Tarihi guzideye gore rum anadolu selcuklulari

Page 1

TÂRÎH-Đ GÜZÎDE’YE GÖRE RÛM (ANADOLU) SELÇUKLULARI Erkan Göksu* Özet: H.730/M.1329-30’da Hamdullah Müstevfi-i Kazvînî tarafından kaleme alınan Târîh-i Güzîde, altı bâbdan oluşmaktadır. Eserin dördüncü bâbının altıncı faslı Selçuklulara ayrılmıştır. Selçuklu tarihini üç şubeye taksim eden yazar, birinci şubede Selçukluların zuhurundan başlayıp günümüzde Büyük Selçuklular ve Irak Selçukluları olarak isimlendirilen dönemi, ikinci şubede Kirman Selçukluları ve üçüncü şubede de Rûm’daki Selçuklular yani Anadolu Selçukluları hakkında bilgi vermiştir. Eserde Anadolu Selçukluları hakkında muhtasar bilgi verilmekle beraber, özellikle Anadolu’nun Đlhanlı tahakkümü altında bulunduğu dönemle ilgili önemli bilgiler içermektedir. Anahtar kelimeler: Târîh-i Güzîde, Hamdullah Müstevfî-i Kazvînî, Selçuklu tarihinin kaynakları, Anadolu Selçukluları THE SELDJUKS ACCORDĐNG TO THE TÂRÎH-Đ GÜZÎDE Summary: Târîh-i Güzîde, written by Hamdullah Müstevfi-i Kazvînî in AH 730 / AD 1329-30, consists of six bâbs (chapters). In the sixth section of the third chapter, the book deals with The Seldjuks. The writer studies the Seldjuks in three phases. In the first phase he starts with the rise of the Great Seldjuks and Iraki Seldjuks; in the second phase he continues with Kirmani Seldjuks and in the third phase he focuses on the Rumi (or Anatolian) Seldjuks. Although there is brief information about the Rumi (or Anatolian) Seldjuks, it is still very important since it gives remarkable knowledge about Anatolia in the time of the Ilkhanate. Keywords: Târîh-i Güzîde, Hamdullah Müstevfî-i Kazvînî, Sources of the history of Seldjuks, Anatolian Seldjuks.

*

Yrd. Doç. Dr., Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü (e-posta: erkangoksu@hotmail.com) NÜSHA, YIL: 8, SAYI: 27, 2008/ II 23


TÂRÎH-Đ GÜZÎDE’YE GÖRE RÛM (ANADOLU) SELÇUKLULARI

Târîh-i Güzîde’nin yazarı Hamdullah Müstevfî-i Kazvînî, H.680/M.1281’de Kazvîn’de doğdu. Arap asıllı Şiî bir ailenin çocuğu olan Hamdullah, Kerbela’da Hz. Hüseyin’in saflarında savaşarak ölen, Hürr b. Yezîd er-Riyâhî’nin ahfadındandır. Ailesi onun doğumundan önce Kazvîn’e yerleşmişti. Büyük dedesi Emînü’d-dîn Nasr, dedesi ve babası Irak müstevfîliği görevinde bulunduğundan, ailesine “müstevfiyân” lakabı verilmişti. Hamdullah'ın kardeşi Zeynü’d-dîn Muhammed de Đlhanlıların meşhur vezîri Reşîdü’d-dîn Fazlullah tarafından müstevfî tayin edilmişti. Đyi bir eğitim aldığı anlaşılan Hamdullah, Olcaytu zamanında iyi bir kâtip olarak dikkat çekti. 1311’de Kazvîn, Ehber, Zencân ve Târimeyn’in malî işlerinin teftişiyle görevlendirildi, bu münasebetle Sultâniye, Tebriz, Bağdad, Isfahân ve diğer bazı şehirlere giderek buralardaki kütüphanelerde araştırma yapma fırsatı buldu. Başta Đlhanlı veziri meşhur Reşîdü’d-dîn Fazlullah olmak üzere dönemin tanınmış âlim ve idarecilerinin ilim meclislerine katılan Hamdullah Kazvînî, Reşîdü’d-dîn’in dikkatini çekti ve dîvân-ı vezâret naibliğine atandı. Reşîdü’d-dîn öldürülmesinden sonra diğer âlimler gibi o da gözden düştü. Ancak bir müddet sonra Ebu Saîd Bahadırhan’ın, Reşîdü’d-dîn’in oğlu Gıyâsü’d-dîn Muhammed’i vezir tayin etmesi (1328) üzerine onun hizmetine girdi. Gıyâsü’d-dîn Muhammed’in ölümünden sonra devlet hizmetinden ayrıldı ve H.740/M.1340 tarihinde Kazvîn’de öldü1. Đlhanlılar döneminde Đran’da yetişen son tarihçi olan Hamdullah Kazvînî’nin, günümüze kadar ulaşan üç eseri bulunmaktadır. Bunlardan “Târîh-i Güzîde”yi H.730/M.1329-30’da “Zafernâme”yi2 H.735/M.1334-35’te ve “Nüzhetü’l-Kulûb”u da H.740/M.1339-40’ta tamamlamıştır.3 Müellifin Reşîdü’d-dîn’in oğlu Gıyâsü’d-dîn’e ithaf ettiği Târîh-i Güzîde, peygamberler tarihi, eski Đran tarihi, Hz. Muhammed ve halifeler tarihi, Đslam devrinde Đran ve Turan hanedanları tarihi, âlimler/şairler ve Kazvîn tarihi olmak üzere altı bâbdan oluşmaktadır. Eserin ana kaynağı, Reşîdü’d-dîn’in “Câmi‘ü’t-Tevârîh”idir. Bunun dışında et-Taberî’nin “Târîhü’l-Ümem ve’l-Mülûk”, Đbnü'l-Esîr’in “elKâmil fi’t-Târîh, Ata Melik Cüveynî’nin Târîh-i Cihângûşâ”, Zahîrü’d-dîn Nişâbûrî’nin “Selçûknâme” ve Rüknü’d-dîn el24


