Yelpaze İstanbul Dergisi 149.Sayı (Online)

Page 1

1

SAYI: 149 AYLIK ALIŞVERİŞ VE YAŞAM DERGİS

İ

İSTANBUL YIL: 15 • 10 NİSAN 2017

Boş

e m ver

OY İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da

yelpazeistanbul

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017

yelpazeistanbul

yayında!


2

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Nisan 2017


3

Yelpaze Ä°stanbul / 1Nisan 2017


4

Yelpaze Ä°stanbul / 10 Nisan 2017


5

Yelpaze Ä°stanbul / 1Nisan 2017


Ä°ndirimli fiyatlar,

sĂźrpriz hediyeler...


Nisan ayı sonuna kadar Genç Odası ve Yatak Odası alanlara

YATAK Hediye!

23 Nisan Haftasına Özel Çocuklarımıza Çifte Bayram;

%50’ye

varan

İNDİRİMLER!

bahcesehirrengarenkmobilya Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H-1 Blok No:13

0212 672 55 56 0212 672 42 02

%10

KDV indirimi devam ediyor... Not: Kampanyalarımız stoklarla sınırlıdır


8

Anayasayı bir kenara bırakıp önce “BİZ” olmayı seçsek! UĞUR BARIŞ KARABULUT

ubk@yelpazeistanbul.com

1

6 Nisan’da anayasa değişikliği için sandıklara gideceğiz. Bu ay Altınşehir, Tahtakale, Esenyurt, Bahçeşehir bölgelerinde sokak röportajları ile birebir görüşmelerimiz oldu referanduma dair. İşte okuyacağınız bu yazı da görüşmelerden edinilen hisle yazıldı. İnanın değerli okuyucular ülkemizin öncelikli meselesi asla anayasa değişikliği değil! Diyorlar ki bölündük mü? Gülüyorum... Ne bölünmesi parça parça olduk... İyiler-kötüler, adaletten yana olanlar- olmayanlar, paradan yana olanlar- toplum çıkarından yana olanlar, inancını vicdanında yaşayanlar- göstermelik yaşayanlar, pisliği görüp müdahale edenler-görüp yanından geçenler, ülkesi için risk alanlar-kendi menfaati için risk almayanlar, hukuksuzluğa dur diyenler- dur diyenlere dur diyenler... Şimdi de EVETÇİLER, HAYIRCILAR! Aynı ülkenin %50’lik paramparçalarıyız... Siyasetçileri güçlendirmek yerine, tüm ülke yurttaşlarına eşit mesafede olması gereken “DEVLET KURUMLARINI” güçlendirmedikçe, tam bağımsız olmalarını sağlamadıkça, topyekun mutlu olmamız, sorunlarımıza kalıcı bir çözüm bulmamız mümkün olmayacaktır. Anayasa değişikliği partiler üstü bir mesele olmasına karşın, sanki sandıkta bir kişiyi, bir siyasi partiyi seçecekmişiz algısı ile sandığa gidiyorsak, seçim sonucu ne çıkarsa çıksın nafiledir... Önümüze konulan maddeleri tarafsız bir gözle incelemiyor, o şunu dedi, bu şunu dedi, o benim partimden, şu bize düşman... diyerek aynı ülke vatandaşları düşüncelerinde birbirleri ile kırdırılıyorsa bu ülkede kurumlar güçlenemez... Ülkede yaşayan herkesi ilgilendiren bir meselede dahi, kanunları değil de birbirimize olan husumetimizi konuşuyorsak, bu seçimde neyi oylayacağız? Tüm bu tespitlerle 17 Nisan’a uyandığımızda herhangi

bir tarafın %52’sinin farklı, %48’in farklı düşündüğü bir referandum sonucunda, belki bir kazanan olacaktır ancak, vicdani adalette temsil olmayacaktır! Bizim bir gün bile kaybetmeden ülkemizdeki derin çizgilerle belirmiş kardeşlik hukukumuzu tekrar kazanmamız şarttır! Ah benim güzel ülkem ah... Yıllarını boş kısır çekişmelere heba etmiş güzel ülkemin güzel insanları. Gündem sarhoşu olduk çıktık hepimiz. Şöyle dönüp bir bakalım Cumhuriyetin ilanından bu yana nelerle yoğrulmuşuz. Bizi bizimle savaştıranların, gündemin hallaç pamuğuna çevirdiği zihinlerimizle, ilimden, sanattan, kültürden, spordan, teknolojiden, sağlığımızdan neler neler kaybettiğimizi... Giden ve geri dönüşü olmayan en değerli şeyi, zamanı, nasıl hoyratça kullandığımızı, nasıl birbirimize kırdırıldığımızı! Duygularımızı, inançlarımızı, ortak değerlerimizi nasıl kaybettik onca yılda? En acısı da, kaybetmeye devam ediyoruz ders çıkarmadan geçmişten... Kabahatli arıyoruz her birimiz, dış mihraklar diye... Yalan... Koca bir yalan... Mihrakı boş verip mihrabımıza bakamadık ki biz bir türlü! Nereden tutunsak, nereden başlasak elimizde kalıyor... Ne vatanseverleri, ne aydınları, ne bilim insanlarını kaybettik onca yılda... Hayıflandığımız ne varsa aynada kendimizde aramamız gerekirken, kolayı seçip bizden başkalarında aradık kaybedişlerimizin nedenlerini. Öyle bir aldandık, öyle bir aldatıldık ki; enkaza döndü birbirimize olan güvenlerimiz. Birlikten, dayanışmadan bahsedip, kendi kulvarımızda savaştık her birimiz, birbirimizle. Önceliklerimiz, gerçeklerimiz, uygulamalarımız, menfaatlerimiz “ben” , söylemlerimiz “biz” oldu. Tıkandık! Sahte kahramanlar ürettik sığınacak liman arayışlarımızda... Medet umduk, sunulanı çabuk kabullenip, çabuk sindirdik. Çarkın dişlisi olmazsak sıyırırız korkusundan, uyduk çarkın düzenine... Biz düzene uydukça düzen bozuldu... Aslında zaten tam kurulamamışken düzen, biz de takıldık mevcut haliyle peşine... Kolaydı çünkü sistemin eksiklerini görmemek, çıkarlar geneli değil hep “beni” düşündü çünkü. Sonra da sıkılmadan şikayetçi olduk sistemden, hep yeni gelenden... Yok olurken değerler, görmek yerine

Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Uğur Barış Karabulut ubk@yelpazeistanbul.com

Yayın Türü Süreli Aylık Yerel Yayın Reklam Sorumlusu Pınar Özdemir

Reklam ve Rezervasyon Editörler Nihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Tel : 0212 669 83 86 Av. Kayhan Selek, Selda Önder Gsm: 0533 551 87 17 Katkıda Bulunanlar Caner İlhan, Pelin Savaş Protokol Dağıtım Aras Kargo

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

Baskı Şan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane/ İST Tel: 0212 289 24 24

bakmayı tercih ettik... Şimdi geldiğimiz noktada çarkın bundan böyle bugüne dek döndüğü gibi dönmeyeceğini bildiğimizden, sarıldık birbirimize... Ama biz unuttuk nasıl kalpten kucaklaşılır, yadırgıyoruz o yüzden kime elimizi uzatacağımızı. Oysa düşünün, yıkılmış, tarumar olmuş bir imparatorluktan nasıl el ele verip yeni bir diriliş sergilediğimizi. Para yok, silah yok, cephane yok demeden el ele verince nasıl bir güç olduğumuzu... Yoksa yalan mıydı okuduğumuz kahramanlık destanları, dillendirdiğimiz kahramanlık türküleri, vatan şiirleri? Biz değil miydik İzmir’de Yunanı denize döken, biz değil miydik Çanakkale’de yeni düvele meydan okuyan, biz değil miydik vatanın dört bir yanı paylaşılmışken tek yürek olup başkaldıran! Yalan mıydı bizim dayanışmamız, yalan mıydı bizim kardeşliğimiz, yalan mıydı? Bu topraklarda Alparslanlar, Fatih Sultan Mehmetler, Sultan Süleymanlar, Şerife Bacılar, Seyit Onbaşılar, Mustafa Kemaller yaşamadı mı? Yalan mıydı? Şimdi er meydanında savaşmıyor yiğitler, sanal klavyelerde, zihinlerde kazanıyor yedi düvel savaşı! Kuşatıldık zihinlerimizde, esir edildik... Bırakın el ele vermeyi düşüncelerimizde buz dağına çarptık haberimiz yok. Akıl tutulması çağını yaşıyoruz ülkemizde... Önümüze atılan sanal gündemlerin, algı operasyonlarının kurbanı olduk her birimiz. Çırpındıkça daha da batıyor, boğuluyoruz... Oysa şikayet etmeyi bırakıp elimizi bir uzatsak birbirimize. Hiçbir menfaat beklemeden, samimi, kalpten... Aramıza giren fitneyi bir defedebilsek, ayıklasak aramızı bozan sahtekarları... Ortalıkta dolaşıp iki taraf yaratıp sonrada taraflardan nemalananları... Bir ayıklayabilsek iyi niyetimizi gerçekten hak edenleri, hatası olduğunda en yakınımızda olsa düzelmesini bir söyleyebilsek... Sözün ötesine taşısak ülkemize dair tespitlerimizi, düşünsek ve bir ucundan tutsak ortak menfaatimiz için çabaların.. Emek etmeden, bedel ödemeden acımasızca eleştirmesek, motive etsek birbirimizi, yüreklendirsek... Anayasayı bir kenara bırakıp önce “BİZ” olmayı seçmekle başlasak herşeye! Sevgiyle kalın...

Basım Tarihi: Nisan 2017 Yayına Hazırlık Yelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86 Tel/Faks: 0212 669 16 50

dağıtılır. Bundan böyle talep eden okuyucularımıza kişiye özel adrese teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların Sayın Okurlarımızın Dikkatine; sorumluluğu reklam verenlere aittir. Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek halkına ve İstanbul genelinde kullanılabilinir. küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak



10

İSTANBUL

İstanbul’a Yüksek Katlarla İlgili Yeni Düzenleme Geliyor!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’a yapılacak yüksek katlı binalarla ilgili bir çalışma yaptıklarını belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da üzerinde durduğu ‘az serbest’, ‘yükselti serbest’ mantığını artık geride bırakıyoruz. Artık böyle bir kavram kalmadı. Bir daha böyle bir uygulama olmayacak, sınırlanmış olacak” dedi.

Hürriyet’in haberine göre, Kadir Topbaş, İstanbul Valiliği’nde düzenlenen İstanbul Kalkınma Ajansı’nın projelerinin anlatıldığı basın toplantısına katıldı. Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehirleşmede yüksek katlı binalarla ilgili açıklamalarını hatırlatarak İstanbul’da bununla ilgili bir düzenlemenin olup olmadığına yönelik bir sorusu üzerine Kadir Topbaş açıklamalarda bulundu. Topbaş, “Bir çalışma yaptık. Esasında kentte yüksek yapılı binalar yapılır mı yapılamaz mı diye şehir plancıları bunu devamlı tartışırlar. Doğru yerlerde doğru yapılar yapmak lazım. Yüksek yapılar da yapılabilir. Paris’te ‘La Defense’ bölgesini bir örnek olarak bilebiliriz. İstanbul’un 5400 kilometrekarelik alanının yüzde 50’sinde yapılanma var. 4 milyon civarında birim olarak konut olarak düşündüğünüzde 100 metrekarelik bu konutları yata haline getirdiğinizde sığması mümkün değil. Ortak alanlar, yollar bir takım donatı alanlarını da koyduğunuz zaman yetmez. Demek ki katlanması gerekiyor. Ama doğru çözümler getirmek lazım” dedi. “Yeni bir düzenleme getirildi” Bu konuda yapılan çalışmaların belli bir noktaya getirildiğini kaydeden Topbaş, “Silüet başta olmak üzere etkisinin olumsuz olmaması açısından İstanbul’un dijital haritalarını hazırladık. Özellikle meclisimizin de kabul ettiği yükseltilere göre topografik etkilerini dikkate

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

alan bir takım yükseltiler belirlendi. Ona göre başta tarihi yarımadanın arkasına düşen tüm yerleşim birimleri ve ilçelerde bu öngörüldü. O yükseklikler üzerinde bir yapı verilmiyor. Yeni bir düzenleme getirildi. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımızın da üzerinde durduğu ‘az serbest’, ‘yükselti serbest’ mantığını artık geride bırakıyoruz. Artık böyle bir kavram kalmadı. Bir daha böyle bir uygulama olmayacak, sınırlanmış olacak. Bu çalışmalar yapılarak belli bir noktaya getirildi” diye konuştu. Kat yasağı var mı? sorusu “Farklı semtlerde somut bir kat yasağı var mı?” şeklindeki bir soruya Kadir Topbaş, “Tabi...Bazı yerlerde az serbest olunca 20 kat, 30 kat yapılabiliyor. Onun yerine 15 katı geçemez ya da deniz seviyesinden şu metreyi geçemez gibi bu ‘kot’lar meclisimiz tarafından kabul edildi. Ona göre planlarla ilgili uygulama yapılıyor” şeklinde yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne demişti? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Ocak’ta Ankara’daki Şehircilik Şurası’nda konuşmasında, “Ben dikey mimariden yana değilim. Ben yatay mimariden yanayım. İnsan, topraktan uzak değil; toprağa yakın olarak yaşamalıdır. Böyle düşünüyorum. Bugünün Türkiye’si, böyle bir çirkinliği, böyle bir nobranlığı asla hak etmiyor. Dikey mimarinin altında yatan gerçek, az topraktan çok büyük para kazanmak” ifadelerini kullanmıştı.



12

İSTANBUL

Topbaş: “İstanbul Kendi Kendini Yönetsin”

İstanbul’a “Elektrikli Otobüsler” Geliyor İETT, toplam 200 elektrikli otobüs alımı için ihaleye çıkıyor Deneme sürüşleri metrobüs hattında gerçekleştirilecek 200 kilometre menzile sahip elektrikli otobüslerin ilk teslimi bu yılın sonunda yapılacak. İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü (İETT), toplam 200 elektrikli otobüs alımı için ihaleye çıkıyor. Edinilen bilgiye göre, 103 tekli (solo) ve 97 körüklü elektrikli otobüs için ihale süreci İETT tarafından başlatıldı.

İBB Başkanı Topbaş İstanbul’a özel yasa talebini yineledi. DHA’nın haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, “Biz bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak yetkilerimizin artırılmasını istiyoruz. Hatta İstanbul’a özel bir yasa talebimiz oldu. Niye, daha çok iş yapalım diye. Bu bize bir ayrıcalık versin diye değil. Türkiye’deki diğer Büyükşehir Belediye Başkanları, ‘Sayın başkanım İstanbul’a başka yasa yapsınlar sizin istedikleriniz bize bol geliyor. Bizimkiler size dar geliyor’ diyor. Yani Malatya’nın, Denizli’nin Diyarbakır’ın bu büyükşehirlerin yasasıyla İstanbul’u yönetiyoruz, olmuyor, yürümüyor” dedi. “İstanbul kendi kendini yönetsin, başka müdahaleler olmasın” Üç dönemdir İstanbul’u yönettiğini hatırlatan Kadir Topbaş, “Belediye başkanı olarak tecrübe edindim ki üç dönemden beri bir farklı yasa olsa bu şehirde çok daha farklı iş yapabiliriz. Ne demektir bu, ne istiyorum? Diyorum ki İstanbul kendi kendini yönetsin, başka müdahaleler olmasın, kendi kararını kendi versin. Bu yanlış mı? Doğru. Böyle tek elden yürüsün” dedi. Daha önce de söylemişti Topbaş 2015 yılında, Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde “İstanbul için özel yasa” hazırlanması isteğini dile getirmiş, “Türkiye’de 30 büyükşehir var. 30 büyükşehrin yasası aynı. Denizli’nin Malatya’nın, Diyarbakır’ın büyükşehir yasası ile İstanbul Büyükşehir yasası aynı. İstanbul için bu yasa dar gelmekte ve yetersiz kalmakta. O bakımdan İstanbul’u ayrıştırmak lazım diye düşündük” açıklamasını yapmıştı. Topbaş aynı talebini 2016 yılında yaptığı Meclis konuşmasında da İstanbul’un ayrı bir yasaya tabi olması gerektiğini söylemişti.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

Deneme sürüşleri metrobüs hattında yapılacak elektrikli otobüsler, testin ardından şehrin tamamında sefere sunulacak. Yolcu güvenliği için yeni teknolojik özelliklerle donatılması planlanan elektrikli otobüsler dolu batarya ile 200 kilometre gidebilecek. Solo otobüsler 1 engelli yolcu olmak üzere toplam 78 yolcu, körüklü ise 120 yolcu kapasiteli olacak. Otobüslerin şoför kabinleri tamamen korumalı cam kabinden imal edilecek. Böylece yolcuların şoföre olası müdahalesinin önüne geçilecek. Engelliler için özel tasarım Alım için hazırlanan şartnamede, elektrikli otobüslerin engelli yolcuların da seyahatine kolaylık sağlayabilecek şekilde alçak tabanlı olması şartı konuldu. Engelli yolcuların araca binişleri için özel rampa tertibatı bulunacak elektrikli otobüsler, gerektiğinde duraklarda alçalabilecek. Alınması planlanan elektrikli otobüslerin şarj durumları ve doluluk oranları, elektronik sistemlerle uzaktan takip edilebilecek. Otobüsün şarj durumu kumanda edilen merkezden görülebilecek. Otobüs şarj menzili 10 kilometrenin altına düştüğünde sürücüsünü ve bağlı olduğu merkezi uyaracak. Bu sayede otobüsün batarya bitimine yaklaşıp yolda kalmasının önüne geçilecek. Teknolojik otobüs Otobüslerle ilgili teknik şartnameye göre, otobüslerin motorlarının jenerator olarak çalıştırılmasıyla elde edilecek elektrik enerjisi, tahrik bataryalarına geri verilmesi suretiyle frenleme sağlayabilecek. Elektrikli araçlarda güvenlik kamerası ve kaza anındaki verileri kaydeden “kara kutu” adlı kayıt sistemleri bulunacak. Bu sistemler komuta merkezi tarafından uzaktan da takip edilebilecek. Otobüsler motor ya da batarya bölümünde çıkabilecek yangına karşı otomatik yangın söndürme sistemine sahip olacak. Elektrikli otobüslerde ücretsiz internet ve cep telefonu şarj üniteleri hizmeti de sunulacak. İhale şartnamesine göre, otobüsün tamamı ve bataryaları 10 yıl garantili olacak. Üretici firma tarafından deneme sürüşleri için verilecek numune otobüsler, Beylikdüzu-Soğütlüçeşme metrobüs hattında test edilecek. Bu yılın sonunda ilk teslimi yapılacak elektrikli otobüsler, 1 yıl içinde belirli sayılarla teslim edilecek.


13

İstanbul Mahalleleri

Mercek Altında İstanbul, deyim yerindeyse mahalle, mahalle mercek altına alındı. İstanbul Üniversitesi’nin yürüttüğü projede, mega kentin hangi ilçesinde hangi mahallesinde okur yazarlık oranında, boşanma oranlarına, yaşlılık oranında genç nüfus oranına kadar bir dizi sorunun yanıtı arandı.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi’nin yürüttüğü, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteklediği Mahallem İstanbul Projesi’nin sonuçlarına göre, İstanbul’da yaşlı nüfusun yoğunlaştığı mahalleler Kadıköy’den Caddebostan, Suadiye, Fenerbahçe, Göztepe ve Feneryolu olurken, Esenyurt, Arnavutköy ve Sultanbeyli ilçeleri de 25 yaş ortalamasıyla en genç nüfusa sahip mahallelerden oluşuyor.

Bakırköy ve Maltepe’den 3, Fatih’ten ise 2 mahalle bulunuyor.

Mahallem İstanbul Projesi’nin sonuçlarına göre, İstanbul’da nüfusu binden az olan mahalleler dışarıda bırakıldığında, yaşlı nüfusun yoğunlaştığı mahalleler Kadıköy’den Caddebostan, Suadiye, Fenerbahçe, Göztepe ve Feneryolu oldu. Söz konusu mahallelerde ortalama yaş 45’in üstünde seyrediyor.

Nüfusunun 3’te 2’sinden fazlasının evli olduğu mahalleler arasında Esenyurt’tan 19, Sancaktepe’den 14, Pendik’ten 12, Sultanbeyli’den 11, Arnavutköy ve Çekmeköy’den 10 mahalle yer aldı.

Esenyurt, Arnavutköy ve Sultanbeyli ilçeleri ise en genç nüfusa sahip mahallelerden oluşuyor. Söz konusu mahallelerde yaş ortalaması 25’lere kadar düşüyor. Mahallelerde evlilik ve boşanma oranları Proje sonuçlarına göre, 15 yaş üstü nüfusu 5 binin üzerinde olan mahalleler arasında Kadıköy’den Osmanağa, Caferağa, Zühtüpaşa, Fenerbahçe ve Suadiye, Şişli’den Teşvikiye, Merkez ve Meşrutiyet, Fatih’ten ise Aksaray boşanmış bireylerin yoğunlukta olduğu mahalleler olarak öne çıktı. Nüfusunun yüzde 10’undan fazlası boşanmış bireylerden oluşan mahalleler içinde Kadıköy’den 9, Şişli’den 5, Beşiktaş’tan 4,

Evli olma oranının en yüksek olduğu mahalleler ise Esenyurt’tan Osmangazi ve Akçaburgaz, Başakşehir’den Kayabaşı, Sancaktepe’den Safa, Avcılar’dan Tahtakale ve Ümraniye’den Mehmet Akif olarak sıralandı.

Okuryazar olmayan nüfus en fazla Şile’de İstanbul’da üniversite mezunu oranının en yüksek olduğu mahalleler Ümraniye’den Saray, Beşiktaş’tan Konaklar, Levazım, Levent ve Ataşehir’den Atatürk oldu. Levent, İstanbul’da doktora mezunu en yüksek olan mahallelerin başında geldi. Doktora mezuniyeti açısından Levent’i, Şişli’den Teşvikiye, Sarıyer’den Uskumruköy, Beyoğlu’dan Ömer Avni ve Üsküdar’dan Kandilli mahalleri izledi. İstanbul’da okuryazar olmayan nüfusun en yüksek orana sahip olduğu mahalleler ise Şile’den Çelebi ve Geredeli, Beyoğlu’dan Çukur ve Pendik’ten Göçbeyli olarak sıralandı.

