematik bir yaklaşım, metodoloji konusunda destek alabileceğimizi görmek projeye katılma konusunda önemli bir etmen oldu. Tedarikçileri, müşterileri, üniversite ve diğer kurum, kuruluş ve bireylerle sinerjiyi yakalayabilen firmalar günümüzde başarı hikayeleri yazabilmektedirler. Buradan hareketle Sarten’in önümüzdeki yıllara uzanan başarı hikayesini yazmak istiyoruz. Sarten bu programa nasıl hazırlandı ve programa tüm çalışanlar dahil oluyor mu? İnoSuit, merkez ve fabrikalar dahil tüm çalışanlara yöneliktir. Programda üniversiteden destek için bir mentor desteği sağlanması öngörülmüştür. İnoSuit kapsamında Sarten’de “İnovasyon, Transformasyon ve Gelişim Kurulu” kurulmuştur. Bu kurulda Sarten’in ürün ve süreçlerinde aktif rol alan departmanlarda çalışanlar ve yöneticilerimiz bulunmaktadır. Kurulun görevleri “Sürekli İyileştirme” başlığı altında bilgiye ulaşım, bilgiyi yayma / kurum

56 Sarten World Haziran 2018

W

hat is InoSuit and what does it aim for? Within the scope of “InoSuit - Innovation Focused Mentorship Program” which is based on universityindustry collaboration, it is aimed to increase the innovation management competence sustainability in Exporters’ Association member companies, to create and strengthen the infrastructure of innovation management, to design and realize each institution’s corporate innovation systems according to their own objectives, structure, and needs.

Why has Sarten felt a need for this programme? Innovation is a key factor in competition and success in our era. We have regarded participation in TIM InoSuit 2.0 project, which was initiated in order to sustainably increase the innovation capacity of enterprises through universityindustry cooperation and to establish institutional innovation systems, as a meaningful and valuable contribution towards our goals. InoSuit’s guiding us in adopting these basics and the approach of innovation in all of our teams, new colleagues and our employees at the most extreme positions and in applying them in all processes have led us to this project. Until today, we always perceived innovation as a new product or service. With InoSuit project, we have realized that it means everything that is simply ‘new’; like a new business, new product and new market. Seeing that we can receive support for methodology, which is a systematic approach, has been an important factor in joining the project. Firms that can create synergies with the suppliers, customers, universities and other institutions, organizations and individuals are now able to write success stories. From here, we want to write Sarten’s success story that will extend to the upcoming years. How did Sarten get prepared for this programme? Are all the employees included in this programme? InoSuit is for all employees, including headquarters and factories. It is projected that the programme provides a mentor support for university support. “Innovation, Transformation and Development Board” was established in Sarten within the context of InoSuit. In this board, we have employees and managers from the departments that actively participate in Sarten’s products and processes. The tasks of the board consist of having an access to the information under the heading of “Continuous Improvement”, disseminating information / making it accessible within the organization, inverting the information, creating new


R&D içinde ulaşılabilir kılma, bilgiyi evirme, yeni fikir oluşturma, yeni fikirleri stratejik anlamda çok boyutlu değerlendirme, fikri bilgiye çevirme, bilgiyi süreç, ürün ya da servise çevirmeden oluşmaktadır.

ideas, evaluating the new ideas from a multi-dimensional perspective in strategic sense, converting the idea into information and converting the information into a process, product or service.

How long will the program last and which of its aspects does Program ne kadar sürecek ve Sarten, İnoSuit ile Sarten aim to strengthen in particular through InoSuit? özellikle hangi yönlerini güçlendirmeyi hedefliyor? It is a program that lasts 12 months. Mr. Çağlar Üçler from 12 ay süren bir program. Özyeğin Üniversitesi’nden Özyeğin University will mentor the programme. InoSuit is a Yard. Doç Dr. Çağlar Üçler mentörlük yapacak. İnoSuit capability and capacity enhancement program. Therefore, bir kabiliyet ve kapasite artırma programıdır. Dolayısıyla the main expectation is to carry ana beklenti şirketi geleceğe the company to a competitive yönelik rekabetçi bir konuma position for the future. The most taşımaktır. Bu sürecin important acquisitions which bize sağladığı/sağlayacağı this process provides / will en önemli kazanımlar provide us are: öncelikle; Strengthening the Kurumsal hafızanın corporate memory, güçlendirilmesi, Sharing information Ekipler arasında bilgi between teams and ensuring paylaşımı ve iletişimin communication effectiveness, etkinliğinin sağlanması, Developing the innovation İnovasyon kültürünün culture and creating innovative gelişmesi ve yenilikçi products. ürünlerin oluşturulmasıdır. Üniversite-sanayi iş birliğini Besides, within this scope, Ayrıca, bu kapsamda, güçlendirmesi beklenen subheadings like: Şirketimizde tespit Approaching each problem ettiğimiz her soruna bir “İnoSuit - İnovasyon Odaklı that we detect in our company as inovasyon projesi olarak Mentorluk Programı” şirketlerin an innovation project, yaklaşmak, Bringing solution inovasyon sürecini sistematik, Ekipler kurarak çözüm proposals by establishing teams önerileri getirmek ve sorunu bütünsel ve odaklı bir yaklaşımla and solving the problem within a iş birliği halinde çözmek, ele alacak kurumsal bir cooperation Tüm şirket çalışanlarının Ensuring the effective katkıda bulunduğu fikir ve yapıya bürünmesini amaçlıyor. functioning of the ideas and öneri havuzu sisteminin etkin Sarten Kalite Koordinatörü ve suggestion pool system that the işleyişini sağlamak, employees of the company are İnovasyon Kurulu Başkanı Rıdvan Proje portföyünün contributing to, önceliklendirilmesi ve Eğin’e beş soruda İnoSuit’in Prioritizing the project önceliklendirilmiş inovasyon ne olduğunu ve Sarten için portfolio and creating teams projeleri için takımların for prioritized innovation oluşturulması gibi alt programın önemini sorduk. projects are among the project başlıklar proje beklentileri expectations. “InoSuit - Innovation Focused arasındadır. Ambalaj sektöründe Sarten dışında InoSuit programına başvuru yapanlar var mı? TİM İnoSuit programı ikinci etabında bilgimiz dahilinde başka ambalaj firması yer almamaktadır. Ancak daha sonraki aşamalarda ambalaj sektöründen başka katılımlar da beklenebilir. Ayrıca, yapılan TİM buluşmalarında SARTEN’in bu projedeki büyük ölçekli firmalardan biri olduğu tespit edildi.

Mentoring Program”, which is expected to strengthen the universityindustry business association, aims to transform companies into corporate structures that will address the innovation process in a systematic, holistic and focused approach. We have asked Sarten Quality Coordinator and Chairman of the Innovation Board Mr. Rıdvan Eğin five questions about what InoSuit is and the importance of the programme for Sarten.

Are there any applicants to InoSuit programme in the packaging sector, apart from Sarten? There are no other packaging companies in the second part of TIM InoSuit programme, as far as we know. However, other participations might be expected from the packaging sector at the later stages. Besides, in TIM meetings which were held, it was determined that Sarten was one of the large-scale companies in this project. June 2018 Sarten World 57


Sanatçı Röportajı

Sanat, Zor Zamanlarda Birleştirir Art Unites People in Tough Times “Sanat insanın özünde olsa da yaşadığı ortam buna elverişli değilse, o insan toprak bulamamış tohum gibidir” diyor Ressam Ferhan Atalay. Rengarenk çizimleriyle insanların ruhuna dokunan başarılı bir sanatçı olmakla birlikte küçük yaştaki öğrencilerinin yaratıcılığını kutsayan bir öğretmen olan Ferhan Atalay ile hem Türkiye’de sanatı hem de sanatın çocuk gelişimi üzerindeki etkilerini konuştuk.

