art’ı Mekan Dekorasyon & Mimarlık Dergisi
SAYI 57 MAYIS - HAZİRAN 2016 · 10 TL
ISSN 1307 - 1939
Söyleşi
Zekice kurgulanmış sadelik
Derin Sarıyer
Aksesuar dekorasyonun vazgeçilmezi
Berrin Ak
Olduğu gibi görünen bir çift
Derya - Ahmet Özparlak Sanat ile zanaat kesişiminde
Cena Deco Dosya
Bahçeye çıkma vakti
Otel
Rooms Hotel Kazbegi Şehir
Sokak müzesi Wynwood Marka
NDesign Mobi Danca Banco İstanbul
Etkinlik
Bugüne ilmek atan izler Geçmiş ile şimdiki zaman arasında bağ kurmak Sanat dolu bir yaz ‘Mevsim Yaz 3’ Sanat Festivali Mekan
Offline 10. Yıl Özel
2
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
3
4
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
5
Mayıs - Hazıran 2016 #57
6
İZMİR MERKEZ
İZMİR İSTANBUL İSTANBUL İSTANBUL İSTANBUL BURSA ALSANCAK SHOWROOM FLORYA SHOWROOM ETİLER SHOWROOM CEMİL TOPUZLU SHOWROOM BAĞDAT CAD. SHOWROOM BADEMLİ SHOWROOM
İZMİR ALSANCAK BY KEPİ KİDS
İSTANBUL BURSA FLORYA BY KEPİ KİDS BADEMLİ BY KEPİ KİDS
ADANA SEYHAN BY KEPİ KİDS
SAMSUN MOBLINE / BY KEPİ BAYİİ
/bykepifurniture /Bykepimobilyadekarasyon
7
8
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
9
10
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
11
12
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
13
14
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
15
16
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
17
18
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
19
20
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
21
22
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
23
24
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
25
Sizin kadar seçici, hayalleriniz kadar ilham verici.
giada
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Yıllarca mutlulukla kullanacağınız, hayallerinize ve ihtiyaçlarınıza göre şekillenen mutfaklar Vanucci’de…
www.vanucci-tr.com
26
Vanucci Mutfak
Biryılmaz İnşaat Barış Mah. İzmir Yolu Cad. No: 172 Nilüfer / BURSA Telefon: 224 452 12 72 | Faks: 224 452 42 46 info@biryilmaz.com.tr | www.biryilmaz.com.tr 27
Mekan
54
İçindekiler Ajanda
Yeni Tasarım
Dekorasyon Ev
44
Etkinlik
İçindekiler
56
Çağdaş bir yaşam alanı Daniela Coppola, Cesar Coppola
128
66
140
Tasarımın kutsal toprakları @Milano Milano, Mustafa Timur
Füzyon bir stil Şebnem Buhara
78
154
Sağduyu ve yaratıcılık sentezi Viyana, Gizem Önürmen
Renk, doku ve geometri kesişimi Filiz Bür
80
172
Keşfedilesi bir aşk Eyüp İstanbul, Kevser Aydın
98
Müze, bellek ve deneyim Müze, Çiğdem Aslantaş
Van Gogh’un odasına yolculuk Chicago, Emre Hakgüder
164
Sokak müzesi Wynwood Şehir Dosya
106
Bahçeye çıkma vakti Mayıs - Hazıran 2016 #57
116
Ahşap, hasır, beyaz ile doğa içeri girsin Fikir, İrem Senemoğlu
104
28
192
Ahşap tutkunu bir mekan Offline, Hakan Hacıbeyoğlu
32
40
Yenilikçi hizmet anlayışı Ebru Aydoğdu Hair Art
10. Yıl Özel
134
Mekanın duygusu, ruhu, aklı
Kız Kulesi romantizmi
Sakin bir yaşam için 2 Derece Mimarlık Dekorasyon Ofis
168
Gezgin ruhun yansıması Ece Köksal Uyanıklar Dekorasyon Mağaza
178
Çarpıcı detayları ile mat, parlak bir arada CNK Optik, Çağatay Çankaya
188
Çarşı’dan gelen ışıltı Zinet, Dilşen Toker Otel
182
Rooms Hotel Kazbegi Advertorial
152
Bahar’ın getirdiği mutluluk
Tasarım Etkinlik
50
62
194
198
Bugüne ilmek atan izler Gökçe İpek
Sanat dolu bir yaz ‘Mevsim Yaz 3’ Sanat Festivali Tasarımcı & Söyleşi
Zaman arasında bağ kurmak Çiğdem Aslantaş
Tekstil çiçek açtı
art’ı MEKAN Dekorasyon ve Mimarlık Dergisi Barış Mh. Tutkun Sk. Çelikay Sit. D Bl. No.18 İhsaniye, Bursa Tel: 0 224 452 99 63 Sahibi Altıntaş Yayıncılık adına Fatma Altıntaş Yılmaz Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür Fatma Altıntaş Yılmaz fatos@altintasyayincilik.com Editör Gözde Şekercioğlu gozde@artimekan.com Grafik Mustafa Üzülmez Fotoğraf Cumhur Aygün Reklam Sorumlusu ve Koordinatör Atakan Şenses atakan@altintasyayincilik.com Yayın Kurulu Adnan Serbest Atilla Kuzu Levent Çırpıcı Kunter Şekercioğlu Esat Fişek Londra Temsilcisi Esra Tekeli Viyana Temsilcisi Gizem Önürmen ABD Temsilcisi Emre Hakgüder
74
Zekice kurgulanmış sadelik Derin Sarıyer
124
Olduğu gibi görünen bir çift Derya - Ahmet Özparlak
92
Aksesuar dekorasyonun vazgeçilmezi Berrin Ak
148
Sanat ile zanaat kesişiminde Cena Deco
Marka
84
86
88
96
D’olivier Mobi
114
Banco İstanbul
NDesign Danca
180
BerryAlloc
Katkıda Bulunanlar Aise Amet, Çiğdem Aslantaş, Esra Tekeli, Gökçe İpek, İrem Senemoğlu, Kevser Aydın, Mustafa Timur Baskı ŞAN OFSET Hamidiye Mh. Anadolu Cd. No:50 Kağıthane, İstanbul Tel: 0212 289 24 24 Baskı Yeri - İstanbul Baskı Tarihi - Mayıs 2016 Süreli Yayın Mayıs - Haziran 2016 Yazı ve fotoğrafların tüm hakları art’ı Mekan Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. altintasyayincilik arti_mekan arti_mekan 29
“S Sanat iyileştirir…
anatın değindiği şeylere; güzelliğe, anlam derinliğine, iyi ilişkilere, doğanın takdirine, ömrün kısalığının idrakine, empatiye, merhamete vb. olan sadakatimizi günün birinde kaybedeceğiz demek değildir bu. Aksine, sanatın sergilediği idealleri özümsedikten sonra, sanatın, ne kadar zarifçe ve dikkatle olursa olsun, yalnızca simgeleştirdiği şeyleri gerçeklikte keşfetmek için mücadele etmeliyiz.” diyerek de ilişkilerimizi birer sanat eserine dönüştürerek daha iyi bir dünyaya evrilebileceğimizi öngörüyor. Daha iyi bir dünyaya evrilebilme umuduyla heyecanla gerçekleştirdiğimiz Mevsim Yaz Sanat Festivali’miz geçtiğimiz günlerde coşkulu bir açılışla izleyicisine merhaba dedi. Sokakta, mağazaların içlerinde, restoranda kısaca her yerde görünür kılabilmeyi amaçladığımız sergi 17 sanatçının eserlerinden oluşuyor.
Editör
“Sanatın asıl emeli, kendisine olan gereksinimi azaltmak olmalıdır.” diyor Alain de Botton, Terapi Olarak Sanat kitabında.
Yayın Yönetmeni Fatoş Altıntaş Yılmaz f.yilmaz@artimekan.com
Her yıl gerçekleştirdiğimiz atölye, söyleşi ve performanslara bu yıl “gastro art” adında bir yemek performansı ekledik. Master Chef ile sanatçının birlikte gerçekleştirecekleri performans, sanatı lezzetle buluşturacak. Dekorasyon dergisi olarak sanata istikrarlı bir şekilde dokunup tasarım ile sanatı her fırsatta buluşturmamız heyecan verici. Bir diğer heyecan verici projemiz ise geçtiğimiz ay 10. Yıl lansmanımızda konuklarımızla paylaştığımız Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi projesine dergi olarak destek vermemiz.
Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı müzik müzesine iç mimari ve uygulama desteği verecek dergimiz geçtiğimiz günlerde tasarımcıları ile ilk toplantısını yaptı. Müziğin gücünün tasarımın gücü ile birleştiği, muhteşem fikirlerin çarpıştığı ilk toplantımızı ve sonrakileri sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Sadece bir dergi olmaktan çok daha fazlası olduğumuzu düşündüğüm ve bunu da her fırsatta farklı iletişim biçimleri ile okuyucumuzla buluşturduğumuz projelerimiz, etkinliklerimiz, atölyelerimiz ile dolu dizgin devam ediyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Belki de tüm çabamız; ilişkilerimizi birer sanat eserine dönüştürerek daha iyi bir dünyaya evrilebilme isteğimiz...
30
31
“Eğer müzik aşkın gıdasıysa, durmadan çalınız” E.C.A. sponsorluğunda, İKSV tarafından düzenlenecek 44. İstanbul Müzik Festivali’nin programı açıklandı. Festival, 1-24 Haziran tarihleri arasında, Shakespeare’in “Eğer Müzik Aşkın Gıdasıysa, Durmadan Çalınız” dizelerinden esinlenen temasıyla müzikseverlere etkileyici bir program sunacak. Aralarında İdil Biret, Murray Perahia, Gautier Capuçon, Angel Blue, Gérard Caussé, Herbert Schuch, Patricia Petibon, Alice Sara Ott, Maria João Pires, Antonio Meneses, Maxim Vengerov, Richard Galliano, Sylvain Luc gibi isimlerle dünyanın önde gelen topluluklarından Viyana Senfoni Orkestrası, Venedik Barok Orkestrası, Orchestra of the Swan, Artemis Quartet, Academy of St Martin in the Fields ve festivalin bu yılki yerleşik konuk orkestrası Varşova Filarmoni’nin de bulunduğu 600’e yakın yerli ve yabancı sanatçı İstanbul’da ağırlanacak.
50 ürün 500 mimarla buluşuyor
Ajanda
Su tasarımla buluştu; The Water Studio Çok disiplinli yapısıyla marka, mimari ve dijital tasarım çözümleri sunan I-AM, Hansgrohe markasının Londra, Clerkenwell’de açılan yeni mağazasını tasarladı. İnteraktif uygulamalarla farklılaşan “The Water Studio” isimli mağaza; mimarlar, tasarımcılar ve konunun meraklıları için mükemmel banyo tasarımına giden süreci daha keyifli hale getirmeyi hedefliyor. İki kata yayılan 262 metrekarelik alanında 200’ü aşkın ürün sergileniyor.
Hedef kitlesi mimar ve iç mimar olarak belirlenen 50 ürün, Mimarsiv’in düzenlediği özgün bir etkinlik ile tarafları buluşturacak. 2 Haziran Perşembe günü Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nda düzenlenecek “MIMARSIV Selection”, vizyoner konseptiyle mimarlar ve iç mimarlara güncel ve inovatif ürünler için benzersiz bir keşif yolculuğu vadediyor. Business France işbirliği ile Fransız Sarayı’nın tarihi dokusu ve eşsiz atmosferinde gerçekleşecek organizasyon 12 saat sürecek. Aydınlatma, mobilya, zemin, duvar, tavan ve cephe gibi farklı kategorilerde hizmet veren önemli markaların seçkin ürünleri İstanbul, Ankara ve İzmir’den davet edilecek 500 mimarla buluşacak.
Yılın yenilikçisi Grohe
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Hamburg merkezli, “brand eins Medien AG”nin kurumsal yayıncılık birimi “brand eins Wissen” ile önde gelen istatistik portalı statista.com, yaklaşık yedi bin şirket temsilcisi ve uzmanın katıldığı bir araştırma gerçeleştirdi. Bir şirketi yenilikçi yapan nedir ve benzeri soruların cevaplarını bulmak üzere gerçekleştirilen araştırmada, 2016 yılının yenilikçi markası, tüketici ürünleri kategorisinde Grohe AG oldu.
32
An ka r a C i n n a h C a d d es i N o : 1 Çankaya T: 0 312 4 27 7 1 30 ankara@ dorya.com .tr B u r sa E sk i M ud a n y a Y o lu S i r ke ci Evle ri No: 4 /29 Bade m li T: 0 224 54 9 01 25 burs a@ dorya.com.tr İstanbu l S ü l e y m a n S e b a C a d d es i N o : 3 7 & 39 A kare tle r Be ş iktaş T: 0 212 258 8 5 7 0 is tanbul@ dorya .com.tr İ zm i r Plevn e B lv. 1 5 / A A ls ancak T: 0232 4 21 9 2 6 0 iz m ir@ dorya.com .tr For all international inquiries contact Dorya USA : 501 Brickel Key Drive No: 503 Miami, FL 33131 USA T.+1 305 373 4446 info@dorya.us
33
VitrA’nın hayalleri var
Kentte caz sesleri Garanti Bankası sponsorluğunda, 27 Haziran - 25 Temmuz tarihleri arasında kent birçok etkinliğe evsahipliği yapacak. Başta müziğin efsane ismi Nile Rodgers ve grubu CHIC olmak üzere, aralarında Damon Albarn & The Orchestra of Syrian Musicians, Jacob Collier, Hug Coltman, Joss Stone & Vintage Trouble ve Gregory Porter gibi folk, blues ve cazın farklı seslerini ağırlayacak festival, bu yıl da Anadolu yakasında “Parklarda Caz” ve “Gece Gezmesi” etkinliklerini gerçekleştirecek.
Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu markası VitrA, Bath Time Good Time sergisi ile banyo için öngörülerini Milano’da paylaştı. Tasarım haftası kapsamında 12-17 Nisan tarihlerinde Brera bölgesindeki bir sanat galerisinde düzenlenen sergi, İstanbul’da yapılan atölye çalışmalarından sorugulanan başlıkları kapsıyor. Ürün, alan, alışkanlık ve ritüeller başlıklarında sorgulanan banyo konusu, VitrA’nın inovatif yaklaşımıyla uyumlu, sade ve minimal bir sergi alanında, kavramsal tasarımın araştırma sonuçları sunuldu. Farklı kültürlerden tasarımcıların bir arada çalıştığı, “zaman” kavramından hareketle şekillenen sergi; rahatlama, güzellik, meditasyon, denge, hareket, an, mahremiyet ve bakım konulu 8 projeyi izleyicilerle buluşturdu. VitrA’nın Tasarım Direktörü Erdem Akan, serginin küratörlüğünü üstlendi. Serginin ortak değerleri, birikimleri, hayalleri ve tutkuları birleştiren tasarımcıları arasında Sezgin Aksu, Jozeph Forakis, Diego Grandi, Setsu & Shinobu Ito, Sertan Özbudun, Terri Pecora&Mario Trimarchi ve VitrA Tasarım Ekibi yer alıyor.
Ajanda
Pastel renklerde yepyeni bir koleksiyon İder Mobilya, şıklık ve fonksiyonelliği bir arada sunan yeni bir koleksiyon ile karşınızda. Kayros koltuk takımı soft renkleriyle baharı yansıtıyor. Beyaz tonların hakim olduğu koleksiyonda pastel renkler denge içinde yerini alıyor. Koleksiyonun mor renkli ve ekose desenli yastıkları, tekli berjerin deseni ile uyumlu bir bütünlük sağlıyor. Günün yorgunluğunu atmanıza imkân sağlayan koltuk takımı, büyük minderleriyle de zengin bir görünüm oluşturuyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Çağdaş ve öncü ürünler Artstone’da
34
Duvar kaplamaları ve duvar panelleri konusunda yenilikçi, çağdaş ve öncü ürünler üreten Artstone, yeni web sitesi ve kurumsal kimliğiyle 2016 yılına hızlı bir giriş yaptı. Artstone. com adresinde markanın tüm koleksiyonları ve hizmet alanları ile ilgili teknik tüm bilgilere ulaşmak mümkün. Mimari projelere, alışveriş merkezlerine, yönetim binalarına, ofislere, konutlara ve daha birçok yapıya yönelik duvar kaplama ürünlerini kullanıcılarının beğenisine sunuyor. Özel renk alternatifleri ve doğaltaş, tuğla, beton, kaya, ahşap dokularıyla doğadan ilham alan tasarımlarını mekanlarla bütünleştiren Artstone, yaratıcılık ve inovasyon kesişiminde uzun süre, güvenle kullanacağınız mekanlar tasarlamaya devam ediyor. Coca Cola, Google, Doğuş Grubu gibi şirketlerin ofislerinde, Midpoint Restaurant, Günaydın Restaurant gibi restoranlarda, Mardan Palace Hotel, Sheraton Hotel ve Bodrum Mivara Hotel&Suites gibi otellerde markanın ürünleri ile tasarlanmış mekanlar görmeniz mümkün.
News 2016
www.derindesign.com/derin2016
35
Ağa Han finalinde New Power Station
Kleemann panoramik asansör
Tasarımı Erginoğlu & Çalışlar tarafından gerçekleştirilen Bakü New Power Station(Bakü Enerji Santrali), Ağa Han Mimarlık Ödülleri’nin finalistleri arasında. Ödül adayı proje, Bakü’nün güneyinde bulunan bir koyda, petrol platformlarında çalışan teknelerin doğal bir liman olarak yanaştığı, eski tersanenin bulunduğu bölgede yer alan binaların restorasyonu ve bu bölgenin master planını ele alıyor. Geçtiğimiz yıl German Design Council tarafından verilen Iconic Awards kazanan projelerden biri olan New Power Station, bu yıl gerçekleşecek Ulusal Mimarlık Ödülleri’nin de adaylarından biri. 69 ülkeden 348 projenin aday gösterildiği ödül sisteminde, 19 proje finale kaldı. Projeler; mimar, mühendis ve mimarlık disiplininin önemli oyuncularından oluşan uzman ekipler tarafından ziyaret edilerek, tek tek değerlendirilecek. Projeler hakkında oluşturulan raporlar, kazanan projelerin belirlenmesi için Ana Jüri’ye sunulacak.
Ajanda
Sabah güneşi gibi parlayan armatür Banyolarda pırlanta edası ile parlayan çağdaş ürün dili ile iddalı bir ürün ailesi; CreavitDiamond serisi. Suyun saflığı ile bütünleşecek çizgileri ile göz doyurucu. Banyo ve lavabo armatürü seçeneklerinin yanında üretimde 25 cm seramik disk kartuşlarının kullanılması, ürünün dayanıklılığını atırıyor, ömrünü uzatıyor. Oynar kumanda kolları, minik hareketlerle sıcak-soğuk su ayarlama kolaylığı sağlıyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mutfak atölyesi sevenlere iyi haber
36
Hidrolik asansör ekipmanları üretmek üzere, yüksek kalite ve güven felsefesiyle 1983 yılından beri faaliyetlerini sürdüren Kleemann, MaisonLift ile asansör sistemlerine birçok yenilik getiriyor. Otel, villa, alışveriş merkezi vb. bütün binalara özel çözümler sunan firma, yolcuların manzarayı görebilmelerini sağlayan panoramik tasarımlarıyla fark yaratıyor. Kabinin cam ile çevreli olması nedeniyle insanlar kapalı bir kabin yerine dışarıyı görebiliyor. MaisonLift, sağladığı faydaların yanı sıra tasarımı ile uygulandığı yaşam alanlarına modern bir görünüm de kazandırıyor. Alüminyum kuyu konstrüksiyonu farklı renklere boyanabilen ve çevresine uyum sağlayabilen MaisonLift, 5+5 lamine cam seçeneği ile de göz zevkine farklı bir boyut katıyor. İstenirse tüm kabin panoramik camdan imal edilebiliyor.
