Dünya Alevibektaþileri 15 Aðustos'ta Serçeþme'de toplanýyor Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði'nden aldýðýmýz habere göre, dernek yönetimi çeþitli ülkelerdeki ve yurtiçindeki Alevibektaþi örgütlerine bir çaðrý metni gönderdi. Bu çaðrýda yer alan düþünceler Hacýbektaþ'ta yapýlan Sivas
Anake Srishevachart Nevþehir
Aralarýnda Tayland Seyahat Acentalarý Baþkaný Anake Srishevachart’ýnda bulunduðu Tayland’ýn önde gelen Seyahat Acentalarýnýn sahipleri Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver’i ziyaret etti.
Sendikasýzlaþtýrma, taþeronlaþtýrma Devletin ve iþverenlerin özelleþtirme, sendikasýzlaþtýrma, taþeronlaþtýrma gibi uygulama larýnýn sonuçlarý toplu pazarlýk masalarýna da yansýdý. 1985 yý lýnda beri toplu pazarlýk masa sýna oturabilen kiþi sayýsý yüzde 41 azaldý. Toplu pazarlýk süreci kapsamýndaki iþçi sayýsý her yýl öncekine göre daha da azalýyor.
katliamýný lanetleme ve katliamda ölenleri anmak için yapýlan geceden önce, ABF, AABK ve Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Yönetim Kurulu üyelerinin Postniþin Veliyettin Ulusoy'u ziyaretleri esnasýnda þekillendi.
Canlar Erzincan'da
MPM Merkezi Baþkaný asgari ücrete karþý MPM (Milli Prodüktivite Merkezi) Baþkaný Bedirhan Çelik "istihdamý artýrmak istiyorsanýz asgari ücrete bakýn. Bir aile düþünün. Aile reisi akþam evine ekmek götüremi yor. Adam bir iþ buluyor kýyýda köþede. Bir ekmek götürecek. Alacaðý ücret, asgari ücretin yarýsýysa, neden (hayýr) diyorsu nuz.
Kaymaðý spekülatörler yiyor Yatýrým bankalarýnýn çýkardýðý fonlarla emtiaya yatýrýmý artýrmasý piyasadaki dalgalanmayý yoðunlaþtýrýyor. Fonlarýn kazanmasý güçleþince, temel faktörlerin
dýþýnda petrol piyasasýnda yapýlan spekülasyonlar belirleyici hale geliyor Petrol piyasalarýndaki aktörlerin hiçbiri spekülasyon sözcüðünü telaffuz dahi etmek istemiyorlar.
Sendikasýzlaþtýrma,taþeronlaþtýrma Devletin ve iþverenlerin özelleþtirme, sendikasýzlaþtýrma, taþeronlaþtýrma gibi uygulama larýnýn sonuçlarý toplu pazarlýk
Yaþar Seyman ASMÝN
masalarýna da yansýdý. 1985 yý lýnda beri toplu pazarlýk masa sýna oturabilen kiþi sayýsý yüzde 41 azaldý.
Otuz iki yýl sonra Erzincan'dayým. Uçakta meraklý gözlerle izlediðim kent yaz renklerinin egemen olduðu halý motifleriyle kuþatýlmýþ. Erzincan sýcaðý da bizi sarýyor. Kente doðru yol alýyoruz. Bir yanýmýz Munzur, öteki Keþiþ daðlarý ile çevrili. Daðlarýn baþý dumanlý ve karlý. Yine de Erzincan'ýn daðlarý hýrçýn deðil yumuþacýk ve insaný kucaklýyor...
Haluk Tekeli
Rahþan Haným ve Sol Birlik? Bir sol mesih önderliðinde Türkiye'yi kurtarma projesi sað'dan döndü. Ömrünü devletin bekaasýna adamýþ ''aðýr ve derin'' politikacý M.Aðar "Herkesin kendi iþine bakmasý'' diye özetlenecek bir tutumla sonucu ilan etti. AKP karþýtý bir cephe ne kadar ''sol''dur, ya da R.Ecevit ne kadar ''solcu”dur tartýþýlabilir. Ancak tartýþýlmasý gereken soru þu; ''sol neden birleþme arýyor ve bu gerekli midir?"
>7 ’DA
Otomotiv 2. yarýda küçüle bilir 2006 Haziran ayý toplam taþýt araç salarý, 2005 yýlýnýn Haziran ayýna göre yüzde 9,6, otomobil satýþlarý ise yüzde 19,4 azaldý. Otomotiv Sanayi Derneði raporunda, 'Yýlýn ikinci yarýsýnda yaþanmasý muhtemel belirsizliklerin pazarýn küçülmesine neden olacaðý tahmin ediliyor" denildi
>7’DE
Enver Cemal Þahin A) Ekonomik Nedenler Anadolu Selçuklularý, Anadolu’ya gelmeden önce Horasan bölgesinde zengin toprak sahipleriyle, halk kitleleri arasýnda büyük bir uçurum vardý. Anadolu’ya geldiklerinde bu uçurumu Bizans (Doðu Roma) toprak
sahipleriyle yerli halk arasýnda da gördüler. Herhangi bir sosyal krizden sakýnmak maksadýyla, kendi geleneklerine de uygun olan miri (devlet malý) toprak rejimi ile askeri iktâlar sistemini uygulamaya baþladýlar.
USD AVRO
: 1.58 YTL : 1.99 YTL
(dünkü kapanýþ)
BEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 31 39 Ev Tel: 441 30 39
2
19 Temmuz 2006 Çarþamba
Yaþar Seyman ASMÝN
Canlar Erzincan'da Otuz iki yýl sonra Erzincan'dayým. Uçakta meraklý gözlerle izlediðim kent yaz renklerinin egemen olduðu halý motifleriyle kuþatýlmýþ. Erzincan sýcaðý da bizi sarýyor. Kente doðru yol alýyoruz. Bir yanýmýz Munzur, öteki Keþiþ daðlarý ile çevrili. Daðlarýn baþý dumanlý ve karlý. Yine de Erzincan'ýn daðlarý hýrçýn deðil yumuþacýk ve insaný kucaklýyor... Stadyumda 3. Alevi Festivali'ndeyiz. Festival yazýlarý da festivaller gibi renk renk oluyor. Festivale katýlan sanatçýlar, konuklar, renkler, olaylar olimpiyat halkalarý gibi dayanýþma içinde renkli bir yaþam sunuyorlar. "Bir mavi bir gökyüzü aldý çevrelerini /Sevdiler sonsuz bir maviyle/Güneþ ýþýnlarý sel gibi aktý." Binlerce Erzincanlýnýn doldurduðu stadyumdaki geceyi Ýlknur Kaplan ve Mahmut Yalýn sundular. Gecenin türküleri aylar önce yitirdiðimiz Ali Ekber Çiçek'e adýndý. Erzincan Valisi, Belediye Baþkaný, Cumhuriyet Savcýsý, Avrupa ve Türkiye'deki Alevi örgütlerinin baþkanlarý, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri, Erzincanlýlar, Ali Ekber Çiçek'in "Haydar Haydar" parçasýný ayakta dinlediler... Üç günlük Alevi Festivali'nde rüzgâr ne kadar sert eserse essin insanlar inançla, coþkuyla türküler söylemeyi sürdürdüler. Gecenin tasarýmýný yapan, yurtdýþýnda yaþayan Mesut Gülsen... Zafer Gündoðdu ve Mesut Gülsen Erzincanlý gençlere güzel iki örnek. Ýki çaðdaþ yüz... Bu projeleri yarýnlara taþýmaya kararlý iki Erzincan sevdalýsý... Stadyumun yemyeþil çimleri üzerinde genç kýzlar çýplak ayakla semah dönüyorlar. Rüzgâr sadece saçlarýný deðil inançla döndükleri semahýn üzerindeki yasaklarý da savuruyor. Daðlar bu güzel görünüme tanýklýk ediyor. Yaþlýlar aðlýyor, gençler öz öze yaþýyor. Baþbakan, zorunlu din dersleri ile geliþen olaylara yönelik açýklama yapýyor: "Biz okullarda din eðitimi deðil din ahlaký ve kültürü veriyoruz. Alevileri anlamýyorum." Oysa, Aleviler Baþbakaný anlamakta zorlanýyor. Bir ülkenin Baþbakaný tüm yurttaþlarýný neden eþit kucaklamaz? Ýnançlarýný özgürce yaþamalarýný savunmaz? Alevilerin inanç merkezi Hacý Bektaþ Veli törenlerine niçin katýlmaz? Çaðdýþý açýklamalar yapan Milli Eðitim Bakam'ný neden uyarmaz? Ýkinci günün sabahý Paradise Pastanesinde tüm katýlýmcýlarla kahvaltý yapýyoruz. Pastanenin sahibi Hüseyin Erdoðan, tanýþma sonrasý bize þiirlerini getiriyor. "Yaþlandým" þiirinin son iki dizesini okuyor: "Gençlikte insanlar, gül bahçesidir./ Gönlüm bahçesinde güllerim soldu." Hep bir aðýzdan koþullar ne olursa olsun güller solmamalý diyoruz. Ayný akþam Erzincan Cemevi'nde üç kadýnýn konuþmacý olduðu paneli SHP Saymaný Mehmet Yula yönetiyor. Mehmet'e, "Herkesin bir kadýný yönetmeye çekindiði dünyada üç kadýn konuþmacýyý yönetmek kolay olmamalý" diye takýlýyorum. Gülerek; "Yarým gün sizleri araþtýrdým" diyor. Üç kadýn konuþmacý düþüncesinin mimarý Veli Aydýn. Cemevi kadýnlý erkekli týklým týklým. Laiklik, diyanet, Alevilik konularýný Miyase Ýlknur, Vicdan Baykara, Yaþar Seyman'dan dinlemeye gelmiþler. AABF Baþkaný Turgut Öker ve H.B.V.A.K. Vakfý Baþkaný Ercan Geçmez konuþurken, düþünüyorum: Festivalin adý Alevi Festivali olmasaydý kamu görevi yapan Vali Bey, halkýna seslenmez miydi? Umudum diri, umudum çiçek açýyor. Gün gelecek Alevi Festivali adýna alýþacaklar ve baþbakanlar Alevi Festivali'nde halka seslenecekler...