Cüveynî’nin “Mecma‘i Ensâbü’l-Meslek”i gibi günümüze ulaşmayan bazı eserlerden de istifade ettiği anlaşılmaktadır.4 Ancak müellifin, bu kaynaklardan derlediği bilgilere ilaveler yaptığı ve ana kaynağı olan “Câmi‘ü’t-Tevârîh”in bittiği H.710/M.1310-11 tarihinden sonra H.730/M.1329-30’a kadar gelen olayları da kaydettiği görülmektedir. Eserin Edward G. Browne5 ve Abdu’l-Hüseyin Nevâ’î tarafından yapılan iki neşri bulunmaktadır.6 Târîh-i Güzîde’nin dördüncü bâbının altıncı faslı Selçuklulara ayrılmış ve Selçuklu tarihi üç şubeye taksim edilmiştir. Birinci şubede Selçukluların zuhurundan başlayıp günümüzde Büyük Selçuklular ve Irak Selçukluları olarak isimlendirilen dönem hakkında, ikinci şubede Kirman Selçukluları ve üçüncü şubede de Rûm’daki Selçuklular yani Anadolu Selçukluları hakkında bilgi verilmektedir. Eserin Anadolu Selçuklularıyla ilgili bölümünün Türkçe tercümesi şu şekildedir7: Üçüncü Şu‘be: Rûm (Anadolu)’daki Selçuklular [Kutalmış bin Đsrâ’il, Alp Arslan’la yaptığı savaşta şehîd olduğunda, Sultân onun soyunu (tohumunu) tamamen kahretmek istedi. Vezîr Nizâmü’l-mülk mani oldu. Şehzâdelik nâmını onlardan atmaya çalıştı. Onları, sipehsâlârlık vazifesiyle Şâm vilâyetine yolladı. Kâfir olup Selçukluların harâcgüzârı olan Antakya sâhibi, yiğit/savaşçı çağırmak (bizen hâsten) için Mekke’ye gidince, Süleymân bin Kutalmış fırsatı ganimet sayıp onun yokluğunda Antakya’yı kuşattı. Selçuklulardan önce Şerefü’d-devle Ali Haleb hâkimi ve Antakya’nın harâc muhassılı idi. Süleymân’dan Antakya’nın haracını istedi. O (Süleymân) dedi ki “o mülk, Đslam’a girdiği için harac istenemez.” Şerefü’d-devle Ali onunla savaşmak için ordu çekti/topladı. Zafer Süleymân’ın oldu. O (Şerefü’d-devle Ali) öldürüldü ve Süleymân, Haleb mülküne de hâkim oldu. Ahvâli Sultân Melikşâh’a arz etti. Cevap ona ulaşmadan önce, Tâcü’d-devle Tutuş bin Arslan onunla savaşmaya gitti. Onun (Süleymân’ın) ümerâsı, Tutuş’un huzuruna giderek (onu) aldattılar. Süleymân, azap ve işkence korkusundan kendini helak etti. Onun habercisi (berîd) Hazret-i Sultân’a ulaştığında, Sultân’ı (Melikşâh), Antakya’nın ondan (Şerefü’d-devle) kurtarılmasını uygun buldu. Haleb ve Antakya hükümeti [474] ona (Süleymân’a) verildi. Elçi (resul), yolda Süleymân’ın ölüm haberini işitti. Sultân’ın dergâhına geri döndü ve durumu NÜSHA, YIL: 8, SAYI: 27, 2008/ II 25


TÂRÎH-Đ GÜZÎDE’YE GÖRE RÛM (ANADOLU) SELÇUKLULARI

arz etti. Sultân (Melikşâh), birâderinin yaptığı bu harekete üzüldü. Dâvud bin Süleymân adına hüküm nâfiz oldu. Dâvud o işe başladı. Kayser Armanos, Tokat, Amasya, Niksar ve diğer Dânişmend beldelerine/ülkesine8 taarruz edince, Dânişmend, o havalide bulunan Đslam vilâyetlerinin hâkimlerinden yardım istedi. Dâvud, diğer pâdişâhlarla birlikte Kayser’le savaşa gitti. Kayser münhezim oldu. Dâvud, Konya’da Kayser’in saltanat tahtına oturdu. Dört yüz seksen senesinde (H.480/M.1087). Yirmi yıl hüküm sürdü ve beş yüz senesinde (H.500/M.1106-1107) öldü9.] Kardeşi Kılıç Arslan ibn Süleymân ondan sonra pâdişâh oldu. Kırk yıl saltanatta kaldı. Adaleti ve hakkaniyeti yaydı ve onun adı ülkede yüceldi. Onun devrinin sonunda Irak’ta Sultân Mes‘ûd hâkim idi ve halifeler ondan usanmışlardı. Kılıç Arslan’a Irak saltanatının müjdesini verdiler. O, oğlu Mes‘ûdşâh’ı Rûm’da yerine tayin edip (kâyim-i makâm) Bağdad’a (gitmeye) koyuldu. Habur Suyu’na ulaştığında, Mes‘ûd’un büyük erkânından Atabeg Çavlı, Kılıç Arslan’ın ümerâsına kendisine itaat ederlerse mükâfatlandırılacakları, aksi takdirde cezalandırılacaklarını bildiren haberler (va‘ad u va‘îd) gönderdi. Onları Kılıç Arslan’a düşman etti ve neticede onu (Kılıç Arslan’ı) Habur suyunda boğdular. [475] Beş yüz otuz dokuz senesinde (H.539/M.1145). (Kılıç Arslan) Meyyâfârıkîn şehrine defnedildi. Oğlu Mes‘ûd, Rûm’da Dânişmendlilerle ittifak yaptı (peyvend) ve on dokuz yıl hüküm sürdü. Beş yüz elli sekiz senesinde (H.558/M.1163) öldü. Kardeşi10 ‘Đzzü’d-dîn Kılıç Arslan, pâdişâhlığa oturdu ve yirmi yıl hüküm sürdü. Onun on oğlu vardı: Rüknü’d-dîn Süleymân, Nâsırüd-dîn Berkiyaruk, Kutbu’d-dîn Melikşâh, Nûru’d-dîn Mahmûd, Mu’izü’d-dîn Kayser Şâh, Muhyi’d-dîn Behrâmşâh, Mugîsü’d-dîn Tuğrul, Argun Şâh, Sencer Şâh ve Gıyâsü’d-dîn Keyhüsrev. Onlarla anlaşma içerisinde idi. O sebepten dolayı Dânişmendliler zayıf düşünce, onların mülküne göz dikti. Sivas ve Kayseriyye’yi aldı. Aksara(y) şehrini kurdu. Dânişmendli Zü’n-nûn, Şâm pâdişâhı Nûru’d-dîn Atabeg’e iltica etti. O, Fahrü’d-dîn Abdü’l-mesîh’i ordu ile onun yardıma gönderdi ve Sivas ve Kayseri’yi geri aldı. Atabeg Nûru’d-dîn hayatta olduğu sürece, Abdü’l-mesîh orada kaldı [ve Kılıç Arslan’ı o 26