Türkiye’deki yiyecek ve içecek sektörünün ihtiyacı olan uzmanlık ve deneyimi dünya standartlarında eğitim ve yenilikçi yaklaşımlar ile sağlamak üzere 2012 yılından bu yana hizmet veren ‘‘d.ream Akademi’’ ile Bosch Ev Aletleri, mutfak meraklılarının yüzünü güldürecek bir iş birliği yaptı. Akademi, her ay farklı içeriklerle hazırlanan amatör mutfak atölyeleri ile farklı dünya mutfaklarını, yeni tarifleri ve pişirme tekniklerini öğrenmek isteyenleri Bosch Ev Aletleri ile tasarlanan mutfağında ağırlamaya hazır. Türk ve Dünya Mutfakları, Diyet Menüleri ve Sağlıklı Beslenme, Kahve, Pasta ve Çikolata Yapımı, Parti ve Davet Menüleri, Kişi ve Gruplara Özel Yemek Eğitimleri, Bar ve Miksoloji gibi başlıklar altında sunulan lezzetlerle tanışacak katılımcılar; birbirinden fonksiyonel ve yenilikçi Bosch ürünlerini kullanma fırsatı da yakalayacaklar.
37
38
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
39
Karakterli kaktüsler Matteo Cibic tarafından tasarlanan Domsai’ler ezberbozan bir çiçek hediyesi olarak dikkat çekiyor. İçindeki kaktüsün şekline uygun olarak İtalya’da elle ve sadece birer adet üretilen Domsai’lerin her birinin ayrı bir karakteri bulunuyor. Üstü cam kapalı kaktüslerin yaşaması için haftada birkaç damla su yeterli oluyor.
Babam için Shelford berjer Babanız için hediye aramaya şimdiden başladığınızı tahmin ediyoruz. Yalın ve fonksiyonel ürünleri ile yaşam alanlarına anlam katan, kendine özgü çizgisi ile fark yaratan bir mobilya markası; Loda Mobilya, Shelford berjer ile evlerin baş köşesini babalara ayırıyor. Bu özel günde, babanızı mutlu etmek için dinlenme koltuklarına bir göz atın deriz.
Yeni Tasarım
Rustik ve pastoral etkiler Karoart Serisi mekanları yaşanmışlık ve rustik-pastoral etkilerle donatıyor. Artstone, 2016 yılı itibariyle genişlettiği ürün gamıyla, mekanlarda “yaşanmışlık” ve “doğal ortam hissini” yaratıyor ve özel tasarım çizgisiyle bir çözüm ortağı olmaya devam ediyor. Artstone Yenilikçi Tasarım, Beton, Tuğla, Taş başlıkları altında topladığı doğal taş, beton, tuğla, ahşap, kaya ve oksit görünümündeki ürün koleksiyonlarına Karoart serisini de ekledi.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Rengarenk ayaklar
40
Balonların canlı renklerinden ve özgürlüklerinden esinlenerek tasarlanan Ballonet Socks, Amerika’dan Japonya’ya ihracat yapan, iki kadın girişimci tarafından kurulan bir çorap markası. Çarpıcı renklere ve tasarımlara sahip ürünler, penye pamuktan üretiliyor. Oeko-Tex sertifikasına sahip ve sağlıklı, rahat ve keyifli kullanım sağlıyor. Dikkat çekici tasarımlarıyla moda aksesuarı ve giysi tamamlayıcısı olarak kullanılırken konfordan da ödün vermeyecek kullanıcılar için cezbedici.
41
Gözlerimizde çiçekler açtı Büyük çerçeveli gözlüklere alışıvermiştik. Ancak bu sezon çerçeveler o kadar büyüyor ki neredeyse yüzün yarısını kaplıyor. İster yuvarlak ister kare olsun, dev çerçeveler birçok markanın ilkbahar koleksiyonlarında yerini aldı. Dolce & Gabbana’nın çiçek motifli yuvarlakları ve rengarenk tasarımları ise bu sezonda bizim seçtiklerimiz.
Güzelliği yanında taşı Yaşam akarken müzik hep yanında olsun. Bang&Olufsen, yeni ve taşınabilir BeoPlay A1 ile karşınızda. Bluetooth teknolojisi ile çalışan cihaz, tüm gün kullanım için uygun bataryaya sahip. Cihaz içindeki mikrofon sayesinde konuşmalarınızı yanıtlamanız da mümkün. Tıpkı diğer B&O Play ürünlerinde olduğu gibi, çarpıcı ve sportif alüminyum gövdeye sahip. Üstünde düğme için bir çıkıntısı olmayan cihaz pürüssüz A1 deri askısı sayesinde kolaylıkla taşınabilir.
Yeni Tasarım
Suyun rüyası Malzemenin fırsatlarını keşfeden tasarımcı David Adjaye ve Werner Aisslinger, Axor’un rüyasını gerçeğe dönüştürdü. Suyun yaşam alanındaki değeri ve etkisi üzerine düşünen iki tasarımcı, suyun akışını sorgulayan ürünlere imza attı. GamFratesi ve Jean-Marie Massaud ise markanın 2016 koleksiyonları arasına giren, yaşam alanına kolaylıkla uyumlanacak, armatür konusuna yeni bir boyut kazandıracak ürünler geliştirdi.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Kediseverlere müjde
42
Mavi, bu sezon Selçuk Demirel’in çizgilerini, Istanbul koleksiyonuna taşıyor. Kedili tişört ve bez çanta tasarımları ile İstanbulluların kedi merakını ve sevgisini artırmayı öneriyor. Kullanıcıların beğenisine sunulan, iki model tişört ve üç farklı bez çanta tasarımı, hayatın her anında, şehirde veya plajda kullanılabilir. Kedili bez çantalar, sıcak yaz günlerini renklendirirken; gardıropların eğlenceli parçası olacak kedili tişörtler ise kombinlerin favori parçası olmaya hazır. Mükemmel çizgisini ve İstanbul aşkını Mavi için yorumlayan Demirel’in tasarladığı; bazen şaşkın, bazen meraklı, bazen ürkek bakan İstanbul kedileri, vazgeçilmez yaz arkadaşı olmak için karşınızda.
43
Merih Akoğul’un gözünden Şehirler ve Kültürleri Her şehir hikayeleri ile yaşamımızda yer ediniyor, fotoğrafları ile kayıt altına alınıyor. Yıllar içinde tekrar gittiğimizde ise imgelerimizin değiştiğini farkediyoruz. Gitmediklerimiz ise zihnimizdeki kurgulu halleri ile var oluyorlar. Fotoğrafları ile gittiği şehirlerden görsel notlar alan Merih Akoğul, Akbank Sanat’ta gerçekleştiği “Şehir ve Kültürleri” isimli söyleşide katılımcıları; çarpıcı gözlem ve izlenimleri eşliğinde sokakları, parkları, müzeleri, tarihi yapıları ve yemek kültürüyle Şanghay’da keyifli bir yolculuğa çıkardı.
Mini Maker Faire bu kez Eskişehir’deydi Ülkemizdeki ilk etkinliği 2014 yılında düzenlenen Maker Faire, 7-8 Mayıs’ta Kurşunlu Küliyesi ev sahipliğinde Eskişehir’de gerçekleşti. 3 boyutlu yazıcılardan drone yarışlarına, dijital sanat enstalasyonlarından sanal gerçeklik uygulamalarına, Gestalt Zone tarafından organize edilen etkinlik ücretsiz ve herkese açıktı. New York, Berlin, Londra, Paris, Milano, Hong Kong ve İstanbul gibi dünyanın 150’den fazla şehrinde düzenlenen etkinliğin ev sahipleri arasında Beyaz Saray da bulunuyor. Geliştirmeye ve üretmeye ilgi duyan kişilerin bir araya geldiği bu organizasyon Kendin Yap kültürü ile teknolojinin buluşmasını kutluyor. Kendi üretimlerini sergileyen her yaştan katılımcının işlerini ve heyecanını paylaştığı Eskişehir Mini Maker Faire’da; Çocuk, Eğitim, Tasarım, Pro-Maker, Sanat, Müzik ve Mekatronik’ten oluşan 7 kategoride 50’ye yakın proje yer aldı.
Etkinlik
‘‘İçerde oyuncak var’’ Endüstriyel Tasarım ve Moda Tasarımı bölümlerinden mezun gönüllü tasarımcılardan oluşan Önemsiyoruz Oluşumu, “İçerde Oyuncak Var” projesi kapsamında tasarım ve sosyal faydayı kesiştirmek üzere yola çıktı. Anadolu Üniversitesi Moda Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Ayla Canay’ın yürüttüğü Topluma Hizmet Uygulamaları(THU) dersi ile temelleri atılan proje, ders kapsamında tasarlanan oyuncaklarla içerdeki çocuğun oyun hakkına erişiminde fırsat eşitliği yaratmayı hedefliyor. Proje kapsamında Anadolu Üniversitesi Tasarım Kulübü işbirliğinde 30 Nisan-01 Mayıs günlerinde bir de çalıştay düzenlendi. Gönüllü bireyler ve üniversite öğrencilerinin yanında projenin diğer paydaşları sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler. Kolektif ve çok disiplinli çalışma ortamı öneren bu projenin detayları ve süreç takibi için onemsiyoruz.org adresini tıklayabilirsiniz.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Pera’da kahve molası
44
Pera Müzesi’nin Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği işbirliğiyle Şubat – Mayıs 2016 ayları arasında sunduğu Kahve Sohbetleri başlıklı dört konuşmadan oluşan etkinlik serisi sona erdi. Müze’nin Kahve Molası: Kütahya Çini ve Seramiklerinde Kahvenin Serüveni adlı koleksiyon sergisi kapsamında sunulan serinin son etkinliği de gerçekleşti. Prof. Dr. Kemalettin Kuzucu, sunumuyla “Kahve, Okuma ve Kıraathane” Pera Müzesi’nde izleyiciler ile buluştu.
renk Kahve model Grand Canyon
www.stonewrap.com
45
Kent manzaraları Art On’da
Art On İstanbul, yeni temsil etmeye başladığı sanatçı Erdal İnci’nin “Kent Manzaraları” isimli sergisini 7 Mayıs – 5 Haziran tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşturacak. Hareketi klonladığı GIF formatlı video çalışmalarıyla tanınan Erdal İnci, bu sergisinde belge niteliğindeki yeni eserlerine ve Berlin Duvarı isimli veri görselleştirme çalışmasına yer verecek.
Şehri kokusu ile keşfetmek Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Lauren Nicole Davis küratörlüğündeki “Koku ve Şehir” sergisi, PATTU (Cem Kozar, Işıl Ünal) tarafından tasarlandı. Sergide yer alan kokular, MG Gülçiçek International Fragrance Company tarafından hazırlandı. Farklı kültürlerin tören ve geleneklerine ait kokularının yer aldığı sergi, antik dönemden günümüze kadar olan sürede Anadolu’da öne çıkan kokuların yanı sıra Bizans döneminden itibaren İstanbul’un kokularını da ziyaretçilerle buluşturuyor. Kahve, nane ve kolonya gibi günümüzün hakim kokularının yanı sıra geçmiş dönemlerin esintilerini taşıyan safran, buhur ve amber gibi birçok kokunun da aralarında yer aldığı 50’yi aşkın koku 8 Haziran’a dek, ANAMED’de ziyaret edilebilir.
Etkinlik
Global Wellness Day Ticari amaç gütmeyen, kendini iyi yaşamaya adamış gönüllüler tarafından oluşturulmuş sosyal bir platform olan Global Wellness Day, her yıl Haziran ayının ikinci Cumartesi günü kutlanan bir iyi yaşam günüdür. Egzersiz, sağlıklı beslenme ve spritüel öğretileri bir araya getiren bu platform, dünya genelinde iyi yaşam bilinci yaratacak sosyal bir hareket olmayı hedefliyor. Tüm dünyada mutluluk ışığı yakacak bir başlangıç olma motivasyonuna sahip.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mimarlıkta sayısal tasarım sempozyumu
46
Gündelik hayatımız bir yandan savaşlar, mülteci göçleri, terör eylemleri, enerji kıtlığı gibi aktüel haberlerle çevreli bir biçimde ekolojik, ekonomik, sosyal krizler içinde geçerken, çöken mevcut yaşam düzenleri bugüne ait yeni alternatiflerinin doğmasını tetikliyor. Yeni üretim modelleri, maker kültürü, takas ekonomisi, yeni iletişim biçimleri, yeni enerji stratejileri gibi birbirinden bağımsız gibi görünen hareketler aslında yeni teknolojilerin dönüştürdüğü bir dünyada krizlere karşı yeni imkânların yaratılabildiği bir geleceğin işaretleri. Bu krizler ve imkânlar ortamında, mimarlık, tasarım, teknoloji, çevrebilim, sosyoloji gibi disiplinlerin bilgi alanlarını hiç olmadığı kadar ortak bir zeminde “karşılaşmalara” açması gerekli gibi görünüyor. Bu yıl onuncusu düzenlenecek Mimarlıkta Sayısal Tasarım Sempozyumu’nda sayısal tasarım ve üretim alanındaki farklı yaklaşımların ve deneyimlerin krizlere dayalı bir gündem içinde ne tür yeni imkânlar ve alternatifler üretebildiğinin tartışılacağı Karşılaşmalar: Krizler ve İmkanlar, 27-28 Haziran’da Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleşecek.
Baharda IKEA’ya gelin, yenilenin!
© Inter IKEA Systems B.V. 2016
Birbirinden güzel yepyeni ürün ve aksesuarlar bu bahar da IKEA’da. Siz de IKEA’ya gelin, baharın tazeliğini ve canlılığını evinize getirin.
ÄPPLARÖ Katlanabilir masa, dış mekan (140/200/260x78 cm) kahverengi vernikli
499¨ IKEA Bursa Anatolium: Şehirlerarası Otobüs Terminali Yanı www.IKEA.com.tr 444 4 532 (444 IKEA) IKEA Türkiye, bir MAYA Grubu şirketidir.
CardFinans ve Maximum Kart’a özel 150 TL ve üzeri alışverişlerde vade farksız 6 taksit. Üstelik IKEA Aile Kart sahiplerine 9 taksit fırsatı.
47
‘‘Farklı bedenlerle dans’’ Kadıköy Belediyesi, Mayıs ayının ikinci haftası düzenlenen Engelliler Haftası kapsamında Caddebostan Kültür Merkezi’nde, fiziki ve sosyal ‘‘engeller’’ ile ilgili farkındalık için “Farklı Bedenlerle Dans” başlıklı gösteriler düzenledi. Özel durumu olan bireylerin günlük hayatta yaşadığı sıkıntıları gözler önüne seren bu gösterileri, okullarda gerçekleştirilen farkındalık seminerleri ve açık alanlarda kurulan Empati Sahneleri izledi. Performans sanatçısı ve akademisyen Tuğçe Tuna tarafından oluşturulan ‘‘Farklı Bedenlerle Dans” performansında özel durumu olan ve olmayan sanatçılar bir arada sahne aldı.
Bademlik Tasarım Festivali Bademlik Tasarım Festivali, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri tarafından kurulan Mimarlık ve Tasarım Kulübü liderliğinde, bu sene 4. kez gerçekleşen çok disiplinli bir bir tasarım festivali. Festivale adını veren Bademlik Yerleşkesi; Eskişehir’in tarihi dokusu Odunpazarı bölgesinde konumlanıyor. Mimarlık, Saanat ve Tasarım fakültelerini içinde barındıran bu yerleşke, öğrencileri için değerli ve vazgeçilmez. Festivalin diğer amaçlarından biri de bu dokuya dikkat çekmek. Bu yıl itibariyle uluslararası ölçeğe taşınan festival, ağırlıklı olarak mimarlık bölümü öğrencilerinin olduğu, farklı tasarım disiplinlerinden katılımcıları ve atölye yürütücülerini ‘’Düzen Dağıldığında Tasarım Ne Yapar?’’ temasıyla, 6-7-8 Mayıs tarihlerinde Bademlik Kampüsü‘nde yeniden buluşturdu.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Etkinlik
Hemzemin şart
48
Türkiye’nin tek sosyal fayda iletişimi konferansı Hemzemin, 12 Nisan Salı günü, Pera Müzesi’nde ikinci kez düzenlendi. Konferansın bu yılki teması “Korku ve Umut Sarkacında Sosyal Fayda İletişimi” oldu. Alanında uzman konuşmacıları; sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler, medya mensupları ve iletişimcilerle bir araya getiren Hemzemin, Myra Ajans tarafından, Borusan Holding ana sponsorluğunda ve Yaşama dair Vakıf’ın destekleriyle gerçekleşti. Çeşitli alanlardan konuşmacılar, sosyal fayda meseleleri için “kıyamet senaryoları ve kolay çözüm beklentileri arasında” salınan iletişim projeleri hızla artarken, hakikati anlamak ve anlatmanın zorlukları üzerine deneyim ve birikimlerini aktardılar. Yurt içi ve yurt dışından alanında öncü konuşmacıların yer aldığı konferans; sivil toplum kuruluşları, uzmanlar, akademisyenler, medya mensupları ve iletişimcilerin katılımına açıktı. Davetlilerin ücretsiz olarak katılabileceği konferansın hazırlık faaliyetlerini sosyal fayda iletişimi alanından uzmanların oluşturduğu bir çalışma grubu yürütüyor.
Mimar Sinan büyük ödülü Cezgiz Bektaş’a Mimarlar Odası’nın iki yılda bir düzenlediği ve bu yıl 15. dönemi gerçekleştirilen Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri’nde Mimar Sinan Büyük Ödülü Cengiz Bektaş’ın. Yüksek bir katılımla gerçekleşen 2016 döneminin Acar Avunduk başkanlığında; Ercan Ağırbaş, Arman Akdoğan, Pelin Derviş ve Cem Sorguç’tan oluşan seçici kurul, 178 eserin 239 pano ile katılımını değerlendirdi. İnci Aslanoğlu ve İhsan Bilgin’e “Mimarlığa Katkı Dalı Başarı Ödülü” verilirken, “Anma Programı” için Maruf Önal seçildi. “Yapı”, “Proje” ve “Fikir Sunumu” dallarında ödül adaylarının mimarlık kamuoyu ile paylaşılmasına, ödüllerin ise 16 Mayıs’ta Ankara’daki Akün Sahnesi’nde düzenlenecek ödül töreninde açıklanmasına karar verildi. Sergi, Ankara’dan sonra İstanbul, Eskişehir, Konya, Adana, Kayseri, İzmir ve Samsun’da izleyiciler ile buluşacak. Tarihler için www. mo.org.tr/ulusalsergi
49
G
eleneksel Türk El Sanatlarının, eski önemini hatırlamak ve bilinirliğini artırmak üzere tasarlanan Türk El Sanatları Koleksiyon Projesi, önceyi canlı tutup, bugüne ilmek atan “İzler” sergisi ile tamamlandı. İstanbul Moda Akademisi (İMA) öğrencileri ve Dice Kayek iş birliğiyle hazırlanan koleksiyon, Haziran ayının ortasına dek İMA’nın Nişantaşı adresi Sadrazam Sait Paşa Konağı’nda görülebilecek.
Tasarım Etkinlik
Paris’te kurulan, geleneksel ve çağdaş çizgileri harmanlayan, Türk modasını tüm dünyada başarıyla temsil eden Dice Kayek, bu projenin kreatif danışmanlığını üstlendi. Geleneksel el sanatlarının yaşatılması ve yeniden canlandırılmasına katkı sağlamak üzere kurgulanan bu projede Ece Ege, öğrencilerin rehberi oldu.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Gökçe İpek
50
Bugüne ilmek atan izler
Proje kapsamında görev alan öğrenciler araştırma sürecinde aktif rol aldı. Belirlenen yöresel el sanatlarını yaratıcı bir kurguda yorumlamak için özverili bir çalışma yürüttüler. Toplam beş öğrencinin üçer parçadan oluşan; iğne oyası, tel sarma, tel kırma, sedef kakma sanatlarını kullandığı onbeş parçalı koleksiyon, çağdaş bir kurgu ile anlatılıyor. Sergi alanında bulunan video ile koleksiyonun tasarım süreçleri, couture teknikleri, el dikişi ile hazırlanma aşamaları izleyicilere sahne arkasını özet olarak aktarıyor.
51
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Tasarım Etkinlik
Yedi kilometreye yakın uzunlukta telin kullanıldığı kafes bir ceketin yer aldığı koleksiyon, Sultan Ahmet Camii kapısında bulunan Kündekari deseninden etkilenerek tasarlandı. Çeşm-i bülbül desenlerinden ilham alınan bir diğer koleksiyonda ise bülbül kuşunun göz çeperini anımsatan beş bine yakın üfleme boncuk, tasarıma işlendi. Dörtyüzden fazla sedef taşın, altıyüz metre tül kumaşın kullanıldığı Sedef Kakma koleksiyonunda Sultan Ahmet Camii’nin kubbelerinden yola çıkıldı. Anadolu’ya has bir kumaş olan ödemiş keteni ile hazırlanan tasarımlarda ise çini sanatı bezemelerinin formlarından ilham alındığı belirtiliyor. Sergide bulunan İğne Oyası koleksiyonu ise kutsal bilgeliği temsil eden Ayasofya etkisiyle oluşturuldu ve binbeşyüze yakın iğne oyası ile tasarlandı.
