Yelpaze İstanbul 144.Sayı (Online)

Page 1

1

SAYI: 144 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS

İ

İSTANBUL YIL: 14 • 10 EKİM 2016

Masum, sevgi ve merhamet dolu anılarımızdan dev bir yıldız daha kaydı...

Türk Sinemasının Efsane Aktörü

Tarık Akan’ı

kalplerde sonsuzluğa

uğurladık...

bahcesehir.web.tv iphone

İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da

yelpazeistanbul

Yelpaze İstanbul / 10 Ekimyayında! 2016 yelpazeistanbul


2

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


3

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


4

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


5

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


6

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


7

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


8

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


10

Ölüme uyumak ölmenin belki de en kolay yolu... UĞUR BARIŞ KARABULUT

ubk@yelpazeistanbul.com

D

onarak ölmekten bahsediyorum. Vücut sıcaklığının 32 derece altına düşmesi sonucu yavaş yavaş başlayan ölümdür. Kan dolaşımı yavaşlar, vücut işlevlerini yerine getiremez ve uyuma hissi artar. Donma esnasında vücut ısısının düşmesi ile normal vücut çalışması da değişir. Normal vücut ısısında kan damarları elastiki olup kanla doludur. Deri ısısı 20°c’nin altına düşünce derideki kan damarları vücudun savunma mekanizmasının sonucu olarak büzüşür. Buradaki kan vücut içindeki duyarlı organlara gider, deri ısısının daha çok düşmesi ile kan dolaşımı daha çok bozulur. Deri beyazlaşır, soğur, his kaybolur. Böbreklere giden kan artar, idrar çoğalır, idrar yapma isteği artar. Damarlarda dolaşan su miktarı azalır. -10°c’de kan damarlarına elastiki özellik veren sinirler felç olduğundan kan damarları gevşer ve genişler. O zaman deri kızarır ve kişi sıcaklık duyar, kendisini ısınmış hisseder. İnsan donarken sıcaklık mı hisseder demeyin, ne yazık ki sinirleri felç olduğundan vücudun algıları bozulur, sıcak sıcak donar farkına bile varmadan! Deri ısısının daha çok düşmesi ile vücut içi ısısı daha da düşer. Vücut içinde sıcak durumdaki kan vücut yüzeyine gelir, orada kan daha da soğur. Sonra da soğuk kan vücut içindeki organlara tekrar gelir. Birdenbire vücut ısısında düşme ve kalp durmasına yol açar. Kısacası insan donmaya yavaş yavaş başlar, sonra uyuşur, sonra uykusu gelir ve acısız sonla karşılaşır. Şimdi durup dururken neden böyle karamsar bir yazı kaleme aldığımı sorabilirsiniz. Ancak asla durup dururken olmadı bu yazı. Kim istemez ki hayata olumlu bakmayı, kim istemez ki ülkesinde sanat, bilim, kültür, felsefe konuşmayı? Kim istemez ki eğitimde, sanatta, sporda ithal edilmemiş başarılarımızı paylaşmayı, gurur duymayı? Ancak olmuyor! Dönüp dolaşıp siyasetteki kısır çekişmeleri, terörü, kaybettiğimiz vatan evlatlarımızı, ülkede talan edilen yeşil alanları, güvenimizin kalmadığı adaletimizi, eğitim sistemimizi, trafik çilemizi, GDO’lu, hormanlu besinleri, hortlayan kanser vakalarını konuşuyoruz. Bir biz varız, bir onlar ve bir de ötekiler var cümlelerin hep içinde... Bıkıp usanmadan, geçmişten ders almadan klişe gündemlerin pençesinden kurtulamıyoruz. Bir taraf demokrasi, insan hakları, hukuk, Laiklik, Cumhuriyet, Atatürk diyor, diğer taraf değişim, yeni Türkiye’den bahsediyor... Biz mi? Biz; Aklın, mantığın, bilginin, tecrübenin, saygının, sevginin, dayanışmanın, hoşgörünün hayaliyle yaşayacağımız günleri bekliyoruz. Ve ne yazık ki sadece bekliyoruz... Mücadelemiz hiç bitmiyor ülkemiz için, acaba ne yapabilirim, nasıl olurda bir farkındalık yaratabilirim hissi sıradan söylemlerin ötesine geçmek istiyor. Tam bir adım atıyoruz ki bu yolda, önce en yakından eleştiriler, yenilmişlikler çare olarak sunuluyor. Belkide pes etmek en mantıklısı onların çokdan kabul ettiği gibi... Gerçekleri görerek, bunca mantıksızlığın içinde, akıllıca bir karar vermek bu olsa gerek. Belki de hayal ettiğimiz gibi ne bir ülke var ne de böyle bir ülke zaten hiç olmadı. Bizler 3 kıtaya hükmetmiş ne bir imparatorluğun, ne de yurdun dört bir yanı kuşatılmışken dünyaya meydan okuyan kurtuluş ve bağımsızlık mücadelesi veren ecdadın torunlarıyız. Belki de herşey ama herşey koca bir yalandı ve biz bu yalana inanmak istedik. Yaşadığımız rezillikleri, şark kurnazlıklarını, günü kurtaran beylik lafları düşündüğümüzde doğrunun bu olduğunu düşünmek gerek artık.

Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com

Ama, ama kabullenemiyoruz pes etmeyi... Neden mi bu yazı, herşeyi değiştiren bu fotoğraflara lütfen dikkatlice bakın... Bombalı saldırıda Şemdinli’de 18 şehit, 27 ağır yaralımız var. Daha öncesindeki hafta Hakkari’de 5 vatan evladımızı daha şehit vermiştik. Toprağa verdiğimiz şehitlerden özelikle Yüzbaşı Özgür Özekin’in cenaze töreninde yürekleri burkan anlar yaşandı. Şehidimizin 1 yaşındaki oğlu Yağız Pars Özekin’in fotoğraflara yansıyan bakışları aslında herşeyi tüm acımasızlığı ile gözler önüne serdi. Elbette her vatan evladımızın acısına üzülüyoruz, geride hüzünlü onlarca ocaklar bırakıyorlar ama bu sefer kendi adıma çok ama çok daha derinlerde yüreğime oklar saplandı! Dakikalarca fotoğraflara baktım, belki de yeni bir baba olarak duygularım çok daha hassastı. Sonra memleketimde gündeme baktım, haberlerde sadece 2 dakika yer buldu şehit haberleri; ancak favori gündemimiz vardı bizim! Fatih Terim Arda’yı milli takıma neden almadı, İzlanda karşısında oynanan oyun beş para etmezdi, Lozan başarıydı, başarı değildi, kayıptı! Fetöcüler TSK’yı yüzde bayağı çok ele geçirmişlerdi, CHP’liler de Fetöcüydü, yıllardır ülkede yapılan sınavlar şaibeliydi, tamamen gündem saptırması, algı değişimi olan günümüz ülke siyaseti yatıp kalkıp birbirine saydırdı durdu yine. Sayın Cumhurbaşkanımız birşey söylüyorsa bir bildiği vardır elbet, madem Lozan’da bizim olan toprakları geri verdik, madem hakkımız olan topraklar vardı, yanlış hesap Bağdat’tan döner, haklarımızı lütfen geri alsınlar. Tüm ülke minnettar kalacaktır. Tarihe imzasını atmasını bekliyoruz, dualarımız sizinle Sayın Cumhurbaşkanım... Ancak lütfen fotoğraflara baktıktan sonra bu haklarımızı savununuz, zira nice Pars’lar bu gece de yine babasız uyuyacaklar. Bizimse donup uykuya dalmaya hakkımız yok, donmamak için birbirimize sarılmakla başlayabiliriz dayanışmaya, zira onların geleceği için daha yapacak çok ama çok işimiz var.

Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam ve Rezervasyon Tel : 0212 669 83 86 Gsm: 0533 551 87 17

Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Baskı Av. Kayhan Selek Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Katkıda Bulunanlar Kağıthane/ İST Caner İlhan Tel: 0212 289 24 24 Protokol Dağıtım Aras Kargo Basım Tarihi: Ekim 2016

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50

okuyucularımıza kişiye özel adrese

Sayın Okurlarımızın Dikkatine; Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden

iade edilmez. Yayınlanan yazıların

teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilinir.



12

İSTANBUL

‘İstanbul’da Konut Fiyatları

Hala Düşük’

TOKİ Başkanı Turan, İstanbul’da emlak fiyatların belli bölgelerde ve şehrin merkezi yerlerinde hala düşük olduğunu söyledi. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan, İstanbul’da emlak fiyatlarının özellikle belli bölgelerde, şehrin merkezi yerlerinde hala düşük olduğunu belirterek, “İstanbul, marka değeri ile kıyaslandığında, Londra’dan, Paris’ten ayrı düşünülemez. Hatta coğrafi, tarihi, estetik, çok kültürlülük anlamında İstanbul gerçek değerini bulmuş değil.” dedi. Turan, “Bu inşaatların yapımı konusunda biz varız. Daha 2 ay olmadı, inşallah bir hafta, 15 gün içerisinde inşaatına başlayacağımız yerler var. Bu alanların ne olacağı konusu da konuşuluyor. Bu alanlar, öncelikli olarak halkın ihtiyacı olan donatı alanının karşılanmasında kullanılacak. Ama doğaldır ki bir alanın tamamının böyle olması şehircilik açısından anlamlı değildir. Bunların bir kısmı tasfiye edilirken kamu binalarının mümkün olan bazıları da kullanılacaktır.” diye konuştu. İngiltere merkezli bir şirketin Küresel Emlak Fiyat Artış Raporu’nda Türkiye’nin birinci sırada yer aldığının hatırlatılması üzerine Turan, “İlgi alanımız, TOKİ olmasa konut sahibi olamayacak vatandaşlar... Bunları yaparken de finansmanını kendi içinde sağlayan bir modeliz.” dedi. ‘Fiyatlar daha da yükselecek’ Büyük şehirlerde araziler ve yüksek gelir getiren projelerden elde ettikleri gelirle sosyal konut ürettiklerini belirten Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: “TOKİ, bu manada da dünyada örnek teşkil eden, anlaşılmaya çalışılan bir modeldir. 80’e yakın ülkeden bunu anlamaya çalışan insanlar geldi. TOKİ, Türkiye’nin başarı hikayelerinden biridir. Bana göre emlak fiyatlarının yukarıya çıkış söyleminde asıl itici güç İstanbul, Ankara, İzmir’dir. İstanbul’da fiyatların özellikle belli bölgelerde, şehrin merkezi yerlerinde hala düşük olduğu kanaatindeyim. İstanbul, marka değeri ile kıyaslandığında Londra’dan, Paris’ten ayrı düşünülemez. Hatta coğrafi, tari-

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

hi, estetik, çok kültürlülük anlamında İstanbul gerçek değerini bulmuş değil. İnşallah bu zor günleri aşacağız. Aştığımızda da İstanbul’un o zaman bugün olduğu rakamlardan çok daha kıymetlendiğini göreceğiz. Bundan yakınmamak lazım. ‘İstanbul kıymetleniyor’ yakınması doğru değildir, Türkiye’nin de itici gücüdür. İstanbul, Türkiye’nin en önemli markasıdır. İstanbul’un belli bölgeleri için konuşuyorum, rakamların, emlakta, daha da yükseleceği kanaatindeyim.” ‘Fatih ve Küçükçekmece’de nefes alacak yer yok’ Ergün Turan, İstanbul’un kentsel dönüşümde Türkiye’nin gelecek 15-20 yılının en önemli, ancak zor başlıklarından biri olduğunu belirterek, TOKİ’nin idari yapılanmasının yaklaşık yarısını İstanbul’a taşıdıklarını bildirdi. TOKİ’nin kentsel dönüşümde şu anda aktif paydaş olduğunu vurgulayan Turan, şunları kaydetti: “Zaten kentsel dönüşümde kamu aktif rol almazsa sadece özel sektör eliyle kentsel dönüşüm yapılamaz. Özel sektör bu işi yapmaya kalktığında doğal olarak para kazanmaya çalışacaktır. Her alanda para kazanılamaz, para kazanmaya çalıştığında yaşanılamaz hale gelen imarlar oluşuyor. Onun için TOKİ olarak, İstanbul’un birçok ilçesinde ya sahada aktif çalışmamız veya başlayacağımız ihale aşamasında bulunan işler var. İstanbul’da Fatih ve Küçükçekmece ilçelerinde sıkışmış, nefes alacak yer yok, imar planında okul alanı, yeşil alan, kültür merkezi alanı ama insanlarımız orada 20 yıldır yaşıyor. İmar planında bir şey yapma hakkı yok, mülkiyet de birçoğunda bu insanlara ait. Bu vatandaşlarımıza en yakın bölgede haklarını vererek, dairelerine mümkünse daire vererek, yeni konutlara yeni nüfus getirmiyoruz, şehir içindeki bazı alanları açmış oluyoruz.” ‘İstanbul’a yeşil alan kazandırmaya çalışacağız’

TOKİ Başkanı Turan, Beyoğlu’nda Haliç kıyılarında dönüşüm için çok güzel bir çalışma yaptıklarını anlatırken, “Oranın silüetini bozmayacak, hatta oraya değer katacak bir proje yaptık, ona başlıyoruz. Üsküdar’da aktif sahaya girdik, ikinci bölgeye giriyoruz. Güngören’de Tozkoparan halkı bizi bekliyor, yerinde kentsel dönüşüm ne demek, biz orada göstereceğiz. Esenler’de iki mahallede sahaya indik, çalışıyoruz. Gaziosmanpaşa’da Karayolları ve Sarıgöl mahallelerinde ihale aşamasındayız. Eyüp Belediyemizle tarihi alan içerisinde bir bölgede çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’ndaki askeri lojmanların yüzde 65’inin bölge parkı yapıldığına işaret eden Turan, TOKİ’nin İstanbul’a yeni dönemde yeşil alan kazandırma çalışmaları olacağını da duyurdu. Turan, İstanbul içerisinde niteliksiz konut stoku bulunduğunu, bunları yıkmadan kentte değişim yapamayacaklarını belirterek, şöyle devam etti: “Kayabaşı’nda 5 bine yakın konut var, bunlar 3-5 aya kadar bitecek. Biz bu konutları piyasaya arz etsek, kurayla talep toplasak 150 bin müracaat gelebilir, çok da büyük ses getiririz. Bizim büyük ses getirmek gibi bir derdimiz yok. İstanbul’un ihtiyacı olan şey, ilk önce bu konutları değişmesi gereken konutlarla değiştirelim ve şehrin içinde yeni yaşam alanları açalım, bakın ‘inşaat yapalım’ demiyorum. Bunun için belediyelerimizle çalışıyoruz.” İstanbul’da vatandaşa sunulacak sosyal konutlar da bulunduğunu ifade eden Turan, “Anadolu yakasında Tuzla bölgesinde vatandaşımıza arzımız olacak. Kayabaşı, Hadımköy, Silivri tarafında vatandaşlarımıza yeni konut alanı sunacağız. Vatandaşlarımız tarafından beklenti çok büyük. Önceliğimiz, kentsel dönüşümde belli alanları kullanmak ama 2017 içerisinde sosyal konut arzımız da olacak.”şeklinde konuştu.


13

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


14

İSTANBUL

İstanbul’un Enflasyonu Açıklandı İstanbul’da geçtiğimiz ay perakende fiyatlar yüzde 0.14 azalırken, gıda harcamaları grubu yüzde 1.23 artış kaydetti İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) İstanbul için hazırladığı 1995 bazlı ücretliler geçinme endeksini açıkladı. Buna göre ağustosta toptan fiyatlar yüzde 0.64 artarken, toptan fiyatlara göre gıda harcamaları grubu da yüzde 1.38 azaldı. Perakende fiyatlar 2016 Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8.01, toptan fiyatlar ise yüzde 4.88 arttı. İTO 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksi 2016 Ağustos ayı itibariyle yıllık ortalama yüzde 8.15, Toptan Eşya Fiyatları İndeksi ise yıllık ortalama yüzde 5.91 artış gösterdi. Ağustos ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 0.74, ev eşyası harcamalarında

yüzde 0.14, konut harcamalarında yüzde 0.07 arttı. Giyim harcamalarında yüzde 6.61, kültür, eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 5.46, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında ise 0.39 azalış gerçekleşti. Diğer harcamalar grubunda ise herhangi bir fiyat hareketi izlenmedi. Toptan fiyatlar ise geçen ay itibariyle aylık bazda; madenler grubunda yüzde 10.45, inşaat malzemelerinde yüzde 3.15, işlenmemiş maddeler grubunda yüzde 1.17, yakacak ve enerji maddelerinde yüzde 0.85, kimyevi maddelerde yüzde 0.51 artış gösterdi. Mensucat grubunda herhangi bir fiyat hareketi gerçekleşmedi.

İstanbul’un Yeni Metrosu 6 İlçeden Geçecek 3. havalimanına ulaşımı sağlayacak metro hattı 6 ilçeden geçecek. Metro hattında 13 istasyon yer alacak. ile Yeni Havalimanı arasında ulaşım metro hattı ile 30 dakikaya düşecek.

İstanbul’da yeni havalimanına erişimi kolaylaştırmak için yapılması planlanan 13 istasyonlu metro hattı projesini Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı üstlendi. Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre yeni havalimanının raylı sistem bağlantıları olacak Gayrettepe-İstanbul Yeni Havalimanı ile Halkalı-İstanbul Yeni Havalimanı metro hatları, bakanlık tarafından yapılacak. Sabah’ın haberine göre, Şişli, Kağıthane, Eyüp, Arnavutköy, Başakşehir ve Küçükçekmece ilçelerinden geçecek metro hattının proje bedeli toplam 4 milyar 845 milyon lira olarak belirlenirken, proje İstanbul trafiğine de nefes aldıracak.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

66 kilometre uzunluğunda Toplam 66 kilometre uzunluğunda olacak metro hattı Gayrettepe Yeni Havalimanı ve Yeni Havalimanı Halkalı yönünde 33’er kilometre olarak planlandı. 3 dakikaya inecek Projenin hayata geçmesiyle şehir merkezi

13 istasyon yer alacak Metro hattında toplam 13 istasyon yer alacak. 7 istasyonluk ilk etap 2016-2018 tarihleri arasında ve 6 istasyondan meydana gelen 2. etap ise 2018-2021 tarihleri arasında tamamlanacak. Metro hattı durakları ise şöyle sıralanacak: Gayrettepe, Kağıthane, Kemerburgaz, Göktürk, İhsaniye, Yeni Havalimanı 2, Yeni Havalimanı 1, Arnavutköy 1, Arnavutköy 2, Kayaşehir Metrokent, Olimpiyatköy, Halkalı Stadı, Halkalı.


15

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


16

İSTANBUL

İşte İstanbul’un En Çok Su Tüketen İlçesi İstanbul’da en çok su tüketilen ilçe Küçükçekmece olurken, bu ilçeyi Ümraniye ve Bağcılar takip etti. 15 milyon nüfusa sahip, dünyanın en büyük metropolleri arasında gösterilen İstanbul’da su tüketimi her geçen gün artıyor. Nüfus artışı, yaz aylarında sıcakların etkisiyle gerçekleşen buharlaşma, kayıp- kaçaklar ve suyun bilinçsiz kullanımı su rezervlerinin ihtiyaca cevap vermekte zorlanmasına ve yeni kaynak arayışı içine girilmesine sebep oldu. Bu olumsuzlukların yanı sıra, son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri de etkili oldu ve yeni kaynak arayışlarını zorunlu hale geldi. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar neticesinde İstanbullular için yeni su kaynakları hizmete alındı. En çok Küçükçekmece su tüketiyor İstanbul’da, kış aylarında günde ortalama 2 milyon 800 bin metreküp su tüketimi gerçekleşirken, bu rakam yaz aylarında 3 milyon 100 metreküp

civarına çıkıyor. İSKİ tarafından yapılan araştırma sonucunda, İstanbul’da su tüketiminin en yüksek olduğu ilçe Küçükçekmece olarak belirlendi. Küçükçekmece ilçesinde Ocak ve Temmuz ayları arasında tüketilen su miktarı 18 milyon 035 bin 605 metreküp olarak belirlenirken, Ocak ayında 2 milyon 466 bin 496 metreküp tüketilen su miktarı, yaz aylarında 2 milyon 900 bin metreküp seviyelerine yükseldi. Küçükçekmece ilçesini, Ümraniye takip ediyor. Ümraniye’de Ocak ve Temmuz ayı toplamında 17 milyon 297 bin 837 metreküp su tüketimi gerçekleşti. Bağcılar ilçesinde 7 ay içerisinde ise 16 milyon 325 bin 746 metreküp su tüketimi gerçekleşti. İlçe bazındaki bu rakamlar, İstanbul’daki su tüketimine paralel olarak benzerlikler gösteriyor. Bu 3 ilçenin aylık su tüketimi, İstanbul’un aylık su tüketiminin yüzde 13.43’üne tekabül ediyor.

