SAYI 99
TUNCAY ÖZİLHAN
İMAM ALTINBAŞ
BÜLENT ECZACIBAŞI
HÜSNÜ ÖZYEĞİN
Altınbaş ailesi Türkiye'de en çok bağış yapanlar arasında
İstanbul Kuyumcular Odası’nın 16 Ocak 2014 tarihinde yapılacak olan başkanlık seçimine sayılı günler kaldı. Sektörün en önemli kurumlarından birisi olan İKO’nun başkanlığı için Ahmet Karbeyaz, Hasan Gülaçtı, Nurettin Özgenç ve Norayr İşler adaylıklarını açıkladı.
:
Sektörde seçim heyecanı
Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en önemli kurumlarından birisi olan İstanbul Kuyumcular Odası’nın başkanlık seçimleri 16 Ocak 2014 tarihinde İstanbul – Çemberlitaş Fırat Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. 1990 – 2005 yılları arasında İstanbul Kuyumcular Odası yönetiminde başkan yarcımcılığı ve başkanlık görevlerini yürütmüş olan Ahmet Karbeyaz, perakendecilik ve ihracat alanında örnek çalışmalar ortaya koymuş olan Hasan Gülaçtı, KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç ve halen İKO yönetiminde hizmet veren Norayr İşler başkanlık için adaylıklarını açıkladılar. 2618 kişinin oy kullanacağı seçimler sonunda İstanbul Kuyumcular Odası’nın yeni yönetimi belirlenecek. Seçimde tüm adaylara başarılar diler, seçim sonuçlarının tüm sektöre hayırlı olmasını temenni ederiz.
Sentetik tehlikesi kapıda
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
REMZİ ÇELEN
remzicelen@yayindunyasi.com www.twitter.com/altindunyasi www.facebook.com/altindunyasiyayingrubu
Son dönemin en önemli gündem maddelerinden birisi olan sentetik pırlantalar konusu, İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Meslek Komitesi ve HRD Türkiye işbirliği ile düzenlenen konferansta ele alındı. ‘’Doğal ve Sentetik Pırlantalar; Sorunlar ve Çözüm Önerileri’’ adı ile düzenlenen konferansta konunun ortaya çıkardığı riskler ile ilgili sektör mensuplarına bilgi verildi. Laboratuvar ortamında geliştirilebilen pırantalar sadece Türkiye’de değil dünyada da gündemi daha uzun bir süre meşgul edeceğe benziyor. Bu gelişmenin paralelinde ortaya çıkan önemli bir gerçek de şu; sertifikalı ürünlere yöneliş hız kazanacak. Konferansta da değinildiği gibi, CVD taşların ve bu teknolojinin, internetin bu kadar yaygın olduğu günümüzde nihai tüketicilerden gizlenmesi mümkün değil. Sektörün bu duruma hazırlıklı olması, bir aksiyon planı ortaya koyması ve hatta ortak bir profesyonel iletişim stratejisi belirlemesinde fayda var. Ancak bu şekilde mevcut riskler minimize edilebileceği gibi fırsatlar da yaratılabilir. Sentetik pırlantalar ile ilgili fırsatın ortaya çıkabileceğini ortaya atan kişi, konunun duayeni Martin Rapaport. Rapaport verdiği bir konferansta özellikle ‘’kanlı elmas’’ algısı sebebiyle pırlanta talep etmeyen kesimin, sentetik pırlantalar ile kazanılabileceği görüşünü benimseyenlerden. Elbette konunun olumlu yönde gelişmesi ortak bir aksiyon planının sağlıklı bir şekilde uygulamaya konulabilmesine bağlı. Sentetik pırlantalar konusunun nerelere gideceğini önümüzdeki aylarda hep beraber göreceğiz.
2014 beklentileri
2013 altın fiyatlarının düşüş eğiliminde ve volatilitenin yüksek olduğu bir yıl oldu. İstikrarsız altın fiyatları ve global ekonomik krizin yaralarının özellikle sektörümüzün ihraç pazarları olan ABD ve Avrupa’da tam olarak sarılamamış olması, firmalarımızın 2013 yılında yüksek bir performans ortaya koymasını da engelledi. Buna karşın profesyonel bir sisteme sahip olan firmalar büyüme trendlerini sürdürürken, pek çok firma da ‘’önümüzdeki maçlara bakacağız’’ anlayışı sergiledi. 2014 yılında da ÖTV’deki değişiklik dışında sektörümüzü çok fazla etkileyecek faktörler öngörülmüyor. Tabi yerel seçimler öncesinde yaşanan siyasi gelişmelerin kısa ve orta vadede ekonomide yaratması muhtemel değişiklikleri varsaymazsak. Sektörün dev firmalarının 2014 ile ilgili beklentilerinin ve stratejilerinin özetlerini de ilerleyen sayfalarda bulabilirsiniz.
Sektör ÖTV konusunda temkinli
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek geçiğimiz ay değerli taş ithalatında uygulanan %20’lik ÖTV’nin kaldırılacağı müjdesini vermişti. Bu tasarının Ocak ayının başında onaylanması beklenen torba yasa ile birlikte geçmesi planlanıyor. Bu şekilde ÖTV ortadan kalkacak. Ancak bu gelişmeyi sektörün çok sevinçle karşıladığını söylemek de pek mümkün değil. Çünkü ÖTV’nin kalkması ile birlikte %18’lik KDV uygulanmaya başlıyor. Sektör, uygulanacak KDV’nin oranının %8’e düşürülmesini talep ediyor. Bu şekilde ÖTV’nin kalkması neticesinde özellikle iç piyasada değişen bir şeyin olmayacağı görüşünde. Elbette, ihraç pazarlarımıza yönelik performansımızın artacağını beklediğimzi de bir kez daha belirtelim. Bu yasa değişikliği ile birlikte sektörümüzde meydana gelecek gelişmeleri önümüzdeki sayılarda takip etmeye devam edeceğiz.
Kuyumcukent ve Denizbank işbirliği
Kuyumcukent’teki değişim devam ediyor. Kuyumcukent yönetimi, komplekste yerleşik küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansman ihtitacını gözönünde bulundurarak Denizbank ile bir işbirliği gerçekleştirdi. Bu işbirliği çerçevesinde yalnızca Kuyumcukent’te yerleşik işletmeler %1,75 faiz oranı ile altın kredisi kullanabilecekler. 2014 yılının tüm sektörümüz için bol kazançlı ve mutlu geçmesini dileriz.
Remzi Ç elen
REKLAM SATIŞ YÖNETMENLERİ
SAYI: 99 • ARALIK 2013 • YIL: 8
MELEK SANCAKLI KADER YAŞAR DİLA ECEM ÇAKIR GÖRSEL YÖNETMEN
İSMAİL BATI Yayın Dünyası Gazetecilik Yayıncılık ve Dağıtım A.Ş.
Adına, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni:
REMZİ ÇELEN
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
ZEHRA KAŞIKOĞLU ÖRS EDİTÖR
ASLI ÇELEBİOĞLU 22 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
GRAFİK/TASARIM
SELİN BEŞİRYAN MUHASEBE SORUMLUSU
ERDAL BUDAK
KATKIDA BULUNANLAR:
MEHMET ÇELİK • BURHAN GEZGİN SALİHA ASCENSİO • EMRE ALKİN MEHMET CAN ÖZDEMİR • AYLİN GÖZEN
Yönetim Yeri: Küçükayasofya Mah. Aksakal Sk. No: 27 Fatih/İstanbul Tel: 0212 518 84 01 (pbx) Fax: 0212 518 84 02 info@yayindunyasi.com www.altindunyasi.org BASKI: GEZEGEN BASIM / 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi 2. Cad. No: 202/A Bağcılar - İstanbul • Tel: 0212 325 71 25 Sertifika No: 12002
altınhaber
Altınbaş Ailesi en çok bağış yapanlar arasında
TUNCAY ÖZİLHAN
İMAM ALTINBAŞ
BÜLENT ECZACIBAŞI
HÜSNÜ ÖZYEĞİN
Capital ve Ekonomist Dergilerinin gerçekleştirdiği “gönlü zenginler” araştırmasında, Altınbaş Ailesi Türkiye’de son 10 yılda en çok bağış yapanlar arasında yer aldı. Altınbaş Ailesi adına ödülü, İmam Altınbaş aldı. 24 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
RAUF ATEŞ
C
apital ve Ekonomist Dergileri tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in desteğiyle gerçekleştirilen, son 10 yılda Türkiye’nin en çok bağış yapan iş insanlarını belirleyen “Gönlü Zenginler” araştırması ödülleri törenle sahiplerini buldu. “Gönlü Zenginler” arasında yer alan İmam Altınbaş, Altınbaş Ailesi adına ödülünü aldı. Capital Dergisi tarafından hazırlanan “Türkiye’nin gönlü zengin 50 iş adamı” listesinde yer almaktan duyduğu gurur ve mutluluğu dile getiren Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, “Gaziantep’te temelleri 60 yıl önce atılan bir şirket olarak her zaman geçmişimizden aldığımız gücü öncü ve yenilikçi yaklaşımlarla ileriye taşıdık. Altınbaş ailesi olarak 60
BEKİR BOYDAK
yıl önce içinden doğup büyüdüğümüz bu topluma teşekkür borçlu olduğumuza yürekten inanıyoruz. Uluslararası rekabet gücüne sahip, insana, çevreye, toplumsal değerlere saygılı ve duyarlı bir şirket olan Altınbaş olarak bugüne kadar kazandıklarımızı her zaman ülkemize fayda sağlayacak yatırımlar için kullandık” dedi. Bu ülkede doğup büyüdüğünü dile getiren İmam Altınbaş “burada yaşayan insanlar neyin eksikliğini hisseder, neyle mutlu olurlar tahmin edebiliyorum. Altınbaş olarak yapmış olduğumuz bir destek eğer bir katkı sağlamış, insanlarımızın önünü açmışsa bu bize yeter. Allah, inşallah önümüzdeki dönemlerde de bize bu tür fırsatları nasip eder” diyerek plaket için teşekkür etti. n
MEHMET ALİ AYDINLAR
BEGÜMHAN DOĞAN SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 25
26 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
Kuyumcukent DenizBank işbirliği % 1,75
Kuyumcukent İşletme A.Ş. (KİAŞ) ve DenizBank arasında iş birliği protokolü imzalandı. Kuyumcukent’in DenizBank ile imzaladığı protokolle, Kuyumcukent’teki kuyumcular, Denizbank’ın sunduğu çok özel avantajlardan kolaylıkla faydalanabilecek. DenizBank, sadece Kuyumcukent’teki müşterilerine özel, 1 kilogram altın için 1.75 gr geri ödemeli finansman desteği sunacak.
28 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
K
uyumcukent İşletme A.Ş. (KİAŞ) ve DenizBank Altın Bankacılığı arasında 06 Aralık 2013’te iş birliği protokolü imzalandı. İstanbul’da düzenlenen protokol imza törenine Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç ve DenizBank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun katıldı. Protokol çerçevesinde DenizBank Altın Bankacılığı, sadece Kuyumcukent’te yerleşik sektör müşterilerine özel finansman desteği sunuyor. DenizBank, tüm altın kredi paketlerinde olduğu gibi bu üründe de sektör dinamiklerini göz önüne alarak özel kredi değerlendirmesi yapıyor. “Kuyumcukent’in sektörel değerine katkıda bulunan önemli bir adım” Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, yapılan protokolle ilgili açıklamasında, “Kuyumcukent’in hedeflenen noktaya ulaşabilmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Bunlardan sonuncusu olarak da bugün Türk bankacılık sektörünün önemli bankalarından birisi olan Denizbank’ın, yalnızca Kuyumcukent’teki firmalara özel finansman hizmeti ile ilgili toplanmış bulunuyoruz. KİAŞ ile Denizbank arasında imzalanan bu protokol ile kentte yerleşik küçük ve orta ölçekli firmalar son derece uygun altın kredi finansman imkânlarından yararlanabilecekler. Yaptığımız bu çalışmalarla Kuyumcukent’i çok sayıda üreticinin bir arada toplandığı bir bina kompleksi olmanın ötesinde sektörün önemli bir değeri olma hedefine doğru hızla taşıyoruz. Bu anlaşmanın sektörümüz adına hayırlı olmasını dilerim. “Yenilikçi çözüm önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz” DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör ise, “Altın bankacılığı konusunda sektörde birçok ilke imza attık. Daha önce geliştirdiğimiz taksitli altın kredisi ile müşterilerimiz kredi geri ödemelerini 24 aya varan vadeler ile aylık eşit taksitli olarak gram cinsinden yapabiliyorlar. Bir diğer ilk olarak hayata geçirdiğimiz İmalatçıya Altın Destek Kredisi ile de kuyumcuların nakit akışına uygun bir şekilde has altın alım imkânı sağlıyoruz. 3 aya varan ödemesiz dönemin de bulunduğu İmalatçıya Altın Destek Kredisi’nde öteleme süresi sonrasında 9 ay veya 12 ay vade üzerinden taksitlendirme seçeneği de bulunuyor. Şimdi de KİAŞ’la yaptığımız protokol ile Kuyumcukent’teki girişimcilere birçok önemli fırsat sunuyoruz. Bu çalışmanın başka bankalarda benzeri yok. DenizBank Altın Bankacığı olarak sektörün tüm hassasiyetlerini dikkate alıp yenilikçi çözüm önerilerimizi sunmaya devam edeceğiz.” dedi. Kuyumcukent’e özel uzman ekip hizmet veriyor DenizBank, Kuyumcukent’te altın sektörüne özel uzman ekip ile hizmet sunuyor. DenizBank Şube Müdürü Vildan Yüksel, Portföy Yöneticileri Deniz Özcan ve Olga Özlük; Kuyumcukent’teki esnafın bankacılık hizmetlerine cevap veriyor. DenizBank ve KİAŞ arasında yapılan protokolle Kuyumcukent’te yerleşik ihracatçı müşterilere özel 1 yıl vade ve 1 kilograma aylık 1,75 gr geri ödeme ile finansman desteği sunuluyor. Kredi, 1 yıl taksitli veya spot seçenekleri ile sunuluyor.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 29
30 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
Anadolu Efsanelerinin New York Çıkartması Sanatçı Ahmet Güneştekin’in, dünyaca ünlü Marlborough Gallery bünyesindeki ilk sergisinin açılışı 26 Kasım akşamı New York’ta görkemli bir gala ile gerçekleşti. Türkiye’nin lider mücevher markası Altınbaş, destek olduğu sergi açılışı öncesi Ahmet Güneştekin onuruna bir davet verdi.
T
ürkiye çağdaş sanatının uluslararası ismi Ahmet Güneştekin, dünyanın önde gelen sanat kurumlarından Marlborough Gallery bünyesindeki “Ahmet Güneştekin: Son Dönem Resimler” başlıklı ilk sergisini Altınbaş iş birliği ile; 26 Kasım akşamı New York’ta düzenlenen görkemli galada sanat severlerin beğenisine sundu.
Türk mücevher sektörünün lider markası Altınbaş, ünlü Ressam Ahmet Güneştekin’in Marlborough Gallery sanatçısı olarak New York’ta gerçekleştirdiği ilk sergisi onuruna 25 Kasım’da New York’un en prestijli mekanlarından Cipriani 55 Club da davet verdi. Davete, New York sanat ve iş dünyasından çok gelen sayıda seçkin kişinin yanı sıra Türkiye’den gelen basın mensupları ve iş adamları katıldı. Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Güneri Cıvaoğlu, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Vahap Munyar, Marketing Türkiye ve Zaman Gazetesi Köşe Yazarı Günseli Özen Ocakoğlu, Vogue Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Seda Domaniç, Türkiye Gazetesi Yazarı Balçiçek İlter, Sabah Gazetesi Yazarı Burcu Aldinç ve Milliyet Gazetesi Yazarı Çağdaş Ertuna, New York iş ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin katıldığı Cipriani 55 Club’de Altınbaş ev sahipliğinde, Ahmet Güneştekin onuruna verilen yemeğe katılan isimler arasındaydı. Altınbaş Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’ın açılış konuşmasını yaptığı geceye Türkiye New York Büyükelçisi de katılım gösterdi. “Altınbaş ve Sanat Elele Yola Devam Edecek” Sanatın evrenselliğine inanan Altınbaş’ın sanatı ve sanatçıları her zaman destekleyeceğini dile getiren Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş; “Sanatın insan üzerindeki yapıcı etkisinden hareket ederek, Türkiye’nin evrensel kültür mozaiğinin uluslararası alandaki etkinliğini pekiştirmeyi, bu sayede dünya barışına ve birliğine katkı sunmayı hedefledik. Bu kapsamda Altınbaş olarak, Anadolu ile Mezopotamyanın kültürel farklılığını ve zenginliğini uluslararası alanda başarıyla temsil eden Ahmet Güneştekin ile 2014 yılı içinde yurtiçi ve yurtdışı sanat yolculuklarında da devam edeceğiz. Bizim iş dünyasındaki geçmişimiz ve vizyonumuzla Ahmet Güneştekin’in sanat alanındaki vizyonu arasında büyük paralellikler görüyoruz. Çünkü her ikimiz de Türkiye’nin değerlerini dünya ile buluşturmayı kendimize misyon ediniyoruz. “ dedi. İmam Altınbaş, koleksiyonuna eklemek üzere,serginin ilk tablosu Midas’ın Zor Günü isimli tabloyu da satın alarak sanata iş adamı kimliğiyle de destek olacağının altını çizdi. Sergi, New York Sanat Dünyasının Gündemine Oturdu New York’ta, 26 Kasım akşamı görkemli bir gala ile sanatseverlerin ziyaretine açılan “Ahmet Güneştekin: Son Dönem Resimler” sergisine, dünyanın önde gelen sanat eleştirmenleri arasında gösterilen Donald Kuspit, İspanya’nın çağdaş sanat ustası Manolo Valdés ile Türkiye sanat camiasının saygın ismi Şair ve Sanat Tarihçi Gülseli İnal, Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş, Altınbaş Mücevherat CEO’su Ali Bulut’un da aralarında bulunduğu çok sayıda iş adamı, sanatçı, eleştirmen, koleksiyoner ve basın mensubu katıldı. Sergi, beklenenin çok üstünde ilgi görmesi, sergilenen eserlerin tamamının henüz açılışın gerçekleştirildiği ilk saatlerde önemli koleksiyonlara dâhil olmasıyla bir anda New York sanat dünyasının gündemine de oturdu. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 33
altınhaber
Atasay’dan Mücevher Sektörüne Örnek Strateji Atasay’ın bu yıl 4.’sünü düzenlediği Geleneksel Altın Çadır Günleri tüm coşkusuyla gerçekleşti. Her yaşam biçimine ve bütçeye hitap edecek pek çok ürünün maliyetine hatta bazı ürünlerin zararına fiyatlarla satışa sunulduğu Geleneksel Altın Çadır Günleri bu yıl ilk kez İstanbul dışında Adana, Ankara ve Eskişehir’de de eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.
T
ürk mücevherat sektörünün lider kuruluşu Atasay’ın bu yıl 4. kez düzenlediği Geleneksel Altın Çadır Günleri, gerçekleştirildi. Bu yıl İstanbul ile eş zamanlı olarak Adana, Ankara ve Eskişehir’de de düzenlenen Altın Çadır’a tüm illerde çok büyük ilgi oldu. Adana’da M1 Adana Merkez AVM, Ankara’da Forum Ankara Outlet, Eskişehir’de ise NEOPLUS Outlet AVM’de açılan Altın Çadır için Türkiye’nin birçok ilinden ziyaretçiler geldi. Altın Çadır’da İstanbul ve Ankaralı müşteriler altın ve pırlantaya eşit oranda ilgi gösterirken, Adana’da altın Eskişehir’de pırlanta daha çok ilgi gördü.
“Altın Çadır kendi sadık müşterilerini oluşturdu”
Geleneksel Altın Çadır Günleri’nde yine her yaşam biçimine ve bütçeye hitap edecek pek çok ürün maliyetine hatta bazı ürünler zararına fiyatlarla satışa sunulduğunu anlatan Atasay Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer; “Altın Çadır’ı düzenlediğimiz dört şehirde de büyük bir ilgi oldu. Bu ilgi Altın Çadır’ı İstanbul dışına taşıyarak ne kadar doğru bir karar verdiğimizin göstergesi. Bu yıl gördük ki Altın Çadır dördüncü yılında kendi sadık müşterilerini oluşturmuş. Çadırın kendi sadık müşteri grubunu oluşturması bizim için çok önemli bir artı değer” dedi. Kamer, “Bir mağazada günde ortalama 50 müşteriyle ilgilenirken burada 4 günde 50 bin kişi ağırlıyoruz. 130 mağazamızdan eleman çekiyoruz çadıra. İstanbul’daki çadırı 3 katına çıkardık. 80-90 kişiyi içeriye alıp 20 dakika süre veriyoruz. Çarşamba VIP günü, sonra çadır halka açılıyor” dedi. Altın Çadır Günlerini, gelecek yıl mutlaka yurtdışında da yapacaklarını dile getiren Kamer “Aslında çadırın sonunda zarar ediyoruz. Altını yüzde 50 avantajlı alıyorlar, pırlantayı üçte bir fiyatına. Altın fiyatları oldukça geriledi zaten. Bundan daha aşağıya ineceğini tahmin etmem” diye konuştu. Kamer 2015’te Türkiye’de 200 mağazaya ulaşma hedeflerine değinerek şunları söyledi: “Dubai’de iki mağazamız var. Gold Souk’ta mağaza açmak istiyoruz 2.5 milyon doyar hava parası gerekiyor. En zoru doğru lokasyonu bulmak.”diye konuştu.
Yurt dışından Altın Çadır’a ziyaretler devam ediyor
Altın Çadır’a her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt dışından ziyaretçilerin olduğunu ifade eden Kamer; “Bu yıl Almanya’dan Türkiye’deki bir üniversitenin etkinliğine katılmak üzere gelen bir grup akademisyen ve öğrenciyi ağırladık. Bu da bizim için farklı bir deneyim oldu” diye konuştu. Altın çadırda gümüş fiyatına altın tek taş satıldığını belirten Cihan Kamer “Altın Çadır’da 35 TL’lik altın tek taş yüzükten kolye, küpe, broş, bilezik, bileklik, set, mini sete kadar binlerce ürün seçeneği var. Tüm ürünlerimiz büyük ilgi gördü. Müşterilerimizin gönüllerindeki takılara sahip olmak üzere geldiklerinde fiyat sorduktan sonraki yüzlerindeki mutluluk tüm bu çabaya değdiğini gösteriyor bizleri de motive diyor” dedi.
34 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
ÖTV’nin kalkması yetmez ama evet Pırlanta’daki yüzde 20 ÖTV’nin kalkmasını olumlu bulduğunu belirten Cihan Kamer şöyle konuştu: “Ekmek, süt gibi temel gıda ürünlerinde vergi var, lüks üründe yok deniyordu. Haklılar da. Ama toplanan ÖTV’ye bakılsa çok iyi toplanamadığı görülür. İhracatın önünde de büyük bir engeldi bu. Şimdi KDV var. Yapılan düzenleme tam yeterli değil ama evet... KDV yüzde 8’e inse sektör yüzde 100 kayıt altına girer. Üç yılda vergi geliri 10 ise 50 olur.”
altınhaber
ALTINBAŞ’TA QUANTUM PERAKENDECİLİK DÖNEMİ
Tüketici algısının yeni nesil perakendecilik anlayışını şekillendiren en önemli unsur olacağını belirten Altınbaş Mücevherat İcra Kurulu Başkanı Ali Bulut, Quantum Perakendecilik Stratejisi temelinde lüks tüketim sektöründe önemli bir açılım ortaya koyacaklarının altını çizdi.
K
uyumculuk ve mücevherat sektöründe yalnızca Türkiye’de değil dünyada da önemli değişiklikler yaşandığını belirten Altınbaş Mücevherat İcra Kurulu Başkanı Ali Bulut, değişi36 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
min bir zorunluluk, değişebilme yeteneğinin de bir rekabet üstünlüğü haline geldiğini söyledi. Dünyada yaşanan değişim paralelinde Altınbaş’ta da önemli bir değişim sürecinin yaşandığının altını çizen Ali Bulut süreç ile ilgili şun-
ları söyledi; ‘’ Bundan sonra atacağımız adımlarda profesyonel organize mücevher mağazacılığı anlayışını temel alacağız. Quantum Perakendecilik Stratejisi temelinde yapılandırdığımız yeni organizasyon yapımız ile uluslararası stan-
dartlarda profesyonel perakende mücevher mağazacılığı anlayışının mimarı olacağız. Mağazalarımız bize deneyimsel pazarlama anlamında eşsiz olanaklar sunuyor. Perakende mühendisliği esasları çerçevesinde geliştiridiğimiz bigi sistemi ile perakendeciliği bir bilim dalı olarak ele alan, organize perakendeciliği kurum kültürünün önemli bir unsuru haline getiren bir yapı olacağız. Altınbaş bugüne kadar ortaya koyduğu çalış-
Altınbaş’ın QUANTUM Perakendecilik Stratejisi lüks tüketim sektöründe çok önemli bir açılım olacaktır. malar ve sektöre getirdiği yenilikler ile sektörün yönünü belirleyici etkinliğe sahip firma olmuştur. Altınbaş’ın açtığı bu yolda ilerleyen pek çok firma, mücevher mağazacılığı anlayışının ülkemizde gelişmesine katkıda bulunmuştur. Günümüze geldiğimizde Altınbaş sahip olduğu 135 mağaza ile yalnızca Türkiye’de değil, dünyada önemli mücevher mağaza zincirlerinden birisi haline gelmiştir. Böylesine dev bir boyuta ulaşan organize perakendecilik yapısı sebebiyle, farklı bir strateji uygulama zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu gereklilikten hareket ederek aldığımız önemli stratejik karar neticesinde organizasyon yapımızda da önemli değişiklikler yaptık. Bu yeniden yapılanma yalnızca mücevherat sektöründe değil, lüks tüketim sektöründe de örnek bir farkılaşma hikayesini ortaya çıkaracaktır.’’ Tüm sektörlerde olduğu gibi mücevhe-
rat sektöründe de yoğun bir rekabetin sözkonusu olduğunu belirten Ali Bulut, yaşanan rekabet neticesinde karların eridiğini, karlı, istikrarlı ve sürdürülebilir iş modelleri uygulamanın her geçen gün daha da zorlaştığını belirtti. 90’lı yılların sonunda altın kategorisinde yaşanan emtialaşma ve aynılaşma sorununun günümüzde mücevher kategorisi için de geçerli olduğunu söyleyen Ali Bulut ‘’ Mavi Okyanus Stratejisi ile fiyata dayalı yıkıcı rekabet ortamından ayrılmaya devam edeceğiz. İnovatif ve fark yaratan stratejilerimiz ile rekabetin yoğun olduğu kırmızı sulardan daha da ayrışacağız. Değişim hızı artarken, şirketler refahlarını sürdürebilmek için alışılageldik iş yapma yöntemlerine dayanarak iş göremezler. Artan rekabet ortamında firmalar inovatif çalışmalar ortaya koyarak farklılaşmak yerine, yalnızca fiyat düşüşü ile rekabet ederek aynılaşma yolunu seçiyorlar. Belirli bir süre sonra hemen hemen her firma aynı stratejiyi uygulayınca bütün ürünlerin ve fiyatların birbirinin aynısı olduğu pazar koşulları ile karşı karşıya kalıyoruz. Fiyatlar öyle bir düzeye iniyor ki, bazı durumlarda maliyet fiyatlarının altına dahi satışlar yapıldığını gözlemliyoruz. Sıfıra yakın kar marjları ile birlikte cari hesap ödeme sürelerinin son derece uzaması ile birlikte karlı bir iş modelenin uygulanabilmesi imkansız hale geliyor. Bu, firmalar için son derece riskli ve tehlikeli bir durum. Bu pazar koşullarında faaliyet gösteren firmaların mutlaka inovatif bir stratejik yönetim anlayışı ile hareket ederek farklılaşması gerekiyor. Biz de bu gerçekten hareketle, yıllar öncesinde başlattığımız markalaşma yolunda hızla ilerliyoruz. Uzun süredir ortaya koyduğumuz profesyonel pazarlama iletişimi çalışmaları neticesinde Altınbaş Türkiye’de son derece büyük bir marka haline geldi. Markalaşma yolunda attığımız dev adımlar neticesinde Altınbaş mağazaları, montüre mıhlanmış taş satan kuyumcu olmanın ötesinde, müş-
terilerine değer katan cazibe merkezleri haline geldi. Marka olmak orta ve uzun vadeli stratejiler gerektirir. Müşteriler tarafından tercih edilen bir kuruluş olmak için bilinir olmak veya farklılaşarak bunu istikrarlı bir şekilde sürdürmek gerekir. Marka olmak, daha yüksek
itibar, daha yüksek kar marjı ve daha istikrarlı büyüme ve dolayısıyla daha yüksek şirket değeri demektir. Özellikle lüks tüketim sektöründe markalaşmaya duyulan ihtiyaç daha yüksektir. Müşterinin alım kararını belirleyenmarkanın ismi değil, kendisine sunulan ürün veya hizmetinmüşteride yarattığı kama değer veya onu ilgilendirme katsayısıdır. Müşteriler 1000 Euro’luk Louis Vuitton çantayı sadece markası için değil, çantanın özgün dizaynı ve kalitesi için alır. Burada ödenen 100 Euro çanta için, 900 Euro ise müşterinin kendisini iyi hissetmesi için ödenen bedeldir. Altınbaş, bu katma değeri yaratan, müşterilerine farklı bir alışveriş deneyimi yaratan bir marka haline geldi.’’ Yeni iş modellerinde franchise mağaza ayrımı olmayacağını ve tüm mağazaları aynı anlayış ile yöneteceklerini belirten Ali Bulut sistemin işleyişi ile ilgili ip uçlarını şu şekilde paylaştı; ‘’Perakende sadece ‘’ticaret’’ değil, ‘’mühendislik’’ ve ‘’marka yönetimi’’ eksenleri üzerine kurulmuş bir iş koludur. Perakende mühendisliği test edilmiş ve başarılı bir çözümün çoğaltılmak üzere standartlaştırılmasıdır. Bundan sonraki süreçte bu başarılı sistemi çoklayarak büyümeye devam edeceğiz. Perakendedeki en önemli yanılgılardan birisi perakendeciliği sadece ‘’ticaret ve mağazacılık’’ olarak görmektir. Bu bakış açısının adı perakendecilik değil olsa olsa ‘’postmodern esnaflık’’tır. Altınbaş, kurulduğu günden bu yana ortaya koyduğı yenilikçilik anlayışı ile sektörün yönünü çizen lider firma olmuştur. Yeni dönemde ortaya koyduğumuz stratejiler ile yalnızca mücevher sektörünün değil organize perakendecilik sektörünün gelişiminde örnek olacaktır.’’ SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 37
altınhaber
Assos Road Show’a devam ediyor… Ürettiği ürün ve Türkiye’de pırlanta deyince akla ilk gelen markaların başında gelen Assos isminin sürekliliği ve devamlı başarısı gereği, müşterilerle kurulan bağ ve ortak başarı felsefesi ile ilerleyen Assos, bu yıla son damgasını 5 ayrı organizasyon ile vurdu.