58 Sarten World Haziran 2018


Interview of Artist

“Even though a person bears arts at his heart, person is like a seed without soil if the environment where he lives is not convenient for arts.” says Artist Ferhan Atalay. We have talked about arts in Turkey and the effects of arts on child development with Ferhan Atalay, who is both a successful artist touching people’s souls with his colorful drawings and also a teacher blessing the creativity in his little students.

Ressam/Artist Ferhan Atalay

R

esme, sanata ilginiz ne zaman başladı? Sanat, insanın özünde olsa bile, yaşadığı ortam sanata hazır değilse, yeşeremez. Benim sanat sevgim, ilkokul yıllarıma dayanıyor. O zamanlarda da resim yapmayı ve sergilemeyi çok severdim. Bir gün, ortaokul öğretmenimiz, çizdiğimiz resimleri, haberimiz olmadan, yarışmaya göndermiş. Yarışma sonuçlandığında ödül kazananlardan biri de ben olmuşum. Kazandığım bu ödül, sanatım için milattır. Ailem ve yakın çevrem, bu başarıdan sonra, duruma daha farklı yaklaşmaya başladılar, farkındalık kazandılar. Son zamanlarda ailelerde bilinç arttı mı, yoksa günümüzde sanat hâlâ belirli kesimlerle mi sınırlı? Bazı sanat dallarında, belirli kesimlerle sınırlı, evet. Ancak “tamam” demek, tek başına yeterli değil. Çocuğun ilgilendiği sanat alanında iyi bir eğitim alması, konuyla alakalı etkinliklere katılması, profesyonellere yakın olması, onları izlemeyebilmesi de oldukça önemli. Birçok ailenin sanata mesafeli yaklaşması ya da tamamıyla reddetmesi, ekonomik sebeplerden kaynaklı oluyor. Ailelerin sanatın içinde yer almamaları, sanata uzak durmaları da ayrı bir neden. Bunun yanında, bu işi çok iyi özümsemiş, sanat algılarını çocuklarına yansıtabilen aileler de var elbette. Bireysel olarak çocuklara resim dersi de veriyorsunuz. Çocukları eğitirken nelere dikkat ediyorsunuz? Çocukların hayal dünyasına karışmıyorum. Onların hayal dünyası zaten mükemmel. Kendi tarzımı onlar üzerinde

W

hen did you start to grow interest in art? Even though a person bears arts at his heart, they cannot spring if the environment where he lives is not convenient for arts. My love for arts dates back to my school years. I loved painting and exhibiting my works then, as well. One day, my secondary school teacher sent our paintings to a competition without my knowledge. I learned that I was one of the award winners. The award which I won then was a milestone for my art. My family and my close friends started to approach different to the situation after this success; they gained consciousness.

Do you think families have gained more consciousness lately or arts are still limited to particular sections today? Yes, some fields of arts are limited to particular sections. However, saying “Okay” is not enough. It is also quite important that the child should get a good training in the field of arts he is interested in, should attend the events related to the subject, should be close to the professionals and should watch them. The fact that many families keep themselves apart from arts or refuse them completely is caused by economic reasons. The facts that families are not interested in arts and they stay away from arts are another reasons. Of course, there are also some families who have internalized arts very well and who can reflect their perceptions of arts on their children. You also give individual art lessons to children. What are you paying attention to while training the children? I do not interfere in the children’s imagination. Their imaginary world is just perfect. I am trying not to reflect my style on them because they are completely different individuals. Their inner world acquisitions are more than mine. After spending some time with crayons and paints, I teach them techniques on the fields which they are happy to be engaged in and in which they want to qualify. It is the children who lead me in what kind of June 2018 Sarten World 59


Sanatçı Röportajı

Resimle ya da sanatın herhangi bir dalıyla ilgisi olmayan mesleklerde bile, iş, yaratıcılık ve tasarımdan geçiyor. Şimdiki duyarlı aileler belki bir şeyleri değiştirebilir ama sanata olan duyarlılığın tam olarak oluşabilmesi için birkaç kuşağın daha eskimesi gerekiyor.

yansıtmamaya özen gösteriyorum çünkü onlar başka bir birey. İç dünya birikimleri benimkinden çok farklı. Boyalarla ve kalemlerle belirli bir süre geçirdikten sonra yapmaktan mutlu oldukları ve yönelmek istedikleri alanda teknikler öğretiyorum. Eğitimimdeki teknikleri çocukların yapısı, hayal dünyası şekillendiriyor. Nasıl eğitim vereceğim konusunda beni çocuklar yönlendiriyor. Her ay belirli bir programla, her çocuğa aynı şeyleri gösteren bir eğitmen değilim. Çocukların gelişimi üzerinde sanatın nasıl bir etkisi var? “Ben hiç görülmemiş bir rengi bulacağım” diyerek resme başlayan bir çocuk, aslında, renklerin dünyasında bir maceraya çıkıyor. Farklı materyalleri (kağıt, metal, kumaş…) kullanarak bir eseri ortaya koyansa bambaşka ürünleri kullanarak bir tek ürün ortaya koymanın haklı gurunu yaşıyor. Ona bu özgürlüğü sağlamak, bu tecrübeyi edindirmek büyük bir özgüven kazandırıyor. İleride seçeceği meslek, sanatla alakalı olmasa bile kendine güvenen, çevresindeki olaylara daha farklı açılardan bakabilen bireyler oluyorlar. Anne babalara sanat sevgisini ve çocuklarını desteklemeleri gerektiğini nasıl anlatabiliriz? Günümüzde, aileler, sanatın çocuk gelişimi üzerindeki öneminin daha bir farkında. Bu farkındalık daha geniş kitlelere yayıldığında çok daha yaratıcı çocuklar yetiştireceğiz. Resimle, sanatla pek ilgisi olmayan mühendislik gibi mesleklerde bile, iş yaratıcılıktan ve tasarımdan geçiyor. Birey, yaratıcılık ve tasarım alanında kendini çocukken geliştirmişse, iyi bir mühendis de olabiliyor. Şimdiki duyarlı aileler belki bir şeyleri değiştirebilir ama sanata olan duyarlılığın tam olarak oluşabilmesi için birkaç kuşağın daha eskimesi gerekiyor. Türkiye’de özel sektörün sanata karşı tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Fuarlar ve müzeler aracılığıyla, insanlar sanatla bir araya geliyor. Bu yüzden daha çok müze, daha çok fuar olmalı. İş dünyasının sanata katkısını, desteğini hissedebilmek çok güzel bir şey ancak 60 Sarten World Haziran 2018

a training I will give. I am not a type of instructor who teaches each child the same things within a particular programme every year. What kind of an effect do arts have on the development of children? A child, who takes up painting by telling “I will find a color that has never been discovered before”, sets out for an adventure in the world of colors, actually. The one who creates a work by using different materials (paper, metal, cloth...) feels the justified pride of creating


Interview of Artist yeterli değil. Birçok müze ve galerimiz, yurt dışından sanatçılar ve eserler getirtip ülkemizde sergilenmesine vesile oluyor. Böylesi bir etkinlik, sadece sanat takipçileri için değil, biz sanat icra edenler için de çok önemli. Yurt dışındaki gelişmeye tanıklık etmiş oluyoruz bu sayede. O nedenle, çok daha fazla kurum ve şirketin bu işe dahil olmasını arzu ediyorum. Geçtiğimiz sene Batman’da Üşümesin Ayaklar Derneği ile bir sosyal sorumluluk projesinde yer aldınız. Sanatçıların bu tür projeler içinde yer alması nasıl bir farkındalık yaratıyor? Bu tarz projelerde ruhunuz doyuyor. Yardımlaşmak hassas bir konu. Bu tür projelerde; yardıma ihtiyacı olanlar, yardım edenler ve aracı olanlar olur. Tüm bunların birleşiminden doğansa mutlu insanlar ve sıcacık bir ortam. Sanatın zor zamanlarda birleştiriciliğinin, toplumu birbirine bağlayıcılığının en güzel örneğini bu tür projelerde görüyoruz. Bir sanatçı olarak bu tür projelerde yer almaktan mutluluk duyuyorum. Sanat, içinde öngörüyü barındırır. Sanatçı da buna aracılık eder.

