sanayi

Page 1

5.2 SANAYİ SEKTÖRÜ 5.2.1 TÜRKİYE’DE SANAYİ SEKTÖRÜNÜN GELİŞİM SÜRECİ Türkiye'de sanayileşme konusunda ilk adım 17 Şubat 1923'te İzmir İktisat Kongresi'nde atılmıştır. Kongre kararları doğrultusunda özel sermayenin gelişmesi ve güçlenmesi için 1924'te Türkiye İş Bankası 1925'te de Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur 1927'de çıkarılan "Sanayi Teşvik Kanunu" ile sanayi etkinlikleri sınıflandırılmıştır. 1933-1938'den başlamak üzere beş yıllık sanayileşme planları ile kal kınma

planlanmıştır . Uygulaması

Yıllı Kalkınma Plânı" dönemi

ancak 1963 yılın da başlanan planlı

sürdürülmektedir . 1923'de

dönemde halen "VII. Beş

342 olan sanayi tesisi sayısı, 1932'de

1473'e çıkmış , 2000 yılı itibariyle günümüzdeki bu sayı 20 000 civarına ulaşmıştır

( Mehmet

Cansız,Türkiye‟de Organize Sanayi Bölgeleri Politikaları Ve Uygulamaları). Türkiye, sanayileşme sürecine Batı ülkelerine oranla yaklaşık 150 yılı aşan bir gecikme ile girmiştir. Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılında Türkiye ekonomisi, Cumhuriyet öncesi dönemin izlerini taşımaktaydı. 1. Dünya Savaşı öncesinde mali, ticari ve sınai kurumların %80'i yabancı azınlıkların elinde bulunmaktaydı. 1923'de GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) içinde; sanayi %13.2'lik bir paya sahipti. 1913 yılında yürürlüğe giren "Geçici Sanayi Teşvik Kanunu" yerli sermayenin sanayi yatırımlarına yönelmesi için

olumlu bir ortam yaratmış, ancak sanayi

yatırımlarının

dağılımında

mekan boyutuna hiç yer vermemiştir. 1915 yılında gerçekleştirilen Kısmi Sanayi Sayımı sonuçlarına göre sanayi işletmelerinin %75'i İstanbul ve İzmir'de toplanmıştı . Mevcut 286 işletmeden gıda ve

dokuma sanayinde faaliyet gösteren

65

işletme

Anadolu'da bulunuyordu

sadece

(Mehmet

Cansız,Türkiye‟de Organize Sanayi Bölgeleri Politikaları Ve Uygulamaları). Türkiye‟de sanayileşme sürecine paralel olarak belli başlı bölgelerde işletmelerin yığılmasıyla sanayi bölgeleri oluşmaya başlamıştır. Marmara havzası, kıyı Ege, doğu Akdeniz ve başkent Ankara‟da sanayi alanlarının oluşmasında, daha çok ulaşım olanakları, pazarlara ve diğer ağlara yakınlık temel belirleyici olmuştur. Doğal ve ekonomik gerekçelerle oluşan sanayi alanlarının yanında, planlı kalkınma dönemiyle birlikte çeşitli adlarda yatırım bölgeleri devlet tarafından da oluşturulmaya başlanmıştır.Kamu politikalarıyla devlet tarafından planlı sanayileşme ve kentleşme amacıyla oluşturulan OSB ve Küçük Sanayi Siteleri (KSS) 1960‟lı yıllardan itibaren kurulmaya başlanmış ve bunlar girişimciler için önemli imkânlar sağlamıştır.2000‟li yıllarla birlikte teknoloji üretimi ve yenilikçiliğin ön plana çıkmasıyla birlikte Endüstri Bölgeleri (EB) ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) uygulamalarına başlanmıştır. AR-GE yatırımları için oluşturulan GB‟ler ile yabancı sermaye, büyük ölçekli teknoloji odaklı yatırımlar için hazırlanan Endüstri Bölgeleri mevzuatı uygulamaya konularak Türkiye‟de teknoloji üretimi için asgari alt yapı oluşturulmaya başlanmıştır. Diğer taraftan KOSGEB bünyesindeki TEKMER‟ler ile ihracatçı işletmeler için oluşturulmuş Serbest Bölgeler (SB), yeni ve küçük çaptaki girişimciler için İş Geliştirme Merkezleri (İŞGEM) Türkiye‟deki planlı sanayi bölgelerini oluşturmaktadır. Türkiye‟deki diğer sanayi bölgelerini ise daha çok geleneksel ve gelişigüzel bir şekilde şehir merkezlerinde bulunan hanlar ve merdiven altı imalatçıların bulunduğu yerler ve yerel yönetimler tarafından kimi zaman akılcı

70


olmayan şekilde girişimcilere tahsis edilen sanayi alanları oluşturmaktadır (Mehmet Cansız,Türkiye‟de Organize Sanayi Bölgeleri Politikaları Ve Uygulamaları). 19

Toplam istihda m

193

19

195

196

197

19

19

2000

23

0

40

0

0

0

80

90

5.031.0

5.974.45

7.255.

8.965.61

11.667.2

13.264.6

15.702

18.539

21.580.0

00

5

924

1

09

58

.000

.000

00

4,16

19.9

18.2

14.2

11.62

14.65

15,35

17,66

11,1

14,2

14,6

16.1

17.2

20.5

25.5

27.8

12.7

-10,9

9,3

0.4

1.3

-3.3

Sanayi istihdamını

3,52

n payı ( % ) GSMH’ da 9.4

sanayinin payı

(

%) Sanayi GSMH büyüme

-7,1

8.6

6.0

hızı ( % )

Tablo 55 : Cumhuriyetten Günümüze Türkiye‟de Sanayi Göstergeleri Kaynak: TUİK; a.g.e.

15

10

5

0 1900

SANAYİ GSMH BÜYÜME HIZI 1920

1940

1960

1980

2000

2020

-5

-10

-15

Şekil 49: Türkiye‟de Sanayinin GSMH Büyüme Hızları Kaynak: TUİK; a.g.e. 71


25.00

20.00

15.00 SANAYİ İSTİHDAMIN PAYI 10.00

5.00

0.00 1923

1930

1940

1950

1960

1970

1980

1990

2000

Şekil 50: Türkiye‟de Sanayi İstihdamının Payı Kaynak: TUİK; a.g.e.

30.00

25.00

20.00

15.00 GSMH'DA SANAYİNİ PAYI 10.00

5.00

0.00 1923

1930

1940

1950

1960

1970

1980

1990

2000

Şekil 51: Türkiye‟de GSMH‟da Sanayi İstihdamının Payı Kaynak: TUİK; a.g.e.

72


5.2.2 EGE BÖLGESİ’NDE SANAYİ SEKTÖRÜNÜN GELİŞİM SÜRECİ 5.2.2.1 1923-1960 Dönemi ( Cumhuriyet Dönemi ): Sanayi karakterdeki ilk kuruluşlar bölgede 1924–1935 yılları arasında ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Ege Bölgesi‟nde özel sektörün sanayi işletmelerinde önemli gelişmeler görülmektedir. Savaş ekonomisinin hâkim olduğu 1940–1947 döneminde sanayileşme önemini yitirirken bölgede tarıma dayalı incir, tütün, dokuma, orman ürünleri ve un fabrikaları faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. 1946 yılı, Cumhuriyet tarihinde ve Ege Bölgesi‟nin gelişiminde siyasi ve ekonomik açıdan önemli bir dönüm noktası olmuştur. Tek parti rejiminden çok partili rejime geçilirken, 1930‟dan beri uygulanan korumacı, dış dengeye dayalı ve içe dönük iktisat politikalarının esnekleştiği, ithalatın serbestleşerek arttığı, dış açıkların kronikleştiği ve dolayısıyla da dış yardım, kredi ve yabancı sermaye yatırımları ile dinamizm sağlayan ekonomik yapının geliştiği bir dönemin başlangıcı olmuştur. Bölgede 1935–1950 yılları arasında dokuma sanayi tesislerinin yanı sıra bitkisel yağ, konserve ve makarna fabrikaları devreye girmeye başlamıştır (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği). 5.2.2.2 1960–1980 Dönemi (Planlı Dönem “İthal İkameci”): Planlı kalkınma dönemi ile birlikte sürekli bir sanayileşme hareketi başlamış, Ege Bölgesi ve özellikle bu kalkınma sürecinde yeni özellikler kazanmıştır.1960–1970 yılları arasında Ege Bölgesi ve İzmir‟de gerçekleştirilen yatırımların ağırlıkla tüketim malları grubunda yer alan gıda sanayinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu dönemde yatırım malları grubunda önemli artış olmuştur (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği). 5.2.2.3 1980 -1990 Dönemi (İhracata Dayalı Sanayileşme Dönemi): Ege Bölgesi, sanayi faaliyetleri açısından 1980 sonrası dönemde önemli gelişmeler göstermiştir. Bölgede sanayi faaliyet kent merkezlerinin dışında ve organize sanayi bölgelerinde gelişme eğilimine girmiş ve çevreci kalkınma yaklaşımları sanayiciler arasında ilgi görmeye başlamıştır. İzmir Manisa ile birlikte bölgenin metropoliten merkezi olarak ön plana çıkarken, Denizli ikinci bir alt merkez konumuna yükselmiştir. Muğla ve Aydın ise sanayi dışı sektörlerin ağırlıklı olduğu iller olmuştur.Ege öteden beri Türkiye‟nin dış dünyaya açık bir yöresi olmasına rağmen ve özellikle‟de Osmanlı döneminde yabancı sermayenin yoğunlaştığı alan olmasına rağmen, 1980 sonrasında bölgeye yabancı sermaye giriş potansiyelinin gerektirdiği ölçülere ulaşamadığı gözlenmiştir.İzmir‟e yakın mesafede olan Manisa ve Denizli‟de imalat sanayi yatırımlarında önemli pay almıştır.EBSO‟nun planlı kalkınma modeli çalışmasına göre, Ege bölgesi imalat sanayinin 90‟larda Türkiye imalat sanayi içindeki payı; istihdamda %4, üretimde %11, katma değerde %12, yatırımda ise%7‟dir. ( Neslihan