K
asım ayında başlayan Road Show’da İç Anadolu Bölgesi’nde satış noktaları ile 21-22 Kasım tarihlerinde JW Marriott Ankara Otel’de, 28-29 Kasım tarihlerinde Bursa Çelik Palas Oteli’nde buluşarak unutulmaz bir organizasyona imza attı. 2 gün süren bu görkemli organizasyonlara katılan davetliler Assos’un eşsiz koleksiyonlarıyla tanışma fırsatı yakaladılar. Aralık ayında da devam eden Road Show’un ilk durağı Akdeniz Bölgesi’ydi. 6-7 Aralık tarihlerinde Adana HiltonSA’da gerçekleştirilen organizasyonda Mersin, Adana, Tarsus, Gaziantep ve civar bölgelerinden yoğun ilgi gören Assos hızını kesmeden Ege Bölgesi’nde 13-14 Aralık’ta Wyndham İzmir Özdilek Oteli’nde satış noktalarıyla bir araya gelerek göz alıcı bir organizasyona imza atıldı. Mevcut müşterilerle geliştirilen ilişkilerin yanında, yeni müşterilerin de kazanımını yaşadığımız organizasyonlarımızda son durak Samsun oldu. 20-21 Aralık tarihinde Samsun Anemon Otel’de gerçekleştirdiği görkemli organizasyonla Assos, 2013 yılını hedeflerinin üstünde, yüksek motive ve enerjiyle sonlandırdı
Assos’tan yılbaşına özel şık bir kampanya 2014 herkes için yepyeni ümitler, hayaller, heyecanlar ve yeni kararlar için taptaze bir başlangıç… Mücevheri modaya dönüştüren marka Assos, birbirinden ışıltılı koleksiyonları ve farklı stillere hitap eden tasarımlarıyla yeni yıl hediyelerini eşsiz kılmayı ve bu özel güne özel anlamlar yüklemeyi amaçladı. Pırlantanın o eşsiz ışıltısını sevdiklerinizle paylaşabilmeniz için yapılan bu kampanya ile 0.50 karat yüzükler 3.999 TL, 0.40 karat yüzükler 2.699 TL, 0.30 karat yüzükler 1.999 TL’den satışa sunuldu. 38 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altındosya
Aslı Çelebioğlu
Mücevher Sektörü için Pazarlama Stratejileri
Devlerin e-ticaret ve Sosyal Medya Stratejileri Dünyadaki örneklerine baktığımızda mücevherde marka olabilmenin, geleneksel pazarlama yöntemleri ve dijital inovasyonun buluştuğu ortak noktada oluştuğunu görüyoruz. Elmas, doğası gereği binlerce yıl geçmişe dayanır. Hikâyesi olan her şey paha biçilemezdir. Hikaye ve işçiliğin buluştuğu noktada, hikayenizi global pazarda öne çıkaran bir stratejiniz olduğunda ise sonuç görüyoruz ki: Tiffany&Co, Cartier, Van Cleef & Arpels…
40 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
“İçerdiği ayrıcalıklarla tüm ürünlerinizi mükemmel bir showroomda müşterilerinize sunma olasılığı tanıyan e-ticaret siteleri, inovatif, ürün ve marka hakkında heyecan uyandıran mecralar olmalı.” –FitForCommerce (e-ticaret danışmanlık firması), Çok Kanallı Perakendecilik ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Danielle Savin
D
ikkat ederseniz mücevherde global pazarda yer edebilmiş her markanın onu unutulmaz yapan bir hikayesi var. Tiffany’i bir dünya markası yapan ne? Neden Van Cleef & Arpels’in Alhambra koleksiyonu hala revaçta? Oldukça geniş çaplı bir konu olan mücevher pazarlaması bir stratejiler bütünü. Geleneksel pazarlama yönetimleri ve dijital inovasyonların ortaklaşa yürütüldüğü sistemde, yöresel hikayelerden ilham alıp global pazarda öne çıkaran bir stratejiyle başarıyı elde etmek mümkün. Bu noktada entelektüel içeriklerin pazarlama planlarına dahil edilmesi oldukça önemli. Mücevher markaları da kendi güçlü parçalarını bulup, bunu film, kitap, tiyatro gibi mecralarda pazarlamalı. Örneğin; Audrey Hepburn Tiffany vitrini önünde hayal kuruyor, Grace Kelly Monaco Prensesi unvanına sahip olduğu düğününde Cartier bir taç takıyor. Richard Burton Liz Taylor’a her kavgadan sonra barışmak için 10’larca karatlık mücevherler alıyor. Marylin Diamonds ‘Diamonds are a girl’s best friend’i seslendiriyor. Cartier’nin ilk Trinity alyansını alan Jean Cocteau ‘Güzel ve Çirkin’ de Josette Bay’in gözünden akıp pırlantaya dönüşen gözyaşları için Cartier pırlantalar kullanıyor… Günümüzün değişen tüketici alışkanlıkları ve oldukça önemli bir pazar alanı olarak kucak açan dijital mecrada, çeşitli stratejilerle, özellikle gençleri lüks segmente manipüle etmek günümüz koşullarında markanın geleceği açısından bir zorunluluk. Peki dijital olarak mücevher firmalarının izlediği yol nedir? Yarının tüketicilerini nerede yakalayabilirsiniz?
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre dünya e-ticaret hacmi 10 trilyon dolara ulaştı. Sadece ABD’nin e-ticaret hacmi 3,7 trilyon dolar. Türkiye’nin e-ticaret hacmi ise son 6 yılda yüzde 800 büyüdü.
Devlerin e-ticaret ve sosyal medya stratejileri Lüks sektörünün dijital stratejisi, sosyal medya pazarlama ve online reklam ve web sitelerine dayanıyor. Ancak, e-ticaret sitesinin pastadaki payı daha büyük. Bugün markaların gelirinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bugün dünyada dev hacimli bir elektronik ticaret pazarı mevcut. Kısa bir sürede gelişen bu pazar, NewYork’un sadece kuyumcuların bulunduğu meşhur caddelerini etkilemiş, dükkânların kapanmasına sebep oldu. Mücevher e-ticaret siteleri sektörden %25 gibi bir pay alabildiler. Bu da fiziki mağazaları büyük oranda etkiledi. Türkiye’de olduğu gibi birçok firma bu işe girişti, ancak yüzlercesi tekrar kapandı. Bu dev markalar, yayılma stratejisi izleyerek, A sınıf diye nitelendirdikleri yüksek insan trafiğine sahip lokasyonlarda mağaza açmaya ve bu şekilde tüketicinin rahatça markalarına ulaşabilmesi yönünde çalışıyor. Ancak büyüme stratejileri sadece mağaza açarak yayılma taktiğinin yanı sıra sundukları ürün çeşitliliğini artırma, e-ticaret ve mobil ticarete ağırlık verme taktiklerini de kapsıyor.
altındosya
Global mücevher markalarından başarılı uygulamaları ve son dönem yeniliklerine bir göz atalım…
Tiffany&Co e-ticaret sitesini yeniledi!
Tiffany&Co e-ticaret sitesinde sergilediği koleksiyonlarını basit ve interaktif bir sistemle yeniledi. Yeni tasarımıyla Tiffany’nin sitesine girenler alışveriş yaparken tüm Tiffany tasarımlarını hikayesiyle öğrenebiliyor. Maddi değeri yüksek bir mücevherden fazlasını anlatan hikâyeye e-ticarette yer vermek daha önce de vurguladığımız gibi oldukça önemli bir detay. Tiffany tarihinin detaylarını içerden web sitesi, müşterilerini markanın DNA’ı ile tanıştırırken, alışveriş yapmak isteyenlere, istediklerine rahatlıkla ulaşabilme kolaylığı sağlıyor. Web sitesinin yeni oluşturduğu vitrinlerinden biri de Tiffany kültürü… “Tiffany’nin Dünyası” adlı bölümde vurgulanan Tiffany tarihi, markanın kilometre taşlarından oluşan bir timeline. Bu kısımda müşteriler Tiffany’nin mirasını okuyabiliyor, elmasları inceleyebiliyor, ilgili videoları takip edebiliyorlar.
Tiffany&Co “True Love” mobil uygulaması… Kullanıcı interaktivitesi, paylaşımına yönelik bir pazarlama stratejisinden bahsedecek olursak Tiffany ‘nin iphone için tasarladığı True Love uygulamasını örnek gösterebiliriz. Gençlerin ilgisini çekmeye yönelik projeler sunulan uygulamada Love Stories bölümünde çocuklara gerçek aşkın ne olduğunu soruyor, çiftlerin aşk hikâyelerini paylaştığı videolara yer veriyor. The Art of Romance’da aşık çiftlerin uzun ömürlü bir ilişkisi olsun diye 40 önemli nasihati paylaşıyor. Love is Everywhere’de ise kullanıcıların kalp resimleri paylaşmasını istiyor.
Swarovski’nin Wink günlüğü Hassas kesim kristal üreticisi Swarovski, Kreatif Direktörü Nathalie Colin tarafından oluşturulan blog ile mücevher dünyasının iç işleyişini sürükleyici bir bakış açısıyla marka müdavimlerine sunuyor. Nathalie Colin tarafından oluşturulan Wink Blog, sosyal medya kanalları ve kreatif direktöre ilham veren kaynakları, moda ipuçlarını ve onun günlük yaşamının yönlerini anlatan ayrıntılı bir blog. Nathalie Colin tasarımları, mücevher tasarımının sahne arkası, ünlü tasarımcılar ve mücevhere dair her türlü konuya kişisel gözlemleriyle yer verdiği blogunda marka müdavimlerine mücevher dünyasının içinden ipuçları veriyor. Markaların şeffaflığı artırmak için gerçekleştirilen bu tür dijital mecra çalışmaları markanın meraklılarıyla arasındaki bağı güçlendirirken şirket yapısındaki ‘insan’ unsurunu da ön plana çıkarıyor.
Van Cleef&Arples Van Cleef & Arpels ise yan tarafta bulunan QR kodu telefonunuzdan okutarak izleyebileceğiniz videoda e-ticaret sitesini tanıtıyor. Sitenin adeta bir mücevher kutusu gibi tasarlandığını belirten marka yetkilileri site ziyaretçilerine zengin içeriği ve sıra dışı hikâyeleriyle mükemmel bir deneyim sunuyor. 3D video ve sunduğu interaktif seçenekler ile ürünleri çok yakından inceleme fırsatı sunan marka, aynı zamanda ürünlerin, ruhunu koruyarak e-ticaret standartlarında tasarlanmış geniş seçeneklerle sunuyor. 42 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
“Pazarlamayı bırakın, bağ kurmaya başlayın’’ Scott Scratten-Unmarketing
Bir pazarlama aracı olarak “Hashtag” Herhangi bir konu ile ilgilenen kullanıcıların o konu üzerine twitterda yaptığı aramalarda kolaylık sağlayan bir araç olarak nitelendirilen hashtag yeni yeni bir sosyal medya pazarlama aracı olarak boy göstermeye başladı. Twitter’ı bir keşif aracı olarak, adeta sosyal arama motoru gibi kullanan çok kişi var. Twitter’da hakkında atılan tweetleri merak ettiğiniz bir kelimeyi arattığınızda karşınıza birçok paylaşım çıkıyor, aslında bu bile Twitter’da hashtaglerin neden kullanılması gerektiğinin kanıtı. Hashtag içeren tweetinizi gören birisi bunu retweetleyebilir, böylece yayılım ve etkileşim süreci başlar.
Yine Tiffany&Co’nun noel için kullandığı #TiffanyUnderTheMistletoe hashtagi buna bir örnek… Tiffany, müşterilerini mağazalarında bulunan ökseotu altında fotoğraf çekilmeye davet ediyor.
altınhaber
VAV Diamond yeni yapılanma hamlelerini 2014 yılında tamamlayacak 2013 yılının başında şirket vizyonunu ve pazarlama stratejilerini köklü bir şekilde revize eden VAV Diamond; yaptığı bu önemli hamleleri 2014 yılında tamamlamak istiyor. Yeni yıl ile birlikte VAV Diamond; tam hizmet sunan bir mücevher markası olarak tanınmak istiyor.
Ü
lkemizin önde gelen çıplak taş ithalatçısı VAV Diamond; 2013 yılında bitmiş ürün kategorisinde de geniş ürün çeşitliliğiyle piyasaya son derece zarif pırlanta ve elmas mücevherler sundu. Çalışma alanını genişleten ve firmaya yepyeni bir istikamet sağlayan bu hamle; 2014 yılında tam anlamıyla yerini bulmuş olacak. Piyasaya bitmiş ürün grubuyla hızlı bir giriş yapan VAV Diamond; geçtiğimiz yıl kendisiyle uzun yıllar değerli taş ticaretinde bulunan müşterilerinin tamamına yakınına bitmiş ürün sunma başarısı ortaya koydu. 2014 yılında yeni müşterilerle portföyünü artırmayı planlayan VAV Diamond; yüksek kaliteyi, özenli işçilik eşliğinde uygun fiyata sunmayı arzuluyor.
44 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
VAV Diamond marka yatırımlarını artırıyor 2013 yılında köklü bir yapılanmaya giden markaları için yılbaşında belirlenen gerçekçi hedeflerin yakalandığını ifade eden VAV Diamond Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Dinçkul; bu yıl markalarının sadece pırlanta ithal eden bir marka olmadığının kuyum camiasına anlatıldığını, 2014 yılında yapacakları pazarlama faaliyetleriyle VAV Diamond markasının bir mücevher markası olduğunun daha da pekiştirileceğini söyledi. Dubai’de ofis açılması planlanıyor 2014 yılında düzenlenecek ulusal ve uluslararası fuarlarla ilgili, gerek katılımcı gerekse ziyaretçi olarak anlaşmaların yapıldığını, bu yıl mevcut ürün çeşitliliğinin arttırılacağını kaydeden Hakan Dinçkul; yeni yılla ilgili şu bilgiler sundu: “2014 yılı içinde ülkemizde mücevher arayan kişiler, kuyumcular VAV Diamond’ın ürünlerini de mutlaka incelemek isteyecekler. Bu yıl iç pazardaki konumumuzu istediğimiz düzeye getirmeyi hedefliyoruz. Pazarlama ekibimizi genişletme çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca dünyada mücevher alanındaki en son gelişmeleri, trendleri modellerimize yansıtmayı planlıyoruz. Çıplak taş ticaretimizdeki gücümüzü arttırmak için Dubai’de bir ofis açmayı planlıyoruz. Türkiye elmas borsasına üyeliğimiz bu yıl kesinleşmiş olacak. Yeni yılın ikinci yarısından itibaren İstanbul’un nezih semtlerinden birinde perakende mağazası açma ihtimalimiz de söz konusu. 2013’e göre işlem hacmimizi de yaklaşık %40 arttırmayı düşünüyoruz. Yeni yıl markamız için çok önemli bir yıl olacak.”
altınhaber
Sektörün 2014 Beklentileri Yoğun geçen fuar dönemleri, organizasyonlar, altın fiyatlarındaki dalgalanmalar, ÖTV’nin kaldırılması derken sona eren 2013, 2014’e nasıl bir zemin hazırladı? Kuyumculuk sektörü bir yılı daha geride bırakıyor. Bu günlerde her sektörde olduğu gibi kuyumculuk sektöründe de yılın en yoğun dönemlerinden biri olan yılbaşı coşkusu yaşanırken, bir yandan da 2014’ün umutlu bekleyişi başladı. Sektörün önde gelenlerinin 2013 yılı çalışmalarını değerlendirdiği haber dosyamızda 2014 beklentilerine de yer verdik. 46 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Assos Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş
2013, belirlediğimiz hedefleri gerçekleştirme adına oldukça yoğun bir tempoda çalıştığımız bir yıl oldu. İş ortağı olarak gördüğümüz satış noktalarımız ile iletişim düzeyimizi oldukça yükselttik. Belirli aralıklarla neredeyse Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarda iş ortaklarımız ile bir araya geldik. Özellikle alt markalarımızın gösterdiği performanstan son derece memnun olduğumuz bir yıldı. Önümüzdeki yıl için tabii ki ilk hedefimiz bir önceki yıllara göre satışlarımızı arttırmaktır. Her yıl olduğu gibi kampanyalarımız ve farklı projelerimiz tabi ki olacaktır. Bunları da zamanı gelince sizlerle paylaşıyor olacağız.
Jival Yönetim Kurulu Başkanı Naim Gençoğlu
Öncelikle, mağazalaşma yönündeki çalışmalarımıza 2014 yılında da devam etmeyi planlıyoruz. Altın ve pırlanta alanında müşterilerimize yönelik çalışmalarla, özel günlerde satışları hareketlendirmek adına dönemsel kampanyalar düzenleyerek müşterilerimizin Jival’e olan bağlılığını artırmayı hedefliyoruz.
Mioro Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu
Bu yıl krizin artık konuşulmadığı bir yıl oldu. Altın fiyatlarının %20 civarında değer kaybetmesi ile birlikte genellikle dünyada altın takı talebinde bir yükselme oluştu. Bu olumlu gelişme Mioro firmamıza olumlu yansıdı. 2014 yılında altın fiyatlarının 1200-1400 $ /ons aralığında seyredeceğini düşünerek, gelecek yeni yılın 2013 yılından daha iyi bir yıl olacağını düşünüyorum.
Atasay Kuyumculuk Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kamuran Öncel
2014 yılına ilişkin planlamalarımız sürüyor. Ancak ana hedefimiz müşteri memnuniyetini zirvede tutan, her yaşam biçimine ve her bütçeye uygun, değer yaratan çözümler sunan, inovatif çözümleriyle takı severleri daima heyecanlandıran, tecrübemize yakışır nitelikte yenikliklerin öncüsü, sektörün lider ve lokomotif markası olmayı sürdürmektir.
Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Kamar
Roberto Bravo her sene kendini yenilemek ve farklılık yaratmak için çalışan dinamik bir firma. 2013 senesinde belirlemiş olduğumuz hedeflerin tamamına ulaştık. 2014 yılında da aynı başarının mutluluğunu yaşamak için yüksek bir motivasyon ile çalışmaya devam edeceğiz.
Lizay Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Serbes
2014 yılından beklentilerimiz oldukça fazla. Ancak çok çalışma ile ulaşılabilecek hedefler koyduk. Birçoğunun lansmanı hazır. Müşteri profilimizin dilimini geniş tuttuk. Kişi pırlanta, elmas ve altına dair bir şey almaya niyet etsin yeter ki; dönemin trendine, her zevke ve bütçeye hitap eden ürün gamımız ile kendisine hizmet etmeye hazırız.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 47
altınhaber
Sesa Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Selim Sarışın;
Bu yıl yaptığı atılımlar, inovasyonlar ve yatırımlar ile dikkat çeken, 2 yıl aradan sonra ihracata hızlı bir geri dönüş yapan Sesa Kuyumculuk; 2013 yılının her gününü etkin bir şekilde değerlendirme şansı elde etti.
10 yıllık şirket tarihinin en hareketli yılını geçiren Sesa Kuyumculuk; 2013 yılını adeta geleceğe yatırım yılı olarak geçirdi. Üretim bölümünü en son teknolojiyle donatan, tasarım departmanını gerekli güncel program ve yetenekli kişilerle geliştiren, ihracat çalışmalarına geri dönen, internet sitesini baştan sona yenileyen, mevcut ürün portföyünü yeni ürün gruplarıyla zenginleştiren ve özgün tasarımlarla taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Sesa; heyecanla 2014 yılını bekliyor. Sesa Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Selim Sarışın; çok küçük yaşta aile mesleği olan kuyumculuğa adım attığını, şu an itibariyle değişen piyasa beklentilerine en uygun cevabı verebilmek için firmalarını günün şartlarına uygun bir hale getirerek köklü bir revizyona gittiklerini söyledi. Bu yıl özellikle kendi tarzlarını ortaya koyma ve dünyada moda olan trendleri takıya uyarlama konusunda önemli işlere imza attıklarını belirten Selim Sarışın; “Değişen dünya dengesi içinde, uluslararası piyasalarda var olmak için gereken yatırımları ve hamleleri cesurca gerçekleştirdik. Bu yılki atılımlarımızın karşılığını fazlasıyla önümüzdeki yıllarda alacağımıza inanıyorum” dedi. Son dönemde gerek iç piyasada gerekse dış piyasada çalıştıkları müşterilerinin, öncelikle ürünlerin ortaya çıkması için harcanan emeğe saygı duymasını beklediklerini, birlikte çalışacakları kuyumcuları kendi iş ortakları olarak gördüklerini kaydeden Sarışın; “Bu doğrultuda hareket edeceğimiz kuyumcu dostlarımızla çalışmalarımızı artırırken, bazı kuyumcu dostlarımızla da yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Özellikle “yüksek kaliteli hizmet anlayışını” en önemli prensip olarak benimseyen firmamız bu koSesa Kuyumculuk Yönetim nudaki titizliğinden en ufak taviz verKurulu Başkanı Selim Sarışın 50 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
memektedir. Geçmiş dönemde bizimle çalışan yabancı müşterilerimizin %90’nının bu yıl tekrar bizimle çalışmaya başlaması bu duruşumuzun bir göstergesidir” diye konuştu. 2013 yılında İstanbul’daki iki fuarın markaları açısından çok olumlu sonuçların ortaya çıkmasına vesile olduğunu da sözlerine ekleyen Sesa Yönetim Kurulu Başkanı Sarışın, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu yıl özgün ürünler ortaya koymamız ve farklı ürünleri başarıyla üretimimizden çıkarmamız, yakında yapacağımız yeni ve çarpıcı ürünler için bir motivasyon unsuru olmuştur. Müşterilerimizin büyük beğenisi bizim çıtamızı yükseltmiş, markamızın konumunu bir üste taşımıştır.2012 yılının sonlarına doğru, 2013 yılında önemli yatırımlar yapmamız gerektiğine karar kıldık. Gün, artık yaparım ve satarım kolaycılığına uygun değildir. Bugün; başımızı kaldırıp dünyaya bakmak, talepleri etüt etmek, beklentileri özümsemek ve ona uygun üretim yapma zamanıdır. Yurtdışının farklı beklentilerine cevap verecek bir kadroyla, yurtiçindeki müşterilerimize ürün hazırlayan kadroyu birbirinden ayırdık. Geliştirdiğimiz teknikler ve ileri teknoloji yardımıyla en gösterişli ürünü olabildiğince hafif üretebilme konusunda başarılı çalışmalar yaptık. Şimdiden heyecanla 2014 yılını ve İstanbul Mart Fuarını bekliyoruz. Yeniliklerimizle ve yüksek kaliteli ürünlerimizle hem müşterilerimizi etkilemek hem de ülke kuyumculuğumuzun geldiği önemli noktayı gösterme arzusundayız.”
altınhaber
Ekol’ün 22 ayar ürün grubundaki rakibi yine Ekol 22 Ayar ürün grubunda; geniş ürün çeşitliliği, sürekli yeni modeller üretimi ve üst düzey müşteri ilişkileri sayesinde piyasada en önde yer alan Ekol Kuyumculuk, bu yıl işlem hacmini geçtiğimiz yıla göre %30 arttırdı. Ekol’ün hedefi her yıl elde ettiği rakamları geride bırakmak. Kısacası Ekol’ün rakibi kendisi…
Y
ılın son günlerinde birçok firma bilançolarını masaya yatırıyor. 22 ayar ürün grubunun lider markalarından Ekol Kuyumculuk; amaçladığı hedeflerinin üstüne çıkarak yılı yüksek başarıyla tamamlıyor. Yaklaşık olarak işlem hacmini bir önceki yıla göre %30 arttıran Ekol Kuyumculuk 22 Ayar Grubunun tek rakibi bir önceki istatistikleri olacak. Yıl içinde altın fiyatlarının çok istikrarsız bir görünüme sahip olmasına rağmen elde ettikleri bu başarının çok anlamlı olduğunu ifade eden Ekol Kuyumculuk 22 Ayar Mağaza Müdürü Ercan Zeren, “Yıl içinde altın fiyatlarının düştüğü dönemlerde özellikle satışlarımız tavan yaptı. Fakat özellikle bu yıl elde ettiğimiz başarıda; piyasanın beklentilerine hızlı cevap vermemiz ve müşteri memnuniyetini her şeyin önünde gören anlayışımız esas etkili olmuştur” dedi. Müdür Zeren; Ekol Kuyumculuk 22 ayar ürün grubunda her Ay en az 10 farklı modelinin vitrinlerde yer aldığını, bu durumun piyasa beklentileri nedeniyle bu hızda gerçekleştiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden bir model 6 ay ile 1 yıl arasında bir kullanım ömrüne sahipti. Günümüzde en çok beğenilen modelin dahi maksimum ömrü 3 ay. Bizde bu durumdan çok hoşnut değiliz ama müşterilerimizin satışlarını daha kolay yapabilmeleri için geniş ürün çeşitliliğine ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Şu anda kullandığımız özel teknikler sayesinde ürünleri olabilecek en hafif gramajda üretebiliyoruz. Tabi ki ürünün kullanım konforunu ve ergonomisini de düşünerek hafifletilebilecek en düşük sınırdayız. Bu yıl bir başka önemli ayrıntı; 22 ayar kullanıcılarında gençlerin de ön plana çıkması oldu. Özellikle şık taşlar eşliğinde, son derece modern 22 ayar takı tasarımları yapmamız gençlerin ilgisini arttırdı.” 2014 yılında Ekol farklı sektörlerdeki yatırımlarına yenilerini ekleyecek… Bu yıl içinde Hadımköy’de yaklaşık 112 villadan oluşan bir inşaat projesine başladıklarını da kaydeden Zeren; “Daha önce gerçekleştirdiğimiz ve son derece başarılı inşaat çalışmalarımıza yenisini eklemeye hazırlanıyoruz. Son derece titiz bir şekilde hazırlanan bu projede; villa sahiplerini mükemmel bir Büyükçekmece Gölü manzarası bekliyor. Bu proje ile ilgili olarak kuyum camiasındaki değerli dostlarımıza özel avantajlar sağlamaya hazırız. Projemiz yılın ilk çeyreğinde satışa çıkacak” diye konuştu.
Avcılar’da yer alan Pelikan Mall AVM’de ilk şubesi açılan Kameroğlu şirketler grubunun cafe bistro markası WestMix’in ikincisinin açılması için uygun yer arayışlarının devam ettiği bilgisine ulaştık. Bahçeşehir, Beylikdüzü bölgelerinde açılması düşünülen WestMix Caffe; firmanın farklı sektörlerdeki atılım arzusunun somut bir göstergesi. 52 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Mücevher Sektörü Onbir Ayda 2012’nin Toplam İhracatını Geçti
Mücevher ihracatı yükselişini sürdürüyor. 2013 yılının 11 aylık döneminde külçe altın hariç 2 milyar 71 milyon dolar ihracata ulaşan Türk mücevher sektörü, geçen yılın aynı döneminde yapılan 2 milyar dolarlık toplam ihracatı geride bıraktı. Mücevher İhracatçıları Birliği Kasım ayı ihracat verilerine göre; Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak ilk iki sırada yer alırken; değer bazında yüzde 143 artış yakalayan Libya üçüncülüğe yükseldi.
M
ücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2013 yılı 11 aylık verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,4 artarak 2 milyar 71 milyon dolara ulaştı. Türk mücevher sektörünün Ocak-Kasım 2013 dönemi ihracatı ürün gruplarına göre incelendiğinde; yüzde 21 artan “altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası” 1 milyar 849 milyon dolarlık ihracat ile ilk sırada yer aldı. Bu ürünleri sırasıyla 100 milyon 209 bin dolar ile “gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası”, 49 milyon 52 bin dolar ile “pırlantalı altından mücevherci eşyası ve aksamı” izledi. Mücevher sektörünün 11 aylık dönemde en çok ihracat yaptığı ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Litvanya, Almanya ve Libya olarak sıralandı. Bölgeler açısından değerlendirildiğinde ise ilk sırada 863 milyon dolar ile Yakın, Orta ve Doğu Asya ülkeleri yer alırken; bu bölgeyi 459 milyon dolar ile Diğer Avrupa Ülkeleri ve 396 milyon dolar ile AB ülkeleri takip etti.
