8 minute read

OSMANLI DÖNEMİNDE İŞLEME SANATI

Osmanlı süsleme sanatları arasında dokumacılık sanatının k nc kolu olarak gelşen şleme sanatı, g y m kuşam aksesuarları, günlük yaşamda kullanılan örtüler, çadır ve asker tech zata kadar çok gen ş uygulama alanı bulmuş, gerek saray hayatında gerekse halkın günlük yaşamında öneml b r yer tutmuştur. Bunda, Türkler n gelenek ve görenekler le göçebe yaşam tarzının etk s büyüktür. Osmanlı saray ve evler nde Batı tarzı mob lya bulunmayışı ve ev eşyalarının oldukça sade oluşu, dekorasyonda dokumalara ve yüksek kal tede şlemelere daha çok yer verme gerekl l ğ n ortaya koymuştur. Saray ve evler yer yaygıları, duvar örtüler , pencere, kapı, dolap ve ocak perdeler g b çeş t çeş t şlemelerle süslen r, odaların başlıca eşyaları arasında yer alan sed rler n üzer şlemelerle süslü m nder ve yastıklarla döşen rd . Böylece az ve sade olan ev eşyalarının döşemeler nde dönem n modasını yansıtan, yüksek kal tede şlemel örtüler kullanılarak zeng n b r görünüm elde ed l rd . İç mekân dekorasyonunda kullanılan şlemeler n yanında yorgan yüzler , bohçalar, seccadeler, sofra altına ser len n haleler, kavuk örtüsü, ayna örtüsü, berber önlükler , peşk r, yağlık, havlu g b farklı türdek şlemel örtüler de Osmanlı dönem n n vazgeç lmez şlemel eşyalarındandı1. İster saray, ster konak, sterse sıradan b r ev olsun, ev yaşamında yatak odası, yemek odası, oturma odası g b farklı kullanıma göre ayrılmış mekânlar yoktu. Genell kle b r oda, yemek zamanı s n ve sofra n hales le yemek odası, yatma zamanı se dolaptan çıkarılan yatak ve yorganlarla da yatak odası oluyordu. Böylel kle odanın döşemes kullanım özell ğ ne göre değ şen dokuma ve şlemel eşyalar yardımıyla yapılıyordu.

Günümüze ulaşan bazı belgeler, yazılı kaynaklar, m nyatürler le yerl ve yabancı sanatçıların yapmış olduğu res mler Osmanlı dönem nde şlemeler n k mler tarafından, nerede, nasıl, ne amaçla yapıldığı ve nasıl kullanıldığı hakkında f k r vermekted r. Özell kle 16. yüzyıldan t baren Türk ye’ye gelen seyyahların anlatımlarında bunu detayları le görmektey z. Türk şlemeler ne da r b l nen lk yabancı kaynak Fransız N colas de N colay’ın (1517–1583) “Nav gat ons et pérégr nat ons or entales” adlı çalışmasıdır ve bu çalışmada, Konya-Karaman’dak kadınların büyük b r ustalıkla yaptıkları ğne şler nden bahsed lmekted r.2

Osmanlı dönem nde, şlemeler n doğumdan ölüme hemen her alanda nsana eşl k etmeler neden yle gerek sarayda gerekse halk arasında genç kızlara erken yaşlardan t baren el ş yapımının öğret ld ğ ve bu becer n n, onların yet şt r lmes n n öneml b r parçası olarak görüldüğü b l nmekted r. N colas de N colay, 1550’de Saray’dan bahsederken k yüz genç kızın onar onar gruplara ayrılmış olduğunu, her grubun başına b r şef ver ld ğ n ve bu şe er n her türlü ğne ş n onlara öğrett ğ n bel rtm şt r3. Sarayda pad şah kadınları ve kızlarının da şleme yaptığı ve bunlar arasında Kanun Sultan Süleyman’ın (sal.1520–1566) hasek s Hürrem Sultan ve IV. Murad’ın (sal.1623–1640) kızı Kaya Sultan’ın ün saldığı b l nmekted r.4 N tek m 17. yüzyılın ünlü seyyahı Evl ya Çeleb ’n n seyahatnames nde yağlıkçılar esnafı anlatılırken, dükkânda yapılan b r grup şlemen n “Kaya Sultan yağlıkları” adı le z kred ld ğ görülür.

