Tülümbe 3 sayı 2016

Page 1

KUZEY KIBRIS ARICILAR BİRLİĞİ RESMİ YAYIN ORGANI

YIL: 1 SAYI: 3 KASIM 2016

BUTİK ÜRETİMLER

İŞLETMELER VE GIDA ETİĞİ

ARISÜTÜ

TÜM YÖNLERİYLE BALMUMU GÜVESİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

Mehmet Akif;

‘ARI İNSANLARA TABİATTIN BİR HEDİYESİ’

Arıcılar Birliği’nden Dev Proje Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği ve Değirmenlik Çevre ve Tanıtım Derneği ortaklığında yürütülen “Honey, Save, Love: Bee - Savvy (Balı Koru, Sev)” adlı proje kapsamında bölgesel arıcılık eğitim dizileri yapıldı...

1993

KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIGI

NORTH CYPRUS BEEKEEPING ASSOCIATION


KIBRIS’IN EN UZUN SÜREDİR YAYINDA OLAN DERGİLERİ ZOOM ve GURME

Sizin olduğunuz her yerde sizinle dünyanın her yerinden tablette - dizüstünde bilgisayarda ve tüm akıllı telefonlarda

NORTH

[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

NORTH

[ kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

DERGİ GRUBU

haber

DERGİ GRUBU

DERGİ GRUBU

gurmedergisi.com

tatil

Kıbrıs’ta 'Nerede-Nasıl' yapılır?

PARA PARA PARA

Dünden Bugüne

Mustafa Şah;

Tüm Bilinmeyenleri ile

LUVANA

Geleneksel Kıbrıs Köyü

Droushia

HANGİ BESİN NE ZAMAN TÜKETİLMELİ!.

30

KEŞFEDİN!..

ADA’NIN HERYANINDAN GİDİLMEYE DEĞER MEKANLAR

Aslan Yürekli Richard’ın Sofrasından Kıbrıs Mutfağı’na

ÖZEL TARİF

Hamilelikte Sex Faydalı...

KOLOKAS

14.İstanbul Uluslararası Gastronomi Festivali’inin Gözdesi;

ALTIN KARMA GURME DERGİSİ ŞEFLERİ

Yemek Yeme Arzusunu Yok Etmenin 6 Yolu

Arkeolog

Ali Başman

Hazar Kaba Yazdı;

Başkanlık için kesin kararını verdi

Antik Kıbrıs Mutfagı Kuşkonmaz Salatası Enginar Varken Yiyin

www.cyprusgurme.com

“Ömür Olgundemir”

34 ÖZEL

81.yılında Akpınar Patisserie silbaştan yenilendi

TARİF

Bu Yiyecekler Sigara Bıraktırıyor

Aşk Ayı

Hasan Karlıtaş; Salamis’in Keşfinde Kıbrıslı Kadınların Rolü Neydi?..

GRİPTEN KORUNMAK İÇİN BU BESİNLERİ TÜKETİN

Hazar Kaba;

Antik Kıbrıs’ta Din ve Ritüel

NORTH

[ kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

gurmedergisi.com

Aralık Sonu

Ocakbaşı

Incir Receli

DÜNYANIN EN BÜYÜK TÜNELE SAHİP AKVARYUMU ANTALYA'DA

EXPO 2016'da

En Güzel Veda Esentepe'den;

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

Dogru Bildigimiz Yanlıslar

Yağ Yakan

6 Kolay Ara Öğün

YIL: 9 SAYI: 110 NİSAN 2016

Hasan Karlıtaş;

Nisan Ayında Nereye gidilir, Neler yapılır?

Hayatımızı Değiştiren 35 Arayüz Buluşu

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

Pink Martini 21 Temmuz’da Kıbrıs’ta

Kıbrıs Ot Yemekleri Bu Kitapta Buluştu

GEZMENİN TAM ZAMANI!..

YIL: 10 SAYI: 113 TEMMUZ 2016

9 694851 900049

SINAV STRESİNE MEYVE, SalatasıKONSANTRASYONA BALIK

/zoomdergigrubu/

7 Altın Öneriyi Dikkate Alın, Kilo Almayın..

Lekelerine Doğal Çözüm

Soda

21. yüzyılın cesur tasarımı;

ASTON MARTİN DB11 Çok Özel Yerler

Girne'nin Tarzı Backwood XL

Her Daim Genç Kalın...

Çok Özel Yerler

Eski Konak Meyhanesi 9 694851 694 851 900049 90 0049

Hazel Oraç

9 694851 90004 9

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

İçi-dışı tescilli güzel;

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

9 694851 90001 8

ADA’NIN HERYANINDAN GİDİLMEYE DEĞER MEKANLAR

FESTİVALLER HANGİ AY? NEREDE? NE ZAMAN? NIKE YENİ MODELİNİ TANITTI

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

ve

Egzersiz yapın Beyniniz Küçülmesin

EFSANELER NEWYORK'DA BULUŞTU

ALPINE VISION GERİ DÖNÜYOR

FESTİVALLER HANGİ AY? NEREDE? NE ZAMAN?

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

KEŞFEDİN!..

1

Çok Özel Yerler

MeyHaneM Y eni yerinde

Mesut Yalvaç;

‘İNSAN ve SOSYAL ZEKÂ’ PİRELLİ, TAKVİM YILDIZLARINI HATIRLATTI;

ÇADIR FESTİVALİ

Karpaz'ı Hiç Böyle Görmediniz!.. KUŞ BAKIŞI KARPAZ

Beslenmeye dair

cypruszoom.com

Türkiye’nin İlk Turistik Denizaltısı Antalya’da Denize İndirildi

NORTH

[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

Yaza

Türkiye'nin Lezzetleri

NORTH

GÜN BATIMINA DOKUNMANIN EN YAKIN DÖRT ADRESİ

Çok Özel Yerler

Mezze Meyhane

ANADOLU EFES MARKALARI ÖDÜLE DOYMUYOR

[ kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

1

YIL5 - SAYI-59 - AĞUSTOS 2016 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL

Hasan Karlıtaş; ‘Memlekete Bahar Gelm�ş’ Nereye g�tmel�, Ne yapmalı?

9 694851 90004 9

9 694 851 90 004 9

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

Papageno

9 694851 90001 8

Çok Özel Yerler

YIL: 9 SAYI SAYI: 109 MART 2016 Fotoğraf: İsmet Ersalıcı

Yıl: 10 Sayı: 115 Eylül 2016

/zoomdergigrubu/

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

cypruszoom.com

Eski Mekan Y eni Tarz

OT YEMEKLERİ BU KİTAPTA BULUŞTU

(kuşkonmaz)

Güçlü Hafıza için Ne yemeli?

İlişkiniz Tehlikede

BAHAR YORGUNLUĞUNDAN KURTULMANIN YOLU VAR

NORTH

[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

Tam Zamanı

İNCE GİRİN!..

YIL5 - SAYI-55 - NİSAN 2016 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL

1

Ayrelli

Molohiya

Yaz Sezonuna

Kuşkonmaz

Geleneksel tatlar yeni sunumları ile artık unutulmayacak

Şeker Hastalarına;

Hakkında bildiklerinizi unutun!..

Yatakta Uyumlu Değilseniz

www.gurmedergisi.com

/gurmedergisi

ÖZEL TAR İF

Mustafa Şah;

Hasan Karlıtaş; Lefke, Şeyh Nazım ve İnanç Turizmi

KEŞFEDİN!..

ADA’NIN HERYANINDAN GİDİLMEYE DEĞER MEKANLAR

AMERİKA

Ç ıldırtan lezzet

Hikayesi

Atakan Aya

Beyaz Şarap ve Şarap Hakkında Merak Edilen 10 Sorunun Cevabı!..

DERGİ GRUBU

GÜNAHLAR ŞEHRİ LAS VEGAS MEKTUBU

Mustafa Şah; Madem Oiselle Suzette ve

30

Babutsa Kıbrıs’a Nereden Geldi?

NORTH

SEDASÖKER

Festivale Doyduk

Atakan ile Tadım Atölyesi

www.gurmedergisi.com

Nurperi Özgener

[ Kıbrıs’ın ilk aylık turizm CYPRUS haber, magazin, aktüalite dergisi ]

ÖZEL TARİF

Tatlısu Zambak Tatil Köyü Şarap Hakkında Herşey;

www.cypruszoom.com

YIL: 10 SAYI: 111 MAYIS 2016

28

Diyabete

Renkli Diyet

Güneşin ve Denizin En Güzel Yeri;

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE 1

TURİZM ▶ TARİH ▶ ALIŞVERİŞ ▶ SAĞLIK ▶ MAGAZİN ▶ AKTUALİTE

Daday’da Servet Değerinde MANTAR ŞENLİĞİ

Mutfagımızda Pisirme Teknikleri

“Neden Sürekli Aç Hissediyorum” Cevabı Bulundu!..

Çok Özel Yerler

24

ÖZEL TAR İF

Ali Özçil'den

Crepes Suzette’nin

1

www.cyprusgurme.com

/gurmedergisi

Sommelier’ler Yarıstı

Trodos Köylerinden birinde bir pazar”

DERGİ GRUBU

1

9 694 851 90 004 9

SEDASÖKER

Godfather’in Bağında

Kıbrıs Basının’da bir ilk 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın İlk ve Tek Kadın Savaş Muhabiri

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

Paralar hakkında hiç bilmediğiniz detaylar sizi şaşırtacak

9 694851 90001 8

SAN FRANCISCO MEKTUBU

MUTFAKTA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR YIL5 - SAYI-57 - HAZİRAN 2016 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL

En güzel

Her Aşamada Başarı’nın Sırrı; Necat BritishCollege

Mor Soğan Mucizesi

YIL5 - SAYI-54 - MART 2016 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL

Çok Özel Yerler

Mertekli Meyhane

Daha özeli Daha güzeli yok;

Escape Beach Club

9 694851 900049

YIL5 - SAYI-53 - ŞUBAT 2016 FİYATI 10 TL - TÜRKİYE FİYATI 15TL

Esentepe’ye 5 yıldızlı Halk Plajı..

10 TL/TÜRKİYE FİYATI 15TL

YIL: 10 SAYI: 112 HAZİRAN 2016

/zoomdergigrubu/

Tatiliniz Neresi Olsun?..

9 694851 90001 8

gurmedergisi.com

Monica Molina’a ZOOM’a konuştu

Aşkın Yolu Mideden Geçer

Yıl: 10 Sayı: 114 Ağustos 2016

/zoomdergigrubu/

9 694851 90001 8

cypruszoom.com


Kırata Kasapoğlu Arıcılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı 1993

KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIGI

NORTH CYPRUS BEEKEEPING ASSOCIATION

TÜLÜMBE KÜNYE www.aricilarbirligikuzeykibri.com kuzeykibrisaribir@gmail.com Yayın Kurulu Kırata Kasapoğlu Hasan Kozok Halil Çorba Serhan Kara Çağlar Gulankadir Ali Amca Hüsnü Rüstemoğlu Osman Serin Hüseyin Kolozali Danışman Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu Grafik Tasarım Profil Reklam Yayın Türü Üç Aylık Sektör Dergisi Baskı: OKMAN Printing Ltd. İletişim KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIĞI Tel: 0392 227 0962 Fax: 0392 227 0963 Kızılay Sokak, Asal Şube Arkası Lefkoşa kuzeykibrisaribir@gmail.com

MERHABA Sevgili arıcılarımız, İyisiyle kötüsüyle kurak bir bal sezonu geride bıraktık. Son iki yılın arıcılık açısından kurak geçmesi bal üretimimizde ve koloni sayımızda büyük düşüşlere neden olmuştur. Umarım bu yıl yağışlarında gelmesi ile enerjimizin ve çalışmalarımızın karşılığını alacağımız bol kazançlı, bereketli bir sezon bizim olur. 2016 yılı Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği ve ülkemiz arıcılığı açısından bir çok ilke imza atılmıştır. Birçok proje hayata geçirilmiş olup Arıcılar Birliğimizin kurumsal kimliği ve faaliyetleri görünürlülük açısından ileri boyutlara taşınmıştır. Şöyle ki; Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği’nin AB destekli projesi Honey, Save, Love: Bee-Savvy (Balı, Koru, Sev), Tarım-Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı Kırsal Kalkınma Projesi arıcılık kooperatif binası tadilatı, arıcılarımıza yönelik Hayvancılık Dairesi tarafından verilen yüzde 50 hibe destek programı, arıcının kayıt altına alınıp doğrudan gelir desteği kapsamına Bakanlar Kurulu kararı ile konulması ve daha birçok icraat... Önümüzde ki aylarda yapılacak olan uygulamalı eğitim programlarımızın duyurularını birliğimizden, basından ve facebook sayfadan ilan edeceğiz, bizi takip edin. AB projesi kapsamında üye-

lerimiz arasında yapılan ihtiyaç analizi anket sonuçları önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacaktır. Yine AB projesi bünyesinde ülkesel Varroa mücadelesi kapsamında alınacak olan Check-Mite adlı ilaç önümüzdeki günlerde arıcılarımıza dağıtılacaktır. Ayrıca bu yıl Tarım Bakanlığımızın ‘Hayvancılık ve Su Ürünleri Çalıştayı’nda, arıcılık masasında birliğimiz ve arıcılarımızı temsilen yer almış olup, ülkemizdeki arıcılık sorunlarının kayıt altına alınması için gerekli katkılar yapılmıştır. Son iki ay içinde yapmış olduğumuz birçok eğitim programının haber ve fotoğraflarını, konusunda uzman hocalarımızın arıcılık ile ilgili çeşitli bilimsel makalelerini ve yeniliklerimizi Tülümbe Dergisi’nin üçüncü sayısında bulabilirsiniz. Değerli arıcılarımız, Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği başkan ve yönetim kurulu olarak, sizlerinde desteği ile ülke arıcılığı için devletin ilgili birimlerinde canla başla uğraşıp arıcılığın daha iyi bir yere getirilmesi için çalışmaya devam edilmektedir. Bu yolda epeyce mesafe kat ettiğimiz kanısındayım. İçinde bulunduğumuz sonbahar – kış sezonunda koloni bakımlarınızı yapmayı ihmal etmeyin. Bol kazançlı günler dilerim.

