İÜ Orman Fakültesi Orman Endüstri Müh. Böl. 1998 Yıllığı - Yonga 98

Page 1





İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ

ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 1998 YILLIĞI

8 9 A-

G N YO 1


2


3


TARİHÇE Orman Fakültesi en eski ve en büyük ormancı- lık ve Madencilik Okulu” olarak 1893’e kadar lık okullarından birisidir. Ayrıca geniş kapsam- devam etmiştir. Daha sonra Ormancılık Bölülı akademik programlarıyla Orman Mühendis- mü ayn bir branş olarak 1903’e kadar eğitim liği, Orman Endüstri Mühendisliği, Peyzaj Mi- programına devam etmiş ve 27 Haziran 1910 marlığı ve Planlaması Bölümleriyle eğitim ha- yılında Orman Mektebi Alisi adı altında Oryatına devam ederken, insanoğlunun yaşadığı mancılık Eğitim Enstitüsü olarak açılmıştır. çevresini, hem biyolojik, hem de sosyal açıdan 1917 yılında Almanya’daki Ormancılık Okulinceleyen, düzenleyen ve koruyan bilim dalla- ları örnek alınarak eğitim süresi 3 yıla çıkarılrıyla bilimsel hayatını sür-

mıştır. Cumhuriyetin ilanı-

dürmektedir.

İstanbul Bahçeköy’de yer

Almanya’dan gelen öğre-

alan Orman Fakültesi asıl

tim üyeleri sayesinde eği-

İstanbul Üniversitesi kam-

tim gelişmiş ve 1933 yılın-

püsünden yaklaşık 20 km.

daki reformlar sonucunda

uzaktadır. Ancak Orman

Ankara

Fakültesi Kampüsü, yakla-

Enstitüsü’ne bağlanarak fa-

şık 5000 hektarlık bir alam

külte haline gelmiştir. 1935

kaplayan eğitim ve araştır-

yılında da eğitim süresi 4

ma için emsalsiz bir mekân

yıla çıkarılmıştır.

olan Belgrad Ormanı’nın

1948

hemen yanında yer alma-

Üniversitesi’ne bağlanan

sıyla bünyesinde barındır-

Orman Fakültesi, 1922 yı-

dığı öğrencilerine ve fakül-

lına

te üyelerine büyük olanak-

Sultanahmet’te, Akbıyık’ta,

lar sağlamaktadır. İlk or-

Sarıyer’de,

izleyen

yıllarda

Yüksek

yılında

kadar

Ziraat

İstanbul

sırasıyla Hozorloğlu

mancılık eğitimi 1857 yılında Fransız Orman- Konağı’nda, Bahçeköy’deki binalarda, Hasancı Loçis Tassy tarafından İstanbul’da Ormancı- paşa Köşkündeki binalarda eğitim ve öğretime lık Okulu’nun kurulmasıyla başlamıştır. Bu devam etmiş ve en son tekrar Bahçeköy’deki okul 1880’e kadar 2 yıllık ormancılık eğitimi binalarda üç bölüm (Orman Mühendisliği vermekteydi. Daha sonra temel bilimlerle bir- Orman Endüstri Mühendisliği - Peyzaj Mimarlikte madencilik konularının verildiği 2 yıllık lığı) olarak eğitime ve öğretime devam etmekeğitimin de eklenmesiyle program “Ormancı- tedir. 4


DEKAN VE DEKAN YARDIMCILARI

Prof. Dr. Melih BOYDAK DEKAN

Prof. Dr. Tahsin AKALP DEKAN YARDIMCISI

Prof. Dr. Kadir ERDİN DEKAN YARDIMCISI 5


YONGA 98

FAKÜLTEMİZDEKİ ANABİLİM DALLARI ve KISALTMALARI Orman Biyolojisi ve Odun Koruma Ana Bilim Dalı............... O.B. ve O.K. ABD Odun Mekaniği ve Teknolojisi Anabilim Dalı........................... O.M. ve T. ABD Orman Endüstri Makinaları ve İşletmesi Anabilim Dalı .......... O.E.M. ve İ. ABD Orman Ürünleri Kimyası Anabilim Dalı.......................................... O.Ü.K. ABD Orman Botaniği Anabilim Dalı........................................................... O.B. ABD Silvikültür Anabilim Dalı . ...................................................................S.K. ABD Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı.......................... O.E. ve K. ABD Orman Amenajmanı Anabilim Dalı................................................... O.A. ABD Orman İnşaatı ve Transportu Anabilim Dalı.................................O.İ. ve T. ABD Ölçme Bilgisi ve Kadastro Anabilim Dalı....................................Ö.B. ve K ABN Toprak ilmi ve Ekolojisi Anabilim Dalı......................................... T.İ. ve E. ABD Orman Hasılatı ve Biyometri Anabilim Dalı . ........................... O.H. ve B. ABD Havza Amenajmanı Anabilim Dalı.................................................... H.A. ABD Ormancılık Ekonomisi Anabilim Dalı.................................................. O.E. ABD Ormancılık Yönetimi ve Politikası Anabilim Dalı.........................O.P. ve Y ABD Ormamlık Hukuku Anabilim Dalı...................................................... O.H. ABD Bitki Meteryali ve Yetiştirme Tekniği Anabilim Dalı ................B.M. ve Y.T. ABD Peyzaj Planlama ve Tasarım Anabilim Dalı ..................................P.P. ve T- ABD Peyzaj Teknikleri Anabilim Dalı............................................................PT- ABD 6


ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ

Prof. Dr. Nurgün ERDİN O.B. ve O.K. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Yener GÖKER O.M. ve T. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Ahmet KURTOĞLU O.E.M. ve İ. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Mellkşah YILDIRIM O.E.M. ve İ. ABD

Prof. Dr. Turan TANK O.Ü.K. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Erol GÖKSEL O.Ü.K. ABD

Prof. Dr. Güneş UÇAR O.Ü.K. ABD

Prof. Dr. Gökhan ELİÇİN O.B. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. İsmet ŞANLI O.B. ABD

Prof. Dr. Asuman EFE O.B. ABD

Prof. Dr. Tolgay ODABAŞI S.K. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Melih BOYDAK S.K. ABD

Prof. Dr. Hüseyin AKSOY S.K. ABD

Prof. Dr. Ferhat BOZKUŞ S.K. ABD

Prof. Dr. Ünal ALPTEKİN S.K. ABD

Prof. Dr. Erdal SELMİ O.E. ve K. ABD

7


ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ

Prof. Dr. Ünal ASAN O.A. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Turgay AYKUT O.İ. ve T. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Ertuğrul GÖRECELİOĞLU O.i. ve T. ABD

Prof. Dr. Ö. Bülent SEÇKİN O.i. ve T. ABD

Prof. Dr. Kadir ERDİN O.B. ve K. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Tahsin AKALP O.H. ve ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Ömer SARAÇOĞLU O.H. ve B. ABD

Prof. Dr. Necdet ÖZYUVACI H.A. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Süleyman ÖZHAN H.A. ABD

Prof. Dr. Ahmet HIZAL H.A. ABD

Prof. Dr. Kamil ŞENGÖNÜL H.A. ABD

Prof. Dr. Uçkun GERAY O.E. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Aytuğ AKESEN O.P. ve Y. ABD

Prof. Dr. Abdi EKİZOĞLU O.P. ve Y. ABD

Prof. Dr. Ertuğrul ACUN O.H. ABD BAŞKANI

Prof. Dr. Sedat AYANOĞLU O.H. ABD

8


ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ

Prof. Dr. Yalçın ÖZGEN B.M. ve Y. ABD

Prof. Dr. Yahya AYAŞLIGİL B.M. ve Y. ABD BAŞKANI

Doç. Dr. Nusret AS O.M. ve T. ABD

Doç. Dr. Ercan TANRITANIR O.E.M. ve i. ABD

Doç. Dr. Hüseyin KOÇ O.E.M. ve i. ABD

Doç. Dr. Bahattin GÜRBOY O.Ü.K. ABD

Doç. Dr. Hüseyin DİRİK S.K. ABD

Doç. Dr. Gülen ÖZALP S.K. ABD

Doç. Dr. Ahmet YEŞİL O.B. ABD

Doç. Dr. Hüseyin E. ÇELİK D.i. ve T. ABD

Doç. Dr. Mesut HASDEMİR O.l. ve T. ABD

Doç. Dr. Ömer KARAÖZ T.l. ve E. ABD

Doç. Dr. Ahmet TÜRKER O.E. ABD

Doç. Dr. Hakan ALTINÇEKİÇ P.P. ve T. ABD BAŞKANI

Doç. Dr. Adnan UZUN P.T. ABD BAŞKANI

Yrd. Doç. Dr. Osman ENGÜR O.B. ve O.K. ABD

9


ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ

Yrd. Doç. Dr. Turgay AKBULUT O.M. ve T. ABD

Yrd. Doç. Dr. Ünal AKKEMİK O.B. ABD

Yrd. Doç. Dr. Adil ÇALIŞKAN S.K. ABD

Yrd. Doç. Dr. Ahmet HAKYEMEZ O.E. ve K. ABD

Yrd. Doç. Dr. Necmettin ŞENTÜRK O.i. ve T. ABD

Yrd. Doç. Dr. Ayhan KOÇ O.B. ve K. ABD

Yrd. Doç. Dr. Kenan OK O.E. ABD

Yrd. Doç. Dr. Nurgül ERDEM P.T. ABD

Dr. Tuncer DİLİK O.E.M. ve İ. ABD

Dr. Öznur ÖZDEN O.Ü.K. ABD

Dr. Mualla BALABAN O.Ü.K. ABD

Dr. Alper H. ÇOLAK S.K. ABD

Dr. Doğanay TOLUNAY T.İ. ve E. ABD

Dr. Serdar CARUS O.H. ve B. ABD

Dr. Cihan ERDÖNMEZ O.P. ve Y. ABD

10

Yrd. Doç. Dr. Ali KÜÇÜKOSMANOĞLU O.E.M. ve i. ABD


ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ

Dr. Yalçın KUVAN O.P. ve Y. ABD

Dr. Aynur AYDIN O.H. ABD

Ar. Gör. Nami KARTAL O.B. ve O.K. ABD

Ar. Gör. Dilek DOĞU O.B. ve O.K. ABD

Ar. Gör. Türker DÜNDAR O.M. ve T. ABD

Ar. Gör. Öner ÜNSAL O.M. ve T. ABD

Ar. Gör. Nadir AYRILMIŞ O.M. ve T. ABD

Ar. Gör. Ünsal ÖNER O.E.M. ve İ. ABD

Ar. Gör. E. Seda ERDİNLER O.E.M. ve İ. ABD

Ar. Gör. Mesut İNAN O.B. ABD

Ar. Gör. Aytekin ERTAŞ S.K. ABD

Ar. Gör. Mehmet ÇALIKOĞLU S.K. ABD

Ar. Gör Mustafa AVCI O.E. ve K. ABD

Ar. Gör. Meriç KUMBAŞLI O.E. ve K. ABD

Ar. Gör. Sinan DESTAN O.A. ABD

Ar. Gör. Murat DEMİR O.i. ve T. ABD

11


ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ

Ar. Gör. Tolga ÖZTÜRK O.İ. ve T. ABD

Ar. Gör. Hakan YENER Ö.B. ve K. ABD

Ar. Gör. Ender MAKİNACI T.i. ve E. ABD

Ar. Gör. Eyüp ATICI O.H. ve B. ABD

Ar. Gör. Ersel YILMAZ O.H. ve B. ABD

Ar. Gör. Halil GERÇEK H.A. ABD

Ar. Gör Yusuf SERENGİL H.A. ABD

Ar. Gör. Sultan BEKİROĞLU O.E. ABD

Ar. Gör. Aysel ULUS B.M. ve Y.T. ABD

Ar. Gör. K. Selim GÖNENSİN B.M. ve Y.T. ABD

Ar. Gör. İ. Müge ÖZGÜÇ P.P. ve T. ABD

Ar. Gör. Tülay AYAŞLIGİL P.P. ve T. ABD

Ar. Gör. Sanem ALTINÇEKİÇ P.P. ve T. ABD

Ar. Gör. Mine FANUSCU P.T. ABD

Ar. Gör. Sedat BEKİROĞLU P.T. ABD

Uzman. Orhan SEVGİ T.İ. ve E. ABD

12


YILLIK KOMİTESİ

GİRİŞ NİYETİNE Sonuçta bir yıllık işte... Birçoğu böyle söyleyecek eline alınca bu eseri. Ne emekler harcandı, ne mesailer tüketildi, ne diller döküldü, ne yollar aşıldı hiç bilemeyecekler. Bir sürü arkadaşımız inanmamıştı bu eserin meydana geleceğine. Ve işte eserimizi gururla uzatıyoruz buyrun balon diye ellere, ellerinize. Bu yıllık yeşil yıllarımızın hatıralar gergefinde “dur ne güzelsin” dediğimiz anlardan ördüğü, sihirkâr geçmiş tülünün... Kalplerimizi en ince duyuşlarda çırpındıran bir parçasının, her bakışımızda bizi o günlere götürecek, o günleri bize somutlaştırarak sunacak bir ilmeğidir. Bu yıllığın çıkarılmasında büyük desteklerini esirgemeyen özellikle “SÖZERLER” Fidanlığının değerli sahibi Ahmet Hakkı SÖZER’e ve diğer reklamını aldığımız kuruluşlara, “YEŞERİM MATBAACILIK” çalışanları ve genel yayın yönetmeni S.Metin AKAR’a, ayrıca resim ve yazılarıyla bu yıllığın oluşmasını sağlayan arkadaşlara, ‘Tulum Market”e; teşekkürlerimizi sunuyoruz. Tam dört aydır “Yarın sana para getireceğim” diyen can dostum Hakan’a, bayan ortaklarımız Emel ve Sabiha’ya ayrıca teşekkürlerimizi sunarken; yıllığımızın gecikmesinden ve yıllıkta olabilecek hatalardan dolayı şimdiden özür diliyoruz. Selam; Allah’a ve Rasulüne, Allah’ın ve Rasulünün getirdiklerine, Allah’ın ve Rasulünün istediği şekilde iman edenlerin üzerine olsun. Yıllık Komitesi Adına

Özkan KIRIMLI 13


ED‹TÖRDEN

KOCA MEŞE

senelik birliktelik ve daha ısınamadan ayrılış. Ayrılırken neler bırakmadık ki arkamızda. Laboratuarımızda ağaçlan kırdık, ezdik, ve hiç acıma duygusu yok içimizde. Çünkü bütün bunları hep araştırma görevlisi yaptı ve biz kırk kişi, hiç çıtımızı çıkarmadan (istisnalar müstesna) seyrettik. Bir kişi çıkıpta neden güzelim ağaçlan kınyorsun, yazıktır demedi. Başka bir araştırma görevlisi emprenye ediyoruz diye o kadar güzel kesilmiş ağaçlan zehirli suda boğdu da yine çıtımız çıkmadı. Sanki kurutuyoruz diye sıcak fırınlarda işkence edilen ağaçlar için çıtımız çıkmış gibi. Bütün bunlara hiç itiraz etmediğimiz gibi üstüne üstlük birde yardım ettik. Kısacası, ne “keresteci” demelerine aldırdık, ne “diplomalı marangoz”. Ne “kerestronik” ne de “”kalastronik” sözleri set oldu önümüze. Kemiklerimizi “yonga” ettiler, kanımızı tutkal. Her birimiz özgül ağırlıkları farklı birer levha oluverdik. Artık kimimiz formaldehit ayrışmasından dolayı parçalanacak, masif hayatına özlem bile duyabilecek. Kimimiz güzel desenli ağaç malzeme ile kaplanıp vitrinlere çıkacak. Kimimiz de daha dayanıklı “laminant”la kaplanacak. Ve hepsinin bir gün modası geçecek. Atılacaklar bir köşeye. “Kullanılamaz” mührünü yiyerek çürümeyi bekleyecekler. Devamlı çağıran ve ayırım yapmayan toprak bir gün herkesi çağıracak.

Koca meşe görkemli gövdesi altında, yüzyıllar öncesinden yıllık haklalarında biriktirdiği nadir dostluktan yapraklarının hışırtısı eşliğinde, biz bu günün çocuklarına armağan ederken, hiçte üzgün değil. Al “Koca Meşe”m bizi de sakla, gölgenin bayıltıcı hoşluğunda yaşadığımız dostlukları, alda sakla, yarının insanına güvenemiyorum. Belki yarının insanı göremeyecek, tadamayacak ve hissedemeyecek diye korkuyorum bu dostlukları.* Kimimiz çok çalıştıkta geldik, kimimiz karambol dedik. Hepimiz İstanbul’da Belgrat’ın koynuna mesken eyledik. Ve galiba seni sevdim “Orman Fakültesi”. Bunu senden uzak kaldığım zamanlar daha iyi anlıyorum. İstanbul... Kartpostallarda, televizyonlarda, kitaplarımda ve en önemlisi hep hayallerimde gezinen şehir. Filozofların, “Dünya büyük bir devlet olsa başşehri İstanbul olurdu” diyerek iltifatlarım gizleyemedikleri şehir. Sana kavuştum ama büyük kent, büyük gürültü, büyük kirlilik ve gözümde küçülen bir dünya... Sen (Orman Fak) sakın alınma! İstanbul’dasın fakat, yemyeşil bir ortam, pınl pırıl havanla farklısın İstanbul’dan. Sana ulaşmak için kıvrım kıvrım geçilen yollar, yolların kenarında insana tünelden geçiyormuş hissi veren iri gövdeli çınarlar, gökkuşağı “kemer”in altından geçmek ve sen... Ihlamur kokulan arasında yükünü boşaltıp hafifleyen hamal kıvamında giriyorum bahçene. Ve birdenbire dört yılımızı serpiştiriyoruz dört bir köşene. Ders sıralarına, tatbikat salonlarına, botanik bahçene, yemyeşil havuz misali çayırına, kantinine, en vefalı dostum yaşlı meşenin altına. Dört senelik tahsil, dört

Hakan KESKİN 14


YONGA 98 fen­di ak­l›­ma ge­li­yor. Ve duy­gu­la­r›­n› giz­le­yen, esp­ri­ler­le karş›­s›n­ da­ki­ni k›z­d›r­mak­tan zevk du­yan, de­¤er yar­g›­la­r› çok fark­l›, gi­yi­ mi­ne ve ba­k›­m›­na özen gös­te­ren, s›­n›­f›­m›­z›n başa­r›­l› ö¤­ren­ci­le­ rin­den bi­ri. Oku­lu­muz­da ol­du­¤u gi­bi, ha­ya­t›n bo­yu başa­r›­l› ol­man ümi­diy­le. Tüm mut­lu­luk­lar se­nin ol­sun. Y›l­lar son­ra bu ya­z›­y› oku­du­¤un­da lüt­fen bu ta­ri­hi ha­t›r­la. FA­RUK BÜ­YÜK Sem­pa­tik olan bu ar­ka­daş›­m›z­la 4 y›l sü­ren çok iyi bir ar­ka­ daşl›­¤›­m›z ol­du. Öz­dem, Emel, Se­vil ve Sa­bi­ha’y› ay­r› ay­r› gör­ mek çok zor­dur. Dost­lu­¤u­mu­zun te­me­lin­de GA­LA­TA­SA­RAY­LI ol­ma­s› yat­mak­ta­d›r. Bu k›z­la bi­le fut­bol­dan ko­nuşu­ruz. Şa­ka bir ta­ra­fa Sa­bi­ha ça­l›şkan­l›­¤› ve ze­ki­li­¤iy­le her­ke­sin dik­ka­ti­ni çek­ miştir. Uma­r›m bir gün Çam­l›­ca te­pe­si­ne gi­de­bi­li­riz! Ay­r›­ca her ko­nu­da özel­lik­le Pe­ga­sus için biz­le­ri des­tek­le­di­¤i­niz­den si­ze teşek­kü­rü bir borç bi­li­riz. Sa­na ha­ya­t›n bo­yun­ca başa­r› ve mut­lu­ luk­lar di­le­rim. FA­T‹H O∕UZ Sev­gi­li Sa­bi­ha Ar­ka­daş›m S›­n›f­ta­ki k›z­lar­la aram iyi de­¤il­dir. Ya­ni on­lar­la faz­la mu­hab­bet et­mem ama se­nin­le iyi mu­hab­be­ti­miz var. Ay­r› s›­n›f­ta ol­sak bi­le. Se­nin s›­cak­l›­¤›n, iyi ni­ye­tin se­nin­le olan ar­ka­daşl›­¤›­m›­z›n te­me­li­ ni oluştur­mak­ta­d›r. Na­s›l ama çok res­mi ol­du di­mi. Hep maç­la­ r›­m›­z› sey­ret­me­ye ge­lir­di­niz Ar­mi- Ar­mi di­ye te­za­hü­rat eder­di­ niz. O za­man çok mut­lu olur­dum. Hep böy­le s›­cak kal­mak di­le­¤iy­le ken­di­ne iyi da­man. AR­MA­∕AN ÇE­L‹K (Ça¤­lar­ca Kö­yü) 4 se­ne bo­yun­ca hep en kö­tü an­la­r›m­da ya­n›m­da olan ka­ra gü­nüm­de dos­tu, sa­mi­mi, men­fa­at ilişki­le­rin­den uzak, har­bi ye­gâ­ne ar­ka­daş›m Sa­bi­ha’y› ke­li­me­ler­le ifa­de ye­ter­siz ka­l›r. Be­nim bil­di­¤im, de­¤il Türk­çe di­¤er dil­ler bi­le s›­n›r­l›­d›r onu ta­n›t­ mak­ta. Onun­la mut­lu­luk­la­r›­m›­z›, üzün­tü­le­ri­mi­zi pay­laşt›k. Ki­mi za­man dost ki­mi za­man kar­deş ço­¤u za­man­da yol­daşt›k. 2 se­ne üst üs­te sta­ja be­ra­ber git­tik. Çok şey­ler yaşa­d›k, gör­dük ve ö¤­ren­ dik. Be­ra­ber gül­dük, uzun ge­ce­ler bo­yun­ca ko­nuşmak­tan uyu­ya­ ma­d›k sa­bah­la­d›k, be­ra­ber kay­bol­duk. ‹s­tan­bul da (ben da­ha çok kay­bol­dum, bu­nu ka­bul edi­yo­rum) Bur­sa da, Geb­ze de, K›b­r›s’ta, be­ra­ber a¤aç dik­tik ame­le gi­bi ça­l›şt›k, el­le­ri­miz su top­la­d› yor­ gun­luk­tan diz­le­ri­mi­zin ba­¤› çö­zül­dü. Be­ra­ber Ga­la­ta­sa­ray-Trab­ zons­por ma­ç›­na git­tik (ama sen ba­na sa­r›l­ma­d›n!) Be­ra­ber bi­lar­ do oy­na­d›k, ders ça­l›şt›k, bas­ket­bol oy­na­d›k, otos­top çek­tik, fo­to¤­raf çek­tir­dik, kork­tuk, alay et­tik, me­rak et­tik, yo­rum yap­t›k. Ne­re­dey­se ikiz gi­bi ol­duk de­sem ye­ri­dir (Ma­aşal­lah!) Sa­mi­mi dost­lar se­vi­lir can­dan Söz­de dos­tun var­sa uzak dur on­dan Hem iyi­lik hem kö­tü­lük ge­lir on­lar­dan Kişi ak­ra­n›n­dan azar de­mişler. O ka­dar çok şey­de yan ya­na-kol ko­lay­d›k ki ben­ce bir­çok kişi­ yi ya­n›lt­t›k ama bir şe­yi de is­pat­la­d›k ha­yat ar­ka­daşl›k­lar­la gü­zel an­lam­l›, he­le bir­de se­nin gi­bi bir ar­ka­daşla da­ha da de­¤er­li. Se­ni sen ol­du­¤un için se­ven ar­ka­daş›n Emel. Hak­k›­n› heb­let, yo­lun aç›k ve ba­na ya­k›n ol­sun. EMEL

0602940002

Sabiha HAYRAT Tel: 0542 - 427 03 98 Sa­bi­ha hiç tar­t›şma­s›z her za­man gö­rü­nü­mü­ne dik­kat eden, her za­man ba­k›m­l›, hoş ve gü­zel bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ko­nu özel­ lik­le saç­la­r› ol­du­¤un­da ye­ni­lik­le­re ol­duk­ça aç›k­t›r. Sa­bi­ha, o gü­zel sa­r› saç­la­r› ile meşhur­dur. Saç­la­r› yü­zün­den d›şa­r› ç›k­mak is­te­me­di­¤i du­rum­lar da ol­muştur. (Ha­t›r­l›­yor mu­sun ‹ne­göl’de Emel ile ben al›şve­rişe ç›­kar­ken sen ev­de kal­ma­y› ter­cih edi­yor­ dun. Eee sa­r› saç­la­r›n­dan sen so­rum­lu­sun, di­ye­cek başka şey bu­la­m›­yo­rum.) Sa­bi­ha se­nin­le 4 y›l­d›r be­ra­be­riz, fa­kat bu y›l çok da­ha ya­k›n­ laşt›­¤›­m›­z› düşü­nü­yo­rum, özel­lik­le son za­man­lar­da yaşa­d›­¤›­m›z or­tak şey­ler ve bu ko­nu­lar hak­k›n­da ko­nuştuk­la­r›­m›z­dan son­ra, şim­di­ye ka­dar se­nin bu ka­dar has­sas, in­ce düşü­nen, duy­gu­sal yö­nü­nü gö­re­me­di­¤i­mi far­ket­tim. Sev­gi­li Mü­hen­dis Ha­n›m, 4 y›­l› ac›­s›y­la, tat­l›­s›y­la bir­lik­te ge­çir­ dik, da­ha ni­ce 4 y›l­lar di­le­¤iy­le mut­lu­luk­lar... SE­V‹L SA­BέHA, ta­n›­mak­ta 2 se­ne geç kal­d›­¤›m bi­ri­dir. Ya­k›n­laşt›k­ça ne ka­dar iç­ten bir in­san ol­du­¤u­nu an­la­d›m. En be­lir­gin özel­li­¤i çok in­ce esp­ri­le­ri­dir. Ta­bi bir de sa­r› saç­la­r›. Bu­nun fay­da­la­r›­n› ben­de çok gör­müşüm­dür özel­lik­le yol­da. Çok gü­zel la­kap­lar bul­ma­s›y­la ün­lü­dür. Ko­lom­bo, Ya­la­ka, K-9 et­raf­ta en çok me­rak edi­len kişi­ler­dir. Sa­bi­ha’n›n ne­re­li ol­du­¤u­nu sa­k›n sor­ma­y›n çün­ kü an­lat­ma­s› çok uzun za­man al›r. Sert gö­rün­me­si­ne ra¤­men çok yu­muşak, iyi ni­yet­li bir in­san­d›r. Kim­sey­le k›r­g›n kal­mak is­te­mez. Ak›l­l› ve gi­rişken­dir. Onun­la soh­bet çok zevk­li­dir, özel­lik­le fut­bol bil­gi­si in­sa­n› şaş›r­t›r, iyi bir ta­raf­tar­d›r. Maç­lar­da be­nim­le te­za­hü­ rat ya­pan, tek kişi­dir. AKM ile il­gi­li ba­z› so­run­la­r› ol­sa bi­le sa­nat­ sal ko­nu­la­ra il­gi­si­ni kay­bet­me­yip so­run­la­r›­n› çöz­müştür. Gö­ren­ le­rin Ay Par­ça­s› de­di­¤i ar­ka­daş›­ma sa¤­l›k ve mut­lu­luk­lar di­li­yo­ rum. ÖZ­DEM Be­nim için Sa­bi­ha’y› an­lat­mak ina­n›n­ki çok zor ola­cak. Yi­ne de di­li­min dön­dü­¤ü ka­da­r› ile an­lat­ma­ya ça­l›şa­y›m. 2. s›­n›f­ta ta­n›şma im­kâ­n› bul­muş, on­dan son­ra sa­mi­mi­ye­ti­miz pe­kişmişti. Bu za­man zar­f› için­de Sa­bi­ha’y› düşün­dü­¤üm­de ilk ola­rak çok aç›k söz­lü, dü­rüst, ken­di­si­ne çiz­di­¤i çiz­gi­den ke­sin­lik­le d›şa­r›­ya ç›k­ma­yan, isa­bet­li ka­rar­lar ala­bi­len, çev­re­si­ne say­g›­l› bir ha­n›­me­ 15


YONGA 98

0602940004 0602940012

Mustafa TOLLU

M.Özgür KUŞÇUOĞLU

Ad­res: Ka­ra­ca­hacılı Kö­yü No:54 Ye­nişe­hir / Mer­sin Tel: 0324 -483 60 93

En sev­di­¤im ar­ka­daşlar­dan bi­ri­si­dir. Fut­bol oy­nar­ken de­fans­ta­ ki ka­der ar­ka­daş›m­d›r. (Be­ra­ber ye­di­¤i­miz gol­le­rin had­di he­sa­b› yok) S›­n›f­ta her­ke­sin nu­ma­ra­s›­n› ez­be­re bi­lir. Yok­la­ma­lar­da­ki üs­tün per­for­man­s›n­dan do­la­y› no­bel ödü­lü sa­hi­bi­dir. Çi­ko­la­ta renk­li ar­ka­daş›­m›z Mus­ta­fa 4 y›l bo­yun­ca hiç kim­sey­ le tar­t›şma­m›şt›r. Ses­siz, sa­kin ha­li­nin al­t›n­da çok neşe­li, duy­gu­lu ve mert bir kişi­li­¤e sa­hip­tir. Hiç ders ça­l›şma­dan ve kop­ya çek­me­den bir­çok der­si geç­ti­¤i­ ne şa­hi­dim. Onun bu k›v­rak ze­kâ­s›­na hay­ra­n›m. Mus­ta­fa’yla sa­de­ce 4 y›l de­¤il ni­ce y›l­lar be­ra­ber ola­ca­¤›m­dan emi­nim. Mus­ ta­fa’ya uzun y›l­lar başa­r›­n›n ya­n›n­da hu­zur­lu ve mut­lu ol­ma­s›­n› di­le­rim. AB­DUL­LAH ÖR­GÜN Mü­te­bes­sim, sa­mi­mi ve ca­na­ya­k›n olan kar­deşi­miz sa­mi­mi bir inanç­la fa­kül­te­mi­zin sa­kin­lik­le­rin­den ve ta­bi­at gü­zel­lik­le­rin­den zi­ya­de na­si­bi­ni al­m›ş. Bo­yu­nun ve ki­lo­su­nun uy­gun­lu­¤u ne­de­ni ile, her­hal­de fa­kül­te­miz­de ve­li efen­di­den Jo­key’lik tek­li­fi alan ilk ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ar­ka­daş›­m›z ara­m›z­da Çin­li­le­re ben­ze­me­siy­le bi­li­nir. Hat­ta o ka­dar çok ben­zer ki ‹s­tik­lâl­de ge­zer­ken karş›­laşt›­¤› Çin­li tu­rist­ler onu da ken­di mil­let­le­rin­den zan­ne­de­rek Çin­ce so­ru sor­muşlar. Ar­ka­daş›­m›z da ga­yet fe­sih bir çin­cey­le! so­ru­la­r›­n› ce­vap­la­m›ş ta­bii ki. ‹le­ri­de çin­li soy­daşla­r›y­la ya­pa­ca­¤› ti­ca­ret­te başa­r›­la­r›­n› te­men­ni eder sa¤­l›k mut­lu­luk ve afi­yet di­le­rim. M. BEY­DO­∕AN Mus­ta­fa sa­n›­r›m s›­n›­f›n en ses­siz si­ma­la­r›n­dan bi­ri ola­rak ha­t›r­ la­na­cak­t›r. An­cak sa­mi­mi ol­ma f›r­sa­t›nm ol­du­¤u için ken­di­mi şans­l› say­d›­¤›­m› iti­raf et­me­li­yim. Mus­ta­fa’y› keşfet­tik­çe ne gi­zem do­lu bir ka­rak­te­ri ol­du­¤u­nu gö­rü­yor­su­nuz. Ve­fa­l› bir dost, can­ dan bir ar­ka­daş olan Mus­ta­fa’y› unut­mak bir ya­na ha­t›r­la­ma­mak için ça­ba sarf et­mem ge­re­kir. Kü­tüp­ha­ne­mi süs­le­yen ki­tap­la­ra olan kat­k›­s› be­nim için unu­ tul­maz bir jest­ti. Bir­lik­te ge­çir­di­¤i­miz za­ma­n›n yaşa­d›k­la­r›­m›­z›n an›­s› ina­n›­yo­rum ki her iki­mi­zin de bey­ni­ne si­lin­mez bi­çim­de ka­z›n­m›şt›r. Öm­rü­nün ka­lan k›s­m›n­da sa­adet­li gün­ler ve hu­zur do­lu bir yaşam di­le­rim... CE­MAL CEY­LAN

Po­li­ti­ka yap­ma­y› ve ders­le­re ka­t›l­ma­y› çok se­ven ar­ka­daş›­m›z sor­du­¤u il­ginç so­ru­lar­la ho­ca­la­r› köşe­ye s›­k›şt›­r›r. Ama ho­ca­lar­da onu s›­nav­lar­da s›­k›şt›­r›r. Ders­ler­de­ki üs­tün per­for­man­s›­n› s›­nav­la­ ra yan­s›­ta­ma­yan ar­ka­daş›­m›z ba­zen ders din­le­me­yi ba­zen ders kay­nat­ma­y› se­ver. S›­n›­f›­m›z­da gü­lüşü ile de ta­n›­n›r. Ş›k ve te­miz gi­yin­me­yi se­ven ar­ka­daş›­m›z dü­rüst­lü­¤ü ken­di­ne pren­sip edin­ miştir. Ar­ka­daş›­m›­za bun­dan son­ra­ki yaşa­m›n­da başa­r›­lar di­le­ ¤iy­le. HA­KAN KES­K‹N Bir staj dö­ne­mi­ne be­ra­ber­ce im­za at­t›­¤›­m›z staj ma­ce­ra­la­r› ve an›­lar­la do­lu bir 4 se­ne­lik üni­ver­si­te se­ne­si­ni bir­lik­te s›­f›r­la­d›k. ??? Sev­gi­li Ar­ka­daş›m Öz­gür, Öz­gür­lük ve ih­ti­yaç­la­r›­m›­z›n s›­n›r­s›z ve k›­s›t­l› ol­du­¤u bir dün­ ya­da öz­gür bir ar­ka­daş›m ol­du­¤u için mut­lu­yum. Sen her za­man in­san­la­ra karş› s›­cak yak­laş›m gös­te­re­rek in­san de­nen mah­lû­ka­t›n en şe­ref­le var­l›­¤›­na de­¤er ver­di­¤i­ni is­pat­la­d›n ve böy­le­ce be­nim gön­lü­me taht kur­ma­y› başar­d›n. Ay­r›­ca ders­ ler­de­ki so­ru­la­ra ce­vap­la­r›n ze­ki bir in­san ol­du­¤u­nu her­ke­se an­lat­t›. Yaşa­m›n bun­dan son­ra­ki bö­lü­mün­de sa¤­l›k, mut­lu­luk ve başa­r› do­lu y›l­lar ge­çir­me­ni te­men­ni ede­rim. N‹­ZAM YU­SU­FO∕­LU

16


YONGA 98 in­sa­n›n dü­rüst ol­du­¤u­na ka­nâ­at ge­ti­rir­se, o ar­ka­daş› için her şe­yi­ ni ve­re­bi­lir. (Ge­rek­li du­rum­lar­da avu­kat­l›­¤›­n› da ya­par.) Öz­dem’le bir­lik­te yap­t›­¤›­m›z staj­da ol­duk­ça iyi va­kit ge­çir­dik, özel­lik­le ço­luk ço­cuk ve Yeşim bi­zim için en iyi e¤­len­ce kay­na­ ¤› idi. (Alü, öz­dem Ha­n›m) Öz­dem, ko­nu d›ş gö­rü­nüşü olun­ca ye­ni­lik­le­re ol­duk­ça aç›k bir in­san­d›r. Son za­man­lar­da ken­di­sin­de yap­t›­¤› de­¤işik­lik­ler­le çok hoş bir gö­rü­nüm ka­zan­d›. Bu ko­nu­da za­man za­man et­ra­f›n­da­ki­ le­re (ya­ni biz­le­re, SES’e) de en­gin düşün­ce­le­ri ve öne­ri­le­ri ile yar­d›m­c› ol­muştur. Dert­le­ri­mi, se­vin­ci­mi, mut­lu­lu­¤u­mu, her şe­yim­le pay­laşt›­¤›m tek ar­ka­daş›m Öz­dem, okul bit­se de da­ha uzun sü­re bir­lik­te ol­mak di­le­¤iy­le... SE­V‹L Öz­dem be­nim için geç ka­za­n›l­m›ş bir ar­ka­daşt›r. 3. s›­n›f­tan iti­ba­ren ara­m›z­da iyi bir dost­luk ku­rul­muştur, Öz­dem’i de­¤er­len­ di­rir­ken ço­¤u kişi­nin düştü­¤ü ha­ta­ya düşe­rek ke­sin­lik­le d›ş gö­rü­ nüşü­ne gö­re ka­rar ver­me­yin. Öz­dem dü­rüst, hiç­bir za­man hak­ s›z­l›­¤a ta­ham­mül ede­me­yen, k›v­rak ze­ka­l›, esp­ri­li ve dob­ra içi d›ş›n­da bir kişi­li­¤e sa­hip­tir. Ne ya­z›k ki için­de­ki bu gü­zel­li­¤i d›şa­ r›­ya pek ko­lay yan­s›­ta­ma­mak­ta­d›r. Bel­ki duy­gu­la­r›­n› sak­la­ya­ma­ d›­¤› sa­man ale­vi gi­bi çok ça­buk par­la­y›p k›z­d›­¤› ve yi­ne çok ça­buk af­fet­ti­¤i için yan­l›ş ta­n›­na­bi­lir ama bu za­man­da az rast­la­ nan ba­z› in­sa­ni de­¤er­le­ri kay­bet­me­miş en­der kişi­ler­den bi­ri­dir. Bir işe gi­rişir­ken ya da kav­ga eder­ken Öz­dem’in des­te­¤i­ni her an ar­ka­n›z­da his­se­der­si­niz ve as­la si­zi ya­r› yol­da b›­rak­maz. Bu­nun ya­n›n­da Mas­lak-Zin­cir­li­ku­yu hat­t›n­da yü­rü­mek is­ter­se­niz çok iyi bir yol ar­ka­daş›, e¤er be­ra­ber ma­ça gi­der­se­niz ta­k›­m›­n› yü­rek­ten des­tek­le­yen ve maç bo­yun­ca sus­ma­yan ger­çek bir ta­raf­tar ya da bir­lik­te al›şve­rişe ç›k­t›­¤›­n›z­da zev­ki­ne gü­ve­ne­bi­le­ce­¤i­niz ve si­ze mo­ral ve­ren bir part­ner ve ben­ce en önem­li­si kö­tü za­man dos­tu­ dur. Okul bit­tik­ten son­ra yol­la­r›­m›­z› ay›r­ma­ya­ca­¤›­m›­z› bil­di­¤im için sa­na el­ve­da de­mi­yo­rum. Ha­yat bo­yu bir­lik­te ol­mak di­le­¤iy­le. SA­B‹­HA Öz­dem be­nim okul­da ilk sa­mi­mi ol­du­¤um in­san­d›r. D›ştan sert bir gö­rün­tü­sü var­d›r fa­kat içi­ne gi­ril­di­¤in­de ga­yet sa­mi­mi, iç­ten ve duy­gu­sal­d›r. Be­nim yol ar­ka­daş›m, s›­n›f ar­ka­daş›m ve ay­n› za­man­da dos­tum­dur da. Okul­dan çok yol­lar­da geç­ti­¤i için za­ma­n›­m›z, bü­tün yol bo­yun­ca (Ben Ye­di­ku­le’den: Öz­dem Mert er’den, or­tak bu­luşma nok­ta­m›z Me­ci­di­ye­köy) ar­ka­daşl›­¤›­m›z da­ha da iler­le­di. Ço­¤u za­man oku­lun boş gün­le­rin­de bi­le o ka­dar yo­lu te­pip s›rf zevk u¤­ru­na oku­la ge­lir­dik. Bu oku­la ge­lişler­de meşhur sa­hil yü­rü­yüşle­ri­miz­den bir ta­ne­sin­de Or­ta­köy ye­ri­ne Or­ta­köy’ün çev­re­si­ni do­la­n›p Tak­sim’e ka­dar yü­rü­me­yi na­s›l başar­d›k hâ­lâ ina­na­m›­yo­rum. Ney­se ya­za­cak o ka­dar çok şey var ki bir­çok yaşan­m›şl›­¤› bir kaç sa­t›­ra s›¤­d›r­mak im­kân­s›z, Öz­dem’i her za­man gü­ve­ne­bi­le­ce­¤im ve her za­man ko­lay­ca aç›­ la­bi­le­ce­¤im bir in­san ola­rak gö­rü­yo­rum. Bu gü­ve­ni di­¤er in­san­ la­ra karş›­da sa¤­la­ya­bi­le­ce­¤i­ni ve ay­n› za­man­da olay­la­ra ba­k›ş aç›­n›n ge­niş ol­ma­s›n­dan do­la­y› ha­yat­ta başa­r›­l› ve mut­lu ola­ca­ ¤›­na ina­n›­yo­rum... ES­RA SA­RI­KUŞ

0602940006

Özdem AKBAŞ ‹şte o. S›r­daş, fal­c› ba­c›, gü­ve­ni­lir in­san, dost, ar­ka­daş, su­lu­göz. Am­ma çok şey pay­laşt›k se­nin­le. Başka­la­r›y­la şu­ra­y› okur­ken “Aaa ta­bi ya bir­de bi­zim ‹s­ma­il var­d›.” di­ye­bil­men için bu­ra­da­ y›m. Okul­da olan ve iki­mi­zin bil­me­di­¤i her­hal­de çok az şey var­d›r. Her y›l başla­d›­¤›n­da çö­mez­ler eli­miz­den ge­çip not­la­r›­n› al›r­lar. Ne işe ya­ra­d›­¤›­n› ina­n›n biz­de bil­mi­yo­ruz ama se­ne­ye bu­ra­da ol­sak yi­ne ya­pa­r›z. Se­ni unut­mak zor ola­cak. Bi­li­yor­sun zor işle­rin ada­m› de­¤i­lim. Zo­ra yar­d›m et­me da­ha da zor­laşt›r. Gö­rüşmek üze­re SIR­DAŞ. ‹S­MA­‹L FE­NER­CέO∕­LU Öz­dem 4. y›­l›n­da do¤­ru­yu bul­muş bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ken­di­si cüs­se­si ile ilk etap­ta dik­ka­ti çe­ker fa­kat onun­la ko­nuştuk­ça an­la­ y›şl› ve hak­s›z­l›­¤a ge­le­me­yen dü­rüst kişi­li­¤i si­zi ken­di­si­ne ba¤­lar. Gü­nü­müz­de pek çok kim­se­de bu­lun­ma­yan bu özel­lik­ler Öz­dem de kö­kü­ne ka­dar mev­cut­tur. Ken­di­si Ma­lat­ya­l›­d›r. Ma­lat­ya­l› ol­mak­la da gu­rur du­yar. Ken­di­si ile 1. s›­n›f­ta ilk ta­n›şma­m›z tar­ t›şma­l› ol­muş ol­sa da son­ra­dan ilişki­miz dü­zel­di. Ma­lat­ya ka­y›­ s›­s› gi­bi tat­l› di­liy­le be­ni de cez­bet­ti. Öz­dem ne ka­dar ça­buk si­nir­len­se de bir o ka­dar ça­buk si­ni­ri ya­t›ş›r. Kim­se­yi üz­mek k›r­ mak is­te­me­me­si de bu­nun ar­ka­s›n­da­ki ger­çek­tir. Ken­di­si ile ko­nuşma­ya başla­d›­n›z m› soh­be­ti­ne do­yum ol­maz. He­men he­men her ko­nu­da bil­gi­li, bil­gi­si­ni de pay­laşma­y› se­ven iyi huy­lu bir in­san­d›r. ‹n­san­lar­la ça­buk kay­naş›r ama yan­l›ş ya­pa­n› da ka­bul­len­mez, sin­di­re­mez. Ken­di­si ile ye­mek mev­zu­su­na gi­rin­ce ye­mek bil­gi­si in­sa­n› hay­re­te düşü­rür, özel­lik­le ye­mek ko­nu­sun­ da­ki fre­kans­la­r›­m›­z›n uyuşma­s› ço­¤u kez bu ko­nu­lar­da ta­k›­l›p kal­ma­m›­za ne­den ol­muştur. Uma­r›m ha­ya­t›n bo­yun­ca göz­le­rin­ de­ki o gü­zel ›ş›l­t›, kal­bin­de­ki in­san­l›k sev­gi­si hiç din­mez ömür bo­yu başa­r› ve mut­lu­luk di­le­¤iy­le. EMEL TO­SUN Sev­gi­li Öz­dem (As­l›n­da ona fal­c› ba­c› ve­ya Gü­zin ab­la de­mek da­ha do¤­ru olur. Çün­kü 4 y›l­d›r Or­man Fa­kül­te­sin­de fal bak­ma­ d›­¤›, der­di­ne or­tak ol­ma­d›­¤› kim­se kal­ma­d›. Bir­de k›y­me­ti­ni bi­len ç›k­ma...) ilk ba­k›şta her ne ka­dar ters, uyum­suz ve so­¤uk gö­rün­se de özün­de çok s›­cak, iyi ni­yet­li, ar­ka­daşl›­¤›n de­¤e­ri­ni ger­çek­ten bi­len ye­gâ­ne ar­ka­daşla­r›­m›z­dan bi­ri­si­dir. Karş›­s›n­da­ki 17


YONGA 98 ma­ya­cak gü­ve­ni­lir dost­luk­lar ku­ra­ca­¤›­n›­z› fark eder­si­niz. Ay­r›­ca ar­ka­daşl›k ko­nu­ sun­da ben­cil ol­ma­yan, gü­ve­ni­lir dost­luk­lar ku­ra­ca­¤›­n›­z› fark eder­si­niz. Ay­r›­ca ar­ka­daşl›k ko­nu­sun­da ben­cil ol­ma­yan, her za­man ço­¤ul­cu düşü­nen bir in­san­d›r. Kö­tü an­la­r›m­da da­ima ya­n›m­da olan, s›­nav za­man­la­r›n­da ga­za ge­ti­ren ve ara­bu­lu­ cum bu­nun yü­zün­den de kah­r›­m› çe­ken Fa­tih’tir. Hat­ta bir ke­re­sin­de te­le­fo­nu be­nim ye­ri­me ba­ba­m›n aç­ma­s› üze­ri­ne Ba­bam’dan ih­tar alan yi­ne Fa­tih’tir. Oku­lun ilk y›l­la­r›n­da baht­s›z ol­du­¤u­nu düşü­nü­yor­du fa­kat üçün­cü s›­n›f­ta bah­t› bir­den aç›­ l›­ver­di. (Ya­ni şey­ta­n›n ba­ca­¤›­n› k›r­d› k›­sa­ca) ‹nşal­lah ha­yat bo­yu karş›­na ç›­ka­cak in­san­lar se­ni in­cit­me­ye­cek in­san­lar olur. ‹z­mir’e git­ti­¤im­de ken­di evim gi­bi ka­la­ca­ ¤›m bir ev ol­du­¤u­nu bi­li­yo­rum, ömür bo­yu dost­lu­¤u­mu­zun sür­me­si di­le­¤iy­le... ES­RA SA­RI­KUŞ S›­n›­f›­m›­z›n şa­ir ruh­lu in­sa­n› sev­gi­li dos­tum Ka­si­de ile oku­la da­ha ilk gel­di­¤i­miz­ de bir s›­n›f­ta ta­n›şt›m. ‹ki ‹z­mir­li bir s›­ra­da otur­muş gü­lüşü­yor­lar­d›. Di­¤er ‹z­mir­li­nin ad› Umut’tu. Fa­tih’in ayak­la­r› ye­re de¤­mi­yor sal­la­n›­yor­du. Umut fa­kül­te­de an­cak bir se­ne da­ya­na­bil­di. Fa­tih ise ke­çi ina­d›y­la oku­lu 4 se­ne­de bi­ti­re­bi­le­cek başa­r›­y› gös­ter­di. Bu ara­da ayak­la­r› da ye­re bas­ma­ya başla­d›. Ve her ‹z­mir­li’nin ay­n› ol­ma­ ya­ca­¤›­n› is­pat­la­d›. Der­ken son­ra­dan ö¤­ren­dim ki Ni¤­de’nin BOR’un­dan­m›ş. Biz ona k›­sa­ca Ka­si­de, Mi­dil­li, M.F.B., Meh­met Fa­tih Be­yit’te de­dik ve sev­dik. Ney­se y›l­l›k ya­z›­s› yaz­mam için ba­na ve­re­ce­¤in üc­ret ara­m›z­da giz­li ka­la­cak. Ve bir gün her­kes Fe­ner­bah­çe­li ola­cak, öm­rün bo­yun­ca mut­lu, sa¤­l›k­l›, başa­r›­l› ve neşe ile kal. (Kim bu Neşe ya!..) Sev­gi ile. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN Ca­na­ya­k›n ve ders­le­re olan il­gi­siy­le dik­ka­ti çe­ker. Bir­çok ko­nu­da bil­gi sa­hi­bi olan Be­yit’le her ko­nu­da mu­hab­bet ede­bi­lir­si­niz. Grup için­de çok se­vi­len ar­ka­daş›­m›z­la bir­çok şe­yi pay­laşm›ş›z­d›r. Özel­lik­le Ben, Be­yit, Neşat ve Iso ile yap­t›­¤›­m›z King par­ti­le­ri unu­tu­la­maz. Ta­bi bu bi­ze bü­tün­le­me­le­re mal ol­sa­da! Ga­la­ta­sa­ray­l› ol­ma­s› ve adaş ol­ma­m›z as­l›n­da rast­lan­t› de­¤il­dir. Bir­çok or­tak yö­nü­müz var­d›r. Bun­lar­dan bir ta­ne­si içi­nin d›ş› ile ay­n› ol­ma­s›­d›r. Fut­bol maç­la­r›n­da­ki h›rs­l› oyu­nu ile maç­la­ra he­ye­can ve zevk ver­miştir. ‹z­mir­li olan bu ar­ka­daş›­ma ha­ya­t›­n›n gön­lün­ce ol­ma­s› di­le­¤iy­le. FA­T‹H O∕UZ Oku­la ilk gel­di­¤i­miz­de bir Fa­tih BE­Y‹T fur­ya­s›­d›r gi­di­yor­du. Bü­tün ders­le­ri­ni başa­r›y­la ge­çen Fa­tih bu­nu bel­li et­mek­ten hiç çe­kin­mez­di. ‹lk ola­rak onu böy­le ta­n›­d›k. Sa­fi ka­riz­ma olan ar­ka­daş›­m›z Fa­tih’i kan­tin­de ya da çi­men­ler­le ka­la­ba­l›k bir gru­bun or­ta­s›n­da ha­ra­ret­li ha­ra­ret­li bir şey­ler an­la­t›r­ken ve­ya elin­de çan­ta­s›y­la koştu­rur­ken gör­me­niz çok do­¤al­d›r. Çün­kü in­san­lar­la ko­nuşmak, ak›l ver­mek ve çan­ta­s›­n› do­laşma­ya ç›­kar­mak onun en bü­yük ho­bi­le­rin­den­dir. Yo­¤un fut­bol ça­l›şma­la­r›n­dan va­kit bul­duk­ça da ders ça­l›ş›r, (gü­ya) Bi­ze gö­re ve yurt­ta­ki­le­re gö­re sü­rek­li inek­ler. Son­ra da ça­l›şm›­yo­rum Al­lah ver­gi­si di­ye ha­va atar. Ney­se Fa­tih­ci­¤im biz se­ni her tür­lü tak­dir edi­yo­ruz ve se­vi­yo­ruz. Ha­yat­ta çok mut­lu ol. ES­RA Y‹­∕‹T­BAŞ Kan­ti­nin ta ucun­dan bir ses ge­lir biz­le­re. An­la­r›z Fa­tih gel­miş hoşge­le... Çöm yaşan­t›­m›­za başla­d›­¤›­m›z­da bir gü­neş gi­bi be­lir­din ya­n›­baş›­m›z­da, her ko­nu­da yar­d›m­c› ol­dun. (‹şa­ret­le­di­¤in ki­tap­lar, not­lar sa­na min­net­ta­r›z) Sen bi­ze her za­man iyi bir dost­tun ve dos­tu­muz ka­la­cak­s›n, kal­bin­den bi­zi ek­sik et­me, bi­zi unut­ ma. Biz se­ni hiç unut­ma­ya­ca­¤›z. Or­da bir Fa­tih var­d› uzak­lar­da. O Fa­tih bi­zim dos­tu­muz­dur gör­me­sek de, ko­nuşma­sak­da o bi­zim sev­gi­li Fa­ti­hi­ miz­dir. Se­ni Se­ven Çöm­le­rin S‹­NEM - ES­RA2 Ger­çek bir dost, sa¤­lam bir ka­rak­ter ve iyi bir din­le­yi­ci. Tüm bu özel­lik­le­ri Fa­tih’te bu­la­bi­lir­si­niz. O, iç­ten gü­lüşü, sa­mi­mi ha­va­s› ile k›­sa sü­re­de ken­di­ni sev­dir­me­yi başar­m›şt›r. S›­nav za­man­la­r›n­da “aman ar­ka­daşlar, şu ko­nu­la­ra dik­kat” de­me­yi ken­di­ne gö­rev bi­len bu ar­ka­daş›­m›z, Kim­ya kür­sü­sün­de­ki ho­ca ve asis­tan­lar­la olan ya­k›n ilişki­le­riy­le de dik­ka­ti­mi­zi çek­miştir. Ça­l›şkan­l›­¤› ya­n›n­da e¤­len­me­yi de ih­mal et­me­yen ar­ka­daş›­ma ge­le­cek gün­le­ri­ nin do­¤an gü­neş gi­bi ay­d›n­l›k ve ve­rim­li ol­ma­s›­n› di­li­yo­rum. GÜL­DEN SEL­V‹ Sev­gi­li ‹z­mirli ar­ka­daş›m Fa­tih’i na­s›l an­la­ta­ca­¤›­m› bi­le­mi­yo­rum. (As­l›n­da ona hep ‹z­mir’in ba¤­r›n­dan ko­pup ge­len ar­ka­daş›m Fa­tih di­ye hi­tap ede­rim ama Ne­jat bu başlan­g›­c›­m› çal­m›ş) Fa­tih, be­nim için çok de­¤er­li bir ar­ka­daş, bir dost. Onun­la ar­ka­daşl›­¤›­m›z oku­lun ilk gün­le­ri­ne da­ya­n›r. Ba­na Or­ta­köy’e, Be­ya­z›t’a git­me­si­ni ö¤­re­ten odur. Bu ge­çen 4 y›l içe­ri­sin­de çok şey pay­laşm›ş, dost­lu­¤u­muz­dan ve sev­gi­miz­den hiç­bir şey kay­ bet­me­mişiz­dir. O ar­ka­daş can­l›­s›, sev­di­¤i in­san­lar için her şe­yi ya­pa­bi­len, yar­d›m­se­ver bir in­san­d›r. Bu­nu, ar­ka­daşla­r›­n›n do­¤um gün­le­rin­de yap­t›k­la­r›­na ba­ka­rak an­la­ya­bi­lir­ si­niz. S›­n›­f›­m›­z›n ça­l›şkan­la­r›n­dan­d›r. (inek­le­rin­den) Ama bu­nu bir tür­lü ka­bul et­mez. Sü­rek­li bu ün­va­n›­n› ba­na ver­me­ye ça­l›ş›r. Fa­tih’in tek kö­tü ya­n› olay­la­r› bü­yüt­me­si ve Ga­la­ta­sa­ray’l› ol­ma­s›­d›r. Sü­rek­li id­di­aya gi­re­riz. Ge­nel­de kay­be­den ben olu­rum. Az ye­me­¤i­mi ye­me­miştir. ‹z­mir­li ar­ka­daş se­ni an­lat­mak hem zor, hem de s›­n›r­la­na­maz. Ar­ka­daşl›­¤›­m›­z› düşün­dü­¤üm­de ak­l›­ma öy­le çok şey ge­li­yor ki han­gi bi­ri­ni an­la­ta­y›m, han­gi özel­li­ ¤i­ne de­¤i­ne­yim. Ney­se önem­li olan bir­bi­ri­miz için düşün­dük­le­ri­miz. Ha­ya­t›n hep sa¤­l›k­l›, mut­lu ve başa­r›­l› geç­sin. Dost­lu­¤u­mu­zu unut­ma­man di­le­ ¤iy­le sev­gi­ler. GÜ­LÜM­SER BA­LA

0602940024

M. Fatih BEYİT Ad­res: Onur Mah. Sar­maş›k Sok. No: 18/5 Fa­tih Apt. Bal­ço­va / ‹Z­M‹R Tel: 0232 - 259 74 90 ‹şte s›­n›­f›n hat­ta oku­lun en iyi sol back oyun­cu­su. Ya­ni adam ge­çer top geç­mez. “Ke­sin­lik­le” ye­ni­len hiç­bir gol­de onun ha­ta­s› yok­tur. S›­k›­yor­sa ak­si­ni söy­le­yin. Yer val­la­hi he­pi­ni­zi. Her fa­ali­yet­te mut­la­ka var­d›r. Da­¤a gi­di­lir ora­da­d›r, do­¤um gü­nü­ne gi­di­lir ora­da­d›r, si­ne­ma­ya gi­di­lir ora­da­d›r iyi­ki de ora­da­d›r. Ko­çum be­nim fo­to¤­ra­ f›­m› ya­n›n­dan ay›r­ma ki ‹z­mir’de de bir şu­be­miz bu­lun­sun. Bu ara­da Fa­tih oku­lun ra­da­r›­d›r. K›z­la­r› o bu­lur, biz ava ç›­ka­r›z. Eee biz 33 gru­bu­yuz, eli­miz­den bi uçan­la ka­çan kur­tu­lur. Ka­fa­m›­za koy­du­¤u­mu­zu ya­pa­r›z. Bu ge­nel­de boy­nuz olur. Şu oku­lu dört se­ne­de bi­tir­din ya ya­z›k­lar ol­sun sa­na, gru­bun yüz ka­ra­s› ol­dun. ‹nşal­lah yüz ka­ra­s› ol­ma­ya de­vam eder­sin. Bu ara­da be­nim as­ker­li­¤e­de bir tor­pil yap­ma­y› unut­ ma­ya­l›m. Hal­le­der­sin de­¤il mi FA­T‹H AB‹? YA­KI­ŞIK­LI ‹S­MA­‹L Fa­tih Be­yit be­nim okul­da ilk ta­n›­d›­¤›m kişi­dir. Hat­ta kay­d›­n› bi­le ben yap­m›şt›m. (Fa­tih’in ko­lu k›­r›k­t›.) O gün­den be­ri ar­ka­daşl›­¤›­m›z be­nim için de­¤er­li ol­muştur. Çok kav­ga et­me­mi­ze ra¤­men bir­bi­ri­mi­zi çok iyi an­la­r›z. Bü­yük bir ‹z­mir aş›­¤›­d›r. Sü­rek­li ‹z­mir’den bah­se­der. Neşe­li ve sem­pa­tik bir in­san­d›r. Sa­n›­r›m bu yüz­den ho­ca­lar­la ara­s› iyi­dir. H›rs­l› bir in­san ol­ma­s›­na ra¤­men h›r­s›­n›n esi­ri ol­maz. Çok iyi bir in­san­d›r ve hep öy­le ka­la­ca­¤›­na emi­nim. Mut­lu­luk­lar di­le­¤iy­le. ÖZ­LEM Fa­tih her za­man s›­cak ve ca­na ya­k›n kişi­li­¤i ile ak­l›m­da ka­la­cak bir ar­ka­daş›m­d›r. Fut­bol oy­na­ma­y› çok se­ver fa­kat aş›­r› is­te­¤i ba­zen ye­te­ne­¤i­ni kö­rel­te­bil­mek­te­dir. Yi­ne de fe­na fut­bol oy­na­maz. Ders­le­re olan ya­k›n il­gi­si ile ta­n›­n›r. Her­ke­sin ders not­la­r›­n› bil­di­¤i söy­len­mek­te­dir. Azim­li bir ar­ka­daş›­m›z olan Fa­tih uma­r›m iler­de hak et­ti­¤i yer­le­re ge­lir. EMEL ‹de­al­ler, he­ye­can, pa­nik, inat, ce­sa­ret ve başa­r›. Man­t›­¤› başrol­ler­de. Ba­zen duy­ gu­la­r›­n›n ki­ra­l›k ka­ti­li ba­zen de güç­lü bir aş›k ama da­ima ger­çek­çi. Yü­re­¤i bü­yük, çok bü­yük, çok s›­cak. Onu an­lat­ma­ya ge­rek yok gi­bi. Çün­kü aç›k, çün­kü ra­hat, sa­mi­mi, s›­ca­c›k ya­ni ol­du­¤u gi­bi. Bi­raz ka­ç›k, bi­raz komp­leks. Bir ka­r›ş›r­sa bir da­ha çö­ze­mez­si­niz. De­ne­me­yin de o ken­di­ni çö­zer. ‹yi ni­yet­li ve aç›k oluşu ço­¤u za­man baş›­na dert aç­sa da, vaz­ge­çil­mez bir dost. Onun­la herşe­yi ko­nuşa­bi­lir­si­niz. Sa­k›n sus­ma­y›n. Ha bir de ara­ma­s›­n› bek­le­me­ yin, siz ara­y›n onu. Y›l­lar da geç­se ara­dan, ay­n› sa­mi­mi­ye­ti gö­re­ce­¤i­niz­den emi­ nim. Kö­pek­ler­den çok kork­sa da; o ger­çek bir as­lan. Ce­sur, ken­din­den emin, mü­kem­ mel­ci, en iyi­yi, en gü­ze­li ara­yan ve bu­lan (!) Başa­r›­y› ça­buk ya­ka­la­ya­ca­¤›n­dan emi­nim. Yü­re­¤i­ne e¤il­di­¤i sü­re­ce, mut­lu­luk da peşi­ni b›­rak­ma­ya­cak­t›r. Onun­la oku­lu, onun­la Es­ra’y›, Ne­ja­t›, Gü­lem­se/i, onun­la şi­ir­le­ri, onun­la ‹s­tan­ bul’u pay­laşt›m. Ve sa­ya­ma­d›­¤›m bir­çok şe­yi, onun­la ilk­le­ri pay­laşt›m. Za­man aley­hi­mi­ze işle­se de. Yaşa­nan­la­r› si­le­me­ye­cek ve sev­gi hep ola­cak... NE­D‹­ME ‹z­mir’in ba¤­r›n­dan ko­pup gel­miş mi­dil­li. Evet; ona tak­t›­¤›m la­kap­la­r›n ara­s›n­da en iyi­si... Ay­r›­ca s›­n›­f›­m›­z›n başta ge­len ine­¤i. Sa­k›n ha..! S›­nav za­ma­n› ya­n›­na yak­laş›p şa­ka­laşma­y› de­ne­me­yin, pişman olur­ su­nuz. Ne ka­dar ça­l›şm›ş ol­du­¤u­nu baş›n­da ki saç de­ne­bi­le­cek bir kaç k›­l›n dim­dik dur­ma­s›n­dan an­la­ya­bi­lir­si­niz. ‹şte ak­l›­ma k›­sa­ca ge­len­ler ve 4 y›l­l›k ya­k›n bir be­ra­ber­lik. Sev­gi, mut­lu­luk ve başa­r›­lar se­nin­le ol­sun... NE­ŞAT ŞAR­LA­NO∕­LU As­l›n­da sev­di­¤im in­san­lar için s›­n›r­l› sa­t›r­la­ra bir şey­ler yaz­ma­ya ça­l›şmak en si­nir ol­du­¤um iştir. Bu sev­di­¤im in­san­lar­dan bir ta­ne­si de Fa­tih’tir. Bi­rin­ci s›­n›f­ta başla­yan ve gün geç­tik­çe da­ha da pe­kişen ar­ka­daşl›­¤›­m›z dost­lu­¤a dö­nüşmüştür. Ço­¤u k›z­la ko­nuşa­ma­d›k­la­r›­m› Fa­tih’le çok ra­hat ko­nuşa­bi­li­yo­rum. Fa­tih’le ilk ta­n›şt›­¤›­m›z­da he­men s›­cak­l›­¤›­n› ve sa­mi­mi­ye­ti­ni his­set­ti­rir ve o an­da bir da­ha kap­

18


YONGA 98

0602940017

0602940020

R. İlker ÖZTÜRK

Derviş KALENDER

S›­r›k ‹l­ker, Ça­nak­ka­le gü­lü. ‹na­n›n onun sev­gi­li­sin­den, Le­vi’s mon­ tun­dan, ara­ba­s›n­dan, Li­mon pan­to­lo­nun­dan başka şey­le­ri­de var ama gös­ter­me­yi sev­mi­yor. Se­ve­cen, s›­cak ol­ma­s› ab­la­la­r›­m›z ta­ra­f›n­dan se­vi­len va­s›f­la­r› ara­s›n­da. Gel­ge­le­lim ders ça­l›ş›r­ken bir ca­na­va­ra dö­nüşe­bi­li­yor. ‹le­ri­de oto­büs­le­rin ön ak­sa­m›y­la il­gi­li bir iş ya­pa­ca­ ¤›­n› sa­n›­yo­rum. Uma­r›m ya­n›­l›­yor um­dur. ‹s­tan­bul’da­ki gü­zel an­la­r›n mi­ma­r› ol­man di­le­¤iy­le. Gö­rüşü­rüz ko­çum. (Uzar­sa olay müs­teh­ce­ ne gi­re­cek.) ‹S­MA­‹L FE­NER­C‹­O∕­LU ‹L­KER, be­nim için ger­çek dost­lar­dan bi­ri­dir. Her za­man neşe­li, esp­ri­li ve ko­nuşkan­d›r. ‹l­ker’le s›­k›l­mak müm­kün de­¤il­dir. ‹l­ker’in en gü­zel özel­li­¤i çok iyi mo­ral ver­me­si ve çok ve­fa­l› bir in­san ol­ma­s›­d›r. Bir çok der­di­mi pay­laşt›­¤›m bir kişi­dir, öm­rün bo­yun­ca sa¤­l›k mut­lu­ luk ve di­le­¤iy­le. ÖZ­DEM

S›­n›f­ta­ki 2 hemşom­dan 1. ve­ya 2.si­dir. ‹s­mi “D” ile başla­d›­¤› için al­fa­be­tik s›­ra­ya gö­re di­¤er hemşom­dan ön­ce ge­lir. Ül­ke me­se­le­le­ri ve cid­di ko­nuşma­ la­r› çok se­ven hemşom Gü­lüşü ile de ay­r› bir in­san­d›r. Bir­çok iş ha­ya­t›­na at›l­m›ş fa­kat bu işler 2 ay› geç­me­miştir. Bu onu y›l­d›r­ma­m›ş ve tek­rar tek­rar iş ha­ya­t›­na at›l­m›şt›r. Onun si­ga­ra ya­k›ş› ve içişi ay­n› za­man­da ça­y› yu­dum­ la­y›ş› be­ni has­ta eder. Bir bak­mar­s›­n›z oku­la si­ga­ra­y› b›­rak­m›ş ola­rak ge­lir. Ara­dan 6-7 ay ge­çer tek­rar başlar. Ders­ler­de iyi ve­ya kö­tü­dür. Kim­ya­ya karş› olan il­gi­si onu kim­ya ders­le­rin­den mu­af et­miştir. Hemşom­da be­nim gi­bi 2. üni­ver­si­te­si­ni oku­yan na­dir ar­ka­daşla­r›­m›z­dan­d›r. Oto­gar maf­ya­s› ma­ra­uz­lar­ dan olan ar­ka­daş›­m›­za “Hay­da bre As­lan” de­yin­ce he­men ken­din­den ge­çer ve or­ta­ya at›­l›r. Neşe­li ve ha­yat do­lu ar­ka­daş›­m›­za başa­r›­lar di­le­¤iy­le. HA­KAN KES­K‹N Der­viş sa­n›­r›m nü­fu­su Ka­len­der ca­mi­as› ka­dar olup tap­ta­ze il­le­ri­miz­den bi­ri­sin­den fa­kül­te­mi­ze ge­len ve ken­di­si­ni ta­n›­ma­m›­za im­kan sa¤­la­yan Ak­de­ niz s›­cak­l›­¤›y­la do­lu fa­kat por­ta­ka­l›n iyi­si­ni an­la­ya­ma­yan bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ya­ni se­ni en iyi ta­ze s›­k›l­m›ş ba­yat por­ta­kal an­la­t›r da di­ye­bi­li­riz. ‹n­gi­liz­ce ö¤­re­ni­min­de­ki uz­man­l›­¤›n ve in­gi­liz­ce Cin Ali se­ri­si ki­tap­la­r›­n› ta­mam­la­m›ş ol­man sa­na olan hay­ran­l›­¤›­m› art­t›r­m›şt›r. Özel­lik­le ex­pend, ex­tend, ex­cu­se me, exp­res­so, exic­son... gi­bi eks­kü­rük­yo­na ben­zer ke­li­me­le­rin te­laf­fü­zu­nu se­nin ka­dar iyi ya­pa­ma­y›z. Her çarşam­ba Bah­çe­köy pa­zar gü­nü okul ç›­k›ş› hep oto­büs du­ra­¤›n­da bir ara­ya gel­dik. Onun için pa­zar­la­r›n ku­rul­du­¤u yer­ ler­de göz­le­rim se­ni ara­ya­cak. 4 y›l­l›k k›­sa dö­nem­li ar­ka­daşl›­¤›­m›­z› öm­rü­mü­ zün so­nu­na dek taş›­mak di­le­¤iy­le sev­gi ve sa¤­l›k ile mut­lu kal. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN Der­viş Ka­len­der; ti­pik bir Ada­na’l›. Os­ma­ni­ye­nin il ol­du­¤u gü­nü bay­ram ilan eden­ler­den. Si­vas je­olo­ji gel­miş kaşar­l› bir ar­ka­daş. Fan­ta­zi ol­sun di­ye mu­af ol­du­¤u ders­le­rin s›­na­v›m gi­rer. King ka­re­si­nin ara­nan kek­le­rin­den, par­ don ele­man­la­r›n­dan­d›r. S›k s›k si­ga­ra­y› b›­rak­ma­s›y­la ta­n›­n›r. Bu da­ya­n›şla­r› so­nu­cu “tir­ya­ki­le­rin yüz ka­ra­s›” dam­ga­s›­n› ye­miştir. Ona ne yeşil­ler, ne de tir­ya­ki­ler sa­hip ç›k­mak­ta­d›r. Ar­ka­daşla­r› ara­s›n­da hep mu­hab­bet, dü­rüst, çok uyu­yan, bi­raz al›n­gan ve f›r­ka an­lat­ma­y› se­ven bi­ri ola­rak ta­n›­n›r. 1,67 cm. boy­la­r›n­da, za­y›f, es­mer ten­li­dir. En son Ba­k›r­köy Ak›l Has­ta­l›k­la­r› Has­ta­ne­ si­nin du­va­r›n­dan at­lar­ken gö­rül­müştür. Ara­n›­yor...!? CE­MAL CEY­LAN Çev­rem­de a¤›r­başl› bir in­san ola­rak bi­li­ni­rim. Bu­na ra¤­men ben bi­le Der­ vişin ya­n›n­da bir es­pi­ri, şa­ka ya­pa­ca­¤›m za­man ön­ce bir düşü­nü­rüm. Çün­kü Der­viş cid­di­yet­ten ke­sin­lik­le ta­viz ver­me­yen bir in­san­d›r. Ko­lay ko­lay kim­se­yi k›r­ma­yan, her or­ta­ma gi­rip mu­hab­bet ede­bi­len, ge­rek­ti­¤in­de hiç­bir la­f›n al­t›n­da kal­ma­yan, ezil­me­yen bir ya­p›­ya sa­hip­tir. Bu­nun ya­n›­s›­ra Der­vişin f›k­ra­la­r›n­dan her­kes din­le­me­li, na­si­bi­ni al­ma­l› di­ye düşü­nü­yo­rum. Der­viş, be­nim için so­¤uk bir k›ş ge­ce­si nev­re­sim­siz, bat­ta­ni­ye­siz yat­t›­¤›n o gü­nü hiç­bir za­man unu­ta­mam dos­tum. Sen­de unu­ta­maz­s›n her­hal­de, bir gün sa­na boy­nun tu­tul­muştu ya! Ba­na bu say­fa­y› ay›r­d›­¤› için Der­viş’e Teşek­kür eder, ömür bo­yu mut­lu­luk­ lar di­le­rim. SER­HAT KES­K‹­NER