Nüfusu 10 binin altında olan mahalleler dışarıda bırakıldığında, Şişli’den Kuştepe, Ataşehir’den Mustafa Kemal, Maltepe’den Gülensu okuryazar olmayan nüfusun yoğunlaştığı mahalleler arasında yer aldı. “Projede oluşturulacak bilgi sistemine online ve mobil ortamdan erişilebilecek” Projeyi yürüten İÜ İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Şeker, yaptığı değerlendirmede, proje kapsamında İstanbul’da mahalle ölçeğinde geniş bir veri tabanı ve harita tabanlı bir bilgi edinme sistemi kurgulayacaklarını bildirdi. Projede oluşturulacak bilgi sistemine yakın zamanda online ve mobil ortamda tüm kullanıcıların erişebileceğini ifade eden Şeker, “İstanbul’da yaşayanlar mahalleleriyle ilgili demografik yapıdan eğitime, sağlıktan sosyal ve siyasal ortama, ekonomik yapıdan altyapı ve çevreye birçok bilgiye anında ulaşabilecek.” dedi. Projenin yerel yönetimlere de faydalı hizmetler üreteceğini, aynı zamanda yatırımcılar için mahalle ölçeğinde geniş bir veri tabanının hazırlandığını belirten Şeker, İstanbul gibi metropol bir kentte mahalle ölçeğinde yapılacak analizlerin önem taşıdığını, bu verilerin bir rehber niteliğinde olduğunu kaydetti.

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


14

İSTANBUL

Yargı, Kuzu’nun ‘Sea Pearl’ Ruhsatını İptal Etti

İstanbul’un Bakırköy ilçesinin Ataköy sahilinde yargı kararlarıyla defalarca mühürlenen Kuzu Grubu’na ait Sea Pearl rezidansına ait inşaat ruhsatı İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Kuzu Grubu’na ait Sea Pearl rezidansına ait inşaat ruhsatı İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Mahkeme gerekçeli kararında dava konusu parselde yaklaşık yüzde 50 oranında fazla inşaat hakkı tanındığını ve yapılmakta olan inşaatların anayasa, İmar Kanunu ve Kıyı Kanunu’yla öngörülen düzenlemelere aykırı olduğunu belirtti. Diken’den Rıfat Doğan’ın haberine göre, dava Bakırköylü yurttaşlar tarafından 3 Aralık 2013 tarihinde onaylanan 5736 A- B- C- D- E- F- G- H- I- J sayılı inşaat ruhsatlarının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılmıştı. Yurttaşların talebini yerinde gören İstanbul 10. İdare Mahkemesi, Ataköy sahilini kapatan projede önemli bir karar aldı. Anayasa ve Kıyı Kanu’na aykırı İdare Mahkemesi, dava konusu ruhsatların anayasa ve Kıyı Kanunu’nda yer alan düzenlemelere aykırı olduğunu belirterek iptaline karar verdi.

Mahkeme kararında şu ifadelere yer verdi: “Ayrıca uyuşmazlığa konu yapı ruhsatı düzenlenirken kıyı kenar çizgisinden deniz yönündeki kıyı alanının kamunun kullanımına ait olduğundan yapı ruhsatı verilirken brüt parsel üzerinden değil, kıyı kenar çizgisinden deniz yönündeki kıyı alanı düşüldükten sonra bulunacak net imar parseli üzerinden yapı ruhsatı verilmesi gerektiği gibi dava konusu ruhsatlar ile akaryakıt ve bakım istasyonu kullanımına ayrılmış bir alanda apart otel kullanımı için ruhsat verilerek mevzuata aykırı bir uygulama yapıldığı, dava konusu yapı ruhsatları ile dava konusu parselde yaklaşık yüzde 50 oranında fazladan inşaat hakkı tanındığı ve yapılmakta olan inşaatların Anayasa, İmar Kanunu ve Kıyı Kanunu’yla öngörülen düzenlemelere aykırı olduğu sonucuna varılmakta olup, söz konusu parsele ait inşaat ruhsatlarında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.” Fotoğraflar: DHA

İmarın Anayasası Değişiyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğini sil baştan değiştirmeye hazırlanıyor. 1985 yılında yayımlanan ve birçok kez değişikliğe uğrayan yönetmeliğin yerini yeni yönetmelik alıyor. Hazırlanan yönetmelik taslağına göre İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler başta olmak üzere imar planlarına aykırı şekilde yapılan yükseklik, yoğunluk artışları yeni dönemde mümkün olmayacak.

Plan dışı kat çıkılamayacak İşte imar planlarının ‘anayasası’ niteliğinde olacak Planlı Alanlar İmar Yönetmelik Taslağında yer alan dikkat çekici değişiklikler şöyle:

Kot 50 yıllık yağışa göre belirlenecek - İmar planlarında su taşkın alanlarında bina zemin kotları, 50 yıllık yağış verisine göre belirlenecek.

Hürriyet’ten Aysel Alp’in haberine göre, Türkiye genelinde imar planlarının temel ilkelerini belirleyen çatı yönetmelikten sonra her şehir, yöresel özelliklerini dikkate alan kendi imar planını yapacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki yaptıkları değişikliği “Biz imarın değişmez kurallarını yazıyoruz, şehirlere göndereceğiz. Diyeceğiz ki, ‘Siz de kendi şehrinizle ilgili hazırlayın bize geri gönderin.’ Süre vereceğiz, sonra o gelenleri onaylayacağız. Her şehrin planı, imar yönetmeliği ayrı ayrı olacak. Sivas Şarkışla’nın imar planıyla İstanbul’unki bir olmaz. Bitlis’teki imar planı yönetmeliğiyle İstanbul bir olmaz” sözleriyle duyurmuştu.

- Uygulama imar planında veya planda kat adedi veya bina yüksekliği belirtilmediği takdirde yeni yapılacak binalarda yönetmelikte gösterilen kat adedi veya bina yüksekliği hiçbir şekilde aşılamayacak.

Yöresel mimari dikkate alınacak - İlgili idareler, yapıların estetiği, rengi, çatı ve cephe kaplaması ile ilgili kurallar getirmeye, yapıların inşasında yöresel malzeme kullanılmasına ve yöresel mimarinin dikkate alınmasına ilişkin zorunluluk getirecek.

‘Zemin Kotu’nun Altındaki Her Kata Daire Yapılamayacak

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

- Yine hiçbir koşulda hava mânia kriterleri aşılamayacak, planda veya planda belirtilmemişse Yönetmelikte belirtilen kat adedi, kat yükseklikleri azaltılmak suretiyle artırılamayacak. Bu suretle yapı yoğunluğu artırılamayacak. Yol, su, elektrik olmadan bina yapılamayacak - Yerleşme alanlarında yapı ruhsatı düzenlenebilmesi için yol, su, kanalizasyon, elektrik gibi teknik altyapı hizmetlerinin götürülmüş olması şartı aranacak.

Her şehrin estetik komisyonu olacak - Her şehirde Mimari Estetik Komisyon kurulacak. Bu komisyon, şehrin yöresel mimarisine ilişkin tespitleri yapacak. Meydan, yol, kaldırım, tabela, kent mobilyaları ve benzeri düzenlemelerdeki usulleri belirleyecek. Yapıların ve onaylı mimari projelerinin özgün fikir ifade edip etmediğine karar verecek.



16

YEREL

“Yasama-Yürütme ve Yargı tek elde toplanamaz!”

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Bahçeşehir Şubesi, Esenkent İstinye Hastanesi Konferans Salonunda burslu öğrenci ve velilerine özel anayasa değişikliği referandumu öncesinde, bilgilendirme toplantısı düzenledi. Fatih Şubesi Başkanı Av.Saliha Esen’nin iki saati aşan coşkulu sunumu katılımcılardan büyük beğeni aldı.

1

6 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu öncesi bilgilendirme çalışmalarına Bahçeşehir’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları da katkı sağlıyor. Partiler üstü anlayışla üye ve bölge halkını bilgilendirmeyi hedefleyen çalışmaların bir yenisini de ÇYDD Bahçeşehir Şubesi gerçekleştirdi. Geçtiğimiz haftalarda yeni yönetim kurulunu oluşturan dernek ilk faaliyetini de başarıyla gerçekleştirmiş oldu. Esenkent İstinye Hastanesi Konferans salonunda çok sayıda burslu öğrencisi ve velileriyle buluşan organizasyonda, Av.Saliha Esen’in slayt eşliğinde hazırladığı bilgilendirme sunumu da büyük beğeni ile dinlendi. Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak amacıyla çalışan derneğin bu faaliyeti, referandumda neden “Evet” ve neden “Hayır” sorularının da cevaplarına ışık tuttu, Av.Saliha Esen konuşmasında özetle “16 Nisan’da sandıkta karar vereceğimiz anayasa değişikliği ile Yasama-Yürütme ve Yargıyı tek kişinin yönetimine vermiş olacağız. Yasama dediğimiz kavram TBMM, yürütme dediğimiz hükümet, yargı da bağımsız mahkemelerin

yönetimidir. Demokrasilerde bu üç erk birbirinden bağımsız olmak zorundadır. Ancak bu anayasa değişikliği ile tüm yetkiler tek bir kişinin eline geçecek. Bizim derdimiz Ahmet,Mehmet değil, bizim derdimiz rejim derdi. Tek adamlığa karşı olmak zorundayız.” dedi. Sunum sonrası bilgi aldığımız ÇYDD Bahçeşehir Şubesi Başkanı Deniz Bayraktar, doğru karar vermek için önce doğru bilgiye erişmek gerektiğini vurgulayarak, amaçlarının en yakınlarından başlayarak bu bilgilere ulaşılmasını sağlamak olduğunu söyledi. Etkinliğin gerçekleşmesine özveriyle katkı sağlayan yönetim kuruluna ve sunumu ile Av.Saliha Esen’e de teşekkürlerini iletti.


Ücretsiz tanışma dersi

(PSA) Pilates Sports Academy

Kişiye özel vücut analizi doğrultusunda başlayacak olan eğitimlerin ilk yarım saatlik tanışma deneme dersleri ücretsiz.

şimdi de Bahçeşehir’de...

Ataköy, Etiler, İstinye’de hizmet veren PİLATES SPORTS ACADEMY bundan böyle yeni şubesiyle Bahçeşehir’de de hizmet verecek. Ataköy ve Bahçeşehir Master Teacher Trainer Bahadır Koşar önderliğinde, İstinye ve Akatlar Master Teacher Trainer Akın Erkoç ve Master Trainer Serkan Erkoç ile markalaşan şirket 2006 yılından buyana çalışmalarına devam ediyor. Merkez 2006 ve 2010 yılları arasında Hillside İstinye Park, Hillside Alkent, Ataköy Sports International, Şişli Sports International, İzmir Sports International, Kadıköy Sports Center eğitimlerinin tüm modül pilates eğitimlerini vererek PİLATES SPORTS ACADEMY markasıyla spor dünyasına adımlarını atmıştır. İstanbul’da Etiler, Ataköy, İstinye şubelerinden sonra yeni şubesini Bahçeşehir’de açtı. Uluslararası geçerliliği olan pilatesin tüm modüllerinin eğitmen eğitimi verildiği merkez tüm şubelerinde 2006 yılından bu yana hizmet veriyor.

Uluslararası Eğitmen Sertifikası Merkezi U.S.A Los Angeles’da bulunan uluslararası ve federasyon onaylı eğitmen eğitme, yetiştirme (certificate) verme yetkisine sahip olan PSA ACADEMY, yetiştirdiği mesleğini severek yapan alanında uzman eğitmenlerle (MATWORK, CADILLAC, REFORMER, TOWER, ALLEGRO, CHAIR BARREL vb..) faaliyetlerini sürdürüyor. Pilatesin tüm ekipmanlarını kullanarak bire bir antrenör eşliğinde bireysel pilates, çocuk pilatesi, hamile pilatesi ve pilatesin tedavi edebileceği tüm kas ve omurga rahatsızlıklarını rehabilite edebilecek kişiye özel programlarla MEDİCAL PİLATES hizmeti sunulmaktadır. Merkez misyon olarak misafirlerine Pilates Sports Academy’li olmanın ayrıcalığını sağlamayı hedefliyor.

Neden Pilates?

Kas ve Omurga sağlığı için PİLATES...

Pilatesin diğer egzersizlerden farkı, yöntemi ve uygulama biçimidir. Pilates zihin hareketlerine karın ve sırt bölgesini geliştirmeye nefes egzersiyle bütünlük sağlayarak, vücut koordinasyonunu kazanmaya odaklanmaktır. Core bölgesini çalıştıran, omurganın dayanıklılığını arttırmaya, kas, eklem hareket kabiliyetini geliştirmeye yönelik hareket zincirlerinden oluşur. Bu method kısacası zihin, beden bütünlüğünü öngören denge, nefes ve hareket sistemlerinin bir sentezidir. Eklem ve kemikleri hayat boyu korumak için kasları güçlendirerek, esneten ve özelikle içsel kaslarını kuvvetlendirme esasına dayanan yaşam tarzı halini alması gereken bir sistemdir.

Tüm Avrupa ve Dünyada Pilates bir fizik tedavi metodu olarak uygulanmaktadır. Skolyoz, kemik erimesi, kifoz, lordoz, bel ve sırt ağrıları gibi rahatsızlıklarda kısa sürede çok iyi sonuçlar verdiği kanıtlanmıştır. J.Pilates’in fizik tedavi prensiplerini temel alarak icat etmiş olduğu ekipmanlarla ve hazırlanan tedavi programları ile en kısa zamanda sağlığınıza kavuşmanız sağlanmaktadır. Pilates Sports Academy bu amaçla kurulmuş, profesyonel anlamda hizmet veren en önemli pilates merkezlerinden biridir.

PSA Bahçeşehir’de Bahçeşehir’de hizmete açılan merkezde MAT, REFORMER, CADILLAC, CHAIR eğitimleri, dünyada geçerliliği olan federasyon onaylı Master Teacher Trainer Bahadır Koşar ve Master Trainer Buket Beşe tarafından verilecektir.

Merkezi daha yakından tanımak için iletişim bilgileri Bahçeşehir 1.Kısım Mah. Marmara Cad. Çınar 11 Villa 2 No: 23 Bahçeşehir

Bahçeşehir Şube 0212 669 37 64 0506 481 02 87

www.pilatessportsacademy.com

Akatlar Şube 0212 526 1903 0212 527 1903

Ataköy Şube 0212 661 32 70 0535 249 79 23 0506 481 02 87

/P.S.A Pilates sports Academy Ataköy/Bahçeşehir

İstinye Şube 0212 330 30 88 0212 330 31 10 /pilatessportsacademy.atakoy


18

YEREL

Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt

Metro İhalesinde Işık Görüldü Üst üste iki kez ertelenen Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt metro hattı 31 Mart 2017 tarihinde gerçekleşti. Metro yapım ihalesine 12 şirket ön yeterlilik başvurusunda bulunurken, ihalenin tekrar ertelenmesini istemeyen Bahçeşehirliler Derneği (BADER) ve Başakşehir CHP Kadın Kollarından bir grup heyette ihalenin gerçekleştiği bu günde salonda yerini aldı.

i

stanbul Büyükşehir Belediyesi Avrupa Yakası Raylı Sistem Müdürlüğü Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt metro hattını 31 Mart 2017 tarihinde saat 10:00’da ihaleye çıktı. Hattın yer tesliminden itibaren bin 80 günde tamamlanması planlanıyor…

İki kez ertelenen Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt metro hattı inşaat ve elektromekanik işleri ihalesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İhale İşleri Müdürlüğü İhale Salonunda bu kez gerçekleşti. Yapım işi ihalesine 12 şirket / ortak girişim ön yeterlilik için başvuruda bulundu. Ön yeterlik değerlendirilmesi sonucu yeterliği tespit edilenler arasından ön yeterlik şartnamesinde belirtilen kriterlere göre sıralanarak listeye alınan 7 aday teklif vermeye davet edilecek. İhalede dosya sunumları alındıktan sonra ihale heyeti başvuruları inceledi ve kayıt altına aldı. İhale başkanı program sonrası ihaleye izleyici olarak katılan Bahçeşehirliler Derneği’ne (BADER) bundan sonrasındaki işleyiş hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Değerlendirmenin 2 ay süreceğini ve ön yeterlilikten geçen işletmeler arasında ihale sonucunun belirlenerek çalışmaların başlayacağı belirtilirken, BADER Yönetimince Bahçeşehir-Boğazköy-Ispartakule-Esenkent halkının trafik çilesinin çözümünün artık ertelenmeyecek

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

boyutlara ulaştığı, Tem Otoyolu dışında alternatif ulaşım araçlarının yaşama geçmesinin kaçınılmazlığı vurgulandı. BADER Başkanı Uğur Barış Karabulut daha önce ertelenen Metro ihalesinin gerçekleşmesinden memnuniyet duyduklarını, çalışmaların başlamasını sabırsızlıkla beklediklerini söylerken, Metro haricinde Marmaray projenin tamamlandığını ancak bu hattın son durağının Halkalı olarak belirlenmesinin haksızlık olduğunu söylediği, Ispartakule-Hadımköy istasyonlarının son durak olarak belirlenmesinin ulaşıma Metro yapımına kadar faydalı olacağını vurguladığı da alınan bilgiler arasında. BADER Yönetim Kurulu Üyesi Fitnat Yerebasmaz ihale heyetine bundan sonrası için gelişmeleri yakından takip etmek istediklerini, bu konuda yetkililerle kamuoyu arasında köprü olmak istediklerini belirttiği öğrenildi. Başakşehir CHP Kadın Kolları Başkanı Özcan Gülcay Sarı ve katılımcı heyetten Perihan Karahan İhale Komisyonuna, Bahçeşehir Metro durağına dair endişelerini dile getirdiler. Bahçeşehir durağının Gül Bölgesi Jandarma Karakolu karşısında olacağı hakkında bilgiler edindiklerini, burada sondaj çalışmalarının yapıldığını belirterek, bölgenin park mahiyetinde kullanıldığını Metro


19

Parkımızda katlı otopark istemiyoruz!

Projesinde aynı parkta katlı otopark olacağı yönünde bilgiler edindiklerini söylediler. Böyle bir durumda parklarının zarar göreceğini ve bunu bölgede yaşayan hiçbir konut sahibinin istemediğini açıkladılar. Bu çıkış üzerine İhaleyi yöneten başkan Metro duraklarında yapılacak çalışmalarda yeşil alanlara zarar verilmeyeceğini bu konuda endişe duymamaları gerektiğini belirttiği öğrenildi.

Ön yeterlilik başvurusunda bulunan firmalar şöyle; 1-CENGİZ İNŞAAT + ALSİM ALARKO 2-DEMCE YAPI + BESTAŞ YAPI + BİMHOLL İNŞAAT + DİDO-RAY YAPI + EDERAY İNŞAAT + SÖĞÜT İNŞAAT + TARMAC AGREGA 3-GENÇ İNŞAAT + ERG İNŞAAT 4-KOLİN İNŞAAT + AGA ENERJİ + BAYBURT GRUP + ÖZGÜN YAPI + ŞENBAY MADENCİLİK 5-MAKYOL İNŞAAT + ASTUR İNŞAAT + IC İÇTAŞ İNŞAAT 6-MAPA İNŞAAT + BELEN İNŞAAT + DALGIÇ RAY İNŞAAT + MAPAVRİ TAAHHÜT + ÖZDEMİR İNŞAAT + UĞURSAL ELEKTRİK + ULTRA TEKNOLOJİ 7-METİNG RAYLI SİSTEMLER +EZE İNŞAAT +GÖKÇE İNŞAAT + MET-GÜN İNŞAAT 8-ETROSTAV ANKARA İNŞAAT + METALEKS İNŞAAT + NORİNCO İNTERNATİONAL 9-DOĞUŞ İNŞAAT + NUROL İNŞAAT + GÜLERMAK + ÖZALTIN İNŞAAT 10-PERS YAPI + BATIGES2 GÜNEŞ ENERJİSİ + BÜYÜK ZİGANA İNŞAAT + İMAJ ALTYAPI + MİR MÜŞAVİRLİK + YEDİGÖZE İNŞAAT 11-POLAT YOL YAPI + CHİNA GEZHOUBA 12-RBI İNŞAAT + CHİNA COMINUNNICATİONS

18,5 kilometre uzunluğundaki hat 11 istasyondan oluşuyor. Mahmutbey Esenyurt metro güzergahı ise şöyle; • Mahmutbey • Bölge Park • Mehmet Akif • Toplu Konut • Tema • Hastane

• Tahtakale • Ispartakule • Bahçeşehir • Esenkent • Ardıçlı • Esenyurt Meydan

Bugün ihalesi yapılacak olan Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt metro hattının sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 15 gün içinde yer teslimi yapılarak inşaatına başlanması ve yer tesliminden itibaren bin 80 günde tamamlanması planlanıyor. Mahmutbey Bahçeşehir Esenyurt metro hattı tamamlandığında iki semt arası yolculuk süresi 25 dakikaya inecek.

Mahmutbey-Bahçeşehir-Esenyurt Metro ihalesi gerçekleşti. Güzergah dahilinde bölge yaşayanları bu habere sevinirken özelikle Bahçeşehir Metro durağının yapılaması planlanan Bahçeşehir Gül Bölgesi sakinleri ise tedirgin. Konut sahipleri parklarının katlı otopark olacağı bilgisini aldıktan sonra yeşil alanlarının tahribata uğrayacağı endişesini taşıyor. İstanbul Ulaştırma Daire Başkanlığı üst üste 2 kez ertelenen Mahmutbey-Bahçeşehir-Esenyurt Metro ihalesi ön yeterlilik başvurularını alarak 31 Mart’ta ilk ihalesini gerçekleştirdi. Şubat- Mart 2017’de özelikle Bahçeşehir Gül Bölgesi’nde (Jandarma Karakolu Karşısı) gerçekleşen sondaj çalışmaları korku yaratmıştı. Bahçeşehir’de birçok alanda plan dışı inşaat uygulamaları, parklara yönelik olumsuz girişimler, bölge yaşayanlarının acaba parkımızda da bir yeşil alan kaybı olacak mı korkusu yaratmıştı. Bahçeşehirliler Derneği (BADER) ve Gül Bölgesi Site yönetimleri konuya dair araştırma yapmış, yapılan sondaj çalışmalarının metro durağı olacağı yönünde bilgileri resmi makamlarca teyit etmişti. Ancak sonrasında öğrenildi ki, bahsi geçen park alanında yalnızca bir durak olmayacak aynı zamanda da katlı bir otopark yapılacaktı. Bunun üzerine İBB Beyaz Masa ile yazışmalar yapıldı. İhalenin gerçekleştiği gün de ihale komisyonuna BADER yetkilileri bölge halkının bu korkusunu iletti. İhale başkanından alınan yanıt netti. Katlı otopark çalışmasının olacağını ancak yer altında gerçekleşeceğini, yer üstünde yeşil alan tahribatı olmayacağını deklare ettiği öğrenildi.

22.02.2017 tarihli İBB Beyaz Masanın yanıtını paylaşıyoruz. Başvurunuzda yer alan konu ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama Müdürlüğü ile görüşülmüştür. Görüşme neticesinde tarafımıza verilen bilgi aşağıdaki gibidir. “İstanbul’un gelecekteki nüfus, istihdam değerleri ve yolculuk özelikleri değerlendirilerek gerçekleştirilmesi gereken büyük ulaşım yatırımlarının belirlendiği Ulaşım Ana Planı öngörüleri doğrultusunda Müdürlüğümüzce, İstanbul geneli raylı ve kablolu sistem projeleri planlanmaktadır. Bu kapsamada planlanan Mahmutbey- Bahçeşehir-Esenyurt metro hattı Bahçeşehir İstasyonu’nun bulunduğu bölgede yolcu talep tahmin modelinden elde edilen veriler ışığında otopark ihtiyacı olduğu tespit edilmiş olup, Park Et&Devam Et sistemi ile yolcuların seyahat edebilmelerine olanak sağlanması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda planlanan Bahçeşehir Aktarma Merkezinin, zemin altı katlı otopark sistemi şeklinde proje çalışmaları devam etmekte olup, yer altından metro istasyonuna yolcu entegrasyonu sağlanacaktır. Bahse konu otopark projesinin hayata geçirilmesine müteakip yüzey alanı rekreasyon ve park alanı olarak düzenlenecektir” denmektedir.

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


20

YEREL

“Bir ışıkta sen yak” Nöbeti

4 yıl+35 günlük hukuk ve haklılık mücadelesi devam ediyor... Bahçeşehir İSKİ Biyolojik Arıtma ve Golf Kulübü Tesisine vinçler girdi, 20 yıllık yüzlerce ağaç katledildi! Bahçeşehir’de sivil toplum kuruluşları ve bölge halkı yaşananlara dur diyor. BADER öncülüğünde başlayan “Bir Işıkta Sen Yak” nöbetlerine bir ay geride kaldı. Nöbetlerde bugüne dek ADD Bahçeşehir, ÇYDD, Rotary Kulübü, Gölet Gönüllüleri, Bader Güldeste Korosu, Türkü Dostları, Esenkent Kent Yönetimi, Birleşik Haziran Hareketi, Başakşehir CHP İlçe Başkanlığı ve beşyüzün üzerinde bölge halkından destek geldi. Bugüne dek sosyal medyada 70’in üzerinde canlı video yayınlayan dernek yönetimi, toplamda yüzbinin üzerinde izleyiciye ulaştı. Bahçeşehirliler Derneği (BADER) öncülüğünde Bahçeşehir’de birçok noktada derneğin ve bölge yaşayanlarının yıllardır sürdürdükleri hukuk mücadelesi pes etmeden devam ediyor. Dernek yönetimi Gölette inşaatların devam etmesi bir yana, Şubat ayı içerisinde Golf Kulübü Tesisi ve İSKİ Biyolojik Arıtma Tesisinin yıkım girişiminin ardından 20 yıllık yüzlerce söğüt ağacı kesildi, yaşananların bardağı taşıran son damla olduğunu vurguluyor. BADER dernek binası önünde “Bir Işıkta Sen Yak” nöbeti tutmaya başladı. Mahkeme kararları uygulanana dek etkinliğin devam edileceği öğrenildi. Neredeyse her ay gelişmeler hakkında bilgi verdiğimiz Bahçeşehir’de ki imar-plan değişiklikleri ve beraberinde gelen kamu ihlallerini sizlerle paylaşıyoruz. Özelikle Gölet ve Pazartürk’e dair açılan davalar davacılar lehine sonuçlanmışken uygulamada inşaatların halen devam ediyor olması halk nezdinde tezat yaratıyor. Bilindiği üzere 5. İstanbul İdare Mahkemesi 2016/1418 nolu kararını 14.10.2016 tarihinde vermişti.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017



22

YEREL

Gölet’e dair verilen kararda “dava konusu planlar “Piknik ve Eğlence (Rekreasyon) Alanları”na yönelik plan hükümleri ve notları ile geliştirilen yapılaşma koşullarının alanın kendine özgü özelliklerini ve bütünlüğünü zedeleyeceğinden, planlama ilkeleri ve şehircilik esasları ile kamu yararına uygun olmadığı...” belirtilmişti. Davalı Başakşehir Belediyesi bilirkişi raporlarına itiraz etmiş, Gölet ve çevresinde ticari alanların bir gereksinim olduğuna dair atıfta bulunmuştu. Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar kapsamında alınan bilirkişi ek raporunda ise; “Dava konusu taşınmazları kapsayan alanda öngörülen açık ve yeşil alanda kullanıcılarının gereksinimlerini karşılayacak kullanımlar bu bölgede yer

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

almaktadır. Bu çerçevede, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda, alanın bütünlüğünü olumsuz yönde etkileyecek yapıların inşa edilmesine olanak sağlayacak yapılaşma koşullarının plan notları ile geliştirilmesine gereksinim bulunmamaktadır. ... Plan notlarında özellikle “vb.” ifadesinin kullanılmış olması, parkın niteliği açısından önemli belirsizlikler oluşturmaktadır. Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede, alanın yapılaşmadan uzak tutulması ve doğal niteliğini korunmasına öncelik verilmesi, alanın kamusal özelliğini artıracak bir tutum olacaktır. Plan bütünü içinde bu yaklaşımın geliştirilmediği görülmektedir. Plan notları ile öngörülen alan kullanım-

ları, alanın doğal niteliklerinin bozulmasına neden olacak nitelikte olup, plan bütünlüğü ve kamu yararı ile planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına aykırıdır.” denilmiştir. Karar sonrası davalılar bir üst mahkemeye itirazda bulundular. Ancak dava davacılar lehine sonuçlanmasına karşın kısa bir süre için durdurulan inşaat faaliyetleri hız kesmeden artarak yeniden devam ediyor. Konu hakkında sorularımızı sorularla yanıtlayan Bahçeşehirliler Derneği Başkanı Uğur Barış Karabulut şunları söyledi. “Mahkeme kararı ile plan bütünlüğünü bozduğu, kamu yararı ile planlama ilkelerine aykırılı ispatlandığı, şehircilik esaslarına aykı-


23

rılığı tespit edilmesine karşın, nasıl oluyor da hala inşaat faaliyetleri hız kesmeden devam edebiliyor? Nasıl oluyor da kanunları uygulaması gereken kamu erkleri sessiz kalıp, inşaatın sürdürülmesine göz yumuyor? Nasıl oluyor da kamu ihlali gerçekleştiği tespit edilen bir alan 3.şahıslara satılabiliyor? Nasıl oluyor da Başakşehir Belediyesi resmi web sitesinde “Türkiye’nin En Büyük Suni Göleti başlığı ile Türkiye’nin ilk ve en büyük suni göleti olan ve 26.000 m2’lik bir alanı kaplayan Bahçeşehir Göleti, 300 bin metrekarelik Bahçeşehir Park rekreasyon alanı içinde yer alıyor. Bu alanda çeşitli

restoranlar, özel kulüpler, çay bahçesi, atlı spor ve golf kulübü gibi tesisler mevcut.” diye tanımlarken, bölge halkına Golf Kulübü Tesisi olarak satılan bir binanın yıkımına göz yumuyor? Nasıl oluyor da maliyetini Bahçeşehir’den ilk konut alanların peşin ödediği altyapı, sosyal donatılara 3.şahısları bedelsiz ortak ediyor? Nasıl oluyor da değeri milyon dolarları bulan yine halkın konut bedellerine eklenerek yapımı gerçekleşen, İstanbul’da Tuzla, Paşaköy, Terkos ile birlikte 4.büyük Bahçeşehir İSKİ Biyolojik Arıtma Tesisinin yok edilmesine müsaade ediliyor?

Mahkemeleri Göreve Çağırıyoruz! Gölette ve Pazartürk’te açılan davaları bir bir kazanmamıza rağmen verilen kararlara itiraz gelmiş davalar bir üst mahkemeye intikal etmiştir. Ancak yasaların sonucunu beklemeksizin yangından mal kaçırırcasına inşaatların devam etmesini kabullenemiyoruz. OHAL kapsamında herkesin elini kolunu bağlayan bu adaletsizliği nefretle kınıyoruz. Ve hukukun, yargı kararlarının hiçe sayılmasını sağduyulu vatandaşlar olarak kabullenemiyoruz. Kabullenenlerden, sineye çekenlerden olmadık, olmayacağız. Vicdanlar, sağduyu yerle bir ediliyor! Yetkili Mahkemeleri Göreve Çağırıyoruz!

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


24

Demokrasi masalı HASAN ERTÜRK

Uzun yıllar Almanya’da yaşamış sonrasında ülkesine dönmüş, Türkiye’de örnek bir yayıncılık modeliyle raf ömrü sona ermiş dergileri tekrar okuyucularıyla buluşturan bir şirketin sahibi Hasan Ertürk’ün yazısını sizlerle paylaşıyoruz.

B

iz küçükken mahallede topu tek vuruşla en yükseğe dikeni mahalle futbol takımına kaptan seçerdik. Futbolculuk beceri ve maharetlerine pek bakmazdık. Yöneticilik vasıflarını umursamazdık. Yamyamların kabilesine başkan seçerken büyük bir olasılıkla azı dişlerin büyüklüğüne baktıklarını kabul edebiliriz. Çoğulcu sisteme dayalı yönetimler, ancak beyniyle, eğitimiyle, çağdaşlık ve gelir düzeyiyle demokrasi düzlemine ulaşmış insanların, sayısal azınlığı değil çoğunluğu oluşturduğu ülkelerde sağlıklı sonuçlar verebilir. Her gün biraz daha ağırlaşan yaşamak yükünün altında ezilme tehlikesiyle yaşayan insanlardan sağlıklı seçimler yapmasını beklemek ütopyadır. Yaşamı sürdürebilmek adına beslenme ve barınma kaygıları olan insanların seçim kriterleri, haklı önceliklerine ve birincil ihtiyaçlarına göre çok farklıdır. Anaerkil düzeni bastırmaya çalışan kompleksli bir ataerkil yaşam felsefesinin sonucu olarak henüz çocukluğunda cennetten çıkan dayak ile tanışan ve okulda öğretmeninden, askerde komutanından dayak yiyerek susturulan Türk Gençliğinin birey olma hakları, küçük yaşlarda hep daha iyisini bilen bilumum aile büyükleri tarafından ellerinden alındı. Neticede pısırık nesiller yetiştirdik. Ne okuyacağı, hangi mesleği tercih edeceği, ne zaman askere gideceği, kiminle evleneceği, nerede yaşayacağı, hangi evde oturacağına ve çocuklarının adına kadar dikte edilen. Kendi yaşamıyla ilgili hemen hemen hiçbir karara katılmayan, deneyimler edinemeyen, tasarrufta bulunamayan bu insanların sonra sandık başına gidip memleketin kaderini tayin edecek sağlıklı seçimler yapabilmelerini bekliyoruz. Seçmen çoğunluğunu, müreffeh ülke normlarına göre asgari eğitim, asgari gelir, asgari uygarlık düzeyine çekemeyen toplumlar maalesef yakalandıkları kısır döngüden kolay kurtulamazlar. Böyle ülkelerde popüler kültür, ancak insanları teselli ederek oyalayan bir çeşit afyon işlevinde altı/üstü boş konular üzerine kurulur. Birbirimizi gözetler, kimin kiminle evlendiğine bakar, ekranda üç defa gördüğümüzü omzumuza alır, gurur duyarız. Kağıttan kahramanlar yaratırız. Onlara sarılırız, onlarla yaşarız. Kolay etkileniriz. Özümsemek, neden/ sonuç ilişkisini sorgulamak yerine “Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok” anlayışıyla kopya ederiz ama asla kavrayamayız. Alt kültür-üst kültür çatışmasında altüst olmuş bir kültür, batıya öykünme sevdasıyla kaybettiğimiz manevi değerler. Kolaycılık zırhıyla hiçe saydığımız etik değerler. Rahmetli Özal’ın kol kanat desteğiyle zaten zehirlenmeye çok müsait bir milletin zehirlenme süreci başarıyla tamamlandı. Virüs kanımıza bulaştı bir kere. Varsa, yoksa rant. Kopya edilmeye çalışılan sistemler ne

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

kadar ideal olursa olsun uygulamalar için mutlaka sistemi kavramış ve özümsemiş insanlara ihtiyaç var. İnsanlarınız henüz hazır değilse kopya uygulamalar asla fayda sağlamaz, tam aksine zarar verir. ‘’Herşeyin başı eğitim’’ diyerek durumu özetlemek ve basite indirgemek çok yanlış. Eğitimli olanlar tam aksine çok daha tehlikeli. Dünün kötü eğitilenlerinin verdiği eğitimle programsız, çağdaş müfredat programlarından uzak temel eğitimin 10 yıla çıkarılmasının hiçbir faydası yok. Nicelik değil nitelik önemli. Biz lider seven bir milletiz. Bize Atatürk ayarında vizyon sahibi, ileriyi görebilen, ufku olan yeni bir lider lazım. Ya böyle bir diktatörle demokrasi çizgisini yakalayacağız ya da ille de demokrasi diyorsak hemen seçim öncesi uygulanacak uzmanlar tarafından hazırlanmış ‘’oy katsayısı’’ belirleme testleriyle seçmenin oyunun oranını belirleyeceğiz. Böylelikle Mehmet Beyin oyu belki sadece 0,40 ve Emine Hanımın oyu 0,60 değerinde olabilecek. Her seçmen ayrı ayrı ülke yönetiminde hak ettiği oy değeri kadar söz sahibi olabilecek. Kısaca oyu kadar konuşabilecek. Zamanında inançlarına sırt çeviren aydın (geçinen) kesim, şimdi de fazla kirli bulduğu politikaya küstürüldü ve meydan yine seçim yatırımı yapan vatanseverlere kaldı. Sponsorlarla işi götürüyorlar. Her şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız gibi sponsorluğu da o kadar abarttık ki handiyse silahlı soygunlar için bile sponsorluklar vereceğiz. Ezberci bir düzen, özümsemek yerine sürekli taklit, kırıntı bilgilerle ortalıkta ahkam kesen,gerçek kapasitesinden bihaber bir yığın insan. Herkes yaşamının en büyük fırsatını kolluyor. Şans oyunları ve yarışmaları bu denli bol bir ülkede handiyse fazla seçenek ızdırabı yaşıyoruz. Oysa biz, Kemalettin Tuğcu çocuklarıydık. Üzerinde kestane kavrulan sobalı evlerde yaşayan, siyah/beyaz televizyon izleyen ama yürekleri sıcacık mutlu insanlardık. Dayanışırdık, dayanışma kavramıyla henüz tanışmadan. Komşuluk ilişkileri bambaşkaydı. Bizi biz yapan, bizi Türk yapan değerleri, Batı bize imrenirken biz maalesef birer, ikişer kaybettik. Bu değerlerden uzaklaşmayı batılılaşmak olarak algıladık. Daha önce de Osmanlılarla islamı, araplaşmak sandığımız gibi. Oysa ne Japonya, ne Singapur, ne de Malezya batılılaşma gereği duymadan ve geleneklerine sırt çevirmeden kalkınmayı başardılar. Japonlar, hala evlerinde kimonolarıyla misafir ağırlıyorlar. Biz, sürekli kimlik bunalımı yaşayan ve hep başkalarına öykünmeyi marifet sayan bir toplum olduk, çıktık. Bir türlü aslımız neyse, neysek, doğru dürüst “onu” olmayı bile başaramadık.



26

/Travelogueress

/ travelogueress

/ Travelogueress

Amerika BatI Yakası

BİRİNCİ BÖLÜM

15 aylık bebeğim ile uzaklara ilk gezimiz. 11 saatlik uçak yolculuğu korktuğum gibi zorlu geçmedi. Canım bebeğim harikaydı yolculuk boyunca. Ama Las Vegas’ta Platinum Hotel’de 1603 numaralı odamıza yerleştikten 2-3 saat sonra her şey değişti. Nazar değdim galiba. Şu anda saat 1:47 ve kızım 3 saattir uyanık. Korkunç çığlıklarla uyandı. Buranın saatine hemen alışamadı tabii.

Las Vegas, Büyük Kanyon & Palm Springs

U

çak Las Vegas’a doğru alçalırken görüntü inanılmazdı. Tam bir ışık okyanusunun ortasına daldık. Burada anlaşılan enerji israfının haddi hesabı yok. Otelimize doğru arabada The Strip denilen meşhur caddede yol alırken, israf ve diğer her türlü aşırılığın başkentinde olduğumuz bariz bir hal aldı. Otelimiz bir kumar oteli değil ve bundan dolayı çok memnunum. Çok hoş bir suit, ücretsiz vale imkanı olduğu ve 15 aylık bir bebekle olduğumuz için oldukça rahat. Ah bir de bizim kız uyuması gerektiği zaman uyusa… Havayolu puseti Londra’da unutmuş. 10 kg’nın üzerindeki çocuk kucağımızda bakalım nasıl dolaşacağız. 15:00 Sabah saatlerini Las Vegas’ı arabayla boydan boya keşfederek geçirdik. Aslında bu kadar küçük bir şehir olmasına şaşırdım. Havaalanı neredeyse şehrin içinde. Suni bir şehir. Turist ve dolayısıyla para çekmek için yaratılmış bir fantezi dünyası. Bunun için de her şeye (kumardan tutun da aleni striptiz kulüplerine, günübirlik nikah törenine kadar) izin verilmiş. Amerika’daki birçok şehir gibi, binalar ve insanlar arasında bir kopukluk hissediliyor. Avrupa’daki önemli büyük şehirlerden esinlenerek inşa edilmiş otel ve gazinoların ziyaretçileri dışında, sokakta yaşam, insanlar arası ilişki ve yakınlık görülemiyor. Bugün gördüğüm birçok evsiz ve sarhoş manzaralarının dışında, asıl ilgi çekeni ve etkileyicisi, geniş otoyollar-

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

da büyük Amerikan arabalarının arasında, bisikletini süren bir adam oldu. Bisikletinin arkasında köpeğini taşıyordu ve “hayatta ondan başka kimsem yok” yazılı bir tabelayı köpeğin arkasına asmıstı. İnsanın böyle bir manzaradan etkilenmemesi (hele böyle israf, aşırılık ve bir nevi maneviyat çöküntülüğü içinde) mümkün değil. 19:50 Vegas’ı karanlık çöktükten sonra binaların göz alıcı ışıkları altında da gezme fırsatı bulduk. The Venetian Oteli özellikle ilginç ve etkileyiciydi. Bir taklit doğrultusunda tasarlan-

mış olsa da ziyaretçilerde kuvvetli bir izlenim bırakıyor bu ve diğer devasa oteller. Bunlara otel ve gazino demek de sanki yanlış çünkü içlerinde 30 civarı restoran, büyük alışveriş merkezleri, konser ve gösteri salonları da var. Her bir otel bir şehir taklidi olması yanı sıra, neredeyse birer şehir genişliğinde. Buralara ve buralarda harcanan parayı kavrayabilmek çok zor. Sırf otellerin görünüm ve sunduklarıyla çölün ortasına her gün binlerce turist çekiyor ya bu şehir (hiçbir tarihe, güzelliğe, geçmişe dayanmaksızın), işte bu benim için yeni bir deneyim oldu. Ama bugünün benim için en güzel ve en özel anı kızımla ilk defa


27 el ele yürümek oldu. Bir elinden eşim diğerinden ben tuttum. Kızımın yüzündeki tebessüm ve mutluluk en güzel görüntüydü. Notlar: Newton, Connecticut’da geçen gün çocukların okulda vurulması üzerine tüm ülke yasta. Buna rağmen havaalanı dahil, her yerde silah satışı reklamları ve mağazaları görmek çok korkunç ve üzücü. Grand Canyon, Arizona (Bugün Maya Takvimi’ne göre dünyanın sonu gelecek). Las Vegas’tan Arizona’ya doğru yolculuk manzaramız önce çöllerden sonra Güney Ege ve Akdeniz bölgelerini andıran yani bana Türkiye’den yol manzaralarını hatırlatan doğa, en son olarak da Grand Canyon için 6300 m’ye çıktığımızda eksi 14 derecelik havada kar tutmuş ormanlardan oluştu. Nevada ve Arizona’nın tam eyalet ve zaman sınırında Hoover Barajı’nda mola verdik. Grand Canyon kelimenin tam anlamıyla bir doğa harikası. Çok görkemli, ihtişamlı, yer yer derinliğinden dolayı ürkütücü. Dünya gözüyle gerçekten görmeye değer. Bir mil derine inen kanyonda renk dalgaları doğanın birer sanat eseri. Jeologlar için burası gerçekten bulunmaz cennet. Genişliği, içinde bulundurduğu canlılar ve hatta insan yerleşimleri burayı eşsiz bir hazine kılıyor. Grand Canyon Parkı’nda manzara noktaları arasında arabamızda giderken yolun ortasında büyük bir dişi geyik sayesinde durduk. Karşımızdaki bu karlar arasındaki görüntü rüya gibiydi. Bu parkta ayrıca pumalar dahi yaşıyormuş. Palm Springs, California Palm Springs’e yolculuğumuzu daha kısa süren karayolundan değil de, arka yollardan giderek, Vahşi Batı filmlerinde görmeye alışık olduğumuz yerlerden devam ettirme kararı aldık. Böylece ilk durağımız Mojave Çölü oldu. Burada bu çöle özgü Joshua ağaçları etrafı sarmalıyor. Bu ağaçlara adını Mormonlar vermiş. Ağaçların dallarını ellerini gökyüzüne kaldırarak dua eden Peygamber Joshua’ya benzetmişler. Bir sonraki durağımız Kelso Kum Tepeleri oldu. Bu türde kaktüslü, kayalık ve taşlık bir çölde, kumdan oluşumlar görmek ilginçti. Yol üzerindeki Ambroy kasabası uykulu, sessiz, boş olan tipik bir kovboy yerleşimi. 29 Palms Kasabası ve çevresindeki yerleşimler ise yer yer kendimizi Meksika’da hissetmemizi sağlıyor. Tüm isimler İspanyolca. Yüzler ve hatta kimi mimari Meksika’yı çağrıştırıyor. Palm Springs ise gerçekten çöl ortasında bir vaha. Burası da kurak olsa da, Akdeniz iklimi daha çok hissediliyor. İklim kendini rengarenk begonvillerin varlığıyla da kanıtlıyor zaten. Yolları sarmalayan palmiyeler ise bu yerleşime bir çekicilik katıyor. Zira 50-60 yıl öncesine kadar, Hollywood’daki yıldızların tatil mekânıydı. Günümüzde emeklilere özel zengin bir tatil kasabası. Bugüne kadar gördüğüm diğer A.B.D. yerleşimlerinden de farklı. Butikler, müzeler, mimari çok şık ve kaliteli. Las Vegas ve Los Angeles arasında Palm Springs uğranması gereken bir durak. Gezi yazılarımın tümüne yeni blog sayfam www.travelogueress.com ’dan ulaşılabilir.