2016 KASIM 1


Nazım ÇAVUŞOĞLU Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı

“ARICILAR BİRLİĞİ PROJELERİNİ TEREDDÜTSÜZ DESTEKLİYORUZ” Arı yetiştiriciliğine gönül vermiş kardeşlerim; Besleyici özelliğiyle her yaşta insanın beslenmesinde önemli rolü olan balın üretilerek toplumun sağlıklı gelişimine koyduğu katkının yanında, arı yetiştiriciliği bitkisel üretimin sürekliliğinin sağlanması açısından da son derece önemlidir. Bu nedenledir ki ülkemizde bu değerli ürünün elde edilmesi için uğraş veren arı yetiştiricilerinin üretim faaliyetlerinin geliştirilmesi Bakanlık olarak önemsediğimiz hususlardan biridir.Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve bakanlığa bağlı Hayvancılık Dairesi’nin bu anlamda sektöre yönelik katkıları bütçe imkanları çerçevesinde artarak devam etmektedir. Arıcılık sektörünün geliştirilmesi, bal üretiminde gıda güvenliği ve ürün çeşitliliğinin artırılması amacıyla, gerek hastalıklara karşı kullanılan ilaç, gerekse altyapı ihtiyaçlarına yönelik

2 KASIM 2016

hibe programları bu yönde konan katkıların başında gelmektedir. Arıcıların gelirlerini artırmaları ve kuraklık dönemlerinde arılarını besleyecek protein kaynağı bulmalarını sağlamak amacı ile polen üretiminin artırılması için polen tuzaklı altlık kullanımının teşvik edilmesi yönünde de söz konusu hibe programı kapsamında maliyetin yüzde 50’sini karşılayacak şekilde arı yetiştiricilerine imkanlar sunulmaktadır. Arı yetiştiriciliğinin Doğrudan Gelir Desteği Kapsamına alınarak kovan başına 20 TL destek verilmesi, hem sektörün geliştirilmesi, hem de bir istihdam alanı olarak gençlerimiz tarafından da değerlendirilmesi açısından önemli bir adımdır. Öte yandan, tüm tarım ve hayvancılık sektöründe olduğu gibi, kooperatifleşmenin önemine inanan bir yönetim olarak, Arıcılar Birliği’nin girişimleriyle başlatılan koope-

ratifleşme çalışmalarına tam destek vermekte olup, bu anlamda, Güzelyurt’ta Hayvancılık Dairemize ait çiftlikte bir bölüm, birliğe tahsis edilmiş ve kooperatif binasının da yapımı için 170 Bin TL’lik bir katkı öngörülmüştür. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı olarak bu güzide sektörümüze koyduğumuz direk katkıların yanında gerek çeşitli kurum ve kuruluşlar, gerekse Arıcılar Birliği tarafından ortaya konan projeleri de tereddütsüz desteklemekteyiz. Bu anlamda hayata geçirilen arıcılık kayıt sisteminin geliştirilmesine yönelik çalışmalar veya arı yetiştiricilerinin bilgilendirilmesi yönünde ortaya konan eğitim çalışmalarına tüm ekibimizle katkı koymaktayız, bu destekleri artırarak sürdürme kararlılığındayız. Arı yetiştiricileriyle el ele güzel günlere ulaşacağımız inancıyla, bereketli bir üretim sezonu dilerim.


2016 EKÄ°M 3


KKTC ARICILAR BİRLİĞİ AÇILIŞ KOKTEYLİ

K

uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği ve Değirmenlik Çevre ve Tanıtım Derneği ortaklığında yürütülen “Honey, Save, Love: Bee-Savvy (Balı Koru, Sev)” adlı proje kapsamında bölgesel arıcılık eğitim dizilerinin ilki 8-12 Ağustos 2016 tarihlerinde gerçekleştirildi. Her ilçede bir gün olmak üzere toplam 5 ilçede gerçekleştirilen eğitim seminerleri arıcılar ve arıcılık ile ilgilenenler tarafından yoğun ilgi gördü. Eğitim seminerlerinin ilki Başkent Lefkoşa’da Tarım Bakanlığı Konferans Salonunda 09.00-18.30 saatleri arasında yapıldı. Açılışa Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Nazım Çavuşoğlu başta olmak üzere Hayvancılık Dairesi

4 KASIM 2016

Müdürü Burcu Vudalı, Tarım Bakanlığı çalışanları ve bölge arıcıları katılmıştır. 30 kovan ve üzeri arılı kovana sahip arıcılık işletmelerine işletme başına toplamda 3 bin TL’yi aşmamak kaydı ile teşvik verilmesi kararı üreticileri memnun etmedi.


}

“Honey, Save, Love: Bee-Savvy (Balı Koru, Sev)” Sektöre verilecek teşviklerin artması gerektiğini savunan üreticiler, bunun yanı sıra sektörün doğrudan gelir desteği kapsamına alınmasının şart olduğunu belirtti.

}

2016 KASIM 5


6 KASIM 2016


2016 KASIM 7


BÖLGESEL ARICILIK EĞİTİMLERİ DÜZENLENDİ

K

uzey Kıbrıs Arıcılar Birliği ve Değirmenlik Çevre ve Tanıtım Derneği ortaklığında yürütülen “Honey, Save, Love: Bee-Savvy (Balı Koru, Sev)” adlı proje kapsamında bölgesel arıcılık eğitim dizilerinin ilki 8-12 Ağustos 2016 tarihlerinde gerçekleştirildi. Her ilçede bir gün olmak üzere toplam 5 ilçede gerçekleştirilen eğitim seminerleri arıcılar ve arıcılık ile ilgilenenler tarafından yoğun ilgi gördü. Eğitim seminerlerinin ilki Başkent Lefkoşa’da Tarım Bakanlığı Konferans Salonunda 09.0018.30 saatleri arasında yapıldı. Açılışa Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Nazım Çavuşoğlu başta olmak üzere Hayvancılık Dairesi Müdürü Burcu Vudalı, Tarım Bakanlığı çalışanları ve bölge arıcıları katılmıştır.

8 KASIM 2016 4 EKİM 2016

Açılış konuşmasını Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği Başkanı Kırata Kasapoğlu’nun gerçekleştirdiği seminerde Birlik olarak Kuzey Kıbrıs’ta arıcılığın gelişmesi için birçok konuda çalışmaların sürdürüldüğü ve yürütülen projelerle ada genelinde arıcılığın daha iyi yerlere geleceğini belirtti. Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Nazım Çavuşoğlu ise yaptığı konuşmada; arıların ve arıcılığın önemine değinerek bakanlık olarak arıcılara elinden gelen her türlü desteği sağlayacağını söyledi. Bölgesel Tematik Arıcılık Eğitimleri Kapsamında 8 Ağustos 2016 tarihinde Lefkoşa’da başlayan seminerler, 9 Ağustos’ta Güzelyurt Atatürk Kültür Merkezi, 10 Ağustos’ta Girne Milli Arşiv, 11 Ağustos’ta Mağusa Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Merkezi ve 12 Ağustos’ta İskele Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir. Arıcılık Seminerleri kapsamında Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, Kıbrıs arı-

Eğitim seminerlerinin ilki Başkent Lefkoşa’da Tarım Bakanlığı Konferans Salonunda 09.00-18.30 saatleri arasında yapıldı.


cılarına yönelik Modern Arıcılık Teknikleri konulu sunumunu cılarına yönelik Modern Arıcılık gerçekleştirmiştir. Bu sunum Teknikleri konulu sunumunu kapsamında arıların beslenme gerçekleştirmiştir. Bu sunum ve bakım tekniklerinde yapılkapsamında arıların beslenme ması gerekenler üzerinde duran ve bakım tekniklerinde yapılProf. Dr. Muhsin Doğaroğlu, arıması gerekenler üzerinde duran cılıkta sıklıkla yapılan yanlışlar Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, arıüzerine de değinmiştir. cılıkta sıklıkla yapılan yanlışlar Prof. Dr. Levent Aydın’ın üzerine de değinmiştir. yaptığı Arı hastalıkları konulu Prof. Dr. Levent Aydın’ın sunumda özellikle Varroa’ya yaptığı Arı hastalıkları konulu karşı alınması gereken önlemler sunumda özellikle Varroa’ya ve Varroa mücadele stratejilekarşı alınması gereken önlemler ri üzerinde durmuştur. Varroa ve Varroa mücadele stratejilemücadelesi sırasında uygun doz ri üzerinde durmuştur. Varroa ve zamanda toplu mücadelenin mücadelesi sırasında uygun doz önemine değinmiştir. ve zamanda toplu mücadelenin önemine değinmiştir.

Kıbrıs arısının korunması ve ıslahı üzerine sunumunu yapan Kıbrıs arısının korunması ve Doç. Dr. Dilek Arsoy, Kıbrıs’ta ıslahı üzerine sunumunu yapan yerli arı ırkının kullanılması Doç. Dr. Dilek Arsoy, Kıbrıs’ta gerektiğini belirtmiştir. Yerli arı yerli arı ırkının kullanılması ırkı kullanımı ile bal veriminin gerektiğini belirtmiştir. Yerli arı artacağını ve hastalıklarla daha ırkı kullanımı ile bal veriminin iyi mücadele edilebileceğini artacağını ve hastalıklarla daha vurgulamıştır. iyi mücadele edilebileceğini Yüksek fizik mühendisi İrfan vurgulamıştır. Muhtar, Kıbrıs’ta Avrupa Birliği Yüksek fizik mühendisi İrfan Projesi ile amaçlanan Arıcılık Muhtar, Kıbrıs’ta Avrupa Birliği kayıt sistemi üzerine sunumunu Projesi ile amaçlanan Arıcılık yapmıştır. Kurulacak olan bu kayıt sistemi üzerine sunumunu sistemle Kıbrıs’ta arıcılığın iyi yapmıştır. Kurulacak olan bu bir yere geleceğini belirtmiştir. sistemle Kıbrıs’ta arıcılığın iyi Yüksek ziraat mühendisi Ersin bir yere geleceğini belirtmiştir. Gözenler bal odalarının stanYüksek ziraat mühendisi Ersin Gözenler bal odalarının stan-

2016 EKİM 5 2016 KASIM 9 2016 EKİM 5


dartları konulu sunumunu yapmıştır. Sunumunda bal odalarının standartlarının yanı sıra hijyen konusunda da bilgi vermiştir. Balın işlenmesi ve saklanması konulu sunumu Yüksek gıda mühendisi Çağla Çaltinoğlu Toraman yapmıştır. Sunumunda balın dünya standartlarında olması gereken değerleri belirterek HMF ve Diastaz hakkında bilgiler vermiştir. 2008-2015 Avrupa Komisyonu Bal Analiz Sonuçları konulu sunumu Farmakolog

}

Nilüfer Kozok yapmıştır. Avrupa Komisyonu’nun önem verdiği konular üzerinde durmuş ve ballardaki kalıntı sorununu anlatmıştır. Son gün İskele İlçesinde yapılan seminer programında Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Nazım Çavuşoğlu seminerde değerli hocalarımıza plaketlerini vererek bu önemli bilgileri arıcılarımıza aktardıkları için teşekkür etmiştir.

}

“Honey, Save, Love: Bee-Savvy (Balı Koru, Sev)” adlı proje kapsamında bölgesel arıcılık eğitim dizilerinin ilki 8-12 Ağustos 2016 tarihlerinde gerçekleştirildi. Her ilçede bir gün olmak üzere toplam 5 ilçede gerçekleştirilen eğitim seminerleri arıcılar ve arıcılık ile ilgilenenler tarafından yoğun ilgi gördü.

6 EKİM 2016 10 KASIM 2016


Prof. Dr. Muhsin DOĞAROĞLU

Güzelyurt Atatürk Kültür Merkezi

GÜZELYURT SEMINERI

2016 KASIM 11


GIRNE SEMINERI

12 KASIM 2016


MAĞUSA SEMINERI

2016 KASIM 13


20

2

2

201

2015 Ä°SKELE SEMINERI

14 KASIM 2016

20


016 2015

2016 2015

2015

016 2016

15

%100 Krom, motorlu, devir kontrollü, 24’lü Bal Süzme Makinası. Türkiye’de bir ilk!

www.admentr.com

016

Gazcılar Caddesi No:9 16220 BURSA T: +90 224 223 80 85 F: +90 224 224 39 64 www.civan.com.tr


BİYOLOĞUMUZ ERKAY ÖZGÖR GAZİANTEP’TE BİRLİĞİMİZİ TEMSİL ETTİ

16 KASIM 2016

Her iki yılda bir Türkiye’nin farklı illerinde üniversiteler tarafından düzenlenen Biyoloji kongresi, bu yıl ‘23. Ulusal Biyoloji kongresi’ adı altında 5-9 Eylül 2016 tarihleri arasında Gaziantep Üniversitesi himayelerinde Gaziantep’te gerçekleştirilmiştir. Bu kongreye, Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği’nin çalışanlarından Uzman Biyolog Erkay Özgör, 2 sözlü sunum ile katılmıştır. Sözlü sunumlarında Kıbrıs arıcılığına ve arı hastalıklarına dikkat çeken Erkay Özgör’ün sunumları dinleyenler tarafından büyük beğeni toplamıştır. Erkay Özgör sunumlarında Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği’nin Kıbrıs’ta arıcılığın geliştirilmesi için yaptığı ve yapmaya devam ettiği çalışmalarla Kıbrıs arıcılığını gün geçtikçe daha iyi yere

taşıdığından bahsetmiştir. Gaziantep’teki kongrede Erkay Özgör, bilimsel çalışmaları sırasında balmumu güvelerinde bal arılarındaki Nosema hastalığı etkeni olan Nosema apis ve Nosema ceranae’yı ilk kez tespit ettiğini ve bu tespit sürecinin nasıl gerçekleştiğinden bahsetmiştir. Bu durum kongreye katılan tüm katılımcılardan ilgi görmüştür. Sunumu sırasında bu tespitin Dünya’da ilk defa yapıldığını vurgulayan Özgör, balmumu güvelerinin nosema türlerini kovanlar arasında taşıyabileceğini söylemiştir. Bu durumda kovanların nosema ile bulaşması daha kolay hale gelebilmektedir. Bu nedenle arıcıların balmumu güveleri ile mücadelede daha dikkatli ve titiz olmaları gerektiğini ifade etmiştir.


2016 KASIM 17


BUTIK ÜRETIMLER

İŞLETMELER VE GIDA ETIĞI

Son yıllarda hayatımıza giren bu ‘butik’ kavramı - duyduğumuz anda bizi duraksatsa da - aslında bizden çok da uzak bir kavram değil. Mağaza anlamına gelen ve Fransızca’daki ‘boutique’ kelimesinden türetilen ‘butik üretim’ kalıbı, çağımızda, yoğun emek sonucunda üretilmiş sınırlı sayıdaki ürünleri kapsamaktadır. 2000’li yılların başında, tüketicilerin fabrikasyon ürünlerdense ev yapımı, doğal ürünlere yönelmeleri bu ‘butik üretim’ - ‘butik işletme’ kavramlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Adamızda çok daha öncelerinden beri süregelen bal üretimi bir ‘butik üretim’ örneğidir, ve türlü zahmetle üretilen bu arıcılık ürününün satışa sunulması da arıcılarımızı birer ‘butik işletme’ sahibi yapmaktadır. Butik üretimler yoğun emek gerektiren ve zaman kavramının olmadığı bir işletmecilik türüdür, işçileri de genellikle yakın dost ve akrabalardır. Balın yanı sıra bu işletmelerde, sağlığa faydalı etkileriyle belinen arı sütü, polen ve propolis gibi diğer arıcılık ürünleri de satışa

18 KASIM 2016

sunulmaktadır. Beklentimizin yüksek olduğu bu gıdaların üretimlerinin çok özel üretimler olduğu öncelikle arıcılarımız tarafından anlaşılmalı, ve söz konusu gıda olunca da “Ben yaptım, oldu!” deme gibi bir lükslerinin olmadığının farkına varmalıdırlar. İşletmesi küçük ya da büyük olsun farketmez, gıda ürünleri hangi ülkede üretiliyorsa o ülkenin kanunlarına veya yönetmeliklerine göre uygunluk taşımalıdır. Tabii, ürünün pazara çıkması isteniyorsa.. Gıda mevzuatları, gıda maddelerinin taşıması gereken asgari kalite ve hijyen kriterlerini belirlemektedir. Bu mevzuatlar hazırlanırken, gıda güvenliğinin sağlanarak hijyenik ve ekonomik açıdan tüketicinin korunması temel alınmaktadır. Aynı zamanda, gıda sektöründeki haksız rekabet de önlenmeye çalışılmaktadır. Gıda mevzuatları, sağlam bilimsel verilere dayanarak hazırlanmalı, uluslararası mevzuatlara aykırı hükümler içermemelidir ki ülke kaynakları harekete geçirilebilinsin, ve böylece, gıda iç ve dış ticaretince etkinlik

sağlanabilinsin. Gıda mevzuatları, gelişen teknoloji ve bilimsel bilgiler ışığında sık sık yenilenmekte ve gelişmektedir. Bu gelişmeleri takip etmek ve kendi işletmelerine uygulamak pazar payını kaybetmek istemeyen işletme sahiplerine düşmektedir. Bir ülkedeki gıda sistemlerindeki temel amacın, güvenli gıdanın üretilmesi ve tüketime sunulması olduğu asla unutulmamalıdır. Bu amaç için de, hammadde aşamasından başlayarak üretim, işleme, ambalajlama, depolama, nakliye, pazarlama, satış ve tüketim gibi tüm aşamalarda gıda mevzuatına uygun çalışma bilincinin yerleşmesi gerekmektedir ki, gıdanın güvenliği sağlanabilinsin. Diğer bir deyişle, butik işletme sahibi olan ve pazar hakkına sahip olmak isteyen arıcı tüm üretim aşamasından sorumlu olduğu gibi, ürününün tüketicisine kalite kriterlerine uygun bir şekilde ulaşmasından da sorumludur. Gıda güvenliğinin etkin kılınması bilinç, bilgi ve sistemli çalışma gerektiren hassas bir konudur. Öncelikli olarak hammaddenin elde

edildiği ilk aşamada ‘İyi Tarım Uygulamaları’ (GAP – Good Agriculture Practices); ürün işleme ve üretim aşamalarında ise ‘İyi Üretim Uygulamaları’ (GMP – Good Manufacturing Practices), ‘İyi Hijyen Uygulamaları’ (GHP – Good Hygiene Practices), ve ‘Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları’ (HACCP – Hazard Analysis and Critical Control Points) gibi uygulamaların prensipleri temel alınmalıdır. Sistemli bir şekilde nasıl çalışılacağı, nelere dikkat edilmesi gerektiği, hangi noktalarda daha hassas olunması gerektiği, takip ve analizinin nasıl yapılması gerektiği bu uygulamalarda madde madde anlatılmaktadır. Bu prensipler temel alınarak üretilen ürünler, pazara sunulmadan yapılacak denetimlerin insan sağlığına tehdit oluşturmadığını kanıtlayan ilk aşamasını başarıyla tamamlayacaktır. Geriye kalan, ürün kalitesi ve müşteri memnuniyeti olacaktır. Butik ürünlerin ilk tüketicileri kendi üreticileridir. Tüketicisi kendiyle kısıtlı kalan butik işletme pek yoktur. Her üretici, ürettiğinin


satılmasını, daha geniş kitlelere ulaşmasını ister. Bir işletmenin kar amacı gütmesi kadar doğal bişey yoktur, ancak söz konusu gıda olunca ve gıda da insan sağlığını doğrudan etkileyince işin içine etik unsurlar da girmektedir. Sadece kar amacı güden ve güvenlik ile beslenme faktörlerinin dışında ürettiği gıdanın satışını teşvik eden bir üretici için etik sorunlar doğmaktadır. Günümüzde gelişmiş olan sosyal medya sayesinde büyük firmaların bile adlarının kirlenmesi çok kolay iken, kendi müşterilerini kendileri bulmak zorunda kalan

butik işletmelerin işleri daha zordur. Olumsuz üretim koşullarında dahi taviz vermemesi gereken üretici sadece bir müşterisinden değil, fısıltıyla yayılan kötü reklamından ötürü yıllardır kurduğu itibarını zedeleyebilir ve tüm müşterilerinden olabilir. Severek ve sağlığımıza fayda sağlayacağını umarak tükettiğimiz arıcılık ürünlerinin üretiminden tüketimine kadar tüm aşamalarda arıcılarımızın üstlenmesi gereken etik sorumluluklarından bahsettiğim bu makalemi, güzel bir haberi müjdeleyen bir çalışma sonucuyla tamamlamak istiyorum.

Fabrikasyon olmayan ve insan sağlığına olumlu etkileriyle tanınan arıcılık ürünlerinin maaliyeti yüksek olmasına rağmen, müşterisi bunu takdir etmekte ve kaliteli ürünler tüketmek adına muadillerine nazaran -bir miktar- daha yüksek fiyatlar ödemeyi göze almaktadırlar. Yeter ki, gıda zincirinin her aşamasında özenli davranılmış, yapılan denetimler sonucunda ürün pazara çıkma hakkı kazanmış ve müşterisine kaliteli bir ürün sunulduğunun güvenini vermiş olsun. Müşterisi özel olan üreticinin ürünleri de özeldir, kendi de...

Gıda mevzuatları, gelişen teknoloji ve bilimsel bilgiler ışığında sık sık yenilenmekte ve gelişmektedir. Bu gelişmeleri takip etmek ve kendi işletmelerine uygulamak pazar payını kaybetmek istemeyen işletme sahiplerine düşmektedir.

2016 KASIM 19


Erkay Özgür Uzman Biyolog(Arı Hastalıkları Uzmanı) Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü

Kıbrıs Arıcılarının En Önemli Sorunlarından Biri:

TÜM YÖNLERİYLE BALMUMU GÜVESİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ Arıcılık sektöründe bal arılarının mevsimsel bakım ve beslenmesini kapsayan arıcılık tekniklerinin yanı sıra arı hastalıkları ve zararlılarına karşı mücadele yöntemleri de son derece önemli bir yer tutmaktadır. Hatta yanlış arıcılık uygulamaları ve açlık gibi durumlar da hastalık ve zararlıların kovanlara yerleşip çoğalmasına davetiye çıkarmaktadır. Kovanlarda arıların herhangi bir nedenle zayıflamasını fırsat bilerek

20 KASIM 2016

birçok zarara neden olan zararlılardan biri de Galleria mellonella olarak bilinen balmumu güvesidir. Balmumu güvesi, bal arısı kolonilerinin ekonomik zararlılarından olup, Başta Avrupa, Asya, kuzey Amerika ve Avustralya olmak üzere neredeyse tüm dünyaya yayılmıştır. Düşük rakımlı ve ılıman iklime sahip bölgeleri tercih etmesi de geniş yayılımının nedenini ortaya koymaktadır. Kıbrıs genelinde de yaygın

olarak bulunması, arıcılıkla uğraşan kişileri zor durumda bırakmaktadır. Özellikle kurtçuklar diye tabir edilen balmumu güvesi larvalarının peteklerde yaptığı hasarlar, arıcılık sektöründe önemli ekonomik kayıplara yol açtığından bal veriminin düşmesine neden olmaktadır. Bu durum arıcılık için istenmeyen bir durumdur. Büyük mum güvesi ortam sıcaklığının 4°C’nin üzerinde ve nemin %70 olduğu ortamda iyi gelişmekte,

genellikle depolanan kabartılmış peteklerin iç kısımlarında tüneller açarak zarar vermekte ve peteğin tekrar kullanılma olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Arı kolonilerinde 1 gr balmumu üretimi için arıların 8,5 gr bal tüketmeleri gerektiği gerçeği düşünüldüğünde zararlının arıcık sektörüne verdiği ekonomik kaybın önemi daha kolay anlaşılabilir. Arıcıların birçoğunun petek muhafazasında yeterli bilgiye sahip


olmaması ve mum işleme teknolojisindeki eksiklikler; kabartılmış peteklerin yıllarca kullanımına, mum üretiminin düşmesine ve peteklerin korunma sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülkemizdeki gibi sıcak iklime sahip bölgelerde kabartılmış petek ve balmumunun büyük balmumu güvesinden korunması önem arz etmektedir. Balmumu

güvesinin ergin veya diğer evreleri peteklerde bir tahribata neden olmazken larvaları petekler için özellikle de karanlık, sıcak ve havalandırması yetersiz ortamlarda depolanan peteklere büyük zararlar vererek arıcılık sektöründe önemli ekonomik kayıplara neden olurlar. Bu larvalar 6-7 hafta kadar kovan içerisinde veya depolanmış petekler

2016 KASIM 21


üzerinde yaşayabilmektedir. Genellikle hastalıklı ve pestisite maruz kalmış zayıf balarısı kolonilerinde balmumu güvesi enfestasyonu rapor edilirken sağlıklı koloniler için de tehdit oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu zararlı ile mücadele ederek kovanlardan arındırılması ve bal veriminin artırılması gerekmektedir.