Karataş , Ege Bölgesi‟nde

Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği). 5.2.2.4 1990 – 2000 Dönemi ( Globalleşme Süreci ): 2002 yılında ülke düzeyindeki toplam yabancı sermaye yatırımlarının %12'sini Ege Bölgesi almıştır.2005 verilerine göre Ege Bölgesi, Gayri Safi Yurt İçi hasıla‟ya %16 oranında katkıda bulunurken,

73


Türkiye sanayi üretiminin %11‟ini oluşturmaktadır. Türkiye toplam ihracatının %22‟si, ithalatının ise %13‟ü bölgeden yapılmaktadır. 5.2.2.5 2000-2010 Dönemi: Bölgede en fazla yabancı sermaye yatırımına sahip il İzmir'dir. 5.2.3 İZMİR METROPOLİTEN BÖLGESİNDE SANAYİ SEKTÖRÜNÜN GELİŞİM SÜRECİ 5.2.3.1. 1923-1960 Dönemi ( Cumhuriyet Dönemi ):

Şekil 52 : İzmir‟in 1940 ve 1960 Dönemindeki Sanayi Lekesi Kaynak : Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği. Bu dönemde kentte yer alan temel ekonomik sektörler; gıda, dokuma gibi tarıma dayalı imalat sanayi ve ağaç ürünleri dallarında yığılma göstermiş ve imalat sanayinin yarattığı istihdam kapasitesi de kayda değer bir biçimde artmıştır.1930‟lu yıllarda İzmir, dönemin “devletçilik” anlayışının bir sonucu olarak kamu eliyle yürütülen sanayi yatırımlarının gerçekleştiği bir bölge olmaktan çok, dış ticarette korumacı politikaların desteklediği özel sermaye yatırımlarının öncülüğünde bir gelişim izlemiştir. İzmir‟de Çimento, demir-çelik, elektrik ve tekstil sanayinde bugün hala faaliyetlerini sürdüren önemli şirketler kurulmuştur.1950–1960 döneminde sanayileşme çevre belediyelere sıçramaya başlamıştır. Kentleşme hızına paralel olarak artan sanayi tesisleri bu alanı kentsel büyüme açısından bir çekim noktası haline dönüştürmüştür. Bu dönemin en önemli olgularından birisi de gecekondu alanlarının giderek artması olmuştur (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği).

74


5.2.3.2 1960–1980 Dönemi (Planlı Dönem “İthal İkameci”):

Şekil 53 : İzmir‟in 1960- 1980 Dönemindeki Sanayi Lekesi Kaynak : Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği. Dönemin en önemli belirleyicisi planlı döneme geçiş olmuştur. Gelişme biçimi bakımından bu dönem korumacı, iç pazara dönük ve ithal ikameci olmakla beraber, sanayinin içeriği, yatırımların dağılımı ve sektör öncelikleri bakımından ayrılmaktadır. Bu zamana kadar ithal edilen dayanıklı tüketim malları yabancı sermaye ortaklıklarıyla beraber Türkiye‟de üretilmeye başlanmıştır. Bu sektöre bağlı olarak gelişen yan sanayilerin yerli katkısı önemli oranda olmasına rağmen dışa bağımlı yapısı, ölçekbirim maliyet ve kalite sorunları devam etmiştir.İzmir ihracata yönelik merkez niteliğini korumaya devam etmiştir. İzmir limanı ihracatı nitelik yönünden planlı dönemde de pek farklılık göstermemiştir. Bununla birlikte İzmir‟de sanayi 1970‟li yılların başında çeşitlenmiş ve tarım girdili sanayi yapısından sıyrılarak, tarım dışı yani kimya, demir çelik, otomotiv, kâğıt gibi endüstriye dönüşmüştür. Türkiye ithalatı içinde İzmir liman ithalatının payı oldukça düşüktür. İthalatın gelişmesindeki en önemli etken, İzmirli birçok firmanın İstanbul‟dan ithalatını yapması yani mallarını gümrüklenmiş olarak İzmir‟e getirmeleri olmuştur.1965‟lerden sonra daha hızlı gelişmeye başlayan sanayileşme süreci sonucunda kentin hinterlandıyla ilişkisini sağlayan ana ulaşım aksları üzerinde hızlı bir konut ve sanayi gelişimi olmuştur. Yine 1970 yılından sonra İzmir‟de sanayi arttırabilmek için organize sanayi bölgeleri çalışmaları başlamıştır. Bu dönemde 5 organize sanayi bölgesi kurulmuştur. Tüketim malları grubu ise ana istihdam alanı olmuştur. 1971–1980 döneminde sanayi artık İzmir‟de hemen her alana dağılmış, dağınık bir yerleşme göstermektedir. (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde

Sanayi

Gelişim

Süreci

ve

Mekânsal

Yansımaları

İzmir

Örneği).

75


5.2.3.3 1980 -1990 Dönemi (İhracata Dayalı Sanayileşme Dönemi):

Şekil 54 : İzmir‟in 1980 -1990 Dönemindeki Sanayi Lekesi Kaynak : Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği. 1980 yılı sanayileşme sürecinde bir dönüm noktası olmuştur. Ekonomik bunalımın yoğunlaşması ve 1977–78 yıllarında alınan kararlılık önlemlerinin yetersiz kalması üzerine hükümet, 24 Ocak 1980‟den başlayarak yeni bir ekonomi politikasını uygulamaya koymuştur.1981 yılında yapılan 2. İzmir İktisat Kongresi sanayileşme sürecinde önemli yapı taşlarını oluşturmuştur. Sanayileşme dışa açılmaya ve uluslar arası rekabete yönelme sürecine girmiştir. İzmir‟de 1980–1986 yılları arasında tarımsal üretimin ve inşaatın payı gerilerken sanayi ve özellikle imalat sanayi artış göstermiştir. Ticaret sektörü artış kaydederken, devlet hizmetleri il payında gerileme kaydetmiştir. İzmir, geçmişten devraldığı artık izlerin ve yaşadığı deneyimin getirdiği birikimi 1960 yıllarda başlayan planlı dönem ve sonrasında da koruyabilmesine karşın, 1980‟li yıllarla başlayan global liberalizasyon politikaları ile birlikte değişen uluslararası ve ulusal işbölümünün gerektirdiği dönüşümü bu dönemde aynı düzeyde tekrarlayamamıştır (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği). İstanbul‟un dünya ekonomik sistemine eklemlenebilmede ulusal coğrafik düzende tek bir merkez olarak kabul edilmesi ve özellikle uluslar arası ölçekte ekonomik ve mekânsal yapılanmaların hayata geçirilmesinde İstanbul üzerine yoğunlaşılması İzmir‟in ülke ve bölge ölçeğinde rekabet edebilme özelliğini zayıflatmıştır.1980 sonrası politikalar kapsamında merkezi otoritenin dünya ekonomik sistemine eklemlenme biçimi olarak ülkesel ölçekte İstanbul odaklı bir gelişim stratejisi izlemesi sonucu gerekli teşviki alamayan ve özel sermaye yatırımları aracılığıyla da gerekli ivmelenmeyi yakalayamayan İzmir sanayisinin önemli düzeyde gerilemesi sanayinin bu tarihten itibaren yapısal özelliklerinde de belirleyici olmuştur. (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği).

76


5.2.3.4 1990 – 2000 Dönemi ( Globalleşme Süreci ):

Şekil 55 : İzmir‟in 1990 Sonrası Dönemindeki Sanayi Lekesi Kaynak : Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği. İzmir, 1990‟lı yıllarda İstanbul ve Marmara yöresinde alternatif bir sanayi merkezi olmaya aday olmuştur. Türkiye‟nin en önemli uluslararası fuarının İzmir‟de yer alması, serbest bölgenin kurulmuş olması yabancı sermayeyi de alana çekmiştir.1990 yılı sonrasındaki firma sayısındaki artış, 1980–1990 dönemindeki artış oranına göre çok daha fazladır. 1995 yılında bölge ve İzmir için teşviklerden alınan pay oldukça

artmıştır

( Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal

Yansımaları – İzmir Örneği). 5.2.3.5 2000-2010 Dönemi: Ağırlıklı olarak kuzey - güney olmak üzere dört ana ulaşım aksı boyunca gelişen kent, batı aksı hariç diğer akslarda sanayi, ticaret ve konut aktivitelerinin iç içe olduğu bir mekânsal bütünlük oluşturmuştur. Özellikle, doğu aksı boyunca sıralanan beş adet sanayi sitesi ve bu sitelerin çevresinde yer alan özel sanayi kuruluşları bu aksta önemli bir sanayi kuşağı oluştururken, bu gelişmelere bağlı olarak diğer aktivitelerinde bu aks boyunca yoğunluk kazanmasında etkili olmuştur. Bugün İzmir kenti çeperlerinde gelişen sanayi alanlarının organize olmuş bir alan da toplanmaları için yapılan çalışmalar devam etmekte ve bu amaçla birçok OSB alanı ayrılmaya başlanmıştır (Neslihan Karataş, Ege Bölgesi‟nde Sanayi Gelişim Süreci ve Mekânsal Yansımaları – İzmir Örneği). İzmir’de özellikle 1970'li yıllardan sonra sanayi hız kazanmıştır.1964 yılında İzmir'de 220 sanayi kuruluşu bulunurken, bu rakam sonraki yıllarda giderek artmıştır. 1973 yılında sanayi kuruluşu sayısı 550 iken, bu sayı 1982'de 840'a, 1998'de 1183'e ve 2002 yılında 5160'a yükselmiştir.2008 yılında İzmir'de sanayi alanında istihdam edilenlerin sayısı 369 bin olup bu sayı kentteki toplam istihdamın %31,5'ini