19


YONGA 98 Sev­gi­li Fa­tih’ci­¤im se­nin­le çok şey­le­ri­mi­zi pay­laşt›k. Bir­lik­te gül­ dük. Bir­lik­te a¤­la­d›k. Kef­ten­de başla­yan dost­lu­¤u­muz hiç bit­me­di. En gü­zel­le­ri de oy­na­d›­¤›­m›z fut­bol maç­la­r›, se­nin at­t›­¤›n gol­ler, haf­ta so­nu ta­ti­lin­de ge­çir­di­¤i­miz gün­ler, si­zin yaz­l›k­ta­ki el­di­ven mu­hab­be­ti, ta­k›l­d›­¤›­m›z k›z­lar, hep­si çok gü­zel­di. Se­ni ta­n›­mak se­ni o ken­di­ne ait sa¤­lam ka­rar­l› kişi­li­¤in için ile d›ş›n ara­s›n­da bir far­k›n ol­ma­d›­¤›­n› aç›k­l›­yor. Ba­na en gü­ze­li ken­di­mi se­nin ya­n›n­da ra­hat et­mem­dir. Se­nin­le herşey gü­zel­di. Dos­tun AR­M‹ D›şa­r›­dan ba­k›l­d›­¤›n­da ses­siz, sa­kin, iyi bir din­le­yi­ci olan Fa­tih, esa­s›n­da ha­re­ket­li, esp­ri­li, ko­nuşma­y›, gül­me­yi çok se­ven bir kişi­dir. Böy­le ol­ma­s› ile her­ke­si hay­re­te düşü­rür. Fa­tih’in unu­ta­ma­ya­ca­¤›m bir­kaç an›­s› var­d›r. Bo­lu’da sa­ba­ha ka­dar dans et­me­si, Kef­ken’de ge­çir­di­¤i­miz ge­ce ve ci­de ma­ce­ra­s›­n› as­la unu­ta­mam. Fa­tih’i fut­bol oy­nar­ken sey­re­de­cek olur­sa­n›z bü­yük ke­yif ala­bi­lir­si­ niz. Ta­k›­m› bir or­kest­ra şe­fi gi­bi yön­len­di­rir, at­t›­¤› gol­ler­le de he­pi­mi­ zin al­k›şla­r›­n› ve öv­gü­sü­nü al›r. Fa­tih’in en çok sev­di­¤im bir ya­n› da ko­yu Ga­la­ta­sa­ray’l› ol­ma­s›­d›r. Her şey bir ya­na Ga­la­ta­sa­ray bir ya­na, otu­rup hiç s›­k›l­ma­dan Ga­la­ta­ sa­ray mu­hab­be­ti ya­pa­bi­lir­si­niz. Ha­ya­t›n di­le­di­¤in mut­lu­luk­lar do­lu ol­sun. Sev­gi­ler. M.F.B. Fa­tih ço­¤u in­sa­n›n de­di­¤i gi­bi d›ştan ba­k›l­d›­¤›m­da çok sa­kin gö­rü­ nür. Ger­çi ben si­nir­len­di­¤i­ni pek gör­me­dim. Ama gö­rün­dü­¤ü ka­dar sa­kin ol­ma­d›­¤›­n› oy­na­d›­¤› fut­bol maç­la­r›n­dan an­la­ya­bi­lir­si­niz. Bir Ga­la­ta­sa­ray fa­na­ti­¤i olan Fa­tih oy­na­d›­¤› maç­lar­da ken­di­si­ni gös­te­rir. Ay­r›­ca O’na yap­mak is­te­me­di­¤i bir şe­yi yap­t›r­mak im­kân­s›z­d›r. Ya­ni için­den gel­di­¤i gi­bi dav­ra­nan na­dir in­san­lar­dan­d›r. Fa­tih ile ara­m›z­da ga­rip bir ile­tişim var. Ne za­man bir­bi­ri­mi­ze bak­sak gül­me­ye başl›­yo­ ruz. As­l›n­da ben onun iç­ten gül­me­si­ne gü­lü­yo­rum. Onun o s›­ra­da­ki tat­l› te­bes­sü­mü­ne karş›­l›k ver­me­mek el­de de­¤il­dir. Bu gü­lüm­se­me­ni iler­de karş›­laşt›­¤›­m›z­da da yü­zün­de gör­mek di­le­¤iy­le... MUT­LU­LUK­LAR... ES­RA SA­RI­KUŞ O, ses­siz da­ha do¤­ru­su ses­siz gö­zü­ken tat­l› bir baş be­la­s›. Bir ara­ya ge­lip­te gül­mek­ten k›­r›l­ma­d›­¤›­m›z bir gün bi­le ha­t›r­la­m›­yo­rum. Bu gü­zel ta­raf­la­r›­n›n ya­n›n­da ters ve an­laş›l­maz ta­v›r­la­r›m da unut­mak im­kân­s›z. Ya­ni k›­sa­ca... “Ayu... he­mi­de ku­tup ayu­su...” Herşe­ye ra¤­men unu­tul­ma­ya­cak bir in­san. He­le de Ma­y›s 1996’da Sa­ri­yer’de ge­ce­nin 03°°’de de­ni­ze gir­me­mi­zi... Ve si­ga­ra iç­me­yen bir ada­m›n ›s­rar­la si­ga­ra is­te­me­si... ‹m­kân­s›z; bun­lar unu­tul­maz. 33’le­rin gu­ru­ru. Sa­na ile­ri­ki ha­ya­t›n­da başa­r›­lar. Sa­k›n be­ni unut­ma. Not: Bi­li­yo­rum so­nu­cu ba¤­la­ya­ma­d›m. Ama k›­sa yaz­mak ge­re­kin­ce ve ko­nu sen olun­ca pek ko­lay de­¤il işte. NE­ŞAT ŞAR­LA­NO∕­LU Ses­siz, sa­kin gö­rü­nen kişi­li­¤i­nin al­t›n­da esp­ri­li, se­ve­cen, dos­ta­ne bir in­san ya­tar. Son vu­ruş ada­m›­d›r. Du­rur du­rur öy­le bir esp­ri pat­la­t›r ki her­kes gül­mek­ten k›­r›­l›r. Ko­lay ko­lay her f›k­ra­ya gül­me­yen ben, Fa­tih’in o ken­di­ne has üs­lu­buy­la an­lat­t›­¤› her f›r­ka­ya gül­müşüm­dür. Bir şey­ler an­la­t›r­ken yap­t›­¤› o şi­rin mi­mik­ler Fa­tih’in kişi­li­¤i­ne ay­r› bir ha­va kat­mak­ta­d›r. Spo­ra çok me­rak­l› olan ar­ka­daş›­m›z­la bir­kaç kez koşma şe­re­fi­ne erişmişim­dir. Za­val­l› sa­yem­de par­ku­ru koşa­rak de­¤il yü­rü­ye­rek ta­mam­la­m›şt›r. Fa­tih’le olan ar­ka­daşl›­¤›m, okul ha­ya­t›m bo­yun­ca kur­ du­¤um en iyi ar­ka­daşl›k­lar­dan bi­ri­dir. ‹nan ki se­ni, bir­lik­te git­ti­¤i­miz ge­zi­le­ri, f›k­ra­la­r›­n›, mi­mik­le­ri­ni, he­le de o H›n­cal Uluç tak­li­di­ni çok öz­le­ye­ce­¤im. Sa¤­l›k, mut­lu­luk ve başa­r› se­nin­le ol­sun. SEV­G‹­LER. GÜ­LÜM­SER BA­LA

0602940018

Fatih OĞUZ Ad­res: Ac›­ba­dem Ed. Ti­baş Bl. Ac›­ba­dem / ‹S­TAN­BUL Tel: O 216 - 327 66 37

‹s­tan­bul’da ye­tişen na­di­de in­san­lar­dan bi­ri­dir. S›­n›­f›­m›z­da efen­di­li­ ¤i ile bi­li­nir. Başka­s›­n› bil­mem ama ben onu Ga­la­ta­sa­ray­l› Tu­gay’a ben­ze­ti­yo­rum. Fut­bo­lu ile ol­sun fi­zi­¤i ile ol­sun. Müt­hiş top oy­na­yan ar­ka­daş›­m›n tek­ni­¤i tar­t›ş›l­maz­d›r. Ay­n› başa­r›­y› ders­ler­de gös­ter­mek­ te­dir. Ba­zen s›­n›­f›­m›­z›n ön­de ge­len inek­le­ri­ni bi­le sol­la­ya­rak ilk s›­ra­y› al­mak­ta­d›r. Bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da ay­n› yaşam tar­z›­n›n de­vam et­me­si di­le­¤iy­le ken­di­ne iyi bak sev­gi­li ar­ka­daş›m. HA­KAN KES­K‹N FA­T‹H’‹ düşü­nün­ce ak­l›­ma ilk ge­len sa­r› Mer­se­des’idir. Çok ses­siz sa­kin gö­rü­nen Fa­tih’in ba­z› or­tam­lar­da faz­la­ca neşe­li ve ha­re­ket­li ol­du­¤u gö­rü­lür. Ge­re­¤in­den faz­la iyi ni­yet­li bir in­san­d›r. Çok da iyi bir fut­bol­cu olan Fa­tih’e da­ha iyi do­¤um gün­le­ri di­li­yo­rum. ÖZ­DEM Dos­tum ne­dir bu sen­den çek­ti­¤im. Oku­la gel­dim ilk se­ni gör­düm. Üni­ver­si­te bit­ti ha­la se­ni gö­rü­yo­rum. Yet­ti be! Bir de sa­na y›l­l›k ya­z›­ s› ya­z›­yoz ha. Ya ben sen­den nef­ret ede­rim ama be­nim­le be­ra­ber ‹s­tan­buls­por- Fe­ner­bah­çe ma­ç›­na gel­men ve Fe­ner gol at›n­ca se­vin­ men Ga­la­ta­sa­ray­l› ol­ma­na ra¤­men nef­re­ti­mi bi­raz azalt­t›. (He­men ş›­mar­ma bi­raz azalt­t› de­dik.) Şa­ka bir ya­na ne dos­tun ol­mak­tan ne de ders­ler­de ya­n›n­da otur­mak­tan b›k­ma­d›m ve dost­lu­¤un­dan hep mem­ nun ol­dum. Bu gü­zel 4 y›l­l›k dost­lu­¤u 40 y›­l›n üs­tün­de bir dost­lu­¤a taş›­mak di­le­¤i­me. Sev­gi ve sa¤­l›k ile kal ÖZ­GÜR ÖZ­CAN Fa­tih be­nim için üni­ver­si­te­de ta­n›­d›­¤›m özel in­san­lar­dan bi­ri­dir. Sa­kin ya­ra­d›­l›şl›, bi­raz utan­gaç, duy­gu­sal, si­ne­ma­y› ve spo­ru se­ven çok iyi bir Ga­la­ta­sa­ray­l›­d›r. Sol aya­¤›­n› iyi kul­lan­d›­¤› ve gü­zel oy­na­ d›­¤› iç­ni Pe­ga­sus’un sol ka­na­d›­n› oluştur­muştur. Bun­la­r›n ya­n›n­da ara­ba kul­la­n›r­ken ar­ka­da otu­ran­lar­la ko­nuşmak için ay­na­dan fay­da­ lan­mak ye­ri­ne ka­fa­s›­n› çe­vi­re­rek ko­nuşmak gi­bi ba­z› ga­rip huy­la­r› da var­d›r. Dört y›l bo­yun­ca ge­çir­di­¤i­miz gü­zel za­man­lan Ga­la­ta­sa­rayTrab­zons­por ma­ç› ve Çam­l›­ca va­ka­s› gi­bi an›­la­r›­m›­z› as­la unut­ma­ya­ ca­¤›m. Ha­ya­t›­n›n ge­ri ka­lan k›s­m›n­da hak et­ti­¤in mut­lu­lu­¤u ve başa­ r›­y› ya­ka­la­ma­n› di­le­rim. Unu­tul­ma­mak di­le­¤iy­le. SA­B‹­HA ‹lk etap­ta sa­kin ya­ra­d›ş›­l› ile dik­ka­ti çe­ken ar­ka­daş›­m›z­d›r. Mu­ha­se­ be öde­vi tes­li­mi s›­ra­s›n­da be­nim te­laş›­ma ra¤­men onun sa­kin­li­¤i be­ni ç›l­d›rt­m›şt›. Ay­n› şe­kil­de çok da ra­hat ara­ba kul­la­n›r. Hat­ta ar­ka­ya ba­ka­rak ara­ba bi­le kul­la­na­bi­lir. Fa­kat fut­bol­da ol­duk­ça asa­bi­dir. Çok gü­zel fut­bol oy­na­yan Fa­tih sol aya­¤›­n› çok iyi kul­la­n›r. S›­n›­f›­m›z ta­k›­ m› sa­ye­sin­de çok ke­re­ler ge­lip gel­miştir. Fa­tih bi­raz ses­siz gi­bi gö­zük­ se de mu­hab­be­ti­ne de ba­zen do­yum ol­maz, öm­rün bo­yun­ca her şey uma­r›m is­te­di­¤in gi­bi olur. EMEL 20


YONGA 98 y›l­la­r›n­da ken­di­ne pek ge­le­me­miş ve yan­l›ş yer­de oku­du­¤u­nu iz­le­ni­mi­ne ka­p›l­m›şt›r. Da­ima o oku­lu­nun ‹s­tan­bul’da de­¤il­de Sam­sun’da ol­du­¤u­nu düşün­müş ve haf­ta­n›n üç dört gü­nü­nü Sam­sun’da ge­çir­miştir. Ta­til ha­va­s›y­la ge­çir­di­¤i bir­kaç y›l­dan son­ ra ken­di ben­li­¤i­ni ya­ka­la­m›ş ve oku­la bi­raz­da ol­sa ›s›n­ma­ya ça­l›şm›şt›r. Onu ta­n›­d›k­tan son­ra iyi bir ar­ka­daş ve dost ol­du­¤u­nu an­la­ya­ bi­lir­si­niz. Ken­di­ne her ko­nu­da çok gü­ve­nen, tut­tu­¤u­nu ko­part­ma­y› se­ven bir ka­rak­te­re sa­hip­tir Neşat. Neşat’›n ti­ca­re­te karş› çok bü­yük bir il­gi­si var­d›r, da­ima bi­ze bir şey­ler sat­mak için ça­ba sarf et­miştir. Bu eme­li­ni ba­z› ar­ka­daşla­ra bir şey sat­t›­¤› za­man se­vin­cin­den ku­du­ra­rak gös­ter­miştir. Bu ara­da Neşat is­mi­nin an­la­m›­n› bir de ben­den oku­yun ba­ka­ l›m: NEŞ-AT (Neş bey­gir) = Neşe­li at an­la­m›­na gel­mek­te­dir. Neşat’la ko­nuşur­ken (her kim olur­sa­n›z olun) dik­kat­li dav­ra­n›n; çün­kü ko­nuşur­ken ya­pa­ca­¤›­n›z bir ha­ta­y› bu­lur­sa si­zi boz­ma­dan ede­mez. Bu onun hu­yu­dur ve hep ya­par. (Uma­r›m bir gün bu özel­li­¤in­den vaz­ge­çer) Se­ve­cen­li­¤i, dü­rüst­lü­¤ü, düşün­ce­li oluşu ya­n›n­da iyi bir ah­ç›­ d›r da. Yap­t›­¤› bir­çok le­ziz ye­me­¤in ya­n›n­da ma­kar­na­s› hiç­bir şe­ye de­¤işil­mez. (Bol sal­ça­l› ve bol te­re­ya¤­l›) Herşey bir ya­na, dost­lu­¤u­mu­zun okul­la s›­n›r­l› kal­ma­y›p uzun sür­me­si­ni di­le­rim. M.F.B. De­¤il okul­da, Au­to­cad R14 s›­n›­f›n­da bi­le ya­k›n otur­mak­tan kaç­t›­¤›m ama kur­tu­la­ma­d›­¤›m, Ka­ra­de­niz’in çay ko­ku­lu, 12 yo­lun bir­leşti­¤i kavşa­¤a sa­hip bir şeh­rin­den tor­ne­ti­ne bi­ne­rek ‹s­tan­bul’a düşen ye­ga­ne ar­ka­daşla­r›m­dan­s›n. Bel­ki de bir an­da ken­di­ni Or­man Fa­kül­te­sin­de bul­ma­n›n ver­miş ol­du­¤u şok­la yap­ t›n tüm o ga­rip­lik­le­ri. Ama ne­re­de bu­lu­rum se­nin gi­bi dos­tu. Mu­ha­se­be ders­le­rin­de an­lat­t›­¤›m tüm f›k­ra­la­ra gü­len bi­ri­sin sen. Bir­de al­d›­¤›n bil­gi­sa­ya­r› kul­lan­ma­y› bil­sen! Ad›­n› Ne­Pat Par­la­no¤­lu ola­rak de­¤iştir­sen de ben sa­na k›­sa­ca Neşat di­ye­ce­¤im ve hep dos­tun ka­la­ca­¤›m. Bir gün her­kez Fe­ner­bah­çe­li ola­cak Mat­kap. Her za­man sev­gi, sa¤­l›k ve dos­tum ola­rak gü­len bir yüz­le kal­ man di­le­¤im­le. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN Ka­ra­de­ni­zin o ken­di­ne has bü­yü­lü or­ta­m›n­da ye­tişmiş bü­yü­le­ yi­ci bir in­san. Onu an­lat­mak zor, onu ifa­de et­mek zor fa­kat onu sev­mek çok ko­lay. Çün­kü o cen­til­men, yar­d›m­se­ver, o se­ve­cen, tat­l›, o esp­ri­li hat­ta ko­mik, o sev­gi ada­m›, o gö­nül h›r­s›­z›, o bü­yük dost. Her ne ka­dar ‹s­tan­bul’un ken­di­ni de­¤iştir­di­¤i­ni söy­le­se de onun için­de ba­r›n­d›r­d›­¤› ve Neşat is­miy­le öz­deşleştir­di­¤i özel­lik­le­ri ko­lay ko­lay bir ara­da bul­mak zor. O, ‹s­tan­bul’un ba­na ka­zan­d›r­ d›­¤› en bü­yük al­t›n. Onu ta­n›­d›­¤›m ve 4 y›­l›­m›, oku­lu­mu, ‹s­tan­ bul’u onun­la pay­laşt›­¤›m için mut­lu­yum. Her şey­den ön­ce sen be­nim bu­gü­ne ka­dar sa­hip ol­du­¤um en iyi dost­sun. Se­ni, o de­¤er­li gi­bi gü­lüşü­nü, şi­ir­le­ri­ni, sa­ç›­m› çe­kişi­ni, s›k­t›­¤›n li­mon su­la­r›­n›, renk­li ka­lem­ler­le ç›­kart­t›­¤›n not­la­r›, sa­bah ak­l›­na ta­k›­lan şar­k›­y› gün bo­yun­ca söy­le­me­ni (he­le yar yar za­lim yar, çap­k›n yar...) unut­ma­ya­ca­¤›m. Unut­ma­ma da izin ver­mez­sin her­ hal­de. Evet sev­gi­li Neşat, sa¤­l›k, mut­lu­luk ve başa­r› hep sen­den ya­na ol­sun. Uma­r›m ge­le­cek­te herşey plan­la­d›­¤›n gi­bi olur. Son­suz sev­gi­ler. ÖP­TÜM. GÜ­LÜM­SER BA­LA

0602940022

Neşat ŞARLANOĞLU Hey gi­bi şar­la­yan y›l­lar ne ça­buk geç­ti de­¤il mi? tik se­ne 33 gru­bu­nu kur­muştuk, bak son se­ne­ye gel­dik bi­le. Bit­ti sa­y›­l›r ar­t›k (ya­lan), iyi geç­ti be, e¤­len­dik, üzül­dük, k›z­d›k, se­vin­dik. Ne okul­ muş be herşe­yi yaşat­t› bi­ze. Hem de herşe­yi ha­t›r­lar­san Bo­¤a­zi­çi köp­rü­sün­den ge­çer­ken “SEV­ME­YEN YA­ŞA­MAZ ‹S­TAN­BUL’U” de­miştik. Eee so­nun­da bi­ze de bu şeh­ri yaşa­ta­cak bi­ri­le­ri­ni bul­ mak ne ha­ri­kay­m›ş me­¤er. Ha ak­l›m­day­ken söy­le­ye­yim hak­k›m­ da yaz­d›k­la­r›­n›n ya­lan ol­du­¤u­nu el­bet bir­gün is­pat­la­ya­ca­¤›m. Ay­r›­ca bir­gün ra­k› içer­sem ya­n›m­da mu­hak­kak sen ola­cak­s›n. ‹S­MA­‹L FE­NER­C‹­O∕­LU 33’ler gru­bu­nun üye­si Ri­ze­li Neşat! Fa­kül­te­nin bah­çe­sin­de şaşk›n şaşk›n do­laş›r­ken ta­n›şt›­¤›m bu ar­ka­daşla dost­lu­¤u­muz ha­len de­vam et­mek­te­dir. ‹yi bir dost ol­du­¤u­mu­zu bir­çok şe­yi pay­laşma­m›z­la aç›k­la­ya­bi­li­rim. ‹yi ve kö­tü an­la­r›­m›z ol­du. Bun­ la­r› an­lat­mak uzun sü­rer. Ama bir ta­ne­si Sa­r›­yer’de ola­n›­d›r. Ra­k›­ y› içir­tip be­ni de­ni­ze at­m›şt›r. Son­ra ba­na yüz­me­yi Bo­¤az’da ö¤­ret­miştir. Tek of­sayt ta­ra­f› Beşik­taşl› ol­ma­s›­d›r. Bu ara­da çok ko­lay­da ga­za ge­lir. Ba­zen Neşat’a k›­za­r›m çün­kü en kö­tü f›k­ra­ya kah­ka­ha­lar­la gü­ler. Okul­da bir­çok k›z on­dan il­gi bek­ler ama kal­ bi­ni bir kişi­ye ver­miştir. Hoşsoh­bet ve iç­ten olan bu ar­ka­daş›­m›­za ha­ya­t› bo­yun­ca mut­lu­luk­lar di­le­rim. FA­T‹H O∕UZ Bi­rin­ci s›­n›f­ta her ne ka­dar bu oku­la ait de­¤il­miş gi­bi gö­rün­se de ikin­ci s›­n›f­ta gi­de­me­ye­ce­¤i­ni an­la­y›n­ca oku­la al›şmak zo­run­ da kal­d›. Onu ta­n›­d›k­ça çok tat­l› ve esp­ri­li bir in­san ol­du­¤u­nu an­la­d›m. Üçün­cü s›­n›f­ta git­ti­¤i­miz “Il­gaz” ge­zi­sin­de karş›­l›k­l› yap­t›­¤›­m›z soh­be­ti hâ­lâ dün gi­bi ha­t›r­l›­yo­rum ve unut­ma­ya­ca­¤›­ ma da emin ola­bi­lir­sin. Li­se de ku­ra­ma­d›­¤›m ar­ka­daşl›k­la­r› üni­ ver­si­te­de kur­ma şan­s›­n› ya­ka­la­d›m. Hat­ta bu­ra­da kur­du­¤um er­kek ar­ka­daşl›k­lar k›z ar­ka­daşla­r›m­dan (bir­kaç kişi ha­riç) çok çok s›­cak ve sa­mi­mi. Neşat’ta o in­san­lar­dan bir ta­ne­si. Her za­man dob­ra ko­nuşur ve bu yüz­den de fi­kir­le­ri­ne say­g› duy­du­ ¤um, hiç düşün­me­den baş›m s›­k›şt›­¤›n­da da­n›şa­bi­le­ce­¤im ve gi­de­ce­¤im bir in­san­d›r. Ço­¤u za­man bir Abi gi­bi gö­rü­rüm Neşat’›. (Bu­nu hiç söy­le­me­miştim Neşat’a işte ger­çek­ler... Okul y›l­l›­¤›n­ da­ki sa­mi­mi iti­raf­lar... K›­sa­ca­s› okul­da­ki ide­al er­kek ti­pim­di ama Gü­lüm­se/e kap­t›r­d›k işte!..) Her za­man dost­lu­¤u­mu­zun sür­me­si ve tüm is­tek­le­ri­nin ye­ri­ne gel­me­si di­le­¤iy­le... Ömür bo­yu MUT­ LU­LUK­LAR... ES­RA SA­RI­KUŞ Ka­ra­de­niz’in ba¤­r›n­dan Ri­ze’den ge­len ar­ka­daş›­m›z oku­lun ilk 21


YONGA 98 Da­ima sa¤­l›k­l›, mut­lu bir yaşam sür­men di­le­¤iy­le... SER­HAT KES­K‹­NER Yol­da bul­dum bir erik onu da kap­t› bi­zim Ge­yik! Yaş› kü­çük, de­dik ta­k›l­d›k ama sen çok ça­buk biz­ler­den bir şey­ler ka­p›p hat­ ta abar­t›p pat­ron­la­ra en­se to­kat çe­ke­bi­le­cek ha­le bi­le gel­din pat­ron. Okul s›­n›f­la­r›, kan­tin, bil­gi­sa­yar kurs­la­r›n­da yan­ya­na otur­mak, kah­ve­de king ma­sa­la­r›, be­le­di­ye oto­büs­le­ri, AFM, Os­ma­no¤­lu pi­de­ci­si, Tak­sim, yurt, ev fa­lan der­ken 4 se­ne­yi bi­le bi­tir­dik ama az gel­di. Ser­hat, sen ve ben üç­lü­sü ola­rak kurt Ali ho­ca­m›z ile kar ya­¤›şl› bir gün kon­tur­lu te­le­fon or­tak­l›­¤›­na ad›m at›ş›­m›­z› ko­nuşma­m›z ve be­nim yü­rü­ye­rek eve dö­nüşü­mü unu­ta­ mam. Çok çay içi­yor­sun. Fa­kat Lo­tus oy­na­ya­m›­yor­sun. BRA­IN Sa­adet zin­ci­rin­de başla­yan or­tak­l›­¤›­m›­z› s›­k› dost­lu­¤u­muz ile kay­naşt›­ra­rak iler­le­yen za­man­lar­da da­ha uzun sü­re­li ve ken­di işi­mi­ze taş›­ya­bil­mek ümi­diy­le... Sev­gi, sa¤­l›k ve hep neşe­li kal. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN Oku­la f›k­ra an­lat­mak ve za­man ge­çir­mek için ge­len Ce­mal’le ara­m›z­da iyi mü­na­se­bet­ler ol­muştur. Ce­mal’le gül­mek için bir­bi­ ri­mi­ze bak­ma­m›z ye­ter­li­dir. ‹ki­mi­zin de ke­pek so­ru­nu­muz­dan başka bir­de kuş so­ru­nu­muz var­d›r. Ay­lar­ca ko­nuştuk­tan son­ra geç­de ol­sa yu­va­s›z kuşlar ol­du­¤u­mu­zu an­la­d›k. Ders­le­ri din­le­me­den na­s›l geç­ti­¤i­ni bil­me­di­¤im Ce­mal, ben­ce ayak aya­küs­tü­ne ata­rak yap­t›­¤› efekt­ler os­ka­ra aday­d›r, ile­ri­ki ha­ya­t›n­da başa­r›­l› ola­ca­¤›n­dan şüp­he duy­ma­d›­¤›m Ce­mal’e ku­cak do­lu­su sev­gi­ler. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN De­niz­li’nin kö­yün­den kal­k›p ‹s­tan­bul’a ge­len Ce­mal köy psi­ ko­lo­ji­sin­den bir tür­lü kur­tu­la­ma­m›şt›r. S›k s›k köy mu­hab­bet­le­ri ya­pan Ce­mal ba­zen öy­le gü­zel an­la­t›r ki ina­n›n, in­sa­n›n gi­dip Ce­mal’le­rin kö­yü­nü ge­ze­si ge­lir. Ce­mal’le s›k s›k bir ara­ya ge­lir f›k­ra­lar an­la­t›r, esp­ri­ler ya­pa­n›z. Yap­t›­¤›m esp­ri­le­ri an­la­yan en­der ar­ka­daşlar­dan bi­ri­dir. S›­n›f­ta ge­yik mu­hab­bet­le­ri­nin baş ak­tö­rü­dür. Ce­mal ders­ler­de her ne ka­dar kö­yün­den do­laş›­yor ol­sa­da s›­nav za­man­la­r›n­da­ki inek­le­me­le­riy­le bu aç›­¤›­n› ka­pat­ma­y› başar­m›şt›r. Ce­mal’e ha­ya­t›­n›n bun­dan son­ra­ki k›s­m›n­da başa­r›­l›, mut­lu, bol esp­ri­li, neşe­li gün­ler ge­çir­me­si di­le­¤iy­le. DER­V‹Ş KA­LEN­DER Köy mek­te­bin­de bi­tir­di­¤i il­kö¤­re­ti­min, nor­mal şe­hir­de ta­mam­ la­d›­¤›n or­ta ilk bö­lü­mü­nün unu­ta­ma­d›­¤›n tat­l› ve ›l›k an›­la­r›­na yük­sek­ler­den uç­tu­¤un mev­sim­le­rin­de or­man­dan bir avuç yeşil­lik kat­mak, dün­ya­da pişen az›­c›k ha­ya­ta unu­tul­maz bir lez­zet ka­ta­ cak­t›r. Saf­kan De­niz­li’li ol­man do­¤ar­ken a¤­la­ma­d›­¤›n an­la­m›­na gel­ me­di­¤i gi­bi, şu­nu unut­ma ki ebe ka­d›­n›n ayak­la­r›n­dan tu­tup te­pe üs­tü çe­vir­di­¤i her er­kek, (ne­re­li olur­sa ol­sun) ac›­dan de­¤il de h›r­ s›n­dan a¤­la­d›­¤›­da bir ger­çek­tir. Köy­lü­lü­¤ün­den az şey kay­be­den ama mut­la­ka kay­be­den bir şe­hir­li oluşun, ta­lih­siz bir şe­kil­de Or­man Fa­kül­te­si­ne ge­lip, ka­z›k çak­t›­¤›n ar­ka s›­ra­lar­da ne si­ne­ma ve ki­tap eleşti­ri­le­ri yap­ma­na ne de av­c›­l›k ma­ce­ra­la­r›­n› an­lat­ma­na (her av­c› ma­ce­ra­s›n­da mut­la­ ka bi­raz­c›k ger­çek pay var­d›r) en­gel ola­ma­d›. Ce­mal, za­man se­ni ha­ya­li­ne de­¤il­de, ha­y›r­l› olan­la­ra gö­tür­sün. GE­Y‹K AV­CI­SI

0602940024

Cemal CEYLAN Ce­mal se­ni an­lat­mak se­ni an­la­mak! Ha­ni na­s›l an­lat­sam k›z­g›n kum ve se­rin su hi­kâ­ye­si var ya işte öy­le bir şey. Okul ha­ya­t›m­da es­pir­le­ri­me tek karş›­l›k ve­ren ve be­ni an­la­yan tek in­san. De­niz­li­ nin hiç­bir za­man ak­l›m­da tu­ta­ma­d›­¤›m bir il­çe­sin­de­ki el­ma bah­ çe­sin­de dün­ya­ya göz­le­ri­ni aç­m›ş. El­ma bah­çe­le­ri onun ya­p›­s›­na işle­miş ola­cak ki ka­der onu Or­man Fa­kül­te­si­ne sü­rük­le­miş. Ders ha­ya­t›n­da ol­duk­ça başa­r›­l› olan ar­ka­daş›m, ay­n› başa­r›­y› aşk ha­ya­t›­na taş›­ya­ma­m›şt›r. Mek­tup yaz­ma­y› iyi be­ce­ren ar­ka­daş›m okul ha­ya­t›­na Bah­çe­köy yur­du B Blok 313 nu­ma­ra­l› oda­da başla­m›ş ve bu oda­da ta­mam­la­ya­ca­¤a ben­zi­yor. ‹şi­niz ol­ma­ya­ cak onun­la mu­hab­bet ede­cek­si­niz. An­lat­ma­ya bir başla­d›­¤›­m› dur du­rak bil­mez. Bi­li­yo­ruz ki av­c›­la­r›n ge­yik­le­ri tü­ken­mez. Ken­ di­ni av­c› ola­rak ta­n›­tan Ce­mal’in de ge­yik­le­ri tü­ken­mez. Ken­di­ne bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da bol ge­yik­ler di­le­¤iy­le. HA­KAN KE­S‹­C‹N Ge­yik mu­hab­bet­le­ri­nin da­imi ele­ma­n›, esas o¤­la­n›. Sü­rek­li ko­nuşur, ko­nuşur. Yurt­ta, okul­da, s›­n›f­ta y›­l›n ge­yi­¤i hat­ta dört y›­l›n. Otur­ma­y› ayak­ta dur­ma­ya, yat­ma­y› otur­ma­ya ter­cih eden ve bu­nu ha­yat fel­se­fe­si ola­rak ka­bul eden yük­sek şah­si­yet. E¤er ayak­ta ise mut­la­ka yü­rü­me­si ge­re­ki­yor­dur. Öy­le bir yü­rü­yüş sti­li var­d›r ki ta­n›­yan­lar bi­lir, sa­y›­sal bir de­¤er ver­mek ge­re­kir­se, ina­ n›n bir ki­lo­met­re uzak­tan Ce­mal ol­du­¤u an­laş›­l›r. Ce­mal ken­di­ne gü­ve­nen, ka­rar­l›, başa­r›­s›z­l›­¤› ta­n›­ma­yan bir in­san­d›r. Bun­lar Ce­mal’le çok iyi an­laşma­m›­z›n sa­de­ce bir kaç ne­de­ni. ‹ki­mi­zin­de en bü­yük özel­li­¤i bir­çok plan ya­p›p hiç­bi­ri­ni ger­ çek­leşti­re­me­miz­dir. Ger­çek­leşti­re­le­miş plan­lar kol­lek­si­yo­nu­na her gün bir ye­ni­si­ni ek­ler­ken, bun­la­r›n­da ka­de­ri­nin geç­mişte­ki plan­lar­la ay­n› ola­ca­¤› as­l›n­da bel­li­dir. Öy­le tah­min edi­yo­rum ki Ce­mal’i üç beş sa­t›r­la kim­se an­la­ta­ maz. Sa­de­ce Av ma­ce­ra­la­r› başl› baş›­na bir olay. Sa­k›n ha ya­n›n­ da a¤­z›­n›z­dan Av ve­ya ben­ze­ri bir ke­li­me ç›k­ma­s›n. Ama şu­nu söy­le­mek ye­rin­de olur; Biz Ce­mal’in bu ha­lin­den ga­yet mem­nu­ nuz. Dört y›l­da oku­lun hak­k›n­da gel­di. Bun­dan son­ra­da bü­yük başa­r›­la­ra im­za ata­ca­¤›­n› düşü­nü­yo­rum. 22