ğer bazında yüzde 143, miktar bazında ise yüzde 152 artış yakalayan Libya üçüncü sıraya yükselerek Kasım ayının dikkat çeken ülkesi oldu.
Kasım ayı ihracatını değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Yılın son ayına girerken, 2013’ün 11 ayında gösterdiğimiz performansın memnuniyet verici olduğunu söyleyebiliriz. Sektör temsilcileri olarak bu yükseliş ivmesini devam ettire-
Ocak-Kasım Döneminde En Çok İhracat Yapılan Ülkeler
Mücevher ihracatında Kasım ayında dikkat çeken ülke; Libya… Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2013 Kasım ayı mücevher ihracatı, geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında, değer bazında 3,2 azalarak 242 milyon 150 bin dolar oldu. Kasım ayı sonuçlarına göre Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak ilk iki sırada yer aldı. Geçen yılın aynı ayına göre de-
bilmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 11 ayın sonunda geçen yılın ihracat rakamına ulaştık. Artık yılsonu hedefimize odaklandık ama bu rakamlar bizim için yeterli değil, bizim gözümüz daha da yukarılarda” dedi. Güner; “Geçtiğimiz ay sektör ihracatımızın önündeki en büyük engel olan hammadde pırlanta ithaline uygulanan ÖTV’nin kaldırılması için ilk adım atıldı. Bu düzenleme ile birlikte önemli bir vergi yükünden kurtulacağız. Böylece ithal hammadde pırlantayı kullanarak ürettiğimiz işlenmiş mücevheri yurt dışına satarken uluslararası rekabet gücümüze tekrar ulaşacağız. Sonuç olarak beş yıllık süreçte ihracatımızı rahatlıkla 15-20 milyar dolar seviyelerine çıkaracağız ve ülkemizdeki üretim de katlanarak artacak. Uygulama yürürlüğe girdiğinde İstanbul Elmas Borsası da işlemeye başlayacak ve İsrail ile Belçika borsalarının en büyük rakibi olacak. Borsanın işlerliği sektörümüz için önemli bir gelişmeyi de beraberinde getirecek ve kayıt dışı ortadan kalkacak.” diyerek sözlerine son verdi.
ÜLKE
OCAK-KASIM 2012
OCAK–KASIM 2013
DEĞER (USD)
DEĞER (USD)
% DEĞİŞİM DEĞER (USD)
1 BİRLEŞİK ARAP EMİRLİ
383.360.817,68 508.193.645,36
32,56
2 IRAK
155.723.047,05 281.750.871,21
80,93
3 RUSYA FEDERASYONU
171.998.500,63 163.800.572,50
-4,77
4 A.BD.D
109.454.829,83 106.870.514,26
-2,36
5 LİTVANYA
54.954.229,53
84,07
6 KAZAKİSTAN
106.121.144,92 99.667.188,69
-6,08
7 ALMANYA
92.159.902,11
97.001.502,84
5,25
8 LİBYA
34.697.707,46
72.009.498,86
107,53
9 AZERBEYCAN-NAHCIVAN 49.900.199,24
59.879.811,70
20,00
53.710.500,18
219,83
10 KIRGIZİSTAN
16.793.464,51
101.156.437,04
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 53
altınhaber
Yapı Kredi’den altın yatırımcılarına riskten uzak, güvenli altın bankacılığı ürünleri Yapı Kredi, altın bankacılığı alanında hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Bu hizmetlerden biri olan yastık altı altınları sistemleri kazandırmaya yönelik düzenlenen “Altın Günleri.” Banka bu uygulama ile müşterilerinin altınlarını bozdurmadan hesaplarında değerlendirebilme fırsatı sunuyor.
A
ltın, inişleri çıkışları olsa dahi geçmişten beri değerini korumayı başaran yatırım araçlarından biri. Türk toplumu da kültür olarak altını seven, altına yatırım yapan bir toplum. Bankacılık sektörünün portföyündeki altın miktarı 2010 yılında 25 ton civarındayken günümüzde 200 tonu geçmiş durumda. Ancak yapılan varsayımlara göre Türkiye’de bulunan altın miktarı 6.000 ton civarında, yani piyasadaki altının yalnızca yüzde 3,5’i bankalarda bulunuyor. Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasına yönelik çalışmaların büyük ilgi gördüğü de göz önünde bulundurulduğunda 2014 yılında bankalarda değerlendirilen altın miktarının artacağını düşündüğü açıklamasını yapan Yapı Kredi hizmetleri hakkında şu açıklamalarda bulundu; “Yapı Kredi olarak müşterilerimizin taleplerini de göz önünde bulundurarak altın bankacılığı alanında uygun, kolay kullanılabilir ürün ve hizmetler sunmaya devam ediyoruz. Bu hizmetlerimizden biri “yastık altı” altınları sisteme kazandırmaya yönelik çalışmalarımız kapsamın-
da düzenlediğimiz Altın Günleri. Bu uygulama ile müşteriler çeyrek, yarım ve/veya cumhuriyet altını, bilezik, yüzük, kolye gibi ziynet eşyalarını şubelerimize getirebiliyorlar. Eksperlerimizin belirleyeceği değer karşılığında miligram altınları vadesiz altın mevduat hesaplarına yatırabiliyorlar. Yapı Kredi’nin Altın Günleri etkinliği sayesinde banka müşterilerimiz altınlarını bozdurmadan hesaplarında değerlendirebiliyor. Alım-satım işlemi olmadığı için altınları kur kaybına uğramıyor. Bu sayede altınlar değer kaybına uğramadığı gibi çalınma veya kaybolma riski de ortadan kalkıyor. Müşterilerimiz dilerse he-
54 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
saplarındaki altını Vadeli Altın Hesabı’nda değerlendirip hem altınlarına altın katabiliyor hem de altının muhtemel değer artışından yararlanabiliyor. Yapı Kredi olarak altın toplama işlemlerimizde ulaştığımız müşteri başına ortalama hacim 200 gr.”
Yatırımcılarımıza küçük miktarlarla kolayca ve süresiz yatırım yapabilme imkanı sunan Yapı Kredi B Tipi Altın Fonu, 2010 yılı Mart ayından bu yana ürünlerimiz arasında yer alıyor. Yapı Kredi B Tipi Altın Fonumuzun yüzde 51’i devamlı olarak altın ve altına dayalı finansal araçlar ile değerlendiriliyor. Fon, stratejisi gereği altın getirisinden yararlanmanın yanı sıra, sabit getirili menkul kıymetler ve ters repo işlemleriyle piyasalardaki fırsatları yakalamayı amaçlıyor. Bununla birlikte dünya altın piyasalarındaki fiyat gelişmelerini yatırımcısına yüksek oranda yansıtarak orta ve uzun vadede getiri sağlamayı hedefliyor. Fonumuzun, altını orta ve uzun vadeli bir yatırım enstrümanı olarak değerlen-
Yapı Kredi’nin müşterilerine sundukları hizmetlerin bazıları ise yapılan açıklamada şöyle sıralanıyor; “Yapı Kredi Altın Günleri çalışmalarımıza ek olarak müşterilerimiz, vadesiz altın mevduatı ürünümüzle minimum 1 TL karşılığında döviz işlemi yapar gibi altın (XAU) işlemi gerçekleştirilebiliyor. İşçilik maliyeti ödemeden, gramajı az, düşük ayarlı eski tarihli altın alma, altınların çalınması gibi risklerden uzak ve güvenli bir şekilde miligram bazında altın alabiliyorlar. Ayrıca, bankamızdaki diğer tüm altın hesaplarına altın havalesi yapabiliyorlar. Yapı Kredi şubelerinden veya www.yapikredi.com.tr’den açılabilen vadesiz altın hesabı sahipleri, bu hesaplarını banka kartlarına ya da kredi kartlarına tanımlatarak altın alım-satım ve havale işlemlerini ATM kanalıyla da gerçekleştirebiliyor. Bankamızdaki fiziki altın teslimatları İstanbul Altın Borsası tarafından tescil edilen 1 kg’lık külçe altınlar ile yapılıyor. Daha çok KOBİ ve Ticari Bankacılık müşterilerimiz tarafından tercih edilen bu ürünümüzün yanı sıra vadeli altın mevduatı ile de müşterilerimiz, 31 günden 365 güne kadar vade seçenekleriyle altının getirisine ilave olarak faiz kazancı da elde edebiliyorlar.
diren, altındaki fiyat artış potansiyelinden faydalanmak isteyen, emtia piyasalarına ilgi duyan, portföy çeşitlendirmesi yapmak isteyen yatırımcılar için uygun bir yatırım aracı olduğunu düşünüyoruz. Yapı Kredi olarak müşterilerine yakın, onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya odaklı bir bankayız. Altın Bankacılığı alanında da onlara uygun, kolay kullanılabilir ürün ve hizmetler sunmaya devam edeceğiz. Bunlara ek olarak var olan vadeli/vadesiz altın mevduatı, altın fonlarımız ve Yapı Kredi Altın Günleri de devam edecek Altın günlerimizin tarihleri ve şube bilgileri www.yapikredi.com.tr adresimizden de takip edilebiliyor.”
altınhaber
Sektörde her zaman projeleriyle, kaliteli ve şık ürünleriyle, yenilikleriyle yer alan Karakaş Atlantis, pırlanta markasıyla Anadolu’ya yayılıyor. Pırlanta üretimi ve satışı konusunda uzun süredir alt yapı çalışmalarını yürüten şirket, birkaç aydır piyasada yer alan markasıyla Anadolu’ya yeni bir soluk getiriyor.
K
uyumculuk sektöründe 45 yıldır faaliyet gösteren Atlantis, pırlanta markasıyla Anadolu’ya yayılıyor. Tasarımlarında çok pahalı tek taş pırlanta yerine, günlük kullanıma uygun, pahasından çok tasarımı ve şıklığı ile öne çıkan ürünleri tercih ediyor. Karakaş Atlantis Konya Bölge Müdürü Kemal Kayacık, Anadolu ve yeni pırlanta markaları Love Atlantis hakkında şu açıklamalarda bulundu. “Yeni pırlanta markamız Love Atlantis ile ilgili, konusunda uzman arkadaşlarımız uzun bir süredir çalışmalarını yürütüyorlar. Bizler de artık bu çalışmaların meyvelerini yavaş yavaş topluyoruz. Bu başarılı çalışmaların ardından birçok kesime hitap eden bir ürün grubu oluşturuldu. Ürün grubumuz, çok pahalı tek taş pırlanta yerine, günlük kullanıma uygun, pahasından çok tasarımı ile öne çıkan ürünlerle oluşturuldu. Bu ürün çeşitlerini, 18-14, Tektaş, Sırataş, Coronet, Tamtur, Tria, Pırlanta Monitörlü alyans çeşitleri ve diğer pırlanta çeşitleri olarak sıralayabiliriz.” “Atlantis kalitesi, güvencesi ve HRD sertifikasıyla üretim yapıyoruz” Müşteri kitlesi olarak hedefi modern, genç ruhlu kadınlar ve daha
Atlantis, mutluluk alyanslarını çiftlerin beğenisine sunuyor Ege’nin en büyük altın ve mücevher markası Atlantis, özel olarak hazırladığı alyans koleksiyonuyla fark yaratıyor. Mutluluğunuza eşlik edecek farklı tarzdaki alyanslar, Atlantis’in sıra dışı tasarımlarıyla beğeninize sunuluyor. Kuyumculuk sektöründe 46 yıldır faaliyet gösteren Atlantis, 2 bini aşkın ürünüyle her zevke hitap ediyor. İddialı şıklığı sevenlerin vazgeçilmezleri arasına giren Atlantis alyansları, farklılık arayan çiftlerin öncelikli seçimi oluyor. Ömür boyu parmağınızda taşıyacağınız, sevginizin sembolü olan Atlantis alyanslar, her biri 14 ayar altından yapılarak, taş işlemelerle süsleniyor. Kadınların zarif ellerinde ışıldayan tasarımlar, Atlantis zanaatkârlarının ellerinde erkeklerin sade dünyasına hitap eden çeşitlere de dönüşüyor. Siz de alyansınızı yenilemek ve ebedi aşkınızın sembolünü şık bir seçenekle değiştirmek istiyorsanız, Atlantis’in özel mutluluk koleksiyonuna bir göz atın! İstenilen boyuta göre de tasarlanabilen ürünleri, çok uygun fiyatlara ve taksit imkanlarıyla Türkiye’deki bin 300’ü aşkın seçkin kuyumcuda bulabilirsiniz.
56 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
genç kesim (20-35 yaş) kadınlar olarak belirleyen Atlantis, kadınlara pırlantayı daha çok sevdirmeyi ve kullandırabilmeyi amaçlıyor. Bunların dışında en önemli konulardan birinin üretim tesisleri olduğunu vurgulayan Kemal Kayacık, “Pırlantayı kendi üretim tesislerimizde Atlantis kalitesi, güvencesi altında, HRD sertifikasıyla ve modern çizgilerle üretiyoruz. Bu, hem kuyumcu müşterilerimiz, hem de nihai müşterilerimiz açısından çok büyük önem arz ediyor. Kendi üretimimiz ile amacımız; müşterilerimizin, en kaliteli, en modern, en iyi işçilikli pırlanta ürünlerine Atlantis güvencesiyle piyasa koşullarından çok daha uygun fiyat ve koşullarda ulaşabilmesidir” dedi. “Görücüye çıkan ürünlerimizden çok iyi geri dönüşler aldık” Kemal Kayacık, “Bu İlk aşamada 2 aydır müşterilerimize görücüye çıkan ürünlerimizden çok iyi geri dönüşler aldık, Atlantis markasının böyle bir pırlanta üretiminin arkasında olması hem kuyumcu hem de nihai müşterilerimize büyük güven veriyor. Ürünlerimizin Anadolu’da da birçok kuyumcuda bulunması ve daha çok nihai tüketiciye ulaşması açısından çalışmalarımızı bu dönemde hızlandırdık. Bayilik ve satış noktalarımız hızla artıyor, bu noktada kuyumcu bayilerimize de önemli avantajlar sağlıyoruz. Bununla birlikte 2014 yılı içerisinde reklam desteğiyle beraber pırlantada çok daha farklı yerlerde olacağımızı düşünüyoruz. Bu projeksiyonumuz çerçevesinde Bize inanan, güvenen ve ürünlerimizi tercih eden/edecek tüm kuyumcu ve nihai müşterilerimize teşekkürlerimizi sunarız” dedi.
altınhaber
Sentetik Pırlantalar Konferansı İTO’da gerçekleştirildi Son dönemin en önemli gündem maddelerinden birisi olan sentetik pırlantalar konusu, İTO Kuyumculuk Meslek Komitesi ve HRD Türkiye işbirliği ile düzenlenen konferansta ele alındı. “Doğal ve Sentetik Pırlantalar; Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adı ile düzenlenen konferansta konunun ortaya çıkardığı riskler ile ilgili sektör mensuplarına bilgi verildi.
S
on dönemde sektör gündemini en çok meşgul eden gündem maddelerinden birisi olan sentetik pırlantalar konusu İstanbul Ticaret Odası Kuyumculuk Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı ve HRD Antwerp Türkiye Genel Müdürü Müh. Mehmet Can Özdemir’in katkıları ile İstanbul Ticaret Odası Konferans Salonu’nda düzenlenen “Doğal ve Sentetik Pırlantalar; Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı konferansta ele alındı. Konunun teknik yönü ile ilgili son derece detaylı açıklamalarda bulunan Mehmet Can Özdemir, ortaya çıkan gelişmeler ışığında pırlanta ticaretininde de önemli değişiklikler olabileceğinin altını çizerek sözkonusu risklere dikkat çekti. Teknolojide yaşanan gelişmeler ışığında özellikle CVD yöntemi ile laboratuvar ortamında sentetik pırlanta üretebilmenin mümkün hale geldiğini vurgulayan Özdemir şunları söyledi; “Teknolojinin gelişimine paralel olarak uzun yıllardır laboratuvar ortamında pırlanta üretilebiliyordu. Ancak son teknolojik yenilikler ile üretilen pırlantalar artık pazar için risk oluşturabilecek duruma geldi. Örneğin artık laboratuvar ortamında üretim maliyet açısından düşük seviyelere geriledi. Bununla birlikte laboratuvar ortamında üretilen senterik pırlanta ile doğal pırlanta neredeyse aynı fiziksel, kimyasal ve optik özelliklere sahip. Son derece gelişmiş cihazlar kullanmadan bu ikisinin birbirinden ayırt edilmesi mümkün değil.”
58 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Etik ticaret anlayışı önemli Sentetik pırlantalar ile ilgili en büyük sorunun ticaret aşamasında ortaya çıktığını belirten Özdemir; “Burada beyan son derece önemli. Ancak bunun da ötesinde nasıl bir taş aldığımızı nereden bileceğiz? Bu yüzden pek çok sektör mensubu bilinçsiz olarak sentetik pırlanta satma riski ile karşı karşıya. Böyle bir risk var çünkü doğal ile sentetik pırlatayı son derece gelişmiş cihazların yardımını almadan birbirinden ayırt etmek neredeyse imkansız. Şu andaki gelişmeler kötü niyetli ticaret yapan kişiler için son derece müsait bir ortam yaratıyor” şeklinde sözlerinde devam etti.
Sertifika önemli Sentetik pırlanta ile doğal pırlantayı ancak laboratuvar ortamında yapılan incelemeler neticesinde birbirinden ayırt etmenin mümkün olduğunu söyleyen Mehmet Can Özdemir şunları söyledi; “Doğal ve sentetiklerin birbirinden ayırt edilmesinin tecrübe ile bir ilgisi yok. Son derece gelişmiş cihazlara ihtiyacımız var. Ve bunlar son derece maliyetli. Biz bu konuda gereken yatırımı yaptık ve siparişi verdik. Kısa bir süre sonra bu konuda da hizmet vermeye ve sertifikalandırma çalışmalarına başlayacağız.” Sentetik ve doğal pırlantalarla ilgili teknik bilgilendirmenin yapıldığı ilk oturumun ardından başlayan ikinci oturumda karşılıklı soru cevap şeklinde değerlendirmeler yapıldı.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 59
altınhaber
Altınbaş Holding’in güçlü mali yapısı, Ukrayna’daki Bankası “PJSC - West Finance And Credit Bank”ın notunu yükseltti
JCR Eurasia Rating bankası PJSC - West Finance and Credit Bank’ın notunu yükseltti Karını 3 kat artırdı Bankanın üst yönetimin, ılımlı risk profili ile beraber üstlenilen riskleri yönetme kabiliyeti, bankanın güçlü öz kaynak tabanı ve sermayeleşme düzeyinin olası olumsuzlukları karşılayacak kapasitede olduğunun dikkate alınmasıyla, PJSC - West Finance and Credit Bank, ‘Ortaklardan Bağımsızlık Notu’ kategorisinde ise, JCR-ER notasyon sistemi içinde (AB) notuna karşılık gelecek şekilde değerlendirildi. Ukrayna’da, Altınbaş Holding AŞ tarafından 2007 yılında kurulan ve bugüne kadar “kü-
JCR Eurasia Rating’in PJSC - West Finance and Credit Bank Değerlendirme Notlarının Detayları Uzun Vadeli Uluslararası Yabancı Para: BB- /(Stabil Outlook) Uzun Vadeli Uluslararası Yerel Para Notu: BB- /(Stabil Outlook) Uzun Vadeli Ulusal Notu: AA-(Ukr) / (Stabil Outlook) Kısa Vadeli Uluslararası Yabancı Para: B /(Stabil Outlook) Kısa Vadeli Uluslararası Yerel Para Notu: B /(Stabil Outlook) Kısa Vadeli Ulusal Notu:A-1+(Ukr)/(Stabil Outlook) Desteklenme Notu: 2 Ortaklardan Bağımsızlık Notu: AB
60 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
J
çük ölçekli segment” içinde yer almış olan PJSC – West Finance and Credit Bank, birikimli bazda Ukrayna’daki tüm bankacılık sektörünün üzerinde bir büyüme trendi gerçekleştirdi. Kurumsal ve ticari kredi müşteri odaklı banka, pazar dalgalanmaları sırasında ortaya çıkacak, sektör genelini etkileyebilecek olumsuzluklardan uzak kalabilme ve içsel kaynak yaratma kapasitesinin sürdürülmesini destekleyen yönetimsel uygulamalarıyla, geçtiğimiz yıl karını üç kat artırma başarısı da göstermişti.
CR Eurasia Rating, Altınbaş Holding’e ait Ukrayna’daki bankası PJSC - West Finance and Credit Bank’ın uzun vadeli ulusal notunu “A+ (Ukr)”den “AA- (Ukr)”ye, kısa vadeli ulusal notunu da “A-1 (Ukr)”den “A-1+ (Ukr)”ye yukarı revize etti. JCR Eurasia Rating, PJSC - West Finance and Credit Bank’ın uzun vadeli uluslararası yabancı ve yerel para notlarını “BB-“, tüm not görünümlerini ise “Stabil” olarak teyit etti. JCR Eurasia Rating, bankanın; Altınbaş Holding gibi güçlü mali yapısı olan bir çatı altında bulunması nedeniyle de “Desteklenme Notu”nu (2) ile değerlendirdiğini açıkladı.
altınhaber
İKO’da seçim heyecanı İstanbul Kuyumcular Odası’nın 16 Ocak 2014 tarihinde yapılacak olan başkanlık seçimine sayılı günler kaldı. Sektörün en önemli kurumlarından birisi olan İKO’nun başkanlığı için Ahmet Karbeyaz, Hasan Gülaçtı, Nurettin Özgenç ve Norayr İşler adaylıklarını açıkladı.
AHMET KARBEYAZ
T
HASAN GÜLAÇTI
ürk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en önemli kurumlarından birisi olan İstanbul Kuyumcular Odası’nda önümüzdeki dönemde başkanlık görevini üstlenecek olan isim 16 Ocak tarihinde belli olacak. Daha önceki seçimde olduğu gibi bu seçimli genel kurul da Çemberlitaş’ta bulunan Fırat Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Genel Kurul saat 10:00’da başlayacak. Başkan adayları yapacakları konuşmalarda projeleri ile ilgili genel kurula
NURETTİN ÖZGENÇ
NORAYR İŞLER
bilgi verecek. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kurluşları Kanunu hükümleri uyarınca gerçekleştirilecek olan genel kurulda oy kullanabilmek için 6 aylık, başkan adayı olabilmek için ise 2 yıllık oda üye kaydı zorunluluğu aranıyor. Oy kullanacak olan kişilerin isimlerinin “Hazirun Listesi”nde bulunduğunu kontrol etmeleri gerekiyor. Hazirun Listesi 24 – 30 Aralık 2013 tarihleri arasında İKO’da asılı kalacak. Hazirun listesine göre oy kullanabilecek sektör mensubu sayısı 2618.
İSTANBUL KUYUMCULAR ODASI 1971 yılında İstanbul’da faaliyet gösteren kuyum imalatçıları ve tüccarlarını temsil amacıyla kurulan “Turistik El Sanatları İmalcileri ve Kuyumcu Sanatkârları Derneği”, İstanbul Kuyumcu Esnaf ve Sanatkârları Odası’nın temellerini oluşturuyor. 1971’de Çemberlitaş Can Han’da faaliyete başlayan derneğin üye sayısı, bir yıl içinde 691’e ulaşarak, örgütlenmeye duyulan ihtiyacı ortaya çıktı. Kuyumculuk sektörünün ticari ve yasal gelişiminin üye ihtiyaçlarını genişletmesiyle dernek, 1994 yılında 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununa bağlı olarak Oda statüsüne geçti. İstanbul Kuyumcular Odası’nın temel kuruluş amacı; esnaf ve sanatkârlardan oluşan üyelerinin ortak ihtiyaçlarına cevap vermek, çalışmaları kolaylaştırmak ve mesleğin gelişimini sağlamak. İstanbul Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği üyesi olan İstanbul Kuyumcular Odası, hizmetlerini İstanbul’da faaliyet gösteren dört bini aşkın üyesiyle sınırlı tutmayarak sektörün ulusal ve uluslararası piyasalarda gelişmesi ve tanıtılmasında öncü rol üstleniyor.
62 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
AHMET KARBEYAZ:
64 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
1967
yılından bu yana kuyumculuk ve mücevherat sektörüne imalatçı, perakendeci, toptancı olarak hizmet eden ve 1990 – 2005 yılları arasında İstanbul Kuyumcular Odası yönetiminde başkan yardımclığı ve başkanlık görevlerini de yürütmüş olan Ahmet Karbeyaz, İstanbul Kuyumcular Odası’nın 16 Ocak 2014 arihinde yapılacak olan seçimli genel kurulunda başkan adayı olduğunu açıkladı. Sektörün deneyimli ismi Ahmet Karbeyaz yaklaşan seçimlerle ilgili şunları söyledi; ‘’İstanbul Kuyumcular Odası, Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü’nün en önemli kurumlarından birisidir. Ancak ne yazık ki perakendecilikten anlamayan, imalatı bilmeyen, hayatında kaynak dahi yapmamış kişilerin yönetimde görev almış olması son derece üzüntü vericidir. Ortada şöyle bir tablo vardır; küçük bir işletme açılarak İKO’ya kayıt ediliyor. Bu işletme üzerinden İKO’yu kullanma adına aday olunuyor. Yönetim süresince maaş alınmıyor denilerek duygu sömürüsü yapılıyor ama bu süre zarfınca dolaylı olarak yapılan reklamın milyarlarla ölçülebilmesi mümkün değil. İşletme yapısı İKO’ya uygun olmayan kişilerin İTO, İDMMİB, İSO gibi kurumlarda görev almaları gerekir. İKO, imalatçının, perakendecinin, toptancının, başka bir deyişle İKO üyelerinin derdinden anlayan, olaylara ve sorunlara onların penceresinden baka bu işi bilen, deneyimli kişiler tarafından yönetilmeldir. Bu saydığımız kişiler diğer sektörel kurumlarda görev alsınlar biz de kendilerine destek olalım.’’
şıyor. Diğer bir konu da ilçelerde oda ile irtibatı kuracak temsilcilerin belirlenmesi gerekmektedir. İlçe temsilcileri her ay ya da iki ayda bir Oda’da bir araya gelmeli ve yaşanan sıkıntılar hep birlikte masaya yatırılmalıdır.
