SAYI: 151 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS
İ
İSTANBUL YIL: 15 • 15 HAZİRAN 2017
Bahçeşehir’de betona dönüşen bir kent ve Gölette kazanılan davalar sonrası, Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma kararlarının uygulanmayışı için!
#adaletistiyoruz
#adalet İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da
yelpazeistanbul
yelpazeistanbul
yayında!
1
Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2017
KALİTELİ BİR HAYAT...
B U K A D A R YA K I N I M I Z D A . . .
Bahçeşehir
1.900.000 TL’den başlayan fiyatlar...
Dostluk Caddesi Dağçileği Sokak Karaağaç/ Büyükçekmece
0533 324 35 71
4
Yargı kararının uygulanmamasını kayıt altına almaktan utanç duyuyoruz! UĞUR BARIŞ KARABULUT
ubk@yelpazeistanbul.com
“Bahçeşehir’de Danıştay’ın Gölette verdiği “YÜRÜTMEYİ DURDURMA” kararının uygulanmamasını kayıt altına almak için #şahitlikediyorum imza kampanyasında bir araya gelen gönüllülerle gerçekleştirdiğimiz basın açıklaması. Tarih 11.06.2017
Ç
ok acı ki dönüp dolaşıp doğayı, parklarımızı, elimizden alınan yeşil alanlarımızı konuşuyor ve tartışıyoruz. Yine çok acı ki ülkemizde ranttan doğan haksız kazancı, kurumlarımızı ele geçirenleri, adalete olan güvensizliği, sahte belgelerle yıllarca hapiste yatan silahlı kuvvetler mensuplarımızı, basın emekçilerini, çevrecileri konuşuyoruz. Trafikten, fütursuzca yükselen konut projelerinden, yetersiz altyapıdan şikayet ediyoruz. Bilinçli bir şekilde ortaya atılan ucuz gündemlerle zamanımızın çalınmasına müsaade ederek, ülkemizin birlik ve beraberliğini, kurumlarımızın itibarını altüst ediyoruz. Hangi siyasi düşünceden, partiden olursak olalım, ortak değerlerimizden naralar atıp, demokrasimizi, farkında olarak ya da olmadan birlikte zedeliyoruz. Bir tarafın parçası olup, zahmetsizce önümüze sunulan gündemlerin maskarası oluyor, onları ortaya atanların maşaları konumuna düşüyoruz. Ön yargıyla taraflar yaratarak, bilerek ya da bilmeden, ortaklaşa yaşadığımız bu kutsal topraklarda, birbirimize düşürülüyoruz. Bu vatan topraklarında canı pahasına düşman işgaline başkaldırmış bir ecdadın evlatları, sırf bir tarafın mensubu olmadığı için birbirine düşman ilan ediliyor, emekleri, zamanları, yaşam hakları ellerinden alınıyor. Yıllarca sahte belgelerle, iftiralarla hapse atılan vatanseverler, yıllarını dört duvar arasında geçirmek zorunda bırakılıyor, aileleri, evlatları gözü yaşlı bırakılıyor. Sonrada haksızca boşa giden günler geceler unutulup, suçsuzmuşsunuz deniliyor! Tüm bu gerçeklerin siyasi söylemlerle dile getirildiği belirtilerek, haksızlıklar ve hukuksuzluklar göz ardı edilmeye çalışılıyor. Bugün burada 20.yılında olan derneğimiz ve tüm çevreci paydaşlarımızla, yıllardır birlikte sürdürdüğümüz hukuk mücadelemiz, yaşam alanlarımız, parklarımız, sağlık donatı alanlarımızı savunmak adına ne yazık ki ama ne yazık ki tekrar toplanmak zorunda kalıyoruz. Hukuk ve sağduyudan ayrılmadan, onlarca açılan da-
vayı kazanmamıza, Türkiye’de en üst yargı kurumu olan Danıştayca da inşaatların Yürütmesinin Durdurulmasına karar verilmesine rağmen, hukukun hiçe sayılmasını protesto ediyor, GÖLETİMİZE sahip çıkıyoruz.
Burada verdiğimiz mücadele asla ve asla yalnızca bir inşaat şirketinin rantı, yeşil alanların betona dönüşmesini protesto değildir. Son 4 yıldır, çevreciler, gönüllülerimiz, siyasi parti temsilcileri ile ülkemizde güvenin azaldığı adalete, hukuksuzluklara, vicdanlarda yara açan sindirmelere, uğrunda yürüdüğümüz davaya olan haksızlıklara protesto ediyoruz! Bugün burada süren inşaatlar kamu vicdanını altüst etmektedir. Bugün burada olmak haklıdan mı, yoksa güçten mi yana olduğumuzu göstermek, aşağıdaki hukuksuz süren inşaatlara şahitlik ederek imzalarımızla tarihin onurlu sayfalarına not düşmektir. Çok acı ki; doğruyu, çevreyi, hukuku, demokrasiyi yıllardır savunan gönüllüler, emeklerini, zamanlarını, bilgilerini, hiçbir menfaat beklemeksizin ortaya koyarken, tüm yaşananları gözlerini yumarak, kulaklarını tıkayarak izleyenler tarafından cezalandırılıyorlar. Gelişmiş bir ülkede doğaya, çevreye sahip çıksanız, insan yaşamına faydalı bir proje geliştirseniz, tüm devlet birimleri sizin peşinize düşüp birlikte neler yapabiliriz, nasıl olurda daha iyi projeler üretebiliriz derken;Bizim ülkemizde yine çok acı ki çevreciler, aşağılanıp yalnız bırakılıyorlar. Kamuoyu çaresiz, sessiz! Haklılar mı derseniz, belki de haklılar demek zorundayız... Bizler yılgınlık oluşmasın
Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com
Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam Sorumlusu Pınar Özdemir
Reklam ve Rezervasyon Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Tel : 0212 669 83 86 Av. Kayhan Selek, Selda Önder Gsm: 0533 551 87 17 Katkıda Bulunanlar Caner İlhan, Pelin Savaş Protokol Dağıtım Aras Kargo
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane/ İST Tel: 0212 289 24 24
diye kişisel olarak yaşadıklarımızı paylaşmamaya özen gösteriyoruz ancak, eğer rant yuvasına elinizi uzatırsanız bu ülkede ne yazık ki madalya yerine çamur atma, işinizden edilme, gelir kaynaklarınızın kesilmesinin sağlanması, elinizdeki mala mülke el koyma vb... olaylarıyla karşılaşabiliyorsunuz. Bizlerse gücümüzü yalnızca doğrulardan alıyoruz. Emeğimizi, kazançlarımızı bu uğurda paylaşıyor, emek verdikçe ve birbirimizi sözde değil özde destekleyip bir oldukça, er geç kazanacağımızı biliyoruz.
Tüm bu söylemlerimizi hüsnü kuruntu, demogoji, siyasi-politik yıpratma, bir siyasi parti tarafı olarak aktardığımızı düşünenler varsa, tüm iyi niyetimizle ve belgeleriyle aksini ispatlamaya her zaman açığız. Bize düşen bundan sonra geçmişin hatalarından ders çıkararak, kaybettiğimiz birlik ve beraberlik ruhumuzu, hangi siyasi parti, hangi inanç, hangi din,mezhepten olursak olalım tekrar kazanmak, önce mahallemizden başlayarak ortak değerlerimiz, kamu menfaatlerimiz için hukuktan, akıldan ayrılmaksızın mücadele etmektir. Toplum yararına bizim adımıza savaşan hangi sivil toplum kuruluşu, siyasi parti, basın, kişi ya da kişiler varsa, yanında durmak, onların elini güçlendirmek, mücadele azimlerine destek olmaktır... Adaletsizlikler karşısında susan dilsiz şeytandır. Ve son olarak merhum Vedat Türkali’nin sözleri ile bitirmek istiyoruz. “Düşüncelerini söylemekten korkmaya başlayanlar, birgün düşünmekten de korkarlar!” Lütfen bizi ve bu ülkenin değerlerine sahip çıkanları yalnız bırakmayın... Saygılarımızla, BADER
Basım Tarihi: Haziran 2017 Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50
dağıtılır. Bundan böyle talep eden okuyucularımıza kişiye özel adrese teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların Sayın Okurlarımızın Dikkatine; sorumluluğu reklam verenlere aittir. Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek halkına ve İstanbul genelinde kullanılabilinir. küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak
180 No: 5 Hadımköy -Büyükçekmece T: 0212 889 24 98 M: 0538 542 62 25 info@atalierharmonie.com.tr
MODA BURADA!
Alkent 2000 AVM Ada.
Atelier Harmonie, özenle bir araya getirdiği tasarım markaların yer aldığı konsept mağazası ile sizi giyim, aksesuar, ev dekor ve daha birçok farklı alandan çeşitli ürünlerle buluşturuyor.
atelierharmonie
6
İSTANBUL
3 Katlı Tünelin Güzergahı için Çalışmalar Başlıyor İstanbul’un trafiğini rahatlatmak amacıyla hazırlanan 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi’nin etüt, proje ve mühendislik hizmetleri ihalesini kazanan Yüksel Proje Uluslararası AŞ çalışmalarına başlıyor
İ
İstanbul’un trafiğini rahatlatmak amacıyla hazırlanan 3 Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi’nin etüt, proje ve mühendislik hizmetleri ihalesini kazanan Yüksel Proje Uluslararası AŞ çalışmalarına başlıyor.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünce yapılan ihalede en yüksek puanı alan Yüksel Proje Uluslararası AŞ ile sözleşme imzalandı. Çalışmalara hızla başlayacak Yüksel Proje Uluslararası AŞ, etüt, proje ve mühendislik hizmetleri kapsamında, karada ve denizde derin sondaj çalışmaları yaparak zemin verilerini tespit edecek. Mühendislik projelerinin 1 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. İstanbul Boğazı’nda suyun altından geçecek tünelde, tek tüpte hem karayolu hem de demiryolu bulunacak. Tünelde, ortadan geliş ve gidiş olmak üzere demiryolu, üst ve altta da lastik tekerli araç geçişine uygun iki şeritli yol yer alacak. Hattan günde 6,5 milyon yolcu yararlanacak Tünelin büyüklüğü ve kapsamıyla dünyada ilk olacak projenin bir ayağı Avrupa yakasında E-5 aksında İncirli’den başlayan ve İstanbul Boğazı’ndan geçerek Anadolu yakasında Söğütlüçeşme’ye kadar uzanan yüksek
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
kapasiteli ve hızlı metro sisteminden, ikinci ayağı ise Avrupa yakasında TEM Otoyolu aksında Hasdal kavşağından başlayan ve İstanbul Boğazı’ndan geçerek Anadolu yakasında Çamlık kavşağına bağlanan 2x2 şeritli karayolu sisteminden oluşacak. Tünel, TEM Otoyolu, E-5 Karayolu, Kuzey Marmara Otoyolu ve 9 metro hattıyla entegre edilecek. Yap-işlet-devret modeliyle yapımına başlandıktan sonra 5 yıl içinde tamamlanması hedeflenen tünelin kullanıma geçmesiyle Avrupa yakasında İncirli’den Anadolu yakasında Söğütlüçeşme’ye, 31 kilometre uzunluğunda 14 istasyondan oluşacak hızlı metroyla yaklaşık 40 dakikada ulaşılacak.
Avrupa yakasında Hasdal kavşağından Anadolu yakasında Çamlık kavşağına karayoluyla yaklaşık 14 dakikada geçilecek. Hattan günde 6,5 milyon yolcunun yararlanması bekleniyor. 4 firma teklif vermişti Proje ihalesinde 87,96 puan alan Tecnimont Civil Construction SPA 20 milyon 500 bin lira, 91,27 puan alan Italfer SPA-Sintagma Srl İş Ortaklığı 24 milyon 760 bin lira, 92,09 puan alan Arcadis-Prota Mühendislik Proje Danışmanlık Hizmetleri AŞ İş Ortaklığı 32 milyon 950 bin lira ve 100 puan alan Yüksel Proje Uluslararası AŞ 28 milyon 835 bin lira teklif vermişti.
7
Tarihi Yarımada
Ranta Dönüştürülmek İsteniyor
Erdoğan’ın Çapa Tıp Fakültesi’nin Hasdal’a taşınacağına yönelik sözleri tepki çekti.Taşınma kararının kabul edilemez olduğunu aktaran Mimarlar Odası Başkanı Muhcu, “Asıl amaç, Tarihi Yarımada’nın ranta dönüştürülmesi” diye konuştu Öğretim üyelerinin, öğrencilerin, üniversite bileşenlerinin haberi olmadan Çapa Tıp Fakültesi’nin taşınacağı açıklandı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin mezuniyet töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Yeni dönemde Çapa, merkezde sadece poliklinik hizmeti verecek. Hasdal’da şehir hastaneleri projesinin benzerini uygulamaya koyacağız. Eğitim öğretimde öğrencilerimiz Hasdal’da olacak. 4 sene civarında oralar bitecektir” dedi. Birgün Gazetesi’nden Rabia Yılmaz’ın haberine göre, taşınma kararına tepki gösteren Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, “Tarihi Yarımada’daki üniversiteler ve hastaneler gibi pek çok kamu kurumunun yarımadanın dışına taşınması ile ilgili hükümet ve onun emrindeki İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışma yürütüyor. Bu uzun süreli bir proje. 10 yılı aşkın bir
süredir Çapa’nın Tarihi Yarımada’dan taşınması ile ilgili bir organizasyon var. Erdoğan’ın yaptığı açıklama, bu çerçevede bu çalışmaların somutlaştığı anlamına gelmektedir” dedi. Kamu taşınıyor, özel hastane konuşuluyor Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin taşınmasına yönelik süreci de hatırlatan Muhcu, şöyle konuştu: “Esas olarak, Tarihi Yarımada’daki kamu yapılarının yarımadanın dışına taşınması ve yerlerinde başka fonksiyonlarda yapıların yapılmasını hedefleniyor. Yarımadadaki hastane ve okullar, ‘ömrünü tamamladığı’ ve ‘yoğunluğu artırdığı’ gibi gerekçelerle taşınmak isteniyor. Ancak yaşanan sürece baktığımızda, söz konusu kamu yapıları taşınırken, yerlerine özel hastanelerin yapılması gündeme getiriliyor. Birtakım rant projeleri bu nedenle de gündemdedir. Asıl
amaç, Tarihi Yarımada’nın ranta dönüştürülmesi, bu kapsamda yeni işler ve yeni yapıların yapılmasıdır.” ‘Ya satılacak ya da...’ Yarımadada tasfiye edilen kamu kurumlarının bulunduğu arazilerin son derece değerli olduğunu da hatırlatan Muhcu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların satılması ve rant amaçlı projelendirilmesi söz konusu. Tarihi Yarımada, hem geçmişiyle, hem taşıdığı mimari ve kültürel değerleriyle, hem de coğrafi alanıyla dünyadaki tarihsel merkezler açısından son derece önemli bir yere sahip. Bu özellikleri nedeniyle de çok değerli parselleri, değerli kültür varlıklarını ve arazileri bünyesinde barındırıyor. Öteden beri kamu varlıklarının ranta dönüştürülmesi gereken alanlar olarak gören bir politika gündemde. Tarihi Yarımada’ya da bu bilinçle yaklaşılıyor.”
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
8
İSTANBUL
Üreticilerden Zeytinlikleri
imara açan tasarıya
Tepki Türkiye’de 14 milyon ağacıyla ‘zeytin başkenti’ olarak anılan Manisa’nın Akhisar İlçesi’nde üreteciler, zeytinlikleri imara açan tasarıya tepki gösterdi.
T
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı’nı, üç günlük yoğun mesaisinin ardından kabul etti. Zeytin üreticileri, “Bu düzenleme zeytinliklerin ölüm fermanıdır. Bu düzeltme bizi kurtarmaz” diyerek tasarıya tepki göstermişti. Zeytinliklerin imara açılmasına yönelik tasarıya bir tepki de zeytinin başkenti Akhisar’dan geldi. Akhisar Ticaret Borsası tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Borsa’ya en fazla işlem hacmi yaptıran firmalara plaket, teşekkür ve takdir belgelerin verildiği ödül töreninde sektör, tasarının geri çekilmesini istedi.Zeytinin Türkiye’nin tarihine tanıklık eden, barışın simgesi ve yeşil doğasıyla turizmin en büyük partneri olduğunu, en önemlisi de her zeytin tanesinin tüm insanlığa sağlık Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
verdiğini söyleyen Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat, “Biz 190 milyon olan zeytin ağacı sayımızı 400 milyona çıkarma hedefindeyken, bu tasarı tarihe, turizme ve sağlığa darbeden başka bir anlam taşımıyor” dedi. Türkiye’nin büyümesi içini sanayiye ihtiyacı olduğuna ancak bunun yolunun zeytin ağaçlarının kesilmesiye olamayacağına dikkat çeken Alhat, “Bir gerçek var. Türkiye’de 80 milyon bu tasarıya karşı. 80 milyon zeytinin sevgilisi, aşığı. Her geçen gün zeytin ve zeytinyağı tüketimi artıyor. 50 sanayici istiyor diye 190 milyon zeytin ağacımızı kestirmeyiz. Evet, Türkiye olarak büyüyelim, ekonomisi güçlü devletler arasında yer alalım. Ama sağlıkla büyüyelim, çocuklarımızla hastane kapılarına düşmeyelim” diye konuştu. Alhat şöyle devam etti:”Hangi bilim insanına sorarsanız sorun, hiçbiri size, ‘Zeytin ağacını kesin yerine sanayi tesisi yapın’ demez, diyemez. Çünkü bilim gerçektir. Zeytinin sağlık verdiği de bilimsel bir gerçektir. Bir zeytin tanesinin sağlığa olan faydalarını artık tüm
dünya biliyor. Sağlık mı istersiniz yoksa bu ağaçların kesilerek sağlığımızın elden gitmesini mi? Biz zeytinciler olarak inanıyoruz ki Meclis, ‘hayır’ diyen 80 milyonun yanında yer alacaktır. Unutmayın zeytini keserseniz, hastane kapısından çıkma imkanınız olmaz.” Tarkan için zeytin ağacı Sosyal medyadan “Bir ülkenin en büyük nimeti, değeri onun doğasıdır. Zeytin ağaçları Anadolu’nun hazinesidir belleğidir. Rant için zeytin ağaçlarına kıymayın” çağrısıyla Megastar Tarkan’ın da tasarıya karşı çıktığını hatırlatan Alhat, “Sanatçısı, doktoru, öğrencisi, ev hanımı, işçisi, mühendisi hepsi buna karşı çıkıyor. Kimse zeytin ağaçların kesilmesini istemiyor. Biz de istemiyoruz. Sevgili Tarkan’a bu desteği için teşekkür ediyoruz, onun adına Akhisar’ımıza bir zeytin ağacı dikiyoruz” dedi.
9
Yelpaze Ä°stanbul / 15 Haziran 2017
10
İSTANBUL
İstanbul Trafik Sıkışıklığında Dünyada 3’üncü Oldu Uber Türkiye Genel Müdürü Bahadırlı, Tomtom Trafik Endeksi 2015 verilerine göre dünyada trafik sıkışıklığının en yüksek olduğu 3’üncü şehrin İstanbul olduğunu söyledi.
Uber Türkiye Genel Müdürü Neyran Bahadırlı, dünyada 1,2 milyar otomobil bulunduğunu aktararak, “Tomtom Trafik Endeksi 2015 verilerine göre dünyada trafik sıkışıklığının en yüksek olduğu 3’üncü şehir İstanbul. Mexico City birinci. Mexico City’de insanlar bir senede 5 haftayı trafikte bekleyerek geçiriyor.” dedi. Uber’in Türkiye’deki faaliyetlerine ilişkin bilgiler veren Bahadırlı, “Uber’in Türkiye’de bir şirketi var, vergilerimizi ödüyoruz. Bu konuda bir sıkıntımız yok. Diğer yandan da Uber bulunduğu tüm ülke ve şehirlerde ulaşım komiteleriyle birlikte çalışıyor. Bu İstanbul’da da böyle.” değerlendirmesini yaptı. Uber’in İstanbul’da 2,5 senedir faaliyet gösterdiğini anlatan Bahadırlı, “İstanbul’da 3 binin üzerinde kayıtlı sürücü ortağımız mevcut.” bilgisini verdi.
Uber, günde 5 milyon yolculuğu organize ediyor İsteyen herkesin Uber’e kayıt olamadığını anlatan Bahadırlı, “İki ürünümüz var. Birincisi Uber Taksi, bildiğimiz sarı taksiler, ikincisi de VIP taşımacılığı yapan Uber XL. Uber XL taksiden yüzde 10 kadar daha pahalı. ‘Ücret paylaş’ tuşuna basarak ödemeyi bölüşebiliyorsunuz. Bu hizmette ortalama varış süresi 5 dakika. Türkiye’de başladığımızdan beri sadece lisans ve belgeleri tam olan araçları Uber sistemine kabul ediyoruz. Ayrıca temiz sabıka kaydı bulunan şoförleri tercih ediyoruz.” diye konuştu. Uber’in dünyada 73 ülke ve 450 şehirde günlük 5 milyon yolculuğu organize ettiğini anlatan Bahadırlı, “Uber’in globalde 1,5 milyonun üstünde aktif sürücü ortağı var.” diye konuştu.
İstanbul’da Bir Askeri Alan Daha İmara Açıldı Tuzla’da yer alan Jandarma Komando Tabur Komutanlığı Kışlası’nın yanındaki arazi imara açıldı. Mülkiyeti belediyeye ait araziye konut yapılacak. Tuzla’daki Jandarma Komando Tabur Komutanlığı Kışlası’nın yanındaki arazi konut imarına açıldı. Sözcü’den Özlem Güvemli’nin haberine göre, süreci başlatan 2014 yılında imzalanan bir protokol oldu. Söz konusu 5 bin metrekarelik parselin mülkiyeti, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı ve Tuzla Belediye Başkanlığı arasında imzalanan protokolle 2015’te Tuzla Belediyesi’ne geçti. 2016 ocak ayında yapılan plan değişikliği ile askeri arazi, önce “belediye hizmet alanı”na alındı. Buraya belediye hizmet binası, itfaiye, semt pazarı, aile sağlığı merkezi, halk eğitim merkezi, gençlik merkezi, çay bahçesi yapılacaktı. Ancak belediye bir yıl sonra bu araziye konut yapmaya karar verdi ve bu talebini İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) iletti.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
İmar planı değişikliği nisan ayında İBB Meclisi gündemine geldi. Plan değişikliği oy çokluğu ile kabul edildi. Değişikliğe karşı çıkan CHP’li Meclis Üyesi Tarık Balyalı “Kısa bir süre önce masumane bir talepmiş gibi önümüze gelen askeri alanın belediye hizmet alanına alınmasıyla ilgili rapora ‘kısa zamanda imara açılabilir’ kaygısıyla karşı çıkmıştık. Ne yazık ki bu kaygımızda haklı çıktık” dedi. Askeri alanı kademe kademe imara açan plan değişikliğine sadece CHP değil, İBB’nin kendi birimleri de muhalefet etti. Değişikliğe ilişkin birçok kurum olumsuz görüş bildirdi. İBB’nin Planlama Müdürlüğü de bu teklifi, şehircilik ilkelerine aykırı buldu.
12
İSTANBUL
Türkiye Yılda 34 Saatini Trafikte Geçiriyor Medya takip şirketlerinden Ajans Press, Türkiye’de trafikte bekleme süresinin yılda 34 saat olarak hesaplanmasının ardından trafik konulu medya araştırmasını açıkladı.
