Zaman Hollanda

Page 1

ATÝL ÖZEL T

SAYIS

I

LI! A T Ý R A H

14 HAZÝRAN 2008 ~ YIL: 4 ~ SAYI: 80 ~ HAFTALIK ~ FÝYATI 0,60 €

www.zamanhollanda.nl

Rotterdam Belediye Baþkan Yardýmcýsý Hamit Karakuþ:

“Rotterdam’ýn sorunlarý kökten çözülecek” RÖPORTAJ

Yasin Yaðcý’nýn haberi 4. sayfada

Kelimelerin tükendiði anlar...

11 7

“Sizin gibi deðilim”

8

Üstün zekalýlar da önyargýlardan yakýnýyor

16

Gümrükte ne kadar eþya geçirilebilir?


anlara

riþ yap

diye e h ý s ý l e ha

n üzer

,- ü

€ 2500

lýþ ve inde a

e alýþ zerind

,- ün ü

€ 4000

LaLe

diye

ra he e m a k o

ide

v Dijital

n ü r ü s ý n ý s a sef

ra

apanla

veriþ y

açýlýþ i indirim

% 0 7 0 Tüm LaLee Halý kolleksiyonu mevcuttur

DÝKKAT YENÝ TELEFON NUMARALARIMIZ

Amsterdam 900m2 Hoofdweg 410, 1056 DK Amsterdam Tel.: 020-489 65 03

Schiedam 2000m2 showroom

Amsterdam

Nieuwpoortweg 8, 3125 AP Schiedam Tel.: 010-434 80 99

özlenen

mekan tasarýmlar

Burg. de Vluchtlaan 131, 1063 BK Amsterdam Tel.: 020-411 15 01

ý


ZAMAN

3

GÜNDEM

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

Kraliçe Beatrix, Eindhoven’da ziyaretler yaptý Hollanda genelinde problemli ve geri kalmýþ semtlerin iyileþtirilmesi yönünde baþlatýlan bir proje kapsamýnda, Eindhoven’da yapýlan çalýþmalar hakkýnda bilgi almak için Kraliçe Beatrix bu þehirde ziyaretlerde bulundu. Hava þartlarýnýn kötü olmasýndan dolayý helikopterle gelmesi beklenen Kraliçe, limuzini ile Wattstraat’daki semt evine geldi. Kraliçe’ye Entegrasyon Bakaný Ella Vogelaar ve Eindhoven Belediyesinden Ýþci Partili encümen üyesi Mary Fiers eþlik etti.

Kraliçe Beatrix ve beraberindeki heyet, yeni yapýlan Spil Centrum hakkýnda bilgi aldýktan sonra, yürütülen proje hakkýnda Entegrasyon Bakaný Vogelaar tarafýndan verilen brifingi dinledi. Toplantý esnasýnda bizzat Kraliçenin notlar almasý ve sorular sormasý dikkatlerden kaçmadý. Kraliçe Beatrix’in ziyaret programýný organize eden ekibin içinde yer alan Aydýn Açýk, “Kraliçe’nin þehrimizi ziyaret edeceðini öðrendikten sonra baþlayan hazýrlýklarýmýz, büyük bir titizlikle yapýldý. Duyurma-

mamýza raðmen halkýn yoðun ilgisi vardý. Özellikle Kraliçenin bu projeye þahsen zaman ayýrarak Eindhoven’a gelmesi toplantý esnasýnda bizzat notlar almasý herkesi memnun etti. Görüþmeler sonunda verilen resepsiyonda Kraliçe ile sohbet imkaný bulduk. Organizeden dolayý memnuniyetini ve teþekkürlerini iletti. ” dedi. Problemli semtler arasýnda gösterilen bölgede yaþayan halkýn, ziyaretten dolayý çok memnun olduðu gözlendi. Fazlý Altýntaþ, Eindhoven Encümen üyesi Mary Fiers, Kraliçe Beatrix ve Bakan Ella Vogelaar

Otobüs þoförleri eylem yaptý Apeldoorn’da yaklaþýk 300 otobüs þoförü, geçen pazartesi sabahý saat 05.00 civarýnda otobüs taþýmacýlýðý yapan Veolia þirketinin Wapenrustlaan adresindeki bölge bürosunun önünde toplanarak eylem yaptý. Eylemin amacýnýn þirket yöneticilerini ikna etmek ve çalýþmak isteyen bazý otobüs þoförlerini engellemek olduðu açýklandý. Ýþverenle iþçiler arasýnda yeni çalýþma þartlarý (CAO) ile ilgili yapýlan görüþmelerden bir sonuç çýkmayýnca geçen hafta birkaç uyarý grevi yapýlmýþtý. Geçen hafta ortaokullarda okul bitirme imtihanlarý olduðundan dolayý otobüsler sabah ve akþam saatlerinde çalýþmýþ, diðer saatlerde ise grev devam etmiþti.

Otobüs sürücüleri, geçen pazar gününden itibaren tam gün grev yapmaya baþladý. CNV sendikasýndan Hans Pasman, “Otobüs þoförleri arasýnda çalýþmak isteyen 7 arkadaþýmýz var ve þirket bunlarý çalýþtýrmak istiyor, ama bu yolcularýn kafasýný iyice karýþtýracak, çünkü bir yere gitmek için otobüse binen bir kiþinin dönüþte bir otobüsün gelip gelmeyeceðinin bir garantisi olmayacak. Bizim bu hareketimiz çalýþmak isteyen iþ arkadaþlarýmýza karþý deðil, sadece þirket yöneticilerine yöneliktir.” dedi. Apeldoorn’daki bu eylem, Brabant bölgesindeki otobüs þoförlerini de harekete geçirdi. Geçen hafta þirketin Bre-

Otobüs duraklarý engelliler için yeniden düzenleniyor Zwolle’da 100 den fazla otobüs duraðý önümüzdeki iki yýl içinde engellilerin de rahatlýkla kullanabileceði bir duruma getirilecek. Zwolle’daki 290 otobüs duraðýndan sadece 50 tanesi bu yapýya sahip. Belediye ve taþýma þirketi Connexxion, hangi duraklara öncelik verilmesi gerektiði ile ilgili görüþmelere devam ediyor. Duraklarýn tamamen düzenlenmesi 2,5 milyon Euro’ya mal olacak. Eðer Zwolle Belediye Meclisi’nden onay alýnýrsa bunun 900 bin Euro’sunu belediye karþýlayacak. Zwolle, Zaman

da’daki merkez bürosunda eylem yapan þoförler þirketin kendilerine destek çýkmasýný istediler. Brabant bölgesinden Veluwe’deki iþ arkadaþlarýný desteklemek için gelenler oldu. Þirketin Veluwe bölgesi genel müdürü Wim Kurver, grev yapan iþçilerin bir büroyu bloke etmelerinden büyük üzüntü duyduðunu, iþçilerin grev yapmalarýnýn bir hak olduðunu ve bunu anlayýþla karþýladýklarýný, ama çalýþmak isteyen iþçilerin de anlayýþla karþýlanmasý gerektiðini söyledi. Veolia, grev yapan iþçilerin isteklerinin bir kýsmýný, sözgelimi otobüslerin hepsinin garajda bekletilmesi þartýný kabul etmek zorunda kalmýþtý. Apeldoorn, Zaman

KAMPANYA

85 parça 12 kiþilik www.porseleinservies.nl Hemen adrese teslim

Tel.: +31 (0)618474283

Muldur Loodgietersbedrijf Her türlü kalorifer tessisatý, su tessisatý ve yeni kombi uygun fiyata yapýlýr.

Aþýrý hýz, yine yürekleri yaktý Almelo’da aþýrý hýz sebebiyle yaþanan trafik kazasýnda yaralanan Ýbrahim Polat kurtarýlamayarak can verdi. Almelo' da herkesi derin bir üzüntüye sokan olay, pazar gecesi meydana geldi. Üzüntüsünden duygularýný ifade etmekte zorlanan baba Keko Polat, Ýbrahim Polat “Allah verdi. Allah aldý. Daha ne diyebilirim. Keþke demek evladýmý geri getirmez.” dedi. Kazada eþini kaybeden Nergis Polat ise, yaþadýðý üzüntüyü eþinin yadigarý çocuklarý ile avutmaya çalýþýyor. 24 yaþýnda, aþýrý hýz kurbaný olan Ýbrahim Polat, beþ yýllýk evli ve iki erkek ile bir kýz çocuðu babasýydý. 50 km hýz sýnýrýnýn olduðu yolda yaklaþýk 90 km hýzla seyrederken direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarýnda bulunan aðaçlara çarpan 30 yaþýndaki sürücü ve arkada oturan üçüncü kiþi, polis kontrolünde, tedavi için hastaneye kaldýrýldý. Sürücünün aþýrý hýzdan dolayý suçlu görülerek tutuklanmasý bekleniyor. Yasin Özdamar, Almelo

299,-

Tel: 0641528503 0643029839 muldur@orange.nl

ZAMAN Daðýtým þikayetleriniz için (Klachten over bezorging)

010-2013747

Hollanda - Wekelijks Nieuws- en Opinieblad

Limburg’daki yangýnda 60 bin tavuk telef oldu

Yýldýrým sebebiyle bir çiftlik kül oldu

Limburg Eyaletindeki Castenray kasabasýnda bulunan bir tavuk çiftliðinde çýkan yangýnda 60 bin tavuk yanarak telef oldu. Çýkýþ sebebinin henüz belirlenemediði yangýnda, tavuk kümeslerin hepsi kullanýlmayacak duruma geldi. Ýtfaiyenin yangýna müdahalesi sýrasýnda alevlerin Hosterweg yoluna doðru 25 metre yüksekliðine eriþtiði görüldü. Yangýna Venray baþta olmak üzere çevre il ve kasabalardan takviye itfaiye araçlarý müdahale etti. Alevler kýsa zamanda kontrol altýna alýnsa da çok büyük maddi hasar meydana geldi. Can kaybýnýn yaþanmadýðý yangýnda maddi hasarýn boyutu hakkýnda kesin bir bilgi verilmedi. Fazlý Altýntaþ, Castenray

Geçen pazartesi gecesi Baak kasabasýnda lokanta ve otel olarak kullanýlan bir çiftliðe yýldýrým düþmesi sonucunda büyük bir yangýn çýktý. Büyük bir gök gürlemesinin ardýndan gece saat 01.00 civarýnda çiftliðe bir yýldýrým düþtü. Çýkan yangýna ilk müdahaleyi, çiftlikte bulunan ikisi ev sahibi biri misafir üç kiþi yaptý. Kýsa zamanda olay yerine gelen itfaiyenin de tüm çabalarý yetmedi ve çiftlik tamamen yanarak kül oldu. Çiftlikte bulunan hayvanlar güvenli bir yere nakledildi. Yangýnda maddi hasarýn dýþýnda bir kayýp yaþanmadý. Zutphen, Zaman

Baský adedi ( Oplage): 10.000

Haziran (Juni) 2008 - Nr.: 80

Sahibi ( Uitgever)

Time Media Group

Hang 4, 3011 GG Rotterdam

Tel.: 010-2013744

PB 21028, 3001 AA Rotterdam

Fax: 010-2013749

info@zamanhollanda.nl

www.zamanhollanda.nl

Müdür ( Directeur)

Alaattin Erdal

Genel Yayýn Yönetmeni ( Hoofdredacteur)

Yusuf Alan

Reklam Müdürü ( Advertenties) gsm: +31(0)6 41 362 995

Köksal Yazar yazar@zamanhollanda.nl

Haber merkezi ( Correspondenten) Basri Doðan-Amsterdam

dogan@zamanhollanda.nl

Yasin Yaðcý-Rotterdam

yagci@zamanhollanda.nl

Temsilciler ( Vertegenwoordigers) Asým S. Mecidhan-Deventer

mecidhan@zamanhollanda.nl

Fazlý Altýntaþ-Eindhoven

altintas@zamanhollanda.nl

Abdulmuttalip Demirci-Amsterdam

demirci@zamanhollanda.nl bolat@zamanhollanda.nl

Kemal Bolat-Noord-Holland

balban@zamanhollanda.nl

Mustafa Balban-Zuid-Holland Ayhan Güleç-Brabant

gulec@zamanhollanda.nl

Daðýtým þikayetleriniz için (Klachten over bezorging): 010-2013747 ISSN: 1871-4722


GÜNDEM

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

4

HOLLANDA

Belediye Baþkan Yardýmcýsý Hamit Karakuþ, Zaman Hollanda’ya konuþtu:

“Rotterdam’ýn sorunlarý kökten çözülecek” Hava ve çevre kirliliðiyle mücadelede de son derece kararlý olduklarýný söyleyen Hamit Karakuþ, 25 sene içinde Rotterdam’daki hava kirliliðini en az yüzde elli oranýnda azaltmak istediklerini ve bu iþ için 50 milyon Euro gibi bir bütçe ayýrdýklarýný ifade etti.

YASÝN YAÐCI

ROTTERDAM

Hollanda’nýn çok kültürlü kenti Rotterdam’da son dönemlerde bir çok alanda önemli geliþmelere imza attýklarýný belirten Belediye Baþkan Yardýmcýsý Hamit Karakuþ, bu yüzden kentlerinin bir çekim merkezi haline geldiðini söyledi. Çalýþmalarý hakkýnda Zaman’a özel deðerlendirmelerde bulanan Karakuþ, özellikle eðitim ve kültür gibi alanlarla ilgili olarak bir çok proje hayata geçirdiklerini kaydetti. Rotterdam’ýn bir öðrenci þehri olmaya baþladýðýný da belirten Karakuþ þöyle konuþtu: “Aslýnda sadece bu alanlarda deðil, çevre ve konut alanýnda da büyük bir mesafe kaydettik. Bunun en çarpýcý ispatý da 2007 yýlýnda Avrupa Mimarlýk ödülünün kentimize verilmiþ olmasýdýr.” Rotterdam’ýn en önemli sorunlarýndan birisinin de konutlarla ilgili olduðunu belirten Hamit Karakuþ, bu

“Yapacaðýmýz yeni evleyüzden eski yapýlarýn bir çoðunu yýkýp yerine yeni konutlar yapmaya baþladýklarýný hatýrlattý. Bu çerçevede

bir iki sene içinde en rin çatýsýna uçak motoru az on bin konutu gibi rüzgar tribünleri elden geçirmeyi planyerleþtireceðiz. Bu ladýklarýný vurgulayan Karakuþ, hedeflerinin enerji üretecek. Bu herkese daha iyi ve elektrik o kadar çok yaþanýlabilir bir hayat olacak ki elektrik þirketsunmak olduðunu lerine satýlacak. Yani söyledi. Karakuþ, bu baðlamda 2030 yýlýna evlerin ihtiyacý karþýladönük yeni bir vizyon nacaðý gibi bir de satýgeliþtirdiklerini ve bu lacak. O teknolojiyi tarihe kadar, baþta geliþtiriyoruz. Rotterfakirlik olmak üzere çevre, konut ve alt dam olarak bu konuda yapý gibi alanlarla ilgili geliþmek istiyoruz.” tüm sorunlarý kökten çözmeyi düþündüklerini dile getirdi. Hava ve çevre kirliliðiyle mücadelede de son derece kararlý olduklarýný söyleyen Hamit Karakuþ, 25 sene önlemede kararlýyýz. Buniçinde Rotterdam’daki lar vizyonumuzun içinde hava kirliliðini en az yüzde de var.” diye konuþtu. 50 oranýnda azaltmak istediklerini ve bu iþ için 50 “Konutlar yakýn milyon Euro gibi bir bütçe zamanda enerji satar ayýrdýklarýný ifade etti. duruma gelecekler” Ýklim deðiþikliði konusunda çalýþmalar yürüten ABD Rotterdam’ý en kýsa eski baþkanlarýndan Bill zamanda dünyanýn sayýlý Clinton’ýn da hava kirliliðimodern kentlerinden birisi ni önlemeye dönük hedefhaline getirmek için kollarý lerine destek verdiðini sývadýklarýný vurgulayan açýklayan Hamit Karakuþ, Hamit Karakuþ, bu bað‘Kentimizi yeniden yapýlamda kentte tüketilen landýrýrken, yani konuttan enerjiden de büyük oranda çevreye, toplu ulaþýmdan tasarruf yapmayý tasarlaalt yapýya deðin bir çok dýklarýný söyledi. 10 - 15 alanda çalýþma yürütürken sene içinde enerji tasarrufu hava kirliliðini es geçemezkonusunu iki katýna çýkarsiniz. Ýyi þartlara sahip bir mayý planladýklarýný kaykent temiz bir havaya da deden Karakuþ, bu sayede sahip olmalýdýr. Bu yüzden hem enerji biriktirecekleriçevre ve hava kirliliðini

ni hem de hava kirliliðini azaltabileceklerini dile getirdi. Bununla birlikte ayný zamanda insanlarýn ekonomik durumlarýnýn da rahatlayacaðýný ile süren Karakuþ þu deðerlendirmede bulundu: “Çünkü en büyük gider kalemlerinden birisi enerjiye gidiyor. Eðer enerji kullanýmýnda tasarruf yapýlýrsa insanlarýn cebinde daha çok para kalýr. Bu da ekonomik bir rahatlama getirir. Kira artýþý yüzde birdi ama enerji artýþý ise yüzde beþle varýyor. Yani enerji en büyük giderdir. Bunu indirebilirsek insanlarýn hayat kaliteleri artar. Tasarruf ederler. Yeni konutlara bilhassa bunu uyguluyoruz. Öyle bir noktaya geleceðiz ki hiç enerji kullanmadan evlerimiz ýsýnacak. Öyle bir program var. Hatta son geliþtirdiðimiz bir program var. Bizim konutlarýmýz enerji dahi satabilecekler. Bu þöyle olacak. Þu anda mesela limanda oluþan ýssýyý dýþarýya suya veriyoruz. Yazýk boþa gidiyor. O ýsýyla biz iki üç yýl içinde yaklaþýk 50 bin konutun ýsý ihtiyacýnýn karþýlanmasýný düþünüyoruz. Yani boþ akýtýlan kaynaklarý kullanýma sokacaðýz.” Bunun yaný sýra mevcut konutlarda ise her yýl en az yüzde iki oranýnda enerji tasarrufu yapýlmasýný zorunlu hale getireceklerini


ZAMAN

söyleyen Karakuþ, bütün ev bürolarýna bu yönde talimat verildiðini kaydetti. Bunlarla ayný zamanda hava kirliliðini minimuma indirmeyi planladýklarýný da ileri süren baþkan yardýmcýsý, ayrýca yeni yapýlacak evlere rüzgar enerjisiyle elektrik üreten bir mekanizmanýn yerleþtirileceðini de ifade etti. Hamit Karakuþ bu konuda þu açýklamayý yaptý: “Bir örnek vereyim. Hijgplaat’ta müstakil evler yapacaðýz. Bu evlerin çatýsýna uçak motoru gibi rüzgar tribünleri yerleþtireceðiz. Bu enerji üretecek. Bu elektrik o kadar çok olacak ki, elektrik þirketlerine satýlacak. Yani evlerin ihtiyacý karþýlanacaðý gibi birde satýlacak. O teknolojiyi geliþtiriyoruz. Rotterdam olarak bu konuda geliþmek istiyoruz.”

“Doðu Avrupa ülkelerinden gelenlerin doðurduðu sorunlar çözüme kavuþturulmalý” Polonya ve Bulgaristan gibi AB’ye yeni üye olan Doðu Avrupa ülkelerinden gelenlerin büyük bir kýsmýnýn Rotterdam’a yerleþtiklerini ve bu durumunda beraberinde bazý sorunlar ortaya çýkardýðýný belirten Belediye Baþkan Yardýmcýsý Hamit Karakuþ, bu insanlarýn zamanla kalýcý hale geldiklerini ve dolayýsýyla onlarýn sorunlarýyla da ilgilenmek zaruriyetinin ortaya çýktýðýna da dikkat çekti. Rotterdam’da þu anda sadece on binden fazla Polonyalýnýn ikamet ettiðini dile getiren Karakuþ, bu insanlarýn baþta eðitim olmak üzere saðlýk ve konut gibi konularda ek sorunlar oluþturduðunu kaydetti. “Biz insanlarýn kentimize gelip yerleþmesine karþý deðiliz ve herkese insanca yaþayabilecekleri bir ortam oluþturmadan yanayýz.” diye konuþan Karakuþ, bu insanlarýn yaþadýklarý evlerin son derece kötü þartlara sahip olduðunu ve ayrýca bunlarýn sömürüldüklerini de kaydetti. Bu çerçevede özellikle Doðu Avrupa ülkelerinden gelen veya gelecek olanlara dönük hazýrladýklarý kapsamlý önerilerin hükümet tarafýndan da desteklendiðini hatýrlatan Karakuþ, þöyle konuþtu: “Bu insanlar tabiî ki Rotterdam’ýn yaþam kalitesini ister istemez düþürüyorlar. Bu da onlardan kaynaklanmýyor daha çok onlarý buraya getirenlerden kaynaklanýyor. Ýþveren getirip bu insanlarý küçücük evlere týkýyor. Çoðu kez maaþlarýný da doðru dürüst alamýyorlar. Bizim babalarýmýzda bu sorunlarý yaþadý. Biz insanlarýn insanca yaþamasýný istiyoruz. Onun için diyoruz ki buradaki sorunlarý mümkün olduðunca halledelim, onlara insanca yaþayabilecekleri bir ortam oluþturalým ondan sonra gelsinler. Bu yüzden serbest çalýþma hakkýnýn verilmesinin biraz ertelenmesini istiyoruz. Hükümet bu önerilerimize sýcak bakýyor. Entegrasyon Bakaný Ella Vogelaar tam destek veriyor.” Polonya, Bulgaristan ve Romanya gibi ülkelerden gelenlerin sorunlarýyla ilgili yeni bir çözüm paketi üzerinde çalýþtýklarýný da kaydeden Karakuþ, önümüzdeki günlerde bu çözümleri bir kitap halinde bastýrýp daðýtacaklarýný söyledi.

5

HOLLANDA

GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

Fatma Koþer Kaya, 4. sosyal að toplantýsýný Amsterdam’da yapýyor D66'li milletvekili Fatma Koþer Kaya, üniversite ve yüksek okul öðrenci ve mezunlarý için planlanan sosyal að toplantýlarýnýn dördüncüsünü Amsterdam’da gerçekleþtirecek. Üniversite ve Yüksek okul öðrenci ve mezunlarýnýn yanýnda þirket yöneticilerinin de ilgi duyduðu ve takip ettiði programý, Fatma Koþer Kaya yönetecek. Programa konuþmacý olarak ABU Baþkan Vekili Jurrien Koops ve Protiviti yöneticisi Sinan Gül katýlacak. Program, 16 Haziran tarihinde, saat 16.30’da, Amsterdam Café P96’da gerçekleþtirilecek. Asým Serkan Mecidhan, Amsterdam

Fatma Koþer Kaya


YORUM

14 HAZÝRAN 2008

nsanlar baþkalarýnýn kusurlarýný görmek hususunda keskin gözlere sahip kartallara benzerler. Kendi kusurlarýný görmekte ise baþýný kuma gömen deve kuþuna. Ey diken arayan kimse! Cennete girsen bile, orada senden baþka diken bulunmaz.’’ Sözün sahibi Hz. Mevlana, kiþinin gerek dýþ dünya gerekse iç dünyasýnýn marifet deryasýna dalýp þuur sahibi ‘Kamil Ýnsan’ merdivenine çýkma yollarýna iþaret ederek, yepyeni bir ýþýkta þu sözünü sunmaktadýr: “Allah’ýn gülü dikenli yarattýðýndan þikayet edeceðimize, dikenler arasýnda gül yarattýðýna þükredelim.’’

“Ý

Ýnsan kulluk için yaratýlmýþtýr “Dünyada unutulmamasý gereken bir þey var. Her þeyi unutsan da onu unutmasan korku yok. Fakat her þeyi yerine getirsen, hatýrlasan, unutmasan da onu unutsan hiçbir þey yapmamýþ olursun. Hani bir padiþah seni belli bir iþ için bir köye yollasa, sen de gitsen de o iþten baþka yüzlerce iþ baþarsan, hangi iþ için gittiysen onu yapmadýn, baþarmadýn ya, hiçbir iþ baþarmamýþ sayýlýrsýn. Þu halde insan dünyaya bir tek iþ için gelmiþtir, maksat odur. Onu baþarmadý mý, hiçbir iþ baþarmamýþ demektir. “Þüphesiz biz emaneti göklere, yere ve daðlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.” (Ahzab/72). O emaneti göklere arz ettik, kabul edemedi. Bir bak da gör, göklerden aklý þaþýrtan ne iþler meydana gelmede. Taþlarý lâl, yakut yapýyor; daðlarý altýn, gümüþ madeni haline getiriyor. Bitkileri, yeryüzünü coþturuyor, diriltiyor, ölümsüz cennete döndürüyor. Yeryüzü de tohumlarý benimsiyor, meyveler veriyor, ayýplarý örtüyor, anlatýlmasýna imkân bulunmayan yüz binlerce þaþýlacak iþler baþarýyor, þaþýlacak þeyler meydana getiriyor. Daðlar da çeþit çeþit madenler veriyor. Bütün bunlarý yapýyorlar, yapýyorlar amma onlardan

ZAMAN

6

HOLLANDA

Hz. Mevlana ve kulluk þuuru - 1 o bir tek iþ meydana gelmiyor da o tek iþi insan görüyor, baþarýyor, "And olsun ki Âdemoðullarýný ululadýk" dedi, "Göðü, yeri ululadýk" demedi. Þu halde insanýn elinden bir iþ geliyor ki ne göklerin elinden geliyor o iþ, ne yerlerin, ne daðlarýn. O iþi de gördü mü, onda ne zalimlik kalýyor, ne bilgisizlik. Amma sen, o iþi görmüyorsam bunca iþ görüyorum ya dersin; dersin amma seni öbür iþler için yaratmadýlar ki. Bu, þuna benzer: Padiþahlarýn hazinelerinde bulunabilen, deðer biçilmez bir çelik Hint kýlýcýný tutmuþsun da kokmuþ öküz etine satýr olarak kullanýyor, sonra da boþu boþuna býrakmadým ya, böylesine bir iþe kullanýyorum onu diyorsun. Yahut da zerresiyle yüzlerce tencere alýnabilen bir altýn tencereyi getirmiþsin, içinde þalgam piþiriyorsun. Yahut da mücevherlerle bezenmiþ bir býçaðý kýrýk bir kabaða mýh yapmýþsýn da diyorsun ki; Ýþ görüyorum; kabaðý ona asýyorum, þu býçaðý öylece býrakmýyorum ya. Acýnacak, gülünecek iþler deðil de nedir bunlar? O kabak, bir pul deðerindeki bir tahta yahut demir çiviye de asýlabilirken yüz dinarlýk býçaðý bu iþe kullanmak, akýl iþi midir ki? Yüce Mevlâ sana pek büyük bir deðer vermiþtir. Buyurdu ki: "Gerçekten de Allah, cennet karþýlýðý olarak inananlarýn canlarýný, mallarýný satýn almýþtýr." (Tevbe/111) Deðer bakýmýndan iki dünyadan da artýksýn; Fakat neyleyeyim ki deðerini sen bilmiyorsun! Kendini ucuz satma; çünkü deðerin pek fazla senin. Yüce Allah buyuruyor ki: Sizi de, soluklarýnýzý da, vakitlerinizi de, mallarýnýzý da, zamanýnýzý da satýn aldým ben; bana har-

carsanýz, bana verirseniz karþýlýðý ölümsüz cennettir; deðerin budur iþte bence. Fakat sen, tutar da kendini cehenneme satarsan kendine zulmetmiþ olursun. Hani o yüz dinarlýk býçaðý duvara saplayýp ona bir kabak yahut bir testi asan kiþi gibi.” “Yazýktýr denize varýp da bir parçacýk su içmeyi yahut bir testi su almayý yeter bulmak. Denizden inciler, mücevherler, kuvvet veren yüz binlerce þeyler elde ederlerken denizden su alýp götürmenin ne deðeri vardýr ki? Aklý olanlar bununla övünür mü hiç, ne yapmýþtýr ki bu iþi yapan? Hatta dünya, bir köpüðüdür bu denizin; denizse erenlerin bilgileridir. Ýnci de nerede? Bu dünya, çerçöple dolu bir köpüktür amma o dalgalarýn çýkýp batmasý, yürüyüp dönmesi, denizin coþup kabarmasý, köpürüp kükremesi yüzünden o köpük, bir güzellik elde eder. “Kadýnlar, oðullar, yük yük altýn ve gümüþ, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin þiddetle arzuladýðý þeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatýnýn geçimliðidir. Oysa asýl varýlacak güzel yer ancak Allah'ýn katýndadýr.” (Âl-i Ýmrân/14) Süslü gösterildi, buyurdu ya, demek ki o güzel deðildir. "Güzellik, eðretidir onda, baþka bir yerdendir. O, altýn suyuna batýrýlmýþ, yaldýzlanmýþ kalp paradýr; yâni bir köprücükten ibaret olan þu dünya kalptýr, kadri, deðeri yoktur; fakat biz onu altýnla kaplamýþýz; çünkü "insanlar için bezenmiþtir, süslenmiþtir." (Fîhi mâ Fîh: Dördüncü Fasýl). Ýbadetlerin imana tanýklýðý Dýþta olan namaz, oruç ve sair ibadetler, içteki iman nuruna tanýktýr. Bu namaz, oruç, hac ve cihat, insanýn itikat þahitleridir. Bu zekat, hediye vermek, bu hasedi býrakma da kendi sýrrýna þahit göstermedir. Misafir davet etmek, doyurmak, iyiliklerde

ihsanlarda bulunmak : ey büyükler, biz de sizin gibi doðru dürüst Müslümansýz demektir. Hediyeler armaðanlar, sunulan þeyler, ben seninleyim; seni seviyorum diye þahitlikten ibarettir. Bir kimse mal ile, veya baþka türlü bir vasýta ile hayra çalýþýrsa, uðraþýrsa bu ne demektir? Ýçimde bir cömertlik ve hayýrseverlik cevherim vardýr demektir; Allah’a yakýnlýðýmdan, yahut cömertliðimden ibaret bir cevherim var ki bu zekatla oruç ikisine de þahittir. O oruç der ki: Allahým, bu kiþi helal lokmayý bile senin emrine uyarak yemedi. Susuzken su içmedi, bu kiþi nasýl olur da harama el uzatýr ? Verdiði zekat da der ki: Bu kimse kendi malýný bile veriyor, artýk, kendisiyle ayný dinde ayný yolda olanlarýn malýný nasýl çalar? Fakat bu iþleri riya ve insanlarý aldatmak için yaparsa o iki tanýk, Allah’ýn ilahi adalet mahkemesine kabul edilmez. (Tahirül Mevlevi, cilt 14, 16389 -16397). Gerçek kulluk nerede? 346. rubaisinde bir yönüyle kulluðun tarifini vermektedir, þöyle ki : ‘’Ey Efendi! Söyle, köle misin? Hür müsün? Kötülükte bulunsun, bozgunculuk etsin, fesat çýkarsýn diye kim köle satýn alýr? Ey ellerini kaldýrýp dua eden, isteklerde bulunan kiþi îstemek gücünü, dilek için kaldýrdýðýn eli sana' kim verdi? Kendi muradýndan, isteklerinden vazgeç de, asýl O'nu iste! Muradýn yalnýz O (ALLAH c.c.) olsun’’. Men bende þüdem, bende þüdem, bende þüdem, Men bende behaclet beser-efgende þüdem, Her bende þeved þad ki azad þeved, Men þad ezanem ki türa bende þüdem. Yani: Ben kul oldum, kul oldum, kul oldum. Ben abd-i zaif, kulluðumu layýkýyla ifa edemediðim için utandým ve baþýmý önüme eðdim. Her köle, azat edilince sevinir. Ýlahi! ben ise, sana kul olduðum için seviniyorum. (Tahirül Mevlevi, cilt 1, s. 41) Hz. Mevlana, bu sözleri ile týpký Yasin suresindeki iman kahramaný Habib-i Neccar gibi insanlýða iki þeyi duyurmak istiyor. Birincisi, Rabbine

karþý sadakatini tazelercesine yalvarýyor ve tüm samimiyetiyle imanýný ilan ediyor. Ýkincisi ise, o gün etrafýndakilere ve sözünü duyabileceklere olduðu gibi kýyamete kadar gelecek insanlýða hitap ederek kulluðundaki samimiyet ve sadakatini ilan ediyor. Habib-i Neccar’ýn feryadýný Kur’an þöyle ifade ediyor: “Sizden bir ücret istemeyen, sizden hiç menfaat beklemeyen, dosdoðru yolda yürüyen bu kimselere uyun.” “Hem ne olmuþ ki bana? Neden tapmayayým beni yaratana? Hem sizlerin de dönüþü olacak O’na!” -“Hiç O’ndan baþka tanrý edinir miyim! Zirâ Rahman bana zarar vermek dilerse, onlarýn þefaati fayda etmez, hem kurtaramazlar da... –“O durumda ben, besbelli bir sapýklýkta olurum. –Amma bakýn: Ben Rabbinize inanýyorum, sizler de bunu iþitmiþ olun!” (Yasin suresi: 21/25) Kulluðun özüne varan Hz. Mevlana, huzur bulduðu kulluk atmosferinin manevi havasýna giremeyen kiþi ve muhataba karþý da þöyle der:‘’Kendini manevî kirlerden temizlemeyeceksen bizden uzak dur! Kendi güzelliðimiz bize yeter.’’ (Þ. Can, Divân-ý Kebîr, c. 11, 742). Ahmaklardan kaç, gözünü zevalsiz nura aç Eðer bir an için olsun heva ve hevesini, þehevî arzularýný býrakýr, uygunsuz hallerden vazgeçersen; peygamberlerin, velîlerin gördüðünü görürsün. Kendine tapmaz, kendini haþa Allah bilmezsen gerçekten kul olursan Mutezile’nin inkar etmesine raðmen Allah'ý görürsün. Eðer tam bir rind isen, ahmaklardan kaç, gözünü zevalsiz nura, Allah'a doðru aç! Ýnsanlarýn ayýplarýný söyleme, gaybý bilene bak! Bilgisizlik dilini kes! Artýk hileye, onu bunu aldatmaya kalkma! Gözyaþlarýnla abdest al! Sadece seninle baðlý olarak deðil candan yalvarýp yakararak namaz kýl! Ezelî þarapla kendinden geç, mest ol, harap ol! Gönül; Tur daðýna çýk da "Allah'ým bana görün." diye nara at! Nefis kafirinin boynunu vur! Hz. Ali gibi savaþ! Tebrizli Þems'ten mana þekerinin dükkanýný iste! Fakat sen nefse uymuþsun, sirke satan biri olmuþsun. Nasýl mana balýna layýk olacaksýn? (1191. Gazel)


ZAMAN

7

RÖPORTAJ

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

“Sizin gibi deðilim” Uður Iþýlak’ýn yeni albümü “Sizin gibi deðilim” piyasaya çýktý. Biz de kendisine, yeni albümü hakkýnda merak edilenleri sorduk...