vilayetten uzak tuttu ( ‍)Ůˆ Řą ن عا ن Ůˆ د‏11]. Atabeg NĂťru’d-dĂŽn ve DaniĹ&#x;menli Zß’n-nĂťn, kÄąsa bir zaman sonra ĂślĂźnce, KÄąlĹç Arslan tekrar o vilayeti ele geçirdi ve Ä?smail bin Zß’n-nĂťn’a kadar DâniĹ&#x;mendiyye ĂźmerâsÄąnÄą hileyle ĂśldĂźrdĂź. O mĂźlkĂźn tamamÄą KÄąlĹç Arslan’a baÄ&#x;landÄą ve onun mĂźlkĂźnĂźn arazisi geniĹ&#x;ledi. Vilayeti oÄ&#x;ullarÄąna baÄ&#x;ÄąĹ&#x;ladÄą. En kßçßk oÄ&#x;lu olan GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’i kendi veliahdÄą yaptÄą ve beĹ&#x; yĂźz yetmiĹ&#x; sekiz senesinde (H.578/M.1182) ĂśldĂź. En kßçßk oÄ&#x;lu [476] GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev, Konya’da idi. BabasÄąnÄąn yerine oturdu. En bĂźyĂźk kardeĹ&#x;i RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân, ona uymadÄą. Birâderlerinden her biri, her ne kadar ona muhalif olsalar da babasÄą melikliÄ&#x;i ona verdiÄ&#x;i için ona (GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’e) muvâfakat ettiler. (RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân) kalabalÄąk bir ordu ile Konya’ya gitti ve onu kuĹ&#x;attÄą. Konya halkÄą GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’den memnundu. Bir mĂźddet kuĹ&#x;atma devam etti. Ondan sonra, saltanatÄąn RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân’da olmasÄą ve GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’in birâderinden emân alÄąp kendisine baÄ&#x;lÄą kimselerle (etbâ‘) beraber Ablistan’a gitmesi Ĺ&#x;artÄą ile sulh yaptÄąlar. KeyhĂźsrev, birâderlerinden mĂźtevehhim olduÄ&#x;undan Ä?stanbul’a kaçtÄą. Bu sÄąrada Irak’ta Selçuklu SultânlarÄą dĂźĹ&#x;tĂźler ve Ăźlke HârezmĹ&#x;âhlara geçti. RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân’Ĺn saltanatÄą RĂťm’da gßçlendi. Dârß’l-hilâfeden ona “es-Sultânß’l-kâhirâ€? lakabÄąnÄą verdiler. O (RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân), Erzenß’r-RĂťm’u (Erzurum’u) ele geçirdi ve birâderzâdesine verdi. Oradan Abhaz ve GĂźrcistan’a yĂźrĂźdĂź. Ama gerekli tedbiri almadÄąÄ&#x;Äąndan baĹ&#x;arÄąlÄą olamadÄą, maÄ&#x;lup oldu. [RĂťm’a gitti. Ä?ntikam almak istedi. (‍ ! ا Ů… ŘąŮˆŘŻâ€Ź. ‍]) ŘąŮˆŮ… ع‏12 Zaman yetmedi ve altÄą yĂźz iki senesinde (H.602/M.1206) hakkÄąn rahmetine kavuĹ&#x;tu. Yirmi dĂśrt yÄąl hĂźkĂźm sĂźrdĂź. OÄ&#x;lu ‘Ä?zzß’d-dĂŽn KÄąlĹç Arslan’Ĺ, [çocuk yaĹ&#x;ta olmasÄąna raÄ&#x;men saltanat tahtÄąna oturttular. Bir yÄąl (‍ ل‏# )13 Sultân olarak kaldÄą. Onun kßçßk olmasÄą cihetiyle, Ăźmerâ arasÄąnda ihtilaf çĹktÄą. Atabeg YerenkaĹ&#x;’Ĺ Frenk diyarÄąndan dĂśnsĂźn diye GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’i çaÄ&#x;Äąrmaya gĂśnderdiler. ‘Ä?zzß’d-dĂŽn KÄąlĹç Arslan’Ĺn, ona mukavemete gĂźcĂź yoktu. Konya ona (GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’e) tekrar geçti. Saltanat GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’in oldu. AltÄą yÄąl hĂźkĂźm sĂźrdĂź. ‘Ä?zzß’d-dĂŽn NĂœSHA, YIL: 8, SAYI: 27, 2008/ II 27


TĂ‚RĂŽH-Ä? GĂœZĂŽDE’YE GĂ–RE RĂ›M (ANADOLU) SELÇUKLULARI

KÄąlĹç Arslan’Ĺ yakaladÄą, kaleye gĂśnderdi ve orada da fermân buldu (ĂśldĂź). KeyhĂźsrev Karaman beldelerinden birkaçĹnÄą ele geçirdi ve birçok kaleyi fethetti. [477] Lâzkiyye hududuna Fâsilyus’la (‍) س‏14 savaĹ&#x;maya gitti. KĂźffârla savaĹ&#x;ta Ĺ&#x;ehĂŽd oldu. AltÄą yĂźz dokuz senesinde. (H.609/M.1212]15 OÄ&#x;lu ‘Ä?zzß’d-dĂŽn Keykâvus, saltanata oturdu. Bir yÄąldan sonra (% '/% ) 16 derdinden ĂśldĂź. KardeĹ&#x;i Alâ’ß’d-dĂŽn Keykubâd saltanata ulaĹ&#x;tÄą. Yirmi altÄą yÄąl pâdiĹ&#x;âhlÄąk yaptÄą. O, o hanedanÄąn pâdiĹ&#x;âhlarÄąnÄąn en ĂźnlĂźsĂźdĂźr. SultânlÄąÄ&#x;Äą layÄąkÄąyla yaptÄą. KardeĹ&#x;i RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân ona muhalefet etti. Muharebelerden sonra onu ele geçirdi ve esir etti. HĂťĹ&#x;yar Kalesi’ne hapsetti ve orada da fermân buldu (ĂśldĂź). Sultân ‘Alâ’ß’d-devle Keykubâd ve Sultân Celâlß’d-dĂŽn HârezmĹ&#x;âh arasÄąnda muharebeler yapÄąldÄą ve zafer ‘Alâ’ß’d-devle’nin oldu. [Ondan sonra oÄ&#x;lu GÄąyâsß’ddĂŽn KeyhĂźsrev onu cahilce zehirledi ve ĂśldĂźrdĂź. AltÄą yĂźz otuz senesinde (H.630/M.1233). SaltanatÄą oÄ&#x;lu GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’e kaldÄą ve (GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev) altÄą yÄąl hĂźkĂźm sĂźrdĂź. MoÄ&#x;ol ordusundan Emir Baycu kumandasÄąndaki bĂźyĂźk bir kuvvet (sipâhĂŽ) onunla savaĹ&#x;maya gittiler. Ăœmerâ-yÄą RĂťm, sÄąrayla onunla savaĹ&#x;Äąyorlar ve yeniliyorlardÄą. RĂťm askerlerinin tamamÄą, MoÄ&#x;ol ordusundan kaçtÄąÄ&#x;Äąnda Sultân dahi ahÄąr (hargâh), [478] hĂŽme (çadÄąr) ve serâperde (otaÄ&#x;)’de yerinden kÄąmÄąldamayÄąp mĂźnhezim oldu. MoÄ&#x;ol ordusu RĂťm’u ele geçirdi. Sultân GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev altÄą yĂźz kÄąrk dĂśrt senesinde (H.644/M.1246) fermân buldu (ĂśldĂź).]17 Ondan sonra oÄ&#x;lu RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân [saltanat buldu. MĂźdebbir-i mĂźlk Mu’Înß’d-din Pervâne-i KâĹ&#x;ĂŽ idi. Sultân, kendi birâderi Alâ’ß’d-dĂŽn Keykubâd’Ĺ KaÄ&#x;an hazretlerine gĂśnderdi. O Ăśnemli isteklerde bulundu ve yardÄąm istedi. RĂťm hududuna ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äąnda RĂźknß’ddĂŽn SĂźleymân, birâderinin ona ĂźstĂźnlĂźk kuracaÄ&#x;Äąndan korkup onu yolda zehirledi ve ĂśldĂźrdĂź. DiÄ&#x;er birâderi Keykâvus, ondan evhâmlandÄą. KaçtÄą ve KÄąrÄąm’a gitti. Berke (Berkay) Han’Ĺn askerleri onu hazrete gĂśtĂźrdĂźler ve hĂźkm-i fermânla Saltanat-Äą RĂťm ona verildi. O (Keykâ-

28