52
İzler sergisinde yer alan, estetik değerlerin ve kültürel referansların çağdaş formlarla harmanladığı bu giysiler; izleyicilere, bellekte yansımalara yol açan moda ile zaman kavramı üstünden bir gözlem fırsatı sunuyor.
53
Yenilikçi hizmet anlayışı
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mekan
Ebru Aydoğdu Hair Art, sahibesi hanımefendinin çabaları ile vücut bulan bir iç mekana sahip. Anadolu Hisarı’nda denize rıhtımı olan stüdyo, kadın ve erkek müşterilerine aynı anda hizmet veriyor. Burada, klasik bir kuaför standardının dışında sanatsal bir perspektiften bakılarak kişiye özel hizmet veriliyor.
54
Stüdyodaki ilüstrasyonlar Gamze Yalçın imzası taşırken, mimari projelendirme sürecinde Meta Mimarlık’tan destek alınmış. İçerde kullanılan her obje araştırılıp farklı mağazalardan özenle seçilerek yerine yerleştirilmiş diyebiliriz. Kimisi Çukurcuma’da bir mağazadan, kimisi aynı bölgedeki bir antikacıdan… Tasarım dili olarak vintage ve maskülen diyebileceğimiz mekanda farklı konseptlerin iç içe geçtiğine şahit oluyorsunuz.
55
Fikir
T İç Mimar İrem Senemoğlu irem@senemoglu.com.tr
am da yaza geçtiğimiz şu günlerde; şehir hayatından bir süre kaçıp, doğadan ilham alan mekanlara doğru bir yolculuk yapalım, ruhumuzu dinlendirelim istiyorum. Gezegen ve doğa için büyüyen endişelerimizin de dışa vurumu olarak sadeleşmek için dingin, doğaya kucak açan evimizden daha iyi bir alternatif var mı? İlk önce evimizde kullanmadığımız eşyalardan kurtulalım, yeniliklere yer açalım.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Ahşap, hasır, beyaz ile doğa içeri girsin Ferah dış mekanı olabildiğince içeriye taşıdığımız; hasır, taş, ahşap gibi doğal malzemelerin beyaz ile dans ettiği keyifli köşeler yaratalım. Bu oyunun baş rolü elbette ki ahşap ürünlerde. Öyle sadece birkaç mobilyada değil bazen de farklı ürünlerde farklı kullanımlarda karşımıza çıkabilir. Bazen bir aydınlatma ile, bazen bir sehpa ile, bazen de ahşap kaplanmış ağaç kokusunu alabileceğiniz bir duvar ile… 56
Yenilenmek güzeldir; salonda oturmak için seçtiğiniz kanepeniz bu defa sadece kumaş kaplı olmasın. Ahşap bir çerçeve içine almaya ya da hasır kaplı yapmaya ne dersiniz? Yanına yerleşecek sehpalar da ahşap ve doğal taş beraberliğinde vurgulu bir naturellik yaratacaktır. Bu uyumlu tasarımları mutlaka naturel tekstil ürünleriyle tamamlamalısınız. Banyoda da seçimlerimizin tamamını beyaz ürünlerden yapıp, sadece depolama için kullanılacak dolaplardan bir tanesini ahşap malzemeden uygulamak, evin genelinde yaratmak istediğimiz etkiyi bu mekana da taşıyacaktır. Seçilecek aksesuarları yine tek renk almak bunu destekler.
57
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Fikir
Yatak odasında da dolaşalım. Bu mekana da dokunmadan olmaz. Sadece bir duvarda kağıt uygulayıp, önüne de konsol masa yerleştirelim. Duvar kağıdı için beğendiğiniz tonda mantar malzeme seçimi farklı bir dokuyu içeri almamızı sağlayacak. Odaya adeta aksesuar olarak eklenecek; mantardan ya da hasırdan üretilmiş aydınlatmaları, tavandan sarkıtarak
58
yatak başınıza yerleştirip komodin üzerindeki kalabalıktan da kurtulmak birinci önerim. Bazen fonksiyonu geri plana atıp, yatak başında mantardan sehpalar seçmek de eğlenceli bir fikir olabilir. “Yok, ben mutlaka çekmece istiyorum.” diyenlere alternatif olarak geri dönüştürülmüş malzeme ile üretilmiş bir modül tavsiye edebilirim.
59
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Fikir
Hemen öndeki terasa çıkalım, olmazsa olmaz hasırları sıklıkla bu bölümde tercih ediyoruz. Ancak bu defa bir tane koltuk seçimimi daha farklı yapmak istedim. Ağaç kütüklerinden yapılmış bir koltuk, benim çok hoşuma gitti, umarım siz de beğenirsiniz. Sadece bir tane yeterli olur, yoksa nerede rahatlık; hiçbiri yerinden kalkamaz.
60
61
Tasarım Etkinlik
İ
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Çiğdem Aslantaş
62
Geçmiş ile şimdiki zaman arasında bağ kurmak stanbul Modern; Zanaat, Sanat ve Tasarım Platformu’nun İstanbul’un unutulmaya yüz tutmuş zanaat ve el sanatlarını, sanat ve güncel tasarımla buluşturan ilk projesini tamamlandı. Projenin altı ayı bulan hazırlık sürecinin aktarıldığı dijital dokümantasyonlar ve ilk ürünler İstanbul Modern mağazada satışa sunuldu.
Tasarım ve üretim süreçleri konusunda önemli bir bilgilendirme kaynağı olan, “Zanaattan Tasarıma” dijital yayını online olarak izlenebilecek ve indirilebilecek. Yayında kullanılan malzemeler hakkında genel bilgi, sanatçı ve tasarımcıların deneyimleri söyleşiler, zanaatkârlar ile röportajlar ve videolar ile paylaşılacak. Proje kapsamında beş tasarımcı ve dört zanaatkar bir araya geldi. Atilla Kuzu bakır, Hatice Gökçe kemik, Adnan Serbest ahşap, Ekrem Yalçındağ sedef ve Seyhun Topuz cam ile yarattığı tasarımlar Fatma Ayran, Sezgin Yalçın, Gamze Araz Eskinazi ve Battal Yakut (Beto Usta) adlı zanaatkârların elinden vücut buldu. Projenin zanaat eksenli üretim tasarım ilişkisine dikkat çektiğini belirten İstanbul Modern Sanat Müzesi Direktörü Levent Çalıkoğlu, geleneksel sanatlar ile güncel tasarım ve sanat uygulamalarının birlikte üretebilecekleri bir fikir ve çalışma ortamı oluşturmayı amaçladıkları ve bu doğrultuda platformun ilk projesi dört zanaatkâr/el sanatları ustası ile beş tasarımcı/ sanatçıyı beş malzeme üzerinden bir araya getirdiklerini belirtti.
63
Tasarım Etkinlik Mayıs - Hazıran 2016 #57
İstanbul Modern Mağaza Danışmanı Erdem Akan ise tasarımın idealinin değer yaratmak olduğunu ve tasarımcının rolünü de; değerleri anlamak, yeni yeşermekte olan değerleri desteklemek ve kaybolmakta olanları sürdürülebilir kılmak olduğunu vurguladı. Projeyi bu bağlamda; durmak, hatırlamak ve ustalığın değerini görünür kılmak için bizlere güçlü bir fırsat sunduğunu belirtti.
64
Proje kapsamında, üniversite öğrencilerini sanatçı, tasarımcı ve zanaatkârlarla buluşturmayı hedefleyen atölye faaliyetleri de gerçekleştirildi. Sanatçı, tasarımcı ve zanaatkârlar Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü, Bilgi Üniversitesi İletişim Tasarımı ve Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü ve Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü öğrencileriyle proje sürecini paylaştı. Öğrenciler atölyelerde malzemeyi ve üretim sürecini deneyimlediler. “Zanaattan Tasarıma” sergisinde yer alan, tecrübe ve tekniğin kültürel birikiminin çağdaş yorumlarla harmanlandığı ürünler; bireylere, geçmiş zaman ve şimdikinin birlikteliğini deneyimleme fırsatı sunuyor.
65
12
-17 Nisan tarihleri arasında, dünyanın her yerinden gelen tasarımcılar, kutsal vazifelerini yapmak üzere, Milano haç yolunu tamamladı. Genel geçer bir kabuldür ki Milano Tasarım Haftası diğerlerinden oldukça farklıdır. Bu; heyecan, beklenti ve ilhamın en üst seviyede hüküm sürdüğü bir hafta. Herkesin gidebileceği bir yere sahip olduğu ve herkesin birilerine ev sahipliği yaptığı... Şehrin meşhur “anahtarları” bizlere verilmişçesine ilham kaynağı arayışında, kentin gizli köşelerinde ve açık kapılarında özgürce dolaştığımız -ziyaretçilerin sadece birkaçı için olağan olan sığınaklarda- bir hafta geçirdik. Bizim gibi ziyarete giden sektörün profesyonellerinden görüşler aldık.
Tasarımın kutsal toprakları
@Milano #breradesigndistrict #tortonadesignweek #salonedelmobile #venturalambrate Atilla Kuzu
Milano
Öncelikle Rho-Fiera’nın gezdiğim kadarı ile geçen senelerden çok farklı olmadığını ve hiç de şaşırtıcı olmadığını söyleyebilirim. Hatta bu firmaların bazıları İtalya’nın belli başlı firmaları...
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mustafa Timur
66
Geçen sene Cassina’nın Bauhaus dönemi ve Le Corbusier’e yaptığı vurguyu, bu sene Zanotta da gözlemledik. Sanırım Zanotta da Eero Saarinen’in tasarımlarını yeniden onurlandırarak bir anlamda Cassina’nın Le Corbusier’le ve Vitra’nın Jean Prouve’la başlattığı bu perspektife öykünmüş görünüyor. Fuardan ziyade şehir içi etkinliklerin daha çok konuşulduğu bir sene oldu. Hoş, bu son 4-5 senedir böyle idi zaten. Nendo’nun tek bir basit sandalye formunun farklı hareketlerini dondurup 50 adet sandalye fikri ürettiği enstallasyonu, Milano’da yer alan diğer tüm etkinlikler içinde belki de en kayda değer olan idi. Prada Foundation’da gerek mimari dili gerek içinde yer alan kafesi ve sergileri ile fuarın yoğun sıkıcı havasından sonra en çok konuşulan mekanlardan biri idi. Bu arada Milano’nun neredeyse dışında yer alan Nilufar Depot’da yer alan avangart mobilyalar da heyecan verici idi. Bunun dışında Moroso, MDF, Vitra, Edra, Rimadesio, Riva, Arper, Cassina gibi firmalar standartlarının altına düşmeyen çizgilerini sürdürmüşlerdi.
Ayşegül Kapısız Kısa bir süreliğine büyük bir fuara gidince hafif bir hiperaktif ruhsal çalkantı yaşarım, proje ihtiyaçlarına göre almak istediklerim, genel mesleki merakıma girenler ve o şehrin kokusunu, dokusunu deneyimlemek için ayrılabilecek birkaç saati tetris misali asgari boşlukla organize etmeye çalışırım. Bu kâğıt üstünde ideal görünen program akışın gerçekleri ile alt üst olur kaçınılmaz bir gerçeklikle! Milano Fuarı’nda en çok faydasını gördüğümüz kaynak Archiproducts’ın kitapçığı oldu. Fuar alanının kendisi gayet mantıklı bölümlere ayrılmış olduğundan zamanı verimli bir şekilde kullanmak mümkün; görmek isteyip de iki günde görmediğimiz bir ürün olmadı. Şehir içindeki sergileme alanları maalesef bu kadar düşünceli tasarlanmamış kanaatindeyim. Haritadan ilgilendiğimiz markaları işaretleyip Brera, Tortona ve San Babila bölgelerinde bir güzergâh oluşturduk ancak hem ara mesafeler çok uzun, hem konular çok dağınık. Ayrıca genel anlamda çok doyurucu olmadığını düşünüyorum. USM’nin sergilendiği mekâna kadar gitmek için 15 dakika yürüyüp 3 tane rafın etrafında 5 tane kutu görünce derin bir iç çekiş olabiliyor. Ben fuarlarda ürün görmek taraftarıyım; Kartell gibi firmaların sadece gösteriyi öne çıkarmalarını anlamlı bulmuyorum. Ancak Moooi gibi mekân, ürün ve sunumları ile şaşırtan firmaları görünce iyi ki burada olmak için çaba sarf etmişim diyorum. Bu fuarın tortusu; Magis’in şiirsel Ettore’si, Caimi’nin operavari dev kırmızı elbisesi, Bla Station’ın yarım porsiyon sandalyesi, Moooi’nin her şeyi ama özellikle tepetaklak kanepesi ve Sebiha Demir heykeli, Nabucco’nun yemekleri ve tonton garsonları, Balsamico kremi, İstanbul milongalarının kıymetini bildiren Tango mekânları.
67
Milano Mayıs - Hazıran 2016 #57
Senem Öcel
68
Milano Tasarım Haftası hala dünyanın en iyi tasarım organizasyonu bence. Salone Del Mobile ticari olarak, Fuorisalone ise kültürel olarak sektörün önünü açan etkinlikler. Moroso her yıl olduğu gibi fuarın açılmasıyla birlikte ziyaretçi akınına uğradı. Patricia Urquiola tasarımı standa; tasarımcılar, mimarlar, öğrenciler ve basının yoğun ilgisi vardı. Tüm markaların yeni ürün çıkarmakta adeta cimri davrandığı bir dönemde 14 yeni ürün ile fuarın en çok yeni ürün sergileyen markasıydı yine. Bunun haricinde Brera Showroom’unda Ron Arad’la birlikte gerçekleştirdiği Spring To Mind sergisi ise muhteşemdi. Universita Degli Studi di Milano’da gerçekleştirdiği Ron Tom Tom sergisi de büyük ilgi gördü. Arper ise sektörün en hızlı büyüyen markalarından biri olarak yine dikkatleri üzerine çekti. Sergilenen yeni mobilyalara ek olarak hoparlör ve aydınlatma fonksiyonları eklenmiş ses emici panelleri de ilgi çekiciydi. Yaşama ve çalışma alanlarının içiçe geçmiş olduğunu hem sergilediği yeni ürünler, hem de stand tasarımıyla kanıtlar gibiydi. Diesel Living markası, mobilya ve aydınlatma ile başladığı ürün çeşitliğini, mutfak, banyo, aksesuar, seramik, parke ile genişleterek, yaşam tarzını tüm yaşam alanlarına sokmakta kararlı bir şekilde ilerliyor. Fuarın en kalabalık standıydı dersek yanılmış olmayız sanıyorum. Foscarini ise Brera’daki Showroom’unda, Ferrucio Laviani tasarımı Reality or Illusion adlı bir sergi ile ziyaretçileri ağırlarken, Palazzo della Trienale’de Rodolfo Dordoni tasarımı Lumiere lambasının 25. yılına ithaf edilmiş bir video etkinliği düzenledi. Son 25 yılda dünyadaki tüm gelişmelerin kısa görüntülerle anlatıldığı bu sergi zaman tünelinde gezinmek isteyenler için güzel bir deneyimdi. Gündüz fuarda yorulmak, sergileri deneyimlemeye çalışmak ve akşam saatlerinde etkinliklere katılmak her zaman olduğu gibi yine heyecan vericiydi.
Nisan Tuncak Bu yıl Milano Tasarım Haftası’nda en etkilendiğim iş “Neo-prehistory 100 Verbs” idi. Andrea Branzi ve Kenya Hara küratörlüğünde gerçekleşen sergi, yüz eylem ile ilişkili yüz obje üzerinden insanlık tarihini inceliyor. Tarih öncesi dönemden günümüze kadar uzanan sergi içeriği, “Exist (var olmak)” fiili ve doğadan bulunmuş bir taş ile başlayıp, “Regenerate(yeniden üretmek)” ve yapay kalp eşleştirmesi ile bitiyor. Bu yolculuk sırasında insanlığın üretimsel, politik, ekonomik, bilimsel gelişimini; arzularını, ritüellerini ve geleceğe bakışını gözlemlemek mümkün. Sözcüklerin düşünme biçimimizde nasıl yer bulduğunu; bunun zamanla değişen ihtiyaçlarımıza cevap veren objelere ve ürünlere dönüşümünü görmek benim açımdan çok değerliydi. Fuar alanında ise Moroso, Arper, Zanotta gibi öncü markalar yarattıkları yaşam alanları ile eminim ki pek çok katılımcıya ilham verdiler. Mobilya alanındaki tüm bu başarılı işlerin ortak noktası, tasarımcılara ve zamansız tasarıma verdikleri değeri öne çıkarmalarıydı. Buna en iyi örnek, Zanotta’nın tam anlamıyla küllerinden yarattığı “The Fenice” masaydı. 1936’da Piero Bottoni tarafından bir ev projesi kapsamında tasarlanan masa, II. Dünya Savaşı sırasında bombalanan evden geriye kalan tek şey. Zanotta, zamanının ötesinde bir tasarımı olan bu masayı, günümüz malzemeleri ve üretim yöntemleri ile tekrar kullanıcılarla buluşturuyor ve “iyi tasarım”ın kalıcılığını gösteriyor.
69
Mustafa Timur Nereye giderseniz gidin ilham vericiydi. “Fuar” alanının sıralı ve iyi organize edilmiş salonları, “5vie”nin Ortaçağ’dan kalmış patika yolları, sanatçılar tarafından kuşatma altına alınmış “Brera”dan günümüz galeri alanları olarak kullanılan “Ventura Lambarte”ye, sanayi ve depo binalarından her biri eşsiz onlarca noktaya... Ortak bir hikayenin parçası olan tasarım. Foscarini için Ferruccio Laviani’nin tasarladığı enstalasyonda optik ilüzyonların içinde kaybolduk. Apartman galerisine yerleştirilen, karanlık ve içine kapanık Dimore Studio sergisiyle büyülendik. Micheal Anastassiades’in Herman Miller için tasarladığı “Double dream of spring” (Baharın çifte rüyası) sergisinden etkilendik. Maria Cristina Didero küratörlüğündeki Atelier Biagetti için hazırlanan “No Sex” projesi hayal gücümüzü esnetirken, Nike; “Hareketin doğası: Devinim” sonsuzluğu keşfe doğru yola çıkardı bizleri. Bu sırada bir düş yapısını keyifle anlatabilme yeteneğine sahip, tasarım aleminin hınzır, sivri zekası Nendo, yine yapmıştı yapacağını… Taptaze bir fikrin sahnelendiği, New York Gallery için tasarladığı 50 Manga Chairs tasarım haftasında yerini bulmuştu. Sergide, temel bir oturum tipolojisi üstünden ortaya çıkan bir davranış alfabesi ile karşılaştık. Shit Museum’a yaptığımız sürpriz ziyaret memnun edici detayları ile Merdacotta ürünlerini işledi hafızamıza.
Milano
Lumiers out of box (Kutunun dışındaki aydınlatma) ürün yerleşimi, Baccarat dünyasının ışıltılı ve nefes kesen etkisini Brera’da bulunan güzel sanatlar akademisi binasında karşımıza çıkardı. Marcel Wanders imzalı, gündüz düşü yaratan prizmatik gökkuşağı efektleri ile Le Roi Soleil Spherical şamdanlar, Masion Christian Lacroix’in Moooi ile yaptığı etkileyici “malmaison” halı koleksiyonu dikkatleri topladı.
