salur-4

Page 1

------------------------ÜNİTE-4) DANIŞAN PSİKOLOJİSİ-------------------------------------------------A. İNSAN VE İŞSİZ PSİKOLOJİSİ--------------------------ALGILAMA Algılamanın Tanımı: Algı, bir olayla ilgili gerçeği değil bireysel yorumu ifade etmektedir. Algılama, bireyin deneyimleri doğrultusunda çevresel uyarıları seçili olarak kavraması ve düzenlemesidir.

Algılama Süreci ve Aşamaları 1.Duyumsama: Herhangi bir bilginin işlenebilmesi için öncelikle duyu organları ile alınması yani duyumsanması gerekmektedir. Duyum, duyu organları yoluyla insana ulaşan çevredeki uyarıcıların&bilgilerin içeri alma süreci olarak adlandırılmaktadır. 1.1.Algı eşikleri: Mutlak Eşik( Uyarılma için gerekli asgari enerji miktarıdır.), Fark Eşiği( İki uyarıcı arasındaki fark edilebilir asgari farktır),. Algısal Savunma( Görmek/duymak istenilmeyen uyarıcılara karşı eşiğin yükselmesidir.),Algısal Duyarlılık( Görmenin/duymanın çok arzu edildiği durumlarda eşiğin düşmesidir.), Bilinçaltı Algı( Kişinin uyarıcıyı algıladığını fark etmemesi durumudur.), Kanal Kapasitesi( Aynı anda çevreden alınıp işlenebilecek uyarıcı/bilgi sayısıdır.). 1.2.Dikkat (Algıda seçicilik): önemli görülen uyaranların seçilmesi ve diğerlerinin göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir. Algıda seçiciliği etkileyen faktörler dış ve iç faktörler olmak üzere 2‟ye ayrılmaktadır. Dış Faktörler: Herhangi bir uyarıcının göze çarpıcı olması algılanma şansını artırmaktadır(Şiddeti fazla veya yoğun olan uyarıcılar,Büyük ,Hareketli ,Diğerleriyle zıt düşen,Olağandışı). İç Faktörler: Algılayan kişinin özellikleri, uyarılara karşı yöneltici olup, kişinin dikkatini belli bazı uyarıcılara çevirmektedir(Aşinalık , Kazanılmış bilgi ve deneyimler ,İhtiyaçlar, istekler, duygular )

2. Düzenleme :Algılama sürecinin ikinci aşaması düzenlemedir. Kişinin çevresindeki uyaranları duyumsaması, iç ve dış faktörler doğrultusunda seçmesi sonunda tüm girdiler değerlendirilmekte, bir yapbozun parçaları gibi düzenlenmekte ve anlam kazanmaktadır. Düzenleme aşamasında şu süreçler algılamayı kolaylaştırmaktadır: -Şekil – Zemin Algısı: algısal anlamda dikkat edilen şey şekil, onun ardında kalanlarsa zemin olarak algılanmaktadır. -Gruplama: Uyarıcıların anlamlı bir şekilde bir araya toplanarak gruplanmasıdır. Gruplama bazı kurallara göre yapılmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: Tamamlama (Tamamlanmamış şeyleri tamamlayarak algılama eğilimidir ),Devamlılık(Korna çalarak birbirini takip eden araçların, bir konvoy olarak algılanmasıdır ) , Yakınlık( Birbirine yakın olan nesne ya da insanların bir grup olarak algılanmasıdır ), Benzerlik( Benzer parçaların bir araya getirilmesi eğilimidir) - Değişmezlik: Karmaşık olan ve devamlı olarak değişen bir çevrede kişinin dengeyi korumasını sağlamaktadır. Renk Değişmezliği( Kırmızı bir gülün gece ve gündüz kırmızı görülmesidir. ),Büyüklük Değişmezliği( Arkadaşının boyunu her mesafede kişinin sabit olarak algılamasıdır. ),Şekil Değişmezliği( Uygun boyda vida seçmeye çalışan bir işçinin, farklı mesafelerde duran vidalardan istediğini seçmesidir.)

3. Yorumlama: Kişinin seçtiği ve düzenlediği uyarıcılara anlam vermeye başladığı, değerlendirme yaptığı aşamadır. Yorumlamanın belirgin özellikleri şunlardır: Sübjektiflik(Kişi bilgileri alıp yorumlarken, hislerine, düşüncelerine ve sahip olduğu ruh haline göre yorumlamayı kişiselleştirebilir.),Yargılayıcı( Kişi alıp değerlendirdiklerini doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin olarak yargılayabilir. ),Karışıklık( Kişinin algıladıkları kendisinde bir düşünsel birikim oluşturur.)

Algılamayı Etkileyen Faktörler: Algılayan(Algılayanın deneyim, ihtiyaç ve duyguları algılama sürecini doğrudan etkilemektedir.),Hedef( Algılama, hedefin yorumlanmasını içermektedir. Farklı veya belirsiz hedeflerin yorumlanması farklıdır.),Ortam(Kişinin içinde bulunduğu ortam ve durum algılamayı etkileyebilmektedir.)

Atıf Teorisi Kişinin sahip olduğu sosyal değerler, inançlar, sosyal roller, alışkanlıklar, duyguları, beklentileri bir atıf çerçevesi oluşturmaktadır. Atıf çerçevesi, kişinin olaylara hangi yönden bakacağını ve hangi kıstaslara göre değerlendirme yapacağını belirlemektedir. Atıf teorisini geliştiren Heider (1958), davranışların algılanan içsel ve dışsal faktörlerin bir birleşimi olarak ortaya çıktığını savunmaktadır.İçsel faktörler: Beceri, yetenek, kişinin sergilediği çaba veya bireyin yorgunluk derecesi gibi kişisel özellikleri ifade etmektedir. Dışsal faktörler: Örgüt kuralları, politikalar, yöneticilerin durumu, hava, fiziksel koşullar gibi çevresel şartları içermektedir. Kelly (1973), atıf yaparken ve seçilen içsel ya da dışsal faktörlerin belirlenmesinde 3 temel kriterin etkili olduğunu ileri sürmektedir. Farklılık( Sergilenen davranış ne derece farklı?), Mutabakat( Sergilenen davranış benzer bir durumda diğer insanlardan tarafından sergilenenlerle ne derece benzerlik gösteriyor?), Tutarlılık( Sergilenen davranış, bireyin kişiliği ya da karakteri ile ilişkili midir?). İçsel faktörlere atıf yapan kişiler, yetenekleri, becerileri veya çabaları sonucu performanslarını etkileyebileceklerine inanırlar. Dışsal faktörlere atıf yapan kişiler ise performanslarının kendi etkileri dışında daha çok dış faktörlerden etkilendiğini düşünürler. Weiner’in atıf modeli: Weiner’a göre, kişinin davranışlarını içe veya dışa yüklemesi kendisi ile ilgili algısını ve kendini değerlendiriş biçimini etkilemektedir. Kişinin kendisi hakkında oluşturduğu algı, atıfta bulunduğu sebeplerin önemine göre kişiyi ya şevklendirecektir ya da hevesini kaçıracaktır. İnsanlar başarılarını iç sebeplere yükledikleri zaman başarı arzusu fazlalaşmakta, iş tatmini artmakta ve benlik değeri yükselmektedir. Oysa kişiler başarısızlıklarını yeteneksizliklerine yüklediklerinde her şeyden vazgeçmekte, ilerisi için düşük beklentiler geliştirmekte, özsaygı ve özgüvenleri azalmaktadır.

Algılama Hataları 1.Stereotype (Kategorize etme): Olumlu ya da olumsuz özellikleri, genel bir kategori ya da benzer özellikler doğrultusunda bir kişiye atfetme eğilimidir. Bu eğilim bir tür tipleme ya da rol yapışması olarak tanımlanabilir. Stereotyping, algılama ve diğer insanlar hakkında yargıda bulunma sürecini çok daha karmaşık verilerle uğraşmak yerine basitleştirmeyi sağlamaktadır. 2. Hale etkisi: Bir kişiye ait algının tek bir olumlu ya da olumsuz özellik üzerinden formüle edilmesidir. Bir işgören adayının zamanında randevusuna gelmesi, şık giyinmesi ve samimi davranması, seçme-yerleştirme uzmanını etkileyebilir. Bunun sonucunda uzman, adayın teknik becerileri, nitelikleri ve deneyimini yeteri kadar değerlendirmeyebilir. 3. Algısal savunma: Bireyin rahatsız edici ya da tehdit olarak algıladığı verilerden sakınması ya da göz ardı etmesi eğilimine algısal savunma denir. İnsanlar bilgileri seçerken, kendi bakış açılarını destekleyen bilgileri tercih etme ve karşıt görüşleri değerlendirmeme eğilimi taşımaktadırlar. Örneğin, bir yönetici çalışanlardan birinin terfisine karar verdiğinde, tüm uyaranlar (veri havuzundan) olumlu verileri seçmekte ve kararını desteklemeyen bilgileri farkında olmadan göz ardı edebilmektedir.

1


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.