1
SAYI: 140 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS
İ
İSTANBUL YIL: 14 • 15 NİSAN 2016
Fotoğraf: Mehmet Nuri Şener
bahcesehir.web.tv iphone
İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da
yelpazeistanbul
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016 yayında! yelpazeistanbul
2
Metropol
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
3
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
4
Metropol
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
5
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
6
Metropol
YEPYENİ BİR CİLT, YEPYENİ BİR VÜCUT İÇİN SİZLERİ EN YAKIN ZAMANDA KLİNİĞİMİZE BEKLİYORUZ... BAHÇEŞEHİR
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
7 BAHÇEŞEHİR
ANTI-AGING TEDAVİ YÖNTEMLERİ YENİ THERMI TIGHT (Tek Seansta Yüz ve Vücut Sıkılaştırma) YENİ THERMI SMOOTH (Saten Yüz Germe) YENİ THERMILIFT (Gençlik Isısı) YENİ Altın Matrix Ağı (Yüz Asma) YENİ Venüs Freeze ile Yüz Toparlama Dolgu Enjeksiyonu Botox D-Lift Mezolift PRP (Platelet Rich Plasma) IAL System (Gençlik Aşısı) Ameliyatsız Burun Estetiği E-Matrix (Altın İğne) Silhouette Soft (Amliyatsız Yüz Germe) Fibrocell (Kök Hücre Tedavisi) Dudak Dolgusu Face Lifting Jet Peel LEKE TEDAVİLERİ YENİ Dermamelan YENİ Cosmelan Kimyasal Peeling Spot (Işık Peeling) TCA Peeling QSWITCH (Karbon Peeling) ND Yağ Lazer ile Dövme Silme Oksijen Terapi Lopez Bakımı Klopatra Bakımı Kök Hücre İçerikli Cilt Bakım Uygulamaları Octoline ile Profosyonel Cilt Bakımı PPX İle Akne ve Leke Tedavileri Micro Dermabrasion
HİZMETLERİMİZ LAZER EPİLASYON UYGULAMALARI 4. Nesil Ütüleme Teknolojisi ile Diot Lazer 3. Nesil Alexandrite ile Gentle Lase Pro BÖLGESEL İNCELME TEDAVİLERİ YENİ Thermi Lift (Tek Seansta Bölgesel İncelme) YENİ Venüs Freeze ile Bölgesel İncelme Aqualyx Lipoliz Mezoterapi D-Lift ile Vücut Sıkılaştırma AWT (Akustik Şok Terapi) Ultra Kavitasyon Therma Lipo (Radyo Frekans) G5 LPG Power Plate York Testi Lenf Dranaj Karboksi Terapi Ozon Tedavisi Çınar Mah. Ada 11 Villa No:8 Bahçeşehir Tel: 0212 669 82 59 Fax: 0212 669 82 56 Gsm: 0533 810 46 36 www.dermamed.com.tr Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
8
Metropol
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
10
Bu millet yılgınlığa düşmeden, pes etmeden yeni bir KURTULUŞ SAVAŞI verecektir. UĞUR BARIŞ KARABULUT
ubk@yelpazeistanbul.com
B
izleri ve ülkemizi temsil edenler içinde elbette vurdumduymazlar, günü kurtaranlar vardır; Ancak inanıyorum ki bir o kadar da emektar, yüreğini ortaya koyan vatanseverde... Mevcut siyasi partiler bu ülkenin güvenini ki bu kırk yıllık bir süreçtir, halkı tek başlarına (MANEVİ) arkalarına alabilecek güce sahip olamamışlardır. Ülke menfaatleri adına farklı siyasi parti başlıklarında toplanan söylemler bizlerin geleceği olamadı ve olamayacak. Bu ülkenin topyekün bir birlikteliğe ve yeni bir siyasi dayanışmaya ihtiyacı vardır. İnancım bu beklentim “belki yarın belki yarından da yakındır”... Bir tarafta %50’yi arkasına aldığını söyleyerek kalan %50’yi ayrıştıran bir siyaset algısı, diğer tarafta kalan %50’yi paylaşan onlarca siyasi parti... Bir tarafta doğruda yapsa ön yargıyla her yapılana cephe alan bir kitle, bir tarafta söylemden ileri gidemeyen bir siyaset... Bir tarafta “istikrar bozulmasın, bizim olsun, bizim adamımız olsun tercihi”, diğer tarafta “muhalefet güçlü olsun, oylar bölünmesin, kötünün iyisini tercih”... Bir tarafta futbol takımı tutar gibi siyasi parti taraftarlığı, bir tarafta koltuklarına kurulmuş koltukçularla iş birliği yapanlar... Gitmez... Böyle gitmez ve gitmeyecek... Bu ülkenin sağduyusu mecbur kaldığı için elindekilerle yetinmeyecek... Bir kurtarıcı da gelmeyecek, milyonlar kurtarıcı olacak göreceksiniz... Nasıl mı? Amerikan Mandası fikrinin yoğun olarak tartışıldığı ortamda, Amerikalılar Harbord isminde bir generali Anadolu’ya incelemeler yapmak üzere göndermişlerdi. Anadolu’daki direnişi engellemek ve manda fikrinin yaygınlaşmasını! sağlamak için gelen Harbord, 22 Eylül 1919’da Mustafa Kemal Paşa ile de görüştü. “Paşam! Bana bu vazife verildiği zaman Türk tarihini okudum. Gördüm ki büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular kurmuşsunuz. Bunu yapan bir milletin de mutlaka bir medeniyet sahibi olması gerekir. Bunu takdir ederim. Fakat bugünkü durumunuza bakalım. Siz birinci cihan
Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com
savaşında, başta Almanya olmak üzere dört büyük müttefik iken, dört yıl savaştınız. Ve sonunda mağlup oldunuz. Dört müttefikin bir arada yapamadığını, bu vaziyetinizle tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin zaman zaman intihar ettiğini gördük. Şimdi de bir milletin intiharına mı şahit olacağız?Siz ancak manda idaresini kabul etmenizle kurtarabilirsiniz.” General Harbord’un bu sözleri üzerine büyük bir heyecanla ayağa kalkan Mustafa Kemal Paşa şu cevabı vermişti: - “Biz emperyalistlerin eline düşen bir kuş gibi yavaş yavaş ve sefil bir ölüme mahkum olmaktansa, babalarımızın oğulları olmak sıfatıyla vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ederiz. Ve yine şunu da iyi bilmenizi isterim ki, bir millet maddi ve manevi bütün gücünü ortaya koyar, savaşır, didinir, sonunda muvaffak olamazsa, o millet zaten ölmüştür. Fakat ben şuna inanıyorum ki, Türk Milleti mutlaka muvaffak ve muzaffer olacaktır”. Mustafa Kemal Paşa bu sözleri söylerken, avucunun içinde pençeye düşen bir kuş işareti yapıyordu. General Harbord ise şaşkınlık içindeydi. Hala Mustafa Kemal’e uyarılar yapıyordu ve şu soruları soruyordu; “Pekela! Bu kadar büyük bir işe girişiyorsunuz. Paranız var mı? Bütçeniz nerede ve nedir? Bu parasızlıkla ve imkansızlıklarla işe girişmek memleketi feci bir akıbete sürüklemek değil midir? Bu sorumluluğu nasıl üzerinize alabiliyorsunuz? “ General Harbord’un bu soruları karşısında Mustafa Kemal Paşa o derece sinirli bir hal almıştı ki; elinde oynamakta olduğu teşbihi kuvvetle çekmiş, ip kopmuş ve tespih taneleri dağılmıştı. Eğilip, o teşbih tanelerinden bir kaçını toplayarak ipe dizdi ve sözlerine şöyle devam etti: “Görüyorsunuz general! İp kopmuş ve taneler dağılmıştır. İşte ben şimdi yaptığım gibi, o taneleri birer birer toplayacağım. Bunu toplarsam ben toplayacağım. İşte görüyorsunuz general; o zaten dağılmış. Öldürürsem ben öldürürüm. Yabancılar elinde öleceğine, Türk Milleti kendi öz evladının elinde can versin. Fakat ben onu öldürmem. Toplayacağım; o dağılanı yeniden bir araya getireceğim!”
Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam ve Rezervasyon Tel : 0212 669 83 86 Gsm: 0533 551 87 17
Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Baskı Av. Kayhan Selek Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Katkıda Bulunanlar Kağıthane/ İST Caner İlhan Tel: 0212 289 24 24 Protokol Dağıtım Aras Kargo Basım Tarihi: Nisan 2016
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50
okuyucularımıza kişiye özel adrese
Sayın Okurlarımızın Dikkatine; Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden
iade edilmez. Yayınlanan yazıların
teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilinir.
11
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
12
İSTANBUL
İstanbul’da Mutlaka Görülmesi Gereken
10 Arkeolojik Eser İstanbul’da insanların birçoğundan haberdar olmadıkları, ama arkeoloji ve tarih dünyası tarafından paha biçilemeyen birçok eser, bugün İstanbul’daki müzelerde sergilenmektedir. Hepsi birer sanat eseridir ve adeta gören kişileri büyülemektedir. Şimdi sırayla bu eserlere değinelim. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemleri ve arkeoloji bilimi gelişmediğinden, Osmanlı coğrafyasındaki tarihi eserler adeta yağmalanıyor ve on binlerce eser Avrupa ve Amerika’daki müzelere kaçırılıyor. Osman Hamdi Bey gibi arkeologların bireysel çabaları sonucunda birçok eser kurtarılıp bugün İstanbul’a ve ülkemize kazandırılmıştır.
1. İskender Lahdi Sayda Lahitleri ve İskender Lahdi
Sayda Lahitleri, 1887 yılında Osman Hamdi Bey tarafından ortaya çıkarılan Sayda’daki (Sidon) kral mezarlarına ait lahitlerdir. Nekropolde bulunan 18 lahidin 7’si yerinde bırakılmış, diğerleri oldukça titiz bir çalışma ile İstanbul’a getirilmiştir. Paha biçilmez değerdeki lahitlerinden en önemlisi İskender Lahdi, en eskisi ise Tabnit Lahdidir. Bunun dışında diğer önemli lahitler Ağlayan Kadınlar Lahdi, Likya Lahdi ve Satrap Lahdidir. İskender Lahdi, İstanbul Arkeoloji müzelerindeki en önemli eser kabul edilmektedir. Paha biçilemeyen bu eser kimi Arkeologlara göre İstanbul’un simgesidir. Bu eser İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
Roma döneminde, milattan sonra 3. yüzyılda yapılan Sidemara Lahti, 1898’de Konya’nın Ambar köyündeki kazılarda bulundu. Osman Hamdi Bey tarafından, 1909’da İstanbul’a getirilip müze koleksiyonuna katıldı. Bilinen en büyük lahit. 4 metre uzunluğunda, 3.5 metre yüksekliğinde, 25 ton ağırlığında. Roma dönemindeki soylu bir aileye ait olduğu sanılıyor. Dört yüzeyinde figürler var. Kapağında lahdin ait olduğu kişi ile karısı yarı uzanmış şekilde, kızlarıyla tasvir ediliyor. Bir yüzünde av sahnesi bulunuyor. Bu eser İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
3. Kadeş Barış Antlaşması tableti
2. Sidemara Lahti
Bana göre en etkileyici eserlerden biri. Bir taş nasıl böyle işlenir ve böyle bir sanat eseri ortaya çıkar. 32 ton ağırlığında dünyanın en büyük lahti.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
MÖ 13. yüzyılın başında, bazı kaynaklara göre MÖ 1285 bazı kaynaklara göre ise MÖ 1296 yılında yapılan Kadeş Savaşı sonunda Mısır Firavunu II. Ramses ile Hitit Kralı III. Hattuşili arasında imzalanmış barış antlaşmasıdır. Suriye topraklarının paylaşılması ile neticelenmiştir. Yakın Doğu’da imzalanmış ilk antlaşma olma niteliğini taşır. Şu güne kadar kaydedilmiş-bulunmuş en eski uluslararası antlaşma olmasına karşın daha eski antlaşmaların varlığı kanıtlanmıştır. Orijinal
olarak Akad dilinde yazılmış Mısır ve Hititçe’ye de kopyalanmış eşit koşullar altında imzalanmış olan antlaşmanın kil tabletten kopyası Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olan Hattuşa (Boğazköy) antik kentinde yapılan kazılar sonucu 1906 yılında bulunmuştur.
4. İlk aşk şiiri tableti İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndeki Eski Şark Eserleri Müzesi Çivi Yazılı Belgeler Arşivi’nde,“istanbul #2461” numaralı çiviyazılı bir tablet bulunmaktadır. Tablet, günümüz Irak’ının güneydoğusunda bulunan antik Sümer kenti Nippur’da, 1889 yılında ele geçmiştir ve 1951 yılında İstanbul’a gelerek Sümer tabletleri üzerinde çalışmaya başlayan Amerikalı Asurolog ve Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından deşifre edilmiştir. Türkçe’ye çevirisini de Muazzez İlmiye Çığ yapmıştır.
13 götürülmüştür. Kanunun 282 maddesi olup üç bölümden oluşur. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmekte olan bu metin, okullarda okutulmak ve mahkemelerde kullanılmak için tabletler üzerinde kopya edilenlerdir ve Nippur’da bulunmuştur.
6. Güneş saati Ve kısa sürede anlaşılmıştır ki bu çivi yazılı tablette, dünyanın en eski aşk şiiri yazılıdır. Ve bu durum Guinness Dünya Rekorları tarafından da onaylanmıştır. Şiir’de şunlar yazmaktadır. Güvey, canımın içi, Gönül açar güzelliğin, bal gibi tatlı, Aslan, canımın içi, Hoştur güzelliğin, bal gibi tatlı. Beni esir ettin, titreyerek önünde durayım, Güvey, yatak odasına götür beni, Beni esir ettin, titreyerek önünde durayım, Aslan, yatak odasına götür beni. Güvey, benden zevkini aldın, Söyle anama, sana tatlılar verecek, Babam sana armağanlar verecek, Ruhun, bilirim ruhunun nerede neşelendiğini, Güvey, şafağa değin uyu evimizde, Yüreğin, bilirim yüreğinin nerede sevindiğini, Aslan, şafağa değin uyu evimizde. Sen, beni sevdiğin için, Yalvarırım okşayışlarını ver bana, Yüce tanrım, yüce koruyucum, Enlil’in yüreğini sevindiren Şu-sin’im, Yalvarırım okşayışlarını ver bana. Senin bal gibi tatlı yerin, yalvarırım elini onun üstüne koy, Elimi gişban-giysisi gibi onun üstüne koy, Elimi gişban-sikin-giysisi gibi onun üstüne kapa.
5. Hammurabi Kanunları tableti
Hammurabi, Eski Babil Sülalesi’nin 11 kralından altıncısıdır. MÖ 1792-1750 yılları arasında 43 yıl saltanat sürmüştür. Saltanatının 2. yılı “ülkede yasanın konulduğu” yıldır. Kanunun aslı 2.23 m boyunda diyorit bir stel üzerine yazılmıştır. Stel Susa’da bulunmuş ve Louvre Müzesi’ne
cephesindeyse 13 sıra halinde 575 ejderha ve boğa figürü bulunduğu sanılmaktadır. Caddenin düzeyi birkaç kez yükseltilmiş olduğu için kapının kabartmalarının alt sıraları toprak altında kalmıştı. Irak Eski Eserler Bakanlığı bu caddeyi, üstteki düzeylerden birini temel alarak yeniden inşa etmiştir.
İştar Kapısı, bugünkü Irak’ta bulunan eski Babil
İlk olarak Alman arkeologlar tarafından 1900 yılında bulunan paha biçilmez çinilerin birçoğu, Berlin’deki Pergamon Müzesi’ne götürülmüştür. (Yapının pek çok unsuru da bugün Berlin Pergamon Müzesi’nde bulunmaktadır.). Saddam Hüseyin döneminde Nebukadnezar Müzesi’nin girişinde yer alması gereken ancak götürülen çinileri restore ettirildi. Irak Savaşı (2003-11) sırasında ABD ordusunun askeri yığınağının arasında kalan tarihi mekanda onarılamaz hasarlar meydana gelirken yüzlerce çini çalındı.
kentinin surları üzerinde, “Tören Yolu” denen ana caddeye açılan, bir iç avlu ile ayrılmış iki anıtsal girişten oluşan, tuğladan yapılmış dev boyutlu kapıdır. İÖ y. 575’te Yeni Babil Devleti’nin başkenti Babil’in iç ve dış sur duvarlarını birleştiren, kentin sekizinci kapısı olarak inşa edilmiştir. Babil Kralı II. Nebukadnezar tarafından Tanrıça İştar adına yaptırılmıştır. 12 m’den biraz yüksektir ve kabartma ejderha ve boğa figürlerinin yer aldığı sırlı tuğlalarla kaplanmıştır. Kapı, arka arkaya iki girişten oluşuyor ve güney tarafında geniş bir sahanlık bulunmaktadır. Kapının arkasından başlayan ve günümüzde 800 m’den fazla bir bölümü izlenebilen taş ve tuğla döşeli Tören Yolu’nun iki yanında bir ayağını kaldırmış, pişmiş topraktan aslan heykelleri diziliydi. Cadde üzerinde 120 aslan heykeli, kapının
8. Mezopotamya Heykelleri ( Lugal-Dalu Heykeli)
On bir radyal çizgi ile 12 eşit parçaya ayrılmış olan bir iç bükey yüze sahip bu güneş saati, Suudi Arabistan’da yer alan Madain Salih’te bulunmuştur. Üzerinde Aramice yazıt bulunur ve kırmızı kumtaşından yapılmıştır. Merkezdeki dikey çubuğun gölgesi güneşin hareketine göre çizgiler üzerine düşerek zamanı göstermektedir.
