SAYI: 145 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS
İ
İSTANBUL YIL: 14 • 11 KASIM 2016
"Umutsuz durum yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim"
Açtığınız yolda gösterdiğiniz hedeflere ulaşmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz... Ruhunuz şad olsun... bahcesehir.web.tv iphone
İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da
yelpazeistanbul
yelpazeistanbul
yayında!
1
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
2
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
3
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
4
Bir işi doğru yapmak, neden yanlış yapıldığını anlatmaktan daha az zaman alır.
Henry Wodsworth
UĞUR BARIŞ KARABULUT
Ş
ubk@yelpazeistanbul.com
ekilcilikten çıkıp silkelesek üstümüzdeki tüm birikmiş klişeleri, kişileri; İşte o zaman Mustafa Kemal’in ruhu şad olacak. İşte o zaman bizleri aydınlatmak için söylediği yüzlerce vecize yerini bulacak. Ama, ama, ama... Öyle bir gaflet, öyle bir günlük manşette yaşıyoruz ki; Ne yalan dünyayı, ne de yalancıları ayıklayamıyoruz... Üzülüyorum, üzülüyorum, hem de çok üzülüyorum...
iş, kredi taksitleri ile ödenecek faturaların telaşında. Oysa tüm bunlardan fırsat bulsak da edebiyattan, sanattan bahsetsek, felsefe yapsak, birbirimize şiirler okusak, şarkılar söylesek, okuduğumuz bir kitabı tartışsak, el ele verip bir yaraya merhem olsak... Bu söylemler tuzu kuruların işi bizde, boş adamların, sadece paraya değer vermeyenlerin, paradan daha değerli hislerin, coşkuların, dayanışmanın peşinde olanların işi...
Bazen söze nereden başlayacağınızı bilemezsin ya, işte uzunca bir süredir bu ruh halindeyim. Yaşamın bize kattığı onca öğreti, okuduklarımız, yazdıklarımız, mesleğimiz, dostlarımız, düşmanlarımız, hedeflerimiz, hayallerimiz... Aslında yazmanın en zor yanı tüm bu yaşama ait serüvenin neresinden yorumlayacağınız. Ya günlük manşetlerde gündemde olan üzerinden, herkesin sıcağı sıcağına ilgisi olduğu süreci düşüncenize, yazınıza aktaracaksınız; Ya da... Tüm yaşamı dün, bugün ve yarın analizinden geçirerek tahlil edip değerlendireceksiniz. Yorucu bir süreç. Hem de çok yorucu...
“Edebiyat yapma kardeşim, sadete gelcilerin” ülkesidir bizim ülkemiz. Eğer öyle olmasa sabahtan akşama iktidarı, muhalefeti konuşur muyduk? Taraf olmak, takım tutmak, öteki ya da beriki olmak bu kadar önemli olabilir miydi? Dünya üzerinde sanmıyorum ki başka bir ülkede siyasiler bu kadar popüler olsun. Millet yatıp kalkıp, adalet yok, hukuk yok, demokrasi yok, diktatörlük var, haksız rant var desin... Dün yok muydu sanıyorsunuz bu söylemler, vardı... Versiyon ve kişiler değişti sadece... Sancı hep süregeldi... Çünkü sistem değil, kişiler ülkesi bizim ülkemiz...
1980 sonrası ülkemizin günlük yaşadığını kesin söyleyebilirim. Zahmete girmek istemiyoruz, araştırmak, sentez yapmak, doğru sentezlemeler yapan bilgi sahiplerini bir araya getirmek bize göre değil. Tribüne oynamayan, popülist söylemlerden sakınan, aklın, mantığın, kuralların disiplininden vazgeçmeyenler, işimize gelmiyor... Eksiklerimizle yüzleşememe, koltuğumuzdan olma kaygılarımız var. Kişisel menfaatler doğruların ve doğru buluşmaların önüne geçiyor. Dün de geçiyordu, bugünde geçiyor ve eğer bir algı değişikliğine gitmezsek yarında geçecek ne yazık ki!
Söze hangi konudan başlarsak başlayalım ortasından, sonundan siyasete bulaşıyoruz. Nasıl sıyrılabiliriz ki? Yaşamımızın bu kadar içine girmiş bu gerçek, içtiğimiz sudan, yediğimiz besinlere, aldığımız nefesten, yuvamızın içine kadar girmiş bir sebeple. Diyelim ki ülkede olup biten siyasi iniş çıkışlar bizi birebir ilgilendirmiyor. O zamanda karşı komşumuzu, mahalledeki esnafı, güvenlik görevlisini, taksiciyi, öğrenciyi, doktoru, savcıyı kısaca hizmet aldığımız yada verdiğimiz kişi ve kurumları ilgilendiriyor. Susup bir kenarda durmakta dert, içinde olmakta, içine girip sonuna kadar savaşmakta... Neden mi? Çünkü sapla saman birbirine karıştı, yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal. Ne konuştukların, ne eyleme dönüştürdüklerin, nede doğruların doğru değil artık... Kısır bir söylem içinde ya ocusun, ya bucusun, ya şucu... Hayır ben hiçbiri değilim diyorsan, o zaman işin çok daha zor... Sabahtan akşama eleştirmek, dayanışma içinde sokaklara dökülmek, haykırmak, daha çok haykırmakta sıradanlaştı, bana kalırsa çare de değil artık kalıcı çözüm için. Bir yerde hata yapıyoruz, birimiz, ikimiz değil, tüm ülke.
Kısa vadeli bizde herşey... İlişkilerimiz, yatırımlarımız, kazanmak ve kaybetmek üzerine kurduğumuz bakış açılarımız, her ne varsa yaşamın içinden kısa vadeli... Hal böyle olunca ham kalıyoruz birçok konuda. Her birimizin olgunlukları olan, hakimiyeti olan alanlar var. Sıkıntı bu alanların bir bütünün içinde yer alamaması. Hiçbirimiz diğerinden daha az önemli değil aslında. Ama... Burası çok derin girmiyorum... Kısa vadeli düşünceyi yaşam biçimi haline dönüştürdüğümüz için, ne sözün kıymeti ne de verilen onca emeğin değeri net anlaşılmıyor. Bu olgu ülkemize has mı bilmiyorum, ancak sosyolojik bir gerçeğimiz olduğu apaçık ortada. Yaşamlarımıza yön veren siyasetimiz, politikacılarımız, devlet kurumlarımız, iktidar, muhalefet ve sonuçta halkımız bu kısır gerçeğin etrafında dönüp duruyoruz. Kolaycılık sarmış dört bir yanımızı. Emek vermek, disipline girmek, istikrarlı olmak, uzun vadeli yatırımlar yapmak hiçte bize göre değil. Bilimden sanata, spordan eğitime bu bakış açısının bizi nereye götürdüğünü görecek olumsuz binlerce örnek var hayatlarımızda. Bugün ektiğimizi yarın hasat etmek istiyoruz. Öyle olunca da hormon katıyoruz herşeye... Meyvemize, sebzemize, düşüncemize, sevgimize, saygımıza... Kök oluşmadığından, toprağın altından milyonlarca minerali alamadan, beslenemeden, olgunlaşmamış sahte mahsullerle yüz yüzeyiz. Durum ve bakış açılarımız bu olunca da odak noktamız kök salan düşüncelere değil, günlük yaşam şartlarına odaklanıyor. Magazinsel yaşıyoruz hayatı kısacası... Bir taraf parasına para katmanın, yaşamını en iyi şartlarda geçirmenin, komşusunun yeni aldığı evin, arabanın, gittiği ülkelerin merakında, diğer bir taraf maaşına zam, sigortalı bir
Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com
Ve aslında hepimiz de farkındayız rotası şaşmış bir gemide hırçın, hain dalgalarla boğuştuğumuzun. Bir dalgadan kurtulduk derken diğeri sarıyor etrafımızı... Dalgalar yetmezmiş gibi su almış gemide kaptan bir yerde, tayfalar bir yerde yolcular başka başka yerlerde. Birde batan gemiyi önce fareler terk eder misali ülkemizi kemirenler bir yerde. Kıssadan hisse bir doğum sancısı bu yaşadıklarımız... Bedel ödemediğimiz, bedel ödeyenlerin kıymetini ve anlatmak istediklerini doğru yorumlayamadığımız bir sancı. Siz bunun adına demokrasi sancısı deyin, siz buna küresel güçlerle savaş deyin, siz buna iktidar muhalefet savaşı deyin, siz buna CIA, Siyonizm, Ilımlı İslam projesi, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi), Arap Baharı deyin... Ne derseniz deyin, bugün- yarın bitmeyecek bir sancılı sürecin içinde dalgalanıyoruz. Yoksa yazması kolay Cumhuriyet Gazetesine yapılanları kınıyorum, yazarlara bu yapılmamalıydı, basın özgürlüğü, anayasa, insan hakları, hukuk, guguk... Ancak sancı çok daha derinlerde... Çıkış yolumuzu düşünenlerin hamlelerini günlük dalgalarla, rüzgarın nereden estiğine göre belirlemeleri çare değil... Sevgiyle kalın...
Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam ve Rezervasyon Tel : 0212 669 83 86 Gsm: 0533 551 87 17
Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Baskı Av. Kayhan Selek Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Katkıda Bulunanlar Kağıthane/ İST Caner İlhan Tel: 0212 289 24 24 Protokol Dağıtım Aras Kargo Basım Tarihi: Kasım 2016
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50
okuyucularımıza kişiye özel adrese
Sayın Okurlarımızın Dikkatine; Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden
iade edilmez. Yayınlanan yazıların
teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilinir.
6
İSTANBUL
25 Milyar TL’lik Proje Görücüye Çıktı İstanbul’u Çanakkale üzerinden Balıkesir’e bağlayan otoyol projesi görüşe açıldı. Otoyol bölümü 9 milyar 843 milyon liraya köprüsü ise yaklaşık 15 milyar liraya mal olması beklenen proje için 6.3 milyar metrekare arazi kamulaştırılacak. İstanbul’u Çanakkale üzerinden Balıkesir’e gerilmiş bir yay gibi bağlayacak “Kınalı-Çanakkale-Tekirdağ-Savaştepe Otoyolu” projesi, halkın görüşüne sunulmak üzere askıya çıktı. Hürriyet’ten Fatma Aksu’nun haberine göre, proje Çanakkale 1915 Köprüsü’nü de kapsıyor ve yap-işlet-devret modeliyle yapılacak. Çanakkale Köprüsü hariç, 324 kilometre olan otoban projesi, 9 milyar 843 milyon liraya mal olacak. “Çevresel etki değerlendirmesi raporu”, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından kabul edilen projeyle ilgili görüş ve öneriler için vatandaşlar İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na müracaat edilebilecek. 6.3 milyar metrekare kamulaştırma Yeni otoyol güzergahının sağında ve solundaki 100’er metrelik alan, koruma bandına alınıp kamulaştırılacak. Askıya çıkan projenin tanıtım dosyasındaki bilgilere göre, 4 milyar 518 milyon metrekarelik tarım alanı, bir milyar 762 milyon metrekarelik ormanlık/ çalı/otsu bitki alanı ve 91 milyon metrekarelik mera alanı kamulaştırılacak. Otoyol projesinin geçtiği güzergahlarda gelir artışı sağlayacağı vurgulanan raporun şu kısmı dikkat çekici: “Bununla birlikte kamulaştırma işlemleri, arazisi kamulaştırılan hak sahiplerinin geçim kaynaklarında değişikliğe, gelir kaynağında kayıplara sebep olabilecek. Dolayısıyla hak sahipleri farklı geçim kaynakları, iş olanaklarına yönlendirilecek.” 1915 Çanakkale Köprüsü’ne geri sayım ULAŞTIRMA Bakanı Ahmet Arslan, dün Habertürk gazetesine yaptığı açıklamada ayak açıklığı 2 bin 23 metre olacak Çanakkale 1915 Köprüsü için de ihale duyurusuna bu ay çıkacaklarını belirtti.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Arslan, köprünün 5 milyar dolarlık bir proje olduğunu dile getirerek köprü boyunun 3 bin 869 metre olacağını ve çelik asma köprü tipinde yapılacağını belirtti. Köprünün yap-işlet-devret modeliyle yapılacağını kaydeden Arslan, Korelilerin ve Çinlilerin ilgilendiğini söyledi. Arslan geçtiğimiz ay AA’ya Ocak 2017’de ihale yapılacağını ilk kazmanın 18 Mart 2017’de vurulacağını açıklamıştı. Arslan, projede 31 viyadük, 5 adet tünel, 30 adet köprülü kavşakla 143 alt ve üstgeçit yapacaklarını da söylemişti. Hangi köyler etkilenecek Raporda, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale ve Balıkesir illerini kapsayan yeni otoyol güzergâhından etkilenecek olan köyler de belirtilmiş. Projeden etkilenecek köyler İs-
tanbul sınırından başlamak üzere sırasıyla şöyle: Karaevli, Nusratfakı, Yenice, Ahievren, Ballı, Yülüce, Bolayır, Güneyli, Sındal, Hacıgelen, Hurma, Süle, Navruz, Seyvan, Umurlar, Başkoz, Gündoğdu, Havutbaşı, Çakallar.
7
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
8
İSTANBUL
İstanbul’un Altına 145 km Tünel İstanbul’un trafiğini büyük ölçüde yer altına indirecek tünel projelerinin detayları ortaya çıktı. Buna göre 2019’a kadar 98 kilometre uzunluğundaki 17 tünel projesi hizmete alınacak. 2019 sonrası ise 47 kilometre uzunluğundaki 11 tünelin tamamlanmasıyla 2023’e kadar İstanbul’un altına 145 kilometre yeni yol inşa edilecek. Halihazırda yapımı devam eden toplam 5,78 kilometre uzunluğundaki Kasımpaşa-Sütlüce ve Libadiye-Çamlıca tünellerinde son aşamaya gelindi. İBB’nin Avrupa’da 22, Asya’da 6 tane tünel projesi var. 2019 yılına kadar hizmete alınması planlan yaklaşık 98 kilometre uzunluğunda 17 tünel projesi bulunuyor. Örneğin Kağıthane’den tünel ile Bayrampaşa’ya oradan Bağcılar’a kadar gidilebilecek. Dolmabahçe ile Levazım arasına yapılacak tünel Cendere yolu Ayazağa’dan Baltalimanı’na oradan da Çayırbaşı’na kadar uzanacak. Bu sayede Beşiktaş’tan Sarıyer’e yer altından kesintisiz ulaşım sağlanacak.
Avrasya Tüneli ile entegre olacak Üsküdar Sahil trafiğini rahatlatmak için yaklaşık 24 kilometre uzunluğunda tünel inşa edilecek. Proje, Harem-Beylerbeyi, Beylerbeyi-Çengelköy, Çengelköy-Küçüksu, Küçüksu-Kavacık ve Kavacık-Çubuklu olmak üzere 5 ayrı etap halinde tamamlanacak. Bu sayede Beykoz, Avrasya Tüneli’ne yer altından entegre edilecek.
Yenişafak’ın haberie göre, Kağıthane’den Büyükçekmece’ye bağlanacak yaklaşık 52 kilometrelik tünel 6 ilçeyi bir bine bağlayacak. Kağıthane’den başlayacak tünel Bayrampaşa, Bağcılar üzerinden Küçükçekmece’ye Avcılar üzerinden de Büyükçekmece’ye kadar uzanacak. 2019 sonrası için ise 11 tünel projesi bulunuyor. Projeler, Davutpaşa Samatya, Merter - Kazlıçeşme, Kadıköy-Kuşdili tünelleri dahil yaklaşık 47 kilometre uzunluğunda olacak. Bu sayede 2019 öncesi ve sonrası tünellerle birlikte 2023’e kadar İstanbul’un altına 145 kilometre yeni yol inşa edilmesiyle trafiğin rahatlaması hedefleniyor.
AKM Yıkılacak Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, İstanbul Taksim’deki AKM binasının yıkılarak yerine içinde büyük bir opera salonunun da yer alacağı yeni bir binanın yapılacağını açıkladı.
Habertürk’ten Mehmet Açar’ın haberine göre; Bakan Avcı, İstanbul Taksim’deki AKM binasının ömrünü tamamladığının raporlarla kesinleştiğini ve yıkımın gerçekleşeceğini söyledi. AKM’nin bulunduğu alana eskisinden daha kullanışlı, içinde büyük bir opera salonunun da yer alacağı daha büyük bir bina yapılacağını açıklayan Bakan Avcı, gelişmelerin yakın bir zamanda basınla da paylaşılacağını ifade etti.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
9
“İstanbul Yıkılacak!” İtalya’da yaşanan depremler sonrası konunun tekrar gündeme gelmesi beraberinde de İstanbul’a dair yaşanacak deprem ve sonrası hakkında geniş yorumlara neden oldu. ‘İstanbul yıkılacak’ Prof. Dr. Celal Şengör (İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi): “İtalya’daki bilim insanları depremi öncü olarak yorumladı ve deprem geldi. İtalya’daki büyük fayların güneyden kırıla kırıla kuzeye doğru gitmesi bir sonraki depremin olacağına işaret eder. Uzmanlar da buradan yola çıkarak tahminde bulundu. Depremin önceden kesin bilinme ihtimali sıfırdır, öngörü yapılmaz. Sadece depremlerin olma ihtimali üzerine, hava durumu gibi tahmin yapılabilir. Türkiye’yi İtalya’daki depremin daha büyüğü bekliyor. Fakat İtalya’daki gibi can kaybı ya-
şanmaz diyemiyoruz. Maksimum 7.6 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz. Bu deprem, beraberinde birçok faciayı getirecek, çünkü oluşabilecek bir felakete karşı yapılan tek bir yatırım yok. 2000’den beri de diyoruz İstanbul çok büyük bir depremle yıkılacaktır.” ‘Toplanma alanı yok’ Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu (Jeofizik Mühendisi): “İtalya’daki deprem 48 saat önceden bilindi demek doğru değil. Art arda yaşanan depremlerden dolayı halkın büyük bir çoğunluğu evlerine girmiyordu. Öncü depremlerin ardında artçı bir depremin
geleceği zaten bellidir. İtalya’da da depremler devam ettiği için yaşanan deprem bunun devamıdır. Diğer taraftan İtalya’daki bilim insanlarının bu depremi takip edebilecekleri bir cihazları henüz yok. Türkiye’de büyük bir deprem söz konusu olursa erken uyarı sistemi ile ne zaman olacağını tahmin edebiliriz. Türkiye’de şu an için büyük bir depremin belirtisi yok. Büyük bir depremin olacağı bilgisi 1 ay öncesine kadar halka verilebilir. Biz büyük bir depremi 1 ay önceden kestirebiliz. Türkiye’de benzer büyüklükte bir deprem olsa yeterli toplanma alanımız ne yazık ki bulunmamakta.”