77


oluşturmaktadır. İzmir Ege Bölgesi'ndeki sanayi istihdamının da yüzde 47,1'ini karşılamaktadır (İzmir.gov.tr, 2005,1). Kentte ilk sanayi kuruluşları Kemalpaşa, Işıkkent ve Pınarbaşı çevresinde oluşmaya başlamıştır. Zamanla daha planlı ve çevreye duyarlı sanayileşmenin gereği olarak, kentin belli bölgelerinde küçük sanayi siteleri, organize sanayi bölgeleri ve serbest bölgeler kurulmuştur.Sanayide ciddi atılımlar gerçekleştirmiş olan Aliağa, Çiğli, Torbalı ve Kemalpaşa ilçelerinde bulunan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) yatırımcılara çok çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Bununla birlikte Buca, Kınık, Menemen (DeriPlastik), Ödemiş, Tire, Torbalı Tekeli ve Torbalı Pancar'daki Organize Sanayi Bölgeleri de gelişimlerini sürdürmektedirler (İzmir.gov.tr, 2005,1). 5.2.4 SANAYİ SEKTÖRÜNÜN SINIFLANLANDIRILMASI 5.2.4.1 İmalat Sanayi: İmalata sanayinin Türkiye geneli yerel birim sayısı içindeki payı %14.7 iken Türkiye geneli istihdamı içindeki payı ise %33.6 „dır.

Şekil 56 : Türkiye Genelinde İmalat Sanayiinde Yerel Birim Sayısının ve İstihdamının Payı Kaynak : Türkiye‟nin Dıs Ticareti Ve İmalat Sanayinin Mekansal Ve Yapısal Durumuna İlişkin Değerlendirmeler , 2008 Türkiye imalat sanayisinde ise faaliyette bulunan isyeri sayısı 272,482 adet olup bu iş yerlerinde toplam 2,183,286 kisi istihdam edilmektedir. Dolayısıyla imalat sanayi, Türkiye genelindeki isyeri sayısının % 14.7‟sini oluştururken, istihdamın da %33.6‟sını teskil etmektedir. İmalat sanayinin bölgesel yapısına bakıldığında; Türkiye genelinde 2.183.266 kişi istihdam ederken TR31 (İzmir) Bölgesinde 155.995 kişi istihdam etmektedir. Türkiye imalat sanayisinde ise faaliyette bulunan isyeri sayısı 272,482 iken TR31 bölgesinde 18.900‟dür (Türkiye‟nin Dıs Ticareti Ve İmalat Sanayinin Mekansal Ve Yapısal Durumuna İlişkin Değerlendirmeler, 2008). 78


Tablo 56: İmalat Sanayinin Bölgesel Yapısı Kaynak : Türkiye‟nin Dıs Ticareti Ve İmalat Sanayinin Mekansal Ve Yapısal Durumuna İlişkin Değerlendirmeler , 2008

Tablo 57: Geleneksel Bölge Merkezlerinde İmalat Sanayinin Gelişimi Kaynak: Türkiye‟nin Dıs Ticareti Ve İmalat Sanayinin Mekansal Ve Yapısal Durumuna İlişkin Değerlendirmeler, 2008

79


1980-2001 döneminde imalat sanayiinin en fazla gelisim gösterdigi bölgeler geleneksel bölge merkezlerine komsu olan ve yeni sanayi odaklarının içinde bulundugu bölgelerdir. Bu bölgelerin basında ise TR71 (Aksaray, Kırıkkale, Kırsehir, Nevsehir, Nigde) bölgesi gelirken, TRC1 (Adıyaman, Gaziantep, Kilis), TR21 (Edirne, Kırklareli, Tekirdag), TR33 (Afyon, Manisa, Kütahya, Usak), TR41 (Bilecik, Bursa, Eskisehir), TR42 (Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Yalova) düzey 2 bölgeleri de imalat sanayiinin önemli artıs gösterdigi bölgeler arasında yer almaktadır. Bu bölgelerde imalat sanayiine ait bütün göstergeler önemli oranlarda artıs kaydederken, aynı zamanda Türkiye imalat sanayiine katkıları da ciddi oranlarda yükselis göstermistir. Bu 6 düzey 2 bölgesinin Türkiye imalat sanayii içindeki payı; isyeri sayısında %17.6‟dan %27.3‟e yükselirken, çalısan sayısı içindeki payı %20.6‟dan %34‟e, kurulu güçteki payı %25.3‟ten %38.1‟e, katma deger içindeki payı da %25.5‟den %39.3‟e yükselmistir (Türkiye‟nin Dıs Ticareti Ve İmalat Sanayinin Mekansal Ve Yapısal Durumuna İlişkin Değerlendirmeler , 2008).

İMALAT SANAYİ YEREL BİRİM SAYISI 331,509

350,000 300,000 250,000 200,000 150,000 100,000

53,761 50,000

24,344

0

İZMİR

EGE

TÜRKİYE

Şekil 57 : Tr-Ege Bölgesi-Tr31 Bölgesi‟nde İmalat Sanayiinde Yerel Birim Sayısı Kaynak : S.T.Bak. 2008 İmalat oranları İzmir‟de %6 iken Ege Bölgesinde %13 ,Türkiye‟de ise %81‟dir.

80


İMALAT SANAYİDE ÇALIŞAN SAYISI 3,000,000 2,500,000 2,000,000 1,500,000 1,000,000 500,000 0

İMALAT SANAYİDE ÇALIŞAN SAYISI

İZMİR

EGE

TÜRKİYE

155,592

417,992

2,680,630.00

Şekil 58 : Tr-Ege Bölgesi-Tr31 Bölgesi‟nde İmalat Sanayiinde Çalışan Kişi Sayısı Kaynak : S.T.Bak. 2008 İmalat sanayide Türkiye genelinde 2.680.630 kişi istihdam ederken İzmir‟de 155.592 kişi istihdam etmektedir.

Şekil 59 : İmalat Sanayi Sektörlerinde Katma Değer Artışı Kaynak : İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008

81


İzmir imalat sanayi katma değerinin gelişimi, yıllar içinde dalgalı bir seyir izlemektedir. 1980‟lere kadar tüketim malları grubu ağırlıklı yapı yerini, ara malları grubu agırlıklı bir yapıya bırakmıştır. 80‟li yıllarda İzmir imalat sanayinde yaşanan durgunluğun aksine 90‟lı yıllarda canlanma eğilimi ortaya çıkmıstır.En yüksek katma deger yaratan sektör, petrol ürünleri sanayidir. Yaratılan toplam katma degerin Türkiye içindeki payının büyük ölçüde korunmasında bu sektörün üretimi etkileyici olmustur. Temel hammadde üreten kamu isletmeleri İzmir‟de özel kesimin yararlanacagı etkinlik alanları yaratmakta dolayısıyla İzmir özel kesim imalat sanayi katma degeri içinde dolaylı olarak kamu etkisi bulunmaktadır. İzmir‟de imalat sanayi sektörlerinin 2001 yıllarına ait yıllık imalat sanayi sayımlarında üretilen istihdam verileri kullanılarak yogunlasma katsayıları bulunmustur. Öncelikle 2001 yılında YK degerleri 1 ile 1,25 arasındaki sektörler su sekildedir: 2001 yılında 1 _YK <1,25 olan sektörler: • İslenmis Unlu Ürünler İmali • Yem Sanayii • Deri Ve Kürk Dısında Kalan Hazır Giyim Esyası Sanayii, Konfeksiyon, Yapay Süet Kürk Ve Plastik Giyim Esyası • Deriden Veya Benzeri Maddelerden Esya İmali Sanayii (Ayakkabı Ve Giyim Esyası Hariç) • Kagıt Ve Kartondan Ambalaj Maddeleri İmali • Basım, Yayın Ve Bunlara Baglı Sanayii • Pisirilmis Kilden İnsaat Malzemesi İmali (Tugla, Kiremit, Künk, Ates Tuglası, Sömine Ve Baca Boruları Vs.) • Demir Ve Çelik Metal Ana Sanayii • Motorlu Kara Nakil Araçları _mali, Montajı Ve Tamiri Bu sektörler İzmir‟de Türkiye ortalamasının üstünde istihdam barındırması nedeni ile orta derecede önemli sektörlerdir. Fakat bunların arasından “Deri Ve Kürk Dısında Kalan Hazır Giyim Esyası Sanayii, Konfeksiyon, Yapay Süet Kürk Ve Plastik Giyim Esyası”, “Motorlu Kara Nakil Araçları İmali, Montajı ve Tamiri” ve “Kagıt Ve Kartondan Ambalaj Maddeleri İmali” sektörleri İzmir ilinde önemli ölçüde kan kaybetmekte olup bu alanlardaki istihdam, ülkenin diger bölgelerine kaymaktadır. YK degeri 1,25 ve daha büyük olan ve Türkiye toplam istihdamının % 2‟sinin üstünde istihdama sahip imalat sanayi sektörleri ise su sekildedir. 2001 yılında YK _1,25 olan (ve yüksek nokta) sektörler: • Süt Ürünleri Sanayii • Sebze Ve Meyve _sleme Sanayii • Bitkisel Ve Hayvansal Yaglar _mali • Damıtık Alkollü _çkiler Sanayii • Tekel Yaprak Tütün Bakımevi • Deri Ve Kürk Giyim Esyası Sanayii