RÖPORTAJ

FAZLI ALTINTAÞ

Yeni albümünüzden bahseder misiniz ? Bu albüm 12 eserden oluþuyor. Bu eserlerin 11 tanesi yeni. Bir tanesi ise hepinizin yakýndan tanýdýðý “Haydi Anadolu” adlý eserimizin yoðun talep üzerine, farklý bir þekilde düzenlemesinden oluþuyor. Albümde yer alan eserlerin sözleri ve müzikleri acizane kendime ait. 6-7 aylýk beste çalýþmasýnýn ardýndan yaklaþýk 5 ay stüdyo çalýþmamýz oldu. Elimizdeki albüm hemen hemen diðerleri gibi 1 yýllýk bir çalýþmanýn ürünü. Her yýl yeni bir albüm hazýrlamanýn gayreti içerisindeyiz. Genç ve dinamik bir dinleyici kitlemiz var. Onlara yeni ürünler sunmak durumundayýz. Nasip olursa hemen þimdiden yeni albümün çalýþmalarýna baþlayacaðýz. Albümünüze neden bu adý verdiniz? Herkesin malumu olduðu gibi sýkýntýlý günler yaþýyoruz. Birilerini diðer insanlarýn kendilerini gibi olmasýný istiyor. Mesela sað görüþlü insan, herkesin sað görüþlü olmasýný, sol görüþlü bir aydýn da herkesin sol görüþlü olmasýný istiyor. Bir dindar, herkesin dindar olmasýný, bir dinsiz herkesin dinsiz olmasýný istiyor. Ben bu anlayýþa karþýyým. Böyle bir yaklaþým olamaz. Ýnsanlar mutlaka birbirlerine fikirlerini anlatýr, ama baskýyla ille de benden olacaksýn dayatmasý doðru deðildir. Ýþte “Sizin gibi deðilim”, bu dayatmalara karþý isyanlý bir çýkýþtýr. Peki kimin gibisiniz? Ben, benim gibiyim. Ýnsanlara bunu diyebilmeli, sen senin gibi ol, ben benim gibi olayým demeliyiz. Sen beni zorla birine benzetmeye çalýþma, ben de seni bana benzetmeye çalýþmayayým. Sizin gibi deðilim derken bunu anlatmaya çalýþýyorum. Hiç bir kimsenin birinin hayatýna, kiþiliðine ipotek koyma hakký yoktur. Yaþam tarzýna da ve inancýna karýþma hakký yoktur. Türkiye’deki dayatmalara karþý bir isyandýr bu. Yeter, herkes kendi gibi olsun çýkýþýdýr. Bu çalýþma kaçýncý albümünüz oluyor ? Kaçýncý albümüm olduðunu hatýrlamýyorum. 10. ya da 11. albümüm olabilir. Benim asýl olarak ilgilediðim konu, eser üretmek ve bizden sonraki nesillere bugünün anlayýþýný inþallah miras olarak býrakmak. Çünkü bir halk ozanýn ana görevlerinden bir tanesi, kendisinden 50 yýl veya 100 sene sonrasý için, bu dönemin yorumunu yapacak malzemeler býrakmaktadýr. Biz bunu yapmaya çalýþýyoruz. Mesela Karaca Oðlan eserlerini dinlediðinizde o zamanýn aþklarýný, sevdalarýný görebiliyorsunuz. Köroðluna yahut Yunus’a baktýðýnýzda, o dönemde yaþayabiliyorsunuz. Yunus’un þiirlerinde mürit-dergah iliþkisini görüyorsunuz. Bir halk ozanýnýn þu an vazifesi 21. yüzyýlý yorumlamak. Biz yaptýðýmýz çalýþmalarda halka bunu vermeye çalýþýyoruz. Bu da bir sorumluluk getiriyor ve bunun farkýndayýz. Þu kadar, bu kadar satmak için eser yapmýyoruz. Türkülerimiz þu an layýk olduðu ilgiyi görüyor mu? Piyasadaki Türküler için ne söyleyebilirsiniz? Ben türküleri çok seviyorum. Ama þöyle bir

þey söylemek istiyorum, sözlerim yanlýþ anlaþýlmazsa. Samimi yapýlmayan türküden, samimi yapýlmýþ pop müzik daha üstündür. Bunun için piyasada yapýlan sahte içerikli türkülerden haz almýyorum. Kendim de dinlemiyorum. Türkünün içinde riya olmaz, ticaret olmaz, para olmaz. Zaten son dönemlerde yapýlan türkülerin içeriðine baktýðýmýzda birbirinin aynýsý gibidir. Türkü nedir diye bana sorarsanýz, türkü Aþýk Veysel’in hala 1950’lerde yaptýðý kayýtlardýr. Neþet Ertaþ’ýn, Aþýk Mahzuni’nin, Murat Çobanoðlu’nun okuduklarý türkülerdir. Þu an yeni yetmelerinin eline baðlama alarak yalan yanlýþ söyledikleri þeyler türkü deðildir. Çalýþmalarýnýzda ilhama mazhar oluyor musunuz? Mutlaka her insana ilham geliyordur. ilhamsýz güzel iþ çýkmaz, fakat her þey ilham deðildir. Ýnsan iradesinin devreye girmesi lazým. Ben üretilen her þeyin onda dokuzu emek, onda biri ilham diyorum. Emek olmayýnca ilham gelmez. Ama bunun tam tersi, onda dokuzu ilham, onda biri emek derseniz yanlýþ bir noktaya gelirsiniz. Yalan söylemiþ olursunuz.

Þu an düþüncede kalýyor sadece. Uður Iþýlak bundan sonra neler yapmak istiyor? Þu anda konserlerimiz yoðun bir tempo da devam ediyor. Yapmak istediðim 50-60 kiþilik bir ekip eþliðinde bütün eserlerimi okumak. Böyle bir grupla turne yapmak. Popüler sanata bir þeyler vermek istiyorum. Toplumumuzun sanata bakýþýný deðiþtirmeyi arzu ediyorum. Sanatsal tarafýmýz biraz törpülenmiþ gibi. Bizden uzak gibi duruyor. Batýda Avusturya, Fransa, Hollanda

Türkülerinizle ilgili özel hatýralarýnýzý bizimle paylaþmak ister misiniz? Evet, eserlerimin hepsinin bir hatýrasý vardýr. Hatýrasý olmayan bir eser meydana çýkmaz. Türkülerde mutlaka bir yaþanmýþlýk, bir hikaye olmasý lazým. Aksi takdirde þöyle bir türkü yapayým, insanlarýn hoþuna gider diye yola çýkarsak bu türkü deðil, ticaret olur. Benim ürettiðim her çalýþmanýn bir hikayesi ve bir yaþanmýþlýðý vardýr. Ben bu hatýralara girmek istemiyorum, o benim mahremim oluyor. Ama ben mahremlerimi türkülerle paylaþýyorum, tam deþifre etmemiþ oluyorum. Herkes ne anlamak istiyorsa anlayabilir.

Þöyle bir örnek vermek istiyorum. Türkiye’de yýlda 100 bin satan A marka otomobil ile, yýlda sadece bin, bin 500 adet satan B marka otomobil nasýl kýyaslanabilir? A markasý 4 tekerlek satýyor, ama çok satýyor, B markasý ise az satýyor, ama “araba” satýyor. Ben çok satacaðým diye A markasý olmak istemiyorum. Ben B markasý kalýp “araba” satmak istiyorum.

Ülkemiz ne zaman bir yükseliþe geçse bizi rahat býrakmayanlar çýkýyor. Ülkenin geliþmesine engel olan olaylarý her 3-4 yýlda bir yaþýyoruz. Maalesef bizim yükseliþimizden rahatsýz olan gruplar, hem içerde, hem de dýþarýda var. Ben bunlardan fevkalade rahatsýz oluyorum. Türkiye’nin daha önce bunlarý nasýl atlattýysa bundan sonra da atlatacaðýna inanýyorum. Bu ülkede sandýk varsa, bunun sonucunu herkesin kabullenmesini arzu ediyor ve bekliyorum. Son olarak Zaman Gazetesi okurlarýna bir mesajýnýz var mý? Zaman Gazetesi, Avrupa’da ve Türkiye’de çok önemli bir boþluðu dolduruyor. Dejenere olmuþ mecralarý tedavi adýna büyük bir misyon yüklenmiþ bulunuyor. Türk medyasýnda istikrarý, güvenirliliði temsil ediyor. Toplumda, “Zaman yazmýþsa doðrudur” anlayýþý var. Zamanýn en çok sevdiðim sloganý, “Gerçekler Zaman’la anlaþýlýr.” Bu çok hoþuma gidiyor. Þahsýnýzda tüm Zaman camiasýna teþekkür ediyorum.

A D A C

Aile fertlerinin sanatla uðraþmasýnýn ciddi katkýsý oluyor. Aðabeyimin ve dayýmýn sanatla uðraþmasý bizim sanatta ciddi ve hýzlý bir þekilde mesafe kat etmemize vesile oldu. Bu dönemlere geldik. Kardeþim Murat’la da 10 yýldýr birlikte hareket etmemizin de katkýlarý büyük olmuþtur. Atalarýmýz ne demiþ, “Bir elin nesi var iki elin sesi var”. Bizim de birlikte olmamýz baþarýyý beraberinde getirdi. Bir söz söylemek istiyorum: “Adam, adam gibi adamla adam olur.” Çevrenizde adam yoksa, sizin adamlýðýnýz kýymet ifade etmez. Adam, adamla olunuyor. Çevrenizde ne kadar iyi ve kaliteli adam varsa, siz de o kadar adam oluyorsunuz.

Bilindiði gibi STV’de, “Ölümsüz Kahramanlar” adlý programýnýn sunuculuðunu yapýyorum. Bu program ülkemizde þehit aileleri ile ilgili yapýlmýþ olan en duyarlý programlardan biridir. Halkýmýzýn önceliði ne caný, ne malý, ne de ailesidir. Önce vatandýr. Þehit namzetlerimizde ise “vatan sað olsun” anlayýþý hakimdir. Bu eserde yüce Türk milletinin bu karakteri anlatýlmaktadýr.

Bir kesim, sürekli ekranlarý ve gazeteleri meþgul ederek gündemde kalýyorlar. Siz popülerlik hakkýnda ne düþünüyorsunuz?

Türkiye’deki son geliþmeler hakkýndaki görüþlerinizi alabilir miyiz?

Uður Iþýlak

Bir albümün çýkýþýnda en çok size kimler yardýmcý oluyor?

“Vatan sað olsun” eseriniz de çok ilgi çekmiþti.

ve Almanya’da hemen hemen her semtte tiyatro ve sinema salonlarýnda sanatsal faaliyetleri görebilirsiniz. Avrupalýnýn sanata ne kadar deðer verdiðini görebilirsiniz. Bizde sanata sadece eðlenme, kurtlarýný dökme anlayýþý ile bakýlýyor. Sanata çifte telli oynama ve eðlendirmeyle bakýlmamalý. Sanat sanat olduðu için farklý deðerlendirilmeli.

ADAC 24 saat kepenk tamir ve onarým servisi - Hollanda geneli arýza onarým servisi - Mevcut kepenklere bakým servisi - Her türlü kepenk onarýmý - Arýza anýnda acil servis - Her türlü sanayi kapý onarýmý - Kalýcý onarým cözümleri - Her türlü güneþlik onarýmý - Garantili Tamirat ve onarým yýllýk 24 saat - Yýllýk servis bakýmý 365 gün servis garantisi - Mutaitlere özel imkan - Yýkýmda demontaj iþlemi - Cam deðiþiminde montaj ve demontaj iþlemi

ntisi a r a g s i v gün ser 5 6 3 , t 24 saa

Daha önceki konuþmalarýnýzda dizi teklifi aldýðýnýzý, ama kabul etmediðinizi söylemiþtiniz. Bir sinema filmi veya dizide rol almayý düþünüyor musunuz? Þu an ben iþimi yapýyorum. Ýþim diziden de sinema filminden de önemli. Gerçi uzun metrajlý sinema filmi düþünüyoruz, ama ona da ciddi zaman ayýrmak gerekiyor. Bunun yanýnda büyük bir maddi külfeti var tabiî ki.

Abr. Van Stolkweg 94 - 3041 JA Rotterdam Tel:

010-4138750 (saat 08.00-17.30) - Mob: 0653101412 (24 saat)


RÖPORTAJ

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

8

HOLLANDA

Üstün zekalýlar da önyargýlardan yakýnýyor Hollanda Mensa Derneðinin baþkaný Grethe van Geffen ile Amsterdam’daki bürosunda görüþtük. Bayan Van Geffen, Sebe Melikesinden mülhem “Seba” isimli, çokkültürlülük alanýnda hizmet veren bir danýþmanlýk kuruluþunun da sahibi. Bizimle Mensa’daki tecrübelerini paylaþýyor. “Toplantýlarýmýz için yer bulmakta zorlanýyoruz. Restoran sahipleri, bizi kabul etmede isteksiz davranýyor. Zira bir araya geldiðimizde, sohbetin cazibesine kapýlýp yeme içmeyi unutuyoruz.” diyor. Bu arada, yaklaþýk bir saat önce, termoslarda getirilen çay ve kahvenin, masada öylece durduðunu fark ediyoruz...

RÖPORTAJ

YUSUF ALAN

H

ollanda Mensa Derneðinin baþkanýsýnýz. Bu dernek ve Uluslararasý Mensa Derneðiyle ilgili bize biraz bilgi verir misiniz? Yüksek zekalý insanlar için bir dernek kurma fikri, II. Dünya Savaþý’ndan sonra ortaya çýktý. Ýngiliz Lance Ware ve Avusturyalý Roland Berrill, bir tren seyahatinde birbiriyle tanýþtý. Sohbetleri koyulaþtý ve sonunda bir dernek kurmaya karar verdiler. O zaman “High IQ Club” (Yüksek Zeka Katsayýsý Kulübü) ismini seçmiþlerdi, ancak daha sonra bunu “Mensa” olarak deðiþtirdiler. Mensa, Latince “masa” anlamýna gelen bir kelime ve Kral Arthur’un “Yuvarlak Masa”sýna bir atýf var. Bilindiði gibi, bu masanýn etrafýnda oturan herkes eþit statüde kabul ediliyor. Sadece zeka katsayýsýnýn birleþtirici özelliðine dayanarak kullanýlan bu eþitlik fikri, Mensa’nýn halen geçerli temel ilkelerinden biridir. Irk, inanç, cinsiyet, yaþ gibi özellikler, üyelikte bir farklýlýk oluþturmaz. Þu anda Uluslararasý Mensa Derneðinin, 90 farklý ülkeden yaklaþýk 100 bin üyesi vardýr. Bu 90 ülkenin 30’unda milli bir dernek de kurulmuþtur. Mevcut geniþleme siyasetimizin odaðýndaki ülkeler Çin, Meksika ve Tayland’dýr. Türkiye’deki üye sayýmýz 9’dur. Önümüzdeki ekim ayýnda, Roma’da yapýlacak uluslararasý yönetim kurullarý toplantýsýna Türkiye’den de bir temsilci katýlacaktýr. Muhtemelen Türkiye de ilgi gösterdiðimiz ülkeler arasýnda yerini alacaktýr. Hollanda Mensa Derneði, 1963 yýlýnda kuruldu ve hýzlý bir þekilde büyüdü. Þu anda 3300 üyemiz var. Türk asýllý üyelerimiz de mevcut, ancak üyelerimiz çoðu, Hollanda’da doðmuþ kiþiler. Amacýmýz, yüksek zeka seviyesine sahip kiþilerin kendilerini rahat hissedecekleri bir ortam oluþturmak ve onlarýn geliþimleri için gerekli desteði saðlamak. Ayrýca bu alanda yapýlan araþtýrmalarý da teþvik ediyoruz.

Mensa’ya üye olma þartlarý nedir? Üye portföyünüzden bahseder misiniz Üyelik için tek kriterimiz, genel zeka testinde yüzde 1 veya 2’lik kesim arasýna girebilmek. “130 IQ” gibi bir standartla çalýþmýyoruz, zira bu rakam, mevcut testlerde farklý þekillerde ele alýnabiliyor. Dolayýsýyla halkýn yüzde 98’inin üzerinde bir zeka seviyesine sahip olmayý kriter olarak belirledik. Hollanda’da 300 bin potansiyel yüksek zekalý insan var. Þu anda bunlarýn yüzde 1’i derneðimize üye. Dolayýsýyla daha alýnacak çok mesafe var. Üyelerin durumlarýný tanýmlayan en güzel kelime “farklýlýk” sanýrým. Profesörlerimiz de var, otobüs þoförlerimiz de... Giriþimci olan da var, sosyal ödenek alan da… Birçok üyemiz, ayný anda birkaç iþle uðraþýyor. Yüksek zekalarý sebebiyle kendilerini sadece bir meslek veya okulla sýnýrlandýrmýyor. En dikkat çekici hobileri, Mensa üyelerinde görmek mümkün. Cidden çok farklý insanlardan oluþan bir topluluk... Üyeleriniz ve toplum için ne tür faaliyetler yapýyorsunuz? Üyeler için çok sayýda imkan mevcut. Faaliyetlerimizin çoðu hoþ vakit geçirmek ve yeni insanlarla tanýþmakla ilgili. Hafta sonu toplantýlarý, kokteyller, e-mail gruplarý, oyun gruplarý ülkenin her tarafýna yayýlmýþ durumda. MensAcademie’de itibarlý konuþmacýlarý dinliyoruz. Baþka ülkelerdeki bütün faaliyetlere de üyelerimiz katýlabiliyor. Nerede olursanýz olun, kendinizi evinizde hissedebiliyorsunuz. Yüksek zekalý insanlara karþý hala önyargýlarýn olduðu bir toplumda Mensa, üyelerine adeta sýcak bir yuva temin ediyor. Hýzlý bir kaynaþmayla üyeler kendi aralarýnda yeni organizasyonlar yapmaya karar verebiliyor. Zekasýný kullanarak bir yatýrým yapmak isteyenler için büyük bir kaynak... Topluma yönelik olarak da yüksek zeka konusunda bilgi veriyoruz. Bu bir kütüphanede

Grethe van Geffen

veya bir meslek kuruluþunda olabiliyor. Eðitim fuarlarýnda, öðrencileri de bilgilendiriyoruz. Yüksek zekalý insanlarýn en önemli özellikleri nelerdir? Bu soru Mensa içinde de çok tartýþýlan bir soru! Bizi birbirimize baðlayan þey, yüksek zeka katsayýsý; peki nedir bu? Bu insanlarýn nasýl bir kiþiliði var? Genel olarak Mensa üyelerinin çok meraklý, farklý çalýþmalarý kombine edebilen ve belli bir noktada kolaylýkla odaklanabilen kiþiler olduðunu söyleyebiliriz. Yüksek zeka, her halinizle baþkalarýndan daha üstün olduðunuz anlamýna gelmez, sadece baþkalarýndan nispeten daha kolay bir þekilde, girift problemleri ele alabildiðiniz söylenebilir. Baþkalarýnýn anlamakta zorlandýðý hususlarý kolayca idrak ettiðinize sýk sýk þahit oluyorsanýz Mensa testini yapmanýzda fayda vardýr. Yüksek zekaya sahip olmanýn ne gibi riskleri vardýr? Üyelerimizin çoðu “farklý” olduðunu hissetmekte ve bu

farklýlýklarý gündem konusu yapýlabilmektedir. Toplumda hala “farklý” olma konusunda olumsuz bir kanaat mevcut. Söz dinlemeyen bir çocuk, kendi baþýna buyruk bir insan, uyumsuz bir kiþi ve iþ yerinde uzlaþmadan yana olmayan bir þahýs hakkýnda önyargýlar var ve bu insanlara bir yafta yapýþtýrma eðilimi gözleniyor. Bu tür olumsuz geri bildirimler, bu insanlarý huzursuz ediyor. Mensa üyeliði, yüksek zekalý kiþilere, zekalarýný kullanma ve bundan lezzet almak imkaný sunmaktadýr. Sizi anlamayan/anlayamayan insanlarla nasýl geçinmeniz gerektiði meselesini, itimat ettiðiniz bir grup içinde ele alabilirsiniz. Üyelerinizin hissi ve manevi ihtiyaçlarýný karþýlayarak onlarýn yeteneklerinin dengeli bir þekilde geliþmesini saðlayacak çalýþmalarýnýz da oluyor mu? Evet, bu amaçla yaptýðýmýz çok sayýda faaliyet var. Ýhtiyaç olduðunda bir üyemiz, diðer üyeler için hemen bir faaliyet düzenle-

yebiliyor. Bu, derneðimizin güçlü bir yaný. Bu faaliyetler, inanç ve maneviyatla ilgili sohbetler yapma, mesleki geliþim ve bazý manevi ihtiyaçlarýn karþýlanmasý gibi konularda olabiliyor. Hayat görüþleri birbirine uyan üyelerimiz arkadaþlýklar kuruyor, hatta evlilik yapan çok sayýda üyemiz var. Çok sayýda üstün zekalý insanýn bir araya gelmesiyle, hissi ve manevi meselelerde derinleþme imkaný doðduðunu düþünüyorum, zira farklý yetenekleri olan birçok Mensa üyesi, bu görüþmelerden önce, uzun süre tek baþýna kalýyor. Çalýþmalarýnýz esnasýnda sýradýþý tecrübeleriniz oldu mu? Çoðu üye için Mensa üyeliklerinin baþlamasý, sýradýþý bir tecrübedir. Birden, ayný anda üç kiþiyle sohbet edebilen kiþilerle tanýþýr. Bunlar kendisi gibi çok hýzlý düþünen insanlardýr. Baþka hiçbir yerde görülmeyen bir hýzda kiþiler arasýnda bilgi ve espri alýþveriþi yapýlmaktadýr.


9

RÖPORTAJ

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

Foto: Basri Doðan

ZAMAN

Nalan Karaveli:

“Mensa üyesi olduðum için çok mutluyum” Sizi tanýyabilir miyiz? Eindhoven’da doðdum. Annem ve babam Türk asýllýdýr. Büyükannem ve büyükbabam, Kastamonu’nun Karadeniz sahilindeki bir köyünde yaþarmýþ. Annem ve babam gençliklerinde, ailece Ýstanbul’a taþýnmýþlar. Ben 5 yaþýndayken annem ve babam ayrýldý. Babam Türkiye’ye döndü. Diðer aile fertlerim de Türkiye’de yaþýyor. 10 yýldan uzun bir süredir Amsterdam’da yaþýyorum. Ýþim sebebiyle bu þehirdeyim. Bundan da çok mutluyum. Amsterdam çok hoþ bir þehir, her zaman yapacak bir þeyler oluyor. Cidden, göz alýcý bir kent... Bisikletle dolaþmak bile neþeli olmak için yetiyor. Özel bir þey yapmaya gerek yok. Küçüklüðünüzden bahseder misiniz? Üstün yetenekli olduðunuz nasýl fark edildi? Ne tür sorunlar yaþadýnýz?

Olaðanüstü tecrübelerimizin fazla olduðu söylemez, ancak sýradýþý anlarý çok yaþarýz. Yüksek zekalý insanlar, global sorunlara çözüm bulmak için nasýl iþbirliði yapabilirler? II. Dünya Savaþýndan sonra Mensa kurulduðunda, böyle bir ideal vardý, ancak daha sonra Mensa’nýn tarafsýz ve baðýmsýz kalmasý fikri kabul gördü. Mensa, siyasetten uzak duran, uluslararasý ender kuruluþlardan biridir. Þahsen, yüksek zekalý kiþilerin sosyal sorumluluk gerektiren görevler yapmasý gerektiðini düþünüyorum. Bunu belki herkes istemez, ancak yenilikçi çözümler ancak bu þekilde bulunabilir. Bu tür görevler, zengin sosyal yetenekler, yýllar boyu sahip olunan bir azim ve global bir vizyon gerektirir. Yüksek zeka tek baþýna yeterli deðildir, ancak yüksek zeka olmadan da mevcut þeylere takýlýp kalýrýz. Bir dernek olarak Mensa, sosyal veya siyasi meselelerle ilgilen-

mez, ancak fertlerin iþbirliðine imkan saðlayan uluslararasý bir sosyal að olarak hizmet verir. Mensa’nýn geliþmesiyle birlikte bu konudaki imkanlar da artacaktýr. Aileler veya fertler, destek veya üyelik için Mensa’ya nasýl müracaat edebilir? Mensa, üyeleri olan ve sadece üyelere hizmet veren bir dernektir. Bu yüzden, derneðin dýþýndaki kiþilere destek vermiyoruz, sadece yüksek zekalý üyelerimizin ortak menfaatlerine yönelik çalýþmalarýmýz oluyor. Mensa’ya ilgi duyan kulüp veya gruplar için sunum yapýp ayrýntýlý bilgi veriyoruz. Üye olmak isteyenler www.mensa.nl adresindeki testi yapabilir. Bu testi, isim ve adresinizle birlikte bize gönderirseniz, daha kapsamlý bir test için sizi Utrecht’teki merkezimize davet edebiliriz. Eðer yüzde 2 arasýndaysanýz, üyeliðe kabul edilirsiniz. Zaman okurlarý arasýnda çok sayýda potansiyel üyemiz olduðunu tahmin ediyoruz. Hoþ geldiniz!

Çocukluðumda garip bir halet içindeydim. Okulda sadece Hollandalý çocuklarla birlikteydim. Kendimi çok yabancý hissederdim. Sýnýf arkadaþlarým evlerinde, benim bitli olduðum, elbiselerimin ikinci el olduðu falan konuþulurdu. Tabii ebeveynim de sosyal ödenek almasýna raðmen Mercedes kullanýrdý! Bu tür önyargýlardan kurtulmak için çok çaba sarf ettim. Bu yüzden çok utangaç bir çocuktum. Okul dýþýnda, insanlar için birçok þeyi ayarlayan bir tercümanýn (annemin) kýzýydým. Bu da sýradýþý bir durumdu. Ýnsanlar bizi her zaman büyük bir misafirperverlikle evlerine kabul ederdi. Ev sahiplerinin bu halleri bizi þýmartýrdý. Yetiþtiðim semtte o zamanlar baþka bir Türk aile yoktu. Türk ailelerinin bulunduðu bir semte gittiðimizde, bayram ederdim. Oradaki çocuklarla her oyunu oynardýk. Çocukken yüksek zekalý olduðumu fark etmemiþtim. Notlarým iyiydi, ama benim gibi baþka öðrenciler de vardý. Hep farklý þeyler aklýma gelirdi. Her zaman etrafýmdaki yönlendirir ve insanlarýn nasýl tepkide bulunduklarýna dikkat ederdim. Ama bu tür özellikler açýsýndan, o zamanlar sýnýf arkadaþlarýmla kendimi nasýl kýyas edebilirdim ki? 16 yaþýmdayken bir bayan öðretmen bana,

RÖPORTAJ

YUSUF ALAN

meselelerle ilgili çok uzun ve derin kafa yorduðumu söyledi. Bu benim için, akranlarýmdan daha fazla bir þey yaptýðým hususunda ilk iþaretti. Mensa ile nasýl tanýþtýnýz? Yaklaþýk 10 yýl önce, hiç sevmediðim bir iþim vardý. O zamanki müdürüm bana, meslek seçimi konusunda tavsiye almam için bir imkan tanýdý. Bu arada kapsamlý bir zeka testi de yaptým. Bu testte, bazý alanlarda üstün yetenekli olduðum ortaya çýktý. Ben de o zamana kadar bu alanlarda hiç bir giriþimde bulunmamýþtým. Daha sonra eðlence olsun diye zeka testlerini yapmaya baþladým. Hep hoþuma giden sonuçlar çýkýyordu. Birkaç yýl sonra baþka bir firmada çalýþmaya baþladým. Burada þahsi geliþimim için bir kurs takip ettim. Programýn sonunda, kursu veren bayanla bir sohbetimiz oldu. Bana üstün yetenekli olduðumu ve neler yapmam gerektiðini söyledi. O zaman ben de yapmam gerekenleri öðrenmek istiyordum. Birden Mensa’nýn varlýðýndan haberdar oldum. Hemen testi yaptým ve üyeliðe kabul edildim. Sizi anlayan, ortak özelliklere sahip insanlarla bir arada olmak nasýl bir duygu? Mensa üyesi olduðum için çok mutluyum. Çok kolay, doðal ve hepsinden önemlisi, “olumlu” iliþkiler kurabiliyoruz. Herkes size ilgi duyuyor siz de herkese... Tek ortak bað, yüksek zeka katsayýsý olmasýna raðmen insanlarýn birbirine bu kadar itimat etmesi cidden çok garip. Deðiþik insanlarla tanýþmak da çok hoþ... Farklý mesleklerden, farklý yaþlarda, farklý þeylere ilgi duyan insanlarla çok güzel iliþkilerim oldu. Bunlarýn hepsi Mensa üyesi olduðum için gerçekleþti. Mayýs ayýnda 50 Mensa üyesiyle bir otel kiraladýk. Ýnsanlarýn çoðunun yýl boyunca birbirini çok az görmesine raðmen bu kadar insanýn bir hafta sonunu birlikte geçirmeye cesaret etmesi, bir itimattan kaynaklanýyordu. O hafta

sonu, bir anda, çok sayýda faaliyet planlandý. Bu sene iki kiþi, fotoðrafçýlýk kursu veriyor. Birisi de Aikido konusunda seminer düzenliyor. Ayrýca bir rehber eþliðinde, tabiatta yürüyüþ yapmayý kararlaþtýrdýk. Ancak vaktimizin çoðunu sohbet ederek geçirdik. Herkesin anlatacak çok þeyi vardý. Hoþ olan bir þey de büyük bir grubun parçasý olduðunu hissetmenizdi. Baþka ülkelerde de Mensa üyeleri var. Mensa’ya üyeyseniz diðer ülkelerde de benzer bir çevre tarafýndan kabul görüyor, onlarla kýsa sürede kaynaþýyorsunuz. Sözgelimi, mayýs ayýndaki programýmýza Almanya’dan bir Mensa üyesi de katýlmýþtý. Kendisi daha önce de Hollanda’daki bir programa katýlmýþ; memnun kaldýðý için tekrar gelmiþti. Geçen yýl Almanya’daki Mensa üyeleri için de bir program düzenlemiþ, bizi de davet etmiþti. Birkaç ay önce, iþim sebebiyle ABD’de birkaç hafta bulundum. Orada Mensa ile irtibat kurmaya çalýþtým. Bana hemen bir web sitesinin adresini gönderdiler. O bölgedeki bütün faaliyetleri bu sitede görmek mümkündü. Uluslararasý faaliyetlerde aktif olan bir üyeyle de e-posta aracýlýðýyla güzel bir iliþki kurdum. Baþka ortamlarda bu kadar kolay ve kýsa sürede iliþkiler kurmak cidden zordur. Mensa söz konusu olunca, kendimi güvende hissettiðim bir ortamda buluyorum. Öncelikle Mensa bir gönüllüler kuruluþudur. Yapýlan her þey gönüllüler tarafýndan organize edilir. Ben de bir ara bir faaliyeti organize ettim. Þu anda da diðer Mensa üyeleriyle birlikte, öðle üzeri yaptýðýmýz münazara yarýþmalarýný organize ediyoruz. Sýradýþý yetenekleri olduðunu düþünen Hollanda'daki Türklere neler tavsiye edersiniz? Zekanýn benim için çok önemli olduðunu fark ettim. Zeka, sadece okulda iyi notlar almaya veya iþini güzel yapmaya yaramaz. Ýnsanlarla samimi ve kalýcý iliþkiler kurmaya da yardýmcý olur. Bu yüzden kendi yeteneklerinizi keþfetmeniz ve hayatýnýza yön vermeniz çok önemlidir. Zeka seviyenizi merak ediyorsanýz www.mensa.nl adresindeki testi yapabilirsiniz.


