Mekan #54

Page 1

art’ı Mekan Dekorasyon & Mimarlık Dergisi

SAYI 54 KASIM - ARALIK 2015 · 9 TL

ISSN 1307 - 1939

Söyleşi

“Geleceğin mimarisi; kaos teorisinin ve fraktallerin etkisinde gerçekleşecek”

Özgür Ediz

Sade ve pragmatik

Odoardo Fioravanti Zamansız tasarımlar üzerine

Tanıl Çokşenim Tasarım Notları

Tasarım, nesnelere değil ilişkilere bakmayı öğretir

Yılmaz Zenger

Galeri

Carre d’Artistes Otel

Yeni yıl aksesuarları

Hotel Bloom Park Hyatt

Modası geçmeyen trend

Etkinlik

Dosya

Deri

Şehir

Üçüncü kıyı: Şikago Marka

Fornasetti Tog Bürotime

Viyana Art Week Ciao Milano! Organik Ev Köy Okulu Mekan

Espresso Lab, Taksim


2

Eyl端l - Ekim 2015 #53


3


4

Eyl端l - Ekim 2015 #53


5


6

Eyl端l - Ekim 2015 #53


7


8

Eyl端l - Ekim 2015 #53


9


10

Eyl端l - Ekim 2015 #53


11


12

Eyl端l - Ekim 2015 #53


13


14

Eyl端l - Ekim 2015 #53


15


16

Eyl端l - Ekim 2015 #53


17


18

Eyl端l - Ekim 2015 #53


19


20

Eyl端l - Ekim 2015 #53


21


22

Eyl端l - Ekim 2015 #53


23


24

Eyl端l - Ekim 2015 #53


25


26

Eyl端l - Ekim 2015 #53


27


28

Eyl端l - Ekim 2015 #53


29


Mekan

İçindekiler

134

Espresso Lab, Taksim Dekorasyon

116

Tasarımda cesur renklerin uyumu Ghislaine Viñas İç Mimarlık

34

138

Ajanda

42

Yeni Tasarım

48

Etkinlik

Klasik ve çağdaş Filiz Bür

152

Ahşabın sıcaklığına grinin kontrast dokunuşu Sinem Erenus Muhtar

162

Maskülen modern Nobs Design

174 54

Ciao Milano! Milano, Ayca Güney

58

Vienna Art Week Viyana, Gizem Önürmen

İçindekiler

62

Yıldızlar bu defa bizim eve dokunuyor Fikir, İrem Senemoğlu

192

96

Özel koleksiyonlar GIZIA GATE’te buluştu

172

Mutluluğa açılan bir kapı, Ceren Happy Home

130

Ahşap ile bütünleşen modern dokunuş Yalın Tan

Üçüncü kıyı: Şikago Şehir, Emre Hakgüder

Galeri

Dosya

Carre d’Artistes

76

Evlerde modası geçmeyen trend; deri

106

Yılbaşı ağacını kendin yap Yeni yıl ile neşe zamanı Özel

182 Eylül - Ekim 2015 #53

Çağdaş ve modern ‘Mirror House’ Peter Pitchler Mimarlık

Yapıda Yaşam Projesi Tasarım Etkinlik

60

Organik Ev Köy Okulu başlıyor

104

Marka

82

Fornasetti

100 Tog

160

Bürotime Otel

98

Park Hyatt

146

Hotel Bloom 30


art’ı MEKAN Dekorasyon ve Mimarlık Dergisi Barış Mh. Tutkun Sk. Çelikay Sit. D Bl. No.18 İhsaniye, Bursa Tel.: 0 224 452 99 63

Tasarım Notları

88

Sahibi Altıntaş Yayıncılık adına Fatma Altıntaş Yılmaz

Tasarım, nesnelere değil ilişkilere bakmayı öğretir Yılmaz Zenger

Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür Fatma Altıntaş Yılmaz fatos@altintasyayincilik.com

Tasarımcı & Söyleşi

Editör Ayca Güney ayca@altintasyayincilik.com Grafik Mustafa Üzülmez Fotoğraf Cumhur Aygün Reklam Sorumlusu Arda Hititsoy arda@altintasyayincilik.com Koordinatör Atakan Şenses atakan@altintasyayincilik.com Yayın Kurulu Adnan Serbest Atilla Kuzu Levent Çırpıcı Kunter Şekercioğlu Esat Fişek İstanbul Temsilcisi Gözde Severoğlu Londra Temsilcisi Esra Tekeli Viyana Temsilcisi Gizem Önürmen

68

“Geleceğin mimarisi; kaos teorisinin ve fraktallerin etkisinde gerçekleşecek” Özgür Ediz

168

Zamansız tasarımlar üzerine Tanıl Çokşenim

90

Sade ve pragmatik Odoardo Fioravanti

Baskı ŞAN OFSET Hamidiye Mh. Anadolu Cd. No:50 Kağıthane, İstanbul Tel: 0212 289 24 24 Baskı Yeri - İstanbul Baskı Tarihi - Kasım 2015 Süreli Yayın Kasım - Aralık 2015 Yazı ve fotoğrafların tüm hakları art’ı Mekan Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. altintasyayincilik arti_mekan arti_mekan 31


M

Sahici bir sarsıntı

ış gibi yaşamaktan yorulduğumuz ve giderek uzaklaştığımız kendimizden, ‘beni’ geri çağıran, ‘ben olana’ seslenen şeylere olan özlemimiz bundan. Sarsıntının sahici olması diriltecek bizi, yalnızlaşan ruhlarımızın, insanlığımızın buna ihtiyacı var. Karamsar bir tablo çıkmasın bu söylediklerimden, ben sahici sarsıntıyı, sarsılmak ve kendine gelmek olarak okuyorum bu cümlede... Sarsıl ve kendine gel. İçindeki sese kulak ver, özündeki ihtiyaçları karşılayacak olana sarıl. Hem bunları yapabilecek mis gibi bir bahanen de var, yeni bir yıl geliyor yine, tüm umutları ile.

Editör

‘Sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir’ demiş bir şiirinde Emrah Serbes...

Yayın Yönetmeni Fatoş Altıntaş Yılmaz f.yilmaz@artimekan.com

Ne güzel de demiş; ite kaka yürüttüğümüz seviyeli ilişkilerden tutun da konformist alanlarımıza, sahte mutluluklarımızdan en ufak bir sarsıntıyı risk olarak algılayan beyin ve ruh sistemimize kadar vazgeçemediklerimizin sahte bir dengeye evrildiği gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Felaketlerle geçmiş koca bir yılın referansıyla başlarsan yeni yıla olmaz tabi, içindeki ses; sevginin, umudun ve barışın sesi her zaman... Sana iyi gelen şeyleri biriktir bu yıl hayatında. İyi tasarımları mesela... İyi tasarımları iyi insanlar yapıyor bana göre :) Tasarımına dokunduğun her an tasarımcısıyla da iletişim kuruyorsun tıpkı sanat gibi... Sanat deyince tüylerin diken diken olmasın. ‘Onu anlayabilmek’ olgusunu bir avuç sanatsevere atfeden yine bizim insanımız maalesef... Dünya, ulaşılabilir sanat ve tasarım üzerine delice kafa yorarken sana iyi gelecek, biraz da sarsacak tüm ipuçları buradayken bunun dışında kalamazsın.

Yeni tasarımlar, yeni tasarımcılar, heyecanlar ve umutlarla yeni bir yıla hazırlandığımız sayımızda tam da bu noktada demokratik sanat ve tasarım üzerine yaptığımız çok özel röportajlar bulacaksın. Ünlüsünden, en yenisine, sahici ve samimi tasarımın peşinde olanlarla hazırladığımız iyi bir sayı bu... Yeni bir yıla girerken aslında tüm çabamız küçük de olsa iyi bir sarsıntı geçirecek tüm öğeleri harekete geçirmek, hepimiz adına...

Eylül - Ekim 2015 #53

Kendiniz gibi olmaya daha da yaklaştığınız bir yıl dileklerimle, mutlu yıllar...

32


33


Ev tekstili ve dekorasyonunun kalbi bu fuarda attı Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) ve CNR Holding işbirliğiyle bu yıl üçüncüsü düzenlenen “HOME&TEX Fuarı” sektörün önde gelenleri ve ziyaretçileri tarafından ilk günden yoğun ilgi gördü. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği ve CNR Holding işbirliğiyle düzenlenen, Türkiye’nin en önemli ev tekstili fuarlarından biri olan HOME&TEX Fuarı, bu yıl üçüncü kez kapılarını açtı. Ev tekstili ve dekorasyonuna dair her türlü ürünün yer aldığı, HOME&TEX, Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Orta Doğu ve Avrupa başta olmak üzere Bağımsız Devletler Topluluğu, Kuzey Afrika bölgelerinden de toptancılar, perakende noktaları ve dekoratörleri konuk etti. 28 - 31 Ekim 2015 tarihleri arasında CNR EXPO’da ziyaretçilerini ağırlayan HOME&TEX, 600 katılımcı ile 40 bin metrekare alanda gerçekleşti Fuarda; tül, perde, brode, döşemelik kumaş, perde aksesuarları, perde mekanizmaları, uyku ve yatak odası ürünleri, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo ürünleri, dekorasyon ürünleri, duvar kaplamaları, yer kaplamaları ve iplik türleri ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

“Sağlıklı ve mutlu çocuklar” bu tasarımlarda

Kasım - Aralık 2015 #54

Ajanda

Bu yıl 13. kez gerçekleştirilen ve “Sağlıklı ve mutlu çocuklar” temasıyla düzenlenen Electrolux Design Lab 2015’te pişirme, hava temizleme ve kumaş bakımı kategorilerinde yaratıcı ve yenilikçi ürün tasarımları yarıştı. Türkiye’den Dorian isimli tasarımıyla ilk 35 arasında yer almayı başaran Örsan Berkay Tülüce’nin de katıldığı yarışmada İngiliz Jordan Lee Martin “Bloom” konsepti ile uluslararası basın mensubu, blogger ve Electrolux uzmanlarından oluşan jürinin oylarıyla 1500 proje arasından sıyrılarak birinciliği yakaladı. Electrolux Tasarım Bölümü Başkanı Lars Erikson, Bloom ile ilgili ‘’Teknolojiyi akıllıca kullanarak oluşturulan bu estetik konsept, çocukların temel kuralları duygusal, dijital ve uygulamalı olarak öğrenmelerini sağlıyor.’’ dedi.

34

‘Mimarlık Tarihi Nedir’ raflardaki yerini aldı Koç Üniversitesi Yayınları (KÜY) tarafından yayımlanan, Andrew Leach’in kaleme aldığı ve Hayrullah Doğan’ın Türkçeye kazandırdığı Mimarlık Tarihi Nedir? raflardaki yerini aldı. Mimarlık tarih yazımına ilişkin yaklaşımların değerlendirildiği kitapta, tarihsel mimarlık bilgisinin oluşma, toplanma ve yayılma yolunu biçimlendiren temel sorunlar ortaya konuluyor. Modern mimarlık tarihinin kendi sınırları ve retorik, analitik ve tarihselci gelenekler irdelenerek, 20. ve 21. yüzyıldaki mimarlık tarihçilerinin karşılaştıkları çatışmalar ele alınıyor. KÜY, Andrew Leach’in yazdığı Mimarlık Tarihi Nedir? adlı kitabı yayımladı. Mimarlık ve tarih kategorisinde yayımlanan kitap, mimarlık tarihi üzerine yazan ve mimarlık tarihçilerinin çalışmalarını inceleyenlerin karşılaştığı kavramsal sorunlara bir giriş niteliği taşıyor. Modern mimarlık tarihinin kendi sınırları ve retorik, analitik ve tarihselci gelenekler irdelenerek 20. ve 21. yüzyıldaki mimarlık tarihçilerinin karşılaştıkları çatışmalar ele alınıyor. Kitap, mimarlık tarihinin bilgi birikimine, kronolojilerine, kanun ve coğrafyalarına ilişkin temel bilgiye sahip okurlar için bir kaynak niteliği taşıyor. Mimarlık Tarihi Nedir?, mimarlık ve tarih programlarına devam edenlere ve bu konularda araştırma yapanlara rehberlik edecek bir kitap.

Renda Helin Design&Interiors Property Awards tarafından ödüle layık görüldü

İngilterede gerçekleşen International Property Awards’da Best Public Service, Interior ve Public Services Development kategorilerinde 5 star seçilerek ödüle layık görülen Renda Helin Design&Interiors’ın tasarladığı Konforist Edu Suites Kız Yurdu, aldığı iki ödülle, Avrupa’yı temsil etme hakkı kazandı.


A n ka r a C i n n a h C a d d es i N o : 1 Çankaya T: 0 312 4 27 7 1 30 ankara@ dorya.com .tr B u r sa E sk i M ud a n y a Y o lu S i r ke ci Evle ri No: 4 /29 Bade m li T: 0 224 54 9 01 25 burs a@ dorya . com.tr İsta nbu l S ü l e y m a n S e b a C a d d es i N o : 3 7 & 39 A kare tle r Be ş iktaş T: 0 212 258 8 5 7 0 is tanbul@dorya .com.tr İ zm i r Plevn e B lv. 1 5 / A A ls ancak T: 0232 4 21 9 2 6 0 iz m ir@ dorya.com .tr For all international inquiries contact Dorya USA : 501 Brickel Key Drive No: 503 Miami, FL 33131 USA T.+1 305 373 4446 info@dorya.us

35


“Kumaş Tasarım Projesi” sergisine Elvin Tekstil imzası

Kasım - Aralık 2015 #54

Ajanda

Ekim ayının gözdesi 14. Filmekimi 75 bin izleyiciye ulaştı

36

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 14. Filmekimi’nde bu yıl dünya prömiyerlerini Sundance, Berlin, Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın festivallerde yapan; Noah Baumbach, Woody Allen, Stephen Frears, Todd Haynes, Terrence Malick, Nanni Moretti gibi usta yönetmenlerin son filmlerinin de aralarında bulunduğu birçok yeni filmi sinemaseverlerin beğenisine sunuldu. Ek seanslarla 2 Ekim Cuma günü 16.00’da İstanbul’da başlayan ve 25 Ekim Pazar akşamı 21.30 seansıyla Bursa ve Edirne’de biten 14. Filmekimi, Ekim ayı boyunca göz alıcı filmlerle sinema keyfini Türkiye’nin farklı şehirlerine taşıdı. Filmekimi 14. yılında, 6 şehirdeki 10 sinema salonunda düzenlenen toplam 278 seansta 75 bine yakın sinemaseverle buluştu.

Vakko Pop-Up Store ile Addresistanbul’da Vakko’nun çok yönlü ve benzersiz tasarım çizgisini evlere, bahçelere ve teknelere taşıyarak mekanları lüks bir yaşam alanı haline dönüştüren Vakko Home, şimdi PopUp Store ile Addresİstanbul’da. 31 Ekim tarihine kadar açık kalacak Vakko Home Addresİstanbul Pop-up Store’da ev tekstil ürünlerinden, armağan ve dekorasyon grubuna birçok özel seçenek çok özel fırsatlarla sunulacak. Tasarımlarındaki farklılık, sadelik ve zarafet ile ön plana çıkan Vakko Home; ev tekstili, armağan ve dekorasyon grubu koleksiyonlarında yer alan modern tasarımlı ürünleriyle mekanlara ayrı bir şıklık katıyor.

İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü öğrencileri ile ülkemizin önde gelen ve önemli tasarım ödülleri bulunan, perdelik - döşemelik kumaş üretim firmalarından birisi olan Elvin Tekstil’in Üniversite Sanayi işbirliği kapsamında birlikte gerçekleştirdiği “Perdelik- Döşemelik Kumaş Tasarım Projesi” sergisi geçtiğimiz günlerde düzenlendi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Osman Hamdi Bey Sergi Salonu’nda sergilenen perde-tasarım ürünleri davetliler tarafından büyük ilgi gördü. Üniversite ile sanayi arasındaki ilişkileri geliştirmeye, bilgi alışverişini sağlamaya yarayan sergi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü’nden 16 öğrencinin çalışmaları ile gerçekleşti. Sergi sonunda Elvin Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Canan Sönmez ile Prof. Dr. Kemal Can, Rektör Yrd.Prof. Zeki Algan, GSF Dekanı Prof. Mahmut Bozkurt, Rektör Yrd.Prof. Kayhan Ülker, Teks.ve Moda Tas.Blm.Bşk. Dilek Algan, Teks.ve Moda Tas.Blm.Yrd. Doç Nuray Er Bıyıklı, emeği geçen öğrencilere sertifikalarını verdi.

Mantis’e Red Dot tasarım ödülü Ozon Design için tasarladığı Mantis Set’i ile Konsept Mobilya Tasarımı kategorisinde Red Dot Design Award‘ın sahibi olan Atilla Kuzu, ödülünü 25 Eylül 2015 akşamı Tasarım Müzesi Singapur’da düzenlenen ödül töreni ile aldı. Atilla Kuzu ödül törenine ortağı Levent Çırpıcı ile birlikte katıldı. Mantis taşıyıcı sistemi oluşturan üçgenin farklı amaçlara yönelik kullanımı; bir yerde aydınlatma olurken, diğer tarafta masa, hatta aydınlatma ve oturma elemanına da dönüşebiliyor. Aynı taşıyıcı sistemi estetiğinden bir şey kaybetmeden çok yönlü bir tasarım yaklaşımı olan Mantis, estetik ve taşıyıcı bir formun ne kadar fonksiyonel olabileceğini gözler önüne seriyor.


37


Ferzan Özpetek La Traviata için San Carlo’daydı Dünyaca ünlü Türk yönetmen Ferzan Özpetek’in rejisörlüğünü yaptığı, Giuseppe Verdi’nin çok sevilen operası La Traviata, Napoli’deki San Carlo Tiyatrosu’nda kapalı gişe oynuyor. Avrupa’nın halen kullanılan en eski lirik opera binalarından biri olan San Carlo, Kasım ayında kapılarını Giuseppe Verdi’nin benzersiz eseri La Traviata için açtı. Ferzan Özpetek, 2011 yılının Nisan ayında da Verdi’nin Aida adlı operasının rejisörlüğünü yapmış ve bu eser, İtalya’nın siyasi birliğinin 150. yıldönümüne adanan Maggio Musicale Fiorentino Festivali’nin açılışını yaparak dikkatleri Özpetek’in üzerine çekmişti.

Liman Kenti Konuşmaları. İstanbul.Anvers.

Ajanda

Murat Tabanlıoğlu, bu yıl yine Türkiye’yi temsilen gerçekleşetirilen bir serginin küratörü Avrupa’da, başta Belçika ve komşu ülkelerinde gerçekleştirilecek olan, ülkemizin konuk olduğu “Europalia Turkey 2015” uluslararası kültür ve sanat festivalinin üç ana sergisinden birinin küratörlüğünü üstlendi. “Port City Talks. Istanbul. Antwerp.” – “Liman Kenti Konuşmaları. İstanbul.Anvers.”, Murat Tabanlıoğlu küratörlüğünde Ekim 2015 – Ocak 2016 tarihleri arasında Belçika’nın liman şehri Anvers’te MAS |Museum Aan de Stroom – MAS Müzesi’nde yer alacak.

İSTech Public Library Projesi, Sign of the City Awards’da ödüle layık görüldü Gizem Önürmen’in tasarladığı İSTech Public Library Projesi EDUCity adıyla, Sign of the City Awards’da 30 yaş altı katılımına açık, Genç Mimar Teşvik Kategorisinde Premium Proje ödülüne layık görüldü. İSTech Public Library Projesi, teknolojinin gelişmesiyle bilgiye erişimin çağ atladığı günümüzde, kütüphane binalarının yeni kimlikleri, fonksiyonları ve hibrit kullanımlarını modern ve sürdürülebilir yapı teknikleriyle yorumlamış sosyal içerikli bir konsept proje. 35.000 metrekarelik park alanıyla nitelikli kamusal alan yaratarak farklı yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi ve sosyo-ekonomik kesimden gelen tüm kullanıcıların erişimine yönelik tasarlanmıştır.

Kahvenin onuruna düzenlenen en büyük festivalin ardından

Kasım - Aralık 2015 #54

Miele Center’da tasarım, yemek ile buluştu

38

Haydarpaşa Garı’nda ikincisi düzenlenen İSTANBUL COFFEE FESTIVAL çok büyük bir başarıya imza attı. 4 gün boyunca biletli ve davetli olarak 25 bin 500 kişinin ziyaret ettiği festival katılımcı sayısıyla dünyanın en çok ziyaret edilen festivali oldu. Ayrıca Dünya Kahve Şampiyonası’nda ülkemizi temsil edecek isimler de dört gün süren yarışma sonucunda belirlendi. dsm Group tarafından, Türkiye’nin lider markası Paşabahçe’nin ana sponsorluğunda hayata geçen İstanbul Coffee Festival, 22-25 Ekim tarihleri arasında Haydarpaşa Garı’nda ulusal ve uluslararası 3. dalga kahve akımı temsilcilerini bir araya getirdi. 160 kahve firmasının ve kahve bileşeninin aynı çatı altında buluştuğu festivali 25 bin 500 kişi ziyaret etti. Biletlerin satışa çıkar çıkmaz tükendiği İstanbul Coffee Festival’i, her gün öğleden önce ve öğleden sonra olmak üzere biletli olarak günde 6 bin kişi ziyaret etti.

Miele kuruluşundan bu yana, müşterilerine sunduğu ürünlerin temel özelliklerinde, uzun ömür, performans, kullanım konforu, enerji verimliliği ve göz alıcı tasarımlarıyla karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Miele Center Bursa olarak göz alıcı tasarımlarını muhteşem lezzetlerle buluşturduğu bir etkinliğe imza atan marka, tasarımcılara özel gerçekleşen organizasyonunda katılımcıların açık mutfakta yaptıkları yemeklere Miele dünyasının güzellikleri ve yenilikleri eşlik etti.


39


40

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54


41


Issey Miyake’nin yeni W serisi ile renklenin

Japonya’nın önemli otomobil tasarımcılarından ve Audi tasarımı ile ünlenen Satoshi Wada, Issey Miyake saatlerine de yön verdi. Issey Miyake’nin yeni W serisi, kronograflı modelleri ile Japon minimalistliğini takip ediyor. Tasarımında, gösterge paneli, alüminyum jant gibi otomobil aksamından ilham alan yeni W modeli etkileyici ve sade. Bu sene, koleksiyona yeni eklenen renkli kadran alternatifi ile kışın renklenin.

Yeni jenerasyon DJler ne ister? Teknoloji tutkusu yaratıcılıkla bir araya geldiğinde ortaya güzel bir şey çıkacağından şüpheniz olmasın. Teenage Engineering, bunun en güzel örneği. 2008 yılından bu yana birçok tasarım ve elektronik markasıyla birlikte çalışan İsveçli Teenage Engineering, taşınabilir müzik istasyonu ve birleştirici, örnekleyici, dizici, çok kanallı kaydedici, elektronik bateri, mixer, kontrol edici gibi özellikleri olan OP-1’ı yaratarak dünyanın en başarılı teknolojik ürünlerinden birinin altına imzasını attı. 2010 yılında Swedish House Mafia’nın “One” video klibinin odak noktası olan bu cihaz, sayısız müzisyen ve DJ’in de hayranlık duyduğu bir icat. Yeni OD-11 ise 1974’de Stig Carlsson tarafından icat edilen Ortho Directional’ın yeni teknolojiyle donatılmış versiyonu. Dahili bilgisayarı, 100 watt amplifikatörü ve en yeni wifi teknolojisinin tek bir amacı var; tüm müziklerinizi tüm cihazlarınızdan yüksek kalitede dinleyebilmeniz!

Mars’ın yeni keşfedilen akarsularına Celestron ile bakın

Yeni Tasarım

Dünyanın lider dürbün, mikroskop ve teleskop markası Celestron’un “evrim geçiren modeli”, Mars’ın yeni keşfedilen tuzlu akarsularını ve 120 bin kayıtlı gök cismini size daha da yakınlaştırıyor. Gökyüzü ile aranızdaki engelleri kaldıran Celestron Nexstar Evolution modeli, akıllı telefon ve tabletlerden de kontrol edilebiliyor. Eyüboğlu’nun distribütörlüğünü yaptığı Celestron, teleskopta evrim olarak nitelendirilen Nexstar Evolution modeli, dahili şarj edilebilir pili sayesinde 10 saate kadar açık alanda bağımsız bir şekilde gözlem yapma imkanı sunuyor. Evolution model teleskobu bağladığınız akıllı telefon veya tabletlerle uzaktan kontrol edebilir, gözlemlemek istediğiniz gezegeni seçebilirsiniz. İki dakikalık kurulum işleminden sonra kumanda, telefon veya tabletten görmek istediğiniz gök cismini seçerek anlık görüntüyü Nexstrar Evolution’dan gözlemleyebilirsiniz. Wi-Fi özelliği ile akıllı cihazlarınızı bağlayabileceğiniz Nexstar Evolution teleskobu uzaktan kontrol etmek ve gözlemlediklerinizi kaydetmek için Celestron’un “SkyPortal” adlı uygulamasını indirmek yeterli. Celestron Nexstar Evolution teleskobun üzerinde bulunan USB girişi de akıllı cihazlarınızı şarj etmek için eklenmiş. Üç farklı boyu olan teleskobu 6, 8 ve 9,25 inç ebatlarında bulabilirsiniz. Celestron’un Nexstar Evolution modelindeki teleskopları hepsiburada. com, hobix.com.tr, ve hızlıal.com sitelerden alabilir veya en yakın Celestron bayi için eyb.com.tr bayiler bölümüne bakabilirsiniz.