Dilimize bir kavram daha eklendi; “Yeni Nesil Nordic”. Via Palermo 10 adresinde Danimarkalı marka Hay tarafından bölümlenen alanda, ikibin metrakarede pastel tonların hakimiyetinde bir sergi; La Pelota. Hay, Muuto, Bolia, &Tradition, MENU gibi öncüler yeni jenerasyon kuzeyli tavrını ortaya koydu. 1950’lerin şekerci dükkanlarından esinlenen Patricia Urquiola, Glas Italia için renkleri ve cam üretiminde gelinen teknolojik yeterliliği Shimmer Serisi ile aktardı. Hiç şaşırmadan, Patricia’nın bu sezon ne kadar başı kalabalık olduğundan bahsetmesek olmaz. Eğer markalar yeni ürün çalışmışsa, gözlerimiz en azından 1 adet Patricia Urquiola iş birlikteliği aramaya zorunlu hissediyor kendini. Önü kesilmeyen ve endüstri tarafından desteklenen tasarımcı, Federico Pepe için tasarladığı Credenza koleksiyonu ile vitray camların ilahi ışığını ortaya koyarak dönemi için bir tasarım klasiği ortaya çıkardı.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
“Mermer görünümlü olmak” bu Salone’nin bir diğer trendiydi. Özellikle siyah Marquina mermeri kendini her yerde gösterdi. Apparatus Studio’nun portal mermer yemek masasından küçük ölçüde Niobe yan sehpa Zanotta’ya bu görsel etkiyi keşfe çıkmak mümkündü. Lorenza Bozzoli tarafından tasarlanan Mr. Marble Jar da hakkında konuşulabilecekler listesine girdi. Citizen’in “Time is Time” enstalasyonu bize zaman kavramının insan icadı bir ölçüm birimi ve tasarlanmış bir referans sistemi olduğunu hatırlattı. Sergi, binlerce eksene sahip uzay boşluğu hissi veren sonsuzluk içinde bırakırken zamansızlık ve mekansızlık algısını sorgulattı. İçerde farklı bakış açılarını ölçmemizi sağlayan “saatler”le karşılaştık. Zamanı birimlemenin bir sorgulama yöntemi ve aracı olabileceğini gözlemledik. Hızı, tecrübeyi, doğumu, ölümü, tam da şu “an”ı veya zamanın kendisini ölçen bir zaman birimi yaratabileceğimizi tek bir anlatım dili üzerinden izletti bizlere. Keşfedilecek bir çok yanıyla Milano Tasarım Haftası tarihte yerini aldı. Meraklı, sorgulayan, yeni ve yeniyi algılama yöntemleri geliştiren zihinler için belirli bir doygunluk vardı. Bu doygunluğu ileriye taşıyacak; yeni fikirlerin ekildiği gebelik süreci başladı; seneye biçilmek üzere... 70
71
72
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
73
D
erin Design, 2000 yılından bu yana, mesleğini icra ederken bulunduğu ana tanıklık eden tasarım anlayışını, çözüm odaklı çizgisi ile sürdürüyor. Güvenli alan yaratmanın ötesinde risk alan, yaşama ve çalışma mekânlarında yeni işlevler tanımlayan, detayda ve fikirde sürprizler sunan bu koleksiyonda, ürünlerin hikâyeleri ve çıkış noktaları farklı başlangıçlardan yol alıyor ve kendi başlarına bağımsız değer yaratan fonksiyonel birer objeye dönüşüyor. Ürünler hakkında daha fazlasını keşfetmek için Otim’de yer alan Derin Design mağazasına uğramanızı tavsiye ediyoruz.
Söyleşi
Tasarım yolculuğundaki perspektifini ve ‘‘şimdi’’yi keşfedeceğiniz, fonksiyonlara yanıt veren yeni ürün ailesini markanın tasarımcısı Art Direktörü Derin Sarıyer’in ağzından dinledik.
Zekice kurgulanmış sadelik
Mayıs - Hazıran 2016 #57
‘‘Geçmişten kopabilecek cesarete sahip olduğumuzda günümüzü yönlendirebilmenin heyecanı ile yaşarız. Yani vazgeçtiğimiz kadar yaşarız.’’ yeni koleksiyonun başlangıç cümlesinden yola çıkarak sormak isteriz, vazgeçtiniz nedir?
74
Bültende yer alan haliyle vazgeçmek; iki anlamda ele alınabilir. Hem hayatla bağlı olan, hem de işimizle birebir bağlantılı olan. Bunları birbirinden ayırmıyoruz. Bizim için yaptığımız işin özelliklerinden bir tanesi iş hayatımız diğeri de özel hayatımız gibi bir ayırım söz konusu değil. İşimiz hayatımızın bir uzantısı. Hayata bakış açım ile yeni ürün grubumuz arasında organik diyebileceğim bir bağlantı var. Mesela, bir ürün tasarladığımızda -burada biz diye konuşuyorum, Derin koleksiyonlarının ruhundan bahsediyorum- öyle bir noktaya gelsin istiyoruz ki içinden tek bir unsuru çıkardığımızda bütün anlamı dağılsın. Yani
gelebileceği en pür noktaya getirelim. Estetiği de fonksiyonu da bu şekilde çözelim. Bu sadeliğin ulaştığı nokta bizi anlatsın, bizi ifade etsin. Bu da belki insanları çok daha kolay yakalayıp, kısa vadede ilgilerini çekebilecek süslemelerden kopmak, maksimalist yaklaşımlardan vazgeçmek demek. Ürünlerinizde ‘‘ekleme’’ yapıldığını görmüyoruz… Kozmetik ürün kötüdür, bu iyidir demiyorum. Derin markasının kimliğini anlatıyorum. Fazladan köpürtülmüş bir ürünümüz olamıyor. Onu yapmasını da bilmiyoruz. Bizim bildiğimiz konu; öyle saf bir hale getirelim ki fonksiyonunu yeni bir ifade ile ortaya koysun, markanın mizacını da yansıtsın. Bu bizim kendi tavrımız.
Aziz Sarıyer, Turn
‘‘Ürün yerine çözüm, mekan yerine erişim, eder yerine değer’’ ifadesi markanın yöntemi ile ilgili bir yaklaşım değişikliğinden mi bahsediyor? İnsanlığın ortalama bir ömrü var. 70 yıl diyelim. Bu süre, insan için tüm ömrünü ifade ettiğinden uzun bir süre. Homosapiensin kendi tarihine baktığımızda pek de uzun sayılmaz. İnsan, yenilik peşinde koşan meraklı bir canlı. Bundan dolayı, sürekli hayatında ve çevresinde olan bitenle ilgili keşfe çıkıyor. Moda sektörü gibi. Sürekli yeni. Mobilya bir kere değişirken, moda belki dört kere değişiyor. Mevsimlerden sebep de değil, çarkın ihtiyacı bu. Hayatta da insan sanki bu tavırda. Tasarımla ilgili birçok yeni tanım var. Geçerliliği de olan tanımlar. Fakat, öyle bir şey oluyor ki, sektördeki kısa geçmiş sanki olmaması gereken bir dönemdi, şimdi doğrusu geldi. Sanki; bir önceki yeterli değildi; şimdi yeni gelen, gerçek olan. Psikolojik bir pazarlama gibi görüyorum. Bu soru için; fiziksel ürün yok sistem tasarımı var; insan faktörü önemli, gibi bir cümle kuramıyorum. İnsan her zaman değerliydi. Beş sene önce de değerliydi bugün de. Bir şey değişmedi ki… İnsan aynı insan; savaşlar, açlık devam ederken bir yaklaşım değiştirmek yok. Mütevazı ve kendi içimde iddialı olduğumu belirterek, Derin Design’ın ilk günden bu yana bakış açısında hiç bir şey değişmediğini
söyleyebilirim. Şahsen benim katkımla temelde hiç bir şey değişmedi. Bu firmada olmaktan dolayı mutlu olduğum husus da bu. Ürünleri tanıtma biçimi, fuara katıldığımızda oradaki ifade biçimleri gibi marka iletişimde değişiklikler oldu elbette. Çekirdekteki o DNA değişmedi. Firmalarda bu çekirdek değişebilir. Her sene apayrı bir yüzle de çıkabilirsiniz. David Bowie’nin hayat hikâyesindeki gibi… Bilinçli bir tavırdır, olabilir. Ama yanlışlıkla sadece trendin sizi yönlendirdiği şekilde gidiyorsanız o sempatik değildir. Bizim için ise ilk günkü bakış açımız ne ise bugün de o. Her zaman geçerliliği olan bir durum bizimkisi. Biz sürekli şimdiyi yaşıyoruz. O andayız. Biz her zaman şimdideyiz ve şimdiyi anlatma derdindeyiz. İlk günde öyleydik, şimdi de öyleyiz. Aslında çok şey değişti. Çünkü aradan zaman geçti. Ancak felsefemiz değişmedi. Felsefemiz her zaman o an ile bağlantılı, o anın kalp atışı ile aynı ritmi tutturabilmek. Böyle bir derdimiz var. Bizim hissettiğimiz ise bu. Eğer biz bunu hissetmezsek, o işi yapmamızın da bir anlamı kalmıyor. Tabi ki işin kendi ticari zorlukları vs. var. Yaşam kısa; işiniz ve uyku, hayatınızın büyük bölümünü alıyor. Sadece para kazanmak ise olay, bence bu işi yapmayalım. İçimizden geçeni yapmamız lazım. Bizim içimizden geçen 10 yılda değişmedi ki… İnsanın temel bir arzusu oluyor ve onu gerçekleştirmek istiyor.
Aziz Bey ile sizin yaşam ile ilgili temel arzunuz bu kadar örtüştü diyebilir miyiz? Evet, örtüştük. Oğluyum. Ben onun olduğu evde yaşadım, onunla büyüdüm. NeoOsmanlı çizgilerde iç mimarlık yapacağım da diyebilirdim ama olmadı öyle bir şey. Bir şekilde örtüştük. Kavgalarımız olmadı mı, birçok kez oldu. En iyi kesiştiğimiz nokta tasarımla ilgili aşağı yukarı ne yapmak istediğimizdir. Ayrı fikirlerimiz de oluyor. Bazen ben onun tasarımlarına bakıp bu ürünü üretelim ben evimde kullanayım ancak Derin kataloğuna uygun değil diyebiliyorum. Ya da o bana bir şey söyleyebiliyor. Yeni oluşumda Aziz Sarıyer firma ortağı olarak değil, önemli bir tasarımcı olarak konumlanıyor.
Aziz Sarıyer, Jolly
75
‘‘Sistemler değişti, alışkanlıklar değişti’’ deniyor...
2016 koleksiyonunuz öncekilerden nerede ayrışıyor?
‘‘Yeni sistem bu, artık insan odaklıyız.’’ demek bana eksik geliyor. İnsan hep vardı. Çalışma sistemlerinin demokratikleşmesi kâğıt üstünden çok iyi gözüküyor. Ben pek öyle görmüyorum; her şirketin, her markanın, her projenin kendi işleyişinde olması ve ona göre çözümler bulunması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki, bazı ihtiyaçlar genellenebilir. Teknolojinin yaşamda yoğun role sahip olmasından dolayı masalara bağımlı olmamamız, ortak alanların daha fazla devreye girmesi gibi ama eski kübik sistemler kötüydü, bu iyi oldu, kübikten öncekiler kötüydü, kübik iyi oldu diyemiyorum. Her kapsama göre başka bir cevap var. Her dönemde başka mimar, iç mimar ve ürün tasarımcıları var. Onlar da ellerinden geleni yapıp o dünyanın yeniliklerini yaratmaya çalışıyorlar. Üç - dört senede bir yaklaşımın değişip, sanki yıllardır bu anı bekliyorduk hissinde olmayı pek sevmiyorum.
Bu koleksiyonumuzun diğerlerinden farkı, teknik olarak ne biliyor musunuz? Biz bir mobilya üreticisiyiz. Sadece Derin Design koleksiyonumuz yok. Siz bir proje ile geldiğinizde, çözüm ortağınız olarak, tasarladığınız hareketli mobilyaların teknik çizimlerini hazırlayıp, maketleri yapıyoruz. Çeşitli sebeplerden ötürü öngörülerimiz varsa, mesela ergonomi ya da kullanımdan dolayı doğabilecek problemler ile ilgili, önerilerde bulunuyoruz. Bazen de siz mimar olarak bir proje üstünde ihtiyacınızı tanımlıyorsunuz ve bizi çözüm ortağınız olarak belirliyorsunuz. Bu destekleri verirken, bir yandan organik bir ar-ge süreci yaşanıyor. Ürünler birikiyor. Bunlardan bazıları, doğrudan bizim markamızın koleksiyonuna girebilecek ürünler olmuyor. O proje özelinde fonksiyon çözümü olabiliyor. Bazen de koleksiyonumuza dâhil olabilecek ürünler ortaya çıkıyor. Bu birikimler bu kez bizim koleksiyonumuzu oluşturdu. Bir tanesi ofise yönelik üretilmiş,
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Söyleşi
Derin Sarıyer , Mod
Aziz Sarıyer, Egal 76
bir tanesi evin bir bölümünde ya da bir sinema için çözümlenmiş… Fakat, çok ürün biriktiğini fark ettik ve bir değerlendirme yaparak ürünleri netleştirdik. Önceki koleksiyonlarımıza da dâhil olan böyle ürünler vardı, ancak bu kadar değildi. 2016 koleksiyonu kendiliğinden oluştu ve ortaya çıktı. Bu sene, ikonik ürünlerimizin daha az, fonksiyonel ürünlerimizin daha çok olduğunu söyleyebilirim. Bazı ürünlerimiz vardır; satışı çok olmaz, nerede kullanacağınızı bilmezsiniz ancak bakmayı seversiniz, dergiler o ürünü yayınlamak ister. Bu kez, ‘‘ben bu ürünü bir projede kullansam’’ diyeceksiniz. Belki gelecek seferki koleksiyonumuzda tekrardan radikal ürünler olacak.
77
Viyana
Sağduyu ve yaratıcılık sentezi
Yüksek Mimar Gizem Önürmen gizemonurmen@gmail.com
20
#biennalearchitettura2016
Mayıs - Hazıran 2016 #57
16 Venedik Mimarlık Bienali, 28 Mayıs’ta “Reporting from the front” başlığı altında 15. kez kapılarını açıyor. Küresel boyutta mimari konuların ele alıncağı organizasyonda, 37 ülkeden 88 katılımcı yer alacak. Bu sene Filipinler, Kazakistan, Nijerya, Seyşeller ve Yemen ilk kez yer alacak. Küratörü Alejandro Aravena ve Bienal Başkanı Paolo Baratta katılımı ile düzenlenen basın toplantısında; bienal içeriğinden bahsedildi.
Ayrımcılık, eşitsizlik, doğal afet, konut sıkıntısı, göç, suç, trafik gibi konularda çözümler üretmeye çalışan, adeta savaş veren mimarların çalışmalarını paylaşacak sergi; farklı sentezler içeren sağduyu ve yaratıcılıkla birbirine entegre edilmiş örnekler içerecek. Küratör, farklı disiplinlerden gelen profesyonelleri, tasarlanan pavilyonları gezmeye, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaya ve tartışmaya davet ediyor.
78
Bienal Başkanı Paolo Baratta ve küratör Alejandro Aravena | Fotograf: Andrea Avezzù
Bienal, sergilerin yanı sıra pek çok etkinliğe ev sahipliği yapacak. Üniversitelerle iş birliği içinde düzenlenen eğitim programı, çalıştaylar, Cumartesi sohbetleri, öğrenci grup turları ve bireysel turlar ile daha çok gence ulaşılması hedefleniyor. Şehirlerin planlanmasına, büyümesine ve tasarlanmasına yönelik küçük ölçekli çözümlerin şehre entegre edilmesinin konuşulacağı “Şehirleri Şekillendirme” konulu konferansa Urban Age, ev sahipliği yapacak. Şili doğumlu küratör; mimar Aravena büyüdüğü coğrafyanın deprem ve tsunami gibi doğal afetlerden etkilenerek en çok hasar gören Constitución bölgesini yeniden tasarladığı projesinde düşük bütçeli konutlar ile ilgili çalışmalar yürütmüştü. Sergilemeler ile içeriğin paralel ilerleyişinde küratörün perspektifinden izler göreceğimizi şimdiden tahmin ediyoruz.
79
Keşfedilesi bir aşk Eyüp
E İstanbul
yüp bölgesi ile ilk temasım, babamın ev sahibi olmam konusundaki ısrarları ile başladı. Uzun yıllardan sonra ilk defa başbaşa kalmak isteyip bu talebini iletmesiyle aydınlık ve manzarası harika bir ev hayalim tekrar depreşti. Hangi semtte olduğu, binanın yapısı gibi şeyler çok da önemli değildi. Büyük arayışlar sonucu 2014 Temmuz itibariyle de resmen bir açık hava müzesi olan bölgede Haliç manzaralı bir evde yaşamaya başladım. Hem de en uzak köşesindeki mahallelerinden birinde; EyüpPazariçi’nde!
Kevser Aydın kevser.aydin@mutlufikirleratolyesi.com
Pazariçi, eski bir yerleşim yeri olmasına rağmen yeni resmileşen bir mahalle. Sokaklarında çekirdek yiyen insanlar, kediler, çöpler ve çocuklarıyla eskiliğini ve kozmopolit yapısını her zaman gösteriyor. Alışmam uzun zaman alan bu mahallenin çok yakınında olan Pierre Loti tepesi biraz da beni buralara bağlayan nokta oldu. Mezarların içinde yürüyerek ulaşılan bir mekan olsa da yaz kış sabah akşam demeden yerli ve yabancı turistlere ev sahipliği yapıyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Tepeden aşağı indiğinizde Haliç kenarına varırsınız. Yıllar önce yapılan çalışmalar sonrasında Haliç artık eskisi gibi kötü kokmuyor.
80
Sahile inerken Eyüp Sultan tarafında Defterdar mahallesi sokaklarında yürürseniz binaların birer tarih barındırdığına şahit olursunuz.
Haliç sahil boyunca Eminönü’ne doğru yürürken, sol kolda Feshane’yi geçince surlar ve sonra da Ayvansaray’ın tarihi evleri ile karşılaşırsınız. Sonrasında 1800’lü yılların sonlarında birkaç gencin, muhtaç hastalara, evlerinde tıbbi yardım götürme çabalarından günümüze kadar süren bir dayanışma ve fedakarlık öyküsünü içinde barındıran tarihi Balat Hastanesi (Or-Ahayim) ve Balat evleri gelir. Ben bu binanın havasına, hastane olmasına rağmen, bayılıyorum. Sanki karizmatik ve entel biri karşımda duruyor. Balat inanılmaz güzel tarihi evleri olan, hele ki restorasyonlarla daha da güzelleşen bir semt olmaya başladı. Patrikhaneye giden Vodina caddesi boyunca yeni yeni açılan kafeler ve restoranlar değişen yüzü gösteriyor. Sokaklarda çocuklar ve hayvanlar içiçe daha da tam şehirleşmemiş olmanın keyfiyle sokaklarda oynuyorlar. Hatta elinizde fotoğraf makinasını gördüklerinde mutlaka bir iki tanesi size poz veriyor. Balat’taki kafelerden biri ve en bilindiği delilere ve meczuplara yardım etmek için Ali Denizci ve Musa Dede tarafınca kurulan ve halihazırda binlerce ihtiyaç sahibi ailenin umudu olan “Derviş Baba Kahvehanesi”dir. Kahvehanenin İstanbul ve Bursa’da birkaç tane şubesi açıldı. Bazı akşamlar herhangi bir şubede Musa Dede ile tasavvuf geceleri yapılıyor. Burada gönüllü eğitmenler ihtiyaç sahiplerine eğitimler veriyor. Beni de bir sohbet esnasında, Ali Denizci, mühendis olmamdan dolayı matematik öğretmeni olarak atamıştı.
81
Diğer bir kafe ise “Molla Aşki Terası” dır. Burası İstanbul’un beş de ikisini seyredebileceğiniz, Roma, Bizans ve Osmanlı yazar, çizer üstadlarının en meşhurlarını toplayıp sohbet yapıp ilham aldıkları bir yermiş. Teras’a çıkmak için Balat tarafından yukarı yürümeniz gerekiyor. Oraya vardığınızda çayınızı içmeyi ihmal etmeyin. Ve Balat’tan Eminönü’ne yürürken atlanmaması gereken yerlerden diğeri de 1454 yılından bu yana eğitimlerine devam eden Kırmızı Mektep’dir.