vus), RĂťm’a dĂśndĂź. Ama yolda fermân buldu (ĂśldĂź). On sekiz (()*‍)ه‏18 yÄąl o gurbette baĹ&#x; ĂźstĂźnde tutuldu. Sultân RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân, altÄą yĂźz altmÄąĹ&#x; dĂśrt senesinde (H.664/M.1266) Abaka Han’Ĺn fermânÄąyla yasaya ulaĹ&#x;tÄą (ĂśldĂźrĂźldĂź).]19 Ondan sonra oÄ&#x;lu GÄąyâsß’d-dĂŽn20 KeyhĂźsrev Sultân oldu. O, çocuk yaĹ&#x;ta idi. DĂŽvân-Äą MoÄ&#x;ol’dan Hâce Mu’Înß’d-dĂŽn [479] Pervâne’yi yardÄąmcÄą (temkĂŽn-i tamâm) verdiler. O, KeyhĂźsrev’in annesiyle evlendi. [On sekiz sene mĂźddetle saltanat KeyhĂźsrev’de kaldÄą. ( ()*‍)ŘŞ ه‏‍ Řą د‏- ‍ Ůˆâ€Ź./ 01 ŘŒâ€Ť]) ل‏21 AltÄą yĂźz seksen iki senesinde (H.682/M.1283), Azerbaycan’da Ĺžehzâde Konkurtay ile arasÄą iyi olan Ĺžehzâde Ahmed Han’Ĺn fermânÄą Ăźzerine yasaya ulaĹ&#x;tÄą (ĂśldĂźrĂźldĂź). Ondan sonra KÄąrÄąm’dan gelmiĹ&#x; olan GÄąyâsß’d-dĂŽn Mesâ€˜Ăťd ibn Keykâvus, Argun Han’Ĺn fermânÄą ile nâmzed-i saltanat oldu. RĂťm’un ahvâli onun devrinde ÄąstÄąraplÄą idi. MenteĹ&#x;eoÄ&#x;ullarÄą22, ErtuÄ&#x;rul Ĺžah23, Antakya sahillerine, Alâ’iyye ve Lâzkiyye’ye hâkim oldular. EĹ&#x;refoÄ&#x;lu24 Sis’e sÄąnÄąr olan Ermenek vilâyetini MoÄ&#x;ol tasarrufundan çĹkardÄąlar. OnlarÄą defetmek için Ĺ&#x;ehzâdeler Keyhâtu ve HĂźlâcu’yu RĂťm’a gĂśnderdiler. Vezâret, amcazâdem merhum Sa’Îd Fahrß’d-dĂŽn-i MĂźstevfÎ’ye verildi. O, hĂźsn-i tedbĂŽr ile o cemaatten bazÄąlarÄąnÄą itaat altÄąna aldÄą. BirkaçĹnÄą kÄąlĹç zoruyla yerle bir etti. MĂźlk-i RĂťm’u kÄąskanÄąlan memleketler haline getirdiler 25. Argun’un vezĂŽri Sa’adß’ddevle’nin cehdiyle derece-i Ĺ&#x;ahadete ulaĹ&#x;tÄąÄ&#x;Äąnda 26, meĹ&#x;hur bir sâhiblik olan RĂťm’un vezâreti, merhum-Äą Ĺ&#x;ehĂŽd Fahrß’d-dĂŽn Ahmed LâkĂťĹ&#x;ĂŽ-i [480] TebrizÎ’ye verildi. MĂźlk-i RĂťm’dan alÄąnan harac, Ĺ&#x;ehzâdegân ve orada bulunan ordu için yetmiyordu. Hâce Fahrß’d-dĂŽn Ahmed LâkĂťĹ&#x;ĂŽ, tedbirler aldÄą. RĂťm’un bĂźyĂźk kÄąsmÄą mĂźlk olsun diye, dĂŽvân mĂźlkleri (emlâk-Äą dĂŽvân), dĂŽvân erbâbÄąna (erbâb-Äą dĂŽvân) satÄąlmaya baĹ&#x;landÄą. SÄąkÄąntÄą çekenlere bu iĹ&#x; vâcib kÄąlÄąndÄąÄ&#x;Äąnda, bu iyi tedbir ile o mĂźlk mamur oldu. EÄ&#x;er mĂźlkiyet dĂŽvânda kalsaydÄą, hâkimleri itimatsÄąz olduklarÄąndan ve iĹ&#x;e etmediklerinden, imaret iĹ&#x;inde ihmal gĂśsterirler ve kÄąsa bir zamanda vilâyetin tamamÄą harab olurdu. DĂŽvâna veya vakfa baÄ&#x;lanan her mevzi‘in (yerin), Ĺ&#x;ahsi mĂźlkiyete verilenlere (beerbâb-Äą mensĂťb) kÄąyasla daha az âbâdân (mamur) olduÄ&#x;u gĂśrĂźlmektedir. NĂœSHA, YIL: 8, SAYI: 27, 2008/ II 29