Konut Fiyatları En Çok Türkiye’de Artıyor Uluslararası bir şirketin yaptığı araştırmaya göre, dünya genelinde konut fiyatları en çok Türkiye’de, daha sonra Yeni Zelanda’da artıyor. ANKA’nın haberine göre, Türkiye’nin dünyanın çeşitli ülkeleri arasında konut fiyatlarının en çok arttığı ülke olduğu belirlendi. Buna karşın Türkiye’deki konut fiyatları artışının yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 19’dan yüzde 14’e düştüğüne dikkat çekiliyor. İngiltere merkezli küresel gayrimenkul şirketi Knight Frank’in her 4 ayda bir yayımladığı küresel emlak fiyatı artış raporuna göre Türkiye’nin birinci sırada. Sıralamada Türkiye’nin ardından Yeni Zelanda geliyor. Ancak Türkiye’deki konut fiyatları artışının yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 19’dan yüzde 14’e düştüğüne dikkat çekiliyor. ‘Gerçek fiyat artışı’nde 13. sırada Raporu hazırlayan Knight Frank şirket, enflasyon dikkate alındığı “gerçek fiyat artışı” listesinde Türkiye’nin 13. sırada olduğunu vurguluyor.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


17

Marmara’da En Az 7.2 Büyüklüğünde Deprem Bekliyoruz Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Naci Görür, olası bir İstanbul depremi senaryolarına ilişkin olarak, “Yaptığımız detaylı çalışmaların neticesinde Marmara’da büyük bir depremin olacağı tespitine vardık. Bunun da yaklaşık minimum 7.2 büyüklüğünde olmasını bekliyoruz” dedi. Hakan Çelik’in CNN Türk’te sunduğu ‘Hafta Sonu’ programında konuşan Prof. Görür, olası depremin ne zaman gerçekleşebileceğine dair de, “1999’daki 7.4’lük Gölcük depreminden sonra 30 yıl içerisinde gerçekleşebileceğini öngörüyoruz. 5-10 sene ileriye ya da geriye kayabilir. Depremin yıkımı Gölcük depreminden daha yıkıcı olabilir” diye konuştu.

Trafiğe Kayıtlı Araç Sayısı Arttı Trafiğe kayıtlı araç sayısı, temmuzda bir önceki aya göre yüzde 0,4 artarak 20 milyon 643 bin 246’ya yükseldi. Trafiğe kayıtlı araç sayısı, temmuzda bir önceki aya göre yüzde 0,4 artarak 20 milyon 559 bin 243’ten 20 milyon 643 bin 246’ya çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı. Trafiğe kayıtlı araçların yüzde 53’ü otomobil Buna göre, temmuz sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam 20 milyon 643 bin 246 taşıtın yüzde 53,3’ünü otomobil, yüzde 16,3’ünü kamyonet, yüzde 14,5’ini motosiklet, yüzde 8,4’ünü traktör, yüzde 4’ünü kamyon, yüzde 2,2’sini minibüs, yüzde 1,1’ini otobüs, yüzde 0,2’sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Trafiğe kaydı yapılan toplam 90 bin 749 taşıt içinde otomobil yüzde 60,2 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 16,3 ile kamyonet, yüzde 15,2 ile motosiklet, yüzde 4,4 ile traktör takip etti. Taşıtların yüzde 3,9’unun ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlardan oluştuğu görüldü. Söz konusu ayda trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı haziran ayına göre yüzde 21,2 azaldı. Bu azalış otomobilde yüzde 26,2, minibüste yüzde 23,1, otobüste yüzde 39,4, kamyonette yüzde 1,3, kamyonda yüzde 10,6, motosiklette yüzde 14,4, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 0,5, traktörde ise yüzde 30,3 olarak gerçekleşti.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısında, temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 36 azalış gerçekleşti. Bu azalış otomobilde yüzde 36,9, minibüste yüzde 57,5, otobüste yüzde 56,9, kamyonette yüzde 26, kamyonda yüzde 58,2, motosiklette yüzde 38,6, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 9,3, traktörde ise yüzde 18,5 oldu. Ocak-temmuz dönemi Ocak-temmuz döneminde 709 bin 945 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı, 61 bin 171 taşıtın ise trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı 648 bin 774 arttı. Devri yapılan 414 bin 774 taşıt içinde otomobil yüzde 70,3 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili sırasıyla yüzde 15,1 ile kamyonet, yüzde 6,8 ile motosiklet, yüzde 2,8 ile

traktör takip etti. Temmuzda devri yapılan taşıtların yüzde 5’ini ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Trafiğe kayıtlı otomobillerin yüzde 39,7 LPG’li Temmuz sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 11 milyon 11 bin 463 otomobilin yüzde 39,7’si LPG, yüzde 32,9’u dizel, yüzde 27,1’i benzin yakıtlı oldu. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,4 olarak kaydedildi. Ocak-temmuz döneminde trafiğe kaydı yapılan 431 bin 809 otomobilin yüzde 37,2’si 1501-1600, yüzde 28,5’i 1401-1500, yüzde 14,9’u 1301-1400, yüzde 14,7’si 1300 ve altı, yüzde 3,4’ü 1601-2000, yüzde 1,3’ü 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip olduğu belirlendi.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


18

İSTANBUL

İstanbul Yaşanılmaz Kentler Arasında Senelik olarak hazırlanan ‘Yaşanabilir Şehirler’ raporunda İstanbul, yetmiş şehir arasından ancak elli birinci sıraya girebildi. Rapora göre, en yaşanabilir kent ise Hong Kong şehri oldu.

The Economist dergisinin senelik olarak hazırladığı “Yaşanabilir Şehirler” raporuna göre betona teslim edilen İstanbul, 70 ülkenin şehirlerini kapsayan listede ancak 51. sırada yer bulabildi. İstanbul’u 52. sırada Mumbai ve 53. sırada Kazablanka takip ederken, Suriye’nin Şam şehri İstanbul’un yalnızca 8 sıra gerisinde 59. sırada. Listenin başında ise 1. sırada Hong Kong, 2. sırada Amsterdam ve 3. Sırada Osaka yer aldı. The Economist dergisinin

bilimsel araştırma ve raporlar hazırlayan “Intelligence Unit” birimi tarafından yayınlanan yıllık raporun oluşturulmasında çeşitli yaşamsal, iklimsel ve altyapısal kriterler dikkate alınıyor. Bu kriterler arasında kültür, çevre, sağlık gibi unsurların yanı sıra şiddet, terör ve suç olayları bulunuyor. Rapor, aynı zamanda sansür ve yolsuzluk gibi toplumsal yaşam kalitesine etki eden siyasi unsurları da hesaba katıyor.

Yeşil alan oranı ülkelerin gerisinde Birgün Gazetesi’nden Fatih Kıyman’ın haberine göre, İstanbul’un gitgide düşen yaşam kalitesi geçtiğimiz aylarda Dünya Şehirleri Kültür Forumu’nun (WCCF) derlediği rakamlarla gündeme gelmişti. %2’lik yeşil alan oranıyla dünya şehirlerinin çok gerisinde kalan İstanbul’da, her 100 bin kişiye düşen kütüphane sayısı ve yaratıcı sektörlerde çalışan nüfus oranı gibi rakamların da endişe verici derecede düşük olduğu göze çarpmıştı.

İşte Avrasya Tüneli Projesinde Son Durum Başbakan Binali Yıldırım’ın 20 Aralık’ta hizmete sunulacağını açıkladığı denizin altından iki yakayı bağlayacak olan Avrasya Tüneli Projesi’nin son durumu havadan görüntülendi. DHA’nın haberine göre, Anadolu ve Avrupa yakalarını denizin altından kara yolu trafiği ile ilk kez bağlayacak olan Avrasya Tüneli Projesi’nin tamamlanmasına aylar kala çalışmalar drone ile havadan görüntülendi. Başbakan Binali Yıldırım’ın 20 Aralık’ta hizmete sunulacağını açıkladığı projedeki çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Proje kapsamında Kazlıçeşme’yi Avrasya Tüneli’ne bağlayacak olan yolların büyük ölçüde tamamlandığı havadan çekilen görüntülerle net bir şekilde görüldü. Çalışmalar son hızla devam ederken Sarayburnu-Kazlıçeşme ile Harem-Göztepe arasındaki bağlantı yollarına tünel istikametini gösteren tabelalar da yerleştirildi. Sahil boyunca Avrasya Tüneli’ni birleştirecek olan bağlantı yolları genişletilerek kavşak, araç alt geçitleri ve yaya üst geçitleri oluşturma çalışmalarının da devam ettiği görüntülendi. Kazlıçeşme-Göztepe hattını birleştirecek Avrasya Tüneli Projesi, yoğun trafiğin etkili olduğu şehir içinde yolculuk süresini önemli ölçüde azaltacak. Asya ve Avrupa yakaları arasında araç ile 100 daki-

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

kaya varan ulaşım süresi 15 dakikaya kadar inecek. Avrasya Tüneli Projesi’nin tamamlanmasıyla birlikte vatandaşlar araçları ile hızlı bir şekilde seyahat edebilecek.


19

İşte O Güzergah İstanbul’u Çanakkale Köprüsü ile Balıkesir’e bağlayacak otoyol Silivri’den başlayacak, boğazı geçip Balıkesir’in Balya ilçesinde son bulacak.

İstanbul- Çanakkale-Balıkesir otoyol projesi için düğmeye basıldı. Yap-İşlet-Devret modeli ile 2023 yılında hizmete açılması planlanan ve maliyeti 9 milyar 843 milyon lira olarak hesaplanan 324,415 kilometre uzunluğundaki otoyol projesinin güzergahı belli oldu. Vatan gazetesinden Esra Can Sinav’ın haberine göre, resmi adı ‘Kanalı Tekirdağ Çanakkale Savaştepe 1.ve 2. kesim otoyolu’ projesi olan güzergah; İstanbul’un Silivri İlçesi’nden başlayacak, Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi, Çorlu, Süleymanpaşa, Malkara ilçelerinden geçerek Çanakkale’ye ulaşacak. Çanakkale köprüsü otoyol güzergahı, Çanakkale’nin Gelibolu, Lapseki, Çan ve Yenice ilçeleri üzerinden Balıkesir Balya ilçesinde son bulacak. Proje tamamlandığında İstanbul’u Çanakkale’ye ve sonrasında Kuzey Ege’ye bağlayacak.

Savaştepe 1, ve 2, Kesim Otoyolu, İstanbul’u Çanakkale’ye ve sonrasında Kuzey Ege’ye bağlayacak 2023 yılının en önemli otoyol projelerinden biri. Boğaz geçişine alternatif Proje ayrıca İstanbul Boğaz Geçişi’ne yeni bir alternatif oluşturacak şekilde planlandı. Bu çalışmalar doğrultusunda Çanakkale Boğazı Köprüsü, Çanakkale boğazının kuzey kesiminde Sütlüce Suluca arasında Avrupa ve Asya yakalarını birbirine bağlayacak bir asma köprü olacak. 3 bin 500 kişi çalışacak Proje kapsamında yapılması planlanan

otoyol güzergahına 7 adet şantiye kurulacak. Kurulan bu şantiyelerde 3 bin 500 kişinin çalıştırılması planlanıyor. Dikkat çeken detay Gelibolu-Lapseki arasında konumlandırılacak olan Çanakkale Boğazı Köprüsü’nün uzunluğu 3 bin 869 metre, köprünün orta açıklığı 2 bin 23 metre, yan açıklıkları ise bin metre olarak hesaplandı. Köprünün orta açıklığının uzunluğunda dikkat çeken detay ise orta açıklık uzunluğunun proje bitim tarihiyle aynı olması oldu. Bu özellikleri ile köprü dünyanın en büyük açıklıklı köprüsü olmaya aday.

Tek yönlü çalışacak Toplam uzunluğu 324,415 km olan otoyol güzergahında 3 gidiş- 3 geliş olmak üzere toplam 6 şerit olacak. Otoyoldaki tüm kavşak yolları tek şeritli ve tek yönlü olarak çalışacak. Kınalı ve Balıkesir otoyol bağlantıları ile güzergah üzerinde toplam 20 adet kavşak ya da giriş-çıkış istasyonu da yer alacak. Bunun yanında otoyola giriş-çıkış hızı saatte 80 km olarak belirlenirken, çevresel koşulların kötü olduğu yerlerde 50 km olarak belirlendi. Kınalı Tekirdağ Çanakkale

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


20

İSTANBUL

Türkiye’nin Çevre Performansı:

180 Ülke Arasında

177’inci...

Yale Üniversitesi’nin girişimiyle başlatılan Çevre Performansı Endeksi çalışmaları, 15 yıldır insan sağlığının ve ekosistemlerin korunmasında ülkelerin performanslarını değerlendirdi. Raporda yer alan verilere göre biyolojik zenginliği koruma konusunda Türkiye son 10 yılda büyük bir düşüş yaşadı ve kötü bir performans sergileyerek 180 ülke arasında ancak 177’inci sırada yer alabildi. Onedio’nun derlediği habere göre EPI performans değerlendirme metodolojisinde 9 konu başlığı var: •İnsan sağlığı •Hava kalitesi •İçme suyu ve sanitasyon •Su kaynaklarının korunması, •Tarım •Ormancılık •Balıkçılık •Biyoçeşitliliği Koruma İklim ve Enerji evresinde belirlenmiş 20 indikatör için kamu kuruluşları,

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

uluslararası kuruluşlar ve akademi tarafından üretilen verilerden faydalanarak değerlendirmede bulunuyor. Bu verilerin tümünün kamuya açık ve paylaşılabilir durumda olmasına özen gösteriliyor. Doğruluk payı’nın değerlendirmesine göre, Çevre Performansı Endeksi’nde Türkiye’de durum nasıl? Yakından bakalım... Genel performans değerlendirmesinde Türkiye’nin puanı yüz üzerinden 67,68 Genel performans değerlendirmesinde Türkiye’nin puanı yüz üzerinden 67,68 ve bu puanla Türkiye 180 ülke arasında 99’uncu sırada yer alıyor. Türki-


21 ye’nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında bulunduğu sıra pek iç açıcı değil, ancak Türkiye’nin son on yıldaki (2006-2016) EPI puanının yüzde 7,31 artış göstermesi olumlu sayılabilir. EPI’nin öncelik verdiği 9 konu başlığında Türkiye’nin 2006-2016 arasında yaşadığı değişim ise aşağıdaki verilerle özetlenebilir... Ancak sağlıklı bir ekosistemin en önemli göstergesi kabul edilebilecek biyolojik zenginliği koruma konusunda Türkiye son 10 yılda büyük bir düşüş yaşamış. Türkiye hem deniz hem de kara koruma alanlarını hem de sınırları içindeki endemik ve endemik olmayan canlı türlerini korumak konusunda kötü bir performans sergileyerek 180 ülke arasında ancak 177’inci sırada yer alabilmiş.

Tabloda görüleceği üzere 2006-2016 yılları arasında Türkiye en büyük ilerlemeyi hava kalitesi, atık su arıtım kapasitesi ve balık rezervleri alanlarında göstermiş.

‘Çevre haklarını gözeten hukuki kararlar’ vurgusu Analizde ‘eşsiz tabiatının ev sahipliği yaptığı canlı türleri düşünüldüğünde, Artvin’in madencilik nedeniyle maruz kalacağı çevresel tahribat Türkiye’nin hâlihazırda son derece kötü olan biyolojik çeşitlilik performansını daha da dibe çekecektir’ deniliyor

ve finalde şu temenni yer alıyor: “Türkiye’nin her yerinde doğa ve insan sağlığına olumsuz etki potansiyeli olan projeler uygulamaya konulurken yerel düzeydeki sosyoekonomik koşulları dikkate alan bilimsel çalışmalar ve çevre haklarını gözeten hukuki kararlar yol gösterici olur.”

Türk-İş Açıkladı:

Yoksulluk Sınırı 4 Bin 515 Lira Türk-İş’in araştırmasına göre eylül ayında açlık sınırı bin 386, yoksulluk sınırı ise 4 bin 515 lira oldu.

Türk-İş tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımasını belirlemek amacıyla her ay yapılan “açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının eylül sonuçları açıklandı. Buna göre; • Dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı bin 386 lira 22 kuruş olarak belirlendi. • Gıda harcaması ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen yoksulluk sınırı ise 4 bin 515 lira 37 kuruş oldu.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


22

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

ıl sizleri bekliyor. y ir b ı ığ d n a ş a y ği’nde “İLK” lerin e rn e D r le li ir h e ş Bahçe

Konusunda uzman eğitmenler eşliğinde

“BADER Eğitim Merkezi” açıldı... Bahçeşehir’de birlik ve dayanışmanın adresi Bahçeşehirliler Derneği (BADER), bugüne dek gerçekleştirdiği sosyal-kültürel birçok etkinliğe bu yıl hizmete açtığı “BADER Eğitim Merkezi” ile bir yenisini daha ekledi.

