5 minute read

Girişimci Olarak 4 Yılda Öğrendiğim 4 Ders

Girişimci Olarak 4 Yılda Öğrendiğim 4 Ders Arkadaşlarla sohbet ederken bazen şakayla karışık, “Vahşi Batı’da yaşıyor olsaydım kesin silahşör olurdum” derim. Ya da eski çağlarda yaşıyor olsam muhtemelen bir avcı… Bugünlerde girişimci olmayı da buna çok benzetiyorum.

Bir şirkette çalışmak, insan yapımı bir bulmacayı çözmeye çalışmak diye düşünürsek; girişimci olmak, doğanın güçleriyle yapılan ilkel bir savaşa benzetilebilir. O “canavara” saygı duyman, odaklanman, anlamaya çalışman ve onunla başetmek için uzmanlığını inşa etmen gereken zorlu bir görev bu. Birkaç yıl önce bir girişimci arkadaşımla aramız da geçen bir konuşmayı anımsıyorum. Girişimciliğe nasıl yaklaşılmaması gerektiğini mükemmel olarak göstermişti. İyi bir fikri, düzgün bir çalışma etiği, zekası, insanlarla iyi iletişimi vardı — yani aslında güzel olan her şey vardı. Ama o güne geldiğimizde, işini sonlandırmayı düşünüyordu çünkü bu işte berbat olduğunu düşünüyordu. Değildi. Kendini başarısız hissediyordu. Bence başarısız da değildi.

Advertisement

Başarısız olan sadece ilk startup projesiydi, kendisi değil. Bir girişimin başarısız olması ile girişimcinin başarısız olması arasında ÇOK BÜYÜK fark var.

Günün sonunda, konu dönüp dolaşıp şuna ge liyor. İçinde bulunduğun durumun finansal veya ticari gerçekleri bir yana, yaşadığın duygularla ne kadar başa çıkabiliyorsun. Arkadaşa gelince, girişimciliğin ona göre olmadığına karar verdi ve tam zamanlı bir işe geri dönmesinin en doğru yolunun ne olacağını konuştuk. Aslında esas sorun girişimciliğin temelini doğru kavramamış olmaktan kaynaklanıyor. Girişimci nedir? Ne yapar? İşte son dört yılda, Turkcell’deki işimden ayrılıp, İstanbul’dan Londra’ya taşındıktan, bir dizi gi rişimi ve ürünü hayata geçirdikten, bazılarında başarılı, bazılarında başarısız olduktan ve mace ra olarak tanımlayabileceğim şeyler yaşadıktan sonra, bir girişimci olarak öğrendiğim en önemli 4 ders. 1. Girişimcilik başarısızlıkla mücadele edebilmektir. 2. Girişimcilik kaynakları doğru yönetilebilmektir. 3. Girişimcilik pazarı doğru anlayabilmektedir. 4. Girişimcilik iyi anlaşma yapma becerisiyle ilgilidir. Bu kadar. Bunlar girişimcilik ile ilgili benim dört yılda öğrendiğim en önemli dört madde.

