KUZEY KIBRIS TÜRK ARICILAR BİRLİĞİ RESMİ YAYIN
KOLONİ YÖNETİMİNDE VERİMLİLİĞİ BELİRLEYEN ETMENLER
ARICILARIN SORUNLARI KONUŞULDU
ORGANI
BESIN MADDELERI TÜZÜĞÜNDE BAL ARI ALERJISI
Petek Güveleri ile mücadele
ARICILAR YASALARDAN
ŞİKAYET EDECEK
ARILARDA YAVRU HASTALIKLARI AMERIKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ
2012 Yılında Ne Yaptık?
ARICILAR BIRLIĞI’NDEN BAL TANITIM FILMI
ARICILAR BİRLİĞİ APIMONDIA’DAYDI
ARICILIKTA BALMUMUNUN 2015 KASIM A
ve
SİZİN OLDUĞUNUZ HER YERDE SİZİNLE DÜNYANIN HER YERİNDEN TABLETTE - DİZÜSTÜNDE BİLGİSAYARDA ve TÜM AKILLI TELEFONLARDA
ve
Kıbrıs'ta bayilerde
1993
KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIGI
NORTH CYPRUS BEEKEEPING ASSOCIATION
Kırata KAPAPOĞLU Arıcılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
TÜLÜMBE KÜNYE www.aricilarbirligikuzeykibri.com kuzeykibrisaribir@gmail.com Yayın Kurulu Kırata Kasapoğlu Hasan Kozok Halil Çorba Serhan Kara Çağlar Gulankadir Ali Amca Hüsnü Rüstemoğlu Osman Serin Hüseyin Kolozali Danışman Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu Grafik Tasarım Profil Reklam Yayın Türü Üç Aylık Sektör Dergisi Baskı: ECO Print İletişim KUZEY KIBRIS ARICILAR BİRLİĞİ Tel: 0392 227 0962 Fax: 0392 227 0963 Kızılay Sokak, Asal Şube Arkası Lefkoşa kuzeykibrisaribir@gmail.com
MERHABA Değerli Arıcılarımız, Sizlere bir kaz daha seslenmenin mutluluğunu yaşamaktayım. Her üç ayda bir yayınlanacak olan TÜLÜMBE dergisi, arıcılarımızın sesi olacak. Derginin adını koyarken ülkemizin MARKA değeri olan Tülümbe balının önemini kamuoyuna anlatmak ve gerçek değerini bulmasına katkı koymasına dikkat ettik. Bu dergi sayesinde arıcılarımız ile olan bağlarımızın pekiştirilmesi ve bilgi noksanlıklarının giderilmesi ve de kamu oyunun bilgilendirilmesi amaçlanmaktadır. Yeni oluşan yönetim kurulumuz, arıcılığımızın gelişmesini sağlamak adına gece gündüz demeden çalışmaktadır. Göreve geleli bir yıl olmadan birçok önemli projelere imza atılmıştır. Arıcılar Birliği’nin kurumsal kimliğini oluşturma adına çok önemli adımlar atılmıştır. Kooperatifçiliğin gelişmesi için, Tarım Bakanlığı tarafından Arıcılık kooperatifine verilen ARICILIK MERKEZİ’nin tamirinin ihalesine çıkılmıstır. AB’nin sivil toplum örgütlerini destekleme projesi kapsamında 300 bin Euro’luk proje kazanılmış durumdadır. Bu proje sayesinde bir veteriner ve uzman biyolog arıcılarımızın hizme-
tinde olacaklardır. Arıcılık kayıt sistemi oluşturularak bütün kovanlara ve arılıklara çipler takılarak izlenebilirlik sağlanacaktır. Her ilçede eğitimler verilerek arıcılarımızın ayağına gidilecektir. Eğitimlere eksiksiz katılan arıcılarımız arasından kura yöntemiyle seçilecek 5 arıcımızı, Uluslararası dünya arıcılık kongresine (APIMONDIA 2017 İSTANBUL) ücretsiz olarak götürülecektir. Toplumumuzu ve arıcılarımızı daha da bilinçlendirmek için reklam filmleri yapılarak televizyon kanallarında yayınlanacaktır. Değirmenlik Çevre Derneği’yle birlikte BAL ORMANI oluşturulacaktır. Bu proje kapsamında daha birçok etkinlik hayata geçirilecektir. Sevgili arıcılarımız, dergimizin orta sayfası siz arıcılarımıza tahsis edilmiştir. Sizlerden gelen resim, mesaj ve eleştirilerinizin yayınlanması sağlanacaktır. Bu amaç için Arıcılar Birliği’nin iletişim adreslerine, yani kuzeykibrisaribir@gmail.com ve info@ aricilarbirligikuzeykibris. com’a yollayabilirler. Bu yılın arıcılık açısından daha verimli olması dileklerimle, bir sonraki Tülümbe’de görüşmek üzere hoşçakalın ve de sağlıklı kalın.
2015 KASIM 1
Önder SENNAROĞLU Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı
ARICILIĞA GÖNÜL VERMIŞ DEĞERLI ÜRETICILERIMIZ
K
uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği’nin yayın hayatına başlayan yeni dergisinin sektörde faaliyet gösteren üreticilerimizin bilgilendirilmesi, sıkıntılarının paylaşılmasını sağlayacağı inancıyla faydalı buluyor, emek koyan herkesi tebrik ediyorum. Balın insan sağlığına faydaları ve beslenmedeki önemi yadsınamaz bir gerçektir, bu nedenle bal üretimi ve arıcılık sektörü tüm dünya için olduğu gibi ülkemiz için de son derece önemlidir. Ülkemizin doğasındaki çeşitliliğin ülkemizde üretilen bala yansıması sonucu, hem lezzeti hem de kalitesi açısından kıymetli bir bal üretimimiz olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenledir ki Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı olarak, ülkemizde gıda güvenliği koşulları dikkate alınarak, son teknoloji kullanılarak
2 KASIM 2015
üretim yapılması önceliklerimiz arasındadır. Bu kapsamda geçtiğimiz dönem içerisinde arıcılık sektörüne yönelik çeşitli destekleri gündemimize alarak hayata geçirdik. Kayıt Sistemine kayıtlı 30 kovan ve üzeri arılı kovana sahip arıcılık işletmelerine işletme başına toplamda 3000 TL’nin aşılmaması koşuluyla çeşitli miktar ve oranlarda teşvik primi verilmeye başlandı. Gıda güvenliğine olan hassasiyetimizin bir sonucu olarak ise, gıda güvenliği açısından kullanımı sakıncalı galvaniz bal depolama, bal hasat ve benzeri arıcılık ekipmanlarının değiştirilmesi için KDV hariç %50 oranında teşvik primi verilmesi kararını ürettik. Polen üretiminin artırılması, arı hastalık ve zararlıları ile mücadelede ilaç kullanımının ve iş gücünün azaltılması çerçevesinde ise tek tip polen tuzaklı modern
kovan kullanımının teşvik edilmesi amacıyla da teşvik uygulamasıyla, polen tuzaklı yeni kovan veya dip tahtası alımı için %50 oranında teşvik primi uygulamasına gidildi. Arı hastalık ve zararlıları ile mücadelede ruhsatlı ilaç alımlarında da KDV hariç fatura bedelinin %65’i teşvik primi çerçevesinde desteklendirildi. İfade etmiş olduğum bu destekler hem arıcılık sektörünün çağdaş teknoloji olanakları çerçevesinde geliştirilmesi hem de gıda koşullarının sağlanıp sürdürülmesini teşvik amacıyla elimizdeki olanaklar çerçevesinde hayata geçirilmiştir. Bu desteklerin sektörün gelişmesine bağlı olarak çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi kuşkusuz gündemimizdedir. 250 civarında üreticinin 17 bin koloniyle yılda 350-400 ton bal ürettiği ülkemizde,
arıcılık sektörü bir hobi olmaktan çıkmış bir sektör haline gelmiş olup üretim yapmak isteyen gençlerimizin de bu alana yönelmesi için bir potansiyel oluşturmaktadır. Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde balın Güney Kıbrıs’a ihraç edilmeye başlanmasıyla birlikte sektör için yeni bir pazar oluşmuştur, bu süreç aynı zamanda üreticilerimizin AB standartlarında üretim yapmasını da teşvik etmiştir. Kıbrıs adasında olası bir çözüm sonrasında mevcut pazarın genişlemesini gündem getireceğini dikkate alarak sektörün geliştirilmesi ve arıcılık sektörünün çözüme hazır olması içinse çalışmalarımızı üreticilerimizle el ele sürdürmeye devam edeceğiz. Tüm arıcılarımızın sağlıklı, mutlu ve bol kazançlı bir üretim sezonu yaşamalarını dilerim.
016 2015
2016 2015
2015
016 2016
15
%100 Krom, motorlu, devir kontrollü, 24’lü Bal Süzme Makinası. Türkiye’de bir ilk!
www.admentr.com
016
Gazcılar Caddesi No:9 16220 BURSA 2015 KASIM 3 T: +90 224 223 80 85 F: +90 224 224 39 64 www.civan.com.tr
KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIĞI OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULU YAPILDI
K
uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği, olağanüstü genel kurulu 22 Kasım’da, Kıbrıs Türk Mimar Mühendisler Odası’nda gerçekleştirildi. Yoğun bir katılım ile gerçekleştirilen genel kurulda, yeni yönetim kurulu aşağıdaki gibi oluştu. Yönetim Kurulu Başkan: Kırata Kasapoğlu As Başkan: Osman Serin Genel Sekreter: Halil Çorba Mali Sekreter: Hasan Kozok Faal üye: Hüseyin Kolozali Faal üye: Çağlar Gulamkadir Faal üye: Hüsnü Rüste-
4 KASIM 2015
moğlu Faal üye: Ali Amca Faal üye: Serhan Kara Yönetin Kurulu Yedek Üyeler - Rasım Taş - Mert Arap - Mehmet Kaynak Tüzük gereği 12 kişilik Yönetim Kurulu’na 9 asil, 3 yedek üye, Denetleme Kurulu’na 3 asil, 2 yedek üye, Disiplin Kuruluna ise 3 asil, 2 yedek üye seçilebiliyor. Olağanüstü Genel Kurul’da, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu, seçim yapılmadan belirlendi.
Denetleme Kurulu Uğur Saygılı, Yusuf Kurt, Hüseyin Aylanç Denetleme Kurulu Yedek Üyeler Sertan Eres Fırat Karabaşak Disiplin Kurulu Muhammed Türker Salih Kayımzade, Sinan Tonguç, Disiplin Kurulu Yedek üyeler Ali Zeybek Fırat Arkın
KULAĞINIZA KÜPE OLSUN
Bal süzme ve depolama odalarının gıda üretimine uygun olması gerekir. Bal saklanacak yerin sıcak olmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve balın toptan satılacağı zaman hiçbir ısıl işlem uygulamadan satılması HMF’nin yükselmesini engelleyecektir. 2015 KASIM 5
ARICILARDAN BAŞBAKANA ZİYARET
} 6 KASIM 2015
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, ARICILAR BİRLİĞİ’nin hazırlayacağı her türlü yasa,tüzük ve yönetmenliklerin dikkate alınacağının sözünü verdi.
}
K
uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği, ülkemiz arıcılığın içinde bulunduğu sorunları aktarmak adına Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’na 23 Ocak 2015 tarihinde ziyaret gerçekleştirdi. Yönetim Kurulu ve arıcılarımız adına açılış konuşmasını yapan, Kuzey Kıbrıs Arıcılar birliği Başkanı Kırata Kasapoğlu, ülke arıcılığının sorunlarının bir özetini yaparak hükümetten yardım talep etti. Samimi bir ortamda gerçekleşen görüşmede Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, kendisininde eskiden amatör bir arıcı olduğunu ve az bir miktar arı kovanının bulunduğunu ve arıcılığın içinde olduğu sorunları çok iyi bildiğini ifade etti. Arıcılık için yasa, tüzük, ve yönetmenliklerin olmadığını vurgulayan Başkan Kasapoğlu, bunlardan da daha önemli olan arıcılık politikalarının olmadığına vurgu yaptı. Geçen arıcılık sezonunun çok kurak geçmesi nedeniyle, arıcıların çok zor günler geçirdiğini ve hiçbir destek alamadığını ve koloni kayıplarının tavan yaptığını söyledi. Arıcılığın kayıt altına alınması adına arıcılık kayıt sisteminin(AKS) yeniden oluşturularak, Hayvancılık Dairesi bünyesinde standart kovan plakalarının mühürlenerek takılmasını talep ettik. Ayrıca arıcılığı doğrudan gelir desteği kapsamı içerisine alınmasını ve arıcılarımıza
Türkiye’de olduğu gibi kovan başına desteklemelerin yapılmasını istedik. Ülkede bal tüketimini artırmak ve farkındalığı artırma adına bal tanıtım filmi çektiğimizi ve maddi kaynağa ihtiyacımız olduğunu aktardı. Sıcak ve babacan tavırlarıyla konuşmasına başlayan Başbakan Yorgancıoğlu, yeni seçilen yönetim kurulunu kutlayarak arıcılığın zor ve meşekatli bir iş olduğunu vurguladı. Yeni bir sektör olma yolunda ilerleyen arıcılığın, yeni yönetim kuruluyla daha ileri bir seviyeye ulaşacağına olan inancını ortaya koydu. Devletin arıcılara maddi imkanları elverdiği zamanlarda çeşitli katkılar yaptığını, ancak Tarım bütçesinin yılın ortasında tükendiğini ve alımı yapılmış tarımsal ve hayvansal ürünlerin bile ödenemediğine dikkat çekti. Arıcılığı doğrudan gelir desteği kapsamına almanın zor olduğunu ve maddi kaynak yetersizliği olduğunu açıkladı. Arıcılık Yasa çalışmaları konusuna da değinen Özkan Yorgancıoğlu, ARICILAR BİRLİĞİ’nin hazırlayacağı her türlü yasa,tüzük ve yönetmenliklerin dikkate alınacağının sözünü verdi. Bal tanıtım filmininde çok isabetli bir iş olduğunu ve Başbakanlığın da bunu destekleyerek maddi katkı koyacağını söyledi.
2015 KASIM 7
GIDA, TARIM VE ENERJI BAKANI SENNAROĞLU, KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIĞI’NI KABUL ETTI
G
ıda, Tarım ve Enerji Bakanı Sennaroğlu, Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği’ni kabul etti Gıda, Tarım ve Enerji Bakanı Önder Sennaroğlu, genel kurul sonrası oluşan yeni yönetimini oluşturan Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği Başkanı Kırata Kasapoğlu ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Birlik Başkanı Kasapoğlu, yeni yönetim olarak Bakan Sennaroğlu’na nezaket ziyareti gerçekleştirerek sorunlarını paylaşmak istediklerini söyledi. Bakan Sennaroğlu’da yeni yönetimi kutlayarak, sektör için çalışma heyecanlarını kaybetmeden çalışmalarının sürmesini diledi. SENNAROĞLU: “BÜTÇE OLANAKLARI ÜRETİME YÖNLENDİRİLMELİ” Bakan Sennaroğlu, konuşmasına yeni yönetim
8 KASIM 2015
kurulunun heyecanını görmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek ve bu yılın arıcılar ve tüm tarım sektörü için bereketli bir yıl olmasını dileyerek başladı. Sennaroğlu, tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların ana nedenlerinden biri olan kuraklığın tüm sektörler gibi arıcıları da etkilediğini belirtti. Arıcılar, patatesçiler, seracılar gibi tüm sektörlerin Doğrudan Gelir Desteği kapsamına alınması gerektiğinin kişisel kanaati olduğunu belirten Sennaroğlu, bunun için tarım sektörünün yeniden
şekillendirilmesi gerektiğini belirtti. Sennaroğlu, bu yöndeki çalışmaların ancak uygun ortamın yakalanmasıyla sağlanabileceğini kaydederek, üst üste yaşanan kuraklıklar nedeniyle şu ana kadar bunun mümkün olmadığını söyledi. Sennaroğlu, mevcut bütçe olanaklarının daha rantabl bir şekilde kullanılması için kaynakların üretime yönlendirilmesinin önemine işaret ederek, bakanlık çatısı altında böyle bir çalışma başlattıklarını da ifade etti. KIRATA, BAKANLIKTAN
TEKNİK DESTEK TALEP ETTİ Arıcılar Birliği Başkanı Kırata Kasapoğlu kabulde yaptığı konuşmada görev heyecanı ile görevi devraldıklarını belirterek sektör için Bakanlık’tan taleplerini dile getirdi. Kırata, 250 civarında üreticinin 17 bin koloniyle yılda 350-400 ton bal ürettiğini kaydederek, arıcılığın ülkemizde hobi olmaktan çıkıp bir sektör haline geldiğini belritti. Kırata, ülkemizde yaşanan kuraklığın arıcıları da etkilediğini belirterek sektörün Doğrudan Gelir Desteği kapsamında desteklenmesi için çalışma yapılması talebinde bulundu. Kırata, arı üreticilerinin ihtiyacı olan sterilizasyon ünitesi, mum tedariki gibi konularda hangi desteklerin sağlanabileceği konusunda Bakanlıkla çalışma yapmak istediklerini de dile getirdi.
ARICILIK İŞLETMELERININ DESTEKLENMESI
T
arım ve kırsal kalkınma mali destek programlarından yararlanma şansı olmayan küçük ve orta ölçekli arıcılık işletmelerinin desteklenmesi amacı ile 30 ve üzeri arılı kovana sahip arıcılık işletmelerine teşvik primi verilmesine başlandı. Hayvancılık Dairesi Arıcılık Kayıt sistemine kayıtlı 30 ve üzeri arılı kovana sahip arıcılık işletmelerine işletme başına 3000,00 TL’nı aşmamak koşulu ile aşağıdaki konularda teşvik primi verilmeye başlandı. Teşvikten yararlanabileceğiniz konular; 1- 304 krom çelikten imal edilmiş bal hasat, depolama ve şişeleme ekipmanları, 2- Polen tuzaklı yeni kovan veya polen tuzaklı yeni dip tahtası, 3- Veteriner Dairesi tarafından ruhsatlı Varroa ile mücadelede kullanılacak ilaç alımlar. Söz konusu desteklerden yararlanmak isteyen arıcıların Arıcılar Birliğine gelerek yeni kayıt sistemi için ön kayıt yaptırmaları ve alacakları üyelik belgesi ile müracaatlarını yapmaları gerekmektedir. Ayrıca müracaat için dilekçe formu ve ekine almayı düşündük-
leri yukarıda belirtilen kalemlerden biri veya birkaçının bulunduğu proforma faturayı koymayı unutmamaları gerekmektedir. Teşvikten yararlanabilmek için gerekli koşullar ise aşağıda sıralanmıştır; 1- 65 yaşından gün almamış olmak, 2- 30 ve üzeri arılı kovana sahip olmak,
3- İkinci iş yapma yasağı kapsamında olmamak, 4- İkinci iş yapma yasağı kapsamında hazırlanan taahhütnameyi doldurup imzalamak, Hayvancılık Dairesi tarafından yapılacak olan denetimlerde kriterlere uymadığı tespit edilen veya eksik belge sunan arıcılar teşvik primi alamayacaklardır.
Yukarıda belirtilen teşviklerden yararlanmak isteyen arıcıların kriterlere uyması durumunda yıl sonuna kadar Arıcılar Birliğine müracaat etmeleri ve gerekli belgeleri toplamalarına yardımcı olunacaktır. Siz değerli üyelerimize saygı ile duyurulur.
2015 KASIM 9
KUZEY KIBRIS ARICILAR BİRLİĞİ FESHANE’DEYDİ
İ
lki 2012 yılında düzenlenen Feshane Arıcılık Festivali bu yıl da gerçekleşti. Organizatörlüğü İstanbul Bal Üreticileri Birliği başkanı Yalçın Sezer tarafından yapılan fuara katılım, her geçen yıl artmaya devam ediyor. Gördüğü ilgi nedeniyle geleneksel hale gelen festival, bu yıl 30-31 Ocak ve 1 Şubat 2015 tarihleri arasında gerçekleşmişti. İstanbul Bal Üreticileri Birliği’nin davetlisi olarak ilk defa katılma fırsatı bulan KUZEY KIBRIS ARICILAR BİRLİĞİ ziyaretten memnun döndü. Bölgenin sektörel anlamada en önemli organizasyonu olarak gösterilen Feshane Arıcılık Festivali, arıcılık konusunda yenilikleri yerinde görmek ve piyasadan haberdar
10 KASIM 2015
olunması için özellikle profesyonel arıcalara fırsat yaratıyor. Balın ve arıcılığın öneminin daha iyi anlaşılmasına da aracı olan festival, Kıbrıslı arıcıların vizyonunun gelişmesine de katkı oldu. Daha da önemlisi dünyadaki arıcılık ile Türkiye ve Kıbrıs’tadki arıcılığı kıyaslaa şansı verdi. Festivale katılan birlik temsilcileri, kovan sayısı olarak dünyanın birçok ülesinden çok ilerlerde olduğu görülen Türkiye’nin, bal üretim noktasında çok gerilerde
olduğu gördüklerinin altını çizdi. Bu durum sürdürülebilir olmadığına işaret eden ekip, festivallere katılımın, arıcılık sektöründe yaşanan yeni teknik ve yöntemleri yakından görme imkanı sağladığına işaret ettiler. Festivale katılan ekip, bu tür faaliyetlerin artırılması Türkiye ve Kuzey Kıbrıs arıcıları açısından çok yararlı olacağı görüşünde birleşti. Arıcılık Festivalinde arıcılık adına üretimi yapılan bal, polen, arı sütü, propolis, balmu-
mu, ana arı, arılı kovan, birçok arıcılık malzemeleri, arı ilaçları, arıcılık merası bitkileri, sertifikasyon kuruluşları, organik arıcılık, konularında aktif çalışma sergileyen kişi kurum ve kuruluşların ayrıca arıcılık kitap yazarlarının ve akademisyenlerinin bir araya geldiği zengin bir ortam oluşturuluyor. Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği festival ziyareti sırasında, arıcılarımız için bir çok firmayla bağlantı kurup temaslar gerçekleştirdi. Birlik ilerleyen günlerde bu yenilikleri arıcılarımız hizmetine sunmayı planlıyor. Özellikle de Varrova mücadelesinde kullanılan asit buharlaştırma aparatlarının ülkemizde kullanılmasını sağlama adına bağlantı kurulduğunun da altı çizildi.
Sizdener Gelenl
12 KASIM 2015
2015 KASIM 13
ARICILAR BİRLİĞİ’NİN “ARICILIK MERKEZİ” PROJESİ HAYAT BULACAK
KKTC
Arıcılar Birliği , GIDA TARIM ve ENERJİ BAKANLIĞI bünyesinde açılan tarım ve kırsal kalkınma mali destek programına yaptığı proje başarılı bulundu. ‘Küçük üreticinin balı her kahvaltı masasına ulaşıyor’ sloganıyla hazırlanan proje, ülke arıcılığı için bir milad olacak. 12 ay sürecek olan proje 270 bin tl’ye mal olacak ve Güzelyurt’ta Tarım Bakanlığı tarafından Arıcılar Birliğine verilen binalarda hayat bulacak. Proje kapsamında yapılacak Arıcılık Merkezi’nde şu bölümler öngörülüyor.
14 KASIM 2015
1. ARICILIK KOOPERATİFİ GÜZELYURT ŞÜBESİ: Ülke arıcılığının yüzde 60 ve narenciye balının merkezi olması nedeniyle burada bir şübe açılması uygun görüldü. Narenciye balının kaynağında ve hijyenik ortamda süzülmesini sağlanarak yeşil hat tüzüğü kapsamında ihracat olanaklarının yaratılması sağlanacak. 2.PİKNİK BAL DOLUM ÜNİTESİ: Tarım Bakanlığı tarafından verilen ve Birlik bünyesinde atıl durumda olan piknik bal dolum ünitesi imalatçı firma tarafından montajı yapılarak çalıştırılacak. Böylelikle
ülkemize her yıl gelen 140 ton piknik bal italatının önüne geçilmiş ve ülke ekonomisine katkı sağlanacak. 3. TEMEL PETEK VE MUM STERİLİZASYON ÜNİTESİ: Mevcut temel petek makinası elden geçirilerek yenilenecek, merdanesi değiştirilecek ve sterilizasyon ünitesi eklenerek ülke arıcılığının hizmetine sunulacak. Bu sayede ülkedeki bal mumundan geçen arı hastalıklrının önüne geçilerek arıcılıkta verimlilik artırılacak. 4.STERİL BAL SAĞIM ODASI: Narenciye balının gerçek değerinde
piyasada yer almasını sağlamak ve ihracat imkanlarının sağlanması için tam teşekküllü bir sağım odasının yapımı planlanmaktadır. Tam otomatik makinelerde el değmeden balın hasat edilmesi sağlanacak. 5.BAL ANALİZ LABARATUARI: Üreticiden alınacak balların sınıflaması yapılarak fiyatlandırılacak ve daha sağlıklı olarak piyasaya sunulması imkanları yaratılacak. Devlet laboraratuvarı ile işbirliği protokolü imzalanarak daha ileri seviyede analiz yapılması sağlanacak.
}
Arıcılar Birliği, Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’na yaptığı proje başarılı bulundu. ‘Küçük üreticinin balı her kahvaltı masasına ulaşıyor’ sloganıyla hazırlanan proje, ülke arıcılığı için bir milad olacak. 12 ay sürecek olan proje 270 bin tl’ye mal olacak ve Güzelyurt’ta Tarım Bakanlığı tarafından Arıcılar Birliğine verilen binalarda hayat bulacak.
} 2015 KASIM 15
1993
KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIGI
NORTH CYPRUS BEEKEEPING ASSOCIATION
KARDEŞ BİRLİK MUĞLA
K
uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği Ve Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği arasında “kardeş birlik protokolü” imzalanmasına karar verildi. KKTC Arıcılar Birliği’nin talebi üzerine gerçekleşen antlaşma her iki birlik yönetim kurulları tarafından onaylanınca, otamatik olarak hayata geçmiş olacak. Arıcılığın her alanında işbirliğini amaçlanan protokol, ilerleyen günlerde birlik başkanlarının biraraya gelmesiyle imzalanacak. İŞTE KARDEŞ BİRLİK
16 KASIM 2015
PROTOKOLÜ Muğla İli Arı Yetiştiricileri Birliği ve Kıbrıs Arı Yetiştiricileri Birliği arasındaki ilişkileri ve karşılıklı anlayışı en derin şekilde yoğunlaştırmak amacıyla işbu protokol hazırlandı. Her iki Arı Yetiştiricileri Birliği kendi imkanları çerçevesinde, halkları arasında kalıcı bir dostluk ve işbirliğine katkıda bulunacak ortaklık ilişkilerine teşvik etmeye çaba gösterecektir.Karşılıklı çabalar özellikle şu alanlarda yoğunlaşacak. TC. Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen İl Arı Yetiştiricileri Birliği Kuruluş Belgesi’nin Madde 3/ m bendinde belirtilen konular ve bunların dışında arıcılık konusunda her türlü faaliyetleri kapsıyor. Karşılıklı arıcılık konusunda eğitim faaliyetleri ve arıcılık konusunda yapılan tüm faaliyetlerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Bu işbirliğinin amacı birlikler arsındaki ilişkilerin güçlendirilmesine katkıda bulunmak. Her iki birliğin müşte-
rek amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak ve bunları hayata geçirmek amacıyla karşılıklı dostane ilişkiler içinde, toplumsal örgütlere; işbirliğinde destek ve yardım sağlamaya müştereken çaba sarf edecekler. Değiş tokuş ve işbirliğinin somut yapısı o andaki ihtiyaca göre taraflarca kararlaştırılacak. Geçerli iki nüsha halinde; Türkçe dilinde imza altına alınmış bu protokol; Birliklerin Yönetimlerinin tasdikleri ile yürürlüğe girecek.”
TARIM İLAÇLARI ARILARI YOK EDIYOR
K
uzey Kıbrıs bir tarım ülkesi ve bu toprakların yüzde 57’si tarım arazisidir. Tarım sektörü kendi içerisinde bitkisel üretim, hayvansal üretim, ormancılık ve su ürünleri olmak üzere 4 alt sektöre ayrılmaktadır. Tarımsal üretimde bitkisel üretim en fazla payı oluşturmaktadır. Bitkisel üretimde de tahıl yüzde 70 ile en yüksek payı almaktadır. Yani arpa ve buğday ekimi yapılmaktadır. Ekinlerin içerisinde çıkan, yabani ot ve yabani hardal ile mücadele edilmektedir. İşte tam bu noktada, bilinçsizce ve yoğun olarak kullanılan zirai mücadele ilaçları her yıl binlerce arı kolonisinin sönmesine ve verimlerinin azalmasına ve arı ürünlerinin kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu ülkede arpa, buğday yetiştiren çiftçiye ihtiyaç olduğu gibi, bal ve arı ürünleri yetiştiren arıcılara da ihtiyaç vardır. Modern tarımın bir parçası haline gelen pestisit kullanımı yıldan yıla artmaktadır. Yanlış biçimde, yanlış zamanda, ve yanlış yerde yapılan uygulamalarda pestisitlerin faydasından çok zararı olmakta, bal arıları ve diğer poli-
18 KASIM 2015
natörler zarar görmekte, ekolojik denge bozulmaktadır. Arı zehirlenmelerinin hemen hepsi kasıtlı olmaktan çok, ihmal, bilgisizlik veya hatalardan kaynaklanmaktadır. Bu dönemde her gün kovan önünde 100 civarında arı ölümü normaldir. 200-400 ölü arı hafif zehirlenmeye, 500 -900 ölü arı orta şiddette zehirlenmeye, 1000’in üzerinde ölü arı ise, şiddetli arı zehirlenmesine işarettir. Zehirlenmenin etki düzeyi ise, arının gücüne, zirai mücadele ilacının etki mekanizmasına, kovanların ilaçlanma alanlarına uzaklığına ve çevredeki çiçekli bitkilerin yoğunluğuna bağlıdır. Bu açıdan Arı zehirlenmelerinin önüne geçilebilmesi için, Tarım Bakanlığı’nın, çiftçilerimizin ve arıcılarımızın bir masa etrafında toplanıp acil eylem planı ortaya koyması gerekmektedir. Aynı durum mayıs ayında başlayan narenciye balı hasadı için de geçerlidir. Arıcılar olarak bizlere düşen, arı zehirlenmelerinde ölümleri azaltıcı yöntemleri hayata geçirmektir.
ÖLÜMLERI AZALTICI YÖNTEMLER 1. Arıcı ve çiftçi işbirliği. 2. Konaklama yerinin seçimi. 3. Arıların ilaçlama yapılan bölgede uçuşunun engellenmesi. 4. Kovana polen girişinin engellenmesi. 5. Kolonilerin taşınması. 6. Kolonilerin beslenmesi. 7. Zayıf kolonilerin birleştirilmesi
ARICILARBIRLIĞI APIMONDIA’DA
K
uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği, 15-20 Eylül 2015 tarihleri arasında Güney Kore’nin Deajeon şehrinde, 44. Uluslararası Dünya Arıcılık Kongresi’ne katıldı. Dünyanın en büyük arıcılık kongresi olan Apimondia iki yılda bir düzenlenmektedir. Arıcılık konusunda birçok yeniliğin tek çatı altında sergilendiği ve bilimsel gelişmelerin paylaşıldığı kongrede çeşitli ülkelerden gelen bilim adamları katılımcılara sunum yaptılar. Türkiye Merkez Arıcılar Birliği ile beraber katıldığımız kongrede uluslararası ve ulusal birlik başkanları ile bir araya gelinip yeni-
likler paylaşıldı ve iletişim kaynakları geliştirildi. İstanbul’un ev sahipliği yapacağı 2017 Apimondia için Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği bir organizasyon yapıp isteyen Kıbrıslı arıcıları bu kongreye götürecektir. Ayrıca Avrupa Birliği’nin yürüttüğü Sivil Toplum Örgütlerini Destekleme Projesi kapsamında, ilçelerde yapılan arıcılık eğitimlerinin tamamına katılan arıcılar arasında yapılacak olan çekiliş ile 5 arıcımızı tüm masrafları proje tarafından karşılanacak şekilde İstanbul’da gerçekleşecek Apimondia arıcılık kongresine götürülecektir.
2015 KASIM 19
ARILARDA YAVRU HASTALIKLARI AMERIKAN YAVRU ÇÜRÜKLÜĞÜ
A
rının gelişme dönemi pek çok hastalık etmeni ve zararlı için uygun ortam oluşturduğundan arılarda çok sayıda hastalık ve zararlı görülmektedir. Bununla birlikte, dünyadaki hızlı ulaşım, kıtalar ve ülkeler arası arı, arı ürünleri ve arıcılık malzemeleri ticareti arı hastalıklarının kısa sürede tüm ülkelere yayılmasına neden olmaktadır.
20 KASIM 2015
Benzer şekilde, gezginci arıcılık da hastalık ve zararlıların ülke içindeki hızlı yayılışında önemli bir etkendir. Arı hastalıkları genellikle ilkbahar aylarında görülür. Bunun başlıca nedeni ilkbahar aylarında özellikle yavru yetiştirme faaliyetinin büyük hız kazanmış olması ve beklenmeyen soğuk ve yağışlı havalardır. Bu nedenle bu kritik dönemde arıların özellikle yavru hastalıklarına karşı korunması için, koloni kontrollerinde koloninin üşütülmemesine özen gösterilmelidir Arı hastalıkları, hastalığı oluşturan etmene göre; bakteriyel (Amerikan ve Avrupa Yavru Çürüklüğü, Septisemi), fungal (Kireç ve Taş hastalığı), viral (Kronik ve Akut Arı Felci), para-
ziter (Varroa jacobsoni ve Acarapis voodi) ve Protozoan (Nosema ve Amoeba) ya da hastalığın oluştuğu konukçuya göre; Ergin ve Yavru Arı Hastalıkları olarak sınıflandırılabilir. Pek çok patojen arıların gerek gelişme gerekse yetişkin dönemlerinde hastalık oluşturabilir. Ancak bu patojenlerin hepsi aynı derecede tehlikeli değildir. Amerikan yavru çürüklüğü ve varroa gibi çok tehlikeli ve hızlı yayılıcı bazı arı hastalık ve zararlılarının kontrolünde "Ulusal Kontrol Programları"na ihtiyaç duyulur. Ülkemizde ihbarı zorunlu yavru hastalıklarından olan Amerikan Yavru Çürüklüğü hastalığına etmen, Paenibacillus larvae adlı bir bakteridir. Değişik çevre şartlarında uzun bir yaşam süresi olan sporları besleme görevi yapan bakıcı arılar tarafından larvaya bulaştırılır. Hastalığın yayılmasını sağlayan sporlar kovanın herhangi bir yerinde, peteklerde, bal ve bal mumunda veya herhangi bir ortamda 35-60 yıl canlı kalıp bu süre sonunda bile hastalık
oluşturabilirler. Bu nedenle bu hastalığa karşı gerekli hassasiyetin gösterilmesi ülkemiz arıcılığının geleceği yönünden hayati önem taşımaktadır. Amerikan yavru çürüklüğü görüldüğünde veya şüpheli durumlarda Tarım Bakanlığı’nın Hayvancılık Dairesi ile irtibata geçilerek arıcılık konusunda uzmanlaşmış yetkililerden teknik yardım istenmelidir. Ayrıca, bu hastalığın ihbar edilmesi kanuni bir zorunluluktur. Hastalıklı kolonilerin nakilleri de yasaktır. Arıcı her şeyden önce kendi geleceği için bu kurallara uymalıdır. HASTALIĞIN BELIRTILERI Yavrulu petekler incelendiğinde öncelikle düzensiz yavru görünümü dikkat çeker. Kapalı yavrulu hücreler arasına dağılmış düzensiz açık yavru ya da boş hücreler gözlenebilir. Dışbükey görünümünde olması gereken kapalı yavru hücreleri içe çökmüş, çukurumsu görüntü sergiler ve üzeri deliktir. Hastalıklı yavru beyazdan sarıya daha
çekildiğinde iplik şeklinde uzar ve tutkal gibi kokar. Çürüyerek ölmüş yavrunun kalıntısı hücre yan duvarı ve tabanına yapıştığından arılarca temizlenmesi zordur.
sonra da kahverengine dönüşür, bir çöple dışa
MÜCADELESI Bu hastalıkla en kesin ve en etkili mücadele yöntemi, hastalıklı kolonilerin tümüyle yakılarak yok edilmesidir. Böylece, hastalığın diğer kolonilere bulaşması önlenmiş olur. Bazı ülkelerde hastalıklı kolonilerin yakılması yasal bir zorunluluktur. Bakteri sporları antibiyotiklerle öldürü-
lemediği için hastalıkla mücadelede antibiyotik uygulamasının fazla bir yararı olmaz. Antibiyotik uygulaması hastalığı baskı altına alabilir ancak uygulamadan vazgeçildiği anda hastalık tekrar görülür. Daha önemlisi, bu tür koloniler arılıktaki diğer sağlıklı koloniler ve bölge için sürekli hastalık kaynağı olurlar. Arıları ve petekleri yakılmış koloninin, boş kovanı ve kovan kapağı pürümüzle en ince detaylarına kadar yakılıp 40 lt suya 400 gr sodyum hidroksit katılarak elde edilen sıvı ile yıkandıktan sonra tekrar
kullanılabilir. Diğer alet ve ekipmanlar da bu sıvı ile yıkanmalıdır. Hastalıktan uzak kalmak için arı satın almalarda ve temel petek kullanımında dikkatli olunmalıdır. Temel petek kullanırken temel peteğin hiçbir zaman hastalık geçirmemiş kolonilerden elde edilmiş bal mumundan üretilmiş olmasına özen gösterilmelidir. Temel petek mutlaka sterilize edilmiş bal mumundan üretilmiş olmalıdır.
2015 KASIM 21
KULAĞINIZA KÜPE OLSUN
Varroa için kullanacağınız ilaçların arılarda varroa zararlısına karşı ruhsatlı veya organik asitler olmasına dikkat ediniz. Bu tür ilaçları prospektüste belirtildiği şekilde kullanınız. Ruhsatsız ilaçlarda doz ayarlamasının doğru olarak yapılması çok güçtür. İlaçlamaları geç sonbahar ve erken ilkbaharda yapınız. Nektar akımı zamanı ilaçlama yapmayınız. Düzenli olarak erkek gözlü petek vererek bunları imha etmek oldukça faydalı bir yöntemdir.
22 KASIM 2015
KOLONİ YÖNETİMİNDE VERİMLİLİĞİ BELİRLEYEN ETMENLER gelir. Kolonilerin bal yaptıkları bu dönemin çiçeğin en verimli olduProf. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU ğu döneme denk gelmesi yani bu zamanlamanın ayarlanması da verimi oloni yönetiminde önemli derecede artırır. başarıyı ve dolaKuluçka döneminde bal yısıyla verimliliği akımı dönemine götürülen etkileyen başlıca sorunlar kaynak kullanımı, damızlık koloniler ise bal yapacak yerde kuluçka üretimine sorunu, bakım ve besleme, populasyon kullanımı, devam ederler. Genel olarak göçer arıcıekipman kullanımı, haslıkta üretici dayanışması talık ve zararlılar olmak ve yardımlaşması için üzere 6 ana başlık altında kovanlar birbirine yakın incelenir. yerleştirilmekte ve birim Kaynak kullanımı alanda gereğinden çok Doğadaki nektar ve fazla kovan bulunmaktapolen kaynaklarından dır. Bu durum kaynakların yararlanma kovan ile kaypaylaşımında koloni banak arasındaki 3 önemli şına düşen miktarın çok ilişkiden etkilenir. Bunlardüşük olmasına neden dan birisi arı kolonisinin olmaktadır. Bir diğer çok yararlandığı alan içeriönemli sorun da üretim sindeki çiçek yoğunluğu planlaması yapılmamasınve verimliliği, bir diğeri dan kaynaklanmaktadır. ise bu alana konulacak Özellikle Muğla yöresi kovan sayısıdır. Bu alan üreticisi kendi ana üretim içerisinde çiçek kaynağı dalı olan çam balı üretimine kadar kuvvetli olur ve nin yeterli düzeyde olabu alan içerisine konulan mayacağı endişesiyle çam kovan sayısı ne kadar az öncesinde ayçiçeği üretim ise kovan başına düşecek kaynak miktarı o denli çok alanlarına taşınmakta ve olacağından verim o dere- bu dönemin bitiminde başlayan çam balından ce yükselir. Arıların uçuş sırasında topladıkları balın üretim almaya çalışmaktadır. Ayçiçeğinde kuluçka önemli bir bölümü yolda üretimini düşürdüğü için tüketildiğinden mesafe populasyon düzeyi azalan kısalığı verimi artıran bir koloniler daha sonra başdiğer faktör olarak ortaya layan basura akımından çıkar. Ayrıca kolonilerin da yararlanamadığı gibi yıl içindeki gelişme durukuluçka çalışmaları daha muna göre çoklukla yavru da azaldığından koloni yaptıkları bir dönem vardır ve bu dönmeden sonra ölümlerine kadar varan populasyon düşüşleri göbu yavrular tarlacı olunca rülmektedir. Oysa üretim da bal yaptıkları dönem
K
gücü yüksek yıpranmamış kolonilerle basura akımına giren üreticiler çamda ilk bal akım dönemi olan Ağustos ayı sonunda bal akımından yararlanabilmekte ve daha sonra ikinci bal akım dönemi olan ekim-kasım dönemindeki bal akımından da yararlanmak üzere kolonilerini tekrar güçlendirmektedirler. Kolonilerin üretim gücünü ve verimliliğini artırabilmek için belirtilen bu iki dönem arasında kovanlar ya çiçek kaynaklarına taşınmalı veya polen ve şeker şurubu ile beslenerek desteklenmelidir. Bu dönemdeki üretim sonrası koloniler kış populasyonlarını oluşturmak üzere tekrar çiçek kaynaklarına taşınmalı ve besin madde desteği sağlanmalıdır. DAMIZLIK KULLANIMI Damızlık kullanımında karşılaşılan esas sorunlar uygun ırk veya ekotipin (bir ırkın farklı ekolojik koşullara uyum sağlamış tipi) seçiminde ve verimli ana arıların elde edilmesinde görülür. Ülkede bu güne değin ırk ve ekotipler konusunda yapılan ıslah çalışmaları son derece sınırlı olduğundan genetik materyal çoğunlukla doğal seleksiyon etkisi altında farklılaşmış ham materyal niteliğindedir. Bu durum her ne kadar dezavantaj olarak bilinse de gelecekte yapılacak
ıslah çalışmalarında başarı için gerekli olan varyasyon zenginliğini de sağlamaktadır. Ancak doğal genetik yapıdaki bu varyasyon üreticinin ırk veya ekotip seçiminde büyük yanılgılara da neden olabilmektedir. Oysa yapılması gereken bu denli zengin gen kaynaklarına sahip ülkemizde üretici koşullarına en uygun genotip olan kendi yöresel ekotipi üzerinde durulması ve bu ekotip içerisinde ıslah çalışması yapılmasıdır. Bu amaçla son zamanlarda özellikle Muğla, Kırklareli ve Çorum’da yapılan ıslah çalışmaları yerli ırk ve ekotiplerin gelişmesi ve korunması açısından önem kazanmaktadır. Üretici koşullarında ise bilimsel anlamda herhangi bir ıslah çalışması söz konusu olmasa da üretici basit anlamda gelecek generasyonu oluşturacak bireylerin ana ve baba hattını oluşturmak üzere sadece yüksek verimli kolonilerden ana arı yetiştirebilir ve istemediği özellikteki kolonilerin ana arılarını ayıklayabilir. Böylece birkaç generasyon sonra istenilen genetik kombinasyonlardaki bireylerin sayılarını populasyonda artırmayı başarabilir. “Gen havuzu” denilen bu yetiştirme sistemi her üretici tarafından uygulanabilecek düzeyde basit fakat etkileri çok yüksek bir ıslah uygulama yönte-
2015 KASIM 23
midir. Bölgesel koşullara veya arıcının uyguladığı arıcılık modeline en uygun ırk veya ekotipin seçiminden sonra yapılacak işlem verimli ana arıların elde edilmesidir. Bunun için arıcı ya hazır ana arı almak veya ana arıları kendisi yetiştirmek zorundadır. Hazır ana arı alımında bu güne değin yapılan uygulamaların başarılı olduğunu söylemek olası değildir. Bunun nedenleri çok çeşitli olmakla beraber başlıca farklı ekolojik koşullardan gelmiş olmaları, yeterince bakım besleme ve seleksiyon uygulanmış olmaması, her bireyin ana arı olmak üzere zorlanmış olması, yeterince döllenmiş olmaması ve kapalı populasyonlarda yetiştirilmiş olmaları nedeniyle ortaya çıkan akrabalı yetiştirmenin olumsuz etkileridir. Üretici koşullarında yapılan hatalar genelde bir kolonide oluşturulan bütün ana arı gözlerinin ana arı olmak üzere kolonilere verilmesinden kaynaklanır. Bu uygulamalarda ana arı olabilecek genetik kapasiteye sahip olup olmadığına bakılmaksızın başka bir deyimle hiçbir seleksiyon şansı olmaksızın her birey damızlıkta kullanılmaktadır. Bu uygulama populasyonun genetik kapasitesini olumsuz yönde etkilediği gibi ana arı yüksüklerinin oğul döneminde oğul gözü olarak yapılan gözlerden seçilmesi oğul yönünde bir seleksiyona neden olmakta ve gelecek generasyonların da oğul eğilimi yüksek bireylerden oluşmasına neden olmaktadır. Üreticilerin populasyon düzeylerini yükseltememelerinin bir nedeni
24 KASIM 2015
de oğul verimi yüksek bu kolonilerde oğul eğilimini durduramamalarından kaynaklanmaktadır. BESLENME Diğer tüm çiftlik hayvanlarında ve hatta bütün canlılarda olduğu gibi beslenme yaşamın ve verimin en gerekli ana unsurlarından birisini oluşturur. Bu konuda yapılacak ihmal veya yanlışlıkların başka bir uygulama ile telafi edilme olasılığı bulunmamaktadır. Beslenmede canlının gereksinim duyduğu karbonhidrat, protein, mineral ve vitaminlerin karşılanmadığı veya bu konuda dengelerin sağlanmadığı ölçüde başarısızlık kaçınılmazdır. Bilindiği gibi arıların doğasında belirli bir beslenme prensibi vardır. Buna göre esas olarak kalori baldan, protein polenden, vitamin ve mineraller ise her ikisinden sağlanır. Bal ve polenin bileşimi beslenmede ne ölçüde kullanılacağını veya yararlı olma düzeyini belirler. Örneğin kimi ballar beslenmede ancak sınırlı kullanılırken kimi polenler ya hiç kullanılamazlar veya sınırlı oranlarda ve zorunlu durumlarda kullanılırlar. Uygulamada görülen sorunlar ise genelde herhangi bir ikame besin ile gereksinimi sağlamaya çalışmak, monosakkaritlere dayalı besleme uygulamak, beslemede kullanılamayacak melas, soya küspesi, süt tozu vs. gibi besin maddeleri vermek, mineral madde gereksinimi olan durumlarda tuz vermek gibi yanlışlıklardır. Uygulamada karşılaşılan en önemli sorunlardan birisi de enerji ve protein
gereksinimini karşılamak üzere besin ögelerini karıştırmak hatta kıtlık nedeniyle polen yemek zorunda kaldığı halde enerji gereksinimini karşılamak üzere kolonilere bu karışımları vererek metabolizmayı daha çok bozmaya neden olmaktır. Bilindiği gibi beslemede zamanlama ve uygulanacak yöntem de ayrı bir önem taşımaktadır. Son yıllarda arıcılarda oluşan genel kanı geç sonbahar, erken ilkbahar ve hatta bazı yörelerde kışın bile besleme yapılması ve bu beslemelerde kek verilmesidir. Oysa kolonilerin kışlık gereksinimi daha erken dönemlerde verilen şerbetin sırlanmasını sağlayacak hava koşullarında ve uygun besinlerle yapılması ve ilkbahara değin zorunlu besleme yapılmayacak düzeyde balın kovanda biriktirilmesi yaşamın sürekliliği için mutlak gereklidir. Kekle yapılan beslemelerde bal açlığı çeken kolonilere içerisinde soya unu veya süt tozu bulunan kekler verilmektedir. Literatürde soya unu ve kazeinin beslemede kullanılabileceği yönündeki bildirişler bazı yanlış uygulamalara neden olmaktadır. Özellikle bileşiminde stşiyöz bulunan soya unları ile ekstraksiyon yöntemiyle elde edilen soya unlarının arı beslenmesinde sakıncalıdır. Ülkemizde pazarlanan soya unlarının literatürde sözü edilen soya unları ile herhangi bir ilgisi olmayıp bunlar soya küspesinden elde edilen unlardır. Bunlar diğer hayvanların beslenmesinde kullanılsa da arı beslenmesinde kullanılamaz. Arı beslenmesinde kullanılan kazein
ise süt proteini olduğundan süt veya süt tozunun beslenmede kullanılabileceği sanılır. Ancak süt ve süt tozunda kazeine ek olarak bulunan süt şekeri arılar için zararlı hatta toksik (zehirleyici) bir maddedir. Bu nedenle yağı alınmış olsa da süt veya süt tozu kullanılamaz. Ayrıca bir diğer husus da ikame yemlerin sadece belirli oranlarda ergin arıların beslenmesinde kullanılabileceğidir ki bunlar sağlıklı bir kuluçka üretimi için yeterli değildir. Keklere polen katılması da arıcılıkta yaygın olarak kullanılmakla beraber be uygulama iki önemli yanlışı beraberinde getirmektedir. Bunlardan birincisi ülkemizde uygulama hataları nedeniyle arılar sadece bal açlığı çekmekte olduğundan genelde kış beslenmesinde aşırı polen tüketmek zorunda kalmakta ve sindirim sistemi çalışmamaktadır. Kekle verilen polenler de hazımsızlık çeken bu kolonilere verildiğinde arılar kabızlık nedeniyle ölmektedirler. Kekler ilkbaharda verildiğinde koloni çoğunlukla gençlerden oluşmakta ve sayıca en düşük düzeyde olmaktadır. Bu bireylerin soğuk havalarda kek konulan yerlere ulaşmaları ve kekleri tüketebilmek için su taşımaları olanaksızdır. Bu durumda su ve şeker gereksinimini aynı anda karşılayacak koyu şuruplar verilmelidir. Protein gereksinimi için derin dondurucuda taze olarak saklanmış ve sadece tatlandırılmak amacıyla bal veya pudra şekeri ile karıştırılmış polen kekleri verilmeli ve bunların petek gözlerine
polen olarak depolanmaları sağlanmalıdır. POPULASYON DÜZENLEME Koloninin verimli olabilmesi kadar sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmesinin esas koşulu populasyonun gücüdür. Bu nedenle Türkiye arıcılığında verim düşüklüğü ve koloni kayıplarında en önemli hususlardan birisi populasyonların çeşitli nedenlerle düşük tutulmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenler özellikle üretici tarafından populasyon gücünü artırmaktan çok koloni sayısının yüksek tutulması isteğinden ve göçer arıcılıkta kolay hareket olanağı sağlamasından kaynaklanmaktadır. Özellikle son dönemlerde ürün gelirlerinin düşük olması nedeniyle arı satışı yapmak isteyen arıcıların özellikle teşvikler nedeniyle çok sayıda ana arı alarak çok sayıda koloni oluşturma isteği de eklenince populasyon düzeyleri daha da düşmüş ve bu durumda satılan koloniler alıcısında, satılamayanlar ise satıcısında ciddi boyutlarda ölümlere neden olmuştur. Verimlilikte populasyonların gücü kadar populasyonunun işçi arı kompozisyonu da çok önemlidir. Bal verimi kovana taşınan baldan tüketilenin düşülmesi ile elde edilen kısımdır. Bu nedenle gelen bal miktarının yüksekliği verimi artırdığı gibi tüketimin düşük olması da verimliliği önemli ölçüde artırır. Bu nedenle bal mevsimi başlangıcında kolonilerde üreten tarlacı arı sayısı ne denli çok, tüketen
kuluçka ve genç arı sayısı ne kadar az olursa yani üretenin tüketene oranla yüksekliği verimliliği belirler. Kovanda üretici sayısının tüketici sayısına üstünlüğünü sağlayan ve iki koloniden bir tanesini üretime diğerini ise kuluçkaya ayrıldığı “Destek koloni Yönetim Sistemi” oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Ayrıca populasyonların kuluçka üretimini gelecek bal mevsiminde tarlacı olacak şekilde düzenlemek ve teşvik etmek de üretimin artırılmasında önemli bir etkendir. Bal akımına denk gelmeyecek kuluçka bir yandan gereksiz bal tüketimine neden olarak verimi azalttığı gibi çiçek olmayan bir dönemde tarlacı olan bu bireyler yağmacılığa yönelerek hem verim kaybına hem de koloni kaybına neden olmakta ve ayrıca önemli miktarda işgücü gereksinimi oluşturmaktadır. MODERN EKIPMAN KULLANIMI Ülke arıcılığının en önemli sorunlarından birisi üretim birimlerinin modern araç ve gereçlerden yoksun oluşudur. Bu durum bir yandan üretim birimi olan her bir kovanda verim düşüklüğüne neden olurken, araç kullanmamaktan dolayı işgücü gereksinimi artmakta ve böylece her bir üreticinin bakabileceği kovan sayısı da düşük düzeyde kaldığından işletmenin toplam üretim kapasitesi de düşmektedir. Kovan başına üretim düşüklüğünün ana nedenleri bal akımı sırasında işlenmiş petek içeren yeterli sayıda kat bulun-
maması ve ana arı ızgarasının kullanılmamasıdır. Bakılabilecek kovan sayısının sınırlı olmasının ana nedenleri ise taşıma ve kaldırmada kullanılacak araçların kullanılmaması ile sır alma makinaları ile çok sayıda petek süzme kapasitesine sahip motorlu ekstraktörlerin bulunmaması gösterilebilir. Bu tip yatırım gerektiren ekipmanın edinilmemesinde ana nedenler finansal güçlükler ile elektrifikasyon olanaklarının üretici koşullarında fazla kullanılmaması gösterilebilir. HASTALIK VE ZARARLILAR Hastalık ve zararlılar konusunda üreticilerin ana hedefi hasta kolonilerin tedavisi yönünde yoğunlaşmaktadır. Oysa tedavi öncesinde sağlık koruma üreticinin temel hedefi olmalıdır. Ancak sağlık koruma sağlıklı bireylere antibiyotik verilme anlamında algılanmamalıdır. Antibiyotik kullanımı hasta bireylerde dahi önerilmez iken sağlık koruma amaçlı antibiyotik kullanımı arıdan çok hastalık etmenlerinin güçlenmesine ve sürekliliğinin artmasına neden olmaktadır. Bu amaçla yapılacak çalışmalar kolonilerin yıl boyu aç kalmamasına çalışmak, güçlü koloniler oluşturmak, temizliğe dikkat etmek ve dolayısıyla hijyenik önlemler almak, ıslah çalışmalarını desteklemek, damızlıkları hastalık direnci gelişmiş populasyonlardan edinmek ve hastalıklara dayanıksız kolonilerin ana ve erkek arılarını arılıktan uzaklaştırmak olmalıdır.
UYGULAMA SORUNLARI VE SONUÇLAR Ana hatları ile yukarıda belirtilen maddeler dışında çeşitli uygulamalarda görülen eksik veya yanlışlar da üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu bölümde üzerinde durulan en önemli sorunlar; a) Izgara kullanımında yapılan hatalar nedeniyle yararının bilinememesi ve hatta kimi üreticilerce zararlı bir ekipman olarak görülmesi, b) Yeterince kat bulunmaması ve katların verilmesindeki yanlışlıklar, c) Peteklerin sağlıklı bir şekilde korunmaması nedeniyle tahrip olması ve üretim dönemlerinde işletilmesi nedeniyle bal ve zaman kaybı, d) Erken hasat nedeniyle balın fermente olması yani ekşimesi veya geç hasat nedeniyle verim düşüklüğü, e) Zaman zaman kovanın kuluçkalığında dahi hiç bal bırakılmadan yapılan hasatlar nedeniyle arıların aç bırakılarak strese sokulması ve bal kalitesinin düşmesi, f) Balda standardizasyonun sağlanması için gerekli önlemlerin alınamaması, g) İşletmeye ana gelir kaynakları olarak katkı getirecek hatta işletmenin sigortası görevini görecek bal dışındaki diğer üretim dallarının üzerinde ciddi olarak durulmaması, h) Hastalık ve zararlı savaşımında etkin ve toplu yöntemlerin kullanılmaması ve çam döneminde çok sayıda koloninin bir bölgeye yığılması nedeniyle bulaşma olasılığının artması ciddi sağlık sorunlarının ve koloni kayıplarının yaşanmasına neden olmaktadır.
2015 KASIM 25
ARI ALERJİSİ Prof. Dr. Cansın Saçkesen Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk Alerji Bölümü Uzm. Dr. Ayşe Bilge Öztürk Koç Üniversitesi Hastanesi Erişkin Alerji Bölümü
Ü
rettikleri bal ve polenizasyon işlevleri ile arıların doğaya olan katkıları tartışılmazdır. Tabiata eşsiz katkı sunan bu canlılarla pek çok kişinin tanışması ise, yaşadıkları bir sokulma öyküsüne dayanmaktadır. Ülkemizde nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinin arılar tarafından sokulduğu ve bunların yüzde 2’sinin de ciddi alerjik reaksiyon geçirdiği kabul edilmektedir1. Ülkemizdeki arı türleri incelendiğinde en sık bal arısı olarak bilinen Apidea familyasından Apis mellifera (Resim 1) ile Vespidae familyasından halk arasında “yaban arısı” olarak ta
bilinen Vespula vulgaris (Resim 2) türleri yanı sıra “sarıca arı” olarak bilinen Polistes dominiculus (Resim 3) türlerinin bulunduğu saptanmıştır. Arı alerjisi hem erişkinleri hem de çocukları da etkileyen bir durumdur. Ülkemizde çocuklara yönelik yapılmış bir çalışmada, 6-13 yaş arası çocukların yüzde 57.7’sinin bal arısı, yüzde 30.7’sinin ise yaban arısı ile sokulduğu bildirilmiştir2. Erişkinlere yönelik başka bir çalışmada ise, bal arısı duyarlılığı yüzde 16.5, yaban arısı duyarlılığı ise yüzde 12.2 olarak bulunmuştur3.
Apis mellifera (Bal arısı)
Vespula (Yaban arısı, Eşek arısı)
Polistes (Sarıca arısı)
26 KASIM 2015
ARI SOKTUĞUNDA NE ZAMAN ALERJI DÜŞÜNMELIYIZ? Arının soktuğu yerde hafif ağrı, hafif şişlik ve kızarıklık herkeste görülen reaksiyonlardır ve normaldir. Ancak arı alerjisi olan kişilerde arı sokması sonrasında tüm vücutta yaygın kırmızılık, arının soktuğu yerlerden uzak bölgelerde şişlik, nefes borusunda veya dilde şişliğe (ödeme) bağlı nefes alamama, kusma, karın ağrısı, tansiyon düşmesi, sersemlik gibi bulgular görülür. Burada reaksiyon arının soktuğu yer ile sınırlı kalmaz, solunum ve dolaşım sistemi gibi hayati sistemleri de etkiler ve bu reaksiyona anafilaksi denir. Sadece arının soktuğu yerde hafif ağrı, hafif şişlik ve kızarıklık olması durumunda acil merkezlere başvurulmasına gerek yoktur. Üzerine buz koyulduğu takdirde bu yakınmalar hızla azalır. Aşağıdaki bulgular olduğunda ise alerjik reaksiyonlar düşünülmeli ve hemen en yakın sağlık merkezine başvurulmalıdır. • Ciltte sadece arının soktuğu yerle sınırlı olmayıp vücudun diğer bölgelerine de dağılan yaygın kırmızılık, kaşıntı veya şişlik var ise • Dilde, yüzde şişme • Öksürük, hırıltı • Kusma, karın ağrısı, ishal • Tansiyon düşüklüğü, sersemlik gibi durumlarda acil olarak epinefrin enjeksiyonu yapılma-
lıdır, aksi takdirde hayati risk söz konusudur. Arı alerjisi olan kişilerde arı sokmalarını tümüyle engelleyebilecek bir korunma yöntemi mevcut değildir. Ancak; • Dışarıda yemek yemek ve içecekler içmek • Yalınayak yürümek • Bahçıvanlık (özellikle bitkilerin kesilmesi ve meyvelerin toplanması) • Çöp kutularının yanında bulunmak • Açık havada spor yapmak • Arı kovanlarına yakın bulunmak • Yaban arısı kovanlarını pencere ve çatı gibi alanlardan uzaklaştırmaya çalışmak gibi faaliyetler arılar tarafından sokulma riskini arttırmaktadır. Arı alerjisi tedavisi nasıl yapılır? Arı alerjisinde şu ana dek etkinliği kanıtlanmış tek koruyucu
tedavi yöntemi aşı tedavisi (venom immünoterapisi)’dir4. En az 4-5 yıl süre ile düzenli aralıklar ile arı zehrinin (venom) kola enjeksiyonu sonucu koruyucu tedavi sağlanabilir. Arı alerjisi saptanan kişilere arı immünoterapi tedavisi düşük dozlardan başlanarak doktor kontrolünde hastanın üst kol dış yüzünde deri içine enjeksiyon şeklinde yapılır. Arı alerjisine bağlı ciddi alerjik reaksiyon (anafilaksi) yaşamış hastaların aşı (immünoterapi) tedavisi tamamlanana dek yanlarında adrenalin (epinefrin) oto-enjektörü taşıması gereklidir. Arı alerjisine yönelik aşı tedavisinin konusunda deneyimli bir alerji uzmanı tarafından başlanması ve düzenlenmesi gerekir. İmmünoterapi enjeksiyonu sırasında da alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Bu nedenle immünoterapi tedavisi mutlaka doktor gözetiminde yapılmalı ve enjeksiyondan sonra hasta en az 30 dakika gözlem altında tutulmalıdır. SONUÇ OLARAK; Arı alerjisi tedavi edilebilen bir durumdur. Arı alerjisinde etkin olan aşı (immünoterapi) tedavisi, alanında deneyimli alerji merkezlerince uygulanmalıdır. Arı alerjisi şüphesi olan hastaların konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için kendilerine en yakın alerji merkezlerine başvurmaları önerilir.
KAYNAKLAR: 1. Kalyoncu AF. Türkiye’de Arı Allerjisi. Astım Allerji İmmunoloji 2013; ll:71-75. 2. Kalyoncu AF. The prevalence of Hymenoptera stings and allergy in primary school children in Ankara. Int Rev Allergol Clin Immunol 1998;4:136-8. 3. Kalyoncu AF, Demir AU, Özcan U ve ark. Bee and wasp venom allergy in Turkey. Ann Allergy Asthma Immunol 1997;78:408-12. 4. http://www.eaaci.org/attachments/887_Hymenoptera yüzde 20PP yüzde 20 yüzde 20 Prevention yüzde 20& yüzde 20 Treatment yüzde 20 yüzde 28 Part yüzde 20II yüzde 29.pdf
2015 KASIM 27
ARICILAR BİRLİĞİ’NDEN BAL TANITIM FİLMİ
K
uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği ülkemizde bal tüketimini artırmak ve tüketicileri bilinçlendirmek amacıyla Tolgay Tarıman Ajansı’na iki adet reklam filmi yaptırdı. Gıda Tarım ve Enerji Bakanlığı ile işbirliği çerçevesinde hazırlanan filimler, ilerleyen günlerde kamu spotu olarak yerel televizyon kanallarında yayınlanacak. Balın çok hassas bir gıda olması nedeniyle, KIBRIS TÜRK TABİBLERİ BİRLİĞİNDEN’de görüş alınarak hazırlandı. Birinci film, balın
28 KASIM 2015
tanıtımı ve faydaları hakkında hazırlandı, ikinci film ise balın kiristalize olması ile ilgili. Alanında ilk film olma özelliği taşıyan bu filmler, kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.
Yeni bir vizyonla göreve gelen Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği yönetim kurulu , 300 gr olan bal tüketim miktarını 1 kg’a çıkarmak ve yerel üretimi artırmak adına birçok çalışmalara imza
atıyor. Ayrıca balın kristalleşmesinin topluma doğru olarak aktarmak ve daha sağlıklı balların piyasaya arzını sağlamak adına bu filmleri hazırlatmıştır.
BESIN MADDELERI TÜZÜĞÜ BAL Besin ve İlaç Satış Yasası’nın 19’uncu maddesi uyarınca yapılan besin maddeleri tüzüğü gıda maddeleri ile ilgili kriterlerin belirtildiği ve içeriğinde bal ile ilgili kuralların da bulunduğu bir tüzüktür. 09.06.2015 tarihinde yapılan değişiklik ile besin maddeleri tüzüğü içinde yer alan bal ile ilgili değişiklikler yapılmıştır. Aşağıda, yapılan bu değişiklikler ile ilgili bilgiler yer almaktadır arıcılarımızın bu bilgileri iyice öğrenmeleri ve Eylül ayından itibaren yapılacak denetimlerde söz konusu kriterlere uymaları yasa gereği şarttır aksi taktirde bal satışı yapmaları mümkün olamayacaktır. Balın Sınıflandırılması Bu tüzüğe göre Bal; kaynağına göre ve üretim ve/veya pazara sunuluş şekline göre aşağıda belirtildiği gibi sınıflandırılır:
1. Kaynağına göre; a. Çiçek balı: Bitki nektarından elde edilen balı,
b. Salgı balı: Bitkilerin canlı kısımlarının salgılarından veya bitkilerin canlı kısımları üzerinde yaşayan bitki emici böceklerin (Hemiptera) salgılarından elde edilen balı anlatır. 2. Üretim ve/veya pazara sunuluş şekline göre;
a. Petekli Bal: Kuluçka amaçlı kullanılmamış olan saf balmumundan hazırlanmış temel peteklerin veya arılar tarafından yapılmış peteklerin gözlerinde depolanmış ve tamamı veya büyük bölümü sırlanmış olarak satışa sunulan, b. Süzme bal: Sırları alınan yavrusuz peteklerden santrifüj yolu ile elde edilen,
c. Petekli Süzme bal: Süzme bal içerisinde petekli bal parçaları ile hazırlanmış, d. Sızma bal: Sırları alınmış yavrusuz peteklerden sızdırılarak elde edilen, e. Pres bal: Yavrusuz peteklerin doğrudan veya 45°C’yi aşmamak üzere ısıtılarak preslenmesi ile elde edilen,
f. Filtre edilmiş bal: Yabancı organik veya inorganik maddelerin filtrasyon yolu ile uzaklaştırılması sırasında polen içeriği önemli ölçüde azalmış, g. Doğal petekli bal: Modern kovanlarda, içerisinde temel petek kullanılmadan arılar tarafından peteği ile beraber üretilen, h. Fırıncılık balı: Yabancı tat ve kokuya sahip veya fermantasyona başlamış veya fermante olmuş veya yüksek sıcaklıkta işlem görmüş, endüstriyel veya daha sonra işlenecek diğer gıda maddelerinde bileşen olarak kullanılma amaçlı,
i. Karakovan balı: İçerisinde temel petek kullanılmadan, karakovanlarda arılar tarafından peteği ile beraber üretilen, j. Krem bal: Balın kontrollü olarak kristalleşmesi için kristalleşmenin başlamasını sağlamak üzere süzme balın içerisine starter (kristalleşmeyi başlatıcı) olarak önceden krem bal olarak işlenmiş uygun özellikteki bir kristalleşmiş baldan belli miktarda ilave edilen karışımın uygun sıcaklıkta saklanması ile homojen ve uygun dokuda sürülebilir özellik kazandırılması sonucu elde edilen baldır. Bu Tüzük kapsamında piyasaya sunulan veya insan tüketimi amacıyla herhangi bir gıda maddesinde bileşen olarak kullanılan bala ilişkin özellikler aşağıda belirtilmiştir.
a. Bala gıda katkı maddeleri de dâhil olmak üzere dışarıdan hiçbir madde katılamaz. b. Balın doğal bileşiminde bulunmayan organik ve/veya inorganik maddelerden ari olması gerekir. c. Fırıncılık balı dışında bal; bala ait olmayan yabancı tat ve kokuda, fermantasyonu başlamış, asitliği yapay olarak değiştirilmiş veya içerdiği doğal enzimleri parçalayacak veya önemli düzeyde inaktive edecek şekilde ısıtılamaz.
d. Filtre edilmiş bal ile ilgili kurallar saklı kalmak kaydıyla yabancı organik veya inorganik maddelerin ayrılması sırasında kaçınılmaz olan kayıplar dışında baldan polen veya diğer bala özgü bileşenler uzaklaştırılamaz. e. Bal şeker veya türevlerini içeremez. f. Balın tadı aroması, balın kaynağına ve üretildiği bitkinin türüne bağlı olarak değişmekle birlikte, balın kendine özgü koku ve tada sahip olması gerekir. g. Balın rengi su beyazından koyu amber renge kadar değişebilir. Salgı balının rengi pfund skalaya göre en az 60 olmalıdır. h. Etiketinde orijin aldığı çiçek, bitki, bölge veya coğrafya belirtilen ballara filtre bal ilave edilemez. i. Petekli ballarda, peteğin en az % 80’i sırlanmış olması gerekir. j. Etiketinde botanik orijini belirtilen ballarda, balların bu özelliklerinin polen analizi ile uyumlu olması gerekir. k. Bu Tüzüğe ekli Cetvel II’de çiçek balı için belirlenen kriterler, krem bal ve kristalize bal olarak adlandırılan ballar için de geçerlidir. l. Karakovan balı ve doğal petekli ballar süzme bal olarak piyasaya arz edilemez.
m. Karakovan balı ve doğal petekli bal adıyla piyasaya arz edilecek 2015 KASIM 29
ballarda peteğin parçalanmaması ve süzme bal ilave edilmemesi gerekir.
Balın Etiketlenmesi Balda etiketleme Etiket Tarife ve Fiyat Listeleri Tüzüğü uyarınca genel etiketleme kurallarına ek olarak aşağıdaki etiketleme kurallarına göre yapılır.
Bala hiçbir katkı maddesi, aroma verici katılamaz. Ayrıca balda söz konusu tüzüğün ekinde belirtilen pestisit limitlerine uyulması zorunludur.
Etikette;
a. Balın kaynağına ve elde ediliş yöntemine göre girdiği sınıf,
Balda kullanımı yasak olan maddeler, veteriner tıbbi ürünler ve bulaşkanlar ile ilgili kabul edilebilir maksimum kalıntı limitlerine uygun olmayan bal piyasaya sunulamaz veya insan tüketimi amacıyla herhangi bir gıda maddesinde bileşen olarak kullanılamaz. Bu maddeler aşağıdaki çizelgede belirtilmiştir.
a. Hasat zamanı, dolum tarihi ve son tüketim tarihi,
b. Elde edildiği bölge veya şehir isimleri, c. “1 yaşından küçük bebeklere bal yedirilmemelidir” ifadesi yer alır. Bunlara ek olarak;
• Çerçeveli balda net miktara “çerçeve ağırlığı” dahil değildir. Çerçevelere arıcıların işletme numaralarının yazılı olması gerekmektedir.
Kullanımı yasak olan maddeler: MRL Chlor-amphenicol
0,01 mg/kg
Nitrofurans
0,01 mg/kg
Tetracyclines
0,01 mg/kg
Streptomycins
0,01 mg/kg
Macrolides
0,01 mg/kg
Sulfonamides
0,01 mg/kg
Veteriner Tıbbi Ürünler Carbamatlar Ve Pyrethroidler (Ve Diğer Varroa İlaçları) Diğer Maddeler ve Çevresel Bulaşanlar:
30 KASIM 2015
• Etikette balın orijini, salgı balı veya çiçek balı olduğu, bal ifadesinin yanında aynı punto ile belirtilir. • Filtre edilmiş bal ve fırıncılık balı hariç olmak üzere, balın
botanik kaynağı belirli ise ve bal bu kaynağa ait, duyusal, fiziksel, kimyasal ve mikroskopik özellikleri belirgin şekilde taşıyorsa, ürün ismi “tülümbe balı, narenciye balı” gibi orijin aldığı çiçek veya bitkinin adı ile desteklenebilir.
polen miktarının büyük ölçüde alındığı etikette belirtilir.
• Filtre edilmiş bal ve fırıncılık balı hariç olmak üzere, bal üretildiği bölgenin florasına ait özellikleri belirgin şekilde taşıyorsa, ürün ismi, coğrafi işaretten doğan haklara aykırı olmamak kaydıyla, o bölgenin bölgesel, coğrafi veya topografik adı ile birlikte kullanılabilir.
• Balın botanik kaynağının bu Tüzüğe ekli Cetvel II’de Latince ismi verilen botanik türlerden biri olması halinde; ürün ismi orijini olan çiçek veya bitkinin adı ile desteklenebilir.
• Fırıncılık balının etiketinde “sadece pişirme amaçlı” ifadesi ürün ismine yakın ve kolayca görülebilir bir şekilde yer alır. • Fırıncılık balının bileşen olarak kullanıldığı bileşik bir gıda maddesinde “bal” ifadesi “fırıncılık balı” yerine bileşik gıda maddesinin isminde kullanılabilir. Ancak, ürünün bileşenler listesinde “fırıncılık balı” olarak yer alır.
• Filtre balının bu özelliği ve bu balda
MRL Acrinathrin
0,01 mg/kg
Chlorfenvinphos
0,01 mg/kg
Malathion
0,01 mg/kg
Naphthalene
0,01 mg/kg
Bromopropylate(incl. 4,4’-DBBP)
0,01 mg/kg
Amitraz
0,20 mg/kg
coumaphos
0,10 mg/kg
Fluvalinate, tau-
0,01 mg/kg
Tetradifon
0,01 mg/kg
• Hammadde ambalajı üstünde Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı olan işletmeye ait hammaddenin kaynağını işaret edecek işletme numarası bulunur.
• Karakovan balı adlandırılırken ürün adıyla birlikte “doğal petekli” ifadesi kullanılabilir. • Süzme çiçek balının akışkan olmayan kıvamda, kontrollü koşullarda kristalize edilmesi halinde “krem bal”, kendiliğinden kristalize olması halinde ise “kristalize bal” adıyla piyasaya arz edilebilir. Bal yukarıdaki kurallara uygun olarak etiketlenmediği sürece pazara arz edilemez ve petekli ballar dışında ballar açıkta satılamaz. Balın Taşınması ve Depolanması Bal, paketleme/ dolum noktasından tüketiciye ulaştırılana kadar tüm aşamalarda temiz ve kuru yerlerde kokulardan ari biçimde, doğrudan güneş ışığından korunur ve ortam sıcaklığı 25°C’yi aşmayan yerde
muhafaza edilir. Bal sağım odası ve dinlendirme odalarında hiçbir ilaç veya zehirli madde bulundurulamaz. Muhafaza ve taşınmasında da üretimdeki hassasiyetlerin gösterilmesi gereklidir. Paketleme, depolama, nakliye süreçlerinde tüm temizlik konularına uyulması, koku ve kimyasal etkileşimi ile güneşten korunması, ortam sıcaklığı 25°C’yi aşmayan yerde muhafaza edilmesi, belirgin ısıl değişkenliği olan ortamlardan uzak tutulması zorunludur. Balın dinlendirilmesi ve depolanması sırasında çinko ve çinko ile galvanize edilmiş madde ve malzemelerin kullanımı yasaktır. Paslanmaz çelik, gıda plastiği olarak onaylı malzemeler veya laklı tenekeler haricindeki
kaplarda balın toptan satışı yapılamaz. Laklı tenekeler yapısı gereği kolay zarar gördüğünden tek kullanımlıktırlar. Aksi taktirde teneke içerisinde bulunan lakın zarar görmesi sonucu balınıza istenmeyen maddeler geçebilecek ve balınız insan tüketimine uygun olmadığından imha edilecektir. Bu sebeple Laklı tenekelerin bir defadan fazla kullanımı veya zarar görmüş laklı tenekelerin bal muhafazası için kullanımı yasaktır. Ambalajlama Bu Tüzük kapsamında balın ambalajlanmasında kullanılacak madde ve malzemeler; cam, laklı teneke (bu tenekeler tek kullanımlıktır), paslanmaz çelik kap ve/veya gıda için
kullanımına izin verilen plastik kap olmalıdır. Arıcılar tarafından kullanılan sarı bidonlar bal depolama için uygun kaplar değildir. Ayrıca bu kaplarda kristallenme daha hızlı olmaktadır çünkü yapısı gereği bu kaplar balı koruyamazlar. Kullanılacak boş ambalaj kapları hijyen kurallarına uygun olarak ağızları kapalı olarak ve temiz yerlerde depolanır. Ambalaj kaplarından normal veya beklenen kullanım koşullarında madde ve malzemeyi oluşturan bileşenlerden bala, (1)İnsan sağlığını tehlikeye sokacak, (2)Gıdanın bileşiminde istenmeyen değişimlere neden olacak, (3)Duyusal özelliklerinde değişikliğe neden olacak miktarda geçiş olamaz.
Bu nedenle seçilecek ambalaj kapları dikkatli seçilmelidir. Üretiminde Kullanılan Temel Petek ve Özellikleri Temel petek üretiminde kullanılan balmumu bir atmosfer basınçta 120 °C de onbeş dakika süreyle veya eş bir sterilizasyon işlemine tabi tutulur. Temel petekte balmumunun doğal yapısında bulunmayan, parafin, serezin, iç yağı, reçine, oksalik asit gibi organik maddeler ile ağartıcı maddeler gibi inorganik maddeler bulunamaz. Ayrıca bir gram petekte Amerikan Yavru Çürüklüğü etkeni Paenibacillus larvea spor ve vejetatif formu ile Nosemosis etkenleri Nosema apis ve Nosema cerene sporları bulunamaz.
ERGONOMİK KOVAN www.ap i maye .co m
“ Eski yeni tüm kovanlarınıza uygun; polenlikli taban, izolasyonlu kapak, yemlik tipi örtü tahtası ve ana arı ızgarası. ”
Ergonomik Kovan
Ergonomik Kovan Kapağı Dönüşümlü Kapak Yemlik Kapağı Yemlik Tipi Örtü Tahtası
Pratik Çerçeve
Apimaye, ahşap kovanlara yönelik geliştirdiği ekipmanlar ile siz değerli arıcılarımıza hizmet vermeye devam ediyor. Klasik Ahşap Kovanların modernizasyonu için geliştirilen Apimaye Ergonomik Ahşap Kovanlarda, polen tuzaklı- varoa çekmeceli taban, yalıtımlı kapak, pratik çerçeve, yemlik tipi örtü tahtası, paslanmaz kulplar ve ayarlı arı girişi - havalandırma aparatı mevcuttur. Dilerseniz kendi kovanınızı ihtiyacınız doğrultusunda parça parça yenileyebilirsiniz. Ergonomik Kovan Tabanı ile artık ahşap kovanlarda da dip tahtası temizliğini rahatlıkla yapabilecek, aynı zamanda polen toplayabileceksiniz. Tabanların altında bulunan kaymaz pabuçlar sayesinde nakliye sırasında herhangi bir sorun yaşamayacaksınız.
INOX Birleştirme ve Taşıma Mandalları
Ana Arı Izgarası
Ergonomik Kovan Ayarlı Arı Giriş Aparatı
Tüm kullanıma açık Tamamen kapalı Havalandırmalı
Polen Çekmeceli
İşçi arı giriş çıkışlı
Taban Çekmecesi
Havalandırmalı Polen Tuzağı Sürgüsü Ergonomik Taban Arı Giriş Izgarası
BOSB Birlik 2 Is Mrk No:50 34520 Beylikduzu - Istanbul / TURKEY Tel: +90.212 876 76 55 (pbx) Fax: +90.212 876 76 54 info@apimaye.comwww.apimaye.com
02
2015 KASIM 33
1993
KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIGI
NORTH CYPRUS BEEKEEPING ASSOCIATION
• • • • • •
Üretim ve Kalitede Verimlilik için Elele
Her Türlü Arıcılık Malzemeleri Uygun Fiyat, Kaliteli Hizmet Arıcılık Eğitimi Danışmanlık Hizmeti Yayınlar Ana Arı
Adres: Kızılay Sokak No 6A, Asal Sube arkası Kaymaklı LEFKOŞA Tel: (0392)227 09 62 - (0392) 2281269 Fax: (0392) 2270963 email: info@aricilarbirligikuzeykibris.com - kuzeykibrisaribir@gmail.com