SAYI: 141 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS
İ
İSTANBUL YIL: 14 • 15 MAYIS 2016
Fotoğraf: Güzin Erdağ
bahcesehir.web.tv iphone
İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da
yelpazeistanbul
yelpazeistanbul
yayında!
5
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
6
Metropol
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
8
Metropol
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
9
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
10
‘’Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.’’ William Shakespeare
UĞUR BARIŞ KARABULUT
ubk@yelpazeistanbul.com
H
ani hepimiz yakınıyoruz ya ne olacak bu ülkenin hali diye... Hani sohbetlerimizin başı sonu değişmiyor ya... Hani biz her şeyi bildiğimizi düşünüyoruz ya... Gözlemlerimizin, ön yargılarımızın, tespitlerimizin doğruluğundan o kadar eminiz ya... Resmin sadece bir tarafını görerek kurulan komplo teorilerine inanmakta üstümüze yok ya. Dünyanın sadece biz, ailemiz ve birkaç arkadaşımız etrafında döndüğünü sanıyoruz ya... Düşündüm taşındım bizi bize anlatan istatistiklerin en önemlisi olduğunu düşündüğüm; eğitim, kitap ve teknoloji verilerinden oluşan bir yazı derledim. Elimden geldiğince de yorumdan kaçındım.. TÜİK 2015 verilerine göre ülke nüfusumuz 78.741.053 Okumaz- yazmaz nüfusumuz 3.800.000 (üç milyon sekiz yüz bin) YÖK 2015 verilerine göre 193 Üniversitemiz var. Merkezi İngiltere’de olan ve 11 yıldır dünyanın en iyi 200 üniversitesi sıralamasını yapan Times Higher Education (THE) 2014-2015 dünya sıralamasında ilk kez bir Türk Üniversitesi Orta Doğu Teknik (ODTÜ) dünyanın en iyi üniversiteleri Harvard, Yale, Oxford, Cambridge, Stanford, MIT ile aynı ligde yer aldı ve ilk 100 içinde 85’inci oldu. 193 üniversitemizden yalnızca 1 ÜNİVERSİTEMİZ! Kitap OKUMUYORUZ! Okumak, çocukların kültürel gelişimlerini tamamlamaları ve bilgi çağını yakalamaları için hava gibi, su gibi, yemek gibi günlük hayatlarının bir parçası diyor pedagoglar... Ama maalesef Türkiye’de ihtiyaç malzemeleri sıralamasında kitaplar 235. sırada yer almakta. Japonya’da toplumun % 14’ü, Amerika’da % 12’si, İngiltere’de ve Fransa’da %21’i düzenli kitap okurken Türkiye‘de yalnız 10.000 kişide 1 kişi düzenli kitap okuyor. Türkiye’de 1 kişinin kitap okumaya ayırdığı zamanın; bir Norveçli 300, Amerikalı 210, İngiliz ve Japon 87 katını ayırıyor. Kitap için Norveçli 137, Alman 122, Belçika ve Avusturyalı 100 dolar, Güney Koreli 39 dolar ayırıyor. Dünya ortalaması 1,3 dolar iken, Türkiye’de bir kişi kitaba yılda ancak 0,45 dolar harcıyor. Oysa ne acı ki bırakın yetişkinleri artık çocukların her birinin fiyatları ortalama 500- 2000 TL arasında yeni nesil birer cep telefonu var. Ve aylık TÜİK verilerine göre
kişi başı ortalama cep telefonu görüşme bedelimiz 67,5 TL! Japonya’nın %14’ü sürekli kitap okumakta, ABD’nin %12’si, Almanya’nın %11’i, İngiltere’nin %11’i, Türkiye’nin %0.01’i! Türkiye’deki kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslaması ise içler acısı; Kütüphane sayısı: 1.412-Kahvehane sayısı: 570.000-Buna göre ülkemizde 49.000 kişiye bir kütüphane düşerken, 122 kişiye bir kahvehane düşmekte. Buradan siyasilere sesleniyorum ve bir proje öneriyorum. Türkiye’de kahvehane kahvehane dolaşıp kahvehanelerin bir duvarını kitaplığa dönüştürün. İçine de Atatürk’ü, Çanakkale’yi, kurtuluş savaşındaki birliği beraberliği anlatan kitaplar koyun... “Teknoloji’de” pardon pardon Facebook’ta çok ileriyiz... TÜİK verilerine göre ülkemizde bilgisayar ve internet kullanım oranları 2015 yılı Nisan ayında 16-74 yaş grubundaki bireylerde ortalama %55. İnternet kullanım amaçları dikkate alındığında, 2015 yılının ilk üç ayında internet kullanan bireylerin %80,9’u sosyal medya üzerinde profil oluşturma, mesaj gönderme veya fotoğraf vb. (facebook, instagram vb.) içerik paylaşırken, bunu %70,2 ile online haber, gazete ya da dergi okuma, %66,3 ile sağlıkla ilgili bilgi arama, %62,1 ile kendi oluşturduğu metin, görüntü, fotoğraf, video, müzik vb. içerikleri herhangi bir web sitesine paylaşmak üzere yükleme, %59,4 ile mal ve hizmetler hakkında bilgi arama takip etti. İngiltere’de ortalama bir gazete olan günlük The Sun gazetesi Türkiye’deki gazetelerin toplam tirajı kadar satıyor. Ülkemizde toplam günlük satılan gazete sayısı 4,5 milyon ve sayının yarısından fazlası ne acı ki spor gazetesi. Spor deyince yanlış anlamayın yüzme,hentbol, masa tenisi, yelken vs.. haberi değil yalnızca FUTBOL! Eee yaşamımızda bu kadar futbol olunca siyasi tercihlerinde futbol takımı tutarcasına “FANATİK TARAFTAR” algısı ile yönlenmesini de yadırgamamamız gerekir... Sistem bahane eğitimde kalite şahane! Size PISA testinden bahsetmek istiyorum. Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırma projesi. OECD ülkeleri
Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com
Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam ve Rezervasyon Tel : 0212 669 83 86 Gsm: 0533 551 87 17
Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Baskı Av. Kayhan Selek Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Katkıda Bulunanlar Kağıthane/ İST Caner İlhan Tel: 0212 289 24 24 Protokol Dağıtım Aras Kargo Basım Tarihi: Mayıs 2016
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
sanayileşip zengin olmuş ülkelerdir. İşte bu kuruluşun 65 ülkede ve her ülkenin Milli Eğitim Bakanlığının kendi ülkesinde bütçesini karşıladığı, binlerce öğrenciye ülke dilinde uyguladığı bu test diğer ülkelerin verileriyle kıyaslanarak, her ülke kendi eğitim sistemine dair sorunlarını tespit ediyor. İşte 2015 yılında Türkiye’nin 15 yaş öğrencilerinin 65 ülke sıralamasında yeri. Fen Bilimlerinde 43.sırada, Matematik’te 44., Okuma Yeterliliğinde 42., Genel Ortalamada 45.! ÖSYM tarafından 2015 yılında yayımlanan bilgilere göre, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonrası LYS’ye (Lisans Yerleştirme Sınavı) girmeye hak kazanan aday sayısı 1 milyon 368 bin 941’di. Gelelim LYS’ye katılan ve sınavı geçerli olan tüm adayların soru sayısı ve testlerdeki ortalama netleri; “Matematik 50 soruda ortalama 9,72 net; Geometri 30 soruda ortalama 3,78; Fizik 30 soruda ortalama 6,48; Kimya 30 soruda ortalama 8,75; Biyoloji 30 soruda ortalama 9,78; Türk Dili ve Edebiyatı 56 soruda ortalama 20,98; Coğrafya 24 soruda 10,21; Tarih 44 soruda 13,12; Felsefe Grubu 32 soruda ortalama 10,80; Yabancı Dil İngilizce 80 soruda ortalama 20,07 net... YGS’de durum nedir derseniz... 2011’de Türkçe sorularının sınav ortalaması 21,9 iken, bu rakam 2015 YGS’sinde 15,8’e geriledi. 40 soru bulunan matematik testinin ortalamasında da şok düşüş yaşandı. 2010 YGS’de 11,4 olan matematik sınav soru ortalaması 2015’te 5,2’ye geriledi. 2010’da 4,6 olan doğru ortalaması 2015 YGS’de 3,9’e düştü. İnsani gelişim mi? O da ne demek? Türkiye, Birleşmiş milletler insani gelişim raporunda Malezya, Libya ve Nijerya gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada. Dünya Bankası verilerine göre yüksek teknoloji ihraç eden ülkeler sıralamasında yerimize bakalım. 2013 verilerine göre; Çin 560 Milyar Dolar, Kore 130,5 Milyar Dolar, Malezya 60,4 Milyar Dolar, Hindistan 16,7 Milyar Dolar, Polonya 12 Milyar Dolar, Brezilya 8.4 Milyar Dolar, Türkiye 2.2 Milyar Dolar... İstanbul Sanayi Odasının her yıl açıkladığı Türkiye’nin ilk 500 şirketi içerisinde sadece 12 şirket yüksek teknolojili mal üretiyor. Yazı bitti şimdi okuma zamanı... Sevgiyle kalın...
Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50
okuyucularımıza kişiye özel adrese
Sayın Okurlarımızın Dikkatine; Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden
iade edilmez. Yayınlanan yazıların
teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilinir.
11
HACI KAMİL DEMİRÖZ CAMİİ
ESTON ŞEHİR SATIŞ OFİSİ
BOĞAZKÖY
MESA-NUROL EVLERİ POLİS MERKEZİ LOCA Lİ
VA
HAPPY CENTER
U
ĞL IO
IC
AZ
PY
CE
RE Sİ DE
D CA
GÖLET
ISPARTAKULE
SUPE
MARKETR 02
ia hC
00 .12 00 .00. .71 9 .00 .9
AKBAT
I AVYM
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
12
İSTANBUL
İstanbul’a Bir “Çılgın Proje” Daha! Hürriyet’ten Fatma Aksu’nun haberine göre, Topbaş, İBB Meclisi’nin Nisan ayı oturumlarının son gününde, 2015 Yılı Faaliyet Raporu’nun oylanması öncesi yaptığı sunumda, çok önemli vizyon projelerini açıklayacağını söyledi. İstanbul’da devam eden metro yatırımlarının yanı sıra önümüzdeki günlerde ihaleye çıkacak metro hatları yatırımlarını anlatan Topbaş, ilk bir projeyi Meclis kürsüsünden açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Kabataş ile Üsküdar arasında “Yaya Tüneli ile bir yürüyüş yolu” oluşturacaklarını açıkladı. Üsküdar’da Marmaray metrosundan inen yolcular, denizin altından, yürüme bandı ile karşı yakaya geçip, Kabataş metrosuna ulaşabilecek. ‘İstanbul’un Acilen Master Plana İhtiyacı Var’ CHP sıralarından “Çılgın proje olmasın” şeklindeki sataşmaya, Ak Parti sıraları alkışla karşılık gelirken, Topbaş gülerek CHP sıralarına, “Sıkı durun” diye seslendi. Tüm meclis salonu heyecanla kendisinin ne söyleyeceğini bekleyen meclis üyelerini daha fazla heyecanlandırmayan Topbaş, şu açıklamayı yaptı: “Üsküdar ile Kabataş arasında bir yürüme tüneli yapacağız. Üsküdar metrosundan çıkanlar, yüzeye çıkmadan, yürüme bandıyla Kabataş’taki metro istasyonuna gelecek. Oradan metroyla, Kirazlı’ya gidecek. Etiler’de finikülerle Aşiyan’a gidebilecek” dedi. Dağları delip geçeceğiz Topbaş, İstanbul’a yeni tünel projelerini hayata geçireceklerini belirtip, “D100 karayolu üzerinde Çobançeşme’den gireceğiz, Küçükçekmece’den çıkacağız. Haramidere’den girip Büyükçekmece’den çıkacağız. Dağları delip geçeceğiz. Söylediysek yaparız” dedi. Boğaziçi imar müdürlüğü park olacak Topbaş, Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün bulunduğu alanı halka açacaklarını söyledi. Park ve Bahçeler Daire Başkanı’na bu konuda talimat verdiğini ifade eden Topbaş, “Mevcut ağaçlar kesilmeden, rengarenk ağaçları tespit edip, bir bölümü kiraz ağacı yolu, bir tarafı erguvan yolu, bir yerde de hatmi çiçeği yolu yapacağız. Rengarenk bir park olacak” dedi. 8 ayrı raylı sistem için ihaleye çıkılıyor Kendi döneminde 145 kilometre raylı sisteme ulaştıklarını, 76 kilometre metro inşaatının da devam ettiğini anlatan Topbaş, “Toplam 100 kilometrelik 8 ayrı raylı sistemin hazırlıkları bitti. Bu hatları bir ay içerisinde ihaleye çıkıyoruz” dedi. Topbaş’ın hazırlıklarını duyurduğu hatlar şöyle: -Yenidoğan-Çekmeköy-Sultanbeyli: 16,7 kilometre -Pendik-Kaynarca-Tuzla: 11,6 kilometre -Bağcılar-Kirazlı-Halkalı: 10 kilometre -Göztepe-Ataşehir-Ümraniye: 13 kilometre -Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı: 10 kilometre -Sefaköy-Başakşehir Havaray Hattı: 15 kilometre -Başakşehir-Kayaşehir: 6,5 kilometre -Mahmutbey-Esenyurt: 17 kilometre Boğaz’a paralel iki hat Topbaş, her iki yakanın sahillerinde ciddi yoğunluğun yaşanması nedeniyle Beşiktaş-Sarıyer ve Üsküdar-Beykoz arasında da metro yapılması için 1 ay içinde ihaleye çıkılacağını açıkladı. Topbaş,
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Etiler’den fünikülerle Aşiyan sahiline inileceğini de ekledi. E-5 trafiği için tüneller yapılacak E-5 Karayolu’nda Çobançeşme’den başlayıp Büyükçekmece’ye kadar yaşanan trafik yoğunluğunu azaltmak için tüneller inşa edeceklerini ifade eden Topbaş, “Yoğunlukları alta alacağız, tüneller Çobançeşme-Sefaköy, Sefaköy-Haramidere ve Haramidere-Büyükçekmece arasında yapılacak” bilgisini verdi. Unkapanı köprüsü denizin altına alınacak
13 Yerel seçim çalışmaları sırasında seçime günler kala ‘çılgın proje’ olarak açıkladığı ‘Unkapanı Köprüsü’nü denizin altına alma projesi’ için de etütlerin tamamlandığını dile getiren Topbaş, “Böylece Haliç’in akıntısı normale dönecek ve daha temiz olacak. Haliç kurtulacak” diye konuştu. Karaköy’den Haliç’e kadar bisiklet yolu Karaköy’den Haliç’in sonuna kadar 2 metresi bisiklet yolu olmak üzere 10 metre genişliğinde bir yürüme yolu yapmayı planladıklarını söyleyen Topbaş, 6 tane de yeni cep otogar yapacaklarını dile getirdi. İstanbul havayolları geliyor İstanbul Havayolları Şirketi’ni kurmak üzere Ulaştırma Bakanı ile görüştüklerini vurgulayan Topbaş, “Ülke içinde uçacak ve baraj göllerine inebilecek, ‘uçak taksi’ tarzında çalışabilecek bir havayolu şirketi olacak” dedi. İstanbul’a 1000 yeni otobüs Topbaş, İstanbul’a 1000 yeni otobüs alacaklarını, tedavülden kalkan otobüsleri ise Afrika’nın kentlerine göndereceklerini ifade etti. CHP: Topbaş’ın masallarını dinledik Topbaş’ın açıklamalarına ardından CHP Grubu adına söz alan İBB Meclis Üyesi Hakkı Sağlam, “Topbaş’tan masallar dinledik. Topbaş’ın sözüne ettiği zaman kaybı, kendisinden başkası değildir” diye konuştu. Sağlam, Topbaş’ın açıkladığı projeyi, “ Peki bunun çalışmasını yaptınız mı? Ters akıntı var, balıklar var, canlılar var. Nasılsa bir daha ki dönem siz olmayacaksınız. ‘Benden sonra, CHP’liler doğruyu tespit etti yapmadı’ diyeceksiniz” sözleriyle eleştirdi. Bakırköy Sahil Yolu’na Yeni Düzenleme Bakırköy-Yenikapı arasındaki sahil yolunda yol standartının yükselmesi için, Bakırköy-Zeytinburnu sahil yolunun ise Avrasya Tüneli ile
uyumlu hale getirilmesi için yol düzenlemesi yapılacak. Bakırköy-Yenikapı arasındaki sahil yolu, ortadaki transit yol kaldırılarak 3x2 (3+3) şeritli hale getirilerek akışkan bir trafik sağlanırken, yol standardı ve konforu da yükseltilecek. DHA’nın haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bakırköy-Zeytinburnu (Kennedy Caddesi) Sahil Yolunun Avrasya Tüneli ile uyumlu hale getirilmesi için yol düzenlemesi yapacak. 6 Etap olarak gerçekleştirilecek olan yol düzenleme çalışmasının 1. etabı, yarın başlayacak. Bakırköy-Sirkeci yönünde Bakırköy-Çırpıcı Deresi arasında yapılacak olan 1. etabın 9 Nisan 2016 tarihinde tamamlanması planlanıyor. 1. etap çalışmada Bakırköy-Sirkeci yönünde akan iki şeritli yolun trafiğe kapatılacağı ve bu yöndeki trafik akışının mevcut tercihli yola (Transit) aktarılacağı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı/Altyapı Hizmetleri Müdürlüğü’nün yapacağı çalışmaların trafik akışını etkilemeden tamamlanacağı belirtildi.
Haliç’e Tramvay Geliyor Sahil şeridinden geçerek Eminönü ile Eyüp arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak tramvay hattının yapımına başlanıyor. Sabah Gazetesi’nden Zeynel Yaman’ın haberine göre, proje çalışmaları biten hattın ÇED süreci başladı. Saatte 10 bin 500 yolcu taşıyacak olan yeni hat, Tarihi Yarımada ve Haliç çevresindeki tarihi yapıları trafiğe takılmadan izleme keyfi sunacak. Eminönü’nden başlayacak olan seferler Küçük Pazar, Cibali, Fener, Balat, Ayvansaray, Feshane, Eyüp Sultan, Silahtarağa duraklarından geçecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Raylı Sistemler Daire Başkanlığı tarafından yapılacak olan 13 kilometre uzunluğundaki raylı sistem, Alibeyköy Otogarı’na kadar uzanacak. 2019’da hizmete girecek hattın ihalesi 25 Mayıs’ta yapılacak.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
14
İSTANBUL
Bakan Yıldırım: “İstanbul banliyö treni 2017 sonunda açılacak”
U
laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım daha önceden açılış tarihi 2018 olarak açıklanan İstanbul banliyö treninin 2017’nin sonunda biteceğini belirtti. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yıldırım, İstanbul Banliyö hattı da tamamlandığında Marmaray ile küresel ve bölgesel çevre üzerinde olumsuz etkilere neden olan hava kirletici gazların miktarında önemli azalma olacağına işaret ederek, “Sera gazlarının miktarında ilk 25 yıllık işletim dönemi boyunca, yıllık ortalama 115 bin ton düzeyinde azalma olacak” dedi. Marmaray’ın, Kazlıçeşme ile Ayrılıkçeşme arasında seferlerinin olduğunu anımsatan Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu: “İstanbul Banliyö hattı yıl sonunda hizmete açılacak. Bu hat hizmete açıldığında Gebze ile Halkalı arasında yolcu taşımacılığı yapacak. Ayrıca, Konya ve Ankara Yüksek Hızlı Trenleri de Marmaray’ı kullanarak Avrupa’ya geçişleri sağlanmış olacak. Daha da önemlisi yine yıl sonuna kadar hizmete alacağımız Bakü-Tiflis- Kars Demir İpekyolu da Marmaray üzerinden Avrupa’ya hatta Manş Denizi’ni de geçerek Londra’ya ulaşacak. Marmaray, Pekin’den Londra’ya uzanacak Demir İpekyolu ulaştırma koridorunun da ana omurgasını oluşturuyor.” Harem ve Esenler tarih oluyor, İstanbul’a 6 yeni otogar geliyor 1970’te hizmete giren İstanbul’un ilk otogarı Harem ile günlük ücretleriyle sürekli tartışılan Esenler otogarı tarih oluyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde planlanan 6 yeni otogar projesinden 3’ü masaya yatırıldı. İstanbul’da yıllarca hizmet veren Harem ve şehir içi trafiğini artırdığı için Topkapı’dan Esenler’de taşınan otogar yakında tarih olacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın İstanbul’da yapmayı planladığı 6 yeni otogardan üçünün yeri belirlendi. 1994 yılında yap-işlet-devret modeliyle Uluslararası Anadolu Trakya Otobüsçüler Derneği tarafından 150 milyon dolarlık yatırımla inşa edilen Esenler otogarının 2019 yılına kadar işletmesi Avrasya Terminal adlı
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
şirkette. Günlük kazancın 100 bin lirayı bulduğu Esenler otogarı yeni havalimanı ve köprü projeleri sırısandı oldukça tartışılmıştı. İstanbul’un ilk otogarı olan Harem ise 1970 yılında hizmete girmişti. Harem otogarının taşınması uzun süredir planlanıyordu. İBB iki otogar yerine şimdilik Anadolu yakasına Tuzla, Avrupa yakasında ise Gazi Mahallesi ve Ispartakule olmak üzere 3 tane otogar projesini tartışmaya açtı. GÖRÜŞ ALINACAK İBB Meclisi’nin nisan toplantılarının son gününde Ulaşım ve Trafik Komisyonu ile İmar ve Bayındırlık Komisyonu müşterek raporunda, İstanbul’un yeni otogarları Tuzla, Avcılar ve Gaziosmanpaşa’da TEM Otoyolu kenarında önerildi. İBB Meclisi, Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün imar planı değişliğine ilişkin 3 teklifi de, komisyon görüşü doğrultusunda, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden görüş alındıktan sonra değerlendirmek üzere müdürlüğüne iade etti. TRAFİK OLUŞTURUYOR İBB Meclisi’ne sunulan raporda, mevcut Esenler ve Harem otogarının, önemli trafik sorunları oluşturmanın yanı sıra çevresel ve sosyo-kültürel açıdan da sorunlar oluşturduğu vurgulandı. Sorunun çözümüne yönelik olarak da, “Üst ölçekli plan kararlarına uyum, şehirlerarası yolcu taşımacılığı sektörünün süreç içindeki gelişimi, otogar alanlarının kentsel ulaşım sistemi üzerinde
oluşturduğu minimum etki ve hızlı, konforlu ve güvenli bir kamu hizmeti planlamak gibi stratejiler göz önüne alınarak, ‘İstanbul Otogar Alanları Planlaması’nın Ulaşım Planlama Müdürlüğünce yapılmakta olduğu” belirtildi. ISPARTAKULE’YE OTOGAR Avcılar’da da, Tahtakale Mahallesi’ndeki alanın “Ispartakule Otogar Alanı” fonksiyonuna alınmasına ilişkin plan değişikliği talebi gündeme geldi. Şahıs mülkiyetinde bulunan teklife konu Otogar Alanının tamamı, Bakanlar Kurulu ile belirlenen alanın “yeni yerleşim alanı” olarak kullanılması amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetki alanında. Teklif konusu Otogar Alanında bulunan tescil dışı alanlar ise, Ispartakule Toplu Konut Alanı Köprü Kavşak ve Bağlantı Yolları Uygulama İmar Planında Karayolu Hizmet Alanı fonksiyonunda kalıyor. Fatma Aksu
15
AiLE FESTiVALi’NDE
EĞLENiRKEN ÖĞRENiYORUZ 7 MAYIS - 18 HAZiRAN Aile Festivali’ne gelin, çocuklarınız onlara özel hazırladığımız etkinlik alanında eğlenceli saatler geçirirken siz de uzman isimlerin ebeveynliğe ve çocuk gelişimine dair sunumlarını dinleyin. Ayrıca facebook.com/cocugumicin sayfamızdan da projeye dair detaylara ulaşabilir, çocuk gelişimi konusundaki bilgilerinizi 7/24 güncelleyebilirsiniz.