Rahþan Haným ve Sol Birlik? Haluk Tekeli Bir sol mesih önderliðinde Türkiye'yi kurtarma projesi sað'dan döndü. Ömrünü devletin bekaasýna adamýþ ''aðýr ve derin'' politikacý M.Aðar "Herkesin kendi iþine bakmasý'' diye özetlenecek bir tutumla sonucu ilan etti. AKP karþýtý bir cephe ne kadar ''sol''dur, ya da R.Ecevit ne kadar ''solcu”dur tartýþýlabilir. Ancak tartýþýlmasý gereken soru þu; ''sol neden birleþme arýyor ve bu gerekli midir?" Bilinen gerçek erken ya da zamanýnda bir seçim varolan þekliyle yapýlýrsa ''sol'' un meclis dýþýnda kalmasý anlamýna gelecektir. CHP'nin son zamanlarda politika olarak ''Devleti kuran parti'' misyonuyla bir strateji izleyeceði netleþmiþtir. Bu strateji kendi mecrasýnda akacaktýr. Müttefikleri geleneksel devlet bürokrasisi ve militarizm olan bu politika seçim öncesi ''sol'' a da ''ya þeriat ya ben'' anlamýna gelen laik anti-laik gerilimini dayatarak çoðunluk olmaya çalýþacaktýr. Diðer umacý CHP dýþýndan topluma enjekte edilmeye çalýþýlmakta ve bir merkezde buluþulmasý önerilmektedir. R.Ecevit tarafýndan yürütülen çalýþmalarda dile getirilen, arkasýna S.Demirel, M.Yýlmaz, H.Özkan, hatta T.Çiller'in adlarýyla tanýmlanmaya çalýþýlan bu merkezin, kendisi kabul görmezse iþareti yine merkez komutanlýðýnýn ötesi deðildir. CHP ''devleti kuran parti'' olarak toplumsal
belleðe oynarken, diðer cenah ise ''siyasi sicilleri tamamen baþarýsýz insanlar topluluðu olarak'' toplumun unutkanlýðýna, balýk hafýzaya oynamaktadýr. Bugün toplumsal ihtiyaç, baþka bir deyimle siyasi yelpazede boþluk nerededir? Bu soruya solun vereceði yanýt ayný zamanda yürütülmesi gereken politikayý da kolaylaþtýracaktýr. Yeni bir sol tahayyül, özgüven gerekliliði aþikar. Bunun ilk adýmý aslýnda temsili demokrasinin kendisini ve buna uygun yapýlanmýþ olan ''her ne kadar tersini yaptýklarýný vaaz etseler de'' mevcut ''sol'' yapýlanmalarý aþmaya niyet etmek olabilir. Adil olmayan temsil ve saðlanamayan istikrar bunun teþhiri için yeterince malzeme saðlýyor. Sistem farkýnda olmadan cumhurbaþkanlýðý seçiminin halk tarafýndan yapýlmasý önerisini ýsýtýrken, doðrudan demokrasinin tartýþýlmasýný da tetikliyor. Özellikle geniþ bant internet kullanýmýnýn yaygýnlaþmasý, biliþimdeki geliþmeler geçmiþe oranla doðrudan karar alma süreçlerinin daha reel gündeme gelmesine olanak saðlýyor.Elde var bir olarak Siyasi partiler yasasý, seçim yasasý gibi otoriter yapýlanmalarýn, demokratikleþmenin en büyük engeli olarak üzerinde yürütülecek geniþ kapsamlý bir kampanya baþlangýç noktasý
olabilir. Bu konularda deðiþiklik yapýlamamasýndan dolayý politikaya soðuk bakan öncelikle gençlere doðrudan demokrasi talebiyle bir kanal açabilir.Özellikle AB konusunda müzakerelere devam etme dýþýnda toplumsal özgürlük alanýnda daralma politikasý izleyen AKP hükümeti sýkýþtýrýlabilir. Üniversiteleri bitiren YÖK'ün kaldýrýlmasý ve yeni bir rönesans çaðrýsý talebi günceldir.Yine milyonlarca henüz iþgücü sýfatý taþýmayan genci ve genç çalýþaný ilgilendiren sosyal güvenlik yasasýnýn kendileri için ne anlama geldiði etkin kampanyalarla teþhir edilebilir. Otoriter bir anayasaya karþý, güdük reformlar yerine kendi geleceðini eline almaya çaðýrmak daha anlamlý kýlmaz mý toplumsal mücadeleyi. Dövizdeki son hareketlenmenin ardýndan ilk uygulama faizlerde artýþ, yabancýlara stopajýn kaldýrýlmasý. Ýlk açýklama ise kamu çalýþanlarýna zam yapýlmayacaðý.Yani artýk popülizmin sýnýrlarýna gelinmiþ olmasý. Kýsacasý AB özgürlükleri ötesinde, onu aþan bir açýlýma sahip doðrudan demokrasiden ve eþitlikten yana bir toplumsal muhalefet boþluðudur eksik olan.Eðer ihtiyacý doðru belirlersek, bu fikrin gücü kendisini örgütleyebilir, ama birlikte, ama ayrý....(Solgazete)
Sinop’ta þenlik var...
(Sesonline)- Nükleer karþýtlarý Sinop'ta kurulmasý planlanan nükleer santrale tepkilerini bir kez daha gösterdi. Sinop'ta binlerce kiþi kente nükleer santral kurulmasý planýný protesto etmek için 'Nükleersiz Yaþam Þenliði'nde bir araya geldi. Nükleer Karþýtý Platform'un
düzenlediði þenlik altý gün sürecek. Sinop'ta nükleer santral kurulmasý planýna karþý 'Nükleer yaþama inat, yaþasýn hayat!' sloganýyla baþlatýlan 'Nükleersiz Yaþam Þenliði'nin ilk gününde sergiler açýldý.Nükleer santrallerin zararlarý anlatýldý. Ýlk gün yaklaþýk iki bin kiþinin katýldýðý þenlik altý gün sürecek. Þenlik kapsamýnda paneller, forumlar ve konserler düzenlenecek. Tiyatro oyunlarý sahnelenecek. Açýlýþ gününde konuþma yaðan Nükleer Karþýtý Platformu sözcüsü Yalçýn Oðuz, "seçimden önce siyasilerin Sinop'un eðitim, kültür ve turizm þehri olacaðýný söyleyen siyasiler verdikleri sözleri çok çabuk unutarak, kentimizi bir 'nükleer cehennem' yapmak istiyorlar" dedi.
GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý
441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 17 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 30 18 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M . K . Baþkanlýðý 441 36 80
19 Temmuz 2006 Çarþamba
3 Adalet ve özgürlük isteyenlerin yanýndayýz HABER
L. Doðan Týlýç
Ýnsanlýk çýldýrmýþ olmalý! Ýsrail'in günlerdir sürdürdüðü operasyonlarý Ýve olup biteni dünyanýn sessizce, hatta onaylayarak izlemesini baþka nasýl açýklamalý ki... Sadece akýllarýmýz deðil, vicdanlarýmýz da tutulmuþ, bizden uzaklarda bir yerlerde askýya alýnmýþ olmalý. Bir devlet sýnýrlarý aþýyor; tanklarýyla, toplarýyla, uçaklarýyla, havaalanlarýný, yollarý, köprüleri, evleri, üniversiteleri, elektrik santrallarýný vuruyor. Vurulan evlerde 3-4 yaþýndaki çocuklar ölüyor. Ýnsanlýk dumura uðramýþ bir þekilde izliyor. ABD onaylýyor, "deðerler birliði" AB kýnamayý bile beceremiyor. Neden? Çünkü vurulanlar terörist! Nasýl bir hegemonya ise üzerimizde kurulan, "terörist" denildi mi akan sular duruyor, "terörisf'e karþý kullanýlan her türlü yöntem meþru oluyor! Ýsrail vuruyor, insanlýk susuyor. Hani ara sýra konuþmaya yeltense, aðzýndan çýkan; "Ama onlar da Ýsrail askerlerini kaçýrdýlar. Onlar terörist", oluyor. Akýllar bulanýyor, bellekler sulanýyor, her þey Ýsrail askerlerinin kaçýrýlmasý ile baþladý sanýlýyor. Askerleri kaçýrýldýðý için saða sola saldýrarak Ortadoðu'yu bir cehenneme dönüþtürme hakký oluyor Ýsrail'in, Bush "Ýsrail'in kendini savunma hakký vardýr" diyor, ama askerler kaçýrýlmadan önce kumsalda piknik yaparken top ateþiyle öldürülen Filistinlilerin kendini savunma hakký olmuyor! Ýnsanlýk öyle çýkmýþ ki insanlýðýndan, yalnýzca güçlülerin "kendini savunma hakký" meþru, güçsüzlerin kendini savunmasý ise "terör". Filistinliler bombalar altýnda çaresiz kaçýþýyor. Havaalanlarý bombalanan Beyrutlular'ýn tek çýkýþ yolu Beyrut-Þam otoyolu. Ýsrail o yolu da vuracaðýný ilan ediyor. Kaçamayanlar vuruluyorlar. Týpký, Dveyr köyünde, vücutlarý bombalanan evlerinin enkazýna karýþan ayný aileden 12 Filistinli gibi. AP'nin dünyaya geçtiði o 3- 4 yaþlarýndaki küçük Filistinli kýzýn fotoðrafýný gördünüz mü, bilmiyorum. Hani, bir adamýn koltuk altlarýndan tutup havaya kaldýrdýðý, baþý öne düþtüðü için yüzü ve gözleri görünmeyen, parçalanýp paçavraya dönüþmüþ kanlý elbiseleri içinde, baþý, minicik elleri ve ayaklarý ölümle yerçekimine yenik düþmüþ sarkan yavrunun fotoðrafýný. 21. yüzyýlda, onca badireden geçtikten sonra, hâlâ nasýl da acýmasýz öldürüyoruz, çocuklarý bile. Hâlâ nasýl da tapýnýyoruz ölüme, nasýl kutsuyoruz onu? NTV Radyo'da "Halkýn Sesi" olarak konuþan biri, bizden bir Türkiyeli, son derece rahat "Bütün uyuþturucu baðýmlýlarýný, satanlarý, hepsini bir araya toplasak. Öl-dürsek. Sorun çözülmüþ olmaz mý?" diyebiliyor. 21. yüzyýlýnda insanlýk, böylesine bihaber ahlaktan. Öldürmeyi "çözüm" sanýyor. Çocuklarý bile öldürerek Ýsrail, kendi yaþadýklarýný geçmiþte bugün baþkalarýna yaþatýyor. Kim bilir, ABD onay ve destekli bu saldýrýlar, dünyanýn suskunluðu ve sessizliði eþliðinde sürdürülürken, aslýnda Ýran ve Suriye'yi namlularýn önüne oturtacak kanlý bir senaryo yazýlýyor, Filistinlilerin hayatý pahasýna!
HACIBEKTAÞ- Hacýbektaþ Temsilçiliði Temsilçiler Kurulu Baþkaný Ali Kaim Ýsrail’in son yapttýðý saldýrýlarla Filistinde çoçuklarýn, kadýn larýn erkeklerin öldüðünü belirterek yaþanan süreç ile ilgili olarak gazetemi ze bir açýklama yaptý. Kaim yaptýðý açýklamada konuyla ilgili olarak : “Ýsrail’in kaçýrýlan bir askeri için baþlattýðý operasyon, geniþ liyor. Ýsrail tanklarý Gazze’den sonra Lübnan’a girdi. ABD’nin Ortadoðu’da baþlattýðý
savaþ ve iþgal, uzun yýllardýr Ýsrail’in etkisiyle durulmayan bölgede tam bir kaos ortamýný yarattý. Ýsrail’in dünyanýn gözü önünde Filistin halkýna yönelik uyguladýðý baský ve þiddet bu ortamdan güç olarak artmaktadýr. Ýsrail’in son yaptýðý saldýrýlarla Filistin’de yine bir çok kadýn, çocuk ve erkek öldü, ölmeye devam ediyor. Ýsrail bu öldürme ‘hakkýný’, ‘gücü nü’ kimden alýyor? Ýsrail nasýl bu kadar pervasýzca davranabiliyor? Bu sorularýn yanýtý elbette ABD’ye çýkýyor. ABD yýllardýr Ýsrail’in bölgede uyguladýðý þiddet politikasýný destekledi. Dünyanýn çeþitli yerlerine ‘demokrasi’ çýðlýðý ile müdahale etme gereksinimi duyan, müdahaleleri destekleyenler konu Filistin olunca sesini çýkarmadý. Sonuç bir halkýn yersiz-yurtsuzluðu ve mezarlýða dönen topraklarýdýr. Gazze’deki kuþatma nedeniyle insanlar açlýk sorunu ile boðuþuyor, Ýsrail’in baskýsý ile her yýl binlerce
Filistinli yurdunu terk ediyor. Emperyalizmin bölge üzerindeki ‘Büyük Ortadoðu Oyunu’na sessiz kalmayacaðýz. Bu oyunu boþa çýkarmak, dünyanýn tüm sokaklarýnda barýþtanadaletten yana yüksek bir ses çýkarmakla mümkündür. Eðitim Sen olarak, bölgede yaþananlarý protesto ediyoruz. Dünyanýn sokaklarýnda yükselen barýþýn sesine bulunduðumuz bütün alanlarda en güçlü biçimde yanýt vereceðiz. Barýþ, adalet ve özgürlük isteyenlerin yanýndayýz.”dedi.
Dünya Alevibektaþileri 15 Aðustos'ta Serçeþme'de toplanýyor HACIBEKTAÞ- Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði'nden aldýðýmýz habere göre, dernek yönetimi çeþitli ülkelerdeki ve yurtiçindeki Alevibektaþi örgütlerine bir çaðrý metni gönderdi. Bu çaðrýda yer alan düþünceler Hacýbektaþ'ta yapýlan Sivas katliamýný lanetleme ve katliamda ölenleri anmak için yapýlan geceden önce, ABF, AABK ve Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Yönetim Kurulu üyelerinin Postniþin Veliyettin Ulusoy'u ziyaretleri esnasýnda þekillendi. Bilindiði gibi geçtiðimiz yýllarda 16 Aðustos anma etkinliklerinden bir gün önce bütün Alevibektaþi örgütlerinin katýlýmýyla benzer içerikli toplantýlar yapýlýyordu. Dernek yönetim kurulu baþkaný Nafiz Ünlüyurt, çaðrý metninin Amerika'dan Avusturalya'ya birçok ülkede bulunan Alevibektaþi örgütleri ve faal olan dergahlara gönderildiðini belirtti. Çaðrý metninde, “...15 Aðustos toplantýlarý son iki yýldýr yapýlamadý. Cemal cemale görüþüp kaynaþtýðýmýz, dertleþtiðimiz, sorunlarýmýza bir üstbakýþ ürettiðimiz bu toplantýnýn yapýlamamasý bizim için bir
kayýp oldu. Böylelikle sevinçlerimizde, üzüntülerimizde bize önümüzdeki günleri gösterebilecek yaygýn, kapsayýcý bir duygu ve düþünce atmosferi yaratýlamadý...” denilmektedir. Ayrýca dernek yönetim kurulu baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Alevibektaþi örgütlerine gönderdikleri çaðrýda, “ 15 Aðustos toplantýsýnýn Alevibektaþi örgütlerinin aralarýndaki duygu ve düþünce birliðine hizmet edeceðini, toplantý sonucunun da bir bildiriyle kamuoyuna açýklanacaðýný” ifade etti. Dernek yönetim kurulu baþkaný Nafiz Ünlüyurt, gerçekleþtirmeyi düþündükleri bu toplantýnýn kesinlikle 16 Aðustos etkinliklerine “alternatif” olmadýðýnýn bilinmesini istedi. Dernek yöneticilerinin 15 Aðustos toplantýsý için yoðun bir çalýþma baþlatmýþ bulunduklarý gözlemleniyor. Adý geçen toplantý için Hacýbektaþ Kültür Merkezi büyük salonunun tahsisine çalýþýlýyor. Bir yandan da katýlacak temsilcilerin nasýl misafir edileceði üzerine tartýþmalar yürütülüyor.