350 Milyon Dolarlık
Türk Hollywood’u Geliyor Hollywood ve Bollywood’dan sonra dünyanın en büyük 3. film platosu İstanbul’a kurulacak. Van Damme’ın da ortak olduğu Long Road Production film şirketi, uluslararası yüksek bütçeli projelerini Büyükçekmece, Toskana Vadisi’nde hayata geçirecek. Dünya Gazetesi’nden İmam Güneş’in haberine göre, Hollywood yıldızı Jean Claude Van Damme’ın da ortak olduğu Long Road Productions, Büyükçekmece’de Toskana Vadisi yanında 400 dönüm arazi üzerine 350 milyon dolarlık dev bir film platosu kuracak. Van Damme, plato çalışmalarını takip etmek amacıyla birkaç kez İstanbul’a gelmişti. Platoyu Türk ve İtalyan teknik ekip yönetiyor. Midwood adıyla anılacak plato, Hollywood ve Bollywood’dan sonra dünyanın en büyük üçüncü film platosu olacak. Pazar günü gerçekleşecek temel atma törenine projeye en başından beri destek veren Büyükçek-
mece Belediye Başkanı Hasan Akgün ev sahipliği yapacak. Proje, villa fiyatlarını yükseltti 400 dönüm arazi üzerinde hayata geçirilecek dev film platosunun TEM ve E-5 arasında yer alan Alkent Mahallesi’nde kurulacak. Bölgede göl ve deniz manzaralı villalar, Amerika’nın Beverly Hills bölgesindeki villalar örnek alınarak yapıldı. Bölgedeki villaların en ucuzu 750 bin dolar en pahalısı 4.5 milyon dolar. Bu proje, fiyatları biraz daha yukarı çekecek. Deyim yerindeyse, Büyükçekmece, Hollywood’u aratmayacak.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
10
İSTANBUL
Kapalıçarşı
Pazar Günleri de Açık Olacak Turist sayısının azalması sonrası zor günler geçiren Kapalıçarşı’da pazar günleri de hizmet verilecek. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz Kapalıçarşı’yı da etkiledi. Kapalıçarşı’nın durumunu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kökler, turistlerin pazar günleri de gezmek istediğini belirterek, haftanın son günü de Kapalıçarşının açık olacağını söyledi. sputniknews.com’un haberine göre, Kapalıçarşı’nın durumunu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kökler şöyle anlattı: “Ülkemizin içinde yaşadığı bu jeopolitik sorunlar nedeniyle turistlerin gelmemesinden veya az gelmesinden kaynaklanan bir sıkıntı söz konusu. Kapalıçarşı yüzde 70 turizme hitap ettiği için de en çok etkilenen alışveriş merkezlerinden biri oldu. İstanbul’un kültürel miraslarının olduğu bölgeye, Sultanahmet’e turist gelmeyince Kapalıçarşı’ya da girmez olunca haklı olarak esnaf bundan mutsuz oldu. Kira ödemelerini, planlarını ona göre yapmışlardı. Türkiye’de ekonomik durgunluklar oluyor. Ekonomik düzende ayakta kalabilenler, sabredebilenler meseleyi atlatıyorlar çünkü geçmişte böyle şeyler yaşandı. Bunlarında geçeceğini düşünüyorum. Tabi bu durumda üstümüze düşen görevler var. Her şeyi de devletin çözmesini bekleye-
meyiz. Turisti zorla ülkeye getiremeyiz. Bu durumda biraz anlayışlı olmak, mal sahibi ile kiracı arasında karşılıklı anlaşma yapmak tavsiye edilebilir bir şey olabilir. Yoksa kimseye kirayı düşürün gibi şeyler söyleyemezsiniz. Kapalıçarşı’da marka yoktur, herkes esnaftır. Kapalıçarşı’nın bir bölümü ekonominin can damarı gibi düşünülebilir. En azından belirleyici unsuru olarak… Dolayısıyla büyük
caddelerde evet büyük markalar çekiliyorlar, kiraya dayanamıyorlar, kapatıyorlar çünkü kendileri mal satamıyorlar. Gelişen alışveriş kültürü, değişen teknolojik şartlar örneğin internet alışverişleri, açılan AVM’ler ekonomide herkesi paydaş yaptı. Dolayısıyla bazı yerlerden bu tekel çekilmiş oldu. Görünen tablo bu. ‘Açmak isterse açar, istemezse açmaz’ Kapalıçarşı’nın artık pazar günleri de açık olacağını duyuran Kökler, turistlerin pazar günü de Kapalıçarşı’yı gezmek istediğini, açmak ya da kapanış saatlerini ertelemek gerektiğini söyledi. Bu durumun birçok tedbiri de beraberinde getirdiğini ifade eden Yönetim Kurulu Başkanı Kökler şöyle konuştu: “Kapalıçarşı’nın birçok esnafı bu konularda biraz daha rahat, saat 18.00’de kapatırlar. Pazar günü açarlar mı bilemeyiz. Eski köye yeni adet getirmek kolay değildir. Açılsa iyi olur diye düşünüyoruz ama burayı AVM mantığında göremeyiz adam açmak isterse açar, istemezse açmaz. Fakat biz alışverişin artırılması ve turist hareketinin pazar günü de olabilmesi için deneyeceğiz. Belki zaman içerisinde oturur.”
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Kasım Ayı Etkinlik Programı Söyleşilerimiz ve Tanıtım Eğitim Derslerimiz ÜCRETSİZ
BİLGİ İÇİN Uygulamalı Deneme Dersi
Dilek Erdoğan
Profesyonel Makyaj Eğitimi Bader Eğitim Merkezi Profesyonel Makyöz Dilek Erdoğan yönetiminde “ Profesyonel Makyaj Eğitimi” başlıyor... Ücretsiz deneme dersine katılabilirsiniz.
Eğitmen Hakkında
Makyöz Dilek Erdoğan Kariyer Eğitim Kurumu’ndan yüksek derece ile mezun oldu. Sonrasında aynı kurumda kısa bir süre eğitmenlik yaptı. Show TV’de 3 yıl makyözlük yapan Erdoğan, Cemil İpekçi, İlker Çelikel, Oya Başar ve daha birçok ünlüye makyaj yaptı. Show Tv Seda Sayın’ın Programı “Evleneceksen Gel” , ayrıca Bu Tarz Benim” adlı programlarında makyözü olarak görev yapmıştır. İstanbul Wow Otel’de Kariyer Eğitim Kurumlarının Alp Kavasoğlu ile birlikte Schwarzkopf’un eşliğinde düzenlediği iç giyim defilesinde görev almıştır.
Bader Eğitim Merkezi Sorumlusu
Pınar Özdemir
Söyleşi
Tel: (0 212) 669 61 61
Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 /bahcesehirlilerdernegi
Söyleşi
Emre Akdoğan
Temel Fotoğrafcılık Atölyesi Fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız ama kocaman kullanım kılavuzları okumak sizi yoruyorsa, çok fazla teknik bilgi içinde kaybolduysanız veya en hızlı şekilde fotoğraf dünyasına adım atmak istiyorsanız sizi önce söyleşimize sonrasında da Temel Fotoğrafcılık Eğitimine bekliyoruz.
Eğitmen Hakkında
Reklam fotoğrafcısı ve eğitmeni Emre Akdoğan’ı kendi anlatımıyla sizinle tanıştırmak isteriz. “Çalışma hayatımda ana felsefem olarak belirlediğim “yaptığın işe yüreğini koy, mükemmeli hedefle” sözü çok severek yaptığım Fotoğrafcılıkta da başlıca prensibim oldu, hep olacak. İşimi büyük bir keyifle yaparken birlikte çalıştığım insanları da mutlaka bu keyifli ortamın bir parçası yapmaya gayret gösteriyorum. İşimin tüm bu zevkine rağmen benim için iki çocuk babası olmak ve onları büyürken fotoğraflamak başka herhangi bir şeyin kolay geçemeyeceği bir tecrübe. www.emreakdogan.com
Söyleşi
Şengönül Afsin
Sanat Tarihi Sanata ve tarihe yelken açacağımız söyleşilerde, medeniyetin beşiği Anadolu’dan, 3 kıtaya hükümdarlık kurmuş Osmanlı’ya, Cumhuriyet’ten günümüze sanatsal bakış açısı ile tarih yolculuğuna çıkacağız.
Gülfem Aybastı Civan
Sınav Kaygısı ile nasıl baş edilir
Eğitmen Hakkında
Sakarya Üniversitesi Sosyoloji mezunudur. 2013 yılında Toros Üniversitesi Evlilik ve Aile Danışmanlığı üzerine eğitim aldı. Aynı yıl St. Clemens University’de Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamladı. Mesleki kariyeri adına birçok sertifika eğitim programına katıldı.
Eğitmen Hakkında
Antalya doğumlu, Lise ve üniversiteyi İstanbul’da okudu. Üniversite eğitimine İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladı ancak yarım bıraktı. Sonrasında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede “Türk İslam Sanatı” üzerine master çalışması yaptı. Bir oğlu ve bir torunu olan Afsin, Bahçeşehir’de yaşamakta ve bu aydan itibaren biriktirdiği bilgileri yazıları ile bundan böyle Yelpaze İstanbul Dergisi’nde ve söyleşileri ile BADER’de sizlerle buluşacak.
Helpa Akademi Quantum Yaşam Koçluğu, Helpa Akademi Öğrenci Koçluğu, Helpa Akademi Emotional Freedom Techniques Uygulayıcı Eğitimi, Helpa Akademi Bilinçaltı Temizleme ve Programlama, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği Cinsel Terapi Uygulayıcı Eğitimi, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği PsikoDinamik Yönelimli PsikoTerapi Eğitimi, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği Psikometrik Testler Uygulayıcı Eğitimi, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği Temel Hipnoz Teknikleri Uygulayıcı Eğitimi, Uludağ Üniversitesi Oyun Terapisi Uygulayıcı Eğitimi, Uludağ Üniversitesi Wisc-r Testi Uygulayıcı Eğitimi Tüm bu eğitimleri aldıktan sonra şuanda işletmiş bulunduğu danışmanlık ofisini faaliyete geçirdi. Evlilik ve Aile Danışmanlığı, çocuklar için Oyun Terapisi ve yetişkinler için danışmanlık hizmetlerinin yanında öğrencilere yönelik Öğrenci Koçluğu hizmetiyle farklı alanlarda faaliyetlerine devam etmektedir.
12
İSTANBUL
Kentsel Dönüşümde Yatırımcının Yolu Açıldı
Kentsel dönüşümde yönetmelik değiştirildi. Bakanlar Kurulu devreye giriyor, projelerin hızlanması bekleniyor. Kentsel dönüşümde, yatırımcının önünde engel kalmadı. Artık tek tek binalarla uğraşılmayacak. Her bir binadan ayrı karot (beton kalitesini ölçen numune alımı) olmayacak. Bakanlar Kurulu devreye girerek, belli bir bölgeyi ‘Riskli alan’ ilan edebilecek. Böylece müteahhitlerin tasarlanan büyüklükte alanlar için proje geliştirmeleri kolaylaşacak. Bir bölgenin yüzde 65’i riskli ise 100’ü kapsama alınmış olacak. Bu sayede tek tek bina sahiplerinin itirazının önüne geçilecek. Projeler hızlanacak. Kentsel Dönüşümde Yönetmelik Değişti Konut faizlerinde indirim ve taksit sayılarında artışla canlandırılmak istenen konut sektörüne bir destek de kentsel dönüşüm yönetmeliği ile geldi. Yönetmelikle hali hazırda 120 bin binanın dönüşüme girdiği Türkiye’de kentsel dönüşümü hızlandırıcı adımlar atıldı. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki 6306 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler 27 Ekim’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi ve Bakanlar Kurulu kentsel dönüşümde söz sahibi oldu. Bakanlar Kurulu, yapı stokunun yüzde 65’i depreme dayanıksız ve ruhsatsız olan bölgeleri “riskli
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
alan” olarak belirleyecek. Böylece ada ve bölge bazlı dönüşümlerin önü açıldı. Bu değişikliğin özellikle binaların yüzde 60’ı ruhsatsız olduğu belirtilen İstanbul gibi metropollerde dönüşümü hızlandırması bekleniyor. Binalardan tek tek karot alma dönemi bitiyor Dünya Gazetesi’nden Leyla İlhan’ın haberine göre, “riskli alan” ilanında 15 bin metrekareden az olmamasını öngören sınır kaldırıldı. Böylece daha büyük alanlar için proje geliştirilebilecek. Riskli alanlardaki binaların kentsel dönüşüme açılmasında maliklerin aralarında anlaşmaları beklenmeyecek. 2 aylık denetimlerden sonra yıktırılmayan binalar kolluk kuvveti nezaretinde yıktırılacak. Daha önce apartman ve sitelerde üçte iki çoğunluğun anlaşmasını beklemek gerekiyordu. Bu da anlaşmazlık halinde süreçleri uzatıyordu. Üçte iki çoğunluğa şimdi alan bazlı bakılacak. Bir bölgedeki binaların yüzde 65’i riskli ise yüzde 100’ü için Riskli Bölge ilanı yapılacak. Bu takdirde arsa payını satarak çıkmak isteyenlerde satış için binanın yıkılması şartı kaldırıldı. Bu kişilere 15 günlük uyarı ihtarnamesi gönderilecek.
İmpo İmar Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oflaz, Bakanlar Kurulu’nun devre girmesinin dönüşümü hızlandırıcı etki yapacağını söyledi. Eski sistemde binalardan tek tek karot alınarak riskli bina tespitinin yapıldığını anlatan Oflaz, “Bu da süreleri uzatıp maliyetleri yükselten bir uygulamaydı. Zaten bina ruhsatsızsa, iskansızsa ve kaçak yapıldıysa numuneler de binanın riskli olduğunu ortaya koyuyordu. Şimdi adadaki ya da bölgedeki binaların yüzde 65’inin yapı denetimine tabi tutulmadığı, standartlara uygun malzeme ile yapılmadığı anlaşıldığında Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edilecek. İstanbul’un yüzde 60’ı kaçak. Bakanlar Kurulu kararıyla istenirse İstanbul’un yüzde 60’ı direkt riskli alan edilebilecek” dedi. Vatandaş riskli alan ilanı başvurusu yapabilecek Özellikle Güneydoğu’da hızlı hareket etmek ve halkı dönüşüme teşvik etmek için yapılacak gözlemsel çalışmalar sonucunda binaların metruk olduğu tespiti edildiğinde bu alanlarının riskli sınıfına alınabileceğini söyleyen Oflaz, “Bunların hepsi işlerin hızlanmasını sağlayacak. Diğer türlü binalardan karot almak ve sonucunu bildiğiniz bir işlemi yapmak maliyetli ve büyük zaman
13 alıyordu. Ya da vatandaş istemediği için karot alınamayabiliyordu. Bu süreçler ortadan kalkacak. Bu yöntemle vatandaşın rızası alınmadan bir alan tamamen riskli ilan edilebiliyor. Daha önce riskli alan ilanı için sadece belediyeler başvurabiliyordu. Artık malikler, özel sektör ve TOKİ de bu başvuruyu yapabilecek” diye konuştu. Bu yönetmelikle devletin yanan bir alana yangın merdiveni uzattığını belirten Oflaz, “Kamu yararı adına uzlaşma yöntemi de çok sonuç vermedi, bu maddeler bu aşamada biraz daha zorlayıcı olacak” yorumunu yaptı. Yatırım ortamı iyileştiğinde kentsel dönüşümün de hızlanacağını belirten Oflaz, “Özel sektörün dönüşüm hızı çok yavaş ilerliyor. Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın riskli alan ettiği yerlerde çok daha hızlı. Özellikle Güneydoğu’da bunu görüyoruz. Dönüşüm bakanlık eliyle yapılıyor ya da yaptırılıyor. Bakanlığın içinde olmadığı projeler hızlı değil ” diye konuştu. Binadaki ‘üçte iki’ çoğunluk ilkesi alana uygulandı İstanbul Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Hakan Çatalkaya, Fikirtepe’de yaşanan olumsuz sürecin bir daha olmaması için bu yönetmeliğin çıkarıldığını söyledi. Önceki sistemde yapıların dönüşüme girmesi için alandaki tüm yapıların tek tek risk tespitinin yapıldığını vurgulayan Çatalkaya, “Binada bir kişi rapor alıyordu. Bina riskli ilan edildikten sonrada üçte iki çoğunluk yani yüzde 66-67’lik çoğunluk elde edildiğinde otomatik olarak bina yenileniyordu. Şimdi bu alana da uygulandı. Tek tek bina dönüşümünde ancak bina yenilemesi yapıldığını anlatan Çatalkaya, “Eğer parsel birleştirmede imar artışı sağlanırsa dönüşüm de hızlanır. İstanbul’da Şişli, Kadıköy gibi bazı belediyeler bu imkanı sunmuyor. Parsel birleştirmelerinde imar artışı tüm ilçelerde bir standard şekline getirilirse kentsel dönüşüm açısından iyi bir sonuç alınacak” diye konuştu. Şu anda 120 bin binanın kentsel dönüşüm sistemine girdiğini, bunun da 1 milyon 200 bin daire anlamına geldiğini ifade eden Çatalkaya, “Daire başına 50 bin TL harcandığını baz alırsak ekonomiye 60 milyar TL’lik bir katkı sağlıyor. İmar artışı sağlandığında katkı 5-6 katına çıkacak. Kentsel Dönüşüm Yasası çıktığı ilk zamanlarda aylık 2 bin kişi başvuruyordu. Şimdilerde Türkiye çapında 50’ye kadar düştü. Bu kat karşılığına uygun yapılan binaların bitmesinden kaynaklanıyor” dedi.
Vakıf Taşdelen şimdide
15 Litre cam
damacanada... Sağlıklı kapak, Koruma ve taşıma kabı, BPA içermeyen sağlıklı pompanız, cam boru seçeneğiyle... Cam damacana abonelerimizin; • İlk suyu ücretsizdir. • Depozito bedelleri belgelendirilerek Vakıf Taşdelen güvencesine altına alınmıştır. • Özel Vakıf Taşdelen damacana pompası ilk siparişlerde ücretsizdir. • Aktif su tüketimi olan abonelerimizin damacana pompaları 6 ayda bir ücretsiz değiştirilecektir.
Değişiklik neler getirdi?
• TOKİ veya İdare de riskli alan tespiti başvurusu yapabilecek. • Riskli alan tespiti için 15 bin metrekare büyüklük sınırı kalktı. • Kamu düzeni ve güvenliği, altyapı hizmetlerinin yetersizliği, toplam yapı sayısının en az yüzde 65’inin mevzuata aykırılığı halinde riskli alan ilanı yapılabilecek. • Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamına giren taşınmazlarda da kentsel dönüşüm yapılabilecek. • Riskli yapı tespiti yapan personelde sertifikalarını sadece Çevre Bakanlığı değil belirleyeceği kurum ve kuruluşlar da verebilecek. • Lisanslandırmada inşaat mühendislerinin taahhütname vermesi kaldırıldı. • Malikin vefat etmiş olması halinde mirasçılık belgesi çıkarma, kayyum atama veya işlem yapma yetkisi Bakanlık’ta olacak. Bu yüzden mahkemelerde yaşanan sorun çözülecek.