7 Mayıs Cumartesi
14 Mayıs Cumartesi
4 Haziran Cumartesi
12.15-13.45 Ödevler: Ebeveyn miyiz Öğretmen mi? Ülkü Unsu
13.00-14.15 Uyumlu Çocuğun 10 Temel İhtiyacı Ahu Tükel
13.00-14.15 Ebeveyn Olarak Çocuklara Nasıl Sınır Koyabiliriz? Fatma Tosuntaş Karakuş
14.00-16.00 Çocuğumun Beni Dinlemesini Nasıl Sağlarım? Gülüş Türkmen
14.30-15.45 Kardeşlerarası Rekabette Ebeveyn Olarak Nasıl Davranmalıyız? Tülin Poyraz Dinçer
28 Mayıs Cumartesi 14.00-15.30 Ebeveynle Körebe Resim Elif Özizmir
14.30-15.45 Çocuğumuza Parayı ve Bolluğu Nasıl Öğretebiliriz? Özlem Mavi Saltık
11 Haziran Cumartesi 13.00-14.15 Bir Çocuğu Besleyecek 10 Süper Gıda Alev Tekinak Özderici 14.30-15.45 Eyvah Ergenlik Mehmet Akif Karakuş
18 Haziran Cumartesi 12.30-13.30 Akbatı’da Gizli Hazineyi Bul Oyunu 14.00-15:00 Bir Babanın Kalbinden Jess Molho
Söyleşi alanında her cumartesi 12.00-16.00 arasında çocuk etkinlik atölyeleri yapılacaktır.
akbati.com 397 70 Yelpaze İstanbul212 / 15 Mayıs 201670
16
YAŞAM
Bakan Bozdağ: ‘Türkiye’de Yargıya Güven ve Memnuniyette Olumsuz Noktadayız’ Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’de yargıya olan güven ve yargıdan memnuniyet konularında olumsuz bir noktada olunduğunu söyledi. Yargıdan memnuniyetin işin doğası gereği yüzde yüz olamayacağını savunan Bozdağ, “Türkiye olarak hem yargıdan memnuniyette hem de yargıya güvende olumsuz noktada olduğumuzu ifade etmek isterim. Bütün amacımız, bu olumsuzluğu ‘olumlu’ noktaya çevirmek” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı ile bağlı kurumlar olan Anayasa Mahkemesi, Türkiye Adalet Akademisi, Yargıtay, Danıştay ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Ceza ve İnfaz Kurumları, Tutukevleri İş Yurtları Kurumu bütçe, kesin hesap ve Sayıştay Raporları görüşülerek kabul edildi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan yıllara göre adalet sisteminde memnuniyet oranlarının 2014’de bu rakamın yüzde 50,8 olduğunu söyleyen Bozdağ, yargıya güvenin ise yargıya işi düşsün ya da düşmesin yargıya işinin düştüğü zaman adaletin doğru tecelli edeceğine dair kanaati ortaya koyduğu söyledi.
Toplantının soru cevap bölümünde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, komisyon üyelerin soru, eleştiri ve görüşlerine cevap verdi.
Bozdağ, “Bu konuda anketlerdeki durumumuz iyi gözükmüyor. Üniversitelerin bazılarına göre düşük bazılarına göre de biraz daha farklı. OECD verilerine göre yargı sistemine güveni olan vatandaşların yüzde 2014 yılında Türkiye’de yüzde 48 olarak gözüküyor. Türkiye olarak burada olumsuz bir noktada olduğumuzu, hem memnuniyette hem de burada (güvende) olumsuz noktada olduğumuzu ifade etmek isterim. Bütün amacımız da bu olumsuzluğu ‘olumlu’ noktaya çevirmektir. Olumlu olması için de gayret ediyoruz” dedi.
‘Güven ile memnuniyet farklı şeyler ancak her iki kıstasta da olumsuz noktadayız’ Türkiye’nin yargıya güven endeksinde yüzde 30’larda olduğunun hatırlatılması üzerine Bozdağ, güven ile memnuniyetin farklı şeyler olduğunu ancak her iki kıstasta da ‘olumsuz bir noktada’ olduğumuzu söyledi.
Yargıdan memnuniyet konusunda diğer kurumlardan memnuniyet gibi değerlendirilmemesi gerektiğini savunan Bozdağ, “Çünkü, yargıya işi düşenlerin yarısı kaybediyor, yarısı kazanıyor. Kazanan da istediği gibi kazanamıyor. Dolayısıyla yargıya işi düşenlerin sağlıkta ya da ulaşımda olduğu gibi tamamının memnun olduğu bir sonucu elde işin doğası gereği gerçekten çok zor gözükmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Yüzde 70 Olan Yargıya Güven, Şimdi Yüzde 30’lara Düştü’ Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, geçmişte yüzde 70 olan yargıya güven oranının, şimdi yüzde 30’lara düştüğünü söyledi. Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) haberine göre İstanbul’da Yargıtay, Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu’nun açılış programında konuşma yapan Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Türkiye’de daha kaliteli bir yargı sistemini oluşturmak bir çok çalışmanın yapıldığını bunların başında da arabuluculuk müessesinin geldiğini söyledi. Yargıtay dairelerindeki iş yükünün fazlalığına vurgu yapan Başkan Cirit, iyi işleyen arabuluculuk müessesinin bu iş yükünü hafifleteceğini belirtti ve şunları söyledi:
‘Bizim ceza hukukunda arabuluculuk, uzlaştırma sistemimiz var ama uygulaması yok’ “Arabuluculuk müessesinin 2 buçuk yıllık bir geçmişi var. Arabuluculuk yöntemiyle çözülen ihtilaf sayısı 2 bin 400’dür. Bir sistemin iyi işleyebilmesi için bu sistemi ya cazip hale getireceğiz ya da zorunlu hale getireceğiz. Başka türlü o sistem işlevsel olmuyor. Bizim ceza hukukunda arabuluculuk, uzlaştırma sistemimiz var ama uygulaması yok. Ölü doğmuş. İşlevsel değil. Bunları işler hale getirdiğimizde Türk yargısı daha kaliteli bir yargı ve güven endeksine kavuşacaktır.
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Şunu da ifade etmek istiyorum; geçmişte yargıya güven yüzde 70 idi, şimdi yüzde 30’lara düştü. Bizde ihtiyadi olarak tahkim müesseseleri var ancak buna rağmen vatandaşlarımız yargıya geliyorlar. Yani burada tezat var gibime geliyor. Çünkü güvenmedikleri bir yapıyı orada bir seçenek var; arabuluculuk müessesesi var, ihtişadii tahkim müessesesi var. Ancak gitmiyorlar, yargı içerisine geliyorlar, yargıya güvenmektedirler.”
17
En Çok Kime
Güvenmiyoruz? Araştırma şirketi BAREM tarafından mesleklere duyulan güvene ilişkin yapılan araştırmaya göre, geçen yıla oranla azalsa da en çok öğretmen ve sağlık çalışanlarına güveniyoruz. En çok güvenmediklerimiz ise politikacılar ve iş adamları...
2014’ten bu yana Türkiye’de mesleklere duyulan güveni araştıran BAREM’in 10 meslek grubunu incelediği araştırmasının 2015 yılı sonuçları belli oldu. Araştırma Ekim-Kasım aylarında ülke genelini temsil eden 1000 kişi ile CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle gerçekleşti. Görüşülen kişilere Yargıçlar, Gazeteciler, Politikacılar, İşadamları, Askerler, Sağlık çalışanları, Polisler, Öğretmenler, Bankacılar ve Dini liderlere güven duyup duymadıkları soruldu. Geçen yıla göre azalma olsa da en çok öğretmenlere ve sağlık çalışanlarına güveniyoruz
nasibini almış durumda. Bir önceki yıl güveniyorum diyenlerin oranı %81 iken, 2015 sonuçlarına göre güvenenlerin oranı %73.1 olarak gerçekleşti. Güvenmeyenler ise %24 seviyesinde. Araştırmada askere güvenenler %68, güvenmeyenler %29 olarak tespit edildi.
Toplumun yarıdan fazlası diğer 6 meslek mensubuna güvenmiyor Araştırmaya katılanların %52’si yargıçlara, %53’ü dini liderlere, %58’i gazetecilere, %59’u bankacılara, %60’ı işadamlarına ve %74’ü politikacılara güvenmiyor.
Polis için ise cevaplarda bir kutuplaşma söz konusu; güvenenlerin oranı %53 iken, güvenmeyenler %42.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en güvenilen meslek grupları öğretmenler ve sağlık çalışanları. Ancak bu yıl bir önceki yıla kıyasla her iki meslek grubuna duyulan güvende önemli oranda düşüş görünüyor. Öğretmenlere güvenenlerin oranı bir önceki yıl %86,2 iken, 2015’te bu oran %74,2 seviyesinde gerçekleşti. Güvenmiyorum diyenlerin oranı ise %23. Sağlık çalışanları da güven erozyonundan
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
18
YAŞAM
Türkiye’de ‘Dinin Yasalarda Etkisi Olmasın’ Diyenlerin Oranı
%36
ABD merkezli Pew Araştırma Merkezi’nin araştırmasına göre Türkiye’de yasaların Kur’an’a göre hazırlanmasını isteyenlerin oranı yüzde 13. Dinin yasalarda hiçbir etkisi olmamasını isteyenlerin oranı ise 2012’den sonra artarak, yüzde 36’ya yükseldi. Kur’an’ın kuralları ve prensiplerinin dikkate alınmasını, ancak yasalara doğrudan etkisi olmaması gerektiğini savunan Türklerin oranı ise yüzde 38... Deutsche Welle Türkçe’de yer alan habere göre ABD merkezli Pew Araştırma Merkezi, İslamiyet’in siyaset ve yargıda yer almasının Müslümanların yaşadığı ülkelerde nasıl karşılandığını araştırdı. On ülkede 10 binden fazla kişi ile anket yapılarak hazırlanan araştırma, Müslüman ülkelerde bu konuda birbirinden çok farklı görüşlerin benimsendiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, Kur’an’ın yasalarda ve siyasette doğrudan etkisinin olması en çok istenen ülke Pakistan. Pakistan’da halkın yüzde 97’sinin yasaların Kur’an’a göre hazırlanmasını isterken, dinin siyaset ve yargıda hiçbir etkisi olmaması gerekenlerin oranı ise sadece yüzde 2.
‘Dinin yasalarda etkisi olmasını isteyenler daha çok eğitim seviyesi düşük kesim’
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
İslamiyet’in kuralları ve prensiplerinin gözetilmesini, ancak yasalarda etkisi olmaması gerektiğini savunan Pakistanlıların oranı ise yüzde 16.
etkisi olmamasını isteyenlerin oranında artış olduğuna dikkat çekildi.
Kur’an’ın kuralları ve prensiplerinin dikkate alınmasını, ancak yasalara doğrudan etkisi olmaması gerektiğini savunan Türklerin oranı yüzde 38
Son araştırmada Türklerin yüzde 36’sının dinin etkisine karşı çıktığı, 2012 yılında yapılan araştırmada ise bu oranın yüzde 27 olduğu vurgulandı. Araştırmada dindarlığın yaşa göre değiştiğine, daha çok gençlerin siyaset ve yargıda laikliği destekleğine işaret edildi.
Araştırmada Türkiye de yer alıyor. Araştırmaya göre, yasalarda Kur’an’ın sıkı bir şekilde kaynak alınmasını isteyen Türklerin oranı yüzde 13’ken dinin siyaset ve yargıda hiçbir etkisi olmaması gerektiğini savunanların oranı yüzde 36. Buna karşın Kur’an’ın kuralları ve prensiplerinin dikkate alınmasını, ancak yasalara doğrudan etkisi olmaması gerektiğini savunan Türklerin oranı ise yüzde 38.
Araştırmada dinin yasalarda etkisi olmasını isteyenlerin daha çok eğitim seviyesi düşük kesim olduğu da saptandı. Araştırmaya göre, yasaların İslamiyet’e kesinlikle uymasını isteyenlerin oranı Filistin bölgelerinde yüzde 65, Ürdün’de yüzde 54, Malezya’da yüzde 52, Senegal’de yüzde 49, Nijerya’da yüzde 27, Endonezya’da yüzde 22, Lübnan’da yüzde 15 ve Burkina Faso’da da yüzde 9.
Türkiye seküler eğilimde Araştırma sonuçlarına ilişkin hazırlanan raporda Türkiye, Endonezya, Lübnan ve Burkina Faso’daki halkın daha çok seküler bir eğilim içinde oldukları vurgulandı. Raporda, Türkiye’de Kuran’ın yasalarda hiçbir
Dinin yasalarda hiçbir etkisi olmamasını isteyenlerin oranının en yüksek olduğu ülke ise yüzde 60’la Burkina Faso. Kaynak: Deutsche Welle Türkçe
19
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
20
YAŞAM
Dünyada Son 5 Yılda Silahlanma Yüzde 14 Arttı, Türkiye 6. Sırada Dünya genelindeki artan terör tehdidi ve bölgesel çatışmalar silah satışlarına da yansıdı. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI), silah pazarının en iyi müşteri ve ihracatçı ülkelerini açıkladı. Rapora göre 6. sırada yer alan Türkiye’nin silah alımı, dünya toplam silah ticaretinin yüzde 3.4’üne tekabül ediyor. En büyük silah satıcıları sıralamasında ABD, Rusya, Çin, Fransa, Almanya ve İngiltere ilk sıraları alıyor. Satıcılar arasında 16. sırada yer alan Türkiye’nin 2011-2015 yılları arsında dünya silah satışlarındaki payı ise yüzde 0.6. Türkiye, dünyadaki en büyük silah alıcıları sıralamasında ise Hindistan, Suudi Arabistan, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avusturalya’nın arkasından 6. sırada yer alıyor. SIPRI raporuna göre Türkiye’nin silah alımı, dünya toplam silah ticaretinin yüzde 3.4’üne tekabül ediyor.
Son 5 yıl içinde silah ihracatında yüzde 14’lük artış Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev, bu ay içinde yapılan Münih Güvenlik Konferansı’nda yeni soğuk savaş uyarısında bulundu. Ukrayna ve Ortadoğu’da zaten sıcak savaş sürüyor. Doğu Asya’da Çin’in tutumu komşuları arasında tedirginliğe yol açıyor. Güney Asya’da ise ezeli rakip ülkeler Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginlik varlığını koruyor. Diğer yandan dünya genelinde terör tehdidi nedeniyle güvensizlik artıyor. Dünya çapındaki gerginlik silah satışlarına da yansıyor.
Silah ithalatının büyük kısmı Asya ve Ortadoğu ülkelerine yapıldı Dünya genelinde silah ithalatının büyük kısmı Asya ve Ortadoğu ülkelerine yapıldı. Türkiye ile İran arasındaki bölgede ağır silah satışı yüzde 61 oranında arttı. 2011 – 2015 yıllarını kapsayan dönemde yalnızca Hindistan 30 milyon nüfuslu Suudi Arabistan’dan daha fazla silah satın aldı. Suudi Arabistan’ın silah ithalatı 2006 – 2010 yıllarını kapsayan döneme göre 3 kat artış gösterdi. Silah ithalatçısı ülkeler listesinde 5 milyon nüfuslu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ise 4’üncü sırada yer alıyor. BAE’yi 6’ncı sırada Türkiye izliyor. Listenin kendisini şaşırtmadığını belirten SIPRI uzmanı Pieter Wezeman, DW ile söyleşisinde, bölgedeki ülkelerde iç huzursuzlukların yanı sıra ülkeler arasında da ihtilaflar sözkonusu olduğuna dikkat çekiyor. Bölge ülkelerinin birçoğunun petrol gelirinden ötürü satın alma güçlerinin yüksek olduğunu kaydeden Wezeman, bunun petrol fiyatının gerilemesiyle değiştiğini söylüyor. Kendi milli silah sanayiine sahip olmayan ülkeler, uluslararası pazara bağımlı durumda.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Meksika’nın silah ihracatı üç kat arttı Meksika’nın ağır silah ithalatı 2006 – 2010 yılları arasındaki döneme kıyasla üç kattan fazla arttı. Bunda, son 10 yılda 100 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği uyuşturucu savaşı etkili oldu. Meksika’nın özellikle hafif zırhlı araçlara yatırım yaptığını belirten uzman Wezeman, “Bunlar makineli tüfek saldırılarına karşı koruyor ancak füze atışlarına karşı savunmasız” diyor.
Afrika’da yoksulluk silahlanma yarışını önlüyor Afrika’nın silah ithalatının yarısından fazlasını tek başlarına Fas ve Cezayir gerçekleştiriyor. SIPRI uzmanı Wezeman, karşılıklı güvensizlik nedeniyle iki ülkenin silahlanma yarışına girdiğini belirtiyor. Sahra Altı ülkeler, satın alma güçlerinin düşük olması nedeniyle ağır silah piyasası açısından önemsiz bir piyasa olarak görülüyor. Bu olguyu bir sorun olarak kabul eden Wezeman, barış misyonlarında yer alan Afrika ülkelerinin askerlerini yeterince donatmadığını söylüyor. Ya da BM barış misyonlarının gerektirdiği silahlar yerine rejimlere prestij sağlayacak silahlar satın alınıyor.
ABD silah ihracatında şampiyon Silah ihracatçısı ülkeler arasında ilk sırada ABD, ikinci sırada ise Rusya geliyor. İki ülkenin geçen döneme kıyasla bu konumlarını daha da pekiştirdikleri dikkat çekiyor. ABD, yüzde 27’lik artışla dünya silah ihracatının üçte birini gerçekleştiriyor. ABD’nin en önemli müşterisi Suudi Arabistan, ikinci sırada BAE, üçüncü sırada ise Türkiye geliyor.
Silah ihracatının dörtte birini Rusya yapıyor Dünya silah ihracatının dörtte birini Rusya yapıyor. Rusya’nın müşterileri arasında Hindistan, Çin ve Vietnam başı çekiyor. Çin, 2006 – 2010 yıllarını kapsayan döneme göre silah ihracatını yüzde 88 oranında artırdı. Dünya silah pazarındaki payı böylece yüzde 6’ya ulaşan Çin, Fransa’yı geçerek üçüncülüğe tırmandı. Çin’in dünya silah piyasasında önemli bir üretici ülke olarak görülmeye başladığına işaret eden SIPRI uzmanı Wezeman, bu gelişmede Çin ürünlerinde artan kalitenin etkili olduğunu kaydediyor. Çin silahlarının başlıca müşterilerini Pakistan, Bangladeş ve Myanmar oluşturuyor. Çin, Afrika piyasasından aldığı payı da artırma çabası içinde. Fransa, Almanya, İngiltere, İspanya ve İspanya gibi Avrupa ülkeleri 2011 – 2015 yılları arasında dünya silah ihracatının beşte birini gerçekleştirdi. Fransa’nın ihracatı bir önceki döneme kıyasla yüzde 10 dolayında azaldı. Alman silah satışlarındaki gerileme yüzde 50’ye kadar vardı. SIPRI uzmanı Wezeman, bunun başlıca nedeninin Avrupa’daki ekonomik krizde aranması gerektiğine dikkat çekiyor. Avrupa ülkeleri silahlanmaya ayıracak para bulamıyor. Bu ise Avrupa silah endüstrisine yeni pazarlar bulma baskısını artırıyor. Wezeman, özellikle Alman şirketlerin silah sistemlerine Ortadoğu ve Asya’da müşteri bulabilmek için yoğun çaba gösterdiklerini vurguluyor.