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017




30

RÖPORTAJ

Muammer Ketenci; SELDA ÖNDER selda@yelpazeistanbul.com

Bir Moda Virtiözünün Armonisini Duymak…

Yıl 2010… Anahtarı çevirip içeri girdim. Ceketimi vestiyere asıp, salona geçtim. Ne yorucu bir gündü. Biraz kendimi dinledim, birden bomboş geldi ev. Tabi ki benim ikizler henüz gelmemişti. Gelir gelmez ilk yaptığım şey, elimi yüzümü yıkar, üzerimi değiştirir, doğru çay yapmaya. Ocağa çayı koyup salona döndüm. Bu rahat durum beni rahatsız etmeye başladı. “Açmayacağım” dedim televizyona bakarak. “Senin yüzünden verimli bir zaman geçiremiyorum a-ç-m-a-y-a-c-a-ğ-ı-m. Bir kaç kez kaçamak bakıştık, bir kaç kere gözlerimizi kaçırdıysam da dudağını kıvırıp, acı acı bakmasına dayanamadım. “tamam ya tamam” dedim. Akşamları ele geçiremediğim kumandayı kaptım. Bir o kanala bir bu kanala zaplarken, bir yemek programında kaldı görüntü.

B

iraz sonra iğnelemeler başlar dedim. Biri dikkatimi çekti. Öyle zarifti ki, siyahlar içinde sahne ışığı diye tabir edilir ya bu adam ışıklar saçıyordu. Elleri; o zarif çizgiler, bakımlı, manikürlü. Allah Allah dedim; bir erkekte böyle bakımlı tırnaklar, French manikürün karizmatik görünüşüyle tezat oluşturduğu düşünülse de öyle değildi. Aksine bu güzellik her şeyiyle bir bütün oluşturmaktaydı. Büyülenmiş gibi ekrana bakıyordum. Elleri, uzun ince sanatçı parmakları; herkesin duyamayacağı, gaipten gelen bir enstrümanın ezgilerini yönetir gibi boşlukta hareket ettikçe girdiğim transtan kapı sesiyle kendime geldim. Çocuklar gelmişti. İzlediğim kanala bakıp Ece “a Yemekteyiz mi izliyorsun” dedi gülerek. “Kim; sen tanıyor musun” dedim. Siyahlı Adam’ı işaret ederek. Kızım “ e nasıl modacısın sen, Muammer Ketenci’yi tanımıyor musun. Erovizyon’ da Hadise’nin, Beyonce’nin kıyafetini yapmıştı.” dedi. “Vaay” dedim. O sırada gençler tabi ki medyatik dünya ile daha ilgili, öğrenmenin yaşı yok diye düşündüm. O sırada bir okulda Moda tasarımı dersi kulüp çalışması öğretmeni olarak çalışıyorum. Yani girdiğim derslerden biri de bu. Kendi kendime “ ben Muammer Beyi okuluma defile için davet etsem nasıl olur, gelir mi acaba” diye düşünürken Ece “ oooley” deyince sesli düşündüğümü anladım. Evet bu düşüncemi yarından itibaren harekete geçirmeliydim. İç sesim negatif bir edayla “ Gelmeeeez” dedi. “ Böyle yoğun çalışan kişilerin programı doludur.” Pozitif tavırlı iç sesim ikna edersiin sen yaparsın baksana ne kadar da mütevazi” diyordu. Görev yaptığım okul beni o ay “Ayın Öğretmeni” seçmişti. Bende ödüllendirilince motive olan

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

biriyim. Bir rapor hazırlayıp gerekli görüşmeleri yaptım. Sene sonu defilesinde Sn. Ketenci okula davet edilecekti. Araç, kokteyl gibi tüm lojistik unsurlar karşılanacaktı. Havalara uçtum sevinçten de... Kendi kendime mi gelin güvey olmuştum. İlerleyen günlerde Halkla İlişkiler bölümünden haber geldi. KABUL ETMİŞ. Sanatçılar duygularını yoğun yaşar. Bıraksalar ben de okulun içinde “ oooooleeey” diye bağırabilirdim. Çok sevinmiştim ayaklarım yere basmıyordu. Ama henüz zaferimin bir kısmı gerçekleşmiş, büyük kısmı beni bekliyordu. Öğrencilerimi iyi hazırlamalıydım. Veeee beklenen gün geldi. Sevgili Ketenci okulumuza geliyordu. Tüm hazırlıklar tamamdı. Kendisini alması için araç da tahsis edildiyse de kendisi aracıyla geleceğini iletti. Kalbim küt küt atıyor. Birazdan kendisiyle şahsen de tanışacağım. Bir yandan defilede neredeyse lisenin üç de ikisi görevliydi. Bir kısım öğrenci tasarımcı olarak, bir kısmı manken, bir kısmı da kulis de yardımcı olmak için projeye dahildi. Ve gerçekten de çook çalıştı hepsi de. Defile de çıkacak kıyafetlerin sırası ve bir hikayesi vardı. Metinleri ben yazmıştım. Sn. Ketenci’nin de ilgisini çekmiş olmalı ki; metinleri kim yazdı diye sormuştu defileyi izlerken. Muammer Ketenci okula geldi denildi. Herkes yerini aldı. Ekranda göründüğünden daha ince ve uzun boylu idi. Hemen Yanına gidip kendimi tanıttım. Çok sıcak bir insan dediğim gibi ışıklar saçıyor. Yine favori rengi siyahı gümüş aksesuarla bütünlemişti. Kendisine bir grup öğrenci ve öğretmen ve idareci arkadaşlarımla önde ben olmak


31 suretiyle konferans salonuna kadar refakat ettik. Şahane bir defile oldu. Muammer Bey, sahneye bir konuşma yapması için davet edildi. Dizinde sorun olduğu halde hiç belli etmedi sevgiyle ve aşkla işini yapanlardan biri olduğunu biliyorum. Güzel bir organizasyon oldu. Çok değerli bir insanla Muammer Ketenci’yle şahsen tanıştım. Çok değerli bir Moda sanatçısını ağırladık. O günden beri her zaman benim için telefonun ucundaki o güzel sesdir. İlk önce ellerine sonra karakterine, kişiliğine ve çalışkanlığına hayran olduğum insan... Yurt içinde ve dışında eğitimini tamamlamış, aynı zamanda çok başarılı bir İç Mimar, dolu dolu bir insan… Yıl 2016… Soğuk bir kış günü. Sayın Ketenci’nin daveti üzerine Nişantaşı’da ki modaevine gidiyorum. Aklımda Sevgili GÜLSE BİRSEL’ in yazdığı o müthiş dizi Avrupa Yakası; Burhan’ın sözleri geliyor aklıma: “Bende Nişantaşı çocuğuyum.” Dışardaki soğuk hava “eneeeeeem” dedirtiyor. İnsanların aklındaki tek şey bir an önce gidecekleri yere ulaşmak. Nihayet ulaştım burada hayat akıyor hem de hızla. Modaevini hemen buluyorum. Kapıyı Sevgili Ketenci’nin yakışıklı asistanı açıyor. Güzel bir karşılama ve çayım geliyor çok üşümüşüm. Dikkatimi kediler çekiyor. Çok tatlılar tam üç tane biri minicik gümüş sevmelere doyamıyorum. Çevreye göz atıyorum her yer göz alıcı kıyafet ve gelinliklerle süslü. Birazdan kapı açılacak ve o karizmatik yakışıklı adam içeri girecek. Bereketli yurdumun toprakları gibi kıpır kıpır zarif elleri ile büyüleyecek beni. Kapıda göründüğünde yine siyahlara ve doğanın ona bahşettiği ışıkla bana doğru yürüdüğünde kaldım öyle. Biraz imaj değişikliği yapmış. “sen kilo mu aldın” dediği anda kendime geldim. “ama… fakat… diye gevelerken “ama gözler yerinde, saçlar yerinde” diyerek de gönlümü aldı. Gelip yanıma oturdu. Samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Sizinle uzun bir aradan sonra yine bir araya geldik. Geçen zaman zarfında sizinle irtibatımızı hiç kopartmadık. Sizin çok farklı yaptığınıza inanıyorum işinizi. Paylaşımcısınız, üretkensiniz. Sizi tanımaktan onur duyuyorum. Bunu iltifat etmek için söylemiyorum. Ben belki sizin hayatınıza dokunup geçen sıradan bir insanım ama siz benim için gerçekten hayatımda olan güzel bir anıdan ötesiniz. İnan bana seninle her konuştuğumuzda, pozitif enerji alıyorum. Seninle konuşmak beni mutlu edip motivasyon sağlıyor. Ben bunları burada olduğun için söylemiyorum. Zaten öylesine konuşan bir insan olmadım hiç. Her zaman gerçek düşüncelerimdir söylediklerim. Size hep “Hocam” diye hitap ederim. Çünkü bir çok modacının, üniversitelerde moda okuyan öğrencilerin sizden öğreneceği çok şey var. MK AKADEMİ Moda okulunu açarak da bunu perçinlediniz. Nasıl ilerliyor çalışmalar? Her şey yolunda, Kayıtlarımız çok iyi gidiyor. Okulu daha iyi bir yere taşıyoruz şimdi. Eğitim verecek kişileri özenle seçtik. Her şeye çok özen gösteriyoruz.

Biz burada öğrencilerimizi dört dörtlük yetiştiriyoruz. Karşılamaktan, tavra, modelistlikten stilistliğe yani tam bir modacı olarak yetiştirmek misyonumuz. Ben burada gelen konuklarıma yeri geliyor kahve de yapıyorum. “aa siz mi yapıyorsunuz” diye şaşırıyorlar. Neden olmasın o kahveyi en zarif şekilde ben ikram ederim. Her şeyi bir sunuş şekli vardır. Bir paketi öyle güzel sözlerle sunarsın ki karşındaki açmak ister. Biraz evvel masanın üzerine bıraktığım ve “sizin için” diye parmağımla gösterdiğim çikolataya ilişti gözüm. Butik çikolatalar yapan bir yerde kendisi için özel yaptırsam da sunumu becerememiştim ama. Bu ince dokundurmanın sonucunda giderken bir kez daha sunum yapayım Sevgili MK’ ma layık şekilde diye düşündüm. Hocam yok böyle bir okul değil mi? Yani bir Moda sanatçısının açtığı moda alanında eğitim veren bir okul. Maalesef yok. Biz bu konuda ilkiz. Zaten genellikle bir çok ilke imza attım. Örneğin benim formatımdır

o moda programları ben orada olsam o Nurellalar (Nur YERLİTAŞ’ tan söz ediyor.) filan olmazdı. Ben yıllardır zaten öğrenci yetiştiriyorum. Üniversitelerden staj için gelirler, çoğu üniversite alt yapı bakımından çok eksik. Geliyorlar buraya makas ona bakar o makasa. Ama meslek liseleri öyle değil. Harika bir alt çapı üniversitede gibi eğitim onlarla hiç yorulmuyorum. Ve bizim okulumuzda her anlamda mükemmel düşünüldü. MK AKADEMİ bu bağlamda tam bir tamamlanmış eğitim sunuyor. Muammer Ketenci bilindiği gibi Hadise’nin EUROVİZYON, Dünyaca ünlü star BEYONCE’ nin sahne kostümünü tasarlamıştır. Yani büyük başarılara imza atmış yurt içinde ve yurt dışında ödülleri Medeniyetler Defilesi…Neler hisseder insan böyle başarılıysa… Peki Muammer Ketenci birçok açıdan başarısını kanıtlamıştır. Gece başını yastığa koyduğunda ne düşünür. Yatağıma uzandığımda o kıyafetin şurasına şu yapılacak. Bu kostüm böyle olacak diyerek öyle uyur giderim bu yıllardır böyle. Aklımda projelerle… Konuşma sırasında tezimden de söz ettim. Konuşmanın başında tüm insanları sevdiğini Çerkez’miş, Kürt’müş Laz’mış ayırımı yapmadığını sadece iyiliğe değer verdiğinin altını çizmişti. Etnik gelinliklerden söz ettik. “Ben olsam etnik gelinliklerin üzerindeki desenleri, işlemeleri, kordonetleri vs kullanır, bembeyaz bir gelinlik yapıp daha modern bir yapıya büründürürdüm.” dedi. Bundan sonraki projelerini sordum, yurt içinde ve yurt dışında yapacağı defile ve organizasyonlardan söz etti. Bu konuşma uzaaar giderdi. Ama o kadar dolu bir yaşamı var ki “her şeyin yeri ayrı çalışmanın da lay lay lomunda” dediği gibi, zamanının büyük bölümünü çalışmaya ayırıyor. Derken gelinlik provasına gelen gelinler sırayla kapıdan girmeye başlayınca yaşamını adadığı işiyle kendisini baş başa bırakıp izin istedim, vedalaştık, ayrıldım…Sindirilla’ nın cam papucunu merdivenlerde bıraktığı gibi bende ruhumu orada bırakarak kapıdan çıktım. Dışarda hava soğuktu bedenim üşüse de kalbim sıcacıktı…

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


32

Probiyotik ve Prebiyotiklerin Önemi PROF.DR. OSMAN ERK

osmanerk@yelpazeistanbul.com

V

ücut derisi, ağız içi, ince ve kalın barsaklar, solunum yolları ve vajen gibi bölgelerde sürekli olarak yerleşmiş 100 trilyon kadar sayıda mikroorganizma vardır. Bu mikroorganizmalar bakteri, mantar ve protozoalardır ve yaklaşık 1500 farklı türden oluşurlar. İnsan vücudundaki trilyonlarca hücreden yalnızca onda bir kadarı insan dokularına aittir. İnsan dokularını oluşturan hücre sayısı ise 10 trilyon kadardır. Bu açıdan bakıldığında mikroorganizma sayısının, insan hücrelerinden yaklaşık 10 kat daha fazla olduğu bilinmektedir. İnsan vücudu %10 kendi hücrelerinden, %90 ise mikroorganizmalardan oluşmuş kompleks bir yapıdır.

Probiyotiklerin sağlık açısından önemi nedir?

Probiyotik kelime olarak “yaşam için iyi” anlamına gelmektedir. Pro “destek”, biyotik ise “yaşam” demektir. Probiyotik; belirli, canlı mikroorganizmaları (bakteri, maya) içeren yiyecek, içecek ve katkı maddesidir, bir ortamın mikrobiyal florasını değiştirerek yararlı etkiler ortaya koyar. Probiyotik ve prebiyotik bir bütünün parçaları olan kavramlardır. Her ikisi birlikte “simbiyotik” olarak adlandırılır.

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde ve alerjik hastalıklarda probiyotiklerin rolü nedir?

Probiyotik bakteriler zararlı bakterilerin etkilerini engelleyen, çoğalmalarını frenleyen, barsak sağlığı ve genel olarak vücut sağlığı için olumlu etkileri olan mikroorganizmalardır. Prebiyotikler ise probiyotik bakterilerin canlı ve zinde kalmaları için gerekli olan sindirilemeyen, karbonhidrat türü gıda bileşikleridir. Konuyla ilgili olarak Prof. Dr. Osman ERK’in görüşlerini aldık.

Barsaklarda zararlı bakterilerin fazlalığı ne anlama gelir? Kötü bakterilerin, iyi bakterilerden fazla olması vücut dengesini değiştirir. Zararlı bakterilerin sayı ve virulansının (hastalık yapma gücü) artması vücudun hasta olması anlamına gelir. Zararlı bakteriler çeşitli toksin ve zehirli maddeler salgılar. Bu zararlı bileşiklerin vücuda girmesiyle koroner kalp hastalığı, şeker hastalığı, kanser, romatizmal hastalıklar, alerjik hastalıklar gibi hastalıkların ortaya çıkabildiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu zararlı bakteri ürünlerinin obezite, hipertansiyon gibi hastalıklara yol açtığı, cinsel fonksiyonları olumsuz etkilediği giderek daha fazla bildirilmektedir.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

Probiyotiklerin düzenli kullanılmasıyla insan sağlığı olumlu etkilenir. 1912 yılında Rus bilim insanı Metchnikoff; peynir, yoğurt, kefir gibi süt ürünlerinde bulunan laktik asit yapıcı dost mikroorganizmaların barsakta bulunan diğer zararlı mikroorganizmaların olumsuz etkilerini ortadan kaldırdığını bilimsel olarak kanıtladı ve bu buluş kendisine Nobel Tıp Ödülü’nü kazandırdı. Bulgaristan ve Kafkasya’da yaşayan insanların uzun ve sağlıklı yaşamlarının sırrı probiyotiklerle açıklanmış oldu. Bu tür yiyeceklerin sürekli kullanılması barsak sağlığına ve insan sağlığına olumlu etkilere yol açar. Probiyotiklerden en zengin gıdalar yoğurt ve kefirdir.

Probiyotikler dış ortamdan gelen veya sindirim faaliyetleri esnasında ortaya çıkan toksik maddelerin ve iyi sindirilmemiş gıda maddelerinin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir tabaka oluştururlar. Probiyotiklerin barsak mukozası üzerinde oluşturduğu bu koruyucu tabakanın ortadan kalkması, zararlı mikroorganizmaların barsakta çoğalması ile barsak geçirgenliği artar.

Probiyotiklerin görevleri nelerdir? 1. Barsaklar ve vücudun; toksin, infeksiyon etkenlerinden korunması 2. Gıdaların sindirilmesi 3. Obeziteyi önleyen bileşiklerin sentezi 4. Vitamin (B ve K vitaminleri) sentezi 5. Alerjik ve otoimmün hastalıklardan korunma (Tip I diyabet, Hashimoto tiroiditi, romatoid artrit, astım gibi) 6. Antioksidan ve antikanserojen bileşiklerin sentezi 7. Kolesterol ve safra asitlerinin emiliminin engellemesi 8. İshal ve antibiyotik ishali tedavisi 9. İdrar yolu ve genital infeksiyonların tedavisi 10. Kronik iltihabi barsak hastalıklarının önlenmesi

Probiyotik gıdalar nelerdir? Turşu, yoğurt, süzme peynir, boza, kefir, salamura yiyecekler, lahana turşusu, şarap ve bira mayası probiyotik içeren doğal gıdalardır. Bu doğal gıdalar dışında probiyo-

tikler kapsül, tablet ve toz halinde alınabilir. Piyasada satılan probiyotik ürünler için yasal bir düzenleme söz konusu değildir. Etkili probiyotik takviyesi için porsiyonda bir milyardan fazla canlı mikroorganizma olması gerekmektedir.

Prebiyotik gıdalar nelerdir? Prebiyotikler özet olarak probiyotik bakterilerin canlı ve zinde kalmaları için gerekli olan, sindirilemeyen karbonhidrat türü gıda bileşikleridir. Prebiyotikler, probiyotiklerin besinleri olarak işlev görürler. Soğan, sarımsak, pırasa, enginar, bezelye, muz, tam tahıl ürünleri (buğday, yulaf, çavdar, arpa), kuşkonmaz, domates, soya gibi yiyeceklerde doğal olarak prebiyotikler bulunmaktadır. Yerelması, hindiba kökü ve enginar çok kaliteli bir prebiyotik olan inülinden zengin gıdalardır. İnülin ayrıca kuşkonmaz, soğan, kuru üzüm ve muzda da vardır. İnülin şeker hastalarında kan şekeri ve insülin düzeyini arttırmaz, iyi bir lif kaynağıdır, kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin emilimini arttırır.

Obezite ile barsak florası arasındaki hassas denge Yapılan bilimsel çalışmalar beslenme şeklinin barsak mikroflorasını çeşit ve sayı yönünden hızla değiştirdiğini göstermektedir. Bu bilimsel gerçeğin tersi bir ilişki de tamamen doğrudur. Yani mikrofloranın çeşit ve sayısı da obezite ile direkt ilişkilidir. Barsaktaki bakterilerin ve bakteri ürünlerinin obeziteye yol açtığı bilinmektedir ve bu durum infektobezite terimi ile açıklanmaktadır. Bazı insanların obeziteye yatkınlığının barsaklarında yüksek oranda Firmiküt bakterilerle dünyaya gelmelerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yüksek lif içeren (prebiyotik) gıdalarla beslenenlerde insülin direncinin azaldığı gösterilmiştir. Barsak bakterileri ve koroner kalp hastalığı Barsak bakterilerinden kaynaklanan, TMAO olarak adlandırılan bir bileşiğin kan düzeyinde artışın damarlarda Aterosklerotik daralmaya, koroner kalp hastalığına neden olduğu bulgusu önemli bir bilgi olarak gündeme gelmiştir.


Saç tasarımında Bahçeşehir’in deneyimli ismi

Caner İlhan yeni adresinde Bahçeşehir’de 12 yıllık deneyimi ile hizmet veren Kuaför Caner İlhan Atrium 2.katta (Mavi Çarşı) Sunrise Kuaför’de çalışmalarına devam ediyor.

Saç kaynak, renklendirme ve saç tasarımında uzmanlığı ile hizmet veren Kuaför Caner İlhan dünyaca ünlü markaları Olaplex, Loreal, Schwarzkopf ve Wella saç bakımı ve boya ürünleriyle çalışıyor. Yanlış kullanılmış ürünler neticesinde yıpranmış saçlarda geri kazanma işlemlerinde de başarılı olan İlhan, saç kaynağında Rapunzel marka saç kalitesiyle başarılı sonuçlar elde ediyor. Keratin, Kapsül Keratin, Mikro Kaynak, Tres Kaynak, Boncuk Kaynak çeşitleri de yine uygulamaları arasında. Birbirinden özel uygulamalar hakkında detaylı bilgi için instagram/ cnrilhan sosyal medya hesabından bilgi edinebilirsiniz. Yeni adrese özel tüm saç uygulamalarında %20 indirim de sizi bekliyor...

Randevu için

WhatsApp hattı: 0535 518 31 30




36

YAŞAM

Türk insanına özgü davranışlar,

garip huylar - 2

• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •

Olmayacak şeylere ‘hallederiz abi’ demek. - Telefonu kapalı ulaşılamıyor? +dur bi de ben arayayım (sen arayınca açık olacak çünkü o telefon) Elektronik bir cihaz bozulursa ilk önce şöyle hafif bir şiddette vurulur, olmazsa kapat aç yapılır. Aldığımız çeyrek altını kutusunda rahat ettirebilmek için altına sünger koyan bir milletiz. Yağmurdan sonra çıkar arabayı silerler. Terlik ayakkabı ters duruyorsa gidilir düzeltilir. Uğursuzluk getirdiğine inanılır. Her kavgayı izleyip hem de bizim millette amma meraklı ha demek Uyuyan bir insanı uyandırıp uyudun mu diye sormak. Dişleri gazoz açacağı, fındık ve ceviz kıracağı olarak kullanmak Karne günlerinde öğrencilerden çok annelerin meraklı olması 5 dakika sonra ordayım deyip daha evden çıkmamış olmak Hesap ödemek için kavga etmek “Yok” cevabına “hiç mi yok?” şeklinde karşılık vermek. Avrupadaki otomatlara 2 Euro yerine 1 TL atmak Arkadaşınızın yeni aldığı ayakkabıya basmak. Elektrikler kesilince karşı binaların da elektriği kesilmiş mi diye camdan bakmak. Kumandayı naylonla kaplamak. Binalara bakıp buraya kaç ton demir gitti acaba diye merak etmek. Tiyatroya yada konsere gittiğinde koltukları sayıp organizasyon sahibinin ne kadar kazandığını hesaplamak. Milli maçta ve düğünde sevinçten havaya ateş etmek. Erojen bölgeye doğru “cüccük” hareketi yapmak. Duvara en yakın pisuvarı tercih etmek. Daha çay içmeyeceğinizi belirten kaşığı bardağın üzerine koymak. Kullanmadığı çayın şekerini ziyan olmasın diye garsona geri vermek.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017



38

YAŞAM

A’dan Z’ye gelmiş geçmiş

Türk Bilim Adamları

1

Bu aydan başlayarak bundan sonraki sayılarımızda da devam edeceğimiz yazı dizimizle, gelmiş geçmiş Türk Bilim Adamlarımızı daha yakından tanımaya ve tanıtmaya çalışacağız. Ülkemizdeki en büyük eksiğimizin aramızda sağlıklı iletişim kurmamamızdan kaynaklandığını düşünüyoruz. Ne yazıktır ki; “taş üstüne taş koyanla, taşın altını oyanların” birbirine karıştığı bir dönemde yaşıyoruz. Oysa hak edene verilecek en büyük ödül, onu onurlandırmak, yaptıklarını takdir etmektir ve buda bedelsizdir! Eğer iyi olanla kötü olanlar ayırt edilemez hale gelmişse ve takdirde görmeyeceksek ne yarar ki yaptıklarımız. İşte tarihten bizlere miras kalan o büyük değerler...