Y

ıllardır ulaşımdan çarpık büyümeye, kentin yeşil alanlarının korunmasından sosyal projelere kadar çok geniş bir yelpazede çalışmalar yürüten BADER, hayata geçirdiği Eğitim Merkezi ile Bahçeşehir, Ispartakule, Esenkent ve Boğazköy yaşayanlarını eğitim ve kültürel-sosyal faaliyetlerle buluşturmayı, birlik ve dayanışmayı arttırmayı hedefliyor. BADER Yönetim Kurulunun bu yıl aldığı kararla, konusunda uzman eğitmenlerin birçok farklı branşta sağladıkları katkılarla yaşama geçirdiği eğitimlerle, bugüne dek ulaşılamayan bölge yaşayanlarına bu hizmetlerle ulaşılması sağlanacak. 7’den 70’e herkese açık olan eğitimlerde katılımcılar yıl

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

sonunda düzenlenecek etkinliklerde hünerlerini sergileme fırsatı da bulacaklar. Ayrıca tüm branşlarda eğitim süresini tamamlayan katılımcılara, konusunda birbirinden uzman eğitmenlerin imzası ile derneğin hazırladığı “Başarı Katılım Belgesi” düzenleneceği de belirtiliyor. BADER Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Acar’ın Genel Koordinatörlüğünü, Şengül Alpaslan’ın Eğitim Koordinatörlüğünü üstlendiği çalışmalar yaşama geçirilirken, eğitimlerden sorumlu yönetimi Fatma Pınar Özdemir üstlendi. Farklı birçok branşın yer alacağı merkezde Bilgisayar Eğitimi ile herkesin bilmesinde fayda olan Office Programları (Word, Excel, Power Point..), Grafik Tasarım (Photoshop- Illustrator) ve Sosyal Medya Yönetimi

dersleri yer alacak. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mezunu Ressam Mutlu Dölek yönetiminde Güzel Sanatlara hazırlık kurslarının yanı sıra, hobi amaçlı resim, desen, yağlı boya çalışmaları, çocuk resim grubu ve Bahçeşehir’de bir ilk Anne- Çocuk, Baba- Çocuk Etkinliğini içeren workshoplar düzenlenecek. 8-12 yaş arası karikatür eğitimlerini gönüllü olarak derneğin Eğitim Koordinatörü Şengül Alpaslan, başlangıç düzeyinde satranç eğitimini BADER Başkanı Uğur Barış Karabulut verecek. İleri düzey satranç bilgisine sahip bölge yaşayanları da isterlerse eğitim salonlarını müsabaka amaçlı kullanabilecekler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve yıllardır daha birçok sivil toplum kuruluşunda gönüllü hizmetler veren,


23

konusunda uzman Cevahir Yargıç Yavuz, bu yıl BADER ailesine de katkı sağlayarak, El Sanatları ve Takı Tasarım çalışmalarıyla bölge halkıyla buluşacak. Yavuz, yetişkinler için takı tasarım, çocuklar için el becerileri ve oyuncak yapımı konusunda çalışmalar yürütecek. Bu yıl dernekte ilklerin yaşandığı çalışmalarda yetişkinlerin ve +7 yaş çocukların katılımıyla “Bahçeşehir Tiyatro Topluluğu” kurulması hedefleniyor. Yaşam Koçu ve Eğitimci Ayfer Güler’in yönetiminde yıl sonunda katılımcıların birlikte yazacakları bir senaryonun profesyonel bir salonda sahnelenmesi düşünülüyor. Moda tasarım, seramik, ebru, tezhip eğitimlerini Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı bölümü mezunu Selda Önder gerçekleştirecek. İç Mimarlık eğitimlerini, Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık Mezunu Yüksel Erdinç verecek. Erdinç derslerinde mekana uygun yerleşim, mekanın aldığı ışıkla orantılı olarak istediği renk tonlarının seçimi, stiller, aksesuarlar ve küçük tüyolarla katılımcıları bilgilendirmeyi amaçlıyor. İnsanlara kendi mekanlarını dekore ederken bugüne kadar hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları detayların gözler önüne serileceği eğitimlerde, katılımcılara tanımadıkları stillerle ilgili ipuçları tanıtılacak. Kallista Ege Dansları Grubu ile yıllardır öğretmenlik yapan Birol Süren, Harmandalı ve Sirtaki çalışmalarına imzasını atarken, yazarlık yolunda adım adım hazırlanma, ilerleme ve ciddi/anlamlı sonuçlar elde edinme kazanımlarını elde etmek için Yazar Nalan

Güven ile P Kitap katkılarıyla Yazarlık Atölyesi’de BADER Eğitim Merkezi’nde sizleri bekliyor olacak. Yine bu yıl ilklerin yaşandığı BADER, Güldeste TSM Korosu ile büyük bir aileye dönüştü ve sezona hızlı bir giriş yaptı. Bahçeşehir’de sanatseverleri biraraya getiren koro Şubat ayında gerçekleştireceği konserin çalışmalarına başladı. BADER Yönetim Kurulu Üyesi Genel Koordinatör İsmail Acar ve BADER Eğitim Koordinatörü Şengül Alpaslan’ın

organizatörlüğünde Şef Atakan Konakçı’nın yönetiminde çalışmalarını sürdüren BADER Güldeste TSM Korosu, bölge halkıyla biraya gelecekleri günü sabırsızlıkla bekliyor. BADER Güldeste TSM Korosu Yönetmen ve Şefi Atakan Konakçı’yı daha yakından tanımak istedik; Konakçı, Haliç Üniversitesi Türk Müziği Konservatuarı eğitimini birincilikle bitirmiştir. Öğrencilik döneminde başta Alaeddin Yavaşça, Yücel Paşmakçı, Çetin Körükçü, Göksel Baktagir, Erol Deran ve Şehnaz Rizeli gibi hocalardan usul, makam, repertuar, enstrüman dersleri almıştır. Konservatuar yıllarından sonra Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sanat Yönetimi

Master yapmıştır. “Create Successful Jazz Music Festivals in Turkey” adlı bir tezi bulunmaktadır. Eş zamanlı olarak Yıldız Teknik Üniversitesi’nden pedagojik formasyon eğitimi almıştır. Sahne çalışmalarına Ebru Gündeş’in vokalistliğini yaparak başlayan Atakan Konakçı, 10 yıllık bu deneyiminin yanında sahnede başta Emel Sayın olmak üzere çeşit sanatçılara vokal yaparak deneyimlerini arttırmıştır. Halen sahne çalışmalarını solist olarak sürdüren Konakçı, ayrıca çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde yer almıştır. Bahçeşehir İstanbul Akademi Koleji’nde müzik öğretmeni olarak görevine devam etmektedir. Bahçeşehir Orkestrası Kuruluyor 7’den 70’e herkese açık olacak olacağı belirtilen “Bahçeşehir Gelişim Akademisi Orkestrası” ile Halk Müziği, Batı Müziği, Klasik Müzik ve Türk Sanat Müziği enstrümanlarının bir arada yer alacağı çok farklı bir yeniliğe imza atılması hedefleniyor. Türkiye’de belki de ilk olacak bu oluşumda BADER Eğitim Merkezi sizleri de aralarında görmek istiyorlar. Eğitimler ve katılım için daha detaylı bilgiye (0 212) 669 61 61 numaralı telefondan ulaşabilir, facebook/bahcesehirlilerdernegi sosyal medya hesaplarından çalışmaları takip edebilirsiniz.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


24

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bahçeşehir facianın eşiğinden döndü Bahçeşehir’in Türkiye’ye örnek ilk çağdaş pazar yeri olan PAZARTÜRK, sebebi bilinmeyen bir nedenden dolayı çıkan yangında tekstil bölümü ve giriş noktası ile küle döndü. Ancak hiç kimsenin üzerinde durmadığı asıl atlatılan facia, Pazartürk’ün hemen altından geçen Nato Boru hattı!

Y

Bahçeşehir’de bölge halkına uzun yıllar hizmet veren Pazartürk sebebi şuan için bilinmeyen bir nedenle küle döndü. Başakşehir Belediyesi yaklaşık 5 ay öncesine kadar hizmet veren Pazartürk’ü, ulaşım ve trafik karmaşası yarattığı gerekçesiyle Bahçeşehir’de farklı bir noktaya taşımış, ancak bu yer değişikliği yeni pazar alanı ziyaretçilerince pekte hoş karşılanmamıştı. Bölge halkı yeni pazar alanın soğuk betonarme yapısını eleştirdikleri bir dönemde eski olarak anılan Pazartürk yandı. Ancak Bahçeşehir ve Esenkentliler aslında büyük bir facianın da eşiğinden döndüler. Pazartürk’ün tam orta noktasında çıkan yangının başlangıç noktası, Nato Boru hattının geçtiği alan. Pazartürk’ün tam karşısında Esenkent’te yaşayan ve yangının ilk çıkış anlarını gördüklerini belirten vatandaşların ortak kanaati “ pazarın çatı kısmında biranda ve önce bir noktada alevler gördükleri, sonrasında benzin dökülmüşçesine alevlerin arttığı” yönündeydi. Yine görgü tanıklarının açıklamalarına göre itfaiyenin ilk müdahale anında uygulanan söndürme çalışmalarında geç kaldığı yönünde aktarımları da oldu. Pazar alanın çatı kaplamasının

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

petrol türevli poliüratandan yapılmış olması da esen rüzgarla yangının hızla yayılmasına neden oldu. Yangın yerinde bilgi almak istediğimiz Başakşehir Belediyesi Zabıta yetkilileri ve İtfaiye çalışanları yangının çıkış sebebine dair hiçbir açıklama yapmazken, yangının çıkış nedenine dair İstanbul İtfaiye Müdürlüğünde hazırlanacak bir raporla bilgi aktarılacağı belirtildi. Bahçeşehirliler Derneği’nden (BADER) açıklama Bahçeşehirliler için çok hassas bir noktada çıkan yangın sonrası Bahçeşehirliler Derneği Başkanı Uğur Barış Karabulut’ta olay yerindeydi. Konu hakkında bilgi aldığımız Karabulut şunları söyledi. “ Bugün burada sonu çok daha kötü olabilecek bir faciadan dönülmüştür. Pazartürk’ün ve Bahçeşehir’in altından geçen bir Nato Boru hattı var. Öncelikle tüm komşularımıza geçmiş olsun diyorum. Bahçeşehir kuruluş yıllarında mülkiyeti Mesa -Nurol’da olan pazar alanı sonraki yıllarda bedelsiz olarak Bahçeşehir Belediyesi’ne devredildi. Ancak bir şartla, bu alanın her koşulda “Pazar Alanı” olarak halkın yararına kullanımı amacıyla. Hatta devir esnasında bu ifade sözde kalmayıp resmi evraklarda da şerh edildi. Ancak 2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına Gölet, Pazartürk ve çevresine dair plan tadilatı girişiminde bulunulmuş, Bahçeşehirliler Derneği (BADER) girişimi ile bu ilk planlar durdurulmuş ancak 2.kez plan tadilatı gerçekleştirilerek bölgenin konuta dönüştürülmesi talebi yenilenmişti. BADER’in o yıllarda açtığı davalar halen sürmekte, ret olan davalarda bir kısmı üst mahkemede.

Son DAKİKA! Dergimiz baskıya gireceği gün Bahçeşehir bir kez daha karalara büründü. Pazartürk aynı ay içerisinde 2.kez yandı. 15 yıl boyunca bölge halkına hizmet veren ve yüzlerce esnafa ekmek kapısı olan pazaryeri onca yıl hiçbir olumsuzlukla karşılaşmamışken aynı ay içerisinde 2.kez yanması, kamuoyunda bölgenin imara açılması ve konuta dönüşmesi yönündeki söylentileri doğrular nitelikteydi. 5 ay öncesine kadar bölge yaşayanlarına hizmet veren Pazartürk yeni yerine taşındıktan sonra kontrolsüz ve denetimsiz bırakıldı. Bahçeşehir 2.Mahalle Muhtarlığı da ne tesadüf ki yeni yerine taşındıktan sonra yangınlar gerçekleşti. Muhtarlık Bahçeşehir Semt Polikliniğinin karşısına taşınmıştı. Aldığımız bilgiye göre eski pazar alanın kalan kiracılıkları İlyas Usta, Balıkçı Kenan ve Bahçeşehir Botanik işletmeleri ile Başakşehir Belediyesi sözleşmelerini sonlandırmayı hedefliyor. Kameralar çalışmıyor ve mevcut alan bilinçli bir izbeliğe yelken açıyor. Hedef ve amaçların Bahçeşehir’de yeni bir rant kapısı olduğu aşikar Pazartürk’ün imara açılacağı günü bekliyor demek çokta hayalperestlik olmasa gerek!


25

İstanbul’un Kurtuluşu Bahçeşehir’de unutulmadı

İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 93.yılında Bahçeşehir ADD ve Bahçeşehirliler Derneği (BADER) başkan ve yönetim kurulu üyeleri Bahçeşehir tören alanında Atatürk anıtına çelenk koydular. Saygı duruşunun ardından ADD Bahçeşehir Başkanı Abdullah Kaya günün anlam ve önemini belirten bir konuşma gerçekleştirdi. İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak 13 Kasım 1918’de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul’a girdi. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 tarihinde resmi işgale dönüştü. Türk Ordusu’nun İzmir’e girmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu İtilaf Devletleri kontrolündeki tarafsız bölgeye doğru ilerlemeye başladı. Bunun üzerine Müttefik kuvvetlerde bulunan Fransız ve İtalyan birlikleri derhal geri çekildi. Çanakkale’de bulunan İngiliz birlikleri General Harrington’un emriyle savunma pozisyonu aldı. İngiltere, Ankara Hükûmeti ile anlaşma yolları aramaya başladı. Ankara Hükûmeti İstanbul ve Çanakkale boğazlarının denetimini istedi. İngiltere başbakanı Lloyd George bu istekleri reddetti. Birliklere savaş pozisyonu alması emrini verdi. Fakat Harrington ateş açılmaması emrini verdi. Türk birlikleri, İngiliz direnişi ile karşılaşmadan tarafsız bölgeye girerek Çanakkale Boğazı’na doğru ilerlemeye başladı. Türklerle savaşılmasını istemeyen Winston Churchill’in başını çektiği bir grup bakan istifa etti. Diğer taraftan İzmir’in Kurtuluşu’ndan sonra Damat Ferit Paşa 21 Eylül 1922’de ülkeden kaçtı. Mudanya Mütarekesi gereği Trakya topraklarının teslimi yapılırken Türkiye’yi temsil edecek kişi olarak Mustafa Kemal Paşa’nın isteği ile Refet Paşa; İstanbul komutanı olarak da Milli Müdafaa Umumi Katibi Selahattin Adil Paşa görevlendirildi. Refet Paşa, 19 Ekim tarihinde TBMM Muhafız Grubu’ndan 100 kişilik bir kuvvetle Gülnihal vapuru ile Mudanya’dan ayrılıp İstanbul’a geldi. Ardından “İstanbul Komutanı” sıfatıyla Selahattin Adil Paşa, 81. Alay ile İstanbul’a geldi. Refet Paşa ve Selahattin Adil Paşa’nın İstanbul’a gelmesine rağmen işgal sonlanmadı. Çünkü mütarekeye göre işgal kuvvetleri barış antlaşması imzalanmasından hemen sonra İstanbul’u boşaltacaktı. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması’ndan sonra, 23 Ağustos 1923’ten itibaren İtilaf kuvvetleri İstanbul’dan ayrılmaya başladı. Son İtilaf birliği ise 4 Ekim 1923 günü Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk bayrağını selamlayarak şehri terk etti. 6 Ekim 1923’te ise Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul’a girdi ve işgal resmen sonlandı. İşgal 4 yıl 10 ay 23 gün sürdü. Her yılın 6 Ekim’i böylece İstanbul’un kurtuluş günü olarak belirlendi ve kutlanmaya başlandı.

Mahmutbey gişelerine yılda en az 150 milyon dolar bırakılıyor İSTANBUL’da oturan, İstanbul’da çalışan her gün kullanmak zorunda olduğu tek yolda trafik çilesi çeken ve üstüne bir de para ödemek zorunda olan kim diye sorsanız... TEM otoyolunun Kınalı-Mahmutbey hattını kullanmak zorunda olan yüz binlerce İstanbullu “Biziz” diye haykırır. Üçüncü köprünün de açılmasıyla Mahmutbey tüm köprü yollarının kesiştiği bir kavşak haline geldi. Edirne istikametine giden-gelen binlerce aracın yanı sıra Mahmutbey (TEM) bugün milyonlarca insanın yaşadığı Avcılar-Silivri-Bahçeşehir-Beylikdüzü-Büyükçekmece-Sinanoba-Başakşehir-Hadımköy-Kıraç-Esenyurt gibi yerleşim bölgeleri için tek alternatif durumunda. Birçok ilçe veya semte ulaşmak için alternatif düzgün bir yol olmamasına rağmen onbinlerce İstanbullu TEM otoyolunun Avrupa geçişi için her gün gidiş-geliş en az 5 TL ödemek zorunda. Üstelik bunu yıllardır hepi topu uzunluğu 8 km olan bir yol için bile ödemek zorundalar. SERBEST GEÇİŞ SİSTEMİ Sadece Mahmutbey değil TEM otoyoluna çıkan Esenyurt, Avcılar, Ispartakule, Hadımköy, Bahçeşehir gişelerinde her sabah çile çeken İstanbullular için kritik açıklama önceki gün Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’dan geldi. CNN Türk’te Hakan Çelik’in sunduğu ‘Hafta Sonu’ programına konuk olan Bakan Arslan İstanbullu sürücülerin kâbusu haline gelen ve son dönemde büyük tartışma konusu olan Mahmutbey gişeleri hakkında açıklamalar yaptı. Arslan özetle şunları söyledi: “Mahmutbey adeta İstanbul’un dışında bir yerken şimdi kavşak haline geldi. Karayolu tabiriyle şişe başı konumu var. Trafik geliyor ve toplanıyor. Biz İzmir–Seferihisar’da serbest geçiş dediğimiz, araçların direkt takip edildiği, araçların duraksamadığı bir sistem kurduk. Mahmutbey gişeleri için de süreci başlattık. 2 ay içinde Mahmutbey gişelerini serbest geçiş haline getireceğiz.” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, tam bir trafik kaosunun yaşandığı Mahmutbey gişelerinin ücretsiz olamayacağını belirterek, “Mesafe uzun. Yeni yatırımları yapabilmeniz için ücretli geçiş gerekli. Ama Mahmutbey’de trafiği yüzde 30 rahatlatacak serbest geçiş sistemine geçeceğiz” dedi.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


26

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bahçeşehir

CUMHURİYET Bayramı’nda tek ses olmaya hazırlanıyor Bahçeşehir Sivil Toplum Kuruluşları her sene olduğu gibi bu sene de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını mutlulukla, coşkuya kutlamaya hazırlanıyor. Bahçeşehirliler Derneği (BADER) daveti ile bir araya gelen Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), ROTARY Kulübü, Boğazköylüler Derneği (BODER) ve Esenkent Kent Yönetimi başkan ve temsilcileri Cumhuriyetimizin 93.yılında tek ses olmak adına, tüm bölge yaşayanlarını bu anlamlı günde ev ve işyerlerini Türk bayraklarıyla donatmaya, birlik olmaya davet ediyor. BADER’den anlamlı gece Bahçeşehirliler Derneği 27 Ekim akşamı BADER Güldeste TSM Korosu’nun gönüllü katkılarıyla hazırlayacakları Atatürk’ün sevdiği Türk Sanat Müziği eserlerinin yer alacağı bir gecede Cumhuriyet Sevdalılarıyla biraraya gelecekler. Bahçeşehir Güner Restoran’da düzenlenecek gecede derneğin bağışlarla toplayacağı tablolar, ev aksesuarları ve daha birçok eşya açık arttırmayla satılacak. Gecede elde edilen gelirin Mehmetçik Vakfı Şehit Aileleri fonuna aktarılacağı öğrenildi. Vatan toprağımızın savunmasında şehit düşen, gazi kalan ailelerimize destek olmak için sizlerde, mehmetcik.org.tr web adresinden sms ve banka havalesi yöntemiyle bağışta bulunabilirsiniz. Cumhuriyet Bayramı Çelenk Töreni ve Fener Alayı Yürüyüşü Dergimiz baskı aşamasında 28 Ekim’de Bahçeşehir tören alanında gerçekleşecek resmi çelenk koyma tören saati netleşmediğinden bu bilgiye www.yelpazeistanbul.com adresimizden daha sonraki günlerde ulaşabilirsiniz. Bahçeşehir STK’ların katkılarıyla 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Fener Alayı Yürüyüşü Bahçeşehir Testili Kızlar KC Çarşısı önünden saat 19:30’da başlayacak.

Cumhuriyet Nedir?

Vatan toprağımızın savunmasında şehit düşen, gazi kalan ailelerimize destek olmak için sizlerde, mehmetcik.org.tr web adresinden sms ve banka havalesi yöntemiyle bağışta bulunabilirsiniz.

Cumhuriyet bir yönetim biçimidir, devleti yöneten kişilerin halkın katılımıyla yapılan seçimle görevinin başına gelmesidir. Türkiye’de 1923 yılından bu yana Cumhuriyet rejim sistemi uygulanmaktadır. Seçim dönemlerinde sandık başına giderek oy kullanmamız ve yöneticilerimizi seçmemiz bu sistemin bir parçasıdır. Bu sistemde seçilenler halka karşı sorumludur ve Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de belirttiği üzere “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir”.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


27

BADER’den Aşure Etkinliği Daveti Bahçeşehirliler Derneği (BADER) her yıl olduğu gibi bu yılda aşure etkinliği ile Bahçeşehir, Ispartakule, Esenkent ve Boğazköy’den komşularıyla biraraya gelmeyi hedefliyor. Bahçeşehir Gölet Gönüllülerinin de katkılarıyla gerçekleşecek olan etkinlik, 16 Ekim Pazar saat 14:00’da Bahçeşehir Testili Kızlar KC Önünde olacak. Aşara, Aşure, Aşura, Koliva, Anuş, Abur… Söylenişleri farklı belki ama tüm kutsal dinlerin tatlısıdır aşure… Malzemelerine bakınca, imkansız, bir araya gelmez diyeceğiniz cinstendir her biri. Ancak aynı tencerede kaynamaya başladıklarında daha önce baskın olan tatlarını bir yana bırakıp, ortak lezzet için el ele veriyor her biri. Tıpkı; 40 nimetli aşure gibi… Arapların Aşara’sı, Türkler’in Aşuresi, Ortadokslar’ın Koliva’sı, Rum ve Ermeniler’in Anuş Abur’u… Nasıl söylendiğinin önemi yok aslında. Farklı din, mezhep ve milletten insanların ortak lezzeti aşurenin, Bahçeşehir’de tüm konutları biraraya getirmek için güzel bir etkinlik olduğunu düşünüyoruz.