Ýletiþim için Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði'ne ulaþýlabilecek telefon, faks numaralarý ve email adresinin aþaðýdaki gibi olduðu belirtildi. Tlf: 0384 441 31 59, Faks: 0384 441 39 47 email: Hacýbektasvelikultdernegi@mynet.com
19 Temmuz 2006 Çarþamba
A) Ekonomik Nedenler Anadolu Selçuklularý, Anadolu’ya gelmeden önce Horasan bölgesinde zengin toprak sahipleriyle, halk kitleleri arasýnda büyük bir uçurum vardý. Anadolu’ya geldiklerinde bu uçurumu Bizans (Doðu Roma) toprak sahipleriyle yerli halk arasýnda da gördüler. Herhangi bir sosyal krizden sakýnmak maksadýyla, kendi geleneklerine de uygun olan miri (devlet malý) toprak rejimi ile askeri iktâlar sistemini uygulamaya baþladýlar. Fethonulan bütün topraklar, Ýslam hukuku gereðince doðrudan doðruya devletin malý kabul ediliyordu. Bazý þartlar altýnda özel mülkiyette kabul ediliyordu ama, bu önemli bir miktar teþkil etmiyordu. Genellikle bunlar küçük çapta baðlar, bahçeler ve tarlalardý. Bu özel mülkiyetin yanýnda devlet hizmetinde bulunan bazý þahýslara verilen “Dîvanî Mâlîkâne” diye adlandýrýlan topraklar da veriliyordu. Bu adla verilen toprak mülkiyeti baþkasýna ne satýlabilir, ne baðýþlanabilir ne de miras býrakýlýrdý. Hükümet bu iktâlarý bazý askeri sýnýflarýn temsilcileri olan Türkmen beyleriyle devlet memurlarýna vermekteydi. Üzerinde bir çok köylülerin ve Türkmen boylarýnýn yaþadýðý bu iktâlar, miri arazinin büyük çoðunluðunu teþkil ediyordu. Bunlarý kullanan müslim ve gayri müslimler, her yýl iktâ sahibine belli miktarda vergi ödüyordu. Azerbaycan ve Horasan bölgelerinde Moðol istilasýndan kaçan, Anadolu Selçuklularý’na sýðýnan Türkmen boylarý da Selçuklu hükümeti yine kendi kabile geleneklerine uygun olarak topraklar verdi. 2. Kýlýçarslan’ýn ölümünden sonra (1192), Selçuklular içerisinde iktidar kavgalarý baþladý. Bu kavgalarýn doðurduðu huzursuzluklar henüz daha giderilmeden 1. Gýyâseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra (1211), oðullarý 1. Ýzzeddîn Keykâvus ve 1. Alâeddîn Keykubâd arasýnda yeniden iktidar mücadelesi baþladý. Bu mücadelenin getirdiði nedenlerden dolayý toprak rejimi önemli ölçüde zedelendi ve sistem bozuldu. 13. yüzyýlýn ilk çeyreðinden sonra, toprak rejimi bozulmaya ve özel mülkiyet veya
BABAÝLER ÝSYANI (1) ÝSYANIN NEDENLERÝ Enver Cemal Þahin 1 vakýflar, konar göçerler için hayatî önem taþýyan müþterek mülkiyet aleyhine geliþmeye baþladý. Bu bozulma nedeninden dolayý, köylerde de özel mülklere sahip toprak aðalýðý oluþmaya baþladý. Bu toprak aðalarý köylüleri ýrgat olarak kullanýyordu. Böylece, köylülerle devlet arasýnda bu büyük toprak sahiplerinden ibaret bir aracý sýnýf meydana geldi. Ayný dönemde ikinci bir deðiþiklik de, askeri iktâlarýn vakýf haline dönüþtürülmesidir. Bazý sipahiler ve bir kýsým emirler, iktâlarýný “evlâtlýk vakýf” haline getiriyorlar, böylece onlarýn gelirini çocuklarýna býrakmanýn yollarýný bulmuþ oluyorlardý. Ýktâlarýn bu suretle vakýf haline getirilmesi de, Türkmenlerin yaþadýðý kollektif arazilerin miktarýnýn büyük çapta azalmasýna ve bu hususta bir darlýk ve sýkýntýnýn doðmasýna sebebiyet veriyordu. Toprak rejimindeki bu deðiþikliklerin doðurduðu arazi sýkýntýsý Türkmenlerin, gittikçe hayvanlarýn otlayacak mer’a ve kýþý geçirecek kýþlýk bulma konusunda güçlüklerle karþýlaþma konumunu getirdi. Bu da haliyle onlarýn günlük yaþantýlarýn da önemli bir sýkýntý yaratýyordu. Türkmenlerin hayat þartlarýný aðýrlaþtýran önemli bir neden de, 13.yüzyýlýn baþýndan beri doðudan Anadolu’ya devamlý surette göç eden Türkmen göçleridir. Ýlk göçler sýrasýnda Selçuklu yönetimi, yeni gelen boylarý yerleþtirme konusunda pek de güçlüklerle karþýlaþmýyordu. Çünkü Orta Anadolu’nun geniþ bir kýsmý, yýllarca Bizans
(Doðu Roma) yönetiminden ve toprak aðalarýndan çektikleri aðýr ýzdýraplar sebebiyle yeni gelenler karþýsýnda fazla direnme göstermeden batýya doðru çekilmiþti. Bu nedenle Selçuklu hükümeti, boþ kalan araziler üzerinde kendi mülkiyet hakkýný kullanarak göçmenlere daðýtýyordu. Oðuzlar (Türkmenler) ve öteki Türk boylarý, Sivas, Tokat, Amasya, Çorum, Kayseri, Bozok (Yozgat), Çankýrý ve Eskiþehir gibi yerlere yerleþtiriliyordu. Üstelik sýnýr boylarýna yerleþtirilmiþ Türkmen boylarý, zaman zaman Bizans içlerine yaptýklarý akýnlarda devlete hizmette bulunuyorlardý. Bazý boylar giderek göçebeliði býrakýp yerleþik hayata geçiyor ve boþ arazileri þenlendirerek tarýma katkýda bulunuyorlardý. 13.yüzyýlýn ilk çeyreðine kadar durum bu merkezdeydi. Fakat bundan sonra, gerek doðudaki Moðol istilasý ve gerekse baþka nedenlerden dolayý Anadolu’ya göçen Türkmenler sýkýntý yaratmaya baþladý. Bunlardan önce gelenler tarafýndan arazi paylaþýldýðý için, yeni gelenlerin yerleþtirilmesinde bazý güçlüklerle karþýlaþmaya baþlandý. Önceden gelipte yerleþik konuma geçenler, ellerindeki arazileri yeni gelenlerle paylaþmaya razý olmuyorlardý. Haliyle bu durum yeni gelenlerle eskiler arasýnda huzursuzluða neden oluyordu. Bu huzursuzluðun nedenlerinden biri de, Türkmenlerin temel uðraþýlarý hayvan yetiþtirmekten ibaretti. Kendilerinin koyun, at ve deve sürüleri vardý. Bu sürüleri yazlarý
yaylalara, kýþlarý ise soðuktan korunmak için düzlüklere indiriyorlardý. Büyü sürülerle ve kalabalýk insan kitleleriyle kýþlýktan yaylaya, yayladan kýþlýða gidiþ geliþlerde, yerleþik halkýn tarla, bað ve bahçelerine zarar veriyor, bu da köylüler ile konargöçerler arasýnda kavgalara neden oluyordu. Ayrýca bazen konar- göçer Türkmenler yollarý üzerinde bulunan þehir, kasaba, köy ve kervanlarý yaðmalýyorlardý. Bu yaðma hareketinde hükümet araya girdiðinde, hükümet kuvvetleri ile Türkmenler arasýnda kavga çýkýyordu. Bu durumlar, yerleþik halkla konar- göçer Türkmenler arasýnda zýtlaþmalara neden oluyor ve birbirinden ayrý sosyal olgular oluþturuyordu. B) Toplumsal ve Psikolojik Nedenler Konar-göçer Türkmenler’le yerleþik hayata geçmiþ Türkler’in hayat tarzlarý arasýndaki bu ayrýlýklar ve bunlarýn sebep olduðu sosyal zýtlaþma, iki zümre arasýnda karþýlýklý bir hor görme ve düþmanlýða yol açýyordu. Þehirli Türkler, týpký kendileri gibi Türk olan fakat eski geleneklerinden hiçbir þey yitirmemiþ bulunan bu konargöçer hem cinslerini aþaðýlýyorlardý; hatta onlarý kendilerinin hasmý olarak görüyorlardý. Konar-göçer Türkmenler için “akýlsýz Türkler”, “zorba Türkler”, “pis Türkler” ve “isyancý, dinsiz Türkler” gibi terimler kullanýyorlardý. Diðer yandan Selçuklu hükümeti devlet iþlerinde Türkmenler’e sýrt çevirerek özellikle Ýranlýlarý tercih etmekle þehirli Türkler’in duygularýný paylaþýyorlardý. Devletin yüksek kademelerine getirilen Ýranlýlar da Türkmenler’e karþý iyi davranmýyorlardý. Selçuklu Devleti nüfusunun büyük çoðunluðunu oluþturan Türkmenler, kendilerini kendi topraklarýnda ve kendi devletinin sýnýrlarý içinde “istenmeyen vatandaþ” gibi hissediyorlar ve bunu içlerine sindiremiyorlardý. Bu hor görülme ve aþaðýlanma Türkmenler’in, Selçuklu merkezi otoritesine karþý çýkmak nedenlerinden birisini oluþturmuþtu. (SÜRECEK)
19 Temmuz 2006 Çarþamba
Celal Sýlay Bursa'da doðdu. Lise öðrenimini Bursa'da tamamladýktan sonra Ýstanbul'da çeþitli gazetelerde sekreterlik, yazý iþleri müdürlüðü yaptý.Yeni Ýnsan dergisini çýkardý. Necip Fazýl-Daðlarca çizgisinde
özgün bir þair. Eþyanýn ilginç ayrýntýlarýný gözlemleyiþiyle maddeci diye nitelenebilecek þiiri, genel havasýyla mistik, felsefi özellikler taþýyor. Çaðdaþ þiirimizin önemli, ilginç bir þairi.