7. İştar Kapısı (Babil Kapısı)
Koleksiyondaki Adab eserlerinin en önemlisi Lugal-Dalu’nun kireçtaşı heykelidir. Omzundaki yazıtta kendisini ‘Adab Kralı’ olarak tanıtır ve heykelin Adab’ın baş tanrısının tapınağı Esar’a adandığını belirtir. Sümer kral listelerinde adı geçmeyen Lugal-Dalu’nun MÖ 3. bin yıl ortalarında Adab şehir beyi olduğu düşünülmektedir. Bu heykel Sümer inancına göre tapınaklara yerleştirilen ‘vekil rahip’ heykellerindedir. Bu heykeller temsil ettikleri kişi tapınak dışında olduğu sürede bu kişi adına tanrıya şükranlarını sunmaya devam etmekteydiler.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
14
İSTANBUL Yahudilerin kralları ile ilgili yazıtları bulunmamaktadır. Buna en yakın belge “Hezekiel’in Tüneli” olarak da bilinen bu yazıttır ve nihayetinde burada da herhangi bir kral ismi belirtilmemiştir ancak Davud’un zaferlerini ve onun yardımcılarının listesini içerdiği belirlenmiştir.[3]
9. Siloa Yazıtı Kudüs’te Aynı-Silvan çeşmesi suyunun, kayadan çıktığı yerde yapılan yer altı kanalının içinde meydan çıkarılmıştır. Fenike alfabesi ile yazılmış en eski İbrani yazısı olan bu yazıt, kanalın çıkış noktasına yakın, sol taraftaki kayaya yazılmıştı. Yazıt değişik uzunlukta altı satırdan meydana gelmiştir.Bu yazıtta, yapılışı tarif edilen ve kaya içine kazılan tünel, suyunu şehir dışındaki Ceyhun kaynağından şehir içindeki Aynı-Silvan’ın bulunduğu noktaya gelmesini sağlıyordu. Bu kanal Kral Hezekiah (MÖ 725-697) tarafından yaptırılmıştır. Tevrat’ta ‘Hükümdarlar Tarihi’ bölümünde kanaldan bahsedilmektedir.[1] Siloam Yazıtı, 1838’de Robinson tarafından Doğu Kudüs’ün içinde Hezekiel tüneli olarak adlandırılan tünelde bulunmuştur. araştırdığımız karanlık dönemin dışında kalmasına karşılık önemli bir delildir. Asur kralı Sennacherib’in peygamber Hezekiel ve halkını sıkıştırdığı sırada kaçmaları için kullanılan bu tünelde bulunan yazıt aslında hakikati tamamen ortaya koymaktadır. [2]
Kudüs’te bulunan ve İ.Ö. 7. yüzyılın başına tarihlenen altı satırlık İbranice yazıtta, Judah Kralı Hazekiah’ın Asur tehlikesinden ötürü Kudüs’te meydana gelebilecek su sıkıntısına karşı yaptırdığı tünelin yapım öyküsü anlatılıyor. Bu yazıtın bir diğer önemli yanı Arkeoloji Müzesi’nin temeli olan Müze-i Hümayun’dan beri müzenin koleksiyonunda olması.[4] Bu yazıt, iki grubun (Hezekiya ve Sanherib) bir araya geldiğini göstermektedir.[5] Okumalar 1. satır: …kazısı; kazı nasıl yapıldı; daha…. 2. satır: Kazmalar aynı doğrultuda ve birbirine karşı idiler. Kanalın açılmasına üç endaze kala sesler işitildi. 3. satır: Bu sesler karşılıklı olarak birbirine bağıranların sesi idi. Çünkü orada kuzey ve güneyinden açılan tünel birleşiyordu. Ve o gün 4. satır: Kanal açılmış oldu. Tünelin açılması ile her iki taraftaki işçiler ve kazmaları karşılaştılar. 5. satır: Sular kaynaktan bin endaze uzaklıktaki havuza aktı ve 6. satır: İşçilerin başları üstündeki kayanın yüksekliği yüz endaze idi.[6]
10. Sappho Başı
Roma Dönemi portre örneklerinden olan Sappho Başı, Lesbos (Midilli) adasında doğmuş olan şair Sappho’ya aittir. M.Ö.7. yüzyıl ve 5yüzyıl arasında birçok lirik şair yaşamıştır. Bu dönemin en tanınmış şairi olan Sappho’nun bir bütün halinde günümüze kadar ulaşan yalnızca bir şiiri bulunmaktadır ve bu şiir de Aphrodite’ye yazılmış bir ilahidir. Gençlik yıllarını doğduğu yer olan Lesbos’dan uzakta, Sicilya’da geçiren Sappho, geri döndüğünde Aphrodite’e tapınan bir grup kadının öğretmeni haline gelir. Bir efsaneye göre, sevdiği adam tarafından reddedilince kendisini uçurumdan atarak intihar etmiştir.
Ülkemize kazandırdığı eserler için Osman Hamdi Bey’e sonsuz teşekkürler...
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
15
Polonezköy’ün İmara Açılması Durduruldu Yoğun yapılaşma ve kentleşme nedeniyle adeta nefes almakta zorlanan İstanbul’un nadide köşelerinden biri olan Polonezköy’ün imara açılmasına, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlardan oluşan toplam 178 itirazın yanısıra, bilirkişi heyeti de imara açılmaması yönünde görüş bildirdi. DHA’nın haberine göre, Şehir Bölge Plancılarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyeti İstanbul 9. İdare Mahkemesi’ne sunduğu raporda, Polonezköy’ün imara açılmasına neden olacak plan değişikliğinin “Polonezköy’ün bu güne değin gelişmiş olan doğal yapısını ve kırsal karakterli yerleşim düzenini bozucu nitelik arz edeceği” tespitine yer verdi. Polonezköy Tabiat Parkı sınırı içinde kalan köy alanına, ‘seyrek yoğunluklu konut, düşük yoğunluklu konut ve turizm konaklama alanı’ fonksiyonu getiren planlarla 3. Derece sit alanı sayılan yerleşim alanında inşaat yoğunluğu arttırılırken; 1. Derece doğal sit alanı olan ve ‘çivi bile çakılamayacak’ ormanlık bölgede yer alan 4 alanda inşaat yapılabilmesinin önü açılmış, Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası tarafından da yargıya taşınmıştı.
“Polonezköy’ün özgün karakteri bozulur” İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde görülen davada, Polonezköy’e giderek incelemelerde bulunan Şehir Bölge Plancılarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyet, hazırladığı raporda çarpıcı tespitlere yer verdi. Raporda, yapı yoğunluğunu arttıracak şekilde inşaat yapılmasının “Polonezköy’ün bu güne değin gelişmiş olan doğal yapısını ve kırsal karakterli yerleşim düzenini bozucu nitelik arz edeceği” tespitinde bulundu. Polonezköy’e özgü mimari tanımlanmadığı için, belirtilen şartlarda uygulama yapılırsa “mevcut özgün yapı dokusunun tipolojik olarak bozulacağı” belirtildi.
Polonezköy’ün sokakları, ahşap çitleri, taş duvarları, bitki örtüsü Yol genişletilmesi ve bağlantı yolları gibi çalışmaların “Polonezköy’ün doğal ve özgün karakterini yansıtan sokak dokusunu, ahşap çit, taş duvarlar ve mevcut bitki örtüsü” gibi karakteristik özelliklerini bozucu nitelikte ulaşım kararları olduğu ifade edildi. Dava konusu olan “Beykoz Polonezköy Köy Yerleşik Alanı 1/5 bin ve 1/bin ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planları”nın ‘şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı’ sonucuna varılan raporda, imar planlarının “Polonezköy tabiat parkının kültürel zenginliğini ve özgün
yapı ve parsel dokusunun korunması” yönündeki amacına aykırı olduğu tespiti yapıldı.
İmar değişikliğine bireylerden kurumlara 178 itiraz yapılmıştı Beykoz Polonezköy Köy Yerleşik Alanı 1/5 bin ve 1/bin ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 22 Kasım 2013 tarihinde onaylanarak askıya çıkmıştı. Kamuoyunda tepki çeken ve başta Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası aracılığıyla yargıya taşınan planlarda, konut için 0.15, turizm için 0.20 emsal verildi. Her iki fonksiyonda da yükseklik 6.50 metre yani 2 kat olarak sınırlandı. Ancak zemin altında inşaatı yoğunlaştıran planlara göre, bodrum katında spa, restoran, yüzme havuzu, toplantı salonu, spor salonu, mutfak, sığınak, depo, otopark, servis üniteleri yer alabileceği belirtildi. Ticaret alanında ise perakende ticaret birimleri, ofis, kafeterya, banka, finans kurumları yapılabilecek.
Bu plan notlarına askı süresince, 9 adet Sivil Toplum Örgütünün (Mimarlar, Şehir Plancıları, Çevre Mühendisleri, Orman Mühendisleri, Peyzaj Mimarları Odaları ile Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF), Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı(TEMA), Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı(ÇEKÜL), Doğal Yaşamı Koruma Vakfı(DAYKO) yanı sıra Beykoz Belediyesi, İBB ve 167 vatandaş olmak üzere bireylerden sivil toplum kuruluşlarına kadar 178 adet itiraz geldi. İtirazları değerlendiren Bakanlık, planda küçük değişiklikler yaparak 9 Haziran 2014 tarihinde yeniden askıya çıktı.
Yaklaşık 170 yıllık tarihi var Tarihi Sultan Abdülmecid zamanına kadar uzanan, Polonya’dan gelenlerin yerleştirildiği Polonezköy, Orman Bakanlığı’nın oluru ile 1994’te tabiat parkı ilan edildi. Polonezköy ormanları 1. Derece doğal sit alanı, kendine özgü yerleşimi ise 3. Derece doğal sit alanı olarak kabul edilmişti.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
16
İSTANBUL
Galata Surları’nın Ayakta Kalan Son Parçaları da Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya...
İstanbul’un en eski tarihi eserlerinden sayılan Galata Surları, aradan geçen 713 yıllık sürede restore edilemezken, ayakta kalan birkaç parçası da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
İstanbul’da kaderine terk edilen binlerce tarihi eserden biri de Bizans döneminden kalma Galata Surları. 1303 yılında inşa edilen ancak 1863’den itibaren yıkımına başlanan Galata Surları’nın çok az bir bölümü bugüne kadar ayakta kalabildi. Haliç Metro Köprüsü’nden, Azapkapı, Şişhane istikametine doğru uzanan bölgede bulunan kalıntıların durumu, ‘Böylesi ancak Türkiye’de olur’ dedirtecek türden. İstanbul’un en eski tarihi eserlerinden sayılan eser, aradan geçen 713 yıllık sürede restore edilemezken, ayakta kalan birkaç parçası da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Uzmanlar ise özellikle Karaköy’deki çarpık yapılaşmanın kurbanı olan tarihi surların bir an önce restore edilerek korunmaya alınması gerektiğini belirtiyorlar.
“Bizans döneminden kalma surlar dünyanın neresinde olursa olsun önem taşır. Maalesef bizdeki durum farklı” Yapının Azapkapı’dan Haliç Metro Köprüsü’ne uzanan kısmındaki görüntü yaşanan duyarsızlığı anlatmaya yeterken, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim görevlisi Aykut Köksal, tarihi mirasa duyarsız kalındığını belirterek, “Galata Surları’nın çevre düzenlenmesi yapılarak restorasyona alınması gerekir. Maalesef bu surlar Türkiye’deki yetkili kurumların restorasyon programlarında öncelik taşımıyor. Bizans döneminden kalma surlar dünyanın neresinde olursa olsun önem taşır. Maalesef bizdeki durum farklı” diyor.
17
“Galata Surları’nın çevre düzenlenmesi yapılarak restorasyona alınması gerekir. Maalesef bu surlar Türkiye’deki yetkili kurumların restorasyon programlarında öncelik taşımıyor. Bizans döneminden kalma surlar dünyanın neresinde olursa olsun önem taşır. Maalesef bizdeki durum farklı.” Aykut Köksal, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim görevlisi
‘Yöneticiler turizm nutukları atıyor ancak tarihi yarımada ve Galata bölgesindeki eserlerimize sahip çıkan yok’ Fransız Araştırmaları Anadolu Enstitüsü’nden arkeolog Aksel Tibet de, ortaya çıkan manzarayı ‘tarihe saygısızlık’ olarak yorumluyor: “Galata Surları, İstanbul Belediyesi’nin kurulduğu ilk zamandan itibaren yıllar içerisinde çarpık yapılaşmanın kurbanı oldu. Surlardan geriye çok az bir şey kaldığından önemi çok büyük. Ceneviz surları olarak da bilinen surların İstanbul’un belediyecilik tarihinde önemi var. İstanbul’un ilk modern belediye teşkilatı, ‘Altıncı Daire’ adı altında Beyoğlu’nda kuruldu. Altıncı Daire’nin yaptığı ilk iş yol yapmak için Galata surlarını yerle bir etmek oldu. Galata Surları’ndan geriye sadece birkaç kalıntısı kaldı. Onlar da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yöneticiler, ‘turizm’ nutukları atıyor ancak tarihi yarımada ve Galata bölgesindeki eserlerimize sahip çıkan yok.”
Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Serkan Sunay ise şunları söyledi: “Surlar, İstanbul’un tarihi miras açısından büyük önem taşıyor. Galata semt itibarıyla Bizans ve Osmanlı devrinde ticaretin kalbinin attığı bir semtti. Bölgede sadece Bizans ve sonrasında Osmanlılar değil, İtalya’da ticaretle uğraşan şehir devletlerinin temsilcileri de ikamet ediyordu. Yıllar içerisinde surlar tahrip olurken, sahip çıkan olmadı. Yurtdışında Roma kalıntılarını inceledim. Bizdeki eserlerin yanında esamesi bile okunmaz ancak daha fazla
değer verildiğine şahit oldum. Ülke olarak elimizdeki tarihi eserlerin kıymetini bilmediğimiz gibi hoyratlık yapıyoruz. Marmaray kazıları sırasında da buna benzer durumlar yaşamıştık. Sahip çıkıldığında turizm patlaması yaşaması muhtemelen bir kentin mirasına yeteri kadar sahip çıkılmıyor. Tarihi eserleri sadece Sultanahmet, Topkapı Sarayı ve Ayasofya’dan ibaret sayan bir zihniyet oluşmuş durumda.” Mert İnan | Milliyet
‘Yurtdışında Roma kalıntılarının bizdeki eserlerin yanında esamesi okunmaz ancak daha fazla değer veriliyor’ Yanıkkapı, Galata | 1910 Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
18
Metropol
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
19
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
20
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Bahçeşehir’de dayanışma ruhu soluksuz devam ediyor Aylardır şehit haberleriyle sarsılan ülkemiz son haftalarda İstanbul ve Belçika’da yaşanan terör saldırıları ile karamsar bir ruh haline girdi. Canlı bomba saldırıları, terör tehditleri, sosyal medyada paylaşılan yer bildirimleri derken halkın büyük bir kesiminde tedirginlik hat safhada. İşte bu olumsuz enerjinin halka yansıdığı bir dönemde 2 yıldır sürdürdükleri mücadeleye ara vermeksizin devam eden Çevre Gönüllüleri Bahçeşehir Gölette bir araya gelerek bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Etkinliğe Bahçeşehir’de faaliyet gösteren STK (Sivil Toplum Kuruluşları) BADER,ÇYDD,ADD, Eğitim-iŞ Başakşehir 3 Nolu Şubesinin yöneticileri katılırken, İstanbul’un farklı semtlerinden gönüllü dernek ve platformların temsilcileri de basın açıklamasında destek için bulundular. Onlar arasında Kuzey Ormanları Savunması, İstanbul Kent Platformu, Validebağ Gönüllüleri ve İstanbul Mimarlar Odası vardı. Başakşehir, Avcılar CHP İlçe Yönetimi ve duyarlı bölge yaşayanları da katılanlar arasındaydı.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
21 Çevre Gönüllüleri adına basın açıklamasını Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Başkanı Uğur Barış Karabulut gerçekleştirdi.
Davamız Bahçeşehir- Davamız Ülkemiz -Davamız Geleceğimiz
Çok Kıymetli Duyarlı Dostlar, Ülkemizde uzun yıllardır halkın kutuplaştığını, birbirleriyle iletişimlerinin koparılmaya çalışıldığına ne yazık ki hepimiz üzülerek görmekteyiz. Yurdumuzun dört bir yanında yaşanan terör olayları, hergün verdiğimiz şehitlerimiz ülkemizin geleceği için her konuda çok daha hassas ve daha çok dayanışma içinde olmamız gerektiğini birkez daha göstermektedir. Bu vesile ile buradan tüm şehitlerimize allahtan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen, hukuka olan inancımızdan sapmadan, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için her alanda demokratik mücadelemizi sonuna kadar devam ettirmeliyiz. Hepimiz adaletinden şüphe duymadığımız, bizleri yönetenlere sonuna kadar güvendiğimiz, demokratik haklarımızı talep ederken ve kullanırken tehdite, şantaja maruz kalmadığımız, aksine duyarlı olduğumuz için bizi yönetenlerin karşımızda değil yanımızda olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bu ülkede nefes alan her yurttaşımızın, bu ülkenin her karış toprağı, doğası, yaşam alanları için emek verenlerin arkasında durmasını; her türlü dayatmaya, yıpratmaya, sindirmeye karşı birlik olmasını bekliyoruz. Bugün burada yalnızca bugününü değil çocuklarının ve ülkesinin geleceğini düşünen, İstanbul’un ve semtimizin siz değerli gönüllüleri bizleri yalnız bırakmadınız, hepinize sonsuz teşekkürler ederiz. Haklı davamıza olan gönül birliğiniz hiç bitmesin... “Tüm ülkeyi tek bir kente sığdırmak, ülke kalkınmasını İstanbul’dan sağlamak düşüncesi çevreci değil rantçı bir anlayıştır.” İstanbul özelikle son 30 yıldır tüm iktidarlar döneminde genel ve yerel yönetimlerin gelir kaynağı yaratmakta akla getirdiği tek şehir olmuştur. Değerli dostlar, İstanbul’un her yıl devlet bütçesine katkısı yüzde 40, buna karşılık devlet harcamalarından aldığı pay sadece yüzde 7-8 dolayındadır. İstanbul’un hangi semtinde yaşarsak yaşayalım bu kentin doğası, havası, suyu yıllar boyu gasp edilerek, talana ve ranta kurban edilmiştir. “Taşı toprağı altın” diyerek
tüm ülkeyi tek bir kente sığdırmaya çalışmak ve buna sebep olan imkanların yolunu açmak şehircilik, kentlilik, medeni yaşam ilkeleri ile asla bağdaşmaz. Ağaçları katlederek daha çok yol yapmakla, tepeleri, dağları oyup milyonlarca konuta, betona dönüştürmekle ekonomik kalkınmayı tek bir kent üzerinden çıkarmak anlayışı, çevreci değil rantçı bir anlayıştır. Bu şehir de 20 milyona yaklaşan nüfusu ile 3 değil 10 boğaz köprüsü, 500 değil 1000 km yol yapılsa da bu yükü daha fazla taşıyamaz. Taşımadığını da bu kentte yaşayanlar hergün birebir şahit olmaktadır. Ülke yöneticilerinin İstanbul’a tek bakış açılarının ekonomiyi ayakta tutmak değil, bu kentte soluyan halkın temiz bir havada, huzurlu ve mutlu yaşayacakları bir şehri yaratmak olmalıdır. Bizler de Bahçeşehir’de İstanbul’un yaşadığı bu acı sonun benzerini yaşamaktayız. Daha çok bedel ödeyip konut sahibi olan, daha çok vergi ödeyen ve ülke ekonomisine katkı sağlayan bölge yaşayanları; gözlerinin önünde kaybolan bir kente tanıklık etmektedir. “Bugün burada aslında yalnızca Gölet için değil Yaşam Alanlarımıza ve Demokrasimize Sahip Çıkmak için biraradayız.” Elimizden alınıp Restoranlara, Otoparka dönüşen PARKLARIMIZ için; Elimizden alıp bize ait otoparkları; AVM’lere, Dev Plazalara Dönüştürdükleri için; Sağlık Alanlarımızı Konuta, Park Bahçelerimizi Benzin İstasyonuna Çevirdikleri için; Planların dışına çıkarak kentimizi, yaşam alanlarımızı BETONA Gömdükleri için; Her geçen gün artan nüfusla içinden çıkılmaz bir hal alan Trafik Çilemiz için;
Şehrin tam ortasına, çocuk parkının, anaokulunun yanı başına dikilen devasa Baz İstasyonları için; Yaşam alanlarına sahip çıkan, direnen Sivil Toplum Kuruluşlarının sesini duymayanlar için; Basının sesini kesmek, halkın bilgi bağını koparmak adına; Kendilerinin sözcüsü olanlara destek, olmayanlara ise göz dağı verdikleri için; KİPTAŞ’ta kanunlar nazarında konut yapımına dur denilmesine rağmen, umarsızca, kanunları çiğneyerek devam eden yapılaşmaya, Gölette, Pazar Alanında açtığımız davaların sonucunu beklemeksizin, halkın sağduyusunu hiçe sayarak açıkladıkları BETON Projeleri için; buradayız. “Bahçeşehir Türkiye’nin planlı, örnek ilk uydu kentidir.” (1) Bahçeşehir Uydukent Projesinin 90’lı yıllarda halka sunumu yapılırken 4.703.000 m²’lik alan içerisinde, toplam 15.400 konutun oluşacağı bir uydu kent projesi olarak planlanmıştır. (1)Bugün geldiğimiz süreçte bu vaatler yerini kat ve kat aşmış değerlere bırakmıştır. Bahçeşehir’de kişi başına 12 m² yeşil alan düşmekte ve ağaçlandırmanın devamlılığını sağlamak için de 40.000 m²’lik bir alan fidanlık olarak kullanılmaktadır, şeklinde bilgilendirme yapılmış, oysa kurulduğu yıldan bugüne yeşil alan değeri azalmıştır. (1) Türkiye’nin en önemli, dünyanın sayılı uydu kent projelerinden biri olan Bahçeşehir projesi, 1996 yılında Birleşmiş Milletler Habitat II Konferansı çerçevesinde, “Kurumsal Uygulamalar ve Projeler” ödülüne, 1997 yılında da Kanada’da “Yeni Kentsel Yerleşim Anlayışı” ödülüne layık görülmüştür. (1)Oysa bugün, verilen bu ödüller geri alınma sürecine girmiştir. “Bahçeşehir’de yaşamın ilk yılları (19941999)” Bu yıllar arasında 6 bin 292 konut yapıldı. (3) Bahçeşehir Uydu Kenti donatı alanları, projenin tamamlanmış ve devam eden imar yerleşim planı da dahil olmak üzere Emlakbank, Zer İnşaat, Dolmabahçe A.Ş., Mesa -Nurol’un ortaklaşa imzaladığı Bahçeşehir Toplu Konut Yönetim Planı dahilinde oturuma açıldı. Bu imzalar ile dönemin konut sahiplerinin tapularında şerhli olan bu Yönetim Planı çerçevesinde halkın hizmetine sunulan uydukent projesi dahilindeki alanlar bir bütün olarak, yapıların işlevi, amaç ve kullanım şekilleri, ada/site blok yönetimlerinin sorumlulukları resmileştirilmiştir. (5) Bahçeşehir oturuma başlandığı 1994 yılından bu yana 2000 yılına kadar hep yükselişte olmuş, 2001 yılındaki Emlak Bankası’nın iflası sonrası duraksama dönemine girmiş, 2004 yılında Emlak Bankası hisselerinin TOKİ’ye devredilmesiyle
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
22
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
1- Kat Malikleri yani Bahçeşehir’den konut sahibi olanlar, toplu yapı ortak yer ve tesislerinden,( bu kapsama giren bütün bağımsız bölümlere, ortak parklara, spor alanlarına, eğitim alan ve tesislerine) yararlanma haklarına sahiptir hükmü yer almakta. birlikte kalan arsalar paylaşılarak proje devam etmiştir. Ancak 2004 yılından sonra Bahçeşehir her daim düşüşte olmuş, insanların kaçmak uğruna ev aldığı İstanbul’dan bir farkı kalmamıştır. “Bahçeşehir Gölet Bölgesi Vaatleri Yerine Getirilmemiştir” O dönem halka dağıtılan tanıtım broşürlerinde özelikle Bahçeşehir Gölet Alanı ve çevresinin kullanım şekli, yapıların kullanım amaçları sunulmuştur. Bugün bir kısmı işlevsel olarak gölette yer alsa da, broşürde Doğa Pazarı, 2 farklı noktada Açık-Kapalı Otopark, Anfi Tiyatro, Sergi ve Tanıtım Binası, Kulüp Binası, Kuş Evi, Konser Alanı (Golf Sahası), Halı Saha, Garden Cıty Clup (Garden Otel, Restoran, Bar) olarak sunulan alanlar ya yapılmamış ya da birçoğu işlevinin dışında yapılara dönüştürülmüştür. (7) “Bahçeşehirliler Kandırılmıştır? “ Dört bir yanı hergün vinçler, hafriyat kamyonlarıyla dolu olan kentte, yatırım yapan mülk sahipleri bırakın konutlarının değer artışını, bugün gelinen noktada yerinde saymasına bile memnun bırakılmıştır. Sivil Toplum Kuruluşları ve gönüllü bölge yaşayanlarının açtıkları davalar, davalar sonrasında edindikleri kazanımlara rağmen Bahçeşehir çepeçevre sarılmaya devam etmektedir. Bu yaşananlar birçok Bahçeşehirlinin kente dair umutlarını ve inançlarını yitirmesine neden oluyor. Buna karşın Bahçeşehir’in kuruluşu ile aynı dönemde kurulan Bahçeşehirliler Derneği (BADER) her türlü yıpratmaya rağmen gönüllü üyeleriyle gölet bölgesine yönelik hukuksal mücadelesinin yanı sıra, gerek basın yayın ve gerekse sosyal medyada gönüllülerin desteğiyle, bölge halkını bilgilendirme çalışmalarına ara vermeksizin devam etmektedir. Bahçeşehir Halkına Sunulan Yazılı Vaatler ve Sözleşme altına alınan detaylara gelince;
2- Ada/Blok parselleri dışında kalan, fakat parsel sınırı içine girmemekle beraber konutlara ait ortak alanların devamı niteliğinde olan yeşil alanlar ile oyun ve gezinti alanları, bisiklet yoları, koşu parkurları, dinlenme terasları, yaya yolları, tüm maliklerin ortaklaşa kullandıkları bütün yer ve alanlarda ORTAK YERLER OLARAK SAYILIR! 3- Toplu yapı kapsamındaki ortak yer ve tesislerde, Toplu Yapı Kat Maliklerinin izni olmadıkça, hiçbir şekilde inşaat, değişiklik, onarım ve boya yapamazlar!