Kasım - Aralık 2015 #54

Suya hayat veren canlılık

42

VitrA, suyun rahatlatıcı etkisini güçlendiren, özellikle havuz ve SPA alanları için tercih edilen Arkitekt Aqua serisini, mekânlarla buluşturuyor. Hijyenik, güvenli ve estetik bir çözüm sunan Arkitekt Aqua, mavi ve turkuvaz tonlarındaki renk geçişlerini, beyaz ve siyahın kombinasyonlarıyla buluşturuyor. Suyun hayat veren canlılığını seramiklerin uzun ömürlü dayanıklılığıyla birleştiren seri, farklı ihtiyaç ve beklentiler için yenilikçi çözümler sunuyor.


43


Fatih Kıral Mobilya ile yeniliğe hazır mısınız? 32 yılı aşkın süredir zarafet, saygınlık ve kalite anlayışı ile ilerleyen Fatih Kıral Mobilya ve Dekorasyon yerli ve dünyaca ünlü markalar ile koleksiyonlarına yenilikler eklemeye devam ediyor. Son olarak Fatih Kıral Mobilya’nın ev sahipliği yaptığı Schnadig markasının Caracole serisini müşterileriyle buluşturuyor. Tasarımlarında eski ve yeniyi birleştirmesiyle bilinen, geleneksel mobilyaları seven fakat onlara yenilik katmak isteyenlere farklı alternatifler sunan Caracole serisinde oturma odasından, yatak odalarına, yemek takımlarından, sandalyelere kadar birçok seçenek bulunuyor. Fatih Kıral Mağazaları’nda satışa sunulan Caracole serisinde ağırlıklı olarak ahşap kullanılmış. Ürünlerde kullanılan malzemelerin yanında ince detaylardaki el işçiliği de serinin en özel yanını oluşturuyor. Seride yer alan mobilyaların birçoğunda farklı şekillerde uygulanan oymalar da bulunuyor. Bunlar kimi zaman bir sandalyenin ayağında, kimi zamanda bir gardıropta dikkat çekiyor. Seride bulunan aksesuarlar özellikle de farklı şekiller verilmiş aynaları evinizin her köşesinde rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Paşabahçe’den şık ve kullanışlı yeni su şişesi

Kasım - Aralık 2015 #54

Yeni Tasarım

Camda trendleri belirleyen Paşabahçe, kullanışlı ve şık yeni bir su şisesini ürün portföyüne ekledi. İnceltilmiş hafif gövdesiyle her yere rahatlıkla taşınabilen Basic su şişesi, özel vidalı kapağıyla da dikkat çekiyor. Açma ve kapama için sadece çevirmenin yeterli olduğu vidalı pratik kapak, özel tasarımı sayesinde hem suyun taze kalmasını ve kolay dökülmesini sağlıyor. Hem de kapağın kaybolma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Siyah ve beyaz olmak üzere iki farklı renk alternatifi sunan Basic su şişesi, en sağlıklı içecek olan suyu daha büyük bir keyifle tüketmeniz ve kendi özel su şişenizi sade ve şık tasarımıyla çalışma alanlarınıza taşımanız için de ideal.

44

Sesin dekoratif formda yansıması: Snowsound Özgün tasarım konseptleri ve yüksek kaliteli ses yalıtım teknolojileri ile öne çıkan İtalyan markası Caimi, ofis ve genel mekanlarda akustik düzenlemeye yardımcı olan ses panelleri ‘Snowsound’ ile tasarımı ve ses kalitesini tek bir üründe buluşturdu. Geometrik formları ve renk alternatifleri ile modern dekorasyona tam uyum sağlayan paneller, gürültü kalabalığını engelleyerek ses akustiğini düzenliyor. Tek teknolojiyle birçok çözüm sunan Snowsound, Türkiye’de sadece Addo Furniture’da kullanıcısı ile buluşuyor.

Doğu ve batı kültürünün esintilerini yansıtan tasarımları ile Seletti, Harvey Nichols’ta

Dünyaca ünlü porselen markası Seletti, en kaliteli porselen çeşidi olarak bilinen bone china hibrit yemek takımı koleksiyonu ile Harvey Nichols Home’da. Doğu’nun köklü porselen geleneği ile Batı’nın estetiğini birleştiren hybrid koleksiyonun tamamı el işçiliği ile üretiliyor. İki ayrı temanın tek bir parçada birleşmesiyle tasarlanan porselenlerin her biri kültürel hayalleri yansıtıyor. Doğu ve batının buluşmasıyla ile oluşan karmaşık geçmişi sembolize eden Seletti Bone China koleksiyonu, tasarımlarlarıyla göz kamaştırıyor.


45


Nendo’nun koni şekilli istiflenebilir terliği Üretken Japon tasarım stüdyosu Nendo, üst üste yığılmış bir büyücünün şapkası şeklinde terlik tasarladı. 2014 yılında Camper için ayakkabı tasarlayan Nendo’nun ayakkabı dünyasındaki ilk yeniliği değil. Nendo’nun koni biçimindeki terliği üçgen formda şekilleniyor. Bej, gri, kahverengi, pembe ve lacivert tonlarda üretimi gerçekleşen bu terlik, kullanıcının ayağıyla basit bir dairesel açıklıkla buluşuyor. Kendi içinde doğal bir form sunan terlik alışılmış olanların aksine polyester ve sentetik deriyle muhteşem bir konfor sunuyor.

Bir köprü hikayesi: Bridge Koleksiyonu

Kasım - Aralık 2015 #54

Yeni Tasarım

Tasarım felsefesinin hayatın her alanına yansıdığı Milano’da başarılı tasarımlara imza atan tasarımcı Sezgin Aksu, “Fonksiyonellik ve estetik, özgün tasarımlar ile buluştuğunda zamanın büyük bölümünü geçirdiğimiz ofis ortamları keyifli birer çalışma alanına dönüşür” diyerek Bridge koleksiyonunun tasarım sürecini anlatıyor. “Tasarladığım ürünlerin hem tasarımcı için hem de marka icin her zaman uzun yaşamasını isterim. Ürünlerin önce fonksiyonel tarafını düşünür, sonra ona uygun form vermeye çalışırım. Addo Furniture için de, markanın parçası olarak kendini ifade edebilecek, kimliği olan bir koleksiyon tasarlamak istedim. Bir masa düşünecek olursak; masada insanlar oturur, yemek yenir, dertleşilir, konuşulur, çalışılır. Kısacası bir masanın üstünden birçok duygu ve paylaşım geçer. Tıpkı bir köprü gibi. Bridge koleksiyonunda da bunu hayal ederek köprülerde olduğu gibi değişik bir ayak tasarladık. Sert, keskin bir masayı taşıyan yumuşak çizgili alüminyum ayak... Ayakta kullanılan renk ve bitiş, masanın nerede kullanılacağına göre değişebiliyor. Soft line tasarım ve klasik formu olduğu için, uzun yıllar pazarda şansı olan bir koleksiyon yarattık...”

46

Christian Fischbacher’ın en yeni koleksiyonu Tasarım Perde Mağazalarında! Evler detaylarla ışıl ışıl Kışa girerken, Crate and Barrel’ın geniş ürün yelpazesinde yer alan, son zamanların en gözde metali bakır ürünler ile yılın modasını yakalayın! Modern ve gelenekselliği bir arada sunan bakır renkteki ürünler, bar gereçlerinden tencerelere, bardaklardan duvar dekorlarına kadar evlerin her köşesinde tercih ediliyor. Bakırın en güzel tonlarını sunan Penelope sehpa, bakırın zengin pırıltısını daire biçimli muhteşem desenlerle yansıtan Cirque büfe ve bakır kaplama metal kabı ile Homestead Ambrosia kokulu mum salonlara ışıltı katarken; Calphalon’un Tri-Ply bakır tencere seti ise mutfaklarda ufak dokunuşlarla fark yaratıyor. Kışa girerken sıcak ve samimi sofralar hazırlamak isteyenler için Wrap peçete halkalarını mango ağacından yapılmış bakır saplı Beck servis tahtasını tamamlarken; zengin bakır tonlarına ve eski tarz tencerelerin profiline sahip Kinley şekerlik ve sütlük ise kahve ve çay saatlerini ışıltısıyla güzelleştiriyor.

Yaklaşık 200 yıldan bu yana tekstil sektörünün kalbi olmuş olan Christian Fischbacher, yüzyıllar boyu süregelen geleneklerini günümüze kadar getirmeyi başarıyor. İşviçre kökenli bir firma olan Christian Fischbacher, kaliteli üretim için amansız bir arayışı günümüze kadar taşıması, bugün ortakları ve tedarikçileri ile başarılı işbirliği yapmasını sağlıyor. Almanya, Japonya, Fransa, Hollanda ve İtalya da ofisleri bulunan Christian Fischbacher, ürünlerinin hikayesini bu ülkelerin kültürel eğilimlerinden ilham almış olup, ürünlerinde yenilik ve sürekli gelişim başarılarının anahtarı oluyor. Sezonun en yeni ürünlerini ve dünyaca ünlü markaları biraraya getiren Tasarım Perde, Christian Fischbacher’in bu birbirinden şık ürünlerini sizlerle buluşturmak için Levent ve Kemerburgaz Neo Çarşı’daki mağazaları ile hizmet veriyor.


47


gör/bak/deniz

Kasım - Aralık 2015 #54

Etkinlik

Pera Müzesi bu yıl 10. yılını kutluyor. Bu kapsamda Müze, uluslararası platformda yaptıkları kavramsal çalışmalarla dikkat çeken Kanadalı genç sanatçılar Caitlind r.c. Brown ve Wayne Garrett’a Müze’nin cephesine özel bir yapıt projelendirmelerini rica etti. Tarihi semt Beyoğlu, Tepebaşı’nda 19. yüzyılın sonlarında Yunanlı mimar Achilleas Manussos tarafından Bristol Otel olarak tasarlanan etkileyici bina, 2005 yılında müze olarak hizmet vermek üzere renove edilmişti. 10. yılı için Pera Müzesi’nin tarihi cephesine yerleştirilmek üzere tasarlanan gör/bak/deniz, izleyicileri tanıdık bir mekânı yeni bir mercekle tekrar incelemeye davet ediyor. Sanatçıların mercekleri oyunbazca kullanımı, Pera Müzesi’nin İstanbul’un kültürel manzarasına katkısını geleceğe odaklanmış bir gözle kutlarken, zaman ve mekan algısını da değiştiriyor. gör/ bak/deniz, on bin gözlük merceğinden oluşan hareketli bir yerleştirme. 10 metre çapında bir daire yaratmak üzere bir araya gelen, kullanılmış gözlük camlarından inşa edilen gör/bak/deniz, izleyenleri anlık bir perspektif kayması yaşamaya davet ediyor. Eğer gözler ruhun penceresiyse mercekler etrafımızdaki dünyaya dair görüşümüzü nasıl değiştirir? Eski aksesuarlar, kullananların soluk hayaletlerini taşır mı? Yerleştirmenin maddeselliği ortaya çıktıkça, izleyici izlenen oluyor ve görüntülerin, yani gözlüklerin bu görüntüsü bir başka alt metin öneriyor; gör/bak/deniz, kolektif görüntü ve perspektif bağlamında görmenin gücüne dair bir ikon. Sergiyi 16 Ocak 2016 tarihlerinde ziyaret edebilirsiniz.

48

Sıra dışı müzik deneyimi kapılarını Paris’te açıyor Tüm dünyadan yetenekli müzisyenleri buluşturacak olan ve 1998’den beri kesintisiz devam eden Red Bull Music Academy, 25 Ekim27 Kasım arasında Paris’teki la Gaîté lyrique’de kapılarını açıyor. 37 ülkeden 61 müzisyenin bir ay boyunca eğitim alacağı ve birlikte müzik üreteceği Akademi, Paris’i sanat ve müzikle kucaklayacak. Konserler, partiler, sergiler ve söyleşilerle birlikte RBMA katılımcılarına sıra dışı bir müzik festivali deneyimi sunulacak. Türkiye’den bu sene katılan isim ise dijital dokunuşlar ve güçlü beat’lerle müzik üreten İskeletor.

Krallar ve Kraliçe’lerden Don Kişot’lara

Canan Anderson 25 Kasım’da Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezinde Türkiye’nin dünya standartlarındaki keman virtüözü Canan Anderson, 25 Kasım’ da bu yılın en özel konserlerinden birine Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde imza atıyor. Konserde Canan Anderson doğu ve batı kültürüne sahip en sevilen şarkıları kemanı, özel orkestrası ve dans ekibi eşliğinde icra ediyor. Rock müziğinden pop müziğine geniş bir repertuvar ile izleyenlere dünya standartlarında bir show hazırlayan sanatçı bir ilke imza atıyor. Bu konser için, özel olarak her şarkınının görkemli prodüksiyonları ve dans karografileri için çalışan Canan Anderson, hem romantik hem de hareketli şarkılarını bambaşka bir lezzette izliyicilere sunuyor. Canan Anderson Show’ un genel sanat yönetmenliğini Arda Aydoğan, müzik direktörü Tevfik Akbaşlı, dans koreografı Ebru Çapraz, kostüm tasarım Özlem Arıkan imzasını taşıyor.

Bozlu Art Project Nişantaşı, 22 Ekim - 06 Aralık tarihleri arasında Türkiye’de soyut sanatın önde gelen isimlerinden Özdemir Altan’ın kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Özlem İnay Erten’in yaptığı sergide, Özdemir Altan’ın 1960’lı yıllarda gerçekleştirdiği “Krallar ve Kraliçeler” serisinden, 1970’li yıllardaki “Gerçekçi Dönem”ine, 1980’li yıllarda ürettiği kavramsal sorgulamalar içeren üç boyutlu işlerinden, kolajlara ve 1990’lı yıllarda başlayıp günümüze kadar devam ettirdiği Soyağaçları’ndan, son dönem çalışmalarını içeren Don Kişot serisine kadar uzanan farklı dönemlerinden örneklerin yer alacağı geniş bir seçkiye yer verilecek. Sanatçının bu tarihler arasındaki ara dönemlerinin ve kolektif çalışmalarının da izlenebileceği sergi, Altan’ın uzun sanat yaşamında giderek daha da netleşen sanatsal görüşlerinin özeti niteliğinde.


49


UNIQ İstanbul’da ‘Taşlaşmış Ağıtlar’ Farklı sanatçılar ve eserlerle ziyaretçilerini sanatla buluşturan UNIQ İstanbul yeni bir serginin kapılarını açtı. Ünlü ressam İbrahim Coşkun’un ‘Taşlaşmış Ağıtlar’ sergisi 15 Kasım’a kadar sanatseverleri bekliyor. Bu yıl 60 yaşına giren ve sanatta 40. senesini dolduran, yurt içi ve yurt dışında önemli koleksiyon ve müzelerde eserleri yer alan Ressam İbrahim Coşkun’un 38´inci kişisel sergisi ‘Taşlaşmış Ağıtlar’, 19 Ekim’de UNIQ İstanbul’da açtı. Tuval üzerine yağlı boya ile birbirinden özgün eserler yaratan İbrahim Coşkun’un yurt dışında ürettiği eserlerden oluşan sergisi, UNIQ Gallery ve UNIQ Office’deki geniş alanda izlenebilecek. ‘‘İbrahim Coşkun’un resimleri güçlü bir çekicilikle yüklüdür. Bu resimlerle daha ilk temasımızda resimlerinin ifade yoğunluğu sizi haps ediyor. Sanatçının Ekspresif eseleri aynı zamanda soyut kuvvetli bir içerikle yüklüdür. Kendine has bir olgunluk ve kaliteyle üretilen bu çalışmalar resimden resime yoğunlaşıyorlar.’’ Dr. Tayfun Belgin Sanat Tarihçisi Osthaus Müzesi Direktörü

Yılmazlar Banyo Merkezi’yle İtalya’ya yolculuk 49 yıllık geçmişiyle banyo sektörünün lideri olan Yılmazlar Banyo Merkezi, Bursa’da açtığı yeni mağazasının Bursalı mimarlar ile gerçekleştirdiği etkinliklerine devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda özel koleksiyon lansmanı ile mimar ve tasarımcılarla bir araya gelen firma, bu kez proje partnerliği yaptığı mimarlardan oluşan ilk etap grup ile İtalya’ya keyifli bir seyahat düzenledi.

Kasım - Aralık 2015 #54

Etkinlik

Yılmazlar Banyo Genel Müdürü Berkay Yılmaz, Bursa Mağaza Müdürü Emel Alkan Şençınar ve İstanbul Proje Sorumlusu Emircan Bardakçı’nın önderliğinde gerçekleşen İtalya gezisi iş ve eğlencenin bir arada olduğu bir etkinlikti. Tasarım odaklı, güçlü ithal markalara ev sahipliği yapan Yılmazlar Banyo Merkezi, bünyesinde bulunan markaların showroomlarını tasarımcılarla birlikte ziyaret etti. Gezi, İtalya’nın Bologno şehrindeki Florim seramik fabrikası ile başladı ve ardından 9000 m2’lik showroomunu ziyaret ile devam etti. Ürünlerin tasarım ve üretim sürecine tanık olan mimarların daha sonraki seyahat rotası; Gessi, Laufen, Axor, Hansgrohe ve Kartell’in Milano’daki ana showroomları oldu.

50

The World Goes Pop Tate Modern, Pop Art’ı küresel bir dille anlatmaya hazırlanarak bir ilke imza atıyor. Latin Amerika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Ortadoğu’ya, farklı kültür ve ülkelerin pop art çalışmalarına ışık tutan sergi, 1960’larda ve 1970’lerde dünya çapında üretilen sanata nasıl yaklaşıldığını gözler önüne seriyor. Sergi sadece Batı tüketim kültürünün bir kutlaması olmamakla birlikte, çoğu zaman protestan bir ifadeyle uluslararası bir dil yaratıyor. Üstelik günümüze hiç olmadığı kadar yakın bir bakış açısıyla... Eğlenceli, çekici, renkli, inatçı, açık saçık ve çarpıcı. Sergiyi 17 Eylül 201524 Ocak 2016 tarihleri arasında Londra’da izleyebilirsiniz.

Contemporary İstanbul yeni yaşını kutluyor Çağdaş sanatın en iyi örneklerini sanatseverlerle buluşturan Contemporary Istanbul, 12-15 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 10. yılını kutluyor. 24 ülkeden 102 galeri ve 700’den fazla sanatçının katılacağı Contemporary Istanbul ziyaretçileriyle buluşuyor. Dünyadan ve Türkiye’den en iyi çağdaş sanat eserlerini sanatseverlerle buluşturan Contemporary Istanbul, 10. yılında da Akbank Sanat ana sponsorluğunda kapılarını açmaya hazırlanıyor. Ferko bu yıl “ortak sponsor” olarak fuarda yerini alıyor. Farklı bakış açısıyla, çarpıcı, yenilikçi ve öncü projelerini seçkin zevklere sunan Ferko, 4 yıl boyunca Türkiye’nin en büyük sanat etkinliklerinden Contemporary Istanbul’un ortak sponsorluğunu sürdürecek. İlk senesi 2006’da, 40 ulusal ve 9 uluslararası olmak üzere 49 galeri ile yola çıkan Contemporary Istanbul, 10. yılını kutlarken 24 ülkeden 102 galeriye ev sahipliği yapıyor.


51


“Yarımada’dan Yansıyanlar”

Kasımda İş Sanat’ta buluşalım “Yıl boyu sanat, yıl boyu festival” mottosuyla şimdiye kadar gerçekleştirdiği etkinliklerle on binlerce sanatseveri dünyaca ünlü sanatçılar ve seçkin orkestralarla buluşturan İş Sanat’ın birbirinden özel etkinliklerle dolu yeni sezonu 5 Kasım’da başlıyor. İş Sanat, her yıl olduğu gibi bu yıl da geleneği bozmuyor ve yeni sezonunu ülkemizin en saygın orkestralarından Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) ile karşılıyor. Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO, İş Sanat’ın Parlayan Yıldızlar serisindeki başarılı performanslarıyla tanıdığımız Hande Küden (keman), Poyraz Baltacıgil (çello), Ferhat Can Büyük (piyano)’e eşlik edecek. Klasik müziğin fenomenleri arasındaki yer alan ve 2013 yılında yine İş Sanat sahnesinde verdiği konserle sanatseverleri büyüleyen ödüllü kontrtenor Andreas Scholl ve The Guardian’ın “abartıdan uzak ve ruha dokunan bir yorumcu” sözleriyle yücelttiği, günümüzün en değerli kontrtenorlarından Iestyn Davies, ilham verici yorumlarıyla tanınan The English Concert eşliğinde İş Sanat’ta sahne alacak. Modern dansın Picasso’su kabul edilen ve yarım asrı aşan kariyeri boyunca sayısız sanatçıya ilham olan vizyoner koreograf Martha Graham’ın 1926 yılında kurduğu Martha Graham Dance Company, 90. yıl turnesi kapsamında iki gecelik özel temsillerle İş Sanat sahnesini onurlandıracak. İş Sanat’ın caz kuşağı kapsamındaki ilk konuğu, Güney Afrika’nın duayen piyanisti Abdullah Ibrahim olacak. Edebiyat tutkunlarının büyük bir ilgiyle takip ettiği dinleti serisi ise Orhan Veli şiirleriyle başlayacak.

İstanbul Light Festival için Zorlu Center’da geri sayım başladı

Nikki Holck’la dansa var mısın?

Etkinlik Kasım - Aralık 2015 #54

52

ARMAGGAN Art & Design Gallery, Tarihi Yarımada’nın tek sanat ve tasarım galerisi olarak, üzerinde durduğu tarihsel katmanları bugünün dili ve sanatçıları ile izleyicisine sunuyor. “Yarımada’dan Yansıyanlar” isimli karma sergi, genç sanatçıların yarımadanın kendilerine ifade ettirdiklerini konu alan eserlerini bir araya getiriyor. Yunus Emre Dokumacı, Sezer Arıcı, İrem Çamlıca, Ozan Emre Han, Rad Dar, Gül Delemen, Dilek Aydıncıoğlu, Nilay Özenbay, Lütfiye Kösten, Yiğit Dündar, Betül Cankara, Ayberk Balcı, Aysun Bozuklu, Nilgün Sabar, Sinem Kaya, Tamer Bilgiç isimlerinden oluşan 17 sanatçının bir arada olduğu sergi ARMAGGAN Gallery’nin yıl sonu son karma sergisi olma özelliğini taşıyor. “Yarımada’dan Yansıyanlar” Karma Sergisi 12 Aralık 2015 tarihine kadar ARMAGGAN Art & Design Gallery’de izlenebilecek.

Çok farklı disiplinlerden sanatçılarla, disiplinlerarası projeler üretmekte ve sahnelediği dans performanslarıyla büyük beğeni toplayan ve New York’ta kariyerini sürdüren ünlü koreograf Nikki Holck, dans tutkunları için 16-20 Kasım tarihleri arasında Akbank Sanat’a geliyor.

Küresel ölçekte kültürel ve ekonomik etkileşimlerde merkezi rol oynayan ışığın kültürlerin gelişimi ve etkileşimindeki önemini vurgulamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından ‘Işık Yılı’ ilan edilen 2015’in son günlerinde, İstanbul’un özel buluşma noktası Zorlu Center, pek çok dünya şehrinde milyonlarca izleyiciye ulaşan ışık festivallerinin ilkine ev sahipliği yapıyor. Muhteşem eserleriyle dünyaca ünlü 22 ışık sanatçısını bir araya getirecek İstanbul Light Festival Zorlu Center, ışığı sanatla yorumlayacak. 13 Kasım Cuma günü başlayacak olan festival 29 Kasım tarihinde sona erecek. 17 gün sürecek ve 23 eserin yer alacağı festivalde kültürün, sanatın ve ışığın kalbi Zorlu Center’da atacak.


53


Ciao Milano!

M Milano

ilano, dünyanın uluslararası düzeyde tanınan tasarım ve moda başkentlerinden biri. Büyük İtalyan moda evlerinin çoğu farklı şehirlerde kurulsalar da gelişimleri Milano’ya dayanıyor. İlk moda haftasını 1979’da düzenleyen şehir, çoğu diğer büyük moda başkentlerinde olduğu gibi yılda iki kez moda haftası düzenliyor. Günümüzde Milano, modada olduğu gibi tasarımın ve sanatın her alanında; mobilyaların kişiliği ve nesnelerin ruhuyla ait oldukları dönemi karakterize edip yenilenerek yaratıcılığı arttırmaya devam ediyor. Milano’da şehrin her köşesi sayısız sürprizlerle dolu. Ben de sizler için bu sürprizlerin bazılarını açığa kavuşturdum.