• •

Ahmed Bin Musa: (10.yüzyıl) Sistem Mühendisliğinin Öncüsü. Astronom ve Mekanikçi.

Battani: (858 - 929) Dünyanın en meşhur 20 astrononumdan biri trigonometrinin mucidi, sinus ve kosinüs tabirlerini kullanan ilk bilgin.

Beyruni: (973 - 1051) Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamı Ümit Burnu, Amerika ve Japonya’nın varlığından bahseden ilk bilim adamı. Beyruni Amerika kıtasının varlığını Kristof Colomb’un Keşfinden 500 sene önce bildirmiştir. Matematik, Jeoloji, Coğrafya, Tıp, Felsefe, Fizik, Astronomi gibi dallarda eserler yazmıştır. Çağın En Büyük alimidir.

Bitruci: (13.yüzyıl) Kopernik’e yol açan öncülük eden astronom bilim adamı.

Akşemseddin: (1389 - 1459) Pasteur’den önce Mikrobu bulan ilk bilim adamı. İstanbul’un fethinin manevi babasıdır. Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır.

Ali Bin Abbas: (? - 994) 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapan bilim adamı. Kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan bilim adamıdır. Eski çağın en büyük hekimlerinden olan hipokratesin (Hipokrat) doğum olayı görüşünü kökünden yıktı.

Cabir Bin Hayyan: (721 - 805) Atom bombası fikrinin ilk mucidi ve kimyanın babası sayılır. Maddenin en küçük parçası atomun parçalanabileceğini bundan 1200 sene önce söylemiştir.

Ali Bin İsa: (11.yüzyıl) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren Müslüman bilim adamı.

Cahiz: (776 - 869) Zooloji İlminin öncülerindendir. Hayvan gübresinden amonyak elde etmiştir.

• • •

Ali Bin Rıdvan: (? - 1067) Batıya tedavi metotlarını öğreten İslam alimi. Ali Kuşçu: (? - 1474) Ünlü Bir Türk astronomi ve matematik bilginidir. Ammar: (11.yüzyıl) İlk katarak ameliyatını kendine has biçimde yapan Müslüman bilim adamı.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

Cabir Bin Eflah: (12.yüzyıl) Ortaçağın büyük matematik ve astronom bilginidir. Çubuklu güneş saatini bulan ilk bilim adamıdır.

Cezeri: (1136 - 1206) İlk sistem mühendisi ve ilk sibernetikçi ve elektronikçi bilgisayarın babası; oysa bilgisayarın babası yanlış olarak İngiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir.. Demiri: (1349 - 1405)Avrupalılardan 400 yıl önce ilk zooloji ansiklopedisini yazan alimdir... Hayatül Hayavan isimli kitabı yazmıştır.

• • • •

• •

Dinaveri: (815 - 895) Botanikçi ve astronom bir alim olarak bilinir. Ebu Kamil Şuca: (? - 951) Avrupa’ya matematiği öğreten İslam bilgini. Ebu’l Fida: (1271 - 1331) Büyük Bir bilgin tarihçi ve coğrafyacıdır. Ebu’l Vefa: (940 - 998) Matematik ve Astronomi bilginidir trigonometriye tanjant, kotanjant, sekant ve kosekantı kazandıran matematik bilginidir. Ebu Maşer: (785 - 886) Med-cezir olayını (gel-git) ilk keşfeden bilgindir. Evliya Çelebi: (1611 - 1682) Büyük Türk seyyahı ve meşhur seyahatnamenin yazarıdır. Farabi: (870 - 950) Ses olayını ilk defa fiziki yönden ele alıp açıklayıp izah getiren ilk bilgindir. Fatih Sultan Mehmet: (1432 - 1481) İstanbul’u fetih eden ve Havan topunu icat eden, yivli topları döktüren padişahtır. Fatih’in kendi icadı olan ve adı “şahi” olan topların ağırlığı 17 ton ve bakırdan dökülmüş olup 1,5 ton ağırlığındaki mermileri 1 km ileriye atabiliyordu. Bu topları 100 öküz ve 700 asker ancak çekebiliyordu. Fergani: (9. yüzyıl) Ekliptik meyli ilk defa tespit eden astronomi alimi. Gıyasüddin Cemşid: (? - 1429) Matematik alimi. Ondalık kesir sistemini bulan Cemşid, cebir ve astronomi alimi.



40

YAŞAM

Türkİye’den

vİze

İstemeyen

Ülkeler

Hepimizin hayali çantamızı sırtımıza alıp bir dünya turuna çıkmak. Ama bunun için önümüze sürekli çıkan engellerin ardı arkası kesilmiyor. Zamanımız olsa paramız; paramız olsa zamanımız olmuyor. Bir de bunlara her bir ülke için ayrı vize çıkarma derdi eklenince çoğumuz için dünyayı gezmek hayal olarak kalıyor. Sevindirici haber şu ki vizesiz gezebileceğimiz ülkelerin sayısı da her geçen gün artıyor. Çantamızı alıp yollara dökülmek bazı ülkeler için çok da imkansız değil. İşte size bürokratik işlemlere boğulmadan vizesiz gidebileceğiniz 95 ülkenin listesi. Avrupa’da Vize Gerekmeyen Ülkeler Andorra, Arnavutluk, Karadağ, Kosova, Makedonya, Moldova, Sırbistan 90 güne kadar vizesiz dolaşım hakkı tanıyor. Belarus (Beyaz Rusya) ve Rusya 30 günlük vizesiz dolaşım hakkı verirken; Bosna-Hersek ve Ukrayna 60 güne kadar ülkelerinde vizesiz dolaşmamıza izin veriyor. Güney Amerika Kıtasında Vize İstemeyen Ülkeler Alfabetik sırayla ; Arjantin, Bolivya, Brezilya, Ekvator, Kolombiya, Nikaragua, Paraguay, Peru, Şili, Uruguay ve Venezuela özgürce gezebileceğiniz ülkeler arasında. Kuzey Amerika Kıtasında Vize İstemeyen Ülkeler Antigua ve Barbuda, Saint Vincent ve Grenadinler Adaları, Turks ve Caicos Adaları, Trinidad ve Tobago, Britanya Virjin Adaları 30 gün boyunca vizesiz dolaşıma izin veren ülkeler arasında; Dominik Cumhuriyeti sınırda 30 günlük vize verirken Meksika hava yolu girişi şartıyla 30 günlük vize sağlıyor. Saint Lucia 45 gün, Panama 180 gün; Bahamalar ise 240 güne kadar vizesiz ulaşıma

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

izin veriyor. 90 gün vizesiz ulaşım sağlayan Kuzey Amerika ülkeleri ise; Barbados, Belize, El Salvador, Guatemala, Haiti, Honduras, Jamaika, Kosta Rika ve Saint Kitts ve Nevis Adaları. Asya Kıtasında Vize İstemeyen Ülkeler Azerbaycan (Sadece Bakü Havalimanı’nda 30 Gün’lük sınırda vize alınabilir.), Bahreyn (Sınırda vize alınabiliyor 14 Gün ile sınırlı), Bangladeş (Dhaka Havaalanı’nda 30 Günlük sınırda vize alınabiliyor), Bhutan (Sınırda Vize, 30 Gün), Doğu Timor (Sınırda vize, 30 Gün), Ermenistan (Sınırda 120 Gün), Endonezya (Sınırda vize, 30 Gün), Filipinler (30 Gün süreyle vize), Filistin/Gazze Şeridi (30 Gün – Gazze’ye yapacağınız doğrudan girişlerde geçerlidir. İsrail üzerinden geçiş yapılabilir, bedava olan İsrail vizesi alınmalıdır.), Gürcistan (90 Güne kadar vizesiz) – Hatta Gürcistan seyahati için kimlik yeterlidir. Hong Kong (90 Gün), Irak (30 Günlük sınırda vize alınabilir), İran Halk Cumhuriyeti (90 Gün), Japonya (90 Gün), Kamboçya (Türkiye’deki Kamboçya Fahri Konsolosluk’undan 30 günlük vize alınabilir.), Katar (Sadece Doha Havalimanı’nda, ücretli alınabilir.), Kazakistan (30 Gün), Kırgızistan (Süresiz – Ülkeye girişten en geç 5 gün içerisinde kayıt yaptırmalısınız.), Güney Kore (90 Gün), Lübnan (90 Güne kadar Ortadoğu’nun cazibe merkezi vizesiz), Makao (30 Gün), Maldivler (1 aya kadar), Malezya (90 Gün), Moğolistan (30 Gün vizesiz çölleri gezebilirsiniz), Nepal (Sınırda ücretle alınır.), Singapur (90 Gün), Sri

Lanka (Sınırda/Online – 30 Gün), Suriye (90 Gün, 6 ayda 1 kez olmak şartıyla), Tacikistan (Sınırda, Sadece Dushanbe Havalimanı’nda, 30 Gün), Tayland (Kapıda damga vurulur. 30 güne kadar vizesiz), Tayvan (Sınırda alınır. 30 Gün), Umman (30 Gün vizesiz ancak arada sorun oluyor.), Ürdün (90 Güne kadar vizesiz) Afrika Kıtasında Vize İstemeyen Ülkeler 30 gün boyunca vizesiz gezebileceğiniz Afrika ülkelerinin başında Güney Afrika Cumhuriyeti geliyor; sınırda vize alabileceğiniz Mozambik ve Ruanda , Sudan ve Zambiya ülkelerini yine 30 gün vizesiz dolaşım hakkı veren Swaziland takip ediyor. 3 aya kadar vizesiz gezebileceğiniz ülkeler ise sırasıyla; Botswana , Fas, Kenya , Libya, Seyşeller, Tanzanya ve Tunus. Yalnız Tunus’tan ayrılırken para ödemeniz gerekebilir. Mauritius da vizesiz gezilebilen Afrika ülkeleri arasında. Avustralya Kıtasında Vize İstemeyen Ülkeler Cook Adaları , Fiji , Niue , Palau , Samoa , Tuvalu ve Vanuatu vizesiz gezebileceğiniz güney yarım küre ülkeleri arasında.

Biz her ne kadar bütün ülkeleri listelemiş olsak da siz yine de gitmek istediğiniz ülkenin konsolosluğundan konuyla ilgili teyit almayı ihmal etmeyin.



42

YAŞAM

Neden Mutsuzuz ve Geleceğin Getireceği

Mutluluk Nedir? İnsan hayatında yaşanmışlıkların önemi büyük yer kaplar ve o malum cümle akıllara gelir;

“Nerede o eski günler” Geleceğe ne kadar çabuk varırsak o kadar mutlu olacağımızı sandığımız ama nedense bir türlü mutluluğa varamadığımız bir çağda yaşıyoruz. Asıl sorunumuz neden bu zamanda daha fazla mutsuzuz? İstediğimiz her şeyi elde etmedik mi? Hedeflerimize varmadık mı? Yoksa her hedeften sonra bir yenisi mi eklendi? Çok çalışırsan zengin olursun hayalleriyle yaşayıp mutsuzluk çukuruna mı düştük? Sorular böyle uzar gider. Cevaplar… cevaplar yok. Mutsuzluğumuzun asıl kaynağı çağımızın hastalığı olan Tüketim Çılgınlığından gelmekte ancak, sadece bu tek suçludur dersek azmettiricileri görmemiş oluruz. Burada azmettirici olan bizleriz… Bizler çok çabuk bir şekilde geleceğe varmanın peşindeyiz, birçok teknolojik avantajla bunu hızlandırmayı başardık da. Fakat, bizim sonradan farkına vardığımız şey ise mutsuzluk ve ötesi. İnsan her zaman mutlu olabilir mi? Ya da mutluluğa ulaşmanın yolları nelerdir? Şeklinde Felsefi hayatta olduğu gibi bu da hiçbir zaman cevaplanamayacak veya cevapları hep öznel halde kalacak bir sorular silsilesidir. Hepimiz, Jean Baudrillard’ın bahsettiği “Simülakr” evresinden geçiyoruz. Nedir peki Simülakr; “Bir gerçeklik olarak algılanmak isteyen görünüm.” [1] İçinde bulunduğumuz zamanda çoğumuz internet mecralarını bir gerçeklik olarak algılıyoruz ve bu kapı tam da Baudrillard’ın gösterdiği yere çıkıyor. Gerçeklik olarak algıladığımız günümüz kültürünün geçmiş kültürle bağlantısı bulunmamakta işte bu yüzden de hep geçmişe özlemimiz vardır ve olmaya devam edecektir. Geçmişle bağlantılı olmayan kültürü de mutsuzluğun kaynağı olarak görmek yanlış olmaz. Her gün tv ya da çeşitli medya organlarında gördüğümüz hayatları kendimize uygunluğunu ölçüp biçiyoruz, kendimizi oraya yakıştırıyoruz ve şu sonuca varıyoruz; “Farklılığın anahtarı bu.” Eğer anahtar o olsaydı farklılık başka bir gerçekliğe bürünürdü. Sokaklarda her dakika farklı insan görmekten gözlerimiz farklılığa alıştı. O zaman burada şöyle bir problem var; “Gerçekten farklılık bu mu?” İnsanlar birbirleriyle farklılaşma yarışına girdiler. Farklılaşırken aynılaştığımız bir dünyada yaşıyoruz ve bunu da yalnızlığımız gibi görmüyoruz/görmek istemiyoruz. Konumuzun başında belirttiğim gibi geleceği çok çabuk istiyoruz çünkü; mutluluğun anahtarının orada olduğunu düşünüyoruz. Şunun farkına varmamız çok önemli mutluluk ne bugündedir ne de yarında. Bizlerin mutluluğu doyumsuz zevklerimizdedir. İşte başlığın altında ilk söylediğim tek suçlunun tüketim kültürü olmadığı azmettirici olarak bizlerin sahne aldığı bir yapıya dönüştük. Adeta Afrika’daki kabilelerin Avrupalılarla tanışma-

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

sıyla gelen sömürü düzeninin bir sonucu olarak geçirdikleri kültürel değişim gibi günümüz dünyası da değişim geçirmekte ve tek tipleşmektedir. Gelecek bize ne gibi mutluluk getirebilir? Başlıkta bunu sormuştuk. Bunun cevabını aslında bundan 60-70 yıl önce yazılmış ütopyalardan alabiliriz. Gelecek bize soru sormamayı getirecek, dolayısıyla da düşünmemeyi öğretecek ama mutluluk getirmeyecek. Platon bu dünyanın idealar dünyasının yansıması olarak kabul ediyordu. Gelecek tam da bu yansımanın yansıması olarak önümüze gelecek. Baudrillard, Körfez savaşının aslında hiç olmadığını medyadan duyup öğrendiklerimizle bu savaşı bildiğimizi dolayısıyla bunun bir simülasyon olduğundan bahseder. O savaş Baudrillard’ın deyimiyle geleceğin bir provasıydı ve hiper-gerçeklik evresine geçişimizin ilk aşamalarından biriydi. Aslında 80’li ve 90’lı yıllar bu şekilde prova ile geçti (İlgili okuyucular Çavuşesku’nun düşüşündeki CNN gerçeğini araştırabilir). Sonuç Toplumların kökeni ailedir. İlkel toplumlar birlikte hareket ettikleri için hayatta kaldılar, korkuları onlara yol gösterdi ve aile kavramıyla var oldular. Tekil insanlardan toplum olamaz. Zaman içerisinde insan bireyselleşti ve ruhsuzlaştı, duygularından arındı, adeta robot halini aldı. Belki de makinelerin gezegenimizi ele geçireceği korkusu budur. Kendi kendimizi yapay zekâ formatına sokuyor olabiliriz. Sürekli bilgi toplumuna doğru evrildiğimizden söz ederiz, ne kadar bilgi toplumuysak bir o kadar da bireyiz. Tekilleşiyoruz ve eskiden yaşadığımız mutlu günleri sürekli hatırımızda tutuyoruz. Özlediğimiz o zamanlarda birey olarak değil aile olarak bir aradaydık ve karşılıklı paylaşım içerisindeydik. Zamanla bu paylaşımların yerini ilk önce televizyon, daha sonra internet aracılığı ile sosyal medya

aldı. Belki de Neil Postman’ın “Televizyon: Öldüren Eğlence” kitabında belirttiği gibi Orwell değil Huxley haklıdır. Postman’ın yaptığı çıkarım şudur; “Orwell’ın uyarısı, dıştan dayatılan baskının bize boyun eğdireceği yönündedir. Huxley’in görüşüne göre insanları, özerklikleri, olgunlukları tarihten yoksun bırakmak için Büyük Birader’e gerek yoktur. Huxley’e göre, insan süreç içinde üzerindeki baskıdan hoşlanmaya, düşünme yetilerini dumura uğratan teknolojileri yüceltmeye başlayacaktır.”[5] İnsanlar eğlenceli ama bir o kadar öldürücü sistemlere alışmaya fazlasıyla hazır. Geleceği ararken bugünü kaybediyoruz ve bugün geçmiş olduğunda da özlüyoruz. Teknoloji ile birlikte vakit geçirme araçlarımız çoğaldı ve zaman su gibi akıp geçer hale geldi. Aslında hepimiz birer hormonlu domates gibi kültürümüzün içini boşaltıyoruz. Her alanda da bunu yapmaya devam ediyoruz. Bunun sonucunda da o malum cümleyi kurmaktan kendimizi alamıyoruz; “Nerede o eski günler” Özkan Köprülü [1] Baudrillard, Jean (2014) “Simülakrlar ve Simülasyon” , Doğu Batı Yayınları, Çev. Oğuz Adanır, s.6 [2] Frued, Sigmund (2011) “Yanılgılar ve Düşler Üzerine”, Say Yayınları, Çev. Kamuran Şipal s.276 [3] Rousseau, Jean- Jacques (2015) “Toplum Sözleşmesi”, İş Bankası Yayınları, Çev. Vedat Günyol s.4 [4] Shakespeare, William (1999) “Yanlışlıklar Komedyası”, Remzi Yayınları, Çev. Bülent Bozkurt s.7 [5] Postman,Neil (2014) “Televizyon: Öldüren Eğlence, Gösteri Çağında Kamusal Söylem” Ayrıntı Yay. Çev. Osman Akınhay, s.6-7


43

Kaybolan Çocukluğu Geri Getirmek İçin Ne Yapabiliriz?

Çocuklarımın, çocuklukları olsun istiyorum. Çocuk gibi yaşadıkları, nefes aldıkları, ağaçlar arasında koşup oynadıkları, gökyüzünü seyre daldıkları bir çocuklukları olsun. Çünkü biliyorum ki gelecek ancak böylesi sağlam bir temelle onlara sağlam bir hayat sunabilir. Çocuklarımı evde eğitiyorum. Her gün dünyanın onlar için hazırladığı paketi yavaş yavaş açmalarını izliyorum. Ama elbette hayatın başka alanlarından da etkileniyorlar. Medyadan, toplumdan… Çocukluğun yavaş yavaş ortadan kaybolduğunu izlediğimiz bütün o alanlardan… Peki bu gerçekten istediğimiz bir şey mi? Hayır, ben çocukluk fikri ortadan kalksın istemiyorum. Çocukların iyiliği için, çocukluğu muhafaza etmek durumundayız. Ayrıca çocukluk toplumun ve dünyanın iyiliği için de gerekli. Çocukluğu yeniden talep etmek zorundayız. Nasıl mı kaboluyor çocukluk? Yazar David Elkind bir hayli zaman önce bizi bugünler konusunda uyarmıştı, ama biz dinlemedik. 30 yıl önce “The Hurried Child: Growing Up Too Fast Too Soon” (Aceleye Getirilmiş Çocukluk: Hızlı ve Ansızın Büyümek) adlı bir kitabı yayınlanmıştı. Kitabın en yeni baskısı 2001 yılında yapıldı. Elkind, artık çocukluğun tamamen ortadan kaldırıldığını değil, başka bir şekilde yeniden icat edildiğini de söylüyor. Ona göre bütün bu süreç çeşitli kavramlar çerçevesinde oluyor. Biri çocuk eğitimi, okul, çocukların tüketicileştirilmesi, ekranların çocukların hayatları üzerindeki etkisi, çocukların güvenlik nedeniyle eve kapatılması… “Bu kitabı ilk yazdığımda, kültürümüzün

çocuklara yüklediği stresi sorun ediyordum. Bunun onların ruh sağlıklarını nasıl etkileyeceği idi asıl problemim. Bugün ise yeni teknolojilerin yarattığı bir şen yaşam tarzı, çocuğu fiziksel açıdan da büyük bir tehlikeye atıyor.” Yukarıdaki cümleler Elkind’e ait. Araçlar ve teknolojiler çocukluğu bir tür eğlence parkına dönüştürüyor. Ama aynı zamanda onu kırılganlaştırıyor, bağımlılaştırıyor, daha da önemlisi çocukluğu görünmezleştiriyor. Çocuklar ve erişkinler yüzleri ekranlara değil, birbirlerine, birlikte okudukları bir kitaba dönük daha çok zaman geçirdikçe, çocukluğun ömrü de uzayacak. Çocukluk tekil, hayatta bir kez yaşanan, içinden yavaşça geçilmesi gereken bir dönem. Batı’da ortalama yaşam beklentisinin 80 yıl olduğu düşünülürse, hayatın yalnızca 25’i çocuk olarak yaşanıyor. Hızla içinden geçip, başka evrelere gidiyoruz sonra. Kayıp çocukluğu geri getirmek hiç kolay değil. İşin kötü tarafı onu çekiştirmek, itelemek, biri bize geri getirsin diye rüşvet vermek, onun hakkında okumak, yazmak da işe yaramayacak. Elbette derdimiz hayatımız boyunca çocuk kalmak değil. Ama çocukların, çocuk olarak yaşamaları gereken zamanın tadını çıkarmalarını sağlamak. Ebeveynlik, onları büyüt-

mek değil, anlarını yaşamalarını sağlamak böyle bakınca… Çocukluğa dönmek, hayatın marjlarını da yeniden keşfetmek anlamına geliyor. Richard Swenson sınır kavramını şöyle tanımlıyor: “Bizimle sınırlarımız arasında kalan bölgeye denir marj. Beklenmedik durumlarda bulunacağımız yer olarak ayırırız o alanı.” Bu arada kalmış alanda çocukluğun büyüsü şekillenir. Çocuklarımız hayata bu alanda aşık olur ve onu sürdürmeyi öğrenirler. En sevdiğim ebeveyn kitaplarından biri Simplicity Parenting (Basit Ebeveynlik) adını taşıyor. Yazarı Kim John Peyn çocuklarımızın hayatlarını basitleştirebileceğimiz öneriler sunuyor. Tavsiye ederim. Çocukluğu geri kazanmanın yollarından biri hayatı basitleştirmek gibi görünüyor çünkü. Ama atılacak ilk adım çocukluğun ortadan ne kadar hızla kaybolduğunu fark etmek olsa gerek. Biliyorum ki ebeveynler bilerek çalmıyorlar çocuklarının çocukluklarını. Ama çocukluk üzerinden verilen bu savaşta en az pay da yine çocukların, onlar bu savaşa dahil olamazlar. Çocukluklarının ne şekilde ellerinden alındığını fark ettiklerinde ise hepimiz için çok geç olacak zaten. Onların çocukluklarının bekçisi biziz. Gelin bu sorumluluğun hakkını verelim sahiden. Çocuklarımız buna değer.