Türkiye, küresel konumlama şirketi (GPS) ve karayolu izleme verilerine göre, dünyada ortalama trafik sıkışıklığının en yoğun olduğu ilk 10 ülke arasında yer aldı. 2016 yılı küresel trafik puan tablosuna göre trafiğin en sıkışık olduğu ülke yılda ortalama 61 saatle Tayland oldu. Tayland’ı 47 saatle Kolombiya ve Endonezya izlerken Türkiye ise yılda 34 saate ulaşan trafikte bekleme süresiyle 10’uncu sırada yer aldı. Medya takip şirketlerinden Ajans Press, trafik konulu medya araştırması gerçekleştirdi.
Buna göre; şirketin geçen yıl için araştırdığı raporda, trafik konulu 169 bin 937 haberin medyada yansıma bulduğu tespit edildi. İstanbul’da 34 saate ulaşan trafik bekleme süresi, Los Angelas’da 104, Moskova’da 91, New York’ta ise 89 saat olarak belirlenirken, medyada yer alan başlıklarda ise trafik kazası haberleri dağılım olarak geniş yansıma buldu. Özellikle bayram tatillerinde trafikte yaşanan yoğunluk, ölümlü trafik kazalarına neden oldu. Öte yandan ÖTV ile ilgili haberler yılın son aylarının en çok konuşulan trafik haberleri arasında yer aldı.
En Çok Neye Para Harcıyoruz? Türk halkı parasını en çok kira ve konut harcamalarına ayırıyor. Eğitim ve sağlık ise sıralamanın sonlarında yer alıyor. TÜİK’ten alınan verilere göre Türkiye genelinde yapılan hane halkı tüketim harcamaları içinde, en yüksek pay yüzde 24,8 ile kira ve konut harcamalarının oldu. Türkiye’de hane bütçesinin yüzde 4,2’sini alkollü içecekler, sigara ve tütün oluşturdu. Araştırmada dikkat çeken bir başka istatistik ise eğitim ve sağlığa harcanan payın yüzde 2 civarında kalması oldu. Ajans Press tüketim harcamalarının medya yansımalarını araştırdı. Ajans Press’in yazılı basındaki incelemesinde kira ve konut haberleri yıl boyunca 9 bin 379 habere konu oldu. En fazla haber içeriğini İstanbul’daki konut fiyatları oluştururken; en az paranın harcandığı sağlık sektörü en fazla konuşulan alan oldu. Yıl boyunca sağlık harcamalarıyla ilgili 10 bin 13 haberin medyaya yansıdığı tespit edildi. Alkollü içeceklerle ilgili 3 bin 774 haber yapılırken, haber içeriklerinde yıl boyu kaçakçılık ve zam haberlerinin sürekli konuşulması dikkat çekti.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
TOKİ İştiraki Emlak Konut Satış Ofislerinden tecrübeli, Gayrimenkul Uzmanlığı Sertifikalı, Üniversitelerin İktisat ve İşletme Bölümlerinden mezun kadrosu ile Ispartakule’de 10 yıllık deneyim ve bilgisini sizler için sunuyor.
Bizim Evler 6T2 Çarşı No: 51 Avcılar/Ispartakule
Tel: 0212 405 15 85
evola.sahibinden.com
14
MANŞET
Bahçeşehir’in Çilesi
BİTMİYOR!
Yıllardır sizlere Bahçeşehir’in ve yaşayanlarının ellerinden alınan değerleri haberlerimizle ilettik. Ancak özelikle son 5 yıldır yaşananlar çevre adına bir onur mücadelesine dönüştü. Bir tarafta çevreciler pes etmeden mücadele ederken, diğer tarafta koltuk altlarında projeleriyle bekleyenler ve diğer bir tarafta da yerel yönetim. Açılan onlarca dava, gerçekleşen yüzlerce protesto etkinliği ile bu davaya gönül koyan çevreciler mücadeleyi bir an olsun bırakmıyorlar.
Yıllardır sizlere Bahçeşehir’in ve yaşayanlarının ellerinden alınan değerleri haberlerimizle ilettik. Ancak özelikle son 5 yıldır yaşananlar çevre adına bir onur mücadelesine dönüştü. Bir tarafta çevreciler pes etmeden mücadele ederken, diğer tarafta koltuk altlarında projeleriyle bekleyenler ve diğer bir tarafta da yerel yönetim. Açılan onlarca dava, gerçekleşen yüzlerce protesto etkinliği ile bu davaya gönül koyan çevreciler mücadeleyi bir an olsun bırakmıyorlar. Bahçeşehirliler Derneği (BADER), CHP Başakşehir Meclis Üyeleri ve gönüllüler açtıkları davalarla Danıştay’dan Yürütmeyi Durdurma kararı alarak sevinirken, 29 günlük sevinç kursaklarında kaldı. Başakşehir Belediyesi resmi web sitesinde kamuoyu ile paylaştığı bir basın bülteni ile Gölet projesinde devam kararı çıktığı yönünde paylaşımda bulundu. İşte bu haber üzerine Gölette yeniden başlayan inşaat faaliyetlerine sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler isyan etti. Haberimizde aşama aşama yaşananları sizlerle paylaşacağız.
Tarih: 04.06.2017 Gölette alevlenen tartışmanın ilk ateşini Başakşehir Belediyesi’nin basın bülteni verdi Başakşehir Belediyesi tarafından yapılan
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Mülkiyeti Başakşehir Belediyesi’ne ait olan 13 bin 500 metrekarelik alanda başlatılan rekreasyon ve dere ıslahı projesi çalışmalarına CHP’li Meclis üyelerinin açtığı dava sonucunda Danıştay 8. Daire Başkanlığı tarafından konulan yürütmeyi durdurma kararı, İstanbul 6. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu. Ancak belediyemizce yapılan bu durdurma işlemine karşı Ahmet Hamdi Demiroğlu adlı vatandaşımız tarafından inşaatın durdurulması işlemine karşı yürütmenin durdurulması talebi ile dava açılmıştır. Demiroğlu’nun açmış olduğu dava sonucunda belediyenin inşaatı dur-
durma işlemine karşı yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir. Ayrıca CHP’li Meclis Üyelerinin açtığı davada İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin kararının, Danıştay 8. Daire Başkanlığının kararı ile bozulması üzerine, yerel mahkemece bozma kararına uyulmayarak ilk kararında ısrar edilmesine karar verilmiştir. Karar uyarınca yerel mahkeme Gölet Bölgesi’nde yapılacak olan rekreasyon proje hususunda belediye meclisin verdiği kararın kanuna uygun olduğu, çalışmanın uygulanmasını engelleyecek hukuki bir engel olmadığı yönünde karar vermiş bulunmaktadır.”
15 Tarih: 06.06.2017 Bahçeşehir Gölette Yaşananları Tüm Çıplaklığı ile Gözler Önüne Seriyoruz! Başakşehir Belediyesi’nin açıklaması üzerine BADER’e gönüllü katkı sağlayan başta Av.Fuat Ekin olmak üzere hukukçu bir heyet dernek yönetimine gelişmelere dair bir rapor hazırladılar. Bu rapor doğrultusunda Danıştay 8.ve 13. Dairelerince karara bağlanmış; Kanunsuz Gölet satışı ve inşaatların yürütmesinin Danıştay’da durdurulduktan sonra yaşanan yeni gelişmelerin, kamuoyuna en doğru şekilde aktarılmasına dernek yönetimince karar verildi. Ulusal ve yerel basının dikkatleri üzerine çektiği, bölge halkının ellerinden alınan hakları için yıllardır mücadele ettiği Bahçeşehir GÖLLETTE; 2013’den buyana açılmış onlarca dava ve son olarak Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma kararına rağmen, bir hukuk karmaşası yaşanıyor, hatta bilinçli olarak yaşatılıyor da diyebiliriz. GÖLETTE DANIŞTAYIN YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI NASIL İHLAL EDİLİYOR? Davacı Ahmet H.D, 05.05.2017 tarihinde Gölette yapılan inşaatlardan dükkanlar satın aldığını ancak Başakşehir Belediyesi’nin yıllardır bölge halkının mücadelesi ile açılan davaları kaybederek, Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma işlemini gerçekleştirdiğini, inşaatın durduğunu; buradan dükkanlar satın aldığını ve mağdur olduğunu, her an yıkımın gerçekleşeceği iddiası ile yürütmenin durdurulması ve idari işlemin iptali talebi ile İstanbul 7. İdare Mahkemesi’ nin 2017/ 887 E. sayılı dosyası ile dava açmıştır.
SON SÜRAT MAHKEME VE KARAR 05.05.2017 Cuma günü açılan davada hemen ilk iş günü olan 08.05.2017 Pazartesi günü Mahkeme Başkanı Hasan Hacıgül tarafından düzenlenen Ön İnceleme Tutanağı ile davacının dava ehliyeti bulunduğu yönünde tespit yapılarak bu Tutanak imza altına alınmıştır. Yine aynı günlü Ara Karar ile “ davanın hukuki durumu ve kararın etkisinin uygulanmakla tükenecek olması “ nedeni ile 15 günlük Yürütmenin Durdurulması ( YD ) kararı verilmiş ve davacıya dava konusu işlemle ilgisini ispatlayacak belge sunmak üzere 15 günlük süre verilmiştir. Dava dilekçesinde davacı, ne sonradan dosyaya sunduğu “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi “ nden bahsetmiş ne de Başakşehir Belediyesi’nin inşaatın durdurulması yönünde karar vererek bunu uyguladığından bahsetmiştir. Davacı aynı gün Ara Karar’dan önce “ elden bir örneğini buldum “ diyerek Başakşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’ nün İlgili inşaat şirketinene hitaben düzenlemiş olduğu 05.05.2017 Tarihli “ Danıştay Kararı gereği inşai faaliyetin durdurulması “ yazısının fotokopisini dosyaya sunmuştur.
Yani bu durumda Başakşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’nce İlgili İnşaat Şirketine hitaben 05.05.2017 Cuma günü inşaatın durdurulması yönünde yazı yazılmış; bu yazı aynı gün ilgili İnşaat Şirketine tebliğ edilmiş; ilgili İnşaat Şirketi hemen müşterisine durumu bildirmiş; müşteri hazır fişek şekilde avukatsız olarak kendisi tüm hukuki süreci anlatan bir dilekçe yazarak yine aynı gün dava açmıştır. Akabinde dava dilekçesinde Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’nün bu yazısından bahsedilmediği ve dilekçe ekinde sunulmadığı için ilk iş günü olan 08.05.2017 Pazartesi günü bu eksiklik tamamlanmış; mahkeme başkanı aynı gün dava ehliyeti olmayan kişinin açtığı davada ön inceleme yaparak dosyayı yine aynı gün Karar görüşmesine hazır etmiş ve aynı gün Yürütmeyi Durdurma kararı verilmiştir. DAVA AÇMAYA YETERLİ BELGESİ OLMAYAN BİR KİŞİNİN İFADESİ İLE BELEDİYEYE DAVA AÇILMIŞ, GEREKLİ BELGELER SONRASINDA DAVA DOSYASINA SUNULMUŞTUR Bundan sonra Davacı ile İlgili İnşaat Şirket arasında yapılmış 03.03.2017 Tarihli adi yazılı bir Taşınmaz Satış Sözleşmesi’ ni dosyaya sunmuştur. Tekrar toplanan mahkeme heyeti bu defa 26.05.2017 Tarihli karar ile “ geçerli inşaat ruhsatı iptal edilmeden inşaatın durdurulması kararı alındığından ve telafisi mümkün olmayacak zararlar doğacağından yürütmenin durdurulması “ yönünden Mahkeme Başkanı Hasan Hacıgül ve üye Harun Sarı imzası ile karar almıştır. Bu Karara diğer üye Abdülkadir Gözen, “ davacının dava ehliyetinin bulunmadığı, böyle bir davayı şirket ya da hissedarlarının açabileceği, kaldı ki davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesini resmi şekil şartına uygun şekilde tapuda yada
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
16
MANŞET
noterde yapmadığından geçerli kabul edilemeyeceğinden bahsederek davanın reddi gerektiği “ gerekçesi ile muhalefet şerhi koymuştur. Bundan sonra davacı Beyoğlu 13. Noterliği’ nin 01.06.2017 tarih ve 12252 Yevmiye Numaralı Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’ ni dosyaya sunmuştur. Bu Noter sözleşmesi 2. YD kararından sonraki bir tarih olan 01.06.2017 tarihlidir. Davalı belediye vekilleri tarafından usulen davaya cevap verilmiş ise de YÜRÜTMEYİ DURDURMA kararlarının hiçbirine süresi içerisinde itiraz edilmemiştir.
Tarih: 07.06.2017 EĞER BU İNŞAATLAR DEVAM EDERSE TÜRKİYE’DE HUKUK CİNAYETİ İSPATLANMIŞ DEMEKTİR AKILLARDA KALAN SORULAR 1- İlgili davada davayı açan kişinin bu davaya müdahil olma şartı sorulmamıştır. 2- Davacı şahıs ile ilgili şirket arasında yapıldığı belirtilen SATIŞ SÖZLEŞMESİ resmi bir kayıt olmadan davaya konu olmuş, sonrasında davaya şerh düşen bir hakimin uyarısı ile 30 Mart’ta açılan davaya 01 Haziran tarihinde noter tasdikli sözleşme beyan edilmiştir. 3- Hiçbir dava açma hakkı olmayan birine lehinde ve çok kısa sürede karar verilmiştir. 4- Bahçeşehirliler Derneği olarak 2013 yılında İstanbul 6.İdare Mahkemesine Pazartürk ve Gölet için dernek kurumsal imliği ile dava açmış ancak mahkeme derneğimizi davanın müdahili olamaz
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
gerekçesiyle 2 yıl oyalamıştı. 5- Eğer bir mağduriyet var ise son yaşananlara yönelik ilgili inşaat şirketi neden Başakşehir Belediyesine dava açmamıştır? “
Tarih: 09.06.2017 BADER önünde silah sesleri yükseldi
Bahçeşehirliler Derneği (BADER) önünde 09.06.2017 tarihinde saat 13:40-13:50 sularında 6-7 el silah sesi duyulduğu belirtildi. BADER Başkanı Uğur Barış Karabulut’un verdiği bilgiye göre “Dernekte kampanyamızı imzaya gelen üyelerimiz, yakın komşularımız silah sesiyle irkilmiş, tedirgin olmuş ve 155 Polis İmdat hattını arayarak durumu emniyete intikal ettirmişlerdir. Ayrıca Bahçeşehir Emniyet birimleri ve Olay yeri inceleme ekipleri de durumu incelemek adına cadde üzerinde araştırma yapmışlardır. Derneğimizce Bahçeşehir Polis Karakoluna gidilerek konu hakkında şikayet dilekçesi verilmiştir. Ayrıca olaya tanıklık eden bir üyemizde yaşadıklarını tutanak altına aldırmıştır. Dernek binasında silah sesini duyan ve durumdan etkilenen ayrıca 3 arkadaşımız da Başakşehir Emniyeti Olay Yeri İnceleme ekiplerine gördükleri ve duydukları hakkında bilgi vermişlerdir. Yaşanan bu tatsız olayın çarpıtılmasını, kamuoyunu tedirgin etmesini ya da bir kurumu zan altında bırakmasını asla istemeyiz. Derneğimizde birkaç ay önce de balkon camı kırılarak bir hırsızlık vakası yaşandığı için tedirgin olunması doğaldır.20 yıllık bir derneğiz ve ilk kez böyle bir silah sesi ile karşılaşıldığı için gönüllerimiz ve üyeleri-
mizin endişelerini de anlayabiliyoruz. Dernekte bulunan bizlerin ve görgü tanıklarının da aktardığı bilgiye göre yüksek sesle 6-7 el silah sesi duyulmuş, 2 araç hızla olay yerinden uzaklaşmıştır. Bu yaşanan keyifsiz olayın, cadde üzerinde araçlarıyla sıklıkla biraraya gelen gençlerin, üzülerek, kendi aralarında bir tartışmadan doğabileceğini düşünmek istiyoruz. Yaşananlar emniyete intikal etmiştir, sorumluların biran önce bulunarak gerçek niyetlerinin öğrenilmesini talep ediyoruz. “ dedi.
Tarih: 09 Haziran 2017 Başakşehir CHP İlçe Başkanlığı Bader’i ziyaret etti Yaşanan olumsuz süreçler sonrası olay hakkında bilgi almak ve Gölette Danıştay’ın verdiği Yürütmeyi Durdurma kararının uygulanmayışını protesto etmek adına Başakşehir CHP İlçe Başkanlığı BADER’i ziyaret etti. Ziyarete İlçe Başkanı Özgür Karabat, Meclis Üyesi Ayhan Geygel ve İlçe Yöneticilerinin yanı sıra Bader Üyesi Şehir Planlamacı İsmail Çiçin, Gölet Gönüllülerinden Mehmet Gümüş, Kudret Çelebi’de katıldı. Başakşehir İlçe Başkanı Özgür Karabat “Bader’in, gönüllülerin ve partimizin Bahçeşehir’de hukuksuzca yürütülen birçok girişime dair sürdürdüğü ve kazandığı onlarca dava var. Bu davaya emek veren tüm komşularımıza teşekkür ediyoruz, hiçbir zorluk, hiçbir yıldırma bizleri yolumuzdan döndüremeyecektir” dedi. Görüşmelerde son dönemde yaşanan hukuk karmaşası ve #şahitlikediyorum imza kampanyasına dair ortak çalışmalar konuşuldu. Toplantı sonrası açıklama yapan grup 11 Haziran 14:00’da BA-
DER önünde imza kampanyası ve basın açıklaması yapacaklarını duyurdular ve tüm duyarlı bölge halkını destek olmaya davet ettiler.
Tarih: 11 Haziran 2017 GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYEN KİŞİ VE KURUMLAR HAKKINDA CUMHURİYET SAVCILIĞINA SUÇ DUYURUSU İMZA KAMPANYASI Bahçeşehirliler Derneği (BADER) son günlerde yaşanan olumsuzluklara dair Gölet mücadelesine katkı sağlayan çevreci paydaşlarıyla imza kampanyası ve yaşananları protesto için omuz omuza verdi. Etkinliğin hazırlanmasında Bader Yönetim Kurulundan Dernek Başkanı Uğur Barış Karabulut, BADER Başkan Yardımcısı Fitnat Yerebasmaz, İsmail Acar, Caner İlhan, derneğin Gölet Gönüllüleri grubundan Mehmet Gümüş, Kudret Çelebi ve Zuhal Çelebi yoğun katkılarıyla görev aldılar. Etkinliğe ayrıca 3.Bölge İstanbul Milletvekili Ali Şeker, Başakşehir CHP İlçe Başkanı Özgür Karabat ve Partinin İlçe Yöneticileri, İstanbul Çevre Komisyonu Genel Sekreteri Şeyma Dumrul öncülüğünde Komisyon Üyeleri, Esenyurt Birleşik Haziran Hareketi BADER önünde gerçekleşen imza kampanyası etkinliğinde biraraya geldiler. 14:00’dan 18:30’a kadar yüzlerce imza toplanıldığı 15 Haziran Perşembe gününe kadar dernekte
imza masasının açık olacağı bilgisi alındı. İmzalarla birlikte inşaatın devamını gösteren belgelerle bir tutanak hazırlayacak olan Av.Fuat Ekin’in, Danıştayın verdiği Yürütmeyi Durdurma Kararı uygulanmadığı için, Cumhuriyet Savcılığına görevini yerine getirmeyen kişi ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunacağı öğrenildi. 09 Haziran 2017’den buyana devam eden inşaatın tespitini sağlayan video, fotoğraf, tanıkların beyanları ve kampanya da toplanan imza dilekçeleri ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu gerçekleşecek. Protesto etkinliğine katılan konuşmacıların ortak sunumu “Danıştayın Yürütmeyi Durdurma Kararını bozan hiçbir yargı kararı olmamasına karşın, kamuoyunun yanıltılarak sanki yerel mahkeme Yürütmeyi Durdurma kararını kaldırdı diyerek, Gölete Beton dökmeye devam etmenin hukuk gaspı olduğu yönündeydi. Bu inşaatın devam etmesi toplum vicdanında yaralar açacaktır.