İstanbul
Kırmızı Mektep’in gizemli havası beni büyüler. Ayasofya’nın camiiye çevrilmesinden sonra bir çok defa yer değiştiren Rum Ortodoks Patrikhanesi de Balat’tan Fener’e giderken ana yolun paralelindeki caddede yer alıyor. Paskalya’larda yakınındaki herhangi bir kafede oturup elinde sepetleriyle saçlarında çiçekleriyle bayramlık kıyafetlerini giymiş Patrikhane’ye gelen kişileri seyretmek inanılmaz keyiflidir.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Balat’ta yıkık bir binanın restore edilmesi ile 2005 yılında kurulan Camhane bir çok cam ustasının eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sergi programlarını www.camhane.com sitesinden takip edebiliyorum.
82
1871 yılında Viyana’da yapılmış ve parçalar halinde Tuna Nehri üzerinden gemilerle getirtilip Haliç kıyısındaki küçük bir bahçeye kurulmuş Aziz Stefan Bulgar Kilisesi’nin restorasyonu devam ettiğinden henüz ziyaret edebilmiş değilim. Ve ismini anmaya zaman ve sayfalar yetmeyen bir çok tarihi mekanı olan bölgeyi gezmeye bir gün yetmez. Sık sık kentsel dönüşüm ve kamulaştırma kararları çıkarılan tarihi yarımadaya, tarihimizi korumak adına sahip çıkmaya devam etmek ümidiyle.
83
Zeytin ağacından ilhamla
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Dekorasyon Magaza
D’olivier, cesaretini toplayıp hayallerinin ardından koşmaya karar veren bir girişimcinin yolculuğu. Markanın kuruluşu sırasında, kurucusu Sevtap Doster, yoğun ve odaklı emek isteyen bir oluşum evresinden geçtiğini belirtiyor. Emek verdiği konuların, yeni ve keşfedilmesi gereken başlıklar olduğunu da ekliyor.
84
Doster, zeytin ağacı ile tanışmasının ardından; kokusu, tarihi, doğallığı, kutsallığı ile derin bir mevzuya adım attığını farkediyor. Efsanelere konu olan, damarlarında ve köklerinde birçok hikaye saklayan bu ağaç, markanın ilham kaynağı oluyor. Sekiz bin yıllık geçmişi ile zeytin ağacı, insanlık tarihi ile birlikte barışın, kutsallığın, aşkın, yaşamın, bilginin, asaletin, arınmanın, ölümsüzlüğün ve her ölüme yaklaşıldığında yeniden dirilişin bir simgesi kabul ediliyor.
Marka, ülkemizin ve bölgenin sahip olduğu değerleri görünür kılmak gibi bir misyon da taşıyor. Marmara bölgesinin zeytin ağaçları, İznik’in çinisi, Bursa’nın bakır işçiliği D’olivier’de ürünleşiyor ve kullanıcısı ile buluşuyor. Haziran ayı itibariyle dolivier.com adresinden de alışveriş yapabilirsiniz.
DUC ED B NAL PRO P
Y DB
E
UC
D RO
CT
ATIO DU
DUC RO
SK E LP
ODE NA
AUT TIO
Y AN
sibelkayak.com
PRO CA
AN
E
OD
T AU
CA
DU
E SK
LP
NA TIO
CT DU O R
PR OD
UC
DUC T
PRO DUC ED B Y
AN A UT
NA
OD E S K ED UCA TIO
85
Masif ürünlerin üretimindeki emek yoğun süreçte, el işçiliği ile teknoloji bir arada malzemeye saygı gösteriyor. Bir zanaatkar kabul edilen ustanın el emeği, tasarım ile form bulan ürünlerin katma değerini artırmayı başarıyor.
Marka
Markanın tasarım anlayışını gözler önüne seren ürün geliştirme yatırımlarının yanında kurulumu tamamlanmak üzere olan ‘‘Tasarım Ofisi’’; genç tasarımcılara bir platform oluşturacak. Burada, katma değeri yüksek ürün çalışmalarına yeni neslin katılımı ile devam edilecek. Yurt içi ve yurt dışında, marka bilirnirliğini artırmak üzere tasarım iletişimi alanında yatırımlar da artarak devam ediyor. NDesign deneyimlerinin en temelinde koltuk üretimini ifade ediyor. Kalite, koltuğa atılan imza olarak özetleniyor. Üretimde detaylar özenle tamamlanıyor. Düğme, aksesuarlar hassasiyetle dikiliyor, kapitone pilileri markanın ustalığını gözler önüne seriyor. Teknoloji, kaliteli ürün üretimini; ustaların yetkinlikleri, verimli sonuçları ortaya çıkarıyor.
Yetkin ustalar verimli sonuçlar Mayıs - Hazıran 2016 #57
Katma değeri yüksek ürünleri ile bulunduğu sektörün başarı hikayelerine imza atan NDesign; zanaat, tasarım ve teknolojiyi harmanlamayı sürdürüyor.
86
87
Mobi’nin Milano çıkarması 30 yılı aşkın deneyimi ile çağdaş tasarım anlayışını mobilyalarına yansıtan uluslararası marka; Mobi, 12-17 Nisan tarihleri arasında Milano’da gerçekleşen Salone del Mobile fuarında yeni ürünleriyle göz doldurdu
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Marka
A.Raşit Karaaslan liderliğinde; mühendis, tasarımcı ve zanaatkar perspektifler ile bir arada geliştirilen her ürün, markanın çağdaş tasarım anlayışını yansıtıyor. Değişen alışkanlıklara yenilikçi ve çarpıcı yanıt veren Mobi ürünlerinde ortak yaklaşım; çözüm odaklılık.
88
Salone del Mobile fuarında sergilenen yeni koleksiyon; bizlere markanın malzeme seçiminden üretim hassasiyetine, renk seçiminden fonksiyonel çözüm önerilerine, bütüncül yaklaşımını bir kez daha gösterdi. Koleksiyonda; eve, ofise, mağazaya ve otele yönelik çarpıcı ürünler yer alıyor. Temel geometrik çizgilerden oluşan benzemesi ile Kyrpton dolabın yanında malzemenin potansiyelini üretim yöntemi ile ortaya koyan Reflect yemek masası dikkat çekici. Charm kitaplık markanın imzası olan bir ürün dili ortaya koyarken Variant koltuk marka için yeni bir grafik dil fısıldıyor bizlere. Mekan içinde vurgulamak isteyeceğiniz değerlere yönelik yanıtlar için bu koleksiyonu incelemenizi öneriyoruz.
89
90
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
91
Aksesuar dekorasyonun vazgeçilmezi
A
merika’nın ünlü dekorasyon ve mutfak ürünleri markası MacKenzie-Childs, renkli, dinamik, çocuksu ve sıra dışı tasarımlarıyla evlere mistik bir hava katıyor. Mekan tasarımında aksesuar seçimi konusunu markanın Türkiye sorumlusu Berrin Ak’tan dinledik.
Mekanlarda obje kullanmanın mekana katkısını nasıl yorumluyorsunuz? Objesiz bir ev düşünemiyorum. Yaşadığımız ortamın hastanelerden farkı olsun isterim. Mekanı, yaşayan bir yer haline getirir objeler, sıcaklık verir. Bir de anısı varsa sizin için, her baktığınızda mutlu olmak için bir sebebiniz daha var demektir. Objelerin mekandaki yeri nasıl belirlenmeli?
Söyleşi
Mekanın konforunu bozmadan, boşlukları uyum içinde, bazen de büyük bir uyumsuzluk içinde doldurmalı. Mekanlarda obje kullanımı Türkiye’de ne kadar önemli sizce? Son yıllarda giderek arttığını ve önemsendiğini görüyorum ve bu beni mutlu ediyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Aise Amet
92
Tasarımda etkileşim ne kadar olmalı, bunun ölçütü nedir? Bu tasarlayanın kendi dünyasından yetenekleri, yetiştiği aile, çevre, kendine kattığı değerler, içten gelen ifade isteği ile bedensel ve düşünsel bir aktarım. Bu yüzden tasarımda etkileşim çok göreceli bir kavram diye düşünüyorum. Bana göre bir tasarım hiç bir şey ifade etmezken, bir başkası için günlerce düşünülecek, yorumlanacak boyutta olabilir. Beni güldüren, bir başkasını ağlatabilir. Tasarlayanın aktarmak istediğini, birebir algılamamız imkansız. Her kişi onu kendi iradesiyle özgürce yorumlamalı diye düşünüyorum. Dolayısıyla etkileşim kişiye göre farklılık göstereceğinden bunun ölçütü hakkında bir şey söylemem pek mümkün değil. Yakın dönemde dekorasyonlarda ne tür objeleri daha sık göreceğiz? Aslına bakarsanız yıllara göre dekorasyon trendlerini yorumlamaktan kaçınıyorum. Yaşadığımız yer, hızlı bir şekilde moda gibi tükettiğimiz trendlerden genel hatları ile uzak olmalı diye düşünüyorum. Dolayısıyla trendleri büyük parçalarda değil; yeri gelince değişebilen objelerde kullanmaktan yanayım. Işığın enerjisini hissettiğimiz daha aydınlık mekanlar, çarpıcı renklerin zamansız mobilyalarla kombinlendiği alanlar, huzuru çağrıştıran vazgeçilmez soft tonlar ve son yılların favori objeleri bleublanc objelerden esinlenilen mavinin tonları olarak trendlerden genel anlamda bahsedebiliriz.
93
Yaz dönemi için özel çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yaz için ay çiçeğinin içimizi ısıtan görüntüsünü birçok üründe iddialı bir şekilde yorumlanmış olarak göreceğiz. 80’lerin mobilya tarzları, puantiyeler yine sık kullanılan detaylar arasında yer almakta. Mavi beyaz, sarı, yeşil, fuşya gibi renklerin ve rengarenk çiçeklerin oluşturduğu buketler ön planda. Yazın en iddialı deseni benim favorim. Cutting Garden bundan sonraki koleksiyonlarda genişleyerek yer alacağa benziyor. Bahçeden mutfağa kadar birbirinden şık ürünleriniz var. Her sezona özel çalışmalar yapılıyor mu? Markanın iddialı olduğu bir diğer konu da her yıl sonbahar-kış, ilkbahar yaz olarak, devam eden ürünlerinin yanında, 800’den fazla yeni ürün çalışması yapması. Bu yüzden dinamiği, tasarımı, yenilikçi tarzı hep devam ediyor. Bu markanın misyonlarından biri… Adeta bir moda markası gibi koleksiyon hazırlıyor. El yapımı ürünleri diğer tasarımlardan ayıran en önemli fark “biricik” olması. Tasarımlarınızda kişiye kendini özel hissettiren başka detaylar da var mı?
Söyleşi
Satın alınan her MacKenzie-Childs seramik ürünü şekil verilmesinden, sırlanmasına ve boyanmasına kadar tamamen elde üretilen bir süreçten geçiyor. Her ürünün altında vakslanan ve ürünün doğal maddesini hissedebileceğiniz boyasız bir alan bırakılıyor. Bu alanda ürünü sırlayan kişinin isminin baş harflerini ve ürünün üretim yılını görebiliyorsunuz. Dolayısıyla aynı model ürün, aynı kişi tarafından üretim sürecini tamamlasa bile kesinlikle bir öncekinden farklı oluyor. Bu şekilde her bir seramik ürünü tek, benzersiz ve sahibine özel üretilmiş oluyor. Mekana uygun obje formu nasıl belirlenmeli? Eskiler derler ya “Göz var nizam var” diye; sanırım bazı konularda haklılar. Gözü yormayacak, hedeflenen son görüntüde fazla durmayacak, beklentinizi tatmin edecek şekilde belirlenmeli.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Geleceğe dair nasıl planlarınız var? MacKenzie-Childs için nasıl değişimler olacak?
94
MacKenzie-Childs Türkiye olarak; markanın kendisinin belirlediğinden biraz farklı bir yol çizdik kendimize. Bunu belirlerken farklı kültür ve farklı coğrafi konumun yaratmış olduğu doğal farklılıkların ötesine geçmeden, markanın dinamiklerinden ödün vermeden ilerledik. Geldiğimiz nokta, hem markanın kreatif direktörü, sahipleri, hem de satış direktörleri tarafından çok takdir edildi. Şu ana kadar ne yaptıysak bu şekilde devam etmemizi, markaya kattığımız enerjiden ve yorumdan çok memnun olduklarını söylediler. Bu benim için paha biçilemez bir armağandı, inanın. Bununla birlikte planlanan, hedeflenen birçok proje var. Zamanla ve adım adım bu yolda beraber yürüyeceğimize inanıyorum. Birlikte şekillendireceğiz. Bu harikalar diyarında sürprizler hiç bitmeyecek…
95
Yaşam boyu konfor
Marka
Yaşam boyu konfor ilkesi ile 1997 yılında Hollanda’da kurulan Danca, Kestel Sanayi Bölgesi’ndeki 5000 metrekare kapalı alanda, yirmi yıla yakın süredir oturma grupları üretiyor. Uzun ömürlü kullanıma yönelik sunduğu ürünler ile bugün; Hollanda ağırlıklı olmak üzere, Amerika Birleşik Devletleri, Dubai, Kuveyt, İran, Azerbaycan, Suudi Arabistan ve Rusya’ya ihracat yapıyor. 2009’dan bu yana, Türkiye’deki satış noktalarını artırmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Marka bünyesinde kurumsal firma taleplerine yönelik üretilen “private label” koleksiyon ürünleri de yer alıyor. Ergonomiyi üretimde ana eksene koyan Danca, yılların birikim ve tecrübesi ile uzun yıllar kullanabileceğiniz dayanıklı, sağlıklı ve konforlu ürünler üretiyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Ürünlerin iskeletinin dayanıklılığı için malzeme seçiminde hassasiyet gösteren Danca, tasarımın fonksiyon ve ergonomi önceliklerine bakarak iskeletin yapısını mdf, kontrplak ve masif malzemeler kullanarak tamamlıyor. Ürünün tasarımında amaçlanan konforu sağlamak üzere kullanılan sünger kalınlıkları da her ürüne ve ürünün bölümlerine göre değişkenlik gösteriyor. Hem dolgu malzemesi, hem de ürünlerin konforunu artırıcı olma özelliği ile elyaf süngerin iskelete sabitlenmesini destekliyor. “Second Skin” özelliğine sahip üretim anlayışı ile süngerin iskelete sabitlenmesinden sonra her bir ürün pamuklu astar kılıfla kaplanıyor. İkinci deri anlamına gelen bu katman, döşemelik kılıfın altındaki ikinici kılıf yerine geçiyor. Temizlik ya da değişim sırasında geçici kılıf vazifesi görüyor. Marka bünyesindeki her ürün, markanın pazarda liderliğini kuvvetlendirmeyi sağlayacak üretim anlayışı ile kullanıcıların dikkatlerini çekiyor.
96
Danca firma ortakları; Nükhet Taşman ve Hugo Van Der Hoek
Marka, geçtiğimiz günlerde, üretim tesislerinde gerçekleştirdikleri bir lansmanla yeni ürün koleksiyonunu iş ortaklarına ve mimarlara sundu. Üstün kalite anlayışını üretim safhalarındaki özel ayrıntıları ile birlikte gösterme fırsatı yakalayan marka, “ömür boyu konfor” felsefesini gözler önüne serdi. Bursa’da bulunan üretim tesislerinde gerçekleşen lansmana, markanın Türkiye genelindeki iş ortakları katılırken Bursa’nın seçkin mimar ve iç mimarları da eşlik etti.
97
Müze, bellek ve deneyim
Müze
Prof. Dr. Ayşen Savaş’ın müze senaryosunu yazdığı ve süreci başından sonuna yönettiği, Yrd. Doç. Dr. Onur Yüncü ve Can Aker katılımıyla tasarlanan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, bulunduğu bölgenin dokusuna uyan görülmesi gerekenler listesinin üst sıralarında.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Çiğdem Aslantaş
98
Müzeler, varlık sebebimizi ve içinde bulunduğumuz zaman kavramını sorgulatıp kendimizle yüzleşme olanağı sunar. Müze ziyaretlerimiz ise karşıtlıkları aynı zemin üzerinde kaynaştırma ve zihinlerimizin kanıksadığı gerçeklik sınırlarını aralama fırsatlarıdır. Binlerce yıl öncesinde yemek yenilmiş ve izleri hala üzerinde saklı gereçlerin arkasında, bugün biz olarak yemek yeriz. Bir nevi zaman yolculuğu gibi. Gerçek ve kurgu arasında salınmamıza sebep olan bir hal yaratır; müzeler. Öte yandan, mekanda deneyim, bellek ve zaman ilişkilerinin sorgulanmasına da olanak sağladığı için müzeler oldukça verimli kaynaklardır.
İlk müzemiz, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, Ankara Kalesi’nde, çevredeki Osmanlı yapıları ile bir arada, üç eski Ankara evinin yeniden kurgulanması ile oluşturuldu. Ankara’nın önemli diğer iki müzesi olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Rahmi Koç Müzesi ile yakın konumlanıyor. 2013-2015 yılları arasında yapımı devam ederken, müzecilik programı da aynı anda yaratıldı. Kurguda, alan dolaşım şemasından duvar grafiklerine kadar tüm sergileme senaryosu ele alındı. Müzede sergilenen eserlerin çoğu Roma dönemi mutfak eşyaları.
Müzenin “Ankara taşları” ile kaplı yüksek dış cephesi, ilk anda yapı ile istemsiz bir tanışıklık hissi yaratıyor. Bu durum, bireyin malzemelerle ilişkisinin, kendi kişisel anılarından ya da toplumsal hafıza kodlarından ibaret olması durumunu bir kez daha hatırlatıyor. Bireysel olarak ait olduğumuz topluluğa özgü ürettiğimiz tüm hafıza kodları; estetik, kimlik vb. mekana dair tüm bu birikimler ilk iletişimimizi etkiliyor. Ankara taşları da yapının iletişimini; bu bağlamda, kentin bellek notlarından yararlanarak kuvvetlendiriyor. Ancak cephenin terasa bakan yüzeyinde kurgulanan nişlere yerleştirilen taklit Roma heykellerinin bu etkiyi azaltıyor. Cephedeki vurgu, mekanın girişindeki kabartmalı geniş bakır kapı ile güç kazanıyor. Brüt beton, masif ahşap, siyah metal malzemenin bir aradalığı; eski bir mekanın 20. yy malzemeler ile birlikteliği bilgisini girişinden itibaren ziyaretçisine iletiyor. Yatayda yerleşen yapının perspektif etkisi, iç mekan duvarlarda kullanılan travertenlerin yatay taraklanması ile daha da güçlü hale geliyor. Geniş galeri boşluğu, tavanda kullanılan siyah çelik konstrüksiyon ve ahşap desenli dökme beton mekanın perspektif etkisini güçlendirirken, uzayıp giden derinlikte kayboluyorsunuz. Girişte iki yanda karşılıklı olarak kurgulanmış “ana giriş” ve “hediye dükkanı” alanları bir nevi zaman geçiş turnikeleri konumunda. Müzeye girişte bu alan ile karşılaşmak içerideki gerçekliğe/zamansal farklılığa sert bir girişi önlemek gibiyken, çıkışta tekrar buradan geçmek de, yaşadığım gerçekliğe daha yumuşak bir geri dönüş yapmak gibi. “Hediye dükkanı” bölümünde binlerce yıl öncesinin süs eşyalarının ve gündelik yaşam nesnelerinin replikalarına bugün sahip olma motivasyonu, estetik algı ve yaşam pratikleri konusunda, bizi, yeniden sorgulamaya yönlendiriyor. Bu durumu, bir nevi zamana sahip olmak, hükmetmek gibi yorumluyoruz. Bu yüzden, müzelerde her şey hem çok tanıdık; gündelik hayatın bir parçası gibi, hem de her noktası ile fantastik bir kurgunun parçası gibi gelir.