EMLAKCHI'dan gayrimenkul pazarlamada yeni hizmet açılımları Bölgemizde1997’de Ardıçlı Evler ile başlayan gayrimenkul sektöründeki uzun yıllar süren başarı hikayesini 2002 yılında kurduğu EMLAKCHI Proje pazarlama ve satış markasıyla taçlandıran Bilge Özdemir, hız kesmeden çalışmalarına devam ediyor. Emlakchı Kurucu Ortağı ve Başkanı Bilge Özdemir’in bölgemizde “outsourcinga”danışmanlığına, proje yönetimine, pazarlama ve satışına imza attığı projelerden bazıları olan ; Denizİstanbul, Yeşil Yaka, Göl Mahal, Batı Mahal, Toskana Vadisi Faz-3, Park Village, , Banu Evleri, Park City, Ardıçlıevler ve Ardıçlı Gölevleri’ projelerinden tanıyoruz. Yeni çalışma döneminde EMLAKCHI; Sunduğu hizmetlerine projelere özel “ Denetim ve Temsil” faaliyetlerini katarak çeşitlendiriyor... Bilge ÖZDEMİR; Denetim ve Temsil hizmetlerini, sadece bir danışmanlık değil; firma adına projelerin verimliliğini artırmaya yönelik proje içi bir denetim ve temsil hizmeti olarak özetlemekte ve kurum faaliyetlerine “ farklı bir göz ve yorum “ getirdiklerini belirtmektedir. Kurum ve projelere; sonuçların “ verimlilik “, “ maliyet kontrolü “ ve artan “ yurt içi ve yurt dışı satış “ olarak yansıtacağını belirten ÖZDEMİR; hizmet modeli için iddialıyız diyor.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


28

‘’Birlikte ayaktayız, bölünürsek düşeriz.” HİLAL ERBAKAN

Mimar

Fresco’nun hayallerini içeren Venüs Projesi’ni başlangıç yaparak faaliyete geçen bir hareket, 15 Mart 2009’da tüm dünyada ses getirmeye başlayan Zeit Geist Hareketi ‘nden bahsedeceğim bu sayıda. Zeitgeist The Movie adlı belgesel ile başlayan ve Zeitgeist Addendum ile devam eden bir süreç Zeit Geist Hareketi.

B

u dünyada var olan tüm kaynakların yine bu dünyada yaşayan tüm canlıların ortak sahibi olduğunu savunarak harekete geçen bu hareket, tüm dünyada daha çok para kazanmak uğruna oluşturulan her türlü kuruma ve sisteme karşı duruşu içeriyor ... Savaşların gerçek yüzünden, dünya para politikasının sadece büyük bankaların ve dünya dev şirketlerinin cebini daha çok doldurmaya yönelik her türlü uygulamaları ve oluşturulan sistemleri su yüzüne çıkararak paraya dayalı sisteme karşı durmaya çağırıyor tüm insanları... Bugün içinde bulunduğumuz sistem; bizi tüketmeye, hızlı ve gereksiz tüketim sonucu oluşan gereksiz borçlanmalarla da daha çok köleleştirmeye çalışıyor. Borç üzerine kurulu bu sistem tüm insanların borçlu oluşu ile ayakta kalıyor. Bu gün itibari ile tüm borçları silmeye kalksak bu sistemin ayakta duramayacağı bir gerçek. Çünkü tüm dünyanın toplam para rezervi borç olarak kayıtlara geçen borç tutarını ödemek için yeterli bile değil. Çok kısa bir hikaye dolandı bir ara internette, tam da bu para politikasının gerçek yüzünü çok net açığa vuran bu basit hikaye şöyle; Mevsim yaz, aylardan Ağustos ayı ... Riviera kıyısında küçük bir kasaba/ yaz sezonu/ ancak yağmur yağıyor, yani kasaba bomboş. Herkesin borcu var ve kredi ile yaşıyorlar. Şans eseri bir otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 $ bırakıp odaya bakmaya çıkıyor. Otel sahibi parayı hemen alıp et marketine olan borcunu ödüyor. Market sahibi 100 $ ‘ı kaparak. hemen toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor. Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp kriz nedeniyle kredili hizmet veren son defa birlikte olduğu fahişeye götürüyor. Fahişe parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu ödüyor. Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100 $ parasını alarak kasabayı terk ediyor. Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor, ancak Tüm kasaba borçlarından kurtuluyor ve geleceğe ümitle bakıyor !

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

İŞTE EKONOMİNİN NE KADAR BASİT BİR BİLİM DALI OLDUĞUNU ŞİMDİ ANLADINIZ MI? Diye not var altında... Gerçekten her şey bu kadar basit aslında... Ama biraz önce bahsettiğim gibi para merkezli sistem ekonomiyi çok karmaşık bir şekle sokarak anlamayı zorlaştırmakta ve belli grupların çıkarları uğruna tüm dünyaya hükmetme hırslarını artırmaktadır. Yani; Şu inkar edilemez ki, yüksek pozisyonlardaki İşletme ve Finans kurumlarının başındaki adamlar dünyamızı yönetir ve bu kurumlar toplumun en güçlü yöneticileridir. Devlet kuruluşu ise, arka arkaya kurumların ve bankaların güçleri ve etkisi altındadır. Yaşamın kanı paradır ve bu da gerçekten toplumla alakası olmayan bir illüzyondur. Üstelik de toplumu köleleştirmeye yönelik bir manipülasyon ve bölme amacına araç olarak kullanılır. Bu da sosyal organizasyonda seçkinlerin iradesini, suç işlemeleri, savaşı ve toplumsal ayrımcılığı garantileyerek kaçınılmaz kılar. Günümüzde geçerli olan ekonomik sistem, zaten gittikçe ivme kazanan küresel işsizlik oranı ve şimdiye dek görülmüş en büyük ölçüdeki istikrarsızlık nedeni ile kopma noktasında. Ve çevresel yıkım anlamında da geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmiş durumdayız. Artık,farkına varmalıyız ki; • Ozon tabakamızdaki deliği nasıl onaracağımızı bilmiyoruz. • Akarsudaki somon balığını nasıl geri getireceğimizi bilmiyoruz. • Soyları tükenen hayvanları nasıl geri getireceğimizi bilmiyoruz. • Ve şimdi çöl olan yerlerdeki ormanı geri getiremeyiz. Eğer nasıl düzelteceğimizi bilmiyorsak, artık bozmayı bırakmamız gerekmiyor mu? Bilimin ve teknolojinin, toplumsal tasarım ve karar verme için insancıl bir şekilde uygulanması ile çevremizi müthiş derecede dengeli, örgütlü, insancıl verimli ve herşeyden önemlisi sürdürülebilir bir şeye dönüştürmek için gerekli araçlara sahip olabiliriz. Tüm dünyada

bu fikre inanan insanlar çoğaldıkça neden bu hayal gerçek olmasın? Bir saniyeliğine, paranın satın alamayacağı en iyi şeyi, yani... • Milyonlarca insanın özgürce eriştiği, engellenmeyen teknolojileri ve eşitliğin, sonuçta çok daha önemli olduğu bir toplum hayal edin. • Miadını doldurmuş bölünme yöntemini bir kenara bırakıp qünlük işlerin geçmişte kaldığı... Bunları düşündükçe, Benim yüzüm tekrar umuda çevriliyor. • Ulus, din, ırk, derimizin rengi farketmeksizin. Şimdi birlik olma zamanı diyor mantığım... Teknolojiyi, hayatlarımıza yardım edecek şekilde kullanma zamanı. Sonunda büyüyüp, ana benzerliklerimize odaklanma ve küçük farklılıklarımızdan dolayı kavgayı bırakma zamanı... Kazanç yapmak yerine, birbirimize yardım etme zamanı. Çünkü yapılacak en doğru şey bu. Bir ulus olarak değil. Kazancımızı paylaşalım diye değil. İnsan olduğumuz için. Tüm Farklılıklarımızın üzerinde bir şey olan Ortak Geleceğimiz için. Umarım size de bir pencere açar bu hareket ve içerdiği her şey... En azından özlemlenesi bu yaşam şekli sizin de hayalleriniz arasına girmiş olur .. Buradan da uluslar arası iş birliğine katılmaya ulaşır hatta inanıyorum ki; “Birlikte ayaktayız, bölünürsek düşeriz.” *Jacque Fresco, kendi kendini eğitmiş bir endüstriyel tasarımcı, toplum mühendisi, mucit, yazar, konferansçı, fütürist ve Venüs Projesi’nin yaratıcısıdır. Biyomedikal buluşlardan entegre sosyal sistemlere kadar geniş alanı kapsayan konularda gerek mucit gerekse tasarımcı ve geliştirici olarak çalıştı. 1916 doğumlu olan Fresco, 1929’daki Büyük Buhran sonrasında insanların çoğu için maksimum fayda sağlayacağına inandığı bir sistem geliştirmeye koyuldu: Venüs Projesi.


29

Özel günleriniz hiç bu kadar “ÖZEL” olmamıştı...

Garden&Cıty tüm kutlama ve anma günlerinizde Bahçeşehir ve Boğazköy’de sunduğu 2 farklı villa konsepti ile unutulmaz anlarınızı paylaşıyor. İster bizlerin önerdiği, ister sizlerle birlikte belirleyeceğimiz, süsleme, etkinlik programları ve menülerle çok özel anlarınıza ev sahipliği yapıyoruz. Doğum Günleri, Evlilik Yıl Dönümleri, Kına, Nişan Merasimleri ve hatta hatta Kadınlara Özel Toplantılar, Kalabalık Aile Yemekleri için size özel adresiniz... Ayrıca her iki mekanımız bahçeli olup gün içerisinde kafe hizmeti de sunmaktadır...

Bahçeşehir Adresi Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir

Boğazköy Adresi Anadolu Caddesi, Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi, 34488 Boğazköy

T:(0212) 607 26 27 • 0532 352 97 10 Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


30

HAKKINIZ VAR

Trafik Kazası Sonucu Araçta Oluşan Değer Kaybı

AV. Fuat Ekİn

Avukat / fuat@ekin.av.tr

Ana haber bültenlerinin değişmez konusu olan ve özellikle bayram tatillerinde gündemden düşmeyen trafik kazaları ülkemizin kronik sorunlarından biridir.

T

rafik kazalarında kusur ve tazminat esasları, Karayolları Trafik Kanunu’ nun 81. Maddesi ve devamı; Türk Borçlar Kanunu’ nun 49. Maddesi ve devamı maddeleri ile düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’ nun “ Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri “ ni düzenleyen 49. Maddesi “ Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. “ şeklinde düzenlenmiştir. Devamında 50. Maddesi “ Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. “ şeklinde düzenlenerek, kusuru ispat yükünü iddia edene yüklemektedir. Trafik kazaları neticesinde meydana gelen zarar, çoğunlukla trafik sigortaları tarafından karşılanmaktadır. Trafik kazalarında maddi tazminat içeriğinde hasar ya da araç bedelinin tazmini, tedavi giderle-

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

rinin tazmini, kazanç kaybının tazmini ve manevi tazminat çoğunlukla bilinen ve talep ya da davaya konu olan başlıklardır. Ne var ki çoğunlukla sigorta teminatı ya da klozları arasında bulunmayan ve mağdurlar tarafından da pek bilinmeyen önemli bir maddi tazminat kalemi de trafik kazası sonucu araçta meydana gelen değer kaybının tazminidir.

deki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, değer kaybına ( arasındaki farka ) davalının kusuru oranında hükmedilmektedir.

Kaza sonucu meydana gelen değer kaybının tazmini talebinde yine genel esaslara göre değer kaybından sorumluluk, T.B.K.’ nun 51. Maddesi “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler “ uyarınca kusur oranında belirlenmektedir.

Bu dava asgari bir dava değeri belirtilerek Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 107. Maddesi uyarınca açılarak, dava sonunda dava değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği durumda talebi yükseltmek mümkündür. Ayrıca dava değeri ve davalı tarafın durumu dikkate alınarak, araç kaydı üzerine dava sonuna kadar satışa ve başkaca hak tesisine engel olacak mahiyette de ihtiyati tedbir konulması talep edilebilir.

Bu durumda mahkeme tarafından, aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihin-


31

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


32

YAŞAM

Masum, sevgi ve merhamet dolu anılarımızdan dev bir yıldız daha kaydı...

Türk Sinemasının Efsane Aktörü

Tarık Akan’ı Kaybettik... Türk sinemasının efsanevi aktörü Tarık Akan 66 yaşında uzunca bir süredir direndiği kansere yenik düştü. Usta aktörü son yolculuğuna binlerce seveni gözyaşlarıyla uğurladı. Sanatçı için Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda tören düzenlendi. Akan’ın cenazesi, aynı gün Teşvikiye Camisi’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Bakırköy Zuhurat Baba Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bahçeşehirliler Derneği’den bir grupta büyük ustayı son yolculuğunda binlerce seveni ile birlikte yalnız bırakmadılar.

okudu, ardından Gazetecilik Yüksek Okulu’na girdi ve mezun oldu. Asıl adı Tahsin Tarık Üregil’dir.

Anılarımızın başrol oyuncusu Tarık Akan’ı sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz. Mekanı cennet olsun.

1970 yılında Ses Dergisi’nin açtığı Sinema Artist Yarışması’nı kazanarak 1971’de sinemaya geçti ve Tarık Akan adını aldı. 1971 yılında ilk sinema filmi ile oyunculuk kariyeri başladı.

Anılarımızda derin izler bırakan büyük sanatçımızı daha yakından tanıyalım... 13 Aralık 1949 yılında İstanbul’da bir abla ve bir ağabeyden sonra üçüncü çocuk olarak doğdu. Orta ve liseyi Bakırköy’de bitirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi, Makine Yüksek Mühendisliği’nde

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Akan oyunculuk hayatına 1970 yılında SES dergisinin yarışmasıyla adım attı. Sinemaya geçmeden önce Bakırköy plajlarında cankurtaranlık, sokaklarında ise işportacılık yaptı.

1972 yılında oynadığı film Suçlu ile 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı. 1973 yılında Yeşilçam’ın en iyi duygusal filmlerinden birisi olarak bilinen


33

“Canım Kardeşim”de Halit Akçatepe ile başrolleri paylaştı.

En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde aday olmuştur.

1974 yılında Ertem Eğilmez’in yönettiği Rıfat Ilgaz’ın aynı adlı eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı(1975) adlı filmde Damat Ferit adlı karakteri canlandırdı.

1985 yılında Berlin Uluslararası Film Festivali’nde “Pansiyon” filmi ile Gümüş Ayı Mansiyon Ödülü’nü aldı.

1977 yılında başrollerini Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile paylaştığı “Sürü” kariyerinin dönüm noktalarından biridir. 1978 yılında Cüneyt Arkın ile beraber başrol oynadığı “Maden” adlı film ile artık her türlü filmde oynayabileceğini kanıtladı. 12 Eylül’deki askeri darbenin ardından Almanya’da yaptığı bir konuşma nedeniyle Türkiye’ye döndüğünde tutuklandı. 12 yıl hapis talebiyle yargılandı. 2,5 ay hücre hapsi cezası aldı. 1982 yılında Şerif Gören ve Yılmaz Güney’in yönettiği “Yol” filmi ile çok büyük başarı elde etmiş ve dünyaya adını duyurmuştur. Film 1982 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü alan tek film olmuştur ve Akan,

1990 yılında başrolünü oynadığı “Karartma Geceleri” adlı film Yeşilçam’ın klasikleri arasında yer alır.

vakıf başkanlığını devraldı ve 2005 yılında Nesin Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yaptı. 1991’den beri Bakırköy Taş Mektep’in İlkokulu’nun ortaklarından biriydi. Yeşilçam’ın “politik yakışıklısı” olarak bilinen Tarık Akan, 3 çocuk babasıydı.

Tarık Akan, Altın Portakal Film Festivali adlı ödül yarışmasında yedi ödül alan tek erkek oyuncudur. 1973 – 2002 yılları arasında 12 ödüle layık görüldü. Oyunculuk hayatına 111 sinema filmi, 4 televizyon filmi sığdırdı... Sanatçı, hapishanede geçirdiği günleri ve darbe sürecini 2002 yılında “Anne Kafamda Bit Var” adlı kitabında anlattı. Tarık Akan ayrıca, Aziz Nesin’in vefatından sonra oğlu Ali Esin’in sürdürdüğü

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


34

Bahçeşehirliler Derneği’nden konusunda uzman eğitmenler eşliğinde

“BADER Eğitim Merkezi”

açıldı...

Sınırlı sayıda başvuru ve ön kayıt için hemen arayın;

(0212) 669 61 61

Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Eğitim Merkezi Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 www.bahcesehirliler.org

/bahcesehirlilerdernegi

• Tüm branşlarda katılımcılar yıl sonunda halkın katılımına açık düzenlenecek bir etkinlikte hünerlerini sergileme fırsatı bulacaktır. • Tüm branşlarda eğitim süresini tamamlayan katılımcılara, konusunda birbirinden uzman eğitmenlerimizin imzası ile derneğimizin hazırladığı “Başarı Katılım Belgesi” düzenlenecektir. Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


35

BİLGİSAYAR EĞİTİMİ • Office Programları (Word, Excel, Power Point..) • Grafik Tasarım (Photoshop- Illustrator) • Sosyal Medya Yönetimi

SATRANÇ

GÜZEL SANATLARA HAZIRLIK VE RESİM

KARİKATÜR

8-12 Yaş Karikatür Eğitimi

• Resim (Hobi Amaçlı) • Resim (Desen+ Yağlı Boya Çalışmaları) • Çocuk Resim Grubu • Güzel Sanatlara Hazırlık • Anne-Çocuk & Baba- Çocuk Etkinliği (Workshop)

Başlangıç düzeyinde satranç eğitimi (İleri düzey katılımcılar isterlerse salonumuzu müsabaka amaçlı kullanabilirler.)

EL SANATLARI VE TAKI TASARIM

TİYATRO

• Yetişkinler için takı tasarım • Çocuklar için el becerileri ve tasarım • Oyuncak yapımı

Yetişkin ve Çocuklar İçin (+7 Yaş) Tiyatro (Yıl sonunda eğitmen ve katılımcıların birlikte yazacakları bir senaryo profesyonel bir salonda sahnelenecektir.)

MODA TASARIM

SERAMİK

EBRU

TEZHİP

GELENEKSEL VE MODERN DANSLAR

KORO ÇALIŞMASI

YAZARLIK ATÖLYESI

İÇ MIMARLIK

Yazarlık yolunda adım adım hazırlanma, ilerleme ve ciddi/anlamlı sonuçlar elde edinme kazanımlarını elde etmek için Yazar Nalan Güven ile P Kitap Yazarlık Atölyesi’ne bekliyoruz.

İnsanlara kendi mekanlarını dekore ederken bugüne kadar hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları detayları göz önüne alarak tanımadıkları stillerle ilgili onlara ipuçları verebilecek unsurları tanıtmak.

BAHÇEŞEHIR ORKESTRASI KURULUYOR

• Harmandalı • Sirtaki

• Mekana uygun yerleşim. • Mekanın aldığı ışıkla orantılı olarak istediği renk tonları seçimi. • Stiller • Aksesuarlar • Küçük tüyolar

BADER Türk Sanat Müziği Korosu (Yıl içerisinde bahar aylarında profesyonel bir salonda konser düzenlenecektir.)