Yerel Gaste Genel Yayın Yönetmeni Erdal Karasansar’da BADER’in basın açıklaması sonrasında söz alan katılımcıları haberleştirdi. CHP Milletvekili Ali Şeker Gölet için imza attı Bahçeşehirliler Derneği ve Bahçeşehir Gölet Gönüllüleri’nni düzenlediği
“Şahitlik Ediyorum” başlıklı imza kampanyasına katılan CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, Bahçeşehirlilerin belediyenin koruması gereken alanları belediyeden ve rantiyecilerden korumaya çalıştığına dikkat çekti. “Bu aslında kamu adına bir utançtır” diyen Milletvekili Şeker, yağma ve talan nedeniyle İstanbul’un nefes alamaz hale geldiğini söyledi. Şeker, “Kamu buraları belediyelere teslim ettiğinde belediyeler buraları halk adına düzenlesinler diye teslim ettiler. Sadece burada değil E-5’ın kenarında birçok alanda da benzeri kooperatiflerin bıraktığı alanlar bir bir imara açılıp talan edilmekte. Artık İstanbul nefes alamıyor! Yaz geldi, sıcaklar başladı “esmiyor, esmiyor” diye şikayet ediyoruz. Esecek bir alan bırakmadılar. Türkiye’nin en büyük şehri olan İstanbul’un en önemli ormanları olan Kuzey Ormanları İstanbul’un klimalarıdır. Klimalar bir bir sökülüyor, önümüzdeki yaz İstanbul’un kliması filan olmayacak. Burası da bir nevi Bahçeşehir’in kliması, nefes alma yeri. Buraları da hukuku dolanarak talan ediyorlar, bir avuç yandaş burada zenginleşsin diye. Geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini çalıyorlar. Bunu da zorbalıkla, şehir eşkıyalığıyla teslim olunmasını istiyorlar. Geçenlerde burada kuru sıkıyla Bahçeşehirliler Derneği’nin önünde bir saldırı söz konusu oldu. Bu kimseyi korkutamaz,
18
MANŞET
CHP Milletvekili Ali Şeker
burada doğaya, çevreye sahip çıkanları korkutamaz, biz onurlu bir şekilde doğaya ve çevremize sahip çıkmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Özgür Karabat’tan Uysal hakkında suç duyurusu CHP Başakşehir İlçe Başkanı Özgür Karabat yaptığı konuşmada Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal hakkında suç duyurusu yaptı. Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın belediye meclisinde yaptığı bir konuşma ile hakimleri ve savcıları zan altında bıraktığını ileri süren Karabat, Uysal’ın aynı zamanda Gölet mücadelesini yürütenleri tehdit ettiğini de söyledi. “DÜZMECE DAVA, DÜZMECE DAVACI” Konuşmasının başında Gölet’te yaşanan sürece dair hatırlatmalar yapan Karabat, şöyle konuştu: “Gelinen süreçte hemen aşağıdaki Gölet alanında Beş Binlik İmar Planları iptal durumunda. Gelinen süreçte bu inşaatla ilgili Başakşehir Belediye Meclisi’nin belediye başkanına verdiği satış yetkisi Danıştay tarafından yeniden değerlendirilmek üzere alt mahkemeye sunuldu, yürütmeyi durdurma kararı verildi. Gelinen süreçte belediye başkanının yaptığı ihaleyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı var. Gelinen süreçte buradaki inşaatın ruhsatıyla ilgili Danıştay’da devam eden bir iptal davası sürüyor. Bütün bunların hepsi olurken, mahkeme süreçleri davacıların lehine sonuçlanmaya başla-
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
mışken belediye başkanı eğer sorumlu bir kamu görevlisi ise yapması gereken ilk şey inşaatları durdurmak, geri dönülemez sonuçları engellemek olmalıydı. Bu konuda hiçbir adım atmadı tam tersine geri dönülemez sonuçlar yaratmak ve hukuku zor durumda bırakmak için her türlü hamleyi yapıyorlar. Daha üç dört gün önce düzmece bir dava ve davacıyla, düzmece bir mülk sahibinin talebiyle dediler ki, “Danıştay’ın kararını mahkeme bozdu”. Değerli arkadaşlar hukuk bilen herkes bilir ki Danıştay üst mahkemedir, Danıştay’ın kararını bir alt mahkeme bozamaz. Bunu herkes bilir ama belediye başkanımız bütün kamuoyunu yanıltacak şekilde böyle bir basın açıklaması yaptı. Bir belediye başkanı kamuoyunu yanıltmak için her şeyi yapıyor. Daha önce de yaptı, dedi ki, “Gölet’i iki kat büyüteceğiz.” Oysa ortada Gölet’in iki büyüyeceğine dair herhangi bir emare göremiyoruz. “BU MÜCADELE TÜM İSTANBUL’UN” Kaldı ki etraftan Esenyurt’tan, Avcılar’dan, Küçükçekmece’den, İstanbul’un birçok yerinden insanlar nefes almak için buraya geliyor. Dolayısıyla burada aslında bütün İstanbul’un akciğerine yönelik bir saldırı var. Ben bütün Türkiye ve İstanbul kamuoyunu bu mücadeleye çağırıyorum. Bilmeliler ki buradaki mücadele sadece Bahçeşehirler için değildir. “HAKİMLERİ VE SAVCILARI ZAN ALTINDA BIRAKTI” Bütün bunlara rağmen bizler davalar açtık, belediye başkanı hakkında suç duyurusu
var, buradaki yüklenici firmalardan birinin Fethullahçı ortağı olduğuna dair tutuklama kararları var. Ve belediye başkanı meclis toplantısında aynen şöyle konuşuyor; “Savcılar ve hakimler Başakşehir’de oturuyor.” Bu nedir? Bu açık bir şekilde tehdittir, bu açık bir şekilde davacı olanları tehdit etmektir. Yani savcı Küçükçekmece’de otursaydı, Avcılar’da otursaydı hukuk başka bir şekilde mi olacaktı? Belediye başkanı diyor ki, “Benim adamım var”, hakimleri ve savcıları zan altında bırakıyor. Buradan Başakşehir’de oturan bütün hakimler ve savcıları göreve çağırıyorum, belediye başkanı bizzat belediye meclisinde yaptığı konuşma ile onları zan altında bıraktı, buradan suç duyurusunda bulunuyoruz. “DERELER İNTİKAMINI ALIR” Daha önce burada sel felaketi yaşandı, orada can kayıpları olabilirdi. Bu tehlike hala devam ediyor, o dönem sayın cumhurbaşkanımız, “dereler intikamını alır” demişti, şimdi o söze istinaden de buradan bir kez daha duyuruyoruz; burası yerleşim açısından da güvenli bir alan değil bir dere yatağıdır. “RAMAZAN YALAN KONUŞMA AYI DEĞİLDİR” İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı nifak ayı değildir birleşme ayıdır. Yalan konuşma ayı değildir doğruyu, dürüstlüğü işaret etme ayıdır. Ama sayın belediye başkanı düzmece yalanlarla Bahçeşehirlinin akciğerini buradan söküp atmak istiyor, yalanlarla kendi bir avuç yandaş şirketine dolarlar aktarmak
19
Dr. Mehmet Gümüş
istiyor. Onlara dolar aktarmak için de kendi gözleri dolar dolar oluyor, kendisini bir kez daha protesto ediyoruz
Dr. Mehmet Gümüş’ten Mevlüt Uysal’a mesaj var Bahçeşehir Gölet bölgesinde Danıştay’ın verdiği “Yürütmeyi Durdurma” kararına rağmen yeniden başlayan inşaat faaliyetine dikkat çekmek için düzenlenen “Şahitlik Ediyorum” başlıklı imza kampanyasında konuşan Gölet Gönüllüleri aktivisti Dr. Mehmet Gümüş, vicdan ve adalet vurgusu yaptı. İsim vermeden Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’a göndermeler yapan Gümüş, “Biz mücadelemizi adalet yerine gelene kadar sürdüreceğiz, korkmayacağız, yılmayacağız çünkü biz doğruluktan ve adaletten yanayız Allah da her zaman doğrunun ve adaletin yanındadır” ifadelerini kullandı. 20 yıldır Bahçeşehir’de oturduğunu ve 20 yıldan bu yana da BADER üyesi olduğunu belirten Gümüş, şöyle konuştu: “Doktorum ve çevreciyim. Sağlığın ve çevrenin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu düşünüyorum. Bunların yanında bir de demokrasi var. Anayasamızın 56. Maddesi’nde çevreyi korumak, doğayı korumak ve çevreyi geliştirmekten bahsedilir. Çevrenin temiz tutulması hem insan sağlığının korunması hem de yaşamın korunmasıyla eşdeğerdir. Ve Anayasa bu sorumluluğu hem vatandaşa hem de devlete yüklemiştir. Çevreyi, yeşili korumak sadece vatandaşın değil devletin de görevidir. Bizim mücadele-
mizde Bahçeşehir’de evimizin bahçesi olan çok sevdiğimiz Gölet parkımızın yeşilini, doğasını, ekolojisini korumak için arkadaşlarımızla bir mücadele yürütüyoruz. Biz tam kazandık dedik, beton yıkılacak burası hak ettiği ağaçlarına, kuşlarına, böceklerine, ekolojisine, yeşiline, mutluluğuna kavuşacak diye beklerken bir de baktık ki dolanma yöntemiyle maalesef kanun sana uymuyorsa sen kanunu kendine uydur mantığıyla burada inşaat tekrar başlatıldı. Bu kamu yararına değildir, kamu yararına olmayan şey hukuka da uygun değildir. Onun için hukuksuzdur, adaletsizdir, vicdansızdır ne insanlığa sığar ne vicdana. Biz mücadelemizi adalet yerine gelene kadar sürdüreceğiz, korkmayacağız, yılmayacağız çünkü biz doğruluktan ve adaletten yanayız Allah da her zaman doğrunun ve adaletin yanındadır.”
DUMRUL: KAÇAK İNŞAATLARI BİR AN ÖNCE YIKIN Kampanyaya destek veren İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Şeyma Dumrul ise Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’a seslendi. Uysal’a “Hukuksuzluktan vazgeçin” çağrısı yapan Dumrul, şöyle konuştu: “160 sivil toplum kuruluşunun üyesi olduğu İstanbul Çevre Konseyi adına çevreci arkadaşlarımızın mücadelesine destek olmaya geldik. Buradaki mücadeleyi yakından takip ediyoruz ve arkadaşlarımızı verdikleri mücadeleden dolayı tebrik ediyoruz. Başakşehir Belediye Başkanına buradan İstanbul Çevre Konseyi olarak bir şeyler söylemek istiyoruz. Bir an önce bu hukuksuzluktan vazgeç-
Şeyma Dumrul
sinler, burada fiili yöntemlerle uydurdukları kaçak inşaatları yıksınlar ve burayı Bahçeşehirlilere yeşil alan olarak terk etsinler.
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’dan GÖLET AÇIKLAMASI Konu ile ilgili Başakşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada Gölet’in küçülmeyeceği aksine büyütüleceği iddia edildi. 300 dönüm olan Gölet bölgesinin 2 bin 600 dönüme çıkarılacağı belirtilen raporda, “Mevcut 300 dönümlük Gölet alanı projemizle birlikte ilk aşamada 600 dönüme çıkacak daha sonra da projeyi Hadımköy’e kadar uzatarak Göleti 2 bin 600 dönüme çıkartacağız” ifadelerine yer verildi. Vadişehir’de katıldığı bir iftar programında açıklamalarda bulunan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Bahçeşehir Gölet projesinin önünde hukuki bir engel kalmadığını belirterek, projede bölgenin yeşil dokusunu bozacak bir durumda olmadığı iddiasında bulundu. Uysal, “Mevcut 300 dönümlük Gölet alanımız projemizle birlikte ilk aşamada 600 dönüme çıkacak daha sonra da projeyi Hadımköy’e kadar uzatarak Göletimizi 2 bin 600 dönüme çıkartacağız. 13 bin metrekarelik alanda bölge halkımızın kullanımı için restoran, kafe gibi günlük ihtiyaçlara yönelik yerler de olacak. Her şey net aslında. Buraya itiraz edenler gerçekleri görmemek için uğraşıyor. Gölet’i en iyi koruyacak proje bu” ifadelerini kullandı.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
20
YEREL
‘Başka kaynak yok proje devam eder’
Danıştay’ın göletteki yürütmeyi durdurma kararı sonrasında inşaat çalışmalarına ara verildi. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Danıştay kararı ‘burayı yapamazsın’ demiyor. ‘Sınırları netleştir’ diyor. Göleti genişletecek başka kaynak da yok” dedi.
BAŞAKŞEHİR Belediye Başkanı Mevlüt Uysal geçtiğimiz hafta “Vatandaşın Ekonomisi” köşesinde yayınlanan ‘Gölete inşaat değil, Bahçeşehir’e yol lazım’ başlıklı yazı üzerine Hürriyet’e bir açıklama yaptı. Danıştay’ın son kararı üzerine gölet bölgesindeki inşaatın durdurulduğunu belirten Uysal, bundan sonraki süreçte mahkeme kararlarına uygun davranacaklarını söyledi. Kararın projeyi engellemediğini öne süren Uysal, “Danıştay dedi ki ‘yerel mahkeme yanlış karar vermiştir. Sınırlar belli değildir. Bu meclis kararı iptal edilmelidir.’ Danıştay kararı burayı yapamazsın demiyor. ‘Sınırları netleştir’ diyor. En kötü ihtimal bu karar kesinleşirse, döner dere ıslahı ile diğer projeyi ayırıp yola devam ederiz” diye konuştu. Konuyu önemsemedikleri için yerel mahkemeye daha önce çok fazla evrak falan vermediklerini söyleyen Uysal şimdi her projenin ayrı ayrı hesabını ortaya koyacaklarını belirtti. Projeyi yürüten müteahhitin de idare mahkemesinden yürütmenin durdurulmasını istediğini
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
söyleyen Uysal “Mesele o değil. Bunun içeriğini çözmemiz gerekiyor. Dur kalklarla gitmek yerine Danıştay ‘sınırlar net değil’ diyorsa yeniden bir meclis kararı alırız. Devam ederiz. Biz belgelerimizle sınırların net olduğuna ikna edebiliyorsak kararın esasını hızlandıralım. 3 ay beklesin dedim ben. Ama müteahhit ısrar edip mahkeme kararını önüme koyarsa devam da edebilir. Sonuçta o karara da uymak durumdayım ben. Bir avukat olarak mahkeme kararlarına ben uymayacağım da kim uyacak” dedi. NEREDEN PARA BULACAĞIM Projeye haksız yere karşı çıkıldığını iddia eden Mevlüt Uysal “Şimdi hakikaten burayı koru-
yalım yeşillendirelim. Başka bir şey varsa onu da tartışalım. Ama kardeşim sen burada 80 milyon ödemişsin. Bugünkü rakamlarla 100 milyona yaklaşıyor. Ondan sonra yeni kaynağın da yok. Yaptığımız işe kıyamet kopmuş. Ben bu paraları nereden bulacağım. Nasıl devam edeceğim. Burası hakikaten ıssız bir park mı olmalı yaşayan bir park mı olmalı. Buradaki hareketlilik arka taraftaki yürüyüş yapanları rahatsız etmesin diye burayı cadde konseptine çevirdik” dedi. Hürriyet’in “Bu proje yapılırken ‘halka soracağız’ diye demeçler vermiştiniz. Sordunuz mu” hatırlatması üzerine ise Uysal şunları söyledi: “Ne konuşursan hepsi boş. Orada politik davranıldığını düşünüyorum. O anlamdaki girişimlerim duvara toslayınca artık onun mücadelesini vermiyorum. Ben ilk başlarken Oktay Ekinci ile başladım. Onun kendi projesi bu. Söylediği rakam konusunda benim altından kalkma ihtimalim yok. İkinci konuştuğum kişi Oğuz Soydan. Halk dediğimiz zaman karşımıza BADER çıkıyor, Tenis Kulubü çıkıyor. Mehmet Gümüş çıkıyor. Onların kendi mücadelesi var. Halka ulaşamıyoruz ki.”
21
2700 DÖNÜMLÜK ARAZİ Hiç imar planı tadilatı yapmadıklarını belirten Mevlüt Uysal 1990 yılında 0.5’lik rekreasyon alanında imar hakkı bulunduğunu kendilerin de bununla ihaleye çıktıklarını belirtti. Boğazköy’e kadar olan alanla birlikte gölet olarak planlanan alanın 2 bin 700 dönümü bulduğunu aktaran Uysal ”Biz toplamda mülkiyet toplamanın 160 milyon lirayı bulmasını rekreasyon düzenlemesi ile birlikte toplam maliyetin 400 milyon liraya çıkmasını bekliyorduk. 80 milyon lirayı ödedik. Oradan buradan çıkartıp ödedik. Baktık ki olağanüstü zor bir şey. Tamamını çözelim yerine projeyi ikiye böldük” diye konuştu. 300 dönümlük mevcut göletin hiçbir şeyine dokunmadıklarını belirten Uysal, “Burayı yol kenarındaki benzin istasyonuna kadar uzatacak bir proje belirledik. Mevcut göletin devamına proje yaptık. İSKİ derenin ıslahına başlamıştı. Durdurduk. Yüzde 5 imar hakkını satalım bunu sattıktan sonra elde edeceğimiz gelirle birinci etabı bitirelim istedik. İhaleye çıkan alan 13 bin 500 metrekaredir. Bu alanı imarlı parsel halinde bırakacağız diğer yerlerin tapuları iptal edilecek ve yeşil alan olacak. Böylece burayı bundan sonrası için de korumaya almış olacağız. Burası ömür boyu kamu alanı olarak kalacak.
dönümdü. Değeri 250 milyon liraydı. Burayı almak gerektiğini düşündüm. Süzer’den talepte bulundum. Süzer’in değerleme raporlarında buranın metrekaresi 1850 liraydı. Süzer’den ricada bulunduk ve 67 dönüm yeri 28 milyon liraya satın aldık. Metrekaresi 420 liraya denk gelir. Meclis’ten geçerken CHP’lilerin de oy birliği ile geçti. Daha sonra Mesa ile görüştük. Ama olumsuz döndüler. TOKİ ile irtibata geçtiler. Biz de direttik. 138 dönüm yerin kamulaştırma bedelini ödememizi istediler. Ya da bize yüzde 40 imar verin yüzde 60’ını terk edelim dediler. Meseleyi Cumhurbaşkanımıza taşıdık. 22 dönüme imar verdik. Geri kalan 116 dönümü 38 milyona satın alındı. Bahçeşehir’i göleti koruyoruz diyenler. O 2 emsal imar kararı çıktığında hiç dava açmadılar. Oraya benzin istasyonu yapıldı şimdi de konut ve işyeri projesi yapılıyor. BELEDİYE BAŞKA KAYNAK YARATAMAZ MIYDI? HÜRRİYET’in gölet arazisinin satın alınması ve dere ıslahı için bölgede inşaat yapılması dışında bir kaynak yaratma imkanı olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine ise Mevlüt Uysal, “100 milyon lira belediye kaynak bulamaz mı. Bulabilir. Ama
Olimpiyat Stadı’nın civarı, Başakşehir’de buna benzer sorunlu yerler var. Her bölgenin kendine yönelik yapılması gereken işler var. Bahçeşehir’in içine benzin istasyonu yaptık. Başka bir gayrimenkul projesi yaptık. Onlara da tepki geldi. Bunlarla uğraşmak yerine bu gölet projesini gerçekleştirdik. Şimdi ben de düşünüyorum. Keşke o baştan projeyi böyle yapsaydık da benzin istasyonunu hiç yapmasaydık” dedi. 2 YILDIR TARTIŞILIYOR BAHÇEŞEHİR göletteki yapılaşma 2 yıldır tartışılıyor. Gölet çevresini yapılaşmaya açan arsa satışı ihalesi 9 Nisan 2015’de Resmi Gazete’de ilanla duyuruldu. Başakşehir Belediyesi tarafından 24 Nisan’da yapılan ihaleyi 103 milyon TL teklifle Atmaca Grup kazanmıştı. 11 bin metrekare inşaat yapma izni olan firma 6 metreyi geçmeyen dükkanlar yapacağını açıklamıştı. Ancak bölge halkı ve sivil toplum kuruluşları bölgede yapılaşmaya karşı çıkıyor. Bununla ilgili hukuki süreç de sürüyor. Geçtiğimiz hafta “Vatandaşın Ekonomisi” köşesinde ‘Gölete inşaat değil, Bahçeşehir’e yol lazım’ başlıklı haberde ise bölgede artan nüfus ve trafik sorununa dikkat çektik.
Tapuyu şu anda Mesa’dan Süzer’den satın alamadığın zaman ya adama kamulaştırma bedelini ödemek zorundasın ya da orta yolu bulup imara açmak zorundasın. Biz şimdi göleti koruyor muyuz yoksa bir şey mi yapıyoruz. Şu anda inşaat yapılan yer mezbelelik bir yerdi” dedi. GÖLET ÖZEL ARAZİYDİ PARAYLA SATIN ALDIK BAHÇEŞEHİR Göleti’nin arazisinin Süzer, Mesa ve kısmen TOKİ ve belediye üzerine kayıtlı özel mülkiyet olduğunu belirten Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal araziyle ilgili tarihsel süreci şu şekilde aktardı:“2009’da Başkan oldum. Göletin tamamı özel mülkiyetti ve rekrerasyon alanları da onların üzerine tapuluydu. Göletin belediye dışındaki mülkiyet alanı yaklaşık 250
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
22
YEREL
BADER’den
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın
Hürriyet Gazetesi açıklamasına cevap... Hürriyet Gazetesi’nde 15 Mayıs 2017 tarihinde Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın Bahçeşehir Gölete ilişkin “ Danıştay 13 Dairesi’nin verdiği ve 09.04.2015 tarihinde 29321 Sayılı Resmi Gazete’de de ilan edilen ihale işleminin “ Yürütmesinin Durdurulması’ na İlişkin Kararı’na yönelik röportajına yer verilmiştir. Davanın en başından buyana bölge halkı adına takipçisi olan Bahçeşehirliler Derneği (BADER) olarak yayınlanan habere ilişkin kamuoyunda farklı algılamalara neden olabilecek kafa karışıklığını önlemek amaçlı bu bilgilendirmeye lüzum görülmüştür.
2015
Röportajda “Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Danıştay kararı ‘burayı yapamazsın’ demiyor. ‘Sınırları netleştir’ diyor. Göleti genişletecek başka kaynak da yok” dedi. Sayın Belediye Başkanına bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; Bahçeşehir Uydu Kent Projesi 90’lı yıllarda Türkiye’ye örnek model olacak planlı bir kent olarak kurulmuş, burada yatırım yapan bölge halkı da bu marka değerine konut fiyatlarının inşaat bedellerinin üstünde ekstra bedellerle sahip olmuşlardır. Ancak Bahçeşehir 1999 yılında belediye statüsüne geçtikten sonra projede donatı alanı olarak sunulan otopark, sağlık, kreş, park ve yeşil alanlarına yönelik farklı plan değişikliğine, kamu yararı gözetmeyen uygulamalara maruz kalmış-
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
2017
tır. Gölette son yıllarda yaşanan süreç bu olumsuzlukların kamuoyunda ve basında yalnızca göze çarpan yansımasıdır. Bizler Pazartürk, Sofa, Loca, Kiptaş, Ispartakule Benzin İstasyonu, Şelale Park içerisine yapılan Restoranı takip ederken, yine Bahçeşehir 1. kısım mahallesinde Tatarcık Mevkiinde imar planları yapılarak ve ne yazık ki arsa sahiplerine de sus payı verilircesine emsal artışı sağlanarak planlar geçirilmiştir. Bu bölgede de kamuya (belediyeye) ait arsalar satışa çıkarılacak şekilde oluşturulmuştur. Yakın gelecekte Bahçeşehir dört bir yanı beton yığınlarıyla sarmalanmış, hava sirkülasyonu tamamen bitmiş, nüfus artışı ile ulaşımı sona ermiş bir kente dönüşecektir. Bahçeşehir’i ve çevresini kaynak üretim merkezi olarak düşünmek, kaynağı yalnızca arsa satışından elde etmeye yönelik planla-
ma yapmak, örnek bir kentin yok olmasına da izin vermek demektir. Gölet ve Pazartürk alanına ilişkin olarak ilk iptal kararını 12 Haziran 2013 tarihinde Derneğimizin sürdürdüğü itiraz imza kampanyalarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vermiştir. Bu kararda Gölet Alanı ile Pazar Alanına ilişkin hazırlanan 1/500 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğine askı süresinde içinde itirazlarımız uygun görülmüş, Bakanlık Oluru ile planlar iptal edilmiştir. Sonrasında yeni plan değişiklileri gerçekleşmiş yine Belediye Başkanlığınıza karşı İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde, 607 Ada 2,5,6,7,8,9,10 Sayılı parsellerde imar hakkı kullanılarak üzerinde yapılacak
23
taşınmazların hasılat paylaşımı yöntemiyle 22/04/2015 tarihinde satılmasına dair ihale işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile dava açılmıştır. Anılan davaya ilişkin Danıştay 13. Dairesi 24.02.2017 Tarihli Yürütmesinin Durdurulması’ na İlişkin Kararı ile
“ … belediye meclisine ait olan taşınmaz satışı konusundaki yetkinin belediye başkanına devredilmesi mahiyetinde olduğu sonucuna varıldığından, yasal düzenlemede açıkça yetki devrine olanak tanıyan bir hükme yer verilmediği halde, dava konusu Belediye Meclis Kararı ile yetki devri yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği; böylelikle dava konusu ihale işleminin dayanağı olan Belediye Meclis Kararı’ nın hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından, anılan işlem neticesinde gerçekleştirilen ihale işleminin dayanaksız kaldığı görülmektedir. Tarafınızca da malum olduğu üzere yine davalısının Başkanlığınızın olduğu İstanbul 5. İdare Mahkemesi’ nin 14.10.2016 Tarihli Kararı ile de “ … parkın niteliği açısından önemli belirsizlikler oluşturması nedenleriyle uyuşmazlık konusu taşınmazlar yönünden dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişikliklerinde
şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. “ şeklinde ihale konusu taşınmazlara ilişkin imar planlarının iptaline hükmedilmiştir.
1.si Gölette yapılan inşaatın şehircilik planlarına aykırı olduğu. 2.si Belediye Başkanına verilen yetkinin kanuna aykırı olduğu yönündedir. Sayın Belediye Başkanı “bundan böyle mahkeme kararına uyacağım” sözleri ile dikkatleri Belediye Meclisince alınan 2. karara çekmekte, imara aykırı inşaatın durdurulması kararını ise kamuoyu bilgisinden göz ardı etmektedir. Sonuç olarak: Belediye Başkanı’nın “mahkeme kararlarına uyacağım” açıklamasının daha önce sonuçlanan, Şelale Park, Sofa, Pazartürk, Kiptaş, Ispartakule Benzin İstasyonu kararlarını da kapsamasını bekliyoruz.
BAŞAKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞININ “TÜM” MAHKEME KARARLARINA UYMASINI BEKLİYORUZ. Basında yer alan Başakşehir Belediye Başkanı Sayın Mevlüt Uysal’ın Danıştay kararı ile Bahçeşehir Gölet bölgesinde devam eden inşaat faaliyetini durdurma kararından sonra” bundan sonra mahkeme kararlarına uyacağım “ sözlerinin arkasında olacağına inanmak istiyoruz. Zira yaptığı açıklama da, mahkeme kararına uyacağını söylerken bir taraftan da Belediyenin paraya ihtiyacı olduğundan bahisle ihaleyi verdiği inşaat firmasına yeşil ışık yaktığını görmekteyiz. Gölet konusunda Danıştayın verdiği iki ayrı karar bulunmaktadır.
Kamuoyunun bilgisine önemle sunarız. Saygılarımızla,
Bahçeşehirliler Derneği (BADER)
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
24
YEREL
BADER’den anlamlı ödül töreni BADER yıllardır sürdürdüğü mücadelesine destek veren ve katkı sağlayan tüm bileşenlerle Mayıs ayı içerisinde Bahçeşehir Banguet Deluxe Davet’te gerçekleştirdiği kahvaltılı organizasyonda biraraya geldi. BADER yıllardır sürdürdüğü mücadelesine destek veren ve katkı sağlayan tüm bileşenlerle gerçekleştirdiği kahvaltılı organizasyonda biraraya geldi. İkiyüzü aşkın davetlinin katıldığı etkinlikte Başarı Plaketleri ve Bahçeşehir Takdir Beratları sahiplerini buldu. Özelikle son yıllarda bölgede yaşanan ulaşım sorunları, kentin içinde dahi trafiğin felce dönmesi, Mahmutbey gişe problemleri, Banliyo seferlerinin iptal edilmesi ve halen Marmaray’a ilave edilmeyen Ispartakule istasyonu, üst üste ertelenen metro ihalesi ve sözlerin tutulmaması, konut alanlarına yakın mesafede kurulan baz istasyonları ve elbette bizlerinde her ay haberlerimize taşıdığımız yeşil alanların ve donatı alanlarının imara açılması. Bahçeşehirliler Derneği bu sorunlarla yıllardır hukuksal ve toplumsal mücadele sürdürüyor. Her alanda farklı grup dinamikleriyle yol alıyor. Gölet sürecine özel kurulan Gölet Gönüllüleri, okul sorunlarına özel kurulan Veli İnsiyatifi, Sosyal alanda Bader Güldeste Korosu, Eğitim alanında Bader Eğitim Merkezi ile kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. İşte tüm bu süreçlerde aktif rol alan, elini taşın altına koyan, verilen mücadeleye ses olan, ışık olan kişi ve kurumlar ödüllendirildi. BADER Yönetim Kurulu bu mücadelede emeği geçen ulusal basın temsilcilerine plaket ve tüm gönüllü emek veren paydaşlarına derneğin “BAHÇEŞEHİR TAKDİR BERATI” nı paylaştı. Bader paylaşımında “ Bahçeşehir’de elimizden alınan sosyal alanlarımız için yıllardır sürdürdüğümüz hukuk ve toplumsal demokratik mücadelemize “BİR IŞIK DA SİZ YAKARAK” sesimize ses verdiğiniz için; Haklı davamıza gönül veren tüm çevreci paydaşlarımız adına bu “Takdir Beratını” sizlerle paylaşmaktan onur duyarız.” dedi.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
ULUSAL BASIN Kurumsal - Kişisel Başarı Plaketi ve Takdir Beratları CNN ANA HABER CNN / Ezgi CANKURTARAN CNN / Pınar ÇITAK KOYGUN DİKEN / Rıfat DOĞAN FOX TV ANA HABER FOX TV / Emre IZKÜBARLAS HALK TV ANA HABER HÜRRİYET GAZETESİ HÜRRİYET / Dinçer GÖKÇE HÜRRİYET / Sefer LEVENT KANAL D ANA HABER KANAL D / Aytaç CAN Kanal D / Cem TEKEL SÖZCÜ GAZETESİ SÖZCÜ / Metin YILMAZ SÖZCÜ / Neşet SENİZEL SÖZCÜ / Arzu SENİZEL SÖZCÜ / Bora ERDİN SÖZCÜ / Can MUMAY SÖZCÜ / Hande ZEYREK SÖZCÜ / Özlem GUVEMLİ
YEREL BASIN Emak Kulisi / Ceren YÖRÜK İstanbul Gazetesi / Sibelrn GÜLERSÖYLER Sancak Gazetesi / Bilal KARABULUTOĞLU Yelpaze İstanbul Dergisi Yerel GASTE / Erdal KARASANSAR KATKI SAĞLAYAN SİVİL TOPLUMrn KURULUŞLARI BİRLEŞİK HAZİRAN HAREKETİ ESENYURT MECLİSİ İSTANBUL KENT SAVUNMASI KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI VALİDEBAĞ GÖNÜLLÜLERİ SİYASİ PARTİ Başakşehir CHP İlçe Başkanlığı HUKUK SÜRECİNE DAHİL OLANLAR Emine SARIHAN ERBAŞ Fuat EKİN Hilal ERBAKAN İsmail ÇİÇİN Mehmet GÜMÜŞ Murat DEMİRBAŞ Nihat Emeksiz Serdar BAYRAKTAR Suzan BAŞVER Uğur Barış Karabulut
BADER YÖNETİM KURULUNDA GÖREV ALANLAR Ali Rıza Ayın Ayfer Dikbaş Caner İlhan Deniz Bayraktar Erdal Samur Fitnat Yerebasmaz İsmail Acar Mehmet Kaban Pınar Bilgingüllüoğlu Şengül Alparslan Veli Eren KATKI SAĞLAYAN GÖNÜLLÜLER Atakan Konakçı Cenk SOBE Cevahir YARGIÇ YAVUZ Devrim Çelik Fatma Pınar Özdemir Kudret ÇELEBİ Müzeyyen Sarıözkan Rafet Saltık Reyhan GÜNGÖR Selda Önder Emine Akkaya Mehmet Gümüş (Müzisyen)
28
YEREL BADER’den anlamlı ödül töreni
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
29
Bader Eğitim Merkezi
SERAMİK&EBRU Yıl Sonu Sergisi Bader Eğitim Merkezi bu yıl hizmete açtığı merkezinde takı tasarımdan, el sanatlarına, seramikten, ebruya, moda tasarımdan profesyonel makyaja, resimden satranca birçok branşta gönüllü eğitmenler eşliğinde hizmetler gerçekleştirdi.
Selda Önder eğitmenliğinde seramik ve ebru öğrencileri Mayıs ayı içerisinde düzenledikleri sergi ile yıl içerisinde gerçekleştirdikleri birbirinden değerli el emeklerini dernek lokalinde düzenlenen sergi ile bölge halkıyla buluşturdular. Ürünlerdeki kreatif düşünce ve farklılık izleyicilerin gözünden kaçmadı. Her sergide rastlanmayan yaratıcı düşünceler ürünlere yansıdı. Ebru sanatından tshirt- yastık- tablo- puzzle- kitap ayracı- kupa ve özelliklede ebru dersinin başlangıcından sonuna kadar sinema şeridi gibi düşünülüp tasarlanan pankart dikkatleri üzerinde topladı. Öte yandan Çini çalışmasında Merve Hanım’ın çalışmaları magnetler, tabak ve kaftan biblolar amatör değil profesyonellik yolunda büyük adımlardı. Bir hafta boyunca açık kalan sergiyi onlarca sanatsever beğeni ile ziyaret etti. Eylül ayı ortasında yeni dönem eğitimlerinin başlayacağını belirten Dernek Başkanı Uğur Barış Karabulut, amaçlarının, bölgede kültür sanattan eğitime, sosyal etkinliklerden kamu menfaati güden birçok alanda çalışmalar yürütmek olduğunu belirtti. Bu konuda bilgisi, deneyimi, projesi olan herkesi dernek bünyesindeki çalışmalara katkı sağlamaya davet eden Karabulut, yeni dostluklar ve semt kültürü oluşturmak adına el ele verilmesinin olmazsa olmazları olduğunu da vurguladı. Sergi açılışı Dernek Genel Koordinatörü İsmail Acar’ın takdimi ve Eğitmen Selda Önder’in .öğrencileri Gülsen Hanım, Aylin Hanım ve Merve Hanım’a Teşekkür Belgesi vermesi ile sergi açılışı gerçekleşti.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
30
YEREL
Amatör ruhlar yetenekleriyle göz kamaştırdılar Suat Karataş eğitmenliğinde bir araya gelen ve resme meraklı yetenekler çok özel çalışmalarını İstinye Üniversitesi Hastanesi lobisinde sergilediler. Yağlıboya ve suluboya eserlerin yer aldığı sergi yoğun ziyaretçisi ile büyük beğeni topladı. Alev Tuncer, Serap Kızılarmut, Nesrin Korman, Hülya Akşehirli ve Biricik Bilgi imzasıyla sergilendi. Röprodüksiyon olmayan tamamen özgün çizimler amatör ruhun yetenekle buluştuğunda nasıl profesyonel sanat eserlerine dönüştüğünün ispatıydı.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
31
Bahçeşehirliler
Ramazanda Kalpler Kazandı Bahçeşehirliler Derneği (BADER) her yıl olduğu gibi bu yılda ramazanın ulvi gücü ve paylaşım ruhu ile “ RAMAZANA ÖZEL KUMANYA “ kampanyası gerçekleştirdi. Bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ÇYDD, ADD, ROTARY, işletmeler ve hayırseverlerin katkılarıyla bu yıl ihtiyaç sahibi 1.000 komşuya ulaşıldığı bilgisi alındı. Kampanya Migros’un Bereket kolisi ile Hoşdere, Altınşehir, Şahintepe, Güvercintepe ve Şamlar’da ihtiyaç sahipleriyle birebir elden buluştu. Dağıtımlar dernek yönetimi ve gönüllülerin özverili katılımıyla sağlandı. Kumanya teslimlerinde bir elin verdiğini öbür el bilmez düsturu ile hareket edilerek paylaşım sahipleriyle fotoğraf çekimleri yapılmazken, herhangi bir kötü niyeti engellemek adına kumanyalar imza karşılığı ve iletişim bilgisi alınarak ihtiyaç sahipleriyle buluştu. Kampanyaya koli bağışını dernek kanalıyla yapan hayırseverlerin yanı sıra BADER adına kendi temin ettikleri kumanyayı dağıtan gönüllüler de vardı. BADER Yönetimi dağıtımlar sonrası yaptığı açıklamada “ Dağıtımlarda Şamlar Köyü’nde Selanikliler Derneği’ni de ziyaret ettik. Sadece kumanya dağıtımı değil yeni dostluklarda bu dağıtımda oluştu. Özelikle 104 yaşında Dudu teyzemizi ziyaretimiz bizim için çok değerliydi. Atatürk’ü gören gözlerden yürek dolusu selamlar getirdik. Bu kampanyaya az çok demeden katkı sağlayan tüm dostlarımız şunu bilmeliler ki, dağıttığımız kumanyalar aslında dayanışma ruhu için birer vesile, yüzlerce aileye sadece kumanyaları değil sizlerin gönül zenginliğinizi de ulaştırdık. İyi ki varsınız. Hayatın paylaştıkça ne kadar değerli olduğunu defalarca o sıcak gözlerden görmenin mutluluğunu ve huzurunu yaşıyoruz.”
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
32
YEREL
Emek verenler onurlandırıldı
Bader yıllardır sürdürdüğü mücadelelerinde emek veren, elini taşın altına koyan kişi ve kurumlara Bahçeşehir Takdir Beratı ve plaketi takdim etti. Ödül törenine katılamayan destek sahipleri ödüllerini Bader Lokalinde gerçekleşen törenle teslim aldılar. Şelale Park yıkımına karşı duran ve öne çıkan, Bader Yönetim Kurulunda yıllardır mücadele veren yönetim kurulu üyesi Ayfer Dikbaş’a, Yelpaze İstanbul Dergimize dernek faaliyetlerini sosyal medyaya ve sayfalarına taşıdığı için ve özelikle Gölet sürecinde bireysel katkıları ile kalmayıp Bir Işık Da Sen Yak Nöbetlerine defalarca ailesiyle katılan, sosyal medyada düzenlediği etkinliklerle farkındalık yaratan Gönüllü Üye Reyhan Güngör’e plaketlerini, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Ayın teslim etti. Yine Diken Yazarı Rıfat Doğan’da Bahçeşehir’de yaşanan imar sorunlarına dair kaleme aldığı haberlerden dolayı Bader Yönetim Kurulu tarafından Takdir Beratı ile ödüllendirildi.
Tatsız Müdahale
Bahçeşehir gölet alnında bu yıl da her yıl olduğu gibi Dünya Çevre Gününe özel farkındalık yaratmak adına BADER ve Gölet Gönüllüleri çam fidanı dağıtımı gerçekleştirdi. Etkinlikte Antalya’nın Finike İlçesi’ndeki yayla evinde öldürülen, çevrenin korunması için mücadelesiyle tanınan ve Kiracılar Derneği Genel Başkanı olan 61 yaşındaki Ali Ulvi Büyüknohutçu ve aynı yaştaki eşi Aysin Büyüknohutçu çiftinin cinayeti de protesto edildi. Fidan dağıtımında Başakşehir Zabıtalarının, Bahçeşehir Emniyet güçlerinin bulunması ve etkinliğe müdahale girişimleri kısa süreli tatsız anların yaşanmasına neden oldu.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
Toz ve mikroplardan arınmak
şimdi çok kolay Toz zerrecikleri içindeki zararlı canlıları önce toz filtreden geçiriyor, ardından karbon filtresi ile tozu, dumanı hapsediyor ve UV’den (Ultraviyole) geçen hava mikroplardan arındırılıyor ve ortama geri dönüştürülüyor. Aynı zamanda eğer istenirse birbirinden farklı koku aparatlarıyla “Koku odası” haznesine yerleştirilen kokular ortama yayılabiliniyor.
Ne tür mikropları arındırıyor? Çıplak gözle görünmeyen ve hergün soluduğumuz havada bulunan milyonlarca toz, duman ve mikrop içeren moleküller var. Bunların elbette bir kısmı yaşamımız için gerekli, bağışıklık sistemimiz için faydalı mikroplar. Ancak bir kısmı da varki canlı vücudu uzun süre maruz kalırsa ileriki yıllarda sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Grip virüsü, maya, küf, mite ve zararlı bakteriler gibi. Ön filtre sayesinde ortam tozu toplama ve toz zerrecikleri içerisindeki gözle görülemeyen zararlı mikrobik canlıları ultraviole ışın sistemi sayesinde %99 oranında yok eder. Bu cihazla opsiyonel olarak kullanılan hepa filtre sayesinde hijyenik ortam ihtiyacı olan 0.3 mikronda %99.97 verimlilikte temizlik sağlar.
Ortamda bulunan tüm sigara kokuları ve yemek kokularını, aktif karbon sayesinde filtre içerisine hapsederek ortama koruma sağlar.
Yelpaze İstanbul Dergisi okurlarına özel kısa bir süre için özel bir fiyat
16 - A Modeli 1.450,00 TL yerine
1.250.00 TL
17 - B Isıtıcılı Modeli 1.750,00 TL yerine
1.550.00 TL
Sipariş nasıl verilebilir?
Ürünümüzü almak isteyenler Yelpaze İstanbul ofisinde demo ürünümüzü görebilir ve detaylı bilgi alabilir ve sizler aracılığı ile sipariş verebilirler. İstanbul içerisinde istedikleri adrese teslimatımız vardır.
Bülbül cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İST
Tel: (0212) 669 23 39
Cihazı YouTube'dan izleyebilirsiniz.
34
RÖPORTAJ
ZERAFETİN SİMGESİ, SELDA ÖNDER
ZERRİN ARBAŞ İLE RÜYA GİBİ BİR ÖĞLEDEN SONRA
selda@yelpazeistanbul.com
Zerrin ARBAŞ, rüya gibi kadın. Harika bir insan, güçlü, dirayetli, iyi eğitimli. Görmüş geçirmiş bir kadın. Ayrıca Türkiye güzellerimizden kendisi. Güzelliği tescilli yani. Ailede sanatçılar var. Babası, ilk eşi, kızı… Zerrin Arbaş Hanımefendi’nin babası ünlü Türk ressamı Avni ARBAŞ. Zerrin Hanım’la ilk görüşme talebimi olumlu karşılıyor, bir iki ertelemeden sonra nihayet görüşüyoruz. Kemerburgaz’da Göktürk Mahallesi’nde oturuyor. Gerçekten Lüks evlerle dolu bir yer burası. Komşularından biri Fatih Altaylı, bir diğeri Sadettin Saran, yakınlarda bir yerde Küçük Emrah ikamet ediyor. Yoğun bir trafikten sonra ulaşıyoruz Kemerburgaz’a. Kapıda görevliler isim soruyorlar ve Zerrin Hanım’ı arıyorlar. Ahhh ahhhhh işte Bahçeşehir-Esenkent’te böyleydi bir zamanlar. Girişte adınız kime geldiğiniz sorulur o kişiyle görüşüp sizi içeri öyle alırlardı. Kendi içinde izole seçkin bir yer burası. Geçiş izni alınca içeri giriyoruz. Zerrin Hanım’ın evini görevliler gösteriyor. Oğlum arabayı park ederken şahane, pembe bir villa mı desem, konak mı desem bilemedim. En uygunu Köşk sanırım, kapı açılıyor ve incecik zarif bir genç kız kapıyı açıyor. Vallahi televizyon insanları kilolu gösteriyor. Zerrin Hanım çok zarif incecik… Ve yaşı olmayan kadınlardan. Deniz gibi gözleri enginliği anlatıyor. Bale eğitimi aldığı için çok zarif…Güzellik kelimesi az kalıyor Zerrin Hanım söz konusu olunca. Sabah dersten çıkıp gittiğimden saçım başım dağılmış, oysa ki karşımda şık, incecik, zarif bir hanım var. Zerrin Arbaş ile beraberiz Türk sinemasının önde gelen isimlerinden. Çok samimi karşılanıyorum ve salona alıyor beni. Hava çok güzeldi, yeşillikler içinde bahçede oturmaya karar verdik. Elleriyle yaptığı kurabiyelerle birlikte, kahvelerimiz de masada yerini aldı. Sorularımızı yöneltiyoruz kendisine; Biraz sizi tanıyalım sanat hayatınıza başladıktan günümüze kadar neler yaptınız? Sanat hayatınızda hangi noktadasınız? Evet ben Paris’te doğdum İstanbul’da büyüdüm 18 yaşındayken de Los Angeles’a gittim. İstanbul’dayken Saint George Avusturya Lisesi’nde öğrenciydim aynı zamanda İstanbul Konservatuarı’nda bale bölümünde öğrenciydim. 15 yaşındayken baleden mezun oldum ondan sonra tiyatro bölümüne girdim. 18 yaşında kadar konservatuarın tiyatro bölümündeydim. Ondan sonra bir tesadüf eseri güzellik kraliçeliği derken
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
18 yaşında Los Angeles’da kendimi buldum. Sonraki 30 senem oarada geçti. 67 senesinde evlendim. 1968’de Derya doğdu. Bu arada da 1973’den 1978’e kadar da İstanbul’da bir film hayatım oldu. Yine bir tesadüf eseri seyahat için İstanbul’a gelmiştim. 1973’te o sırada Memduh Ün yeni bir filme başlıyordu çok sevgili dostum Turgut Demirağ o da o zamanın büyük yapımcılarından “aman dedi sen buraya gelmişken Memduh’la tanıştırayım belki hemen bir filmde çevirirsin”. Derken ben “Toprak Ana” diye Fatma Girik, Tamer Yiğit ile film çektik. Onun akabinde başka bir şirket bana teklifte bulundu. Ertesi hafta Burgazada da Tarık Akan, Hülya Koçyiğit ve ben “Yeryüzünde Bir Melek” filmini çektik. Derken hemen bir üçüncü film teklifi geldi. Bu da “Gazi Kadın” filmiydi. Bu filmde de Türkan Şoray, Kadir İnanır ve ben. Tabi Los Angeles’a gitmem baya
uzadı. Sonradan döndüm tabi hayatım devam ediyor. Ertesi yaz Memduh Ün’ün şirketi bir “Battal Gazi” filmi yapıyordu Cüneyt Arkın ile. “Battal Gazi” filminde Cüneyt Arkın’a eş olarak beni seçti. “Battal Gazinin Oğlu” filmi bitti. Arkasından da yine Cüneyt Arkınla “Deli Yusuf” diye bir film başladı. Yani birdenbire benim İstanbul’da bir sinema hayatım başlamış oldu. Sanatçı bir aileden geliyorsunuz. Babanız Avni Arbaş’tır. Sizin de resim yeteneğiniz var mı? Yok maalesef. Birçok dizi film ve sinema filmi yaptınız. Sizi en çok heyecanlandıran hangisiydi. Sizi en çok mutlu eden beni yansıtıyor dediğiniz? Bizim “Kara Melek” diye bir dizimiz vardı. O dizi-
35 programınız var mı? Yediğime içtiğime çok dikkat ediyorum. İki üç kilo aldığımı fark edince hemen bir diyete giriyorum. Kandırmaz mı sizi tatlılar? Yok benim yemekle çok aram yok. Ben yemek seven bir insan değilim. Ben peynir ekmek ve çay ile çok mutlu olabilen bir insanım. Bir simit beni daha mutlu ediyor. Bir de cookie gibi bisküvi gibi kurabiyeleri çok seviyorum ama ağır tatlıları baklava börek hiçbir zaman sevemediğim için o konuda biraz şansım var gibi.
de ki Lamia Saylan rolü. O bana çok uygun bir roldü. Nuran Devres senaryoyu yazmıştı. Zaten senaryoyu yazarken benimle tanıştı. “Bir rol yazdım dizi olarak çekilecek çok isterdim siz oynayın” dedi. Böylece biraz da onun sayesinde ben bu role angaje edildim. Bu dizi çok başarılı bir diziydi. 1997’den 2000 senesine kadar devam etti. 3 sene 110 bölüm çekildi. O zamanın en çok seyredilen dizisiydi. Çarşamba akşamları millet işini gücünü bırakıp “Kara Melek” seyrediyordu. Sonra Aşk-ı Memnu var. Aşk-ı Memnu çok sonra tabi. Dizinin son 6 ayında idi benim rolüm. Şimdi hala Aşk-ı Memnu seyrediyorum sabah 9’da Kanal D’de tekrar gösterilmeye başladı. Bende her sabah seyrediyorum zevkle. Aşk-ı Memnu Türk dizi piyasasında yapılan en mükemmel en kusursuz dizi. Eskiden çekilenler ile kıyaslarsak? O da iyiydi. Eski çekilen o zamana göre fevkalade başarılıydı. İnsan gerçekten bıkmadan izliyor. Ve kusur yok. Diyaloglarda çekimlerde mekân ne kadar güzel kullanılmış. Oyuncular ne kadar güzel oynuyorlar. Her şey orada mükemmel. Bir yönetmenin bu kadar titiz çekim yaptığını ben başka dizide görmedim.