Deutsche Welle Türkçe ve DHA
DOĞANIN VE TARİHİN büyüleyici güzelliği sizlerle buluşuyor...
21
İstanbul'un doğa güzelliği ve tarihsel kalıntılarının kalmadığından yakındığınızı duyar gibiyiz... Geçmişten bugüne insanların doğa ile iç içe bulunmaları, kişilerin psikolojisi ve dolayısıyla fiziksel sağlıkları açısından çok önemlidir... Sizlere ürünlerimizle doğa ve tarihi bir arada sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz... Doğamızın muhteşem güzelliğinin yanına modern bir yaşam tarzı etkisi sunacak, tarihimizin kalıntılarını da ekleyerek park, bahçe vb... alanlarında huzur bulabileceğiniz KAMELYA, SAKSILAR, FISKİYELER, AYNALAR, MASA & SANDALYELER ve daha birçok ürünü beğeninize sunuyoruz.
0533 551 8717
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
22
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Bahçeşehir Rotary Kulübü’nden örnek proje Bahçeşehir Rotary Kulübü Kitap Fuarı 5-8 Mayıs 2016 tarihlerinde Haramidere CarrfourSA’da İstanbul Tıp Fakültesi bünyesindeki Kemik İliği ve Kök Hücre Bankasına destek amaçlı gerçekleşti.
Bahçeşehir Rotary Kulübü her yıl düzenlediği Kitap Şenliğini bu yıl 5-8 Mayıs tarihleri arasında Haramidere CarrfourSA’da gerçekleşti. İstanbul Tıp Fakültesi bünyesindeki Kemik İliği ve Kök Hücre Bankasına destek amaçlı düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin önde gelen yayıncıları katıldı. Şenlikte ayrıca kök hücre ve donörlüğü hakkında da bilgiler paylaşıldı. Bahçeşehir Rotary Kulübü Dönem Başkanı Hülya Ayın Kitap Şenliğine dair “ Biliyoruz ki bu tür etkinlikler, okurlarla kitap arasındaki mesafeyi azaltır. Bu mesafenin hızla azalmasına ve kitap okumaya katkımız olsun diye her dönem bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. Yine bu etkinlikle elde edilecek gelirleri İstanbul Tıp Fakültesi bünyesindeki Kemik İliği ve Kök Hücre Bankasına bağışlamanın mutluluğunu yaşayacağız.”dedi.
ADD Bahçeşehir Başkanı Derneğimizi ziyaret etti ÇYDD Bahçeşehir Şubesi Eğitim Panelleri devam ediyor Bahçeşehirliler Derneği’nin (BADER) Bahçeşehir’de işbirliği ve dayanışma adına sivil toplum kuruluşları ve çevre gönüllüleriyle birlikteliği hız kesmeden devam ediyor. ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği Bahçeşehir Şubesi Başkanı Abdullah Kaya ay içerisinde BADER Lokali’nde Dernek Başkanı Uğur Barış Karabulut’u ziyaret etti. Bahçeşehir’in ilçe ve belediye olması konusunda bilgi alışverişi yapılan buluşmada, dernek yöneticileri hemfikir olduklarını ve yürütülecek kampanyada bölge halkını bilgilendirme konusunda dayanışma içinde olacaklarının mesajını verdiler.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Bahçeşehir Şubesinin düzenlediği “Köy Enstitülerinin Dünü Bugünü ve Yarını” başlıklı paneli Bahçeşehir Fen Teknoloji Lisesi Konferans Salonunda gerçekleşti. Program sunumunu ÇYDD Bahçeşehir Burslu Öğrencisi Sedef Bayram’ın gerçekleştirdiği etkinliğin panelistleri yine derneğin mezun öğrencileri Fatma Can, Özcan Pekmez’di. Ayrıca panelde konuk konuşmacı olarak Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği yapan Prof.Dr.Rıfat Okçabol’da katıldı. Etkinliğe ÇYDD üye ve gönüllülerinin yanı sıra BADER Genel Koordinatörü İsmail Acar’da eşlik etti.
23
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız KUTLU OLSUN... İşte Dayanışma, İşte Bahçeşehir, İşte 23 Nisan COŞKUSU!
Bahçeşehir Gölette belki de son yılların sinerjisi en yüksek, katılımın en yoğun olduğu bir etkinlik gerçekleşti. Organizasyonda uçurtma dağıtımı sırasında yaşanan mini krizi saymazsak, çocukların gözlerinde ışıltı ailelerinse tatlı tebessüm hatıra kaldı. Bahçeşehirliler Derneği (BADER)- Gölet Gönüllüleri ve ÇYDD Bahçeşehir Şubesi katkılarıyla gerçekleşen etkinliğe ADD Bahçeşehir Şubesi adına yönetimi de eşlik etti. Birbirinden keyifli anların yaşandığı günde yüzlerce uçurtma, balon, Türk Bayrakları hediye edilirken, çocuklara çikolata ikramı da gerçekleşti. Program da müzik eşliğinde oynanan oyunlar ve çocukların tek bir ağızdan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kim hediye etmiştir sorusuna verdikleri “ATATÜRK” cevabı ise gurur verici anların yaşanmasına neden oldu. Etkinliğe Bahçeşehir’de hizmet veren Gymborie Çocuk Gelişim Merkezi’de keyifli oyunlarıyla renk kattı.
Spradon Kuleler’de 23 Nisan Şenliği Bahçeşehir’deki Spradon Kuleler Sitesi’nde düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyük bir coşku ile kutlandı. Site yönetimi tarafından organize edilen şenlik site sakinlerinin katılımı ile neşe içinde geçti. Altı yıllık sitede ilk kez düzenlenen şenlik büyük küçük tüm sakinler tarafından büyük ilgi gördü. Çocuklara çeşitli yiyecek ve içecekler ile oyuncakların dağıtıldığı şenlikte, palyaçolar çocuklarla eğlenceli dakikalar geçirdi. Gece ise küçük bir havai fişek gösterisi de yapılırken, özel günlerde çeşitli etkinliklerin yapılacağını belirten Spradon Kuleler Yönetimi etkinlikten tam not aldı.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
24
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Alkışlar Bahçeşehir Cumhuriyet İlkokulu 4/F sınıfı öğrencilerine Bahçeşehir Cumhuriyet İlkokulu 4/F sınıfı öğrencileri 18 Mart Çanakkale Zaferinin 101.yıl dönümünde yedidüvele meydan okuyan kahramanlarımızın anısına hazırladıkları tiyatro gösterileriyle ayakta alkışlandılar. Birbirinden yetenekli öğrencilerin sahne aldığı milli mücadele dönemini anlatan “BAYRAĞIMIZIN GÖLGESİNDE” tiyatro oyununu 4/F Sınıf Öğretmeni Kemal Hayar sahneye koydu. 1,5 yıldır amatör ruhla eğitim alan öğrencilerin profesyonellere taş çıkartan yetenekleri ile hazırladıkları tiyatro sunumları, aynı zamanda oyunun biletlerinden elde edilen gelirin okullarının laboratuvarlarının yenilenmesi adına bağışlanması da ayrıca takdir topladı. Oyunun sahnelenmesinde veli –okul –öğretmen birlikteliğinin ve dayanışmasının en güzel örneği gözlerden kaçmadı.
BADER Çocuk Korosu’ndan Anneler Günü Konseri Bahçeşehirliler Derneği bünyesinde bu yıl kurulan çocuk korosu ilk konserini anneler güne özel gerçekleştirdi. Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi Konferans Salonunda düzenlenen etkinlikte duygu dolu anlar yaşandı. Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Kültür, Sanat ve Eğitim faaliyetleri çalışmalarına büyük önem veriyor. Bahçeşehir’de sosyal yaşamın ve birlikteliğin buluşma noktası dernek, bu yıl kurduğu BADER ÇOCUK KOROSU ile ilk konserini anneler gününe özel gerçekleştirdi. Şef Filiz Bağcı Yönetiminde sahne alan koro birbirinden keyifli şarkıları anneleri ve katılımcılar için seslendirirken, Yelpaze İstanbul Kültür ve Sanat Merkezi Şan öğrencilerinden Rabia Tunçbilek’te seslendirdiği iki yabancı şarkıyla güne renk kattı. Program Sunumunu BADER Genel Koordinatörü İsmail Acar’ın gerçekleştirdiği günde Dernek Eğitim Koordinatörü Şengül Alparslan faaliyetlerine dair şunları söyledi. “ Bu yıl ortalarında kurduğumuz koromuz çok kısa bir sürede onlarca çocuğumuza ulaştı ve ilk konserini gerçekleştirdi. Başta öğrencilerimiz olmak üzere bize destek veren tüm velilerimize teşekkür ederiz. Hedefimiz koromuzla yüzlerce çocuğumuza ulaşmak. Bizler sadece koromuzla şarkı söylemiyor aynı zamanda onları sahneyle buluşturarak özgüvenlerinin gelişmesine, sosyalleşmelerine de katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Eylül ayından itibaren yeni dönem çalışmalarımız başlayacak. Ayrıca yeni dönemde dernek lokalimizde Karikatür, Satranç, El Sanatları, Resim branşlarında da eğitimlerimiz başlayacak. Sadece çocuklarımız için değil yetişkinler içinde kurslarımız olacak.” dedi. Etkinlikte derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Barış Karabulut çalışmaları ve katkıları için Filiz Bağcı, Şengül Alparslan ve İsmail Acar’a dernek adına teşekkür belgelerini iletti. Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
25
Bahçeşehir Devlet Anaokulu’nun Görkemli Yıl Sonu Gösterisi Bahçeşehir’in kuruluşundan buyana binlerce miniğe okul öncesi başarılı bir eğitim veren Bahçeşehir Devlet Anaokulu, Bahçeşehir Okyanus Koleji’nde düzenlediği yıl sonu gösterisiyle tam not aldı. Etkinliğe katılan veliler çocuklarının başarılı performansları karşısında duygulu anlar yaşarken, program sonunda salonda tüm katılımcılar çocuklarını ayakta alkışladılar. Okul öncesi eğitim alanında ulusal ve uluslar arası standartları Türk Milli Eğitimin amaçları doğrultusunda takip eden alanında fark yaratmış, eğitim kalitesiyle ulusal ve uluslar arası düzeyde bilinen ve tercih edilen bir eğitim kurumu olmayı vizyon edinen Bahçeşehir Devlet Anaokulu, bu vizyona uygun hazırladığı yıl sonu gösterisiyle etkinliğe katılan velilerden tam not aldı. Okul öncesi çocuklarının bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurarak tüm gelişimsel dönemlerine uygun programlar hazırlayan okulda, sorun çözebilen, özgüveni yüksek, paylaşımcı, sorumluluk sahibi, iletişim becerisi gelişmiş, çevreye karşı duyarlı, yaratıcı, üretken, araştırmayı ve öğrenmeyi seven, mutlu bireyler yetiştirmek ilkesi yıllardır başarıyla sürdürülmekte. Yıl sonu gösterisinde çocukların birbirinden özenle hazırlanmış kostümleriyle Mine GÜLÖZ Beden Eğitimi Eğitmeni yönetiminde sahneye koydukları performansları da bu başarının kanıtı olmuş oldu. Teşekkürler Bu etkinliğe okul yönetimi dışında okul aile birliği ve okulda görev alan tüm personelde katkı sağlarken aşağıdaki isimler önderliğinde veliler adına teşekkür ederiz. Müzeyyen KARDAŞ KOÇAK - Okul Müdürü Sinem ERENER Müdür Yardımcısı Derya DEMİR Okul Öncesi Öğretmeni S. Büşra SÖZBİLİR Okul Öncesi Öğretmeni Nuray CİN Okul Öncesi Öğretmeni Yasemin Güzin KOCA Okul Öncesi Öğretmeni Ayda AVCI Okul Öncesi Öğretmeni Pelin KARALİ Okul Öncesi Öğretmeni Emine Medine BOZ Okul Öncesi Öğretmeni Esra BİLGİÇ Okul Öncesi Öğretmeni Elif Nur DİYER Okul Öncesi Öğretmeni
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
26
Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler
Tekerlekli Sandalye ihtiyaç sahibini arıyor Bahçeşehir Kemer Anaokulu’ndan örnek bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleşti. Okulun 6 yaş grubunun geri dönüşüme katkı sağlamak için atık malzemelerden giysilerle hazırladıkları defile ve birbirinden eğlenceli dans gösterileri faydaya dönüştü. Gerçekleşen kermes etkinliğinde velilerin de desteği ile öğrencilerin yıl boyunca okulda yaptıkları el emekleri satıldı. Elde edilen gelirle bir tekerlekli sandalye alan Bahçeşehir Kemer Anaokulu şimdi ihtiyaç sahibini arıyor. Bilgi için: Yasemin Bakır / Müdür Yardımcısı
Tel : 0 212 669 65 41 Gsm : 0530 038 40 18
Ramazan’da Etin Adresi; Bonfilet SteakHouse & Kasap
Doğan ve Hepşen ailelerinin mutlu günü Uzun yıllardır Bahçeşehir’de yaşayan Doğan Ailesinin biricik kızları, English Bahçeşehir İşletmesinin Sahibi kıymetli arkadaşımız Ece Işın Doğan, 14 Mayıs akşamı Shangri-La Bosphorus’da düzenlenen Nikah Töreni ve ardından gerçekleşen görkemli düğünle, Batuhan Hepşen ile dünya evine girdi. Mutlulukları gözlerinden okunan Doğan ve Hepşen ailelerini bu mutlu günlerinde akrabaları ve sevenleri de yalnız bırakmadı. Yeni evli çiftimize ömür boyu sağlıklı ve huzur dolu yıllar diliyoruz. Yelpaze İstanbul Ailesi
Bonfilet; gelenekselleşmiş aile mesleği olan hayvancılık ve kasaplık konusundaki faliyetlerine 1910’lu yıllarda Eskişehir’de başlamıştır. 2010 yılı itibariyle, Türkiye’de AB normlarındaki ilk tesis ünvanına sahip olan Bonfilet Entegre Et Tesislerinde hizmetlerini sürdürmektedir. Bonfilet, zincir marketlerde, sağlıklı MAP ambalajlarda paketlenmiş et ve et mamulleri satışının yanısıra, toplu tüketim noktalarında da et tedarikçisi olarak hizmetlerini sürdürmektedir. Mesleki tecrübesi bir asırı aşan Bonfilet, bugün sizleri et konusunda farklı bir kulvarda eşsiz lezzetlerle buluşturuyor. Alkent 2000 Mahallesi, Hadımköy Yolu’nda 2016 yılında hizmet vermeye başlayan Bonf ilet SteakHouse & Kasap...
Bonfilet SteakHouse & Kasap, 4 kuşaktır etçi olmanın yarattığı lezzet farklılıklarını, bölgede benzeri olmayan, eşsiz bir atmosferde sizlerle buluşturuyor. Restoranın hemen yanıbaşında yer alan Bonf ilet Kasap’ta ise tüm et ve şarküteri ürünlerinin satışını gerçekleştiriyor. Bonfilet SteakHouse, Ramazan ayı boyunca zengin menüsünün yanısıra etkileyici ve doyurucu bir ramazan menüsüyle de misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Bonfilet’in lezzetlerini ayrıcalıklı kılan unsurların başında, kullanılan tüm etlerin Trakya bölgesinde özel olarak yetiştirilmiş besi hayvanlarından elde edilmesi geliyor. www.bonfiletsteakhouse.com.tr www.bonfiletkasap.com.tr www.bonfilet.com.tr Bilgi ve rezervasyon için: 0 212 884 2 884
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
27
RINIZI VİDEOLA İN GÖNDER
ul.com zeistanb a lp e y @ irtv bahceseh
M
LI PAYLAŞA
www.bahcesehir.web.tv
facebook/bahcesehirtv
twitter/bahcesehirtv
Yayın Stüdyosu Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 E-Mail: bahcesehirtv@yelpazeistanbul.com Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
28
YAŞAM
10 Madde ile Giderek Daha Çok İnsanı Etkisi Altına Alan
‘Kaliforniya Sendromu’ Kaliforniya sendromu için kısaca ‘susuzluğu deniz suyu içerek dindirmeye çalışma çabası’ demek yerinde olur. Sendromu tanımlayan öğeleri ise: Sınırsız tüketim, eğlence ve zevk düşkünlüğü, benmerkezcilik, yalnızlık ve mutsuzluk olarak sıralayabiliriz... sınırlarda yaşandığı yer olan Kaliforniya’dan çıktığı için ‘Kaliforniya’ Sendromu olarak adlandırıyor. 3. Üç Ana Belirtisi Var • Zevke Düşkünlük • Bencillik • Yalnızlık Belirtileri gösteren kişilerin ortak noktası ise, mutsuzluk. 4. İnsanı İnsan Yapan Değerlerin Bir Önemi Yok Uzmanlara göre Kaliforniya sendromu, kendini evrenin merkezi haline getiren ve kendinden başka kimseyi önemsemeyen bir nesil yaratıyor. İnsanlar kendilerinden başka kimseyi önemsememeye başladıkça toplumsal değerlerinde bir anlamı kalmıyor ve bir süre sonra birey değer erezyonuna uğruyor. Sadece kendisi için harcama yapan, paraya tapan, sorumluluklarını göz ardı eden Kaliforniya sendromlu insanlar yaşadıkları toplumu da sakat bırakıyorlar. 1. Kaliforniya Zenginler Diyarı Google, Yahoo, Oracle, Cisco, Facebook, Twitter, Salesforce, Intel, HP gibi dev şirketlere ev sahipliği yapan Kaliforniya eyaletinin 2011 yılı mali raporlarına göre gayri safi eyalet hasılası 2 trilyon dolar civarında gerçekleşmiştir. Bu sonuç Kaliforniya eyaletinin dünyadaki en zengin 10 ekonomiden biri olduğunu ve gelişmiş bir çok ülkeyi geride bıraktığını göstermektedir.
Amerikalı’dan biri Kaliforniya’da yaşamayı seçmiştir.
Bugün, ABD’de doğan her 6 bebekten biri Kaliforniya’da dünyaya gelmektedir. Her 8
Amerikalı psikiyatri uzmanları, hızla artan bu rahatsızlığı, tüketim ve eğlence kültürünün uç
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
2. Neden ‘Kaliforniya’ Sendromu Deniliyor? Sınırsız tüketim ve eğlence toplumlarının yeni çıkmazları; zevk düşkünlüğü, benmerkezcilik (egoizm), yalnızlık ve mutsuzluk. Amerikan toplumunu en çok etkileyen psikolojik rahatsızlıkların başında bu duygusal bozukluklar geliyor.
5. İş Yaşamında Sıkça Görülüyor Bu insanlar değer erezyonuna uğradığı için iş hayatına girince de aradığını bulamıyor ve kendini aramak adına sürekli iş değiştiriyor. Kendine odaklı olduğu için iletişim yönü zayıf. Kendini değerli hissetme hali o boyutta ki bir çok kişi hiçbir şey yapmadan ve çaba sarfetmeden iş hayatında var olmak istiyor. “Sen özelsin” yaklaşımı ile iş yerinde en ufak iyi niyetli bir eleştiriyi bile kendine saldırı olarak algılıyor ve hemen savunma ya da yok sayma davranışına geçiyor. Kendini ön plana
29 koyma isteği, bir yandan önemli bir özgürlük yaratırken diğer taraftan tarifsiz bir hayal kırıklığı yaşatıyor ve sonunda kendisini yalnız hissediyor. Yalnızlaştıkça paralize oluyor ve önemli değeri olan yaratıcılığını kaybediyor . 6. Sendromun Kaynağı Hayat Tarzı Daha çok bir hayat tarzı olan Kaliforniya sendromunun ayırt edici özellikleri: • Eğlenmek, bedensel hazlar, para kazanma hırsı ve kontrolsüz harcama hayatın temel felsefesi olarak algılanır. • İnsanlar hayatı tüketmek için yaşar
ceye ve sekse yöneliyor. Dahası, daha çok eğlence ve zevk düşkünlüğüyle, üretmediği halde tüketen, yardım etmeyen, sadece kendine harcayan, parasal hedefleri kutsallaştıran, toplumsal yapıyı önemsemeyen bir anlayışı toplum içinde yaygınlaştırıyorlar. 9. Yalnızlık Ömür Boyu ya da Hazlar Tükenene Kadar Kaliforniya sendromu olan insanlar zamanla yalnızlığı hayat tarzı haline getiriyorlar. Ancak mutsuzluklarını unutmak seçtikleri hayat tarzı ise bedenlerini tüketiyor. Bedensel, geçici hazlar için yaşayan bu insanlar, vücutları iflas ettiğinde ise hayatı yaşanmaz olarak tanımlıyorlar.
• Üretirken ve tüketirken hatta eğlenirken ortaya çıkan yorgunluk tekrar eğlenerek atılmaya çalışılır. • Sürekli eğlenme halinin zamanla insan ruhunda oluşturduğu yaraları ortadan kaldırmak için kişiler, daha çok tüketmeye ve eğlenmeye gereksinim olduğunu düşünür • Tüketimin ve eğlencenin sürekli dozunun artırılması gereklidir.Kısaca insan hayatı sürekli bir kısır döngü içindedir.
• Somut zevk ve eğlenceleri yaşamın amacı olarak görür. • Bu kişilerin, (şayet başarılı iseler) çevrelerinde sahte dostlar bulunur. • Erkekler gücü, kadınlarsa güzelliklerini kaybettiklerinde, yalnızlaşır. 8. Mutsuzluğun Çaresi Seks! Yaptığı işler nedeniyle mutsuzlaşan kişi bu duygudan kurtulmak için daha fazla eğlen-
“Hayatta tatmadık zevk bırakmadım. Artık yaşamanın bir anlamı kalmadığını düşünüyorum.” diyerek intihar eden, Henry Ford’un oğlu Edsel bu duruma güzel bir örnektir. 10. Çözüm Nedir? Vücudun iflasını beklemeden insanın yaşantısını bireysel ve toplumsal hedeflerle zenginleştirmesi değerli bir seçenektir. Kısaca, bir başkasını yaşatmak için yaşayarak bu kısır döngüye bir son vermek mümkündür. Aksi takdirde maddi çerçeveye sıkışan hayat bir zaman sonra anlamını yitirir.