one single product using different materials. Providing this freedom and this experience helps him gain self-confidence. They grow as individuals who believe in themselves and who can evaluate the events around them from a different point of view, even if the professions they will choose in the future are not related to arts. How can we tell the parents that they should support their children and their love for arts? Nowadays, families are more conscious of the effect of arts on child development. We will raise more creative children when this consciousness becomes more common. It is the creativity and the design what makes difference in professions which is not related to art and crafts, like engineering. If the individual raised himself well in terms of creativity and design when he was a child, he can also be a good engineer. Perhaps, today’s sensitive families may change somethings; yet, sensitivity towards arts can be fully gained after a few generations have passed by. How can you evaluate the private sector’s attitude towards arts in Turkey? People meet arts in fairs and museums. Therefore, there should be more museums and fairs. Feeling the business world’s contribution and support to arts is a wonderful thing; it is not enough, though. Many museums and galleries in our country bring over artists and works from abroad and they conduce to their exhibiting. Such an event is very important not only for the followers of arts but also for us, who perform arts. This way, we can follow the developments abroad. Therefore, I wish more institutions and companies get involved in this. Last year, you took part in a social resonsibility project in Batman with “Üşümesin Ayaklar Derneği”. What kind of an awareness does the artists’ taking part in such projects raise? Such projects satisfy your soul. Helping each other is a very sensitive issue. There are three groups of people in such projects: the ones who are in need of help, the ones who help and the ones who mediate these. Happy people and cosy homes are born out of these three components. We see the best example of the unitive and the bonding feature of arts in tough times in such projects. I am very happy to take part in such projects, as an artist. Arts contain foresight in itself. The artist mediates it.

Creativity and design stand out even in the occupations which are not related to any of the branches of painting and arts. Today’s sensitive families might change something; however, it needs a few generations to pass by in order to establish artistic sensitivity properly.

June 2018 Sarten World 61


Akademik Görüş

İş Yerindeki Çatışmalarla Nasıl Başa Çıkabiliriz? How Can We Cope with the Conflicts at the Workplace?

Hangi sektörde veya iş alanında olursa olsun, ne kadar elverişli bir çalışma ortamına, etkin sistemlere veya yetkin çalışanlara sahip olursa olsun, her iş yerinde birtakım çatışmalar yaşanması mümkündür. Bu çatışmaları bazen daha sağduyulu ve sakin bir şekilde yönetirken, bazen de kendimizi kontrol edemez, öfkelenir, üzülür, strese girer, kimi zaman da sonradan pişman olacağımız şeyler söyler veya yaparız. No matter what sector or business field it is and no matter how convenient a working environment is, how effective the systems are and how competent the employees are, it is possible to go through some conflicts at the workplace. Sometimes, we manage these conflicts judiciously and calmly; but, we sometimes get angry, worried and stressful or we sometimes say or do something that we will regret later.

Ç

atışmaların birçoğu, insan olarak birbirimizden farklı olmamız sebebiyle yaşanır. Her birimizin kendimize özgü davranış tercihleri ve bizi harekete geçiren farklı motivatörlerimiz mevcuttur. Kimimizin hakimiyet duygusu ve aciliyet hissi daha yüksekken, kimimiz daha sakin ve adım adım hareket etmeyi tercih ederiz. Kimimiz daha dışa dönük ve başkaları ile sürekli etkileşimde olmayı severken, kimimiz çevremize daha mesafeli ve tedbirli yaklaşmayı seçeriz. Öte yandan, bazılarımız meraklı ve hep yeni bir şeyler öğrenme peşinde koşarken, bazımız için bu merak seviyesi gereksiz ve anlaşılmaz bir güdü olabilir. “Ne kadar meraklı, her şeyi sorması şart mı?” diye geçiririz içimizden. Ya da estetik zevkleri olan, her durumda içinde bulunduğu anın tadını çıkartmaya çalışan, etrafını güzel şeylerle süsleyerek mutlu olan biri, bize göre anlamsız bir vakit kaybı içinde olabilir ve faydalı bir takım getirileri elinin tersiyle itmesi, bize son derece inanması zor gelebilir. İşte bu farklılıkların doğal bir sonucu olarak, zaman zaman iş yerimizde Yazı/Article birtakım çatışmalar ve çelişkiler yaşayabiliyoruz. Hasan Tahsin Peki iş yerinde yaşadığımız çatışmaları nasıl yönetebilir ve onlarla nasıl başa çıkabiliriz? Bunun için günlük hayatta uygulayabileceğiniz birkaç basit yöntem, yaşadığınız sorunları, en aza indirmenize ve üretkenliğinizi arttırmanıza yardımcı olacaktır: 1. Söylediğiniz sözlere dikkat edin Başarılı bir kariyere ve saygı gören bir konuma sahip olsanız da, ağzınızdan çıkacak tek bir sözle bu saygıyı yitirmeniz an meselesi olabilir. Bunun için söylediğiniz her sözü düşünerek söyleyin ve anlık patlamaların tuzağına düşmeyin.

62 Sarten World Haziran 2018

M

any conflicts occur since we are all different from each other as human beings. Each of us has our own behavioral preferences and different motivators that activate us. While the sense of dominance and the feeling of urgency is higher in some of us, the others prefer acting calmly and step by step carefully. Whereas some of us are more outgoing and love to interact with others, some of us prefer approaching the people in their lives more cautiously and discreetly. On the other hand, while some of us are curious and always pursuing something new, this level of curiosity can be an unnecessary and incomprehensible motive for some of us. We ask ourselves: “How curious he is. Does he have to ask about everything?” Or for us, a person who has aesthetic pleasures, who tries to feel pleasure in every occasion and who is happy to adorn the surroundings with beautiful things may be wasting his time and it might sound hard to believe that he rejects some beneficial gainings. As a natural consequence of these differences, we sometimes experience some conflicts and contradictions in Güngör our workplace. How can we manage the conflicts we have in the workplace and how can we deal with them? There are a few simple ways you can apply in your daily life, helping you to minimize the problems you have and to increase your productivity: 1. Watch out what you say Even if you have a successful career and a respected position, it might be a matter of time before you lose that respect with a single word in your mouth. Think of every word that you say for this and do not fall into the trap of instant bursts.


Academic Perspective 2. Gerektiğinde duraklamayı ve susmayı öğrenin Haklı olsanız bile, gerektiğinde durmayı ve susmayı bilin. Karşınızdakini bozguna uğratmanın ve o an size yaşatacağı zafer duygusunun cazibesine kapılmayın. 3. Kişisel algılamayın Çatışmaların çoğunun sebebi birisi değil, bir şeydir. Sorun olan konu her ne ise, olumlu bir yaklaşımla ve kazan-kazan gözeterek çözümlenmesi çoğunlukla mümkündür. Bu sebeple anlaşmazlık yaşadığınız konuları şahsınıza yönelik olarak algılamamaya çalışın.

2. Learn to pause and be quiet when necessary Even if you are right, learn to pause and be quiet when necessary Do not be tempted by the temptation of the feeling of glory when you defeat the other one. 3. Do not take it personal Most of the conflicts occur not because of a person, but a thing. Whatever the problem is, it is often possible to solve it with a positive and win-win approach. For this reason, try to take on the subjects you are having a conflict with.

4. Unutmayın ki beyniniz aşırı tepki veriyor olabilir Beynimizdeki duygusal ve sosyal tepkilerden sorumlu olan amigdala, bazen bizi gereksiz yere “kaç veya savaş” tepkisi vermeye itiyor olabilir. Aşırı tepki vermek, sonradan pişman olmamıza yol açar. Duygusal zekamızı geliştirmek üzere çalışmak ve kendimize hedefler koymak, bu tepkileri denetim altında tutmamızı ve durumu sağlıklı bir şekilde değerlendirmemizi kolaylaştırır.

4. Remember that your brain might be overreacting The amygdala, which is responsible for emotional and social reactions in our brains, may sometimes push us to “run or fight” reactions unnecessarily. Overreacting causes you to regret it later. Trying to improve our emotional intelligence and putting goals for ourselves make it easier for us to keep these reactions under control and to assess the situation logically.

5. Kavgada kazanmak uğruna asıl savaşı kaybetmeyin Bir anlaşmazlık sırasında tamamen haklı olsanız bile, çalışma arkadaşlarınızın hatırlayacağı şey çatışmanın kendisinden çok, o çatışmayı nasıl yönettiğiniz olacaktır. Küçük bir mesele yüzünden gemileri yakmayın ve ilişkilerinize zarar vermeyin.

5. Do not lose the real battle for winning the fight Even if you are completely right during a dispute, what your colleagues will remember is how you manage that conflict, rather than the conflict itself. Because of a small matter, do not burn your bridges and do not hurt your relationships.

6. Oradan uzaklaşın Ortalık kızışıp kontrolü kaybettiğinizi hissettiğiniz anda, oradan ayrılmak için izin isteyin. Sonradan geri dönüşü olmayan bir davranışta bulunmaktansa, o anda duruma müdahale etmemek en iyi seçenektir.

6. Get away from there Ask for permission to leave the place when you feel that things are getting hotter and you are losing your control. It is the best option not to intervene in the occasion, instead of doing something irreversible.

7. Karşınızdakinin düşmanınız değil, iş arkadaşınız olduğunu unutmayın Çatışma yaşadığınız kişi problemin ne sebebi, ne de çözümüdür. Asıl mesele problemin kendisidir. Bunun için eldeki soruna ve ne yapılması gerektiğine odaklanmak daha uygun bir yaklaşım olacaktır.

7. Remember that he is not your enemy but your colleague The person you conflict with is neither the reason of the problem nor the solution. The real issue is the problem itself. Therefore, it would be a more appropriate behavior to focus on the problem and what to do.

8. Çatışmayı yüz yüze çözün Bir iş arkadaşınız ile çatışma yaşıyorsanız, e-mail veya mesaj atmak, anlaşmazlığı çözmeyi kolaylaştırmaz. Hatta çoğu zaman yanlış anlamalara ve durumun daha da kötüye gitmesine sebep olabilir. Anlaşmazlık yaşadığınız kişi ile yüz yüze konuşmak, karşınızdaki kişinin gerçekten ne düşündüğünü ve hangi duygular içinde olduğunu doğru şekilde değerlendirebilmenizi sağlar.

8. Solve the problem face-to-face If you are having a conflict with a colleague, emailing or posting will not make it easier to resolve the dispute. It can often lead to misunderstandings and even worse conditions. Talking face-to-face with the person you are in conflict with allows you to assess what your opponent really thinks and what he is feeling accurately.

9. Dinleyin! Çoğu zaman karşımızdaki kişiyi dinlediğimizi sanırken, aslında kafamızda kendi cevabımızı hazırlıyor oluruz. Bunun için kendi fikrinizi dayatmadan ve aksini iddia etmeden önce karşınızdaki kişinin bakış açısını dinleyin. Eğer ona fikirlerini ifade etme hakkı verirseniz, belki de fikrinizin değişmesine sebep olabilir. Bu birkaç yöntemi günlük hayatta uygulamaya çalışmak, hem duygusal zekanızın gelişmesine, hem de çatışmaları etkin şekilde yönetmenize yardımcı olacaktır.

9. Listen! While we often think that we are listening to the person in front of us, we actually prepare our own response in our mind. Listen to the point of view of the person in front of you before imposing your own idea and claiming the opposite. If you give him the right to express his ideas, maybe he will make you change your mind. Trying to apply these few methods in everyday life will help you to develop your emotional intelligence and to manage the conflicts actively. June 2018 Sarten World 63


Gezi

Butik Bir Huzur

KAS A Peace of Boutique

64 Sarten World Haziran 2018


Travel

E

şsiz güzelliklerle iç içe olan Kaş, sadece ülkemiz için değil, dünya turizmi adına da büyük bir nimet. Konumu, plajları, keyifli atmosferi, görülesi yerleri ve zengin menüsü ile Kaş, yoğun bir tempodan sonra dinlence ve huzur arayanlar için ideal destinasyonların başında geliyor. Masmavi suları, dünyanın en güzel dalış noktaları ile donatılmış olması ve huzuru altın tepside sunmasının yanında butik bir keyif sunup “her şey dahil” konseptine uzak durması da global bir insan popülasyonuna sahip olmasında kolaylık sağlamış. Tekne turları, kültür turları, kayak turları ve yürüyüş adına kocaman bir bolluk olan belde, şehir keşmekeşinden yorulmuş kalplere ve zihinlere ilaç gibi geliyor. Mega binalar, yüksek topuklar ve kolalı gömleklerin telaşında olanlara en sakin haliyle yaklaşıyor. Meis Adası’nın ışıkları eşliğinde içinize gömülebileceğiniz, günbatımında sükunete erişeceğiniz, her adımda daha özgür hissedip “keşke”leri en tatlı biçimde yad edeceğiniz bir yer Kaş. Antik kentlerinin gizemine dalıp, serin sularında kendinize geleceksiniz. Buradan okuyunca bir hayalden veya uzaklardaki bir yerden bahsediyoruz gibi gelebilir tabi. Ancak işin en güzel gerçeği bu cennet tadındaki Kaş’ın bizim ülkemiz sınırları içinde yer alması. Hem doğal hem tarihi bir keyif Doğal güzelliklere ve tarihi değerlere ev sahipliği yapan Kaş, bağlı olduğu Antalya’nın tatil anlayışın daha farklı bir konseptte. Hınca hınçlığın aksine butik bir tarza sahip. Hiç şüphesiz adıyla beraber akla ilk gelenler plajları ve denizi. Tertemiz plajlara ve mavi bayraklı sulara sahip olması dünya çapında bir belde olmasındaki en önemli etkenler olarak ilk sırada yer alıyor. Kaputaş Plajı, Büyük Çakıl, Küçük Çakıl, Akçagerme, Patara Plajları, Hidayetin Koyu ve Fırnaz Koyu tavsiye niteliğinde olabilecek yerlerden sadece birkaçı.

K

aş, which is full of unique beauties, is a great blessing not only for our country but also for the world tourism. With its location, beaches, pleasant atmosphere, sightseeings and rich cuisine, Kaş is the leading ideal destination for those seeking for rest and peace after a busy tempo. Kaş, the district of Antalya, which hosts natural beauties and historical values, has a more different concept than the holiday concept of Antalya. Apart from the fact that it has the most azure water and the best diving spots of the world and it offers peace on a golden tray, staying away from “all-inclusive” concept has enabled it to have a global population. The town, which is abundant in boat tours, culture tours, waterskiing tours and trekking, is a kind of cure for tired hearts and minds. It approaches in the calmest way to the people in hurry of megabuildings, high-heels and starched shirts. Kaş is a place where you can sink into your chairs under the lights of Meis Island, where you can find tranquility in the sunset and where you feel freer in each step and think of your regrets in the sweetest way. You will dive into the mysteries of ancient cities and recover in cool waters. When you read it here, it might sound as if we were talking about a dream or somewhere far away. However, the most beautiful fact of the matter is that heavenly Kaş is located within the borders of our country. A pleasure both natural and historical Kaş has a boutique style contrary to the jam-packed destinations. No doubt that its beaches and sea are the first to come into our minds when we speak of Kaş. The fact that it has very clean beaches and blue-flagged waters are the most significant factor that makes it become a worldwide town. Kaputaş Beach, Büyük Çakıl, Küçük Çakıl, Akçagerme, Patara Beaches, Hidayet Cove and Fırnaz Cove are only a few of the places that can be recommended. Another significant factor that makes Kaş a global holiday destination is the fact that it is a paradise for divers.

June 2018 Sarten World 65


Gezi

Kaş’ın global bir tatil beldesi olmasındaki bir diğer önemli etken de dalış cennet olması. Ülkenin ve hatta dünyanın en önemli dalış alanlarını barındıran Kaş, benzersiz sualtı oluşumlarına ve deniz canlılarına ev sahipliği yapıyor. Batık, duvar ve mağara dalışlarına olanak sağlayan bu noktaların pek çoğunda her seviyeden dalgıç dalış yapabilir. Dalış turizminin gelişmiş olması beraberinde buradaki dalış okullarının ve eğitmenlerinin sayısını da artırmış durumda. Hiç eğitim almasanız dahi keşif turlarıyla beraber 5 metreye kadar inip sualtına olup bitene göz atabilirsiniz. Son yıllarda yamaç paraşütünde Fethiye’nin Babadağ’ına rakip 66 Sarten World Haziran 2018

Hosting the country’s and even the world’s most important diving areas, Kaş hosts unique underwater formations and sea creatures. Divers at any level can dive in most of these spots, which provide an opportunity for shipwreck diving, wall diving and cave diving. Since diving tourism is developed here, the number of the diving schools and trainers has increased over here. Even if you are not trained at all, you can dive down to 5 meters with the expedition tours and see what is going underwater. In recent years, it has been very popular to watch Kaş’s beauty from above by jumping


Travel olan Kaş’ta Kırdavlı Tepesi’nin 600 metrelik pistinden atlayarak Kaş’ın güzelliğini bir de yukarıdan izleyebilirsiniz. Alternatif turizm merkezi olma yolunda başarılı hamleler gerçekleştiren lokasyonda tatilcilere yamaç paraşütü yaptıran iki firma bulunuyor: Fly Lycia ve Le Conge. Usta pilotlardan teorik ve uygulamalı olarak alınan derslerin sonunda yine deneyimli pilotlar eşliğinde 2025 dakikalık bir atlayış gerçekleştiriliyor ve ardından da Kaş Limanı’na iniş gerçekleştiriliyor. Birbirinden güzel koylara sahip olan Kaş’ta yapılacak en güzel aktivitelerden biri tekne turları. Kaş Limanı’nda

from the 600-meter path of Kırdavlı Hill, which is a rival to Babadağ in Fethiye in terms of paragliding. There are two companies which help the vacationers paraglide in the location, which has taken successful steps on the way to be an alternative tourism center: Fly Lycia and Le Conge. At the end of the theoretical and practical lessons taken from the master pilots, a jump that lasts 20-25 minutes is performed together with the experienced pilots and then they land on Kaş Port. One of the most beautiful activities to be done in Kas, which has very beautiful coves, is boat tours. The boats waiting side by side in Kaş

yan yana dizili şekilde bekleyen tekneler sabah 10.00’da yola çıkıp akşamüzeri geri dönüyor. Liman dışında otobüsle Üçağız’a gidip oradan da tekneye binebilirsiniz. Tur kapsamında batık kent, Akvaryum Koyu, Kaleköy ve başka koylar geziliyor. Bu topraklar üzerinde kurulan Likya Medeniyetine yakından tanıklık edecek ve hayranlık duyacaksınız.

Port depart at 10:00 in the morning and return in the evening. Apart from the boats, you can take a bus to Üçağız and you can get on a boat there. The sunken city, Akvaryum Cove, Kaleköy and other coves are visited within the scope of the tour. You will witness the Lycian Civilization, which was established on these lands, and you will admire them.

Likya’nın gelişmişliğine tanıklık edin Toros Dağlarının yamaçlarına kurulan Kaş’ta kurucu medeniyet Likya’ya her adımda tanıklık ediyorsunuz. Likya, dönemi itibariyle düşünüldüğünde son derece gelişmiş bir medeniyet olarak lanse ediliyor. Kaş, meşhur Likya Yolu üzerinde yer aldığından tarih dört bir koldan sarmış şehri. Antik dönemden kalma kentler, amfi tiyatrolar, mezarlıklar görülmeye değer. 509 kilometrelik bir uzunluğa sahip olan bu yolu bir kerede gezmek kesinlikle mümkün değil ama kendinize etaplar belirleyip bir zamanların en gelişmiş medeniyetini tanıma adına adım atabilirsiniz.

Witness the development of Lycia In each step you take, you witness Lycia, founder civilization in Kas, which is situated on the slopes of the Toros Mountains. Regarding its era, Lycia is considered to be a highlydeveloped civilization. Since Kaş is located on the famous Lycian Way, the history surrounds the city from all sides. Cities from ancient times, amphitheaters and cemeteries are worth of seeing. It is definitely impossible to visit every part of this way, which is 509 kilometers, at one time; however, you can decide on some locations and take a step in learning about the mostdeveloped civilization of the old times. June 2018 Sarten World 67


Sağlık

Bir Yaz Daha Geldi… Summer has Come Again Yaz aylarında sıcakların kendini göstermesiyle beraber ortaya çıkan sorunlardan kurtulmak için yeme-içme tarzınızda “sağlıklı” düzenlemeler yapmalısınız. Uzman Dr. Evren Altınel, yaz aylarında sağlıklı beslenme hakkında önemli ipuçları verdi. You need to make some “healthy” arrangements in your diet so as to get rid of the problems arising as the summer starts to heat up. Specialist Dr. Evren Altınel has given important tips about a healthy diet in summer.

Ü

ç öğün yeterli Diğer mevsimlerde olduğu gibi yazın da yeterli besin kaynaklarını içeren, günlük toplam enerji gereksinimimizi karşılayan üç öğünü atlamamaya özen göstermeliyiz. Protein, karbonhidrat, yağ ve lif (posa) açısından dengeli sofralar oluşturmalı, öğünlerin saatlerine dikkat edilmeli. Önemli olan öğün aralarını, öğünlerdeki miktarları iyi ayarlayabilmek ve içerikte fazlalık ya da eksiklik yaratmamayı başarabilmek. Püf noktalarına dikkat Kahvaltıda, beyaz peynirleri, loru seçmek; olgun mevsim meyvelerini tüketmek; yumurtayı haşlanmış, otlu omlet halinde ya da zeytinyağına kırılmış tercih

68 Sarten World Haziran 2018

T

hree courses are enough As in the other seasons, we should be careful about not to skip the three meal courses that meet our daily total energy requirement, which includes sufficient food resources in the summer. We should have balanced meals in terms of protein, carbohydrate, fat, and fiber (pulp) and we should be careful about the time of the meals. It is important to be able to adjust the amount of the meals between the courses and to be able to avoid excess or lack of content. Attention to the key points It will be appropriate to choose fresh, white cheese or curd cheese, to consume ripen seasonal fruits,


Health

etmek; ekmeği tam tahıllı yemek ve unlu mamullerden uzak durmak uygun davranışlar olur. Öğle yemeğinde, proteinden yoksun kalmamaya özen göstermeliyiz. Yoğurdun eşlik ettiği sebzesalata türleri iyi bir seçenek olabilir. Sadece meyve ya da salata ile geçiştirilen, yeterli proteinin alınmadığı öğünlerden kısa süre sonra acıkır ve olmadık atıştırmalar yapabiliriz. İçecek seçimini öncelikle sudan ve ayrandan yana kullanmalıyız. Akşam yemeklerinde soğuk çorbalar, sebze yemekleri, balık ve deniz ürünü çeşitleri ile salatalar ve mevsim meyveleri sofraları renklendirilebilir. Sağlık için zararlı olabilecek bir pişirme yöntemi olmasına rağmen mangal çok tercih edilir. Bunu, haftada bir kere ile sınırlaya çalışmalıyız. Etleri yağlarından ayırarak, yakmadan, daha yavaş ve dikkatli pişirelim. Yanında yeşillik ile tüketerek sindirimini ve atıklarından arınmayı kolaylaştıralım.

to prefer boiled egg, herb omelette or omelette with olive oil, to eat whole grain bread and to avoid bakery products at breakfast. We should be careful about not to be deprived of protein at lunch. Vegetable salad types accompanied by yogurt might be a good choice. We might get hungry in a short time and we can attempt to have unhealthy snacks after the meals that do not contain enough protein and in which we only snack on fruit and salad. We should prefer water and ayran as the beverages. You can enhance your dinners with cold soups, vegetable meals, fish and seafood products, salads and seasonal fruits. Although it might be a harmful cooking method to health, barbecue is preferred much. We should try to limit this as once a week. We should barbecue the meat slowly and carefully without burning it and by separating its fat. It will be best to consume the barbecued meat with green salad for making its digestion easier.

Soğuk içeceklerin Do not let the cold tuzağına düşmeyin! beverages captivate you! Yaz aylarında, sıcağın etkisi The fact that perspiration increases ile terlemenin artması, su ve due to the summer heat causes tuz kaybına, susuzluğun daha lack of water and salt, and causes kuvvetli hissedilmesine yol us to feel our thirst stronger. açıyor. Her zaman ilk tercihimiz Drinking water should always be su içmek olmalı. Dış ortamın our first choice. Although the high sıcaklığı bizi soğuk su içmeye temperature leads us to drink cold yöneltse de olabildiğince water, we should drink warm or ortam sıcaklığına yakın ya da refrigerated water. How much water buzdolabında serinletilmiş su a person should drink varies from içmeliyiz. Ne kadar su içilmesi person to person. We can set a low gerektiği kişiden kişiye değişiyor. limit of about 30-35 cc per kilo. This Yaklaşık olarak kilo başına 30-35 makes almost 2 liters a day. cc diye alt sınır koyabiliriz. Bu da It will be good for the ones who günde 2 lt’yi bulur. do not have high blood pressure, Yüksek tansiyon sorunu Uzman Dr. Evren Altınel who sweat a lot and who do heavy olmayan, çok terleyen, ağır spor Specialist Dr. Evren Altınel sports to consume mineral water yapanların yaz aylarında maden in summer. Fruit juice can also be suyu tüketmesinde fayda var. consumed unless they contain sugar; energy drinks Meyve suları, şeker katkılı olmadıktan sonra, enerji might also be consumed to some extent. içeriği de ölçülü miktarda içilebilir. Önce bir detoks mu yapsaydık? Uzmanlara göre detoks uygulamaları sağlık için pek de gerekli değil. Çünkü bedenimiz müthiş bir arıtma sistemine sahip ama bedenimizin aşırı miktarda üretip, kendi imkanlarıyla bertaraf edemediği serbest radikalleri etkisiz hale getirecek antioksidanları öncelikle besinlerimizden alıyoruz. C ve E vitamini gibi vitaminler, selenium gibi mineraller, betakaroten gibi flavonoidler bu işi görüyor. Yeterince su içmek, günde en az beş porsiyon sebze/salata-meyve yemek, gıdaların lif içeriğine dikkat etmek, basit karbonhidratlardan, hazır-rafine-işlenmiş gıdalardan uzak durmak, pişirme tekniklerine özen göstermek ilk önlemler…

What about a detox first? According to the specialists, detox applications are not quite necessary for our health because our bodies have a great purification system but we take the antioxidants which will fight the free radicals, which our bodies overproduce and cannot fight on their own, from our nutrients, primarily. Vitamins such as C and E, minerals like selenium and flavonoids such as beta-carotene work for this. Drinking enough water, eating at least five servings of vegetables / salad-fruit a day, paying attention to the fiber content of the foods, avoiding simple carbohydrates, avoiding ready, refined and processed foods and being careful about the cooking techniques are the first precautions to be taken...

June 2018 Sarten World 69


Basında Sarten DRINKTECH

DÜNYA

MİLLİYET AYDINLIK

STAR

EKONOMİST

SABAH

TÜRKİYE

70 Sarten World Haziran 2018

EKONOMİST


News About Sarten DÜNYA

PACKWORLD TÜRKİYE

PACKWORLD TÜRKİYE

YENİ ŞAFAK TÜRKİYE

MİLLİYET KARACABEY HABER

June 2018 Sarten World 71


Sosyal Sorumluluk

“Miniklerin Isıttığı Patiler” Projesi Öğrencilere Hayvan Sevgisini Aşılayacak

“The Paws That the Little Kids Warm” will Inculcate Love for Animals in Students

Silivri Milli Eğitim Müdürlüğü, Sarten Ambalaj, Silivri Hayvanları Koruma Derneği (SİHAYDER), Silivri Belediyesi ve Silivri Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü, Silivri’de sokak hayvanları için “Miniklerin Isıttığı Patiler” kampanyasını başlattı. Sarten Ambalaj, SİHAYDER ve Silivri Belediyesi, Silivri Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu kampanya ile öğrencilerde kendi türleri dışındaki canlılara karşı farkındalık oluşturarak, sorumluluk duygusu kazandırmak ve hoşgörülü nesiller yetiştirilmesi amaçlanıyor. Proje kapsamında Silivri ilçesinde yaşayan sokak hayvanlarının kışın soğuğundan, yazın ise kavurucu sıcaklarından etkilenmemeleri adına Silivri ilkokul öğrencileriyle birlikte kedi ve köpek evleri monte edilip okullara ve uygun mahallelere yerleştirilmeye başlandı. Sarten Ambalaj, tarafından temin edilen kedi ve köpek evlerinin üzerine öğrenciler, resimler yaparak estetik bir görünüm kazandırdı. Proje ile çocuklara sokak hayvanlarının da korunmaya, barınmaya ve yemek yemeye ihtiyaçlarının olduğu bilincini yerleştirerek farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Kampanya kapsamında ayrıca ilkokullarda hayvan hakları ve hayvan sevgisi konulu seminerler düzenleniyor. Çocuklara hayatı her canlıyla paylaşması gerektiği yönünde farkındalık oluşturulacak. Projenin son ayağında ise çocuklar hayvan barınaklarını ziyaret edecek.

Silivri Provincial Directorate for National Education, Sarten Packaging, Silivri Society for the Prevention of Cruelty to Animals (SIHAYDER), the Municipality of Silivri, Directorate of the Veterinary Services of the Municipality of Silivri have put up a campaign titled “The paws that the little kids warm” for the street animals in Silivri. The campaign of Silivri Provincial Directorate for National Education, Sarten Packaging, Silivri Society for the Prevention of Cruelty to Animals (SIHAYDER), the Municipality of Silivri, Directorate of the Veterinary Services of the Municipality of Silivri aims to raise the sense of responsibility of students by raising their awareness for other species and to raise tolerant generations. Within the scope of the project, cat and doghouses have been started to be installed and placed in the suitable neighborhoods of Silivri with the help of the students of Silivri Elementary School for the street animals living in Silivri to make sure that they are not affected by the freezing cold weather in winter and the scorching heat in summer. The students gave an aesthetic look to the cat and doghouses, which were provided by Sarten Packaging, by painting them. The project aims to raise awareness of the children by creating awareness that the street animals need protection, shelter and food. Within the scope of the campaign, seminars on animal rights and love for animals are being held in primary schools. Children will be aware of the fact that they should share their life with all living beings. In the final stage of the project, the children will visit the animal shelters.

72 Sarten World Haziran 2018


Social responsibility Sarten’den Öğrencilere Mont ve Bot Yardımı Sarten, faaliyet gösterdiği bölgelerde sadece ekonomik gelişime değil, sosyal ve kültürel gelişime de katkı sağlamak amacıyla çevre ve eğitim alanlarında sosyal sorumluluk projelerine öncelik vermektedir. Faaliyet gösterdiği bölgelerdeki ihtiyaçları da yakından takip eden Sarten, Şubat ayında Manisa Gördes Kaşıkçı İlkokulu’nda okuyan 18 öğrenciye mont ve bot yardımında bulundu. Sarten çalışanlarından bir ekip Kaşıkçı İlkokuluna giderek montları ve botları teslim etti.