82


• Deri İsleme Sanayii Ve Deri Bitirme İslemleri (Ayakkabı Ve Giyim Esyası Hariç) • Selüloz, Kagıt Ve Karton Sanayii • Boya, Vernik Ve Lake Sanayii (Cam Macunu) • Çimento (Tabii Çimento, Portland Çimentosu Vs.), Kireç Ve Alçı İmali, Sönmüs Ve Sulandırılmıs Kireç • Metal Ve Agaç İsleyen Makinalar İmal, Montajı Ve Tamiri (Torna Tezgahı İmali) • Özel Endüstri Makinaları Ve Teçhizatı İmali Ve Tamiri Montajı • Elektrik Sanayii Makinaları Ve Cihazları İmali • Mesleki Ve İlmi Aletler ile Baska Yerde Tasnif Edilmemis Ölçme Ve Kontrol Aletleri İmali Bunlar İzmir‟de ülke ortalamasının üstünde istihdam saglayan imalat sanayi sektörleridir. Sektörlerin, kümelenme oluşturma ihtimalleri firma sayılarına bakılarak yorumlamaya çalışıldığında yüksek nokta sektörlerde çalısan yerel birim/firma sayılarının genel olarak yüksek oldugunu (en az 10), sadece Damıtık Alkollü İçkiler Sanayi; Selüloz, Kagıt Ve Karton Sanayi; Çimento (Tabii Çimento, Portland Çimentosu vs.) ve Kireç Ve Alçı İmali, Sönmüs Ve Sulandırılmıs Kireç sanayinde 10‟dan az firma oldugu görülmektedir (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). İzmir‟de imalat sanayisinde, yoğunlaşma merkez ilçelerde daha fazla gerçekleşmektedir. Çiğli, Bornova, Gaziemir, Menderes, Torbalı ve Kemalpaşa yoğunlaşmanın en fazla olduğu ilçeler olarak görülürken; yoğunlaşma görülmemesine rağmen, en fazla istihdam Konak ilçesinde bulunmaktadır. İlçelerdeki yoğunlaşmalar aşağıda belirtilmektedir.

Şekil 60 :İlçelerde İmalat Sanayi‟deki Yoğunlaşma Katsayıları Kaynak: İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008

83


Şekil 61 : İmalat Sanayi Sektörlerinin İlçelerdeki Yoğunlasmaları ve Yoğunlasmadaki Değisimleri Kaynak: İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008 İmalat sanayinde yoğunlasmıs olan ilçeler daha önce de belirtildiği gibi Bornova, Çiğli, Gaziemir, Menderes, Menemen, Kemalpasa, Torbalı ve Tire‟dir. Gıda, içki ve tütün sanayi İzmir ilçeleri geneline bakıldığında en çok sayıda ilçede gelisen yıldız sektör olarak öne çıktığı görülmektedir. 2001 yılı TÜİK verilerine göre bu sektörde Konak, Karsıyaka, Bornova, Kemalpasa ve Torbalı ilçelerinde gelisen yıldız sektördür.Ödemis bu sektörde yeni parlayan iken, Buca bu sektörde yıldızı sönen olarak karsımıza çıkmaktadır. Firma sayılarına baktığımız zaman Konak, Bornova, Kemalpasa ve Karsıyaka‟da bu sektörde bir yığılma olduğunu görüyoruz. Çiğli, Kemalpasa ve Ödemis‟teki OSB‟ler bu sektörlerdeki yığılmada etken olabilir. Sektördeki katma değer artıslarına baktığımız zaman Buca, Karsıyaka, Menderes, Menemen, Ödemis ve Torbalı‟da 1996 ve 2001 yılları arasında bir artıs yasandığı görülmektedir. Menderes‟te bir yoğunlasma çıkmamasına rağmen ilçede bulunan İTOB OSB‟sinde yer seçmis olan gıda sanayinin bu artısta etkisi olabilir. 1996 ve 2001 yılları arasındaki sektörlerin Türkiye‟deki katma değer değisimlerine baktığımızda Buca, Karsıyaka, Menderes, Menemen, Ödemis ve Torbalı‟da bir artıs olmustur. Parlayan sektöre sahip Bornova, Karsıyaka ve Çiğli ilçelerinde ise katma değer payında bir azalma söz konusudur.

84


Dokuma, giyim esyası ve deri sanayi‟de ilçeler göz önüne alındığında yoğun fakat daha çok yoğunlasması azalan bir sektör olarak öne çıktığı görülmüstür. Buca‟da dokuma, giyim esyası ve deri sanayi yeni parlayan bir sektör olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sektördeki en fazla birim sayısı ve istihdam Konak, Çiğli, Bornova ve Buca ilçelerinde olmasına rağmen Bornova‟nın genel sektörel yapısı içinde ilçede bu sektörde bir yoğunlasma çıkmamaktadır. Buca ilçesinde sektördeki yığılma özellikle 2002 yılında kurulan Buca Giyim ve Organize Sanayi Bölgesiyle daha da yükselmistir. Aynı sekilde Bergama ilçesinde yer alan OSB ve Menemen ilçesinde yer alan

İDESBAS Menemen Serbest Bölgesi ve

Gaziemir‟de yer alan Ege Serbest Bölgesi ilçelerin bu sektördeki yoğunlasmasında etkilidir. Katma değerdeki değisime baktığımızda, parlayan sektöre sahip ilçelerden sadece Buca ilçesinin katma değerdeki payı artarken diğerlerinin azaldığı görülmektedir. Sektörde yoğunlasma olmadan katma değer payında artıs gösteren diğer ilçeler Çiğli, Tire ve Torbalı‟dır. Gaziemir ilçesinde orman ürünleri ve mobilya sanayi gelisen yıldız sektör olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle Gaziemir ve Karabağlar ilçelerinde yer alan mobilyacılar bu sektördeki yığılmanın nedenidir. Çiğli de sektörde yoğunlasma olmamasına rağmen, firma sayısı ve istihdam açısından en fazla sayıya sahip ikinci grupta yer almaktadır. Katma değer değisimleri incelendiğinde de Çiğli ilçesinin katma değerdeki payı bu sektörde artarken, Gaziemir‟in payının azaldığı görülmektedir. Sektörde katma değer payında artıs olan bir diğer ilçede Torbalı‟dır (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). Kağıt, kağıt ürünleri ve basın sanayinde Gaziemir‟de sektör gelisen yıldız olarak karsımıza çıkarken, Kemalpasa ve Menderes yeni parlayan sektörler olarak karsımıza çıkmaktadır. Sektörde en fazla istihdam‟ın olduğu ilçe Kemalpasa‟dır. Bornova ilçesi istihdam açısından ikinci büyüklüğe sahip olmasına karsın yoğunlasmıs olarak karsımıza çıkmamaktadır. Sektörde katma değerdeki payında artıs olan ilçeler Bornova, Çiğli, Gaziemir, Kemalpasa ve Menderes‟tir. Kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik mamulleri sanayinde YK‟sı 1,25‟ten büyük olan üç ilçe de gelisen yıldız olarak ortaya çıkmaktadır. Aliağa‟daki PETKİM bu ilçede yerel birim sayısının az olmasına karsın yoğunlasmıs olarak çıkmasına neden olmaktadır. Diğer yandan, Aliağa OSB‟sinde kimya sanayindeki firmaların yer seçmis olmaları da buna etken olabilir. Benzer sekilde Çiğli ilçesinde özellikle Atatürk OSB‟de plastik sanayi firmalarının yer seçmis olması, Kemalpasa ilçesi OSB‟sinde yine kimya sanayindeki firmaların yer seçmesi ilçelerin bu sanayide yoğunlasmıs olarak ortaya çıkmasının nedeni olabilir. Bornova ilçesi istihdam ve yerel birim sayısı açısından ikinci büyük sayıya sahip olmasına karsın analiz sonucunda bu sektörde yoğunlasmıs olarak gözükmemektedir. Katma değer payındaki değisimlere bakıldığında Çiğli, Kemalpasa ve Torbalı ilçelerinde bu payın artmıs olduğu görülmektedir (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). 2001 yılında Aliağa ilçesinin bu sektörünün katma değerinin Türkiye katma değeri içindeki payının % 21,20 olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Tas ve toprağa dayalı sanayi Kemalpasa ilçesinde gelisen yıldız olarak karsımıza çıkarken, bu sektörde Menemen yeni parlayan, Torbalı‟da ise sektör yıldızı sönen olarak görülmektedir. Sektörde en fazla istihdama sahip ilçeler Bornova, Kemalpasa ve Torbalı‟dır.Aliağa