TĂ‚RĂŽH-Ä? GĂœZĂŽDE’YE GĂ–RE RĂ›M (ANADOLU) SELÇUKLULARI

AltÄą yĂźz doksan yedi senesinde (H.697/M.1298) GÄąyâsß’d-dĂŽn Mesâ€˜Ăťd ĂśldĂźÄ&#x;Ăźnde onun birâderzadesi [Alâ’ß’d-dĂŽn27] Keykubâd ibn Ferâmurz, Gazan’Ĺn yarlÄąÄ&#x;Äą hĂźkmĂźnce nâmzed-i saltanat oldu. Bir mĂźddet sonra Gazan Han’la dĂźĹ&#x;man (yaÄ&#x;Äą) oldu. (Gazan Han) ordu gĂśnderdi ve onu esir etti. RĂťm SultânlÄąÄ&#x;Ĺ’nÄąn adÄą Selçuklulardan dĂźĹ&#x;tĂź28. Onlardan bir topluluk, deniz sahillerinde ve uclarda (ucât/‍)اŮˆďş? ت‏29 Ĺ&#x;imdi pâdiĹ&#x;âhtÄąrlar. Vallahß’l-alem. 1

MĂźellifin hayatÄą hakkÄąnda geniĹ&#x; bilgi için bkz., V. F. BĂźchner, “al-Kazwiniâ€?, E. J. Brill’s First Encyclopaedia of Islam, 1913-1936, Leiden: E. J. Brill, Volume IV, s.844-845.; Bertold Spuler, “Hamd Allâh MustawfĂŽ KazwĂŽnĂŽâ€?, EI2, III, Leiden: E. J. Brill, 1971.; s.122.; Charles Melville, “Hamd-Allâh MostawfĂŽâ€?, Encyclopaedia Iranica, Vol:XI, Fasc:6, [http://www.iranica. com/newsite /articles/ v11f6/ v11f6033.html]; Zeki VelidĂŽ Togan, “Hamdullah MustavfĂŽâ€?, Ä?A, V/1, MEB Yay., Ä?stanbul 1992., s.186-188.; AbdĂźlkerĂŽm Ă–zaydÄąn, “Hamdullah el-MĂźstevfĂŽâ€?, XV, DÄ?A, Ä?stanbul 1997., s.454.; Ĺžemseddin GĂźnaltay, Ä?slam Tarihinin KaynaklarÄą-Tarih ve MĂźverrihler, Ä?stanbul, 1991., s.309-319.; Ramazan ĹžeĹ&#x;en, MĂźslĂźmanlarda TarihCoÄ&#x;rafya YazÄącÄąlÄąÄ&#x;Äą, Ä?stanbul 1998., s.240-242.; V. V. Barthold, MoÄ&#x;ol Ä?stilasÄąna Kadar TĂźrkistan, (Haz. HakkÄą Dursun YÄąldÄąz), TTK Yay., Ankara 1990., s.52. 2 Zafernâme, Hz. Peygamber'den baĹ&#x;layarak (1334) yÄąlÄąna kadar gelen 75 bin beyitlik manzum bir tarihtir. MĂźellif kÄąrk yaĹ&#x;Äąnda yazmaya baĹ&#x;ladÄąÄ&#x;Äą bu eserini H.735/M.1334-35 tamamlamÄąĹ&#x;tÄąr. Her biri mĂźstakil bir eser Ĺ&#x;eklinde ßç ciltten oluĹ&#x;an kitabÄąn "KÄąsmĂź'l-Ä?slâmiyye min Kitâbi Zafernâme" baĹ&#x;lÄąklÄą 25 bin beyitlik l. cildinde Asr-Äą saadet, Hulefâ-yi RâĹ&#x;idĂŽn, EmevĂŽler ve AbbâsĂŽler dĂśnemleri anlatÄąlmaktadÄąr. “KÄąsmĂź'l-ahkâmiyye min Zafernâme fĂŽ zikri'l-Acemâ€? baĹ&#x;lÄąÄ&#x;ÄąnÄą taĹ&#x;Äąyan 20 bin beyitlik II. ciltte SaffârĂŽler, SamânĂŽler, Gazneliler, Gurlular, Deylemliler, BĂźyĂźk Selçuklular, Anadolu SelçuklularÄą, HârezmĹ&#x;âhlar, Fars Atabegleri (Salgurlular) ve Kirmân'da hĂźkĂźm sĂźren KutluÄ&#x;hanlÄąlar hakkÄąnda bilgi verilmektedir. 30 bin beyitten meydana gelen III. ciltte ise “KÄąsmĂź's-sultâniyye min Kitâbi Zafernâme fĂŽ zikri'l-MoÄ&#x;olâ€? baĹ&#x;lÄąÄ&#x;Äą altÄąnda TĂźrklerin ve MoÄ&#x;ollarÄąn menĹ&#x;einden, OÄ&#x;uz Han'dan, Cengiz Han'dan, onun atalarÄąyla ahfadÄąndan ve 1331 yÄąlÄąna kadar gelen Ä?lhanlÄą tarihinden bahsedilmektedir. 3 MĂźellif, NĂźzhetß’l-KulĂťb’ta, Ahmed b. Ebu Abdullah’Ĺn “et-Tibyânâ€?, Ä?bn Hurdazbih’in “el-Mesâlik ve’l-Memâlikâ€?, Ebu Zeyd el-BelhÎ’nin “Suverß’l-Ekâlimâ€?, Ebu’l-Fidâ’nÄąn “TakvĂŽmß’l-Buldânâ€?, Zekeriyya el-KazvĂŽnÎ’nin “Acâ’ibu'l-MahlĂťkât ve Garâ’ibu'l-MevcĂťdâtâ€?, â€œĂ‚sâru'l-Bilâd ve Ahbârß’l-Ä?bâdâ€?, Ä?bnß’l-BelhÎ’nin “Farsnâmeâ€? adlÄą eserleri ve birçoÄ&#x;u gĂźnĂźmĂźze ulaĹ&#x;mayan çeĹ&#x;itli kaynaklardan faydalanmÄąĹ&#x;tÄąr. Eser, kozmografya hakkÄąnda bir giriĹ&#x;, ßç esas bĂślĂźm ve bir hâtimeden oluĹ&#x;ur. Birinci bĂślĂźmde, mineraller, botanik ve zoolojiyle ilgili bilgiler; ikinci bĂślĂźmde insanÄąn vĂźcut yapÄąsÄą, ahlakĂŽ vasÄąflarÄą ve melekeleri hakkÄąnda bilgi verilmiĹ&#x;tir. ĂœçßncĂź bĂślĂźm coÄ&#x;rafyaya ayrÄąlmÄąĹ&#x; olup, dĂśrt kÄąsÄąmdan oluĹ&#x;maktadÄąr. Birinci kÄąsÄąmda Mekke, Medine, KudĂźs ve Mescid-i Aksa, ikinci kÄąsÄąmda Ä?ran coÄ&#x;rafyasÄą, eyalet, vilayet, kaza, nahiye ve kĂśyleri, yollarÄą ve hududlarÄą, nehirleri, deniz ve gĂślleri, maden ve mineralleri; ßçßncĂź kÄąsÄąmda Ä?ran’a komĹ&#x;u Ăźlkeler ve dĂśrdĂźncĂź kÄąsÄąmda da diÄ&#x;er bazÄą Ăźlkelerin coÄ&#x;rafĂŽ durumu hakkÄąnda bilgi verilmektedir. Hatime ise “acâ’ibĂź'l-mahlĂťkâtâ€?a dairdir. MĂźellif, kendisinde Ăśnce yazlan eserlerden derlediÄ&#x;i bilgilere Ăśnemli ilaveler yapmÄąĹ&#x;tÄąr. Ä?lhanlÄąlar hakkÄąnda verdiÄ&#x;i bilgiler, devletin resmĂŽ vesikalarÄąna dayanmakta olup ki eserin asÄąl Ăśnemli bĂślĂźmleri kendi mĂźĹ&#x;ahedelerine ve belgelere dayanan bu bilgilerdir. Selçuklular hakkÄąndaki bilgiler ise “Risâle-i MelikĹ&#x;âhĂŽâ€? ve “Risâle-i