Sarten’den 18 Bin Çocuğa Kumbara Türkiye’nin lider ambalaj üreticisi Sarten, bu yıl da 23 Nisan’da çocukları sevindirdi. Şirket, her yıl rutin hale getirdiği hediye dağıtımında bu yıl öğrencilere 18 bin kumbara dağıttı. 2015 yılından bu yana her 23 Nisan’da çocuklara kumbara, boyama kitabı, şapka gibi farklı hediyeler sunmayı geleneksel hale getiren Sarten, yurt içinde faaliyet gösteren 15 fabrikasının bulunduğu tüm bölgelerdeki İl Milli Eğitim Müdürlükleri’nin belirlediği okullarda okuyan çocuklara ve Sarten çalışanlarının çocuklarına kumbara hediye etti.

Money Boxes to 18 Thousand Children from Sarten Turkey’s leading packaging manufacturer Sarten made children happy on April 23 this year. The company gave 18000 Money boxes as a gift at the event which became traditional for Sarten. Since 2015, Sarten has made it traditional to present children different gifts like money boxes, coloring books and hats on 23rd April. Sarten has given away money boxes for the children of Sarten employees and the students of the schools determined by the Provincial Directorates of National Education in all the regions where the 15 factories of Sarten, which operate in the country, are located.

Sarten has Donated Boots and Coats to Students Sarten gives priority to social responsibility projects in the fields of environment and education in order to contribute not only to economic development but also to social and cultural development in the regions where it operates. Following the needs of the regions where it operates, Sarten donated coats and boots to 18 students in Kaşıkçı Primary School, in Gördes, Manisa on February A team of Sarten employees went to Kaşıkçı Primary School and handed out the coats and the boots.

Kızılay Kan Bağışı Kampanyası Devam Ediyor

The Red Crescent Blood Donation Campaign Continues

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Sarten’in sosyal sorumluluk anlayışı doğrultusunda merkez ofis ve Türkiye’de bulunan 15 fabrikada 265 Sarten’li Kızılay’a kan bağışı kampanyasına katıldı.

In line with Sarten’s social responsibility understanding, the employees of the head office and the 15 factories in Turkey joined the Red Crescent blood donation campaign, just like every year.

June 2018 Sarten World 73


Yeşil Dünya

Bunları Biliyor Muydunuz? Did You Know These?

Metal, plastik, kağıt, karton, alüminyum, kompozit, cam gibi pek çok malzemenin geri dönüştürülmesiyle, doğaya ciddi katkı sunacağımızı biliyor muydunuz? Şimdiye kadar üretilmiş tüm metallerin yüzde 80 ve 90’ının bugün hâlâ kullanımda olduğunu biliyor muydunuz?

Did you know that 80 percent and 90 percent of all the metals that have been produced up to now are still in use today?

Bir adet teneke kutunun geri dönüşümü, bir müzik albümünü dinleyebilecek veya bir televizyonu iki saat çalıştırabilecek kadar enerji tasarrufu sağlar.

The recycling of a tin bottle saves as much energy as it will enable you to listen to a music album or watch television for two hours.

74 Sarten World Haziran 2018

Did you know that we will make a serious contribution to nature by recycling many materials like metal, plastic, paper, cardboard, aluminum, composite, glass? Bir ton kullanılmış metali geri dönüştürmek %95 enerji tasarrufu sağlar.

Recycling 1 ton of metal scrap provides 95% energy saving.

Kağıt, karton, ahşap ve kompozit ambalaj atıklarının geri dönüşümüyle elde edilen suyun, 7.3 milyar litresinin, 41 bin 505 ailenin yıllık su tüketimine eş değer olduğunu biliyor muydunuz?

Did you know that 7.3 billion liters of the water recycled from paper, cardboard, wood and composite packaging waste is equivalent to the annual water consumption of 41.505 family members?


Green World

Bir ton plastiğin geri dönüşümü, 2.000 galon benzin tasarrufu sağlar. Recycling one ton of plastics saves 2.000 gallons of gasoline.

Bir adet plastik şişenin geri dönüşümüyle, 60W’luk bir ampulü altı saat çalıştıracak enerji tasarrufu sağlanabilir.

By recycling a plastic bottle, you can save energy that will light a 60W-bulb for six hours.

Finlandiya’da her 10 plastik şişeden dokuzu ve cam şişelerin tamamı geri dönüştürülüyor.

Amerika’da her saat 2.5 milyon plastik şişe atılmaktadır ve bu şişelerin doğada çözünmesi 500 yıl sürmektedir.

In Finland, nine out of 10 plastic bottles and all glass bottles are recycled.

2.5 million plastic bottles are thrown away every hour in America and it takes 500 years to dissolve these bottles in nature.

Alüminyumun, geri dönüştürüldükten 60 gün sonra marketlerde yerini aldığını biliyor muydunuz?

Did you know that aluminum hits the shelves in the markets 60 days after being recycled?

Alüminyumun geri dönüştürülmesiyle, yeni alüminyum üretmek için ihtiyaç duyulan enerjinin yüzde 95’i korunabilir.

By recycling aluminum, 95 percent of the energy needed to produce new aluminum can be preserved.

Sarten üretimde yaptığı yenilikçi çalışmalar sayesinde, Karacabey Fabrikası’nda aylık ortalama 500 ton atık su çıkışını önlüyor. Manisa Fabrikası’nda ise kullanılmış suyu geri kullanıma kazandırarak, yıllık 470 ton su tasarrufu sağlıyor.

Thanks to the innovative work it has done in production, Karacabey Plant prevents an average of 500 tons of wastewater per month. At Manisa Plant, it saves 470 tons of water annually by recycling wastewater.

June 2018 Sarten World 75


Hobi - İçimizden Biri

Bisiklet, Yaşamımın Bir Parçası Cycling is a Part of My Life

Yoğun çalışma temposunda kendisi için bir hobi geliştirerek, bisiklet gruplarıyla küçük de olsa turlara katılan Şener Karagülle, bisikletin zamanla bir yaşam biçimi halini aldığını söylüyor.

Şener Karagüller, who has developed a hobby for himself apart from his busy working life and who joins tours with cycling groups, says that cycling has turned into a lifestyle for him in years.

Şener Karagülle ve Ailesi

H

er çocuğun ne büyük hayalidir bir bisiklet sahibi olmak. Sizin tutkunuz ne zaman başladı? Çocukluğumda kullanırdım bisikleti. Daha sonra senelerce kullanmadım. Evlendikten sonra eşimle birlikte birer tane bisiklet almıştık. Birlikte küçük geziler yapıyorduk. Daha sonra çocuğumuz doğduktan sonra bıraktık. İki sene önce eşimin bana yeni bir bisiklet alması, beni teşvik etmesi ve benim bulunduğum bölgede bulunan bisiklet grubuyla tanışmam sonrasında tutku olmaya başladı. Bölgenin en büyük ve en aktif grubu olan Çorlu Demir Pedal sayesinde birçok güzel insanla tanışma fırsatım oldu. Onların sürekli teşvikleri sayesinde de bisiklet konusunda daha aktif hale geldim. Şimdi evde hepimizde bisiklet var ve ailece geziyoruz. Turlara katılıyoruz. Böyle olması çok büyük bir keyif. Bisikleti bir hobi mi yoksa spor olarak mı tanımlamak lazım? Bisiklet bence bir hobidir. Çünkü bizde genel olarak şöyle bir şey vardır. Sporu her zaman mecburiyet

76 Sarten World Haziran 2018

E

very child dreams of having a bicycle. When did your passion for bicycles start? I used to cycle when I was a child. Later on, I did not cycle for years. After getting married, my wife and I bought two bicycles. We were taking on little expeditions. When our child was born, we quitted cycling for a while. When my wife bought me a new bicycle and encouraged me to cycle again and when I met the cycling group in the region I live, cycling has turned into a passion for me. I had the opportunity of meeting many nice people, thanks to Çorlu Demir Pedal, which is the largest and the most active group of the region. I became very active in cycling thanks to their continuous encouragements. Now, we all have bicycles in our family and we go on expeditions altogether. We join tours. This is such a great pleasure. Do you think cycling should be identified as a hobby or a sport? To me, cycling is a hobby. We have such a feeling, in general sense: We always consider doing sports as an