85


ilçesi metal ana sanayinde gelisen yıldız sektör olarak ortaya çıkmaktadır. Aliağa OSB‟sinde yer alan metal sanayindeki firmalar bu yoğunlasmanın nedeni olabilir. Aliağa‟da sektörde 3386 kisi çalısırken 10 tane firma yer almaktadır. Ortalama çalısan sayısından da anlasılacağı gibi bu firmaların büyük ölçekli firmalar olduğu söylenebilir. Bu sektörde ikinci büyük istihdam Bornova ilçesinde olmasına ve firma sayısının asağı yukarı Aliağa kadar olmasına karsın, analiz sonucunda ilçe sektörde yoğunlasmıs olarak gözükmemektedir. Katma değer payındaki değisiminde de sektörde artıs yasayan tek ilçe olarak karsımıza Aliağa çıkmaktadır. Metal esya, makine ve teçhizat, ulastırma aracı, ilmi ve meslek ölçme aletleri sanayinde Menderes ilçesinin YK değerinin zaman içinde yükselmesiyle yeni parlayan yıldız olduğu görülmektedir. Bornova ilçesi ise istihdam ve yerel birim açısından bu sektörde en fazla sayıya sahip ilçe olarak gözükmektedir (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). 5.2.4.1.1 Organize sanayi bölgeleri: İzmir‟de ilk olarak 1976 yılında Atatürk OSB kurulmasıyla baslayan OSB süreci, bugün itibariyle ilimizin diger ilçelerinde de kurulmasıyla yaygınlasmaktadır. İzmir Sanayi ve Ticaret İl Müdürlügü verilerine göre ilimizde, hizmete sunulan 6 adet OSB ile 48.652 kisiye istihdam saglanmaktadır. Türkiye sanayi alt yapısı gelismislik sıralamasına göre İzmir, İstanbul ve Kocaeli ilinden sonra üçüncü sırada gelmektedir.

219

46 17 İZMİR

EGE

TÜRKİYE

OSB SAYISI

Şekil 62 :Tr-Ege Bölgesi-Tr31 Bölgesi‟ndeki Osb Sayilari Kaynak: S.T.Bak. 2008 Türkiye‟de 219 , Ege Bölgesi‟nde 46 , İzmir‟de ise 17 tane OSB vardır.

86


OSB SAYILARI 18

17

16 14

12 9

10 7

8

6

6

5

5

3

4

1

2 0

İZMİR

AYDIN

DENİZLİ

UŞAK

MANİSA

KÜTAHYA

AFYON

MUĞLA

Şekil 63 : Ege Bölgesi‟ndeki Osb Sayilari Kaynak: S.T.Bak. 2009 Izmir‟de 17 OSB, Aydin‟da 7 OSB, Denizli‟de 6 OSB, Uşak‟ta 3 OSB, Manisa‟da 5 OSB, Kütahya‟da 5 OSB, Afyon‟da 9 OSB , Muğla‟da 1 OSB bölgesi vardir. Sanayide ciddi atılımlar gerçekleştirmiş olan Aliağa, Çiğli, Torbalı ve Kemalpaşa ilçelerinde bulunan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) yatırımcılara çok çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Bununla birlikte Buca, Kınık, Menemen (Deri-Plastik), Ödemiş, Tire, Torbalı Tekeli ve Torbalı Pancar'daki Organize Sanayi Bölgeleri de gelişimlerini sürdürmektedirler.İzmir'de sayıları 17'i bulan organize sanayi bölgelerinin mevcut durumlarına ilişkin tablo aşağıda yer almaktadır. MEVCUT ALTYAPI OSB ADI

HİZMETLERİ

SANAYİ

BOŞ

PARSELLERİ

PARSEL

2

ALANI (m2)

ALANI (m ) İzmir Atatürk OSB

Faaliyette

4.000.000

-

Kemalpaşa OSB

Faaliyette

755.000

484.000

Tire OSB

Faaliyette

2.780.459

1.292.524

Aliağa I OSB

Faaliyette

4.648.319

2.019.090

Kınık OSB

İnşaat aşamasında

472.344

-

Ödemiş OSB

Proje aşamasında

532.886

435.386

Bergama OSB

Proje aşamasında

1.016.801

510.000

Torbalı I OSB

Proje + Kamulaştırma

390.000

85.000

Menemen Plastik OSB

Proje +Kamulaştırma

920.000

80.000

İzmir Pancar OSB

İnşaat aşamasında

558.491

-

Bayındır Gıda OSB

Yer seçimi

-

0

Yer seçimi halinde

-

0

Aliağa II OSB

87


Aliağa Kimya OSB

Yer seçimi halinde

-

0

Seferihisar

Yer seçimi halinde

-

0

Kiraz OSB

Yer seçimi halinde

-

0

İzmir Merkez Mermer

Yer seçimi halinde

-

0

Dökümcüler OSB

Yer seçimi aşamasında

-

0

Otomotiv Yan Sanayi

Yer seçimi tamamlandı

-

0

15.154.300

4.906.000

Teknopark

OSB

OSB

OSB (Kemalpaşa) TOPLAM

Tablo 58:Izmir‟deki Organize Sanayi Bölgelerinin Mevcut Durumlari Kaynak: Ege Bölgesi Sanayi Odası

Şekil 64: İzmir ili içinde yer alan organize sanayi bölgeleri Kaynak: Ege Bölgesi Sanayi Odası İzmir'de faaliyette olan organize sanayi bölgeleri; Atatürk OSB, Kemalpaşa OSB, Tire OSB, Aliağa OSB, İTOB ve Buca OSB'dir. İzmir OSB’de 47.503 kisiye istihdam sağlanmıs olup, bu istihdam 88


değeri İlimiz ülke toplamının %10‟nu olusturmaktadır. Sağlanan istihdam değeri ile İlimiz Türkiye sanayi alt yapısı gelismislik sıralamasına göre İstanbul ve Kocaeli ilinden sonra üçüncü sırada gelmektedir. İzmir’de en faal OSB İzmir Atatürk OSB’sidir.1990 yılında faaliyete geçen Bölgede halen 15 tanesi yabancı sermayeli, 526 fabrika üretim yapmaktadır. Bunların 200'ü ihracat yapmaktadır. Bölgede faaliyet gösteren firmalarda, 30.000 kişi istihdam edilmektedir. Bölge firmaları ağırlıklı olarak; makine, tekstil, hazır giyim, gıda, plastik, kimya, metal, otomotiv yan sanayi, elektrik ve elektronik sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Bölgenin yıllık cirosu 4 milyar, ihracatı 2 milyar ve ithalatı 1 milyar dolar civarındadır.

Tablo 59: Izmir- Organize Sanayi Bölgelerinde Sektörel Dağılım Kaynak:İZKA 2009 Subat ayında İZKA tarafından 6 adet tamamen ve kısmen hizmete sunulan OSB yönetimiyle gerçeklestirilen ankete verilen cevapları ve İAOSB isletme sayıların incelendiği zaman, İzmir‟deki OSB‟lerde faaliyet gösteren isletmelerin büyük oranının (% 98) imalat sanayinde faaliyet gösterdiği görülmektedir. İAOSB‟de 458 olmak üzere imalat sanayinde toplam 735 isletme bulunmaktadır. İAOSB hariç OSB‟lerde istihdamın sektörel dağılımına bakıldığında da imalat sanayinin en önemli paya (% 94,1) sahip olduğu görülmektedir. Bu sektörün akabinde elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı (% 2,2), insaat (% 1,5),ulastırma, depolama ve haberlesme (% 1,2) sektörleri bulunmaktadır (İZKA,2009).

5.2.4.1.2 Küçük sanayi siteleri: İzmir ilinde küçük sanayi siteleri (KSS) uygulamalarına ilk olarak 1966 yılında Merkez (Halkapınar KSS ) ve Kınık (Kınık-I KSS) ilçelerinde KSS kurulmasıyla baslanmıstır. 1966 yılından günümüze kadar 10217 isyerlik 29 KSS hizmete sunulmus ve toplam istihdam 44.312‟dir.Doluluk oranı da %89‟dur. Türkiye‟de 484 , Ege‟de 35, İzmir‟de 29 tane KSS vardır

89


KSS SAYISI

İZMİR

EGE

TÜRKİYE

29

35

484

Şekil 65 : Tr-Ege Bölgesi-Tr31 Bölgesi‟ndeki KSS Sayıları Kaynak: Ege Bölgesi Sanayi Odası

Tablo 60: İzmir‟de Hizmete Sunulan KSS Projeleri (Toplam) Kaynak : İzmir İl Çevre Durum Raporu,2008

90


Tablo 61: Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Kredi İmkanları İle Hizmete Sunulan KSS Projeleri Kaynak : İzmir İl Çevre Durum Raporu,2008

91


Tablo 62: KSS Yapı Kooperatiflerinin İmkanları İle Hizmete Sunulan KSS Projeleri Kaynak : İzmir İl Çevre Durum Raporu,2008

92


Tablo 63: İlçelere Göre Küçük Sanayi Sitelerindeki Sektörel İsyeri Sayıları ve İstihdam Durumları Kaynak : İzmir İl Çevre Durum Raporu,2008 Kss‟de İşyeri Sayısına göre Baskın Kollar ; Ayakkabı imalatçısı-1600, Motor tamircileri-575 , Makine imalatı-305 , Tornacı ve tefsiye - 250 , Kaportacılar-173 „tür.