1 Bilgi & Zanbak 2012.

2 Palotay 1954, 3658.

3 Johnstone 1985, 9.

4 Tezcan 2006, 216–18.

Abb. 1Das tägliche Leben im Harem. Ignatius Mouradgea d’Ohsson. 1740–1807. Ömer M. Koç Collection. Haremde günlük hayat. Ignatius Mouradgea d’Ohsson. 1740–1807. Ömer M. Koç Koleksiyonu.

Reisebericht von Evliya Çelebi, einem berühmten Reisenden des 17. Jahrhunderts, werden in seinen Erzählungen zu den Servietten-Händlern (yağlıkçılar esnafı) bestimmte Stickereien als die Servietten der Kaya Sultan bezeichnet.

5 Delibaş 2007, 115.

6 Gökyay 1996, 293.

Da die Stickerei im Leben der osmanischen Frauen einen so wichtigen Platz einnahm, stellen viele Gemälde und Gra ken die Frauen im Harem mit dem Stickrahmen dar (Abb. 1). Wenn die Stickereien aus dem Harem und den Palastwerkstätten nicht ausreichten, etwa um die Brautaussteuer der Prinzessinnen anzufertigen, wurden weibliche und männliche Stickende in Werkstätten außerhalb des Palastes beauftragt. Die Lohnaufstellungen der Palastarchive zeigen, dass die professionellen Sticker:innen mit Kunstscha enden zusammenarbeiteten.5 Evliya Çelebi beschreibt in seinen Erzählungen über die Istanbuler Kau eute, dass Kunstscha ende, die nakkaşan-ı yağlıkçıyan genannt wurden, mit einem schwarzen Stift die Servietten, Betttücher, Kissen und Handtücher mit einer Vorzeichnung versahen.6 Die fertigen Stickereien wurden in eine Werkstatt gebracht, dort gebügelt und für den Verkauf aufbereitet.

El şlemeler , Osmanlı kadını le o kadar özdeşleşm şt r k Osmanlı harem hayatını canlandıran b rçok gravür ve tabloda kadınlar gergefte şleme yaparken tasv r ed lm şt r (res m 1). Öte yandan harem kadınlarının yaptığı şlemeler le saray atölyeler nde yapılan şlemeler özell kle hanım sultanların çey z hazırlıkları sırasında ht yacı karşılamada yeters z kaldığında, saray dışındak şleme atölyeler ne s par ş ver l r ve oradak kadın veya erkek nakışçılar maaşa bağlanırdı. Ayrıca saray arş v nde yer alan belgelerdek ücret dökümler nde, şleme ustalarıyla b rl kte nakkaşlara ödenen ücret n bel rt lmes , şlemec l ğ n b r ek p ş olduğunu ve nakkaşlarla şlemec ler n b rl kte çalıştığını göster r. 5 N tek m, 17. yü zyıl Osmanlı dönem n n İstanbul esnafı hakkında ayrıntılı b lg ler ed neb ld ğ m z Evl ya Çeleb ’n n seyyahatnâmes nde nakkaşan-ı yağlıkçıyan esnafından bahsed l rken bu k ş ler n, makrama, çarşaf, yastık ve peşk rler üzer ne s yah kalemle şleme önces nde desen ç zd kler n bel rt r.6 Ç z m ve nakış aşamasından sonra bu şlemeler, başka b r atölyede ateş mak naları olarak tab r ed len ütü benzer aletlerle düzleşt r l p satışa hazır hale get r lmekte d .