Editör Ayca Güney

Subjektif ve geometrik 7 Kasım 2015-10 Ocak 2016 Exhibition Space Fondazione Prada,Largo Isarco 2

Kasım - Aralık 2015 #54

Germano Celant: ‘’Gianni Piacentino’nun çalışmaları, onun sanatsal bakış açısıyla birlikte, estetik ve macera dolu motorlu bir taşıt aracı ile rekabet edecek kadar mükemmel seviyede.’’

54

Germano Celant’ın küratörlüğünde, 7 Kasım 2015-10 Ocak 2016’da gerçekleşecek etkinlikte Prada Fondazine Gianni Piacentino’nun (Torino, 1945) antolojik sergisini sunuyor. Yaklaşık 60 eserden oluşan sergi, sanatçının 1965’ten günümüze kadar olan yolculuğunu gözler önüne seriyor. Piacentino’nun araştırmaları, subjektif bir şekilde geometrik olmanın yanı sıra pop art ve minimal art dönem arasında diyalektik izler taşıyor. Bu iki akımın birleşimi Piacento’nun çalışmalarını, motosiklet ve uçaklar ile; saf sanat dünyasının bir parçası olmayan endüstriyel estetik objelerle şekillendiriyor. Piacentino sanatını şu sözlerle ifade ediyor: ‘’Özünde, benim işlerim her zaman sonucun, teknik ve matematiksel kontrolündeki önemini içerir. Duygusal yönümü çalışmalarımda sunmuyorum.’’


55


Bellissima, Haute Couture 1945-1968

Tasarım Etkinlik

24 Eylül 2015 - 10 Ocak 2016 Villa Reale di Monza Villa Reale di Monza, moda ve değerli kumaşlar ile ilgili ünlü tasarımcılar tarafından hazırlanan zengin bir moda etkinliğine ev sahipliği yapıyor. Ünlü moda markalarından bazıları Maria Antonelli, Renato Balestra, Delia Biagiotti, Biki, Carosa, Roberto Capucci, Gigliola Curiel, Enzo, Fabiani, Fendi, Forquet, Irene Galitzine, Fernanda Gattinoni, Pino Lancetti, Emilio Pucci, Fausto Sarli, Mila Schön, Simonetta, Sorelle Fontana, Valentino ve Jole Veneziani. Ayrıca Clemente Cartoni ve Gallia e Peter’ın göz alıcı şapka ve aksesuarlarının yanı sıra Coppola e Toppo, Gucci, Ferragamo, Fragiacomo, Frattegiani, Roberta di Camerino’nunda içinde olduğu kıymetli aksesuarlar da sergileniyor. Sergi 1945-1968 arasındaki İtalya’nın stil evrimini gözler önüne sererek tarihe ışık tutmaya hazırlanıyor. İtalyan stilinin yaratıcı ruhunu ortaya çıkaran, Bulgari’nin eşsiz parçalarının da yer alacağı sergiyi kaçırmayın.

Michelangelo’yu anlamak

Dünyanın en ünlü müzikalini izlemeye hazır olun!

Kanalizasyon kapaklarından oluşan, şehrin açık hava sergisi

24 Kasım-2015 -06 Aralık 2015 Teatro Arcimboldi, Viale dell’Innovazione 20

24 Şubat 2015- 31 Ocak 2016 Via Montenapoleone

Mamma Mia tüm dünyada 350 milyon albüm satmış ABBA grubunun şarkılarıyla hazırlandı. Karaborsada biletlerinin 300 Pound’a satıldığı eser Londra’da 3500 kez sahnelendi. 17 farklı dile çevrilen Mamma Mia dünyanın en iyi beş müzikali arasında yer alıyor ve bu kez orjinal diliyle Milan’da sahne alıyor. Müzikal için 400 metre lycra kumaş İtalya’da özel olarak hazırlanmış. Gösteride başrol ve diğer oyuncular için toplam 3.120 kostüm bulunuyor. Ana karakter, yedek kostümleri de dahil 288 farklı sahne kıyafetlerine sahipler. Salıncak gösterileri için ise ekibin 390 farklı takım kıyafeti bulunuyor. Müzikalde Donna karakterinin kostümünde 24 ayrı göz alıcı aksesuar bulunuyor. Bu muhteşem gösteriyi hala izlemeyenler ya da bir kez daha o coşkuyu tatmak istiyorum diyenler 24 Kasım-6 Aralık tarihlerinde Teatro Arcimboldi Milano’da buluşuyor.

“Over the under” 25 Şubat’tan itibaren via MonteNapoleaone ve via Sant’Andrea’da sergilenecek bir açık hava sergisi... Metroweb tarafından oluşturulan sergi Metroweb Kamera Nazionale della Moda Italiana, Oxfam ve Milano Belediyesi’nin sponsorluğunda gerçekleşecek. Metroweb Avrupa’nın en büyük fiber optik ağ sahibi şirketi. Girişim 24 kanalizasyon kapağının kaplanmasından oluşuyor. Projedeki kanalizasyon kapakları benzersiz çünkü el boyaması. Çalışmalar, coşku ve yaratıcılıklarıyla projeye katılmaya karar veren markaların stilistleri tarafından tasarlanmış ve oluşturulmuş. Bu markalar: Giorgio Armani, Just Cavalli, Etro, Missoni, Larusmiani, Laura Biagiotti, Costume National, Moschino, 10 Corso Como, Prada, Trussardi, DSquared2, Versace, Iceberg, Brunello Cucinelli, Hogan, Alberta Ferretti, Valentino, Salvatore Ferragamo, Emilio Pucci, Giuseppe Zanotti Design, Ermenegildo Zegna. Açık hava sergisinin bitiminde kapaklar yenilenecek, Christie’s tarafından açık arttırma ile satılacak kapakların gelirleri Oxfam’a Metroweb aracılığıyla bağışlanacaktır.

Modanın trendlerini belirleyen etkinlik Fashion Week Milano Moda Uomo

Kasım - Aralık 2015 #54

16 Ocak 2016 - 19 Ocak 2016

56

Milano Moda Uomo, Milano Moda Donna ile birlikte İtalyan modasının en önemli etkinliklerinden biri olarak bu yıl 16 Ocak 2016’da başlıyor. Etkinlik sırasında 100’den fazla defile ve sunum gerçekleşiyor. Katılan İtalyan ve yabancı gazeteciler 1000’den fazla ve konuklar neredeyse 10.000’leri buluyor. Yılda iki kere düzenlenen etkinlik ünlü markaların Sonbahar/Kış Koleksiyonu’nu sunmak ve Haziran İlkbahar/Yaz Koleksiyonunu sunmak üzere iki kere düzenleniyor. 2016 modasının kalbinin atacağı bu etkinlik için tüm detayları web sitesinde bulabilirsiniz.

16 Eylül 2015-10 Ocak 2016 Castello Sforzesco Michelangelo, ünlü İtalyan ressam, heykeltıraş, mimar ve şair. “D’après Michelangelo: La Fortuna dei Disegni per gli Amici” isimli sergi, Tommaso Cavalieri ve Vittoria Colonna gibi Michelangelo imzalı çizimlerin yer aldığı, çeşitli sanatsal teknikler kullanılarak farklı sanatçılar tarafından yeniden yorumlandığı bir sergi olarak 16 Eylül’de kapılarını açtı. Serginin tamamı imzalı çizimler, el yapımı eşyalar, kristal gravürler, çiniler, oyma taşlar ve bronz plaketlerden oluşuyor. Michelangelo’yu 10 Ocak’a kadar Castello Sforzesco’da ziyaret edebiliriniz.


57


O

rta Avrupa’nın sanat merkezlerinden biri olan Viyana, son yıllarda özellikle genç sanatçılara tanıdığı fırsatlar ve deneysel çalışmaları ile, Viyana Sanat Haftası’na Kasım ayı sonunda ev sahipliği yapacak.

Viyana

Vienna Art Week

Mimar Gizem Önürmen

Kasım - Aralık 2015 #54

gizemonurmen@gmail.com

58


Sanat tarihine damgasını vurmuş eserlerin yanı sıra derdini anlatmaya çalışan, her zaman çok başarılı olmasa da genç ve dinamik çalışmaları sergileyen, motive eden ve sanatsal üretimi bu sayede teşvik ettiğine inandığım, sanatçıların her daim arkasında duran bir şehir Viyana. Sanatın şimdiye kadar hiç bu denli görünür, mevcut ve etkin olmadığını anlatan Viyana Sanat Haftası bu yıl da tüm şehre yayılmış ve her kesime erişebilecek yoğun bir program hazırlanmış. 11.si düzenlenecek olan etkinliğin bu seneki mottosu ‘Creating Common Good’

Program kapsamında, sanatta yerel ve uluslararası bağlantıları konuşmak için davet ettikleri ‘curator’s picks’ panelinde Türkiye’den de iki isim bulunuyor. Çelenk Bafra ve Fulya Erdemci. Hafta boyunca 200 üzerinde etkinlik gerçekleştirilecek. Geçtiğimiz sene 35,000’in üzerinde sanatseverin ilgi gösterdiği festivalde bu sene sayının daha da artması bekleniyor. Sergi, film gösterimi, gezi, tartışma, atölye çalışmaları ve bu sene ilk olarak aile sanat gününe de tanık olacak etkinlikler tüm dünyadan katılımcı ve farklı yaş gruplarından izleyicileri bir araya getiriyor.

Sanat direktörü Robert Punkernhofer konunun seçiminin alternatif, ekonomik, çevre ve toplum modellerine sanatsal yaklaşımın ve sorgulamaların bir yansıması olduğunu belirtmiş ve ekleyerek ‘Sanatçılar artık sadece politik durumlara tepki göstermekle kalmıyor aynı zamanda toplumu şekillendirebilen etik tutkuya sahipler’ yazılı açıklamada da bulunmuş.

59


Organik Ev Köy Okulu başlıyor

O

Kasım - Aralık 2015 #54

Tasarım Etkinlik

rganik Ev; taşa toprağa dokunup dağ havası soluyarak, doğal katkısız beslenerek, şehir hayatının tüketiciliğinden uzak kendi kendine yeten ekolojik bir hayat kurmak ve özüne dönmek isteyen bir grup arkadaşın Bursa Uludağ eteklerinde 2000 yıllık bir köyün 100 yaşındaki bir kerpiç evinde başlattığı bir ekolojik girişim.

60

Organik Ev; kendi ürününü üretmeye, yıl boyunca ekoloji, anne-çocuk, kendin yap atölyeleri ve seminerleri düzenlemeye, köy menüsünden oluşan mutfağında hizmet vermeye devam etmektedir. Yalnızca tükettiğimiz ve daha fazla tüketerek, mutlu olacağımızı düşündüğümüz bir dünyada, üretici ve türetici olmanın gücünü keşfetmek, yaşayarak öğrenmek için bir topluluk okulu hayal eden Organik Ev Ekibi; yıl boyunca ilgi çekici atölyeleri organize edecek. Kendi sağlığının koruyucusu olmak, kendi doğal ürünlerini kendi üretmek, daha sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirmek, kendi gücünü yeniden keşfetmek isteyenlere yönelik olacak atölyeler; doğal ve geleneksel yaşam deneyimleri üzerine kurulu olacak. 100 yaşındaki köy evinde düzenlenecek olan atölyeler; 2015 Sonbaharında başlayıp, 2016 İlkbaharına kadar sürecek. Holistik tıp, kendin yap, üretici çocuk atölyeleri ile renklenecek olan program Yaz Tatili Sanat ve Ekoloji Çocuk Kampları ile sonlanacak. Organik Ev Atölyeleri, tüm doğal ve geleneksel yaşam meraklısı büyüklerin ve miniklerin katılımına açıktır.


www.polatticaret.com.tr

www.polyap.com

Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cd. Şevki İpekten Plaza 28/B Bursa 0224 252 06 66 - 252 06 67 polat@alligatorbayi.com

61


Y

ılın en sevdiğim zaman dilimi geliyor. Özellikle evlerde ufak dokunuşlar ile değişiklik yapmak için güzel bir fırsat.

Yıldızlar bu defa bizim eve dokunuyor Bunu fırsat bilip hemen sizlere görsellerle de destekleyerek fikir vermek istedim. Biraz salonda biraz mutfakta ve tabii ki biraz da yemek bölümünde dolaşarak...

Fikir

Şöminenin etrafı yılbaşı için merkez noktasıdır. Sepetler, dallar ve ışıkların desteğiyle farklı bir yılbaşı ağacı hazırlayabilirsiniz.

İç Mimar İrem Senemoğlu

Kasım - Aralık 2015 #54

irem@senemoglu.com.tr

62


Mutfağınızda aynı dokunuşu çok fazla renk birleştirmeden yapmanızı öneririm. Eğer ahşap bir depolamanız varsa; yeşil, beyaz ve siyah birleşimini kullanabilirsiniz. Rafların sıcaklığı bu bölümü destekleyecektir. Mutfağınızda beyaz renk hakim ise burayı en doğru canlandıracak olan renk kırmızıdır. Kocaman bir yılbaşı ağacı ya da size gelen tebrik kartlarını süsleme olarak kullanabilirsiniz. Farklı formlarda aydınlatmalar bu mekanda sıcacık bir etki yaratır. Yılbaşı heyecanım evin her yerine dokunsun diye bu mekanı asla atlamak istemiyorum. Abartıdan uzak süslemeler her zaman tercihimdir. Ancak yılbaşı akşamı dostlarla keyifli zaman geçireceğimiz yemek bölümü ve masa hazırlığına biraz daha farklılık katmak, yeni fikirlere de açık olmaktan yanayım. Hatta üzerinde biraz daha fazla düşünüp; hem neşeli hem de sıra dışı çözümler bulabiliriz. Örneğin masa örtüsü yerine sayfalardan oluşmuş bir runner örtü sürpriz olacaktır. Yemek bölümüne başka bir ekleme yapmadan tek başına yeterince iddialı bir düzenleme.

63


Fikir

Ben yine de sade olmaktan yanayım diyorsanız; masada hiçbir ekleme yapmadan da şık bir atmosfer yaratabilirsiniz. Biraz aydınlatmalarla oynayalım ya da tavana sabitlenmiş eklemeler yapalım.

Kasım - Aralık 2015 #54

Yemek bölümünden konu açılmışken, masa üzerinde yapılacak pek çok önerim var. Mesela hiç kırmızı eklemeden yeşil ve doğal malzemelerden yararlanarak birkaç düzenleme yapalım.

64

Masif ahşap masası olanlar bunu biraz daha destekleyerek, platform olarak kullanacakları ağaç dilimlerini, çam dalları ile birleştirerek sıra dışı bir hazırlık yapabilirler. Yılbaşı için; mumlar vazgeçilmez dekoratif öğelerdir.


Beyaz fonda oluşturacağınız düzenlemede birden fazla adette kullanarak pırıltı yaratabilirsiniz. Kırmızdan vazgeçmeyenlerin işi biraz daha kolay. Biraz el işi desteğiyle sanırım kolayca malzeme bulunabilir. Dikkat etmeniz gereken, kırmızıyı başka hiçbir renk olmadan gümüş ya da altın malzeme ile birleştirerek kullanmak olmalı. Umut dolu yeni bir yıl için kapınız hep açık olsun…

65


Tasarımın lezzetle buluştuğu mekanlar Yeniliklere açık mısınız? O zaman doğru adrestesiniz!

Meakanlar arası

Kozmonot, farklı konsepti ve dekoruyla dikkatleri üzerine çekiyor. Tüm dekorunun büyük bir titizlik ve uyum ile hazırlandığı Kozmonot bir pub’dan daha fazlasını sunuyor. Dekorasyonda bulunan her bir parçanın birbiriyle uyum içinde olmasına özen gösterilen Kozmonot’ta, ön bahçede bulunan Berlin Duvarı’ndan, tuvaletlerin uzay mekiği tasarımına, Neil Armstrong ve Yuri Gagarin’in birbirini öptüğü “muralart’’ duvar resminden sandalyelere kadar her şey özel olarak tasarlandı. Mekanın içerisinde ise sizi orjinal kozmonot kıyafeti karşılıyor. Topağacı’ nın ikonu gastro-pub “Kozmonot”, punkrock ruhu ile bölgeyi gençleştirdi. Gençlik iksiri salgılayan mekan mahalle kültürünün ana merkezinde keyifli saatler geçirmenizi sağlıyor.

Şehrin ritmini hissedin

Kasım - Aralık 2015 #54

İstanbul’un lezzet ve eğlence duraklarının yükselen trendlerinden biri olan Karaköy, şehrin ritmini semtin yeni mekanlarından ON10 ile tutuyor. Yemek, müzik ve eğlence tutkunları günden geceye uzanan yeni konseptin tadını çıkarıyor. 10 Karaköy A Morgans Original içerisinde yer alan ve konsept tasarımcısı Dilara Ekşioğlu tarafından yaratılan ON10, açıldığı günden itibaren eğlence dünyasına yeni bir soluk getirerek, kısa sürede kendi müdavimlerini yarattı.

66

Nişantaşı’nın yeni buluşma noktası İstanbul’un en gözde noktası Nişantaşı’nda Starwood Hotels & Resorts ve Demsa Group ortaklığı ile hizmete sunulan St. Regis İstanbul’un giriş katında açılan St Regis Brasserie, Paris brasserie’ lerini andıran tasarımı ile kısa zamanda İstanbulluların buluşma noktası oldu. Emre Arolat Mimarlık tarafından 1920’lerin ünlü Paris brasserie’lerinden esinlenerek tasarlanan St. Regis Brasserie, açık mutfağı, şık barı, yüksek tavanlı ferah iç mekanı, Nişantaşı’na hakim terası ile konuklarına ‘beklentilerin ötesinde’ bir deneyim yaşatıyor.

Doğal lüks Karaköy ruhuna sahip çıkan, bir o kadar da kendini farklı konumlandıran bir tasarım anlayışına sahip Mitte rahat dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Doğal malzemelerin ve dokuların, rafine bir açıyla yorumlandığı, “doğal lüks” kavramına göndermelerde bulunan, güçlü tasarım öğelerine sahip ve rahat bir mekan olan Mitte iki bölümden oluşuyor. Mitte Karaköy, kahvaltıyla başlayıp öğlen saatlerinde ağırlıklı iş yemeklerinin yenildiği, akşam üstü iş çıkışı iyi müzikle beraber kokteylinizi keyifle yudumladığınız, akşam yemeğinde ise saatlerce vakit geçirip lezzetli yemekler yiyebileceğiniz modern bir bistro bar. Mitte’nin özel şifreyle girilecek kulübü İstanbul yeme içme hayatına yeni bir renk katıyor. Eski tiyatro sahnesinin olduğu yer olan barın arkasına yüksek olarak konumlanan açık mutfak ise mekana ayrı bir enerji veriyor.


67


68

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54


69


Söyleşi

Aise Amet

Kasım - Aralık 2015 #54

“Geleceğin mimarisi; kaos teorisinin ve fraktallerin etkisinde gerçekleşecek”

70

19

Özgür Ediz

68 yılından günümüze değin mavi gezegende bulunan Özgür Ediz, serbest mimarlık çalışmalarının yanı sıra, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde Öğretim Üyesi olarak görev yapmakta.


Seni tasarıma, mimariye iten sebepler nelerdi? Çocukluğumda mimar olan dayımın çeşitli şablonları ve boya kalemleri ile oynayarak eğlenirdim. Aslında ofiste ve atölyelerde geçen bu mesleğin bağımsız olma durumu ilginç geliyordu belki de. Karar veriyorsunuz ve üretiliyor ve sonra da insanlar o mekanlarda yaşıyorlar. Çok güçlü bir durum bu. Bir tür tanrı rolü neredeyse. Tam özgürlük gibi gelmişti o zamanlar bana bu meslek. Mimarlık ve tasarım ortamını, tüm sanatların birleştiği ve harmanlandığı bir alan olarak gördüm her zaman. Mimarlık en az 4 boyutlu var oluşu ile diğer sanat dallarından farklılaşıyor. Mekanların aslında yaşantımızı derinden etkileyen (ve bazı şanslı gruplar dışında pek de seçme şansımızın olamadığı) alanlar olduğunu bildiğinizde ne kadar önemli olduklarını görürsünüz. Projelerinden bahseder misin? 1990’lı yılların sonundan günümüze değin oldukça yoğun bir çalışma ve üretim süreci geçirdim ve halen bu tempo sürmekte. Çalışmalarım tipolojik olarak konuttan - müzeye kadar oldukça geniş bir yelpazede yer almaktadır. Önümüzdeki günlerde yapımına başlanacak olan Bursa Panorama projenizden bahseder misin? Panorama müzeleri dünya müze literatüründe önemli ve farklı bir grupta ele alınmakta. Oldukça eski bir gelenek aslında. Genel kurgusu itibariyle bir olayın ya da bir durumun küresel bir yapı içinde canlandırılarak sergilenmesi yaklaşımından oluşmakta. Dünyada bir çok örneği bulunan bu mimari kurgunun gerçekleştirilmesi Osmangazi Belediyesi’nce bizlerden rica edildi. Tasarım ve projelendirme aşamasında birçok farklı bilim ve sanat dalları ile çalışarak bir çözüm üretildi. Aynı zamanda Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı’mız da olan Sayın Prof. Dr. Nilüfer Akıncıtürk ile mimari tasarım sürecinde birlikte çalıştık. Bursa’da ve ülkede birçok projede senin imzan var. Senin çizgini diğer projelerden ayıran unsurlar neler? Aslında her mimarın tasarımcının kendi hayat görüşüne paralel olan bir çizgisi vardır. Tasarıma yaklaşımı ve yaşantıya dönük olarak düşünceleri diğerlerinden doğal olarak farklıdır. Ben ve yıllardır birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarım her zaman ilk olarak tasarım alanının ruhunu anlamak ve onu yakalamak diye tanımlayabileceğimiz yani; “Geniusloci” ile ilgilenmek olmuştur. Bu kavram eski Roma’da kullanıla gelen bir yaklaşımı anlatır. Yerin ruhunu anlayamazsanız tasarım süreci

zincirleme hatalar ile devam eder. Çalışmalarımızda bizleri etkileyen diğer bir felsefik kavram ise; “zamana - günümüze ait” olma durumudur. Bu düşünceyi ünlü mimar J. M. Olbrich şu şekilde ifade etmiştir: “Her çağa kendi sanatı, her sanata kendi özgürlüğü”. Günümüzde mimarlar maalesef bu kavrama pek dikkat etmiyorlar. Çeşitli “nostaljik” dünyalar kurgulayarak, adeta “şizofrenik – gerçek olmayan” dünyalar öneriyorlar. Bursa ve ülkemiz ölçeğinde o kadar çok örnek var ki; antik roma ya da yunan dönemi klasik binalarından (ç)alınan ya da kibarcası ödünç alınan çeşitli mimari klişeler ki bunlar; sütünlar, üçgen alınlıklar, balüstradlar, v.b. Bu konu aslında tam olarak phD konusu. Oluşturulan bu “trendy” durumlar doğal olarak kullanıcı ya da müşteri de diyebileceğimiz mal sahiplerini de etkilemekte. Mimarlık ve tasarım dünyasından doğal olarak pek de haberi olamayan kullanıcı ise maalesef bu tür tuzaklara rahatlıkla düşmekteler. Dolayısıyla üzülerek söylüyorum, günümüzü değil var olmayan, hayali, tiyatral dekor kıvamında bir anı yaşamaya zorlanmaktayız. Özetle, tüm bu “mahalle baskıları”na rağmen ben ve ekibim tavizsiz ve kararlı “pür-modernist” ve “günümüze ait” olan tavrımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de inşaat sektörünün ve mimarinin gelmiş olduğu düzeyi nasıl değerlendiriyorsun? Ülkemiz ekonomisinin oldukça büyük bir payını inşaat sektörü oluşturmakta. Dolayısıyla bu sektör ekonominin dinamolarından birisi rolünde. Eski yılları dikkate aldığımızda iletişim araçlarının da gelişmesiyle birlikte “küresel etkileşim” üst düzeylere çıktı. Böylelikle sektör kapsamındaki gelişmelerden haberdar olmak ve çeşitli çözümleri yerel ölçekte de uygulamak mümkün olmakta. Demek istediğim şey aslında eskiye göre ileri teknolojik kavramlarına henüz hakim olamasak bile gene de belli alanlarda inşaat sektörümüz söz sahibi diyebilirim. Ancak bilgisayar teknolojilerinin getirdiği “kitlesel bireyselleştirme” kavramından henüz oldukça uzaktayız. Bu kavram ikinci dünya savaşı sonrasında gündeme gelen “seri üretim” kavramının getirdiği tekdüze üretim mantığının karşısında gelişen bir yaklaşımdır. Günümüzde bu yaklaşımın sonuç ürünlerini; cep telefonlarında, bilgisayar teknolojilerinde, uçak teknolojilerinde (Airbus, vs...) ve birçok alanda görmekteyiz. Mimari tasarım sürecini de etkileyen kitlesel bireyselleştirme yaklaşımı eğer tasarımın üretimine de yansırsa tam anlamıyla çağdaş ileri teknolojilerde lider ülkelerle aynı düzeye çıkacağız diyebilirim. Yapılması gereken şey ise bilgisayar teknolojilerinin tasarım sürecinden üretim kurgularına kadar maksimum düzeyde kullanılmasıdır.