93


5.2.4.2 Enerji Sektörü Ve Yenilenebilir Enerji: Enerji sektörü, dünya genelinde, enerji arz güvenliği nedeni ile önemli sektörlerden birisi haline gelmistir. Enerji arz güvenliği ile birlikte Kyoto protokolü ve kalkınmanın sürdürülebilirliği konuları da enerji çesitlerinden yenilenebilir ve temiz enerjilerin ön plana çıkmasına sebep olmustur. Tüm dünyada yenilenebilir enerji alanında yapılan yatırımların 2007-2030 yılları arasında 5,5 trilyon $ olacağı öngörülmektedir. Ayrıca yine uluslar arası platformda düsünüldüğünde; Avrupa Birliği‟nde 2020 yılına kadar enerji ihtiyacının %20‟sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından karsılanması, enerji verimliliğinin % 20 oranında artırılması; ayrıca 2018 yılına kadar ise tüm binalarda yenilenebilir enerji kullanılması hedef olarak ortaya konmustur. Enerji politikalarının bu yöndeki değisimi ile birlikte ülkemizde de 19902004 yılları arasında Türkiye nihai enerji tüketim yapısındaki önemli değisiklik, elektrik enerjisi ve doğal gaz tüketiminde olmustur. Doğal gazın payı % 10,7, aynı dönemde elektrik enerjisinin payı ise % 5,6 oranında artıs göstermistir. Bu dönem içerisinde gerek jeotermal ısı kullanımında ve gerekse günes enerjisi tüketimlerinde önemli artıslar gözlenirken, 1999 yılından itibaren rüzgardan elektrik enerjisi üretimine de baslanmıstır. 2004 yılı nihai enerji tüketiminde en yüksek pay % 39,4 ile petrolde yasanırken, yenilenebilir kaynakların kullanımı iki kat oranında artıs göstererek % 4,8‟e ulasmıstır (DPT, 2006b). Bölge gibi kaynak çesitliliği gösteren ülkelerden Danimarka‟nın 2005 yılı gerçeklesen enerji tüketimi içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranı yaklasık %17‟ iken 2020 yılı için hedeflenen sayı % 30‟dur. İspanya‟da yenilenebilir enerji kullanım oranı 2005 yılı içinde % 9, İtalya‟da bu oran % 6‟dır. 2020 hedefleri ise sırasıyla % 20 ve % 17‟ dir. Gelismis ülkelerde bu oran % 50‟lere kadar çıkmaktadır ve bunun örneklerinden olan İsveç‟te 2005 yılı için bu oran % 40‟tır ve 2020 hedefi % 49 olarak belirlenmistir (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). İzmir‟deki enerji kullanımının Türkiye geneline göre yaklasık % 54 oranında fazla olması ve İzmir'in enerji tüketiminin iki yılda % 15 oranında arttığı görülmektedir. Ülkenin enerji arz güvenliğindeki artısa katkıda bulunmak, yereldeki yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelleri değerlendirmek İzmir‟in sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusundaki gelisimini sağlamak adına yenilenebilir enerji sektörü bölge için önemlidir. Ayrıca bu konuda ülke içindeki ve çevre iller arasındaki konumuna

bakıldığı

zaman,

yenilenebilir

enerjiler

merkezi

olma

konusunda

potansiyelinin

değerlendirilmesi gerekmektedir. İzmir‟in özellikle rüzgar ve jeotermal kaynakları düsünüldüğünde yenilenebilir enerji sektöründeki potansiyelinin önemi öne çıkmaktadır. Ayrıca biyokütle enerjisi konusunda da avantajlara sahip Bölgede günes enerjisi de değerlendirilmesi gereken bir enerji kaynağı olarak karsımıza çıkmaktadır. 2005-2008 kamu yatırımları sektörler bazında analiz edildiğinde İzmir‟e enerji sektöründe hiç yatırım yapılmadığı görülmektedir (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği‟nin (EWEA) raporuna göre AB ülkelerindeki kurulu rüzgar elektrik santrali gücü 2007 yılında % 18 artıs göstererek 57.136 MW‟a, tüm dünyada ise % 27 artıs göstererek 94.112 MW‟a ulasmıstır. Türkiye‟de ise % 94 artıs göstererek 146 MW‟a ulasmıstır. 2008 yılında

94


hizmete girenlerle birlikte toplam 249.15 MW kurulu güç devrededir ve bu gücün 90.4 MW‟ı (% 36) İzmir bölgesindedir (% 17‟si Aliağa‟da, % 19‟u Çesme‟de). Bu güç, teorik potansiyelin yalnızca % 1‟i kullanılarak elde edilmistir. İzmir ili 11.815 MW teorik kapasitesi ile rüzgar enerjisi açısından oldukça zengin olup, bu potansiyel ile üretilecek toplam enerji miktarı, 31 Milyar kWh/yıl olur. Bu değer, Ege Bölgesi toplam elektrik tüketiminden (2005‟te yaklasık 21 Milyar kWh) daha büyüktür. Rüzgar enerjisi açısından değerlendirildiğinde İzmir ülkede 3. sırada gelmektedir (Boztepe, 2008). Asağıdaki haritada İzmir‟de rüzgar enerjisi yatırımları açısından uygun bölgeler görülmektedir.

Şekil 66:İzmir Rüzgar İli Haritası Kaynak:Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyeli Atlası Rüzgar enerjisi açısından ülke potansiyelinin büyük bölümüne sahip olan İzmir‟de Çeşme Alaçatı mevkisinde Türkiye‟deki ilk rüzgar enerji santrali kurulmuştur. Türkiyede toplam 13 adet Rüzgar Enerji Santrali bulunmaktadır. Çeşme‟de 3 adet, Aliağa‟da da 1 adet Rüzgâr Enerji Santrali bulunmaktadır. Türkiye‟de 31500 MWt olan jeotermal ısı potansiyeli elektrik üretimi, sehir ısıtma, soğutma, sera ısıtma, termal tesis ısıtma, termal turizm kullanımı, kimyasal maddeler üretimi, sanayide kullanım gibi alanlarda kullanıldığı takdirde, sağlanacak hedef yıllık net yurtiçi katma değer 25 milyar ABD doları civarındadır (DPT, 2006c). Jeotermal enerjinin 2005 yılı itibariyle Türkiye milli ekonomisine katkısı 1,4 milyar ABD doları olarak hesaplanmıstır . Bu rakam, potansiyelin tamamının değerlendirilmesi halinde

elde edilecek katma değerin yalnızca

Türkiye‟nin

jeotermal

% 5.6‟sıdır . Tüm bu

kaynaklarını

kullanması

verilerden yola

gerekliliği

çıkarak ,

kaçınılmazdır

(İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008).

95


İzmir‟de jeotermal kaynaklar sıcaklıklar açısından çesitlilik göstermektedir. Bu çesitlilik, kullanım alanının genislemesine olanak vermektedir. Sekil 40‟ta İzmir‟deki Jeotermal Kaynaklar ve kullanım potansiyelleri ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Görüldüğü gibi Seferihisar (35 MWe), Dikili‟de (30MWe), Balçova‟da (5MWe) elektrik üretimine olanak kılan sıcaklıklarda potansiyel mevcuttur. Ayrıca konut ısıtma için yaklasık 212.000 konut esdeğeri potansiyel varken, bu potansiyelin yaklasık % 11‟i kullanılmaktadır. Öte yandan yaklasık 19.000 dönümlük sera ısıtması potansiyelinin yalnızca % 3‟ü kullanılmaktadır. Ayrıca sağlık turizmi açısından jeotermal saha olan 8 ilçede de potansiyel varken, mevcut kullanım özellikle Balçova, Çesme ve Dikili ilçelerindedir.

Sekil 67: İzmir‟de Jeotermal Kaynaklar, Mevcut Kullanım Durumları ve Potansiyelleri Kaynak: (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008) İzmir‟de genel olarak yenilenebilir enerji teknolojileri konusunda yabancı teknoloji çok hızlı gelişmektedir ve hem ulusal hem bölgesel düzeyde yapılan teknoloji üretimi ve Ar-Ge çalışmaları zaman itibari ile piyasadaki teknoloji talebini karşılayamamaktadır. Özellikle günes enerjisi sektöründe İzmir teknoloji üretimi konusunda yatırım potansiyeline sahiptir. Öte yandan sektördeki işgücü ve insan kaynağı mevcut durumu da önem taşımaktadır (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). Bölgede bulunan 7 üniversiteden 4‟ünde elektrik elektronik mühendisliği ve makine mühendisliği bölümleri bulunmaktadır. Araştırma merkezi ve enstitüsü olarak ise Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege 96


Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Üniversiteleri‟nde yenilenebilir enerjiler ile ilgili birimler bulunmaktadır fakat ilgili bölüm ve birimlerde sektörün ihtiyacını karsılayacak nitelikte isgücünün yaratılması ve bu konudaki eğitim programlarının bölgenin ihtiyacına göre aktif olarak sekillendirilmesi önem taşımaktadır.Yenilenebilir enerji altyapısı ile ilgili olarak ise; bölgede hızla artan yenilenebilir enerji yatırımlarının ihtiyacını karsılamaya yönelik olarak iletim hatları, elektrik sebekesi bağlantısı gibi altyapıların gelistirilmesi ve merkezi kurum ve kurulusların yanı sıra bölgede altyapıya iliskin çalısmalar yürüten aktörler dahil olmak üzere yenilenebilir enerji kullanımlarında verimliliği sağlamaya yönelik altyapının sağlanması önem tasımaktadır (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). 5.2.4.3 Madencilik Sektörü: 2002 yılı verilerinde madencilik ve tas ocakçılığı sektörlerine bakıldığında, İzmir‟in ilçeleri arasında bu sektörde yoğunlaşmış olan tek ilçe olarak karsımıza Bergama çıkmaktadır. Ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olan ilçenin, yeraltı zenginlikleri olarak, perlit rezervi, linyit, granit ve tas ocakları, altın madenleri, doğal kaplıca suları ve su kaynakları yönünden zengin olması bu sektördeki yoğunlaşmanın nedenidir.