B
ununla birlikte kuyumculuk mesleğini yapacaklar ile ilgili kriterlerin yasal olarak belirlenmesi gerekiyor. Biraz sermaye birikimine sahip olan kişiler ben kuyumcuyum diyebiliyorlar. Bu haksız rekabet ortamı yarattığı gibi, bu mesleği yıllardır hakkı ile yapanların da hakkının yenmesine sebep olabiliyor. Örneğin, yaldızlı bakırı altın diye alan kişiler kuyumculuk yapıyor. Bu sektörümüz için büyük tehlikedir. Bu gibi sebeplerden dolayı kuyumcuların sahip olduğu prestij her geçen gün azalıyor. Bunun önüne geçmeliyiz. Bizim yönetimde olduğumuz zaman Türkiye’de 35.000’in üzerinde kuyumcu olduğunu tespit ettik. Tüm belde, ilçe ve kazalara yazı yazarak sayı istedik. Türkiye’de bir kuyumcu enflasyonu İstanbul Kuyumcular var. Amerika’nın nüfusu 300 milyon, 25 bin kuyumcu var, Türkiye nüfusu 70 milyon, 35 bin kuyumcu var. Odası geçmişteki yönetim Bunu şunlara bağlıyorum: Milli Eğitim Bakanlığı’nın anlayışıyla, kuyumculuk 3308 sayılı yasayla çıkardığı ustalık belgesi var. Doksektörünü birleştirici bir tor ve mühendisler gibi bizlerde de ustalık belgesi var rol oynayacağına, sektörü ama o belge sadece duvarda kalıyor. Arkadaşlarım bölmüştür. Samimi duyguların alınmasınlar ama her meslekten insan kuyumcu açabiliyor.Bunu bir önleyici yok. Küçük esnaf ustalık belyok olduğu bir sektör ortaya gesi göstermeden belediyeden açılış almakta zorlanıçıkmış, çok başlılık oluşmuştur. yor, ama Ticaret Odası’na kayıtlı oldukları zaman bir stanbul Kuyumcular Odası’nın geçmişteki yönetim Grupçuluk gelenek haline belgeye gerek duyulmuyor.İstediği her şeyi açabiliyoranlayışıyla, kuyumculuk sektörünü birleştirici bir rol gelmiştir. İşte bunun için odaya lar. Bazı meslektaşlarımız yaldızlı bakırı altın diye alıoynayacağına, sektörü böldüğünü söyleyen Ahmet aday olup, bu ayrışmayı ve yorlar, ayırt edemeyenler var. M.E.B Bakanlığı ustaKarbeyaz, Samimi duyguların yok olduğu bir sektör lık belgesi olmadan belediyelerin açılış veremeyecebölünmeyi ortadan kaldırmak, ortaya çıktığını ve çok başlılık oluştuğunun altını çizğine dair kanun yayınlıyor ama Maliye Bakanlığı “bu di. Grupçuluğun gelenek haline geldiği üzerinde duran sevgi ve saygının hüküm beni bağlamaz, özel taksiyi bile yolcu alırken görsem Kerbeyaz; ‘’İşte bunun için odaya aday olup, bu ayrışsüreceği bir yönetim anlayışını vergilendiririm” diyor. Bu yüzden Maliye Bakanlığı’nı mayı ve bölünmeyi ortadan kaldırmak, sevgi ve saygetirmek için çalışacağım. mahkemeye vermeyi düşündüm. İki bakanlık arasıngının hüküm süreceği bir yönetim anlayışını getirmek da anlaşmazlık var.Yönetici bunu mahkemeye vereiçin çalışacağım. Özellikle son 10 yılda İstanbul Kurek çözebilir ama şu andaki yönetici arkadaşlarımız mahkemeye vermeye değil, itiyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu sergilediği yönetim anlayışı ile tüm raz etmeye bile çekiniyor.Yönetici esnafının hakkını aramalıdır. Şu an Türkiye’de 81 sektörü kucaklamak yerine sektörde gruplaşma oluşmasına sebep olmuştur. Bu vilayet var. Hepsinde de şöförler, eczacılar ve bakkallardan sonra en örgütlü meslek süre zarfında İKO’nun açılımı İstanbul Kameroğlu Odası haline dönüşmüştür. Sekgrubu kuyumcular. Hem ekonomiye yön veren, hem Türkiye’yi Dünyada temsil eden, törde yaşanan bu gruplaşmanın artık sona erdirilmesi gerekir. Seçim sonrasındaturistlerin gezerken imrenerek baktığı yerlerdir. Çünkü bütün servetimiz vitrinlerde. ki ilk çalışmamız, sektörel birlik ve beraberliğin yeniden tesis edilmesi adına İTO, Hem de mesleği icra ederken kimsenin sağlığına zarar vermeyen, canına kastetmeİSO, İDMMİB, Kuyumcukent yönetimleri ile ortak adım atmak olacaktır. Ancak yen öyle bir meslek grubuna mensubuz ki, aramızda bilinçsiz olan çok kişi vardır ki tüm kurumların ortaklaşa hareket etmesi halinde sektörel sorunlar sağlıklı ve iveonları da aramızda barındırmıyoruz. Böyle bir kutsal meslek yapıyoruz.Her partiye di bir şekilde çözülebilecektir. ’’ dedi. mensup meslektaşım var ama mecliste kuyumculuğu temsil edecek bir tane esnaf uyumculuk sektöründe çözülmesi gereken pek çok sorunun olduğunu beliryok. Meslektaşlarıma ve oda arkadaşlarıma söylediğim gibi bu sefer partilerle paten Ahmet Karbeyaz bu sorunlarla ilgil yaptığı değerlendirmede şu konulazarlık ederek konuşalım, bizden en az 5 kişi almak mecburiyetindeler. Alan partiye rın altını çizdi; ‘’Perakendecilerimizin en önemli sorunlarından birisi fiyat rebiz yakınız, siyasi olarak bakmıyoruz. İKO sadece bir kaç büyük fimanın değil, Sulkabetidir. Bazı yerlerde maliyetine hatta maliyet fiyatının dahi altında fiyatlardan tanbeyli ya da Büyükçekmece’deki küçük esnafın da odasıdır. Her kesime eşit hizsatışlar yapılıyor. Bu son derece yanlış bir uygulama. Bunun önüne gidilmesi geremet vermek sorundadır. Ancak bunun da ötesinde İKO, İstanbul’un ülkenin ekonomik kiyor. Şimdiye kadar yapılan çalışmaların sağlıklı sonuçlar vermediği ortada. Sen merkezi olması sebebiyle Türkiye’deki tüm oda ve dernekler ile de farklı bir ilişki düeğer maliyet fiyatının altında satış yapıyorsan ben buna dur derim. İlçelerde uyzeyine sahip olduğu gibi onları yönlendirme gücüne de sahiptir. Ben ve çalışma arkadaşlarım bu bilinçle hareket edecek, öncelikle İstanbul Kuyumcular Odası’nı gerektigulanan satış fiyatları düzenlenmeli, taban fiyatı altında satış yapılmamalı. Mutlaği gibi hizmet edebilecek bir yapıya kavulturacak sonrasında da sektörün kalbi olan ka bir taban fiyat uygulaması olması gerekiyor. Perakendecilerin yaşadığı fiyat soİstanbul’un Tüm Türkiye’deki sektör mensupları ile birlikte hareket edebilecek bir şerunu mutlaka sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulmalı. Ayrıca imalatçı atölyelekilde çalışmasının temellerini atacaktır. ‘’n rin de taban fiyat uygulamasına ihtiyaç duydukları ortadadır. Herkes zararına çalı-
İ
K
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 65
altınhaber
Sektörel vizyonu daha da geliştirmek için bayrağı devralmaya hazırız Sektörün deneyimli ismi Hasan Gülaçtı Ocak ayında yapılacak olan İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlık Seçimleri için aday olduğunu açıkladı. Toptan satış, perakende, üretim ve ihracat alanlarında önemli tecrübeye sahip olan Gülaçtı, tecrübelerini ve bilgi birikimini paylaşarak sektöre hizmet etmek ve sektörün vizyonunun gelişimine katkıda bulunmak için aday olduğunun altını çizdi.
İ
stanbul Kuyumcular Odası’nın 16 Ocak’ta yapılacak başkanlık seçimlerinde, başkan adaylığını açıklayan sektörün deneyimli ismi Hasan Gülaçtı, İstanbul Kuyumcular Odası ve dolayısıyla önümüzdeki seçimlerin önemi, sektörün çözüm bekleyen sorunları ve projeleri ile ilgili değerlendirmelerini Altın Dünyası ile paylaştı. Sektörün deneyimli isim Hasan Gülaçtı; sektörü bir adım daha ileri taşımak için bayrağı devralmaya hazır olduğunu söyledi. Mevcut yönetimin başarılı çalışmalar ortaya koyduğunu ifade eden Gülaçtı; İKO’nun sektörün en önemli kurumlarından biri olduğunu ve etkin projelerle, akılcı hamlelerle sektör menfaatlerinin korunacağı işlere imza atmak istediğini ifade etti. İstanbul Kuyumcular Odası’nın Türk Kuyumculuk ve Mücevherat Sektörü için son derece önemi bir kurum olduğunu belirten Hasan Gülaçtı şunları söyledi; “Türkiye’nin siyasi Başkenti Ankara, ekonomik başkenti ise İstanbul’dur. Bu hemen hemen tüm sektörler için olduğu gibi kuyumculuk ve mücevherat sektörü için de böyledir. Bu yüzden sektörümüz için İstanbul Kuyumcular Odası özel bir öneme sahiptir. İstanbul Kuyumcular Odası’nın sektörün çok önemli bir kısmını hatta genelini temsil edebilen bir özelliği vardır. İDMMİB ve İstanbul Kuyumcular Odası gerek kanuni yapısı ve gerekse bütçesi ile sektör için son derece etkin bir konumdadır. İTO ya da İSO meslek komiteleri gibi sektörel kurumlarla kıyaslandığında, sektör için daha aktif rol üstlenebilecek bir konumdadır. Bu yüzden sektör mensuplarının mutlaka seçimlere gelerek oylarını kullanmalarının son derece önemli olduğunu düşünüyorum.” İKO’nun kuruluşundan bu yana sektör için önemli çalışmaların yapıldığının altını çizen Gülaçtı, tüm yapılan bu çalışmaların üzerine koyarak sektörün gelecek vizyonunu çizeceklerini belirtti ve şunları söyledi; “Önceki yıllarda değerli büyüklerimiz ve arkadaşlarımız İKO çatısı altında son derece önemli ça-
lışmalar ortaya koymuşlar ve İKO’yu sektörün en önemli kurumlarından birisi haline getirmişlerdir. Bizler de önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalarla, devraldığımız bu bayrağı daha da yukarılara çıkarmak için çaba sarf edeceğiz. Global ekonomik konjonktürde ve sektörel iç dinamiklerde yaşanan gelişmeler beraberinde çözülmesi gereken yeni problemleri de ortaya çıkarabiliyor. Bizler bu şekilde ortaya çıkabilecek sorunları çözmekle birlikte, aynı zamanda ortaya çıkabilecek fırsatları da sektör adına değerlendirebilmek için ürettiğimiz ve üreteceğimiz projelerle sektöre hizmet edeceğiz.”
Bizler de önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalarla, devraldığımız bu bayrağı daha da yukarılara çıkarmak için çaba sarf edeceğiz. Sektörde bir takım problemlerin çözüm için beklediğini belirten Gülaçtı; “Önümüzde pek çok problem var. Örneğin; merdiven altı faaliyet gösteren firmalar. Herhangi bir kaydı olmayan bu firmalar, kayıt dışı oldukları gibi aynı zamanda haksız rekabeti de körükler durumdalar. Kuyumculuk yapılabilmesi için bir takım kriterlere sahip olunması gerekiyor. Silah ruhsatı alabilmek için dahi kuyumcu olan insanlar duyuyoruz. Kuyumculuk bu kadar kolay olmamalı. Sektöre uzun yıllarını vermiş insanlara büyük haksızlık yapılıyor. Bu konu, hazırlanmakta olan kuyumculuk yasasında mutlaka ele alınmalı. Bankaların, kuyumcuların faaliyet alanına giren çalışmaları da bizler için diğer bir önemli sorun. Geçtiğimiz dönemde bu konuda bizlerin aleyhine son derece önemli gelişmeler oldu. Sarrafiye kuyumcular tara-
fından satılmalı. Ancak bankalara da bu konuda gerek satış ve gerekse hurda toplama yetkisi verildi. Bu bizim önümüzdeki önemli bir sorundur. Bankacılık sektörü bizim rakibimiz değildir. Her iki sektör birbirini destekler konumda olmalı iken karşı karşıya getiriliyor. Bu konuda açılan davalar var. Bu davaların titizlikle takibi gerekiyor. Bankalar, başka bir sektörün iş bölümüne girmemelidir. Biz gereken konularda etkin projeler geliştirerek devletin çeşitli kurumlarının dikkatini çekecek hareketler içinde olacağız. Sektördeki diğer önemli bir konu haksız rekabet. Bu yüzden pek çok firma kar edemez, teknoloji ve AR-GE yatırımları yapamaz durumda. Bu yatırımlar olmaksızın sektörümüzün dünya ile rekabet edebilmesi mümkün değil. Bayrağı devralmamız durumunda bu konuda neticeye ulaşacak çalışmalar yapacağız. Örneğin; perakendecilerde yaşanan fiyat rekabetini çözebilmek için İstanbul genelinde uygulanan fiyat ekranı çalışması son derece başarılı oldu. Artık esnaf bu konuda zarar görmüyor. Sektörün sorunlarını ve bunların çözüm yollarını çok iyi biliyorum. Sektörü o, bu, şu demeden bir bütün olarak ele alacak ve uluslararası arenada Türk kuyumculuğunun daha üretken ve verimli çalışmalar ortaya koyması için çaba sarf edeceğim” dedi. Sektörel birlik ve beraberliğin de önemini vurgulayan Hasan Gülaçtı, yönetime gelmeleri durumunda tüm sektörel kurumlarla son derece yakın ilişkiler kuracaklarını ve geliştirilecek ortak akıl ile hareket edeceklerini belirtti. İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Sanayi Odası, Kuyumcukent, Mücevher İhracatçıları Birliği ve diğer illerdeki oda ve dernekler ile koordineli çalışarak sektör için önemli çalışmalar yapmayı hedeflediklerini belirtti. Çok yakında yönetim kurulu üyelerini açıklayacağını kaydeden Hasan Gülaçtı; sektörü oluşturan her kesimi temsil eden, dengeli ve adil bir yönetim kurulu oluşturacağını, tüm mesaisini bu önemli göreve ayırmaya hazır olduğunu ve kuyum camiasından herkesin desteğine ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.
Hasan Gülaçtı Hakkında
1965 yılında Sivas’ta doğan Hasan Gülaçtı lisans ve yüksek lisans eğitimini ekonomi ve planlama üzerine Hollanda’da yaptı. 2 dili (Flemenkçe, İngilizce) ana dili gibi, Almancayı ise akıcı bilen Gülaçtı; yaklaşık 20 yıldır kuyum sektöründe imalat, ihracat, perakende ve toptan satış üzerine faaliyet gösteriyor.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 67
altınhaber
Zela Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı Norayr İşler,
“Tüm tecrübemizi sektörün geleceği için aktaracağız” 16 Ocak 2014 tarihinde yapılacak olan İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) başkanlık seçimine Zela Mücevherat Yönetim Kurulu Başkanı Norayr İşler de adaylığını açıkladı. 4 yıl boyunca Başkan Vekili olarak görev yapan İşler, sektörde yaşanan sorunları tespit ettiklerini ve bu konuyu profesyonel yaklaşımla çözeceklerini ifade etti.
M
Fotoğraflar:
Alişirin Gültekin
Luys Aktuel Magazin Gazetesi
68 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
ücevher sektörünün deneyimli isimlerinden Zela Yönetim Kurulu Başkanı Norayr İşler, 16 Ocak 2014 tarihinde gerçekleştirilecek olan İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanlık seçimine aday olduğunu açıkladı. Çocuk yaştan itibaren bu mesleği icra ettiğini anlatan İşler, adaylığı, yaklaşan seçimler ve projelerine ilişkin şu açıklamalarda bulundu; “Çocuk yaştan beri bu mesleğin tüm aşamalarını yaşamış biri olarak tüm deneyimlerimi Zela markası ile hayata geçirdim. Türkiye’de bilinirliği her geçen gün artan markamızın, özellikle zanaatımızı “Made In Turkey” ibaresiyle dünyaya sunmanın haklı gururu içerisindeyim. Çocuk yaştan itibaren sektörde var olmamın neticesinde Oda’nın tüm sorun ve sıkıntılarına vakıf durumdayım. Bu güne kadar öğrendiğim ve tecrübe edindiğim tüm bilgileri sektöre aktarmayı amaçlıyorum. 4 yıl süreyle, İKO Başkan Vekilliği görevim esnasında, sektördeki çeşitli eksiklik, sorun ve ihtiyaçları tespit etme imkânı buldum. Bu konuların çözümünü, profesyonel ekip, çözüm odaklı anlayışımız ve geniş vizyonumuz sayesinde kısa süre içerisinde hayata geçirmeyi planlıyorum. Türkiye’nin ekonomiye katkısı bulunan önemli sektörlerden biri olan kuyumculuk sektörünü, deneyimli, profesyonel ve ”Açıklamalarına sektörde yaşanan sıkıntılara da yer veren Norayr İşler, “Yıllardır, ÖTV’nin varlığı, bizleri rahatsız ediyordu. Ben, sektör temsilcileri ve İhracatçılar Birliği’nin reddedilemez çabalarıyla ÖTV’nin kalkması için mücadeleye başladık; en kısa zamanda sonuca hepimiz ulaşacağız. Bu konuyla ilgili bilin-
diği üzere oldukça olumlu gelişmeler yaşandı. ÖTV’nin kaldırılmasından, tabii ki belirli kazanımlar olacak. Bu kazanımları 3-5 firmanın tekelinden kurtaracağız. Kazanımları, bütün sektörün yararlanabileceği bir şekle getireceğiz” dedi.
“Markalaşmanın bilincini tabana yayacağız” İşler, öncelikli hedefleri arasında, Türkiye Kuyumcuları Mücevheratçıları, gümüş obje ve gümüş takı sektörünün üretimlerini artıracak, kalite ve markalaşma çalışmalarını artırmak olduğunu sözlerine ekledi. Türkiye kuyumculuğu olmak üzere, İstanbul kuyumculuk sektörünü dünyanın merkezi haline getirmenin, sektör temsilcilerinin destekleriyle asla hayal olmadığının altını çizen İşler, içi boş değil, somut sözler verdiğine vurgu yaptı. Markalaşmanın öneminin bilincinde biri olarak bunu tabana yayacağını söyleyen İşler, yurtiçi ve dışı fuarlara katılımı artıracak hamlelere özellikle önem vereceklerini dile getirdi.
“Haksız rekabet ve hukuki sorunlar çözülecek” “Bugüne kadar eğer Oda, kuyumcu, gümüşçü veya ilgili diğer esnaflar arasında kopukluklar yaşandıysa, sizi temin ederim, bundan böyle dönemimiz tam bir diyalog dönemi olacak” diyen İşler, “haksız rekabeti engelleyerek, hepimizin haklarını güvence altına almak istiyoruz. Oda üyelerimizin, hukuki sorunları, bugüne değin maalesef iyi çözülemiyordu; özellikle bundan sonra avukatlarımız aktif halde sorunlarınızı çözmek için çalışacaklar”. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 69
altınseçim
Nurettin Özgenç, İKO Başkanlığına adaylığını açıkladı KOBİDER'in başkanlık görevini yürüten Nurettin Özgenç İstanbul Kuyumcular Odası (İKO)'nun 16 Ocak 2014 tarihinde yapılacak seçimlerinde başkanlığa aday olacağını açıkladı.
70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
2014 yılında yapılacak olan “İstanbul Kuyumcular Odası” seçimleri için ilk resmi adaylar belli olmaya başladı. Adaylığını açıklayanlardan bir isim de Türkiye’nin önde gelen ekonomi sivil toplum kuruluşlarından KOBİDER’in başkanlık görevini yürüten Nurettin Özgenç oldu. 30 yıldır kuyumculuk sektöründe yer alan ve 10 yıldan beri KOBİDER Başkanlığı yapan Nurettin Özgenç daha iyi bir “Kuyumcular Odası” için yönetime talip olduğunu dile getirerek mevcut yönetimin Oda’yı hak ettiği şekilde temsil edemediğini söyledi. Özgenç, “Seçimlerin yapılacağı tarihte meslektaşlarımızın bu seçime muhakkak katılıp kendi hür iradeleri ile oy kullanmaları gerekiyor” diyerek, tüm genel kurul üyelerinin seçim gününde kongre salonunda yer almaları çağrısında bulundu. “İKO piyon değil aktif olmalı” Nurettin Özgenç, 22 yılı dernek, 20 yılı da Oda olmak üzere toplamda 42 yıldır kurulu olan Türk kuyumculuk sektörünün en önemli temsil örgütü olan İstanbul Kuyumcular Odası’nın artık seyircilikten çıkıp oyunculuğa, söylemden çıkıp eyleme geçmeye, piyon değil aktif olması gerektiğini söyledi. Özgenç, “Gerek başkan gerekse yöneticiler Oda’yı başarıya koşturmalı başarıya ulaştıktan sonra konuşmalı. Hem başarısız olup hem de konuşanların bu Oda’da işi yok. Bizim düşüncemiz yeni dönemde camiayı tanıyan, vizyonu olan dirayetli yöneticilerin Oda’da görev yapması gerektiği. Kuyumcu esnafını hak ettiği şekilde temsil edecek ufku geniş kişiler İKO’yu başarıya ulaştırır” dedi. Nurettin Özgenç yaklaşan İKO seçimlerine ilişkin açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Oda başkanı olan kişi de bulunduğu konumun sorumluluğuyla hareket etmeli. Bazı kişilerin kuyumcular Odası’ndan yasa gereği Oda kayıtlarının silinmesi üzerine yerlerine kukla yönetim oluşturmak istiyorlar. Eski başkan, “Sektöre verimli olması adına
yerime geçmesi için bir aday hazırlamaktayım. Bu adayı pek yakında piyasaya duyuracağım” diye beyanat veriyor. İKO bir takım kişilerin hegemonyasından kurtulmalı. Çünkü Kuyumcular Odası birilerinin beslenme yeri ve oda üzerinden imtiyaz sağlama yeri değildir. Kaldı ki; herkesin gönlünde sevdiği birileri vardır. Onları sevebilir, destekleyebilir bir yerlere önerebilir ama ille de o olsun diye potansiyeli ve kapasitesi olmayan birini Oda başkanı yapmak yanlıştır.” “Kuyumcular bankaların fiyatlandırma eksperi oldu” Bankaların yastık altı altını ekonomiye kazandırmak amacıyla yaptıkları çalışmalara da değinen Özgenç, “Bankalar yastık altı altınlarını yeniden ekonomiye kazandırmak amacıyla çeşitli kampanyalar açarak altın topladılar. Onlarca kilo altın banka şubelerine getirilip mevduat gibi yatırıldı. İşin garip tarafı ise eski İKO başkanı tarafından “Bankalar işin ehli değil, takısını mevduata çevirmek isteyen vatandaşın önce kuyumculara gidip değer tespiti yaptırması” tavsiye edildi. Vatandaşlar altın takılarını mevduat olarak yatırmak için bankaya gittiklerinde müşterinin güvenini sağlasınlar diye değer tespiti için ilk önce kuyumculara gönderip fiyatlandırmasını yaptırdıktan sonra kendileri mevduata dönüştürüyor. Kuyumcular hurda olarak gördükleri bu pazarı maalesef bankalara kaptırdılar. Bankalar altını alırken ister bilezik, ister Cumhuriyet, isterse işlemeli taşlı ürün olsun işçilik ve benzeri fiyat kırmadan sabit bir ücretten aldı. Bu da banka şubelerinin altınla dolup taşmasına neden oldu. Bu kampanyaların başarılı olması, dahası yastık altı altınların ekonomiye girmesi BDDK ve hükümetin de sıcak bakmasını sağladı. Devletin bu düzenleme ile kuyum sektörünü kayıt altına almak için böyle bir uygulamanın gerekli olduğu hem devlet yetkililerince hem de sektör içerisinde böyle lanse edildi” dedi.
Konuya ilişkin açıklamalarını sürdüren Özgenç, “Esasen sarraf ve kuyumcular açısından önem arz eden bu konuda gereken hassasiyeti göstermeyen kuyum sektörünün temsilcileri hatalıdır. Keza sektör temsilcilerinin sorunların çözümünde aktif olmadığını kuyumcu mesleğinin ve kuyumcuların ekonomik çıkarının korunmasında tepkisiz ve etkisiz kalınmıştır. Kuyumculuk gibi itibarlı olan bir mesleğin bağlı olduğu Oda’nın yöneticileri böylesine elzem bir konuda gerekli tepkiyi göstermekten aciz kalmıştır. Demokratik bir hakkın gereği olarak mesleğin hakkını ve çıkarını korumak için tepki gösteremeyenler maalesef mevcut durumu kabullenmişlerdir” dedi. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 71
altınhaber
İSTANBUL ALTIN RAFİNERİSİ
KAHRAMANMARAŞ ŞUBESİ AÇILDI Sektörün öncü kuruluşu İstanbul Altın Rafinerisi Türkiye’nin dört bir yanındaki hizmet ağını genişletmeye devam ediyor. Firmanın son şubesi geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş’ta hizmet vermeye başladı. İstanbul Altın Rafinerisi’nin şubeleşme çalışmaları her geçen gün hızlanarak devam ediyor. Sektörün lider kuruluşu son şubesini sektörün önemli üretim merkezlerinden biriri olan Kahramanmaraş’ta hizmete açtı. Açılış ile ilgili bilgi veren İstanbul Altın Rafinerisi Anadolu Mağazalar Yöneticisi Ercan Döner şunları söyledi; ‘’İstanbul Altın Rafinerisi ailesi olarak 2013 yılı içerisinde yurtiçindeki şubeleşme çalışmalarımıza öncelikle Ankara Gramaltın, Doğu Döviz, Samsun Gramaltın’dan sonra Kahramanmaraş Gramaltın şubesininde açılışını yaparak devam ettik. Amacımız İstanbul’da sağladığımız imkanları tüm ülke genelinde tüm noktalara ulaşarak, aynı kaliteli hizmeti sağlayarak, müşterilerimizi ve esnafımızı memnun etmek.Bu senenin son açılışını Kahramanmaraş Mağazamızı açarak gerçekleştirdik. Kahramanmaraş uzun süredir altyapı çalışmalarını yaptığımız bir şehirdi. Bu bölgedeki üretici sayısının oldukça fazla olması sebebiyle, şube açmamız için son derece yüksek bir talep ile karşı karşıya kaldık. Biz de bu talebi değerlendirerek buaradaki müş-
72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
terilerimize daha sağlıklı hizmet verebilmek için şubemizi hizmete soktuk. Kahramanmaraş üretim bakımından yüksek bir potansiyele sahip ve önemli atölyeleri bünyesinde bulunduran bir şehir. Buradan bütün Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere, tüm yurda hizmet sağlanmakta.Biz de buradaki esnafımızın doğru zamanda gerekli ihtiyaçlarını karşılıyabilmek için Kahramanmaraş iline yakışır bir şekilde hizmet vermeye başladık.Gramaltın şubeleri olarak sadece gramaltın değil, ayarevi, takoz değişimi,darphane altını ve İAR takı serisi satışı da yapılmaktadır. Ayrıca zengin yarı mamül çeşitlerimiz ile de atölyeci ve dökümcü esnafımıza da kolaylıklar sağlamaktayız. Bulunduğumuz şehirler dışında çevre il ve ilçelere de sürekli hizmet vermekteyiz. Gerek şubeleşme açısından,gerek bayilik konusunda hızlı ve sağlam adımlarla ilerlemekteyiz ve çalışmalarımız sürmekte.Yakın zamanda İzmir şubemizle de İzmir halkına hizmet vermeye devam edeceğiz.’’
altınhaber
Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün en önemli tedarikçilerinden birisi olan ONSA İstanbul, Haramidere üretim kompleksi içinde açtığı showroomlarda son derece geniş ürün koleksiyonunu sergilemeye başladı. Altın ve gümüş koleksiyonlarının sergilendiği 2 ayrı showroom kurumsal müşterilere önemli fiyat avantajları sunuyor.
S
ektörün lider markası Onsa İstanbul ortaya koyduğu üretim ve ihracat faaliyetleri ile sektörün en önemli firmaları arasında yer alıyor. Onsa İstanbul, Haramidere üretim kompleksi içinde açtığı 2 ayrı showroom ile kurumsal müşterilerine verdiği hizmetin kalitesini de arttırıyor. Altın ve gümüş koleksiyonlarından oluşan 2 ayrı showroomda binlerce model sergileniyor. Altın showroomu ziyaret eden kurumsal müşteriler oldukça geniş ürün çeşidini inceleyip sipariş geçebiliyor. Bununla birlikte gümüş showroomunda ise oldukça zengin ürün koleksiyonları stoklu olarak bulunuyor. Bu showroomu ziyaret eden firmalar oldukça zengin ürün çeşidi arasından sipariş geçebildikleri gibi hazır stoktan da ürün satın alabiliyorlar. Kısa bir süre önce hizmete açılan showroomlardan yapılan satış miktarı her geçen gün artış eğiliminde. Yalnızca kurumsal alıcıların alım yapabildikleri showrromlarda doğrudan üretici fiyatları ile alım yapmak alıcılara son derece büyük avantajlar sağlıyor. Onsa İstanbul bünyesinde üretilen yüzlerce model showroomlarda yerini alıyor.
74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınbülten
“Maksimum fantezi”
Trabzon hasır takı üreticileri arasında yıllar önce fantezi tarzı orta koymasıyla tanınan Karaltın; 2014 yılında fantezi koleksiyonuna daha fazla fantezi katmaya hazırlanıyor. “Maksimum Fantezi” isimli koleksiyon ile klasik Trabzon hasırı en modern haliyle sevenlerinin karşısına çıkacak. Ülkemizin önde gelen Trabzon Hasır takı üreticisi Karaltın; yeni yılda, yine yenilikler peşinde. Ürün çeşitliliğini sürekli arttırma gayretinde olan ve Trabzon Hasır takısını her yaştan takı kullanıcısına sevdirmek için modernize eden Karaltın; çok yakında “Maksimum Fantezi” isimli özel koleksiyonuyla hasıra yeni bir boyut kazandıracak. Karaltın firma sahibi Cevat Kara; 2014 yılına iddialı bir giriş yapma arzusunda olduklarını ve fantezi modellerine daha da fantezi katacak çarpıcı ve cesur modellerin üretim bandından çıkmak üzere olduğunu söyledi. Istanbul Jewelry Show Mart fuarında lansmanını düşündükleri “Maksimum Fantezi” koleksiyonları için patent alma aşamasına geçtiklerini de vurgulayan Cevat Kara; “yeni koleksiyo-
numuzda taşlı modellerde olacak ve kilit bölümüyle toka bölümü birbirini tamamlayan kombin bir geçişe sahip olacak” dedi. Klasik Trabzon hasırını pek çok firmanın yaptığını, fakat böylesi cesaret isteyen, radikal tasarımlara herkesin giremediğini kaydeden Kara; “Biz hem mesleğimizdeki tecrübemizi hem de üretimdeki gücümüzü özgün tasarımlar oluşturarak konuşturmak istiyoruz. Yeni modellerimiz ihracat çalışmalarımızda da ön plana çıkacak. Ayrıca bu tarz değişiklikler, Trabzon hasırının o ağır görüntüsünü törpülüyor ve çok gençlerin dahi kullanma arzusu içinde olmasını sağlıyor. Yıllar önce nasıl hasıra fantezi kattıysak ve başarılı olduysak. Fanteziye fantezi katarak yine başarılı olacağımıza inanıyoruz” diye konuştu. Geçtiğimiz yıl ürünlerinin %20’sini ihraç ettiklerini de sözlerine ekleyen Kara; bu yıl ihracat çalışmalarını %30’a çıkarmak istediklerini ve emeklerinin karşılığı alabilecekleri pazarlarda boy göstermeyi tercih edeceklerini dile getirdi.