NERDE
HÝÇ YOLUNUZ ORMANA DÜÞTÜ MÜ
Küçük bir kýz gördümdü çok eskiden Annesinin dizi dibinde, Bir de incir dikdiydim hasta iken, Üç yapraklý mý, dört yapraklý mý ne.
Tarla kuþunu da dinledim, bülbülü de, Ama yüreðimin erinci nerde?
YANYANA Bu gürül gürül otlarýn baþýnda Aðacýn gölgesine deydi deðecek Tam þeftalinin kokusu baþlarken Öpüþmeye kýl kadar bitiþik Akarsuyun burnunun dibinde Bu zulüm, bu haksýzlýk, bu iþkence
Aðaçlar insan eti yemez Akýl vücudun yardýmýnda Gece ormana iner inmez Vücutla akýl arasýnda Vücutla akýl arasýnda Gece ormana iner inmez Aðaçlar ortasýnda Bir þey ki akýl ermez Aðaçlar insan eti yemez Gündüz gece yarýsýnda Bir korku akýl ermez Vücutla orman arasýnda
dedelerinin dedeleriyle gelmiþ utanmadan elinde balta sýrtýnda nacak dedelerinin dedeleriyle gelmiþ arlanmadan kolunda býçký belinde ip dedelerinin dedeleriyle gelmiþ sýkýlmadan dengisiz bir boy ölçüþmeydi bu
Romeo yu onca kaygýlandýran O kuþ seslerini düþünürüm de Sabaha karþý bir korudan Tarla kuþu muydu, bülbül mü diye,
Gökkubbeyi de bilirim perileri de, Ama yüreðimin erince nerde?
Gece ormanda bir þey deðiþmez Aklýn lambalarý altýnda Ancak gözün keyfi deðiþir Gündüz aydýnlýðýnda
hiç yolunuz ormana düþtü mü gözgöre küçük bir adam büyük bir aðaçla döðüþtü mü aðaç büyüktü ama tek adam küçüktü ama çok
Küçük kýz da büyüdü o incir de, Ama yüreðimin erinci nerde?
Geç kaldýðýmda oldu belki Laternalarý dinlerkene, Periler yeryüzüne indirmiþ geceyi, Çeraðlar içinde yanmýþ gökkubbe.
KORKU
MAVÝ RANDEVU
aðaç büyüktü ama tek adam küçüktü ama çok
SABAH Uyanýr seccadeler üstünde din, Aklýn endiþeleri yayýlýr þehre, Ýnsan kastle, güneþ vakitle temas eder Taþa, topraða..herþeye!..
Mavi bir elbiseyle gelmiþtin, gökyüzü maviydi.. Getirdiðin rüzgarla ev kokuyordun.. Kolun koluma deðiyordu, omzun omzuma.. Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..
Bin dokuz yüz kýrk iki baharýydý Bahçeli pencereler önünde geziyorduk, Serinlik bir ihtiyardýr ki þehrin üstünde Gözlerimiz buluþuyordu, ürperiyordum Gerinir sabahla beraber; Gökyüzü maviydi, mendilin maviydi Kurtarýr gecenin karanlýðýndan Ýnsaný, hayata davet eder. Sýcak nefesin yüzüme deðiyordu "Evlenebilir miyiz" diye sormuþtum, Þarkýn çekilen perdeleri içinden Yürüyüþün deðiþmiþ, yüzün penbeleþmiþti; Uzanýr devamýn eli zamana, Korkusu, düþüncesi, endiþesi..insanýn Mavi elbiseler içindeydin, gökyüzü maviydi. Toplanýr sýðar bir ana. Elini elime verdin, ayrýlýyorduk, Gözlerin gözlerimde, dudaklarýn ýslak, "Sýk sýk konuþalým" demiþtin; gittin.. Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..
Açýlan kapýlardan fýrlar dýþarý Günlük meselesi insanlýðýn; Çýrpýnan bir endiþe halinde çarpar Düþen baþlarýn içinde yarýn!..
1’den 9’a kadar sayýlarýn dokuz tane 3x3’lük bloklardan oluþan toplamda 81 karelik tabloya yerleþtirilmesi gerekiyor. Kural ise her satýrda, her sütunda ve her blokta dokuz farklý rakam kullanýlmasý.
4 1 6 6
4 3
7
7
9
8
3 5
1 8 4
5 3
2 6
1 4
4 8
9
2
7
6
1
3
4
8
5
8
5
6
7
2
4
3
9
1
1
3
4
9
5
8
6
7
2
2
6
7
8
1
2
4
9
5
3
6
4
7
6
4
6
5
3
7
1
8
2
9
7
1
3
9
2
8
6
5
1
4
7
2
7
3
5
8
6
9
1
4
6
4
8
1
9
7
2
5
3
5
1
9
4
3
2
7
6
8
2
2 4
8
1926. Ýzmir Suikastý davasýnda idama mahkum eski Ankara Valisi Abdülkadir Bey Trakya sýnýrýnda yakalandý. 1928. Mýsýr'da Kral Fuat parlamenter yönetime son verdi. 1939. Film denetimine iliþkin sansür nizamnamesi yürürlüðe girdi. 1943. Müttefikler Roma'ya hava saldýrýsý yaptý: 1400 ölü. Ayný gün Türkiye'de Varlýk Vergisi tahsilatýnýn 19 milyon lirayý geçtiði açýklandý. 1949. Laos baðýmsýzlýðýný ilan etti. 1954. Elvis Presley'in ilk albümü "That's All Right Mama" çýktý. 1957. Türkiye- Mýsýr arasýnda ticaret anlaþmasý imzalandý. 1958. Nükleer silah taþýyan Amerika Birleþik Devletleri uçaklarý Ýncirlik üssüne indi. 1960. Milli Birlik Komitesi eski iktidar üyelerinin Yassýada'da yargýlanmalarýna karar verdi. 1968. Savcýlýk, 6. Filo olaylarý sonrasý, öðrenci yurduna girmesi ve öðrencilerin cop ve sopalarla yaralanmasý üzerine 19 Temmuz 1968'de polisler hakkýnda soruþturma baþlattý. 1974. Ýspanya'da General Fransisco Franco saðlýk gerekçesiyle yönetimi Kral Juan Carlos'a devretti. 1979. Sandinist devrimci güçler, Nikaragua'da Managua'ya girdiler. 1980. 22. Olimpiyat Oyunlarý Moskova'da baþladý. Ayný gün12 Mart dönemi baþbakaný Nihat Erim Ýstanbul'da öldürüldü. 1982. Refah Partisi kuruldu. Ali Türkmen Genel baþkanlýða getirildi. Ayný gün Dünya Þairler Kongre'si açýldý. 1987. Uluslararasý San Francisco Maratonu'nu Mehmet Terzi kazandý. Terzi'nin derecesi 2 saat 14 dakika 7 saniye. 1990. "Karun Hazinesi"nin Türkiye'ye iadesi için açýlan dava 19 Temmuz 1990'de bitti. New York Federal Mahkemesi Türkiye lehine karar verdi. 1993. Kýsa adý ÝSKÝ olan Ýstanbul Su ve Kanalizasyon Ýþletmesi Genel Müdürü Ergun Göknel yolsuzluk iddiasýyla 19 Temmuz 1993'de görevden alýndý. 1996. Kültür Bakaný Ýsmail Kahraman "Toplumun geniþ kesimleri Kýrkpýnar güreþlerini seviyor. Opera ve Bale için ayný þeyi söylemek mümkün deðil" dedi. 1997. Türkmenistan'da düzenlenen Dünya Biyoloji Olimpiyatlarý'nda Aydýn Albayrak birinci oldu. 2000. Liseli iki kýz öðrenciye gözaltýnda cop ile tecavüz ettiði iddiasýyla yargýlanan polis memuru Gürkan Ýlhan'a Hatay Emniyeti tarafýndan "üstün baþarýlý" çalýþmalarý nedeniyle teþekkür belgesi verildi. Bugün Doðanlar: 1834. Fransýz empresyonist ressam Edgar Degas 1905. Edgar (Parks) Snow. Çin Devrimi gerçekleþmeden önce Çin Komünistleri üzerine en önemli haberleri gerçekleþtiren Amerikalý gazeteci. 1898. Herbert Marcuse. 1968 baþkaldýrýsýný gerçekleþtiren ABD ve Batý Avrupa gençliðini 20. yüzyýl Batý toplumlarýnýn Marksist eleþtiri ve Freudcu psikanaliz yordamýyla eleþtirerek etkileyen Alman kökenki ABD'li filozof. Bugün Ölenler: 1992. Yazar, gazeteci ve çevirmen Vahdet Gültekin. Ayrýntý için: http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm
19 Temmuz 2006 Çarþamba