7’den 70’e herkese açık olacak olan “Bahçeşehir Gelişim Akademisi Orkestrası” ile Halk Müziği, Batı Müziği, Klasik Müzik ve Türk Sanat Müziği enstrümanlarının bir arada yer alacağı çok farklı bir yeniliğe birlikte imza atmayı hedefliyoruz. Türkiye’de belki de ilk olacak bu oluşumda sizleri de aramızda görmek isteriz.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


36

/Travelogueress

/ travelogueress

/ Travelogueress

Cusco

’da ku cuk

bir me ydan

Bir Güney Amerika Macerası

9. Bölüm Cusco’da Turistik Bir Gün

D

ün akşam 4,5 saatlik yorucu bir tren yolculuğundan sonra Cusco’ya geri geldik ve temiz otelimize yerleştik. Yorgunluktan ne zaman başımızı yastığa koyduk hatırlayamıyorum ama gece ara ara sağanak yağmurun çatıya vurarak çıkardığı seslerden uyandım. Yine de derin bir uyku uyuyabildim. Cusco oldukça serin ama şansımıza bu sabah oldukça güneşliydi. Yeryüzünde bulunduğumuz noktadan dolayı UVA ışınları diğer yerlere nazaran çok daha güçlü, dolayısıyla güneş hemen yakıveriyor cildimizi. Kolomb öncesi yerel tarihin sergilendiği müzeyi gezdik bu sabah. İnka ve Peru’dan geçmiş diğer medeniyetlere ait ilginç ve değişik eserler görmemizi sağladı bu müze sonunda. Sonra güneşli havadan istifade ederek, şehrin farklı meydanlarını gezdik ve buralarda oturduk. Maalesef her üç saniyede bir, bizlere bir şeyler satmaya çalışanlardan dolayı oturduğumuz yerlerden bir şey anlayamadık ama günümüzün seyahat ve turizm kuralları böyle her yerde artık. Zaten Cusco’nun turizmden başka endüstrisi yok, dolayısıyla ekmek parası kazanmak için başka çareleri yok.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Sanırım Asya’dan sonra hiç yerliler gibi görünmediğim yer Peru. Hemen yabancı olduğum anlaşılıyor. Halbuki diğer yerlerde böyle bir durumla pek karşılaşmamıştım. Şehrin ana meydanını Noel yürüyüşü için hazırlıyorlardı bugün. Yarın bütün günümüz gökyüzünde, Arjantin’e seyahatle geçecek. Buenos Aires’e gece varacağız. Keşke daha erken varıp, şehirde daha fazla vakit geçirebilseydik.

Müze

deki

avrusu Lama y

eserle

rden


37

10. Bölüm ağlar

Dünyanın Sonu

r ve D Steple

Yer: El Calafate, Patagonya

Pat

ago

nya

’da

Bul

utla

r

Çalakalem: • Fark ettim ki dünyanın her yerinde İspanyolca konuşulan ülkelerde, İspanyolca konuşurken aksanınız nasıl olursa olsun ve ne kadar hata yaparsanız yapın umursamıyorlar ve sizi anlıyorlar. Bir nevi Londra gibi. A.B.D.’de Amerikan aksanıyla konuşmuyorsanız, söylediğinizi birkaç kere tekrar etmenizi isterler genelde. • Bugün Noel sabahı olduğundan, Buenos Aires terk edilmiş, bomboş bırakılmış bir şehir gibiydi.

P

aul Theroux bir kitabında gezginin en tembel ve en egoist, heyecan ve yeniliklerin öylece dururken karşısına çıkmasını bekleyen, olayların gezerken oluvermesini uman yaşayan olduğunu yazmıştı. Bugün eşimle yaşadıklarımız bu söyleme örnek oldu. Güneşli ve sıcacık Buenos Aires’i buzullar ve göller bölgesi Patagonya’ya gitmek üzere terk ettik. Ancak uçuşumuzda bir değişiklik oldu. Uçağımız direk bizim durağımız olan El Calafate’ye gitmek yerine, 4 saatlik olaylı bir uçuştan sonra ilk olarak Ushuaia’ya indi. Bulutlar o kadar kalındı ki, uzun süren iniş benim için tam bir kâbus oldu. Ushuaia’ya indikten sonra bir baktık ki Galler’deki gibi bitki örtüsüyle kaplı alanlar, dağlar ve suyla çevriliyiz. Tam olarak nerede olduğumuzu bilmediğimiz için hemen haritaya baktık. Meğersem El Fin Del Mundo (Dünya’nın Sonu) denilen, Arjantin’in en güney noktası, Amerika kıtasının güney Atlantik Okyanusu (Antarktika Denizi) ötesinde Antarktika kıtasına bakan son kara parçasındaymışız. El Calafate’yi çoktan geçip gitmişiz bile. Zaten bu sabahki uzun uçuş boyunca birçok ülkeden geçmiş gibiyiz. Dünya’nın sonunda hava çok soğuktu ve yağmurluydu. Ama kar yoktu. Hemen bulunduğumuz yerin resimlerini çekmek istedik ancak uçaktan inmemiz ve uçak içinden

bile fotoğraf makinesi kullanmamız yasaktı. Sonra uçağımız gerisin geri Buenos Aires’e gitmek üzere yola çıktı ve şiddetli rüzgardan etkilenerek hareketli bir inişten sonra El Calafate’de bizi bıraktı. Kendimizi bir anda Mars’ta bulmuş gibiydik. Havaalanından şehre doğru meşhur Route 40 üzerinde giderken, ne başka bir araba, ne de başka bir insan gördük. Sarı ve kurak dağlarla çevriliydik. Bir süre sonra Lago Argentino’nun muhteşem mavisini ve ötesinde dağ tepelerinde karları görebildik. Sonra El Calafate’ye vardık. Semalarında şahinlerin uçuştuğu bu şehirde kendimizi İsviçre’de şalelerle bezenmiş bir kar merkezinde mi, Amerika’da Vermont’ta mı bulduk bilemedik. İnanılmaz sevimli ve güzel bir yer burası. Dünyanın bu kadar uzak bir noktasında olmasa, burada emekli hayatı geçirmeyi düşünebilirdim.

Kasab

a me rkezi

Sierra Nevada isimli otelin 109 numaralı dağ ve göl manzaralı odasına yerleştik. Çok ferah, rahat ve güzel. Gökyüzü ve bulutların oluşumları daha önce ömrümde hiç görmediğim güzellikte. Saat şu an 21:30 ve güneş hala batmadı. Çok aydınlık. Güney yarımkürede, oldukça güney bir noktada beyaz birkaç gece geçireceğiz anlaşılan. Kenya ve Mısır’dan sonra en çok etkilendiğim ve beğendiğim yeryüzü parçası kesinlikle Güney Amerika!

ı

Kasab o c r u El T

Siz de seyahat anılarınızı paylaşmak ve özellikle yazılarınızda gezilerinizde gözlemlediğiniz çocuk, hayvan, kadın, yaşlı hakları, çevre ve yaşam sorunlarını dile getirmekle ilgileniyorsanız, uluslararası alanda uyguladığımız GET HEARD (Sesini Duyur) Projesi’ne katılmanızı öneririz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilir ya da contact@travelogueress.com ‘a yazabilirsiniz. Gezi yazılarımın tümü yeni web sayfam www.travelogueress.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


38

EĞİTİM

Zekiyseniz Sebebi Anneniz! Bilim Zeka Geninin Anneden Geçtiğini Açıkladı İyi bir üniversiteyi kazandıysanız, kolay öğrenen biriyseniz ve notlarınız iyiyse, genel olarak kendinizi zeki biri olarak görüyorsanız, telefonu elinize alın ve annenize teşekkür edin.

Psychology Spot’ın yayımladığı bir çalışma zeka geninin anne ve babadan değil sadece anneden geçtiğini ortaya çıkardı. Elite Daily’de karşımıza çıkan bu araştırma, annenin IQ seviyesinin en büyük etken olduğunu öne sürüyor. Hemen zamanda yolculuk yapıyoruz ve biyoloji derslerine geri dönüyoruz.

Herhalde kadınların iki X kromozomu, erkeklerinse X ve Y kromozomları olduğunu hatırlıyorsunuzdur. Zeka geni işte o X kromozomunda taşınıyor, yani beyin gücünüzü annenizden almış olma ihtimaliniz iki kat daha fazla!

Tabii bu mekanizma çift yönlü çalışıyor. Yani, sadece babadan geçtiğinde etkinleşen genler de var.

Zeka geni babanızdan geçse bile etkisiz hale geldiğini açıklıyor araştırma. Neden mi? Çünkü, rapora göre, genler geldikleri yere dayanarak farklı hareket ediyorlar.

Bunlar size saçma mı geldi? Tartışmayı destekleyecek daha fazla kanıt var. 1994 yılında, Tıbbi Araştırma Konseyi Sosyal ve Kamu Sağlık Bilimleri Birimi anneler üzerine bir araştırma yaptı ve 1422 yaşları arasında 12.686 genç yetişkini; çoğunlukla eğitim, IQ, ırk ve sınıf odaklı inceledi. İlginç bir şekilde, zekanın en büyük belirleyicisi annelerinin IQ seviyesi oldu. Tabii ki bir insanın ne kadar zeki olabileceğini belirleyen tek şey genler değil, ancak bu faktörü de yok sayamayız. Diyeceğimiz o ki, eğer zeki bir çocuk isteyen bir kadınsanız, Boğaziçi mezunu birine ihtiyacınız yok. İş sizde bitiyor.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


39

Başbakan Yıldırım:

Okul öncesi eğitim zorunlu hale gelecek

KEŞFEDİLECEK

YENİ BİR DÜNYA! SEVGİ, PAYLAŞIM, SICAKLIK…

Anaokulumuzda temel amacımız çocuklarımızın zihinsel, duygusal, sosyal, fiziksel gelişimini destekleyen programlar yardımıyla ön yeterlilik kazandırarak ilköğretime hazırlamaktır. ‘En iyi öğrenme; yaparak, yaşayarak öğrenmedir’ diyor ve Gems Eğitim Programı ve Değerler Eğitimi ile en üst seviyedeki eğitimimizi çocuklarımıza sunuyoruz.

Başbakan Binali Yıldırım, 2019’a kadar ikili öğretime son verileceğini belirterek, okul öncesi eğitimin de zorunlu hale geleceğini açıkladı. 2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı’nı (OVP) açıklayan Başbakan Binali Yıldırım, “2019’a kadar ikili öğretime son vereceğiz, tekli eğitime geçeceğiz. Öğrenciler yarım gün yerine tam gün okuyacaklar. Ayrıca öğrencilere 5. yıldan itibaren yabancı dil eğitimi zorunlu olacak. Okul öncesi eğitim de zorunlu hale gelecek” dedi. Bakan Yılmaz: Öğretmen açığı bulunmuyor Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise, AK Parti Grup Toplantısı’na katılmak üzere Meclis’e geldiğinde gazetecilerin eğitimde tam gün düzenlemesiyle ilgili kendine sorulan soruya, “Ne dedik? 2019’a kadar ikili eğitimi kaldıracağız, aşama aşama. Şu anda bile birçok ilde yavaş yavaş kaldırıldığını görüyoruz. İnşallah iyi bir çalışmayla 2019’a kadar ikili eğitim kalkacak, tekli eğitime geçeceğiz” yanıtını verdi. Yılmaz, gazetecilerin sorusu üzerine herhangi bir öğretmen açığının bulunmadığını belirterek, “30 bin öğretmen sisteme dahil oldu. Dolayısıyla bir öğretmen açığını iddia edebilmek doğru değil” dedi. Kaynak: Hürriyet

Okulumuzda uyguladığımız programlar, çocukların kendilerini ifade etmelerine, bağımsız hareket etme becerisi kazanmalarına ve aktif öğrenme ortamı sağlayarak bilgi, yaşantı ve beceri edinmelerine olanak tanıyacak şekilde Uzm. kadro yöneticimiz Doç. D.r Esin DİBEK ve UZM. Klinik Psikolog Derya ŞENEL tarafından düzenlenmiştir. ATATÜRK İlke ve İnkilaplarına bağlı; Ahlaki, Kültürel, Millet, Vatan, Bayrak sevgisine bağlı eğitim anlayışımızla IQ KİDS ANAOKULU olarak sizlerleyiz…

PROGRAMLARIMIZ • GEMS EĞİTİM PROGRAMI • MONTESSORİ • DEĞERLER EĞİTİMİ • SENSORY TİME

• AKIL OYUNLARI • İNGİLİZCE • AİLE DANIŞMANLIĞI • ÖĞRENCİ KOÇLUĞU

BRANŞLARIMIZ DANS: LEVENT KÖKSAL (TÜRKİYE DANS SPORLARI FEDERASYONU BAŞKANI) YARATICI DRAMA: NEYLAN ÖZGÜLE (OYUNCU VE MÜZİSYEN) JİMNASTİK: EKREM SOYLU (UZM. FİZYOTERAPİST) MÜZİK VE ORFF: HAMLE ÖZÇARIKÇI (MÜZİSYEN) SATRANÇ: CEBRAİL AKKEL (PSİKOLOG)

BAHÇEŞEHİR 1. KISIM DALGIÇKUŞU CAD. DEFNE: 5 VİLLA: 4 BAHÇEŞEHİR / İSTANBUL

TELEFON 0212 05 61 Yelpaze İstanbul /608 10 Ekim 2016


40

EĞİTİM

Sürekli Mutluluk Mümkün mü? Mutluyum, mutlusun, mutlu... Mutluyuz, mutlusunuz, mutlular... Kendimizi bildik bileli sürekli bir mutluluk dayatmasıyla karşı karşıyayız. Mutlu olmanın yolları, pozitif düşünce, hayata mutlu bakmak gibi mutluluk teknikleri anlatılagelir ezelden beridir. Uzmanlara göre insanı mutluluğa boğmayı amaçlayan kişisel gelişim teknikleri hayatın akışına aykırı.

K

ayıtsız şartsız sürekli bir mutluluk halinin mümkün olmadığını belirten Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, ‘kişisel gelişim mutluluğu’ olarak nitelendirdiği mutluluk arayışının depresyon sebebi olduğunu söylüyor. Psikolog Mehmet Başkak, gerçek manada mutlu bir insan olmak için yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında şu bilgileri verdi: İnsanları Er Ya da Geç Depresyona Sürükler “Bir kişisel gelişim saçmalığıdır kayıtsız şartsız ve sürekli bir mutluluk hali... Seminerlerde, kitaplarda hep bir mutluluktan bahsedilir, felsefe de bununla uğraşır aslında din de... Ortak bir meseledir insan mutluluğu. Üç beş kuruşla katılabileceğimiz bir iki günlük çalışmalarla son yıllarda oldukça ucuzladı mutluluk seminerleri... Özellikle kişisel gelişim çevrelerinde kişiyi hasta eden, insanları er ya da geç depresyona sürükleyen bir mutluluktan bahsediliyor aslında. 8-10 kişilik bir kalabalık bulan her adem oğlu bir havari edasıyla insanları mutluluğa çağırıyor, paylaşımlar buna göre yapılıyor, çalışmalar bunu vaad ediyor. Soyut Mutluluk Beklentisi Bir seminer ortamında, iki saatlik bir konferansta; belirli bir grupta, belirli bir algı zemininde sözde ‘kişisel gelişim’ telkinlerine maruz kalan ve konuya çok vakıf olmayan insanlar, anlatılanları, benzer içerikteki üç beş kitapla besleyince tanımsız, soyut bir mutluluk beklentisine sahip oluyor. Birkaç seminer ve kitapla kendini, evrene mesaj ve talimat veren bir güçte görebiliyor insanlar. Öğrendiği birkaç “olumlama” ile istediği her şeyi evrene havale edip, “evren” denen ve aslında üstü kapalı tanrı muamelesi yapılan yapının her istediğini gerçekleştirip kendisini mutlu kılacağını sanıyor ya da her şeyi yaptırabileceğine göre farkında olmadan kendini evrenin efendisi sanıyor. Kendine hayrı dokunmayan sözde tanrılar er geç depresyonun da mutsuzluğun da dibine düşüyor. Bir başkası istediği dakika meleklerle ve/veya

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

insanın her dediğini yerine getirecek bir takım ışık varlıkları, ilahi ışığın şifa elçisi gurular, enerji varlıkları, mesela bilmem kaç sene önce ölmüş birinin enerjisi/ruhu vs ile konuşup her konuyu onlara havale edeceğini onların aracılığıyla her istediğini elde edip, mutluluğu yakalayacağını zannediyor. Bir süre sonra mutluluk beklentisinin boşa çıkmasıyla kendisini yeni arayışlarda, yeni şifa yöntemlerinde, yeni havariler peşinde ya da ilaç kuyruklarında buluyor. Sonu ise derin bir umutsuzluk... Beklentilerin, emeklerin, zamanın, uğraşıların boşa çıkması ile yaşanan derin bir umutsuzluk. İnsanlara İmkansız Bir Mutluluğu Anlatıyor Kendisine başvuran vakalardan ve toplumda yaptığı gözlemlerden kişisel gelişimcilerin mutsuzluğa sürüklediği insan sayısının her geçen gün arttığını söyleyen Psikolog Başkak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aldıkları eğitimleri ya algılayamamış, yanlış anlamış ya da mutluluk, gelişim gibi kavramları zihninde tam oturtamamış ya da olmayacağını deneyimlediği halde bu işi geçim kaynağına dönüştürmüş bir kısım kişisel gelişim anlatıcıları

maalesef insanlara imkansız bir mutluğu anlatıyor, sahte bir mutluluk vaadi satıyor. Kişisel gelişim pazarında insanlara hiç sorunsuz, sonsuz bir mutluluk beklentisi satılıyor. İnsanların kafasında dünyada her ne olursa olsun hep gülümseyen bir gülümseyen yüz hayali telkin ediliyor. Sürekli bir lay lay lom havası ile harika bir yaşama ulaşacaklarını ve bunun hep devam edeceğini düşünüyor kişisel gelişim pazarının müşterileri. Mükemmel bir yaşam, hiç sorunsuz bir hayat, bolluk bereket, servet... Kısa sürede mükemmel insan olma, her istediğine kavuşma, üç günde mükemmel insan olma, beş günde Mevlana, üç saate melek, iki günde ışık, üç haftada guru olma... Kişisel Gelişimin Vaizleri Bu tür yalanlar inananı mutluluğa değil, derin bir mutsuzluğa ve umutsuzluğa sürükler. Anlatılan bu mutluluk aslında insanların zihnindeki cennet algısıdır: Herkes her istediğini bu dünyada elde edebilir, bu dünyada hiç sorunsuz, saf gülümsemeden ibaret bir hayat yaşayabilir. Kişisel gelişimin vaizleri modern dünyanın bunalımını


41 yaşayan, arayıştaki insanlara dünyevi bir cennet vadediyor ve bunu satıyor. Şık kıyafetler içindeki kişisel gelişim vaizleri, modern salonlarda, insanların inançlarındaki, zihinlerindeki soyut cennet algısını bu dünyada vaad ediyor. Yok Öyle Bir Dünya, Ayaklarınız Yere Bassın Oysa insanız insan. Hırs, ihanet, açgözlülük, zalimlik, yalnızlık, hastalık, ölüm, ayrılık acı... Sağımızda solumuzda, içimizde dışımızda her yerde... Kahkahalarımızla gözyaşlarımız arasında düşüp kalkacağız hep... Doğumla sevinip, ölümle ağlayacağız hep... Aldatılıp, incinip, üzülüp, hayal kırıklıkları yaşayacağız. İflas edip fakirleşeceğiz, sağlığımızı kaybedeceğiz, gençliğimizi yitireceğiz. Hastalanıp acı çekeceğiz. Kahkahalarımızla gözyaşlarımız arasında düşüp kalkacağız hep... Doğumla sevinip, ölümle ağlayacağız hep... İnsanız İnsan... Yok öyle bir dünya cenneti... Hiçbir zaman da olmayacak o sahte sonsuz mutluluk safsatası. Ayaklarımızı yere basmalı ve asfaltı, metroyu, işe gitmek zorunda oluşumuzu, çocukların sorumluluğunu, savaşları, haksızlıkları, gayret eden ter döken insanları, günlük yaşamın inişlerini çıkışlarını, bazen gülüp, bazen ağladığımız bu hayatın içinde olduğumuzu fark etmemiz gerekiyor. Onuru için hayatını feda edenleri, hiç tanımadığı insanlar için kendini feda edenleri... Bazen yasta bazen düğünde olduğumuzu.... Acı ile haz arasındaki daha bir çok yaşantının ömrümüzde hep var olacağını mıh gibi çakmalıyız aklımıza. Gerçek Mutluluğun Yolu Adına ömür ya da hayat dediğimiz bütün bu hengamede zayıflıklarımızın ve güçlü yanlarımızın farkında olup kendimizi olduğu gibi kabul etmekten geçiyor. Sınırlarımızın olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Hiç sorunsuz, hastalıksız, zorluğun hiç olmadığı bir yaşam bu dünya yok, bunu anlamamız gerekiyor. Mutluluğun yolu, bu dünyada hiç sorunsuz, dertsiz, tassız, saf gülümseyen bir hayatın bu dünya da mümkün olmadığını kabul etmekten geçiyor. En sıkıntılı zamanlarda bile, kurtulabileceğine dair içinde bir duygunun geçmesidir mutluluk. Savaşların, ölümlerin, zalimliğin, yoksulluğun orta yerinde haksızlıklar karşısında direnebilecek bir anlayışa sahip olmaktır mutluluk. Yolunda gitmeyen her şey karşısında sabredecek sebeplere sahip olmaktır mutluluk. En zor zamanlarda bile, bizleri hayata bağlayacak noktaları fark etmek, daha iyi olmak için mücadele edecek gücüne sahip olduğumuzu hissetmektir mutluluk. Mutluluk salak gibi sonsuza kadar sürekli gülmek değildir, sıkıntılı zamanların aşılabileceğine inanmak ve gayret edecek gücü fark etmektir mutluluk. Koşullarını iyileştirebilecek gücün kendinde mevcut olduğunu bilmektir. Umuda tutunmaktır, sabretmektir, yorulmaktır. Bazen gülümsemek, bazen ağlamaktır mutluluk.