Nila Gold yeni yerinde yeni hedefler peşinde 14 ayar fantezi kelepçe, kolye ve tektaş yüzük ürün grubuyla ön plana çıkan sektörümüzün genç markası Nila Gold, Nuruosmaniye’de kuyumculuğun kalbinin attığı önemli pasajlardan biri olan “Şeref Han”da yeni toptan satış mağazası açtı. Firmanın hedefi; yeni yerinden yeni hedeflerine daha hızlı bir şekilde ulaşmak.
Yaklaşık 2 yıl önce faaliyetlerine başlayan, uzun yıllardır kuyum sektörünün içinde aktif olarak bulunan genç ama tecrübeli bir kadroyla kurulan Nila Gold, Şeref Han’da yeni toptan mağazası ve iletişim ofisi açtı. Nila Gold firma sahibi Murat Cefakar; uzun yıllardır hizmet verdiklerini kuyum sektöründe son iki yıldır
kendi markalarıyla faaliyette bulunduklarını ve ağırlıklı olarak Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde pazarlama çalışmalarını yürüttüklerini söyledi. Şeref Han’ı, kuyum camiası açısından çok önem duyulan bir konuma sahip olması nedeniyle tercih ettiklerini belirten Murat Cefakar; “Markamızın geleceği açısından Çemberlitaş’ta bulunan ofisimizi Şeref Han’a taşıdık. Geniş ürün çeşitliliğimizle hem Anadolu’dan hem de İstanbul’un çeşitli semtlerinden alım yapmaya gelen kuyumcu dostlarımıza zengin alternatifler sunmak istiyoruz” dedi. Yüksek kaliteli ürünlerini uygun fiyat eşliğinde piyasaya sunduklarını özellikle Eskişehir, Kütahya, Afyon, Bilecik, Bandırma, Gölcük, Bursa gibi bölgelerde sürekli sıcak temas ve müşteri memnuniyetini temel alan satış anlayışıyla hareket ettiklerini, bu bağlamda kısa sürede ciddi oranda müşteri sadakati oluşturduklarını kaydeden Cefakar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün günümüzde birçok firma hemen hemen birbirine yakın kalitede ürünler sunabiliyorlar. Biz Nila Gold olarak, müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde gören bir prensibe sahibiz. Hızlı servis, anında geri dönüş, bölgenin beklentilerine uygun ürün tedarik etme, kaliteyi makul fiyatlarla buluşturma konularında fark yarattığımıza inanıyoruz. Çalıştığımız atölyeleri çok titiz seçiyoruz. Farklı ürün gruplarında uzmanlığını bildiğimiz farklı özelliklere sahip atölyelerle çalışarak, ürün kalitemizi hep en üst seviyede tutuyoruz.” Nila Gold; 2014 yılında müşteri portföyünü kontrollü bir şekilde büyütmeyi, ürün çeşitliliklerini arttırmayı planlıyor. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 75
altınhaber
Bilezikte kullanılan beyaz oranı her geçen gün artıyor Bilezik dendiğinde kuyum camiasında akla gelen ilk isimlerden biri olan Özyurt Kuyumculuk; son dönemde beyaz rengi bileziklerinde cömertçe kullanan markalardan birisi. Son 5 yıldır 22 ayar bilezikte beyaz rengin kullanılmaya başlandığını kaydeden Özyurt Kuyumculuk Firma Ortağı Cabir Çakmak; 2013 yılında özellikle şehirli kadınların bilezikte beyaz rengi görmek istediklerini, yüksek kaliteli rodaj tekniği sayesinde bilezikte kullanılan beyazın ömür boyu garantili bir şekilde kullanıma sunulduğunu ifade etti. Beyaz ve Rose rengin bilezikte kullanılmasının herhangi bir işçilik fiyat farkı ortaya çıkarmadığını belirten Cabir Çakmak; “Bugün daha modern bir görünüme sahip bir bilezik isteyenler, özellikle bileziğin üstündeki desen daha ön plana çıksın isteyenler beyaz kullanılmış bilezikleri tercih ediyorlar. Hatta tamamı beyaz, tamamı rose olan bilezikler dahi ürettik ve bu ürünlerimize de talep gördük” dedi. Kuyumcukent ile birlikte Özyurt vites yükseltti 2013 yılı içinde üretim tesislerini İstanbul Vizyon Park’a taşıyan, Kuyumcukent içinde yeni bir toptan satış mağazası açan Özyurt Kuyumculuk; önümüzdeki yıl daha önce denenmemiş bilezik modelleri ortaya koymayı planlıyor. 2013 yılında işlem hacmini ciddi oranda artıran Özyurt; Kuyumcukent ve İstanbul Vizyon Park’a taşınmasıyla birlikte çok daha büyük hedeflere ulaşmak için gerekli altyapıya ve yüksek teknolojiye sahip, son derece modern bir üretim bandına sahip oldu.
Orta ve küçük ölçekli firmalar için fuar ziyaretleri veya katılımında hatırlanması gereken ipuçları Fuarlar yeni müşteriler ve bağlantılar kazanmak, firmanızda atılım yapmak, koleksiyonunuzu genişletmek, işbirlikleri ve satış fırsatları yaratmak için önemli etkinliklerdir. Bu dönemlerden maksimum faydayı sağlayarak geçmek için yapılması gereken belirli çalışmalar vardır. Ancak bunlar, özellikle orta veya küçük ölçekli firmalarda, bazen zamansızlıktan, bazen fuar öncesi başlayan telaştan dolayı yapılmazsa, alınabilecek verim de düşecektir. İşte bu dönemlerde gözden geçirmekte faydası olacak bazı başlıklar;• Katılacağınız veya ziyaret edeceğiniz fuarı seçme nedeniniz nedir, bu seçimi yaparken daha önce ziyaret edenlerden beklentilerinizin fuarla örtüşüp örtüşmeyeceği konusunda bilgi aldınız mı? (Fuarın geçmiş yıllardaki ziyaretçi ve katılımcı raporlarını incelemek de size fikir verecektir.) l Fuara katılmaktaki veya ziyaret etmekteki amaçlarınız neler? Bu amaçlara uygun şekilde katılımcı listesini de gözden geçirip ön hazırlık ve iş bölümü yaptınız mı? l Katılımcıysanız fuar personelini seçerek ikram sorumluları ve hostesler de dâhil olmak üzere firmanız hakkında gerekli bilgilendirmeleri yaptınız mı? Görevleri herkes için net mi? Görev dağılımlarını ve madde madde yapılacakları kapsayan bir kontrol listesi oluşturdunuz mu? l Katılımcıysanız, fuar alanında varlığınızı ön plana çıkaracak bir etkinlik düşündünüz mü? Ziyaretçiyseniz, olası işbirlikleri, bağlantılar için ürün kataloğunuzun dışında firmanızı tanıtan bir doküman hazırladınız mı? (Bu dokümanı hazırlarken dijital ortamda da yanınızda bulundurmak, karşı tarafın rahat taşıması için çoğu zaman faydalıdır.) l Fuara gitmeden önce yakalayabileceğiniz tanıtım fırsatları için yüksek çözünürlüklü görselleri barındıran bir basın dosyası hazırlayarak CD veya USB şeklinde çoğalttınız mı? (Basın, her zaman büyük dosyaları, kâğıt yığınları ağırlık taşımak istemediği için atar, rahatça bilgisayarına aktaracağı dijital bülten ve görseller onlar için daha değerlidir.) l Fuara gitmeden önce sizi hatırlamasını isteyebileceğiniz bağlantılarınıza iki 76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
veya üç fiyat kademesinde minik hediyeler hazırladınız mı? (Bu ziyaretçiler için de geçerlidir.) l Katılımcılar için fuara gidecek ürünler ve malzemeler listelenip nasıl transfer edileceği konusunda kara verildi mi? Fuarın tüm alt yapısını takip eden bir sorumlu atandı mı? Sunum ve sergilemenin detayları, tanıtım etkinlikleriniz için taslak bütçe hazır mı? l Fuar sırasında standınıza gelen tüm ziyaretçilerin kaydı tutulabilecek mi? Bunları ne şekilde bir araya getireceğiniz planlandı mı? Siz ziyaretçiyseniz bağlantılarınızın kayıtlarını ne şekilde toplayarak arşivleyeceğiniz belirli mi?(Görüşme sırasında hiç unutmayacakmışsınız gibi gelmesine rağmen, sonradan karıştırabileceğiniz kartvizitler olacaktır. Bu sorunu yaşamamak için kişiyi hatırlatıcı bir not ile kartvizitini saklamak her zaman faydalıdır.) l Fuar sırasında rakiplerinizin veya benzer tarzda çalışan firmaların çalışmalarını, size avantaj yaratabilecek ipuçlarını topladınız mı? l Katılımcıysanız fuar öncesi, bağlantıda bulunduğunuz ve fuar sırasında sizi ziyaret etmesinin etkileyici olacağını düşündüğünüz tüm müşterilerinizi davet ettiniz mi? Ziyaretçi iseniz, fuarın katılımcı listesinden bağlantıya geçmek istediğiniz başlıca firmaları seçerek önden yazıştınız mı? l Fuar sonrası her açıdan durumu değerlendiren ve baştaki amaçlarınıza ulaşıp ulaşmadığınızı gösteren bir rapor oluşturup firma içinde değerlendirdiniz mi? Genel değerlendirme toplantılarıyla bir sonraki fuarda yapmanız ve yapmamanız gerekenleri ortaya çıkardınız mı? Bütçelediğinizle sonuçta gerçekleşen harcamalarınızı kıyasladınız mı? l Fuara gelemeyen personelinizi de geliştirmek için, görseller içeren ve ilgi alanlarına göre bilgi verecek bir raporu tüm firmayla paylaştınız mı? l Fuar katılımcısıysanız, fuarda sizi ziyaret eden herkese bir teşekkür maili hazırladınız mı? (Ziyaretçiyseniz kurduğunuz bağlantılara sizi hatırlatacak minik mailler gönderebilirsiniz.)
Sektörümüzde birçok firma; modern teknik altyapı ile donatılmış, son derece konforlu, yüksek hijyen koşullarına sahip, geniş ve ferah ortamıyla çalışanların verimliliğini artıran, akıllı bina özelliğindeki İstanbul Vizyon Park’a üretim bölümlerini taşıyor. İstanbul Vizyon Park kalitesiyle yakında tanışacak firmalardan birisi de Çarşı’nın köklü bilezik markalarından Rota Gold.
Yaklaşık 44 yıl önce Eyüp Yılmaz tarafından Çemberlitaş’ta kurulan, 28 yıldır da Kürkçüler Pazarı (Tavuk Pazarı) sokakta faaliyet gösteren, bileziğin köklü markalarından Rota Gold; çok kısa bir süre içinde Kuyumcukent’in yanında yer alan İstanbul Vizyon Park’a atölyesini taşıyacak. Rota Gold Firma Sahibi Kerim Yılmaz; yıllar sonra bu tarihi ve kuyumcuların mabedi olarak kabul edilen Çemberlitaş’tan, müşterilerinin artan taleplerine daha rafine cevap verebilmek için ayrılma kararı aldıklarını söyledi. Taşınmak için hazırlıklar tamamlanmak üzere İstanbul Vizyon Park’a yaklaşık 1 ay içinde taşınmayı planladıklarını ve hazırlıkların son aşamaya geldiğini kaydeden Kerim Yılmaz; “Son dönemde yoğunlaşan müşteri talepleri, artan iş hacmimiz, teknolojiden daha etkin bir şekilde yararlanma arzumuz ve çalışanlarımızı geniş, konforlu bir ortamda bulundurma isteğimiz bizi Vizyon Park’a yönlendirdi. Bundan sonra İVP’tan çok daha geniş ürün çeşitliliğine sahip, yüksek kaliteli Rota bilezikleri, ülkemiz kuyumcularına ulaşmaya devam edecek” diye konuştu. “2013 yılı oldukça verimli geçti” Yüksek teknolojiyi kullanan markalarının, yeni yerlerinde hem çalışan sayısıyla hem de yeni üretim cihazlarıyla daha da büyüyeceğini ve yeni bir vizyon ile geleceğe emin adımlarla ilerlemeyi arzu ettiklerini belirten Yılmaz; özellikle yakın tarihte üretime başladıkları “Şarnel Bilezik” için ayrı bir parkura ihtiyaç duyduklarını ve bu ihtiyacın yeni yerde kolaylıkla giderileceğini ifade etti. 2013 yılının markaları için çok verimli geçtiğini, işlem hacminde Rota Gold’un büyük ilerleme kaydettiğini sözlerine ekleyen Yılmaz; Kapalıçarşı’da açılan has altın satış ve iletişim ofisleri ile tarihi mekandan hiçbir zaman fiilen kopamayacaklarının da altını çizdi.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 77
altınbülten
Roberto Bravo stil sahibi kadınların karakterini yansıtıyor Roberto Bravo birbirinden farklı ürünleriyle şıklık ve zarafetin yanı sıra Roberto Bravo kadınına özgü ayrıcalıkları da bir arada sunuyor. Roberto Bravo doğa ve çevreden esinlendiği 2014 koleksiyonları ile stil sahibi kadınların karakterine özgü tasarımlar hazırlayor. Swan Lake Episode II koleksiyonunda çiçekler ve doğa figürleri ön planda İyi bir görünümü yaşam biçimi olarak benimseyen kadınlara hitap eden Swan Lake Episode II koleksiyonu, şık ve zarafet tanımlarını bir arada sunuyor. Doğadan esintiler ve gökkuşağı renklerinden ilham alınarak hazırlanan koleksiyonda değişik çiçek türleri ve doğa figürleri ön plana çıkıyor.
Asil ve gizemli kadınların tercihi: Black Magic Rafine zevklere sahip kadınların tercihi olan Black Magic koleksiyonunda, Roberto Bravo kadınının asil ve gizemli duruşu ön plana çıkıyor. Altın ve pırlantanın tasarım ile eşsiz uyumunu buluşturan koleksiyonda, bitki ve hayvan temaları dikkat çekiyor. Kareena, doğal ve güçlü kadınların psikolojisini yansıtıyor Doğal ve güçlü kadınların değişken ruh halleri düşünülerek oluşturulan Kareena koleksiyonunda ise, Roberto Bravo kadının psikolojisi ön plana çıkıyor. 2014 yılının en iddialı koleksiyonlarından biri olma amacıyla oluşturulan tasarımlar, sade ve zarif çizgileri de bir arada barındırıyor.
Roberto Bravo shamballa ile mutlu yaşam felsefesi ve tasarım şıklığını birleştiriyor Sıra dışı yaklaşımı ve şık tasarımlarıyla ön plana çıkan Roberto Bravo, pozitif enerji ve mutluluk kaynağı olarak bilinen shamballa bileklikleri ile yepyeni bir konsept oluşturdu. Moda takipçilerinin yoğun ilgi gösterdiği shamballa bileklikleri, sahip olduğu felsefe ve tasarım şıklığıyla kullanıcı tercihlerine de farklı bir bakış açısı sunuyor. Korku, kin, nefret ve kıskançlık gibi kötü duygulardan arınarak, gülümseme ve mutluluğun daimi olabileceği mesajını veren shamballa öğretisi, bazı ürün tasarımlarında “Momento Mori” felsefesinden esinlenilerek yorumlanan kurukafalı modeller ile şıklığınızı tamamlıyor. Shamballa koleksiyonunda kullanılan 8 ayrı doğal taş türünün tedariğinin, aynı renk tonunun bulunması ve lojistiği uzun ve zahmetli bir süreç olmasına rağmen, Roberto Bravo hedef kitlesinin yaşam biçimine ve ihtiyaçlarına hitap ederek farklı alternatifler sunmayı başarıyor. Bu farklılığın yansıtıldığı modeller ise, stilini kalite ve tasarım ayrıcalığıyla tamamlamak isteyen kişilerin öncelikli tercihi olmaya devam ediyor. Farklı tasarım ve renk seçenekleriyle üretilen shamballa bileklikleri, kadın ve erkeklere yönelik modelleriyle Roberto Bravo mağazalarında satışa sunuluyor. 78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
Nacar bayileri Prag’da
Nacar, 2013 alım hedeflerini gerçekleştiren bayilerini Prag gezisiyle ödüllendirdi.
S
aat sektörünün önde gelen isimlerinden Nacar, her yıl olduğu gibi bu yıl da bayilerini unutmadı. Geçtiğimiz yıl başarılı bayilerini Dubai gezisiyle ödüllendiren Nacar, 2013 alım kotasını başarıyla gerçekleştiren bayilerini bu sene ise Çek Cumhuriyeti’nin gözde şehri Prag’a düzenlediği seyahat ile ödüllendirdi. 1-4 Kasım 2013 tarihleri arasında gerçekleşen ve 3 gece 4 gün süren seyahat, Konyalı Saat Genel Müdürü İrfan Nalçacı liderliğinde düzenlendi. Nacar bayileri, seyahat sırasında Ortaçağ’da keşfedilen şifalı kaynaklarıyla yüzyıllar boyunca Avrupa soylularının en popüler kaplıca şehir turuna çıkarak eğlenceli anlar yaşadı. Seyahatin son gününde yapılan toplantıda bayilerle bir araya gelen Konyalı Saat Genel Müdürü İrfan Nalçacı; “2013 yılında elde ettiğimiz başarıda büyük pay sahibi bayilerimize yönelik yapacağımız gezilerimiz, her sene farklı ülkelerde devam edecek. Bayilerimizin desteği ile her yıl biraz daha büyüyerek Konyalı Saat’in bünyesindeki Nacar’ın yerini daha yukarılara taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Zenith El Primero Stratos Flyback, Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülü’nü kazandı Konyalı Saat distribütörlüğündeki dünyaca ünlü saat markası Zenith, bir ödül almaya daha hak kazandı. Ses duvarını aşan ilk saat Zenith El Primero Stratos Flyback, Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülü’nde ‘Spor Saat Ödülü’ne layık görüldü. Saat yapımcılığı alanında mükemmeliyeti kutlayan Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülleri, sektördeki en iyi kreasyonları ve en önemli işletmecileri on beş dalda ödüllendirdi. Çeşitli kategorilerde 70 modelin yarıştığı, Cenevre Grand Théâtre’da gerçekleştirilen Cenevre Saat Yapımı Büyük Ödülleri, 15 Kasım’da düzenlenen tören ile sahiplerini buldu. Zenith’in öncü ruhunu ve geleneksel uzmanlıktaki mükemmeliyetini yansıtan El Primero Stratos, dünyanın en hassas otomatik kronograf makinesi olan El Primero donanımına sahip. Saat, kronograf fonksiyonunun dışında, Striking 10th donanımıyla da saniyenin onda birinin gösterimini kolaylaştırıyor. Özellikle havacılık alanında tercih edilen Flyback modu ise pilotların tek hareketle kronografı durdurmasına, sıfırlamasına ve yeniden başlatmasına olanak sağlıyor. Zenith elçisi Avusturyalı paraşütçü Felix Baumgartner, gerçekleştirdiği süpersonik serbest düşüş dünya rekorunu Zenith El Primero Stratos Flyback Striking 10th kronografı ile birlikte kırdı. Böylelikle ses duvarını aşan ilk saat Zenith, Büyük Ödül jürisi tarafından ‘Spor Saat’ kategorisinde ödüllendirildi.
Nacar Saatler ile zamana değer katın Saatte modanın öncüsü Konyalı Saat, Nacar’ın kadın ve erkeklere özel koleksiyonları ile saat modasına yön vermeye devam ediyor. Nacar, Chrono Lady serisi ile sportif ruhlu kadınlara hitap ederken, Multifunction Man serisi ise erkeklerin şıklığına şıklık katıyor. Konyalı Saat bünyesinde yenilikçi tasarımlarını saat tutkunlarıyla buluşturan Nacar, şıklığınıza eşlik edecek kadın ve erkek saat modelleriyle zamana anlam katıyor. Nacar’ın kadınlara özel serisi Chrono Lady, spor şıklığı seven kadınlara hitap ediyor. Görselliği kadar özellikleri ile de kendini kanıtlayan Chrono Lady, siyah ve beyaz silikon kayış seçenekleriyle ister spor ister şık, her tarza uyum sağlıyor. Chrono Lady, paslanmaz çelik ve seramik, 5 ATM su basıncına dayanıklı Quartz makinesiyle de kalitesini ortaya koyuyor. Nacar’ın kendine özgü tasarımıyla dikkat çeken Multifunction Man serisi, kombinini saat ile tamamlamak isteyen erkeklere iyi bir alternatif oluyor. Quartz makine ve 10 ATM su basıncına dayanıklı 46 mm paslanmaz çelik kasaya sahip saatte kullanılan safir cam da çizilmeleri önlüyor. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 79
altınhaber
Sektörde sentetik pırlanta belirsizliği IDL International Diamond Laboratory Değerli Taş Uzmanı Martin Metin sektörde son günlerin gündemini oluşturan sentetik pırlantayla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
L
aboratuvar ortamında üretilen, doğal pırlanta ile neredeyse aynı fiziksel, kimyasal ve optik özelliklere sahip taş olan Sentetik Pırlanta, doğal pırlanta gibi karbondan oluşur, kübik formda kristallenir. Bir karbon diğer üç karbon ile eşit uzaklıkta tehrahedral şeklinde bağlanır. Sertliği ve ısı iletkenliği aynıdır. Dolayısıyla, basit görsel yöntemlerle aradaki farkı anlamak mümkün değildir. Ayırt edilmesi gemoloji laboratuvarları tarafından spektroskopik cihazlar kullanılarak mümkün olur.
gemolojik terminolojide genelde ‘Laboratory Grown Diamond’, laboratuvar tarafından büyütülmüş elmas, ‘Man Made’, insan yapımı elmas olarak bahsedilir. Sentetik kelimesi müşteri için sahte, taklit, ucuz gibi algılandığı için, gemolojik laboratuvarlar tarafından laboratuvar elması olarak nitelendiriliyor. Debeers’a göre son tüketici, elmas dendiğinde doğal olan, milyonlarca yılda oluşmuş, sonsuza dek aynı şekilde kalan, kuşaktan kuşağa aktarılan taşı düşünür. Ancak sentetik denilince bu duygunun yerine ne geçeceği ise pazarlama ile uğraşanların konusudur. Tek bildiğimiz, sentetik pırlantanın kesinlikle doğal olarak satılmaması gerektiğidir. Bunun için gemolojik analiz ve sertifika şarttır.
Kübik zirkonun düşük parlaklığı, cam gibi çizgilerin rahatça görülmesini sağlamaktadır.
Sentetik üretimi:
IDL Doğal Pırlanta Sertifikası Örneği.
Günümüzde sentetik üretimi için bilinen iki yöntem HPHT ve CVD’dir. HPHT, yüksek basınç ve yüksek ısı yöntemi, adından da anlaşılacağı üzere, elmasın, yer altındaki oluşum koşullarının benzeri sağlanarak üretilmesidir. CVD, kimyasal buhar depolama (buharlaşma yığışımı, buhardan çökeltme diye de söylenebilir) yöntemiyse, yüksek basınca ihtiyaç olmaksızın, yüksek ısı ile bir plazma bulutundan karbonların çökeltilerek, tohum kristal üzerinde biriktirilmesi olarak özetlenebilir. Plazma bulutundan, vakumun alt kısmına karbon yağıyor gibi düşünebiliriz.
İki yöntemde de sentetik ya da doğal bir elmas kristali ‘seed crystal’ bulunuyor. Ticari olarak satışlarında ‘bunların da özü elmastır’ demek yanlış bir söylem olur. Özü elmas ise dışı nedir? Bu elmasların özü de ve dışı da elmastır. Ancak insan yapımıdır. Bunun için uluslararası 80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Son dönemlerde CVD ( Chemical Vapor Deposition), kimyasal buhar/buhardan depolama-çökeltme-biriktirme yöntemiyle üretilen pırlantalar, fazlasıyla yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Unutulmamalı ki, sentetik pırlanta üretimi 1950’lerde General Electric ve İsveçli bilim adamlarının ilk kristalleri üretmesiyle başlamış olan bir süreç. Ancak üretim maliyetleri ve üretilen kristallerin boyutunun yeterli olmaması, renk kalitesinin düşük olması, o dönemlerde tedavi yöntemlerinin de çok gelişmemiş olması, sentetik elmasların mücevher sektörüne girmesini geciktirdi. Ayrıca elmasın bilişim, ilaç, sondaj ve diğer endüstrilerdeki yaygın kullanımı göz önüne alınırsa, sanayi elması üretmek dahi sentetik üzerine çalışmak için yeterli bir sebep.
Mozanit ve zirkon da sentetik değil midir? Evet, sentetik mozanit (SiC) ve kübik zirkon (CZ, zirkonyum oksit) da laboratuvar ortamında üretiliyor, ancak kimyasal yapıları elmastan farklıdır ve ayırt etmek son derece kolaydır. Mozanitte çift kırılma sebebiyle, bezel fasetinden bakılarak gözlemlenen çift külah ucu, kübik zirkonda ise ısı iletkenliği cihazı, yoğunluk-ağırlık formülü, sertlik testi ve diğer yöntemlerle kolayca ayrım yapılabilmektedir. Sentetik mozanit ve kübik zirkon gibi taşlara sentetik elmas denmemeli, onun yerine taklit (simulant) taşlar denmelidir. Mozanitte gözlemlenen ışık düzenindeki farklılık ve yüksek dispersiyon sebebiyle pırlantaya göre daha fazla görülen gökkuşağı renkleri. Sentetik mozanit, gül kesimi, zümrüt kesimi, prenses, damla ve birçok şekilde günümüzde karşımıza çıkıyor. Özellikle siyah mozanitler son zamanlarda çok kullanılıyor.
Tabiî ki dünyanın en değerli taşının, yer altındaki büyüme koşullarını göz önüne alarak, kopyasını üretmek maddi olarak cazibesini koruyor. Dolayısıyla bilim adamları ve onları destekleyen firmalar artan bütçe ile yöntemlerini geliştirmiş ve günümüzde mücevher kalitesinde kullanılabilen, eskisine göre çok daha ucuz maliyetli kristaller oluşturmayı başardılar. Gemesis, Apollo ve Chatham bunlardan en çok bilinenler. HPHT yöntemiyle üretilen kristaller
altınhaber
Haluk Ocuşlar; “Yeni pazarlar için cesur adımlar atmalıyız” Montür takı dendiğinde ilk akla gelen isimlerden olan Somoro Kuyumculuk; ihracat çalışmalarında mevcut pazarlarını yeni pazarlar ile zenginleştirmek için cesur adımlar atmaya hazırlanıyor. Farklı bakir Pazar arayışlarında olan Somoro Kuyumculuk; yakın tarihe kadar yakınımızdaki uzak olarak tabir edilen ve dünyaya kapılarını kapayan İran İslam Cumhuriyeti ile ticaretini arttırma çabalarında.