99
Müze Mayıs - Hazıran 2016 #57
100
Giriş katta galeri boşluğu ziyaretçiyi iki yana yönlendiriyor. Bu alanlarda, nişler içerisinde sergilenen eserlerin çerçevelenmesi için kullanılan malzemeler ve onların titiz üretim detayları, renkler ve aydınlatmaların yarattığı vurgular, ziyaretçiyi eserleri incelemeye yönlendiriyor. Bu yönlendirme duvarda kullanılan yatay taraklanan travertenlerin de yönlendirmesi ile iyice güçleniyor. dikkat dağıtıcı unsurlarında olmamasından kaynaklı eserlerin ham travertenlerin arasında yerleşimleri de netlik için oldukça önemli bir vurgu yapıyor. Ancak bu durum bir süre sonra dikkatinizin dağılmasına neden oluyor. Görsel destekleyicilerin yanı sıra alanı algılamada diğer duyuları tetikleyecek desteklere ihtiyaç duyuluyor. Üç boyutlu bir nesnenin iki boyutlu görseline ya da ekranına bakmaktan farklı bir durum gibi gelmiyor. Dayatılan açıdan bakma zorunluluğundan ötürü, kısa bir süre sonra konsantrasyon kaybediliyor. İletilmek istenen bilgi tamamıyla alınamıyor. Sergileme camları bir nevi ekran görevi görmeye başlıyor ki bu da dijital ekranlar karşısındaki izleyiciyi pasif izleyici haline getiriyor. Bir süre sonra eserleri, tanımlanan çerçevelerden görme zorunluluğu yorucu ve sınırlayıcı kalıyor. “Kafe” bölümünün arka alanından , yemek araç gereçlerinden süs eşyalarına, geniş yelpazede gündelik yaşam nesneleri içeren ağırlıklı Roma koleksiyonu yer alıyor. Sergileme ünitelerinin renk seçimi, üretiminde seçilen malzemeler ve uygulanan aydınlatmalar, birlikte oldukça güçlü bir etki yaratıyor. Bu etki, ortam aydınlatmasının homojenliği ile de destekleniyor. Sergilenen ürünlerle müze ziyaretçisinin etkileşiminin bu alanda biraz daha dinamik olması
hedeflenmiş. İki kat arasında yerleştirilen bazı kısımları dijital olan dikey ünitenin bu çerçevede kurgulanmış olduğu söylenebilir. Dijital kısımlardaki hareketli görüntüleri ekranlardan algılamak pek kolay olmuyorken başka bir sergileme ünitesinin cam yüzeyinde, ürünün üretim süreçlerinin gösterilmesi ile ilgi çekici hale gelebiliyor. “kafe” bölümünün gündelik mutfak eşyalarının bulunduğu yerin arkasında kurgulanması ve eski yemek tariflerinin bulunması fikri ise şimdiki zaman ile geçmiş zamanın eş zamanlılığına hissettiriyor. Müzenin zemin katında güncel sergi alanı, konser için kullanılan çok amaçlı salon, atölye mekanları, yapının mimari plan maketlerinin ve manifestosunun anlatıldığı alan, tuvaletler ve tarihi mezar taşlarının sergilendiği bölüm bulunuyor. Bu alan içinde tanımlanmış tüm bölümlerin birlikteliği, ilginç bir kurgu oluşturuyor. Güncel olan zamana ait bir serginin -yani geçici olanın-, ölüm simgesi mezar taşlarının-yani kalıcı olanın- karşısında sergilenmesi ve bu birbirinin zıttı birlikteliğe gündelik yaşam pratiklerinin dahil olması -tuvalet, müzik dinlemek-, fantazi ile gerçeğin harmanlanması oluveriyor. Günlük yaşam alışkanlıklarında bireyin en bilinmez gerçekliği olan ölüm olgusu, zaten bu pratikler arasında başlı başına unutulmaya ya da gizlenmeye çalışılan bir durumken, tüm çıplaklığı ile karşınızda durması keskin bir yüzleşme yaşamanıza neden oluyor. Bir nevi ölüm ile konuştuğunuz gündelik eylemlerin kaynaştığı ve sonrasında da normalleştirildiği bir alan içinde buluyorsunuz kendinizi. Bilinmezin, hiçlik durumunun vücut bulup estetik bir algı içinde iletişime geçtiğini düşünüyorum. Tüm bu kurgu zihnime “yok olma”, “zaman”, “var olma”, “an” kavramlarını sorgulatıyor.
101
102
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
103
G
eçtiğimiz sene tripadvisor.com kullanıcıları tarafından dünyanın en iyi müzesi seçilen Chicago Art Institute, Van Gogh’s Bedrooms sergisine 14 Şubat-10 Mayıs tarihleri arasında ev sahipliği yaptı. Sergi ile sanat tarihinin en önemli üç “oda resmi” kabul edilen eserler, Kuzey Amerika kıtasında ilk kez bir araya getirildi.
Chicago
Van Gogh’un odasına yolculuk
Emre Hakgüder
Mayıs - Hazıran 2016 #57
hakguder@uchicago.edu
104
Sanat tarihinin şüphesiz en önemli post-empresyonist ressamlarından biri olan Vincent van Gogh 1888 ve 1889 yılları arasında Fransa’nın güneyindeki ufak Arles şehrindeki Sarı Ev’inin yatak odasını üç ayrı eserinde resmetti. Bu birbirine çok benzer üç eser bazı zamanlar aynı resim zannedilse de, hayatını bir göçebe olarak geçiren Van Gogh, ilkini Ekim 1888’de Arles’daki evine taşındıktan hemen sonra yapmıştı. Van Gogh yaptığı resme aşık oldu ancak resim talihsiz bir kazada selden zarar gördü. Bunun ardından, resmin ikinci versiyonunu (kendi deyimiyle répetition ‘tekrar’) Eylül 1889’da Saint-Rémy’de kaldığı bir akıl hastanesinde tamamladı. Üçüncü ve daha küçük bir kopyasınıysa (réduction ‘küçültülmüş resim’) ikinci tamamlandıktan birkaç hafta sonra annesi ve kız kardeşine hediye olarak yapmıştı. Bu üç resim normalde sırasıyla Van Gogh Amsterdam Müzesi, Chicago Art Institute ve Paris’teki Musée D’Orsay’ın daimi koleksiyonlarının birer parçasıdır, ancak Chicago’daki sergi için üçü bir araya getirilmiştir. Van Gogh’un biyografisi olma özelliğini de taşıyan sergi, ressamın ilk eserlerinden çarpıcı örnekleri, ünlü otoportrelerini, kişisel eşya ve yazılarından birkaçı ile bazı resimlerindeki mekanların gerçek ölçütlü ve interaktif canlandırmaları da dahil olmak üzere, yaklaşık 40 parçaya ev sahipliği yapıyor. Sergiyi gezdiğinizde esas amacın; ziyaretçileri, insanlık tarihinin en sevilen ancak birçok sefer yanlış anlaşılmış Van Gogh’unun özel hayatına aşina etmek olduğunu anlıyorsunuz.
105
ICA
B
aharın bitip yazın başladığını haber veren hava sıcaklıkları, bahçeye çıkma vaktinin geldiğini hatırlatıyor bizlere. Hayatı kolaylaştırmak ve sadeleştirmek üzere tasarlanan minimal ürünler, yağmurda dahi içeri almak zorunda kalmayacağınız, dış mekana uygun döşemelik kumaşlar ile döşendi bu sezon. Farklı yaşam alışkanlıklarına yönelik konforlu ve dayanıklı bu ürünler; ahşap, alüminyum, paslanmaz çelik ve sentetik rattan seçenekleri ile karşımızda. Bu sezon, bahçede her türlü rengi görmek mümkün.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Dosya Bahçe
Bahçeye çıkma vakti
Gandia Blasco 106
Gervasoni
Ikea
Brown Jordan
107
Crate & Barrel
Ikea
Rota & Jorfida
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dosya Bah癟e
ICA
108
Brown Jordan
109
Crate & Barrel
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dosya Bah癟e
Ikea
Gandia Blasco 110
Gervasoni
Brown Jordan
Ikea
ICA
Gervasoni
Rota & Jorfida 111
Gervasoni
Dosya Bah癟e
Ikea
Gandia Blasco
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Rota & Jorfida
Crate & Barrel 112
ICA
113
Marka
Takım oyunu seven Banco Istanbul
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Tasarladığı koleksiyonu prototip aşamasındayken, bir takım oyununa davet alan Didem Mut; bugün üretim, pazarlama ve operasyonel destekler aldığı iki ortağı ile birlikte Banco İstanbul markasını yönetiyor. Yaşam anlayışınızı yansıtan mobilyalar ararken uğramanızı önerdiğimiz markanın ürünleri, Maslak’taki Uniq İstanbul’da sergileniyor.
114
Banco Istanbul; yaşama saygılı olmayı önemsiyor. Marka bünyesinde ürünler altı farklı başlıkta kurgulanıyor. One; yekpare ürünlerden oluşuyor; sadece bir kez üretilmiş olanlar bu başlıkta... Collect; masif, kaplamalı ya da özel malzeme seçimi ile oluşturulanlar. Basic; adı gibi devamlılığı olan sabit ürünleri içerirken, Goody; sanat eserleri, ses sistemleri, bisiklet gibi tamamlayıcı ürünleri bir araya getiriyor. Canvas başlığı altında ise sanatçılara ait orijinal tablolar yer alıyor. Ahşap, taş, pleksi, metal firelerin geri kazanımı ile yapılan ürünlerden oluşan Recycle ise atıl durumdaki malzemelere hayat veriyor. Geçtiğimiz sene Aralık ayında tohumları atılan, yeni yıl ile birlikte planlamalar başlayan Banco İstanbul, bugün ürünlerini Uniq İstanbul’da sergiliyor. Büyüme gibi bir arzuları yok. Başladıkları ve devamını getirmek istedikleri yaklaşım ise kazan kazan kurgusu. Bu gemiye binen her yolcu için fayda yaratmak üzere hareket ediyorlar. Yeni mezun veya staj yapmak üzere mobilya alanında istekli yeni profesyonellere de kapıları açık. İş ararken, kendi ürününü hayata geçirmeyi öncelik seçtiyseniz tanışmanızda fayda var.
115
Çağdaş bir yaşam alanı
Dekorasyon Ev
AQH Dairesi, ekonominin başkenti, Brezilya mimari tarihinin geniş koleksiyonuna sahip São Paulo kentinde yer alıyor. Neoklasik bir apartman dairesinden çağdaş bir yaşam alanına dönüşüm bir özeti niteliğindeki proje, Coletivo Architects ortakları Cesar Coppola ve Daniela Coppola liderliğinde, Marcela Guerreiro işbirliğinde tasarlandı.
Daniela Coppola Cesar Coppola
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Fotoğraf: Rui Teixeira
116
117
Dekorasyon Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
118
Dairenin duvarları yıkılıp iç mekanın yeniden organize edilmesi sağlandı. Daha düzenli ve çevresi ile daha akıcı bir aksa ulaşılması hedeflendi. Beşyüz metrekareye yayılan projede sadece iki tane yatak odası yer alıyor. Sanat koleksiyoneri ve doğa aşığı genç çiftin çağdaş yaşam alışkanlıklarına uyumlu olması adına kurgu yeniden düzenlendi.
119
120
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon Ev
Projenin temelleri, “sanat ve bahçe ile yaşamak” kavramına dayanıyor. Tasarımda doğa ile harmanlanan bir planlama karşımıza çıkıyor. Bahçe olgusu balkon hacminde çözümlenirken; meyve ağaçlarından yararlanılmış. Ayrıca, ev sıcaklığını artırmak üzere şehir silüeti ile yaşam alanı arasında bir filtre oluşturulması hedefleniyor. Bitki örtüsü arasında Bocci aydınlatma küreleri bir heykel gibi yerini alıyor. Dairenin tamamında göreceğiniz bu ürün, ev sahiplerinin tutkusu. Brüt beton, çelik kablolar ile desteklenerek evde birimleri kolaylıkla hareket eden bir enstalasyon yer alıyor. Daire içinde kurgulanan aydınlatmaların tasarımı ile ilgili ise Studio Iluz’dan Ines Benevolo destek verdi.
121
122
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon Ev
Bu projede Alex Katz, Vik Muniz, Abraham Palatinik, Ernesto Neto, Janaina Tschape, Leda Catunda, Nazarene, Alex Prager ve Ron Galella eserleri ile yer alıyor. Beton iskeletin içinde şeffaf akrilik duvarları olan bir de şarap mahseni var, kurgulanan alanın kahramanları ise elbette ki şarapların kendisi.
123
Söyleşi
Olduğu gibi görünen bir çift Derya - Ahmet Özparlak
U Mayıs - Hazıran 2016 #57
sta-çırak ilişkisi içinde, kulağında ritmik çalan çekiç ve örs sesleri ile büyüyen Ahmet Özparlak ve her daim pratik Derya Özparlak atölyelerinin kapılarını bize açtılar. İki heykeltıraşın samimiyetle verdikleri yanıtlar sonrasında yaşamlarının denge, uyum ve özen içinde olduğunu söyleyebiliriz. Daha fazlası için sizi okumaya davet ediyoruz.
124
Pratik ve çözüm odaklı Derya ile titiz ve hassas Ahmet bir araya gelince, çalışırken tarafların birbiri ile gerilimini merak ederim... Derya : Üretirken hiç buluşmuyoruz açıkçası. Bu 10 yıldır bu şekilde. Ahmet : Hiçbir işimiz birbirimize öykünen ya da benzeyen bir şekilde olmadı. Bu noktada, kötü enerji olarak bir gerilim hiç yaşamadık. Tabiki, sanatçı bireyler olarak birbirimizle işler üstüne konuştuğumuz durumlar oluyor. Bunu sanatsal algısı olan birisine sorabilirsiniz.
D: Ahmet’in titizliğini benim pratikliğim tamamlıyor, onun hassasiyeti de benim işlerimi tamamlıyor. Pratik bir insanım, çözümü mutlaka bulurum. A: Ben dört gün durup düşünürüm. Etrafımı toplarım. Derya öyle değil, 50 metrekare alan içinde 1 metrekarede çalışır. Ben çalışacağım zaman her malzemeyi yerine koyar, ondan sonra çalışmaya başlarım. Bende köpeklerde alanı belirleme dürtüsü var. D: Dağınıklığın içinde ihtiyacım olanı bulurum. Ezbere bilirim ne nerede. Mükemmel mükemmeliyetsizim. A: Bu farktan hiç muzdarip olmadık. D: Hatta hep artı kısmını kullandık diyebiliriz. Roller var diyelim… A: İnsanoğlu acayip bir karışım ve korkunç bir şey. İnsanın dünyaya gelmesi hem iyi hem korkunç bir şey. Ben kaç nesil önceden üstümde ne taşıyorum acaba? Karma bir şeyim. Ne çıkarsa… Bugün bu karmanın yansımalarını savaş, açlık gibi üst başlıklardan okuyabiliriz belki de. A: Aşırı duyarlılıktan sıkılmaya başladım. Bu çok başka bir şey. Duyarlılık diyip duruyoruz. Ne oluyor yahu, hani sanatçı bizdik. Öyle bir şey yok. O bile kalmadı. Her şey politize oldu. Sanatın kendisi tamamen politize oldu. Biz çağımız içinde tamamen politik düşünüyoruz. Bu çevre, bu yaşam, bu toplum, bu dünya bizi politize edip estetik algımızı mahvetti. Bir estetik kitabı karıştırdım geçen gün. Baktım ki bugünlerle alakalı bir şey yok ki. Kant zamanında bir şey söylemiş. Sağolsun. Üstüne hiç bir şey yok. Sanatçının yaşadığı ruh darlanması da değil. Fazla güncel oluyorsun. Hatta iki saniye süren bir duyarlılık. Ne olacağını şaşırıyorsun. D: Duyarlılığın içinde duyguların ölüyor. Sanat eseri bir yatırım objesi olarak değerlendiriliyor. Siz bu konuda ne dersiniz? A: Yatırım nesnesi olması taraftarı değilim. Ben bir sanatçı olarak, kazandığımı yeniden heykel üretebilmek üzere kullanıyorum. Ortaya çıkan eser, satın alan tarafından, günümüz dünyasında hep bir başka şeye dönüştürülmeye çalışılıyor. Bahsettiğim bu durumu, bana ve esere haksızlık ve hatta hakaret olarak algılayabilirim. Yaptığım işin duvarda ya da neredeyse o mekanda seyircisi ile buluşmasından hoşnut olurum. D: Alınıp depoya kaldırılan eserler var. Hiç bir koşulda başkasının göremeyeceği bir noktada bekletilen… Sanat eserinin bir hisse senedi gibi görülüp satın alındıktan sonra depolarda saklanması rahatsız edici. Satın alanın dahi haberi olmayabiliyor orada olduğunu. Vakti gelince değer kazanır diye saklanması yerine sanatın paylaşılmasından yanayım. Bir de sanatçının desteklenmesi gerekiyor ki biz üretmeye devam edebilelim. O zaman biz de atölyemizde tutalım, madem bir koleksiyonda ya da bir sergide bulunmayacaktı. 125
Bir esere baktığımızda, doğru mu anladım şüphesi var seyircide. Bende yarattığı fikri, subjektifliğinden sebep, söze dökebilmek pek de kolay olmuyor. Eserleri gördüğün mekanda, mesela galeride, sanki mış gibi durmam gerekiyor hissine kapılıyorum, ister istemez... A: Çok yalan geliyor değil mi? Ben çoğu zaman kendi sergime gitmek dahi istemiyorum. Pornografik geliyor. Ben sanatçı, sanat eseri ve seyircinin bir arada olmasından yana değilim. Çok rahatsız edici. D: Ben bir arada olmasından yana değilim. Orada bir işin yanında seyredilen kişi oluveriyorsun. Eser varken orada… A: Burada da mesela, çeliştiğim bir durum oluyor. Eline sağlık duyabilmek için gitmen gerekiyor belki de. Ancak başbaşa kalamıyor. Seyirci bir şekilde eserle başbaşa kalmalı. Belki de hiçbir şeye ihtiyaç yok. Seyirci izleyecek. Sanatçı üretecek. D: Kendini anlatman için bir fırsat. Herkes zaman ayıramıyor elbette. Başbaşa kalıp sanatçıdan dinlemek istediğinde sanatçı devreye girmeli.
Söyleşi
A: Hatta çoğu zaman, bu anlamda eserlerimi satın alan koleksiyonerlere elimden geldiği kadar, alabilmesi için ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmaya çalışırım. O izleyecektir, sevmiştir, ilişkiyi kurmuştur. Öbür türlü tamamen ticari algılar olduğundan başka rollere bürünüyoruz. Sanatçı olmanın dışında her şey olmak zorunda kalıyorsunuz. Dönem itibariyle; muhasebeci, galerici olman gerekiyor, tanıtımını yapmak gerekiyor. Sadece bizim sanat düşünmemiz gerekirken hem de… Bu zor bir şey. Benim için rahatsız edici.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
A: Bir tane defile düşün, çok güzel kıyafetlere bakıyorsun. En sonunda ecüş bücüş bir adam çıkıyor. Ama onun dünyasını seyrettin az önce. Çok acayip bir ilişki değil mi? Sanatçısın diye de çok da kendini kaybetmemek gerekiyor aslında.
Galerilerdeki sergiler, orada bulunmanız sizin için iş anlamında devamlılık sağlamakta yeterli olmuyor aslında…
D: Eserlerimin hiçbiri mutluluktan uçmuyor, onu itiraf edebilirim. Hepsinin prangası var.
A: Olmuyor, evet. Yani herkesin çapı kadar oluyor o mesele. X galerinin çapı ne kadar geniş ise o kadar geniş oluyor, deniyor ancak o da yalan. Ya da çapı daha küçük olan Y galerisinin sanatçısı daha mı az sanat düşünüyor?
Düşünce Balonu’ndan ilham alarak vücut bulan eserlerde bir dil birliği var. Bu eserler için gelen geri bildirimler nelerdi?
D: Her galerinin koleksiyonerleri var. Bir sanatçı iki farklı galeri ile çalıştığı zaman birbirinden ayrı değerde işler mi çıkarıyor? X ile daha fazla ilgi görüp Y ile bir aradayken daha az/fazla ilgi görmesinin sebebi sanatçının yaptığı sanat eserinin değerini nasıl değiştirebiliyor? A: Bu noktada, yatırım meselesi devreye giriyor. Birileri birilerine haber uçuruyor. Talep hızla artar hale geliyor. Sanatın değeri ise uçuveriyor. Bunun için de haksız ve hakaret dolu bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Kendi çevremden biliyorum. Bu ülkede çok iyi sanatçılar var; genç, üretken, motive. Nelerle savaşıyorlar. Sanatçı her zaman nasıl daha iyisini yapabilirimi düşünüyor. Ama öyle tokatlar yiyorki… Bir yerde kayboluyor. X’in oralara gidemeyince… Sanatçı paylaşmak istiyor, egolu çünkü. Tıpkı yemeği yapan insanın eline sağlık duymayı arzu etmesi gibi. Sanatçı da bunu istiyor ve üretebilmek istiyor. Yaparken kira, malzeme gibi düşünmeyeyim. D: Yapılan işin hafife alınması konusu var bir de. O kadar da kolay değil
126
Sizin eserlerinize baktığımda yorumlamam çok kısa sürüyor, ‘‘evet yahu’’ dedirten bir perspektifiniz var. Dinlemek belki deneyimi bozacak gibi bile oluyor...