“Gölet Davamız Devam Ediyor” BADER Yöneticilerinin ve Gölet Gönüllülerinin Bahçeşehir Gölete açtığı 2 farklı dava devam ediyor. Davalardan biri hasılat paylaşımı yöntemi ile rekreasyon projesi yaptırılmasına ilişkin protokol yapmak ve uygulamak üzere Başakşehir Belediye Başkanlığı’na yetki verilmesine yönelik 06.03.2015 Tarihli Belediye Meclisi Kararı’nın iptali ve anılan taşınmazların hasılat paylaşımı yöntemi ile 22.04.2015 tarihinde satılmasına ilişkin ihalenin iptali yönünde olurken, diğer bir dava da yürütmelerinin durdurulması istemine ilişkin. Başakşehir Belediyesi her iki davaya da itiraz etmiş ve davaların reddi talepleri mahkemece kabul görmüştür. Ancak davacı gönüllülerin hazırladığı 2.itiraz dilekçesi de mahkemeye iletilmiştir. Hazırlanan dava dilekçesinde
esas yönüyle kamu menfaati adına öne çıkan paragrafları özetle sizlerle paylaşıyoruz. “Satışa konu parseller imar planlarında rekreasyon alanında kamu kullanımına özgülenmiş alanlar olduğu halde dava konusu satış işlemi ile bu niteliği kaldırılarak özel mülkiyete dönüştürüldüğünden dava konusu işlemler hukuka, planlı alanlar tip imar yönetmeliğine ve kamu yararına da aykırıdır. Bahçeşehir, öncesinde belediye olarak kurulmuş daha sonra Başakşehir İlçesi’ne bağlanmış, Türkiye’nin dünya çapında bilinen ilk ödüllü kentidir. Bahçeşehir’ i bu anlamda öne çıkaran en önemli etmen Bahçeşehir Göleti’dir. Satışa konu alanlar gölet ve yanında bulunan parseller imar planlarında rekreasyon alanında kalmaktadır. Rekreasyon alanlarının tanımı Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 13. Maddesi’ nde, Sosyal ve Kültürel alt yapı alanları adı altında yeşil alanlar olarak tanımlanmıştır. Yeşil alanlar, toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence, rekreasyon ve kıyı alanları toplamıdır. Kaynakça 1 wikipedia 2 vahap munyar hurriyet 26 ocak 2013 3 Radikal - ZİHNİ ERDEM / YURDAGÜL ŞİMŞEK Ekonomi / 09/08/2003 4 Berkay Kuru/ Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğrencisi Yelpaze Bahçeşehir Dergisi 5 Bahçeşehir Yönetim Planı 6 Yönaş Mektubu 7 Mart 1995 7 Broşür Güz Festivali 8 Bahçeşehir Hizmet ve İşletme Bülten Sayı 9- 1 Ocak 1995
“Bahçeşehir Markası kendisine ait bir belediye ile yönetilmelidir” Bahçeşehir alt yapısından, kentsel donatı alanlarına, mimari dokusundan yeşil alanların dağılımına Türkiye’ye örnek ilk uydukent iken, 2009 yılında çıkarılan yasayla belediye statüsünü kaybetmiştir. Seçmen kitlesinin siyasi tercihleri nedeniyle ne yazık ki cezalandırılmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada Bahçeşehir’in planda olmayan konut artışının ve gölette yaşadıklarımızın ana sebebi ne yazık ki bu yaklaşımdır. Bahçeşehir demek Boğazköy, Esenkent, Ispartakule demektir. Ancak birbirine ortalama 1 km bile uzaklıkta olmayan bu semtler 3 ayrı belediye sınırlarında görünmektedir. Bu konunun yönetimsel-bilimsel-fizibil bir izahı yoktur. Bahçeşehir,
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Başakşehir ilçesine bağlıdır. Dünya da benzeri yoktur ki bir bölge halkı kendisine ait kamu ihtiyaçlarını KAYMAKAMLIK, İLÇE EMNİYET , SGK ve HATTA BELEDİYE MERKEZİ’ne ulaşmak için 17 km yol kat etsin, kendi ilçesine giderken farklı ilçe sınırından geçsin( AVCILAR) ve daha da acısı her gidiş gelişte bunun için bir de üstüne gişe bedeli ödesin. Eğer haktan, hukuktan bahsedeceksek bu konuda Türkiye’nin de altına imza attığı ve kabul ettiği Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartında halkın belediye olmak için referandum hakkını kullandırmalı ve bölge halkına kendisine ait bir belediye olup olmak istemediğini sormalıyız.
Yine 5393 nolu Belediye Kanunun 4.maddesine göre “Nüfusu 5.000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir demektedir. Aynı maddede seçmenlerinin en az yarısından bir fazlasının mahallin en büyük mülkî idare amirine yazılı başvurusu ya da valinin kendiliğinden buna gerek görmesi durumunda, İşlem dosyası valinin görüşüyle birlikte İçişleri Bakanlığına gönderilir. Danıştayın görüşü alınarak müşterek kararname ile o yerde belediye kurulur.” der.
23
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
24
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Gölette Düzenlenen Etkinlikte çevreye duyarlı tüm paydaşlar düşüncelerini paylaştılar
“Açtığımız davalarda başarılı olduk” Arif Bergin Validebağ Gönüllüsü Üyesi
Av.Cenk Sobe Gölet Gönüllüsü
“Açtığımız davalarda ihalenin iptali için güçlü doneler var” Bahçeşehir Gölet üzerinde bulunan parsellerin mevcut durumu ile ilgili satılamaz, devredilemez, haciz edilemez şerhlerinin bulunduğunu Gölet Gönüllüleri olarak hazırladığımız bültenimizde ve davamızda da belirttik. Buna rağmen belediye tarafından bir satış sözleşmesine konu olmuştur. Ayrıca aldığımız hukuki ve bilimsel mütalaa da satış ve ihale işleminin yetkisiz olduğunu, belediye başkanının böyle bir yetkisi olamayacağını mahkemeye belirttik. İhalenin iptali yönünde dosyada güçlü doneler vardır. Ayrıca bunun dışında Gölet bölgesinde imar planlarının iptali için açılmış davalar vardır, bizler Gölet Gönüllüleri ve ayrıca BADER bu davaya da müdahil olmuş ve kabul edilmiştir. İki ayrı davanın neticesi beklenmeden ihalenin yapılması ve ihalenin sonrasında satış sözleşmesinin yapılarak belki de yakında inşaatların başlayacak olması hukuka aykırıdır. En azından bu mahkeme kararının sonucu beklenmelidir. Bunun haricinde bildiğiniz üzere Gölet bölgesinde geçmişte bir sel felaketi yaşandı, ciddi mal kayıplarının yanında can kayıpları da meydana geldi. Bölgenin toprağı alüvyon topraktır, inşaat açısından risk teşkil etmektedir. Burada yapılacak bir inşaat ileride doğacak bir sel felaketinde ciddi olumsuz sonuçlara neden olacaktır, bu yüzden de hukuken ve şehircilik anlayışı ile sakıncalıdır. Son olarak belirtmeliyiz ki Bahçeşehir Gölet çevresinde yeterince kafe, restoran vb... işletme vardır, bu işletmeler bile boşken yeni işletmelere ihtiyaç yoktur. Gölet bölgesi büyütülecekse yeşil alan olarak büyütülmelidir.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Üsküdar ilçesine bağlı Altunizade mahallesinde 354.000 (üçyüzellidörtbin m2) üzerine kurulu bir Validebağ Korusu vardır. Biz bu koruyu korumak adına 18 yıldır mücadele ediyoruz. Orada da pek çok rant projeleri yürürlülüğe girdi ve hala da var. Çılgın projeler yapmak istiyorlar, biz onlara karşı mücadele ediyoruz. Bu alanda pek çok şeyler yapmak istiyorlar, kimileri büyük proje kimileri küçük. Hepsine bir şekilde karşı koyduk, bunların çoğunda da başarılı olduk. Hukuki mücadele, eylemler, imza kampanyaları, davalar o kadar çok ki; 18 yılda hangisini anlatsak bilemiyoruz. Umarım buradaki durum bu kadar uzun sürmeden en kısa zamanda Gölet kurtulur. Biz Bahçeşehir Gölet Gönüllülerini yürekten destekliyoruz, kendilerine başarılar diliyoruz.
“Birlikte olursak başarabiliriz” Kuzey Ormanları Savunması Gönüllüsü Çağrı yapıldığını görünce arkadaşımla bizde geldik. Haberi görünce inanamadım, çünkü nefes almak için geldiğimiz ilk yer burasıydı. Yasa -masa bir kenara böyle bir şey yapılamaz! Hep birlikte olmamız lazım, bence yaygınlaştırmalıyız, binlerce insan yaşıyor burada, birlikte olursak başarabiliriz.
“Çocuklarınızı Gölette yetiştirmek istiyorsanız bizimle birlikte olun”
Mimar Deniz Bayraktar Bahçeşehir ÇYDD Başkanı
Hepiniz hoşgeldiniz. Ben mimarım ve derneğimizin de tüzüğünde itimde çağdaş Türk genci yetiştirmekle birlikte, çevreyi korumakla da yükümlüyüz. Hepimiz vaatlerle geldik Bahçeşehir’e ve ben oğlumu bu çevrede yetiştirdim. Komşularıma da söylüyorum eğer sizlerde çocuklarınızı burada yetiştirmek istiyorsanız bizimle birlikte olun. Burada yapılacak inşaat her türlü yasaya aykırı. Bildiğiniz imar kanunu, anayasa tüm kanunlara aykırı, imkan yok burada bir inşaat yapılmasına. Ayrıca genel merkezimizle Kaynarcadaydık, orada da nükleer santral yapılmaya çalışılıyor, bu ülke neden bu hale getiriliyor anlayabilmek mümkün değil. Evlerinden çıkmayan dostlarımızı da anlayabilmek mümkün değil! Sonuna kadar birlikte mücadele edeceğiz ve başaracağız.
25 “Park edecek yer bulamıyoruz” 2006 yılında emekli oldum. Emekli olmadan önce Türkiye’de gitmediğim, gezmedim il kalmadı ama buna rağmen kendime yaşabileceğim bir yer aradım. Eskişehir’den tutun Bursa’ya kadar, İzmir’den tutun kendi memleketim Ardahan’a kadar tam idealimdeki yeri bulamadım. Çok tesadüftür ki İzmir’de bir gazete küpüründen gördüğüm bir ilanla Esenkent’i gördüm ve 2006 yılında buraya geldim. Gördüğüm an işte idealimdeki yer, burası benim yaşayabileceğim bir yer dedim. Yeşillikleri, güzel binaları, geniş caddeleriyle mükemmel bir yer.
Em.Jand.Alby. Abdullah Kaya Bahçeşehir ADD Başkanı
Ama üzülerek görüyorum ki 2006’dan buyana her taraf bina doldu. Bu caddeler neden boş, bu caddeler nasıl dolacak derken, bugün geldiğimiz noktada park edecek yer bulamıyoruz. Şimdi bundan da vazgeçtik binaların arasında kalan yeşil alanların arasına da binalar yapılmak isteniyor. İşte buna dur demek için gerek şahsım ve gerekse derneğim adına bende buradayım.
“Gölete bile sahip çıkamazsak bu ülkenin değerlerine nasıl sahip çıkacağız” Kadir Polat TODGEP Başkanı
21 senedir Bahçeşehir’de ikamet ediyorum, bizlere burada farklı şeyler vaat edildi. Maalesef ki bugün geldiğimiz noktada evimden dışarı baktığımda betondan başka bir şey göremiyorum. Bu yaşadıklarımız bizleri derinden üzüyor. Toplumun giderek öz değerlerinden uzaklaştığını görüyoruz. Öyle ki sormayan, sorgulamayan son süreçte bir nesil yetiştirildiğini görüyoruz. Buda bizi derinden endişelendiriyor. Burada bu Gölete sahip çıkamıyorsak bu ülkenin değerlerine nasıl sahip çıkacağız?
“Gölete, parklara beton değil ağaç dikelim” Dr.Mehmet Gümüş BADER Üyesi- Gölet Gönüllüsü Ben doktor olarak bir iki cümle söylemek istiyorum. Bizler hastalarımıza hep en önemli şeyin sağlıkları olduğunu söylüyoruz. Sağlık içinde en temel şey yeşil bir çevrede yaşamak. İnsanların nefes alabileceği, sağlıkla hayatını idame ettireceği temiz yeşil bir çevrede yaşamak hepimiz ve tüm insanlık için çok önemli. Küresel ısınma insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bunu önlemek için Türkiye geçen yıl Paris’te yapılan iklim değişikliği konferansında gönüllü olarak küresel ısınmayı belli sınırlarda tutacağını garanti etti ve bu anlaşmaya 200’e yakın ülkeyle imza attı. Yani Türkiye gönüllü olarak çevreci bir ülke ve bizlerde gönüllü olarak çevreyi korumaya çalışıyoruz. Bahçeşehir’de tek nefes aldığımız, sağlığımızı koruyacağımız yeşil alan sadece Gölet bölgesi kaldı. Diğer bütün boş bulunan alanlara bina koymayı biliyoruz ama elimizdeki parkı korumayı bilmiyoruz. 10 yıl sonra insanlar nefes alamaz, yaşayamaz hale gelince bu sefer parka ihtiyacımız olduğu anlaşılacak. Park için yer arayacağız ama elimizdeki parkı da inşaata dönüştürmüş olacağız. O zaman tekrar kamulaştırma mı yapacağız? Parktaki binaları yıkıp tekrar yeşil alana mı dönüştüreceğiz? Çünkü 10 yıl, 20 yıl sonra burada binadan çok insanların nefes alacakları mekanlara ihtiyacı olacak. Biz diyoruz ki geleceği görerek, çocuklarımızı düşünerek şimdiden akıllı olalım, çevreyi koruyalım, Gölete, parka beton yerine ağaç dikelim. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Çevre Şehircilik Bakanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, siyasi partilerin genel başkanları, bu ülkede yaşayan herkesin temiz havaya nefese ihtiyacı var. O yüzden parkımızı hep birlikte korumalıyız, koruyabilmeliyiz. Eğer bunu yapamıyorsak konuşmamızın da bir anlamı yok.