Sipariş ve Danışma Hattı:
444 25 15
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016 www.vakiftasdelensu.com
14
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
İstanbul’da 6 yeni metro ihalesi içerisinde nihayet
Bahçeşehir’de var S İstanbul’un metro çalışmaları için 2019 yılında bitmesi planlanan projeler için gecikmeli yapım ihalelerinin tarihi 14 Aralık olarak açıklandı. 10 milyar liralık Bahçeşehir, Sultanbeyli, Yenidoğan, Halkalı, Kayaşehir, Göztepe ve Tuzla metro ihaleleri aynı gün içinde gerçekleşecek.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
abah Gazetesinin haberine göre İstanbul’un raylı sistemler serüveninde tarihi bir gün yaşanacak. Yıllardır devam eden metro çalışmalarını zirveye çıkaracak altı farklı metro hattının ihalesi aynı gün yapılacak. 14 Aralık’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştireceği ihaleler kapsamında, Bahçeşehir, Sultanbeyli, Yenidoğan, Halkalı, Kayaşehir, Göztepe ve Tuzla’ya ulaşacak metro hatlarının ihalesi yapılacak. Ortalama üç yıl sürecek çalışmalar sonucunda devreye girecek metro hatlarının yapım değerinin 10 milyar lirayı aşması bekleniyor. Yapımı süren Mahmutbey- Mecidiyeköy metro hattı 2017’de, Kabataş bağlantısı ise 2018’de hizmete
alınacak. Üsküdar-Çekmeköy arasında devam eden metro projesi ise Ocak 2017’de yolcu taşıyacak. Gebze-Halkalı arasında hizmet verecek Marmaray ise 2018’de seferlere başlayacak. SAAT BAŞI İHALE YAPILACAK İstanbul’da yeni metro hatlarının ihalesi de aynı gün yapılacak. İlk olarak Güngören’deki belediye binasında sabah 09.30’da Kaynarca-Pendik- Tuzla hattının ihalesi gerçekleşecek. 1080 gün içerisinde tamamlanacak metro hattı, 12 km uzunluğunda olacak. Saat 10.30’da ise Ümraniye- Ataşehir-Göztepe güzergâhının ihalesi yapılacak. 13 km uzunluğundaki proje, 1020 gün içerisinde bitirilecek. Metro hat-
15
Ispartakule Tren İstasyonunu BANLİYO seferlerinin son durağı olmasını istiyoruz “Bahçeşehir, Esenkent, Boğazköy, Ispartakule ve Hadımköy’de yaşayan bölge halkımız; Yıllarca TOKİ ve inşaat firmalarının yol yapım bedellerine ilave ettikleri ekstra konut fiyatlarını ödemelerine, İstanbul’da toplanan vergilerin oranına bakıldığında ekonomiye kazandırdıkları pozitif katkıya rağmen, yaşadıkları içinden çıkılmaz ulaşım kaosunu haksızlık olarak görüyor ve alternatif ulaşım seçeneklerinin, 3.köprü yol bağlantılarının biran önce yaşama geçmesini bekliyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’dan Banliyo Tren Seferlerinin Halkalı son durağından Ispartakule’ye uzatılmasını talep ediyorlar”
ları ihalesinin üçüncüsü, Çekmeköy -Sancaktepe- Sultanbeyli Metrosu ile Sarıgazi (Hastane)- Taşdelen-Yenidoğan Metrosu için yapılacak. 17.8 km’lik hattın çalışması 1020 gün devam edecek. Avrupa yakasında da Mahmutbey’den gelen metro hattını Esenyurt’a kadar uzatacak projenin ihalesi Saat 14.00’te gerçekleştirilecek. 18.5 km uzunluğunda 11 istasyondan oluşan proje, bin 80 gün içerisinde tamamlanacak. Başakşehir’e kadar devam eden metroyu yeni yerleşim yeri Kayaşehir’e yönlendiren metro hattı için ise, saat 15.00’te ihale yapılacak. 6 km olacak metro hattı 900 günde bitirilecek. İstanbul’un raylı sistemlerinin tarihi gününde en son ihale, Kirazlı-Halkalı arasındaki güzergâh için yapılacak. Dokuz istasyondan geçecek 9.7 km’lik hattın yapımı, 1020 gün sürecek. Bahçeşehirliler Derneği’nden Metro ve Banliyo Tren seferleri için açıklama geldi Açıklanan Metro yapım ihale tarihi sonrası bilgi aldığımız Bahçeşehirliler Derneği Başkanı Uğur Barış Karabulut şunları söyledi. “ Mahmutbey’den gelen metro hattını Esenyurt’a kadar uzatacak 18.5 km uzunluğunda 11 istasyondan oluşan projenin, bin 80 gün içerisinde tamamlanacağı öğrendik. Bu süre 3 yıl demek, herşey yolunda giderse bölgemizin metroya kavuşması 2020 yılı. Oysa İstanbul Büyükşehir Belediyesi yerel seçimler öncesi Ulaşım A.Ş
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
16
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
ile açıklamalarında ve İstanbul metrosu resmi web sitesinde, Ispartakule-Bahçeşehir güzergahından Esenkent’te sonlanan metro projesinin 2019 yılında yaşama geçeceğini duyurmuştu. Güncel olarak yetkililerden aldığımız bilgi ülkemizde yaşanan terör ve darbe girişimi nedeniyle ihalelerin geciktiği yönünde olmuştur. Yine bölgemizin ulaşım çilesine çözüm olacak bir diğer önemli alternatif banliyo tren seferlerinin tekrar başlaması ve Halkalı yerine Ispartakule istasyonunun son durak olması, yaşama geçmesidir. Bu konuda 2013 yılında TCDD’nin (Devlet Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları) genel müdürlüğü Haydarpaşa Garında derneğimiz, TCDD İstanbul Daire Başkanlığı ile görüşmüştür. O dönem bize ilettikleri bilgi Başakşehir Belediyesi ile görüştüklerini, Ispartakule istasyonunun yeni demiryolu hattına uygun olarak yeniden düzenlemeden geçmesi gerektiği, belediyenin de bu konuda destek vereceğini belirtmişlerdi. Hatta İstanbul-Halkalı olarak banliyö hattının son durağının Ispartakule’ye uzatılacağının da müjdesini vermişlerdi. Ancak 2017 yılına yaklaştığımız şu aylarda halen bu konuda bir girişimin olmaması, trafikte psikolojileri yıllardır altüst olan komşularımız için ulaşım kabusa dönüşmüştür.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Bölgemizin konut fiyatlarının yerinde sayması, hatta geriye gelmesinin de en başında ulaşım ve plansız kentleşme ile artan nüfus artışı sorunları gelmektedir. Yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş 2014 yılında “Banliyö hattının Ispartakule’ye gelmesi için çalışmalar devam ediyor.” şeklinde basına yansıyan açıklamalarda bulunmuşlardı. Sayın Topbaş’tan ve Başakşehir Belediye Başkanı Sayın Mevlüt Uysal’dan bu konuda desteklerini ve halkın bu çığlıklarına kulak vermelerini bekliyoruz. BADER ve bölge halkı olarak bizler üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Akıl ve mantık çerçevesinde Halkalı’da biten banliyö seferlerinin Ispartakule’ye uzatılması hepimizi memnun edecektir. Bahçeşehir, Esenkent, Boğazköy, Ispartakule’de yaşayan halkımız yıllardır adaletsizce ödedikleri gişe bedellerini, TOKİ ve inşaat firmalarının yol yapım bedellerini ilave ettikleri ekstra konut fiyatlarını, İstanbul’da toplanan vergilerin Türkiye’deki diğer şehirlere oranına bakıldığında ekonomiye kazandırdıkları pozitif etkiyi düşünerek, yaşadıkları içinden çıkılmaz ulaşım kaosunu haksızlık olarak görmekte ve acil çözüm beklemektedirler.” dedi.
Bahçeşehir Metro Durağı burası mı olacak? Dergimiz haber birimine ulaşan özelikle Bahçeşehir Jandarma Karakolu çevresinde yaşayan okuyucularımız, son 3 aydır karakolun karşısında yer alan ve bölgenin nefes aldığı yeşil alanın (parkın) çevresinde ölçümler yapıldığını, bu alanda bir inşaat faaliyeti olması adına tedirginlik yaşadıklarını iletmişlerdir. Konu hakkında Başakşehir Belediyesi’nden bilgi istenmiş ancak herhangi bir inşaat faaliyetinin gündemde olmadığı öğrenilmiştir. Ancak ölçümleme çalışmaları devam ettiği için ortada dolaşan parkın otoparka ya da bir konut projesine mi dönüşeceği korkusu bu endişelerin sürmesine neden oluyor. Bahçeşehir Metro ihale tarihi belli olduktan sonra ulaşım daire başkanlığından aldığımız resmi olmayan bilgiye göre, bu alanın metro durağı olacağı yönünde bir bilgiye ulaştığımızı sizlere iletmek isteriz. Yine metro durağı ile birlikte yer altı otoparkı yapılacağı sözlü de olsa haber merkezimize ulaşan bilgiler arasında.
17
BADER’in
Gölete düşünülen proje kesiti
Gölet ve Pazartürk’e ait açtığı davalarda
sevindirici haber geldi Bahçeşehir’de son yıllarda yaşanan plan tadilatları, imar yoğunlukları ve Bahçeşehir kuruluşunda vaat edilenin tersine örnek uydu kentten beton kente dönüş serüvenini haberlerimizle yıllardır sizlerle paylaşıyoruz. Ancak Danıştay 6.İdare Mahkemesinin açıkladığı kararla Bahçeşehir’in betona direnen sivil toplum kuruluşu BADER’in, açtığı davada savunduğu değerler mahkemece haklı bulundu.
B
ADER Başkanı Uğur Barış Karabulut açıklanan karar sonrası Gölet alanında derneğin yönetim kurulu üyeleri İsmail Acar, Ayfer Dikbaş ve Pınar Bilgingüllüoğlu ile birlikte sosyal medya aracılığı ile takipçilerine bilgi verdi. Açıklamasında yıllardır sürdürdükleri mücadelenin haklılığının Danıştay kararı ile ispatlandığını belirten Karabulut şunları söyledi.” 2013 yılında Gölet ve Pazartürk’e dair İstanbul 1.İdare Mahkemesinde dava açmış ancak mahkeme davanın reddine karar vermişti. Derneğimiz Danıştay’a temyizde bulunulmuş, haksız, hukuksuz ve usule aykırı kararın bozulmasını sağlamıştır.
Danıştay bu kararı bozmakla da kalmamış “Anayasanın Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler arasında yer verdiği “Çevrenin Korunması” hususu, hem herkes için “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını” hem de “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek” ödevini tüm vatandaşlar için “ hak ve ödev” olarak düzenlemiş bulunmaktadır.” diyerek, haklı talebimizi tescillemiştir. Bu karar sonrası ilgili mahkemenin biran önce yürütmeyi durdurma kararı vermesini, toplum vicdanında dönüşü olmayan hasarın son bulmasını talep ediyoruz. Bölge halkımız açtığımız davaların sonucu açıklanmadan inşaatların hız kesmeden devam
"Gölet 2 kat büyümüyor, 2 kat betona dönüyor! Gün gelecek ve kimileri süslü püslü bu projeleri belki de alkışlayacak, ancak bu asla haklı davamızı haksız kılamayacak. Halkımıza spor ve dinlenme alanı olarak vaat edilen (golf sahası) bu arsayı asla meşru gösteremeyecek! Tarihe vicdani notumuzdur... " Bahçeşehirliler Derneği 01.10.2016
etmesine haklı olarak anlam verememektedir. Verilen mücadelelerin bir sonuca dönüşmediği kanaati hakimdir. Ancak şunun bilinmesini isteriz ki inşaatlar devam etse de, ticari alanların satışı gerçekleşse de bu haklı olmadığımız anlamına gelmez. Bu onurlu mücadelemiz tarihe not düşmektir. Bu konuda İngiliz Şair, Ressam, Yazar William Blake’in şu sözünü sizlerle paylaşmak isteriz. “Gerçeği söylüyorsak amacımız onları bilenleri ikna etmek değil; bilenleri savunmak”
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
18
Bahçeşehirliler Derneği’nin “Gölet ve Pazartürk Davaları” DANIŞTAY kararı ile onandı AV. Fuat Ekİn
Avukat / fuat@ekin.av.tr
B
ahçeşehirliler Derneği ( BADER ) vekili olarak 23.06.2014 tarihinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 31/07/2013 Tarih ve 12735 Sayılı Bakanlık Makamı Olur’u ile onaylanan İstanbul İli, Başakşehir İlçesi, Bahçeşehir Gölet Alanı ile Pazar Alanına İlişkin Uygulama İmar Planı Değişikliği işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali istemli dava açmıştık. Mahkemenin Ara Kararı gereği keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına, sonrasında yürütmenin durdurulmasının değerlendirilmesine karar verilmiş ve tarafımızca da 4.177,50 TL keşif ve bilirkişi avansı yatırılmıştı.
planların doğrudan doğruya dernek tüzel kişiliğinin hak ve çıkarlarını etkilemediği, davacı dernek tarafından hazırlanmış dernek tüzüğünün de davacıya hukuken böyle bir hak tanımayacağı değerlendirildiğinde davacı derneğin dava konusu planın iptalini istemekte hukuken korunması gereken bir menfaat ilişkisinin olmadığı, dolayısıyla dava ehliyetinin de bulunmadığı sonucuna varılarak davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmişti” demiştir. Danıştay’ın en yüksek kurulunun 14 yıl önce son noktayı koyduğu bir konuda ne oldu da İstanbul 1. İdare Mahkemesi keşif ücretini yatırmamıza rağmen apar topar böyle hukuksuz bir karar verme gereği duydu bilmiyoruz.
Ne var ki İstanbul 1. İdare Mahkemesince keşif ve bilirkişi incelemesi yapmak yerine, ara karardan vazgeçilerek dava reddedilmiştir. Daha da şaşırtıcı olan İstanbul 1. İdare Mahkemesi 2014/ 2139 E., 2014/ 1730 K. Karar Sayılı 13.10.2014 Tarihli bu Kararı ile Danıştay’ın en yüksek kurulu olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 26.05.2000 yılında vermiş olduğu Karar’a aykırı şekilde “dava konusu
Biz bu kararı süresi içinde temyiz ettik ancak, bu karar bize tam iki yıl kaybettirdi. Bu süre içerisinde, dava konusu imar planlarına dayanılarak ihaleler yapıldı ve inşaatlar başladı, çevresel yıkım ve kıyım yürüdü gitti.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
İstanbul 1. İdare Mahkemesi bu kararında Danıştay 6. Dairesi’nin 2013 tarihli ilgisiz bir kararına atıf yapmıştı. Ancak bu karara
karşı temyiz talebimiz sonucu, Danıştay 6. Dairesi 2015/ 2865 E., 2016/ 3922 K. Sayılı 08.06.2016 Tarihli Kararı ile İstanbul 1. İdare Mahkemesi’ nin haksız, hukuksuz ve usule aykırı kararını bozmuş; bozmakla da yetinmeyip “Anayasanın Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler arasında yer verdiği “Çevrenin Korunması” hususu, hem herkes için “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını” hem de “çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek” ödevini tüm vatandaşlar için “ hak ve ödev” olarak düzenlemiş bulunmaktadır.” diyerek bırakın derneği, çevreye karşı duyarlı ve etkin olmanın her vatandaşın anayasal hakkı ve ödevi olduğuna vurgu yapmıştır. Danıştay 6. Dairesi 2015/ 2865 E., 2016/ 3922 K. Sayılı 08.06.2016 Tarihli Kararı bu ülkede adaletin bir şekilde var olduğunu göstermiştir. Dileğimiz yerel mahkemece bu karara uyularak ve bir an önce yürütmenin durdurulması yönünde karar verilerek adaletin tesisinin sağlanmasıdır.
19
Dersler tamamen
kaldırılacak
Finlandiya yeni bir eğitim sistemine geçmeye hazırlanıyor. Bu yeni eğitim sisteminde geleneksel derslerden hiçbiri yer almıyor.
Her damacana siparişlerinizde
1/2 Lt’lik Pet Su Hediye
Dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip olduğu düşünülen Finlandiya’da eğitimciler Radikal bir kararı uygulamaya karar verdiler. Finlandiyalı yetkililer dersleri müfredattan kaldırmak istiyor. Fizik, matematik, edebiyat, tarih, coğrafya gibi dersler artık olmayacak. Helsinki Eğitim Bölümü başkanı Marjo Kyllonen değişimi “1900’lerde uygulanan eğitim yöntemleri bir zamanlar faydalıydı. Ancak artık öğrencilerin ihtiyaçları farklı.” sözleriyle ifade etti. Eski Moda yöntemler yerine öğrenciler, olaylar ve fenomenleri disiplinlerarası bir formatta öğrenecekler. Öğneğin İkinci Dünya Savaşı tarihsel, coğrafi ve matematiksel bakış açısıyla incelenecek. “Kafede Çalışmak” gibi ilginç bir ders ile öğrenciler İngiliz dilini, ekonomiyi ve iletişim becerilerini öğrenecekler. Sistem ilk olarak 16 yaşındaki son sınıf öğrencilerine sunulacak. Öğrenciler yetenekleri ve gelecekte yapmak istediklerini de göz önünde bulundurarak öğrenmek istedikleri konuları seçecekler. Bu şekilde öğrenciler, “Bu dersi neden alıyorum?” diye sormadan derslerini alacaklar. Geleneksel öğrenci-öğretmen ilişkisi de bu sistemle değişecek. Öğrenciler sıralarında oturup öğretmenlerinin onlara soru sormasını beklemeyecek. Bunun yerine, problemleri oluşturdukları küçük gruplarda tartışacaklar. Kollektif çalışmayı öğreten Finlandiya’nın yeni eğitim sistemi ile öğretmenlere büyük bir iş yüklenecek. Bu nedenle öğretmenlerin maaşlarında da artışlar olacak. Değişimin 2020’ye kadar tamamlanması bekleniyor.