KAYITLAR

DEVAM EDİYOR

Güzel Sanatlar Fakültelerine Hazırlık Programı

Haftaiçi ve Haftasonu programlarımız vardır.

Hobi Grubu

Seviyenize göre desen dersleriyle başlar ve sonrasında tüm teknikler anlatılır.

Stencil Atölyesi

Anne/Çocuk- Baba Çocuk katılabileceğiniz saatlik atölye çalışmasıdır

Çocuk Grubu

Yıl sonunda çocuğunuz kendi yazıp çizdiği bir kitabı oluyor.

Her yıl tüm gruplarımızın katıldığı Atölye sergimiz düzenlenir. Kayıt yaptıran kursiyerlerimize kayıt için getirdiği başka bir kursiyer olduğu takdirde özel indirim uygulaması yapılacaktır. Ahmet Taner Kışlalı Bulv. Funda 06 B: 27 Blok Bahçeşehir/İstanbul Gsm: 0506 912 45 40 E-Mail: mutlu.dolek@gmail.com

w w w. m u t l u d o l e k . c o m Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


42

EĞİTİM

Beynimiz

İşgal

Altında!

Beyinde görülmeyen tahribatlara yol açan stres, özellikle beynin hafıza ve öğrenme bölgelerindeki hücreleri öldürüyor!

G

ünümüzde hatta çağımızda çeşitli ve ciddi hastalıkların oluşmasına sebep olan stres, aynı zamanda tedavi sürelerinin uzamasında, kişinin kendini ruhsal olarak yorgun hissetmesinde ve sosyal ilişkilerin gerilmesinde önemli rol oynuyor. Vücut, tehlike hissettiğinde kan şekerini yükseltir ve bazı hormonlar salgılayarak kendini tehlikelere karşı savunmak için hazır hale getirir. Bu tehlikenin fiziksel olması şart değildir, kişinin hayal ettiği, var olmayan tehlikeler de aynı kimyasal reaksiyonlara neden olabilir. REEM Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz’un verdiği bilgilere göre, stres beynin olumlu düşünce döngüsünü bozar ve sorunları çözme yeteneğini zayıflatarak beyin hücrelerini azaltır.

Stres Beyin Hücrelerini Öldürüyor Stres aşırı ve uzun süreli yaşandığında, beynin özellikle hafıza ve öğrenme bölgelerini olumsuz yönde etkileyerek buradaki aktif hücre sayısının azalmasıyla birlikte beyinde görülmeyen tahribatlara yol açabilir. Beyin strese maruz kaldığında vücut enerjiyi ve konsantrasyonu artırmak için adrenalin salgılar. Bir kaç dakika içinde adrenalin beyni terk eder. Stres uzun süreli olursa adrenalinden daha etkili olan steroid hormonlar (kortizol gibi) salgılanmaya başlar. Bu hormonların

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

beyni terk etme süresi adrenalinden daha uzundur ve bu dönemde kişinin bilişsel kabiliyeti azalır ve olaylara normal tepki verme yeteneğinde zayıflama görülür. Kronik stres bu hormon dengesinin bozulmasına ve normalden daha fazla sayıda beyin hücresi ölümüne neden olur. Bunun sonucu olarak kişide kavrama sorunları ve hafıza zayıflığı görülür. Yani uzun süreli, yüksek oranda strese maruz kalan kişilerin beyinlerinde küçülme görülür. Bunun sonucunda da bilişsel yetenek zayıflar ve olaylar karşısında verilen tepkiler normalin dışına çıkarak sertleşir. Stresin beyinde yarattığı bu olumsuz etkiler kalıcı değildir, stres düzeyinin azaltılmasıyla birlikte beyin normal hacmine ve bilişsel yetenek ise stres öncesi döneme geri döner.

Anlama ve İfade Etme Yeteneğini Elimizden Alıyor Kronik stres beyinde bulunan ve sinirler arası iletişimi sağlayan nörotransmitterlerin sayısını azaltarak kişinin anlama ve kendini ifade etme yeteneğini olumsuz şekilde etkiler. Sinirler arası iletişim yavaşladığında konsantrasyon yavaşlar ve kısa süreli hafızada zayıflama görülür. Stresin sürekli hale gelmesi ya da beyin ön bölge duyarlılıklarının belli bir düzeyin üstünde olmasıyla sürekli işler hale gelen allostaz mekanizması, kronik hastalıkların temel nedenini oluşturur. Hangi hastalığın ortaya çıkacağını ise genetik faktörler belirler.

Beyindeki Kimsayal Dengeler Neden Bozulur? • Depresyon • Uyku bozuklukları • Konsantrasyon bozuklukları • Dalgınlık • Karar verme yeteneğinde azalma • Obsesif davranışlar sergileme • Aşırı endişe ve suçluluk duygusu hissetme

Stresin Vücudumuzda Yarattığı Kimyasal Reaksiyonlar Stres anında salgılanan adrenalin ve hormonlar kişinin fiziksel ve ruhsal halini olumsuz yönde etkiler. Stresliyken vücudumuz anlık enerji ve dayanıklılık sağlamak için beyne sinyal göndererek tehlikelere karşı duyuları hassaslaştırır, bağışıklık, büyüme ve üreme gibi gereksiz gördüğü tüm fonksiyonları kapatır ve cilt hücrelerine olan kan akışını yavaşlatarak kandaki yağ asidi ve glikoz seviyesini yükseltir. Dr. Mehmet Yavuz, kısa süreli stresin insanlar için faydalı olabileceğini fakat uzun süreli stres altında kalmanın ruhsal ve bedensel rahatsızlıkların sebebi olabileceğini söylüyor. Yavuz, stresi kontrol altında tutabilmenin olumlu düşünce yapısını geliştirdiğinin ve strese bağlı olarak oluşacak ciddi hastalıkların ve sağlık sorunların tetikleyicisi olarak görülmesi gerektiğinin de altını çiziyor.


Bahçeşehir Basketbol İhtisas Spor Kulübü Mektebim Koleji Amerikan Kültür Koleji Bahçeşehir Koleji Spor Salonlarındayız...

6-18 yaş arası

tüm sporcu ve sporcu adaylarını

aramıza bekliyoruz... Bize katılın altyapı liglerinde birlikte mücadele edelim

0532 262 56 17 Erkek Basketbol

0531 556 12 25 Bayan Basketbol

Lisanslı Sporcu olma ve Özel Okullarda Sporcu Bursuyla okuma imkanı sağlayan TEK KULÜP

Karate

Voleybol

Jimnastik

Yüzme

www.bahcesehirbasketbolsporkulubu.com


44

BİTKİSEL İLAÇLARA DİKKAT PROF.DR. OSMAN ERK

osmanerk@yelpazeistanbul.com

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre daha çok internette satılan; “bitkisel”, “doğal” olarak nitelenen; gıda takviyesi, ilaç gibi etiketlenen başta zayıflama ve cinsel gücü arttırıcı ilaçlar her yıl dünya ölçeğinde 1 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olmaktadır.

Y

ne bu örgüt verilerine göre internette satışa sunulan ilaçların en az %50’si sahtedir. Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte daha fit, daha sağlıklı görünmek için bu tür ilaçlara talep artmaktadır. Görsel reklamlar, sahte sözde kullanıcı tavsiyeleri ile süslenen bu kampanyalara inanan insanlar hem paralarını hem de sağlıklarını kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Konuyla ilgili Prof. Dr. Osman Erk’in görüşlerini aldık.

İnternette satılan bitkisel zayıflama ilaçları güvenli midir?

İlaçlar dozunda ve yerinde kullanılmazlar ise zehir gibi etki gösterirler. Bir şeyin zehir olup olmadığını belirleyen dozudur. Örneğin günde her insan ortalama 2 litre su içmelidir. Fakat bir insanın kısa sürede 10 litre su verilirse su zehirlenmesi, beyin ödemi ve kanda sodyum düşüklüğü nedeniyle ölüm ortaya çıkar. Bitkisel ilaçlar eczanelerde satılan ilaçlar gibi güvenli değildir. Bu tür ilaçlar Türkiye’de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın onayı ile üretilmektedir. Standardizasyon belli olmayan, tedaviye yardımcı ve/veya gıda takviyesi olarak kullanılan bu ilaçlar için çok kolay ruhsat alınabilmektedir. Bitkisel ilaçlar masum değildir. Tütün de bitkisel bir üründür ama bilinen en kanserojen maddelerden biridir.

Bitkisel ilaçların kullanılması neden sakıncalıdır?

Daha çok internet ortamında pazarlanan bu ilaçların içeriğinin ne olduğu meçhuldür. Bu tür ilaçlar içlerinde ne olduğu bilinmeyen kimyasal bombalardır. Satılan ürünlerin içeriği belirtilenlerden oldukça farklı olmaktadır. Bu bitkisel ürünlerin nerede ve nasıl yetiştirildiği, yetiştirilme sürecinde ilaçlama yapılıp Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

yapılmadığı, nasıl sulandığı ve daha sonraki aşamaların nasıl gerçekleştiği bilinmemektedir. Bu tür ilaçların içerisinde ekstra başka ürünler yer almakta, ruhsat alınmış olsa bile çok farklı maddeler eklenerek ilaçlar piyasaya sunulmaktadır.

Bu ilaçların içindeki sakıncalı bileşikler nelerdir?

Bu zayıflama ilaçlarının içerisinde daha önce obezite tedavisinde kullanılan fakat yan etkileri nedeniyle yasaklanan sibutramin gibi kimyasallar yüksek dozda yer alabilmektedir. Bu tür etken maddelerin dışında kurşun ve cıva gibi ağır metaller, fenolftalein gibi kanserojen bileşikler, tarım ilacı kalıntıları, mikroorganizmalar, efedrin gibi uyarıcı maddeler, tiroid hormonları, uyuşturucular, keyif verici ve bağımlılık yapıcı diğer bileşikler bu tür ilaçların içerisinde saptanmış olan diğer zararlı unsurlardır. Ayrıca idrar söktürücü ve müshil gibi etkili bileşikler bitkisel zayıflatıcı preparatlarda yer almaktadır. Bu tür ilaçlar vücuttan su ve elektrolit kaybına neden olarak zayıflatıcı etki göstermektedir. Su ve elektrolit kaybı sonucu vücudun metabolizması ve dengesi bozulmakta, hormonal sistem iflas etmektedir. Reçeteli satılan ilaçlarla birlikte bu tür ilaçlar kullanıldığında yan etkiler daha da artmaktadır.

Bu tür bitkisel ilaçlar nasıl denetlenmelidir?

İnternet ortamında yapılan sahte reklamlara asla inanılmamalıdır. Bir bileşiğin ilaç olabilmesi oldukça uzun, zahmetli, pahalı bir süreç sonunda gerçekleşmektedir. Belirli standartların tutturulması, hayvanlar ve insanlar üzerinde faz deneylerinin yapılması ilaç ruhsatlandırılması için en önemli koşullardır. Bitkisel ilaçlar için ise böyle bir zorunluluk yoktur ve çok kolay ruhsat-

landırılma yapılabilmektedir. Reklam ve tanıtımlarla içinde hangi etken maddenin ne kadar olduğu bilinmeyen ürünlerin satışında ciddi bir denetim eksikliği söz konusudur. Bu tür ilaçlara sadece ve sadece Sağlık Bakanlığı’nın ruhsat vermesi ve denetimlerin çok sıkılaştırılması zorunludur. Kerameti kendinden menkul bir takım sahte medya aktörlerinin bu tür ilaçların reklamını yapmaları kesinlikle yasaklanmalıdır.

Bu tür ilaçlar ne tür hasarlara yol açar?

Karaciğer ve böbrek yetersizliği, kalp sorunları, hipertansiyon, kalpte ritm bozuklukları sık rastlanan yan etkilerdir. Ani kalp durması sonucu ölen birçok kişinin varlığı medyada yer almıştır. İçinde sibutramin etken maddesinin fazla miktarlarda yer aldığı kırmızı biber hapı ve bitkisel çaylar nedeniyle hayatını kaybeden birçok insanın varlığı bilinmektedir. Aslında sorun düşünüldüğünden de büyüktür. Olayların büyük bir kısmı medyada yer almamaktadır.

İnsanlar sağlıklı olarak nasıl zayıflayabilirler?

Şişmanlığın ilaçlara ve cerrahi yöntemlere dayanan kısa süreli etkin bir tedavisi yoktur. Sağlıklı bir beslenme programı, spor ve egzersiz zayıflamak için en önemli koşullardır. Hayvansal ürünlerin geri planda olduğu, büyük ölçüde bitkisel bir beslenme programı sağlıklı ve fit olmanın ilk koşuludur. Glisemik indeksi ve glisemik yükü düşük canlı besinler, yeşil yapraklı sebzeler, rengarenk sebze ve meyveler kişiye kilo verdirir. Şekerden, ekmekten, unlu pastane ve fırın ürünlerinden, tatlılardan, hazır gıdalardan uzak durulmalıdır. Bu tür beslenme rejimiyle birlikte spor, egzersiz ve aktif bir yaşam sağlıklı ve fit olmanın temel gereğidir.


45

www.yelpazeistanbul.com ile

Ä°

S

T

A

N

B

U

L

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Ekim 2016


46

GÜZELLİK

İddialı, sivri ve feminen makyajınla fark yarat:

BLACK SMUDGE

Makyajın en yaratıcı, en çarpıcı halini seviyoruz! Sen de konu makyaja geldiğinde sınır tanımayanlardansan, bu hafta içinde seninle paylaşacağımız üç farklı makyaj stilini iyi incele. Hem stilinle fark yaratacaksın, hem de… Daha fazlasını öğrenmek için biraz beklemen gerekecek. Ama şu kadarını söyleyelim, ileride bu makyaj stillerine ihtiyacın olabilir! Sonbahar için heyecanlı bir başlangıç olacağa benziyor, ne dersin? İşte özgün ve çarpıcı makyaj stillerinden ilki: Black Smudge! Elde etmek için yalnızca birkaç tüyoya ihtiyacın var. Gerisi mi? Adımları takip et!

Aydınlat Göz pınarını, kaşlarının altını, elmacık kemiklerinin üzerini ve gözünün bitiş çizgisini aydınlatıcın yardımıyla aydınlat. Ardından fırça yardımı ile uyguladığın aydınlatıcıyı tenine dağıt.

Tanımla Siyah göz kalemini göz kapaklarına ve gözünün alt çizgisine dağınık bir şekilde uygula.

Tasarla Metal tonlarda likit göz farını göz kapaklarına ve gözünüzün alt çizgisine uygulayarak metalik bir görünüm elde et. Ardından ince uçlu bir fırça yardımı ile göz farını dağıtarak çapraz ve dik çizgiler yarat.

Yoğunlaştır Siyah maskaranı zikzak hareketler ile uygulayarak kirpiklerine yoğunluk kazandır.

Şekillendir Kaş kalemin yardımıyla kaşlarındaki boşlukları doldur ve fırça yardımı ile kaşlarını şekillendir.

Renklendir Ünlü Makyaj Artisti ve Eğitmeni Cem Bozkurterdem’in önerisi: “Bu makyajı, bitişteki çizgileri yapmayarak özel bir günde de çok rahat kullanabilirsiniz. Göz kaleminizin dağılmasından şikâyetçi iseniz, kalemi sürüp dağıttıktan sonra uygun bir fırça ile üzerinden toz far geçin.”

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Makyajını tamamlayacak dudak makyajına karar vermek içinse bu yazımıza göz at!

Birbirinden farklı dudak makyajlarıyla tüm bakışları üzerine topla!

Kim rujunu uygulamadan makyajını bitmiş sayar ki! Dudak makyajının önemini biliyoruz. Bu nedenle farklılık sever Makyaj.com okuyucusuna üç birbirinden özgün dudak makyajı önerisi sunuyoruz. Bu arada küçük bir tüyo, sana öyle güzel bir sürpriz hazırladık ki yakında bu dudak makyajlarını öğrendiğin için bize teşekkür edeceksin. Seçimini yapmaya hazır mısın? Combo dudaklar Dudak çevreni aydınlatıcı ile aydınlat. Ardından üst dudağına bordo mat rujunu, alt dudağına ise fuşya mat rujunu uygulayarak sıra dışı kombo dudaklara sahip ol. Ombre dudaklar Dudak çevreni aydınlatıcıyla aydınlat. Dudağının orta bölgesi dışında kalan yerleri Bordo dudak kaleminle renklendir. Ardından dudağının orta bölgesine mat kırmızı rujunu uygulayarak ombre görünümü kazandır. Aydınlık dudaklar Dudaklarını aydınlatıcı yardımıyla aydınlat. Ardından mat bordo rujunu bir fırça yardımı ile dudaklarının iç kısmına doğru uygulayarak renk geçişini yakala. Ünlü Makyaj Artisti ve Eğitmeni Cem Bozkurterdem’in önerisi: “Dudak makyajı yapmadan önce mutlaka dudaklarınızın önceden nemlendirmiş olduğunuzdan emin olun. Aydınlatıcı ile dudağınızın rengini nötrleyin ve etrafına hafif bir aydınlık verin. Bu dudağınızın daha net görünmesini sağlayacaktır. Dudak makyajınızın kalıcı olması için mutlaka rujunuza uygun bir kalemle önce dudaklarınızı doldurun. Rujunuzu uyguladıktan sonra üzerine toz pudra geçip tekrar rujunuzu uygulamakta rujun kalıcılığını arttıracaktır. Ombre ruj uygulamalarında farklı iki rengi seçin, farklı efektler için, göz kalemlerini dudağınızda deneyin.”


47

Yelpaze Emlak & Gayrimenkul sayfaları ile ücretsiz konut alım satım ilanı verebilirsiniz... İlanlarınız Yelpaze Bahçeşehir Dergisi’nde, yelpazeistanbul.com web sitesinde ve Yelpaze Emlak & Gayrimenkul’ün sosyal medya hesaplarında..

Nasıl ilan verebilirim? Metin İlanlar (ÜCRETSİZ) 25 kelimeye kadar alım satıma konu olan mülkünüze dair bilgileri paylaşabilirsiniz.

Örnek 1: Sahibinden Funda Bloklar’da Satılık 3+1 135 m2, tadilatlı, 6.kat daire; 480.000 TL

Görüntülü İlan İlanlarınızı video sunumu eşliğinde 1-2 dk.’lık sunumlar halinde hazırlayabilir ve sosyal medya hesaplarımızda paylaşabiliriz.