One Of Us - Hobby olarak görürüz. Belli bir zaman sonra sıkılmaya başlarsınız. Ama olaya hobi olarak bakınca, daha bir zevk alıyor insan. Daha fazla keyif almak için daha fazlasını istiyorsunuz. Bu işi hobi edinmiş farklı insanlar tanıyorsunuz. Güzel dostluklar kuruyorsunuz. Bir de tatlı rekabetler oluyor tabii ki. Bu rekabet motivasyonu arttırıyor. Fakat şu ana kadar katıldığım bir profesyonel yarış yok. Bisiklet tutkusu veya hobisini nasıl tanımlarsınız. Her hafta sonu bisiklete binerek kilometrelerce gitmek mi yoksa günlük yaşamın bir bölümünü kesinlikle buna ayırmak mı gerekiyor? Günlük yaşamın bir parçası haline getirmek gerekiyor bence. Bisiklet kullanmak insanı aynı zamanda rahatlatıyor. Günün yorgunluğunu unutturuyor. Kendini günün stresinden soyutluyorsun. Daha sosyal olmayı sağlıyor. Arkadaşlarınla bir araya geliyor, güzel ve kaliteli zamanlar geçiriyorsun. Sürekli masa başı çalışan bir insan olarak hem hareket etmemi hem de diğer güne kafam boşalmış olarak başlamamı sağlıyor. Hafta sonu yapılan daha uzun turların çok daha farklı bir keyfi oluyor. O da işin bonusu. Her hafta içi ortalama iki kere grup etkinliği düzenleniyor. Bu genelde çevredeki köylere oluyor. Grup halinde gidip orada molamızı veriyor ve tekrar grup olarak dönüyoruz. Ayrıca hafta sonları da grup etkinlikleri açıldığı oluyor. Bunlar genellikle daha uzun ve daha fazla performans isteyen turlar oluyor. Bazen de tek olarak, bağımsız gerek antrenman amaçlı gerek gezme amaçlı turlar yaptığım oluyor. Bisiklet kullanımı için Çorlu ve İstanbul’u kıyaslarsanız, neler söylersiniz? Çorlu’da yaşıyorum ve burası İstanbul’a göre bisikletliler için daha kolay. Ama şehir içi gerçekten tehlikeli. Öncelikle araçlar çok dikkatsiz ya da umursamıyorlar. Çoğu zaman da saygısızlar. Her ne kadar bisiklet yolları ve parklar yeterli olmasa da şehir dışına çıkıp bisiklet kullanabileceğimiz rotalarımız var. Köy turları yapabiliyoruz. Bisiklet ile gittiğiniz en uzak mesafe ne kadar? Hedeflediğiniz bir destinasyon var mı? Henüz öyle çok uzak mesafeler yapmış değilim. Şu ana kadar tek seferde kullandığım en uzun mesafe

obligation. You get bored of it in time. However, when you consider cycling as a hobby, you get more pleasure. You seek for more to get more pleasure. You get to know people who cycle as a hobby. You make good friends. And of course, there are enjoyable competitions. This sense of competition increases the motivation. Yet, I have never joined a professional competition before. How can you identify cycling as a passion or hobby? Does it mean cycling for kilometers every weekend or do you need to spare a part of your daily life for this, definitely? I think you should make it a part of your daily life. Cycling relaxes you at the same time. It makes you forget about the fatigue. You purify yourself from your everyday stresses. It makes you become more sociable. You gather together with your friends, you spend nice and high-quality time. It makes me move and start a new day with a fresh mind, as a person who has a desk job. There is a different pleasure in the long tours which are organized at the weekends. That is the bonus of cycling. Approximately two group activities are held every week. The destination is generally the surrounding villages. We cycle there in groups, we have a break there and we return as a group again. There are some group activities at the weekends, as well. These are usually longer and more challenging tours. Sometimes, I go on tours by myself both for as a training and as a sightseeing activity. What can you say when you compare Çorlu to Istanbul in terms of cycling opportunities? I live in Çorlu and this is much more convenient for bikers when compared to Istanbul. Yet, the inner city is really dangerous. First of all, the vehicle drivers are very careless or reckless. They are mostly disrespectful, too. Even though the bicycle paths or parks are not adequate, we have routes in which we can go out of the city and cycle. We can hold village tours. Which has been the furthest distance that you have cycled so far? Are there any destinations that you aim to go? I have not cycled for very long distances yet. The longest route I have taken at once so far was 90

June 2018 Sarten World 77


Hobi - İçimizden Biri yaklaşık 90 kilometre. Şu anda kilom fazla olduğu için çok uzak mesafelere cesaret edemiyorum. Nisan ayı başında yapmış olduğumuz Çanakkale Şehitlerine Saygı Turu’nda da en uzun grup sürüşümü gerçekleştirmiş oldum. Hedeflediğim özel bir yer olarak Tekirdağ’a bağlı Uçmakdere var. Buraya gidebilmek için Ganos Dağı’nı aşmak gerekiyor. Orman içinde ve muhteşem deniz manzaralı bol yokuşlu bir rota. İlk hedefim o rotayı tamamlayabilmek. Çünkü şu anda benim için en zor yollar, tırmanmayı gerektiren yollar. Burasını tamamladıktan sonra birçok rotayı da tamamlayabileceğime inanıyorum. Ayrıca geçen sene başlamış olduğum tatile gittiğim yerlere bisikletimi götürerek farklı bölgelerde de bisiklet kullanmaya başladım. Bisiklet almayı düşünenlere ve bu spora başlamak isteyenlere, alınacak bisiklete dair püf noktalar verebilir misiniz? Nelere dikkat etmeliler sizce? İlk defa bisiklet alacaklar bir hata yapıyorlar genellikle. Bu işe devam edip etmeyeceğini bilmediği için uygun olması amacıyla büyük marketlerden ucuz bisikletlerden alıyorlar. Devam ettikleri takdirde değiştireceklerini düşünerek yapıyorlar bu işi. Ama bu aslında bir hata. Bu bisikletler genellikle standart. Kişinin boyuna falan uygun olmuyor. Bu yüzden bisikletler hem keyif vermiyor hem de insanı oldukça zorluyor. Acı çekiyorsunuz resmen. Bunun yerine bulundukları çevreden ya da internetten uygun fiyatlı sağlam ikinci el bisikletler bulabilirler. Yeni başlayan bir kişi için en uygun bisiklet şehir bisikletidir.

78 Sarten World Haziran 2018

kilometers. I do not dare to take a very long tour since I am a little overweight now. I took my longest group tour in the Respect for Çanakkale Martyrs Tour, which was held in early April. A destination to which I want to cycle particularly is Uçmakdere in Tekirdağ. You need to cross Mount Ganos to reach over there. It is a route in the forest which has a wonderful sea scenery and lots of slopes. My first goal is to complete that route because to me, the hardest routes are the ones that require climbing. After completing this route, I believe that I will be able to complete several routes. Besides, I started to take my bicycle with me to wherever I go for vacation and cycle in different regions, as well.

Bisiklet bence bir hobidir. Çünkü sporu her zaman mecburiyet olarak görürken hobi olarak bakınca, daha bir zevk alıyor insan. To me, cycling is a hobby because you can get more pleasure when you consider it as a hobby since we always tend to consider sports as an obligation.

Can you give some tips about what kind of a bicycle to buy for the ones who are thinking of buying one or taking up this sport? To what should they pay attention? The ones who will buy a bicycle for the first time generally make a mistake. They buy cheap bicycles from supermarkets since they want to get one at a reasonable price because they are not sure about whether they will keep cycling. They think that they can buy a new one if they are decided to go on. However, this is a mistake, actually. These bicycles are standard. They are not suitable for the buyer’s height. Therefore, they do not give pleasure and they are hard to ride. You simply suffer. Instead of this, they can prefer second-hand bicycles from their friends or the Internet for a reasonable price. The most suitable bicycle for a starter is city bikes.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.