KÜLTÜR

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

10

HOLLANDA

Gezi Ýzlenimleri

Gönlümüz Kýrgýzistan’da kaldý Geçen yýlýn aralýk ayýnda Hollanda'dan Kýrgýzistan’a bir grup eðitim gönüllüsü ve iþadamýyla bir gezi düzenledik. Türkiye’den eðitim gönüllülerinin Kýrgýzistan’ýn Narýn Eyaletinde açtýðý Narýn Murat Subakoçayev - Türk Lisesinin sponsorluðunu yapan iþadamlarýndan oluþan bu grup, hem kendi hem de Hollanda'daki hayýrsever insanlarýn kurbanlarýný orada kesip ihtiyaç sahibi insanlara daðýttý.

SUAT ASLAN

K

urban bayramýný kendi ailesi ve çoluk çocuðuyla geçirmektense, oradaki kardeþleriyle bir arada olup orada bayramý geçirmeyi tercih ettiler. Cenabý Hakkýn bir lütfü olarak bu fedakar iþadamlarýyla ben de bu geziye katýldým. Þahit olduðum bazý güzel hatýralarý paylaþmak istiyorum. 18 Aralýkta Ýstanbul’da Samanyolu Televizyonu, Çoþkun Kolejleri ilköðretim okulu ve Zaman Gazetesi merkez binasýný ziyaret ettik. 18 Aralýk akþamý Arafat’a çýkýldýðý sýralar, biz de Ýstanbul’dan Biþkek’e hareket ettik. Uçaðýmýz Biþkek’e indiðinde vize almak için sýrada beklerken, Fransa'dan gelen bir grup eðitim gönüllüsü de vize sýrasýndaydý. Grubumuz havaalanýnda birleþince 14 kiþi olduk. Kýrgýzistan'ýn baþkenti Biþkek’teki meydanda yaklaþýk 100 bin kiþi bayram namazýný kýlmak için toplanmýþlardý. Havanýn oldukça soðuk olduðu o gün çok büyük bir kalabalýðýn, büyük bir coþkuyla bayram namazýný kýlmasý hepimizi çok duygulandýrdý. Namazdan sonra Biþkek’ten yaklaþýk 350 km uzaklýktaki Narýn eyaletine ulaþmak üzere yola koyulduk. Karayoluyla gitmenin dýþýnda baþka bir alternatif olmayan Narin’e giderken rakýmý yaklaþýk 3200 metrelik daðlarý aþtýk. Yollar karlý ve buzlu. Narin’e giderken Koçkar þehrindeki bir camide öðle ve ikindi namazýmýzý kýldýk. Sularýn buz tuttuðu ve baþka yerde abdest alýp namaz kýlma imkaný olmadýðý için burada namazlarýmýzý kýldýktan sonra Narýn’daki Türk kolejinin velilerinden birisi, restoranda bizlere öðle yemeði ikram etti. O gün bizler geliyoruz diye restoraný müþteriye açmamýþ ve hazýrlýk yapmýþ. O yemekte bizi çok sevindiren birisiyle tanýþtýk. Kendisi Ankara Üniversitesinden mezun bir Kýrgýz olan Miradi bey. Ankara’da okurken bu eðitim çalýþmalarýný tanýmýþ, üniversiteli gençlerin kaldýðý evlerde kalmýþ ve kendi ifadesiyle iþadamlarýna çok kahvaltý

hazýrlamýþ. Ayrý bir tevafuk ise þu oldu: Miradi beyin bu hizmetlerle tanýþmasýna vesile olan Bekir aðabeyimiz de Hollanda’da hizmetlerine devam ediyor. Üniversiteden sonra Kýrgýzistan’a dönen Miradi bey, bir dönem Cumhurbaþkanlýðýna baðlý olarak Narin Eyaletinin özel temsilciliðini yürütmüþ. Yaklaþýk 3 ay önce de Narin Eyalet Valisi 1 . yardýmcýsý olarak bu bölgede göreve baþlamýþ. Kendisi yemekte bizlerle birlikte oldu, neþeli konuþmalar yaptý. Yemek sonrasý restorandýn sahibi olan veli bizi yetiþtirdiði yarýþ atlarýna bindirmek üzere ayrý bir yere götürdü ve misafirleri atlara tek tek bindirdi. Daha sonra Narin’e doðru yola devam ettik. Minibüsümüz daðlara týrmanýrken buzdan dolayý çýkamadý, hatta bir ara kaydýðýnda, uçurumun kenarýna yarým metre kala durabildi. Arabadaki herkes heyecanlandý. Minibüs geri döndü ve düz bir yerde lastiklere zincir takýp Allah’ýn izniyle o yolu týrmanmaya muvaffak oldu. 350 km’yi yaklaþýk 10 saatlik bir kara yolculuðundan sonra kat edip, kanyonlarýn arasýndan geçerek Narýndaki Türk Kolejine ulaþtýðýmýzda, o çok soðuk havada bizi dýþarýda bekleyip ellerinde Kýrgýzistan ve Türkiye bayraklarýyla karþýlayan örgenciler bütün yorgunluðumuzu aldýlar. Akþam yemeðinden sonra okul örgencilerinin misafirler için yaptýklarý enfes program herkesi çok duygulandýrmýþ, çocuklarýn iki ülkenin milli marþýný okumalarý, oynadýklarý piyesler, þiirler ve þarkýlar çok güzeldi ve program tamamen Türkçe yapýldý. Bayramýn 1. günü kurban kesmeye baþlayan oradaki öðretmen ve belletmenlerle kurban kesimine devam edildi. Toplam olarak 1000 hisse kurban kesildi. ikili üçlü gruplara ayrýlmýþ olarak sponsorlarýmýz kendi vazife yerlerine daðýlýp kurban eti daðýtýmýna baþladýlar. Kesilen kurbanlarýn etleri okulun önünde biriken halka da daðýtýldý. Ýzdiham olduðundan dolayý hayli zorluk çekildi. Orada bulunan Vali Yardýmcýsýnýn, “Kimilerinin evine aylarca et girmiyor. Ýzdiham o yüzden, kusura bakmayýn.” demesi çok dikkatimizi çekti. Fakirlik ve ihtiyaç o derecede ki et daðýtýmý yapýlacaðý saatten, birkaç saat önce insanlar o þiddetli soðuða aldýrmaksýzýn okulun önünde toplanmýþlardý. Oraya gelen insanlarýn çoðu yaþlýlardan oluþuyordu. Onlardan birisi elinde bir fotoðrafla gelmiþ. Bundan 3 sene önce gelip yine kurban eti aldýðý bir bayramda torunuyla beraber resim çektirmiþ, torunu kolejde okuyormuþ. O günden sonra yardým almaya hep o fotoðrafla gelmiþ, yardýma muhtaç olduðuna dair belge olarak. Narýn’da o gün spastik

özürlüler okulu ziyaret edildi ve kurban eti daðýtýldý. Oradaki öðretmen ve velilerle duygulu anlar yaþandý. Kendileri ziyaret edildikleri için çok sevindiler. Ardýndan sahipsiz yaþlýlarýn kaldýðý huzurevi ziyaret edildi, kurban eti verildi. Orada kalan, II .Dünya Savaþý gazisi bir dedenin duasý herkesi çok etkiledi. O aksam Narin Türk kolejindeki öðretmen ve belletmen arkadaþlarýn verdiði çiðköfte ziyafeti çok güzeldi. Öðretmen ve belletmenlerimizle Avrupa’dan gelen hayýrsever iþadamlarý tanýþýp kaynaþtýlar. Ýki günde kesimi bitirilemeyen kurbanlar ertesi gün tamamlandý. Narýn’da þehir turu yaparken þehir dýþýna doðru çýktýðýmýzda Narýn’ý ikiye bölerek geçen Narýn nehrinin kýyýlarýna indik. Su çok berraktý ve nehrin kenarlarý buz tutmuþtu. Orada Fransa’dan gelen eðitim gönüllüsü dostlarýmýzla bu nehrin balýðý çok güzel olur diye düþündük. Hatta tutabilme imkanýmýz olsaydý keþke diye konuþtuk. Ancak o gün son günümüz olduðu için hevesimiz öylece kaldý. O akþam gruplar halinde, öðretmen ve belletmen arkadaþlarýn evlerine ziyarete gittik. Biz de 3-4 eðitim gönüllüsüyle o akþam 4 yerli aileyi ziyaret ettik. Ziyaret ettiðimiz ailelerden birisi Narin üniversitesinde, 6 fakültenin dekanlýðýný yapan, eþi de ayný üniversitede öðretim üyesi olan eðitimci bir aileydi. Konu, eðitimin kutsallýðýndan ve oradaki Narýn-Türk kolejinden ve mezunlardan açýldý. Derken çocuklarýyla ilgili konuþmaya baþladýlar. O arada içeriye Kýrgýzlara benzeyen bir bayan girdi. Kýzlarýnýzdan birisi olsa gerek dedim ben. Dekan beyin eþi, öz kýzýmýz deðil ama

aynen onlar kadar seviyoruz kendisini dedi. O bayan aslen Tayvanlý imiþ. New York’ta yaþýyormuþ. Kýrgýzistan’da Ýngilizce ve Japonca dersler veriyormuþ. Kendisiyle tanýþtýktan sonra hayli þaþkýn bakýþlarý vardý. Daha sonra arkadaþlarla konuþunca, gündüz þehir turu yaparken pazarda gördüðümüz Amerikalý gençler gibi o da kendi idealleri adýna buralarda olabilir dediler. Bayram ziyaretine gittiðimiz en son ailenin evine girdiðimizde saat 23.00'e geliyordu. Evin babasý bizi almaya geldiðinde, çok geç oldu rahatsýz etmiþ olacaðýz dedik, ama bizi dinlemedi ve büyük bir heyecanla evine götürdü. Adeta kabýna sýðmýyordu sevincinden. Eve girdiðimizde 4 oðlunda da ayrý bir heyecan vardý. Biz gitmeden hazýrlanmýþ olan sofraya oturduðumuzda, içeride aksakal var dediðini hatýrladýk. Aksakal gelse de baþlasak, sizi daha fazla bekletmesek dediðimizde, o içeride, yataðýndan kalkamýyor dedi. Biz yanýna gittik. Kendisi bir savaþ gazisiydi. 16 yaþýnda orduya katýlýp 10 sene savaþmýþ. Ayaðýnýn birisini kesmiþler ve protez takmýþlar. Þu anda kendisi 87 yaþýnda. Kendimizi tanýttýktan sonra elini öpüp bayramýný tebrik ettiðimizde o yaþlý dedenin gözlerinden yaþlar akýyordu. Hanýmýnýn Türk olduðunu anlattý. Stalin döneminde Kafkaslardan Kýrgýzistan’a sürülen bir Türk topluluk, Kýrgýzistan’dan da kuzeye sürüldüðünde bu dedenin eþi Kýrgýzistan’da kalýyor ve orada evleniyorlar. Çocuðu dedi ki ben kendimi bildim bileli Türklere hep bir sevgim vardý içimde, yýllar sonra anladým ki bundan dolayýymýþ. Dedenin

hanýmý vefat etmiþ tabi. Kendisine oranýn o zor þartlarýnda gelini bakýyor. Daha sonra sofranýn baþýna geçtik. Muhabbet ve yemek faslýndan sonra müsaade istediðimizde esas yemek þimdi gelecek dedi. Biraz sonra kýzartýlmýþ balýk getirdiler. Biz sormadan kendisi dedi ki; sizler için kendim bizzat gidip nehirden bu balýklarý tuttum. Biz arkadaþlarla birbirimize baktýk. Narin Nehrinin kenarýna gittiðimizde mevzusu olan o balýklarý tabaðýmýzda bulduk ve afiyetle yedik. Kalanlarý da kendisi paket yapýp arkadaþlara vermiþ. Okula döndüðümüzde ben kaldýðýmýz odada bu balýk meselesini oda arkadaþlarýma anlatýrken tam balýk kelimesinin aðzýmdan çýkmasýyla odanýn kapýsýnýn açýlýp arkadaþlarýn ayný balýklarý getirdiðini gördük. Orada da ikinci bir taaccüple birbirimize bakýndýk. Evini ziyaret ettiðimiz bu veli þunu da konuþma arasýnda söylemiþti. Ben bir sene öncesine kadar kavgacý, vuran kýran, kötü alýþkanlýklarý olan bir insandým. Ne zaman ki Halil beyle (oradaki okulun müdürü) tanýþtým, hayatým deðiþti. Simdi 5 vakit namaz kýlýyorum. Hatta apartmanýmýzda sabah ezaný da okuyorum. Artýk Narýnda son gecemiz. Ertesi sabah erkenden Biþkek’e dolmuþla hareket ettik. Diðer bazý þehirlerdeki Türk kolejlerini de ziyaret edip Biþkek’e ulaþtýk. Narýn’daki okul müdürü arkadaþýmýz Halil Koç orada da bizi bir velinin evine götürdü. Bu veli pazarlarda mutfak eþyasý satýþý yapan bir Kýrgýz esnaf. Bu okullara ve eðitim çalýþmalarýna sahip çýkmýþ. Yaptýklarý hizmetleri, açtýklarý imam hatipleri ve üniversitelerde okuyup geri gelen talebelerin yaptýklarý iþleri anlatýrken gözlerinin içi parýldýyordu heyecandan. Belki kendisi farkýnda deðildi ama yarým saate yaký bir süre boyunca bize bilgi verdi. Gerçekten çok duygulandýk. Kýrgýzistan’dan muhabbet, fedakarlýk ve hamiyet gibi ali duygularýmýzýn canlandýðýný hissederek ayrýldýk.


ZAMAN

Biz dünya çocuklarýyýz, Bir aðacýn dalýyýz, Evreni kucaklayan Sevgi ile barýþýz!

11

14 HAZÝRAN 2008

Kelimelerin tükendiði anlar...

B

öyle baþlamýþtý, Hollanda’dan bir grup siyasetçi ve iþadamý ile davetine icap ettiðimiz, 1 Haziran Ýstanbul Gösteri Merkezindeki 6. Türkçe Olimpiyatlarý; Türkçe Olimpiyat topluluðunun þarkýsýyla... Sahne düzeni mükemmel, salon dolu, her þey birbirine uyumlu ve program baþlýyor... Ancak programa geçmeden önce yaptýðýmýz bazý ziyaretlerden bahsetmeden edemeyeceðim. 31 Mayýs Cumartesi günü, Hollanda grubu ile Sultan Ahmet meydanýndaki çeþitli yerleri gezdik. Her birimiz buralarý defalarca görmesine raðmen yeni þeyler keþfediyoruz. Görmek ve bakmak arasýndaki fark bu olmalý... Grup arasýndaki sohbet ve tanýþma Sultan Ahmet meydanýndaki Alman çeþmesinin karþýsýndaki Sultan Cafe’de koyulaþýyor. Öðle üzeri, Çamlýca’daki özel bir okulu ziyaretimiz esnasýnda Ýstanbul’u buradan seyrederken, sevgili Yavuz Nufel aðabeyimizin okuduðu “Ýstanbul Kaç Tepe?” adlý kendi þiiriyle ufkumuz bir kez daha açýlýyor. Yüreðine saðlýk üstat! Sonra STV’yi ziyaret ediyoruz. Ardýndan Çamlýca tepesinde, Ýstanbul’u izlemenin tadýna varýyoruz. Ardýnda Kadýköy rýhtýmýndan bindiðimiz bir tekne ile boðaz turunun zevkini, rehberimiz Mustafa beyden edindiðimiz farklý bilgilerle bir baþka alýyoruz. 1 Haziran pazar günü Yýldýz Parkýndaki kahvaltý, Ýstanbul’un bir dünya þehri olduðunu bana bir kez daha anlatýyor. Bir taraftan kahvaltý yapmaya çalýþýrken diðer taraftan her geçen dakikanýn aslýnda boþa geçmemesi için boðazýmý deðil, Boðaz’ý izlemeyi yeðliyorum. Ama kahvaltýdan da tat alýyorum. Arkadaþlarýmýn da ayný duygular içinde olduklarýný anlýyorum. Bu arada kahvaltý sonrasý 6. Türkçe Olimpiyatlarýn giriþ kartlarýný bize teker teker daðýtýyorlar. Sýký sýký tembih var: “Kartý kaybeden, içeri giremez.” Daha da ilerisi var! Zaman gazetesi Hollanda temsilcisi sevgili Basri Doðan’a kart verilmediði için, onun bile iþinin zor olduðu hepimize anlatýlýyor. Ama merak etmeyin, Basri bey bir yolunu bulmuþ ve bizden önce salona girmiþti! Evet, beklenen o saat, sonunda geldi. Ýstanbul Gösteri Merkezinin önüne geldik. PvdA milletvekili adayý Ali Saraç, Amsterdam Belediye Meclisi üyesi Derya Kaplan, Zaandam Belediye Meclisi üyesi Songül Mutluer, Hengelo Belediye Meclisi üyesi ve NIO program yapýmcýsý Burhan Carlak ve beyefendi kiþiliði ile tanýnan iþadamý Hikmet Gürcüoðlu ile eþi ve iþadamý Hasan Soylu, 110 ülkenin bayraklarýnýn sýralý olduðu yerde, Hollanda bayraðýnýn altýnda hep beraber tarihi bir fotoðraf çektiriyoruz. Son derece düzgün ve þýk bir organizasyonla içeriye alýnýyor ve yerlerimize geçiyoruz. Sað tarafýmda Ali Saraç, sol tarafýmda ise Kayserili muhabbeti yaparken aklýmda kalan, “Koylu mu, yilli mi?” soruma, “yilli” cevabýný aldýðým Kayserili bir amca oturuyor. Saat 18.00 ve tam zamanýnda program baþlýyor. Salon 110 ülkeden gelen 550 Türk kökenli olmayan ama mükemmel Türkçeleriyle okuduklarý duygu dolu þarký, türkü ve þiirlerle duygu damarlarýmýz geniþleyip daralýyor. Yanýmdaki Kayserili amcamýn beyaz mendilini hazýr ettiðini görüyorum. Kenyalý Samuel çýkýyor sahneye ilk olarak. Cem Karaca’dan söylediði unutulmaz “Allah yar” þarkýsý, müthiþ etkiliyor beni. Etrafýmdaki insanlarýn gözyaþlarýný

YORUM

HOLLANDA

OSMAN ELMACI info@osmanelmaci.nl

sildiklerine þahit oluyorum. Ardýndan Senegal halk oyunlarý topluluðunun zarif gösterisini seyrediyoruz. Belaruslu bir kardeþimizin unutulmaz “Gesi baðlarý” türküsünü, “yilli” Kayserili amcam ile birlikte bir güzel söyledik. Türklerin ata yurdu Moðolistan’a gelmiþti sýra. Nelerin bizi beklediðini bilmiyorum, ama duygu atmosferinin beni sardýðýný hissediyordum. “Ýnsan bu, su misali, kývrým kývrým akar ya: Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya” mýsralarýný duyunca tüylerim diken diken oldu. Böyle baþladý Moðolistanlý kardeþimiz, güzel Türkçesi ile Üstat Necip Fazýl’ýn “Sakarya Türküsü” þiirini duygulu ve içtenlikle okumaya... Su iner yokuþlardan, hep basamak basamak; Benimse alýn yazým, yokuþlarda susamak. ... Ýnsan üç beþ damla kan, ýrmak üç beþ damla su: Bir hayata çattýk ki, hayata kurmuþ pusu. ... Sen ve ben, gözyaþýyla ýslanmýþ hamurdanýz; Rengimize baksýnlar, kandan ve çamurdanýz! ... Akrebin kýskacýnda yoðurmuþ bizi kader; Aldýrma, böyle gelmiþ, bu dünya böyle gider! Duygularým tavan yapýyor. Þiir bitmiyor, devam ediyor Moðolistanlý kardeþimiz. Hem de son vuruþu daha duymadýnýz dercesine:

kýnda. Bu etkinliðin bir iftihar tablosu olduðunu ifade ederek dünyadaki medeniyetlerin karþý karþýya getirilmesinin dil farklýlýðýna baðlanmamasý gerektiðini vurguluyor. Medeniyetler arasýnda daha fazla diyalog olmasýný arzu ettiðini belirtiyor. Buraya dünyanýn çeþitli yerlerinden gelen herkesi kutluyor. Olimpiyat komitesinin kendisini “Karamanoðlu Türk Dili” ödülüne layýk görülmesinden dolayý alacaðý ödülünü, Eðitim Bakaný Hüseyin Çelik alýyor ve “Türkçeyi dünyaya götürmenin” önemini iþleyen bir konuþma yapýyor. Ödül takdimleri devam ediyor. Sahnede tanýdýk simalarý görüyorum. Taha Akyol, Hilmi Yavuz, Orhan Akay... Hepsi de “Ses bayraðýný dalgalandýran” bir etkinlik olarak bahsediyor bu olimpiyatlar için. Sonra yine sözün bittiði anlardan birini yaþýyorum. Tanzanya’ya gidip orada bir okul açýp Tanzanyalýlarýn istikbaline katký saðlamak isteyen bir gönüllünün, bu uðurda, bir kaza sonucu hayatýný kaybetmesini anlatan sinevizyon ve ailesinin konuþmasýna þahit oluyorum. Eþi hala Tanzanya’da olduðunu söylüyor. “Niçin

ama” sorusuyla muhatap? Sözlerin bittiði aný yine yaþýyorum. Salon yine göz yaþlarýný tutamýyor! “Canýmýn yarýsý orada, toprakta yatýyor” diyor hanýmefendi. Eþinin oraya yaþamaya deðil, yaþatmaya gittiðini söylüyor. Bir de bunun üstüne 13-14 yaþlarýndaki oðlu, “Baba, açmak istediðin üniversiteyi ben senin yerine açacaðým!” demesi boðazýmýzý düðümlüyor. Aðlýyorum bir kez daha. Sunucu Kemal Gülen’in, “Biz Yunus gibi deriz; Yaradan’dan ötürü yaratýlaný severiz.” sözleri yaþanýlan atmosferi özetliyor. Ardýndan Mozambikli bir kardeþimin okuduðu “Siyah Gül” adlý þiiri, bana esmer renkli bir dünya insanýnýn, medeniyetler arasýndaki sevgi, barýþ ve kardeþlik köprüsünü bir þiiri ile ancak bu kadar güzel iþleyebileceðini gösteriyor. Ardýndan Endonezyalý Mehter Takýmý salonu coþturarak finale doðru gelindiðini bize hatýrlattý. Ama salondaki misafirler Türkmenistan’dan “Altýn Hýzma” türküsü ve Kamboçya’dan “Çile Bülbülüm” þarkýsý ile coþuyor ve içimden “Tüm dünya insanlarý kardeþtir, bu kavga ve savaþlar niye?” diye haykýrý-

EV - DÜKKAN - OFÝS

yorum. Ardýndan Moldavya halk oyunlarý ve Tacikistan’dan bir þiirle akþam maalesef sona doðru gidiyor. Gecenin finalini Galatasaray’ýn kralý ve bu akþam için “sultan” olarak anons edilen Hakan Þükür açýklýyor. 3. Tacikistan, 2. Türkmenistan ve gecenin 1 numarasý Karadeniz türküsü olan “Asiye” ile Azerbaycan seçiliyor. Ödülünü, “Ekilen sevgi tohumlarýnýn bir meyvesini, bu akþam da gördüðünü ve insanlýðýn geleceði için bugün bir kez daha ümitvar olduðunu” söyleyen Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný Köksal Toptan takdim ediyor. Gece bitiyor, ama tabiri caizse tadý damaðýmýzda kalýyor. Ardýnda günler geçmesine raðmen Hollanda ekibi ile olan dostluðumuz ve 6. Türkçe Olimpiyatlarýnýn dünya sevgi, barýþ ve kardeþliðine olan katkýsý beni hala heyecanlandýrýyor. Kültür ve sanatýn bu deðerlere olan katkýsýný yakýndan hissetmek isteyen herkese tavsiye olunur. 2009 yýlý 7. Türkçe Olimpiyatlarý için yerlerinizi þimdiden ayýrtýnýz. Bu etkinliði tertip eden herkese teþekkür ediyor, özellikle Yusuf Alan ve Basri Doðan’a, ayrýca ekipte yer alan herkese bana bu güzel anlarý yaþattýklarý için þükranlarýmý sunuyorum.

KÝRA - ALIM - SATIM DEÐER DEÐER BÝÇME BÝÇME -- ÝPOTEK ÝPOTEK -- KREDÝ KREDÝ -- SÝGORTA SÝGORTA

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz: Sen kývrýl, ben gideyim, Son Peygamber kýlavuz! Gözyaþlarým akýp akmamak arasýnda kalýyor. Sözlerin bittiði an burasý. Yine devam ediyor Moðolistanlý kardeþimiz. Yol onun, varlýk onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayaða kalk, Sakarya! Gözyaþlarým engelleri aþýyor, ben de rahatlýyorum. Aðlýyorum, aðlýyoruz, aðlýyorlar. Riyasýzca, samimiyetle... Kendimi toparlamaya çalýþýyorum. Ali Saraç ile bakýþýyoruz. O da siliyor göz yaþlarýný. Samimi bir bakýþma geçiyor aramýzda. Rahatlýyorum. Sonra Ukrayna var sýrada güzel sunumuyla. Ardýndan çeþitli ödül takdimleri. T.C. Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan bir demeç veriyor Türkçe Olimpiyatlarý hak-

ken r i n e l " "Ev m! ý l a l o niz þahidi

Goudse Rijweg 400, 3031 CK Rotterdam ^ Tel:010-212 52 97 ^ Fax:010-213 26 10

www.uwmakelaarsite.nl


GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

ZAMAN

12

HOLLANDA

GPS’iniz varsa kaybolmaktan korkmayýn! MEHMET SAKÝN

C

ep telefonu büyüklüðünde, uydu baðlantýsý sayesinde istenilen adrese en kýsa yoldan gitmeye yardýmcý olan GPS cihazlarýyla artýk ‘arabayý saða çek de adres soralým’ devri kapanýyor. GPS’ler teknoloji olarak her geçen gün geliþirken, içeriði zenginleþiyor ve kullanýcý sayýsý da buna paralel olarak artýyor. Avrupa’da milyonlarla ifade edilen kullanýcý sayýsý, Türkiye pazarýna da yansýmaya baþladý. Önümüzdeki yýl Türkiye’de 100 bin cihazýn satýlmasý bekleniyor. Ýlk versiyonlarýnda, sokaðý çizgilerle gösterip, gidilmek istenen adresi sesli olarak ‘saða dön, 100 metre sonra sola dön’ gibi yönlendirmeler yapan cihaz, þimdilerde sokak köþelerini 3 boyutlu, tabelalarýyla birlikte sunmaya hazýrlanýyor. Hatta gidilmek istenen restoran ile ilgili müþteri yorumlarýný okumak da mümkün olacak. Sesli ikaz özelliðiyle görme özürlülere de hitap eden cihazýn otomobillerin mevcut müzik sisteminde, teyp yerine takýlanlarý da var. GPS özelliði

olmayan cep telefonlarýna ise bir yazýlým yüklenerek uygun hale getiriliyor. Kola takýlabilen, irice bir saat büyüklüðünde olanlarý bile mevcut. Türkiye’de ise þimdilik el tipi GPS ile navigasyonlu cep telefonu ve portatif navigasyon ürünleri piyasada. Kullanýmý cep telefonlarý ve araçlarla sýnýrlý olmayan bir teknoloji olan GPS cihazlarýnýn sportif amaçlý, denizde, avuç içi cep bilgisayarlarýnda da çeþitli uygulamalarý var. Türkiye’de navigasyon hizmeti vermek için Odit AÞ þirketini kuran ve Bul-


ZAMAN bul markasý ile cihazlarý kullanýma sunan Onur Berkol, Balkan Uras ve Çelik Süzen, üç arkadaþ. Ýþe 144 bin kilometre yol kat edip navigasyon haritasý hazýrlamakla baþlayan Odit kurucularý, ilk olarak Ýstanbul’dan iþe baþladý. 50 kiþiyi aþkýn bir ekip, 32 araçla, 7 ay boyunca sokak sokak dolaþýp þehrin haritasýný ortaya çýkardý. Ardýndan da Türkiye’yi dolaþan üç arkadaþ, 92 bin kilometre yol yaptý ve 81 ilin karayolu haritasýný çýkardý. Artýk Ýstanbul gibi 47 ilin daha sokak haritasý kullanýmda. Bulbul markasýyla satýlan cihazlardaki yol güzergâhlarý ve yeni adresler 3 ayda bir ücretsiz olarak güncelleniyor. Odit AÞ Genel Müdürü Onur Berkol, geçen sene portatif navigasyon cihazlarýnýn Almanya’da 3,2 milyon adet sattýðýný söylüyor. Cep telefonundan mobil navigasyon çözümleri için GPS’li telefonlara yazýlým yüklenmesi þeklinde veya GPS yok ise yazýlým yüklenmesi ve Bluetooth GPS kullanýlmasý ile de Batý Avrupa’da 90 milyon adedi bulan bir pazar oluþmuþ. Türkiye’de ise geçen yýl 20 bine yakýn portatif navigasyon cihazý satýlmýþ. Bu yýl pazarýn 30-35 bine ulaþmasý, 2009’da ise patlama yapýp satýþ rakamýnýn 100 binin üzerine çýkmasý bekleniyor.

Berkol, otoyollar üzerinde sapaklara yaklaþýldýðýnda, çýkýþ yapýlacak sapaðýn 3 boyutlu ve detaylý yol tabelasý bilgisini içerir þekilde göstereceðini belirtiyor. Otel veya restoran gibi bazý yerler hakkýnda detaylý yorumlarýn bulunmasý ve canlý trafik bilgisinin harita üzerinde görsel olarak yer almasý da bu yeniliklerden. Öncelikli olarak teknoloji meraklýlarýnýn ilgi gösterdiði bu cihazlar, araç üzerinde çok yol kat eden ve þehirler arasý yolculuk yapan 18-50 yaþ arasý profesyonellerin tercihi oluyor. Çünkü kimse saða çekip adres sorarak ve kimi zaman yanlýþ olan adres bilgileri ile zaman kaybetmek istemiyor. Taksiciler, kargo daðýtýmý yapanlar gibi adres bilmek zorunda olan kullanýcý kitlesi de bu cihaza yoðun ilgi gösteriyor. Hatta Avrupa’da taksiciler navigasyon cihazý kullanmak zorunda. Türkiye’de ise bu konuyla ilgili çalýþma yapýlýyor. Daha çok araç sahipleri ile orta-üst gelir seviyesindeki insanlara hitap ediyor gibi gözükse de son zamanlarda yayalarýn da bu ürünü tercih etmeye baþladýðý görülüyor. Teknoloji þirketleri, GPS cihazlarýnýn sesli bilgi vermesinden dolayý görme özürlüler için bir kolaylýk olduðu düþüncesinde.