Şekil 68: İlçelerdeki Madencilik Sektöründe Yoğunlaşma Düzeyleri Kaynak : İZKA,2007 2001 yılı yabancı sermayeli firmaların ilçeler bazında sektörlere dağılımı incelendiğinde toplam yatırım içinde % 2,4‟lük payla en düsük yatırımın bu sektörde olduğu görülmektedir (Efe, 2004). 19802006 yılları arasında İzmir‟de yatırım tesvik belgesi kapsamında yatırım yapan yabancı sermayeli firmaların tesvik belgesi ve sabit yatırım oranları incelendiğinde, sanayi altında incelediğimiz üç sektördeki en düsük oranlar yine madencilik sektöründedir (İZKA, 2007).

97


5.2.4.4 Serbest Bölgeler: Serbest bölgeler, ülkenin geri kalanında geçerli olan ticari, finansal ve ekonomik alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, endüstriyel ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerlerdir. Türkiye‟de ilk serbest bölge 1987 yılında Mersin ve Antalya‟da kurulmuştur. Ardından Ege ve İstanbul Atatürk Havalimanı serbest bölgeleri 1990 yılında hizmete açılmıştır. 2007 yılında Sakarya İpekyolu Serbest Bölgesi‟nin kurulmasıyla Türkiye‟de serbest bölgelerin sayısı 21‟e ulaşmıştır (www.google.com.tr) Serbest bölgeler, Türkiye‟nin siyasi sınırları içinde yer almalarına rağmen, gümrük bölgelerinin kapsamları dışında konumlandırılan özel alanlardır. Bu bölgeler ihracat odaklı yatırımların sayısını artırmak için tasarlanmıştır. Gümrük bölgelerindeki ticari, finansal ve ekonomik alanlarda uygulanan yasal ve idari düzenlemeler serbest bölgelerde uygulanmamakta veya kısmen uygulanmaktadır. Türkiye‟de AB ve Orta Doğu pazarlarında faaliyet gösteren 20 serbest bölge olup, bunlar Akdeniz, Ege ve Karadeniz‟deki limanlarla uluslararası ticaret yollarına erişimin kolayca sağlanabildiği noktalarda yer almaktadır (www.google.com.tr). Türkiye'deki Serbest Bölgeler ve Faaliyete Geçiş Yılları Mersin Serbest Bölgesi (1987), Antalya Serbest Bölgesi (1987), Ege Serbest Bölgesi (1990), İstanbul-Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesi (1990), Trabzon Serbest Bölgesi (1992), İstanbul-Deri ve Endüstri Serbest Bölgesi (1995), Doğu Anadolu Serbest Bölgesi (1995), Mardin Serbest Bölgesi (1995), İMKB Uluslararası Menkul Kıymetler (1997) İzmir Menemen Deri Serbest Bölgesi (12.03.1998), Rize Serbest Bölgesi (26.04.1998), Samsun Serbest Bölgesi (20.03.1998), İstanbul Trakya Serbest Bölgesi (Çatalca) (06.03.1998) Kayseri Serbest Bölgesi (01.11.1998) Avrupa Serbest Bölgesi (01.06.1999) Gaziantep Serbest Bölgesi (05.07.1999) Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi (1998) Bursa Serbest Bölgesi (2001) Denizli Serbest Bölgesi (2002)

98


Kocaeli Serbest Bölgesi (2001) TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (2002)

Şekil 69: Türkiye‟deki Serbest Bölgeler Kaynak: www.google.com.tr Tüm serbest bölgelerde gerçekleşen toplam ticaret hacmi 2007 yılında 24,5 milyar Dolar‟a ulaşmıştır. 2008 yılının ilk yarısı itibariyle 13,3 milyar Dolar ticaret yapılmıştır. Bu miktarın hemen hemen tamamını (%95,3) sanayi ürünleri, % 4,5‟ini tarım ürünleri ve % 0,2‟sini de maden ürünleri oluşturmaktadır. Aynı dönem içinde söz konusu ürünlerin % 36‟sı AB ülkelerine, % 28‟i Türkiye‟ye satılmıştır. AB ülkeleri serbest bölgelerin toplam ticaret hacmi içinde % 30‟luk bir paya sahiptir. 2008 yılı Haziran ayı itibariyle serbest bölgelerde 3063‟ü yerli 648‟i yabancı olmak üzere toplam 3711 firma faaliyet göstermektedir. Tüm serbest bölgelerde toplam 50.027 kişi istihdam edilmekte olup Ege Serbest Bölgesi 13.323 kişiyle bu istihdamın % 26,6‟sını sağlamaktadır. 2008 yılı sonu itibariyle Ege Serbest Bölgesi‟nde 270 firma toplam 14.500 kişiyi istihdam etmiş ve yaklaşık 4 milyar Dolar‟lık ticaret hacmi yaratmıştır ( Dış Ticaret Müsteşarlığı (2008) Türkiye Serbest Bölgeleri ) . Ege Bölgesi’nde 3 adet Serbest Bölge bulunmaktadır : Denizli SB,Ege SB,İzmir Menemen Deri SB‟dir. Denizli Serbest Bölgesi Bölgenin toplam alanı 538 bin 285 metrekaredir. Başlıca faaliyet konuları iplik, tekstil, metal, tekstil boyası ve cam yan sanayisidir. 2010 yılı itibariyle 23 firma faaliyet göstermektedir. Serbest bölgenin 2009 yılı toplam ticaret hacmi 33 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı ilk 5 aylık ticaret hacmi 24 milyon dolara ulaşarak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 195 oranında artmıştır (www.google.com.tr ). Ege Serbest Bölgesi Türkiye'de özel sirket tarafından kurulan ve isletilen ilk üretim serbest bölgesidir. Ege Serbest Bölgesi yüksek teknoloji üretimine dayalı olarak düsünülmüs ve bu yolda çalısmalarını hızla ilerletmekte olan bir bölgedir. 14.09.1990 tarihinde hizmete giren Ege Serbest Bölgesi, İzmir‟in Gaziemir ilçesinde 99


220 hektarlık bir alan üzerinde kurulmustur. Uluslararası Adnan Menderes Havaalanı‟na 4 km, İzmir Limanı‟na 12 km, otobana 1 km ve Çesme Ro-Ro Limanı‟na 60 km mesafededir. Ege Serbest Bölgesi 73‟ü yabancı 295 firmaya ev sahipligi yapmaktadır. Bu firmalar elektronik, otomotiv, makine, tekstil, enformasyon teknolojisi, optik aletler, elektrik,kimya, mobilya, tıbbi cihazlar ve diger hafif sanayi kollarında faaliyetlerini sürdürmektedir. Ege Serbest Bölgesi, yabancı sermayeye sundugu istikrarlı ve kaliteli hizmet dogrultusunda ülkemizdeki serbest bölgelerde gerçeklesen yabancı sermaye yatırımlarının en yogun oldugu bölgedir. Dünyanın bir baska ülkesinden hammadde veya ürün talep edildiginde gümrük vergisiz ve KDV‟siz getirtilebilmektedir. Bölgeden yurtdısına mal hareketinde, yabancı sermayeli kurulusların payı yüzde 70 oranındadır. İzmir‟in dıs ticaret fazlası vermesinde, Ege Serbest Bölgesinde gerçeklesen üretim ve ihracatın önemli bir katkısı vardır. 2007 yılında 4,092 milyar dolar ticaret hacmi ile Ege Serbest Bölgesi 14.562 kisiye istihdam yaratmıstır. Ege Serbest Bölgesi ülkemizdeki serbest bölgelerin toplam istihdamının yaklasık 1/3‟ünü karsılamaktadır (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). 2009 yılı itibariyle Ege SB‟ndeki ticarert hacmi 2 milyar dolar iken 2010 yılında 621 milyon dolar olmuştur.

Şekil 70: Ege Serbest Bölgesi‟ndeki Ticaret Hacmi Kaynak: www.google.com.tr

10


Şekil 71: Ege Bölgesi Serbest Bölgesi Yatırım Grafiği Kaynak: www.google.com.tr Grafikten de anlaşıldığı üzere son yıllarda yabancı yatırımlar artmaktadır.

Şekil 72: Ege Bölgesi Serbest Bölgesi İstihdam Grafiği Kaynak: www.google.com.tr Ege SB‟de 1991 yılında istihdam edilen nüfus 400 kişi iken 2010 yılı itibariyle istihdam edilen nüfus 15.000 kişidir.

10


İzmir Menemen Deri Serbest Bölgesi Türkiyedeki deri üreticilerinin biraraya gelerek toplam 138 ortaklı olarak 1998 yılında kurulan dünyanın ilk deri ağırlıklı serbest bölgesidir. İzmir-Menemen İlçesi, Kesikköy Panaz Mevkii‟nde 1620 dönüm arazi üzerinde kurulmus, altyapısı tamamlanmıştır. Bakanlar Kurulu‟nun 97/9775 sayılı kararıyla serbest bölge ilan edilmistir. 2004 yılı sonu itibariyle 277 adet isletme Serbest Bölge Müdürlüğünden faaliyet ruhsatı almıs olup, bunlardan 30 adedi faaliyettedir. İzmir Menemen Deri Serbest Bölgesi deri üretimi yapan firmalar deri yan sanayi ve tüm agır sanayi için altyapısı hazır parselleri ve kullanıma hazır fabrika binaları hizmete sunmaktadır. Bölgede faaliyet göstermek isteyen firmalar DTM ve Serbest Bölge Genel Müdürlüğünden faaliyet ruhsatı almak durumundadırlar. Bölge içinde yapılan yatırımın sermaye katılım payında herhangi bir sınırlama yoktur. Yurtiçinden serbest bölgeye yapılan satışlar ihracat sayıldığından, bölge kullanıcıları KDV'siz ve ihraç fiyatına mal satın alabilirler. Ağır sanayi ve özellikle deri üretim firmaları modern atık su arıtma tesisinden faydalanarak dünya piyasalarında rekabet avantajı sağlayabilirler

(İzmir (Tr31) Bölgesi

Mevcut Durum Raporu , 2008).