“Bahçeşehir’de halkın çıkarları için mücadele eden Sivil Toplum Kuruluşları var” Bizler İl Başkan Yardımcımız Serdar Bayraktar, Avcılar İlçe Başkanımız Erhan Bozan ve ilçe yöneticilerimizle buradayız. Burada uzun zamandır çok haklı bir mücadele sürdürülüyor. Arkadaşlarımız zaten mücadelenin haklı gerekçelerini anlattılar. Hemen Göletin yukarısında Şelale Parkta bir mücadele verildi ve kazanıldı. Şuan belediye başkanın oradaki parkı eski haline dönüştürmesi gerekiyor ama burada atılan bir adım yok. Şunu söylemeye çalışıyorum, hukuken her şeyi kazanmamıza rağmen yapılmayan bir uygulama var. Bir ülkede kanunlar esas değilse, eğer bir yada iki kişinin, eğer küçük bir grubun söylediği oluyorsa, o zaman biz bu ülkede hukukun üstünlüğünden de, Cumhuriyetten de demokrasiden de bahsedemeyiz. Hangi siyasi parti iktidarda olursa olsun, sivil toplum örgütleri siyasi partilere yaklaştıkça güçleri zayıflar, ancak bunun aksi bir örneği Bahçeşehir’de gerçekleşiyor. Bahçeşehir’de iktidar kim olursa olsun halkın çıkarları için mücadele eden sivil toplum kuruluşları var, bu bizim açımızdan bir şans, kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum.
Özgür Karabat Başakşehir CHP İlçe Başkanı
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
26
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Küçükçekmece ADD Temsilciliği BADER’i ziyaret etti Küçükçekmece ATAKENT bölgesinde Atatürkçü Düşünce Derneği Şubesi kuruluşu için ilk adım atıldı. Temsilcilikle yola çıkan Yönetim Kurulu Üyeleri Elif Yıldırım ve Erkut Güney çalışmaları hakkında bilgi paylaşımı yapmak ve ortaklaşa projeler geliştirmek konusunda derneğimizi ziyaret ettiler. Gerçekleşen tanışma toplantısında Bahçeşehir ÇYDD Başkanı Mimar Deniz Bayraktar, BADER Yön.Kur.Bşk Uğur Barış Karabulut, Genel Koordinatör TC İsmail Acar ve eşi ev sahipliği yaparken, dernekçilik ve sosyal çalışmalarda uzun yıllar görev alan İsmail Acar ve Deniz Bayraktar tecrübelerini genç yol arkadaşlarıyla paylaştılar. 10 Nisan Pazar sabahı Küçükçekmece Göl Başı Davet Restorant’ta düzenledikleri tanıtım ve dayanışma gününe de katılan derneğimiz, ADD Küçükçekmece Temsilciliği’ni çıktıkları yolda sonuna kadar desteklediklerini de gösterdiler.
BADER Yeni CHP İstanbul İl Yönetimini Ziyaret Etti Bahçeşehirliler Derneği Başkan Yardımcısı Ayfer Dikbaş ve Genel Koordinatör İsmail Acar Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığını ziyaret etti.
Ziyarette Bilişimden Sorumlu İl Bşk.Yrd. Serdar Bayraktar, Halkla İlişkiler Sorumlusu İl Bşk.Yrd. Yağmur Geygel ve Çevre ve Doğa Hakları Komisyonu Başkanı Şeyma Dumrul’a yeni görevlerinde başarılar dilenirken, Bahçeşehir’de çevre ve yapılaşma konusunda dernek yetkililerince dünden bugüne bilgi verildi. Özelikle çevreye dair duyarlılıkta derneğimiz çalışmalarına katkı ve destek sözü veren İl Yöneticileri, BADER’in Bahçeşehir’de yıllardır toplum adına sürdürdüğü ve gerçekleştirdiği çalışmaları da yakından takip ettiklerini ilettiler.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
BADER Avcılar Belediye Başkanlığını ziyaret etti
Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Başkanı Uğur Barış Karabulut ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli’yi makamında ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
27
Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Çocuk Korosu çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.
BADER Eğitim Koordinatörü Şengül Alpaslan’ın girişimi Şef Filiz Bağcı yönetiminde BADER Çocuk Korosu bu yıl başlattığı faaliyetlerini Mayıs ayında anneler gününe özel bir etkinlikle taçlandıracak. BADER Genel Koordinatörü İsmail Acar, hazırlanan etkinlik programında koro çalışmalarının yanı sıra sürpriz bir programın oluşturulacağını söylerken, resim sergisi ve dans gösterileriyle de etkinliğin zenginleştirileceği bilgisini verdi. Acar; “ Çocuk Koromuza destek veren sevgili hocamız Sayın Filiz Bağcı’ya, Klarnet-yanfülütte Cahit İnce’ye, Misafir sazımız Kanun Ozan Şatıroğlu’na, Ud’ta Yaşar Aksu’ya ve Ritm’de Rahman Oktay’a teşekkürler ediyorum.” dedi.
“Harmandalı” ve “Sirtaki” kayıtları devam ediyor.
Acı kaybımız Derneğimiz yönetim kurulu üyesi arkadaşımız Fatma Koç’un babası Ahmet Bağdatlı ay içerisinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhum amcamıza Allah’tan rahmet, acılı ailesine başsağlığı dileriz. Bader Ailesi
Başsağlığı BADER Eğitim Koordinatörlüğü bünyesinde düzenlenen “HARMANDALI” ve “SİRTAKİ” eğitimi 17.04.2016 tarihinde başladı. Bay/Bayan herkese açık etkinlik için kısıtlı sayıda başvuru hakkında bilgi alınız. (05308817385 )
Merhum sevgili büyüğümüz Ömer Yargıç ağabeyimizin, Bahçeşehir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kanatsız meleklerinden ve Bahçeşehirliler Derneği gönüllü eğitmenlerinden kıymetli kardeşimiz Cevahir Yargıç Yavuz’un kız kardeşi Müslimet Yargıç hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumeye Allah’tan rahmet ve kederli ailesine sabırlar diliyoruz.Ruhu şad olsun... Bader Ailesi
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
28 Benim çok kullandığım ve kalpten inandığım bir söz öbeği var…
“Ana kalbinin gözü vardır, görür” HİLAL ERBAKAN
Mimar
Bazı insanların da kalbinin üzerinde gözü vardır. O gözle bakarlar dünyaya, o gözle görürler her bir şeyi… Kalp, ezelden beri sevginin en kuvvetli sembolü ve duygularımızın merkezi olarak kabul edilirdi. Ama sonra tıp ve modern bilim ortaya çıktı ve bize, kalbin sadece vücudumuzda kanın dolaşımını sağlayan bir pompa olduğunu inandırmaya çalıştı. Biz “normal insanlar” ise, elimizde hali hazırda bunun aksini kanıtlayacak herhangi bir delilimiz olmamasına rağmen, kalbimizin duygularımızın merkezi olduğu inancımızı asla kaybetmedik. 1993 yılında duyguların insan vücudu üzerindeki hakimiyeti hakkında bir araştırma yapılmak istenmiş ve bunun için duygularımızın oluşumundan sorumlu olduğu düşünülen bölgeye, yani kalbimize odaklanılmış. Oldukça çabuk, daha araştırmaların başında herkesi hayrete düşüren bir şey tespit edildi ve bu buluşun neden daha önce yapılmadığının şaşkınlığı yaşandı. Bu nefes kesici buluş; kalbin muazzam büyük bir enerji alanıyla çevrili oluşuydu. Burada bahsedilen alanının çapı yaklaşık iki buçuk metredir.
Bir düşünün, kalbimiz beynimizin oluşturduğundan çok daha büyük bir enerji alanı oluşturuyor.
diğer önemli bir kaynaktan, kanaatlerimizden; yani derin bir inançla bağlandığımız ve hayatımıza doğrultusunda yön verdiğimiz düşüncelerimizden aldığını buldular. Bütün duygu ve düşüncelerimiz kalbimizin enerjisinde bilgi olarak bulunmakta ve vücudumuzdan yayılan en kuvvetli sinyal olarak sadece beynimize ve organlarımıza değil, aynı zamanda dünyanın derinliklerine doğru taşınmaktadır. Bu ezeli gerçeğin yansımalarını “kendini derin bir inançla savunmak” “bir şeyi kalpten istemek” ve tabii “kalbinin sesini dinlemek” gibi bazı deyimlerimizde görmek mümkün. Kalbimiz, inanç ve duygularımızı elektromanyetik titreşimlere ve dalgalara dönüştüren bir tür aracı olarak hizmet ediyor. Ve bu elektromanyetik dalgalar vücudumuzla sınırlı kalmayarak, bütün çevremize uzanarak, bizi kuşatan her şeyle iletişim halinde oluyor. Kalbimiz, bütün inançlarımızı, geleceğe yönelik düşlerimizi ve duygularımızı başka bir dile, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline çevirerek ve bunları evrene gönderiyor.
Bilim şimdiye kadar beynin, sahip olduğu elektromanyetik nabızlarla en büyük yayın alanına sahip olduğunu varsayıyordu. Ama şimdi bundan çok daha büyük bir enerji alanı bulundu, insan vücudundan dışarı uzanacak kadar kuvvetli bir enerji.
İnançlarımız kalbimizin yaydığı elektromanyetik dalgalar sayesinde fiziksel dünyayla etki alışverişinde bulunuyor. Yayılan bu enerjinin ne denli büyük olduğunu HeartMath Enstitüsü’nün yaptığı araştırmalar gözler önüne serdi.
Peki kalbimizin etrafındaki bu enerji alanının nasıl bir görevi var?
“Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) altmış kez daha kuvvetlidir.
Kalbimiz tarafından oluşturulan elektromanyetik alan vücudumuzdaki organlarla iletişim halinde. Hatta beyin ve kalbin arasında bir bağlantının bulunduğu ve bu bağlantıyla kalbin beyne hangi hormonları, endorfini ya da diğer kimyasalları salgılaması gerektiğini bildirdiği kanıtlandı. Beynimiz bağımsız hareket etmiyor, aktiviteleri için gerekli sinyalleri kalbimizden alıyor. Hepsi bu kadar da değil! Bilim adamları araştırmalarında kalbimizden yayılan bu elektromanyetik alanın sadece duygularımız tarafından oluşturulmadığını ve gücünü
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden beş bin kez daha kuvvetlidir.” Yani kalbimizle, beynimizle yaydığımızdan çok daha fazla enerji yayıyoruz. Bunu bilmek, bizim için çok önemli. Çünkü bu sayede, bazı dileklerimiz hemen gerçekleşirken, bazılarının gösterdiğimiz tüm çabalara rağmen neden bir türlü tezahür etmediğini anlıyoruz. Kalbin enerji alanı beynin enerji alanından daha fazla olmasından dolayı, kalpten beyne gönderilen bilgi/data yüklü sinyaller yüksek sezgi
– farkındalık, huzur – mutluluk, vb. duyguların beyinde oluşmasını sağlamaktadırlar. İsteğimizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan olumlama (imgeleme) yaparsak ya da bir şeylerin hayalini kurarsak, sadece beynimiz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularımızın gerçek merkezi olan kalbimiz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt ve korku olan asıl inancımızı dünyaya yayar. Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatımızda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şey gerçekleşecektir.
İnsanın bütünselliğe “bilinç sıçraması” yapabilmesi için “kalp” ile beyindeki “epifiz” bölgesinin bağlantısının açık olması gerekir. Bu kanal kapalı olduğu taktirde insan bütünselliği algılayamaz. Bu olay Kuran’da (Bakara suresi/7) “Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerinin üzerinde de gerçekleri görmeye engel bir perde vardır; böylelikle gerçeği görmezler”şeklinde ifade edilmiştir. Kalp-beyin arası dengeli ve uyumlu veri iletişimi, farkındalığı arttırıp, teslimiyeti oluşturup, stresi ortadan kaldırarak insanda, yaratıcılık, huzur diye adlandırdığımız durumlar oluşturmaktadır. Hz. Muhammed (Hadis Buharî, İman/39) “Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o iyi/doğru/düzgün olursa bütün vücut iyi/doğru/düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.” diyerek kalp’in önemini asırlar önce ifade etmiştir. İnançlarımızı duygularımızla desteklediğimiz zaman yaydığımız enerji çok daha büyük olur. Ama üzgün, depresif ya da bitkinsek, istediğimiz şeyi dileyebiliriz, bu durumda kalbimizden yaydığımız hüzünlü duygular, mantığımızdan gelen isteklerden her zaman daha güçlü olacaktır. Peygamberimiz, günümüzün ve geçmişin dünyaca ünlü alimleri ve bilgeleri ısrarla “Kalp gözüyle görmeyi” öğrenmemizi söylerler.
Kalbimizle Dünyayı Değiştirebiliriz. ☺
29
SOHO GALLERY Bahçeşehir’de, müşterilerine lüksü ekonomik olarak sunan ayrıcalıklı bir restoran SOHO GALLERY Prestige Mall’de...
Doğa Parkı Cad. Prestige Mall AVM / Bahçeşehir / İstanbul
T: (0212) 669 32 00
/sohogallerybahcesehir Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
30
Banka ve Kredi Kartı Aidatının İadesi AV. Fuat Ekİn
Avukat / fuat@ekin.av.tr
Bankalarca kullandırılan Tüketici Kredisi dosya masraflarının haksız olarak alındığı ve iadesi yönündeki Tüketici Hakem Heyetleri ve yargı kararlarının gündeme gelmesi ile bu defa kredi kartları ve banka kartlarının yıllık aidat bedellerinin haksız olarak tahsil edildiği ve iadesine ilişkin yasal başvurular gündeme gelmiştir.
B
u hususta 2012 – 2013 yıllarına kadar mahkemelerce ve Yargıtay tarafından farklı kararlar verilmiştir. Ancak 29 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 4. Maddesine dayanılarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından çıkarılan 03.10.2014 Tarihli Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile konu netlik kazanmıştır.
Buna göre, kart çıkaran kuruluşlar yıllık üyelik ücreti ve benzeri ad altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı türü sunmak zorundadır. Ancak aidatsız kredi kartı dışındaki kredi kartları özelliklerine göre yıllık olarak belirlenen tutar kadar ücretlendirilebilir. Asıl karta bağlı olarak sunulan her bir ek kredi kartının yıllık üyelik ücreti, asıl kartın yıllık üyelik ücretinin yüzde ellisini geçemez. Kredi kartı yıllık üyelik ücreti, ancak tüketiciyi borçlandırıcı nitelikteki ilk kullanımı takiben ve yıllık olarak tahakkuk ettirilebilir. Yine kesintisiz olarak, en az Yüz Seksen gün süreyle hareket görmeyen kredi kartları hareketsiz kart kabul edilir ve bu kartlara hareketsiz kaldığı müddetçe yıllık üyelik ücreti yansıtılamaz. Kuruluşlar, finansal tüketiciye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla veya kaydı tutulan telefon ile önceden bilgi vermek suretiyle bu nitelikteki kredi kartlarını kapatma hakkına sahiptir.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Hareketsiz kartlarda tahsil edilemeyen kredi kartı yıllık üyelik ücretleri, tahakkuk tarihinden itibaren en fazla son On İki aylık dönem için sonradan tahsil edilmek üzere bekletilebilir. Bu dönem zarfında yıllık üyelik ücretlerinin tahsili için icra takibi yapılamaz. Bu ücretler için faiz veya kâr payı işletilemez ve Kredi Kayıt Bürosu ile Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi bildirimleri yapılmaz. Anılan On İki aylık dönem sonunda kredi kartı yıllık üyelik ücretlerinin tahsil edilememesi hâlinde ise bu ücretler iptal edilir. Finansal tüketici kredi kartı yıllık ücretinin tahsili amacıyla kredilendirilemez. Bunun dışında Banka kartları ile sanal kredi kartlarından yıllık üyelik ücreti alınamaz. Özetle ücretsiz kredi kartı türü, banka kartları ( Atm kartı ) ile sanal kredi kartları dışında kredi kartlarına yıllık üyelik aidatı işletilebilmekte ve yukarıdaki esaslar çerçevesinde bankalarca tahsil edilebilmektedir. Ne var ki buna rağmen bazı Tüketici Hakem Heyetleri aksi yönde yanlış kararlar vermekte olup, bankalarca bu kararların iptali için açılan davalar nedeni ile tüketiciler misli ile mahkeme masrafı ve karşı vekâlet ücreti ödemek durumunda kalmakta ve hak arama yolunda misli ile zarar etmektedirler.
31
BAHÇEŞEHİR MOBİLYACILAR ÇARŞISI'NDA
2. BAHAR
DEĞİŞTİRME KAMPANYASI Eski yataklarınızı evinizden alıyor, yeni YATAŞ'ınızı teslim ediyoruz.
Athletic Yatak
Wedding Premium Yatak
Winter Nevresim Takımı
Özel ev tekstil ürünlerinde %60'a varan İNDİRİMLER... Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H-1 Blok No:3 Bahçeşehir-İstanbul T: 0212 605 06 15 • www.bahcesehiryatas.com
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
32
/Travelogueress
/ travelogueress
/ Travelogueress
ı s a r e c a M a rik e m A y e n ü Bir G
2. Bölüm ü z ü Y ek ç er G n u n Rio’
n a kumda ’d a n a b a opac
kale
C
R
io’da güne yine bulutlarla kaplı bir gökyüzü ve yağmurla başladık.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
erik
Gökdelenler Rio’da minik bir Manhattan veya Canary Wharf oluşturmuşlar. Bu bölgede çok modern Sao Sebastian katedralini gezdik. Mimarisi çok ilginç bir binaydı. Mayaların ya da Amazon kabilelerinin çadırları ve piramitleri tarzında tasarlanmış. Şehir merkezindeki opera binası, Paris’teki Opera Garnier’den esinlenerek tasarlanmış. Sanat eserleri müzesi de Avrupa binalarından esinlenmiş.
Copacabana aslında Bolivya’da bir Maya köyünün adıymış ve Maya lisanında “ışıkların ufku” anlamına geliyormuş. Bugün biraz daha “gerçek” ve insanların günlük hayatlarını sürdürdüğü sokaklardan geçtik. Fakirliği görmek daha mümkündü. Bir köprü altında, bir battaniye altında uyuyan anne ve çocukları gördük. İki katlı koloniyal, Portekiz mimarisi esintili eski binalar, betonarme modern binaların arasında sıkışmış, dökülüyor, fakirler de buralarda yaşıyor (favelalar dışındaki şanslılar). Bu binalar aslında eski Dakka’ya inanılmaz benziyor. Eşimle tekrar, Bangladeş’te nüfus %30 daha az olsaydı, ne kadar farklı olurdu, aslında aynen Brezilya gibi olurdu diye düşündük. Ofislerin bulunduğu şehir merkezine indik.
Telef
Rio’da yerleşimlerin oluşum şekilleri çok ilginç. Kayalıklar, körfez, göl ve okyanusun yarattığı girintili çıkıntılı alanlardan dolayı, birçok mahalle bir diğerinden tamamen bağımsız ve kopuk. İşe gidebilmek için birçok kişi deniz yolunu kullanıyormuş.