Diğer İlanlar ve detaylı bilgi için

Örnek 2:

Emlak ve Gayrimenkullerinizin alım satımları için size özel sayfalar tasarlayabiliriz. Detaylı bilgi için (0212) 669 2339 numaralı telefondan lütfen bilgi alınız.

Emlak Ofisinden Manavgat’larda 2+1 Kiralık 95 m2, kullanışlı, Bahçe Katı Daire 1.350 TL

Ücretsiz duyurularınızı

1 Kutu İlan, 1 görsel (50,00 TL) İlave her kutu ve görsel için 40 TL alım ya da satımınızı güçlendirebilirsiniz. • Kimden: Sahibinden /Emlak Ofisinden • Konut Tipi : Kiralık Apartman Dairesi • Konut Şekli: Daire • Banyo Sayısı: 1 • Kat Sayısı: 4 • Bulunduğu Kat: 3 • Yakıt Tipi: Doğalgaz • Yapı Tipi: Betonarme • Yapının Durumu: İkinci El • Kullanım Durumu : Boş • Aidat: 30 TL • Cephe Seçenekleri: Doğu, Batı • Fiyat: 1.500 TL • Açıklama: Kullanışlı, merkeze yakın...

emlak@yelpazeistanbul.com adresine iletebilirsiniz. facebook/yelpazeemlak instagram/ yelpazeemlak www.yelpazeistanbul.com bahcesehir.web.TV

Hizmetlerimiz Emlak&Gayrimenkul Alım-Satım Mimari Projelendirme- Uygulama Kentsel Dönüşüm Projeleri Kurumsal Kiralama ve Satınalma Ticari Kurulum ve Marka Danışmanlığı Kurumsal Kimlik & Tanıtım Yelpaze Emlak & Gayrimenkul & İnşaat bir Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon, İnşaat, Tur.Mad. Ltd.Şti markasıdır.

Bahçeşehir 1.Kısım mh. Bülbül cd. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İstanbul T: (0 212) 669 23 39 • G: 0533 551 87 17•E: emlak@yelpazeistanbul.com

yelpazeemlak

yelpazeemlak

yelpazeemlak Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


48

GÜZELLİK

Kapatıcı dosyası: Hangi renk hangi kusuru maskeliyor? Uyandığında yüzünde kocaman bir sivilce ya da kızarıklık görmek tabii ki hiç hoş bir durum değil! Ancak neyse ki kapatıcılar sayesinde bu görünüme kolayca engel olabiliyoruz. Özellikle farklı tonlardaki, renk düzenleyici özellikteki kapatıcılar sayesinde yüzümüzde gizlemek istediğimiz her noktayı rahatlıkla kapatabiliyoruz. Peki, hangi renk kapatıcıyı, hangi sorunlu bölgeye uygulamalı?

Eğer cevabı merak ediyorsan seni yazımızın devamına alalım! Yeşil, kırmızı rengini nötrler. Bu nedenle yeşil kapatıcılar yüzündeki akne izlerini, akneleri gizlemek için idealdir. Ayrıca cildinde sıklıkla kızarıklık problemi yaşıyorsan yine yeşil tondaki kapatıcıları uygulayabilirsin. Mor tonda kapatıcılar: Cildinde sarıya dönük bir ton bulunuyorsa, bu görünümü mor renkteki kapatıcılar ile gizleyebilirsin. Özellikle soluk ve sarıya dönük bir ten rengine sahipsen mor kapatıcının sendeki etkisine bayılacaksın! Eğer tüm yüzüne hakim bir sarı tonu varsa mor tondaki primer’ları, belli noktalarda sarı bir görünüm varsa bu noktaların üzerine mor kapatıcı uygulayabilirsin. Pembe tonda kapatıcılar: Somon ya da şeftali tonlarına dönük pembe kapatıcılar göz çevresini aydınlatmak ve cansız görünümü gizlemek için

Yepyeni nail-art tekniği:

Stamping

harika bir tercih! Özellikle koyu tenlerde oluşan koyu halkaları kapatmak için pembe tonlardaki kapatıcıları denemeni öneririz. Sarı tonda kapatıcılar: Morlukları, damar görünümlerini gizlemekte sarı tondaki kapatıcıların üzerine yok! Bu nedenle sarı tonu hemen hemen her kapatıcıda bulunur. Renk eşitsizliği gibi durumlarda da sarı alt tonlu kapatıcıları kullanabilirsin. Turuncu tonda kapatıcılar: Eğer beyaz tenliysen ve kontür tekniğini denemiyorsan, turuncu tondaki kapatıcılardan uzak durmanı öneririz. Bunun dışında koyu tenliler renk eşitsizliğini düzenlemek, koyu halkaları gizlemek için kullanabilirler.

Boş zamanlarımızı değerlendirmenin en güzel yollarından birisi kesinlikle tırnak sanatı uygulamak! ‘’İstesem de bir türlü tırnaklarımda desenler oluşturamıyorum’’ diyorsan bu yepyeni nail art tekniği tam sana göre! Yoksa ‘’stamping’’ diye bir tırnak sanatı trendi duymadın mı? O zaman şimdi öğrenmenin tam zamanı!

na, oje çıkarıcıya, pamuğa, stamping tekniğine özel yuvarlak uçlu alete ve minik desenlere ihtiyacın var. Çeşitli motiflerden oluşan bu desenleri kendi zevkine göre seçebilir ve tekrar tekrar kullanabilirsin. Her kullanımdan sonra oje çıkarıcı ve pamukla üzerini silmen yeterli olur.

Yeni başlayanlar için ‘’stamping’’ Tırnak baskısı da diyebileceğimiz stamping tekniği oldukça kolay bir teknik. Aslında çeşitli minik desenleri tırnaklarının üzerine, ucu yuvarlak bir aletle aktarma işlemi. Diğer işlemlerde gereken dikkat ve titizlik bu teknikte neredeyse yok denecek kadar az! Kısacası sosyal medyada da sık sık gördüğün harika desenli tırnaklara artık kolayca ulaşabilirsin!

• İlk önce tüm tırnaklarına seçtiğin tonda ojeyi uygula. Ardından kurumasını bekle. • Deseni yapacağın oje rengini de seçip desenlerin üzerine uygula. Yuvarlak uçlu alete de bu deseni uygula.

Stamping nasıl yapılır? Stamping tekniğini yapmak için istediğin renkte ojeye, şeffaf tırnak cilası-

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

• Yuvarlak ucu tüm tırnağını kaplayacak şekilde deseni tırnağına uygulayıp kurumasını bekle. Sonrasında tırnağının kenarındaki ojeleri temizleyip, tırnak cilasını uygulayarak işlemi tamamlayabilirsin.


49

www.bahcesehirliler.org

a yakınd e.... tinizd hizme

Bölgemiz sosyal ve kültürel yaşamına katkı sağlayacak aktiviteler, eğitimler, workshoplar ve daha birçok sürprizle çok yakında sizlerle olacağız. “Bahçeşehirlilerin Buluşma Noktası” dernek lokalimizde sizi çaya bekleriz... Sosyal medyada grup sayfamıza üye olarak Bahçeşehir ve çevresi hakkında güncel bilgilere ulaşabilir, aktivitelerimizi yakından takip edebilirsiniz.

bahcesehirlilerdernegi

BahcesehirBADER

bahcesehirlilerdernegibader

BİZİ TAKİP EDİN Adres: Bülbül cad.Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İst Tel: (0212) 669 61 61 bahcesehirlilerdernegi@gmail.com Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


50

KÜLTÜR

?12

Merak Edilen Bazı Sorulara Verilmiş

Neden, Niçin, Nasıl

Neden veya nasıl gibi soruları zaman zaman bir şey ile karşılaştığımızda sorarız ama detaylarını araştırma konusuna gelince genelde bu durumu pas geçeriz. İşte bu tarz sorulara cevaplar veren çeşitli kaynaklardan derlediğimiz bilgiler sizlerle...

Aydınlatıcı Cevap

2. Hasta Olduğumuzda Neden Ateşimiz Yükselir?

1. Neden Akreple Yelkovan Sağa Döner? İlk olarak eski Mısırlılar, Güneş’in her gün düzenli bir hareketle doğup, belirli zamanlarda gökyüzünün aynı noktalarında bulunup, battığını gözlemlediler ve bunun bir günü zaman parçalarına ayırmada kullanılabileceğini keşfettiler. Böylece Güneş’in bu hareketinden yararlanarak ilk güneş saatini yaptılar. Bu saat, meydanlık bir yere yüksek bir taş koymak ve Güneş’in hareketi sırasında, bu taşın gölgesini takip etmekten ibaretti. Mısır, konumu itibari ile kuzey yarım kürede fakat ekvatora da yakın bir ülke olduğundan, Güneş doğduğunda, gölge hemen tam batıda oluşuyor, güneş yükseldikçe gölge kuzeye, yani sağa doğru hareket ederek, Güneş batışında doğu yönüne ulaşıyordu. Yani gölge bugünkü tüm saatlerin akrep ve yelkovanında olduğu gibi soldan sağa doğru dönüyordu. Daha sonraları, pendulumlu, pilli saatlerde de yön değişmedi.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Beyindeki hipotalamus bölgesi vücudun termostatı olarak nitelendirilir ve vücut sıcaklığının düzenlenmesinden sorumludur. Pirojen olarak isimlendirilen biyokimyasal maddeler hipotalamustaki belirli reseptörlere bağlandığında vücut sıcaklığının yükselmesine sebep olur. Bu maddeler vücut dokuları ya da hastalığa sebep olan virüsler ve bakteriler tarafından üretilebilir. Hastalığın ortaya çıktığı bölgeden kan yoluyla hipotalamusa taşınan pirojenler, hipotalamus tarafından tespit edildiğinde vücut sıcaklığı yükselmeye başlar. Ateşlenme vücudun hastalık yapıcı etkenlere karşı savunmasına yardımcı olur. Vücut sıcaklığının yükselmesi, sıcaklık değişimlerine karşı duyarlı olan bu mikroorganizmaların çoğalmasını güçleştirir.

3. Radyo Dalgaları: Radyo Nasıl Çalışır? İletim statik elektrik ile yapılır. Bugün tüm radyolar bilgi iletmek için sinüs dalgaları kullanır. Binlerce radyo dalgası mevcuttur. TV, radyo yayınları, polis vb. Her bir farklı radyo dalgası, farklı bir sinüs dalga frekansı kullanır ve bu şekilde birbirinden ayrılırlar. Radyo alıcı ve vericiden oluşur. Verici bir çeşit mesajı veya bilgiyi alarak bunu bir sinüs dalgasına kodlar ve radyo dalgaları ile iletir. Alıcı radyo dalgasını alır ve aldığı sinüs dalgasındaki mesajı çözer. Bir antene elektrik verip bu elektriği keserseniz radyo dalgası oluşur. Elektriğin gücü kapsama alanını, kesme oranı frekansını oluşturur. Fakat buna bir bilgi yüklemek için ayarlayıcı kullanmalısınız. Ayarlayıcı, bilgiyi sinüs dalgası olarak radyo dalgasının üzerine bindirir, yani elektrik akımını kontrol eder. Bilgi bir çeşit telgraf gibi iletilir. Verici şifreler, alıcı çözer.


51

4. Yangın Söndürücüler Nasıl Çalışır? Karbondioksitli yangın söndürücülerin içinde yüksek basınçta karbondioksit vardır. Normal oda sıcaklığında ve basınçta karbondioksit gaz haldedir. Yüksek basınç altında ise sıvı hale geçer. Basınçlı tüpten çıkışı sırasında aniden hacmi artan ve sıcaklığı düşen karbondioksit hem soğutucu etkiye sahiptir hem de ortamdaki oksijen oranının azalmasına neden olarak yanma tepkimesinin devam etmesini zorlaştırır. En yaygın söndürücüler kuru kimyasal maddelerin kullanıldığı yangın söndürücülerdir. Çok küçük parçacıklardan oluşan kimyasal maddeler içeren bu yangın söndürücülerde azot gazı itici gaz görevi yapar. Toz halindeki kimyasal maddeler yanan bölgeye püskürtüldüğünde, eriyerek yanan yüzeyin üzerini kaplar ve oksijenle temasını keser.

5. Dokunmatik Ekranlar Nasıl Çalışır?

6. Rüzgar Türbinlerinde Neden Genellikle Üç Kanat Bulunur? Kanat sayısının fazla olması ortaya çıkan torkun artmasına neden olur. Ancak ağırlıktaki ve sürtünmedeki artış nedeniyle kanatların dönüş hızı azalır. Tek kanatlı rüzgâr türbinlerinin en verimli türbin tasarımı olduğu düşünülebilir. Ancak tek kanatlı rüzgâr türbinlerinde kanatların dönüş hızının artması nedeniyle denge ve gürültü problemleri ortaya çıkabilir. Rüzgâr türbinlerindeki kanatların genellikle çift yerine tek sayıda olması tercih edilir. Çift sayıda kanadı olan rüzgâr türbinlerinde dönüş esnasında kanatlardan biri en tepe noktadayken, biri en alt konumda bulunur. Bu durumda rüzgâr tepedeki kanada alttaki kanada uyguladığından daha fazla güç uygular. Çünkü kulenin ayağı havanın alttaki kanat etrafındaki hareketini etkiler. Dolayısıyla üç kanatlı rüzgâr türbinleri enerji verimliliği, maliyet, dayanıklılık ve denge yönünden avantajlıdır.

7. Neden İnsanlar Genellikle Tek Ellerini Kullanır? İnsanlardaki tek el kullanma eğiliminin genetik temelini belirlemeye yönelik araştırmalar farklı genlerin bu durumda rolü olduğunu gösteriyor. Bu genlerin vücudumuzdaki organların konumlarının ve şekillerinin simetrik olmamasında da rolü olduğu düşünülüyor. PLOS Genetics dergisinde yayımlanan bir araştırmada özellikle PCSK6 olarak isimlendirilen bir genin vücudun sağ ve sol kısımları arasında görülen asimetrinin ortaya çıkmasında etkili olduğu belirlendi. Araştırmacılar PCSK6’da ve insan vücudunda görülen asimetride etkisi olduğu düşünülen diğer genlerde ortaya çıkan mutasyonların, insanların sağ ve sol ellerinden birini kullanmasının sebebi olduğunu düşünüyor. Ancak tek yumurta ikizlerinin DNA dizilimleri aynı olmasına rağmen her zaman aynı ellerini kullanmamaları bu özelliğin sadece genlerle belirlenmediğini gösteriyor.

Artık herkesin ceplerinde bulunan akıllı telefonların dokunmatik ekranları, çok basit birkaç prensibe dayanarak çalışmaktadır. Elbette ki firmalar, bu prensiplerden yola çıkarak çok daha karmaşık ve hassas sistemler geliştirmeye çalışmakta, bunu yaparken batarya ömrü ve ergonomi gibi faktörleri de en uygun hale getirmeye çalışmaktadırlar. Çoğu dokunmatik ekranda ızgara şeklinde akım taşıyan ve algılamayı sağlayan ince çizgiler vardır. Bunlar ekran yüzeyinin hemen altındadır. Küçük bir voltaj elektrokodlardan elektrostatik yükün geçmesine izin verir. Parmağınız ekrana dokunduğunda o bölgedeki elektrik alanda bir değişim yaratır. Bu voltaj bozunması eksenlerde bir kontrol mekanizması tarafından tespit edilir ve onaylanır.

8. Neden Sıcak Su Soğuk Sudan Önce Donar? 1. olası neden: Daha ılık olan su, soğuk suya göre yüzeyden daha çok ısı kaybeder. Isı kaybı nedeniyle meydana gelen buharlaşma lineer olmadığından dolayı belli bir süre sonra yüzeyden kayıp olan su miktarı ile soğuması için daha az su molekülü kalır. 2. olası neden: Ilık suyun yüzeyi ile tabanı arasında bir sıcaklık değişimi vardır. Bu değişim çok fazla olduğundan dolayı konveksiyon yolu ile ısı kaybetme daha fazla olur. 3. ihtimal ise şudur: Sıcak suda soğuk suya nispeten daha az çözünmüş gaz vardır. Çözün-

müş gazların suyun ısı kaybetmesine engel teşkil edeceği göz önünde bulundurulursa, ılık su daha çabuk ısı kaybedecektir. Son olası neden suyun bulunduğu ortamla alakalıdır. Eğer su çelik kapta tutulursa soğuk su daha çabuk donar. Ancak kapağı açık plastik bir kapta tutulursa, ılık su daha çabuk donar. Ancak bu cevaplar tam olarak bilim dünyasını tatmin edememiş, deneylerde tam olarak çözüm bulunamamış olduğundan hala bu sorunsal üzerinde durulmakta ve çözüm önerilerine ödüller verilmektedir.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


52

KÜLTÜR

10. Kuru Temizleme Nasıl Yapılır?

9. Neden Ayların Günleri 28, 30, 31 Gibi Farklıdır? Romalılar, milattan önce 758 yılında, 10 aylık bir takvim kullanmaktaydılar. Kullanılan ilk Roma takviminde aylar, gündüz ve gecenin eşit sürelerde olduğu Mart ayından başlamaktaydı. Bu 10 aylık takvim geride hesaba katılmamış daha 60 gün bırakıyordu. Yedek olarak bırakılan bu 60 gün sorun yaratınca, Ocak ve Şubat ile iki ay daha eklenerek takvim tamamlandı. Yani yılın ilk ayı Mart, son ayı Şubat oldu. Asırlar sonra Roma İmparatoru Julius Caesar (Sezar), muhtemelen politik sebeplerden takvimde bazı değişiklikler yaptı. On bir ayı 30 ve 31 gün olarak iki şekilde düzenledi, yılın son ayı olan Şubat’a 29 gün verdi, her dört senede bir Şubat’a bir gün ilavesini kabul etti. Ancak sonra Ocak’ı yılın ilk ayı olarak ilan etti ama Şubat ayındaki uygulamala değişmedi. Sezarın ölümünden sonra ismi Temmuz ayına verildi(July). Sonrasında tahta çıkan Augustus kendi şerefine, 6. ay olan Sextilis ayının adını kendi ismi ile değiştirerek, bu aya August adını verdi. Ama Sezar’ın ayı 31 gün, Augustus’un ayı ise 30 gün çekiyordu. Oluşan bu durum sonrası Augustus zaten 29 gün olan Şubat’tan bir gün daha alarak Ağustos’a ekleyiverdi.

Giysilerinizi evde çamaşır makinesinde yıkarken kirleri çözen madde sudur. Kuru temizlemede suyun yerine bir petrol ürünü kullanılır. İnsanlarda ıslaklık, suyla temas anlamında algılandığından bu işleme kuru temizleme denilmektedir. Aslında olay kuru ortamda yapılmamaktadır. Başlangıçta kuru temizlemede çözücü madde olarak gaz veya kerosen kullanılıyordu. Günümüzde ise hemen hemen tüm dünyada ‘perkloroetilen’ veya kısaca ‘perk’ diye tanımlanan bir çözücü kullanılmaktadır. Elbiseler, kuru temizleyicide su yerine bu çözücü ile yıkanır. Çözücü buharlaşmasın, havayı kirletmesin ve tekrar kullanılabilsin diye her seferinde bir yerde toplanır. Bu şekilde temizlenen giysiler, ütülenince yeni gibi dururlar.

11. Sirklerde Kılıcı Nasıl Yutuyorlar? İster inanın, ister inanmayın gösterilerde kılıcı yutanların yaptıkları numara sahte değildir. Gerçekten kılıcı yutarlar. Ana problem gırtlak adalelerini rahatlatmayı öğrenmek, böylece yutkunmaya mani olmaktır. Bu özellik haftalar boyu süren egzersizlerle kazanılabilir. Kılıcın boğazı kesme ihtimali yoktur, çünkü her iki tarafı da keskin değildir, yani kördür. Kılıcın ucu sivri gibi görünür ama midenizin tabanına ulaşamayacak boyda bir kılıç seçerseniz bu da problem yaratmaz. Kılıç ve alev yutmanın büyük ustalarından Dan Mannix, bu konuda 1951 yılında bir kitap bile yazmıştır. Mannix bu işi başarabilmek için haftalar boyunca, günde en az bir saat, kesme ihtimali olmayan bir kılıç ile çalıştığını söylüyor.

