ALTIN DÜNYASI 94. SAYI

Page 1

TEMMUZ 2013

Sektör Altın Zirvesi’nde buluştu

Ekonomist

Dr. Marc Faber

İAR Yönetim Kurulu Bşk. TOBB Kuyumculuk

Av. Özcan Halaç

Sanayi Meclisi Bşk.

İmam Altınbaş

Başbakan Yard.

Ali Babacan

94






















Başyazı

Sektör Altın Zirvesi’nde bir araya geldi Bu yıl 4.’sü düzenlenen Altın Zirvesi İstanbul Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yaptığı zirvede sektörün sorunları masaya yatırıldı. SPK Başkanı Vahdettin Ertaş, BDDK Başkanı Mukim Öztekin, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İbrahim Turhan ekonomi yönetiminden zirveye katılan isimler arasındaydı. Kuyumculuk sektöründen pek çok ismin yanısıra bankaların temsilcileri de zirvede hazır bulundu. Zive ile ilgili detayları ilerleyen sayfalarda bulacaksınız.

Anadolu’nun nabzını tutmaya devam ediyoruz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni

REMZİ ÇELEN remzicelen@yayindunyasi.com www.twitter.com/altindunyasi www.facebook.com/altindunyasiyayingrubu

Her ne kadar sektöre yön veren şehrimiz İstanbul olsa da sektörün sağlıklı bir fotoğrafını çekmek ve nabzını tutmak için Anadolu’ya bakmak gerekiyor. Biz de bu amaçla sürekli olarak Anadolu’daki esnafları da yerlerinde ziyaret ediyor, sektörle ilgili gelişmelerin, sektöre gerçek yansımalarını tespit edip, tespitlerimizi tüm sektörümüz ile sayfalarımızda paylaşıyoruz. Bu amaçla bu ay Adapazarı, Samsun ve Ankara üçgenindeki pek çok ilimizi ziyaret edip perakendecilerle sohbet ettik. Ziyaretlerimizde bir yandan sektörün nabzını tutarken diğer yandan da dağıtım ağımızı kontrol ettik.

Elmasın başkanları İstanbul’daydı

Dünya Elmas Borsaları Federasyonu 36. Başkanlar Toplantısı, Borsa İstanbul’un ev sahipliğinde 22 ülkeden 28 borsa başkanının katılımı ile İstanbul’da yapıldı. Üç gün süren toplantıda global elmas piyasasındaki gelişmeler ve Türkiye’deki pazarın büyüme potansiyeli ele alındı. Türkiye’nin böyle bir toplantıya evsahipliği yapması son derece önemliydi.

Kuyumcukent’te önemli toplantı

Kuyumcukent’teki değişim devam ediyor. Yeni yönetimin göreve gelmesiyle başlayan değişim süreciyle ilgili düzenlenen bilgilendirme toplantısı Kuyumcukent’te gerçekleştirildi. 3 aylık süreçte yapılan çalışmalarla ilgili belirli metrekarenin üzerinde alana sahip kat maliklerine bilgi verildi. KİAŞ Genel Müdürü Selami Tütüncüoğlu’nun yaptığı sunum maliklerden tam not aldı. Toplantının detaylarını ilerleyen sayfalarda bulacaksınız.

Atasay Kamer’e onur ödülü

Sektörün esnaflıktan sanayiciliğe geçişinin sembolü olan Atasay Kamer’e, 4. İstanbul Altın Zirvesi’nde düzenlenen törende meslek onur ödülü verildi. Sektörün duayeni Atasay Kamer’e ödülünü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan takdim etti. Kendisine sektöre kazandırdıkları için, sektörümüz adına teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu nice yıllar diliyoruz.

Taklitle mücadele hız kazanıyor

Sektörün önündeki en önemli problemlerinden birisi olan taklitçilikle ilgili konuları hemen hemen her sayıda gündeme taşımaya çalışıyoruz. Bu konudaki çalışmaların son derece hız kazandığı bu günlerde hemen hemen her firmanın bu konu ile ilgili çalışma yapmasında yarar var. Bu konuda yapılan çalışmalarla ilgili olarak hazırladığımız dosyada Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan’ın yanısıra, Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç, Kurtulan Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Kurtulan ve Regold Yönetim Kurulu Başkanı Selami Hoşgör’ün görüşlerini aldık. Şimdiden yaklaşmakta olan Ramazan Bayramınızı kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur dolu nice bayramlar geçirmenizi dilerim.

Remzi Ç elen

AYLIK KUYUMCULUK SEKTÖRÜ GAZETESİ

SAYI: 94 • TEMMUZ 2013 • YIL: 8 Yayın Dünyası Gazetecilik Yayıncılık ve Dağıtım A.Ş.

Adına, Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni:

REMZİ ÇELEN

REKLAM SATIŞ YÖNETMENLERİ

KATKIDA BULUNANLAR:

MELEK SANCAKLI KADER YAŞAR DİLA ECEM ÇAKIR

MEHMET ÇELİK • BURHAN GEZGİN SALİHA ASCENSİO • EMRE ALKİN MEHMET CAN ÖZDEMİR AYLİN GÖZEN

GÖRSEL YÖNETMEN

Altın Dünyası Gazetesi yerel süreli bir yayındır. Gazetede yayınlanan haber, yazı, resim ve fotoğrafların FSEK ve Basın Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü hakları Yayın Dünyası A.Ş.’ne aittir. İzin alınmaksızın kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Altın Dünyası Gazetesi Basın Meslek İlkelerine uymayı taahhüt eder.

İSMAİL BATI GRAFİK/TASARIM

SELİN BEŞİRYAN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

DİJİTAL MECRA VE PAZARLAMA UZMANI

ZEHRA KAŞIKOĞLU ÖRS

SELİN ARSLAN

Yönetim Yeri: Küçükayasofya Mah. Aksakal Sk. No: 27 Fatih/İstanbul • Tel: 0212 518 84 01 (pbx) • Fax: 0212 518 84 02 info@yayindunyasi.com • www.altindunyasi.org

EDİTÖR

MUHASEBE SORUMLUSU

ASLI ÇELEBİOĞLU

BASKI: GEZEGEN BASIM / 100. Yıl Mah. Matbaacılar Sit. 2. Cad. No: 202/A Bağcılar - İstanbul • Tel: 0212 325 71 25

ERDAL BUDAK

İşletme Müdürü: Serap Baranoğlu / Basım Tarihi: HAZİRAN 2013

20 ALTIN DÜNYASI • SAYI 93



gündem

Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) Başkanlar Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

“ÖTV; İtalya, Hong Kong ve Çin ile rekabet gücünü zayıflatıyor” Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’ın da katıldığı toplantıda, sektördeki farklı vergilendirme uygulamaları görüşülürken, Türkiye elmas piyasasında uygulanan verginin düşürülmesinin ülkenin sektörden elde ettiği vergi gelirlerine olumlu katkı yapacağı vurgulandı. 2013 Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) Başkanlar Toplantısı, 16 – 18 Haziran 2013 tarihleri arasında WFDB Başkanı Ernest Blom, Güney Afrika Mineral Kaynaklar Bakanı Susan Shabangu ve 28 elmas borsası başkanının katılımıyla Beşiktaş’taki Shangri – La Hotel’de düzenlendi. Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş’ın da katıldığı toplantıda, sektördeki farklı vergilendirme uygulamaları görüşüldü. Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) tarafından iki yılda bir düzenlenen ve bu yıl 36’ncısı İstanbul’da gerçekleştirilen üç günlük toplantıda, tüm gün süren çalıştaylarla global elmas piyasasındaki gelişmelerin yanı sıra Türkiye’deki pazarın büyüme potansiyeli de ele alındı.

Türkiye’yi elmas sektöründe çok parlak bir gelecek bekliyor WFDB Başkanı Ernest Blom, toplantıyı değerlendirirken, “Türkiye elmas piyasasında uygulanan vergi” konusundaki bir soru üzerine, belirli bir emtia’da verginin düşürülmesinin hükümetin gelirlerini artırdığına, yüklü miktarda almanın ise düşürdüğüne dikkat çekerek, “Çin’de daha önce pırlanta üzerinde çok yüksek bir vergi vardı ve elde edilen vergi gelirleri çok düşüktü. Vergi reformundan sonra Çin’de 4,5 milyar dolarlık bir vergi geliri elde edilmeye başlandı” dedi. TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı görevini de yürüten İmam Altınbaş, mücevher sektöründe uygulanan ÖTV’nin, İtalya, Hong Kong ve Çin ile rekabette güçlerini zayıflattığını sık sık dile getiriyor. İmam Altınbaş, bu durumun sürmesi halinde Türkiye Mücevher Sektörü’nün üretim ve tasarımda ilerlemesinin mümkün olmayacağına dikkat çekerek, bunun da istihdam ve vergi kayıplarına neden olacağını vurguluyor.

22 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94



altınhaber

Dünya Elmas Borsaları Federasyonu Başkanları İstanbul’da bir araya geldi Dünya Elmas Borsaları Federasyonu’nun 36’ncı Başkanlar Toplantısı, Borsa İstanbul’un ev sahipliğinde 22 ülkeden 28 borsa başkanının katılımıyla İstanbul’da start aldı.

2013 Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) Başkanlar Toplantısı, Borsa İstanbul’un ev sahipliğinde 16 – 18 Haziran 2013 tarihleri arasında WFDB Başkanı Ernest Blom, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, Güney Afrika Mineral Kaynaklar Bakanı Sayın Susan Shabangu ve 28 elmas borsası başkanının katılımıyla Shangri – La Hotel’de düzenlendi. Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) tarafından iki yılda bir düzenlenen ve bu yıl 36’ncısı İstanbul’da gerçekleştirilen üç günlük toplantıda tüm gün süren çalıştaylarla global elmas piyasasındaki gelişmeler ve Türkiye’deki pazarın büyüme potansiyeli ele alındı.

İbrahim Turhan: “Vizyonumuz 2023’e kadar Türkiye’yi ilk 10 ekonomi arasına sokmak” Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan, Başkanlar Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada Türkiye ekonomisini değerlendirdi. Türkiye ekonomisinde 1990’lı yıllar boyunca mali dengelerin kötü bir durumda olduğunu, yıllık enflasyonun yüzde 90’lar seviyesinde olduğunu kaydeden İbrahim Turhan, 2001 yılında toplam ekonomiyi büyük bir çöküşün eşiğine getirecek büyük bir kriz yaşandığını hatırlattı. Türkiye’nin bugün Avrupa Birliği ile başarılı müzakereler yürüten, serbest pazar ekonomisi uygulayan ve şeffaf bir ülke konumuna ulaştığını vurgulayan Turhan, şunları dile getirdi: “Türkiye, 2002 – 2012 yılları arasında ortalama yüzde 5,1 oranında büyüme kaydetti. Kişi başına düşen GSYH, 3 katı artarak 3.000 Amerikan doları seviyelerinden 10.000 Amerikan Doları’nın üzerine çıktı. Yoksulluk sınırı altında yaşayan insan oranı, Türkiye’de 2002 yılında yüzde 30’lardayken bugün yüzde 8 seviyesine geriledi. Türkiye’de orta sınıf, 2002 yılından itibaren konsolide oldu. 24 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Genç nüfus Türkiye ekonomisinin arkasındaki dinamik güç Artık stratejik bir vizyonumuz var. Bu da 2023’e kadar Türkiye’yi ilk 10 ekonomi arasına sokmak. Şu anda 17’nci sıradayız. Sizce bu mümkün mü? Mümkün. Bunu yapabilir miyiz? Evet, yapabiliriz.” Türkiye’de nüfusun yarısının 30 yaş altında olduğuna dikkat çeken İbrahim Turhan, bu genç nüfusun Türkiye ekonomisinin arkasındaki dinamik güç olduğunu vurguladı. Turhan, OECD’nin 2012 – 2017 öngörülerinde Türkiye’nin bütün ekonomiler arasında 4’üncü büyük büyüme oranına sahip ülke olarak gösterildiğini hatırlattı. İbrahim Turhan, kriz dönemlerinde dahi hiçbir zaman yabancı sermayeye kısıtlama veya


Ernest Blom: “Türkiye pırlanta piyasasında vergi yapılandırılmasına ihtiyaç duyuluyor” Blom, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün, sürdürülebilir büyümeye etken en büyük değişiklik, ekonomik reformlardır. Çin ve Hindistan’da da gözlemlediğimiz büyüme hamleleri, bu sayede gerçekleşmiştir. Diğer gelişmekte olan ülkelerin ana sorunu vergilerdir. 15 yıllık bir sürenin ardından Çin ve Hindistan’da vergi reformu gerçekleştirilerek pırlantada ÖTV yerine KDV alınmaya başlanmıştır. Dolayısıyla, Türkiye pırlanta piyasasının sürdürülebilir bir gelişim içine girebilmesi adına vergi yapılandırılması, ÖTV’nin kaldırılarak KDV uygulamasına geçilmesi gerekmektedir.” Başkanlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada WFDB Onursal Başkanı Eli İzhakof, "Yakın zamanda kadar elmasta çatışmalı bir kriz yaşanıyordu ama sektörde olumlu gelişmeler yaşandı. Türkiye'nin bu anlamda dünyadaki kıymetli taş, mücevherat ve elmas sektörüne olumlu bir katkı sunduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

ek vergi getirilmediğini belirterek Türkiye’de küresel yatırımcı ile yerli yatırımcı arasında farklı uygulamalar bulunmadığını söyledi.

Vergilendirme konusu toplantıların gündeminde yer alacak Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) Başkanı Ernest Blom, pırlanta sektöründe birden fazla vergilendirme ile karşı karşıya olduklarını belirterek iki gün sürecek toplantılar boyunca vergilendirme konusunu ele alacaklarını belirtti. Blom, iç pazarlarda mücevhere oranla teknolojiden hızlı tüketim mallarına kadar birçok farklı segmente çok daha fazla ilgi gösterildiğine dikkat çekerek mücevher sektöründe 5 yıl öncesine oranla üretimin yüzde 30 azaldığını söyledi.

Güney Afrika pırlanta üretiminde dünyadaki toplam üretimin yüzde 65’ini karşılıyor Güney Afrika Maden Kaynakları Bakanı Susan Shabangu ise Afrika kıtasının pırlanta anlamındaki önemine vurgu yaparak Afrika kıtasının pırlanta üretiminde dünyadaki toplam üretimin yüzde 65'ini karşıladığını ifade etti.

Yıllık ticaret hacmi 250 milyar dolar Merkezi, Belçika Antwerp’te bulunan Dünya Elmas Borsaları Federasyonu, 1947 yılında ham ve cilalanmış elmaslarla kıymetli taşların alınıp satıldığı borsaları birleştirmek ve bu borsalarda ortak bir ticari uygulama düzenini sağlamak amacıyla kuruldu. WFDB bünyesinde yapılan çalışmalar, adil ticaret ve sürdürülebilir büyüme gibi elmas ticaretinin devamını sağlayan düzenlemelerdir. Diğer yandan dünya elmas Borsaları Federasyonu tarafından elmas piyasasında en önemli konulardan biri olan etik kuralların oluşturulmasına ve uygulanmasına yönelik kararlar alınmaktadır. • Dünya elmas ve mücevher ticaretinin yıllık hacmi 250 milyar dolar, • Dünyada değerli taş ve pırlantada 2023 için öngörülen pazar hacmi 600 milyar dolar, • Uzmanlara göre, dünya mücevherat sektörü 12 kat büyüyecek. Elmas ve değerli taş pazarının büyüklüğü 1 milyar dolar Mücevher pazarlarının merkezinde yer alan Türkiye; vize problemi olmaması, güçlü lojistik ağı, yeni ticaret kanunu ve elmas piyasasının varlığı ile 2023 hedeflerine güç katıyor. Elmas piyasasının aktifleşmesi, finans akışını güçlendirecek, yabancı sermayenin Türkiye’ye gelmesini teşvik edecek ve Elmas Bankacılığı oluşarak vadeli işlemleri başlatacak. • Türkiye’de elmas ve değerli taş pazarının büyüklüğü 1 milyar dolar, • Mücevher sektörünün tetiklediği alt sektör sayısı 19, • Türkiye’de hedeflenen ek istihdam rakamı 300 bin kişi. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

25


altınhaber

İstanbul Altın Zirvesi sektörel kurumlar tarafından düzenlenmeli 4. Uluslararası Altın Zirvesi’nin detaylarının paylaşılması amacıyla zirve öncesinde düzenlenen basın toplantısında, zirve katılımcılarına ve etkinlik kapsamında düzenlenecek oturumlara ilişkin bilgiler verildi.

İstanbul Altın Rafinerisi, NOOR Capital ve Loomis 20 Haziran tarihinde Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirilen 4. Uluslararası Altın Zirvesi’nin detaylarının paylaşılması amacıyla zirve öncesinde Point Hotel’de bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, zirve katılımcılarına ve etkinlik kapsamında düzenlenecek oturumlara ilişkin bilgiler verildi. Basın toplantısında yaptığı bilgilendirme konuşmasında, zirvenin henüz dördüncü kez düzenleniyor olmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Özcan Halaç, etkinliğin sadece mücevherat ya da takı odaklı değil altın konseptli olduğunun altını çizdi. Halaç, zirvede altının toprak altından çıkıp bireysel ya da kurumsal yatırımcıya kadar ulaşmasına kadar geçen sürecin irdeleneceğini belirterek şunları anlattı: “Zirvede altın ve mücevher sektöründeki bankacılık uygulamaları ve altın ve mücevher sektörünün geleceği konulu iki önemli panel düzenlenecek. Ülkemizdeki altın ve mücevher sektörünün bugününün değerlendirileceği zirveye, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş, Bankacılık Düzenleme ve 26 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Denetleme Kurumu Başkanı Mukim Öztekin, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İbrahim Turhan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı İmam Altınbaş, Türkiye Altın Madencileri Derneği Başkanı Ümit Akdur, KUYAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sait Erdal Metiner THY Genel Müdürü Temel Kotil’in yanı sıra bazı bankaların üst düzey yöneticileri de katılacak. Zirve kapsamında İstanbul Altın Rafinerisi kurucusu rahmetli Ömer Halaç adına verilen onur ödülü Başbakan Yardımcısı Babacan’a, meslek onur ödülü ise Atasay Kamer’e takdim edilecek.” Zirveyi asıl yapması gereken kuruluşların başkaları olduğunu belirten Halaç, “Gönül ister ki bu zirveyi sektörün odası yapsın, sektörün ihracatçılar birliği yapsın veya sektörün bir kurumu yapsın. Ama şimdiye kadar böyle bir şeyi üzerine almamış bu kurumlar hala da almış değiller, bu sene yapmak yine bize düştü. Bu süreçte sponsor olarak sektöre desteklerini esirgemeyen NOOR Capital, Loomis ve UBM Rotaforte’ye sektör adına teşekkür ederim” dedi. Toplantı, Halaç’ın gazetecilerin sektörel gündeme ilişkin sorularını yanıtlamasının ardından sonra erdi.



altınzirve

Türk kuyum sektörünün önemli gündem maddeleri Zirve’de ele alındı

4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi gerçekleştirildi

4. Uluslararası Altın Zirvesi 20 Haziran Perşembe Günü Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi. Ana Sponsorluğunu İstanbul Altın Rafinerisi'nin üstlendiği Zirvenin açılışı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından yapıldı. Kurulu Başkanı Sait Erdal Metiner’in yanı sıra bazı bankaların üst düzey yöneticileri de katılımda bulundu.

Zirvede, sektörün önemli gündem maddeleri konuşuldu

Türkiye altın, takı ve mücevherat sektörünün artık geleneksel hale gelen ve en önemli etkinliği olan Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nin dördüncüsü, 20 Haziran 2013 Perşembe günü, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve birçok sektör temsilcisinin de teşrifleriyle İstanbul Çırağan Sarayı’nda, zirve sponsorları İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, Loomis Türkiye Ülke Başkanı Sarp Tarhanacı ve Noor GM Genel Müdürü Jihad Shannak ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Zirveye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mukim Öztekin, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İbrahim Turhan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı İmam Altınbaş, İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, Türkiye Altın Madencileri Derneği Başkanı Ümit Akdur, KUYAŞ Yönetim 28 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde yaptığı konuşmada altın bankacılığı, sektörün ÖTV sorunu gibi kuyumculuk sektörünün ana gündem başlıklarına değinen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yastık altındaki altınların bankacılık sistemine girmesinin, Türkiye’ye yönelik risk algısını azaltacağını söyledi. Babacan, “Vatandaşın altına yatırım yapmasında sorun yok. Yeter ki evinde değil bankada tutsun” dedi. Sektörün önündeki büyük engellerden biri olan ÖTV konusuna da değinen Babacan, lüks tüketim üzerindeki ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkına vardıklarını söyledi. Babacan, "İçerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz? ÖTV'yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz? Bu bizim için önemli bir ev ödevidir" dedi. Sektörün Türk ekonomisine katkılarının yanı sıra 2023 hedeflerinin, projelerinin ve sorunlarının ele alındığı zirvede ünlü uluslararası yatırım danışmanı ve fon yöneticisi Marc Faber de bir konuşma yaptı. Konuşmasında yatırımcılara bir dizi tavsiyede bulunan “Dr. Kıyamet” adıyla bilinen Marc Faber, “Yatırımları çeşitlendirin. Yüzde 25 hisse senedi, yüzde 25 gayrimenkul, yüzde 25 nakit ve tahvil, yüzde 25 altında bulundurun” önerilerinde bulundu. İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, ise ev sahipliğini üstlendikleri zirvede yaptığı konuşmada, altının toprağın altından çıkıp nihai tüketiciye kadar


ulaşmasına kadar geçen süreçteki ilgili sektörlerin sorunlarını ve sıkıntılarını dile getirmek ve iletişimi sağlamak amacıyla toplandıklarını dile getirdi. Halaç, konuşmasında, Türkiye’de altın madenciliği üzerine yapılan istatistikî sonuçlar ve rakamsal verilerle değindiği Altın madenciliği, üretimi ve altın bankacılığı gibi sektörel gündem maddelerine daha sonra yapılan oturumlarda tekrar değinilmek üzere girizgâh yaptı. Sabah saatlerinde yapılan açılış konuşmaları ve Ali Babacan’ın katılımının ardından gün boyu devam eden zirve, düzenlenen panellerle etkili oturumlara sahne oldu. Prof. Dr. Kerem Alkin’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen, ülkemizdeki altın ve mücevher sektörünün bugününün değerlendirildiği zirvede altın ve mücevher sektöründeki bankacılık uygulamaları ve altın ve mücevher sektörünün geleceği konulu iki önemli panel düzenlendi. Toplantıda, İstanbul Altın Rafinerisi’nin, Türk kuyumculuk sektörüne çok önemli katkılarda bulunmuş olan Yönetim Kurulu Başkanı merhum Ömer Halaç’ın adını yaşatmak amacıyla verdiği “Ömer Halaç Onur Ödülü” Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a takdim edilirken “Meslek Onur Ödülü” ise Atasay Kamer’e verildi.

İmam Altınbaş; “Hükümetimizin ihracatı destekleme projeleri ile pırlantada ÖTV konusu ters düşmektedir” Sektörün önemli temsilcilerinden biri olan TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı İmam Altınbaş da, katılımcı olarak bulunduğu zirvede yaptığı konuşmada pırlanta ve değerli taştan alınan ÖTV’nin sektörün en önemli sorunu olduğunu belirtti. Altınbaş, “Pırlantada uygulanan ÖTV’nin devlete hiçbir katkısı olmadığı görüldüğü halde ısrarla bu uygulama sürdürülmektedir. Bu durum sektörümüzde, rekabet etmek zorunda olduğumuz İtalya, Hong Kong ve Çin’e karşı gücümüzü zayıflatmaktadır. Hükümetimizin ihracatı destekleme projeleri ile pırlantada ÖTV konusu ters düşmektedir” dedi.

ZİRVE’DEN KISA KISA… � TÜPRAG A.Ş. 1986 yılında Türkiye’de

faaliyete başladıktan sonra 20 yıl süreyle yaklaşık 1.000 adet maden arama ruhsatına çalışıp maden aramalarına 130.000.000 ABD Doları harcadı. Bu ruhsatlardan sadece 2 tanesi altın madenine dönüştü. Bu madenleri üretime almak için kurulan tesislere yaklaşık 800.000.000 ABD Doları harcandı.

� 2001 yılında 1. 4 ton altın üretimi her yıl

daha fazla artarak 2012 yılında 29,5 ton altına yükselmiştir.

� Maden Tetkik Arama (MTA) tarafından

yayınlanan Rapora göre Türkiye’nin 700 ton altın rezervi bulunuyor.

� Türkiye’nin 75 yılda gerçekleştirdiği

maden arama sondajını, Kanada 1 yılda, Avustralya 3 yılda yapmaktadır.


altınzirve

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’ne Katıldı Altın Zirvesi’nin önemli konuklarından biri de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan oldu. Babacan, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde yaptığı konuşmada mücevherat sektörünün ana gündem maddelerine değindi ve organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen İAR Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç'a teşekkür etti. rum. Petrol, doğalgaz ve tasarruf oranlarımızın düşük olması sebebiyle cari açığımız yüksek. Ama altın üretimi cari açığı azaltacak çok önemli bir alan. Bu sektörün önünü açmamız, altın madenciliğini geliştirmemiz bizim için stratejik bir öncelik.”

“Kayıt dışılık gibi eski alışkanlıklar terk edilmeli”

4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, İstanbul Altın Borsası’nı (İAB) Borsa İstanbul ile bir araya getirdiklerini belirten Ali Babacan, “2012’de borsaya baktığımızda 15.5 milyar dolarlık bir işlem hacmi var. Bu yılın ilk 5 ayında borsada işlem gören altın rakamlarına baktığımızda 9.4 milyar dolara ulaşmış durumda. O nedenle altın borsasının gelişmesinin önündeki engellerin kalkması önemli. Özellikle kıymetli taş, pırlanta, elmas gibi ürünlerde ÖTV var. ÖTV’nin önemli bir engel olduğunun farkındayız. Ancak içerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz? ÖTV’yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz? Bu bizim için önemli bir ev ödevidir. Bunu da mutlaka çalışmamız gerekiyor. Değerli taşta da İstanbul’un uluslararası alışveriş merkezi olmasını sağlamamız önemli” diye konuştu. Sektörde gelinen noktanın gurur verici olduğunu ifade eden Babacan, “Altın ve mücevheratı kattığımızda İstanbul, bu konuda dünyanın en eski tarihe sahip olan şehirlerden birisi. Kapalıçarşı kültürüne baktığımızda aslında İstanbul’un nasıl da Türkiye’nin sınırlarını aşan yoğun bir faaliyetin merkezi haline geldiğini görüyoruz. Altın ve mücevherat pazarına baktığımızda Türkiye, bu işin en büyük 5 pazarından biridir” diye konuştu. Babacan, Türkiye’de altının madenden üretimini önemsediklerini ve bu rakamın hızla arttığını ifade ederek, şöyle devam etti: “Burada sorunların, sıkıntıların olduğunu biliyoruz. Bürokratik problemlerin farkındayız, fakat bu üretimin bizim ekonomik yapımız açısından son derece önemli olduğunu vurgulamak istiyo30 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Babacan, istihdam açısından bakıldığında sektörün 250 bin çalışanı ve 35 bin perakende satış noktası bulunduğunu, sektörün 2012 yılında 2,5 milyar dolara ulaşan ihracatı olduğunu dile getirdi. Bu yılın nisan ayı itibariyle 976 milyonluk ihracat rakamının görüldüğünü belirten Babacan, “Bu tabii bizim gümrüklere bildirilen rakamlar üzerinden gördüğümüz kadarıdır. Ama görmediğimiz rakamlar olduğunun da az çok farkındayız. Kayıtlı olan bu rakam dahi gerçekten önemli” diye konuştu. Bu sektörde kurumlaşmanın önemli olduğunu ifade eden Babacan, “Kayıt içine geçmek bu işin önemli bir perspektifidir. Kurumsallaşmadığımız zaman küçük kalıyoruz. Tabiri caizse, elin adamına kolay emanet edilebilecek şekle getiriyoruz. Artık eski usulleri kayıt dışılığı terk edip, kayıt içinde, resmiye geçerek, şirketlerimizi, kuruluşlarımızı kurum olarak güçlendirmek sektördeki herkesin nihai hedefi olmalıdır” dedi.

“Markalaşma ve tasarım üzerine eğilmemiz gereken alanlardır” Üretilen katma değere bakıldığında sektörün ekonomik büyümeye de katkı verdiğini anlatan Babacan, yapılanın sadece taşeronluk, fasonculuk olursa fazla katma değerin oluşamadığına dikkati çekerek, yurt dışında Türk markaları bu konuda gelişirse daha fazla katma değer üretileceğini kaydetti. Tasarım konusunda da son yıllarda güzel gelişmelerin olduğunu belirterek, “Markalaşma ve tasarım üzerine eğilmemiz gereken alanlardır” dedi.



altınzirve

İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç;

Zirvenin, sektörün gelişmesinde önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz

4. Uluslararası Altın Zirvesi İstanbul Altın Rafinerisi ev sahipliğinde Çırağan Sarayında düzenlenen sempozyumla gerçekleştirildi. İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç çok sayıda önemli konuğun ve sektör temsilcilerinin bulunduğu sempozyumda gerçekleştirdiği açılış konuşmasında sektörlerin sorunlarını ve sıkıntılarını dile getirmek ve iletişimi sağlamak amacıyla toplandıklarını söyledi. Halaç, bu zirvenin ülkemizde altın ve mücevher sektörünün gelişmesinde çok önemli katkısı olacağına inandıklarını belirtti. Sektörel bankacılık uygulamaları

İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, 4. İstanbul Altın Zirvesi’nde yaptığı açılış konuşmasında Türkiye’nin son yıllarda artış gösterdiği altın üretimi rakamsal verilerinden yola çıkarak Türkiye’nin altın rezervleri ile ilgili değerlendirmede bulundu. Halaç, altının her ülke için özellikle de Türkiye için çok kıymetli ve değerlendirilmesi gereken bir zenginlik kaynağı olduğunu belirttiği sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Dünya altın üretiminde ülkemiz de son yıllarda ciddi gelişme göstermiştir. 2001 yılında 1.4 tonla başlayan altın üretimi her yıl artarak 2012 yılında 29.5 tona yükselmiştir. Altın madenciliğinin başladığı 2001 yılından beri toplam üretim 136 tonu geçmiştir. Yaklaşık 6 milyar dolarlık bir kaynak yeraltından çıkarılıp ekonomiye kazandırılmıştır. Ülkemiz, altın üretimi olsa da esas olarak altın ithal eden ülke konumundadır. Talep ile üretim arasındaki fark, hurda altınlar ve ithalat ile karşılanmaktadır. Türkiye’nin yılda kabaca 150 ton altın ithal ettiği dikkate alınırsa, altın ithalatı maksadıyla yıllık ortalama 8 milyar dolar para yurt dışına çıkmaktadır.” 32 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Türkiye’de yastık altındaki tonlarca altının ekonomiye kazandırılması konusunda da ilk iş birliklerine imza atan İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, altının son dönemde ülkemizde takı ve süs amaçlı kullanımının dışında yatırım amaçlı olarak da kullanımının önem kazanması ile birlikte yükselen talebi takiben Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın bankalara Türk Lirası için tutulması gereken zorunlu karşılıkların %30’nu altın olarak tutabilme olanağı tanımasıyla sektörel bankacılık uygulamalarının da geliştiğini belitti. “Bu uygulama ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın altın rezervleri ve bankaların karlılığı artmış, düşük maliyetle kredi kullanma imkânına sahip olan reel sektör kazanmıştır. Dolayısıyla vatandaş elindeki altınları güvenli bir şekilde muhafaza edebilmiş ve getiri kazanır hale gelmiştir” diyen Halaç, Merkez Bankası’nın bankalardan munzama kabul etmiş olduğu altınların belli bir oranının halktan toplanan altın olma zorunluluğunun getirilmesi durumunda yastık altında duran altınların bankalara mevduat olarak gelmesinin daha çok hızlanacağını söyledi. Halaç, ekonomi ve likiditenin genişleyeceğini, bireysel tasarrufların ve Merkez Bankası rezervlerinin daha da artacağını sözlerine ekledi. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararda yapılan değişiklik ile bankalar arası altın transferlerinin yapılabilmesi gelişmesinin de, altın sektörü için çok sevindirici bir haber olduğunu belirten


Türk insanının altına olan zaafından yararlanmak isteyen bazı fırsatçılar, gerek düşük ayarlı takı üreterek gerekse de farklı metalleri altına benzeterek halkı kandırmaya yönelmektedirler. Bunları engelleyecek ve caydıracak olan cezalar yetersiz kalmakta ve bir sektör töhmet altına girmektedir. Bu tarz fiillere verilen cezaların artırılması ve bu faaliyetlerin kalpazanlık adı altında değerlendirilmesi bu sektörün ve halkın korunması için önemli bir adım olacaktır.

“ÖTV sektörün gelişmesinde önemli bir engel”

Halaç “Kısa zaman içinde uygulamanın başlatılması sektörü canlandıracaktır. Bu uygulama gerek bankalar gerekse de kuyumcular için büyük bir sıkıntının ortadan kaldırılması anlamındadır.”dedi.

“Kayıt dışılık ve sahtecilik Kuyumculuk Kanunu çerçevesinde kontrol altına alınmalı” Kuyumculuk mesleğinin bazı yasal boşlukların giderilmesiyle sektörel sıkıntıların minimuma indirilebileceği yönündeki görüşlerini belirten Halaç kayıt dışılığında yine bu yöntemle giderilebilineceği görüşünü şu cümlelerle vurguladı: “Kuyumcular altının çok değerli bir emtia olmasından dolayı finansal kuruluşlar kadar büyük cirolu faaliyet gösterebilmektedirler. Sermaye, yapılan ticaret hacmi ve parasal işlemlerin büyüklüğü bu sektörde bazı düzenlemeleri de zorunlu kılmaktadır. Hazırlanacak olan Kuyumculuk kanunu ile kimlerin hangi şartlarda kuyumculuk yapabileceğinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Şu an böyle bir kanunun olmaması sektördeki basiretli firma ve kişileri mağdur etmekte, piyasaya çıkan kötü niyetli kişilerin marifetiyle de sektörel sıkıntılar sürekli büyümektedir. Hassasiyetle belirtmeliyiz ki bugün sicilinde dolandırıcılık, sahtekarlık vb. suçlardan hüküm bulunanlar rahatlıkla kuyumcu dükkanı açabilmekte ve insanları kandırabilmektedirler. Altın değerinin yüksek olmasından dolayı ve

Daha önce Ömer Halaç Ödülünü alan kişiler 1 Kemal Unakıtan 2 Ufuk Uyan

3 Erdem Başçı 4 Ali Babacan

Toplantıda vurgulanan önemli konulardan biri olan ÖTV sorununa Özcan Halaç da konuşmasında şu cümlelerle değindi: “Altından mamul ürünlerde asıl değer altının emtia değeridir. İhracatta güçlü olmak için altınla kıymetli taşları buluşturmak lazımdır. Değerli taşlar altının kendine has tasarımıyla şekillendiği zaman yüksek bir katma değer oluşturmaktadır. Fakat ham elmas ve pırlantada uygulanan %20 ÖTV bu sektörün gelişmesine engel olmaktadır. Türk kuyumcusu, mücevheratçısı yaratıcıdır. Bizler sanatkâr ruhlu insanlarız, ruhumuzun ve Anadolu kültürümüzün zenginliğini üretimimize yansıtan bir ekibiz. Ülkemiz Altın Borsası, Altın Rafinerileri, mücevher fabrikaları, tasarım merkezleri ve yaratıcı tasarım ustalarıyla dünyanın en güçlü mücevher sektörlerinden birine sahiptir. Altının taşla buluştuğu noktayı iyi yönetirsek, ülkemiz mücevher sektöründe lider olacaktır.”

“İstanbul’un en önemli ticaret merkezlerinden biri, Kuyumcukent” Halaç, geçtiğimiz aylarda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildiği Kuyumcukent’in önemine de dikkat çekti: “İstanbul’da bulunan ve ülkemizin bölgesel cazibe merkezi olması amacıyla kurulmuş olan “Kuyumcukent” projesi de dikkate şayandır ve sektörel açıdan da stratejik bir öneme sahiptir. Bünyesinde irili ufaklı birçok işletmeyi barındıran ve yüzden fazla ülke ile sektörel temas noktası olan ve modern bir tesis olarak 2006 yılında faaliyete geçen Kuyumcukent, uzun vadede İstanbul’un en önemli ticaret merkezlerinden biri olması açısından önem arz etmektedir. Türkiye’nin altın ve mücevher üretim kapasitesini tasarım ve makineleşme ile birleştirerek artırmak, dolayısıyla ihracat rakamlarımızı yükseltmek ve mücevherat sektöründe sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak için markalaşmak da çok önemlidir.”

“Türkiye, altın mücevherat pazar büyüklüğü ile dünyanın en büyük 5 pazarı arasındadır. Yaklaşık 5 bini üretici, 35 bini de perakendeci olmak üzere ülkemizde 40 binden fazla kuyumculuk işletmesi ve bir kişilik küçük atölyelerden yüzlerce elemanın çalıştığı fabrikalara kadar yaklaşık 500.000’den fazla sektör çalışanımız mevcuttur. Ülkemizde bu sektörde İstanbul başı çekmekte, 2000 dolayında imalatçı ve toptancı, 4000 civarında da perakendeci ile bu yöndeki ekonominin kalbi konumunda yer almaktadır.” SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

33


altınzirve

TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı İmam Altınbaş:

“Sorunların temeli, kayıt dışılık” 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi Katılımcıları arasında bulunan, sektörün önemli temsilcilerinden TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı İmam Altınbaş da zirvede konuşma yapan sektör temsilcileri arasındaydı. Altınbaş özellikle ÖTV sorunu üzerinde durduğu konuşmasında sektörel sorunların çözümü için gerekli girişimleri merakla ve dikkatle beklediklerini belirtti. “Başarılı ülkelerde ham maddeye vergi uygulanmıyor” Altınbaş, başarılı ülkeler üzerinde yaptıkları incelemelerde ham madde üzerindeki vergilerin sıfırlanmış olduğuna dikkat çekti. Bu ülkelerin, tüketilen metaa üzerine kurulan vergilendirme sistemi ile üreticiyi destekleyerek istihdamı artıran bir yapıda olduklarını gördüklerini belirtti. “Hükümetimizin ihracatı destekleme gayesi ile bütün sektörlerde tanıtım, pazarlama, Ar-Ge’ye büyük destek verdiği, kaynak ayırdığı malumdur. Bunun da ihracatımızı getirdiği başarılı nokta göz önündedir. Bunun mücevher sektörüne uygulanan ÖTV ile ters düştüğü de görülebilir. Mücevher sektörü bu konuda adeta bir ayrımcılığa maruz kalmıştır. Yetkililerimizin de doğruladığı bu haksızlığın ortadan kaldırılması için gerekli girişimleri merakla ve dikkatle bekliyoruz.”

“Hükümetimizin ihracatı destekleme projeleri ile pırlantada ÖTV konusu ters düşmektedir” Sektörün önemli temsilcilerinden biri olan TOBB Kuyumculuk Sanayi Meclis Başkanı İmam Altınbaş da, katılımcı olarak bulunduğu zirvede yaptığı konuşmada pırlanta ve değerli taştan alınan ÖTV’nin sektörün en önemli sorunu olduğunu belirtti. Altınbaş “Pırlantada uygulanan ÖTV’nin devlete hiçbir katkısı olmadığı aksine vergi kaybına yol açan bir uygulama olduğu görüldüğü halde ısrarla bu uygulama sürdürülmektedir. Bu durum sektörümüzde, rekabet etmek zorunda olduğumuz İtalya, Hong Kong ve Çin’e karşı gücümüzü zayıflatmaktadır. Hükümetimizin ihracatı destekleme projeleri ile pırlantada ÖTV konusu ters düşmektedir” dedi. Bu durumun kayıt dışılığa sebebiyet verdiğini belirten Altınbaş, bundan kaynaklanan sıkıntılara da şu cümlelerle değindi, “Hammadde ülkemize kayıtlı giremediğinden dünyanın kurumsallaşmış firmalarına tedarikçi olmakta maalesef sıkıntı yaşamaktayız. Bu durum firmalarımızı üretimden uzak tutup, yurtdışından getirttiği hazır mücevheratı satmaya zorlamaktadır. Böyle olunca, Türkiye Mücevher Sektörü’nün üretim ve tasarımda ilerlemesi mümkün olmamaktadır. Bu da, istihdam ve vergi kayıplarını beraberinde getirmektedir.” 34 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

“Sektörün tamamına yakın bir kısmının aile şirketlerinden oluşuyor olması, kurumsallaşmayı çok daha önemli kılıyor” Son yıllarda kurumsallaşma atağı içerisinde olan Kuyumculuk sektörünün tamamına yakınının aile şirketlerinden oluştuğunu bu durumun da kurumsallaşmayı daha da önemli kıldığını dile getiren İmam Altınbaş konuşmasına şöyle devam etti: “Malum olduğu üzere; sektörümüzün tamamına yakını aile şirketlerinden oluşmaktadır. Bu durum, kurumsallaşmayı daha önemli, hatta zorunlu kılmaktadır. Kuşkusuz kurumsallaşmanın motoru, profesyonel yönetim gücüdür. Oysa bazı istisnalar dışında, sektörümüz birinci ve ikinci neslin elinde patronaj ağırlıklı devam etmektedir. Bu stil sürdürülebilir bir yönetim modeli değildir. Zira kuyumcu esnafımız bin bir emekle oluşturdukları işletmelerde kendi çocuklarını bile çalıştırmakta zorlanmaktadır. Bu durum sektörümüzde kariyer yapmak isteyen yetenekli ve parlak gençlerin ilgisini çekmemektedir.”

Sorunların temeli, kayıt dışılık Sektörel sorunların temel kaynağında sektörün bugüne kadar kayıt altına alınmayışının bulunduğunu belirten Altınbaş, “Küresel dünyayı bilen ve iş bilincine sahip olan hiçbir işadamı zorunlu kalmadıkça kayıt dışı ticarete başvurmaz. Çünkü tonlarca altının karşılıklı güvenle el değiştirdiği kuyumculuk sektöründe kayıt dışılığın risklerini taşımak isteyen çok kimse çıkmayacaktır. Sektörümüzün en temel girdi maddesi üzerindeki vergi baskısı çok ağırdır. Bu da kayıtlı ticaret yapanla yapmayan arasında haksız rekabetin doğmasına neden olmaktadır.”dedi.



altınzirve

Uluslararası Finans ve Yatırım Uzmanı Marc Faber de Altın Zirvesi’ne katılan önemli isimler arasındaydı.

“Yatırımları çeşitlendirin” Uluslararası Finans ve Yatırım Uzmanı Marc Faber Altın Zirvesi’nde gerçekleştirdiği sunumda yatırımcılara bir dizi tavsiyede bulundu. “Yatırımları çeşitlendirin. Yüzde 25 hisse senedi, yüzde 25 gayrimenkul, yüzde 25 nakit ve tahvil, yüzde 25 altında bulundurun” dedi. tamamen ekonomik gidişata bağlı. Ekonomik durum kötüleşirse daha fazla tahvil alımı yapmak durumunda kalacaklar. FED’in açıklamaları biraz abartılıyor. FED’in açıklamalarının etkisi son derece kısıtlı olacaktır. Piyasalar ekonomiye bağlıdır. Açıklamaların kısa vadeli bir etkisi olsa da uzun sürmeyeceğine inanıyorum. Piyasaların sadece FED açıklamaları üzerinden tepki verdiğini düşünmüyorum. Çünkü FED’in tahvil alımlarını azaltması zaten uzun süredir tartışılıyordu. Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu gelişmekte olan ülke borsalarında zirveden yüzde 20 düşüşler görüyoruz. Bu beraberinde gelişmekte olan ekonomilerin para birimlerinde de değer kayıplarını getiriyor.”

S

ektörün Türk Ekonomisine katkılarının yanı sıra 2023 hedeflerinin, projelerinin ve sorunlarının ele alındığı 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde ABD’nin parasal genişleme ve tahvil alım programlarını sert şekilde eleştiren Marc Faber, şunları kaydetti: “Sık sık uzun vadeli yapısal ekonomik problemleri kısa vadeli yamalarla telafi etmeye çalıştılar. Aslında ben bunun balonlar yarattığını biliyorum. Balon üretilmesi arzu edilmeyen bir durumdur. Ekonomik ve sosyal sistem üzerinde çok olumsuz sonuçları vardır. Özellikle ABD’de para politikaları birçok hedeflenmeyen sonuçlara da yol açmıştır. Dolar banknotları yağdırmak ve kağıt para miktarını artırmak tüm fiyatları yükseltmiyor, tüm varlıkları artırmıyor.”

FED kararı abartıldı ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke’nin yaptığı açıklama ile tahvil alımını azaltabileceklerini ima etmesinin piyasalarda deprem etkisi yaratması konusuna değinen Marc Faber, “Fed’in açıklamaları biraz abartılıyor. Kısa vadeli bir etkisi olsa da uzun sürmeyeceğine inanıyorum. Eğer ekonomik durum kötüleşirse daha fazla tahvil alımı yapmak durumunda kalacaklar. Açıklamaları abartmamak lazım” dedi. Altın Zirvesi’nde konuşan Faber şunları kaydetti: “FED tahvil alımını durduracağını söylemedi. Bu piyasalar tarafından yanlış algılandı. FED tahvil alımları azaltacaklarını ve eğer ekonomik iyileşme görülürse tahvil alımını durdurabileceklerini bildirdi. Başka bir şey söylemedi. Bu 36 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

FED’in açıklamaları biraz abartılıyor. Kısa vadeli bir etkisi olsa da uzun sürmeyeceğine inanıyorum. Eğer ekonomik durum kötüleşirse daha fazla tahvil alımı yapmak durumunda kalacaklar. Açıklamaları abartmamak lazım...


Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turhan:

Kıymetli Taşlar Operasyon Merkezi Kuyumcukent'e Taşınacak Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Turhan, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nın operasyon merkezi ve saklama merkezini Kuyumcukent'te yeni hizmet binasına taşıma noktasında harekete geçtiklerini açıkladı. bul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nın operasyon merkezi ve saklama merkezini, Takasbank ile birlikte KUYAŞ tarafından yapılan ve hizmete sokulan Kuyumcukent’te yeni hizmet binasına taşıma noktasında harekete geçtik. Kendilerini davet ettik, görüştük, pazarlıklar devam ediyor. Onlar bizden para istiyor, biz onlardan istiyoruz. İnşallah anlaşacağız. Bir sonraki aşamada üzerinde anlaştığımız plan çerçevesinde 800 metrekarelik hacme kadar genişleyebilecek kasa dairesi. Bu, nereden baksanız bin 600 ton altının rahatlıkla saklanmasına alt yapı oluşturacak.”

İstanbul fiziki altın saklama merkezi olacak

T

urhan, İstanbul’da düzenlenen 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, İstanbul Altın Borsası (İAB) ve Borsa İstanbul’un birleştirildiğini, bu entegrasyonun, Türkiye’de sermaye piyasaları çerçevesinde alınıp satılan her türlü finansal sözleşmenin, tek bir erişim noktasında aynı işlem kurallarına tabii tutulmasını ve piyasalar arası çapraz teminat yönetimini mümkün kılacak şekilde hem emir öncesi, hem de emir sonrası süreçlerin aksamasız bir şekilde yürütülmesini içerdiğini söyledi. Borsa İstanbul’un altın işlemlerine yönelik hedeflerinden de bahseden Turhan, şunları söyledi: “Yeni ismiyle Borsa İstan-

Turhan, bunun sadece Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’ndaki alınıp satılan altının, fiziki olarak saklanmasından bahsetmediğini vurgulayarak, “Bu, ilerde TCMB uluslararası rezervlerinin bir kısmının Türkiye’ye getirilmesiyle, bankacılık sistemimizin rezervlerinin bir kısmının Türkiye’ye getirilmesiyle, İstanbul’u fiziki saklama noktasında, bu bölgenin önemli merkezi olması bakımından önemli bir adım olacak” diye konuştu. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke’nin yaptığı açıklamaya da değinen Turhan, FED’in bu açıklaması ile dünyanın yeni bir döneme girdiği yorumunu yaptı. Turhan, “FED, her ay piyasalara sağlamakta olduğu 85 milyar dolarlık likiditeyi azaltabileceğini ve 2014’ün içinde buna tamamen son verebileceğini duyurdu. Tabii bunun bütün finansal fiyatlamalarda etkisi olacak. O nedenle iktisadi faaliyeti de etkileyebilecek bir yeni durum. Bu durum bekleniyordu, artık daha net tabloyla karşı karşıyayız. Burada belirleyici olan ABD başta olmak üzere küresel faaliyetin seyri olacaktır” dedi. Turhan, FED’in açıklamaları ile birlikte dünyadaki tabloya genel olarak bakıldığında, Çin, Japonya ve AB’de yaşanan gelişmelerin, Fed’in hamlesini destekler mahiyette olmadığına işarete etti. Turhan, kendisinin ise işlerin tekrar kötüleşebileceği ihtimalinin de göz önünde bulundurulmasını istedi. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

37


altınzirve

Atasay Kamer’e Meslek Onur Ödülü Türk mücevherat sektörünün duayen ismi Atasay Kamer’e bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nde Meslek Onur Ödülü verildi. Atasay Kamer’e ödülünü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan takdim etti. Türk mücevherat sektörünün lider kuruluşu Atasay Mücevherat’ın Kurucusu Atasay Kamer, Türk kuyumculuk sektörüne katkılarından dolayı Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi kapsamında, İstanbul Altın Rafinerisi’nin Kurucusu merhum Ömer Halaç’ın adını yaşatmak amacıyla verilen Meslek Onur Ödülü’ne layık görüldü. Atasay Kamer’e ödülünü Başbakan Yardımcısı Ali Babacan takdim etti. Türkiye altın, takı ve mücevherat sektörünün geleneksel hale gelen ve en önemli etkinliği olan Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi 20 Haziran 2013 tarihinde Çırağan Sarayı’nda düzenlendi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, SPK Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İbrahim Turhan ve çok sayıda sektör temsilcisinin katıldığı zirvede, altın ve mücevherat sektörünün Türkiye ekonomisine katkılarının yanısıra projeleri ve sorunları ele alındı.

1965 yılında çıktığı Anadolu turu dönüm noktası oldu Temelleri Denizli’nin Çivril kazasında 1937 yılında Hacı Mustafa Kamer tarafından atılan Atasay’ın tarihsel gelişiminde en önemli dönüm noktasını firmanın kurucusu Atasay Kamer’in babasından devraldığı deneyim ve bilgiyi yeni arayışlarla geliştirme ve büyütme serüveni oluşturuyor. Bu serüvenin kilit noktasını ise Atasay Kamer’in 1965 yılında çıktığı Anadolu turu ve bu tur sırasında Anadolu’nun sayısız kentinde sektöre ilişkin kazandığı zengin deneyim ve gözlemler oluşturuyor. Atasay Kamer, bu gezi sırasında Anadolu’nun farklı bölgelerindeki farklı üretim teknikleriyle, gelenekleriyle tanıştı, kuyumculuk sektörünün gerçeklerine yerinde tanıklık etti. Gerek kültürel gerek ticari kazanımlarla tamamladığı Anadolu gezisinin ardından da Atasay’ın kuruluş harcını atmaya başladı.

Sektörde birçok ilke imza attı Sektörde ilk franchising ve mağazacılık uygulaması, dünya altın takı sektöründe İtalya’dan sonra ikinci sıraya yerleşmemizi sağlayan ‘pres’ ürünleri ile üretim yapan ilk firma, sektöründe ilk ihracat, Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük altın takı üretim tesisi, dünya standartlarında üretim, dünyadaki en büyük perakende zincirine ilk satış, kuyum sektöründe koleksiyon felsefesiyle ilk üretim ve ilk pırlanta muadili zirkon ürünlerinin piyasaya sürülmesi gibi çok sayıda ilke imza atan Atasay Kamer, Türk mücevherat sektörünün büyümesinde en etkili isimlerin başında geliyor. Atasay Mücevherat ise kurulduğu günden beri, üç kuşaktır Türk mücevherat sektörünün birinci liginde yer alıyor.

38 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


Atasay Kuyumculuğun mimarı, Atasay Kamer…

Esnaflıktan sanayiciliğe... Küçük bir sarraf dükkanından dünyaca ünlü bir marka yaratmak. Tıpkı yerin kilometrelerce derininde bulunmayı bekleyen bir elmas gibi, uzun ve meşakkatli bir serüvenin başarılı sonucu.

H

acı Mustafa Kamer’den aldığı bayrağı daha da ileri taşıyarak Türkiye’nin en büyükleri arasına girmeyi başaran Atasay Kuyumculuk Kurucusu Atasay Kamer, Türk mücevherat sektörünün de büyümesindeki en etkili isimlerden biri… Kuyum sektörünün duayeni Atasay Kamer, 17 Şubat 1943 tarihinde Mustafa-Cemile Kamer çiftinin oğlu olarak Denizli’nin Çivril ilçesi Çatlar Mahallesi’nde dünyaya geldi. İlköğretim eğitimini Çivril’de alan Kamer, ortaöğretimini İzmir Özel Türk Koleji ve Çivril Ortaokulu’nda sürdürdü. Meslek hayatı o dönemlerde başlayan Atasay Kamer, 14 yaşında ortaöğretimden ayrılarak büyük ilgi duyduğu ticarete atıldı. Bir süre sonra hayat yolculuğunu birlikte sürdüreceği eşi ile tanışan Atasay Kamer, 16 yaşında Keriman Hanım ile evlendi. Atasay-Keriman Kamer çiftinin beş yıl içinde Cemile, Canan ve Cihan adlı üç çocuğu dünyaya geldi. 23 yaşında İstanbul’a taşınan Atasay Kamer, burada yaşayan ağabeyi Osman Kamer ile ortak olarak gelecekte adını altın harflerle yazdıracağı kuyum sektörüne ilk adımı atmış oldu. Üç yıl boyunca kuyum ürünleri pazarlayan Kamer, çantacılık olarak tabir edilen sıcak pazarlama yöntemi ile tüm Türkiye’yi karış karış dolaştı. Atasay Kamer o günlerini bir röportajında şu cümlelerle anlatıyor: “Çivril’den çıktıktan sonra bir bavul çanta içinde, iki yıl otel parası vermemek için arabanın arkasında yatarak pazarlama yaptım. Ayda bir kez evime dönüyordum. Bu ilk kartopunu yapmak maksatlıydı. Babamın maddi durumu iyi olmasına rağmen hiç para almayarak bu mesleğe başladım. Sermayem yoktu. Babamdan para değil, beni hayır dua ile göndermesini isterdim. ‘Avuçladığın toprak altın olsun’ diye dua ederdi. Hakikaten avuçladığım toprak altın oldu. İki yıl Anadolu’da dolaştıktan sonra İstanbul’a 105 bin lira ile gittim. Bütün Türkiye’deki kuyumcuların yüzünü tanırdım.” 1978 yılında ağabeyi Atasay Kamer ’in ile ortaklıktan İlkeleri ayrılan Kamer, 1982-1991 yılları - Doğruluk, arasında Arpas’ın, - Çok çalışmak, 1987 yılında Asgold mak, - İnsanlara faydalı ol firmasının kurucu mak - Devamlı kendini tanı ortağı oldu. 1989 ve hesaba çekmek yılında ise oğlu e in es vr Cihan Kamer ile - Çocuklarına ve çe . ak m ıla günümüz kuyum aş ilkelerini sektörünün lideri

olan Atasay Kuyumculuk şirketinin temelini attı. Zeki, vizyoner, yaratıcı ve ileri görüşlü karakteri ile meslek hayatı boyunca sektörün gelişimine liderlik eden bir isim olan Atasay Kamer, kuyum sektörüne ayar garantisini getiren ilk kişi oldu. 2006-2008 yılları arasında İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği Başkanlığı da yapan Kamer, altının sadece yatırım aracı olarak görülmesinden çıkarılıp fantezi takıya dönüşmesine, küçük atölye üretiminden modern-sanayi üretimine geçişe, dağıtımların dünya standartlarına yükseltilmesinden istihdama katkısına kadar gösterdiği üstün performans ile Türk kuyum sektörünün yön değiştirmesinde ve günümüz gücüne kavuşmasında da büyük pay sahibi oldu. Sektörel ihracata öncülük eden isimlerden olan ve dünyaya altın ihraç etmeye başlayan Kamer, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelere altın takı satarak Türk kuyum sektörünü başarı ile temsil etti Hayırsever kimliği ile de tanınan Kamer, yardım etmeyi yaşam kültürüne dönüştürdü. Günümüzde İstanbul ve Kuzey Karolina’da hayatını sürdüren Kamer, eşi Keriman Kamer ile birlikte toplam altı torun sahibidir. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

39


altınzirve

Altın Bankacılığı Uygulamaları Altın Zirvesi’nde konuşuldu Altın Zirvesi’nde düzenlenen “Altın ve Mücevherat Sektörü Bankacılık Uygulamaları” oturumu ile banka yetkilileri ve kuyumculuk sektörü temsilcileri bir araya geldi.

P

rof. Dr. Kerem Alkin’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’nin “Altın ve Mücevherat Sektörü Bankacılık Uygulamaları” oturumu, İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç, Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdür Yardımcısı İrfan Yılmaz, Vakıflar Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy’un konuşmacı olarak katılımlarıyla gerçekleştirildi. Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, Türk bankacılık sektörünün kuyumcuların rakibi olmadığını belirterek, “Biz kayıt dışında olan Türkiye servetinin, Türk bankacılık sistemine ve ülke ekonomisine girmesi için uğraşıyoruz. Kuyumculuk sektörü bankaların attığı bu adımı iyi değerlendirmesi lazım. Topladığımız hurda altınları sektöre altın kredisi olarak vermemiz sektörün önünü açtı” diye konuştu. Yaklaşık 4 tona yakın altın topladıklarını ve sektöre 4,8 ton kredi verdiklerini kaydeden Sun, “Topladığımız altından daha fazla kredi verdik. Bankanın bilançosuna daha az getirisi olmasına rağmen bunu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

“Altın bankacılığına giriş nedenimiz, ulusal serveti kayıt altına almak” Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdür Yardımcısı İrfan Yılmaz, banka olarak altın sektöründe değişik al40 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

ternatifler sunmaya başladıklarını ifade ederek, dünyada ATM’den altın verme işini ilk olarak Kuveyt Türk’ün gerçekleştirdiğini vurguladı. Altın bankacılığına giriş nedenlerinin ulusal servetin kayıt altına alınması olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de sadece belirli bir kesimin altın biriktirdiğine işaret eden Yılmaz, “Türkiye’nin bir sorunu var, milli serveti kayıt altında değil ama borcu kayıt altında. Türkiye’nin ulusal bilançosuna bakıldığında olduğundan daha fakir bir ülke görüntüsü sergiliyor. Bu da AB görüşmelerimizde önümüze engel oluyor. Eğer bunlar kayıt altına alınırsa, ulusal göstergeler çok daha iyi olur” değerlendirmesini yaptı. Vakıflar Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy da, yastık altında ciddi bir stok olduğunu belirterek, bunun ekonomiye Merkez Bankası kanalıyla kazandırılmasının hedeflendiğini vurguladı.

“Altın yavaş yavaş yastık altından çıkmaya başladı” İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Halaç ise, Türk halkının altını sevdiğini belirterek, bundan önce takı amaçlı alınan altının artık tasarruf amaçlı kullanılmaya başlandığına dikkati çekti. Altının yavaş yavaş yastık altından çıkmaya başladığını aktaran Halaç, “Altın bankacılığı geliştikçe bunun nimetlerinden kuyumcular olarak faydalanacağız” değerlendirmesini yaptı.



altınzirve

42 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

43


altınhaber

Altın Vadi Konakları Kuveyt Türk konut finansman desteği ile yatırımcılara büyük imkan sunuyor

Rafineri Yapı, Beylikdüzü merkezde Altın Vadi Konakları projesi inşaatına start verdi. İstanbul’un en hızlı gelişen bölgesi Beylikdüzü’nde 5’er katlı 8 bloktan oluşan ve 6.090 m2 arazi üzerinde hayata geçecek olan projede 102 daire bulunuyor.

R

afineri Yapı A.Ş. Başkan Vekili Orhan Savaş, projenin teslim tarihinin Temmuz 2014 olduğu belirterek, ilk projelerinin Altın Vadi Konakları ile bölge ortalamasının altında fiyat politikası ile kârlılığı yüksek ve kısa sürede kârı realize edilebilecek yatırım fırsatları ile sunduklarını söyledi. Savaş, bundan sonraki projelerinde de aynı stratejiyi uygulayamaya devam edeceklerini ve Rafineri Yapı A.Ş.’nin gayrimenkul yatırımcılarının ilk adresi olmayı hedeflediklerini bildirdi. Altın Vadi Konakları projesinde, kapalı otoparktan konutlara ve sosyal tesise dış hava şartlarıyla karşılaşmadan direkt ulaşma imkaRafineri Yapı A.Ş.

Başkan Vekili Orhan Savaş

44 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

nı bulunuyor. İhtiyaçlara yönelik oluşturulan sosyal tesiste ise, açık ve kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness, 7/24 saat güvenlik, kamera sistemi ve site çevresinde düzenlenmiş olan 400 metrelik koşu parkuru Altın Vadi Konakları’nın öne çıkan özelliklerinden sadece birkaçı. Altın Vadi Konakları, son dönemde ağırlıkla, çok katlı olarak tasarlanan projelerden farklı olarak beş katlı bloklardan oluşuyor. Beyaz rengin hakim olduğu konutların dış cephesine dikey sütunlar eşlik ediyor. Sadece sizin kullanımınıza özel yaklaşık 4.400 m² peyzaj alanına sahip Altın Vadi Konakları’nda; günlük hayat alıştığınız görüntülerin dışına taşınıyor. Dairelerin metrekareleri 82 m² - 233 m² arasında değişiyor. Proje 1+1, 2+1, 2+1 dubleks, 3+1, 4+1 dubleks ve 5+1 dubleks dairelerden oluşmaktadır. Altın Vadi Konakları projesi, inşaat kalitesi, peyzaj düzenlemesi, satış ve teslim sonrası hizmetler açısından beklentilere cevap verebilecek nitelikte. Ayrıca, projemize özel KUVEYT TÜRK 0.70 konut finansman desteği ile yatırımcılara büyük bir imkan sağlamaktadır.


ALTIN VADİ KONAKLARI PROJESİ’NİN KÜNYESİ Lokasyon: Beylikdüzü Proje Sahibi: Rafineri Yapı İnşaat Gayrimenkul Yatırım A.Ş. Arazi Alanı: 6,090 m² Yeşil Alan: 4,400 m² Blok Adedi: 8 Blok Toplam Daire Adedi: 102 Daire Tipleri: 1+1, 2+1 dubleks, 2+1, 3+1, 4+1 dubleks ve 5+1 dubleks daireler Daire Büyüklükleri: 82 m² - 233 m² Proje Özellikleri: Açık ve kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness, kapalı otopark, 7/24 Saat güvenlik ve kamera sistemi,

depreme dayanıklı yapı, ulaşım altyapısı çözülmüş; otoyollar, metrobüs ve havaalanına yakınlığı projenin göze çarpan özelliklerinden sadece birkaçı. Proje Satışa Çıkış Tarihi: Nisan 2013 Proje Bitiş Tarihi: Temmuz 2014 Satış İrtibat Telefonu: 212 876 30 95 İnternet Erişim: www.altinvadikonaklari.com

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

45


altın haber

Türkiye Danetella’ya yabancı kalmadı Geçtiğimiz Istanbul Jewelry Show’da ilk olarak piyasaya sunulan ve tamamen ihracat hedeflenerek üretilen Sesa Kuyumculuk’un Danetella Koleksiyonu, yurtdışında olduğu gibi yurtiçinde de yoğun talep görüyor.

Selim Sarışın Birkaç yıllık aranın ardından Sesa Kuyumculuk’u Estrella Koleksiyonu ile birlikte ihracata yönlendiren, fantezi yüzük ürün gamında yer alan Danetella; beklentilerin aksi yönde yurtiçinde de ilgiyle karşılandı. Üzerlerindeki dantelsi dokusu, çizgilerin birleşiminden oluşan eşsiz tasarımı ve gramaj kaygısı olmadan yapılan üretimiyle dikkat çeken Danetella, hiçbir değişime uğramadan aynı tarz ve ağırlıkta iç piyasaya sunuldu.

Ekim fuarında yeni koleksiyon tanıtılacak Sesa Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Selim Sarışın; Danetella Koleksiyonu’nun dünyadaki farklı sektörlerin moda akımlarını kendi içinde barındırdığını ve bu evrensel 46 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

tarzıyla çok kısa sürede tüm takıseverlerin gönlünü kazandığını söyledi. Sarışın, tamamen ihracat ağırlıklı olarak ve ihtişamını göstermek açısından piyasa şartlarının dışında ağır gramajlarda üretilen Danetella’nın, ülkemizde de talep görmesinin kendilerini çok mutlu kıldığını ifade etti. Fantezi olarak adlandırılan, gösterişli yüzük modellerinde önemli bir boşluğu Danetella’nın doldurduğunu belirten Selim Sarışın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibariyle daha net görüyoruz ki; bir takının tasarımı, gözleri ve gönülleri fethettikten sonra bütçesi ikinci planda kalabiliyor. Tabi ki bu aşamada altın fiyatlarının da düşmesi bu ürün grubunda bize avantaj oluşturdu. Biz, Danetella’yı oluştururken; dünyadaki dantel modasının ve çeşitli çizgilerin tasarımda bir arada kullanılmasından etkilendik. Anlıyoruz ki; dünya moda trendini farklı sektörlerde gözlemleyip takıya aktarmak gerekiyormuş.14 ayar ağırlıklı olarak ürettiğimiz ve 6 ile 9 gram arasında ağırlığa sahip olan Danetella Koleksiyonu’muz yeni modelleriyle her gün gelişiyor. Ekim ayında İstanbul’da yer alacak takı fuarına yeni ve farklı bir yüzük koleksiyonu çıkarmaya çalışıyoruz. Bu yeni ürün koleksiyonumuzun da Danetella kadar ses getireceğine ve yine ezber bozacağına inanıyoruz.”

7 farklı ülkede Sesa… Bugün itibariyle Danetella koleksiyonu, 7 farklı ülkede 14’ten 22’ye kadar değişen ayarlarda üretilip piyasaya sunuluyor. Sesa Kuyumculuk, yeni koleksiyonlarını 6 kişiden oluşan geniş bir tasarım departmanı eşliğinde gerçekleştiriyor. Sesa; ürünlerini yaratırken son tüketicinin istek ve taleplerini de satış uzmanlarından elde ederek bu talepleri de değerlendirmeye alıyor.



altınhaber

Kat maliklerinden KİAŞ yönetimine tam destek KİAŞ Yönetim Kurulu Kuyumcukent’te düzenlenen kahvaltı organizasyonunda kat malikleri ile bir araya geldi. Büyük hissedarların talebi üzerine gerçekleştirilen toplantıda, yeni yönetimin 3 aylık süre zarfında ortaya koyduğu çalışmalar hakkında detaylı bilgi verildi. Yapılan çalışmaları anlatan sunum maliklerden tam not aldı. Önümüzdeki günlerde daha geniş kapsamlı bir toplantının daha yapılması planlanıyor.

K

İAŞ Yönetim Kurulu geçtiğimiz günlerde düzenlediği kahvaltı organizasyonunda ilk 3 aylık süre zarfında yapılan çalışmalar ve ortaya konulan ilerlemeler ile ilgili kat maliklerini bilgilendirdi. Geniş katılımla gerçekleştirilen toplantıya, Atasay Kuyumculuk Yönetim Kurulu Üyesi Atasay Kamer, Favori Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selami Özel, Boğaziçi Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Abdik, Mioro Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu, Cetaş Kuyumculuk Yönetim Kurulu Üyesi Rober Taş, Sezgin Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sezgin gibi sektörün önemli isimlerinin yanısıra KUYAŞ Yönetim Kurulu ve eski yönetim kurulu da katıldı. Sektörün önemli isimlerini bu önemli toplantıda bir arada görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek açılış konuşmasına başlayan Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç, toplantının amacının yönetimi devraldıkları 3 aylık süre içerisinde ortaya koymuş oldukları çalışmalar, mevcut iş planları ve hedefleri ile ilgili kat maliklerini bilgilendirmek ve bundan sonraki dönemlerde yapacakları çalışmalar ile ilgili kat maliklerinin düşüncelerini almak olduğunu söyledi. Kısa dönemde Kuyumcukent adına çok önemli ve hızlı gelişmeler olduğunun altını çizen Halaç; ‘’Oldukça kısa bir dönem olmasına karşın ciddi zarar ile karşı karşıya olan KİAŞ bilançosunda önemli bir düzelme yaşanmaya başladı. Son derece etkin bir gider kontrol sistemi kurduk. Bir yandan giderlerimizi minimize ederken diğer taraftan şirket gelirlerinde de ciddi artış sağladık. Bir taraftan maddi açıdan iyi-

48 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Kuyumcukent Yönetim Kurulu Başkanı Av.Özcan Halaç

leşme sağlanırken diğer taraftan sektörün Kuyumcukent’e olan güveninin artmasına şahit olduk. Kuyumcukent doluluk oranları hızla artmaya başladı. Kiralar yükselme eğiliminde. Atölye bloğunda doluluk oranımız %96 seviyesine yaklaştı. Diğer bölümlere talep de artış eğiliminde. Artık sektör Kuyumcukent’e güveniyor. Sektörün üretim merkezi olan Kuyumcukent’i, sektörün pazarlama merkezi de yapmak istiyoruz. Hedeflerimizi sektör olarak birlik ve beraberlik içinde, sizlerin de değerli destekleri ile gerçekleştirmek istiyoruz. Bugün bu amaçla burada toplandık, bizleri kırmadığınız ve desteklerinizi esirgemediğiniz için teşekkür ederiz.’’ diyerek konuşmasını tamamladı ve yapılan çalışmalar ile ilgili detaylı bilgi vermek üzere mikrofonu KİAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Selami Tütüncüoğlu’na verdi. Selami Tütüncüoğlu yaptığı detaylı sunumda, 3 aylık süre zarfında yapılan çalışmalar hakkında detaylı bilgi verdi. Özellikle gider yönetimi ve gelirlerin arttırılması amacıyla yapılan çalışmalarda ne kadar başarılı olunduğunun altını çizen Tütüncüoğlu, kısa süre zarfında şirket bilançosunda son derece hızlı bir iyileşmenin yaşandığına dikkat çekti. Yapılan Teknik MR neticesinde çok önemli konularda tespitler yapıldığını belirten Tütüncüoğlu, son derece etkin bir gider yönetimi ile önemli ölçüde kaybın önüne geçildiğini belirtti. Mevcut çalışmalar tamamlandığında ve yeni projeler hayata geçirildiğinde KİAŞ’ın çok daha etkin bir gider yönetim sistemine sahip olacağının altını çizen Tütüncüoğlu diğer taraftan da şirket gelirlerinde artış yaşandığını da belirtti. Kuyumcukent’te yaşanan değişim ve ilerlemeyi sektörün yakından takip ettiğini, yeni yönetime olan güvenin artması ile birlikte yapılamayan aidat tahsilatlarında dahi önemli artış yaşandığını gözlemlediklerini belirten Tütüncüoğlu, yeni yönetim organizasyon yapısı ve şirkete kazandırdıklarını çalışma ve hizmet anlayışı ile KİAŞ personelinin verimliliklerinde dahi önemli iyileşme olduğunu ifade etti. Kuyumcukent’in çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Tütüncüoğlu kat maliklerinin çalışmalar ile ilgili sorularını da tek tek yanıtladı. Toplantıya katılanların yorumlarını mutlulukla karşıladığını belirten KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş, kısa dönem-


KİAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş

de ortaya koymuş oldukları çalışmaların neticelerini almaya başlamaları ve bunları paylaşmanın kendilerini son derece sevindirdiğini ifade etti. Kuyumcukent’in bir aile olduğunu ve birlik ve beraberlik halinde Kuyumcukent’i ileriye taşıyacaklarının altını çizen Sudaş, desteklerinden ötürü katılımcılara teşekkür etti. Toplantıda söz alan KİAŞ Yönetim Kurulu Eski Başkanı Kemal Merim yeni yönetimin çalışmaları ile yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; ‘’Bu bir bayrak yarışı. Bayrağı Ercan Bey’den aldık, Özcan Bey’e teslim ettik. Gayet başarılı gidiyorlar. Zaman eleştiri zamanı değil, zaman birlik beraberlik zamanı. Ben ve arkadaşlarım birikimlerimizi her zaman paylaşmaya hazırız. Bu çocuğu biz doğurduk, dünyaya biz getirdik, dolayısıyla birlik ve beraberlik içinde Kuyumcukent daha iyi yerlere gelecektir.’’ Eski yönetimden Baki Durak yapılan çalışmalarla ilgli düşüncelerini şu şekilde dile getirdi. ‘’Her yönetimin bir tarzı vardı. Bu arkadaşlarımız da gerçekten iyi ve disiplinli bir yönetim sergiliyorlar. Bizim yapamadığımız disiplini bugün çok güzel uyguluyorlar. Şu ana kadar yapılanlar gayet güzel. Tasarruf tedbirleri ile ilgili önemli yol alınmış, bundan sonraki süreçte gelirlerin de artması ile birlikte daha da başarılı olunacaktır’’ Yeni yönetimin çalışmalarını takdir ettiğini, özellikle gider yönetimi konusunda son derece başarılı olunduğunun altını çizen Favori Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Selami Özel, AVM bloğunun geliştirilebilmesi ile ilgili düşüncelerini de detaylı olarak paylaştı. Selami Özel yeni yönetim ve çalışmalar ile ilgili şunları söyledi; ‘’Öncelikle yeni yönetime teşekkür ederim. İşleri çekip çevirmek üzere çok önemli işler yapmışlar. İyi bir sunum yaptılar. Yeni projeler iyi. Toplantı genelde günlük işlerin nasıl daha iyi gideceği noktasında ilerliyor. Genel müdürümüz adaşım Selami Bey bu konuda vakıf birisi, bunları başaracağına ben çoktan inadım. Lütfen belirttiğiniz projeleri yerine getiriniz gerekiyorsa biz de onaylayalım.’’ Çalışmaları yakından takip ettiğini ve sağlanan gelişmeden memnun olduğunu belirten İSO Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı ve Mioro Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Gençoğlu toplantı ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; ‘’Öncelikle yeni yönetimi kutluyorum ve başarılar diliyorum. Hakikaten kısa zamanda daha önce yapılan şeyle-

rin üstne koyarak geliştirme yapmışlar ve burayı ileriye taşımışlar. Eleştirilerin yapıcı olması lazım. Neticede bu bir devir teslimi. Bizlere yakışan yönetimlere destek vermektir. Bu yüzden eleştiride bulunanlara sesleniyorum, hesap sorar gibi bir tavır yanlış, yapıcı eleştiriler olması lazım. Kompleksin bir çok işleri gelişmeye devam ediyor. Atölyeler hızla doluyor. Yan hizmetler ve ofisler fena değil. Ama asıl sorunumuz AVM’de. AVM’de düğün konseptinin doğru olduğunu düşünüyorum. Ama yeni çalışmalarla, farklı bir stratejik planlama ile AVM’yi geliştirmemiz gerekiyor. ‘’

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

49


altın haber

Altınbaş’tan

“Ankara Shopping Fest”e

özel indirimler

Mücevher sektörünün lider markası Altınbaş, Ankara’da alışverişin festivale dönüştüğü “Ankara Shopping Fest”e özel indirim fırsatı sundu. Altınbaş, birbirinden şık pırlanta ürünlerinde yüzde 20, altın ürünlerinde ise yüzde 10 indirimli alışveriş keyfi yaşattı.

K

oleksiyonlarını farklı hikayeler ve tasarımlarla harmanlayarak mücevher tutkunları ile buluşturan Altınbaş, Ankara Shopping Fest’e özel indirim uyguladı. Pırlanta ürünlerde yüzde 20, altın ürünlerde yüzde 10 indirim sunan Atınbaş, Ankara’daki Ankamall, Antares AVM, Cepa AVM, Gordion AVM ve Optimum Outlet’teki mağazaları ile festivale katıldı.

Altınbaş’tan sonsuz kutlamalar için özel tasarımlar Pırlantanın büyülü hikayesinden yola çıkan Altınbaş, yüzyıllardır aşkın ve sadakatin temsilcisi pırlantaya yeni bir yorum katıyor. Aşkın en saf halini anlatan pırlanta Altınbaş’ın tasarım ekibinde birbirine sonsuzluk için söz veren çiftler için işleniyor ve kusursuz bir hal alıyor. Altınbaş, evlilik yüzüğünden, kolyelere uzanan parçalarının yer aldığı koleksiyonu ile sonsuz aşka vurgu yapıyor. En güzel aşk hediyesi olma özelliğini 15. yüzyılda kazanan pırlanta, günümüzde de hala temeli sarsılmayan aşkları temsil ediyor. Love kategorisi ile göz alıcı tasarımlara imza atan Altınbaş, en özel günler için hazırladığı koleksiyonda gelinler ve damatlara, en mutlu anlarını ölümsüz kılacak parçalar sunuyor. Koleksiyonda en ince işçilik detayları ile yer alan ve özel olarak tasarlanan pırlanta alyanslar, damla kesim küpeler ve damla uçlu kolyeler kutlanacak tüm mutlu anlar için en romantik seçenek olarak Altınbaş mağazalarında yer alıyor. 50 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94



altınhaber

ONSA ailesi geleneksel iftar yemeğinde bir araya geldi

ONSA Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş

O

Türk kuyumculuk ve mücevherat sektörünün yenilikçi ve önder firması ONSA’nın gelenekselleşen iftar yemeği 18 Temmuz akşamı Hadımköy üretim tesislerinde gerçekleştirildi. 400’ ü aşkın kişinin katıldığı iftar davetinde ONSA ailesi bir araya geldi.

NSA Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş evsahipliğinde gerçekleştirilen iftar organizasyonunda ONSA çalışanları ve yöneticileri biraraya geldi. Ayrıca davete katılan yakın dostları da Altınbaş ailesini yalnız bırakmadı. Böylesine önemli bir günde tüm ONSA ekibi ile birlikte birarada olmaktan duyduğu mutluluğu vurgulayan Nusret Altınbaş; ‘’Firmamızın bu günlere gelmesinde emeği geçen siz değerli çalışma arkadaşlarıma buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Ayrıca davetimize karşılık vererek bugün yanımızda olan dostlarımıza da şükranlarımız sunarım. Ramazan ayının bu mübarek atmosferinde, burada, bu çatı altında tüm ONSA ailesi olarak hep birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti bir kez daha ifade etmek isterim. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de ortaya koyacağınız çalışma azmi ile ONSA’yı daha da ilerilere taşıyacağınızdan hiç kuşkum yoktur.’’ dedi. Davette söz alan Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş, tüm ONSA ailesini birarada görmekten duyduğu memnunieti dile getirerek başladığı konuşmasında şunları söyledi; ‘’Altınbaş Holding çatısı altında böylesine önemli ve dev bir tesisi ekonomimize kazandırmş olmaktan dolayı son derece mutlu ve kıvançlı olduğumuzu bilmenizi isterim. Firmamız bugüne 52 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

kadar ortaya koyduğu yenilikçi yaklaşımı ile sektörün lideri konumundadır. Siz değerli çalışma arkadaşlarımız sayesinde her geçen gün daha da ilerilere gidecektir. Burada sizlere düşen, ONSA’nın ortaya koyduğu vizyon ve misyon çerçevesinde, sorumluluk bilinci ile çalışarak, kendimize, ailemize, firmamıza, ülkemize ve tüm dünyaya değer katmaktır. Bu mübarek günde gerçekleştirilen iftar daveti vesilesi ile mübarek Ramazan’ınınızı tebrik ediyor, bayramınızı şimdiden kutluyorum’’.

Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vakkas Altınbaş


SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

53


altın firma

Ahlatçı, uluslararası standartlarda üretim kalitesi ile devleşiyor Bilezik kategorisinde Anadolu’da oldukça geniş bir dağıtım ağına sahip olan Ahlatçı Grup, gerek üretim gerekse pazarlama konusunda büyük bir başarı yakaladı. Çorum merkezli olan Ahlatçı’nın hız kesmeden yükselen grafiğini Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatçı anlattı. kezinde kurduğumuz üretim tesislerinde uluslararası standartlarda üretim yapıyor, koleksiyonlar hazırlıyor ve son derece kurumsal organizasyon yapımız ile iş ortağımız olarak gördüğümüz müşterilerimize son derece yüksek standartlarda hizmet almanın ayrıcalığını yaşatıyoruz. Bu durum bir yandan mevcut müşterilerimizin memnuniyet düzeyini artırırken diğer yandan da her geçen gün yeni müşteriler kazanmamıza olanak sağlıyor. Yalnızca Çorum merkezdeki firmalara hizmet vererek üretim ve toptan faaliyetlerine başlayan Ahlatçı Grup, bugün Türkiye’nin 75 ilindeki 2.300 kuyumcuya hizmet veren dev bir yapı haline geldi. Ülke içinde pazar payımızı oldukça yüksek bir hızla her geçen yıl sürekli artırıyoruz. Aynı zamanda müşterilerimize sunduğumuz ürün ve hizmet kalitemize paralel olarak rekabet gücümüzü de her geçen gün yükseltiyoruz. Bu yüzden daha önce Anadolu’ya hizmet veren pek çok İstanbul merkezli üretici firmanın bu pazardan çekilerek İstanbul’daki firmalara yöneldiğini de gözlemliyoruz. Bu kuyumculuk sektöründe bir tabunun yıkıldığı anlamına geliyor.

Ahmet Ahlatçı Türk kuyumculuk ve mücevherat sektöründe İstanbul firmalarının önemi ortada. Ancak Ahlatçı Grup özellikle bilezik ve alyansta ortaya koyduğu performans ile bu tabunun yıkılmasında en önemli rolü oynayan firma haline geldi. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? İstanbul’un Türkiye ekonomisinin merkezi olduğu yadsınamaz bir gerçek. Kuyumculuk sektörü için de bu geçerli. Sektörün dev firmaları İstanbul’da faaliyet gösteriyor ve ülkenin hatta dünyanın dört bir yanına hizmet veriyor. Açıkça söylemek gerekirse üretim ve toptan faaliyetlerine başladığımız ilk yıllarda İstanbul firmaları ile rekabet etmekte bir takım zorluklar yaşadık. Ancak zaman geçtikçe üretim teknolojimiz, finansal gücümüz ve zengin ürün çeşidimizin yanı sıra özellikle hizmet kalitemiz ve servis hızımız ile fark yarattık. Bugüne geldiğimizde hemen hemen her alanda en az İstanbul firmaları kadar rekabetçi güce sahip olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim. Artık, Anadolu’nun mer54 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Türkiye’nin en önemli bilezik üretici firmalarından biri olarak bilezik pazarıyla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Bilezik, kültürümüzde son derece önemli bir role sahip. Türk insanı bileziği hem bir yatırım aracı hem de takı olarak talep ediyor. Kuyumculuk ve mücevherat sektöründeki en önemli ürün grubu kuşkusuz bileziktir. Bilezikten sonra alyans gelir. Her ne kadar son yıllarda sektörde pırlantalı mücevhere yöneliş hız kazansa da daha uzun yıllar bilezik kuyumcular için vazgeçilmez bir ürün grubu olma özelliğini koruyacaktır. Bilezik her ne kadar geleneksel bir ürün grubu olsa da yeniliklere açık olduğunu da söyleyebiliriz. Özellikle son yıllarda teknolojinin gelişmesi ile birlikte çok farklı tasarımlardaki bilezikler de vitrinlerdeki yerini almaya başladı. Gösterişli ancak hafif, kalemli hatta rodajlı 22 ayar bilezik modelleri artan bir satış grafiği yakaladı. Bilezik grubu kendine has özellikleri gereği çok fazla firmanın yer alamadığı bir alan. Örneğin, bir kaç kilo sermayeye sahip bir firma alyans üretimine başlayabiliyorken, bilezikte çok güçlü sermayeye sahip olmadan başarılı olabilmeniz mümkün değil. Türkiye’deki 35 – 40 bine yakın perakendeci firmanın %90’ından fazlası vitrinlerinde bilezik bulunduruyor. Mağazalar cirolarının ve karlarının yarısına yakınını bilezikten elde ediyor. Her %2 - %3 gibi karlılık oranlarına sahip olsa da bilezik mağazanın nakit akışında da son derece önemli bir paya sahip. Bu gibi sebeplerden dolayı bilezik daha uzun yıllar kuyumcular için vazgeçilmez olmaya devam edecek. Ahlatçı’nın bilezik kategorisinde Türkiye’nin lider firmalarından biri olmasını etkileyen kritik başarı faktörleri nelerdir? Zengin ürün çeşidi, yüksek işçilik kalitesi, finansal güç, hızlı servis vb. Ancak biz bütün bu faktörlerle ilgili gereklilikleri tam anlamıyla yerine getirerek oldukça yüksek düzeyde müşteri memnuniyeti sağlamış bir firmayız. Türkiye’nin 75 ilinde 2.300 firmaya hizmet veriyor oluşumuz, tüm bu alanlarda ne kadar başarılı olduğumuzun en önemli göstergesi. İktisat bilimi Talep Yasası’nı tanımlarken şöyle der; “Bir şeyi istemekle talep etmek birbirinden farklı şeylerdir. Talep, satın alma isteğinin satın alma gücü ile desteklenmesidir.” Anlatmak istediğim şu; her firma müşterilerine zengin ürün çeşidi, yüksek işçilik kalitesi, hızlı servis vb. sunmak ister, ancak yalnızca bazı firmalar müşterilerine tüm bu faydaları sağlayabilecek anlayış ve güce sahiptir. Ahlatçı, tüm bunları sunabildiği için bugün Türk kuyumculuk ve mücevherat sektöründe ayrıcalıklı bir konumdadır.



MDM - Mücevher Danışma Merkezi ICA (International Colored Stone Association) Üyesi

Pırlantacılar tüketiciye daha fazla yaklaşıyor

H

aziran ayı, İstanbul’daki zorlu günlere rağmen, iki büyük organizasyona ev sahipliği yaptı. İlki Dünya Pırlanta Borsaları Federasyonu (WFDB)’nun 16-18 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da, Borsa İstanbul’un ev sahipliğinde, JTR, HRD Antwerp ve Atilla Karat’ın sponsorluğunda düzenlediği önemli toplantıydı. Dolmabahçe’deki Shangri-La Otel’de düzenlenen organizasyon, en hareketli günlere denk gelmesine rağmen, büyük bir başarıyla ve aksamadan yürütüldü.

Toplantı, Afrika Mineraller Bakanı Susan Shabangu dahil olmak üzere pek çok önemli konuğun yanı sıra 26 pırlanta borsasının başkanının ve 100 kadar konuğun katılımıyla gerçekleşti. Toplantının gündemi dünyada pırlanta üzerine konulan vergilerin sektörü olumsuz etkilemesi ve Türkiye’deki yüksek ÖTV’nin ihracatı engellemesi etrafında toplandı. Ancak, basında yeterince üzerinde durulmayan bir önemli açıklama da Dünya Pırlanta Borsaları Federasyonu (WFDB) ile Dünya Mücevher Konfederasyonu (CIBJO)’nun imzaladıkları anlaşmaydı. Toplantı sırasında imzalanan bu anlaşma, önceki toplantılarında da çeşitli projelerle tüketiciyle temasa geçmeyi düşünen Dünya Pırlanta Borsaları Federasyonu (WFDB)’nun bu yönde attığı önemli adımlardan biri oldu. Dünyanın pek çok köşesinden mücevher sektörünün önde gelen kurum ve kuruluşlarının yanın-

da, büyük mücevher firmalarının da üyesi olduğu CIBJO, tüketiciye daha uzak görünen WFDB’yi ortak projelerle bu platforma taşıyacağa benziyor.

Birleşmiş Milletler ile de bağlantılı çalışan Dünya Mücevher Konfederasyonu (CIBJO) açısından bakıldığında ise bu anlaşma; bir kat daha resmileşmeyi ve BM ve WFDB anlaşmalarıyla sektörün en güçlü ortak çalışma platformunun önemli üyelerinden biri olmayı sağladı. Gerçekleştirilecek projelerde ortak hareket ederek tüm taraflar çok daha etkin çalışmalara imza atacaktır. İstanbul’un sahne olduğu diğer büyük organizasyon ise 4.’sü gerçekleşen Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi’ydi. Organizasyon, 20 Haziran 2013 Perşembe günü, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, SPK Başkanı Dr. Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turhan ve sektör temsilcilerinin katılımıyla İstanbul Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi. Yoğun geçen başarılı toplantıda, İstanbul Altın Rafinerisi’nin, Türk kuyumculuk sektörüne çok önemli katkılarda bulunmuş olan Yönetim Kurulu Başkanı merhum Ömer Halaç’ın adını yaşatmak amacıyla verdiği “Ömer Halaç Onur Ödülü” Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a takdim edildi. “Meslek Onur Ödülü” ise Atasay Kamer’e verildi.

“Günlük değil, uzun vadede bizi başarıya götürecek bir sistemle çalışıyoruz” Yaklaşık 40 yıldır kalite ve güveni ilke edinmiş köklü yapısıyla Anadolu’nun önemli bilezik üreticilerinden biri olan Saadettin Gen Kuyumculuk Yönetim Kurulu Üyesi Sabahattin Gen, özellikle Çukurova bölgesinde yakaladıkları başarının sırlarını anlattı. Ana faaliyet grupları 22 ayar bilezik, alyans ve kelepçe grupları olan Saadettin Gen Kuyumculuk bu ürün grubu üzerine tüm taleplere yanıt verebilecek bir yelpazeye sahip. Yaklaşık 40 yıldır sektörde hizmet veren firma, kalite ve güven ilkesiyle hareket ederek yakaladığı başarıyı hız kesmeden sürdürüyor. “Yaklaşık 40 yıldır bilezik üretimi yapan ve üretimlerimizin toptan dağıtımını yapan bir firmayız” diyen Yönetim Kurulu Üyesi Sabahattin Gen, üretimlerinin yüzde 80’inin Adana’daki kendi fabrikalarında yapıldığını duyurdu. Gen, Adana’da ve İstanbul’da kendilerine bağlı olarak çalışan atölyelere de fason üretim yaptırdıklarını anlattı.

Gen Kuyumculuk Ortadoğu ve Avrupa’da da var… Profesyonel ekip ve başarılı bir stratejiyle hareket eden firmanın dağıtım kanalıyla ilgili bilgi veren Gen, “Türkiye’nin birçok iline ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Toptan mağazamız dışında Adana başta olmak üzere tüm çevre illerde ve ilçeleÖnümüzdeki dönemlerde bileziğe rinde, kendi pazarlama ekiplerimiz aracılığıyla dağıtım yapmaktayız. Yurtdışınolacak talep ile ilgili öngörüleriniz da ise Ortadoğu ve Avrupa’ya da ürünlerimizi gönderiyoruz” dedi. nelerdir? “Firmamız kurulduğu günden bu yana kaliteyi ve güvenilirliği ön planda tutAltın fiyatlarında son dönemde yaşanan muştur” diyen Gen, başarılarının olmazsa olmazlarından birinin sistemli çalışdüşüşle birlikte, gelinen seviyelerde ma prensibini ilke edinmiş köklü bir yapıda, üstün hizmet ve kalite anlayışlarıykalınabilirse bilezik talebinde yaşanan la yıllardır sektördeki yerlerini korumak olduğunu söyledi. Kendilerini başarıivmenin devam edeceğini düşünmekteyim. ya götüren en önemli etkeni ise Gen şu şekilde özetliyor, “Oluşturduğumuz uzun Ancak fiyatlar yükselişe geçse dahi, bilezik vadeli yol haritamız bizi başarıya götüren en önemli özelliğimizdir. Günlük katalebinin geçtiğimiz yıllara göre daha zançlar sağlamak adına değil, uzun vadede firmamıza katkı sağlayacak bir sisfazla olmasını bekliyorum. tem ile çalışıyoruz.” 56 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


altınhaber

Türkiyeʼde kuyumculuk sektöründe en karlı 1. şirket: “Karakaş Atlantis” Türkiye’nin en büyük altın ve mücevherat markalarından Karakaş Atlantis, Türkiye’de kuyumculuk sektöründe en karlı 1. şirket oldu. Ege Sanayi Bölgesi Odası (EBSO)’nın listesinde 2011 yılında 23. sırada yer alan marka, aynı listede 2012 yılında Ege’nin en büyük 12. firması oldu. Ayrıca Fortune 500’de 254. sırada yer alan Karakaş Atlantis, aynı sıralamada ihracatını en çok artıran 6. şirket oldu. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) 2012 yılı üretimden satışlarına göre 30 Milyon TL barajını aşan sanayi kuruluşlarının listesini açıkladı. Türkiye’de kuyumculuk sektöründe en karlı 1. şirket olan Karakaş Atlantis, aynı zamanda yine bu sektörde en çok vergi ödeyen firma oldu. 2011 yılı EBSO listesinde 23. sırada yer alan Karakaş Atlantis, 2012 yılı EBSO listesinde Ege’nin en büyük 12. firması oldu.

Karakaş Atlantis, Türkiye’de ihracatını en çok artıran 6. şirket oldu Fortune 500 sıralamasında yer alan ve 2011 sıralamasında 325. olan Karakaş Atlantis, Türkiye geneli ilk 500 sanayi kuruluşu içerisinde 2012 yılında 254. sırada yer aldı. Türkiye’de ihracatını en çok artıran 500 şirket arasında 2011 yılında 50. sırada yer alan Karakaş Atlantis, 2012 yılında 6. sıraya yükselerek ihracattaki başarısını gözler önüne sermiş oldu.

Satışlarını en çok artıran 34. şirket Karakaş Atlantis Fortune 500 sıralamasında 2011 yılında Türkiye’de satışlarını en çok artıran 50. şirket seçilen Karakaş Atlantis, 2012 yılında Türkiye’de satışlarını en çok artıran 34. şirket oldu.

Karakaş Atlantis, Atlantis, pırlanta üretimine başlıyor Türkiye’nin en büyük altın ve mücevherat markalarından biri olan Karakaş Atlantis, pırlanta üretimine başlıyor. Yeni girecekleri bu üretim kolunda 18 ayar tek taş, üç taş, beş taş, tamtur pırlanta ve coronet yüzük üretecek olan marka, üretim hızına paralel olarak iş istihdamının ortaya çıkacağını öngörüyor. Karakaş Atlantis, pırlanta üretimine başlıyor. Yeni girecekleri üretim kolu ve pazara kendi pırlanta modelleriyle giriş yapacak olan marka, 18 ayar tek taş, üç taş, beş taş, tamtur pırlanta ve coronet yüzük üretecek. Üretim sürecinde kendi modellerini tasarlayacak olan Atlantis, böylelikle maliyetleri minimum düzeye indirmeyi hedefleyecek. Üretilen modeller HRD sertifikalı olarak ve şirket garantisi altında satışa sunulacak. Karakaş Atlantis Yönetim Kurulu Üyesi Elif Karakaş, konuya ilişkin olarak şu açıklamada bulunuyor: “Karakaş Atlantis olarak pırlanta üretimine başlayacak olmamız bizde apayrı bir heyecan uyandırıyor. Yeni gireceğimiz bir üretim kolu ve pazara kendi modellerimizi tasarlayarak giriş yapacağız. Şimdilik hazırlıklarımız devam ediyor. Üretim parkurunda kendi modellerimizi üretip maliyetleri minimuma indirerek daha fazla üretim ve satışa odaklanacağız. Üretilecek olan ürünlerimiz HRD sertifikalı olarak ve şirket garanti sertifikası ile özel kutusunun içerisinde özel bir sunumla satışa sunulacak. Üretime başlayacağımız pırlanta departmanımız ile üretim hızının artmasını bekleyeceğiz ve hızımıza paralel olarak iş istihdamını da artıracağız. Ürünlerimiz 18 ayar tek taş, üç taş, beş taş, tamtur pırlanta ve coronet yüzük olarak üretilecek” dedi. Aynı zamanda Elif Karakaş, müşterinin kendi özel hissedeceği çoğu aksesuar ve promosyonların da satış anı kendilerine takdim edileceğini belirtti. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

57


Yaz ayının sımsıcak enerjisi herkesi sardı. Tatilde rengarenk elbiselerinizle ya da günlük iş kıyafetlerinizle rahatlıkla kullanabileceğiniz en neşeli yaz kolyeleri sizleri bekliyor. Jival'in yepyeni altın kolyelerine Jival satış noktaları, Jival mağazaları ve www.jival.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Romantik “Altın kafes” motifli yüzükler... 18 ayar altının, kafes motifi ile şekillendirilerek pırlanta taşlar ile birleştiği farklı çizgiler; hayatın her döneminde kesişen ve bize ışık veren yolları anlatıyor.

Jival'in yeni koleksiyonu, farklı yorumu ve renkleriyle bu yazın en çok tercih edilen mücevherleri olmaya devam ediyor.

Aşkın rengi “Pırlanta alyans” Bir kalp diğer kalbi severse bunun adı 'aşk' olur. Üç harflik bu kelime, bir ömür yerleşir yüreğe… Sevgiyle bağlanan kalpler, artık yan yana olmayı isterler. İşte tam bu noktada bir teklif bekler kadın; “Benimle evlenir misin?” Bu söz aşkın ve hayallerin gerçeğe dönüşmesinin ilk adımıdır. Jival'in yeni birbirinden farklı modellerdeki muhteşem pırlanta alyanslarından biriyle siz de hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. 58 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94



adım adım anadolu

Altın Dünyası Anadolu’nun nabzını tutmaya devam ediyor Her ne kadar sektöre yön veren şehrimiz İstanbul olsa da sektörün sağlıklı bir fotoğrafını çekmek ve nabzını tutmak için Anadolu’ya bakmak gerekiyor. Biz de bu amaçla sürekli olarak Anadolu’daki esnafları da yerlerinde ziyaret ediyor, sektörle ilgili gelişmelerin, sektöre gerçek yansımalarını tespit edip, tüm sektörümüz ile sayfalarımızda paylaşıyoruz. Bu amaçla bu ay Adapazarı, Samsun ve Ankara üçgenindeki pek çok ilimizi ziyaret edip perakendecilerle sohbet ettik. Ziyaretlerimizde bir yandan sektörün nabzını tutarken diğer yandan da dağıtım ağımızı kontrol ettik. çok önemli farklar oluştu. Bazı illerde sarrafiyede karaborsa koşulları oluşmuş durumda. Darphanenin piyasaya altın sürmesi ile biraz sular durulmuşa benziyor.

Gram Altın yükselişte

Kamil Kanar Adapazarı

B

ölge taleplerini iyi analiz etmek, trend ürünleri takip etmek, perakendecilikteki yenilikleri görmek, merkez organizasyonların geliştirdikleri iş fikirlerinin sahadaki uygulamalarını değerlendirmek ve sektördeki değişimi yakından takip etmek için perakendeci mağazaları yerinde ziyaret etmek son derece önemli. Biz de bu amaçla yıllardır mağaza ziyaretlerine özel önem gösteriyoruz. Mağazalardan aldığımız geri dönüşler ve tavsiyeler doğrultusunda kendimizi yenilediğimiz gibi, piyasadan aldığımız verileri sayfalarımızda paylaşarak asıl görevimiz olan sektör içi çift taraflı iletişime katkıda bukunmaya çalışıyoruz. Bu dönemdeki ziyaretlerimizin ilk ayağını İzmit, Adapazarı, Düzce, Bolu, Çorum, Samsun, Kırıkkale ve Ankara’da gerçekleştirdik. Diğer illere yapacağımız ziyaretleri de tamamlayınca hazırladığımız dosyayı sonraki sayılarımızda sizlerle paylaşacağız. Ancak bu seyahatimizle ilgili gözlemlerimizi başlıklar halinde kısaca şu şekilde özetlemek mümkün;

Sarrafiye fiyatlarındaki istikrarsızlık Sektörün güncel gündem maddesi Darphane grevi sonrasında yaşanan sarrafiyede fiyat karmaşası. Altın fiyatlarında yaşanan düşüş ile birlikte artan sarrafiye talebi karşılanamıyor durumda. Sarrafiye alış ve satış fiyatları arasında 60 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Gram Altın sadece bir kaç sene içerisinde Darphane ziynet altınlarına çok güçlü bir alternatif haline geldi. Artık pek çok mağazanın vitrinlerinde gram altnları görmek mümkün. İlk yıllarda gözlemlediğimiz, nihai tüketicilerin bu ürünlere soğuk bakışı da geride kalmış durumda. Mağazaya giren müşteriler “Çeyrek ne kadar” gibi “Gram Altın ne kadar” diye sorar durumda. Darphane grevi sonrasında sarrafiyede sıkıntı yaşanması ile birlikte Gram Altın talebinde ciddi artış gözlendi. Bu süre zarfında pek çok perakendeci ilk defa vitrinlerine bu ürünleri sokmaya başladı.

Bilezik tahtını koruyor Geleneksel ürün grubu bilezik tahtını korumaya devam ediyor. Mağazalar cirolarının çok önemli bir kısmını bilezikten sağlarken, ortalama bir mağaza, elde ettiği toplam karın yarıya yakınını bilezikten kazanıyor. Bu uzun yıllardır, özellikle de Anadolu’da böyle devam ediyor. Adana 3’lü burma hala vitrinlerin vazgeçilmezi. Mega bilezik satışları artış eğiliminde. Yeni teknoloji CNC tezgahlarında üretilen lazerli kalın, gösterişli bilezikler revaçta. Son zamanlarda vitrinlerde görmeye başladığımız beyaz rodajlı modeller dahi 22 ayar bilezik müşterisine kendisini kabul ettirdi. Ahlatçı ve Amisos ziyaret ettiğimiz bölgedeki güçlü üreticiler. Bilezikte üreticiler açısından problem fiyatların düşmesinde. Lazerli mega bilezik fiyatları 940 miyemin de altına inebiliyor.

Fiyat rekabetiyle ayağımıza kurşun sıkıyoruz Her ne kadar bilezik satışları kesilmese de düşük karlılıklar ve ayrılması gereken yüksek sermaye sebebiyle pek çok esnaf bu ürün grubundan verim alamıyor. Ama verimi etkileyen en önemli faktör fiyat rekabeti. Yaşanan yıkıcı ve anlamsız fiyat rekabeti sebebiyle perakende mağazalar kar elde edemiyorlar. Yüksek fiyata satış yapamayan perakendeci bu sefer karını yükseltebilmek için alış fiyatlarını dü-


Ahmet Emin Ahlatçı Çorum

Mustafa Duman Samsun

şürme gayreti içine giriyor. Bu da üretici firmalar üzerindeki baskıyı artırıyor. Üretici, müşteri kaybetmemek için düşük fiyata bilezik satmak zorunda kalıyor. Kısacası ne üretici ne de perakendeci fiyat rekabetinden fayda sağlayabilmiş değil. Mevcut şartlarda bu durum daha uzun süre bu şekilde devam edeceğe benziyor.

Mücevherin yükselişi devam ediyor Bundan 10 sene önce belli başlı mağazaların vitrinlerinde bulunan pırlantalı mücevherler artık her vitrine girmiş durumda. Bilezikteki düşük karlılıktan bunalan mağaza, yüksek karlı mücevhere yönelmeye başladı. Ancak bu ürün grubunda da satış fiyatları ve karlılıklar düşme eğiliminde. Pazardaki oyuncu sayısının artması ile birlikte pırlantalı mücevher arzı son derece yükseldi. Tek taşta olmasa bile pırlantalı mücevherde markalı ürün talebi artış eğiliminde.

“Pırlantamı kendim üretiyorum” devri bitti Bundan bir kaç sene önce pırlantanın yükselmeye başlaması ile birlikte pek çok mağaza pırlantalı mücevher stoklarını artırdı. Hatta ilk olarak tek taştan başlamak üzere ürünlerini kendisi üretmeye başladı. Bu şekilde maliyetlerde avantaj sağlandı. Ancak iktisat bilimi yasaları devreye girdi, sektörün merkezi Kapalı Çarşı bu duruma da adapte oldu. Artık firmalar maliyet odaklı yüksek taş alımları, hızlı ve kaliteli servis ile perakendecilerin üretebilecekleri fiyatlardan çok daha düşük fiyata bu alanda hizmet vermeye başladı. Bluediamond bu alanda çok başarılı oldu. Pera Pırlanta da bu konsept ile müşterilerine hizmet vermeye başladı. Artık perakende mağazalar markalı mücevherleri, oldukça uygun

fiyatlarda temin edebiliyorlar. Lüks demokratikleşti.

İstanbul’dan mal alan sayısı artıyor Halen sektörün en önemli dağıtım kanalı çantacılık. Ancak çantacılığın etkinliğinin her geçen gün azaldığı da bir gerçek. Büyük firmaların hemen hemen hepsi çantalarını kapattı. Bu boşluktan yararlanan çantacılar yaşayabilecekleri bir ekosistem buldular ve orada devam ediyorlar. İşini takip eden ve rekabete önem veren perakendeciler çeşidini İstanbul’dan yapıyor. İskenderun’dan Metin Öztürk, Adapazarı’ndan Kamil Kanar ve İzmit Altınlale’den Serkan Bulut’u sürekli Kapalı Çarşı’da görmek mümkün. Kalburüstü firmalar, çantacıların ürünleri ile yetinmiyor. Çok daha zengin çeşidi çok daha uygun fiyatlara bulabilecekleri Kapalı Çarşı’yı tercih ediyor.

Kuyumcukent takibe alındı Son zamanlarda Kuyumcukent’ten çeşit yapan perakendeci firma sayısı hızlı artış eğiliminde. Perakendeciler doğrudan üreticileri bularak çalışmaya başladı. Kuyumcukent’e gelen bir firma istediği her ürünü, üretici fiyatından buradan temin edebiliyor. Hatta Kapalı Çarşı’ya gitmesine gerek dahi kalmıyor. Seyahatlerimde kime “Kuyumcukent’ten mal alıyor musun” diye sorduğumda aynı cevabı aldım; “Aman üstadım, milleti uyandırma, başkaları da gidip Kuyumcukent’ten almasın!”

Mağazalar büyüyor ve dekorasyonlar mücevher konseptine kayıyor Yeni küçük mağaza hemen hemen hiç kalmadı. Mağazalar büyüyor. Mağaza konseptleri modernleşiyor. Kuyumculukta büyük mağaza önemli. Çünkü hala bilezik ile pırlanta aynı ortamda satılıyor. Bu yüzden büyük metrekareli mağazalara ihtiyaç var.

İnternet kullanımı son derece yaygın İnternet kullanımı artmaya devam ediyor. Perakendeciler fiyatları ve modelleri internetten takip ediyor. Üreticiler katalog baskıların azalttı. Şifreli internet katalog siteleri ile modellerini müşterilerine internet ulaştırıyorlar. Tabi pek çok perakendecinin bu bilince sahip olmadığını, facebook kullanımının sektörel sitelerden daha fazla olduğunu söylemeden de geçemeyiz. Sadık Koşucuoğlu Adapazarı

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

61


adım adım anadolu'dan Cihat Bayraktar Adapazarı

Serkan Bulut İzmir

Alyansta numune uygulaması yerleşti, Artık vitrinlerde her modelden seri alyans göremiyoruz. Oldukça modern tasarımlı displaylerde altın olmayan alyanslar sergileniyor. Sipariş alınan model ertesi gün müşteriye teslim ediliyor. Bu sistem, alyans üreticilerinin çalışma sistemini de etkiledi. Altınbaş gibi sektör devleri dahi bu sisteme geçti.

ya alıyor ama yeterli karı yakalayabileceği yüksek fiyata ancak markanın gücü ile satabiliyor. Belirtmekte yarar var, bu bilinç henüz sektörün genelinde yerleşmiş değil. Önümüzdeki günlerde göreceğiz, alırken mi kazanılır yoksa satarken mi?

Anadolu’daki üreticiler güçleniyor,

Vitrin konseptleri modernleşiyor,

Özellikle bilezik kategorisinde Anadolu’daki üreticiler güçleniyor. İstanbul mekezli pek çok bilezik üreticisi bir kaç sene öncesine kadar Anadolu’nun her yerine mal satarken artık özellikle bazı bölgelerde, Ahlatçı, Amisos gibi firmalarla rekabet etmekten kaçınıyor. Tabi bazı güçlü firmaların bayrağını hala güçle dalgalandırmaya devam ettiğini de belirtmeden edemeyiz.

Sarı aluminyum kaplamalı vitrin cephesi, ve beyaz ampüllü dekor neredeyse kalmadı. Vitrin konseptleri, ışıklandırmalar, dekorasyonlar değişiyor. En sert rekabetin yaşandığı alanlardan birisi de vitrin, mağaza dekorasyonarı. Bu alanda rekabet etmek herkese daha kolay geliyor!

Marka eğilimi yükseliyor,

8 ayar kendini kanıtladı, satışlar yükseliş eğiliminde,

Tüketici paradigmasında yaşanan değişim ile markalı ürün talebi her geçen gün artmaya devam ediyor. Markasız ürünler, özellikle pırlantada oldukça düşük kar marjı ile satılıyor. Evet, perakendeci markasız ürünü ucuz fiyata alabiliyor ama yeterli karı bırakacak yüksek fiyata da satamıyor. Bu yüzden firmalar bir markanın gücünü arkasına almayı tercih ediyor. Evet, pahalı-

Şüphe ile bakılan 8 ayar kendini iyiden iyiye ıspatladı. Adapazarı’ndaki bir mağazada aylık 2,5 – 3 kg 8 ayar ürün satılır durumda. 8 ayarcılar iyi gidiyor. ‘’Ben vitrinime 8 ayar koymam’’, ‘’8 ayar altın değil’’ düşüncesi değişme eğiliminde.

Güçlüler büyümeye, zayıflar küçülmeye devam ediyor, Rekabet her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Bazı bölgelerde büyük firmalar oldukça sert ve yaşanması mümkün olmayan rekabet koşulları yaratıyor. Bu rekabet koşullarında, büyükler büyümeye devam ediyor. Bakınız; İzmit, Adapazarı, Çorum.

Kredi kartına taksit komedisi,

Mevlüt Çelik Ankara

62 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Belli bir kesim için halen en iyi finansman kaynağı kredi kartına 24 ayla alınan sarrafiye. Bu sistemin pek çok açıdan sakıncaları olmasına rağmen uygulama halen devam ediyor. Neyse ki son dönemlerde azalış eğiliminde.


ADAPAZARI SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

63


ADAPAZARI

adım adım anadolu'dan

64 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


ANKARA SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

65


SAMSUN

adım adım anadolu'dan

66 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


SAMSUN SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

67


BOLU

adım adım anadolu'dan

68 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


KIRIKKALE

DÜZCE

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

69


altın haber

Lizay, yeni koleksiyonları ile geliyor… Yine iddialı, kendi sadeliğinin içinde şık… Lizay, başarısını perçinliyor. Yine iddialı, cüretkar, albenili, bir o kadar zarif, kendi sadeliğinin içinde şık…

A

ylarca süren yoğun çalışmalar sonunda İtalya, Tayland ve Hong Kong’da bulunan toplam 12 tasarım ekibi tarafından sadece Lizay patenti ile üretilen mücevherlere yeni koleksiyonlar ekleniyor…

“Business Man” koleksiyonu vitrinlerdeki yerini aldı… İş adamını ifade eden, tarzı ile büyük beğeni kazanan ve alıcısı ile buluşan koleksiyon, yine alıcısının yönlendirmesi ile zaman içinde büyüyecek.

Lizay’ın tecrübeli tasarımcılarından dünya kültürüne açılan pencere… Bu takılar üzerinizde titriyor! Uygarlıklar, gerek dini gerek estetik amaçlı olarak pek çok mücevher yaratmıştır. Günümüzde artık yalnızca süs olarak değil, iş hayatına da prestijli bir görünüm için giren mücevher, Lizay’ın tecrübeli pazarlama stratejistleri ve tasarımcılarının elinde şekil değiştirdi. Geleneksel çizgilerden asla vazgeçmeyen ekip, günümüz dünyasına da hızla uyum sağladı. Başarının altındaki gücün kaynağı ise Lizay’ın marka olarak hem yurtiçi hem de yurtdışı platformlarda yer alması. Bunun için ise farklı ülkeler ve kültürlerin kaynaştığı bir ekip ile çalışmak olmazsa olmazlardan. Türkiye’de mücevher sektöründe bir ilk “titreyen pırlantalar” benzersiz bir koleksiyon. Koleksiyonun isim babası olan Lizay’ın Toptan Genel Müdürü Erhan Tuncelli, pırlanta severlerin “kıpır kıpır” koleksiyonunu gördükten sonra mutlaka bir tane sahip olmak isteyeceklerini söyledi. “Bir taştan daha fazlası” ifadesini kullanan Tuncelli, ürünlerin kullanımı sırasında hareketli oluşlarından dolayı sabit bir taştan çok daha fazla ışık seli yarattığını ve bu sayede albenisinin daha yüksek olduğunu, adeta ürünün dans ettiğini belirtti.

“Sürekli kampanya!” Her gelir seviyesine hitap edebilen Lizay, mağazalarında indirim ve hediye uygulamalarını sürekli hale getirerek kampanyalarını devam ettiriyor. Kısa süre içinde birden fazla kampanyayı eş zamanlı yürütmeyi hedeflediklerini söyleyen Lizay Genel Koordinatörü Burak Erkam, kampanyalı sistem sayesinde satışları çok hareketli bir hale getirdiklerini ve Türkiye satış ağında alım gücüne destek çıktıkları ölçüde kendilerine de geri 70 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

dönüşün olumlu olduğunu ifade etti. Büyüyen zincir mağazalar ağı ve satış noktalarının başarılı satışları sayesinde cirolarını katladıklarını belirten Erkam, istihdam konusunda da her geçen gün artarak Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

Tarihin içinde yaratılmış rüstik takılar günümüzde tekrar can buldu Birçok dizi ile birlikte tarihin içinde yaratılmış rüstik takılar, tekrar ve günlük iş hayatında dahi can buldu. Türk Mücevherat Sanayii’nin geleneksel ve zengin mücevherat üretme geleneği Lizay’da modern çizgiler ile yeni bir anlam kazandı. Miras çizgiler, yenilikçi, dünya standardında kabul edilen tasarımlara imza atan tasarımcılar ve modern teknolojili teknikler ile donatıldı. Tarih boyunca eşsizliği detaylarda saklı insani bu zaaf, ince ince yeniden şekillendi. Hayalleri parmaklarının ucunda olan ustalar, kadın ruhuna yeni bir dokunuş sundu.

Düşsel bir yolculuk… Mücevher, kendisini bekleyen sahiplerinin öyküleri ile can bulur Mücevher kişinin kendisi ile özdeşleşir, kokusunu içine alır. Anneden kıza kalan bir miras olur. Artık o mücevherin değeri maddi ölçülere sığmaz, bir kız çocuğu için annesi ile bütünleşmiş, hala yaşayan bir parçadır, alınmıştır ama satılmaz… Adeta kişisel tarihe dönüşen bir metadır. Görkemli toplantıların vazgeçilmezleridir mücevherler. Hanımefendiler, giydiklerinden çok taktıkları ile anılırlar…



ASSOS’un büyülü dünyası şimdi de Metrocity’de...

Mücevheri modaya dönüştüren marka Assos, Metrocity’de açtığı yeni mağazasıyla mücevher tutkunlarını bekliyor.

42 ülkede 1000’e yakın satış kanalı ile mücevher tutkunları ile buluşan Assos, satış kanallarına yepyeni bir nokta daha ekleyerek Metrocity Alışveriş Merkezi’nde yeni mağazasını açtı 61 metrekare alan üzerine kurulu Assos Metrocity mağazası, mücevher tutkunlarını konsept tasarımları ile buluşturuyor. Metrocity’nin zemin katında yer alan ve 8 metre ön cepheye sahip Assos, yeni mağazasında 5 personeli ile hizmet veriyor. Fark yaratan, çarpıcı, sıra dışı koleksiyonların mücevher tutkunları ile buluştuğu Metrocity mağazasıyla Assos, gerek iş gerek özel yaşamınızda kullanabileceğiniz zengin alternatifler sunuyor.

72 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94



koleksiyon

Mücevherde

Yılan Yılı

Altınbaş’ın iddialı ve feminen ürünleri Queen’de, Çin takvimine göre Yılan Yılı olan 2013 için birbirinden şık ve gösterişli mücevherler sunuyor. İsterseniz sade bir kıyafet ile isterseniz de farklı mücevherlerle ile kombinleyebileceğiniz yılan figürlü tasarımlar; stilinizin öne çıkan parçası olacak.

D

oğu ve Batı mitolojilerinde yaşamsal değişimi ve gücü temsil eden yılan, Altınbaş’ın usta tasarım ekibi tarafından yeniden yorumlandı. Kıvrımlı, beyaz ve mavi pırlantalar ile işlenmiş yüzükler ve gerdanlıklar yılan figürünün detayları göz alıcı ince bir işçilik ile sunuluyor. Queen’de yer alan gerdanlık, yüzük gibi hemen hemen tüm mücevherlerde başrol oynayan yılan figürünün gerçeğe yakın formu ve zümrüt, pırlantalar ile uyumu göz kamaştırıyor. Tasarımında mavi ve beyaz pırlantaların kullanıldığı yılan formlu yüzük ve gerdanlıklarda zümrüt; tasarımın etkisini arttıran parıltısı ile dikkat çekiyor.

2450 pırlanta ile bezenmiş zarafet:

Yılanlı Gerdanlık Üzerinde 2450 pırlantanın bulunduğu 79 karatlık yılanlı gerdanlık, zarif bir kıvrım ile tüm zarafeti boyutunuzda taşımanızı sağlayacak. Queen’nin en dikkat çekici parçası olan yılan formlu gerdanlık, sizi geçmiş ve gelecek arasında parıltılı bir mirası taşıyan kraliçe olarak hissettirecek.

74 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


altınhaber

KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç;

Kuyumcular yeterince temsil edilemiyor Altın fiyatlarında yaşanan hızlı düşüşün ardından karaborsaya düşen ziynet çeyrek, ziynet yarım, ziynet tam ve cumhuriyet altını gibi sarrafiye ürünlerin talebinde ciddi anlamda sıkıntılar yaşandığını söyleyen KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, bu durumun nedenleri ve çözüm önerilerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. ürünler olarak bilinen çeyrek, yarım, tam ve Cumhuriyet altın satışlarında hareketlilik yaşandığını ancak bu ürünlerin bulunmasında sıkıntı yaşandığını dile getirdi. Kuyumcuların ise Darphane’den altın temin edemedikleri için haliyle yok sattıklarını dile getiren Özgenç, “Altın fiyatlarının düşmesini fırsata çevirmek isteyen vatandaşlar; çeyrek ve Cumhuriyet altını almak için kuyumculara koşuyor ama bu ürünleri bulmak bazen çok zor. Müşterilerin kuyumculara yönelik "Fiyatlar düştü, elinizdeki altını bu yüzden mi satmıyorsunuz?" yönündeki eleştirileri yüzünden sektör mensupları müşteriler ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu meslekte iştigal eden üyelerimiz bu olumsuz durumdan muzdariptirler” dedi.

“Çeyrek altındaki yükselişin nedeni spekülatiftir”

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, “Altın fiyatının son iki yılın en düşük fiyatını görmesi doğal olarak kuyumcuları hareketlendirdi. Parası olan, borcunu kapatmak isteyen veya yatırım amaçlı altın almak isteyenler kuyumcularda bir hayli yoğunluk oluşturdu. Özellikle ziynet çeyrek, ziynet yarım, ziynet tam ve cumhuriyet altını gibi sarrafiye ürünlerin talebinde ciddi anlamda sıkıntılar yaşanırken, fiyatlarda suni artışlar söz konusudur. Günümüz itibari ile piyasada yeterli miktarda sarrafiye ürün bulunmadığından dolayı işçilik fiyatları tavan yapmaktadır. İşçilik fiyatlarındaki suni artış sebebiyle adeta karaborsa olan sarrafiye ürünlerin bu duruma gelmesinde Darphane’nin ağır işleyişinin ürün basımında günümüz hızına yetişmemesi olarak anlaşılıyor. Bu ani gelişmenin türlü nedenleri olabilir ama en önemlisi bu tür altınların basımını yapan Darphane'nin hazırlıklı olması, yani stoklu çalışması gerekirdi. Darphane'nin yoğun altın talebini karşılamaması ve iç piyasadaki fırsatçıların, karaborsacıların bunu avantaja çevirmesiyle fırlayan cumhuriyet ve çeyrek altının işçilik fiyatları kat be kat yukarı tırmandırıldı” diye konuştu.

Bu duruma karşı sektör temsilcilerinin de tutumu önemli…

Nurettin Özgenç, Darphane yetkililerinin "yetiştiremiyoruz" açıklamalarına ilişkin şunları söyledi; “Darphane altın basımında geçici olarak vardiyalı sistem ile sıkıntılara çözüm olunabilirdi. Piyasada basılı altın olmamasını fırsat bilen kişiler yüzünden işçilik fiyatları 3 misli artış gösterdi. Bu durumun müsebbibi her ne kadar Darphane olarak görülse de burada itici güç olarak bilinen sektör temsilcilerinin de duruma karşı tutumu göz ardı edilmemeli.” Başkan Özgenç, altın fiyatlarının düşmesiyle sarrafiye

KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, normal zamanlarda Kapalıçarşı'da ayaklı borsada torbası 25 ila 50 dolar arasında alıcı bulan sarrafiye mamüllerin karaborsa oluşturan bazı kişiler yüzünden torbasının 2600 ila 2800 dolar seviyesine çıkarıldığını vurguladı. Özgenç, “Sarrafiye ürünlerdeki işçilik fiyatlarının artışındaki nedenlerin başında ağır işleyişin yanında en büyük etkenlerin başında spekülatif hareketlerdir. Ayrıca “piyasada ciddi anlamda çeyrek altın talebi yok” diyenlerin yaptıkları işlere bakılmalı. Bu yönde demeç veren kişilerin gram altın diye tabir edilen ürünleri satan firmalar olduğu biliniyor. Dolayısıyla çeyrek altının bulunamamasının en çok bu tür ürün satan kişilere yarayacağı açıktır. Zira çeyrek altın bulamayan vatandaşlar gram altın almak durumunda kalmaktadır. Çeyrek altın fiyatları yüksek işçilik nedeniyle 10 TL fahiş fiyata satılmaktadır. Bunu kilolar ile çarptığınızda karşınıza büyük vurgun çıkmaktadır. Yetkililer bir an önce bu duruma el atmalı” diye konuştu.

Kuyumcular yeterince temsil edilemiyor

Sektör temsilcilerinin gereken ağırlığı gösteremedikleri ve temsil noktasında yetersiz kaldıklarının altını çizen KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, “Sektör temsilcileri icraat yerine vatandaşa tavsiye ve nasihatte bulunuyorlar. Kuyumculuk sektörünün temsilcisi durumunda olan bazı oda başkanları vatandaşa nasihatte bulunacağına; değişik boyut ve ağırlıklar da olan 22 ayar altın paralar olarak bilinen Cumhuriyet ziynet altınları ve halk arasında Ata altını denilen Cumhuriyet altınlarının basımını yapan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğüne çözüm bulamaması halinde Başbakanlık Hazine Müsteşarlığına kadar yaşanan sorunun iletilmesi lazım” dedi. Özgenç sektörün yoğun gündemini oluşturan konuya ilişkin açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Bazı Oda başkanları talepte patlama olduğunu ifade ederek tasarruf sahiplerinin bu dönemde çeyrek ve cumhuriyet altını almamasını tavsiye etmesi çaresizliğin göstergesidir. Ayrıca bu tür açıklama yapan Oda başkanlarına sormak lazım; “kendiniz de çeyrek altın ve Cumhuriyet altını satmış olsaydınız aynı şekilde beyanat verir miydiniz?” Veremezlerdi çünkü onlar çeyrek, yarım, tam ve Cumhuriyet altını olarak bilinen sarrafiye ürün satmadıkları için bu tür açıklamalarda bulunuyorlar. Örneğin, “Bu iki üründe işçilik bedeli oldukça fazla” deyip vatandaşlar için “Gidip 22 ayar bilezik alsınlar" gibi açıklamalarda bulunuyorlar. Bu söylem bir dönem Paris'teki ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı esnada söylendiği bilinen “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” sözünü anımsatıyor.” SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

75


altın haber

Piramit Alyans iki yeni koleksiyonuyla tasarıma verdiği önemin altını çizdi Piramit Alyans; Infiniti ve Ottoman ismini verdiği iki farklı koleksiyonla, evlenmek üzere olan veya alyanslarını yenilemeyi düşünen çiftlere birbirinden güzel modeller sundu. İleri teknoloji ve özgün tasarım anlayışıyla yıllardır başarıyla alyans üretimi yapan Piramit Alyans; son çıkardığı ve birbirinden tamamen farklı tarza sahip, ağır gramajlarda olmayan iki koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Infiniti ve Ottoman isimli koleksiyonlar, farklı zevklere hitap ediyor. Sonsuzluk işareti ve anlamından yola çıkılan Infiniti koleksiyonu, sonsuzluğu ifade eden çizgileri ve tasarımıyla günün modern tarzını yansıtıyor. Ottoman koleksiyonu, ise adından da anlaşılacağı üzere Osmanlı saray çizgilerini alyans ile buluşturuyor ve geçmişin zarafetini günümüze taşıyor. Piramit Alyans Firma Sahibi Mehmet Arıkan; tamamen çizgileri farklı olan iki koleksiyon ile sıra dışı alyans arayanların beğenisini kazanmayı hedeflediklerini söyledi. Son dönemde Osmanlı tarzı takılara ve Osmanlı tarihine ilginin arttığını kaydeden Arıkan, “Bu artan ilgiye cevap vermek için Osmanlı koleksiyonumuzu piyasaya sunduk. 30 parçadan oluşan bu koleksiyonumuzda; Osmanlı çizgilerini, siyah rodaj ile eskitilmiş havası içinde alyansla buluşturmayı tercih ettik. Alyanslarımızda, ayrıca Osmanlı saraylarında görülen gravür ve estetik motiflerde bulunuyor” dedi.

Sonsuz aşkın tercümanı; Infiniti Arıkan; diğer yeni koleksiyon Infiniti’nin ise sonsuz aşkın tercümanı olmasını arzu ettikleri için tüm dünyada kabul edilen sonsuzluk işaretinin çizgilerinde oynamalar yaparak bu koleksiyonu oluşturduklarını ifade etti. Taşlı modellerin de yer aldığı Infiniti, Ottoman koleksiyonu ile birlikte seçkin kuyumcu vitrinlerinde şimdiden yerini aldı. Ayrıca www.piramitalyans.com sitesini ziyaret ederek bu koleksiyonların ve birçok farklı Piramit Alyans modelini yakından inceleyebilir, online satın alabilirsiniz. 76 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

İnter Yazılım

EMRE YAPICI

Akıllı Cep Telefonu olmayanlar parmak kaldırsın! Amerika’da web sitelerinin can çekiştiğine dair makaleler yazılıyor. Mobil cihazlardan internete bağlananların sayısı 2013 yılı başında pc’lerden internete bağlananları geçince, mobile olan geçişin hızı tescillenmiş oldu. İster toptancı, ister üretici ister perakendeci olun; gidin 100 müşterinizin cep telefonlarını toplayın! Bakın bakalım yüzde kaçı Iphone, Samsung Galaxy vb. akıllı cihazlar? Bir de etrafınızdaki cep telefonu kullanım oranına bakın. Sanki elimizin devamı, bir uzuvmuş gibi... Yapılan bir araştırmada insanlar cep telefonundan ayrı kalmaktansa aç kalmayı, uykusuz kalmayı, sevgilisinden ayrılmayı, sınava girmeyip zayıf not almayı tercih ediyor! İnternet, bir ürün almaya karar vermedeki açık ara en önemli unsur. 2 en sevilen ve en kullanılan araç birleşirse ortaya şu sonuç çıkıyor: İnternet + Telefon = Mobil Web sitesi Bu durumu da hesaba katarsanız; potansiyel müşterileriniz bir şey alacakken sizin de alternatifler arasında olmanız gerekiyor. Peki, siz seçeneklerden birisi olabildiniz mi? Bazı internet kurumları ve guruları web siteniz olmasın ama mobil web siteniz mutlaka olsun görüşündeler. Kısacası mobil dünyaya girmeniz şart gibi görünüyor. Neden mi? İşte bu sorunun en temel cevapları: 1. Görünebilmek için: Web Siteniz telefonda ufacık görünüyor. Menüler ve yazılar okunamıyor. Sitede gezinmek için sürekli büyütmek, sağa-sola kaydırmak gerekli. Web Sitelerini telefonlardan gezmek tam bir çile… 2. Mobil web siteniz mevcut web sitenizden çok daha hızlı açılır: Mobil web sitesi KB (Kilobyte) olarak çok daha küçük alan kaplar ve indirmesi kolay olur! 3G hesaba katılırsa web sitenizin bekletmeden açılması müşterinin sıkılmaması, memnun kalması, kaçmaması demektir. 3. Kurumsallık ve prestij için: Mobil web sitesi olmak kurumsallık, müşteriyi önemseyen ve teknolojiyi takip eden bir görünüm için şarttır. Kuyum sektörünün toptan ya da perakende müşterilerinin ekonomik düzeylerini ve kullandıkları cep telefonlarını düşünürseniz sizin için olmazsa olmaz bir prestij göstergesi. 4. Lüks değil zorunluluk: Milyonlarca Iphone, Samsung Galaxy, HTC ve benzeri cep telefonu kullananları görmezden gelemezsiniz. Cepten görünür olmak, modellerinize rahat ulaşılması, size satış ve müşteri olarak geri dönecektir. 5. Her yerden ulaşabilmek için: PC ve laptop gibi sadece işyerinden, evden değil restoran, kafeden, yürürken, her hangi bir araçtayken, birini beklerken, arabadayken bile, gece-gündüz 24 saat sitenizi ulaşılabilir yapmak için mobil web sitesine ihtiyacınız var. 6. Mobil internet heryerde ve bedava: Wi-fi sayesinde AVM’ler, kafeler, restoranlarda internet var. Operatörler tüm şirketlere her sene binlerce bedava akıllı telefon dağıtıyor. Tüm akıllı telefonlarda ücretsiz 2 seneye varan internet bağlantısı var! ADSL aboneleri her yerden wi-fi ile bağlantı yapabiliyor. 7. Otomatik yönlendirme: Mobil web sitesi için ayrı isim gerekmez. Web adresinizi yazan herkes telefondan bağlanırken otomatik olarak mobil web sitesine bağlanacak. 8. Telefondan bakmak PC’den bakmaktan daha hızlı: Evde ya da işyerinde başınıza gelmiştir. İnternete bir şeye bakacaksanız PC yerine telefonunuzu tercih ediyorsunuz ya da siz PC’den bakana kadar yanınızdaki telefondan buluveriyor aradığınızı. 9. Her telefondan görülebilir: Mobil web sitesi ile mobil uygulama farklı şeylerdir. Iphone uygulaması gibi sadece Iphone’lardan değil tüm telefonlardan görünen bir mobil web siteniz olmalı. 10. Google optimizasyonu için: Google optimizasyonu için mobil dizinlere kayıt önemli bir avantaj. Mobil web siteniz olduğunda bunu mobil dizinlere kayıt edebilirsiniz.



altınhaber

SEKTÖR İAR İFTARINDA BİR ARAYA GELDİ Kuyumculuk sektörü İstanbul Altın Rafinerisi’nin Kaşıbeyaz Restaurant’ta düzenlediği iftar yemeğinde bir araya geldi. İAR Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen organizasyona firma çalışanlarının yanısıra çok sayıda sektör mensubu katıldı.

R

amazan ayının gelmesi ile birlikte sektör mensupları iftar davetlerinde bir araya gelmeye başladı. İstanbul Altın Rafinerisi 15 Temmuz akşamı Florya Kaşıbeyaz Restaurant’ta düzenlediği iftar organizasyonunda yüzlerce sektör mensubunu ağırladı. İftara firma çalışanlarının yanısıra çok sayıda sektör mensubu katıldı. Davetle ilgili değerlendirme yapan İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Özcan Halaç şunları söyledi; ‘’Dinimiz ve kültürümüzde çok önemli bir yere sahip olan Ramazan ayı, sektörümüzün biraraya gelmesine vesile olması açısından da son derece önemli. Davetimize bu kadar çok sayıda katılımın olmasınin bizi ayrıca onurlanırdığını belirtmek isterim. Her yıl geleneksel olarak Florya Kaşıbeyaz Restaurant’ta düzenlediğimiz iftar davetimize katılan tüm dostlarımıza buradan teşekkür ederim.’’ 78 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

79


altınhaber

Nil Kuyumculuk’a hırsızlık şoku! Kuyumculuk sektörünün tanınan markalarından Nil Kuyumculuk personeli ürün dağıtımı gerçekleştirirken gaspa uğradı. 4,5 kg altın ile dağıtıma çıkan personeli takibe alan gaspçılar bir anlık dalgınlıktan faydalanarak altınları

çaldı.

Yaz sezonunun gelmesi ve düğün sezonunun hareketliliği nedeniyle yoğun bir dönem geçiren kuyumculuk sektöründe gasp ve hırsızlık yoğunlaştı. Güvenlik ve emniyet önlemlerine rağmen gaspa uğrayan firmalardan biri de geçtiğimiz günlerde Nil Kuyumculuk oldu. Nil Kuyumculuk pazarlama personelinin bir anlık dalgınlığından faydalanan hırsızlar, çantada bulunan 4,5 kg’lık altını alarak kayıplara karıştı. Emniyet güçleri olaya karışan isimleri tespit ederken, zanlıları yakalamak için tüm hazırlıklara başladı. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan firma sahibi Murat Kodaz, “Başımıza gelen bu olay nedeniyle son derece şaşkınız. Olay sabah saatlerinde Yenibosna’da gerçekleşti. İddialara göre 3 kişi olan soyguncular, sabah iş yerinden 4,5 kg altın ile çıkan ve dağıtım yapmak üzere aracına binen Nil Kuyumculuk personeli V.K.’yi takibe aldı. V.K., bir kuyumcu dükkanına altınları vermek üzere müşteri dükkanının önüne aracını park etti. O sırada arkasında kendisini takip eden siyah aracı fark etmedi. Dükkanın içine elindeki çantayla giren V.K., 6-7 dakika sonra dükkandan çıkıp aracına yöneldi. Bu sırada harekete geçen hırsızlar V.K.’nin aracına binmesinden sonra altın çantasını titizlikle takip etti. V.K. altın dolu çantayı yanındaki yolcu koltuğuna bırakınca hırsızlardan biri harekete geçti. Hırsız kapıyı açarak altını çaldı ve kaçtı. Personel V.K. hamle yaptı ama hırsız çalışır vaziyetteki araca koşarak uzaklaşmaya çalıştı. O sırada aracın dönüş yoluna geçen V.K., aracın sol ön camına tekme attı fakat hırsızlar hafif hasarlı araçla kaçtı. Personelimiz koştu ama yetişemedi” dedi. Emniyet mensuplarının aracı bulduğunu ancak aracın terk edilmiş vaziyette olduğunu anlatan Kodaz, “Polis ekipleri hırsızların kimliklerini tespit etti. Emniyet güçleri şimdi her yerde zanlıları arıyor” şeklinde oldu.

80 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94



Ensar Kuyumculuk

çalışanları ve iş ortakları ile iftar yemeğinde buluştu Ensar Kuyumculuk, Sahra Restaurant’ta verdiği iftar yemeğinde iş ortakları ve çalışanları ile bir araya geldi. Her yıl Ramazan ayında geleneksel olarak düzenenen iftar organizasyonuna 200’ü aşkın kişi katıldı. Ensar Kuyumculuk Firma Sahibi Mustafa Gençcelep iftar organizasyonu ile ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; “Her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz iftar organizasyonumuzda bir kez daha sevenlerimizle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 200’ü aşkın kişinin katıldığı bu organizasyonda çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve diğer sevdiklerimizle birlikte bu özel günlerde bir arada olmak bizim için çok önemli. Bizi kırmayıp davetimize karşılık veren bütün dostlarımıza teşekkür ederim.”

82 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94



altınhaber

HRD Antwerp Türkiye, mezunlarına Dünya Elmas Borsaları Federasyonu toplantısında sertifikalarını verdi

İstanbul’da gerçekleştirilen ve dünya pırlanta sektörü vizyonu ile işbirliğinin artırılmasının hedeflendiği Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) ve Uluslararası Elmas Üreticileri Birliği (IDMA) Başkanları toplantısında dünyadaki tüm elmas borsa başkanları ve elmas üreticileri birliği başkanları bir araya gelerek sektörü değerlendirdi. Toplantıda aynı zamanda HRD Antwerp’in (Elmas Yüksek Konseyi) mezun olan öğrencilerinden 20’sine HRD Antwerp Dünya Eğitim Müdürü Dr. Katrien De Corte tarafından sertifikaları teslim edildi.

D

ünyadaki önemli elmas üreticileri birliği ve elmas borsaları federasyonunu başkanlarını bir araya getiren ve 16 – 18 Haziran 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen Dünya Elmas Borsaları Federasyonu (WFDB) ve Uluslararası Elmas Üreticileri Birliği (IDMA) Başkanları Toplantısı’na 20 ülkeden 28 borsa başkanı katılım gösterdi. Aynı zamanda mücevher sektörüne ve vergi politikalarına yön veren isimler de yer aldı. Türkiye elmas ve mücevher piyasaları için son derece önemli olan ve Borsa İstanbul’un organizasyonu ile gerçekleşen toplantı sponsorları arasında; HRD Antwerp, Mücevher İhracatçıları Birliği (JTR), Atilla Karat ve Vav Diamond yer aldı.

HRD Antwerp elmas eğitimleri ile sektöre katkı sağlıyor, mezun sayısı her geçen gün artıyor… Dünyada elmas değerlendirme standartlarının geliştirilmesinde ve sertifikazisyon sürecinde en önemli kuru84 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

luşlarından biri olan HRD Antwerp (Elmas Yüksek Konseyi), dünya elmas piyasasına hem eğitim departmanı hem de sertifikasyon hizmetleri ile kazandırdığı mezun sayısını her geçen gün arttırıyor. 2008 yılından bu yana Türkiye operasyonlarını sürdüren HRD Antwerp Türkiye Ofisi şimdiye kadar verdiği 500’e yakın mezun sayısı ile Türkiye elmas piyasasındaki eğitimli iş gücüne katkı sağlamaya devam ediyor. Dünya Elmas Borsaları Federasyonu ve Uluslararası Elmas Üreticileri Birliği Başkanları Toplantısı organizasyonu 18 Haziran Salı günü, HRD Antwerp Dünya Eğitim Müdürü Dr. Katrien De Corte’nin katılımı ile gerçekleşen törende en başarılı 20 HRD Antwerp öğrencisi sertifikalarını alarak mezun oldu. HRD Antwerp, elmas derecelendirmesinden analizine, gemolojiden ham elmas kesimi ve mücehver tasarımına, pırlantalı mücevher satışı konularından kalifiye workshoplara ve eğitim programlarının organize edilmesine kadar, elmas ve mücevher sektörüne her anlamda eğitilmiş iş gücü kazandırıyor. HRD Antwerp, bu sayede sertifikasyon hizmeti ile ticarete güven katarken sunduğu eğitimleri ile insanlara özgüven kazandırıyor ve AR-GE departmanı ile teknolojik atılımlar gerçekleştiriyor.



Assos’tan görkemli davet Mücevheri modaya dönüştüren marka ASSOS, 21 Haziran gecesi Matilda teknesinde düzenlediği görkemli davet ile “Coctail Special Koleksiyonu’nu” Türkiye genelindeki iş ortaklarına tanıttı…

A

ssos Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Altınbaş ve Genel Müdürü Mustafa Kemal Çeçen’in açılış konuşmasıyla başlayan gece, Matilda teknesinin büyülü ortamında gerçekleşen Boğaz turuyla devam etti. Assos Kurumsal İletişim Müdürü Serap Kaptanoğlu’nun Assos’un 2013 imaj çekimlerini tanıttığı davette, Coctail Marka Müdür Yardımcısı Sinem Karaten Coctail Special grubu hakkında bilgiler vererek yeni koleksiyon sunumu gerçekleştirdi. Rokoko grubunun keman ve dans gösterileri ile renk kattığı gecede davetliler, mankenler eşliğinde sunulan Coctail Special Kolekisyonu’nu büyük beğeni ile izlediler.

86 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


Sur Balık Özel Ramazan Menüsü

İFTARLIK Günün çorbası Beyaz Peynir Pastırma Kaşar Peyniri Hurma Zeytin Bal Kaymak Patlıcan Salata Yeşil Salata

SICAK MEZELER Balık Köfte Kalamar Tava ANA YEMEK Köz Levrek / Dil Şiş Fener Kavurma veya Et Kavurma Adana Kebap Kuzu Şiş

TATLI VEYA MEYVE LİMİTSİZ ÇAY-KAHVE VE MEŞRUBAT

FİYAT: 80 TL


altın haber

Darphane piyasaya altın sürdü, fiyatlar düştü Darphane ve Damga Matbaası kanalıyla piyasaya 4 ton altın girdi. Geçtiğimiz haftalarda fiyatı 150 liraya kadar çıkan çeyrek altın 140 liraya kadar geriledi.

Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz haftalardan beri beklenen adımı atarak piyasaya 4 ton altın sürdü. Piyasaya altının girmesi ile birlikte fiyatı 150 lira olan çeyrek altın 140 liraya geriledi. Altının bin 300 liraya dayanan ons fiyatı ise piyasaya altın girişiyle bin 287 liraya geriledi. Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Sadettin Parmaksız ise geçtiğimiz hafta yoğunluk kazanan karaborsa ve stok yönündeki açıklamalara değinirken, ‘Stok seviyelerine yönelik açıklamalar maksatlı ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik. Grev devam etmekle birlikte çalışmaya başlayan personel ile bazı bölümlerde üretime başlanmıştır’ yorumunu yaptı.

Altın için bir revize daha geldi Societe Generale, altın fiyatları için tahminini yine aşağı yönlü revize etti. Societe Generale, altın fiyatları için tahminlerini aşağı çektiğini bildirdi. Societe Generale, bu yılın son çeyreği için altın fiyat beklentisini 1200 dolar seviyesine indirdi.

Darphane her ilde şube açmalı Son dönemlerde Darphane ile kuyumcular arasında yaşanan sıkıntıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası Başkanı Mustafa Akkul, Darphane’nin her ilde şube açılmasını talep ettiklerini dile getirdi. Çeyrek altınların karaborsaya düşmesi kuyumcuları isyan ettirdi. Ziynet altınlara yoğun talepten dolayı, darphane talepleri karşılamama durumuna geldi. Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası Başkanı Mustafa Akkul konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bölge olarak kuyumcu esnafımız ve halk olarak sıkıntı içerisindeyiz. İstanbul’daki büyük firmalar Darphane’yi adeta işgal etmiş durumda ve bölge halkı mağdurdur. Bölgede bir adet çeyrek bulamıyoruz. Türkiye’nin coğrafi durumu ve can güvenliği göz önünde bulundurularak 30 bin kuyumcuya daha sağlıklı hizmet verebilmek adına Darphane’nin Türkiye’nin yedi bölgesinde satış şubeleri açılmasını talep ediyoruz” dedi.

Altında yeni dönem mi başlıyor? Aylardır yatırımcı kaybeden altın, son günlerde toparlanmaya başladı. Bu durum akıllara yeni bir dönem mi başlıyor sorusunu getirdi. 4 hafta üst üste yaşadığı değer kaybının ardından altın, 2011’den bu yana en büyük haftalık toparlanmasını yaşadı. CNN Money’de yer alan habere göre, bu durum bazı kesimler tarafından altının ivme kazanarak yeni bir döneme girmiş olabileceği şeklinde değerlendiriliyor. Değerli metaller alanında danışmanlık veren şirket American Precious Metals Advisors’ın yöneticisi Jeff Nichols “Dibi bulmaya çalıştığımız bir dönemdeyiz” dedi. Altın yatırımcılarına sabırlı olma çağrısında bulunan Nichols, gelecek 3 ile 5 yıl arası dönemde altın fiyatlarının 2011’de gördüğü 1900 doların üzerine çıkacağına inandıklarını ifade etti. Ancak Nichols, “ Yine de net bir şey söylemek mümkün değil. Belki de düşünülenden çok daha hızlı bir toparlanma yaşanabilir” diye konuştu.

88 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Yatırım uzmanı Jim Rogers altında maliyet altına düşüşe işaret etti

Yatırım gurusu Jim Rogers kişisel blogundan yaptığı açıklamada altın fiyatlarında maliyet altına düşüldüğüne dikkat çekti. Uluslararası yatırım uzmanı ve emtia gurusu olarak tanınan Jim Rogers, “Bir süreliğine emtiaların fiyatlarının üretim maliyetlerinin altında seyrettiğini görebiliriz” dedi. Altın fiyatlarına ilişkin tahminlerini sıkça dile getiren Rogers kişisel blogundan yaptığı açıklamada, “Ben yıllardır yatırım yapıyorum. Şunu biliyorum ki bazı şeylerin fiyatı üretim maliyetinin altında kalabilir. İnsanların bazı madenlerin kapatılması gerektiğini anlaması uzun zaman alır. Bir madeni kapatmanın maliyeti vardır. Yeni bir maden açmanın da öyle. Bir süreliğine varlıkların fiyatlarının üretim maliyetlerinin altında seyrettiğini görebiliriz” ifadelerini kullandı.



altınhaber

Franco Fontana yeni koleksiyonuyla yaz sezonuna damgasını vurdu Tasarım, stil ve şıklığın mücevhere dönüştüğü Franco Fontana, İtalyan adı ile tabir edilen tasarımlarıyla göz dolduruyor. Önümüzdeki günlerde açılışını gerçekleştirmeyi planladıkları mağazası ve yeni koleksiyonları Cennet Çiçekleri koleksiyonlarıyla ilgili bilgileri Mağaza Müdürü Kerem Esenlik’ den dinledik. Son yıllarda İtalyan olarak tabir edilen yüksek katma değerli ürün grubu talebinde artış gözleniyor bu kategorinin önemli firmalarından biri olarak İtalyan grubun sektördeki yeri ve gelişimi ile ilgili değerlendirmeniz nelerdir? Sektörümüz dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de hızla gelişmekte. Bu doğrultuda toplumun istek ve arzuları da değişmektedir. Artık toplum, klişeleşmiş takıları ve mücevherleri talep etmekten ziyade modern günümüz modasına ayak uydurmak istiyor. Franco Fontana markası bu çizgide ilerleyen bir markadır. İtalyan grubu olarak tabir edilen ürünlerin, takıların talebi yüksek fakat bu bütün İtalyan grubunu kapsayan bir durum değil. Gözlemlediğim kadarı ile sektörde devamlı aynı ürünleri görmekteyiz… Franco Fontana İtalyan grubu ile de sektörde her zaman farklılığını kanıtlamış bir firmadır.

Sektördeki kuyumculuktan mücevherciliğe geçiş sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında bu beklenmedik bir durum değil. Ülkemizde 2000’li yılların başında sektörümüzdeki teknoloji gelişimi ve yatırımları hızla arttı. Bu sebepten üretilen ürünler birbirine yakın ve benzer olmaya başladı. Bunu gören ve sıkılan tüketiciler eskiden olduğu gibi el işi ustalığı ürünleri ve özel tasarım ürünleri arar oldular. İşte bu yüzden sektörde mücevhere doğru ciddi bir yönelme oldu

Tüketici profilinde yaşanan değişimin ürün grubunuza etkisi nedir? Tüketici profilindeki değişim haklı olarak yeni tarz ve günümüz modasına uygun takı, mücevher talebi üzerine kurulu. Bu açıdan bakılacak olursa firmamızı etkileyecek bir durum söz konusu değildir. 90 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Altın fiyatlarındaki değişim ürün grubunuzu etkiliyor mu? Altın fiyatlarındaki düşüş ürünlerimize talebi artırdı, fiyatların stabil gitmesi durumunda ise hem firmamızı hem de sektörü daha iyi günler bekleyecek.

Dağıtım kanalı yapınız ile ilgili neler söylemek istersiniz? Genellikle showroomumuzda hizmet vermeyi tercih ediyoruz. Bunun haricinde bölge bayilerimiz kanalı ile hizmetlerimiz bulunmaktadır.

Önümüzdeki günlerde sunmaya hazırladığınız ya da yakın zamanda mücevher severlerin beğenisine sunmuş olduğunuz bir koleksiyonunuz var mı? Yaz sezonuna başlamadan önce hazırladığımız ve içeriğini zenginleştirdiğimiz Cennet Çiçekleri koleksiyonumuzu mücevher severlerin beğenisine sunduk. Gördüğümüz ilgi ve talep bizi gururlandırdı. Bu koleksiyonu hazırlayan, çizen, üretim aşamasında katkıları olan ve sergileyen bütün personelimize teşekkür ederiz.

Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz bir röportajınızda perakende alanında hizmet verecek bir mağaza açma hedeflerinizin de olduğunu belirtmiştiniz. Bu konudaki çalışmalarınız ne durumda? Bizimle paylaşacağınız gelişmeler var mı? Mağazacılık konusunda iki lokasyon belirlendi ve çalışmalar devam ediyor. Şu anda ülkemizde son günlerde yaşanan sıkıntılardan dolayı biraz yavaşladık. Açıkçası yılsonuna doğru neticelendirmeyi umuyoruz.



Nadir Metal 6. şubesini Kapalıçarşı Nuruosmaniye kapısında açıyor Son dönemde hayatımıza hızla giriş yapan Nadir gram altınlar, artık düğünlerin de vazgeçilmezi oluyor. Şimdi düğüne katılan davetliler, çok farklı gramajlara ve bütçelere sahip Nadir Gram Altınlar ile gelinlerin ve damatların mutluluğuna mutluluk katıyorlar.

Ü

lkemizde düğünler büyük bir coşku ile gerçekleştirilir. Düğünlerde damat veya geline altın takılması da çok eski bir geleneğimiz. Son yıllarda yükselen altın fiyatlarıyla birlikte sarrafiye altının sadece birkaç çeşidinden oluşan hediye alternatiflerine karşın; Nadir Gram Altınlar, çok farklı boyutlarıyla düğünde takılan altınlar arasında en çok tercih edilen altın oldu. Nadir Metal Genel Müdürü Burak Yakın, son yıllarda sarrafiye altının işçiliğinin hızla yükselmesi, zaman zaman darphanenin talebe yetişemez olması ve bütçesi sarrafiye altın almaya elverişli olmayan kişilerin daha uygun şartlarda altın alma taleplerinin Nadir Gram Altınların popülerliğini arttırdığını söyledi. Bugün; 0.25, 0.50, 1 ve 2 gramlık yuvarlak altınlar ile 0.25, 0.50, 1, 2.50, 5 ve 10 gramlık külçe altınların düğünlerde en çok tercih edilen ürünler olduğunu kaydeden Yakın, “Vatandaşlarımız kendi bütçelerine uyan bir Nadir Gram Altın, düğünlerde hediye edebilirler. En düşük sarrafiye altın 1.75 gramdan oluşuyor. Biz daha çok alternatif oluşturarak, düğüne kimsenin eli boş gelmemesini de sağlamış olduk” dedi. Yaz sezonunda özellikle 1 gramlık Nadir Gram Altına büyük bir talep olduğunu bunun en büyük sebebinin de düğünlerin bu dönemde daha fazla yapılması olduğunu vurgulayan Yakın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nadir Gram Altınların, aynı sarrafiye altın gibi kolaylıkla gelin veya damada takılabilmesi için gereken dairesel formu ürünlerimize yansıttık. Bildiğiniz gibi sarrafiye altınlar 3-4 çeşitten oluşuyor. En büyük sarrafiye altın ile en küçük sarrafiye altın arasında büyük boşluklar var. Nadir Gram Altın ürünleri, özellikle bu boşlukları doldurmada çok başarılılar. 1 gram çok büyük ilgi görmekle birlikte, özellikle gelin ve damatların yakın akrabaları 5 ve 10 gramlık Nadir Gram Altınları da takmayı tercih ediyorlar.” Nadir Metal çok yakın bir zaman içinde ülke genelindeki 6. Şubesini Kapalıçarşı Nuruosmaniye girişinde açacak. Yurtdışında İtalya ve Dubai’de yer alan Nadir Metal, ayrıca önümüzdeki dönemde ABD’de ve Hongkong’ta da şube açmayı planlıyor.

Altıniş kuyum sanatının tarihi sayfalarını yeniden açıyor Altıniş Kuyumculuk; geçmişte tamamen el işçiliğiyle yapılan özgün, zarif takı modellerini aslına sadık kalarak tekrar üretiyor. Yaşadığımız topraklar; tarih boyunca yüzlerce farklı medeniyete imza atmış. Bu medeniyetlerinde birbirinden farklı kültürleri bu topraklar üzerinde yeşermiş, gelişmiş ve bir zaman sonra da yok olmuş. Altıniş Kuyumculuk; özellikle takı sanatında birkaç kuşak öncesinin değerli kuyum ustalarının yaptığı ve bazıları da anonim olan takı motiflerini tekrar gün yüzüne çıkarmak için özel bir koleksiyon hazırlığına girdi. “Geçmişin Eşsiz Zarafeti” isimli özel koleksiyon; 100-150 yıl öncesinin tamamen el işi yapılan birbirinden şık takı modellerini, günün en son teknolojisi eşliğinde, tamamen özgün dokusuna bağlı kalınarak yapılmasını kapsıyor. Altıniş Kuyumculuk Genel Müdürü Mehtap Ahlat, bir bayan gözüyle bakıldığında geçmiş takıların daha sanatsal ve zarif bir görüntüye sahip olduğunu rahatlıkla gördüklerini, bu koleksiyon ile unutulmaya yüz tutan kuyum sanatımızın tarihi motiflerini, modellerini tekrar gündeme getirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Günümüzün modern kadınının, daha pratik bir hayatı tercih ettiğini, bunun paralelinde seçtiği takının daha sade ve birçok kıyafeti ile kombine olabilecek halde olmasını istediğini vurgulayan Ahlat, “Biz bu gerçeğin biraz dışına çıkarak, geçmişte nasıl büyük bir emek harcanarak, böylesi teknik imkanlar olmadan eşsiz güzellikte modellerin yapıldığını genç nesile göstermek istedik” dedi. 92 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


Comfortline kendini kısa sürede sevdirdi Yakın zaman önce piyasaya sunulan, ultra hafif özelliği ve dünya çapında en yüksek satış rakamlarına ulaşan modellerin birleşiminden oluşan Comfortline serisi, yurtiçinde birçok kuyumcu tarafından büyük beğeni ile kabul edildi. rın, hafifliğine rağmen sağlamlığıyla özellikle dikkat çektiğini belirtti. Comfortline serisinin 3 aylık ücretsiz deneme süresi ile kuyumculara sunulmasının da, bu ürün grubuna duyulan güvenin bir göstergesi olduğunu vurgulayan Hakan Saraç, “Hemen hemen yurt genelinde çalıştığımız yüzlerce kuyumcu dostumuz Comfortline serimizin avantajlarını yaşamak istediler. Özellikle yaz aylarında artan alyans satışlarında Comfortline serisinin başta gitmesinin de ayrıca mutluluğunu yaşıyoruz. Bilimi zekayla, yaratıcılığı el emeğiyle birleştirdiğimizde ortaya başarı çıkıyor” diye konuştu.

Comfortline serisini çıktığı günden bu yana kullanan kuyumcular şunları söylediler:

Birbirinden kaliteli ve özgün alyans tasarımlarına imza atan Mert Alyans; kuyumcu dostlarına sunduğu avantajlarla onların ticari başarılarının daim olmasına katkıda bulunuyor. Dünya genelinde birçok ülkeye ihracat gerçekleştiren Mert Alyans, geçtiğimiz aylarda popüler olan bu modellerini 25 çift halinde bir paket kapsamında satışa sundu. “Comfortline” ismiyle hazırlanan bu özel set, kısa sürede kuyumcuların yoğun talebi ile karşılaştı. Siparişin ardından, 24 saat gibi kısa bir sürede bu setin içindeki ürünleri Türkiye’nin her noktasına ulaştırma garantisi sunan Mert Alyans, ileri teknoloji eşliğinde üretim yapmanın avantajlarını müşterileri için kullanıyor. Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç, Comfortline serisine olan ilginin kendilerini memnun ettiğini, sürekli üretim yaparken, işbirliği yaptıkları kuyumcuların rahatlıkla satış yapabilmelerini planladıklarını söyledi. Standart alyanslara göre yaklaşık %50 gibi çok ciddi bir oranda hafif olma avantajına sahip olan Comfortline serisi alyansla-

Süreyya Kuyumculuk / İstanbul Satış Danışmanı Metin Bulut: “Comfortline çıktığı günden bu yana; farklı renkleri, modern dizaynı, serinin bir arada olduğu şık kutusu ile büyük beğeni topluyor. Özellikle zor ikna olan müşterilerimiz için bizim adeta kurtarıcımız oldu. Bir de müşteri çok beğendiği Comfortline alyansın en sonunda, özel hafifliği sebebiyle uygun bütçesini duyunca çok rahat karar verip satın alıyorlar.” Işık Kuyumcusu / Sakarya Satış Danışmanı Nurcan Şeker: “Biz çok geniş bir alyans koleksiyonuna sahip olan bir kuyum mağazasıyız. Elimizde çok farklı, hazır model alyanslar olmasına rağmen, yine de Comfortline serisini görenler hazır ürünlerimizi değil siparişle gelen bu ürün grubunu tercih ediyorlar. Gerçekten 24 saat içinde verdiğimiz sipariş elimizde oluyor. Ayrıca siparişimiz eksiksiz ve hatasız geliyor.

Harmonia Las Vegas’ta büyük ilgi gördü İçinde üç farklı rengi, farklı madenleri barındıran Mert Alyans Harmonia Koleksiyonu; JCK Las Vegas Show’da da büyük ilgiyle karşılandı.

A

lyans alanında yaptığı yenilikçi ve çarpıcı tasarımlarla öncü marka konumunda olan Mert Alyans; yeni koleksiyonu “Harmonia” ile hem yurtiçi hem de yurtdışında büyük ses getirdi. Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç, “Harmonia” koleksiyonunun kısa süre önce vitrinlere taşındığını ve alyansta önemli bir yenilik yaratan bu koleksiyonun beklenenin üstünde ilgi görerek, emekleri boşa çıkarmadığını ifade etti. Hakan Saraç; “Harmonia” koleksiyonunun, diğer çok renkli alyanslardan farklı olarak kaplama olmadığını ve madenin kendi orijinal rengiyle alyansta yer aldığını söyledi. “Harmonia” koleksiyonunun tamamen patentinin alındığını belirten Saraç, şöyle konuştu: “Bu koleksiyonumuz İstanbul Jewelry Show’un ardından JCK Las Vegas Show’da da ilgi gördü. Amerika’dan ciddi siparişler alarak dönüyoruz. Ülkemizde de Mert Alyans kalitesini tercih eden değerli kuyumcu dostlarımız bu koleksiyondan ilk siparişlerini verdiler. Birbirinden renkli ve yüksek kaliteli “Harmonia” alyans koleksiyonumuz en zor beğenenlerin bile gönlünü alabilecek zarafet ve güzellikte. Aynı zamanda bu koleksiyonumuz ihtişamlı görüntüsüne zıt olarak, hafifliğiyle çiftlerin kolay ulaşabileceği bütçelerde. İlerleyen günlerde bu koleksiyonumuz yeni modellerle genişleyecek.” SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

93


Aslı Çelebioğlu

patent ve tasarım tescili

Kuyumculuk sektörünün en önemli sorunlarından biri;

“Patent ve Taklit”

Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan; patent, tasarım ve marka tescili konusunda bilinmesi gerekenleri ve kuyumculuk sektörünün “Tasarım Hırsızlığı” sorununa getirilmesi planlanan çözüm önerilerini Altın Dünyası’na anlattı.

P

atent ve marka tescili başlıklı haber dosyamızda sektörün başlıca sorunlarından biri olan taklitçiliğe de değindik. İlerleyen sayfalarda; Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç, Kurtulan Kuyumculuk Firma Ortağı Meltem Kurtulan ve Regold Yönetim Kurulu Başkanı Selami Hoşgör gibi bu konuyla yakından ilgilenen sektörün önde gelen isimlerinin de değerlendirmelerine yer verdik.

Türk Patent Enstitüsü patent alma süreci… Türk Patent Enstitüsü’ne yapılacak bir patent başvurusunda internet sayfamızdan temin edilebilecek başvuru formu, buluşu kısaca anlatan özet, buluşun ayrıntılı olarak anlatıldığı tarifname, buluşun korunması istenen teknik özelliklerinin ifade edildiği istemler bulunmalıdır. Zorunlu olmamakla birlikte buluşun anlaşılmasına katkı sağlayacaksa resimler de verilebilir. Bu saydığım belgeler eksiksiz bir şekilde Enstitümüze teslim edildikten sonra tescil süreci başlatılmış olur. Bu aşamadan sonra patent başvuruları için araştırma ve inceleme aşamaları bulunmaktadır. Patent koruması üçüncü kişileri de doğrudan ilgilendirdiğinden başvurular belirli bir sürenin sonunda yayınlanmaktadır. Burada üçüncü kişilerin bu başvuruyu görerek, gerek duydukları takdirde itiraz etmelerine imkân tanıyan bir sistem söz konusudur. Başvuru sahiplerine yapmış oldukları her bir patent başvurusu için bir başvuru numarası veriyoruz. Patent başvurusu yayınlandıktan sonra, başvuru sahipleri elektronik olarak internet üzerinden başvurularıyla ilgili bütün işlemleri takip edebilirler. 94 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Mücevher sektörünün önemli sorunu: ‘Taklitçilik’ Katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve teşvik edilmesi ancak fikri ürünleri üretenlerin haklarının iyi korunmasıyla mümkündür. Tescilli bir ürünü taklit etmenin hukuki yaptırımları konusunda, kuyumculuk sektörü ile daha yakından alakalı olduğu için marka ve tasarım tescillerinin ihlallerine yönelik mevzuatta tescil ile elde edilmiş haklara tecavüz ve taklitçilik durumlarına ilişkin hukuki ve cezai düzenlemeler yer almaktadır. Sahtecilik ve korsanla ilgili Türk Patent Enstitüsünün bir tescil kurumu olması nedeniyle doğrudan görev ve yetkisi bulunmamakla birlikte taklitle mücadele konusunda elinden gelen desteği vermektedir. Sahteciliğe karşı uygulama noktasında sorumluluk sahibi olan İçişleri, Adalet ve Gümrük Bakanlıklarımızın da son dönemde taklitle çok etkin bir mücadelelerinin söz konusu olduğunu söyleyebilirim. Örneğin kuyumculuk sektöründe de rastlanabilen tasarımlarda özgün olmadığı halde itiraz edilmediği için yapılan tesciller var. Bunlar piyasayı kötü etkiliyor, yeni sınaî mülkiyet yasa tasarısında özgün olmadığı anlaşılan, yeni olmayan tasarımların yayına çıkmadan önce reddedilmesi konusunda düzenleme yapıyoruz. Tasarım hırsızlığının önüne geçecek yasal düzenlemeler yolda! Şu anda TBMM’de bulunan Sınaî Mülkiyet Yasa Tasarısı kanunlaştığında da yaşanan sorunların çözümüne, işlemlerin basitleştirilmesine ve katma değeri daha yüksek bir sınaî mülkiyet yapısına geçilmesine yönelik düzenlemeler de söz konusu. Örneğin taklit ürünleri üretenlere yönelik cezaların depolamaya yönelik de uygulanması gibi… Sınaî mülkiyetin dinamik yapısı nedeniyle mevzuatla ilgili düzenlemeler zaman zaman gündeme gelecektir. Türkiye bu konularda tamamıyla uluslar arası gelişmelere paralel hareket etmektedir. Bu noktada AB müzakere sürecinde Türkiye’nin kapatmaya en hazır olduğu müzakere faslının Fikri Mülkiyet Faslı olduğunu ve 2012 AB ilerleme raporunda da bu konuda olumlu ifadelerin yer aldığını söylemek isterim. Kuyumculuk sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız da diğer sektörlerdeki gibi markalaşma konusunda doğru tespitler yaparak stratejik davranışlar geliştirmeleri halinde dünyada hedefledikleri noktaya geleceklerdir. Dünya çapında tanınmış, yüksek katma değer üreten, başarılı markaların sayısının artması durumunda da markalaşmanın ülke ekonomisine katkısını daha açık bir şekilde görebileceğiz.

Kısa bir süre sonra yasalaşmasını beklediğimiz sınaî mülkiyet yasa tasarısının, sistemi daha da güçlendireceğini, özellikle Türkiye’de ulusal ve uluslararası markalaşmaya getireceği ivmeyle, küresel rekabet avantajımızı artırmamıza katkısı olacağını düşünüyorum .


Mert Alyans Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Saraç:

“Taklitçiler yasal boşluklardan faydalanıyor” yapan firmalara prim vermemesinin en az yasal düzenlemelerin artırılması kadar etkili olacağına inanıyoruz.

Karların yüksek olduğu dönemlerde taklitçilik bu kadar yaygın mıydı, bu konuyla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Taklitçilik bu sektörün tarihçesinin içinde sürekli olmuştur. Maalesef özellikle son 10 yılda taklitçi zihniyet büyük bir artış göstermiştir. Taklitçilik yapanın yanına kar kalması bu zihniyetin ve bu yola başvuranların ekmeğine yağ sürmektedir. Son bir yıldır İstanbul Kuyumcular Odası Başkanlığı’nda oluşturulan Taklitle Mücadele Komisyonu önemli bir güç oluştursa dahi, bu işin sonunu henüz getirememiştir.

Patent alma süreciyle ile ilgili çalışmalarınız nelerdir? Bunlardan sonuç alabiliyor musunuz? Şirketimiz, başta özel koleksiyonları olmak üzere, birçok özgün model için patent almaktadır. Patent almamıza rağmen, bir ürünümüzde çok ufak bir değişiklik bile yapılsa bu taklit ürün oluyor. Bu da bizim gibi tasarıma önem veren, bu alanda ciddi yatırımlar yapan ve sektörel gelişimi şirket karlılığının üstünde tutan firmaları zor durumda bırakıyor. Taklitçilerin ürünümüze birebir benzeyen bir ürüne çok minik bir fark koyarak, cezai yaptırımlardan kurtulabiliyor olması sektör olarak taklitçiliğin önüne geçmemizde ciddi sıkıntı yaratıyor. Kuyumculuk ve mücevherat sektöründe haksız rekabetin en önemlilerinden biri taklitçilik olarak karşımıza çıkıyor. Taklitçiliğin ortaya çıkmasına sebep olan faktörler neler? Biz her şeyden önce taklitçiliği hırsızlıkla eşit gören bir anlayışa sahibiz. Kendini bilen, markasının gücüne inanmış olan ve meslektaşına saygı duyan bir kuruluşun taklitçilik yapmasının mümkün olmadığına inanıyoruz. Bu bağlamda taklitçiliği zorunluluktan dolayı ortaya çıkan bir durum olarak değil, keyfi ve illegal bir düşüncenin ürünü olarak görüyoruz. Taklitçilik, haksız rekabetin ötesinde bir durum. Taklitçilik yapan markaların; AR-GE yatırımından kaçtığına, ürünün hazırlık dönemindeki firelerinden kurtulduğuna, stok maliyeti riskine girmediklerine kısacası başkalarının sırtından haksız kazanç elde ettiklerine inanıyoruz. Burada tüketicilerin de taklit ürün

Yeni ürün geliştirmeye teşvik etmek adına taklitçilikle ilgili alınan önlemler sizce yeterli mi? Değilse neler yapılması gerekiyor? Taklitle mücadele alanında yapılan yaptırımlar ve kanuni düzenlemeler geçmişe göre önemli ölçüde artırılsa dahi, taklitçi kişiler yukarıda belirttiğimiz boşlukları değerlendirerek, kendilerini bu işlerden ceza almadan sıyırabilmektedirler. Biz öncelikle üründe çok ciddi benzerliği olan ürünlerin de ‘taklit’ olarak nitelendirilmesini bekliyoruz. Kanuni yaptırımların artırılmasının ve cezai müeyyidelerin yükseltilmesini arzu ediyoruz. Sektör içerisinde de bu konuda daha kuvvetli bir oluşum ve eylem içinde olmalıyız. Sektörün dünya ile rekabet etmesinde taklitçiliğin payı nedir? Uluslararası standartlarda söz sahibi olabilmek için sektörün ne tarz çalışmalar yapması gerekir? Sektör olarak, yıllarca, kendi markamızı oluşturmak yerine, dünyanın öne çıkan markalarının tedarikçisi, fasoncusu olma yolunu seçtiğimiz için, ne yazık ki ülkemizden dünya çapında markalar çıkaramadık. Uluslararası standartlarda yüksek kaliteli üretim yapan firmalarımız bir de tasarım alanında kendilerini geliştirir ve özgün model yapımına emek harcarlarsa, inanıyorum ki kısa sürede “Made in Turkey” adıyla dünya piyasalarında adımızı üst sıralara yazdıracağız. Taklitçilik probleminin çözülmesinin sektöre kazandıracağı faydaları sıralar mısınız? Öncelikle taklitçiliğin sona ermesi, firmaların yeni ve özgün modeller üretmesini artıracak. Bu daha özel ürünlerin çıkması ve firmaların uluslararası arenada kendilerine güvenerek hareket etmelerine sebebiyet verecek. Taklit yapmayan firma, kendini geliştirmek için tasarım ve AR-GE’ ye yatırım yapacak. Belki de yıllarca taklit yaptığı ürünlerden daha iyisini yapacak olan firmalarımız piyasada daha çok tercih edilecekler. Daha adil bir rekabet ortamı ortaya çıkacağı için bu rekabet ortamından sektörümüz kazançlı çıkacaktır. Emek harcayan kişiler ve kuruluşlar, taklit edilmeyecekleri için bir sonra ki projelerinde daha hevesli ve motivasyonlu bir şekilde hareket edecekler. Böylelikle sürekli gelişen ve kendini aşmaya uğraşan tasarımcılarımız, ortaya koydukları eserleri çok daha kolay yurtiçi ve yurtdışında pazarlayabilecekler; taklit edilmeyen firmalar da yılda 5 koleksiyon çıkarıyorsa, belki 8 koleksiyon çıkarmaya başlayacaktır. Sürekli model rekabeti yaşanacak olan ülkemizde böylelikle birbirimizi geçme yarışına gireceğiz ve bu yarışın sonunda sadece ülkemizde değil dünyada da, üst sıralara, özgün tasarımlarımızla, ulaşacağız. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

95


patent ve tasarım tescili

Meltem Kurtulan ile tasarım tescili ve taklit üzerine…

“Taklitçilik en kolay üretim yöntemi” ları sektöre mensup firmalar tarafından yeterince bilinmiyor. Bu yüzden de kurula başvuru çok az. Ama ben taklitçilik sorununun sektörümüz içinde etik değerler yüceltilerek ve tüm sektörün aynı bilinçle hareketiyle çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Burada fason üretim yaptıran büyük toptancılara da önemli görevler düştüğünü söylemeliyim. Koleksiyonlarına ekledikleri her yeni model için küçük atölyelerle özgünlüğünü garanti altına alınması için anlaşma yapmaları ve özgün olmayan her modeli geri vermeleri ya da bu konuda atölyecilerin tazminat ödemelerinin sağlanması gerekiyor. Alıcı bulamayan üretici sonunda özgün model yapmaya bu şekilde zorlanmalı. Yayın organları dergilerine ilan alırken, başka bir firmanın taklitlerini ürettiğinin çok iyi bildikleri firmaların reklamlarını kabul etmemeli. Yetkili kurumlar taklit üreticilerini uyarmalı, İKO kurul kararlarını yazılı basına aktarmalı.

Tasarımcı kimliği ile ön planda olan Kurtulan Kuyumculuk Firma Ortağı Meltem Kurtulan, patent alma süreçleri ve mücevherde taklit sorununun sektöre kaybettirdikleri üzerine dergimize konuştu. Sektörün taklit sorunu… Taklitçilik üreticilerin en başta ticari etiğe sahip olmamalarından kaynaklanan çok büyük bir sorun. Taklit etmek özgün tasarım için harcanan emekten, zamandan ve maliyetten kaçmak demek. Ayrıca denenmiş olan ve sattığından emin olunan ürünü yapmak böylece kendilerine göre ‘risk almamak’ demek. Kolaycılık ve tabiri caiz ise uyanıklık aynı zamanda. “Taklit her dönemde vardı ve hala var” Çünkü taklitçilik en kolay üretim yöntemi. Ne üretmeniz gerektiği konusunda bir çalışma yapmanız gerekmiyor. Özellikle Avrupalı üreticilerin ne yaptığına bakılıp aynıları üretildi yıllarca ki o zamanlar karlılıklar bugün olduğundan çok daha iyiydi. ‘Tasarımcı istihdam etme’ diye bir kavramı bile bilmiyordu sektörümüz. Çünkü gerek yoktu. İstanbul Kuyumcular Odası Taklitle Mücadele Komisyonu yeterince iyi bilinmiyor Bu güne kadar sektörümüzde taklitçilikle ilgili yapılan tek çalışma İstanbul Kuyumcular Odası’nın kurduğu Taklitle Mücadele Komisyonu’dur. Komisyon başvuru ile toplanıyor. Ayrıca İKO kendi bünyesindeki tasarımları, ilgili firmalar adına çok cüzi bir bedel karşılığında, oluşturduğu tasarım kütüğüne kaydediyor. Ayrıca mahkemeye taşınmış anlaşmazlıklarda mahkeme Kuyumcular odasından bilirkişi istiyor. Kurul üyeleri bilirkişi olabildikleri için kurulun vermiş olduğu kararlar da mahkemede değer ifade ediyor. Ancak hala kurul çalışma96 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Marka olmanın yolu özgün olmaktan geçiyor Bu güne kadar, uzun yıllar boyunca, rakiplerimiz olan isim yapmış yabancı firmaların ürünlerini taklit edip benzer ürünleri ucuz işçilik fiyatlarıyla satışa sunan bir ülke olarak anıldık. Bu konudaki kötü ünümüz hala devam ediyor. Ancak artık uluslararası piyasada bizden daha iyi fiyatlarla ürün sunan Uzak Doğu ülkeleri var. Bu yüzden farklılaşmamız şart. Taklitçilik problemi çözülürse… Taklitçilik problemini çözebilirsek her firma kendi tarzı ile tanınır ve karlılık ciddi anlamda artar. Taklit edilmekten korkmayan üretici firma, çekinmeden ürününü tanıtır ve pazarını artırır. Alıcı kitlesi artar. Bu şekilde davranan firmalar çoğaldıkça dünya pazarının ülkemiz üreticileri ve koleksiyonlarına bakışı değişir. Sektörün özgün ve yeni tasarımlara duyduğu ihtiyaç ile tasarımcılara bakış açısı da değişir. Tasarımcılar da kendilerini geliştirmek zorunda kalırlar.

Patent nasıl alınır? Patent almak çok uzun bir süreç... Burada dikkati çe-

ken en büyük sorun Türk Patent Enstitüsünün, patent için başvurulan ürün hakkında bir araştırma yapma yetkisinin bulunmaması. Patent almak istediğiniz ürün için tüm ayrıntıları ve fotoğrafları ile başvuruyorsunuz. Başvurunuz belli bir süre askıda kalıyor. Bu askı sürecinde bir itiraz olmazsa patent onaylanıyor. İtirazı olan kişi veya kurumlar askı sürecini kaçırırsa ki bu çok rastlanan bir durum, o zaman sadece dava yoluna başvurabiliyorsunuz. Dava ise hem masraflı ve hem de uzun bir süreç. Bu süre zarfında haksız patent almış olan kişi veya kurumlara karşı bir tedbir alamıyorsunuz. Hatta haksız olsa bile patenti almış olduğundan, patent sahibi kişi sizi engelleme hakkına sahip. Ayrıca diyelim ki bir ürüne patent aldınız ve birilerinin bunu taklit edip sattığını tespit ettiniz. Bu kişiye karşı adli tedbirleri uygulamaya kalktığınızda, bir meslektaşınızı zor durumda bırakmış olarak algılanıyorsunuz. Üstelik sektörde çoğu kişi o ya da bu şekilde taklit ürün üretip satıyorsa sizin haklı çabanızı algılamakta ve sizi haklı bulmakta çok zorlanıyorlar. Fakat tüm bu olumsuzluklara rağmen ihracatçı bir firma olarak tabii ki patent alıyoruz.


Regold Yönetim Kurulu Başkanı Selami Hoşgör:

“Özel mahkemeler kurulmadan tasarım hırsızlığı ile ilgili doğru bir sonuç almak mümkün değil” uyumculuk ve mücevher sektörünün dünya liderliğine ulaşmasını engelleyen, sektörün gelişimini ve K markalaşmasının önüne set çeken konulardan “taklitçilik” ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Regold Yönetim Kurulu Başkanı Selami Hoşgör, “Türk kuyumculuğu bugüne kadar taklit yaparak büyüdü ancak bugün geldiğimiz noktada büyümek için taklitçilik yeterli değil. Dünya mücevher piyasasını ve modayı takip eden, analiz eden tasarımcılar yetiştirilmeli, Türk kuyumculuğu özgün tasarımlar ile ön plana çıkmalıdır. Bu süreçte devlet, sektör ve eğitim ile birlikte hareket etmeli, tasarımcıyı teşvik etmeliyiz. Şuan içerisinde bulunduğumuz dönem itibariyle dünya pazarında rekabet etmek çok zor. Taklitçilikle ilgili önlemlerin alınabilmesi için öncelikle bu konuyu çözebilecek özel mahkemelerin kurulması gereklidir. Şu anki mahkeme süreci ile hızlı bir sonuç alınması mümkün değil” dedi. “Taklitçilik çözüme ulaştığı zaman katma değeri olan ürünler satar ve fazla kazanç sağlarız” diyen Hoşgör, bu durumda daha çok yatırım yapıp, daha çok istihdam sağlanacağının altını çizdi. Hoşgör, “Bugün dünyada 3000 kişinin çalıştığı fabrikalar var, bizde neden olmasın? Süreci iyi algılamalı ve doğru değerlendirmeliyiz” diyerek açıklamalarını tamamladı.

Türkiye altın ve uranyum zengini MTA, Türkiye'nin maden potansiyelinin fotoğrafını çekti. Buna göre, Türkiye'nin 700 ton altın, 9 bin 129 ton da uranyum rezervi bulunuyor. Rapor, son 8 yıldaki hızlı büyümeyi de ortaya koyuyor. Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2012 yılına ait Temel Ekonomik Göstergeler Raporu’nda Türkiye’nin maden rezervleri detaylı olarak açıklandı. Buna göre, Türkiye’nin 700 ton altın, 9 bin 129 ton da uranyum rezervi bulunuyor. Rapor, son 8 yılda Türkiye’nin madencilik sektöründe aldığı mesafeyi ortaya koydu. Verile göre madencilik ve taş ocaklarından 21 milyon 103 bin TL gelir elde edildi. GSYH’nın sektörel dağılımına göre madencilik ve taş ocakları 2011 yılında yüzde 21.5, 2012 yılında yüzde 10.3 büyüdü. Madenciliğin GSYH’daki oranı yüzde 1,49 oldu. Raporda, Türkiye’nin maden rezervleri de detaylı olarak gösterildi. Buna göre, Türkiye’nin 700 ton altın, 4 milyon ton alunit, 203 bin ton antimuan, 82 milyon ton asfaltit, 29 milyon 646 ton bin asbest, 1 milyon 786 bin ton bakır, 35 milyon ton barit, 1 milyar 641 milyon 381 bin ton bitümlü şist, 250 milyon 543 bin bentonit, 9 bin 129 ton uranyum maden rezervi bulunuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, kızgın kuru kayadan enerji üretimi konusunda MTAile pilot çalışma yaptıklarını belirterek, “Türkiye’deki 40 bölgede sıcak nokta var. Bunları enerjiye dönüştürmemiz lazım” dedi. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

97


altıngündem

İTO Kuyumcular Komitesi Hedeflerini Belirledi İTO Kuyumculuk Komitesi Başkanı seçilen Erhan Hoşhanlı; yeni yönetim kurulu ile birlikte öncelik verilecek ilk üç önemli konuyu tespit etti.

Y

eni Yönetim Kurulu ile birlikte ilk toplantısını gerçekleştiren İTO Kuyumculuk Komitesi, öncelikle ele alınması gereken konuların altını çizerken, toplantıya katılan eski Devlet Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin de ÖTV konusunda değerli görüşlerini aldılar. İTO Kuyumculuk Komitesi Başkanı Erhan Hoşhanlı, sektörün ilk üç önemli konusunu; pırlanta ithalatında uygulanan %20 ÖTV, mesleki yeterliliğin belgelendirilmesi ve renkli değerli taş laboratuar açılması olarak ifade etti. Sektörün en önemli sorunu olarak herkesin ortak bir noktada birleştiği ve acil çözüm bekleyen “pırlanta ithalatında yüksek ÖTV “ konusunda ne yazık ki bir olumlu ilerleme gerçekleşmediğini vurgulayan Hoşhanlı, “Bu konuda; siyasiler ve yetkili bakanlıklar dahil olmak üzere herkes bir çözümün ortaya konması gerekliliğini kabul ediyorlar ama nedense bu konuda bir adım atılmıyor. Türkiye pırlantalı ürün ihracatı konusunda Dünya ülkeleriyle bu şartlar altında eşit rekabet edemiyor ve ülkemiz ciddi bir ekonomik ve vergi kaybına uğruyor. Kayıt dışı ortaya çıkıyor. Biz diğer ülkelerle eşit koşullarda Dünya piyasasında mücadele vermek istiyoruz. Bu konuda belki de daha etkin bir kamuoyu oluşturmak adına çok kalabalık bir sektör grubuyla Ankara’da daha ciddi temaslar içinde olmalıyız” diye konuştu. Hoşhanlı; sektörün artık usta çırak ilişkisi ile uluslararası talepleri ve beklentileri karşılayacak üretimleri yapamayacak, yüksek teknolojiyi etkin bir şekilde kullanamayacak durumda olduğunu bu bağlamda mesleki eğitim almış yeni nesil çalışanların sektörde yer almaları gerektiğini ifade etti. Hoşhanlı, “Mesleki yeterlilik belgesi elde eden çalışanlar sektörü yarınlara emin adımlarla ve yüksek kalifiye eşliğinde taşıyacaklardır. Bu konuda gerekli eğitim kurumlarıyla işbirliği yapmayı planlıyoruz” dedi. Renkli değerli taş laboratuvarının kurulmasına da büyük önem verdiklerini vurgulayan Başkan Hoşhanlı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin çeşitli üniversitelerinde “Gemoloji” bilim dalında eğitim almış yeni mezunların, sektörün önde gelen kuruluşlarının desteğiyle yurtdışında renkli taş uzmanı eğitime katılmalarını sağlamayı düşünüyoruz. Bu uzun soluklu bir çalışma olacak.” AB uyum yasaları çerçevesinde İstanbul Ticaret Üniversitesi Mücevher Mühendisliği Bölümü ile sektör arasında bir danışma kurulu oluşturuldu. Sektörden 25 firma sahibinin de katıldığı toplantı neticesinde; sektörün yükseköğrenim görmüş kişilerden beklentilerinin üniversite yönetimine net bir şekilde aktarılmaya başlandı.

98 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


altınhaber

DenizBank’tan kuyumculara

özel fırsatlar

DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör altın bankacılığı konusunda gelinen son noktayı ve kuyumculuk sektörü için geliştirdikleri hizmetleri Altın Dünyası Gazetesi için anlattı. Altın bankacılığı müşterileriniz için sunduğunuz özel hizmetleriniz var mı? Altın bankacılığı konusunda ne gibi farklılıklar yaratıyorsunuz ve önümüzdeki dönem için projeleriniz nedir? Altın bankacılığı konusunda işimizi yürütürken özellikle müşterilerimizin talep ve beklentilerine yönelik ürün geliştiriyoruz. Burada tabi müşteriyi altın sektöründeki imalat ve kuyumculuk ile ilgilenen kişiler ve bireysel yatırımcılar olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Kuyumculuk sektörü açısından baktığımızda kuyumcularımıza özel, altın kredilerimiz mevcut. Ancak biz bu altın kredilerimizle, biraz daha onların ihtiyacına yönelik farklılaşmaya gittik. Mesela, kuyumcular genelde altın kredilerini bir yıl vade ile alıyorlardı ve vade sonunda bütün altınlarını getirip altınlarını kapatmak zorunda kalıyorlardı. Bu da kuyumcuların işini zorlaştıran bir sorun. Biz bu noktada onlara daha kolay ödeme şartları sunmak için taksitli kredileri geliştirdik. Müşteriler, istedikleri ödeme planına bağlı kalarak, istedikleri vadede, istedikleri kadar taksitlerle veya 3 ayda bir ödemelerle kredilerini ödeyebiliyorlar. Bu da onların üretim yapmış oldukları mallarını vadesi geldiğinde bozmadan veya herhangi bir yerden altın bulup getirip kapatmadan, dönem dönem ödeyerek kapatmalarını sağlıyor. Kuyumculuk sektörünün ihtiyacına yönelik bu ürünü 2012 yılında hayata geçirdik ve oldukça olumlu tepkiler aldık. Mevduat tarafına baktığımızda ise müşterilerimize çok farklı bir ürün yelpazesi sunduk. Genelde klasik müşteri tipi, farklı ürünler kullanmak yerine, altını alıp evinde saklayarak yatırım yapıyordu. Bu hem lojistik hem emniyet anlamında biraz sıkıntılı bir yöntemdi. Şimdi müşterilerimiz istedikleri şekilde TL’den, dövizden altın alabiliyorlar. İsterlerse kendilerine her ay düzenli “Altın Biriken Hesap” açabiliyorlar. Arzu ederlerse bunu dâhili mevduata aktarabiliyorlar ve burada altına altın olarak yatırımlarını değerlendirebiliyorlar.

Altın fiyatlarındaki dalgalanmaların altın bankacılığı ürünlerinize etkisi oluyor mu? Bankacılık sektörü adına getiri potansiyeli sağlıyor mu? Burada bizim için değişen bir şey olmuyor. Çünkü bütün ürünlerimiz altına altın. Yani kredilerimizi biz altın olarak veriyoruz, altın olarak alıyoruz. Müşteriler bize mevduatlarını altın olarak yatırıyorlar, altın olarak isterlerse çekiyorlar ve biz onların ürünlerini de altın olarak saklıyoruz. Dolayısıyla buradaki dalgalanmalar, bankacılık açısından ilave bir kar veya zarar unsuru yaratmıyor.

Kuyumculara yönelik hizmetleriniz var mı? 2013 yılı boyunca sunacağımız yeni ürünlerimiz söz konusu. Kuyumculuk sektörü ciddi sipariş üzerine çalışan bir sektör. İmalatçıları göz önüne aldığımızda son dönemde yine Türkiye’de bir ilk olan İmalatçıya Altın Destek Kredisi’ni onların kullanımına sunduk. Buradaki ana amacımız şuydu; dediğim gibi kuyumcular sipariş üzerine çalışıyorlar. Siparişin alınması, işlenmesi, müşteriye ulaştırılması, son kullanıcıya gitmesi ve oradan tekrar nakit akışının alınarak imalatçıya ulaşması belli bir süre alıyor. Bu süre zarfında da firmalar açıkçası kendi sermayeleriyle bu siparişleri fonlamak zorunda kalıyorlar. Tabi son dönemde altın ons fiyatının da çok yükseldiğini düşündüğümüzde ciddi bir sermaye büyüklüğünden bahsediyoruz. Biz de Deniz Bank olarak kuyumculara 3 ay ödemesiz dönemli, daha sonra ise eşit taksitlerle ödeyebilecekleri bir ürün sunduk. Böylelikle siparişlerini yapıp, müşteriye ulaştırıp, müşteriden son kullanıcıya gidip, oradan tahsilâtı alıp, imalatçıdan bize geri dönmesi arasındaki, kalan fonlama ihtiyacını biz karşılamış oluyoruz. Böylelikle onlar da çok daha rahat bir şekilde siparişlerini istedikleri şekilde kabul edip, sermayelerini siparişlerde kullanmak yerine, bizden aldıkları altın kredisi ile bunu fonlayabiliyorlar. Daha sonra da tahsilatları dönmeye başladığı zaman, taksitli bir şekilde bize ödeyebiliyorlar. Bu ürünümüz piyasada ciddi talep görmeye başladı. Çünkü gerçekten onların çok ihtiyacını karşılayan bir ürün. Hatta ilk kullanımlarımızı da yaptık. Yeni sunduğumuz ürünlerden biri de 2013 yılında bu olacak. Şimdi fuar dönemiyle de birlikte zaten hareketleneceğini düşünüyorum. Onun dışında bir de tabi özellikle ihracatçılarımızın dönem dönem yurtdışına yaptıkları ihracatlarda, finansal destek ihtiyacı, sigortalama ihtiyacı veya bilgi ihtiyacı oluyor. Biz yine faktoring şirketimizle birlikte onlara yönelik bir ihracat faktoring ürünü geliştirmeye çalışıyoruz. Onların ihracat yaptıkları ülkelere yönelik gerekli şartları sağlayarak ve sigorta enstrümanını da kullanarak ihracatlarını daha güvenilir ve rahat yapmalarını sağlayan yeni bir ürünü de 2013 yılında sunuyoruz.

ALTIN DÜNYASI 99


Modacı Özgür Masur, Zen Pırlanta için sonsuzluğu yorumladı

altın haber

Pırlantayı modanın ayrılmaz bir parçası olarak gören Zen Pırlanta, dünyada ve Türkiye’de modayı sürekli takip ediyor ve tasarımlarını trendler doğrultusunda hazırlıyor. Aynı zamanda ülkemizde koleksiyonları ile modaya yön veren isimlerle bir araya geliyor.

M

odern ve yalın çizgisiyle son dönemin en beğenilen moda tasarımcılarından Özgür Masur, Zen Pırlanta için sonsuzluğu yorumladı. Modacının Zen Pırlanta için hazırladığı tasarımlar 9 parçadan oluşuyor. Kolye, bileklik ve yüzük tasarımlarının tamamı pembe altın kullanılarak hazırlanıyor. Tasarımlara hayat veren sonsuzluk figürü ise pırlanta ile süslenerek mücevhere dönüşüyor. Zen bayileri, sade çizgisi ve zarif görünümüyle dikkat çekecek olan tasarımlar ile müşterilerine farklı modeller sunacak.

ZEN Pırlanta’dan World Card sahiplerine özel fırsat! Zen Pırlanta’dan alışveriş yapan World Card sahipleri %30 indirim, 12 taksit ve 3 ay taksit erteleme avantajına sahip oluyor. Zen Pırlanta farklı tasarımları, cazip fiyatları ve kampanyaları ile avantajlar sunmaya devam ediyor. Temmuz ayına da yepyeni bir fırsatla merhaba dedi. 1 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında World Card kullananları büyük bir avantaj bekliyor. Zen Pırlanta, World Card ile yapılan alışverişlerde %30 indirim sunuyor. Üstelik 12 taksit ve 3 ay taksit erteleme fırsatı ile birlikte. Zen Pırlanta sunduğu çeşitli avantajlarla hem müşterilerine hem de bayilerine desteğini devam ettirecek. 100 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


ATASAY

Türk mücevherat sektörünün lider kuruluşu Atasay, uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance'ın açıkladığı “Türkiye’nin En Değerli Markaları” listesinde mücevherat sektöründe yer alan tek marka oldu.

D

ünyanın En Değerli 500 Markası çalışması ile tanınan uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance, Türkiye’nin En Değerli Markaları listesini açıkladı. 2012 verileri baz alınarak yapılan araştırma sonucunda hazırlanan listeye mücevherat sektöründen girmeyi başarabilen tek marka Atasay Mücevherat oldu. Atasay bu yıl dünyanın 87 ülkesinde düzenlenen ve iki yılda bir gerçekleştirilen Superbrands Türkiye 2012 listesinde de mücevherat sektöründen yer alan tek marka olmuştu.

‘Ulaşılabilir Lüks’ kavramının Türkiye mücevherat sektöründeki ilk uygulayıcısı olan Atasay, 2007 yılından beri tek taşın erişilmez algısını yıkmak için yaptığı iletişim ve pazarlama faaliyetleri, düşük gramajlı ürünlerle ürün gamının genişletilmesi, ilk outlet ve fabrika satış mağazası ile dağıtım kanallarının çeşitlendirilmesi, Altıncı Gün uygulaması ve son olarak da Geleneksel Altın Çadır Günleri ile kategorinin büyümesine öncülük ediyor. Kurulduğu günden beri 110 milyonun üzerinde dünya kadınını takıları ile buluşturan Atasay’ın 2023 yılı vizyonu Dünya mücevherat sektörüne yön veren en büyük 10 markadan biri olmak. Bu kapsamda 2023 yılına kadar dünyada ve Türkiye’de toplam 500 mağazaya ulaşmayı hedefleyen Atasay, yurtdışında önce üründe sonra da mağazacılıkta markalaşmayı planlıyor.

Ekonomik lüksün ikonik temsilcisi Asgold Coronet Coronet’le ’le sonsuza kadar evet! Tektaş efektli “akıllı karat” tasarımlarıyla, ışıltısı fiyatından çok daha fazla…

D

ünya patentli özgün tasarımlara getirdiği usta işçilikle bir devrim yaratan Asgold Coronet, gelinlerin pırlantanın ışıltısından ödün vermeden olduğundan daha gösterişli bir pırlanta dünyasıyla buluşturuyor. Şık ve gösterişli mücevherler kullanmaktan hoşlanan gelinler, tek taş efektli Asgold Coronet yüzük, küpe, kolye, bileklik ve mini set tasarımlarıyla düğün günlerinde göz kamaştıracaklar. Asgold Coronet kullandığı teknikle tasarımlarında tektaş görünümü sağlıyor, üstelik ışıltısına göre çok daha ulaşılabilir fiyatıyla pırlanta ışıltısından ödün vermeden satın alma kolaylığı sunuyor. Yükseltilmiş merkez ve tırnaksız yerleştirme tekniğiyle işlenen pırlantalar, eşsiz tasarımlarla yüksek karatlı tektaş efekti veren bir mucize sunuyor. Eşsiz bir teknikle bir araya gelen yedi pırlanta taş, tektaş pırlanta görünümü sağlıyor.

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

101


Yenilenen www.haremaltin.com piyasa verilerinin aktarımında saniyeyle yarışıyor Harem Altın; yenilenen internet sitesiyle, tüm kuyumculara piyasa verilerini saniyede güncelleyerek veriyor, böylelikle kuyumcular güncel bilgilere www.haremaltin.com adresinden anında ulaşıyor. Kuyumcular için piyasa verilerinin hızlı ve doğru elde edilmesi çok büyük önem teşkil etmektedir. Bu tip piyasa verilerini sağlayan birçok internet sitesi mevcut. Yalnız bu siteler, veri güncellemeleri konusunda aynı oranda hızlı olamıyor ve güvenirlikleri de zihinlerde zaman zaman soru işaretleri oluşturabiliyor. Bu eksiklikten yola çıkan ve son yıllarda teknolojiye yaptığı yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Harem Altın, şimdi yenilenen sitesiyle kuyumcuların ticari hayatlarında adeta eli, gözü ve kulağı oluyor. Dünyanın en saygın haber ajanslarından biri olan Reuters’ten evrensel piyasa verilerini anlık alan www.haremaltin.com saniyelik güncel verileriyle rakipsiz bir hıza erişiyor. Harem Altın Firma Sahibi Ara Miraşoğlu, yenilenen internet sitesiyle Türkiye’deki tüm kuyumcuların internette açılış sayfası olmayı arzu ettiklerini ve hızlı bilgiler eşliğinde kuyumcuların hayatlarına kolaylık getirmeyi planladıklarını söyledi. www.haremaltin.com sitesine giren kuyumcuların; gümüş fiyatlarından, güncel döviz kurlarına, gram altından farklı ayarlardaki altın fiyatlarına kadar birçok veriye anında ulaşabileceğini vurgulayan Miraşoğlu; “İsteyen kuyumcu dos-

tumuz, bu verileri tıklayarak kendileri için alış veya satış alarmı oluşturabilir. Arzu ettiği rakama ulaşınca kurduğu alarm vasıtasıyla bilgisayarı kendisine sesli uyarı verecek. Ayrıca sitemizde; teknolojik imkanları kullanarak kuyumcuların ne gibi avantajlar elde edebileceklerini, bilgileri nasıl hızla kendi bünyelerine alabileceklerini, bu tip interaktif uygulamaların mobil cihazlardaki kullanımını da anlatan özel bilgilendirici bölümlerimiz bulunuyor. İlerleyen dönemde piyasa uzmanlarının değerli yorumlarını da sitemizde ziyaretçilerimiz bulabilecekler” diye konuştu. www.haremaltin.com internet sitesi; sürekli profesyonel bir ekip tarafından yönetiliyor ve sürekli gelişen uygulamalarla kuyumcuların ilk adresi olmayı hedefliyor.

Harem Altın’dan külçe altına teknolojik dokunuş Yüksek teknolojiyi iş hayatına hızla yansıtan Harem Altın; şimdi akıllı telefonlarca kolaylıkla okunan “QR” kodunu 10 gramlık külçe altınlarının ambalajına koydu. Böylelikle telefonunuzla Harem Altın’ın gram altınında yer alan “QR” kodunun üzerine geldiğinizde, o anki altın fiyatı telefon ekranınızda beliriyor. Yakın bir zamana kadar “Bir gün gelecek elinize aldığınız altın, anlık fiyatını size söyleyecek” deseydik büyük ihtimalle çoğunuz bu iddiamıza gülecek ve ciddiye almayacaktınız. Ama gelişen teknoloji artık sınırları iyice zorluyor. “Qr” kodu; İngilizce “Çabuk Tepki” anlamına geliyor. İlk olarak Japonların bulduğu bu özel matriks barkod kodlama tekniği, günümüzde akıllı telefonlar tarafından rahatlıkla okunarak içinde barındırdığı güncellenebilen bilgiyi size aktarıyor. Bu teknik yavaş yavaş birçok firmanın özellikle reklam sayfalarında uygulanmaya başladı. Ülkemizde yaklaşık 2 yıldır uygulanan bu teknik şimdi ilk defa külçe altın üzerinde. Harem Altın Genel Müdürü Ara Miraşoğlu, yeni uygulamaya başlanan QR kodlu külçe altın üretimin ilk olarak 10 gram102 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

lık külçe altınlarda uygulandığını yakında, tüm külçe altın çeşitlerinde olacağını söyledi. Miraşoğlu; bu teknik sayesinde anlık bilgilerin kullanıcıya aktarılacağını ve adeta altının konuşarak karşısındaki kişiye güncel fiyatını ifade edeceğini kaydetti. Miraşoğlu; Harem Altın’ın yüksek teknolojiye büyük yatırım yaptığını ve yeni kuşağın işinde hızlı ve teknolojik çözümler aradığını belirterek şöyle konuştu: “Biz Harem Altın olarak, başta internet sitemiz olmak üzere her alanda önemli teknik yenilikler müşterilerimize sunuyoruz. Qr kodu ile altının güncel fiyatını öğrenen müşterimiz, ayrıca Apple Store’a girerek elindeki altını en yakın nerede bozdurabileceğini de görmüş olacak. Tüm bu yeniliklere ilaveten firmamız call center hizmeti de vermeye başladı. Değerli madenlerle ilgili tüm güncel verilerin canlı telefon görüşmesiyle aktarabileceği bu hizmet, Pazar günü hariç 6 gün boyunca mesai saatleri içinde verilecek. Halkımız internette gördüğü bilgiyi birde sözlü olarak teyit etmek istiyor. 444 4 995 nolu telefonumuzu arayarak verdiğimiz hizmetler hakkında ayrıntılı bilgi elde edilebilir. Telefonumuzun sonunda yer alan 995, bildiğiniz üzere altının saf halini ifade ediyor.”


koleksiyon

Yeni Frédérique Constant Vintage Rally “Healey” Serisi Gerçek bir klasiği nasıl fark edersiniz? Aslında bunun cevabı oldukça kolay! Eğer bir nesne, üretiminin üzerinden 40 yıl, 60 yıl hatta yüzyıl geçmiş olmasına rağmen, insanlar üzerinde halen geçmiş döneminde yarattığı aynı tutkuları uyandırıyorsa, işte o bir klasiktir... Healey NOJ tüm klasikler gibi hiç şüphesiz sadece bir otomobil olmanın çok ötesinde! Aslında bu büyüleyici ve ikonik otomobillerin son örneği, katıldığı efsanevi 24 saatlik Le Mans yarışlarında geçirdiği korkunç bir kaza sonucu adeta bir hurdaya döndükten sonra nesli tükenmişti. Neyse ki, klasik otomobillere karşı tükenmeyen bir bağlılıkla yaşayan pek çok insan var ve onlar sayesinde önemli klasikler günümüzde yeniden canlanabiliyor. Mayıs ayında Bonham Müzayede Evi’nde düzenlenen bir basın toplantısında, üzerinden geçen bunca yıl sonra bile gördüğü sevgi ve emek sayesinde orijinal ihtişamını koruyabilmiş olan Healey NOJ modelinin tekrar hayata döndürüleceği duyuruldu. Bu efsanevi araç, sevenleri ile tekrar buluştuktan sonra, pek çok vintage ralli pistine dönüş yapacak. Ama bunların arasında en duygusal olanı elbette ki 2014 yılında gerçekleşecek olan Le Mans’a dönüşü olacak. Tıpkı ilham kaynağı olan Healey NOJ arabalar kadar klasik ve inceliklerle dolu olarak tasarlanmış olan Frédérique Constant Vintage Rally “Healey” serisi, ince ayarlı bir motorun kükremesini duymaktan her zaman heyecan hisseden kişiler için tasarlandı. Klasik otomobil meraklılarının hayallerini süsleyen işlevselliği ile bu saat sizi tutkunuzu açıkça yaşamaya teşvik ediyor! Frédérique Constant uzun yıllardır vintage otomobil yarışlarında yer alan Healey otomobillerinin sponsorluklarını üstleniyordu. Bunlardan en günceli, geçtiğimiz günlerde İskoçya’da düzenlenen 4. Avrupa Healey Rallisi idi. Frédérique Constant bu yarışın resmi zaman tutucusu olmaktan onur duydu. Bu yıl, markanın klasik Healey otomobilleri ile olan uzun ilişkisine atfen, her biri yalnızca 1.888 adet üretilecek olan üç yeni Healey modeli sunulacak. Yeni koleksiyon iki otomatik ve bir otomatik kronograf modelden oluşuyor.

Klasik bir isim için klasik bir dizayn Yeni serideki her modelin sahip olduğu delikli deri kayış veya kadran üzerindeki Healey logosu gibi detaylar ile vurgulanan yarışçı görünümü, saatlerin sportif görünümlerini destekliyor. Kronograflı model olan FC-392HVG6B6 modeli tam anlamıyla göz alıcı. 43 mm çapındaki çelik kasası; guilloché taramalı gümüş kadran üzerinde bulunan konveks kesimli safir kristal cam tarafından korunuyor. Dakika, saniye ve kronograf fonksiyonları, Healey yeşili göster-

gelerden okunurken, saat 6 hizasında da takvim penceresi bulunuyor. Çekici görünümü kadar dayanıklılığı ile de ön planda olan bu saatler, kullanıcısına 100 metre su geçirmezlik ve 46 saat power reserve vaat ediyor. Kadran üzerindeki akrep–yelkovan ve elle uygulanmış indeksler pembe altın kaplamadır. Son olarak siyah deri kayış, beyaz dikişleri ile muhteşem bir kontrast sunuyor. İki otomatik versiyon olan FC-303HS5B6 ve FC-303HV5B6 maksimum doğruluk ve okunabilirlik sağlayan FC-303 kalibre ile donatılmıştır. Her biri 40 mm çapındaki çelik kasaları ile sunulan iki model de kullanıcısına 50 metre su geçirmezlik ve 38 saat power reserve vaat ediyor. Bu modellerde saat, dakika, saniye fonksiyonlarına ek olarak, saat 6 hizasında da takvim penceresi bulunuyor. Guilloché taramalı gümüş kadran üzerinde bulunan Healey logosu tam tak-

vim göstergesinin üzerine yerleştirilmiştir. HS5B6 modelinin sahip olduğu beyaz dikişli siyah kayışı tamamlaması için, kadran üzerindeki elle uygulanmış indeksler ve fosforlu akrep-yelkovan siyah renktedir. HV5B6 modelinde ise sahip olduğu beyaz dikişli koyu kahverengi kayışı tamamlaması için, indeksler ve fosforlu akrep-yelkovan pembe altın olarak tercih edilmiştir. Son olarak yeni modellerin tümü, içerisinde 50’li yıllarda ilk üretildiğinde Healey tutkunlarına ilham veren, ikonik Healey NOJ393 otomobilinin mükemmel bir maketi bulunan özel olarak üretilmiş hediye kutusunda sunulmaktadır. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

103


Zenith’ten anlamlı destek! Dünyaca ünlü lüks saat markası Zenith, Felix Baumgartner’in Dünya Rekoru Kırdığı El Primero Stratos’u, Only Watch’da açık arttırmaya çıkarıyor.

Konyalı Saat distribütörlüğündeki dünyaca ünlü saat markası Zenith, elçisi Felix Baumgartner’in onuruna tasarladığı El Primero Stratos’u geliştirmek için kullanılan eşsiz prototipi Only Watch’a bağışlıyor. Saat mezatçıları Antiquorum tarafından, dünyanın ilk hayır amaçlı saat müzayedesi olarak tanınan ‘Only Watch’un 5.si, bu yıl 28 Eylül 2013’te Milano’da düzenleniyor. Dünyanın önde gelen saat üreticilerinden 33 isim, bu etkinlik için özel olarak tasarlanan benzersiz saatlerini bu müzayedeye bağışlayacak! Satıştan Elde Edilecek Gelir Kas Distrofisi Hastalarına Bağışlanacak 28 Eylül’de düzenlenecek müzayedenin satışından elde edilecek gelir, ‘Only Watch’ aracılığıyla, her 3 bin 500 çocuktan birini, dolayısıyla 250 bin çocuk, ergen ve genci etkileyen, nöromüsküler bir hastalık olan Kas Distrofisi araştırmalarını finanse etmek amacıyla Monegasque Müsküler Distrofiyle Mücadele Derneği’ne bağışlanacak. Erkek ve kadın saatleri koleksiyonu sergisi Only Watch, 6 Eylül 2013’te Singapur’dan başlayarak Hong Kong, Şangay, Pekin, New York, Cenevre’yi gezerek dünyayı dolaştıktan sonra 25-28 Eylül’de Monako Yacht Show’da gerçekleşecek bir sunumla sona erecek. Müzayede 28 Eylül’de saat 11:00’da, Hôtel Hermitage, ‘Salle Belle Epoque’ta gerçekleştirilecek.

N acar’ın t rendleri belirleyen yeni t asarım modeli büyüleyecek

Kadınları kendisine tutkun eden Nacar, yepyeni serisiyle göz kamaştırmaya hazırlanıyor. Işıltılı taşların büyüsünde kaybolmak isteyen kadınların tercihi olacak bu özel saat, şık tasarımları ile göz dolduracak.

Nacar’ın kadınlara özel tasarladığı yeni modeli, saat tutkunu kadınların vazgeçilmezi olmaya aday. Sportif görünümü ile dinamik tarzı simgeleyen model, kadranında bulunan taş işlemeleriyle de zarif ve şık görünmenizi sağlayacak. Dört mevsim kullanabileceğiniz bu özel seri, kaliteyi detaylarda arayan kadınların en sevdiği aksesuar olacak. Değişimin ve modernliğin simgesi olan Nacar’ın bu eşsiz tasarım saatleri modern çizgileriyle dikkat çekiyor. Sağlamlığı ve kalitesi ile kendini kanıtlayan seri; multifunction makine, 5 Atm su basıncına dayanıklı 43mm paslanmaz çelik kasaya sahip. Bileğe tam uyumlu gövde ve hakiki timsah desenli deri bandıyla son derece dayanıklı modelin 3 farklı tasarımı bulunuyor. 104 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Tasarımda Black Museum etkisi Saat tutkunlarını eşsiz tasarımlarıyla buluşturan Movado’nun yeni koleksiyonu Black Museum serisi, göz dolduran görünümüyle erkeklerin yeni gözdesi olmaya aday! İsviçre’nin öncü saat markası Movado, yeni koleksiyonunun dikkat çeken serisi Black Museum’u erkek moda severlerin beğenisine sunuyor. İddialı ve kendine özgü tasarımıyla saat severlerle buluşan Movado Black Museum, mükemmelliği ve sadeliğiyle bu yaz adından sıkça söz ettirecek. Konyalı Saat bünyesinde lüks tutkunlarıyla buluşan Movado, sportif ruhlu erkekler için tasarladığı Black Museum serisinde her ayrıntısıyla fark yaratıyor. Kaliteden asla vazgeçmeyen serinin siyah PVD kaplamalı 42 mm paslanmaz çelik kasa ve Quartz makinesi, siyah silikon kayışı, çizilmelere karşı dayanıklı safir camı modayla şıklığı bir araya getiriyor. Movado Black Museum, 3 ATM su geçirmezlik özelliği ile de erkeklerin kalbini kazanıyor.


n e c v E e y i r h a F

Romantizmin duru güzelliği

Jival Magazin'in yeni sayısının kapak yüzü romantizmin duru güzelliği “Fahriye Evcen” oldu. Ünlü sanatçıyla oyunculuk ve özel hayatı ile ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Fahriye Evcen kendine özgü mücevher seçimleri ve muhteşem fotoğraflarıyla, Jival Magazin'in sayfalarına renk kattı.

Dergide ayrıca en sevilen moda avcısı olarak anılan “Hakan Akkaya” ile başta moda olmak üzere, çocukluğu ve hayalleri üzerine konuştuk. 2013-2014 Altın ve Pırlanta koleksiyonlarının yer aldığı Jival Magazin; bu yıl farklı, dopdolu ve daha renkli içeriği ile mücevher severlerle buluşuyor.

Jival’in tasarımları açelyanın görkemi ile bulușuyor Doğanın 14 ayar altının kullanıldığı setler; kolye, küpe ve bileklikten oluşuyor. Estetiğiyle göz dolduran Açelya Koleksiyonu, çiçeklerin çekiciliğini cazibesinden kadınların zarafetiyle buluşturuyor. esinlenerek Hayallerinizi süsleyen Açelya Koleksiyonu ve diğer setlere; Jival mağazaları, hazırladığı Jival satış noktaları ve www.jival.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. tasarımlarla ses getiren Jival, koleksiyonlarına bir yenisini daha ekledi. Jival; yaz aylarını keyif veren renklerle karşılayan, açelya çiçeğinden ilham alarak, yepyeni bir koleksiyon ile yaza merhaba diyor.

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

105


Dünyanın En Büyük Mücevher Taşları ve Gemoloji Konferansı Çinʼde yapıldı

I.C.A. International Colored Gemstone Association’ın bu yılki uluslararası kongresi Çin’de gerçekleştirildi. Konferansa Türkiye ve sektörü temsilen Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Başkanı Fazıl Özen katıldı. I.C.A. pek çok ülkedeki üyelerinden almış olduğu bilgilerle mücevher taşları madenlerinden, işlenmiş ve satışa hazır duruma getirilmiş mücevherlerin satış trendlerine kadar pek çok istatistikleri de tutabilmekte. Çevre korumaya duyarlı madenciliğin daha çok ülkede yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmasının da kararlaştırıldığı toplantıda aynı zamanda atılacak adımlar konusunda da bilgiler verildi. Pek çok bölgede yapılan madencilik sonucunda doğaya büyük tahribat verilmekte. Özellikle kontrol dışı yapılan kazılar geri dönüşü çok zor sonuçlara yol açmakta.

Türkiye Piyasası Çin’de konuşuluyor 47 ülkeden 600’ü aşan üye sayısı ile dünyanın en büyük Mücevher Taşları Derneği olan I.C.A. International Colored Gemstone Association’ın bu yılki uluslararası kongresi Çin’de gerçekleştirildi. Dünyanın en büyük mücevher taşları ve koleksiyon mineral yataklarına sahip olan Yunan eyaletinde düzenlenen toplantıya katılım ve ilgi çok büyüktü. Pek çok ülkeden başkanların katıldığı, Birleşmiş Milletleri toplantılarını andıran konferanslarda günümüzde dünya mücevher taşları madenlerinde ve piyasalarında yaşanan sorunlar ele alındı. I.C.A.’nin tüm dünyada yaygınlaştırmaya çalıştığı uygulamalardan biri olarak bilinen ve konferansta geniş çapta yer verilen konulardan birisi de mücevher taşı ve mücevher satışlarında taşların işlem görüp görmediğinin açıkça belirtilmesi konusu oldu. İyileştirilmiş bir taş ile hiçbir işlem görmemiş bir taşın arasındaki fark bire yüz, bire bin, hatta bire onbin oranına dahi varabilmekte.

Türkiye’yi temsil eden Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Başkanı Fazıl Özen’in de bulunduğu toplantıya çeşitli ülkelerden tanınmış gemologlar, taş laboratuvarları, CEO’ları, Gemoloji ve kuyumcu dernekleri başkanları katıldı. Bu arada bazı ülkelerin toplantıya resmi delegasyon ve bürokratlarını yollaması, ICA kongre sonuçlarının ve yaptırımlarının çok daha yüksek olacağına işaret etmekte. Gelişen kuyumculuk sektörümüz dünyanın en uzak ülkelerinde dahi konuşulmakta. Kongrede Fazıl Özen’e Türkiye’deki mücevher taşları piyasası ve madenciliği hakkında olduğu kadar, ülkemizin ekonomik ve siyası başarıları hakkında da çeşitli sorular soruldu.

Üç metrelik mineraller

Kongre sonrasında düzenlenen uluslararası mineral fuarında sergilenen, özellikle bölgeden çıkan inanılmaz güzellikte ve büyüklüklerde olan mineraller tek kelime ile büyüleyici idi. Üç metreye kadar ulaşan boyları ile koleksiyonerlerin ilgi odağı oldular. Çin’de bu fuarda yaşanan bir diğer ilk ise dünyadaki nadir dinozor fosillerinden birisinin de burada sergilenmesiydi.

Anlam yüklü gümüş takılar yoğun ilgi görüyor İslam aleminin birbirinden özel ayetleri, isimleri ve çeşitli dualar gümüş takılara yansıtılıyor ve anlam yüklü hediyeler oluyor. Özellikle bu tarz takılara Ramazan döneminde daha da büyük ilgi gerçekleşiyor. Ülkemizin önde gelen gümüş takı üreticilerinden Akgün Silver; manevi anlam yüklü, dini kutsal öğeleri içinde barındıran özel gümüş takı koleksiyonu çıkardı. Başta Allah’ın, peygamberimizin adının yazıldığı kolyeler, çeşitli ayetlerin yazılı olduğu kolye uçları ve duaların üstünde yer aldığı gümüş mini setler, bileklikler Akgün Silver’ın vitrinlerinde, seçkin gümüş takı ve kuyum mağazalarında yerini aldı. Akgün Silver Genel Müdürü Halit Ağca, dini öğelerin yer aldığı ve kutsal kabul edilen birçok kıymetli yazının bulunduğu gümüş takılara son yıllarda artan bir ilgi olduğunu belirterek, “Firmamız dünya genelinde birçok ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bu bağlamda ihracat yaptığımız ülkelerin kültürel ve dini sembollerini gümüş ile buluşturuyoruz. Özellikle; İslami kıymetli isimler, dualar ve çeşitli ayetleri gümüş madeninde almayı tercih ediyorlar. Arap ülkelerinde erkeğin altın kullanmaması ve gümüşün en temiz maden olarak kabul görmesi, bu tip takıların gümüş olarak talep edilmesini olumlu anlamda etkiliyor” diye konuştu. 106 106 ALTIN ALTIN DÜNYASI DÜNYASI •• SAYI SAYI 94 94


Altın fiyatlarının düşüşü gelinlerin

ve altın yatırımcısının yüzünü güldürdü

Geçtiğimiz yıl, bu döneme göre yaklaşık %20 oranında düşüş gösteren bilezik fiyatları; hem yaklaşan düğün sezonu öncesi gelinleri, hem hediye almak isteyenleri hem de yatırım amaçlı bilezik alanların yüzünü güldürdü. Faal Baysal Kuyumculuk firma sahibi Erhan Baysal bu konunun sektöre yansımasını değerlendirdi. Uzun yıllardır bilezik başta olmak üzere birçok takı modelini yüksek kalite eşliğinde müşterilerine sunan Faal Baysal Kuyumculuk Firma Sahibi Erhan Baysal; bilezik fiyatlarındaki düşüşten hem üreticinin hem de kullanıcının memnun olduğunu ifade etti. Baysal; geçen sene altının gram fiyatının bu zamanda yaklaşık 110 lira olduğunu bugünlerde ise 83 lira civarında seyir ettiğini belirterek, “Bu veriler eşliğinde ortalama geçen sene 5 bilezik alan bir kişi aynı bütçeyle bu sene 6 bilezik alabiliyor. Böylelikle düğünler öncesi herkesi mutlu eden bir durum ortaya çıktı” dedi. Erhan Baysal, altında bu oranda bir düşüş beklemediklerini ve şuanda piyasada altının daha düşeceği yönünde beklentilerin ve söylentilerin oluştuğunu kaydetti. Faalbaysal Kuyumculuğun; düğünlerde son yıllarda yoğun rağbet gören 14 ayar setlerde, ultra hafif modeller üretmeye başladığını vurgulayan Baysal, şunları söyledi:

“İnce Gelin” göz kamaştıracak..

“Yeni yaptığımız ultra hafif setlerimiz ile yaklaşık 2500 liralık bir setin 1500 liralara inmesini sağladık. Görünümünde hiçbir değişiklik olmayan bu setlerimiz ile düğün alışverişi yapan kişilerin daha özgürce alım yapmaları hedeflendi. Hafif ürettiğimiz bu yeni koleksiyonumuza “İnce Gelin” ismini verdik. Ultra hafif ürünlerimizi üretirken, mukavemetinden asla bir kayıp vermemesi için özel bir teknik kullandık. Kısa sürede çok olumlu geri dönüş elde ettik. Bu modelimiz için 3-4 ay öncesinden uzun bir ön hazırlık dönemi geçirdik.”

“Beyaz Gelin” ihtişamıyla göz kamaştırıyor Bilezik dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Mamuş Gold; yeni koleksiyonu “Beyaz Gelin” ile gösterişli bileziğin çok hafif yapılabileceğini gösteriyor.

Y

ıl içinde sık sık yeni ürün modelleri ve koleksiyonlar piyasaya sunan, gerek yurtiçi gerekse yurtdışından yüzlerce müşterisine yüksek kaliteli bilezikler hazırlayan Mamuş Gold, yeni koleksiyonu “Beyaz Gelin” ile yine dikkatleri üzerine çekiyor. Mamuş Gold Genel Müdürü Rıfat İyigün, markalarının tüm gücüyle sadece bileziğe odaklandığını ve yıllar içinde elde ettikleri tecrübe ile tasarımda özgün çalışmalar ortaya koyduklarını söyledi. Yeni koleksiyonun tamamen firma sahibi Muhammet Ali Şengül tarafından geliştirildiğini kaydeden İyigün, “Beyaz Gelin” ismini verdikleri koleksiyonun heybetli görüntüsüne zıt olarak %70 oranında hafif üretildiği ve böylelikle yaklaşan düğün sezonunda tüm gelinlerin kolaylıkla bu ürünlere erişebilmesinin hedeflendiğini ifade etti. İlk aşamada 15 parçadan oluşan “Beyaz Gelin” isimli koleksiyona, yıl içinde gelen talep doğrultusunda yeni tasarımların eklenmesi bekleniyor. 22 ayar görünümlü 14 ayar üretilen bileziklerin bazı modelleri swarovski taşlarla süslenmiş. Rıfat İyigün “Beyaz Gelin” koleksiyonunun 3 ay önceden hazırlığına başlandığını ve mukavemetini kaybetmeden olabildiğince ürünü hafifletmek için özel teknikler kullanıldığını da sözlerine ekledi. Mamuş Gold; Kuyumcukent’te bulunan modern atölyesinde, en son teknik donanım eşliğinde ürünlerini titizlikle üretiyor. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

107


Özyurt Kuyumculuk 40. yaşında kaligrafi sanatını bileziğe aktarıyor Sektörün duayen isimleri arasında yer alan ve meslekte 60. yılına adım atan Salih Çakmak tarafından kurulan Özyurt Kuyumculuk, bu yıl kuruluşunun 40. yıldönümü nedeniyle farklı bir çalışmaya imza attı. Kaligrafi (güzel yazı) sanatıyla bileziği buluşturan Özyurt, bundan sonra gelecek taleplere göre kaligrafi sanatını bilezikte kullanmaya devam edecek. Yıllardır bilezik üretimi alanında branşlaşan ve bilezik ile ilgili her türlü modelin üretimini cesaretle ele alan Özyurt Kuyumculuk, şimdi de daha önce denenmemiş, özgün bir çalışma ortaya koyuyor. Son 20 yıldır deneyimli kuyum ustası Salih Çakmak’ın oğulları tarafından yönetilen şirket, geçtiğimiz günlerde Kuyumcukent içinde de bir toptan mağazası açarak, mağaza sayısını üçe çıkardı. Özyurt Kuyumculuk firma ortaklarından Cabir Çakmak, babalarından devraldıkları markalarını geleceğe emin adımlarla taşımak için büyük çaba sarf ettiklerini, günümüzde çok büyük değişime uğrayan bilezik takı grubunda sürekli yeni modeller ürettiklerini ve bunun için en son teknolojiyi etkin bir şekilde kullandıklarını ifade etti. Çakmak, bu yıl markalarının 40. kuruluş yılını kutladıklarını ve bu yıla özel bir tasarım ortaya koymak istediklerini belirterek şunları söyledi: “Şahsi olarak Kaligrafi sanatıyla yıllardır hobi olarak ilgileniyor ve bu kıymetli sanata gönül vermiş biriyim. 40. yaşımızda kaligrafinin eşsiz görselliğini bileziğin üzerine yansıtmayı düşündük. Bugüne kadar birçok farklı ve ses getiren modeli üreten Özyurt, kaligrafi sanatıyla bileziğin eşsiz güzelliğini kombine ederek takıseverlerin beğenisini bir daha kazanmak istiyor. Kaligrafi sanatıyla birleşen bileziklerin, bu ürün grubunu hiç kullanmamış kişilerin bile dikkatini çekebileceğini düşünüyoruz. İsteyen kişiler sevdiklerinin isimlerini kaligrafi k bir şekilde yazılmış halde bileziklerinde taşıyabilirler. Biz bu tip bileziklerin düğünlerden ziyade özel günlerde hediye olarak takdim edilebileceğini düşünüyoruz.” Özyurt Kuyumculuğun ilk kaligrafi sanatıyla buluşan bileziklerini Özyurt’un Kapalıçarşı ve Kuyumcukent’te yer alan mağazalarında yakından inceleyebilirsiniz.

Alyanslarda gül açtı Tüm takılar içinde en değerli ve özel anlama sahip olan alyanslar, her geçen gün renklenmeye ve model çeşitliliğini artırmaya devam ediyor. Son dönemde özellikle “Rose” alyans modelleri yoğun talep görüyor. Gerek ülkemizde gerekse yurtdışında büyük ilgi gören Ufuk Alyans, ürün gamında rose alyanslara önemli bir yer ayırmaya başladı. Ağırlıklı olarak beyaz altınla kombin olan rose alyanslar, üç renkli alyans modellerinde de sıklıkla kullanılıyor. Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş; kırmızı altın ve rose rodajın karışımından rose renginin elde edildiğini, rose renginin ilk olarak gümüş takıda kullanıldığını, özellikle elmaslı mücevherlerde tercih edildiğini ve son dönemde de alyansta rose kullanımının arttığını ifade etti. Ağırlıklı olarak; yeniliğe açık kişilerin ve büyük şehirlerde yaşayan çalışan bayanların rose renkli alyansları tercih ettiğini belirten Güneş; “Rose renk yapısı itibariyle otantik ürünlerde çok şık bir duruş sergiliyor. Bu yüzden Osmanlı motifl i alyans modellerinde rose’u rahatlıkla kullanıyoruz” dedi. Rose renkli alyansın artık özel bir kitlesi oluştuğunu kaydeden Ufuk Güneş; “Bir müşterimiz beğendiği bir modelimizin rengini rose olarak bizden talep edebiliyor. Klasik alyansı tamamen rose renginde almak isteyenler oluyor. Tüm ürün grubumuzun yaklaşık %10’unu rose’lu alyanslara ayırıyoruz. Her ay yeni modellerimizi vitrinlere taşırken, yeni rose renkli alyansları da müşterilerimizin beğenisine sunuyoruz” diye konuştu. 108 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


altınhaber

Cihan Çoban dünya evine girdi

Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kuyumculuk Sanayi Meclisi Başkanı İmam Altınbaş’ın Özel Kalem Müdürü Cihan Çoban ve Yasemin Çiftçi 22 Haziran’ da Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ ün kıydığı nikah ile evlendi. Çiftin nikah şahitlliklerini İmam – Serap Altınbaş ve Rıfat – Necla Sarıgöl yaptı. Marriott Courtyard Hotel’ de düzenlenen düğüne çiftin yakınlarının yanısıra, Altınbaş ailesi, Altınbaş Holding yönetici ve çalışanları ile geniş bir davetli kitlesi katıldı.

SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

109


altınhaber

Istanbul Jewelry Show Ekim büyümeye devam ediyor!

D

aha önce 2 salonda gerçekleştirilen ve gerek IJS Mart Fuarı’nın başarısı, gerekse sektördeki olumlu havanın yansıması olarak sektörden gelen yoğun talep üzerine Istanbul Jewelry Show Ekim Fuar’ı artık 3 salonda gerçekleştirilecek. Türkiye açısından büyük önem taşıyan kuyum sektörünün nabzını tutan Fuar, yerli ve yabancı firma ve tasarımcıları 37’nci kez İstanbul’da buluşturacak. Toplam 3 salonda 30.000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilecek olan Ekim Fuar’ı; farklı ürün grupları için ayrı ve birbirine geçişli salonlar ile ziyaretçilerine aradıkları ürün grubu ve firmaya kolayca ulaşabilme imkanı sunuyor.

UBM Rotaforte’nin organize ettiği dünyanın önde gelen kuyumculuk fuarlarından biri olan Istanbul Jewelry Show, sektörün dünya çapındaki performansının temel barometresi olmaya devam ediyor. Fuar, 03-06 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde (CNR Expo) 1-2-3 no'lu salonlarında gerçekleştirilecek. Istanbul Jewelry Show Ekim Fuarı düzenlendiği tarihler açısında da dini günler, yılbaşı ve Sevgililer Günü öncesinde yeni iş bağlantılarının kurulması açısından da en doğru ticaret merkezi haline geliyor.

25 ülkeden katılımcılar aynı çatı altında buluşacak

Dünyanın her kıtasından ve Türkiye’nin dört bir yanından alım yapmaya ve tasarımlarını sergilemeye gelecek kuyumcuları ağırlayacak olan Istanbul Jewelry Show Ekim Fuar’ında; Çin, Hindistan, Hong Kong, İtalya ,Tayland ve Rusya ülke ve grup pavilyonlarının yanı sıra bireysel katılımlar ile birlikte toplam 25 ülkeden katılımcı firma yer alacak. Istanbul Jewelry Show, dünyanın en büyük kuyumculuk ülkesi olmayı hedefleyen Türkiye için büyük önem taşımaktadır.

Online kayıt ile sıra beklemeden yaka kartınızı alabilirsiniz!

Yalnızca sektör profesyonellerine açık!

Fuar’da altın, mücevher, taş, montür, gümüş, saat, vitrin malzemeleri, makine, ekipman ve kasa sektörünün önde gelen firmaları yer alacak. İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği, Türkiye Mücevher İhracatçıları Derneği (JTR) ve KOSGEB tarafından desteklenen, Uluslararası Fuarlar Birliği (UFI) kalite onayı ve Kalite Yönetimi Sistemi ISO-9001 belgesine sahip Istanbul Jewelry Show, Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünya çapındaki en önemli alıcılarla tanışma ve işbirliği imkanı sağlıyor. 110 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Uluslararası standartlara uygun ve müşteri memnuniyeti odaklı ön kayıt sistemi ile Istanbul Jewelry Show Ekim Fuar’ında daha önce olduğu gibi, Fuar’ı ziyaret edecek tüm alıcıların hızlı ve güvenli bir şekilde Fuar’a girişleri sağlanacaktır. 15 Eylül 2013 tarihine kadar www.istanbuljewelryshow.com adresinden ön kayıtlarını yaptıran tüm z iya r et çi ler i m i z e elektronik yaka kartları e-posta adreslerine gönderilecektir.


Ömer Kaya; “Çocuk takıları yapmak çocuk işi değil” Çocuk takısı dendiğinde ilk akla gelen markalardan biri olan Besay Kuyumculuk, yeni çocuk takı koleksiyonunu lanse etti. Özellikle 1,5 ile 3 gram arasında olan ultra hafif çocuk bileklikleri herkesin kolaylıkla satın alabileceği ve çocuklarını rahatlıkla sevindirebileceği bütçelerde.

B

esay Kuyumculuk çocuk takı grubuna yeni eklediği, ultra light modelleri tanıttı. Firma Sahibi Ömer Kaya; çocuk takısı yapmanın ayrı bir uzmanlık ve özen istediğine dikkat çekerek, “Çocuk takısı yapmak sanıldığı gibi kolay bir iş değil aksine çok büyük titizlik isteyen bir takı grubu. Bu takı grubunda yapacağınız en ufak bir hata çok büyük sıkıntılara yol açabilir” dedi. Yıllar önce çocuk takısı üretimine Besay’ın başladığını ve şu an itibariyle bu alanda çok ciddi bir uzmanlığa eriştiğini kaydeden Kaya, “Çocuk takısı çok ciddi bir emek ve sabır istiyor. Zaten ürünler hafifledikçe işçiliği artı-

yor. Biz çocuk takılarında ağırlıklı olarak kullandığımız ve kültürümüzün önemli öğelerinden biri olan mavi boncukları takıya o kadar titizlikle monte ediyoruz ki, bu küçük parçaların çocuklarımız için herhangi bir risk oluşturmasını en başta ortadan kaldırıyoruz” diye konuştu. Çocuk takısı için gereken çok yoğun işçiliği ve zamanı birçok firmanın göze alamadığını bu yüzden çocuk takısı üreten sınırlı sayıda marka olduğunu belirten Ömer Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuk takısı grubumuz tüm ürünlerimizin %25’ini kapsıyor. Bu çok ciddi bir rakam. Bu takı grubumuzda geniş bir ürün çeşitliliğimiz bulunuyor. Geçen sene ilk defa piyasaya sunduğumuz “Altın Emzik” her geçen gün çok daha geniş kitlelere ulaşıyor ve Dünya çapında bir ilgi görüyor. Şimdi yeni koleksiyonumuzda çeşitli hayvan figürleri kullanmamızın yanısıra, adeta markamızla özdeşleşen mavi boncuklarda yine takılarda yerini aldı. Son çıkan çocuk takı grubunu bir kez daha hafiflettik. Piyasaların gösterdiği ilgiden memnunuz. Şimdi anne ile çocuğunun aynı tarz bileklik ve küpe kullanması için bir grup daha yapıyoruz. Annenin bileğindeki bileziğin aynısı çocuğunda olacak. Güzel bir espri olacağına inanıyoruz. Eşine hediye alan, aynı takıyı kızına da alabilecek. Böylelikle ailede herkes mutlu olacak. Ayrımcılık olmayacak.”

Lavie Diamond

internet sitesini yeniledi Ülkemizin önde gelen pırlanta ve elmas takı üreticisi Lavie Diamond, baştan sona yenilenen internet sitesiyle artık internetin olduğu her evde, her mekanda sanal satış mağazasıyla hizmetinizde. Tüm Türkiye’de yüzün üzerinde mücevher ve kuyum mağazasında satışa sunulan Lavie Diamond, Nuruosmaniye mağazasının ardından kendine ait ikinci mağazayı sanal alemde açtı. w w w. l av i e d i a mond.com internet sitesini tamamen yenileyen firma, artık ürünlerini Türkiye’nin en doğusundan en batısına kadar ulaştırıyor. Sanal bir mücevher mağazasına dönüşen laviediamond.com sitesinde; yüzlerce farklı ürün gözünüzün ve parmaklarınızın ucunda. Lavie Diamond Genel Müdürü Onur Şahin; çok kısa süre içinde açılan yeni internet sitelerine geçtiğimiz ay 2200 kişinin ziyaret ettiğini ve sosyal medyada var olan sayfalarının da şu an itibariyle 9000 üyesi olduğunu söyledi. Doğal taşlı ürünler olarak 59 liradan başlayan ve binlerce liraya kadar ulaşan aralıkta geniş bir ürün portföyünün takıseverlere sunulduğunu kaydeden Şahin, “Sanal alemde ilk aylarımızı yaşamakla birlikte, ağırlıklı olarak 1000 TL’ye kadar olan ürünlerimize daha çok ilgi olduğunu ve bu ürünlerimizin satışının daha fazla olduğunu gözlemledik” dedi.

Zergeran Newyork Otantik Takılar Fuarı’nda Geçtiğimiz ay Las Vegas Jewellery Show’a ilk kez katılan Zergeran Kuyumculuk, Türkiye’ye gelir gelmez tekrar Amerika biletini aldı. Bu sefer Zergeran’ın Amerika durağı; Newyork… Elmas ve pırlantalı otantik takı alanında yaptığı başarılı çalışmalarla çok kısa bir süre içinde hem yurtiçinde hem de yurtdışında hızla tanınmaya başlanan markamız Zergeran Kuyumculuk, uluslararası ticari faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Zergeran Kuyumculuk bu ayın sonunda gerçekleşecek olan Newyork Otantik Takılar Fuarına katılacak ve bu fuarda ilk kez bir Türk firması yer almış olacak. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenecek olan Newyork Otantik Takılar Fuarında, günümüzde yapılmış otantik takılar ve gerçekten tarihi geçmişi olan antik takılar yer alacak. Bireysel ziyaretçilere de açık olacak bu fuarda, ayrıca sıcak satış yapılabilecek. Zergeran Kuyumculuk Ürün Müdürü Merve Bedir; bu fuara ilk kez bir Türk markasının katılmasından dolayı gurur duyduklarını ve çok büyük titizlikle, ayrıntılı incelemelerin ardından fuara kabul edildiklerini söyledi. Amerika pazarında madenin değerinden çok, takının ruhu ve hikayesinin çok daha ön planda olduğunu gözlemlediklerini belirten Bedir, “Bu pazarda ağırlıklı olarak elmas takılarımızla boy göstereceğiz. Newyork Otantik Takı Fuarında, ilk kez sergileyeceğimiz birbirinden şık otantik takılarımız olacak. Ayrıca sadece ilk kez yaptığımız gümüş üzerine, elmas ve pırlantadan oluşan takılarımızda yine bu fuarda görücüye çıkacak” diye konuştu. SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

111


altıntesis

Boutique Otel Düzce Sürur Düzce merkezde bulunan Boutique Otel Düzce Sürur, en yeni teknolojiler, konforlu mobilyalarla donatılmış modern konaklama birimleri ve profesyonel, güler yüzlü personeliyle müdavimi olacağınız bir otel. Bünyesinde bulunan Santai Spa ve Wellness Merkezi ile ruhunuzu, bedeninizi ve enerjinizi yenileyebileceğiniz seçkin hizmetleriyle Boutique Otel Düzce Sürur, misafirlerini, şehre yakın ancak bir o kadar da uzak bir huzurla ağırlıyor.

Marinem Karaca Deluxe Hotel… Ege’nin huzuru başucunuzda olsun!

Bodrum Turgutreis’te bulunan Marinem Karaca Deluxe Hotel yeşilliğin içinde, eşsiz manzarası ile eksiksiz konforu sizler için bir araya getiriyor. Muhafazakâr kesime sunduğu özel hizmetlerle, dini önceliklerinize uygun bir tatil imkânı sunan Marinem Karaca Deluxe Hotel; ailenizle, gönül rahatlığıyla havuzdan, güneşten, eğlenceden faydalanarak eşsiz ve unutulmaz bir tatil yapmak istiyorsanız doğru bir tercih.

112 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94


altınmekan

İstanbul’un en iyi iftar mekânları

Bu yıl 9 Temmuz’da başlayan ramazan için restoranlar birbirinden güzel iftar mönüleri hazırladı. Biz de sizin için aileniz ve dostlarınızla birlikte Ramazan'ın en güzel tatlarını deneyeceğiniz iftar mekânlarını seçtik. Feriye Lokantası’nın geleneksel lezzetleri ile eşsiz boğaz manzarası… Feriye Lokantası, eşsiz boğaz manzarasında Klasik Türk Müziği eşliğinde, geleneksel tatlardan oluşan Ramazan özel mönüsü ile sizi iftara davet ediyor. Her bölümden bir seçim ile oluşturulacak iftar menüsü Kişi başı 115 TL. Detaylı Bilgi ve Rezervasyon için: Çırağan cad. No:44 Ortaköy - İstanbul www.feriye.com E mail: feriye@feriye.com

Zeyrekhane

Süleymaniye Camii'nden Galata Kulesi'ne muhteşem bir manzara… Ramazan ayı boyunca, Osmanlı döneminin otantik dokusuyla, ahşap evler, taş sokaklar arasından yürüyerek gidebileceğiniz büyüleyici atmosferi ile Zeyrekhane'de, canlı tasavvuf müziği eşliğinde iftar için özel hazırlanan açık büfedeki lezzetleri tadabilirsiniz. Kişi başı fiyatı: 90 TL Detaylı Bilgi ve Rezervasyon için: 0 212 532 27 78 6-12 yaş %50 indirimli, 0-6 yaş ücretsizdir.

Lacivert’in iftar sofrasında Türk ve Akdeniz mutfağının seçkin lezzetleri…

Lacivert; yaratıcı mutfak ekibiyle, Türkiye’nin nadide lezzetlerinden oluşan seçkin bir mönü sunuyor misafirlerine. Kişi başı: 125 TL Detaylı Bilgi ve Rezervasyon için: 0216 413 42 24 0216 413 37 53 info@lacivertrestaurant.com

Four Seasons Hotel Sultanahmet’te Sultanlara layık bir iftar…

Büyülü minareler arasında yer alan Seasons Restaurant, canlı fasıl müziği eşliğinde, her hafta geleneksel lezzetlerden değişik tatlar sunuyor. Ramazan ayı buyunca, pek çok yöresel lezzet sevenleriyle buluşacak. Bu özel mekân, özel tatları denemek ve keyifli bir iftar yemeği yemek için doğru bir tercih. Kişi başı fiyatı: 110 TL 6-12 yaş arası çocuklar için %50 indirim Detaylı Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 402 31 50

Les Ottomans’da keyifli bir iftar yemeği… İstanbul Boğazı'nda büyülü bir manzaraya hâkim olan Hotel Les Ottomans, hazırladığı zengin iftar sofralarıyla Ramazan ayı boyunca aileniz ve sevdiklerinizle gidebileceğiniz keyifli bir mekân. Kişi başı fiyatı: 165 TL Detaylı Bilgi ve Rezervasyon için: 0212 359 15 00 SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

113


altın haber

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi eğitimde fark yaratmaya devam ediyor Öğrencilerini dünyanın dört bir yanında çalışabilecek donanımda yetiştirerek, kısa ve uzun süreli staj imkanları ve sağladığı donanımlarla onları iş dünyasına hazırlayan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, girişimci ruha sahip mezunlarını da destekliyor. Mehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından 2008 yılında kurulan ve ikinci akademik yılını geride bırakan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, dinamik, yenilikçi ve araştırmacı akademik kadrosu ile özgüven sahibi, hayata geniş bir perspektiften bakan, bilgi ve teknoloji çağı ile uyumlu gençler yetiştirmeyi hedefliyor. Eczacılık, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar ve Tasarım, Hukuk, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik ve Mimarlık, Tıp Fakülteleri ile Meslek Yüksekokulunda uluslararası eğitim sistemlerine paralel bir program izleyerek teknolojik gelişmeleri eğitim ve öğretim hayatına hızla aktarıyor.

Medical Park Sağlık Grubu ile işbirliği İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi ile sağlık sektöründe Türkiye’nin en önemli ve büyük guruplardan birisi olan “Medical Park Bahçelievler Hastanesi” arasında bir işbirliği protokolü yapıldı. Türkiye’nin en büyük hastaneler zincirine sahip olan Medical Park sağlık grubu, yatak, hekim, personel sayısı ve ileri teknoloji desteği ile de büyük bir güç oluşturuyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi, JCI (Joint Commission International) tarafından akredite edilmiş ve her yıl denetlenerek uluslararası standartlara sahip olduğu belgelenmiştir.

Tıp Fakültesi, geleceğin lider doktorlarını yetiştiriyor.

Tıp Fakültesi, 2013-2014 akademik yılında ilk öğrencilerini kabul ediyor Türkiye’nin en yeni Tıp Fakültelerinden biri olarak 2013-2014 eğitim yılında ilk öğrencileriyle öğretim yaşamına başlayacak olan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi, dinamik ve yenilikçi eğitim anlayışıyla, araştırma ve bilime dayalı çağdaş tıp uygulamalarını benimsiyor. Tıp fakültesi, Türkiye’de tıp eğitimine yeni ve farklı bir görüş getirmeyi hedefliyor. Fakülte, öğretim kadrosuyla araştırmayı, bilgi üretmeyi, toplum sağlığına hizmet vermeyi ön plana alan ve tıp alanında yarının liderlerini yetiştirmeyi amaçlıyor. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türkiye’nin en iyi tıp fakültesi olmayı hedefliyor. Türkiye’nin en iyi öğrencilerine, güçlü bir akademik kadro ve başka birçok imkân sunarak, bilim insanı-hekim yetiştirmeyi hedeflediklerini belirten Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, “Geleceğin en iyi doktorlarını yetiştiren bir tıp fakültesi olmayı hedefliyoruz” diyor. Amaçlarının sadece bugünün hastalarını tedavi eden hekimler değil, yarının hastalıklarının çarelerini bulan öğrenciler yetiştirmek olduğunu belirten Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, tıp fakültesinin temel tıp eğitiminin yanı sıra bilimsel araştırmalar ve dünya literatürüne katkıda bulunacak önemli çalışmalar için çok geniş olanaklar sağlamaya hazır ve kararlı olduğunu belirtiyor. 114 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitim programlarını, öğrencilerin temel tıp eğitimlerinin yanı sıra geleceklerini planlamaları, insan ilişkilerinde tecrübe kazanmalarını sağlamak amacıyla oluşturuyor. Tıp fakültesi, içinde yaşadıkları toplumu tanıyan ve evrensel sağlık sorunlarına duyarlı, hem tıp hem evrensel etik değerlere bağlı, ulusal ve uluslararası bilim dünyasıyla iletişim kurabilen, insanlığa hizmeti amaç edinmiş, hastalarına karşı sorumlu ve anlayışlı, ileri tıp teknolojilerine hakim ve üst düzeyde klinik tıp anlayışına sahip, yüksek nitelikli tıp doktorları yetiştirmeyi amaçlıyor.


SAYI 94

• ALTIN DÜNYASI

115


Kuyumcukent’in sektöre açılan penceresi

Kuyumcukent Dergisi yayında Dünyanın en büyük entegre altın ve mücevher üretim merkezi olan Kuyumcukent, sektörün pazarlama merkezi olma yolunda da önemli adımlar atıyor. Kuyumcukent’in sektöre açılan penceresi olan Kuyumcukent Dergisi kompleksin ve yerleşik firmaların sesini duyuracak. Yönetimin değişmesi ile birlikte sektörün üretim merkezi olan Kuyumcukent’te sektörün pazarlama merkezi olma yolunda da önemli adımlar atılmaya başlandı. Bu amaçla hazırlanan Kuyumcukent Dergisi, komplekste yerleşik firmaların ve yönetimin sektör ile iletişimini sağlayan bir mecra niteliğinde olacak. Kuyumcukent, Vizyonpark, Kapalıçarşı, Nuruosmaniye, Çemberlitaş ve çevresindeki firmaların yanısıra Türkiye’nin dört bir yanındaki firmalara ücretsiz olarak dağıtılacak olan dergi öncelikli olarak Kuyumcukent’te yerleşik firmaların faaliyetleri ve ürün grupları ile ilgili bilgileri alıcılara aktarmayı ve kompleksteki ticareti hızlandırmayı hedefliyor. Dergide ayrıca kompleksin yönetimi ile ilgili haberler de yerleşikler ve malikler ile paylaşılıyor olacak. Bir süre sonra yabancı dilde de yayınlanmaya başlanacak olan dergi, üretici firmalarımızın dünya ile entegrasyonunda da önemli rol üstlenecek ve yurtdışı fuarlar vasıtası ile yurtdışı alıcılar ile de buluşacak.

Firmanız ile ilgili gelişmeleri bizimle paylaşın! Kuyumcukent’in sektöre açılan penceresi olan derginin asıl amacı Kuyumcukent’teki yerleşik firmaların ticari faaliyetlerini tanıtmak. Siz de firmanız ile ilgili gelişmeleri bizimle paylaşabilirsiniz.

KUYUMCUKENT DERGİSİ İLETİŞİM Altın Dünyası Yayın Grubu 0 212 518 84 01 Melek Sancaklı 0533 163 71 31 meleksancakli@yayindunyasi.com

116 ALTIN DÜNYASI • SAYI 94

Kader Yaşar 0533 163 71 25 kaderyasar@yayindunyasi.com

Dila Ecem Çakır 0555 761 10 29 dilaecemcakir@yayindunyasi.com




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.