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


44

YAŞAM

İçimizde Bir

Pinokyo Yaşıyor İnsan bazen istediklerini yaptırmak, bazen sevdiklerini üzmemek, bazen ilişkisini bozmamak için yalana başvurur. İşte bizi yalana iten 9 önemli durum...

Yalan, daha konuşmaya başlamadan önce kazanılan davranışlardan biridir. Bir bebeğin ‘yalancıktan ağlayarak’ o an istediğini yerine getiren anne babasına karşı bunu kullanmaya başlaması, yalanın hayatımızın tam da içinde olduğunu bize gösteren göstergelerdendir. İnsan bazen istediklerini yaptırmak, bazen sevdiklerini üzmemek, bazen ilişkisini bozmamak için yalana başvurur. Peki, bizi yalan söylemeye gerçekten iten faktörler nelerdir? Emsey Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, kişiyi gerçeğin açığa çıkması durumunda huzursuz eden iç dinamikleri sıraladı. Gerçeğin açığa çıkmasından ve umduğu sonucun tersiyle karşılaşmaktan korkan

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

herkesin yalan söyleme eğiliminin bulunduğunu ifade eden Emsey Hospital Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, yalan söyleyen kişilerin kendilerine “Neden yalan söyledim?” sorusunu sormaları gerektiğini belirtti. Doğrunun kötü sonuçlar doğuracağından korkan insanların çoğu bedeli aslında doğru, dürüst ve dobra olamayışları ile öderler diyen Dr. Karaca, yalanların üzerine kurulu bir dünyanın yapay huzuru, doğruların sağladığı hazzın yerini tutamaz dedi. Dr. Karaca, doyumlarını yalanla sağlamak isteyen kişilerin etraflarına ödettikleri bedelin boyutunu düşünerek hareket etmelerini gerektiğini tavsiye etti.


45 Bizi Yalana İten 9 Önemli Neden 1. Hata Yapma Korkusu: “El Alem Ne Der?” Başkalarının kendisi hakkında olumsuz düşünmesine aşırı duyarlı olma ve eleştiriye tahammülsüzlük kişiyi yalana itebilir. Bir nevi kişinin içten içe zaten bildiği yetersizlik ve başarısızlık düşüncelerinin yüzüne vurulmasından korkması, hep başkasının doğrusunu yapma çabası kişiye yalan söyletebilir. Bu kişilerin başkalarının düşüncelerine neden bu kadar duyarlı olduklarının anlaşılması, gerekli çözümlemenin yapılıp kişinin otomatikleşmiş olan yanlış inanışlarının düzenlenmesi gerekir. 2. “Önce Ben ve Benim Önceliklerim” Ön planda olma arzusu, ikinci plana düşme korkusu, hırsları doğrultusunda hedeflerine ulaşmak için her yolu kendine mübah görmek de kişiyi yalana sevk edebilir. Burada yalan, kişinin kibri için kullandığı bir maymuncuktur. Bu kişilerin sınır sorunları tespit edilip, diğerleri ile daha eşitlikçi bir çerçevede yaşamaları konusunda görüşmeler yapmak gerekir. 3. “Mutlaka Üste Çıkmalıyım” Güçlü olanın zayıf olanı alt ettiğine, dünyanın güvensiz bir yer olduğuna ve ezilen olmak yerine ezen olmayı tercih etmek de kişiyi yalana itebilir. Bu kişilerin zihinleri sömürmek ve sömürülmek ekseninde çalışır. Kendileri için güvenli ve avantajlı olana ulaşmak için kolayca yalana başvurabilirler. Bu kişiler için yapılması gereken içine düştükleri “vahşi doğa” algısını rehabilite etmektir. 4. “Rüya Bitecek” Bazı kişiler ise içinde bulundukları konforlu, her şeye kolayca ulaşabildikleri yaşam tarzının kaybolmasından endişe ederek yalana yönelirler. Bir prens ya da prenses gibi büyütülen, zoru sevmeyen kişiler, içinde bulundukları rüyanın devamı için yalana başvurabilirler. Bu kişiler için yapılabilecek en iyi şey emek vermenin, zoru başarmanın ve kendi başına becerebilmenin hazzını yaşayabilmelerini sağlamaktır. 5. “Seni Kaybetmeyi Göze Alamam” Sevilen kişilerle bağın sarsılması endişesi de kişiyi yalana sevk edebilir. Kişi gerçekler ortaya çıktığında sevdiği kişilerle arasındaki bağın kopacağını düşünerek, bu terk edilme riskini ortadan kaldırmak için bir şeyler yapmaya çalışır. İlk yapacağı şey süreci, korkularını dindirecek şekilde manipüle etmek ve kendini rahatlatacak şekilde kontrolü sağlamaktır. Bu durum

kimi zaman karşıdakini hoşnut etmek için her türlü ödünü verebilme düzeyine kadar ulaşabilir. Bu kişiler için yapılabilecek şeyler korkularının gerçek olup olmadığının çözümlemesini yapabilmesini sağlamak, kendini ifade etmenin, düşüncelerini açık açık söylemenin, gerektiğinde kendini savunmanın, hakkını korumanın yanlış olduğu algısını kırmaktır. 6. “Sen Gidersen Beni Kim Yönetecek?” Başkası olmadan hayatını yönetemeyeceğine, kendi başına kalmanın bir felaket olduğuna inananlar da diğerleriyle kurdukları bağımlı ilişki biçimi tehlikeye girdiğinde sıkıntı yaşayabilirler. Kendilerini vagon gibi hisseden bu kişiler için hayattaki en önemli şey bir lokomotifin ardına takılmaktır. Bu kişiler ihtiyaç duydukları lokomotifi kaybetmemek ya da kaybettilerse yenisini bulmak için yalana başvurabilirler. Bu kişilere felaket olarak algıladıkları bağımsızlığın güzelliklerini hissettirmek, kendi başına bir duruş sergilemesi konusunda yardımcı olmak yararlı olacaktır. 7. “Eyvah Dışlanıyorum” Gerçeklerin ortaya çıkması durumunda yalnız kalacağını düşünmek de kişiyi yalan söylemeye itebilir. Çünkü kişi içten içe zaten dışlanmaya meyilli, diğerleriyle kaynaşma sorunu olan biri olduğunu hisseder. Kendine ait ufak bir farklılığın bile toplumda ciddi tepkiler oluşturacağını düşünüp, diğerle-

rinin tepkilerinden korkup bu farklılıkları gizlemek ister. Kalabalığın içinde kendilerini yalnız hissedebilirler, kendilerini ikinci planda hissederler. Sosyal temasın olduğu her yerde savunmaya geçme eğilimi vardır. Bu kişilerde yeterince tatmadıkları aidiyet hissi ve duygu paylaşımı üzerine çalışmak yararlı olur. 8. “Ona Bir Şey Olmasına Dayanamam” Özellikle aşırı iç içe olan ailelerde yetişen fedakâr kişiler, ailenin diğer fertlerinin üzüntülerine aşırı duyarlı olabilirler. Aşırı iç içe olunan kişinin üzülmesini felaket gibi algılayabilirler. Bu kişilerle diğerlerinin acısına neden bu kadar duyarlı oldukları ve ufak üzüntüleri bile önlemek için neden bu kadar çaba sarf ettikleri çalışılmalıdır. 9. “Gerçekle Yüzleşemem” Eğer gerçekle yüzleşmek kişiye ağır gelecekse kişi gerçekle yüzleşmek yerine gerçeğin uzağında yapay bir noktada durup, hali hazırda bulunduğu duruma mantıklı açıklamalar getirmeye çalışabilir. Bu durum dışarıdan yalan söylemek gibi görünse de aslında kişinin incinebilirliğinin göstergesidir. Çünkü kişinin gerçekle yüzleşebilecek kendiliği, karşı karşıya olduğu sorundan daha zayıftır. Bu kişilerin incinmişliğine ulaşmak için ilk önce dışarıdaki kabuğu kırmak gereklidir. Kabuğu kırarken oldukça hassas davranmak kişinin incinmişliğine giden en kısa yoldur.

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


46

A PLUS SPOR TESİSİ Bahçeşehir Teras Garden’da...

Rengarenk Mobilya İndirimli fiyatlar, sürpriz hediyeler...

Saç tasarımında Bahçeşehir’in deneyimli ismi Caner İlhan yeni adresinde

Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı’nda hizmet veren Çocuk ve Genç Mobilya Mağazası Rengarenk Mobilya’da sürprizler! 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramından itibaren ay sonuna kadar %50’ye varan indirimler, çocuklara özel hazırlanmış eğlenceler mağazada sizleri bekliyor. Ayrıca Nisan ayı sonuna kadar Genç Odası ve Yatak Odası alanlara YATAK Hediye!

Yaklaşık 3500 metrekare alan üzerinde fitness cardio, circuit, geniş advanced bölümleri, açıkkapalı yarı olimpic ve çocuk yüzme havuzları, terasgüneşlenme alanları, haftada 40 saatin üzerinde verilen grup egzersizleri ( zumba, pilates, yoga, aerobıc, abs, tai bo, spinning, aikido… ) özel ders stüdyoları, kick box, tai box, box, aikido, wing tsun gibi sporlardan birini öğrenebileceğiniz ve yıl boyu özel ring ‘ de kendinizi ve mücadele gücünüzü geliştirebileceğiniz ‘’ fight box club ‘’ üyeliği, özel pilates reformer stüdyosu, 5 hafta’da 5-7 kg verebileceğiniz ve 1-2 beden incelebileceğiniz ücretsiz diyetisyen danışmanlığı ile desteklenen zayıflama üniteleri, kısa süre içersinde güçdayanıklılık kazanacağınız power plate egzersizleri, kişiye özel ders programları-beslenme danışmanlığı ve istediğiniz sonuçlara sizi en kısa sürede ulaştıracak uzman fitness kadrosuyla A Plus Spor Tesisi Bahçeşehir Teras Garden’da hizmetlerine devam ediyor. Detaylı bilgi için: (0212) 669 1000

facebook/bahcesehirrengarenkmobilya Tel: 0212 672 55 56 - 0212 672 42 02

Bahçeşehir’de 12 yıllık deneyimi ile hizmet veren Kuaför Caner İlhan Atrium 2.katta (Mavi Çarşı) Sunrise Kuaför’de çalışmalarına devam ediyor. Saç kaynak, renklendirme ve saç tasarımında uzmanlığı ile hizmet veren Kuaför Caner İlhan dünyaca ünlü markaları Olaplex, Loreal, Schwarzkopf ve Wella saç bakımı ve boya ürünleriyle çalışıyor. Yanlış kullanılmış ürünler neticesinde yıpranmış saçlarda geri kazanma işlemlerinde de başarılı olan İlhan, saç kaynağında Rapunzel marka saç kalitesiyle başarılı sonuçlar elde ediyor. Keratin, Kapsül Keratin, Mikro Kaynak, Tres Kaynak, Boncuk Kaynak çeşitleri de yine uygulamaları arasında. Birbirinden özel uygulamalar hakkında detaylı bilgi için instagram/cnrilhan sosyal medya hesabından bilgi edinebilirsiniz. Yeni adrese özel tüm saç uygulamalarında %20 indirim de sizi bekliyor... Randevu için Whatsapp hattı; 05355183130

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

Final Okulları Ispartakule’de 2017-2018 öğretim yılında “Hem yaşam hem sınav başarısı için” sloganı ile Final Okulları geliyor. Yeni Eğitim -Öğretim sezonunda Ispartakule’de hizmet verecek okul, anaokulu, ilkokul ve ortaokul sınıfları ile hizmet verecek.


47

“BİZ Kolejleri “ 4 Şube ile hizmete giriyor Eğitim sektöründe 30 yılı aşkın tecrübe “BİZ KOLEJİ” markası ile yaşama dönüştü. İstanbul genelinde Florya, Etiler, Zincirlikuyu ve Bahçeşehir’de 2017-2018 eğitimöğretim sezonuna hazırlanan kolejde hedef, geçmişin deneyimlerini geleceğe taşımak. Okuyucularını tanıyan hologram ve inovatif çözümlerle şaşırtacak, yeni nesil reklamları “Bizim Çocuklar Yapacak” diyen kurum, teknolojiyi erken yaşta öğrencileriyle buluşturmaya hazırlanıyor.

Faruk Güllüoğlu Bahçeşehir Sofa’da

Lezzet ve Doğallık arayanlar için arayın gelsin...

2001 yılından bu yana çalışmalarını, 6000 metrekare kapalı alana sahip, modern ve hijyenik koşullar altında üretim yapılan Merter’deki tesislerinde sürdürmektedir. Faruk Güllüoğlu üretim tesislerinde günlük baklava üreterek mağazalara taze baklava göndermektedir. Bunun yanı sıra, poğaça, börek, kek, kurabiye, pasta, süslü tatlı ürünlerini de bu tesiste üretmektedir. Baklava üretim tesisi yanı sıra yine Merter’de farklı alanda yer alan 1000 metrekarelik lokum üretim tesisi bulunmaktadır. Şerbetli tatlılar, unlu mamüller, yaş ve kuru pastalar, lokumlar, spesiyal çikolata çeşitleri ile yaklaşık 580 çeşit ürün grubunu üstün kalitede üretmenin gururunu yaşamaktadır. Güçlü Ar-Ge kadrosu ile en güzel lezzetleri buluşturup müşterilerin keyif almasını önemsemektedir. Faruk Güllüoğlu Bahçeşehir’de Sofa’da hizmet veriyor.

Bahçeşehir Galeria’da hizmete açılan Köprülü, Doğal Peynir Çeşitleri, Köy Tereyağı, Kaymak Silivri Yoğurdu, Zeytin Çeşitleri, Zeytin Yağı, Gezen Tavuk Yumurtası ve Silivri’den Doğal Günlük Süt ürünleriyle hizmetinizde. İşletme ayrıca günün her saati soğuk sandviç ve kahvaltı çeşitleriyle paket servis hizmeti de veriyor. Sipariş Hattı: 0541 669 0 669

Paket Servis: (0 212) 669 77 88

ENZA HOME Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı’nda Enza Home, Yataş Grup’un yeni yaşam formları yaratmak için beğenilere sunduğu konsept markasıdır. Yemek odasından genç odasına, yatak çeşitlerinden, tekstil ve aksesuara kadar birbirinden geniş ürün yelpazesiyle hayatı şekillendiren Enza Home, farklı yaşam tarzlarını modern ve yenilikçi yaklaşımıyla evinize taşıyor. Farklı beğenilere seslenen alternatifler ve rahatlığın en doğal halini sunan yaşam çözümleri, ulaşılabilir tasarım anlayışıyla Enza Home, hayata fark katmak için sizi bekliyor. Enza Home, dünya çapındaki konsept mağaza anlayışıyla Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı’nda sizi yepyeni dünyalarla buluşmaya davet ediyor.

DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK

• İPEK • ÇİN • NEPAL

• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE

• STEP • BÜNYAN • ANTİK

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


48

SAĞLIK

Doğal Vitamin ve Mineral Kaynakları Neler? Daha sağlıklı bir yaşam için hayatımıza dahil etmemiz gereken doğal vitamin ve mineral kaynaklarını biliyor musunuz? Daha sağlıklı bir yaşam hepimizin ortak dileği… Buna ulaşmak için öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmek, hayatımızda sağlığımıza katkı sağlayacak sosyal ve fiziksel aktivitelere yer açmak; doğru zamanda doğru vitamin ve mineral içeriklere sahip besinleri tüketmek gerekiyor. Hayatımıza dahil etmemiz gereken vitamin ve mineraller için tüketmemiz gereken besinleri Hastane Derindere İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Gündüz’den öğrendik…

C Vitamini: Kemik, deri ve kaslarınızın sağlıklı büyümesine yardımcı olan C vitamini, yeşil yapraklı meyve ve sebzelerin yanı sıra çilek, brokoli, portakal ve greyfurt gibi besinlerde bulunur. C vitamini yönünden zengin olan portakal ve greyfurt suyu sanıldığının aksine soğuk algınlığını önlemez; ancak soğuk algınlığı belirtilerinin hafiflemesi ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.

A vitamini: Hayvansal kaynaklı gıdalarda yüksek oranda bulunur. Hücrelerin yaşlanmasıyla birlikte gözlerde oluşabilecek görme kayıplarını azaltmada iyi bir destektir. Ayrıca enfeksiyonlarla mücadele eden kırmızı kan hücrelerinin yapımında önemli bir rol oynar. Ancak gereğinden fazla tüketimi karaciğeri yorabilir. Hayvansal gıdaların yanı sıra tatlı patates, ıspanak ve diğer yeşillikler, süt ve süt ürünleri, somon gibi deniz ürünleri, portakalda bulunur.

B3 Vitamini (Niasin): Besinleri enerjiye dönüştürüp depolamanıza destek olan vitamin grubudur. Tavuk, hindi, somon ve yağsız etlerde bulunan B3 vitamini, cildi ve dokuları korur. B6 Vitamini: Vücudunuzda 100’den fazla farklı reaksiyonda rol oynayan B6 vitamini hakkında yapılan araştırmalar hafıza kaybı, kolorektal kanserler ve adet dönemi öncesi yaşanan problemlere karşı korunmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Muz, avokado, karpuz gibi yapraklı ve kök sebzeleri içeren birçok gıdada bulunan bu vitamin, aynı zamanda balık, kümes hayvanları ve yağsız ette de bulunur. B12 Vitamini: Vücudun enerjisini sağlamak için gıdaları parçalamasına yardımcı olan B12 vitamini yumurta ve tahıllarda bulunur.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

E vitamini: Antioksidan özelliği taşıyan E vitamini, hücrelerinizde sigara, hava kirliliği, güneş ışığının neden hücre hasarını azaltır, kan dolaşımına destek olur. Badem, fındık ve fıstık gibi ayçiçeği tohumları en iyi E vitamini kaynaklarıdır. Bunlara alerjiniz varsa, ayçiçeği yağı, ıspanak ve brokoli de ihtiyacınızı karşılamak için iyi birer alternatif olabilir. Folik asit: Anne adaylarının hamileliklerinin ilk 3 ayı boyunca olmazsa olmazı olan folik asit, DNA yapmaya ve spina bifida ve diğer beyin doğum kusurlarını önlemeye yardımcı olur. Kuşkonmaz, Brüksel lahanası, koyu yapraklı yeşillikler, portakal, fasulye, bezelye, mercimek gibi baklagiller folik asit bakımından zengindir.

B1 Vitamini (Tiamin): Tükettiğimiz besinlerin enerjiye dönüştürülmesine yardımcı olur. Fasulye, mercimek gibi baklagillerde yüksek oranda bulunan B1 vitamini, beyin hücrelerinin yapısını koruması için önemli rol oynar. Rutin beslenme programında bunlar yer aldığında yeterli ölçüde B1 vitamini tüketmiş olursunuz. Ancak hamile ve emziren kadınların bu vitamine biraz daha fazla ihtiyacı vardır. Diyabet hastası olanlarda B1 vitamini eksikliği görülür. B2 Vitamini (Riboflavin): Güne çok tahıllı ekmek, yumurta, maydanoz, dereotu gibi yeşillikler, süt ve süt ürünlerinden oluşan sağlıklı bir kahvaltıyla başlarsanız B2 vitamininden yeterince zengin beslenmiş olursunuz. Hücrelerin doğru çalışmasına yardımcı olan B2 vitamini aynı zamanda migreni önlemeye de yardımcı olur.

ülkemizde kadın ve erkeklerde %70-80 oranında D vitamini eksikliği karşımıza çıkmaktadır. Bebekler ve çocuklar, hamile ve emziren kadınlar, yaşlılar (65 yaş üstü), astım, alerji, diyabet gibi kronik hastalıkları olanlar özellikle hekim kontrolünde D vitamini takviyesi kullanmalıdırlar; ancak gereğinden fazlasının da zararlı olduğu unutulmamalıdır.

Demir: Demir seviyeniz düşük olduğunda vücudunuz yeterince sağlıklı kırmızı kan hücreleri yapamaz ve dokulara yeterince oksijen ulaşamaz. Hamile olan veya sık adet gören kadınlarda kanda yeterli miktarda demir olmadığı için anemi adı verilen kansızlık görülme ihtimali yüksektir. Fasulye, mercimek, karaciğer ve ıspanak ile demir seviyenizi koruyabilirsiniz.

Kalsiyum: Süt, peynir, yoğurt ve diğer süt ürünlerini yanı sıra lahana ve brokoli gibi yeşil sebzelerde de bulunan kalsiyum kemik ve dişlerinizin yapı taşını oluşturur. Kalsiyum ihtiyacınız yaş ve cinsiyete göre değiştiği için bu konuda hekiminize danışarak gerekli tetkiklerinizi yaptırdıktan sonra takviye alabilirsiniz. Krom: Kan şekeri seviyenizi sabit tutmaya yardımcı olduğuna inanılan bu minerali, brokoli, sarımsak gibi besinleri tüketerek kazanabilirsiniz. Kilo vermenize yardımcı olacağını taahhüt eden krom takviyeleri görebilirsiniz; ancak bu iddiaları desteklemek için bilimsel bir delil yoktur. D vitamini: Kemiklerinizi güçlendirmesinin yanı sıra mikroplarla savaşta da sizin için iyi bir destekçidir. Güneşte ultraviyole ışınlarının yeterli olmadığı kuşakta yeterli D vitamini üretimi olmamakta D vitamini takviyesi önerilmektedir. Kişisel gözlemlerime göre

Magnezyum: Kan basıncı ve kan şekerinizi kontrol etmeye, proteinleri ve DNA’yı yapmaya ve yiyecekleri enerjiye dönüştürmeye yardımcı olur. Badem, kaju fıstığı, ıspanak, soya fasulyesi, avokado ve tahıllardan ihtiyacınız olan magnezyumu alabilirsiniz. Potasyum: Bilindiğinin aksine en iyi potasyum kaynağı muz değil; yeşil yapraklı sebzelerdir. Kan basıncını normal aralıkta tutmaya ve böbreklerinizin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Çok düşük veya çok yüksek potasyum seviyesi kalp ve sinir sisteminiz için problem yaratabilir. Selenyum: Eksikliği tırnak kırılması, bulantı ve sinirliliğe neden olan selenyum; enfeksiyonlarla savaşır ve tiroid bezinin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Et, ekmek ve yumurta iyi birer selenyum kaynağıdır. Çinko: Yaraların iyileşmesinde önemli rolü çinko, yaşlandıkça görünüşünüzü de korumanıza yardımcı olabilir. Susam ve balkabağı tohumları, nohut, mercimek gibi bitki kaynaklarının yanı sıra istiridye, sığır eti gibi hayvansal gıdalar da çinko içerir.


Özel günleriniz hiç bu kadar “ÖZEL” olmamıştı...

Garden&Cıty tüm kutlama ve anma günlerinizde Bahçeşehir ve Boğazköy’de sunduğu 2 farklı villa konsepti ile unutulmaz anlarınızı paylaşıyor. İster bizlerin önerdiği, ister sizlerle birlikte belirleyeceğimiz, süsleme, etkinlik programları ve menülerle çok özel anlarınıza ev sahipliği yapıyoruz. Doğum Günleri, Evlilik Yıl Dönümleri, Kına, Nişan Merasimleri ve hatta hatta Kadınlara Özel Toplantılar, Kalabalık Aile Yemekleri için size özel adresiniz... Ayrıca her iki mekanımız bahçeli olup gün içerisinde kafe hizmeti de sunmaktadır...

Bahçeşehir Adresi Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir

Boğazköy Adresi Anadolu Caddesi, Bahçeşehir 2. Kısım Mahallesi, 34488 Boğazköy

T:(0212) 607 26 27 • 0532 352 97 10


50

SAĞLIK

Besinlerin Etiketleri

Nasıl Okunur? Hazır gıdalar aslında bize ‘her şeyi’ söylüyor. İşte 3 adımda besin etiketlerini doğru okuma yöntemi! Bilinçli bir gıda tüketicisi olmanın yolu besin etiketlerini doğru okumaktan geçiyor. Çünkü paketli gıdaların arkasında bulunan karışık etiketler, aslında bize içerikleri hakkında her şeyi söylüyor. Vücut dengemize uygun beslenmek için, bu etiketleri dikkatli okumak ve bizim için neyin faydalı neyin zararlı olduğunu belirlemek çok önemli. Peki, paketlerin arkasında yazanları anlamanın kolay bir yolu var mı? İşte, Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Diyetisyeni Alev Erkan’dan etiketleri doğru okuma tüyoları… 1- Porsiyon Miktarını Hesaplayın Besin etiketleri üzerinde yazan “100 gramda...”, “1 porsiyon (Örn: 30 g)”, “1 paket yaklaşık 2 porsiyon içerir” gibi ibareler çok önemli. Genellikle birçok besin etiketinde “100 gramda” ve “1 porsiyon” ibareleri yer alıyor. Bu nedenle alınan ürünün kaç porsiyon olduğunu bilmek ve ona göre tüketmek için ilk iki ibareyi iyi anlamak gerekiyor. Örneğin; aldığınız tuzlu bir biskü-

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

vinin etiketinde, 100 gram içeriğindeki tuz belirtiliyor ve siz günlük tuz alım miktarınıza uygun olduğunu düşünüyorsunuz. Fakat bu bisküvinin paketi 200 gram ise ve tamamını tükettiyseniz, iki katı kadar tuz almış olursunuz. Dolayısıyla besin etiketinde verilen miktar ile sizin tükettiğiniz miktarı eşlemek, etiketi doğru yorumlayabilmenin en önemli koşulu. 2- Kalori Kontrolü Yapın Yapılan çalışmalar, besinleri satın alırken kalori kontrolü yapanların gün içinde daha az kalori aldığını ve sağlıklı besinlere daha çok yöneldiğini gösteriyor. Ürünü satın alırken kalori kontrolü yapmak kişiyi obezite başta olmak üzere birçok kronik hastalığa karşı koruyor. Ancak kalori kontrolünü yaparken tüketilen miktar ile eşleme yapmak önemli. Örneğin; 100 kalorilik bir mini kekten 3 adet yendiğinde bir akşam yemeğine eş kalori alınmış oluyor. Bununla birlikte “light” ibaresi olan gıdaların nasılsa az kalorili

diyerek fazla tüketilmesi de son derece zararlı. Light ürün olması kalori içermediği ve sınırsız tüketilebileceği anlamına gelmiyor. Kontrolsüz tüketildiğinde gereksiz enerji alımına neden olabiliyor. 3- “Azalt-Artır-Dengele” Hesabı Yapın Besin etiketinde yazan içeriklerin yorumlanmasını kapsayan üçüncü adım ise “azaltma – artırma ve dengeleme” hesabı. Etiketlerin üzerindeki ibarelere göre azaltılması, artırılması ve dengelenmesi gereken içerikleri şöyle: Azaltın Doymuş yağ: Fazla doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları, obezite ve kanser riskini artırıyor. Bu nedenle 1 paket üründe 1 gramdan daha az doymuş yağ olması gerekiyor. Trans yağ: Trans yağ alımı arttıkça, kalp damar hastalıklarının görülme oranı yükseli-


51 yor. Alınan ürünlerin trans yağ içermemesine veya 1 paketinde en fazla 0,5 gram içermesine dikkat etmek önemli. Bu anlamda yapılacak en iyi tercih, trans yağ içermeyen ürünlerin tercih edilmesidir. Kolesterol: Kolesterol miktarı da başta kalp-damar sağlığı için minimum düzeyde olması gerekiyor. Bunun için paketinde 20 mg’dan daha az kolesterol içeren gıdaları tercih etmek gerekiyor. Tuz: Paketli gıdaların 100 gramında 1,25 gramdan fazla tuz içermemesi önemli. Çünkü fazla tuz alımı; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, felç, mide-bağırsak hastalıkları, kanser gibi kronik hastalıklara neden olabiliyor. Sodyum (Na): Tuzun bir bileşeni olan sodyum, başta hipertansiyon olmak üzere damar sağlığı ve böbrek sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip. Özellikle fazla tuz içeren kraker, tuzlu bisküviler, salça, zeytin, fazla tuz eklenmiş ekmekler, turşu, konserveler gibi salamura gıdalar fazla sodyum içeriyor. Tuz tüketiminde günlük olarak 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı) geçmemek gerekli. Paketteki gıdada ise 100 kalori başına 120 mg’dan fazla sodyum içeren ürünlerin tüketilmemesin öneriliyor. Ayrıca MSG diye geçen Monosodyumglutamat içerikli ürünleri de; gebe, emzikli, çocuk ve yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, felç, mide-bağırsak hastalıkları, böbrek hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıkları olan kişilerin tercih etmemesi gerekiyor. Şeker: Paketli bir ürünün her porsiyonunda en fazla 9 gram şeker bulunması gerekiyor. Şeker içeren gıdalara gün içinde sıkça yer vermek, insülin

hormonunun fazla salgılanmasına bu da damar harabiyeti ve karaciğer yağlanması gibi sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca paketli bir besindeki şeker içeriğinin etikette sadece şeker olarak bulunmadığını da unutmamak gerek. Etikette; yarı beyaz şeker, rafine şeker, şeker çözeltisi, invert şeker şurubu, glukoz şurubu, susuz dekstroz, fruktoz şurubu, mısır şurubu, maltoz şurubu ve ham kamış şekeri gibi ibareler de o üründe şeker olduğunun bir göstergesi. Bununla birlikte kutu içeceklerin de şeker ilaveli olduğunu ve abartıldığında alınması gereken günlük şeker miktarının çok üstüne çıkılmasına neden olabileceğini unutmamak gerekiyor. Bu nedenle sodanın sade ve meyve sularının “yüzde 100 doğal” ve “şeker ilavesiz” ibareli olması da çok önemli. Dengeleyin Karbonhidrat, protein ve yağ: Besin etiketi okurken karbonhidrat açısından eklenti şekeri az, bol lifli ve yağ açısından trans ve doymuş yağı az ürünleri seçmek, bu üç bileşenin dengeli bir şekilde alınmasını sağlıyor. Artırın Lif: Bağırsakların koruyucu kalkanı, kabızlık düşmanı lif, hazır besinlerde özellikle bisküvi, ekmek gibi tahıllı gıdalarda yer aldığından paketli ürünlerin liften zengin olmalarına özen göstermek gerekiyor. Bunun için 1 pakette 7 gr’dan fazla lif içeren besinler tercih edilmeli. Vitaminler- mineraller: Bu vitamin ve minerallerin alınmasında bir engel yoksa etiketinde A vitamini, C vitamini, B vitamini, potasyum, kalsiyum, demir yazan gıdaları tercih etmek sağlık açısından avantaj sağlıyor.

ye Dikkat! re a İb 3 u B i k e tt e Etik A’, ‘% Daily

RD k Değer’, ‘%GD’, ‘% satın aldığınız bir Genellikle ‘%Günlü • Yüzde işareti: ‘%’ olarak yer alan yüzde işareti, a ihtiyacın ne kadarını ) günlük ortalam Value’ veya sadece (örneğin kalsiyum üründeki değerin riyor. karşıladığını göste , başta ein türü olan glüten da bulunan bir prot te yol açarak, sindirim ve emilim ay ğd Bu : rir içe ssasiye • Glüten e, bazı kişilerde ha çölyak olmak üzer olabiliyor. n problemine nede rbonhidrat olan inde yer alan bir karahatsızlıklara yol ler ün ür t sü ve t i Sü • Laktoz içerir: e şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık gib esi gerekiyor. laktoz, bazı kişilerdilerin etiketteki bu ibareye dikkat etm açabildiğinden kiş

10 Yıldır Cep Telefonu Kullananlara

ü t Kö aber H

10 yıl ve üzerinde cep telefonu kullananlarda beyin tümörü oluşma riskinin yüksek olduğu saptandı. Cep telefonunu kullandığınız tarafta tümör oluşuyor! Yüksek gerilim hatları, baz istasyonları ve cep telefonları gibi kaynaklardan yayılan düşük enerjili elektromanyetik radyasyonun sağlık üzerine olan etkileri sürekli tartışma konusu olur. Bu sefer haberler kötü. Uzun dönem cep telefonu kullanılması ile beyin tümörü arasında toplumu yakından ilgilendiren bir ilişki saptandı. Ufuk Üniversitesi’nden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, 10 yıl ve üzerinde cep telefonu kullananlarda risk yüksek. Başınızın cep telefonunu kullanmayı tercih ettiğimiz tarafında iki kat daha fazla beyin tümörü olma olasılığı var. Prof. Dr. Ersin Erdoğan, “Bizim tecrübemizle de uyum sağlayacak şekilde uzun dönem cep telefonu kullanımı ile aynı tarafta beyin tümörü gelişme olasılığını düşündüren yeterli epidemiyolojik delilin varlığı ortaya konulmuştur” diyerek cebimizdeki tehlikeye dikkati çekiyor. 11 çalışma irdelenerek ulaşılan sonuçlar, uluslar arası saygınlığı olan “Surgical Neurology” isimli Beyin Cerrahisi dergisinde de yayınlandı.

Türkiye’de 23 Şubat 1994 tarihinden bu yana 23 yıldır cep telefonu kullanılıyor.

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


52

YAŞAM

Kadınlara Özgü

10

Özellİk Bilimsel olarak kanıtlanmış, kadınları erkeklere göre daha ‘gizemli ve sır dolu’ yapan 10 temel özellik!

B

ugüne dek ‘çözülemeyen’ bir bilmece, yerli yerine oturtulamamış bir puzzle misali, bitmeyen bir tartışmanın odağıdır kadın dünyası. Yıllarca erkekler tarafından ‘çok konuştukları hatta hiç susmadıkları’, yapılanları unutmadıkları, her şeyi gereğinden fazla kafaya taktıkları şeklinde etiketlenmeleri işten bile değildir. Peki onları ‘gizemli ve sır dolu’ yapan özelliklerinin altında yatan, bilimselliği kanıtlanmış, erkeklere göre baskın kılan unsurlar neler? Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, kadın kalbinin erkeklere göre daha hassas ve kırılgan olduğunu, aşırı stres ve üzüntünün tetiklediği kırık kalp hastalığının kadınlarda daha sık izlendiğini vurguluyor. Buna karşın kadın beyninin erkeklere göre ‘unutmamak’ konusunda açık ara önde olduğu da yine bilimsel olarak kanıtlanmış durumda! Doç. Dr. Ahmet Karabulut, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadınların erkeklerden farklı 10 ilginç özelliğini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Beyni unutmuyor Erkeklerin pek de hoşnut olmadığı bu özellik bilimsel olarak da kanıtlanmış. Kadınların hafızada daha çok olayı kaydettiği ve bu olayları erkeklere oranla daha

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

çabuk hatırladığı Norveç’ te yapılan bir araştırmada gösterilmiş durumda. Bunun nedeni net olmasa da, özellikle yüksek tansiyon ve damar sertliğine bağlı beyindeki yaşlanmanın erkeklerde daha çok olduğu tahmin ediliyor. Daha çok konuşuyor Bazı çalışmalar kadınların günlük kullandıkları kelime sayısının erkeklerle benzerlik gösterdiğini savunsa da, bütün dünyada yerleşmiş ‘kadınların daha çok konuştuğu’ öngörüsü halen geçerli. Özellikle toplum içinde kadınların erkeklere oranla daha çok konuştuğu ve yaklaşık 2,5 kat daha fazla kelime kullandığı saptanmış. Bu da kadınların sosyal ortamlara daha hızlı adapte olmalarını sağlıyor. Sebebi net anlaşılmamakla birlikte, özellikle duyguların kelimelere dökümünde, kadın beyninde daha büyük bir alanın fonksiyon gördüğü düşünülüyor. Daha kırılgan Kadın kalbinin kırılgan ve hassas yapısı bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda. Genelde aşırı stres ve üzüntünün tetiklediği kırık kalp hastalığı da kadınlarda daha sık izleniyor. Kadın kalbinin damarları daha ince ve büzüşmeye daha meyilli olduğundan hasara uğramış kadın kalbinin damarlarını tedavi etmek daha güç oluyor ve kalp krizi geçiren kadınlarda ölüm oranı erkeklere oranla daha


53

yüksek seyrediyor. Kadın kalbinin atım sayısı da daha fazla olduğundan çarpıntıya daha çok meyilli. Kalp krizine daha dayanıklı Erkeklerle karşılaştırıldığında kadın kalbinin damar hastalığı oluşum riskinde 10 yıllık fark var. Bunun temelinde kadınlık hormonunun koruyucu etkisi ve sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıkların daha az olmasının yattığı tahmin ediliyor. Ancak bu fark menopozdan sonra azalıyor. Ağrı eşiği daha yüksek Doç. Dr. Ahmet Karabulut “Kadınlardaki ağrı eşiğinin yüksek olması özellikle doğum sancılarına dayanabilmelerini sağlayan yapısal özelliklerden biri. Diğer taraftan ağrı eşiğinin yüksek olması ve ağrı yerinin tam seçilememesi özellikle kalp krizi geçiren kadınlarda tanı koyma güçlüğü getirebiliyor. Kalp krizinde; erkeklerde göğüs ağrısı ön planda iken, kadınlarda nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk, şişkinlik hissi ön plana çıkabiliyor” diyor. Hormonları bağımlılıktan koruyor Kadınların alkolik olma durumu erkeklere oranla oldukça düşük. Yapılan araştırmalarda alkol alımı sonrası kadınların beyninden haz hissi veren hormonların daha az salgılandığı gözlenmiş. Bu özellik, sigara kullanımının kadınlarda daha az olmasına da katkı sağlıyor. Madde bağımlılık riskini düşüren bu özellik diğer taraftan depresyon riskinin kadınlarda daha yüksek olmasına yol açıyor. Daha esnek Kadın vücudu erkeklere oranla daha esnek yapıya sahip oldukları gibi eklemlerinin hareketliliği de daha geniş. Vücuda kıvraklık kazandıran bu özellik aynı zamanda doğum olayının daha sorunsuz olmasını sağlıyor. Bununla birlikte, özellikle uzun ve zayıf kadınlarda kalp kapak yapısının daha gevşek olması ise daha sık çarpıntı şikayetlerine yol açabiliyor.

DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMAT GÜVENİLİR TEMİZLİK

• İPEK • ÇİN • NEPAL • DECO • YÖRÜK

• ŞAGE • KİLİM • BATTANİYE • YORGAN • MİLAS

• STEP • BÜNYAN • ANTİK • LADİK

Burnu daha fazla koku alıyor Kadın burnu çok daha hassas. Koku ayırt etmede kadınlar erkeklere oranla bir adım önde. Burunda bulunan kokuya duyarlı hücrelerin kadınlarda daha fazla olduğu yapılan çalışmalarda ispatlanmış. Parfümlere düşkünlük bu özellikten kaynaklanıyor olabilirken, yine kadınlar bu özellikleri sayesinde bozulmuş gıdaları daha çabuk fark ediyor. Bel yağlanması daha az Kadınlar yapı olarak bel bölgesinde yağ depolamaya daha az meyilli. Buna karşın, damar sertliği riskini azaltan bu özellik ne yazık ki kadınlarda obezite sıklığının artmasına bağlı olarak her geçen gün kayboluyor. Daha uzun yaşıyor Doç. Dr. Ahmet Karabulut “Normal yaşam beklentisi kadınlarda yaklaşık 5 yıl daha fazla. Buna sebep olarak kadınların kalp ve damar hastalıklarına daha az yakalanması, sosyal ilişkilerinin erkeklere oranla daha sağlam olması ve kişisel bakıma daha fazla dikkat etmeleri gösterilmektedir” diyor.

Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda Teslim Edilir.

HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR

(0212) 876 63 22

(0535) 206 41 38

Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 Beylikdüzü, İstanbul Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


54

GÜZELLİK

Emily DiDonato’dan

öğrendiğimiz en havalı

5 makyaj

Maybelline New York’un Marka Yüzü Emily DiDonato yaptığı her makyajı ile biz makyaj tutkunlarını kendine hayran bırakıyor. İrlanda-İtalya kökenli model, ombre dudak makyajlarından iddialı göz makyajlarına kadar denediği birçok makyaj stili ile bize ilham oluyor. Emily’nin en beğendiğimiz makyaj kombinlerini sana da ilham olması için bir araya getirdik. Bakalım önce hangisini denemek isteyeceksin! Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

Kanatlanan kirpikler + kırmızı dudaklar Tertemiz bir ten makyajını tamamlayan kanatlanan kirpikler, göz makyajı için yeterli; tüm odaksa kırmızı dudaklar. İyi haber: Emily’nin uzun ve hacimli kirpik görünümü için takma kirpik kullanmana gerek yok. Maybelline New York Falsies Push Up Angel Maskarayı deneyebilirsin. Bu maskara her bir kirpiğine hacim ve uzunluk verirken kirpiklerini dışa doğru açarak, Emily’ninki gibi gösterişli bir görünüm kazandıracak.


55 Buğulu bakışlar + nude dudaklar Buğulu göz makyajı Emily’nin masmavi gözlerini harika bir biçimde vurgulamış. Nude dudakları ve bronz teni ise bu göz makyajı ile kusursuz bir uyum yakalamış. Emily’nin göz makyajını elde etmek için nude tonlarda bir far paleti ve siyah bir göz kalemi yeterli olacaktır. Maybelline New York 24K Nudes far paletindeki füme tonunu ve Maybelline New York Master Drama Khol siyah göz kalemini kullanabilirsin. Dudak makyajı içinse önerimiz pek çok makyaj tutkunun da favorisi olan Maybelline New York Color Sensational 930 Nude Embrace! Mat ten + mat dudaklar Geçtiğimiz senenin iki büyük makyaj trendi, mat pürüzsüz bir ten ve mat dudaklar bu sezonda da yükselişte! Üstelik bu iki trendi aynı anda uygulayınca da Emily gibi kusursuz bir makyaj stiline imza atabilirsin. Mat bir fondöten yardımıyla ten rengini eşitle, dudaklarında ise kahve tonlarında mat bir ruj kullan. Bizim önerimiz Maybelline New York Fit Me Matte fondöten ve Maybelline New York Color Sensational 986 Melted Chocolate! Minimal makyaj + koyu dudaklar Bizi koyu bir ruj sürebilmek için yüreklendiren Emily DiDonato, tek bir dokunuşta iddialı bir görünümün nasıl elde edilebileceğinin dersini veriyor. Ten rengini fondöteninle eşitledikten sonra ince bir kuyruklu eyeliner çek. Siyah maskaranı cömertçe uygula. Seçtiğin koyu rujunu dudaklarına dikkatlice sür. Maybelline New York Color Sensational 975 Divine Wine rengini kullanabilirsin.

Kuyruklu eyeliner + ombre dudaklar Kuyruklu eyeliner denilince aklına kırmızı veya nude rujunun geldiğine eminiz. Peki ya pembe ombre dudaklara ne dersin? Emily’nin makyajından ilham almak için açık pembe mat rujunla dudaklarını çerçevele, daha koyu bir pembe tonu ile dudaklarının içini doldur. Maybelline New York Color Sensational 942 Blushing Pout rengini deneyebilirsin.

Önce hangisini deneyeceksin?

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


56

GÜZELLİK

Çok Sevdikleri Saçları İçin Her Kadının Bilmesi Gereken

13 İpucu

Kadınların çok sevdiği, şekilden şekle soktuğu, bakımlardan bakım beğendiği saçları için çok güzel hileler var.

Bazıları kabarıklığa çözüm, bazılarıysa kolay şekil verebilmek için. İşte o hilelerden bazıları...

4. Saç kurutma makinesinin sıcak fonksiyonunu kullanırsanız sıcak ve kuru saçlarınız olur, soğuk seçeceği de saçlarınızı kurutacaktır. Ayrıca ısı işleminin saçınıza verdiği zararı da vermeyecek.