7. Yaşantılar Sahte, Düşünce Biçimi Çarpık! • Bu sendromu yaşayan kişiler, ‘başkası açlıktan ölse bana ne’ düşüncesiyle kendisi dışındaki kişiler hakkında kaygı hissetmemeye başlar. • Kendine hayran olma, ego fetişizmi de denilebilecek şekilde narsistik eğilimler taşır. • Bana zevk veren şeyler iyidir, zevk vermeyen şeyler kötüdür, şeklinde iyi-doğru değerlerinde değişme yaşanır.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
30
Metropol
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
31
Yelpaze 襤stanbul / 15 May覺s 2016
32
Aslında, orada değiliz... HİLAL ERBAKAN
Mimar
Atom %99.99999999 oranda boş alandan oluşuyor Bu da şu demek oluyor; Baktığımız bilgisayar, üzerinde oturduğumuz sandalye ve hatta biz kendimiz “büyük oranda orada değiliz”
F
izikçi Sir Arthur Eddington atomun yapısını, “Madde çoğunlukla hayalet gibi boş alandan oluşmaktadır” ifadesiyle açıklar. Parçacık fizikçisi Fred Alan Wolf, atomla ilgili olarak bu gerçek konusunda şunları söyler. “… bizim yaşadığımız gezegendeki hayatın, evrenin ne kadar boş olduğunu düşündüğümüzde, bir sürpriz olduğunu anlayabiliriz.
önümdeki masanın üstünde duran bir toplu iğnenin başı gibi düşünürsem, o zaman çevresinde dönen elektron Hollanda, Almanya ve İspanya’dan geçen bir çember çizer (Guitton, Fransa’da yaşamaktadır). Onun için bedenimi oluşturan tüm atomlar birbirine değecek kadar bir araya gelseydi, artık beni göremezdiniz. Jean Guitton, milimetrenin birkaç binde biri boyutunda ufacık bir toz zerresi olurdu”
yere koyuyoruz.. Zihin bizi vaatleri ile çok kolay kandırıyor çünkü biz onun tavsiyeleri ile işbirliği yapmaya can atıyoruz.
Aslında, evrenin %99′dan fazlası hiçbir şeydir!
‘BOŞLUK’LAR “BOŞ” DEĞİL
Meditasyon yapıyoruz yani zihnimizi daha sessiz kılmak için bir sürü numara yapıyoruz.
Evrenin endişe verici bir hızla genişlemekte olduğunu dikkate alırsak, daha önce hiç olmadığı kadar çok hiçlik meydana gelecektir! Buna bu şekilde bakmak bende hayranlık uyandırıcı bir saygı oluştururken, atom altı parçacıkların mikro dünyasını dikkate aldığımızda, durum daha da fenalaşıyor.. Deyim yerindeyse, hiçbir şey yoktur. Atomdan söz ederken ‘büyük’ ve ‘boşluk’ kelimelerinin aynı cümle içinde kullanılması ilk anda tuhaf gelebilir. Ancak bu bir gerçektir. En basit anlatım ile atom, bir çekirdek ve onun etrafında dönen elektronlardan oluşmaktadır. Çekirdek ile elektron arası ise ‘boşluk’tur. Bu küçücük ‘boşluk’ atom ölçeğine inildiğinde küçük değil büyük, hem de
çok büyüktür. Tanrı ve Bilim kitabının yazarı Jean Guitton, temel parçacıklar arasındaki devasa ‘boşluk’tan söz ederken konuyu akıllarımıza biraz daha yaklaştırmak için şöyle bir misal veriyor: “Eğer bir oksijen çekirdeğinin protonunu şu
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Karamsar bir adam, iyimser bir başka adam ve bir fizikçi, bulutsuz bir gecede gökyüzüne bakmışlar. Karamsar adam, “ne kadar büyük bir boşluk bu” demiş. İyimser olanı ise, “Ne kadar da çok yıldız var” diye ona karşılık vermiş. Fizikçiye gelince, o ân bir şey söyleyebildiğini zannetmiyorum. Çünkü bilim dünyası da son yarım asırdır ne gördüklerinden ne de göremediklerinden pek emin olamıyor.
‘‘Mutlu olmak için hiçbir şeye, mutsuz olmak için bir şeye ihtiyacımız var.’’ Şeylerin dünyasına yatırım yaptığımız sürece huzuru yakalayamıyoruz. Egomuz ısrar ettiği sürece, her zaman çıkılacak yeni bir seyahate, okunacak yeni bir kitaba, yeni bir kursa, yeni bir şansa ya da yeni bir güne ihtiyaç olacak.. Görüşümüz, şartlanmış bir zihin tarafından etkilenmiş ve şekillenmiş olacak. Bu yüzden devamlı olarak kendimizden ve hedefimizden bir veya birkaç adım uzakta hissediyoruz kendimizi. Tabii ki doğru değil bu, ama bize doğru gibi geliyor, çünkü biz kendi kendimizi bazı çabaların sonucunda ulaşılabilecek bir
Gerçek bir içgörü sadece boşluktan doğabilir.’’ oysa… ‘’-Bazen, zihin bir kasırga gibi esiyor. Onu yatıştırabilmek İmkansız gibi görünüyor. Meditasyon yapmak bile işe yaramıyor gibi.”
Size bir soru sorayım: “Rüzgâr esmediğinde boşluk daha mı çok boşluk gibidir? “ Veya “-Rüzgâr bir kasırgaya bile dönüşse, boşluğu nasıl etkileyebilir veya değiştirebilir ki?” Bunu bilmek bizi rüzgar gibi esen zihni kontrol etmeye çabalamanın her türlü hayali yanılsamalarından özgür kılar.
Boşluk olalım ve bırakalım zihin nereye isterse oraya essin. Zihni bilmek ve anlamak zihni aşmak demektir. Zihin rüzgârdır, dalgadır. Öz yani ‘ben’ okyanustur ve boşluktur.
‘Ben’i okyanus olarak, boşluk olarak tanımlamak gerek , dalga ya da rüzgar olarak değil. Göreceğiz ki bir anda çıkıvereceğiz ‘ben’in tuzağından’’ Sevgi ve Yaradan’ın varlığı dışında her şey gelip geçici ve boş. Bomboş….Bunu yüreğimizle bilmenin sonsuz hayat, özgürlük ve neşe olduğunu da bilmek gerek..
33
SOHO GALLERY Bahçeşehir’de, müşterilerine lüksü ekonomik olarak sunan ayrıcalıklı bir restoran SOHO GALLERY Prestige Mall’de...
Doğa Parkı Cad. Prestige Mall AVM / Bahçeşehir / İstanbul
T: (0212) 669 32 00
/sohogallerybahcesehir Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
34
HAKKINIZ VAR Hukuki El Atma Nedeniyle Tazminat AV. Fuat Ekİn
Avukat / fuat@ekin.av.tr
2010 yılında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun tarihi Kararı’ na değin, imar planlarında okul, cami, yeşil alan, yol vb. kamu hizmetine ayrılan, ancak kamulaştırması yıllarca yapılmadığı gibi imar planı da değiştirilmeyen taşınmaz malikleri maalesef ciddi hak ihlaline uğramışlardır.
S
onrasında bu konuda yasal düzenlemeye gidilerek, Kamulaştırma Kanunu’ nun Geçici 6. Maddesi “ Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır “ şeklinde eklenmiştir. 3194 Sayılı Yasa’ nın 10. Maddesi’ nin 1. Fıkrası’ nda, imar uygulamasını yapan belediyenin planın kesinleşmesinden itibaren 3 ay içinde planın tatbiki için 5 yıllık imar planı hazırlamakla yükümlü olduğu hüküm altına almıştır. Yine aynı Fıkra’ da “ beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırır “ denilmektedir.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Buna göre imar planlarında okul, cami, yeşil alan, yol vb. kamu hizmetine ayrılan taşınmaz malikleri, imar planlarının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl içerisinde kamulaştırma kararı alınmayan taşınmazı için yasal yollara müracaat edebilecektir. 2942 Sayılı Yasa’nın Geçici 6. Maddesi uyarınca başvuru üzerine, 6 ay içerisinde kamulaştırma yetkisine sahip idare tarafından herhangi bir cevap verilmemesi ya da talebin reddedilmesi halinde; ret cevabından ya da cevap verilmemesi halinde 6 aylık sürenin sonunda, 60 gün içerisinde idari dava açma ( tam yargı davası ) hakları bulunmaktadır. Yalnız bu dava yolu yalnızca arsa vasfındaki imarlı taşınmazlar için öngörülmüştür, tarla, bağ vs. gibi taşınmazlar için böyle bir hukuki yol öngörülmemiştir. Hukuki el atma nedeniyle İdare Mahkemesinde açılacak bir tam yargı davasında, davacı dava konusu taşınmaz için belirlenecek tazminat değerine hükmedilerek, davalı idareden tahsilini talep edebilir.
35
BAHÇEŞEHİR MOBİLYACILAR ÇARŞISI'NDA
2. BAHAR
DEĞİŞTİRME KAMPANYASI Eski yataklarınızı evinizden alıyor, yeni YATAŞ'ınızı teslim ediyoruz.
Athletic Yatak
Wedding Premium Yatak
Winter Nevresim Takımı
Özel ev tekstil ürünlerinde %60'a varan İNDİRİMLER... Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H-1 Blok No:3 Bahçeşehir-İstanbul T: 0212 605 06 15 • www.bahcesehiryatas.com
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Renkli bahar Tek renk kıyafetlerinizi çarpıcı renklerde ayakkabılar ile birleştirerek yaza rengarenk bir merhaba deyin...
Arayıpta bulamadığınız büyük ve küçük numaralar fitbas.com’da... Erkek 37-39 ve 46-50 & Bayan 33-35 ve 41 -44 arası
Tarzınızı tamamlayın Tek fiyat
89,90 TL
Fitbas.com (FBS E-Ticaret Bilişim Hizmetleri Ltd.Şti.)
Ömer Avni Mah. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sokak No:21/A Gümüşsuyu - Beyoğlu İstanbul
Tel: 0212 671 89 36
Hoşdere-Bahçeşehir Yolu Cad.Park City Evleri D-Blok No:12 Esenkent / İstanbul
Tel: 0212 549 49 90
38
/Travelogueress
/ travelogueress
/ Travelogueress
ı s a r e c a M a rik e m A y e n ü Bir G
3. Bölüm Foz de Iguaçu
io Gunesli R
D
ün gece Brezilya televizyonunda gördüğüm bir sahne çok ilgimi çekti. Bir genç yaşlının elini öpüp alnına koydu. Bu adeti Türkiye dışında hiçbir yerde, Ortadoğu dahil, görmemiştim. Çok şaşırdım. Bu sabah sonunda güneşli bir Rio’ya uyandık. Okyanus ve gökyüzü ilk defa maviydi. Copacabana’dan Şeker Dağı’nın görüntüsü bir başka hoştu. Ama sabah erkenden havaalanına gitmemiz gerekti. Yolda, yol kenarında paneller ardında saklanmaya çalışan geniş favelaları görebildik. Açıkçası İstanbul’daki çarpık gelişmiş olan mahalle veya gecekondulardan hiç mi hiç farklı görünmüyorlardı. Ancak güvenlik bakımından farklılar. Bazı favela alanlarında ordu güvenliği ele almak zorunda kalmış, helikopterler sürekli bu alanların üstünde uçuşuyor. Favelalarda yaşayanlar için sosyal konut inşa
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
e onden r e l e l a Şel etme ve zamanla favelaları yok etme planları varmış. Rio beklentilerimi fazlasıyla aştı. Rio’yu çok sevdim. Şu anda Iguaçu şehrindeki Recanto Park Otel’in 179 numaralı odasındayız. Paraguay’a 10 km. uzaklıktayız. Trafikte Paraguay’dan gelmiş birçok araba görmek mümkün. Güney Amerika ülkeleri arasındaki anlaşmalardan dolayı vizesiz ve gümrükten geçmeden rahat rahat bir ülkeden diğerine geçebiliyorlarmış. Buraya gelirken uçağımız ilk Curitiba şehrinde durakladı. Durağımıza havadan yaklaşırken muhteşem koyu yeşil, yoğun ve yüzbinlerce hektarca bölünmemiş ormanları, Iguaçu nehrini ve hidrolik santralini görebildik. İner inmez Iguaçu Milli Parkı içindeki Foz de Iguaçu’ya gittik. Şelalelere varabilmek için 15 dakika boyunca parkın içinde araba sürmek gerekiyor. Yolda birçok resmi araca ve
bakış
eskortlarına rastladık. Uluslararası bir zirve için hepsi burada toplanmış. Birçok ülkenin devlet başkanı buradaymış. Biz şelalelerde fotoğraf çektiren Şili Cumhurbaşkanı ve Avustralya Dışişleri Bakanına rastladık. Şili kabinesinden bir memur eşimden kendisinin şelalelerde resmini çekmesini rica etti. Sonra okuduğumuza göre Türkiye’yi Egemen Bağış temsil etmiş ama biz kendisini göremedik. Bu milli parkın içinde bulunduğu orman subtropik bir orman. İçinde puma, jaguar ve tukan kuşu barındırıyor ama ne yazık ki hiçbir hayvan (büyük kertenkele ve rengarenk kelebekler dışında) görmedik. Bu orman Amazonlar’ın bir parçası olarak kabul edilmiyor. Amazonlar ülkenin kuzeyindeki alan. Şelaleler gerçekten etkileyici, gürültülü ve güçlü. Çok uzaklardan bile ıslanmamıza sebep oldu, gerçi nemli sıcakta hoş da oldu ıslanmak.
39
Resmi
araçla
r ve es kortla
r
Zirvenin yapıldığ ı otel
Şelalelerne bakış rda ormanla Iguaçu bu bölgede yaşayan kabilenin (Guarani) dilinde büyük su anlamına geliyor. Foz de Iguaçu, büyük suyun ağzı demek. Nehrin karşı tarafı Arjantin’e ait. Şelalenin %70’i Arjantin’e ait. Yarın Arjantin sınırını geçip, şelaleleri bir de oradan gezeceğiz. Ama nehrin bu yakasında bile telefonum Arjantin hattını yakaladı. Eskiden cüzi bir para karşılığı, kabile reisleri turistlerin köylerine rehber eşliğinde gelmesine izin verirmiş. Ama turistler çocuklara şeker verip, dişlerinin çürümesine ve hastalanmalarına sebep olunca, bu uygulamayı
durdurmuşlar. Doktora gitmeyi reddediyorlarmış. Otlardan hazırladıkları kendi ilaçlarını kullanmayı ve beyaz adamla hiç karşılaşmamayı tercih ediyorlarmış. Kabilenin Arjantin tarafındaki kısmı turistlere boncuk, bilezik satıyormuş ama reis tarafından seçilmiş sadece 10 kişi bu işle görevlendirilmiş. Diğer hiç kimse beyazlarla yakınlaşamıyormuş. 2006 yılında yeterli yağmur olmadığı için Iguaçu’da neredeyse hiç su yokmuş. Burayı ziyaret eden turistler sadece büyük bir kanyon görmüşler ve hayal kırıklığına uğramışlar. Bizim şansımıza su boldu ve yer yer kahverengiydi (bu çok ve kuvvetli su olduğu
Yol ke narı
ndaki
e
rtenkel Büyük ke
hama
klar
anlamına geliyormuş). En normal halinde su açık yeşilmiş. Otelimize varmak 30 dakika kadar sürdü. Böylece bazı tarım alanlarını ve Foz de Iguaçu şehrini görmüş olduk. Burası aynen tahmin ettiğim Güney Amerika gibi. Koyu yeşil ve tropik ağaçlar muhteşem, binalar aynı belgesellerde gördüğüm ya derme çatma tipten ya da yüksek betonarme. Yarın sabah Arjantin’deyiz ama sonra Brezilya’ya geri gelip Sao Paolo uçağımıza yetişeceğiz.
Siz de seyahat anılarınızı paylaşmak ve özellikle yazılarınızda gezilerinizde gözlemlediğiniz çocuk, hayvan, kadın, yaşlı hakları, çevre ve yaşam sorunlarını dile getirmekle ilgileniyorsanız, uluslararası alanda uyguladığımız GET HEARD (Sesini Duyur) Projesi’ne katılmanızı öneririz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilir ya da contact@travelogueress.com ‘a yazabilirsiniz. Gezi yazılarımın tümü yeni web sayfam www.travelogueress.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
40
EĞİTİM
ırrı: İyi Okulların S
da ellerinden geleni yapmaları konusunda onları motive etmektir. Taocu filozof Lao Tzu şöyle der: “İnsanların varlığını neredeyse hiç hissetmediği bir lider en iyi liderdir. İş bitirildiğinde, hedefe ulaşıldığında, insanlar ‘biz kendimiz başardık’ diyeceklerdir.” Bu yaklaşım aynı zamanda okul liderlerinin değişimi iyi yönetmesini ve öğretmenleri, ebeveynleri ve hatta öğrencileri bile sürece katmasını sağlayacaktır. Bu, kültürleri dönüştürmenin ya da hükümetler tarafından dayatılan değişimlerle baş etmenin temelini oluşturur.
Yıllar önce öğretmenler sendikası NASUWT, tükenmişlik sendromu dolayısıyla işi bırakan öğretmenlerin sayısının giderek artması nedeniyle öğretmenlerin yaşadığı stres üzerine ülke çapında bir çalışma yapmamı istemişti. O dönemde de, tıpkı şimdi olduğu gibi, okullar politikacıların “oyuncağı” gibiydi. Her yeni gelen hükümet çok büyük ve “yıkıcı” değişimler getiriyor ve bunu bazen sadece yapmış olmak için yapıyordu. Bugün hala politik felsefelerini eğitime empoze etmeye çalışan ve okulların yapısına ve müfredatına müdahale eden hükümetlerimiz var. Eğitimin öncelikle devlet tarafından finanse edildiği parlamenter bir demokraside, bu durum asla sona ermeyecek gibi duruyor. Eğitimde en ideal yapıya ulaşılsa bile. O zaman okullar, yerel ve merkezi yönetimlerin, ebeveynlerin ve toplumun aşırı baskısı altındayken nasıl etkin bir performans gösterebilirler? Yüksek performans gösteren iyi çalışma ortamları nasıl yaratılır? Okul liderleri, daha az kaynak (hem finansal hem de çalışan anlamında), daha çok öğrenci ve bunun yanında giderek artan ebeveyn beklentileri gibi sorunlarla yüzleşmek zorunda kalan okullara çözüm üretmenin önemli bir parçasıdır. İşte bu yüzden, okul çalışanlarını olumlu geribildirimlerle yöneten, bazı sorunların üstesinden gelemediklerinde ya da desteğe ihtiyacı olduklarında, bunu fark edebilecek sosyal ve insani becerilere sahip tutkulu ve motivasyonu yüksek yöneticilere ihtiyacımız var.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
“Emir ve kontrol” ya da zorbalıkla yöneten liderler, öğretmenlerin sağlığına, moraline ve elbette performanslarına zarar veriyor. Manchester Üniversitesi’nden bir meslektaşımla birlikte yaptığımız işyerinde zorbalık konulu ulusal bir araştırmada, sağlık çalışanlarının ve öğretmenlerin, zorbalık eden yönetim tarzının en yaygın olduğu meslekler arasında olduğunu bulduk. Zorbalığa uğrayan çalışanlar arasında - ve hatta zorbalık olmasa da korku kültürünün hakim olduğu (ki bu da bir zorbalık türüdür) mesleklerde, hastalık nedeniyle daha sık işe gitmemeye, daha kötü akıl sağlığına ve daha düşük performansa çok fazla rastlanıyordu. Bir okul düzeyinde; yaşadıkları sorunlar karşısında devleti ya da yollarına çıkan diğer engelleri suçlayıp durmaktansa olumlu bir tutum içine giren liderler oldukça önemli. Okul liderlerinin ve sendikaların politik kararları etkilemek için yapabilecekleri bazı şeyler var. Çocuklarımızı eğitmek için doğru ortamı yaratmayı sağlamak için bunları yapmaya devam etmeliler elbette. Ancak yine de okullardaki acil sorunlar acil pozitif çözümler gerektirir. “Yapabilirsin” kültürünü oluşturan ve öğretmenlerin, öğrencilerin ve ebeveynlerin zorluklar karşısında bile bu şekilde davranabilmesini sağlayan liderlere ihtiyacımız var. Zorlu durumlarda liderlik, zor zamanlarda bütün paydaşların birlikte çalışmasını sağlamak ve problemlere (insani, finansal ya da eğitimle ilgili) çözümler bulma konusun-
Çalışanları gereksizce zorlamadan yüksek performans gösteren iyi bir okul yaratmak, tamamen bir denge meselesidir. Liderler için en doğru yol, değişimle ilgili seçenekler üzerine yapılan ilk görüşmelerden başlayıp karar vermeye kadar tüm aşamalara çalışanları da katmaktır. Eğer öğretmenler kararlara dahil edilmezlerse, değişimleri tam olarak uygulamayacak, ilgilerini kaybedecek ya da fikirlerine ve geribildirimlerine değer verilen başka işler bulacaklardır. Kaynak: http://www.theguardian.com/teacher-network/2016/apr/21/high-performing-schools-headslisten-teachers-staff-wellbeing
advertorial
Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı; çocuklarının geleceğini düşünen annebabalara ve yeni ufuklara açılmak isteyen yetişkinlere dogru secimler yapmalarinda rehberlik eder. Her anne-babanın en büyük arzusu, çocuklarını yetkin, kendi ayaklarının üzerinde duran, hayata hazır insanlar olarak yetiştirmektir. Hızla değişen dünya düzeni içinde bunun bazi ‘olmazsa olmaz’ları vardır:
Bu yaz çocuğunuzu ELLA Yurtdışı Eğİtİm Danışmanlığı rehberlİğİnde İngİltere’de yaz kampına gönderİn!