Eski evle r
Sonraki durağımız Şeker Dağı oldu. Buraya teleferikle çıktık ve şehrin muhteşem manzarasını başka bir açıdan görmüş
33
tien Sao Sebaessi Kilis olduk. Ve tabii arada bir kendini bulutların ve sisin arasından gösteren İsa heykelini. Sanki bulutların üstünde uçuyormuş izlenimini veriyordu. Dağın en zirvesindeyken, bizden alçak seviyede uçan şahinleri ve arada bir yanımıza gelen kertenkeleleri izlemek de hoştu. Rio beklentilerimi tamamen aştı. Daha önce yazdığım gibi mimarisi ile değil ama doğası ve yerleşim/gelişim şekliyle Güney Amerika’da uğranması mutlak bir durak. Brasilia şehrinin meşhur mimari Oscar Niemo’nun ofisi de Rio’da, Copacabana’daymış.
nasi Opera Bi
Kopuk
maha
lleler
Kendisi şu an 103 yaşındaymış ve 2 yıl önce 77 yaşındaki sekreteriyle evlenmiş. Her gün işe gidiyormuş, zihnini çalıştırmak için. Öğlen hafif atıştırmayı tercih ettik (dünkü öğle yemeği tecrübesinden sonra…). Ben guavara meyve suyu içtim. Buzlu çayı andırıyordu ve inanılmaz lezzetliydi. Guava ailesinden gelen bir meyve sanırım. Yuvarlak ekmek parçaları içinde eritilmiş peynir yedim. Eşim de tavuklu böreğe benzer empanada yedi. Hiç sebze olmadığını fark ettim menülerde ama bol bol tropik meyve ve börek/ çörek dolu. Neden hiç sebze görmediğimi henüz anlayabilmiş değilim.
Kum v cikara e okyanusu n n Brez iyali c tadini ocukla r
kel
r Sehi
hey deki
n
ustu
Siz de seyahat anılarınızı paylaşmak ve özellikle yazılarınızda gezilerinizde gözlemlediğiniz çocuk, hayvan, kadın, yaşlı hakları, çevre ve yaşam sorunlarını dile getirmekle ilgileniyorsanız, uluslararası alanda uyguladığımız GET HEARD (Sesini Duyur) Projesi’ne katılmanızı öneririz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilir ya da contact@travelogueress.com ‘a yazabilirsiniz. Gezi yazılarımın tümü yeni web sayfam www.travelogueress.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Arayıpta bulamadığınız büyük ve küçük numaralar fitbas.com’da...
149,90 TL
149,90 TL
149,90 TL
149,90 TL
169,90 TL
149,90 TL
169,90 TL
ERKEK 37-39 ve 46-50 ARASI Fitbas.com (FBS E-Ticaret Bilişim Hizmetleri Ltd.Şti.) Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
69,90 TL
69,90 TL
69,90 TL
69,90 TL
69,90 TL
69,90 TL
BAYAN 33-35 ve 41 -44 ARASI Ömer Avni Mah. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sokak No:21/A Gümüşsuyu - Beyoğlu İstanbul
Tel: 0212 671 89 36
Hoşdere-Bahçeşehir Yolu Cad.Park City Evleri D-Blok No:12 Esenkent / İstanbul
Tel: 0212 549 49 90
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
36
Bahçeşehir’in yeni Beslenme Danışma Merkezi
MERVEDİYET Bahçeşehir’de yeni hizmete açılan Mervediyet Beslenme Danışma Merkezi kurucusu Diyetisyen Merve Kalelioğlu Çiftci’yi, daha yakından tanımak ve çalışmaları hakkında bilgi almak üzere sorularımızı sizler için yönelttik.
Diyetisyen Merve Kalelioğlu Çiftci Kimdir? 2012 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. Üniversite eğitimim süresince, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Çocuk Hastanesi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi(GATA), Atatürk Araştırma Hastanesi, İbn-i Sina Hastanesi, T.C Cumhurbaşkanlığı, çeşitli aile sağlığı merkezleri, eğitim kurumları, dernekler ve kuruluşlarda diyetisyen olarak çalışmalarda aktif rol aldım. Bu güne dek tamamlanan ve devam eden çalışmalarınız nelerdir? Glisemik indeks, insülin direnci ve diyabet ile beslenme ilişkisi, fiziksel aktivite ve beslenme, Biskisel steroller-stanoller ve kardiviovaskuler hastalıklarla ilişkisi, Diyabet ve Beslenme ilişkisi, Karbonhidrat sayımı, Polistik över sendromu, insülin direnci ve beslenme ilişkisi, okul başarısı ve beslenme ilişkisi, Diyet yaşam tarzıdır konulu kitap çalışması diyebiliriz. Çalışma hayatınız hakkında bilgi verir misiniz? 2012-2014 yılları arasında Medical Park International Hospital grubunda poliklinik ve klinik diyetisyen olarak alıştım. 2014 yılında Kalelioğlu Beslenme Danışmanlığı merkezi kurucu diyetisyeniyim. 2016 yılı itibariyle de Merve Diyet Beslenme Danışmanlığı Merkezi Kurucu Diyetisyeni olarak hizmet vermekteyim. Bahçeşehir Mervediyet Beslenme Danışma Merkezinde Uyguladığınız Hizmetler Nelerdir ? Merkezimizde bireysel hizmet olarak, bebeklik, çocukluk, okul öncesi,okul çağı, adolesan, hamilelik, emzirme, menapoz dönemlerinde özel beslenme programı, diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom gibi hastalıklara yönelik beslenme,sporculara yönelik beslenme, genetik özelliklere göre beslenme, kilo alma-verme ve kilo kontrolü amaçlı beslenme programları ve daha birçok kişisel tercihi yansıtan kişiye özgü programlar uygulanmaktadır. Aynı zamanda kurumsal hizmetler de verilen merkezimizde, menü danışmanlığı, kalori hesaplama, online birebir diyet programı, detox programı, beslenme ve gıda üzerine çeşitli eğitimler ve seminerler verilmekte. Bu hizmetlerimizin yanı sıra, kişiye özel yeni tarifler hazırlayarak merve’s kitchen bölümünde hazırlanan,diyete yönelik pratikler de yapılmaktadır.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
37
Kullandığınız Testler ve Cihazlardan Bahsedebilir misiniz? TANITA MC 780 VÜCUT KOMPOZİSYON ANALİZ CİHAZI ile vücut yağ –kas –ödem değeriniz, vücut yaşınız, bölgesel zayıflama durumlarınız, beden yoğunluğu gibi daha birçok bireysel özelliği yansıtan bilgileri alabildiğimiz bilimsel çalışmalarda kullanılan cihazımız ile çalışmaktayız.
FITMATE BAZAL METABOLİZMA HIZI TESTİ ile kişinin gerçek ve bilimsel olarak tek ölçüm yolu olan vücut metabolizma hızını tespit edebiliyoruz.
Yaptığınız Uygulama Yönteminiz Hakkında Bilgi verebilir misiniz? Kişiye özel olarak hazırlanan beslenme programlarınız da, • Kişisel Özellikler • Günlük yaşam tarzınız • İş temponuz • Birlikte yaşadığınız kişiler • Özel istekleriniz • Sağlık durumunuz • Hedefleriniz • Fazlalıklarınız- Eksikleriniz • Labaratuvar ortamlarinda yapılan kan test sonuçlarınız dahilinde, özel ölçüm cihazlarımızdan aldığımız sonuçlarla hazırladığımız programımız düzenli periyotlarda görüşmeler ile takibe alınır.
BESİN INTOLERANS TESTİ ile sizin için doğru ve yanlış; besin ayrımı testi & özel tarifler ile beslenme programınızı parmak iziniz haline çevirebilmek için kullandığımız bilimsel veri olarak kullanılabilinen testimizi uyguluyoruz.
Bahçeşehir 2.kısım mah. Şelale Cad. Terrace Garden Resıdence Kat.3 No: 39 Bahçeşehir/İst
İletişim: 0543 214 88 08 www.mervediyet.com
/mervediyet
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
40
YAŞAM
Denizİstanbul Yeni Etabı
Mercan Konakları’nda Satışlar Başladı
Keleşoğlu Holding, Denizİstanbul projesindeki az katlı apartman daire konsepti Mercan Konakları’nda yeni etap satışlarına başladı. Az katlı apartman daire konseptini konak hayatı ile buluşturan Mercan Konakları’nın yeni etabı, 1+1’den 4+1’e değişen daire seçenekleri ile yeni evlileri ve çocuklu aileleri Denizİstanbul’a bekliyor. Keleşoğlu Holding imzasını taşıyan İstanbul’un en büyük sahil kasabası Denizİstanbul’un Mercan Konakları’nın yeni etabının inşası ile birlikte satışı da başladı. Keleşoğlu Holding’in Ataköy Konakları’nda tasarladığı az katlı apartman daire konsepti, Mercan Konakları’nda yeniden hayat buluyor. Az katlı ve katta 2 daireden oluşan bloklar, sakinlerine konak hayatının dostluğunu, neşesini ve samimiyetini vadediyor. Mercan Konakları 286 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışta Gençlere, ailelere ve emeklilere denizin, yeşilin huzurunu, komşuluğun yakınlığını sunan Mercan Konakları’nın yeni etabı, 1+1’den 4+1’e değişen dairelerden oluşuyor. 286 bin TL’den satışa çıkan 1+1 daireler 66 ve 75 metrekare büyüklüğünde tasarlandı. 2+1 dairelerde 90 ve 144 metrekare olmak üzere iki farklı seçenek
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
bulunuyor. Mercan Konakları’nın yeni etabında, yatırımcı talepleri doğrultusunda, 133 ve 193 metrekare büyüklüklüğünde 3+1 daireler ile 213 metrekareden başlayan 4+1 dairelere de yer veriliyor. İstanbul’un en büyük sahil kasabası Denizİstanbul’da hayat başlıyor 1 milyon 200 bin metrekare alana yayılan Denizİstanbul, konut alanları, spor ve yaşam kulübü, kültürel ve rekreasyon alanları, okul, hastane, otel ve AVM’si ile fark yaratıyor. Deniz kenarı kafe, restoran ve ticari üniteleri, hizmete açık West İstanbul Marina’sı, 1.5 kilometrelik sahili ve kumsalı ile Denizİstanbul, yeşil ve mavi bir kent hayatı sunuyor. Denizİstanbul’da kişiye özel ödeme seçenekleri sunuluyor Yatırımcılar, tamamı 2017 yılının son çeyreğinde teslim edilmesi planlanan Mercan Konakları’ndan peşinat sonrası ara
ödemeli plan ile ayda 2 bin 279 TL’den başlayan taksitlerle ev sahibi olabilecekler. Denizİstanbul, kişiye özel hazırladığı ödeme planları doğrultusunda, konut kredisi ile 10 yıla, kurum finans sistemi ile de 5 yıla yayılan farklı ödeme seçenekleri sunuyor.
advertorial
Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı; çocuklarının geleceğini düşünen annebabalara ve yeni ufuklara açılmak isteyen yetişkinlere dogru secimler yapmalarinda rehberlik eder. Her anne-babanın en büyük arzusu, çocuklarını yetkin, kendi ayaklarının üzerinde duran, hayata hazır insanlar olarak yetiştirmektir. Hızla değişen dünya düzeni içinde bunun bazi ‘olmazsa olmaz’ları vardır:
Bu yaz çocuğunuzu ELLA Yurtdışı Eğİtİm Danışmanlığı rehberlİğİnde İngİltere’de yaz kampına gönderİn!
•Akıllı seçimler •İyi bir eğitim •İyi bir İngilizce Genellikle 7. ve 8. aylarda yapılan İngilizce Yaz Kampları, dil öğrenirken aynı anda farklı sosyal, kültürel ve sportif aktivitelere katılmak isteyen sekiz ile on yedi yas arasındaki öğrencilere hitap etmektedir. Yaz kurslarının hedefi, kişilerin dil bilgilerini iyileştirirken, öbür yandan da başka kültür ve milletleri tanımasını sağlamaktır. Peki Çocuğumu İngiltere Yaz Kampında ne bekliyor? Yaz Kampı sırasında öğrenciler haftada yirmi saat İngilizce’nin yanı sıra, haftada en az 1 tam gün ve 1 yarım gün şehir dışı ve içine kültürel gezilere katılım göstermektedir. Ayrıca haftanın her günü, çoğunlukla öğleden sonra, bireyler için sportif ve sosyal etkinlikler hazırlanmaktadır.
ÖRNEK PROGRAM GÜNLER
*Her okulun program içeriğinin farklı olabileceği unutulmamalıdır. SABAH 09:00-12:30
ÖGLEN 14:00-17:30
AKŞAM 20:00-22:00
PAZAR
Ögrencilerin varışı
Yerleşme ve okul oryantasyonu
PAZARTESİ
9:00 – 11:00 Yerleştirme testi 11:00-12:00 Hoşgeldiniz konusması
Sahil yürüyüşü ve Oceanarium gezisi
SALI
Dersler
13:30-18:30 Yarım gün gezi
Hazine avı
ÇARŞAMBA
Dersler
Bournemouth Bahçeleri, Müze ve Alışveriş
Zumba
PERŞEMBE
07:30 – 20:00 Londra’ya tüm gün gezi
CUMA
Dersler
CUMARTESİ
Dersler
PAZAR
Tüm Gün Gezi
Tenis Top oyunları Futbol ve Basketbol İngiliz oyunları: Cricket, croquet and Netball
Seda KOÇDAĞ AKYÜZ Kimdir? 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliğinden mezun olduktan sonra yükseköğrenimini İngiltere’de tamamlamıştır. Daha sonra Yıldızlar Koleji, Avrupa Koleji ve MEF Okulları’nda öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulunmuştur. 2015 yılında İngiltere’ye yerleşmiş ve Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı şirketini kurmuştur. İngiltere’de eğitim almak isteyenlere ücretsiz danışmanlık hizmeti vermektedir.
Seda AKYÜZ Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Şirketinin Kurucusu 9 The Cheviots, Overbury Road BH14 9JL, Poole,Dorset +44 744 025 42 13 • +90 533 283 10 84 (whatsapp) info@ellaedu.com • www.ellaedu.com
veya
Yüzme
Hoşgeldiniz daveti Grup etkinligi `Who are you?`
BBQ ve film gecesi Black and White Disco
veya
Arts and Crafts
Mr. and Mrs. Wentworth
veya
Drama
Uluslararası Spor Musabakaları
Yaz Kampı başvuruları her yıl Nisan ve Mayıs aylarında yapılır. Siz de geç kalmadan bizimle iletişime geçip, yerinizi şimdiden ayırın.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Yelpaze Emlak & Gayrimenkul sayfaları ile ücretsiz konut alım satım ilanı verebilirsiniz... İlanlarınız Yelpaze Bahçeşehir Dergisi’nde, yelpazeistanbul.com web sitesinde ve Yelpaze Emlak & Gayrimenkul’ün sosyal medya hesaplarında..
Nasıl ilan verebilirim? Metin İlanlar (ÜCRETSİZ) 25 kelimeye kadar alım satıma konu olan mülkünüze dair bilgileri paylaşabilirsiniz.
Örnek 1: Sahibinden Funda Bloklar’da Satılık 3+1 135 m2, tadilatlı, 6.kat daire; 480.000 TL
Görüntülü İlan İlanlarınızı video sunumu eşliğinde 1-2 dk.’lık sunumlar halinde hazırlayabilir ve sosyal medya hesaplarımızda paylaşabiliriz.
Diğer İlanlar ve detaylı bilgi için
Örnek 2:
Emlak ve Gayrimenkullerinizin alım satımları için size özel sayfalar tasarlayabiliriz. Detaylı bilgi için (0212) 669 2339 numaralı telefondan lütfen bilgi alınız.
Emlak Ofisinden Manavgat’larda 2+1 Kiralık 95 m2, kullanışlı, Bahçe Katı Daire 1.350 TL
Ücretsiz duyurularınızı
1 Kutu İlan, 1 görsel (50,00 TL) İlave her kutu ve görsel için 40 TL alım ya da satımınızı güçlendirebilirsiniz. • Kimden: Sahibinden /Emlak Ofisinden • Konut Tipi : Kiralık Apartman Dairesi • Konut Şekli: Daire • Banyo Sayısı: 1 • Kat Sayısı: 4 • Bulunduğu Kat: 3 • Yakıt Tipi: Doğalgaz • Yapı Tipi: Betonarme • Yapının Durumu: İkinci El • Kullanım Durumu : Boş • Aidat: 30 TL • Cephe Seçenekleri: Doğu, Batı • Fiyat: 1.500 TL • Açıklama: Kullanışlı, merkeze yakın...
emlak@yelpazeistanbul.com adresine iletebilirsiniz. facebook/yelpazeemlak instagram/ yelpazeemlak www.yelpazeistanbul.com bahcesehir.web.TV
Hizmetlerimiz Emlak&Gayrimenkul Alım-Satım Mimari Projelendirme- Uygulama Kentsel Dönüşüm Projeleri Kurumsal Kiralama ve Satınalma Ticari Kurulum ve Marka Danışmanlığı Kurumsal Kimlik & Tanıtım Yelpaze Emlak & Gayrimenkul & İnşaat bir Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon, İnşaat, Tur.Mad. Ltd.Şti markasıdır.
Bahçeşehir 1.Kısım mh. Bülbül cd. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İstanbul T: (0 212) 669 23 39 • G: 0533 551 87 17•E: emlak@yelpazeistanbul.com
yelpazeemlak
yelpazeemlak
yelpazeemlak
43
Süleyman Demirel Cad. Çarşı Pazar AVM No:24 Tel : (0212) 605 11 32 Gsm: (0532) 345 33 63 Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
44
Kalp Damar Hastalıklarında Risk Faktörleri PROF.DR. OSMAN ERK
osmanerk@yelpazeistanbul.com
Kalp damar hastalıkları tüm dünya ölçeğinde en sık ölüm nedenidir ve bütün ölümlerin üçte birini oluşturur. Böylesine çok yaygın biçimde ölüm nedeni olan hastalığın risk faktörlerinin tanınması ve korunma halk sağlığı bakımından hayati öneme haizdir. Kalp damar hastalıklarının risk faktörleri değiştirilemez risk faktörleri, değiştirilebilir risk faktörleri olarak iki bölümde ele alınmaktadır.
D
eğiştirilemeyen (tedavi edilemeyen) risk faktörleri 1. Yaş: Yaşın ilerlemesi ile birlikte kalp damar hastalığı riski artar.
2. Cinsiyet: Kalp damar hastalıkları erkeklerde kadınlara göre daha erken yaşlarda ortaya çıkar. Menopozdan sonra kadınlarda da risk artar ve hemen hemen eşitlenir. 3. Aile öyküsü: Birinci derece akrabalarında (anne, baba, kardeş) kalp damar hastalığı olanlarda risk yüksektir. Değiştirilebilir (tedavi edilebilir) risk faktörleri 1. Sigara: Sigara içenlerde risk fazladır. Sigara içmek kalp damar hastalığı riskini iki kat arttırır. Erken yaşta sigara içmeye başlamak, uzun süre ve fazla sigara içmek riski belirginleştirir. 2. Hipertansiyon: Kan basıncının 120/80mmHg’den yüksek olması ve yüksek kan basıncı için antihipertansif ilaç kullanıyor olmak risk faktörüdür. Yüksek kan basıncı kalp üzerindeki stresi arttırır, kalp daha fazla kasılmak zorunda kalır, kalp duvarları kalınlaşır. 3. Şeker hastalığı: Şeker hastalığı koroner kalp hastalığı eş değeri olarak kabul edilmektedir. Şeker hastalarının yarısından fazlasında kalp damar hastalığı görülür.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
4. Yüksek LDL kolesterolü: Kötü kolesterol (LDL)’nin yüksek olması en önemli risk faktörlerinden biridir. 5. Düşük HDL kolesterolü: İyi kolesterol (HDL)’nin 60mg/dl’den yüksek olması kalp damar hastalığı için koruma sağlar. Düşük HDL değerleri ise risk oluşturur. 6. Fiziksel egzersiz azlığı: Egzersizin uzun süre ve sıklığı arttıkça yararı da artar.