B
u yıl göreve başlayan İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani ile birlikte Dünyaya daha hızlı bir şekilde açılan ve uluslararası birçok antlaşmayı gündemine alan İran; kuyum sektörümüzün de yakın takibinde. Birçok değerli markamız İran ile ticaret hacmini arttırıyor. Somoro Kuyumculuk; 2013’te başladığı İranlı kuyumcular ile ticari çalışmaları yeni yılda arttırarak devam etmek istiyor. Somoro firma yetkilisi Haluk Ocuşlar; İran’ın geniş nüfusu, takıya düşkün bayanlarıyla önemli bir pazar olduğunu, yeni Devlet Başkanı ile ülkenin hızla Dünyaya açıldığını söyledi. Komşumuz İran ile uzun vadeli çalışma yolları aradıklarını fakat bazı sektör mensuplarımızın günü kurtarmak adına İranlı kuyumculara üretim teknikleri sunduğunu ve bu durumun sektörümüzün geleceğini olumsuz etkilediğini belirten Haluk Ocuşlar; “İran’da yaptığımız bu önemli hatayı umarım başka yeni pazarlarda yapmayız. Balık tutmayı değil balığı sürekli satmayı planlamalıyız. Günü kurtarırken yarınlarımızı tehlikeye atmamalı ve sürekli ticari faaliyette olabileceğimiz ortamın kalmasını sağlamalı, uzun vadeli düşünceler geliştirmeliyiz” dedi. 82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Sektörden
Zafer Şen
Yeni yıla yeni ümitlere doğru Sevgili Meslektaşlarım, içinde bulunduğumuz 2013 yılının son günlerine yaklaştığımız zaman diliminde bu sayıdaki yazımda geride kalan bir yılı değerlendirerek sizinle paylaşmak istedim. 2013 yılına bir önceki yıllarda yaşanan krizlerin gölgesinde girmiştik ve yılın ilk günlerinde piyasada konuşulan söylemlerle yeni krizler kapıda. Altın onsu 2500 USD’ye gidiyor gibi efsanelerle bu yılı da bitirdik. Tüm bu olumsuz senaryoların gölgesinde bugüne baktığımızda altının onsu 1200 -1300 aralığında geziyor, fiyatların bu oranlarda kalması ile de altın işlemlerindeki hareketlenme piyasada olumlu algılanmakta. Piyasada altın fiyatlarını bu yılın ilk yarısında istikrarsız bir seyir izlemesi nihai tüketici üstünde çok olumsuz bir izlenim bıraktı. Altın fiyatlarında yaşanan yükseliş ile sektör üreticileri yönlerini gümüş üretimine verdiler ancak hep söylüyoruz, ülke olarak yaşanan olumlu ya da olumsuz gelişmelere çok çabuk tepki veriyoruz. “Altın fiyatı yükseldi hemen gümüş üretelim bu süreci böyle atlatırız” diye yapılan tüm çalışmalar ne yazık ki boşa gidiyor. Gümüş üretilen ürünlerin kalıpları altına uygun yapılmışken gümüş üretiminde kullanılması zaman ve hayal kırıklığına neden oluyor. Pazarı ve piyasası hazır olmadan alınan olumsuz üretim kararları esnafımıza hem para hem de zaman kaybettirmekte. Bu köşede ısrar ile yazıyorum; “işler kötü diye başkasının işini doğru iş gibi görmeyelim”. Kendi işimizin içinde çözümler ve yenilikler peşinde koşarak yükselişi yakalayabiliriz. Görüldüğü üzere bu yılın son günlerinde altın fiyatlarında yaşanan düşüş kuyumcu meslektaşlarımızın satışını olumlu yönde etkiledi. Meslektaşlarımızdan işlerin bu yılın ilk günlerine oranla memnun edici olduğunu duymaktayız. Yılın bütününe baktığımızda mesleğimizin olumlu ya da olumsuz etkilenme nedeninin sadece altın fiyatlarındaki hareketler olmadığını bu yıl yaşadığımız gezi parkı eylemlerinde gördük. Esnafımızın olaylar esnasında yaşadığı tedirginlik, güven ortamının da birkaç ay devam etmesi, nihai tüketicinin sokağa çıkmaya korkması gibi tepkileri piyasamızı olumsuz yönde etkiledi. Gezi parkı olayları bitti, piyasamızı rahatlar der iken araya Ramazan Ayı girince piyasada yaşanan durağan dönem yaklaşık dört ay kadar devam etti. Ara ara işlerde ufak kıpırdamalarla bu yılın son ayına girmiş olduk. Tabi bu ayın başında kredi kartlarına uygulanacak taksit sınırlaması da piyasada olumsuz bir hava estirdi. Her yazımda dikkatinizi çekmeye çalıştığım önemli bir unsur da; dünyanın değişim süreci yaşadığı, ticari anlayışın yenilendiği, kar oranlarının düştüğü, ticarette sınırların kalmadığı ve her alıcının istediği zaman alacağı ürüne bir tıkla ulaşabildiğini gözlemlemekteyiz. Ülkemizde uçakların dünyada ve ülkemizde uçmadığı nokta neredeyse kalmadı. Bu rahatlık nihai tüketicinin sınırları zorlamasına imkân verdi. Her zaman bahsettiğim bir noktaya değerli meslektaşlarımızın dikkatini çekmek istiyorum. Şartlar ve konjonktür neyi gerektiriyorsa ticaret adamı onu yapmalıdır. Sektöre emek vermiş meslektaşımız eğer üretici ise ihracat yapmak için kendini hazırlayacak, yurtdışındaki fuarlara katılacak ya da kendisine iyi bir partner bularak ihracatçı olmak için şirketini yapılandıracak. Eğer bu meslektaşımız bir perakendeci ise mağazasını büyütecek, müşterisine yakın markaj ile hizmette memnuniyet sağlamak için argümanlar hazırlayacak. Kaliteli personel çalıştıracak ve sektörünü iyi etüt ederek işine yatırım yapacak. Bu yazımda kuyumcu derneklerine de seslenmek istiyorum. Ne yazık ki adı dernek olarak anılan fakat sektörüne ve meslektaşlarına hiçbir fayda sağlamayan bu derneklerin mesleğimizin önderleri tarafından çok ivedi ele alınmalıdır. Derneklerin bir çatı altında toplanması, oda niteliğine kavuşması ve sektörün menfaatleri doğrultusunda çalışmalar yapması sektörümüzün sahipsizliğini sonlandırmaları gerekmekte. Ticaret Odası, Altın Borsası gibi sektörün platformunu meşgul eden bu kurumların profesyonelleşmesi ile sektöre katkı sağlayacaklarını, yoksa hiçbir işlevlerinin olmayacağını düşünüyorum. Sektörün önemli platformlarını meşgul eden büyüklerimiz, bulundukları kurumları da kendi dükkânları gibi yönetmeye çalıştığını gözlemlemekteyiz. Unutmayalım, sizlerin başarılı olduğu yıllar çok gerilerde kaldı. Otuz yıl önceki şartlarla bu günün şartları değişti. Siz hala geçmişte yaşanan başarıları bu zamanda da alacağınız kararlarla yakalayacağınızı düşünüyorsunuz. Lütfen makam ve koltuk sevdasından vazgeçin. Yerlerinizi profesyonellere bırakın siz denetleyici olun beğenmediğiniz profesyoneli görevden alarak yenisini göreve getiriniz. Sevgili meslektaşlarım Yeni yılın size ve ailenize sağlık mutluluk ve huzur getirmesini dilerim. Saygılarımla,
Altınbaş Life’ın yeni yıl sayısı dopdolu Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş’ın mücevher modasından tasarıma, sanattan seyahate kadar zengin bir içeriğe sahip dergisi Altınbaş Life’ın yeni yıla özel 7. sayısı moda severlerle buluşuyor.
A
ltınbaş’ın büyük beğeni toplayan dergisi Altınbaş Life, yeni yılda 7. sayısı ile okurlarıyla buluştu. Altınbaş’ın özgün tasarımları ve kış mücevher modasının ele alındığı sayıda moda, gündem, seyahat, sağlık, yaşam, bakım, röportaj kategorileri altında geniş bir konu içeriği bulunuyor.
Altınbaş Life’tan ipuçları
Altınbaş Life’ın yeni yıl özel sayısında; yeni yılda bilmek isteyebileceğiniz her şey düşünüldü. 2014 burç yorumlarını ve Oya Komar’ın yeni yıl kararlarınızı alırken size yardımcı olacak renkli taşların etkilerini detaylı olarak okuyabilirsiniz. Ünlü isimlerin yılbaşına stil katacak önerileri Altınbaş Life’ın yeni yıl özel sayısında yer alıyor. Buse Terim’den yılbaşına stil katacak öneriler Ünlü Moda Blogger’ı Buse Terim, farklı mekan ve konseptlere özel yeni yıl kutlamaları için hazırladığı giyim, makyaj ve mücevher önerilerini Altınbaş Life okuyucuları için kaleme alıyor. Yılbaşı gecesi için tercih edilecek kıyafet ve makyaj stilini belirleyen en önemli kriterin kutlamanın nerede ve kimlerle yapılacağı olduğunu söyleyen Buse Terim, kadınlara özel stil önerileriyle trendleri takip eden şık bir gecenin şifrelerini paylaşıyor. Samimi ev partisinden çılgın bir gece kulübünde ya da romantik bir yemek eşliğinde yeni yıl kutlamasına kadar tüm seçenekleri sıralıyor. Türkiye çağdaş sanatının uluslararası ismi Ahmet Güneştekin’in, dünyanın önde gelen sanat kurumlarından Marlborough Gallery bünyesindeki “Ahmet Güneştekin: Son Dönem Resimler” başlıklı ilk sergisinin detayları ve Altınbaş Mücevherat’ın desteği hakkında gerçekleştirilen çok özel röportajı da yine bu sayıda dikkat çeken konular arasında yer alıyor.
altınhaber
Geçtiğimiz aylarda hizmete giren ve benzersiz sunum konseptiyle hem ülkemizde hem de Avrupa’ da bir ilk olan “Merrily Alyans Center” 6000 farklı çeşidiyle, ziyaretçilerine adeta mini bir alyans fuarı oluşturuyor.
Ü
lkemizin köklü kuyum firmalarından Özkan Grup’un alyans markası Merrily; 2013 yılında önemli atılımlar yaparak, hem kendi hedeflerini yükseltti hem de binlerce çeşit ürünü bir çatı altında müşterilerine sunma imkanı elde etti. Merrily Alyans Genel Müdür Yardımcısı Yunus Öztek; ilk başta Merrily markalarını ihracatta kullandıklarını, son yıllarda yurtiçinde de Merrily markasının geniş bir kitle tarafından çok yakından tanındığını ifade etti. 2013 yılında Merrily alyans markalarının yüzlerce farklı ürününü kategorize ettiklerini, temalarına ve üzerinde ifade ettikleri hikayelere göre farklı koleksiyonlar yaparak kuyumcuların çok daha kolay satabilecekleri alyanslar ortaya koyduklarını belirten Yunus Öztek; “Geçtiğimiz yıl şirketimiz çok önemli yatırımlar yaptı. 2012 yılındaki kurumsal atağımızı 2013 yılında tamamlamış olduk. Wedding World AVM (Kuyumcukent AVM)’de 250 m2 genişliğinde daha önce benzeri olmayan bir alyans sunum merkezi açtık. Merrily Alyans Center; 6000 farklı alyans çeşidiyle, son derece ferah bir ortamda kuyumcularımızın rahatlıkla ürün seçebilmesine imkan tanıyor” diye konuştu. “Ürün demolarımız oldukça talep gördü” Geçtiğimiz yıl Merrily Alyans’ın işlem hacmini %20 artırdığını ve 2014 yılında yapılan büyük yatırımların karşılığını almak istediklerini kaydeden Öztek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu benzersiz çalışmaları hayata geçirirken esasında sektörel olarak da bir gelişimin ortaya çıkmasına vesile olmak istiyoruz. Yüksek kaliteli, özgün tarzlara sahip olan her biri bizim için ayrı maddi ve manevi kıymete sahip olan ürünlerimizi çok özel bir ortamda sergilemek istedik. Ülke genelinde 40’ın üstünde ilimizde Merrily satış noktaları bulunuyor. Ürünlerimize gösterdiğimiz özeni bizim gibi gösterebilecek titizlikle seçtiğimiz kuyumcu partnerlerimizle çalışmayı tercih ediyoruz. Bugün ürünlerimiz özel akıllı (elektronik) etiket sistemi ile sergileniyor ve üzerindeki barkot, ürünün anlık fiyatını size ifade ediyor. Ayrıca Almanya’dan ithal ettiğimiz özel kaplamalar ve malzemeler ile yaptığımız demolarımız da büyük ilgi görüyor. Nerdeyse birebir orjinaliyle aynı olan demolarımıza dahi altın kullanmak istemeyenlerden talep geldiğini duyuyoruz. Demolarımız sayesinde kuyumcu dostlarımızın stok maliyetlerine dur demiş oluyoruz.” Merrily, 2014 yılında farklı koleksiyonlarıyla dikkat çekecek Merrily Alyans 2014 yılında da çarpıcı tasarımlara imza atmaya devam edecek. Büyük beğeni toplaması beklenen yeni koleksiyonlarının bazıları özel üretim tekniği sayesinde çok ihtişamlı ve ağır bir görüntüye sahip olacak ama terazide hafifliğiyle şaşırtacak.
84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
Yeni bir yıla adım attığımız şu günlerde birçok firmamız geçmiş yılı değerlendiriyor ve yeni yıl için yeni stratejiler oluşturuyor. Montür ürün grubunun değerli markalarından Sina Montür; 2013 yılında özellikle ihracat çalışmalarında elde ettiği verimli sonuçları yeni yılda daha da artırmayı hedefliyor. Pırlantada ÖTV’nin kaldırılması da Sina Montür gibi ihracat çalışmalarına önem veren firmalarımızın elini kuvvetlendirecek.
2013
yılında İstanbul, Las Vegas, Hongkong ve Dubai gibi önemli uluslararası fuarlara katılan ve birbirinden başarılı montür ürünlerini sergileyen Sina Montür; yurtdışındaki yoğun emeğinin karşılığını aldı. Sina Montür Pazarlama Direktörü Utku Can Lek; bu yıl markalarının başarılı fuar dönemleri geçirdiğini, yüksek kaliteli Türk montürünün dünyanın pek çok noktasında büyük ilgi gördüğünü ifade etti. Çok yakın zaman önce Dubai fuarından geldiklerini ve 5. kez katıldıkları Dubai fuarının en verimlisini yaşadıklarını belirten Utku Can Lek; “Bitmiş ürün grubuna bu yıl yeni girdik ve bu ürün grubunda önce iç pazarda yer edinme stratejisini benimsedik. 2013 yılında iç pazara ciddi miktarda bitmiş ürün sunduk. 2014 yılında bitmiş ürünlerimizi ihracata da yönlendirmeyi düşünüyoruz” dedi.
“ÖTV’nin kalkmasıyla Türkiye çıplak taş ticaretinde önemli bir hamle yapacak”
Utku Can Lek, düşen altın fiyatları, pazarları daha etkin analiz etme, ürün çeşitliliğini artırma ve müşteri memnuniyeti konusundaki hassas çalışma prensiplerinin ihracat verilerini geçtiğimiz yıllara göre artırdığını kaydetti. Lek, 2014 yılında altın fiyatındaki istikrarın sürmesi halinde, kalkan ÖTV ile birlikte ihracat yapan firmaların yurtdışı arenada rakipleriyle daha kora kor bir rekabet içine gireceğini söyledi. Lek, bu durumun ülke ekonomisine artı olarak yansıyacağını dile getirdi. Pırlantada ÖTV’nin ortadan kalkmasının montür firmalarını daha çok bitmiş ürün grubuna yönlendireceğini tahmin ettiğini ifade eden Pazarlama Direktörü Lek; “Montür işçiliğinde ülkemiz dünya çapında bir üne sahip. Başarılı montür çalışmalarına Made In Turkey kaşesiyle devam edeceğiz. ÖTV’nin kalkması Türkiye’ye gelen çıplak taşın çok daha kolay dünyanın farklı noktalarına satılmasına olanak sağlayacak. Türkiye coğrafi konumu ve 3 kıtaya olan yakınlığıyla yıllarca geride kaldığı çıplak taş ticaretinde önemli bir hamle yapacaktır” diye konuştu.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 85
altınhaber
3 0 9 1 T M G 0 2 E P Y T F ONE R É ’A D E R T N O M T O PIL
n ı ğ ı l ı c Hava inin izinde r e l ü c ön
Manufacture Zenith, 1865 yılından bu yana ütopik rüyaları gerçeğe dönüştüren tüm hayallerin ve cesur çabaların bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür. Tarihine damgasını vuran, zafer kazanılmış maceralardan havacılık zaferi 20. yüzyılın başından itibaren markaya eşlik etmiştir. İkarus’un uçma hayalini gerçekleştiren öncülerle aynı girişimci ruhu taşıyan Zenith, Wright kardeşleri sınırlı sayıda (1903 adet) üretilen saat ile onurlandırmıştır: Pilot Montre d’Aéronef Type 20 GMT 1903.
ilbur ve Orville Wright, Dayton Ohio’daki bisiklet dükkânlarında açık geniş alanlar ve özgürlük hayalleri kurmaktaydı. Doğuştan yatırımcı olan kardeşler tasarladıkları ilk planörlerini North Carolina’daki Kitty Hawk çöllerinde kullandılar. Aynı zamanda çeşitli teknik yönleri çalışabilmek için kendilerine doğada bir tünel inşa ettiler. Prototiplerini sürekli mükemmelleştiren kardeşler; ikinci planörlerinin önüne bir stabilizör, üçüncü planörlerinin arkasına kontrol edilebilir bir dümen kurdular. Wright kardeşlerin bu çalışmaları havacılık alanında bir ilkti. İki kardeş yüzlerce denemeden sonra planörlerine bir motor takarak bir adım daha ileri gitmeye karar verdi. Orville Wright “Flyer” adlı ikiz pervaneli hava taşıtının alt kanadının altında yüzü yere dönük bir şekilde, Kitty Hawk plajının üzerinde, tarihin ilk motorlu havadan ağır kontrollü uçuşunu gerçekleştirdi. Genç adam, 17 Aralık 1903’te yerdten 60 santimetre yükseklikte 40 metrelik bir mesafe kat etti. Havacılık tarihinde önemli bir kilometre taşı olan 1903 yılı, artık Zenith’in Wright kardeşlere övgü olarak tasarladığı bir saatte yaşayacaktı: O Saat; Pilot Montre d’Aéronef Type 20 GMT 1903’tü. 86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
20. YÜZYILIN BAŞINDAN BU YANA HAVACILIK KAHRAMANLARINA EŞLİK EDİYOR Zenith, havacılık öncülerinin kullandığı çeşitli hava taşıtları ve uzay gemilerini donatan uçuş araçlarını üreten ilk saat üreticilerinden biriydi. Hassasiyeti ve vibrasyonlara, manyetik alanlara ve sıcaklık değişikliklerine dayanma becerisiyle tanınan Zenith altimetreler, saatler, yerleşik ve bileğe takılan kronograflar, maceralarında kutup yıldızlı markanın eşlik ettiği pilotlarla popülerlik kazanmıştır. Sadece bir yüzyılda Louis Blériot, Léon Morane ya da daha yakın zamanda Felix Baumgartner bileklerinde ya da kokpitlerinde bir Zenith ile kaderlerini gerçekleştirmiş ve adlarını tarih kitaplarına yazdırmıştır. Fotoğraf Yazısı: Orville Wright “Flyer” adlı ikiz pervaneli hava taşıtının alt kanadının altında yüzü yere dönük bir şekilde Kitty Hawk plajının üzerinde tarihin ilk motorlu havadan ağır kontrollü uçuşunu gerçekleştirdi. PILOT MONTRES D’AÉRONEF TYPE 20: EFSANEVİ BİR MODEL Koleksiyonlar arasında bir kült haline gelen Pilot Montre d’Aéronef Type 20, hava postası işinin gelişiminde kilit bir rol oynamış. 1939 itibarıyla Fransız hava kuvvetleri tarafından kullanılan Caudron eğitim uçakları gibi bazı hava taşıtlarının kontrol panellerine monte edilmiştir. Wright kardeşlere övgü niteliğindeki bir saate bu havacılık efsanesinden daha iyi ne ilham verebilirdi ki? Bu tarihsel köklere dayalı Pilot Montre d’Aéronef Type 20 GMT 1903, siyah DLC kaplı titanyum bir kasa sayesinde, 48 mm’lik çapına rağmen son derece hafiftir. Tarihi havacı saatlerinin tipik özelliği olan mandallı
ayar düğmesi pilotun eldiveninin içinde dahi mükemmel bir kavrayış sağlamaktadır. Beş kez kumlanmış siyah kadran, gündüz ve gece mükemmel okunabilirlik sağlayan orijinal rakamları yeniden üretmektedir. Bu nefis klasik rakamların fosforlu parıltısı, daha klasik bir Superluminova işlemli “eski radyum” işleminden gelmektedir. Bu usta işi kombinasyon, bir saatten diğerine aynı şekilde taşınamayan küçük retro detayların canlandırdığı krem rengi bir ton yarattığı için etkisi büyüleyicidir ve görüntüsü gerçekten benzersizdir. Dolayısıyla her kadran benzersizdir ve her birinin özel numarasının bir uçağın perçini gibi kasaya takılı özel bir levhada yazılı olduğu 1903 adetle sınırlı üretilen saatlerin orijinal karakterini yansıtmaktadır. Tüm hayallerin ve maceraların bir parçası olan Pilot Montre d’Aéronef Type 20 GMT 1903, hassas ve güvenilir bir otomatik saatin Elite Calibre 693’ün çalıştırdığı ikinci bir zaman dilimi göstergesi sayesinde, aynı zamanda bir seyahate davettir. Görünüşte gizli olsa da, bir Côtes de Genève motifinin süslediği bu saat, saatte 28.800 vibrasyonla çalışmaktadır ve 50 saatlik bir güç rezervi vardır. Bu zarif mekanik kalbinin altında, kasa arkası Kitty Hawk plajında 17 Aralık 1903’te zaferin kazanıldığını izlemek için koşan kardeşi Wilbur ile birlikte, Orville Wright “Flyer”da uçarken betimleyen mühürlü bir işaretle süslüdür. Bej renkli süet kayışı bu model i n son dokunuşunu yapmaktadır. Kaplamasında meraklıların okuyabileceği “Zenith Flying Instruments” yazısı ile markanın tarihi logosunun kabartması bulunmakta ve hala fethedilmesi gereken alanların bulunduğu bir çağın ruhunu vurgulamaktadır.
altınhaber
Yine On Mücevherat farkı HRD ve On Mücevherat ortaklığı ile mücevher tutkunlarını inanılmaz bir fırsat bekliyor.
O
N Mücevherat geçen yıl gerçekleştirdiği mücevherde HRD sertifikası kampanyasını bu yıl da tekrarlıyor. Daha önceki kampanya sayesinde HRD sertifikalı mücevher sahibi olmak isteyenler bu fırsattan faydalandılar.
“Seçiminizi yapın; HRD sertifikası ile teslim edelim” sloganıyla bütünleşen kampanya uzun soluklu bir çalışma oldu. Yeni yıla sayılı zamanlar kalırken kampanyayı tekrarlama kararı alan On Firması mücevher tutkunlarına yeni yıl hediyesi sunuyor. Her şey tek bir pırlantayla başlar ve mücevher tutkusu artarak devam eder Bu düşünce ile yola çıkan On Mücevherat, pırlanta aşkını taze tutmak için yeni yıla yeni mücevher modelleri ile giriyor.
Uşak Kuyumcular Odası kapatma davasını kazandı Uşak Sarraflar ve Kuyumcular Odası Başkanı Atalay Savaş, Uşak Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (Uşak ESOB) tarafından “Üye sayısının azlığından dolayı odanın kapatılması” yönünde açtığı davada, mahkemenin “kapatmama” kararı verdiğini açıkladı.
U
şak Sarraflar ve Kuyumcular Odası Başkanı Atalay Savaş, Uşak Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (Uşak-ESOB) tarafından “üye sayısının azlığından dolayı odanın kapatılması” yönünde açtığı davada, mahkemenin “kapatmama” kararı verdiğini bildirdi. Savaş, yaptığı açıklamada, Uşak-ESOB tarafından, “Üye sayının düşük olması” gerekçe gösterilerek odalarının kapatılmasına yönelik açtığı davanın, Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ele alındığını, üye sayılarının 106 olması nedeniyle mahkemenin “kapatmama” yönünde karar verdiğini bildirdi. Uşak ESOB’nin tutumunu eleştiren Savaş, birliğin daha iyi çalışması için girişimlerde bulunduklarını, birliğe bağlı odaların bir binada toplanması yönünde taleplerinin olduğunu ifade etti. Savaş, “Geçen sene birliğe, mevcutta bir arabası varken şu anki değeri 140 bin lira olan yeni bir arabanın daha alındığını öğrendik. Esnafın artırdığı paranın böyle harcanmasına tepki göstermemiz üzerine birlik bize tavır alıp, önce üye göndermemeye başladı, ardından sayımızın azalmasından dolayı bakanlığa şikayette bulunup, katılmamız için mahkemeye başvurdu. Daha sonra tekrar üye kazanarak sayımızı artırdık. Mahkemede odamızın kapatılmaması yönünde karar aldı” diye konuştu. 88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
İstanbul Kuyumcular Odası başkanlık seçimine sayılı günler kala, sektörümüzün deneyimli ismi Burak Yakın, önemli açıklamalarda bulundu. Her şeyin başında yeni İKO Başkanının, sektörün dinamiklerini bilen ve sektörün çekirdeğinden yetişmiş olma vasfının çok önemli olduğunun altını çizdi.
K
uyumculuk sektöründe 28 yıldır aktif olarak görev alan ve ülkemizin en önemli kuruluşlarından biri olan Nadir Metal Rafineri Firmasının Genel Müdürü olan Burak Yakın; yaklaşan İKO seçimleri öncesinde bazı önemli hususlara, özellikle yeni isimlere ve vizyon sahibi farklı işlere imza atabilecek adaylara, temsil kabiliyeti yüksek profillere ihtiyaç olduğunun vurgusunu yaptı. Yeni İKO başkanının sektörün tümüne sahip çıkacak, tamamen tarafsız, herhangi bir kitleye özel ilgi göstermeyecek ve sektörün sorunlarına hakim, çözüm üretme potansiyeline sahip bir kişi olması gerektiğine dikkat çeken Yakın; “Kendi katı kuralları olan, insan ilişkilerinin ön planda olduğu sektörümüzde, böylesi önemli bir görevi üstlenmek isteyen kişinin mutlaka vizyon sahibi ve çözüm odaklı bir anlayışa sahip olması çok önemlidir” dedi. “Başkanlık için çekirdekten yetişmiş bir isim seçilmeli” Sektörün kendi dinamiklerini bilen, sektörün en alt kademesinden en üst kademesine kadar çeşitli görevlerde bulunmuş kişinin İKO Başkanlığını çok daha iyi yapabileceğine inandığını belirten Genel Müdür Burak Yakın; şu anda çözüm bekleyen birçok sektör sorunu bulunduğunu, bu sorunların çözümü için kararlılıkla hareket edebilecek, koltuk sevdalısı olmayan birinin İKO Başkanı olmasını dilediğini söyledi.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 89
altınhaber
ZEN, Türkiye’nin en büyük pırlanta perakendecisi olma yolunda hızla ilerliyor Türkiye’nin en büyük pırlanta perakendecisi olma yolunda hızla ilerleyen Zen Pırlanta, sadece pırlantalı mücevherler sunduğu mağazalar zincirine her geçen gün yeni bir halka ekliyor.
Z
en Pırlanta’nın, Türkiye genelinde Ankara, Adapazarı, Adana, Balıkesir, Bursa, Denizli, Hatay, İstanbul, İzmir, İzmit, Kütahya, Kahramanmaraş, Kayseri, Mersin, Rize, Samsun, Trabzon ve Uşak’ta toplam 45 mağazası bulunuyor. Pırlantada en geniş satış ağı ile ulaşılabilir olmayı hedefleyen Zen Pırlanta’nın, yurtdışında da Kıbrıs’ta 3, Irak Kuveyt ve Katar’da 1’er mağazası bulunuyor. Zen Pırlanta 2014 yılında farklı noktalarda açacağı mağazalarla mücevher severlere hizmet verecek.
Sezgin Jewels’tan sezonun modası yüzükler… Bu yılın moda takıları arasına giren düz formlu, zirkon taşlı ve üzerinde semboller olan modern yüzükler modaya yön veren Sezgin Jewels koleksiyonlarında geniş yer almakta.
S
iyah ve beyaz zirkon taş seçenekleri dışında taşsız alternatifleri de bulunan özel tasarım gümüş yüzükler kadınların vazgeçilmez takıları haline geldi. Sezgin Jewels tasarımcılarının özel olarak tasarladığı yeni bir moda akımı oluşturan yeni yüzük koleksiyonun da gümüş üzerine ‘rose gold’, ‘gold’ ve ‘rodyum’ kaplama seçenekleri de mevcut. Koleksiyonda; iki yüzüğün eklemden zincir detayı ile birleşmesi ile oluşturulan yüzükler dikkat çekici tasarımlar arasında… Siyah zirkon ile süslenen yüzük tasarımlarında kullanılan siyah kalem rodaj işçiliğinin yanı sıra sezonun trendi olan kar tanesi, kelebek, melek ve melek kanadı gibi figürler büyük beğeni topluyor. Her daim talep görecek zamansız tasarımlarla Sezgin Jewels yine sektörde modaya yön vermeye devam ediyor. 90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınbülten
Ador ilk yılında hedefinin % 25 üstünde büyüme yaşadı
Yılın başında, sektörün deneyimli ismi Cavit Koçak tarafından kurulan ADOR Kuyumculuk; kısa süre içinde hedeflediği rakamların üstüne çıktı. Çalışanlarının %90’ının kuyumculuk sektöründe daha önce deneyimi olmamasına rağmen, bu kadar kısa sürede önemli mesafeler alınması başarılı yöneticiliğin ve büyük bir inancın yansıması.
Sektörde herkesin yakından tanıdığı, işadamı Cavit Koçak; yepyeni bir marka ile 2013 yılına hızlı giriş yapmıştı. Latince heyecan anlamına gelen “Ador” isimli kelimeyi markasına taşıyan Cavit Koçak; yılın sonu itibariyle, başlarken koyduğu hedefin %25 üstüne çıkmış olmanın büyük mutluluğunu yaşıyor. Sektöre markalarının ismi gibi büyük bir heyecan katmak için yeni bir başarı yolculuğuna baş-
ladıklarını belirten Ador Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Cavit Koçak; “Firmamız ilk olarak Balkan ülkeleri, Almanya ve Hollanda’da yoğun ticari faaliyet içinde oldu. Bu pazarlarla ilgili olarak geçmişte elde ettiğimiz engin tecrübe, bizim kısa sürede çok yol almamıza yardımcı oldu” dedi. Markalarını kurduktan hemen bir ay sonra Istanbul Jewelry Show Mart Fuarına katılım gösterdiklerine dikkat çeken Koçak; “Mart fuarına katılmamız yeni markamızın tanıtımı açısından etkin sonuçlar doğurdu. Yepyeni ve sektör tecrübesi olmayan bir kadro ile yola çıkmamız birçok kişi için çılgınlık olarak nitelendirilebilir. Fakat biz başarıya odaklanmış, başarılı olma hırsı çok yoğun olan arkadaşlarımızdan markamızı oluşturmayı planladık. Tamamen müşteri memnuniyeti odaklı çalışma prensibimiz ve satışı kuyumcuya ürün vermekle biten bir süreç olarak görmeyen yaklaşımımız, bize hızla olumlu geri döndü” diye konuştu. Yönetim Kurulu Başkanı Koçak; Ador’dan ürün alan müşterilerinin herhangi bir şart olmaksızın istedikleri zaman mevcut ellerindeki ürünleri yeni ürünlerle değiştirme opsiyonuna sahip olduğunu ve en yüksek kaliteyi en uygun fiyata alabilme şanslarının bulunduğunu kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuyumcunun satamadığı bir ürün kuyumcunun stok maliyetini artırır ve kuyumcuya büyük sıkıntı yaratır. Biz; adeta sektörde ezber bozan bir anlayışla, müşterilerimizin zaman ve herhangi bir şart olmadan istedikleri an ürünlerini yeni ürünlerle değiştirme şansı sunuyoruz. Biliyoruz ki; bizim ürünümüzün esas satışı, son tüketiciye ulaştığı andır.”