Gideceðiniz otel hakkýnda yorumlarý da okuyabilirsiniz

Nokia, yaya yönlendirme servisini devreye sokuyor

Portatif GPS cihazlarý, önümüzdeki dönem çok daha ayrýntýlý hizmet verecek. Bazý ilgi noktalarýnýn resimli veya 3 boyutlu olarak harita üzerinde gösterilmesi gibi yenilikleri göreceðimizi anlatan Onur

Lokasyon tabanlý servislerin, mobil cihazlarda temel bir platform olacaðýna inanan Nokia da teknoloji sayesinde, adres sorarak, ‘dümdüz git, sola dön’ gibi tariflerle yön bulma devrinin sona ereceðine

13

GÜNDEM

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

inanýyor. Nokia Türkiye Servis ve Y a z ý l ý m Pazarlama Stratejileri Bölümü Müdürü Attila Algan, “Nokia Maps ile yürü, araç sür ve keþfet gibi farklý temalar üzerinde yoðunlaþýyoruz. Þu anda geliþmiþ haritalar ve rota çizme, ilgi çekici nokta arama ve þehir rehberleri oluþturma çalýþmalarýmýz var. Harita üzerinden arama ve içerik servisleri, yer iþaretleri oluþturma ve paylaþma imkâný sunuyoruz. Ayrýca önümüzdeki dönemde kullanýcýlar, yaya yönlendirme servisinden yararlanabilecek. Kendi içeriklerini oluþturup baþkalarýyla paylaþým imkâný da bulabilecek.” dedi. 3 boyutlu harita deneyimini kullanýma sunmaya çalýþan Nokia, cep telefonu kullanýcýlarýna, görüntü modunda yolda hareket ederken etraftaki binalarý da cihaz ekranýnda gösterecek. Yayalar için toplu taþýma araçlarýný içeren çok modlu yönlendirme, kullanýcý alýþkanlýklarýna kendini uyarlayan navigasyon hizmetleri görülebilecek. Hatta tabelalar ve doðrudan cihaza gönderilecek reklamlar ola-

cak. Bir sonraki adýmý ise kullanýcýlar kendi içeriklerini oluþturarak Web 2.0 üzerinden paylaþabilecek. Bu servisi kullanan arkadaþ, aile üyesi veya üyesi olunan sosyal að ve topluluklarýn, üyelerini harita üzerinde görme ve onlarla içerik paylaþýmý bile mümkün olacak. Nokia þu anda entegre GPS destekli N95, N95 8GB ve N82 modelleriyle araçlarda ücretsiz rota belirleme servisi sunuyor. Opsiyonel olarak satýn alýnabilen navigasyon servisi ile de görsel ve sesli yönlendirme hizmetine ulaþabiliyor. Haritalar ise telefonlara yüklü olarak sunuluyor.

€ 75,€ 100,-

Bu, sizlerin dünyaya güçlü bir mesajýdýr. Bu güçlü mesajlara devam edelim.

€ ........

Narýn Türk Kýrgýz Koleji öðrencilerine yardýmlarýnýzý ulaþtýrmak üzere vakfýmýza baðýþta bulunabilirsiniz.

Nema Yönetim Kurulu

MACHTIGING

Indien u niet eens bent met een afschrijving kunt u altijd, zonder opgaaf van een reden, binnen een maand uw bank opdracht geven om desbetreffende bedrag terug te laten storten.

Yýllardýr verdikleri destekle, binlerce öðrencinin eðitimine vesile olan halkýmýza ve yeni eðitim seferberliði gönüllülerine teþekkür ederiz.

Ja,hierbij verleen ik aan Stichting NeMA tot wederopzegging machtiging om maandelijks het volgende bedrag van mijn bank-/girorekening af te schrijven.

€ 50,-

Plaats

“Bir öðrenci de siz okutun” kampanyamýza desteklerinizi bekliyoruz.

Handtekening

Orta-Asya’daki yüzlerce, binlerce öðrencinin geleceði, sizin göndereceðiniz yardýmlarla daha da güzelleþecektir.

2 0 0

Bir öðrencinin okutulmasýna vesile olmak, hayýrlý ve bereketli bir giriþimdir.

€ 25,-

Voor- en Achternaam

E-mail

Adres

Telefoon

Rekeningnr.

PC

Bank

Datum

Bir öðrenci de siz okutun

Postbus 2194, 3000 CD Rotterdam K.v.K R’dam 41134184 - Postbank 78.32.644 - DHB 26.32.58.475

m vee Dayanýþmaa Vakfýý aidatt formu Hollandaa Orta-Asyaa Eðitim


GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

ZAMAN

14

HOLLANDA

Ýncinin DNA’sýný çýkarýyorlar Uzakdoðu’dan getirdiði doðal incileri altýn ve pýrlanta ile buluþturarak takýlara uygulayan Ayþegül Acar Gold, insan DNA’sýndan esinlenerek hazýrladýðý koleksiyonu yakýnda piyasaya sunacak.

H. SALÝH ZENGÝN

Ý

stiridye gibi bazý kabuklu deniz hayvanlarýnýn içinden çýkarýlan ve genellikle süs eþyasý olarak kullanýlan inci, doðallýðý ve saflýðý nedeniyle de kadýnlar tarafýndan raðbet gören bir madde. Ýstiridyenin vücuduna bir kum tanesi, bir parazit veya yapay bir sedef parçasýnýn girmesi sonucunda oluþan incinin oluþumu, divan þiirinde nisan yaðmurlarýnýn yaðmasýna ve bunun istiridyenin içerisine girmesine baðlanmýþtýr. Her ne olursa olsun sonuçta, kusursuz güzellikte yuvarlak bir küre ortaya çýkmaktadýr. Bu sihirli kürecik o saf haliyle kadýnlar tarafýndan ziynet eþyasý olarak kullanýlabilirken, son dönemlerde incinin çeþitli madenlerle buluþmasý da ortaya güzel tasarýmlar çýkarmaktadýr. Ýnciyi has altýnla buluþturan ve bugüne kadar ürettikleri her tasarýmda mutlak surette inciye yer veren Ayþegül Acar Gold, kendi markasýný oluþtururken de adeta bir istiridye gibi sabýrlý davranmýþ. Herkesin tasarýmlarýna ‘boncuk mu bu?’ diye sorduðu bir dönemden bugünün en bilindik markasýna ulaþan firmanýn ortaklarý Ayhan Acar, Sedat Akçura, Ýsmail Uluhan ve Ahmet Mirac Kökler’den oluþuyor. Kendine dükkân açtýðý dönemde eþinden

büyük destek gören Ayhan Acar, firmanýn ismine de bu yüzden eþinin adýný vermiþ. Ortaklarýyla birlikte öncelikle nasýl bir firma olacaklarýna karar verdiklerini belirten Ayhan Acar, “Sattýðýmýz malý hanýmlar uzun süre

Ýnciye bebek özeni lazým Aldýðýnýz incinin kaliteli olup olmadýðýný anlamak için ilk bakmanýz gereken þey düzgünlüðü. Ýyi bir inci yuvarlak olur. Üzerinde pürüz ve noktacýklar olmamalý. Ýncinin üzerindeki sedefinin delik noktasýna kadar parlak olmasý gerekiyor. Sedefinin de güzel bir krem, barý ya da siyah renk olmasý lazým. Ýncilerinizi bir bebek özeni göstererek korumalýsýnýz. Ýncilerinizi taktýktan sonra banyoya girmeymeniz ve inci üzerinizdeyken parfüm sýkmamanýz da incinin kalitesini koruyor. Bir de incilerinizi kadife ya da pamuklu bezle silmeniz gerekiyor.

kullanabilsin ve mücevher sandýklarýnda uzun süre saklayabilsin istedik. O dönemde parmakla sayýlacak kadar az bir tasarýmcý vardý. Birikimlerimizi bir araya getirerek bir konsept hazýrladýk, ilk baþta pek raðbet de görmedi açýkçasý.” diyor. Yaptýklarý her ürüne mutlak surette inciyi koyduklarýný ve bunu da katký maddesi içermeyen has altýn üzerinde denediklerini belirten Acar, þu ana kadar incili taký olarak 2 bin kadar tasarým yaptýklarýný söylüyor. Bunun bin kadarýný piyasaya sunan marka, 350 tane mini set denilen kolye, küpe ve yüzükten oluþan takýmý; 150 tane gerdanlýk, bileklik, küpe ve yüzükten oluþan seti tasarlamýþ. Bunun yanýnda istiridyenin zaman içerisinde ölümüyle gerçekleþmesini baz alarak oluþturduklarý Mother of Pearl koleksiyonundan 70 kadar yaparak hem Türkiye’deki hanýmlara hem de dünyadaki kadýnlarýn beðenisine sunmuþlar. Yaptýklarý inci koleksiyonlarýnda doðal esinlemelere büyük önem veren Ayþegül Acar Gold,

bir müzik aleti olan arp yanýnda kuðudan esinlenerek de koleksiyon oluþturmuþlar. Hayal odasý dedikleri tasarým bölümünde her tür özgün düþünceyi tartýþarak çizimleri geliþtiren tasarým ekibinde iki kadýn tasarýmcý ve bir de kalýpçý çalýþýyor. Hiç model çalmadýklarýný ve tamamen kendi modellerini oluþturduklarýný söyleyen Ayhan Acar, önümüzdeki günlerde insan DNA’sýndan esinlenerek yaptýklarý koleksiyonu görücüye çýkaracaklarýný kaydediyor. “Ýnternetten araþtýrdýk ve DNA’nýn þeklinden etkilenerek 30-40 parçadan oluþan bir koleksiyon tasarladýk.” diyen Acar, teknolojinin geliþmesiyle birlikte belki de her insanýn kendi DNA’sýna uygun olarak inci tasarlayabileceklerini kaydediyor. Uzakdoðu’nun iklim þartlarýnda yetiþen ve fresh water denilen doðal inciyi takýlarýna büyük bir incelik ve titizlikle yerleþtiren firma, incileri tek tek seçerek alýyor. “Biz müþteriye doðru mal satmak istiyoruz. Asla yapay inci kullanmýyoruz.”

diyen Acar, takýlarýyla birlikte ömür boyu kullaným ve orijinal inci olduðunu gösteren bir garanti belgesini de müþterilerine sunuyor. Þu an Rusya, Ýran, Suudi Arabistan, Yunanistan, Ýsrail ve Ýtalya gibi ülkelere ihracat da yapan firma, on yýl önce 35 yaþ üzeri kadýnlarýn satýn aldýðý inciyi tasarýmlardaki müþteri yaþýný yaptýklarý zarif modellerle 20 yaþýna kadar düþürdüklerini ve incinin raðbet görmeye baþladýðýný belirtiyor. Uzakdoðu’dan takýya... Peki tüm bunlara raðmen inci kültürümüz var mý? Ayhan Acar, böyle bir kültürün aslýnda olduðunu ancak eksiklik barýndýrdýðýný kaydediyor. Ýnsanlarýn incinin nasýl yapýldýðýný ve nasýl korunacaðýný bilmediklerini belirten Acar, bunun için bir kitapçýk hazýrlayarak bilgilendirme yapacaklarýný kaydediyor. 4 milimden baþlayýp 24 milime kadar büyüyebilen incinin 20 YTL’den 250 bin dolara kadar fiyatlarda satýlabileceðine dikkat çeken Acar, pembe, beyaz, kurþuni, siyah, kahve renkli incilerin bulunduðunu ancak en makbulünün pembe ve beyaz olduðunu söylüyor. Son dönemde pýrlanta trendinin olduðunu belirten Acar, incilerini pýrlantalarla birlikte de sunduklarýný, kahverengi ve sarý renklerin de revaçta olduðunu kaydediyor.


ZAMAN

15

TATÝL ÖZEL

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL

Vizenizi zamanýnda alýn!... Sýnýrda alýnma olasýlýðý bulunmasýna karþýn yetkiler ve uzmanlar, vizelerin seyahate çýkmadan önce ikamet edilen yerdeki ilgili konsolosluklardan alýnmasýný tavsiye ediyorlar. Vize alýmý genelde zor ve zaman aldýðý için zamanýnda müracaat edilmelidir. Vize, gidiþ-dönüþ yani çift transit alýnmalýdýr. Türkiye’ye seyahat eden vatandaþlarýmýzýn güzergahlarý üzerindeki ülkelere iliþkin vize durumu özetle aþaðýda sunulmaktadýr. 895 ve 896 sayýlý kararlar 1. Avrupa Birliði Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliði sýnýrlarýndan geçiþler konusunda birtakým kolaylýklar öngören 895 ve 896 sayýlý kararlarý 14 Haziran 2006 tarihinde kabul etmiþ ve söz konusu kararlar 10 Temmuz 2006 tarihinde yürürlüðe girmiþtir. (Danimarka'nýn söz konusu kararlara iliþkin tutumu netlik kazanmamýþtýr.) 2. Bu kararlardan 895 sayýlý karar, Schengen düzenlemelerine taraf ülkeler ile Avrupa Birliðine 1 Mayýs 2004 tarihinde üye olan ülkelerden geçerli vize ya da ikamet izni olan üçüncü ülke vatandaþlarý için AB'nin yeni üyelerinden (bu karara taraf olmalarý halinde) transit geçiþlerde 5 gün süreyle vize muafiyeti öngörmektedir. 896 sayýlý karar ise Ýsviçre ve Lihtenþtayn'da yasal oturma izni olan üçüncü ülke vatandaþlarýnýn Schengen'e taraf ülkelerden ve AB'nin yeni üye ülkelerinden (kararý kabul etmeleri halinde) yine 5 güne kadar transit geçiþlerde vizeden muaf tutulmalarýný hükme baðlamaktadýr. 3. Söz konusu kararlara AB'nin yeni üyelerinden Çek Cumhuriyeti, Letonya, Macaristan, Polonya, Slovakya ve Slovenya taraf olduklarýný açýklamýþtýr. Bu çerçevede, durumlarý aþaðýdaki koþullardan birine uyan vatandaþlarýmýzýn adý geçen ülkelerin ulusal vizelerine ihtiyaç duymaksýzýn bu ülkelerden azami 5 gün zarfýnda transit geçmeleri mümkündür: Schengen düzenlemelerine taraf ülkeler (Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Ýspanya, Ýsveç, Ýtalya, Ýzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz,Yunanistan ve Malta) tarafýndan düzenlenen geçerli vize veya ikamet iznine sahip olmak. Avrupa Birliði’nin yeni üye ülkeleri (Çek cumhuriyeti, Estonya, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya,

Yurtdýþý çýkýþ harcýndan muafiyet için kaþe uygulamasýna son verildi Türkiye Cumhuriyeti pasaportuyla yurtdýþýna çýkýþ yapanlardan alýnan 15 YTL tutarýndaki harçtan muafiyet için gerekli kaþe uygulamasýna son verildiði açýklandý. Konuyla ilgili olarak bir açýklama yapan Rotterdam Baþkonsolosluðu, Maliye Bakanlýðýnýn, yurtdýþýnda oturma izin belgelerini çýkýþ noktasýndaki görevlilere ibraz eden kiþilerden, baþkaca bir belge veya kaþe talep edilmeksizin çýkýþ harcý alýnmayacaðý yönünde karar aldýðýný bildirdi. Ayrýca, pasaportlarýnda "iþçidir", "iþçi ailesidir", "iþçi çocuðudur" veya "süresiz / .............tarihleri arasýnda yurtdýþýnda oturma ve/veya çalýþma izni bulunmaktadýr." þeklinde baþkonsolosluklarca tatbik edilmiþ kaþe bulunan kiþilerden de oturma izin belgelerinin ibrazý aranmadan çýkýþ harcý tahsil edilmeyeceði de belirtildi.

Pasaport en az 6 ay geçerli olmalý Seyahat edeceklerin pasaport ve nüfus cüzdanlarýný yanlarýnda bulundurmalarý gerekir. 16 yaþýndan küçüklerin ayrý pasaport sahibi olmalarý þart deðildir. Bu gibiler, anne ya da babanýn pasaportunda kayýtlý olarak seyahat edebilirler. Pasaportun ve pasaporttaki alýnan oturma izin süresinin en az 6 ay daha geçerli olmasýna dikkat edilmelidir. Yurt dýþýnda ikamet etmekte olan 16 yaþýndan küçük çocuklarýn geri dönüþte sorunla karþýlaþmamalarý için sahip olduklarý ya da kayýtlý bulunduklarý pasaporta, kendileri için oturma izni alýnmýþ olmasý gerekir.

Slovakya, Slovenya) tarafýndan verilen geçerli vize ya da ikamet iznine sahip olmak. Ýsviçre ve Lihtenþtayn tarafýndan düzenlenen geçerli ikamet iznine sahip olmak. Bulgaristan üzerinden transit geçiþ mümkün "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Ýle Bulgaristan Cumhuri-

yeti Hükümeti Arasýnda 10 Mart 1993 tarihinde Sofya'da imzalanan Vize Anlaþmasýnýn Tadiline Ýliþkin Anlaþma" 10 Mayýs 2007 tarihinde yürürlüðe girmiþtir. Bu itibarla, anlaþma hükümleri uyarýnca, herhangi bir AB ülkesi vizesi veya Schengen vizesi sahibi veya AB/Schengen ülkeleri ile

Ýsviçre ve Lihtenþtayn'da ikamet izni bulunan umuma mahsus pasaport sahibi vatandaþlar, Bulgaristan üzerinden 5 güne kadar vizesiz transit geçiþ yapabileceklerdir. Sýrbistan ve Karadað Sýrbistan-Karadað Bakanlar Konseyi, 3 Ekim 2003 tarihinde aldýðý bir kararla, AB

üyesi ülkeler ile Ýsviçre'de yasal ikameti bulunan Türk vatandaþlarýna yönelik transit vize mecburiyetini kaldýrmýþtýr. Bu karar çerçevesinde, söz konusu vatandaþlarýmýz, beþ gün içinde ülkeden ayrýlmak þartýyla Sýrbistan-Karadað'dan vizeye ihtiyaç olmaksýzýn transit geçebilmektedirler.

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL


TATÝL ÖZEL

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

16

HOLLANDA

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL

D

iðer yerlerde olduðu gibi Türkiye’ye giriþ yapan ve ayrýlan her türlü eþya, araç ve þahýs gümrük görevlileri tarafýndan, kanunlar çerçevesinde aramaya tabi tutulabilir. Türkiye Gümrük Bölgesine giriþte, kara, hava ve deniz giriþ kapýlarýnda, yolcu salonlarýndan geçen veya eþya geçiren kiþiler, duruma göre kýrmýzý veya yeþil renkli gümrük hatlarýndan birinden geçmek zorundadýrlar. Bu suretle gümrük beyaný yapýlmýþ sayýlýr. Bu hatlardan herhangi birinin kullanýlmasý, Türkiye’ye ithali yasak veya izne tabi eþya sokulabileceði anlamýný taþýmaz. Kýrmýzý veya yeþil hatlarýn kullanýmý sýrasýnda her zaman Gümrük Görevlileri tarafýndan beyanda bulunulmasý talep edilebilir. Dolayýsýyla yanýnda ülkeye sokulmasý yasak veya izne tabi veya kiþisel hakkýndan fazla eþya sokan birisi para veya hapis cezasý ile cezalandýrýlabilir. Yanýnýzda gümrüðe tabi eþyanýz yoksa, giriþte Yeþil Hattý kullanmak suretiyle bu þekilde beyanda bulunmuþ olursunuz. Bu durumda, eþyanýzýn gümrük haklarýnýzý aþmadýðýndan (ticari mahiyette olmadýðýndan) ve Türkiye’ye ithali yasak veya izne tabi eþya olmadýðýndan emin olmanýz gereklidir. Eðer yanýnýzda gümrüðe tabi eþyanýz var ise veya eþyanýz için herhangi bir beyanda bulunup bulunulmamasý konusunda tereddütte iseniz, Kýrmýzý Hattý kullanmanýz gerekmektedir. Burada ilgili gümrük memuruna gerekli beyanda bulunulduktan sonra eþyaya iliþkin ödenmesi gereken vergiler hesaplanacak ve tahsil edilecektir. Türkiye’de bulunacaðýnýz süre içerisinde kullanmak üzere yanýnýzda getirdiðiniz seyahat eþyanýz, beraberinizde ülkemizden çýkarýlacak olsa bile gümrük memuruna beyan edilmesi gerekmektedir. Bu tür eþya ülke içinde býrakýlamaz. Eþya içinde deðerli sayýlabilecek olanlar (1 adet bilgisayar vb.) için, çýkýþýnýzda yanýnýzda olup olmadýðýnýn kontrolü amacýyla, sizden sözlü beyan formu doldurmanýz istenebilir.

Gümrükte ne kadar Gümrük vergileri ödenmeden getirilecek eþya 1-Yolcularýn beraberlerinde ya da yolcudan iki ay önce veya altý ay sonraki süreler içerisinde gelen, kendi kullanýmlarýna

mahsus, gayri ticari nitelikteki kullanýlmýþ veya kullanýlmamýþ þahsi eþya, 2-Yolcular tarafýndan beraberlerinde getirilip ithal edilen ticari miktarda olmayan, kiþinin þahsýna ve ailesinin kullanýmýna

mahsus hediye edilmek üzere getirilen toplam gerçek kýymeti her bir yolcu için 300 Euro’yu geçmeyen eþya (15 yaþýndan küçükler için bu deðer 145 Euro’dur) gümrük vergilerinden muaftýr.

Ayrýca, yolcularýn beraberlerinde getirecekleri ve Türkiye’ye giriþ yapacaklarý sýnýr kapýsý ve hava limanlarýnda bulunan maðazalardan alacaklarý aþaðýda limitleri belirtilen eþya da gümrük vergilerinden muaftýr. (Tütün

AVUSTURYA

BULGARÝSTAN

ÇEK CUMHURÝYETÝ

HIRVATÝSTAN

ÝTALYA

T.C. VÝYANA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. SOFYA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. PRAG BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. ZAGREB BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. ROMA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

Adres : PRINZ EUGEN STR. 40 1040 VÝYANA, AVUSTURYA Tel : 0043 1 5057338 0043 1 5050427 0043 1 5041285

Adres: BOULEVARD VASSIL LEVSKI NO:80 1000 SOFYA, BULGARÝSTAN Tel : 00 359 2 9355500

Adres : NA ORECHOVCE 69 162 00 PRAG, ÇEK CUMHURÝYETÝ Tel : 00420 224311402 00420 224311403

Adres : MASARYKOVA 3/2 10000 ZAGREP HIRVATISTAN Tel : 00 385 1 485 52 00

Adres : VIA PALESTRO 28, 00185 ROMA, ÝTALYA Tel : 00 39 06 446 99 32, 00 39 06 446 99 33, 00 39 06 444 15 37

BULGARÝSTAN BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

ÇEK BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

AVUSTURYA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

Adres : Duinroosweg 9, 2597 KJ Den Haag Tel : 070-3503051 Fax : 070-3584688 Web: http://www.embassy-bulgaria.nl

Adres : Paleisstraat 4, 2514 JA Den Haag Tel : 070-3130031 Fax : 070-3563349

Adres : Amaliastraat 16, 2514 JC Den Haag Tel : 070-3623638 Fax : 070-3623195

Adres : Van Alkemadelaan 342, 2597 AS Den Haag Tel : 070-3245470/3282132 Fax : 070-3282066

HIRVATÝSTAN BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

ÝTALYA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ Adres : Alexanderstraat 12,2514 JL Den Haag Tel :070-3021030 Fax :070-3614932 Website : http://www.italy.nl

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL


ZAMAN

17

TATÝL ÖZEL

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL

rýda belirtilen deðerleri aþmasý halinde muafiyet yalnýzca toplam deðeri 300 Euro veya 145 Euro tutarýndaki kýsma uygulanýr. Vergileri ödenmek suretiyle posta yoluyla veya yolcu beraberinde ithal edilen eþya Yabancý bir ülkeden posta veya hýzlý kargo taþýmacýlýðý yoluyla gönderilen, ya da 18 ve daha yukarý yaþtaki yolcularýn beraberlerinde veya kendilerinden iki ay önce veya altý ay sonraki süreler içerisinde gelen; ticari miktar ve mahiyet arz etmeyen, karþýlýðýnda alýcý tarafýndan herhangi bir ödeme yapýlmamýþ olan ve her bir sevkýyat ya da yolcu baþýna kýymeti 1500 Euro’yu geçmeyen hediyelik eþyanýn kýymeti üzerinden %10 oranýnda sabit oranlý vergi tahsil edilir. Eþyanýn toplam veya tek baþýna kýymetinin 1500 Euro’yu aþmasý halinde ise, söz konusu eþyanýn ithalinde ödenmesi gereken vergiler, yürürlükte bulunan ithalat rejimi vergi oranlarý üzerinden tahakkuk ve tahsil edilir. Yolcu beraberinde bulundurulabilecek Türk Lirasý, döviz ve ziynet eþyasý:

eþya geçirilebilir? ürünleri ile alkol ve alkollü içecekler için belirlenen muafiyet, 18 yaþýn altýndaki yolcular için uygulanmaz); a) Tütün ürünleri: Sigaralar 200 adet ve

Her biri 3 gr. dan aðýr olmayan purolardan 50 adet ve Puro 10 adet v Kýyýlmýþ tütün (200 yaprak sigara kaðýdý ile) 200 gr. ya da Pipo tütünü 200 gr Aðýz tütünü 200 gr

Tömbeki 200 gr Enfiye 50 gr

c) Yolcularýn kiþisel ihtiyaçlarýný karþýlayacak miktarda týbbi malzeme

b) En fazla 120 ml.lik þiþeler içinde beþ adet kolonya, lavanta, parfüm, esans veya losyon

NOT: Ýki ya da daha fazla kalemden oluþan eþyanýn yolcu baþýna toplam kýymetinin yuka-

Yolcular, sýnýrsýz miktarda Türk parasýný ve dövizi beraberlerinde Türkiye'ye getirebilirler. Yolcular en çok 5.000.-ABD Dolarý karþýlýðý Türk parasýný veya 5000.-ABD Dolarý veya eþiti efektifi yurt dýþýna çýkarabilirler. Dýþarýda yerleþik kiþiler ile yurt dýþýnda çalýþan Türk uyruklu kiþiler, yurda giriþlerinde beyan etmiþ olmak, Türkiye’de yerleþik kiþiler ise bankalardan döviz satýn aldýklarýný belgelemek kaydýyla 5.000.- ABD Dolarý veya eþitini aþan miktardaki efektifi beraberlerinde yurt dýþýna çýkarabilirler. Bankalar vasýtasý ile yurt dýþýna Türk parasý ve döviz transferi serbesttir. Yolcular, beraberlerindeki kendilerine ait deðeri 15.000.ABD Dolarýný aþmayan ve ticari amaç taþýmayan ziynet eþyasý niteliðinde kýymetli madenlerden ve taþlardan yapýlmýþ eþyayý yurda getirebilirler ve yurt dýþýna çýkarabilirler. Daha fazla deðerdeki ziynet eþyasýnýn yurt dýþýna çýkarýlmasý, giriþte beyan edilmiþ olmasýna veya Türkiye'den satýn alýnmýþ olduðunu belgelemek þartýna baðlýdýr.

MACARÝSTAN

MAKEDONYA

SIRBÝSTAN KARADAÐ

SLOVENYA

YUNANÝSTAN

T.C. BUDAPEÞTE BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. ÜSKÜP BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. BELGRAD BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

Adres : UL.SLAVEJ PLANINABB 1000 ÜSKÜP, MAKEDONYA Tel : 00 389-2 311 32 70 00 389-2 311 21 73

Adres : KURUNSKA 1 11000 BELGRAD, SIRBÝSTAN KARADAÐ Tel : 00 381 11 333 24 00

T.C. LJUBLJANA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

T.C. ATÝNA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

Adres : ANDRASSY UT. 123 1062 BUDAPEÞTE, MACARÝSTAN Tel : 00 36-1 344 50 25 (5 hat)

MAKEDONYA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

SIRBÝSTAN BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ

Adres : Laan van Meerdervoort 50c, 2517 AM Den Haag Tel : 070-4274464 Fax : 070-4274469

Adres : Gr. Hertoginnelaan 30,2517 EG Den Haag Tel : 070-3636800 070-3632397 Fax : 070-3602421

MACARÝSTAN BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ Adres : Hogeweg 14, 2585 JD Den Haag Tel : 070-3500941/404 Fax :070-3521749 Web : http://www.hungarianembassy.nl

Adres : LIVARSKA 4 1000 LJUBLJANA, SLOVENYA Tel : 00 386-1 236 41 50 00 386-1 236 41 51 SLOVENYA BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ Adres : Anna Paulownastraat 11,2518BA Den Haag Tel : 070-3108690 / 070-3108691 Fax : 070-3626608

Adres : VASSILEOS GHEORGIOU B'8 10674 ATÝNA, YUNANÝSTAN Tel : 00 30 210 726 30 00 YUNANÝSTAN BÜYÜKELÇÝLÝÐÝ Adres : Amaliastraat 1, 2514 JC Den Haag Tel : 070-3638700 Fax :070-3563040

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL


TATÝL ÖZEL

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

18

HOLLANDA

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL

Araçlarda bidon içerisinde benzin bulundurmayýn Yola çýkmadan evvel sürücü belgesi, ruhsat ve Uluslararasý Yeþil Sigorta Kartýnýn mutlaka temin edilmesi gerekli. Yol üzerindeki bazý ülkeler sürücü belgesi olarak “Uluslararasý Ehliyet”i þart koþmakta ve bunu ibraz edemeyenlere para cezasý kesmektedirler. Dolayýsýyla sürücü belgesinin yanýnda uluslararasý ehliyetin alýnmasý da yararlý olacaktýr. Ayrýca, seyahat öncesinde kýsa süreli kasko ve yolcu kaza sigortasý yaptýrýlmasý da uzmanlarca tavsiye edilmekte. Öte yandan Uluslararasý Yeþil Sigorta Kartýnýn Hýrvatistan ve Slovenya için geçerli olabilmesi, bu hususun kartta belirtilmiþ olmasýna baðlýdýr. Gözle görülür önemli hasarlarla sonuçlanan kazalarda, karþý taraf olmasa bile, polise müracaatla Hasar Tespit Raporu düzenlettirilmelidir. Aksi takdirde, ülke içindeki veya çýkýþ gümrüðündeki kontrollerde suçlanma ya da engellenme mümkün olabilecektir. Kaza halinde trafik polisini bekleyip kaza raporunu yerinde hazýrlatmak lazýmdýr.

Aracýnýzýn Türkiye’ye giriþi için Triptik yaptýrmak þart deðildir. Bunun için sýnýr kapýlarýnda Taþýt Giriþ-Çýkýþ Formu doldurmak yeterlidir. Ancak aracýn

ruhsatý size ait deðilse sahibinden vekalet alýnmasý gerekir. Dikkat edilmesi gerekli önemli bir husus da araçta bidon içerisinde benzin bulun-

durulmamasýdýr. Birçok ülkeye benzin sokmak yasaktýr. Bunun mümkün olduðu birkaç ülkede ise miktar sýnýrlamasý vardýr. Dolayýsýyla araçta bidon ile ben-

zin bulundurmak yerine aracýn deposunu her zaman dolu tutmak ve kaliteli, güvenli benzin için, büyük kentlerde ikmal yapmak en doðrusudur.

Bunlarý sakýn unutmayýn!.. Vizenin sýnýrda alýnma olanaðý olsa bile seyahate çýkmadan önce yol güzergahýnýz üzerindeki ülkelerin Hollanda’daki büyükelçiliklerinden veya konsolosluklarýndan mutlaka bilgi alýnýz. Vizeyi gidiþ – dönüþ, yani çift transit þeklinde alýnýz.