Anake Srishevachart Nevþehir Arkeolig açýðý kamuoyunu Tayland Seyahat Acentalarý Baþkaný Anake Srishevachart ve ilgilendirmiyormuþ beraberindeki Tayland’ýn en önde gelen Seyahat Acentalarýnýn sahiplerinden oluþan 10 kiþilik heyet, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver’i ULAP ziyaret etti. NEVÞEHÝR-Aralarýnda Tayland Seyahat Acentalarý Baþkaný Anake Srishevachart’ýnda bulunduðu Tayland’ýn önde gelen Seyahat Acentalarýnýn sahipleri Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver’i ziyaret etti.Tayland’ lý seyahat acentalarýnýn sahiplerini Paþa Konaðý’ndaki Barýþ Ýçin Yerel Yönetimler Birliði(ULAP) çalýþma ofisinde kabul eden Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver,özellikle son yýllarda Tayland ile Türkiye arasýnda artan iþbirliði çerçevesinde turizm alanýnda da köklü geliþmelerin baþlatýlmasýnýn sevindirici düzeye ulaþmasýný memnuniyet verici geliþme olarak deðerlendirdiklerini söyledi. Tayland Seyahat Acentalarý Baþkaný Anake Srishevachart ve beraberindeki Tayland’ýn en önde gelen Seyahat Acentalarýnýn sahiplerinden oluþan 10 kiþilik heyet, Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver’i ULAP ziyaret etti. Kapadokya bölgesi baþta olmak üzere Türkiye’nin çeþitli kültür,turizm merkezlerini kapsayan bir geziye çýkan Tayland’da faaliyet gösteren seyahat acentalarýnýn sahipleri, özellikle Kapadokya bölgesindeki doðal ve tarihsel deðerler karþýsýnda oldukça heyecanlandýklarýný belirttiler. Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, geçen yýl düzenlenen Uluslar arasý Yerel Yönetimler Dünya Barýþ Konferansý’na Tayland’dan da yerel yöneticilerin katýldýklarýný belirterek,konferans vasýtasýyla Tayland ile de iliþkilerin daha verimli hale gelmesine çaba harcadýklarýný belirtti. Ünver, Kapadokya bölgesinin barýndýrdýðý
doðal,kültürel ve tarihsel deðerlerle dünyanýn en önemli turizm merkezlerinden biri olduðunu ifade ederek, özellikle Japonya ile baþlayan Uzakdoðu’daki turizm hareketliliðinin Tayland’lý misafirlerle daha üst noktalara çýkmasý arzusunda olduðunu kaydetti. Tayland Seyahat Acentalarý Birlik Baþkaný Anake Srishevachart’da, Türkiye’nin dünyada bulunmaz tatil mekanlarýndan birine sahip olduðunu yaptýklarý bu gezi ile ortaya koyduklarýný belirterek,bundan sonraki süreçte Tayland’dan Türkiye’ye yönelik seyahat taleplerinde önemli bir artýþýn meydana getirilmesi için çaba harcayacaklarýný vurguladý. Tayland’da kurulu bulunan Türk Seyahat Acentasý SET Siam Excursion Travel yöneticisi Haluk Ýþitmen ise, 65 milyon insanýn yaþadýðý Tayland’da seyahat eden Tayland’lý sayýsýnýn nüfusun yüzde 10 luk bir oranýna ulaþtýðýný belirterek, yýlda 1000-1500 arasýnda Türkiye’ye olan seyahat talebinin artýrýlmasý için yoðun bir çaba harcadýklarýný söyledi.
Ahi üniversitesine 840 kontenjan KIRÞEHÝR- Yeni kurulan ama henüz rektörsüz olan Ahi Evran Üniversitesi' nin kontenjaný belli oldu. Ahi Evran Üniversitesi'nin toplam kontenjaný 840 olarak belirlendi. Ahi Evran Üniversitesi'nde Eðitime 500, Fen Edebiyata 280, Saðlýk Yüksek Okulu’na 60, olmak üzere toplam 840 kontenjan belirlendiði açýklandý. Yeni kurulan 15 üniversitenin toplam kontenjaný 7 bin 985 olarak açýklandý. 7 bin 985 öðrenci yeni üniversitelere girecek kontenjaný 7 bin 985 olarak açýklanan yeni kurulan 15 üniversite þu anda 'rektörsüz'. Kurucu rektör atanmasý maddesi ise Anayasa Mahkemesi'nde. Bu yýl yeni kurulan ve 2006 Yükseköðretim Programlarý ve Kontenjanlarý Kýlavuzu'nda yer alan 15 üniversitenin toplam kontenjaný 7 bin 985 olarak açýklandý. Ancak ilk kez öðrenci alacak olan üniversiteler eðitim
yýlýna "rektörsüz" baþlayacak.Yeni üniversitelerin kuruluþ yasasýnda, kurucu rektörlerin iki yýl için Milli Eðitim Bakaný ve Baþbakan'ýn önereceði üç isim arasýndan Cumhurbaþkaný tarafýndan atanmasýný öngören madde için Anayasa Mahkemesi tarafýndan yürütmeyi durdurma kararý verilince atama gerçekleþmedi. Yüksek Öðretim Kurulu, Anayasa Mahkemesi'nin kararýnýn beklendiðini belirterek, karar çýkana kadar bu üniversitelerin karþýlaþacaklarý sorunlarýn fakültelerin dekanlarý ile daha önce baðlý bulunduklarý rektörler tarafýndan çözüleceðini açýkladý.
Bakan Koç "700 arkeolog açýðý var" dedi; Kültür Bakanlýðý, Bilgi Edinme Kanunu kapsamýndaki "nerelerde arkeo log eksikliði var" sorusunu, "kamuoyunu ilgilendirmediði" gerekçesiyle yanýtlama dý. Bakanlýk'a baþvuran arkeologlar da "açýk yok" yanýtý alýyor. BÝA (Niðde) - Kültür Bakaný Atilla Koç'un raðmen, Bakanlýk yetkilileri arkeolog gereksinimi duyulan birimlerin "kamuoyunu ilgilendirmediðine" hük metti; Bilgi Edinme Kanunu kapsamýnda yapýlan baþvuruda, hangi birimlerde arke olog eksikliði bulunduðu sorusunu, kamu oyunu ilgilendirmediði gerekçesiyle yanýtlamadý. Bilgi Edinme Kanunu kapsamýnda yapýlan baþvuruya , dün yanýt veren Bakanlýk'ýn Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müþavirliði, kanunun "Kurum ve kuruluþ larýn, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile ilgili kurum içi uygulamalarýna iliþkin düzenlemeler hakkýndaki bilgi veya belgeler, bilgi edin me hakkýnýn kapsamý dýþýndadýr" madde sini gerekçe göstererek"hangi þehir veya birimlerde Arkeolog açýðýnýn bulunduðu hakkýnda bilgi verilememektedir" dedi. Arkeologlar atamalarýn açýðý karþýlamaya caðý görüþünde Müzelerde yaþanan tarihi eser kaçakçýlýðý olaylarý üzerine bir kez daha gündeme gelen, arkeolog eksiði ve Kültür Bakanlýðý politikalarý, üniversite lerin Arkeoloji bölümlerinden mezun çok sayýda genci yakýndan ilgilendiriyor.
Mezun olduklarý bölümlerin direkt kapsamýnda olmasýna karþýn, müzelerde iþ bulamayan arkeologlar, Bakan Koç'un "700 arkeolog eksiðimiz var" açýkla masýndan sonra, müzelere uzman alýmý yapýlacaðý yönünde bir beklentiye girdiler. Öte yandan Kültür Bakanlýðý'na baðlý Döner Sermaye Ýþletmeleri Merkez Müdürlüðü'ne (DÖSÝMM) baþvurarak, sözleþmeli arkeolog olarak çalýþma isteðinde bulunan arkeologlar, "açýk kadro bulunmadýðý" gerekçesiyle dilekçelerine olumsuz cevap alýyorlar. KPSS puanlarýna göre, müzelere ata ma yapýlmasýný bekleyen arkeologlar, yapýlacak atamalarýn Bakan'ýn açýkladýðý sayýyý karþýlamayacaðý konusunda nerede yse hemfikirler.