Abone olan herkese
Su Pompası Hediye
Ücretsiz Damacana Değişimi
Fiyat: 9,90 TL Bahçeşehir Group
Duygu Bay / Milliyet
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
20
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
BADER;
CUMHURİYET Gecesi ile
Coşku ve Dayanışma örneği oldu Bahçeşehir Güner Restorant’ta düzenlenen Cumhuriyet gecesine katılım günler öncesinde gerçekleşen rezervasyonlarla doldu. Geceye ADD, ÇYDD, ROTARY Bahçeşehir sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Gölet Gönüllüleri, Mehmetçik Vakfı Avrupa Yakası Temsilciliği, Bader Güldeste Korosu ve çok sayıda davetli katıldı.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
21 Anlamlı gecenin sunumunu BADER Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Bilgingüllüoğlu gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, BADER Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Barış Karabulut’un Cumhuriyet temalı konuşmasıyla devam etti. Salondan büyük alkış alan heyecan dolu konuşmasında Karabulut coşku ile şunları söyledi.
“Bizim için Cumhuriyet demek, Şehit kanıyla sulanmış vatan. Mavi gökyüzü, soluduğumuz hava, Hayat bulduğumuz toprak, Dalgalanan ay-yıldızlı bayrak. Bağımsızlık demek. Bizim için Cumhuriyet demek, Şiddetin olmadığı, Özgecanların ölmediği bir ülke, Kadın-erkek eşitliği demek... Tedbirsizlik, denetimsizlikle önlenmesi gereken iş kazalarına son vermek demek! SOMA’da, Ereğli’de göçük altında ölmemek demek! Bizim için Cumhuriyet demek, Aydınlık yarınlara koşmak için, aydınların, bilim insanlarının, vatana millete değer katanların keşfedildiği, onurlandırıldığı, baş tacı edildiği bir ülke demek... Kısır çekişmeler, benzer söylemlerle birbirimizi oyalamak yerine, Egolarımızı bir kenara bırakıp davamız olan bu vatan ve milletimiz uğruna değer katmak demek. Bizim için Cumhuriyet demek, Emek verenle vermeyenin ayırt edildiği, emek verenin yüceltildiği bir ülke demek... Bizim için Cumhuriyet demek, Yaşamın her alanında yenilik, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak demek. Uygar uluslarla yaşamın her dalında yarışmak demek. Bizim için Cumhuriyet demek akıl demek, bilim demek irfan demek... Bizim için Cumhuriyet demek eğitimde, sanatta, sporda başarı demek... Ata’dan armağan demek. Verilen söz demek. Cumhuriyeti korumak, Yaşatmak demek. Bizim için Cumhuriyet demek, hukuka, adalete, emniyete en ufak şüphe ve tereddüt duymadan güvenmek, teslim olmak demek... Hakkari’den Edirneye, Artvinden Hataya bu ülkenin her karış toprağında huzurla, barışla, kardeşçe yaşamak demek. Bizim için Cumhuriyet demek Türk, Kürt, Laz, Çerkez diyerek ayrışmak değil bu kutsal vatan toprağında tek vücut olabilmemiz demek. Bizim için Cumhuriyet demek kardeşin kardeşi öldürmediği, öldürtmediği, silahların parçalandığı, sevginin, dayanışma ve hoşgörünün arttığı bir ülke demek... Bizim için Cumhuriyet demek, Demokrasimize Sahip Çıkmak demek... Bizim için Cumhuriyet demek, Mustafa Kemal’in açtığı yolda bir olmak; “ Yurtta Barış, Dünyada Barış” demek...”
Konuşma sonrasında gece BADER’in bu yıl yaşama geçirdiği BADER Güldeste TSM Korosu’nun hazırladığı Atatürk’ün sevdiği eserlerle renklendi. BADER Genel Koordinatörü İsmail Acar, Eğitim Koordinatörü Şengül Alpaslan’ın özverili yoğun çalışmalarıyla her geçen gün artan koristleri ile sahne de yer alan koro, seslendirdikleri şarkılarla katılanlara duygu dolu anlar yaşattılar. Şef Atakan Konakçı çok kısa bir sürede Güldeste korosunu bu etkinliğe başarıyla hazırlamış olması, koronun Şubat ve Mayıs aylarında hedeflediği konser takvimlerinin sabırsızlıkla bekleneceğini gösterdi. Şef Konakçı yoğun istek üzerine bu anlamlı gecede davetlileri kırmayarak sahne aldı. Sahne duruşu ve ahenkli ses tonuyla davetlilerden yoğun alkış ve beğeni toplayan Konakçı, programı sona erdirmeye çalışsa da alkışlar üzerine tekrar sahneye döndü. Sanat müziğinin ardından sahneyi sazı ve sözü ile bölgemizin yakından tanıdığı Emine Akkaya aldı. Milli duyguları ve dayanışmayı güçlendiren eserlerden seçtiği eserlerle isteğe boğulan Akkaya, “ Buradan anlıyoruz ki birlikte daha geniş bir zaman dilimini içine alan program yapmalıyız” diyerek katılımcılar arasında yer alan Gülfem Aybastı Civan’ı sahneye davet etti. Civan güçlü sesiyle salondan büyük alkış aldı.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
22
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Bu yıl 93.yıl Cumhuriyet Gecesi’nin gerçekleşme nedenlerinin başında Mehmetçik Vakfı yararına düzenlenen açık arttırma vardı. Mutlu Dölek Sanat Atölyesi, Devrim Çelik, Ayfer Dikbaş, Şengül Alpaslan, Deniz Bayraktar, Hikmet Tuncel, Caner İlhan ve Uğur Barış Karabulut’un BADER’e bağışladıkları yağlıboya tablolar, antika fotoğraf makinası, 12 m2’lik Anadolu desenli halı ve ev mutfak aksesuarı aspritörler yeni sahipleriyle buluştu. Bader Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Acar, Caner İlhan ve hasta olmasına rağmen geceye katılan Ali Rıza Ayın gece boyunca organizasyonun görünmez kahramanları oldular. Etkinliğin kamera çekimlerini İbrahim Karakuş yaptı. Bader Yönetim Kurulu üyesi Ayfer Dikbaş’ın renkli ve heyecanlı sunumu ile gerçekleşen açık arttırmaya, Hilal Erbakan, Mehmet Gümüş, Kudret Çelebi, Yüksel Karabacak, Hikmet Tuncel, Oğuz Meriç, Mehtap Aslan, Rana Gülnar, Mahir Aktaş ve BADER katılarak 5.000 TL (beşbin Türk Lirası) bağış toplandı. Ayrıca gecede toplanan gelirin haricinde günlerdir yerel basın ve sosyal medyadan yapılan kampanyalarla Mehmetçik Vakfının hesap numaralarına yönlendirmeler olduğu da belirtildi. Mehmetçik Vakfı Genel Müdürlüğünden aldığımız bilgiye göre bırakın İstanbul’u, Türkiye genelinde duyarlılık ve bağış konusunda en çok desteğin de bölgemizden olduğu yönündeydi.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
23
Bader gecesine Mehmetçik Vakfı İstanbul Avrupa Yakası Temsilcisi Emekli Kurmak Albay Mustafa Akyol’da katıldı. Akyol “ Böyle bir gecede aranızda olmaktan dolayı gurur duydum. Özenle hazırlanmış, duygu dolu bir geceydi, bu hisleri uzunca bir süredir yaşayamıyorduk. Öncelikle genç, başarılı başkanınız Uğur Barış Karabulut’a ve Bader Yönetim Kuruluna; Mehmetçik Vakfı yararına yaptığınız bu girişim için teşekkür ederiz. Vakfımız elde ettiği bağışların büyük bir çoğunluğunu şehit ailelerin çocuklarının eğitim ve öğretimleri için harcamaktadır. Bu konuda yapılan yardımların kapsamlı raporunu www.mehmetcik.org.tr web adresimizden öğrenebilirsiniz.” dedi. Duygu dolu gece tüm salonun Türk bayraklarıyla ayağa kalkıp coşkuyla 10.yıl marşını söylemeleri ile son buldu.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
24
Çocuklara ilişkin küçük bir çözümleme Gülfem Aybastı Cİvan
Klinik Psikolog /Evlilik ve Aile Danışmanı
Tembel çocuk yoktur, sadece neyi nasıl öğrenmesi gerektiğini bilmeyen, zekâ tipi önemsenmemiş ve zekâ tipine göre yönlendirilmemiş, eksiklikleri saptanamamış, hayatındaki gelişmelere ve öğrendiklerine nasıl anlam yüklediği bilinememiş çocuk vardır.
H
âl böyle olunca aslında her velinin söylediği kelime şudur genelde “zeki ama çalışmıyor”. Fakat hiç düşünülmez bu çocuk neden çalışmıyor ya da çalıştığı halde neden yapamıyor. Bunları düşünmek yerine fatura yine çocuğa kesilir. Tembel olarak aile içinde, arkadaşları içinde ve hatta çok acıdır ki öğretmenleri tarafından bile etiketlenir çocuk. Peki, bu çocuk kendisini nasıl ifade edebilir? Yaramazlıkla, arkadaşının saçını çekerek mesela... Çünkü bu çocuğun artık kendini kabul ettirme, başarmaya çalışma gibi bir amacı da olmaz. Çünkü başarısız olduğuna kendisi bile inandırılmıştır. Başarısız olduğu iyice yerleşmiştir çocuğun bilinçaltına. Çevresi tarafından artık bu şekilde bir muameleye maruz kalır çocuk. Artık başarması bir şeyleri gerçekten imkânsızlaşmıştır. Başarının ve ahlakın sadece okul derslerinden ibaret olduğunu düşünen aile, çocuğunu ahlaki olarak da zayıf büyütür. Örneğin dolmuşta yaşlı birine yer vermeyi bile öğretmez aile. Kendisi bir koltuğa çocuğunu da yanındaki diğer koltuğa oturtur.
kendisini kanıtlamak ister. Tabi burada etkenlerden belki de en önemlisi arkadaşlarından görerek başlamasıdır ki aslında özendiği arkadaşları da kendisini kanıtlama ihtiyacında olan kişilerdir. Onlar da başka birileri tarafından başlatılır derken, zincirleme bir şekilde yayılır bu kesim ve yeniden etiketlenir. Bu sefer etiket şudur, “SERSERİ”. Ama burada bitmez, çocuk küfürlerden sapıklığı öğrenir. (Farkındaysanız tüm küfürler bir baskınlık ve kanıtlayabilme duygusu içerir.) Hormonlarının da etkisiyle karşı cinse yüklemesi gerekenden farklı duygular beslemeye başlar. Hele bir de çevresinde böyle örnekler varsa, hele bir de aile içinde sözlü ve fiziksel şiddeti tanımışsa, hele bir
de kendisi gibi yetiştirilen birileri tarafından cinsel istismar yaşamışsa. Böylelikle kişi neler başarabileceğini bilmeden, yapısını bilmeden bir gelecek yapılandırmış olur. Böyle yetişmiş birinin sağlam bir nesil yetiştirmesi doğal olarak beklenemez. Yine başka bir zincirleme ilişki devam eder. Sonuç olarak da yine bir etiket yapıştırılır artık etiket daha genel bir kesimi kapsar. DUYARSIZ NESİL Peki, nesil duyarsızsa suç kimin?
Zamanla yapısı bilinmeyen, önemsenmeyen, kısacası birey olduğunu hissedemeyen, ahlaki açıdan da zayıf olan bu çocuk ergenliğinde etkisiyle BÜYÜK ADAM GİBİ olmaya çalışır. Çevresinde gördüğü büyük adamların yaptığı gibi sigara içerek
Gülfem Aybastı Civan’ı yakından tanıyalım... Sakarya Üniversitesi Sosyoloji mezunudur. 2013 yılında Toros Üniversitesi Evlilik ve Aile Danışmanlığı üzerine eğitim aldı. Aynı yıl St. Clemens University’de Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını tamamladı. Mesleki kariyeri adına birçok sertifika eğitim programına katıldı. Helpa Akademi Quantum Yaşam Koçluğu, Helpa Akademi Öğrenci Koçluğu, Helpa Akademi Emotional Freedom Techniques Uygulayıcı Eğitimi, Helpa Akademi Bilinçaltı Temizleme ve Programlama, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği Cinsel Terapi Uygulayıcı Eğitimi, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği PsikoDinamik Yönelimli PsikoTerapi Eğitimi, Klinik ve Adli Psikologlar Derneği Psikometrik Testler Uygulayıcı Eğitimi, Klinik
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
ve Adli Psikologlar Derneği Temel Hipnoz Teknikleri Uygulayıcı Eğitimi, Uludağ Üniversitesi Oyun Terapisi Uygulayıcı Eğitimi, Uludağ Üniversitesi Wisc-r Testi Uygulayıcı Eğitimi. Tüm bu eğitimleri aldıktan sonra şuanda işletmiş bulunduğu danışmanlık ofisini faaliyete geçirdi. Evlilik ve Aile Danışmanlığı, çocuklar için Oyun Terapisi ve yetişkinler için danışmanlık hizmetlerinin yanında öğrencilere yönelik Öğrenci Koçluğu hizmetiyle farklı alanlarda faaliyetlerine devam etmektedir. Detaylı bilgi için: Koza Mah. Akkoza Konutları Defne Blokları 1 B blok Zemin Kat D:4 Tel: 0544 441 4559 info@ayzedanismanlik.com
25
Özel günleriniz hiç bu kadar “ÖZEL” olmamıştı...
Garden&Cıty tüm kutlama ve anma günlerinizde Bahçeşehir ve Boğazköy’de sunduğu 2 farklı villa konsepti ile unutulmaz anlarınızı paylaşıyor. İster bizlerin önerdiği, ister sizlerle birlikte belirleyeceğimiz, süsleme, etkinlik programları ve menülerle çok özel anlarınıza ev sahipliği yapıyoruz. Doğum Günleri, Evlilik Yıl Dönümleri, Kına, Nişan Merasimleri ve hatta hatta Kadınlara Özel Toplantılar, Kalabalık Aile Yemekleri için size özel adresiniz... Ayrıca her iki mekanımız bahçeli olup gün içerisinde kafe hizmeti de sunmaktadır...
Bahçeşehir Adresi Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir
Boğazköy Adresi Anadolu Caddesi, Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi, 34488 Boğazköy
T:(0212) 607 26 27 • 0532 352 97 10 Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
26
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
toskana
Yelpaze Ä°stanbul / 11 KasÄąm 2016
28
“...Olmaya Devlet Cihanda bir nefes sıhhat gibi...” Kanuni Sultan Süleyman
Şengönül Afsİn
Sanat Tarihçisi
K
anuni Sultan Süleyman’nın kendisi kadar muhteşem olan bu dizesinin tamamını yazının altında göreceksiniz. Aruz vezdinin aritmetik ölçüleri ile özelikle Hürrem Sultan’a yazılmış aşk şiirleri, edebiyatımızın şaheserlerindendir. Ama bu şiirin evrensel bir dili ve değeri vardır. Dolayısıyla, Kanuni savaşların efendisi olduğu kadar, barışın, sanatın, aşkın ve şiirin de efendisi olmuş bir padişahtır. İnsanoğlu dün de savaşmıştır, bugün de... Savaşlar elbette acı sonuçlar doğurur. Ancak günümüz bilgisayarlarının başlattığı
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
dijital ve finans savaşları bütün bir insanlığı, hatta gezegenimizi hedef tahtasına koymuştur. Sen, ben hepimiz, hatta ahlak değerlerimiz “olmak yada olmamak” arasında sürekli gidip gelmekteyiz. Bu durum evrensel... Ancak kendi kimliğine sahip çıkan toplumlar, dayanma, karşı çıkma gücüne sahip olabiliyor. İnsanlar geçmişte yaşadıklarını unutmaz ve gereken dersleri alırsa, günün zorluklarını daha rahat atlatır.
Bir alzhemier hastasının artık bir hafızası yoktur. Hayatı yönetemez. Toplumlar da öyledir. Tarih bir bilimdir. Laboratuarları vardır... Edebiyat, sanat, müzik, savaş ve barışı orada test edebiliriz. Unutmayalım, hatırlayalım, hatırlatalım... Yoksa topyekün alzhemier hastası olabiliriz. İşte Muşhteşem Süleyman’ın şiir dünyasından bir kesit aldım... Gözümü tarihe çevirince birden çıkıverdi. Hatırladım... Sizlere de hatırlatmak istedim. Eminim gönül tellerinizi titretecektir.
29 Halk İçinde Muteber Bir Nesne Yok Devlet Gibi Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Halkın gözünde devlet(iktidar) gibi değerli birşey yok Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet (güç) olamaz. Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdur Olmaya baht ü saadet dünyede vahdet gibi Saltanat dedikleri sadece bir dünya kavgasıdır. Dünyada Allaha yakınlık gibi büyük saadet baht açıklığı olamaz. Ko bu ayş ü işreti çünkim fenadur akıbet Yarı-ı baki ister isen olmaya taat gibi Bu eğlenceyi yeme içmeyi bırak, sonu kötüdür. Eğer ebedi bir sevgili istiyorsan ibadet gibisi yoktur. Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded Gelmeye bu şişe-i çerh içre bir saat gibi. Ömrüm, kumlar sayısınca sınırsız ve hesapsız olsa bile, Bu feleğin fanusunda (çıtasında) bir saat gibi bile gelmez. Ger huzür etmek dilersen ey Muhibbi fariğ ol Olmaya vahdet cihanda kuşe-i uzlet gibi. Ey Muhibbi, eğer huzur içinde olmak istersen, feragat sahibi ol (vazgeç) Dünyada yalnızlık köşesine çekilmek gibi Allaha yakınlaşma olamaz. Kanuni Sultan Süleyman “Muhibbi” (1494 - 1566)
Şengönül Afsin’i tanıyalım... Antalya doğumlu, Lise ve üniversiteyi İstanbul’da okudu. Üniversite eğitimine İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladı ancak yarım bıraktı. Sonrasında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede “Türk İslam Sanatı” üzerine master çalışması yaptı. Bir oğlu ve bir torunu olan Afsin, Bahçeşehir’de yaşamakta ve bu aydan itibaren biriktirdiği bilgileri yazıları ile bizlerle, söyleşileri ile BADER’le paylaşacak.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
30
SAĞLIK
“Emel Acar’la Yeni Bir Ben” Programına Bahçeşehir ‘den Diş Hekimleri Fatih Genceroğlu ve Gülşen Gören renk katıyor... Şık ve güzel görünmek benimde hakkım diyorsanız ekran başına... Sihirli dokunuşlarla güzel, bakımlı ve çekici görünmek çok kolay. Emal Acar, sizi ““Emel Acar’la Yeni Bir Ben”” programında bir hafta boyunca Türkiye’nin konusunda uzman doktor, kuaför, makyöz ve modacılarının eline bırakıyor.