Çaðrý Merkezi Türkiye’ye seyahat edecek vatandaþlara bilgi vermek ve yolda karþýlaþabilecekleri sorunlarýn çözümünde yardýmcý olmak amacýyla oluþturulan Çaðrý Merkezi, her gün 09:00-18:00 saatleri arasýnda hizmet vermekte. Çaðrý Merkezi’nin telefon numarasý þu þekilde: 0090-312-2922929

Sýnýr kapýlarýndaki aþýrý yoðunluða dikkat Bulgaristan üzerinden karayoluyla seyahat edecek vatandaþlarýn Kapýkule sýnýr kapýsýnda devam eden yeniden yapýlanma çalýþmalarýný göz önünde bulundurmalarýnda yarar var. Konuyla ilgili olarak bir açýklamada bulunan Gümrük Müsteþarlýðý, bu sýnýr kapýsýnda devam eden inþaat çalýþmalarýndan dolayý vatandaþlara farklý alternatiflere yönelmelerini tavsiye etti. Müsteþarlýðýn açýklamasýnda þu konulara dikkat çekildi:

“Devam eden inþaat çalýþmalarýndan dolayý 15 Haziran- 30 Aðustos 2008 tarihleri arasýnda, yurtdýþýnda ikamet edipte yýllýk izinlerini Türkiye’de geçirmek üzere karayolu ile seyahat edecek olan vatandaþlarýmýzýn, ülkeye giriþ ve çýkýþlarýnda trafik sýkýþýklýklarýna neden olmalarýný önlemek amacýyla Bulgaristan-Hamzabeyli ve Dereköy veya Yunanistan-Ýpsala Gümrük Kapýlarýný güzergah olarak kullanmalarý talep edilmekte.”

Ýletiþim bilgileri ALO GÜMRÜK Hattý Telefon numarasý: 00 90 312 306 8193 ALO GÜMRÜK Hattý Faks numarasý: 00 90 312 306 89 25 veya 45 Kapýkule Gümrük Müdürlüðü Tel: 0090 284 238 20 54 0090 284 238 20 25 Fax: 0090 284 238 24 48 E-mail: edngumbm@gumruk.gov.tr Hamzabeyli Gümrük Müdürlüðü Tel: 00 90 284 213 74 73

Seyahate çýkmadan önce pasaportlarýnýzýn geçerlilik süresini mutlaka kontrol ediniz. Pasaportlarýnýzýn son kullanma tarihinin bitmesine en az altý ay olmalý. Pasaportunuzun refakat hanesinde kayýtlý çocuklarýnýza Türkiye’de yeni pasaport çýkarttýðýnýz taktirde, Türkiye’den dönüþte geçeceðiniz ülkeler için yeni pasaport aldýðýnýz çocuklarýnýza mutlaka yeniden vize alýnýz. Çocuklarýnýz için oturum kartýný mutlaka temin ediniz veya kendi oturum kartlarýnýza çocuklarýnýzý da kaydettiriniz.

Dereköy Gümrük Müdürlüðü Tel: 0090 288 244 40 55 Ýpsala Gümrük Müdürlüðü Tel: 0090 284 616 11 02

Pasaportlarýnýzýn yaný sýra, oturma ve çalýþma izinlerini gösteren belgeleri mutlaka yanýnýzda bulundurunuz.

TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL TATÝL ÖZEL


Foto: M. Ali Gümüþ

ZAMAN

HOLLANDA

GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

Ya içme ya terk et!

“Amacýmýz sigarayý yok etmek!“ Amaçlarýnýn sigarayý tamamen yok etmek olduðunu söyleyen Sigarayla Savaþanlar Vakfý Baþkan Yardýmcýsý Kýyas Güngör, hedef kitle olarak seçtikleri ilköðretim okullarýnda konferanslar vererek yeni yetiþen kuþaklarýn bu konuda bilinçlendirilmesine öncelik verdiklerini anlatýyor. Güngör, “Sigarayý býraktýrma seanslarýný, üç gün süreyle lüksepunktur cihazý yardýmýyla yapýyoruz. El, yüz ve boyun bölgelerinden hassas noktalara enfraruj ýþýnlarý veriyoruz. TÜBÝTAK ve Dünya Saðlýk Örgütü (WHO) onaylý bu cihazla üç gün yarýmþar saatlik sürede vücudun tabii nikotini olan endorfin salgýsýný yaptýrýyoruz. Bünye, endorfinle bütünleþince sigara ile alýnan nikotine de ihtiyaç kalmýyor. Fizyolojik desteðin yanýnda baðýmlýlýk ve alýþkanlýklarla ilgili durumlar da psikolojik destekle takviye edilmektedir. Bu, 30 dakikalýk seans süresi içinde yapýlmaktadýr. Vakfa www.ssv.org.tr internet adresinden ulaþmak mümkün diyor.

19

Kapalý mekânlarda sigara içme yasaðý yürürlüðe girdi girmesine de bundan en çok etkilenecek gibi görünen yine devletin kendisi. Milyonlarca memurun çalýþtýðý kamu kurumlarýnda, sigaradan doðacak iþ kayýplarý, hem çalýþaný, hem iþvereni hem de hizmet alaný etkileyecek gibi görünüyor.

vaziyetin de hemen herkese bir zararý dokunuyor. Sigaranýn saðlýk açýsýndan zararlarý bir tarafa; çalýþanlar, iþlerin aksamasýndan, iþverenler ve hizmet alanlar da iþ kaybýndan yakýnýyor. Bir sigara tiryakisinin, mesai saatlerinde ortalama on defa sigara içmeye çýktýðýný var sayalým. Tiryakinin, her seferinde çalýþtýðý kattan dýþarý çýkmasý, sigara içmesi ve iþinin baþýna tekrar dönmesi en iyimser tahminle toplam 5 dakika sürse, bu M. RIFAT YEÐEN kayýplar yýl sonuna 21 gün olarak yansýyor. Yani sene sonunda sigara içen bir çalýþan, içmeyen bir çalýþana oranla 1 ay eksik iþ yapmýþ oluyor. Haliyle ündeme getirildiði ilk bu durum, hem iþvereni hem günden itibaren halkýn hizmet alaný hem de çalýþaný büyük çoðunluðunun zor duruma sokuyor. Yasaðýn desteklediði kapalý mekânlaruygulanmaya baþlamasýnýn da sigara içilmemesine iliþkin ardýndan, þirket sahipleri sigatasarý, Türkiye Büyük Millet radan doðacak iþ kayýplarýný Meclisi’nde (TBMM) onaylanengellemenin derdine düþmüþ masýnýn ardýndan 19 Mayýs’ta bile. Sigara içene hayatý zorlaþyürürlüðe girdi. Böylece kamu týran kanunun yaný sýra tiryaki kurum ve kuruluþlarýnýn yanýnçalýþanlarýn üstüne bir de iþveda özel teþebbüslerde de sigara ren baskýsý yüklenmiþ durumiçmek resmen yasak. Kanunla da. En azýndan þimdilik mesebirlikte iþyerlerinde leyi ‘güzellikle’ halletmek üzere sigara içmesi kurulmuþ bir baský bu. Uzun engellenen tiryýllar sigarayla gerçek anlamda yakiler, iþyeri mücadele veren Sigarayla önlerini mesSavaþanlar Vakfý (SSV) Baþkan ken tutuyor Yardýmcýsý Kýyas Günancak bu gör, bugünlerde sigarayý býrakmak konusunda herkesin kendince bir arayýþ içinde olduðunu belirtiyor. Sigara býraktýrmak için birtakým doðal tedavi yöntemleriyle ve telkin metoduyla hizmet veren vakfa olan talep, son günlerde bir hayli artmýþ. Güngör, “Yasaðýn ilk günlerini yaþadýðýmýz için insanlar kendi kendilerine sigarayý býrakmak için uðraþýyor. Ancak, bu iþi yalnýz baþýna yapmanýn zorluðunu fark ettiklerinde de koþarak bize geliyorlar.” diyor. Güngör’e göre, önümüzdeki günlerde de sigarayý býrakmak için SSV’ye, kliniklere ve psikologlara baþvuranlarýn sayýsýnda oldukça büyük bir artýþ yaþanacak. Dahasý kurumsal baþvuru sayýsýnda % 100’ün üzerinde bir artýþ yaþanýyor son günlerde. Bu rakamýn katlanarak büyüyeceðini düþünüyor Kýyas Güngör. Tabii ofislerde ya da büyük þirketlerin plazalarýnda çalýþmayanlar arasýnda da sigarayý býrakmak isteyenlerin sayýsý artmýþ. Happy Life adlý bir danýþmanlýk þirketi de yine sigara konusunda yardýmcý olan kuruluþlar arasýnda. Þirketin ortaklarýndan Seher Örs, kiþisel baþvurularýn daha þimdiSigara Býrakma Merkezi 2005 yýlý Nisan ayýnda Türkiye’deki ilk merkezini Ýstanbul’da faaliyete geçiren IQS, sigaden ikiye katlanra baðýmlýlarýný iki aþamada sigaradan kurtarmak amacýyla hizmet veriyor. IQS programýnýn ilk aþamasý fizyolodýðýný söylüyor. jik baðýmlýlýðýn sona erdirilmesine, ikinci aþamasý ise psikolojik baðýmlýlýðýn ortadan kaldýrýlmasý tekniðine dayaTelefonlarýnýn nýyor. Uygulanan yöntemle, içiciye beta-endorfinler salgýlatmaya baþlanýyor ve sigara içme isteði ortadan hiç susmadýðýný kaldýrýlýyor. Programýn ikinci aþamasý olan 6 ay süreli tersine öðrenme sürecinde, sigarayý býrakan kiþi, sigara belirten Örs, yakmamayý öðrenerek psikolojik baðýmlýlýktan kurtuluyor. Bu yöntemle dünya genelinde 500 binden fazla kiþiye “Þimdi herkes sigarayý býraktýrdýklarýný söyleyen IQS Türkiye Direktörü Hicret Akarsu, Türkiye’de faaliyette bulunduðu 3 yýlda 10 fiyat araþtýrbinden fazla kiþinin sigaradan kurtulmasýný saðladýklarýný belirtiyor. Merkeze www.sigarabirakmamerkezi.com masý yapýyor. adresinden ulaþýlabiliyor. Çok yakýn bir

500 bin kiþi sigarayý söndürdü!

[

G

]

gelecekte binlerce insan sigarayý býrakmak için harekete geçecektir.” diyor. Ancak dikkat çeken husus, en büyük iþveren olan devletin, iþ kayýplarýna nasýl bir önlem alacaðý. Patronlarýn sigaraya tahammülü yok Ýþ kaybý meselesi, sigara yasaðýný bile gündemden düþürecek gibi görünüyor. Hatta bu sorunun tartýþýlmaya baþlamasý çok yakýn. Ýþverenler daha baþtan iþi sýký tutup bu mesele için kafa yormaya baþlamýþ b i l e . Sigarad a n doðan iþ Hicret Akarsu kayýplarýnýn ‘mesai’yle kapatýlmasýný isteyen iþverenler bir tarafa, birçoðu daha akýlcý ve insanî bir yol izleyerek, meseleye bir psikolog gibi yaklaþýyor. bunun için bazý þirketler, seminer verme yolunu seçiyor. Telkinle ve doðal tedaviyle çalýþanlarýna sigarayý býraktýrmayý hedefleyen þirketler arasýnda, bankalar ve daha çok plazalarda konuþlanmýþ þirketler ve eðitimciler var. Kiþisel baþvurularýn ötesinde artýk þirketlerin seminer istediðini belirten Sigara Býrakma Merkezi (IQS) Direktörü Hicret Akarsu, bu yolla kimsenin zor durumda kalmayacaðýný söylüyor. Bugüne kadar, Ýstanbul Müftülüðü, TRT Bölge Müdürlüðü, Ýstanbul Teknik Üniversitesi, Siemens, Botaþ, Alarko, Arçelik, Pegasus, Türk Telekom Sigara Býrakma Merkezi’nin seminer düzenlediði þirketler arasýnda. ‘Býrakamayan da azalttýðý için memnun’ Sigarasýz kurumlar arasýnda yer almak için çalýþan þirketlerden biri de Siemens. Þirketin kurum hekimi Dr. Mustafa Özcan, sigara içenlerin % 74’ünün býrakmak istediðini ancak bu isteðin sürekli ertelendiðini söylüyor. Yeni yürürlüðe giren kanunun da bu durumdaki çalýþanlar için motive edici bir unsur olacaðýný düþünüyor Özcan. Siemens olarak, sigara odalarýnýn kapatýlmasý yanýnda dýþ alanda da sadece belirlenen birkaç noktada sigara içilebilmesine izin verdiklerini söyleyen Dr. Mustafa Özcan, “Yaklaþýk 10 gündür uygulanan bu yeni sisteme ciddi bir tepki gelmedi, birçok arkadaþýmýz bu yolla sigarayý býrakma giriþimlerine baþladý. Henüz giriþimde bulun(a)mayan birçok çalýþan da hiç olmazsa içtikleri sigara sayýsýný bu yolla azalttýklarýný memnuniyetle ifade etmektedirler. Seminerleri, tam da yeni uygulama yürürlüðe girmiþken bilincin artmasý ve cesaretlendirme adýna devreye soktuk.” diyor.


KÜLTÜR

14 HAZÝRAN 2008

ZAMAN

20 HOLLANDA

Dev heykeller mekâný Nemrut

Dünyanýn sörfçüsü burada

Adýyaman'ýn Kâhta ilçesinde bulunan ve içinde Kommagene Krallýðý'nýn antik kentini barýndýran milli park içerisinde, aslan ve kartal heykellerinin arasýnda 7 metreye varan dev heykeller bulunuyor. Bölge, tarih meraklýlarýnýn ilgi göstereceði yerlerin baþýnda geliyor.

Sörf sporu için en uygun ortamý sunan Alaçatý, her milletten sörfçünün akýn ettiði yerlerin baþýnda geliyor. Hem rüzgârýyla yýlýn tüm zamanlarýnda sörf yapma imkâný tanýyor hem de doðal güzellikleri, mimarisi ve yetiþtirilen doðal ürünleriyle sizi bekliyor.

Doðayla iç içe bir kasaba

Köyceðiz, tarih ve doða...

Karadeniz'in þirin kasabalarýndan olan Amasra, sakin bir tatil isteyenler için ideal bir mekân. Doðal güzelliklerinin yaný sýra, kalesi, müzesi ve Cenova þatosuyla tarihî bir tur da yapabilirsiniz. Çakraz'da yiyeceðiniz balýðýn tadýný ise unutmanýz mümkün deðil.

Bir liman kenti olarak tarihi 4 bin yýla dayanan þehrin, tercih edebileceðiniz çok farklý özellikleri bulunuyor. Örneðin, Sultaniye köyünde termal kaplýcalara gidebilir, Yayla köyü ve Gökçeova'da safari yapabilir, Çandýr köyünde çamur banyolarýndan yararlanabilirsiniz.

Amasya’nýn nehir güzelleri Bir Ýç Anadolu þehrinde de sizi þaþýrtacak þeyler olabilir. Þehrin merkezinden geçen Yeþilýrmak'ýn kenarýnda sýralanan ve geleneksel Osmanlý evinin bütün özelliklerini bünyesinde taþýyan Amasya evleri ve konaklarý bu þehri görmek için iyi bir neden.

Kalem ustalarýnýn çilehanesi Selçuklular döneminde inþa edilen Sinop Cezaevi, 1997 yýlýna kadar siyasi mahkûmlarýn gönderildiði cezaevi olarak varlýðýný sürdürdü. Müzeye dönüþtürülen hapishanede Refik Halit Karay, Sabahattin Ali ve Necip Fazýl Kýsakürek gibi isimler kalmýþ.

Tarih ve gizemi birlikte görün Likya, Roma ve Bizans uygarlýklarýndan kalan tarihî yapýlarý olan Olimpos’ta hem doðal hem gizemli bir tatil geçirebilirsiniz. Çýralý'da 3 bin yýldýr yanan ateþi görebilir, dünyanýn en güzel kumsallarýndan birinde denize girer ve Caretta Caretta kaplumbaðalarýný izleyebilirsiniz.

Doðada sessiz bir tatil Datça merkeze 25 km. uzaklýktaki Palamutbükü’nde denize girebilir, þeffaf sularýnda balýk avlayabilir ve yakýn yerlere tekne turuna çýkabilirsiniz. Sit alaný olarak belirlenen köy, denizi ve doðayý sevenler için iyi bir tatil imkaný sunuyor.

Balýklar ve kuþlarla beraber

Denizi de doðasý da eþsiz

Bursa'ya 34 km. uzaklýktaki Uluabat Gölü, yapýsý itibarýyla deðiþik türden yüz binlerce su kuþuna beslenme ve barýnma olanaðý saðlýyor. Su içinde yaþayan canlýlar için de zengin bir yapýya sahip gölde 21 çeþit balýk bulunuyor. Doða ve hayvan meraklýlarýna duyurulur.

Fethiye'ye baðlý Ölüdeniz'de, dünyanýn en güzel kumsalýnda denize girebilir, Kelebekler Vadisi ve Gemiler Adasý'ný görebilir, Babadað'dan yamaç paraþütü yapabilirsiniz. Su altý dalýþý ve doða yürüyüþü de burada yapacaðýnýz aktiviteler arasýnda yer alýyor.

Þirince: Ege'de bir Rum köyü

Kanyonda sürpriz yolculuk

Ýzmir'in Efes harabeleriyle ünlü Selçuk ilçesinin 8 km. doðusunda üzüm baðlarý, þeftali bahçeleri ve zeytinliklerle çevrili tarihî bir Rum köyü Þirince. Burada yapýlan Þirince evleri de 19. yüzyýl Anadolu mimarisini yansýtýyor. Ýstanbul’a nefes aldýran yerler Eðer Ýstanbul'da yaþýyorsanýz, kentten sýkýldýðýnýzda yakýn yerlere kaçmak istersiniz. Ýþte; tarihi Polonezköy, iki akarsu arasýnda kalan þirin mekân Aðva veya Ýstanbul Boðazý'nýn Anadolu yakasý Karadeniz giriþinde yer alan Anadolu Feneri önerebileceðimiz mekanlar.

Fethiye-Antalya arasýndaki 18 km. uzunluðundaki Saklýkent, olaðanüstü güzellikler sunan bir vadi olarak karþýmýza çýkýyor. Bazý noktalarda gökyüzünü göremeyeceðiniz, bazen de ilerlemek için kayalara týrmanacaðýnýz mekân size farklý bir deneyim sunacak.

Hem kaplýcasý hem yeþili Tatilde herkes farklý yerleri tercih eder. Eðer kaplýca seçeneðinden yanaysanýz, Ýnegöl'e 27 km. uzaklýktaki Oylat Kaplýcalarý'ný tercih edebilirsiniz. Orman içindeki mekân, size hem yeþilin en güzelini hem de þifalý sularýný sunuyor. Ege'nin ikiz kardeþleri Kaleköy'de Türkiye'nin en son gün batýmýný yaþamak, Zeytinli'de dibek kahvesi içmek ve Hristo'nun tatlýlarýný yemek isterseniz Gökçeada'ya yelken açýn. Rum köylerini tek tek gezin. Ama Gökçeada'yý gezerken kardeþ Bozcaada'yý da ihmal etmeyin. Kültürlerin kavþak noktasý Mardin ve Batman arasýnda yer alan Hasankeyf, konum itibarýyla kültürlerin kavþak noktasýnda bulunuyor. Doðu Akdeniz, Mezopotamya, Roma ve Bizans kültürlerinin ortak bir eseri olan Hasankeyf, çok eskiye dayanan tarihine raðmen Ilýsu Barajý alanýnda yer alýyor. Erzurum’da bir þelale Tortum'a 35 km. uzaklýktaki þelale, 48 metrelik yüksekliði ile Asya ve Avrupa'nýn en büyük, dünyanýn ise üçüncü büyüklükteki þelalesi olarak biliniyor. Akarsular ve doðaya ilgi duyanlar için tercih edilecek mekânlar arasýnda yer alýyor.

T

ürkiye, bulunduðu konum, doðasý ve tarihi itibarýyla önemli zenginlikleri ve güzellikleri barýndýrýyor. Bu yüzden, yaz kýþ demeden yýlýn on iki ayýnda ziyaretçi akýnýna uðruyor. Avrupa ülkeleri, Asya, Amerika hatta Uzakdoðu'dan gelen turistler, ülkemizi karýþ karýþ gezerek doðal güzelliklerini keþfediyor. Akdeniz, Ege veya Karadeniz'de sahillerin de dýþýnda gezilip görülecek yerler olduðunu neredeyse onlardan öðreniyoruz. Ýç Anadolu'daki bir bozkýrda veya Doðu Anadolu'nun sarp kayalýklarý arasýnda bazen tahmin etmediðimiz ya da ismini daha önce hiç duyma-

Uzungöl henüz bozulmadan... Uzungöl, daðlarýn arasýna gizlenmiþ bir düþ bahçesi adeta. Yeþilin bin bir tonu, rengârenk çiçekler, yayla serinliði... Yapýlar henüz çoðalmadan yolunuzu Uzungöl'e düþürün. Trabzon'a mesafesi 100 km. Trabzon'a gitmiþken Sümela Manastýrý'na da uðrayýn. Kapadokya anlatýlmaz, yaþanýr Kapadokya'da balon turu fotoðraflarýna bakýp iç geçirenlerden misiniz? Cevabýnýz evetse bu yaz, tatilinizin bir kýsmýný peribacalarýný görmeye ayýrýn. Her gidenin kalbini fetheden Kapadokya Nevþehir, Avanos ve Ürgüp üçgeninde yer alýyor.

Adalarda gezmenin zamaný Ýstanbul'da gezilip görülmesi gerekli yerler listesinin baþýnda mutlaka Adalar olmalý. Özellikle de Büyükada. Yaz, adalara gitmek için en uygun mevsim. Renk renk çiçeklerin açtýðý sokaklarda, tarihî köþkler arasýnda, faytonla yolculuða çýkabilirsiniz.

Osmanlý köyü Cumalýkýzýk Bursa'ya 2 km. uzaklýktaki Cumalýkýzýk, Orhangazi'nin Bursa'ya girmeden önce yaptýrdýðý köylerden biri. Tamamý sit alaný olan ve Osmanlý mimarisinin en güzel örneklerinin verildiði evlerden oluþan köye giderseniz, dar sokaklardan akan sular sizi karþýlayacak.

Turizmin göz ellisi de

Sille’yi görmeden gitmeyin Konya, tarihi ve kültür mirasý ile tam bir açýk hava müzesi. Hz. Mevlânâ'nýn iklimini hissetmek, onu yaþamak isteyenler yolunu muhakkak bu kente düþürmeli. Çok eski tarihi ve farklý mimari yapýsý ile þehir merkezine 8 km. uzaklýktaki Sille de mutlaka gezilmeli.

Bir masal þehri Harran Þ.Urfa'nýn 45 km. güneydoðusundaki Harran, Mezopotamya ile Akdeniz'i birleþtiren önemli bir durak noktasý. 5 bin yýllýk bir geçmiþe sahip. Ýlk çaðlardan beri önemli kültür merkezi. Kubbeli evleri, höyüðü, kalesi, þehir surlarý ile gezilip görülmeyi hak ediyor. Sinan’ýn þaheseri Selimiye

Ege’nin beyaz incisi

Sinan'ýn 80 yaþýnda yaptýðý ve "ustalýk eserim" dediði Edirne Selimiye Camii, Mimar Sinan'ýn baþyapýtlarýndan biri. Ayný zamanda Osmanlý-Türk mimarisinin de doruk noktasý. Ýçeride bulunan çinilerin, hatlarýn, mermerlerin ve iþlemelerin hepsi ise ayrý bir sanat eseri.

Kaynak sularýnýn kirecinden oluþmuþ bir tepe olan Pamukkale, 20 km. uzaklýktan görülebiliyor. Denizli’de bulunan ve Antik Havuz, Antik Tiyatro, Arkeoloji Müzesi'nin de yer aldýðý bölgeyi, hem bir doða harikasý hem de tarihî bir mekan olarak gezebilirsiniz.


ZAMAN

desi 50’dir, bellidir dýðýmýz yerlerin bulunduðuna tanýklýk ediyoruz. Öyleyse, bu yaz her zaman yaptýðýmýz tatiller ve her zaman gezip gördüklerimizin dýþýna çýkarak, farklý bir tatil rotasý izlemeye ne dersiniz? Biz sizin için gezilip görülebilecek 50 yerin listesini çýkardýk. Bunu yaparken de, hem bir klasik haline gelen vazgeçilmez yerleri size hatýrlatalým dedik, hem de yeni yerler gezme ve görme fýrsatýný yakalamanýzý istedik. Bu yaz, tatil rotanýzý belirlemeden önce sizin için belirlediðimiz haritaya bakmayý ihmal etmeyin. Emine Dolmacý, Murat Tokay

Antik güzel Aspendos Aspendos, amfi tiyatrosuyla meþhur bir antik kent. Antalya'nýn 49 km. batýsýnda yer alýyor. M.S. 2. yy'da Romalýlar tarafýndan inþa edilen tiyatro 15 bin kiþi kapasitesi ile en iyi korunmuþ eski yapýlardan. Sahne süslemeleri ve akustiði ile bir mimari harikasý. Noel Baba’nýn makamý Demre, Noel Baba olarak bilinen St. Nicolaus'ýn yaþadýðý bölge olarak tanýnýyor. Uluslararasý bir üne sahip Demre'de Noel Baba Kilisesi, Myra antik kentinin daða ustalýkla oyulmuþ kaya mezarlarý görülmeye deðer yerler. Kaþ'a 40 km. mesafede bulunuyor.

21

Söðüt’te tarihî yolculuk Hem Selçuklu hem Osmanlý Doðubayazýt'ýn 5 km. uzaðýnda sarp kayalar üzerine kurulmuþ 116 odalý Ýshakpaþa Sarayý, Türkistan, Selçuklu ve Osmanlý mimari özelliklerini birleþtiren bir yapý olarak karþýmýza çýkýyor. Doðuya yapacaðýnýz seyahatlerde Aðrý’nýn Doðubayazýt ilçesindeki Ýshakpaþa'ya uðramayý ihmal etmeyin.

Söðüt'ün ismini duymak bile insaný heyecanlandýrýyor. 700 yýllýk Osmanlý Devleti'nin ilk baþkenti olan Söðüt, Bilecik'in 29 km. doðusunda. Sögüt'e yolunuzu düþürüp Ertuðrul Gazi, Dursun Faký ve Þeyh Edebali'nin türbelerini ziyaret edip, dua edebilirsiniz.

14 HAZÝRAN 2008

Kültepe’yi dünya tanýyor

Damlataþ astýma iyi gelir

Pastýrmasý, giriþimci iþadamlarý ve Erciyes'iyle meþhur Kayseri ayný zamanda dünyanýn en eski þehirlerinden. Anadolu'nun en eski yazýlý kaynaklarý da Kayseri'nin 8 km. doðusundaki Kültepe'de bulundu. Kültepe kazýlarý bütün dünyanýn yakýndan takip ettiði bir çalýþma.

Alanya için çok rahatlýkla bir maðaralar kenti diyebiliriz. Dünyaca ünlü maðarasý Damlataþ'týr. Maðara, büyüleyici güzelliðinin yaný sýra astým hastalarýna iyi gelen havasýyla da bilinir. Maðaranýn havasý yaz kýþ deðiþmez; sýcaklýk 22 santigrat derecedir.

Ýznik’e bir gün ayýrýn

Açýk hava müzesi Harput

Yolunuz Bursa'ya düþtüyse Ýznik'i mutlaka görmelisiniz. Selçuklu ve Osmanlý eserlerinin kol kola verdiði bu þirin ilçe Bursa'ya bir saatlik mesafede. Çinileri de dünyaca ünlü. Ýznik'te göl manzarasý eþliðinde çayýnýzý yudumlarken romantik saatler geçirebilirsiniz.

Elazýð'a 5 km. mesafedeki Harput ilçesi bir açýk hava müzesi görünümünde. Müzesi, kalesi, Ulu Cami, Meryem Ana Kilisesi ve Buzluk Maðarasýyla görülmeye deðer bir turizm merkezidir. Buzluk maðarasý, yazýn soðuk, kýþýn ise sýcak havasýyla insaný þaþýrtýr.

Yedi renkli göl Eðirdir

Bolu'nun gerdanýnda inciler

Eðirdir Gölü, Türkiye'nin dördüncü büyük gölü. Isparta sýnýrlarý içindeki Eðirdir Gölü'nün manzarasý yýlýn her mevsimi harika. Genelde camgöbeði renginde olan göl; bazý gün ve saatlerde deðiþik renklere büründüðü için halk arasýnda yedi renkli olarak anýlýyor.

Daðlarýn arasýndaki vadilerde zamanla oluþan ve yan yana sýralanan göller Yedigöller olarak anýlýyor. Doða meraklýlarý için ideal bir mekân. 238 adet farklý bitki türünün yetiþtiði alan, fotoðrafa meraký olanlar için de en iyi fýrsatlarý sunuyor.

Kutsal balýklara yem atýn

Gelibolu Yarýmadasý’nda tarih

Hz. Ýbrahim'in kenti Urfa. Musevi, Hýristiyan ve Müslümanlarca kutsal kabul ediliyor. Balýklýgöl, (Aynzeliha ve Halil-ür Rahman Gölleri ) Ýbrahim Peygamber'in ateþe atýldýðýnda düþtüðü yer olarak biliniyor. Bu iki göl Urfa'nýn en çok ziyaretçi çeken yerleri.

Birinci Dünya Savaþý'nýn en kanlý çarpýþmalarýnýn yaþandýðý Gelibolu Yarýmadasý, adeta bir savaþ müzesi görünümünde. Çanakkale’de bulunan þehitlik, birçok ziyaret mekaný ile hem yerli hem de yabancý turistlerin ilgisini çekiyor.

Mardin’i görmeden olmaz

Antik kentte gizemli yolculuk

Taþýn insan yaþamýndaki yerini, insan emeðinin taþý nasýl þekillendirdiðini görmek için dinlerin, mezheplerin harman olduðu Mardin'e yolunuzu düþürün. Çünkü Mardin, mimarisi, sosyal yaþamý ve kültürel dokusuyla her göreni büyüleyen bir þehir.

Ýzmir'in Selçuk ilçesi yakýnlarýndaki 4 bin yýllýk Efes Antik Kenti, kiliseleri, çarþýlarý, maðaralarý, çeþmeleri ile en çok ilgi çeken turistik mekânlardan. Hz. Meryem adýna inþa edilen ilk mabet olan 'Meryem Kilisesi', Yedi Uyurlar maðarasý, antik tiyatro ve tapýnaklar öne çýkan yapýlar.

Van Gölü’nde günbatýmý Van kültürel birikimi ve doðal güzellikleri, yöresel dokusuyla Anadolu'nun motiflerini yaþatabilen bir kent. Türkiye'nin en büyük gölü bu ilimizde. Van Gölü üç de ada barýndýrýyor: Bu adalardan en meþhuru Akdamar. Adadaki Ermeni Kilisesi restore edilerek turizme açýldý.

Ordu’ya Boztepe’den bakýn Doðanýn tüm güzelliklerinin cömertçe sergilendiði bir ilimiz Ordu. Karadeniz'in en temiz kumu ve en uzun sahil þeridine sahip. Yeþil ile mavinin kucaklaþtýðý þehri, Boztepe'den seyretmenin keyfine doyum olmaz. Boztepe deniz seviyesinden 450 m. yükseklikte.

KÜLTÜR

HOLLANDA

Doðal serinlik Ayder Yaylasý Rize'nin Ayder Yaylasý yaz sýcaðýndan bunalanlara doðal bir serinlik sunar. Ladin ve kayýn ormanlarýyla kaplý yayla Çamlýhemþin ilçesine 16 km. mesafede. Ayder, zengin florasýnýn yaný sýra kaplýcasý ile de bölgenin en çok tercih edilen tatil yerlerinden biri. Ashab-ý Kehf ziyareti Kur'an-ý Kerim'in Kehf Sûresi'nde geçen "Yedi uyuyanlar maðarasý" her yýl ziyaretçi akýnýna uðruyor. Birçok Kur'an meal ve tefsirinde, Ashab-ý Kehf maðarasýnýn Tarsus'ta olduðu belirtiliyor. Maðara, Tarsus'a 14 km. mesafedeki Dedeler köyünde. Anadolu'nun bütün güzel evleri Karabük'e baðlý bir Karadeniz kasabasý olan Safranbolu, klasik Osmanlý kent mimarisini yansýtan evleriyle tanýnýyor. Türkiye'de 'Dünya Mirasý Listesi'nde yer alan 9 kültürel varlýktan biri olan kasabaya giderseniz, kendinizi tipik bir Anadolu þehrinde hissedeceksiniz.