Abdallýk geleneði nostalji oluyor Yozgat Abdallar Derneði Baþkaný Veli Metin, Abdallýk geleneðinin bitmek üzere olduðunu belirterek, "Abdal geleneðinin devam etmesi için destek bekliyoruz," dedi. Yozgat'ta daha önce yaygýn olan Abdallýk geleneðinin 20 yýl öncesine kadar deðiþik mahallelerde 300'e yakýn aileyle sürdürüldüðünü kaydeden
Metin, ancak þimdi geleneði sürdüren aile sayýsýnýn 30'a kadar düþtüðünü ifade etti. Metin, "Artýk çocuklarýmýzýn hem okuyup hem de geleneðimizi yaþatmasýný istiyoruz ve bu geleneði sürdürmek için de destek bekliyoruz," dedi. AA (Birgün)
19 Temmuz 2006 Çarþamba
Kaymaðý spekülatörler yiyor Sendikasýzlaþtýrma, Yatýrým bankalarýnýn çýkardýðý fonlarla emtiaya yatýrýmý artýrmasý piyasadaki dalgalanmayý yoðunlaþtýrýyor. Fonlarýn kazanmasý güçleþince, temel faktörlerin dýþýnda petrol piyasasýnda yapýlan spekülasyonlar belirleyici hale geliyor Petrol piyasalarýndaki aktörlerin hiçbiri spekülasyon sözcüðünü telaffuz dahi etmek istemiyorlar. Onlar daha çok " sezerek önceden davranýp almak - anticipated buy" terimini tercih ediyorlar. Tüm sebepler aslýnda bir "korku" yaratmaya yönelik. Bu korku 'fiyatlar yukarý çýkacak ve yarýn daha pahalý olacak bir malý bugün ucuzdan alalým' mantýðým doðuruyor. Son yýllarda yatýrým bankalarý ve hedge fonlarýn emtia piyasalarýna ama özellikle petrol ve deðerli metallere ayýrdýklarý fonlar artýyor. Bu da yeni alým yapýlmasý, daha önceden iþi petrol alýp satmak olmayan yatýrým bankalarýnýn bile depolama tesisleri, hatta rafineri almalarýna, kurmalarýna neden oluyor. Vadeli piyasalar derin deðil Çoðunlukla bu fonlar daha çok
finansal piyasalarda alýnýp satýlan kontratlar aracýlýðýyla bu piyasalara yatýrým yapýyorlar. Londra' daki IPE veya New York'taki NYMEX'te iþlem gören vadeli iþlem piyasalarý sanýldýðý kadar derin deðil. En fazla iþlem genellikle en yakýn ay ve bir sonraki ay kontratlarýnda yapýlýyor. Vadeli kontrat piyasalarýnda ilerideki fiyatýn bugünden yüksek olacaðý beklentisi ileriki vadedeki kontratlarýn "primli" olmasýný getiriyor ve buna da "contango" deniyor. Fiyatlarýn daha düþük olmasý durumu da "backwardation" olarak adlandýrýlýyor. Piyasalarýn l "contango" gösterdiði dönemlerde elindeki kontrat pozisyonunu ileriye taþýmak isteyen bir fon, kontratlarýný yenilemek istediðinde bu "primi" ödemek zorunda. Brent petrolünün aylýk kontratlarý arasýnda son bir yýl boyunca 0.52.5 dolar arasý bir prim söz konusu. Eðer bir fon, pozisyonunu bir yol boyunca tutmak ve yýlda altý defa pozisyonu yenilemek ister ise, ortalama bir dolardan alti dolarlýk bir deðiþtirme maliyetine katlanýyor. Buna bir de ortalama 3 dolarlýk iþlem ve fonlama
maliyetini eklersek, pozisyonu bir yýl boyunca taþýmanýn maliyeti 9 dolarý buluyor. 100 dolar olur mu? Bir diðer deyiþle, fonun para kazanmasý petrol fiyatýnýn bir yýl boyunca 9 dolardan fazla artmasýna baðlý. Ýþte sorun da tam bu noktada çýkýyor. Her haber fiyatlarý yukarý götürmek için kullanýlýyor. Ýyi haberler hep gözardý ediliyor. Petrol, tüm bu geliþmelerin ýþýðýnda deðil 80 dolar, 100 dolar olursa þaþýrmamak gerek. Zira söz konusu olan temel faktörlerin de üzerinde, yapýlan spekülasyon büyük ve çok katýlýmcýlý. Buna sadece fonlar deðil, büyük petrol þirketleri ve petrol üreticisi ülkelerde iþtirak etmiþ durumda. Yeni bir enerji kaynaðý bulunmadýðý takdirde, petrol üzerindeki bu oyunlarýn son bulmasý ancak ve ancak talebin, yüksek fiyatlara tepki vermesiyle mümkün. Talep de herhangi bir deðiþiklik kýsa vadede görülmediðine göre, demek ki cari fiyatlar insanlarýn hâlâ daha tüketimlerini kýsmalarý için yeterince yüksek deðil.
taþeronlaþtýrma Sesonline -Devletin ve iþverenlerin özelleþtirme, sendikasýzlaþtýrma, taþeronlaþtýrma gibi uygulama larýnýn sonuçlarý toplu pazarlýk masalarýna da yansýdý. 1985 yý lýnda beri toplu pazarlýk masa sýna oturabilen kiþi sayýsý yüzde 41 azaldý. Toplu pazarlýk süreci kapsamýndaki iþçi sayýsý her yýl öncekine göre daha da azalýyor. 1985 yýlýnda 1 milyon 627 bin iþçi toplu pazarlýk masasýna oturuyorken bu rakam 2004 yüzde 41 oranýnda azalarak 954 bine kadar düþtü. Çalýþma ve sosyal Güvenlik bakanlýðý verilerine göre düþü þün önemli bir bölümü kamu sektöründe gerçekleþti. 1985 yýlýnda 996 bin kiþiyle toplu pazarlýk görüþmelerine katýlan kamu iþçilerinin sayýsý 20 yýl içinde yarýya yakýn bir oranda azalarak 513 bine kadar geriledi. Özelleþtirmeler, sendikasýz laþtýrma, taþeronlaþtýrma ve esnek çalýþma biçimi ücretleri zaman içinde hýzla erimesinin yanýnda iþçi sendikalarýn pazar
lýk gücünü de azalttý. IMF, ulusal ve uluslararasý sermaye çevre lerinin isteklerine göre düzenle nen çalýþma yaþamýnda artýk daha az iþçi toplu pazarlýk masa sýna oturuyor. Bakanlýðýn verileri ne göre 1985-86 döneminde 1 milyon 627 bin iþçi toplu pazar lýk masasýna oturuyordu. Bu rakam 2003- 2004 döneminde yüzde 41 azalarak 954 bine kadar düþtü. Bu azal manýn en dikkat çekici yönü kamu alanýnda oldu. 1985- 86 döneminde 996 bin kamu çalýþa nýyla yapýlan toplu pazarlýklar 2003-04 döneminde 513 bin kiþiyle yapýlmaya baþlandý. Azalma oraný yüzde 48 oranýnda gerçekleþti. Kamu sektöründeki istihdam daralma sýnýn özel sektöre göre daha fazla yaþandýðý da ayný istatistikle ortaya çýktý. Kamu çalýþanlarý 1985-86 döneminde toplu pazarlýk masa sýna oturanlarýn yüzde 61'ini oluþtururken bu oran 2003-04 döneminde yüzde 53'e kadar geriledi.
Otomotiv 2. yarýda küçülebilir' MPM Merkezi Baþkaný 2006 Haziran ayý toplam taþýt araç salarý, 2005 yýlýnýn Haziran ayýna göre yüzde 9,6, otomobil satýþlarý ise yüzde 19,4 azaldý. Otomotiv Sanayi Derneði raporunda, 'Yýlýn ikinci yarýsýnda yaþanmasý muhtemel belirsizliklerin pazarýn küçülmesine neden olacaðý tahmin ediliyor" denildi Otomotiv Sanayii Derneði (OSD) raporuna göre, döviz kurlarýnýn düþük seyretmesi sonucunda aþýrý deðerlenen YTL'nin etkisi ve tüketici kredi faiz oranlarýnýn cazip olmasý nedeni ile 2006 yýlý OcakHaziran döneminde toplam taþýt araçlarý yüzde 8,7, otomobil satýþlarý yüzde 7,4 arttý. Ancak dalgalanmanýn eüasi ile kurlarýn ve tüketici kredi faiz oranlarýnýn artmasýnýn yaný sýra global büyümeye baðlý olarak hammadde fiyatlarýnýn da son bir yýlda sürekli artmasý maliyetleri yükseltti. Ana ve
yan sanayi ürünlerine yansýyan yüzde 20'lik maliyet artýþýnýn sadece bir kýsmýnýn tüketiciye yansýtýlmasý ile birlikte 2006 Haziran ayý toplam taþýt araç satýþlarý, 2005 yýlýnýn Haziran ayma göre yüzde 9,6, otomobil satýþlarý ise yüzde 19,4 azaldý. 2005 yýlý Ocak-Haziran dönemine göre, bu yýlýn ayný döneminde toplam otomobil satýþlarý yüzde 7, ithal otomobil satýþlarý yüzde 11, yerli otomobil satýþlarý ise yüzde 1 oranýnda arttý. Ýthalatýn pazar payýnýn Ocak-Haziran döneminde yüzde 70 olarak gerçekleþtiði kaydedildi. Raporda, "Yýlýn ikinci yarýsýnda yaþanmasý muhtemel belirsizliklerin pazarýn küçülmesine neden olacaðý tahmin ediliyor" denildi. Raporda, faizlerdeki ve kurlardaki artýþýn etkisi ile, Haziran ayýnda baþlayan talep azalmasýnýn yýlýn ikinci yarýsýnda da devam edeceði beklendiðini belirtildi. AA sesonline
asgari ücrete karþý Sesonline- MPM (Milli Prodüktivite Merkezi) Baþkaný Bedirhan Çelik "istihdamý artýrmak istiyorsanýz asgari ücrete bakýn. Bir aile düþünün. Aile reisi akþam evine ekmek götüremi yor. Adam bir iþ buluyor kýyýda köþede. Bir ekmek götürecek. Alacaðý ücret, asgari ücretin yarýsýysa, neden (hayýr) diyorsu nuz. Bu o aileyi mutlu edecek. Yapmazsanýz zaten kayýt dýþýnda olacak" dedi. Bu görüþ egemen iktisadýn teorisyenle rince savunuluyor.
Çeliðin dediði gibi asgari ücretin altýnda çalýþmaya razý olan zaten kayýtdýþý olarak çalý þýyor. Asgari ücretin yasal zorun luluk olmaktan çýkmasý halinde ise iþsizlik nedeniyle binlerce insanýn ücreti zaten son derece yetersiz olan asgari ücretin de altýna düþecek.
Az Bulutlu
En Yüksek 0C 32 En Düþük 0C 15
"ADSL'de hýz artýþý yalan, DAÇE: 'BTC'nin ülke ekonomisine katkýsý yok' fiyatlarý düþürün" [Sesonline] Doðu Akdeniz Çevrecileri (DAÇE)'nin 73. Bölge Toplantýsý 15-16 temmuz'da Taþucu'nda yapýldý. Alanya, Taþucu, Silifke, Mersin, Tarsus, Adana, Ýskenderun, Antakya, Diyarbakýr ve Kahraman Maraþ’tan çevrecilerin katýlýmýyla gerçekleþen toplantýda þu kararlar alýndý: » Türkiye Çevre Platformu’nun istem ve çabalarý sonucu CHP Meclis Grubu tarafýndan iptal istemiyle Anaya Mahkemesine götürülen Yeni Çevre Yasasý konusundaki geliþmeler dikkatle izlenmektedir. Öncelikli olarak talep olunan “yürürlüðün durdurulmasý istemi” konusunda acil beklenti içinde olunduðu dile getirildi. » Doðu Akdeniz Çevrecileri Nükleer Karþýtý Platform çatýsý altýnda 6 Aðustos 2006 günü Büyükeceli (Akkuyu)‘de yapýlacak olan Nükleer Karþýtý Þenlik programýna DAÇE olarak katýlacaðý açýklandý. » Büyük bir törenle açýlýþý yapýlarak hizmete sokulan Bakû Tiflis Ceyhan petrol boru hattýnýn aslýnda fosil yakýt kullanýmýna yapýlan yeni bir yatýrým olduðu, bu boyutu ile Küresel Isýnma ve Ýklim Deðiþikliði konusunda imzalanan uluslararasý sözleþmelerle de çeliþmekte olduðu vurgulanarak, yapýlan 1.7 milyar dolarlýk yatýrýmýn sonucu ülkemiz kazancýnýn yýlda 300 milyon dolar civarýnda olacaðý. Petrol boru hattý güvenlik ve bakým masraflarýyla birlikte ekonomik anlamda da ülkemiz ekonomisine bir katkýsý bulunmadýðýna dikkat çekildi. » Tarsus’ ta yapýlmasý planlanan katý atýk yakma tesisinin çevresel açýdan çok sayýda sorun yaratacaðý, sözde geliþmiþ batý ülkelerinin artýk kullanmadýðý çöp teknolojilerin ülkemize transferinde yeni bir
örnek oluþturmasýnýn yanýnda yaþamsal boyutta hava kirliliði yaratacaðý da ifade edilerek Tarsus halkýnýn haklý mücadelesinin yanýnda olunacaðý ifade edildi. » Karaduvar’ da bulunan petrol depolama tesisleriyle ilgili sorunun yapýlan hukuk mücadelesine karþýn sürdüðü, keza Kahraman Maraþ’ta yapýlmasý planlanan Çimento Fabrikalarý inþaatlarýnýn da verilen hukuki mücadeleye karþýn hýzla sürmekte olduðu belirlenerek, DAÇE katýlýmcýsý avukat arkadaþlarýmýzýn bu konularda verdikleri hukuk savaþýmýnýn sonuna kadar desteklenmesi kararlaþtýrýldý. » Taþucu’ nun çevre sorunlarý konusunda yapýlan görüþmede; SEKA’ nýn satýþý konusunda ihale þartname ve teminat bedellerinin çok yüksek tutulduðu, böylece ihaleye katýmýn engellendiði konusunda görüþ birliði oluþtu. Taþucu tersanesi, Göksu deltasý ve yörede yapýlmýþ bulunan NATO limaný konularý da tartýþýlarak bu konulardaki sorunlar dile getirildi. » Ülkemizin elektrik enerjisi kurulu gücünün önümüzdeki 30 yýl için yeni bir yatýrým yapýlmasýna gerek olmadan yeterli bulunduðu, karanlýkta kalma senaryolarýn asýlsýz olduðu, var olan hidroelektrik santrallarýn çalýþmalarý yavaþlatýlarak pahalý enerji satýn alýndýðý, sorunlu ve tehlikeli nükleer teknolojiye ise hiç gereksinim olmadýðýnýn altý çizilerek bu konuda yapýlacak yatýrýmlarýn ülkemiz turizm potansiyelini de olumsuz olarak etkileyeceði, aslýnda ülkemizde enerji sorunu deðil enerji yönetim sorunu bulunduðu konusu yinelendi.
Erderir’in satýþý ‘durduruldu’ (Sesonline) ANKARA - Danýþtay 13. Dairesi’nin Erdemir’in satýþýna onay veren "Özelleþtirme Yüksek Kurulu" kararýnýn yürütmesinin durdurdurulduðu Makina Mühendisleri Odasý Baþkaný Emin Koramaz tarafýndan açýklandý. Haberin ardýndan ÝMKB, Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý’ndan açýklama istenilmesi nedeniyle Erdemir hisselerini geçici olarak iþleme kapattý. Makina Mühendisleri Odasý Baþkaný Emin Koramaz, ihalenin yeniden yapýlmasý gerektiðini savundu. Koramaz “Rekabet Kurulu’nun karar aldýðý günden itibaren iþlemler hukuka duyarlý deðil. Dolayýsýyla ihalenin yeniden yapýlmasý ve Erdemir’in kamuya iadesi gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin en büyük yassý çelik üreticisi Erdemir’in yüzde 46,12’si için ekim ayýnda yapýlan blok satýþ ihalesinde en yüksek teklifi veren Oyak, 27 Þubat’ta Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý’na ait yüzde 46,12 hisse için 2,77 milyar dolar ve Türkiye Kalkýnma Bankasý’na ait yüzde 3,17 hisse için 190.2 milyon dolar olmak üzere toplam 2,96 milyar dolarý ödedi ve söz konusu Erdemir hisselerini devraldý.
Tüketiciler Birliði Genel Baþkan Yardýmcýsý Bol, Telekom'un "ADSL hýzýnýn artýrýlacaðý, ancak; ücretlerin sabit kalacaðý" açýklamasýna tepkili. Bol: Mevcut Ýnternet veri trafiði zaten sorunlu, hýzlandýrýlamaz. Telekom fiyatlarý yarý yarý yarýya düþürmeli. BÝA - Tüketiciler Birliði Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Ankara Þube Baþkaný Üstün Bol; Türk Telekom'un Genel Müdürü Paul Doany'un Ýnternet kullanýcýlarý için ADSL hýzýnýn artýrýlacaðý, ancak; ücretlerin sabit kalacaðý yönündeki açýklamalarýný deðerlendirdi. Bol "Hýz artýrýmýna gidilerek ucuzluk saðlanacaðý yönünde açýklama gerçekleri yansýtmýyor. Türk Telekom bu yalaný bahane etmeden indirim yapmalý. Mevcut Ýnternet veri trafiði zaten sorunlu" dedi. "Fiyatlar yarý yarýya inmeli" Türk Telekom Genel Müdürü Doany, birkaç gün önce Türkiye'nin Ýnternet veri alt yapýsýnýn sorunlu olduðunu ve yýllardýr ihmal edilmesi nedeniyle ciddi yatýrýma ihtiyaç duyulduðunu açýklamýþtý. Tüketiciler Birliði Genel Baþkan Yardýmcýsý Bol yaptýðý yazýlý açýklamada Türk Telekom'un; DSL Forum'un yayýnladýðý ADSL raporunda Türkiye'nin
hem dünyanýn en yavaþ ADSL'sini kullandýðý, hem de dünya ortalamasýndan 6 kat daha pahalý ADSL kullandýðýnýn ortaya çýkmasýyla yeni bir strateji geliþtirdiðini söylüyor. Hýz artýrmanýn gerçek olamayacaðýný savunan Bol, "Doany'nin de itiraf ettiði gibi, Türkiye'de Ýnternet altyapýsý ihmal edildi. Mevcut trafik taahhüt edilen trafiði karþýlamaktan çok uzakken ve yeni bir yurt dýþý trafik artýþý yapýlmadan lokal trafiðin artýrýlmasý sadece bir aldatmacadan ibaret" dedi. "Mevcut kapasite bugünkü veri trafiðini bile karþýlayamazken, Ýnternet hýzýnýn ikiye katlanacaðýný açýklamak tüketiciyi aldatmaktan baþka bir þey deðil. Türk Telekom tüketici odaklý bir düzenleme yapmak ve daha önceki lekelerini temizlemek istiyorsa hýz artýrýmý yalanýna baþvurmadan fiyatlarý yarý yarýya indirmeli."
Eczacýlar "Ýlaç Tebliði" için dava açýyor BÝA - Ýstanbul Eczacý Odasý bugün (17 Temmuz) oda merkezinde yaptýðý toplantýyla Maliye Bakanlýðý'nýn bazý ilaçlarýn bedelinin sosyal güvenlik kurumlarýnca ödenmesini engelleyen "Tedavi Yardýmýna iliþkin Uygulama Tebliði"nin yürütmesinin durdurulmasý için iki gün içinde Danýþtay'a dava açacaklarýný açýkladý. Ýstanbul Eczacý Odasý Genel Sekreteri Semih Güngör, geri ödemesi çýkartýlan ilaçlarýn tedavi deðeri yoksa ruhsatlarýnýn iptal edilmesi gerektiðini söyledi.