Şu an takip ettiğiniz diziler var mı? Var. “Hayat Şarkısı” bayılıyorum. Beni çok mutlu ediyor. O kadar bayıla bayıla izliyorum ki. Oyuncular da süper. O şeker kız Burcu Biricik Grace Kelly gibi bir şey. Ne tatlı ne güzel oynuyor. Birkan Sokullu, Bayram Cevher! Bayram’a bayılıyoruz tabi. Ahmet Mümtaz Taylan. Orada ki Süheyla Hanım, Seray Gözler oynuyor onu da. Hala başarılı bütün aile oynayan her kişi olağan üstü. Ama eskilerin daha eğitimli daha iyi işler çıkarttığını düşünüyorum. Hayır hayır eskiler bilakis eğitimsizdi. Şimdikiler eğitimli. Yeni yıldızların geçmişlerine bakıyorum hepsi üniversitenin tiyatro sinema bölümünden mezun. Üniversitenin tiyatro sinema bölümünde olmayan da Müjdat Gezen vs... Gibi insanların okullarında eğitim görmüş hepsi çok eğitimli insanlar. Ve de şimdi mesela eski tiyatro artistleri var onlarda hakiki tiyatrocular, mesela Selçuk Yöntem, Çetin Tekindor… Onlar eski zamanda hep dublaj yapıyorlardı. Tiyatrocuların %99’u sadece dublajda kullanılıyordu. Onlar seslendiriyordu sinema yıldızlarını. Sinema yıldızlarının tiyatro kökeni yoktu. Çok azı konservatuardan geçmiştir. Çoğu güzel diye keşfedilmiş “aaa ne kadar yakışıklısın gel seni oynatayım.” demiştir yönetmen. O kişide büyük yıldız haline gelmiştir. Ama şimdi ne kadar güzelsin diye alınmıyor ciddi eğitimden geçmiş insanlar. Mesela mankenlikten gelenler bile eğitim aldılar. Hiç kimse has bel kader bir yere gelmedi. Şimdi daha zor, sesle olduğu için bu insanların hepsi ezberleyip kendi sesleri ile oynuyorlar. Eskiden dublaj diye bir şey vardı yani. Yeşilçam hep dublajdı. Durumlar iyi ama bizim diziler dünya çapında izleniyor. Duyduğuma göre Amerika’dan sonra en çok dizileri satılan millet Türkiyeymiş. Türk dizileri dünya pazarında yer etmiş durumda. Zorlandığınız bir rol oldu mu? Bu beni yansıtmıyor dediğiniz keşke oynamasaydım dediğiniz.? Yok öyle bir şey pek hatırlamıyorum. Benim ilk oynadığım film “Toprak Ana” o mesela köyde geçen bir filmdi, oradaki köylü kızı rolü bana uygun bir rol değildi. (Avrupai bir görüntüsü var Zerrin Hanım’ın) Çok zarifsiniz çok güzelsiniz. Bunu sürdürmek için neler yapıyorsunuz bir diyet, güzellik
Güzelliğiniz için gittiğiniz devam ettiğiniz bir salon var mı? Yok hiçbir şey yapmıyorum, fazla jimnastikle de aram yok benim, fakat çok hareketliyim evin içinde, in çık in çık çok yapıyorum çok yürüyorum. Zaten çok hareketli olduğum için ayrıca bir spor salonuna gitmiyorum. Oturduğum yerden çok memnunum çünkü yürüme alanları çok çıkınca sokağa. Bir şeye ihtiyacın olduğunda Göktürk’e yürümek gerekiyor. Göktürk’e kadar 1-2 km yürüyorsun. Zaten doktorlar ne diyor mümkün olduğu kadar yürüyün. Sophia Loren’in bir röportajını dinlemiştim. Sophia Loren dedi ki; “yürüyebildiğim her yere yürüyerek gidiyorum.”
Bizler arabaya çok alıştık her yere arabayla gidiyoruz. Çok çok yanlış ama maalesef öyle şimdi, ben Los Angeles’da oturduğum zaman, herkes her yere araba ile gidiyordu. Zaten orası yürümeye müsait bir yer değildi. Çünkü mesafeler çok uzak birbirinden. Öyle bir şehir ki sen araba kullanmazsan kötürüm gibi oluyorsun. Ama İstanbul’da öyle değil, her yer birbirine yakın. Biraz yürüsen nereye gideceksen gidebiliyorsun. Daha yürümeye müsait bir şehir. Ben mesela eczaneye ya da markete gideceksem arabayla gitmem çok saçma. Ama işte sosyal hayatın getirdiği bizim yanlışlarımız bunlar aman geç kalacağız filan… O başka tabi, devamlı işi olan bir insan için mecbursunuz. Sizin durumunuzda biri için mesela bir yerden bir yere gitmekte araba ihtiyaç. Zerrin Hanım sizi ne motive eder? Sizi harekete sevk eden nedir? Kendi içiniz de mi bu enerjiyi buluyorsunuz?
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
36
RÖPORTAJ
lar hep önemli. Mucizelere hep inandım. Bir de insan kafasından çok geçirirse oluyor. Düşünme gücü; SECRET’ta çok inanıyorum. Ne düşündüysem oldu. Çok enteresan. Ne düşündüysem ne aklıma geldiyse bütün hayatım bu yünde gelişti. Bir ara Aşk-ı memnu oynuyordu. Yazmışım bir yere “inşallah bana da aşk-ı memnuda bir rol gelir.”
İnsanlar. Ben çok insan seven bir insanım. O yüzden insanlar beni hayata bağlıyor. Dostluk çok önemli. Ben tabi çok iyi niyetli optimist yani iyimser mizaçtayım bunu yay burcu olmaya bağlıyorum. Hoş görülü hiçbir şeyi fazla dert etmeyen problem çözen ve hayatta hep a-b-c planlarım olduğu için bir plan olmazsa ikincisi hazır. Her derde deva kafa yapım var. Çok optimistim bildiğiniz gibi değil. Biraz babanızdan söz edelim mi? 22 yaşında tanıdınız kendisini. Çok başarılı bir insan. Evet evet babacığım öyle oldu. Çok büyük bir ressam gerçekten hakiki bir ressam. Babam 30 sene Paristeydi. Onun için ben maalesef bütün çocukluğumu burada büyük annem büyük babam ile geçirdim. Çünkü vefat etmişti doğumda. Ben 6 aylıkken babam beni İstanbul’a yollamış. Bende büyükannem büyükbabam ile yetiştim. Amerika’ya gittikten sonra eşim dedi ki; “artık babanı görme zamanın geldi senin” beni Paris’e yolladı. Böylece bende 22 yaşındayken ki o zaman Derya’da doğmuştu, o da altı aylık filandı o sıralarda. O şekilde ben babamın karşısına çıktım. Ona bir sürpriz yaptım. Ertesi sene babam Los Angeles’a geldi. New York’ta bir resim sergisi vardı. O vesile ile Amerika’ya gelince bizi ziyaret etti. Sonra da artık ayrılmadık. Ben bu filmleri yaparken İstanbul’da 1976 senesinde babam temelli olarak memlekete döndü. Paris’ten İstanbul’a dönüş yaptı. Artık hep beraberdik. 2003’te vefat etti 84 yaşındaydı. Peki sizi yönlendirdi mi? Hayır. Sadece ben bir sanatla ilgilendiğim için çok memnun kaldı. Beni çok teşvik etti çok sevindi. O sırada benim tam film yaptığım sırada çok gülüyordu babam diyordu ki eskiden sen “Avni Arbaş ‘ın kızıydın ama şimdi diyorlar ki Avni Arbaş Zerrin Arbaş ‘ın babası.” Bu çok komik bir şey oldu. Medyatik olunca öyle oldu tabi. Babam tabi olağan üstü bir ressam. Zerrin Hanım sizi buralara getiren hayatınızdaki köşe taşlarından söz edelim. Sizin için en önemli köşe taşları? Ben daha 11-12 yaşındayken en büyük hayalim Amerika ya gitmekti. Hollywood’u görmek filan. Ama bu bende ulaşılması zor bir hayaldi. Bu arada tabi Paris’e gidebilirdim okulu bitirdikten sonra çünkü babam Paris’te. Ama Amerika’da da tanıdığımız yakınımız bir ahbabımız yok. İşte 1965’te benim kendimi birdenbire Amerika’da bulmam hayatımın dönüm noktası odur. Ondan sonra Dehl Berti ile tanışmam iki sene sonra 1967 de. Dehl Berti olağan üstü bir insandı. Bun-
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
Diyorlar ya “evrene yanlış mesaj yollama.” Demek ki bu doğru bir şey. Evet evet. Sonra 1.bucuk sene geçti aşk-ı memnu başlayalı bir gün 2009 un sonuydu Aralık 2009. Aşk-ı memnu haziranda bitecek sadece 6 ayı kalmış. Ay yapımdan aradılar beni dediler ki “Nebahat hanımın bir arkadaşı vardı o da Gülizar Irmak Ankara Devlet Tiyatrosundan bir hanım onun tiyatrosu olduğu için rolüne devam edemeyecek onun için biz oraya başka bir arkadaş ama aynı rol değil başka bir arkadaş rolü yazdık bu da size çok uygun olabilir biz öyle düşündük lütfen siz bu rolü oynar mısınız?” “Gayet tabi memnuniyetle.” Dedim. Orada bulunmak benim için bir şeref. Ama bakın nerden nereye değil mi? Yaşam insanın karşısına öyle şeyler çıkartıyor ki diyorsunuz ki; Allah Allah gerçek mi bu? Aynen öyle mesela fazla istememişsinizdir o olmaz. Yeterince istemezseniz olmaz. Baya yoğunlaşacaksın o istediğin şeye. Peki reenkarnasyona inanıyor musunuz? Onu tam olarak bilmiyorum. O insan başka bir insan olarak geldikten sonra önemi yok ki, ne manası var? Sizin aynı hayatınız devam etmeyecek ki. Başka bir hayatta zaten hatırlamayacaksınız. Ben falancaydım da filanca yerde yaşadım da diyemeyeceksiniz ki.
Ruhu iyileştirme, tekâmüle ulaşmak diyorlar. Daha iyiye daha iyiye ulaşmak. Çok güzel olursa olur ama şu an bize bir faydası yok(gülüyor). İlk eşiniz Kızılderili kendisi değil mi? Onun kültürüyle bizim kültürümüzün benzeştiği yönler var değil mi? Evet Apaçi o. Tabi ki çok benzermiş. Benzediğini söylüyordu. Kilimlerdeki desenlerden çok belli oluyor. Çünkü söylendiğine göre Türkler Orta Asya’dan gelmişler. Kızılderili’ler de Orta Asya’dan geliyorlar. Onlar Bering Boğazı’nı aşıp Amerika’ya geçiyorlar. Onun için aynı köklerden gelebiliriz. Benim bir arkadaşım var Akdeniz Ünv. Mehmet Ali Hoca o da doçent orada bunu inceliyor. Kızılderili desenleriyle Türk desenleri arasında ki bağdaşan noktaları. Çok benzeşen yönler buldu.
Doğrudur kilim desenleri acayip birbirine benziyor. Olabilir yani mantıken de olur. Onlar Asya’dan Amerika kıtasına geçtiler bizimkilerde buraya geldiler. Sizin çok güçlü bir insan olduğunuzu görüyorum. Babanızı kaybettiniz. Hatırlatmak istemiyorum. Beş gün arayla kızınızı kaybettiniz. Peki herhangi bir yardım aldınız mı? Ne uyguladınız? Ben mantıklı bir insanım her gün dünyada binlerce insan ölüyor. Madem ki dünyaya geliyoruz; dünyaya gelen insan maalesef ama erken ama geç dünyayı da terk etmek zorunda. Kimse dünyada sonsuza kadar yaşamıyor. Öyle bir şansımız yok. Benim annem 26 yaşında vefat etti ben doğarken çok gençti. (Ona doğumda ölen annesinin ismini vermişler.) Beni anneannem yetiştirdi. O zaman 50 yaşındaydı anneannemde. Yani kızını kaybetmiş bir kadının kızı olarak büyüdüm. Anneannem hiç oturup ta ağıt yakıp ağlamadı. Demek ki o da güçlü kadındı. Ve ben öyle bir kadının kızıydım. Kızıydım diyorum çünkü anneannemi anne olarak benimsedim. Anneanneciğim rahmetli öyle bir acı yaşamış hayat öyle ki aynı şekilde bana da yaşattı bunu maalesef. O zaman ben bunu tevekkülle karşıladım. Bir an da bir kan pıhtısı beyne gidip tıkayabiliyor. Ondan sonrası yok. Sevgili Zerrin Arbaş ile kahvemizi ve elleriyle yaptığı güzel kurabiyeleri atıştırırken yan taraftaki köşkte birtakım tadilatlar yapılıyor ama gürültüler Zerrin Hanım’ın canını sıkmıyor o bunları olumlu karşılıyor, o kadar iyi niyetli ki. O kadar tatlı bir insan ki. Evinde zaman geçirmeyi çok seviyor. Göktürk Mahallesi diğer adıyla Kemer Cauntry iş adamı Esat Edin tarafından inşa edilmişti, böyle bir yeri yaptığı için Esat Edin’e dua ediyor. Eşinin ölümünün ardından Esat Edin’in 3 çocuğunu alıp Kaz Dağları’nda çadır kurduklarını, o gece barajın kapağının açıldığını ve böylece boğulduklarını anlatıyor üzüntüyle. “Burada mezarlıkta yatıyorlar ufacık mezarları diyor. Böyle ölümlere çok üzüldüğünü belirtiyor. Özellikle Barış Akarsu için “o’na çok üzüldüm, çocuğun yapacağı çok sey vardı” diyor. Eskiden Tarabya’da oturduğunu orada emlakçılık üzerine iş kurmuş fakat “her yer alınıp satıldı yer kalmadı Tarabya’da” diyor. Sonraki süreçte buraya yerleşmiş. Sonra sevgili Zerrin Hanım ban diyor ki; şimdi sen söyle bakalım kaç yaşındasın, evli misin, çocuk var mı? Yaşımı duyunca gözlerine bir hüzün çöküyor, “Derya’mla aynı yaştasın” diyor. Evli olduğumu söyleyince “Kocan iyi birimi mutlu musun” diye soruyor. Olumlu yanıt alınca yüzüne yeniden ona çok yakışan gülümsemesi yerleşiyor. Çocuklarımın ikiz olduğunu duyunca adlarını soruyor. Her şey için teşekkür edip müsaade istiyorum. “Ama yine gel” diyor. Ece’ye ve Efe’ye selam söyle öp benim için diyor. Mutlu oluyorum. Zerrin Arbaş; eğitimiyle, zarafetiyle, her şeyiyle harika bir kadın. Çağdaş Türk Kadını. Örnek bir sanatçı olduğunu düşünüyorum, meslek olarak oyuncu olmak isteyen gençlerimiz Zerrin Hanım’ı örnek alması çok yerinde olur düşüncesindeyim. Bana bu fırsatı verdiği için kendisine sonsuz teşekkürler ediyorum.
Saç tasarımında Bahçeşehir’in deneyimli ismi
Caner İlhan yeni adresinde Bahçeşehir’de 12 yıllık deneyimi ile hizmet veren Kuaför Caner İlhan Bahçeşehir Galeria Çarşısı’da (Salon Gökhan) hizmetlerine devam ediyor. (669 25 44)
Saç kaynak, renklendirme ve saç tasarımında uzmanlığı ile hizmet veren Kuaför Caner İlhan dünyaca ünlü markaları Olaplex, Loreal, Schwarzkopf ve Wella saç bakımı ve boya ürünleriyle çalışıyor. Yanlış kullanılmış ürünler neticesinde yıpranmış saçlarda geri kazanma işlemlerinde de başarılı olan İlhan, saç kaynağında Rapunzel marka saç kalitesiyle başarılı sonuçlar elde ediyor. Keratin, Kapsül Keratin, Mikro Kaynak, Tres Kaynak, Boncuk Kaynak çeşitleri de yine uygulamaları arasında. Birbirinden özel uygulamalar hakkında detaylı bilgi için instagram/ cnrilhan sosyal medya hesabından bilgi edinebilirsiniz. Yeni adrese özel tüm saç uygulamalarında %20 indirim de sizi bekliyor...
Randevu için
WhatsApp hattı: 0535 518 31 30
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2017
37
38
/Travelogueress
/ travelogueress
/ Travelogueress
Amerika BatI Yakası
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Santa Barbara, Santa Ynez ve Bağlar
S
anta Barbara, CA: 27 Aralık 2012, Perşembe Dün gece 3’te kızım 38.5 derece ateşle uyandı. Daha da kötüleyecek diye çok korktum. Çok şükür ateşi düştü, gün içinde öksürüğü de azaldı. Ancak burnu çok akıyor ve hapşırıyor. En azından nefes kanalları açılıyor ve başı ağrımıyor. Küçük çocukla seyahatin getirileri götürüleri işte… Beverly Hills’e veda ettikten sonra Santa Barbara’ya yolculuğumuzu Pacific Coast Highway (PCH) üzerinden yaptık. Manzara muhteşemdi. Solumuzda masmavi sakin okyanus; geniş, temiz, kumlu plajlar; sağımızda yeşil, palmiye ağaçlı, kaktüslü tepeler ve dağlar. Malibu’dan geçtik. Burada evler okyanus manzarasını örtüyorlar ama bu fazla sürmüyor. Bu bölgenin doğası ve yolları bana Amerika’da olduğumu tamamen unutturdu. Kendimi yer yer Türkiye’nin yer yer Fransa’nın güneyinde zannettim. Amerika’da bu tarzda doğa güzelliklerinin olduğunu tahmin edemezdim. Santa Barbara’da Blue Sands Motel’deki 6 numaralı odamıza bu gece için yerleştik.
Santa Ynez Vadisine Giris
Çok şükür eşim de iyileşiyor gibi. Yarın da yolculuğumuz daha uzun olacağı için Neverland’e bugün gitme kararı aldık. 11-12 yaşlarımdan beri atlasta haritadan bu bölgeleri, dağları, yolları inceler, Neverland’in tam olarak nerede olduğunu kestirmeye çalışırdım. Yıllarca buraya gelmeyi hayal ettim, denedim. Bugüne kısmet oldu. Santa Ynez dağlarını tırmandıkça, doğanın eşsiz ve huzurlu güzelliği karşısında, birçok duyguyu aynı anda hissettim. Santa Ynez ve PCH’de yol boyunca uçuşan doğanlar
Santa Barbara Plaji
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
görmek mümkün.Doğanın güzelliği karşısında ağzım açık kalırken, hayranı olduğum Michael Jackson’ın neden böyle bir yerde yaşamayı seçtiğini çok iyi anladım. Tüm karmaşa, çirkinlik, her türlü kirlilikten uzak bir cennet bu dağlar ve vadi. Huzurun yanında sanki Michael Jackson’ın konserine gidiyormuşum gibi kalbim pıt pıt atıyordu, ağzım kuruyordu. Neverland’in kontrolünü şu anda elinde tutan private equity şirketinin burada hiçbir şey bırakmadığını biliyordum. Ama yine de buraya gelip, ayak basmasaydım çok pişman olurdum. Elbette çiftliğe girmek mümkün değil. Alan çok geniş olsa da etrafı tellerle sarılı. Aslında çılgın planım bu tellerden atlayıp içeri girmekti ama eşim güvenlik görevlilerinin beni tutuklayacaklarını söyledi. Neverland’in ana girişinde Michael Kackson’ın günlerinden hiçbir şey bırakmamışlar. Kapıya gelip giden meraklı arabalar ve kişiler var. Girişten evi görmek asla mümkün değil. Girişteki taşların ve kapının
39
üstüne hayranlar isimlerini ve duygularını kazımışlar. Biri çam ağacı göndermiş, altına da yılbaşı kartı. Eşim bana bir kalem verdi, ben de kapıya üçümüzün adını yazdım, tarih attım ve onu her zaman sevdiğimizi kazıdım. Kapının öbür yanında birkaç araba vardı. Bir anda sarışın, buz mavi gözlü bir adam belirdi ve arabamızı çimlerin üzerine park etmememizi hafif kaba bir tonla söyledi. Kesinlikle bir güvenlik görevlisi gibi değildi. Tahminimce private equity şirketinin çalışanlarından biriydi. Encino’da tanıştığım Tarek’le yakından uzaktan benzerliği yoktu. Yine de pişman olmamak için içeri girmenin mümkün olup olmadığını sordum. O da “burası halka açık değil”, dedi, kesip attı. Biz de mecburen geri yola koyulduk. Bu sırada çiftliğin içinde öylece oturan yabani bir kedi gördük. Bizi görünce zıplaya zıplaya uzaklaştı, sonra durdu bizi izledi. Burası tam cennetten bir parça. Michael Jackson’ın huzur ve mutluluk için burayı seçmiş olmasına hiç şaşırmadım. Ama ne Michael Jackson Forest Lawn’da o soğuk mermerin içinde yatmayı, ne de Neverland o eski günlerinden koparılmayı, Michael’ın hayranlarından uzaklaştırılmayı hak ediyor. Sonraki durağımız Solvang’e giderken, Neverland’in bağlı olduğu Los Olivos kasabasının içinden geçtik. Burada ve aslında tüm Santa Barbara bölgesinde tek bir siyahi görmedim. Meksikalılar var ama özellikle Santa Ynez Vadisi ve Los Olivos’ta sadece beyazlar hatta yer yer Red Neck olarak tabir edilen, eğitimsiz ve kendini diğer tüm
Pasifik Koyu Karayolu’nda Bir Köprü
ırklardan üstün gören beyazlar var. Michael Jackson’ın burada son yıllarda zorluk çektiği kadar var. Bu güzelim vadide üzüm bağları yaygın, şarap yetiştiriliyor. Buradaki yerleşimleri gördükçe, buralarda yaşayanları yani Michael Jackson’ın komşularını çok kıskandım. İsteyen onu kolayca görüp, onunla tanışabilirdi. Solvang ise Danimarka göçmenlerinin yerleşmiş olduğu çok şirin ve güzel bir kasaba. Burada gerçeğinden çok daha tatlı ve hoş bir Danimarka yaratmışlar. Buralarda bir anda gözyaşlarına boğuldum yine. Mutluluk gözyaşları ilk olarak. Allah’ım bana buraları görmeyi, buralara gelmeyi nasip etti. İnanılmaz mutluyum, şanslıyım çok. Hüzün gözyaşları karıştı sonra biraz. Buraya gelmekte bu kadar gecikmeseydim… Akşam yemeğimizi Santa Barbara’da Los Agavos isimli bir Meksika restoranında yedik. En sonunda tam istediğimiz gibi, çok lezzetli yemek sunan bir Meksika restoranı bulduk! 28 Aralık 2012, Cuma Canım kızım neredeyse bütün gece acı içinde ağladı. Tabii derdi ne anlayamıyoruz, sanırım gazı vardı. Canım yavrum tam dinlenemedi. Bir tam olarak iyileşse…
Solvang
Sabah okyanus boyunca ve plajda kısa bir yürüyüşten sonra, Santa Barbara State Street’teki Joe’s Café’de muhteşem bir kahvaltı yaptık. Daha önce Amerika’da böyle kaliteli bir “Amerikan” kafesinde yememiştim diyebilirim. Bu güzeller güzeli şehirde biraz dolaştıktan sonra, Kaliforniya’nın kuzeyine
doğru okyanus, yeşil dağ ve tarla manzaralı Pacific Coast Highway’de tekrar yola çıktık. Santa Ynez’deyken sanki bu yolları, dağları, doğayı daha önce görmüş, biliyor gibiydim. Hiç yabancı hissetmedim. Çok garip. Santa Barbara’yı ve özellikle Santa Ynez dağları ve vadisini çok beğendim. İnsanların neden burada emekli olarak yaşamak istediklerini ve huzur ve mutluluk bulmak için Michael Jackson’ın burayı seçmiş olmasını kolay anlıyorum. Nitekim bu masalımsı şehir ve doğada büyük bir trajedi yaşandı. Bu konuda sadece bir şey daha ekleyeceğim. Böyle önemli ve meşhur birinin yaşadığı Santa Barbara şehrinde, Michael Jackson’a dair hiçbir şey yok. İsmi hiçbir yerde geçmiyor. Hiçbir yerde resmi yok. Neverland’den bile izini silmişler. Irkçılığın ve kıskançlığın sadece görünürde üstünlük kuruşu.
Kayalıklar üstundeki foklar
Pismo Plajı bir sonraki durağımız oldu. Çoğunlukla kampçıların plajı. Ama plajın genişliği, kum ve su çok güzel. Dalgalar sörfçüler için ideal. PCH Ege karayollarından çok da farklı değil aslında. Ama doğaya zarar verilmemiş. Karanlık çöktüğünde, Pacific Grove’daki Butterfly Grove Inn’e anca vardık, 12 numaralı odaya yerleştik. Pacific Grove çok küçük bir şehir olduğu için restoran seçeneği çok az. Dolayısıyla her yer tıklım tıkış doluydu. En az bekleme süresi olan 20 dakika olan bir lokantayı seçtik…
Gezi yazılarımın tümüne yeni blog sayfam www.travelogueress.com ’dan ulaşılabilir.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
40
Yaz Hastalıkları Kapıda PROF.DR. OSMAN ERK
S
osmanerk@yelpazeistanbul.com
ıcak havanın etkisiyle çabuk bozulan yiyecekler, kirli içme suları, hijyen olmayan havuzlar, bilinçsizce güneşlenmek ve gelişigüzel kullanılan klimalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yazın havaların ısınmasıyla birlikte insanlar dışarıda yani piknik yerlerinde ve deniz kenarlarında daha fazla zaman geçirir. Sıcakla birlikte terlemeyle çok fazla su ve elektrolit kaybedilir. Bu aylarda besinler çok daha çabuk bozulur ve hemen her yerde su içilir. Güneş ışınları oldukça dik gelir. Dolayısıyla sağlığımız tehdit altındadır. Havuz Keyfiniz Yarım Kalmasın Tifo; hepatit; basilli ve amipli dizanteri; paratifo; göz, kulak ve burun infeksiyonları; genital mantar infeksiyonu havuz sularıyla bulaşabilir. Deniz suyu tuzlu olduğu için daha güvenlidir. Hepatit A ve B aşısı olmayanlar havuza girmemelidir. Ayrıca ishal, sistit, açık yarası olanlar, genital infeksiyonu olanlar ve adet dönemindeki kadınlar da havuza girmemelidir. Besin Zehirlenmeleri Nasıl Anlaşılır? Besin zehirlenmesi; besinlerle bulaşan, aynı yemeği yiyen iki ya da daha fazla kişiyi etkileyen, mide-bağırsak sistemine ait belirtilerle seyreden ani başlangıçlı bir infeksiyon hastalığıdır. Besin zehirlenmeleri, besin maddelerinde belirli bazı mikroorganizma ve zehirlerinin (toksin) bulunması sonucu ortaya çıkar. Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal gibi şikayetler sıktır. İshal genel olarak şekilsiz ve kokusuzdur ve kan içermez. Vakaların yüzde 90’ında ateş yoktur. Ateşin yüksek olması çok ciddi bir zehirlenme tablosunun varlığına işarettir. Besin zehirlenmesi genellikle kendi kendini sınırlar ve 2-3 gün içinde iyileşir. Antibiyotik ve Antidiyareik İlaçlar Kullanılmalı mı? Besin zehirlenmesiyle birlikte yüksek ateş, şiddetli karın ağrısı ve kanlı ishal söz konusu ise antibiyotik kullanmak gereklidir. Antibiyotikler toksinlere değil, bağırsak duvarına yerleşmiş olan mikroorganizmalara karşı etkilidir. Basit besin zehirlenmelerinde antibiyotiğe kesinlikle gerek yoktur. Vakaların büyük çoğunluğunda antibiyotik ve bağırsak hareketlerini azaltan antidiyareik (ishal önleyici) ilaç kullanımı gerekmez. Hatta kusmaya yönelik ilaçlar da kullanılmamalıdır. İshal ve kusma mikroorganizma ve toksinlerinin vücuttan atılmasına yardımcı olacaktır.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
Hangi Yiyecekler Tehlikelidir? Et ve süt ürünleri, kümes hayvanı etleri, sosis, sucuk, dondurma, mayonez ve soslu yiyecekler, kremalı pastalar, bir süre açıkta kalmış deniz ürünleri, yumurta ve limonata gibi yiyeceklerle besin zehirlenmesi sık olarak ortaya çıkabilmektedir. Açıkta satılan besinlerden ve açık su kaynaklarından uzak durulmalıdır. Kokusu değişmiş, küflenmiş, rengi değişmiş besinlerden uzak durulmalıdır. Klimalar Hangi Hastalıklara Yol Açar? Klima sisteminde biriken bakteri, mantar, polenler ve toksinler ortamdaki havayı yoğun olarak kirletirler. Bu tür klimalar kalp hastaları, tansiyon hastaları, şeker hastaları için risklidir. Üst solunum yolu hastalıkları; nezle; sinüzit; akut bronşit; astım; ağız; boğaz ve göz kuruluğu diğer istenmeyen durumlardır. Ayrıca kas, bel ve boyun tutulması ortaya çıkabilir. Güneş Çarpmalarına Dikkat! Güneş çarpması kızgın güneş altında uzun süre kalanlarda ortaya çıkar. Yaşlılar, çocuklar, kronik hastalığı olanlar riskli gruba girerler. Yüksek ateş, tansiyon düşüklüğü, şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, huzursuzluk ve sonuçta şuur kaybı ortaya çıkabilir. Kişi hemen serin bir yere alınmalı, düz yatırılmalı ve ayakları kaldırılarak soğuk kompres uygulanmalıdır.
Hastaya asla ateş düşürücü verilmemelidir. Kişide şuur bulanıklığı ve epilepsi ortaya çıkmışsa hemen hastaneye ulaştırılmalıdır. İşte Korunma Yolları Bol bol temiz ve sağlıklı su tüketilmelidir. Açıkta satılan, denetimsiz sular ve yiyecekler tüketilmemelidir. Sebze ve meyve tüketmek bağışıklık sistemini güçlendirir, zararlı güneş ışınlarına karşı cildi ve vücudu korur. Havuza girilmeden önce duş alınmalı, bone ve deniz gözlüğü takılmalı, ayaklar dezinfektan sudan geçirilmelidir. Ayrıca ıslak mayo ile oturulmamalı, hemen kurulanmalıdır. Yaz aylarında açık renkli, pamuklu ve bol giysiler giyilmeye dikkat edilmelidir. Güneş ışınlarının dünyaya dik geldiği 11.00-16.00 saatleri arasında kesinlikle güneşe çıkılmamalı, şapka ve koruyucu kullanılmalıdır. En İyi Güneş Kremi, Zeytinyağıdır Sağlıklı organik güneş kremi kullanmak uygun olur. En iyi güneş kremi zeytinyağıdır. Klimaların filtreleri de düzenli olarak temizlenmeli ve değiştirilmelidir. Klimalar dışında merkezi ünitenin, su borularının temizliği son derece önemlidir. Otel ve hastanelerin klima sistemlerinin bu konuda uzmanlaşmış firmalar yapılması gerekmektedir. Klimada ideal ısı 21-24 derece olmalıdır. Klimanın üflediği hava ile direkt temastan mutlaka kaçınılmalıdır.
41
Haftada 46 Saatten Fazla Çalışıyoruz Türkiye İşçi Ölümlerinde Avrupa Birincisi Oldu!
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre ülkemizde 27 milyon 205 bin kişinin çalıştığı belirlendi. Interpress’in, Hane halkı İşgücü Araştırması 2016 yılı raporundan derlediği sonuçlara göre, Türkiye’de haftalık ortalama çalışma süresi 46,4 saat iken, erkeklerin haftada ortalama 48,9 saat, kadınların ise 40,6 saat çalıştığı ortaya çıktı. Çalışma Süresi En Yüksek Sektör İnşaat, En Düşük ise Tarım Araştırma sonuçlarına göre haftalık ortalama çalışma süresinin en yüksek olduğu sektör 49,4 saat ile inşaat olurken, bu sektörü 48,6 saat ile sanayi, ve 47,9 saat ile de hizmet sektörünün izledi saptandı. Haftalık ortalama çalışma süresinin en düşük olduğu sektör ise 38,8 saat ile tarım sektörü oldu.
Medya takip ajansı PRNet İş Sağlığı ve İş Güvenliği haftası nedeniyle Türkiye’nin iş kazaları ve işçi ölümleri istatistiklerini inceledi. Geçtiğimiz yıl iş kazalarında 1970 vatandaşımız hayatını kaybetti. İş kazalarında meydana gelen ölümler en çok erkekleri vururken (1872), kadınlarda (98) daha az ölümlü kaza gerçekleşti.
En Çok Çalışanlar Hizmet ve Satış Elemanları ile Yöneticiler Haftalık ortalama çalışma süresinin en yüksek olduğu meslek grupları 52,7 saat ile hizmet ve satış elemanları olurken, bu grupları 51,5 saat ile yöneticiler takip etti. Haftalık ortalama çalışma süresi en düşük meslek grupları ise 38,7 saat ile nitelikli tarım, ormancılık, su ürünlerinde çalışanlar ve haftada ortalama 39,7 saat çalışma süresi ile profesyonel meslek mensupları olarak tespit edildi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre en çok işçi ölümünün gerçekleştiği il 262 kişiyle İstanbul oldu. İstanbul’u 89 ölümle Kocaeli, 81 ölümle Bursa, 74 ölümlü kazayla İzmir takip etti. Bu rakamlar Türkiye’yi Avrupa’da birinci dünyada ise üçüncü sıraya yerleştirdi.
İşsizlik Oranı Yüzde 10,9 Seviyesinde Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2016 yılında bir önceki yıla göre 273 bin kişi artarak 3 milyon 330 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,6 puanlık artış ile yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde 0,4 puanlık artışla yüzde 9,6 kadınlarda ise 1,1 puanlık artışla yüzde 13,7 oldu. Medya Takip Ajansı Interpress’in incelemesine göre, medyaya yılbaşından bu yana istihdam ile ilgili 377 bin 851 haber yansırken, işsizlik hakkında ise medyada 151 bin 327 haber çıktığı tespit edildi.
İş kazalarında meydana gelen ölümler iş kollarına göre dağıtıldığında ise tahmin edileceği üzere inşaat sektörünün başı çektiği görülüyor. Tarım alanının ikinci olduğu sıralama, taşımacılık, ticaret/büro, belediye olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl yaşanan kazaları medya 5 bin 449 haberle duyurdu. İlk 3 Ayda 441 İşçi Hayatını Kaybetti 2017 yılının ilk üç aylık diliminde ise en az 441 işçinin hayatını kaybettiği belirtilirken, PRNet ve Ajans Press’in yazılı basın incelemesinde bu kazalar aynı dilimde 2 bin 165 haberle konuşuldu. Her yıl iş kazalarından 2,3 milyon kişinin can verdiği dünyada yılda 300 milyondan fazla iş kazasının meydana geldiği tahmin ediliyor.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
42
EDEBİYAT
Üretip Yiyelim Derken Dört Yıla Mahkum Olan
Nazım Hikmet Aziz Nesin’in dediği gibi, dünyanın en iyi tanıdığı üç Türk’ten biri olan, Edebiyatımızın en büyük isimlerinden Nazım Hikmet’in yaşamının büyük kısmı takipler, soruşturmalar, asılsız suçlamalarla geçer. Bu suçlamalar nedeniyle 1933-1934 ve 1938-1950 yılları arasında tam 13 yılını hapiste geçirir. Aramızdan ayrılışının 54. Yıldönümünde kendisini sevgi ve özlemle anarken Bursa Cezaevinde ilk yatışına sebep olan olayları anlatalım istedik…
Kaynak: Nurten Bengi Aksoy
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
43 Kıt kanaat geçinmeye çalışılan günler 1928 yılında çıkan genel af ile Moskova’dan Türkiye’ye dönüş yapan Nazım Hikmet, Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. Bir sinemada müdürlük yapan babasının da yardımıyla kıt kanaat geçinmeye çalışırlar. Ancak 1932 yılında Nazım Hikmet’in babasının beklenmedik ölümü ile Nazımların ucu başına zor denk gelen geçimleri daha da zorlaşır. Bu nedenle tutumlu olmaları, ele güne karşı küçük düşememeleri gerekir. “Düşman kazanmak hüner değildir. Kazandığın düşmana bir saniyecik bile boynun eğri olmayacak, İpin ucu onların eline geçti mi, ilmiğini boynunda bil.” der, Nazım o günlerde.
Düşman kazanmak hüner değildir
Oturdukları evden ayrılıp arazisi olan bir ev tutamaya karar verirler Hayvan besleyip, sebze yetiştirerek, aralarında iş bölümü yapacak, her birinin de üretkenliği olacaktır. Nazım, kız kardeşinin kocası Seyda’ya bir mektup yollayarak onu da yanlarına çağırır. Mektupta şöyle der: “Evladım Seyda; vaziyet malum. Bu vaziyet dahilinde her birimizin âzami maddi, manevi fedakarlıklar yapmamız, maddi ve manevi sıkıntılara katlanmamız lazım. Artık bizim için bir zaman eğlence filan yasak. Bir papelin yüz papel kadar ehemmiyeti var kardeşim… Şefkati bize geldi. Sana burada 120 lira maaşla bir iş bulmuş. Bu hususta sana da yazacaktı. Zaten askerliğin yakın. Binaenaleyh buraya gelirsen çok iyi olur… Âzami tasarruf yapmaya mecburuz kardeşim…”
Köşkte başlayan yeni yaşam
Aradıkları evi Erenköy’de bulurlar. Mithat Paşa’ya ait olan bu köşkün on dört dönüm arazisi vardır. Tam Nazım’ın arzuladığı nitelikte kirası da ucuzdur, sadece 50 lira… Göz alabildiğince uzanan yemyeşil bir alandaki parsellenmiş arazinin bir bölümü çamlık, diğer bölümü bağ ve sebzeliktir. Yedi odalı olan köşk ise gayet kullanışlıdır… Hemen kiralayıp odaları paylaşırlar. Altı yedi kişilerdir, Piraye de yanlarındadır. Henüz Nazım’la evli değillerdir ama evleneceklerdir.
Gündüzleri iş, geceleri fikir ve sanat tartışması
Eli kolu sıvayıp işe girişirler Önce hep birlikte köşkü temizleyip bahçeye çeki düzen verirler. Ağaçların tümünü ilaçlarlar. Aralarında iş bölümü yaparlar. Mevcut paralarını ortaya koyup, ortaklaşa bir bütçe hazırlarlar. Giderler tek elden ve buradan yapılacaktır. İki koyun, otuz-kırk kadar tavuk satın alırlar. Sağılır inek de almaya karar verirler, bunların sayısını giderayak çoğaltacaklardır. Dam ve kümes tamamlanır. Uygun parsellere sebze fideleri dikilir. Asmalar yeniden elden geçirilir… Arzulu bir uğraş başlar. Gündüz çalışılır, geceleri çardağın altında fikir, sanat tartışmaları düzenlenir. Gökyüzü ışıklı, hava ılıktır. Çam, çimen, toprak kokusuyla dolu uçsuz bucaksız bir ormanın içinde gibidirl…
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
44
EDEBİYAT
Kolhoz kurdunuz değil mi Ne yazık ki üretime dayalı bu mutlu yaşam uzun sürmez. Bir gün polisler çıkagelir bağa. Her yanı didik didik ararlar, “Kolhoz kurdunuz değil mi” diyerek. Nazım’ı alıp götürürler. 1932 yılının son aylarına rastlayan tutuklamalar başlar. Nazım’la birlikte birçok kişi tutuklanır. Tutuklama nedeni; İstanbul’un caddelere bakan bazı duvarlarına yapıştırılan ihtilal bildirileridir. Bu arada bazı iş yerlerinde de Nazım’ın eserleri ele geçmiştir. Oysa o sıralarda Nazım’ın kitapları serbest satılmaktadır ve hiçbir eseri için herhangi bir tutuklama kararı yoktur…
İdam istemiyle yargılanma
Bu tutuklamalar üstüne Nazım’ın düşmanları saflarını sıklaştırırlar. Mahkeme kararlarını etkileyebilmek için kalemlerinin uçlarını yalan, dolan ve iftiranın kara mürekkebine daldırıp daldırıp çıkarırlar. İsimsiz, imzasız bildiriler dağıtırlar. Nazımların idamını isterler. Bu tutukluluk günlerinde Nazım’ın kardeşi Samiye’ye İstanbul ve Bursa hapishanesinden yolladığı mektuplar mahkemenin gidişatını, istenilen ve verilen cezayı; şairin özel durumunu tüm çıplaklığıyla yansıtır. İşte o mektuplardan birkaçı…
Karl Marks’ın eserleriyle benim üslubumu birbirine karıştırmışlar
“Samuşum, Bu ayın 27’sinde mahkememiz başlıyor. Müstantik bey (sorgu hakimi) de kararnamesinde benim idam meselesini ileri sürüyor. Fakat kararnameyi çürütmek mahkemede güç olmayacak sanırım. Çünkü hiç alakadar olmadığım, bana ait olmayan suçlarla itham olunuyorum. Bu hususta Piraye’ye ayrıntılı bilgi verdim, ondan sorabilirsin. Şevket Süreyya ile Süreyya Paşa’yı, Karl Marks’ın eserleriyle benim üslubumu birbirine karıştırmışlar! Fikir hareketleri mecmualarını aldım. Teşekkürler… Nazım”
Bursa’nın rutubetli havası “Samiyem, Bursa’ya geleli bir hafta oluyor. Rahatım iyicedir. Burası bir hayli rutubetli olmasına rağmen çok şükür siyatik ağrılarım fazlalaşmadı. Bizim mahkeme için Bursa sorgu hakimliği de İstanbul’daki gibi adem-i selahiyet (yetkisizlik) kararı verdi. Şimdi mahkememizin İstanbul’da mı yoksa Bursa’da mı olacağına Temyiz Mahkemesi karar verecek. Tekrar İstanbul’a gelmemiz ihtimali var demektir. Ağabeyin Nazım Hikmet” 7 Haziran 1933
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
45 Ömrümde bu kadar kanunsuz koşullar içinde cereyan eden bir mahkeme görmedim.
“Samuşçuğum, Bugün ikinci mahkemeden geldim. İki gündür sabahlı akşamlı mahkeme devam ediyor. Açıkça kanaatimi söylememi istersen, ben mahkemenin gidişatından hiç memnun değilim. Ömrümde bu kadar kanunsuz koşullar içinde cereyan eden bir mahkeme görmedim. Hani bu böyle giderse encamımız hayrola… Avukat cumartesi günü geliyor ve cumartesi günkü mahkememize çıkacak. Herhalde on beş yirmi güne kadar mahkeme bitecek… Bak mesela zabıt tutulmuyor, gıyapta şahit dinleniyor, hatta mahkemenin gizli olması talebini bile ne savcılık resmen bizim önümüzde istedi, ne de bu hususta bizim fikrimiz soruldu. Daha neler de neler…… Ağabeyin Nazım Hikmet” 28 İkinci Teşrin (Kasım)
Masumluğum ve suçsuzluğum ortaya çıkıyor
“Biricik kardeşim, Dün müdafaaya gittik. İrfan Emin de bulundu. Güzel bir müdafaa yaptı. Karar ayın 31’ine yani Çarşamba gününe kaldı. Çarşamba günü dananın kuyruğu kopuyor demektir. Savcı cezamın dört seneden itibaren verilmesini istedi. İdam talebinin bu suretle yersizliği meydana çıkmış oldu. Hem bu seferki iddianamede vaktiyle aleyhimde delil olarak ileri sürülmüş olan şeylerin birçoklarının çürüklüğü meydana çıktığından işim çok hafifledi. Masumluğum ve suçsuzluğum ortaya çıkıyor. Biz müdafaada gayet haklı olarak beraatımızı istedik. Beraat eder, çarşamba günü, tam bu mektubu yazdığımdan 5 gün sonra hürriyetime kavuşurum inşallah… Ağabeyin Nazım
Hudutsuz masmavi bir gök altında
“Canım Kardeşim, Sana bu mektubu Bursa’dan yazıyorum yine. Fakat bu sefer demir parmaklıkların ardından değil, hudutsuz masmavi bir gök altında. Eve telefon etmişsin, bana telefon etsin demişsin. Fakat metelik olmadığı için telefon edemedim. Mektup yazmak için yine Bursa’ya gelmeyi ve kararı öğrenip sana öyle yazmayı istedim. Lakin maalesef karar yarın veriliyor. Sanırsam dört seneyi tasdik edecekler, işte o kadar… Hepinizi öyle göresim geldi ki hasret tak etti cana artık… Nazım”
Nazım altı ay alacaklı olarak mapusaneden çıkar
Temyiz mahkemesinin bozduğu bu kararı Bursa mahkemesi dört yıl olarak tasdik eder. Önceden beş yıl olarak kesilen cezanın üç yılı aftan gider. Oysa Nazım bir buçuk yıl hapis yatmıştır. Böylece altı ay alacaklı olarak mapusaneden çıkar. Onaylanan dört yıl cezaya da ikinci kez itiraz eder. Nazım’ın, Süreyya Paşa’ya yazdığı hicviyesini, Şevket Süreyya adıyla; eserlerini ise Karl Marks’ın yazdıklarıyla karıştıran iddia makamı, tanıksız ve kanıtsız Nazım’ı bir buçuk yıl içerde tutar. Yalanı, İftirayı, madrabazlığı hüner sayan para babaları Nazım’ın bu yatmışlığını az bulurlar. Emekçilerin alınterini, göznurunu sömüren düzenbazlar sonuçtan hoşnut olmamışlardı… Nâzım, 1933-34 yıllarında bir buçuk yıl yattığı Bursa cezaevine 4 Aralık 1940 günü Çankırı cezaevinden nakille yeniden gelir ve yaklaşık on yılını daha burada geçirir… Nurten Bengi Aksoy
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
46
YAŞAM
Türkiye’nin Önde Gelen 10 Önemli İsminden
Başarısızlık Hikayeleri Başarı, bir kavram olarak ele alındığı zaman kendi içerisindeki zeminde yoruma açık pek çok ifadeyi de beraberinde yaratır. Başarının olumlanması da aynı zemin dahilindedir ve olmak zorundadır. Çünkü yaşamı devam ettiren ve gelişimini sağlayan temel mesele, iki kanallı bir yoldan ilerliyormuş gibi algılanır. Bu kanallardan biri başarı, diğeri ise başarısızlıktır. Toplumun genel algısı göz önünde bulundurulduğu zaman başarıya ulaşamayan bireylerin başarısızlıkları; kaybetmek ya da sıfırdan başlamaya yönelmek gibi yorumlanır. Ancak başarısızlık, tıpkı başarı sürecinde olduğu gibi yoğun emek ve zaman içerir. Asıl mesele, söz konusu emeğe ve zamana odaklanmaktır. Kronik Yayınları tarafından yayımlanan Başarısızlık Hikayeleri ‘Bazen Olmaz’ adlı kitapta da böyle bir odaklanmaya gidilerek Türkiye’nin 10 önemli ismiyle kendi hikayeleri üzerinden bir söyleşi derlemesi yapılmış. Başarı ve başarısızlık kavramları üzerinde titizlikle durulmuş. Kitapta yer alan isimlerin anlatımlarından derlediğimiz liste, başarısızlığa dair her şeyin süreçlerini gözler önüne seriyor.
“Eğer huzurun yoksa çok romantik gelebilir ama inan bana her şeyi yitirmiş oluyorsun, başarısız oluyorsun…” Ali Sabancı “…Başarısızlıkla ilgili bir diğer konu da itibar. İş kurarken paran yoksa ortak bulabiliyorsun. Bankaya gidip kredi çekebiliyorsun. Peki itibarını yitirdiğin zaman ne yapacaksın, gidip bankadan itibar borçlanabiliyor musun? Borçlanamıyorsun. Gidip bir arkadaşından ödünç alabiliyor musun? ‘Biraz itibar ver, ben sana geri ödeyeceğim’ diyebiliyor musun? Diyemiyorsun. Dolayısıyla huzuru ve itibarı yitirdiğin zaman bence başarısız oluyorsun.” “Benim size anlatmaya niyetlendiğim en belirgin çöküşlerimden biri, en büyük hayalim olan müzisyenlik maceram. Karşınızda başarısız bir müzisyen var. Çocukluğumda en büyük hayalim müzisyen olmaktı…” Cem Yılmaz “…Hikâyem şu; müzisyen olmak istedim, telli enstrümanları denedim, vurmalı enstrümanları denedim, vurmalı enstrümanları denedim. Bir ara 13-14 yaşında piyano kursuna gittim. Kursta öğretmenim genç, güzel bir kızdı. Bizim de kızlara ilgi duymaya başladığımız yaşlar tabii. İlk derste dedi ki, “Koy bakalım parmaklarını klavyenin üzerine.” Heyecanla ellerim piyanonun üzerine koydum. “Ayy sen tırnaklarını mı yiyorsun?” dedi. “Evet” dedim çaresizce… İlk ve son konuşmamız da bu oldu zaten, bir daha gitmedim. Bu olaydan tam 20 sene sonra Phil Collins’i gördüm, ‘Another Day In Paradise’ parçasını çalıyordu. Kamera iyice yaklaştı, bir baktım meğerse Phil Collins de tırnaklarını yiyormuş. Şimdi beni niye böyle ortada bıraktınız yani!
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
“Uzun bir mektup yazdım babama, ‘Ben bunu yapamayacağım…’ dedim.” Muhtar Kent “…Tarsus Amerikan Koleji’nde yatılı okudum, babamın görevi nedeniyle yurt dışındaydı ailem. Babam hep doktor olmamı isterdi. Doğrusu benim de kafam bulanıktı bu konuda. Yani tam olarak aradığım hekimlik değildi ama babamı da kırmak istemiyordum. Onun için orta bir yol seçeyim dedim ve biyokimya okumaya karar verdim. Okula başlamamın ikinci ayında bunun çok yanlış olduğunu, hiç sevmediğimi, daha ileri gidemeyeceğimi ve artık bunu babama söylemem gerektiğini anladım. Benim için ilk buhran budur…”
“İş, para kazanmak falan bunlar hiç yani, önemsiz hale geliyor. Neslin devamı, hayalin devamı, idealin devamını görmek istiyorsunuz…” Zeynep Bodur Okyay “…Bir şey yapmak istiyorum, kendimi ispat etmek istiyorum. Hayallerim var. ‘İbrahim Bey’in kızı’ olarak değil! İbrahim Bey’in bir başarı hikâyesi var, benim ondan ne eksiğim var? Ben onun kızıyım zaten, ben de kendi hikâyemi yazabilirim, diye düşünüyorum. Ama insanın burnunun sürtmesi, yanılgılar, yaşanmamışlıklar, içinde kalmalar, eksik hissetmeler bunların hepsi iyi şeyler…. Çünkü gücünüzün sınırını ve neyi nasıl yapabildiğinizi anlıyorsunuz. Sürekli baştan başlamayı, vazgeçmemeyi öğreniyorsunuz. İyi bir deneyim ve iyi bir eğitim hayatta…”
47 “Kendi fikrinize aşık olmayacaksınız hayatta, hatta tecrübe kazandıkça işin içinde artık kendi fikriniz bile olmayacak…” Hüsnü Özyeğin
“Başarısız olduk ama ektiğimiz tohumlar çok filiz verdi…” Cem Boyner “…Seçime girdik, seçimden sıfır gibi bir şey aldık. Yüzde yarım, sanırım 200 bin kişi bize oy verdi… Birkaç hata yaptık, bir kere çok yorulduk. Kendi içimizdeki tartışmalardan yorulduk, biz büyüdükçe siyaseti iyi bilenler de aramıza katılmaya başladı. Bu siyaseti iyi bilenlerin bize çok önemli bir tavsiyesi oldu ki uymadık ona; ‘Yavaş acele edelim…’ Halbuki bizim kuruluşumuz tamamen dava, politikalar, ne yapacağız, Türkiye’yi nasıl değiştireceğiz, bir telaş, bir acele… Siyaseti iyi bilen dostlarımız haklı çıktılar. Bize hep dediler ki, ‘Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez.’…”
“…Başarısızlıktan öğrenilecek şeyler, başarıdan öğrenilecek şeylerden daha fazladır diye düşünüyorum ben. Çünkü başarıda hem zaman önemli, hem mekan önemli. Mekan dediğim zaman coğrafya, ülke bir yerde şans da önemli… Ben Rusya’daki bankayı 1997’de açtım. Ağustos 1998’de moratoryum oldu, yani Rusya dedi ki, ‘Ben ruble ile ifade edilen devlet bonolarını ödemiyorum, durdurdum’ ve bir daha da ödemedi. Şimdi düşünebiliyor musunuz zamanlamamı…” “Her şeyin bir zamanı var ve neyin öncelikli olduğunu görmek hakikaten önemli…”
Hanzade Doğan Boyner “Birkaç şey olmaya başladı aynı anda. Önce 2001 krizi patladı. İkincisi, telekom piyasasının liberalize olması tam bir yılan hikâyesine döndü. Pazar liberalize olmayınca biz hiçbir katma değer veremiyoruz. Çünkü aslında Türk Telekom’un bir satıcı konumundayız. O altyapıya mahkumuz. Ne hızlandırabiliyoruz, ne daha kolay yapabiliyoruz. Elimiz kolumuz bağlı… Oysa biz bütün planımızı liberalize olacak pazara göre yapmışız, gidiyoruz, geliyoruz, ha oldu ha olacak, ha oldu ha olacak ve hiçbir şey yapamadık…”
“Ne kadar kaybettiğimi söylemeyeyim bence. Sizin hayal edemeyeceğiniz rakamlar!” Abdulkadir Konukoğlu “…Kapattık. Ortaktan ayrıldık ve bitirdik. Yeri geldiğinde ayrılmasını bileceksin, bir de mümkün olduğu kadar bildiğin işe gireceksin. Bilmediğin işe girdiğin zaman muhakkak zarar ediyorsun. Ya da aileden biri işin başında olacak, yoksa uzaktan kumanda ile bazı işler yürümüyor. Yeri geldiğinde kızıyorsun, bağırıyorsun, çağırıyorsun ama yapacak bir şey yok…”
“O anda diyorum ki futbolu bıraksam üniversiteye mi dönsem? Her şey aklıma geliyor. Koşmaya başladım. 45 dakika, hayatımda ilk defa 45 dakika koştum o gün…” Arda Turan “Manisa’ya gittim, Manisa o zaman yeni gelişiyor…. Ersun Hoca’nın fiziksel antrenmanları çok sert, 17 yaşındayım. Polar saati koluma taktılar. ‘Ne kadar koşacağım?’ diye sordum. ’45 dakika’ dediler. ‘Ne, 45 dakika mı?’ 45 dakika nedir?’ Bir devre’ dedim. ‘Evet’ dediler, ‘160 nabızla koşacaksın.’ Selçuk İnan, şimdi Galatasaray kaptanı, aynı anda geldik Manisa’ya. O 18, ben 17, o yaşlardayız… ‘Bittim. Hayatım bitti’ dedim, ne yapsın Arda… Koşmaya başladım. 45 dakika, hayatımda ilk defa 45 dakika koştum o gün. Altı ay Ersun Hoca’nın o antrenmanıyla çalıştım, bana çok faydası oldu ve Galatasaray’a döndüm.’…”
“Bekliyorsun, olacak diye bekliyorsun. Hayat, umutların beklentileriyle geçiyor. Kafanda kurduğun, kurguladığın…” Mustafa Denizli “…Çeşme’de bir cip durdu, maç yaparken bizi seyrediyor… Bir yarım saat falan seyretti. Sonra içlerindeki beyefendi beni yanına çağırdı. ‘Senin adın ne, kaç yaşındasın?’ ’14 yaşındayım’ dedim. ‘Altay’a gelmek ister misin?’ diye sordu. Ben tabii şok vaziyette… ‘Bu kartla’ dedi, ‘Altay kulübüne geleceksin, sezon açılışına’ Aylar sonra gittim. Sezon açılışı vardı, aşağı yukarı 40 civarında futbolcu katılırdı. Açılışın fotoğrafı gazetelerde yayınlanınca, fotoğrafın tamamı Çeşme’de dükkanlara asıldı. O 40 kişiden biri bendim… Genç takımda oynuyoruz… 8-10 ay geçti. Genç takımda da bazen oynuyorum, bazen oynamıyorum. Yıl sonu geldi, sezon kapandı. Beni çağırdılar kulübe, ‘Biz seninle devam etmek isteyeceğiz, senden bizim düşündüğümüz manada bir futbolcu olmayacak’ dediler…
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
48
YAŞAM
Mutsuzluk bulaşıcıdır: Bireyleri mutsuz olan bir toplum mutlu olamaz
Başkalarının acıları bize zevk veriyor. Kendi mutsuzluğumuzu, başkalarının da mutsuz oldukları anlarda sanki hissetmiyoruz. Hayattan ve insanlardan intikam almak için fırsat kolluyoruz. Mutsuz insanın en büyük amacı, çevresindeki insanları da mutsuz etmektir. Mutsuz insan, yanındaki insanlar da mutsuz olduğunda, garip bir biçimde sanki mutsuzluğun içindeki sahte mutluluğu yakalıyor. Oysa başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulamaz. Mutsuzluk bulaşıcıdır. Mutsuz gördüğü insanlara bakarak, kendi mutsuzluğunu gölgelemeye, unutmaya çalışan bir insan böylelikle mutlu da olamaz. İnsan ancak, başkalarının mutsuzluklarını hissettiğinde, onların acılarını duyduğu oranda insandır.
Dostoyevski demiş ki, “Eğer bir kentin mutluluğu, her gün bir küçük kızın işkence görmesine bağlı olsaydı hangisini tercih ederdiniz?” “Mülksüzler’in unutulmaz yazarı Ursula K. Le Guin’in, bu sözden yola çıkarak yazdığı bir öyküde, kentteki herkes, küçük çocukların işkenceye gidişini, “kentin mutluluğu” için onaylıyor. Ta ki bir gün kendi çocuklarına sıra gelinceye dek. İşte o zaman bu durumun saçmalığının farkına varıyorlar. Ve kentin mutluluğunun bedelinin, küçük kızların işkence görmesine bağlı olmasına karşı çıkıyorlar. Aslında onlar bu durumun başından itibaren farkındadırlar. Ama başkalarının çocuklarının işkenceye gitmesi, feda edilmesi, kendilerini hiç rahatsız etmiyor. Kendi çocuklarına sıra geldiğinde ise, işe
yaramayan feryatlar koparıyorlar. Dostoyevski aslında bu söz ile insanın içindeki bencilliği de açığa çıkarmıştır. Yirmi yıl önce olsaydı, bu soruya tereddütsüz olarak şu yanıtı verirdim: Bir kentin mutluluğu için yüz çocuk feda olsun! Ama bugün böyle bir soruyla karşılaştığımda yine tereddütsüz olarak şöyle diyorum: Eğer bir kentin mutluluğu, küçük bir kızın işkence görmesine bağlıysa, o kent sonsuza kadar mutsuz olsun. O kentin mutluluğu zaten sahte olacaktır. İçinde mutsuz bireyleri barındıran bir kent, gerçekte mutlu olamaz. Oysa çeşitli nedenlerle bir tek insanın hayatına değer vermeyiz. Bir insanın ölümü eğer bu insan çok yakınımızda değilse,
bizde hiçbir duygu uyandırmaz. Değil bir tek insan, binlerce insanın ölümünü de boş gözlerle izleyebiliriz. Çünkü bize öğretilmiştir ki, tek bir insanın canı değerli değildir, önemli olan ulusların, toplumun iktidarların çıkarlarıdır. Oysa çoğu zaman bir ulusun çıkarı bir diğerinin sömürülmesi üzerine kurulmuştur tarihsel olarak. Aslında iktidarların çıkarları da, toplumun çıkarlarına terstir. Ancak iktidarlar tarihsel olarak kendi öz çıkarlarını sanki toplumun ve uluslarının çıkarıymış gibi göstermektedirler binbir türlü manipülasyon yaparak. Savaşlarda bu böyledir, savaşlara, cephelere iktidar sahiplerinin kendi çocukları gönderilmez. Onların çocukları askerlik bile yapmazlar çoğu zaman. Başkalarının çocukları üzerinden politika yapmak çok kolaydır. Başkalarının çocukları değersizdir, onlar ölebilir. İşte bunun için iktidar sahipleri -özellikle Ortadoğu ülkelerinde- sert ve savaşçı bir dille söylemlerde bulunurlar sık sık. Tarihe baktığımız zaman binlerce, on binlerce insanın iktidarların boş çıkarları uğruna savaşlarda göz kırpmadan feda edildiklerini, bunun da “kendi uluslarının çıkarları ve mutluluğu” savıyla yapıldığını görebiliriz. Oysa başka bir halkın mutsuzluğu, ölümü üzerine hayat ve mutsuzluk kurulamaz, kurulamamıştır da. Büyük imparatorluklar yıkılmış, krallar ve imparatorlar, sultanlar tahtlarını, iktidarlarını kaybetmişlerdir. *** Bir bireyin yaşadığı trajediye burun kıvırırız çoğu zaman; küçümseriz. Bireyin mutluluğu nedir ki, bir toplumun mutluluğunun yanında. Oysa toplum soyut bir kategori değildir ve bireylerin toplamından oluşur. Asıl olan bireyi mutlu ederek toplumsal mutluluğa erişmektir. Bireyleri mutsuz olan bir toplum, mutlu olamaz. Oysa gözden kaçırdığımız basit bir gerçek vardır: Eğer tek bir bireyin onuruna, insan olarak haklarına saygı duymazsanız, içinde bulunduğunuz toplumu mutlu yapmanız da olanaksızdır. Çünkü toplum, bireyden başlar. Bu mentalite ile iktidara gelirseniz, toplumu olduğundan daha da mutsuz yapmanız işten bile değildir. İşkencenin olduğu, halkların ve etnik azınlıkların kendi kültürlerini özgürce ifade edemediği, dillerini konuşamadığı, yazarların salt etnik kimliklerinden dolayı öldürüldüğü, kadınların karakolda dövüldüğü, küçük çocukların cezaevlerinde tecavüze uğradığı, insanları topluca yakanların yanlarına kâr kaldığı, bir toplumda kim mutlu olabilir ki? Sömürünün, özel mülkiyetin, iktidarın ve otoritenin olduğu yerde hiçbir toplum mutlu olmamıştır şimdiye dek olamaz da. İnsanın mutlu olmak için ihtiyaç duyduğu en temel şey özgürlüktür. Sahi sizin yanıtınız nedir? Erol Anar
50
YAŞAM
Unutkanlığı Önlemek İçin
9 İpucu
Unutkanlık şikayetleri sadece yaşlıların değil, yoğun iş temposu ve teknolojiyle birlikte gençlerin de hayatında önemli bir yer tutuyor. Günlük yaşamın hareketliliğinden kaynaklanan küçük hafıza sorunlarından, birkaç püf noktasına dikkat ederek kurtulmak mümkün olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Şahiner, hafızayı canlı tutmanın yolları hakkında bilgi verdi. Önleminizi Yaşlanmadan Alın Sıklığı gün geçtikçe yaygınlaşan unutkanlık, halk arasında genellikle Alzheimer hastalığını akla getirmektedir. Ancak Alzheimer hastalığında gün içinde yaşanan masum unutkanlık şikayetlerinin yanında; unutkanlığı inkar, becerilerin kaybedilmesi ve kişilik bozukluğu gibi farklı sorunlar da görülmektedir. Beyin sağlığı bakımından unutkanlık şikayetlerinin önemsenmesi ve erken dönemde uzman kontrolünde önlemlerin alınması ilerde yaşanacak ciddi sorunların önüne geçebilmektedir. Ciddi hafıza sorunları veya ileri dönemde Alzheimer hastalığına yakalanmamak için; kalp damar sağlığına dikkat etmek, düzenli spor, beyin egzersizleri, sağlıklı beslenme ve uyku düzenine dikkat edilmelidir.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
Yoğun iş hayatı ve teknolojinin her geçen gün daha fazla insan hayatına girmesi küçük hafıza sorunlarına neden olabilmektedir. Hafızayı canlı tutmak için basit ipuçları yardımcı olabilmektedir. 1. Eşyalarınız için belirli bir yeriniz olsun Anahtarlık, gözlük gibi yerini hatırlamakta zorlanan nesneler için, kullanılmadığı zamanlar için konulmak üzere sabit bir yer belirlenmelidir. 2. Sık sık not alın Telefon numaraları veya randevular hatırlanamıyorsa, bunların listelenmesi ve görülebilecek yere asılması olumlu sonuçlar vermektedir. 3. Yaptığınız işleri yüksek sesle söyleyin “Ocağı kapatmış mıydım?” ya da “Ütüyü fişten çektim mi?” gibi soruları sık sık kendinize soruyorsanız yapılan işleri yüksek sesle söylemek genellikle işe yaramaktadır. Örneğin, ocağı kapattıktan sonra kendi kendinize “Ocağı kapattım” demeniz, daha sonra ocağın kapatıldığını hatırlatacaktır. Bu yöntem insanlarla tanışırken de isimlerini hatırlama konusunda faydalı olmaktadır. 4. Hafıza yardımcılarını kullanın Cep telefonu anımsatıcılarının, kol saatinin alarmının ve ses kaydedicilerinin kullanılması, küçük hafıza sorunlarında yardımcı olabilmektedir. 5. Görsel imgelerden faydalanın Bir kişinin ismi gibi yeni bir bilgi öğrenildiğinde akıldan bir görün-
tü oluşturulmalıdır. Bu görüntüler, bilginin unutulmasını önlemeye yardımcı olur. 6. Anımsatıcıları gruplayarak kullanın Anımsatıcılar, hatırlamakta kullanılan bir tekniktir. Örneğin; listeler veya isimleri kısaltma haline getirilerek ezberlenebilir. Başka bir anımsatıcı tekniği de akrostiştir. Hatırlamak istenilen her öğenin ilk harfi kullanılarak akrostiş yazılabilir. Tekerlemeler veya hatırlanması gereken her öğeyi bağlayan hikayeler de yararlı olabilmektedir. 7. Konsantre olun ve rahatlayın Birçok çevresel etken, dikkati dağıtabilmektedir. Bir şey hatırlamak istenildiğinde, unutulmaması gereken öğeler üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Aynı şekilde yeni bir bilgi öğrenilirken o bilgiye yoğunlaşılmalı ve dikkat dağıtıcı faktörler engellenmelidir. Anksiyete ve stres de hatırlamayı engelleyebilmektedir. Derin nefes almak ya da kas gevşetici egzersiz uygulamaları gibi rahatlama tekniklerini öğrenmek yararlı olabilmektedir. 8. Uykunuzu alın Uyku esnasında beyin yeni bilgileri pekiştirir. Araştırmalar, iyi bir gece uykusunun ardından daha önce öğrenilen bilgilerin daha iyi hatırlandığını göstermektedir. 9. Doktora gitmekten çekinmeyin Hatırlama güçlükleri yaşanılıyorsa, doktora danışmaktan çekinilmemelidir. Depresyon, işitme veya görme kaybı, tiroit fonksiyon bozukluğu, kullanılan ilaçlar, vitamin eksiklikleri ve stres, düzeltilebilir hafıza sorunlarına neden olabilmektedir.
51
Tenceredeki, Çaydanlıktaki
Yağ Lekeleri Nasıl Çıkar? Kadınların evde geçirdikleri vaktin büyük bir bölümü mutfak sınırları içerisindedir. Mutfakta yemek pişer, yemeğin ardından bulaşıklar temizlenir, hatta sonrasında bir de mutfak temizliği yapılır. Çünkü yemek yaparken yalnızca yapımda ve yemede kullanılan malzemeler kirlenmez. Yağlı bir yemek hazırladığınızı düşünün. Yağ biraz bile sıçrasa ocaktaki çaydanlığa, tencereye bulaşır. Hele bir de tencerenizin dibi tuttuysa temizliği iyice zorlaşır. Bu yağ lekelerini temizlemek kadınların bir hayli vaktini alır. Peki, bu işin kolay yöntemleri yok mu? Elbette ki var. Tenceredeki, çaydanlıktaki yağ lekeleri nasıl çıkar? Gelin birlikte bakalım. Tenceredeki, Çaydanlıktaki Yağ Lekeleri İçin Doğal Çözümler Limon ve Karbonat Tencerede, çaydanlıkta yağ lekeleri nasıl çıkar sorusunun ilk yanıtı limon ve karbonat kullanmak. Eğer tencerelerinizin ya da çaydanlıklarınızın üzerine yağ lekesi sıçradıysa bu inatçı lekeden kurtulmak için karbonat ve limon kullanabilirsiniz. Önce temizlikte kullanacağınızın süngerin üzerine karbonat dökün, sonra da üzerine limon sıkın. Karbonat yağ lekesinin kabarmasına neden olacak, limon ise lekenin çözülmesini sağlayacaktır. Bu yöntemle en inatçı yağ lekelerinden bile kurtulabilirsiniz. Yanmış Yağlar Eğer tencerenizin dibi tuttuysa ve alt kısmında yanmış yağ lekeleri varsa tencerede, çaydanlıkta yağ lekeleri nasıl çıkar sorusunun yanıtı bir miktar değişebilir. Eğer yemek yapma esnasında tencerenizin dibi tuttuysa öncelikle tencerenizin dibine bol miktarda karbonat serpin ve sonra üzerini su ile kaplayın. En başarılı sonuç tencerenizin bu şekilde bir gece boyunca kalması olacaktır. Sonraki gün tencerenizin içinde bulunan suyu sökün ve tencerenin dibine iki yemek kaşığı sirke koyup, üzerine su doldurup bu kez iyice kaynatın. 15 dakika kadar kaynadıktan sonra tencereniz dibindeki tüm yağ lekelerinden ve yemek artıklarından arınacaktır. Bundan sonraki etapta tencerenizin standart temizliğini yapabilir ve bir dahaki yemek pişirişinizde keyifle kullanabilirsiniz. Çaydanlık Parlatma Yöntemleri Tencerede, çaydanlıkta yağ lekeleri nasıl çıkar sorusunu yanıtladıktan sonra gelelim çaydanlığınızı nasıl parlatacağınıza. Çaydanlıklarda uzun süre kullanım sonrasında parlaklık kararmaya başlayabilir. Hele bir de ocağın üzerine uzun süreli kaldıysa kararma kesinlikle ortaya çıkacak bir sorundur. Çaydanlığınızdaki yağ lekelerini limon ve karbonat yöntemi ile çıkardıktan sonra çaydanlığınız parlaklığı için de amonyaklı krem temizleyicileri kullanabilirsiniz. Bunun için amonyaklı krem temizleyiciyi süngerinizin yumuşak kısmına sürün ve deterjanlı sünger yardımı ile çaydanlığınızı temizleyin. Uygulama sonrasında çaydanlığınızın ilk günkü gibi pırıl pırıl olduğunu göreceksiniz.
DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK
• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK
• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS
• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK
Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.
HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR
(0212) 876 63 22
(0535) 206 41 38
Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 Beylikdüzü, İstanbul Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
52
YAŞAM
Yüz Şeklinize Göre
Gözlük Seçimi Güneşin gözlerimizi esir aldığı dönemler geldi çattı. Herkesi bir gözlük alma heyecanı sarmış olsa da asıl sorun şu ki hiçbirimiz tam anlamıyla yüzümüze hangi gözlük şeklinin yakıştığını bir bakışta anlayamıyoruz. Oysa yüz şeklimize göre seçebileceğimiz gözlük modelleri zaten kesin ve net bir şekilde belli. Sezon trendlerine uymak isterken komik bir duruma düşmemek adına gözlük seçmeden önce hangi yüz şekline hangi gözlük modelinin yakıştığını biliyor olmalısınız. Hem renk hem de şekil olarak her geçen sene skalayı biraz daha fazlalaştıran gözlük seçimi yapmak çok daha zor bir hal alıyor.
Yuvarlak Yüzler İçin Gözlük Seçimleri
Gözlük Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Etmelisiniz •Gözbebekleriniz çerçeveyi tam olarak ortalamalı •Çerçevenin şekli yüz şekliniz ile tam bir kontrast oluşturmalı •Çerçevenin boyutları, yüzünüzün boyutları ile uyumlu olmalı •Çerçevenin rengini seçerken saç ve göz renginiz kadar dikkat etmeniz gereken bir husus daha var. Genel olarak dolabınızda hangi renkler kıyafetler varsa gözlük seçimlerinizi de bu yönde gerçekleştirmelisiniz. Böylece yaptığınız kombinlerde sıkıntı yaşamamış olursunuz
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
•Köşesiz, dolgun ve eni boyu eşit bir yüz şekliniz var ise yüz şekliniz kesinlikle yuvarlaktır. Yuvarlak yüzünüzü çok daha yuvarlak göstermemek adına yüzünüzü daha uzun ve ince gösterecek gözlük seçimi yapmanız uygun olacaktır. •Yuvarlak gözlüklerden mümkün olduğunca uzak durun •Gözlük sapınızı ince seçmek yerine daha kalın seçerseniz yüzünüzü çok daha kalın gösterebilirsiniz.
Oval Yüzler İçin Gözlük Seçimleri • Dengeli olması açısından ideal yüz şekli olarak tanımlanan oval yüze sahipseniz hemen her çeşit güneş gözlüğü modeli size uygun olacaktır. • Çerçeve seçerken mümkün olduğunda yüzünüzle uyumlu olmasına dikkat etmelisiniz. Genişliği yüzünüzün en geniş kısmı kadar olan çerçeveler seçmeniz doğru olacaktır • Gözlük sapınız yüzünüzün dengesini bozacak kadar alçak ya da yüksek olmamalı. Orantılı bir gözlük sapı seçmelisiniz. • Yüzünüzün doğal orantısını alt üst edecek çerçeve modellerinden uzak durmalısınız
Dikdörtgen/Kare Yüzler İçin Gözlük Seçimleri • Yüz şekliniz dikdörtgen ya da kareye benziyorsa köşeli bir yüze sahipsiniz demektir. • İlk amacınız yüzünüzün bu keskin hatlarını yumuşatmak olmalıdır. • Çerçeve tercihlerinizi yuvarlak modellerden yana kullanmalısınız • Gözlük çerçevenizin sapını kalın modellerden seçmelisiniz • “Cat Eye” adı verilen modeller bu yüz tipi için en doğru seçenek olacaktır.
Lezzet ve Doğallık arayanlar için arayın gelsin...
Sipariş Hattı: Üçgen Yüzler İçin Gözlük Seçimleri
0541 669 0 669
• Dar bir alın ve geniş bir çeneye sahipseniz yüz şekliniz kesinlikle üçgen. • Böyle bir durumda yapılması gereken alnı daha geniş, yanakları daha dar gösteren gözlük modellerini tercih etmek olmalıdır. • Alçak saplı ve desenli gözlük modellerinden uzak durmalısınız • Alt çerçevesi olmayan ve şakaklarla aynı hizada ve genişlikte olan gözlük modelleri tercih edilmeli
Kalp Yüzler İçin Gözlük Seçimleri
Günün her saati soğuk sandviç ve kahvaltı çeşitleri bulunmaktadır.
• Yüzünüz yanaklara ve çeneye doğru gittikçe daralıyorsa yüz şekliniz kalp. • Bu durumda alnınızı dar gösterecek gözlükler tercih etmelisiniz • Çerçeveler göz seviyesinin altında kalan hattı çok daha geniş gösteren bir modelden seçilmeli. • Alçak saplı gözlükler daha dengeli bir görüntü oluşturacaktır • Desenli ve kalın çerçeveli modellerden uzak durmalısınız
Elmas Yüzler İçin Gözlük Seçimleri
Doğal Peynir Çeşitleri, Köy Tereyağı, Kaymak, Silivri Yoğurdu, Zeytin Çeşitleri, Zeytin Yağı, Gezen Tavuk Yumurtası
• Ender görülen bir yüz şeklidir. • Alın, göz hizası ve çene dar, aradaki elmacık kemikleri yüksek ve belirgindir • Amaç alnı ve çeneyi geniş, şakakları dar göstermek olmalıdır • Üst kenarı belirgin çerçeve modelleri seçmelisiniz • Seçeceğiniz çerçeve düz ya da yuvarlak olabilir • Alçak saplı gözlük modellerinden uzak durmalısınız
Bahçeşehir Galeria No: 11
54
GÜZELLİK
Kabaran Saçlar ve Çözüm Önerileri Kadınlar için güzelliklerinin en belirgin kanıtı olan saçlar genetik faktörlere ya da yanlış işlemlere bağlı olarak zaman zaman kabarabilirler. Kadını bakımsız bir görüntü içine sokan kabaran saçlar çözümü ise oldukça basit. Saçınızın kabarmasındaki en büyük etkenin saçınızın nem dengesinin azalmış olması olduğunu unutmamalısınız. Saçlarınızdaki kabarma sizi artık ciddi anlamda rahatsız eder hale geldiyse ve buna doğal çözümler arıyorsanız en doğru adrestesiniz. Saçlarınızın kabarmaması için çözümler ve doğal maske önerileri ile sizi bu dertten kurtarmaya kararlıyız. Kabaran Saçlar Ve Bakımı • Saçlarınızı şampuanlarken saç kremi kullanırsanız saçlarınızın kabarmasının azaldığını fark edeceksiniz. Mümkünse bu işlemi haftada 1 kez yapın. • Yatmadan önce saçlarınızı gevşek bir at kuyruğu şeklinde toplayıp yatarsanız saçlarınızın ertesi güne çok daha az miktarda kabardığını görebilirsiniz. • Saçınızı yıkadıktan sonra hafif nemli haldeyken saç yağı sürerek saçınızın kabarmasına engel olabilirsiniz. • Saçınız için şampuan seçerken mümkün mertebe nemlendirici özellik içeren doğal şampuanlardan faydalanın. Kimyasal olarak güçlü şampuanlar saçınızı kurutacağı için daha fazla kabarmasına neden olacaktır. • Eğer saçlarınız genetik bir faktör olan kıvırcıklığı yüzünden kabarıyorsa kabarıklığı azaltmanın tek yolu saçlarınızı düz taramak olacaktır.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017
• Saç bakımınızı düzenli olarak gerçekleştirmezseniz saçınızın nem dengesini sağlayamazsınız. Böyle bir durumda ise saçınızın kabarmasına olanak sağlamış olursunuz. Haftada 1 kez gerçekleştireceğiniz saç bakımı ile bu sorununuzu ortadan kaldırabilirsiniz. • Saç kurutma makinesi satın alırken aldığınız makinenin mutlaka iyon özellikli olmasına dikkat etmelisiniz. Mümkün olduğu kadar az kullanmanız da faydalı olacaktır.
• ¼ bardak bal • ¼ bardak mayonez Tüm malzemeleri bir kap içerisinde karıştırarak kuru saçlarınıza dipten uca doğru sürün. Saçınızı streç film ya da bone ile sararak sıcak kalmasını sayın. 20 dakika kadar bekledikten sonra nem veren bir şampuan ile yıkayın. 2 haftada bir gerçekleştireceğiniz bu bakım ile saçlarınızın çok daha az kabardığını ama aynı zamanda muhteşem bir hacim kazandığını göreceksiniz.
• Saç düzleştirici kullanırken ısıya karşı koruyan spreyler kullanmalısınız
Zeytinyağı Bakımı
• Saç kesiminizi çok katlı yaptırmamak saçınızın kabarmasını önleyecektir.
• 2 yemek kaşığı bal
• Bol miktarda C vitamini kullanın ve stresten olabildiğince uzak durun • Saçlarınızı karıştırarak kurutmak yerine tarakla tarayarak kurutmaya çalışın • Şampuanınızın içine karıştıracağınız 1 çay kaşığı bal saçlarınızın çok daha hacimli görünmesini sağlarken aynı zamanda kabarmasını da önleyecektir. Mayonezli Bakım •2 yemek kaşığı zeytinyağı •4 damla lavanta yağı
• 3 yemek kaşığı zeytinyağı Malzemeleri bir kap içerisinde karıştırın ve saçlarınıza dipten uca sürün. Saçlarınızı bir bone ile kapattıktan sonra 3 saat kadar bu şekilde bekletin. Saçlarınızı ılık ya da soğuk suyla nem kazandıran bir şampuan ile yıkayın. Bu bakımı haftada 1 kez yapabilirsiniz. Avokado Maskesi •1 adet avokado • 1 adet yumurtanın sarısı Avokadonun içi çıkartılarak ezilir. İçine yumurtanın sarısı eklenir. Hazırlanan karışım saç köklerinden ucuna doğru sürülür. 1 saat beklettikten sonra saçlarınızı yıkayabilirsiniz. Bu karışımı haftada 1 kez rahatlıkla uygulayabilirsiniz.
Nöbetçi Eczaneler 3. Cadde Eczanesi
608 00 26
Armağan Eczanesi
669 93 00
Bahçeşehir Aydın Eczanesi
608 00 37
Bahçeşehir Eczanesi
669 34 34
Boğazköy Eczanesi
607 06 07
Defne Eczanesi
669 96 59
Deniz Eczanesi
672 43 03
Derman Eczanesi
605 02 13
Dilek Öz Eczanesi
669 70 10
Eczane Akbatı
397 01 17
Eczane Filiz
672 01 03
Elit Eczanesi
672 33 32
Elvin Eczanesi
669 18 27
Güngör Eczanesi
672 33 30
Kent Eczanesi
596 55 53
Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi
Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86
669 59 51
Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi
ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669 HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86
672 94 01
İstanbul Eczanesi Mavi Eczane
BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25
608 17 27
669 44 66 669 09 11 669 97 97
607 08 10
Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.
Her damacana siparişlerinizde
1/2 Lt’lik Pet Su Hediye
Abone olan herkese
Su Pompası Hediye
YTÜ ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ MEZUNUNDAN; İlk, orta, lise seviyesinde Matematik, Geometri, Fen, Fizik ve İngilizce Özel Dersleri Verilir.
ÇOK HESAPLIDIR.
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ KİMYA BÖLÜMÜ MEZUNU ÖĞRETMENDEN Ortaokul Matematik ve Fen Bilimleri alanlarında, Lise Kimya branşında
İletişim:
Özel Dersleri Verilir. İletişim:
0535 659 18 62 - 0212 669 91 72
0534 411 75 68
56
76D
146T
BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:15 05:30 05:40 05:48 05:56 06:04 06:12 06:20 06:28 06:36 06:44 06:52 07:00 07:10 07:20 07:32 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:55 21:20 21:40 22:05 22:30 21:15
05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 06:57 07:10 07:22 07:35 07:47 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:25 09:37 09:50 10:02 10:15 10:27 10:40 10:52 11:04 11:16 11:28 11:40 11:52 12:04 12:16 12:28 12:40 12:52 13:04 13:16 13:28 13:40 13:52 14:04 14:16 14:28 14:40 14:52 15:04 15:16 15:28 15:40 15:52 16:04 16:16 16:28 16:40 16:52 17:05 17:17 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00
PAZAR 05:50 06:10 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:02 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:42 13:54 14:06 14:18 14:30 14:42 14:54 15:06 15:18 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10
GÜMÜŞSÜYÜ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:28 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:32 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:35 22:55 23:15 23:35 23:55 00:10
21:30 21:50 22:10
07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:12 10:25 10:37 10:50 11:02 11:15 11:27 11:40 11:52 12:05 12:17 12:30 12:42 12:55 13:07 13:20 13:32 13:45 13:57 14:10 14:25 14:37 14:50 15:02 15:15 15:27 15:40 15:52 16:05 16:17 16:30 16:42 16:55 17:07 17:20 17:32 17:45 17:57 18:10 18:22 18:35 18:47 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45 00:00 00:20
PAZAR 07:45 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:02 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:42 16:54 17:06 17:18 17:30 17:42 17:54 18:06 18:18 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:40 00:00 00:20
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika
BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:20 05:40 05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:05 08:20 08:30 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:15 10:35 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:40 13:55 14:10 14:25 14:40 14:55 15:10 15:25 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:20 19:40 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00
Not: •Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. •OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER.
05:20 05:40 05:55 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:13 08:26 08:39 08:52 09:05 09:18 09:31 09:44 09:57 10:10 10:23 10:36 10:49 11:02 11:15 11:28 11:41 11:54 12:07 12:20 12:30 12:40 12:50 13:02 13:15 13:28 13:41 13:54 14:07 14:20 14:33 14:46 14:59 15:12 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:25 17:40 17:55 18:10 18:25 18:40 18:55 19:10 19:25 19:40 19:55 20:10 20:25 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00
E - 57 Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:10 A 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:10 A 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 X 17:20 17:50 X 18:20 18:50 19:20 19:50 20:20 X 20:50 21:20 X
06:15 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:15 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:15 15:40 16:05 16:30 X 17:00 17:25 X 17:50 18:15 18:45 19:15 19:45 X 20:15 20:45 X 21:15
PAZAR 07:00 07:30 08:00 X 08:30 09:00 X 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 X 12:00 12:30 X 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 X 15:30 16:00 X 16:30 17:00 17:30 18:00 18:30 X 19:00 19:30 X 20:00 20:35 21:10
PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:24 10:36 10:48 11:00 11:12 11:24 11:36 11:48 12:00 12:12 12:24 12:36 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:48 15:00 15:12 15:24 15:36 15:48 16:00 16:12 16:24 16:36 16:48 17:00 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:12 18:24 18:36 18:48 19:00 19:15 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:05
YENİKAPI MARMARAY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:25 07:40 07:55 20:40 20:55 21:10 21:25 21:40 21:55 22:10 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10
06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:20 07:35 07:50 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10
PAZAR 06:30 06:50 07:05 07:20 07:35 07:50 21:20 21:40 22:00 22:20 22:40 23:00 23:20 23:40 00:10
Not: •Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • SABAH İLK AKŞAM SON SERVİSLER HARİÇ BÜTÜN SERVİSLER RİNG ÇALIŞIR.
E - 58
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY ESENKENT Kalkış
146
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 22:50
22:45
PAZAR 22:40
Not • Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • A İŞARETLİ SAATLER AQUA DALPINDEN HAREKET EDER X İŞARETLİ SAATLER ESENKENTISPARTAKULE BAKIRKÖYÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER BÜTÜN SERVİSLER RİNG ÇALIŞIR.
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:02 06:10 K 06:30 X 06:45 K 07:10 X 07:30 A 08:05 08:35 09:10 09:40 X 10:25 11:05 X 11:40 12:15 12:50 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:40 17:10 X 17:45 18:20 X 19:00 19:45 20:30
06:00 06:15 K 06:40 X 06:55 K 07:20 X 07:45 08:30 09:10 09:50 X 10:30 11:05 X 11:40 12:15 12:45 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:45 X 17:20 17:55 X 18:30 19:05 19:40 20:15 X
PAZAR 07:00 08:00 08:50 X 09:40 10:30 X 11:20 12:10 13:00 13:45 X 14:30 15:15 X 16:00 16:45 17:30 18:15 X 19:00 19:45 X 20:30
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 x 08:10 x 08:45 09:20 x 09:55 10:30 11:05 11:40 x 12:20 13:00 x 13:35 14:10 14:45 15:20 x 15:55 16:30 x 17:05 17:35 18:05 18:40 19:10 x 19:45 20:15 x 20:50 21:25 22:00
07:10 07:45 08:20 x 08:55 09:30 x 10:05 10:40 11:15 11:50 x 12:25 13:00 x 13:35 14:10 14:45 15:20 x 15:55 16:30 x 17:05 17:40 18:15 18:50 x 19:25 20:00 x 20:35 21:10 21:45 22:10 x
PAZAR 09:30 10:30 11:20 x 12:10 13:00 x 13:50 14:30 15:10 15:50 x 16:30 17:10 x 17:50 18:30 19:10 19:50 x 20:30 21:15 x 22:00
Not • Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • X İŞARETLİ SAATLER ESENKENT ISPARTAKULE M.KÖY ÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER A İŞARETLİ SAATLER AQUA DALPINDEN HAREKET EDER
76E
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika
BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:10 05:20 05:33 05:42 05:55 06:01 06:08 06:20 06:27 06:34 06:41 06:48 06:55 07:02 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:05 09:16 09:30 09:41 09:53 10:05 10:16 10:27 10:39 10:50 11:02 11:14 11:26 11:38 11:50 12:02 12:14 12:26 12:38 12:50 13:01 13:12 13:23 13:34 13:50 14:02 14:15 14:26 14:37 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:01 16:12 16:24 16:35 16:46 16:57 17:08 17:18 17:28 17:38 17:48 18:00 18:15 18:27 18:40 18:52 19:05 19:20 19:32 19:44 19:56 20:05 20:20 20:35 20:50 21:05 21:20 21:35 21:50 22:05 22:25 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15
04:50 05:00 05:10 05:21 05:32 05:43 05:54 06:05 06:15 06:25 06:35 06:42 06:48 07:00 07:06 07:12 07:18 07:24 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:25 10:38 10:51 11:04 11:17 11:30 11:43 11:56 12:09 12:22 12:35 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:49 15:02 15:15 15:28 15:41 15:54 16:07 16:20 16:33 16:46 16:59 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:13 18:26 18:39 18:52 19:05 19:18 19:31 19:44 19:55 20:08 20:21 20:34 20:47 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:20
PAZAR 05:00 05:10 05:20 05:30 05:40 05:50 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:07 07:14 07:22 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:25 10:38 10:51 11:04 11:17 11:30 11:43 11:56 12:09 12:22 12:35 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:49 15:02 15:15 15:28 15:41 15:54 16:07 16:20 16:33 16:46 16:59 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:12 18:24 18:36 18:48 19:01 19:14 19:27 19:40 19:53 20:06 20:19 20:32 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:20 22:00 22:15 22:30 22:45
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:10 23:10 23:20 23:30 23:45 00:00
PAZAR
06:10 23:30 23:45 00:00
23:30 23:45 00:00
Not •Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • BÜTÜN SERVİSLER RİNG ÇALIŞIR.
Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2017 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.
BOĞAZKÖY MH BAHÇEŞEHİR-TAKSİM(EKSPRES) Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 X 06:10 K 06:20 06:45 K 07:00 X 07:20 07:40 08:00 X 08:20 08:45 X 09:15 09:45 10:10 10:35 X 11:00 11:25 11:50 X 12:15 12:40 13:05 X 13:30 13:55 14:20 14:45 X 15:10 15:35 16:00 X 16:25 16:55 X 17:25 17:55 18:25 19:00 X 19:40 20:20 21:00 X 20:30
05:50 X 06:10 K 06:20 06:45 K 07:00 X 07:20 07:40 08:00 X 08:20 08:45 09:15 X 09:45 10:10 10:35 11:00 X 11:25 11:50 12:15 X 12:40 13:05 13:30 X 13:55 14:20 14:45 15:10 X 15:35 16:00 16:25 X 16:50 17:15 17:40 X 18:05 18:30 19:00 19:30 X 20:00
PAZAR 07:00 X 07:30 08:00 08:30 09:00 X 09:30 10:00 10:30 X 11:00 X 11:30 12:00 12:25 12:50 X 13:15 13:40 14:05 X 14:30 X 14:55 15:20 15:45 16:10 X 16:35 17:00 17:30 X 18:00 X 18:30 19:00 19:30 20:00 X 20:30 21:00 21:30 X
20:30 21:00 X Not:
TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:50 19:20 19:55 20:30 21:05 21:40 22:20 23:00 22:30
07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:45 19:10 19:35 20:00 20:30 21:00 21:30 22:00 23:00
PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:15 16:45 17:15 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
•Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. •‘X’ İŞARETLİ SAATLERDE ISPARTAKULE’YE GİRMEZ EKSPRES GİDER. •‘’K’ İŞARETLİ SAATLERDE KİPTAŞ 3. ETAPTAN HAREKET EDER.
MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika
BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
06:00
06:00
07:00
06:50
06:50
07:50
06:25
06:30
08:40
07:25
07:30
09:30
06:50
07:10
09:30
08:00
08:10
10:30
07:10
07:45
10:30
08:30
08:50
11:30
07:50
08:30
11:30
09:40
09:40
12:30
08:30
09:00
12:30
10:50
11:10
13:30
09:05
10:00
13:30
12:00
12:00
14:30
09:50
10:50
14:30
13:10
13:30
15:30
10:50
12:15
15:30
15:30
15:50
16:30
12:05
13:10
16:30
16:05
16:50
17:30
13:05
14:40
17:30
16:40
18:05
18:30
14:20
17:00
18:30
17:15
18:35
19:30
16:40
18:00
19:30
17:50
19:10
20:30
17:15
19:10
20:20
18:25
20:20
21:10
17:50
19:40
21:20
18:55
20:45
22:20
18:25
20:10
23:20
19:30
22:25
00:25
19:00
21:40
20:10
00:20
19:30
23:10
21:50
20:00 Not: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir.
afiş reklam videosu
insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi
kurumsal kimlik
Broşür / Katalog
logo tasarımı
indoor ve outdoor tasarımları
ARAÇ GiYDiRME
e-bülten DERGi iLANI
advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com
facebook/ajansyelpaze
twitter/ajansyelpaze
Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 83 86
ESTON ŞEHİR SATIŞ OFİSİ
BOĞAZKÖY
MESA-NUROL EVLERİ POLİS MERKEZİ LOCA Lİ VA EP
C RE U
ĞL
IO
ZIC
YA
HAPPY CENTER
DD
CA
GÖLET
İ
ES
SUPE
MARKETR 02
�ia hC
00 .12 00 .00. .71 9 .00 .9
I AVYM AKBAT
ISPARTAKULE