YONGA 98 haz­me­de­me­yen bir kişi­li­¤e sa­hip ol­du­¤u­nu söy­le­ye­bi­li­rim. Fa­ruk de­nin­ce ak­l›­ma ilk ola­rak ver­di­¤i ti­yo­lar ge­li­yor. Her ne­den­se 4 se­ne bo­yun­ca ver­di­¤i ti­yo­la­r›n tut­ma­d›­¤› gö­rül­müştür. Ken­di­si de bu ti­yo­la­ra gö­re ders ça­l›şt›­¤› için s›­nav­lar­da il­ginç bir gra­fik ser­ gi­le­miş, her­ke­sin ko­lay­l›k­la geç­ti­¤i Lif tek­no­lo­ji­si gi­bi ders­ler­den kal­m›ş bu­na karş›­l›k zor sa­y›­la­bi­le­cek ders­le­ri fi­nal­de ver­miştir. 6’l› tut­tur­du­¤u at ya­r›ş›­n› ya­t›r­ma­yan ama so­nu­cu­na ba­kan, fi­nal­de pe­nal­t› ka­ç›­ra­rak fa­kül­te­nin şam­pi­yon­lu­¤u­na en­gel olan, bu­na­l›­ma gi­rin­ce ça­re­yi si­ne­ma­ya git­mek­te bu­lan ra­di­kal bir Ka­ra­ de­niz­li­dir. Fa­ruk’un ilişki­le­rin­de iki ku­ral ge­çer­li­dir. 1) Fa­ruk her za­man hak­l›­d›r. 2) Fa­ruk’un hak­s›z ol­du­¤u du­rum­lar­da 1 ku­ral ge­çer­li­dir. Ter­cü­be­le­ri­me da­ya­na­rak bu ku­ral­la­r› gö­zö­nün­de bu­lun­dur­ma­n›­z› öne­ri­rim. Ay­n› za­man­da çok cen­til­men bi­ri­dir. Ha­l› sa­ha maç­la­r›n­da ye­nil­di­¤i tak­dir­de her an to­pu üze­ri­ni­ze ata­ bi­lir ya da yap­t›­¤›­n›z te­za­hü­rat için si­ze teşek­kür ede­bi­lir. Kar­to­pu oy­nar­ken de iyi bir part­ner sa­y›l­maz, he­de­fi şaş›­r›p si­zi düşman sa­na­rak baş›­n›­za kar­to­pu ata­bi­lir. Bü­tün bun­la­ra ra¤­men Fa­ruk gü­nü­müz­de az rast­la­nan ger­çek­ten in­san ola­bil­miş kişi­ler­den­dir. Uma­r›m bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da is­te­dik­le­ri­ni el­de eder, mut­lu, sa¤­l›k­l› ve başa­r›­l› bir yaşam sü­rer­sin. Emin ol se­ni hiç unut­ma­ya­ ca­¤›m. Ar­ka­daş›n SA­B‹­HA Kar­deşim ka­dar sev­di­¤im, s›r­daş›m, yol­daş›m, gö­nül­daş›m Fa­ruk bü­yük. Onu an­lat­ma­ya na­s›l başla­y›­y›m, güç­lü kişi­lik, sa¤­lam ka­rak­ter, fe­de­kar, sert gö­rü­nüşü­nün al­t›n­da ya­tan saf­l›k ve yu­muşak­l›k, dü­rüst ve sa­mi­mi bir in­san. Soh­bet­le­re, kul­lan­d›­¤› ka­ra­de­niz şi­ve­si ile ge­tir­di­¤i renk, unu­tul­ maz an›­la­r› ve unu­tul­maz aşk› ile ken­din­den s›k­ça bah­set­ti­ren bi­ri. Dört y›l bo­yun­ca s›­nav­lar­da ön­lü ar­ka­l› otur­du­¤um ama ya­z›­s›­ n›n bo­zuk­lu­¤un­dan bir tür­lü oku­ya­ma­d›­¤›m kâ­¤›­d›n­dan başka pek k›z­d›­¤›m bir şe­yi yok­tur. Sev­gi­li Fa­ruk uzun y›l­lar pay­laşt›­¤›­m›z dost­lu­¤un uzun y›l­lar de­vam et­me­si­ni yü­ce Rab­bim’den te­men­ni edi­yor, sa­na ha­ya­t›n bo­yun­ca mut­lu­luk­lar di­li­yo­rum. ‹lk göz a¤­r›n olan sev­gi­li ?.... isim­le­rin an­la­m› yok yok­lu­¤un­da bi­le var­l›­¤›­n› his­se­de­bil­di­¤in ca­n›n ile bir­lik­te. KO­RAY ‹de­al­le­ri bü­yük, uf­kun son­suz, ge­le­ce­¤i y›l­d›r gi­bi par­lak, ce­sa­ re­ti Tan­r› da­¤›, inan­c› Hi­ra da­¤› ka­dar yü­ce, kal­bi pa­muk gi­bi yu­muşak, ötü­ken boz­k›r­la­r›­n›n Yü­ce de­vi Yam­ta gi­bi hey­bet­li, tam bir ide­al Türk gen­ci s›­fa­t›n­da olan de­¤er­li ar­ka­daş›­m› özet­le­dik. As­l›n­da ken­di­si­ni kâ­¤›­da dök­mek ye­ter­li ol­ma­ya­cak­t›r, onu onun­la yaşa­mak ge­rek­mek­te­dir. Be­nim gi­bi Yi­¤it, so­ya­d› gi­bi “bü­yük” bir ar­ka­daş›m ol­du­¤u için ken­di­mi çok şans­l› his­se­di­yo­rum. Al­lah is­tik­ba­li­ni par­lak, yo­lu­nu aç›k et­sin. ŞA­BAN BAL­CI ‹de­al­le­ri do¤­rul­tu­sun­da bir yaşam tar­z›­n› tut­tu­ra­ma­yan da­ima olay­la­r›n de­rin­li­¤i­ne in­me­ye ça­l›ş›r ka­fa yo­ran de­¤er­li kar­deşim. Her za­man ar­ka­daşla­r›­n›n ya­n›n­da ol­ma­ya ça­l›şma­s› ve ge­rek­ti­ ¤in­de ölü­me gi­de­bil­me­si ara­m›z­da­ki ce­sa­ret abi­de­le­rin­den bi­ri ol­ma­s›­na se­bep ol­muştur. Her ne ka­dar ga­ze­te­le­rin ar­ka­s›n­da sak­la­nan müz­min bir aş›k ol­sa da­hi bu­nu hiç bir za­man bel­li et­me­me­ye ça­l›şm›şt›r. Ha­ya­t›­ n›n 3 y›­l›­n› bir aşk u¤­ru­na har­ca­yan kar­deşi­miz so­nun­da başa­r›­l› ol­muştur. Sert gö­rü­nü­mü­nün al­t›n­da çok yu­muşak bir ka­rak­te­re sa­hip olan bu kar­deşi­mi­ze bir ömür bo­yu mut­lu­luk ve başa­r›­lar di­le­rim. Al­lah se­ni ko­ru­sun ve yü­celt­sin. KA­D‹R GÜN­GÖR

0602940028

Faruk BÜYÜK Sert gö­rü­nüşü­nün al­t›n­da çok iyi, an­la­y›şl› ve dost can­l›­s› bir in­san var­d›r. Sa­k›n gö­rü­nüşü­ne al­dan­ma­y›n. Ti­pik bir Ka­ra­de­niz er­ke­¤i­dir. Si­nir­len­di­¤i za­man ya­k›­n›n­da bu­lun­mak sa­k›n­ca­l›­d›r. Yan­l›şl›k­la ya­n›n­da bu­lu­yor­sa­n›z bir es­te­tik uz­ma­n›y­la gö­rüşme­ niz uy­gun ola­cak­t›r. Ama herşe­ye ra¤­men gü­ve­ni­lir bir dost­tur. ‹yi­siy­le kö­tü­süy­le dört se­ne­yi bi­ti­ri­yo­ruz. Fa­ruk be­nim üze­rim­de hak­k›n ol­duk­ça faz­la. He­lal et de oku­lu­nu öy­le bi­tir. En gü­zel gün­ ler se­nin­le ol­sun, ömür bo­yu mut­lu ol­ma­n› tüm kal­bim­le di­li­yo­ rum. 14.05.1998 / ‹ST. YA­SE­M‹N HA­CAR­LI­O∕­LU ‹lk ta­n›şma­m›z ol­duk­ça il­ginç ol­ma­s›­na ra¤­men, son­ra­ki gün­ ler­de ya­ka­la­d›­¤›­m›z s›­k› dost­luk ger­çek­ten gö­rül­me­ye de­¤er. Fa­kül­te­de­ki ilk s›­na­v›­n›n sa­ati­ni ka­r›şt›­ra­rak ti­pik bir ka­ra­de­niz’li ol­du­¤u­nu is­pat­la­d›. Kop­ya çek­me­le­ri­miz, ha­kem­le­rin peşin­den koştur­ma­la­r›­m›z ve La­zo¤­lu’nu hiç unut­ma­ya­ca­¤›m. Bu gü­zel gün­le­rin bir par­ça­s› olan Fa­ruk; herşey gön­lü­ne gö­re ol­sun. Dört se­ne­dir ken­di­ne uy­gun k›z bu­la­ma­d›­¤›n­dan ya­k›­n›r­d›n ama ben herşe­ye ra¤­men ara­d›­¤›n in­sa­n› bu­la­ca­¤›­na ina­n›­yo­rum. Şu ders­ le­ri en k›­sa za­man­da ve­rin. Siz­le­ri as­ke­re bek­li­yo­rum. Gö­rüşmek üze­re. 21.03.1998 / VAN Ko­man­do Astgm. ÖZ­GÜR SA­DIK ŞEN­GÛL Fa­kül­te­nin fut­bol ma­ç›n­day­d›k. O gü­ne ka­dar Fa­ruk’u hiç böy­ le gör­me­miştim. Yü­zün­de­ki ifa­de­yi oku­mak için çok bü­yük­bir fi­lo­zof ol­mak ge­re­ki­yor­du. Maç­ta olan olay­la­r› ifa­de et­mek için sa­de­ce üç nok­ta (...) di­yo­rum. Ney­se bu işin esp­ri­siy­di. Öm­rüm bo­yun­ca ta­n›­d›­¤›m en­der in­san­lar­dan bi­ri­si­dir. Be­nim on­da gör­dü­¤üm en bü­yük Özel­lik ti­pik bir Ka­ra­de­niz er­ke­¤i ol­ma­ s›­d›r. Bu gü­ne ka­dar üze­rim­de bir çok eme­¤i ol­muştur, özel­lik­le bir gün bir ko­nu­da ca­n›m çok s›­k›l­m›şt›. Her­kes üze­ri­me ge­lip mo­ra­li­mi bo­zar­ken o ise ge­lip be­ni din­le­mişti. Ney­se ar­ka­daş›m bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da başa­r›­l› ol­ma­n› di­le­rim. Ve Al­lah sa­na kal­bi­ne gö­re ver­sin di­yo­rum. Ak­l›­ma gel­ mişken Fa­ruk BÜ­YÜK e¤er Orm. End. Müh. ol­ma­say­d› is­mi gi­bi bü­yük ŞA­‹R olur­du. ÖZ­GÜR YIL­DI­RIM Fa­ruk’u k›­sa­ca an­lat­mak ge­re­kir­se; her ne ka­dar bel­li et­me­se­de ol­duk­ça duy­gu­sal ay­n› de­re­ce­de has­sas ve al›n­gan, cö­mert, pa­ra­ ya önem ver­me­yen, esp­ri­li son de­re­ce gu­rur­lu bi­raz asa­bi, do¤­ru­ la­r›­n› sa­vun­mak­tan as­la vaz­geç­me­yen, inat­ç›, ar­ka­daş› için hiç­bir fe­da­kâr­l›k­tan ka­ç›n­ma­yan, ken­di­ne çok gü­ve­nen, red­de­dil­me­yi 23


YONGA 98

0602940045

0602940048

Mustafa YILDIZ

Sevil URSAVAŞ SE­V‹L, için en uy­gun ta­n›m Pre­zan­tabl ol­ma­l›­d›r. Da­ima ba­k›m­l› ve gü­zel­dir. Ma­viş ma­viş ba­kan göz­le­riy­le de­vam­l› et­ra­f› sü­zer. Se­vil çok il­ginç bir in­san­d›r. Düşün­ce­le­ri­ni ken­di­ne sak­lar ve hiç bel­li et­mez. Et­raf­ta yan­l›ş ta­n›n­ma­s› bun­dan­d›r. Her­kes onun ses­siz ve il­gi­siz ol­du­¤u­nu sa­nar. An­cak çok dik­kat­li­dir. Ko­nuşma­y› pek sev­me­di­¤i sa­n›­l›r. Ama ba­zen çok ko­nuşur, öy­le ki ko­nuşmak­tan uyu­ya­ma­d›­¤›­m›z çok ol­muştur. Bir­çok staj an›­la­ r›m olan ar­ka­daş›­m›n slo­ga­n› Neşe se­ver Meşe ol­muştur. Bek­len­ me­dik dav­ra­n›şlar gös­ter­me­siy­le çok ün­lü­dür. Bun­lar­dan bi­ri­de tez ko­nu­su seç­me­de­ki us­ta­l›­¤›­d›r. Çok man­t›k­l› ve ger­çek­çi bi­ri­ dir. Ba­na olan yar­d›m­la­r›­n› ve se­ni hiç unut­ma­ya­ca­¤›m sa¤­l›k ve mut­lu­luk­lar di­li­yo­rum. ÖZ­DEM Se­vil de­nin­ce ak­l›­ma ilk ola­rak “Yü­züm par­l›­yor mu?” “Fa­r›m çiz­gi ha­li­ni al­m›ş m›?”, “Ru­jum ç›k­m›ş m›?” gi­bi kla­sik so­ru­la­r› gel­mek­te­dir. Bu so­ru­lar­dan da an­laş›­la­ca­¤› gi­bi Se­vil gü­zel­li­¤i­ne düşkün, her za­man ba­k›m­l› ve gi­yi­mi­ne önem ve­ren bir kişi­li­¤e sa­hip­tir. Bu­nun ya­n›n­da na­s›l­sa f›­r›n ya­na­cak de­yip bir­kaç çeşit pişir­me ta­k›n­t›­s› ol­du­¤un­dan bon­kör, mi­sa­fir­per­ver ve gü­ler­yüz­ lü, bir ev sa­hi­bi­dir. (19 Ma­y›s’da Se­vil’in evi­ne u¤­ra­ma­n›­z› tav­si­ ye ede­rim.) Ay­n› za­man­da ken­di­si­nin de ka­bul et­ti­¤i gi­bi k›s­mi özür­lü bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. ‹şi­ne gel­di­¤i za­man gör­mek­te, işi­ne gel­di­¤i za­man duy­mak­ta ve ko­nuşmak­ta­d›r. (Her ne­den­se 4 y›l bo­yun­ca pek işi­ne gel­di­¤i gö­rül­me­miştir.) Fa­kat ne ka­dar ses­siz de ol­sa ‹ne­göl’de­ki staj * tec­rü­be­le­ri­me da­ya­na­rak Se­vil’i k›z­d›r­ ma­ma­n›­z› öne­ri­nim; yok­sa ve­re­ce­¤i tep­ki karş›­s›n­da hay­re­te düşe­bi­lir­si­niz. Ay­r›­ca k›z­d›­¤› za­man ver­di­¤i tep­ki gi­bi se­vin­di­¤i za­man ver­di­¤i tep­ki de il­ginç­tir. Kut­la­ma ya­par­ken her­ke­sin ak­si­ ne o şam­pan­ya ye­ri­ne ket­çap pat­lat­ma­y› ve da­ha son­ra or­ta­l›­¤› te­miz­le­me­yi ter­cih eder. Bu özel­lik­le­ri­nin ya­n›n­da Se­vil ders­le­ rin­de de çok başa­r›­l› ve araşt›r­ma­ya me­rak­l› bir ö¤­ren­ci­dir. Bi­tir­ me te­zi­ni la­bo­ra­tu­ar­dan ala­rak bu­nu ka­n›t­la­m›şt›r. ‹şte 4 y›l bo­yun­ca Se­vil ile yaşa­d›k­la­r›m­dan ya­r› şa­ka ya­r› cid­di ak­l›m­da ka­lan­la­r› özet­le an­lat­ma­ya ça­l›şt›m. Uma­r›m is­te­di­¤in ha­ya­t› yaşar mut­lu olur ve et­ra­f›n­da­ki­le­ri mut­lu eder­sin. Okul bit­tik­ten son­ra da gö­rüşe­ce­¤i­miz için sa­na hoşça­kal de­mi­yo­rum. SA­B‹­HA

Yu­nus’un “aha gel­dik gi­di­yo­ruz, ka­lan­la­ra se­lam ol­sun, peşi­miz­den ha­y›r dua, eden­le­re se­lam ol­sun.” de­di­¤i gi­bi, za­ma­n›n çark­la­r› ge­ri­ye çev­ril­me­mek üze­re dön­dü ve biz­ler­de işte gi­di­yo­ruz. Bu­gün onu okul­ dan, ya­r›n bu şe­hir­den, bir başka gün­de bu di­yar­dan başka bir di­ya­ra... Fi­kir çi­le­si in­san “Herşey akar, su, ta­rih, y›l­d›z, in­san ve fi­kir. Oluk­lar çift, bi­rin­den nur akar bi­rin­den kir.” di­yor. Ma­dem herşey ak›­yor biz­ler­de akan nur­lu şey­ler­den ola­l›m. Kö­tü şey­le­rin git­ti­¤i yer­ler ma­lum... Bü­tün ma­ran­goz­la­ra sev­gi­ler. MUS­TA­FA YIL­DIZ Bö­lü­mü­mü­zün ş›k gi­ye­nen, na­zik kişi­le­rin­den­dir. Dü­rüst, da­va­s›­na sa­d›k, cö­mert olan ar­ka­daş›­m›z Kay­se­ri’li ol­ma­s›y­la övü­nür. (Ken­di­si­ne bo­¤az köp­rü­sü­nü sat­t›k.) Oku­du­¤u­muz ders­ler­den im­ti­han ol­du­¤u­nu an­cak son se­ne an­la­ya­bil­ miştir. Bu­na ra¤­men gö­rül­me­miş üs­tün bir per­for­mans gös­te­re­rek re­kor dü­zey­de ders ver­miştir. ISO 9000’den 10000’e ka­dar olan tüm ka­li­te s›­n›f­la­r›­n› ez­be­re bi­lir. ‹le­ri­de bö­lü­mü­mü­zün par­mak­la (işa­ret par­ma­¤›) gös­te­ri­len mü­hen­dis­le­rin­den bi­ri­si ola­ca­¤›­na ke­sin gö­züy­le ba­k›­yo­rum. Duy­gu­sal yö­nü a¤›r bas­sa­da cid­di­ye­ti­ni ve hâ­ki­mi­ye­ti­ni kay­bet­mez. Unut­ma­dan, şi­ire, özel­lik­le Ne­cip Fa­z›­la çok düşkün­dür. On­dan her za­man şu m›s­ra­la­r› din­le­ye­bi­lir­si­niz. Ne­ye yak­laşsam, so­nu uzak­l›k ve k›r­g›n­l›k; An­la ki, yok, Al­lah’tan başka­s›y­la ya­k›n­l›k... AB­DUL­LAH ÖN­GÜN Ne ya­za­ca­¤›m bu adam hak­k›n­da? Ya­k›n­dan ta­n›­ma f›r­sa­t› bul­du­¤um ti­pik bir Kay­se­ri’li. (Kay­se­ri­li ci­¤er­pa­re iki ev­la­d›n­dan bi­ri­ne bak­m›ş, “Bu adam ola­cak ya­n›m­da kal­s›n.” di­¤e­ri­ne bak­m›ş “bu adam ol­ma­ya­cak, bi­ze göz­yaş› ola­cak b›­ra­ka­l›m oku­sun” de­miş). Ta­n›­ma­da geç kal­d›­¤›­m› zan­net­ti­¤im bir ar­ka­daş. Can­dan bir ar­ka­daş. Mad­di­yat­la öl­çü­le­me­yen bir dost. Her iki dün­ya­dan ha­be­ri olan müs­tes­ na in­san­lar­dan bi­ri. Sev­me­di­¤im ya­z› yaz­ma işi­ni ba­na yaşa­tan adam. Ba­z› şey­ler ke­li­me­ler­le ifa­de edil­mez. ‹şte öy­le bir şe­yin tem­sil­ci­si bir şah­si­yet. ‹B­RA­H‹M AK­MAN Öl­çü ve­ya yol­da­ki ›ş›k­lar. Başka­la­r›­n› sa­na sev­di­ren ve on­la­r› se­nin na­za­r›n­da se­vim­li k›­lan ta­v›r ve dav­ra­n›şla­ra dik­kat et. Unut­ma ki ay­n› şey­ler se­nin­de se­vi­lip be­¤e­nil­ me­ne ve­si­le ola­bi­lir. Da­ima in­san­ca dav­ran ve uya­n›k ol. Hak­k›n sa­na karş› mu­ame­le­si­ni öl­çü ka­bul edip hal­ka karş› öy­le dav­ ran­ma­l›­s›n. O za­man halk için­de Hak’la be­ra­ber olur ve her iki yal­n›z­l›­ ¤›n vahşe­tin­den kur­tu­lur­sun. A¤aç­lar ku­ru­du­¤u za­man mey­ve ver­mez­ler. ‹n­san ise mey­ve ver­me­di­¤i za­man ku­rur. M. FET­HUL­LAH GÜ­LEN 24


YONGA 98 olur­sun! Se­nin ar­ka­daşl›­¤›n ve man­t›k­l› oluşun ile se­ni hep ha­t›r­ la­ya­ca­¤›z Ser­dar. Ta­mam m›! FA­T‹H Ha­ni ba­z› in­san­lar var­d›r ya... Her ne ka­dar fark­l› düşün­ce­le­ri be­nim­se­se­niz bi­le, ay­n› fi­kir­le­ri be­nim­se­di­¤i­miz in­san­lar­dan bi­le da­ha iyi ko­nuşup an­laşa­bi­lir­si­niz. ‹şte Ser­dar böy­le bir in­san. Tar­t›şma­la­r›n­dan ve soh­be­tin­den zevk al­d›­¤›m na­dir in­san­lar­dan­d›r o. 4 y›l­d›r ta­n›şma­m›­za ra¤­ men ya­k›n dost­lu­¤u­muz 2. s›­n›­f›n son­la­r›n­dan bu­gün­le­re ka­dar gel­di. Evet ger­çek bir dost. S›­nav ön­ce­si akşam­la­r› başka­la­r› ders ça­l›ş›r­ken biz bir­bi­ri­mi­ze er­te­si gün için ra­por ala­bil­me tak­tik­le­ri­ni an­la­t›­r›z. Evet bun­la­r› işe ya­rar ve ra­po­ru­mu­zu al›­r›z. Ama ac›­s›­n› te­la­fi s›­nav­la­r›n­da çe­ke­riz. Ya boş ka­¤›t ve­ri­riz, ya­da boş ka­¤›t ver­miş gi­bi not al›­r›z. K›­sa­ca iki ka­fa­da­r›z ama bu ko­nu­lar­da bir ka­fa bi­le et­me­yiz. Se­nin de­di­¤in gi­bi evet CA­NIM sa­na ile­ri­ki ha­ya­t›n­da sa¤­l›k ve mut­lu­luk do­lu gün­ler di­le­yip ya­z›­m› bi­ti­ri­yo­rum. Çün­kü se­ni böy­le k›­sa sa­t›r­la­ra s›¤­d›r­mak zor. Sev­gi­ler­le. NE­ŞAT ŞAR­LA­NO∕­LU Ki­mi­le­ri­miz var­d›r, ilk gö­rüştük­le­ri an­da san­ki 40 y›l­l›k dost gi­bi olur­lar. Ya­ni iki ya­r› par­ça gi­bi bir­bir­le­ri­ni ta­mam­lar­lar. ‹şte ben ve Ser­dar ile böy­le şey­ler ol­du. Olay­la­ra çok man­t›k­l› ba­kan bu ar­ka­daş›­m›z, Pe­ga­sus ef­sa­ne­si­nin ka­le­ci­si­dir. Be­nim gi­bi çok duy­gu­sal olan bu ar­ka­daş›m ko­lay aş›k olur. Ko­nuşma­la­r›­m›­z›n ço­¤u gül­mek­le ge­çer. Okul ha­ya­t›m bo­yun­ca bir­lik­te ol­du­¤um­da son de­re­ce zevk al­d›­¤›m bu dos­tum­la son dö­nem­de gö­rüşe­me­ sek de kal­bi­mi­zin bir ol­du­¤un­dan bir­bi­ri­mi­zi hiç kay­bet­me­ye­ce­ ¤i­mi­ze ina­n›­yo­rum. Sev­giy­le kal Ser­dar! FA­T‹H O∕UZ

0602940037

Serdar KURUÇAY O bi­zim ton­to­nu­muz. Sa­ç›n­da­ki ek­sik­lik­le­ri öne ta­ra­ya­rak, sa­kal b›­ra­ka­rak ka­pat­ma­ya ça­l›şan se­vim­li in­san. Or­ga­ni­zas­yon ye­te­ne­¤i, ö¤­ren­ci li­der­li­¤i, çi­çek­çi­lik der­ken oku­du­¤u­nu unut­tu za­val­l›­c›k. Dör­dün­cü s›­n›f­ta al­d›­¤›­m›z bü­tün ders­le­ri (ya­ni bü­tün ders­le­ri) be­ra­ber te­miz­le­dik yar­d›­m›n için teşek­kür­ler kel Bir­gün yo­lu­nuz Mal­te­pe’den ge­çer­se onu Mal­te­pe’nin en yük­sek­te­ki ada­m›, ton­ton, kel, ya­da Mal­te­pe’nin en gü­zel k›­z›­n›n kar­deşi di­ye so­ra­rak bu­la­bi­lir­si­niz. Aa­aa bir­de ka­le­ci­li­¤i var, şer­bet­li­mi­ dir ne­dir. Ora­s›­na çar­p›­yor, bu­ra­s›­na çar­p›­yor gol ol­mu­yor. Di­¤er spor ak­ti­vi­te­le­ri ara­s›n­da bozv­lin­gi­de sa­ya­bi­li­riz, öy­le­ki ilk oy­na­ y›ş›­m›z­da to­zu­nu yut­tuk. Se­nin­le ile­ri­de gö­rün­me ko­nu­sun­da hiç­bir en­dişem yok. Fa­ka­aa­at ba­na bir da­ha ha­ya­t›m, ca­n›m, ci­cim der­sen bu­nu teh­li­ke­ye so­kar­s›n ona gö­re CA­NIM. ÖP­TÜM. ‹S­MA­‹L FE­NER­C‹­O∕­LU SER­DAR, her­kes­le çok iyi di­alog ku­ra­bi­len bir in­san­d›r. O her­ ke­sin hak­k›n­da çok şey bi­lir ama kim­se onun hak­k›n­da faz­la birşey bil­mez. Çok de­¤işik düşün­ce­le­re sa­hip olan bu ar­ka­daş›m uma­r›m düşün­ce­le­ri­ni ha­ya­ta ge­çi­re­bi­lir. 4 se­ne bo­yun­ca be­ni en iyi an­la­yan ve des­tek ve­ren in­san­lar­dan bi­ri ol­muştur. Çok iyi or­ga­ni­zas­yon ya­pan bu ar­ka­daş›m ile­ri­de mes­le­¤i d›ş›n­da bir iş yap­mak is­ter­se öne­rim or­ga­ni­za­tör ol­ma­s›­d›r. Her za­man mut­lu ol­man di­le­¤iy­le. ÖZ­DEM Sev­gi­li ar­ka­daş›m Ser­dar! Ne ya­z›k ki ay­r›­l›k vak­ti gel­di. Ama biz ye­ni ye­ni bir­bi­ri­mi­ze al›şm›şt›k. Ney­se ar­t›k okul bi­ti­yor ve ye­ni bir ha­ya­ta ad›m at›­yo­ ruz. ‹nşal­lah bun­dan son­ra­da ar­ka­daşl›­¤›­m›z de­vam eder. Se­ni o gü­zel ka­le­ci­li­¤in ve bü­tün­le­me­ler­de­ki ba­na et­ti­¤in eşlik­te ha­t›r­la­ ya­ca­¤›m. SEV­G‹­LE­R‹M­LE. AR­M‹ (Ar­ma­¤an Çe­lik) Mer­ha­ba Ser­dar! Bu bir ka­y›t de­¤il. Do­la­y›­s›y­la bir disk ken­di ken­di­ni 5 sn. için­ de yok et­me­ye­cek. Di­le­rim bir gün Fe­ner­bah­çe ka­le­ci ant­re­nö­rü

25


YONGA 98 do¤­ru ka­rar ver­mem, do¤­ru ve yan­l›ş› ay›rt et­mem için elin­den ge­le­ni yap­t›n. Bun­lar için sa­na çok teşek­kür edi­yo­rum. Ge­ri­ye dö­nüp bak­t›­¤›m­da ge­çir­di­¤i­miz gü­zel gün­le­ri ha­t›r­la­ya­ca­¤›m ve o an­la­r›n mut­lu­lu­¤u­nu her za­man yaşa­ya­ca­¤›m. D‹­LA ‹n­sa­n›n ya­k›n ar­ka­daş› hak­k›n­da ya­z› yaz­ma­s› ne ka­dar da zor­ muş. Ko­ray’la ta­n›şa­l› uzun sü­re ol­ma­s›­na ra¤­men ken­di­si­ni tam ola­rak ta­n›­m›ş de­¤i­lim. Fa­kat tak­dir et­ti­¤im bir kişi­li­¤e sa­hip, ka­rak­te­ri ve şah­si­yet­li bir in­san. Dost­lu­¤u­nu esir­ge­me­yen, pay­ laşma­s›­n› bi­len bir ar­ka­daş. Be­ra­ber ge­çir­di­¤i­miz çok so­¤uk akşam­lar, kah­ka­ha­l› gün­ler, kop­ya­l› s›­nav­lar, kav­ga­l› kav­ga­s›z çok za­ma­n›­m›z ol­du. On­la­r› da an­lat­mak is­te­dim ama ne ya­z›k da­ha uzun ya­za­m›­yo­rum. Ko­ray sa­na gö­rüşmek üze­re de­mi­yo­rum. Al­lah’›n iz­niy­le za­ten gö­rüşe­ce­¤iz. FA­RUK BÜ­YÜK Ta­n›şt›­¤›­m›z gün­den be­ri hep efen­di­li­¤i ve me­lan­ko­li­li­¤i ile çev­re­ye ver­di­¤i a¤›r ima­j›­na la­y›k bir a¤›r abi mo­de­li­dir. Kim­se­ nin işi­ne ka­r›şma­yan sev­gi­li dos­tum her­hal­de bu ha­yat­ta baş›­na en son dert ala­cak kişi­dir. Çok duy­gu­sal bi­ri­si ol­ma­s›­na karş›, karş› cin­se bu­nu hiç­bir za­man bel­li ede­me­yen ve bu­nun ge­tir­di­ ¤i so­run­la­r›­da her za­man yaşa­yan TAŞ­TEK, ge­le­cek­te M‹G­ ROS’un baş›n­da gör­mek is­te­di­¤i­miz bir şah­si­yet­tir. Her ne ka­dar dün­ya­y› san­ki üze­ri­ne ge­li­yor­muş gi­bi gö­ren ADA­MIM ö¤­ren­di­¤i şey­ler­le ge­rek iş ha­ya­t›n­da ge­rek­se sos­yal ha­yat­ta başa­r›­l› ola­ca­¤›­n›n sin­yal­le­ri­ni ver­mek­te­dir. ADA­MIM sa­na ha­ya­t›n­da mut­lu­luk sa¤­l›k ve başa­r›­lar di­le­rim. Bi­zi unut­ma­man di­le­¤iy­le. KA­D‹R GÜN­GÖR Şu ko­ca okul­da böy­le­si­ne iç­ten bir ar­ka­daşl›­¤› ya­ka­la­ma şan­ s›­n› el­de eden sa­y›­l› in­san­lar­da­n›z her­hal­de. Se­ni ta­n›­d›­¤›­m›z­da gör­dü­¤ü­müz ve his­set­ti­¤i­miz için­de­ki iyi­li­ ¤in yü­zün­de mey­da­na ge­tir­di­¤i gü­lem­se­me uma­r›z hiç ek­sik ol­maz Me­zun ol­duk­tan son­ra bu sa­t›r­la­r› oku­du­¤un­da bi­zi ve soh­bet­ le­ri­mi­zi unut­ma­man di­le­¤iy­le. N‹­LÜ­FER - ZEY­NEP - TU∕­BA - ALEV

0602940042

Koray TAŞTEKİN Ad­res: Yü­ce­lev­ler Mah. G3. Sok. No:7/4 Ta­rab­ya / ‹S­TAN­BUL Te­le­fon: O 212 - 262 99 55

Ge­ri­den ba­k›n­ca kü­çük bir göl gi­bi dal­ga­s›z, sa­kin sa­n›r­s›­n›z da, için­de ok­ya­nus dal­ga­la­r› do­laşt›­¤›n­dan ha­be­ri­niz ol­maz. Dal­ga­la­r›n y›­ka­ma­d›­¤› yal­ç›n ka­ya­lar gi­bi sa­pa­sa¤­lam gö­rü­nür de, ger­çek­te sa­kin se­her yel­le­ri toz gi­bi Ko­ray’› önü­ne kat­m›ş sa­vu­ru­yor­dur fark ede­mez­si­niz. Ko­ray la­f› uzat­ma­dan iki ke­li­mey­le se­ni an­lat­mak ge­re­kir­se “Dert­li Aş›k”. ÖZ­KAN KI­RIM­LI Ko­ray’› bu ka­dar k›­sa cüm­ler­le an­lat­mak as­l›n­da zor. Ama Ko­ray’›n ha­ya­t›­n› iki dö­ne­me ay›r­mak ge­re­ki­yor. I. Dö­nem Fa­ce Of dan ön­ce ve II. Dö­nem Fa­ce of dan son­ra. Bir­gün eve gel­di­¤in­de Ko­ray ben­de bir de­¤işik­lik gö­rü­yor mu­sun? de­di­¤in­de ya­r›m sa­at­ten faz­la gül­müştüm. Çün­kü Ko­ray k›z ar­ka­daş›­ma şa­ka ya­pa­y›m der­ken ken­di­ni Ta­rab­ya’n›n se­rin su­la­r›n­da bul­muştu. Ko­ray as­l›n­da sev­di­¤i için ken­di­ni so­¤uk su­la­ra b›­rak­mak de­¤il sa¤ ko­lu­nu ke­sip ata­cak ka­dar fe­da­kâr ve bir o ka­dar da iyi bir ar­ka­daşt›r. Ama Ko­ray ev­de siz be­ni an­la­ ma­d›­n›z ya ben ona ya­n›­yo­rum der du­rur­du. Ko­ray Mig­ros’ta ça­l›ş›r­ken yurt­ta­ki oda ar­ka­daşla­r›­na yi­ye­cek ge­ti­rir­di. Ama o mey­va seb­ze re­yo­nun o ka­dar seb­ze çal­ma­ya zor­la­d›k­sa­da bir tür­lü çal­d›­ra­ma­d›k. Ko­ray bi­zim ara­m›z­da en ka­riz­ma­tik gö­rü­nen, ga­yet ş›k gi­yi­ nen, ya­lan söy­le­me­me­ye çok dik­kat eden ve tü­rü­nün tek ör­ne­¤i olan en iyi ar­ka­daşla­r›m­dan bi­ri­dir. Bi­ze gün­de beş-al­t› se­fer Ah­met Ka­ya’n›n Gi­de­rim şar­k›­s›­n› din­let­se­de, bi­zim­le be­ra­ber ac› ve tat­l› gün­le­ri­ni pay­laşma­y› bil­miştir. Onu çok se­vi­yo­ruz. MU­RAT DE­M‹R ‹şte ha­ya­t›­n›n en an­lam­l› 4 se­ne­si bi­ti­yor. Emi­nim sen­de her­kes gi­bi ha­ya­t›n zor ol­du­¤u­nu düşün­müşsün­dür şim­di­ye ka­dar. Ama ger­çek şu ki se­ne­ye se­ni ger­çek zor­luk­lar bek­li­yor. Ama emi­nim ki dü­rüst­lü­¤ün ve iyi ni­ye­tin sa­ye­sin­de her za­man be­¤e­ni­len in­san ti­pi­ni ser­gi­le­ye­cek­sin ve bu­nun karş›­l›­¤›­n› faz­la­s›y­la ala­ cak­s›n. Se­ni ta­n›­ya­l› 2 se­ne ol­du. Ge­çen se­ne ders­le­re önem ver­me­yen tav­r›­n› bu se­ne ta­ma­men de­¤iştir­men emi­nim ki be­ni şaş›rt­t›­¤› gi­bi ar­ka­daşla­r›­n› da şaş›rt­m›şt›r. Uma­r›m ki ha­yat et­ti­¤in her şe­yi el­de eder­sin çün­kü sen bu­nu hak edi­yor­sun. Ba­na karş› dost­ça ta­v›r­la­r›­n›n ya­n›n­da bir abi gi­bi de dav­ran­d›n. Her za­man 26


YONGA 98 Üs­tün gay­re­tiy­le ders­le­rin kö­kü­nü ku­rut­muştur. Sa­de­ce Or­man En­düst­ri Mü­hen­di­si ol­mak­la kal­ma­m›ş; bu­nun üze­ri­ne for­mas­ yon ek­le­ye­rek e¤i­tim­ci un­va­n›­n› da di­¤er ya­ka­s›­na tak­ma­y› unut­ ma­m›şt›r. ‹ş ha­ya­t› da en renk­li­ler­den olan Ni­zam, her çeşit işi okul dö­ne­min­de de­ne­me­si, okul bi­tişin­de en ras­yo­nel işi seç­me­si­ne se­bep ola­ca­¤› ke­sin (Ni­zam, başa­r› se­ni bek­li­yor). Ça­l›şkan­l›­¤› ya­n›n­da, sem­pa­tik­li­¤iy­le de epey ar­ka­daş çev­re­si edin­miştir Ni­zam. Bu ara­da be­ni hiç unu­ta­ma­ya­ca­¤›­n› bi­li­yo­rum. Ha unut­ma­dan! Ni­zam, bi­zim ora­lar­da da Ekin­lek sa­r› ve ge­ce­ler ka­ran­l›k­t›r. Al­lah se­ni sev­dik­le­rin­le haşret­sin. ÖZ­KAN

0602940044

Nizam YUSUFOĞLU

SA­NA ON­LA­RI ADA­YA­CA­∕IM Ek­me­¤i­me ka­t›k, aş›­m›n ateşi Ac›­la­r›m­la başbaşa kal­mak is­ti­yo­rum Yal­n›z on­lar an­l›­yor­lar be­ni Ve yal­n›z on­la­r› din­li­yo­rum.