22 KASIM 2016

Balmumu Güvesi ile Etkin ve Doğru Mücadele Etmek Önemlidir Balmumu güvesine karşı yapılan kontrol çalışmalarında, çeşitli kimyasal maddeler (paradiklorbenzen, etilen dibromid, kükürt dioksit, asetik asit, kalsiyum siyanid, metilbromid vb), fiziksel uygulamalar (ısıtma, soğutma) ve biyolojik uygulamalar (Bacillus thuringiensis)

kullanılmıştır. Büyük mum güvesine karşı kullanılan kimyasal maddelerden birçoğu balmumu ve balda kalıntı bırakarak ürünün pazar şansını düşürmekte veya yok etmektedir. Bu açıdan günümüzde, güveye karşı kullanılan ilaçların kalıntı durumu, uygulanabilme kolaylığı ve maliyeti göz önüne alınarak fiziksel uygulamalar

ve benzeri arayışlara yönelmek kaçınılmaz olmuştur. Kovanlara balmumu güvelerinin gelmesini önlemek için ilk önce yapılması gereken koloniyi güçlü tutmaktır. Koloninin bakım ve beslenmesi ne kadar doğru yapılırsa güvelenmesi de o kadar zor olmaktadır. Dolayısıyla Kıbrıs’ta arıcılıkla uğraşan herkesin, Kıbrıs koşullarına uy-


gun arıcılık teknikleri uygulaması ve gerekli zamanlarda arılara şurup ve kek desteği sağlaması gerekmektedir. Bu uygulamalar doğru yapıldığı sürece kovanlara güve girmesi zorlaşmaktadır. Ayrıca, zayıf kolonilerin olduğu kovanları tutmak yerine tüm kovanlarda güçlü kolonilerle çalışmak, bu zararlının önünü kesmektedir. Dolayı-

sıyla, zayıf kolonilerin uzun süre tutulmaması, en uygun zamanda birleştirilmesi gerekir. Güçlü kolonilerin olduğu kovanlara sahip olmamıza rağmen yine de kovanlarda güveye rastlıyorsak, günümüzde bunun için bazı mücadele yöntemleri bulunmaktadır. Bal arısı kolonilerinde yaygın olarak görülen Varroa’ya karşı yapılan uygulamalar

aslında balmumu güvelerinin de kovanlardan arındırılmasına faydalı olmaktadır. Gerek ticari ilaçlar gerekse organik asit ve esansiyel yağlar ile yapılan kovan içi Varroa mücadeleleri, güveleri de kovan dışına çıkmaya, larvaları peteklerden ayrılmaya zorlar. Ancak sadece güvesi bulunan kovanlara Varroa ilaçları uygulanmamalıdır.

Peteklerin güvelenmesini önlemek için farklı alternatifler vardır. Naftalin, Paradiklorobenzen ve benzaldehitin kullanımı yasak olduğundan kimyasal olarak sadece teknik asetik asit veya formik asit kullanılabilir. Uygun bir yerde veya plastik kutu içerisinde depolanan peteklerin altına bir kap içerisinde %80’lik asetik asit veya %70’lik formik

2016 KASIM 23


asit konularak 24 saat bekletilmesi, güvelenmeyi önleyen en etkili yöntemlerden biridir. Tabi ki bu uygulamanın sonuç vermesi için 2 hafta arayla 1-2 defa yapılması gerekmektedir. Petek güvesinin yumurtalarını ve larvalarını öldürmenin yolu ise biyolojik kontrol ile olmaktadır. Bunun için Bacillus thuringiensis adında bir bakterinin sporları kullanılmakta ve bu sporun içindeki toksinler yumurta ve larvalarla temas ettiğinde öldürmektedir. Bunun dışında Beauveria bassiana ve Metarhizium anisopliae

24 KASIM 2016

adındaki iki entomopatojen mantar da balmumu güvelerine karşı son derece etkili olduğu bilinmektedir. Ancak kovan içi kullanımı için halen sakıncaları vardır. Bu yeni yöntemlerin dışında soğuk uygulamasının uygun ve ucuz bir yöntem olduğu, imkanlara sahip olunması durumunda rahat ve güvenle kullanılabileceği bilinmektedir. -15°C’de 2 saat, -12°C’de 3 saat ve -7°C’de 4,5 saat tutulan peteklerde yumurtadan ergine kadar tüm evrelerdeki bal mumu güvelerinin öldüğü bildirilmiştir. Ancak etkin bir mücadele için en az 24 saat

süreyle -18°C sıcaklıkta yani derin dondurucuda saklanması gerekmektedir. Kıbrıs için de en uygun mücadele yöntemi budur. Gerek güvelerle gerekse bal arılarında görülen diğer zararlılarla mücadelede unutulmaması gereken şey, arılarımızın korunması gerektiğidir. Arıcılar tarafından kullanılan birçok kimyasal maddenin arılarda da etkilere neden olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, arılarımız için en az etkiye neden olabilecek yöntemleri kullanarak bu zararlılarla mücadele etmeliyiz.


ERGONOMİK KOVAN www.a p imaye.com

“ Eski yeni tüm kovanlarınıza uygun; polenlikli taban, izolasyonlu kapak, yemlik tipi örtü tahtası ve ana arı ızgarası. ”

Ergonomik Kovan

Ergonomik Kovan Kapağı Dönüşümlü Kapak Yemlik Kapağı Yemlik Tipi Örtü Tahtası

Pratik Çerçeve

Apimaye, ahşap kovanlara yönelik geliştirdiği ekipmanlar ile siz değerli arıcılarımıza hizmet vermeye devam ediyor. Klasik Ahşap Kovanların modernizasyonu için geliştirilen Apimaye Ergonomik Ahşap Kovanlarda, polen tuzaklı- varoa çekmeceli taban, yalıtımlı kapak, pratik çerçeve, yemlik tipi örtü tahtası, paslanmaz kulplar ve ayarlı arı girişi - havalandırma aparatı mevcuttur. Dilerseniz kendi kovanınızı ihtiyacınız doğrultusunda parça parça yenileyebilirsiniz. Ergonomik Kovan Tabanı ile artık ahşap kovanlarda da dip tahtası temizliğini rahatlıkla yapabilecek, aynı zamanda polen toplayabileceksiniz. Tabanların altında bulunan kaymaz pabuçlar sayesinde nakliye sırasında herhangi bir sorun yaşamayacaksınız.

INOX Birleştirme ve Taşıma Mandalları

Ana Arı Izgarası

Ergonomik Kovan Ayarlı Arı Giriş Aparatı

Tüm kullanıma açık Tamamen kapalı Havalandırmalı

Polen Çekmeceli

İşçi arı giriş çıkışlı

Taban Çekmecesi

Havalandırmalı Polen Tuzağı Sürgüsü Ergonomik Taban Arı Giriş Izgarası

BOSB Birlik 2 Is Mrk No:50 34520 Beylikduzu - Istanbul / TURKEY Tel: +90.212 876 76 55 (pbx) Fax: +90.212 876 76 54 info@apimaye.comwww.apimaye.com

02


Röportaj:

Niyazi Türkseven Hasan Kozok

Mehmet Akif;

‘ARI İNSANLARA TABİATTIN BİR HEDİYESİ’ Bize kendinizden bahseder misiniz. Lefkoşa’nın Linu Köyünde 3 Ekim 1930 yılında doğdum. Adım Mehmet Akif’dir

cevap geldiydi “elinde kavanoz gezip de satmamak kaydıyla yapabilir” diye. Zaten ben öyle satmazdım. Yekûn bakkallara verirdim.

Arıcılığa başlamanız nasıl oldu? Babam Mehmet Hüseyin 1905 doğumluydu. 10-15 toprak kovanı vardı. Köyde sadece babam arıcılık yapardı. Hem evin bal ihtiyacın karşılar hem de birkaç kuruş gelir elde ederdi. Ona yardım ederdim. 1960 yılında arıcılığa olan merakımdan dolayı 4-5 tane fenni kovan satın alarak arıcılığa başladım. Ve Yaklaşık 60 yıl arıcılık yaptım. Halen daha iki kovanım vardır. Baf kazasında polislik yaparken bile köyde arılarım vardı gidip gelir bakardım.

Bal fiyatları ne durumdaydı o zaman? 1 lira kilosunu satardık. Zeytin yağı ile aynı fiyat giderdi. Bazen zeytin yağı bazen de bal fiyatı öne geçerdi.

Maddi olarak size bir katkısı var mıydı? Maaşlarımız az olduğu için arıları çoğaltmaya karar vermiştim. Evvela 15-20 derken 100 tane kovan sahibi olmuştum. Güzel para kazanmaya başlamıştım. Bunun üzerine ikinci iş yaparım diye beni kaza kumandanına şikayet etilerdi. O da Baş kumandana yazarak beni bildirdi. Baş kumandandan

26 KASIM 2016

Kıyafetleriniz nasıldı? Bir tarafı tel gözlük arkası sakkulli şeklinde maskeler vardı. Onu başımız giyer gömleğin içerisine sokardık. Eldiven yoktu. Hatta gömleğimizi sıvazlayarak çalışırdık. Birkaç tane elimizden sokardı ama aldırmaz çalışmaya devam ederdik. Kara kovanlarda peteklerin yarısı ballı yarısı da yavruluydu. Yavrulara yaklaştıkça arılar hırçınlaşırdı. Hiç kimyasal ilaç yoktu. Arıcılığın nasıl bir faydası olduğunu düşünüyorsunuz? Arıcılığın maddi ve manevi faydası vardır. Arının çalıştığını görmek insana büyük bir zevk-mutluluk verir. Ben genç iken kovanın yanına oturur onların çalışmasını huzur

içinde izlerdim. Arıları sevmeyen arıcılık yapamaz. Yaşım ilerlediğinden dolayı arılarımı sattım. Ama ona rağmen şu an bile 2 kovanım vardır. Hem zevk için onları tutarım hem de evimin bal ihtiyacın karşılarım. Arılarımı Güzelyurt’a getirdiğimde kovan sayısın 120 ye kadar çıkarmıştım. 10-13 varel bal hasat eder güzel gelir elde ederdim. Arıcılıktan kazandığım para ile çok mal aldım. Ban yardım eden bir arkadaşım vardı onu da arıcı yapmıştım. Çünkü bir insanın tek başına bakabileceği kovan sayısı 50 dir. O sayının üstüne çıktığınızda mutlaka yardımcı istersiniz. Kıbrıs’taki olaylar nedeniyle 1963 de Lefke’ye göç etmek zorunda kalmıştık. Ben eşyalardan önce arılarımı Lefke’ye taşımıştım. İnsan göç ederken yanına ağaçlarını tarlaların alamaz ama ben arılarımı aldım. Ve bu sayede aç kalmadık. Çünkü o zor yıllarda arılarım sayesinde gelir elde ederek kimseye muhtaç olmadan ailemi geçindirdim. Bunu da arılarıma borçluyum. Birçok aile maddi olarak çok zor günler geçirmişti.


Arıcılık baba mesleği olan Mehmet Akif, 111 yıldır arıcılıkyapan bir ailenin bugün hayatta olan ismi. Arıcılık konusunda tarihi bir isim olan Akif sorularımızı yanıtladı..

Siz Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde de arıcılık yaptınız. O dönem arıcılığa olan destek nasıldı? Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Gültekin vardı. Arıcılık için çok emek verirdi. O dönem Kıbrıs Cumhuriyeti arıcılara ücretsiz kovan dağıtır onlara kurs düzenlerdi. Hatta ekip olarak Türkiye’de uluslararası bir kursa da katılmıştık. Gelirken de bize hem döllenmiş hem de döllenmemiş arı vermişlerdi damızlık. Kafkas arısı. Onları getirmiştik. Ama gerçekten faydasını görmüştük. Eşek Arısı ile nasıl mücadele ederdiniz? Tuzak kurup onları yakalardık. Yuvalarını bulur bozardık. Son olarak ne söylemek istersiniz? Arı insanlara tabiattın bir hediyesidir. Meraklı olanların arıcılık yapmasını tavsiye ederim hem maddi hem de manevi olarak kazançlı çıkacaklardır.

2016 KASIM 27


Meryem Betmezoğlu YDÜ Veterinerlik Fakültesi

ARISÜTÜ

Son yılarda dünyada Apiterapi adı verilen ari ürünleri ile tedöstavi yöntemleri hizli bir gelişme göstermektedir. Arı sütü en önemli kovan ürünlerinden birisi olup, bu konuda yapılan çalışmalar 100 yıl öncesine dayanmaktadır. Fakat arı sütü üretimi ve kullanımı ile ilgili araştırmalar 1950’li yıllarda başlamıştır. Dünyada en fazla arı sütü üreten ülkeler Çin, Japonya

Bileşen Su Kuru Madde Protein Asitlik Amino asit Aspartik asit Teonin Serin Glutamik asit Prolin Glisin 28 KASIM 2016

ve Kore; üretilen arı sütünün en büyük alıcısı ise başta Japonya ve ABD olmak üzere kişi başına gelir düzeyi yüksek olan Avrupa ülkeleridir. Arı sütü en fazla brons astımı, damar sertliği, mide ve bağırsak hastalıkları,romatizma gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca yüksek tansiyonu önleyici, böbrek ve idrar yolu rahatsızlıkları düzenleyici

% 68.43 31.57 14.01 33.18 Mg/100 3851 807 980 3851 -421

Arı Sütünün Verimine Etki Eden Faktörler 1. Arı Irkı

Bileşen Amino asit Sisitin Valin Metiyonn İsolösin Lösin Tirosin Fenilalanin Histidin Lisin Amonyak

özellikleride vardır. Arı sütü zihinsel ve bedensel yorgunlukların giderilmesine karşı ve ciltteki kırışıklık ve sivilcelere karşısa kullanılmaktadır. Kandaki kolesterol , toplam lipit, fosfolipit, trigliserid seviyelerini dürmektedir, tansiyon düşürücu ve damar genişletici özelliği de vardır, kan şekerinide düşürmektdir. Ayrıca vücudun savunma sisteminide güçlendirmektedir.

% Mg/100 -573 403 312 962 828 962 589 643 139


ARI SÜTÜNÜN VERIMINE ETKI EDEN FAKTÖRLER 1. Arı Irkı Geçmiş yıllarda, arı ırklarının arı sütü verimi ve ürün kalitesi üzerinde yapılan seleksiyon çalışmaları sonucunda büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve verimi yüksek genotipler geliştirilmiştir. Zheijang’da 1980’lerden beri arı sütü üretimi yüksek olan yerli İtalyan arı ırkları yetiştirilmiş ve koloni başına ortalama süt verimi 3-4 kg’a çıkarılmış ve net gelir artmıştır Örneğin Güney Çin’de yedi ay arı sütü üretilebilirken; Kuzey Çin’de dört beş aylık üretim döneminde daha fazla kazanç elde edilmektedir. İtalyan arılarının (A. m. ligustica) diğer balarısı ırklarına göre daha fazla arı sütü ürettikleri, ancak İtalyan ırkı arıların farklı ekotiplerinin arı sütü verimleri birbirinden

farklı olduğundan üretimde verimi yüksek tiplerinin kullanılması gerektiği bildirilmektedir . Kıbısı arısınının arı sütü için kullanımı konusunda bir bilgi elimizde bulunmamaktadır. 2. Besleyici Arı Yaşı ve İşçi Arıların Arı Sütü Salgı Bezlerinin Morfolojik Yapısı 10-14 günlük besleyici işçi arıların hypopharyngeal bezlerindeki protein sentezinin en yüksek olduğu dönemde arı sütü üretimi en üst seviyeye çıkarken, 14. günden sonra protein sentezinin azalmasına paralel olarak arıların süt sentezinin düştüğü saptanmıştır. İşçi arıların arı sütü salgılama yetenekleri onların fizyolojik yaşlarına bağlı olarak değişmektedir. Normal koşullarda 5-15 günlük yaştaki işçi arıların arı sütü salgılama yetenekleri en üst düzeydedir. Daha

genç işçi arıların yavru gıda bezleri tam gelişmemiş, çok yaşlı olanlarda ise bu bezler küçülerek fonksiyonelliklerini kaybetmiştir. 20 günlük işçi arılar tarafından yapıldığı bildirilmiştir. Bir araştırmada, işçi balarılarının hypopharyngeal bezlerindeki protein sentezinin yaşamın ilk 4 gününde giderek arttığı; 8. gününden 24. gününe kadar değişmeden yüksek seviyede kalırken, 22. günden sonra hızla azalmaya başladığı bulunmuştur . 3. Üretim Kolonilerine Ek Yemleme Yapılması Bu kolonilere diğer kolonilerden alınan polenli peteklerle gıda takviyesi yapılabileceği gibi, polen ikame maddeleriyle yemleme de yapılabilir. Bununla birlikte, aşılamadan sonra larvaların bakım ve beslenmeleri çok önemli olduğundan yüksük yapıcı kolonilere de şeker

2016 KASIM 29


şurubu ile besleme yapılmalıdır. Balarılarının ek yemlerle beslenmeleri halinde kolonilerin arı sütü veriminde önemli artışlar kaydedilmiş ve bir defada fazla yem vermek yerine azar azar yapılan fazla sayıdaki yemleme daha etkili bulunmuştur . Diğer taraftan, kolonilere su verilmesinin işçi arıların arı sütü salgılama aktivitelerini artırdığı bildirilmiştir. 4. Üretim Kolonilerinin Gücü ile Ana Arılı veya Ana Arısız Oluşu Üretim yapılan ana arısız kolonilerde, koloni gücünün devamlılığını sağlamak için haftada bir yavru takviyesi yapılmasının gereği ifade edilirken; 15-20 çerçeve arıya sahip olan normal iki katlı bir koloninin arı varlığının yaklaşık 4-5 kg (40-50 bin arı) olduğu bildirilmektedir. Çok katlı kovanların bal üretiminde kullanılmasının avantajlı olduğunu ancak arı sütü üretimi için kullanılmasının uygun olmadıkları düşünülmektedir. Ana arısız üretim kolonilerindeki

30 KASIM 2016

larva kabul oranı ana arılı üretim kolonilerine göre daha yüksek olmakta ve ana arılı kolonilere her seferinde 15 yüksük verilmesi gerektiği, ana arısız kolonilerde ise bu sayının koloninin açık-kapalı yavru miktarına göre 30-60 arasında olabileceği 3. Üretim Kolonilerine Ek Yemleme Yapılması vurgulanmaktadır. Aşılama yapılmış çerçevenin açık yavrulu petekler arasına yerleştirilmesinin besleyici Bu kolonilere diğer kolonilerden alınan polenli peteklerle gıda takviye işçi arılarda arı sütü bezlerinin aktipolen ikame maddeleriyle yemleme de yapılabilir. Bununla birlikte vitesini artırdığını ve arıları arı sütü larvaların bakım vesalgılamaya beslenmeleri çokettiğini önemlisavunmakolduğundan yüksük yapıcı teşvik şurubu ile beslemetadır. yapılmalıdır. Arı sütü üretimini artırmak koBalarılarının ek yemlerle beslenmeleri halindeiçin kolonilerin arı sütü verim lonilerin yeterli miktarda uygun yaşlı kaydedilmiş ve bir defada fazla yem vermek yerine azar azar yapılan faz besleyici arıya sahip olması şarttır. daha etkili bulunmuştur . Diğer taraftan, kolonilere su verilmesinin Besleyici kolonilerin ana arılı veya salgılama aktivitelerini bildirilmiştir. ana artırdığı arısız olabileceği, ancak her iki tip koloninin de değişik yaşlardaki arılar ileile güçlendirilmesi 4. Üretim Kolonilerinin Gücü Ana Arılı veyagerektiği Ana Arısız Oluşu vurgulanarak; ana arısız kolonileÜretim yapılan ana arısız kolonilerde, koloni gücünün devamlılığını sağla rin ana arılı kolonilerden daha çok yavru takviyesi yapılmasının gereği ifade edilirken; 15-20 çerçeve arıya s yüksük besleyeceği görüşü ileri katlı bir koloninin arı varlığının yaklaşık 4-5 kg (40-50 bin arı) olduğu bildir sürülmekte ve ana arılı kolonilerin kovanların bal üretiminde avantajlı olduğunu ancak a kısmen anakullanılmasının arılı (ana arı ızgarasıyla kullanılmasının uygun olmadıkları düşünülmektedir. hapsedilmiş) veya ana arısız hale getirilmesi tavsiye edilmektedir. Ana arısız üretim kolonilerindeki larva kabul oranı ana arılı üretim ko

yüksek olmakta ve ana arılı kolonilere her seferinde 15 yüksük verilmes kolonilerde ise bu sayının koloninin açık-kapalı yavru miktarına gö olabileceği vurgulanmaktadır. Aşılama yapılmış çerçevenin açık yavru yerleştirilmesinin besleyici işçi arılarda arı sütü bezlerinin aktivitesini ar sütü salgılamaya teşvik ettiğini savunmaktadır. Arı sütü üretimini artırmak için kolonilerin yeterli miktarda uygun yaşlı olması şarttır. Besleyici kolonilerin ana arılı veya ana arısız olabileceğ koloninin de değişik yaşlardaki arılar ile güçlendirilmesi gerektiği vurg kolonilerin ana arılı kolonilerden daha çok yüksük besleyeceği görüşü ile arılı kolonilerin kısmen ana arılı (ana arı ızgarasıyla hapsedilmiş) v getirilmesi tavsiye edilmektedir.

Larva Aşılama ve Hasat Planı Kovan Varlığı 1. Grup Anasız başlarıcı koloni 1 adet 2. Grup Başlatıcıya destek kolonisi 1 adet 3. Grup Bitirici koloniler (1. Grup ) 4 adet 4. Grup Bitirici koloniler (2. Grup ) 4 adet Toplam 10 adet


Gün 1 2 Gün 1 2 3 3 4 4 5 5 6 6 7 7 148

Başlatıcı Koloni Aşılama çerçevesi verilmesi

1.Gün verilen aşılama çerçevesi alınır Başlatıcı Koloni Yeni aşılama Aşılama çerçevesiçerçevesinin verilmesi verilmesi 1.Gün verilen aşılama 2.gün verilen aşılama çerçevesi alınır çerçevesi alınır Yeni aşılama çerçevesinin Yeni aşılama çerçevesinin verilmesi verilmesi 2.gün verilen aşılama

3.gün verilen aşılama çerçevesi alınır çerçevesi alınır çerçevesinin Yeni aşılama Yeni aşılama çerçevesinin verilmesi verilmesi verilen 3.gün aşılama 4.gün aşılama çerçevesi verilen alınır çerçevesi alınır çerçevesinin Yeni aşılama Yeni aşılama çerçevesinin verilmesi verilmesi verilen 4.gün aşılama 5.gün verilen aşılama çerçevesi alınır çerçevesi alınır Yeni aşılama çerçevesinin Yeni aşılama çerçevesinin verilmesi

Bitirici Koloniler Grup 1 --

Bitirici Koloniler Grup 2 -1.gün aşılanan çerçeve -verilir. Bitirici Koloniler Grup 1 Bitirici Koloniler Grup 2 --1.gün aşılanan çerçeve -2.gün aşılanan çerçeve -verilir. verilir.

--

1.gün aşılanan hasat edilir. 3.gün aşılanan verilir. 1.gün aşılanan

çerçeve

2.gün aşılanan -verilir.

çerçeve

-2.gün aşılanan çerçeve hasat edilir. 4.gün aşılanan -verilir. 2.gün aşılanan 3.gün aşılanan çerçeve hasat edilir. hasat edilir. 4.gün aşılanan verilir. aşılama 3.gün aşılanan çerçeve 4.gün aşılanan aşılama -hasat edilir. hasat edilir. -3.gün aşılanan verilir.

çerçeve

çerçeve

verilmesi 5.gün verilen 6.gün verilen çerçevesi alınır çerçevesi alınır çerçevesinin Yeni aşılama Yeni aşılama çerçevesinin verilmesi

hasat edilir. 6.gün aşılanan verilir. 4.gün aşılanan

çerçeve çerçeve çerçeve çerçeve çerçeve çerçeve

çerçeve verilmesi verilen 6.gün aşılama -hasat edilir. çerçevesi alınır aşılanan çerçeve Yeni aşılama çerçevesinin -147. gün verilen aşılama 145.gün aşılanan çerçeve 6.gün verilir. hasat edilir. verilmesi alınır çerçevesi

148 149

147. gün verilen aşılama -çerçevesi alınır

150 149

---

150

--

147.gün aşılanan çerçeve verilir. 145.gün aşılanan çerçeve -hasat edilir. 147.gün aşılanan çerçeve 147.gün verilir. aşılanan çerçeve hasat edilir. -147.gün aşılanan çerçeve hasat edilir.

--

146.gün aşılanan çerçeve hasat edilir.

--

146.gün aşılanan çerçeve hasat edilir.

--

Arı Sütü Verimi Yüksük verimi Koloni verimi Arı Sütü Verimi Koloni verimi Yüksük verimi Koloni verimi Koloni verimi

100 mg/yüksük 8g/koloni/aşılama/2 gün 600g/koloni/75 gün/sezon 100 mg/yüksük 8g/koloni/aşılama/2 gün 600g/koloni/75 gün/sezon

2016 EKİM 31


Prof Dr.Levent AYDIN Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Prof Dr.Anabilim Levent Aydın Parazitoloji Dalı Başkanı Uludağ Üniversitesi Veteriner Fatultesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı

bal arılarında küçük kovan böceği

aethina tumida (small hıve bettle)

BALARILARINDA KÜÇÜK KOVAN BÖCEĞIAETHİNA TUMİDA (SMALL HIVE BETTLE) Anaç: Artropoda Anaç Bölümü: Antennata Sınıf: İnsekta Dizi: Coleoptera Aile: Nitidulidae Cins: Aethina Tür: Aethina tumida (Murray)

KASIM 2016 3232EKİM 2016

Güney Afrika’da arı kovanlarında saptanmış, depolanmış peteklere ve zayıf kolonilere ciddi zarar vermiştir. Bu zararlı 1990’lı yılların sonuna doğru başta A.B.D. olmak üzere dünyanın birçok bölgesine meyve ve arı kovanı satışı ile yayılmaya başlamış, bulunduğu ülkelerde Varroa’nın da önüne geçerek en önemli balarısı zararlısı olarak kabul edilmiştir. Etkenin morfolojisi Aethina tumida, Afrika kıtasında Büyük Sahra’nın güneyinde kalan bölümde yerleşmiş bir böcektir. Çilek ve fidan şeklindeki bitkilere saldıran, artıklarla beslenen diğer böceklerle yakın akraba ve/veya onlardan biridir. Meyve zararlısı olarak bilinen A. tumida, 1940’ta

Yayılışı Aethina tumida, Afrika’nın sahra altı bölgesinde bulunmasına karşın, 1940’ta ilk kez arı kovanlarında görülmüştür. Temelde meyve zararlısı olarak tanınan parazit, tropik iklime yakın bölgelerde saptanmıştır. Bu bölgelerde arıcılık faaliyetleri, meyve (çilek vb.) yetiştiriciliği ve


toprağın nem oranı, üremelerini etkilemiştir. Arı kolonilerinin gücü ve fenotipik davranış özelliğine göre koloniyi etkiler. Zayıf koloniler hemen etkilenir. Arı ürünlerini kirleten ve kraliçe arının yumurtlama alanlarına yumurtaları birden çok bırakan parazit, balarısının yaşama alanlarını bozarak Varroa’dan daha tehlikeli boyutlara ulaşır. Hastalık etkeni sahra altı bölgesinde (Güney Afrika) ve Amerika Birleşik Devletleri’nin 11 güney eyaletinde 1996 yılında görülmüş, Mısır (2000), Avustralya (2002) ve Kanada’da (2002) saptanmıştır. Larva ve yumurtaları 2006 yılında Portekiz’de kraliçe arı gözlerinde 2014 te Orta ve Kuzey İtalya’da kovanlarda saptanmıştır. Ülkemizde şu ana kadar saptanmayan hastalık etkeni, A.B.D.’de 1998’den itibaren birinci derecede zararlı kabul edilmiştir. Bu nedenle Avrupa Birliği tarafından ciddi zarar verebilme potansiyelinde kabul edilmektedir. Özellikle etkenin Kuzey Afrika’da görülmesi ülkemiz güney sınırlarında takibini gerektirmektedir. A. tumida’nın olgunları 5-7 mm uzunlukta, üç çift ayaklı, iki çift kanatlı, koyu kahve – siyaha yakın bir renktedir. Vücudunda güçlü kitin tabakası bulunduğu için arılar sokamaz. Böceğin dorsal yüzü

tüy ve dikenlerle doludur ve güçlü kanatları vardır. Yaklaşık 15 mil (24 km) uçtukları için bir bölgede hızla yayılırlar .Parazit yumurtaları iğ şeklinde olup, kovanın ulaşılması zor dip köşelere ve petek gözlerine düzensiz şekilde bırakırlar (Şekil 1). Larvaları uzun, oval, yaklaşık 11 mm uzunlukta beyazımtırak açık kahve renklidir. Petek güvesi larvalarına benzemesine karşın A. tumida larvalarında üç çift iyi gelişmemiş bacak ve dorsal yüzde iyi gelişmiş dikenleri ile ondan ayrılır. Larvalar polen ve balla beslenir. Petekler üzerinde dışkılarlar.

Belirtileri -Polen ve balla beslenir. Petekler üzerine dışkılarını bıraktığı

için fermantasyon sonucu bal insan ve arı tüketimine uygunsuz hale gelir. -Petekler delik, yıpranmış ve arılar tarafından bal ve yavru için kullanılamaz durumdadır -A.tumida bulunan kolonilerde petekler tahrip olmakta,arı larva ve yumurtaları böcek tarafından tüketilmekte,çıkardıkları dışkı nedeniyle fermantasyon sonucu ekşimsi çürük portakal (narenciye) kokusu hissedilmektedir. -Arılar yavrulu ve ballı petekleri terk etmektedirler. -Ballar kovan dışına bırakıldıklarında bile diğer arı ve böcekler tarafından tüketilmemektedir. -Petek gözlerinde çok sayıda A. tumida’nın larva ve yumurtalarına rastlanmaktadır -Hem larvalar hem erişkinler arı yumurtalarını yemeyi tercih eder, bunun yanında bal ve polenle de beslenirler Bu ailenin bir çok türü çürümüş meyveler, bitki özleri, mantarlar, fermente ya da ekşimiş/bozulmuş bitki sıvılarında bulunur. Bir çok nitidulidler meyvelerin, depolanmış gıdaların

2016KASIM EKİM 33 33 2016


zararlısıyken, küçük kovan böceği gibi türleri ise balarıları, yabanarıları ve karıncalar gibi sosyal hymenoptera ile yakından ilişkilidir.

Etkenin gelişmesinde dört dönem vardır ve bu gelişim 38-82 günde tamamlanır. Ilıman ve rutubetli iklime sahip bölgelerde yılda beş nesil oluşturabilir. Ergin parazit çok sayıda yumurta bırakma kapasitesine sahiptir. Afrika kıtasında, doğal

34 EKİM 2016 34 KASIM 2016

düşmanları ve Afrika Arısının (Apis mellifera scutellata – Katil arı) hijyenik davranışları nedeniyle büyük kayıplar oluşturmamıştır ve kontrol altındadır. Ancak yeni bulaştığı ılıman alanlarda (A.B.D. gibi) birinci derece zararlı konumuna geçmiştir. A. tumida bulunan kolonilerde petekler tahrip olmakta, çıkardıkları dışkılarının fermantasyonu sonucu kovanı açar açmaz ekşimsi çürük portakal (narenciye) kokusu hissedilmektedir. Arı larva ve yumurtaları ergin parazit tarafından tüketilmektedir. Arılar yavrulu ve ballı petekleri terk etmekte, hatta bu ballı petekler kovan dışına bırakıldığında diğer arı ve canlılar tarafından tüketilmemektedir. Gezginci arıcılık yüzünden

ülkemizde özellikle Trakya sınırı birinci derecede,suriye sınırı ikinci derecede tehdit altındadır.Varroadan daha yıkıcı ve hızlı çoğalıp yok edici olabilir.Ülkemizde bulunmamasına karşın İhbarı mecburi hastalıklar arasına alınmıştır Küçük kovan böceği erginleri kitinle kaplı olduğu için balarıları tarafından kolayca safdışı bırakılamazlar ayrıca 15 mil(24km) uçabilmeleri ve arı kovanı bulamadıklarında meyve bahçelerini seçmeleri daha invazif duruma getirmektedir. ABD ye 1998 yılında giren etken 11 eyalette Kolonilerin %30 ‘unu 3 sezon içinde yok etmiştir. Türkiye’de henüz saptanmamıştır. Konu hakkında uzman personel eğitimi görsel ve yazılı basında bilgilendirme ve Gümrükler-


de meyve ıthalatı ile ilgili personelin yetiştirilmesi önemli maliyetlerdir. Ayrıca erken uyarı sisteminin kurulması önemli bir maliyet olacaktır. Diagnostic tests Hastalığın tanısında direkt etkenin larva ve erginlerinin görülmesi ile yumurtalarının arı yumurtalarından küçük ve çok sayıda olmasıdır. Özellikle tipik koku bu etkenden şüphelendirirken 15x15 cm petek tuzakları (en az üç gün kalacak) ile yakalanabilir. Rutin laboratuvar ve moleküler tekniklere gerek yoktur. Eğer bir kolonide küçük kovan böceği görülüyorsa arıcı kovanı temizlerken kolaylıkla görülebilir. Böcekler genellikle ışık koşullarından etkilenmezler ve hızlı bir şekilde sığınak ararlar. Bu yüzden arıcılar kolonide görülen böcek sayısı konusunda kovanın tepesini kontrol ederek fikir sahibi olabilirler. Eğer kovanın tepesinde çok sayıda böcek varsa toplam böcek populasyonuyla ilgili daha iyi bir fikir elde etmek için kuluçka bölmelerinin daha ileri bir inspeksiyonu öneriliyor.

yüksekte, +4 derece öne eğimli olmalıdır. Küçük kovan böceği bulunan petekler -12 °C’de 24 saat, -20 °C’de 6-8 saat bekletilmelidir. Entomopatojenik mantarlardan Metarhizium anisopliae’den olumlu sonuç alınmıştır. Etkenle bulaşık olduğu bilinen ülkelerden her türlü arıcılık malzeme ve damızlık alımı kontrol altında olmalıdır. Özellikle sınır bölgelerine (Suriye, Irak, Trakya) yakın kolonilerde şüpheli durumlar hemen bildirilmelidir. Sabit arıcılarla erken uy Arıcıların sezon toplanma odakları (Trakya, Muğla vb.) sıkı kontrol edilmelidir. Özellikle A.B.D.’de 1998-2004 yılları arasında 11 eyalette her üç kovandan birinin sönmesine yol açmış ve tozlaşmada kullanılan bu arılardan dolayı bitkisel üretimde ciddi kayıplar oluşmuştur. Balın kirlenmesi, fermantasyon ve mücadelede kullanılan ilaçlar

KONTROL ÖNLEMLERİ A. tumida’ya karşı birçok ilaç kullanılmasına karşın en ciddi sonuç coumaphos şeritten alınmıştır. Ayrıca kovan yan yüzüne konan PVC boru tuzak yöntemi umut vericidir. Genelde Varroa kontrolündeki kimyasallar denenebilir. Korunmada hijyenik ve saldırgan arı ırklarının tercih edilmesi, kovanların polen tuzaklı olması önerilir. Arı kovanları yerden 20-30 cm

2016 EKİM EKİM 35 35 2016


nedeniyle A.B.D.’ye dışarıdan arı kolonisi ithal etmek zorunda kalmıştır. Kovan başına 35 $ olan destekleme katkısı koloni kayıpları yüzünden 2-3 kat artmıştır. Hastalığın etkeninin şu an ülkemizde olmayışı gerekli hazırlık çalışmaları için fırsattır. Özellikle Trakya ve Suriye sınırında erken uyarı sistemi kurulmalıdır. 15-20 km aralıklarla bu bölgelerde sabit arılıklardan se-

36 EKİM 2016 36 KASIM 2016

zonda ayda bir numune alınıp incelenmelidir. Toplu mücadele(Yöresel, Bölgesel ve Ulusal Varroa mücadele programı oluşturulması esas amaç olmalıdır.Böyle bir programın olması ülkemizi tehdit etmeye başlayan ve ihbari mecburi hastalıklar arasında yer alan Tropilaelaps clareae ve Aethina tumida(Küçük Kovan Böceği) gibi varroa’dan daha ciddi sorun olabilecek etkenlere karşı hazırlıktır.


ÜLKEMİZDE YOK ANCAK ÖNLEM ALINMALIDIR A. tumida’ya karşı birçok ilaç kullanılmasına karşın en ciddi sonuç coumaphos şeritten alınmıştır. Ayrıca kovan yan yüzüne konan PVC boru tuzak yöntemi umut vericidir. Genelde Varroa kontrolündeki kimyasallar denenebilir. Korunmada hijyenik ve saldırgan arı ırklarının tercih edilmesi, kovanların polen tuzaklı olması önerilir. Arı kovanları yerden 20-30 cm yüksekte, +4 derece öne eğimli olmalıdır. Küçük kovan böceği bulunan petekler -12 °C’de 24 saat, -20 °C’de 6-8 saat bekletilmelidir. Entomopatojenik mantarlardan Metarhizium anisopliae’den olumlu sonuç alınmıştır. Etkenle bulaşık olduğu bilinen ülkelerden her türlü arıcılık malzeme

ve damızlık alımı kontrol altında olmalıdır. Özellikle sınır bölgelerine (Suriye, Trakya) yakın kolonilerde şüpheli durumlar hemen bildirilmelidir. Arıcıların sezon toplanma odakları (Trakya, Muğla vb.) sıkı kontrol edilmelidir. Arı ve ilaç firmalarının periyodik olarak Kamu,Üniversite,Birlikler ile toplantılar yapması. Türkiye Langstroth kovan standartına(TSE) tam olarak uyulması,GÜMRÜK ve RİSKLİ SINIRLARA TANITICI BROŞÜR hazırlanmalı Sağlıklı arı,sağlıklı ürün ve doğru mücadele için önce üreticinin sonrada tüketicinin bilgilendirilmesi, Arı hastalıkları ile çalışan personelin sürekli eğitim ve yenilikler konusunda eğitimi gereklidir.

KONTROL IÇIN ERKEN UYARI SİSTEMİ OLUŞTURULMALIDIR • 8 temel IPM (Entegre zararlı idaresi) arıcı prensipi: 1. Kabuledilebilir zararlı seviyesi 2. Önleyici kültür uygulamaları 3. İzleme uygulamaları 4. Genetik kontrol 5. Mekanik kontrol 6. Fiziksel kontrol 7. Biyolojik kontrol 8. Kimyasal kontrol

2016 EKİM 37


Zorlu Yıkıcı Orman Mühendisi

OKALİPTÜS’ÜN ARILAR İÇİN ÖNEMİ

O

kaliptüslerin ağaçlandırmada kullanımı çok amaçlıdır. Amaçlardan bir tanesi de arı yaşamının desteklenmesidir. Sadece arıcılık için düşünüldüğünde Kıbrıs’a uyum sağlamış türlerin yıl içerisinde değişik aylarda çiçekli olmaları arzulanır ve bol polen ile nektar vermeleri gerekir. Avustralyalı otoriteler Kıbrıs’ta da bulunan iki türü bal üretimi için çok önemli olarak işaret etmişlerdir. Birinci olarak Eucalyptus melliodora (Honey box) – ki sadece Lefkoşa’da tespit edilebilmiştir - ikinci olarak ise Eucalyptus ocrophloia (Yapunyah) türü bal üretiminde başlıca türler olarak gösteril-

38 KASIM 2016

miştir. Bu tür (E. ocrophloia) de sadece Vadili’de küçük bir küme olarak tespit edilmiştir. Bu iki türden ne yazık ki neredeyse hiç denecek oranda yeni dikim yapılabilmiştir. Fidanlılarda çok az üretilmişlerdir ve farklı ekolojik talepleri vardır. Lefkoşa’da yapılan gözlemlerde E. melliodora’nın, nispeten kum oranının toprakta fazlalaştığı killi balçık topraklarda daha iyi geliştiği tespit edilmiştir. Vadili’de anakaya kalkerin üzerinde gelişen sığ veya orta derinlikteki terrarosa topraklarda bulunan E. ocrophloia’nın da gelişimi anavatanındaki gelişiminden geri olmadığı gözlemlenmiştir. Vatanında su kenarlarında bulunan bu

türün Vadili’deki mevcudiyeti ilginç bulunmuştur. 2008 yılındaki ekstrem kurak periyotta sarsılmış (çiçek ve meyve veriminde düşüklük) fakat kurumamışlardır. Yağışlı ve kurak iklimsel döngülerde düzenli olarak yapılan gözlemlerde arıların tüm okaliptüs türlerinin çiçeklerine uğradıkları görülmüştür. Ağırlıklı tercihleri; E. torquata, E. woodwardii, E. Kod No:7 (E. torquata X E. woodwardii hibridi), E. orcophloia, E. Kod No: 17 (E. poroza X E. odorata) türleridir ve tümü de küçük ağaç konumunda bulunurlar.


Okaliptüs Türleri

AYLAR Ocak

Şubat

E. camaldulensis*

Mart

Nisan

X

X

Mayıs

Haziran

Temmuz

Ağustos

Eylül

Ekim

X

X

Kasım

Aralık

Var. camaldulensis

X

E. gomphocephala

X

E. melliodora*

X

E. leucoxylon

X

X

E. leucoxylon

X

X

X

X

X

X

var. megalocarpa

X

E. sideroxylon*

X

E. torquata*

X

X

E. woodwardii* E. Kod No: 7

X

E. Kod No: 17

X

E. Kod No: 42

X

X

X

X X

E. ocrophloia*

X

E. Kod No: 25C E. transcontinentalis

X

X

X

X

X

E. occidentalis *Hava sıcaklıklarına bağlı olarak komşu aylara kaymalar olabilir.

Uzun çiçeklenme periyoduna sahip E. camaldulensis var. camaldulensis çiçek bulundurduğu sürece arıların ziyaretine uğrar. E. torquata, E. woodwardii, E. Kod No:7 (turuncu çiçekli mallee) çok kurak periyotlarda çiçekli izlendiklerinden ve bu çiçeklenmenin tüm vegetasyon tipinin (çalı, otsu bitkiler) ölü olduğu döneme denk gelmesinden dolayı arıların hücumuna uğrarlar. E. Kod No: 42, E. Kod No: 25, E. leucoxylon ve E. sideroxylon ise çiçek bulunmadığı zamanlarda çiçekli oldukları için arılar ziyaretlerine gelirler. Nisan ayında E. sargenti ve E. torquata’nın

X

yan yana bulunmaları durumunda bal arılarının tercihi E. torquata’dır. Yaban arıları (sarı) ise E. sargenti’yi tercih ederler. Arıların yıl içerisinde değişik zamanlarda ziyaret ettikleri okaliptüs türleri ve Kıbrıs şartlarındaki çiçek açma zamanları yukarıdaki tabloda verilmiştir. Bu türler içerisinde iri çiçekli olanlar; E. torquata, E. Kod No: 7, E. woodwardii ve E. transcontinentalis türleridir. E. leucoxylon var. macrocarpa’nın çiçekleri de iricedir ve arıların tercihi bu türler üzerinde yoğunlaşmıştır. Mesarya’d mevcut E. camaldulensis var. camaldulensis (orijinal

X

X

E. camaldulensis) sıcaklık ortalamalarına bağlı olarak Eylül ayından itibaren çiçek açmaya başlar.

Soğuk hava ile karşılaşırsa çiçek açmaya ara verir ve sıcaklıklar yükselmeye başladığında yeniden çiçek açmaya başlar. Haziran ayında da bazı bireyleri çiçekli izle-

2016 KASIM 39


nir. Bu türün varyetesi olan E. camaldulensis var. obtusa ise Haziran ayında çiçekli izlenmemiştir. Bu varyetenin yoğun çiçekli izlendiği ay Nisan ayıdır. Sadece nektar üretimine yönelik olarak büyük alanlarda ağaçlandırma yapmak pratik değildir. Ancak tesis edilen ağaçlandırmalarda bu amaca yönelik küçük koruluklar kurulması mümkündür. Orman dairesi kurak zonda gerçekleştirdiği tüm ağaçlandırma çalışmalarında 2005 yılından beri bu prensibi uygulamaktadır. Bu tür tesis çalışmalarında yıl içerisinde dengeyi tam olarak kurabilmek için öteki bazı ağaç türlerinin de karışıma dahil edilmesi gerekmektedir. Bu türlerin en önemlisi Robinya türüdür (Robinia pseudoacacia – Yalancı Akasya). Ne yazık ki bu türün çiçekli hali çok kısa bir zaman dilimine tekabül eder (10-15 gün) ve Kıbrıs’ta sulanmadığı taktirde (ilk bir veya iki yıl) gelişimi geridir. Arazi koşullarında orman zonunda ancak ilk 2-3 yıl varlığını korur. Derin topraklı alanlarda ilk iki yıl sulanabilirse varlığını sürdürebilir. Keza diğer önemli bir tür olan Erguvan

40 KASIM 2016

da (Cercis siliquastrum) ilk yıl sulama talep eder ve çiçeklenme dönemi Mart-Nisan aylarıdır. Mayıs-Haziran aylarında çiçek açan türlerden birisi olan Grevilya için de durum aynıdır. Sulu tarım yapılan yörelerde bahçe kenarlarında bu üç tür arıcılık konusunda değerlendirilebilir. Başak şeklinde çiçekleri olan ve Haziran ayında bal arılarının istilasına uğrayan Prosobis glondusa (Honey Mesquit) ise Mesarya şartlarında yapılacak tesislerde tür karışımına katılmalıdır. Derinlemesine kazık kök


salan bu tür, derin topraklarda ilk yıl vegetasyon mevsiminde (Nisan-Mayıs) sulanabilirse ilk yıldan çalı ağaçcık konumunu alır. Kumlu toprakları sever. Dilekkaya’da kalkarenitlerle teması olan kumlu topraklarda sulanmadan da çok güzel gelişim göstermiştir. Arazi şartlarında yetiştirilmesi Kıbrıs Akasyası (Acacia cyanophylla) ile aynı olan ancak Ekim ayında salkım şeklinde çiçek açan ve Süs Akasyası olarak da bilinen akasya türü de karışıma dahil edilebilir. Ayrıca yaz sonu ve sonbaharda çiçekli izlenen ve Mesarya’da bal arılarının ziyaretine uğrayan diğer bir akasya türü olan Boylu

Akasya’nın (Acacia salicina) da karışıma dahil edilmesi unutulmamalıdır. Bu tür arıcılığa yarayışlı çalışmaların da tüm yıl içerisine yayılacak çiçekli ağaçlar arandığından, yukarıda liste halinde verilen okaliptüs türlerinin en azından Ağustos ayında çiçekli izlenen yerel türlerden Harup ve Ocak ayından sonra çiçekli izlenen Alıç’ın karışıma katılması sağlanırsa özlenen amaca biraz daha yaklaşılmış olacaktır. Bu son iki tür kuvvetli derecede kazık kök saldıklarından ilk yıl kökler yerleşene kadar su verilmesi gerekmektedir.

2016 KASIM 41


Uzm. Dr. Özkay Özgör Cilt Hastalıkları Uzmanı

DERMATOLOJİDE APİTERAPİ Son zamanlarda doğal tedavi yöntemlerine ilgi giderek artmaktadır. Bu nedenle klinik pratikte arı ürünleri ile tedavi yöntemleri dünyada hızla yaygınlaşmaktadır. Apiterapi; bal, balmumu, polen, propolis, arı sütü ve arı zehiri gibi arı ürünlerinin günlük kullanım dışında hastalıkların önlenmesi ve/veya tedavisi amacıyla kullanılmasıdır. Apiterapi ile ilgilenenler arı ürünlerinin birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğine inanmaktadırlar. Geleneksel tıp alanında yara iyileşmesinde, yanıklar ve ağrı tedavisinde faydalı oldukları bildirilmiştir. Eski çağlardan beri arı ürünleri tedavi amaçlı kullanılmıştır. Hipokrat M.Ö. 460-370 yıllarında, Aristo M.Ö.

42 KASIM 2016

384-332 yıllarında ve Galen M.S. 130-200 yıllarında balı tedavi amaçlı kullandıkları bilinmektedir. Apiterapinin öncüsü olan Dr. Stangaciu 7000’den fazla vakada arı ürünleri ile başarılı sonuçlar elde etmiştir ve apiterapi uygulamaları hakkında bir rehber geliştirmiştir. Hellner ve ark. tarafından Almanya’da gerçekleştirilen bir çalışmada 81818 arı yetiştiricisinin apiterapi uygulamaları incelenmiştir. Arı yetiştiricilerinin en etkili buldukları arı ürünü sırasıyla bal, propolis, polen ve arı sütü olarak bildirmiştir. Bu çalışmada bal yara iyileşmesi ve yanıklarda, propolis soğuk algınlığı ve boğaz ağrısında, polen immün sistem uyarıcı olarak kullanıldıkları ve hiçbir

yan etki ile karşılaşmadıkları bildirilmiştir. Son yıllarda ülkemizde de arı ürünlerinin hastalıkların önlenmesi ve/ veya tedavisi amacıyla kullanımı yaygınlaşmaktadır. Apiterapi dernekleri kurulmuştur. Bal ve Apiterapi Bal kolay ulaşılabilir ve ucuz olması nedeniyle apiterapide en yaygın kullanılan arı ürünüdür. Balın temel kullanım alanı yara iyileşmesidir. Dirençli hastane patojenlerine karşı da etkili olduğu gösterilmiştir. Yaranın mikrobiyal florasının kontrol altında olması iyileşme sürecinde önemli rol oynamaktadır. Yapılan in-vivo ve in-vitro çalışmalarda balın yara iyileşmesi icin ideal ortam oluşturduğu gösteril-


miştir. Balın Staphylococcus aureus, koagulaz-negatif stafilokoklar, Pseudomonas aeruginosa, Metisiline Dirençli Staphylococcus aureus ve Burkholderia cepacia uzerine anti-bakteriyel etkisi olduğu gösterilmiştir. Balın anti-mikrobyal etkisine katkı sağlayan diğer unsurlar; yüksek glukoz konsantrasyonu, oksidaz ve katalaz enzimlerince üretilen hidrojen peroksit (H2O2) ve pH düşüklüğüdür (3.2-4.5). Balın ayni zamanda anti-inflamatuvar özelliği de bulunmaktadır. Bal anjiyojenik özelliğe sahiptir, böylece granulasyon doku oluşumunu uyararak re-epitelizasyona katkı sağlamaktadır. Bal topikal olarak uygulandığında kronik yara iyileşmesi, dekubitis ülserleri, enfekte yaralar ve yüzeyel yanıklarda etkinliği bulunmaktadır. Balın yara iyileşmesi üzerine olan etkileri şunlardır: Yara iyileşmesi için ideal nemli ortam sağlar, inflamasyonu azaltır, anjiyogenezi uyarır, granulasyon dokusu oluşumunu artırır, epitelizasyonu artırır, kollojen sentezini uyarır, ödemi azaltır, kokuyu azaltır, yara debridmanına katkıda bulunur, ağrıyı azaltır, fibrin oluşumunu azaltır, yara kontraksiyonunu artırır ve postoperatif adezyonu azaltır. Almanya ve Avustralya’da yapılan prospektif çok merkezli çalışma ile medikal balın

profesyonel yara bakımında etkili olduğu gösterilmiştir. Antibiyotiklere yanıt alınamayan kültür pozitif cerrahi yaralarda günde 2 kez uygulanan 5-10 ml doğal bal ile yara iyileşmesinin beşinci günde başladığı ve 21. gunde tamamlandığını saptanmıştır. Tinea corporis ve pitriyazis versicolor üzerine anti-fungal etkinliği olduğu bir çalışmada gösterilmiştir. Atopik dermatit ve psoriazis tanılı hastalar üzerinde yapılan kontrollu çalışmada balın kortikosteroid merhem ile karıştırılarak uygulaması sonrası atopik dermatit ve psoriazis tedavisinde etkili olabileceği bildirilmiştir. Kronik seboreik dermatit tanılı 30 hastada balın ılık suda %90’lık çözeltisinin 4 hafta süreyle iki günde bir uygulanması balın seboreik dermatit ilişkili şikayetleri ve saç dökülmesini belirgin olarak azalttığı gösterilmiştir. Arı ürünlerinin kimyasal içeriğinin, üretildiği çevrenin bitki florası ve üretici arıya göre değişebildiği bilinmektedir. Malezya’da üretilen tualang balının antioksidan özelliğinin bulunduğu bir çalışmada gösterilmiştir. Tualang balının fare keratinositlerine topikal uygulanması sonrası Ultraviyole B’ye bağlı DNA hasarını önleyerek fotokarsinogenezi önlediği bildirilmiştir. İn-vitro olarak anti-viral etkisi Varisella zoster virüsü üzerine gösterilmiştir ve zona tedavisinde topikal olarak uygulanabileceği bildirilmiştir. Balın Clostridium Botilinum sporları ile kontaminasyon riski nedeniyle medikal bal γ-ışınları ile sterilize edilmelidir ve yaşamın 1. yılından önce kullanılmamalıdır.

Propolis ve Apiterapi Propolis lipofilik özelliğe sahiptir. Anti-bakteriyal, anti-enflamatuvar, anti-oksidan, anti-tümöral, anti-fungal, antialerjik, analjezik, hepatoprotektif etkileri nedeniyle geleneksel tıpta kullanılmaktadır. Propolis alifatik ve aromatik asitlerden oluşur. Biyolojik aktivitesine yapısındaki flavonoidler ve benzoik, kafeik, sinamik, kumarik ve ferulik asit gibi fenolik asidler neden olmaktadır. Propolisin ayrıca immun-modülatör ve anti-viral özelliği bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada ağızdan alınan propolisin siğil tedavisinde %75’e varan başarıyla etkili ve güvenli olduğu gösterilmiştir.

Propolis yapısında bulunan klerodan DNA sentezini baskılayarak displastik papillomları önleyebildiği bildirilmiştir. Propolisin kanser hücrelerinde apoptozu indüklediği ve anti-proliferatif etki gösterdiği bildirilmiştir. Rekürren aftöz stomatit tanılı hastalarda günluk 500 mg propolis kapsül ile aft çıkış sıklığında azalma olduğu saptanmıştır. Propolis pastil, öksürük şurubu, diş macunu, gargara, şampuan, krem,

2016 KASIM 43


Almanya, İsviçre ve Fransa’da kullanılmaktadır. 9 Avrupa ulkesinde arı zehiri içeren 22 farklı ürün kullanılmaktadır.

losyon ve kozmetik ürünlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Günlük tüketimindeki artış nedeniyle propolis ile ilişkili alerjik kontakt dermatit sıklığında da artış bildirilmiştir. Propolis topikal olarak kullanıldığında kontakt keilit, stomatit, perioral dermatit gibi lokal alerjik yan etkilere neden olabilmektedir. Oral alımı ile dispne ve ciddi sistemik alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Bu alerjik reaksiyonlara propolisin yapısında bulunan 3-metil-2-butenil kafeat ve fenil etil kafeat neden olmaktadır. Arı Sütü ve Apiterapi Arı sütü genel olarak hücre yenilenmesi üzerinde etkilidir. İçeriğinde protein, serbest aminoasit, lipid, vitamin, flavanoidler ve steroidler bulunmaktadır ve bunlara bağlı anti-bakteriyel, anti-enflamatuvar ve anti-oksidan etki göstermektedir. Lipid peroksidasyonu, siklooksijenaz ve lipooksijenaz enzimlerini baskılar, bu özellik sayesinde anti-hiperkolesterolemik, hipotansif ve vazodilator etkileri bulunmaktadır. Yapısındaki doymamış yağ asidi 10-hidroksi-2-dekenoik asit, anti-tü-

44 KASIM 2016

möral ve anti-bakteriyel etki göstermekte ve ayni zamanda kollajen sentezini de uyarmaktadır. Fibroblastlara topikal olarak uygulandığında prokollojen tip-1 ve TGF-β1 üretimini artırarak ultraviyole aracılı fotoyaşlanmaya karşı koruyucu olduğu gösterilmiştir. Yanıklarda kullanılan krem ve merhemler genellikle %0,05-1 oranında arı sütü içermektedir. Duyarlı kişilerde şiddetli alerjik reaksiyon gelişebileceği bildirilmiştir. Arı Zehiri ve Apiterapi Arı zehirinin yapısında pek çok aktif aminoasit, mikro elementler ve protein yapıdaki melittin bulunmaktadır. Bunların bağışıklık sistemini düzenleyici özellikleri olduğu düşünülmektedir. Melittin arı zehirinin %40-60’ını oluşturan 26 amino asitlik bir polipeptiddir ve bilinen en güçlü anti-enflamatuvar ajanlardandır. Antijenik özelliği yoktur. Radyoprotektif, anti-tümöral, anti-bakteriyel ve anti-fungal özelliği vardır. Günümüzde arı zehiri tedavisi Çin, Japonya, Güney Kore, Rusya, Bulgaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya, Avusturya,

Polen ve Apiterapi Polenin kansere karşı var olan olumlu etkisinin nedeni yapısında bulunan yüksek seviyedeki karotenoidlere bağlanmaktadır. Polenin bir diğer etkisi ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu olmasıdır. Kozmetik sanayide, deriyi yenileyici ve besleyici olarak kullanılmaktadır ancak topikal kullanımına bağlı lokal alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Sonuç olarak, Dermatoloji pratiğinde arı ürünlerinin immün sistem uyarıcı ve ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu rolü gösterilmiştir. Kronik yaraların ve yüzeyel yanıkların tedavisinde etkili olduğu saptanmıştır. Birçok bakteri üzerine geniş spektrumlu antibiyotik özelliği bulunmaktadır. Anti-viral ve anti-fungal özellikleri vardır. Yara iyileşmesinde lokal olarak uygulanan balın güvenli olduğu görünmektedir, ancak diğer arı ürünlerinin kullanım sıklığı ve oral alım oranı arttıkca hayatı tehdit edebilecek ciddi sistemik yan etkilere yol açabileceği unutulmamalıdır.


2016 KASIM 45


Dr. Ali KORKMAZ Samsun Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü

FAZELYA (ARIOTU) YETİŞTİRİCİLİĞİ Çukurova Bölgesi, sulama olanaklarının yanında arıcılık açısından zengin ve çok değişik bitkisel ürünlerin tarımının yapılmasına olanak tanıyan son derece elverişli ekolojik koşullara sahip bir bölgedir. Ülkemizde bütün yıl boyunca tarımsal üretimin yapılabildiği ender bölgelerden birisidir. Bu sebeplerden dolayı Çukurova Bölgesi, ekim-mayıs aylarında, göçer arıcılık yapan arıcıların konaklama yeridir. Geniş narenciye alanlarına sahip olan bölgeye ekim-nisan aylarında binlerce arı kolonisi getirilmektedir. Bal arıları kış mevsimi boyunca yetiştirilen turunçgil, kolza, çeşitli bahçe bitkileri ve baklagil yem bitkilerinin nektar ve poleninden yararlanabilmektedir. Bu

46 EKİM 2016

bitkilerin geniş oranda monokültür şeklinde yetiştirilmesi ve dolayısıyla çiçeklenme dönemlerinin oldukça sınırlı olması açısından ancak belli bir süre arılar için nektar ve polen kaynağı olarak kullanılmaktadırlar. Bu dönemden sonra, bölgede bal arılarının yararlanabileceği uygun bir nektar ve polen kaynağı bulunmamaktadır. Bu sebepten arı yetiştiricileri kolonilerini hızla başka bölgelere, elverişli nektar ve polen kaynaklarına götürmek zorunda kalmaktadırlar. Fazelya Bitkisinin Özellikleri Fazelya, Hydrophillaceae familyasına ait Kaliforniya orijinli tek yıllık bir bitkidir. Dik olarak gelişen, 60-100 cm

kadar boylanan bir bitki olup sapın üzeri dikenimsi tüylerle kaplıdır. Yapraklar sap üzerinde almaşıklı olarak dizilmişlerdir. Çiçek salkımları, sapın daha çok üst boğumlarından çıkmaktadır. Bir çiçek salkımında çiçeklenme, salkımın alt kısmından başlamakta ve yaklaşık bir hafta sürmektedir. Çiçeklenme süresi, bir bitki için yaklaşık 1 ay, bir tarla için ise 1.5-2 aydır. Bu derece geniş bir çiçeklenme, çoğu bitkilerde görülmemektedir. Fazelyada çiçekler genellikle açık mor renklidir. Bir fazelya çiçeği günde iklim ve gübreleme başta olmak üzere çeşitli çevresel koşullar altında 0.801.62 mg nektar salgılamaktadır. Koloninin gücüne göre iyi bir sezonda koloni başına 5-9


bitkiler biçilerek bir yerde toplanır ve yayılarak kurumaları sağlanır. Kuruyan bitkiler tahta çubuklarla dövülerek veya üzerinde traktörle gezilerek tohumların ayrılması sağlanır. Bu işten sonra savurma yapılarak rüzgâr yardımıyla tohumların bitki artıklarından ayrılması sağlanır. Dekara fazelya tohum verimi 50-60 kg’dır.

kg fazelya balı hasat edilebilmekte, dekara bal verimi 30-100 kg arasında olmaktadır. Fazelyanın 13 türü bilinmekte olup 5-6 türü arıcılık açısından bir önem taşımaktadır. Fazelya Tarımı Fazelya ekimi 20-30 cm aralıklı sıralara yapılmaktadır. Tohumluk miktarı 1-1.5 kg/ da olup ekim derinliği 1-2 cm arasındadır. Dekara 5-6 kg saf azot ve fosfor gübrelemesi yapılmalıdır. Yöremizde yapılan fazelya yetiştiriciliğinde herhangi bir hastalık ve zararlıya karşı ilaçlama yapılmasına gereksinim bulunmamaktadır. Bölgemizde sonbaharda ekilen fazelya, kış ayları boyunca gelişme göstermekte ve nisan ayı başından itibaren çiçeklenmeye başlamaktadır. Fazelyanın ekim zamanı Çukurova Bölgesi ve Akdeniz sahil kuşağında rakımı 500 metreye kadar olan yerlerde sonbaharda eylül-kasım ayları arasıdır. Diğer yörelerde ise ilkbaharda ekim yapılması önerilmektedir. Fazelya tohumunun hasat edilmesinde dikkat edilecek en önemli husus olgunlaşan tohumların araziye dökülmeden hasat edilmesidir. Bu amaca uygun olarak çiçek salkımları kahverengimsi renk aldığında

Fazelyanun Bal Arıları İçin Önemi 1832 yılında Avrupa’ya getirilen fazelya Almanya ve İngiltere başta olmak üzere bir çok Doğu Avrupa ülkelerinde yeşil ve kuru ot bitkisi, erozyonu önleyici örtü bitkisi ve süs bitkisi olarak kullanımı yanında, elverişli bir nektar ve polen kaynağı olarak da arı yetiştiricileri tarafından geniş bir şekilde ekimi yapılmaktadır. Ayrıca silaj üretimi amacıyla çok uygun bir bitki olması nedeniyle süt veriminin artışına bağlı olarak önemli düzeyde katkıda bulunmaktadır. Bütün bu faydalarının yanında fazelya, arılar için yarayışlı olduğundan arı merası olarak kullanımı daha yaygın olmaktadır. Fazelya, nektar ve polen kaynağı açısından dünyanın en üstün 20 bal bitkisi arasında yer almakta; pek çok ülkede bal arılarının yararlanması için özellikle arılıkların önüne ekimi yapılmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde ise arı yetiştiricileri kolonilerini gezginci arıcılık sistemi içerisinde fazelya ekili alanlara özellikle taşımaktadırlar. Çukurovada fazelyanın bal arıları için önemini saptamak amacıyla yapılan bir araştırma sonucunda fazelya bitkisinin eylül, ekim ve kasım aylarında farklı tarihlerde ekiminin yapılabilmesi ve çiçeklenmede kalma periyodunun mart, nisan ve

mayıs aylarında gerçekleşmesi sebebiyle, kuluçka faaliyetlerinin erken başladığı Çukurova Bölgesinde bal arılarının nektar bulmada güçlük çektiği bu dönemlerde koloniler için önemli bir nektar kaynağı sağlayabildiği saptanmıştır. Yine bölgede sıcakların ani olarak yükselmesi ve yağışların uzun sürmesi nedeniyle değişik bitkilerin nektar salgıları kısa sürede sona ermekte, arı kolonileri erken ilkbaharda yeterli populasyon düzeyine ulaşamamakta, ana nektar akımına zayıf bir kadro ile girmektedirler. Bu sebepten göçer arıcılık izlencesinden hemen önce arı kolonilerinin ana nektar akımına güçlü bir arı populasyonu ile girebilmeleri açısından fazelya bitkisi Bölgemizde mart, nisan ve mayıs aylarında kolonilerin nektar gereksinimini karşılayabilecek ve destek olabilecek ideal bir bal bitkisi konumundadır.

2016 EKİM 47


KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIĞI’NE YENİ İSTİHDAM Avrupa Birliği tarafından desteklenen ‘Honey, Save, Love: Bee-Savvy (Balı, Koru, Sev)’ adlı proje kapsamında Kuzey Kıbrıs Arıcılar Birliği’ne Hacette Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden Arı Hastalıkları Uzmanı Biyolog Erkay ÖZGÖR ve Veteriner Hekim Meryem BETMEZOĞLU istihdam edilmiştir. İstihdam edilen Uzman Biyolog ve Veteriner Hekim, proje kapsamında gerçekleştirilecek kovan kayıt sistemi uygulaması ile arıcılarımızın kovanlarına çip takılması için yardımcı olacaktır. Böylece kovanlarımızın kayıt

48 EKİM KASIM2016 2016

altında tutulması sağlanarak uzaktan izleme sistemi ile olası kovan hırsızlıkları da önlenecektir. Ayrıca, Varroa’ya karşı gerçekleştirilecek toplu mücadele için ilaçlamaların uygulanması ve denetiminde de etkin rol oynayacaklardır. Arıcılarımızın arılıkları çipleme ve ilaçlama zamanlarında Uzman Biyolog ve Veteriner Hekim tarafından tek tek gezilerek kontrol edilecektir. Böylece Kuzey Kıbrıs’ta Arıcılık daha düzenli ve daha kontrollü bir şekilde sürdürülebilecektir. Bunların dışında, Sonbahar ve ilkbahar aylarında arı hastalıklarının taraması

yapılarak Kuzey Kıbrıs genelinde arı hastalıklarının haritası çıkarılacaktır. Bu çalışma ile hastalıklarla daha etkin mücadele edilebilecek ve bu hastalıklar kontrol altına alınmaya çalışılacaktır. Uzman Biyolog ve Veteriner Hekim tarafından yapılacak tüm bu çalışmalar arıcılığın daha iyi yere gelmesini sağlayarak arı kolonileri daha güçlü ve nektar akımından önce hazır hale getirecektir. Böylece kovan başına bal veriminin artması da sağlanacaktır.



1993

KUZEY KIBRIS ARICILAR BIRLIGI

NORTH CYPRUS BEEKEEPING ASSOCIATION

• • • • • •

Üretim ve Kalitede Verimlilik için Elele

Her Türlü Arıcılık Malzemeleri Uygun Fiyat, Kaliteli Hizmet Arıcılık Eğitimi Danışmanlık Hizmeti Yayınlar Ana Arı

Adres: Kızılay Sokak No 6A, Asal Sube arkası Kaymaklı LEFKOŞA Tel: (0392)227 09 62 - (0392) 2281269 Fax: (0392) 2270963 email: info@aricilarbirligikuzeykibris.com - kuzeykibrisaribir@gmail.com


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.