Tabi ki teknoloji ile uyum içinde olmak, yeni fikirlerde yaratıcılığı yeni disiplinle dengele mek doğru zihinsel modelleri kullanabilmek, iyi planlama yapmak gibi başka önemli şeyler de mevcut. Ama bahsettiğim bu dört nokta birçok şeyi doğru yapabilmek için en önemlileri — en azından çevremde çoğu zaman yanlış yapıldığı nı gördüğüm en önemli şeyler. Her bir maddenin hayati önem taşıyan farklı bo yuları mevcut. Bu boyutlar her zaman dışarıdan kolay okunamayabilir, o yüzden biraz daha de taylı anlatmaya çalışacağım. 1. Girişimcilik başarısızlıkla mücadele edebilmektir. • Kendinize verdiğiniz değeri ve bakış açınız, başarısız olmuş projelerinizden ayırın. • Başarısız olma korkunuzu sağlıklı bir se viyede tutun. Çok bilindik bir süper kahraman filminde dedikleri gibi: Cesaret, korkunun olmaması değil, üstesinden gelebilecek güce sahip olmaktır. Bu çok doğru. Ve bizi şu noktaya getirir: Yeterli miktarda korku sizi aptalca riskler almak tan ve mantıksız bahislerden uzak tutar. • İnsanların gerçek potansiyellerini ortaya çıkaramamasındaki en büyük etmen bu başarısızlık korkusudur. Girişimci olmak düzen ve kaos arasında ince bir çizgide olmaktır. Ne zaman ki kaos düzene dö nüşür, işte o zaman “tüm taşlar yerine oturmuş” olur. ( ürün-Pazar uyumu, kanal Pazar uyumu, hedefler gibi) • Büyük ve önemli kararları korku ile alma yın. Kaliteli kararlar almak en büyük hedefimiz ve bir çok bilinmezliğin olduğu karmaşık ve soyut bir alanda korku bize doğru yol göstermeyecektir. 2. Girişimcilik kaynakları doğru yönetilebilmektir. • Sermaye sadece para değildir. Bir çok farklı türde sermaye türü var. Zaman, mo tivasyon, bilgi, bağlantılar, eğitim, itibar vb. Bir girişimcinin yaptığı, bu sermaye lerin birbirine dönüşümünü sağlamak ve en iyi dönüşüm oranlarını bulmaya çalış mak. Örneğin; zaman sermayesini eğitim sermayesine ya da çevre/network serma yesini itibar sermayesine dönüştürmek; motivasyon sermayesini finans sermaye sine dönüştürmekten çok daha avantajlı olabilir.

• Korumanız gereken en önemli varlığınız; kendiniz. Eğer kendinizi psikolojik olarak yıpratmaya başlarsanız (kendinize olan inancınızı, yaratma, satma, mücadele etme ve daha iyi bir gelecek için çalış ma motivasyonunuzu tüketirseniz), oyun bitmiş demektir. Bu da demek oluyor ki; kaynaklarınızın en değerlisi kendinize duyduğunuz sevgi, inanç ve saygı. İlk başladığınızda motivasyonunuzu yeni tutuşmaya başlamış küçük bir ateş gibi düşünmelisiniz. Gözünüz sürekli üzerin de olmalı. En büyük önceliğiniz bu ateşin harlanarak daha büyük hayaller haline gelmesini sağlamak olmalıdır (özellikle de yeni başlarken). 3. Girişimcilik pazarı doğru anlayabilmektedir. • Başarısızlıkla başa çıkmayı bilmeniz ve kaynaklarınızı doğru kullanabilliyor olma nız mücadeleye hazır olduğunuzu gösterir, ancak sadece bunlar başarılı olmak için yeterli değil. Bir girişimcinin gerçek başa rısını gösteren en büyük ve önemli faktör pazarı ne kadar iyi anlayabildiğidir. • Pazarlar, satmakta olduğunuz ürünün bir alıcısı olup olmadığını belirliyecek olan bu karmaşık, çözülmesi zor, sürekli deği şen toplu insan iradesinden (satın alma davranışı) oluşur. Pazarı en iyi anlayanlar aslında bildikleri hakkında en mütevazi olanlardır. Hangi tüketici yazılımı uygulamalarının 2020’de baskın olacağını en büyük 10 yatırımcıya (VC) sorarsanız, tat min edici bir cevap alamazsınız. Neden? Çünkü onlara sadece kaba bir tahminde bulunmalarını istediğinizi belirtmedikçe bu soruyu cevaplamayı reddedeceklerdir. • Pazarı en iyi yönlendirebilenler, hangi öl çümlere bakmasını en iyi bilenlerdir. Bir doktor gibi semptomlara ve verilere ba karlar (MRR- Monthly Recurring Revenue, Büyüme oranları, CAQ- Customer acqusition cost, Stickiness, vb.) ve sorunu tespit ederler. Başarılı girişimciler neyi bilmediklerini çok iyi bilirler ve işaretleri yorumlamak için ellerinden geleni yaparlar. • Pazarı anlamanın en iyi yolu kolları sıva mak ve mikro seviyede tecrübe edinmeye başlamaktır. 2019 başlarında, cultureboom.co websitemi kurmaya başladığım dönemde pazarın, kültür inşa etmeye büt çe ayırmak isteyen startuplar için yeterin-