71


Söyleşi Kasım - Aralık 2015 #54

72

Türkiye’de mimarlar, malzeme seçimi, teknolojiden yararlanma, yapılarda enerjiyi verimli kullanma ve inovatif yaklaşım gibi konularda hangi düzeyde sence? Aslında bu sorunuzun yanıtı da bir önceki soru ile bağlantılı. İnovatif tasarım konusu, teknolojiden yararlanma vs. gibi konular aslında bir noktada eğitim programlarının iyileştirilmesi ve yüksek teknolojiyi kullanan ülkelerle entegrasyonun sağlanması meseleleri ile ilgili. Günümüzde pek çok üniversite yüksek teknoloji konularında kabuk değiştirmek üzere çeşitli kararlar aldı. Bu durumun pozitif sonuçlarını önümüzdeki yıllarda hep birlikte izleyeceğiz diye düşünüyorum. Ancak yeterli değil kanımca. Sadece bilimsel düzeyde kalması riski her zaman bulunuyor. Akademik olarak başlayan değişimin iş dünyasına ve üretim alanlarına da yansıtılması şart. Bu alandaki lider ülkelerden biri Hollanda. Bilimin üretildiği kurumlar ile teknoloji geliştiren ve üreten kurumlar entegre bir şekilde çalışıyorlar. Günlük hayatımızda karşımıza çıkan bir çok şey aslında mimarlık ile ilgili ve “inovatif” yani buluşa dayalı çözümler gerektiren konular olabiliyorlar. Bu durumda gene eğitim konusuna değinmek gerekli. Tasarımcı ve aynı zamanda bir öğretim üyesi olarak önceliğin “açık beyinler” yetiştirmek olduğunu düşünüyorum. Okulunu bitirerek “piyasa şartları” ile karşılaşan öğrencilerimizin bir çok noktada bocaladığını ve çeşitli konularda çelişkilere

düştüklerini izliyorum. Piyasa şartları maalesef güncel konulardan oldukça uzakta. Müteahit yani “paranın gücü” mimarların ve tasarımcıların ellini kolunu bağlıyor. Büyük bir çoğunluğunda tasarım vizyonu olmayan bu şahıslar, günlük ya da anlık karların peşinde maalesef. Son dönemde kentlerin belli lokasyonlarında kapalı site anlayışına dayalı konutlar inşa ediliyor. Bununla birlikte eski semt, sokak kültürünün değiştiği gözleniyor. Ortaya çıkan bu yapılaşmayı ve bu yapılardaki mimari hakkında neler düşünüyorsun? Dünya literatüründe “gatedcommunity” olarak geçen bu yaklaşım ülkemizde de son yıllarda dikkat çekici bir şekilde görülmektedir. Kapalı devre yaşamı teşvik eden sosyal donatı alanları, mimari peyzajı ve güvenliği ile birlikte dışarısı ile ilişki kurmayan “tiyatro sahneleri” aslında. Ben bu sosyolojik durumu doğal ve kültürel çevrenin zayıf olduğu alanlarda kendi enerjisi ile var olmaya çalışan kurgular olarak görüyorum. Bu durum ile ilgili doktora çalışmaları yapılmakta ve sosyo-kültürel dokuya etkileri araştırılmakta. En belirgin sonuçlarından birisi alana ya da mekana aidiyet duygusu yaratmak olarak görülmekte. Ancak temelde gerçek doku ile ilişki kurmaması açısından çabucak tüketilecek problemli bir durum olarak görüyorum.


Kentsel dönüşüm projelerini nasıl değerlendiriyorsun?

“Mimaride özgünlük” konusunda ne düşünüyorsun?

Kentsel dönüşüm kavramı ülkemizde farklı anlaşılmış olsa gerek. Zira gecekondu ve çöküntü alanlarında değil de rantın yüksek olduğu alanlar, kentsel dönüşüm alanları olarak tercih ediliyor. Aslında sadece şehri ya da belli bir bölgeyi ilgilendiren bir kavram değil bence. Ülkedeki sosyokültürel dokunun ele alınarak yeniden göç kavramı üzerinde düşünerek bu tür çalışmalar yapılmalı ve büyük şehirlerdeki yoğunluk önlenmeli. Pek yakın gelecekte sizlerle birlikte insanların köylerden kentlere değil kentlerden köylere göç edeceklerini izleyeceğiz. Artık büyük şehirler yaşanacak durumda değiller ve yeni teknolojiler insanların büyük şehirlerde – metropollerde yaptıkları işleri köylerde de yapabilme olanaklarını ortaya koydu. Bu durum köylere dönüşün ana sebeplerinden birisini oluşturuyor. Doğa ile iç-içe olmak ise gereken istenen ve özlenen bir durum.

İyi bir tasarımcı aynı zamanda özgündür de. Kendine ait bir çizgisi, felsefesi sorunları özgün çözüş biçimi ve derin bir felsefik alt yapısı vardır. Zaten sanat ve zanaat arasındaki fark da budur; gerçek sanat özgün olandır, diğeri ise ancak zanaat olabilir.

Proje sürecinde tasarımın yeri nedir? Tasarım her şeyin başı ve sonudur. Doğru bir yaklaşım istenen ve beklenen sonuçları üretir. Hatalı bir tasarım ise (alan ile ilişki kurmayan, mimari bir fikri barındırmayan, günümüzü yansıtmayan...) detaylarını ne derecede başarılı bile çözmüş olsanız mimarlık ürünü değildir. Tasarım ve tasarım felsefesi mimarlık bölümlerinde belli uzmanlık alanlarını kapsamaktadır. Aslında benim çalıştığım alan yani uzmanlık alanım da tasarım ve tasarım süreci. Bu kapsamda tasarım konusu her alanda olduğu gibi uzmanlarına teslim edilmesi gereken bir konu. Maalesef ülkemiz okullarında bu durum pek değerlendirilemiyor. Şöyle bir örnek ile açıklayabilirim; Tıp Fakülteleri’ndeki uzmanlık alanları gibi aslında, Kardiyoloji uzmanlarının, Psikiyatri derslerine girdiğini düşünelim. Ne olurdu acaba bu şekilde olsaydı. Bizdeki durum bir kaç okul dışında maalesef böyle.

Her yaratıcı fikir aynı zamanda faydalı olmak zorunda mıdır? Mimari bir ürünü var eden kavramlar; Roma’lı mimar Vitruvius tarafından utilitas, firmitas ve venustas olarak belirlenmiştir. Bu kavramların anlamları ise; kullanılabilirlik, sağlamlık ve estetik değer olarak karşımıza çıkarlar. Bir mimar ile heykeltraşın arasındaki fark da aslında sizin sorunuzda var olan faydalı olma durumudur. Mimarlık ürünü faydalı ve kullanılabilir olmalı doğal olarak; aksi bir durum ise ben merkezci bir tutum olur ancak. Fikir dediğiniz senin için ne? Fikir İdea’dır... Bu kavram Platon’a göre, gerçek bilginin temelinin ancak idealar dünyasında bulunabileceği temeline dayanır. Ünlü mağara benzetimi önemlidir: “Bir mağaranın girişinde durup arkası güneşe dönük olan kişi, güneşi hiç görmemiştir. Yalnızca önündeki mağara duvarına yansıyan kendi gölgesini görmektedir. Bu kişi duvardaki gölge ve ışığı gerçekliğin kendisi zanneder. Oysa gerçek güneş ve kendi bedenidir. Fikir sahibi olmak aslında yukarıda bahsettiğim felsefik donanımla ilgili bir durum. Yoksa mimarlık ya da tasarımcılık yapılamaz.

Sence tasarımcı - mimar kime denir? Mimar ister istemez tasarımcıdır; ancak tasarım felsefesi ve tasarım süreci üzerine düşünmüş ve araştırmış olmalıdır. Mimarlarımız maalesef kitap okumuyorlar. Her şeyin başı felsefede gizli. Felsefik derinliği ve yaklaşımı olmayan bir mimar iyi bir tasarımcı olamaz; ancak dünyadaki çeşitli mimari klişeleri tekrarlar. Bu da sanat değil taklitçiliktir. Yaratıcılık tasarımcının olmazsa olmazıdır. Başaramayanlar ise, tarihçi historisist dediğimiz geçmişte mimarların değil ustaların yaptıkları işlerle ya da çeşitli içi boş trendlerle uğraşırlar. Geleceğin mimarisi hakkında füturist bir yaklaşımın mı var? Gelecek aslında şu an bence. Her an yeni teknolojiler hayatımızın içine giriyor. Bu teknolojiler ise mimarinin yeni dinamikleri olarak karşımıza çıkıyor. Her an mimari tasarımın parametreleri değişmekte. Benim çabam ise bu yenilikleri yakalayabilmek ve mimari tasarım üzerindeki etkilerini yakalamak. Bir filozofa göre geleceğin mimarisi; kaos teorisinin ve fraktallerin etkisinde gerçekleşecek. Aslında şu an o evreye girmiş bulunmaktayız. Newton’un deterministik yaklaşımı kaos terosi ile çürütüldü ve bambaşka perspektifler açtı. Gelecek bu kapsamda birçok sürprizler getirecek bizlere. İleride mimari ile uğraşmak isteyenler için yurt dışı eğitimini tavsiye eder misin, ya da nasıl bir yol izlemeliler? Gençlere bol bol gezmelerini ve farklı kültürleri tanımalarını tavsiye ediyorum. Bu anlamda yurt dışında eğitim de büyük önem taşıyor. Günümüzde yurt dışı eğitim şartları eskisi gibi olanaksız da değil. Bizim üniversitemizin bünyesinde de Erasmus gibi programlar bulunmakta. Yurt dışında mimarlık eğitimi eğer özellikle çağdaş teknolojiyi yakalamış ülkelerde yapılacaksa bence değerli. ETH, TU Delft, ESA, vb. gibi..

73


Park Residences Cadde’de özel koleksiyon evleri Evlerdeki öykülerin kelimelere gerek kalmadan anlatılması gerektiğinden yola çıkan Koleksiyon, yaşam alanlarını bir bütünsel kurgu içerisinde ele alarak detaylı, zarif ve incelikli tasarımlar sunuyor. Evdeki öznellik kavramına vurgu yapan Koleksiyon, Park Residences Cadde için de dört farklı kişilikte yaşam alanı hazırladı. Evlerimizin yerleşimi, mobilyadan aksesuara, aydınlatmadan yastıklara kadar bir bütün oluşturmalı; davetkar, sade, sakin ve içten olmalı. Koleksiyon bu yaklaşımla kaliteli malzemelerin form ve renklerle ahenk oluşturduğu özgür ve özgün tasarımlar yapıyor. Konut projelerine uygun çok çeşitli ürünü bünyesinde barındıran marka, bir evi oluşturan bütünün tüm parçalarını aynı çatı altında sunabiliyor. Yeni evlenen veya evini yenileyenlere kendi tarzını yansıtan yaşam alanları konusunda alternatifler getiriyor. Bunlar içerisinde şehir hayatında hızla yaygınlaşan stüdyo evlerden, büyük aileleri ağırlayan 3+1 gibi dairelere kadar farklı kurgular için her zevke seslenen tasarımlar bulunuyor.

Kasım - Aralık 2015 #54

Dekorasyon Ev

Dört Farklı Kişilikte Dekorasyonlar

74

Projenin 12. Katında yer alan özel Koleksiyon evleri, nefes kesici bir İstanbul manzarasıyla buluşan 1+1 ve 3+1 kurgulardan oluşuyor. Marine, Country, Romantik ve Amber başlıkları ile dekorasyonu yapılan dairelerde farklı yaşam tarzlarına ve zevklere hitap eden firma, mavi tonlarının baskın olduğu ‘Marine’ konseptinde; Babil serdivan, Halia berjer, Alia TV ünitesi ve Alia büfe, Suenios yatak ürününe yer veriyor. ‘Country’ konseptinde ise ahşap görünümün baskın olduğu alanlar öne çıkıyor. Bu konseptte Gazel kanepe, Gazel masa, Karnaval TV ünitesi dikkat çekiyor. Organik ve akışkan formların hakim olduğu, yumuşak görünümlü ürünlerin bulunduğu ‘Romantik’ konseptin ana parçalarını; Divanbaba kanepe, Madrigal puf, Babil masa ve Babil büfe, Babil TV ünitesi, Amoroso koltuk oluşturuyor. Turuncu gibi ateş renklerinin hakim olduğu, hayatı dolu dolu yaşayanlara hitap eden ‘Dinamik’ konseptin başlıca ürünleri ise; Halia Berjer, Babil Serhas kanepe, Suri puf, Narcissus sehpa, Karnaval TV ünitesi, Guajira dresuardan meydana geliyor.


75


K

Kasım - Aralık 2015 #54

Dosya Deri

ış geldiğinde evimizde daha fazla vakit geçiriyoruz ve her zamankinden çok dekorasyona özen gösteriyoruz, öyle değil mi? Sıcacık battaniyenize sarılarak ısınacağınız, cam kenarından düşen kar tanelerinin toprağa karışmasını izleyeceğiniz o güzel anların simgesi olan kış mevsimine eşlik eden ürünler deri koltuk ve kanepeler... Biz de bu anlamda içinizi ısıtmak için, seçkin markaların özel deri koltuk ve kanepe koleksiyonlarını sizlerle paylaşıyoruz. Sıcacık bir kış geçirmeniz dileğimizle...

76

Evlerde modası geçmeyen trend; deri

Koleksiyon Faruk Malhan Madrigal

Koleksiyon, 70’li yıllardan itibaren, çizgiyi tasarıma dönüştüren, kalitenin tasarımını yaratan bir marka olarak Türk mobilya sektöründe varlığını sürdürüyor ve tasarımı endüstrinin hizmetine sunuyor. Koleksiyon, zengin bir geçmişin parçası olarak; geleceğin, geçmişinden ve coğrafyasından kurgulanacağını, yerel değerlerin evrensel değerleri oluşturacağını söyler; sanatın, zanaatın, tasarımın coğrafyası olduğunu, özünün, değerinin burada yattığını düşüyor.


Casa, Frida

Haaz Moroso Gentry 6.300 Euro

Haaz, yaşadığı mekana ruh katmak, kendini daha iyi hissetmek isteyenlerin uğrak noktası. Haaz’da mimar ve iç mimarların projelerinde sıkça tercih ettikleri mobilya, aksesuar, hediyelik objeden aydınlatmalara çok çeşitli markaların ürünlerini bulmak mümkün. Haaz, farklı renk ve tasarım çeşitliliğiyle içimizi ısıtmaya devam ediyor. Mozaik B&B Italia Marka Antonio Citterio Tasarımı Beverly Koltuk

Haaz Moroso Bohemian 8.200 Euro

Koleksiyon Faruk Malhan Pierre Loti

Haaz Moroso Dew 3.200 Euro Crate & Barrel, Cavett Ottoman 77


Casa, Ellipse

Crate & Barrel, Metropole Koltuk

Dosya Deri

Kurulduğu 1962 yılından beri Avrupa ve Amerika’da atölye ve üreticilerden oluşan geniş bir tedarikçi ağına sahip olan Crate and Barrel, modern ev tasarım ürünlerini; özenli ve özgün bir şekilde sunarak müşterilerine ilham veren dünya çapında bir marka olarak Türkiye’deki yerini alıyor. 52 yıllık global tecrübesiyle marka, dekorasyon ve ev aksesuarı sektörünün öncüsü olarak, müşterilerine benzersiz müşteri deneyimi sunmaya devam ediyor.

Kasım - Aralık 2015 #54

Haaz Moroso Gentry 10.300 Euro

78

Fuga, Loft Koltuk 5.390 TL

Mozaik Classicon Marka Eileen Gray Tasarımı Bidendum Koltuk

Mükemmele ulaşmayı hedefleyen Fuga Mobilya, noktadan çizgiye ve sonunda mükemmel tasarıma ulaşırken zaman, yaşanmışlıklar, bilgi, renklerin ahengi ve geleceği keşfetme heyecanından güç alan bir marka olarak yerini alıyor. Aldığı bu güçle ortaya çıkardığı, detaylarına aşk gizlenen tasarımları yaşam alanlarına hayat katmak ve mutluluğa ilham olmak için koleksiyonlarını müşterilerine sunuyor.


79


Mudo Paris Deri Koltuk 3.950 TL

Kasım - Aralık 2015 #54

Dosya Deri

Mozaik Casamilano Marka Paola Navone Tasarımı Tabouret Puf

80

1992 yılında kurulduğundan beri tasarımın dünya çapındaki liderlerini Türkiye’de temsil eden Mozaik, sadece bir tasarım ürünleri mağazası olmanın çok ötesinde, bir yaşam merkezi. Ev mobilyasından ofis mobilyasına; banyo ve mutfaktan aydınlatmaya; perdelik ve döşemelik kumaştan aksesuar ve çocuklara yönelik tasarımlara kadar modern hayatın her türlü gereksinimini tek bir çatı altında bulundurarak Türkiye’de alışılmadık bir referans noktası oluşturuyor. B&B Italia, Maxalto, Cassina, Cappellini, Casamilano, Classicon, Knoll, Vitra, Paolo Lenti, Tom Dixon, Flos, Ingo Maurer gibi güncel markaların tasarımlarıyla birlikte Mozaik MoMA’nın kalıcı koleksiyonunda sergilenen birçok tasarım ikonu ve çok daha fazlasının bir arada bulunduğu bir müze gibi adeta...

Casa, Donna Kose

Mudo dünden bugüne, daima günceli yakalayarak; müşterilerinin yalnızca şu anki isteklerine değil gelecekte de ne isteyeceklerine odaklanarak; zevkli, ulaşılabilir ve kaliteli ürünler sunup özdekine kıymet veren bir yol arkadaşı olarak tasarım yolculuğuna devam ediyor.

Haaz Edra Bastardo deri Oturma Grubu 7500 Euro

Casa markası; günümüzün çizgisi, gelecek önsezisi ve felsefesiyle üretim üzerine yoğunlaşan sürekli bir araştırmanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Casa’nın ürünleri, konfor ve teknolojisiyle sıradanlıktan uzak, trendleri gelecekteki yaşam biçimlerine uyarlayan farklı bir estetik tarz sunuyor.


StoneWrap, Urban Brick ve Urban Floor Atlantis A.Ş. markalarıdır.

www.stonewrap.com t. 0 216 527 0 393

81


Marka

Fornasetti’nin Lina Cavalieri’ye duyduğu hayranlık

Kasım - Aralık 2015 #54

‘Çeşitlilik, yalnızca sürekli çabayla gelişen ya da müziksel bir çalışmayla gerçekleşen bir şey değil aynı zamanda entelektüel, hayal gücünün ustalığını gerektiren bir gelenektir.’ Piero Fornasetti

82


Lina Cavalieri (1874 -1944), Giovanni Boldini’nin de portresini resmettiği bir soprano, çok sayıda fotoğrafı ve gösterisi olan, hakkında İtalyan yazar ve şair Gabriele D’Annunzio’nun, onun sanatı, onun fiziksel güzelliği ve sesindeki tutku arasında nadir bir uyum yaratmasıyla ile ilgili yazılar yayınladığı bir sanatçı. Aynı zamanda Fornasetti’nin çalışmalarına motif olan bir ilham perisi. Çizimlerine ve tasarımlarına konu olan bu eşsiz kadın ile geçen sürenin asla bir tesadüf olmadığını düşünüyor ünlü tasarımcı... Lina Cavalieri’nin yüzü, Fornasetti’nin çalışmalarında bir ikon, markanın sürekli değişen, yinelenen temaları ise yüzlerin yanı sıra güneşi ve elleri de içeriyor.

83


Marka Kasım - Aralık 2015 #54

84

Yaşadığı mekana bu tutkunun sıcak izlerini ve Lina Cavalieri ile yolculuğun gülümseten halini taşımak isteyen veya özel bir hediye arayanların ilk tercihi olan Fornasetti’nin koleksiyonunda mum, tabak, kül tablası, tabure ve mini sehpa modelleri bulunan, bugüne kadar Lina Cavalieri’nin yüzünün yer aldığı 500 farklı model bulunmakta. İtalya’nın ikonik bir markası olan Fornasetti’nin bugüne dek en beğenilen, kadın güzelliğinin adeta sembolü haline gelen Lina Cavalieri’nin yüzüne ironik bir şekilde Dali’nin bıyıklarını çizdiği varyasyonu ile koleksiyonun en yenilerinden Cavalieri’nin Frigyalı şapkası giymiş “Marianne” varyasyonu en çok tercih edilen ürünlerden.


85


86

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54


87


B

ugün tasarım nedir?” sorusu tıpkı “sanat nedir?” gibi cevaplanması zor bir soru. Tasarım hem teorik hem siyasal olarak pek çok etkiye açık ve tek bir tanımlama yetersiz. Bu nedenle, tasarımın egemenlik alanını çizme çabası son derece önemli. Bu terim genelde endüstriyel ürünlerin planlanması ve tasarlanması anlamında kullanmakta ve tasarımcının tercihlerinden çok malzemenin, üretim tekniğinin ve de sorunların tercihlerini öne çıkarıyor.

Tasarım Notları

Tasarım, nesnelere değil ilişkilere bakmayı öğretir

Trend sergisi görseli. Tasarımcı Yılmaz Zenger

Tasarımı; mimarlığı ve diğer sanat dallarını da içine katarak yaratıcı bir şemsiye, eylem varsayarsak, çok temel bir iletişim eylemi olduğunu görürüz. Tasarlamayı öğrenmek, tasarımı, iletişim için en etkin biçimde kullanmayı öğrenmektir. Bir tasarım yapıtı bir nesne değil, bir deneyimdir. Tasarım, nesnelere değil ilişkilere bakmayı öğretir.

Kasım - Aralık 2015 #54

Birkaç yıl önce, bilim ve tasarımın karşılıklı ilişkilerini, etkileyici enerjisini sorgulayan Design and the Elastic Mind başlıklı çok ilginç bir sergiyi NY’da Moma’da gezdim. Sergi, birey olarak fiziksel nesnelerin farkına varışımızla mekan, zaman ve nesnelerin gerçek nitelikleri arasındaki makasın nasıl hızla açıldığını gösteriyor.

88

Dijital metaforların gerçek yaşam boyutlarına uzanışı çok ciddi bir durum. Özellikle bugünün genç insanları için teknoloji, ekranın gerçeğiyle yaşamın gerçeğini ayırt edilemez kılıyor. Tasarımcı bu olağanüstü dinamiğin yorumlayıcısına değil körü körüne uygulayıcısına dönüşme yolunda. Tasarımdaki bu yeni ve keskin dönüşüm, bu yenilik bolluğu, tasarımları değerlendirmedeki kriterleri de farklılaştırıyor. Bir nesnenin, 3 ayağı üzerinde durabilen gerçek bir tasarım nesnesi olabilmesi bu 3 ayak arasındaki ilişkinin kalitesine bağlıdır. Tasarım bu ayaklardan biridir ve diğerleri de malzeme ve üretim yöntemidir.


Ben Türkiye’den ve yurt dışından pek çok tasarımcının tasarımının, üretim için prototiplerini yapıyorum ki bunlar benim için çok değerli deneyim fırsatları. Çünkü tasarım tasarımcının elinden çıktığında çoğu kez bir arabanın dış görünüşü gibidir. Onu hız yapacak güvenli bir araca dönüştürmek için üretime dönük bir tasarlama gerekir. Tasarımcı bu süreci en azından kabaca hayal edip, tasarımını tasarım sürecinde, olası malzeme ve üretim şartlarıyla olabildiğince sınamalıdır. Günümüzde bilgisayarla modellemenin kestirmelerinin şımarıklığıyla bu çoğu kez göz ardı ediliyor. İlişkide olduğum tasarımcıların da yakından bildiği gibi malzeme konusunda olanaklarım çerçevesinde pek çok deneysel malzemem ve geliştirdiğim üretim yöntemlerim var. Tasarımın en şişkin fakat en zayıf halkası olan kitlesel üretim ilgi alanım dışında. Üretimin geleceğe dönük bir projeksiyonu, kitlesel üretimin ‘custom made’ denilen kişiye özel üretimin karşısında şimdiden örneğin tekstil ve elektronikten başlayarak hızla eriyeceğinin altyapısı uzun zamandır oluşmakta. Geçmişte heykeltıraş, ressam, mimar her yaratıcı malzemesini ve üretim yöntemlerini en iyi bilen hatta bir yere kadar onları da tasarlayan kişi idi. Günümüze gelirken bu ilişki bazı alanlarda neredeyse tümüyle koptu. Bunun en masum gerekçesi teknoloji devrimiyle başlayan malzeme ve üretim yöntemlerinin baş döndürücü bir biçimde gelişmesidir. Bu dönüşümde, eğitimin yanı sıra, bilgisayarla modelleme tekniklerinin büyüsü de etkindir ve gelecekte daha da dramatik bir dönüşüm bizi beklemektedir. Mekanik kontrolün tarihi sanılandan çok daha eskilere dayanır. Oysa günümüz üretiminin temeli, Mekanik kontrolden Nümerik kontrole dönüşümdür. Sizlere 1963 yılında Londra’da Ilford firmasında, renkli foto emisyonu araştırmacısı olarak çalışmaya başladığım ilk günden bahsetmek istiyorum. Renkli kağıt banyosuna kimyasalları gönderip geri emip tazelemek gibi çok basit bir işlevi, mikro prosesör kontrollü bir sistemle, Computer nümerik kontrol yapabilen bir dev cihazda, beni insanla makina arası iletişim kurabilen bir dilin varlığından, ‘machine code’dan çok erken haberdar etti ve yaşamımın seyrini ve ilgi alanlarımı değiştirdi.

Bir araştırma, 2020 yılına gelindiğinde bu makinaların, tüm dünyada 3 milyar ton termo plastik tüketeceğini öngörüyor. Şu anda internette stl uzantılı, üretilmeye hazır milyonlarca, çoğu anlamsız ücretsiz model var. Bu gelişme, profesyonel yaratıcı azınlığa bağımsız üretim yapabilme fırsatı yaratırken, telefona yerleşen kameralarla tepe yapsa da, sanal ortamda kalan görüntü çöplüğüne karşın, bu üretimler fiziksel bir çöplük yaratacak. İnternetteki çöplüğün nesnelerini, en fazla eğip bükerek sözde özgünleştirerek, bugün cep telefonlarıyla yapılanlara benzer kendi tasarım nesnelerini üretip bir gereksinme karşılama hayali, doğru tasarımları bu çöplükte daha da zor fark ettirecek. En önemlisi de toplum gittikçe daha düşük düzeyde yapıtlarla yetinmeye alıştırılacak. Cep telefonunun görüntüye, popüler sanatın sanata yaptığı etkiyi bu teknolojinin de tasarım nesnelerine yapacağından korkarım. Daha düşük yaratıcı kaliteyle yetinme ne bireylere ne topluma yarar sağlar. Bu üretim devrimini yaklaşık 10 yıldır derslerimde konferanslarımda savunup yüceltip üretimi hayal edemeyeceğimiz bir boyuta taşıyacağını, kişisel üretimin en sağlam platformu olduğunu ve onu ticari oyunların itibarsız kılmasından korumamız gereğini savunuyorum. Aynı sistemin çok büyük boyutluları, örneğin 4.5 metre yükseklikte delta 3q printer, Çinlilerin 12mt x12mtx12mt’lik printer’ı, teknolojik yenilikler de içeren Mammoth 3D printer gibi ürünlerin çoğalmasını, Patent koruma süresi sonlanmasıyla Lazer Sintering fiyatlarının gerilemesini, ülkemizde de paralel gelişmelerin hızlanmasını ki ilginç gelişmeler var, bireylere servis verecek kişiye dönük üretim platformlarının yaygınlaşıp fiyatların düşeceğini umuyorum. Gelişmemiş toplumlar olanaklarını, bu doğrultuda tüketmezse, bu sanayi devriminin altında ciddi biçimde ezilirler. Tasarıma başka bir kazanç amaçlı saldırı da tekstilde olduğu gibi yıllık moda yaratma çabası. Hollandalı bir kadın, Trend medyumu gibi komik sıfatlarla pazarlanıyor. Ağzında gevelediği doğal malzeme, bireysel üretim.

Numeric Control, 1950’lerin İngiltere’sinde, delikli bantlarla tekstil makinalarını kontrol ederek başladı. Ardından bilgisayarların devreye girmesiyle, ‘Computer Numeric control’ CNC ile üretim, önce mekanik kesici uçlar, daha sonra yaygın biçimde lazer ışınlarıyla, üretimde son derece heyecan verici bir süreç başlattı. Seksenlerin ortasında ise lazer ışını, gerçek bir üretim devriminin eksenine taşıyan ve Stereolithography denilen bir yöntemde ürünü, ışınla sertleşen reçine (rezin) içinde incecik katmanlarla tek defada oluşturdu. Ardından rezin yerine, her türlü metal tozunu kullanabilen Lazer Sintering yöntemi geldi. Bu son derece etkileyici üretime Türkiye’den çok çarpıcı bir örnek, bir estetik uzmanı olan Operatör Doktor Yakup Avşar. Burun için özel bir operasyon yönteminin mucidi, uluslararası bir değer ve aynı zamanda tasarımcı ve üretici. Kendi özel tasarımı ameliyat bıçaklarını, titanyum tozu kullanan Lazer Sintering yöntemi ile üretiyor ve dünya pazarına sunuyor. Bugünlerde de takı tasarlayıp altın tozundan üretmek için yeni bir sisteme sahip olmak üzere. Ayrıca bir Epson printerın normal fotokopi kağıtlarına çift taraflı yaptığı baskıları 3D printer adının gerçek örneği alan makinada sadece boyanmış alanlara yapıştırıcı püskürtüp bir alt katmana presleyip, yapıştırıp, sonra etrafını kesip ayırarak hastalarının kağıttan masklarını yapan bir sistem de kullanıyor. Bugün, gerçek adı Fused Material Deposition olan ve çarpıtılarak 3D Printing adlandırmasıyla toplumun diline düşürülen ve neredeyse cep telefonu fiyatına hemen her işyerine hatta hemen her eve sokulmaya çalışılan bu üretim, sadece termo plastik iplik kullanıyor.

Titanyum bıçaklar

Zow fuarında sergiyi gördüm. İnsanları ahlaksızca avlamaya çalışan ve gerçekliği olmayan bir kurgu. Tasarım fuarlarını dolaşıp yeni eğilim diye moda belirlemeye çalışıp, keşiflerini firmalara pazarlama çabaları da, ürünleri daha fazla benzeştirmeye hizmet edip, daha fazla anlamsız üretimi ve tüketimi pompalamaktan başka bir işe yaramaz. Kitlesel üretim yapan firmaların ürünleri zaten yeterince benzeşiyor. Bence bu firmalar yukarda sözünü ettiğim gelişmelere kulaklarını açıp kapasitelerinin bir kenarından başlayarak kitlesellikten kişiselliğe doğru nasıl açılabileceklerini kurgulamak daha az üreterek daha çok kazanmayı öğrenmek zorundalar. Örneğin Turistik otellerin, 10 yılda yenilenmesi kuralını 5 yıla çekerek tasarımcıların ve mobilya firmalarının önünün açılacağını savunmak, savurganlığın, gereksiz tüketimin erdemini savunmaktır. Bu daha kaliteliden kaçınıp, daha kalitesizle yetinmeye alışmamızı zorlar. 89


Kasım - Aralık 2015 #54

Ayca Güney

90

Söyleşi


Sade ve pragmatik

O

‘’Ben gelecekle ilgili şöyle bir şey hayal ediyorum; bir çeşit iPod gibi olan bir ürün, tasarımcıları da doardo Fioravanti, Politecnico di Milano’da Endüstriyel Tasarım okudu. Onun besteciler olarak düşünelim, çalışmalarının çoğu prestijli tasarım ödüllerine layık görüldü. Politecnico di Milano bu cihaza yüklenen ve Domus Academy gibi birçok tasarım okullarında eğitimler verdi. Onun çalıştığı tasarımları seçerek, firmalardan bazıları Ballarini, Desalto, Eurochocolate, Flou, Fontana Arte, Foscarini, markete sokmaya siz karar Gardesa, Normann Copenhagen ve Olivetti... Tasarımın sınırlarını zorlayan Odoardo veriyorsunuz.’’ Fioravanti’yle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Bize kendinizden bahseder misiniz? Tasarım sürecinize etki eden faktörler, tasarım prensipleriniz ve filozofiniz nedir? Benim tasarım sürecime ve yaklaşımıma etki eden birçok unsur var. Öncelikle kırsal kesimde yetişmek bana sade bir pragmatiklik sağladı. Çocukluğumdan bu yana ürünlerin mekanizmalarına ve detaylarına özel ilgi duyuyorum. Objelerin bütününden çok detaylarını hatırlamak zaman geçtikçe, bende saplantılı formlar oluşturdu. Çalışmalarımda, form arayışlarımla sadeliği birleştirmeye çalışıyorum.

Şu anda neyle ilgileniyorsunuz ve bu tasarımlarınızı nasıl besliyor? Şu anda tasarımın farklı dillerini keşfetmeye çalışıyorum. Objelerimle bir mesaj vermeyi düşünüyor ve onları yalın-hassas bir biçimde şekillendirmeye çalışıyorum.

Kültürün (İtalya’nın) yaratım sürecinize nasıl etki ettiğini düşünüyorsunuz? Tasarımlarımda İtalya’nın etkisi büyük. İtalya yerel kültürünü devam ettiren aynı zamanda farklı bir çok kültürden etkilenmiş bir ülke. Coğrafi konumu ile Afrika ve Almanya arasında bu doğu ve batı arasındaki karma kültürü temsil ediyor. Burası enerjik ve güzelliklerle dolu bir yer.

91


Söyleşi Kasım - Aralık 2015 #54

İtalya’da tasarımın geleceğiyle ilgili son zamanlarda çok tartışma yaşandı. Diğer ülkelerle kıyasladığınızda internetin gelişiminin, İtalya’daki endüstriye nasıl etki ettiğini düşünüyorsunuz?

92

İtalyadaki kriz öncelikli hedefi ‘yerel’ olan şirketleri zor duruma soktu. Ancak bu zorluk beraberinde uluslarası alana da yayılarak (internetin de etkisi var) denge sağlanmasına sebep oldu. Tasarım uluslarası alana daha fazla yayıldı, krize rağmen İtalya hala global anlamda birçok firmanın yarıştığı bir ülke. Özellikle mobilya, dekorasyon, kahve ürünleri, otomotiv, moda gibi alanlarda... Bu güzel ülke dünyaya kendi hikayesini anlatmaya devam ediyor.

Zamansız tasarım hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dragonfly Sandalye yılın tasarımı seçildi. Bizlere tasarım sürecinizini anlatır mısınız?

Öncelikle etik olmalı. Ürünlerin tek sezonluk olması ve modasının geçiyor olması doğru değil. Ürünleri sürdürülebilir bir açıdan değerlendirmek gerekir. Üretilen hiçbir şey son üretilen şey olmayacak ve kısa zamanda yerine başka bir şey gelecek. Müşterinin ruhunu yakalamış ürünler, uzun süre kullanılabilen ürünler olarak doğru biçimlerde karşımıza çıkıyor. Çünkü kullanıcısının ruhunu yakalayan ürünlere paha biçilemiyor.

Dragonfly Yusufçuk’ların fiziksel yapısından ilham alınarak tasarlanmıştır. U şeklindeki profil oturma kısmının altındaki ayakların direnç göstererek dayanıklı kalmasını sağlar. Sandalyenin dinamizmi radyant yüzeyleri anımsatan kabukla şekillenir. Kabuk biçimsel anlamda, otomotiv dünyasına atıfta bulunur.


Şimdi Armure’yle ilgili konuşalım. 3D printing teknolojisinin toplumu nasıl şekillendireceğini düşünüyorsunuz? Armure kozalak konseptinden esinlenilmiş 3D printed bir çanta. Dış kısmının kabuk görünümü iç kısmıyla ilgili merak uyandırıyor. Daha önce de 3D printing aracılığıyla tasarladığım objeler oldu. Toplumu şekillendirecek mi emin değilim ama kendi ürününü ortaya çıkarma konusunda hızlı bir şekilde yardımcı olacağına eminim. Bu teknoloji aynı zamanda markette parça parça satılan ürünlerin kırıldığında ya da kaybolduğunda hızlıca onarılmasına yardım edecek. 3D printing teknoloji iyi yönde kullanıldığında bazı ürünlere ikinci bir şans verme imkanı sağlıyor. En son ne tasarladınız? En son Nello için bisiklet zili tasarladım. Dokunmatik olan Nello’nun küçük bir hareketle başına dokunduğunuzda zili çalmaya başlıyor. Güzel ve şaşırtıcı olan kısmıysa, her çalındığında zil tonunun 3 farklı şekilde değişebiliyor olması. Nello’nun açma kapama tuşu var ve onu çıkartıp kolaylıkla cebinizde ya da çantanızda taşıyabilirsiniz.

93


Söyleşi

Tasarımcıların gelecek 10 yılını teknolojik gelişmelerle birlikte nasıl değerlendiriyorsunuz? Ürün tasarımı benim hergün tecrübe ettiğim bir şey, ama gördüğüm kadarıyla bu iş biraz şekil değiştirmeye başladı. Çünkü tasarım dış dünyadaki herşeyle ilişkili, tasarımcının çalışmalarının bir parçası olmak için kullanılan süreç, geniş ve kapsamlı. İtalya’da örneğin her yerde yeni tasarımlar karşımıza çıkıyor. Belli belirsiz bir şekilde Rönesans’ın dokusunun ruhu, farklı kültürel disiplinlerle bir araya geliyor. Bu süreç değişimi hazırlıyor. Ben gelecekle ilgili şöyle bir şey hayal ediyorum; Bir çeşit I-Pod gibi olan bir ürün, tasarımcıları da besteciler olarak düşünelim bu cihaza yüklenen tasarımları seçerek, markete sokmaya siz karar veriyorsunuz. İlerleyen zamanlarda hangi tip firmaların çoğalacağını düşünüyorsunuz? Bence yeni firmalar mümkün olduğunca sade ve hafif olacak. Ürünlerde mekanizma ya da detay çok fazla yer almayacak. Firmalar genel olarak bilgi toplayıcı olacaklar, farklı insanların beklentilerine hitap ederek, kültürlerini daha iyiye götürmek için çabalayarak...

Kasım - Aralık 2015 #54

Tasarımcıların geleceğini nasıl görüyorsunuz?

94

Tasarımcılar ne, niçin, ne zaman, kim gibi sorulara her zaman cevap bulmaya çalışmalılar. Tasarımcılar gözlerini gökyüzüne çevirerek, geniş bir bakış açısından değişimi düşünmeliler.


HAYATA DEĞER KATAN PROJE

70.000 157 metrekare arazİ

KONUT

Orman ve denizin temiz havasını bir arada yakalamak isteyenlerin dört tarafı parklar ve yeşil alanlar ile çevrili sıcacık komşuluk ilişkileri kurabileceği güvenli bir mahalle burası.

6+1 Vİlla 5+1 Dubleks 4+1 Daİre 3+1 Daİre

T. 224 451 39 39 G. 542 523 16 72 www.kumova.com

omerkumovainsaat

omerkumovains

95


Dekorasyon Mağaza Kasım - Aralık 2015 #54

96

Özel koleksiyonlar GIZIA GATE’te buluştu


Türk moda dünyasının yenilikçi yüzü GIZIA GATE, Türk modasına yön veren 32 tasarımcının koleksiyonlarını ilk kez aynı çatı altında buluşturuyor. Mimari projesini Arif Özden’in yaptığı GIZIA GATE, Abdi İpekçi Caddesi’ndeki 1500 m2’lik 2 katlı mağazasında, Türk moda tasarımcılarının özel koleksiyonlarını uluslararası mağazacılık standartlarında satışa sunuyor. GIZIA GATE’ de koleksiyonları satışa sunulan tasarımcılar; Arzu Kaprol, Aslı Filinta, Bahar Korçan, Belma Özdemir, Cenan Abas, Deniz Berdan, Ela Köseoğlu, Erkan Demiroğlu, Evren Kayar, Gamze Saraçoğlu, Gökhay Gündoğdu, Gülçin Çengel, Mehry Mu - Güneş Mutlu, Hande Kasapoğlu, Hakan Urfalıoğlu, Hakan Yıldırım, Lug Von Siga - Gül Ağış, Maid In Love - Hande Çokrak, Mehtap Elaidi, Niyo Çanta - Niyazi Erdoğan, Özgür Masur, Özlem Ahıakın, Özlem Kaya, Sedef Çalarkan, Seden Kışlalı, Simay Bülbül, Tuğba Ergin, Tuvana Büyükçınar Demir, Yael Morel, Nilgün KaragözoğluDifferent Diffusion, Beyza Dalbaşar-Generation Why ve Zeynep Tosun’un koleksiyonları Türkiye’nin ilk tasarımcılara özel multibrand konsept mağazası GIZIA GATE’de tüketicilerle buluşuyor. Mağazada GIZIA ve 4G GIZIA markalarının koleksiyonları da yer alıyor. GIZIA GATE moda tutkunlarını tasarımcılarla buluştururken yıl boyunca düzenleyeceği özel sanat ve moda etkinlikleri ile de farklı deneyimler sunmaya hazırlanıyor.

97


93 yıllık tarihinde edebiyat, sanat ve iş dünyasından dünyaca ünlü isimlere ev sahipliği yapan Maçka Palas’ı günümüze taşıyan Park Hyatt İstanbul, modern tasarımlı iki kata yayılmış dubleks “Kral dairesi”yle İstanbul keyfinizi taçlandırıyor.

Dekorasyon Otel

Krallara layık bir gece masalı Maçka Palas’ın nostaljik dekorasyonunun korunarak modernize edildiği Park Hyatt İstanbul, 8’nci katında yer alan Kral Dairesi’nin, 105 metrekarelik terasıyla muhteşem Boğaz manzarasıyla krallara layık bir konfor yaşatıyor. Modern tasarımlı iki kata yayılan dubleks Kral Dairesi, bir yatak odası, oturma ve yemek salonu, çalışma masası, misafir tuvaleti ve loft katındaki özel toplantı salonuyla ihtiyacınız olandan çok daha fazlasını sunuyor.

Kasım - Aralık 2015 #54

Park Hyatt İstanbul, sadelik ve lüksü bir arada sunan banyo alanında ısıtmalı zemin üzerine kurulan otantik kurna ile Türk Hamamı, jakuzi, özel tasarım yağmur duşu, buhar odası ve soğuk kozmetik dolabıyla da, otel konforunu ayrıcalıklı kılıyor.

98

Konaklardan büyük apartmanlara geçiş döneminin ünlü binalarından Maçka Palas’ın, Park Hyatt İstanbul tarafından günümüze kadar korunan “tarihi asansörü”nün de yer aldığı Kral Dairesi’nde, eski İstanbul’un nostaljik anılarını da yaşayabilirsiniz. Park Hyatt Istanbul – Maçka Palas’ın benzersiz Kral Dairesi’nde aynı zamanda özel yemek davetlerinizi, yaza veda partilerinizi, doğum günlerinizi ve tanıtım kokteyllerinizi de, otelin üstün hizmet kalitesi ve profesyonel ekibi ile hayalinizdeki gibi gerçekleştirebilirsiniz.


AYRICALIKLI OLDUĞUNUZU

HiSSEDECEKSiNiZ

• Açık ve Kapalı yüzme havuzu • Her daireye kapalı otopark • Otoparktan direkt daireye ulaşım

• • • •

Fitness Sauna Sosyal tesis 7/24 güvenlik

• • • •

2+1, 3+1, 4+1 dubleks seçenekleri 6.000 m2 yeşil alan Spor ve çocuk oyun alanları Yürüyüş ve bisiklet yolları

Satış Ofisi ve Şantiye: Akpınar Mah. Armağan Cad. (Gazi Anadolu Lisesi Bitişiği) Osmangazi / Bursa

SATIŞ OFİSİ

0533 946 12 31

MERKEZ OFİS

0224 240 09 50

www.efeas.com.tr

HAZIR KREDi iMKANI

99


Hadi TOG oynayalım!

Marka

Kolektif Bireysel İnsani Endüstriyel Pratik Anlamlı Saygılı Zamansız Fütürist Teknolojik Demokratik Kültürlerar Teknolojik Demokratik Kültürlerarası Uluslararası Eğlenceli Özgür Kolektif Bireysel İnsani Endüstriyel Pratik Bireysel İnsani Endüstriyel Pratik Anlamlı Saygılı Zamansız Fütürist Teknolojik Demokratik Kolektif Bireysel İn

Kasım - Aralık 2015 #54

TOG demokratik üretimin tüm avantajlarını sunarak, güçlü bir paradoksu çözmeye çalışmış; ürünlerinde teknolojiyi ve endüstriyi el işçiliğiyle birleştirerek yüksek kaliteyle hizmet vermeyi amaçlamış.

100


arası Uluslararası Eğlenceli Özgür Kolektif Bireysel İnsani Endüstriyel Pratik Anlamlı Saygılı Zamansız Fütürist Anlamlı Saygılı Zamansız Fütürist Teknolojik Demokratik Kültürlerarası Uluslararası Eğlenceli Özgür Kolektif İnsani Endüstriyel Pratik Anlamlı Saygılı Zamansız Fütürist Teknolojik Demokratik Kültürlerarası Uluslararası

TOG’un tarzının tanımlaması tam anlamıyla özgürlüktür. Ürünleri özelleştirmenin yaratım sürecinin içsel bir parçası olduğunu düşünen TOG, müşterilerle ilişkisini, renkler, şekiller, mağaza ya da dijital platformlar aracılığıyla seçim yaptırma imkanı vererek sağlıyor. TOG’un ürünlerini özelleştirmeye imkan veren ‘do- it-yourself’ konsepti müşterinin fantezi ve yaratıcılığını teşvik ediyor. TOG’un tasarımcılarından Philippe Starck kişiselleştirilebilen mobilya için ‘’daha fazla trendin olmadığını gösterir’’ diyerek markanın zamansız tasarımlarına gönderme yapıyor.

Salone del Mobile Fuarı’nda 11 yeni ürünle, Sebastian Bergne, Sam Hecht and Kim Colin of Industrial Facility, Ambroise Maggiar gibi dünyaca ünlü tasarımcıları ailesine dahil ederek kapasitesini genişleten marka, ‘yaratıcı fikirler bir arada’ mottosuyla her zaman deneysel işler yapmayı hedefleyerek 2 yıl önce Philippe Starck ve Antonio Citterio’yu da bünyesine katmış. Sonuç ortada! Sofistike, sonsuza uzanan ve mükemmel. Philippe Starck’ın TOG için tasarladığı Light Rock, görünür ya da görünmez sallanan bir heykel. Philippe Starck’ın Light Rock ile ilgili yaptığı yorumu ise; ‘Aşağı, yukarı olan hareketin özgürlüğünü ve anlığını ifade etmek istedim.’’

101


TOG’un ürünleri sadece evler için tasarlanmıyor. Markada kolayca benzersiz görsel kimliğin uzantılarını görebilirsiniz. Yeni ürünlerinden ‘’The Boss Chair’’ ile sandalyenin arka kısımlarına herhangi bir imaj yüklemek mümkün ve kolçağın devrimsel hareketi yaratıcı bir kent dili özelliği oluştuyor. Oca Puccino kolayca ayarlanabilir ve fonksiyonel. Oca Puccino’yu evde kullananlarla barda kullanan garsonların rüyası aynı; Pratik bir biçimde ayarlanabilen bir stabilite! Rita Veld şık, minimalist, dış mekan için kullanıma uygun. Her alan kullanımı için esnek ve saklanabilme olanakları açısından optimize edilebilir.

Kasım - Aralık 2015 #54

Marka

Çok yakın bir gelecekte, 3D baskı gibi teknolojileri takip ederek ürünlerine dahil etme amaçlarıyla meşgul olan TOG, ‘açık kaynaklı’ ve ‘toplum odaklı’ gelişmeler moda olduğundan bu yana, müşterilerini sadece ürün almak için değil, markanın global topluluğuna katılarak, ürünlerin şekillendirilmesine yardımcı olmakla meşgul ediyor. TOG, tasarımcılar, artistler, endüstriciler için ‘tüm yaratıcılar bir arada mottosuyla’ heyecan veren yeni konseptler geliştirmeye devam edeceğe benziyor.

102


103


Bir galeri

Galeri

sımsıcak ve renkli Sanatın herkes için olduğu ilkesinden yola çıkarak Fransa Aix en Provence’de kurulan galeri bir yıldır da İstanbul’da. Carre d’Artistes’den Nazlı Berberoğlu ile sanatı demokratikleştiren kültürleriyle ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Carre D’artistes adını nereden alıyor? Carre d’Artistes Fransızca ‘sanatçı karesi’ anlamına geliyor yani sanatçının bulunduğu yer mekan gibi yorumlayabiliriz. Bir yandan da galerideki eserlerin hepsi kare şeklinde olduğundan esprili bir gönderme olarak da düşünebiliriz.

Kasım - Aralık 2015 #54

‘Sanat herkes içindir’ ilkesini açar mısınız?

104

Carre d’Artistes konsept gereği ulaşılabilir fiyatlarla sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturan bir galeri. Biz sanatın sadece ayrıcalıklı bir kitle için değil herkes için olduğunu ve herkesin bir sanat eserine sahip olabileceğini savunuyoruz. Galerimizde sadece fiyatlarımızla değil sergileme biçimimizden galerimizin yerleşimine, ziyaretçilerimizle kurduğumuz diyaloğa kadar bu söylemimizi yansıtmaya çalışıyoruz. Örneğin bizim kapımız yaz-kış hiç kapanmaz. Daha davetkar ve sanatseverleri rahat hissettiren bir tarzımız var. Sanırım bu sebeple henüz bir senedir açık olmamıza rağmen birçok müşterimiz dostumuz oluştu.


Galerinin tasarımı kime ait? Konsept neye göre belirlendi? Tüm dünyadaki Carre d’Artistes’lerde (Shangai galerisinin de açılmasıyla toplam galeri sayısı 31’e ulaştı.) aynı tasarımı bulabilirsiniz. İlk açılan Aix en Provence galerimizde daha rahat sergilenme, resimlerin ön plana çıkması ve yukarıda bahsettiğim ziyaretçilerimizin kendini içeride iyi hissetmesi kriterlerinden yola çıkılarak hazırlanan tasarım halen tüm galerilerde aynı şekilde devam ediyor. Bazen galerilerin bulundukları konum farklı regülasyonlar ve bulundukları binanın yapısına göre malzemelerde ufak farklılıklar görebilirsiniz ama genel konsept hep aynıdır. Carre d’Artistes’in sanatçıları nasıl seçiliyor? Carre d’Artistes çatısı altındaki sanatçılar Fransa’da her ay düzenli olarak toplanan bir komite tarafından seçiliyor. Carre d’Artistes’e belirlenen boyutlarda eserleri olan yurt içinde ve yurt dışında en az bir sergide yer almış her sanatçı başvurabiliyor. Tabii ki üretkenlik ve teknik de önemli. Başvurular Fransa’daki Carre d’Artistes’e yapıldığı için Fransa Carre d’Artistes’in web sitesinden yapılıyor. Türkiye Carre d’Artistes’in sitesinde de ayrıntılı bilgi mevcut. Seçilen eserler Türkiye dahil olmak üzere dünyadaki diğer Carre d’Artistes galerilerinde sergileniyor. Sizce demokratik sanat nedir? Demokratik sanatı iki yönden yorumlamak lazım; biri sanatçı diğeri sanatsever... Sanatçı mekan, zaman ve ülke sınırları olmadan sanatını izleyiciyle buluşturabilmeli ayrıca maalesef günümüzde sanatçının ekonomik kaygılarının sanatına yön verdiğini üzülerek gözlemliyoruz. Carre d’Artistes konsepti ilk olarak sanatçıya düzenli bir gelir sağlayarak sanatçının tamamen yaratıcılığına odaklanmasını sağlamak amacıyla ortaya çıkmış. Ayrıca biz sanatçılarımıza farklı galerilerle çalışamama kısıtlaması getirmiyoruz birçok sanatçımız yurt içinde ve yurt dışında birçok galeride sergileniyor. Hatta networkümüzün bir parçası olan sanatçılar hep dönüşüm halinde farklı Carre d’Artistes’lerde

sergileniyorlar; yani bugün İstanbul’da olan bir sanatçımız yarın New York’ta sonra Barcelona’da sonra Miami’de olabiliyor. Sanatsever açısından baktığımızdaysa ulaşılabilir fiyatlar sayesinde sevdikleri sanatçıların eserlerine sahip olabiliyorlar. Sanatı ve sanatçıyı herkesle buluşturmak; sanatı demokratikleştirmek... Herkesin sanatla buluşmasını sağlıyorsunuz. Türkiye’de böyle bir galeri açma fikri nasıl ortaya çıktı? İlk olarak 4 sene önce Barcelona’ya yaptığım bir seyahatte Carre d’Artistes’le tanıştım. Aslında tamamen kendimden yola çıkarak Türkiye’de de bu tip bir galerinin eksik olduğunu düşündüm; fikrimi önce beni bu yolculuğumda her zaman destekleyen sevgili eşim ve ortağıma açtım; o da bu hayali paylaşınca kolları sıvadık. Türkiye’de fuarlar, yeni açılan galeriler ve sanat oluşumları sanata olan ilginin hızla arttığının bir göstergesi. Biz de sanırım doğru zamanda doğru açılımı yaptık. Galerimizin daha bir sene olmasına rağmen yakaladığı başarı bunun bir göstergesi. Açıldığınızdan bu yana aldığınız tepkiler nasıldı? “Ulaşılabilir sanat” ifadesinin iki ana karakteristiği olmak zorunda. Birincisi sergilenenlerin gerçek bir sanat eseri olması; imitasyon, kopya veya fabrikasyon bir baskı değil tamamıyla sanatçının kendi emeği ve orijinal. İkincisi de sadece yüksek tavanlı büyük salonların duvarlarına asılacak tipte değil her türlü mekana uygun boyutlarda eserler olması. Galerimizde 150x150 gibi çok büyük yağlı boya tabloları yüksek fiyatlarla sunmak yerine 13x13, 19x19, 25x25 ve 36x36 gibi daha küçük boyutlarda ancak sanatçının elinden çıkmış tamamıyla orijinal eserler yer alıyor. Eserlerin fiyat aralığı boyutlarına göre 189 TL-789 TL arasında değişiyor. Burası sanatın şekerci dükkanı, sanatseverler kapıdan içeriye girdikleri zaman inanın gözlerinde o rengarenk şekerleri görmüş çocukların ifadesini görüyorum. Bir şey söylemeleri şart değil. O ifade, duyguları yeterince anlatıyor. 105


Yılbaşı ağacını kendin yap Yeni yıla merhaba derken evini yılbaşı ruhuna hazırlamak isteyenler için kapı süslerinden yılbaşı ağaçlarına kadar birçok seçenek bulunuyor. İç mekan tasarımı ve iletişim tasarımı alanlarında multidisipliner hizmet veren Karbon Görsel İletişim ve Mimarlık Hizmetleri’nin Kurucularından Selen Selviler Özüekren, kendi tasarımları ile evinde sıradışı bir atmosfer yaratmayı tercih edenler için bir kaç yılbaşı ağacı tasarladı.

2 Boyutlu Yılbaşı Ağacı Evdeki boş bir duvarı, kapılardan birini bir yılbaşı ağacı gibi şekillendirip süsleyebilirsiniz. Malzeme olarak eski kartonlar, fotoğraflar, kullanılmayan mukavvalar, paket kağıtları, kumaş veya peçeteler gibi birçok seçeneği birarada kullanabilirsiniz. Evin boş bir duvarına, büyük bir poster çerçevesi içine eski bir kapının üzerine uygulayabilirsiniz. Ağaç formunu oluşturacak şekilde renkli, geometrik formlu kağıtlar, fotoğraflar, sticker ve süslemeler kullanabilirsiniz. Kağıt Ağaç

Dosya Yılbaşı

Simli veya renkli karton kullanabilirsiniz. Simli ya da renkli kartonu yarım daire şeklinde kesin. Dairenin düz kenarını 4 eşit parça olacak şekilde kalemle işaretleyin. Örnekte göreceğiniz gibi 3/4’üne denk gelen noktadan dairenin yarım yay şeklindeki kısmına ışınlar gönderin. Bu çizgilerin hizasından üst üste katlayın. Aralara çift taraflı bant koyarak açılmamasını sağlayabilirsiniz. Altın Sicimli Yıldızlar Mukavvadan ya da simli kartondan yapabilirsiniz. 12’li yıldız formu çizin. Yıldızın her üçgen ucunun altına delgeç veya kalın bir iğne ile delik açın. Altın renkli sicimi deliklerden geçirerek kendi deseninizi yaratın. Mini Yılbaşı Ağacı

Kasım - Aralık 2015 #54

Masanıza koyabileceğiniz minik bir yılbaşı ağacı istiyorsanız gazete kağıtları veya kullanmadığınız kartvizitlerinizi değerlendirebilirsiniz. Dekoratif amaçlı yapılan yılbaşı ağacı için bir çöp şiş veya bulaşık süngeri yeterlidir.

106

Bir adet çöp şişi, bulaşık süngeri ya da stropora saplayıp üstüne küçülterek kestiğimiz kağıtları geçirdik. Gazete kağıtları ya da farklı farklı müsvedde kağıtlarla da uygulanabilir.


107


Y

Yeni yıl ile neşe zamanı

Kasım - Aralık 2015 #54

Dosya Yılbaşı

eni bir yıl, yeni umutlar, yeni hayaller demektir her zaman. Eski yılı geride bırakırken, yeni bir yılı evlerinizde neşeli ve renkli bir şekilde karşılayın. Yılbaşı aksesuarlarını ayna önü, komodin üstü ya da pencere önü, nerede isterseniz kullanabilirsiniz. Kırmızı, yeşil renklerin yanı sıra gri ve beyaz tonlarını kullanarak odanıza sakinlik ve ferahlık katabilirsiniz. Evinizin kalbi, aileniz, dostlarınız, yakınlarınızla bir araya geldiğiniz oturma odanızı yılbaşı için hazırlayıp dekorasyon stilinize uygun bir şekilde süslemeye başlamanın tam zamanı. Herkese mutlu yıllar dileriz...

108

İllüstrasyon: Ayca Güney


Beymen

H&M Home, Kardan adam oyuncak 24,99 TL

n11.com Dekoratif Kozalak 33 TL

Crate & Barrel

Ikea Vinter 2015 Asma Dekorasyon 12,99 TL

Koรงtaล Vinter 2015 Asma Dekorasyon 12,99 TL

Linens Dekoratif Obje 54,00 TL

HAAZ Xiang jing I have seen happiness 1800 Euro 109


Feyza Tasarım

Pomstore Burlesque Black Monkey Şamdan

Vakko Home

Tepehome

Lav Kış Zamanı Meşrubat Bardağı 2.50 TL

Kasım - Aralık 2015 #54

Dosya Yılbaşı

Porland, Molly Kırmızı Dizlik 130x170cm 111.29 TL

110

Statu Gaia Gino Mistic by Arik Levy 670 Euro+KDV

Beymen


111


Ikea Strala Led 4 Yıldızlı Masa Dekorasyonu 99,00 TL

Koçtaş

Statu Gaia GiNOVALENCIA by Jaime Hayon 210 Euro+KDV

Dosya Yılbaşı

Porland Nordica Kupa 285 CC 16.00 TL

Taç Snowflake Çift Kişilik Nevresim Takımı 199,00 TL

Kasım - Aralık 2015 #54

Fatih Kıral

Beymen 112

Pomstore Seletti Morpheo Crystal Mumluk


Zara Home

Vakko Home

Linens

Lav Strala Led 4 Yıldızlı Masa Dekorasyonu 99,00 TL

Haaz Qu Guangci Art Piece İmzalı 1200 Euro 113


Beymen Statu Gaia Gino Valencia by Jaime Hayon 165 Euro+KDV

Linens Angel Tabak 36,90 TL

HAAZ Tom Dixon Basd 125 Euro

Fatih Kıral

Crate & Barrel Buri Animals

Tepehome

Vakko Home

Mozaik Design Tom Dixon Marka Spin Şamdan 425 Pound + KDV

H&M Home Altın Simli Yastık Kılıfı 24,99 TL

Kasım - Aralık 2015 #54

Dosya Yılbaşı

Ikea Gottgöra Metal Mumluklu Fener 29,99 TL

114


115


Tasarımda cesur renklerin uyumu

Dekorasyon Ev

Ghislaine Viñas İç Mimarlık New York’ta Chelsea’de, uluslararası alanda 1999 yılından beri tanınan bir tasarım stüdyosu. Los Angeles’ta, New Jersey’de, Hollanda’da Pennsylvania’da ve New York’ta çeşitli ticari ve konut projeleriyle ilgili çalışmalarına devam eden stüdyonun tasarladığı Warren Street Evi ,Tribeca’nın kalbinde yer alıyor.

Kasım - Aralık 2015 #54

Ghislaine Viñas İç Mimarlık

116


Ghislaine Viñas İç Mimarlık’ın tasarladığı ev 6 katlı bir konağın yenilenmesiyle, DDG Mimarlık ortaklığı ile tamamlanmış. Eski evi yeniden canlandırmak için yaratıcı tonlardaki renkler kullanılmış. Evin genelindeki mobilyaların, çok renkli olmasının amacı yalnızca üç çocuklu bir ev olması değil aynı zamanda ev sahibinin sanatsal yaşamını ortaya çıkarmak olmuş.

Merdivenlerin ilk ve son iki basamağı indiğiniz ya da çıktığınız katta kullanılan renkler hakkında ipucu veriyor.

Öncelikte girişte kişiye özel tasarlanmış masif siyaha boyanmış bir kapıyla karşılaşıyoruz. Hol, Zia Priven tarafından, ping pong toplarıyla tasarlanmış olan bir avizeyle aydınlatılıyor. Aydınlatma duvarlardaki puntolu gri grafik patternlerle ve turuncu desenlerle ahenk kazanıyor. Sağ tarafta Aranda Lash tarafından sınırlı sayıda üretilen konsol bulunuyor.

117


Dekorasyon Ev Kasım - Aralık 2015 #54

118

Üst katta evin sahiplerinin suit odası bulunuyor. Çizgili perdenin arkasında, sıcak pembe bir renk bizlere sürpriz yapıyor. Oda komodinlerle birlikte detaylarda, feminen bir şekilde dikkat çekiyor. Ebeveyn banyosunda, West Chin Mimarlık’ın tasarlamış olduğu özel İtalyan lavabo ve yumurta konseptli özel küvet bulunuyor. Tik kaplı sauna natürel bir sadelikte. Tavan sanatçı Malcom Hill tarafından özel olarak resmedilmiş.


Binanın ön tarafına doğru gelindiğinde tasarımcıların, Leila Jeffreys temasından etkinlendiklerini görüyoruz. Robert Austin Gonzalez tarafından tasarlanmış özel bir lake masanın üstünde bu tema parlak mavi tüylü avizeyle karşımıza çıkıyor. Bu oda yaratıcılık için bir cennet adeta… Çalışma köşesinin karşısında parlak sarı bir kumaşla döşenmiş koltuklar, ruha canlılık vermek için ideal. Sarı koltuklara, beyaz dingin bir kanepe ve dinlenme alanını boydan boya kaplayan bir kütüphane eşlik ediyor.

119


Dördüncü katta çocukların yatak odası, oyun alanı ve 2 misafir odasıyla karşılaşıyoruz. Çocuk odası, Mark Mulroney tarafından resmedilmiş.

Kasım - Aralık 2015 #54

Dekorasyon Ev

Odanın hacmi çocukların oynamasına ve uyumasına izin veren büyüklükte karşımıza çıkıyor aynı zamanda eğer istenirse oda ikiye bölünerek iki farklı özel alanın kullanımına uygun hale dönüşüyor. Odanın en çarpıcı kısmı, çocuklara ayrılmış olan özel kütüphane. Çocukların çalışma alanı boydan boya kırmızı yarış çizgileriyle çevrelenmiş. Yarış çizgileri odayı çevrelemekle birlikte, dolaplara desen oluşturuyor. Çalışma alanını lacoli & McAllister avize aydınlatıyor.

120


Oyun parkı, oyuncaklar, boyalar ve özel eşyalar için büyük bir duvardan yararlanılıyor. Çocukların oyun alanında kendilerini serbest hissedebilmeleri için koltuk yerine turuncu minderler tercih edilmiş.

121


122

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Ev


Banyolarında bulutlu bir aydınlatma ve çocuk ergonomisine uygun lavabo ve küvet göze çarpıyor.

123


124

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Ev


Lounge alanı, çocukların kullanımına da uygun olacak bir biçimde, dayanıklı ve eğlenceli bir şekilde düşünülmüş. Zeminde ve perdede doğanın bize sınırsız varyasyonunu sunduğu eşsiz kırların yeşilini görüyoruz. Evde çocukların hayal gücünü geliştirmesine imkan veren kuzu aksesuarlar, halıya ayak basarken; JV Interiors’ın amacı lounge alanında evin yaşayanlarını şehir hayatından biraz olsun uzaklaştırmak olmuş.

125


126

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Ev


En üst kattaki oturma odası, yemek odası, mutfağın girişinde, eski tabak ve kaseleri sanat eseri olarak duvarlarda görüyoruz. Oturma odasındaki halı petek desenlerinden oluşuyor. Büyük yarı dairesel kanepelere, merkezde Ufo şeklindeki şaşırtıcı güzellikte bir sehpa eşlik ediyor. Büyük siyah konsol Interlubke tarafından tasarlanmış. Sandalyeler evin çiftinin en sevdiği yemeğin kumaş baskılarından oluşuyor. Her sandalyede ev sahibinin damak tadına göre ayrı bir yemek fotoğrafı var.

127


Dekorasyon Ev Kasım - Aralık 2015 #54

128

En çok vakit geçirilen alanlardan biri olan mutfaktaki renkler ev sahiplerinin en sevdiği renkler; kırmızı, sarı, yeşil, siyah ve beyaz. Mutfağın en muhteşem parçası, aşırı süslü olmayan, depolama için kullanılan parlak sarı bir ada. Adanın dışında geriye kalan her şey şık ve modern. Oturma alanını, Susan Etkins tarafından tasarlanan büyük özel üfleme cam avize aydınlatıyor.


129


Dekorasyon Ofis Yalın Tan + Partners

Kasım - Aralık 2015 #54

Ahşap ile bütünleşen modern dokunuş

130

Dağbaşı Ofis Projesi, Etiler’de yaklaşık 850m2 lik 4 katlı müstakil bina işlevsel olarak yönetim kurulu üyelerinin makam odaları ve ofis çalışma alanları olarak tasarlanmış. İç mekan tasarımını Yalın Tan+Partners ekibinin gerçekleştirdiği Dağbaşı Ofis Projesi, Etilerde yaklaşık 850m2’lik 4 katlı müstakil binanın işlevsel olarak yönetim kurulu üyelerinin makam odaları ve ofis çalışma alanlarından oluştuğu bir tasarımla karşımıza çıkıyor.


Binaya girişte mermer kaplama köprüden geçerek, resepsiyon alanına ulaşıyoruz. Mermer zemin kaplaması, yerden kopuk ceviz ahşap oluklu duvarlar, bakır resepsiyon bankosu ve hemen sol tarafta geniş bir bekleme alanı bizlere sıcak bir karşılama sunuyor. Farklı bir ayrıntı olarak, tavanda kullanılan ayna laminat, mekanın daha geniş ve aydınlık olduğu hissiyatını veriyor. Yüksek saksılar içerisine yerleştirilmiş kaktüsler üzerine inen modern hatlara sahip sarkıt aydınlatmalar ise projedeki estetik detaylardan bazıları... Çalışanlara ayrılan zemin ve giriş katılarında; verimli çalışmaya müsait açık çalışma alanları, bunun yanı sıra semitransparan cam bölmelerle ayrılan özel ofis odaları ve toplantı odaları yer alıyor. İçinde çalışanları özel ve ayrıcalıklı hissettirmesi amaçlanan bu projede; ofis mobilyaları, aydınlatma öğeleri ergonomik standartlara uygun seçilerek yerleşimleri yapılmış. Duvar önlerinde bulunan ahşap / lake kaplama boy dolaplar ise çalışanların depolama ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte, mekana fonksiyonellik ve görsel zenginlik katıyor. Kurumsal detayları kullanmayı ve mütevazı şıklığı yaratmayı hedef alan Yalın Tan+Partners tasarım ekibi, projedeki hemen hemen tüm kesitlerde benzer malzemeleri ve renk tonlarını kullanmaya özen göstermiş. Binanın 1. katı Genel Müdür’e özel olarak tasarlanmış olup, asansör holünde sekreterya ve bekleme alanı bulunuyor. Sekreterya bankosu arka duvarında, resepsiyon alanında da kullanılan ceviz oluklu ahşap malzemesi tercih edilmiş. Böylelikle katlar arasında mekan kimliği fikri sürdürülürken zemindeki halı kaplama, mekana sıcak bir atmosfer katarak ses izolasyonu sağlıyor. Bu alandan makam odasına ve toplantı odasına giriş yapılabilirken, özel banyo- soyunma odası da katta yerleşimi yapılan birimlerden bir tanesi.

131


Dekorasyon Ofis Kasım - Aralık 2015 #54

132

Alışılmış makam odasının dışına çıkan özel-ithal tasarım mobilyalar, modern hatları ve fonksiyonel kullanımıyla odada yenilikçi bir duruş sergiliyor. Duvar yüzeylerinin önüne gelen lake dolapların farklı ölçülerde tasarlanması depolama işlevi ve oluşturulan nişlerde yapılan sunumlar mekana özellik kazandırmış. Cepheye paralel duvarın ayna kaplama yapılması ile manzaranın çift taraflı seyredilebilmesi amaçlanmış. Büyük ve manzaralı bir terasa sahip olan çatı katı ise, Yönetim Kurulu Başkanı makam odası olarak planlanmış ve bu alanda modernize edilmiş Osmanlı dokunuşları göze çarpıyor. Eğimli bir tavan yapısına sahip olmasından dolayı, kullanıma elverişsiz alanlar dolap olarak kullanılmış. Özenle seçilmiş hareketli mobilyalar ve aydınlatmalar, mekanın kurgusuyla harmonik bir şekilde bir araya geliyor.


133


Tadı damağınızda kalacak

kahve kokulu bir mekan

Kasım - Aralık 2015 #54

Mekan

Espresso Lab’in 4. şubesi Taksim Beyoğlu’nda açıldı. Kahve kültürünü Türkiye’de zincirleştirmeyi hedefleyen markanın mekan tasarımı diğer konsept mekanlarını da tasarlayan Mimar Berrin Ulutaş’a ait.

134


Mekanda özel imalat ürün tasarımı, ahşap ve metalin eskitme mobilyalarla olan bütünlüğü eklektik bir tarzı gözler önüne seriyor. Her katı 95 m2 bir alana sahip olan şube, Beyoğlu’nun tarihi yapısına ve Espresso Lab’in genel kullanımına uygun olarak kurgulanıyor. İç mimaride kullanılan tüm malzemeler benzersiz ve eşsiz bir şekilde marka için özel tasarlanmış. Tasarımda ağırlıklı olarak kestane ağacı ve metal kullanılan mekan, kahve severlerin özellikle rahatlamak amacıyla tercih ettiği, daha uzun ve konforlu saatler geçirilebileceği konusu esas alınarak, her bölüm kendi içinde ayrı ayrı düşünülerek tasarlanmış. Bina hafriyatı atılırken sürpriz bir biçimde mimarın karşısına çıkan putrel demirler ve taş duvarlar, tasarımın bir parçası olarak değerlendiriliyor. Ön bankonun üzerinde bulunan tabla çok eski bir kestane tomruğundan kesilmiş ve ardından bu tablaların hepsi özel olarak proje için seçilmiş. Giriş bölümü insan sirkülasyonunun en fazla olacağı yerlerden biri olduğu için, servis bankosu oturma alanları olarak düşünülmüş. Markanın Lab ismine uygun bir çalışma alanı yaratan kahve kavurma makinesi, giriş katta arka bölümde yer alıyor. Duvarlar Grafiti Sanatçısı Leo Lunatic tarafından renklendirilmiş ve Grafik Tasarımcı Başak Aras tarafından özenle seçilmiş görseller ile düzenlenmiş. Mekanın büyük oluşu her alanda farklılık yaratmak için çok elverişli tasarımlar yaratılmasını sağlamış. Orta katta tavanlarda kullanılan uzun ahşap kirişler markanın bir bakıma menü panosunu oluşturmuş.

Yapının dış cephesinin koyu olması nedeni ile bina, meydan tarafından da çok güzel şekilde algılanabiliyor. Markanın kurumsal renkleri olan siyah ve kırmızı dikkat çekmenin dışında, farklı bir algı yaratıyor. Dış cephe doğramaları markanın kurumsal renklerine boyanarak, tüm boardlar marka kimliğini anlatan şekiller ve yazılarla işlenmiş. Dışarıda kapı girişlerinde kullanılan aydınlatmalar marka için özel tasarlanmış. Espresso Lab’in en önemli özelliği, özel seçilmiş baristaların uzmanlığında hazırlanan kahveler... Hepsi dünyanın farklı noktalarından toplanan lezzetlerle Espresso Lab bizi; Colombia, Ethiopia, Brazil, Guatemala, Costarica, Indonesia gibi bölgelerden taze olarak alınan kahve çekirdekleriyle kavrulan kahvelerle buluşturuyor.

135


Meakan Kasım - Aralık 2015 #54

136

Teras bölümü Beyoğlu’nun nadir geniş alanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlar burada kendilerini oldukça özgür hissediyor. Bağdaş kurup oturabiliyorlar, çok farklı playlistler ile farklı müziklerle keyfli vakit geçirebiliyorlar ve ders çalışabiliyorlar. Öğrenciler bilgisayarları ile rahat çalışabilsinler diye köşelere wi-fi ve elektrik prizleri eklenen mekanda büyük masa üzerlerinde özel tasarım i-pad tablaları bulunuyor. Bu alanda kullanılan mobilyalar müşteriler tarafından bir anda kalabalık grup oturmasına göre kendileri tarafından şekillenebiliyor. Herkes kendine göre bir alan yaratsın diye bu alana bir sabitleme getirmemişler. Sağ duvardaki Kalekim duvar şablon üzerinde grafik çalışmasını görüyoruz. Bu çalışma Berrin Ulutaş’ın grafik tasarım ekibi tarafından resmedilmiş. Haritada kahve alınan bölgeler vurgulanıyor.


137


Dekorasyon Ev

Evin giriş katı yaşam alanları ve mutfak, üst kat yatak odaları ve ıslak hacimler, en alt kat da; hobi alanları ve spa olarak çözümlenmiş. Genel tarz, salonda ev sahibesinin isteği üzerine dömiklasik, diğer alanlarda provans olarak belirlenmiş. Evde genel olarak açık renk paletinden monokrom renkler seçilmiş, ayrıca ceviz kaplamalar ve açık renk lakeler doğal mermerlerle, tuğla yüzeyler; hasır ve keten dokularla kombine edilmiş.

Mimar Filiz Bür

Kasım - Aralık 2015 #54

Klasik ve çağdaş

138

Bademli ‘de bulunan toplam 480m2 alana sahip 3 katlı villanın dekorasyonu Mimar Filiz Bür tarafından gerçekleşmiş, ev sahiplerinin çocuklarının büyümesi ve geçen zaman içerisinde ihtiyaçlarının değişmesiyle beraber farklı kullanım alanları doğmuş, bu yüzden mimar istek ve ihtiyaçlara göre evde plan tadilatı yaparak eve yeni bir kimlik kazandırılmış.


139


Kasım - Aralık 2015 #54

Dekorasyon Ev

“Yemek bölümü ile ana oturma grubunu birbirinden ayırmak istiyorduk, fakat bunu yaparken de görsel teması kesmemek istiyorduk” diyen mimar, bunun içinde separatör görevi gören aynı zamanda da aksesuar gibi duran, lazer kesim, metal-ışıklı sütunlar tasarlanmış, imalatı Rıdvan Sevim tarafından yapılmış.

140


Antrede yer alan büfe ev sahibesinin anneannesinden kalma bir aile yadigarı; sadece üzerindeki cilası yenilenmiş ve bakımı yaptırılmış. Evde kullanılan tüm yatak odaları, banyo dolapları, gömme dolaplar ve tüm sabit mobilyalar, mutfak dolapları eve özel tasarlanıp, özel olarak yaptırılmış. Salonda bulunan ahşap mobilyalar yemek masası, konsol, sehpalar ve koltuklar Güven Mobilya’dan alınmış. 141


Dekorasyon Ev

Ev sahibesinin aksesuara olan merakı, evin hemen hemen her yerinde kendini hissettiriyor, evdeki tüm aksesuarlar tek tek zevkle ve özenle seçilmiş.

Kasım - Aralık 2015 #54

Mutfağa ilave olarak; ailenin günlük yemeklerinin yiyebilecekleri bir kış bahçesi yapılmış ve bu alanda bir de kuzine düşünülmüş. Mutfak dolapları da eve özel tasarlanırken imalatı Kordoba mutfak tarafından gerçekleştirilmiş.

142


143


144

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Ev


İmalat Mobilyalar: Modes Mobilya Hareketli Mobilyalar: (Koltuk, kanepe, yemek masası ) Güven Mobilya Duvar Kağıtları: Evce Vitrifiye - Seramik: Altay Yapı Mermer İşçiliği: Visus Design Mutfak İmalatı: Kordoba Parke : Aksun Parke Şömine Kurulumu: Teknik Şömine Metal İşleri: Rıdvan Sevim, Güven Mobilya Aydınlatmalar: Fem Aydınlatma Bakara-Şişhanedeki aydınlatmacılar Kaba İşler, Boya, Alçıpan: Polat Ticaret

145


Hotel Bloom! Benim tuvalim!

Kasım - Aralık 2015 #54

Dekorasyon Otel

70’li ve 80’li yıllarda 9. katında Michael Jackson ve Ronald Reagan gibi ünlü kişileri ağırlayan hotel, başkanlığa hizmet veren suit odaları ile ünlenmiş fakat yıllar geçtikçe değerini kaybetmiş.

146


2014 yılında ise yerel ve uluslararası yeteneklerle işbirliği yapan Hotel Bloom, bir sanat hoteli olarak yeniden hayata geçmiş. 320 odaya sahip Hotel Bloom Brüksel bölgesinin en popüler otellerinden biri olmakla birlikte Pandox ile birlikte çalışmış. “Tazelenme, çiçek açma’’ anlamına gelen ‘’bloom’’ hotelin fresklerine de konu oluşturuyor. Sanat ve yaratıcılık Hotel Bloom’un tasarım kimliğini oluşturan ana öğeler. Açılışından bu yana, amacı sanatçıları destekleyerek yenilikçi ve ilham verici ortamlar sunmak olan hotelin duvarlarını ise genç yetenekli sanatçılar renklendiriyor ki bunlardan biri de iç mimar ve illüstratör Gamze Yalçın.

147


148

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Otel


320 odanın 288 odasını duvar resimleriyle süsleyen genç ressamlar Avrupa’nın en iyi sanat okullarından seçilmiş. Projenin başarıyla tamamlanması ise 20 hafta sürmüş. 2012 yılında Modern Hotel Tripadvisor Travelers ‘Choice ödülünü kazanan hotel daha sonra 2012’de Hotel Bloom! “Street Art Belgium” la çalışmaya başlamış. Dünya benim tuvalim “The world is my canvas” sokak sanatında gayet iyi bilinen bir slogan. Mekanın sanata ve sanatçılara yaklaşımı ile bugün birçok sokak sanatçısı sloganı değiştirerek ‘Hotel Bloom! Benim tuvalim’’! diyor.

149


Dekorasyon Otel Kasım - Aralık 2015 #54

150

Her daim sanatı yaşayan ve yaşatan bir hotel olan Bloom’da etkinliklere tüm hızıyla devam ediyor. Sembolik olarak galeri atmosferi yaratan beyaz duvarlı birkaç oda, geçici sergiler için kullanılıyor. Birinci katta ve en üst katta, tasarım ve moda ile ilgili çağdaş sanat etkinlikleri düzenli olarak organize ediliyor. Katılımcı sanatçılara yardımcı olmak amacıyla farklı etkinlikler, profesyonel sanat galerileri ve koleksiyoncularla bağlantı kurmaları sağlanıyor.

Hotelin ortak alanlarının tasarım felsefesi, karanlık alanların, ışıklarla aydınlatılarak coşku veren unsurlarla desteklenmesinden oluşuyor. Organize edilmiş bir kaos duygusu yaşatmakla birlikte, dinamik bir tazelik sunuyor. Aynalarla desteklenen ve yaşama yeni bir renk getiren lobide, tasarım öğesi olarak kullanılan ahşap panelli tavan göze çarpıyor. Cam, dokunma hissi uyandıran yüzeyler, gölgeler, zıtlıklar ve grafik desenleriyle lobi ve kahvaltı alanı, bizi yaşamak için içine çağıran ilham noktalarından bazıları... Temiz ve sade bir tasarım dili Hotel Bloom’un ana konseptini oluşturuyor.


151


Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Mimar Sinem Erenus Muhtar

152

Dekorasyon Ev


Ahşabın natürel sıcaklığına grinin kontrast dokunuşu Bademli’de konumlanan bu yaşam alanı mimari ve iç mimari projesinin bir bütün olarak Erenus Mimarlık’ın gerçekleştirdiği bir çalışma... Mimarideki yalın çizgilere malzemelerin doğal sıcaklığının eşlik ettiği bu keyifli mekan Mimar Sinem Erenus Muhtar’ın farklı tarzlara gönderme yaptığı dekorasyon yaklaşımı ile de öne çıkıyor.

153


Dekorasyon Ev

Evin giriş katında salon, mutfak, misafir tuvaleti ve ebeveyn odası bizleri karşılıyor. Üst katta genel kullanım için şömineli ortak alan, misafir odası ve genç odası bulunuyor. Çatı katında ise genç odasından çıkılarak yatak odasına geçiş sağlanıyor. Bodrum katında ise sinema salonu ve ortak kullanım alanı tasarlanmış.

Kasım - Aralık 2015 #54

Çelik konstrüksiyondan yapılan merdiven ahşap basamaklarla dokusuna kavuşmuş ve taş duvar ile evin en iddialı alanını oluşturmuş. Modern kimliği olan projenin mimarisinde ağırlıklı olarak gri tonları ve ahşap kullanılmış. Proje, içmimari kimliğin modern konseptinin yanında klasik dokunuşlarla tasarlanmış.

154


155


Kasım - Aralık 2015 #54

Dekorasyon Ev

Giriş zemininde bruno perla mermeri kullanılmış. Amerikan ceviz dikmeler ve aralarında kullanılan paslanmaz malzeme hem paravan hem korkuluk olarak düşünülmüş. Giriş alanının ferah algısını sağlayan basamaklar ve salonun aynadan oluşan paravanları derinliği arttırmış. Mutfakta ise modern kimlik hakim. Beyaz lake dolaplara; koyu renk mermer ve koyu renk zemin kaplaması eşlik ediyor. Mutfak sarı koltuklarla renklendirilerek çarpıcı ve iştah açıcı bir hale dönüştürülmüş.

156


Genç odasında, kendi içinden çıkılan merdiveni ile yatak alanı, banyo ve kitchenet alanı tasarlanarak ‘loft flat’ konsepti oluşturulmuş. Evin genç bireyi için ayrı bir yaşam alanı olarak tasarlanan bu bölümde rahatlık ve konfor ön planda...

157


Dekorasyon Ev Kasım - Aralık 2015 #54

158

Günlük ortak kullanım için kurgulanmış bu alan evin orta katında konumlanıyor. Şöminenin karşısındaki koltuk ise ateşin sıcak seyrine rahat ve uzun oturumlar için bir davet niteliğinde... Siyah ve beyazın sadeliğini spor bir kullanıma dönüştüren WC tasarımı, yine evin bu katında karşımıza çıkıyor. Bodrum katını bütünüyle hobi alanına dönüştüren mimar, sinema odası, bar ve özel seramikler kullandığı WC bölümü ile farklı bir atmosfer yaratıyor.


Mobilya: Kordoba mutfak Parke: Şerifoglu Salon koltukları: Işıklar mobilya Islak mekanlar: Bm Koleksiyon Mutfak: İntema mutfak Mermer: Oğuz Konuk Boya Alçıpan: Polat ticaret Aydınlatma: Fem aydınlatma Elektirik uygulama: Güzelufuk Perde: Perde May Duvar Kagıt: Duvarart Mimari ve iç mimari proje: Erenus Mimarlık

159


2000 yılında Konya’da kurulan Bürotime, 2 bini aşkın ürün çeşidiyle Türkiye’nin en büyük ofis mobilyaları üreticisi. Şimdilerde Bursa’da açtıkları yeni mağazası ile zengin ürün yelpazesini tüketici ile buluşturuyor.

Kasım - Aralık 2015 #54

Marka

Ofise çevreci ve ergonomik bir yaklaşım

160


Türkiye genelinde 72 ve yurtdışında 40 ülkedeki bayileri aracılığıyla ürünlerini tüketicilerle buluşturan Bürotime, çalışma hayatını kolaylaştırmayı, işin önündeki engelleri ortadan kaldırmayı, işyerinde verimi artıran ve fonksiyonel ofis mobilyaları ile tasarımda öncü, çok işlevli, insan sağlığına duyarlı, ergonomik ve çevreci ürünler üretiyor. Sürdürülebilirliğe değer ve önem veren Bürotime, kısa bir süre önce en kapsamlı sürdürülebilir bina programları (Leed/Breeam) ve kanunlar tarafından tanınmış dünya çapında kabul edilen Greenguard sertifikasını almaya hak kazanarak, Türkiye’de bu yetkinlik ve donanıma sahip ilk ofis mobilyaları üreticisi oldu. Yalnızca Türkiye’de yaptığı marka yatırımları ile değil dünyanın pek çok ülkesinde de yaptığı çalışmalar için 2009 yılı itibariyle Turquality marka geliştirme programına kabul edildi.

161


Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Nobs Design

162

Dekorasyon Ev


Yaşam alanında mekanı daraltan koridorlar iptal edilmiş, mutfak dikdörtgen yapısının getirdiği derin ve sıkışık konumdan çıkartılıp cam panelle evin perspektifine dahil edilmiş. Böylece ferah kullanım alanların yaratılması amaçlanmış.

Maskülen modern Proje mekan sahibinin şehir dışında yaşayan misafirlerini ağırlamak amacıyla tasarlanmış bir konuk evi olarak bizi karşılıyor.

163


164

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Ev


Endirekt aydınlatma yöntemi sayesinde daha homojen ve yumuşak bir ışığa sahip olan evin, dairenin arka cepheye bakıyor olmasından kaynaklı karanlık bölgelerinin aydınlatılması amaçlanmış. Evin kat yüksekliğinin ve kiriş tipinin düşük olması sebebi ile pervaz, süpürgelik, baza gibi detaylarda yüksek çözümlemelerden kaçınılmış.

Projeye başlarken öncelik; tasarımın kendini çok detaya boğmadan, malzeme kalitesi ve uygulama inceliği ile anlatmasını sağlamak olmuş. Dairenin gün ışığını az alıyor olmasından dolayı, birlikte hareket edebilen, trend anlaşıyından uzak renkler tercih edilirken mavi-yeşil tonlar ile mekan görsel olarak desteklenmiş. Genelde maskülen, modern ve işleve yönelik düşünülen tasarımda eskitme ayna, altın varak, pirinç ve mermer kullanımıyla projeye hibrit(eklektik) bir yaklaşım kazandırılmış. Projedeki tv ünitesi, girişteki aynalı panel, masa, sehpalar, gardroplar, yatak başlıkları, mutfak, vestiyer, banyo dolabı, komodinler Nobs Desig’e ait olup proje için özel tasarlanmış.

165


Dekorasyon Ev Kasım - Aralık 2015 #54

166

Ahşap İşleri: Derz mobilya Metal İşleri: Süreksan Mermer İşleri: Akmer, Sebahattin akarsu Parke: Aksun parke Vitrifiye-Seramik-Çini: Cancan Seramik, Karo İstanbul Aydınlatma ve Elektrik: Berka aydınlatma Textil: Persan - Aspendos ve Art perde - Çallı Döşeme Koltuklar: N design - Casa Yatak: Yatsan


167


Zamansız tasarımlar üzerine

Söyleşi

İlk tasarımı uçan araba olan, anlık yaklaşımlarla ‘akışta’ olabilmeyi isteyen bir mimar... Çalışmalarında, yenilikçi ve geleneksel teknikler kullanarak, ürünlerini fonksiyonellik ve estetikle tamamlayan Tanıl Çokşenim’le, Dezinti.com-Mekan dergisi işbirliğiyle keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Dezinti Tasarım Danışmanlık www.dezinti.wordpress.com’dan söyleşiyi takip edebilirsiniz.

Kasım - Aralık 2015 #54

İlk ne zaman tasarımcı olduğunuzu farkettiniz?

168

Tasarım mesleki anlamı ile olmasa da her zaman hayatımda oldu sanırım. Çocukluğumun başlarında 8 ya da 9 yaşlarındaydım ve ciddi ciddi uçan araba tasarımı yapmıştım. İzmir’den Samsun’a taşınmıştık ve yaz aylarını İzmir’de geçiriyorduk. Her yaz şehirler arası geçirdiğimiz 16 saatlik bu yol keyifli olmasının yanında yorucuydu da. Bana göre somut bir sorunun çözümüne yönelik ilk tasarımımdı diyebiliriz. Ardından ise Mimar Sinan Üniversitesi’nde mimarlık okudum ve tasarım odaklı bir hayata adım atmış oldum.

2015 yılında işlerinizde yansıtabileceğiniz başka hangi tarafınızı daha keşfetmek isterdiniz? Daha spontan – anlık yaklaşımlar. “Akışta” olabilmeyi isterdim. Dünyanın nereleri daha sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor? Her yer... Her gittiğimde yeni şeyler görüyorum. Ama son zamanlarda Güney Amerika’nın renklerini, Uzakdoğu’nun gizemini ve Afrika’nın vahşiliğini daha davetkar buluyorum.


Tasarımlarınızı en çok etkileyen etmen nedir? Ya da şöyle sorabiliriz: hayatınız boyunca işinize/yaratım sürecinize etki ettiğini düşündüğünüz “şey-durum-kişi-duygu” nedir?

Yaratıcılığınız için ne yaparsınız; nasıl bir içsel motivasyon tarif edersiniz? Yaratıcılığım için doğal çevremi ve entelektüel birikimimi kullanıyorum. Yaptığım gözlemlerimi analiz ve sentezlerle zenginleştiriyorum. Çünkü tasarım benim için bir arayış. Duygudan duyguya atladığım bir süreç. Her seferinde yeni yüzleriyle tanıştığım, kendimi hep çocuk gibi hissettiğim bir süreç ve bundan çok keyif alıyorum. Tasarım yaparken her şeyi bir perdenin arkasına atıyorum, zamanı durduruyorum. Benim kişisel meditasyonum. Mesleğinizde gelmek isteyebileceğiniz en son yer neresi olurdu? En son yer yok bence. Her zaman daha iyisi, daha fazlası olabilir. Biraz da idolleriniz; en sevdiğiniz tasarımcı kim? Yerinde olmak istediğiniz kim olurdu?

Özellikle beslendiğiniz yayınlar nedir? Tasarım/mimarlık yayınlarının isimleri? Birkaç yıl öncesine kadar mimarlık ve tasarım yayınlarını düzenli olarak takip ediyordum. Fakat bir kısım yayınlar kaldırıldı diğerlerinin de sürekli kendilerini tekrar etmeye başladıklarını farkettim. Geçen yıl katıldığım tasarım fuarlarından birinde sizin derginizi gördüm ve çok beğendim. Sanırım bundan sonra sizi takip edeceğim. İşlerinizi özetleyen kelimeleri sayarsak; neleri katarız?

Hayrete düşmek. (Gülüyor)

Tasarım odaklı baktığımızda estetik, fonksiyonellik ve bunların yanında sürdürebilirlik işlerimi özetleyebilir. Malzeme bazında bakarsak ise ahşap ve metal öncelikli çünkü üretim süreçlerinde, tutarlı ve dengeli yapıları ve kullanım esneklikleri bana keyif veriyor. Bana verdikleri zamansızlık hissi ise işin resmen kreması oluyor.

İç mimari projelerinizde hangi alanlarda projeler üretiyorsunuz daha yoğun olarak?

Ürünlerinizde kullanmayı en çok sevdiğiniz malzeme nedir?

En son İstanbul içinde iki otelin lobilerini ve odalarını tasarladım, projelendirdim. Kendimi belirli bir alanla sınırlandırmıyorum. Tasarımlarımı ve tarzımı beğenen ve kendine yakın bulan herkesle iletişime geçiyorum. Ev, ofis, mağaza... Tabii ki ortak paydada buluşmak şartıyla.

Demin de belirttiğim gibi en çok ahşap ve metali seviyorum. Tüm bu malzemelerle oynamayı, onları yeniden tasarlamayı, üretmeyi, ilişkilendirmeyi, sınırlarını sonuna kadar zorlamayı seviyorum. Kumaş da, cam da, plastik de benim için kullanım şekillerine ve yerlerine göre çok özel olabiliyor.

“İdol” demeyelim. Dönemsel beğenilerim tabii ki oluyor. Çok güzel tasarımlar çıkıyor ortaya. Ben hepsinden beslenmeye çalışıyorum. Ama “en”lerim yok. Yerinde olmak istediğim de. Sizi en çok hayrete düşüren şey nedir?

Beni anlatan en önemli niteliklerimden birisi “özgün çözümler üretme arzum” diyebilirim. Bu da yaratıcılığıma etki eden en önemli durum. Yanında merak duygusu ve beraberinde hayaller, notlar, çizimler... Size bugüne kadarki en büyük özgüveni ve doygunluğu sağlayan işiniz ne oldu? Ben tasarımlarımdan ve yaptığım işlerden hep çok emin oldum. Ama bu konuda beni destekleyen ve doğru yolda olduğumu, mutlaka devam etmem gerektiğini bana söyleyen Aziz Sarıyer’den bahsetmeden geçemem. Aziz Ağabey güvenimi adeta perçinledi diyebilirim. Her iş benim için ayrı bir tatmin, ayrı bir doygunluk çünkü her işle farklı şekilde besleniyorum, yoğruluyorum. Ama en iyisi bence henüz daha yapmadığım. Hangi kültürlerle ortak bir şeyler peşindesiniz? Tasarımlarımda şimdiye kadar hep İskandinav etkileri daha fazla hissediliyordu. Sadelik ve dinginlik, fonksiyonellik bana çok etkileyici geliyordu. Şimdilerde tüm bu çizgilerin çerçevesinde daha ihtişamlı, daha zengin ve daha renkli kültürler de cezbediyor beni. Pirinç, bronz ve bakırı yavaş yavaş tasarımlarımda göreceksiniz yakın zamanda. Sanki biraz Afrika egzotikliği, biraz Ortadoğu ihtişamı. Aynı zamanda Anadolu’nun zenginliği de yansıyacak yer yer ürünlerime. Eski semboller, geleneksel motifler... 169


İşlerinizi kimlerle tartışırsınız? Özellikle kimlere danışır, kimden “onay” almak istersiniz? Tasarımlarımı ilk eşim görür. Kendisi benimle aynı üniversitenin resim bölümünden mezun. Estetik bilgisine ve algısına çok güvenirim. Zaman zaman renk konusunda da danışırım. “Onay” alma arayışında değilimdir pek. Ama özel olarak tasarım yaptığım kişilerin ve firmaların beklentilerine karşılık vermek amacıyla görüşlerini alıyor ve bu doğrultularda uygun bulduğum değişiklikleri yapıyorum. Hayallerinizi süsleyecek proje ne olurdu? Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki... Tek bir proje benim hayallerime yetmez diyebilirim. Tüm hayallerimi gerçekleştirebileceğim bir sistem inşa etmek sanırım benim için daha uygun olur. Kariyer çizginizde bir”evrim” ve “devrim” tanımlayabilir misiniz? Öğrencilik yıllarımdan beri kendi mesleğim dışında iç mimari, reklam gibi farklı alanlarda çalıştım ve tasarımlar yaptım. Tasarımlarımı öncelikle “kendim” için yapmaya başlamak bir evrim oldu benim için. Kendim için tasarım, kendim için üretim. Tasarım-konjonktür ilişkisinde; kendi tasarımlarınızı hangi kelimelerle ifade etmek isterdiniz? Gündem o kadar değişken ki. Takip etmek güç. Bu düzensizlik ve dengesizlik beni yoruyor. Sanırım tasarımlarım için “DENGE” iyi bir ifade olur. Şu aralar istenen ve özlenen.

Kasım - Aralık 2015 #54

Söyleşi

Sizce global gündemin şekillendirdiği kullanma eğilimleri nasıl?

170

Global gündem ekonomi bazlı gidiyor. Ve bu da sürdürülebilirliği beraberinde getiriyor. Bireyler, farklı ama gerektiğinde devamı olabilecek ürünleri tercih ediyorlar.

Kentleşme hakkında düşünceleriniz? Kentleşme kaçınılmaz ama keşke bu kadar karmaşık, zor ve tekrardan ibaret olmasa ... Firmanız hakkında bir özeleştiri yapmak gerekse? Kendini yeterince tanıtamıyor diyebiliriz. Mevcut koleksiyonunuz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Koleksiyonum resmi olarak adını koymamış olsam da “ÇİZGİLER” olarak anılabilir. Ürünlerimde akışkan ve tekrar eden çizgilerin armonisi hakim. Kullanılan doğal malzemelerin etkisiyle naturel, yalın detayları ile dengeli. Kendilerini oluşturan öğelerin etkisiyle de dinamik bir havaya sahipler. Önümüzdeki süreçte nasıl bir koleksiyon üzerine çalışmayı istiyorsunuz? Çalışmaya başladım aslında. Daha renkli ve genel beğeni algısına daha hakim. Endüstriyel tarzının yanında modern ama daha ihtişamlı bir koleksiyon hazırlıyorum. Çeşitli aksesuarlarla buram buram zenginlik öğeleri içeren. Biraz tasarım ekibinizden bahseder misiniz? Nasıl bir ekip öngörmüştünüz firmanız için ve bu öngörünüz başarılı oldu mu? Ekip olarak yeniyiz diyebiliriz. Bireysel çalışmayı hep tercih ettim. Mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olduğum için de zor oluyor. Üretim süreçlerinde hep aynı kişilerle çalışmayı tercih ediyorum. Yıllardır nakliyecim bile değişmedi. Tek kişilik ekipten daha farklı bir aşamaya yol alıyorum. Ve bunda da başarılı olduğumu düşünüyorum.

Yakın zamanda odaklanmayı düşündüğünüz bir alt sektör var mı? Evet var. Alt sektör diyemem başlı başına bir sektör ama moda şu aralar çok ilgimi çekiyor. Hem kıyafet hem de aksesuar-mücevher alanlarında. Nasıl bir tasarım çizgisi tarif edilebilir Tanıl Çokşenim Mimarlık&Tasarım Stüdyosu için? Kendi kişiliğimin, aldığım eğitimin, yaşadığım hayatın, beklentilerimin kısacası geçmişten bugüne beni ben yapan herşeyin yansıması tasarım çizgimin temelini oluşturuyor. Net kelimelere dökersek: detaycı, fonksiyonel, estetik, duygusal ve tutarlı. Türkiye sizce büyük bir pazar mı mobilya açısından? Neyi eksik ve neyi gereğinden fazla peki? Türkiye mobilya pazarı büyük hacime sahip ancak kaliteli mobilya pazarı olarak tanımlayabileceğimiz niş ise henüz zayıf. Sınırlı talep, yoğun rekabet var. Ülkenin sosyo-ekonomik yapısı kaliteli mobilya pazarının büyüyebilmesi için gerekli olan ortamı sağlayamıyor neyazık ki. Bu sebeple uluslararası pazarlardan gelen talepleri değerlediriyoruz. Yakın zamanda ürünlerimiz uluslararası pazarlarda da görülebilecek.


171


Dekorasyon Mağaza Kasım - Aralık 2015 #54

Mutluluğa açılan bir kapı

172

Ceren’s Happy Home, Bursa Balat Bamboo Park’ta küçük sıcak ve samimi bir mağaza olarak karşımıza çıkıyor. Onu tercih edenlerle aile gibi olmayı seçen Ceren’s Happy Home’un amacı müşterilerinin mutlu olması ve kendilerini özel hissetmesi.


Mağaza herkesin herşeye ihtiyacı olduğunu düşünerek bir ev için en küçük dekorasyon ürününden en büyük parçalara kadar uzanan ürün çeşitliliğe sahip. Ceren’s Happy Home yurtdışındaki fuarları takip ederek, yeni trendleri mağaza konseptine dahil ediyor. Ürün çeşitleri arasında yağlıboya tablolar, İtalyan gümüş kaplama ürünler, Japon bleu blanc vazolar ağırlıklı olarak tercih ediliyor. Birden fazla ürünün bütünlüğünü sağlamak için farklı ürünlerin kombinasyonlarını yapıp müşterilerin evlerinde denemeleri için fırsatlar sunuyor. Ceren’s Happy Home’da her yeni ürünün bir öncekinden daha iyi olması, ürünün paketi açıldığında sahibinde bir tebessüm oluşturması, ürünün mekana bir anlam katması için çalışılıyor. Kalite, farklılık ve sevgi Ceren’s Happy Home’un başlıca prensiplerini oluşturuyor.

173


Çağdaş ve modern ‘Mirror House’

Dekorasyon Ev

Peter Pitchler Mimarlık’ın tasarladığı, Kuzey İtalya’nın içinde, Bolzano’da elma bahçeleri arasında yer alan ‘Mirror House’ muhteşem manzaraya sahip bir misafir evi olarak karşımıza çıkıyor.

Kasım - Aralık 2015 #54

Peter Pitchler Mimarlık

174


175


176

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54

Dekorasyon Ev


Mirror House, yüksek standartlarda tasarlanmış bir çağdaş mimari örneği. Köklü değişimlere uğrayarak yeniden biçimlenen, üretim ve tüketim ilişkileri içinde yaşanan bu modern ev, 60’larda bir çiftlik evi olarak kullanılıyormuş. 2014’te konuk evine dönüştürülen Mirror House, konuklara kendi özerk alanlarında, doğanın mucizelerini yaşamak için güvenli ve estetik bir deneyim sunuyor.

177


Dekorasyon Ev Kasım - Aralık 2015 #54

178

Evin ana bölümleri misafirlerin yaşam alanlarını ayırmak amacıyla, ikiye ayrılmış. Evin cephesi yumuşak bir biçimde yapıyı çevrelen peyzaja doğru en büyüleyici manzaradan bölünmüş. Yapıyı çevreleyen bu yumuşak hacim, siyah alüminyum kabuğu içinde eğrisel hatları ile kaybolarak büyük bir cam cephe ile doğuya doğru açılıyor. Batı cephesinde aynalı cam ünitelere, kuşların çarpıp zarar görmesini engellemek amacıyla UV kaplama yapılmış. Evin içi mümkün olduğunca yalın bırakılmış. İç mimari öğelerde beyazın huzuru, grinin uyumu ve ahşabın sıcaklığı hakim. Mutfak, salon ve banyodaki her tavan skylight ile naturel bir şekilde aydınlatılmış. Küçük bodrum katı geçici depo alanı olarak kullanılıyor.


179


Dekorasyon Klinik Y. İç Mimar Cansu Berber Endüstriyel Tasarımcı Anıl Berber

Kasım - Aralık 2015 #54

Şeffaf ve ferah

180

Hiyeldaim İçmimarlık&Tasarım’ın projelendirdiği Grup Medika yıllardır Bursa’da faaliyet gösteren, köklü ve güvenilir bir kulak burun boğaz ve göz polikliniği. Bu yüzden yeni polikliniğin iç mimari tasarımını yaparken firmanın kimliğini koruyan, tasarım kurgusu ile firmanın yarattığı kaliteye değer katan yalın, konforlu ve farklı tasarım anlayışı benimsenmiş.


Bir klinik tasarımında en önemli unsurlardan biri mekanın her türlü duruma karşı hazırlıklı olmasıdır. Hiyeldaim İçmimarlık&Tasarım uygulama sürecinde mekanın alt yapısında sistemin uzun süre zarar görmeden çalışmasının sağlanması ve sistemde problem oluştuğunda mekan kullanımının zarar görmeden fonksiyonuna devam edebilmesine önem vermiş. Kliniğe girdiğinizde sizi giriş koridoru ve banko karşılıyor. Banko, bekleme alanı ve giriş aynı mekanda yer alsa da, sağlık polikliniğinin dağılım yerini oluşturan giriş bekleme alanları ve hastanın sirkülasyon alanları özelleştirilerek, birbirinden ayrılmış. Giriş alanında mekanın giriş yolu ve bekleme alanı tavan ve zeminde kullanılan malzemeler ile farklılaştırılmış. Bekleme alanında uzun süreli oturuma uygun mobilyalar kullanılmış. Ziyaretçilerin konforu düşünülerek bekleme alanı şarj üniteleri ve okuma alanları oluşturulmuş ve çocuklar için oyun alanı tanımlanmış. Mekanın genelindeki sirkülasyon akışı zemin çizgileri ile yönlendirilmiş. Zemin çizgilerinde kullanılan renk farklılıkları kullanıcıyı gitmek istediği yere yönlendiren iz olarak kullanılmış. Kullanılan malzemelerin dengesi ile mekanın genel steril havası ve konforu sağlanmış, keyifli ve canlı bir poliklinik oluşturulmuş.

Mekanik Projesi Uygulama: Berk Mekanik Elektrik Projesi Uygulama: İlim Mühendislik Mobilya: Nurus Mobilya Uygulama: Gökşen Mobilya Aydınlatma Uygulama: Elektrona Zemin PVC ve Tavan Uygulama: Alkent Duvar, Alçıpan ve Boya Uygulama: Mel Dekorasyon Metal İşleri: MUSE Metal Teknolojileri Perde ve Kumaş İşleri: Nezih Bağcı Kapı İşleri: Etoile - Üçcan Yapı

181


Özel Yapıda Yaşam Kasım - Aralık 2015 #54

182

G

eçteğimiz ay Merinos Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Yapı Yaşam Fuarı’nın tasarım etkinliklerini organize eden dergimiz, İstanbul ve Bursa’dan önemli tasarımcılarla birlikte çok özel çalışmalara imza attı. Mimari, iç mimari ve tasarım bileşenlerini bir araya getiren ‘Yapıda Yaşam’ projemizde 200 m2’lik bir alanda, sergisel bir sunumla, 12 tasarımcının, aynı materyallerden hareketle başlayan tasarım yolculukları bizlere harika bir deneyim yaşattı. Kentin fiziksel ve duygusal dokusunu 40 parça heykele dönüştürerek anlatan tasarımcı Yılmaz Zenger bu kez bir şehrin hikayesini gözler önüne serdi. ‘No-Computer Work-Shop’u tasarımcıların, dijital ortamla ilişkilerini keserek yeni form ve malzemeler üzerine araştırma yapmalarını sağladı.


Projemizin ana objesi olan yaşam alanı; Nilüfer Proje Tasarım’ın Balat Park Evleri örnek dairesinin, B ursa’nın 12 tanınmış mimar ve iç mimarları tarafından ortak bir temayla oluşturulmasını içermektedir. Tasarımcılarımız, dünya trend kahini Lidewij Edelkoort’un trend tahminlerinde kullandığı, yukarıda fotoğraflarını görebileceğiniz malzemelerden yola çıkarak, yaşam alanının 12 ayrı bölümü olan; antre, banyo, çocuk odası, hamam, spa, misafir wc, mutfak, oturma odası, salon, teras-bahçe, yatak odası ve yemek odasını birlikte düşünerek hayata geçirdiler.

Mimar Başak Ölmez Altunkara

İç Mimar Aykut Altunkara

183


Kasım - Aralık 2015 #54

Özel Yapıda Yaşam

İç Mimar Ece Köksal Uyanıklar

184


Mimar Tuncay Durgut

İç Mimar Hakan Hacıbeyoğlu

185


Kasım - Aralık 2015 #54

Özel Yapıda Yaşam

Mimar Atilla Bican

186

Mimar Leyla Olgaç Kamalı


İç Mimar Hayri İşçimen

187


Mimar Sinem Erenus Muhtar

188

Kasım - Aralık 2015 #54

Özel Yapıda Yaşam


Mimar Ali İskeçeli

189


Özel Yapıda Yaşam

Mimar Filiz Bür

Kasım - Aralık 2015 #54

Mimar Başak Kuyumcu Kumbay

190


191


Şehir Kasım - Aralık 2015 #54

Emre Hakgüder

192

Üçüncü kıyı: Şikago

H

er metrekaresinden sanat fışkıran geniş caddeleri, Amerikan ihtişamının sembolü olan gökdelenleri ve uçsuz bucaksız, yemyeşil parklarıyla Şikago’da metropolit bir yaşam sürüyor ancak büyük bir kentte bulunmaktan kaynaklanan sorunlarla ise karşılaşmıyorsunuz. Şikago dendiğinde ilk akla gelenler şüphesiz kendinizi bir dilim daha yemekten alıkoyamayacağınız deep dish pizza, her ay onlarca yenisinin gösterime girdiği müzikaller ve tiyatro oyunları, New York’ta bulunan Freedom Tower (Özgürlük Kulesi) yapılmadan önce Batı yarıkürenin en yüksek binası olan Sears Tower ve tabii ki nefes kesici kış manzaraları. Şikago ABD’nin kuzeyinde bulunan Michigan Gölü’nün güneybatı kıyısına yayılmış, yaklaşık on milyon kişiye ev sahipliği yapan, oldukça geniş bir banliyöler sistemi ile iki buçuk milyonluk, nüfusun nispeten daha yoğun olduğu bir merkezden oluşuyor. Şikago hem bulunduğu eyalet olan Illinois’un hem de bölgesi Midwest (Orta-batı)’in en büyük metropolit şehir sistemidir.


The Loop’un hemen kuzeyinde kalan Magnificent Mile ise alışveriş tutkunlarının kaçırmaması gereken bir fırsat. Şikago Nehri’ndeki Michigan Köprüsü’nün hemen kuzey ucundan başlayıp devam eden caddede birçok lüks giyim markasının mağazasını bulabilir, Sears Tower’dan sonra kentin ikinci en önemli gökdeleni sayılan Hancock’ın doksan altıncı katındaki Signature Room’da Michigan Gölü ve şehir manzaraları eşliğinde kokteylinizi yudumlayabilirsiniz. Şikago’yu diğer büyük kentlere nazaran daha çekici kılan yanlarından biri ise sezon fiyatlarıyla dudak uçuklatan lüks giyim markalarının sezon sonu veya eski sezon ürünlerini onda bir fiyatına satın alabileceğiniz Marshalls, Nordstrom Rack ve T.J. Maxx gibi büyük alışveriş merkezlerine Magnificent Mile’da, yani şehir merkezinde ev sahipliği yapıyor olması. Geniş, yemyeşil ve sanat eserleriyle dolu Millennium ve Grant Parkları’nın yanısıra Şikago Nehri kıyısı boyunca Batı’ya uzanan Riverwalk, kent yönetiminin umumi alanlara yaptığı büyük yatırımların adeta bir betimlemesi niteliğinde. Michigan Gölü kıyısı parklara ve uçsuz bucaksız kum plajlara ayrılmışken (kışları gölün yaklaşık bir kilometre eninde donduğunu belirtmek gerek), nehir kıyısı gökdelenlerin arasında uzanan ahşap yürüyüş parkurları, ufak parklar, canlı müzik dinleyebileceğiniz barlar, şarap butikleri ve restoranlara ayrılmış durumda. Şikago’yu belki de en çekici kılan yanlarından birisi fine dining kültürünün yöreye ait müzikle birleştirilmiş olması. Gideceğiniz herhangi bir restoranda canlı Fransızca caz veya Japonca blues dinlerken aklınıza gelebilecek herhangi bir ülkenin mutfağına ait spesiyaliteleri yiyebilirsiniz. Dünyaca ünlü Chicago blues, house, hot jazz ve daha bir çok müzik türünün neden burada ortaya çıktığına şaşmamak gerek. Şikago kent nüfusunun %32’si zencilerden oluşuyor. Şehirde diğer büyük kentlere kıyasla bu kadar yüksek zenci varlığının bulunmasının sebebi 1910 ve 1960 yılları arasında ABD’nin güney eyaletlerinden birçok zencinin ayrımcı kanunlar sebebiyle, eşitlik hususunda direten Illinois eyaletine göç etmesidir. Şehrin, merkezden oldukça uzak güney kısımlarındaki zenci mahallelerinin yüksek suç oranı sebebiyle ziyaret edilmemeleri yerinde olacaktır.

Gökdelenlerin yoğunlaştığı ve şehrin tam merkezinde olan the Loop (düğüm, döngü) ismini semtin kendisini çepeçevre saran, araç yolunun yukarısından giden raylı sistemlerden alıyor. Sanat eserleri adeta the Loop’un her yerine serpiştirilmiş durumda. New York’a nazaran daha geniş olan caddelerinde yürürken, her blokta bir sanat eserine denk gelmemek neredeyse imkansız. İster bir modern sanat müzesi olsun, ister mimari bir miltaşı sayılan bir gökdelen ya da Anish Kapoor’un Cloud Gate’i (daha iyi bilinen ismiyle Fasulye), sanatın her şeklini Şikago’da bulacağınıza şüphe yok. Mimari bir kanvas olarak görülen kent Şikago’da Frank Lloyd Wright, Frank Gehry, Louis Sullivan ve Mies van der Rohe gibi isimleri mimarlık tarihine kazınmış mimarların binalarına rastlamak oldukça olağan bir durum.

Şikago’yu eşsiz kılan bir başka yönü ise sıcaklıkların eksi otuzlara, hatta eksi kırk ve daha altına indiği zamanlarda şehirde yaşamınızı rahatça devam ettirebiliyor olmanız, tabii iyice kalın bir kaban giymek şartıyla. Toplu ulaşım, okullar, hastaneler, işyerleri, marketler ve restoranların kemiklerinize kadar işleyen soğuklara rağmen halen açık ve normal seyrinde işliyor olmaları hayatınızı, binaların fasatlarının bile bir buz perdesi ile örtüldüğü kış günlerinde oldukça kolaylaştırıyor. Ayrıca, Intelligentsia Cafe’ye girip dünyaca ünlü espressolarından içmek ya da bir kupa sıcak çikolata ile içinizi ısıtmak bu soğuk ancak harika manzaralar sunan kış günlerinde iyi gelecektir. Orta-Batı’nın “Rüzgarlı Şehri” Şikago, nüfus olarak ABD’nin üçüncü büyük kenti olsa da, şehir yaşamı ve yaşam standartları açısından Doğu Kıyı’nın “Büyük Elma”sı New York ve Batı Kıyı’nın “Büyük Portakal”ı Los Angeles gibi ABD’nin iki dev yerleşim sistemi yanında, bu iki şehrin sunduğu ayrıcalıklardan ödün vermeden ve oldukça makul fiyatlara kaliteli bir yaşam vaat ediyor ve de muhakkak ziyaret edilmesi gereken turistik bir destinasyon teşkil ediyor. Şikago’ya İstanbul’dan THY ile yaklaşık 11 saatlik direkt bir uçuşla veya Delta ya da United ile Avrupa içinden aktarmalı uçuşlarla ulaşmak mümkün. 193


MOBİ Yalova Yolu 14.Km Sanayi Cad. No: 4 T: 0 224 267 06 48 www.mobi.com.tr MIELE F.S Mehmet Mah. Sanayi Cad. No:624 Osmangazi / Bursa T: 0224 224 09 09 www.miele.com.tr OSSA İzmir Yolu No: 166 Nilüfer / Bursa T: 0224 453 40 00 www.ossadesign.com.tr KAAS Mudanya Cad. Organize Sanayi Yolu NO:111 Nilüfer / Bursa T: 0224 240 20 04 www.kaas.com.tr AYDINLAR PARKE Balat Mah. Sanayi Cad.(Mudanya Bulvarı) 54.Sok. Office 4200 İŞ Merkezi No:47 Nilüfer / Bursa T:0224 452 10 13 GSM:0542 243 89 14 www.aydinlarzemin.com

Fihrist

NURUS İzmir Yolu Cad. No: 212 Nilüfer / Bursa T: 0224 443 22 43 www.nurus.com BEYAZ TEPE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No: 132 Osmangazi / Bursa T: 0224 249 06 61 www.beyaztepe.com.tr DORYA Eski Mudanya Yolu No: 24 Bademli / Bursa T: 0224 549 01 25 www.doryahome.com

Kasım - Aralık 2015 #54

EMİN IŞIK / IŞIK KAPLAMA Üçevler Sanayi Sit. 80. Blok 18. Cad. No: 37 T: 0224 443 44 95 www.isikkaplama.com

194

MASSİVE PARKE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No:334 Bağlarbaşı / Bursa T: 0224 245 65 70 www.massive.com.tr BERK MEKANİK İhsaniye Mah. Tuna Cad. Çetinkaya Sit. No: 1-2 T: 0224 247 88 84 www.berkmekanik.com.tr

FERAH FIRAT İhsaniye Mah. 1. Yaprak Sok. Kanuni Cad. No:30/A Nilüfer / Bursa T: 0224 247 48 40 www.ferahfirat.com

NİLÜFER OFFİCE & SUITS

VİSUS MERMER Eski Mudanya Yolu, Tebedebrent Mevkii, Sarı Cad. No: 38 Bademli / Bursa T: 0224 549 07 02 www.visusmadencilik.com

BOĞAZİÇİ İTHALAT

KUMOVA Plaza Kumova (Carrefour Yanı) 6. Kat No:7/37 T: 0224 451 39 39 www.kumova.com

NİLÜFER PROJE TASARIM Halitpaşa Mah. Yeni Cad. No:15/B T: 0542 358 21 00 www.niluferproje.com

Mebusan Yokuşu Cad Kopuzlar Han 2 NO:10/3 Fındıklı Beyoğlu / İstanbul T: 0212 251 07 07 POLAT TİCARET Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad Şevki İpekten Plaza No: 28 /8 Osmangazi / Bursa T: 0224 252 06 66 www.polatticaret.com.tr

No TWO DESIGN Cumhuriyet Mah. Gazi Cad. No: 2 Sadıkoğlu Sit. A Blok/A T: 0224 451 02 24 www.no-two.com.tr

Küçükbalıklı Mah. Okul Caddesi Ordulu Sokak No:21 Osmangazi / Bursa T: 0224 215 84 82

IŞIK EVİ Üçevler Mah. Ahıska Cad. No: 213/A Nilüfer / Bursa T: 0224 271 89 59 www.isikevi.com

T:0224 441 58 89

Beşevler Küçük Sanayi Sit. 64. Blok No: 25-26 Nilüfer / Bursa

ATÖLYE TRİO Veysel Karani Mah. Veda Sok. No:4 Osmangazi, Bursa T:0224 453 60 70 / 0212 280 89 78 www.atolyetrio.com BÜROTIME Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Eker İş Merkezi 6/C Nilüfer, Bursa T:0224 443 20 55 www.burotime.com KAOS TASARIM Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Eker İş Merkezi No: 19/B B Blok Nilüfer,Bursa www.tasarimkaos.com

www.muminyilmaz.com.tr KROKODİL Cumhuriyet Mah. Nilüfer Hatun Cad. Podyum Park Yaşam Merkezi No:114, Bursa T: 0224 453 0055 ANADOLU LEZZET DÜNYASI Bademli Mahallesi, Kapı No:8,, Mudanya, 16940 Bursa

NUMAN KALELİ Alaaddin Bey Mah. İzmir Yolu 7.Km No: 305 / A Nilüfer / Bursa T: 0224 413 68 62 www.numankaleli.com.tr

Önder Mah. Demirhendek Cad. No:134,

STONEWRAP ATLANTİS MÜH VE İNŞ AŞ Tatlısu Mah Turgut Özal Bulv. Oylum Apt. No.66 D.4 Ümraniye – İstanbul T: 0216 527 03 93 www.stonewrap.com

SORELLA Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad. Flora Sit. Begonya Blokları No:9E/A Nilüfer / Bursa T: 0224 244 70 01

YILMAZ KOLTUK

ZETT Barış Mah. İzmirYolu Cad. No:178 T: 0224 247 58 88 www.mobenzi.com.tr

KORDOBA Beşevler Küçük Sanayi Sitesi Metal Grubu 30.Blok NO:49-50-51 Bursa T: 0224 441 10 77 www.kordoba.com.tr

DENİZ AVİZE İzmir Yolu üzeri 7. Km. Beşevler Metro İstasyonu Yanı T: 0224 452 83 43 www.denizavize.com

DELMO MOBİLYA

ASPENDOS CONCEPT İzmir Yolu 7.Km. No: 276/A Nilüfer / Bursa T: 0 224 451 88 10 www.persan.com.tr

SACHA Kükürtlü Mah. Oulu Cad. Aka Plaza No:1 T: 0224 233 59 79 www.sacha.com.tr

WOODEA STUDİO Millet Mah. Veli Sok. 3 Yıldırım / Bursa T: 0224 351 45 58 www.woodea-studio.com

T: 0224 549 2303 HANÇERLİ SANDALYE Ankara T: 0312 348 7054 www.hancerli.com.tr SOHO KITCHEN STUDIO

VITALIA MOBİLYA Barış Mah. İzmir Yolu Cad. No: 182/A Nilüfer, Bursa Tel : 0224 451 07 01 www.vitaliamobilya.com.tr KOOKİ RESTUARANT Nilüfer Hatun Cad. Cumhuriyet Mah. Podyum Park, Nilüfer, Bursa T:0224 999 66 64 www.kooki.com.tr DESAY YAPI & DORTEK Alaaddin Bey Mah. İzmir Yolu Cad. No:277/4 Nilüfer/BURSA T:0224 441 01 11 www.desay.com.tr KUARTZ YAPI Alaaddin Bey Mah. Alaaddin Bey Cad. No: 12/1 Nilüfer/Bursa T: 0543 774 39 99

Ertuğrul Mah. Uğur Mumcu Bul. Kumova Kuzey Residence No:19 Nilüfer / Bursa T: 0224 404 00 66

BİRYILMAZ İNŞ. MALZ. İzmir Yolu Cad. No: 172 Nilüfer/Bursa T:0224 452 12 72 www.biryilmaz.com.tr

YILMAZLAR BANYO MERKEZİ Yeni Yalova Yolu No:456 T: 0224 211 12 73 SAFA MOBİLYA İzmir Yolu, No: 178 D:1 Nilüfer, Bursa T:0224 443 09 90 www.safamobilya.com

EFE GRUP Karaman Mah. Gürbüzler Cad. No:33 Nilüfer/Bursa T:0224 240 09 50 www.efeas.com.tr NEWARC www.newarc.com.tr


195


196

Kas覺m - Aral覺k 2015 #54


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.