D: Düşünce Balonu metaforlaşarak insanı yakalamak üzere ortaya çıktı. Hafifletici göndermesi olan balon ile, geçmişin yüklerini temsil eden metal birbirini ağırlaştırıyordu. Yolculukta birey bir yerlere gitsin demiyorum. Ben şahsen bir sentez yapıyorum. Metalin ağırlığı ve soğukluğuna karşı, renkli ve hafif balonlarla zıtlık oluştururken hem teknik hem de kavram olarak hafifliği yakalıyorum. Bedene bağlanmış balonlar bireyin görünmez prangasına dönüşüyor. Bu pranga ile bağlarımız, travmalarımız ve hiçbir zaman değiştiremeyeceğimiz geçmişimiz bize eşlik ediyor. Örneğin, mobbing eserimde ilk bakışta seyirciyi “ilk bakış açısıyla” yakaladım. ‘‘Kadını dilinden, erkeği pipisinden asacaksın’’ gibi bir cümle kuruldu. Tabi ki o değildi aslında anlatmak istediğim. Mobbing eserim kadının ya da erkeğin konumunu kaybetmemesi için konuşamaması, mobbinge maruz kalıp sesini çıkaramaması durumunu anlatan gizli boğucu bir eser. Your ego is my lego eserimde de amaç, yine erkeği şeyinden asacaksın cezalandıracaksın değil; iktidar arayışındaki doyuma ulaşan bireyin yaşadığı hazzın gücü ile erkek bedeninin fizyolojik doyuma ulaşma anının hazzının benzeşmesidir.
Usta-çırak ilişkisi içinde büyüdüğünü okudum, yeni nesilde pek de olmayan bir yaklaşım. A: Hatta hiç yok. Çabuk olsun, iyi olsun, şaşalı olsun; ben de işte oturayım, keyif süreyim. Çok boş bir yere doğru gidiyor. Her zaman sanatçının elinin dokunduğu, ustalığı da işin içinde yaşadığı kurguyu severim. Teknoloji içinde hoşuma giden çok şey oluyor, o dünyaya iyi oturmuş, sana ulaşmış işleri de seviyorum. Çivi çakmanın bile bir tekniği var. Ben buna inanıyorum. Eğer sen duvarda bir düzenleme yapıp çivi çakacaksan, düzenlemeyi yapıp sen çakıver. Biri gelip senin yerine yapmasın. Çiviyi çakarken eline vurabilirsin, duvar patlayabilir, duvar malzemesi ne ise ona göre davranışını değiştirmen gerekecek. Ustalıktan muzdarip olmadım. Bana kazandırdığı çok şey vardır. Her zaman da bunu savunur. Fazla duyarlı olmaktan sıkıldığım noktaya geldim, dedin. Aslında senin eserlerin pek duyarlı… Konuyu bağlamından kaydırıp tüketmemek için sanki üstüne konuşmak dahi istemiyorsun gibi geliyor; Hatce Harikalar Diyarında için söylüyorum. A: Açık seçik olarak anlatım yapılacak bir şey değil. Bir adaya düşsen dahi kendi dünyanda bir şeyler yapıp anlam yükleyebilirsin. Evet paylaşmak çok güzel. Ama bu duyarlılığını üstünden atmak istiyorsun. Sanatçı kişisel tarihinden besleniyor. Geriden getirir güncelle bağlar, bir şekilde ortaya çıkartır. İçerik bu. Bu seri benim, Güneydoğulu olmam ya da annemin çocuk gelin olması ile ilgili. Hayatımda farkındalık oluşturan ilk formların bu yastıklar, yorganlar olması. Form algısı dediğin şeyin nereden geldiğini göstermek için bir tarih yazıp, dili oluşturuyorsun ya, neyi anlatabilirim diye bakıyorsun. Ne yapacağım, Arizona’daki abinin şapkasını metalden yapıp heykel diye mi koyayım. Mutlaka benden bir şey olmalı. Bu benim seçimim. Bu seçime hizmet ettiği sürece o şapka da benimdir. İnsanlar seçimleri ile yaşıyorlar. Her şeyin bir dozu var. Sıkıldım duyarlılıktan dediğim şeyin en güçlü sebebi, sosyal medya. İnsanlar duyarlılıklarını göstermek için kusacaklar neredeyse. Tamam, herkes bir şeye üzülüyor. Herkes her şeyin farkında, bir sen değilsin. Ben sanatçıyım buna da duyarlıyım, bak orada da bir duyarlılık meselesi var, bir gideyim ona da duyarlı olayım dediğin zaman… Eğer bir şeye duyarlıysan, hiç kimse bilmeden de çözebilirsin. Bu duyarlılık meselesi sosyal medya aracılığı ile değil, STK’ların birleşimiyle çözülebilir. Bu anlamda gösterişe gerek yok. D: Duyarlılık bonusu toplayan Mario olmuşsun. Bonus toplayıp like artırıyorsun.
127
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon At繹lye / Ev
K覺z Kulesi romantizmi
128
Cam sanatçısı Meral Değer, İstanbul’da kız kulesi manzaralı evini konfor merkezli tasarladı. Salona girdiğinizde sizi kucaklayan İstanbul manzarasında geçmişe gidip geleceksiniz.
129
Dekorasyon Atölye / Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
Oturduğunuz yerden gözleriniz temizlenecek sürekli. Gökyüzünün huzur veren mavisi, denizin merak uyandıran laciverti ile Kızkulesi’nin romantizminde kesişecek.
130
Evin oturma alanında yer alan şömine, soğuk kış günlerinde içinizi ısıtmaya hazır. Konforlu bir yaşam için yalın mobilyaların tercih edildiği bu evde, canlı çiçek ve aksesuarlar eve renk getiriyor.
131
Dekorasyon Atölye / Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
132
İşi ve ev yaşamını birbiri ile iç içe ve planlı konumlandıran sanatçı, atölye alanında bireysel kalmayı tercih ediyor. Evin diğer alanlarında ise cam eserlerin görünür olduğunu farkedeceksiniz. Doğa ve sanatın yan yana olduğu bu evde, duvar içlerindeki nişleri özel eserler renklendiriyor.
133
MEKANIN
Duygusu, Ruhu, Akli B 10. Yıl Özel
ir mekan ile karşılaştığımızda, bedenimizle içerisinde bulunduğumuz alan arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarız? Alanda bulunmamızın bir farklılık oluşturduğunu nasıl anlayabiliriz? Kendini mekanın bir parçası olarak hisseden bedenin mekan ile kurduğu diyalog ile pasif bir izleyici olarak kurduğu etkileşim arasındaki farklılıklar nelerdir? Zaman, mekan ve beden etkileşiminde mekanda bulunma deneyimini nasıl gerçekleştiririz? Tüm bu mekansal sorgulamalar bireysel olarak deneyimimizi nasıl etkiler?
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Çiğdem Aslantaş Gözde Şekercioğlu
134
Mekana dair üretilen davranış biçimleri, mekanın iletişim tarzına bağlı olarak değişiklik gösterir. Mekan, etkileşim yöntemi olarak otoriter bir dil kullanırsa kullanıcısını bir süre bocalatır. Bu bocalatma durumu, zihnin mekanla karşılıklı iktidar savaşından kaynaklanır. Mekanın dayatmacı tavrı ise onu değiştirme çabasıyla, algı manipülasyonu ile çarpışır. Bu süreç benim yenilgimle sonuçlanırsa, yani kendimi var edemezsem, mekanı bırakırım ve ardından daha bilindik olan alanlara yönelirim. Var olamadığım, mekanda “an”lar yaratamadığım durumlardan sonra ancak aynı mekanı tekrar ziyaret ettiğimde detayları fark etmeye, gözlemlemeye başlayabilirim. Bu durum bir nevi ilk karşılaşmada oluşturduğum -olumsuz da olsa- zihinsel izlerin var olması ile ilişkilidir. Çünkü en azından mekan için zihnimde ürettiğim iz, daha bilindiklik hissi yaratır ki bu da mekandaki edilgenliğimi azaltacaktır. Mekan kurgusunun tam tersine çevrildiği durumlarda farklı tutumlar sergiler insan. Eğer tasarım kurgusu, birey ve beden arasındaki iletişimi dengede tutabilirse bu durum değişir. Birey, pasif bir izleyiciden -bilgiyi alan konumundan-, aktif etkileşim içinde olan -karşılıklı hiyerarşik bir olmayan bir diyalog konumuna- taşırsa, zaman ve mekana yabancılaşma ortadan kalkar. Böylece mekana dair zihinde “an”lar yaratmaya başlar. Bu nedenle varlık olarak orada bulunduğunu hissedebilmesi için bir mekanda “an”da olmak ve zaman kavramını sorgulamak oldukça önemlidir. Buradan yola çıkarak bu mekanlarda söz sahibi profesyonellere sorular sorduk, 10. yıl özel dosya konularımızdan biri olan Mekanın Duygusu, Ruhu, Aklı sizlerle…
Nihat Kalfazade | Mimar Bir mekan hangi özellikleri taşımalıdır ki kullanıcısı için %100’e yakın verim ile çalışsın, kullanıcısı yaptığı işten keyif almayı sürdürsün? Bir mekanın verimli çalışmasıyla mekanın kullanıcısının bu mekanda yaptığı işten keyif almasını tümüyle ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. ‘‘Çalışma’’ kavramının ‘‘fonskiyon’’ anlamında ifade edildiğini düşünüyorum. Bu doğrultuda, bu sorunuzu iki ayrı soru olarak ele alıyorum: 1. Bir mekan nasıl fonksiyon taşır? 2. Kullanıcı fonksiyonu nasıl değerlendirir. Bu iki sorunun mimari literatürde çok fazla yanıtı olduğu gibi, tek bir doğru cevabı bence yoktur. Mekana fonksiyon atfı, her zaman mimar tarafından yapılsa da, günün sonunda kullanıcının kararı doğrultusunda gerçekleşir. Buna en iyi örneklerden birisinin Tschumi’nin ‘‘foli’’leri olduğunu düşünüyorum. Diğer taraftan, bence mimari fonksiyon, temellerini mimari programdan (film veya tiyatro ile bir benzetme yapmak gerekirse, ‘senaryodan’) alır. Bizler mimar olarak sahneyi tasarlarız, metni yazarız ve bir oyunu öngörürüz. Nasıl oynanacağı oyuncunun yetisi, kimliği ve becerisi çerçevesinde oluşur. Mimar olarak bu elle tutulamayan, ancak mekanın kullanıcısı ve izleyicisi için etkili olan değerleri siz nasıl sıralarsınız? ‘‘Mekansal değerler’’i bilmiyorum. Ancak düşündüğümde aklıma ilk gelen ‘‘mekanın dürüst olması’’gerektiği yönünde. Bir mekanın ‘‘mış gibi’’ (betonmuş gibi, uçarmış gibi, yüzermiş gibi, gemiymiş gibi, uçakmış gibi vs.) olmaması gerektiğini düşünüyorum. Mimari mekanın kendi kimliği ve söylemi olmalı, dürüstçe de kendisini ifade etmeli. Bence başka ‘değerler’ varsa da hepsi projenin potansiyeli içinde değerlendirilir. Doğru zamanda doğru yerdeyim, cümlesini kurduğunuz bir mekanı bizimle paylaşmanızı rica ederiz. Bunu aslında hep söylüyor olabilmeliyiz... Meslek ne yazık ki o kadar yozlaştı ki, deyimi söylediğimiz yerleri mumla arar hale geldik. Sorunuzda iki bilinmeyenli bir denklemden bahsettiğinizi anlıyorum. 1. Zamana ait mekanda bulunmak: 21. yüzyılda, bu zamanın veri, araç ve malzemelerini değerlendirerek, çevresel etkimizi asgariye indirmek kaydıyla, bugüne ait ve yarına temel oluşturacak yapı ve mekanı tasarlamak gerekir. 2. ‘‘Yer’’e uygun tasarım yapmak; bence gerçek mekan ‘‘yer’’den bağımsız olamaz. Fiziksel bir çevre içinde, sosyal, kültürel, ekonomik gerçekler içinde ve bu gerçeklerin de uzantısı olan bağlamdan kopuk mekan olmamalı düşüncesindeyim. Dolayısıyla, ‘‘doğru zamanda, doğru yerde’’ olmak, benim için zamanına ve bağlamına uygun tasarlanmış bir mekanda bulunmayı ifade ediyor. Buna olumsuz bir örnek, 21. yüzyılda İstanbul’da İngiliz Viktroiya dönemine ait kapalı komüniteler olabilir. Kendi deneyimlediğim ve içinde bulunmaktan bu doğrultuda keyif aldığım bir mekan, en son ziyaret ettiğim Piri Reis Üniversitei kampüsü oldu.
135
Erdem Ercan | Yönetici-Takım Koçu, Eğitmen Bir mekan hangi özellikleri taşımalıdır ki kullanıcısı orada %100’e yakın verim ile çalışsın, kullanıcısı yaptığı işten keyif almayı sürdürsün? Bu mekanı bir ofis olarak düşünürsek işin içeriği nedeni ile her departmanın farklı özellikleri ön plana çıkar. örneğin muhasebe departmanında dikkat, disiplin, zamanlama, rutini takip etme gibi rasyonel özellikler öne çıkarken diğer taraftan pazarlama da yaratıcılık, iletişim, veri madenciliği önem taşır. Bunun gibi diğer departmanların da kendine özgü özellikleri vardır. İnsan kaynaklarının doğru işe doğru insanı yerleştirdiğini düşünürsek. İşin gerektirdiği özellikler ile ilgili departmanda çalışanların kişisel özellikleri birbirini karşılayacaktır. Ayrıca her departmanın kendine özgü çalışma dinamikleri de vardır. Örneğin üretim departmanı ağırlıkla şirket içerisinde bulunurken satış departmanı sahada olmaktadır. Bu çerçeveden yola çıkarak mekanın tasarımı; renkler, formlar, yerleşim, departmanda çalışan insanların özellikleri, ofiste geçirdikleri zaman, birbirleriyle bağlantıda olma ihtiyaçları düşünülerek oluşturulmalıdır. Bu yaklaşımla tasarlanan mekanlarda insanlar %100 ‘e yakın verimlilikte keyifle çalışırlar.
10. Yıl Özel
Duygusal zeka üstüne çalışan bir profesyonel olarak, bu elle tutulamayan, ancak mekanın kullanıcısı ve izleyicisi için etkili olan değerleri siz nasıl sıralarsınız? Duygusal zeka, kendiniz ve başkaları için en iyi sonucu yaratmak üzere duygu ve düşünceleri harmanlama kapasitesidir. Duygu ve düşünceyi harmanlayabilmek için duygularının ve kişisel özelliklerinin farkında olmak gerekir. Bir mekan tasarımı için de duyguyu ; estetik, renkler, ışık, doku, ses, aksesuarlar, tasarımda ki ince dokunuşlar simgeler. Düşünceyi ise fonksiyonellik, ergonomi, yerleşim, planlama, ihtiyaçlar tanımlar. Kullanıcısı ve izleyicisi adına en iyi sonucu yaratmak için tüm bu özelliklerin harmanlanması gerekmektedir.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Doğru zamanda doğru yerdeyim, cümlesini kurduğunuz bir mekanı bizimle paylaşmanızı rica ederiz.
136
Duygusal zeka duygular ile akıllı olmaktır. Bu yaklaşım Türkiye Partneri olduğumuz dünyanın en büyük duygusal zeka organizasyonu Six Seconds’a ait. EQ için ilk adım kendimizi tanımaktır. Herbirimizin beyni farklı bir sistematikte çalışıyor. her gün yüzlerce uyarıcı ile karşılaşıyoruz. bazılarımız duygusal verileri bazılarımız ise rasyonel verileri almaya eğilimli oluyor. sonra bu veriyi bazılarımız yenilikçi bazılarımza korumacı değerlendirme eğiliminde oluyoruz. ve nihayetinde bizi harekete geçiren motiv bazılarımızda pratik bazılarımızda ise idealdir. Ben hayatta duygusal verileri almaya meyilli, aldığını da yenilikçi bir yaklaşımla değerlendirip ideali oluşturmaya motive olarak hareket eden birisiyim. kendi durduğum yerden benim keyif aldığım, tam bana göre dediğim mekanlar; sıcak renkler, yumuşak dokular, rahatlık, birleştirici tasarım, yenilikçi yaklaşımlara sahip kişiliği olan mekanlardır. Londra’da Victoria Tren İstasyonu, Rio de Jenerio’da Scenerio Bar ve bir de Kapadokya’daki bir butik otel diyebilirim.
Gürkan Akay | Fotoğraf Sanaçısı - Mimar Bir mekan hangi özellikleri taşımalıdır ki kullanıcısı için %100’e yakın verim ile çalışsın, kullanıcısı yaptığı işten keyif almayı sürdürsün? Soru bir ofis kurgusundan bahsediyor, iki alt başlığı ve bu alt başlıkların cevapları da oldukça iç içe. Yaptığı işten keyif alan, bunu sürdürebilir kılan kullanıcının işine katkısı da bu keyif ve sürdürülebilirlik ile orantılı olacaktır. Burada, mekan tasarımcısının, kullanıcıyı her şeyden önce rahat ettirme, konfor gereksinmelerini sağlama gibi temel ögeleri eksiksiz sunmakla başlaması bence önemli bir şart. İlaveten; yapabilmek mümkün ise kullanıcıyı, mesaisinin bazı evrelerinde gün ışığı ve varsa manzara gibi “dışarıdaki hayat” ile rastlaştırmak, belki bazen bilinen ve beklenenin dışında bir ortamın içerisine dahil etmek, hatta evinde dahi yapamayacağı bazı şımarıklık alternatifleri dahi yaratabilmek bence önemli katma değer unsurları. Sözgelimi; son derece ciddi bir finans ortamının departmanları arasında bisiklet ile dolaşabilme özgürlüğü sunmak, ya da önemli bir toplantıya girmeden önce yan galeride bulacağınız bir golf alanında bir kaç atış yapılmasına ortam yaratabilmek gibi. Burada, tasarımcının, ve uygulamacının işlerini teslim etmesinden sonra, bina ve departman yönetimlerinin bu kurguya sahip çıkması da bana göre büyük önem taşıyor. Mimar olarak bu elle tutulamayan, ancak mekanın kullanıcısı ve izleyicisi için etkili olan değerleri siz nasıl sıralarsınız? Duygusal zeka, kendiniz ve başkaları için en iyi sonucu yaratmak üzere duygu ve düşünceleri harmanlama kapasitesidir. Duygu ve düşünceyi harmanlayabilmek için duygularının ve kişisel özelliklerinin farkında olmak gerekir. Bir mekan tasarımı için de duyguyu ; estetik, renkler, ışık, doku, ses, aksesuarlar, tasarımda ki ince dokunuşlar simgeler. Düşünceyi ise fonksiyonellik, ergonomi, yerleşim, planlama, ihtiyaçlar tanımlar. Kullanıcısı ve izleyicisi adına en iyi sonucu yaratmak için tüm bu özelliklerin harmanlanması gerekmektedir. Doğru zamanda doğru yerdeyim, cümlesini kurduğunuz bir mekanı bizimle paylaşmanızı rica ederiz. Tek bir tane söyleyemeyeceğim, unutamadıklarımın sayısını en fazla üçe indirebiliyorum. Bunlarda ilki; Richard Meier’in Bodrum Evi çekimleri esnasında, gün doğumundan geceyarısına dek ışığın ve muhteşem manzaranın yaratılan mekanın içine davet edilişine ettiğim şahitlik. Sadece şahitlik ediyor olmakla kalmayıp, bu bahsedilenleri belgelemeye çalışmak, unutamayacağım bir mesleki deneyimdi. Benzer bir durum, Emre Arolat’ın Sancaklar Camisi’nin fotograflanması sırasında da bir ibadet ortamında bulunmanın huzuru, İslam Dini’ nin doğuşununa yapılan gönderme hikayesini belgelemeye çalışmak şeklinde tezahür etmekte idi. Bir de, Ahmet Alataş’ın Kemerburgaz’daki cam evini fotograflarken, aslında insan eliyle oluşturulan bir mekan içinde yer alıyor olmanıza karşın, mahremiyetinizin doğa ile sağlanıyor oluşunu yaşamak. Tüm bu yapılar zaten “doğru” yerler idi, doğru zamanlama ise ışığın bu mekanlarla ilişkisini fotografa en doğru yansıtabileceğim anlar ile ilgili. Üçünde de ışık bana istediğimi ve daha da fazlasını verdi, demek ki zamanlamaları da “doğru” olarak niteleyebiliriz.