Tablo 64: İzmir'deki Serbest Bölgelerin Ticaret Hacimlerinin Yıllara Göre Değişimi ve Ülke Geneli ile Karşılaştırması (1000 ABD $)

Tablo 65: İzmir Serbest Bölgeleri İstihdam Veriler Türkiye‟deki SB‟lerde çalışan kişi sayısı 38.323 iken Ege SB‟nde 12.205, Menemen SB‟nde ise 1.577 kişidir.

10


EGE BÖLGESİ-SERBEST BÖLGELERİ’NDEKİ TİCARET HACMİ , 2008 25,000,000

24,578,055

20,000,000 15,000,000 10,000,000 5,000,000

3,763,964 412,922

0

43,584

EGE SERBEST BÖLGESİ İZMİR MENEMEN DERİ SERBEST DENİZLİ SERBEST BÖLGESİ BÖLGESİ

TÜRKİYE TOPLAM

Tablo 66: Ege Bölgesi – Serbest Bölgeleri‟ndeki Ticaret Hacmi Kaynak: Diş Tücaret Müsteşarliği 5.2.4.5 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri: 2001 yılında 4691 sayılı Kanunla kurulması öngörülen Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde; teknolojik bilginin üretilmesi, üretilen bilginin ticarileştirilmesi, üründe ve üretim yöntemlerinde, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi, verimliliği artıracak ve üretim maliyetlerini düşürecek yeniliklerin geliştirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunun sağlanması, araştırmacılara iş imkânları yaratılması, ileri teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılması ve sanayinin rekabet gücünün artırılması amaçlanmaktadır. 2009 yılı itibarıyla; Türkiye genelinde 31 adet TGB bulunmakta olup bunların halen 19 adedi faaliyettedir. Bu TGB‟lerde 1.154 işletme yer almakta olup, bunların 32 tanesi yabancı sermayeli işletmedir. TGB‟lerde 8.506‟sı AR-GE personeli olmak üzere 11.093 personel istihdam edilmektedir (www.google.com.tr ) .

10


TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİ SAYISI 6 3

3 1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

1

Şekil 73: Türkiye‟deki Teknoloji Geliştirme Bölgesi Sayıları Kaynak: www.google.com.tr Ankara‟da 6 , İstanbul‟da 3 , Kocaeli‟de 3, İzmir, Konya, Antalya, Kayseri, Trabzon, Adana, Erzurum, Mersin, Isparta, Gaziantep, Eskisehir, Bursa, Denizli, Edirne, Elazıg, Sivas, Diyarbakır ve Tokat illerinde de 1 adet TGB kurulmuştur. İzmir Teknoloji Gelistirme Bölgesi 2002 yılında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampüsü içerisindeki 218,4 hektarlık alanın İzmir Teknoloji Gelistirme Bölgesi olması, 2003 yılında İzmir Teknoloji Gelistirme Bölgesi Anonim Sirketi‟nin kurulması ve 108114 sicil numarası ile tescil ve ilanı ile kabul görmüstür. İzmir Teknoloji Gelistirme Bölgesi; İzmir‟e yaklasık 45 km uzaklıkta, doguda Urla Belediye sınırı, güneyde İzmir–Çesme otoyolu, batıda Barbaros köy yolu, kuzeyde ise Bozburun ile çevrili, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü kampus arazisi içindeki 224,8 hektarlık alandır. Altyapısı mevcut ve üzerinde bölgenin faaliyetine baslayabilecegi bir bina bulunan 6,4 hektar alanın İzmir Teknoloji Gelistirme Bölgesi ek alanı ilan edilmesi ile birlikte bölge faaliyete geçebilecek konuma gelmistir. Bölgenin faaliyete geçmesiyle arastırmacılara, üniversitelere, diger arastırma kuruluslarına teknik destek hizmeti verecek, gereginde deneysel üretim iliksileri kuracak çalısmalar baslatılmıstır (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). 2004 yılı sonunda 16 olan firma sayısı 2005 yılı sonunda 39‟a ve 2007 yılı sonunda 60‟a ulasmıstır. Bölgenin sundugu hizmetler; • Arsa ve ofis temini, • Firmalar ile İzmir İleri teknoloji Enstitüsü ve Üniversiteler arasında teknoloji transferi, bilgi agı, ögretim üyelerinin bölgede görevlendirilmesi, ortak projeler, kütüphane kullanımı, • Test ve prototip olusturmada teknik destek, danısmanlık, • Seminerler, paneller, konferanslar, kongreler, AR-GE fuarları yazılım pazarları düzenlenmesi patent ve marka tescil ofisleri kurulması,

10


• Saglık, sosyal ve kültürel hizmetler, • Altyapı, bakım onarım, çevre düzenleme, güvenlik, temizlik, iletisim, kafeterya, yangın ihbar ve söndürme gibi günlük isletme hizmetleri ve • A1 ve A2 binaları arasındaki açık alanda hizmet vermekte olan teknopark kantini 60 kisi kapasiteli kapalı alanı 2005 yılı sonunda bölge çalısanların hizmetine girmistir. Bölgede faaliyet gösteren firmalar ile üniversiteler arasında isbirlikleri gerçeklestirilmekte, üniversite ögretim elemanları projelerde yer almakta, üniversite ögrencileri ise part time is ve staj imkanı bulmaktadır (İzmir (Tr31) Bölgesi Mevcut Durum Raporu , 2008). Teknoloji Geliştirme Bölgelerinden bugüne kadar yapılan ihracat 540 milyon USD ye ulaşmıştır.Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinden tescil ettirilen ulusal patent sayısı 207 ye uluslararası patent sayısı 24 e ulaşmıştır. 2009 itibarıyla faal olan 19 Teknoloji Geliştirme Bölgesinde tamamlanmış olan Ar-Ge proje sayısı ise 5065. Türkiye genelinde bünyesinde en çok Ar-Ge kuruluşu bulunan teknoparklar sırasıyla ODTÜ Teknokent (240), Bilkent Cyberpark (177), Konya Teknokent (108), Hacettepe Teknokent (103), Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknoparkı (72), Kocaeli TGB (67), İTÜ Arı Teknokent (66) (www.google.com.tr ) 5.2.5 İZMİR İLİ SANAYİ SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ GÜÇLÜ YÖNLER

Türkiye'de sanayinin yoğunlaştığı ikinci

bölge olunması 

OSB ve KSS‟lerin sayı ve alan bakımından

büyük olması 

ESBAS ve İDESBAS'ın var olması

Bilim ve teknoloji altyapısına ve beşeri

sermayeye sahip olunması, İYTE ve İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi'nin mevcut olması 

İleri teknolojiye dayalı sektörlerin (özellikle

bilişim, tıbbi aletler ve endüstri makinelerinin) yoğunlaşmış ve yıldız sektör olması 

Gıda ve içecek imalatı, giyim eşyası ve deri

ürünleri imalatı gibi tarıma dayalı sanayilerin yoğunlaşmış ve yıldız sektör olması 

Rüzgar enerjisi açısından ülke

ZAYIF YÖNLER

OSB'lerin birçoğunun henüz tam olarak

kullanılmıyor olması; OSB ve serbest bölgelerde enerji, ulaşım ve iletişim konularında altyapı eksikliklerinin bulunması 

Ar-ge hibe desteklerinden yeterince

faydalanılmaması 

Tarım-sanayi entegrasyonunun yetersiz

olması 

Endüstriyel faaliyetlerden dolayı bazı

ilçelerde tarım alanlarının yok olma tehlikesi bulunması 

Enerjide dışa bağımlı olunması

Sanayi ve tarım istihdamı yoğunlaşmasında

düşüş yaşanması

potansiyelinin büyük bölümüne sahip olunması ve 10


bunun yatırım potansiyeli yaratması 

Jeotermal enerjide dünyada 5. sırada olan

ülkemizin toplam potansiyeli içinde büyük paya sahip olunması 

Sanayi bölgelerine demiryolu ile taşıma

imkanı bulunması

TEHDİTLER

FIRSATLAR 

Küresel finansal krizin Türkiye ve İzmir‟i

olumsuz etkilemesi 

OSB ve serbest bölgelere ilişkin mevzuatın çok

sık değişmesi, bu durumun yatırımcılarda güvensizlik 

Yenilenebilir enerji sektörünün ulusal ve

uluslararası alanda öncelik kazanması 

Tarım, sanayi ve turizm bölgelerini birbirine

bağlayan bir geçiş noktası olunması

yaratması 

Küresel olarak enerji sıkıntısının yaşanmaya

başlanması ve enerji fiyatlarının artma eğiliminde olması 

Yenilenebilir enerji alanında gereken

teknolojide dışa bağımlı olunması, yatırım maliyetlerinin yüksek olması 

Ulusal ölçekte sunulan teşvik ve desteklerden

yeterince faydalanılamaması

10


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.