Saray yaşamının her anında, özell kle doğum, evlenme ve ölüm g b yaşamın üç ana dönem nde şlemeler n bolca kullanıldığı d kkat çeker. Osmanlı soyunun ve devlet n n devamlılığı ç n büyük önem taşıyan “Velâdet- Hümâyûn” den len pad şah çocuklarının doğumlarında, gerek anne ve gerekse çocuk ç n hazırlanan yatak ve oda takımlarında şlemen n kullanılmasına büyük özen göster lm şt r. Doğumların yanında pad şah kızlarının düğünler ve çey zler de şlemeler n yoğun kullanıldığı öneml alanlardı. Dönem n modasına uygun olarak hazırlanan her türlü şlemel eşyanın en özel çey zlerde yer alırdı. N tek m Sultan Abdülmec d’ n (sal.1839–1861) kızı Beh ce Sultan’ın 1868 tar hl çey z defter nde kayıtlı çey z eşyaları arasında pek pl k, nc , sırma, pul ve tırtıl tel le şl bohça, seccade, yağlık, sofra altı ve kahve örtüsü, makrama g b farklı kullanıma yönel k çok sayıda şlemen n yer aldığı görülür.7

Y ne sarayda özel günlerde ver len hed yeler arasında üst kal tede şlemel mend l, peşk r ve bohçaların yer aldığı d kkat çeker. Geleneğe göre ver len her hed ye büyük ya da küçük olmasına bakılmadan mutlaka b r mend l veya şlemel b r bohça ç nde takd m ed l rd . Sarılan örtü veya mend l n göster ş nden hed ye ver len k ş ye göster len değer n dereces anlaşılırdı. Aynı şek lde Sultan da b r k ş y hed ye le onurlandırdığı zaman bu hed ye ne olursa olsun mutlaka şlemel b r mend l veya bohça ç nde ver lmekteyd .

Türkler, büyük meras m kıyafetler nden, ç çamaşırına kadar g ys ler n mutlaka şleme yaparak süslem şlerd r. Özell kle de kadın g y m nde şlemen n ayrı b r yer vardır. Çevre, kuşak, uçkur g b aksesuarlar le g ys ler n yaka, kol ve etek kenarları çoğunlukla şlemelerle süslenm şt r. Kadın g ys ve aksesuarlarındak şleme detayları, günümüze ulaşan yerl ve yabancı sanatçıların yapmış olduğu gravür ve tablolarda da açıkça görülmekted r. Özell kle, Avrupa’da Türk Ressamı olarak tanınan İsv çrel ressam Jean-Ét enne L otard’ın, 1738–1743 yılları arasında

İstanbul’da bulunduğu süre ç nde Avrupalı ve Osmanlı kadınlarını, Osmanlı g ys ler ç nde bet mled ğ res mler buna en güzel örneklerd r. Sanatçının, İstanbullu b r kadını resmett ğ b r kadın portres nde, kadının başını süsleyen çevren n üze - r ndek şlemeler detaylı olarak resmed lm şt r (res m 2). Ressamların dışında,

5 Delibaş 2007, 115.

6 Gökyay 1996, 293.

7 Delibaş 1988, 63–98.

1

Spiegeltuch Ayna Rt S

Osmanisch, Mitte 18. Jh.

132 × 55 cm.

Erworben von Helene von Werries zwischen 1893 und 1899 in Tunesien / vererbt an Marie-Helene von Beverförde / Schenkung 1979 von Marie-Helene von Beverförde.

MFK, Inv. Nr. 79-301 137

Die gesamte Fläche des Tuches zieren Blumenzweige, die sich bei genauerer Betrachtung als Variationen eines Einzelmotivs erweisen: Ein schlanker, nach oben gebogener Zweig, der rote stilisierte Rosen, gezackte Blätter und kleine Knospen trägt. Die Komposition, die in zwei Reihen neben- und vier Reihen übereinander angeordnet ist, erhält zum einen durch die Drehung einer Zweiergruppe in der Längsachse und zum anderen durch die Spiegelung der Einzelmotive an der Querachse Dynamik.

Diese Motivik trat im Osmanischen Reich im Laufe des späten 17. Jahrhundert auf und wurde bis ins 18. Jahrhundert fortgeführt. Die Musterung der Gesamt äche legt eine mögliche Verwendung als sogenanntes ›Spiegeltuch‹ nahe. Mit solchen ayna örtüsü wurden nachts Spiegel verhängt, um den ›Bösen Blick‹ abzuwenden.1 (AM)

GEWEBE: Leinwandbindung. Kette: Leinen, Mehrfachgarn, Z-gedreht, gebleicht, 17–18 Fäden/cm. Schuss: Leinen, Mehrfachgarn, Z-gedreht, gebleicht, 17 Fäden/cm. Webbreite: 53 cm

STICKEREI: Seide, Zwirn, S-gedreht, weiß, hellrot (verblasst), violett (verblasst), rot, rot (verblasst), rotbraun, grün, blau

Eine Vorzeichnung ist nicht erkennbar und lässt auf Auszählen des Musters im lockeren Gewebegrund schließen

Die Ranke wurde im Plattstich (schräg; gerade) ausgeführt wie auch die blaue Einfassung aller Kanten. Die Füllstiche dagegen wurden in einer Kombination aus verdoppeltem Vorstichstufenweise und diagonal gearbeitet. Konturen und Binnenzeichnungen liegen im verdoppelten Vorstich an. Ein Farbwechsel zwischen den Rottönen der Blüten scheint unbeabsichtigt und deutet auf die Verwendung von Seidenfäden unterschiedlicher Lichtechtheiten. (BKr)

Badetuch Havlu

Osmanisch, 2. Hälfte 19. Jh. 153 × 78,5

Die farbenfrohe Stickerei an den Schmalseiten dieses Badetuchs zeigt ein klassisch anatolisches Motiv: ein Blumenbouquet aus runden roten Blüten, gerahmt von C-förmig gebogenen und gezackten grünen Blättern. Dicht aneinandergefügt, nehmen vier Ausführungen jeweils die gesamte Schmalseite ein. Die Kontrastfarben rot und grün erzeugen eine strahlende Wirkung. Kleinere Blüten an Stängeln und spitze grüne Blättchen füllen die Zwischenräume. Den Abschluss bildet eine zarte Blütenranke.

Verschiedene Marker dienen als Hinweise auf die Biogra e dieses Badetuchs: Eine eingewebte Markierung in Form einer Sanduhr gibt Auskunft über die Werkstatt, in der das Gewebe hergestellt wurde. Von der Verwendung des Tuches in Präsentationen der Aussteuer oder als Dekoration des Beschneidungsbettes zeugen ein angenähtes rotes Sto stück als Besitzmarkierung sowie ein schwarzer Faden (vgl. Kat.Nr. 18). Lichtschäden im Gewebe sowie Schlingen zum Aufhängen lassen darauf schließen, dass das Tuch (vermutlich, um es für den Kunsthandel attraktiver zu gestalten) lange Zeit so zusammengenäht war, dass nur die Stickerei zu sehen war. So versinnbildlicht dieses Badetuch die ganze Geschichte des Gebrauchs und der Verwendung dieser Stickereien als Aussteuer- und Prestigeobjekte. (AM)

GEWEBE: Köperbindung 2.2 und Kett orgewebe mit beidseitigem Schlaufenor in Leinwandbindung. Kette: Leinen, Mehrfachgarn, Z-gedreht, gebleicht, 15 Fäden/cm. Florkette: Leinen, Mehrfachgarn, Z-gedreht. Verhältnis: 3 Kettfäden : 1 Florkettfaden. Schuss: Leinen, Mehrfachgarn, Z-gedreht, gebleicht, 11 Fäden/cm. Webbreite: 76,5 cm

STICKEREI: Lahn, goldfarben um gelbe Seidenseele, Z-gedreht, 2-fach. Seide, Zwirn, S-gedreht, gelb. Wolle, Zwirn, S-gedreht, gelb, orange, rosa, rot, violett, hellgrün, dunkelgrün, blau, hellbraun. Musterhöhe: 11,5–12 cm

Das Mittelfeld unterteilen Gewebestreifen mit beidseitigem Schlaufen or. Im Bereich der Schmalseiten blieben ottierende Kettfäden stehen, die wohl beim Weben die Gesamt äche des Badetuchs eingrenzten. Die Kettfäden laufen in Schnittkanten aus. Das Einzelmotiv wurde gespiegelt und vierfach in einer Reihe in Webbreite angeordnet. Die dunkle Vorzeichnung ist gut sichtbar. Metallfäden wurden locker im Köpergewebe im Plattstich (schräg) verteilt. Farbige Wollzwirne zusammen mit wenig gelben Seidenfäden führen die Füllstiche in verev pesent und im Plattstich aus. Für Linienmuster und Konturen dient der verdoppelte Vorstich. (BKr)

This article is from: