KASIM 2013 • SAYI 98
ALTINBAŞ’TAN AFRİKA’YA DEV YATIRIM
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek değerli taş ithalatında uygulanan %20 ÖTV’nin kaldırılacağının müjdesini verdi. Çalışmanın 1 Ocak 2014’e kadar yasalaşması bekleniyor.
:
Sektöre ÖTV müjdesi
Sektörün önündeki en önemli engellerden birisi olarak gösterilen değerli taş ithalatında alınan %20’lik Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılması konusunda mutlu sona yaklaşıldı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yaptığı açıklamada ÖTV’nin kaldırılacağının müjdesini verdi. Maliye Bakanlığı tarafından yapılan çalışmanın 1 Ocak 2014’e kadar yasalaşması öngörülüyor. Sektör ÖTV’nin kalkmasının sektör için önemli avantajlar sağlayacağında hemfikir. Ancak sektörün büyük bir kısmı 80’li yıllarda Türk Parası’nın Değeri’nin Korunması Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrası sektörde gözlenen gelişim düzeyinde bir sonuç beklerken kimileri de bu yasanın etkilerinin daha uzun dönemde ortaya çıkacağını öngörüyor. Sektörün önemli bir kısmı, halen 2 milyar USD dolayında bulunan ihracatımızın özellikle pırlantalı mücevher grubu satışlarının artması ile 2023 yılı hedefleri olan 12-13 milyar USD’ye ulaşabileceğini düşünüyor. Bu aynı zamanda sektörün yapısında da önemli değişiklikler olması gerektiği anlamına geliyor. Belçika’da yaşanan vize, İsrail’de yaşanan güvenlik sorunu, ÖTV’nin de kalkması ile birlikte Türkiye’nin değerli taş pazarı olma noktasında daha avantajlı konuma ulaşabilme şansı olduğu anlamına geliyor. Taş kesim köylerinin kurulması gibi projelerin hayata geçmesi ve sektörün gereken yapısal değişimi tamamlaması durumunda sektörümüzün ciddi bir ihracat atılımı gerçekleştirmesi işten bile değil. Tabi burada Ekonomi ve Maliye yönetiminin bu kararı alırken gözönünde bulundurduğu faktörlere de dikkat çekmekte fayda var. Birinci faktör şu; değerli taş ithalatında uygulanan %20’lik ÖTV kaldırılıyor ancak yerine %18’lik KDV uygulanmaya başlıyor. İç piyasa fiyatlarında ortaya çıkan bu artışın olası etkilerini en erken Sevgililer Günü alışveriş döneminde gözlemleyebileceğiz. Zira yasanın yürülüğe giriş tarihi olarak 1 Ocak 2014 öngörülüyor. Diğer bir faktör de sektörün kayıt altına alınması. Uzun yıllardır sektörün en önemli problemlerinden birisi olan kayıtdışılık konusunda önemli düzenlemeler bekleniyor. Bu şekilde sektörde yaşanan haksız rekabetin de önüne geçilmesi planlanıyor. ÖTV’nin kalkmasının bir diğer önemli etkisi istihdam alanında yaşanacak. Sektörümüz şu anda 350–400 bin kişiye istihdam sağlayan yapıda. Pırlantalı mücevher alanında üretimin artması ile birlikte bu sayının çok daha fazla artacağı öngörülüyor. Özellikle taş kesim köyleri projesinin hayata geçmesi ve Türkiye’nin değerli taş ticaret merkezlerinden birisi haline gelmesi durumunda ciddi bir istihdam artışı sağlanacağı muhakkak. Tabi en önemli etkinin ülkenin dış ticaret açığını düşürücü şekilde ortaya çıkacağı tahmin ediliyor. Sektör şimdiden 2023 ihracat hedefi olan 12-13 milyar USD rakamına odaklanmış durumda. Bu noktaya gelinmesi için sektörün önde gelen isimleri yıllardır çok çaba sarfetti. ÖTV’nin kaldırılması ile ilgili çalışmalar Cihan Kamer’in Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı olduğu dönemde başladı. İmam Altınbaş’ın Başkanlığı devraldığı dönemde bu çalışmalar hız kazandı. Konunun sakıncaları defalarca farklı platformalarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a aktarıldı. Dönemlerin ilgili ekonomi ve maliye bakanları ile defalarca bir araya gelindi. Ana Muhalefet Partisi’nin tepe yönetimi ile dahi konu görüşüldü. Basının önemli köşe yazarları ile bir araya gelinerek yanlış anlamaların ortadan kaldırılması için temaslar sağlandı. İsmet Koçak ve Ayhan Güner’in başkanlıkları döneminde de çalışmalar devam etti ve geçtiğimiz hafta Maliye Bakanı Mehmet Şimşek müjdeli haberi verdi; “ÖTV Kalkıyor” Bundan sonraki süreçte sektörü çok önemli bir dönem bekliyor. ÖTV’nin kalkması yalnızca bir vergi indirimi olarak görülmemeli. Bu aynı zamanda önümüzdeki dönemde sektörün çok önemli ve hızlı bir değişim süreceğine gireceğinin de habercisi. Bu değişimin hangi yönde ve ne hızda olacağını ve kimlerin bu yeni düzende öne çıkacağını hep beraber göreceğiz. Kartların yeniden dağıtıldığı bu günlerde tüm sektörümüze bol kazançlı günler dilerim.
REKLAM SATIŞ YÖNETMENLERİ
SAYI: 98 • KASIM 2013 • YIL: 8
MELEK SANCAKLI KADER YAŞAR DİLA ECEM ÇAKIR GÖRSEL YÖNETMEN
İSMAİL BATI Yayın Dünyası Gazetecilik Yayıncılık ve Dağıtım A.Ş.
Adına, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni:
REMZİ ÇELEN
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
ZEHRA KAŞIKOĞLU ÖRS EDİTÖR
ASLI ÇELEBİOĞLU 22 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
GRAFİK/TASARIM
SELİN BEŞİRYAN MUHASEBE SORUMLUSU
ERDAL BUDAK
KATKIDA BULUNANLAR:
MEHMET ÇELİK • BURHAN GEZGİN SALİHA ASCENSİO • EMRE ALKİN MEHMET CAN ÖZDEMİR • AYLİN GÖZEN
Yönetim Yeri: Küçükayasofya Mah. Aksakal Sk. No: 27 Fatih/İstanbul Tel: 0212 518 84 01 (pbx) Fax: 0212 518 84 02 info@yayindunyasi.com www.altindunyasi.org BASKI: GEZEGEN BASIM / 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sitesi 2. Cad. No: 202/A Bağcılar - İstanbul • Tel: 0212 325 71 25
altındosya ötv
Uzun soluklu çalışmaları meyvesini verdi
Sektör kurumları tarafından uzun yıllardır yürütülen çalışmalar meyvesini verdi. Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün önündeki en önemli engellerden birisi olan ÖTV’nin kaldırılması ile ilgili müjdeyi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek duyurdu.
S
ektör uzun yıllardır ortaya koyduğu çalışmaların meyvesini almaya hazırlanıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek pırlanta üreticileri ve kuyumcuların uzun yıllardır beklediği, pırlantanın ithalatını frenleyip ihracatını artıracak olan vergi düzenlemesini yaptıkları müjdesini verdi. Bakan Şimşek, elmas ve pırlantaya uygulanan yüzde 20’lik ÖTV’nin en geç 1 Ocak 2014 tarihine kadar kaldırılacağını duyurdu. Pırlanta başta olmak üzere, değerli taşların hammadde olarak ithalatına 2002 yılından bu yana uygulanan yüzde 20 Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kaldırılıyor. Maliye Bakanlığı elmas ve pırlanta ithalatını frenleyip ihracatı artırmak için bu ürünlerdeki ÖTV’yi kaldırıp KDV’yi yüzde 18’e çıkarıyor. Yasanın en geç 1 Ocak 2014’te yürürlüğe girmesi planlanıyor. Böylece pırlanta yurtiçinde satılırsa yüzde 18 vergi alınacak, ihraç edilirse vergi olmayacak. Kaçak ortadan kalkacak, borsa işlemeye başlayacak. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek pırlanta üreticileri ve kuyumcuların uzun yıllardır beklediği, pırlantanın ithalatını frenleyip ihracatını artıracak olan vergi düzenlemesini yaptıkları müjdesini verdi. Bakan Şimşek’in verdiği bilgiye göre elmas ve pırlantaya uygulanan yüzde 20’lik ÖTV kaldırılıyor. Bunun yerine şimdiye kadar oranı sıfır olan KDV yüzde 18’e çıkarılıyor. Çok yakında Meclis’e gelecek olan düzenlemeye göre elmas ve pırlantayı hammadde olarak alıp işleyen üreticiler artık yüzde 20’lik ÖTV’yi ödemeyecek, pırlanta yüzük ve ziynet eşyasını yüzde 20 daha ucuza mal edip ihraç edecek. İhracatta Türkiye büyük avantaj elde edecek. Pırlanta eğer yurtiçinde satılırsa bu kez yüzde 18 Katma Değer Vergisi alınacak. Böylece ithal edilip yurtiçinde satılmaya çalışılan altın, gümüş ve platinin üstünde bulunan pırlanta için de eskiden alınmayan yüzde 18 vergi konulacak.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek:
Mücevher üretiminde hammadde olarak kullanmak amacıyla ithal edilen pırlanta ve değerli taşlara yüzde ÖTV uygulanırken, bitmiş ürünü Türkiye’ye getirenlere ise ÖTV de uygulanmıyor. Yani altın, gümüş, platin gibi değerli madenler ile bu madenlerden yapılan ziynet eşyaları, üzerlerinde inci ve değerli taşlar bulunsa dahi ÖTV kapsamına girmiyor. Bu vergilendirme sistemi, ithalatı teşvik ederken, yerli üreticilerin, yüksek hammadde maliyetleri nedeniyle rekabette geri kalmalarını sağlıyor. Pırlantaya KDV geldiğinde zaten ÖTV’sini ödeyen yerli üretici de, bitmiş ürünü ithal eden de KDV ödeyecek. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Sektör kurumlarının son yıllardaki en önemli gündem maddelerinin başında ilk sıralarda her zaman ÖTV vardı. Cihan Kamer’in Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanlığı döneminde başlayan mücadele İmam Altınbaş’ın başkanlığı döneminde artarak devam etti. Bu dönemde yönetim gerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve gerekse dönemin Maliye ve Ekonomi Bakanları ile defalarca konu ile ilgili çeşitli platformlarda görüştü. Bu görüşmelerde değerli taş ithalatında uygulanan %20’lik Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılması durumunda istihdam, vergi tahsilâtı ve
24 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, pırlanta ve diğer değerli taşların şimdiye kadar ülkeye bir şekilde kayıt dışı geldiğini şimdi bu kayıt dışılığın biteceğini ifade ederek "Türkiye'de kayıt dışında olan bir sektör daha kayıt içine alınacak" dedi. Şimşek yapılacak olan düzenlemenin en önemli etkilerinden birisinin Türkiye'nin net ihracat gelirini artırması olduğunu belirtti. Şimşek diğer yandan düzenlemenin İstanbul Menkul Kıymetler Borsası bünyesinde yürürlüğe giren Kıymetli Madeni Taşlar Piyasası'nın işlemesine katkı sağlayacağını dile getirdi. Pırlanta ve değerli taşların KDV sistemi ile artık borsaya kayıt olacağı bilgisini veren Şimşek, "Borsanın da etkinliği artacak" şeklinde konuştu.
ihracat konularında elde edilecek kazanımlarla ilgili detaylı bilgi verildi. Bu görüşmelerden en önemlisi 2009 yılında düzenlenen Dünya Mücevher Kongresi (CIBJO) idi. Kongrenin açılış konuşması bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı. Başbakan Erdoğan’a bu kongre süresinde ÖTV konusu ile ilgili detaylı bilgi verilme fırsatı bulundu. Kongreye katılan bakanlar Ali Babacan ve Kemal Unakıtan ÖTV’nin kaldırılması durumunda elde edilecek kazanımlarla ilgili doğrudan sektör mensuplarından bilgi aldı. Bu sayede devlet üst yönetimi ikna edilerek konunun bürokratlar seviyesinde detaylı bir şekilde hazırlanması için yol kat edilmiş oldu. Bu dönemde CIBJO’nun dışında daha pek çok platformda hükümet ile görüşüldü. Başbakan ya da kabine üyelerinin katıldığı her organizasyonda gündem maddesi ÖTV idi. Söz konusu dönemde her ne kadar hükümet ikna edilmiş olsa da kamuoyunda oluşabilecek yanlış anlamalar neticesinde yaratılacak olumsuz algı gerek hükümet ve gerekse sektör için önemli bir sorundu. Sektör bu kez, yanlış anlaşılmaları gidermek için önemli bir tanıtım atağına geçti.
TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş
Sektör neler kazanacak?
ÖTV konusunda yapılacak düzenleme, sektörün 2023 yılında hedeflenen toplam 500 milyar USD’lik ihracat rakamından payına düşen 12-15 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirmesini mümkün kılacak. Önümüzdeki dönemde, uzmanlara göre dünya mücevherat sektörü 12 kat büyüyecek. 2023 yılında dünya değerli taş ve pırlanta pazar hacminin 600 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu sektör ve Türkiye ekonomisi açısından çok önemli bir fırsat niteliği taşıyor. ÖTV konusunda yapılacak düzenleme, vize sebebiyle sıkıntı yaşayan Belçika, güvenlik sebebiyle sıkıntı yaşayan İsrail ve yerli ortakla girişim mecburiyeti getiren Dubai yerine, Türkiye’nin, bölgenin en önemli elmas ticaret merkezi olması sonucunu doğuracak. Elmas Borsası aktif hale gelecek, kurulacak elmas kesim köylerinde on binlerce kişiye istihdam sağlanacak. Ayrıca ticaretin katma değeri yüksek olan kısmı olan elması işleme ve kesme alanında faaliyet gösterilerek kazanılan gelir nispeten artacak. Sektörün sahip olduğu teknoloji, tasarım yeteneği ve girişimcilik yeteneği de göz önüne alındığında Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörü dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline gelebilecek.
Uzun zamandır büyük uğraşlar verdiğimiz ÖTV konusunda sonuca ulaşmış olmak bizi son derece sevindirdi. Mücevher İhracatçıları Birliği’nde gerek başkan yardımcılığı gerekse başkan olarak görev yaptığım dönemlerde en önemli gündem maddemiz ÖTV idi. Değerli taş ithalatında alınan %20 Özel Tüketim Vergisi’nin kaldırılması durumunda sektörün çok önemli bir atılım gerçekleştirebileceğini ve ancak bu şekilde 2023 ihracat hedefine ulaşabileceğini her platformda Sayın Başbakanımıza ve hükümet üyelerine ilettik. Düzenlediğimiz çalıştaylar ve konferanslarda en önemli gündem maddelerinin başında her zaman ÖTV vardı. 2009 yılında düzenlediğimiz Dünya Mücevher Kongresi (CIBJO) ÖTV konusunda yaşadığımız problemleri Sayın Başbakanımıza ve kamuoyuna güçlü bir şekilde aktarma şansı bulduğumuz bir organizasyondu. Bu organizasyon sonrasında her geçen gün daha güçlü bir şekilde ÖTV konusundaki sıkıntımızı dile getirme fırsatı bulduk. Ekonomi yönetiminin ÖTV konusunda ikna edilmesi ile birlikte konunun bürokratlar tarafından ele alınması sürecine geçildi. Bununla birlikte konu ile ilgili mücadelemize her alanda devam ettik. İstanbul Sheraton Otel’de düzenlediğimiz çalıştayda, Ana Muhalefet Partisi CHP’nin tepe yönetiminden Kemal Kılıçdaroğlu, Akif Hamza Çebi ve Faik Öztrak gibi önemli kişileri sektörümüz ile buluşturduk ve kendilerini ÖTV konusunda doğru bilgilendirme imkânı bulduk. Bununla birlikte kamuoyunu önemli derecede etkileyen köşe yazarlarını da ÖTV’nin kalkması durumunda gerek sektör ve gerekse ülke ekonomisinde yaşanacak gelişmeler konusunda doğru bilgilendirdik. Bu çalışmalara Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclisi çatısı altında da arkadaşlarımız ile birlikte devam ettik. Bu dönemde de ilgili bakanlarla defalarca görüşerek sıkıntılarımızı anlattık. Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek’in ÖTV konusundaki açıklamaları bizi son derece sevindirdi. Değerli taş ithalatında ÖTV’nin kaldırılması sektörümüz açısından önemli bir kazanımdır. Bu kazanımın elde edilmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim.
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 25
altındosya ötv
İstanbul Altın Rafinerisi Başkanı Özcan Halaç
İmam Altınbaş yönetimindeki Mücevher İhracatçıları Birliği Ana Muhalefet Partisi tepe yönetimi ile İstanbul Sheraton Otel’de bir araya geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, Akif Hamza Çebi ve Faik Öztrak gibi önemli isimlerin katıldığı toplantıda ÖTV’nin kalkması durumunda sektörün ülke ekonomisine kazandıracakları ile ilgili detaylı bilgi verildi. Ana Muhalefet Partisi’nin konu ile ilgili eleştirilerde bulunurken, sektör ve ülke ekonomisinin kayıplarını da göz önünde bulundurması gerekliliği defalarca vurgulandı. Bu dönemde yapılan önemli çalışmalardan birisi de köşe yazarlarının doğru şekilde bilgilendirilmesi oldu. Bir köşe yazısı ile büyük bir çoğunluğu etkileyebilme gücü olan köşe yazarlarına ÖTV’nin sektör ve ülke ekonomisine verdiği zararlar gerekçeleri ile anlatıldı ve bu konudaki destekleri alındı. Bununla birlikte Ekonomi Yönetim ile görüşmelere aralıksız devam edildi. İmam Altınbaş Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı görevinde olduğu dönemde, sektörün önde gelen isimlerinden Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı olan Av. Özcan Halaç ile birlikte Ankara’da da önemli temaslarda bulundu. Bu toplantının ardından bürokratlar seviyesindeki çalışmalar daha da hız kazandı ve ÖTV’nin kaldırılması ile ilgili çok büyük bir adım atılmış ve zemin hazırlanmış oldu.
Devletin vergi gelirleri artacak Sektör yıllardır bunu bekliyordu. Pırlanta kesim ve tasarım sektörünü hareketlendirecek ve istihdamı artıracak. Pırlanta ve diğer kıymetli taşlar ÖTV’den dolayı şimdiye kadar ülkeye kayıt dışı geliyordu. Piyasada resmi yolla ithalat yapanlar kayıt dışı yollarla gelen pırlanta ile rekabet edemiyordu. Kayıt dışı oluşuyordu. Vergi KDV olduğu zaman ithalatçı ve üretici vergiyi son tüketiciye yansıtacağı için rekabet edebilecek düzeye geliyor. Devletin de vergi gelirleri artacak.
Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş Türkiye’nin ihracatta 2023 hedefi 12 milyar dolar, şuandaki ihracatı ise 2 milyar dolar civarında. Bu ihracatın 99’unu altın oluşturuyor. ÖTV’nin kalkmasıyla pırlanta da ihraç edilir bir ürün olacak. Pırlanta ihracatında firmaların büyük adımlar atacağını düşünüyorum. Artık birçok firma yurtdışından taş getirip, kendi stokunu tutabilecek, hatta büyük taş tüccarları da Türkiye’de ofis açıp, sektörü destekleyebilir. ÖTV’nin kalkmasıyla bütün sektörün fatura keser hale gelmesi bekleniyor. 26 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
İsmet Koçak ve Ayhan Güner’in Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanlığı yaptığı dönemde de ÖTV konusundaki çalışmalar devam ettirildi. Türkiye’de taş kesim köylerinin kurulması, özürlü işgücünün mücevherat sektöründe istihdam edilmesi projeleri ÖTV’nin kaldırılması ile ilgili yeni kapılar açtı. İstanbul Altın Rafinerisi’nin ana sponsorluğunda Çırağan Sarayı’nda düzenlenen ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın katıldığı İstanbul Altın Zirvesi’nde de ÖTV en önemli gündem maddelerinden biriydi. Sektör kurumlarının ve sektörün ileri gelenlerinin sürdürdüğü yoğun çalışmalar neticesinde önemli yol alındı. Ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Habertürk Gazetsi’nde yayınlanan röportajında sektör müjdeli haberi aldı. n
Avrupa Birliği uygulamasında ülke uygulamalarında kısmi sapmalar olsa bile ülke mevzuatları 112/6 sayılı direktife göre şekilleniyor. Söz konusu direktife göre sadece yatırım amaçlı altın (külçe ve sikke altın) teslimi KDV'den istisna olup diğer kıymetli taş ve mücevherat teslimleri genel oranda KDV ye tabi. ÖTV ise yok.
Atasay Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Kamer
Bu uygulama güzel ama yetmez. Sorun sadece ÖTV’nin kaldırılması, yerine KDV’nin ikame edilmesi değil, sorun Emtia’daki yüzde 18’lik KDV’nin çok yüksek olması. Dünyanın en önde gelen 2 takı ihracatçısından biriyiz. Üzerindeki vergiler olsaydı bu noktaya gelemezdik. Dünyayla mücadele edebilmesi için sektörün ağır vergilerin olmaması lazım.
Cartier ÖTV için farklı bir çözüm yolu uyguladı Dünyaca ünlü mücevher markası Cartier, Türkiye’de 2002 yılından bu yana yüzde 20 ÖTV uygulanan ‘işlenmemiş pırlanta ithalatı’nda emsal oldu. Cartier markalı işlenmiş ürünün yasadaki boşluktan yararlanıp ÖTV ödemeden Türkiye’ye getirilmesi üzerine sektör temsilcileri, “Hammaddeye ÖTV var, bitmiş ürüne yok. Bu ithalatı artırır” yorumunu yaparken, emsal oluşturan bu durumu denemek için 132 bin dolarlık ürünü ÖTV’siz ülkeye soktu.
Bir karat pırlanta 6 bin dolar, KDV’si bin 200 dolar. Binseniz uçakla Dubai’ye gitseniz bin 200 dolara tatil yaparsınız. Yüzüğünüzü alır dönersiniz. Emtia böyle bir iş. O yüzden ben yüzde 8 KDV olmalı diye düşünüyorum.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2012 yılında yaptığı açıklama ÖTV’nin kaldırılacağının sinyallerini vermişti. Şimşek, pırlanta üzerindeki yüzde 20 ÖTV’nin dünya uygulamalarına aykırı olduğunu belirterek “Normalde KDV olur, ÖTV olmaz. Ben sordum, bunu sektör istedi dediler. Aslında düzeltilmesi gerekir. Türkiye’deki uygulama dünyaya paralel değil. Bunun istismarından çekindiğimiz için adım atmıyoruz. ÖTV yerine KDV’nin olması daha doğrudur” açıklamalarında bulunmuştu. SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 27
altınhaber
Karakaş Atlantis hedefinin üzerinde ciro, ihracat ve karlılık açıkladı
Karakaş Atlantis yüzde 119’luk kâr açıkladı
Kuyumculuk sektörünün en seçkin firmalarından Karakaş Atlantis, üçüncü çeyrek rakamlarını açıkladı. Ortaya çıkan sonuçlar Atlantis’in doğru adımlarla nasıl doğru bir büyümeyi yakaladığının net göstergesi oldu. Karakaş Atlantis bir önceki yılın (2012) ilk 9 ayına göre tüm verilerde ciddi büyüme sağladı. lık döneminde 4.536.601 TL olan net faaliyet kârı yaklaşık yüzde 119 artarak 9.913.914 TL’ye ulaştı. Karakaş Atlantis Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bir önceki dönem, yine tüm kalemlerimizde ciddi büyümeler gerçekleştirmemize rağmen ani kur değişimlerinden dolayı olumsuz etkilenmiştik. Geçen dönem de hemen hemen tüm kalemlerimizde ciddi artışlar ve büyümeler göstermemize rağmen, ikinci çeyrek sonu (30 Haziran 2013) itibariyle altının son zamanlardaki dip fiyatlarının birinden (74,95 TL’den) bilançomuzu kapatmak zorunda kaldık. Bu da bizim için kurdan kaynaklanan suni bir zarar ortaya çıkardı. Ama bu dönem, hemen hemen tüm kalemlerimizdeki çarpıcı büyümelerle ve altın fiyatlarındaki üçüncü çeyrek sonu (30 Eylül 2013) hafif toparlanma sebebiyle bir önceki dönemi telafi etmiş durumdayız. Aslında bu zamana kadar yatırımcılık anlamında kuyumculuk sektöründe halka açık tek firma olmanın, önümüzde sadece kuyumculuk sektörüyle ilgili örnek halka açık bir firma olmamasının zorluklarını yaşadık. Fakat artık halka açıldığımız dönemden bu zamana kadar
T
ürk ekonomisine önemli katkılarda bulanan mücevher sektörünün önemli oyuncularından biri olan Karakaş Atlantis ilk 9 ayda 637.011.944 TL ciro elde ederek adeta bir rekora imza attı. 2013 yılının tamamında 700.000.000 TL ciro hedefleyen şirket, bu hedefinin yüzde 91’ine ilk 9 ayda ulaşmış oldu. Geçen yılın (2012) aynı döneminde (ilk 9 ay)
28 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
312.902.685 TL’lik ciro yapan şirket, geçen yılın aynı dönemine göre de satış performansını yaklaşık yüzde 104 artırmış oldu. Karakaş Atlantis’in geçen yılın (2012) aynı döneminde (ilk 9 ayında) 18,4 milyon dolar gerçekleşen ihracatı, 2013 yılının ilk 9 ayında yüzde 98,4 artarak 36,5 milyon dolara yükseldi. Yine geçen yılın ilk 9 ay-
birçok şeyi deneyimledik ve öğrendik. Bundan sonra yatırımcılarımızla da çok daha iyi ve sağlıklı iletişim kurarak onların da memnuniyet düzeylerini artırmak düşüncesindeyiz. 2013 hedeflerimizin çok büyük bir kısmını geçmiş, çok az bir kısmında da çok yaklaşmış durumdayız. 2014 yılı için hedeflerimizi de belirleme aşamasındayız, 2014’te de her alanda önemli adımlar atmak istiyoruz. Bilhassa, yeni ihracat alanları, pırlanta üretimi, 14 ayar takı üretimi, franchise sistemi, sosyal sorumluluk projeleri ve marka yönetimi ile ilgili yeni projelerimizi yapılandırma aşamasındayız. Bunların hepsini 2014 hedeflerimiz içerisine almayı planlıyoruz. 2014’te de, yıllardır devam eden artış ivmemizi bu belirtmiş olduğumuz daha çok alana taşıma gayretinde olacağız. Başarımızda katkısı olan müşterilerimize, çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza, hissedarlarımıza ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ederiz.”
altınhaber
Altınbaş’tan Afrika’ya 340 milyon dolarlık yatırım
B
undan 10 yıl önce bırakın uzakları, Anadolu’da yatırım yapmaya çekinen Türk girişimciler, şimdi dünyanın her köşesinde kimsenin gidemediği, adeta kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde dev yatırımlara imza atıyor. Bunlara en güzel örnek Etiyopya’da Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’ın kişisel yatırımı ve Else Şirketler Grubu’nun patronu Seyfettin Koçak’ın devasa pamuk ve tekstildokuma yatırımı. Toplam 340 milyon dolara ulaşacak yatırımla Etiyopya’nın en büyük yatırımcısı olan Türk işadamlarının Sahra altına gidişlerinin hikâyesi de hayli heyecanlı. Etiyopya’nın Cumhurbaşkanı Mulatu Teshome Wirtu’nun, Etiyopya’nın Ankara Büyükelçisi olduğu 2008 yılında Seyfettin Koçak’ı yatırıma davet etmesiyle başlayan hikâye, İplik fabrikası yatırımı düşünen Koçak’ın teklifi olumlu değerlendirmesi ile devam eden dolambaçlı bir süreç. Başta bu teklifi kabul eden Seyfettin Koçak’ın, Etiyopya pamuğunun iplik
30 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş uluslararası yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. Afrika’da gerçekleştirilen toplam 340 milyon USD’lik yatırım Etiyopya tekstil sektörünüm gelişiminde önemli rol oynayacak. 1300 kişilik istihdamın 4000 kişiye ulaşması planlanıyor. 50 bin hektarlık alandaki pamuk üretim faaliyetleri de devam ediyor. üretmek için elverişli bir pamuk olmadığını fark etmesiyle yatırım fikri, Etiyopyalı yetkililerin teklifiyle pamuk üretimini de içine alıyor. Etiyopya yetkililerinin ‘Size 99 yıllığına 10 bin hektarlık bir arazi tahsis edelim. Kendi pamuğunuzu üretin’ teklifinin ardından Seyfettin Koçak, yakın dostu İmam Altınbaş’ı da ortak olmaya davet ediyor. İmam Altınbaş ilk başta tekstil fabrikası yatırımının kendisine uzak olduğunu düşünüyor. Ancak daha sonra gelişen şartlar sebebiyle ortaya çıkan “pamuk üretimi” fikri kendisine çok da uzak gelmiyor ve bir bilene danışılmasını istiyor. Koçak ve Altınbaş’ın yakın tanıdıklarının tavsiyesiyle Tariş’in eski yöneticilerinden, Özaltın Tarım’ın ortağı Kasım Külek Öz’e durum anlatılır. Araziyi yerinde izleyen Kasım Külek Öz arazinin pamuk üretimine uygun olmadığını söylüyor.
xxxxxxxxx
500 bin dönüm ekilecek Ancak Altınbaş ve Koçak, pamuk üretimi yapmakta kararlıdır. İmam Altınbaş, sonraki gelişmeleri şöyle anlatıyor: “O günlerde dönemin Etiyopya Başbakanı Meles Zenawi resmi bir ziyaret için Türkiye’ye gelmişti. Bir randevu alarak Seyfettin Bey’le birlikte Çırağan Sarayı’nda Zenawi’yle bir araya geldi. Ve durumu anlattık. Bize döndü ve ‘Ülkemizdeki en uygun tarım alanı Omo Vadisi’dir. Orada size bir arazi verelim’ dedi ve ekledi: ‘50 bin hektar yeter mi?’ Arazi 10 bin hektardan 50 bin hektara çıkınca önce bir yutkunduk. Sayın Başbakan’a orada teşekkür ettik ve 30 bin hektarla başlayalım, sonra 50 bin hektara çıkarız diye davete yanıt verdik.” ABD ve Çin’e ihracat yapılacak İmam Altınbaş ve Seyfettin Koçak, iki yıl önce görüştükleri Kasım Külek Öz’ü tekrar arayarak yeni arazide inceleme yapmasını isterler. Araziyi inceleyen Kasım Külek Öz’den arazinin pamuk için çok uygun olduğu yanıtının yanında bir de ortaklık teklifi gelir: “Buraya beni de ortak ederseniz, pamuk üretimini sizin adınıza ben yönetirim.” Şimdi, başkent Addis Ababa’ya 900 kilometre mesafede Omo
Vadisi’ndeki makilik dev arazi temizlenerek, 1 yıl gibi kısa bir sürede tarıma uygun hale getirildi. “Pamuk ekimine başlamak üzereyiz. İlk pamuk hasadını 6 ay sonra yapmayı planlıyoruz” diyen Kasım Bey, 10 bin hektarda üretime 1,5 yılda ulaşılacağını hesaplıyor. Seyfettin Koçak ise üretilen pamuğun bir kısmını iplik-dokuma tesisinde kullanacaklarını belirterek, önemli bölümünün ise ABD ve Çin’e ihraç edileceğini söylüyor. 4 bin istihdam Seyfettin Koçak ve İmam Altınbaş’ın yatırımı olan Else, 1.500 kişiye istihdam sağlıyor. İkinci fabrika tamamlanınca çalışan sayısı 4 bine ulaşacak. Kasım Külek Öz’ün de ortak olduğu Omo Vadisi’nde üretim yapılacak arazinin büyüklüğü ise 50 bin hektara yani İstanbul’un Avrupa yakasında Silivri’ye kadar uzanan araziye eşit. Kabileler için sağlık ocağı ve su kuyusu açıyorlar “Herşey para değil” diyen Seyfettin Koçak ve İmam Altınbaş, Omo vadesindeki yatırımlarına bir anlamda sosyal sorumluluk projesi olarak baktıklarını söyledi. Şantiyeye ilk jeneratörü getirdiklerinde komşu köyde kabi-
le hayatı yaşayanların elektriği ilk kez gördüklerine dikkat çeken Seyfettin Koçak “Buradaki yerel kabileler hayvancılık dışında bir şey bilmiyor. Onlara toprağı ekmeyi öğreteceğiz. Ayrıca bir de sağlık ocağı kurup yerel halka sağlık hizmeti götüreceğiz. Gerek tesislerimiz için gerekse köylüler için su kuyuları açıyoruz” dedi. Hedef 2018’de 600 milyon dolar ciro İmam Altınbaş, Seyfettin Koçak ve Kasım Külek Öz’ün eşit payda ortak olduğu Omo Vadisi’ndeki arazi organik üretime son derece uygun. 700 kilometrelik Omo nehri, bölgenin can damarı. Ancak arazinin tarıma uygun hale getirilmesi ise hayli zor olmuş. 9 kişilik uçakla ulaştığımız Omo Vadisi’ne karadan ulaşım çok zor. Araziyi tarıma uygun hale getirmek için ABD ve Türkiye’den 130 makine getirilmiş. Önde dozerler, arkada grayder ve dev traktörlerle Omo Vadisi’ndeki tarıma açılan arazide yakında üretim başlıyor ve 6 ay sonra ilk pamuk hasatı yapılacak. 10 bin hektarda üretime 1.5 yıl içinde ulaşılacağını söyleyen Seyfettin Koçak “2018’de pamuk-iplik-dokuma ciromuz 600 milyon dolara ulaşır” dedi. 12 ay tarıma uygun olan arazide yılda 2 ürün alınabileceğini söyleyen Kasım Külek Öz de, şu anda şantiyede 20’si Türk olmak üzere 200 kişinin çalıştığını söylüyor. Etiyopya tarımı için model olacak bir iş yaptıklarını söyleyen İmam Altınbaş ise “Şu ana kadar her şey planladığımızdan hızlı şekilde ilerliyor. 30 bin hektarla kalmayıp işi yakın zamanda 50 bin hektarlık büyüklüğe ulaştıracağız” diyor. n
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 31
altınhaber
İç pazardaki ilgiden memnunuz Yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa’nın en önemli alyans üreticilerinden biri olan Emir Kuyumculuk, kısa bir süre önce iç pazara yönelik çalışmalara da başlamıştı. Kısa süre zarfında gördükleri ilgiden memnun olduğunu belirten Emir Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Sağ çalışmaları ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Alyans kategorisinde Avrupa’da söz sahibi olan Emir Kuyumculuk kısa bir süre önce iç pazara yönelik de faaliyet gösterme kararı aldı ve bu yolda ilk adımlar atıldı. Bu kısa süre zarfındaki gözlemleriniz nelerdir, ilk gelen tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Belirttiğiniz gibi uzun yıllardır yalnızca ihraç pazarlarına yönelik olarak faaliyet gösteren bir firmayız. Bundan 4 ay önce aldığımız kararla Türkiye pazarına yönelik olarak da hizmet vermye başladık. Her ne kadar aradan geçen süre henüz çok kısa olsa da aldığımız geri dönüşlerden son derece memnun olduğumuzu, hatta beklediğimizin üzerinde bir ilginiz sözkonusu olduğunu söyleyebilirim. Son 1 ayda müşteri sayımızda %100’lük bir artış oluştu. Türkiye pazarına yönelik olarak hazırladığımız stratejik yol haritası gereği ilk aşamada İstanbul ağırlıklı olarak faaliyet gösteriyoruz. Aldığınız tepki ve karşılaştığınız ilgiden son derece memnun olduğunu belirttiniz. Olumlu dönüş almanızın gerisinde yatan temel faktörler nelerdir? 32 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Türkiye pazarına girme kararı olmadan önce detaylı araştırmalar yapmıştık. Tüketici profilinde yaşanan değişim, kentli nüfusun artması, gelir seviyesinin yükselmesi, eğitim seviyesinin yükselmesi, kadınların çalışma yaşamındaki ağırlıklarının artması, genç nüfus oranının yüksekliği, evlenme sayılarının fazlalığı, 70 milyonu aşan bir nüfusun olması gibi faktörleri gözönünde bulundurduğumuzda Türkiye iç pazarının da önemli bir büyüme potansiyeline sahip olabileceğini tahmin etmiştik. Aradan çok kısa bir süre geçmesine rağmen, aldığımız geri dönüşlerde, bu araştırma neticesinde yaptığımız tahminlerin gerçeği yansıtmakta olduğunu görmüş olduk. Yine bu kısa süre zarfında şu onularda da önemli gözlemler yaptık. Tüketici talebinde yaşanan değişime artık mağazacılarımız son derece hızlı bir şekilde cevap verebiliyor. Aynı zamanda dünyadaki değişiklikleri de takip edenler var. Ön-
ceden kuyumcular diğer sektörlere nazaran yeniliğe kapalı bir yapıdaydılar. Ancak artık yeniliklere son derece açıklar. Numune sistemine hızla adapte olmaları bunun bir göstergesi. Bunun yanında zengin ürün çeşidi, hızlı servis, doğru fiyat politikası ve üst düzey işçilik kalitesi adığımız tepkilerin son derece olumlu olmasını etkileyen faktörler arasında yer alıyor diyebiliriz. Numune sistemi Avrupa’da çok uzun yıllardır başarı ile uygulanıyorken iç pazarda da kendini kabul ettirmeye başladı. Numune sistemi ile ilgili gelen tepkiler ne yönde? Biz bu sistemi Avrupa’da uzun yıllardır başarı ile uyguluyoruz. Türkiye’de de sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli şartların oluştuğunu gördük. Artık firmalar bu sistemin avantajları konusunda bilgi sahibiler ve önyargılarını yıkmış durumdalar. Artık mağazacılar son derece düşük bir sermaye bağlayarak oldukça geniş alyans çeşidi ile müşterilerine servis verebiliyorlar. Bu sistem Türkiye’de de hızla kabul görmeye başladı. Bizim müşteri sayımızda yaşanan hızlı artışın etkenlerinden birisi de bu. n
altıngüncel
CARTIER Le Style et l’Histoire
Exposition Grand Palais 4 décembre 2013 16 février 2014 www.grandpalais.fr
34 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Tasarlandığı dönemlerin stillerini temsil eden 600 parçadan oluşan ve Cartier tarihinin en önemli sergisi olan ‘Cartier, Style and History’, 4 Aralık 2013 – 16 Şubat 2014 tarihleri arasında Paris Grand Palais’de ziyaret edilebilecek. Bir sanat tarihi sergisi olarak tasarlanan ‘Cartier, Style and History’nin küratörü, Laurent Salome. Cartier tarihinin en önemli sergisi açılıyor Cartier markasının ünü ve mücevherlerinin ihtişamı her ne kadar markanın çok yönlü tarihini gölgelemiş olsa da, Cartier, dekoratif sanatlarda bugüne kadar çok önemli bir rol oynadı. Gerek ‘kralların mücevherleri’ olarak adlandırılan klasik parçalar gerekse geometrik ve egzotik art-nouveau tarzı parçalar, zaman içinde değişen zevkler ve sosyal kodların tarihi birer göstergesini oluşturuyor. Cartier, 20’inci yüzyılın en zarif karakterlerini rafine ama kullanışlı saatleri ve mücevherleriyle baştan çıkarttı. ‘Cartier, Style and History’, bir sanat tarihi sergisi olarak tasarlandı. Sergide yer alan her parça, birer sanat eseri olarak tasarlanmış olmanın yanı sıra, zaman içinde değişen kullanım alanları ve stilleri de temsil ediyor. Cartier’in kurulduğu 1847’den 1970’e kadar geçen zaman dilimi, bizlere sofistike
markanın form laboratuarının kapılarını açarak her bir mücevher ve aksesuarın kendi içindeki güzelliği kadar sosyal işlevini de anlatıyor. Mücevherden kol saatine, elbiseden tabloya kadar pek çok eser… 600 parçadan oluşan mücevher, obje, kol ve masa saati; elbise, aksesuar, mobilya, tablo, fotoğraf ve moda dergileriyle birlikte, markanın kuruluşundan bugüne kadar geçen zaman dilimlerinin stil ve sanat zevkini sunuyor. Sergi, Cartier tarihinin her adımını inceleyerek markanın tasarım seçimlerini ziyaretçilerle paylaşırken tasarımların ve markanın arka planını yansıtan 200’den fazla arşiv dokümanıyla Cartier tarihinde zevkli bir yolculuğa çıkartıyor. Cartier tarihinin en önemli sergisi olan ‘Cartier, Style and History’, markanın itibarını oluşturan hiç bir detayı atlamıyor ve kraliyet törenleri için hazırlanan mücevherlerden modern hayatın üç yıldızını oluşturan mücevher kutuları, sigara kılıfları ve kol saatlerine kadar en kişisel parçalara sergide yer veriyor. Sergide, Cartier’in en önemli parçaları arasında yer alan ihtişamlı taçlar, usta zanaatkarların hünerleriyle belli müşterilerin kişisel isteklerini yansıtıyor. Cartier marka kimliğinde saatçiliğin öneminin altını çizen muhteşem ve gizemli 15 masa ve duvar saati de sergide yerlerini alıyor. Marjorie Marriweather Post Koleksiyonu da sergideki yerini alacak Sergide yer alan parçaların çoğu Cartier Koleksiyonu’na ait olmakla birlikte, Musee des Arts decoratifs, Musee Galliera, Bibliotheque nationale de France, Bibliotheque-museo de l’Opera ve özel koleksiyonlara ait parçalar da bulunuyor. Bunların arasında Monaco Prensi Koleksiyonu’na ait Prenses Grace’in zerafetini yansıtan resmi ve özel 20 parça ve Marjorie Marriweather Post Koleksiyonu da bulunuyor. Sergi ayrıca Cartier tarihinde önemli yerleri olan Barbara Hutton, Marlene Dietrich,
Elizabeth Taylor ve Maria Felix gibi bir çok sembolik karakteri, Hindistan maharajlarını ve tarihe iz bırakan Daisy Fellowes, Mona Bismarck ve Duchess of Windsor gibi stil öncülerini de bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Laurent Salome’nin yaptığı sergi, 4 Aralık 2013 – 16 Şubat 2014 tarihleri arasında Paris Grand Palais’de ziyaret edilebilir. n
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 35
altınhaber
Yılın son günü Sesa’nın güzellikleriyle unutulmaz olun Yaklaşan yılbaşı öncesi kuyumcular şimdiden vitrinlerini süslemeye ve yılbaşında unutulmaz bir hediye armağan etmek isteyenleri farklı tasarımlara sahip takılarıyla memnun etmeye çalışıyorlar. Özgün ve çarpıcı tasarımlarıyla dikkat çeken SESA Kuyumculuk; kuyumculara özgün tasarımlara sahip uygun bütçeli yılbaşına özel yüzlerce yeni modelini sunuyor. nunun ülkemiz için özel tekniklerle hafifletilen daha görkemli hale getirilen versiyonu, yüzük ve bileziğin tamamen aynı tasarıma sahip olduğu kombin seti ve birbirinde şık kolyeleriyle, yılbaşı hediyesi almak artık bir dert olmaktan çıkıyor. SESA Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Selim Sarışın; yılbaşında takı hediye etme alışkanlığının ülkemizde son yıllarda hızla arttığını, Avrupa ve Amerika’daki kadar olmasa da yılbaşında unutulmaz bir hediye sunmak isteyenlerin mutlaka kuyumcu vitrinlerine göz attığını söyledi. Sürekli yeni modeller piyasaya sunma gayretinde olan ve son yıllarda AR-GE çalışmalarına yaptığı yatırımla kendi tarzını net bir şekilde ortaya koyan SESA’nın, yılbaşına özel yeni ürünlerinin kuyumculara sunulmaya başlandığını belirten Sarışın; “Çok farklı zevklere hitap eden ve tasarımıyla göz alıcı birçok modelimizi, bu dönemde kuyumcu dostlarımızın en rahat bir şekilde satış yapabilmesi için ülkemiz takıseverinin beklentileri doğrultusunda revize ettik. Özel tekniklerle hafiflettiğimiz, bütçesini en uygun rakamlara getirdiğimiz takılarımız, yılbaşında farklı ve unutulmaz hediye arayışında olan kişileri her açıdan tatmin edecektir” diye konuştu. İçinde bulunduğumuz ve son günlerini yaşadığımız 2013 yılını oldukça hareketli geçiren ve tekrar geri döndüğü ihracatta önemli çalışmalara imza atan SESA Kuyumculuk; yaklaşan yılbaşı öncesi birbirinden iddialı tasarımlara sahip, göz alıcı takı modellerini piyasaya sundu. SESA’nın; en güzel swarovski taşlarla büyük bir titizlikle üretilen Estrella markalı tektaş yüzükleri, Danetella fantezi taşlı yüzük koleksiyo-
38 ALTIN DÜNYASI
2014 yılında setlere ağırlık verilecek Şu an itibariyle ağırlıklı olarak Orta Doğu pazarına ihracat yaptıklarını kaydeden Selim Sarışın, şunları söyledi: “Bu aylarda başta Dubai olmak üzere bölgede aşırı sıcakların azalması, insanların daha çok alışveriş yapmasına imkan tanıyor. Arap kültüründe yılbaşında takı hediye edilmesi söz konusu olmasa dahi, bölgeye turist olarak gelen Avrupalı ve Amerikalılar yılbaşı öncesi takı alışverişi yapıyorlar. Bu yıl yeni modellere ve daha önce girmediğimiz ürün gruplarına adımlar attık. 2014 yılında birbiriyle kombin olan, set şeklinde takılara ağırlık vermeyi planlıyoruz. Elimizdeki yüzük modellerimizin ilk başta bilezik versiyonlarını, ardından kolye ve küpelerini yaparak insanların farklı zaman dilimleri içinde bölüm bölüm setlerini tamamlamasına imkan tanımak istiyoruz.” n
40 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 41
altınhaber
Beylikdüzü’nün en prestijli konut projesi;
Altın Vadi Konakları İstanbul’un yeni çekim merkezi Beylikdüzü’nde inşaat çalışmalarının hızla devam ettiği Altın Vadi Konakları’nda betonarme inşaatın tamamlanmasıyla birlikte projenin en dikkat çekici taraflarından dış cephesi de kaplanmaya başladı. Satışların hızla devam ettiği projede dairelerin büyük kısmı sahiplerini bulurken, uygun fiyat, hemen tapu ve %1 KDV avantajları gibi fırsatlar devam ediyor.
R
afineri Yapı tarafından Beylikdüzü’nde 6,090 m2 arsa üzerine inşaa edilen Altın Vadi Konakları’nın teslim tarihi Temmuz 2014 olarak belirlendi. 5 katlı 8 blok ve toplam 102 daireden oluşan projede 1+1, 2+1, 2+1 dubleks, 3+1, 4+1 dubleks ve 5+1 dubleks dairelerden oluşmaktadır. Dairelerin metrekareleri ise 82 m2 - 233 m2 arasında değişiyor. Altın Vadi Konakları, son dönemde ağırlıkla çok katlı olarak tasarlanan projelerden farklı olarak beş katlı bloklardan oluşuyor. Beyaz rengin hakim olduğu konutların dış cephesine dikey sütunlar eşlik ediyor. Sadece sizin kullanımınıza özel yaklaşık 4.000 m2 peyzaj alanına sahip Altın Vadi Konakları’nda; günlük hayatta alıştığınız görüntülerin dışına taşınıyor.
42 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Yaz kış havuz keyf i sunuyor
Betonarme inşaatın tamamlanmasıyla birlikte dış cephesi kaplanmaya başlanan projede daire sahipleri açık ve kapalı yüzme havuzuyla yaz-kış havuz keyfi yaşayacak. Öte yandan projede; fitness merkezi, sauna, çocuk oyun alanları, kapalı oto park, güvenlik ve 7 gün 24 saat kamera sistemi bulunmaktadır.
Proje lokasyonuyla ön plana çıkıyor Beylikdüzü Altın Vadi Konakları, ulaşım açısından da kolay ulaşılabilir bir lokasyonda bulunmaktadır. Metrobüs, Hastane, Üniversite, Okul ve Alışveriş Merkezi gibi hayatın önemli noktalarına yakınlığı ile ön plana çıkıyor.
A3
A1
A5
B2
B1
A2
A4
A6
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 43
altınhaber
Taksitle altın alınamayacak Kredi kartı ve tüketici kredilerindeki hızlı artışa yeni bir önlem paketi geliyor. Kredi kartıyla yapılan harcamalarda yaşanan radikal artışa karşı sınırlayıcı önlemler alan ekonomi yönetimi, özellikle kuyumculardan altın satın alımına yönelik yeni kurallar getirecek. Kredi kartı ve tüketici kredileriyle yapılan harcamalarda yaşanan radikal artışa karşı sınırlayıcı önlemler alan ekonomi yönetimi, özellikle kredi kartını sınırlamaya dönük ikinci önlem paketini açmaya hazırlanıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından yürütülen düzenleme hazırlığı kapsamında özellikle kuyumculardan kredi kartıyla altın satın alımı gibi bazı harcama türlerine yeni kurallar getirilecek. Vatan’ın haberine göre; gelişmeyle ilgili bilgi veren BDDK Başkanı Mukim Öztekin, bankalarla görüşmelerin sürdüğünü belirterek, “Bankalar doğal olarak hiçbir sınır olmasın istiyor. Ancak artık tüketici kredileriyle büyümenin sonuna gelindi. Tüketici kredilerinde fazla gidilebilecek alan kalmadı” dedi. Mukim Öztekin taksitle altın alımına ilişkin şu açıklamalarda bulundu; “Karar aşamasındayız. Kuyumculardan kredi kartıyla alışveriş yapılmış gibi gösterilip borç para alınıyor. Kartla taksit taksit ödeniyor. Bu olayın sosyal ve ekonomik boyutu var. İnsanlar tefecilikle karşı karşıya kalıyor. Kuyumculukta taksitlendirmeyi kaldırdığınızda hem sosyal hem de ekonomik yönden sonuç alıyorsunuz.”
Kuyumcular kredi kartına sıcak bakıyor Çanakkale Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Sedat Algönül, işlerinin azalacağından endişe ettikleri için kredi kartıyla alışverişlerin sınırlandırılmasını istemediklerini söyledi.
Çanakkale Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkanı Sedat Algönül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altın piyasasında bu yılın iyi geçtiğini ancak kredi kartıyla alışverişlerin sınırlandırılacağı söylentilerine üzüldüklerini belirtti. Yılın ilk aylarında altının gram fiyatının 90-95 liradan 80-85 liraya gerilemesinin, satışlarını geçen yıla göre yüzde 10-12 artırdığını dile getiren Algönül, “Düğün için takı bakanlar daha çok bilezik alıyor. Tasarruf yapacaklar ise Cumhuriyet altınına yöneliyor. Bu sektörde alımlar, kişinin iradesine göre değişiyor. Piyasadaki tüm ürünlerin müşterisi var, hepsi satılıyor” dedi.
“Kuyumculara göre kredi kartıyla satışlar kalkarsa sektör büyük darbe alır. Çünkü satışların yüzde 70-80’i, kredi kartıyla yapılıyor.” Gram altına bu yıl çok fazla rağbet edildiği bilgisini veren Algönül, bunda, fiyatının 100 lira ve daha az olmasının etkisi bulunduğunu anlattı. Çeyrek altının da fiyatı 150 lirayı aşmadığı sürece ilgi gördüğünü vurgulayan Algönül, şöyle devam etti: “Kuyumculukta satışların yüzde 70-80’i, kredi kartıyla yapılan satışlara dayanıyor. Kredi kartıyla satışlar kalkar ya da sistemde değişiklik olursa işlerimize büyük ket vurur. Bu sektörde kredi kartıyla satışların devamından yanayız. Kredi kartıyla alışverişlerde çalışanlar da emekliler de müşterimiz ancak kartta şöyle bir şey var; borcunuzu en az bir ay ötelemiş oluyorsunuz.” Algönül, kartla satışlarda bankanın, esnaf ile müşterileri arasında noter gibi işlev gördüğünü bildirdi. Kartla satışlarda 3, 6, 12 ay taksit yapabildiklerine işaret eden Algönül, “Kartla satışlar sona ererse kimseye 12 ay taksit yapamayız. Çünkü karttan parayı çektikten bir gün sonra paramızı bankadan alabiliyoruz. Bu, kaç taksit olursa olsun böyle. Kartsız satış dönemi başlarsa satışlarımız en az yüzde 50 azalır” diye konuştu. 44 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınhaber
1.yaşına adım atan “Alyanshane” kısa sürede çok yol aldı Mert Alyans’ın yaklaşık 1 yıl önce piyasaya sunduğu ve birçok alyans modelini içinde barındıran “Alyanshane” markası, çok kısa süre içinde ülkemizin farklı noktalarındaki kuyumcuların tercihi oldu.
S
ektörümüzün en önemli alyans üreticilerinden Mert Alyans tarafından kuyumculara sunulan “Alyanshane” kısa sürede ülke çapında 200’ün üstünde satış noktasına ulaştı. Mert Alyans’ın alyans koleksiyonları arasından özenle seçilen, Türkiye’de en çok tercih edilen alyans modellerini bünyesinde barındıran “Alyanshane”; rahatlıkla seçim yapmaya imkan tanıyan özel displayi, hızlı servis hizmeti ve stok maliyetini minimuma indiren demolarıyla kuyumcuların alyans satışlarını üst seviyelere çıkardı. Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç; “Alyanshane” markalarının kısa sürede elde ettiği başarının tesadüfi olmadığını, kuyumcuların alyans satışını olabildiğince kolaylaştıran yapısı nedeniyle “Alyanshane”nin vitrinlerin en değerli noktalarında yer aldığını söyledi. Alyanshane vitrinlerin 3’te 1 oranında yer alıyor Bugün itibariyle tüm Türkiye geneline yayılan “Alyanshane”nin kuyumculara hızlı servis imkanıyla, İstanbul içinde 24 saat, İstanbul dışında ise 48 saatte ürün teslimatı yapabildiğini kaydeden Saraç; “Bazı kuyumcu dostlarımız “Alyanshane” markamızın ürünlerine vitrinlerinde ve mağazalarında 3’te 1 oranında yer ayırdılar. Bu kadar geniş yer ayrılması ürünlerimize olan ilginin bir sonucudur. Alyanslarımız, özgün tasarımlarıyla, dikkat çeken dizaynlarıyla bugün kuyumcu vitrinlerinin assolisti konumundadır” dedi. Mert Alyans’ın yeni üretimler ve yeni dizaynlar ortaya 46 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
koyarken, alyansın klasik yapısı içinde hareket etmeye özen gösterdiğini belirten Saraç; şunları söyledi: “Birbirinden farklı madenleri, elementleri kendimize özgün teknikler ile birbiriyle uyumlu hale getiriyoruz. Dünyanın çok farklı coğrafyalarına ve kültürlerine hitap eden markamız, her bölgede tercih edilecek farklılıkları yakalama gayretinde oluyor. Bugün itibariyle ürün satışımızın haricinde dünyanın sayılı alyans üreticilerine patentli fikirlerimizi sunabiliyoruz. Biz ihracata yönelik yaptığımız birçok modelimizi, alyansta dünyada trend olacak ürünlerimizi mutlaka kendi ülkemizdeki çiftlerin de beğenisine sunuyoruz. Bizim asıl amacımız; sürekli yeni modeller ortaya koyarak model kirliliği ortaya çıkarmak ve tüketicinin tercih etmede zorlanması değil, var olan modellerimizin çok geniş kitleler tarafından beğenilerek satın alınmasıdır.” Piyasadan ve zaman zaman müşterilerinden gelen başka alyans firmalarına ait tasarımların üretilme talebini net bir şekilde reddettiklerini de sözlerine ekleyen Hakan Saraç; çalıştıkları kuyumcuların başka alyans markalarıyla çalışmalarından dolayı bir sıkıntı yaşamadıklarını, herkesin kendi özgün tarzıyla hoş bir rekabet içinde piyasada yer almasının, sektörün ve firmaların gelişimini olumlu etkileyeceğine vurgu yaptı.
altınhaber
Sektörün önde gelen lojistik firması Loomis’in Kuyumcukent’te bir ofisi daha hizmete açıldı. Aynı zamanda Kuyumcukent İşletme A.Ş. ve Loomis arasında imzalanan değerli eşya taşıma işbirliği projesi de hayata geçirildi. Şubenin açılış kurdelesini KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu ve Loomis Türkiye Genel Müdürü Sarp Tarhancı kesti.
D
eğerli kargo taşımacılığı dendiğinde akla gelen ilk firma olan Loomis hizmet ağını genişletmeye devam ediyor. Loomis, Kuyumcukent’e açtığı yeni ofisi ile sektöre verdiği hizmetin çıtasını yükseltmeye devam ediyor. Kuyumcukent İşletme A.Ş. işbirliği ile gerçekleştirşlen proje ile Kuyumcukent ile Kapalıçarşı ve diğer lokasyonlardaki firmaların kendi aralarındaki değerli kargo taşımacılığındaki riskler sıfırlanmış olacak. Önceki dönemde profesyonel olmayan formatta gerçekleşen değerli eşya gönderimleri uluslararası standartlarda gerçekleştirilmeye başlanacak..
48 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Kuyumcukent’teki Loomis ofisine teslim edilecek değerli eşyalar belirtilen adreslere son derece güvenli ve sigortalı br şekilde ulaştırılacak. Bu sayede sektör için önemli problemlerden birisi olan değerli eşya taşımacılığındaki problemler önemli ölçüde azalmış olacak. Kuyumcukent’te yaşanan doluluk oranının artması ile birlikte Kuyumcukent ve Kapalıçarşı arasındaki ürün, para, hurda vb. değerli eşya taşıma trafiği son derece artmıştı. Bundan sonra değerli eşya taşımacılığı son derece güvenli ve son derece uygun fiyatlarla profesyonelce gerçekleştirilecek. n
altınhaber
2013 yılına adını altın harflerle yazdıran firma;
"NADİR METAL”
Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın, 2013 yılının genel değerlendirmesini yaptığı açıklamasında; bu yılda Nadir Metal adına çok olumlu gelişmelerin ortaya konduğunu, elde edilen başarıların ardından 2013 yılının şirket tarihinde unutulmaz bir yer edindiğini ifade etti.
nın kullanım alanını gittikçe geliştirdiklerini de belirten Yakın; düğünlerden doğum gününe, şirket kutlamalarından ödül törenlerine, promosyon kampanyalarından kurum tanıtımlarına kadar çok farklı alanlarda yatırım altının değişen formlarıyla geniş kitlelerin kullanımına sunulduğunu söyledi.
Ü
lkemizin en önemli altın rafineri markalarında biri olan Nadir Metal; birçok başarıyı elde ettiği 2013 yılından, mutlu hatıralar ile ayrılıyor. 2 yeni şube açan, yurtdışındaki şubelerine İtalya’yı ekleyen, İSO 500 listesinde 19’unculuğa yerleşen, Türkiye’nin en hızlı büyüyen firmalarından biri olan ve işlem hacmini bir önceki
50 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
yıla göre artıran Nadir Metal; 2014 yılını büyük bir özgüven ile karşılamaya hazırlanıyor. 2013 yılının en önemli kayda değer gelişmelerinden birinin de yatırım altınına olan ilginin tavan yapması olarak nitelendiren Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın; “Darphane’nin yıl içinde altın talebine karşılık verememesi ve yaşadığı grev sıkıntısı, sarrafiye altının işçilik fiyatını tarihte görülmemiş bir düzeye çıkardı. Bunun karşılığında hesabını titizlikle yapan vatandaşlarımız yatırım altınının avantajlarını ve düşük işçilik ücretini keşfetmiş oldu. 2010 yılından bu yana popülerliği artan yatırım altını en parlak dönemini yaşadı” diye konuştu. Bu yıl yatırım altını-
2014 yılında gram altın farklı formlarla da tüketiciye ulaşacak 2014 yılında gram altının yeni ve farklı formlarla tüketiciyle buluşmaya devam edeceğini kaydeden Yakın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Altın üzerine her türlü motif ve resmi kalıplayabilme teknolojisine sahibiz. Bu sayede her talebi karşılayabilme becerisine de sahip durumda oluyoruz. Bu da ufkumuzu açıyor. Yatırımlık veya hediyelik altın için daha pek çok yeniliği tüketiciye sunma hevesimizi canlı tutuyor.” Burak Yakın; Nadir Metal’in 2013 yılında iki İstanbul fuarını başarıyla tamamladığını ve sektörün çeşitli organizasyonlarına sponsor olarak destek sunduklarını ve sektör menfaatleri için gelecekte de desteklerinin artarak devam edeceğini sözlerine ekledi. n
altınhaber Mücevher sektörünün en prestijli ‘tasarım yarışması’ başlıyor
“Doğa’da aşk” 2014’ün mücevher trendlerine yön verecek İnsanoğlunun en vazgeçilmez duygusu “AŞK”… Bu duyguyu kimi zaman sarılarak, kimi zaman yazarak, kimi zaman sadece bakışarak dışa vururuz. Peki, aşkın doğadaki yansımaları nasıldır? Mücevher İhracatçıları Birliği, AJUR Mücevher Takı Tasarım Yarışması ile bu sorunun cevabını bulmaya ve “Doğa, Aşk ve Tasarım”ı birleştirmeye hazırlanıyor. Her biri ayrı bir değere sahip bu kavramlar mücevherle hayat bulup, takıya dönüşecek. Eğer siz de tasarımınızla “DOĞA’DA AŞK”ı anlatmak isterseniz; 30 Aralık 2013 tarihine kadar devam edecek olan başvuru sürecini kaçırmayın…
E
şsiz tasarımları ve kalitesi ile tüm dünyayı etkileyen Türk mücevher sektörü, 2014 yılının mücevher trendlerine yön vermek üzere yeni tasarımcılarını aramaya başladı. Katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, takı tasarımının yaygınlaştırılması ve özendirilmesi amacıyla yola çıkan Mücevher İhracatçıları Birliği, bu yıl ‘altın’cısını düzenleyeceği AJUR Mücevher Takı Tasarım Yarışması için yaratıcı fikirleri bekliyor. Her yıl özel bir temanın mücevhere yansıtıldığı yarışmada bu yılın teması “Doğa’da Aşk”… AJUR Mücevher Takı Tasarım Yarışması, genç, başarılı ve yaratıcı tasarımcıları sektöre kazandırırken; doğanın kalbinden esinlenerek ortaya çıkarılan özgün fikirlerin takıya dönüşmesini sağlayacak. “Altın Takı” ve “Değerli Taş” tasarımı olmak üzere iki kategoride yapılacak yarışmanın başvuruları www.jtr.org.tr adresi üzerinden yılsonuna kadar devam edecek. İlk “AJUR”lar sahibini buluyor… “AJUR”un ilk ödül töreni… 2014’de altıncısı yapılacak Mücevher Takı Tasarım yarışmasının adı bu yıl “AJUR” olarak değişti. Verilecek ödüller de artık “AJUR” ismini taşıyacak. Ajur kuyumculukta çok özel bir değer ve anlam taşıyor. Sektörde; altın ve gümüş üzerinde çalışılan motiflerin gerekli olmayan bölümlerinin kıl testere ile boşaltılması ve kafesler açılması işlemine ajur deniyor. Ödül töreni, dünyanın en ünlü mücevhercilerinin İstanbul’da bir araya geldiği Mücevher Fuarı ile eş zamanlı olarak 2014 yılının Mart ayında yapılacak. Yarışmada; kategori birincilerine 10 bin TL para ödülü ve yurt dışı eğitim fırsatı verilirken, ikinciler 7 bin 500 TL, üçüncüler ise 5 bin TL ile ödüllendirilecek. Finale kalan tüm tasarımcılara mansiyon verilecek. Ayrıca, AJUR Mücevher Takı Tasarım Yarışması’nda finale kalan tüm eserler “Doğa’da Aşk Koleksiyonu”nu oluşturacak.
Sentetik elmaslar… 2012 yılında pırlanta piyasasına damgasını vuran olaylardan birisi de laboratuarlarda sentetik olduğu tesbit edilen elmaslardı. Sentetik elmasların dünya piyasalarında ciddi ses getirmesine rağmen Türkiye’de daha çok kapalı kapılar arkasında konuşuldu. Oysa sentetik elmaslar Türk Mücevher Sektörü içinde son derece önemli. Şuana kadar verdiğim konferanslarda türk mücevher pazarında sentetik elmalar hakkında bir terminolojik karışıklık olduğunu fark ettim bu nedenle bu ay bu konuya değinmek istedim. Öncelikle sentetik elmas nedir? Zirkon nedir? Mozanit nedir? İşlem görmüş elmas nedir? Gelin bu konuyu kabacada olsa inceleyelim… Sentetik elmaslar, laboratuarda ürettiğimiz elmaslardır. Doğal elmaslar
3,2 milyar yıl önce doğada oluşurken, sentetik elmaslar 3 günde bir laboratuarda oluşan insan yapımı elmaslardır. Her iki elmas arasında fiziksel yada kimyasal olarak bir fark bulunmazken, incelenebilecek tek en önemli fark oluşum süreleridir. Sentetik elmasların doğal elmaslardan ayrılması çıplak gözle mümkün olmamaktadır. Bu nedenle ileri teknoloji ürünü olan spektroskopi cihazları kullanılarak sentetik elmaslar doğallarından ayrılabilirler. Sentetik elmasların üretilmesi için iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlar HPHt (Yüksek Basınç Yüksek Sıcaklık) ve CVD (Kimyasal Buhar Fazından Çökeltme)’dir. HPHT yönteminde doğanın elmasları büyütmek için oluşturduğu şartlar taklit edilirken CVD yönteminde bir kimyasal plasma fazından karbon atomlarının çökeltilmesi ile elmaslar büyütülür. Zirkon ya da mozanit ise, hem doğada bulunabilen hemde sentetik olarak üretilebilen taşlardır. Yaygın olarak kubik zirkon; sentetik olarak üretilmiş stabilize edilmiş zirkonyum oksittir. Dolayısıyla kimyasal ve fiziksel özellikleri elmastan farklıdır. Mozanitte yine doğada bulunabilen ancak sektörel uygulamaları sentetik olarak üretilmiş mozanitlerdir. Mozanitler içlerinde yüksek miktarda Silisyum içerirler. Dolayısla mozanitte kimyasal ve fiziksel özellikleri açısından elmastan farklıdır. Özetlemek gerekirse elmas gibi gözüken ancak kimyasal ve fiziksel özellikleri farklı olan elmaslara taklit ( simulant) taşlar denilir. Sektörümüzde ise bu taşlara sentetik denilmektedir. Gerçi bu taşlarda sentetik olarak üretilmiştir ancak sentetik elmaslarla karıştırılmamalıdır. Taklit taşların elmaslardan ayrılması fiziksel ve kimyasal özelliklerinin farklı olması nedeniyle son derece kolaydır. Sentetik elmaslar ise elmasla aynı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olan sadece doğa yerine bir laboratuarda, 3,2 milyar yıl önce değilde son 10 yıl içerisinde 3 günde üretilmiş elmaslardır. Dolayısıyla doğal elmaslarla sentetik elmasların birinden ayrılması son derece zordur. Bu ayrım son derece sofistike cihazlarla laboratuarlarda gerçekleştirilir. Elmas ticareti ile ilgilenen kişilerin ofislerinde bu riski taşımadan ticaret yapabilmeleri için çeşitli cihazlar DTC ve HRD tarafından sağlanmaktadır. Bu cihazlar elmas ticaretinize güven katabilirsiniz. Elbette bu cihazların verdiği sonuçları yorumalamak içinde eğitim almak şart bir gereklilik… İyileştirme işlemlerini de bir daha ki yazıma anlatmak üzere… Hepinize güvenli ticaretler dilerim.
52 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 53
54 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
yılbaşı mücevherleri
Yılbaşı alışverişlerinizde “pırlantalı, altınlı saat kolye” ZEN Pırlanta’dan hediye!
Lider mücevher markalarından Zen Pırlanta, 1000 TL ve üstü alışverişlerde pırlantalı, altın saat kolye hediye ediyor.
Ö
zel günleri farklı hediyelerle kutlayan Zen Pırlanta, bu yılbaşı için şık bir hediye tasarladı. Aralık ayı boyunca yapacağınız alışverişlerde pırlantalı, altınlı saat kolye Zen’den size hediye ediliyor. 1000 TL ve üstü alışverişlerde sahip olacağınız saat kolye, şık tasarımıyla dikkat çekiyor. Nostaljik köstekli saatin pırlantayla süslenip modernize edildiği bu hediyeye Zen Pırlanta mağazalarından ve www.zenpirlanta.com adresindeki sanal mağazadan yapacağınız alışverişlerde sahip olabilirsiniz.
ZEN Pırlanta hediye telaşının başladığı bu günlerde, farklı tasarımlar arayanlar için yeni modeller hazırladı. Vazgeçilmez klasikler tektaş, beştaş, tamturlar, hediye ettiğiniz kişinin günün her saati kullanabileceği kolye uçları, bileklikler ve erkekler için özel bir armağan olacak saat, kravat, kol düğmesi, kalem, cüzdan, kemer gibi pırlantalı aksesuarlar Zen Pırlanta’nın yeni yıl hediye seçenekleri arasında yer alıyor. n 56 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınhaber
Yılbaşında 146 kişi “En Saf” hediyeyi alacak Yılbaşına sayılı günler kala, dünya çapında yeni yılın ilk hediyesini sevdiklerine armağan etmek isteyen kişiler arayış içine giriyorlar. Yılbaşında sevdiklerine 24 ayar saf altından hediye sunmak isteyen 146 kişi, şimdiden Çetinol Kuyumculuk'un kapısını çaldı.
hediye sunmak için Çetinol’u tercih ediyorlar. Tamamen saf altından yapılan ve bazı ürünlerinde saf altınla gümüşü bir arada kullanan Çetinol Kuyumculuk, yılın en yoğun günlerini yaşıyor.
Ülkemizde ve dünya çapında nadir bulunan, mitolojik ve antik butik takı üreticilerinden Çetinol Kuyumculuk; yaklaşan yılbaşı öncesi kendisine gelen siparişleri yetiştirme telaşında. Dünyanın çok farklı coğrafyalarında yaşayan, farklı kültürlere sahip 146 kişi; sevdiklerine unutulmaz bir 58 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Yılın son gününün bir anlamda diğer yılın en yeni günü olduğunu belirten Çetinol Kuyumculuk firma sahibi ve yılların kuyum ustası Ahmet Çetinol, “Bu özel günde bir benzeri olmayan mitolojik ve antik takılar için yurtiçi ve yurtdışından siparişler alıyoruz. Tamamen el işçiliğiyle ürettiğimiz ve bu sebepten sınırlı sayıda ortaya koyduğumuz takılarımıza oluşan ilgiden son derece memnunuz” dedi. Yıllardır antik takı üretimini, yüzlerce yıl öncesinde üretilen takı teknikleriyle günümüzde hayata geçirdiklerini ifade eden Çetinol; “Müşterilerimiz her yılbaşında bize Eylül, Ekim ayından siparişlerini geçiyorlar. Amerika’dan Japonya’ya kadar çok farklı ülkelerdeki müşterilerimize ürünlerini yetiştirmek için çaba sarf ediyoruz. Son dönemde Hitit medeniyetinin çeşitli figürlerini ve o dönemin takılarını birebir kendi yorumumuzu da katarak ürettiğimiz takılara yansıtıyoruz” diye konuştu. Bir yandan, Aralık ayı içinde Dubai’de gerçekleşecek ve sıcak satışın da olacağı uluslararası takı fuarına hazırlanan Çetinol Kuyumculuk; ülke kuyumculuğumuzu en iyi şekilde temsil etmek için gecesini gündüzüne katıyor. n
altınhaber
İHRACATIN ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ ENGEL ÖTV KALKIYOR
Mücevher sektörü için 15-20 milyar dolarlık ihracatın kapısı açıldı Türk mücevher sektörü, ihracatını olumsuz etkileyen en önemli sorundan kurtuluyor. Ortadoğu ve Avrupa’nın en büyük üretim merkezi konumundaki Türkiye yeni düzenleme ile ihracatında büyük sıçrama yaşayacak. Mücevher ihracatının 5 yıllık süreç içinde yaklaşık 10 katı artışla 15-20 milyar dolarlık seviyelere ulaşması bekleniyor.
M
aliye Bakanı Mehmet Şimşek’in hammadde olarak ithal edilen pırlantada yüzde 20’lik ÖTV oranının kaldırılması konusundaki açıklamaları doğrultusunda Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner yaptığı değerlendirmede; “Türk mücevher ihracatçıları olarak yıllardır sürdürdüğümüz ÖTV’nin kaldırılması yönündeki çalışmalarımızın olumlu olarak neticelenmesinden çok mutluyuz. Sektörümüzün gelişiminde en önemli engelimiz ortadan kalkıyor” dedi. Ayhan Güner, “ÖTV’nin kaldırılması ile yurtdışından hammadde olarak ithal ettiğimiz pırlantaya artık bu vergiyi ödemeyeceğiz. Böylece hammadde pırlantayı kullanarak ürettiğimiz işlenmiş mücevheri yurt dışına satarken uluslararası rekabet gücümüze tekrar ulaşacağız. İhracatımızın önü de açılacak. Yurt içinde satılan ürünlerde ise KDV uygulanacak ki bu zaten doğal bir süreç. Ayrıca önemli bir noktayı daha belirtmek isterim, ithal edilen pırlanta ülkeye ‘Elmas Borsası’ üzerinden kayıt altına alınarak girecek ve böylece sektördeki kayıt dışı da ortadan kalkacak” diyerek sözlerine devam etti. n
60 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Üretim, istihdam ve ihracatta büyüme Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre 2013’ün on aylık döneminde 1 milyar 830 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sektörün yılsonu hedefi 2,5 milyar dolar. ÖTV’nin kaldırılması ile birlikte önümüzdeki beş yılda bu ihracatın rahatlıkla 15-20 milyar dolar seviyelerine çıkacağını belirten Ayhan Güner, “Sektörümüz şu an Ortadoğu ve Avrupa’nın üretim merkezi konumunda, yaklaşık 200 ülkeye ihracat yapıyoruz. Üretimimizi engelleyen en önemli sorunlarımızdan ÖTV’nin kalkması ülkemizdeki üretimi de katlayacak. Uluslararası talebi karşılayabilmek için ve ülkemizin sahip olduğu değerli taş kaynaklarını değerlendirebilmek için yeni taş kesim atölyeleri de açılacak. Böylece üretim, istihdam, ihracat olarak büyüme yolunda hızla ilerleyeceğiz” diyerek sözlerini bitirdi.
yılbaşı mücevherleri
ile yılbaşında en ışıltılı hediye sizinki olacak
Yılbaşında sevdiklerinize aşkın ve sevginin gerçek ışıltısını armağan etmeniz için 4C Sertifikalı tektaş yüzükler, çok özel fiyatlar ile Assos’ta.
Yılın en önemli günlerinden olan yılbaşı, Assos‘un hazırladığı sürpriz hediye ile çok daha keyifli hale geliyor ve Assos yine kadınların hayalini gerçeğe dönüştürüyor. Birbirinden şık ve zarif koleksiyonlarıyla mücevheri modaya dönüştüren ve yılın her döneminde gözleri kamaştıran Assos, yılbaşında da hediye bulma telaşına son veriyor. Assos’un tek taş yüzük kampanyasıyla evlilik hazırlığı yapacaklar için 0.50 karat yüzükler 3.999 TL, 0.40 karat yüzükler 2.699 TL, 0.30 karat yüzükler 1.999 TL’den satışa sunuluyor. Sevdiklerinizin, bu yeni yılda kendilerini özel hissetmesini istiyorsanız Assos tek taş kampanyasını kaçırmayın.n
Yılın en özel gününde sevdiğiniz kişiye kendini çok özel hissettireceksiniz Tamamen butik üretim tarzını benimseyen, her ürününden sadece bir adet üretim gerçekleştiren, pırlanta ile elması mükemmel bir uyum ile harmanlayan Zergeran; yılbaşında sevdiklerine çok özel bir hediye almak isteyenlerin imdadına yetişiyor.
Zergeran Kuyumculuk Firma Sahibi Rıfkı Bedir 62 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Bu yılbaşında, kurulduğundan buyana ikinci yılbaşı gününü yaşamaya hazırlanan butik mücevher markası Zergeran; birbirinden şık tasarımlarıyla en zor beğenen kişilerin bile gönlünü fethedecek takılar hayata geçirdi. Kişiye özel takı üreten markaları için Yılbaşının çok ayrı bir anlam taşıdığını ifade eden Zergeran Kuyumculuk Firma Sahibi Rıfkı Bedir; sırasıyla Bahreyn, Dubai ve İstanbul’da düzenlenecek satışa açık takı fuarlarıyla en yeni tasarımlarını sergileme şansı elde edeceklerini söyledi.
altınhaber
Seçkin markalar Jewelry Shopping Fest İstanbul’da UBM Rotaforte tarafından organize edilen ve Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün nihai tüketicilere yönelik en önemli organizasyonu olan Jewelry Shopping Fest İstanbul’a katılım hızla artıyor. Sektörün prestijli firmalarının şimdiden yerlerini aldığı organizasyonla ilgili UBM Rotaforte Satış ve Pazarlama Müdürü Fatma Volkangil sorularımızı yanıtladı. 28 yıldır sektörün en önemli fuarlarını organize ediyorsunuz. 2014 yılı sevgililer günü öncesinde de nihai tüketicilere yönelik bir organizasyon çalışmanız var. Bu konuda sizden bilgi alabilir miyiz? Söylediğiniz gibi 28 yıldır, yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın en enemli mücevher fuarlarından birisi olan İstanbul Jewellery Show’u organize ediyoruz. Mart ve Ekim aylarında düzenlediğimiz bu fuarlar ile sektörün dünyaya açılan penceresi durumundayız. Özellikle son yıllarda nihai tüketicilere yönelik de profesyonel bir organizasyon düzenlememiz konusunda da sektörden yoğun bir talep sözkonusu idi. Bu talepleri değerlendirerek profesyonel araştırma çalışmaları yaptık ve İstanbul Jewelry Shopping Fest’i hayata geçirmeye karar verdik. Jewelry Shopping Fest İstanbul’un genel konsepti nedir? Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Jewelry Shopping Fest Istanbul bir outlet satış organizasyonu değil. Festivalde elbette satış da olacak ama bu organizasyonu düzenlerken firmaların kurumsal itibar yönetimi çalışmalarına son derece önem veriyoruz. İş ve sanat dünyasının seçkin isimlerinin de katılacağı bu organizasyonda şirketlerin kendilerini en doğru şekilde ifade edebilecekleri şartları hazırlıyoruz. Festivalin tanıtımı için çok önemli çalışmalar planlanıyor. Mücevherlerin ön plana çıktığı Sevgililer Günü öncesini özellikle tercih ettik. Sevgililer gününden önceki son hafta organize edilecek olması nedeniyle de hem kadınların hem de beylerin çok ilgisini çekecek. Ünlü tasarımcıların koleksiyonlarının da sergileneceği etkinlikte hayalindeki mücevherleri arayan kadınlar mücevherdeki son trendleri yakından görme ve satın alma fırsatı elde edecekler. Tabi Sevgililer Günü’nde ne alsam diye düşünen beyler için de alternatifler sonsuz. Sevgilisi, nişanlısı ya da eşi için farklı mücevher tasarımları arayan beyler için kaçırılmayacak bir etkinlik. Altından pırlantaya, gümüşten saate değerli mücevherlerin perakende satışının mümkün olacağı bu etkinlikle tüm mücevher tutkunlarını çok mutlu edecek. Tam bir festival havasında geçecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul’da aynı zamanda büyük bir sosyal sorumluluk projesine de imza atacağız. Minik Kalplerle Elele Derneği (MİKA-DER) için özel bilet satışı ile gerçekleştirileceğimiz organizasyonda çok özel isimler ve ünlü sanatçılar çocuklar için bir araya gelecek. Defile ile daha da 64 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
renklenecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul için gelen konuklar firmaların çok özel ürünlerini görme şansı yakalayacaklar. UBM Rotaforte, kapılarını ilk defa birçok sürprizle açacak, 4 gün boyunca sürecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul, giriş ücretinin yarısını MİKA-DER’e bağışlayacağız. Festival ile ilgili çalışmaların son durumu ile ilgili sizden bilgi alabilir miyiz? Bildiğiniz gibi festival İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Dolayısıyla Istanbul Jewellery Show’da olduğu gibi geniş bir alana sahip değiliz. Bu yüzden kontenjan limitimiz var. Bununla birlikte doğru bir festival marka karması oluşturmak bizim için çok önemli. Festival Şubat 2014’te Sevgililer Günü öncesinde organize edilecek olmasına karşın daha şimdiden mücevher dünyasının önemli markaları yerlerini aldılar. Hatta bu festivale özel koleksiyonların yanında özel tanıtım çalışmaları dahi planlamaya başladılar. Şu ana kadar gelen talepler neticesinde, bu festivalin de daha önceki organizasyonlarda olduğu gibi sektörümüzün tanıtımında önemli rol üstleneceğini düşünüyorum. n
yılbaşı mücevherleri
Hollywood yıldızlarının sonsuz ışıltısı kırmızının büyüsüyle buluştu
Yakutun altınla flörtü, kusursuz işçiliğin büyülü dünyasında yeni yıl dileğine dönüşüyor Kaliteyi seven ve gösterişli mücevherler kullanmaktan hoşlanan kadınların özel anlarını taçlandıran Atasay Fantezi Pırlanta kolye, küpe, bileklik ve yüzük tasarımları, 2014’e girerken pırlanta tutkunlarını etkisi altına alıyor. Şıklığın parlak kodlarıyla büyülü mücevherler sunan Atasay Fantezi Pırlanta, yılbaşı gecesi şıklığında göz alıcı bir etki yaratmak üzere gösterişli ya da sade, modern ya da klasik her stilde kadın için ideal mücevher seçenekleri sunuyor. Atasay Fantezi Pırlanta, şıklığından ödün vermeyen, zarif ve bir o kadar da iddialı kadınları “deniz kabuğu” formunda yakutun beyaz altınla ihtişamlı dansını anlatan kolye, küpe ve yüzük tasarımıyla buluşturuyor. Yaz aşklarının enerjisini yansıtan bu ışıltılı tasarımlar yılbaşı gecesi yepyeni başlangıçlar yapmak isteyen kadınların dileklerini gerçekleştirecek!
Sade bir stili gösterişli mücevherlerle kombinlemekten hoşlanan ve yılbaşı gecesine farklı bir anlam katmak isteyen tarz sahibi kadınlar içinse Atasay Fantezi Pırlanta’nın yine dünya mücevher trendleriyle paralel olarak tasarladığı, yakut taşlarla bezeli altın bilekliği ideal bir mücevher tercihi olacak. Yeni yılda hayallerinin peşinden gitmek isteyen cesur kadınlar için Atasay Fantezi Pırlanta’nın
yine çok özel bir tasarımı var! Sadeliğin gizemini yakutun kırmızı enerjisiyle birleştirerek nefes kesen“petek” görünümündeki kolye, küpe ve yüzük tasarımı, birçok yeni yıl dileğini aynı anda gerçekleştirme büyüsünü yansıtarak, kadınları gösterişli bir hayal dünyasının içine çekiyor.
Zarafetin ve şıklığın ikonik yorumu yeni yılda Asgold Gifty tasarımlarında
2014’ü Gifty ışıltısıyla karşılayın! Yükselen şehir modasının en renkli yıldızı olmaya aday Asgold Gifty’nin ikonik figürlere teslim olan ışıltılı tasarımları, yılbaşı şıklığını zarif tasarımlarda işliyor.
A
sgold Gifty, dünya trendleri arasında yer alan ve 2013-14 kış sezonunda da kendisini güçlü bir şekilde hissettiren ikonik figürlü tasarımlarından gündelik şıklığı tamamlayan ışıltılı mücevherlere kadar zengin bir koleksiyon hazırlayarak yılbaşı hediyeleri için farklı alternatifler sunuyor. Günün her anında şık ve trendy yaşam süren şehirli kadınlar için tasarlanan
66 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Asgold Gifty yüzükler, ince yapısıyla parmağı sararak yeni sezonda işaret parmağı trendine vurgu yapan stile yeni bir bakış açısı getiriyor. Asgold Gifty’nin kırmızı altın üzerinde siyah pırlanta elmas taşlara teslim olan kalp kolyesi ise, asi ruha sahip ve aşkını özgürce ifade edebilen kadınlar için tasarlandı. Gifty’nin özgür bir imaj sergileyen şehirli kadınlar için başka bir sürprizi ise kuru kafalı ipli bileklikler. Kırmızı altın üzerine siyah pırlanta elmas taşlarla süslenmiş bileklikler, yeni yılda da stil sahibi kadınların tercihi olacak. Romantik ve özgür bir imaj sergileyen şehirli kadınlar için
Asgold Gifty’nin bir başka sürprizi ise “love” figürlü kolye. Aşkın en saf halini sade bir tasarımla anlatmak isteyenler için inci ve turmalin taşının kırmızı altınla bütünleşerek tasarlandığı kolye, aşkın büyüsünü ve zarafetini ince detaylarla sunuyor. n
altınhaber
AIFA SOFT’un sektörel yazılım kullanımı hızla artıyor
Sektörde “bilgi çağı” başlıyor İstanbul Altın Rafinerisi, İnnova, İstor gibi sektör devlerinin yanısıra PTT’ye de butik yazılım hizmeti veren AIFA SOFT, geliştirdiği sektörel yazılım paketi ile sektörde çok daha geniş kitlelerin yüksek standartlarda yazılım sahibi olmasına imkan verecek. Bir firmanın kullandığı programın stokları tutmaktan çok daha fazla şey ifade ettiğini söyleyen AIFA SOFT kurucusu Fatih Şahin proje detaylarını paylaştı.
Uzun yıllara dayanan bir sektör tecrübesi temelinde kurulan AIFA SOFT firmalara özel geliştirdiği yazılımlar ile butik programlama hizmeti veren bir şirket niteliğinde. İstanbul Altın Rafinerisi, İnnova, İstor gibi sektör devlerinin yanısıra PTT’ye de yazılım hizmeti veren firma yalnızca kuyumculuk ve mücevherat sektörüne yönelik programlama alanına odaklanmış durumda. AIFA SOFT’u kısaca sizden dinleyebilir miyiz?
Belirttiğiniz gibi bu konuda uzun yıllara dayanan bir tecrübeye sahibiz. 15 yılı aşkın bir süredir kuyumculuk ve mücevherat sektöründe faaliyet gösteren, perakendeci, toptancı, dövizci, rafineri, taşçı, montürcü vb. her iş kolundaki firmaya hizmet vermiş durumdayız. En büyüğünden en küçüğüne kadar çok sayıda firmanın iş süreçleri ile ilgili son derece detaylı bir bilgiye sahibiz. Uzun yıllardır bu alanda faaliyet göstermemiz sebebiyle hemen hemen her kategorideki firmanın çalışmaları konusunda uzmanlaştık. AIFA SOFT’u kurma amacımı, belirli bir profilin üstünde olan ve mevcut yazılımların ihtiyaçlarını karşılayamadığı firmalara butik yazılım hizmeti vermek olarak tanımlayabiliriz. Uzun zamandır çalışmalarımıza bu şekilde devam ediyoruz. İstanbul Altın Rafinerisi, İnnova, İstor gibi sektör devlerinin de aralarında bulunduğu pek çok firmaya hizmet veriyoruz. 68 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Butik yazılım hizmeti vermenize karşın son dönemlerde pek çok firmanın AIFA SOFT’u kallanmaya başladığını gözlemliyoruz. Bunu biraz açabilir misiniz?
Elbette. Firmanın faaliyet alanlarının çeşitliliği, büyüklüğü ve kullanıcı sayısının fazlalığı gibi faktörler o firmanın ihtiyaç duyduğu yazılımın özelliklerini belirler. Biz uzun yılardır, kuyumculuk sektöründe olan ama farklı faaliyet alanlarında çalışan büyük firmalara hizmet veriyoruz. Bu boyuttaki firmalar özel yazılımlara gereksinim duyuyorlar. Ancak orta ve küçük ölçekli firmaların yazılım ihtiyacı dev firmalar kadar kompleks değil. Ama mevcut pazar, değişen teknoloji ve şirket yapılarına göre sağlıklı bir yazılıma ihtiyaç duydukları da ortada. Biz bu yapıdaki firmaların, dev firmaların aldığı standartlardaki yazılıma sahip olabilmeleri için yazılım paket sistemi geliştirdik. Artık pek çok firma yazılımın yalnızca bir stok tutma programı olmadığının farkında. Bu yüzden kısa süre önce sektöre sunduğumuz özel yazılım paketlerimiz hızla yaygınlaşıyor. Yazılımın yalnızca bir stok tutma programı olmadığından bahsettiniz. Bunu biraz daha detaylandırabilir miyiz?
Bakınız, benim sektöre hizmet vermeye başladığım dönemde yılda 1 defa tartı yapıp stok tutan, yıllık karı-
nı veya zararını bu şekilde hesaplayan firmalar vardı. O dönemde günlük olarak stok kaydı tutabilen bir program devrim niteliğindeydi. Bu sayede sektörel yazılım kullanımı son derece hızla arrtı. Ancak günümüze gelindiğinde firmaların yazılım ihtiyaçlarının değiştiğini görüyoruz. Artık firmalar kullandıkları yazılımlardan stok tutmanın ötesinde, karar süreçlerinde ihtiyaç duydukları veri setlerine ulaşmayı ve bu veri setlerinden hareketle sağlıklı analizler yapabilmeyi bekliyorlar. Hatırlarsanız bu yüzden pek çok dev firma, piyasada mevcut sektörel yazılımlar ihtiyaçlarını karşılayamadığı için SAP, Microsoft gibi firmalara yönelmişti. Sektörde yazılımın önemini doğru kavrayan firmaların çoğalması bizim büyümemizin yolunu açan en önemli etken oldu. Bir işletmeyi yönetmek, belirli veriler ışığında karar vererek şirketin rotasını çizmek demektir. Bir yöneticinin böylesine önemli kararlar verirken ihtiyaç duyduğu şey stok takip verilerinden çok daha önemli veri setleridir. Biz geliştirdiğimiz yazılımda bunlar üzerine odaklandık. Veri setlerinin oluşturulmasından ve bunların karar sürecinde kullanılmasından bahsediyorsunuz. Bu biraz karmaşık gelmiyor mu? Bunun için eğitim ihtiyacı ortaya çıkacaktır.
Yapı kesinlikle karmaşık değil. Herkesin kolaylıkla kullanabileceği bir formatta. Cep telefonunuz ya da iPad’inizden bile kolaylıkla sistemi kullanabilirsiniz. Bu yüzden her geçen gün çok daha fazla kişi tarafından kullanılmaya başlandı. Elbette bu konuda eğitimlerimiz var. Ancak eğitimlerimizde, programın kullanımından çok elde edilen verilerin analiz edilmesinden ve işletme ile ilgili kararlar alınmasından bahsediyoruz. Önümüzdeki dönemde bu eğitimleri arttırmayı hedefliyoruz. n
“Yazılım, stok programının çok ötesinde bir anlam ifade ediyor. Bundan 20 sene önce sektörel yazılımların en önemli işlevi stok tutmaktı. Ancak günümüzde işletme sahipleri karar süreçlerinde ihtiyaç duydukları veri setlerine ulaşabilmek için yazılımlara ihtiyaç duyuyorlar.”
altınhaber
Mücevhercilerden 10 ayda 1 milyar 830 milyon dolar ihracat
Mücevher sektörünün
Kuzey Afrika’ya ihracatı artıyor Türk mücevher sektörünün ihracatında artış etkisi sürüyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin 2013 yılının on aylık verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 10,3 artarak 1 milyar 830 milyon dolara ulaştı. Ocak-Ekim dönemi ihracatında Yakın, Orta ve Doğu Asya ülkeleri, diğer Avrupa ülkeleri ve AB ülkeleri ilk üçte yer alırken; Kuzey Afrika ülkelerine gerçekleştirilen ihracattaki yüzde 127,4’lük artış dikkat çekti.
M
ücevher İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2013 yılı on aylık verilerine göre; Türkiye’nin külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 artarak 1 milyar 830 milyon dolar, miktar bazında ise yüzde 9,3 gerileyerek 1.796 ton olarak gerçekleşti. Altın fiyatları ve döviz kurlarındaki hızlı değişimler miktar bazındaki azalışın en önemli sebebi oldu. Yılın son iki ayına girerken ihracatta sürdürdükleri istikrarı koruyan Türk mücevherciler, Ocak-Ekim 2013 döneminde 1 milyar 635 milyon dolar ile en fazla “altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası” ihraç etti. Bu ürünleri sırasıyla 86 milyon 890 bin dolar ile “gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası”, 44 milyon 256 bin dolar ile “pırlantalı altından mücevherci eşyası ve aksamı” izledi.
Kuzey Afrika’ya mücevher ihracatı artıyor. Mücevher sektörünün on aylık dönemde en çok ihracat yaptığı ülkeler; Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, ABD ve Litvanya olarak sıralandı. Bölgeler açısından değerlendirdiğimizde ise ilk sırada 775 milyon dolar ile Yakın, Orta ve Doğu Asya ülkeleri yer alırken; bu bölgeyi 410 milyon dolar ile Diğer Avrupa Ülkeleri ve 338 milyon dolar ile AB ülkeleri takip etti. Bu dönemde yüzde 127,4 artış ile Kuzey Afrika ülkelerine gerçekleştirilen 80 milyon dolarlık ihracat dikkat çekti. Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2013 Ekim ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayı ile kıyaslandığında, değer bazın70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
da 9,21 artarak 195 milyon 151 bin dolar olurken; miktar bazında ise yüzde 25,88 azalarak 191,39 ton olarak gerçekleşti. Ekim ayı sonuçlarına göre Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Rusya yine ilk üçteki yerini korudu. Ekim ayı ihracatını değerlendiren Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner; “Türk mücevher sektörü olarak Avrupa’dan Asya’ya, Amerika’dan Afrika ve Ortadoğu’ya kadar 200’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ürünlerimiz hem tasarımları hem de kalitesiyle dünyadaki tüm alıcıların ve firmaların dikkatini çekiyor. On ayda elde ettiğimiz sonuçlar da bunu kanıtlıyor. 2013’ün sonunda hedeflediğimiz yaklaşık 2,5 milyar dolarlık ihracat hedefimize odaklandık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi. n
Ocak-Ekim Döneminde En Çok İhracat Yapılan Ülkeler OCAK - EKİM 2012
OCAK – EKİM 2013 % DEĞİŞİM
ÜLKE
DEĞER (USD)
DEĞER (USD)
DEĞER (USD)
IRAK IRAK
EMİRLİ 317.414.906,56 BİRLEŞİK ARAP EMİRLİ
448.778.625,39
149.875.428,67
263.137.933,19
75,57
FEDERASYONU 139.747.350,61 RUSYA FEDERASYONU 92.207.129,38 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ 42.152.291,12 LİTVANYA
151.796.425,65
8,62
93.592.995,40
1,50
90.421.528,54
114,51
KAZAKİSTAN
97.363.510,03
88.719.853,60
-8,88
ALMANYA
72.153.762,64
84.586.796,57
17,23
LİBYA
28.607.115,34
57.190.783,49
99,92
AZERBEYCAN-NAHCIVAN 46.041.891,76
54.247.543,94
17,82
KIRGIZİSTAN
44.956.655,32
194,86
15.246.645,57
41,39
altınhaber
Kuyumcukent Yazıcı kalitesiyle tanışmaya hazırlanıyor Kuyum sektörünün köklü altın alım satım ve döviz firması YSK (Yazıcı Sarraf ve Kuyumculuk) yeni şubesini Kuyumcukent’te açmaya hazırlanıyor. Yeni yılın ilk gününde açılması planlanan “YSK Kuyumcukent”; markanın Kapalıçarşı’daki iki şubesinden sonra üçüncü şubesi olacak.
30
yılı aşkın bir süredir kuyum camiasına yüksek kaliteli hizmet anlayışıyla altın alım satım ve döviz işlemleri sunan Yazıcı Grup; son yılların yükselen merkezi Kuyumcukent’te müşterileriyle buluşacak. Yazıcı Grup Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Yazıcı; Kuyumcukent’e biraz rötarlı bir giriş yaptıklarını, bu gecikmenin en önemli sebebinin markaları için “en doğru yerde konumlanma kaygısı” olduğunu ifade etti. Kuyumcukent’e özellikle Trakya ve İstanbul’un batı bölgelerindeki kuyumcuların yoğun ilgi gösterdiğini, yeni açılacak şubeleriyle müşterilerine daha yakın olmayı amaçladıklarını kaydeden İlhami Yazıcı; “1 Ocak 2014 tarihi itibariyle şubemiz hizmete girmiş olacak. Geç kalmış olmamızı hızla telafi edeceğimize inanıyorum. Kuyumcukent Atölye Bloğunda 1. Kat’ın merkezinde 3’üncü şubemiz yerini alacak” dedi. Yeni açılacak YSK Kuyumcukent şubesinin, Kapalıçarşı’da yer alan YSK şubeleriyle koordineli bir şekilde çalışacağını ve İstanbul’un tüm ilçelerindeki kuyumculara aktif hizmet sunmayı hedeflediklerini belirten Yazıcı; “2014 yılı başında, değerli iş ortağımız İAR ile birlikte koordineli bir şekilde çalışarak, İAR’ın fabrikasında üretilecek ilk YSK logolu gram altınlarımızı piyasaya sunacağız. Markamız gram altın konusunda, üst düzey ilişkide olduğu İAR’la birlikte hareket etmeye büyük özen göstermektedir” diye konuştu. 2013 yılında Darphane piyasayı sıkıntıya soktu… 2013 yılının firmaları ve kuyum camiası için çok verimli geçmediğini, özellikle yazın ortasında yaklaşık 5 ay boyunca Darphanede oluşan krizin sarrafiye ve yatırım altın piyasasını çok kötü etkilediğini vurgulayan İlhami Yazıcı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu yıl Darphanede yaşanan grev sıkıntısıyla birlikte, piyasaya zamanında altın servis edilmemesi büyük sıkıntı yarattı. Ardından Avrupa’da ki ekonomik kriz ve Ortadoğu bölgesindeki çalkantı yine yılın piyasa hareketliliğini olumsuz etkileyen faktörler oldu. Tüm bunlar bir araya gelince 2013 verileri 2012 yılının altında kaldı. Ben 2014 yılından daha çok ümitliyim. Yerel seçimle birlikte piyasalarda bir canlanma olacağını tahmin ediyorum. Altın fiyatları da belli bir istikrara oturursa 2014 yılında kuyum camiamızın yüzü gülecektir.” n 72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınhaber
Sektörde düşük ayar çekili has tehlikesi devam ediyor. İridyum kullanılarak ayarı düşürülen külçe ve çekili has vakalarında artış meydana geldi. Son olay geçtiğimiz hafta Kuyumcukent’te yaşandı. Sahteciler sektörün büyük firmalarının damgasını taklit etmeye bile başladı.
K
uyumculuk ve mücevherat sektöründe en önemli faktörlerden birisi olan ayar garantisi tehdit altında. Özellikle son zamanlarda sahtecilikte kullanılmaya başlanan iridyumum, tespitinin zor olması sebebiyle ayar konusunda ciddi problemler ortaya çıkabiliyor. Sektör profesynellerinin dahi tespit etmekte zorlandığı iridyum ihtiva eden külçe ya da çekili haslar üreticiler için ciddi problem olmaya başladı. Sahtekarlar külçe dökerken içine iridyum ilave ediyor. Dökülen külçe çekilerek plaka haline getiriliyor. Plaka haline getirilen altın üzerine sektörün büyük firmalarının logoları taklit edikerek dam74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
ga vuruluyor. Bu sahtekarlığın son örneği geçtiğimiz hafta Kuyumcukent’te yaşandı. Ayar kontrolü yapılan çekili plakanın ayarı 980 milyemin altında çıktı. Konu ile ilgili profeyonel teknik tespitin ardından Emniyet Ekipleri takibe başladı. Benzer konuda pek çok vakanın adli takibi yapılıyor. Altına göre çok yüksek sıcaklık derecelerinde eriyebilen iridyum, cihaz kontrollerinde külçe altının içinde altın gibi tepki verdiğinden sahtecilikte yaygın olarak kullanılıyor. Standart cihazlarla tespi-
ti son derece zor olan iridyum ayarı düşürdüğü gibi, ürün kalitesinde de önemli problemler yaşanmasına sebebiyet veriyor. Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz uzmanlar, bu konuda yaşanan problemleri giderebilmek için 999,9 saflık derecesinde çekili kullanmanın daha doğru olacağı değerlendirmesinde bulunuyorlar. n
altınhaber
Büyükçekmece’ye "Altın Aday" Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan A.Adayı Nevzat Sudaş; ilçeye hizmet etmek için göreve hazır olduğunu,hizmeti devralmak nasib olursa genç ve dinamik ekibiyle beraber Büyükçekmece'yi İstanbul'un baştacı bir ilçesi haline getireceklerini ifade etti. Siyasetin deneyimli ismi çalışmaları ile ilgili bilgi verdi.
2014 yerel seçimlerinin yaklaşması ile birlikte seçim çalışmaları da hız kazanmaya başladı. Bu hizmet yarışının içinde kuyumculuk ve mücevherat sektörünün çok yakından tanıdığı bir isim de yer alıyor. Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan Adaylığı için adı geçen en güçlü birkaç isim arasında. Öğrencilik yıllarından beri siyasetle ilgilenen ,1995 li yıllardan beri de aktif siyasetin içinde yer alan Nevzat Sudaş 1998-2001 yılları arasında Büyükçekmece’de Fazilet Partisi kurucu üyeliği, İlçe Başkanlığı ve Belediye Başkan Adaylığı görevlerinde bulunmuştur.Büyükçekmece’yi çok yakından tanıyor. Ayrıca Refah Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliği,Büyükçekmece Fazilet Partisi Kurucu Üyeliği ve İlçe Başkanlığı, Saadet Partisi İl Yönetim Kurulu Üyeliği ve Sosyal Konulardan Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı ve Parti İl Genel Meclisi Üyeliği yapmış. Has Parti Kurucular Kurulunda yer almış.Daha sonra AK Partiye katılarak 2011 seçim çalışmalarında aktif rol üstlenmiş. Sudaş uzun yıllardır siyasetin içinde yer alan bir isim. 1985 li yıllarda 40 kişi olarak Sn Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, TBMM Başkanı Cemil Çiçek,şu anda 7 si bakan ve pekçok milletvekili ve daha birçok siyasetçi, akademisyen,profesör ile birlikte kurdukları Birlik Vakfı’nın Kurucular Kurulu Üyesi,Mütevelli Heyeti Üyesi ve Genel Sekreteridir.Ayrıca Burs-Öğrenci Komisyonu Başkanıdır.Sn Prof.Dr Sebahatttin Zaim Hoca ve Sn. Kültür Eski Bakanı İsmail Kahraman Beylerin fikri önderliğinde, 180 tane vakfın bir araya gelerek bir çatı vakıf olarak kurulan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfının da Yönetim ve İcra Kurulu Üyesidir.30 yılı aşkın bir süreden bu yana pekçok Sivil Toplum Kuruluşunun her kademesinde yer 76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
alarak,pekçok sosyal sorumluluk projesine destek sağlayan hizmet ehli örnek bir insandır. Ayrıca yakın zamanda kurdukları bir dernek de Kuyumculuk Mücevherat Sanat ve Sanatkarını Geliştirme Derneğidir.Sudaş “Adından da anlaşılacağı üzere el sanatkarımızın değerlerimizin bize ait motiflerin ve el sanatlarının da koruyucu ve geliştiricisi olmayı misyon edindik.Zaten naçizane bendeniz de Bakır İşlemeciliği sanatkarıyım.Ankara İstanbul ve Erzincanda açtığımız sergilerde Merhum Hattat Yusuf Erzincani ,Rıfkı Kaymaz ,Sadık Öz beylerle eserlerimizi takdim ettik.” diye ifade etti.
Aynı zamanda Sn. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül Bey ile de yakından tanışıyor. “Yaptığımız ,yapacağımız hizmetlerle şu gök kubbede hoş bir seda bırakacağız” diyen Nevzat Sudaş genç ve dinamik ekibiyle ortaya koyacakları hizmetlerle, Büyükeçekmece’yi bir kaç sene içinde tanınmayacak kadar güzel bir hale getirmeyi hedeflediklerini belirtti. “Son derece tecrübeli genç, dinamik ve profesyonel bir ekibimiz var. 5 yılı aşkın zamandır akademisyenlerle,uzmanlarla oturup AR-GE çalışmalarını yaptırdığımız özgün ve çok değer katacağını düşündüğümüz ve bildiğimiz projelerimizi oluşturduk.Bunları hayata geçirmek için heyecan duyuyoruz. Bizim amacımız alnımız ak ve başımız dik bir şekilde hizmet etmek. Kul hakkından korkarak, kul hakkını koruyarak, her türlü şaibeden ve dedikodudan uzak kalarak “Milletin efendisi, millete hizmet edendir” anlayışıyla hizmet edeceğiz. “diye ifade ettiler. Ayrıca Nevzat Sudaş “Ekibimizle beraber Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini devraldığımız 5,6 aylık süreçte Kuyumcukent için yaptıklarımız ortadadır.Üniversitelerle örneğin İstanbul Teknik Üniversitesi ile işbirliğini arttırdık,atölye bloğundaki doluluk oranımız %97 lere ulaşmıştır,devraldığımız borçları bu kadar kısa zaman içinde ciddi oranda erittik.Üst Düzey Bürokrasi ile iyi ilişkiler içinde olduğumuzdan dolayı Kuyumcukent’e hizmetleri getirme noktasında sıkıntıları minimal düzeye çekmiş durumdayız.İyi bir ekip çalışması ile hizmetlerimiz artarak devam edecektir.Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” diye ifade etti. Kuyumculuk ve mücevherat sektörünün yakından tanıdığı Nevzat Sudaş 35 yılı aşkın bir süredir sektöre hizmet veriyor.Sudaş ayrıca “Sn Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken “Kuyumcukent kooperatifinde güvendiğimiz biri olarak neden sen de bulunmuyorsun, burada muhakkak olman lazım dediler teşvik ettiler.Bunun üzerine Kuyumcukent’te görev aldım. 1988 yılında Kuyumcukent kooperatifi kurulmuş ama 1996 yılında arsasının bulunmasıyla inşaata başlanmıştır.Kuyumcukent 1997-1998 li yıllarda çok kötü bir durumdaydı ve bizim de yönetime girmemizle işleri hızlandırdık. Kuyumcukent’in tapularını aldık.Çok şükür iyi bir ekiple Eminönü ve kapalıçarşıda bulunan kuyumcu imalathanelerinin olumsuz koşullarından daha modern koşullara ulaştırılması için Kuyumcukent’i kurduk ve o atıliyetten, pasiflikten aktif hale getirdik, 2004-2005 mart ayında inşaatı bitirip, kat maliklerine teslim ettik.2006 yılında Sn Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ın katılımıyla açılışını yaptık.Sektörel ölçekte çok önemli bir tesisi İstanbulumuza, Türkiye’mize ve ülkemizden ve dünyanın pekçok ülkesinden Kuyumsektörü yatırımcımsıyla beraber ,marka değeri çok yüksek olan binlerce ürünlerimizden dünya çapında istifade eden tüm insanlara kavuşturduk. Yapmış olduğumuz yatırımlar 100 milyar doları geçmiştir.” diye ifade ettiler. 35 yılı aşkın süredir kuyum sektöründe çalışan ,2011 yılına kadar da toptan altın ve döviz ticareti ,menkul kıymetler borsası acenta sahipliği ve perakende kuyumculuk yapan Nevzat Sudaş halen Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütmektedir. n NEVZAT SUDAŞ İNTERNET ADRESLERİ
www.nevzatsudas.net www. nevzatsudas.com www.facebook.com/nevzat.sudas.5
yılbaşı mücevherleri
Yeni yılda Altınbaş’tan
Altınbaş, yeni yıla özel sürpriz bir hediye ile merhaba diyor. 1-31 Aralık tarihleri arasında Altınbaş mağazalarından 1000 TL ve üzeri alışverişlerde “Bouquet Koleksiyonu”ndan yeni yıl için özel tasarlanan pırlanta, safir ve beyaz altın kolye hediye…
Özel günlerin vazgeçilmez markası Altınbaş, yeni yıl kampanyası ile yine mutlu ediyor. Altınbaş’ın birbirinden şık elmas, pırlanta, altın ile safir, yakut ve zümrütten oluşan koleksiyonları arasından kendiniz ve sevdikleriniz için en güzel mücevheri seçerken, 1000 TL ve üzeri alışverişlerinizde aşkın ve güvenin sembolü pırlanta, safir ve beyaz altın kolye size armağan ediliyor. Yeni yılda hediye vermek, almak kadar güzeldir diyen Altınbaş, birbirinden şık mücevherler ile sevdiklerini mutlu etmek isteyenleri mağazalarına davet ediyor. Pırlanta taşlı, safir ve beyaz altın kolye, yeni yılın en güzel hediyesi olmaya aday.
78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınhaber
Kuyumcukent Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Karbeyaz
İKO tüm sektörü kucaklamalı Kuyumcukent Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Karbeyaz, Kuyumcukent’te yaşanan gelişim süreci ve yaklaşan İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlık Seçimleri ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Sektörün son zamanlardaki en önemli gündem maddelerinden birisi İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlık Seçimleri. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir? 20 Kasım tarihinde sektöre SMS yolu ile yapılan bilgilendirmede İstanbul Kuyumcular Odası Seçimli Genel Kurulu’nun 16 Ocak 2014 günü yapılacağı bilgisi verildi. Bu tarih kuyumculuk ve mücevherat sektörü için son derece önemli. İstanbul Kuyumcular Odası, sektörün en önemli kurumlarından birisi. Dolayısıyla profesyonel, katılımcı ve her kesimi kucaklayan bir şekilde yönetilmesi son derece büyük önem taşıyor. Ben bu konularda İstanbul Kuyumcular Odası’nın istenen seviyeye ulaşabilmesi için önemli yol alması, hatta ciddi bir anlayış değişikliğine gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Odadaki mevcut anlayış sektörün bütün kesimlerini kucaklamaktan son derece uzaktır. Oysa ki İstanbul Kuyumcular Odası üye sayısı ve etkisi itibarı ile şu andakinden çok daha büyük öneme sahip olması gereken bir kurumdur. Ancak İKO’nun olması gereken etkinliğe sahip olup olmadığı son derece tartışmalı bir konudur. Yalnızca üyeleriyle değil sektörün diğer kurumları ve unsurları ile sürekli tartışma içinde olan bir odanın etkinliği ve dolayısıyla da başarılı yönetilip yönetilmediği sorgulanmalıdır. İşte bu açıdan bakıldığında 16 Ocak 2014’te yapılacak olan İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlık Seçimleri büyük önem taşıyor. Sektör mensuplarının elinde, sektörü geleceğe taşıyacak yöneticilerini belirleme adına önemli bir fırsat var. Oy hakkı bulunan herkesin mutlaka bu seçime gidip oyunu kullanması gerekiyor. Seçimde oy kullamaya gitmeyip sonra da oda yönetimini eleştiren pek çok kişi ile karşılaşıyorum. Bu doğru değil. Herkes oyuna sahip çıkmalı. Sektörde bu bilinç yerleşmeli. İstanbul Kuyumcular Odası yalnızca İstanbul’u değil, İstanbul’un sektörün kalbi olması sebebiyle tüm ülkeyi kucaklayan bir anlayışa sahip olması gerekiyorken, böyle bir birlikteliğin mevcut olmadığını görüyoruz. Örneğin; her il kendi imkanları ile devlet yönetimine ulaşma çabasında. Oysa tüm sektör olarak birlikte hareket edilse gücümüzü çok daha etkin kullanabiliriz. Kuyumculuk bundan seneler önce son derece seçkin bir meslek iken şimdi eskisi kadar prestijli konumda değiliz. Örneğin; benim başkanlık yaptığım dönemde konsolosluklardan vize almak son derece kolaydı. Kuyumcu dediğiniz zaman bir saygınlığımız vardı. Artık öyle değil. Bir İtalya’ya gitmek için dahi pek çok bürokratik engel ile karşılaşıyoruz. Saygınlığımız azaldığı gibi, birbirimiz arasındaki iletişim de erozyona uğradı. Komşumuz vefat ediyor, cenazesine bile gidilmiyor. Silahlı soygun oluyor, meslektaşımız yaşamını yitiriyor takip eden yok. Kimsenin küçük esnaf ile ilgilendiği yok. Bu çalışma sisteminin değişmesi gerekiyor. 16 Ocak’ta yapılacak seçimler sektör için çok önemli bir fırsat. Oy hakkı bulunan her meslektaşımı mutlaka oy vermeye davet ediyorum. Herkesin sektöre sahip çıkması gerekiyor. Kuyumcukent’teki gelişim süreci de hız kazandı. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Evet, göreve geldiğimiz 6 aylık süre zarfında Kuyumcukent gerçekten önemli yol aldı. Daha önceden kapalı cezaevi benzetmesine layık görülen Kuyumcukent artık sektörün çok önemli bir değeri olduğunu kanıtladı. Kuyumcukent’in sektörün üretim merkezi olduğu artık herkesin kabul ettiği bir gerçek. Bundan sonraki süreçte de pazarlama merkezi olma yolunda da önemli adımlar atmaya başladı. Atölye bloğunda doluluk oranları %100 seviyelerine yaklaştı. Yan hizmetlerde de doluluk hızla artıyor. AVM bloğunda bile %50 seviyesine ulaşıldı. Kuyumcukent beklediği ivmeyi yakaladı. Bundan sonraki süreçte de birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilerek Kuyumcukent layık olduğu noktaya ulaştırılacaktır. n 80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınhaber
Yılbaşı akşamında sevdiğiniz kişiye vereceğiz VAV Diamond markalı mücevheriniz; yıllarca konuşulacak, unutulmaz hatıralar bırakacak. Yüzlerce farklı modeliyle ister elmas ister pıarlanta mücevher alın, hediyeyi verdiğiniz kişi size “VAV” diyecek…
82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Bu yıl ilk kez bitmiş ürün grubunda birbirinden iddialı modeller piyasaya sunan VAV Diamond; ilk yılbaşı yoğunluğunu yaşamaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul Jewelry Show kapsamında en yeni modellerini ve geniş ürün çeşitliliğini gözler önüne seren VAV Diamond; son günlerde yeni eklenen modelleriyle yılbaşında müşterilerine farklı ürünler sunmak isteyen kuyumculara hizmet vermeye hazır. VAV Diamond Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Halit Hoşgeldi, yılbaşının kuyum camiasının en önem verdiği günlerden biri olduğunu, bu yıl bazı sebeplerden dolayı beklentilerin geçmiş yıllara göre biraz daha düşük olduğunu söyledi. Son günlerde piyasaya, pırlantaya çok benzeyen ve ayırt edilmesi neredeyse imkânsız olan yüksek miktarda sentetik taşın girdiğini, ayrıca bu önemli sorunla birlikte piyasalardaki belirsizliğin de yılbaşı satışını olumsuz etkileyebileceğini belirten Halit Hoşgeldi; “Tüm bu olumsuzluklara karşın biz kuyumcu dostlarımıza, müşterilerinin tüm taleplerine karşılık verebilecekleri geniş çeşitlilikte ürünleri hazırladık. HRD ve GIA Sertifikası ile satışa sunduğumuz ürünlerimiz ile riskleri ortadan kaldırıyoruz” dedi. 25-29 Aralık tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan “Outlet Mücevher Perakende Günleri”ne markalarının katılacağını kaydeden Hoşgeldi; “Özel kampanyalar eşliğinde stoklarımızdaki bazı ürün gruplarını bu etkinlik çerçevesinde eritmeyi planlıyoruz. Firmamız bu organizasyonda; kuyumcu dostlarımıza satış yapmadığımız, sirkülasyonu daha yüksek, hafif ürünlerimizi ağırlıklı olarak satışa sunacak” diye konuştu.
Piyasalar kırmızı alarmda…
Yönetim Kurulu Başkanı Hoşgeldi; pırlanta görünümlü sentetik taşlarla ilgili kuyumcuların çok dikkatli olması gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Son günlerde daha önce hiç olmadığı kadar, sentetik taşlarla karşılaşıyoruz. Biz bu konuda tüm önlemlerimizi almaya maksimum özen gösteriyoruz. Bitmiş ürünlerimizde uzun süreden beri HRD, GIA sertifikalı yaptığımız çalışmayı, çıplak taşlarımızda da uygulamaya başladık. Sertifikalı taşlarımızın yanına parsel olarak sattığımız 0.20-0.90ct aralığındaki tüm ürün gurubumuzu da lotlar halinde HRD Türkiye ofisine yollayarak önce inceleme yaptırıyoruz. Müşterilerimize daha doğru ve güvenilir hizmeti sunmaya özen gösteriyoruz. Piyasalarda uzun süredir yaşanan güven problemini ve endişeyi ortadan kaldırmak adına firmamızın güvenilir, etik ticaret imajının yanına HRD garantörlüğünü de eklemek istedik. Her zaman hizmet kalitemizi ön planda tutmaya özen gösteriyoruz. Pırlanta konusunda en tecrübeli firmaların dahi sentetik konusundaki riskinin maximum seviyede olması sebebiyle, sertifika güvencesinin tedarik aşamasında dikkate alınması büyük önem kazanmıştır.”
altınhaber
Rota Kuyumculuk’tan müşterilerine yeni bir hizmet Yıllardır müşterilerine birbirinden kaliteli bilezikler sunan Rota Kuyumculuk; şimdi, has altın ve sarrafiye altın alım satım hizmetini de müşterilerine vermeye hazırlanıyor.
40
yılı aşan geçmişiyle, Marmara bölgesinde birçok kuyumcuya yüksek kaliteli, özgün bileziklerini sunan Rota Kuyumculuk; dünyanın en eski AVM’si olarak tarihçiler tarafından kabul edilen Kapalıçarşı’da “has altın alım satım” ofisi açtı. Kapalıçarşı’da genellikle has altın ve sarrafiye altın alımı satımı yapan dükkanların olduğu Karamanlı Sokak’ta açılan Rota Kuyumculuk ofis aynı zamanda firmanın iletişim bürosu olarak da işlev görecek. Rota Kuyumculuk Firma Sahibi Kerim Yılmaz; 2014 yılı başında Rota Kuyumculuk’un üretiminin Çemberlitaş’tan Kuyumcukent’e taşınacağını, çok daha geniş ve ferah bir ortamda üretim yapma şansı elde edeceklerini söyledi. Kuyumcukent’in üretim için son derece elverişli koşullar sunduğunu fakat kuyumculuğun doğduğu Kapalıçarşı bölgesinin ayrı manevi bir değere sahip olduğunu belirten Yılmaz; “40 yılı aşan markamızın buralardan tamamen kopması mümkün değildi. Biz de Kapalıçarşı’da bir iletişim ve 84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altın alım satım ofisi açarak hem müşterilerimizin sarrafiye ve has altın edinme ihtiyaçlarını gidermek istedik, hem de Anadolu’dan gelen müşterilerimizi bu tarihi bölgede en iyi şekilde ağırlamaya devam etmeyi arzu ettik” diye konuştu. 2013 yılında Rota vites yükseltti Firma Sahibi Kerim Yılmaz; 2013 yılının son günlerini yaşadığımız şu günlerde yaşadığımız yılın genel bir değerlendirmesini yaptı. Yılmaz, 2012’ye göre Rota’nın işlem hacmini 2013 yılında ciddi oranda geliştirdiği, hem teknolojiye hem de işinde profesyonel kişilere yatırım yapmalarının karşılığını fazlasıyla aldıklarını ifade etti. Kerim Yılmaz; yıl içinde Darphane’de yaşanan grev ve piyasaya zamanında ürün ulaştırılamaması nedeniyle sarrafiye altında oluşan aşırı işçilik sonucunda vatandaşların bileziğe büyük ilgi gösterdiğini, bu ilginin işlerine çok olumlu yansıdığını da sözlerine ekledi. n
altınfirma
Karaltın’ın yüksek kalitesinin altında uzmanlaşma ve eğitim yatıyor Trabzon’un en önemli kültürel değerlerinden biri olan ve bugün hem ülkemizde hem de Dünyanın çeşitli coğrafyalarından binlerce bayanın hayallerini süsleyen, “Trabzon Hasır Takısı”, Karaltın firması tarafından titizlikle üretiliyor. Tamamen el işi olarak, Trabzon hasır takısını yüksek kalite ile üreten Karaltın’ın başarı formülü: “Uzmanlaşma ve sürekli eğitim”. Ülkemizin önde gelen “Trabzon Hasır Takı” üreticilerinden Karaltın; yüksek kaliteli ürünlerinde devamlılığı sağlamak için düzenli olarak “eğitim programları” düzenliyor. Trabzon’un Vakfıkebir İlçesinde düzenlenen eğitim seminerlerinde, belli bir seviyeye gelmiş olan hasır örücülerinin kendilerini geliştirmeleri ve sıfır hata ile hasır örgüsü yapmaları hedefleniyor. Karaltın firma ortağı Nevzat Kara; düzenli olarak yapılan bu eğitim programlarıyla, hasır örgüde çok daha iyi işler ortaya çıkarabilecek kişilerin, işin duayeni örgücüler tarafından eğitilmeleri ve kendilerini daha da geliştirmelerinin hedeflendiğini söylüyor. Trabzon çapında yaklaşık 1000 hasır örgüsü yapan kişi olduğunu bu kişiler arasında işinin ehli 200 civarında örücünün, Karaltın için çalıştığını belirten Nevzat Kara; “Biz bu 200 kişinin içinden çok yetenekli olan gençlerin, bu işin ustalarıyla bir araya gelerek, en kaliteli örgüyü ortaya koymak için örme tekniklerini geliştirmelerini sağlıyoruz. Düzenli olarak yıl içinde yaptığımız eğitimlerle, asırlardır süren bu kıymetli el işinin gelecek nesillere de sağlıklı bir şekilde taşınmasını sağlamış oluyoruz” diye konuştu. “Tüketici kalite farkını çok iyi görebiliyor” Bugün itibariyle ülke genelindeki kuyumcuların dahi kaliteli bir örgü ile çeşitli hataları üzerinde barındıran örgüyü net bir şekilde ayırabildiklerini kaydeden Kara; sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık kuyumcular ve son tüketici dahi kaliteli bir örgüyle vasat bir örgünün farkını net bir şekilde görebiliyorlar. Kuyumcularımızda işçilik fiyatında bir parça daha fazla ödeme yaparak, ilerleyen dönemde müşterisinin karşısında mahcup olmayacak ürünleri vitrininde sergiliyor. “Ucuz alacak kadar zengin değilim” meşhur sözünde olduğu gibi, kaliteli ürünün uzun vadede kişiye kazandırdıklarını hesap etmek gerektiğine inanıyorum. Biz takılarımızı Trabzon’un en yetenekli örücüleriyle birlikte yapıyoruz. Karaltın kalitesini sürekli korumak için değerli örücülerimize de eğitim imkanı tanıyoruz. Bu tarihi kültürel zenginliğimizi yaşatan örücülerin haklarını titizlikle gözetiyor ve emeklerinin karşılığını kendilerine veriyoruz. Ayrıca her yıl Anneler Günü’nde onlara sunduğumuz hediyelerle bizim için ne kadar kıymetli olduklarını ifade etmeye çalışıyoruz.” n SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 85
altınhaber
“Ürünlerimiz hiç kimseyi nazara ve kötülüklere karşı korumaz” Ülkemizin önde gelen takı üreticilerinden Besay Kuyumculuk; çalıştığı kuyumcularına ve ürünlerini kullanan son tüketiciye önemli bir açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada; Besay Kuyumculuğun göz boncuğu ve nazar boncuğu taşlarını kullandığı ürün grubununkişiyi kötülüklere, şansızlığa karşı hiçbir şekilde korumadığı ve böyle bir düşünce ile ürünlerinin satın alınmaması gerektiğinin altı çizildi. da nazar boncuğu olarak bilinen) sentetik taşla kombine edilen birçok ürün piyasa sunduğunu söyledi. Yıllar içinde bu alanda başarılı ürünler yapılmasının ardından piyasadan ciddi talep aldıklarını ve biranda “Göz boncuklu” ürün grubunda diğer firmalara göre çok daha ön plana çıktıklarını belirten Kaya; “Biz bu ürünleri yaptığımız ilk günden bugüne kadar hiçbir zaman, ürünlerimizin; nazara ve kötülüklere karşı koruyucu bir özelliği olmadığını, bu taşın bırakın kişiyi korumaya kendini bile koruma şansının bulunmadığını net bir şekilde ifade ettik. Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından yapılan bu açıklamanın ardından, kamuoyuna tekrar bu konudaki hassasiyetimizi yansıtmak istedik” diye konuştu.
Y
ıllardır başarıyla, çok farklı ürün gruplarında özgün çalışmalar ortaya koyan Besay Kuyumculuk; geçtiğimiz günlerde gündeme gelen ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından dile getirilen, “Nazar Boncuğu üzerinde taşımak kişiyi kötülüklere karşı korumaz” beyanına aynen katıldığını deklare etti. Besay Kuyumculuk firma sahibi Ömer Kaya; markalarının yıllardır doğal ve sentetik taşlı ürünleri başarıyla ürettiğini ve piyasaya göz boncuğu olarak tabir edilen (halk arasın-
86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Gökyüzü ve denizin mavisinin insana huzur verdiğini, göz boncuklarında kullanılan mavi rengin, altın ile çok güzel kombine olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Ömer Kaya; “Biz tamamen yüzlerce taş çeşidi gibi takıya renk katması, daha estetik bir görünüm sağlaması için farklı mavi tonları yüzeyinde barındıran bu boncukları kullanıyoruz. Bu boncuklar tamamen bizim için bir aksesuardır” dedi. Kaya; üretim bandında ciddi bir sirkülasyona sahip olan göz boncuklu ürün gruplarının sadece takıda kullanılan sıradan bir taş gibi görülmesi gerektiğini yineleyerek, bu ürün grubundan manevi bir güç elde etmek ve batıl bir inanışın ritüelini yerine getirmek için alanların, ürünlerini bu düşünce ile satın almamasını net bir şekilde ifade etti. n
altınhaber
Bu yıl içinde “Bitmiş ürün” kategorisinde piyasaya sunum yapan yılların deneyimli markası Sina Montür; şimdi de yaklaşan yılbaşı öncesi ilk kez satışa hazır fantezi yüzük grubunu kuyumcuların ve takı severlerin beğenisine arz ediyor.
H
er yılbaşı öncesi ciddi bir hazırlık dönemi geçiren, birbirinden özel montürleri müşterilerine sunan Sina Montür, ilk kez “Bitmiş ürün” kategorisindeki takılarını takıseverlerle paylaşacak. Bu yıl içinde özel bir katalog eşliğinde “Bitmiş ürün” kategorisindeki ürünlerini satışa sunan Sina Montür; fantezi yüzük grubunda da hem montür hem de bitmiş ürünler hazırladı.
Yeni yıla çok özel bir hediye ile adım atmak isteyen kişileri düşünerek birbirinden güzel montür ve takıları hazırladıklarını belirten Sina Montür firma sahibi Barış Lek; “Yılbaşı tüm özel günler içinde mücevher satışının zirve yaptığı günlerden birisi. Bizim tek taş ve sıralı taş pırlanta ürünlerdeki iddiamızı herkes biliyor. Yılbaşında fantezi ürün grubunda da başarılı çalışmalar ortaya koymak istedik. Piyasadaki fantezi yüzüklerden farklı olarak hafif ve zarif modeller hazırladık. İsteyen müşterilerimiz montür isteyenler ise bitmiş halde ürünlerimizden satın alabilirler” diye konuştu. Bu yıl piyasaya çıkardıkları ve tüm ürünlerinin fiyatlarının yazıldığı “Bitmiş ürün kataloğu”na ciddi bir ilgi olduğunu kaydeden Lek; ülkenin çok farklı noktalarından katalog üzerinden sipariş aldıklarını, yılbaşı öncesi artan talebe karşılık vermek için üretimi tam kapasiteye çıkardıklarını söyledi. Aralık ayının başında gerçekleşecek olan Uluslararası Dubai Takı Fuarına katılacaklarına değinen Barış Lek; hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki kuyumcuların içlerine sine sine müşterilerine Sina Montür ürünlerini sunabileceklerini sözlerine ekledi. SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 87
yılbaşı mücevherleri
Aşk’ın bağlılığı, bereketin güçlü taneleri, şans meleğiniz ve sevdikleriniz tüm yıl sizi aydınlatsın.
Yeni yılda kendinize ve sevdiklerinize Jival’in görkemli mücevherleriyle sürpriz yapın! Değerli taşlardan meydana gelen koleksiyonda, pırlantanın vazgeçilmez ışıltısı, safir, yakut, zümrüt ile birbirinden farklı yeni tasarımlarda hayat buluyor. Jival yeni yıl mücevherleri koleksiyonunu daha yakından incelemek ve satın almak için Jival satış noktaları, Jival mağazaları ve www.jival.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Koleksiyon
2014’te hem “aşk” hem “şans” yanınızda olsun! Atasay’ın 75. kuruluşu yılı nedeniyle dünya saat ve mücevher devi Chopard ile hazırladığı Chopard for Atasay Good Luck/Şans koleksiyonunun en nadide ürünlerinden “Kalp” motifli saat, pembe renkli kayış ve paslanmaz çelik kasasıyla yılbaşında hayatınızdaki en özel kişiye onunla zamanın ne kadar aşk dolu geçtiğini anlatmak için çok özel bir hediye seçeneği…
K
endini Hollywood yıldızları kadar ışıltılı, özel hissetmek isteyen kadınlar içinse “Nazar Boncuğu” motifli saat, yılbaşında hem nazardan koruyacak hem de yeni sezonun trendlerini yansıtan lacivert renkli kayış seçeneğiyle yılbaşı gecesi şıklığını tamamlayacak en özel aksesuarlar arasında yer alıyor. Meleklerin uğuruna inanan ve yeni yılda meleklerin şans enerjisini üzerinde hissetmek istenler içinse Good Luck/ Şans koleksiyonunda yer alan “Fatma Ana eli”, “Yonca” ve “Nal” motifli diğer modeller, safir ve pırlantanın zarif dansını büyülü anlarda yaşatıyor. Yeni yıl ile birlikte hayallerinizin peşinden gitmek ve eşsiz pırıltılı anlara şahit olmak istiyorsanız Chopard for Atasay Good Luck/Şans koleksiyonundaki ürünlere sahip olmak için en yakın Atasay mağazasına uğramanız yeterli. n
M
utlu Gold koleksiyonunda yer alan aksesuarlarla kadınlar, yeni yılda feminen şıklıklarını en gösterişli şekilde gözler önüne serecek. Işıltılı taş detaylarla hareketlendirilen kolyeler, zarif tasarımlı şık yüzükler ve sıra dışı görünümlü bileklikler koleksiyonun vazgeçilmez parçaları arasında yer alıyor. Mutlu Gold yeni yılda sevdikleriniz için kolye, yüzük, bileklik ve küpeden oluşan koleksiyonuyla zarif hediye alternatifleri sunuyor. Kusursuz işçilikle oluşturulmuş tasarımların yer aldığı koleksiyonlarda, şıklığına özen gösteren kadınlar için yüzlerce seçenek bir arada. Mutlu Gold tasarımı ürünlere satış noktaları veya mutlugold.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 89
altınbülten
Zamana eşlik eden hediye:
Pilo & Co Geneve
İsviçre’nin lüks saat markalarından Pilo & Co Geneve, zamansız tasarımları ile Altınbaş mağazalarında yerini aldı. Estetik ve teknik tasarımları ile göz dolduran Pilo& Co Geneve saatleri, yeni yıl hediyesiyle unutulmaz olmak isteyenleri tercihi olacak. Zarif, estetik ve teknik tasarımları ile İsviçre’nin en özel saat markaları arasında yer alan Pilo & Co Geneve, Altınbaş mağazalarında yeni yılda sevdiklerine hediye arayanların beğenisine sunuluyor. Özgün tasarımların ince işçilikle birleştiği Pilo & Co Geneve saatler, renkli deri kayışları, sedef ve pırlantalı kadranlarıyla yeni sezonda da iddialı. İsviçre’nin Cenevre şehrinin gizemli havasını yansıtan Pilo & Co Geneve’nin beyaz kayışlı ve pembe altın kasalı tasarımları retro çizgisiyle nostaljik bir stil yaratıyor. Kadın kategorisinde iddialı olan Pilo & Co Geneve, pırlantalı ve sedef kadranlı modelleri yeni yılda, yeni başlangıçları atıfta bulunuyor. İnce el işçiliğininin siyah deri kayış ile birleştiği Pilo& Co Geneve erkek saatleri ise tarz sahibi ve modern erkeklerin hızlı temposuna eşlik ediyor. Erkeklerin vazgeçilmez aksesuarı olan Pilo & Co Geneve saatler, hem spor hem de klasik stilleri ile her zevke uygun alternatifler sunuyor.
Pilo & Co Geneve’nin hikayesi
İşviçre’nin farklı stillere sahip Pilo & Co Geneve saatlerini seçkin Altınbaş mağazalarında bulabilirsiniz. 90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
18. yüzyılın başlarında Cenevre’deki saat üreticiliği, büyük fabrikalara karşı kararlı duruşuyla belirginleşti. Fabrikalar yerine, sektör son derece organize hale geldi ve farklı ustalar üretim sürecinin farklı aşamaları üzerinde uzmanlaştı. Bu koşullar, zaman içinde genişleyerek kasa montajı, meneviş işi, oymacılık, kasa yerleştirme, yaldızlama ve mineleme alanlarına odaklanmış saat üretim zanaatları olan çeşitli cabinotiers kuruluşlarını teşkil edecek yoğun bir uzmanlık havuzu yaratıldı. İşçiden çok sanatçı olarak görülen bu uzmanlar sundukları şaşmaz kesinlik ve kusursuz kalite ile üstün bir ün kazandı; La Fabrique olarak tanındı. Pilo & Co Geneve 2001 yılında kurulduğunda artık simge haline gelmiş cabinotier tarzında saatler üretmeye başladı ve bunu yaparken La Fabrique’nin orijinal ruhunu teşkil eden yüksek kalite, yaratıcılık ve büyük fabrikalara karşı bağımsızlık değerlerine daima sadık kaldı.
altınhaber
“Taklitçiler geleceklerini bugünden kaybeden insanlardır” Sektörümüzün yıllardır en önemli sorunlarından biri olarak kabul edilen “Taklitçilik” gittikçe azalmakla birlikte ne yazık ki hala belli firmalar ve kişiler tarafından yapılıyor. Bu haksız rekabete ve haksız kazanca yol açan, emek hırsızlığı olarak ta tabir edilen taklitçilikle ilgili İTO Kuyumculuk Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı, önemli açıklamalarda bulundu.
S
on yıllarda taklitçiliğin azalan bir ivme gösterdiğini, geçmiş yıllarda bu sorunun çok daha büyük bir halde tüm sektörü kapladığını belirten Başkan Erhan Hoşhanlı, dünya çapında uluslararası bir sorun olarak kabul edilen taklitçiliğin tamamen ortadan kaldırılmasının çok zor olduğunu, fakat son dönemde bu konuyla ilgili yasal mevzuatın kuvvetlendirilmesinin taklitçiliğe ciddi bir darbe indirdiğini söyledi. Kendi markasını üretmek isteyen, özgün çalışmalar ortaya koymak isteyenlerin taklitçilik yaparak bu başarıları yakalamalarının imkansız olduğunu kaydeden Hoşhanlı; “Marka olmuş firmalara baktığımızda, kendi tarzlarını yansıttıklarını ve yıllar içinde müşteri kitlelerinin beklentilerini yönlendirdiklerini görüyoruz. Bu değerli markaların ürünlerinin kolay kolay eskimediğini ve yıllar içinde talepler azalsa dahi o modellerin varlığını sürdürdüğüne şahit oluyoruz. Taklit yapan firmalar bir hak gaspına yol açmalarının haricinde, belki bir şekilde günü kurtarıyorlar ama geleceklerini kaybediyorlar. Taklitten korunmak için üretilen ürünlerin patentinin alınması doğru bir yöntem. Fakat yasal fırsattan yararlanarak kültürel veya tarihsel bir objenin patentini alarak sektörün çok sayıda ürettiği bir üründe piyasayı kilitlemek de o derece yanlış.” diye konuştu. Özgün ürünler ortaya koyan ve böylelikle hem ulusal hem de İTO Kuyumculuk Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı uluslararası arenada Türk kuyumculuğunu başarıyla temsil eden firmaların ürünlerine patent almalarının çok önemli olHoşhanlı, Kameroğlu’nun sözlerine cevap verdi duğuna dikkat çeken İTO KuİTO Kuyumculuk Komite Başkanı Erhan Hoşhanlı; geçtiğimiz ay İKO dergisinde yer alan İKO Eski Başkanı Alaatyumculuk Komite Başkanı Hoştin Kameroğlu’nun “İTO Kuyumculuk Komitesi, sözünde durmamıştır” sözüne cevap verdi. Hoşhanlı, yaptığı açıkhanlı; “Son yıllarda yasal mevlamada şunları ifade etti: “İstanbul Kuyumcular Odası eski Başkanı Alaattin Kameroğlu, içindekileri saklamadan zuatlarda önemli gelişmeler söyleyen bir kişi. Bazen de kırıcı olarak söyleyen bir üsluba sahip. Bir kurumun başında bulunan kişilerin söylemleoldu. Artık taklit bir malın orijiri camiayı temsil niteliğinde olmalı, onun zararına sonuçlara vesile olmamalı, doğru yerde bulunup yanlış sonuçlara varmamalı. İKO, İhracatçılar Birliği ve İTO’nun bundan önceki komitesi ile Kuyumculuk Meslek Lisesi’nin makine, nal ürüne belli bir oranda benzemalzeme ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda bir protokol yapıyorlar. İTO Komitesindeki arkadaşların İTO’daki etmesi dahi taklit sıfatını almaya kinlikleri, yetkileri danışma konumda olduğundan protokolün uygulanmaya girmesi için İTO yönetimi tarafından da yetiyor. Ben tüm firmaları taklitonaylanması gerekirken bunlara ihtiyaç yokmuş gibi hareket edilmiş. İTO Yönetimi önce yok sayılmış sonra da bu çilikle mücadelede cesur ve kaprotokole uymak zorundasınız denilmiş. Her şeye rağmen İTO seçimlerinden sonra sektörün bizleri görevlendirmerarlı davranmaya davet ediyosi ile bizler de bizden önceki komitede olan arkadaşların iyi niyetle başlattıkları gayretlerin İTO yönetiminden geçrum” dedi. İKO’nun son dönemmesi için girişimde bulunduk. Şu anda da İTO kaynaklarının müsait olmamasından dolayı yönetim kurulu daha sonde taklitle ilgili ciddi hamleler ra olabilir diyerek olumlu yaklaştı. Fakat özellikle Alaattin Kameroğlu bir nevi emrivaki ve hakaret içeren üslubu ile yaptığına, taklitle mücadele koilişkileri olumsuz noktaya getirmiş oldu.” misyonu kurduğuna değinen Erhan Hoşhanlı, İTO Kuyumculuk Başkan Hoşhanlı açıklamasının son bölümünde bir hususa daha dikkat çekti: Komitesinin, taklitle mücade“Kameroğlu, “İTO aldığı paralarla sektörümüze ne yaptı?“ diye soruyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi bünyesinde le konusunda firmalara yol göseğitime başlayan Mücevherat Mühendisliği bölümü, mevzu edilen meslek lisesinin 10 katı daha fazla bütçe ile oluştermeye ve hukuki mevzuatlarturulmuştur. Sektöre ne kadar yararlı olduğunu, büyük bir maliyetle kurulduğunu, birçok öğrencinin burslu olarak da ilgili bilgi paylaşmaya açık oleğitim aldığını galiba görmezden geliyor. Sektörün kurumlarının başında bulunan kişilerinin hırçın, kırıcı tavırlarıduğunu da sözlerine ekledi. n nın sektöre zarar verdiğinin bilincinde olmaları gerekir.”
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 91
altınhaber
Harem Altın yılın en dikkat çeken markalarından biri oldu Yaklaşık 30 yıldır kuyum sektöründe faaliyet gösteren Harem Altın ve Döviz, 2013 yılının her ayında yeni bir teknolojik hamle yaparak, hem bireylerin hem kuyumcuların ticari hayatlarına kolaylıklar kattı.
H
arem Altın’ın 2. kuşak yöneticisi Ara Miraşoğlu; devraldığı markasını, etkin yenilikler ve son teknolojik uygulamalarla tüm Türkiye’de çok daha yakından tanınır hale getirdi. Bu yıl özellikle; I phone ve mobil cihazlara uyumlu sektör programı, ambalajındaki özel kodu sayesinde anlık fiyatını öğrenilebilen “konuşan altın” ürünü, tüketiciye en yakın güvenilir kuyumcuyu gösteren “kuyum navigasyonu”, piyasa analizleri, en güncel sağlıklı değerli maden fiyatları gibi daha birçok yeni uygulamayı ticari bir kaygı gözetmeden uygulamaya sokan Harem Altın; piyasada saygınlığını ve prestijini en üst seviyeye getirdi. Harem Altın’ın bu yılki önemli hamlelerinde imzası olan Ara Miraşoğlu; dünyanın çok hızlı gelişim gösterdiğini, kuyumculuk sektörünün bir parça bu hızlı değişime ayak uydurmada geciktiğini belirterek; “Bu yıl gerçekten seri birçok yeniliğe imza attık. Herhangi bir maddi beklenti içinde olmadan yaptığımız bu çağdaş uygulamalar ve destek programlarının ciddi katkısı olduğunu duyuyor ve çok mutlu oluyoruz. Biz sektörü büyük bir aile gibi görüyor ve bu ailenin içindeki tüm fertlerin kendilerini geliştirmesinin önemine inanıyoruz. Önümüzdeki
92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
dönemde de yine birçok yeniliği sektörümüzün kullanımına sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bu yıl yatırım altının çok daha geniş kitleler tarafından kullanıldığını, birçok kişinin sarrafiye altının yanında gram altının da varlığını ve avantajlarını keşfettiğini belirten Miraşoğlu; “Bu yıl Harem Altın olarak işlem hacmimizi ciddi oranda geliştirdik. Bizim için son derece verimli bir yıl oldu. Bu yıl kendi markamızla birçok yatırım altını piyasaya sunduk. Önümüzdeki yıl “Harem Altın” imzalı yatırım altınlarımızın sayısını artırmayı planlıyoruz” dedi. Kuyumculara bir kolaylık daha… www.haremaltin.com sitesiyle adeta kuyumcuların ve bireysel yatırımcıların klavuzu olan Harem Altın; şimdi yeni bir uygulamayla kuyumcu esnafının hayatına kolaylık katmaya devam ediyor. Artık özel bayi koduyla www.haremaltin.com adresine giren kuyumcular, sarrafiye altınının ülke çapında işçilik fiyatını anlık öğrenebilecekler. Daha önce sürekli telefon trafiğiyle öğrenilen bu değerli bilgi, şimdi kuyumcuların her an gözlerinin önünde, parmaklarının ucunda… n
altınhaber
DenizBank’tan yatırımcılara büyük fırsatlar 2013 yılında Altın Bankacılığı alanında oldukça başarılı bir grafik izleyen DenizBank, kuyumculuk sektörüne yönelik ürünleriyle de başarısını katlayarak ilerledi. Hizmetlerini hız kesmeden artıran DenizBank’ın önümüzdeki dönem projelerini DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör anlattı. Altın bankacılığı müşterileriniz için sunduğunuz özel hizmetleriniz var mı? Altın bankacılığı konusunda ne gibi farklılıklar yaratıyorsunuz ve önümüzdeki dönem için projeleriniz nedir? DenizBank Altın Bankacılığı olarak bizim rakiplerimizden en büyük farkımız imalatçıdan toptancıya, küçük üreticiden perakendeciye kadar altın ticari ile uğraşan tüm sektör müşterilerine, sektör dinamikleri göz önüne alınarak yapılandırılan özel kredi değerlendirme süreci ile finansal hizmet sunuyor olmamızdır. Altın bankacılığı konusunda işimizi yürütürken özellikle müşterilerimizin talep ve beklentilerine yönelik ürün geliştiriyoruz. Burada tabi müşteriyi altın sektöründeki imalat ve kuyumculuk ile ilgilenen kişiler ve bireysel yatırımcılar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Kuyumculuk sektörü açısından baktığımızda kuyumcularımıza özel, altın kredilerimiz mevcut. Ancak biz bu altın kredilerimizle, biraz daha onların ihtiyacına yönelik farklılaşmaya gittik. Mesela, kuyumcular genelde altın kredilerini bir yıl vade ile alıyorlardı ve vade sonunda bütün altınlarını getirip altınlarını kapatmak zorunda kalıyorlardı. Bu da kuyumcuların işini zorlaştıran bir sorun. Biz bu noktada onlara daha kolay ödeme şartları sunmak için taksitli kredileri geliştirdik. Müşteriler, istedikleri ödeme planına bağlı kalarak, istedikleri vadede, istedikleri kadar taksitlerle veya 3 ayda bir ödemelerle kredilerini ödeyebiliyorlar. Bu da onların üretim yapmış oldukları mallarını vadesi geldiğinde bozmadan veya herhangi bir yerden altın bulup getirip kapatmadan, dönem dönem ödeyerek kapatmalarını sağlıyor. Kuyumculuk sektörünün ihtiyacına yönelik bu ürünü 2012 hayata geçirdik ve oldukça olumlu tepkiler aldık. Mevduat tarafına baktığımızda ise müşterilerimize çok farklı bir ürün yelpazesi sunduk. Genelde klasik müşteri tipi, farklı ürünler kullanmak yerine, altını alıp evinde saklayarak yatırım yapıyordu. Bu hem lojistik hem emniyet anlamında biraz sıkıntılı bir yöntemdi. Şimdi müşterilerimiz istedikleri şekilde TL’den, dövizden altın alabiliyorlar. İsterlerse kendilerine her ay düzenli “Altın Biriken Hesap” açabiliyorlar. Arzu ederlerse bunu dâhili mevduata aktarabiliyorlar ve burada altına altın olarak yatırımlarını değerlendirebiliyorlar. Ayrıca DenizBank kredi kartlarından birine verilecek tek bir talimat ile geleceğe altın cinsinden yatırım yapmak veya altın biriktirmek isteyen müşterilerimiz için uygun bir yatırım aracı. Kuyumculara yönelik hizmetleriniz var mı? Kuyumculuk sektörü ciddi sipariş üzerine çalışan bir sektör. İmalatçıları göz önüne aldığımızda son dönemde yine
Türkiye’de bir ilk olan İmalatçıya Altın Destek Kredisi’ni onların kullanımına sunduk. Buradaki ana amacımız şuydu; dediğim gibi kuyumcular sipariş üzerine çalışıyorlar. Siparişin alınması, işlenmesi, müşteriye ulaştırılması, son kullanıcıya gitmesi ve oradan tekrar nakit akışının alınarak imalatçıya ulaşması belli bir süre alıyor. Bu süre zarfında da firmalar açıkçası kendi sermayeleriyle bu siparişleri fonlamak zorunda kalıyorlar. Tabi son dönemde altın ons fiyatının da çok yükseldiğini düşündüğümüzde ciddi bir sermaye büyüklüğünden bahsediyoruz. Biz de DenizBank olarak kuyumculara 3 ay ödemesiz dönemli, daha sonra ise eşit taksitlerle ödeyebilecekleri bir ürün sunduk. Böylelikle siparişlerini yapıp, müşteriye ulaştırıp, müşteriden son kullanıcıya gidip, oradan tahsilâtı alıp, imalatçıdan bize geri dönmesi arasındaki, kalan fonlama ihtiyacını biz karşılamış oluyoruz. Böylelikle onlar da çok daha rahat bir şekilde siparişlerini istedikleri şekilde kabul edip, sermayelerini siparişlerde kullanmak yerine, bizden aldıkları altın kredisi ile bunu fonlayabiliyorlar. Daha sonra da tahsilatları dönmeye başladığı zaman, taksitli bir şekilde bize ödeyebiliyorlar. Bu ürünümüz piyasada ciddi talep görmeye başladı. Çünkü gerçekten onların çok ihtiyacını karşılayan bir ürün. Şimdi fuar dönemiyle de birlikte zaten hareketleneceğini düşünüyorum. Onun dışında bir de
tabi özellikle ihracatçılarımızın dönem dönem yurtdışına yaptıkları ihracatlarda, finansal destek ihtiyacı, sigortalama ihtiyacı veya bilgi ihtiyacı oluyor. Biz yine faktoring şirketimizle birlikte onlara yönelik bir ihracat faktoring ürünü geliştirmeye çalışıyoruz. Onların ihracat yaptıkları ülkelere yönelik gerekli şartları sağlayarak ve sigorta enstrümanını da kullanarak ihracatlarını daha güvenilir ve rahat yapmalarını sağlayan bu yeni ürünü de sektörümüzün hizmetine sunuyoruz. n
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 93
altınhaber
Yılların tecrübesi Orobella’da hayat buldu Uzun yıllardır kuyumculuk ve mücevherat sektörüne yönelik profesyonel ve farklı çalışmalara imza atan Mehmet Akyürek ve çalışma arkadaşları OROBELLA markası ile yeni bir oluşum başlattı. Kuruluşundan çalışma sistemine kadar oldukça farklı bir anlayış ve kültüre sahip olan OROBELLA’nın kuruluş sürecini Mehmet Akyürek’ten dinledik.
B
ugünlerde özellikle Kuyumcukent ve Vizyon Park çevresinde sürpriz bir oluşumdan sıkça bahsediliyor. Bu oluşumun marka ismi Orobella… Şirket ise en az marka kadar ilginç ve unvanı “Altın Fabrikası A.Ş.” Orobella ve Altın Fabrikası şimdilik sadece bir alyans markası olarak duruyor karşımızda. Marka ve oluşumu biraz araştırdığımızda karşımıza alyans sektöründe son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Mehmet Akyürek çıktı. Biz de kendisini yakalamışken biraz bilgi alalım dedik ve en az marka ve şirket ismi kadar ilginç bir doğuş hikayesini ve vaat ettiği ciddi farklılıkları dinleme fırsatımız oldu. Mehmet Bey, siz alyans imalatı ve pazarlamasında uzun süredir beğenilen bir servis veriyordunuz, peki Orobella oldukça yüksek kapasitesine rağmen hiç ses vermeden ve aniden nasıl ortaya çıktı? 94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Orobella aslında hem acı bir ayrılığın hem de güzel bir birlikteliğin ürünü olarak şekillendi. 2011-2012 yıllarında başka bir marka altında yıldız gibi parlayan ama 2013 ortalarında yöneticilik kitaplarında yer bulacak kadar inanılmaz ve basit bir yönetim hatası yüzünden dağılan bir ekibin, tekrar bir araya gelip, teknolojinin en son ürettiği makine ve ekipmanlarla donatılmış bir Altın Fabrikası’nda yeniden imalata başlaması ile ortaya çıkmış bir marka Orobella. Eski çalışma arkadaşlarımız ve uzun süre birlikte çalışma şansı bulduğumuz müşterilerimiz bu çok beğenilen satış ve hizmet politikasının devam ettirilebilmesi için bana cesaret vererek sevgi ve hizmet temeline oturtulmuş bir fabrika kurmamı istediler. Ben de bu güzel ekibi ve sevgili müşterilerimizi tekrar bir araya getirip Altın Fabrikamızı kurdum, daha doğrusu çalışma arkadaşlarımız ve müşterilerimizle birlikte bunu oluşturduk. 3 aylık yoğun bir fizibilite, maliyet çalışması, üretim simülasyonu, yepyeni bir ERP yazılımı ile birlikte çok güzel bir alyans fabrikası kasım ayı itibarı ile faaliyete başladı. Kuyumcukent’teki fabrikamızın kuruluş aşamalarını görmenizi isterdim. Su tesisatından, döşemelere kadar her şeyi çalışma arkadaşlarımızla birlikte gerek geceleri gerekse hafta sonları çalışarak yaptık. Müşterilerimizin sık sık arayarak ne zaman faaliyete geçiyorsunuz acele edin siparişlerimizi istiyoruz sözleri bize müthiş bir heyecan aşıladı. 42 yaşındayım ve öğretmenlik dâhil birçok iş yaptım, TÜBİTAK için projeler hazırladım ama hayatımda
bu dönemdeki gibi bir takım çalışmasını hiç görmedim. O kadar istekli ve hevesliyiz ki bize adeta iş dayanmıyor diyebilirim. Orobella’nın alyansa getireceği bir fark var mı? Orobella’da her şey farklı. Bırakın modelleri, kullandığımız taşlar bile özel kesim. Türkiye’de hiçbir alyansta bulamayacağınız özel kesimli taşlar kullanıyoruz. Bunları özel siparişle yaptırıyoruz. Bu taşları yaptırmak için uzun yurtdışı seyahatleri yaptım. Müşterilerimize normal taşı ve bunları ayrı ayrı gösterince farkı görüp bildik taşları artık istemediklerini söylüyorlar. Özel kesim taş oldukça pahalı ama bunu fiyata yansıtmıyoruz, yansıyan sadece daha fazla ışık yani bizim taşlarımız daha güzel parlıyor! Bu sadece üründeki en basit farkımız, kullandığımız özel İtalyan katkılar, nikelsiz antialerjik ürünler ve her zamanki çevreci politikamız Orobella’yı benzersiz hale getiriyor. Bunun dışında Orobella’yı farklı kılacak en önemli özellik hizmet politikasıdır. Benim ve ekibimin müşteri hizmetleri noktasındaki farkımızı müşterilerimiz çok iyi bilir. Orobella’da hizmet politikalarımız geçmişe göre çok daha iyi olacaktır. Herkes bu konuda bizi takip etmek isteyecek ama başaramayacak zira hizmetin iyi yapılabilmesi bir kültürdür. Hizmet anlayışı bakılarak taklit edilemez ve kopyalanamaz. Farklı dediğiniz hizmeti açabilir misiniz? Farklarımız saymakla bitmez. Ama esas farklı olan bizim insanı ve insani özellikleri ürünümüze katmamızdır. Alyans
Bankalarda 300 ton altın birikti Yastık altında yatan altınlar Türkiye için önemli bir kaynak sağlıyor. Bankalar geliştirdikleri yeni ürünlerle altın bankacılığına olan ilgiyi artırırken, bankalardaki kıymetli maden depo hesaplarında 265 ton altın birikti. Bu rakamın şimdilerde 300 tona yaklaştığı düşünülüyor. Ortalama bir kamyon 10 ton ağırlık taşıdığı düşünüldüğünde bankaların hesaplarında 30 kamyonluk altın birikti.
Mutluluktur. Mutluluğu da ancak mutlu çalışanlar üretebilir. Hizmet ise ancak işinin ehli egolarını yenmiş, bildiğini bilen, bilmediğini ise medenice kabul edebilen insanların çalışmaları ile yapılabilir. Fabrika çalışanlarımız konularında hep uzman, en ufak şahsi ego taşımayan arkadaşlarımızdır. Orobella, ucuz sigortasız çocuk işçinin çalıştığı bir yer değil, bilakis yaşını tecrübesini edinerek büyütmüş yetişkin ustaların çalıştığı bir altın fabrikasıdır. Orobella’da işinin ehli insanlar yerine boşta gezen akrabalar, hemşeriler çalıştırılmaz. İlgili noktada bilgisi ve tecrübesi ile ön plana çıkmış kişiler çalışır. Orobella’da her daim huzur vardır. Madeni eriten Ocak ustamızdan, cila bölümünde son dokunuşları yapan cila ustamıza kadar tüm arkadaşlar en az 25 senelik tecrübeye sahipler. Pazarlamadaki arkadaşlarımız imalattan gelme, tüm üretim süreçlerini ve madeni çok iyi tanıyan kişiler. Lider konumunda ise Üniversite öğrencilerine hocalık yapmış, 8 senesi dünyanın en büyük altın fabrikalarından birinde olmak üzere 15 sene altın sektöründe yöneticilik tecrübesi bulunan ben varım. İnsanlarla doğru iletişim kurabilme, bu iletişimi ustaların elinde şekillenen ürünleri dükkânlarına sunarak fiziksel boyuta taşıma anlamında bizim birlikte oluşturduğumuz bu yapı hem kuruluş süreci hem de oluşumuna sebep olan etkenler anlamında bu sektörde daha önce yaşanmamışları bir araya getirdi. Bu felsefi farklılık, imalat ve satışta, ürün kalitesinde ve hizmette kendini ortaya koymaya başladı bile. Örneğin 2014 Mart ayından itibaren müşterilerimiz siparişlerinin hangi aşamada olduğunu internetten resimleri ile takip edebilecekler, atölyemize 3G ile android ve IOS tablet veya fibernet üzerinden bağlanıp hem imaları görecek hem de ustalarımızla direkt görüşebilecekler, isteklerini tarif edip kendilerine özel yeni modeller yaptırabilecekler. Yani açıkça bildiriyoruz ki, perakende kuyumcu dükkânlarının sahiplerinin birçoğunun hayalinde olan “bir atölyeye sahip olma” duygusunu tüm müşterilerimize yaşatmak istiyoruz ve Altın Fabrikamızı onların atölyesi konumuna getireceğiz diyoruz.
Ama daha bitmedi… Orobella’da Altın sektöründe ilk defa yapılan bir uygulama ile sürekli olarak bağımsız ayar evi kontrolü vardır. Efe ayar evi laboratuarı ile yapılan anlaşma ile, ilgili kimya mühendisi arkadaşlarımız habersizce Altın Fabrikamıza gelip istedikleri noktadan numune alır ve haftalık yurtiçi ekspertiz raporu düzenlerler. Sonuç ne çıkarsa çıksın müşterilerimize her zaman açık olan bu raporlarla hem kendi iç denetimimizi yapıp hem de müşterilerimizin haklarını korumuş oluyoruz. Anlaşmamız gereği laboratuvar yetkililerinin yaptığı denetimlere ben dâhil hiçbir çalışanımızın müdahale yetkisi yoktur. Mehmet Bey yukarıda anlattıklarınız gerçekten Orobella’nın farkları konusunda değerli bilgiler sundu. Peki, kısaca vizyonunuzu ya da gelecekte Orobella ve Altın Fabrikasını konumlandırdığınız yeri alabilir miyiz? Orobella ve Altın Fabrikası bir temel. Tecrübelerimizin zirvesinde çıktığımız bir yolun başlangıcı. Bu yolun sonu geniş bir meydana çıkıyor. Bu meydan Türkiye’mizin sürpriz bir noktasında, belki bir ormanın içi, bir deniz ya da göl kenarında, içinde kimya ile uğraşıldığı dışarıdan asla belli olmayacak kadar çevreci, dünyaya örnek derecede doğa ile dost, çalışanlarına yüksek kalitede bir hayat, müşterilerine yüksek kalitede ürünler sunan her tür Altın ürünün imal edildiği büyük bir Altın imalat kompleksidir. Bu kompleks imalattan direkt perakende dükkanlara ürün sunan bir yapı olacaktır. Yani herkesin atölyesi: ”Altın Fabrikası…” n
Son 10 yıldır sürdürdüğü büyüme performansına devam etmek ve bu arada da cari açıktaki artışı kontrol etmek isteyen Türkiye’de bir süredir, yurtiçi tasarrufların artırılması konusu gündemde tutuluyor. Bu kapsamda bir yandan vatandaşın daha fazla tasarruf etmesi için tasarruf ürünlerine yönelik teşvikler geliştirilirken, bir yandan da yastık altındaki kaynakların sisteme kazandırılması için çeşitli faaliyetler yürütülüyor. Bu süreçte yastık altı denince de akla ilk gelen yatırım olan ‘altın’ın sisteme kazandırılmasında özellikle bankalar önemli bir rol üstlendi. Hemen her banka, altın bankacılığına yönelik geliştirdikleri ürünleriyle müşterilerine, ellerindeki altını hem daha güvenli saklamaları için alternatifler sundu hem de, mevcut altın birikimlerinden de kazanç sağlamaları imkanı oluştu.
265 TON HACME ULAŞTI
Son yıllarda altın fiyatlarındaki hareketlilik yatırımcıların altın ve altına dayalı ürünlere olan ilgisini artırdı. Bu durum bankalardaki altın hesaplarının rekor seviyeye ulaşmasını sağladı. BDDK’nın yayınladığı 2013 yılı ikinci çeyrek sonu kıymetli maden depo hesabı verilerine göre, bankacılık sektöründe toplam 10 milyar dolar yaklaşık 265 ton hacme ulaşıldı. Bu rakamın şimdilerde 300 tona yaklaştığı tahmin ediliyor. Bu, özellikle son birkaç yılda altın bankacılığı alanındaki yeni ürünler sayesinde yastık altında kalacak yaklaşık 10 milyar dolar gibi bir kaynağın bankalar aracılığıyla ülke ekonomisine kazandırılması anlamına geliyor. Farklı kaynaklar Türkiye’de yastık altındaki altın miktarının 5 bin ton olduğu görüşü etrafında yoğunlaşıyor. Son 2-3 yıldır yoğunlaşan altın bankacılığı faaliyetleri sonucunda 265 tondan fazla altının sisteme kazandırıldığı dile getirilse de, müşteriler için altına yönelik ürünler halen çok yeni olarak algılanıyor. Dolayısıyla bu konuda hem bankaların hem de yatırımcının daha alacağı çok yol var.
Altın mevduatı 15 kat büyüdü
2007 yılında 600 dolardan başlayan altın fiyatlarındaki yükseliş 2011 yılı eylül ayında 1900 dolarlık seviyelere kadar ulaştı. Bu yükseliş yatırımcıların ilgisini artırırken diğer yandan bankalar için altın bankacılığının ve altın ürünlerinin çeşitliliğinin önünü açtı. Bu süre zarfında 2013 yılı ilk çeyreğine kadar geçen zaman içerisinde bankalardaki altın mevduatı 15 kat büyüdü. Altın fiyatlarında dalgalanmalar olmasına rağmen sektör genelinde ilk yarıyılda da artış yaşandı. BDDK verilerine baktığımızda yılın ilk yarısında bir önceki yılsonuna göre yüzde 4’lük bir artışla bankalardaki toplam kıymetli maden hesapları 20 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Altın mevduatı, 797 milyar 159 milyon liralık toplam mevduatın yüzde 2.5’lik kısmını oluşturuyor. (Hürriyet) SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 95
altınhaber
Özyurt 2013 yılındaki hamlelerinin karşılığını aldı Bir önceki yıla göre işlem hacmini artıran ve daha çok kuyumcunun tercihi olan Özyurt Kuyumculuk, başarılı sonuçlar elde etmek için önemli yatırımlar yaptı. Her gün 1 model
2013 yılında gramları düşük, geniş hacme sahip gösterişli şarnel modellerin daha çok ilgi gördüğünü kaydeden Çakmak; “Ortalama her iş gününde 1 farklı model ürettiğimiz 2013 yılında, efsane burma modeli popülerliğini korumaya devam etti” dedi.
Model kirliliği emeği yıpratıyor
B
ilezik üretiminde geçmişi çok uzun yıllara dayanan Özyurt Kuyumculuk; son iki yılda önemli yatırımlara imza atarak, bilezik piyasasında ne kadar iddialı olduğunu gözler önüne serdi. Özyurt; geçtiğimiz yıl Çemberlitaş’ta açtığı toptan mağazası, bu yıl Kuyumcukent’te açtığı son teknolojiyle donatılmış üretim atölyesi ve Kuyumcukent toptan satış mağazasıyla sürekli gelişim hedefini yerine getirmek için cesur adımlar atıyor. Özyurt Kuyumculuk Firma Ortağı Cabir Çakmak; yaptıkları yatırımlar ile müşterilerinin isteklerine çok daha kolay cevap verebildiklerini ve büyüyen mağazalarıyla çok daha fazla modellerini sergileme şansı yakaladıklarını ifade ediyor. 2013 yılında altın fiyatlarının aşırı düştüğü dönemler olarak kayıtlara geçen; Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yılın en yoğun iş dönemini yaşadıklarını belirten Cabir Çakmak; “Bu mevcut 3 ay, yılın diğer 9 ayının istatistiğini yukarı çekti. Böylelikle tüm yıla baktığımızda bir önceki yılın üstüne koymuş olduk. Bu yıl, eskisine göre düğünlerin yaz aylarından tüm yıla yayıldığını da gözlemledik” diye konuştu.
96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
ilezikte 10 yıl önce sayılı model vitrinlerde yer alırken, günümüzde binlerce farklı bilezik modelinin piyasaya sunulduğuna dikkat çeken Çakmak, şöyle konuştu: “Alım gücünün azalması, kişilerin bütçelerini takı hariç alanlara daha çok kaydırması sektörün satışlarını daha zor hale getirdi. İlk başlarda bu sıkıntıları aşmak ve tüketiciye çok daha
fazla alternatif sunarak bilezik alımlarını artırmayı planladık. Ayrıca model zenginliğinin oluşmasında, bileziğin kullanımının yeni nesil tarafından farklı değerlendirilmesi de etken oldu. Artık insanlar bileziği daha çok bir yatırım aracı olarak değil, şıklığını tamamlayan bir aksesuar olarak görüyorlar. Tabi ki bu durumun bir de başka yüzü var. O da piyasada bir modelin çok kısa sürede eski model unvanı alması. Bu durum; ürüne yapılan AR-GE ve tasarım emeğine haksızlık oluyor. Ayrıca vitrindeki birçok farklı model arasında seçim yapamayan tüketici yine klasik modellere yönelmiş oluyor. Bugün itibariyle piyasa şartları, bize sürekli yeni modeller üretmemizi zorunlu hale getiriyor. İster istemez vitrinlerde, bir model kirliliği de oluşuyor.” n
altınbülten
NPG’li Altınlar Yolda
Yıllardır hem ülkemizdeki, hem de yurtdışındaki büyük altın rafineri firmalarına çeşitli gramajlarda yatırım altını tedarik eden Nova Pres Gold Kıymetli Madenler; 2014’ün başında kendi yatırım altınlarını piyasaya sunmaya hazırlanıyor.
En son teknolojiyle donanmış yatırım altın üretim fabrikasında uzun bir dönemdir çalışmalarını yürüten Nova Pres Gold; ilk kez kendi logosuyla yurtiçine özel tasarımlı hediyelik altın ve klasik çeşitli gramajlara sahip yatırım altını sunma kararı aldı. Altının üzerine her türlü tasarımı, hatta kişinin fotoğrafını bile basabilme teknolojisine sahip olan Nova Pres Gold; kendi ismini taşıyan ilk yatırım altınlarını online olarak satışa çıkaracak. Tasarımından ambalajına ve teknik hazırlıklarına kadar tüm hazırlıkların çoğunun tamamlandığını belirten Nova Pres Gold Genel Müdürü Murat Niziplioğlu; “2014’ün ba-
şında ürünlerimizi piyasaya ilk olarak firmamızın internet sitesinden satışa sunacağız. İlerleyen dönemlerde gelen tepkileri de analiz ederek, NPG logolu yatırım altınlarımız kuyumcularda, AVM’lerde, Marketlerde dahi satışa sunulabilir” dedi. İlk aşamada ses getiren çeşitli kampanyalar eşliğinde ürünlerini tanıtacaklarını vurgulayan Niziplioğlu, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Ürünlerimiz özel ambalajlarında, kendi geliştirdiğimiz en son sistem güvenlik kodları sayesinde kopyalanmaya korunmalı olarak piyasaya sunulacak. Ayrıca biz yatırım altınını son tüketiciye satarken o anki canlı, anlık fiyatıyla satışa sunacağız. Günlük değil anlık satış fiyatlarımız olacak. Kuyumcu esnafımızda isterse kendilerine ait özel baskılı yatırım altınını bizden satın alabilecekler. İsteyenlere de özel tasarımlı altın satışı yapabileceğiz. Örneğin bize bir düğün fotoğrafını internet üzerinden gönderen bir kişiye ertesi gün, o fotoğrafı altına basmış bir şekilde göndereceğiz. Ücretsiz kargo servisi de tüketicinin hizmetine sunulacak.” n
“Maraşlı” engin tecrübesine yüksek teknoloji kattı Ülkemizin en köklü bilezik üreticilerinden “Maraşlı Kuyumculuk” 60 yıllık engin tecrübesini, bu yıl içinde yapmış olduğu yüksek teknolojik yatırımlarla harmanladı. Müşterilerinin taleplerine eksiksiz cevap verme fırsatı yakaladı. Sektörümüzde birçok marka 2013 yılını artı ve eksileriyle değerlendiriyor. Geçtiğimiz günlerde vefat eden bileziğin kıymetli ustası Naci Maraşlı tarafından kurulan Maraşlı Kuyumculuk; yeni jenarasyonuyla çok ciddi bir kabuk değişikliğine gitti. 4 farklı ülkeden 4 farklı CNC ve
şarnel makinası bünyesine katan Maraşlı Bilezik; hayallerin ötesinde özgün tasarımlara imza atabiliyor. Babalarından devraldıkları bayrağı geleceğe emin adımlarla taşımak isteyen Gökhan ve Serhan Maraşlı kardeşler; 2013 yılının, firmalarının tarihinde çok özel bir yere sahip olduğunu, yaptıkları ciddi teknolojik yatırımların karşılığını kısa sürede almaya başladıklarını ifade etti. Firma ortaklarından Serhan Maraşlı; bilezik takı alanında önemli tecrübeye sahip olan markalarının bazı teknolojik hamlelerde geç kaldığını itiraf ederek; “Rahmetli babamızdan aldığımız köklü markamızı geleceğe taşımak adına ve müşterilerimizin bizden daha farklı ürünler beklemelerine karşılık vermek için 2013 yılını yatırım yılı ilan ettik. Alman, İtalyan, Japon ve Türk CNC makinalarını, en son model Şarnel makinasıyla birlikte bünyemize kattık. Yüksek teknik bilgiye sahip ve tasarımcı yönü kuvvetli çok değerli bir usta transferimiz ile kadromuzu da zenginleştirdik. Şu anda hayallerdeki her tür modeli üretebilme gücüne sahibiz” diye konuştu. Yeni üretim bandına 6 aylık bir sürecin ardından tam olarak adapte olduklarını kaydeden Maraşlı; “Bugün mevcut müşterilerimizin tüm isteklerine cevap vermenin yanısıra yaklaşık %20 müşteri portföyümüzü genişlettirdik. Kontrollü büyüme stratejisini benimseyen firmamız; çok seçici davranarak, uzun soluklu ve meslek etiği içinde çalışacak yeni kuyumcuları tercih ettik” dedi. n SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 97
tasarım
Capri Watch’a kimse kapris yapamaz Yılbaşı akşamı sevdiğinize unutulmaz ve çok özel bir hediye almak istiyorsanız Capri Watch ile işiniz hem çok kolay hem de çok zor. Capri Watch harika bir hediye ama birbirinden şık CapriWatch’lardan hangisini seçeceğinize karar vermek zor. İtalya’nın Cennet turistik adalarından, jet sosyetenin vazgeçilmez durağı Capri’den gelen Capri Watch saatleri, yılbaşında sevdiklerine farklı ve unutulmaz bir hediye almak isteyenlerin imdadına yetişiyor. Tamamen el işçiliğiyle üretilen ve üzerindeki renkli swarovski taşlarıyla gözleri büyüleyen Capri Watch karşısında, en zor beğenenler bile hayran kalacak. Yılbaşında saatler tam 12 00’ı gösterdiğinde, sevdiğiniz kişiye yeni yılda yeni zamanı Capri Watch ile takip etmesini söyleyebilirsiniz. Capri Watch saatlerinin yeni modellerini ve satış noktalarını www.caprissima. com.tr adresinden yakından inceleyebilir ve yılın son dakikalarında, zamanı durduran bir hediye sunabilirsiniz.
98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
SezginJewels’tan Hydro Quartz Collection Sezgin Jewels tarafından 925 ayar gümüşten üretilen ‘Hydro Quartz Collection’ ürünleri; tüketiciye rodyum, altın ve rose renkli micron kaplama alternatifleri ile sunuluyor. Tasarımlarda kullanılan Hydro Quartz taşlar, renklerinin daha canlı ve parlak olması ile dikkat çekiyor. Hydro Quartz taşlar, diğer ürünlere gore oldukça hafif ve kullanışlı olduğundan, son yıllarda tüketicilerin gözdesi haline geldi. Ürünlerin etrafında kullanılan taşlar, star kesim, fasetli zircon olup, bu koleksiyon günün her anında şıklığı tamamlamak için en çok tercih edilen ürünler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Yılbaşı şıklığının en büyük tamamlayıcılarından biri olmaya aday olan ‘Hydro Quartz Collection” ürünleri geniş ürün yelpazesiyle dikkat çekiyor. Sezgin Group tasarım ekibi tarafından, yalnızca Sezgin Jewels için tasarlanan “Hydro Quartz Collection”, her sezonun modasına uygun modelleriyle tercih edilmeye devam ediyor.
“Sis” kontrollü büyümeyi tercih ediyor Kuyum sektörünün köklü markalarından Sis Kuyumculuk; bu yıl Kuyumcukent’teki yeni yeriyle birlikte çalışmalarına hız kattı. Sis Kuyumculuk; yıllardır üretim kalitesini üst seviyelere çekme çabasını, şimdi marka bilinirliği alanında da göstermeyi planlıyor.
Bu yıl ağırlıklı olarak 14 ayar takı üretimi yaptıklarını belirten Sis Kuyumculuk firma yetkilisi Zekai Karabay; “2013 yılında ürün çeşitliliğini arttırdık. Ayrıca yeni tasarımlara çok daha fazla stoklarımızda yer açtık” dedi. Ülke genelinde geniş bir coğrafyaya hizmet sunduklarını, önemli aracılar vasıtasıyla ilk kez Sis markalı ürünlerinin dış pazara da ulaştığını kaydeden Karabay; 2013 yılında mevcut yerli müşterilerinin %20 arttığını, müşteri sayısını arttırırken verdikleri hizmet kalitesini zedelememesi için kontrol dışı bir artış yapmadıklarını ifade etti. Zekai Karabay 2013 yılında ayrıca birçok ürünleri için patent aldıklarını ve www.siskuyumculuk.com isimli internet siteleri vasıtasıyla firmalarını başarıyla tanıtabildiklerini de sözlerine ekledi.
altınhaber
İstanbul aşkına!
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim açık…
Lizay’dan İstanbul aşıklarına eşsiz bir koleksiyon… İstanbul, taşı toprağı altın… Bir gelen pişman bir de gelemeyen. Yavaş şehir moda bu ara, bu sınıfta İstanbul en sonda ama kimin umurunda? İstanbul Türkiye’nin tacı! Var mı içinden deniz geçen, tarih kokan bir şehir bu dünyada? Hayatlar, aşklar yaşanılan şehre göre değişiklik gösterirmiş. İstanbul, başlı başına bir aşk. Ve karşınızda Lizay’dan İstanbul severlere tüm ihtişamı ile tarihten kopan eşsiz “İstanbul” Koleksiyonu…
MDM - Mücevher Danışma Merkezi ICA (International Colored Stone Association) Üyesi
İçimde çok zeki birisi yatıyor... Ama yatıyor işte, sorun orada. Yeni proje üstüne yeni proje üretilerek, durmadan açılan yeni alışveriş merkezleri perakende sektöründeki herkesi endişelendiriyor. Markalar, bu merkezlerin konumuna, potansiyeline, etrafındaki diğer alışveriş merkezlerinin çektiği müşteriye, AVM’nin vaatlerine bakarak karar vermeye çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen “Perakende Günleri”nde yaptığım sohbetlerde, tekstil, sağlık, güzellik gibi farklı sektörlerin yöneticilerinde de aynı endişeyi gördüm. Aynı organizasyon kapsamında düzenlenen mini fuar alanının büyük kısmı ise, yine yeni AVM’lerini tanıtan firmalara aitti. Bu soru işaretleri ile açılan mağazalarda, ortaya yeni bir sorun daha çıkıyor. Müşteri yoğunluğu henüz başlamamış bu bölgelerde, mağazalarda çalışacak personel bulunması ve bu personelin motivasyonu. Mağazada bir şey yapmadan, gelecek olası müşteriyi bekleyen personel, kısa sürede enerjisini ve motivasyonunu kaybediyor. Mücevher mağazacılığı, mücevher satışı, görsel tasarım gibi pek çok önemli konuda bilgili dahi olsalar, bu tecrübelerini uygulayacak enerjiyi yavaş
yavaş yitiriyorlar. Bu durumda sahip oldukları tecrübe ve bilgiyi mağazaya yansıtamıyorlar. Çözüm olarak, mağazadaki personelin içinde yatan yaratıcı ve zeki ruhu uyandırmak için kolları sıvamak gerekiyor. Bu noktada ise, en önemli görev markalara ve mağazanın yöneticisine düşüyor. Personeli ilgi alanlarına göre yönlendirmek, fikir üretir hale getirmek bazen beklenilenin üstünde faydalı sonuçlar ortaya çıkartıyor. Farklı uygulamalarla, mağaza içinde yapılabilecek keyifli çalışmalarla enerjiyi yüksek tutarken, mevcut personelin mağazaya katkısını, verimini arttırmak mümkün. Üstelik bu sayede mağazalardan markalara önemli bir bilgi akışı sağlanıyor.
Enerjik, motive olmuş çalışanlar ise, mağazalarda satışları arttırmak için tırmanılacak ilk basamaklardan. Personelin motivasyonunu arttırmak için yapılacak bu çalışmalarla içindeki yaratıcı fikirleri ortaya koymasını sağlamak, aynı zamanda bireysel gelişimlerine ve öğrenmelerine de katkıda bulunacağından, bir döngü halinde, motivasyonu daha da arttırıyor. SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 99
altınhaber
Riva’dan İtalyan İşi
Riva Gold; İtalya’dan ithal ettiği yeni ürünler ile ülke çapındaki müşterilerine çok zengin alternatifler oluşturdu.
Ü
lkemizin önde gelen altın takı üreticilerinden biri olan Riva Gold; geniş ürün çeşitliliğini şimdi ithal ürün grubuyla taçlandırıyor. Hollow Chain ürün grubunun ülkemizdeki sayılı üreticilerinden olan Riva Gold, son dönemde takı severlerin İtalyan takılara gösterdiği ilgiye kayıtsız kalmadı. Ağırlıklı olarak İtalya’dan bileklik modelleri ithal ettiklerini belirten Riva Gold, İhracat Müdürü Onur Şahin; “Hassas döküm, elektro fusion ve lazer teknikleri ile üretilen ithal ürünlerimiz çok hafif, bu hafifliğinin aksine görünümü çok ihtişamlı. Swarovski taşlı ve taşsız İtalyan takılarımız, tüm ürün portföyümüzün % 20’sini oluşturuyor” dedi. Tüm dünyada hafif ürünlere artan bir ilgi olduğunu bu durumun Hollow Chain ürün gruplarını ön plana çıkardığını kaydeden Şahin; ülkemizde hem büyük şehirlerde hem de Anadolu’da yaşayan bayanların İtalyan takılarına ilgi gösterdiğini, Riva’nın yeni ithal ürünlerinin de bu ilgiden nasibini aldığını söyledi. İtalyanların üretim kalitesini yakaladıklarını yalnız tasarım açısından ülke kuyumculuğumuzun daha yol alması gerektiğini hatırlattı.
Faal Baysal “Göz önünde” Sektörümüzün dinamik markalarından Faal
Baysal Kuyumculuk, baştan sona yenilenen internet sitesiyle artık herkesin çok daha kolay “gözünün önünde”.
K
uyum tarihinin köklü mekanlarından biri olan Çuhacı Han’da merkezi bulunan Faal Baysal Kuyumculuk; satışa sunduğu ürün grubu, firma bilgileri ile ilgili detaylı bilgiyi yeni internet sitesinden takıseverlere ve müşterilerine sunuyor. www.faalbaysal.com. tr adresinde tamamen yenilenen yüzünü ve geniş ürün grubunu tanıtan Faal Baysal Kuyumculuk; önümüzdeki dönemde online satış yapmayı da planlıyor. 100 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
CAT saatleri yeni koleksiyonlarıyla zamana meydan okuyor Fonksiyonel, sağlam ve sportif şıklığı ön planda tutan CAT’in, farklı tarzlara hitap eden yeni koleksiyonlarıyla Türkiye’nin dört bir yanında Sezgin Saat güvencesi ile satışa sunuluyor. CAT saatler özgün tasarımlarının yanı sıra kaliteli işçiliği ve sağlamlığı ile dikkat çekerken, kendine ve tarzına güvenen stil sahibi erkeklerin şıklığını tamamlıyor. Zamanı zorlayan tasarımlarıyla CAT, yeni saat koleksiyonlarında, kollarında elegan ve klasik bir tarz görmek isteyenleri unutmazken , marjinal olmaktan kaçınmayan erkekler için de bir çok farklı alternatifte saat modelleriyle göz dolduruyor... Bu yılbaşı sevdiklerine sezonun trendi olan saat modellerini hediye almak isteyenler Türkiye’nin dört bir yanına Sezgin Saat güvencesiyle satılan CAT satış noklarında buluşacaklar.
altınhaber
Mücevher tutkunları “Jewelry Shopping Fest Istanbul” ile alışverişe doyacak
Türkiye’de bir ilk; mücevher alışveriş festivali Şubat’ta İstanbul’da başlıyor İstanbul adından çokça söz ettirecek bir festivale hazırlanıyor. Baş döndüren modeller, elmaslar, pırlantalar ve mücevherler 6-9 Şubat 2014 tarihleri arasında “JEWELRY SHOPPING FEST ISTANBUL”da sürprizlerle tüketiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Sektörün önde gelen markaları ilk defa bu dev organizasyonda İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda tüketiciyle buluşacak. “JEWELRY SHOPPING FEST ISTANBUL”a gelenler aynı zamanda Minik Kalplerle Elele (MİKA-DER) Derneği’ne katkı sağlamanın mutluluğunu yaşayacaklar.
Ü
lkemizin dünya arenasında imaj kazandığı sektörlerden biri olan mücevher sektörü, ilk defa düzenlenecek bir organizasyona hazırlanıyor. İhtisas fuarlarından çok farklı bir konseptle oluşturulan “Jewelry Shopping Fest Istanbul” nihai tüketiciler için kapılarını açacak. 28 yıldır kuyum ve mücevher piyasasında organize ettiği ihtisas fuarlarından aldığı güç ve deneyimle, UBM bu defa sektörün önde gelen firmalarını ve tasarımcıları son tüketici ile buluşturmaya hazırlanıyor. Jewelry Shopping Fest Istanbul, 6-9 Şubat 2014 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda ilk defa organize edilecek, Türkiye’nin tek mücevher alışveriş festivali olacak. Şıklığı önemseyen, modayı takip eden ve takı tutkunu tüm kadınlar ve beyler, Sevgililer Günü öncesi farklı markaların yüzlerce ürün alternatifini bir arada bulabilecek.
Sevgiler Günü alışveriş heyecanı bu festivalde yaşanacak
Jewelry Shopping Fest Istanbul’da Sevgililer Günü’nün vazgeçilmez hediyesi mücevherler tüketiciyle buluşacak. Sevgililer gününden önceki son hafta organize edilecek, ünlü tasarımcıların koleksiyonlarının da sergileneceği etkinlikte hayalindeki mücevherleri arayan kadınlar mücevherdeki son trendleri yakından görme ve satın alma fırsatı elde edecekler. Tabi Sevgililer Günü’nde ne alsam diye düşünen beyler için de alternatifler sonsuz. Festival, sevgilisi, nişanlısı ya da eşi için farklı mücevher tasarımları arayan beyler için de kaçırılmayacak bir etkinlik olarak dikkat çekiyor.
MİKA-DER için özel defile
Tam bir festival havasında geçecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul aynı zamanda büyük bir sosyal sorumluluk projesine de imza atıyor. Minik kalplerle Elele Derneği (MİKA-DER) için özel bilet satışı ile gerçekleştirilecek olan organizasyonda çok özel isimler ve ünlü sanatçılar çocuklar için bir araya gelecek. Defile ile daha da renklenecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul için gelen konuklar firmaların çok özel ürünlerini görme şansı yakalayacaklar. UBM Rotaforte, kapılarını ilk defa birçok sürprizle açacak, 4 gün boyunca sürecek olan Jewelry Shopping Fest Istanbul, giriş ücretinin yarısını MİKA-DER’e bağışlayacak.
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 101
koleksiyon
Eski bir deyim “Şeytan ayrıntıda gizlidir” der. Bu sözü ilk duyduğumuzda detay ve ayrıntılar sanki hoş olmayan şeylermiş gibi algılayabiliriz ama Frédérique Constant’ın yeni Classics Index koleksiyonunun sahip olduğu olağanüstü tasarım özellikleri, inanılmaz cazip fiyatları ve her modelin sahip olduğu teknolojik harikalar dikkate alındığında detayların son derece keyifli olduğu bir gerçek!
H
er biri oldukça şık, temiz çizgilere sahip, zarif ve zengin ancak bir o kadar da sade kadran tasarımına sahip dokuz benzersiz otomatik model yeni Classics Index koleksiyonunu oluşturuyor.
Paylaşılan ortak özellikler
Classics Index koleksiyonunda bulunan her saat, üzerinde 26 adet değerli taş bulunan otomatik FC-303 kalibre tarafından desteklenmektedir. Saatte 28.800 salınım yapabilen bu ultra-hassas kalibrenin 38 saatlik güç rezervi bulunmaktadır. Parlak cilalanmış kasa, bileklere rahatça oturan ve çap ölçüsü 40mm olan orta boy olarak çalışılmıştır. Kadranı konveks kesim safir kristal cam ile çerçevelenen bu seride, her model 50 metreye kadar suya dayanıklıdır. Tüm modellerde 102 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
saat, dakika ve saniye göstergeleri ile kadran üzerinde saat 3 pozisyonuna yerleştirilmiş bir takvim penceresi bulunur. Tüm ayarlar tek bir vidalı tepe kurma kolundan yapılabilir. Son olarak, her model için indeksler ve rakamlar dikkatle cilalanmış ve tek tek elle uygulanmıştır.
Her tür zevke hitap eden tasarımlar
Yeni Classics Index modellerinden ikisi FC303C5B4 ve FC-303V5B4 çelik kasa üzeri pembe altın ile kaplanmıştır. Buna uyumlu olarak kadran üzerindeki indeksler de pembe altın kaplamadır ve kayış olarak koyu kahverengi deri kayış tercih edilmiştir. Bu modellerin birbirinden tek farkı birinin kadranının koyu çikolata renginde diğerinin ise gümüş renkte olmasıdır. Geri kalan yedi modelin tümü çelik kasalıdır. Çelik kasalı modellerde seçilecek tasarım özellikleri daha da göz kamaştırıcıdır. Bunlar arasında siyah, beyaz ve gümüş kadranlı modeller bulunmaktadır.
Dört Classics Index modelinde kadran üzerindeki 12 ve 6 rakamları elle uygulanmış Romen rakamlardır. Üç model, sportif çelik bilezik sunarken diğer üç modelde siyah krokodil kayış seçeneği mevcuttur. FC303WN5B6OS referanslı model ise son derece lüks görünümlü kahverengi deve kuşu derisinden kayış ile sunulmaktadır. Şunu kabul edelim ki eğer bu tasarım özelliklerine sahip bir İsviçre saatini bu fiyat aralığında bulamadığınızı söylüyorsanız, yeterince yakından bakmıyorsunuz demektir! Dikkat etmeniz gereken son ayrıntı, doğal olarak, fiyattır. Bu düzeyde tasarım özellikleri olan ve son derece sofistike otomatik makine barındıran bu kalitedeki el yapımı İsviçre saatleri, genel olarak 5,000 İsviçre Frangı’nı aşan seviyelerde fiyatlandırılır. Ancak Frederique Constant yeni Classics Index serisinin sadece CHF 990’den başlayan fiyatlarla satışa sunulduğunu belirtmekten büyük mutluluk duyuyor.
altınbülten
2014 Orotalia Yılı
2013 yılını başarılarla dolu geçiren Orotalia yeni yıla, yeni koleksiyonlarıyla damga vurmaya hazırlanıyor. 2014 yılı beklentilerinden bahseden Orotalia Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu “2014 yılı bizim yılımız olacak"dedi. Son aylarını yaşadığımız 2013 yılını oldukça başarılı olarak değerlendiren Orotalia Firma Sahibi Sadık Koşucuoğlu, oldukça yoğun geçen fuar sürecinin etkilerini yılsonuna kadar yaşamaya devam edeceklerini belirtti. Yakaladıkları bu başarıyı istikrarlı bir şekilde 2014 yılında da sürdüreceklerini dile getiren Koşucuoğlu, Orotalia’ya yeni ufuklar açan 2013 yılı ve 2014 hedeflerinden bahsetti. “2013 yılı bizler için çok güzel bir yıl olarak geçti. Yurtiçi ve yurtdışı bütün görüşmelerimiz olumlu ge-
lişmelerle sonuçlandı. Geçtiğimiz yıl benzersiz koleksiyonlarımızla mücevher severlerin ilgi odağı olduk. Bizim için 2 büyük fuar geçirdik. 2014, Orotalia yılı olacak. Bu yıl çok büyük projelerimiz var ve her zamanki gibi bu yıl da bizi takip eden herkesi, eşsiz tasarım koleksiyonlarımızla büyüleyeceğiz. İtalya’dan ithal ettiğimiz değerli koleksiyonlarımızla hem Türkiye hem de İtalya’da takip edilen bir firmayız. 2014’te de bizden beklentileri büyük olan bütün mücevher severlerin karşısına hazırlıklı çıkıyoruz. Dolu dolu bir yıl bizi bekliyor. Eşsiz koleksiyonlarla, 2014 yılının en farklı, fark yaratan firması olacağız. 2014 yılı bizim yılımız olacak.”
Fix Silver Fix Silver kendi tasarımları ve satış noktalarında tüketicisine sunduğu dünya markalarıyla, 2014’e girerken hem sevdiklerinize hem kendinize en güzel hediyeyi vermeniz için birbirinden hoş ve günün her saatin de kullanabileceğiniz özel seçenekler sunuyor. Bu yılbaşında da vazgeçemeyeceğiniz, ‘Meleklerin Kanatları’, ‘Bir Dilek Tut’ ve ‘Otantic’ koleksiyonlarıyla Fix Silver, zarafet ve romantizmi taşıyan kadınlara sesleniyor. Fix Silver koleksiyonlarında gümüş üzerine altın, pembe altın ve rodyum kaplama alternatiflerle farklı tarzları yakalamayı başarıyor. Spor elegan uyumuyla hem iş hayatında hem özel hayatta kıyafet seçimlerini tamamlıyor. Fix Silver yepyeni koleksiyonlarıyla çelikten dizayn edilen kol düğmesi, bileklik ve kolyelerle şehirli erkeğin şıklığını yeniden yorumluyor. Ayrıca Jaspal, Watchme, Elle, Lotus, Cat, Style & Steel gibi dünyaca ünlü markaları bulabileceğiniz Fix Silver, takı ve saat ürünlerini satış portföyünde bulundurmakta… Fix Silver, yılbaşına sayılı günlerin kaldığı şu günlerde, şık koleksiyonlarının yanı sıra yılbaşına özel cazip indirim kampanyası ile de dikkat çekiyor.
ALTIN DÜNYASI 103
altınhaber
Kıbrıs Altınbaş Kuyumculuk yaz boyunca “Tatile Çok Az Kaldı” sloganıyla 5000 TL ve üzeri alışveriş yapan çiftlere Cyprus Xp Travel işbirliğiyle devam ettiği kampanya sonuçlandı ve 15 çift muhteşem bir Avrupa tatili kazandı! Sektörünün öncü kuruluşu Kıbrıs Altınbaş Kuyumculuk 2013 yazına muhteşem bir kampanya ile damgasını vurdu! “Tatile çok az kaldı” sloganıyla devam eden bu kampanyaya 5000 TL ve üzeri alışveriş yapan Kıbrıs Altınbaş Kuyumculuk müşterileri katıldı. 22 Ekim 2013 tarihinde 51. Noter Dr. Selin Üstüner huzurunda çekiliş gerçekleşti ve 15 çift muhteşem bir Avrupa tatili kazanmış oldu. 28 Ekim 2013 Pazartesi günü talihliler için Altınbaş Kuyumculuk Metropol Şubesi’nde bir kokteyl gerçekleşti. Kokteylde Altınbaş Kuyumculuk üst düzey yetkileri de hazır bulundu. Talihliler ödüllerini Kıbrıs Altınbaş Kuyumculuk Mali İşler Müdürü Yılmaz Sezgin’den aldılar. Kampanyaya katılan herkese teşekkür eden Altınbaş Kuyumculuk yetkilileri kazanan talihlilere de tatil ile ilgili bilgi vermeyi ihmal etmediler. 104 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınfirma
Zenith, bir sponsorluğa daha imza attı
Zenith, Alkuzu At Çiftliği’nin her yıl kasım ayında organize ettiği ‘Sonbahar Çalışma Parkuru’nun ana sponsoru oldu! Konyalı Saat distribütörlüğündeki ZENITH, her seviyede biniciye eğitim ve at pansiyonu hizmeti veren Alkuzu At Çiftliği’nin her yıl Kasım ayında organize ettiği ‘Sonbahar Çalışma Parkuru’’na Ana Sponsor oldu!
Konyalı Saat distribütörlüğündeki dünyada mekanizmasını kendi üreten saat üreticisinden biri olan Zenith, yeni bir sponsorluk anlaşmasına imza attı. Her seviyede biniciye eğitim ve at pansiyonu hizmeti veren Alkuzu At Çiftliği’nin her yıl Kasım ayında organize ettiği ‘Sonbahar Çalışma Parkuru’nun bu yıl üçüncüsü 09 Kasım 2013 Cumartesi günü ‘Zenith’’ ana sponsorluğunda gerçekleşti. Dünyanın en değerli ve prestijli 10 saat markası arasında yer alan Zenith’in ana sponsorluğunda düzenlenen Sonbahar Çalışma Parkuru, engel atlamaya yeni başlamış biniciler resmi kıyafetleri ile hakemler karşısında yarıştı.
Ses duvarını aşan ilk saat markası Zenith, binicilere ödüllerini dağıttı Türkiye Binicilik Federasyonu’nun organize ettiği resmi yarışların bir simülasyonu niteliğinde olan bu parkur çalışmaları Zenith ana sponsorluğunda gerçekleşti. Etkinlikte, çalışma parkurları sırık manilerden başlayıp en fazla 110 cm engel atlamaya kadar yükseliyor. Yaklaşık 120 kişinin izlediği parkura, yakın civardaki at kulüplerinden yaklaşık 50 binici ve 35 at katıldı. Parkurda binicileri teşvik için madalya / kupa ve ödüller yine Avusturyalı paraşütçü Felix Baumgartner’ın ger-
çekleştirdiği süpersonik serbest düşüş dünya rekorunu beraber kırdığı ve ses duvarını aşan ilk saat olan Zenith sponsorluğunda dağıtıldı.
Nacar Trendy Serisi ile yeni yılda göz kamaştırın Konyalı Saat, kadın ve erkeklere özel koleksiyonları ile saatte modanın öncüsü olmaya devam ediyor. Nacar yeni yılda Trendy Man serisi ile klasik tarzını ön plana çıkarmak isteyen erkeklere seslenirken, Trendy Lady serisi ile gösterişi seven kadınların bileklerini süslüyor! Nacar, bu yılbaşında kaliteden vazgeçmeyerek şık olmak isteyenlere hitap ediyor. Nacar’ın farklı tasarımıyla dikkat çeken Trendy Man serisi, saat ile şıklık yakalamak isteyen erkeklere iyi bir alternatif oluyor. Seri, Quartz çok fonksiyonlu makine, 5 atm su basıncına dayanıklı 41 mm paslanmaz çelik kasaya sahip. Saatte kullanılan mineral cam ise saatinizi olası çizilmelere karşı koruyor. Nacar Trendy Lady, taşlarla süslenmiş şık kadran tasarımıyla bu yılbaşında hem kendinizi hem de sevdiklerinizi mutlu etmek için hazırlanıyor. Görselliği ve fonksiyonel özellikleri ile dikkat çeken Nacar Trendy Lady serisi, Quartz makine, 5 ATM su basıncına dayanıklılığıyla kendini kanıtlıyor. Seri, altın sarısı ve gümüş renklerinden tasarlanan kayışı ve pırlanta taşlı kadranıyla şıklığınıza şıklık katıyor. Bu yeni yılda hem kendinizi hem sevdiklerinizi ödüllendirmek istiyorsanız, Nacar’ın şıklığınızı yansıtacak Trendy Man ve Trendy Lady saatleri ile Konyalı Saat Mağazaları’nda sizleri bekliyor. SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI
105
altınhaber
Taşların Tılsımını Duymak Projesi ile engeller aşılacak
İşitme engelliler bu proje ile mücevher taşı kesim ustası olacak İhracatta adım adım büyüyen Türk mücevher sektörü; katma değeri yüksek ürünler üreterek ihracatını daha da artırma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Mücevher İhracatçıları Birliği önderliğinde İstanbul Kalkınma Ajansı desteği ile hayata geçirilen “Taşların Tılsımını Duymak” projesi, sektörün en önemli eksikliklerinden birini giderecek. sımını Duymak” projesi; 2012 yılı Sosyal İçermeye Yönelik Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı kapsamında İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından da destekleniyor. Projenin 15 Kasım 2013 Cuma günü yapılan açılış toplantısına; Bahçelievler Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Aylin Çiftçi, sivil toplum örgütleri ve projeyi destekleyenler katıldı.
P
roje kapsamında; engelleri hayatımızdan kaldırmak için başta işitme engelliler olmak üzere toplumdaki dezavantajlı grupların değerli taş işlemeciliği eğitimi alabileceği ve sonrasında istihdam olanağına kavuşacakları mesleki bir eğitim merkezi kurulacak. Sektör böylece yeni taş işleme ustaları kazanacak. Ülkemizin en önemli sorunları arasında işsizlik gelirken, engellilerin istihdam olanakları çok daha kısıtlı. Türkiye’de yaşayan engelli sayısı 8,5 milyon ve ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 12’lik bölümünü oluşturuyor. Bu engellilerin ise sadece beşte biri istihdam olanağına sahip. Mücevher İhracatçıları Birliği tam bu noktadan hareketle işitme engellilerle başlayarak istihdam sorunu ya-
106 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
şayan toplumdaki diğer dezavantajlı gruplara ulaşmayı hedefliyor. “Taşların Tılsımını Duymak” projesi kapsamında kurulacak ve değerli taş işlemeciliği eğitimi verecek merkez, bir yanda işitme engelli ve dezavantajlı gruplara istihdam olanağı sağlarken diğer yanda sektörün uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artıracak, katma değeri yüksek ürünler üretebilmesi için ihtiyaç duyduğu taş işleme ustalarını mücevher sektörüne kazandıracak. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin; İstanbul Kuyumcular Odası, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İşitme Engelliler Federasyonu ile ortaklaşa hayata geçireceği “Taşların Tıl-
Açılış toplantısında “Taşların Tılsımını Duymak” projesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, “Türkiye, değerli ve yarı değerli taşlar açısından oldukça zengin kaynaklara sahip. Sektörümüzün gelişimi için bu taşların işlenmesi ve katma değeri yüksek ürünlere dönüşmesi gerekiyor. Çin, Hindistan, İsrail gibi ülkelerde değerli taş kesimi oldukça yaygın. Böylece dünya mücevher sektöründe özel bir konumdalar. Projemizin asıl çıkış noktası aslında bu oldu, taş kesimi eğitimi vererek ustalar yetiştirebiliriz, taş kesim atölyeleri kurabiliriz ve bunu yaparken engelli vatandaşlarımızı hedefleyerek aynı zamanda onlara istihdam olanağı da yaratabiliriz dedik. Projeyi oluşturduk ve İstanbul Kalkınma Ajansı’na başvuru yaparak çok kısa zamanda onay aldık. Taşların Tılsımını Duymak adını verdiğimiz projemiz için birlikte yol aldığımız çok değerli ortaklarımız var ve bugün hep birlikte projenin ilk adımını attık” dedi. Ayhan Güner, “Türkiye’de yaşayan yaklaşık 8,5 milyon engelli vatandaşımız var. İlk etapta işitme engellileri düşündük ancak şu an taş kesimi yapabilecek dezavantajlı gruptaki herkese kapımız açık. Ayrıca projemizin toplumsal boyutu da çok önemli. Ülkemizde engelli vatandaşlarımızın istihdam konusunda yaşadığı sıkıntının farkındayız. Taşların Tılsımını Duymak projesi ile bu sorunun çözümü konusunda destek olurken, sektörümüzün ihtiyacı olan kalifiye iş gücü açığını da kapatmayı hedefliyoruz. Eğitim Merkezi’mizde eğitim alarak taş kesimi yapacak ustalarımızın emek verdiği ürünlerde özel bir amblem yer alacak ve tüm dünya bu ürünlerin ülkemizdeki işitme engelliler tarafından üretildiğini bilecek” diyerek sözlerini bitirdi. n
altınhaber
FED açıklamaları altına darbe vurdu Spot altın fiyatları FED’in varlık alımlarından gelecek aylarda çekilebileceğini açıklamasının ardından 30 dolardan fazla değer kaybetti. Dolar/TL ise yükseldi. Altın fiyatları FED toplantı tutanaklarından ağır darbe aldı. FED’in açıklanan Ekim ayı toplantı tutanaklarında varlık alımlarından önümüzdeki aylarda çekilmeye başlanabileceği mesajı çıkmasının ardından altın düşüşe geçti. Tutanakların açıklanmasından önce
1276 dolara kadar yükselen altın, açıklamayla birlikte hızla değer kaybederek önce 1259 dolara, sonra da 1242 dolara kadar geriledi.
Altın niçin düşüyor?
· FED’in tahvil alımlarını azaltma işareti. · ABD’nin 10 yıllık tahvil faizlerinde yükseliş. · Hindistan ve Çin’in talebinin azalması. · Altın varlığı tutan borsa yatırım fonlarının satışları. · Altın opsiyonlarında vade sonunun yaklaşması.
Bitcoin’ler yeni altın mı?
Uzmanlar son dönemin en popüler yatırım araçlarından dijital para Bitcoin’lerin altının yerine geçip geçmeyeceğini sorguladı Forbes dergisinde yer alan bir analizde, Bitcoin’lerle altın yatırımı arasında karşılaştırma yapıldı. Son dört yıldır hem altın hem de Bitcoin değerlenme eğilimindeydi. Ancak son bir yıla girildiğinde, altın değer kaybı yaşarken, dijital para yatırımların artmasıyla değerlendi. Bitcoin’ler neredeyse ilk değerini üçe katladı. ‘GÜVENLİ DEĞİL’ Analizde, her ne kadar Bitcoin yatırımları artsa da yatırımcıların altın yerine dijital paraya yönelmedikleri belirtildi. Bitcoin pazarının altına kıyasla çok küçük bir pazar olduğu ve güvenli bulunmadığı ifade edildi. Altın ve Bitcoin’deki rallide en büyük etken ise ABD Merkez Bankası FED’in devam ettiği parasal genişleme politikaları oldu.
“Uzun süreli değer kaybı olmaz” Son dönemde parasal genişlemenin geleneksel etkisini kaybetmesinden dolayı emtia talebini eskisi kadar tetiklemedi. Bu da altında değer kaybı getirdi. Analizde, Bitcoin’ler için uzun süreli bir değer kaybının olmayacağı, artan ilgiye göre yükseliş görülebileceği ancak yatırımcılara güven vermediğinden altının yerine geçemeyeceği belirtildi. n
Bitcoin nedir?
Nasıl kullanılıyor?
Neden Bitcoin yatırımı yapılıyor?
Bitcoin internete endeksli sanal bir para birimi. Hiçbir merkezi otoriteye bağlı olmadan dolaşıma giren Bitcoin ile yatırım yapılabiliyor, mal ve hizmet alımı gerçekleştiriliyor. Bitcoin kelimesi bilgisayar terimi ‘bit’ ile bozuk para anlamına gelen ‘coin’ kelimelerinden oluşuyor. Bitcoin’in mucidinin S atoshi Nakamoto olduğu tahmin ediliyor. Ancak Nakamoto’nun gerçek isminin bu olup olmadığı dahi bilinmiyor. Nakamoto 2009’da Bitcoin sistemini geliştirdi ve 2010’da da izini kaybettirdi. Kişilere kimliklerini açıklamadan para transferi yapma imkanı sunuyor. Ayrıca mal ve hizmet alımlarında da kimliklerin açıklanması gerekmiyor.
Kişiler internet üzerinde oluşturdukları sanal cüzdanlarda Bitcoin paralarını saklayabiliyor. Açılan bu hesaplarda kişinin bilgilerine ihtiyaç duyulmuyor.
Çünkü sistem ‘internetin altını’ gibi çalışıyor. Para birimlerinin değeri olduğu sürece Bitcoin’in de bir değer taşıyacağı algısı var.
Bitcoin nasıl basılıyor?
Avantajları neler?
Yeni Bitcoinlerin dolaşıma girmesi sistemin kullanıcılarına bağlı. ‘Sanal madencilik’ yoluyla 16 haneli bir şifreyi çözen kişilere 25 Bitcoin hediye ediliyor. Böylece dolaşımdaki Bitcoin sayısı artıyor.
Herhangi bir merkez bankasına bağlı olmadığı için herhangi bir ülkenin ekonomisinden de etkilenmiyor. Ayrıca hesabı dondurabilecek bir merkezi otorite de bulunmuyor.
Gerçek hayatta neden değeri var? Gerçek paraların tersine Bitcoin sınırlı. Sistem ilk kurulduğunda sadece 21 milyon adet Bitcoin’in dolaşıma gireceği açıklandı (Şu an bunun 8,5 milyonu dolaşımda). Dolaşıma girmeyen sayı azaldıkça sınırlı Bitcoin’lerin dolar gibi paralar karşısındaki değeri artıyor.
Dezavantajları neler? Bitcoin transferlerinde kimlik bilgilerinin gizli tutulması her türlü yasa dışı finansal transfer için de kapıları açmış oluyor. SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 107
altınhaber
İsgold’u yakından tanımanın en kısa yolu; Yurtdışında önemli ticari başarılar elde ettikten sonra, ülke içinde de faaliyetlerini arttırma kararı alan İsgold Kıymetli Madenler; kendisini daha yakından tanımak isteyenlerin gözünün önünde. Geçtiğimiz günlerde hizmete giren www.isgold.com.tr hem İngilizce hem de Türkçe versiyonuyla faaliyette. İsgold Kıymetli Madenler; hizmete giren internet sitesi www.isgold.com.tr adresiyle, şimdi müşterilerine çok daha yakın. Şirketin faaliyetlerinin, hizmet alanının detaylı bir şekilde tanımlandığı ve sade bir tasarımla gayet anlaşılır bir web adresi oluşturan İsgold; yeni nesil internet site görünümünü tercih etti. İsgold Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Aşık; geçtiğimiz günlerde açılan web sayfalarının tamamen yeni nesil bir internet sitesi anlayışıyla tasarlandığını ve çok fazla fotoğraf kullanılmadan, şirketin faaliyetlerinin olabildiğince anlaşılır bir dil ile ifade edildiğini söyledi. Kuyumculuk sektöründe, hızla firmaların başına ikinci ve üçüncü nesilin geçtiğini, bu nedenle teknolojik yeniliklere, mobil uygulamalara çok daha ilgi duyulan bir süreç yaşandığını kaydeden Erdoğan Aşık; “Yüksek üretim teknolojisine sahip İsgold; internet sitesiyle günün gerekli çağdaş iletişim platformunu oluşturmuştur. Bu web sitemizi biz elektronik bir kartvizitimiz olarak görüyoruz. İlerleyen dönemde online ticari faaliyet geliştireceğimiz zaman, dizayn edeceğimiz farklı sitelerimiz üzerinden hareket edeceğiz” diye konuştu. İnternet sitesinde görülen İsgold Yatırım altın ürünlerinin 2014 yılı başında yerli piyasaya sunulacağını belirten Aşık; “Yurtdışında uyguladığımız yatı-
108 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
rım altın işlenmesinden elde edilecek ekstra kazanç sistemini, yakın tarihte ülkemizde de uygulamayı planlıyoruz. Yatırım altınında ezber bozacak, radikal değişimlere sektörümüz hazır olsun” dedi.
İsgold yeni ürününün ilk lansmanını 25 Aralık’ta yapacak 25-29 Aralık tarihleri arasında Sereks Fuarcılık tarafından düzenlenecek olan; “Yılbaşına Özel Outlet Mücevher Fırsat Günleri” kapsamında, son tüketiciyle buluşmaya hazırlanan İsgold; aylardır büyük bir heyecanla beklenen ve çok ses getirecek özel ürünün ilk lansmanını da yapmanın heyecanını yaşayacak. Yatırım altınına farklı bir anlam ve boyut kazandıracak bu özel ürünle ilgili tüm açıklamalar fuarın ilk dakikalarında kamuoyuyla paylaşılacak.
altınhaber
Ser Diamond’ın yılbaşı fırsatları, “Outlet Mücevher Fırsat Günleri”nde Yaklaşan yılbaşı öncesi birçok kişi hediye telaşına şimdiden düştü. Siz de sevdiğiniz kişiye unutulmaz ve çok özel bir hediye vermek istiyorsanız. 25 Aralık’ta başlayacak “Outlet Mücevher Fırsat Günleri”nde Ser Diamond’ın standına uğramayı unutmayın.
H
Sereks Fuarcılık tarafından, yılbaşına özel düzenlenecek olan “Outlet Mücevher Fırsat Günleri” 25-29 Aralık tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapılacak.
er yılbaşında olduğu gibi ülkemizin önde gelen elmas mücevher üreticisi Ser Diamond’da mesailer yoğunlaştı. Hem ülke içinde hem de yurtdışında yaşayan, yılbaşında unutulmaz bir hediye almak isteyenler için özel tasarımlar hazırlayan Ser Diamond; geçtiğimiz yıl ilk kez katıldığı “Outlet Mücevher Fırsat Günleri”ne bu yıl ikinci kez katılmaya hazırlanıyor. İstanbul Jewelry Show Ekim fuarı öncesinde almış olduğu radikal bir kararla tüm üretim bandındaki ürünlerin tarzını otantikten modern çizgilere çeviren Ser Diamond; elinde kalan son otantik elmas takıları çok ucuz fiyatlar eşliğinde Outlet Mücevher Fırsat Günleri’nde satışa sunacak. Aynı zamanda yeni modern elmas mücevherlerini de sergileyecek olan Ser Diamond, yılbaşına çok büyük önem veriyor. Ser Diamond firma sahibi Yakup Alpdoğan; bu yıl, gerek yurtiçinde gerekse yurtdışındaki müşterilerinin yılbaşı öncesi yoğunlaşan siparişlerinin eskiye göre daha az olduğunu, piyasalarda yaşanan daralmanın yılbaşına da yansıyabileceğinden endişe duyduğunu ifade etti. Alpdoğan; bu daralmayı aşmak için bu yıl ikinci kez katılacakları Outlet Mücevher Fırsat Günleri’ne özenle hazırlandıklarını ve daha önce eşi benzeri görülmemiş uygun fiyatlar eşliğinde eski tarz ürünlerini tüketiciye sunacaklarını, böylelikle tüm otantik ürünlerini bitirmeyi düşündüklerini söyledi. Ser Diamond’ın elmasın modern yüzünü göstermek için tarz değişikliğine gittiğini belirten Alpdoğan; “Bu almış olduğumuz karar ile elması çok daha geniş kitlelerin, gençlerin kullanımına sunmak istiyoruz. Bunun için, tasarım zenginliğini kaybetmeden olabildiğince yeni ürünlerimizi hafif ürettik. Böylelikle uygun bütçeler eşliğinde yeni bir satış fiyatı politikası oluşturduk” dedi.
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 109
tasarım Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş;
“Alyans üreticilerini yakın tarihte zor günler bekliyor” Son yıllarda hızla artan alyans firmalarının, yeterli fizibilite ve AR-GE çalışmaları yapmadan kontrolsüz bir büyüme içinde olduklarını belirten Ufuk Güneş; piyasanın ihtiyacının üzerinde alyans firmalarının bulunduğunu ve yakın zamanda zorlu rekabet şartları nedeniyle bazı markaların alyans üretimine ara verebileceğini öne sürdü.
1990’lı yılların başında kurulan, ülkemizin köklü alyans markalarından Ufuk Alyans’ın ikinci kuşak yöneticisi Ufuk Güneş; son dönemde hızla çoğalan alyans firmalarının, pazarın talebinden daha fazla ürün sunduğunu ve alyans üreticileri arasında çok agresif bir rekabet meydana geldiğini söyledi. 5 yıl öncesine kadar sayılı alyans firmasının bulunduğunu hatırlatan Güneş; “5 yıl gibi kısa bir süre içinde alyans firmalarından ayrılan kişilerin kurduğu alyans markaları, bazı zarar eden kuyumcuları garanti gördükleri için üretimlerini alyansa çevirmeleri ile İzmir’de kurulan birçok alyans markası pastadan pay almaya başladı. Pasta büyümeden pastadan pay alanların sayısı artınca ortada ciddi bir rekabet ortamı oluştu. Genelde fiyat ile avantaj sağlamaya çalışan yeni alyans markaları, yükselen altın fiyatlarının da oluşturduğu dalgalı piyasada kendilerine pazar buldular” diye konuştu. Yakın zaman içinde talebin üstündeki alyans üreticilerinin doğal bir seleksiyondan geçeceğini ön gören Ufuk Güneş “Ya çok büyük tekniğe, teknolojiye sahip olanlar ya da farklı, çarpıcı ve etkileyici fikre sahip olanlar ayakta kalacaklar” dedi. 110 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
Yılbaşında binlerce alternatifiniz, tek adresiniz var
Yılbaşına sayılı günler kala birçok kişi sevdiklerine özel bir hediye alma telaşına düşüyorlar. Beyaz rengiyle saflığı ve güzelliği temsil eden gümüş takılar yılbaşı hediyesi olarak her yıl daha çok tercih ediliyor. Yılbaşı hazırlıklarına birkaç ay önce başlayan Özcan Gümüş, yılbaşında binlerce alternatifi tek adreste size sunuyor. Yılbaşı, kuyum sektörünün hareket kazandığı özel günlerden birisi. Yeni bir yıl, yeni bir hayat ve yeni başlangıçlar anlamı taşıyor. Yeni yılda insanlar sevdiklerini hatırlamak ve onları mutlu kılmak için özel hediyeler almak istiyorlar. Ülkemizin önde gelen gümüş takı ve mücevher üreticisi Özcan Gümüş’te bu özel gün için birbirinden renkli tasarımlarını vitrinlerine taşıdı. Birbirinden kaliteli binlerce Özcan Gümüş ürününe bu yıl iki önemli marka daha katıldı. Chiara ve Moschetto isimli markalar ile Özcan Gümüş; gümüş takılarının yanına, gümüş mücevher de katmış oldu. Geçtiğimiz günlerde ilk ürünleri piyasaya sunulan ve gümüşü çok özel doğal taşlarla buluşturan iki yeni marka kısa sürede büyük beğeni topladı.
Başarılı ihracat çalışmaları 2013’e artı kattı
Bir yılı daha geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde, firmalar yılın genel değerlendirmesini ortaya koyuyorlar. “Montür takı” dendiğinde ilk akla gelen markalardan biri olan Somoro; başarılı ihracat çalışmalarıyla yılı artı değerlerle kapatıyor.
Son 10 yılda ülkemiz “Montür Takı Grubu” kategorisinde yaptığı başarılı çalışmalarla Dünya çapında ilgi gören ve takip edilen bir konuma yükseldi. Montür takının en eski üreticilerinden biri olan ve bu alanda çok önemli bir üne sahip olan İtalyanlar dahi, Türk firmalarının önlenemez yükselişi karşısında çaresiz kalıyorlar. Somoro Kuyumculuk firması da başarılı montür çeşitleriyle, özgün çalışmalarıyla ve esnek hizmet anlayışıyla ürünlerinin %80’nini Dünyanın çok farklı ülkelerine ihraç eder konuma geldi. İleri teknoloji ve tasarım yatırımlarıyla sadece kendi markalarının değil, birçok başarılı Türk montür firmasının Dünya çapında olumlu imaj oluşturduğunu belirten İde, “Dünya genelinde takı gruplarında global bir gerileme olurken, “Montür Takı Grubu” bir istisna olarak gelişim göstermektedir. Senede 5 bin civarında yeni model üretiyoruz. Bunu yaparken teknolojinin tüm imkanlarını kullandığımızı da ifade edelim” dedi.
Gemoloji Derneği
altınhaber
Munich Gem & Minerlientage Show’da Mücevher Taşlarını Tanıttı Gemoloji Derneği, 25-27 Ekim 2013 tarihleri arasında düzenlenen ve mücevher taşları, mineraller ve fosiller konusunda Tucson-Arizona‘dan sonra dünyanın ikinci büyük fuarı olan Munich Gem & Mineralientage Show’a katılarak ülkemizden çıkan birbirinden güzel mücevher taşlarını tanıttı. çıkan değerli taşların bu ülkelerde tanıtımına yönelik ortak projelerin geliştirilmesi konusunda işbirliğine varıldı. Bu önemli kuruluşların yayınlarında Türkiye taşlarına dair özel dosya haberler hazırlanmasına ve Türkiye’de düzenlenen taş gezileri hakkında duyurular yapılmasına karar verildi. Kuruldukları günden bu yana gemoloji bilimine yaptıkları katkıdan ötürü kendilerine teşekkür ve dostluk plaketleri verdik. Bu olumlu işbirliklerinin, Türkiye mücevher sektörünün bölgesinde önemli bir değerli taş ve mücevher merkezi olması yönündeki hedeflerine katkıda bulunacağını düşünüyorum” şeklinde özetledi. Gemoloji Derneği aynı zamanda Münih Mineralientage Show yetkililerine de, fuarın başarısından ötürü bir plaket takdim etti.
G
emoloji Derneği standında sergilenen birbirinden güzel değerli taşlar, gerek konu ile ilgili uluslararası gemoloji ve jeoloji dernek ve enstitülerinin yetkilileri, gerekse değerli taş ve mücevher firmalarının temsilcileri, gemologlar, lapidaristler, tasarımcılar ve taş severlerin beğenisini kazandı. Sergilenen taşların güzelliği ve çeşitliliği karşısında şaşıran ziyaretçiler, Türkiye’de böylesine güzel taşların çıktığından haberdar olmadıklarını belirterek, sadece tanıtım amacıyla sergilenen değerli taşların bazılarını satın alma talebinde bulundular. “Sarayt” (Milenyum Madencilik), ametist (Alaçam Madencilik), Ankara Çubuk agatı, ateş opali ve diğer opal çeşitleri ile kalsedona gösterilen yoğun ilgi, Gemoloji Derneği çatısı altında bir araya gelen ve yurtdışında yeni pazarlar arayan firma sahiplerini memnun etti. Gemoloji derneğinin yılda iki defa çıkardığı Kalsedon dergisinin, Münih Fuarı için
özel olarak hazırlanan Türkçe-İngilizce baskısı ise kısa sürede tükendi.
Uluslararası Gemoloji Dernekleri ile İşbirliği
Fuarın ana girişindeki fuayede dünyanın en önemli gemoloji enstitüleri olan İngiliz Gem-A ve Alman Gemoloji Derneği DGEM-G ile yan yana stantları paylaşan Gemoloji Derneği, bu kuruluşların yetkilileri ile bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Fuar katılımının Türkiye taşlarının tanıtımı açısından çok önemli olduğunu belirten Gemoloji Derneği Başkanı İsmail Hakkı Özak, “Gerek Gem-A ve DGEM-G gerekse Alman Jeoloji Enstitüsü ile Türkiye’de değerli taş ve mineraller konusunda farkındalığın artırılması, karşılıklı taş gezilerinin düzenlenmesi, gemoloji eğitimlerinin verilmesi ve Türkiye’de
2013’te 50. Altın Yılı’nı kutlayan Munich Gem & Mineralientage Show’un ilk günü akşamı düzenlenen gala yemeğinde, fuarın başlangıcından itibaren geçen 50 yıl içerisinde değerli taş ve mineral sektörü için nasıl önemli bir buluşma merkezi haline geldiğine dair sunumlar yapıldı. Münih’in her yıl binlerce turist çeken ve Ekim başında gerçekleşen “Octoberfest” festivali etkinliklerine de yer verildi. Toplam 180.000 m2lik kapalı- 360.000 m2’lik açık alana sahip Münih Messe Fuar Merkezi’nde gerçekleşen Munich Gem & Mineralientage Show, bu yıl 32 ülkeden 330’un üzerinde katılımcıya ve yaklaşık 42.000 ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Gelecek yıl 24-26 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlenecek fuarda, Gemoloji Derneği değerli taş üreticileri ve madencilerinden oluşan daha geniş bir katılımla yer almayı planlıyor.
SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 111
altınhaber
Yeni Yılın İhtişamı, Atlantis Kırmızı Taşlı Pırlantalarda Love Atlantis, yeni yılda en özel gecelere ve davetlere ışıltı katacak pırlanta koleksiyonu ile lüks sevenlerin karşısına çıkıyor. Zarafetinden ödün vermeyen kadınların ve zevkli tercihleriyle kadınları mutlu etmek isteyen erkeklerin tercihi kırmızı taşlı pırlantalar, yeni yılın gözdesi oluyor. Altın ve mücevher alanının gözde ismi Karakaş Atlantis, yeni pırlanta markası Love Atlantis ile yeni yılda da adından söz ettirecek. Love Atlantis’in 2014’e özel olarak hazırladığı koleksiyonda yer
bulan nadide ürünler arasında yer alan yakut taşlı pırlanta yüzük ve küpeler, şıklığınızın tamamlayıcısı oluyor ve yılbaşının ihtişamına eşlik ediyor. Koleksiyon içinde yer alan yakut taşlı pırlanta yüzük 0,64, küpeler 0,24 karat ayarında satışa sunuluyor. Love Atlantis, yakut ve pırlantanın olabilecek en modern yansımalarını aynı koleksiyon içerisinde sunuyor. Siz de yeni yılda kendinizi ve sevdiklerinizi
şımartmak istiyor ve takının en güzel hediye olduğunu düşünüyorsanız, Atlantis ürünlerinin satıldığı mağazalara uğrayın! Love Atlantis’in en özel parçalarını, tüm Türkiye’de bin 300 satış noktasıyla hizmet veren Karakaş Atlantis bayilerinde bulabilirsiniz. Atlantis takılarıyla tanışmak için geç kalmayın!
Size ve sevdiklerinize özel; Atlantis bilezikleri… Karakaş Atlantis, kaliteli işçilikle üretilen ve çeşit bolluğu sunan bilezikleriyle evlenen akraba ve dostlara en özel hediyeyi sunmanızda kolaylık sağlıyor. Karakaş Atlantis’in 22 ayar bilezik tasarımı, kalitesi ve şıklığıyla kadınların tercih sebebi oluyor.
K
ırk üç yıldır kuyumculuk sektöründe 2 bini aşkın ürün çeşidi ile faaliyet gösteren Karakaş Atlantis, yepyeni 22 ayar bilezik koleksiyonu ile mutlu hissetmek ve mutlu hissettirmek isteyenler için satışa sunuluyor. Evlenen akraba ve dostlarınız için de tercih edebileceğiniz Atlantis bilezikleri, özel olarak tasarlanıp, kaliteli işçilikle harmanlandı. Kadınların güzelliğinden esinlenerek en ince desenlerin hayat bulduğu yeni koleksiyon bilezikler, çeşit bolluğuyla dikkat çekiyor. Altın ve mücevherat denildiğinde ilk akla gelen marka olan Atlantis’in 22 ayar yeni koleksiyon bileziklerine bakmadan hediyenizi belirlemeyin! Atlantis ürünlerine, Türkiye’nin bin 300’ü aşkın en seçkin kuyumcularından ulaşmanız mümkün. 112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
altınhaber
Avrupa’nın en büyük mineral ve mücevher taşları fuarı Münih’te yapıldı 1.300’e varan katılımcı sayısı ile Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise önde gelen mineral fuarlarından biri olarak bilinen Mineralien Tage Münih fuarı bu yıl da yoğun ilgi topladı. sil edildiği fuara başta Almanya’dan olmak üzere çeşitli ülkelerden tanınmış gemologlar, taş laboratuvarları, CEO’ları, gemoloji dernekleri başkanları katıldı. Fazıl Özen’in bu kuruluşların başkan ve üyeleriyle uzun yıllara dayanan kurmuş olduğu köklü ilişkiler çerçevesinde Türkiye hakkında pek çok konuda da kapsamlı görüş alış verişinde bulunuldu. Türkiye’deki bazı gemoloji hobi gruplarının taşlar konusunda “Türkiye’den 99 çeşit taş çıkmaktadır” iddiaları gibi bazı yanlış beyanlar ise uluslararası espri konusu olmaya devam etmekte.
Dev boyutta Yakut Zoisit Küre
D
ünyanın pek çok ülkesinden gelen gemologlar, müze yetkilileri, koleksiyonerler ve taş severlerin ilgi gösterdiği fuar oldukça renkli geçti. Uluslararası Gemoloji Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen’in de uzun yıllardır katılarak takip ettiği fuar, bilgi ve genel kültür anlamında da oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip. 2013’de 50. yıldönümü gerçekleştirilen Münih Mineral fuarının bu yılı Altın Jübile olarak adlandırıldı.
Türkiye piyasası Almanya’da da konuşuluyor Gelişen kuyumculuk sektörü dünyanın en uzak ülkelerinde dahi konuşulmakta. Toplantılarda Fazıl Özen’e Türkiye’deki mücevher taşları piyasası ve madenciliği hakkında olduğu kadar, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi başarıları hakkında da çeşitli sorular yönlendirildi. Türkiye’nin Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Başkanı Fazıl Özen tarafından tem-
I.C.A.’de Münih Mineral Fuarı’nda yer aldı Uluslararası Mücevher Taşları Derneği I.C.A. International Colored Gemstone Association da bu yılki fuara özel bir grupla katıldı. Fuar sırasında düzenlenen onlarca toplantı ve panellere katılım ve ilgi de çok büyüktü. Pek çok ülkeden önemli kişilerin katıldığı, Birleşmiş Milletler toplantılarını andıran konferanslarda bilgilendirici konular yanında günümüzde dünyada mineraller, mücevher taşları, madenlerde ve piyasalarda yaşanan sorunlar da ele alındı. I.C.A.’nin de uzun yıllardır üzerinde önemle durduğu çevre korumaya duyarlı madenciliğin daha çok ülkede yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmasının da konuşulduğu toplantılarda aynı zamanda atılacak adımlar konusunda da bilgiler verildi. Ne yazık ki günümüzde pek çok bölgede yapılan madencilik sonucunda doğaya büyük tahribat verilmekte. Özellikle kontrol
dışı yapılan kazılar geri dönüşü çok zor sonuçlara yol açmakta. Yapılan toplantılarda aynı zamanda bu konuda atılacak adımlar konusunda da bilgiler verildi. Dev mineraller ve fosiller Fuar gözlemleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Özen, “Münih Mineral Fuarı’nda sergilenen, dünyanın pek çok bölgesinden gelen inanılmaz güzellikte ve büyüklükteki mineraller ve fosiller tek kelime ile büyüleyici idi. Metrelerce boyları ile koleksiyonerlerin ilgi odağı oldular. Dünyadaki nadir dinazor fosillerinden birisinin de burada sergilenmesi fuarı farklı kılan renkli bir gündem konusu oldu” dedi. 50’nci Altın Yılda Altın Jübile ve Altın Sergisi Dünyanın bir çok ülkesinde bulunan müze ve koleksiyonerlerde yer verilen ham altınlar da, doğadan ilk çıktıkları form ve hallerde çok özel bir şekilde fuarda sergilendi.
Dev Ametist Kristaller
Doğadan çıktığı halde olan Dragon isimli ham altın
Floresans özelliği olan taşların UV ışığı altında ve gün ışığında çekilmiş fotoğrafları
ALTIN DÜNYASI 113
altınbülten
Ekol Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kameroğlu;
“2013 yılının 3 ayı, geri kalan 9 ayı istatistiki olarak kurtardı”
Yılın son günlerini yaşadığımız bugünlerde Ekol Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kameroğlu; yıl değerlendirmesinde bulundu. Yılın inişli çıkışlı bir grafik çizdiğini belirten Kameroğlu, yıl içinde çok yoğun geçen 3 ayın geri kalan 9 ayın istatistiğini olumlu etkilediğini açıkladı. Ülkemizin önde gelen kuyum markalarından Ekol Kuyumculuk; başarıyla geçen bir yılı daha sonlandırmak üzere. 14 ayar, 22 ayar ve pırlanta ürün gruplarında 3 ayrı yapılaşma içinde faaliyetlerini sürdüren Ekol Kuyumculuk; 2012 yılının üstüne artı rakamlar koyarak yılı kapatıyor. Ekol Kuyumculuğun sektörün 2013 yılında yaşadıklarının hemen hemen aynısını yaşadığını kaydeden Yönetim Kurulu Başkanı Alaattin Kameroğlu; “2011 ve 2012 yıllarında altın fiyatının yükselmesiyle başlayan piyasa daralması, 2013 yılında bir parça azaldı. Özellikle, Mart- Nisan- Mayıs aylarında altın fiyatlarındaki ani düşüşle birlikte ciddi bir talep oluştu. Bu 3 ayda meydana gelen talep, yılın genel istatistiğini olumlu etkiledi” diye konuştu. Bu yıl düğün sezonu kavramının değişikliğe uğradığını, yazın ağırlıklı olarak gerçekleşen düğünlerin, ramazan ayının yaz ortasına gelmesiyle birlikte tüm yıla yayılım gösteren bir değişim içinde olduğunu vurgulayan Kameroğlu; “Vatandaşlarımız, fiyatların düştüğü dönemlerde düğünlerinden çok önce takı alımı yaptılar. O dönemde alım yapan vatan-
daşlarımız, ilerleyen aylardaki düğünlerinde sıkıntı yaşamadan takılarını geline avantajlı bir şekilde hediye ettiler” dedi. Ekol Kuyumculuk olarak 2013 yılın içinde kontrollü bir büyümeyi tercih ettiklerine dikkat çeken Kameroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıl içinde çalıştığımız müşterilerimizle ilişkilerimizi tekrar gözden geçirdik. Karşılıklı kazan kazan prensibini uygulayabileceğimiz, karşılıklı saygı çerçevesinde verimli ticari faaliyet içinde olabileceğimiz iş prensipleri ortaya koyduk. Bu prensiplere uymayan, sayıları çok az olan bazı müşterilerimizle yollarımızı ayırdık. Sayıları çokça olan yeni müşteriler edinirken; geri dönüşümlerini çok iyi analiz ederek, uzun soluklu çalışmalar içinde olacağımız, sözüne bağlı kuyumcuları portföyümüze dahil ettik. Ayrıca bu yıl ürün gruplarımızda; özellikle pırlanta ve 14 ayarda, küçük, hafif ürünlerin sirkülasyonu çok daha fazla oldu. Hediyelik takılar dediğimiz ürünlerimiz son yıllarda yükselişte.” Yılbaşında sevdikleriniz ekolünüze hayran kalacak… Yılbaşı öncesi özellikle 14 ayar ve pırlanta ürün gruplarında yeni tasarımlara vitrinlerinde yer açtıklarını sözlerine ekleyen Alaattin Kameroğlu; yılbaşının mevcut özel günler içinde bir adımda olsa ön planda olduğunu ve yüzlerce farklı Ekol ürününün sevgisini ifade etmek isteyenler için zarif bir tercüman olacağını ifade etti. n
Lion Diamond ile özel gecelerde ve davetlerde “pişti” olma ihtimaliniz yüzde sıfır Geçtiğimiz günlerde birinci yaşına adım atan sektörümüzün genç, dinamik markalarından Lion Diamond; ürünlerinin tamamını butik üretiyor. Lion Diamond; hayallerinizdeki bir mücevheri en kısa sürede size sunarken, köklü bir mücevher markasının seri ürününde ortaya koyduğu fiyatı, butik üretimde gerçekleştiriyor. Hem tam istediğiniz gibi olsun, size özel olsun hem de uygun bir bütçe eşliğinde hayaliniz gerçek olsun istiyorsanız, artık Lion Diamond ile tanışma vaktiniz gelmiş demektir. Kuyumculuk mesleğinin uzun yıllardır içinde olan Ahmet Bay ve Recep Arslan tarafından kurulan Lion Diamond; sektör tecrübesini yeni markalarında cömertçe kullanıyorlar. Mücevherin başlı başına çok özel bir obje olduğunu belirten Lion Diamond Firma Ortağı Ahmet Bay, “Bu özel ürünün daha da özel kılınması için “kişiye özel” anlayışıyla üretilmesi gerekmektedir. Hiçbir tasarımcı sizin tarzınızı ve arzunuzu tam anlamıyla takıya yansıtamaz. Kişiye en çok yakışan mücevher, kişinin hayalinde canlandırdığı mücevherdir” dedi. Kuyum sektörünün içinde uzun yıllardır bulunduklarını ve sektörde butik üretim tarzını benimseyen az sayıda mücevher markası olduğunu tespit ettiklerini kaydeden Ahmet Bay; “Bu boşluğu doldurmak ve kişiye özel tasarımlar oluşturmak için kolları sıvadık. Tamamen butik bir ürün ortaya koyarken, 114 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98
işin mutfağından gelmiş olmamızın avantajlarıyla müşterilerimize çok ciddi fiyat avantajları da oluşturabiliyoruz. Bugün seri üretimde olan ve birçok kişinin kullandığı bir mücevher yerine, tamamen size özel yapılmış, hayallerinizi yansıtan bir mücevheri ekstra bir ücret ödemeden uygun şartlarda bizden temin edebilirsiniz” diye konuştu. Pırlanta ve elmas ağırlıklı tasarımlara imza atan Lion Diamond; bizzat ithal ettiği tüm taşlarını, Dünyanın en saygın değerli taş sertifikasyon firması HRD’de sertifikalandırıyor. Müşterilerinin istekleri doğrultusunda her türlü doğal ve değerli taşı temin edebildiklerini ve her türlü simgeyi, objeyi mücevhere dönüştürebildiklerini sözlerine ekleyen Bay; yurtdışında iki butik takı satışı gerçekleştiren mağazayla çalışmalarını sürdürdüklerini, yurt içinde ülkemizin her noktasındaki mücevher alıcıları ile hızla iletişime geçebildiklerini, önce tasarımı hazırlanan mücevherin müşterinin onayının ardından üretime geçildiğini ifade etti. n
Y
ı lbaşı gecesinin vazgeçilmezi kırmızı şarabın kadifemsi dokusunu kıyafetinize taşıyıp; yakut kışkırtıcılığını mücevherinizle tamamlayın…
Koçak Gold’dan Yeni Yılın Rengi “Ateş Kırmızısı”
Koçak Gold; cesaret, ruhsal gelişme, liderlik ve mutluluk duygularını artıran üçlü setten oluşan yakut koleksiyonu ile yeni yıla göz kırpıyor… Yeni yıl için hazırlanan yılbaşı rengi kırmızıyı gözde koleksiyonunda buluşturan Koçak Gold, Koçak kadınlarını sıradan olmaktan uzaklaştırıp çarpıcı görünmelerine eşlik ediyor. Yeni yılı önemseyen ve sevdikleriyle karşılayacak olanlar için hazırlanan yakut taşlı pırlanta kolye, küpe ve yüzükten oluşan muhteşem koleksiyon fazlasıyla cezp edici… pırlanta ve yakutu tüm estetiğiyle taşımak her kadının tutkusu… Koçak Gold bu tutkuya, tutku dolu koleksiyonuyla cevap veriyor.
Koleksiyonda yer alan “Ateş Kırmızısı” üçlü sete ve diğer tüm modellere Koçak Gold mağazalarından ve www.ekocakgold.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Lucis Pırlanta, Aralık ayında Hz. Mevlâna’nın 740. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerine katılacak olan Altınkaynak Konya Şubesi için özel bir koleksiyon hazırladı. Yüksek kaliteli elmaslar ve rose rengi altın kullanılarak üretilen ve “Ateş-i Aşk” ismi verilen koleksiyonda bulunan mücevherler günlük kullanıma uygun olarak tasarlandı. Lucis Pırlanta tarafından hazırlanan semazen figürlerinin ustalıkla mücevhere yansıtılmasıyla tasarlanmış olan koleksiyonu, 07-17 Aralık tarihleri arasında, Konya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan Hz. Mevlana’nın 740. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri etkinliği çerçevesinde sergilenecek. SAYI 98 • ALTIN DÜNYASI 115
Maraşlı ailesinin acı kaybı Maraşlı Kuyumculuk’un kurucusu, yılların deneyimli bilezik ustası Naci Maraşlı; geçtiğimiz günlerde 78 yaşında hayatını kaybetti. Çok küçük yaştan itibaren kuyum mesleğini icra etmeye başlayan ve bizzat kendisinin kurduğu Maraşlı Kuyumculuk markasıyla yaklaşık 60 senedir bilezik takı üretimi yapan Naci Maraşlı, uzun süredir yüksek tansiyon nedeniyle sağlık sorunları yaşıyordu. Kurban bayramının 3’üncü günü hakk’ın rahmetine kavuşan Naci Maraşlı; geride sektörümüze çok değerli bir marka miras bıraktı. Altın Dünyası olarak, yakınlarına ve kederli ailesine Allahtan sabır, kuyum camiasına baş sağlığı diliyoruz.
116 ALTIN DÜNYASI • SAYI 98