30


Senceriyyeâ€? gibi gĂźnĂźmĂźze ulaĹ&#x;mayan kitaplardan alÄąnmÄąĹ&#x; olmasÄą bakÄąmÄąndan bĂźyĂźk Ăśnem arz etmektedir. 4 TârĂŽh-i GĂźzĂŽde’nin kaynaklarÄąnÄąn tam listesi için bkz., Hamdullah Mustawfi-i Qazwini, The Tarikh-i Guzida or "Selected History", Gibb Memorial Series, Vol: XIV/2, Leiden:London 1913.; (Abstract Of Contents Of The Tarikh-i Guzida), s.1-2. 5 Hamdullah Mustawfi-i Qazwini, The Tarikh-i Guzida or "Selected History", Compiled in A.H. 730 (A.D. 1330) and now abridged in English from a manuscript dated A.H. 857 (A.D. 1453) by Edward G. Browne; with indices of the facsimile text by R.A. Nicholson, Gibb Memorial Series, Vol: XIV/1, Leiden:London 1910. [Bu neĹ&#x;ir esas alÄąnarak eserin Ä?ngilizce tercĂźmesi de yapÄąlmÄąĹ&#x; ve 1913’de aynÄą seride yayÄąnlanmÄąĹ&#x;tÄąr] 6 Hamdullah MĂźstevfĂŽ-i KazvĂŽnĂŽ, TârĂŽh-i GĂźzĂŽde, (NeĹ&#x;r. Abdu’l-HĂźseyin Nevâ’Î), Tahran 1362. 7 TercĂźme yapÄąlÄąrken, Abdu’l-HĂźseyin Nevâ’Î neĹ&#x;ri esas alÄąnmÄąĹ&#x;tÄąr. 8 DâniĹ&#x;mendiyye beldelerinden/Ăźlkesinden maksat, Sivas, Amasya, Tokat, Niksar, sonralarÄą Kastamonu Ăźlkesi (bilâd) denen OsmancÄąk, Canik, Elbistan ve Malatya Ĺ&#x;ehirlerini mĂźĹ&#x;temil mÄąntÄąkaydÄą. Bu bĂślgeler Ăźzerinde taht-Äą hĂźkĂźmet eden ve mĂźessisi Melik Ĺžemsß’d-dĂŽn Ahmed Gazi-i DâniĹ&#x;mend olan sĂźlaleye DâniĹ&#x;mendiyye deniliyordu. Bu hanedanÄąn baĹ&#x;langÄącÄą H.455/M.1063, sonu H.569/M.1173’dĂźr. [NâĹ&#x;ir’in notu] 9 “Kâ€? nĂźshasÄąnda, zikr-i Selâcika-i RĂťm çok muhtasar verilmiĹ&#x;tir. Mesela iki kĂśĹ&#x;eli parantezin arasÄąndaki kÄąsÄąm Ĺ&#x;u Ĺ&#x;ekilde yazÄąlmÄąĹ&#x;tÄąr: “Kayser RĂťm’dan ayrÄąlÄąp, onun hâkim olduÄ&#x;u yerde kimse kalmadÄąÄ&#x;Äąnda, Sultan MelikĹ&#x;âh b. Alparslan kendi biraderi SĂźleymân’Ĺ RĂťm’a gĂśnderdi (H.480/M.1087). O, yirmi yÄąl orada sultan oldu. H.500/M.1106-1107 senesinde ĂśldĂź. OÄ&#x;lu Dâvud babasÄąnÄąn yerine geçti. On sekiz yÄąl hĂźkĂźm sĂźrdĂź. H.518/M.1124 senedinde ĂśldĂź.â€? [NâĹ&#x;ir’in notu] 10 “Kâ€? (nĂźshasÄąnda): OÄ&#x;lu KÄąlĹç Arslan pâdiĹ&#x;âh oldu. Malatya’yÄą ĹžâmlÄąlarÄąn elinden aldÄą. Dâhil-i RĂťm’a çevirdi (RĂťm SelçuklularÄąna baÄ&#x;ladÄą). Yirmi yÄąl pâdiĹ&#x;âhlÄąk yaptÄą. H.578/M.1182 senesinde ĂśldĂź. Ondan sonra oÄ&#x;lu RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân pâdiĹ&#x;âh oldu. Erzenu’r-RĂťm (Erzurum) savaĹ&#x;la aldÄą ve dâhil-i RĂťm yaptÄą (RĂťm SelçuklularÄąna baÄ&#x;ladÄą). O arada Konya hâkimi olan birâderzâdesi GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’le muharebelere giriĹ&#x;ti. Konya’yÄą savaĹ&#x;la ondan (GÄąyâsß’d-dĂŽn KeyhĂźsrev’den) aldÄą. Yirmi dĂśrt yÄąl pâdiĹ&#x;âhlÄąk yaptÄąktan sonra H.602/M.1205 senesinde ĂśldĂź. [NâĹ&#x;ir’in notu] 11 “Bâ€? (nĂźshasÄąnda): “ 4‍â€? اع ن ن Ůˆ ŘŻ دا‏. [NâĹ&#x;ir’in notu] 12 “Bâ€? (nĂźshasÄąnda) â€œâ€Ť Ů… ! د‏5 ‍[ â€?! ا ŘąŮˆŮ… ŘąŮˆŘŻâ€ŹNâĹ&#x;ir’in notu] 13 “Bâ€? (nĂźshasÄąnda) â€œâ€Ť ل‏6 ‍ Ůˆâ€Ź# â€? [NâĹ&#x;ir’in notu] 14 “Mâ€? (nĂźshasÄąnda) â€œâ€Ť س‏78 â€?, “Fâ€? (nĂźshasÄąnda) â€œâ€Ť س‏7 â€?, “Kâ€? (nĂźshasÄąnda) yok. TârĂŽh-i Ă‚l-i SelcĂťk der Anadolu (Anonim Selçuknâme)’da baĹ&#x;ka Ĺ&#x;ekilde yazÄąlÄądÄąr: “ SĂźbaĹ&#x;Äą-yÄą Kayser ( . 94 ) 4000 adamla ulaĹ&#x;tÄą. Onun adÄąna Ya‘kĂťb Kabakulak (‍ ق‏7 ‍ ) < ب‏derlerdi (s.14).â€? Ä?bn BĂŽbĂŽ olarak bilinen HĂźseyin bin Muhammed’in eseri “TârĂŽh-i Selâcika-i RĂťmâ€?dan tashĂŽh. [NâĹ&#x;ir’in notu] 15 “Kâ€? (nĂźshasÄąnda): KÄąlĹç Arslan, pâdiĹ&#x;âh oldu. AmcasÄą KeyhĂźsrev onunla savaĹ&#x;tÄą ve yenildi. Konya ahalisinin yardÄąmÄąyla H.603/M.1206 senesinde saltanat tekrar eline geçti. Antakya’yÄą Frenklerden savaĹ&#x;la aldÄą. AltÄą yÄąl saltanat sĂźrdĂź. H.609/M.1212 senesinde dârß’l-bekâya ulaĹ&#x;tÄą. OÄ&#x;lu‌â€? [NâĹ&#x;ir’in notu] 16 “Kâ€? (nĂźshasÄąnda) bir Ĺ&#x;ekilde yazÄąlmÄąĹ&#x; ki, her ne kadar noktalar olmasa da “% '/pĂŽlâ€? gibi okunuyor. EÄ&#x;er pĂŽl (yani fil) ise, pĂŽl/fil hastalÄąÄ&#x;Äąndan maksat, FransÄązcada ElĂŠphantiasis denilen “dâ’ß’l-fĂŽlâ€?dir. [NâĹ&#x;ir’in notu] 17 “Kâ€? (nĂźshasÄąnda): â€œâ€Ś Yirmi altÄą yÄąl sultanlÄąk yaptÄąktan sonra oÄ&#x;lu KeyhĂźsrev H.630/M.1233 senesinde onu zehirledi ve tahta oturdu. MoÄ&#x;ol ordusu onunla savaĹ&#x;a

NĂœSHA, YIL: 8, SAYI: 27, 2008/ II 31


TĂ‚RĂŽH-Ä? GĂœZĂŽDE’YE GĂ–RE RĂ›M (ANADOLU) SELÇUKLULARI geldi. Onlarla yaptÄąÄ&#x;Äą savaĹ&#x;larda mĂźnhezim oldu. Ăœmerâ-yÄą MoÄ&#x;ol RĂťm Ăźlkesine hakim oldular ve o (KeyhĂźsrev) H.644/M.1246 senesinde ĂśldĂź.â€? [NâĹ&#x;ir’in notu] 18 “Bâ€? (nĂźshasÄąnda) “() =‍â€?ه‏. [NâĹ&#x;ir’in notu] 19 “Kâ€? (nĂźshasÄąnda): “Saltanat buldu. KardeĹ&#x;i Alâ’ß’d-dĂŽn Keykubâd’Ĺ Hazret-i KaÄ&#x;an’a gĂśnderdi. Ondan yardÄąm istemesi Ăźzerine mĂźtevehhim oldu. Onu, RĂťm’a ulaĹ&#x;madan zehirledi. DiÄ&#x;er kardeĹ&#x;i Keykâvus onun korkusundan kaçtÄą ve KÄąrÄąm’a (CrimĂŠe yarÄąmadasÄą) gitti. Bir mĂźddetten sonra Batu Han’Ĺn fermanÄąyla yasaya ulaĹ&#x;tÄąrÄąldÄą (ĂśldĂźrĂźldĂź). Sultan RĂźknß’d-dĂŽn SĂźleymân yirmi yÄąl sultanlÄąk yaptÄąktan sonra H.664/M.1265 senesinde Abaka Han’Ĺn fermanÄąyla yasaya ulaĹ&#x;tÄąrÄąldÄą (ĂśldĂźrĂźldĂź). TârĂŽh-i Ă‚l-i SelcĂťk’da bu pâdiĹ&#x;âhÄąn adÄą “RĂźknß’d-dĂŽn KÄąlĹç Arslanâ€? olarak kaydedilmiĹ&#x;tir. [NâĹ&#x;ir’in notu] 20 Onun lakabÄą TârĂŽh-i Selâcika-yi Anadolu’da kaydedilmiĹ&#x;tir. Lakin (TârĂŽh-i) GĂźzĂŽde nĂźshasÄąnda bulunmamaktadÄąr. [NâĹ&#x;ir’in notu] 21 “Kâ€? (nĂźshasÄąnda): “ 4‍ دا‏01 ‍ Ůˆ ه*)( Ů„ م‏./ â€?. [NâĹ&#x;ir’in notu] 22 Kasdedilen, H.700/M.1300 senesinde Kßçßk Asya (Asya-yÄą SagĂŽr)’da mahalli bir hĂźkĂźmet kuran MenteĹ&#x;e Beg Mesâ€˜Ăťd’dur. Bu hânedânÄąn cedd-i alâsÄą HacÄą Bahâß’ddĂŽn KĂźrdĂŽ (?), Selçuklular dĂśneminde “Sivas vâlĂŽsi ve melikß’s-sevâhil olup Alâ’iyye’de bulunuyordu. H.829/M.1425’de bu sĂźlalenin durumu kĂśtĂźleĹ&#x;ti ve OsmanlÄąlarÄąn hâkimiyeti altÄąna girdi. [NâĹ&#x;ir’in notu] 23 TârĂŽh-i GĂźzĂŽde’de TuÄ&#x;rul olarak zikredilmekle beraber, kaide olarak Osman Gazi’nin babasÄą OsmanlÄą sultanlarÄąnÄąn ceddi ErtuÄ&#x;rul olmasÄą gerekir. [NâĹ&#x;ir’in notu] 24 Kasdedilen EĹ&#x;ref’in oÄ&#x;lu I. Seyfß’d-dĂŽn SĂźleymân’dÄąr. Bunlar, BeyĹ&#x;ehir, AkĹ&#x;ehir ve SeydiĹ&#x;ehir’de mahalli bir hânedân teĹ&#x;kil etmiĹ&#x;lerdir. OnlarÄąn en sonuncusu, H.728/M.1327’de Ăślen II. SĂźleymân’dÄąr. [NâĹ&#x;ir’in notu] 25 TârĂŽh-i Selâcika ve AnatolÄą (Anonim TârĂŽh-i Ă‚l-i SelcĂťk)’da ondan kendini beÄ&#x;enmiĹ&#x;, (mĂźtebahtÄąr), kĂśtĂź idareci ve zalim bir adam olarak bahsedilir: “Sâhib KazvĂŽni yeni tedbirler aldÄą. Tuzu bĂśyle satÄąn ve koyundan bu kadar alÄąn gibi tĂźrlĂź tĂźrlĂź hĂźkĂźmler koyuyordu. HalkÄą isyana ve Ĺ&#x;ehri karÄąĹ&#x;ÄąklÄąÄ&#x;a sĂźrĂźkledi. HalkÄąn bir kÄąsmÄą ayaklandÄą (s.75).â€? [NâĹ&#x;ir’in notu] 26 Kezâ (Anonim TârĂŽh-i Ă‚l-i SelcĂťk’da): “Sâhib Fahrß’d-dĂŽn Konya’da toplam yirmi dĂśrt gĂźn bulundu. Konya’nÄąn fakir ve muhtaçlarÄąna (derviĹ&#x;ân), korku, sÄąkÄąntÄą ve darlÄąktan, yirmi dĂśrt bin yÄąldan daha fazla geldi (s.76-77).â€? [NâĹ&#x;ir’in notu] 27 Bu lakab, (TârĂŽh-i) GĂźzĂŽde’de yoktur. [NâĹ&#x;ir’in notu] 28 Ondan sonra dahi III. GÄąyâsß’d-dĂŽn Mesâ€˜Ăťd gelmiĹ&#x; olup sikkeleri bulunmaktadÄąr. [NâĹ&#x;ir’in notu] 29 “Râ€? ve “Fâ€? (nĂźshalarÄąnda) â€œâ€Ťâ€?Ůˆاďş? ت‏. [NâĹ&#x;ir’in notu]

32


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.