Ýlk uygarlýklardan bugüne Karain maðaralarý, Türkiye'nin en büyük ve ayný zamanda içinde insan yaþayan doðal maðaralarý arasýnda yer alýyor. Yapýlan kazýlarda bulunanlarýn bir kýsmý Antalya Müzesi, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve maðaranýn önündeki küçük müzede sergileniyor. Mozaik kent Zeugma Gaziantep ili, Nizip ilçesinde yer alan antik þehir, Roma döneminden kalan mozaikleri ile tanýnýyor. Þehrin villalarý ve çarþýlarýnýn bulunduðu bölüm Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altýnda bulunuyor. Kazýlarda çýkarýlan mozaikler Gaziantep Müzesi'nde sergileniyor. Doðanýn kucaðýnda bir düþ Bolu'nun yaný baþýnda kývrýla kývrýla çýkan bir yolla ulaþýlan Gölcük, bir minyatür göl olarak karþýnýza çýkýyor. Daha büyük bir gölün yer aldýðý Abant ise, keyifli bir yürüyüþ yapmak, pedal çevirmek, fayton gezintisine çýkmak ve fotoðraf çekmek için ideal bir mekan. Cami ve kilise bir arada Kars'ta, farklý uygarlýklarý simgeleyen eserlerin bulunduðu Ani Harabeleri, en cazip turizm merkezlerinden biri. Farklý uygarlýklara ait cami, kilise, kervansaray ve manastýrýn yer aldýðý mekânda tarihseverler, Selçuklu mimarisinin örneklerini görebilirler. Artvin’in her köyü bir yayla Doðu Karadeniz denildi mi aklýnýza hemen yaylalar ve vadiler gelir. Artvin'in de yüzde 51'ini yaylalar oluþturuyor. Burada, Sahara Yaylasý (Þavþat), Bilbilan Yaylasý (Ardanuç), Kafkasör Yaylasý'ný (Merkez) görebilirsiniz. Vadiler de bunlarýn arkasýndan gelir. Tarih, oksijen ve trekking! Çanakkale ve Balýkesir arasýnda bulunan Kazdaðlarý, yemyeþil doðasý, tarihî kalýntýlarý, dereleri ve þelaleleriyle görülmeye deðer bir belde. 25 kilometrelik bir bölümü Milli Park ilan edilen bölge, trekking yapmak isteyenlerden büyük ilgi görüyor.


BULMACA

Posta paketi

Maç yöneten

Ankara’da bir camii

Bir tür parlatýcý

22 HOLLANDA

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

Silahta ateþleme kolu

Kabul etmeme

Bir deniz hayvaný

Jamaika’nýn trafik remzi

Galyumun remzi

Arjantin’in trafik remzi

Doku teli

Tapýnak

Bir harfin okunuþu

Demiryolu

Bir tür balýk

Ýzmir’in ilçesi

Düz kenarlý þapka

4

Hafifçe açmak

Kamara görevlisi

Bir Yunan harfi

Konya’da bir göl

Kýsa vadeli sermaye

Yunanistan baþkenti

Belirti

Büyük mutfak

Maðara

Bir ülke

Sarp geçit

Bakýrýn remzi

Fotoðraf sanatçýsý (... Güler)

Suçu baðýþlama

Bozuk para

Tümör

Hapþýrmaya benzer hastalýk alameti

Boyutlar Yemek korkusu Sonsuz Bir tür kumaþ Kýsaca galyum

Ölüden kalanlar

Dünyanýn uydusu

Son harfimiz Metal olmayan

Dinin yasakladýðý

1

Kýrmýzý

Nutuk

SUDOKU BULMACA 7

Beyaz

5 4

9

2

8

5

6

Tümör

2 8

7

5

6

4

2 9

5

7

3

2

7 8

Radyumun remzi

4 6

9

3

3

8

7

9 3 6 4 7 5 2 1 8

8 5 7 2 1 3 6 9 4

2 4 1 8 6 9 7 5 3

4 7 9 6 5 2 3 8 1

6 8 3 1 4 7 9 2 5

5 1 2 3 9 8 4 7 6

3 6 5 9 2 1 8 4 7

7 9 8 5 3 4 1 6 2

Acele

Sýkça içtiðimiz

Tablodaki tramlý kalýn çizgilerle belirlenmiþ 3'e 3'lük karelere, 1'den 9'a kadar rakamlarý birer kez kullanarak yerleþtirin. Öyle yerleþtirme yapmalýsýnýz ki, bütün 3 lükleri doldurduðunuzda tablonun bütün kutularý yukarýdan aþaðýya ve soldan saða 1'den 9'a kadar rakamlardan birer kez kullanýlmýþ olsun.

Neonun sembolü

Güzel, âlâ Doðum yaptýran kadýn

Uçan bir hayvan

6

Masal kahramaný

Oy

Kýnama Irsiyet, soya çekim

Kýsaca kalsiyum Sonuç

Yücelme, yükselme Göz rengi

1 2 4 7 8 6 5 3 9

Otlak

Fiyat

Uzaklýk ifadesi

Rütbesiz askerler Bir çiçek

Sonsuza deðin

Avrupa’da nehir

Akma özelliði olan

Efendimiz’in bir harbi

Demirin remzi

Geveze

Bir kandil

Aç olmayan

Anlatým

Artýrma

Tayin Siyaset meydaný Þehir

Askeri bir rütbe

Nezir

Bazen

Erkek adý

Su

Fasýla

Kalýn kumaþ

5

Ayrýlýk

Horozun baþýnda olur

Akýllý Korkusuzluk

Yetersiz

Kireçle boyama

Tombul çocuk

Uzaklýk ifadesi

Yüz, çehre Bir çiçek

Büyük delikli kalbur

Çok kýsa zaman

3

Güzel koku

Eyvah Eksiksiz

Deðer verilir olma

Bir baðlaç

Namaz kýldýran kiþi

Bir meyve

Bir insan sesi

Aptal, budala

Kýsaca kiloamper

Tecrübe etmek

Bir kýþ giysisi

Töre

Bir nota

2

Þ ÝFRE K ELÝME:

Tropik bir meyve 1

2

3

T

T

Ý

N

A

R

G

K

F

A

I

O

E

P

O

I

H

Ð

Ü

A

R

Y

L

E

V

R

E

K

K

J

M

U

M

Ü

B

V

A

G

Z

J

R

Þ

R

Ý

Ç

V

T

L

U

B

M

A

U

Ý

E

G

A

C

A

O

M

P

A

R

Ý

T

E

N

S

D

B

R

B

N

K

M

L

S

N

L

H

C

L

T

3

T

A

G

R

O

G

M

O

G

H

E

Þ

Ü

H

4

Ü

M

Ý

T

H

M

E

N

O

N

N

B

M

F

5

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 2

E

O

T

A

B

N

E

H

E

R

A

J

6

O

L

G

Ý

H

Ö

Þ

V

A

H

T

H

Ý

R

7

N

Ð

A

Ý

J

Ý

G

Ý

P

O

E

Z

U

R

N

A

Z

D

T

S

L

C

N

R

Z

A

F

E

U

J

E

S

Ý

A

D

E

V

Ý

R

H

K

J

Ý

K

Ü

B

S

S

A

L

R

M

Ü

Ü

N

D

U

E

Þ

K

E

T

G

O

T

O

Ý

N

E

K

N

E

Ý

R

U

G

Y

U

Þ

N

A

L

R

V

U

N

D

Y

I

Ü

E

Ý

L

B

K

Ý

E

Þ

U

T

O

R

E

G

T

L

Ý

D

Ý

R

K

Ü

J

K

U

E

A

Ý

Y

T

K

L

H

M

S

E

L

Ý

V

P

B

K

O

A

E

H

A

E

R

U

T

N

Ý

A

O

Þ

R

S

V

B

Þ

O

K

T

F

Ö

R

F

Ü

T

E

L

Ý

J

O

SOLDAN SAÐA 1) Müslümanlarýn namazda kýblesi olan Kâbe-i Muazzama’nýn etrâfýnda üstü açýk olan câmi. 2) Bankalarýn kendi þubelerine veya baþka bir bankaya bir þahýs için açtýklarý miktarca muayyen itibar hesabý.- Bir baðlaç. 3) Nilsbohryumun sembolü.- Ýllet, sebep, sebep gösterme.- Þafak, fecir. 4) Hayvan yiyeceði.- Kýrýlmýþ taþ döþenip silindir geçirilerek yapýlan yol. 5) Kedi köpek yavrusu.- Seyahat çantasý. 6) Saz, kamýþ veya ince dallardan örülerek yapýlan, genellikle sapý olan, yiyecek ve eþya taþýmak için kullanýlan kap.- Osmanlý idari sisteminde kaza ile vilayet arasýnda yer alan idare makamý, sancak. 7) Özür dileme, bir sebep göstererek affýný isteme.S. Arabistan’ýn para birimi. 8) Kayseri’nin bir ilçesi.- Kalýpla basýlýp elle boyanan, kadýnlarýn baþlarýna baðladýklarý tülbent. YUKARIDAN AÞAÐIYA 1) Doðal magnezyum silikat, lüle taþý, Eskiþehir taþý. 2) Bir cismi iki eþit

8

parçaya bölen çizgi, mihver.- Uzaklýk iþareti. 3) Stronsiyumun sembolü.Eþ, benzer, mümasil. 4) Soy, ata.‘Ayný biçimde’ manasýna gelen bir söz. 5) Ölüm cezasý.- Bazý top oyunlarýnda oyunculardan birinin topu takým arkadaþýna geçirmesi. 6) ‘Cesur, yiðit, yürekli’ manasýna gelen bir erkek ismi. 7) Allah (cc)’a kalbî baðlýlýk, kesin inanma; iman. 8) Ayýn ilk günlerinde aldýðý yay biçimi, ayça, yeni ay.Bir nota. 9) Baðýþlama.- Bir bütünden kesilmiþ veya ayrýlmýþ ince, yassý parça. 10) Yakýný ölen kimseye teselli sözleri söyleme, baþsaðlýðý dileme. 11) Erkek kiþi.- Bir ilimiz. 12) Engelleme, mani olma.- Afrika’da bir ülke. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 S Ý Y E R

B A K A R A

2 E Z O G E L Ý N 3 L A L E Z A R 4 Ý Ç 5 M

N A N K I N A

M A K Ý N E

A F

M E L O M A N Ý

6 Ý L A N E N 7 Y A Z 8 E R Ý K

O

Z A R A R

T Ý C A R E T K Ý R E M Ý T

AYGIR, BARKOT, CENEVÝZ, ÇOKGEN, DEVÝR, ENVER, FLAMÝNGO, GRANÝT, HADÝS, ÝTÝBAR, JÝLET, KUTUP, LEVREK, MOTEL, NETÝCE, OBRUK, ÖTEKÝ, PARÝTE, RENK, SALÝHA, ÞAHÝKA, TRAVMA, UYGUR, ÜLSER, VEKÝL, YOKLUK, ZURNA.

T

6

RÜSTEM AYDIN r.aydin@zaman.com.tr

J

B

5

KARE BULMACA

Z

R

4

Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?

ÇÖZÜMLER

K

E

T U

R

E

M S

Ü

K

R

E

Ý

R

L

E

N

N

Ü

Þ V K D

K

H

F

A

U

Z

B

R

L

O

J

Z

M Ý

Ü

A

T

R

B

C

A

Ý

R

J

K

I

O

T

T

J E R T G E G B A Ç

F T L J U U N U Ý U N N Ý O T R N O V

M U H Ý

Ð N

Ö N Ý K T N E E K J A Ð H T H O K

R Ý V U O D Ý Þ Ü E Z A Ö A M G M

M P T

L

M Ü Ü A

A R

F A P E R Y R K B S D Ý Þ B E

Ü T O B A E I

A U B R G

Ý G Ü

U G E S Ý T J V

T S A S Ý A

N E N O

M O L

Þ K

S R B V Y K

K E L Ý M E

G N Ý

E R O Y T E Y G A D L G H H N H L T

M A A L F

G E A

L S A T L Ý U O L E C Ý T E N E H E U Z V I

A V I

Ý V E K Ý L Þ T R V N P H R B Þ C N Ý J R O

J B H L D B N O

O Þ A H Ý K A Ý

M Ü Ý R O Ý A

R Z E R J

M F Ü L S E R E E

H T D G Þ K P

AYGIR, BARKOT, CENEVÝZ, ÇOKGEN, DEVÝR, ENVER, FLAMÝNGO, GRANÝT, HADÝS, ÝTÝBAR, JÝLET, KUTUP, LEVREK, MOTEL, NETÝCE, OBRUK, ÖTEKÝ, PARÝTE, RENK, SALÝHA, ÞAHÝKA, TRAVMA, UYGUR, ÜLSER, VEKÝL, YOKLUK, ZURNA.

O

Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?


ZAMAN

23 HOLLANDA

GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

Tereyaðý aklandý Höþmerim, Konya’nýn inanýlmaz bir lezzetidir. Rivayete göre, bir haným bu yemeði denemiþ, sofraya çýkarmýþ. Eþi “Haným bu ne hoþ yemek.” demiþ. Haným da “Hoþ mu erim?” deyince adý böyle kalmýþ.

NEVÝN HALICI

S

aðlýklý beslenme herkes için gerekli. Günümüzde çoðu kiþi bu konuda duyarlý, yemesine içmesine elden geldiðince dikkat ediyor, yanlýþ beslenmemeye özen gösteriyor. Beslenme bilimi 20. yüzyýlýn baþýnda kurulduðu, uzun geçmiþe dayanmadýðý için bilimsel araþtýrmalarla yeni ve farklý bilgilere ulaþýlýyor. Uzun yýllar yumurtanýn kolesterolü yükselttiði söylenmiþti; bir süre sonra yumurta aklandý. Hafta içinde gazete haberlerinde ayný þekilde tereyaðýnýn da temize çýktýðýný gördük; çoðu kiþi rahatladý. Þimdi yumurta sevenler gibi yað sevenler de mutlu oldular. Ama bu demek deðil ki yumurtaya, yaða yükleneceðiz. Her þeyde olduðu gibi

ölçüyü kaçýrmadan, ihtiyaca yetecek ölçülerde tüketeceðiz. Yað nedir, kýsaca bakalým. Yaðlar, yað asitlerinin gliserol denilen alkolle yaptýðý esterlerdir. Yaðlarýn çeþit ve özelliklerini, içinde bulundurduklarý yað asitleri belirler. Beslenmede önemli yað asitleri 16-18 karbon taþýyanlarýdýr. Yaðlar, katý ve sývý yaðlar olarak ele alýnýrlar. Katý yaðlar, doymuþ yað asitleri zincirinde her karbon atomunun bir hidrojenle baðlandýðý katý yaðlardýr. Sývý yaðlar ise doymamýþ yað asitleri zincirinde karbon atomlarýnýn bir veya birkaç yerinde hidrojenin eksik olduðu sývý yaðlardýr. Sývý yaðlarda vücutta yapýlamayan ve dýþarýdan alýnmasý gereken elzem yað asitleri bulunur; sývý yaðlarýn hiçbirinde kolesterol bulunmaz. Margarinler, bitkisel sývý yaðlara dýþarýdan hidrojen eklenerek elde edilirler; yani karbonlar arasýndaki eksik hidrojenler doðal olmayan maddelerle tamamlanarak hazýrlanýrlar. Yaðlarýn vücutta önemli görevleri vardýr: Enerji ihtiyacýný saðlar; hücre, büyüme, cilt saðlýðýnda önemlidir; cilt altýný sararak vücudu soðuktan korur; tokluk hissini uzatýr; yaðda eriyen vitaminlerin kullanýmýný saðlar; vücutta depolanýr, gerektiðinde oksitlenerek enerji ihtiyacýný karþýlar. Günde alýn-

Uzun kahvaltýlar için salçalý sosis

S

abah kahvaltýsýnýn önemini hepimiz biliyoruz ama çoðu zaman tembellik yapýp evden yemeden çýkýyoruz. Bazen peynir, zeytini bile çýkarýp sofraya koymak zor geliyor bize. Bu yüzden hafta sonlarý kahvaltý sofrasýnda uzun uzun vakit geçirmek, sohbet etmek keyifli gelir bize. Salçalý sosis hafta sonu kahvaltýlarý için masamýzý þenlendirecek güzel bir tarif. Yapýmý pratik, lezzeti güzel bu yemeði sadece sabahlarý deðil acýktýðýnýz her öðün tüketebilirsiniz. Böylece sokakta adým baþý rastladýðýnýz, yapýmýnda hangi ürünün kullanýldýðýný bilmediðiniz sosislerden de yemekten vazgeçebilirsiniz. Kollarý sývayýn ve mutfaðýn yolunu tutun. Yapýlýþý: Sývý yaðý küçük bir tencere-

ye koyun. Ýçerisine un ilave edin ve kavurun. Bu karýþýmýn soðumasýný bekleyin. Sonra salça ilave edin ve karýþtýrýn. Ýki su bardaðý su ilave edip koyu bir kývam alana kadar piþirin. Sosisleri doðrayýn ve bu sosun içerisine ilave edip piþirin. Daha sonra tuz ve kekik ilave edin. Sosisler piþince altýný kapatýn. Nurbanu Arslan

Salçalý sosis MALZEME:

5-6 sosis 2 çorba kaþýðý sývý yað 1 çorba kaþýðý un 1 çorba kaþýðý salça Tuz, kekik

masý gerekli miktara gelince yetiþkinlerin vücut aðýrlýðýnýn kilosu baþýna 1 gr. yað yeterlidir. Bunun yarýsý bitkisel, yarýsý hayvansal kaynaktan saðlanmalýdýr. Aþýrý yað þiþmanlýða ve þiþmanlýktan doðan diðer hastalýklara yol açacaðýndan günlük ihtiyaçtan fazla almaktan kaçýnýlmalýdýr; çünkü, 35 yaþýndan sonraki kadýnlarda þiþmanlýk Türkiye’deki önemli beslenme sorunlarýndan biridir. Yaðlarý nasýl kullanalým? Yukarýda da belirttiðimiz gibi günlük ihtiyacýn yarýsýný hayvansal, yarýsýný bitkisel kaynaktan saðlayalým. Kahvaltýda, pilavda, etli yemeklerde tereyaðý veya sadeyað kullanalým. Sývýyaðlý yemek yaparsak, salatalarda zeytinyaðý kullanalým. Margarin kullanýmýndan kaçalým, onun yerine margarinin aslý olan sývýyað tüketelim, böylelikle doðal olmayan yollarla katýlaþtýrýlan maddelerden uzak duralým. Ülkemizde çok güzel sývýyaðlar ve harika zeytinyaðlarýmýz var, onlarý kullanalým. Geçenlerde markette gördüðüm yeni bir üretim yer fýstýðý yaðý çok lezzetli idi. Yurdumuz yað elde edilecek ürünler açýsýndan çok zengin. Ama lütfen dikkat günlük ihtiyacýn üzerine çýkmayalým. Bir lezzetçi olarak yemekleri

klasik mutfaðýmýzýn doðal malzemelerini (tereyað, sadeyað, kuyruk yaðý, zeytinyaðý, diðer sývýyaðlar) uygun yemeklerde kullanarak hazýrlamaktan yanayým. Ancak bu yemekleri yaþýmýza uygun ölçülerde yemekten de yanayým. Baklava, pilav, etli yemekler, mantý ya da çorbalarýn üstünü renklendiren

naneler, kýrmýzý biberler sofraya gelirken türüm türüm mis gibi koku veren sadeyaðsýz, tereyaðsýz olur mu? Ekmek kadayýfýný, Konya höþmerimini kaymaksýz düþünebilir misiniz? Ancak, gençseniz üç dört dilim baklava yerseniz orta yaþta iki dilim, yaþlýlýkta bir dilim yemek suretiyle idare edebilirsiniz. Tereyaðýnýn aklanmasýna hepimiz adýna sevindim. Ama lütfen dikkat, tadýna varalým, yüklenmeyelim. Bu hafta size kalori deposu höþmerim tarifesini, tadýna bakmanýz kaydýyla veriyorum.

Höþmerim MALZEME: Piþme süresi: 60 dakika 1 sb kaymak ½ sb un (ikinci kalite) 1 yk tereyaðý ½ sb su 3 yk eritilmeden sýzdýrýlmýþ bal Yeterince kaymak veya 3 yk pudra þekeri Yapýlýþý: Kaymaðý erit, unu ilave et, hafif ateþte karýþtýrarak pembeleþinceye kadar kavur. Suyu dök, kapak ört. Suyunu çekince küçük bir tavada yaðý erit ve höþmerimi koy, altý kýzarýncaya kadar kaþýkla bastýrarak piþir, bir tabaða ters yüz et. Üzerine bal, balýn üzerine kaymak yerleþtir, sofraya al. (Kaymak ve bal yoksa pudra veya toz þeker serpilebilir).


YORUM

ZAMAN

14 HAZÝRAN 2008

24 HOLLANDA

Menderes en son ne zaman gülmüþtü?

A

dnan Menderes bir fikirdi, bir ümitti. Bu toplumu sürü olarak görüp diktatör gibi yönetmeye devam etmek isteyenler ile onun iradesine saygý duyulmasýný isteyenler arasýnda hâlâ süren mücadelenin geçmiþteki adresiydi bir bakýma. Þahsi kusurlarý elbette olabilir. Kimin yok ki? Ancak bu toplum Adnan Menderes’te onu da aþan bir ýþýk görmüþ ve umutla etrafýný çevirmiþti. Ondan bir ‘kahraman’ beklemiþti. Ne var ki, kahramanlarýn da desteðe ihtiyaç duyduklarý anlar olur. “Ýþte halk yanýmda, görmüyor musunuz Eskiþehir’de 150 bin kiþi meydanlarý doldurmuþ” diyordu darbeden bir gün önce. Ancak unutmayalým ki, 17 Eylül 1961 günü, Ýstanbul halký, sokaða çýkma yasaðý olmadýðý halde, evinden dýþarý adým atmamýþ ve radyodan idam haberini sessizce dinlemiþti. O gün, Emniyet kayýtlarýna, suç iþlenmeyen tek gün olarak geçecektir. Adnan Menderes’in son anlarý çok konuþulmuþ ve çok yazýlmýþtýr. Necip Fazýl Kýsakürek “Son Posta” gazetesinde infazda görevli iki gardiyanýn izlenimlerine dayanarak Menderes’in idamý sýrasýnda neler yaþandýðýný kaleme almýþtý. Necip Fazýl’a göre Menderes, tam boynuna ilmek geçirileceði sýrada cellada “Dur” demiþ ve “dudaklarý yalnýz kendi gönül kulaðýna ve Allah’a hitab ederek” iki üç dakika boyunca “kýpýrdanmýþ”týr. Ne okuduðu belli olmamakla birlikte dua ettiði besbellidir. Ancak Yassýada’da idama mahkûm edilip cezasý müebbede çevrilen ve Kayseri Cezaevi’nde hapis yatarken yurtdýþýna kaçmayý baþaran Reþat Akþemsettinoðlu, hatýralarýnda Menderes’in son anýný Ýmralý’daki hücresinden þöyle aktarmýþtýr: “Dýþarýda hava birdenbire kararmýþtý. Koðuþta dahi birbirimizi seçemez olmuþtuk. Saat tam 13.23’te “Allah” sesi bir anda etrafa yayýldý. Bu ses Menderes’in sesi idi. Ýki dakika sonra saat 13.25’te semadan tufan halinde bir yaðmur saðanaðý indi. Bu saðanak sanki aðaçlarý, binalarý, insanlarý, eþyalarý, gökten sürükleyip getiren bir seldi. Ýmralý’da bulunan karaaðaçlarýn dallarýnda tüneyen on binlerce kuþ, yaðmurun þiddetinden dolayý yerlerinden fýrlayýp havaya süzülmüþler ve etrafý büsbütün karartmýþlardý... Sonradan öðrendiðimize göre hakim, savcý ve subay

maskesi altýnda idamýný seyretmeye gelen katiller, yaðmurun þiddeti karþýsýnda çil yavrusu gibi etrafa kaçarak Menderes’in son anýný görmek zevkinden mahrum kalmýþlardý.” Menderes’in gözü açýk çekilmiþ son fotoðrafý, boynuna ilmek geçirilmiþken çekilmiþti. Bundan sonra gözünü yumduðunu gösteren bir baþka görüntü ve uzaktan çekilmiþ, ayaklarý sallanýrken gösteren ‘postmortem’ fotoðrafý vardýr. Peki Menderes’i gülerken gösteren son fotoðraf nerede çekilmiþtir? Yanda gördüðünüz fotoðraf, 26 Mayýs 1960 akþamý, Eskiþehir’de Þeker Fabrikalarý’nýn verdiði akþam yemeðinde, muhtemelen saat 22.00 civarýnda çekilmiþtir. Elini öpmek üzere eðilen kiþiye gülümseyerek mukabele eden Adnan Menderes, biraz sonra telefona çaðrýlacak ve dönüþte morali bozuk ve oldukça gergin olduðu görülecekti. Görüþtüðü kiþi, Meclis Baþkaný Refik Koraltan’dýr. Ýstanbul Üniversitesi profesörlerinin protesto hazýrlýðýnda olduklarýný öðrenmiþ ve salona döndükten sonra son siyasi konuþmasýný yaparken darbeye çanak tutan üniversite hocalarýný “Kara cübbeliler” sözüyle eleþtirmiþti. Ancak artýk Menderes’in yüzü asýktýr ve 5 ay sonra Yassýada duruþmalarýnda hakim huzuruna çýktýðýnda o tatlý tebessümü gitmiþ, yerine süzgün, bitkin, çökmüþ bir Menderes gelmiþtir. Hakime, 5 aydýr kimseyle konuþmasýna izin verilmediði için konuþma yeteneðini kaybettiðini, bunun anlayýþla karþýlanmasý gerektiðini söyleyecek noktaya kadar varmýþtý bitkinliði. Bu toplumun Adnan Menderes’i neden sevdiðini anlayabilmek için baþka tanýklýklara da ihtiyaç var. Ýþte “Yeni Dünya” dergisinin geçen (Mayýs 2008) sayýsýnda Cevat Akþit Hoca’yla yapýlan söyleþi, Menderes’in derin dünyasýný deþifre etmemiz için canlý

bir ipucu niteliðindedir. Amcasý Baha Akþit (DP grup baþkan vekilidir) aracýlýðýyla imam hatiplerin yüksek kýsmýnýn, yani yüksek Ýslam enstitülerinin açýlmasý için Baþbakanla görüþmeye giden heyette bulunan Cevat Akþit, bakýn darbeden kýsa bir süre önce gerçekleþen bu görüþmede Menderes’in nasýl deruni bir fotoðrafýný çekiyor: “Ben 17 yaþýmdaydým. Saat [gece] 10’a doðru Baþbakan’la görüþeceðimiz odaya girdik. Baþbakan geldi, koruma polisini dýþarý çýkardý ve kapýyý kilitledi. “Kimse buraya girmeyecek” diye tembihledi. Bir baþladý konuþmaya. Türkiye’deki komünist faaliyetleri, bölücü faaliyetleri, masonik faaliyetleri bir bir anlattý.

Dedi ki: ‘Benim müsteþarým [Ahmet Salih Korur] masonlarýn reisi. Beni bu kadar bunalttýlar, etrafýmý çevrelediler. Ben Müslüman’ým. Türkiye’nin de ayakta kalmasýnýn teminatý Ýslam’dýr, imandýr. Eðer bugün biz ayaktaysak, beyaz örtülü bir ninenin veya aksakallý bir dedenin kucaðýnda büyümüþ bir nesil olarak ayaktayýz’ dedi. Ama bu sýrada hüngür hüngür aðlýyor.” Akþit, Menderes’in “Ýmansýz, Ýslam’sýz yaþanmaz. Hayatým pahasýna da olsa imam hatip okullarýnýn yüksek kýsmýný açacaðým. Arkadaþlarým beni desteklemiyor, laikliðe aykýrý görüyorlar” sözlerinden sonra üç defa “Yalnýzým, yalnýzým, yalnýzým!” dediðini de belirtiyor. O gece o odada

bulunan herkes aðlamýþtýr. Cevat Akþit’in tanýklýðýyla gördüðümüz gibi Menderes’in bir de resmî kayýtlara geçmeyen bir iç dünyasý vardý. Zaten Necip Fazýl daha 1951’den itibaren onun bu iç dünyasýna bir kuyumcu titizliðiyle eðilmiþ ve oradan Menderes’i bile aþan bir anlam ve ümit abidesi yontmaya koyulmuþtu. “Ama Menderes, ah Menderes... Sen mahzun ve münkesir Müslümanlarýn biricik ümid bildiði tek ve yegâne adamsýn! Mademki kendini bu kadar sevdirdin ve kendine bu kadar ümit baðlattýn; artýk mecbur ve mahkûmsun! Bu vatanýn ne kadar hasreti varsa hepsini senden bekleyecek ve isteyeceðiz!.. Sen Allah’ýn, Resûlü’nün, Türk milletinin ve Türk tarihinin sevgilisi olabilir; ve sahte kahramanlarýn ardýndan birdenbire gerçek ve büyük kahraman çapýnda yükselebilirsin!”


ZAMAN

25

Ýki devi diz çöktüren dev

14 HAZÝRAN 2008

Kitap Kitap Kitap Kitap Mitlere çomak sokmak

Ah kim kýyýyor Itrî’ye ki kýrk iki beste kalýyor bin besteden. “O þafak vaktinin cihangiri,” tekbirini yükseltiyor kurbanlar kesilirken. Bir avuç topraktan öyle devasa bir aðaç fýþkýrýyor ki, üç yüz yýldýr yaðýyor serinliði. Bayramlar bu ahenkle bayram oluyor, bu ahenk coþturuyor süngüleri.

Edward W. Said’in 1995’te Colombia Üniversitesi’nde verdiði dersleri temel alan kitap, sanatçý ve sanat eserlerine dair mitlere çomak sokarak, geç dönem eserlerinin görünmeyen bir yüzünü irdeliyor. Richard Strauss, Beethoven, Thomas Mann, Jean Genet, Fiuseppe Tomas di Labmedusa, Konstantinos Kavafis, Luchino Visconti ve Glenn Gould’un geç dönem eserlerini inceleyen yazar, bu isimlerin bir ömür boyu süren estetik çabayý nasýl taçlandýrabildiklerini örnekler ve çözümlemelerle ortaya koyuyor. Edward W. Said Geç Dönem Üslubu 177 sayfa Metis Yayýnlarý

A. ALÝ URAL

K

ol kola girmiþ iki dev, konuþarak ve susarak yürüyorlar. Manzaralarý nefes alýr gibi gözlerine çekiyor, kelimeleri nefes verir gibi tabiata üflüyorlar. Ýki devden yaþça büyük olaný ne söylüyorsa diðerine, adýmlarý hýzlanýyor. Gecikmiþ olanlarýn telaþýndan çok yetiþecek olanlarýn heyecaný var üzerlerinde. Yerini sadece kendilerinin bildiði bir define ruhlarýný o kadar yaklaþtýrýyor ki birbirine, sandýðýn iki anahtarý gibi rüzgâr dinene kadar ayný halkada savruluyorlar. Rüzgâr diniyor, demek geldiler. Kapýlardan geçip bir mahzene indiler. Þaraplarýn deðil þarkýlarýn hapsedildiði bu mekânda bir yer beðendiler hür ruhlarýna. Ve iki dev eski bir gramofonun önünde diz çöktüler. Taþ plak dönmeye baþladý. “Bir altýn uçurum derinleþmeye.” Baþlarýný eðdiler. “Daðýlýrken ‘Nevâ’nýn esrarý.” Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpýnar’ý Konservatuar’ýn arþivinde diz çöktüren dev Itrî’den baþkasý deðil. Hocayla talebenin kelimelerini birleþtirirsek “Elli milyon ruhu fecre yürüten, kapalý cennet.” Cennet, çünkü lutfedilmiþ ona. Yenikapý Mevlevihanesi’nde yetiþmiþ bu özge aðacýn kökleri cennette. Dallarýnýn biri hat, Siyahi Ahmed Efendi’nin meþklerinde ta’lik yemiþler veriyor. Biri þiir, redifli ve medli çiçekler açýyor divan ve aþýk bahçelerinde. Biri ses, çýnlatýyor IV. Mehmet’in sarayýný, meclisini Kýrým Haný Selim Giray’ýn. Ve biri öyle bir dal ki, bütün dallarýn arasýndan sýyrýlýp “Musikimizin pîri”ni yedi kat gökle tanýþtýrýyor: Beste. Buhurizade Mustafa Itrî, “Zemzemi dudakla, dudaðý zemzemle buluþturuyor.” Kâh rast makamýnda þikayet ediyor, “Ne gamzeden, ne gam-ý yâr-ý pür cefadandýr./Bizim þikayetimiz baht-ý bîvefadandýr.” Kâh davet ediyor ‘devr-i revan’da, “Gel ey saki, bulunmaz böyle âli, dilküþa meclis./ Getir câm-ý musaffayý kim, olsun pür safa meclis.” Kâh fýsýldýyor “hafif”ten, “Ýnletme ben garibi ki düþman þen olmasýn/ Ben nâtüvâne kýyma, meded! Senden olmasýn!” Ah kim kýyýyor Itrî’ye ki kýrk iki beste kalýyor bin besteden. “O þafak vaktinin cihangiri,” tekbirini yükseltiyor kurbanlar kesilirken. Bir avuç topraktan öyle devasa bir aðaç fýþkýrýyor ki, üç yüz yýldýr yaðýyor serinliði. Bayramlar bu ahenkle bayram oluyor, bu ahenk coþturuyor süngüleri. Bu ahenkle dile geliyor sevinci ve acýsý bir milletin: “Allâhu ekber, Allâhu ekberLâ ilâhe illalâh. Vallâhu ekber. Allahu ekber velillahilhamd” Dolaþýyor Itrî segâh dörtlüyü. Yüceliþin perdelerini

KÝTAP

HOLLANDA

Annelere en güzel þiirler Annelere Türk edebiyatýnda çok güzel þiirler yazýldý. Her bir kelimesinden binlerce mana çýkan bu þiirlerin yine de anne kavramýný açmakta yeterli deðil elbet. Þair ve yazar Gökhan Akçiçek’in, 98 Türk þairinin annelere seslendiði 130 þiirini bir araya getirerek hazýrladýðý antoloji, annelerimizi yeniden hatýrlamak için iyi bir çalýþma. Gökhan Akçiçek Anne Bu Þiirler Sana 192 sayfa Ordu Belediyesi Yayýnlarý

Bir film nasýl yapýlýr? Türkçe sinema yazýnýndaki yeri bir türlü doldurulamayan yapýmcýlýk alanýný tüm yönleriyle ele alan yazar, Türkiye’den örneklerle film yapým sürecini iþliyor. Kitap senaryo yazýmý, bütçe bulma, oyuncumekan-teknik ekip seçimi, gösterim ve arþivleme gibi birçok bilgiyi pratik olarak sunuyor. Leyla Özalp Bir Film Yapmak 228 sayfa Hil Yayýn Buhurizade Mustafa Itrî açýyor. Sonra sevgilisine selam gönderiyor yüce Allah’ýn. Teravihin her bendinde yeniden yoðuruyor ruhlarý. Bir aðýzdan söylendikçe salat-ý ümmiyye cemaate çocuksu bir neþe yayýlýyor. Otuz üç rekat namazý ayný dirilikte kýldýracak rüzgar camilerden kopup Medine’ye varýyor: “Allâ-hümme salli âlâ seyyidinâ Muhammedin Nebiyi Ümmiyi ve âlâ. Âlihi ve Sahbihi ve Sellim.” Buhurizade’nin, sözleri Mevlâna’ya ait olan “Na’tý Mevlâna”sýna gelince; rastýn zirvesinde bir muhabbet bu, Konya Mevlevihanesi’nde Tanpýnar’a: “Bu eserin delaletiyle eski musikimizin bizim olan kapalý cennetine girmiþ sayýlabilirdim,” dedirten. “Ey Allah’ýn sevgilisi, o tek Allah’ýn elçisi sensin/ Yüceler yücesinin seçkini, arýnmýþ ve benzersiz olan sensin... Ey Allah’ýn elçisi, sen de biliyorsun ki ümmetlerin acizdir. Baþsýz ayaksýz acizlerin yol göstericisi sensin...” sözleriyle Kâinatýn Efendisi’ne iltica eden. Türk müziði repertuarýndaki en iþlenmiþ ve yetkin besteye dönelim isterseniz. Ýki devi önünde diz çöktüren o büyük esere. Nasýl bir giriþtir bu, terennümden soyutlanýp söz deryasýna dalan! Þirazlý Hafýz’ýn sözleriyle

Nevâ- Kâr: “Gülbün-i iyþ mîdemed sâki-i gül’izâr kû” Musikiye yeni soluklar kazandýrmak için esirciler kethüdalýðý da yapmýþ olan Itrî’yi ister, “Her gördüðü periye gönül mübtela olur,” mýsrasýyla baþlayan buselik bestesiyle hatýrlayalým,” ister Nef’î’nin “Tutî-i mucizegûyem ne desem lâf deðil” mýsrasýyla baþlayan segah Yörük semâisiyle, onun Abdülkadir Meragî’yle birlikte Türk Müziðinin en büyük iki bestecisinden biri olduðunu unutmayalým. Hem çiçekler ve meyveler yetiþtiren bu tabiat aþýðýndan öðrenecek ne çok þey var. Mesela bir rast ilâhi çýnlayýp duruyor kulaklarýmda. Sözlerini Rûþenî yazmýþ: “Çün doðup tuttu cihan yüzünü hüsnün güneþi/Kim ola sevmeye bû hüsn ile sen mâhveþi” (Güzelliðinin güneþi evrenin yüzünü tuttu./Bu güzellikte, sen aya benzeyen güzeli, kim sevmemiþ olabilir) Kâinatýn Efendisi’ne seslenen bu ilâhide öyle bir söz var ki Itrî’nin bestesiyle çaðlara sarsýyor: “Üzülür, ýrký Ebucehl gibi ebter olur/Çün Ebul Kasým ile her kim ederse güreþi” (Ebul Kasým (Hz. Peygamber) ile her kim güreþ ederse üzülür. Ebu Cehil gibi soyu tükenir.”

Fantastik bir serüven Amazon'da en çok satan kitaplar listesinde yer alan Candara'nýn Hediyesi çýktý. Bilge Candara'nýn koruma ve iyilik enerjisi veren üç sihirli taþý Sanseem Krallýðý'na hediye ederek Karanlýk Çaðlar'dan kurtarmasýný ele alan kitap, yabancýlarýn sihirli taþlarý ele geçirme isteði ile baþka bir hal alýyor. Jasper Cooper Candara'nýn Hediyesi 320 sayfa Erdem Yayýnlarý

Bir Doðu hikâyesi Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Þirin, Yusuf ile Züleyha neyse Mem ile Zin’de doðunun ölümsüz aþklarýndan birisidir. Kaynaðý 17. yy’a kadar giden destan, karasevdalý mutsuz âþýklarýn öyküsünü þiirsel bir dille aktarýyor. Þarkýn gizemli aþk öykülerinden hoþlananlara...

Necdet Karasevda Mem ile Zin 110 sayfa Erguvan Yayýnevi


MÜZÝK

14 HAZÝRAN 2008

ZAMAN

26 HOLLANDA

Popüler deðil, saygý duyulan biri olmak istiyorum

RAHÝME SEZGÝN

S

on zamanlarda radyolarda dönen bir parça hemen herkesinbeðenisini kazanýyor: ‘Ne ederim?’ Þarkýyý söyleyen kiþinin simasýna da aþina deðiliz. Çünkü ayný adý taþýyan albümle müzik dünyasýna yeni adým atan Tolga Özkan, þarkýlarýndan birine klip dahi yapabilmiþ deðil henüz. Aaa klipsiz þarkýcý olur mu diyoruz, Tolga Özkan bizden daha rahat. ‘Olur olur’ diyor, ‘Daha çok vakit var, çünkü ben otuz sene sonra da bu piyasada olacaðým’. Özkan, gerçek sanatçýlarýn televizyonda daha az göründüðünü düþünüyor. Þu anda þarkýlarýnýn kendisinden daha çok bilindiðini söyleyen Özkan, “Ben þarkýlarýn peþine takýldým.” diyor. Özkan, albüm çalýþmalarýnýn yaný sýra kardeþi Timuçin Özkan ile birlikte film müzikleri de yapýyor. Müzik piyasasýnda yeni isimler eskisi gibi çýkýþ yapamýyor. Neden? Birçok neden var, bir kere çok fazla sanatçý ve sanatçý adayý var. Artýk dikkat daðýtacak çok fazla kanal, radyo var. Ýnsanlarýn fark edilmesi gittikçe zorlaþýyor. Bir proje ile çýktýðýnýz zaman her koldan saldýrmanýz gerekiyor kendinizi duyurmanýz için. Medya organý arttýkça onlara ulaþmanýz da zorlaþýyor. Ben buna baðlýyorum; bir de yeteri kadar özverili yapýlan bir iþ mutlaka bir yere geliyor ama bu zaman alýyor. Sanatçý adayý çok ama sanatçý olamadan eleniyorlar sanki. Sanatçý adaylarýnýn piyasadan elenip elenmemesine göre de ben sanatçý oluyor ya da olmuyor diye bir þey diyemem. Onun parametresi o deðil. Gerçek sanatçýlar çok fazla ortada görünmüyor. Daha çok iþin reklâm ve satýþ yönü ile ilgilenen belki de sanatçý olmayanlar kendini gösteriyor.

li iþi mutlaka bir noktaya getiriyorlar. Kalitesiz bir iþi bangýr bangýr dinlerken ertesi gün unutuyoruz. Yapýlan iþin çok iyi olmasý gerekiyor. Daha sonra gerektiði kadar tanýtým yapýp insanlarýn beðenisine ve kulaðýna, yüreðine sunmak lazým. Kaliteli iþlere o zaman neden hep az bir kitle ilgi gösteriyor? Ben þuna inanýyorum; bir kere herkesin beðendiði bir iþ yapmak çok zor. Mutlaka kendine ait bir kitlen olacak. Senin müziðini, senin sesini seven insanlar olacak. Sen onlara hizmet edeceksin. Çünkü renkler ve zevkler tartýþýlmaz yaptýðýmýz besteleri, sesimizi beðenen ya da beðenmeyen insanlar da olacak. Tüketim artýk dünyada had safhada, bu bir haftalýk iki haftalýk iþler aslýnda tüketimin bir sonucu. Müziði de bir-iki haftada tüketiyoruz. Bir an popüler olan parçalar daha sonra dinlenmiyorlar. O parça geldiði zaman hemen baþka kanala geçiliyor. Sorun tüketimde, bir an önce olsun bitsin sonra hurra yenisi gelsin. Sürekli böyle bir hareket var. Sizi dinleyen kitleyi nasýl tanýmlýyorsunuz? Ben þunlar dinlesin bunlar dinlemesin diye bir þey yapmýyorum. O kitle kendiliðinden oluþacak. Bana ulaþan tepkilerden 7’den 70’e birçok insana seslendiðimi anlýyorum. Çünkü on dört yaþýndaki bir lise öðrencisi de elli beþ yaþýndaki bir ev hanýmý da bir þeyler bulabiliyor. O yüzden hiç sýnýr yok, sadece kendini bulan insanlar, benim þarkýlarýmda benim kitlem olmuþ oluyor. Her beste yapabilen kiþi vitrine çýkmalý mýdýr? Bence kendini hazýr hissettiði zaman çýkmalýdýr. Ýþin mutfaðýnda da olan insanlar bence öne çýkabiliyorsa ne mutlu. Ýþi bilen insanlarýn ön plana çýkmasý daha doðru en azýndan diðerleri de hangi noktada olduðunu bu þekilde anlamýþ olur. Baþka isimlere beste verdiniz mi? Ýsteyen arkadaþlar oldu ama vermek istemedim. Beste makinesi gibi çok beste yapan bir insan deðilim, çok nadir beste yapýyorum. Beðenmediðim, içime sinmeyen en ufak sözü bile hemen yýrtýp atan bir insaným. O yüzden de bestelerimi daha çok kendim kullanmak istiyorum.

Yani sanatçý olmak için piyasada bulunmak þart deðil mi?

Bir pop müzik sanatçýsýna göre fazla efendi deðil misiniz?

Tabii ki her projenin bir reklâma ihtiyacý var. Fakat bunu kaliteyi düþürmeden kendini gösterebileceðin alanlarda gösterip beklemelisin bence. Ýnsanlar kalite-

Valla ben efendiyim deðilim diyemem ama bence öncelikle insan olmak gerekiyor. Ýnsan olmakla beraber efendi olmak da gerekiyorsa, doðru olan

Tolga Özkan buysa bunu yapmak gerekiyor. Diðer arkadaþlarýmýn nasýl davrandýðý ile hiç ilgilenmiyorum. Herkes öyle davranýyor diye ben de öyle davranmak zorunda hissetmiyorum kendimi. Eðer bu bana bir dezavantaj saðlayacaksa saðlasýn. Efendi durmak beni daha aþaðý çekecekse ben razýyým. Ben birtakým þeylerden özveride bulunmayacaðým inancý ile yola çýktým. Buna asla izin vermeyeceðim. Hiçbir zaman janjanlý öyle yakasýný baðrýný açan, kolyeli molyeli taký takan biri olmayý hiç düþünmedim, çünkü bana uymayacaðýný biliyorum. O tip insanlar ile de pek fazla enerji alýþ-veriþim olamayacaðýný düþünüyorum. Belki ben önyargýlý davranýyorum bilemiyorum. Çok da fazla içlerine girmeyi düþünmüyorum kendi halimde bir yer edinmek istiyorum. Selahattin Alpay ile yollarýnýz nasýl kesiþti? Babamýn vasýtasý ile oldu. Babamýn dostu, ben askerdeyken babam müzik ile ilgilendiðimi söylemiþ. ‘Askerden sonra gelsin, görüþelim.’ demiþ. Ben askerlik dönüþünde demolarýmý bestelerimi alýp Selahattin aðabeye sundum. ‘Bu iþin torpili olmaz.’ dedi dinlemeden önce, sonra dinledi ve yola çýktýk. ‘Tek albümlük sanatçý olacaðým’ korkunuz oldu mu? Hiç öyle bir kaygým olmadý. Sonuçta bu albümü de ben kendi imkânlarýmla yaptým. Çok fazla sanatçý çevresine de girmediðim için radyocu dostlarýmla, televizyoncu dostlarýmla kendim gidip bire bir görüþtüm. Böyle bir iþ var elimde eðer beðenirseniz, destek verirseniz çok sevinirim dedim. Onlarýn da çok hoþuna g i t t i .

Yaptýðým iþ de samimi ben de samimi bir insaným. Samimi bir þekilde bu iþ de gidiyor. Yavaþ yavaþ da olsa belirli bir kitle oluþmaya baþladý. Ýnsanlara nasýl ulaþmayý planlýyorsunuz? Bence bu iþlerde radyolar televizyonlardan daha önemli. Ýnsanlar birbirlerine göndere göndere de dinliyorlar. Sanki biz þarkýnýn arkasýna takýlýp kaldýk. Herkesin her an görerek midesinin bulandýðý biri olmak deðil de ara ara konserler veren, insanlarýn saygý duyduðu biri olmayý istiyorum. ‘Ben hüzünlü ve romantik þarkýlarý söylemeyi seviyorum.’ diyorsunuz. Neden? Sanýyorum yapýmdan kaynaklanýyor. Slov þarkýlarda kendimi daha rahat hissediyorum. Bestelerimde de melankolik tavýr daha ön plana çýkýyor. Kendimi daha iyi hissettiðim için galiba. Türkü söylemek bana poptan daha çok yakýþýr gibi bir þey hiç düþündünüz mü? Belki ileride türkü de olabilir. Sahnede programýn sonlarýna doðru klasik parçalardan söylüyoruz. Türkü de söylüyorum. Türkiye de müziðin neresinden girerseniz girin çýkacaðýnýz nokta türküdür. Özümüz budur. Bilmiyorum gelecekte ne olur ama þu anda kendimi burada daha rahat hissediyorum.

Müzik kabiliyeti aileden geliyor galiba... Annem çok güzel söz yazýyor. Bazen çok derin yazýyor. Ben bunlarý nasýl popülerleþtirebilirim diyorum. Bizim anne tarafýmýzda böyle bir ozanlýk kültürü var. Dedem Âþýk Veysel ile beraber çalmýþ bir insan. Çok güzel keman çalarmýþ. O zamanlar TRT Ankara Radyosu’ndan dedeme teklif gelmiþ. Seni Ankara’ya götürelim diye, o zamanýn þartlarýnda dedem istememiþ. Âþýk Veysel ile köyleri yan yanaymýþ. Dayým, teyzem çok güzel söz yazar.

Foto: Tuýrgut Engin

‘Ne ederim?’ adlý pop albümü ile müzik dünyasýna adým atan Tolga Özkan, Türkiye’de hangi müzikle uðraþýlýrsa uðraþýlsýn yolun sonunda türküye varýlacaðýný söylüyor. “Bizim özümüz türkülerdir.” diyen Özkan, þu anda kendisini sadece pop müzik yapmaya hazýr hissediyor.


ZAMAN

27

HOLLANDA

YAÞAMIN KIYISINDA

SETÝ BOÞALTIN

ALMANYA’DAN YÖNETMENÝM

Fatih Akýn’ýn baþýný çektiði bir sinemacýlar kuþaðý baþlarýný Almanya’daki film sektöründen içeri fena halde daldýrmýþ durumdalar. Dertlerinin, sevinçlerinin, kederleri ve korkularýnýn sinemadaki dýþavurumunu Almanya’daki Türkler artýk bizzat kendileri dillendiriyorlar

BURÇÝN S. YALÇIN

Þ

GELECEK

Bu baþarý kuþkusuz spotlarýn Almanya’daki Türk veya Kürt kökenli sinemacýlara çevrilmesine neden oldu. Kapýyý Akýn kýrmýþ gibi görünse de bir süredir Alamancý Türkler zaten sektörde var olabilmek için çýrpýnýyorlardý. Hamburg’da güzel sanatlar okuyan bu genç adam daha önce “Kýsa ve Acýsýz” filmiyle Martin Scorsese’ye Almanya’dan bir veliaht geldiðini müjdeler gibiydi. Geniþ bir etnik yapýya sahip Hamburg sokaklarýndaki küçük suçlularýn hikâyesini anlatan o filmi “Temmuz’da” izleyecekti. “Tam olarak ne Türk ne Alman sinemacýsýyým” diyecekti Akýn. “Ben kendimi daha ziyade dünya sinemacýsý olarak ispatlamak istiyorum.” Bu arada kalmýþlýk duygusu Akýn’ýn aþaðý yukarý tüm filmlerine sinmiþtir. Hatta sýnýrlardan hiç hazzetmediðini “Temmuz’da”da göstermiþti. Üçüncü filmi “Solino”nun önemli bir bölü-

ubat 2004’te Fatih Akýn 54. Berlin Film Festivali’nde “Duvara Karþý”yla Altýn Ayý’yý havaya kaldýrdýktan sonra “Bu ödül benim kuþaðýmýn ödülüdür” diyecekti. “Ödülü Almanya’daki benim neslime armaðan ediyorum.” Ayný ödülü en son bir Türk’ün -1964’te “Susuz Yaz”la- almasýndan bu yana 40 yýl geçmiþti. Ýþin tuhafý bir Alman’ýn ayný ödülü avuçlamasýndan bu yana da 18 yýl… Kendi ülkesinde düzenlenen dünyanýn en köklü festivallerinden birini kazanmak için Türk kökenli bir yönetmene teþekkür edecekti Almanya. Epeyce güneyde, Anadolu topraklarýnda ise Türkler ayný baþarýdan göbek atmaktaydýlar. Ortada tek bir yüksek paye, sevinen iki ülke vardý: Sinemanýn birleþtirici gücüne bundan daha güzel bir örnek gösterebilir misiniz? BAÞKA BÝR LÝG

münü Ýtalya’da çekmiþ, pek parlak eleþtirilerle karþýlaþmamýþ; ancak “Duvara Karþý”yla deyim yerindeyse sinemasal anlamda yeniden doðmuþtu. Bu, kendisiyle birlikte anýlan kuþaðýn üzerine artýk daha büyük bir sorumluluk yüklemiþti. “Artýk zorluklar þimdi baþlýyor,” demiþti “Duvara Karþý”dan sonra. “Alman sinemasýna egzotik bir hava, yeni bir akýntý getirdim. Ya da getirdik. Ayþe Polat, Yüksel Yavuz gibi arkadaþlarla.” O zamandan bu zaman Fatih Akýn’ýn Türkiye’yi tanýma süreci de hýzla arttý. Müzik belgeseli “Ýstanbul Hatýrasý: Köprüyü Geçmek” bu ülke müziðine dair yabancý gözle düþülen ve becerikli bir ressamýn elinden çýktýðý belli olan bir karalama defteri gibiydi. Ve sonra

FÝL YÜREÐÝ

SÝNEMA

14 HAZÝRAN 2008

televizyon için çekilmiþ çalýþmalarýyla tanýnýyor Aladað. 42 yaþýndaki Thomas Arslan da yýllardýr sektörün önemli isimlerinden. Ýki yýl önce “Uzaktan” adlý filmi Berlinale’de Panorama bölümünde gösterilen Arslan þöyle demiþti: “Hiçbir zaman Almanya benim birinci, Türkiye ikinci vataným diyemem. Benim anavataným Berlin. Çünkü eþim, oðlum, arkadaþlarým, tüm sevdiklerim burada. Ama Türkiye’yle baðlarým tabii ki var; çünkü babam Türk ve hâlâ orada yaþayan tanýdýklarýmýz var.” Alman asýllý bir anne ve Türkiyeli bir babanýn çocuðu olan Arslan, Ýstanbul’da baþlayýp Doðubayazýt’ta son bulan bir öyküye soyunmuþtu “Uzaktan”da. Alman sokaklarýndaki hiphop çetelerine sýzýp oradan grafiti sanatçýsý olarak çýkan Neco Çelik ise Berlin doðumlu alaylý yönetmenlerden. “Her Gün” ve geçtiðimiz sene hepimizi heye“Kent Gerillalarý” çektiði iki filcana gark eden “Yaþamýn Kýyýmin adý. 2006’da Türkiye’ye sýnda” geldi. Film sadece gelip Haluk Bilginer, Ata DemiAlmanya’da deðil, ülkemizde rer, Metin Akpýnar, Eyþan de hayli ilgi gördü. Özhim, Özkan Uður ve Janset gibi pek çoðu ‘yýldýz’ isimlerle Hamburg: Acý kent “Kýsýk Ateþte 15 Dakika”yý yönetmiþ, lakin üzerimizde pek de Türkiye’den oralara göçmüþ iyi anamadýðýmýz bir iz býrakAkýn gibi pek çok yönetmen de mýþtý. Hamburg çýkýþlý. Kýsa filmler Festival takipçilerinin çekerek sinemaya baþlayan 90’larda “Misafir Ýþçi Babam” alaylý bir diðer yönetmen, sekiz belgeseli ve “Nisan Çocuklarý” yaþýndayken ailesiyle Malaisimli filminden hatýrlayabilecetya’dan Almanya’ya göç etmiþ, ði Kürt kökenli Yüksel Yavuz’un halen Hamburg’da yaþayan 2003’te Cannes’ýn yan bölümleAyþe Polat. 90’larda çeþitli festirinden birinde gösterildikten valleri dolaþan kýsa filmleriyle sonra ülkemizde de vizyona nam salan Polat, 1999’da “Yurtgiren “Küçük Özgürlük” filmi dýþý Turnesi”yle ilk uzun metraBaran adýnda eþcinsel bir Kürt jýný yönetti. Beþ yýl sonra “Koru gencini peliküle kaydediyordu. Kendini”yi çekti. O da kendiyle Yavuz’un sinemaya baþlamaayný kuþak ve uyruktan insanlasýnda da aile tarihinin önemli rýn, göçmenlerin hikâyelerine bir payý var. Ona göre, Türkiye odaklandý. kökenli yönetmenlerin kendilePolat’ýn aksine Almanya’da rini göstermeleri biraz da sinema eðitimi aldýktan sonra Alman sinemasýnýn 90’lý yýllar kýsa filmciliðe soyunan Buket boyunca yaþadýðý irtifa kaybýnAlakuþ da Hamburg tayfasýndan kaynaklandý. “Biz film çekdan. Nursel Köse’nin oynadýðý meye baþladýðýmýzda büyük bir ilk uzun metrajý “Anam”la boþluk vardý.” diyor Yavuz: Avrupa’nýn çeþitli festivallerin“Alman filmlerinin o standartden bir deste ödül kazanmýþtý. laþmýþ anlatým kalýplarýný kýraAlmanlar nedense ona “Diþi rak, yeni yüzler, yeni öyküler Fatih Akýn” diyor. Ýkinci filmi anlatarak ilgi çektik. Kendimize “Baþka Bir Lig”i ise 2006’da yöözgü sinema anlayýþýmýzý ortaya netti. Þu sýralar üçüncü filmini koyduk, tabii burada kendine tamamlamýþ olmalý. özgü derken Fatih kendine göre Uzun yýllar Almanya’daki yapýyor, ben kendime göre. sinema sektöründe adeta týrnaBunu bir de Alman geleneðinin ðýyla kazýyarak yükselen Züli dýþýna çýkarak yapýnca ilgi Aladað ise kýsalarý takiben ilk çekti.” uzun metrajý “Fil Yüreði”nde Ne olursa olsun, Türkiye’den dönemin yükselen Alman jönyýllar önce oraya göçmüþ ailelelerinden Daniel Brühl’ü oynatrin çocuklarý bugün Alman sinemýþ ve bizim festivallerimizi de masýna yeni bir soluk getirmiþ dolaþan film epeyce baþarý durumda. Üstelik her geçen gün kazanmýþtý. Almanya’nýn enteiki ülke sinemasý arasýnda ‘entegrasyon politikalarýndaki grasyon’ daha da girift bir hal gedikleri iþaret eden, özellikle alýyor. Bu hafta vizyona giren “Chiko”da olduðu gibi... Fatih Akýn’ýn kanatlarý altýnda ilk filmini çeken genç yönetmen Özgür Yýldýrým, baþroldeki Türk gencini Alman aktör Denis Moschitto’ya oynatmýþ. Bunun adý hakikaten entegrasyon deðil de nedir, söyler misiniz? CHÝKO


GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

ZAMAN

28 HOLLANDA

‘Kötü kadýn teyze, ne iyi kötü oluyorsunuz!’ Nilüfer Aydan, baþrol oynadýðý ‘Renkli-Türkçe' filmiyle ‘En Ýyi Yardýmcý Kadýn Oyuncu' ödülüne layýk görülmüþ; ama bunu bile eþi benzeri görülmeyecek bir olgunlukla karþýlamýþ ender oyunculardan. Kendisiyle Yeþeren Düþler dizisi vesilesiyle buluþtuk. Yeþilçam dönemi için ‘bizi sokaktan topladýlar’ diyecek kadar dobra, oyunculuðu hakkýyla öðrendiði kiþinin ikinci eski kocasý Halit Refið olduðunu söyleyecek kadar vefalý bir insan gördük. Aklý yapamadýðý þeylere takýlmýþ kadýnlardan deðildi. Neþeli ve formdaydý üstelik!

miyle ben oyunculuða baþlýyorum. Hemen baþrolde ve karþýmda Zeki Müren ve Sezer Sezin vardý filmde. Benim için çok önemli bir zamandý. Titriyordum onlarý görünce heyecandan. Ýçimde hep vardý sinema ve dans. Fakat ben sinemaya emek vermeden geldim. Siz bir þeye emek vermezseniz onu tutamýyorsunuz. Zannediyorsunuz ki o hep var. Ama asýl onu muhafaza etmek önemli. Benim hayatým biraz öyle oldu. Ve yaklaþýk 48-49 sene oluyor bu iþe baþlayalý.

Foto: Bahar Mandan

E. NESÝBE ÖZBUDAK

N

ilüfer Aydan’ý Samanyolu TV’de bu sezon sona erecek Yeþeren Düþler dizisindeki Hazal Kadýn olarak tanýyoruz. Ama aslýnda onunla tanýþýklýðýmýz çok daha öncesine dayanýyor. Yeþilçam’ýn sayýlý iyi oyuncularýndan biri olan Aydan, günümüz þartlarýna ayak uydurabilen oyunculardan. Birkaç sayfa tutan filmografisi tecrübeli ve hâlâ aranan bir “yardýmcý!” kadýn oyuncu olduðunun ispatýna sanýrsak yeterli olacaktýr. Samanyolu TV’de oynadýðýnýz son iki projede (Yeþeren Düþler ve Mavi Rüya) hep kötü karakterleri canlandýrýyorsunuz. Sizi rahmetli Aliye Rona’nýn yerinde görmeye baþladý herkes. Sokakta insanlarýn size bakýþlarý nasýl? Hoþuma gidiyor. Ýki karakteri de çok sevdim. Çünkü çok aksiyonlu. Lüsifer müthiþ bir roldü. Çok severek oynadým. Kötü kadýn teyze diyor mahalledekiler. Çok seviyorlar. Hiç kötü tepki almadým. Televizyon çok þey öðretiyor. Artýk insanlar karakterlerin gerçek olmadýðýný biliyorlar. Ne güzel kötüyü oynuyorsun diyorlar. Planladýðýnýz bir þey miydi oyuncu olmak? Bizim yaþadýðýmýz senelerde sinemaya pek sýcak bakmazdý aileler. Yani sanat olarak kabul edilmezdi. Genelde parçalanmýþ aileler sinemanýn içine girerdi. Benim þanslý bir tarafým oldu. Yýlmaz Duru bizim aile dostumuzdu. Ben bu iþe küçük yaþta Taksim Belediyesi’nde folklor ve oryantal dansla baþladým. Bu sýrada Zeki Müren daha önce hiçbir filmde oynamamýþ genç bir kýz arýyor. Beni görüyor, ‘Derhal olacak’ diyor ve ‘Altýn Kafes’ fil-

1967’den 1983’e kadar bir uzaklaþmanýz söz konusu sektörden. Sonra Yavuz Iþýklar’ýn Çiçek filmi ile geri dönüyorsunuz. Bu aranýn sebebi nedir? Mersinli bir insanla evlendim. 7 sene orada yaþadým. O dönemde -1970’ten evvel- bir seks furyasý baþladý sinemada. Sinemanýn kadýn seyircisinin yerini kadýn seyretmek için gelen erkek seyirci aldý. Derlerdi ki bazý yerlerde içki þiþesi ile giderlermiþ seyretmeye. Artýk bize yer kalmamýþtý. Ýlk iki eþiniz birlikte de çalýþtýðýnýz oyuncu Yýlmaz Duru ve yönetmen Halit Refið. Ünlülerin evliliklerinin genelde baþarýsýz neticelendiðine dair bir kaný var malum. Sizce doðru mu? Egolar mý devreye giriyor belli bir süre sonra? Sanatçý olmayýp da dýþarýda evliliklerini yürütemeyen bir sürü kiþi biliyorum. Biz beceremedik. Ýlk olarak Yýlmaz Duru ile evlenip Amerika’ya gittim. O zaman dans hocasý ve oyuncuydu Yýlmaz. Ýki sene orada kaldýk. Bu arada çocuðumuz oldu. Yýlmaz Duru ile evliliðimde enteresan bir þey oldu. Ben hýzla ilerliyordum, Amerika dönüþü çok iyi projelerde oynuyordum. Yýlmaz’da tam tersi oldu. O dönem Göksel Arsoy, Ayhan Iþýklar stardý. Yýlmaz o starlýðý oturtamadý kendisine. Tabii o zaman anlamýyordum ama aramýzda kýskançlýk oluyordu. Ama bu bir kadýnýný kýskanma deðildi; þöhreti kýskanma gibiydi. Onu da isimlendiremiyordum. Müthiþ geriliyordum. Evimize röportaja gelirlerdi, bana onlarýn yanýnda çocuk muamelesi yapardý. Sonra Halit Refið ile tanýþtýnýz. Halit ile, ilk filmi ‘Yasak Aþk’ta tanýþtýk. Halit benim üniversitem oldu. Çünkü biz sinema oyuncularý, eðitimden geçmeden oyuncu olduk. Tabiri caizse bizi sokaktan topladýlar. Neriman Köksal’ý mesela sokakta görmüþler, çok güzel bir kadýn diye almýþlar. Sokaktan toplamanýn anlamý bu. Dikkat edin o devrin kadýnlarý da erkekleri de


ZAMAN

29 HOLLANDA

GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

Birçok yönetmenle film çektiniz. Ama yine de çalýþmayýp içinizde kalan biri var mý? Lütfi Akad ile çalýþmak isterdim ama kýsmet olmadý. Ben Amerika’daydým, sonra onun film yapmadýðý bir zamandý. Ama bir gün Güneþ Doðmasýn’ý çekiyorduk. Memduh hastalandý ve gelemedi. Lütfi Abi geldi. Çok heyecanlandým. Trende koþuþturmaca sahnesi vardý. “Sakýn dudaðýný oynatma, gözünle oyna” dedi. Böylece az da olsa onunla çalýþma fýrsatý buldum. Genelde yardýmcý kadýn rolündeydiniz filmlerde. Bu da daha az göz önünde olmak demek. Bundan rahatsýzlýk duydunuz mu?

Nilüfer Aydan Yeþeren Düþlerde Hazal Kadýn rolünde. güzeldir. Güzel insan artist olur diye bir anlayýþ var o zaman. Halit benim kültürsüz tarafýmý tamamladý. Benim bir lafým vardýr. “Okumamak devletin ve anne-babanýn suçu, cahil kalmak sizin suçunuzdur.” Ben Halit’e aþýk oldum ama bir taraftan onun bilgisine, birikimine ve de bunlarý bana hiç empoze etmeden öðretiþine hayran oldum. Bu yüzden Halit beni seçmedi ben onu seçtim. Hem anne hem eþ hem de kariyer sahibi bir kadýn olmak zor deðil mi? Annelik açýsýndan oyuncu olmanýn hiç dezavantajýný yaþadýnýz mý? Siz kadýn olmakla övünüyorsanýz her þey daha kolaydýr. Üç kere evlendim. Kocalarýmý severek evlendim. Ýsteyerek de ayrýldým. Üçüne de kötü diyemem, benden kaynaklanan bir durum bu. Ayrýlýrken suçlu ararsýnýz ama asýl mesele evliliðe uygun bir karakteriniz olmamasý olabilir. Çocuklara gelince birinci oðlumda anneciðim vardý. O her þeyini almýþtý üzerine, zorluk çekmedim. Ýkinci oðlumu da ben kendim büyüttüm. Çocuklarýmla çok arkadaþ gibiyim. Bir tek büyük oðlumun lise dönemlerine 12 Eylül denk geldi. Olaylara karýþmasýn diye onu liseden sonra okutmadým. Kadýnlarýn bugüne göre daha az eðitimli olduðu ve göz önünde bulunmadýðý bir dönemde siz sinema oyuncusuydunuz. Yeþilçam’da kadýn oyuncu olmak o dönem nasýl karþýlanýyordu? Ben çok fazla sýkýntý çekmedim. Çünkü ben hep evli yaþadým. Bekârsanýz, eliniz yüzünüz de düzgünse, isminiz varsa sizi rahat býrakmazlar. Sanki kadýn kendini idare edemezmiþ gibi. Bense 40 yaþýmda ayrýldým 3. kocamdan. O zaman da aklým o kadar baþýmdaydý ki kimse beni rahatsýz etmedi. Bir de tabii, hep muntazam yaþadým, içki ve o tür kötü alýþkanlýðým olmadý. Bunlar sizi saðlam tutuyor. Yeþilçam kadýnlarý arasýnda da ciddi bir rekabet var mýydý? Olmaz olur mu? Ama biz can yakmazdýk. Tatlý bir rekabet vardý. Bizde kötü bir þey denecekse belki üçüncü bir þahsa söylenir, dolaylý olarak size gelirdi o yorum. Karþýlýklý çok saygýlý ve terbiyeliydik, hâlâ da öyleyiz. Bu yeni nesil deðiþti. Hakaret etmek iþin parçasý ve ekrana

çýkma vesilesi oldu. Yeþilçam sinemasý ile günümüz sinemasý arasýnda ne gibi benzerlik ve farklýlýklar var sizce? En büyük fark teknik bence. Bizim zamanýmýzda o negatif yanacak diye ödümüz patlardý. Hâlâ o duygularý atamadýk. Þimdi daha rahat tabii þartlar. Kamera arkasý ekip fazla deðiþmedi. O devirde de kültürlü insanlar vardý. Kamera önünde çalýþanlar deðiþti. Daha bilinçli, daha eðitimli, okul mezunu oyuncular var. Ama hepimize iþ vardý o devirde. Þimdiki gibi deðil. Diyelim ki Kemal Film dört tane film yaptý, mutlaka bir tanesinde siz vardýnýz. Yönetmen ne anlama geliyordu o zaman? Bizim zamanýmýzda yönetmen bizim öðretmenimizdi. Çekinirdik söz söylemeye. Yönetmenlerin baðýrmasý modaydý. Memduh Ün çok sertti. Bir tek bana baðýrmazdý. O da Halit Refið’in karýsý olmanýn avantajýydý. Fatma’ya (Girik) çok baðýrýrdý, boyuna aðlatýrdý kýzý. Kendime çok saygýlýydým ve onurluydular. Korkardým bana bir laf gelecek diye. Benim þimdi çalýþtýðým Samanyolu TV’de Yeþeren Düþler’deki yönetmenim oðlum yaþýnda. Ama ben son derece saygýlýyým. Ödüm patlýyor onu kýracaðým, yanlýþ bir þey yapacaðým diye.

Antalya’da Renkli-Türkçe filminde baþrol oynamama raðmen en iyi yardýmcý kadýn ödülü aldým 2001’de. Orhan Aksoy, “Vermeyelim. Bu kadýn itiraz eder ödüle ben filmde baþroldeyim der” demiþ. Tanju Gürsu demiþ ki “Ben Nilüfer’i tanýrým. Asla bunu problem etmez.” Bunu kompleks yapmadým cidden, kendime sanatçý da demem, ben yorumcuyum. Zaten Starlýðý taþýyamazdým. Ben sokaða çýkmalýyým, dolmuþa binmeli, pazara gitmeliyim. Star bunu yapamaz ki. Geçtiðimiz günlerde bir de Uçan Süpürge onur ödülünü aldýnýz. Bu kadar filmden sonra, bu ödüller geç deðil mi? Þöyle bir baktýðýnýz zaman ödüllerin hep belli kimselere gittiðini, bazý yerlere ise hiç gitmediðini görmüyor musunuz zaten? Onun için ben bunu problem etmiyorum. Ben ilk ödülümü Moskova’da Þehirdeki Yabancý ile aldým. Müslüman ülkeleri içinde en iyi kadýn oyuncu ödülü verdiler bana. Bir tanesini de yýllar sonra Hülya Avþar aldý. Ben bunun lafýný bile etmedim. Çünkü benim için önemli olan iþimi hakkýyla yapmak. Yeni projeler var mý önümüzdeki günlerde? Yeni nesil bizimle pek çalýþmýyor. Bizi cahil görüyorlar. Ama yine de Hasan Karcý ile Digiturk’e bir TV filmi projemiz var. Daha önce ‘Ýki Koca Adam’ý çekmiþtik beraber. Cannes festival listesindeydi ama seçilmedi. Ama en azýndan markete girdi.

Kaçýmýzýn evinde Osmanlýca-Türkçe sözlük var?

E

trafýnýza bir kulak verin. Türkçenin yalan yanlýþ kullanýlmasýndan þikâyet eden pek çok insana rastlayacaksýnýz. Bu konuda bir fikir birliði var. Dilimiz bozuluyor, bilhassa televizyon kanallarýnda cahilce tüketiliyor, yabancý kelimelerle deliniyor, dile yeterince özen gösterilmiyor. Ne yazýk ki böyle. Peki, tamam da, öyleyse ne yapalým? Ýþte bu noktada duruyoruz. Takýlýveriyoruz nedense. Þikâyet etmek için kullandýðýmýz enerji ve istekliliðin onda birini çözüm için kullanmýyoruz. Türkçenin bozulmasýndan þikâyet edenler baþta olmak üzere kaçýmýzýn elinin altýnda Osmanlýca-Türkçe sözlük var? Kaçýmýz imla kýlavuzu kullanýyoruz? Kaçýmýz böyle bir meseleyi dert edinip gündelik hayatýmýza taþýyoruz? Az ki ne az. Bu hafta Türkçeyi en güzel þekilde konuþan ve yazan kiþilere cumhurbaþkaný tarafýndan son derece anlamlý bir ödül verildi. Türk edebiyatýndan bu ödüle layýk görülen yazar ise edebiyatýmýza uzun senelerini, sabrýný, sevgisini, titizliðini ve yüreðini vermiþ olan biri: Selim Ýleri. Gerek içerik gerek dil açýsýndan senebesene kalitesinden ve derinliðinden ödün vermeden yazan, zaman zaman bu uðurda yalnýz kalmayý göze alan, nezih, kökleri saðlam ve katmanlý bir edebiyatýn öncüsü olan Selim Ýleri. Türkçenin bu en güzel ödülünün edebiyatýmýzýn en duru, en sebatkâr ve en kaliteli kalemlerinden birine verilmesi ne kadar güzel, son derece anlamlý ve yerinde! Yazarlar elbette ödüllere göre hareket etmez edemez, ödüller üzerinden tartýlamazlar. Ama böyle anlamlý bir ödülün Selim Ýleri’ye verilmesini sadece kendi açýsýndan deðil, kültür ve edebiyatýmýzýn kalitesinin yükselmesi açýsýndan önemli ve yüreklendirici buluyorum. Ne de olsa Aydýn Sami Güneyçal’ýn 2002 senesinde derlediði önemli kaynak kitabýnýn baþlýðýnda dediði gibi “Türkçenin Þikayeti Var!”. Bizden, hepimizden. Güneyçal bu kitapta bilhassa medyadaki dil hatalarýna odaklanýr. Her gün okuduðumuz gazetelerde tekrar eden, önemsemeden geçiþtirdiðimiz, belki de kanýksadýðýmýz, alýp da kullandýðýmýz, yayýlmasýna katkýda bulunduðumuz o irili ufaklý özensizliklerden gafletlere kadar... Medyada, bilhassa televizyonda hýz esas. Haberler hazýrlanýrken günün “sýcak” geliþmelerini en çarpýcý cümlelerle en kýsa ve hýzlý þekilde ifade etmek amaçlanýyor. Zaman zaman izleyiciyi aptal yerine koyma pahasýna. Bir cümle sekiz-on defa tekrar ediliyor. O cümlede Türkçenin kullanýmý bakýmýndan bir hata varsa, izleyici balyoz gibi ayný hatalý ifadeyi defalarca dinliyor demektir bu. Çocuklar böyle öðreniyor, gençler böyle kanýksýyor. Ne yazýk ki giderek daralan bir kelime daðarcýðýyla geçiþtiriyoruz gündelik hayatýn dilini. Zira Güneyçal’ýn dediði gibi, “iyi ve doðru yazmak için zengin bir kelime daðarcýðýna sahip olmak, her kavramýn karþýlýðý olan kelimeleri iyi bilmek ve seçmek, bunlarý yerli yerinde kullanmak” gerekli. Elinin altýnda daima sözlük bulundurma gereði duymayan insanlardan, hatta böyle yazarlardan oluþan bir toplumda bu nasýl mümkün olacak? “Romanlarýnýzda bilmediðimiz eski kelimelere rastlýyoruz,” diye þikâyet eden okurlara sorduðum ilk soru evlerinde bir sözlük olup olmadýðý. “Ne yani roman okurken sözlük mü bulunduralým yanýmýzda?” diyen sevgili okuruma ise sadece þu cevabý verebilirim: “Gazete okurken yanýmýzda Osmanlýca-Türkçe veya baþka bir sözlük bulundurmak zorunda mýyýz? Evet! Yalnýz gazete okurken deðil kitap okurken de, radyo dinler ve televizyon seyrederken de, hatta konuþurken bile Osmanlýcasýyla ve Türkçesiyle yanýnýzda yeterli sözlük veya sözlükler bulundurmalýsýnýz. Ben sözlüksüz ev ve iþyeri tasavvur edemiyorum. Sözlük de yetmez. Ciddi bir ansiklopedi, bir imla kýlavuzu, deyimler ve atasözü kitapçýklarý ve yeterli bir atlasla kaynak kitaplarýnýzý tamamlamalý, elinizin altýndan eksik etmemelisiniz.” Böyle diyor Hakký Devrim, 1997 senesindeki bir yazýsýnda. Katýlmamak ne mümkün.


ZAMAN

30 HOLLANDA

GÜNDEM

14 HAZÝRAN 2008

da ayný kiþi bile maruz kalsa çok daha ciddi belirtiler ortaya çýkar. Yine maruz kalýnan ortamdaki rüzgar durumu, hava sýcaklýðý, rutubet düzeyi, maruz kalan kiþinin saðlýk durumu, pozisyonu, giysilerinin özelliði gibi bir çok etken görülecek klinik bulgularý etkiler. Sprey yerde yatan bir bireye uygulandýðýnda daha olumsuz sonuçlara yol açabilir. Çünkü solunum yollarý dik duran bir bireye göre dilin geriye kaymasý, salgý birikmesi vb. gibi nedenlerle týkanmaya daha yatkýndýr. Biber gazý kullanmak ciddi bir teknik bilgi ve eðitimi gerektiriyor. Bu eðitimin verilmesi mümkün mü?

Hýrsýz, polis, genç kýz

Biber gazýnda mutabýkýz! Hangi amaçla kullanýlýrsa kullanýlsýn ‘biber gazý’ belli bir bilinç düzeyi gerektiriyor. Sonuçta biber gazý içinde kimyasallar barýndýran, maruz kalaný çok zor durumda býrakabilen hatta ölüme sebep olabilen bir madde. Bu konuda yasal bir düzenlemenin olmamasý da tehlikenin boyutunu büyütüyor.

ÝBRAHÝM BALTA

S

nin baþkaný olan Aþýcýoðlu, polis dýþýnda bireylerin de silah olarak kullandýðý biber gazý olarak bilinen kimyasal saldýrý araçlarýyla ilgili yasal düzenlemede eksiklik olduðunu ifade ediyor. Biber gazýna maruz kalanlar hakkýnda adli týp uzmaný olarak bilimsel mütalaada da bulunan Aþýcýoðlu, polisin, genç kýzlarýn , hýrsýz ve kapkaççýlarýn kullandýðý bu maddeler hakkýndaki sorularýmýzý cevapladý. 1 mayýs olaylarýnýn hemen ertesinde biber gazý konusunda bir bilim adamý olarak sizinle temas ettik, ancak görüþlerinizi 20 gün sonra paylaþabileceðinizi söylediniz. Neden?

ýkýldýðýnda karþýdakini sersemletip etkisiz hale getiren biber gazý nedir, maruz kalaný nasýl etkiler? Sýcaðý sýcaðýna yapýlan deðerMahiyeti ve etkileriyle ilgili çok lendirmeler, uygulayýcýlar ve fazla bilgi sahibi olmadýðýmýz bu maruz kalanlar için duygusal gazý polis, toplumsal olaylarda oluyor. Hatta biber gazýna kargaþayý önlemek, kalabalýðý maruz kalmayan, olayý sadece daðýtmak amacýyla kullanýyor. televizyondan görenler için de Hanýmlarda kapkaç gibi çeþitli böyle. Oysa olayýn üzerinden saldýrýlardan korunmak için makul bir süre geçtikten sonra çantasýnda güvenlik spreyi taþýyapýlan deðerlendirmeler manyor. Ancak son zamanlarda kaptýksal süzgeçten geçmiþ, daha kaççýlarda maðdurlarý etkisiz saðlýklý oluyor ve taraflar olumlu hale getirmek için biber gazý çýkarýmlar elde edebiliyorlar. kullanmaya baþladý. HayatýmýBiber gazý nedir, nasýl yapýlýzýn bir yerinde, bir þekilde yer yor? alan biber gazý, kullananlar için de maruz kalanlar için de Göz yaþartýcý gaz olarak bilisakýnca ve tehlikeleri beranen maddeler çok çeþitli. berinde getiriyor. Biber Bunlar dünyada güvenlik gazlarýný ve yol açtýðý etkigüçlerince kargaþa kontrol leri en iyi bilenlerden biri aracý olarak kullanýlýyor. adli týp uzmaný Doç. Örneðin, bu gazlarýn Dr. Faruk Aþýcýyaygýn olarak bilinen oðlu. Adli Biyotürü biber gazý bu loji Genetik ve çeþitlerden sadece Gen Hukuku biri. Bu gaz günüDerneði Baþkaný müzde en önemli ve ayný zamanda üreticisi Hindistan, Adli Týp KuruMeksika gibi ülkemu’ndaki ilgili ler olan bir biber uzmanlýk birimielde Doç. Dr. Faruk Aþýcýoðlu özütünden

ediliyor. Üreticiler bu gazýn bitkisel kökenli olmasýný bir pazarlama stratejisi olarak kullanýyor. Oysa bu özüt, çok sayýda kimyasal etkin madde içeriyor ve zehirleyici, öldürücü dozlarý hakkýnda elimizde yeterli bilimsel veri yok. Spreylerin içerdikleri alkol veya organik çözücüler yanýnda içeriðin dýþarýya salýnmasý görevini yerine getiren nitrojen, karbondioksit ile freon, tetrakloretilen ve metilklorid gibi halojenize hidrokarbonlarýn etkileri ayrýca söz konusu. Zarar veriyor, zehirleyici hatta öldürücü olabiliyor iseler kullanýlmalarý sakýncalý deðil mi? Yasal kýsýtlama getiren ve imza atan ülkeleri baðlayan protokoller var. Bu konudaki ilk antlaþma 1925 Geneva Konvansiyonu. 149 ülke bu antlaþmayý imzalayarak iç hukuklarýna mal etmiþler. Ancak kargaþa kontrol ajaný olarak adlandýrýlan bu gazlarýn savaþta kullanýlmasý, bu konvansiyona aykýrýlýk oluþtururken ulusal düzeydeki asayiþ kontrolü amaçlý kullanýlmasýna iliþkin bir kýsýtlama olmamasý gerçekten ironik. Bunlar emniyet güçlerinin üzerlerinde taþýdýðý ve koþullarý oluþtuðunda kullanabildiði ateþli silahlar kadar dikkatli ve kurallarýna uyularak kullanýlmasý gereken araçlar. Bu maddelerin ne olduðu, etkisi, etkinin hangi durumda arttýðý, uygulayýcý tarafýndan çok iyi bilinmeli. Bu maddeler nasýl kullanýlmalý? Bu maddeler, bilinen seyrelti düzeylerinde kullanýlmalarý halinde etkileri kýsa sürede ortaya çýkar. Arbedenin bastýrýlmasýnda iþe yarar ve etkisi kýsa sürede ortadan kalkar, etkisi

sýnýrlandýrýlmýþtýr. Kurallara uygun þekilde kullanýldýðýnda hafif derecede göz yaþarmasý, kaþýnma, bulantý vs ile sýnýrlý etkileri olur. Zaten bu maddelerin kullaným amacý da maruz kalaný kýsa süre için eylemsiz kýlmaktýr. Ancak kontrolsüz ve plansýz kullanýlmalarý veya daha makul seçenekler varken öncelikli olarak seçilmeleri kabul görmez. Maddenin etkisi neye göre deðiþiyor? Bu maddelerin etkileri içerdiði maddenin cinsine, seyrelti düzeyine, maruz kalma mesafe ve süresine, maruz kalýnan yerdeki iklim koþullarýna, bireyin saðlýk durumuna, ortamýn havalanma düzeyi gibi birçok faktöre göre deðiþkenlik gösterir. Örneðin, açýk havada on metre mesafeden maruz kalýnan bir gaza verilen tepki ile ayný miktar ve seyrelti düzeyindeki gaza tuvalet büyüklüðünde kapalý bir ortam-

Uygulamanýn özel eðitilmiþ ve eðitim sýrasýnda tüm olasý olumsuzluklardan haberdar edilmiþ kolluk kuvveti tarafýndan uygulanmasý ön koþuldur. Olay yeri koþullarý büyük tecrübe gerektirir. Ayný anda hem sakýz çiðneyip hem yürüdüðümüzde nasýl ayaklarýmýz iki iþi bir arada yapmaktan dolayý birbirine karýþmýyor ise uygulayýcý kolluk gücü o etkiye nasýl doðru tepki vereceðini ancak benzer koþullarýn eðitim sýrasýnda birçok kez oluþturulmasý ile öðrenir ve benzeri durumda doðru tepkiyi verir. Bu gazlar bireysel korunma için de kullanýlýyor. Bu konuda ne düþünüyorsunuz? Önceleri bu maddelerin yurtdýþýna gidenlere ýsmarlandýðý ve daha ziyade hanýmlarýn çantalarýnda yer aldýðý bir dönem geçirdik. Bu dönemde spreyler taþýyanýn kendisini daha güvenli hissetmesini saðladý. Bazýlarý spreyleri sokak hayvanlarýndan korunmak için taþýdýðýný açýkladý. Ancak talep o kadar arttý ki bu spreyler artýk av malzemesi satan dükkanlardan, tezgah altlarýndan veya internet sitelerinden kolayca temin edilebilmektedir. Hatta kullaným o kadar teþvik edilmektedir ki kendini riskli gören meslek gruplarý bu spreyleri mensuplarýna tavsiye ve hatta temin ediyorlar.

Biber gazýnýn þakasý yoktur! Amacýna uygun kullanýlýyor mu? Maalesef bu gün için bu olay tam tersine dönmüþtür. Günümüzde suç failleri maðduru dirençsiz kýlmak ve eylemi kolayca gerçekleþtirmek için bu gazlarý kullanýyor. Kavga sýrasýnda bile sýkýlýr oldu. Bu spreyler bilinçsizce doðrudan yüze sýkýldýðýnda kalp, astým, alerji gibi saðlýk problemleri olan bireylerde ölüme bile yol açabilir. Merak ile beslenen bir diðer kullaným ise þaka amaçlý kullaným. Yakýn zamanda Ýstanbul’da solunum sýkýntýsý ile hastaneye baþvuran bir genç kýz, böyle bir þakanýn kurbaný. Genç, arkadaþý tarafýndan 21 gün önce þaka yollu sýkýlan CS gazýný, soluk borusunun delinerek açýlmasý gibi aðýr müdahaleden sonra, ancak hekimler tarafýndan böyle bir olasýlýðýn sorgulanmasý ile hatýrlayabilmiþtir. Demek birçok kiþi bu spreyle dolaþýyor! Bu konuda yasal bir düzenleme yapýlmasý gerekiyor. Halen bu konuya atýf yapan tek düzenleme özel güvenlik görevlilerinin yetkili komisyondan izin alýnarak bu spreyleri bulundurabilmelerine olanak tanýmaktadýr. Bugün için bu gazlarýn yakýcý, aþýndýrýcý, yaralayýcý maddelerden olmadýðý görüþü egemen olmakla birlikte gerek savunma gerekse saldýrý amaçlý kullanýlmalarý halinde kullanan tarafa belirgin bir üstünlük kazandýrdýklarý kesindir.


NBA (Basketbol), MLB (Beyzbol), NFL (Amerikan Futbolu) olarak bildiðimiz üç ligden farklý olarak, NHL Kanada kültürüne dayanýyor. 33 milyon nüfuslu Kanada’da, 3 binin üzerinde buz hokeyi sahasý ve 1,5 milyonun üzerinde lisanslý hokeyci olduðu biliniyor.Buz hokeyi, Kanadalýlarýn parlamento tarafýndan belirlenmiþ resmî kýþ sporu.

[ Y

ERAY SEPETÇÝ

]

az mevsimine adým attýðýmýz þu günlerde, ABD basýnýnda hakkýnda en çok haber yapýlan konu, “Stanley Cup 2008” maçlarý. Kuzey Amerika’nýn “The Big Four” olarak adlandýrýlan dört ana profesyonel liginden biri olan NHL’in, sezon þampiyonunu belirleyen bu kupa serisinin öyküsü çok eskilere dayanýyor. Aslýnda seriye ismini veren ve sonunda þampiyon takýma verilen kupa ile ilgili özellikler, gelenekler ve anekdotlar çok daha önemli yer tutuyor. “Stanley Kupasý” Kuzey Amerikalý profesyonel sporcularýn kazanmak için yarýþtýðý en eski sportif turnuva ödülü. Spor dünyasýna göre de dünyanýn en ünlü ve eþsiz kupasý. NBA (Basketbol), MLB (Beyzbol), NFL (Amerikan Futbolu) olarak bildiðimiz üç ligden farklý olarak, NHL Kanada kültürüne

31

SPOR

HOLLANDA

14 HAZÝRAN 2008

Buzun en sýcak þampiyonasý dayanýyor. 33 milyon nüfuslu Kanada’da, 3 binin üzerinde buz hokeyi sahasý ve 1,5 milyonun üzerinde lisanslý hokeyci olduðu biliniyor. Buz hokeyi, Kanadalýlarýn parlamento tarafýndan belirlenmiþ resmî kýþ sporu. Yýlýn büyük kýsmýný buzlar arasýnda geçiren ülkede 19. yüzyýlda buz hokeyini icat eden Kanada halký, ilk turnuvalarýný da 1855’te Ontario eyaletinde düzenledi. Ýlk kurallarýný da 1879’da, Montreal kentindeki McGill Üniversitesi’nde yazýya döküp resmileþtirdiler. O zamanlar takýmlar dokuzar kiþiden oluþurmuþ, kare þeklindeki pak ile oynanýrmýþ. Velhasýl, yýllar geçtikçe turnuvalar geliþmiþ ve devlet yöneticileri de spora ilgi gösterir olmuþ. 1888’de Ýngiltere Kraliçesi Victoria tarafýndan atanan Kanada Genel Valisi Lord Stanley maçlarý izleyerek, buz hokeyi fanatiðine dönüþmüþ. 1892 yýlýnda Lord Stanley buz hokeyine desteðini göstermek için Sheffield, Ýngiltere’de özel bir imalathaneden gümüþ bir kase yaptýrarak, o zamanlar Dominion Hockey Challenge Cup adýyla ödül olarak verilmesini saðladý. Ama bazý þartlarý vardý. Tuttuðu özel iki kiþi (vasi) tarafýndan korunacak olan kupa, kazanan takýmýn malý olmayacak ve bir sonraki þampiyon takýma devredilecekti. (Bu durum hâlâ devam etmekte.) Ýlk kupa, yani diðer deyiþle kase, 18,5 cm yüksekliðinde ve 29 cm çapýnda idi. 1893’te ilk kez kupayla beraber, o yýllardan itibaren kupanýn gelenekleri de oluþmaya baþladý. Kupayý kazanan takým ismini ve kazandýðý yýlý kupanýn üstüne

kazýtmaya baþladý. O dönemde düzenlenen organizasyonlar artýk yerellikten bölgeselliðe, hatta 1917’de birçok ligin birleþmesi ve NHL’in kurulmasýyla ulusallýða terfi ediyordu. Tabii kurallar da deðiþiyor, artýk ringde altýþar kiþiyle yer alýnýyordu. Þampiyonluk kupasýnýn ismi “Stanley Cup” olarak resmileþiyordu. Hemen hatýrlatalým kupaya ismini veren Lord Arthur Stanley hiçbir Stanley Cup þampiyonluk maçýný göremeden 1894’te Londra’ya geri çaðrýlmýþtý. Kupaya isim yazdýrma geleneði zaman zaman sekteye uðrasa, yani bazý takýmlar istemese de, 1924 yýlýndan itibaren Montreal Canadiens takýmýnýn önayak olmasýyla þampiyon takýmýn tüm oyuncularýnýn, teknik ve idari kadronun isimlerinin kupaya yazýlmasý, tabu haline geliyordu. Hatta kupanýn iç yüzünde de yer kalmadýktan sonra alta doðru yeni halkalar eklenip oraya isimler yazýlmaktaydý. Lakin her þampiyon takým ismini kazýdýkça, kupanýn boyu artmakta, ilginç bir þekle bürünmekteydi. Kupaya ‘soba bacasý’ (The Stovepipe Cup) lakabý takýlmýþtý bile. Ýyice büyüyen kupaya çare arayan NHL yönetimi, 1948’de kupanýn þeklini deðiþtirdi: Alt kýsmýný daha büyüttü. 1950’li yýllarda ise Detroit Red Wings takýmýnýn kaptaný Ted Lindsay kupayý baþýnýn üstüne kaldýrýp, salonda tur atýnca yeni bir gelenek de kendini gösteriyordu. Bu arada þekil deðiþikliði yine çare olamayýnca kupa, günümüze kadar uzanacak olan devrimini yaþadý. 1958’de orijinal kase Toronto’daki Þöhretler Müzesi’ne kaldýrýlarak, onun rep-

likasý olan bir kase üstte yer almak üzere, alt kýsýmda daha geniþ çapta alt alta beþ halkanýn sýralandýðý bir kupa tasarlandý. Her biri 13 takým kapasitesine sahip bu halkalar yerinden çýkarýlma özelliðine sahip olarak dizayn edildi. Yýllar ilerledikçe tüm halkalar dolunca, 1991’de en üstteki halka kupadan çýkarýlarak müzede sergilenmeye baþladý ve en alta boþ bir halka eklendi. Aslýnda beþ halkanýn kupanýn yüzüncü yýlý olan 1993’te dolmasý planlanýyordu; fakat 1965 yýlý þampiyonu Montreal Canadiens ayrýlandan fazla yer iþgal edip, o kadronun bulunduðu bant 12 takýmla yetinmek zorunda kalýnca erkenden yerler bitmiþ oldu. 1990’larýn baþýnda ligin Batý ve Doðu olarak iki konferansa ayrýlmasý ve son geniþlemelerle 30 takýmdan oluþmasý, rekabet ve mücadele dozajýný çok yukarýlara taþýdý. Bu arada bir sonraki yeni halkanýn 2004-05 sezonu sonunda eklenmesi öngörülüyordu; fakat bu kez de yaþanan lokavt nedeniyle lig oynanamayýnca (1919’daki grip salgýnýndan sonra ilk defa lig iptal ediliyordu), bu plan bir sene beklemek zorunda kalýyordu. O sezon “2004-05 Season Not Played” ibaresi ile kupadaki yerini alýyordu. Bu arada isimler kazýnýrken ilginç hatalar da yapýldý. Örneðin 1972 þampiyonu Boston Bruins takýmýnýn ismi “Bqstqn” olarak yazýldý. Günümüzde bu efsane ödül gümüþ ve nikelden yapýlarak, 89,5 cm yüksekliðe ve 15,5 kg aðýrlýða sabitlenmiþ. Ýsim yazdýrma olayýnda da bazý kurallar konuldu. Bir oyuncunun adýný bu büyük ödüle kazýtabilmesi için, 0-

ya normal sezon boyunca en az 41 maçta forma giymesi ya da “Stanley Cup” final serisinde en az bir maç oynamasý gerekiyor. Bu onura en çok ulaþan takým 24 kez ile Montreal Canadiens olurken bireysel olarak en çok kazanan isim ise 17 kez ile (10 oyuncu-7 kez koç) Montreal Canadiens efsanesi Jean Beliveau oldu. Kupa, tarihi boyunca çok önemli hanedanlýklara da sahne oldu. 1920’lerde Ottowa Senators, 40’lý ve 60’lý yýllarda Toronto Maple Leafs, 50, 60 ve 70’lerde ayrý ayrý Montreal Canadiens, 1980’lerde New York Islanders, yine 80’lerde Edmonton Oilers ve 1950’lerde ve son olarak günümüzde Detroit Red Wings bu tip serilere imza attýlar. Wayne Gretzky, Mario Lemieux, Patrick Roy, Mark Messier ve daha birçok efsane ismiyle dünyanýn en önemli buz hokeyi organizasyonuna dönüþen NHL ve onun þampiyonluk kupasý Stanley Cup, gerçekten de çok köklü bir tarihe sahip. Son gelenek olarak da 1995’ten itibaren kupayý kazanan takýmýn her üyesi kupayý bir gün boyunca, þöhretler müzesi mensuplarýndan birinin eþlik etmesi þartýyla, evine götürme hakkýna sahip. 2008’de ya Detroit Red Wings ya da Pittsburgh Penguins takýmlarýnýn ismini üstüne yazdýracaðý kupadan yeniden halka çýkarýlma tarihi ise 2016-17 sezonu olarak öngörülüyor. Bakalým yedi maçlýk seride, genç süperstar Sidney Crosby’nin takýmý Penguins mi yoksa Ýsveçli yýldýzý Henrik Zetterberg ile yeni hanedan Red Wings mi zafere ulaþýp, beþinci halkada rezervasyon yapacaklar.

Foto: Reuters

ZAMAN


Schiedam Lorentzlaan’da yýllardýr hizmet veren Nur Market ikinci þubesini Schiedam Niewlandplein’de NMS Supermarkt adýyla açtý.

Nieuwlandplein 10-17 3119 AH Schiedam Tel.: 010 273 12 79 Fax: 010 473 40 45

Z I M A Y R KAFETE

R İ T Ş İ M R İ G E T E M Z Hİ

.00 * .00-22 8 0 a esi/Cum Pazart

ýðýz ünü aç g r a z ilk pa r ayýn e H -20.00 * 0 0 . 8 0 tesi Cumar


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.