S›­n›­f›­m›­z›n De­de­si­dir. De­de­si­dir çün­kü s›­n›­f›­m›z­da as­ker­li­¤i­ni yap­m›ş tek kişi­dir. Okul ha­ya­t›­na uzun za­man ara ver­me­si­ne ra¤­ men ders ça­l›şma aşk› hiç azal­ma­m›şt›r. Ni­zam­la yak­laş›k 1 y›l bo­yun­ca ay­n› evi pay­laşt›k. Çok duy­gu­lu ve ro­man­tik olan ar­ka­ daş›­m›z yaz­d›­¤› şi­ir­ler­le bü­yük başa­r›­la­ra im­za at­m›şt›r. Ben Ni­zam için iş so­ru­nu ola­ca­¤›­n› pek zan­net­mi­yo­rum. Çün­kü o ek­me­¤i­ni taştan ç›­ka­ran na­dir in­san­lar­dan bi­ri­dir. 3 se­ne bo­yun­ ca Zey­tin­bur­nu-Bah­çe­köy ara­s›­n› erin­me­den usan­ma­dan gi­dip gel­miştir. Ben­de iti­raf ede­yim ki 3411 Sa­r›­yer-Top­ka­p› bu hat­t› hiç unu­ta­m›­yo­rum. Çün­kü bu oto­büs­ler­de az ders ça­l›şma­d›k ve çok yol kat et­tik. Ni­zam’a bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da başa­r› ve mut­lu­luk­lar di­le­¤iy­le. HA­KAN KES­K‹N Ni­zam, fa­kül­te­mi­zin ye­tiştir­di­¤i en­der ö¤­ren­ci­ler­den bi­ri­dir. As­l›n­da bun­da ken­di­si­nin çok bü­yük kat­k›­s› var­d›r. Ar­ka­daş›­m›z oku­lun son gü­nün­de pe­da­go­jik en­for­mas­yon al­m›ş, oku­lu­nu uzat­ma­m›ş, bil­gi­sa­yar kur­su­nu ta­mam­la­m›ş ve as­ker­li­¤i­ni yap­m›ş ola­rak ha­ya­ta at›l­ma­ya ha­z›r­d›. ‹yi bir pay­laş›m­c› olan sev­gi­li Ni­zam’a, okul ha­ya­t›­m›z bo­yun­ ca ge­çir­di­¤i­miz o gü­zel gün­le­ri hep ha­t›r­la­ma­s› di­le­¤iy­le, ha­ya­t› bo­yun­ca başa­r› ve mut­lu­luk­la do­lu ol­ma­s›­n› di­le­rim. MEH­MET ÖZ­GÜR KUŞ­CU­O∕­LU Ni­zam’a Ni­zam 4 y›l bo­yun­ca be­nim s›­n›f ar­ka­daş›m de­¤il dos­tum, s›r­ daş›m ve dert or­ta­¤›m­d›. Ey be­nim de­¤er­li Sa¤­lam ci­¤er­li, ba­zen ke­der­li, or­ta şe­ker­li, her dil­den, her tür­lü hal­den an­la­yan ar­ka­daş›m. Na­s›l­s›n? iyi­mi­sin? ‹yi ol­ma­n› Yü­ce Al­lah’tan di­ler­ken bu­ra­dan ora­ya eli­ni 120 bey­gir gü­cün­de s›­ka­r›m. Se­ni, be­ni, uçak­ta­ki dü­me­ni, ge­mi­de­ki yel­ke­ni, tar­la­da­ki di­ke­ni, ba­ha­r›, ya­z›, ke­man­l› sa­z›, bah­çe­de­ki may­da­no­zu, dün­ya­da­ki en gü­zel k›­z› ya­ra­tan Al­lah se­ni me­sut et­sin. Al­lah yar­d›m­c›n ol­sun. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN Ni­zam as­ker­li­¤i­ni bi­ti­rip ol­gun yaşa gel­me­si­ne ra¤­men bit­kin­ lik, y›l­g›n­l›k le­ke­le­ri­ni üze­ri­ne s›ç­rat­ma­yan na­di­de kişi­ler­den­dir. Önün­de kos­ko­ca ha­yat üni­ver­si­te­si du­rur­ken o aya­¤›­n› ba­s›n­ca ses ge­ti­re­rek yü­rü­mek için ‹s­tan­bul Üni­ver­si­te­si­ni seç­miştir.

Ha­ya­t›­ma gir­din ma­dem An­da­c›m ol ha­t›­ra­m› yaşat Ne be­ni an­la­d›­¤›­n› söy­le­yen Yü­re­¤i­min ge­dik­li ko­nu­¤u ne de Sen al ac› Se­nin ola­y›m Be­ni sen kuşat. Kir­li kent­te, oto­gar ca­mi­inin av­lu­sun­da K›­r›l­d› umu­du­mu diz­di­¤im teşbi­him Be­ni yav­ru­la­r›­n› yi­yen bir ke­di gi­bi Az›t­ma­y› ku­ru­yor­dun söy­le­ye­me­dim Bir gül ki el­le­rin­le bü­yüt­müştün Dost­la­r›n ö¤üt­le­mişti kok­la­ma­dan ez­me­yi Ya­r›m kal­m›ş o cüm­le­yi söy­le­ye­me­dim Yaşa­mak de­di­¤in bir lüks ol­du be­nim için Bun­dan böy­le duy­du­¤un her kor­na se­sin­de Bi­li­yo­rum, göz­le­rin çi­çek­le­ne­cek. Aşk a¤­la­t›r der­ler­di Söy­let­me­di, bu dert söy­let­me­di be­ni Uçan kuştan sa­k›n­d›­¤›n bir ya­ra­l› gon­ca­n›n Ca­n›­na kas­te­den sen ol­ma­say­d›n. Ha­t›­ra def­te­ri­nin ara­s›n­dan düşen Bir ku­ru yap­rak ver­di se­ni ele Yaşa­d›­¤›­m› sa­n›­yor­dum ya An›­la­r›­n›n ara­s›­na çok­tan gir­mişim bi­le. Ma­dem ki ay­r›­l›­¤a hü­küm giy­miş bu yü­rek Ar­t›k öl­mek için yaşa­mak ge­rek Ha­ya­t›­m›n gö­ze­le­rin­den Da­m›t­t›­¤›m bu şi­iri bin kez öle­rek Sa­na ada­ma­m› bek­le­me ben­den Gün ge­lir tüt­mez olur­sa oca­¤›m Ac›­lar var ben­de du­va­¤› aç›l­ma­m›ş Bek­le Sa­na on­la­r› ada­ya­ca­¤›m. M. ‹S­LA­MO∕­LU

27


YONGA 98

0602940050

0602940052

Muhammed BEYDOĞAN

Gökhan KOCA Gök­han Ko­ca; Gök­han de­yin­ce ak­la bir sü­rü isim ge­lir. Çün­kü 10 de­¤işik is­mi var­d›r. Uşak­l›, Ge­çit, Yeşil vb. Ta­n›­d›­¤›m 3 uşak­l›­d›r. An­la­d›­¤›m ka­da­r›y­la Uşak­l›­lar he­men he­men ay­n› ka­rak­ter­de­dir. Bu da di­¤er iki­siy­le ay­n› ka­rak­ter­de müt­hiş bir va­tan sev­gi­si ile do­lu olan ar­ka­daş›­m›z iş ha­ya­t›n­da önem­li başa­r›­la­ra im­za at­m›ş ama ders­ler­de­ki kö­tü gi­diş ve aşk­ta­ki başa­r›­s›z­l›k­lar onu hiç y›l­d›r­ma­ m›şt›r. Her za­man ye­ni ara­y›şlar için­de­dir. Tek­no­lo­ji­yi ya­k›n­dan ta­kip eden ar­ka­daş›m Pa­na­so­nic ve­ya Eric­son mar­ka cep te­le­fo­ nu ile im­za­s›­n› uzak­tan ar­t›­ra­bil­mek­te­dir. Ver­di­¤i söz­de pek dur­ ma­yan ve ti­yo­la­r› pek tak­ma­yan ar­ka­daş›­m›z vaz­ge­çe­me­di­¤im si­le­me­di­¤im ar­ka­daşla­r›­m›z­dan­d›r. Onun­la bir­çok an›­la­r›­m›z ol­muştur, özel­lik­le “Sa­r›­yer” o bi­lir. Ş›k, te­miz ve fark­l› gi­yin­me­yi se­ven ar­ka­daş›­m›­z›n en ga­rip huy­la­r›n­dan bi­ri Cep te­le­fo­nu ile kan­tin­de bir ora bu­ra ge­ze­rek te­le­fo­nu­mu her­ke­se gös­ter­me­si­dir. Sa¤­l›k başa­r› do­lu bir ha­yat di­le­¤iy­le... HA­KAN KES­K‹N

Mu­ham­med ile 4 y›l­da yaşa­d›­¤›­m›­z› bir ki­ta­ba s›¤­d›­ra­mam. Be­ra­ber ac› ve tat­l› çok an›­la­r›­m›z ol­du. Bir­çok zev­ki­miz ay­r› ol­sa da yi­ne iyi an­laş›­r›z. S›­n›f­ta bi­lim­sel tar­t›şma­la­ra ka­t›­lan 2-3 kişi­den bi­ri­dir. S›­n›f için­de ve d›ş›n­da çok ak­tif­tir. Her za­man cid­di ol­ma­y› se­ven ar­ka­daş›­m›­z›n ho­bi­si ş›k gi­yin­mek­tir. Ş›k gi­yin­me­di­¤im (zü­¤ürt­lük­ten) için ba­na çok k›­zar. Her­gün ders­ler­de 3-4 fab­ri­ka ku­rup ül­ke eko­no­mi­si­ne kat­k›­da bu­lu­nu­ruz. Bu ko­nu­da tek ra­ki­bi­miz koç ve sa­ban­c›­d›r. Mu­hab­bet çok ma­ce­ra­pe­rest bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. S›rf ma­ce­ra ol­sun di­ye bir ge­ce or­man­da kal­d›k. Sa­ba­ha karş› ya¤­mur yap­ ma­say­d› ge­zi­miz çok iyi geç­miş ola­cak­t›. île­ri­ki yaşa­m›n­da eko­no­mi­ye ye­ni bir so­luk ge­ti­re­ce­¤in­den şüp­he duy­ma­d›­¤›­m›z Mu­ham­med’e tüm ha­ya­t› bo­yun­ca başa­r›­ lar di­le­rim. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN

28


YONGA 98 Dost gi­bi dost bu­lan, bel­ki de en­der in­san­lar­dan bi­ri­yim. Ar­ma­¤an her­hal­de bu kav­ra­ma uyan na­dir in­san­lar­dan bi­ri. Dos­ tu­mu ta­n›­ya­l› çok uzun za­man ol­ma­d›. Ama emi­nim çok uzun y›l­lar sü­re­cek bir yo­lun baş›n­da­y›m. Sev­gi­ler CEM ÖZ­TÜRK Ar­ma­¤an’la ta­n›şt›­¤›m­da ona karş› an­la­ya­ma­d›­¤›m bir ya­k›n­l›k his­set­tim. Da­ha son­ra­ki za­man­lar­da da bu da­ha da pe­kişti. Bir­ çok yö­nü­müz ay­n› olan Ar­ma­¤an ile, spor ve do­¤a sev­gi­si her­ hal­de başta Pe­ga­sus Ef­sa­ne­si­nin üye­le­ri ola­rak Ar­ma­¤an ile bir­ lik­te yap­t›­¤›m her işten zevk al­d›m. Tek an­laşa­ma­d›­¤›­m›z nok­ta sa­de­ce tut­tu­¤u­muz ta­k›m­lar­d›r. Bir­çok an›­la­r›­m›z ol­muştur. Be­ni en çok et­ki­le­yen ve dost­lu­¤u­mu­zun pe­kişti­¤i kep­ken ge­zi­si­ni unu­ta­mam. Tüm yap­t›­¤›­m›z ç›l­g›n­l›k­lar ha­t›­ra­lar­da yer ala­cak­t›r. Ken­di­sin­de­ki cev­her­le­rin far­k›n­da ol­ma­yan bu ar­ka­daş›m uma­ r›m k›­sa za­man­da far­k›­na va­r›r. Çün­kü tam bir in­san ola­rak bü­tün özel­lik­le­ri taş›r. Tüm k›z­la­r›n göz­de­si olan bu ar­ka­daş›­m›­za tüm ha­ya­t› bo­yun­ca mut­lu­luk­lar di­le­rim. As­l›n­da ya­za­cak çok şey var. Ama bu ke­li­me­ler ye­ter­li­dir her­hal­de. Ar­ma­¤an se­ni se­vi­yo­rum! FA­T‹H Sev­gi­li Dos­tu­muz AR­M‹, O mi­nik k›­s›k göz­le­rin­de ‹lk gör­dü­¤ü­müz gü­len bir yüz Ve yi­ne iki mi­nik p›­r›l­t›y­d›. De­vam­l› bi­ze gü­lüm­sü­yor Ve s›­cak dav­ra­n›­yor­dun. Ad›­n› Ar­mi di­ye ö¤­ren­dik Hiç de unut­ma­ya­ca­¤›z. Bi­ze çok şey ö¤­ret­tin, Gül­me­nin ya­n›n­da A¤­la­ma­n›n da çok gü­zel ol­du­¤u­nu Gös­ter­din bi­ze. Bir Abi, Bir Dost, Bir Ar­ka­daş Ama her za­man Kü­çük Bir Ço­cuk­tun. Biz se­nin ço­cuk­lu­¤u­nu sev­dik. Lüt­fen Ar­mi Ne olur­sa ol­sun O se­vim­li ço­cu­¤u hep can­l› tut. Can­l› tut ki bi­ze ör­nek ol Biz­den son­ra­ki­le­re de! SE­N‹ ÇOK SE­V‹­YO­RUZ AR­M‹! ÖZ­LEM-AL­PER Sev­gi­li ar­ka­daş›m Ar­mi (Ne de­mek ol­du­¤u­nu bil­mi­yo­rum. Ga­li­ba bir is­min k›­sal­t›l­m›ş ha­li.) Oku­lun bü­tün ge­zi­le­ri­ne git­tin, yur­dun bü­tün (düz) da¤­la­r›­na t›r­man­d›n. Se­nin­le oy­na­d›­¤›­m›z bü­tün maç­lar­da g›rt­la­¤›­m› y›rt­t›m sen yi­ne de fut­bol­da ama­c›n to­pun ka­le­ye at›l­ma­s› ge­rek­ti­¤i­ni ö¤­re­ne­me­din. Se­nin­le k›z ar­ka­ daş›­m›z­la olan prob­lem­ler ay­n› ol­du­¤un­dan da­ha yak­laşt›k ama yi­ne de bu prob­lem­le­ri çö­ze­me­dik. Ga­li­ba biz bir bo­ku be­ce­re­ mi­yo­ruz. Ney­se bir­gün Mer­sin’de se­nin­le gö­rüşü­rüz. Sev­gi­le­rim­le SER­DAR

0602940059

Armağan ÇELİK Sev­gi­li Ar­ma­¤an Za­man ve uzak­l›k­la s›­n›r­l› ol­ma­ya­n› yaş›­yo­ruz biz. Za­ma­n› ye­nin­ce hep ay­n› an­da­y›z. Uzak­l›­¤› ye­nin­ce hep ay­n› yer­de­yiz. ‹şte bi­zim dost­lu­¤u­muz bun­dan iba­ret Ar­ma­¤an. Uzak ol­sak­ta ay­r› ol­sak­ta biz yi­ne hep be­ra­ber ola­ca­¤›z. ŞEY­MA T‹R­YA­K‹­O∕­LU No­ta­la­r›n rüz­gâ­r›n­dan şaşma­dan hep ay­n› ro­ta­da git. Ara­d›­¤›n li­man­la­r› el­bet bu­la­cak­s›n. Yel­ken­le­rin se­ni yal­n›z b›­rak­ma­ya­cak. Bir ge­lir so­rar­sa Sa­na be­ni so­rar­sa Git­ti der­mişin Git­ti­¤i­mi söy­ler­mi­sin Gi­di­yo­rum ben sa­na Ben­le gi­der­mişin. Ha unut­ma­dan; Bo­ru­nu ca­ma biz as­t›k. Gü­nün bi­rin­de An­tep Ha­mam­la­r›n­da bu­luşmak üze­re. (Bi­lir­sin gü­zel olur ka­la­r›). 97-98 End. 1 B‹L­GE G‹­‹L­TE­K‹N - Ç‹∕­DEM ÇA­KIR - HÜ­MEY­RA S‹­MER ‹REM GÖÇ - OL­CAY B‹­T‹Ş - ÖMER Ç‹L SE­L‹M SU­BA­KAR ZEY­NEP YIL­DI­RIM Ar­ma­¤an Çe­lik; 8-9 sa­at­lik bir oto­büs yol­cu­lu­¤un­dan son­ra bir da¤ baş›n­da bir tür­lü duy­mak na­s›l bir şey hiç düşün­dü­nüz mü? ‹şte Ar­ma­¤an sa­z›­n›n tüm olum­suz­luk­la­r›­na ra¤­men ba­na tür­kü­le­ri sev­dir­di. Ya­n›n­day­ken ra­hat ve ço­cuk gi­bi per­va­s›z dav­ra­na­bil­me lük­sü­ ne sa­hip ol­du­¤um, ken­di­mi özel his­set­tir­di­¤in, güç­lü ol­ma ça­ba­ s›n­da za­y›f­l›k­la­r›­m›­za du­var­lar öre­rek bas­t›r­d›­¤›­m›z duy­gu­la­r› bir­lik­te göz­yaşla­r›­na dö­nüştü­re­bil­di­¤i­miz, için teşek­kür­ler... Ar­ma­¤an’la olan dost­lu­¤um­da­ki en zor an onu 60 ke­li­mey­le an­lat­ma­ya ça­l›şmak ol­du. Mer­si­nin ke­kik ko­ku­lu da¤­la­r›­na Se­lam... DUY­GU Se­ni çok se­vi­yo­rum. Ne ka­dar? Ka­r›n­ca ka­dar Tat­l› K›z DE­N‹Z 29


YONGA 98 du. Y›l­lar geç­tik­çe ya­n›l­ma­d›­¤›­m› an­la­d›m. Öz­kan ger­çek­ten dost can­l›­s›, ze­ki ve sö­zü­nü esir­ge­me­yen mert bir kişi­li­¤e sa­hip. S›­n›f­ta çok sa­mi­mi ol­ma­y›p­ta en sev­di­¤im in­san­lar ara­s›n­da yer al›r. Öz­kan sa­na ha­ya­t›n bo­yun­ca mut­lu­luk­lar di­ler, ha­y›r­la­ra ve­si­le ol­ma­n› Yü­ce Al­lah’tan te­men­ ni ede­rim. KO­RAY Öz­kan s›­n›­f›­m›­z›n ga­rip kişi­lik­le­rin­den­dir. Çok so­¤uk gö­zük­me­si­ne ra¤­men ko­nuşma­ya bir başla­d›­m› da müm­kün de­¤il sus­tu­ra­maz­s›­n›z, özel­lik­le de karş›­s›n­da­ki­ni bil­gi­si ile sin­dir­me­yi çok se­ver. Ders­ler­de de ho­ca­lar­la olan ilişki­si pek fark­l› de­¤il­dir, özel­lik­le gün­de­mi çok ta­kip eder ve bu ko­nu­lar­da ho­ca­lar ile di­ya­lo­¤a gir­mek­ten çe­kin­mez. S›­k› ar­ka­ daşl›k ilişki­le­ri ile dik­ka­ti çe­ken Öz­kan. 4 y›l bo­yun­ca ken­di­si ola­ma­d›­ ¤›n­dan ya­k›n­mak­ta­d›r. ‹ler­ki ha­ya­t›n­da uma­r›m ken­din olur­sun. EMEL S›­n›­f›­m›­z›n ve son as›r­la­r›n tek fi­lo­zo­fu­dur. Fi­kir yü­rü­te­me­ye­ce­¤i ki­tap, ko­nu, pa­rag­raf, sa­t›r, ke­li­me ve harf yok­tur. (Kim­ya­sal re­ak­si­yon­lar ha­riç) Bu­na ra¤­men ders­ler­le ara­s› çok aç›k­t›r. Bir­leşmiş Mil­let­ler bi­le ba­r›şt›­ ra­maz. Ders es­na­s›n­da ar­ka ta­raf­ta otu­ran­la­r›n hü­kü­met söz­cü­sü­dür. Ço­¤u za­man sor­du­¤u so­ru­la­r› biz de­¤il, pro­fe­sör­ler bi­le an­la­ya­maz. Ha­ya­t›­n›n bü­yük bir bö­lü­mü ki­tap oku­mak­la ge­çen ar­ka­daş›­m›z ar­ta ka­lan va­kit­ler­de s›­nav­la­ra gir­mek­te­dir. S›­n›­f›­m›­z›n ga­ze­te ve ki­tap ba­yi­isi­dir. Her­gün 2-3 ga­ze­te bir o ka­dar ki­tap­la ge­lir. Öz­kan’›n yaz­d›­¤› şi­ir­le­ri Ne­cip Fa­z›l bi­le k›s­ka­n›r. S›­n›f­ta ge­tir­di­¤i ku­ru­ye­mişle­rin ta­d› ha­la da­ma­¤›­m›z­da Öz­kan kar­deşi­ mi­ze ha­yal­le­rin­de­ki gi­bi bir yaşam di­le­rim. En gü­zel gün­ler se­nin ol­sun. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN Kar­deşim Usa­me Sa­na karş› duy­gu­la­r›­m› bir kaç sa­t›­ra s›¤­d›r­mak her ne ka­dar müm­kün de­¤il­se de se­ni k›­sa­ca na­s›l ta­n›­d›­¤›­m› be­lirt­me­ye ça­l›şa­ca­¤›m. Se­nin­le 4 se­ne­lik ö¤­re­nim sü­re­ci içe­ri­sin­de ilk se­ne­mi­zin bir ya­r›­y›­l›­n› ay­n› ev­de ge­çir­dik. ‹nan be­ra­ber ge­çir­di­¤i­miz bu dört se­ne­lik ö¤­re­nim sü­re­ci içe­ri­sin­de sen­den bir çok şey ö¤­ren­dim. Be­ra­ber­ce bir­çok duy­gu­yu ve bir çok şe­yi pay­laşt›k. Se­nin gi­bi bir in­san­la ta­n›şt›­¤›m ve se­nin gi­bi bir dos­tum ol­du­¤u için inan çok mut­lu ve k›­vanç­l›­y›m. Usa­me­ci­¤im bu sü­re içe­ri­sin­de sen hep in­san­la­ra fay­da­l› ol­ma­l› ve ya­ra­da­n›n r›­za­s›­na ka­vuşmak için gay­ret içe­ri­sin­de olup ça­ba gös­ter­din. Ümi­dim ve is­te­¤im he­pi­mi­zin o r›­za­ya la­y›k ola­bil­me­si­dir. Yal­n›z şu­nu unut­ma­m›z ge­re­kir­ki s›r­t›­m›­za yük­le­nen yük­ler kal­d›r­ma kuv­ve­ti­miz­le oran­t›­l›­d›r. Bun­dan son­ra­ki yaşa­m›n­da sa¤­l›k, mut­lu­luk ve başa­r› do­lu y›l­lar ge­çir­ me­ni yü­ce Al­lah’tan di­le­rim. El­le­ri­me uza­nan du­dak­la­r›­n› te­pe­yim. Al­lah di­yen, gel se­ni aya­¤›n­dan öpe­yim. (NFK) N‹­ZAM YU­SU­FO∕­LU S›­ra­d›ş› ol­mak, çok yön­lü ol­mak; ba­z› in­san­la­r›n do­¤uştan sa­hip ol­du­ ¤u son­ra­dan ka­za­n›­la­ma­yan ka­rak­te­ris­tik özel­lik­ler­dir bun­lar. Böy­le­si­ne ga­rip kişi­lik­le­rin ba­k›ş aç›­la­r› ve gör­dük­le­ri siz­den fark­l›­d›r. El­le­rin­de ol­ma­dan beşin­ci bir bo­yu­tu­nu fark eder­ler olay­la­r›n ve bun­dan do­la­y›­da in­sa­n›n uf­ku­nu ge­nişle­tir­ler. Üs­lu­bu ve an­la­t›­m›n­da­ki şi­ir­sel­lik ko­nu­yu il­gi çe­ki­ci k›­lar. Süp­riz do­lu bir tip­tir Öz­kan; bir ba­kar­s›­n›z elin­de bir tep­si s›­n›­fa çay da­¤›­t›­yor, bir ba­kar­s›­n›z ç›k­m›ş ders an­la­t›­yor. Ders­te ar­ka s›­ra­lar­da ye­ri­ni­zi al­d›k­tan son­ra s›­k›l­ma­mak için Öz­kan’dan ki­tap, der­gi, ga­ze­te, kü­pür, walk­man ya­da bi­li­mum ya­y›n­la­r› te­min ede­bi­lir­si­niz. En iyi yap­t›­¤› işler­den bi­ri Prof. Dr. Er­tu¤­rul Acun’un der­si­ni kay­nat­ mak­t›r. Bu­nun ya­n›n­da s›­nav­lar­da yap­t›­¤› yüz­süz­lük­ler­de diz bo­yu­nu aşm›şt›r. Hiç­bi­ri­mi­zin an­la­ya­ma­d›­¤› ko­nu­lar­dan bi­ri­de Öz­kan’›n ni­çin mü­hen­ dis­lik oku­du­¤u­dur. Ya­ni alâ­ka­ya çay dem­le. Ö¤­ren­ci­lik ha­ya­t›­m›z son­ra­s›n­da da Öz­kan ile yol­la­r›­m›z is­ter is­te­mez ke­sişe­cek­tir. Öz­kan K›­r›m­l›’ya Al­lah is­te­di­¤i gi­bi bir ha­yat na­sib et­sin. Al­la­ha ema­net ol...! CE­MAL CEY­LAN

0602940060

Özkan KIRIMLI Yal­d›z­l› laf­la­r› be­ce­re­bi­len bir kim­se de­¤i­lim. Göz­yaşla­r›m ka­dar s›­cak ve iç­ten­dir söy­le­dik­le­rim. Söz­de ile­tişim ça­¤› olan ama her ne­den­se in­san­la­r›n bir tür­lü ile­tişim ku­ra­ma­d›­¤› ve ara­la­r›n­da hiç­bir ül­fe­tin kal­ma­d›­¤› şu za­man­da şi­irin, ede­ bi­ya­t›n, fel­se­fe­nin, aşk›n ve de­li­kan­l›­l›­¤›n di­liy­le ko­nuşa­bil­di­¤im sa­mi­mi bir dost­tur Öz­kan. Bu söy­le­dik­le­rim bir dost için söy­le­nen ve da­ha son­ra öz­lem­le ha­t›r­la­na­cak söz­ler de­¤il. Çün­kü biz ya­r›ştan son­ra da koşan at­la­r›z. (Öz­kan dik­kat et hiç­bir şey ›s­lat­ma­s›n nam­lu­la­r›). Bir dost için öl­mek zor de­¤il ama ölü­ne­cek dost bul­mak zor­dur. Bu dost­lu­¤u bu­la­bi­le­ce­¤i­niz bir şa­h›s O. Sa­mi­mi ta­v›r­la­r› olan ve te­miz kalp­ li bir dost­tur. Her za­man can­l›, ha­re­ket­li bir ya­p›­ya sa­hip­tir. ‹nan­c›n­da, tek baş›­na ka­la­ca­¤›­n› ve hat­ta hor­la­na­ca­¤›­n› bil­se de ke­sin­lik­le ta­viz ver­ me­yen bir ka­rak­te­re sa­hip­tir. Ne ka­dar sa­y›­sal bir okul me­zu­nu ol­sa da Ede­bi ve sos­yal yö­nü da­ha a¤›r­l›k­ta­d›r. Kar­deşi­me her iki ci­han­da da sa­adet­ler di­le­rim. ‹la­hi­yat­ç› Kar­deşin GEN­CE­BAY Öz­kan di­¤er ad›y­la Usa­me ken­di­ne has mar­ji­nal kişi­li­¤iy­le he­pi­mi­zin il­gi­si­ni çek­miştir. Ders­ler­de il­ginç ken­di­ne has yo­rum­la­r›y­la, wolk­men din­le­me­siy­le, tah­ta­ya il­ginç şey­ler yaz­ma­s›y­la ve ar­ka­daşla­r›­na çay ile şe­ker tak­vi­ye­si yap­ma­s›y­la dik­kat­le­ri he­men üze­ri­ne çe­ken bu ar­ka­daş›­ m›z s›­n›­f›­m›­z›n il­ginç ve il­ginç ol­du­¤u ka­dar de­¤er­li si­ma­la­r›n­dan­d›r. Ba­z› s›­nav­la­r›n­da ru­hen bu­lu­nup geç­me­si­de çok il­ginç­tir. (Mu­ha­se­be) Oku­ma­y› çok se­ven bu ar­ka­daş›­m›­z›n ha­ya­t› bo­yun­ca başa­r› ve mut­ lu­luk­lar di­le­riz. Sev­gi­li ar­ka­daşla­r›n. NE­ŞAT - FA­T‹H - ÖZ­GÜR Bir ada­m›n bir ada­ma at­fen söy­le­di­¤i “Cu­di ka­dar ce­sur, dic­le ka­dar ve­fa­l›” ni­te­le­me­si­ni se­nin için de ben söy­le­sem ye­ri­dir. Şa­yet bir ge­ce vak­ti Sa­r›­yer so­kak­la­r›n­da uzun pal­to­lu, pal­to­su­nun ya­ka­s› kal­k›k, haşin ba­k›şl› bi­ri­si­ni gö­rür­se­niz hiç te­red­düt et­me­den bu Öz­kan’d›r de­yin. Ba­na gö­re en nef­ret et­ti­¤i şey ev­de ta­k›­l› kal­mak! Ka­p›­ dan aya­¤›­n› d›şa­r› at­t›­m›, ar­t›k Öz­kan’› Al­lah ver­sin ko­lay ko­lay bu­la­maz­ s›­n›z. So­¤uk k›ş ge­ce­le­rin­de, Sa­r›­yer’in ahşap evin­de dem­leşir­ken ta uzak­lar­ dan gi­de­rek yük­se­len “bo­za­c›”n›n se­si ge­lir­di: - Bo­za bo­oo­za. Bo­za bo­oza... O za­man göz­le­ri­nin içi par­lar ve mu­zip­çe “N›­n› n›­›n›. N›­n› n›­›m...” der, ken­di­ni d›şa­r› atar­d›n, ö¤­ren­ci ev­le­ri dar ge­lir­di sa­na. “Bi­li­yo­rum sü­rek­li ça­¤›­ran ve ay›­r›m yap­ma­yan top­rak na­s›l ol­sa bîr gün se­ni de ça­¤›­ra­cak” Dün­ya da bir gün sa­na dar ge­le­cek. Rab­bi­miz kas­ri­ni ve kab­ri­mi­zi amel­le­ri­mi­ze ge­niş k›l­s›n. Ez te­j› bir­na­k›m. N›­n› n›­››­n›. N›­n› n›­›n›... MAH­SUN ‹L­HAN S›­n›­fa gir­di­¤im ilk gün­ler­de dik­ka­ti­mi çe­ken ilk kişi­ler­den bi­ri­si­dir. Ze­ki bir gö­rü­nüşe sa­hip, s›­cak kan­l› bir in­san ol­du­¤u ilk gö­rü­nüşte an­laş›­l›­yor­

30


YONGA 98 başa­r›­l›, mut­lu bir ha­yat sür­me­si ve ni­ce FB şam­pi­yon­luk­la­r› gör­me­si di­le­ ¤iy­le. DER­V‹Ş KA­LEN­DER Öz­gür üni­ver­si­te ha­ya­t›m­da ta­n›­d›­¤›m ilk ar­ka­daş›m­d›r. ‹lk gör­dü­¤üm­de ona ka­n›m kay­na­m›şt› ve ha­la kay­n›­yor. Bir­lik­te ol­du­¤u­muz za­man­la­r›n ço­¤u gül­mek­le ge­çer. Yal­n›z ara­ya Ga­la­ta­sa­ray ve Fe­ner­bah­çe gi­rer­se o za­man iş cid­di­ye bi­ner. Her ney­se öz­gür her za­man kal­bi­mi­zin bir ye­rin­de da­ima yer ala­cak­t›r. Ha­yat bo­yu mut­lu­luk­lar di­le­rim. FA­T‹H O∕UZ ‹şte s›­n›­f›­m›­z›n sem­pa­tik ço­cu­¤u siz­ler­le... Bir ar­ka­daş›­n›n en kö­tü ha­lin­ de bi­le, bit­mek tü­ken­mek bil­me­yen şa­ka ve esp­ri­le­riy­le bir an­da neşe kay­ na­¤› ola­rak gö­nül­le­ri­miz­de taht kur­dun. Ama be­nim için bu özel­lik­le­riy­le be­ra­ber fa­na­tik FE­NER­BAH­ÇE’li ol­ma­s› ona karş› mu­hab­bet sev­gi­mi bir kat da­ha ar­t›­r›­yor­du. (‹nö­nü’de­ki muh­teşem za­fe­ri ve Ba¤­dat Cad­de­sin­de­ki şam­pi­yon­luk tur­la­r›­n›n an›­s› ma­zi­de can­l› kal­s›n) Çok se­vim­li ve sem­pa­tik olan bu ar­ka­daş›­m›z son y›l­da ise oku­lu­mu­zun ve özel­lik­le s›­n›­f›­m›­z›n tek­ no­lo­jik ça­¤› ya­ka­la­ma­s›n­da önem­li bir ad›­m›n başlan­g›­c›­n›, her­ke­se bir bil­gi­sa­yar şek­lin­de­ki pa­zar­la­ma­c› po­li­ti­ka­s›y­la başlat­t›. Ar­ka­dan kurs s›­n›f­ la­r›­n› oluştur­du. K›­sa za­man­da bü­yük bir kit­le sa­hi­bi ola­rak, ay­n› za­man­da ti­ca­ri ha­ya­t›­n›n başlan­g›­c›­n›n ilk ad›m­la­r›­n› at­m›ş olu­yor­du. ‹ler­de inşal­lah şir­ket ve hol­ding­le­rin sa­hi­bi olur­sun. So­nuç­ta ka­za­nan ye­ter­ki sen ol. Ama her­hal­de bu y›l­ki ka­zan­d›k­la­r›n­la Her­ki y›l­lar­da çok bü­yük işler ya­par­s›n. O za­man yaşa­ya­ca­¤›n gü­zel­lik­le­ri bi­ze de ya­lat­ma­y› unut­ma... Se­ni çok sev­dik, se­vi­yo­ruz, SE­VE­CE­∕‹Z. EN BÜ­YÜK ÖN­CE FE­NER, son­ra sen­sin!!! GÖK­HAN KO­CA Edir­ne-Uzun­köp­rü­lü de­li­kan­l›. Evet evet sen. Ni­çin şaş›r­d›n? Yok­sa sa­na da­ha ön­ce hiç de­li­kan­l› di­yen ol­ma­d› m›. Üzül­me e¤er öy­ley­se se­ni hiç an­la­ya­ma­m›şlar­d›r. Öz­gü/ii an­lat­mak­ta böy­le bir­kaç sa­t›­ra s›­¤a­cak bir olay de­¤il ama, sen bi­li­yor­sun­dur sa­na karş› olan his­li duy­gu­la­r›­m›!., (cüm­le­yi gör­dün mü...) Evet e¤er kan­tin­de otu­rur­ken “abee... bil­gi­sa­yar­c› gel­di…’ dye bir ses du­yar­sa­n›z hiç se­si ara­ma­y›n, si­ze ga­ran­ti ve­ri­yo­rum bu Öz­can’d›r. Ay­r›­ca sen gör­dü­¤üm en faz­la f›k­ra po­tan­si­ye­li­ne sa­hip in­san­ s›n. K›­sa­ca bir neşe kay­na­¤›. Her ge­çen gün pe­kişen ar­ka­daşl›­¤›­m›­z› da­ha ile­ri­ki y›l­lar­da sür­dür­me ümi­diy­le, sa­na başa­r› ve mut­lu­luk­lar di­le­rim. Not: TOR­NET’ten bah­set­me­ye­ce­¤im ama sen ne­ler an­la­ta­ca­¤›­m› an­lar­ s›n. NE­PAT PAR­LA­NO∕­LU Dost can­l›­s› ve in­san­lar­la ça­buk kay­naşa­bi­len Öz­gü­rü gör­dü­¤üm­de sem­pa­tik ve şi­rin bir in­san ol­du­¤u­nu düşün­müştüm. Ta­n›­y›n­ca sem­pa­tik ve şi­rin ol­du­¤u ka­dar her la­fa bir esp­ri bul­ma­s›y­la da ze­ki bir in­san. Esp­ri yap­mak ze­ka işi der OTORT­TE’ler. Şa­ka bir ya­na olay­la­r› ve söz­cük­le­ri çok iyi ana­liz ede­rek ken­di tar­z›n­da bir esp­ri ya­p›şt›­r›­ve­rir. Ay­r›­ca bir Fe­ner­bah­ çe­li­dir. Hat­ta bir ara tut­tu­¤u ta­k›m sü­rek­li ye­nil­me­ye başla­d› bu yüz­den u¤ur­suz ol­du­¤u­nu düşü­ne­rek Fe­ner­bah­çe’ye ra­kip olan ta­k›m­la­r› tut­ma­ya başla­d›. Onun sa­ye­sin­de Fe­ner­bah­çe üst s›­ra­la­ra t›r­man­d›. La­f› çok faz­la uzat­ma­dan esp­ri ye­te­ne­¤i­ne hay­ran kal­d›­¤›m na­dir in­san ÖZ­GÜR’e ha­ya­ t›n­da da başa­r›­lar ve mut­lu­luk­lar di­li­yo­rum. ES­RA SA­RI­KUŞ Ha­ni k›z­g›n kum­lar­dan se­rin su­la­ra da­lar­s›n ya!.. ‹şte Öz­can ile ta­n›şmak­ta böy­le birşey. Ze­ki in­san­la­ra has esp­ri an­la­y›ş›, Uzun­köp­rü ha­z›r­ce­vap­l›­¤›, To­ti ina­d›, ara­ma özür­lü­lü­¤ü, bu yaz Na­zil­li’ye ge­le­ce­¤im söz­le­ri ve k›­zan­l›­¤› ile bam­başka bir in­san o. Okul­da ve s›­n›f­ta ar­ka­daş grup­la­r› oluştu­¤u hal­de, biz Öz­can’la her gru­bun için­dey­dik. Bu ne­den­le; en ya­k›n ar­ka­daş› oku­lu b›­rak­t›­¤› hal­de, o yal­n›z kal­ma­d›! ‹ki­miz; Cenk ile Er­dem, Edi ile Bi­idü, Tar­kan ile Kurt, Ne­itzc­he ile Zer­düşt, şort ile tişört gi­biy­dik. Bir gün, siz de; okul bi­tip, öz­can’dan ay­r›l­d›­¤›­n›z­da yaşa­m›­n›z­da­ ki tat­l› ek­sik­li­¤i his­se­de­cek­si­niz. Hep nor­mal­den bir ek­sik gü­lüm­se­ye­cek­ si­niz. TAN­SEL GÖ­KEL Öz­gür Öz­can Uzun­kö­rü’den ko­pup gel­miş bir ele­man. Ti­pik özel­lik­le­ri; sü­rek­li esp­ri yap­ma­ya ça­l›ş›r, ge­yik mu­hab­be­ti­ne doy­maz, kah­ve­de ona he­sap ödet­me­di­¤i­miz­den king ka­re­si­nin ara­nan ada­m›­d›r, ya­t›­l› okul an›­la­ r›­n› an­lat­ma­ya ba­y›­l›r. Fut­bol maç­la­r›n­da ge­nel­de ka­le­ci olur. Yü­zü­ne top ge­lin­ce ölü tak­li­di ya­par. Her şey bir ya­na Fe­ner­bah­çe bir ya­na der. Ör­nek bir ta­raf­tar­d›r. Maç­la­r› ve ant­ren­man­la­r› ders­le­re na­za­ran da­ha özen­le ta­kip eder. Öz­gür - Tan­sel - Ce­mal üç­le­me­siy­le başla­yan dost­lu­¤u­muz uma­r›m Orm. Fak. Son­ra­s›n da de­vam ede­cek­tir. Yaşa­m›n Öz­gür’e mut­lu­luk ve başa­r› ge­tir­me­si di­le­¤iy­le... CE­MAL CEY­LAN

0602940062

Özgür ÖZCAN Ad­res: Va­li­de­çeşme Vişne­za­de Ma­h. Set­baş› Mey­da­n› 12/2 Maç­ka / ‹S­TAN­BUL Tel O 212 - 227 73 90 Ba­dem de­yin­ce ak­la ge­len ilk isim­dir. Se­vim­li­¤i, sem­pa­tik­li­¤i ve esp­ri­le­ riy­le s›­n›­f›­m›­z›n vaz­ge­çil­mez tut­ku­su­dur. Şa­ma­ta­y› ve mu­hab­be­ti çok se­ven öz­gür özel­lik­le ber­ber­le olan ko­yu mu­hab­be­tin­den do­la­y› de­vam­l› ola­rak be­re ile do­laşmak zo­run­da kal­m›şt›r, öz­gür her ö¤­ren­ci gi­bi ev­de ma­sa baş›n­da ve­ya kü­tüp­ha­ne­de ders ça­l›şmak­tan zi­ya­de te­le­fon­la ders ça­l›şma­y› çok se­ver. Bun­da da başa­r›­l› ol­muştur. Kop­ya ko­nu­sun­da pek ye­te­nek­li ola­ ma­yan ba­dem ban­ka­la­r›­n›n yar­d›­m›y­la bu ko­nu­da başa­r›­l› ola­ca­¤› ben­zi­ yor. Fa­na­tik Fe­ner­bah­çe­li olan öz­gür s›­n›­f›­m›­z›n ben­den son­ra­ki ye­dek ka­le­ci­si­dir. Ke­di ile ka­le­ci mi­sa­li bi­ri tut­tu­¤u di­¤e­ri tu­ta­ma­d›­¤›­n› yer. Bi­zim de tu­ta­ma­d›k­la­r›­m›­z›n had­di he­sa­b› yok. Bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da başa­ r›­lar di­le­¤iy­le sev­gi­li BA­DEM. HA­KAN KES­K‹N Se­lam k›­zan, nas­s›n be ya. Ha­ni her­ke­si bi­ri gül­dü­rür ya be­ni de o gül­ dü­rü­yor. Bu spor­tif ar­ka­daş›­m›z ha­ya­t›n­da en iyi ka­le­ci­¤i be­cer­mek­te­dir. Eee li­san­s› var o yüz­den bir maç ya­pa­bil­dik. Ama be­ra­ber­lik­le­ri­miz bu­nun­ la bit­me­di; si­ne­ma­ya git­tik, taa Ba­k›r­köy’e yas­tak al­ma­ya git­tik, bir­bi­ri­miz­ de kal­d›k. Yal­n›z hiç unut­ma­ya­ca­¤›m ete­kür­si­yon­da beş gün be­ra­ber kal­ d›k, ho­ca­lar­dan giz­li giz­li iç­tik ama ke­sin­lik­le sar­hoş ol­ma­d›k, ona slip don borç­lan­d›m. Se­si mu­az­zam olan bu ar­ka­daş›­m›­z› yö­re şar­k›­la­r›­n› din­ler­ken din­le­yin id­dia edi­yo­rum göz­yaşla­r›­n›­z› tu­ta­ma­ya­cak­s›­n›z yan­l›ş an­la­ma­y›n a¤­la­mak­tan de­¤il gül­mek­ten, özel­lik­le “Kur­ba­¤a tut ba­na” ad­l› şar­k›­y› din­ le­me­den b›­rak­ma­y›n. Bir de ge­ne­tik şif­re­le­ri­ne ba­k›l­ma­dan ina­na­ma­ya­ca­ ¤›m ab­lam de­di­¤i bi­ri­siy­le ta­n›şt›k. Ke­sin­lik­le ala­ka­la­r› yok. ‹ler­de bü­yük or­tak­l›k plan­la­r›­m›­z›n ger­çek­leşme­si di­le­¤iy­le. Za­ten biz ya fak­bi­ka­tör olu­ ruz ya da üs­tün dans ye­te­ne­¤i­miz­den do­la­y› dans gru­bu de­¤il mi ca­n›m? GÖ­RÜ­ŞÜ­RÜZ TRAK­YA­LI. ‹S­MA­‹L FE­NER­C‹­O∕­LU Okul­da tar­ne­tin an­la­m›­n› bi­len iki kişi­den bi­ri­dir. Di­¤e­ri ise ben. Her ne ka­dar 3 ay­da ö¤­re­ne­bil­diy­se de as­l›n­da ol­duk­ça ze­ki­dir. Bu­nu yap­t›­¤› esp­ ri­ler­den ko­lay­ca an­la­ya­bi­lir­si­niz. Sa­zan­la­r› av­la­mam­da en bü­yük yar­d›m­ c›m­d›r, fa­kat ol­ta­ya ba­zen ken­di de ta­k›­l›r. Şa­ka bir ya­na öz­gür son de­re­ce esp­ri­li, se­ve­cen, ca­na ya­k›n, tat­l› bir in­san­d›r. Ya­n›n­da gül­me­den bir da­ki­ka bi­le ge­çi­re­mez­si­niz. Ko­mik ço­cuk işte. Ay­r›­ca onun­la mu­hab­bet et­mek de bü­yük bir zevk­tir. Son za­man­lar­da ken­di­ni bil­gi­sa­yar işi­ne ada­yan öz­gü/ü kan­tin­de bir yer­le­re afiş asar­ken bu­la­bi­lir­si­niz. ‹le­ri­de tey­ze­ne ge­le­bi­lir­sen mut­la­ka gö­rüşü­rüz ama unu­tul­ma­ya­ca­¤›­n› bil­me­li­sin. Ha­yat­ta sa¤­l›k, mut­lu­luk, başa­r› sen­den ya­na ol­sun sev­gi­li Uzun­köp­rü­lü ço­cuk. Hep böy­le esp­ri­li ve se­vim­li kal. GÜ­LÜM­SER BA­LA S›­n›f­ta­ki en sem­pa­tik ar­ka­daşlar­dan bi­ri olan öz­gür ge­rek dav­ra­n›şla­r›y­la ge­rek­se yap­t›­¤› esp­ri­le­riy­le bu özel­li­¤i­ni ön pla­na ç›­kar­ma­y› başar­m›şt›r. Öz­gür şa­ka­laşma­y› çok se­ver. Ye­ter­ki bi­ri­nin aç›­¤›­n› bul­sun vah o kişi­nin ha­li­ne. Ba­zen ba­na çi­le­den ç›­kar­t›r­ca­s›­na ta­k›­l›r. Fa­kat da­ha son­ra hiç­bir şey ol­ma­m›ş gi­bi dav­ra­n›­r›z. Ken­di­si dal­ga geç­ti­¤i gi­bi başka­la­r›­n›n da ken­ di­siy­le her tür­lü şa­ka­laşma­s›­na k›z­ma­yan öz­gü/ün bu en sev­di­¤im özel­li­¤i­ dir. Fa­na­tik bir Fe­ner­bah­çe­li olan öz­gü/e ha­ya­t›­n›n ge­ri ka­lan k›s­m›n­da

31


YONGA 98 sü­re mu­hab­bet edi­le­bi­len bir kişi­dir. Bu­nun­la bir­lik­te s›k s›k has­ ta ol­ma­s›y­la da ün yap­m›şt›r. Sa­n›­r›m üni­ver­si­te son­ra­s› ha­ya­t›­m›z­da da Ser­hat ile s›­k› ilişki­ ler için­de olu­ruz. Ser­hat ile s›k s›k gö­rüşüp onun baht­s›z de­me ro­lü­nü oy­na­y›ş›­n› gör­me­den du­ra­mam za­ten. Oda mut­la­ka be­nim av mu­hab­bet­le­ri­mi öz­le­ye­cek­tir. CE­MAL CEY­LAN Mer­ha­ba or­tak­lar or­ta­¤› Ser­hat. Te­mel bil­gi­sa­yar e¤i­ti­mi­ni be­nim ya­n›m­da otu­ra­rak ta­mam­la­man çok iyi ol­du. Ben ol­ma­ sam ö¤­re­ne­mez­din bil­gi­sa­ya­r›. Ben de sen ol­ma­san aç ka­l›r­d›m. Kim ba­na kar­n›m ac›k­t› sen­de ac›k­t›n m›? di­ye so­rar­d› yok­sa. Sen­den bir tes­pih cep­le­ye­me­mem içim­de kal­d›. Bra­in sa­adet zin­ci­ri se­nin­le gu­rur du­ya­cak. Kon­tur­lu te­le­fon gi­rişi­mi ve Bra­in ile başla­yan or­tak­l›­¤›­m›­z› dost­luk­la iler­le­yen za­man­la­ra taş›­mak di­le­¤iy­le... Sev­gi, sa¤­l›k ve dost­ça kal. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN S›­n›­f›­m›­z›n en efen­di kişi­le­rin­den­dir. Ben dâ­hil her­kes­le çok iyi di­ya­lo­¤u olan Ser­hat, kim­ya ders­le­riy­le di­ya­log ye­ter­siz­li­¤in­den do­la­y› an­laşa­maz­lar. ‹pi­ni ko­pa­ran ba­z› ar­ka­daşla­r› (Ce­ma­li) na­s›l ida­re et­ti­¤i­ni M‹T. Bi­le bi­le­mez. Çok den­ge­li olan ar­ka­daş›­m›z s›­n›­f›n den­ge­si bo­zul­ma­s›n di­ye hep or­ta s›­ra­lar­da otu­rur. Ha­ya­t›m bo­yun­ca Os­ma­ni­ye’den ta­n›­ d›­¤›m en iyi in­san (başka Os­ma­ni­ye­li ta­n›­ma­d›­¤›m için). S›­n›f­ta Ada­na­l›­la­ra karş› Os­ma­ni­ye’yi sa­vu­nan ve bu u¤ur­da ga­zi olan kah­ra­man bir ar­ka­daş›­m›z. Efen­di­li­¤iy­le 1998 res­mi Orm. End. Müh. ada­y› olan Ser­hat’›n tüm ha­ya­t› bo­yun­ca başa­r›­l› ol­ma­s›­n› di­le­rim. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN Çu­ku­ro­va­n›n s›­cak ik­li­mi­nin s›­cak­kan­l› in­sa­n› olan Ser­hat a¤›r­ başl›, sa­kin ve ses­siz, efen­di bir kişi­li­¤e sa­hip­tir. Ser­hat’la 4 y›l­l›k ar­ka­daşl›­¤›­m›z sü­re­sin­ce ken­di­si­ne bir işim düştü­¤ün­de hiç bir za­man ge­ri çe­vir­me­miş ak­si­ne bü­yük bir iç­ten­lik­le yar­d›­ma ol­ma­ya ça­l›şm›ş bu yüz­den her za­man gü­ve­ni­mi ka­zan­m›şt›r. Ser­hat’› ta­n›m­la­mak be­nim için faz­la zor de­¤il­dir; sa­de bir ha­ya­t› ter­cih eder, yurt­ta kan­ti­ne hiç ta­k›l­maz, maç mu­hab­bet­le­ ri­ni sev­mez, ders­le­ri hiç­bir za­man ka­ç›r­maz (Ken­di­si bi­raz inek­ tir) ve s›­nav za­man­la­r› inek­le­me­siy­le meşhur­dur. “Çu­ku­ro­va’n›n bu gü­zel in­sa­n›, inşal­lah ha­ya­t›­n›n ge­ri ka­lan k›s­m›­n› da di­sip­lin­li bir şe­kil­de yaşar­s›n ve bu­nun so­nu­cu ola­rak­ ta başa­r›­lar­la do­lu bir ha­yat sü­rer­sin.” DER­V‹Ş KA­LEN­DER

0602940064

Serhat KESKİNER Sev­gi­li g›y­met­li bi­ri­cim hemşom­dur. Be­ni okul ha­ya­t›m­da bir an ol­sun yal­n›z b›­rak­ma­man (baş›­m›n tat­l› be­la­s›) Hemşom her ne hik­met­se mem­le­ket­te hep söz ver­di­¤i hal­de ka­y›p­la­ra ka­r›ş›­ yor. Ga­ze­te­le­re ka­y›p ila­n› ve­ri­yo­rum ama na­fi­le hemşom or­ta­da yok. Ser­hat’m en bü­yük özel­li­¤i sa­at 12°° ol­du­¤un­da ye­mek­ha­ ne­nin et­ra­f›­n› ad›m­la­mak­t›r. Aç­l›­¤›­na hiç da­ya­na­ma­yan Ser­hat aç­l›k ha­lin­de si­nir kriz­le­ri ge­çi­rir. Be­nim tav­si­yem ona aç iken yak­laşma­y›n. (Dan­ger) Yaz­d›­¤› dü­ziç 1. 2. 3. 4. ad­l› şi­ir­ler­le Âş›k Ser­hat ima­mi ola­rak­ta ta­n›­n›r. Ders­ler­de son de­re­ce başa­r›­l› olan Ser­hat ara­ba kul­lan­ma­s›­n› ve mo­tor­sik­let kul­lan­ma­s›­n› çok iyi bi­lir. Ay­r›­ca bi­zim erik­le­rin ve pot­ka­lal­la­r›n ta­d›­na da­ya­ma­d›­¤›n­ dan 4 se­ne bo­yun­ca ben­den de­vam­l› bun­la­r› is­te­miş dur­muştur. At›l­d›­¤› ilk iş ha­ya­t›n­da ge­rek­li başa­r›­y› ya­ka­la­ya­man Ser­hat’›n ger­çek iş ha­ya­t›n­da başa­r›­l› ola­ca­¤›n­dan emi­nim. Çün­kü bu­nu bir­lik­te yap­t›­¤›­m›z ilk sta­j›­m›z­da gös­ter­miştir. Us­ta­başla­r› ve aşç›­ lar­la çok iyi ge­çi­nen Ser­hat’a bun­dan son­ra­ki ha­ya­t›n­da başa­r›­lar di­le­¤iy­le. HA­KAN KES­K‹N Bi­rin­ci se­ne, var­l›­¤›n­dan bi­le ha­ber­dar ol­ma­d›­¤›m Ser­hat Kes­ ki­ner ile mu­hab­be­ti­mi­zin ve ar­ka­daşl›­¤›­m›­z›n başlan­g›­c›, ikin­ci se­ne­nin baş›­na rat­lar. ‹lk za­man­lar sü­rek­li Os­ma­ni­ye’den bah­se­ de­riz. Ada­na’l› ol­du­¤u­nu unut­tur­ma­ya ça­l›şan Ser­hat, Os­ma­ni­ ye’nin il ol­ma­s›y­la hu­zu­ra ka­vuşmuştur. Do­la­y›­s›y­la biz­de ka­vuştuk. Üni­ver­si­te ha­ya­t›m­da dos­tum di­ye­bil­di­¤im na­dir in­san­lar­dan bi­ri­si olan Ser­hat ile üç se­ne bo­yun­ca unu­tul­maz an­lar yaşa­d›k ve çok şey pay­laşt›k. Ta­bii ki bu sü­rek­li­li­¤in en bü­yük se­be­bi ha­ya­t›­m›z­da­ki pa­ra­lel­lik­ler­di. Üç y›l bo­yun­ca Ser­hat ile s›­nav stra­te­ji­si ge­liştir­me ve so­ru ya­ka­la­ma ko­nu­la­r›n­da çok yo­¤un ça­l›şma­la­r›­m›z ol­du. Başl›­ca fel­se­fe­miz hep şu ol­muştur; “Hiç­bir der­se ge­re­¤in­den faz­la önem ver­me.” E¤er “Ders Geç­me­nin S›r­la­r›” ad­l› bir ki­tap ç›­kar­say­d›k ke­sin çok­sa­tar­d›. Bu­nun­la bir­lik­te Ser­hat ben­den ay­r› ola­rak “Bü­tün­le­me de ders geç­me ve bü­tün­le­me stra­te­ji­le­ri” ko­nu­suy­la il­gi­len­di. Olay­la­ra ba­k›ş aç›­s›­n›n fe­rah ol­ma­s› on­da ga­rip bir esp­ri an­la­ y›ş›n ge­lişme­si­ne se­bep olu­yor­du. Bu yüz­den s›­k›l­ma­dan uzun 32


YONGA 98 mu­ha­se­be der­si­ni da­ha ön­ce oku­du­¤u­na emin mi­sin? Ney­se ca­n›m ile­ri­ de yi­ne mu­ha­se­be so­run olur­sa te­le­fo­num her za­man aç›k. Ha­yat def­te­ rin­de her za­man be­nim için de bir say­fa­n›n aç›k ol­ma­s› di­le­¤im­le. Sev­gi ve sa¤­l›k ile kal. Ve şu­nu unut­ma. Bir­gün her­kes Fe­ner­bah­çe­li ola­cak. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN 1973 mo­del saf­kan bir Ada­na’l›. Af­yon Ma­hi­ye­de üç se­ne­si­ni ye­dik­ten son­ra kaşar­l› bir tip ola­rak Orm. Fak. ge­len Ha­kan bu­ra­da ha­ya­t› ye­ni­den ö¤­ren­di. Eli­miz­de bü­yü­dü de­sek olur. Ta­n›­d›­¤›m en sem­pa­tik, şa­ka­c› ve neşe­li tip di­ye­bi­li­rim. Bu­nun ya­n›n­da ya­k›n çev­re­sin­de ver­di­¤i hiç­bir sö­zü ye­ri­ne ge­ti­re­me­me öz­gü ol­du­¤u bi­li­nir. Do­la­y›­s›y­la söz ver­me­si onu ta­n›­yan­lar için bir an­lam ifa­de et­mez. E¤er bu y›l­l›k iyi kö­tü ç›­ka­ra­bi­lir­se bu Ha­kan’›n ha­ya­t›n­da başla­y›n bi­tir­ di­¤i ilk iş ola­bi­lir. Bu­nun­la bir­lik­te yo­¤un ça­ba­la­r›n­dan do­la­y› teşek­kür borç­lu­yuz. Se­ve­cen­li­¤i ne­de­ni ile ona as­la k›z­g›n­l›k du­ya­maz­s›­n›z. Hep bir ma­ze­ re­ti var­d›r. Ba­z› ga­rip huy­lun­da var­d›r. Ara s›­ra ken­di ken­di­ni ders­ler­den mu­af ya­par. Her ne ka­dar bu şe­kil­de bir ders­ten mu­af olu­na­ma­ya­ca­¤›­n› an­lat­ma­ya ça­l›şsak­ta an­la­maz. Ve ka­ç›­n›l­maz son ile yüz yü­ze ge­lir. Her s›­nav dö­ne­min­de ya­ni kop­ya çek­me tek­nik­le­ri ge­liştir­se de kop­ya çek­me ko­nu­sun­da­ki ye­te­nek­siz­li­¤i bu tek­nik­le­rin başa­r›­s›z­l›k­la so­nuç­lan­ ma­s›­na ne­den olur. En iyi yap­t›­¤› iş Le­vent K›r­ca’n›n uyan­ma sah­ne­si­ni tak­lit­tir. Okul­da Ha­kan’s›z gün­ler y›l­d›z­s›z ge­ce­ler gi­bi sö­nük ve zevk­siz geç­ mek­te­dir. Ha­kan ile ta­n›şma­n›­z› tav­si­ye et­mem, sa¤­l›­¤a za­rar­l›­d›r, ba­¤›m­ l›­l›k ya­par. Bun­dan son­ra han­gi üni­ver­si­te­ye gi­de­ce­¤i­ni tam kes­ti­re­me­mek­le bir­ lik­te şim­di­lik Orm. Fak.’nde başa­r›­lar di­le­rim. S›­n›f tem­sil­ci­miz ola­rak bir kaç se­ne da­ha ye­ni yet­me­le­re ders geç­me­nin in­ce­lik­le­ri ko­nu­sun­da da­n›şman­l›k hiz­me­ti ve­re­bi­lir. CE­MAL CEY­LAN Ta­k›­m›­m›­z›n vaz­ge­çil­mez ka­le­ci­si­dir. Ti­pik Ada­na’l› ka­rak­te­riy­le uf­ku­ mu­zu aç­m›şt›r. Ay­r›­ca Ga­la­ta­sa­ray­l› ol­ma­s› ile be­nim na­za­r›m­da­ki ye­ri­ni, sa¤­lam­laşt›r­m›şt›r. Ta­n›şt›­¤›m en­der kişi­ler­den bi­ri­si­dir. Aşk ha­ya­t› ko­nu­ sun­da­ki en­gin tec­rü­be­le­rin­den ya­rar­lan­m›ş›z­d›r. Özel­lik­le bu ko­nu hak­ k›n­da­ki şi­ir­le­ri bi­zi mest et­miştir. Ha­ya­t›­n›n da gön­lün gi­bi zen­gin ol­ma­s› di­le­¤iy­le. FA­T‹H O∕UZ Sos­yal fa­ali­yet­ler­de ma­aş›­na 100 $ is­te­yen ar­ka­daş›­m›z ders­ler­de as­ga­ri üc­re­te ra­z›­d›r. (Ama ç›­rak ma­aş› al›r.) S›­n›­f›­m›­z› odun ma­ter­ya­li sa­yar­sak Ha­kan bi­zi man­tar­lar­dan ko­ru­yan re­çi­ne­dir. Da­ha ön­ce­den ma­li­ye­de oku­du­¤u için de­fo­lu Or. End. mü­hen­ di­si­dir. S›­n›f­ta her­kes Ha­kan’› çok se­vip gü­ven­me­se de ben onu hem çok se­vi­ yor hem­de gü­ve­ni­yo­rum. Ba­na gö­re Ana­do­lu’nun ba¤­r›n­dan ko­pan mert bir ö¤­ren­ci (bir se­ne son­ra mü­hen­dis). Ha­kan’›n Ada­na’n›n ya­¤›z de­li­kan­l›­s› s›­fa­t›­n› biz­de de­¤il, li­te­ra­tür­de bu­la­bi­lir­si­niz. S›­n›f­ta her­ke­sin çok sev­di­¤i bu şi­rin dil­li ar­ka­daş›­m›­za ha­ya­t› bo­yun­ca başa­r›­lar di­le­rim bü­tün mut­lu­luk­lar se­nin ol­sun. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN Ti­pik bir Dü­zi­çi­li. Ye­ter­ki iki laf ede­cek bi­ri­si­ni bul­sun o an­da ken­din­ den ge­çer de­rin mu­hab­bet­le­re da­lar. Bu s›­ra­da ben ge­nel­lik­le ya­n›n­da olu­rum. Ba­na şöy­le bir ba­kar ve il­gin bir tarz­la “YAP­MA HEM­ŞO” der. Hâl­bu­ki far­k›n­da de­¤il, be­nim gi­bi k›y­met­li bir hemşo­ya sa­hip ol­du­¤u­ nun. En bü­yük özel­li­¤in­den bi­ri­si aya­¤›­n›n ara s›­ra k›­r›l­ma­s›­d›r. Ama ge­nel­ de bu k›­r›k ve ç›­k›k­la­r› bir gün­de iyi­leşir. Ha­ka­n›n elin­den ki­raz top­la­mak­tan, por­ta­kal su­la­ma­ya ka­dar bir­çok iş ge­lir, bu işle­ri mü­kem­mel bir şe­kil­de ya­par. Fa­kat bu üs­tün per­for­man­s› ders­ler­de de bek­le­mek pek ye­rin­de ol­maz. Hemşe­ri­min bir özel­li­¤i var ki tak­di­re de­¤er; Tut­tu­¤u­nu ko­pa­r›r. Ye­ter ki ben şu­nu ya­pa­ca­¤›m de­sin. Ha­kan oku­la gel­me­di­¤i gün­ler­de ade­ta s›­k›n­t›­dan pat­la­ya­cak­m›ş gi­bi olu­rum. Onun­la u¤­raşmak ba­na bü­yük bir zevk ve­rir. Ti­pik bir Dü­zi­çi­li de­miştim. Ne­den? Bir­çok ne­de­ni var. He­le bi­ri­si var­ ki na­s›l onay­l›­yor na­s›l. SER­HAT KES­K‹­NER

0602940066

Hakan KESKİN “Gü­ne­yin bir çift yaşl› gö­zü­dür.” Os­ma­ni­ye için böy­le di­yor ya­zar bir ki­ta­b›n­da. S›­cak bir ik­lim, gü­zel bir co¤­raf­ya, por­ta­kal çi­çek­le­ri­nin bu­ram bu­ram kok­tu­¤u, yeşi­lin her to­nuy­la göz­le­re zi­ya­fet çek­ti­¤i gü­ne­yin bir çift yaşl› gö­zü... Ha­kan, sen böy­le bir mem­le­ket­te ku­lak­la­r›n zar­la­r›­n› pat­la­t›r­ca­s›­na do­¤um a¤›­d›­n› ya­kar­ken, ba­ban bir er­kek ev­la­da ka­vuşma­n›n ver­di­¤i gu­rur­la da­ha fark­l› yü­rü­yor­du ka­sa­ba­n›n so­kak­la­r›n­da. Yü­rü­mü­yor, ade­ta se­vinç­ten uçu­yor­du. Sen o za­man­lar bun­la­r› an­la­ya­cak du­rum­da de­¤il­ din. De­dim ya, dün­ya­ya gel­me­nin pişman­l›­¤›y­la a¤­la­y›p du­ru­yor­dun. Son­ra bü­yü­dün. Ka­der se­ni or­man­da be­nim­le ta­n›şt›r­d›. Se­nin­le yol­cu­luk et­tik. Ay­n› ev­de kal­d›k. Ay­n› ye­me­¤i pay­laşt›k. Al­lah için sev­dik. Kâ­vi dost­luk­lar­la ba¤­lan­d›k. Sa­bah­la­d›­¤›­m›z ge­ce­le­ri­mi yaz­sam, ders ça­l›şa­ca­¤›z di­ye er­ken­den ya­t›p, ge­ce ya­r›­s› kal­ka­rak kar­n›­m›­z› do­yur­duk­tan son­ra, üs­tü­ne bir de çay içip ya­t›ş›­m›­z› m›? Ge­ce mut­fak soh­bet­le­ri­ni mi yaz­sam, yan­ma­yan so­ba­y› m›? ‹şlet­me­den al›­na­cak odu­nu mu yaz­sam, si­nir hap­la­r›­n› m›? Kir­li ve çift ütü iz­li ça­maş›r­la­r›­m› yaz­sam, bi­rik­miş bu­laş›k­lar ve at›­la­ cak çöp­le­ri mi? Bom­boş buz­do­la­b›­n› m› yaz­sam, ö¤­ren­ci pa­so­su, kim­lik, ye­mek kuy­ ru­¤u, ders ara­la­r›, fo­to­ko­pi­ler, ders not­la­r›­n› m›? Bir­den­bi­re sa­bah ezan­la­r› ve bir­den­bi­re dört y›l. Ve “Yi­tik Sev­da­l›­n›n” yi­tir­mek­ten kork­tu­¤u bir “Sev­da­l›”. Se­ni na­s›l an­la­ta­y›m başka­s›­na? Ben ta­n›­yo­rum ya yet­mez mi? Sa­de­ce şu­nu bil­sin­ler ye­ter. Bü­yü­dük­çe ka­ra­ran ve ka­l›n­laşan “köy­lü” su­ra­t›­n›n al­t›n­da iç­ten­lik, aç›k­söz­lü­lük, mert­lik ve cö­mert­lik ya­tar. Ha! Bir­de unut­ma­dan: Gü­ney­den bir­çok ede­bi­yat­ç›, şa­ir ç›k­ma­s›­na ra¤­men, sa­na ede­bi­ya­t› ö¤­re­te­me­dim (Hoş, ben de bil­mi­yo­rum ya). Bu­na “Ada­na”l›­l›­¤›n en­gel ol­du. Çok kat­lan­d›n ba­na bi­li­yo­rum, O ka­dar kah­r›­m› ba­na m›­s›n de­me­din çek­tin. Ha­di sen gel şim­di bu ada­m› unut. Olur mu? Sen bun­dan son­ra da bo­zuk pa­ra­la­r›n in­sa­n›­na (şeh­rin in­sa­n›) ben­ze­ me­ye özen­me. “Yi­tik Sev­da­l›”y› unut­ma! - ‹n­san­l›k Gü­ze­li’ne adan­m›şt›r YA­S‹N Dört se­ne­lik üni­ver­si­te yaşan­t›­m›z­da k›­sa dö­nem­li bir kop­ya be­ra­ber­ li­¤i yaşa­d›­¤›m ger­çek dost­la­r›m­dan­s›n. Fa­kat bil­mem ne­den­dir Fi­zo­ko­ kim­ya s›­na­v›n­da­ki başa­r›­s›z­l›­¤›­n›n ger­çek ne­de­ni bir vir­gül ol­ma­s›­na ra¤­men yi­ne de ba­na k›z­d›n. Çok gü­zel ba­dem ye­tişen Ada­na yö­re­sin­ den üni­ver­si­te tur­la­r›­na ç›k­m›şken ‹s­tan­bul’da da bi­zim fa­kül­te­yi seç­ti­¤in ve üni­ver­si­te­ler yaşam def­te­ri­nin say­fa­la­r›n­da ba­na da yer aç­t›­¤›n için önün­de say­g› ile e¤i­li­rim. Ya­lan­c› ba­dem­cik ope­ras­yo­nu­nun ve yok ol­du­ ¤u var­sa­y›­lan ba­dem­le­rin ile gün­de­me gir­din. Bir gün de par­ma­¤›n­da yü­zük ile Ada­na’dan dö­nüp okul k›z­la­r›­n› üz­dün. Bu ara­da sen ge­nel 33


YONGA 98 Kim­ya­lar’da baş› dert­te olan ar­ka­daş›­m›n bu der­di saç­la­r›­n› ile a¤art­m›şt›r. (H202) Si­yah ren­ge olan düşkün­lü­¤ü­nü: “‹le­ri­de çok zen­gin olur­sam bü­tün ta­k›m­la­r›m si­yah renk ola­cak” Cüm­le­siy­le be­lir­tir. Kah­ve­ren­gi­den ise çok nef­ret eder ama yi­ne de gi­yer. Ha­va­da kur­du­¤u­muz hol­ding­le­ri ger­çek­leştir­me umu­duy­la ile­ri­ki ha­ya­t›n­da sa¤­l›k ve mut­lu­luk­lar di­le­rim. M. BEY­DO­∕AN Hak­k›n­da çok az şey bi­li­ni­yor. 1994-1998 y›l­la­r› ara­s›n­da ORM. FAK. Ö¤­ren­ci ola­rak gö­rev yap­t›­¤› sap­tan­m›ş. Son­ra kim­li­¤i­nin or­ta­ ya ç›k­ma­s› teh­li­ke­siy­le karş›­laş›n­ca, giz­li­ce ö¤­ren­ci işle­ri­ne gi­rip hak­k›n­da­ki tüm ka­y›t­la­r› yok et­miş. Ve or­ta­dan kay­bol­muş. Es­te­ tik ame­li­yat ile ti­pi­ni de­¤iştir­di­¤i sa­n›­l›­yor, han­gi is­mi kul­lan­d›­¤› bi­lin­mi­yor. Kod ad›­n›n “Yeşil Ver­za­lit” ol­du­¤u tes­pit edil­di. Ar­ka­daşla­r› ara­s›n­da se­vi­len bir si­ma ol­du­¤u, şa­ka­c› ve esp­ri­li bir kim­li­¤e bü­rün­dü­¤ü dik­kat çek­miştir. Ay­r›­ca ders­ler­de yok­la­ ma ko­nu­sun­da, ve s›­nav­lar­da ö¤­ren­ci­le­rin ör­güt­len­me­si­ni sa¤­la­ m›şt›r. Ya­ban Ha­ya­t› der­sin­den bi­tir­me te­zi ala­ca­¤› ve “Kuşlar ve Ba­har Ay­la­r›n­da­ki Dav­ra­n›şla­r›” ko­nu­lu bir tez ha­z›r­la­ya­ca­¤› is­tih­ba­rat bi­rim­le­ri­miz­ce tes­pit edil­miştir. ‹n­ter­po­lün K›r­m›­z› Bül­ten ile ara­nan­lar lis­te­sin­de­dir, ölü ve­ya di­ri baş›­na ödül kon­muştur. (100.000 $) CE­MAL CEY­LAN

0602940072

Abdullah ÖNGÜN Ad­res: Ham­di­bey Mah. Ba¤­lar Sok. No: 10 De­mir­köy / KIRK­LA­RE­L‹ Tel: O 288 -681 56 88

S›­n›­f›­m›­z›n ge­çil­mez, aman ver­me­yen de­fans oyun­cu­la­r›n­dan­ d›r. Der­si ders­te din­le­me­yi ter­cih et­me­yen ar­ka­daşla­r›­m›z­dan­d›r. Yal­n›z s›­nav­lar­da müt­hiş bir başa­r› sa¤­la­mak­ta­d›r. Bu başa­r›­n›n s›r­r›­da onun kü­çük ve­ya bü­yük re­çe­te­le­rin­de sak­l›­d›r. Mu­hab­be­ ti­ne do­yum ol­ma­yan ar­ka­daş›m çok ca­na ya­k›n ve dos­ta­ni­dir. Bi­raz­c›k gö­zü­nüz aç›k ol­sa onun elin­de ovu­cun­da ne var ne yok ala­bi­lir­si­niz. O ka­dar saf ve te­miz olan ar­ka­daş›m­la unu­tul­maz s›­nav ma­ce­ra­la­r›­m›z ol­muştur. E¤er her­han­gi bir ders­ten ge­çe­mi­ yor­sa­n›z Ab­dul­lah’a başvu­run. ‹na­n›­yo­rum ki zor­lan­ma­dan o der­si ge­çer­si­niz. S›­nav­la­r› çok se­ven ar­ka­daş›­m›­z›n fi­nal­de geç­ti­ ¤i der­sin bü­tün­le­me­sin­de gö­rür­se­niz sa­k›n şaş›r­ma­y›n ve yan­l›ş an­la­ma­y›n. Başka­s›­n›n ye­ri­ne gir­di­¤in­den zan­net­me­yin. S›­nav aşk›n­dan bu­nu ya­p›­yor­dur. Sev­gi­li ar­ka­daş›m sen­de unu­tul­ma­ya­ cak ar­ka­daşla­r›m ara­s›n­da ola­ca­¤›n­dan şüp­he duy­ma­ma­n› is­ti­yo­ rum. Şüp­he başa­r› do­lu bir ha­yat di­le­¤iy­le. Al­la­ha ema­net ol Ab­dul­lah. HA­KAN KES­K‹N Ba­zen kul­lan­d›­¤›­n›z, an­la­m›­n› his­set­ti­¤i­niz ke­li­me­ler olur, ama on­la­r› aç›k­la­ya­maz­s›­n›z. Ba­zen ta­n›­d›­¤›­n›z şey­le­ri ta­n›m­la­ya­ma­d›­¤›­n›z za­man­lar olur. Ba­zen de ta­n›­d›­¤›­n›z kişi­le­ri ta­n›­ta­ma­d›­¤›­n›z za­man­lar. Ab­dul­ lah ta­n›­d›­¤›m fa­kat ta­n›­ta­ma­d›­¤›m, an­cak yaşa­ya­rak an­la­d›­¤›m kişi­ler­den bi­ri. Or­man Fa­kül­te­si­ne gel­mek, onun için sür­gü­nü­nü vil­la yaşa­ mak­t›r. S›­n›f­ta se­si­ni pek du­ya­maz­s›­n›z. Ade­ta gü­rül­tü­lü ker­va­n›n ses­ siz yol­cu­su. Ha! unut­ma­dan söy­le­mek ge­re­kir­se s›­nav­lar­da­ki kla­s›­n› ve tek­ni­¤i­ni koşuştur­ma­s› bi­le ses­siz­ce olur. Ab­dul­lah: Ne yaz gü­neşi gi­bi ya­k›­c›, ne de k›ş ge­ce­le­ri­nin aya­ z› gi­bi don­du­ru­cu. Ba­har gün­le­ri­nin ikin­di va­kit­le­ri gi­bi ›l›­man. ÖZ­KAN K›y­met­li ar­ka­daş›m Ab­dul­lah’la oku­lun ilk gün­le­rin­den iti­ba­ ren okul­da ve yurt­ta bir­çok şey­le­ri­miz be­ra­ber ol­muştur. S›­nav­lar­da ça­l›şma­y› son üç gü­ne b›­ra­k›p, on­la­r› da tek­rar son sa­ate b›­rak­mak iki­mi­zin en bü­yük or­tak ya­n›. Ye­mek­ha­ne­de­ki ye­me­¤i de 3,5 da­ki­ka­da yi­yip ç›k­ma re­ko­ru­ mu­za da her hal­de kim­se ega­le ede­mez. 34


YONGA 98 se­ver ama ap­tal­l›k­la­r›­na da­ya­na­maz. Çok iyi bir ko­nuşma­c› ol­du­ ¤u­nu Ediz Hun ona sa­r›­la­rak gös­ter­miştir. ‹nan­d›­¤› ko­nu­la­r› çok iyi sa­vu­nur. Ay­r›­ca iyi bir çev­re­ci­dir. ‹le­ri­de iyi bir po­ti­ka­c› ola­ca­ ¤›­na inan­c›m son­suz­dur. Çok iyi to­hum­lar atar. At­t›­¤› to­hum­lar mut­la­ka ye­ri­ni bu­lur. ‹n­san­la­r› şaş›rt­ma­ya ba­y›­ l›r. Bu­nun en gü­zel ör­ne­¤i me­zu­ni­yet ge­ce­sin­de ol­muştur. Kon­so­ los­luk­la­ra çok il­gi du­yan Emel’e iyi bir body­gu­ard bul­mak şart­t›r. Geç bul­du­¤um ama hiç kay­bet­mek is­te­me­ye­ce­¤im ar­ka­daş›­ma sa¤­l›k ve mut­lu­luk­lar. ÖZ­DEM Sev­gi­li Emel (Be­nim tâ­bi­rim­le ke­di­göz­lü k›z...) sa­na 4 y›l­d›r bir teşbih ala­ma­d›m, ona ya­n›­yo­rum. O b›ç­k›n a¤a gö­rün­tün­de, yü­rü­yüşün­de, en­da­m›n­da bir teşbi­hin ek­sik. Her ne ka­dar son gün­ler­de za­rif, ma­sum ve gü­zel bir gö­rü­nüm al­m›ş ol­san da sen her za­man bi­zim a¤a­m›z­s›n, her za­man bi­zim ön­cü­müz ol­dun. (Ey­val­lah gö­züm...) Emel as­l›n­da gö­rü­nüşüy­le sa­kin ve a¤›r­başl›­d›r. Fa­kat siz bil­ mez­si­niz onun ne ka­dar ha­re­ket­li, k›­p›r k›­p›r, neşe do­lu bir in­san ol­du­¤u­nu. Ken­di ol­du­¤u ka­dar et­ra­f›n­da­ki­le­re de neşe sa­çar. Ye­ri­ne gö­re de kül­tü­rü­nü, a¤›r­l›­¤›­n› ko­nuştu­rur ha­ni. Eee, ne de ol­sa a¤a­m›z, ab­la­m›z du­rur­ken bi­ze laf düşmez. Emel s›k s›k kay­bol­ma­la­r›y­la meşhur­dur. ‹lk sta­j›­m›z­da Emel ile bir­lik­tey­dik. (Taşl› ‹ne­göl yol­la­r›n­da...) Emel ile bir­lik­te olup da ora­da da kay­bol­ma­mak ol­maz. (Ni­te­kim ol­ma­d› da. Se­dir Ka­fe yol­la­r›n­da kaç tur at­t›k Emel ha­t›r­l›­yor mu­sun?) Bu­nun d›ş›n­da bir sü­rü in­san ta­n›­d›k ora­da; bek­çi­ler, ka­til­ler, ya mü­fet­tiş mü­fet­tiş na­s›l­d›. Onu bi­le gül­dür­dün ya he­lâl ol­sun sa­na... Bir de ket­çap ma­ce­ra­m›z ol­du, o meşhur ma­ce­ra. Emel sa­na tav­si­yem pat­la­y›­c› ket­çap­lar­dan uzak dur, uzak dur ki o gü­zel ke­di­göz­le­ri­ne bir şey ol­ma­s›n. Sev­gi­li Emel, öz­dem ile bir­lik­te kur­ma­y› düşün­dü­¤ü­nüz ku­lü­ bün başkan­l›­¤›­n› en k›­sa za­man­da dev­ret­me­ni di­li­yo­rum. Sa­na ha­ya­t›n­da başa­r›­lar ve mut­lu­luk­lar... Ge­le­cek­te de şim­di­ki gi­bi bir­lik­te ola­l›m... SE­V‹L

0602940076

Emel TOSUN Ula laz k›­z›. Di­yor­sun ba­na hak­k›m­da yo­rum ya­z›­s› yaz. Se­ni an­lat­mak her ba­ba­yi­¤i­din har­c›­m›. Şa­ka bir ya­na Emel, Ka­ra­de­ niz­li ol­ma­s›n­dan­d›r her­hal­de esp­ri­yi çok se­ven, gü­ve­ni­lir bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. ‹n­sa­n›n kal­bi bu ka­dar te­miz ola­bi­lir. Böy­le te­miz kalp­li dü­rüst bir in­san­la ay­n› s›­n›f­ta ol­du­¤um­dan ken­di­mi şans­l› bi­ri ola­rak gö­rü­yo­rum. Al­lah gön­lü­ne gö­re ver­sin. FA­RUK Sev­gi­li Emel, üni­ver­si­te­nin ba­na ka­zan­d›r­d›­¤› en önem­li şey­ ler­den bi­ri­dir. Emel ile 4 y›l­da ac› tat­l› çok şey pay­laşt›k ki­mi za­man dok­to­rum, ki­mi za­man avu­ka­t›m ama her za­man ar­ka­ daş›m ola­rak ya­n›m­da ol­muştur. Dü­rüst, çok ha­z›r­ce­vap esp­ri­li, d›ştan ol­duk­ça sert bir mi­za­ca sa­hip gi­bi gö­rün­se de bir ko­me­di fil­min­de ya da y›l­l›k ya­z›­la­r›­n› oku­yun­ca mu­ha­se­be der­sin­de ho­ca­n›n gö­zü önün­de a¤­la­ya­cak ka­dar duy­gu­sal (Son­ra mon­tu­ nun ar­ka­s›­na sak­la­na­rak re­zil ol­dum di­ye­rek pişman olan) in­san­ la­r› af­fe­de­rek in­ti­kam alan ama bu­nu pek gös­ter­me­yen, fe­mi­nist fi­kir­le­ri olan ve 8 hak­k› ol­du­¤u­nu id­dia eden ba­ba bir k›z­d›r. Emel’i en iyi Mo­na­li­sa söz­cü­¤ü ta­n›m­lar. T›p­k› mo­na­li­se gi­bi uzun saç­la­r›­n›n ya­n›n­da yü­zü de onun gi­bi­dir, ya­r›­s› gü­ler­ken ya­r›­s› a¤­la­ya­bi­lir. Çok cid­di bir or­tam­da si­zi gül­dür­dük­ten son­ra ken­di­si he­men to­par­la­n›r. Üni­ver­si­te ha­ya­t› il­ginç­lik­ler ile do­lu­ dur: I. s›­n›f­ta ser­vi­si ka­ç›­r›n­ca Er­zu­rum T›p ha­yal­le­ri ile tü­rev so­ru­la­r›­n› o ka­dar çok çöz­dü ki so­nun­da Er­zu­rum T›p ha­yal­le­ri ile tü­rev so­ru­la­r›­n› o ka­dar çok çöz­dü ki so­nun­da Mat-1’i 3. s›­n›f­ ta ver­di. Bu­nun ya­n›n­da Odun Ana­to­mi­si fi­na­lin­de başka so­ru bil­me­di­¤i için so­rul­ma­d›­¤› hal­de re­ak­si­yon odu­nu­nu an­lat­ma­s›, Or­man­c›­l›k bil­gi­sin­de taşra teşki­la­t› ile il­gi­li bir so­ru­ya Yük­se­ko­ va, Şem­din­li, Or­man Teşki­la­t›­n› ör­nek ver­me­si de il­ginç­tir. Emel ga­rip ta­k›n­t›­la­r› ol­du­¤un­dan 4 se­ne bo­yun­ca ta­n›şt›­¤› kişi­le­rin hep si­vil po­lis ol­ma­s›n­dan şüp­he­len­miştir. Bu­nun ya­n›n­da dok­ tor­cu­luk oy­na­ya­rak be­nim sü­rek­li ç›­kan sa¤ ko­lu­mu tak­m›ş ve ba­z› du­rum­la­ra uyuz olan ar­ka­daşla­r›­m›­za hap kul­lan­ma­la­r›­n› tav­si­ye et­miştir. Emel ile üni­ver­si­te­de­ki an›­la­r›­m›­z› an­lat­sam bu say­fa yet­me­ye­ce­¤i için bu­ra­da kes­mek zo­run­da­y›m. Da­ha 2. s›­n›f­ta EM­SA çok al­t›n­da kur­du­¤u­muz şir­ke­ti­mi­zi ha­ya­ta ge­çir­ mek ümi­diy­le ay­r›l­ma­ya­ca­¤›­m›­z› bi­li­yor ve sa­na ve­da di­lek­le­rin­ de bu­lun­mu­yo­rum. Ha­yat bo­yu bir­lik­te ol­mak di­le­¤iy­le. SA­B‹­HA EMEL, başlan­g›ç­ta yan­l›ş ta­n›­d›­¤›m in­san­lar­dan bi­ri­dir. Çok de­li­kan­l›, düşün­dü­¤ü­nü kork­ma­dan aç›k­ça söy­le­yen bir k›z­d›r öy­le­ki er­kek­ler bi­le a¤a gi­bi ol­du­¤u­nu söy­ler­ler. Kum­ru­la­r› çok 35


YONGA 98 Yal­n›z sa­na gö­re bi­ri­ni bu­la­ma­ma­na üzü­lü­yo­rum. Ama “b›­rak şu er­kek mil­le­ti­ni” la­f›­n› da as­la unut­ma­ma­l›­y›z. Ha­yat­tan bek­le­di­¤in ne var­sa hep­si­ne sa­hip ol ama her şey­den ön­ce sa¤­l›k­l› ve mut­lu ol. ‹le­ri­ki y›l­lar­da bu ya­z›­y› okur­ken ya­n›n­da be­ni, ku­lak­la­r›n­da se­si­mi his­se­de­rek şu şar­k›­y› söy­le. (Yok mu, se­nin in­sa­f›n yok mu...) GÜ­LÜM­SER BA­LA ‹lk ba­k›şta in­sa­na se­ve­cen­li­¤iy­le, şe­ker­li­¤iy­le, soh­be­tiy­le et­ki­le­yen tat­l› in­san­lar var­d›r ya... Tam o işte... Mi­nik kuşu ta­n›­ma­sa­n›z da bu ta­rif­te onu okul kan­ti­nin­de tat­l› te­bes­süm­ler da­¤›­t›r­ken bu­la­bi­lir­si­niz. Tat­l› ol­du­¤u ka­dar ta­lih­siz­dir de f›s­t›k. Evet, ta­lih­siz bir f›s­t›k. Ni­ye mi? Bu­gü­ne ka­dar is­te­di­¤i gi­bi (be­nim gi­bi) bi­ri ç›k­ma­m›şt›r karş›­s›­na. “Ama an­laşt›k. Gü­lo’yu öl­dü­rüp onu ka­ç›­ra­ca­¤›m.” Ge­nel­de Be­yit’in ar­ka­daşla­r›­n›n tek­lif­le­ri­ni sa­vuştur­mak­la okul gün­le­ ri­ni ge­çi­rir. Ne ya­par­s›­n›z oku­lun f›s­t›­¤› ol­mak ko­lay de­¤il. Hat­ta bir ri­va­ ye­te gö­re ders­le­ri bun­lar­la u¤­raşmak­tan bir ara ba­ya­¤› kö­tü git­miş. Evet Es­ra Sa­r›­kuş bun­dan son­ra gö­rüşe­me­sek­te sa­k›n be­ni unut­ma ve bil­ki sen her y›l­baş›n­da te­le­viz­yon karş›­s›n­da, mey­ve su­yu­mu içip, çe­rez ka­va­no­zu için­de f›s­t›k arar­ken he­men se­ni an›m­sa­ya­ca­¤›m ve gök­yü­zü­ne ba­k›p bu gün­le­ri yâd ede­ce­¤im. Bü­tün gü­zel­lik­ler, mut­lu­luk­lar, başa­r›­lar ve sa¤­l›k do­lu gün­ler se­nin­le ol­sun. NE­ŞAT ŞAR­LA­NO∕­LU Es­ra m›? H›mm bi­raz düşün­mem la­z›m. Es­ra çok hay­laz, ya­ra­maz, uçuk ka­ç›k bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ne za­man ne ya­pa­ca­¤› hiç bel­li ol­maz. Es­ra­c›­¤›m se­ni çok se­vi­yo­ruz. Ha­ya­t›n bo­yun­ca hep mut­lu ve neşe­li ol­ma­n›, me­zun ol­duk­tan son­ra iş ha­ya­t›n­da başa­r›­lar di­li­yo­rum. Ken­di­ne çok iyi bak ve biz­le­ri unut­ma. Not: A¤­z› olan ko­nuşu­yor... Ne di­yor­sak o! Or­man Müh. 3-A’dan Çat­lak Pro­fe­sör SÜ­LEY­MAN BON­CU­KO∕­LU O bir gü­ler­yüz, o bir gü­zel, o bir not tu­tu­cu, o bir ders­te da­lan, o bir kan­tin gü­lü, o bir her­ke­sin dos­tu, o bir s›­cak­kan, o bir hoş soh­bet, o bir iki, üç beş bit­mi­yor ki s›­ra­la­ya­s›n da Es­ra’y› an­la­ta­s›n. Ya­ni Es­ra­c›­¤›m inan ki ço­¤u za­man özel­lik­le gö­zü­mün se­ni ara­d›­¤› ve ya­ka­la­y›n­ca da “Oh be işte ora­da gi­dip bi­raz soh­bet ede­yim” di­ye koştur­du­¤um ar­ka­ daş›m­s›n. Eh sa­n›­r›m ben ol­ma­sam kim kan­tin­de bi­ri­le­rin­den leb­le­bi bu­lup si­ze ge­ti­rir­di de­¤il mi ama? Hat­ta ben ki­me ders­te Es­ra di­ye ar­ka s›­ra­lar­dan ses­le­ne­rek dön önü­ne esp­ri­si­ni ya­pa­bi­lir­dim? Dost­lu­¤u­mu­zun as­la bit­me­me­si di­le­¤iy­le. Sev­gi, sa¤­l›k, gü­ler­yüz ile dost­ça kal. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN Dün­ya’n›n en tat­l› in­san­la­r›n­dan bi­ri olan “Mi­nik Ser­çe”miz Es­ra için onu an­la­ta­cak, ifa­de ede­cek ke­li­me­ler bu­la­m›­yo­rum. Uzak­tan da­hi ba­k›l­d›­¤›n­da gü­zel­li­¤i, şi­rin­li­¤i, se­vim­li­li­¤i gö­ze çarp­ mak­ta­d›r. Es­ra’ya ya­k›n­laşt›­¤›­n›z­da ise; ya­k›n­l›­¤›­n›, s›­cak­l›­¤›­n›, dost­lu­¤u­ nu, se­ve­cen­li­¤i­ni his­se­der­si­niz. Meşhur Evin Ana gi­bi in­san­la­r›n dert­le­ri­ ni din­le­yip yar­d›m­c› ol­ma­ya ça­l›şan (özel­lik­le de ba­na) Es­ra’m›z her­kes ile çok iyi ilişki­ler için­de ol­ma­ya özen gös­ter­miştir. Amaa! Es­ra’y› k›z­d›r­ ma­ya gö­rün. O tat­l›, şi­rin k›z git­miş ye­ri­ne, av›­n› par­ça­la­ma­ya ha­z›r­la­nan bir dişi kap­lan gel­miş ola­bi­lir. Bu yüz­den faz­la k›z­d›r­ma­n›­z› tav­si­ye et­mem. Es­ra’n›n çeşit­li ho­bi ve fo­bi­le­ri var­d›r. Bun­la­r›n başl›­ca­la­r›, çok iyi çi­zim­ler (tek­nik re­sim) yap­mak­t›r. En önem­li fo­bi­si ise ders ça­l›şmak­t›r. Es­ra’y› s›­nav dö­nem­le­ri ga­za ge­tir­mek için yap­t›­¤›m ça­l›şma­lar boşa ç›k­ m›şt›r; çün­kü yi­ne ço­¤u kez ol­du­¤u gi­bi o kö­tü fo­bi­si­ni üs­tün­den ata­ma­ m›şt›r. Es­ra dört y›l bo­yun­ca be­yaz at­l› pren­si­ni bek­le­miş ama be­yaz at­l› prens oku­lun yo­lu­nu bir tür­lü bu­la­ma­ya­rak Belg­rad or­man­la­r›n­da kay­ bol­muştur. Be­yaz at­l› prens ye­ri­ne tav­si­ye edi­len prens­le­ri red­det­miş, prens­ler Es­ra’n›n kal­bi­ni ça­la­bil­mek için ça­ba sarf et­mişler ama o il­le de be­yaz at­l› pren­sim de­miştir. Herşey bir ya­na, Es­ra gi­bi bir dos­ta sa­hip ol­du­¤um için ken­di­mi çok şans­l› his­se­di­yo­rum ve bi­li­yo­rum. En bü­yük ha­ya­li olan ‹tal­ya’ya git­mek ve ora­da Mi­mar­l›k e¤i­ti­mi­ni bir gün mu­hak­kak gö­re­ce­¤in­den emi­nim. Bu dost­lu­¤u­mu­zun ömür bo­yu sür­me­si­ni di­li­yo­rum. Da­ima mut­lu ol, is­te­dik­le­ri­ni el­de et. Sev­gi­ler­le. M.F.B.

0602940080

Esra SARIKUŞ ES­RA, ha­ya­t›m­da ta­n›­d›­¤›m en iyi ni­yet­li in­san­d›r. ‹n­san­la­r› k›r­mak­tan bu ka­dar ka­ç›­nan bir kişi gö­re­mez­si­niz. 4 se­ne bo­yun­ca ben gö­re­me­dim. Hat­ta ba­zen Es­ra’n›n bu dün­ya­dan ol­ma­d›­¤›­n› düşün­müşüm­dür. Gö­rüşü­ müz çok te­zat oluştur­sa bi­le bir­lik­te çok do­laş›r­d›k, özel­lik­le Ku­ru­çeşmeTak­sim yol­la­r› bi­zi çok iyi bi­lir. Çok hoş soh­bet ve bil­gi­li­dir. Burç­lar hak­k›n­da ise bil­me­di­¤i yok­tur. Ta­n›şma­m›z bi­le burç­lar sa­ye­sin­de ol­muştur. Uzun sü­re yol ar­ka­daşl›­¤›­m› ya­pan Es­ra so­nun­da Bah­çe­köy’e taş›­na­rak bu ha­ri­ka! yol­cu­luk­lar­dan kur­tul­muştur. Yü­zün­de­ki tat­l› te­bes­ sü­mün­le ve hep böy­le kal­man di­le­¤iy­le. ÖZ­DEM Evet, ge­le­lim Burç­taş›­ma. Maşal­lah ast­ro­log gi­bi her burç­la il­gi­li bil­gi­ ye sa­hip ol­ma­s› yet­mi­yor­muş gi­bi gün­lük fa­l›­m›­z› da söy­ler. Şah­sen ben Es­ra’ya da­n›şma­dan hiç­bir işi­me başla­mam. Bun­ca ge­çen se­ne­de tek üzül­dü­¤üm şey var o da şu mi­nik ser­çe­ye bir ka­set ç›­kar­ta­ma­d›k ya ona ya­na­r›m. Ey Un­ka­pa­n› es­na­f› du­yun ar­t›k şu k›­z›n gü­zel se­si­ni. Es­ra o ka­dar iyi bir ar­ka­daşt›r ki si­zi hiç­bir ko­nu­da yal­n›z b›­rak­maz. Oku­lu uzat­ ma­da bi­le. Es­ra sa­k›n üzül­me biz ak­rep­ler her­ke­sin zan­net­ti­¤i gi­bi kö­tü in­san­lar de­¤i­liz. Me­na­je­rin ‹S­MA­‹L Es­ra’y› can­dan, gü­ler yüz­lü ve bi­raz ses­siz ola­rak ta­n›m­la­ya­bi­li­rim. Yü­zün­den te­bes­süm hiç ek­sik ol­maz. Men­fa­at ilişki­le­ri­ne gir­me­yen can­ dan ye­ga­ne kişi­ler­den bi­ri­dir. Kim­se­yi k›r­maz, çok has­sas bir in­san­d›r. Ufak gö­rün­me­si­ne ra¤­men çok ko­ca­man bir yü­re­¤i olan bu ar­ka­daş›­m›­ z›n bu yü­re­¤i her­ke­se aç›k­t›r. Ha­ya­t›n bo­yun­ca hep mut­lu ol­man di­le­¤iy­ le. EMEL ES­RA­AA! Şi­rin Es­ra­aa­al Se­nin hak­k›n­da ak­l›­ma bir­çok şey ge­li­yor ama en önem­ li­si se­nin çok iyi bir in­san ol­du­¤un­dur. Neşe­li mu­hab­bet­le­rin­le bi­ze her za­man gü­zel an­lar yaşat­m›şs›n­d›r. Öz­gür Öz­can’›n ga­za­b›­na u¤­ra­yan es­ra ders­ler­den s›k s›k ih­tar al›r. Çün­kü öz­gür onu sü­rek­li gül­dü­rür. Uma­ r›m bu dost­lu­¤u­muz uzun y›l­lar sü­rer. Sa­na tüm kal­bim­le ha­ya­t›n bo­yun­ ca herşe­yin gön­lün­ce ol­ma­s›­n› di­li­yo­rum. FA­T‹H O∕UZ Mi­ni mi­ni bir kuş don­muştu. Or­man Fak. kon­muştu. Al­d›m onu içe­ri­ ye. En iyi dos­tum ol­sun di­ye. Ca­n›m Es­ra se­ni an­lat­mak inan öy­le zor ki. Sen ha­ya­t›m­da ta­n›­d›­¤›m en şi­rin, en tat­l›, en can­dan in­san­s›n. Se­nin gi­bi bir in­sa­n› ta­n›­mak ve dost ol­mak mü­kem­mel bir olay. Ta­rab­ya üs­tün­de çek­tir­di­¤i­miz o şa­ha­ne fo­to¤­raf­lar­la başla­yan dost­lu­ ¤u­muz, ye­di­¤i­miz üç gün­lük ta­ze pas­ta­lar­la de­vam et­miş, bir ba­har akşa­ m› Ça­nak­ka­le’de elin­de şa­rap şişe­siy­le “ben sar­hoş de­¤i­lim ar­ka­daşlar” di­ye­rek ge­lişmiştir. Bir­lik­te söy­le­di­¤i­miz “Yok mu” par­ça­s› ise ar­ka­daşl›­ ¤›­m›­za ay­r› bir ha­va kat­m›şt›r. (Neşat bir ara si­nir ol­muştu.) Se­nin in­san­lar­la kur­du­¤un s›­cak ilişki­le­re, mu­hab­bet­le­ri­ne, gü­zel se­si­ ne hay­ra­n›m. Yaşa­d›­¤›n ve yaşat­t›­¤›n gü­zel­lik­le­re hay­ra­n›m ve bun­la­r› be­nim­le pay­laşt›­¤›n için mut­lu­yum. 36


YONGA 98 ka­der ar­ka­daş›m ‹s­ma­il. ‹ki­mi­zin de he­men her dö­nem ay­n› sa­y›­ da der­si­miz var­d›r. Ak­rep’le­rin ka­de­ri bu ga­li­ba. Ama son s›­n›f­ta iki­miz de ata­¤a kal­ka­rak bir­çok der­si ver­me­yi başar­d›k. Ze­kâ­s›­n› ders­ler­de yap­t›­¤› esp­ri­ler­le de ka­n›t­la­yan ‹s­ma­il ay­n› za­man­da s›­n›­f›n KA­ZA­NO­VA’s›ydt da. Taa ki bi­ri­si­ni bu­la­na ka­dar. Bi­lir­sin ‹s­ma­il okul­da başa­r›­l› ola­ma­yan ha­yat­ta (ça­l›şma ha­ya­t›n­da) başa­r›­l› olur der­ler (Ta­bii bu laf­tan ken­di­me de pay ç›­kar­t›­yo­rum). Bu ne­den­le ha­yat­ta başa­r›­l› ola­ca­¤›­na ve mut­lu­lu­¤u da ya­ka­la­ya­ ca­¤›­na ina­n›­yo­rum. ES­RA SA­RI­KUŞ Ç›l­g›n ço­cuk ‹SO. Eh in­sa­n›n is­mi bi­le ‹n­gi­liz­ce gül­mek an­la­ m›­na ge­len Smi­le’dan ge­li­yor ise o kişi­nin neşe­siz ve buz gi­bi ol­ma­s› bek­le­ne­mez. Gü­lüşü ki­lo­met­re­ler­ce öte­ler­den ta­n›­na­bi­le­ cek (tüm s›­n›f­ça) bir ar­ka­daş›­m›z­s›n. Be­yit, Tan­sel ve be­ni evi­ni­ze ça­¤›­r›p be­ni şah­si ya­ta­¤›n­da a¤›r­la­man­dan çok mem­nun ol­dum. Hat­ta bi­zim ev­de ku­ru fa­sul­ye yer­ken rad­yo­da­ki ya­r›şma­ya ka­t›l­ mam ve si­li­kon­lu bir adet yas­t›k ta­lih­li­si ol­mam­dan do­la­y› sa­na borç­lu­yum. Sen ol­ma­say­d›n da yas­t›k ka­za­n›r­d›m ama sli­kon­lu­ su­nu as­la. Bir­gün her­kes Fe­ner­bah­çe­li ola­cak. Dost­lu­¤u­mu­zu an›­lar­da b›­rak­ma­mak di­le­¤im­le... Sev­gi sa¤­l›k ve se­nin iyi ta­n›­d›­ ¤›n neşe ile kal. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN

0602940084

İsmail FENERCİOĞLU ‹S­MA­‹L, ba­na gö­re s›­n›­f›­m›­z›n en ha­va­l› er­ke­¤i­dir. Bu ha­va­s› onun baş›­na bir çok dert aç­ma­s›­na ra¤­men yi­ne de ken­di­siy­le gu­rur du­yar. Çok de­¤işken ama özün­de çok iyi bir in­san­d›r. ‹n­san­la­r› ha­re­ke­te ge­çi­ren neşe­li ve ka­t›­l›m­c› bir ta­ra­f› var­d›r. Okul­da bir­çok in­sa­n›n bi­zim eli­miz­den kur­tul­ma­s› zor ol­muştur. Be­nim en önem­li bil­gi kay­na­¤›m­d›r. ‹çin­de­ki o gü­zel in­sa­n› mas­ ke­ler­le ka­pa­ma­man hep iyi ve neşe­li kal­man di­le­¤iy­le. ÖZ­DEM S›­n›­fa ilk gir­di­¤im­de esp­ri­li kişi­li­¤iy­le dik­ka­ti­mi çe­ken ‹SO bir olay so­nu­cun­da (ola­y› aç›k­la­ma­ya ge­rek yok) ma­ne­vi abim ol­muştur. “Bun­dan son­ra sen be­nim ba­c›m­s›n” sö­züy­le başla­yan bu sü­reç içe­ri­sin­de her za­man ahi­li­¤i­ni, sev­gi­si­ni ve dost­lu­¤u­nu his­set­mişim­dir. “Ben ga­li­ba aş›k ol­dum” söz­le­riy­le ya­n›­ma ge­len ‹SO (ye­ri söy­ le­me­ye­ce­¤im, sen an­lar­s›n) okul­da çap­k›n­l›k­la­r›y­la ün ka­zan­ m›şt›r. Ya­k›ş›k­l›­l›­¤› ve gü­zel fi­zi­¤iy­le tüm k›z­la­r›n il­gi­si­ni çe­ken ‹SO’nun! bu yüz­den baş› çok a¤­r›­m›şt›r. Al­d›­¤› dar­be­ler so­nu­cun­ da. Ha­yat­ta do¤­ru kişi­yi bul­man, her za­man sa¤­l›k­l›, mut­lu ve başa­r›­l› ol­man di­le­¤iy­le se­ni her za­man ha­t›r­la­ya­cak kar­deşin Gü­lüm­se/den son­suz sev­gi­ler. GÜ­LÜM­SER BA­LA Oku­lun be­la­s›­d›r. Ta­n›­ma­d›­¤› da­ha do¤­ru­su aş›l­ma­d›­¤› k›z yok­ tur. Tam bir ş›p sev­di. Bu 4 y›l­l›k za­man için­de çok ya­k›n­ laşm›ş›z­d›r. O ka­dar ki bir­bi­ri­mi­zin hoşlan­d›­¤› k›z­la­ra as›l­ma­y› bi­le bir ho­bi ha­li­ne ge­tir­mişiz­dir. Ama ge­ne de 4 y›l bo­yun­ca ba­na da­r›l­d›­¤› ka­dar kim­se­ye da­r›l­ma­m›şt›r her­hal­de. Hiç an­la­ya­ ma­m›ş›m­d›r bu­nun ne­de­ni­ni. “Ya ‹SO... Sen be­ni an­la­ma­d›n ya ben ona ya­n›­yo­rum.” Ney­se “si­tem sev­gi­den do­¤ar” di­yo­ruz ve unu­tu­yo­ruz. Evet ‹SO ile­ri­de bel­ki de or­tak bir iş ya­pa­r›z. Ama ya­pa­maz­sak se­nin için mut­lu ve başa­r›­l› bir ha­yat di­li­yo­rum. FA­KAT Gül­sen tey­zem ol­ma­sa sen hiç çe­kil­mez­din!.. NE­ŞAT ŞAR­LA­NO∕­LU Bi­rin­ci s›­n›f­ta her ne ka­dar si­nir ol­sam­da Her­ki s›­n›f­lar­da Ba­ba­can bir in­san ol­du­¤u­nu gör­düm. Ay­r›­ca ne düşün­dü­¤ü­nü de an›n­da söy­le­ye­cek ka­dar da dü­rüst­tür. Ders ta­k›­m›n­dan be­nim 37


YONGA 98

0602940083

0602940091

İlkay KAYA

Hamdi SARILI Muh­teşem Ta­rih Aşk› ön­ce göz­le­ri­niz­de kir­let­ti­niz. Ba­k›şla­r›­m›z­da­ki kut­sal­l›­¤›, utan­gaç­l›­¤›­n›z­da­ki be­yaz­l›k­tan al­m›şt›k. Kir­let­ti­niz, ger­dan­la­r› çe­ne­le­ri­nin emin­li­¤in­de kay­bo­lan k›rp k›rp eder­ken yer­den ha­va­la­nan ser­çe­le­ri an­d›­ran kir­pik­le­ri var­d›. Siz­le­re uzan­ma­n›n be­de­li ken­di­miz ol­duk. Us­la­n›r­s›­n›z umu­ duy­la, vahşi at­la­r› bek­ler gi­bi bek­le­dik. Her tay ye­ni bir vahşi so­luk­la gel­di so­nun­da. Bi­le bi­le bek­le­dik. sa­bah sa­bah ya­nak­la­r›­na çi¤ düşmüş gon­ca gül­le­ri k›s­kan­d›­ran, do­kun­du­¤u­nuz­da al al ya­nan ya­nak­la­r› var­d›. Yü­rü­dü­¤ü­nüz­de top­ra­¤a, eli­niz de¤­di­¤in­de ço­cu­¤a be­re­ket­le bü­yü­tür­dü­nüz. Bir ya­n›­n›z en gü­zel­ken, bir ya­n›­n›z­sa el­ma­n›n ta­ri­hiy­di, kav­ru­lur­ken tar­la­lar su olup, se­ri akan­la­r› var­d›. Si­zin ta­ri­hi­niz bi­zim­le başla­d›. Biz siz­ler­le ömür bol­duk. Pe­ki ney­di bun­ca karş›t­l›­¤› do­¤u­ran? El­le­ri­miz­le ör­dü­¤ü­müz bun­ca sur­lar? yal­n›z­l›­¤›­m›­z› pay­laşan, bö­lün­dük­çe bi­zi ço­¤al­tan ter­le­ri kut­san­m›ş gü­zel koşan­la­r› var­d›, si­zi in­ka­ra gü­cüm yet­mi­yor herşe­yiy­le be­nim olan siz muh­teşem ta­rih. SÜ­LEY­MAN ÇE­L‹K

Hemşe­rim ‹l­kay’›n da­ima gü­ler yüz­lü ol­ma­s› onun cid­di ol­ma­ d›­¤› ka­n›­s›­n› ver­se­de ba­z› ko­nu­lar­da çok cid­di ola­bil­mek­te­dir (Tez de ol­du­¤u gi­bi). Çok esp­ri­li olan ar­ka­daş›­m›z sa­ye­sin­de bir­ kaç kez oto­büs­ten at›l­ma teh­li­ke­si ge­çir­mişiz­dir. Çok gü­zel ara­ba kul­la­n›r. Bir­de yol­da­ki işa­ret­le­re bak­sa uzun ‹s­tan­bul tur­la­r›n­dan mah­rum ka­l›r­d›k. ‹yi bir fut­bol­cu­dur. Ma­ça gir­me­siy­le at›l­ma­s› bir ol­muştur. Çok can­dan ve ko­ru­yu­cu bir ya­p›­ya sa­hip­tir. ‹çin­de­ ki bu ço­cu­¤u hep yaşat­man di­le­¤iy­le. ÖZ­DEM ‹lk ba­k›şta çok sert gö­zü­ken ‹l­kay, ko­nuştuk­ça aç›­l›r ki karş›­s›n­ da­ki­ni ba­y›l­ta­bi­lir. Son de­re­ce esp­ri­li­dir. Olay­la­r› ko­mik yön­le­ri ile ele al­ma­ya ba­y›­l›r. Her za­man bu­lun­du­¤u or­ta­m›n neşe kay­ na­¤›­d›r. Boş za­man­la­r› ki çok az­d›r ge­nel­de bir kurs­tan bir kur­sa git­mek ile ge­çer. K›­sa­ca­s› çok kurs se­ver bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ama başka sev­di­¤i şey­ler­de var­d›r. De­ney yap­ma­ya bay­d›r. Fi­mat la­bo­ra­tu­va­r› s›rf bu yüz­den onun yu­va­s› ha­li­ne gel­miştir. Fut­bol­ cu ya­n›­n› da be­lirt­me­den ge­çe­me­ye­ce­¤im ama başkan ola­rak futb­sol­da da­ha başa­r›­l›­d›r. Bu ne­den­le Ali ŞEN ola­rak ün yap­ m›şt›r. S›­n›f ar­ka­daşla­r›­n› maç­lar­da sa­ha d›ş›n­dan çok başa­r›­l› bir şe­kil­de mo­ti­ve eder, ama sa­ha için­de hem ken­di hem de karş› ta­k›­m› y›­k›­ma u¤­ra­ta­bi­lir. Bir­çok ke­re­ler­de­bu olay göz­len­miştir. Bü­tün bun­la­ra ra¤­men ‹l­kay ha­ta­la­r›­n› ka­bul­le­nip dü­zelt­me­ye ça­l›şan ze­ki, ça­l›şkan, bir ar­ka­daş›­m›z­d›r. Ken­di­sin­de­ki şey­tan tü­yü ile de çev­re­sin­de­ki­ler üze­rin­de ga­rip bir bü­yü­sü var­d›r. Her­ kes­le ge­çi­ne­bi­len bu ar­ka­daş›­m›z emi­nim ki ge­le­ce­¤in star­la­r›n­ dan ola­cak­t›r. Al­lah yo­lu­nu aç›k et­sin. EMEL TO­SUN

38


YONGA 98 Üni­ver­si­te yaşan­t›m­da ge­ri­ye dö­nüp bak­t›­¤›m­da ak­l›­ma ge­len ilk isim­ ler­den bi­ri­dir. Hiç­bir za­man si­lin­me­si­ni is­te­me­di­¤im ger­çek bir dost. 1994 y›­l›­n›n Ekim ay›­n›n pus­lu bir Mas­lak akşa­m›n­da ta­n›şm›şt›k. Ben se­ni şi­rin bul­muştum ama sen be­ni... Da­ha son­ra ar­ka­daşl›­¤›­m›z iler­le­di dost­lu­¤a dö­nüştü. Al­lah’a şü­kür ha­la de­vam edi­yor. Çok şey yaşa­d›k, çok şey pay­laşt›k. Gü­lüm­ser, Ne­si­be ve ben, Sa­r›­yer-Se­ra hat­t›n­da az ta­ban çü­rüt­me­dik. (O gün­le­rin bi­rin­de ma­nav­dan do­ma­tes al­m›şt›k.) Ve s›­d›­ka, Mu­al­la, Na­ci­ye ne gün­dü ama. Ok­sal’da en zor gü­nüm­de ya­n›m­da yi­ne sen var­d›n. Gü­lüm­se/i ba­na an­lat de­se­ler, ak­l›­ma ge­len ilk özel­li­¤i s›r tut­ma­s›­d›r. Çok iyi bir s›r­daşt›r. Yo­rum­suz­lu­¤u ise her za­man yo­rum­lan­m›şt›r. Fe­da­ kâr­l›­¤› ve hoşgö­rü­lü ol­ma­s› ise tar­t›ş›l­maz. Bun­la­r› laf ol­sun di­ye söy­le­ mi­yo­rum. Ger­çek­ler. Di­le­¤im, şu k›­sa­c›k dün­ya ha­ya­t›n­da ger­çek hu­zu­ru bul­man. Se­ni çok öz­le­ye­ce­¤im. Se­ans ya­ta­¤›­n› (502) hiç unut­ma­ya­ca­¤›m. Herşey gön­lün­ce ol­sun. N‹­HAN YA­ZI­CI 1. s›­n›f­ta Fa­tih sa­ye­sin­de ta­n›şt›­¤›m an­cak 3. s›­n›f­ta ya­k›n­dan ta­n›­ma ola­na­¤› bul­du­¤um sen, ilk başta her ne ka­dar so­¤uk bir kişi iz­le­ni­mi ver­ sen­de ay­n› yurt­ta kal­ma­ya başla­d›­¤›­m›z­da an­la­d›m ki ca­na ya­k›n ve esp­ri­li bir k›­z›­m›z­s›n. Bu­nu da yurt­ta yap­t›­¤›­m›z ge­ce ya­r›­s› soh­bet­le­rin­de pat­lat­t›­¤›n Te­mel f›k­ra­la­r›y­la ka­n›t­la­d›n. Her za­man ca­na ya­k›n­l›­¤›­n›n de­vam et­me­si ve tüm is­tek­le­ri­nin ger­çek­ leşme­si di­le­¤iy­le... GÜL­DEN SEL­V‹ Evet ge­le­lim oku­lun be­nim için en önem­li olan in­sa­n›­na. Uzun za­man ba­na kat­lan­ma başa­r›­s›­n› gös­te­ren se­ni düşü­nü­yo­rum da her­hal­de bir ör­ne­¤in da­ha yok­tur. Utan­gaç, çe­kin­gen, sa­kar kim­li­¤i­nin al­t›n­da tat­l›, se­ve­cen, esp­ri­li ve s›­cak bir in­san, tam bir can dos­tu. Böy­le bir in­san için, di­¤er in­san­lar­dan ay›­r›­ca va­s›f­la­ra sa­hip ol­mak be­nim için 4 y›l­d›r baş›­ma ge­len en mü­kem­mel şey ol­sa ge­rek. Evet TOR­NET di­ya­r›n­dan ge­lip be­ni bü­yü­le­yen tat­l› şey, bü­yük bir ih­ti­ mal­le ile­ri­de çok s›k gö­rüşe­ce­¤iz ama bu sa­na başa­r›­lar ve mut­lu­luk­lar di­le­me­me en­gel ola­maz. Ken­di­ne iyi bak... öp­tüm... NE­ŞAT ŞAR­LA­NO∕­LU Gül, Gü­lü, Gü­lüm, Gü­lüm­se, Gü­lüm­ser. As­l›n­da 5 is­me sa­hip olan bir dost­luk p›­na­r›­s›n. Ders­ler­de­ki not tu­tuşun ve fos­for­lu ka­lem­le­rin hep ba­na h›rs ver­di ve so­nun­da ben de bir fos­for­lu ka­lem sa­hi­bi ol­dum. Ay­r›­ ca ders­ler­de ho­ca­la­r› prob­lem so­nuç­la­r›­n›n önün­de % işa­re­ti ola­bil­me­si için for­mül­de XI00 ol­ma­s› ge­rek­ti­¤i­ni ha­t›r­lat­ma­say­d›n kim bi­lir bel­ki de biz­ler çok başa­r›­s›z mü­hen­dis­ler ola­bi­lir­dik. Do­¤al­l›­¤›n, sa­de­li­¤in ve iyi­ lik do­lu kal­bin var. Fa­kat ba­zen ar­ka­daşla­r›­n› al­da­ta­bi­li­yor­sun (Tor­net) Be­ni de bun­la­ra alet edi­yor­sun. Sa­n›­yo­rum gü­lüm­se­me­ni as­la unu­ta­ma­ ya­ca­¤›m. Bir gün bir­bi­ri­miz için bir an› ol­ma­ma­m›z di­le­¤im­le ve bir gün her­kes Fe­ner­bah­çe­li ola­cak. Sev­gi, sa¤­l›k ve gü­len yü­zün ile kal. ÖZ­GÜR ÖZ­CAN S›­n›­f›­m›­z›n Pa­muk Pren­se­si (k›r­m›­z› ya­nak­l›, be­yaz ten­li) olan Gü­lüm­ ser ca­d› olan ba­na karş› sa­vaş ve­re­rek pren­si­ni ka­zan­ma­y› başar­d›. Hat­ta bir ara Neşat bi­le (prens) Gü­lüm­se/i or­ta­dan kal­d›r­mak için plan­lar kur­ muştu ama bak­t›m ki bir­bir­le­ri­ne çok ya­k›ş›­yor­lar içim el­ver­me­di on­la­r› ay›r­ma­ya. Bu­nun üze­ri­ne bir bü­yük­lük ör­ne­¤i gös­te­re­rek ara­dan çe­ki­le­ yim de­dim. O gün­den son­ra da iy­li bir ca­d› ol­ma­ya ka­rar ver­dim. Şa­ka bir ya­na okul­da iyi ve kö­tü za­man­la­r›m­da (ev­li­lik ye­mi­ni gi­bi ol­du) her za­man ya­n›m­da olan kişi­ler­den bir ta­ne­si Gü­lüm­se/dir. Şu ge­çen dört y›­la ba­k›­yo­rum da bu ka­dar za­man­da bir­çok in­san­la ta­n›şt›m fa­kat bu ta­n›şma­lar­dan ele­ne ele­ne bir­kaç in­san kal­d› ge­ne var ama Gü­lüm­ser ile ya­k›n ol­du­¤um bir­kaç kişi var sa­de­ce. Çok faz­la şey yaz­mak is­te­mi­yo­rum as­l›n­da. Ne ka­dar çok şey yaz­ma­ya ça­l›şsam o ka­dar yap­ma­c›k­laşa­ca­¤›­n› bi­li­yo­rum. Ne­ler his­set­ti­¤im, ara­da­ki ba­¤› söz­cük­ler­le ifa­de et­mek im­kan­s›z gi­bi birşey. Her­za­man s›­nav­lar­da önüm­de otur­du­¤u­nu ve be­nim kop­ya çe­ke­me­yişi­mi, se­nin iyi ni­ye­ti­ni ve dost­lu­¤u­nu as­la unut­ ma­ya­ca­¤›­n› bil­me­ni is­terim. Hayat boyu MUT­LULUK­LAR... ES­RA SARIKUŞ

0602940070

Gülümser BALA S›­n›­f›­m›­z›n ze­ki­ler in­den­dir. Ar­ka­daş gru­bu­mu­zun ara­nan si­ma­la­r›n­ dan­d›r. Do­¤a Yü­rü­yüşle­ri ve Kamp­ç›­l›k Ku­lü­bü­nün yö­ne­ti­ci­si­dir. Ay­r›­ca gü­zel ol­du­¤u­nu be­lirt­mek­te ya­rar var. Her­kes­le iyi ve se­vi­ye­li ge­çi­nen Gü­lo çok yar­d›m­se­ver­dir. Ama bir tür­lü An­ka­ra’da gö­rüşe­me­dik, uma­r›m ger­çek­leşir. Bas­ket­bol ta­k›­m›­m›­z›n Na­umos­ki’si­ne ha­ya­t› bo­yun­ca mut­lu­ luk­lar di­le­rim. FA­T‹H O∕UZ Ara­m›z­da­ki ad›y­la GÜ­LO BA­LA bö­lü­mü­müz­de­ki en de­li­kan­l› k›z­lar­ dan­d›r. Tek yan­l›ş› Sin­can’l› ol­ma­s›. Ama al­d›­¤› eşsiz e¤i­tim­le Be­le­di­ye başkan­l›­¤›­n›n en bü­yük ada­y›. Okul bi­ti­yor; gi­di­yor­su­nuz. Ama abi kar­ deşlik de­vam ede­cek. En az›n­dan ben öy­le sa­n›­yo­rum. Git­ti­¤i­miz bas­ket­ bol maç­la­r›­n› oy­na­d›­¤›­m›z bas­ket­bol maç­la­r›­n›, An­tal­ya AQU­ALAND’de ka­y›ş›­m›­z›, da¤­c›­l›k olay­la­r›­m›­z›, do­¤um gü­nü par­ti­le­ri­mi­zi, git­ti­¤i­miz film­le­ri, bar­lar­dan ko­vu­luşla­r›­m›­z› ve se­ni unut­mak müm­kün de­¤il. Si­ze mut­lu­luk­lar. ‹S­MA­‹L FE­NER­C‹­O∕­LU An­ka­ra’n›n ba¤­r›n­dan (da­ha do¤­ru­su Sin­can kö­yün­den) ko­pup ge­len Gü­lüm­ser se­ve­cen­li­¤i, s›­cak­l›­¤›, ya­k›n­l›­¤›, ya­k›n dost­lu­¤u ile her­ke­sin be­¤e­ni­si­ni ka­zan­m›şt›r. Se­ve­cen­li­¤i­nin al­t›n­da ya­tan li­der­lik duy­gu­su ile is­te­di­¤i şe­yi el­de et­me­yi da­ima başar­m›şt›r. Gü­lüm­se/in ne ya­z›k ki şan­s›z bir ya­n› var­d›r. BE­Ş‹K­TAŞ’l› ol­ma­s›. Gü­lüm­se/e ne ka­dar do¤­ru yo­lu (GA­LA­TA­SA­RAY’l› ol­mak) gös­ter­me­ye ça­l›şsam da, ne ka­dar dil dök­sem­de, yi­ne o yo­lun­dan inat­la ç›k­ma­m›şt›r. Bu­nun ac› so­nu­cu­nu­da be­nim­le gir­di­¤i id­di­ala­r›n ço­¤u­nu kay­be­de­rek ve ba­na ye­mek ›s­mar­la­ya­rak gör­müştür. Gü­lüm­se/in spo­ra il­gi­si çok faz­la­d›r. Oy­na­d›­¤› sü­per bas­ket­bol­la he­men s›y­r›l­m›ş ve oku­lu­mu­zun, yur­du­nun bas­ket­bol ta­k›­m›­na se­çil­ miştir. Ken­di­si sü­per bir oyun ku­ru­cu­dur, (gard) Bir­çok maç­ta ç›­kar­d›­¤› muh­teşem oyun­la ta­k›­m›­n› ga­li­bi­ye­te s›rt­la­m›şt›r. Hat­ta ge­çen y›l yurt ta­k›­m›­n›n böl­ge ikin­ci­si se­çil­me­sin­de bü­yük bir rol oy­na­m›şt›r. Fa­kat bir ant­re­man­da bur­nu­na ye­di­¤i dar­be ile bas­ket­bo­lü b›­rak­mak zo­run­da kal­ m›şt›r. Dok­tor­la­r›n yap­t›­¤› tet­kik­te bi­raz ya­muk olan bur­nu­nun al­d›­¤› tar­bi ile dü­zel­di­¤i gö­rül­müştür. Bu ola­y›n et­ki­sin­den kur­tul­mak için ken­di­ni ders­le­re ada­m›ş ve s›­n›­f›­m›­z›n bel­li başl› ö¤­ren­ci­le­rin­den (ö¤­ren­ci ta­bi­ riy­le=inek) bi­ri ol­muştur. Çok ça­l›şmak­tan (!) her sa­bah uyu­ya kal­m›ş ve ders­le­re geç kal­m›şt›r. Gü­lüm­se/in çok iyi bir sü­rü­cü ol­du­¤u­nu da be­lirt­me­den ede­me­ye­ce­ ¤im. Hat­ta bir­çok er­kek sü­rü­cü­ye gö­re iyi­dir. Ama yi­ne de siz ara­ba­ma bi­ner­ken kalp, tan­si­yon vb. ilaç­la­r›­n›­z› al­ma­y› unut­ma­ma­l›­s›­n›z. Şa­ka bir ya­na; Gü­lüm­ser iyi bir dost, iyi bir ar­ka­daşt›r. Ge­le­cek­te iyi bir iş ka­d›­n› ola­ca­¤›n­dan hiç şüp­hem yok. Bü­tün mut­lu­luk­lar se­nin­le ol­sun. M.F.B. Ve Gü­lüm­ser, ner­den başla­sam, na­s›l an­lat­sam. Kos­ko­ca dört se­ne, 3-5 sa­t›­ra s›¤­maz ki. Ama ol­sun, se­nin de­di­¤in gi­bi sa¤­l›k ol­sun. 39


YONGA 98

0602940070

0602940082

Ufuk AYDIN

Gencel ALTAY Devam­l› der­si Duvar kenar›n­da ön­den 3. s›r›da din­leyen der­se kat›l­may› çok seven 4 sene boyun­ca sün­net­çi çan­tas› ile gezen ar­kadaş›m›z Gen­cel’dir. Konuşma tar­z› ve el hareket­leriy­le ben onu M. Ali Birand’a ben­zetiyorum. Çok can­dan ve iç­ten olan Gen­cel devam­l› olarak s›nav sis­temin­den yak›n­m›şt›r. Bun­dan dolay›da ders­ler­de pek başar› sa¤­layamam›şt›r (benim gibi). Ama boş ver bir­gün gelecek köp­rülerin al­t›n­dan çok sular akacak ve bu ders­ler­de böy­le kal­mayacak. Unutul­mamak dile¤iy­le sev­gili Gen­cel sana başar›lar diliyorum. HAKAN KES­K‹N

E¤er okul koridor­lar›n­da Gaz­man edas› ve nidas›y­la uçuşan birileri var­sa bun­lar­dan biri de Ufuk’tur. Devam­l› ders­ler­de en ön s›ralar­da oturup ileri derecede kon­sant­ras­yona ulaşarak der­si din­ler. Çok iyi not tutar, ders din­ler­ken hep yüzüy­le oy­nar ve aş›r› çal›şt›¤› al­d›¤›m›z duyum­lar­dan­d›r. Bana s›nav­lar­da kop­ya ver­mesede ona hiç k›z­mam. Şu k›sac›k üniver­site öm­rümüzü uzun bir dost­luk başlan­g›c› olarak görüyorum. Umar›m bir­gün okul kan­tinin­den beyaz bir at üs­tün­de at› şaha kal­d›r›p el sal­layarak geçer­sin Mal­koço¤­lu. Dost­luk çeşmemizin kapan­mamas› dile¤iy­le... Sev­gi, sa¤­l›k ve neşe ile kal. (Neşe de kim?) ÖZ­GÜR ÖZ­CAN

0602940097

İbrahim AKMAN Tel: 0374 - 253 43 35 BOLU Onu bir ö¤­ren­ci olarak de¤il­de bir a¤abey olarak gör­müşüz­dür. Cid­di oluşunun yan›n­da mert, dürüst bir kişili¤e de sahip­tir. Bütün im­tihan­lara geç gel­mesi hasebiy­le onu tan›mayan hoca yok­tur. Hepimiz­den fark­l› bir yan›da her zaman okula grand tualet hal­de gelir. ‹leride her­kese ör­nek olacak bir yönetici, vatana ve mil­lete çok büyük hiz­met­ler yapacak ve bir dava adam› olaca¤›n­dan şüp­he duy­ mad›¤›m›z ar­kadaş›m›za, mut­luluk­lar dileriz. Yolu sev­giden ve hiz­met­ten geçen­ler­le bir­gün bir yer­de mut­laka buluşuruz. AB­DUL­LAH ÖN­GÜN 40


YONGA 98

0602940033

0602940053

Ebru ÖZEN

Atilla KARA

0602940088

Gökhan GENÇ

0602920064

Necati KORTMAN

0602930026

Okay ALTINSOY

Ad­res: Sanayi Mah. Sul­tan Selim Cad. Yeniyol Sok. No:14 Da:3 4. Levent / ‹S­TAN­BUL 41


YILLIK ANKETİ

ÖZGÜR ÖZCAN 1- İlle de mühendis 2-Gencel Altay - Baytar, Asistan, fenni sünnetçi. Cemal - Geyik avcısı. 3- Giriş kapısından fırat binasına kadar 4- Tuvaletleri 65- Sondan 3., şimdi daha yakın olurdu.

Arkadaşlar arasında yıllığımız için yaptığımız ankete ilginç cevaplar oldu. Onlardan birkaçı aşağıdaki satırlarda. SORULAR 1- Mühendis olmasaydınız ne olurdunuz? 2- Herhangi bir arkadaşınız (Fakülteden) mühendis olmasa ne olurdu? 3- Fakültenin en beğendiniz yeri? 4- Fakültenin en beğenmediğiniz yeri? 5- Orman Endüstri Mühendisliği kaçıncı tercihinizdi? Şimdi girseniz kaçıncı tercihiniz olurdu?

FATİH OĞUZ 1- Kaptan Kusto’nun asistanı 2- Neşat - Napolyon, Özgür Özcan - Basketbol Koçu 3- Çimleri 5. 16., idi, yine 18. olurdu. KORAY TAŞTEKİN 1- Esnaf 2- Faruk - Tır şoförü 3- Peyzaj mimarlığı bölümü 4- Peyzaj mimarlığı bölümü 5- 8. idi, tercih etmezdim.

ÖZDEM AKBAŞ 1- Avukat veya savaşçı 2- Emel-Doktor, Sabiha-Kuaför, Sevil-Güzellik uzmanı 3- Bahçesi 4- Tuvaletleri 5- 18., şimdi de aynı olurdu.

SABİHA HAYRAT İşletmeci veya uluslararası ajan Emel - Politikacı, Özdem - Avukat Çimler Tuvaletler (özellikle yamanlar binası) 17. ve son tercihimdi. İlk tercihim olmazdı.

MUSTAFA TOLLU 1- Çiftçi olurdum. 2- Abdullah Öngün - tretuar ustası 5- 17., herhalde olmazdı. NECATİ KORKMAZ 1- Gezgin, sinema yönetmeni veya uzay bilimcisi 2- Bahçesi 5. 17., 17. olurdu.

TAAAA 1972

1971’de mezun olup, şimdi fakültemizde profesör olan Ömer SARAÇOĞLU ve Melikşah YILDIRIM hocalarımız için bakın neler yazılmış.

M. FATİH BEYİT 1- Doktor veya Subay 2- Esra - Endürstirey tasarım 3- Bahçesi 4- Kantin ve tuvaletleri 5- 17., şimdi yine aynı

ÖMER SARAÇOĞLU İ.A.S.T.E. temsilcisi parmağım kanattı hırsından... Az kalsın “benden çok biliyor” diye puan vermeyecekti kendine. Ama Ömer, puanlan kapıp kaçtı yurt dışına. Birkaç ay staj yaptı. Sonra dönüp çöreklendi diplomanın başına... Çalışmaktan başka büyük zevk yoktu onun için.. Bu yüzden iki metrelik boyunu umursamıyor ve Basketbol Milli Takımını bir astan mahrum bırakıyordu. Arkası kesilmeyen başarılar dileriz sana Ömer.

İBRAHİM AKMAN 1- Esnaf 2- Mustafa Yıldız - Tüccar 3- Bahçesi 4- Kantini 5- Tek tercihim (merburen, çünkü dikey geçiş)

MELİKŞAH YILDIRIM Batı Berlin’deki bütün kesici ve taşıyıcı aletlerin envanterim yapan Melikşah, bu konudaki merakının işbu noktasmı aşması üzerine doktora imtihanma girmiş ve Avrupa’nın kilidini kravatına bağlamıştır. Onun için başarıya ulaşmak meşrubat içmek kadar kolaydır. Arkadaşımıza başarılarının devamlı olmasını diler pembe yaşantılar temenni ederiz.

ABDULLAH ÖNGÜN 1- Arkeoloj, Tarihçi, Çiftçi, Tüccar, Seyyah, Çoban 2- Hakan Keskin - Kamyon Şöforü 3- Yaşlı meşe altı 4- Öğrenci işleri 5- 16., şimdi 1. tercihim olurdu. 42


Karanlık Köy Sırtları

42; ÇAYIRRAŞINDAN DÖNER

Ormanı, kırı, da ı, a aç ve çiçekleri çok seversin... Zaten bunun için tabiata & ıksındır bilirim. Har e yanı bir tabiat parçası ile süslemişsin. Sende ben tabiatı görüyorum: Yemek takımlarında çilek, ahududu ve böğürtlenler; çay takımlarında ada çayları; Likör takımlarında zarren kadehler; mendil ve el-yüz havlularında kekik ve levantinler i lenmi... Renkli ipliklerle haram takımlarına su gülleri (Nilüferler), yatak örtülerine gece saf alan, gelinlik takımlarına galin çiçeklerini ne güzel yeki tuna. sın. Har e yanı bir tabiat parçası ile süslemi sin, sende ben tabiatı görüyorum: Kır kilimleri ve açık hava ölen takımlarının cantasında sıra da lan, kenarlarında çam dalları ve i de yapraklarını; kaynana ve görünce dürülerinde küstüm otlarını, odacı ve kapıcı hediyelerinde çan çiçeklerini; müzik salonunda boru çiçeklerini ne güzel nak a ba lamı sın. Her dü me sen girmi ve har ilmekte sen atılım, sın... Renkler o kadar canlı ve ahenkli... Har e yasını bir tabiat parçası ile bezemi, ben tabiatı onda görüyorum: Onun her e yası gibi bahtına gül, gülüne gönül; Bakın az kalsın unutuyordun: - ç gömleğinin ve entarisinin göğsüne de üç yol “unutma baıi” i lenni ... Gülü i leşin; gönlü de gönle de i leşin... Fakat “unutma beni “yi i lenssin. Buna ne hacet var ki?..

Biliyorum unutacağız! Okula bizi ulaştıranın hep sen olduğunu. Mavi kartlarla, akbillerle onlarca kere işgal ettiğimizi. Bahçeköy meydanına sığmayacak kadar peşpeşe gelişini. Ama unutmayacağız! Seni beklerken geçirdiğimiz sinir krizlerini. Tam binebildik derken sıkışarak pastırma oluşumuzu. Virajlarda üstüste yığılışımızı. Ani duruş kalkışlarda midemizin ağzımıza geldiğini.

Kuklaya Mevkii Mendillerindeki nakşın pek beğenildi. Manalarını herkes düşündü. Hariçten ne kadar güzel düğün hediyeleri dediler. Allah saadet versin geline. Kayınpedere zakkum, kaynanaya kaynanadili, büyük görünceye küstüm otu, bekâr ve akran görünceye mor menekşe, kayınbiradere papatyalı mendil arma an etmişsin... Sen, ev dirliksizği ini imüriffi

42’DE NE SÖYLENİR Binmeden önce:

-Kardeşim biraz sıkışın. Biz de evimize gideceğiz. Bu otobüs kimsenin malı değil. Arkalar boş hiç mi arkada durmadık. Siz bindikten sonra: -Kardeşim bundan sonraki otobüsle gidersin. Dünyada tek otobüs bu değil ya. Millet senin yüzünden bekliyor. Ortadaysanız: -Gidecek yer mi var ki, her taraf insan dolu Arkadaysanız: -Otobüsün sonuna geldik. Dışarı mı çıkalım? Laf olsun diye: -Bu hatta körüklü otobüs koysalardı ne olurdu sanki. O kadar boş geçiyor, garajlarda bir o kadar daha var. Şu halimize bak. Biraz işgüzarsanız: -Beyefendi bak orada boş yer var. Lütfen ilerletmişiniz? Gelin kardeşim burada iki kişilik daha yer var. Onlarda kalmasın.

TASVİR-İ AŞK Sessizce sızdı damarlarıma yeşil bir ateş Artık şaha kalkmış atlar anlarsa anlar beni Duvarlar erir gözbebeklerimin harında Güneşe tutulmuş yağmur damlası çağırır beni. Söz güle bitişik yeşerir ilmeğimde aşk Demir atmış gemide sıtma olmuş bir tayfa Uçmaya gün biriktiren bir yavrukuş anlar beni. Çölün en kızgın saatini kalbimde denesinler Duraklar tanır beni bu coşkulu bekleyişten Suya hasret dudağın sancısında resmim var Ya beni öldürsünler, ya ölüme dur diyen iklimde ditilsinler. Sen pencereleri örtüleri üstüne kapa Geçitlerin ayak seslerinden çıldır uykunda Ateşler ateşleri bulup yaktıkça Dünya boyun bükecek avuçlarında. Ahmet MERCAN 43


YONGA 98

Rahmetlilerde Ormantikti

Hayalimizdeki Kap覺 Hangisiydi

Bah癟emizin Daimi Eleman覺

Tuzsuz Helvalar 44


YONGA 98

Bolu Ekskürsiyon Grubu

Çanakkale Ekskürsiyon Grubu 45


46


SÖZERLER FİDANLIK & PEYZAJ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

İthal ve Süs Bitkileri, Meyva Fidanları, Çim Tohumu, Toprak - Gübre, Döşeme Elemanları (Tabi Kayrak Taşı, Çim Taşı, Kilit Parke vs.) Serbest Orman Mühendisliği Müşavirliği Bahçeköy Yolu Çaykur Bitimi karşısı Çayırbaşı - Kozdere - Sarıyer - İSTANBUL Te: (0212) 218 36 77 - 218 39 35 / Fax: (0212) 218 39 35 - 218 39 35 47


TOMURCUK PEYZAJ İNŞAAT - TURİZM TİC.LTD.ŞTİ.

* Peyzaj Proje Uygulama * İç ve Dış Mekan Süs Bitkileri * Toprak - Gübre - Mil * Zirai Mücadele * Otomatik Sulama Sistemleri * Süs Havuzları * Taş Döşemeliği * İç Dekorasyon

Mihribat Cad. No: 213 Kavacık - Beykoz / İSTANBUL Tel & Fax: (0216) 413 55 01

48


B İ L G İ S AYA R K U R S L A R I • Temel Eğitim • Windows & 95 • Word, PowerPoint • Exel • Acces • Delphi • Grafikerlik

• Visual Basic • Internet • AutoCAD R14 • Bilgisayarlı Muhasebe • Teknik Servis ve Donanım Kursu

Evinizde ve işyerinizde SİZE ÖZEL dersler Bilgisayarlar, Yazıcılar, Programlar ve Teknik Servis Hizmetleri

BRAIN ® BİLGİSAYAR

Tel: (0212) 248 12 93 / 247 45 70 - Fax: (0212) 240 16 93 Halaskargazi Cad. No: 297 - Osmanbey (Kristal Büfe Üstü)

... Bilgi Çağını Yakalayın... Bilgisayar BRAIN'den avlınır, BRAIN'de öğrenilir. 49


50


Evinizi, ofisinizi yaşam tarzınıza ve bütçenize göre yeniden dekore etmek şimdi 'afro ile daha kolay! Yeni mütfak / banyo dolaplarına ve ofisinizin tasarımına karar vermeden önce 'afro' ürünlerini mutlaka görmeli, farklılığımızı kıyaslamalısınız.

• MUTFAK & BAYNO • KAPI SİSTEMLERİ (Amerikan - Masif) • PARKE (Laminat - Masif) • BÜRO MÖBLE (Laminat - Cam) Atölye: Sultan Selim Cad. Taşçı Sok. No:35 4.Levent / İSTANBUL Tel: (0212) 282 73 17

PASTA - BÖREK SALONU Fakültenin Tek Pastanesi

Genç Mezunlara Başarı ve Mutluluklar Dileriz. İnönü Caddesi No:3 Bahçeköy / İSTANBUL Tel: 0212 226 23 12

51


PİNOKYO AHŞAP ÜRETİM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.

"Gepetto Usta Kadar İddialıyız" Merkez Mah. Soğuksu Cad. 16. Sok. No:24 Mahmutbey - Bağcılar / İSTANBUL Tel: (0212) 657 56 41 (Pbx)

Motif

ÇETİN ORMAN ve ZİRAİ ÜRÜNLERİ

mimarlık & dekorasyon

İNŞAAT SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.

Her türlü dekorasyon işleriniz için bizi arayın İTHAL - YERLİ UZUNBOY PARKE STANDART PARKE

Telefon 2187 17 69 - 218 32 27

DÖŞEME - LAMBRİ

• Pimapen PVC Pencere Sistemleri • Mutfak Dolapları • Banyo Dolapları

Mezunlara

• Jakuzi • Duş ve Küvet Kabinleri

Bir Ömür Boyu

• Duş Odaları • Saunalar

Mutluluklar Dileriz.

• Saten ve Dekoratip Boya Çeşitleri • Dekoratif kapı ve Bölme Sistemleri • Çelip Kapı

PTT Evleri Mah. Bahçeköy Cad. No: 151 Sarıyer / İSTANBUL Fax - Tel: (0212) 218 28 63 Cep Tel: (0542) 235 69 72

Zümrütevler Şahinci Yokuşu No: 12 SARIYER

52


PORTAKAL AHŞAP Üretim ve Pazarlama Ltd. Şti.

Merkez: Kağıthane Caddesi No:131 Çağlayan - İstanbul Tel: (0212) 219 05 08 - 219 05 09 - 248 31 32 Fax: (0212) 248 29 54 Fabrika: alemdağ Cad. Fatih Sok. No.29 Ihlamurkuyu - Ümraniye / İSTANBUL Tel: (0216) 420 46 68

SÖNMEZ

O.E.M.D.

KİTAP - KIRTASİYE

ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ Kuruluş: 1994 30-70/059

"Mezunlara Başarılar Dileriz"

"Genç Meslektaşlarımıza Başarılar Dileriz" Reşitefendi Sok. No: 68 Dumanlar İşhanı Kat: 3 Kadıköy - İSTANBUL Tel-Fax: (0216) 336 32 41

Kilyos Cad. No:31 - Bahçeköy - SARIYER / İSTANBUL Tel: (0212) 226 10 38

53




56


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.