Beyaz TV tarafından hazırlanan “Emel Acar’la Yeni Bir Ben” programına mesleki kariyerlerini Bahçeşehir’de sürdüren diş hekimleri Fatih Genceroğlu ve Gülşen Gören’de renk katıyor. “Emel Acar ile Yeni Bir Ben” programı modayı takip etmek isteyenleri ve değişimi yakalamak isteyenleri buluşturuyor. Program Beyaz TV’de her Cumartesi günü saat 11:00’de başlamakta. Programın amacı programa başvuran bayanları baştan yaratmak. Fiziki görünümünden memnun olmayan daha da güzelleşmek isteyen bütün bayanların başvurup Emel Acar ile kendilerini
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
bambaşka bir görünüme kavuşturabilmeleri hedefleniyor. Programın son kısmında ise katılımcılar kendisi de modacı olan Emel Acar’ın özel olarak hazırlamış olduğu kıyafeti giyerek sahneye çıkıyor. Programa aynı zamanda alanında uzmanlaşmış doktorlarda katılmakta. Sizde kendinizde değişim yaratmak istiyorsanız bunu ünlü modacı Emel Acar’ın ellerine bırakarak başarabilirsiniz. “Bu içerik bilgilendirme amaçlıdır”
YAŞAM
Kahve ihtiyacı genetik mi? Kafein bağımlılığımız ile ebeveynlerimizin arasında bir ilişkinin olduğunu biliyor muydunuz? Yapılan yeni bir araştırma sayesinde, kahve sinyalleri üretebilme becerimizin ve genel olarak kahve içme ihtiyacı hissetmemizin, genetik ile ilişkili olduğuna dair yeni kanıtlar elde edildi. İskoç, İtalyan ve Hollandalı uzmanlardan oluşan bir ekip, yedi İtalyan şehrindeki 1200’den fazla kişinin kahve içme alışkanlıklarını analiz etti. PDSS2 adındaki belirli bir genin DNA varyasyonlarına sahip kişilerin, diğerlerine kıyasla gün içerisinde bir bardak daha az kahve içtikleri görüldü. Bulgularını doğrulamak adına, araştırmacılar, Hollanda’daki bir grup katılımcı ile anket yaptı ve benzer sonuçlar elde etti: PDSS2 gen varyasyonuna sahip kişiler, tipik bir gün içerisinde, diğerlerine kıyasla daha az kahve tüketti. Araştırmacılar, bu durumun PDSS2 geninin metabolizmamızla birlikte çalışarak, her fincanda ne kadar kafein artışı hissettiğimizi etkilediği anlamına gelebileceğini söylüyorlar. Bu yeni araştırma, insanların genetik yapılarına bağlı olarak farklı miktarlarda kahve ihtiyacı duyduklarını gösteren önceki çalışmalarla örtüşüyor. Birçok gen değişkeninin, kahve tüketimi ile ilişkili olduğu görülüyor; ancak özellikle PDSS2 geni ile ilgili kesin bir yargıya varabilmek için daha fazla araştırmanın yapılması gerekiyor. Emin olduğumuz tek bir şey var; o da kahvenin lezzetli olduğu. Aynı zamanda da stresi azaltıyor, hastalıklara karşı koruyor ve karaciğer sağlığını iyileştiriyor. Daha ne olsun ki! www.hthayat.com
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
31
32
/Travelogueress
/ travelogueress
/ Travelogueress
Buzul
dan m anzar a
Bir Güney Amerika Macerası
11. Bölüm
Buzullara Tırmanış Yer: El Calafate, Patagonya
A
rjantinli Ernesto Guevara’yı Che Guevara yapan ve Latin Amerika tarihini değiştirmesini sağlayan, buradan arkadaşıyla beraber çıktığı motosiklet yolculuğuydu. Acaba bizim seyahatlerimizin de bir gün egoizmden çıkıp birilerine faydası dokunacak mı? Patagonya’nın bu bölgesine göçler en çok İngiltere, Galler, Finlandiya ve Norveç’ten olmuş ve dolayısıyla bu arazilerin ve hayvanların sahipleri onlar. Dünyada Galler dışında aynı lisanın konuşulduğu tek diğer ülke Arjantin. Ülkenin orta bölgesine olan göçler daha çok İspanya ve İtalya’dan olmuş. Turkuaz rengi Arjantin Gölü manzarasını takip ederek, zamanla bitkilerin boyları uzamaya ve en sonunda yeşil bir ormana dönüşmeye başladı. Nitekim buzula yaklaştıkça gölün rengi de sütlü bir su halini aldı. Bir kataramana binip buzula gölden yaklaştık. Önce ormandan bir süre yürüdükten sonra (hava hiç beklemediğimiz kadar sıcaktı), ayakkabılarımıza kramponlar takıldı. Bu
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
kramponlar oldukça ağırdı ve bunlarla yürümeye alışmak kolay olmadı. İçinden geçtiğimiz ormanda kandorlar (Güney Amerika’nın akbabaları), ağaçkakanlar ve pumalar bulunuyor. Eni 3 m.’yi bulan kandorlardan birini dağların tepelerinde uçarken görme şansını elde ettik. Elbette en önemlisi 2,5 saat kadar Perito Moreno buzuluna tırmanma ve buzulun üstünde yürüme şansını da.
dolandıktan sonra buz dağları arasında saklanmış bir sürpriz bizi bekliyordu: üzerinde içki ve çikolata bulunan bir masa ve birkaç kasa. Rehberler burada buzları kırıp, turistlere doğal su ikram ediyorlar. Dönüşte kramponları çıkardığımızda kuş kadar hafif hissettim, uçabilirdim. Zaten ormanda tekrar yürürken hızımın oldukça
Bu buzulun tüm alanı 300 km kareyi buluyor. Bir dağdan kopma buzul değil, yıllarca yağan karın birikimiyle oluşmuş, gölün altında yüzlerce metre derine inen, gölün üstünde yüksekliği 80 m.’yi bulan bir buzul. Güneşten kaptığı ışınlarla ve buzun yoğunluğu nedeniyle yer yer neon mavi renginde. Muhteşem ve nefes kesici. Buzula tırmanmak ve üstünde yürümeye çalışmak da başka bir macera tabii. Özellikle inişler oldukça zorlu oldu. Rehberimiz Leonardo, Arjantin kayak şampiyonuymuş ve Everest’e bile tırmanmış. Bizim tırmanışımız Everest kadar olmasa da muhteşemdi. 2,5 saat kadar buzulda
Buzu
la tır ma
nış
33
lye
da n a s e stünd ü z u B
Rüz gar da yab anı atla ra d oğru yür üyü ş
arttığını fark ettim çok yorgun olmama rağmen. Bu orman da gerçekten çok güzel ve hoş kokulu bir ormandı. Yürüyüş aslında dinlendiriciydi. Arjantin’de Perito Moreno dışındaki diğer buzullar her yıl 50 ve 100 metre arasında küçülüyormuş. Durum oldukça vahim yani. Ormanda yürürken ve katamarandayken birkaç kez bir buz parçasının eriyip suya görkemle ve yüksek sesle düştüğüne tanık olduk. Tabii şimdi yaz olduğu için bu durum normal ama bu iklim değişimi ve su seviyelerinin arttığı gerçeğini değiştirmiyor. El Calafate’de rüzgar hızı saatte 140 km’yi bulabiliyormuş. Bugün en az saatte 90 km. kadardı. Göl kenarındaki flamingoları görmek için steplerde yürümeye çalışırken iki ayağımızı bir yerde tutmak imkansızdı. Rüzgar bizi koşmaya zorluyordu. Bugün havada, bir uçakta olmak istemezdim. Flamingoları görme niyetindeyken, çevrelerindeki ördekleri, çok alçaktan uçan kazları ve en güzeli özgürce dolaşan ve otlanan zarif atları da çok yakından görebildik. Şu anda rüzgar sanki konuşuyor ya da uğulduyor desem daha doğru olur. Bugün El Calafate’den çıkıp Perito Moreno buzuluna doğru yol aldığımızda, ilk olarak Patagonya’nın bomboş ve sapsarı step arazilerinden geçtik. Ara ara özgürce dolaşan atlar ve boğalar gördük. Estancia’lar yani geniş arazileri yöneten bir nevi ağaların evlerini de gördük.
ğı
lılı a ç e t lafa El Ca
Siz de seyahat anılarınızı paylaşmak ve özellikle yazılarınızda gezilerinizde gözlemlediğiniz çocuk, hayvan, kadın, yaşlı hakları, çevre ve yaşam sorunlarını dile getirmekle ilgileniyorsanız, uluslararası alanda uyguladığımız GET HEARD (Sesini Duyur) Projesi’ne katılmanızı öneririz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilir ya da contact@travelogueress.com ‘a yazabilirsiniz. Gezi yazılarımın tümü yeni web sayfam www.travelogueress.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
34
Bahçeşehirliler Derneği’nden konusunda uzman eğitmenler eşliğinde
“BADER Eğitim Merkezi”
açıldı...
Sınırlı sayıda başvuru ve ön kayıt için hemen arayın;
(0212) 669 61 61
Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Eğitim Merkezi Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 www.bahcesehirliler.org
/bahcesehirlilerdernegi
• Tüm branşlarda katılımcılar yıl sonunda halkın katılımına açık düzenlenecek bir etkinlikte hünerlerini sergileme fırsatı bulacaktır. • Tüm branşlarda eğitim süresini tamamlayan katılımcılara, konusunda birbirinden uzman eğitmenlerimizin imzası ile derneğimizin hazırladığı “Başarı Katılım Belgesi” düzenlenecektir. Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
35
BİLGİSAYAR EĞİTİMİ • Office Programları (Word, Excel, Power Point..) • Grafik Tasarım (Photoshop- Illustrator) • Sosyal Medya Yönetimi
SATRANÇ
Başlangıç düzeyinde satranç eğitimi (İleri düzey katılımcılar isterlerse salonumuzu müsabaka amaçlı kullanabilirler.)
MODA TASARIM
TEZHİP
GÜZEL SANATLARA HAZIRLIK VE RESİM
• Resim (Hobi Amaçlı) • Resim (Desen+ Yağlı Boya Çalışmaları) • Çocuk Resim Grubu • Güzel Sanatlara Hazırlık • Anne-Çocuk & Baba- Çocuk Etkinliği (Workshop)
YAZARLIK ATÖLYESI Yazarlık yolunda adım adım hazırlanma, ilerleme ve ciddi/anlamlı sonuçlar elde edinme kazanımlarını elde etmek için Yazar Nalan Güven ile P Kitap Yazarlık Atölyesi’ne bekliyoruz.
KORO ÇALIŞMASI İÇ MIMARLIK
İnsanlara kendi mekanlarını dekore ederken bugüne kadar hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları detayları göz önüne alarak tanımadıkları stillerle ilgili onlara ipuçları verebilecek unsurları tanıtmak. • Mekana uygun yerleşim. • Mekanın aldığı ışıkla orantılı olarak istediği renk tonları seçimi. • Stiller • Aksesuarlar • Küçük tüyolar
BADER Türk Sanat Müziği Korosu (Yıl içerisinde bahar aylarında profesyonel bir salonda konser düzenlenecektir.)
BAHÇEŞEHIR ORKESTRASI KURULUYOR
7’den 70’e herkese açık olacak olan “Bahçeşehir Gelişim Akademisi Orkestrası” ile Halk Müziği, Batı Müziği, Klasik Müzik ve Türk Sanat Müziği enstrümanlarının bir arada yer alacağı çok farklı bir yeniliğe birlikte imza atmayı hedefliyoruz. Türkiye’de belki de ilk olacak bu oluşumda sizleri de aramızda görmek isteriz.
EL SANATLARI VE TAKI TASARIM
• Yetişkinler için takı tasarım • Çocuklar için el becerileri ve tasarım • Oyuncak yapımı
(Yeni)
TEMEL FOTOĞRAFCILIK ATÖLYESİ
KARİKATÜR
8-12 Yaş Karikatür Eğitimi
TİYATRO
Yetişkin ve Çocuklar İçin (+7 Yaş) Tiyatro (Yıl sonunda eğitmen ve katılımcıların birlikte yazacakları bir senaryo profesyonel bir salonda sahnelenecektir.)
(Yeni) Profesyonel Makyaj Eğitimi
SERAMİK
GELENEKSEL VE MODERN DANSLAR EBRU
Fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız ama kocaman kullanım kılavuzları okumak sizi yoruyorsa, çok fazla teknik bilgi içinde kaybolduysanız veya en hızlı şekilde fotoğraf dünyasına adım atmak istiyorsanız sizi Emre Akdoğan eğitmenliğinde Temel Fotoğrafcılık Eğitimine bekliyoruz. www.emreakdogan.com
• Harmandalı • Sirtaki
Profesyonel Makyöz Dilek Erdoğan yönetiminde “ Profesyonel Makyaj Eğitimi” başlıyor... Kurs hakkında 8 hafta devam edecektir. Toplam 2 aylık bir süreyi kapsar. 1- Makyajın Tanımı Ve 5- Gelin Makyajı Kişiye Özel Makyaj 6- Hint Makyajı 2- Hayali Makyaj 7- Arap Makyajı 3- Gündüz Makyajı 8- Erkek Makyajı 4- Gece Makyajı 9- Fantastik Makyaj Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
36
YAŞAM
HER İKTİDAR KORKU ÜZERİNE KURULUDUR Foucault’nun söz ettiği gibi, iktidarın işlevlerinden birisi de disiplin altına alarak denetlediği, gözetlediği bireyi, “terbiye” etme” yani istediği noktaya yöneltme işlevidir. “Terbiye etme” yöntem ve araçları çok çeşitlidir devletin veya iktidarın. “Nitekim disiplinsel iktidar, insanlardan bir şeyler sızdırmak veya çekip almak yerine, başlıca işlev olarak ‘terbiye etme’ görevine; veya daha doğrusu daha fazla miktarda şey sızdırmak veya çekip almak için terbiye etme görevine dahip olan bir iktidardır.”[1] İktidar sahibi olmak, suç işlemek gibidir. İktidar sahipleri sanki suç işlemişler gibi, bunun bedelini ödemekten korkarlar. Bu yüzden çevrelerinde korumalar vardır. Yemeklerini onlardan önce başkaları tadar. Bir yere gitmeden önce, orayı kontrol ettirirler, polislerini gönderirler. Halkın içine çıkmaktan,
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
– doğrudan bir çıkarları olmadığında, oy istemek gibi – kaçınırlar. İktidar, taammüden işlenen, planlı ve programlı bir suçtur. Ancak iktidarı devam ettirebilmek için, korku, zor’un yanısıra itaate de ihtiyaç vardır. Hegemonya olmadan iktidar çok istikrarlı bir biçimde devam edemez. Bu bir çesit uzlaşmadır. Hiçbir iktidar sevgi üzerine kurulmaz, korku üzerine kurulur. Çünkü iktidar, bir kişinin ya da kurumun diğer kişiler ve
kurumlar üzerindeki tahakkümüdür. Ruhu köleleştirilmiş insanlar çıkarlarını kaybetme korkusu nedeniyle kendi üzerlerinde iktidar kurulmasına izin verirler, uzlaşırlar. Eğer uzlaşmaz ve iktidara izin vermezlerse bireyler, öz çıkarlarını, işlerini, kariyerlerini… kaybedebilir, hatta hapsedilmeye kadar uzanan bir dizi yaptırım ile karşı karşıya kalabilirler. Bir örnek vermek istiyorum. Bir gün bir ülkede Cumhurbaşkanı yargıçları toplar ve onlara hitap eder. Yargıçlar, Cumhurbaşkanını ayakta alkışlayarak karşılarlar. Cübbelerinde düğme olmadığı halde, düğme
37 “Devleti ele geçirirsen o senindir, sen de onunsundur ve artık sen yoksundur.” Alfred Döblin
ilikliyormuş gibi cübbelerini iki elleriyle önlerinde kavuştururlar. İşte iktidar, olmayan düğmeyi bile iliklettirebilecek beceriye sahip olma sanatıdır. “Uzlaşma, uzlaşmacı muhalefet olasılığını da içerir. Mevcut rejimin, halkın muhalefet ve itaatsizlikle karşılayacağı ama ilgili istemleri doyurulduğu ölçüde. sistematik olarak savaşmadığı bazı özellikleri olabilir… Kaçınılmazlık duygusu, herhangi bir alternatifin bilinmeyişi (cehalet) dolayısıyla itaat etmeye gönderme yapar. Bunu yalnızca modem dönem öncesi bir kadercilik olgusu olarak düşünmek yanlış olur. Aksine, çağdaş ileri kapitalist toplumlarda nüfusun geniş kesimlerini siyasal olarak marjinalleştirmenin bir parçasıdır… Siyasal marjinalleştirme, iyi ve doğru bulunmayan ama henüz değiştirilmesi olanaksız görülen siyasal sistemden dışlanmayı ima eder.” [2] Mitolojiden tarihe her yerde iktidar savaşlarını görebiliriz. Tarih, iktidar savaşlarının tarihidir. Ursula K. Le Guin, iktidarın bağımlılık yaptığını söylüyor. Ben de şöyle bir katkıda bulunayım iktidar, en ağır uyuşturucudan çok daha fazla bağımlılık yapan ölümcül bir virüstür. Bu, yalnızca ona sahip olanları değil, ona boyun eğen toplumu da zehirleyen bulaşıcı bir virüstür. İktidar sahibi olmak olmak bir suçu üstlenmektir, bu suç bakkalarının özgürlüklerini kısıtlamak ve insanların iradesi üzerinde otorite uygulamaktır. İnsanlar kendilerini, üzerlerinde bir baskı olmaksızın. kendilerini yönetebilecek kapasitededirler. Tarihte bunun örnekleri vardır, özellikle primitif komünal toplumda. Hangi çeşit ve kim adına iktidar olursa olsun, insanlar üzerinde iktidar kurmak bir suçtur, iktidar sahibi ise bir suçludan başka bir şey değildir. *** İnsanda ikili bir eğilim vardır: otoriteye boyun eğme ya da otoriteyi uygulama. Çoğu
insan otoriteye o kadar kolay boyun eğer ki, -hatta çoğu zaman mantıksızca- şaşırıp kalmamak işten bile değildir. Hatta yapılan çeşitli deneyler, insanların tanımadıkları kişilerin otoritesine bile sorgulamaksızın boyun eğdiklerini gostermektedir. Bu da sistemin bireyi ne kadar zayıflaştırdığı ve onun özgün ruhunu yok ettiğini, özgürlük duygusunu ise körelttiğini gösterir. “Psikolog Philip Zimbardo, katılımcılarını ‘mahkûm’ ve ‘gardiyan’lar olmak üzere iki gruba ayırır. Deney Standford Üniversitesi’nin bodrum katında oluşturulan yapay bir hapishanede gerçekleştirilir. Mahkûmlar önce tutuklanıp, tüm giysileri çıkarılarak aranmış, saçları traş edilmiş ve diğer suistimallere maruz kalmıştır. Gardiyanlara ise jop verilir. Mahkûmlar ikinci günde isyan eder ve buna karşın gardiyanların yanıtı hızlı ve şiddetli olur. Çok geçmeden, gardiyanlar kendi rollerini diğerlerini kışkırtarak ve suistimal ederek tamamen benimser, mahkûmlar ise daha uysal ve itaatkar davranır. Bu deney insanların şeytani eğilimlerini doğrulayan bilimsel kanıtlardan biridir. Deneyin 14 gün sürmesi tasarlandığı halde, artan şiddet sebebiyle 6 günde bitirilmiştir.”[3] Buna benzer bir film de izlemiştim. İnsandaki otoriter olma eğiliminin, iktidar ve güç elde ettiğinde, ne kadar şiddetlenebileceğini görebiliyoruz. Aynı şekilde devlet aygıtı da, daha geniş ölçekte toplum üzerinde böylesine güç gösterileri yapmaktadır. Buradaki örnekte, insanlar otoriteden korktukları için diǧerleri üzerinde otorite uygulamışlardır aslında. *** Para, kariyer, iktidar hırsı insanı çabuk tüketir, onu şekilden şekile sokar ve tüm değerlerini erozyona uğratır. Ne kadar fazla paranız, kariyeriniz, iktidarınız varsa, o kadar fazla mutsuzluk, hastalık, tatminsizlik,cinsel iktidarsızlık, korku, ihanet ve sevgisizlik satın alırsınız. Bir de bunların üzerine sahip olduklarınızı kaybetme korkusu eklenir. Daha fazlasını istemeyen, doymuş, açgözlü olmayan, mutlu bir iktidar sahibi ve zengin yoktur belki yeryüzünde, ama yoksul, hırslarından arınmış ve ruhu doymuş mutlu insanlar vardır.