ce büyük olduğuna inanıyorudm. Ancak yanılmıştım, bunun için çok erkendi (hala da öyle). Yine de bunu öğrenebilmemin tek yolu bunun için minimum gereklilikleri (MVP- Minimum Viable Product) sağlaya cak şekilde piyasa girmek ve potansiyel müşterilerle bolca konuşmak (benim du rumumda startup kurucuları). (Güncel bilgi: Ancak o projeyi yaparak öğrendiğim şeyler sayesinde şimdi startupsoflondon. com üzerinde çalışıyoruz.) • Pazarı anlamanın en büyük parçası, za manlamanın dev önemini kavramaktır. Twitter’ın ilk önce bir podcast şirketi ola rak kurulduğunu biliyor muydunuz? İhtiyacı doğru anlamışlar aslında. Sadece 15 sene erken… • Önemli: Eğer büyük bir sermayeniz, çok fazla vaktiniz ve bolca kaynağınız yoksa, daha önceden varolan ve büyüyen pazar ları tercih edin (yenilikçi bir girişim yerine). 4. Girişimcilik iyi anlaşma yapma becerisiyle ilgilidir. • İş demek anlaşma demektir. O kadar. Müşteri anlaşma demektir. İşe alım anlaş ma demektir. Ortaklık anlaşma demektir. İşbirliği anlaşma demektir. İşe dair her şey bir anlaşma demektir. • Anlaşma yapmakta iyi olan kişiler sade ce iki alternatif arasında kalınan seçimleri (Fool’s Choice) reddederler. (Bu seçimi yapanlar sadece iki farklı çıktı veya davranış arasında kalırlar, genellikle o ya da bu olmalı şeklinde- ancak her zaman daha farklı seçenekler de vardır. Yaratıcılık en çok bu yüzden gereklidir.)

Gerçek örnek: Londra dışında bulunan İngiltere merkezli bir kuluçka/hızlandırma programı, başvuru sayısını artırmaya çalışıyor ve onlara yardım edecek işe alım şirketleri arıyor. Akıllarına iki seçenek var; işe alım hizmeti satın almak (ki bunun için bütçeleri yok) veya işe alım işlemlerini kendileri yapmak (gerekli zamanları yok), bu yüzden iler leyemiyorlar. Gerçekte bu anlaşmayı yapmanın üçüncü (ve muhtemelen dördüncü ve beşinci) bir yolu var. Bir toplantımızda onlara şu fikri ver dim: İşe alım şirketine bir ortaklık teklif ederek gelir ve değer paylaşımı kurgulayabilirler. (İşe alım şirketi, yerleştirmedikleri ama potansiyel li buldukları adaylara saygın bir hızlandırma programında ikinci bir şans sunabilir ve bunu yaparken kendilerini teknolojiye yakın, girişim ekosistemini destekleyen bir şirket olarak markalayabilirler. Kazan — kazan. Bu “kazanç” hızlandırıcı program şirketi ile ortaklığın sağlayabileceği somut iş değerine sahiptir. Maliyet = 0 TL. Her iki taraf için değer = Büyük. • Anlaşma yapmak konusunda iyi olabilmek için teknolojiye hakim olmalı, olaylara dı şarıdan bakabilecek şekilde bir yaratıcı düşünme kabiliyeti olmalı ve en önemlisi, işletmelerin öncelikleri ve ihtiyaçlarını an layabilme yeteneği olmalıdır. • Anlaşmalar kaldıraç görevi görür. Baş kalarının bilmediklerinizi öğrenmenize, göremediklerini görmenize, tamamlayamadıkları işi bitirmenize ve değer yaratmak için harcadığınız enerjiyi katlamanıza imkan sağlar. Sonuç Bütün bunlardan çıkartılabilecek en büyük sonuç sanırım, hangi tarz bir mücadele için uygun olduğunuz konusunda kendinize dürüst olma nız gerektiği. Hangisini daha çok seversiniz: İnsanlar tarafından yaratılan yapbozların çözümü mü yoksa doğa güçlerine karşı ilkel bir dövüşe girmek mi?

Eğer merak ediyorsan… Uzman olduğum alan son 10 yıldan beri insanlar, kültür ve eğitim. Bazı startuplar kurdum, bazı kitaplar yazdım (Startups Grow With Peop le: How to Pick Partners, Recruit the Top Talent and Build a Company Culture). Ayrıca bazı bü yük şirketler için danışmanlık yaptım. http://www.ozandagdeviren.com

This article is from: