Sağır Kültürü - Deaf Culture Turkish

Page 1

Sağır Kültürü Türk İşaret Dili, Sağır Kültürü ve Sağırların Eğitimi Konularına Kısa Bir Giriş


İçindekiler Sağır Kültürü Önsöz................................................................................................................................... 3 Sağır Kültürü..................................................................................................................... 4 Sağır Kültürüne Kulak Verin......................................................................................... 6 Türk İşaret Dili (TİD)........................................................................................................ 8 Nasıl İşaret Dili Öğrenebilirim?...................................................................................10 İşaret Dili Hakkında.........................................................................................................12 Sağırlar Toplumundaki Davranış Kuralları..............................................................14

Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin Merhaba Anne Babalar..................................................................................................17 Bakış Açıları........................................................................................................................19 İki Dilli Eğitim Hakkı........................................................................................................23 Sağır Çocuğunuz Başarılı Olabilir...............................................................................29 Duyabilen Çocuklara İşaret Dili Öğretmenin Faydaları......................................31 Çıtayı Yükseltin: Sağır ve Duyma Zorluğu Çeken Çocuklar için Okuma Yazma...........................................................................32 Sağır Çocuklar Nasıl Öğrenir........................................................................................33 Çocuğunuzun Kendini İyi Hissetmesini Sağlayın.................................................35 İşaret Dilinin Faydaları...................................................................................................36 İşaret Dili Sağır Çocukların Yararınadır.....................................................................37 Sevgili Anneciğim ve Babacığım................................................................................38

Sağırların Sesi Anlamak İçin Sağır Olmalısın.......................................................................................40 Duyabilen İnsanların Can Sıkıcı Alışkanlıkları........................................................42 Sağır Bir Personel ile Çalışma Üzerine Tavsiyeler..................................................44 Sessizlik Dersleri...............................................................................................................46 Burcu Pişkin ile Söyleşi..................................................................................................50 Ali Şan Kahya ile Söyleşi................................................................................................52 Dünyadaki Sağırların Başarı Hikâyeleri....................................................................55 Türk İşaret Dili Alfabesi..................................................................................................60 2


ÖNSÖZ Sevgili Okurlar, Sizleri sağırların büyüleyici dünyasını keşfetmeye davet ediyoruz! Bu dergi sizlere sağır kültürü ve eğitimi hakkında çeşitli makaleler sunmaktadır. Belki siz kendiniz sağırsınız ya da sağır bir anneye, babaya, kardeşe, çocuğa veya arkadaşa sahipsiniz ya da bu inanılmaz kültür ve topluma benim kadar büyük bir ilgi duyuyorsunuz. Bu dergide herkes için bir şeyler olduğuna inanıyorum! Bu yayın, sağırların acınması ya da korunması gereken bir “engellilik” grubu olduğu yanılgısını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Sağırlığın “düzeltilmesi gereken” bir özür ya da kusur olduğu kanısı yerine, sizleri sağır kültürüne ve doğal bir dil olan işaret dili aracılığıyla bu kültürün paylaşılabilecek bütün güzelliklerine odaklanmaya çağırıyoruz. “Sağırların Sesi” makalesini okurken, iletişim ve insan ilişkileri konuları gibi farklı alanlarda, duyabilen insanların sağırlardan öğrenebileceği birçok şeyin olduğunu göreceksiniz. Bunlara ek olarak, bu dergide, işaret dilinin önemine ve bu dilin sağır çocukların eğitiminde oynadığı önemli rol üzerine özel bir vurguda bulunduk. İşaret dili, sağırların yazı dilini anlamalarını oldukça kolaylaştırdığı için onlara işaret dilini öğretmek, onların okuma – yazma becerilerini güçlendirmeye, iletişim ve akademik anlamda başarı yakalayabilmelerine sağlam bir zemin hazırlamaktadır. Bir çocuğun beyin gelişimi için doğal bir dilin beyni harekete geçirmesi gerektiği araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır. Sağır bir bebek için ise beyni harekete geçirecek olan dil işaret dilinden başka bir dil değildir. Sözlü dil ve işaret dili, beyindeki sinirlerin gelişimini eşit oranlarda etkiliyor ve beyni aynı şekilde harekete geçiriyor. Eğer doğal dilleri ile yetiştirilirlerse, sağır çocuklar da doğru eğitim ve anne-babaların katkılarıyla tam potansiyellerine ulaşabilirler ve ulaşacaklardır. Bir ebeveyn olarak diğer alternatifler olan kulak cihazı, koklear implantı ya da diğer duyma aygıtlarını denemeye karar verseniz de çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini tam olarak dile getirebileceği ve kolaylıkla öğrenebileceği bir dile sahip olmak sağır çocuğunuzun en doğal hakkıdır. Bu derginin size yeni şeyler öğretmesini, size ilham vermesini ve sizi motive etmesini umut ediyoruz! Keyifli okumalar dileriz! - Angela Koltes Not: Sağır sözcüğü, sağır toplumu ve Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu gibi sağırları temsil eden kuruluşlar tarafından kabul edilebilir ve doğru bir kullanım olarak benimsenmiştir.

3


Sağır Kültürü Sağır kültürü nedir? Sağır kültürünü nerede bulabiliriz? Bunun bir kültür olduğuna kim karar veriyor? Sağır Kültürü, dünyanın her yerinde olan sağır toplumlarının değerler merkezinde bulunmaktadır. Dil ve kültür birbirinden ayrılmaz unsurlardır. Dil, kültürü karşı tarafa ileten bir yol oluşturur ve kültürün bir yansımasıdır. Sağır toplumları, Türk İşaret Dili (TİD) gibi ortak bir işaret dilinin paylaşılmasından, sağır çocuklar ve ailelerden ve sağır kültürüne sahip insanlardan oluşur. Sağırlar; geleneklerin, değerlerin, dillerin ve tecrübelerin paylaşıldığı ve bütün bu değerlerin yeni kuşaklara aktarıldığı ayrı bir kültüre sahiptir. Sağır kültürü, sadece aile bağıyla birbirine bağlı olmanın çok daha ötesindedir, çünkü beraber eğitim görmüş ve beraber büyümüş olan çocuk ve yetişkinler kendi iletişim ağlarını geliştirirler. Dünyanın her yerinde farklı işaret dilleri konuşulmaktadır. Bu tıpkı dünya üzerinde konuşulan diller arasında var olan çeşitlilik gibidir. Bu işaret dilleri, kendi kendilerine gelişmişlerdir ve karşılaştıkları özel durum ve farklı kültürlere uyum sağlayabilmişlerdir. İşaret dilleri, konuşma dilinde karşılığı olmayan görsel dillerdir.

4

Sağır kültürü, dünyanın her neresinde olursa olsun, işaret dilinin önemine odaklanır, çünkü işaret dili sağırların kültürlerini geleceğe taşıyan vasıtadır. İşaret dili ayrıca sağırların duyabilen insanlarla aynı oranda dünyayı tecrübe etmelerini sağlar ve dünya üzerindeki herhangi bir dili konuşabilen insanların entellektüel, sosyal, dilsel ve duygusal gelişimlerine ulaşmaya olanak tanır.


Sağır Kültürü

Tanımlar Kimlik Birisinin sağır olduğunu kabul etmesi, kültürü ve dili ile gurur duyması ve o topluma katkıda bulunan bir üye olması, sağır kültür grubunun bireyi olmasının anahtarıdır.

Normlar Normlar, kabul edilebilir davranış biçimleridir. Eğer bireyler, normların insanlar arasındaki etkileşimleri ve birbirlerinin niyetlerini algılayışını nasıl etkilediğinin farkında olmazlarsa sağır ve duyabilen toplumlar arasında kültürlerarası anlaşmazlıklar doğabilir. Örneğin, kişisel alan ve etkileşim konularında, sağırların duyabilen insanlarla kıyaslandığında kendilerine ait “farklı” tipik beklentileri vardır.

Dil Duruma sağır toplumundan bakılacak olursa, bu başlığın adı işaret dili olacaktır. Her işaret dili, zaman içerisinde kültür ve yaşam tarzına bağlı olarak kendiliğinden gelişmektedir ve her biri birbirinden farklıdır. İşaret dillerinin kendilerine has dilbilgisi, kelime haznesi ve sosyal toplumda kullanılış kuralları vardır.

Değerler Değerler, bir grup insanın paylaştığı bir kültürün amaçları, gelenekleri ve ilkeleridir. Sağırlar için bu değerler, görsel iletişim modellerinin önemini, işaret dili eğitimini ve dil, sanat ve geleneklerin kuşaktan kuşağa aktarılması hünerini kapsayabilir. Yatılı sağırlar okulları ve lokaller, bu sebepten dolayı bilgi aktarımı için öneme sahip yerlerdir.

Gelenekler Gelenekler bir kuşaktan diğerine aktarılan ve bir kültürün bütün parçalarını muhafaza eden unsurlardır. Sağır kültüründe tiyatro, sanat, hikâye anlatımı ve sağırlar okulları bu geleneklerin birer örneğidir. 5


Sağır Kültürü

SAĞIR KÜLTÜRÜNE KULAK VERİN “Duyabilen insanlar olarak liderlik yapmak için değil, desteğimizi göstermek için bu topluluğa katılıyoruz.” Toplum genelinde sağırlığa bir kusur ya da özür gözüyle bakma gibi bir eğilim bulunmaktadır. Helen Keller, “Körlük insanları olaylardan koparır, sağırlık ise insanları insanlardan ayırır.” demiştir. Bu sözler, Helen Keller’in iç ve dış dünyasında neler yaşadığını en belirgin şekilde tanımlıyor gibi. Biz duyabilen insanlar, genellikle sağırlara acıma eğilimindeyiz ya da onlar duyabilen insanların dünyasında başarılı olduklarında, büyük bir engelin üstesinden geldikleri için onları takdir etmekteyiz. İşaret diline “gerçek” iletişimin bir alt sınıfı ve “kendi haline bırakılmış bir dil” olarak bakıyoruz. Bütün sağırların dudak okumayı öğreneceğini varsayıyoruz ve Marlee Matlin gibi yeteneklerini, engellerin etkilerinin üstesinden nasıl geldiklerini göstermek için kullanan sağırları alkışlıyoruz. Koklear implant cihazı gibi cihazlarla ilgili bir şeyler duyduğumuzda ise bir gün sağırlığın hep birlikte kökünü kazıyacağımıza dair bizlere “umut dolu işaretler” veren cihazları neşeli bir şekilde karşılıyoruz ve bu cihazları yere göğe sığdıramıyoruz. Bu durumlardan dolayı birçok insan, tıpkı benim ilk duyduğumdaki gibi, sağırların kendilerine ait bir kültürlerinin olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar. Sağırlığın bir özür ya da kusur değil de, bir dostluk kaynağı olduğunu hayal edin! Sağır olduğunuzu, güzel bir dil, görsel eğitim, mizah ve tiyatro ile büyüdüğünüzü hayal edin. Hiçbir şekilde toplumdaki çoğunluğun kültürünün bir üyesi olma isteğiniz olmadan kişiliğinizle gurur duyduğunuzu düşünün. Birçok sağır birey için kendi toplumları, işiten dünyanın tepede ve soyutlamalarından kurtulup rahatlamalarını sağlayan bir yerdir. Fakat sağırların kendi toplumu, ayırt edici bir fiziksel özelliğe sahip insanlar için olan bir “destek grubu” olmaktan çok daha fazlasıdır. 6


Sağır Kültürü

Bir Engel Değil Sağırlığı bir özür olarak gören birçok iyi niyetli doktor, odyolojist ve öğretmen, çok tutkulu bir şekilde sağır çocukları konuşturmaya, yani çocukları “işitme engelsiz” yapmaya çalışıyor. Duyma aygıtlarını, dudak okumayı, konuşma koçlarını ve cerrahi implant yöntemlerini deniyorlar. Onlar bütün bunlara odaklandıkları için birçok sağır çocuk, büyük öneme sahip dil edinimi aşamalarını ihmal ediyor. Sağır çocuklar, kendilerini “normalleştirmek” için kaygılanan insanlar tarafından engelli hale getiriliyorlar. Duyma alanındaki değil, dil alanındaki yetersizlikleri, onların en büyük engeli haline geliyor. Her ne kadar bir çocuğun yaşamını daha da güzelleştirecek olan her yolu destekliyor olsam da, eksiklikler yerine yeteneklere odaklanan bir sistemin çok daha değerli olduğunu düşünüyorum. Sağır insanlar, duyma yetersizliğinin engelleyici bir unsur olmadığını bana öğrettiler. Daha doğrusu, bu hiçbir şekilde bir “yetersizlik” olarak görülmemeli. Bu yüzden, sağırların duyabilen bir arkadaşı olarak, sağır yetişkinlerin tavsiyelerini takip etmeyi ve hem işaret dilinin kullanılması hem de sınıfta pozitif bir sağır kültürü resmedilmesi için çalışmayı kendime bir yükümlülük ve sorumluluk olarak görüyorum. Sağır çocukların, acınacak bir özüre sahip olduklarını değil, inanılmaz güzel bir kültürün mirasçıları olduklarını bilmeye hakları vardır. Bu yükümlülüğü taşıyabilmek adına yapabileceğimi düşündüğüm en iyi şeylerden biri, duyabilen diğer insanları ‘İşaret Dili ve Sağır Kültürünün’ gerçeklikleri hakkında eğitmeye çalışmaktır. Dil, birçok kültürün en önemli varlıklarından biridir. İşaret dili ise sağırlar için engelliliği “kusurlu ya da özürlü” olmaktan ayıran en önemli etkendir.

- Carla A. Halpern

7


Sağır Kültürü

TÜRK İŞARET DİLİ (TİD) Koç Üniversitesi “Türk İşaret Dili” Web Sitesinden Alınmıştır Türkiye’de yaşayan sağır nüfusun sayısı ile ilgili çelişkili rakamlar bulunmaktadır. Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu raporunda Türkiye’de 800.000 sağırın olduğu belirtilmiştir. Birleşmiş Milletlerin sunduğu rapora göre ise bu sayı 2,5 milyondur. TİD ile ilgili ilk bulgular Osmanlı İmparatorluğu’na dayanmaktadır. Bu bulgular, büyük bir sağır topluluğunun Osmanlı Sarayları’nda yaşadığını, mahkeme ve diğer resmi görevlerde hizmet ettiklerini göstermektedir. Bunların yanı sıra, padişahların işaret dili öğrendiğine dair bazı kayıtlar bulunmaktadır. İlk sağırlar okulu, 1902 yılında II. Abdülhamit tarafından kurulan Yıldız Sağırlar Okuludur. O dönemde, çocuklara hem işaret dili hem de Türkçe öğretiliyordu. Fakat 1953 yılında Yeni Türkiye Cumhuriyeti bu uygulamayı değiştirip yerine sözlü yöntemler getirmiştir. Bu değişikliğin yapılmasının temel sebebi, işaret dili ile iletişim kuran çocukların konuşmayı öğrenemeyeceğine inanılmasıydı. Bu tarihten itibaren devlet, okullarda işaret dilinin kullanılmasını uzun süre yasaklamıştır. 8

Her ne kadar Türkiye son dönemlerde bu konu ile ilgili kanunları ve politikaları, Avrupa Birliği ve dünya geneli insan ve engelli hakları kanunları çerçevesinde değiştirmiş olsa da, Türkiye’deki sağırlar okullarında hâlâ işaret dilinde eğitim verilmemektedir. Bu açıdan Türkiye, dünyadaki diğer gelişmiş ülkelere kıyasla 50 yıl kadar geridedir. Ancak son yıllarda Türk İşaret Dilini standart hale getirmek için yeni çalışmalar ve projeler yürütülmektedir. Sağır çocukların yaklaşık %90’ının anne ve babaları, sağır olmayan insanlardır. Bu anne babalar, işaret dili öğrenmedikleri için sağır çocuklar ancak 6 – 7 yaşlarında, okul eğitimine başlamalarıyla beraber, dil edinimlerini gerçekleştirmeye başlıyorlar. 1964 yılında, sağırların haklarını savunması ve Türkiye’nin her yerinde işaret dilinde iletişimin yasal hale getirilmesi için Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu kuruldu. Şu anda Türkiye genelinde toplam 50 yerel sağırlar derneği ve kuruluşu bulunmaktadır.


Sağır Kültürü

“Sağırlar, kendi sivil haklarını savunabilen liderler, kendi çocuklarını eğitebilen öğretmenlerdir. Bizim rolümüz, sağırların sesi olmak değil, hali hazırda var olan seslerinin duyulmasını sağlamaktır.” “İşaret dili, bir çocuğun konuşabilme ve duyabilmesine bağlı olmadan %100 olarak erişebileceği bir görsel dildir.” – Kaliforniya Sağır Derneği Başkanı Daniel Girard “Sorun sağır öğrencilerin duymaması değil, işiten dünyanın dinlememesidir.” - Jesse L. Jackson (Amerikalı Sivil Haklar Aktivisti, Bakan)

“Eğer toplum bir adım geri atıp Sağırları kendileri ile aynı dili kullanan, ki bu onların işaret dilidir, kültürel bir azınlık grup olarak görürlerse çok farklı bir bakış açısına sahip olurduk ve sağırların tam potansiyellerine ulaşabilmeleri için desteklenmeye ihtiyaçları olduklarının farkına varırdık.” - Richard Geary, Deaf Reach Okullarının Kurucusu, Pakistan “Sağırlar, duyamamanın dışında her şeyi yapabilirler.” - I. King Jordan, Gallaudet Üniversitesi Eski Rektörü

9


N Sağır Kültürü

ASIL İŞARET DİLİ ÖĞRENEBİLİRİM?

Angela Koltes

Eğer daha önceden ikinci bir dil öğrenmeyi denediyseniz, başlangıç aşamalarının kolay olmadığını bilirsiniz. Sağırlar toplumuna ilk girdiğinizde, kendinizi büyük ihtimalle yabancı bir ülkedeymişsiniz gibi hissedeceksiniz ve etrafta durmadan uçuşan bütün o elleri, abartılı mimikleri ve heyecanlı gözleri gördüğünüzde kendinize, “Bunların hepsini gerçekten öğrenebilir miyim?” sorusunu soracaksınız. Size iyi bir haberimiz var: Herkes işaret dili öğrenebilir! Tıpkı başka bir dil öğrenmeye çalıştığınızda yaptığınız gibi, bu dili öğrenmeye de zaman ayırmanız ve çaba sarf etmeniz gerekiyor. Bunları yaptığınız takdirde, başarı kaçınılmaz olacaktır. İşaret dili öğrenmeye çalışırken, sizlere yardımı dokunabilecek bazı ipuçları şöyledir: Tekrar edin, tekrar edin ve yine tekrar edin. Öğrendiklerinizi öğrenir öğrenmez tekrar etmek çok önemli. Bazı insanlar işaret dili öğrenirken kendini videoya çekmenin ya da aynanın karşısına geçip kendi kendine işaret yapmanın yararlı olduğunu söylemektedir. Herkesin gözleri önünde tekrar yapmanıza gerek yok! 10

Bir işaret dili kursuna kaydolun. Yaşadığınız şehirde işaret dili kursu veren bir merkezin ya da kuruluşun olup olmadığını araştırın. Eğer mümkünse, sağır bir öğretmen tarafından öğretilen işaret dili kurslarına kaydolun. Sağır bir öğretmenin işaret dilini öğretmesi çok daha yararlıdır, çünkü bu sayede “ana dili” işaret dili olan birisinden eğitim almış olursunuz.


Sağır Kültürü Dışarı çıkın ve sağırlarla sosyalleşin. Bu, herhangi bir dili öğrenmenin en iyi yoludur. İleri seviye işaret dili öğrenene dek beklemeyin, hemen sosyalleşin. Sağırların dünyasına dalın ve onlarla beraberken mümkün olduğunca konuşmamaya çalışın. Sağırların gittiği lokallere ve derneklere gidin, onların faaliyetlerine katılın ya da çay, kahve içip sohbet etmek için dışarıda buluşun.

Sağır kültürü ve işaret dili hakkında edinebildiğiniz kadar bilgi edinin. Basit bir internet araştırması ile işaret dili ve sağır kültürü hakkındaki temel bilgilere ulaşabilirsiniz. Ayrıca sağır insanların birbirleriyle işaretleştiği sırada çekilen videoları ya da TV kanallarındaki işaret dili tercümanlarını izleyebilirsiniz. Çok bir şey anlamayacaksınız belki ama bu sizin en azından işaret diline aşina olmanızı sağlayacaktır.

Sağırların birbirleriyle işaretleşmelerini dikkatli bir şekilde izleyin ve kendilerini ifade ediş biçimlerine dikkat edin. Konuşulan dillerin tersine, işaret dili ile iletişimde yüz ifadeleri ve mimikler büyük rol oynar. İşaretler ve yüz ifadeleri size alışık olduğunuzdan farklı gelebilir, ama kendinizi bu mimik ve yüz ifadelerini kullanarak ifade etmekten çekinmeyin. Sağırların, insanların işaret dili öğrenmelerinden ne kadar mutlu olduklarını ve öğrenme sürecinde sizlere yardım etmekten ne kadar keyif aldıklarını göreceksiniz.

11


Sağır Kültürü

İşaret Dili Hakkında “İşaret dilinin neler yapabildiği değil, bir dilin yaptıkları insana ne büyük bir mutluluk veriyor.” İşaret dili, el hareketleri ve vücut dili ile anlatılmak istenenin karşı tarafa aktarıldığı bir dildir. Bu; el hareketlerinin, kolların veya vücudun, mimiklerin aynı anda kişinin düşüncelerini ifade etmesidir. Bu unsurların hepsi, konuşulan dillerin bileşenlerini içerisinde barındırır ve bu yüzden dilbilimciler, hem işaret dillerini hem de konuşulan dilleri “doğal diller” olarak nitelerler. İşaret dili ve konuşulan diller arasında bazı önemli farklılıklar da vardır. Aşağıda, hem bu farklılıkların hem de ortak noktaların belirtildiği örnekleri bulabilirsiniz.

1. Her ülkenin farklı bir işaret dili vardır. İnsanlar genellikle “Neden birden fazla işaret dili var? Bu, durumu daha da zorlaştırmıyor mu?” gibisinden sorular sormaktadırlar. İşaret dili icat edilen bir şey olsaydı ve sağırların anlaşılmasını sağlamak amacıyla onlara öğretilseydi, bu sorular gerçektende mantıklı sorular olurdu. Ama işaret dilleri, tıpkı konuşulan diller gibi farklı ülkelerdeki insanların birbirleriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun gerçek olduğunu ise yaptığımız gözlemler bizlere açıkça gösteriyor.

2. İşaret dili, konuşulan dili temsil etmez İşaret dilleri sağırlar toplumunda geliştiği için o ülkede konuşulan dilden bağımsız olabilir. Mesela Amerika ve İngiltere’de aynı dil konuşuluyor olmasına rağmen, Amerikan İşaret Dili (ASL) ve İngiliz İşaret Dili (BSL) arasında hem işaretler hem de dilbilgisi kuralları açısından büyük farklılıklar bulunmaktadır.

12


Sağır Kültürü

3. İşaret dillerinin kendilerine has dilbilgisi yapıları vardır. İşaret dilinde doğru olarak biçimlenmiş cümleler kurmak için kurallar bulunmaktadır. Örneğin, işaret dilinde gelecek zaman ile ilgili bir olay anlatılmak istendiğinde, işareti yapan kişi önündeki boş alanı bir zaman belirteci olarak kullanır. Ayrıca, kelimelerin konuşulan dildeki diziliş biçimi, işaret dilinde farklı olabilir. İşaret dilinde kullanılan yüz ifadeleri ve mimikler aslında dilbilgisinin bir parçasıdır. Tıpkı Türkçedeki “yüz” kelimesi gibi, mimiklerin kullanımına bağlı olarak aynı işaret birden fazla anlam taşıyabilir.

4. İnsanlar işaret dilini, konuşulan dili öğrenmek için kullanılan yöntemlerin aynıları ile öğrenir. Çocukların nörolojik (sinirbilim) gelişimi üzerine yapılan araştırmalarda, sağır bir çocuğun görsel bir dili algılama oranının, duyabilen bir çocuğun konuşulan bir dili algılama oranıyla eşdeğer olduğu görülmüştür.

5. İşaret dili görsel bir dildir. Bu çok açık ama yine de hatırlatmakta fayda var. İşaret dilleri birçok yönüyle konuşulan dillere benzer, ama farklıdır da. İşaret dili resmi de olabilir ama görsel doğasından yararlanarak, sanatsal ve etkileyici de olabilir. Konuşulan bir dilde yapılan sanatsal her şey, işaret dilinde de yapılabilir; kelimeler, cümlelerin dizilişi, duraklamalar, derin nefesler, vurguyu arttırma ve azaltma, yüzdeki duygular, duruş, baş ve el işaretleri… İşaret dilinin neler yapabildiği değil, bir dilin yaptıkları insana ne büyük bir mutluluk veriyor.

13


Sağır Kültürü

SAĞIRLAR TOPLUMUNDAKİ DAVRANIŞ KURALLARI Sağırlar ile duyabilen insanlar arasında kültürel farklılıkların olduğunun farkında mısınız? Sağırlar toplumuna henüz çok fazla dâhil olmadan onların kendi kurallarını öğrenmeye çalışmak sizi biraz zorlayabilir. Gözlerinizi açık tutun ve tetikte olun!

Herşeye burnunu sokmak değildir.

Sağır birisinin dikkatini nasıl çekersiniz?

Sağırlarla bilgi alışverişinde bulunduğunuzda ve iletişim kurduğunuzda, onların özel soruları karşısında boğulmaya başladığınızı hissedebilirsiniz, ancak sağırların kültüründe, karşıdaki kişi hakkında mümkün olduğu kadar bilgi edinmek normaldir. Sorular, sağlıktan tutun maddi durumunuza, ne kadar kazandığınıza, sizi az önce kimin aradığına kadar farklılıklar gösterebilir.

Bir sağırın dikkatini çekmeye çalışırken yüzlerine bakabilir veya omuzlarını ya da kollarını hafifçe dürtebilirsiniz. Eğer onlara dokunamayacağınız bir mesafedeyseniz, ellerinizi çırpabilir veya masadaki titreşimi hissedebilmelerini sağlamak için sert bir şekilde masaya vurabilirsiniz. Bir sağır işaret yaparken asla ellerini tutmayın, çünkü bu konuşurken birisinin ağzını elinizle kapatmaya benzer!

Pardon, geçebilir miyim? Durmayın, geçin!

Konuşmak istiyorum!

Duyabilen iki kişi konuşurken aralarından “Affedersiniz, geçebilir miyim?” deyip geçmeniz kabul edilebilir bir davranıştır, ancak işitme engelliler için bir konuşmayı bölmek kabalık olarak algılanır. İşaretleşmelerini bölmeden, hızlı bir şekilde geçin! 14

Bir sohbete katılıp bir şeyler söylemek istediğinizde, elinizi kaldırın ve diğerleri sizi fark edene kadar sabırla bekleyin. Eğer bir şeye karşılık vermek istemiyorsanız, bilmiyorum anlamını karşı tarafa iletmek için omzunuzu silkebilir ve ellerinizi cebinize koyabilirsiniz.


Sağır Kültürü

Sağırların nereye gideceklerini bilmemek imkansızdır! Sağırların bir yere gitmeleri ya da gittikleri yerden başka bir yere geçmeleri genellikle büyük “anonslar” ile duyurulur. Bu uygunsuz bir hareket değil, kibarlıktır. Çünkü onlar birisinin başka bir yere gideceğini duyamazlar!

Sağırlarla göz teması kurmak neden önemlidir? Bir sağırla işaretleşirken göz teması kurmamak ya da başka bir yere bakmak, sağır toplumunda kabalık olarak nitelendirilir. Bu, duyabilen bir insanın konuşurken kulağını kapatmasına benzer. Tıpkı iki kişinin konuşmasına kulak misafiri olmanız gibi, iki kişinin işaretleşmesine de göz misafiri olabilirsiniz, ama özel bir durum olduğunu anladığınızda, orayı terk etmek daha saygılı bir davranış olacaktır.

Sağırlar resmi insanlar değillerdir. Duyabilen insanlar, birisi ile tanıştıklarında genellikle resmidir ve konuşmaya “Nasılsınız?” gibi resmiyet belirten cümlelerle başlarlar. Sağırların etkileşimleri ise duyabilen insanların aksine iletişimin başından itibaren gayri resmidir ve genellikle ilk tanışmada size garip gelecek bir biçimde “özel sorular” sorabilirler. 15


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

16

“Sağır bir çocuk için gözler, onları dil edinimine götüren, zihin gelişimini, dostluğu ve toplumu destekleyen ve beyne açılan doğal bir ana giriş kapısıdır.” — ABD Sağırlar Ulusal Merkezi Müdürü Dr. Roz Rosen


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

Merhaba Anne Babalar

Sağır bir çocuğun ebeveynleri olan sizleri öğrenme ve gelişme konularında desteklemekten mutluluk duymaktayız. Ailenizin sağır toplumuna ve işaret dili dünyasına katılmasını ve çocuğunuzun sınırsız yeteneklerini keşfetme isteğinizi büyük bir sevinçle karşılıyoruz. Yalnız değilsiniz. Sağır çocuklar, genellikle sağır toplumu ve işaret dili hakkında hiçbir tecrübeye sahip olmayan ailelerde dünyaya gelmektedirler. Kendinizi, sanki çocuğunuzun doğumuyla birlikte bilinmeyen ve bazen korkutucu olabilen yeni bir dünyaya yolculuk ediyormuşsunuz gibi hissedersiniz. Doğum, bebek ve ebeveynlik kurslarında öğrenmediğiniz yeni bilgi bombardımanlarına uğrarsınız. Bebeğinizi nasıl kundağa saracağınızı öğrenmek yerine çocuğunuzun duyma testlerinden geçmesi gerektiğini, kulak anatomisini ve ses yükseltmeyi öğrenirsiniz. Büyük ihtimalle çocuğunuzun mahallede hiç arkadaşı olup olmayacağını, liseden mezun olup olmayacağını, bir kariyer sahibi olup olmayacağını, evlenip evlenmeyeceğini, kendileri gibi sağır çocuklarının olup olmayacağını ya da size “Seni seviyorum anneciğim, babacığım!” deyip diyemeyeceğini uzun uzun düşünürsünüz. Bu, çocuğu sağır olarak dünyaya gelmiş olan yeni anne babaların karşılaştığı alışılagelmiş bir durumdur. 17


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin Fakat sağır bir çocuğa sahip olmak mükemmel bir hediyedir. Birçok anlamda çocuğunuzun diğer çocuklardan hiçbir farkı yoktur. Çocuğunuz tıpkı diğer çocuklar gibi sahildeki dalgaları gördüğünde heyecanlanacak, bir kelebeğin kanat çırpışına kendini kaptıracak ve kendine daha fazla dondurma alınmadığı için hayal kırıklığına uğrayacak. Ayrıca, onun dünyayı anlama ve algılama şeklinde farklılıklar olduğunu keşfedeceksiniz. Sağır çocuklar, bilgi toplayabilmek için gözlerine, yani güçlü yanları olan görselliğe güvenirler. Çevrelerinde olup biten hareket ve kıpırtılara, diğer çocukların büyük bir oranına kıyasla daha hızlı ayak uydururlar. Detaylara çok dikkat ederler. Yüz ifadelerindeki kolay kolay göze çarpmayan değişimleri hemen fark ederler. İletişim görseldir. Çocuklarınız görsel öğrenicilerdir ve sizlere dünyayı farklı bir şekilde görebileceğiniz yeni lensler verebilirler. İşaret dili, bütün çocukların öğrenebileceği görsel bir dildir. Çocuklar ellerini ses tellerinden önce kullanmayı öğrendikleri için işaret dilinden faydalanabilirler. Araştırmalar, çocukların dinleme ve konuşma becerilerinin geliştirilmesi ve hızlandırılmasında işaret dilinin büyük roller oynadığını kanıtlamıştır. Hayalini kurduğunuz anne babalık imajınızın, çocuğunuzun tıpkı sizin veya eşiniz gibi olmasını istemenin, ama bunu elde edemeyecek olmanın verdiği acıyı anlayabiliyoruz, çünkü birçoğumuz bu süreçten geçti. Fakat çocuğunuzun burnu, büyük ihtimalle ya sizinkine ya da eşinizinkine benzeyecektir ve çocuğunuz muhtemelen eşinizin çok beğendiğiniz ya da hiç hoşlanmadığınız huylarından birini alacaktır. Çocuğunuzun bir sanatçı ya da avukat olup olmayacağını kim bilebilir? Eğer çocuğunuzun eşit şartlarda eğitim görmesini, dil basamaklarını yakalamasını, hatta bunların ilerisine geçmesini sağlayacak olan görsel bir dil eğitimi verirseniz, çocuğunuzun gelecekte yapamayacağı iş ya da yükselemeyeceği bir kariyer olmadığını göreceksiniz. Sağır çocuğunuzun neler yapabileceğini sizlerle paylaştığımızda, onların elde edecekleri başarılara şaşırmayacaksınız! — Sosyal Yardım Uzmanı ve Aile Eğitmeni Laura T. Petersen’in “Thrive” dergisindeki yazısından alınmıştır. 18


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

BAKIŞ AÇILARI “Çocukların gelişimini sağlayan, kararı doğru kılandır.” Geçmiş yıllarda ailelerin, çocuklarının sağır olduğunu anlamaları 2 ila 5 yıl alıyordu, fakat yeni teknolojik gelişmelerle bu süreyi günümüz dünyasında en aza indirmek artık mümkün. Sağır ve duyma zorluğu çeken çocukların duyabilme sorunları, hastanelerin yeni doğan ünitelerindeki duyma cihazları ile doğdukları günden itibaren ilk 6 aylık süre içerisinde tespit edilebiliyor. Çocukların dil ve beyin gelişimlerindeki en önemli ve kritik dönemin ilk 6 aylık süre olduğunu araştırmaların açık bir şekilde göstermesi, bu teknolojik gelişmelerin önemini daha da belirgin hale getiriyor. Sağır çocukların %95’lik gibi çok büyük bir bölümü, sağırlık ya da duyma zorluğu konularında hiçbir tecrübeye sahip olmayan ailelerde dünyaya geliyor. Aileler, çocuklarının sağır olduğunu öğrendiklerinde yoğun bir bilgi arayışına giriyorlar ve genellikle de aldıkları bilgilerden dolayı kafaları karışıyor. Sağır çocuklar üzerinde çalışan bazı erken müdahale uzmanları, bu konu hakkında 3 farklı bakış açısının olduğunu belirtmektedir. 1) Oralist Toplumun Bakış Açısı 2) Tıp Toplumunun Bakış Açısı 3) Sağırlar Toplumunun Bakış Açısı Bu, sadece genel bir değerlendirmedir. Her değerlendirmenin kaynağına inmek, bu bakış açılarını yorumlamada sizlere büyük yardımlar sağlayacaktır.

19


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

Oralist Toplumun Bakış Açısı Bu bakış açısı, sağır çocuklara, duyabilen çocuklara yapıldığı gibi konuşma ve dinleme becerileri öğretmeye odaklanmaktadır. Bu bakış açısına sahip kişiler, genel anlamda işaret dilini konuşma dilinden bir alt seviyede görürler ve önceliği sağır çocukların konuşma ve dudak okuma becerilerinin geliştirilmesine verirler. Bazı insanlar, ellerinde ifade ettikleri söylemi ispatlayacak bir kanıt olmamasına rağmen sağır çocukların ailelerine “Çocuklarınızla işaret dilinde konuşmayın, çünkü aksi takdirde konuşmayı öğrenemezler! ” gibi telkinlerde bulunurlar. İşaret dilinin kullanılmasına izin verdikleri durumlarda ise işaret dili kullanımının tamamen konuşma dilinin bir parçasıymış gibi görülmesi gerektiğini ve “kodlanmış” kelimelere ihtiyaç duyulduğunu savunurlar. Aileler, belli bir süreden sonra genellikle bu kodlamalar ile gerçek işaret dilini karıştırmaya başlarlar. Bu kodlamalar, beyindeki dil gelişim merkezlerini tetiklemez ve çocukların işaret dili gelişimini engeller. Birçok oralist yaklaşımcı yanlış bir şekilde, çocukların toplumdaki başarısının konuşma ve dinlemeden geçtiğine inanır.

Tıp Toplumunun Bakış Açısı Tıp sektöründe çalışan profesyoneller, bir kişinin hastalığının ne olduğunu saptama ve bu hastalığa uygun gerekli tedavi modellerini geliştirme konularıyla ilgilenir ve kendi uzmanlık alanlarında meydana gelen hastalıklara karşı tedavi yöntemleri geliştirir. Klinik ortamlarda aileler, çok büyük bir üzüntü içerisinde çocuklarının sağır olduğunu öğrenirler. Tıp çalışanları bu olayın fiziksel tedavi kısmıyla ilgilenirler ve sağırlığın psiko-sosyal ve dilbilimsel yönleri hakkında pek fazla bilgiye sahip olmayabilirler. 20


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin Atrezi ve mikroti gibi medikal tedavi yöntemleri, tıbbi uzmanlık gerektirir. Koklear implantının faydaları ve riskleri hakkında aileler yeteri kadar bilgilendirilmeden, çocukların ameliyat olmaları önerilebilir. Birçok tıp çalışanı, işitme cihazlarının çocuklardaki dil gelişimi için yetersiz olduğunun farkında değildir. Tıp sektörü çalışanları, genel anlamda sağır kültürü ya da sağır çocuklar ve yetişkinler hakkında çok büyük bir bilgi birikimine sahip değillerdir ve onların sağırların eğitim hayatlarıyla ilgili verilecek olan kararlara dâhil olmamaları gerekir.

Sağırlar Toplumunun Bakış Açısı Sağır yetişkinler, anneler, babalar, aileler ve sağırların gelişimi ve eğitimi alanlarındaki uzmanlar, sağır toplumunun birer parçasıdır. Sağır toplumunun temelinde, doğal ve görsel bir dil ile kurulacak iletişimin önemi yatar. Dilin erişilebilirliğinin ve çocuklarla işaret dili ile iletişim kurmanın önemi vurgulanır. Herhangi bir çocukta dil ediniminin mümkün olan en erken yaşta başlaması ve dilin, kullanıcının ihtiyaçlarına cevap vermesi gerektiği birçok araştırma tarafından ispatlanmıştır. Bunun için işaret dili, sağır çocuklar için en mantıklı seçenektir. Ayrıca işaret dili, ilerideki okuma becerilerinin en büyük yardımcısıdır. (Hoff meister, 2000; Padden& Ramsey, 2000; Strong &Prinz, 2000). Konuşma gelişimi çocuktan çocuğa, kişisel beceriye ve isteğe bağlı olarak farklılıklar gösterir. Genel kanının aksine, erken işaret dili ediniminin sözlü ya da yazılı dil edinimini engellemediği yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bütün bu dil edinimleri, işaret dilinin kullanımı ile birlikte de gerçekleşebilir. Sağır toplumunun üyeleri genellikle sağırlık ile ilgili olumlu düşüncelere sahiptirler ve sağırlığı “iyileştirilmesi gereken bir hastalık” olarak görmemektedirler. Bu bakış açısına sahip bireyler, sağır çocukların okullardaki ve çocukların katılacakları diğer eğitim programlarındaki yaşıtları ile aynı akademik ve sosyal becerileri kazanmaları gerektiğini desteklemektedirler. Sağırlar toplumu, kendisini bir engellilik grubu olarak değil, kültürel bir grup olarak tanımlar ve sağırların toplumdaki bütün azınlık grupları gibi eşit haklara sahip olmaları gerektiğini belirtirler.

21


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

Anne Babaların Ne Yapması Lazım? Bu 3 farklı bakış açısı genellikle birbiriyle çelişir ve bundan ötürü anne ve babaların kafaları karışır, kime inanacaklarını bilemezler. Biz ebeveynlere, sağır yetişkinlerden tavsiyeler almalarını öneriyor ve işaret dilinde iletişimin anne-baba-çocuk üçgeni ve çocukların beyin gelişimleri için en yararlı yöntem olduğunu dile getiriyoruz. İşaret dilinde iletişimin, çocukların iletişim kurma alanındaki zorlukları kaldırması ve onların IQ seviyelerini yükseltmesi, sağır çocuklara sahip ebeveynlerin çocuklarıyla işaret dilinde iletişim kurma isteğini her geçen gün biraz daha arttırıyor (Acredolo & Goodwyn, July 2000). Sağır ve duyma zorluğu yaşayan çocuklar için işaret dili %100 ulaşılabilir bir kaynaktır. İşaret dili kullanımı konuşma ve dil edinimini geciktirmez, hatta çocuklara iletişim kurma anlamında büyük bir avantaj sağlar (Malaia& Wilbur 2010). Ailelerin, dudak okuma ve kodlama ile konuşma yöntemlerinin çocuklara daha iyi yazma ve konuşma becerileri kazandırmadığını anlamaları gerekiyor (Hofmeister, Padden & Ramsey, 2000). Eğer aileler çocuklarının duyma cihazları kullanmalarını ve konuşma eğitimi almalarını istiyorlarsa, bunu işaret dili eşliğinde yapmalıdırlar. İşaret dilinin artan popüleritesi, ailelerin işaret dilini topluma yönelik kurslarda ve web sitelerinde öğrenmelerini kolaylaştırıyor. Sağır ve duyma zorluğu çeken çocukların hayatlarımızı zenginleştirmesine izin verelim. —Laura T. Petersen (Özel izin ile tekrardan yayınlanmıştır)

22


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

İKİ DİLLİ EĞİTİM HAKKI “İşaret dilinin olduğu iki dilli eğitim bir ayrıcalık değil, bir haktır.” — Dünya Sağırlar Federasyonu, 9 Kasım 2011

Duyma kaybı her ne seviyede olursa olsun, her sağır çocuğun iki dilli eğitim ile büyümeye hakkı vardır. Hem işaret dilini hem de yazılı veya sözlü konuşma dilini kullanmaları ve bilmeleri sayesinde çocuklar, zihinsel, dilsel ve sosyal bakımdan en yüksek seviyeye ulaşacaklardır. François Grosjean, Neuchâtel Üniversitesi, İsviçre

23


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

DİL NELER YAPABİLMEMİZİ SAĞLAR? Sağır çocukların dil aracılığıyla ulaşabileceği bazı faydalar şunlardır:

1. Ebeveynler ve aile üyeleri ile mümkün olan en kısa sürede iletişim kurulmasını sağlar. Duyabilen bir çocuk, bir dili sürekli duyması ve o dili algılayabilme koşullarına bağlı olarak, hayatının ilk yıllarından itibaren pasif olarak dil edinimini gerçekleştirir. Dil ise çocuklar ve ebeveynler arasında sosyal ve kişisel bağlar oluşturma ve bu bağları pekiştirme adına çok önemlidir. Duyabilen bir çocuk için doğru olanın sağır bir çocuk için de aynı şekilde doğru olması gerekir. Sağır bir çocuk, anne babası ile doğal bir dil aracılığıyla mümkün olan en kısa zamanda ve en iyi şekilde iletişim kurabilmelidir. Dil sayesinde çocuklar ve ebeveynler arasındaki bağlar kurulur.

2. Çocukluk yıllarında bilişsel becerilerin gelişmesini sağlar. Çocuklar dil sayesinde, kendileri için önemli kişisel gelişimi sağlayan bilişsel becerileri kazanırlar. Bunlardan bazıları mantık yürütme, soyut düşünme ve ezberleme gibi hayatın hemen her alanında kullanılan becerilerdir. Herhangi bir dilin var olmaması ya da algılamada ve öğrenmede zorlukların yaşandığı bir dilin kullanılması, çocukların bilişsel gelişiminde büyük oranlarda olumsuz sonuçlar doğurur. 24


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin 3. Dünya hakkında bilgi kazandırır. Çocuklar dünya hakkında dil ve tecrübeler aracılığıyla bilgi edinirler. Ebeveynler, aile üyeleri, diğer çocuklar ve yetişkinlerle iletişim kurdukları sırada çocukların dünya hakkında edindiği bilgiler hafızalarında işlemden geçer ve bu bilgileri isterlerse diğer insanlarla değiş tokuş edebilirler. Bu bilgiler, çocukların okulda yapacakları faaliyetlerin de temelini oluşturmaktadır. Ayrıca dünya hakkında edinilen bilgiler, dilin anlaşılmasına olanak tanır ve bu bilgi olmadan gerçek dil anlayışı olamaz.

4. Çevrelerindeki dünya ile tam anlamıyla iletişim kurmalarını sağlar. Tıpkı duyabilen çocukların olduğu gibi, sağır çocukların da hayatlarında olan insanlarla (anne, baba, kardeşler, arkadaş, öğretmen, farklı yetişkinler vs.) tam anlamıyla iletişim kurabilmeleri gerekir. İletişimin, muhatap olunan kişiye ve var olan duruma uygun olan bir dilde, karşılıklı bir şekilde en uygun bilgi alışverişinde bulunarak gerçekleşmesi gerekir. Bu, bazı durumlarda işaret dili, bazı durumlarda sözlü iletişim ve bazen de değişimli olarak iki dilin sırayla kullanılması olabilir.

5. İki dünyada da asimile olmasını engeller. Sağır çocukların, dil aracılığıyla kademeli olarak, hem sağırlar dünyasının hem de duyabilen dünyanın birer üyesi olabilmeyi öğrenmeleri gerekir. Çünkü duyabilen dünya ile gelecekte en azından kısmi olarak özdeşleşmeleri gerekecektir (sağır çocukların %90’ının duyan anne-babaları olduğunu düşünürsek neredeyse her zaman). Ancak, bu çocukların mümkün olan en erken yaşta sağırlar dünyası ile de tanışması, her iki dünyada da kendini rahat hissetmesi ve her iki topluma da faydalı bireyler haline gelmeleri gerekmektedir. 25


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

İki Dillilik, Çocukların İhtiyaçlarını Nasıl Karşılar? İki dillilik, iki farklı dil hakkındaki bilgi ve bu iki farklı dilin düzenli olarak kullanılmasıdır. İşaret dili ve yazılı dilin birlikte kullanılmasının sağır çocukların ihtiyaçlarını karşılayan en iyi yöntem olduğu toplumumuzda geniş ölçüde kabul edilmektedir. Bu yöntem ile çocukların, anne babaları ile erken yıllarda etkili bir şekilde iletişim kurabilmeleri, bilişsel becerilerini geliştirmeleri, dünya hakkında bilgi edinmeleri, çevrelerindeki dünya ile tam anlamıyla doğru iletişim kurabilmeleri ve her iki farklı dünyaya da uyum sağlayabilmeleri mümkündür. Ne çeşit bir çift dillilik? Sağır çocuklarda iki dillilik, sağırlar toplumunda kullanılan işaret dilini ve duyabilen insanların kullandığı sözlü/yazılı dili kapsamaktadır. Bu iki dilin oynayacağı rol, çocuktan çocuğa farklılıklar gösterir. Bazı çocuklarda işaret dili baskınken, bazılarında yazılı ve sözlü dil baskın olabilir ve bazılarında ise her iki dil de dengeli oranlarda hayatlarına yansıyabilir. Buna ek olarak, sağırlığın farklı seviyelerinin olmasından ve dil iletişiminin karmaşık olmasından dolayı farklı iki dillilik çeşitleri görülebilir. Bu da sağır çocukların birçoğunun farklı oranlarda iki dilli ve iki kültürlü olacağı anlamına geliyor. Olaya bu açıdan bakıldığında, aslında sağır çocukların, dünyada 2 ya da daha fazla dille büyüyen dünyanın yarı nüfusundan pek de bir farkı kalmıyor (Günümüz dünyasında, iki dil kullanan insan sayısının tek dil bilen insan sayısından daha az olmadığı tahmin edilmektedir). Tıpkı diğer iki dil bilen çocuklar gibi sağır çocuklar da kendi günlük yaşamlarında kendi dillerini kullanabilirler ve içinde bulundukları duruma göre kullanacakları dili seçebilirler. Bu şekilde sağır çocuklar hem sağırlar dünyasını hem de duyabilen dünyayı tam olarak tecrübe edebilir, anlayabilir ve bu dünyalara dahil olabilirler.

26


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

İşaret Dilinin Rolü Nedir? İşaret dili, şiddetli duyma kaybı yaşamış olan çocuklar için edinilmesi gereken ilk ya da ilk dillerden biridir. İşaret dili, tam olarak iletişimi sağlayan doğal ve tam donanımlı bir dildir. Konuşulan dillerin aksine, sağır çocukların ebeveynleri ile erken yaşta tam anlamıyla iletişim kurabilmelerini sağlar. İşaret dili, sağır çocukların bilişsel ve sosyal gelişimlerinde çok büyük bir rol oynayacaktır ve dünya hakkında bilgi edinmelerini sağlayacaktır. Sağır bir çocuk, kendi gibi olan akranlarıyla tanıştığında, onlarla anında iletişim kurabilecek ve onlara uyum sağlayabilecektir. Buna ek olarak işaret dili, sözlü ve yazılı dil edinimini kolaylaştıracaktır. İster işaret dili isterse de sözlü dil olsun, normal olarak edinilmiş ilk dilin, ikinci bir dil edinimini kolaylaştırdığı bilinen bir gerçektir. Son olarak, sağır bir çocuğun işaret dili bilmesi, onun en azından bir dili çok iyi konuşabileceğini garantiliyor. Sağır çocukların ve onların duyabilmesini sağlamak isteyen profesyonellerin gözle görülür çabalarına ve çeşitli duyma cihazlarının kullanılmasına rağmen, sağır çocukların sözlü bir dilin konuşulan formundaki sesleri çıkarmakta veya bu sesleri anlamakta çok büyük zorluklar yaşadığı bir gerçektir. Hiç ulaşılma olasılığı olmayan bir memnuniyet seviyesine ulaşmak için yıllarca beklemek zorunda kalmak ve bu süre zarfı içerisinde çocukların günlük iletişim ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri işaret dilini kullanmamak, dilsel, bilişsel, sosyal ya da kişisel gelişimlerinin, kısacası çocukların kendi doğal gelişim süreçlerinin gerisinde kalma riskini arttırmaktır.

27


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

Yazılı Dilin Rolü Nedir? İki dilli olmak demek, iki veya daha fazla dili bilmek ve kullanmak demektir. Sağır bir çocuğun kullanacağı diğer dil, ait olduğu dünyalardan biri olan duyabilen insanların dünyasında kullanılan dil olacaktır. Konuşulan ya da yazılı formlarıyla bu dil, sağır bir çocuğun annesinin, babasının, kardeşlerinin, akrabalarının, gelecekteki arkadaşlarının ve diğer insanların dilidir. Sağır çocuklarla günlük yaşam içerisinde etkileşim içerisinde olacak olan insanlar işaret dili bilmiyorlarsa, çocuklar karşılaşacakları iletişim boşluğunu yazılı ya da sözlü dil ile doldurma fırsatına sahip olacaklardır. Genel olarak yazılı formuyla bu dil, akademik bilgiler edinmek adına önemli bir eğitim aracıdır. İster evde olsun ister okulda, öğrendiklerimizin çoğu yazı yoluyla karşı tarafa iletilir. Buna ek olarak, sağır bir çocuğun akademik başarısı ve gelecekteki profesyonel mesleğine ulaşması, büyük bir oranda sözlü dilin yazılı ve konuşma formlarındaki ustalığına bağlı olacaktır.

Sonuç İşitme kaybı yüksek olan çocuklarda her ne kadar önceliğin işaret diline verilmesi gerektiğini düşünsek de sağır çocukların, sağır toplumunun dili olan işaret dilini ve dünyadaki çoğunluğun kullandığı dil olan sözlü dili eşit seviyede öğrenmelerini sağlamak bizim görevimizdir. Bunu başarabilmek için sağır çocukların her iki toplumla da iletişim içerisinde olması ve iki dili de öğrenip kullanması gerektiğini hissetmesi gerekir. Sadece sözlü iletişime dayanmak ya da çocukları sadece sözlü dili edinmeye zorlamak, sağır çocukların gelişimlerine büyük zararlar verebilir. Bu yapıldığı takdirde ise sağır çocukların bilişsel, kişisel ve sosyal gelişimlerinin yanısıra çocukların ait oldukları her iki dünyaya da uyum sağlamaları engellenmiş olur. Erken yıllarda çocukların her iki dilde de iletişim kurabilmelerini sağlamak, gelecekleri nasıl olursa olsun onları sadece tek bir dille tanıştırmaktan çok daha iyidir ve çocuklar, hangi dünyada yaşamak istediklerini (eğer böyle bir seçim yapmak isterlerse) seçebilme lüksüne sahip olacaklardır. Bir insan, birkaç dil bildiği için asla pişman olmaz, ama eğer gelişimi bundan etkileniyorsa, bir dili yeteri kadar bilmediği için pişman olur. Sağır çocukların iki dilli olarak büyümeye hakları vardır ve bunu gerçekleştirmek bizlerin sorumluluğundadır. 28


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

SAĞIR ÇOCUĞUNUZ BAŞARILI OLABİLİR

“İşitme Engelli Çocukları Yetiştirme” adlı eserden uyarlanmıştır.

Ç

ocuk yetiştirmek, yıllar içerisinde anne babalara başarılar, hayal kırıklıkları ve süprizler gibi çeşitli tecrübeler kazandırır. Fakat zorluklar, çabalar ve yapılan fedakârlıkların hepsi aynı evrensel hedef doğrultusunda gerçekleştirilir: Çocuğumuzu doğru yöntemlerle yetiştirerek, onların gelecekte bir gün mutlu hayatlar sürebilecek olan bağımsız yetişkinler haline gelmelerini sağlamak. Sağır çocukların anne ve babalarının bilmesi gereken önemli şey, çocuklarının duyabilen çocukların yaptığı her şeyi yapabilecek kabiliyetlere sahip olduğudur. Aralarındaki tek fark sizin çocuğunuzun “sağır” olmasıdır. Sağır çocuklar, tıpkı dünyadaki bütün erkek ve kız çocukları gibi düşünebilir, hissedebilir, oynayabilir, yiyebilir, koşabilir, sinirlenebilir, üniversiteden mezun olabilir, araba sürebilir, çalışabilir, evlenebilir ve çocuk sahibi olabilirler. Her çocuğun anne ve babasının

desteğini alacağını ve onlara güvenebileceğini bilmeye ihtiyacı vardır. Çocuklar, dünyayla yüzleşirken ihtiyaç duyacakları ve onların tam potansiyellerini ortaya çıkaracak olan bu desteğe sahip olduklarını bilmek isterler. Sağır bir çocuk yetiştirmek kolay değildir, ama herhangi başka bir çocuğu yetiştirmek de kolay değildir! Her gün bir mücadeledir. Bazen birçok ebeveyn çocuklarını korumak adına onların üzerine haddinden fazla titrerler, yani fazlasıyla korumacı olurlar. Bu kadar korumacı olan ebeveynler, çocuklarının dünyadan ve diğer insanlardan izole olmalarına sebep olabilirler. Sağır çocukları olan anne babaların şu sözlerini duyduğumuzda bunu açıkça görüyoruz: “Zavallı çocuğum. Sağır olduğu için arkadaşlarıyla istediği gibi oynayamıyor!” ya da “Onu tek başına dışarı gönderemem, çünkü ona zarar verebilirler!” 29


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin Fakat bu tarz bir anne-baba yaklaşımı, diğer insanlara, sağır çocukların hiçbir şey yapamayacağı hissini verir. Ayrıca bu, sağır çocuğun toplumdan soyutlanmasına, özgüven kaybına ve yenilmişlik hissine sebep olur. Ama gerçek şu ki, dünyanın farklı yerlerinde sağır avukatlar, doktorlar, hemşireler, öğretmenler ve bilim adamları bulunmaktadır. Çocuğunuza fırsat tanırsanız, onun da başarılı olabileceğini göreceksiniz. Çocuğunuza öğretmek istediklerinizi öğretebileceğiniz ve ona güvendiğinizi gösterebileceğiniz birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri, çocuğunuzu utandırmayarak onun özgüveninin artmasını sağlamaktır. Onlara sırayla tek tek görevler verin. Kardeşlerine yaptığınız gibi ona da evde yerine getirmesini istediğiniz bir sorumluluk verin. Örneğin masayı temizlemesini, bulaşığı yıkamasını, çöpü dışarıya çıkarmasını ya da odasını temizlemesini söyleyin. Onun güvenliğini çok düşünüp koruyucu olmak yerine, ona dünyayı öğretebilirsiniz. Caddede karşıdan karşıya dikkatsiz bir şekilde geçtiği için onu çok sert bir şekilde azarlamayın ya da korkutmayın. Bunun yerine caddede karşıdan karşıya geçerken yaya geçitlerini kullanmaları gerektiğini onlara göstererek anlatın. Ona gözlerinin aynı zamanda onun kulakları olduğunu hatırlatın ve etrafındaki her harekete ve uyarıya karşı tetikte olmasını söyleyin. Güven ve özgüvenin bir gecede elde edilemeyeceğini unutmayın! Çocuklarımız olumlu ya da olumsuz olarak, her gün yaptığımız şeylere bakarak gelişirler. Sevgi, güven demektir, onun için onlara sevginizi göstermekten korkmayın. Onların gelecekte nasıl güzel bir çiçek gibi büyüdüğünü gördüğünüzde, yaptığınız hiçbir şeyden pişmanlık duymayacaksınız.

30


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

DUYABİLEN ÇOCUKLARA İŞARET DİLİ ÖĞRETMENİN YARARLARI “Konuşmacı, Dil Terapisti ve KinderSigns Şirketi’nin Kurucusu Diane Ryan’ın eserinden uyarlanmıştır ” (Makalenin orijinalini “theparentsite.com” adresinde bulabilirsiniz) Bebekler içgüdüsel bir iletişim ihtiyacı ile doğarlar, fakat konuşmayı öğrenmeleri zaman alır. Bebekler ayrıca, iletişim kurabilmek için ilk yaşlarını doldurduktan sonra edinmeye başladıkları motor becerilerine de ihtiyaç duyarlar. Araştırmalar bebeklerin motor becerilere sahip olmadıkları dönemlerde bile konuşmayı öğrenmeden önce dili kullanabildiklerini ve söylenenleri anladıklarını göstermektedir. Doğru bir yönlendirme sonucunda, bebeklerin elleriyle söyleyecek ve anlatacak ne kadar çok şeylerinin olduğunu siz de göreceksiniz! Eğer şüpheci biriyseniz, yalnız değilsiniz. Birçok anne baba, bugüne kadar yapılmış olan araştırmalar hakkında bilgi toplamadan önce şüphecidirler, fakat bilimsel olarak kanıtlanmış olan “bebek işaretlerinin sıra dışı faydalarını” fark ettiklerinde ise başlamak için sabırsızlanırlar. Bebeğinizle işaretleşmenin faydaları nelerdir? Araştırmalar, işaret yapan bebeklerin, istediklerini ve ihtiyaç duydukları şeyleri işaret ile ifade edebildiklerinden dolayı diğer bebeklere oranla daha sakin ve daha uysal olduğunu göstermektedir. Kısacası, bebeğiniz daha az ağlar. Fakat daha da inanılmaz olan, bebeklik yıllarında işaret yapan çocukların diğer çocuklardan önce konuşmaya başlaması-

nın yanı sıra, ileriki yıllarda daha geniş bir kelime haznesine sahip olmaları ve daha iyi birer okuyucu olmalarıdır. Bunun nedenini bilim insanları, bebeğin işaretler yoluyla beynindeki sinirleri daha çok kullanmasına bağlamaktadır. İşaret kullanan bebeklerin IQ’ları 10-12 puan daha yüksek çıkmaktadır. İŞARETLER İLE İLETİŞİM KURAN BEBEKLER… • İşaret kullanmayan bebeklere oranla daha erken konuşur • Daha az sinirlidir ve daha uysaldır • Daha geniş kelime haznesine sahiptir • Daha iyi okuyucu olurlar • IQ’ları diğer bebeklere oranla 10-12 puan daha yüksektir.

31


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

ÇITAYI YÜKSELTİN: sAĞIR VE DUYMA ZORLUĞU ÇEKEN ÇOCUKLAR İÇİN OKUMA VE YAZMA 1985 Okuma Komisyonunun, “Okur-Yazar Ulusu Olma” başlığı adı altında yayınladığı bildirgede, “Okuma başarıları için büyük bir öneme sahip olan bilgi dağarcığını geliştirmek adına yapılabilecek en önemli faaliyet, çocuklarınıza sesli bir şekilde metinler okumaktır.” ifadesine yer verilmiştir. Okur-yazarlık, iyi bir seviyede okuma ve yazma becerilerine sahip olmaktır ve bütün çocuklar için önemli bir beceridir. Sağır ve duyma zorluğu yaşayan çocuklar için ise bu durum daha da büyük bir önem kazanıyor. Sağır yetişkinlerin okuma seviyesi tarih boyunca hep düşük seviyelerde takip etmiştir. Bu da onların daha düşük eğitimli olmalarını ve teknik bilgi gerektiren bazı işlere alınmamalarını açıklıyor. Bu istatistik, ailelerin ve eğitimcilerin birlikte yürütecekleri çalışmalarla değiştirilmelidir! Okur-yazarlık, çocuklar okula başlamadan çok önce başlar ve okuma alışkanlığı erken yaşlarda kazanılması gereken bir alışkanlıktır. Bu okur-yazarlık öncesi dönem, okuma sevgisinin aşılanması için çok kritik bir dönemdir. 32

Kitaplar; dil öğrenimi, çocuğun kelime haznesinin, hayal gücünün ve dünya görüşünün gelişmesi için önemli bir vasıtadır. Ebeveynler; kitapların bolca bulunduğu bir ortam yaratarak, kendileri kitaplar okuyup çocuklara bu konuda örnek teşkil ederek ve çocuklarına roman ve öykü okuyarak onlara yol gösterebilirler.Okur-yazarlık ve dil arasında karşılıklı bir ilişki ve güçlü bir bağ vardır. Bir çocuğun iyi bir okuyucu olabilmesi için güçlü bir dil altyapısına sahip olması gerekir. Diğer yandan okumak, çocuğun dil gelişimine katkı sağlayacaktır. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin yapabileceklerinden biri, sağır ve duyma zorluğu çeken çocuklara en hızlı ve en uygun şekilde dile erişim fırsatları sağlamak olacaktır. Bu sayede çocuklar, okumayı öğrenebilmeleri için gerekli olan dil bilgisi ve becerilerine sahip olacaklardır. Eğer bir çocuğun okuduğunu anlayabilmesini sağlayacak kadar yeterli dil bilgisi ve becerisi yoksa, onun başarılı bir okuyucu olacağını düşünmek gerçekçi olmayacaktır.


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

SAĞIR ÇOCUKLAR NASIL ÖĞRENİR... Ebeveynler olarak çocuklarınızın ilk öğretmenleri olduğunuzu fark etmeniz çok önemlidir. Çocuğunuzun öğrenme sürecine en iyi ve en etkili şekilde katkıda bulunmak için araştırmalar yapmanız ve yeni bilgiler keşfetmeniz ise son derece önemlidir. Çocuğunuzun eğitimi sizle başlar. Bütün çocukların farklı öğrenme tarzları vardır. Çocuklar, etraflarındaki insanları izleyerek, kitaplar okuyarak ve yeni şeyler deneyerek öğrenirler. Normal bir şekilde duyabilen çocuklar aktif ve pasif dinleme yoluyla da yeni şeyler öğrenirler. Otobüsteki ve marketteki insanları, okuldaki öğretmenlerini dinlerler. Onların duymamaları gereken şeyler konuşulsa da yemek masasında konuşulanları dinlerler. Ayrıca, arkadaşlarıyla konuşurlarken öğrenirler. İşitme kaybı olan çocuklar da öğrenebilir, okul ve özel yaşamlarında çok başarılı olabilirler. Birçok sağır çocuk ve genç, liseyi bitirdikten sonra üniversiteye gidiyor ve okuldan başarılı bir şekilde mezun olabiliyor. Ancak sadece duyma yoluyla öğrenebilecekleri bazı bilgileri duyarak öğrenemedikleri için bu bilgileri farklı yöntemlerle öğrenmeleri gerekiyor. Çocuğunuzun tam olarak neyi bilmesini istiyorsanız onu söyleyin. Çocukların matematik, okuma-yazma ve fen derslerinden başka konuları, mesela aileleri hakkındaki konuları da öğrenmeleri gerekir. Her ailenin, akşam yemeğinin bulaşıklarını elde mi yoksa makinede mi yıkadıkları ya da bazı kötü kelimeleri kullanmamaları gibi kendine has kuralları vardır. Farklı ailelerin, farklı inançları ve kültürel etkinlikleri vardır. Çocuğunuza, ailenizdeki kuralları ve inanış sistemini açık bir şekilde anlatarak, ona aileniz hakkında bilgi verin. Eğer ilk defada anlamazsa, bunları anlatabileceğiniz farklı yöntemler deneyin. Aileniz bir konu hakkında tartışırken veya fikir alışverişinde bulunurken, sağır çocuğunuza “Sana sonra anlatırım” demeyin. Bunu sonradan anlatmayı unutabilirsiniz ve eğer unutursanız, çocuğunuz kendini dışlanmış hissedecektir. 33


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin Duyguları öğrenmelerine yardım edin. Çocukların farklı duyguları öğrenmeleri ve hissettiklerini nasıl anlatacakları çok önemlidir. Sinirli ya da üzgün olduğunuzu düşünün. Şimdi de bu duyguları karşı tarafa ifade edememenin ne kadar sinir bozucu ve kafa karıştırıcı olacağını hayal edin! Kendinizi nasıl hissettiğinizi çocuğunuza söyleyin ve gösterin. “Gülünç” veya “yorgun” hissediyor olsanız bile kendinizi nasıl hissettiğinizi çocuğunuza söyleyin ve bunu özellikle işaret dilinde ona gösterin. Bu, çocuğunuzun farklı duyguları ifade eden sözcükleri öğrenmesini sağlayacaktır. Vücut ve tutarlı mimik hareketleriniz ile kendinizi nasıl hissettiğinizi ona gösterin. Mimiklerinizin, duygularınız ile bağdaştığından emin olun. Yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle sağır çocuğunuza üzgün olduğunuzu anlatmayın, çünkü onun için bu durum çok kafa karıştırıcı olacaktır. Çocuğunuzun üzgün veya sinirli olduğunu gördüğünüzde, ona bu duyguların normal olduğunu söyleyin. Ve neyin onu böyle hissettirdiğini size anlatmasını isteyin. Diğer insanların duygularını farketmelerini öğretmek için onlarla daha fazla ilgilenin. Çocuğunuzla beraber resimli kitaplar okuyarak, çizgi film ya da TV’deki diğer programları seyrederek ve hatta gerçek hayattaki insanların yüz ifadelerine bakarak bunu yapabilirsiniz. “O çocuk, köpekten korkuyor gibi görünüyor.” gibi şeyler söyleyebilirsiniz. Çocuğunuzla beraber parka gittiğinizde, eğer çocuğunuz başka bir çocukla alay edildiğini görürse, ona bunun nasıl bir duygu olabileceğini sorun.

34


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

Çocuğunuzun Kendini

İyi Hissetmesini Sağlayın!

Özgüven, bir özsaygıya sa isinin kendisini iyi hissetm meleri ve diğhip olması demektir. Ço esi, kendi becerilerine g ihtiyacı vard er insanlarla iyi geçineb cukların kendilerini mutl üvenmesi ve ır her zaman iç . Ayrıca iyi bir özgüveneilmeleri için kendilerini iyu hissedebilin daha hazı i his sahip bir çocu rdır. k, yeni zorlu setmeye klara karşı Sağır çocukla r, a ra a ra duyma ka Büyüdükçe d ybı durum, bütü iğer çocuklarla farklı old yaşadıkları için sinirlenir n ukları nokta ve üzülürle ço cuklar iç veya arkada şları gibi duy in geçerlidir. İşitme kayb ları görmeye başlarlar. B r. lar hızlı bir şe u ı olan bir çocu amadığı için sinirlenebilir kilde konuşurken o söyle kendini üzgün hisseder. k, kardeşleri . mek istediğin D i söyleyemed iğer insaniği için çok Çocuğunuza iy i y a p a b il ecekleri şey odaklanmala le cuğunuz resi rını sağlayarak kendileri ri göstererek ve onları n bu ala ni iyi his m , sp or, matemati men söyleyin k ya da dans setmelerini sağlayın. Eğ nlara ! E ğ e r ço er çoalanında iyiy cuğunuz çok etmekten ho se, b iyi simlerden ya şlanıyor ise yardımları iç bir ağabey ya da mutfak unu ona hein ta tırın. Çocuğu da çözdüğü sorulardan ona teşekkür edin! On size yardım u n b n yap u a zu zıla n iyi yaptığı meyin! şeyleri fark e rını buzdolabının üstün tığı ree ttiğinizi ona söylemekten yapışçekin35


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

İŞARET DİLİNİN FAYDALARI Bütün bebeklerin mümkün olan en erken yaşta bir dil öğrenmeye ihtiyacı vardır. Bir bebek sağır olarak doğduğunda, aileler ne yapacaklarını bilmedikleri için bebeğin dil edinimi gecikir. Sağır bebekler işaret diline, duyabilen çocukların konuşulan dile verdiği tepkilerin aynısını verirler. Erken müdahale, sağır bir bebeğin işaret dili edinebilmesi için anahtar faktördür. Zaman Dilimi Tiara Malloy’un 2003 yılında gerçekleştirdiği “Sağır, İşitme Zorluğu Çeken ve Duyabilen Bebeklerde İşaret Dili Kullanımı” adlı araştırmada, 9 aylık bebeklerin çok önemli bir dil edinme sürecinden geçtiğine değinilmiştir. İster sağır ister duyabilen bir bebek olsun, çocukların bu süreç içerisinde elde edecekleri dil becerileri, onların bilişsel gelişimlerini doğrudan etkilemektedir. Malloy yazısında, dil ile erken yaşlarda yeteri kadar iç içe olmamalarının ve çocukların ilk öğrendikleri dili geç edinmelerinin onların gelişimlerini sekteye uğratacağına değinmiştir. Malloy ayrıca, iletişim kalitesinin, dilin türünden daha önemli olduğunu ve bundan dolayı sağır bir bebeğin işaret dilinden tam olarak yararlanması gerektiğini belirtmiştir. İşaret Dilinin Önemi Malloy’un araştırmaları, bebeklerin fiziksel mimiklerinin, sözlü becerilerinden daha önce geliştiğinden ve bundan dolayı bebeklerle iletişimde işaret dilinin kullanılabilecek en erken iletişim aracı olduğundan bahsetmiştir. Hem duyabilen hem de sağır bebekler, işaret dilinin erken iletişime ve okuma-yazma becerilerine katkıda bulunmasından faydalanabilirler. Bebeklere işaret dilinin öğretilmesi, onların seslerine kavuşmadan önceki iletişim ihtiyacını karşılar ve hem çocukların hem de ailelerin yaşamlarını kolaylaştırır. İşaret Dilinin Faydaları Amerika Ulusal Sağırlık ve Diğer İletişim Bozuklukları Enstitüsü, doğumlarından itibaren Amerikan İşaret Dili (ASL) kullanan insanların, sonradan ASL öğrenmiş olanlara kıyasla bu dili daha ustalıkla kullandığını belirtmiştir. Bu enstitünün yaptığı çalışmalar, işaret dili kullanıcılarının daha hızlı zihinsel işleme yapabildiklerini ve bu da işaret dilinin bazı beyin fonksiyonlarını geliştirdiğini göstermektedir. Erken dil edinimi döneminde işaret dili öğrenmiş olan sağır çocuklar sağlam bir dil edinimi temeline sahip olduğundan, İngilizce dil becerilerini de daha iyi geliştiriyorlar. 36


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

İşaret Dili Sağır Çocukların Yararınadır!

Genel Bilgi

İşitsel Teknoloji

Hiçbir dil ile tanışmamış sağır bebekler de dâhil olmak üzere bütün bebekler, bazen kendi işaretlerini türeterek bile olsa iletişim kurma girişiminde bulunurlar. Eğer ebeveynler sağır bebekleriyle işaret dili ile aktif olarak iletişim kurarlarsa, bu bebekler kendi ilk dillerinde doğal bir akıcılığa sahip olacaklardır. Malloy’un araştırmaları, bebeklikten bu yana dil ile haşır neşir olan sağır çocukların, herhangi bir dili geç edinmiş olan çocuklara oranla dil konusunda daha becerikli olduğunu göstermektedir.

Ebeveynler, çocuklarının koklear implant ameliyatı olması ya da bir duyma cihazı kullanması seçeneklerini değerlendirebilirler. Bu cihazlar bazı kişilerde etkili olabilir ama cihazlar sadece sesi artırır, duymayı geri getirmezler. Dil etkileşiminin hiçbir zaman göz ardı edilmemesi lazımdır. Koklear implantı ve işitme cihazları, dil ile erken tanıştırılmanın sağlayacağı faydaların yerini tutamaz. Malloy makalesinde de belirttiği gibi, herhangi bir işitme cihazı kullanmadan önce zengin bir kelime haznesi edinmiş bir kişi, daha az kelime haznesine sahip bir kişiye göre daha fazla bir dil başarısına sahiptir.

Bu makale LIVESTRONG.COM web sitesinin izni alınarak yayınlanmıştır ve Lauren Fitzpatrick’in THRIVE dergisindeki makalesinden uyarlanmıştır

37


Sağır Bir Çocuğu Olan Anne Babalar İçin

Sevgili Anneciğim ve Babacığım, Bugün oturup size benim için bugüne kadar yapmış olduğunuz her şey için teşekkür etmek istedim. Siz belki benim bugüne kadar yaptıklarımı, azimli olmama ve kişiliğime bağlıyorsunuz ama hayatım boyunca öğrendiğim ve çabaladığım her şeyin, sizin benim için yaptıklarınız ve yapmaya devam ettiklerinizin sonucu olduğunu bilmelisiniz. Sadece yeni bir dil öğrenmekle kalmadınız, ayrıca alışık olduğunuzdan tamamen farklı bir yaklaşım edindiniz. İşaret dili sizin için çok yeni bir şeydi ama yüzümdeki ifadelere baktığınızda benim bu dile ne kadar aşina olduğumu gördünüz. Gittiğiniz yolda ilerlemenin zor olduğu, koşulların umutsuz göründüğü durumlarda bile dimdik ayakta kaldığınız ve her şeyin ötesinde, dünya beni her ne kadar farklı olarak görse de, bana hepimizin aynı olduğunu gösterdiğiniz için size çok teşekkür ederim! Bana farklı özelliklere sahip birisi olmamın garip olmadığını, hatta heyecan verici olduğunu ve olduğumdan başka birisi gibi davranmam gerekmediğini öğrettiniz. Küçük bir kızken sağır olma konusunda tereddütler yaşıyordum. Siz bana hayatta duyma yetisine sahip olmaktan daha önemli şeylerin olduğunu gösterdiniz ve bu konuda kesinlikle haklıydınız. Hayatım boyunca sağırlığı sessiz, karanlık, dipsiz bir kuyu ve yaşamaya değmez bir hayat olarak gören insanlarla tanıştım. Keşke onlara benim için oluşturduğunuz dünyayı kolaylıkla gösterebilseydim. Birçok insanın düşündüğünün aksine dünyanın, sağırlar için çok daha fazlası olduğunu gösterdiniz bana. Diğer insanlar sağırlara acır gözlerle bakarken, siz bana toplumun çok büyük ve fırsatlarla dolu olduğunu gösterdiniz. Anneciğim, babacığım! Siz bana hayat vermekten çok daha fazlasını yaptınız. Bana büyük bir öğrenme isteğini yavaş yavaş aşıladınız ve daha çok başarmam, daha iyisini yapmam ve daha yüksek yerlere ulaşmam için beni kamçıladınız. Eğer kendimden emin olmasaydım, bugüne kadar yaptıklarımı büyük ihtimalle hiç yapamazdım. “Anne babaların yaptığı yemekler en iyi yemeklerdir, çünkü onlar yemekleri sevgi ile yaparlar.” deyimini biliyorsunuz, değil mi? Benim çalışma ve öğrenme sevgim, sizin benim için işaret dili öğrenmeye, sağır toplumunun bir parçası olmaya ve beni kendine güvenen sağır bir birey olarak yetiştirmeye ayırdığınız zamana kattığınız sevgi ile şekillendi. Benim için yaptıklarınızı geri ödemeyi düşündüğümde, nereden başlayacağımı bilemiyorum. Dünyayı görmemi sağladınız ve bana her zaman içimde taşıyacağım en inanılmaz tecrübelerin kapılarını açtınız. Çok kez teşekkür ettiğimin farkındayım ama hiçbir zaman size yeteri kadar teşekkür edemem. Bütün cesaret verici sözleriniz, bana verdiğiniz her destek ve her şeyin ötesinde, gerçekten her şeyin ötesinde, bana inandığınız ve aklıma hayalime gelmeyecek şeyleri yapabileceğimi bana gösterdiğiniz için sizlere çok ama çok teşekkür ederim! - Megan Matovich, Kaliforniya Sağırlar Okulu Birincisi ve Gallaudet Üniversitesi Mezunu 38


SAĞIRLARIN SESİ

HELENE JARMER

39


Sağırların Sesi

Anlamak için SagırOlmalısın

Bir eli duymak neye benzer, Bunu anlamak için sağır olmalısın Okulda sessizlik içindeki bir sınıfta küçük bir çocuk olmak, Öğretmenin, dakikalarca konuştuktan sonra Sana yaklaşıp anlattıklarını anlamanı beklemesi ne demektir, Bunu anlamak için sağır olmalısın Ya da seni zeki yapmak için Önce nasıl konuşacağını öğrenmen gerektiğini düşünen öğretmen... Bayılmayı andıran bir ses çıkana kadar sabırsız, Yüzünde saatlerce dolaşan anlamsız eller... Bunu anlamak için sağır olmalısın

40

Meraklı, bilgiye susamış ve içinde öğrenme ateşi yanarken Kardeşine, arkadaşına sorduğunda “Boş ver” cevabını almanın Neye benzediğini anlamak için sağır olmalısın


Duyabilmen için sana bağırarak konuşulmasının Veya sana bir şakayı anlatmaya çalışan arkadaşını, Anlatamadığı için yanlış anlamanın Neye benzediğini anlamak için sağır olmalısın Bir şeyi anladığından emin olmak için Söyleneni tekrar ettiğinde yüzüne gülünmesinin Ve kelimeleri yanlış anladığını görmenin, “Lütfen bana yardım et!” diye bağırmak istemenin Neye benzediğini anlamak için sağır olmalısın Bir arkadaşına veya bir firmaya telefon açmak için Duyan birisine bağlı olmanın Ve özel bilgiler paylaşmaya zorlanmanın, Ardından mesajının doğru iletilmediğini öğrenmenin Neye benzediğini anlamak için sağır olmalısın Hayat yolunda bir yabancıyla tanışmanın Ve o hızla konuştuğunda yüzündeki ifadeyi anlamamanın Neye benzediğini anlamak için sağır olmalısın Seni, o kelimenin bir parçası yapan, Hareket eden elin “söylediği söz” ile Ortama renk katan, seni güldüren ve sakinleştiren O hünerli parmakları anlayabilmenin Ne olduğunu anlamak için sağır olmalısın Bir eli “duymak” nasıl bir şeydir? Evet, anlamak için sağır olmalısın

(Bu şiir 1971 yılında Gallaudet Üniversitesi Radyo – Televizyonculuk Bölümü Profesörü Willard J. Madsen tarafından yazılmıştır ve 7 farklı dile çevrilmiştir. Sağır Mirası kitabının 380. sayfasında yeniden yayınlamıştır)

41


Sağırların Sesi

Duyabilen İnsanların Can Sıkıcı Alışkanlıkları “Duyabilen insan” terimi, aslında sadece sağırların dünyasında var olan bir terim, çünkü duyan insanlar genellikle kendilerini basit bir ifadeyle “insan” olarak görüyorlar. Ama biz sağırlar için o insanların ayırt edici özellikleri var, daha doğrusu sadece o “insanların” yaptıkları bazı şeyler var. “Keşke duyabilen insanlar bunu daha az yapsa” dediğimiz şeylerin bir listesi şöyledir:

42

1

Dinlemedikleri konuşmaları bile duymaları

2

Telaffuzumuzu düzeltmeleri

3

Çok ince düşünmeleri

Bir ofis toplantısını, bir sosyal etkinliği ya da büyük bir olayı en son duyacak olan kişinin sağır bir çalışan olacağına dair her zaman iddiaya girebilirsiniz. İş arkadaşı, sağır arkadaşının bundan nasıl haberdar olabildiğini bile düşünme girişiminde bulunmadan, sağır çalışma arkadaşına “Ama herkesin partiden haberi vardı!” diyecektir büyük ihtimalle. Ancak kendisi, patronu sekreterle konuşurken kulak misafiri olmamış olsaydı, o da bu partiden büyük bir olasılıkla haberdar olmayacaktı. Duyabilen insanlar, dinlemeye çalışmadıklarında bile diğer insanları duyarlar. Rastlantı eseri duydukları bilgilerden bile yeni şeyler öğrenebilirler. Bu doğal olaya kazara öğrenme denir. Duyabilen insanlara, 31 yaşındaki yetişkin bir adamın, örneğin bu makalenin editörünün bir kelimeyi yanlış telaffuz etmesi çok anormal gelebilir. Biz sağırlar bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiğimizde, duyabilen insanlar, bu hatayı düzeltmenin yapılabilecek en uygun davranış biçimi olduğunu düşünürler. Fakat bunu yaparken, bizim o kelimeyi daha önce hiç duymamış olabileceğimiz ihtimalini göz önüne getirmezler. Evet, bu utanç verici bir durum ama bunu önlemek elimizde değil. Bizi düzeltmeyin, akışına bırakın. Eğer sağır birisi kilo aldığınızı düşünürse, bunu size doğrudan söyleyecektir, çünkü bunu işaret dilinde saklamak pek mümkün değil. Parmaklarımızla sizi gösterip, yanaklarımızı kabartıp, karın bölgemizde ellerimizle büyük bir yuvarlak çizeriz. Ama duyabilen birisi, karşısındaki sağır kişinin şişmanladığını düşünürse, bu düşünceyi saklamak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Tepeden tırnağa karşısındaki kişiyi süzüp, ufak bir zihinsel hesaplama yaparak “İyi görünüyorsun.” diyecektir. İyi görünmek mi? Demeye çalıştıkları aslında şu: “Dostum, biraz kilo almışsın.” Herkes bunun farkında. Neden açıkça söylemiyorlar ki?


Sağırların Sesi

4

İletişim kurarken başka yerlere bakmaları Duyabilen insanlarla konuşurken, onlar hem sizi dinleyip hem de etraflarına bakabilirler. Size, konuşmanızın yeteri kadar ilginç olmadığı hissini verircesine, etraflarında yürüyen diğer insanları gözlemlerler. Arada bir yeni bir mesaj alıp almadıklarına bakmak için cep telefonlarına göz atarlar ya da arkanızda duran boş duvara öylece bakarlar. Duyabilen insanlar, sağırlardan iletişim konusunda birçok şey öğrenebilirler, çünkü biz sağırlar tüm odağımızı karşımızdaki kişiye veririz. Karşıdaki kişinin ne söylediğini anlamaya çalıştığımız için etrafta olup bitenlere ya da boş duvarlara bakmayız. Sağır olduğumuz için karşıdaki kişiyi gerçekten DİNLEMEK zorundayız.

5

Ahenkli bir şekilde şarkı söylemeleri Tamam, şimdi bu tam anlamıyla değiştirmek istediğimiz bir şey değil. Duyabilen insanların detone bir şekilde şarkı söylemeye başlamalarını istemiyoruz, çünkü bu hiç kimse için hoş bir şey olmayacaktır. Ancak biz şarkı söylemeye başladığımızda, bize sesimizin ne kadar kötü olduğunu söylemeyin ve değerli kulaklarınızın gelecekte tekrardan rahatsız olmaları korkusuyla ağzımızı bile açmamamız gerekiyormuş gibi davranmayın. Biz detone bir şekilde şarkı söylerken, siz bizi düzeltmeye ve nasıl ahenkli bir şekilde şarkı söyleneceğini bize göstermeye çalışmayın. Biz sağırız ve asla mükemmel şarkıcılar olamayacağız. Bunu kabul edin ve gerekirse kulaklarınızı kapayın.

6

Varsayımlar yapmaları Bütün sağırların aynı olduğunu zannetmeyin. Bazılarımız işaret dili kullanırız, bazılarımız dudak okuruz, bazılarımız bir işaret dili tercümanından yardım almayı severiz, bazılarımız ise yazarak anlaşmayı tercih ederiz. Ve bazılarımız bunların hepsini yapmak ister. Bir gün tüm dediklerinizi duymuş olmamız, bir sonraki gün de her söylediğinizi kesin olarak duyacağımız anlamına gelmiyor. Gürültülü bir mekânda olabiliriz. Siz o gün daha anlaşılmaz konuşuyor olabilirsiniz. Sizi bir gün önce çok dinlediğimiz için bugün yorgun olabiliriz. Biz ara sıra bazı şeyleri tam olarak duyamadığımız için bizden daha akıllı olduğunuzu varsaymayın. Sizin söylediğiniz bir şeyi ne kadar hızlı idrak ettiğimizi yargılayarak bir sonuca varamazsınız. Bir satranç maçı yapmaya ne dersiniz?

7

Bizimle bağırarak konuşmaları Duyabilen dostum, seni anlamakta zorlanıyorum. Biraz daha açık ve seçik konuşmaya ne dersin? Mırıldanmaktan, konuşurken ağzını kapatmaktan ve odaya bakınmaktan vazgeç. Bana bak ve biraz yavaşla. Ne yaparsan yap, lütfen benimle BAĞIRARAK konuşma, lütfen! Beni utandırıyorsun ve benimle bağırarak konuşman, seni daha fazla anlamamı sağlamıyor. Ayrıca bağırman beni biraz ürkütüyor. 43


Sağırların Sesi

SAĞIR BİR PERSONEL İLE ÇALIŞMA ÜZERİNE TAVSİYELER Sağır personelinizin kuruluşla uyumu; onun çalışma sorumluluklarına, teknik becerilerine, iletişim tercihlerine ve kuruluşunuzun özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Çalışma alanında sadece sağır bir personel için büyük değişiklikler yapmak genellikle gerekli değildir, fakat çalışma alanının sağır bir personel için daha elverişli ve bu sayede ona daha uygun olmasını sağlamak için yapabileceğiniz bazı şeyler vardır. Sağır personelinizin sese duyarlılığını göz önünde bulundurun. Duyabilen insanların tahammül edemediği gürültülü alanlarda sağırların çalışabileceği algısı bir mitostan başka bir şey değildir. Birçok sağır insan, çok az bile olsa duyarlar ve gürültüden rahatsız olurlar. Gürültülü bir çalışma atmosferi, işitme cihazı takan birisi için iletişim bariyerleri oluşturabilir. Arkadan gelen sesler, işitme cihazı kullanan birisinin duymasını engelleyebilir, ses alımını ve konuşulanların algılanmasını zorlaştırabilir. Aşırı gürültü, sağır bir bireyin var olan tüm duyma yetisini kaybetmesine de yol açabilir. İşe yeni başlayan bir sağır bir çalışanın eşleştirme sistemiyle işe daha hızlı adapte olmasını sağlayın. Bu yöntem, sağır bir kişinin işe uyum sürecini çok daha kolaylaştırır ve hızlandırır. Bir iş arkadaşından, sağır iş arkadaşının yangın ve tahliye gibi acil durumlarda ne yapması gerektiğini ona öğretmesi istenebilir. Eğer sağır çalışanınız bir bölümde tek başına çalışıyorsa sinyal aygıtları kullanın. Bu aygıtların birçoğu ucuzdur ve var olan alarm sistemlerine kolaylıkla dâhil edilebilir. Yangın ya da gaz kaçağı olduğunu gösteren bir ışıklandırma ve ses sinyali aygıtı, var olan elektrik çıkışları ile kullanılabilir. Benzer sistemler; makine arızalarını, kapı zilinin ve telefonun çaldığını gösterebilir. Çalışma alanında titreşimi en aza indirin. Titreşim, bir işitme cihazı ile duyulan sesi tahrif edebilir ve sağır kişinin işe odaklanmasını ya da iletişim kurmasını zorlaştırabilir. Titreşimi engellemek her zaman mümkün olamayacağından, titreşimin en aza indirilebileceği mekânlarda toplantılar yapmak en iyisi olacaktır. 44


Sağırların Sesi İletişim kalitesini arttırmak için görsel unsurları düzenleyin. Toplantılarda yuvarlak, oval ya da yarı dairesel bir masa etrafında oturmak, insanların birbirlerini görmesini sağlayarak iletişimi güçlendirecektir. Odaların kapılarının açık olması ya da içeriyi gösteren bir pencerenin kullanılması, sağır çalışanların bir odaya girmeden önce odanın içini görmesini sağlayacaktır. Sağır çalışanlar ile sekreter arasında iyi bir görüş olması ise telefon iletişimini kolaylaştıracaktır. Eğer sağır personeliniz akşamları veya mesai dışı saatlerde, örneğin haftasonu çalışacaksa bu durumu güvenlik görevlisine bildirin. Sağır bir personelin çalışma alanı, düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Sağır personeliniz ile doğrudan bilgi alışverişinde bulunun. Diğer insanların konuşmalarına kulak misafiri olamayacakları için bilgileri ya da haberleri, resmi olmayan kaynaklardan öğrenmeleri biraz güçtür. Sağır çalışanlarınızı sosyal etkinliklere davet edin. Bazı sağırların hayata yaklaşımlarına alışmanız biraz zaman alabilir, ama onları öğlen yemeklerine, kahve molalarına, ofis dedikodularına dâhil ederek, onların grubun birer parçası olmalarını sağlayabilirsiniz.

45


Sağırların Sesi

Sessizlik Dersleri

2

Sağır insanların bize dinlemeyi ve kendimizi dinletmeyi öğretebilecekleri üzerine -Bruno Kahne

006’nin Aralık ayında, en küçük oğlu doğuştan sağır olan bir yönetici ile tanıştım. Bu adam aracılığıyla sağır insanların sessiz kültürlerini yakından tanıma fırsatı buldum. Onların görsel ve ifade gücü yüksek dillerine kendimi kaptırdıkça da bu ”engelleri” aracılığıyla, işitme yetisine sahip insanların çoğundan daha derin iletişim becerileri geliştirdiklerini fark ettim. Böylelikle büyük bir deney ortaya çıkmış oldu: Kurumsal müşterilerimiz için iletişim danışmanları olarak sağır kişilerle çalışmak. Yapmak istediğimiz, müşterilerimize işaret dili öğretmek değil, onların sağırlar dünyasından iletişim becerileri kazanıp daha iyi çalışma arkadaşı ve yönetici olmalarına yardımcı olmaktı. Sağır insanlar, birbirleriyle etkileşime girdiklerinde, çok daha akıcı ve isabetli iletişim kurmalarına izin veren şekillerde davranıyorlar. Siz de ”duymanızı” geliştirmek için, eğitimlerimizden ve tecrübelerimizden edindiğimiz bu derslere bir göz atın.

46


Sağırların Sesi

1

İnsanların gözlerine bakın. Sağır insanlarla yaptığım ilk toplantılarda, hep bir tercüman kullandım. Bu bile gayet garip bir durumdu. Bir kişinin gözüne bakarken, başka bir kişiyi dinlemek... Bu görüşmelerden birinde genç bir bayanın söylediği bir şey beni çok etkiledi, bu sebeple derhal defterime not aldım. Birden ortamın havası değişti. Defterimden kafamı kaldırdığımda, bayanın sinirli sinirli bana bakmakta olduğunu gördüm. Tercüman aracılığıyla sorunun ne olduğunu sordum ve “Çok görgüsüzce davranıyorsunuz.” cevabını aldım. “Neden?” diye sordum, durumun hiç de farkında olmayarak. “Çünkü konuşmayı yarıda kestiniz.” dedi, göz temasını kestiğim anda iletişimi de bitirmiş olduğumu açıklayarak. Özür diledim. “Ama söylediğiniz çok ilginç bir şeydi ve unutmak istemedim.” diye ekledim. Cevabı gayet netti: “Hayır, Bruno. Unutmamak için yazmazsın. Yazdığın için unutursun!” Şüpheyle yaklaştım. “Ne demek istiyorsun? Bu toplantı boyunca hiç not almadığın için her şeyi hatırlayabileceğini mi iddia ediyorsun?” diye sordum. “Aynen öyle.” diye cevapladı sakince. “Yazmadığım için, etkileşimin daha çok içindeyim ve daha fazla odaklanabiliyorum ve ne kadar çok odaklanırsam, o kadar iyi hatırlıyorum.” On gün sonra bu genç kadınla tekrar karşılaştığımda yalnızca toplantıda konuştuklarımızı değil; gömleğimin, kravatımın rengini, hatta odada kaç tane sandalye olduğunu bile hatırlıyordu. O günden itibaren, ben de toplantı ve görüşmelerde not almayı bıraktım ve gerçekten de o zamandan beri hafızam gelişti.

2

Karşı tarafın sözünü kesmeyin. Sağır insanlar çok kesin bir kurala bağlı kalırlar: Aynı anda iki kişi konuşmaz. Eğer biri sözü kesmeye kalkarsa, gruptaki diğerleri sözü almaya çalışan kişiyi, konuşanın sözünün bitmesini beklemesini belirtmek için sağ ellerini sallayarak uyarırlar. Bu yaklaşım, başta iletişimi çok yavaşlatıyor gibi gözükse de aslında açıklanması veya düzeltilmesi gereken yanlış anlaşılmaları önemli derecede azalttığı için çok verimlidir. Gürültülü ve üst üste binen konuşmalara nazaran, fikir birliği ve anlaşmaya çok daha kısa sürede varılır. Sıralı bir şekilde iletişim kurarak sağır bir kişi, kendisini anlatmaya çalışmadan önce karşı tarafın anlatmak istediğini anladığından emin olmuş olur. Bir dahaki sefere bir iş görüşmenizde, özellikle de biraz fikir ayrılığının olduğu bir iş görüşmesinde bunu deneyin. Karşınızdaki kişinin sözünü bitirmesini bekleyin ve cevap vermeden önce içinizden üçe kadar sayın. Uzun vadede yavaş olanın daha hızlı olduğunu göreceksiniz.

47


Sağırların Sesi

3

Anlatmak istediğinizi olabilecek

en basit şekilde anlatın. Sağır insanlar, doğrudan

konuşan

insanlardır. Bu sebepten dolayı işitme yetisine sahip insanlar, bazen işaret dilini kabalık sayılabilecek kadar açık ve direk olarak nitelendirirler. Öyle değildir. Sadece nettir. Sağır insanlar, anlatmak istediklerini yumuşatacak tabirlerin arkasına saklanmazlar. Olabilecek en diplomatik ifadeyi bulmaya çalışıp “gerçekten” ne anlatmak istediklerini karşılarındakilerin algılayabileceklerini ummazlar ve gerçekten de sağır insanlar sadece düşüncelerini değil, duygularını da olumlu veya olumsuz şekillerde duyabilen insanlardan çok daha açık biçimlerde ifade edebilirler. Bu, ifade etmek için bütün vücutlarını kullanıyor olmalarından kaynaklanır.

4

Bir şeyi anlamadığınızda sorun. İşaret dili, daima gelişen bir dil olduğu için ve bu gelişme de yazılı bir karşılık türetmek için yavaşlatılmadığı için her

zaman yeni işaretler ortaya çıkabilir. Dolayısıyla, aynı ulusal işaret dilini kullanıyor olsalar bile aynı ülkenin farklı bölgelerinden iki sağır kendi bölgelerine has kelimeler kullanabilirler. Bunu bildikleri için sağır insanlar “bilmiyorum” veya “anlamadım” demekten asla çekinmezler. Biz duyan insanlar olarak kafamızın karıştığını veya anlamadığımızı kabul etmek konusunda o kadar istekli olmayız. Top-

lantılarda iş arkadaşlarımız, anlamadığımız kısaltmalar veya terimler kullanırken genelde sessizce dinlemeyi seçeriz, çünkü açıklamalarını istemenin bir zayıflık belirtisi olacağını düşünürüz. İşin tuhaf yanı, aptal gibi gözükmektense toplantıyı hiç bir şey anlamamış olarak terk etmeyi tercih ederiz. 48


Sağırların Sesi

5

Dikkatinizi dağıtmayın. Hepimiz telefon çalıp, e-postalar yığınla gelirken ve bir iş arkadaşımız o anda odaya girdiğinde bir şeye odaklanmanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Sağır insanlar kendilerini, dikkatlerini dağıtabilecek tüm etkenlerden soyutlar, aynı anda birden fazla işle uğraşmazlar, dikkatlerini tamamıyla o anki konuşmaya verirler. Sağır kişilerle geçenlerde yaptığım bir görüşmede, yeni bir iş akışı grafiği gösterdim. Her birine onlar okurken detaylarını anlatabileceğim, bu programın ana hatlarını belirten bir belge verdim. Bir tanesi beni durdurdu ve önce okuyup sonra tartışmalarının mı yoksa önce tartışıp sonra okumalarının mı gerektiğini sordu. İkisini aynı anda yapmak onlar için imkânsızdı ve tabii ki ne yapmaya çalışırsak çalışalım, bizim için de imkânsız. Bunlar, sağır insanlardan öğrenebileceğimiz iletişim davranışlarından sadece bazıları. Ama genel olarak, sağır insanlarla iletişim kurma ile ilgili en etkileyici olan ve en çok örnek almamız gereken davranışları, verimli ve süslemeden bilgi akışı yapmaya duydukları güçlü istekleridir. Bu istek öylesine güçlüdür ki, aslında çoğu zaman karşılaştırıldığında bizim iletişim kurmadaki çabalarımızın ne kadar zayıf, ilkesiz ve yavan olduğunu gözler önüne çıkarır. İletişim konusunda gerçekten yetersiz insanların aslında hep fiziksel engelli kişiler olmasının gerekmediği de buradan anlaşılıyor. Bruno Kahne, 15 yılı aşkın bir süre çok farklı alanlarda çalışan şirketlerin denetçiliğini, eğitmenliğini ve danışmanlığını yaptı. Şu anda Airbus şirketinin uluslararası eğitim merkezi AirBusiness Academy’de çalışıyor. Aslen Belçikalı olan Bruno, Fransa’da yaşıyor ve tüm dünyada eğitimler veriyor. Duyabilen insanlara yönelik, sağırlar gibi iletişim kurmanın faydalarıyla ilgili de eğitimleri mevcuttur. Yakın zamanlarda ‘Sağırlardan Tavsiyeler, Güçlü İletişim’ isimli kitabı yayınlanmıştır. 49


Sağırların Sesi

Burcu Pİşkİn İle Söyleşİ Ne zamandan beri işaret dili öğretmenisiniz?

2005 yılında işaret dili öğretmeye başladım, yani yaklaşık 10 yıldan beri eğitim veriyorum.

Öğretmeyi seviyor musunuz?

İşaret dili öğretmeyi çok seviyorum! Duyan insanlarla yazarak iletişim kurmak çok zor, fakat işaret dilini öğrendiklerinde kolayca anlaşabiliyoruz. Duyan insanların işaret dili öğrenmek istemeleri beni mutlu ediyor. Şöyle diyorum, “Duyanlar, sonunda dilimizi öğreniyorlar!”. Duyanlar dilimizi öğrendikçe, şehrimizdeki sağırlar için iletişim bariyerleri ortadan kalkacaktır. Örneğin, eğer okuma ve yazmayı iyi biliyorsanız, yazarak haberleşmede bir sorun yok. Ancak hiç yazamayan ya da yazmayı çok az bilen birçok sağır var. Duyanlar şöyle diyor, “Duyanların dünyasına ayak uydurmak için dudak okumalısınız.” Tabii ki bu bazen işe yarıyor, fakat söylenenin sadece bir kısmını anlayabiliyoruz. Ayrıca, bizim cevap olarak birşeyler “söylememiz” imkânsız. İşitme cihazımız olsa bile, dudak okuyabiliyor olsak bile, tam anlamıyla iletişim kurmamızın tek yolu işaret dili kullanmaktır.

Neden İşaret dili eğitimi önemlidir?

Size işaret dilinin neden önemli olduğuna dair sayısız sebep gösterebilirim! Örneğin, biz sağırlar kendimizi daha az yalnız hissederiz! Çevremizde, işaret dili bilen bir kişi olmadığı zaman dünyadan kopuk hissediyoruz. Ya da Türkiye’deki çevirmen eksiğini ele alalım. Televizyonda ya da radyoda bir deprem, fırtına veya benzer bir uyarı haberi verildiğini düşünün. Duymayan bir aile bütün bunlardan bihaber olurdu! Duyan insanlar işaret dili öğrendikçe bizim dünyamıza köprüler kurabilirler. İşaret dili öğretirken, işaret dilinin heryerde görülmesine dair hayalimi düşünüyorum. Filmleri veya televizyondaki haberleri anlamayı istemek zorunda kalmayacağım. Ya da acil bir durumda 155’i aramamız gerekirse? 50


Sağırların Sesi Video veya işaret dili aracılığı ile iletişim kurabileceğimiz teknolojiye ihtiyacımız var. Biliyorum, tabii ki yapılması gereken çok şey ve katedilmesi gereken uzun bir yol var. Ancak ne kadar çok öğretmen olursa ve işaret dili eğitiminde ne kadar çok gelişme sağlanırsa, hedefimize o kadar hızlı ulaşırız. Yaşamın, duyanlar ve duymayanlar için de eşit olmasını diliyorum. Nasıl duyan bir insan ihtiyaçlarıyla ilgili herşeyi sorabiliyorsa, bize yardımcı olabilecek, tüm soru ve ihtiyaçlarımızı iletebilecek çevirmenler olması gerekir. Bir noterde işim olduğunda şöyle diyorlar, “Kendi çevirmeninizi kendiniz ayarlamanız gerekir!”. Efendim? Öncelikle, Adana’da çok az çevirmen var. Ayrıca, maddi imkanlarım yeterli olmasaydı (çoğu sağırın durumu yeterli değildir), bir belgeyi onaylatmak için 100-200 TL nasıl öderdim?

Bir işaret dili öğretmeni olarak, duyan insanlara eğitim verirken zorluklar yaşıyor musunuz?

Hayır, hiç bir sorunla karşılaşmıyorum. Eğer öğrenciler işaret diline yenilerse, yavaş başlıyorum. Basit kelimeler ve alfabe ilk adımlarımız oluyor. Anlamadıklarını sormalarıyla konulara açıklık getiriyoruz. İşaret dilini bir bina inşa eder gibi öğretirim. Temelden başlarım ve temel sağlamsa gerisi kolayca gelir. Bu, bir günde olacak bir şey değil. Zamanla iyi iletişim kurabiliyoruz.

Sağır öğretmenler hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

Bizim okulumuzda işaret dili sadece sağır öğretmenler tarafından öğretilir. Bunun sebebi sağır öğretmenlerin, sağır kültürünü duyan meslektaşlarına kıyasla çok daha iyi bilmeleridir. İşaret dilini çok doğal bir şekilde öğretmekle kalmaz, ayrıca sağırlarla nasıl iyi bir iletişim kuralacağını aktarırlar. Her kelimenin karşılığı olan işareti bilmek yetmez, sağırlar dünyasının gerçekten bir parçası olmak ve sağırlarla anlaşmak için sağır kültürünü anlamanız lazım. Duyan öğretmenlerin birçoğu hem konuşup, hem de işaret dilini kullanmayı tercih ediyorlar, ama aslına bakarsanız, bir dil öğretirken sadece öğretilen dilde eğitim en iyisidir. Bu sebeple okulumuzda bunu uyguluyoruz ve çok iyi sonuçlar alıyoruz! Eğer bana tüm hayatım boyunca işaret dili öğretmeyi isteyip istemediğimi sorarsanız... Şöyle söyleyeyim, duyan insanlara öğretmek beni mutlu ediyor, fakat benim asıl isteğim sağır çocuklara eğitim vermek. Biliyorum ki, Sağırlar Okullarında öğretmenler işaret dilini tam bilmiyorlar ve eğitim eksik kalıyor. Sağır çocuklar hakkında kaygılıyım. İşaret dili ve sağır kültürü eğitimi görmüş öğretmenlere ve sağır öğretmenlere ihtiyaçları var. Evet, ilerisi için sağırlara yönelik eğitim vermeyi umuyorum. 51


Sağırların Sesi

ALİŞAN KAHYA İLE SÖYLEŞİ

Sağır bir çocuk olarak büyümek nasıl bir şeydi?

Duyan bir dünyada sağır bir çocuk olarak büyümek kesinlikle kolay değildi. Ben, ailemdeki tek sağırım. Meraklı olup, bir şeyler öğrenmek isteyip de hiçbir şekilde cevap alamamak çok zordu. Okula ilk başladığım zamanlarda annemle birlikte saatler boyunca ev ödevlerimi yapardım. En çok zorlandığım konular genellikle Matematik ve Türkçeydi. Annem anlamadığım şeyleri bana kendi aramızda uydurduğumuz işaretlerle anlatmaya çalışırdı. Ama hiç işaret dili bilmediği için belli bir süre sonra yorulurdu. 52


Sağırların Sesi Ama şimdi geri dönüp baktığımda gerçek sorunun okulumdaki eğitim sistemi ile ilgili olduğunu görüyorum. Sadece sağır çocukların gidebileceği bir okula gidiyordum, ama okuldaki öğretmenlerin hiçbiri işaret dili bilmiyordu. Hatta bir dönem okulda işaret dili kullanmamız yasaktı. Bu, bizleri çok kızdırıyordu. Kendi dilimizi kullanmadan nasıl iletişim kurabiliriz ki? Neyse ki yeni müdürümüz geldiğinde bu kuralı değiştirdi ve arkadaşlarımla beraber tekrardan işaret dili kullanmaya başladık. Bu kural değiştikten sonra bile öğretmenlerimiz işaret dili öğrenmediler. Sanırım öğrenemeyecek kadar tembellerdi ya da işaret dili öğrenmenin onlar için çok da büyük bir önemi yoktu. Tahtaya yüzlerce kelime yazıyorlardı ve sonra yazdıklarının aynısını tekrar tekrar deftere geçirmemizi istiyorlardı!

“Ama şimdi geri dönüp baktığımda, gerçek sorunun okulumdaki eğitim sistemi olduğunu görüyorum.”

Bazen çok sinirleniyorduk, çünkü bizim tek istediğimiz sadece sorularımızı sormak ve sorduğumuz soruların cevaplarını almaktı ya da en azından cevaplamaya çalıştıklarını görmekti. Ama bunun yerine, sanki kimse bizim bir şeyler öğrenmemizi beklemiyormuş gibi cevaplar, bizlere kopyalamamız için veriliyordu. Derslerimiz çok sıkıcı geçtiği için derslere odaklanmak yerine teneffüste, dışarıda oyun oynamayı düşünüyorduk her zaman. Bütün okul yıllarım bu şekilde geçti. Liseden okuma-yazma bilmeden, matematik ya da diğer zor dersler hakkında fazla bilgi sahibi olamadan mezun olduk. Sınavlarda öğretmenler hepimizi geçiriyordu. Aslında bu durum biraz komik ama aynı zamanda üzücü, çünkü mezuniyet sonrası girdiğimiz devlet sınavlarında duyabilen insanlarla aynı seviyede olmamız bekleniyor ve değilsek bize gülünüyor. Tabii ki birçoğumuz sınavı geçemiyoruz. Bize, okulda hiç görmediğimiz konulardan sorular yöneltiliyor!

53


Sağırların Sesi Okul yıllarına geri dönersek: Sağırlar ilköğretim okulundan mezun olduğumda arkadaşlarımın birçoğu, sağırlara uygun bir lise eğitiminin verildiği başka bir şehre gitmeyi tercih ettiler. Ben gitmek istemedim, çünkü eğitim sisteminin orada da çok farklı olmayacağını biliyordum. Bunun yerine herkese yönelik bir liseye gitmeye karar verdim. Sabahçı olduğum dönemlerde, öğleden sonralarımı iyi değerlendirmek için Türkçe kursuna yazıldım. Belli bir süre sonra okulda bir resim kursu olduğunu öğrendim ve o kursa da yazıldım. Resim yapmayı çok seviyordum. Kurs öğretmeninin işaret dili bilmemesine rağmen öğretmenin anlattığı her şeyi anlayabiliyordum, çünkü anlattığı her şeyi bana görsel olarak da gösteriyordu. Kendimi geri kalmış hissetmiyordum ve kolaylıkla her istenileni yapıyordum. 4 yıl boyunca gittiğim Türkçe kursu sayesinde Türkçe okuma-yazma becerilerimi geliştirmeyi başardım.

“Sağır olduğum için mutlu olduğumu hiç tereddüt etmeden söylerim.”

Annem Türkçeyi doğru yazmayı öğrendiğimi görünce, bana hediye olarak bir cep telefonu aldı. Annem için her ne kadar zor olsa da, beni en iyi şekilde yetiştirmek için elinden gelen her şeyi yaptığını biliyorum. Ergenlik çağıma geldiğimde beni tek başıma dışarı göndermeyi ilk başlarda istemedi, çünkü başıma bir şey geleceğinden ve benim kendimi ifade edemeyeceğimden korkuyordu. Ama bir süre sonra benim de herkes gibi tek başıma dışarı çıkabileceğimi fark etti. Tek başıma yolculuk edip diğer sağırlarla tanışmaya başlamam ise dünyamı değiştirdi. Sağır kültürü ve sağırların dünyası konularında daha açık fikirli ve bilgili olmaya başladım. Eğer bana, “Sağır olduğun için kendini nasıl hissediyorsun?” diye sorarsanız, sağır olduğum için mutlu olduğumu hiç tereddüt etmeden söylerim. Tek isteğim, işiten insanların bizleri daha çok dinlemeye ve bizlere karşı daha saygılı davranmaya çalıştıklarını görmek. Umarım anne babalarımız dilimizi öğrenirler, çünkü bu sayede istediğimiz herhangi bir konuda onlarla iletişim kurabiliriz. Keşke öğretmenlerimiz işaret dili bilip anlamamız ve öğrenmemiz gereken her şeyi bize öğretselerdi. İnsanların işaret dili öğrenirken hata yapmaları önemli değildir, yeter ki öğrenmeyi deneme zahmetinde bulunsunlar! Ali Şan, Her Şey Bir Gülücük İçin Derneği’nin düzenlediği işaret dili kursu öğretmenidir. Sağır Kültürü’nü, Türk İşaret Dili’ni ve dünya genelindeki sağırların neler yapabildiğini hem sağır hem de duyabilen insanlara anlatıyor. 54


Sağırların Sesi

DÜNYADAKİ SAĞIRLARIN BAŞARI HİKÂYELERİ

MARLEE MATLIN

A

merika doğumlu Marlee Matlin, Academy Award’de Başrolde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan tek sağır sanatçıdır, bu ödülü ‘Children of a Lesser God’ filmiyle kazanmıştır. 21 yaşında bu ödüle layık görülen Matlin ayrıca, bu ödülü en genç yaşta kazanan kadın oyuncu olarak da tarihe geçmiştir. Sinema ve televizyon sektöründeki çalışmaları ona bir Altın Küre Ödülü, iki ödül adaylığı ve dört Emmy Ödülleri adaylığını getirmiştir. 1,5 yaşından beri sağır olan Matlin, Uluslararası Sağırlar Derneği’nin öne çıkan üyelerinden biridir. 55


Sağırların Sesi

DAVID WRIGHT

D

avid Wright, Güney Afrika’da doğmuş bir şairdir. 7 yaşındayken geçirdiği kızıl hastalığı sonucu işitme yetilerini kaybetti. 14 yaşında İngiltere’ye göç eden Wright, Northampton şehrindeki Sağırlar Okulu’na kaydoldu. Buradaki eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra sırasıyla Oriel Koleji ve Oxford Üniversitesi’nde okudu ve 1942 yılında Oxford Mezunları arasına adını yazdırdı. Yazdığı ilk şiir olan “Eton Hall”, 1942-1943 yıllarında Oxford Poetry dergisinde yer aldı. 1969 yılında, duyabilen insanların sağırlar hakkındaki gerçekleri öğrenmelerini sağlamak amacıyla kendi hayat hikâyesini anlattığı “Sağırlık: Bir Kişisel Hikâye” adlı otobiyografisini kaleme aldı. Wrigth ayrıca, 1960 ve 1970’li yıllar boyunca birçok eserin editörlüğünü yaptı. 1965-1967 yılları arasında Leeds Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Gregory Şiir Paydaşlığı’nın (Gregory Fellowship in Poetry) öncülüğünü yaptı.

56


Sağırların Sesi

GERRY HUGHES

G

erry Hughes tamamen sağır olarak doğdu. Küçük bir çocukken yelken sporuna ilgi duyuyordu. Ergenlik çağına geldiğinde ise İngiltere’deki sağır yelkencilerden oluşan bir gruba dâhil oldu. Atlantik Okyanusu’nu baştan sona tek başına geçen ilk sağır birey olarak tarihe geçti. 3 Temmuz 2005’te, 35 gün süren yolculuğun ardından Newport Castle Hill’deki bitiş çizgisini geçti. Gerry Hughes ayrıca, dünyadaki en büyük 5 burnu tek başına geçerek, dünyada bunu başaran ilk sağır yatçı oldu. Bu yolculuğa 1 Eylül 2012 tarihinde İskoçya’nın Troon kentinde başlayan Hughes, 8 Mayıs 2013’te Troon’a geri dönerek yolculuğunu tamamladı. Hughes, Açıköğretim Üniversitesi Matematik Bölümü’nü dereceyle bitirdi ve 1995 yılında bir öğretmen olmaya hak kazandı. Ardından Edinburgh’taki Donaldson Sağırlar Okulu’nun müdürlüğüne atandı.

57


Sağırların Sesi

HELENE JARMER

H

elene Jarmer, Avusturya Ulusal Konseyi’nin bir üyesidir ve 1999 yılında Güney Afrika Parlamentosuna seçilen Wilma Newhoudt-Druchen ve 2007 yılında Yunanistan Parlamentosuna seçilen Dimitrac Arapoglou’ndan sonra dünya tarihinde ulusal parlamentoya seçilen üçüncü sağır kişidir. Helene Jarmer, 2 yaşında geçirdiği bir trafik kazasının ardından işitme yetisini kaybetti. İşitme zorluğu çeken çocukların gittiği bir okulda eğitim hayatına başladı. İşitme zorluğu çeken çocuklarla aynı okula gitmesi ona iyi bir eğitim alma imkânı sundu, çünkü o dönem içinde Avusturya’da işaret dili ile eğitim yasaktı. Ayrıca sağır ve işitme zorluğu çeken öğrencilere öğretmenlik yapmasını sağlayacak bir eğitmenlik programından başarıyla mezun oldu. Bu belgeyi aldıktan sonra 11 yıl boyunca Ulusal Sağırlar Enstitüsü’nde öğretmenlik yaptı. Jarmer derslerinde, hem sağır hem de duyabilen çocukların beraber eğitim alabilmelerini sağladı ve derslerini iki dilli eğitim modeliyle işledi.

58


Sağırların Sesi

PHILIP ZAZOVE

D

r. Philip Zazove, 1991 yılında ABD tarihinin üçüncü sağır doktoru oldu. 30 yıldır tıp sektörünün içerisinde görev alıyor ve şu anda Michigan Üniversitesi Hastanesi’nde aile hekimliği uzmanı olarak çalışmaya devam ediyor. Zazove, tıp fakültelerine başvurularından umutluydu, fakat yüksek notlarına ve çok iyi referanslarına karşın başvurduğu 18 okuldan da kabul alamamıştı. Tıp fakülteleri başvurularından vazgeçip, yüksek lisans yapmaya karar verdi ve bu girişimini başarıyla tamamladı. Sonraları tekrardan tıp fakültelerine başvuru yaptı, ama bu kez 30 farklı üniversiteye başvurdu. Sonunda Rutgers Üniversitesi’ne seçildi. Oradan da eşi ile tanışacağı Washington Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptı. Doktor Zazove, bugünlerde %10’luk bölümünü sağırların oluşturduğu 2.500’den fazla hasta ile ilgileniyor. Philip, bazı hastaların uzak mesafelerden geldiklerini ifade ediyor. Bunun nedenini ise Amerikan İşaret Dili’ni ana dili gibi konuşmasına ve onun bu sayede sağırlarla en doğru şekilde iletişim kurabilmesine bağlıyor. 59


Türk İşaret Dili Alfabesi

60


61


Her Şey Bir Gülücük İçin Derneği olarak dostluğunuz ve tüm destekleriniz için çok teşekkür ederiz! Toplum yararına yapılan çalışmalarımıza destek olarak ihtiyaç sahiplerinin hayatlarında bir fark yaratabilmeniz için bizlere katılmanızdan mutluluk duyarız!

İşitme Engelliler İletişim Merkezi (İEİM), Adana’da bugüne kadar 700’ün

üzerinde kişiye hizmet vermiştir. Merkezimizde sağır gençler için mesleki ve akademik kurslar ve herkes için Türk İşaret Dili kursları verilmektedir.

Avrupa Gönüllü Hizmeti Programı ile Avrupa’dan ülkemize gelen gönüllü-

ler, Adana’da 2 farklı özel eğitim merkezinde gönüllü olarak çalışmaya devam etmektedirler. Projemiz 2014 yılında Türkiye Ulusal Ajansı tarafından “Örnek Proje” olarak seçilmiştir.

Eğlence Terapisi programımız, Türkiye’de birçok şehre yayılarak lösemili çocuklara destek olmaya devam ediyor.

Dünyayı Renklendiriyoruz duvar boyama projelerimizle, Türkiye’de bugüne kadar 21 şehirde 60 hastanede çocuk dostu bölümler oluşturduk.

Yardımlarınız için: AKBANK Adana Toros Şubesi: TL Hesap: 0130381 IBAN NO. TR80 0004 6007 0988 8000 1303 81 T.C. Ziraat Bankası 458 Baraj Yolu Şubesi TL Hesap: 46698525 – 5001 IBAN NO: TR88 0001 0004 5846 6985 2550 01 62


http://www.opet.com.tr/

SORGUÇ DÖVİZ ALTIN A.Ş. Küçük Saat Meydanı Özler Caddesi No: 3/A Seyhan/Adana Tel: (0322) 359 28 87 359 69 81

GEMAOIL http://www.gemaoil.com.tr/

63


www.herseybirgulucukicin.com

www/facebook.com/hsbgi

www.anythingforasmile.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.