Her çeşit iktidar, içinde bir korkuyu barındırır, ancak devlet ve hükümet iktidarı tamamen korku üzerine kuruludur. En çok korkuyu da bizzat bu iktidara sahip olanlar taşır tarihsel olarak. Bu ikili bir korkuyu içinde barındırır; iktidar sahipleri toplumdan korkar, toplum ise iktidar sahiplerinden. Toplum üzerinde iktidar kuranlar değişse de, iktidar varlığını aygıtlar aracılığıyla sürdürür, özellikle de devlet aygıtı aracılığıyla. Yani iktidar, korku üzerine kuruludur, tarihsel olarak da hep böyle olmuştur. İmparatorluklar bunun üzerine kurulmuş ve yıkılmıştır. İktidar sahipleri hizmet ettikleri sistem için varlardır, bunun için yaşarlar ve o sistemle, aygıtla bütünleşmişlerdir. İktidar sahipleri kendi bireysel özgürlüklerini yitirmişler ve sistemin iktidar aygıtının bir parçası, vidası olmuşlardır; onlar artık birer birey değil, bir sistemin parçasıdırlar. Kendi bireysel kimlikleri yitmiş ve bir kurumun bir vidası, onu sembolik olarak temsil eden bir parçası haline dönüşmüşlerdir. Artık birey yoktur, birey kurum tarafından yutulmuş, nesneleştirilmiştir. Foucault, “Dünya, yöneticileri psikologlar ve halkı da hastalar olan büyük bir tımarhanedir.” [5] diyor. Bense dünyanın yöneticileri hasta olan ve halkı da hasta eden büyük bir tımarhane olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bu büyük tımarhanede sağlıklı bir kimse yoktur. Erol Anar
Kaynakça [1]Michel Foucault: “Hapishanenin Doğuşu”, İmge Yayınları, Ankara, s. 213. [2]Göran Therborn: “İktidarın İdeolojisi ve İdeolojinin İktidarı”, İletişim Yayınları, İstanbul, 1989, s. 81. [3]”En Etkili 10 Psikoloji Deneyi”, 13 Kasım 2010, https://ruhdoktoru.com [4]Rolf Cantsen’in “Daha Az Devlet Daha Çok Toplum” kitabı içinde. Ayrıntı Yayınları, İkinci Basım, 2000, İstanbul, s. 96. [5]Aktaran, Sevra Fırıncıoğulları: “Michel Foucault’nun Toplumsal Tarihe Yaklaşımı ve Eleştiri”, http://www.academia.edu
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
38
YAŞAM
Mücadeleye Devam:
İnandığınız Fikirleri Savunmak Psikolojinize Olumlu Etki Ediyor Herkesin oybirliğiyle aynı şeyi savunduğu durumlarda çoğunluğa uymak, sahip olduğumuz farklı görüşün arkasında durmaktan daha kolay olabilir. Ancak Buffalo Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, anlaşmazlık durumunda inanç ve görüşlerinin arkasında durmanın olumlu psikolojik etkilerinin olduğunu ortaya koydu.
S
osyal psikolojide, gruba uyum sağlama baskısının insan davranışlarını nasıl etkilediği uzun zamandır araştırma konusu. Çalışmaların çoğu, yalnız kalmanın rahatsızlığı ve gruba uyumun bu rahatsızlığı azalttığı ön kabulü ile, davranışlar ve beyan edilmiş tavırlar üzerine odaklanıyor. Deney sırasında deneklerin sorgulanması, özellikle olay anını hatırlamaları istendiğinde yanıltıcı olabiliyor.
verdikleri tepki meydan okuma durumunda verilen tepki ile aynı olmuş. Araştırmacılar bu durumun, grubun görüşüne uyulduğunda ne kazanılacağından çok ne kaybedileceğine odaklanmadan kaynaklandığını fark etmişler.
Buffalo Üniversitesi Psikoloji bölümünden Profesör Seery ise yaptıkları deneyde, deneklerin beyanını değil, kardiyovasküler tepkilerini ölçtüklerini ve ilginç sonuçlar elde ettiklerini ifade ediyor.
Çevrenizdekiler düşüncelerinize etki ediyor Çıkan sonuçlar oldukça ilginç görülüyor. İnsanın çevresi aile üyeleri, çalışma arkadaşları ve komşularıyla sarılıysa düşünceleri de çevresindeki insanlara göre farklılık gösteriyor.
Araştırmacılar deneklerin 4 farklı durumda verdikleri tepkiyi ölçmüşler: Grubun politik görüşlerine uymak, kendi politik görüşünü ifade etmek, grup halinde iken katılımcıların görüşüne uymak veya karşı çıkmak. Deneklerin grubun katılmadıkları görüşüne uymaları istendiğinde verdikleri tepki, tehdit durumunda verdikleri tepki ile aynı olurken; tam tersine kendi görüşlerini ortaya koymaları istendiğinde
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Seery, bir konuda grupla ayrı düşmenin yorucu olduğu kadar motive edici ve canlandırıcı bir tecrübe olabileceğini söylüyor.
‘Bir grupla, bir konu hakkında yüzleşmek ve muhalif olmak yoğun ve baskıcı bir durumla karşılaşmanıza neden olabilir, fakat bu araştırma; birey olmanın mükemmel bir deneyim olduğunu, çoğunluğu karşına alıp kendi fikirlerini savunmanın psikolojinizi olumlu etkileyeceğini gösteriyor. Kaynnak: psypost.org
39
www.yelpazeistanbul.com ile
İ
S
T
A
N
B
U
L
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
40
Şeker hastalığı ve diyet: ne iyi, ne kötü, ne yanlış PROF.DR. OSMAN ERK
osmanerk@yelpazeistanbul.com
Normal bireylerde olduğu gibi şeker hastalığı olan kişilerde de günlük kalorinin %55 kadarı karbonhidratlardan gelmelidir. Bilindiği gibi sebzeler, bakliyat, tahıl, kuruyemiş, çekirdek, ve meyveler karbonhidrat kaynaklarıdır.
K
arbonhidratlar omega 3, omega 6 ve esansiyel aminoasitler elzem olan besin grubu değildir. Vücut protein ve yağlardan yeteri kadar glikoz sentez ederek gerekli enerji üretimini sağlayabilmektedir. Kaliteli karbonhidrat kaynakları sadece glikoz içermez. Aynı zamanda gerekli vitamin, mineral, lif, antioksidan içererek vücuda yararlı olurlar. Karbonhidrat oranının azaltıldığı bir diyet bu vazgeçilmez besin unsurlarının eksikliğine yol açarak ve aynı zamanda yağ, protein tüketim artışına neden olarak sağlık dengesini bozacaktır. Diyabetik bir kişi, glisemik indeksi ve glisemik yükü düşük karbonhidrat kaynakları tüketmek zorundadır. Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler (Nişastasız Sebzeler): Glisemik yükü, glisemik indeksi düşük; yoğun kalori içermeyen; vitamin, mineral ve antioksidan zengini koyu yeşil yapraklı ve yeşil sebzeler hem sağlıklı kişiler hem prediyabet hem de diyabetik kişiler tarafından sınırsız miktarda tüketilebilir. Bu sebzeler çiğ veya buharda az pişmiş olarak yenilmesi kişinin sağlıklı ve fit olmasını sağlayacağı gibi metabolik diğer hastalıklar ve kanser gelişimine
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
karşıda yeterli koruma sağlar. Sabah kahvaltısı da olacak üzere her ana yemekte maydanoz, pazı, marul, tere, kereviz yaprağı, semizotu, roka, hindiba, fesleğen, biberiye, lahana, brokoli, karalahana gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerden yapılmış; salatalık, domates, biber, soğan ilave edilmiş, üzerine hafif sirke ve limon eklenmiş salata vazgeçilmez olmalıdır. Böyle bir salatanın yarım kilosu en fazla 100 kalori içerir ve son derece doyurucudur. Koyu yeşil yapraklı karalahana, maydanoz, kereviz yaprağı, pazı, su teresi gibi sebzelerin suyu da sıkılarak içilebilir. Salataların üzerine bol zeytinyağı dökülmesi sağlık açısından uygun değildir. Bir yemek kaşığı zeytinyağından 120 kalori vardır, işlenmiş bir yağ çeşididir, içeriğinde lif, vitamin ve antioksidan çok azdır. Yeşilliklerde %50 protein, %25 yağ, %25 karbonhidrat bulunmaktadır. Yeşilliklerde bol miktarda bulunan protein, güneş ışınlarının yeşillikler üzerinde etkisi sonucu ortaya çıkmaktadır.
biber, soğan, sarımsak) yüksek nişastalı bitkiler olarak kabul edilmelidir.
Brokoli, kuşkonmaz, karalahana, ıspanak, pazı, semizotu, bürüksel lahanası, deniz börülcesi gibi her gün çeşitlendirilerek sık kullanılmalıdır. Yeşil olmayan tüm sebzeler (patlıcan, enginar, mantar,
Makarna: Beyaz un ve beyaz pirinçten yapılan makarnalar asla kullanılmamalıdır. Çok istenirse tam tahıllı ve esmer pirinçten yapılan makarnalar çok sınırlı ölçüde kullanılabilir.
Tam Tahıllar: Tam tahıllar yüksek nişastalı yiyecekler olarak kabul edilmelidir. Buğday, arpa, çavdar, bulgur gibi tam tahıllar aynı zamanda bazı kişilerde çölyak hastalığına ve gluten duyarlılığına yol açan gluten içeren besinlerdir. İşlenmiş tahıllardan yapılan beyaz ekmek asla kullanılmamalıdır. Tam tahıllı ekmekler ise her öğünde en fazla bir dilim olarak kesinlikle sınırlanmalıdır. Beyaz Pirinç: nişastalı ve glisemik indeksi yüksek bir yiyecektir, vitamin mineral ve antioksidan içeriği yetersizdir. Obez ve diyabetik kişiler tarafından asla kullanılmamalıdır. Mutlaka yenilecekse pirinç sınırlı ölçüde (bir kahve fincanı) tercih edilmelidir. Siyah pirincin ve glisemik indeksi ve yükü makul ölçülerdedir. Ayrıca lif ve rengi ile uyumlu olarak antosiyanin içerir. Esmer pirinç bir gün suda bekletilirse besin değeri artar.
41
Bakliyat: Bakliyatlar genel olarak %50 karbonhidrat, %25 protein ve %25 yağ içerirler. Nişastalı besinler olarak kabul edilmelerine rağmen lif ve besin içerikleri yüksek olduğu için glisemik indeksi ve yükü düşük besinlerdir. Bu grupta yer alan soya fasulyesi, yer fıstığı, GDO’lu bitkiler olduğu kullanılmamalıdır. Taze fasulye sultanı bezelye ve tatlı bezelye yeşil bir bitkisel örtüye sarılmış henüz tam olgun olmayan tohumlardır. Ölçülü kullanılmalıdır. Bu grupta yer alan mercimek, nohut ve kuru fasulye her gün dönüşümlü olarak tüketilmesi gereken yiyeceklerdir. Bu yiyeceklerde bol lif, fitobesin, sindirim enzimlerinin etkilerini engelleyen amilaz inhibitörleri vardır. Ayrıca yine var olan rezistan nişasta denilen bileşik gurubu insülin duyarlılığını arttırarak gün boyu sürebilecek, ılımlı kan glikoz düzeylerine yol açar. Rezistan nişasta sindirilmeden kalın barsağa geçerler. Kalın barsak yaralı bakterilerin gelişmesine yardımcı olurlar. Ve bu bakteriler hastalık önleyici yağ asitleri gelişimine neden olurlar. Nişastalı Sebzeler: pişmiş havuç, mısır, beyaz patates, tatlı patates, şalgam, kestane, balkabağı, pancar, bezelye gibi kök sebzeler nişastadan zengin glisemik indeksi yüksektir. Bu sebzeler kan şekerini hızla yükselterek insülin salgılanmasına neden olurlar. Ara sıra, sınırlı ölçüde tüketilmelidir. Tahıllarda nişastalı besinler olarak düşünülebilir. Pişmiş havuç önerilmez iken günde bir adet çiğ havuç yenilmesi makul kabul edilir. Çiğ havuç glisemik indeksi orta-yüksek olmasına rağmen, glisemik yükü düşüktür, beta karoten içerir ve göz sağlığı için faydalıdır. Kuruyemişler: Her gün 10 adet ceviz, 10 adet fındık ve 10 adet çam fıstığı 2-3 bölünmüş öğünde tüketilerek sağlıklı yağı ve diğer besinler sağlanmış olur. Kuruyemişleri özellikle öğün aralarında ve mümkün ise birer porsiyon meyve ile birlikte tüketmek sağlıklıdır. Kuruyemişlerin organik ve çiğ olmasına dikkat edilmelidir. Hidrojenin yağlarda kızartılan ve tuz eklenerek kuruyemişler sağlıksızdır. Meyve: Günde mutlaka 4-5 makul porsiyon çeşitlendirilmiş meyve tüketilmelidir. Bu meyve tüketimi total olarak 200-250 kalori yanı sıra bol miktarda lif, antioksidan, vitamin ve mineral inhibe eder. Yaban mersini, çilek, ahududu, vişne, kiraz, frambuaz gibi koyu renkli küçük meyveler mevsimine göre ılımlı ölçüde (10-12 adet, 1 tenis topu büyüklüğünde) kullanılmalıdır. Çekirdekli meyvelerden olan orta boy elma, armut, şeftali, nektarin, erik, günde çeşitlendirilerek 1 adet tüketilmelidir. Greyfurt, kivi, mandalina ve portakal gibi meyvelerde yine orta boy günde 1 adet olmak, totalde 4-5 meyveyi geçmemek üzere tüketilebilir. Gün aşırı orta boy fazla olgun olmayan muz tüketilmesinde sakınca yoktur. Çok tatlı olan incir, üzüm, kavun, karpuz, ananas gibi meyveler ise haftada bir kez çok ölçülü miktarda tüketilmelidir. Kurutulmuş meyve asla tüketilmemelidir. Yağ: Doymuş ve trans yağlardan uzak durmak, dengeli omega 3 ve omega 6 yağ asitleri tüketmek insülin duyarlılığı açısından önemlidir. Haftada 2 kez ağır metal ve diğer kimyasalları içermediği düşünülen açık deniz somonu, hamsi ve istavrit gibi balıklar tüketilerek yeterli omega 3 sağlanmaya çalışılmalıdır. Zeytinyağı da dahil olmak üzere işlenmiş bütün yağlardan uzak durulmalıdır. Zeytinyağı olarak soğuk pres yöntemi ile elde edilmiş taze virgin - sızma zeytinyağı tercih edilmelidir. Zeytinyağından çok çok değerli bir meyve olan zeytinin kendisi tüketilmelidir. Salatalarla birlikte veya tek başına günde 20 adet organik zeytin tüketmek tekli doymamış yağ asidi sağlamak bakımından önemlidir. Yine haftada 2-3 kez avokado tüketimi bu açıdan yararlı olacaktır. Otlaklarda beslenen hayvanların etleri ve tavukların yumurtaları da omega 3 ve diğer besinler açısından yararlıdır. Et tüketimi her gün ve her öğün değil haftada tıpkı balıkta olduğu gibi 2 kez olarak sınırlandırılmalıdır. Yumurta ise yaş ve kan lipit düzeylerine göre optimal olarak günde bir kez tüketilmelidir. Protein: Hayvansal protein kaynakları yerine bitkisel proteinler tercih edilmelidir. Yeşil yapraklı sebzeler, bakliyat, kuruyemiş ve çekirdekler önemli bitkisel protein kaynaklarıdır. Et, yumurta, balık, keçi peyniri ve lor peyniri ise sağlıklı protein kaynaklarıdır.
KEŞFEDİLECEK
YENİ BİR DÜNYA! SEVGİ, PAYLAŞIM, SICAKLIK…
Anaokulumuzda temel amacımız çocuklarımızın zihinsel, duygusal, sosyal, fiziksel gelişimini destekleyen programlar yardımıyla ön yeterlilik kazandırarak ilköğretime hazırlamaktır. ‘En iyi öğrenme; yaparak, yaşayarak öğrenmedir’ diyor ve Gems Eğitim Programı ve Değerler Eğitimi ile en üst seviyedeki eğitimimizi çocuklarımıza sunuyoruz. Okulumuzda uyguladığımız programlar, çocukların kendilerini ifade etmelerine, bağımsız hareket etme becerisi kazanmalarına ve aktif öğrenme ortamı sağlayarak bilgi, yaşantı ve beceri edinmelerine olanak tanıyacak şekilde Uzm. kadro yöneticimiz Doç. D.r Esin DİBEK ve UZM. Klinik Psikolog Derya ŞENEL tarafından düzenlenmiştir. ATATÜRK İlke ve İnkilaplarına bağlı; Ahlaki, Kültürel, Millet, Vatan, Bayrak sevgisine bağlı eğitim anlayışımızla IQ KİDS ANAOKULU olarak sizlerleyiz…
PROGRAMLARIMIZ • GEMS EĞİTİM PROGRAMI • MONTESSORİ • DEĞERLER EĞİTİMİ • SENSORY TİME
• AKIL OYUNLARI • İNGİLİZCE • AİLE DANIŞMANLIĞI • ÖĞRENCİ KOÇLUĞU
BRANŞLARIMIZ DANS: LEVENT KÖKSAL (TÜRKİYE DANS SPORLARI FEDERASYONU BAŞKANI) YARATICI DRAMA: NEYLAN ÖZGÜLE (OYUNCU VE MÜZİSYEN) JİMNASTİK: EKREM SOYLU (UZM. FİZYOTERAPİST) MÜZİK VE ORFF: HAMLE ÖZÇARIKÇI (MÜZİSYEN) SATRANÇ: CEBRAİL AKKEL (PSİKOLOG)
BAHÇEŞEHİR 1. KISIM DALGIÇKUŞU CAD. DEFNE: 5 VİLLA: 4 BAHÇEŞEHİR / İSTANBUL
TELEFON 0212 608 05 61 Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
42
SAĞLIK
Vücudumuzun Çeşitli Bölgelerindeki Ağrıların
Psikolojik Sebeplerini Gösteren
9 Muhteşem Çizim
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
43
Psycology Today dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, insan vücudundaki ağrıların sebepleri sadece fiziksel değildir bunun yanı sıra duygusal sebepleri de olabilir. Mesela stresin çeşitli ağrılara sebep olduğunu hepimiz biliriz. Fiziksel olarak sebebi ortaya koyulamayan bölgesel ağrıların sebebi psikolojik etkenler, travmalar olabilir. Bu çalışma hangi bölgesel ağrının sebebinin hangi duygusal problem olabileciğine dair bir teori.
Psikolog Dr. Susan Babel, insan vücudundaki bölgesel ağrıları, ilginç bir teoriyle ortaya koyuyor. Sadece fiziksel etkenlerin değil psikolojik etkenlerin de bölgesel ağrılara sebep olabileceğine inanıyorsanız bu tavsiyeler tam size göre diyebiliriz. İşte Susan Babel’in ilginç tasarımları… Kaynak: Birghtside
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
44
SAĞLIK
İnsan Psikolojisi İle İlgili
17 Acayip
1 3
İnsanların en dürüst oldukları saatler gecenin geç, gündüzün en erken saatleridir. İtiraflar genelde gece geç saatlerde yapılır.
Hayatınızda en mutlu olacağınız an mutlu olmak için ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüz insanlar olmadan da mutlu olduğunuzu fark ettiğiniz an olacak. Yani kısaca, mutlu olmak için kimseye ihtiyacınız yok.
5 7
4
“Meşgul yaşam sendromu” gün içinde fazla bilgi alan insanlarda unutkanlık ve odaklanma sorunlarına neden olan gerçek bir rahatsızlık. Sosyal hayat ile iş hayatını dengeleyemezseniz durum kötü anlayacağınız.
6
Eğer günlük uykunuzu almazsanız aldatma, yalan söyleme ve çalma arzunuz artar.
Yüksek sesle müzik dinlemek insanları daha sakin, mutlu ve rahat hissettirir. Çevreye verdikleri rahatsızlıktan dolayı özür dilerler.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
2
Birini özlüyorsanız geceleri daha zor uyursunuz. “Sabahladım bazen günlerce rüyalarıma girme diye” dizeleri daha bir anlam kazandı değil mi?
8
Zeki insanlarla vakit geçirmek sizin de kapasitenizi arttırabilir. Aptal dostum olacağına zeki düşmanım olsun sözü boşuna söylenmemiş herhalde.
İnsanlar davranışları izlendiği zaman daha ‘iyi’ biri gibi davranırlar daha ‘iyi’ olurlar. Sadece izlenme hissiyatını vermek de aynı etkiyi gösterir.
45
Gerçek 9 11 13 15
Erkekler kadınların gülümsemesini makyajdan daha çekici buluyor.
Alarmlar aslında bizi uyandırmıyor. Uykumuzu bölen bir panik yaşatıyor ve bu hiç de sağlıklı bir şey değil. Alarmlara ölüm…
16 17
Depresyonla başetmek için müzik dinlemek, danışmanlıktan daha etkili.
12 14
Hoşlandığımız birini görünce karnımızda kelebekler uçuşuyor gibi hissetmemizin nedeni stresten dolayı salgılanan adrenalin. Ne vardı ki bu kadar heyecan yapacak.
Aşık olan insanlar küçük şeylere daha çabuk sinirlenir, kıskanır, merak eder ve sevdiği kişiyi kaybedeceğinden endişe duyar. Ve bu endişe saçma sapan davranışlarla beraber genellikle kendini doğrulayan kehanete dönüşür.
10
Yatmadan önce çok sevdiğiniz bir şarkı dinlemek hem daha iyi uyumanızı hem daha kolay uyanmanızı hem de ertesi güne çok daha pozitif bir ruh haliyle başlamanızı sağlar. “Şu şarkı bitsin de yatayım” diyenler kazandı.
Sadece tek bir yalan söyleyerek bir insanın size güvenme kapasitesini tamamen yok edebilirsiniz. Yalan söyleyeceğiniz insanları iyi seçin ya da hiç yalan söylemeyin en iyisi. İnternetin insanları yalnızlaştırdığı, depresifleştirdiği ve -muhtemelen- delirttiğini ortaya çıkaran araştırmalar var. İnternette kaybolmayın.
Haftada 2-3 kez günbatımı ve/ya gündoğumunu izlemek hem yaşamınızı uzatır hem de depresyonla mücadele etmenize yardımcı olur. Kargalardan önce kalkmayı pek sevmesek de önünde sonunda bize faydası var. Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
46
SAĞLIK
Menopoz Dönemi Doç. Dr. Özgür Öktem “Menopoz, yumurtalık rezervinin yani barındırdığı yumurta hücrelerinin tükenmesi sonucu oluşur. Yumurtlama işlevi kaybolduğundan artık hasta adet göremez. Doğal menopoz yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak gelişir. Doğum yapmış olan kadınlarda yapmamış olanlara ve doğum kontrol hapı kullanmış kadınlarda kullanmamış olanlara oranla menopoz daha geç olur. Ateş basması, hafıza zayıflığı, bilişsel fonksiyonlarda azalma ve cinsel isteksizliği menopoz belirtisi olarak söylemek mümkün. Menopoza geçiş döneminde ve sonrasında bazı metabolik değişimler olmaktadır.”
G
elişmiş ülkelerde doğal menopoz yaşının 51 ila 54 olduğunu söyleyen Doç. Dr. Özgür Öktem, az gelişmiş ülkelerde 40’lı yaşlarda kendini gösterdiğini belirtiyor. Doğal menopozdan farklı olarak 40 yaşından önce kadınların erken menopoza girebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özgür Öktem “Erken menopoza sebep olan faktörler doğal menopozdan farklı olduğunu belirtti. Bazı genetik hastalıklar (Turner sendromu, galaktozemi hastalığı, FMR-1 gen mutasyonları), kanser hastalarının maruz kaldığı kemoterapi ilaçları ve radyasyon tedavisi de yumurtalık dokusundaki yumurta hücrelerinin erken ve kitlesel ölümüne sebep olarak erken menopoza yol açabilmektedir. Ancak tüm bu sebepler erken menopoz olgularının sadece %5-10’nunu açıklar. Kalan %90-95 olguda sebep belirsizdir. Aile öyküsü çoğu hastada mevcuttur. Anne ve anneannelerinde erken menopoz hikâyesi vardır. Annesi erken menopoza giren kadınlarda erken menopoz riski daha fazladır. Bu nedenle aile öyküsü bulunan genç kadınların yumurtalık rezervlerinin belirlenmesi amacıyla bu konuda uzman hekimlere başvurmaları önemlidir. Doğum yapmış olan kadınlarda yapmamış olanlara ve doğum kontrol hapı kullanmış kadınlarda kullanmamış olanlara oranla menopoz daha geç olur.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Günde 10 veya daha fazla sigara içen kadınlarda menopoz yaşı 1,5 yıl erkene çekilmektedir. Ayrıca cerrahi müdahale sonucunda yumurtalıklardan birinin kaybı ve endometriosis hastalığı da menopozun daha erken gelmesine neden olan etkenlerdendir” dedi. Doğal menopozun normal yaşlanmanın bir sonucu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Özgür Öktem sözlerine şöyle devam
etti: “Genel vücut sağlığını olumsuz etkileyebilecek bazı değişimlerle beraberdir. Bunlar içinde kalp damar sisteminde yaşlanma ve buna bağlı kalp krizi riskinde artış ile kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, menopozun getirdiği en önemli sağlık sorunlarıdır. Bunlara ek olarak ateş basmaları, hafızada zayıflama, zihinsel fonksiyonlarda azalma ve cinsel isteksizliğe de sebep olmaktadır.
47
Menopoza geçiş döneminde ve menopoz sonrası bazı metabolik değişimler olur. Kan yağlarında yükselme, karın bölgesinde yağlanmada artış, gizli şeker ve damar kireçlenmesi olarak bilinen ateroskleroza bağlı olarak kalp damar hastalığı riski artar. Menopoz öncesi kadınlarda kalp krizi ve buna bağlı ölüm erkeklere nazaran çok daha nadir görülürken menopoz sonrası risk artar ve 70 yaşından sonra erkeklerle aynı olur. Menopozun getirdiği bir diğer olumsuzluk kemik erimesidir. Yoğunluğunu kaybeden kemik dokusu daha kırılgan hale gelir ve küçük bir travma ile kırıklar oluşabilir. Kalça kemiği, el bileği ve omurga kırıkları kolaylıkla oluşabilir ve sağlığı ciddi tehdit eder. Hem kalp hastalığı hem de kemik erimesi erken menopoz olgularında daha şiddetli seyreder ve mutlaka tedavi edilmelidir. Artık görevini yapamayan yumurtalık dokusunun kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen hormonunu üretememesi bu olumsuz tabloların ortaya çıkmasında en büyük paya sahiptir. Ancak ne var ki doğal menopozda yani 50’li yaşlarda gelişen menopozda östrojen hormonunun dışarıdan verilmesi kalp hastalığı riskini düşürüp düşürmediği hala tam netliğe kavuşmamıştır. 10 sene ve üzerinde östrojen kullanan hastalarda (hormon replasman tedavisi) yapılan çalışmalar göstermiştir ki kalp hastalığı, damar içi pıhtılaşma, pıhtı atması, inme ve meme kanseri riskinde artış olmaktadır. Kemik erimesi östrojen tedavisine çok iyi yanıt verir ve düzelir. Ancak östrojen tedavisi bırakıldığında tekrar eski düzeyine iner yani tekrar başlar. Tüm bu nedenlerle östrojene alternatif tedaviler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Erken menopoz hastalarında durum farklıdır. Bu hastaların doğal menopoz yaşı olan 50 yaşına kadar hormon replasman tedavisi almaları gerekmektedir. Bu dönemde östrojen tedavisi kalp damar sisteminde erken yaşlanma, kalp krizi riski, ateş basmaları, kemik erimesine karşı koruyucudur.”
0.212 873 05 07
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
48
SAĞLIK Akşam yemek yediğiniz için kilo aldığınızı mı düşünüyorsunuz? Akşam sekizden sonra yenen yiyeceklerin yakılamayıp, yağa dönüşeceği düşüncesi birçok kişinin ortak fikri. Yapılan son bilimsel çalışmalar bu popüler söylentinin pek de doğru olmadığını ortaya çıkardı.
Akşam yemeği masum çıktı
L
ondra’daki King’s College araştırmacıları çocuklar üzerinde yaptıkları dört yıllık araştırma sonunda, akşam sekizden sonra yemek yemekle kilo fazlalığı arasında anlamlı bir ilişki olmadığını buldular. Obezite ve Metabolik Cerrah Prof. Dr. Halil Coşkun, bu önemli araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi: “Araştırma kapsamında 4-10 yaş arası 768 çocuk ve 11-18 yaş arası 852 çocuğun dahil olduğu toplam bin 620 çocuğun beslenme alışkanlıkları incelendi. Verilerin istatistiksel analizi akşam 8 ile 10 arasında akşam yemeği yiyen çocukların, aynı yaşta olup öğlen 2 ve akşam 8 arasında yemek yiyen çocuklara göre, obez ya da aşırı kilolu olma bakımından daha büyük bir risk taşımadıklarını gösterdi. Çalışanın bulguları araştırmacılar için şaşırtıcı oldu. Geç yemek yemekle aşırı kilolu olmak arasında bir ilişki ortaya çıkmasını umuyorlardı, fakat bunun doğru olmadığı bulundu. Bu çalışmaya göre saat 8’den önce akşam yemeği yiyen çocuklarla daha geç yemek yiyenler arasında günlük enerji alımı bakımından önemli bir fark bulunmuyor.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
DAHA FAZLA ARAŞTIRMAYA İHTİYAÇ VAR
Bu yeni bulgular, çocukların ne yiyeceği kadar ne zaman yiyeceğine dair önerileri içeren diyet tavsiyelerini destekleyecek bulguları sunmak açısından halihazırda yeterli kanıt olmadığını düşündürmektedir. Çocukluk obezitesinde yeme zamanının etkisini araştırmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bağlantıyı araştıran ilk çalışmalardan biri olarak, bu analizin başka çalışmalarda da tekrarlanması yararlı olacaktır.”
49
afiş reklam videosu
insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi
kurumsal kimlik
Broşür / Katalog
logo tasarımı
indoor ve outdoor tasarımları
ARAÇ GiYDiRME
e-bülten DERGi iLANI
advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com
facebook/ajansyelpaze
twitter/ajansyelpaze
Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 86/ 11 Kasım 2016 Yelpaze83 İstanbul
50
YAŞAM
Bir Yıldır Hiçbir Şey Satın Almayan Selma Hekim’in Tüketim Konusunda Bizi Bilinçlendiren Hikayesi
Tüketim çılgınlığı modern dünyanın beraberinde getirdiği en problemli hastalık ve neredeyse tüm insanlığın noktası diyebiliriz. Artık bir bağımlılık noktasına da varan tüketim çılgınlığı vazgeçilmez bir gerçek hepimiz açısından. Birşeyler satın alıp bir şeylere sahip olarak geçici mutluluklar yaratıyoruz kendimize. Alışveriş merkezleri insanların buluşma noktasına dönüştü. Canı sıkılan soluğu alışveriş merkezinde alıyor ve bu kısa süreli de olsa insanlara iyi hissettiriyor, ancak bu mutluluk maalesef uzun sürmüyor. O zaman tüketerek mutlu olmanın kısa süreli mümkün olsa da uzun vadede hiçbir faydasının olmadığını anlıyoruz. Hepimiz bunun farkındayız fakat kendimizi değiştirecek bir adım atmadığımızdan değişen hiçbir şey olmuyor. Bunun farkında olmak bile önemli diyebilirsiniz elbette, farkında olmakla birlikte bir de değişmek bu duruma dur demek için adım atabilmek çok daha önemli. İşte “Almadım” isimli bloguyla tüketim çılgınlığı konusunda farkındalık oluşturmaya çalışan Selma hanım çok önemli bir görev üstleniyor bize göre. İşte Selma Hekim’in hikayesi: Selma Hekim 22 yıldır İstanbul’da yaşı-
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
yor. Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışıyor ve aynı zamanda bir sanatçı. Bir yıl önce “hiçbir şey satın almama” kararı almış ve bu bir yıl içinde, temel ihtiyaçları dışında aldığı pek az şey var. İşte onun bir yılda aldıkları: Cilt uzmanının aldırdığı bir cilt ürünü, İran gezisi sırasında sıcak havada başını örtmek zorunda olduğu için aldığı bir beyaz şal, bir kalıp sabun, telefon şarjı ve bir bileklik. Almama kararının nedenini ise şu sözleriyle açıklıyor: “…Tüketerek bu dünyanın tuğlalarını bizim oluşturduğumuzun farkına varmam en önemli neden. Ben aldıkça alışveriş merkezleri yapılıyordu. Selma Hekim, almama kararını bir sürecin sonucu olarak görüyor. Bir yandan reklamların ve eşyaların yarattığı fazlalıklar dünyasına karşı çıkarken bir yandan satın almaya devam
51 etmenin bir samimiyetsizlik olduğunu düşünüyor ve ekliyor: “… Satın almak ihtiyaçtan çok bir tür kısa süreli psikolojik tatmin yaratıyordu ve sonrasında daha mutsuz hissediyordum.” “Bir yıl bir şey almayarak çok önemli bir şey yaptığımı ya da dünyayı kurtaracağımı düşünmüyorum ama bu bakış açısını yaymak önemli.” Selma Hekim, kararından dönmemek için hızlı bir şekilde bunu çevresine açıklamış ve bu deneyimi herkesle paylaşmak için bir Blog ile Facebook sayfası açmış. Tüketmemenin takdir gördüğü bir çevre oluşturmak adına, insanların bundan haberdar olmasının önemli olduğunu ve geçen bir yılda kendi çevresine bu anlayışın yerleştiğini söylüyor. Selma Hekim; bir şeyi ihtiyaç gibi gösteren, onu alırsanız daha mutlu olacağınızı vaadeden yalanlarla dolu reklamların aslında ne kadar “yapay bir hayat”ın içinde olduğumuzu gösterdiğini söylüyor. Bu kararı almasında biraz da bu reklamlar etkili olmuş. Satın aldığımızda bir kaç saat mutlu olsak bile sonrasında içimizdeki boşlukla başbaşa kalıyoruz diyor ve şu çok önemli cümleyi ekliyor: “İnsanı mutlu eden şey mal değil, deneyim biriktirmek; iç huzuruyla yaşamın tadına vararak yaşamak. Ayrıca şunu da gözlerinden kaçırıyorlar, bu dünyanın kaynakları sonsuz değil ve bizim tüketimimizin bedelini gelecek nesiller ödeyecek.” “Daha çok eşyaya sahip olmak, işlenmiş gıda tüketmek, hazır olanı, plastik olanı almak, hijyen manyağı olmak yeni neslin kendini daha üst sınıf görmesine neden oluyor.” Paketli ürünler kullanmamak için pazarlardan, aktarlardan yararlanabileceğimizi ve bu konuda “paylaşma”nın ne kadar önemli olduğunu ifade ediyor sözleriyle. Ve paylaşım ekonomisini harekete geçirmek için bir araya gelip takaslar düzenlenebileceğini hatırlatıyor.
DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK
• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK
• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS
• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK
“Sadece alışveriş yapmamaya takılıp kalmamak lazım; doğayla, bütün türlerle ve diğer insanlarla ilişkilerde eşitliliğe dayanan daha bütünsel bir bakış açısı geliştirmeli.” Bir yıl içerisinde neredeyse ihtiyaçlarını bile satın almayan Selma Hekim, artık eskisi gibi alışveriş yapmasının mümkün olmadığını; ancak bu farkındalığı korumanın da oldukça önemli olduğunu söylüyor. Meselenin yalnızca “alışveriş yapmamak” başlığı altında sınırlandırılmasının da asıl anlamı azalttığını anlıyoruz onun bu sözlerinden. Ve hayalindeki ideal yaşamı şu sözleriyle açıklıyor: “Kendi küçük yaşamım için daha sade, doğal ve samimi bir yaşam.”
Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.
Aldığı kararı halen başarıyla uygulayan Selma Hekim, bir yıl içinde elbette ki yiyecek içecek ve hizmet satın almış. Ancak yine de yaşamını büyük ölçüde sadeleştirmiş. Zaten yaşamına dair en büyük hayali sorulduğunda da “Kapitalizmin hüküm sürdüğü bir dünyada iki cümleyle anlatılmayacak kadar karşı dinamikler var.” diyor ve hedefinin kendi yaşamının içinde sadeleşmek olduğunu söylüyor.
HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR
(0212) 876 63 22
(0535) 206 41 38
Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 İstanbul YelpazeBeylikdüzü, İstanbul / 11 Kasım 2016
52
KÜLTÜR
büyüleyici Hem ucuz Hem olan
sekiz ülke
Canınız mı sıkkın? Şöyle bir süre uzaklaşıp ülkenin karmaşasını bir kenara bırakıp iç dünyanızda bir yolculuk mu yaşamak istiyorsunuz? Büyüleyici, farklı bir ruh haliyle yaşamınıza renk mi katmalısınız? Tüm bunları düşünürken seyahatinizin maliyeti de önemli mi? Öyleyse bu ay sizin için seçtiğimiz bu ülkelere bir göz atın...
Hindistan
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 150 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 40 dolar Dünya’nın yedi harikasından biri olan Taj Mahal Hindistan’da yer alıyor. Ayrıca satrançta burada ortaya çıkmış. Hindistan’da yaşamak istiyorsanız çok kalabalık şehirlerden uzak durmayı tercih edebilirsiniz.
Guatemala
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 320 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 120 dolar Toplu taşıma (1 aylık): 20 dolar Mayalılar ilk çikolatalı içeceği keşfetti. Aynı zamanda Guatemala kot kumaşının ilk ortaya çıktığı yer.
Nepal
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 90 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 30 dolar Hindistan ve Çin arasında kalan bu ülke, meditasyon yapmak ve kendinizi keşfetmek için çok iyi bir seçim olabilir.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Malezya
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 223 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 50 dolar Yaşam masraflarının düşük olması nedeniyle, kalan paranızı Malezya’nın güzelliklerini keşfetmek için kullanabilirsiniz.
53
Nikaragua
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 150 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 40 dolar Toplu taşıma (1 aylık): 10 dolar Ülke çok ucuz olduğu için buraya taşınarak çok kaliteli bir yaşam sürebilirsiniz.
Panama
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 450 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 75 dolar Ortalama doktor masrafı: 35 dolar Panama’da tropikal yağmur ormanlarıyla karşılaştığınızda buradan bir daha hiç ayrılmak istemeyebilirsiniz.
Tayland
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 300 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 70 dolar 3 gün süren Songkran Festivali’ne ev sahipliği yapan Tayland’da yaşarsanız bir sürü etkinliğe ve festivale katılabilirsiniz.
Vietnam
Ortalama 1 aylık kira (1 odalı ev): 300 dolar Ortalama fatura masrafları (elektrik, su, ısınma): 50 dolar Yeni mutfaklar ve kültürler keşfetmeyi seviyorsanız Vietnam tam size göre. Lezzetli Vietnam yemekleri ortalama 5 dolar, bira ise 1 dolar.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
54
GÜZELLİK
Yüz Şekline Göre
Saç Kesimi Saç kesiminize karar verirken, yüz şeklinizi dikkate alın!
Bir saç modeli üzerinde karar verirken saç tipinize ve yüz özelliklerinize dikkat etmeniz gerekir. Hangi saç tipini beğendiğinizden daha önemli olan, hangi saçın size daha çok yakışacağıdır. Bu sebeple, yüz şeklinize uygun bir saç kesimine sahip olmanız oldukça önemlidir. İşte Evoria uzmanlarından yüz şekline göre saç kesimi önerileri...
Yuvarlak yüzler hacimli saçlar ile ovalleşmeli Yuvarlak yüzlere sahip olanlar, yüzlerini ovalleştirecek saç kesimini tercih etmelidir. Yuvarlak yüzler için başın üstünde hacimlenen saçlar ideal. Bu anlamda asimetrik saç kesimi, yüzü oval göstermek konusunda yardımcı olacaktır. Yuvarlak yüzü olanların saç uzunluğu omuz hizasında olmalıdır. Ancak saçınız kısaysa da üzülmeyin, çene hattından aşağıya doğru katlarla kestirerek yuvarlak yüzünüz için ideal bir saç elde edebilirsiniz. Böylece saçlarınız genişler ve yeleler yüzünüzün daha ince görünmesini sağlar. Ayrıca uzun akıcı bukleler ve dalgalı saçlar da mükemmel bir görünüm verecektir. Ayrıca kulak yüksekliğinde bir at kuyruğu yapmak da yüzün oval görünmesine yardımcı olabilir. Bunun için saçlarınızı ikiye ayırarak geriye doğru yapıştırın ve kulağın üzerinde bir mesafede at kuyruğu yapın.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016
Oval yüzlere yumuşak dalgalar İşte şanslılar grubu! Oval bir yüze sahipseniz, sizin için şanslı demek doğru olacaktır. İster spor, ister klasik, ister modern, her türlü modeli kullanabilirsiniz. Kısa, uzun, düz, dalgalı, kıvırcık, bağlı veya açık… Ancak en mükemmel hangisi derseniz, omuz boyunda uzunluk, saçı ortadan ayırarak yumuşak dalgalar oluşturmak ve bunların büyük dalgalar olmasını sağlamak, oldukça romantik bir etki yaratacaktır. Ayrıca omuzun biraz yukarısında kesilmiş saçları içe ve dışa doğru karışık tarzda şekillendirmek de muhteşem görünmenizi sağlayacaktır.
Kalp yüzlere dolgun saçlar Yüzünüzün alt kısmı dar üst kısmı geniş ise kalp şeklinde bir yüze sahipsiniz demektir. Bu yüz şeklinde en ideal saç kesimi; saçı çene hattına kadar düz indirip, çene boyunda hacimlenmesini sağlamak ve alnın bir kısmını saç modeliyle kapayarak üstteki orantısızlığı yok etmek olacaktır.
Elmas oval yüzler katlı kesimlerden kaçınmalı Bir elmas gibi ovalleşen yüzlerde yapılması gereken en iyi hareket köşeliği azaltmaktır. Bu yüz şeklinde yuvarlak ve katlı kesimlerden özellikle kaçınmak gerekir. Saçları mümkün olduğunca uzun tutup, kulak hizasının altında biraz kat verip, dalgalarla hareketlendirerek kullanmak, bu yüz şekli için en ideal kesim olacaktır.
Nöbetçi Eczaneler 3. Cadde Eczanesi Armağan Eczanesi Bahçeşehir Aydın Eczanesi Bahçeşehir Eczanesi Boğazköy Eczanesi Defne Eczanesi Deniz Eczanesi Derman Eczanesi Dilek Öz Eczanesi Eczane Akbatı Eczane Filiz Elit Eczanesi Elvin Eczanesi Güngör Eczanesi İstanbul Eczanesi Kent Eczanesi Mavi Eczane Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi
608 00 26 669 93 00 608 00 37 669 34 34 607 06 07 669 96 59 672 43 03 605 02 13 669 70 10 397 01 17 672 01 03 672 33 32 669 18 27 672 94 01 672 33 30 596 55 53 669 59 51 669 44 66 608 17 27 669 09 11 669 97 97 607 08 10
Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.
BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25
ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669 HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86
Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86
YTÜ ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ MEZUNUNDAN; İlk, orta, lise seviyesinde Matematik, Geometri, Fen, Fizik ve İngilizce Özel Dersleri Verilir.
ÇOK HESAPLIDIR.
İletişim: 0535 659 18 62 - 0212 669 91 72 Matematik ve Geometri Öğretmeninden
İlk, Orta ve Lise öğrencilerine
Matematik ve Geometri Dersleri verilir.
0505 450 5809 Notre Dame de Sion Fransız Lisesi mezunu
Kimya Mühendisinden ilk ve ortaokul öğrencilerine
FRANSIZCA ve İNGİLİZCE Dersleri verilir.
0535 966 22 69
İlk ve ortaokul düzeyinde, gerekirse Almanca olarak
MATEMATİK, FEN VE ALMANCA Dersleri verilir.
0532 442 24 13
İngilizce Öğretmeni bayandan
Üniversite hazırlık öğrencilerine ve ara sınıflara
İngilizce Dersleri verlir. 0505 242 97 33
56
76D
146T
BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:00 05:30 05:15 05:50 05:30 06:10 05:45 06:25 06:00 06:40 06:10 06:55 06:20 07:05 06:30 07:15 06:40 07:30 06:50 07:45 07:00 07:55 07:15 08:10 07:30 08:25 07:45 08:40 08:00 08:55 08:15 09:10 08:30 09:25 08:45 09:40 09:00 09:55 09:15 10:10 09:30 10:25 09:45 10:40 10:00 10:55 10:15 11:10 10:30 11:25 10:45 11:40 11:00 11:55 11:15 12:10 11:30 12:25 11:45 12:40 12:00 12:55 12:15 13:10 12:30 13:25 12:45 13:40 13:00 13:55 13:15 14:10 13:30 14:25 13:45 14:40 14:00 14:55 14:15 15:10 14:30 15:25 14:45 15:40 15:00 15:55 15:15 16:10 15:30 16:25 15:45 16:40 16:00 16:55 16:15 17:10 16:30 17:25 16:45 17:40 17:00 17:55 17:15 18:10 17:30 18:25 17:45 18:40 18:00 18:55 18:15 19:10 18:30 19:30 18:45 19:50 19:00 20:10 19:15 20:30 19:30 20:50 19:50 21:10 20:10 21:30 20:30 21:50 20:50 22:10 21:10 21:30 21:55
PAZAR 06:00 06:25 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55
taRLABAŞI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:15 19:45 19:30 20:00 19:45 20:15 20:00 20:30 20:15 20:45 20:30 21:00 20:45 21:15 21:15 21:30 21:30 21:45 21:50 22:00 22:10 22:15 22:30 22:30 22:50 22:50 23:10 23:10 23:30 23:30 23:50 23:50 00:15
PAZAR 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: Otolar Avcılar Yanyola Girmez, E-5 Yolundan Gider. Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika
BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
YENİKAPI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
E - 58
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR 06:15 06:15 07:00 06:35 06:35 07:30 07:00 07:00 08:00 07:15 07:15 08:30 07:45 07:45 09:00 08:15 08:15 09:30 08:45 08:45 10:00 09:15 09:15 10:30 09:45 09:45 11:00 10:15 10:15 11:30 10:45 10:45 12:00 11:15 11:15 12:30 11:45 11:45 13:00 12:15 12:15 13:30 12:40 12:40 14:00 13:05 13:05 14:30 13:30 13:30 15:00 14:00 14:00 15:30 14:25 14:25 16:00 14:50 14:50 16:30 15:15 15:15 17:00 15:40 15:40 17:30 16:05 16:05 18:00 16:30 16:30 18:30 17:00 17:00 19:00 17:25 17:25 19:30 17:50 17:50 20:00 18:15 18:15 20:35 18:45 18:45 21:10 19:15 19:15 19:45 19:45 20:15 20:15 20:45 20:45 21:15 21:15
PAZAR
06:10 06:10 06:30 05:25 05:25 05:30 06:30 06:30 06:50 05:35 05:35 05:50 06:50 06:50 07:10 05:55 06:00 06:10 07:20 07:10 07:30 06:05 06:10 06:30 07:40 07:35 07:50 06:15 06:20 06:50 07:50 07:50 08:10 06:30 06:30 07:10 08:15 08:10 08:30 06:40 06:40 07:30 08:35 08:30 08:50 06:50 06:55 07:50 08:45 08:50 09:10 07:00 07:10 08:10 08:55 09:05 09:30 07:10 07:25 08:30 09:10 09:20 09:50 07:25 07:40 08:45 09:25 09:35 10:10 07:40 08:00 09:00 09:35 09:50 10:25 08:00 08:20 09:15 09:50 10:05 10:40 08:20 08:40 09:30 10:05 10:25 10:55 08:40 09:00 09:45 10:25 10:40 11:10 09:00 09:25 10:00 10:40 10:55 11:25 09:25 09:45 10:15 10:55 11:20 11:40 09:40 10:05 10:30 11:20 11:40 11:55 09:55 10:25 10:45 11:35 12:00 12:10 10:15 10:45 11:00 11:50 12:20 12:25 10:30 11:00 11:15 12:10 12:40 12:40 10:45 11:15 11:30 12:25 12:55 12:55 11:00 11:30 11:50 12:40 13:10 13:10 12:55 13:25 13:30 11:15 11:45 12:05 13:10 13:40 13:45 11:30 12:00 12:20 13:20 13:55 14:00 11:45 12:15 12:35 13:40 14:10 14:15 12:00 12:30 12:50 13:55 14:25 14:30 12:15 12:50 13:05 14:10 14:40 14:45 12:30 13:15 13:20 14:25 15:00 15:00 12:45 13:35 13:35 14:40 15:20 15:15 13:05 13:50 13:50 15:00 15:40 15:30 13:20 14:10 14:05 15:15 16:00 15:45 13:35 14:25 14:20 15:30 16:20 16:00 13:55 14:40 14:35 15:50 16:40 16:15 14:10 14:55 14:50 16:05 16:55 16:35 14:25 15:10 15:15 16:20 17:20 17:00 14:40 15:30 15:30 16:40 17:35 17:20 14:55 15:45 15:45 16:55 17:50 17:40 17:20 18:05 18:00 15:10 16:00 16:00 17:35 18:20 18:20 15:30 16:15 16:20 17:50 18:35 18:40 15:45 16:30 16:40 18:05 18:55 19:00 16:00 16:50 17:00 18:20 19:10 19:20 16:15 17:05 17:20 18:35 19:30 19:40 16:30 17:20 17:40 18:55 19:50 20:00 16:50 17:40 18:00 19:10 20:10 20:20 17:05 18:00 18:20 19:25 20:30 20:40 17:20 18:20 18:40 19:45 20:45 21:00 17:40 18:40 19:00 20:00 21:00 21:20 17:55 19:00 19:20 20:15 21:20 21:40 18:10 19:20 19:40 20:30 22:00 22:00 18:25 19:40 20:00 20:45 22:20 22:20 18:40 20:00 20:20 21:00 22:40 22:40 19:00 20:20 20:40 21:20 23:00 23:00 19:20 20:40 21:00 21:40 23:20 23:20 19:40 21:00 21:20 22:00 23:45 23:45 20:00 21:20 21:45 22:20 00:10 00:10 20:20 21:40 22:10 22:40 20:40 22:00 23:00 21:00 23:20 23:45 21:20 00:10 21:40 22:00 Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
E - 57 ESENKENT Kalkış
146
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45
07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45
PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:05 06:30 06:45 07:10 07:35 08:20 09:00 09:40 10:25 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15
06:00 06:15 06:40 06:55 07:20 07:45 08:30 09:10 09:50 10:30 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15
PAZAR 07:00 08:00 08:50 09:40 10:30 11:20 12:10 13:00 13:45 14:30 15:15 16:00 16:45 17:30 18:15 19:00 19:45 20:30
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 08:10 08:45 09:20 09:55 10:30 11:05 11:40 12:20 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10
07:10 07:45 08:20 08:55 09:30 10:05 10:40 11:15 11:50 12:25 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
PAZAR 09:30 10:30 11:20 12:10 13:00 13:50 14:30 15:10 15:50 16:30 17:10 17:50 18:30 19:10 19:50 20:30 21:15 22:00
76E
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika
BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:07 05:14 05:21 05:28 05:34 05:44 05:50 05:56 06:02 06:08 06:14 06:20 06:26 06:32 06:42 06:48 06:54 07:04 07:10 07:16 07:22 07:32 07:38 07:46 08:02 08:10 08:20 08:30 08:45 08:55 09:05 09:15 09:25 09:35 09:45 09:55 10:05 10:15 10:25 10:35 10:45 10:55 11:05 11:15 11:25 11:35 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15
05:10 05:19 05:28 05:37 05:46 05:54 06:02 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30
PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:05 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:35 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:10 06:20 06:30 06:38 06:46 06:54 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 07:58 08:06 08:14 08:26 08:34 08:42 08:54 09:02 09:10 09:18 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:55 14:05 14:20 14:30 14:45 14:55 15:10 15:20 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 16:55 17:05 17:15 17:25 17:35 17:45 17:55 18:05 18:15 18:24 18:32 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:55 22:10 22:25 22:40 22:55 23:10 23:25 23:40
PAZAR
06:30 06:37 06:44 06:51 07:00 07:15 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:45 11:00 11:10 11:20 11:30 11:45 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:15 14:30 14:40 14:50 15:00 15:15 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:45 17:55 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:35 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
Yelpaze İstanbul / 11 Kasım 2016 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.
07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:30 22:40 22:55 23:10 23:20 23:30 23:40 23:50 24:00
ESENKENT BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (EKSPRES)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00
05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00
PAZAR 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:00 16:35 18:00 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00 21:30
TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
PAZAR 19:30 20:00 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika
BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
06:00
06:00
07:00
06:50
06:50
07:50
06:30
06:35
08:40
07:30
07:30
09:30
07:10
07:10
09:30
08:00
08:00
10:20
07:45
07:45
10:20
08:50
08:50
11:10
08:30
08:20
11:10
09:40
09:35
12:00
09:00
09:00
12:00
11:10
11:10
12v:50
10:00
10:00
12:50
12:00
12:00
13:40
10:50
10:50
13:40
13:30
13:30
14:30
12:15
12:15
14:30
15:50
15:50
15:20
13:10
13:10
15:20
16:50
16:50
16:10
14:40
14:40
16:10
18:00
18:00
17:00
17:00
17:00
17:00
18:30
18:30
17:50
18:00
18:00
17:50
19:10
19:10
18:40
19:10
19:10
18:40
20:20
20:20
19:30
19:40
19:40
19:30
20:45
20:50
20:20
20:10
20:10
20:20
22:25
22:25
21:10
21:40
21:40
21:10
00:20
00:20
23:10
23:20
23:10
22:10 00:25
RINIZI VİDEOLA İN GÖNDER
ul.com zeistanb a lp e y @ irtv bahceseh
M
LI PAYLAŞA
www.bahcesehir.web.tv
facebook/bahcesehirtv
twitter/bahcesehirtv
Yayın Stüdyosu Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 E-Mail: bahcesehirtv@yelpazeistanbul.com