Dünden bugüne Çetinol…
Günümüzde saf altından tarihi ve mitolojik takılar üreten ve bunu yaparken tamamen geçmiş yıllardaki gibi el işçiliğini ön plana çıkaran çok az kuyum ustası kaldı. Bu ustalardan biri Çetinol Kuyumculuk Firma Sahibi Ahmet Çetinol da geçmişten günümüze butik takı üretim çalışmalarını anlattı.
Turistik antik eşya imalatı yapan Sait Çetinol’un oğlu olan Ahmet Çetinol, birçok önemli usta gibi küçük yaşta iş hayatına atılmış. Yıllar önce Çemberlitaş’ta bulunan tarihi Vezirhan’da babasının çalıştığı bu mekan yıllar sonra Çetinol ailesinin ikinci kuşağına da ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Kum döküm tekniği ile takı yapan ilk kişinin Babası Sait Çetinol olduğunu hatırlatan Ahmet Çetinol, babasının yanında lise yıllarına kadar hediyelik eşya üretiminde her yaz tatilinde çalıştığını, esas gönlünde yatan kuyumculuk mesleğine 15 yaşından sonra atılma şansı yakaladığını söyledi. Dönemin önemli kuyum zanaatkarlarından “Hilat Usta” ile mesleğe adım atan Çetinol; kuyum tezgahına oturmak için tam 1 yıl beklemiş. O dönem birçok çırağın adeta kendisini göstermek için sıraya girdiği “Hilat Usta” da bir yılın ardından tezgaha geçmeye hak kazanan
Ahmet Usta; o günleri şöyle anlatıyor: “O zamanlar kuyumcu tezgahına geçmek öyle kolay değildi. Bir çırak ortalama bir yıl atölyenin en zorlu işlerinde çalıştırılır, zahmetli işleri yaşar, ustaların çalışmalarını çok iyi bir şekilde gözlemler ve bir gün kendisine bir fırsat verildiği zaman onu çok iyi değerlendirmek zorundadır. O dönemlerdeki mesleki heyecanın bugün gençlerde aynı düzeyde olmadığını görüyorum. Bugün gençler, kolay yoldan para kazanma, fazla çaba harcamadan hedeflerine ulaşmak istiyor. Her geçen gün mesleğe yeni yeteneklerin katılması azalıyor ve mesleki bir erozyon yaşıyoruz.” Tarihin zenginlikleriyle beslenen antik, mitolojik olayları, sembolleri, hikayeleri saf altına adeta bir nakış işler gibi işleyen Ahmet usta; askerlik dönüşü kendi atölyesini kurmuş. İlk olarak 10m2’lik çok küçük bir yerde tek tezgahıyla kendi başına çalışmalar yapan Çetinol; uzun bir dönem, çok ünlü bir marka için üretim yapmış. Ardından yeterli sermaye birikimine ulaşarak ekibini oluşturmuş ve markasını kurarak günümüze uzanmış. Bugün hem ülkemizde hem de dünyada butik antik takı seven kişileri mutlu kılacak özel tasarımlara imza atıyor. Geçmişte ustalığını yaptığı tecrübeli isimlerle kendi markası altında yola devam eden Çetinol; tamamen el işçiliğiyle yapılan özel ürünleri için büyük bir emek ve zaman harcıyor. Bir atölyede herhangi bir yüzükten 100 tane yapılma süresinde Çetinol Kuyumculukta 1 ürün kullanıma sunuluyor. Ahmet Çetinol; katıldığı birçok uluslararası fuarda ülke kuyumculuğunu da temsil ediyor. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 91
altınhaber
Kuyumcukent, sektör gelişim toplantılarına devam ediyor KİAŞ, Mücevher Üretim Tasarım İhracat ve Sanayicileri (MÜTİSAD) Derneği ile ortak sektörel faaliyeti 10 Aralık 2013 Salı günü AVM Konferans Salonunda sektörden önemli isimlerin de katılımı eşliğinde gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasını yapan KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu sözlerinin başında geçmişte sektöre büyük katkı sağlayan ve ebediyete intikal etmiş insanları yâd edip, sektörün gelişimi ve desteklenmesi adına yapılan bu tür akademik çalışmalara son derece önem verildiğe değinerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Kuyum sektörünün dünyadaki en büyük tesisi olan Kuyumcukent’in gelişerek hak ettiği yere gelmesi amacıyla 6 ay önce yönetime gelişimizle beraber ciddi adımlar atarak gözle görülür ilerlemeler kaydettik. 1000’in üzerinde üretim yapan kuyum firmasının aynı çatı altında bulunduğu Kuyumcukent tesisi Ortadoğu’nun en büyük entegre altın, gümüş ve mücevher üretim ve ticaret merkezidir. Sektör adına bu denli önem taşıyan dev kompleksin sektöre değer katarak, yön vermesi gerektiği inancındayız. Bu düşünceler kapsamında, Yönetim olarak sektör gelişim toplantılarının önemine ve ihtiyacına son derece inanıyor, elimizden gelen tüm desteği sağlıyoruz.” Kuyumculukta markalaşmanın önemi, mücevher üretiminde Ar-Ge ve inovasyonun önemi, Kobi & Kümelenme çalışmaları, Ekonomi Bakanlığı’nın ihracat destekleri ve Altın Bankacılığı gibi konuların görüşüldüğü toplantıya konuşmacı olarak Turizm ve Sağlık Eski Bakanı ve TÜDEP YİK Başkanı Bülent Akarcalı, TÜDEP Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yetişgin, Vezir Danışmanlıktan Prof.Dr. Murat Kasımoğlu, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Mesut Uğur, Ekonomi Bakanlığından Emrah Sazak, İTİCÜ’den Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu KOSGEB İstanbul Haliç Hizmet Merkezi Müdürü Dr. Adem Tuncer KOBİ Uzmanı Musa Volkan Akdeniz ve Denizbank Altın bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör gibi önemli isimler katıldı. Konuları ile ilgili bilgilendirmeler yaparak gelen soruları yanıtlayan konuşmacılar, KİAŞ’a sektöre verdiği destekler için takdir ve teşekkürlerini ilettiler. Kuyumcukent İşletme A.Ş.’nin sektörün gelişmesi adına yürüttüğü çalışmalar kapsamında MÜTİSAD ile beraber organize ettiği bu son toplantıda, sektör sorunlarının çözülmesi, ihracatların arttırılması yönünde sektör mensupları ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevher Mühendisliği öğrencilerinin görüşleri de değerlendirilerek sektör için gerekli yol haritaları çıkartıldı.
92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
40 yaşını dolduran INHORGENTA MUNICH’in Ürün Yöneticisi Renate Wittgenstein, fuardaki son gelişmeleri anlattı. O zaman INHORGENTA MUNICH uluslararası arenada ne durumda? 2013’te tüm ticari ziyaretçilerin üçte biri buraya yurtdışından geldi. En güçlü bir şekilde temsil edilen ülkeler arasında Avusturya, İsviçre, İtalya, İspanya, Hollanda ve Büyük Britanya vardı. Ama ABD, Rusya, Çin, Güney Amerika ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden de ziyaretçiler Münih’e geldiler. Bunun yanında, yurtdışından gelen katılımcıların oranı yüzde 37’den 47’ye yükseldi. C2 Tasarım Salonunun modernizasyonu ve B3’teki yeni yaşam tarzı teması sayesinde, bu alanda daha da büyümeyi sağlayacak teşvikleri spesifik olarak yaratabiliyoruz.
Takılar, saatler ve yaşam tarzı alanındaki keseye uygun lüksün önde gelen uluslararası ticari fuarı olan INHORGENTA MUNICH, Şubat 2013’te 40’ıncı doğum gününü kutladı. Bu kırk yılı siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugünün INHORGENTA MUNICH fuarı, kapılarını ilk kez 1973 yılında açtığından bu yana, saat ve takı endüstrisinin Avrupa çapındaki bir forumu olma karakterinde sürekli bir ilerleme ve gelişme kaydetti. Bu başarı öyküsü rakamlarla da anlatılabilir. İlk fuara 210 firma katılmıştı; en son fuarda ise 19 ülkeden 1.237 firma vardı. 85 ülkeden toplam 30.000 ticari ziyaretçi geldi. 2014 yılında da aynı seviyeyi tutturacağız. Ama en önemlisi, fuarın yenilenmeye ve gençleşmeye devam etmesi. Gençleşmeden bahsetmişken, yeni açılan B3 Salonunda genç trend belirleyicilere ve modern yaşam tarzı markalarına özel bir yer verilecek. Bu konsept tuttu mu? Bize göre kesinlikle hedefine ulaşmış olan yeni yaşam tarzı temalı başarılı bir fuar yılına bakabiliriz. 14-17 Şubat 2014 tarihleri arasında düzenlenecek 41’inci INHORGENTA MUNICH fuarında Yaşam Tarzı B3 Salonu daha da gelişecek. Heyecan verici bir pilot proje başlatıyoruz – ünlü grafik tasarımcı ve LEAD Ödülü sahibi Mirko Borsche’un küratörlüğünü yaptığı ‘İlham Laboratuvarı’. İlham Laboratuvarı, üst sınıf eksperlerin, tasarımcıların ve ileriyi düşünenlerin katılacakları disiplinler-arası bir aktivite olacak. Aynı zamanda heyecan verici sempozyumlar, konuşmalar ve workshop’lar olacak. ‘Çağdaş Tasarımı’ vb. temsil eden C2 Salonu, 2013’teki jübile aktivitesi için tamamen yeniden dekore edilmişti. Bu yeni tasarımı katılımcılar ve ziyaretçiler nasıl karşıladılar? C2 Salonunun yeniden tasarlanmasının sonuçları, hem katılımcılar hem de ziyaretçiler tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Amacımız, salonun atmosferinin katılımcıların yaratıcılığını ve ürünlerin özgünlüğünü yansıtmasını sağlamaktı – ve yeni tasarımla bunda net bir şekilde başarılı olduk. Katılımcılardan çok sayıda olumlu yanıt aldık; katılımcıların bazıları daha son fuar bitmeden 2014 için kayıt yaptırdılar. Ziyaretçilerin devamlılığı ve uluslararası atmosfer özellikle takdir topladı. Kanımca, C2 Salonunun bu yeni konseptinin bir sonucu olarak, çağdaş tasarımla ilgili bu sektör buluşmasına yönelik başarılı bir iletişim platformu yaratıldı. INHORGENTA MUNICH’in yüksek kaliteli görünümü – buna ne kadar değdi? Fuarın bu yeni çevre görünümü hakkında istisnasız olumlu geri ileti aldık. Ziyaretçiler ve katılımcılar INHORGENTA MUNICH’in deneyimine dalmaktan büyük keyif aldılar ve bu yeni tasarım onlara ilham verdi. Fuardaki iş randevuları, bir kenara çekiliş iş ortaklarınızla konuşabileceğiniz hoş tasarımlı salonlarda gerçekleştirilebilir. Bu yolla, bütün ziyaretçilerin fayda elde edebilecekleri ağ oluşturma için bir iletişim platformu yaratmış olduk. Bu konsepti 2014’te de sürdürmek istiyoruz. 94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Ticari fuar sahnesinde INHORGENTA MUNICH hangi konumu işgal ediyor? INHORGENTA MUNICH’i gelecek beş ilâ on yılda nerede görüyorsunuz? Önümüzdeki yıllarda INHORGENTA MUNICH’in profilini, geleceğe odaklanmış ve moda bilincine sahip bir ticari fuar olarak algılanmaya devam etmesi için bir marka olarak daha da geliştireceğiz. Amacımız, INHORGENTA MUNICH’i uzun dönemde orta ilâ yüksek fiyatlı segmentte yer alan bir trend platformu olarak konumlandırmak. Ayrıca, INHORGENTA MUNICH’in çağdaş takı ve tasarım için bir buluşma noktası olarak şekillenen profilini daha da geliştirmek istiyoruz. Ticari ziyaretçileri INHORGENTA MUNICH 2014’te başka hangi ilgi çekici öğeler bekliyor? Daha önce belirttiğim gibi, B3’teki İlham Laboratuvarını, uluslararası takı ve saat endüstrisinin bir ‘ilham zirvesi’ olarak yerleştirmek istiyoruz. “İlham Laboratuvarı Moda Yürüyüşü” yanında, diğer ilgi çekici öğeler arasında bir günlük “İlham Laboratuvarı Sempozyumu” ve üst sınıf inciler sempozyumu var. “İnovasyon Forumu” ve “Yepyeni” için, elliye yakın gelecek vaat eden genç yeteneğin bizimle olmasını sağladık. C2’de, 2014 yılında da bu fuara özel olarak hazırlanmış bazı spesiyal şovlar da olacak. Fuarda dolu dolu geçen bir günün başarılı bir kapanışı olarak yaratılan işten-sonra konsepti coşkulu bir şekilde karşılanmıştı ve bu konsepte 2014’te de yer verilecek. Ticari fuarda sizi bekleyen sayısız ilginçliklere keyifle şaşıracaksınız!
altınhaber
Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç;
2014 yılında klasik alyanslar popülerliğini artıracak
Ünü ülkemiz sınırlarını aşan, dünyanın çok farklı ülkelerine Made In Turkey damgalı alyanslar sunan Mert Alyans; 2013 yılındaki yeni model zenginliğini 2014 yılına da taşımaya kararlı. Mert Alyans yeni modellerine vitrinlerinde her zamanki gibi yer açarken, yeni yılda kullanımı konforlu klasik model olarak kabul edilen bombeli alyans üretime de daha fazla önem verecek.
Y
ıl boyunca yepyeni ürünler dizayn eden ve dünya alyans modasının, trendlerinin oluşmasına önemli katkılar sağlayan Mert Alyans; yeni yılda yeniliklerine hız kesmeden devam ederken, klasik modelleri de ihmal etmeyecek. Son 10 yılda özellikle takı grupları arasında Dünya çapında en fazla alyans alanında ülkemizin ön plana çıktığını vurgulayan Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç; “Bugün itibariyle Türk alyansları Dünya genelinde yüksek kabul görüyorlar. Alyans denince dünyada akla gelen İsviçre ve Alman firmalarına artık “know how” verebilecek bir pozisyondayız. Bu durum ülkemiz için büyük bir gurur tablosudur” dedi. 2014 yılında klasik modeller ön planda olacak 2013 yılında dünyada alyans trendlerinin oluşumunda artık Türk markalarının izleyici ve takip edici konumdan sıyrılarak, trend oluşturan bir üst kimliğe geçtiklerini belirten Hakan Saraç; çok farklı madenleri ve farklı elementleri kullanan Mert Alyans’ın daha önce denenmemiş modeller ile cesur hamleler yapmasının, ürün çeşitliliği adına yapılmış çok önemli adımlar olduğunu ifade etti. Yeni yılda klasik alyans modeli olarak tabir edilen bombeli alyans modellerine ilginin artacağını ön gördüğünü kaydeden Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alyans, diğer takılardan farklı olarak yıllarca parmaktan çıkmadan kullanılabilme özelliği var. İnsanlar bu durumun uğruna inanıyorlar. Çok çeşitli, renkli ve farklı madenlerin birbiriyle kombin olmasıyla alyanslar üretiliyor. Ama klasiğin her zaman bir duruşu vardır. 2014 yılında klasik modellerin ön plana çıkacağını ön görüyoruz. Klasik modellerin üzerinde fazla oynamamak lazım. Sadece parmakta ergonomik bir şekilde yer alması, konforlu bir kullanım ortaya çıkması için üretimde bazı detaylara dikkat etmek gerekiyor. Yaklaşık olarak Türkiye’de satılan alyansların %30’unun klasik alyans olduğunu gözlemliyoruz. Klasiğin ayrıca bir koleksiyonunu yapabilir ve vitrinlerimize taşıyabiliriz. Ayrıca önümüzdeki dönemde üretimimizde butik üretim tarzına da daha fazla yer ayırmayı planlıyoruz.” Yeni piyasaya sunulan ve alyansta daha önce ülkemizde denenmemiş farklı elementlerin birleştiği Mert Alyans koleksiyonunun geri dönüşümünün önümüzdeki yaza doğru net bir şekilde ortaya çıkacağını sözlerine ekleyen Saraç, alyansın manevi değerinin maddi değeri karşısında çok daha güçlü olduğunu ve bu yüzden altın olmayan madenlerin daha rahat kullanılabildiğini söyledi. SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 95
altınhaber
Türkiye temsilciliğini Maya Saat’in üstlendiği Frédérique Constant, sevgisini en özel şekilde ifade etmek isteyenleri “Double Heart Beat Koleksiyonu”nu keşfetmeye davet ediyor. Bayanlara özel Double Heart Beat serisi, yeni yılda sevdikleri için seçkin bir hediye arayışında olanlar için de şık bir alternatif oluşturuyor.
F
rédérique Constant saat koleksiyonları ile mükemmel bir uyuma sahip mücevher tasarımları; zarif, doğal, sofistike ve kendine güvenen kadınlar için klasik ve çağdaş tarzları harmanlıyor. Bu yeni koleksiyon gerçek bir tarza sahip ve el emeğinin değerlerini bilen bir kadın için zarafeti tanımlıyor. 1988 yılında kurulan İsviçreli saat markası Frédérique Constant’ın başlangıçtan bu yana asla ödün vermediği hedefi en yüksek kalitede ve erişilebilir fiyatlarda saat üretmekti. 18 karat pembe altın ile saf gümüşten oluşan ve gündelik lüksü sunan parçalara sahip mücevher koleksiyonunun çıkış noktası da ‘Erişilebilir Lüks’ olarak bilinen bu strateji. Koleksiyon, ufak pırlantalı parçalardan tam kesim pırlantalar barındıran daha gösterişli parçalara veya yarı değerli taşlarla süslenmiş renkli ve parlak parçalar olmak üzere çok çeşitli seçenekler sunuyor.
Üretilen her bir saat hala elle bir araya getiriliyor Frédérique Constant saat ve mücevher takıları yüksek kaliteleri, farklılıkları ve tasarım ile üretimdeki incelikleriyle tanımlanıyor. Üretilen her bir saat hala Cenevre, Planles-Ouates’da bulunan fabrikada elle bir araya getiriliyor. Çeşitli koleksiyonlar içinde otomatik kadın saati Double Heart Beat modeli en akılda kalıcı, ikonik seri haline geldi. Frédérique Constant Double Heart Beat modellerinde; birbiri içine geçmiş iki kalbin kadranda oluşturduğu pencereden saatin adeta kalp atış hareketini açığa çıkardığı orijinal ve patentli tasarımı onu sadece bir saat olmaktan öteye taşıyor. Bu zarif modeller günümüz kadınlarının değer ve isteklerini yansıtacak şekilde yine kadınlar tarafından tutkuyla tasarlanıp geliştirildi. Double Heart Beat Ladies’in büyük başarısı göz önünde bulundurularak, onu tamamlayıcı bir takı koleksiyonu yaratılması da kaçınılmazdı… 96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
ABD’nin İran’a yönelik uyguladığı ambargo konusundaki gelişmelere yönelik; Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner önemli açıklamalarda bulundu.
ABD
ve Batı Ülkeleri’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımlar ve ambargo müzakerelerinde yaşanan olumlu gelişmeler hakkında açıklamalarda bulunan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, “yaşanan olumlu gelişmeler sektörümüz için çok önemli sonuçları da beraberinde getirecek. Özellikle İran’a uygulanan altın ve değerli maden yaptırımlarındaki rahatlamayı mücevher sektörü olarak yakından izliyoruz. Düzenlemeler hayata geçirildiği takdirde; İran’a gerçekleştirdiğimiz külçe altın ihracatımızda önemli oranda bir artış yakalayabiliriz. Uygulamalar Türkiye’den İran’a külçe altın ihracatını artırsa bile burada çok daha önemli bir noktaya da dikkat çekmek istiyoruz” dedi.
“İran ile Türkiye arasındaki görüşmeler sektör adına önemli gelişmeler sağlayacak” Türkiye’den İran’a külçe altın hariç; mücevher ihracatının İran tarafından yasaklanmış durumda olduğuna dikkat çeken Güner, açıklamalarını şöyle sürdürdü, “Bu sebeple
sektörümüz açısından alınan kararların daha verimli ve daha gerçekçi olabilmesi İran ile Türkiye arasındaki ikili görüşmelere bağlı. İran’a Türkiye’den mücevher girişi için serbestlik ortamının yaratılması ile mücevher sektörü için çok daha önemli bir adım atılmış olacaktır.” “Altın fiyatlarında yaşanan gerileme piyasayı canlandıracak” Altın fiyatlarındaki düşüşü sektörün ihracatı ve üreticiler açısından değerlendiren Ayhan Güner; düşüşün ihracat artışında olumlu bir katkı sağlayacağını, satış anlamında piyasayı canlandıracağını ifade etti.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 97
altınhaber
Istanbul Jewelry Show Mart
büyük randevuya büyüyerek hazırlanıyor UBM Rotaforte tarafından organize edilen dünyanın “ticari hacmi en yüksek” fuarlarından biri olan Istanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzemeleri Fuarı “Istanbul Jewelry Show Mart”, 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) 2-4-5-6-7-8 no'lu salonlarında gerçekleştirilecek. JTR ve KOSGEB desteği Altın, gümüş, pırlanta, değerli taş, montür, saat, vitrin malzemeleri, makine, ekipman ve kasa sektörünün önde gelen firmalarının yer aldığı, Türkiye Mücevher İhracatçıları Birliği JTR ve KOSGEB tarafından desteklenen, Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO-9001 belgesine sahip olan Istanbul Jewelry Show, Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünya çapındaki en önemli alıcılarla tanışma ve işbirliği imkanı sağlıyor.
K
uyumculuk ve mücevherat sektörünün buluşma platformu, Avrupa ve Orta Doğu’nun en önemli ticaret köprüsü olan, Türkiye açısından büyük önem taşıyan, sektörün nabzını tutan “Istanbul Jewelry Show Mart” yerli - yabancı firma ve tasarımcıları 38’nci kez İstanbul’da buluşturacak. Yurtdışından önemli alıcıların geleceği fuarda, sektörün önde gelen firma ve markaları yıla damgasını vuracak koleksiyon ve modellerini 6 salonda 60.000 m2’den fazla alanda gözler önüne serecek.
1200’ün üzerinde marka… Mücevher piyasalarının takvimindeki en önemli günler arasında yer alan ve 110 ülkeden 26.000’den fazla yerli ve yabancı profesyonelin ziyaret ettiği Istanbul Jewelry Show Mart 2013 gösteriyor ki Istanbul Jewelry Show sektörün önde gelen 1200’in üzerinde yerli ve uluslararası firma ve markası ile uluslararası alıcıların gündemindeki yerini daha da sağlamlaştıracak ve yine adından çok söz ettirecek. Toplam 25 ülkeden katılımcı firma yer alacak Dünyanın her kıtasından ve yurdun dört bir yanından alım yapmaya, ürününü sergilemeye gelecek kuyumcuları ağırlayacak olan Istanbul Jewelry Show Mart Fuar’ında bu yıl; Çin, Hindistan, Hong Kong, İtalya ve Tayland’dan ülke ve grup pavilyonlarının yanı sıra bireysel katılımlar ile birlikte toplam 25 ülkeden katılımcı firma yer alacak. Istanbul Jewelry Show, dünyanın en büyük kuyumculuk ülkesi olmayı hedefleyen Türkiye için büyük önem taşıyor. Ziyaretçi ön kaydı yaptırarak sıra beklemeden yaka kartınızı alabilirsiniz! Uluslararası standartlara uygun ve müşteri memnuniyeti odaklı ön kayıt sistemi ile ISTANBUL JEWELRY SHOW Mart Fuar’ında daha önce olduğu gibi, Fuar’ı ziyaret edecek tüm alıcıların hızlı ve güvenli bir şekilde Fuar’a girişleri sağlanacaktır. 02 Mart 2014 tarihine kadar www.istanbuljewelryshow.com adresinden ön kayıtlarını yaptıran tüm ziyaretçilerimize elektronik yaka kartları e-posta adreslerine gönderilecektir.
98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
Besay Kuyumculuk Firma Sahibi Ömer Kaya
“Altın emzik kadar etki yaratacak yepyeni konseptlerimiz yolda” Birçok farklı tasarıma cesur hamlelerle girişen, sektörümüzün dinamik markası Besay Kuyumculuk; 2014 yılında çok ses getirecek, daha önce denenmemiş tasarımlar ve farklı konseptler hazırlıyor.
B
irçok firma yeni yıl için özel tasarımlar hazırlamaya başladı. Yeniliği, adeta ismiyle özdeşleştiren markalardan biri olan Besay, 2014 yılında da piyasada ses getirecek tasarımlar hazırlığında. 2013 yılında başarılı özgün tasarımlara imza atan ve işlem hacmini önceki yıllara göre arttıran Besay; şimdiden yeni tasarımlarına konsantre oluyor. Besay Kuyumculuk Firma Sahibi Ömer Kaya; 2013 yılında fenomen olan ürünleri “Altın Emziğin” 50’den fazla ülkede satışa sunulduğunu, Türkiye’nin hemen hemen her noktasına ulaştığını, 2014 yılında yapacakları yeni tasarımlarının da böylesi büyük bir ilgi görmesini arzu ettiklerini dile getirdi.
Mart fuarı için hazırlıklar başladı Renkli doğal taşların kullanılacağı ve bayanların gördükleri an büyük heyecan duyacakları özel ürünleri Istanbul Jewelry Show Mart fuarına hazırladıklarını belirten Ömer Kaya; “Uzun bir dönemdir yeni tasarımların hayata geçmesi için çaba sarf ediyoruz. Biz yepyeni bir konseptin pazarlanması konusunda da ciddi bir birikime sahibiz. Heyecanla şimdiden Mart fuarını bekliyoruz. Yeni ürünlerimiz her bayanın büyük ilgisini toplamayı hedefliyor” diye konuştu. Daha önce denenmemiş iki farklı tarzı, birbirinden güzel renkli doğal taşlarla kombine edeceklerini vurgulayan Kaya; ürünlerin pazara çıkışı öncesi A’dan Z’ye tüm hazırlıklarının titizlikle yapılacağı, ürünlerin etkin tanıtım materyalleriyle, profesyonel fotoğraf çekimleriyle tüm Türkiye’ye aynı anda sunulacağını ve yıl içinde model çeşitliliğinin arttırılacağını sözlerine ekledi.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 99
altınhaber
İnternet kullanımının artmasıyla birlikte online siteler katalogların yerini aldı. Böylece üretici ve toptancılar yeni koleksiyonlarını eş zamanlı olarak müşterilerine aktarabilme sahibi oldular. Kuyumculuk sektöründe B2B çözümleri üreten İnter Danışmanlık, Yazılım ve Pazarlama Hizmetleri Proje Yöneticisi Emre Yapıcı’dan konuya ilişkin görüş aldık. Kuyumculuk sektöründe B2B B2B( Business-Business) uygulamalar, sizinle bayileriniz, satış noktalarınız arasındaki ticareti düzenleyen yazılımlardır. Bunların başında web siteniz üzerinde şifreli bayi giriş sistemleri, cep telefonu uygulamaları, toplu sms ve e-posta gönderimleri yer alır. B2B uygulamalar sektörlere göre bazı ufak farklılıklar gösterse de işin temelinde pazarlama-satış kanallarınızın yönetimi vardır. Bu sistemlerin hepsi satış ortaklarının daha hızlı, sürekli ve periyodik bilgilendirilmeleri için çok önemlidir. Rekabet edebilmek için yenilikçilik şart! Kuyumculuk sektörü gibi hem tasarımın çok önemli olduğu hem de teknolojinin giderek geliştiği bir sektörde model geliştirmek, modelleri korumak, modelleri tanıtmak gibi konular daha da zorlaşmaya başlamıştır. Ancak iç ve dış rekabetin de arttığı bir ortamda yenilikçilik şarttır. Tüm dünyada ve tüm sektörlerde kopyalamak, esinlenmek, benzerlerini üretmek gibi problemler vardır. Ancak bu üreticinin de dikkat etmesi gereken bir konudur. Zira yenilik hızla yayılmadığı durumlarda, ortaya çıkan boşluklardan diğer firmalar yararlanabilir. Bunu engellemek ya da yavaşlatmak yeniliği getiren firmanın elindedir… Sizi tescillerden de iyi koruyacak olan pazara hızlı nüfuz edebilmektir.