1. Saçınızı topladığınız zaman daha uzun görünsün istiyorsanız, yapabileceğiniz çok kolay bir model var. Saçımızı enine ikiye ayırıyoruz ve altı da üstü de simetrik olarak topluyoruz. Artık daha uzun gözükecek. 2. Beyazlarınızı ya da saçınızı ayırdığınız bölgedeki ayrımı görmek istemiyorsanız, saçınıza yakın bir renk far kullanarak, bu problemi çözebilirsiniz. 3. Beyazları kapamak için bir kolay yöntemimiz daha var. Rimelinizi dipten tarayarak, beyazlarınız boyunca uygularsanız, yıkanana kadar beyazlar elveda diyebilirsiniz. Bu yöntem o kadar pratik ki, saçlar için bile rimeller üretildi.

Bu işlemi yapmak için kullanılmamış bir diş fırçası da iş görür. 9. Saçlarınız sönükse, kurutma işlemini aşağıdan yukarıya yaparsanız, saçlarınız daha kabarık gözükecektir. 10. Tam tersi, saçlarınız kabarıksa ve buna bir dur demek istiyorsanız, bu sefer saçlarınızı yukardan aşağıya kurutmalı hatta bir tarakla işi kontrol altında tutmalısınız.

5. Yağlanma saçların en büyük problemi. Bebek pudrasıyla kalıcı olmasa da günü kurtarabilirsiniz. Saç diplerinize azıcık uygulayın ve bolca (beyazlık kaybolana kadar) yedirin. Kuru şampuanlarda aynı görevi görüyorlar ama pudradan daha pahalılar. Pudra kalıntısından kurtulmak için saç diplerinizi iyice arındırmayı unutmayın! 6. Düzleştiricinizi maşa gibi kullanarak, maşa ile yapılan saçlardan çok daha doğal sonuçlar elde edebilirsiniz. 7. Saçlarınızın kabarmasından şikayetçiyseniz, tarağınıza geçirdiğiniz bir ıslak mendille bu sorunu çözebilirsiniz. Kuruttuğunuz ıslak mendili tarağınızın dişlerine geçirin, sonuca siz bile inanamayacaksınız. Ayrıca bu yöntem saçlarınızın çok güzel kokmasını da

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017

sağlayacak. 8. Bebek saçlarınız ya da elektriklenen saçlarınız için saç spreyinizi bir fırçaya sıkıp, hafifçe bu saçların üstünden geçip, sabit durmalarını sağlayabilirsiniz.

11. Eğer düzgün bir topuz yapmak istiyorsanız ama topuz tokanız yoksa feda edeceğiniz temiz bir çorabınızı kullanarak aynı etkiyi yakalayabilirsiniz. 12. At kuyruğunuzun altına taktığınız 2 tel toka, onu destekleyerek daha dik durmasını sağlayacak. 13. Sadece at kuyruğu yaptığınız saçların ucuna maşa yaparsanız, çok daha doğal dalgalara sahip olabilirsiniz.


57

Lezzet ve Doğallık arayanlar için arayın gelsin...

Sipariş Hattı:

0541 669 0 669

Elegan ve günlük makyaj: Stella McCartney’nin çay partisine davetlisin Günlük güzellik Maggie Gyllenhaal, Lucy Liu ve Helena Christensen gibi yıldızlar senenin en havalı çay partisine McCartney’in tasarımlarını görmek için akın etti. Gün boyu McCartney’nin moda şovu devam ederken, dikkatimizi çeken yapılan makyajların da bir o kadar doğal olması oldu. Doğallığa olan tutkumuz bu kadar aşikarken, McCartney’in tercihine hayran kaldığımızı söyleyebiliriz! Parlayan bir cilt Makyajının gün boyu kalıcı olması ve pürüzsüz bir bazla makyaja başlamak için, cildine primer uygula. Uygulamadan önce primerı ellerin arasında ısıt ve yüzüne uyguladıktan sonra 2 ila 5 dakika arasında cildinin ürünü emmesini bekle. Hafif bir fondötenle cilt rengini eşitle. Makyaj fırçası yardımıyla ürünü yanaklarına, çenene, burnuna ve alnına dağıt. Kontur etkisi için, bronzerını güneşin normalde yüzünde ilk vurduğu noktalara (örneğin, alın ve yanaklar) uygula. Pembe allığını elmacık kemiklerinin üzerine uygulayarak ten makyajını tamamla. Işıldayan gözler Göz kapaklarını doğal bırakabilir veya şampanya rengi bir göz farını tercih edebilirsin. Kirpik kıvırıcısı yardımıyla kirpiklerini kıvır ve iki kat siyah maskaranı uygula. McCartney’in moda şovunda bazı modeller renkli maskarayı da tercih ettiler. Sen de denemek istersen, renkli maskarayı üst kirpiklerine uygula ve alt kirpiğini doğal bırak.

Günün her saati soğuk sandviç ve kahvaltı çeşitleri bulunmaktadır. Doğal Peynir Çeşitleri, Köy Tereyağı, Kaymak, Silivri Yoğurdu, Zeytin Çeşitleri, Zeytin Yağı, Gezen Tavuk Yumurtası Silivri'den Doğal Günlük Süt Silivri'den müşterileriyle doğal sütü buluşturan firmamız, doğal yapısı bozulmamış, katkı maddesi içermeyen sütü kapıya kadar servis hizmetiyle sizlere sunmaktadır. Satmış olduğumuz inek sütü günlük, doğal, taze, işlenmiş çiftlik sütüdür.

ambalajında 3 Lt. olarak müşterilerimize servis edilmektedir. El değmeden sağılmakta besin değeri kaybetmemesi için +4C soğutma tankında muhafazası sağlanmaktadır.

Çiftliğimiz Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ruhsatlıdır. Periyodik aralıklarla hayvan sağılığı kontrolleri yapılmaktadır. Tek kullanımlık kilitli kapalı

Son olarak... Aydınlatıcıyla, gözaltlarını ve dudak üstünü aydınlatarak ışıl ışıl bir makyaj elde et. Nude bir ruj dudak şeklini ortaya çıkarırken fresh ve pürüzsüz makyajınla harika bir uyum yakalayacak. Yaz günleri için daha iyi bir stil aklımıza gelmiyor bile!

Bahçeşehir Galeria No: 11

Yelpaze İstanbul / 1Nisan 2017


58

GÜZELLİK

Küçük gözlü kadınlar için 4 makyaj hilesi Eğer gözlerin birazcık küçükse, aslında herkesten çok da farklı göz makyajları yapmana gerek yok. Tabii büyük gözlülerden farklı olarak maskara göz kapağına daha sık bulaşıyor, eyeliner uygularken biraz sorun yaşıyor olabilirsin. Ama birkaç minik hile ile küçük gözlerinin daha büyük görünmesini sağlayabilirsin. Bu hileleri de tabii ki bizden öğrenebilirsin!

Hile 2: Belirgin kirpikler Kirpiklerin ne kadar uzun ve kıvrımlı görünürse, gözlerin de o kadar daha büyük görünebilir. Bizim bu konudaki favori maskaralarımızdan biri Nyx Double Stacked Maskara. 3 kısa adımda uygulanan bu maskara ve beyaz fibre maskarası ile kirpiklerinin görünümüne sen bile inanamayabilirsin!

Hile 1: Aydınlatıcı göz kalemleri kullan Tüm göz kalemleri siyah olmak zorunda değil! Artık açık, pastel tonlarda göz kalemlerimiz de var ve Nyx Faux Whites Eye Brightener göz kalemleri tam da küçük gözlülere göre! Lavantadan nane tonlarına, farklı pastel tonlara sahip bu göz kalemlerini göz pınarından itibaren kirpik diplerine uygulayarak daha aydınlık ve daha iri gözler elde edebilirsin.

Hile 3: Uygun eyeliner görünümünü bul Eyeliner uygulamanın zor olduğunu mu düşünüyorsun? Aslında doğru eyeliner ile bu çok kolay! Yumuşak ve esnek bir fırçası olan Nyx Epic Ink Liner’ı alt ve üst kirpik diplerine uygularken göz pınarından başlamak yerine, ortadan başlayarak uygularsan daha iri gözler elde edebilirsin.

Hile 4: Dumanlı göz makyajı Yoksa gözlerin küçük diye dumanlı göz makyajının sana uygun olmadığını mı düşünüyorsun? Aslında doğru tonlarla, doğru şekilde uyguladığında dumanlı bakışlar elde edebilirsin. Önce Nyx Perfect Filter Shadow Palette’in beyaz tonunu göz kapağına uygula. Ardından önce açık kahve tonunu göz kapağının dış kısmına ve katlanma noktasına, sonra da koyu kahve tonunu dış kısma uygulayıp far fırçanla iyice harmanla. Son olarak da maskara uygula. Dilersen eyeliner de uygulayarak daha iddialı bir görünüm elde edebilirsin. Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017


Nöbetçi Eczaneler 3. Cadde Eczanesi Armağan Eczanesi Bahçeşehir Aydın Eczanesi Bahçeşehir Eczanesi Boğazköy Eczanesi Defne Eczanesi Deniz Eczanesi Derman Eczanesi Dilek Öz Eczanesi Eczane Akbatı Eczane Filiz Elit Eczanesi Elvin Eczanesi Güngör Eczanesi İstanbul Eczanesi Kent Eczanesi Mavi Eczane Oksijen Eczanesi Şehir Eczanesi Şelale Eczanesi Su Eczanesi Yıldız Eczanesi

608 00 26 669 93 00 608 00 37 669 34 34 607 06 07 669 96 59 672 43 03 605 02 13 669 70 10 397 01 17 672 01 03 672 33 32 669 18 27 672 94 01 672 33 30 596 55 53 669 59 51 669 44 66 608 17 27 669 09 11 669 97 97 607 08 10

Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.

YTÜ ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ MEZUNUNDAN;

BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61 BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16 BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77 BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR YELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86 AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 63 60 ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLAR ESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00 ISI DAĞITIM 672 16 13 KENT YÖNETİMİ 672 11 62 TAKSİ 672 62 72 EĞİTİM KURUMLARI BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77 TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04 ÖZEL DERS VERENLER ARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38 NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25

Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86

Fransız Lisesi ve İstanbul Üniversitesi mezunu emekli öğretmenden

İlk, orta, lise seviyesinde

FRANSIZCA

Matematik, Geometri, Fen, Fizik ve İngilizce Özel Dersleri Verilir.

ders verilir.

ÇOK HESAPLIDIR.

İletişim: 0535 659 18 62 - 0212 669 91 72 Matematik ve Geometri Öğretmeninden

İlk, Orta ve Lise öğrencilerine

Matematik ve Geometri Dersleri verilir.

0505 450 5809

ETÜT MERKEZLERİ YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50 KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİS BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45 MİE PASTANESİ 669 05 89 EMLAKÇILAR ARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32 İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53 SU SERVİSİ GÜMÜŞ SU 444 78 44 KORUSU 669 00 13 - 672 20 30 TAŞDELEN SU 669 1 669 HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSAT BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25 SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİ POLA FITNESS CENTER 669 00 25 GİYİM ARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture (Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMA Mis Köpük Halı Yıkama 853 95 24 VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31 İŞLETME REHBERİ AKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97 AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33 AJANS YELPAZE 669 83 86

Her damacana siparişlerinizde

1/2 Lt’lik Pet Su Hediye

Abone olan herkese

Su Pompası Hediye

Delf sınavlarına çalıştırılır.

İletişim: 0532 323 41 66 İngilizce Öğretmeni bayandan

Üniversite hazırlık öğrencilerine ve ara sınıflara

İngilizce Dersleri verİlir.

0505 242 97 33


60

76D

146T

BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI)

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır bahçeşehir Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:15 05:30 05:40 05:48 05:56 06:04 06:12 06:20 06:28 06:36 06:44 06:52 07:00 07:10 07:20 07:32 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:55 21:20 21:40 22:05 22:30 21:15

05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 06:57 07:10 07:22 07:35 07:47 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:25 09:37 09:50 10:02 10:15 10:27 10:40 10:52 11:04 11:16 11:28 11:40 11:52 12:04 12:16 12:28 12:40 12:52 13:04 13:16 13:28 13:40 13:52 14:04 14:16 14:28 14:40 14:52 15:04 15:16 15:28 15:40 15:52 16:04 16:16 16:28 16:40 16:52 17:05 17:17 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00

PAZAR 05:50 06:10 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:02 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:42 13:54 14:06 14:18 14:30 14:42 14:54 15:06 15:18 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10

GÜMÜŞSÜYÜ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:28 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:32 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:35 22:55 23:15 23:35 23:55 00:10

21:30 21:50 22:10

07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:12 10:25 10:37 10:50 11:02 11:15 11:27 11:40 11:52 12:05 12:17 12:30 12:42 12:55 13:07 13:20 13:32 13:45 13:57 14:10 14:25 14:37 14:50 15:02 15:15 15:27 15:40 15:52 16:05 16:17 16:30 16:42 16:55 17:07 17:20 17:32 17:45 17:57 18:10 18:22 18:35 18:47 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45 00:00 00:20

PAZAR 07:45 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:02 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:42 16:54 17:06 17:18 17:30 17:42 17:54 18:06 18:18 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:40 00:00 00:20

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika

BOĞAZKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:20 05:40 05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:05 08:20 08:30 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:15 10:35 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:40 13:55 14:10 14:25 14:40 14:55 15:10 15:25 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:20 19:40 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00

Not: •Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. •OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER.

05:20 05:40 05:55 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:13 08:26 08:39 08:52 09:05 09:18 09:31 09:44 09:57 10:10 10:23 10:36 10:49 11:02 11:15 11:28 11:41 11:54 12:07 12:20 12:30 12:40 12:50 13:02 13:15 13:28 13:41 13:54 14:07 14:20 14:33 14:46 14:59 15:12 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:25 17:40 17:55 18:10 18:25 18:40 18:55 19:10 19:25 19:40 19:55 20:10 20:25 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00

E - 57 Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:10 A 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:10 A 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 X 17:20 17:50 X 18:20 18:50 19:20 19:50 20:20 X 20:50 21:20 X

06:15 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:15 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:15 15:40 16:05 16:30 X 17:00 17:25 X 17:50 18:15 18:45 19:15 19:45 X 20:15 20:45 X 21:15

PAZAR 07:00 07:30 08:00 X 08:30 09:00 X 09:30 10:00 10:30 11:00 11:30 X 12:00 12:30 X 13:00 13:30 14:00 14:30 15:00 X 15:30 16:00 X 16:30 17:00 17:30 18:00 18:30 X 19:00 19:30 X 20:00 20:35 21:10

PAZAR 05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:24 10:36 10:48 11:00 11:12 11:24 11:36 11:48 12:00 12:12 12:24 12:36 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:48 15:00 15:12 15:24 15:36 15:48 16:00 16:12 16:24 16:36 16:48 17:00 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:12 18:24 18:36 18:48 19:00 19:15 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:05

YENİKAPI MARMARAY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:00 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:25 07:40 07:55 20:40 20:55 21:10 21:25 21:40 21:55 22:10 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10

06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:20 07:35 07:50 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10

PAZAR 06:30 06:50 07:05 07:20 07:35 07:50 21:20 21:40 22:00 22:20 22:40 23:00 23:20 23:40 00:10

Not: •Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • SABAH İLK AKŞAM SON SERVİSLER HARİÇ BÜTÜN SERVİSLER RİNG ÇALIŞIR.

E - 58

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY ESENKENT Kalkış

146

BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 22:50

22:45

PAZAR 22:40

Not • Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • A İŞARETLİ SAATLER AQUA DALPINDEN HAREKET EDER X İŞARETLİ SAATLER ESENKENTISPARTAKULE BAKIRKÖYÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER BÜTÜN SERVİSLER RİNG ÇALIŞIR.

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖY

Gidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 06:02 06:10 K 06:30 X 06:45 K 07:10 X 07:30 A 08:05 08:35 09:10 09:40 X 10:25 11:05 X 11:40 12:15 12:50 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:40 17:10 X 17:45 18:20 X 19:00 19:45 20:30

06:00 06:15 K 06:40 X 06:55 K 07:20 X 07:45 08:30 09:10 09:50 X 10:30 11:05 X 11:40 12:15 12:45 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:45 X 17:20 17:55 X 18:30 19:05 19:40 20:15 X

PAZAR 07:00 08:00 08:50 X 09:40 10:30 X 11:20 12:10 13:00 13:45 X 14:30 15:15 X 16:00 16:45 17:30 18:15 X 19:00 19:45 X 20:30

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:00 07:35 x 08:10 x 08:45 09:20 x 09:55 10:30 11:05 11:40 x 12:20 13:00 x 13:35 14:10 14:45 15:20 x 15:55 16:30 x 17:05 17:35 18:05 18:40 19:10 x 19:45 20:15 x 20:50 21:25 22:00

07:10 07:45 08:20 x 08:55 09:30 x 10:05 10:40 11:15 11:50 x 12:25 13:00 x 13:35 14:10 14:45 15:20 x 15:55 16:30 x 17:05 17:40 18:15 18:50 x 19:25 20:00 x 20:35 21:10 21:45 22:10 x

PAZAR 09:30 10:30 11:20 x 12:10 13:00 x 13:50 14:30 15:10 15:50 x 16:30 17:10 x 17:50 18:30 19:10 19:50 x 20:30 21:15 x 22:00

Not • Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • X İŞARETLİ SAATLER ESENKENT ISPARTAKULE M.KÖY ÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER A İŞARETLİ SAATLER AQUA DALPINDEN HAREKET EDER

76E

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika

BOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 04:50 05:00 05:10 05:20 05:33 05:42 05:55 06:01 06:08 06:20 06:27 06:34 06:41 06:48 06:55 07:02 07:10 07:18 07:26 07:34 07:42 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:05 09:16 09:30 09:41 09:53 10:05 10:16 10:27 10:39 10:50 11:02 11:14 11:26 11:38 11:50 12:02 12:14 12:26 12:38 12:50 13:01 13:12 13:23 13:34 13:50 14:02 14:15 14:26 14:37 14:50 15:00 15:10 15:20 15:30 15:40 15:50 16:01 16:12 16:24 16:35 16:46 16:57 17:08 17:18 17:28 17:38 17:48 18:00 18:15 18:27 18:40 18:52 19:05 19:20 19:32 19:44 19:56 20:05 20:20 20:35 20:50 21:05 21:20 21:35 21:50 22:05 22:25 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15

04:50 05:00 05:10 05:21 05:32 05:43 05:54 06:05 06:15 06:25 06:35 06:42 06:48 07:00 07:06 07:12 07:18 07:24 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:25 10:38 10:51 11:04 11:17 11:30 11:43 11:56 12:09 12:22 12:35 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:49 15:02 15:15 15:28 15:41 15:54 16:07 16:20 16:33 16:46 16:59 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:13 18:26 18:39 18:52 19:05 19:18 19:31 19:44 19:55 20:08 20:21 20:34 20:47 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:20

PAZAR 05:00 05:10 05:20 05:30 05:40 05:50 06:00 06:10 06:20 06:30 06:40 06:50 07:00 07:07 07:14 07:22 07:30 07:40 07:50 08:00 08:10 08:20 08:30 08:40 08:50 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:25 10:38 10:51 11:04 11:17 11:30 11:43 11:56 12:09 12:22 12:35 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:49 15:02 15:15 15:28 15:41 15:54 16:07 16:20 16:33 16:46 16:59 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:12 18:24 18:36 18:48 19:01 19:14 19:27 19:40 19:53 20:06 20:19 20:32 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:20 22:00 22:15 22:30 22:45

BAKIRKÖY Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 06:10 23:10 23:20 23:30 23:45 00:00

PAZAR

06:10 23:30 23:45 00:00

23:30 23:45 00:00

Not •Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. • BÜTÜN SERVİSLER RİNG ÇALIŞIR.

Yelpaze İstanbul / 10 Nisan 2017 NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.

BOĞAZKÖY MH BAHÇEŞEHİR-TAKSİM(EKSPRES) Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır ESENKENT Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 05:50 X 06:10 K 06:20 06:45 K 07:00 X 07:20 07:40 08:00 X 08:20 08:45 X 09:15 09:45 10:10 10:35 X 11:00 11:25 11:50 X 12:15 12:40 13:05 X 13:30 13:55 14:20 14:45 X 15:10 15:35 16:00 X 16:25 16:55 X 17:25 17:55 18:25 19:00 X 19:40 20:20 21:00 X 20:30

05:50 X 06:10 K 06:20 06:45 K 07:00 X 07:20 07:40 08:00 X 08:20 08:45 09:15 X 09:45 10:10 10:35 11:00 X 11:25 11:50 12:15 X 12:40 13:05 13:30 X 13:55 14:20 14:45 15:10 X 15:35 16:00 16:25 X 16:50 17:15 17:40 X 18:05 18:30 19:00 19:30 X 20:00

PAZAR 07:00 X 07:30 08:00 08:30 09:00 X 09:30 10:00 10:30 X 11:00 X 11:30 12:00 12:25 12:50 X 13:15 13:40 14:05 X 14:30 X 14:55 15:20 15:45 16:10 X 16:35 17:00 17:30 X 18:00 X 18:30 19:00 19:30 20:00 X 20:30 21:00 21:30 X

20:30 21:00 X Not:

TAKSİM Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ 07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:50 19:20 19:55 20:30 21:05 21:40 22:20 23:00 22:30

07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:45 19:10 19:35 20:00 20:30 21:00 21:30 22:00 23:00

PAZAR 08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:15 16:45 17:15 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00

•Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. •‘X’ İŞARETLİ SAATLERDE ISPARTAKULE’YE GİRMEZ EKSPRES GİDER. •‘’K’ İŞARETLİ SAATLERDE KİPTAŞ 3. ETAPTAN HAREKET EDER.

MK15 BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METRO Gidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika

BOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

İŞ GÜNÜ C.TESİ

PAZAR

06:00

06:00

07:00

06:50

06:50

07:50

06:25

06:30

08:40

07:25

07:30

09:30

06:50

07:10

09:30

08:00

08:10

10:30

07:10

07:45

10:30

08:30

08:50

11:30

07:50

08:30

11:30

09:40

09:40

12:30

08:30

09:00

12:30

10:50

11:10

13:30

09:05

10:00

13:30

12:00

12:00

14:30

09:50

10:50

14:30

13:10

13:30

15:30

10:50

12:15

15:30

15:30

15:50

16:30

12:05

13:10

16:30

16:05

16:50

17:30

13:05

14:40

17:30

16:40

18:05

18:30

14:20

17:00

18:30

17:15

18:35

19:30

16:40

18:00

19:30

17:50

19:10

20:30

17:15

19:10

20:20

18:25

20:20

21:10

17:50

19:40

21:20

18:55

20:45

22:20

18:25

20:10

23:20

19:30

22:25

00:25

19:00

21:40

20:10

00:20

19:30

23:10

21:50

20:00 Not: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir.


afiş reklam videosu

insert dağıtımı TOPLU SMS GÖNDERiMi

kurumsal kimlik

Broşür / Katalog

logo tasarımı

indoor ve outdoor tasarımları

ARAÇ GiYDiRME

e-bülten DERGi iLANI

advertorial ilan www.yelpazeistanbul.com

facebook/ajansyelpaze

twitter/ajansyelpaze

Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 83 86



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.