•Akıllı seçimler •İyi bir eğitim •İyi bir İngilizce Genellikle 7. ve 8. aylarda yapılan İngilizce Yaz Kampları, dil öğrenirken aynı anda farklı sosyal, kültürel ve sportif aktivitelere katılmak isteyen sekiz ile on yedi yas arasındaki öğrencilere hitap etmektedir. Yaz kurslarının hedefi, kişilerin dil bilgilerini iyileştirirken, öbür yandan da başka kültür ve milletleri tanımasını sağlamaktır. Peki Çocuğumu İngiltere Yaz Kampında ne bekliyor? Yaz Kampı sırasında öğrenciler haftada yirmi saat İngilizce’nin yanı sıra, haftada en az 1 tam gün ve 1 yarım gün şehir dışı ve içine kültürel gezilere katılım göstermektedir. Ayrıca haftanın her günü, çoğunlukla öğleden sonra, bireyler için sportif ve sosyal etkinlikler hazırlanmaktadır.
ÖRNEK PROGRAM GÜNLER
*Her okulun program içeriğinin farklı olabileceği unutulmamalıdır. SABAH 09:00-12:30
ÖGLEN 14:00-17:30
AKŞAM 20:00-22:00
PAZAR
Ögrencilerin varışı
Yerleşme ve okul oryantasyonu
PAZARTESİ
9:00 – 11:00 Yerleştirme testi 11:00-12:00 Hoşgeldiniz konusması
Sahil yürüyüşü ve Oceanarium gezisi
SALI
Dersler
13:30-18:30 Yarım gün gezi
Hazine avı
ÇARŞAMBA
Dersler
Bournemouth Bahçeleri, Müze ve Alışveriş
Zumba
PERŞEMBE
07:30 – 20:00 Londra’ya tüm gün gezi
CUMA
Dersler
CUMARTESİ
Dersler
PAZAR
Tüm Gün Gezi
Tenis Top oyunları Futbol ve Basketbol İngiliz oyunları: Cricket, croquet and Netball
Seda KOÇDAĞ AKYÜZ Kimdir? 2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliğinden mezun olduktan sonra yükseköğrenimini İngiltere’de tamamlamıştır. Daha sonra Yıldızlar Koleji, Avrupa Koleji ve MEF Okulları’nda öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulunmuştur. 2015 yılında İngiltere’ye yerleşmiş ve Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı şirketini kurmuştur. İngiltere’de eğitim almak isteyenlere ücretsiz danışmanlık hizmeti vermektedir.
Seda AKYÜZ Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Şirketinin Kurucusu 9 The Cheviots, Overbury Road BH14 9JL, Poole,Dorset +44 744 025 42 13 • +90 533 283 10 84 (whatsapp) info@ellaedu.com • www.ellaedu.com
veya
Yüzme
Hoşgeldiniz daveti Grup etkinligi `Who are you?`
BBQ ve film gecesi Black and White Disco
veya
Arts and Crafts
Mr. and Mrs. Wentworth
veya
Drama
Uluslararası Spor Musabakaları
Yaz Kampı başvuruları her yıl Nisan ve Mayıs aylarında yapılır. Siz de geç kalmadan bizimle iletişime geçip, yerinizi şimdiden ayırın.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
42
RÖPORTAJ
Eston Şehir Mahallem’de evdeki huzur mahalleye taşınıyor
Yeşille iç içe, az katlı ve düşük yoğunluklu konseptiyle Bahçeşehir’in güzel projesi Eston Şehir Mahallem projesi hızla tamamlanıyor. Gelecek yıl Haziran ayında anahtar teslimi yapılacak projeyi geliştiren Polatyol Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi Celaleddin Polat, inşaat sektöründeki 55 yıllık güçlü tecrübelerini Eston Şehir’e yansıttıklarını vurgulayarak, “Eston Şehir Mahallem çok özel bir proje oldu. Bu projemizle, evdeki huzuru ve mutluluğu mahalleye de taşıyoruz. Çocuklarımıza çocukluğumuzdaki sıcak mahalle hayatını armağan ediyoruz” diye konuştu.
Y
eşille iç içe, az katlı ve düşük yoğunluklu konseptiyle Bahçeşehir’in güzel projesi Eston Şehir Mahallem projesi hızla tamamlanıyor. Gelecek yıl Haziran ayında anahtar teslimi yapılacak projeyi geliştiren Polatyol Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi Celaleddin Polat, inşaat sektöründeki 55 yıllık güçlü tecrübelerini Eston Şehir’e yansıttıklarını vurgulayarak, “Eston Şehir Mahallem çok özel bir proje oldu. Bu projemizle, evdeki huzuru ve mutluluğu mahalleye de taşıyoruz. Çocuklarımıza çocukluğumuzdaki sıcak mahalle hayatını armağan ediyoruz” diye konuştu.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Eston Şehir Mahallem, Bahçeşehir’in en dikkat çeken projelerinden biri. Bahçeşehir’in gerçek ruhuna uygun yeşille iç içe, az katlı ve düşük yoğunluklu tasarımıyla herkesin beğenisini topluyor. İnşaatı hayli ilerleyen Eston Şehir Mahallem’i projeyi geliştiren Polatyol Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi Celaleddin Polat’la konuştuk. Celaleddin Bey, Eston Şehir Mahallem’in diğer projelerden farkı nedir? Eston Şehir Mahallem’le, evdeki huzuru ve mutluluğu mahalleye de taşıyoruz. Az katlı, yeşille iç içe düşük yoğunluklu bir proje. Bahçeşehir’de nefes alınacak bir atmosfer yaratıyor. 68 dönüme yayılan
projede sadece 315 birim inşa ediyoruz. 47 dönümü açık alan ve bunun 26 dönümü yeşil alan. Özgün tasarımlı farklı konut tipleri, canlı açık hava mekânlarıyla komşuluk ilişkilerini destekliyor. Bunu yaparken mahremiyetten de ödün vermiyor. Her biri bahçeli, teraslı veya balkonlu dairelerin pencereleri, gün ışığını en fazla alacak şekilde yerden tavana kadar yükseliyor. Projede kapalı otoparklar her bloktan ulaşılabilecek şekilde dizayn edildi. Otopark girişleri, sitenin dış kabuğundan verilerek ve çocuklara özgür ve güvenli bir mahalle ortamı yaratıldı. Her detayında başka projelerden çok farklı olduğu hemen fark ediliyor.
43
rinden Swanke Hayden Connell tasarladı. Toplam 45 milyon dolarlık bir yatırım yaptık.
ta sonrasında yurtdışında etkili bir oyuncu olmaya kararlıyız.
İnşaat başladı mı, ne aşamada? Ne zaman bitecek? Başladı. Büyük bir hızla devam ediyoruz. Haziran 2017’de anahtarları teslim etmiş olacağız.
Eston Şehir markasıyla mı devam edeceksiniz? Eston Şehir Türkiye’nin önemli ve köklü bir markası. Ama henüz bu konuda netleşen bir durum yok.
Eston Şehir Mahallem’den kaç paraya ev alabiliriz, fiyatlar nasıl? Eston Şehir Mahallem’den anahtar teslim 360.000 bin liradan başlayan fiyatlarla ev sahibi olmak mümkün. Şunu da mutlaka vurgulamak isterim, lansman tarihinde ev alanlar bugüne kadar yaklaşık yüzde 30 kazanmış durumda. İnşaat bittiğinde bu katlanacaktır. Ne kadarı satıldı? Satışlarımız planladığımız çerçevede gayet iyi gidiyor. Yaklaşık yüzde 50’si satılmış durumda.
‘DOĞAL VADİYİ BİR PARK OLARAK HAYAL ETTİK’ Konsept nasıl belirlendi, mimarı kim? Eston Şehir Mahallem, dünyanın lider mimarlık ofislerinden Swanke Hayden Connell tarafından tasarlandı. Elimizde bir vadi vardı, onu ekolojik duyarlılığı gözeten, sürdürülebilir, verimli ve yaşam kalitesini ön planda tutan bir mahalleye dönüştürdük. Eston Şehir Mahallem projesini tasarlarken arazinin doğal vadi yapısını, proje sakinlerini bir araya getirecek bir park olarak hayal ettik. Vadiden konut birimlerine sızan kılcal yeşil kollar, tüm yerleşimi birbirine bağlarken projenin hatları yaya ve bisiklet yollarını oluşturuyor. Böylelikle site içi sosyal hayat, araç trafiği sebebiyle kesintiye uğramıyor ve peyzaj çeşitliliği sağlanıyor.” Eston Şehir Mahallem için ne kadar yatırım yaptınız? Eston Şehir Mahallem Polatyol’un ilk gayrimenkul geliştirme projesi. Bu nedenle çok özel bir proje. Çok özendik, çok ince düşündük. Dünyanın lider mimarlık ofisle-
AVRUPA’NIN EN GENİŞ ALANLI GAYRİMENKUL PROJELERİNDEN Bahçeşehir’de yeni projeleriniz olacak mı? Eston Şehir’de bu projeden sonra ne yapacaksınız? Eston Şehir 1,6 milyon metrekarelik arazisi itibariyle Türkiye’nin belki de Avrupa’nın en geniş alana yayılan ve şehre ana ulaşım noktalarına bu kadar yakın olan konut ağırlıklı gayrimenkul geliştirme projelerinden biri olacak. Hali hazırda yapılmış 6 mahalle var. Az katlı, yeşile yakın, doğayla iç içe… Bizim aldığımızda henüz tamamlanmamış durumdaki 2 mahalleyi büyük bir hızla tamamladık ve anahtarlarını sahiplerine teslim ettik. Gururla vurgulamalıyım ki, yıllarca devam eden sorunlar Polatyol’un gücüyle süratli çözüldü. Yeni projelerimiz olacak ancak şu aşamada netleşen bir projemiz yok. Polatyol’un gayrimenkuldeki hedefi nedir? Eston Şehir Mahallem bizim için bir başlangıç. Gayrimenkul sektöründe büyük işler yapmayı hedefliyoruz. Henüz size açıklayacağımız bir projemiz yok. Türkiye’de ve hat-
55 YILLIK ULUSLARARASI TECRÜBE Polatyol ne zaman kuruldu? Bugüne kadar neler yaptınız? Grubun büyüklüğü nedir? Polat Yol Yapı, tarihi 1930’lara dayanan köklü bir şirket. 55yılı aşkın süredir inşaat sektöründeyiz. Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Suudi Arabistan, Umman, Fas, Irak, Libya, Gürcistan, Katar gibi toplam 9 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Otoyol, karayolu, baraj, içme suyu, köprü ve demiryolu inşaatları yaptık. Enerji sektöründe de büyük işler yaptık. Son 20 yılda 2 milyar dolarlık proje gerçekleştirdik. Halen devam etmekte olan projelerimizin toplam bedeli 1,3 milyar dolardır. 1960’lı yıllardan bu yana inşaat sektöründe kazandığımız büyük tecrübeyi artık gayrimenkul sektöründe de değerlendireceğiz.
SAYILARLA Eston Şehir Mahallem
315 68 47,5 26
Toplam ünite sayısı
DÖNÜM Toplam proje alanı DÖNÜM Açık alan
DÖNÜM Yeşil alan
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
44
TEKNOLOJİ
2
3 1
4
İsviçre’de bulunan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın uzmanları, Higgs Bozonu’ndan sonra “pentakuark” adı verilen yeni bir parçacık keşfettiklerini duyurdu. Bilim insanları pentakuark parçacığının varlığını 1960’lı yıllarda tahmin etmişti. Ancak daha önce bulunan Higgs Bozonu parçacığı gibi onun varlığı da ancak onlarca yıl sonra, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı sayesinde kanıtlandı.
2. Laboratuarda insan beyni üretildi Bilim insanları, laboratuar ortamında, neredeyse insan beyni formunda bir beyni yaratma denemelerinde başarılı oldular.
3. Elektrikli arabaların seyir halindeyken şarj olabilecekleri yol yapıldı
Değişen Bir Şey Yok:
Biz Yoğun Siyasete Maruz Kalırken Bilimde Yaşanan
21 Gelişme
Yaşadığımız gündem kendini yinelemek üzere başa sarıldı. Biz siyasi muhabbetlerle kendimizi avuturken üç firma uçak hızında kara seyahati projesi için anlaşmaya vardı, biz enerji için nükleer santral inşasına başlarken Danimarka’nın rüzgar enerjisi üretimi ulusal talebini aştı, biz benzin fiyatlarındaki artışa yakınırken elektrikli arabaların şarj olabileceği yollar yapıldı... Birkaç ay içerisinde bilim ve teknoloji alanında hangi gelişmeler yaşandı sizin için derledik.
6 5
1. Bilim insanları ‘pentakuark’ adı verilen yeni bir atom altı parçacığı keşfetti
İngiltere’de uygulaması sene sonu başlatılacak elektrikli arabalar için şarj yolları, elektrikli arabaların yaygınlığını arttırarak fosil yakıtlı araçları tarihin tozlu sayfalarında bırakmayı planlıyor. İngiltere Karayolları tarafından geçen hafta yapılan açıklamaya göre, elektrikli araçlar için şarj şeritleri, 18 aylık çalışmanın ardından ilk fizibilite çalışması ile deneme aşamasına geçecek.
4. Uzaktan kumandayla beyin kontrolü gerçekleştirildi St. Louis’deki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi, Illinois Üniversitesi ve Ulusal Sağlık Enstitüsü araştırmacıları, beynin derinliklerindeki nöronların yapısını ve işleyişini anlamak için ilaçları doğrudan dokuya enjekte etmekte kullanılacak, uzaktan kumandayla kontrol edilebilen bir beyin implantı geliştirdi. Amerikalı bilim insanları, geliştirdikleri bu implant sayesinde farelerin hareketlerini uzaktan kumandayla kontrol edebilmeyi başardı.
5. İlk titanyum kafatası nakli gerçekleştirildi Çinli doktorlar, üç yaşındaki bir kız çocuğuna 3D yazıcıda üretilen titanyum kafatası nakletti. Kafatası 3D veri ve bilgisayar tomografisi kullanılarak basıldı.
6. Kök hücreden atan kalp dokusu elde edildi ABD’li bilim insanları, kök hücreden büyüyen ve atan kalp dokusu üretti. Elde edilen dokular, doğuştan kalp hastalıklarının tedavisinde bilim insanlarına yardımcı olacak.
7. Laboratuarda, yaşayan hücrelerden uzuv üretildi Araştırmacılar bilimin sınırlarını zorlayarak laboratuvarda, yaşayan hücrelerden bir uzuv yapmayı başardı.
8. Kaybolan hafıza geri getirildi Amerikalı ve Japon bilim insanları, farelerin kaybolan hafızasını yerine getirmeyi başardı.
9. Bilim insanlarından yapay zeka uyarısı: ‘Komut almadan hedef vuran’ robotlara karşı ortak mektup yayımlandı Stephen Hawking’in de aralarında bulunduğu bir grup bilim insanı, “otonom silah sistemlerinin” ölümcül etkileri olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bine yakın bilim insanının imzasını taşıyan ortak mektup, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki Uluslararası Yapay Zeka Konferansı’nda okundu.
7
10. Çantaya sığan 3 kiloluk araba üretildi Japon şirketi Cocoa motors, el çantasına sığan 3 kiloluk bir ‘araba’ üretti. “Walkcar” adı verilen araba, dizüstü bilgisayar boyutlarındaki ince bir alüminyum tablete monte edilmiş dört teker ve elektrikli motorlarından oluşuyor.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
8
11. Amerika’daki Türk bilim insanı, cilt kanserini 10 saniyede teşhis eden cihaz geliştirdi
45 10
9
ABD’deki MIT Üniversitesi’nden Dr. Dağdeviren, cilt kanserinin teşhisinde 10 saniyeden kısa sürede sonuç veren cihaz geliştirdi. Harvard Üniversitesi’ne “Genç Akademi Üyesi” olarak kabul edilen ilk Türk olan Dr. Canan Dağdeviren, cilt kanserinin teşhisini kolaylaştıracak, dövme gibi vücuda yapıştırılabilen ve 10 saniyeden daha az sürede sonuç veren cihaz geliştirdi.
12. Dokunulabilir 3 boyutlu hologramlar yapıldı Japon araştırmacılar, 3B etkileşimli hologramlar yaptılar. Bu hologramlara dokunulabiliyor ve dokunulan hologram dokunuşa tepki verebiliyor. Hologramları üretmek için yüksek güçte lazer kullanılıyor. Etkileşimli hologramları test eden gönüllülere göre bu havadaki serabımsı görüntüye dokunma hissi; zımpara kağıdına dokunma ve statik şok yaşama hisleri arasında bir duygu yaşatıyor.
13. Görme engelli anne adayına 3D yazıcıyla bebeğin baskısı hazırlandı
11
12
Görme yeteneğini yıllar önce kaybeden 30 yaşındaki anne adayı Tatiana Guerra’ya doktoru büyük bir sürpriz hazırlıyor ve karnında taşıdığı bebeğin 3D yazıcı ile baskısını oluşturuyor.
14. Danimarka’nın rüzgar enerjisi üretimi ulusal talebini aştı Danimarka’nın rüzgâr tarlaları, ulusal elektrik talebinin yüzde 116’sını üretti ve ülkenin Norveç, Almanya ve İsveç’e güç ihraç etmesini sağladı. Temmuz ayında ise bu değer yüzde 140’a ulaştı.
13
15. New Horizons 9 yıllık yolculuk sonrası Plüton’a en yakın mesafeye ulaştı 19 Ocak 2006 tarihinde uzaya fırlatılan New Horizons 9 yılda, 3 milyar mil yol kat ederek 14 Temmuz’da Plüton’a en yakın mesafeye ulaştı.
16. Roket motorlarının Ferrari’si denendi NASA, derin uzay roketlerinde kullanacağı RS-25 roketinin altıncı denemesini başarıyla gerçekleştirdi. Roket 525 saniye süren denemede 12 milyon beygir gücünün üzerinde itiş gücü üretti.
15
17. Mars yolculuğu için uzayda sebze yetiştirildi
16
2030 yılında 56 milyon kilometre yol katederek Mars’ta noktalanması planlanan yolculuk için 3 üç basamaklı bir plan hazırlandı. Planın son basamağı uzayda yetiştirilip tadına bakılan marulla noktalandı. NASA, geçtiğimiz yıl, Mars yüzeyinde astronotlar için 10 yıl boyunca oksijen üretecek ‘MOXIE’ isimli aracın özelliklerini duyurmuştu.
18. 3D yazıcı ile 2 yaşındaki miniğe burun, bacakları olmayan köpeğe ise protez 2 yaşındaki Tessa Evans, oldukça nadir rastlanılan bir hastalıkla dünyaya gelmişti; burnu yoktu ve hiçbir şeyin kokusunu alamıyordu. Ancak 3D yazıcı yöntemiyle Evans’ın bu sorunu çözülecek ve ona ameliyatla bir burun takılabilecek.
14
17
Ön ayaklarındaki problemden dolayı yürümekte epeyce zorlanan sevimli köpek Derby için ise protez bacaklar üretildi.
19. Karada, uçak hızında yolculuk projesi artık mümkün SpaceX ve Tesla Motors CEO’su Elon Musk’ın vakum teknolojisiyle yer üzerinde yer alacak tüplerde süper hızlı seyahati mümkün kılan ulaşım projesi 2013’te 57 sayfalık bir tanıtım yazısıyla duyurulmuştu. Her şey planlandığı gibi giderse Hyperloop’un ilk yolcularıyla yola çıkması 2016 yılında gerçekleşecek. Aracın prototipi Kaliforniya’daki Quay Valley’de 5 mil (yaklaşık 8 kilometre) gideceği de söyleniyor.
19 18
20. Hawking kara delikten başka bir evrene geçişin mümkün olduğunu açıkladı Hawking, tıpkı Nolan’ın Interstellar filminde olduğu gibi kara deliğe kapılan bir cismin farklı bir evrene geçiş yapabileceğini açıkladı. “Kara deliğe düşen bilgi bir yerde belirmeli,” diyen Hawking, bunun için iki yol olduğunu söyledi. Dünyaca ünlü fizikçi, “Kara deliğe giriş yapan şey, ya kara deliğin ucunda bir tür holograma dönüşüyor ya da alternatif evrende ortaya çıkıyor,” dedi.
21. Umudunuzu yitirmeyin: Türkiye CERN’e ortak üye oldu CERN, Mayıs 2014’te imzalanan anlaşmanın ardından Türkiye’nin yeni ortak üye olduğunu duyurdu. Buna göre Türkiye sanayii, CERN ile ilgili çalışmalara ortak olabilecek ve ileri teknolojilerin geliştirilmesinde yer alabilecek. CERN’de ortak deney ve çalışmalarda yer almak üzere kayıtlı 110 Türk bilim insanı kayıtlı bulunuyor. onedio.com
21
20 Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
46
Gereksiz Antibiyotik Kullanımı Çok Yaygın ve Hasta Ediyor PROF.DR. OSMAN ERK
osmanerk@yelpazeistanbul.com
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ağrı kesiciler ve antibiyotikler tüm dünya genelinde en sık kullanılan ve en fazla yan etkiye yol açan ilaçlardır. İstatistiklerin düzenli olarak tutulduğu Amerika’da her yıl ortalama 200 bin kişi ilaçların yan etkilerinden, hatalı ilaç kullanımından, gereksiz ameliyatlardan, hastane infeksiyonlarından ve hastanelerde önlenebilir diğer hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir.