12. Bağırarak Bir Bardak Nasıl Kırılabilir? Yapılabilir ve teorik olarak mümkündür. Rezonansını tutturabilirseniz sadece bardak değil başka birçok şeyi kırabilirsiniz. Peki öyleyse, nedir bu rezonans? Salıncakta bir çocuğu salladığınızı düşünün. Salıncak size gelirken, tam en üst noktaya ulaşmadan salıncağı itmeye kalkışırsanız, onu yavaşlatırsınız. Ancak salıncak size doğru gelirken, itmeyi hep en üst noktada yaparsanız, her seferinde aynı kuvvetle itseniz bile, salıncak gittikçe hızlanacaktır. Örnekte olduğu gibi, her cismin bir kendi tabii frekansı vardır. Cisimlere kendi tabii frekansları ile çakışan bir frekansta her hangi bir kuvvet uygularsanız rezonans denilen kontrolsüz bir ortam oluşabilir. Eğer önünüzde duran bir bardağa, onun tabii frekansına uyan bir frekansta bağırabilirseniz, daha doğrusu bir ses dalgası gönderebilirseniz, bardağın tabii frekansı ile sesin frekansı çakışarak, bardaktaki titreşimi kontrolsüz bir şekilde artırır, bardak rezonansa girer ve sonuçta çatlayabilir veya kırılabilir.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


53

afiş reklam videosu

insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi

kurumsal kimlik

Broşür / Katalog

logo tasarımı

indoor ve outdoor tasarımları

ARAÇ GiYDiRME

e-bülten DERGi iLANI

advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com

facebook/ajansyelpaze

twitter/ajansyelpaze

Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 86 / 10 Ekim 2016 Yelpaze83 İstanbul


54

KÜLTÜR

Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın

Üzerindeki Heykellerin ve İmgelerin

Şaşırtıcı Hikayesi

Cumhuriyet’in yeni gösteri alanı olarak seçilen Taksim Meydanı’na anıt yapılması için dünya çapında bir yarışma düzenlenmiştir.

Cumhuriyet tarihinin en önemli ve en büyük buluşmalarına, kutlamalarına ve protestolarına ev sahipliği yapmış Taksim Meydanı’ndaki Taksim Cumhuriyet Anıtı, her zaman yanından geçtiğimiz fakat üzerindeki imgelerin ve heykellerin ne anlama geldiğini bilmediğimiz bir anıtımız. Peki ne olmuştu da bu anıt yapılmış ve neden bu imgeler kullanılmıştı?

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Heykeltıraşlar yaptıkları maketlerle yarışmaya katılırlar ve yarışmayı Pietro Canonica kazanır.

Aynı zamanda şimdiki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’nde bir yarışma düzenlenir. Birinci olan kişi, tüm masrafları devlet tarafından karşılanmak üzere İtalya’ya Canonica’nın atölyesine anıtın yapımında çalışmak üzere gönderilir. Yarışmayı Sabiha Ziya kazanır.


55

Bu yarışmayı kazanan Sabiha Ziya, 21 yaşında bekar bir kadın olmasından dolayı bazı çevreler tarafından yurtdışına gitmesi istenmese de, milli eğitim bakanı Mustafa Necati desteği ile İtalya’ya gönderilir. Dairesel bir meydanın ortasında yükselen ve bir meydan çeşmesi gibi tasarlanan anıtın iki yüzündeki bronz figürler, geleneksel mimariden esinlenerek oluşturulmuş, kemerli, taş bir kaide içerisinde yer alırlar. 11 metre yüksekliğindeki anıtın kaidesinde pembe Trentino ve yeşil Suza bölgesi mermerleri kullanılmıştır.

Anıtın bir yüzü Kurtuluş Savaşı’nı, diğer yüzü ise Cumhuriyet Türkiye’sini simgeler.

DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK

• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK

• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS

• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK

Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.

1928’de Talimhane Caddesi ve İstiklal CaddesiSıraselviler aksı üzerine yerleştirilen anıtın kuzey yüzünde Mustafa Kemal, askerlerinin önünde görülmekte.

HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR

(0212) 876 63 22

(0535) 206 41 38

Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 Beylikdüzü, İstanbul Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


56

KÜLTÜR

Diğer yüzünde ise sivil giysileri ile Mustafa Kemal Atatürk yanında İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak, askerler ve halkla birlikte betimlenerek genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu canlandırılmaktadır.

İstanbul’a suların bu meydandan taksim yapılması nedeniyle verildiğini öğrenen Canonica, anıtı bir havuz şeklinde tasarlamıştır. Anıtın maketine göre; anıtın iki yanındaki yalaklara akan sular, anıt çevresindeki havuzda toplanacaktır. Ancak anıt bu şekilde yapılamaz.

Çünkü Canonica ile yapılan anlaşmaya göre Canonica’ya 6 taksit şeklinde yapılacak ödemenin son taksiti parasızlık yüzünden heykeltıraşa verilemez

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016

Bu nedenle Cumhuriyet Anıtı tamamlanmamış şekilde yani havuzsuz olarak kalır.


57

Ayrıca Taksim Anıtı’nda, Atatürk’ün arkasında iki Sovyet generali duruyor General Mihail Vasilyeviç Frunze ve Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov. Sovyetlerin o günlerde yaptığı yardımları unutmayan Atatürk, bir jest olarak bu iki generalin heykelinin de anıtta yer almasını istemiştir.

Son olarak, anıtın yan yüzlerinde olan kadın portrelerinin, yarışmayı kazanan maket üzerinde olmadığı, Sabiha hanımın Roma’ya gitmesinden sonra Canonica tarafından bu figürlerin eklendiği söylenir. Kadın portrelerinde biri doğu cephesinde peçeli ve mutsuz, diğeri ise batı cephesinde peçesiz, gökyüzüne bakan ve mutlu bir yüz ifadesine sahiptir. Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


58

SANAT

Türkiye’nin Maddi Kültür Tarihi

‘TEK VE ÇOK’ SALT Galata’da

1955’ten 1995’e Türkiye’de üretim ortamını 80’li yıllarda dolaşımda olan nesneler aracılığıyla inceleyen Tek ve Çok sergisi 6 Eylül’de SALT Galata’da açıldı.

Sergide 1955-95 yılları arasında Türkiye’deki sanayileşme ve buna bağlı olan dönüşüm, 80’li yıllarda halkın kullandığı ürün ve eşyalar üzerinden aktarılıyor. Döneme ait eşyaların özgün kopyalarının kullanıldığı sergide, otomotiv, beyaz eşya, mobilya, oyuncak, kırtasiye, giyim, tekstil, gıda, züccaciye ve temizlik malzemelerinin hikayeleri yer alıyor. Bunun yanı sıra sanat ve moda akımlarının bu ürünleri nasıl etkilediği ve kültür ekonomisini nasıl değiştirdiği de serginin ele aldığı tema kapsamında. Türkiye’deki üretim tarihine başka bir açıdan bakmayı öneren ‘Tek ve Çok’ sergisi, Türkiye’yi şekillendiren maddi kültür tarihi görsel biçimde anlatıyor. Meriç Öner, Dilek Himam, İlhan Ozan, Cem Kaya, Ayşe Coşkun Orlandi, Asya Ece Uzmay, Emirhan Altuner, Merve Dokumacı ve Özüm Yelkencioğlu’nun araştırma ekibinde yer aldığı sergide Bedri Baykam’ın 1987 tarihli ‘This has been done before’ işi de yer alıyor.

‘Tek ve Çok’ sergisi, 6 Eylül-13 Kasım tarihleri arasında SALT Galata’da görülebilir.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016


Nöbetçi Eczaneler 3. Cadde Eczanesi Armağan Eczanesi Bahçeşehir Aydın Eczanesi Bahçeşehir Eczanesi Boğazköy Eczanesi Defne Eczanesi Deniz Eczanesi Derman Eczanesi Dilek Öz Eczanesi Eczane Akbatı Eczane Filiz Elit Eczanesi Elvin Eczanesi Güngör Eczanesi İstanbul Eczanesi Kent Eczanesi Mavi Eczane Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi

608 00 26 669 93 00 608 00 37 669 34 34 607 06 07 669 96 59 672 43 03 605 02 13 669 70 10 397 01 17 672 01 03 672 33 32 669 18 27 672 94 01 672 33 30 596 55 53 669 59 51 669 44 66 608 17 27 669 09 11 669 97 97 607 08 10

Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.

BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25

ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669 HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86

Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86

Bahçeşehir’de 17.yılımda “KİŞİYE ÖZGÜ ÖĞRETİM MODELİYLE” yetiştirdiğim öğrencilerimin başarılarına tanıklık ediyorum... ÖZEL DERS ve GRUP DERSLERİ ile Bahçeşehir’de sizin ve çocuğunuz yanındayım. MATEMATİK

15 yılı aşkın

(İlk ve Orta Öğretim)

Bahçeşehir'de tecrübeli İngilizce Öğretmeninden, uygun ücretli

Grup Dersleri ve Özel Dersler verilir.

İletişim : 0533 310 74 27

İLKÖĞRETİM ETÜT

(Tüm derslerde okul derslerine takviye)

BURSLULUK SINAVLARINA HAZIRLIK ( Tüm özel okulların sınavları)

İletişim: 0532 240 34 16

FRANSA’DA JEAN MOULİN’DA EĞİTİM GÖRMÜŞ,

YTÜ ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ MEZUNUNDAN;

Galatasaray Üniversitesi son sınıf öğrencisinden

İlk, orta, lise seviyesinde

ilk-orta-lise öğrencilerine

FRANSIZCA DERS VERİLİR. İletişim: 0538 480 61 95

Matematik, Geometri, Fen, Fizik ve İngilizce Özel Dersleri Verilir.

ÇOK HESAPLIDIR.

İletişim: 05356591862 - 02126699172


60

76D

146T

BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:00 05:30 05:15 05:50 05:30 06:10 05:45 06:25 06:00 06:40 06:10 06:55 06:20 07:05 06:30 07:15 06:40 07:30 06:50 07:45 07:00 07:55 07:15 08:10 07:30 08:25 07:45 08:40 08:00 08:55 08:15 09:10 08:30 09:25 08:45 09:40 09:00 09:55 09:15 10:10 09:30 10:25 09:45 10:40 10:00 10:55 10:15 11:10 10:30 11:25 10:45 11:40 11:00 11:55 11:15 12:10 11:30 12:25 11:45 12:40 12:00 12:55 12:15 13:10 12:30 13:25 12:45 13:40 13:00 13:55 13:15 14:10 13:30 14:25 13:45 14:40 14:00 14:55 14:15 15:10 14:30 15:25 14:45 15:40 15:00 15:55 15:15 16:10 15:30 16:25 15:45 16:40 16:00 16:55 16:15 17:10 16:30 17:25 16:45 17:40 17:00 17:55 17:15 18:10 17:30 18:25 17:45 18:40 18:00 18:55 18:15 19:10 18:30 19:30 18:45 19:50 19:00 20:10 19:15 20:30 19:30 20:50 19:50 21:10 20:10 21:30 20:30 21:50 20:50 22:10 21:10 21:30 21:55

PAZAR 06:00 06:25 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55

taRLABAŞI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:15 19:45 19:30 20:00 19:45 20:15 20:00 20:30 20:15 20:45 20:30 21:00 20:45 21:15 21:15 21:30 21:30 21:45 21:50 22:00 22:10 22:15 22:30 22:30 22:50 22:50 23:10 23:10 23:30 23:30 23:50 23:50 00:15

PAZAR 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50

Not: Otolar Avcılar Yanyola Girmez, E-5 Yolundan Gider. Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika

BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

YENİKAPI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

E - 58

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR 06:15 06:15 07:00 06:35 06:35 07:30 07:00 07:00 08:00 07:15 07:15 08:30 07:45 07:45 09:00 08:15 08:15 09:30 08:45 08:45 10:00 09:15 09:15 10:30 09:45 09:45 11:00 10:15 10:15 11:30 10:45 10:45 12:00 11:15 11:15 12:30 11:45 11:45 13:00 12:15 12:15 13:30 12:40 12:40 14:00 13:05 13:05 14:30 13:30 13:30 15:00 14:00 14:00 15:30 14:25 14:25 16:00 14:50 14:50 16:30 15:15 15:15 17:00 15:40 15:40 17:30 16:05 16:05 18:00 16:30 16:30 18:30 17:00 17:00 19:00 17:25 17:25 19:30 17:50 17:50 20:00 18:15 18:15 20:35 18:45 18:45 21:10 19:15 19:15 19:45 19:45 20:15 20:15 20:45 20:45 21:15 21:15

PAZAR

06:10 06:10 06:30 05:25 05:25 05:30 06:30 06:30 06:50 05:35 05:35 05:50 06:50 06:50 07:10 05:55 06:00 06:10 07:20 07:10 07:30 06:05 06:10 06:30 07:40 07:35 07:50 06:15 06:20 06:50 07:50 07:50 08:10 06:30 06:30 07:10 08:15 08:10 08:30 06:40 06:40 07:30 08:35 08:30 08:50 06:50 06:55 07:50 08:45 08:50 09:10 07:00 07:10 08:10 08:55 09:05 09:30 07:10 07:25 08:30 09:10 09:20 09:50 07:25 07:40 08:45 09:25 09:35 10:10 07:40 08:00 09:00 09:35 09:50 10:25 08:00 08:20 09:15 09:50 10:05 10:40 08:20 08:40 09:30 10:05 10:25 10:55 08:40 09:00 09:45 10:25 10:40 11:10 09:00 09:25 10:00 10:40 10:55 11:25 09:25 09:45 10:15 10:55 11:20 11:40 09:40 10:05 10:30 11:20 11:40 11:55 09:55 10:25 10:45 11:35 12:00 12:10 10:15 10:45 11:00 11:50 12:20 12:25 10:30 11:00 11:15 12:10 12:40 12:40 10:45 11:15 11:30 12:25 12:55 12:55 11:00 11:30 11:50 12:40 13:10 13:10 12:55 13:25 13:30 11:15 11:45 12:05 13:10 13:40 13:45 11:30 12:00 12:20 13:20 13:55 14:00 11:45 12:15 12:35 13:40 14:10 14:15 12:00 12:30 12:50 13:55 14:25 14:30 12:15 12:50 13:05 14:10 14:40 14:45 12:30 13:15 13:20 14:25 15:00 15:00 12:45 13:35 13:35 14:40 15:20 15:15 13:05 13:50 13:50 15:00 15:40 15:30 13:20 14:10 14:05 15:15 16:00 15:45 13:35 14:25 14:20 15:30 16:20 16:00 13:55 14:40 14:35 15:50 16:40 16:15 14:10 14:55 14:50 16:05 16:55 16:35 14:25 15:10 15:15 16:20 17:20 17:00 14:40 15:30 15:30 16:40 17:35 17:20 14:55 15:45 15:45 16:55 17:50 17:40 17:20 18:05 18:00 15:10 16:00 16:00 17:35 18:20 18:20 15:30 16:15 16:20 17:50 18:35 18:40 15:45 16:30 16:40 18:05 18:55 19:00 16:00 16:50 17:00 18:20 19:10 19:20 16:15 17:05 17:20 18:35 19:30 19:40 16:30 17:20 17:40 18:55 19:50 20:00 16:50 17:40 18:00 19:10 20:10 20:20 17:05 18:00 18:20 19:25 20:30 20:40 17:20 18:20 18:40 19:45 20:45 21:00 17:40 18:40 19:00 20:00 21:00 21:20 17:55 19:00 19:20 20:15 21:20 21:40 18:10 19:20 19:40 20:30 22:00 22:00 18:25 19:40 20:00 20:45 22:20 22:20 18:40 20:00 20:20 21:00 22:40 22:40 19:00 20:20 20:40 21:20 23:00 23:00 19:20 20:40 21:00 21:40 23:20 23:20 19:40 21:00 21:20 22:00 23:45 23:45 20:00 21:20 21:45 22:20 00:10 00:10 20:20 21:40 22:10 22:40 20:40 22:00 23:00 21:00 23:20 23:45 21:20 00:10 21:40 22:00 Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

E - 57 ESENKENT Kalkış

146

BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45

07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45

PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:05 06:30 06:45 07:10 07:35 08:20 09:00 09:40 10:25 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15

06:00 06:15 06:40 06:55 07:20 07:45 08:30 09:10 09:50 10:30 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15

PAZAR 07:00 08:00 08:50 09:40 10:30 11:20 12:10 13:00 13:45 14:30 15:15 16:00 16:45 17:30 18:15 19:00 19:45 20:30

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 08:10 08:45 09:20 09:55 10:30 11:05 11:40 12:20 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10

07:10 07:45 08:20 08:55 09:30 10:05 10:40 11:15 11:50 12:25 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

PAZAR 09:30 10:30 11:20 12:10 13:00 13:50 14:30 15:10 15:50 16:30 17:10 17:50 18:30 19:10 19:50 20:30 21:15 22:00

76E

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika

BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:07 05:14 05:21 05:28 05:34 05:44 05:50 05:56 06:02 06:08 06:14 06:20 06:26 06:32 06:42 06:48 06:54 07:04 07:10 07:16 07:22 07:32 07:38 07:46 08:02 08:10 08:20 08:30 08:45 08:55 09:05 09:15 09:25 09:35 09:45 09:55 10:05 10:15 10:25 10:35 10:45 10:55 11:05 11:15 11:25 11:35 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15

05:10 05:19 05:28 05:37 05:46 05:54 06:02 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30

PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:05 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:35 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45

BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:10 06:20 06:30 06:38 06:46 06:54 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 07:58 08:06 08:14 08:26 08:34 08:42 08:54 09:02 09:10 09:18 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:55 14:05 14:20 14:30 14:45 14:55 15:10 15:20 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 16:55 17:05 17:15 17:25 17:35 17:45 17:55 18:05 18:15 18:24 18:32 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:55 22:10 22:25 22:40 22:55 23:10 23:25 23:40

PAZAR

06:30 06:37 06:44 06:51 07:00 07:15 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:45 11:00 11:10 11:20 11:30 11:45 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:15 14:30 14:40 14:50 15:00 15:15 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:45 17:55 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:35 22:50 23:10 23:30 23:50

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

Yelpaze İstanbul / 10 Ekim 2016 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.

07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:30 22:40 22:55 23:10 23:20 23:30 23:40 23:50 24:00

ESENKENT BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (EKSPRES)

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00

05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00

PAZAR 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:00 16:35 18:00 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00 21:30

TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00

19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00

PAZAR 19:30 20:00 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika

BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

06:00

06:00

07:00

06:50

06:50

07:50

06:30

06:35

08:40

07:30

07:30

09:30

07:10

07:10

09:30

08:00

08:00

10:20

07:45

07:45

10:20

08:50

08:50

11:10

08:30

08:20

11:10

09:40

09:35

12:00

09:00

09:00

12:00

11:10

11:10

12v:50

10:00

10:00

12:50

12:00

12:00

13:40

10:50

10:50

13:40

13:30

13:30

14:30

12:15

12:15

14:30

15:50

15:50

15:20

13:10

13:10

15:20

16:50

16:50

16:10

14:40

14:40

16:10

18:00

18:00

17:00

17:00

17:00

17:00

18:30

18:30

17:50

18:00

18:00

17:50

19:10

19:10

18:40

19:10

19:10

18:40

20:20

20:20

19:30

19:40

19:40

19:30

20:45

20:50

20:20

20:10

20:10

20:20

22:25

22:25

21:10

21:40

21:40

21:10

00:20

00:20

23:10

23:20

23:10

22:10 00:25


RINIZI VİDEOLA İN GÖNDER

ul.com zeistanb a lp e y @ irtv bahceseh

M

LI PAYLAŞA

www.bahcesehir.web.tv

facebook/bahcesehirtv

twitter/bahcesehirtv

Yayın Stüdyosu Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 E-Mail: bahcesehirtv@yelpazeistanbul.com



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.