Örneğin LDL yüksekliği ve HDL düşüklüğü hastaların yarısında yoktur. Bu yeni risk faktörleri şunlardır. 1. CRP ve hsCRP yüksekliği: Bu iki biyokimyasal tetkik vücutta bir şeylerin yanlış olduğunu gösteren hassas fakat özgül olmayan ölçümlerdir. İnfeksiyonlar başta olmak üzere pek çok nedenle yükselebilirler. Fakat her hangi bir nedenle bağlanamayan CRP ve hsCRP yükseklikleri kalp damar hastalığı riskini arttırmaktadır.
9. Stres: A tipi kişilik karakterlerine sahip kişilerde (tutkulu, sabırsız, aceleci, saldırgan, yarışmacı, iddialı) risk artmıştır.
2. Homosistein yüksekliği: Aminoasitlerden biri olan homosisteinin kanda yükselmesi, kanın pıhtılaşmasını arttırır, kan akımının yavaşlamasına ve kalp krizine yol açar. Vücutta homosistein folik asit, B6 ve B12 vitaminleri ile başka aminoasitler çevrilerek ortadan kaldırılır. Bu vitamin eksiklikleri kanda homosistein düzeyini arttır. Vitamin eksiklikleri dışında sigara içimi, tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi) ve böbrek yetersizliği de homosistein yüksekliğine yol açabilir.
Birkaç risk faktörünün birlikte var olması kalp damar hastalığı riskini belirgin olarak arttırır. Değiştirilemeyen risk faktörleri elde olmayan riskleri kapsarken; değiştirilebilir ve tedavi edilebilir risk faktörlerinin tanınması ve tedavi edilmesi ölümcül sonuçları olan bu hastalığı önleyebilecektir.
3. Fibrinojen: Fibrinojen pıhtılaşma faktörlerinden birisidir, vücutta yangı olan durumlarda kan seviyesi yükselir. Fibrinojen yüksekliği kanın pıhtılaşmasını arttırır ve kalp damar hastalarında riskli hastaların aranmasında tarama faktörü olarak kullanılır.
Kalp damar hastalarının bu iyi bilinen risk faktörleri olmayan kişilerde de oluşması, risk faktörlerine sahip kişilerde hastalığın her zaman ortaya çıkmaması yeni risk faktörlerinin araştırılmasına yol açmıştır.
4. Lipoprotein (a): LDL kolesterole benzer yapıda olan lipoprotein (a) risk faktörü olarak tanımlanmıştır.
7. Alkol: Aşırı alkol hipertansiyon ve kalp yetersizliğine neden olur. Düşük miktarda şarabın ise kalp damar hastalığı açısından koruyucu olduğu düşünülmektedir. 8. Obezite: Kalp damar hastalığı ve felç riskini arttırır.
45
www.yelpazeistanbul.com ile
İ
S
T
A
N
B
U
L
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
46
SAĞLIK
Çağımız ağrılarına şifa
REKLEKSOLOJI’DE...
Refleksoloji, bugün destekleyici ya da tamamlayıcı tedavi dediğimiz tedaviler arasında yer almaktadır. Refleksoloji sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmanın ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığını bununda nöronların yardımı ile ilgili organı uyardığını savunur. Bunun yanısıra psikolojide özellikle panik atak ve depresyon hastalığının tedavisinde destekleyici olarak uygulanmakta olup, başta Rusya ve Amerika’daki engelliler üzerinde özellikle otistik ve spastik engelli çocuklar ile felçli hastalar olmak üzere birçok engel grubunda ciddi gelişmelerin ortaya çıkması sebep olmuştur. Ayak ve el refleksolojisi belli noktaların manuel uyarılarak vücuttaki sinirlerin ve kan dolaşımının uyarılmasıdır. En yaygın uygulanan ise ayak refleksolojisidir. Stres belki de günümüz insanlarının karşılaştığı en temel sorundur. Bu sorunun sinir sistemimiz üzerindeki etkisi son yıllarda yapılan araştırmalarla kanıtlanmış olup günlük hayatta yaşadığımız birçok sorun buna dayalıdır. Stres kan dolaşımını yavaşlatır refleksoloji ise kan dolaşımını
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
hızlandırarak vücudun besin almasını ve toksin atımını hızlandırır. Refleksoloji yaptıranların bağışıklık sistemlerinin daha iyi çalıştığı özellikle kışın yaşanılan soğuk algınlığı ve grip tarzı hastalıklara daha dirençli oldukları araştırmalarla ve yaptığımız çalışmalarla sabittir. Düzenli refleksoloji yaptıran hastalarımızın bu tip deneyimlerini bize aktarmaları bizim için sürpriz değildir. Aslında bu arada bir başka yorumu da refleksolojiyi tanımlarken anlatmakta fayda var. Enerjinin bloke olduğunu temelde de hastalıkların bu sebeple çıktığını söyleyen yorumlarda tıpkı tıkalı bir kanalın açılıp normal seyrine kavuşan bir kanal gibi anlatan bir yorum.
rapiler yapılıyordu. Refleksoloji insanlığın ortak mirası olarak günümüzde en etkili destek tedavi olmuştur.
Refleksoloji Tarihi Antik çağda eski Yunan döneminde de Refleksolojiye çok benzeyen manuel te-
Kimler Refleksoloji Uygular Mutlaka sağlık altyapısı olan yetkin ve yeterliliği olan uzmanlar yapmalıdır.
Yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişi olan refleksolojinin ilk uygulama yeri geleneksel tıbbın doğuş ve uygulama yeri olan eski Çin ve Mısır’ dır. Tarihte İnka ve Çin medeniyeti migren, bel - boyun fıtığı, troid ve mide rahatsızlıkları olmak üzere bütün nörolojik hastalıklarda bu yöntemi uygulamışlardır. Bunun yanısıra refleksoloji terapisinin bireyi günlük stres ve anksiyateden uzaklaştırıp rahatlattığı bilinmektedir..
47
Refleksoloji Teknikleri Masaj tekniklerini öncelikle kendi el ve ayaklarınızda uygulamanız tavsiye edilir. Refleks bölgeleri masajı uygulaması için toplam beş basma tekniği vardır: Başparmak hareketi, parmak hareketi, ovma hareketi, sıvazlama hareketi ve sıkma hareketi. Bu hareketler hem ellere hem de ayaklara aynı şekilde tatbik edilir. Önemli olan bu tekniğin kime nasıl uygulanacağıdır. Kişinin fizikî yapısı, yaşı ve o andaki sağlık durumu göz önünde bulundurulur. Meselâ iri yapılı bir insana daha kuvvetli, zayıf, yaşlı ve çocuklara ise, normal şekilde basarak masaj yapılır. Tedavi, başparmak veya başka bir parmağın kenarıyla basınç uygulanarak saat yönünde döndürülmesinden oluşur. Bu basınç genellikle oldukça derindir, ama acı verici olmak zorunda değildir. İyi bir refleksolog kısa, acısız seansların tekrarlanmasını, bütün hastalığın bir tek acı verici seans tedavisine tercih eder. Her seans 10 dakikadan 30 dakikaya kadar sürer ve birkaç seansa ihtiyaç olabilir. Hatta sık sık şikâyetler bir tek seanstan sonra ortadan kalkar. Modern tıp tarafından iyi bilinir ki, iç organlar vücut yüzeyinde deri bölgeleriyle temsil edilirler ve bu deri bölgeleri, bu organlar ile aynı sinirleri paylaşırlar. Meselâ diyaframa tesir eden bir durum omuz başında acıya sebep olur, çünkü her ikisi de aynı siniri paylaşırlar. Bir organı temsil eden deri bölgesini uyararak, bu organ üzerinde fizyolojik bir tesir hasıl edilebilir ve hayvanlar üzerinde yapılan birçok deney bunun böyle olduğunu ispatlamıştır. Vücut organlarımız büyük çoğunlukla simetrik olduğundan her iki ayakta ve elde aynı bölgeler mevcuttur. Ancak kalbin solda oluşu, midenin eşit olmayan bir şekilde sol ve sağ taraflara kayması, körbağırsağın ve karaciğerin sağda oluşuna göre bunlara tekabül eden masaj bölgeleri de sağ ve sol ayaklarda farklı yerlerdedir.
Modern tıp tarafından iyi bilinir ki, iç organlar vücut yüzeyinde deri bölgeleriyle temsil edilirler ve bu deri bölgeleri, bu organlar ile aynı sinirleri paylaşırlar. Tıp” adını vermektedirler. Dolayısıyla normal tıbbî tedavi yapılırken, ilâve olarak yapılması tavsiye edilmektedir. Bununla beraber yan tesiri ve bir riski olmadığı için boş zamanlarımızda denemenin bir mahzuru yoktur. Madem ki, bu hususta bazı ip uçları vardır ve Allah hiçbir şeyi abes ve boş yaratmamıştır, niçin denemeyelim? Bir zamanlar akupunktur da aynı durumdaydı, fakat bugün artık modern tıp tarafından da kabul edilir
olmuştur. İleride bu bioenerji kanalları ve kanalların nasıl bloke olduğu da daha açık deneylerle ispatlanabilir. Bazı insanların bioenerjilerini yoğunlaştırarak ve kendini bütün benliği ile vererek sevdiği insana karşı yaptığı masajın çok daha tesirli olduğu tespit edilmiştir. Masaj yapılan kişinin buna inanması ise tesiri daha da artırmaktadır.
Dikkat! Eğer el ve ayağın yüzey kısmında damarlar çok belirgin kabarık duruyorlarsa, o vakit çok yavaş ve yumuşak basılarak, masaj yapılmalıdır. Yoksa aksi taktirde hematom vakasına (damar zedelenmesi sebebiyle oluşan iç kanama neticesindeki morarma) yol açılmış olur.
Şimdi muhatabınızın vücudunda ağrıyan ve hasta olduğunu söylediği organın ayaktaki ve eldeki karşılığını bulup buraya saat istikametinde masaj yapmaya başlayın. Ağrıyan taraf vücudun sol kısmındaysa sol ayağa ve ele, sağ taraftaysa o tarafın el ve ayağına masaj yapacaksınız. Denemenin bir zararı yok, şifa Allah’tan. Ancak yine de ciddi hastalıklara karşı dikkatli olmak ve doktora görülmeyi ihmal etmemek gerekir. Bu metodlar kesin olarak ispatlanıncaya kadar her şeyimizle tamamen bağlanmak ve hastanelerde devam eden tedavimizi kesmemiz doğru değildir. Zaten bir kısım hekimler bu tekniklere “Alternatif Tıp” yerine “Komplementer Tıp” yani “Tamamlayıcı
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
48
SAĞLIK
Kişiye özel kozmetik ürünler de mi geliyor?
Genetik bilimindeki gelişmeler, sağlık, beslenme ve spor gibi ihtiyaçların karşılanmasında kişiye özel yöntemlerin ortaya çıkmasında etkili oluyor. Genetik bilimciler, bireye özel bu uygulamaların kozmetik sektöründe de geliştirilmesi gerektiğini belirterek “Özellikle hücrelerimizin biyolojik yapısına uygun kozmetik ürünler, beklenenden daha etkili ve uzun soluklu yarar sağlayacaktır” diyor.
Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan, genetik biliminde yaşanan gelişmeler bağlamında “kişiye özel” kavramının hayatın her alanında yaygın hale geldiğini söyledi. Her bireyin genetik yapısının farklı olması dolayısıyla sağlık, beslenme ve spor gibi alanlarda kişiye göre tedavi alanlarının, beslenme ya da antrenman programlarının da değiştiğini kaydetti. Doç.Dr. Ulucan, şunları söyledi: “Genetik bilgiler her geçen gün günlük yaşantımızın içine giriyor ve sağlığımız ile ilgili bizlerin çok önemli yaklaşımlarda bulunmamızı sağlıyor. Bu bilgilerin bir kısmı da kullandığımız kozmetik ve yediğimiz besinlerle ilgili.
verdiğimiz bazı bileşikler oluşmaktadır. Hücrelerimiz bunların zararlı etkilerinden kurtulmak için çoğunlukla C vitamini kullanır.
Her bireyin genetik yapısı kendine özel. Bu genetik bilgiler bizlerin hastalıklara yatkınlıklarından beslenme şeklimizin belirlenmesine, yapımıza uygun egzersiz ve spor tiplerinin belirlenmesinden hangi ilaçlardan daha etkili sonuçlar alacağımıza kadar pek çok önemli noktayı belirliyor.
Eğer genetik olarak C vitamini metabolizmamızda bir sorun varsa belki C vitamini takviyeleri veya uygulanan kremlerin vitamin içeriklerinin o kişiye özel olması gerekecektir. Yani siz eğer C vitamini metabolizmanızda sorun varsa, üzerinde bu uyarının bulunduğu kremleri kullanacaksınız”
İşte bu farklılıklarımız kullandığımız kozmetik ürünlerin etkisi noktasında da ortaya çıkıyor. Kullanılan kozmetik ürünlerin her birinin içerikleri birbirinden farklı. Dolayısıyla hücrelerimizin de bu farklı moleküllere verecekleri cevaplar farklı olacaktır.
Hücrelerin biyolojik saatleri ve metabolizmaları önemli Doç. Dr. Korkut Ulucan, her hücrenin içinde gerçekleşen reaksiyonların bir kuralı, bir hızı ve bir düzeni olduğunu belirterek yavaşlayan bir metabolizmayı hızlandırmanın aslında yarardan çok zarar getirebileceğini söyledi. Ulucan, “İşte bu tip sağlık sorunlarına yol açan genetik varyasyonları taşıyan kişilere daha farklı uygulamalar, supplementler önerilebilir. Nasıl kafein metabolizmamıza veya atletik performansımıza genler yön veriyor, aynı şekilde hücrelerimizin biyolojik yapısına uygun kozmetik ürünler, beklenenden daha etkili ve uzun soluklu yarar sağlayacaktır” dedi. Dünyada kişiye özel kozmetiklerle ilgili yapılan araştırmalar ve geliştirilen ürünlerin şu an deneme ve yapım aşamasında olduğunu belirten Doç.Dr. Ulucan, “Bu tip çalışmalar,
Kişiye özel kozmetik çağı başlamalı Anti- aging amaçlı kullanılan ve hücrelerin kollajen sentezini artırdığı iddia edilen kremlerin zaten genetik olarak kollajen sentezinin yüksek olduğu kişilere etkisi beklenen düzeyde olmamaktadır. Veya kollajen sentezi genetik olarak daha düşük olan bireylerde krem çeşidi daha farklı olmalıdır. Kişilerin en etkili sonucu en kısa sürede almaları için kişiye özel krem ve kozmetik çağına geçilmesi gerekiyor. Hücrelerimizde oluşan bir çok reaksiyondan sonra hücrelerimizde “serbest radikal” adını
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
özellikle cilt kanseri gibi veya diğer cilt problemlerinin önlenmesinde kilit rol oynayacak en azından genetik yapıya uygun kozmetik kullanımı, cildi daha dinç ve canlı tutarak aktif ve sağlıklı olmasını sağlayacak. Yaşlanmayı önleyici kremlerin kişiye özel geliştirilmesi durumunda kişilerin yaşam kalitesi yükselecek. Anti- aging çalışmaları, ömür uzatmaktan ziyade kaliteli yaşamayı vaad ediyor. Cildi daha genç ve parlak duran, kırışıklıkları daha az olan kişilerin kendilerine olan güvenleri daha fazla olacak, kendilerini psikolojik yönden daha iyi hissedecekler” dedi. Günümüzde tüketicilerin kozmetik ürün alırken kulaktan dolma bilgilerle ya da tavsiyelerle tercihlerde bulunduklarını belirten Doç. Dr. Ulucan, genetik bilimindeki gelişmeler sayesinde kişinin ihtiyacı olan kremleri kullanacağını söyledi Doç. Dr. Ulucan, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu an için tüketiciler genetik yapıyı bilmiyor. Örneğin vitamin içeren malzemeler almayı tercih ediyor. Genetik analizler, bu tip uygulamalara daha bilimsel bir platform kazandıracak örneğin o birey artık vitamin içeren krem kullanmayacak çünkü genetik yapısı o kremi zaten vücudunun gayet iyi sentezlediğini söyleyecek. Veya hangi kimyasallardan ne kadar etkilendiğini bilecek genetik analizler sonucunda ve artık o kimyasalı içeren herhangi bir krem vs. kullanmayacak.”
49
MUTLU DÖLEK - RESSAM RESSAM 1976 İstanbul doğumlu olup Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi mezunudur. 1995 yılında başlayan tasarım heyecanını tekstil ve doğal taş gibi alanlarda uygulama yaparak gösterirken Atölye çalışmaları halen devam etmektedir. 6. Kişisel sergisinin diğer sergilerininde konusu olan KADIN I ‘GİDEMEMEK’ başlığı altında irdelemiş 2014 te Galeri HeavenlymadeAlaçatı ‘da izleyiciye sunmuştur.
ÜNİVERSİTELERİN GÜZEL SANATLAR BÖLÜMLERİNE GİRİŞ SINAVLARINDAKİ BAZI DERECELERİMİZ ! RESİM ATÖLYESİ PROGRAMI -Yağlı Boya -Akrilik -Pastel -Sulu Boya -Kara kalem desen dersleri -Form
-Hacim -Obje -Kompozisyon -İnsan Figürü -Baş ve Portre -Doğa -Mekan Perspektifi
HEYKEL ATÖLYESİ PROGRAMI -Objeden Modelleme -Canlı modelden modelleme -Farklı Malzeme Teknikleri -Modelaj
Sınıflar 10 kişiliktir TEVFİK ÇELEBİ - HEYKELTRAŞ Sanatçı Hacattepe Üniversitesi Heykel bölümü mezunudur. Birçok sinema filminde ve reklam filmlerinin sahne dekor çalışmalarında yer almış ve halen bu yöndeki çalışmaları devam etmektedir.
ÇOCUK GRUBU SERAMİK DERSLERİ BAŞLADI! 2014-2015 Yeditepe Üniversitesi -İç mimarlık bölümü birinciliği. 2014-2013 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi-İç mimarlık bölümü üçüncülüğü. 2013-2012 Marmara Üniversitesi-İç mimarlık bölümü ikinciliği. 2012-2011 Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi-Resim bölümü ikinciliği. 2011-2010 Marmara Üniversitesi Entas bölümü dördüncülüğü.
İÇ MİMARLIK DERSLERİ İnsanlara kendi mekanlarını dekore ederken bugüne kadar hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları detayları göz önüne alarak tanımadıkları stillerle ilgili onlara ipuçları verebilecek unsurları tanıtmak. Mekanların algısını değiştirebilmek için renklerin önemiyle ilgili bilgi vermek. Tonsûrton mekanlarla zıt renklerin kullanıldığı mekanlar arasındaki enerji , ışık , yükseklik gibi unsurları ilişkilendirmek. Mekanlarda kullanılan dokular ve farklı malzemelerin birbiriyle ilişkisi. Kullanılacak olan aksesuarların hangi stile ait olduğu konusunda bilgi vermek. Aynı zamanda hiç bilmedikleri stillerle tanıştırıp yaşamlAra yeni bir renk katmaK amaçlı hazırlanmış bir programdır. Derslerimiz İç mimar YÜKSEL ERDİNÇ tarafından gerçekleşecektir.
İÇ MİMARLIK PROGRAMI -Mekana uygun yerleşim. -Mekanın aldığı ışıkla orantılı olarak istediği renk tonları seçimi -Stiller -Aksesuarlar -Küçük tüyolar
YÜKSEL ERDİNÇ İÇ MİMAR Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İç mimarlık bölümü mezunudur. 1994 yılından itibaren çalışmalarını sürdüren YÜKSEL ERDİNÇ 2004 yılından itibaren ise Ulus Erdinç Mimarlık şirketinde Tasarım kimliğini ortaya koyan iç mekan çalışmalarına devam etmektedir.
Ahmet Taner Kışlalı Bulv. Funda 06 B:27 Blok Bahçeşehir/İstanbul Gsm: 0506 912 45 40 E-Mail: mutlu.dolek@gmail.com
w w w . m u t l u d o l e k . c o m Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
50
SAĞLIK
Parkinsona
Hareket Ederek Direnin 11 Nisan Parkinson Hastalığı Günü. Beynin bir bölgesini etkileyen ve kronik bir hastalık olan parkinson genellikle 65 yaş üzerinde görülüyor. Bu hastalıkta beyinde dopamin isimli bir molekülü üreten nöronların kaybı izleniyor. Belirtileri arasında hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik ve gerginlik, kolların yürürken görülen serbest hareketlerinde azalma ve titreme olan hastalıkta yaş ilerledikçe görülme sıklığı da artıyor. Parkinson hastalığı tedavisinde ana prensibin hastanın toplum içinde kendini iyi hissetmesi ve günlük yaşam aktivitelerini yardıma ihtiyaç duymadan ve zorlanmadan gerçekleştirebilmesi olduğunu söyleyen Liv Hospital Ankara Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülküf Önal “Hasta ilaç tedavisinin yanı sıra egzersiz programlarını da aksatmamalıdır. Ezgersiz programlarıyla hastalık sürecinde sık görülen mesane bağırsak problemleri önlenebilir” diyor. Egzersizle depresyonun önüne geçilebiliyor Egzersizin faydaları saymakla bitmiyor. Hastalığın seyrinde sıklıkla görülen mesane bağırsak problemleri yani kabızlık egzersiz ile giderilebilir. Yine egzersizle vücudun doğal olarak sahip olduğu endorfin dediğimiz hormon düzeyleri artırılarak, hastalıkta gördüğümüz depresyon, iç sıkıntısı, hayattan kopma gibi hal ve durumlar da düzeltilebilir. Hastalarda kuvvet kaybı kaçınılmaz olduğu için bu hastalara mutlaka kuvvetlendirme egzersizleri verilmelidir. Yaşlandıkça görülme sıklığı artar Parkinson hastalarının büyük çoğunluğunda sıklıkla ilk belirti bir el parmağında veya elde titremedir. Daha seyrek olarak ayak titremesiyle başlayabilir. Kimi hastada ise yazı yazarken harflerde küçülme ilk belirtiyi oluşturur. Parkinson beynin bir bölgesini etkileyen kronik bir hastalıktır. Parkinson hastalığı genellikle 65 yaş üzerinde görülür. Yaş arttıkça da görülme sıklığı artar. 60’lı yaşlarındaki her bin kişiden 5’inde görülürken, 80’li yaşlarındaki her bin kişiden 40’ında hastalık saptanabilir. Kadın ve erkekleri eşit oranda etkilemekle birlikte erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır. Nadiren 50 yaş altındakilerde de gözlenebilir. Parkinson genellikle genetik geçişli değildir, herkesi etkileyebilir. Ancak 50 yaşından önce bu hastalığın ortaya çıktığı kişilerin küçük bir kısmında genetik faktörler önemli olabilir.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Belirtileri nelerdir? Parkinson hastalığında hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik ve gerginlik, kolların yürürken görülen serbest hareketlerinde azalma ve titreme görülür. Bu yakınmalar zaman içinde yavaşça artar. Yakınmaların artışı birçok hastalıkta olduğu gibi kişiden kişiye değişir. Günlük yaşamını etkileyecek düzeyde kötüleşme uzun yıllar sürebilir. Hastalığın başlangıç döneminde vücudun bir yarısı daha belirgin olarak etkilenir. Belirtiler beyinde tutulan bölgeye göre farklılık gösterebilir • Yüzde ifadede azalma, göz kırpmada azalma görülür. • İnce hareketlerde bozulma, özellikle ayakkabı bağlamakta veya düğme iliklemekte güçlük olabilir. • Dengesizlik ve sık sık düşmeler olmaya başlar. • Konuşma yavaş ve tekdüze hale gelir. • Yutma güçlüğü zorlaşır ve ağız kenarından salya akmaya başlar. Ayrıca bazı hastalarda zaman ilerledikçe kabızlık, idrar kaçırma, hayal görme, aşırı terleme, cinsel sorunlar, koku alma bozukluğu, uyku bozukluğu, kilo kaybı, ağrı, depresif
ve kaygılı ruh hali gelişebilir. Zaman zaman bazı hastalarda davranış bozuklukları görülmeye başlar, aşırı kumar oynama isteği, aşırı yemek yeme gibi. Tedavisi nasıl yapılıyor? Parkinson hastalığının uzun süreli, yavaş ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle, tedavisinde hastanın ve ailesinin hekimle uzun yıllar işbirliği yapması gerekir. Beraber gösterilecek çaba hem hastanın kendisini rahatsız eden belirtilerin kontrolünü hem de hastanın daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşmasını sağlayacaktır. İlk dönemlerde kullanılacak ilaç hastanın klinik özelliklerine bağlı olarak tespit edilir. Hastalığın ilerlemesi durumunda birkaç ilaç tedavi amacı ile bir arada kullanılabilir. Ayrıca bu konuda deneyimli hemşireler, fizyoterapistler, uğraşı tedavisi uygulayıcıları, konuşma terapistleri, diyetisyenler ve psikologlar tedavi sürecine katkı sağlar. Tedaviye dirençli tremor veya kasılmalar varsa derin beyin uyarımı adı altında anılan pil ile periyodik uyarım sağlanarak veya cerrahi tedavi söz konusu olabilir.
51
RINIZI VİDEOLA İN GÖNDER
ul.com zeistanb a lp e y @ irtv bahceseh
M
LI PAYLAŞA
www.bahcesehir.web.tv
facebook/bahcesehirtv
twitter/bahcesehirtv
Yayın Stüdyosu Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 E-Mail: bahcesehirtv@yelpazeistanbul.com Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
52
Gören Körler Olduk! NALAN GÜVEN
www.nalanguven.com.tr
Yazılarımı takip edenler bilirler; kalemim hep sevdaya, aşka dairdir benim. Çünkü bana göre varoluş sebebimizdir aşk. Her yaptığımız işe, söylediğimiz söze, aldığımız yola, ettiğimiz sohbete katabilirsek sevdayı, hayat daha kolay yaşanır ve amacına ulaşır. Sevgi ile büyüttüğümüz çocuklarımız sağlıklı bireyler olarak toplumda yerlerini alır. Nesiller ancak sevgi ve ahlak çemberi içinde korunabilir. Aileden başlayan bu çember böylece sokaktaki insana kadar ulaşır. Bizler konu komşu değerini bilen, yardımsever, misafirperver milletiz. Yoksa millettik mi demem gerekiyor! Bu sabah yaşadığım bir olay bunu yeniden sorgulamama sebep oldu. Bindiğim taksi ile gideceğim yere yaklaştığımda aniden önümüze gençten bir adam fırladı, taksiyi durdurmaya çalıştı. Başından, alnından kanlar akıyordu. Taksiciye, “durun, beni indirin adamı hastaneye yetiştirin” diye ısrar etmeme rağmen şoför hızla yol aldı. Neden böyle davrandığını sorduğumda ise verdiği cevap kanlar içinde gördüğüm o adamdan daha çok içimi acıttı. “Başıma dert alırım. Kim bilir terörist midir, hırsız mıdır, ne olduğu belli değil. Bu zamanda kimseye güven olmaz!” Biz ne zaman birbirimizden korkar olduk? Ne zaman başına vasıflar takmadan karşımızdakinin önce insan olduğunu görmezden gelir olduk? Güven duygumuzu yitirdik. Kör olduk! Yıllar evvel okuduğum bir roman vardı adı; Körlük. Belki birçoğunuz biliyordur ama kısa bir hatırlatma yapayım; 1998 Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Jose Saramago’nun bu romanında körlük, bir salgın hastalık gibi tüm kente yayılır, öldürücü olmasa da tüm etik değerleri yok eder. Toplum, görmeyen gözlerle cinayetlere, tecavüzlere tanık olur. Yazar bir metafor olarak kullandığı
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
info@nalanguven.com.tr
/nalangvn
körlük olgusu ile oluşturduğu kurgusunda aslında liberal demokrasinin insanları sürüklediği sağlıksız ortamı muhteşem bir anlatım ile okurlarına yaşatmaktadır. Bana göre kitabın son cümleleri altı çizilecek ve başımıza tokmakla vurulurcasına işleyecek kadar önemlidir. “Sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük. Gören körler mi, gördüğü halde görmeyen körler.” Yoksa bizler de son zamanlarda toplum olarak körlük salgınına yakalanmaya mı başladık? Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, şehit haberleri birbiri ardına gelir-
/ yazarnalanguven
/ nalanguven7
ken yarınlara nasıl bir gelecek bırakmakta olduğumuzu göremeyecek kadar körleşmiş olamayız. Önceleri dehşet içinde dinlediğimiz, okuduğumuz bu haberler öylesine sıklaştı ki, ne acıdır ki artık ilk günlerdeki aynı tepkileri bile veremez olduk. Birileri bu salgını durdurmalı. O birileri biziz. Farkına varmalıyız ki körlük tüm ulusumuzu kaplamadan, alışmayacağız dediğimiz o acı tablolara alışmaya başlamadan, kardeş olduğumuzu, tek yürek olduğumuzu, bize bizden başka dost olmadığını hatırlamanın ve hatırlatmanın, kısacası gözlerimizi açmanın zamanı geldi.
53
Demir eksikliği saçı döküyor Aşırı saç dökülmesi, sağlıksız görünüm ve saçlarda seyrelme gibi sonuçları ile kadınları psikolojik olarak etkiliyor. Bakımlı ve sağlıklı bir dış görünüş için sağlıklı saçların önemli olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Figen Akın, “Kadınların yüzde 25’inde saç dökülmeleri demir eksikliğine bağlı olarak görülüyor. Özellikle adetleri uzun süren kadınlarda bu sorun artıyor” dedi.
6-18 yaş arası lisanslı sporcu ve adaylarını aramıza bekliyoruz.
Saç dökülmesi dönemsel olarak tüm kadınlarda görülse de bazı durumlarda etkisini arttırabiliyor. Kadınlarda psikolojik olarak strese sebep olan aşırı saç dökülmesi sorunu kronik hastalıklar, çevresel etkiler, genetik yatkınlık gibi nedenlerin yanı sıra demir eksikliği olan kadınlarda daha sık görülüyor. Kadınların yüzde 25’inde aşırı saç dökülmesinin demir eksikliğine bağlı görüldüğünü belirten Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın, “Özellikle adetleri uzun süren veya fazla adet gören kadınlarda bu durum daha sıktır. Demir eksikliği geliştiğinde saçlar dökülme evresine girer” dedi. Günde 100’den fazlaysa dikkat! Günde 100 saç telinden fazla dökülme olmasının sorun teşkil edeceğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın, yüksek ateş, bağışıklık sistemini etkileyen akut ve kronik hastalıklar, tiroid hastalıkları, çeşitli enfeksiyon hastalıkları, demir ve çinko eksikliği, H vitamini eksikliği, mevsim değişikliği ve beslenmede yetersiz protein alımı gibi durumların saç dökülmesine sebep olabildiğini belirtti. Dr. Akın, kaza veya büyük ameliyat geçirmek gibi fiziksel; ölüm, savaş gibi mental streslerin de dökülmeye sebep olabileceğini sözlerine ekledi. Doğum sonrası saç dökülmesi artıyor Tüm saç derisini kapsayan, aşırı dökülmelerde en önemli sebeplerden birinin hormonel değişiklikler olduğunu belirten Dr. Figen Akın, bu durumun en çok loğusalık döneminde karşılarına çıktığını söyledi. Dr. Figen Akın konu ile ilgili, “Genellikle doğumdan 2-4 ay sonra saçlarda dökülme başlar ve birkaç ay sonra kendi kendine sonlanır. Çok yıkamak iyi gelmiyor Saçlarda meydana gelen mekanik hasarların dış faktörlere bağlı olduğunu ve bu dış faktörlerden bir tanesinin de su olduğunu söyleyen Dr. Figen Akın, “Saçların haftada en fazla 2 veya 3 kez yıkanması gerekir. Saçlar ılık su ile yıkanmalı ve kullanılan şampuan miktarı fazla olmamalıdır.
Bize katılın, altyapı liglerinde birlikte mücadele edelim...
• Basketbol • Voleybol • Hentbol • Karete • Yüzme Eğitimlerimiz Bahçeşehir Koleji Spor Salonlarında gerçekleşmektedir.
Kayıt ve detaylı bilgi için:
0532 262 56 17 Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
54
GÜZELLİK
Kaşların senin hakkında ne anlatıyor? Bu günlerde kafamızı ne tarafa çevirsek, birileri (biz de dahil) kaşlar hakkında konuşuyor ya da yazıyor. Bu popüler güzellik konusunu şekillendirme ve son trendler üzerine değerlendirsek de, bu sıralar daha derinden incelemeye karar verdik.
Bize sorarsan kaşların senin hakkında çok fazla şey anlatıyor! Sana farklı kaşlar ve kişiliğimiz hakkında anlattıklarını daha da anlatmak istiyoruz. Tamamen eğlence amaçlı hazırladığımız rehberi izle, yorumlarını bizimle paylaş! Alınmamış kaşlar Tıpkı kaşların gibi sen de hayatın vahşi kısmından heyecan duyuyorsun. Çizginin içinde kalanlardan değilsin. Kaşlarını da kendin gibi bir düzene oturtmak ihtiyacı duymuyorsun. Zaten kalın kaşlar da bu kadar revaçtayken, neden kaşlarını alasın ki? Kendi kurallarınla yaşamayı seviyorsun ve başka türlüsüne asla ayak uyduramazsın. Yuvarlak kaşlar Yaratıcı kişiliğinin yanı sıra, bilgili bir iş kadınısın! Üstelik bilimsel çalışmalar gösteriyor ki kaşların güven duyulur bir kişiliğe sahip olduğunu işaret ediyor. Çevrende en çok sana güvendiklerine bahse gireriz! Kaşlarının şeklini vurgularken yardıma ihtiyaç duyarsan, Urban Decay Brow Box Kaş kiti tam da sana göre! Doğal kalın kaşlar Özgüven senin için problem unsuru değil,
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
ne de olsa doğuştan en cool görünen kaşlara sahipsin! Kaşların gibi, sen de ilgi çekici bir karaktersin. Doğal kalın kaşlara sahip olduğundan, onları kontrol altına almak istiyorsun (tıpkı hayatındaki diğer şeyler gibi)! Kaş maskaraları kaşların için en ideal ürünler. Yves Saint Laurent Couture Brow Kaş maskarası makyaj çantanın en aranan ürünü olacak!
Kavisli kaşlar Tam bir hayal perestsin ve çevrendeki en duygusal kişiliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hayatındaki detayları gizli tutmayı
seviyorsun ve inatçı bir kişiliğin var. Makyaj rutinin ve kaşların konusunda da inatçı olmanı öneriyoruz. Bu natürel kavislerinden vazgeçme! Kaşlarını doğru ve düzenli bir şekilde al ve kaş şeklini vurgulamak için kaş kalemini yanından ayırma. Bizim önerimiz artistik kaşlarını vurgulayacak L’Oréal Paris Brow Artist Shaper Kaş Kalemi. İnce kaşlar Seni kararsız! Seyrek kaşların bize karar almakta zorlandığını ve karar almadan önce birçok seçeneği gözden geçirdiğini gösteriyor. Seni, içindeki sese kulak vermek için cesaretlendirip, kaşların hakkında fikrimizi söylemek istiyoruz. İnce kaşların doğuştan ya da senin tercihin olabilir ama onları biraz doldurmaktan zarar gelmez, değil mi? Bunu kalın kaş trendi oldukça revaçta olduğu için söylemiyoruz ancak ince ve seyrek kaşların seni yaşlı gösteriyor olabilir. Bunu istemediğine de eminiz! Maybelline Master Shape Kaş Kalemi en yakın arkadaşın olmaya çoktan hazır.
55
Bahar görünümü: Mat makyaj VS ıslak bitişli makyaj
DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK Moda Haftaları geri kaldı ama bizim aklımız hala modellerin makyajlarında! Birçok moda, makyaj ve saç trendlerini gördüğümüz moda haftalarında dikkatimizi çeken iki büyük moda akımı oldu. Bunların başında mat ve pürüzsüz görünümlü ten makyajı, diğer ise ıslak bitişli aydınlık ten makyajı. Biz ikisini de çok sevdik ve benimsedik, bakalım senin favorin hangisi olacak? Klasik ve etkileyici cilt görümünü Porselen ten görünümlerinden hoşlanıyor musun? Kusursuz ve klasik ten makyajı için ihtiyacın olan şeylerin başında mat fondötenler geliyor. Özellikle yağlı cilde sahip olanların en büyük rüyası, parlama yapmayan ten görünümüdür. Sen de bu görünüm için mat yapıdaki fondötenleri tercih edebilirsin. Mat fondötenleri kullanmadan önce mutlaka nemlendirici uygulamalısın, yoksa cildin kuruyup hassaslaşabilir. Mat fondötenini, hacimli kirpikler ve nude dudaklar ile birleştirerek klasik ama etkileyici bir görünüm sağlayabilirsin. Gece davetlerinde ise mat ten ve kırmızı ruj ikilisini es geçmemelisin. İlkbahar ışıltısı İlkbahar ve yaz aylarının ışıltısını cildine yansıtmak isteyenler buraya! Parlak ve aydınlık ten makyajları için mutlaka ışıltılı fondötenleri kullanmalısın. 2016 yılının makyaj trendlerinin başında gelen ıslak bitişli ten makyajı, sokak stilinden kırmızı halıya kadar herkesin ilgi alanına girmeye başardı. Sen de ışıltılı fondötenini ilkbahar esintileri ile tamamlamalısın. Uçuk pembe göz farı, şeftali allık veya koyu pembe rujun ile canlı tenini biraraya getirdiğinde baharın en enerjik kızı sen olacaksın. Editörün önerisi: Fondötenini birkaç damla ışıltılı makyaj bazı ekleyerek daha aydınlık hale getirebilirsin. Bu karışımı ıslak makyaj süngeri ile uygulayarak teninde daha parlak görünmesini sağlayabilirsin. Biz her iki görünümü de çok sevdik. Klasik makyaj severleri mat fondötene, ıslak bitişli makyaj severleri de ışıltılı fondötenlere doğru alalım lütfen...
• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK
• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS
• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK
Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.
HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR
(0212) 876 63 22
(0535) 206 41 38
Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 İstanbul YelpazeBeylikdüzü, İstanbul / 15 Nisan 2016
56
GÜZELLİK
Bize cilt tipini söyle, biz sana hangi maskeyi kullanacağını söyleyelim Cilt bakımı her zaman çok önemlidir. Cildin ne kadar sağlıklı olursa o kadar parlak ve canlı görünür. Her akşam makyajını çıkartmak ve cildini temizlemek cilt bakımının en önemli adımlarından biridir. Haftada bir yapacağın cilt bakım maskesi ise cildinin aydınlık görünmesine, parlamasına ve kusurlarının giderilmesine yardımcı olur. Peki, hangi cilt maskesi sana göre? Sorunun cevabı için okumaya devam et.
Kil maskesi
Meyve özlü maskeler
Jel maskeler
Yoğurt içerikli maskeler
Kil maskeleri, yağlı ve karma ciltler için uygundur. Ciltte biriken yağı ve kiri temizleyen kil maskeleri sivilcelerin de kuruyup azalmasına yardımcı olur. Kil maskesini kullanırken mutlaka pakette yazan süre kadar cildinde tutmalısın. Fazla tuttuğun zaman cildini kurutabilir, bizden söylemesi!
Temizleme jelleri, jel maskeler cildin yağını emer ve siyah nokta görünümünü azaltır. Eğer senin de siyah noktalardan yana başın dertteyse, jel maskelere bir şans vermelisin. Haftada bir yapacağın bu maskeler sayesinde cildindeki kusurları giderip daha sağlıklı cilde sahip olacaksın.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Meyveli cilt bakım ürünleri antioksidan içerdiğinden cildinde peeling etkisi yaratacaktır. Cildinin daha aydınlanıp canlı görünmesini sağlayan bu maskeler, özellikle mat ve cansız görünümlü cilt tipleri için idealdir.
Kuru cilt tipleri için uygun maskelerden biri, içerisinde yoğurt bulunan maskelerdir. Cildi nemlendirip, parlak görünmesini sağlayan bu maskeleri haftada bir kere kullanabilirsin. Eğer cildin çok kuruysa içine bir kaşık bak ekleyerek maskeni daha verimli hale getirebilirsin.
57
Hangi ten makyajı tekniği sana uygun?
Makyaj çantalarımızın vazgeçilmez ürünü fondöteni uygulamanın birçok tekniği bulunuyor. Bazen yüzümüzün sevdiğimiz kısımlarını ön plana çıkartmak, bazen de yüzümüzde sevmediğimiz kısımların dikkat çekmemesini sağlamak için bu teknikler çok işimize yarıyor! Senin için ideal fondöten rengini bulduktan sonra ise geriye hangi tekniğin sana uygun olduğunu bulmak kalıyor. Aşağıda, sana özel hazırladığımız rehber ile hangi cilt makyajı tekniğinin sana uygun olduğunu öğrenebilirsin! 1.Klasik teknik Herkesin bildiği, klasik teknik, parmak uçlarıyla tüm fondöteni yüze uygulama tekniği! Pratik ve kontrolün tamamen sende olduğu bu tekniğin aslında bazı dezavantajları da var. Ellerini ne kadar yıkasan da parmak uçlarındaki bakteriler temizlenmez. Bu yüzden, fondöteni yüzüne uygularken, parmaklarındaki bakterilerin cildine yerleşmesine neden olabilirsin. 2.Makyaj fırçası tekniği Çoğumuz makyaj fırçalarıyla fondöten uygulamayı denemişizdir. Fondöten fırçasıyla yüzüne uygulama yaparken, daha profesyonel sonuçlar elde edebilirsin. Böylece, kendini bir makyaj sanatçısı gibi hissedebilirsin. Ancak önceki teknikte olduğu gibi, her hafta makyaj fırçanı yıkamalı ve hijyene özen göstermelisin. Ayrıca, en rahat kullandığın makyaj fırçasını seçerek, kusursuz bir ten makyajına imzanı atabilirsin! 3.Kontur tekniği Fondöteni tüm yüzüne uygulayabildiğin gibi, yüzünü şekillendirmek için de kullanabilirsin. Kontur tekniğinde üç şeye ihtiyacın var: cilt renginle uyumlu bir fondötene, aydınlatıcıya ve ten renginden bir ya da iki ton açık bronzer’a. Ayrıca bu tekniği, yukarıdaki makyaj fırçası veya klasik teknikle de uygulayabilirsin. Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
58
GURME
Patlıcanlı tadına doyulmaz bir lezzet:
Beli kırık
Tadında Anadolu, Güneydoğu Anadolu mutfağından patlıcanlı muhteşem bir lezzeti misafirleriyle buluşturuyor. Geleneksel reçetesine bağlı kalınarak hazırlanan beli kırık, Tadında Anadolu restoranlarında yöresel lezzetleri sevenleri bekliyor. Türk mutfağının birbirinden lezzetli patlıcanlı yemekleri Anadolu’nun baş aşçısı Tadında Anadolu mutfağında geleneksel tariflerine bağlı kalınarak titizlikle hazırlanıyor. Bu tariflerden biri de Güneydoğu Anadolu mutfağının en sevilen yemeklerinden beli kırık… Beli kırık sadece baharat ve soğan eklenen köftesi kadar domates rendesi ve salçası içeren sosuyla da damaklarda lezzet şöleni yaşatıyor. Beli kırığı, Ankara Esenboğa Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, İstanbul Atatürk Havalimanı, Milas Bodrum Havalimanı, Yenikapı İDO Hızlı Feribot İskelesi, Yalova İDO Hızlı Feribot İskelesi, Bursa Güzelyalı İDO Hızlı Feribot İskelesi ve UNIQ İstanbul içinde yer alan Foods in the Woods’ta Tadında Anadolu şubelerinde tadabilirsiniz. Ayrıca Tadında Anadolu şeflerinden Muhsin Ertürk’ün özel tarifiyle bu lezzetli yemeği evinizde de hazırlayabilirsiniz.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016
Malzemeler (5 kişilik) 5 adet orta boy patlıcan 400 gr köftelik kıyma 2 adet soğan 3 adet orta boy domates rendesi 6-7 adet sivri biber
1 çorba kaşığı domates salçası 1 su bardağı su 3-4 diş sarımsak Tuz yeteri kadar Karabiber yeteri kadar Kekik yeteri kadar
Hazırlanışı Patlıcanların kabuklarını alacalı olacak şekilde soyun ve tuzlu suda 15 dakika bekletin. Bu işlem esnasında bir kabın içine kıyma, ince kıyılmış soğan ve baharatları ekleyerek yoğurun. Bu harç ile yassı köfteler hazırlayın. Tuzlu sudan çıkardığınız patlıcanları tamamen kopartmadan enine 1 parmak kalınlığında dilimlere ayırın. Hazırladığınız köfteleri bu dilimlerin arasına kopmamasına dikkat edilerek yerleştiriniz. Köftelerin yerleştirilmesiyle kıvrılıp yarım ay şeklini alan patlıcanları yayvan bir tavanın tabanına yerleştirin. Patlıcanların üzerine domates rendesi ve bir bardak su içinde ezdiğiniz salçayı ilave edin. Bir miktar tuz ekleyerek lezzetini sağlayın. Patlıcanların aralarına sivri biber ve birkaç adet sarımsak yerleştirip kısık ateşte 20-25 dakika kadar pişirin. Tarifi fırında yapmak isterseniz aynı şekilde yayvan bir tepside üzeri kapalı demlenerek 30 dakika kadar bekletebilirsiniz. Beli kırığı cacık ve firik pilavıyla servis edebilirsiniz.
BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR KÜLTÜR DERNEĞİ 669 22 78 BAHÇEŞEHİR MUSİKİ DERNEĞİ 669 57 51 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR ROTARY CLUB 289 74 04 BAHÇEŞEHİR SPOR KLÜBÜ 669 29 50 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BAHÇEŞEHİR LİONS 669 23 33 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 YELPAZE İSTANBUL 669 83 86 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25 ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669
HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60
Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86
Nöbetçi Eczaneler 3. Cadde Eczanesi Armağan Eczanesi Bahçeşehir Aydın Eczanesi Bahçeşehir Eczanesi Boğazköy Eczanesi Defne Eczanesi Deniz Eczanesi Derman Eczanesi Dilek Öz Eczanesi Eczane Akbatı Eczane Filiz Elit Eczanesi Elvin Eczanesi Güngör Eczanesi İstanbul Eczanesi Kent Eczanesi Mavi Eczane Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi
608 00 26 669 93 00 608 00 37 669 34 34 607 06 07 669 96 59 672 43 03 605 02 13 669 70 10 397 01 17 672 01 03 672 33 32 669 18 27 672 94 01 672 33 30 596 55 53 669 59 51 669 44 66 608 17 27 669 09 11 669 97 97 607 08 10
Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.
İngilizce Öğretmeni Bayandan Üniversite Hazırlık Öğrencilerine ve Ara Sınıflara
İNGİLİZCE dersi verilir.
0505 242 97 33
İlk ve Orta Okul öğrencilerine Öğrenci Koçu- Kimyager’den
TEOG hazırlık ve destek dersleri verilir.
Hazal Görkey:
0534 411 75 68
Matematik- Geometri Öğretmeninden
İlk, Orta ve Lise Öğrencilerine MATEMATİK ve GEOMETRİ özel dersleri verilir.
İletişim:
0505 450 58 09
7/24et Hizm
KİLİT ÇİLİNGİR Bekir Usta
(0212) 669 1907-1905 - 0532 265 44 21 3. Cadde E Blok AVM Kat:1 No:28 - Bahçeşehir
• Çilingir Hizmetimiz gündüz 40 TL gece 50 TL • Çilingir ve Otomatik Kapı Kilitleri, • Her Türlü Elektrik ve Arıza, • Plan Proje ve Uygulama, • Parmak izi kapı sistemleri montajı...
KALE ÖZEL KİLİT SERVİSİ
60
Metropol
76D
146T
BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:00 05:30 05:15 05:50 05:30 06:10 05:45 06:25 06:00 06:40 06:10 06:55 06:20 07:05 06:30 07:15 06:40 07:30 06:50 07:45 07:00 07:55 07:15 08:10 07:30 08:25 07:45 08:40 08:00 08:55 08:15 09:10 08:30 09:25 08:45 09:40 09:00 09:55 09:15 10:10 09:30 10:25 09:45 10:40 10:00 10:55 10:15 11:10 10:30 11:25 10:45 11:40 11:00 11:55 11:15 12:10 11:30 12:25 11:45 12:40 12:00 12:55 12:15 13:10 12:30 13:25 12:45 13:40 13:00 13:55 13:15 14:10 13:30 14:25 13:45 14:40 14:00 14:55 14:15 15:10 14:30 15:25 14:45 15:40 15:00 15:55 15:15 16:10 15:30 16:25 15:45 16:40 16:00 16:55 16:15 17:10 16:30 17:25 16:45 17:40 17:00 17:55 17:15 18:10 17:30 18:25 17:45 18:40 18:00 18:55 18:15 19:10 18:30 19:30 18:45 19:50 19:00 20:10 19:15 20:30 19:30 20:50 19:50 21:10 20:10 21:30 20:30 21:50 20:50 22:10 21:10 21:30 21:55
PAZAR 06:00 06:25 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55
taRLABAŞI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:15 19:45 19:30 20:00 19:45 20:15 20:00 20:30 20:15 20:45 20:30 21:00 20:45 21:15 21:15 21:30 21:30 21:45 21:50 22:00 22:10 22:15 22:30 22:30 22:50 22:50 23:10 23:10 23:30 23:30 23:50 23:50 00:15
PAZAR 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: Otolar Avcılar Yanyola Girmez, E-5 Yolundan Gider. Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika
BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
YENİKAPI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
E - 58
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR 06:15 06:15 07:00 06:35 06:35 07:30 07:00 07:00 08:00 07:15 07:15 08:30 07:45 07:45 09:00 08:15 08:15 09:30 08:45 08:45 10:00 09:15 09:15 10:30 09:45 09:45 11:00 10:15 10:15 11:30 10:45 10:45 12:00 11:15 11:15 12:30 11:45 11:45 13:00 12:15 12:15 13:30 12:40 12:40 14:00 13:05 13:05 14:30 13:30 13:30 15:00 14:00 14:00 15:30 14:25 14:25 16:00 14:50 14:50 16:30 15:15 15:15 17:00 15:40 15:40 17:30 16:05 16:05 18:00 16:30 16:30 18:30 17:00 17:00 19:00 17:25 17:25 19:30 17:50 17:50 20:00 18:15 18:15 20:35 18:45 18:45 21:10 19:15 19:15 19:45 19:45 20:15 20:15 20:45 20:45 21:15 21:15
PAZAR
06:10 06:10 06:30 05:25 05:25 05:30 06:30 06:30 06:50 05:35 05:35 05:50 06:50 06:50 07:10 05:55 06:00 06:10 07:20 07:10 07:30 06:05 06:10 06:30 07:40 07:35 07:50 06:15 06:20 06:50 07:50 07:50 08:10 06:30 06:30 07:10 08:15 08:10 08:30 06:40 06:40 07:30 08:35 08:30 08:50 06:50 06:55 07:50 08:45 08:50 09:10 07:00 07:10 08:10 08:55 09:05 09:30 07:10 07:25 08:30 09:10 09:20 09:50 07:25 07:40 08:45 09:25 09:35 10:10 07:40 08:00 09:00 09:35 09:50 10:25 08:00 08:20 09:15 09:50 10:05 10:40 08:20 08:40 09:30 10:05 10:25 10:55 08:40 09:00 09:45 10:25 10:40 11:10 09:00 09:25 10:00 10:40 10:55 11:25 09:25 09:45 10:15 10:55 11:20 11:40 09:40 10:05 10:30 11:20 11:40 11:55 09:55 10:25 10:45 11:35 12:00 12:10 10:15 10:45 11:00 11:50 12:20 12:25 10:30 11:00 11:15 12:10 12:40 12:40 10:45 11:15 11:30 12:25 12:55 12:55 11:00 11:30 11:50 12:40 13:10 13:10 12:55 13:25 13:30 11:15 11:45 12:05 13:10 13:40 13:45 11:30 12:00 12:20 13:20 13:55 14:00 11:45 12:15 12:35 13:40 14:10 14:15 12:00 12:30 12:50 13:55 14:25 14:30 12:15 12:50 13:05 14:10 14:40 14:45 12:30 13:15 13:20 14:25 15:00 15:00 12:45 13:35 13:35 14:40 15:20 15:15 13:05 13:50 13:50 15:00 15:40 15:30 13:20 14:10 14:05 15:15 16:00 15:45 13:35 14:25 14:20 15:30 16:20 16:00 13:55 14:40 14:35 15:50 16:40 16:15 14:10 14:55 14:50 16:05 16:55 16:35 14:25 15:10 15:15 16:20 17:20 17:00 14:40 15:30 15:30 16:40 17:35 17:20 14:55 15:45 15:45 16:55 17:50 17:40 17:20 18:05 18:00 15:10 16:00 16:00 17:35 18:20 18:20 15:30 16:15 16:20 17:50 18:35 18:40 15:45 16:30 16:40 18:05 18:55 19:00 16:00 16:50 17:00 18:20 19:10 19:20 16:15 17:05 17:20 18:35 19:30 19:40 16:30 17:20 17:40 18:55 19:50 20:00 16:50 17:40 18:00 19:10 20:10 20:20 17:05 18:00 18:20 19:25 20:30 20:40 17:20 18:20 18:40 19:45 20:45 21:00 17:40 18:40 19:00 20:00 21:00 21:20 17:55 19:00 19:20 20:15 21:20 21:40 18:10 19:20 19:40 20:30 22:00 22:00 18:25 19:40 20:00 20:45 22:20 22:20 18:40 20:00 20:20 21:00 22:40 22:40 19:00 20:20 20:40 21:20 23:00 23:00 19:20 20:40 21:00 21:40 23:20 23:20 19:40 21:00 21:20 22:00 23:45 23:45 20:00 21:20 21:45 22:20 00:10 00:10 20:20 21:40 22:10 22:40 20:40 22:00 23:00 21:00 23:20 23:45 21:20 00:10 21:40 22:00 Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
E - 57 ESENKENT Kalkış
146
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45
07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45
PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:05 06:30 06:45 07:10 07:35 08:20 09:00 09:40 10:25 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15
06:00 06:15 06:40 06:55 07:20 07:45 08:30 09:10 09:50 10:30 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15
PAZAR 07:00 08:00 08:50 09:40 10:30 11:20 12:10 13:00 13:45 14:30 15:15 16:00 16:45 17:30 18:15 19:00 19:45 20:30
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 08:10 08:45 09:20 09:55 10:30 11:05 11:40 12:20 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10
07:10 07:45 08:20 08:55 09:30 10:05 10:40 11:15 11:50 12:25 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
PAZAR 09:30 10:30 11:20 12:10 13:00 13:50 14:30 15:10 15:50 16:30 17:10 17:50 18:30 19:10 19:50 20:30 21:15 22:00
76E
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika
BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:07 05:14 05:21 05:28 05:34 05:44 05:50 05:56 06:02 06:08 06:14 06:20 06:26 06:32 06:42 06:48 06:54 07:04 07:10 07:16 07:22 07:32 07:38 07:46 08:02 08:10 08:20 08:30 08:45 08:55 09:05 09:15 09:25 09:35 09:45 09:55 10:05 10:15 10:25 10:35 10:45 10:55 11:05 11:15 11:25 11:35 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15
05:10 05:19 05:28 05:37 05:46 05:54 06:02 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30
PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:05 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:35 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:10 06:20 06:30 06:38 06:46 06:54 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 07:58 08:06 08:14 08:26 08:34 08:42 08:54 09:02 09:10 09:18 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:55 14:05 14:20 14:30 14:45 14:55 15:10 15:20 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 16:55 17:05 17:15 17:25 17:35 17:45 17:55 18:05 18:15 18:24 18:32 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:55 22:10 22:25 22:40 22:55 23:10 23:25 23:40
PAZAR
06:30 06:37 06:44 06:51 07:00 07:15 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:45 11:00 11:10 11:20 11:30 11:45 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:15 14:30 14:40 14:50 15:00 15:15 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:45 17:55 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:35 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
Yelpaze İstanbul / 15 Nisan 2016 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.
07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:30 22:40 22:55 23:10 23:20 23:30 23:40 23:50 24:00
ESENKENT BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (EKSPRES)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00
05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00
PAZAR 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:00 16:35 18:00 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00 21:30
TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
PAZAR 19:30 20:00 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika
BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
06:00
06:00
07:00
06:50
06:50
07:50
06:30
06:35
08:40
07:30
07:30
09:30
07:10
07:10
09:30
08:00
08:00
10:20
07:45
07:45
10:20
08:50
08:50
11:10
08:30
08:20
11:10
09:40
09:35
12:00
09:00
09:00
12:00
11:10
11:10
12v:50
10:00
10:00
12:50
12:00
12:00
13:40
10:50
10:50
13:40
13:30
13:30
14:30
12:15
12:15
14:30
15:50
15:50
15:20
13:10
13:10
15:20
16:50
16:50
16:10
14:40
14:40
16:10
18:00
18:00
17:00
17:00
17:00
17:00
18:30
18:30
17:50
18:00
18:00
17:50
19:10
19:10
18:40
19:10
19:10
18:40
20:20
20:20
19:30
19:40
19:40
19:30
20:45
20:50
20:20
20:10
20:10
20:20
22:25
22:25
21:10
21:40
21:40
21:10
00:20
00:20
23:10
23:20
23:10
22:10 00:25
www.bahcesehirliler.org
a yakınd e.... tinizd hizme
Bölgemiz sosyal ve kültürel yaşamına katkı sağlayacak aktiviteler, eğitimler, workshoplar ve daha birçok sürprizle çok yakında sizlerle olacağız. “Bahçeşehirlilerin Buluşma Noktası” dernek lokalimizde sizi çaya bekleriz... Sosyal medyada grup sayfamıza üye olarak Bahçeşehir ve çevresi hakkında güncel bilgilere ulaşabilir, aktivitelerimizi yakından takip edebilirsiniz.
bahcesehirlilerdernegi
BahcesehirBADER
bahcesehirlilerdernegibader
BİZİ TAKİP EDİN Adres: Bülbül cad.Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İst Tel: (0212) 669 61 61 bahcesehirlilerdernegi@gmail.com
afiş reklam videosu
insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi
kurumsal kimlik
Broşür / Katalog
logo tasarımı
indoor ve outdoor tasarımları
ARAÇ GiYDiRME
e-bülten DERGi iLANI
advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com
facebook/ajansyelpaze
twitter/ajansyelpaze
Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 83 86