B
u ölümlerin en az yarısı ilaçların yan etkileri sonucu ortaya çıkmaktadır. Doğru tanı ve doğru tedavi prosedürlerine rağmen ilaçların beklenmeyen, istenmeyen ve zararlı yan etkileri ölümlere yol açmaktadır. Hasta, hasta yakını ve maalesef doktorlar tarafından en fazla suiistimal edilen ilaç grubu antibiyotiklerdir. Antibiyotikler ateş düşürücü ve ağrı kesici olarak sıkça kullanılmaktadır. Türkiye antibiyotik kullanımında Avrupa birincisidir ve yazılan her üç reçeteden birinde mutlaka antibiyotik bulunmaktadır. Aslında insan vücudunda özellikle deri ve barsaklarda trilyonlarca bakteri yer almaktadır. Bu dost bakteriler vücudu zararlı mikroorganizmalara karşı korudukları gibi başta vitamin, mineral, enzim, antioksidan ve antikanserojen bileşikler olmak üzere birçok yararlı maddeyi üretirler. Vücudun bağışıklık sisteminin zarar görmesi, bakterilerin yer değiştirmeleri ve daha yıkıcı hale gelmeleri ile infeksiyon hastalıkları oluşur. Konuyla ilgili Prof. Dr. Osman ERK’in görüşlerini aldık.
En sık gereksiz antibiyotik kullanımı hangi hastalıklarda görülmektedir?
Her ateş yüksekliğinde antibiyotik kullanılmalı mıdır?
Antibiyotiklerin en korkulan komplikasyonları nelerdir?
İnfeksiyon hastalıkları genelde yüksek ateş ile seyreder. Ancak yine de ateş mutlaka infeksiyon belirtisi değildir. Bazı durumlarda (alkolikler, kortizon türü ilaç alanlar, böbrek yetersizliği olanlar, kanser hastaları, çok yaşlılar) infeksiyon olduğu halde ateş ortaya çıkmayabilir. Bazen de ateş infeksiyon değil kanser, romatizmal hastalık, alerjik reaksiyon belirtisidir. Antibiyotikler sadece bakterilere karşı etkili; mantar ve virüslere karşı etkili değildir. Bir infeksiyon hastalığıyla karşı karşıya olunduğunda etkenin bakteri mi? virüs mü? olduğunun ayırt edilmesi son derece önemlidir. Bu ayrım yeterli bilgi, tecrübe ve zamanı olan bir hekim tarafından gerekirse laboratuvar testlerinden de yardım alınarak doğru bir şekilde yapılabilir.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
Üst solunum yolu infeksiyonları ve ishaller en sık gereksiz antibiyotik kullanılan hastalıklardır. Üst solunum yolu infeksiyonları denildiğinde akut sinüzit, akut rinit (burun iltihabı), akut tonsillo-farenjit (ağız ve bademcik iltihabı), akut bronşit akla gelmelidir. Tüm bu akut hastalık durumlarında etken büyük çoğunlukla (%90) virüslerdir ve antibiyotik kullanımı gereksizdir. Akut ishal durumlarında en sık neden bakteri, toksin, virüs ve mantarlardır. Tifo, amipli ve basili dizanteri, kolera, tüberküloza bağlı ishaller dışında bakterilerle oluşan ishal durumlarında bile antibiyotik kullanımı gereksizdir. İshal tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin en sık yan etkisi yine antibiyotiklere bağlı ishallerdir.
Her antibiyotik kullananda yan etki görülür mü? Her antibiyotik kullananda tabi ki yan etki görülmez. Antibiyotiğin cinsi ve kullanan kişinin yapısına göre yan etkiler değişir. Antibiyotik kullanımının kurallara bağlı olması, hekim tarafından uygulanması, gerekli süre ve gerekli dozlarda kullanılması zorunludur.
Anafilaksi ve anafilaktik şok antibiyotiklerin en korkulan komplikasyonlarından biridir. Antibiyotik kullanımından hemen sonra dakikalar içerisinde ortaya çıkan kaşıntı, kızarıklık, ürtiker, anjioödem gibi deri belirtileri ile birlikte nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü, bazen bulantı, kusma, karın ağrısı gibi belirtilerle seyreder. Anafilaksi konusunda en çok korkulan antibiyotikler penisilin grubu antibiyotiklerdir. Ancak her antibiyotik böyle bir etkiye yol açabilir. Yine özellikle belirli bir grup antibiyotik (florokinolonlar) kalpte torsade de pointes adı verilen bir kalp çarpıntısı ve ardından kalp durması tablosuna yol açabilir. Diğer en çok korkulan komplikasyonlardan biri de pseudömembranöz enterokolit denilen kanlı ishal ile seyredebilen ince ve kalın barsak hastalığıdır.
Antibiyotiklerin en sık yan etkilere nelerdir? Antibiyotiklerin vücutta bulunan her organa yan etkileri söz konusu olabilir. Antibiyotikler barsaklarımızda bulunan iyi bakterileri (probiyotik) ortadan kaldırarak dengeyi bozarlar ve ishale neden olurlar. Antibiyotiklerin bazıları özellikle karaciğer ve böbreklerde hasara yol açarak, karaciğer ve böbrek yetersizliğine neden olabilir. Karaciğerde enzim yüksekliklerine, akut hepatite, safra kesesinde taş ve çamur oluşumuna, hatta transplantasyon gerektiren akut karaciğer hasarına yol açabilirler. Antibiyotikler kan hücrelerinin yapım yeri olan kemik iliğine de toksik etkilidir. Bir doz antibiyotik dahi şekilli kan hücreleri olan eritrosit, lökosit ve trombositlerin yapımını bozabilir. Antibiyotik kullanımı sonrası süper infeksiyonlar örneğin kadınlarda mantar infeksiyonları sıktır.
Antibiyotiklerin nadir görülen fakat şaşırtıcı olan yan etkileri nelerdir? Bazı grup antibiyotikler (özellikle florokinolonlar) depresyon, halüsinasyon, psikotik reaksiyon gibi yan etkilere sebep olabilirler. Gözde retina dekolmanı, tendon rüptürleri, periferik nöropatiler az bilinen ama şaşırtıcı yan etkilerdendir. Kol ve bacak sinirlerini tutan ağrı, yanma, karıncalanma, uyuşukluk, güçsüzlük gibi belirtilerle seyreden periferik nöropati tabloları dikkat çekicidir. Bazı antibiyotikler ise iç kulak ve duyu sinirlerini etkileyerek sağırlığa neden olabilirler. Alerjik deri döküntüleri, baş ağrısı, baş dönmesi, tat alamama, ağız ve göz kuruluğu diğer yan etkiler arasındadır.
Sık antibiyotik kullanımı uzun vadede hangi komplikasyonlara yol açabilir? Özellikle çocukluk döneminde sık antibiyotik kullananlarda obezite, şeker hastalığı, kanser sıklığında artış, bağışıklık sisteminin bozulması gibi durumların sık olduğu bildirilmektedir. Antibiyotikler gerekli olduğu zamanlarda ve doktor gözetiminde uygulandığında yararlı olan ve hayat kurtaran ilaçlardır. Antibiyotikler ateş düşürücü ve ağrı kesici değillerdir.
47
Yelpaze Emlak & Gayrimenkul sayfaları ile ücretsiz konut alım satım ilanı verebilirsiniz... İlanlarınız Yelpaze Bahçeşehir Dergisi’nde, yelpazeistanbul.com web sitesinde ve Yelpaze Emlak & Gayrimenkul’ün sosyal medya hesaplarında..
Nasıl ilan verebilirim? Metin İlanlar (ÜCRETSİZ) 25 kelimeye kadar alım satıma konu olan mülkünüze dair bilgileri paylaşabilirsiniz.
Örnek 1: Sahibinden Funda Bloklar’da Satılık 3+1 135 m2, tadilatlı, 6.kat daire; 480.000 TL
Görüntülü İlan İlanlarınızı video sunumu eşliğinde 1-2 dk.’lık sunumlar halinde hazırlayabilir ve sosyal medya hesaplarımızda paylaşabiliriz.
Diğer İlanlar ve detaylı bilgi için
Örnek 2:
Emlak ve Gayrimenkullerinizin alım satımları için size özel sayfalar tasarlayabiliriz. Detaylı bilgi için (0212) 669 2339 numaralı telefondan lütfen bilgi alınız.
Emlak Ofisinden Manavgat’larda 2+1 Kiralık 95 m2, kullanışlı, Bahçe Katı Daire 1.350 TL
Ücretsiz duyurularınızı
1 Kutu İlan, 1 görsel (50,00 TL) İlave her kutu ve görsel için 40 TL alım ya da satımınızı güçlendirebilirsiniz. • Kimden: Sahibinden /Emlak Ofisinden • Konut Tipi : Kiralık Apartman Dairesi • Konut Şekli: Daire • Banyo Sayısı: 1 • Kat Sayısı: 4 • Bulunduğu Kat: 3 • Yakıt Tipi: Doğalgaz • Yapı Tipi: Betonarme • Yapının Durumu: İkinci El • Kullanım Durumu : Boş • Aidat: 30 TL • Cephe Seçenekleri: Doğu, Batı • Fiyat: 1.500 TL • Açıklama: Kullanışlı, merkeze yakın...
emlak@yelpazeistanbul.com adresine iletebilirsiniz. facebook/yelpazeemlak instagram/ yelpazeemlak www.yelpazeistanbul.com bahcesehir.web.TV
Hizmetlerimiz Emlak&Gayrimenkul Alım-Satım Mimari Projelendirme- Uygulama Kentsel Dönüşüm Projeleri Kurumsal Kiralama ve Satınalma Ticari Kurulum ve Marka Danışmanlığı Kurumsal Kimlik & Tanıtım Yelpaze Emlak & Gayrimenkul & İnşaat bir Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon, İnşaat, Tur.Mad. Ltd.Şti markasıdır.
Bahçeşehir 1.Kısım mh. Bülbül cd. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İstanbul T: (0 212) 669 23 39 • G: 0533 551 87 17•E: emlak@yelpazeistanbul.com
yelpazeemlak
yelpazeemlak
yelpazeemlak Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
48
İnsan Vücudu ile İlgili İlginç Gerçekler Bölüm I İnsan vücudu o kadar karmaşık bir sistem ki, binlerce yıllık tıbbi bilgiye ve tecrübeye rağmen, hala doktorları ve araştırmacıları şaşırtmaya devam ediyor. O yüzden bize çok sıradan görünen vücut parçalarımız ya da fonksiyonlarımızda bile çok ilginç ve beklenmedik şeyler saklı olabilir. Hapşırmaktan tırnak uzamasına kadar abuk, şaşırtıcı ve ilginç gerçekler aşağıda:
Beyin
İnsan beyni, insan anatomisinin en karmaşık ve en az anlaşılabilen kısmı. Bilmediğimiz çok şey var, ama bildiğimiz ilginç gerçeklerden bazıları aşağıda.
jen harcaması çok ilgi çekici. Bu yüzden de oksijensiz kalma öncelikle beyin hasarına yol açıyor.
yük bir kısmını hatırlamıyoruz ve bu rüyalar en fazla 2-3 saniye sürüyor.
1) Beyine giden ve gelen sinir sinyallerinin hızı saatte 273.6 km’ye ulaşabiliyor. Bu da çevremizdeki etkilere nasıl bu kadar hızlı tepki verebildiğimizi ve bir acıyı nasıl anında hissettiğimizi açıklıyor.
5) Beyin gece gün boyunca olduğundan daha aktif. Düz mantık ile düşünüldüğünde, gündüz yaptığımız onca faaliyet, görüntü, ses vb.nin beyni yatakta yatarak dinlenmemiz durumundan daha fazla çalıştıracağını sanabiliriz. Ama durum tam tersi. Vücudu kapatınca beyin daha da açılıyor.
7) Nöronlar insanın hayatı boyunca gelişmeye devam ediyor. Yıllarca, bilim adamları ve doktorlar beyin ve sinir dokularının gelişmediğini ve hasarın iyileşmeyeceğini düşündüler. Vücudun diğer kısımları gibi olmasa da nöronlarda gelişebiliyor ve bu da beyin ve hastalıkları konusunda önümüze yeni bir yaklaşım getirecek.
2) Beyin 10 Watt’lık bir ampul kadar enerji tüketiyor. Akla bir fikir geldiğini karikatürize etmek için başın üzerine çizilen ampül figürü çok da yanlış değilmiş. Beynimiz bu enerjiyi uykuda da harcıyor.
6) Bilim adamlarına göre IQ yükseldikçe daha fazla rüya görülüyor. Doğru olabilir ama uykudan sonra rüyalarınızı hatırlamıyorsanız hemen kendinizi kötü hissetmeyin. Çoğumuz gece gördüğümüz rüyaların bü-
8) Nöronların tipine göre bilginin akış hızı değişiklik gösteriyor. Bütün nöronlar birbirinin aynı değil. Bu değişik tipler içinde bilgi akış hızı 0.5 metre/saniye’den 120 metre/ saniye’ye kadar değişebiliyor.
3) İnsan beyninin depolayabileceği bilgi miktarı Encyclopedia Britannica’nın içindeki bilgiden 5 kat fazla. Ya da bizdeki eski Meydan-Larousse’tan. Bilim adamları bir rakam belirleyemediler ama bu kapasitenin 3 ila 1000 Terabayt arasında olduğu düşünülüyor. 900 yıllık İngiliz Tarih Arşivi’nin 70 Terabayt olduğu düşünülürse, inanılmaz bir kapasiteden bahsediyoruz. 4) Beyin kandaki oksijenin yüzde 20’sini harcıyor. Vücut ağırlığının sadece %2’sini oluşturmasına rağmen, bu kadar çok oksi-
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
49
www.bahcesehirliler.org
a yakınd e.... tinizd hizme
Bölgemiz sosyal ve kültürel yaşamına katkı sağlayacak aktiviteler, eğitimler, workshoplar ve daha birçok sürprizle çok yakında sizlerle olacağız. “Bahçeşehirlilerin Buluşma Noktası” dernek lokalimizde sizi çaya bekleriz... Sosyal medyada grup sayfamıza üye olarak Bahçeşehir ve çevresi hakkında güncel bilgilere ulaşabilir, aktivitelerimizi yakından takip edebilirsiniz.
bahcesehirlilerdernegi
BahcesehirBADER
bahcesehirlilerdernegibader
BİZİ TAKİP EDİN Adres: Bülbül cad.Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İst Tel: (0212) 669 61 61 bahcesehirlilerdernegi@gmail.com Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
50
SAĞLIK
9) Beyin herhangi bir acı hissetmez. Tüm acıların kaynağı beyin olmasına rağmen, kendi üzerinde ağrı algılayıcıları olmadığı için acıyı hissetmiyor. Ama çevresinde çok fazla doku, sinirler ve damarlar var ve bunlar acıya duyarlı. Bu yüzden keskin baş ağrıları var zaten. 10) Beynin %80’i sudur. Tezgahlarda ya da TV’de gördüğünüz beyinler çok gerçekçi değil. Yaşayan bir beyinin dokusu daha çok bir jöleye benziyor. Bir dahaki sefere susuz kaldığınızda beyninizi unutmayın.
Saç ve Tırnaklar
Vücudun yaşayan bir parçası olmamasına rağmen birçok insan saç ve tırnak bakımına çok uzun zamanlar harcıyorlar. Saç ve tırnaklarla ilgili bu gerçekleri bir sonraki kuaför randevunuzda aklınızda tutun. 11) Yüz kılları tüm vücuttaki en hızlı uzayan kıllardır. Erkeklerin akşamüstü sabah traş ettikleri sakallarının tekrar uzamasına şaşmaması lazım. Bir erkek hiç traş olmazsa ömür boyu uzayacak sakalları 10 metreye yaklaşacaktır. 12) Ortalama bir insan günde 60-100 saç teli kaybeder. Kel değilseniz, günlük kaybettiğiniz saç teli sayısı bu kadar. Saç dökülmesi miktarı mevsim, hamilelik, hastalık, beslenme ve yaş gibi faktörler ile değişebiliyor. 13) Kadınların saç tellerinin kalınlığı, erkeklerinkinin yarısı kadardır. Garip gibi görünse de, tam da bu sebepten erkeklerin saçları pek “ipeksi” olamıyor. Saç teli kalınlığı ırka göre de değişebiliyor. 14) Bir tel insan saçı, 100 gram taşıyabilir. Kafamızdaki on binlerce saç telini düşünürsek, Rapunzel öyküsü de gerçekçi olabilir. 15) En hızlı uzayan tırnak, orta parmağınızın tırnağıdır. Daha da ilginci, çok kullanılan elin tarafındaki tırnağın da daha hızlı uzamasıdır. Neden böyle olduğu tam bilinmese de, uzun olan parmağın tırnağının daha hızlı, daha kısa parmakların tırnaklarının daha yavaş uzadığı gözlenmiştir. 16) Vücudunuzda her santimetrekareye düşen tüy sayısı bir şempanzeninki ile aynıdır. Ama tabii ki insanların tüyleri çok daha açık renkli ve çoğu insanda önemli bir kısmı görünür değil. 17) Sarışınların daha çok saçı var. Saç rengi, saçın gürlüğünü de etkiliyor. Ortalama bir insanın başında 100,000 saç kökü var ve her bir saç kökü insanın hayatı boyunca 20 ayrı saç üretebiliyor. Sarışınların ortala-
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
ma 146,000 saç köküne karşılık, siyah saçlıların 110,000, kahverengi saçlıların 100,000 ve kızıl saçlıların 86,000 saç kökü var. 18) El tırnakları, ayak tırnaklarından yaklaşık 4 kez daha hızlı uzuyor. El tırnaklarınızı daha sık kestiğinizi farkettiyseniz, bunda bir yanlışlık yok. Açıkta bulunan tırnaklar daha hızlı uzuyor. Tırnakların ortalama uzama hızı ayda 2.5 mm kadar. 19) İnsan saçının ömrü ortalama 3-7 yıl arası. Hergün çok miktarda saç kaybetmenize rağmen, herhangi bir saç telinin ömrü aslında oldukça uzun, tabii özellikle koparılmazsa. Aynı saç teli defalarca traş, boya vs. gibi şeyler görecektir. 20) Saçınızın döküldüğünün dışarıdan anlaşılabilmesi için başınızdaki saç tellerinin %50’sini kaybetmiş olmanız gerekir. Günlük olarak bu kadar çok saç kaybetmemize rağmen, etraftan anlaşılması ancak saçın %50’sini kaybettiğinizde mümkün oluyor. 21) İnsan saçını yok etmek çok zor. Yanıcı olmasını saymazsak, insan saçının doğada çözünme hızı çok çok yavaş. Banyo giderinin saç ile nasıl tıkandığını merak ediyorsanız, şunları aklınızdan çıkarmayın; saçlarımız soğuğa, suya, iklim değişikliğine ve diğer doğa olaylarına, ayrıca asit ve aşındırıcı kimyasallara karşı aşırı derecede dayanıklı.
İç Organlar
Bizi rahatsız etmedikleri sürece aklımıza getirmediğimiz iç organlarımız, aslında yememizi, nefes almamızı ve ayakta dolaşabilmemizi sağlıyorlar. Karnınız guruldadığında aşağıdakileri aklınıza getirin.
22) En büyük iç organımız ince bağırsağımızdır. “İnce Bağırsak” diyoruz ama “kalın” bağırsağımızdan çok daha uzun, bir insanın boyunun dört katı kadar. İçeride çok fazla dolanarak karın boşluğuna sığmayı başarıyor. 23) İnsan kalbinin yarattığı basınç, kanı 10 metre yüksekliğe fışkırtmaya yeterlidir. Kalbimizin attığını hissetmemiz de bundan. Tüm vücuda kanı dağıtabilmek için böyle yüksek bir basınç ve buna dayanacak kadar sağlam bir organ gerekiyor. 24) Midenizdeki asit bir jileti eritebilecek kadar kuvvetlidir. Tabii bunu test etmek için jilet ya da başka bir metal eşya yemeniz gerekmiyor. Midemizdeki hidroklorik asit pek çok metali eritebilecek özellikte. 25) İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğunun yaklaşık 96,500 km olduğu tahmin ediliyor.Dünyanın çevresinin yaklaşık 40,200 km olduğunu düşünürsek, vücudunuzda dünyanın çevresini iki defadan fazla dönecek kadar damar var. 26) Midenizin iç çeperi her 3 ila 4 günde bir yenilenir. Mide duvarları oluşturan hücreler bu kadar sık değişmezlerse mide asidi bu hücreleri eritir. Ülseri olanlar mide asidinin canınızı ne kadar yakacağını iyi bilirler. 27) İnsan akciğerinin yüzey alanı bir tenis kortunun alanı kadardır. Kana oksijen geçişini daha verimli yapabilmek için, akciğerlerimizde binlerce bronş ve alveol bulunur. Bunların içinde de mikroskopik kanalcıklar vardır. Yüzey alanının büyüklüğü oksijen ve karbondioksit değiş tokuşunu kolaylaş-
51
afiş reklam videosu
insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi
kurumsal kimlik
Broşür / Katalog
logo tasarımı
indoor ve outdoor tasarımları
ARAÇ GiYDiRME
e-bülten DERGi iLANI
advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com
facebook/ajansyelpaze
twitter/ajansyelpaze
Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) Yelpaze 669 İstanbul 83 86/ 15 Mayıs 2016
52
SAĞLIK
hızla yayılmasına da şaşmamak gerekir. 36) Kadınlar gözlerini erkeklerden 2 kat daha fazla açıp kaparlar. Ortalama bir insan dakikada 13 kere gözünü kırpmaktadır. 37) Dolu mesane tenis topu büyüklüğündedir. Dolu mesane 400-800 cc idrar tutabililmesine rağmen, çoğu insan 250-300 cc seviyesinde tuvalete girme ihtiyacı hisseder. 38) İnsan atıklarının yüzde 75’i sudur. İnsanın çıkardığı atıklarda sadece idrarın su içerdiğini sanıyorsanız yanılırsınız. Dışkının da büyük kısmı sudur. Buna şükretmemiz lazım, zira böyle olmasaydı, sürekli acılı bir kabızlık çekerdik.
tırır ve vücudun her zaman yeterli oksijeni almasını sağlar. 28) Kadınların kalbi, erkeklerden daha hızlı atar. Bunun ana sebebi, genel olarak kadınların erkeklerden daha az yapılı olması ve kalbin daha az kan pompalamasıdır. Bunun dışında da kadın ve erkek kalpleri, özellikle kalp krizi aşamasında farklı özellikler gösterebilir. Bazı durumlarda kadın ve erkek kalbine uygulanması gereken tedavilerde de farklılık olabilmektedir. 29) Bilim adamları, karaciğerin 500’ün üzerinde fonksiyonunu bulmuşlardır. Karaciğerinizi ancak çok içki içtiğinizde hatırlamanıza rağmen, bu organ vücudun en çok çalışan ve en büyük organlarından biridir. Karaciğerin yaptığı işlere örnek olarak safra üretimi, kırmızı kan hücrelerinin ayrıştırılması, plazma protein sentezi ve toksinlerden arındırma sayılabilir. 30) Aort damarımızın çapı bahçe hortumu çapına yakındır. İnsan kalbinin ortalama büyüklüğünün yumruğumuz kadar olduğu düşünülürse, aort damarının çapı oldukça fazladır (Amerikan standardında bir bahçe hortumu dış çapı yaklaşık 27 mm. dir). Bu damarın bu kadar geniş olmasının sebebi, oksijen açısından zengin kanı vücuda dağıtan ana kaynak olmasıdır. 31) Kalbinize yer açmak amacı ile, sol akciğeriniz, sağ akciğerinizden daha küçüktür. Herhangi birine “akciğerleri çiz” dediğinizde genelde simetrik iki organ çizimi ile karşılaşırsınız. İki akciğerimiz yaklaşık aynı ölçüde olmasına rağmen, hafif sola kayık olan kalbimiz, sol akciğerin bir kısmını gasbetmiştir. 32) İç organlarınızın büyük bir kısmını kaybetseniz dahi hayatta kalabilirsiniz. İnsan vücudu çok kırılgan gibi görünmesine karşılık, mideniz, dalağınız, bir akciğeriniz
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
veya böbreğiniz olmadan ya da karaciğerin %75’i, bağırsakların %80’i olmadan yaşamınızı sürdürebilirsiniz. Tabii ki çok iyi hissetmeyebilirsiniz ama bu organların eksikliği sizi öldürmeyecektir. 33) Böbreküstü bezleri hayat boyunca sürekli küçülür Böbreküstü bezleri, böbreklerin hemen üzerinde yer alır ve stres hormonları üretir (kortizol ve adrenalin gibi). Gebeliğin 7. ayında bebeğin böbrek üstü bezleri ile böbrekleri aynı boyuttadır. Doğumdan önce biraz küçülen böbreküstü bezleri, yaşam boyu küçülmeye devam ederler. Öyle ki, çok yaşlı insanlarda böbreküstü bezleri görünemeyecek kadar küçüktür.
Vücut Fonksiyonları
34) Hapşırık hızı 160 km/saat’i geçebilir. İşte yine tam bu yüzden hapşırırken ağzınızı da kapatmanız gerekmektedir. 35) Öksürük hızı da 100 km/saat seviyesindedir. Bu hızda öksürüyorsak, mikropların
39) Ayaklarda 500,000 ter bezi vardır ve günde yaklaşık 475 mililitre ter üretirler. Spor ayakkabınızın neden boyasının çıktığına şaşırmamanız lazım. Ayrıca, erkeklerde kadınlara göre daha fazla ter bezi bulunur. 40) Yaşamınız süresince iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük üretirsiniz. Tükürük sindirim sisteminin çok önemli bir bileşenidir. Ağzı sürekli ıslak tutmaya da katkıda bulunur. 41) Ortalama bir insan günde 14 kez mide gazı çıkarma ihtiyacı hisseder. Çok mide gazınızın olduğunu düşünüyorsanız, hemen herkesin aynı durumda olduğunu bilmeniz sizi rahatlatacaktır. Sindirim, vücutta pek çok gaz birikimine yol açar ve bu gazları çıkarmamak ağrılara sebep olabilir. 42) Kulak kiri, kulak sağlığı için gereklidir. Pek çok insan kulak kirinden hoşlanmaz ama, kulak kiri kulağın savunma sisteminin çok önemli bir parçasıdır. İç kulağı bakterilerden, mantarlardan, kirlerden ve hatta böceklerden korur. Ayrıca kulak içini yağlar ve temizler.
Cinsellik ve Üreme
Hala pek çok toplumda tabu olmasına rağmen, hem ilişkiler hem de üreme için cinsellik insan hayatının önemli bir parçasıdır. Aşağıdakiler konu ile ilgili bazı ilginç gerçekler... 43) Her gün 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyor. İnsanlar hızlı çoğalan bir tür. Günde 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyorsa, nüfus artışına şaşırmamak lazım. 44) İnsan vücudundaki en büyük hücre, bir kadının yumurtasıdır. İnsan vücudundaki en küçük hücre ise sperm hücresidir. Normalde hücreler görülemeyecek kadar küçüktür ama bir yumurta hücresi, 1mm’lik çapı ile çıplak gözle görülebilir. Sperm hücresi ise bir hücre çekirdeğinden birazcık büyük, ama yine de çok minik bir hücredir.
Teknik sorunların
çözümünde tek adres! Servis Tel
607 000 8 0544 221 36 21
45) Hamileliğin ilk üç ayında kadınların rüyada en çok gördükleri şeyler kurbağa, kurtçuk ve saksı bitkileridir. Hamilelikte hormon değişimine paralel olarak pek çok şey garipleşebiliyor. Rüyaların değişmesi de bunlardan biri. En çok görülen şeyler bu yukarıdakiler ama birçok kadın da su, doğum yapma, vahşet ya da seks ile ilgili rüyalar da görüyor. 46) Dişleriniz siz doğmadan 6 ay önce gelişmeye başlar. Dişli olarak doğan bebek çok az ise de, dişlerin gelişimi çok erken başlıyor. 9 ila 12. haftada dişler şekilleniyor. 47) Bütün bebeklerin gözü mavidir. Göz renginiz anne babanızdan kalıtımsal olarak geçse de, bebekler ilk olarak mavi gözlerle yaşama başlarlar. Bunun sebebi melanindir. Yeni doğan bebekte melanin henüz tam olarak stoklanmadığı ve koyulaşmadığından gözler mavi görünür. Zamanla gözler olması gereken renge dönüşür.
Hizmetlerimiz
48) Aynı boyutta olsalardı, bir bebek bir öküz kadar güçlü olurdu. Tabii ki bir bebek öküz arabası çekemez ama, bebek öküzün boyutlarında olsaydı, bunu yapabilecek kadar güçlü olacaktı. Bu kadar minik olmalarına rağmen bacakları çok kuvvetlidir, yani tekmelerine dikkat edin. 49) Her 2000 bebekten birinin doğduğunda dişi vardır. Bu diş bazen diğerleri çıktığında düşen fazladan bir diş de olabilir, erken çıkmış normal bir diş de olabilir. 50) Ceninin parmak izleri üçüncü ayda oluşur. Sadece 6-13 haftalıkken dahi parmak izlerinin şekli belirmeye başlar. Garip olan şey ise, bu izlerin insanın hayatı boyunca silinmemesi ve öldükten sonra da en son yok olan şeylerden biri olmasıdır. 51) Her insan yarım saatini tek hücre olarak geçirmiştir. Döllenmenin gerçekleşmesi ve sperm ile yumurta hücrelerinin tek hücreyi oluşturmalarının ardından yarım saat kadar bir süre tek hücre olarak yaşamını sürdürür. Daha sonra hızla bölünmeye başlayarak embriyonun minik parçalarını oluşturur.
Elektrik Arıza & Onarım
Bilgisayar Laptop Tamir & Onarım
Sıhhi Tesisat ve Doğalgaz İşleri
Alçı Boya Tadilat İşleri
Cam Balkon Küpeşte
PVC& Alüminyum Doğrama
52) Erkeklerin çoğu uyku sırasında her 1-1.5 saatte bir ereksiyon olur. Çoğu insanın beyni ve vücudu uykuda iken zannettiklerinden çok daha aktiftir. Kan dolaşımı ve testosteron da uykuda ereksiyona sebep olur ve bu son derece normal bir şey olup, REM uykusunun bir parçasıdır. Teknomani
Bahçeşehir 2.Kısım Mh. Yürüyüş Yolu Cad. No: 56 -1 Bahçeşehir/İst
www.mertyapibilisim.com
54
GÜZELLİK
Proteinler karbonhidrat ve yağlarla birlikte tüketilmeli
Proteinin azı karar, çoğu zarar
Sağlıklı beslenme ve diyet söz konusu olduğunda proteinlerden bahsetmemek mümkün değildir. Vücudun en küçük birimi hücrelerin yapıtaşı olan protein hem kilo vermek hem de vücudundaki kas oranını arttırmak isteyenlerin vazgeçilmez besinidir. Proteinlerin mideden daha geç boşaldığı için daha tok kalmamızı sağladıklarını söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan “Proteinler ayrıca sindirimleri, metabolize olmaları ve kullanılmaları için vücut daha çok çaba gösterdiğinden daha fazla kalori harcamamızı da sağlarlar” dedi. “Protein” sözcüğünün kaynağı, Yunanca’da “birincil öneme sahip” anlamına gelen “prota” sözcüğünden geliyor. Proteinlerin elzem olan ve olmayan aminoasitlerin birleşmesi ile oluşan büyük kompleks yapılar olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan “Elzem olan aminoasitler vücudumuzda üretilmediği için bu ihtiyacımızın besinlerle aldığımız proteinlerle karşılanması gerekmektedir. Bu nedenle de proteinler beslenmemizde birincil öneme sahiptir” açıklamasında bulundu. Proteinler kas ve kemiklerin yapı taşıdır Proteinlerin vücutta hücre yapımından sorumlu olan, büyüme-gelişmenin sağlanması ve eskiyen dokuların yenilenmesinde görev alan makromoleküller olduğunu anlatan Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan şu açıklamalarda bulundu: “Proteinler vücudumuzdaki kas, kemik gibi tüm hücrelerin yapıtaşıdırlar, enzimlerin ve hormonların oluşmasında görev alırlar, immün sistemdeki yapıları (antikorlar) oluştururlar ve bu nedenle de yalnızca uzun süreli açlıklarda bize enerji sağlarlar. Bu önemli besin öğesini yumurta, et, tavuk, balık, kuru baklagiller, süt ve süt ürünlerinden almak mümkün. Proteinin eksikliğine olduğu kadar fazlasına da dikkat etmek gerekir Günlük diyetimizde proteinlerin yeteri kadar bulundurulmadığı takdirde miktar ve kalite
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
yönünden gereksinimlerimizi karşılayamayacağımızı belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan, bunun da protein yetersizliği hastalıklarına neden olabileceğini belirterek “Çocuklardan yaşlılara kadar toplumun her kesiminde görülebilecek olan bu durum küçük yaşlarda büyüme gelişme geriliğine sebep olurken her yaştan insanda kas ve kilo kaybına, anemi ve ödem oluşumuna, halsizliğe, bağışıklık sisteminde zayıflamaya ve hastalıklarda iyileşme sürecinin uzamasına neden olur. Yetersizliği olduğu gibi proteinin aşırı tüketime bağlı vücutta fazlalığı da oluşabilir. En basit haliyle protein alımının aşırı artması lif alımını kısıtladığından kabızlık
yaratabilir. Buna ek olarak proteinlerin parçalanması sonucu oluşan ürünlerin vücuttan atılması sırasında böbrek solüt yükü artar yani böbreğe aşırı yüklenme olur. Böbreklerde erken yıpranma ve fonksiyon kaybı görülebilir. Fazla protein tüketimi idrarla kalsiyum atımını da artırarak böbreklerde taş oluşum riskini artırabilir. Kanda ürik asidi artırıp eklemlerde birikmesine neden olarak gut hastalığına yol açar. Hayvansal kaynaklı proteinler doymuş yağ ve kolesterol içerirler. Bu nedenle kalp ve damar sağlığı için risk faktörü oluştururlar, kan basıncını yükseltebilir ve karaciğer yağlanmasına sebep olabilirler. Fazla yağ alımı vücutta serbest radikal oluşumuna ve kanser gelişi-
55 mine de neden olabilir, özellikle kolon kanserinin protein içeriği yüksek bir besin olan kırmızı et kaynaklı olduğunu gösteren çalışmalar bulunmakta. Ayrıca vücutta protein deposu olmadığı için yağa dönüşerek depo edilir ve kilo aldırırlar” dedi. Protein gereksinimi kişiye ve yaşa bağlı olarak değişiklik gösterir Proteinlerin işlevleri ile azlığının-fazlalığının etkileri göz önünde bulundurulduğunda ihtiyaçların uzman kontrolünde yeterli-dengeli bir diyetle mutlaka karşılanması gerektiğini aktaran Çatırtan “Günlük protein gereksinimi için net bir miktar veremiyoruz çünkü gereksinim yaşa, gebelik ve emzirme gibi bazı özel durumlara, böbrek hastalığı gibi bazı sağlık sorunlarının varlığına ve fiziksel aktivite düzeyine göre değişiklik gösterir. Yetişkin bir bireyin günlük kalori ihtiyacının en az %15’i proteinden gelmeli diyebiliriz ancak özellikle gereksinimlerin arttığı durumlarda veya kısıtlama gerektiren hastalık durumlarında kilo başına hesaplama yapmak daha doğru olur. Çocuklar gelişme döneminde oldukları için vücutlarında yeni doku yapımı yetişkinlerden çok daha fazladır bu nedenle de yapılara katılacak protein gereksinimi artmakta ve diyetle alımı da artırmak gerekmektedir. Bu durumda çocukların gereksiniminin yetişkinlerden daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Aynı durum ve gereksinim artışı gebe ve emziklilerde de geçerlidir. Sporcularda da doku yenilenmesi için protein gerektiğinden onların da ihtiyaçları artar” dedi. Sağlıklı protein beslenmesi için ipuçları Sağlıklı bir beslenmede protein kaynaklarının karbonhidrat ve yağlarla birlikte tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan, “Et-tavuk-balık ile süt ve süt ürünlerini doymuş yağ ve kolesterol alımını azaltmak adına az yağlı tercih edebiliriz. Sağlıklı bir örnek vermek gerekirse az yağlı et+salata/zeytinyağlı sebze yemeği+ekmek/çorba gibi bir öğün tercihi protein dâhil tüm besin ögesi gereksinimlerimizi karşılayan iyi bir alternatiftir. Günümüzde tek besine dayalı, özellikle protein ağırlıklı veya düşük kalorili beslenmek ilgi görüyor. Bu tarz diyetlerle kısa vadede hızlı kilo kaybı sağlansa da uzun süreli böyle bir beslenme ideal vücut kompozisyonunun bozulmasına bununla birlikte saç dökülmesi, tırnak kırılması, cilt sorunları oluşmasına yol açabilir, vitamin-mineral eksiklikleri oluşabilir. Protein ağırlıklı diyetlerde aşırı tüketime bağlı önceden bahsettiğimiz sorunlar görülebilir. Tek besine dayalı, protein ağırlıklı veya düşük kalorili diyetlerin uzun vadede son basamağı organ fonksiyon bozuklukları olabiliyor” açıklamasında bulundu. Diyetlerde proteinlerin önemi büyük Tek besine yönelik diyetlerle verilen kiloların kalıcı olmadığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hazal Çatırtan sözlerini şöyle tamamladı: “Hem zararları olan hem de kalıcı kilo kaybı sağlamayan bu diyetler uzun süreli beslenmeye uygun olmadıkları için kişilerde kalıcı bir davranış değişikliği sağlamıyor. Beslenme alışkanlıklarına ve günümüz sosyoekonomik koşullarına da uymadığı için devam ettirilebilir bir düzen yaratılamıyor. Bu da eski beslenme alışkanlıklarına dönüş ve kiloların geri kazanımı olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda tavsiyem, kilo verme sürecinde kişiler hızlı kilo kaybı yerine kalıcı kilo kaybına odaklanırsa ve mevcut beslenme alışkanlıkları üzerinden kendilerine özgü, her besin grubunu yeterli miktarda barındıran sürdürülebilir diyetlere yönelirlerse daha sağlıklı beslenmiş ve kalıcı kilo kaybı sağlamış olurlar.”
DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK
• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK
• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS
• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK
Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.
HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR
(0212) 876 63 22
(0535) 206 41 38
Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 İstanbul Yelpaze Beylikdüzü, İstanbul / 15 Mayıs 2016
56
SAĞLIK
Yeme Bozuklukları:
Sorun sizde mi yoksa Çocuğunuz da mı? Çocuğunuz tüm ısrarınıza karşı yemek yemeği ret mi ediyor? Çocuğunuz yemek saatlerinde hırçınlaşıyor mu? Yemek zamanları sizin için işkenceye mi dönüşmeye başladı? Ebeveynler, çocuklarının yeme problemleri kendi davranışlarını düzelterek aşabilirler. Elmaelma.com yazarı ve Çocuk Gelişimcisi Deniz Temur, okul öncesi dönem çocuklarında görülen yeme bozuklukları hakkında ailelerin işini kolaylaştıracak öneriler sundu. SAKİN OLMAYI ÖĞRENİN! Anne ve babaların yeme problemlerine karşı gösterdikleri ilk tepkinin ‘sinirlenme’ ve ‘çocuğu zorlama’ şeklinde olduğunu hatırlatan Temur, “Yeme problemi yaşayan çocuklar sert tepki gördüklerinde sorun kronik bir hal almaya başlayabilir. Öncelikle aileler çocuğa karşı zorlama alışkanlıklarından vazgeçmelidir. Çocukla inatlaşmak, ödül ve ceza tehditleriyle sorunu aşmaya çalışmak durumu sadece kötüleştirir” dedi.
KONTROLLÜ SERBESTLİK UYGULAYIN! Özellikle annelerin ‘çocuğum aç kaldı’ endişe yaşadıklarının hatırlatan Temur, şöyle devam etti: “Aileler, özellikle de anneler haklı olarak yeme bozukluklarının çocukların gelişimini olumsuz etkileyeceği endişesi içinde olurlar. Uzun süreli yeme bozukluklarında bu bir risk oluşturmakla birlikte, aileler kısa süreli ‘kontrollü serbestlik’ uygulayabilirler. Çocukları yemek yemek istemediğinde onların tercihlerine saygı göstererek çocukla yemek arasında oluşan olumsuz bağı orta-
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
dan kaldırabilirler. Aile içinde kriz olmaktan çıkan yemek saatleri bir süre sonra çocuğu yemek yemeğe yaklaştıracaktır. YEMEK VARKEN KİMSE AÇLIKTAN ÖLMEZ ‘Yiyecek bir şeyler varken kimse açlıktan ölmez’ bunu ailelerin sıklıkla hatırlaması gerekir. Örneğin, bir öğünde yemek yemeyi reddeden çocuk, diğer öğünde açlık hissiyle kendiliğinden yeme eğilimi gösterebilir.” ATIŞTIRMALIKLARA DİKKAT! Atıştırmalıkların hem lezzetli hem de cezbedici olduklarını ve iştah kontrolünü zorlaştırdığını hatırlatan Temur, “Gün içinde kontrolsüzce tüketilen atıştırmalıklar çocukların ana öğünlerde iştahsızlaşmasına neden olmaktadır. Çocukların atıştırmalıklara her istediklerinde ulaşmaları engellenmediği sürece yeme problemlerini aşmak mümkün değildir. Çocukların ara öğünleri onların iştahlarını kesmeyecek nitelikte ve zamanlamada olmalıdır. Ailelerin öğün aralarını çocuklarının açlık hissini yakalayabilecekleri uzunlukta ayarlamaları gerekir. Diğer yandan, aileler acıkma sürelerini bozucu davranışlar sergilememeli ve çocuklara sürekli bir şeyler yeme teklifinde bulunmamalıdır” önerisinde bulundu. PEŞİNDEN KOŞARAK YEDİRMEYİN! Temur’a göre, yeme bozukluklarının aşılmasında sofra düzeni önemli bir araç. Ailece birlikte yenilen öğünler, çocukların kendi yemeklerini yemelerine izin verilmesi de kolaylaştırıcı nitelikteki adımlar. Annelerin çocuklarının peşinde dolaşarak onlara yemek yedirmeleri ise sakıncalı.
“Gezerek yada oyun oynayarak yemek yiyen çocuklarda lezzet alma, tokluk hissi oluşmaz. Çocuklar böyle beslendiklerinde yedikleri yemeğe değil, yaptıkları diğer aktivitelere odaklanırlar. Yemek ise motor bir alışkanlığa dönüşür.” UZUN SÜRE AÇ KALMAYA ALIŞAN ÇOCUKLAR YEMEK YEMEYİ REDDEDER! Yeme sorunlarında yaygın şekilde görülen bir diğer nedenin de ‘çocukların açlık hissini bastırmayı öğrenmesi’ olduğunu söyleyen Temur, “yeme ihtiyaçları gerekli zamanlarda karşılanmayan çocuk açlıkla baş etmeyi öğrenir” dedi ve ekledi: “Açlık hissiyle baş etmeyi öğrenen çocuklarda yeme sorununu aşmak diğerlerine oranla biraz daha zor olabilir. Acıkma hissiyle midede meydana gelen acı beyni yemek yemek konusunda uyarır. Ancak uzun süre açlık çeken ve bunu bastırmayı öğrenen çocuklarda mide-beyin koordinasyonunda bozukluklar oluşabilir. Bu durumda vücut açlık çekse bile çocukta iştah artışı görülmeyebilir. Acıkma hissini yakalayamayan çocuklar yemek yemekten de uzaklaşır. Bu durumda ailelerin uzman desteği almaları faydalı olabilir.”
57
Peynirin
Beyinde Uyuşturucu ile Aynı Bölgeyi Uyarıp Bağımlılık Yarattığı Ortaya Çıktı! “Bak sen peynire” dediğinizi duyar gibiyiz, durum hakikaten de öyle. Özellikle peynir bağımlısı bir insansanız, bu durum size daha bir tanıdık gelecektir. Nitekim aramızda mutlaka peynir aşığı olan, peynir yedikçe yiyen, türlü türlü peynir deneyen veya tek bir peynir türüne büyük tutku besleyen insanlar mevcuttur. Araştırmalar neticesinde de peynirin içerisinde bulunan kazein adlı bir maddenin beyinde uyuşturucularla aynı bölgeyi uyararak bağımlılık hissi yarattığı bulunmuş. Michigan Üniversitesi’nden bir araştırma ekibinin yürüttüğü çalışma, Yale Yemek Bağımlılığı Çizelgesi baz alınarak insanlara canlarının en çok hangi besinleri çektiği sorusu yöneltilerek oluşturulmuş. Üst sıralarda yer alan bir çok besinde bulunduğu fark edilen peynir üzerine yoğunlaşan araştırmacılar da duruma neden olarak kazein adlı bir proteini gösteriyor. Süt ürünleri içerisinde bulunan bu protein, süt içildiğinde bu derece bağımlılık yaratmıyor. Nedeniyse süt içildiğinde yeteri miktarda alınmaması. Ancak durum peynir yemeye gelince, süt konsantrasyonu yükseldiği için kazein oranını da bir hayli artıyor. Kazein de beyinde mutluluk hissi uyandırdığından beyin bir süre sonra bağımlı hale geliyor. Araştırmaya ulaşan ekip ilk olarak 500 kişiye en çok yemek istedikleri, canlarının en çok çektiği yiyecekleri sormuşlar. Pizzanın ilk sırada yer aldığı listede, üst sıralardaki yiyeceklerinin bir çoğunda peynir bulunduğu fark edilmiş. Çalışmanın başındaki ekipten Erica Schulte konuyla ilgili “Yiyeceklerin bu tür bağımlılıklar yaratabiliyor olmasının ispatlanması, tüm beslenme kurallarını baştan yazmamızı gerektirecek bir durum.” diyor. Tek bir insanın yılda ortalama 15 kg peynir tükettiği de ortaya çıkan sonuçlar arasında. Özetle, peynirin son derece bağımlılık yaratan, bu bakımdan beyinde uyuşturucu etkisi gösteren bir gıda olduğu ortaya çıkmış durumda. Yani öyle “Peynir işte nedir ki” diyip yiyip geçmeyin, kendisinde numaralar çok.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
58
GÜZELLİK
Bronz tanrıça: Güneşsiz bronz görünümün 4 sırrı!
Hangi kirpik tipi için, hangi maskarayı kullanmalı? 2016 İlkbahar-Yaz defilelerinde de gördüğümüz kadarıyla, bu sezon kirpikler oldukça hacimli! Marni defilesindeki üst ve alt kirpiklerin yoğun görünümü, Louis Vuitton defilesindeki hacimli üst kirpikler, Mary Katrantzou defilesindeki dramatik kirpikler derken Moda Haftaları bize bu sezon kirpiklerin ön planda olduğunu kanıtladı. Maskara kullanmanın bu kadar çok çeşidi varken, bir sürü maskara arasından seçim yapmak oldukça zor. Bu nedenle biz de senin işini kolaylaştırmak istedik ve hangi kirpik tipine, hangi maskaranın kullanılması gerektiğini açıklayan bir rehber hazırladık! 1.Sarışın ve kızıl saçlılara özel Eğer doğal bir sarışın veya kızıl saçlıysan büyük ihtimalle kirpiklerin açık renkte olduğu için belirgin olmadıklarından şikayetçisindir. Senin için ideal olan, kahve tonlarındaki maskaralardır çünkü siyah tonda bir maskara kullandığında, doğal görünümünden uzaklaşmış olursun.
Sıcaklar kendini göstermeye başladı. Sıcak havalar, güneşli günler, uçuşan elbiselerin yanında bahar ve yaz mevsimleri ile ilgili en sevdiğimiz şey ise bronzlaşmaya başlayan cildimiz. 2016 ilkbahar-yaz defilelerinde de gördüğümüz kadarıyla ciltlerimiz bu sezon bronz olacak! Kim parıldayan, güneş öpücüğü değmiş bir ten görünümü istemez mi? İşte bu görünümün 4 sırrı! 1.Güneşsiz bronzluk Güneş olmadan bronz görünmek denince akla ilk gelen şey güneşsiz bronzluk! Oto bronzların genelde pek hoş görünmeyen turuncu görünüm oluşturduğu bilinse de doğru şekilde kullanıldığında mucizeler yaratabilirler. Güneşsiz bronzlaştırıcıyı kullanırken, cilt tipine ve rengine uygun bir formül seçtiğinden emin olmalısın. Kremi uygulamadan önce cildini ölü derilerden arındırmak için peeling yapabilirsin. 2.Altın strobing Strobing makyaj tekniği, son dönemde güzellik dünyasını kasıp kavuruyor! Temelinde aydınlık bir görünüm vermek olan bu teknik, cilde ıslak, pırıltılı ve taze bir görünüm katıyor. Strobing tekniğinin biraz bronz bir alternatifi için, her zaman kullandığın aydınlatıcını, altın ışıltıları olan bir aydınlatıcı ile değiştirebilirsin. 3.Kontur tekniği Klasik kontur tekniği, doğal bronz bir görünüm oluşturmak için ideal! Bronzlaştırıcı pudrayı elmacık kemiklerine, alnının tepe noktalarına, burnunun kenarlarına ve çenene uygulayarak bronz bir etki oluşturabilirsin. 4.Saçlarda altın ışıltılar Son olarak, tüm görünümünü canlandırmak için saç renginin açılmasını sağlayabilirsin. Saç rengini açan jel kremlerden veya spreylerden yararlanarak, cildine olduğu gibi saçlarına da güneş öpücüğü sağlayabilirsin.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016
2.Uzun ama düz kirpikler Kirpiklerin uzun ama hacimsiz ve düz oldukları için kimse onları göremiyor mu? Hacim sağlayan, kıvrımlı bir maskara ile uzun kirpiklerinin daha kıvrık ve dolgun görünmesini sağlayabilirsin. 3.Kısa ve düz kirpikler Eğer kirpiklerin düz ve kısaysa, fırçası plastik olan ve kirpiklerini kavrayıp daha uzun görünmesini sağlayan maskaralardan yararlanmalısın. Ayrıca maskaranı tek kat uygulamak yerine iki veya üç kat uygulayıp görünümü yoğunlaştırabilirsin. 4.Kıvrımlı, uzun kirpikler Çok şanslısın çünkü kirpiklerin hem uzun hem de kıvrımlı! Ama gene de biraz volüm katmak için orta büyüklükte fırçası olan bir maskarayla bakışlarına derinlik katabilirsin. 5.Kıvrımlı, kısa kirpikler Kirpiklerin kıvrımlı ama ne yazık ki kısaysa, daha uzun kirpik efekti oluşturmak için, çift taralı maskaralardan yararlanabilirsin. Önce baz kısmını kirpiklerine uygulayıp hacim verip, ardından diğer tarafı ile uzunluk sağlayabilirsin.
BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25
ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669 HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86
Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86
Nöbetçi Eczaneler 3. Cadde Eczanesi Armağan Eczanesi Bahçeşehir Aydın Eczanesi Bahçeşehir Eczanesi Boğazköy Eczanesi Defne Eczanesi Deniz Eczanesi Derman Eczanesi Dilek Öz Eczanesi Eczane Akbatı Eczane Filiz Elit Eczanesi Elvin Eczanesi Güngör Eczanesi İstanbul Eczanesi Kent Eczanesi Mavi Eczane Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi
608 00 26 669 93 00 608 00 37 669 34 34 607 06 07 669 96 59 672 43 03 605 02 13 669 70 10 397 01 17 672 01 03 672 33 32 669 18 27 672 94 01 672 33 30 596 55 53 669 59 51 669 44 66 608 17 27 669 09 11 669 97 97 607 08 10
Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.
Servis Tel
607 000 8 0544 221 36 21
Teknik sorunların çözümünde tek adres! Elektrik Arıza & Onarım Bilgisayar Laptop Tamir & Onarım Bahçeşehir 2.Kısım Mh. Yürüyüş Yolu Cad. No: 56 -1 Bahçeşehir/İst • www.mertyapibilisim.com
7/24et Hizm
KİLİT ÇİLİNGİR Bekir Usta
(0212) 669 1907-1905 - 0532 265 44 21 3. Cadde E Blok AVM Kat:1 No:28 - Bahçeşehir
• Çilingir Hizmetimiz gündüz 40 TL gece 50 TL • Çilingir ve Otomatik Kapı Kilitleri, • Her Türlü Elektrik ve Arıza, • Plan Proje ve Uygulama, • Parmak izi kapı sistemleri montajı...
KALE ÖZEL KİLİT SERVİSİ
FRANSIZCA DERS VERİLİR.
Tecrübeli Kimya Öğretmeninden
İlk ve Orta Okul öğrencilerine
HER SEVİYEDE DERS VERİLİR.
lise öğrencilerine okul sınavı ve YGS-LYS için oldukça etkili KİMYA dersi verilir.
TEOG hazırlık ve destek
NDS ve İ.Ü. mezunu emekli öğretmenden ilk, orta ve lise öğrencilerine
İletişim : 0532 323 41 66
Merve Yurdakul:
0537 324 53 83
Öğrenci Koçu- Kimyager’den dersleri verilir.
Hazal Görkey:
0534 411 75 68
60
Metropol
76D
146T
BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:00 05:30 05:15 05:50 05:30 06:10 05:45 06:25 06:00 06:40 06:10 06:55 06:20 07:05 06:30 07:15 06:40 07:30 06:50 07:45 07:00 07:55 07:15 08:10 07:30 08:25 07:45 08:40 08:00 08:55 08:15 09:10 08:30 09:25 08:45 09:40 09:00 09:55 09:15 10:10 09:30 10:25 09:45 10:40 10:00 10:55 10:15 11:10 10:30 11:25 10:45 11:40 11:00 11:55 11:15 12:10 11:30 12:25 11:45 12:40 12:00 12:55 12:15 13:10 12:30 13:25 12:45 13:40 13:00 13:55 13:15 14:10 13:30 14:25 13:45 14:40 14:00 14:55 14:15 15:10 14:30 15:25 14:45 15:40 15:00 15:55 15:15 16:10 15:30 16:25 15:45 16:40 16:00 16:55 16:15 17:10 16:30 17:25 16:45 17:40 17:00 17:55 17:15 18:10 17:30 18:25 17:45 18:40 18:00 18:55 18:15 19:10 18:30 19:30 18:45 19:50 19:00 20:10 19:15 20:30 19:30 20:50 19:50 21:10 20:10 21:30 20:30 21:50 20:50 22:10 21:10 21:30 21:55
PAZAR 06:00 06:25 06:50 07:10 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:50 21:10 21:30 21:55
taRLABAŞI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:15 19:45 19:30 20:00 19:45 20:15 20:00 20:30 20:15 20:45 20:30 21:00 20:45 21:15 21:15 21:30 21:30 21:45 21:50 22:00 22:10 22:15 22:30 22:30 22:50 22:50 23:10 23:10 23:30 23:30 23:50 23:50 00:15
PAZAR 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: Otolar Avcılar Yanyola Girmez, E-5 Yolundan Gider. Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika
BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
YENİKAPI Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
E - 58
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR 06:15 06:15 07:00 06:35 06:35 07:30 07:00 07:00 08:00 07:15 07:15 08:30 07:45 07:45 09:00 08:15 08:15 09:30 08:45 08:45 10:00 09:15 09:15 10:30 09:45 09:45 11:00 10:15 10:15 11:30 10:45 10:45 12:00 11:15 11:15 12:30 11:45 11:45 13:00 12:15 12:15 13:30 12:40 12:40 14:00 13:05 13:05 14:30 13:30 13:30 15:00 14:00 14:00 15:30 14:25 14:25 16:00 14:50 14:50 16:30 15:15 15:15 17:00 15:40 15:40 17:30 16:05 16:05 18:00 16:30 16:30 18:30 17:00 17:00 19:00 17:25 17:25 19:30 17:50 17:50 20:00 18:15 18:15 20:35 18:45 18:45 21:10 19:15 19:15 19:45 19:45 20:15 20:15 20:45 20:45 21:15 21:15
PAZAR
06:10 06:10 06:30 05:25 05:25 05:30 06:30 06:30 06:50 05:35 05:35 05:50 06:50 06:50 07:10 05:55 06:00 06:10 07:20 07:10 07:30 06:05 06:10 06:30 07:40 07:35 07:50 06:15 06:20 06:50 07:50 07:50 08:10 06:30 06:30 07:10 08:15 08:10 08:30 06:40 06:40 07:30 08:35 08:30 08:50 06:50 06:55 07:50 08:45 08:50 09:10 07:00 07:10 08:10 08:55 09:05 09:30 07:10 07:25 08:30 09:10 09:20 09:50 07:25 07:40 08:45 09:25 09:35 10:10 07:40 08:00 09:00 09:35 09:50 10:25 08:00 08:20 09:15 09:50 10:05 10:40 08:20 08:40 09:30 10:05 10:25 10:55 08:40 09:00 09:45 10:25 10:40 11:10 09:00 09:25 10:00 10:40 10:55 11:25 09:25 09:45 10:15 10:55 11:20 11:40 09:40 10:05 10:30 11:20 11:40 11:55 09:55 10:25 10:45 11:35 12:00 12:10 10:15 10:45 11:00 11:50 12:20 12:25 10:30 11:00 11:15 12:10 12:40 12:40 10:45 11:15 11:30 12:25 12:55 12:55 11:00 11:30 11:50 12:40 13:10 13:10 12:55 13:25 13:30 11:15 11:45 12:05 13:10 13:40 13:45 11:30 12:00 12:20 13:20 13:55 14:00 11:45 12:15 12:35 13:40 14:10 14:15 12:00 12:30 12:50 13:55 14:25 14:30 12:15 12:50 13:05 14:10 14:40 14:45 12:30 13:15 13:20 14:25 15:00 15:00 12:45 13:35 13:35 14:40 15:20 15:15 13:05 13:50 13:50 15:00 15:40 15:30 13:20 14:10 14:05 15:15 16:00 15:45 13:35 14:25 14:20 15:30 16:20 16:00 13:55 14:40 14:35 15:50 16:40 16:15 14:10 14:55 14:50 16:05 16:55 16:35 14:25 15:10 15:15 16:20 17:20 17:00 14:40 15:30 15:30 16:40 17:35 17:20 14:55 15:45 15:45 16:55 17:50 17:40 17:20 18:05 18:00 15:10 16:00 16:00 17:35 18:20 18:20 15:30 16:15 16:20 17:50 18:35 18:40 15:45 16:30 16:40 18:05 18:55 19:00 16:00 16:50 17:00 18:20 19:10 19:20 16:15 17:05 17:20 18:35 19:30 19:40 16:30 17:20 17:40 18:55 19:50 20:00 16:50 17:40 18:00 19:10 20:10 20:20 17:05 18:00 18:20 19:25 20:30 20:40 17:20 18:20 18:40 19:45 20:45 21:00 17:40 18:40 19:00 20:00 21:00 21:20 17:55 19:00 19:20 20:15 21:20 21:40 18:10 19:20 19:40 20:30 22:00 22:00 18:25 19:40 20:00 20:45 22:20 22:20 18:40 20:00 20:20 21:00 22:40 22:40 19:00 20:20 20:40 21:20 23:00 23:00 19:20 20:40 21:00 21:40 23:20 23:20 19:40 21:00 21:20 22:00 23:45 23:45 20:00 21:20 21:45 22:20 00:10 00:10 20:20 21:40 22:10 22:40 20:40 22:00 23:00 21:00 23:20 23:45 21:20 00:10 21:40 22:00 Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
E - 57 ESENKENT Kalkış
146
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45
07:40 08:20 08:45 09:10 09:35 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:30 12:55 13:20 13:45 14:10 14:35 15:00 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:30 18:55 19:20 19:45 20:15 20:45 21:15 21:45 22:15 22:45
PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:10 14:40 15:10 15:40 16:10 16:40 17:10 17:40 18:10 18:40 19:10 19:40 20:10 20:40 21:10 21:40 22:10 22:40
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:05 06:30 06:45 07:10 07:35 08:20 09:00 09:40 10:25 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15
06:00 06:15 06:40 06:55 07:20 07:45 08:30 09:10 09:50 10:30 11:05 11:40 12:15 12:45 13:15 13:50 14:25 15:00 15:35 16:10 16:45 17:20 17:55 18:30 19:05 19:40 20:15
PAZAR 07:00 08:00 08:50 09:40 10:30 11:20 12:10 13:00 13:45 14:30 15:15 16:00 16:45 17:30 18:15 19:00 19:45 20:30
MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 08:10 08:45 09:20 09:55 10:30 11:05 11:40 12:20 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10
07:10 07:45 08:20 08:55 09:30 10:05 10:40 11:15 11:50 12:25 13:00 13:35 14:10 14:45 15:20 15:55 16:30 17:05 17:40 18:15 18:50 19:25 20:00 20:35 21:10 21:45 22:10
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
PAZAR 09:30 10:30 11:20 12:10 13:00 13:50 14:30 15:10 15:50 16:30 17:10 17:50 18:30 19:10 19:50 20:30 21:15 22:00
76E
BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika
BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:07 05:14 05:21 05:28 05:34 05:44 05:50 05:56 06:02 06:08 06:14 06:20 06:26 06:32 06:42 06:48 06:54 07:04 07:10 07:16 07:22 07:32 07:38 07:46 08:02 08:10 08:20 08:30 08:45 08:55 09:05 09:15 09:25 09:35 09:45 09:55 10:05 10:15 10:25 10:35 10:45 10:55 11:05 11:15 11:25 11:35 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15
05:10 05:19 05:28 05:37 05:46 05:54 06:02 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10 22:30
PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:05 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:35 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45
BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:10 06:20 06:30 06:38 06:46 06:54 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 07:58 08:06 08:14 08:26 08:34 08:42 08:54 09:02 09:10 09:18 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:55 14:05 14:20 14:30 14:45 14:55 15:10 15:20 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:25 16:35 16:45 16:55 17:05 17:15 17:25 17:35 17:45 17:55 18:05 18:15 18:24 18:32 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:55 22:10 22:25 22:40 22:55 23:10 23:25 23:40
PAZAR
06:30 06:37 06:44 06:51 07:00 07:15 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:10 09:20 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:45 11:00 11:10 11:20 11:30 11:45 12:00 12:10 12:20 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:00 14:15 14:30 14:40 14:50 15:00 15:15 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:45 17:55 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:35 22:50 23:10 23:30 23:50
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
Yelpaze İstanbul / 15 Mayıs 2016 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.
07:00 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:00 12:10 12:20 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:40 13:50 14:00 14:10 14:20 14:30 14:40 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:00 16:10 16:20 16:30 16:40 16:50 17:00 17:10 17:20 17:30 17:40 17:50 18:00 18:10 18:20 18:30 18:40 18:50 19:00 19:10 19:20 19:30 19:40 19:50 20:00 20:10 20:20 20:30 20:40 20:50 21:00 21:10 21:20 21:30 21:40 21:50 22:00 22:10 22:20 22:30 22:40 22:55 23:10 23:20 23:30 23:40 23:50 24:00
ESENKENT BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (EKSPRES)
Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00
05:50 06:10 06:20 06:45 06:55 07:10 07:25 07:45 08:05 08:20 08:45 09:15 09:45 10:10 10:35 11:00 11:25 11:50 12:15 12:40 13:05 13:30 13:55 14:20 14:45 15:10 15:35 16:00 16:25 16:50 17:15 17:40 18:05 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00
PAZAR 07:00 07:30 08:00 08:30 09:00 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 12:00 12:25 12:50 13:15 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:00 16:35 18:00 18:30 19:00 19:30 20:00 20:30 21:00 21:30
TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00
PAZAR 19:30 20:00 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00
Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.
MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika
BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
İŞ GÜNÜ C.TESİ
PAZAR
06:00
06:00
07:00
06:50
06:50
07:50
06:30
06:35
08:40
07:30
07:30
09:30
07:10
07:10
09:30
08:00
08:00
10:20
07:45
07:45
10:20
08:50
08:50
11:10
08:30
08:20
11:10
09:40
09:35
12:00
09:00
09:00
12:00
11:10
11:10
12v:50
10:00
10:00
12:50
12:00
12:00
13:40
10:50
10:50
13:40
13:30
13:30
14:30
12:15
12:15
14:30
15:50
15:50
15:20
13:10
13:10
15:20
16:50
16:50
16:10
14:40
14:40
16:10
18:00
18:00
17:00
17:00
17:00
17:00
18:30
18:30
17:50
18:00
18:00
17:50
19:10
19:10
18:40
19:10
19:10
18:40
20:20
20:20
19:30
19:40
19:40
19:30
20:45
20:50
20:20
20:10
20:10
20:20
22:25
22:25
21:10
21:40
21:40
21:10
00:20
00:20
23:10
23:20
23:10
22:10 00:25