100
Rekabet için hız şart Siz hızlandıkça rakipleriniz özellikle de modellerinizden esinlenme yavaşlayacaktır. Ard arda üretilen yeni modeller aynı anda ne kadar çok satış noktasından satışa çıkarsa pazardaki o kadar fazla pay alabilirsiniz. Dünyadaki pek çok patent, tasarım tescili konularında görüldüğü gibi asıl koruyucu olan belgeler değil İLK VE HIZLI olabilmektir. Korkunun ecele faydası yok misali, hızlı çıkış yapmak emeğinizin karşılığını verecektir. Rekabetin en önemli aracı B2B uygulamalar: “İlk ol, hızlı ol…” B-B uygulamalar ile yeni çıkarılan her modeli sadece belirli kişilere tanıtabilir, Türkiye turuna çıkmadan sürekli bir tanıtım turu gerçekleştirebilirsiniz. Periyodik çıkarttığınız modelleri B-B sitenize koyup, satış ortaklarınızın takip etmesini sağlayarak hem tasarımlarınızı korumuş hem de
anında tüm satış noktalarınıza ürünü tanıtmış olursunuz. B-B web sitenizi mümkün olduğunca mobil web sitesi, mobil uygulamalar, toplu sms ve eposta ve 1-1 telefon konuşmaları ile beslemeniz hem hızınızı hem de satışlarınızı daha da arttıracaktır. B2B uygulamalarınızı tanıtmak ve kullandırmak… Bayilerinizle daha hızlı ve sürekli haberleşme için oluşturacağınız her türlü B2B uygulamanın tüm bayilerinize/satış kanallarınıza toplu ya da tek tek toplantı, e-posta, telefon görüşmeleri gibi araçlarla tanıtılması şarttır. Ne kadar güçlü bir altyapınız olursa olsun her yazılımın ömrü onu kullanacak kişilere bağlıdır. B2B uygulamanın hedefine ulaşmasının ilk şartı kullandırılması, tanıtılmasıdır. Kullanımı arttırmak hem sistemin tanıtımını hem de o sistemin bayilere olan yararı ile olur. Bu açıdan 2. önemli konu web sitenizin, mobil uygulamanızın sürekli yeni modellerle güncellenmesi, bayilerin merakını çekecek yeniliklerin mutlaka periyodik olarak sisteme girilmesidir. O halde rekabet edebilmek için her bayi kanalı olan firmanın B2B uygulamaları yönelmesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yapılan yatırımın işe dönüşmesi için bayilerin sürekli olarak yeni modellerle, duyurularla, tasarımlarla beslenmesi; bu iletişim kanalının kullandırılması için çaba sarf edilmesi kısacası bir süre sonra B-B uygulamaların fuarlar ve ürün katalogları gibi standart birer iletişim kanalı haline getirilmesi hedeflenmelidir.
altınhaber
Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması başvuruları devam ediyor
2014’ün mücevher tasarımlarının Seçici Kurulu belli oldu
2014 yılının trendlerini belirleyecek 6. Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nın seçici kurulunda ünlü isimler bir araya geldi. Birbirinden farklı, orijinal mücevherlerin bu yıl “doğa’da aşk” teması ile rekabet edeceği yarışmaya, şimdiye kadar yaklaşık 150 başvuru yapıldı. Mücevher dünyasına adım atmak isteyen genç tasarımcıların başvuruları Aralık ayı sonuna kadar devam edecek.
T
ürk mücevher sektörü ile genç, başarılı ve yaratıcı tasarımcıları buluşturan Mücevher İhracatçıları Birliği, bu yıl altıncısını düzenleyeceği “Ajur Mücevher Takı Tasarım Yarışması” jürisi için sanat ve tasarım alanında başarılı işlere imza atan ünlü isimleri bir araya getirdi. Hiref markasının kurucusu Ebru Çerezci, ünlü kalemkar Berç Melikyan, resim sanatçısı
Hasan Kale, Kapalıçarşı’nın usta mücevher tasarımcısı Kader Yıldız, Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, ünlü moda tasarımcısı Özgür Masur ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölüm Başkanı ve Dekan Yardımcısı Doç. Şeyma Üstüner Uzunöz’den oluşan jüri, 2014 yılının en yaratıcı ve en özgün mücevher tasarımlarını seçecek. Yarışma 2 kategoride yapılacak Bu yıl “Doğa’da Aşk” teması ile “Altın Takı” ve “Değerli Taş” tasarımı olmak üzere iki kategoride yapılacak yarışmada katılımcılardan; aşkın doğadaki varlık ve olgularla ifade edilmesi ve soyut duyguların somutlaştırılması, aşkı ifade eden tabiat güzelliklerinin tasarımlara dönüştürülmesi bekleniyor. Yoğun ilgi gören 6. AJUR Mücevher Takı Tasarım Yarışması’na şimdiye kadar 150 başvuru yapıldı. Yılsonuna sürecek başvurular www.jtr.org.tr adresi üzerinden devam ediyor. Ödül töreni Mart ayında yapılacak Yarışmada; kategori birincilerine 10 bin TL para ödülü ve yurtdışı eğitim fırsatı verilirken, ikinciler 7 bin 500 TL, üçüncüler ise 5 bin TL. ile ödüllendirilecek. Finale kalan tüm tasarımcılara mansiyon verilecek. Ödül töreni ise 2014 yılının Mart ayında İstanbul Mücevher Fuarı ile eş zamanlı olarak yapılacak. Gala gecesine Ebru Gündeş de şarkıları ile renk katacak.
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 101
koleksiyon
Gündüz Geceye Karşı:
Altınbaş Siyah&Beyaz Mücevherler Serisi Gecenin içinde ışıldayan pırlantalar, renklerin zıtlığında hayat buluyor, siyah beyaz renklerin birleştiği Altınbaş yüzükler asimetrik çizgiler ile moda severlerle buluşuyor.
A
ltınbaş, göz kamaştıran tasarımları ile yeni yılda da ışıldamaya devam ediyor. Mücevher tutkunlarının beğenisine sunulan altın ve pırlantadan oluşan mücevherler farklı hikayeleri zıt renkler ile anlatıyor. Stil sahibi kadınların vazgeçilmez birleşimlerinden olan siyah ve beyaz renkler, pırlantalar ile hem gündüz hem gece ışıldayarak zıtlığın uyumunu kutluyor.
Altınbaş her mevsimin trend kadınını yaratıyor Zamansız kadınların ışıltısını tamamlayan koleksiyonlar Altınbaş ile her mevsimin ‘’trend kadını ‘’nı yaratıyor. Özel günlerin vazgeçilmezi olan; renkli taşlı, mineli pırlanta ve elmas tasarımlar göz kamaştırıyor. Altınbaş kış mevsiminin pastel renklerini, asimetrik kesimlerle tasarlanmış yüzükleri, küpeleri ile karşılarken, damla kesimin vazgeçilmezliği her daim konuşuluyor.
Sade bir stilde renkli bir efekt verirken, 2014 yılına da damga vuracak ring party akımında baş rol oyuncusu olacak yüzükleri, pırlanta bileklikler karşılıyor.
102 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
tasarım
Ödüllü Mücevher Tasarımcısı Pınar Öner’in Ocak Ayında Öne Çıkan Tasarımları Mücevher tasarımı alanında ABD’de düzenlenen, dünyanın en prestijli mücevher yarışmalarından, “Couture Design Awards 2013”ün Bridal Kategorisi’nde özel ödül alan Pınar Öner, Aralık ayında ilk mağazasını Nişantaşı Milli Reasürans’da açtı. Pınar Öner bu prestijli ödüle Selçuklu Sanat Koleksiyonu’ndaki 18 ayar altın, sıcak mine ve 1.5 karat pırlanta kullanarak tasarladığı yüzükle layık görüldü. Ödüllü mücevher tasarımcısı Pınar Öner, ilk mağazasını Nişantaşı Milli Reasürans’da açtı. “Pınar Öner Design Atelier” ismini taşıyan mağazada bu ödüllü tasarımın yanı sıra, Öner’in Anadolu medeniyetlerinin izlerini taşıyan altın, değerli taş ve sıcak mineyle karakterize olmuş sekiz mücevher koleksiyonu da mücevher severlerin beğenisine sunuluyor. 2014’ün ilk döneminde satışa sunulacak olan Bizans Sanatı, Fleur De Lys, Hitit Sanatı, İyonyalı, Zeytin, Osmanlı, Selçuklu Koleksiyonları, 18-22 ayar altın, değerli ve yarı değerli büyük taşların yanı sıra, mine gibi tekniklerin birleşiminden oluşuyor. Günlük kullanımdan en özel zamanlara, farklı stillerle kombin oluşturabilecek koleksiyonlar, yüzük, küpe ve pandantif serilerini içeriyor.
Kış Çiçeği Krizantem ile Işıldayın Kuyumculuk sektörünün yenilikçi markası Mutlu Gold Krizantem koleksiyonu ile kışın soğuğuna sıcak bir dokunuş yapıyor.
Kış çiçeği olarak adlandırılan Krizantem çiçeği, Mutlu Gold sonbahar - kış özel serisinin ilham kaynağı oldu. Zorlu hava koşullarına medyan okuyarak açan krizantem çiçeği metaforuyla sevginizi anlatabileceğiniz orijinal bir hediye alternatifi. Doğa solarken açtığı çiçeklerle soğuk günlere renk getiren krizantem çiçeği gibi bu kolyede hayatınıza renk katacak. Mutlu Gold, krizantem çiçeğinin mükemmel uyumu ve zarafetini yansıttığı koleksiyonu ile soğuk kış günlerinin aksesuarı olacak. Krizantem çiçeklerin bir araya gelemsiyle oluşan demeti simgeleyen kolyede; rose, beyaz ve yeşil altın birlikte kullanılıyor. Feminen detayları ve pırlanta taşlarıyla hareketlendirilen Krizantem kolye şıklığı ile kadınların favorisi olmaya aday. Kusursuz işçilikle oluşturulmuş tasarımların yer aldığı koleksiyonlarda, şıklığına özen gösteren kadınlar için yüzlerce seçenek bir arada.
Swiss Military Saatleri 50. yılını kutladı Bu yıl 50. yılını kutlayan Swiss Military Hanowa markası, Ortaköy House Hotel’de düzenlemiş olduğu lansmanda katılımcılara marka hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Swiss Military Hanowa saatleri Türkiye Distribütörü Ersa Saat firmasının Ortaköy House Hotel’de düzenlemiş olduğu lansmanda; markanın Uluslararası Satış Direktörü Leonhard Schweiger, Ersa Genel Müdür Yardımcısı Orhan Korkusuz ve Ersa Pazarlama Müdürü Pınar Baykal, katılımcılara marka hakkında bilgilendirmeler verdi. Bu yıl 50. yılını kutlayan Swiss Military Hanowa markasının, yenilikçi, kaliteli tasarım ve teknolojiye önem veren markanın, İsviçre üretimi ile sportif ve sofistike bir yaşam tarzını yansıttığını belirttiler. Yarım asıra yakın süredir, kusursuz İsviçre saat teknolojisini ve ilgi çekici tasarımlarını sunan ve rekabetçi ve ulaşılabilir fiyat yapısı ile birçok ülkede tüketicilerinin beğenisine sunan marka, şimdi Türk tüketicilerine ulaşıyor.
104 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
altınhaber
“Yüzde yüz yerli fikir yüzde yüz memnuniyet” İlk olarak geçtiğimiz İstanbul Ekim Fuarında tanıtılan ve Dünyada bir ilk olan “Gesse Ölçüm ve Kontrol Sistemi” vitrinlerde güven içinde bilezik sergilenmesi ve gün sonu son derece hızlı, konforlu toplanmasına yönelik müthiş bir yenilik oldu.
T
amamen bir ihtiyaçtan doğan ve bir hayalin gerçeğe dönüşmesinin bir sonucu olan “Gesse Ölçüm ve Kontrol Sistemi” Galip Ertan Kuyumculuk firma ortağı Gökhan Ertan, imzası taşıyor. Kuyumcu vitrininde yer alan bileziklerin anlık olarak gramlarını hatasız bir şekilde elektronik veriler eşliğinde gösteren Gesse, aynı zamanda günün başlangıcı ile gün sonu arasında son derece sağlıklı bir sonuç veriyor ve rapor sunuyor. Yaklaşık bir yıllık bir AR-GE çalışmasının ardından hayata geçen Gesse sistemi, 4 farklı ülkeden gelen elektronik sistemlerin birleştirilmesinden gerçekleştirilen benzeri olmayan Made In Turkey kaşeli, patentli bir ürün. Elektronik mühendisi akrabası ile bu ürünün ortaya çıkması için büyük emek harcayan kuyum ustası Gökhan Ertan; “Çok kısa süre önce tanıtımını yaptığımız ürünümüze, beklediğimizin üstünde bir ilgi oluştu. İlk önce ülke çapında kuyumcu vitrinlerine ürünümüzü taşımak ardından Dünyanın çok farklı coğrafyalarına bu önemli buluşu sunmak istiyoruz” dedi. Her şeyden önce kendi ihtiyaçları nedeniyle bu ürünü yapmaya karar verdiklerini belirten Ertan; “Her akşam mağazamızın vitrinlerini toplarken uzun bir zaman, hesaba ayırıyorduk. Şimdi Gesse ile bu uzun hesap zamanları tarihe karıştı. Montajı gayet kolay olan ürünümüz aynı zamanda en uygun açıya ayarlanarak üzerinde taşıdığı bilezikleri de en şık bir şekilde müşterinin görünümüne sunuyor. Yüksek hassasiyet ile çalışan Gesse ölçüm sistemimiz; yakında bayilikler eşliğinde ülkemizin her noktasındaki kuyumcunun kullanımına sunulacak” diye konuştu. Ülkemiz üniversitelerinin elektronik mühendisliği bölümüne danışarak bu ürünün hatasız bir çalışma sistemine kavuşmasını sağladıklarını kaydeden Ertan; ürünün piyasaya yeni çıktığı için çok özel bir lansman fiyatıyla satışa sunulduğunu, Tuzla’da fabrika ortamında üretilen Gesse’nin, mevcut 20 kg maksimum tartma kapasitesine sahip hassas terazilerden yaklaşık %40 daha ucuza satıldığını ifade etti. Gesse Ölçüm ve Kontrol Sisteminin parçalarının %80’i yurtdışından getirilmiş. ABD, Çin, Japonya ve Tayvan’dan ithal edilen elektronik parçalar; daha önce hiç denenmemiş bir amaç için kombine edilmiş ve 1 yıllık bir test sürecinin ardından, servis garantili bir şekilde piyasaya sunulmuş.
Rotary Revelation modeline kısa sürede büyük ilgi… Türkiye’nin dört bir yanında Sezgin Saat güvencesi ile satışa sunulan Rotary saatler yoğun ilgi görüyor. Tasarım ve kalitesi ile sahiplerine prestijli bir dünyanın kapılarını aralayan Rotary saatlerinin Revelation modelleri; çift karakteriyle bir kadrana sığdırdığı iki farklı yüzüyle kısa sürede büyük ilgiyle karşılandı.
R
otary saatlerin en dikkat çeken ve öne çıkan modellerinin başında Revelation ailesi geliyor. Revelation tek bir saatte iki farklı dizaynı kullanıcısının beğenisine sunma özelliğiyle dikkat çekiyor. Kısa sürede ülkemizde yoğun ilgiyle karşılanan Revelation modelleri; yeni çeşitleriyle şimdi saat severlere çok daha fazla seçenek sunuyor. Rotary Revelation saatler size tek saat, 2 zaman, 2 farklı görünüm vaat ediyor… Hem kadınlar hemde erkekler için tasarlanan bu yenilikçi koleksiyon Revelation ile iki farklı zaman diliminde iki farklı görünüme sahip oluyorsunuz. Safir camı, değişik renklerdeki kadranı ve kapsamlı kasası bu tasarımı daha da eşsiz kılıyor. Rotary Revelation ailesi pembe altın ve paslanmaz çelik çerçeve seçenekleri, zevkli deri kayışının yanı sıra iki farklı stil ile olağanüstü yoğun seyahat edenler için ideal bir seçenek sunuyor. Sezgin Saat güvencesi ile Türkiye’nin dört bir yanında satışa sunulan Rotary saatler, bir prestij simgesi olarak stil sahibi erkeklerin dünyasına sesleniyor. 106 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
Hizmet anlayışı ile farklı Uzun bir zamandır sektörümüzde yüksek kaliteli hizmet anlayışıyla hareket eden Ela Diamond; çıplak taş ticareti yaptığı müşterilerinin bitmiş ürün talebini müşteri memnuniyeti çerçevesinde karşılıyor. Ela Diamond; yüksek kaliteyi en iyi ustalarla oluşturuyor ve tüm bunları en uygun bütçe eşliğinde müşterisine sunarak fark ortaya koyuyor. İsmi güven kelimesiyle özdeşleşen kuyum camiasının önemli ismi Yücel Bedir önderliğinde faaliyetlerini sürdüren Ela Diamond; bir başarılı yılı daha geride bıraktı. 1 karat ve altı olan pırlanta taş satışında uzmanlaşan Ela Diamond; yıllar içinde müşterilerinin yoğun talepleri sonucunda ithal ettiği taşları birbirinden şık takılarla buluşturarak müşterilerinin ihtiyaçlarına hızla cevap veriyor. Tamamen bitmiş bir ürün hazırlanması, Ela Diamond’ın rutin bir hizmeti değil müşterisinin ihtiyacını gidermek için hizmet anlayışını ne kadar genişletebildiğinin bir göstergesi. Bugün itibariyle müşterilerinin yoğun talepleri neticesinde özel durumlarda, çıplak pırlanta taş satışının yanı sıra yabancı ve yerli müşterilerine tüm safhaları titizlikle ele alınmış bitmiş ürün de sunduklarını belirten Ela Diamond firma sahibi Yücel Bedir; “Geçmiş yıllarda kuyumculuğun her kademesinde görev almamız ve tüm işleyişe hakim olmamız, bizim bitmiş üründe de çok titiz sonuçlar ortaya koymamıza yol açtı” dedi. Müşteri memnuniyeti odaklı çalışan markalarının, beklentilere cevap vermek adına butik çalışmalar da yaptığını kaydeden Bedir, şunları söyledi: “Bugün itibariyle yıllardır çalıştığımız; montür ustasından mıhlamacıya, ciladan rodaja, kısacası bir ürünün üretimiyle ilgili tüm aşamaları çevremizde güvendiğimiz dostlarımızla müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Böylelikle en ehil ellerden çarpıcı ürünler ortaya çıkıyor. Çok daha uygun bütçeler eşliğinde oluşan bitmiş ürünler talep görüyor. Müşterilerimiz taşı çok iyi tanıdığımız için bizim taşı en iyi sergileyecek takıyı tüm detaylarıyla ortaya koyabileceğimize inanıyorlar. Bu özel hizmetimizle, müşterilerimize fark yaratıyoruz.”
altınajanda 108 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
SAYI 99 • ALTIN DÜNYASI 109
altınhaber
Fantezi kelepçede her yıl yükselen çizgi “İrem Kuyumculuk” Yeni yıl ile birlikte 10. yaşına adım atacak olan İrem Kuyumculuk; 2013 yılını başarılı sonuçlar eşliğinde kapatıyor. Firmanın hedefi; yeni yılda aynı başarıyı tekrar etmek ve hem yurtiçinde hem de yurtdışında satış grafiğini yukarı çekmek.
Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden, bileziğin değerli ustalarından Naci Maraşlı’nın kurduğu ve 60 yıllık geçmişiyle sektörümüzün en köklü markalarından biri olan “Maraşlı Kuyumculuk”, Maraşlı kardeşler ile geleceğe taşınacak.
S
ektörümüzün önde gelen bilezik markalarından “Maraşlı Kuyumcluk”, kurucusu Naci Maraşlı’dan yoksun olarak yoluna devam edecek. Naci Maraşlı’nın iki oğlu Gökhan ve Serhan Maraşlı birlikte bayrağı devralarak hedeflerine koşacaklar. Maraşlı kardeşler; firmanın geçmişten gelen ilkeli, dürüst çalışma prensiplerini günün yüksek teknolojisiyle harmanlayarak yarınlara ulaşacak. Maraşlı Kuyumculuk firma ortaklarından Gökhan Maraşlı; babalarından kendilerine miras olarak kalan en değerli eserin, “Dürüst, ilkeli ve adil” çalışma prensibi olduğunu belirterek “Babamız, son yıllarda piyasanın bozulmasına derin üzüntü besliyordu. Sözün bir senet olduğu günleri yaşamış biri için son dönemdeki dürüst olmayan çalışma ortamı büyük sıkıntı yaratıyordu. Babamızın ne yazık ki hastalığının ortaya çıkmasına, sözünde durmayan kişilerin yarattığı sıkıntıların sebebiyet verdiğine inanıyoruz” dedi. Kardeşi Serhan Maraşlı ile birlikte çok küçük yaşlardan itibaren kuyumculuk mesleğinin içinde olduklarını ve öğrencilik dönemlerinde her yaz tatilinde bir kuyumcuda
çalışarak mesleğin tüm inceliklerini öğrendiklerini kaydeden Gökhan Maraşlı; “Babam her şeyden önce bizim ustamızdı. Sırf özel iltimas olmasın diye bizi başka kuyumcu dostlarının yanında çalıştırır ve mesleği en ince ayrıntısına kadar öğrenmemizi isterdi. Son 2 yıldır rahatsızlığı sebebiyle çok sevdiği mesleğinden ayrı kalmıştı. Şu anda babamız aramızda değil ama onun 40 yıl, 30 yıl, 20 yıl beraber çalıştığı iş arkadaşlarıyla birlikteyiz. Bileziğin çok kıymetli ustalarıyla, yüksek teknolojiyi harmanlayarak babamızın ve bizim gurur duyacağımız çalışmalara devam edeceğiz” diye konuştu. Maraşlı; babalarının vefatı nedeniyle başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere birçok ismin başsağlığı mesajları yolladığını ve kuyumculuk sektöründen tanıdıkları, tanımadıkları yüzlerce kişinin kendilerini aradığını vurgulayarak, böylesi acı günlerde kuyumculuk sektörünün vefakar davranışlarından ve acılarına ortam olmalarından dolayı teşekkürlerini sunmak istediklerini sözlerine ekledi.
Samsun’dan çok genç yaşta İstanbul’a gelen Ahmet ve Mahmut Kesen kardeşler, yıllarca sektörün önemli markalarından birinde kuyum mesleğinin tüm detaylarına hakim oldular. Çıraklıktan ustalığa terfi eden Kesen kardeşler, yaklaşık 9 yıldır kendi markaları “İrem Kuyumculuk” ismiyle faaliyetlerini sürdürüyorlar. Birbirinden tecrübeli, çekirdek bir kadro ile çalışmalarını yürüten İrem Kuyumculuk; ürün portföyünü ağırlıklı olarak “Fantezi Kelepçe” ürün grubuyla oluşturmuş. 14 ve 18 ayar fantezi kelepçe üretimi yapan İrem Kuyumculuk, üretim bandında az sayıda fantezi yüzüğe de yer ayırıyor. İrem Kuyumculuk firma ortağı Ahmet Kesen; İstanbul, Konya, Bursa, İzmir gibi illerde markalarının kuyumcu vitrinlerinde yer aldığını,
yurtdışında da Dubai’ye ürünlerinin ihraç edildiğini söyledi. Kurulduğu günden buyana dürüst, güvenilir ve müşteri memnuniyeti odaklı çalışma prensibi ile yol aldıklarını ifade eden Kesen; “Müşterimize satış yapmak bizim için satışın bittiği anlamına gelmiyor. Eğer kuyumcu bizim ürünümüzü kolaylıkla son tüketiciye satıyorsa işte bizim de satışımız o zaman tamamlanmış oluyor. Müşteri memnuniyeti için her türlü yardıma hazırız. Gerekirse ürün değişimi dahi yapabiliriz. Her zaman malımızın arkasında durduk ve durmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 2013 yılının 2012’ye göre son derece verimli geçtiğini belirten Kesen; firmalarının işlem hacmini yaklaşık olarak %30 civarında arttırdığını, özellikle düşen altın fiyatları ve daha istikrarlı maden fiyatlarının bu olumlu tablonun ortaya çıkmasına vesile olduğunu sözlerine ekledi.
altınbülten
İTO Kuyumcular Komitesi faaliyetlerini artırarak çalışmalarına devam ediyor
Geçtiğimiz Mayıs ayında yeni yönetim kurulu üyeleriyle çalışmalarına start veren İTO Kuyumcular Komitesi, sektör menfaatleri doğrultusunda faaliyetlerini artırarak sürdürüyor. Komite; 2013’te başlattığı bazı projeleri 2014 yılında somutlaştırmayı hedefliyor.
M
ayıs ayında İTO Kuyumcular Komitesinde görev alan komite Başkanı Erhan Hoşhanlı; yeni yönetim kurulu arkadaşlarıyla birlikte çalışmalarına devam ediyor. İTO Meclis Üyeliği görevini de yürüten Erhan Hoşhanlı; 2013 yılının ikinci yarısında önemli projelerin oluşması için gerekli çalışmaları başlattıklarını söyledi. Böylesi kurumlarda görev yapan kişilerin gönüllülük ilkesiyle hareket ettiğini vurgulayan Başkan Erhan Hoşhanlı; “Yeni yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızla özellikle sektörün menfaatleri için, gerek bürokrasi gerekse hükümet kanadında etkin lobi çalışmaları ortaya koyduk. Sektörün birçok kurumu gibi bizde ÖTV konusunun olumlu sonuçlanması için azami gayret gösterdik” dedi. Erhan Hoşhanlı, şu an için büyük bir boşluk gözlemledikleri “Renkli değerli taş uzmanlığı” eğitim programı ve “Mesleki yeterlilik sertifikasyonu” konularında önemli adımlar attıklarını kaydetti. Hoşhanlı; bankaların kuyumcuların iş alanına haksız bir şekilde müdahale edilmesi ile ilgili BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) ve Maliye Bakanlığı yöneticileriyle önemli görüşmeler gerçekleştirdiklerini, bu konunun tekrar irdelenmesiyle ilgili çalışmalar içinde olduklarını ifade etti. Sektörün diğer kurumları gibi komitelerinin herhangi bir bütçeye sahip olmadığına dikkat çeken Hoşhanlı, şunları söyledi: “Somut bir bütçemizin olmaması, bizim olumlu faaliyetler ortaya koymamıza bir engel değil. Bazen büyük bütçeler ile gerçekleştiremeyeceğiniz bir çalışmayı, etkin iletişim ve İTO’nun kurumsal itibari ile sağlayabilirsiniz. Bugün İTO ismi birçok kapının açılmasını kolaylaştırıyor. Yeni yıl ile birlikte, eğitim konularına biraz daha ağırlık vermek istiyoruz. Özellikle Renkli taş uzmanlığı eğitim programımız devam ediyor. Ayrıca GIA firması sponsorluğunda, ülkemizde renkli taş laboratuarının kurulmasıyla ilgili de görüşmelerimizi devam ettiriyoruz. Mesleki yeterlilik belgesinin oluşması ve belgenin verileceği resmi kurumlar yanında ayrıca sektör kurumlarımız İTO ve İhracatçılar Birliği ile bir ortak platform oluşturma çabasındayız. İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevher Mühendisliği bölümünün, eğitim müfredatının sektörün reel gerçekleri ve ihtiyaçları ile paralel bir halde olması için çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Bu bölümde yaklaşık 2 sene sonra ilk mezunlar sahaya inecekler. Bu genç arkadaşlarımızın hangi boşlukları doldurmasının önceliğini şimdiden sektör mensuplarıyla birlikte üniversite yönetimiyle paylaşıyoruz.”
Sedaş 2014 yılında “Toptan butik” hizmeti vermeye hazırlanıyor Sedaş Kuyumculuk, 1999 yılından buyana aralıksız olarak “Lisa” markası adıyla İtalyan zincir ve kolyeleri ithal ediyor. Sedaş; “Lisa” markasına bu yıl fantezi küpe grubu ürünleri de ekledi. Yıllar sonra yepyeni bir ürün grubu piyasaya sunan ve bu tarz küpelerde piyasada var olan boşluğu dolduran marka, 2013 yılında yeni Genel Müdürüyle birlikte yapılanma içine girdi.
Y
ıllar önce kolye ve zincir alanında ülkemizdeki boşluğu doldurmak ve piyasaya daha farklı ürün çeşitleri sunma gayesiyle kurulan “Lisa”, yeni ürün gruplarıyla birlikte başarılı bir yılı daha geride bıraktı. Ülkemizin tüm illerine hizmet sunan ve yüksek kaliteli İtalyan takılarını en uygun fiyatlar eşliğinde pazara veren “Lisa”, 2014 yı-
112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 99
lında “toptan butik” hizmeti vererek kuyumcuların hepsini bölgelerinde farklılaştıracak. Sedaş Genel Müdürü Murat Haliloğlu; bu yılın başında markalarının önemli bir yapılanma içine girdiğini, “Fantezi Küpe” ürün grubunun bunlardan sadece bir tanesi olduğunu ve benzer birçok yenilikleri planladıklarını, müşterilerinin de bu yenilikler karşısında çok mutluğu olduğunu ifade etti. 2013 yılında kendisinin de şirkete katılmasıyla birlikte markalarının ciddi bir revizyona gittiğini ve firmanın, başta pazarlama faaliyetleri olmak üzere birçok alanda günün gerektirdiği şartlara uygun hale getirildiği kaydeden Genel Müdür Haliloğlu; “Tamamen İtalyan ürünlerinden oluşan zengin ürün çeşitliliğimiz, modern ve özgün tarza sahip takılarımızla zaten piyasada farklılık arayanlara hitap ediyoruz. Önümüzdeki yıl “toptan butik” anlayışıyla kuyumcu dostlarımızın kendi bölgelerinde benzersiz modellere sahip olmasını sağlayacağız. Biz de İtalya’dan ithal ettiğimiz ürünleri alırken, üreticilere kendi arzu ettiğimiz çizgilerde yaptırma şansına, yılların deneyimi ve özgüveniyle sahibiz” diye konuştu. Önümüzdeki dönemde mevcut müşterilerini arttırma kaygısından ziyade, var olan müşterilerine daha yüksek kaliteli hizmet sunma arzusunda olduklarını belirten Haliloğlu; “Ürünlerimiz piyasada kolaylıkla bulunan ürünler değildir. Kuyumcu dostlarımızın bölgelerinde güçlü olmalarını istiyoruz. Onların pazarında aynı ürünlerin satılmasını onlar gibi bizde istemiyoruz.” dedi.