Beklediğim Sendin

Page 1

Ön Okuma 1; “Tinker Grey,” diye tekrarladı Val, karşısındakini tanır gibi olmuştu. “Sanırım ağabeyim Grey soyadlı birini tanıyordu, bi r bankacı...” “İşte ben de ondan bahsediyorum.” Val bu kez, eskiden tanıdığı düşkün birinin hak ettiği nazik ilgiyi göstererek fotoğrafı daha dikkatli bir şekilde inceledi. Ama bu adamla ne yakınlığım olduğuna dair bir iki soru da aklına gelmiş olabilirdi. “Olağanüstü,” dedi sadece ve hafifçe kaşlarını çattı. Val ile çıkmaya başladığımız yaz ikimiz de otuzlu yaşlarımızdaydık ve birbirimizin yetişkinlik dönemlerinin ilk on yılından fazlasını kaçırmıştık, ama bu yeterli bir zamandı. Hayatlarımızın bir yola girmesi veya yoldan çıkması için yeterliydi. Şairin dediği gibi, öldürmek ve yaşatmak için veya en azından birine soru sormayı mazur göstermek için yeterli bir zamandı. Ama Val geçmişe bakma alışkanlıklarının pek azını erdem olarak görürdü ve benim geçmişimin gizemleri söz konusuysa, pek çok konuda olduğu gibi, tam bir beyefendiydi. Yine de bu konuya bir ayrıcalık tanımaya karar verdim. “Benim de tanıdığım biriydi,” dedim. “Bir süre aynı arkadaş çevresindeydik. Ama savaştan beri adını duymamıştım.” Val’in çatık kaşları normal haline döndü. Belki de bu küçük gerçeklerin yanıltıcı basitliği onu rahatlatmıştı. Fotoğrafı daha ölçülü bir tavırla, başını hafifçe sallayarak süzdü. Böylelikle hem yaşanan tesadüfe gereken tepkiyi vermiş, hem de Buhran döneminin ne büyük haksızlık olduğunu onaylamıştı. “Olağanüstü,” dedi tekrar, bu kez daha anlayışlı bir tavırla konuşmuştu. Bir kolunu benimkinin altına kaydırıp yürümemizi işaret etti. Bir sonraki fotoğrafın önünde gerektiği kadar zaman geçirdikten sonra diğerine doğru ilerledik, sonra da bir diğerine. Ama şimdi yüzler, karşımda duran bir asansörle yukarı çıkan yabancıların yüzlerinden farksızdı. Onlara doğru düzgün bakmıyordum bile. Tinker’ın gülümsemesini görmek... Onca yıldan sonra buna hiç hazır değildim. Gafil avlandığımı hissediyordum. Belki de halimden memnun olduğum içindi –Manhattan’da yaşayan zengin orta yaşlı bir kadının tatlı ve boş memnuniyeti– ama o müzenin kapısından içeri girerken hayatımın mükemmel bir dengede olduğuna yemin edebilirdim. Bizimkisi iki zihnin evliliği, iki şehirli ruhun, güneşe dönen nergisler kadar yavaş ve kaçınılmaz bir biçimde geleceğe doğru dönmesiydi. Yine de düşüncelerim geçmişe dönüp duruyordu. O anın zar zor yakalanmış kusursuzluklarına arkalarını dönüp mazide kalmış bir yılın hoş belirsizliklerini ve tesadüflerini arıyorlardı.


O tesadüfler, zamanında gelişigüzel ve coşkulu görünmüş, ancak zamanla kaderi andırmaya başlamışlardı. Evet, düşüncelerim sadece Tinker ve Eve’e değil, Wallace Wolcott’a, Dicky Vanderwhile’a ve Anne Grandyn’e de kaymıştı ve tabii 1938 yılına, girişime renk ve biçim veren kaleydoskopu çeviren herkese. Kocamın yanında dururken o yılın anılarını kendime saklamaya kararlıydım. Bu anılar Val’i şok edecek veya evliliğimizdeki uyumu tehdit edecek rezilliklerle dolu değildi, tam tersine, onları paylaşırsam Val beni muhtemelen daha da çok sevecekti. Ama anılarımı paylaşmak içimden gelmiyordu, çünkü etkilerini kaybetmelerini istemiyordum.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.