137
Emre Kuzlu | Mimar Bir mekan hangi özellikleri taşımalıdır ki kullanıcısı için %100’e yakın verim ile çalışsın, kullanıcısı yaptığı işten keyif almayı sürdürsün?
Doğru zamanda doğru yerdeyim, cümlesini kurduğunuz bir mekanı bizimle paylaşmanızı rica ederiz.
Rapoport’un da belirttiği üzere mekanın mutlak amacı insanın yaşam tarzına en uyumlu biçimde bir ortam yaratmaktır. Bu uyumu da yakalamanın en önemli yolu mekanı, kullanıcının farklı deneyim anlarına (Moments of truth) yönelik olarak kurgulamak ve deneyimi bir bütün olarak ele almaktır. Bu yüzden mekanı sadece içinde veya dışında yaşanan deneyimin mecrası olarak görmek lazım. Her mekanın mimari kurgunun dışında gelişebilecek deneyimlere gebe olduğunu öngörmek gerek. Bu bağlamda ben tasarımı mekan tasarımından ziyade deneyim tasarımı olarak tanımlamayı tercih ediyorum. Mekan, kontrol altında tutmamız mümkün olmasa da yaşanmasını öngördüğümüz deneyimin mecrasıdır.
Bu durum tamamen yaşamayı öngördüğüm deneyime ve içinde bulunduğum bağlama göre değişir. Bazı deneyimler hayatta bir kere yaşanabilecek mucizevi veya sıradışı deneyimler olabilecekken bazıları tamamen fonksiyonel seviyede kalabilir. Nasıl bir banka şubesinden mucizevi bir deneyim beklemezseniz, bir otelden veya bir restorandan fonksiyonel deneyimin ötesinde bir deneyim beklersiniz. Genellemek gerekirse artık hayatımızda yaşadığımız herhangi bir mekan deneyiminin sadece fonksiyonel olmanın ötesine geçmesini bekleriz. Fonksiyonel ihtiyaçlarımızı gidermenin ötesinde bizimle duygusal bağ kurabilmesi gerekir.
Deneyimin ise iki bacağı vardır. Hem ruha hem akla hitap etmelidir. Bireysel bir mekan kişinin kendisine ve karakterine ait öğeleri içerirken sosyal ve dış mekanlar ise toplumun kimlik ve kültürünü yansıtır. Ancak, tabiki insanın fonksiyonellik/konfor ihtiyacı da göz ardı edilemez. Ruhuna olduğu kadar bedenine/aklına da hitap eden, yapısal veya fonksiyonel sınırlarla kısıtlanmadığı bir ortam, kullanıcısı tarafından benimsenir. Bu yüzden, yaratılan deneyimi hem duygulara hem mantığa hitap edecek şekilde ele almak, beynin sağ ve sol taraflarına aynı anda hitap etmek mekanın kullanıcısının hem yaptığı işten keyif almasına hem de verimlilik ile çalışmasını sağlar.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
10. Yıl Özel
Mimar olarak bu elle tutulamayan, ancak mekanın kullanıcısı ve izleyicisi için etkili olan değerleri siz nasıl sıralarsınız?
138
Yukarıda da belirttiğim üzere, mekan, kontrol atında tutmamız mümkün olmasa da yaşanmasını öngördüğümüz deneyimin mecrasıdır. Ve bu deneyimi parçalara ayırmak mümkündür. Bizim için bu parçalar yani deneyim anları mekanın dışarıdan algılanmaya başladığı etki anından ayrılma anına kadar geçen bir dizi deneyim anını barındırır. Bu anlar farklı mekan deneyimleri için farklılaşmakla birlikte ilk etkileşim, eşik yani mekana ilk adım atma anı, yönlenme, bekleme, mekandaki diğer insanlarla ve duyusal unsurlarla etkileşim, ayrılma anları gibi örneklenebilir. Kullanıcı mekanda herhangi bir deneyim anında eğer negatif bir tecrübe yaşarsa, mekanı oluşturan diğer tüm deneyim anlarının – ne kadar başarılı olursa olsun - artık bir önemi kalmaz. Kısaca, yaşanılan deneyim sahip olunan en zayıf halka kadar güçlüdür. Bu yüzden deneyim anlarını pekiştirmek için kullanıcıyı iyi tanımak ve anlamak ve kullanıcının tüm duyularına hitap etmek önemlidir. Örneğin, MJ Bitner’ın “service cape” yani hizmet çatısı altında tanımladığı “ortam koşulları”ndan ısı, aydınlatma, müzik, koku ve renk gibi çevre özelliklerini ve bunların deneyimindeki önemini ve mekan algısında yarattığı farkları göz önünde bulundurmak gereklidir. Son olarak, bence “değişim ve çeşitlilik” bir mekanın kullanıcısı için en etkili değerlerden biridir. Değişim ve çeşitlilik göstermeyen bir mekan bireyi köreltmekle kalmaz, gelişimi de negatif etkiler. Özellikle yeni jenerasyon “Millenials” yükselmesi bu değerin önemini arttırmakta. Yenilikçi bakış açılarına düşkün ve yeni değerler peşinde olan yeni nesil kullanıcılar, özgün, değişik tasarımların ve kalitenin peşinde.
Bu bağlamda kullanıcısı ile bu bağı kurabilen, kullanıcısı tarafından “doğru zamanda doğru yerdeyim”i hissettiren bir örnek olarak I-AM tarafından marka, mimari ve dijital tasarımları gerçekleştirilen Mart ayında hayata geçen, hızlı yaşayan, spontane seyahat eden, sosyal, eğlenceli, sürprizleri seven ve teknolojiyi iyi kullanan konuklarına hizmet verecek olan bir şehir oteli olan Cloud 7’den bahsedebilirim. Cloud 7’nin konsept ve iç mimari tasarımında konukların diğer konuklarla ve çevreleriyle iletişim sağlaması için teknoloji ve iletişim imkanları ön planda tutuldu. Alışılmış resepsiyon, lobi alanı gibi tanımlı mekanlar yerine farklı modlara uyum sağlayabilen alanlar tasarlandı. Resepsiyon bankosu gibi bir otelde olmazsa olmaz gibi görünen unsurlar paylaşımlı masalar olarak tasarlandı ve otele ilişkin her türlü işlem (check in, check out) misafirlerin online olarak kendi başlarına yapabilecekleri şekilde teknolojik bir alt yapı ile kurgulandı. Otelin lobi/giriş katında genç, dinamik, eklektik ve eğlenceli bir tasarım dili benimsenirken, odalarda rahat/konforlu, canlı ve ilham veren bir tasarım dili benimsendi. Otelde şaşırtıcı, ilham veren öğelerin kullanımına özen gösterildi ve tüm bunlar teknoloji ile birleştirildi. Örneğin, duvardaki bir sanat eserini cep telefonunuzdan satın almanız bile mümkün.
139
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mimar Şebnem Buhara
140
Dekorasyon Ev
Füzyon bir stil İç mimari projelerinde ailenin yol arkadaşı Şebnem Buhara, ebeveynlerinin evini tasarladıktan sonra, kızlarının 300 metrekareye yayılan yaşam alanının iç mekanına imza attı. Sade bir yaşam içinde kalabalık toplantı ve ev davetlerine uygun oturma düzeni ev sahiplerinin önceliği oldu. Beklentilerini iyi anlamak, ihtiyaçlarını analiz etmek adına taraflar uzun süreli bir çalışma yürüttü. Duvarları değiştirmeden, mekanların fonksiyonlarını değiştirerek iki ayrı büyük yatak odası, banyo ve alt kattaki odaların birleşmesi ile büyük bir giyinme odası tasarlandı.
141
142
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon Ev
Füzyon bir stilin hakimiyetindeki bu evde, rahatlık ön planda. Ayrıca, evin içi değerli tablolar ve seçilmiş özel objeler ile donatıldı. Salon mobilyaları Statu’den, şöminenin etrafındaki oturma köşesi, koltuk ve kanepe, şömine üstündeki “Poker Things” aksesuarlar Bou Art&Design’dan. Yatak odaları ve salondaki orta sehpa bu ev için özel olarak üretilen ürünler arasında.
143
Dekorasyon Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
144
Yatak odalarından birinde spor ve maskülen bir tasarım dili hakim iken, diğerinde detaylara odaklanılan klasik bir yaklaşım tercih edildi. Bu yaklaşım farkı, evin geneline yansıtılmak istendi. Ev sahiplerinin yaşam alışkanlıkları göz önüne alınarak, evde çağdaş ve “art-deco” yaklaşımlar birleştirildi. Her zaman güçlü duracak ve eskimeyecek bir kurguya ulaşıldı.
145
Dekorasyon Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
Salon Mobilyaları: Statu, Bou Art&Design, Koleksiyon Aksesuarlar: Four&More, Beymen, Inside Yatak Odası: Özel İmalat
146
147
Sanat ile zanaat kesişiminde Her şeyin hikâyesi olduğuna inanan Cem Garagon ve Nana Lin, İstanbul’daki karşılaşmaları ile markaları Cena Deco’nun ilk adımlarını attılar. Asya’nın kalbi Tayvan esintileri ile Avrupa kültürlerinin hoş bir sentezi olarak ifade ettikleri markalarının köklerinin İstanbul olduğunu vurguluyorlar.
Söyleşi
CenaDeco’nun ürün tasarım anlayışı içinde yaratıcılık, sadelik, estetik, özgünlük ve kalite ortak kavramlar olarak yer alıyor. Nesnelerin işlevsellik değeri ile estetik değerleri ölçülü bir yarış içinde birbirini tamamlıyor. Markanın her ürünü günlük hayatınızın daha da zenginleşmesi için sanat ile zanaatın kesişim noktalarından doğuyor, yaşadığımız mekân ile duygusal bağımızı güçlendiriyor. Dezinti.com ile ortak gerçekleşen röportajda Cem Garagon’un ağzından marka hakkında daha fazlasını bulacaksınız.
Dezinti Tasarım Danışmanlık
Mayıs - Hazıran 2016 #57
www.dezinti.com/blog’dan söyleşiyi takip edebilirsiniz.
148
Mevcut koleksiyonunuz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Cena Deco’nun “boyutları” ve “sınırları” nedir?
Cena Deco’nun mevcut koleksiyonlarından bir tanesi Tayvan’ın en eski dekoratif aydınlatma firmalarından Seed Design tasarımları. Tasarımlar sadelik üzerine yaşam ve insandan ilham alınarak ürünlere eklenen fonksiyonellikler ile tamamlanmış. Bazı modelleri incelersek daha net anlatabiliriz sanırım;
Cena Deco, mutlu olmayı ve mutlu etmeyi seven bir anlayışa sahip. Biz tüm kullanıcılarımız ile uzun sohbetler yapmayı, onları ve isteklerini doğru anlamayı seven bir firmayız. Yani bu tarz konsept ürün ve servise ilgi gösteren insanların artış oranı aslında bizim sınır ve boyutlarımızın belirleyicileridir.
DODO: Alice Harikalar Diyarında filmindeki sevimli Dodo kuşu karakterinden esinlenilerek tasarlanmış, aydınlatmanın kumaş kablosu bakır boru ile bir boyun kıvrımı şeklinde ana gövdeye bağlanmıştır. Aydınlatmanın baş kısmı mekanik bir destek sayesinde ışık yönünü değiştirmenize olanak sağlayarak, hem dekoratif hem de fonksiyonel bir tasarıma sahip olmanızı sağlıyor. LALU+ : Tasarımın yola çıkışında insanların evdeki mobilya tasarımlarını veya yaşam alanlarının dekorasyonlarını belli zamanlarda değiştirme ihtiyaçlarının olması yatıyor. Bu da daha fonksiyonel ve farklı dekorasyonlara uyum sağlayabilecek bir ürün yaratmayı gerekli kılıyor. Bu sebeple aydınlatmada bakır ve mat cam ile mat siyah boya kullanılmış. Bu kombinasyon ile Lalu+ gireceği bir çok dekorasyona uyum sağlayabilir. Ayrıca aydınlatmanın orta kısmı dönebiliyor, modelin ismindeki “+” buradan geliyor. Bu şekilde aydınlatma hem uzun bir masada hem de oval veya yuvarlak bir masada rahatlıkla kullanılabiliyor.
149
Size bugüne kadarki en büyük özgüveni ve doygunluğu sağlayan işiniz ne oldu? Böyle bir ayrımı yapmak pek kolay değil bizim için. Daha önce söylediğim gibi biz tüm kullanıcılarımız ile birebir uzun sohbet ve fikir alışverişi yapan bir firmayız. Biz tüm koleksiyonlarımızı önce kendimiz deneyimliyoruz sonra bunları sergiliyoruz. Bu nedenle kendi aldığımız hazzı verdiğimiz her iş bizim için özeldir. Nasıl bir hiyerarşi yürür içeride? Son kararı kim alır? Ortağım Nana Lin, aynı zamanda eşim. Kararlar konusunda çok fazla tartışmıyoruz aslında, ikimizin de iyi olduğu konular var ve bu konularda kim iyi ise onun kararı değerlendiriliyor. Karar alma konusunda şanslı bir firmayız. Tüm kararlar ortak alınıyor ve uygulanıyor. Hayallerinizi süsleyecek proje / koleksiyon / ürün ne olurdu? Radisson Blue konsept ve tasarım olarak beğendiğim bir otel grubu. Sanırım onların otellerinden birinde ürünlerimizin tercih edilmesi bizim için keyif verici olurdu. Kariyer çizginizde bir “evrim” ve “devrim” tanımlayabilir misiniz?
Söyleşi
Bilişim sektöründen gelen biriyim. 5-6 yıl önce kendi şirketim altında proje yöneticiliği yapmaya başlamam evrim, son iki yıldır da dekoratif ürün grupları ile çalışıyor olmam da devrim sanırım. Türkiye sizce büyük bir pazar mı tasarım ürünleri açısından? Neyi eksik ve neyi gereğinden fazla peki? Türkiye, birçok ürün grubu için büyük bir pazar. Ama tüketim hızımız çok yüksek, bu nedenle bu pazarlarda ürün dönüşümü çok hızlı ve bence birçok güzel ürün çok hızlı eskitiliyor. Biraz daha sindirerek tüketen bir toplum olmamız daha güzel olurdu sanırım. Firmanız hakkında bir özeleştiri yapmak gerekirse?
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Firma hakkında öz eleştiri yapmak gerekirse, sevdiğimiz işi zevk alarak yapan bir firmayız ama yeterince agresif pazarlama ve satış stratejisi olan bir firma değiliz.
150
151
Bahar’ın getirdiği mutluluk Yaşamı boyunca aldığı kararlar, emek verdiği konularda besleneceği yeni kapılar açtı; Nilüfer Bahar’ın. Okuma hevesi sayesinde notaları adeta yuttuverdiği konservatuvar eğitiminin ardından müzik ile birlikte, bir Fransız kozmetik markasında yönetici pozisyonunda çalıştı. İş yaşamındaki mutlu günlerinden kalan ‘Provence’ ruhunu bugün de taşıyor.
Advertorial
Kurumsal iş hayatının sonrasında yaşamına iş tecrübelerini aktardığı, mutluluk sacağanın tamamlayıcısı; çiçekler, toprak, doğa ve yeşil girdi. Ulusal ve uluslararası ölçekte, çiçek sektörü ile ilgili eğitimleri araştırırken, İngiltere ve Hollanda’da eğitim almış bir tasarımcının öğrencisi olmak üzere İstanbul’a taşındı. ‘‘İlk günümde öğrendiğim şeyler; soğuktan tir tir titrememek için, filmlerdeki çiçek tasarımcıları gibi incecik bluzlar yerine kalın hırkalar giymek zorunda olacağım, manikürlü ellerimde sayamayacağım kadar kesik olacağı, oldu. Düşündüğüm kadar romantik değildi. Ama vazgeçmek yoktu, çiçekler beni bekliyordu!’’ cümleleri ile konuya adanmışlığını ifade ediyor. Yoğun eğitim programı ve pratik çalışmaları sonrasında yaşamını sürdürdüğü Bursa’ya döndü. Romantik Fransız kasaba dükkanını andıran çiçek tasarım butiği, keşfedilmeye hazır! Markasını oluştururken isim bulmakta pek de zorlanmamış hatta ismi ve soyismi konuyu desteklemiş; Nilüfer Bahar Çiçek&Tasarım. Gelinlerin hayallerini gerçekleştirecek taç ve buketler tasarlamak, ofis ve ev kutlamalarında çiçeklerle ortamı mis gibi kokutmak, dergilerde çiçek hikayeleri ile yer almak gerçekleşen hedefleri arasında. Ayrıca bir de misyonu var, ülkede azalan çiçek kültürünün yaygınlaşmasında emek vermek. Bir yandan da insanların, özellikle çocukların; çiçekler, bitkiler ve doğal malzemeler ile daha fazla kaynaşması için çalışmak. İki yıl gibi kısa sürede imza attığı projeler hedeflediklerinden daha fazlası… Kişiye ve kurumlara özel tasarlarken bir yandan da dünya bitki ve çiçek akımlarını takip ediyor. Yakın zamanda bonsai ağaç tasarımı, permakültür eğitimi ile doğaldan kopmadan oluşturulacak botanik bahçeleri ve kış bahçe tasarımı eğitimlerine katıldı.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Yapay, canlı bitki ve kesme çiçek ile ilgili birçok markayla ortak çalışmalar da yürüten Nilüfer Bahar, bazen bir okulun kış bahçesine, bazen bir rezidansın resepsiyonuna veya terasına, bazen bir moda çekiminin arka planına ya da bir doğumgününe yönelik ürünler tasarlıyor. Yetişkinler ve çocuklar için bonsai, teraryum ve çiçek tasarım atölyeleri gerçekleştiriyor.
152
‘‘Sabah erken saatte mezattan aldığımız çiçeklerin kokusu arabanın içine dolduğunda, radyoda sabah müzikleriyle işyerimize yol almak, çiçekleri tek tek seçip tasarlarken insanların yüzlerinde beliren gülümsemeyi görmek, yetişkinlere ve çocuklara atölye günlerimizde doğayı, çiçekleri keşfetmelerine elçi olmak, birlikte bitkilerden tasarımlar yapmak paha biçilemez.’’ diyerek bugününü özetliyor. Dergimiz 10. yıl lansmanı için birlikte çalıştığımız Nilüfer Bahar, minik beton saksılarda sukulentler tasarlayarak etkinliğin masalarını süsledi. Ayrıca davetlilere yönelik birer de armağan oluverdi. Daha fazla bilgi için sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz. @ niluferbaharbursa
153
Renk, doku ve geometri kesişimi Foresta Balat’ta konumlanan 4 oda 1 salon rezidans katı, iç mimari projelendirme ve uygulama sürecinde Bür Mimarlık tasarım ekibinden destek alınarak 6 aya yakın sürede tamamlandı. Evin genel ürün dili, genç ev sahipleri ile mimar Filiz Bür’ün ortak çalışmaları ile şekillendi ve keyifli bir yaşam alanı ortaya çıktı.
Dekorasyon Ev
Evin genelinde açık renklerin tercih edildiği farkediliyor, beyaz ve kum rengi tonların hakimiyetindeki mekana naturel ceviz yüzeyler eşlik ediyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mimar Filiz Bür
154
155
Dekorasyon Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
156
Beyaz parlak lake kullanılan mutfak dolaplarına paslanmaz çelik beyaz eşyalar eşlik ediyor. Mutfağın dış cepheye bakan fasadında, sedir oturumlu günlük yemek bölümü konumlanıyor. Renkli lakeler ve renkli keten kumaşlar kullanılan bu bölüm; enerjik, neşeli bir hale getirildi. Sedir arkasındaki duvara uygulanan ‘‘patchwork çini’’ görünümlü seramikler, mekanın aydınlatması ile uyum içinde.
Dikdörtgen planlı salonun uzun duvarında kullanılan mermer asimetrik kesim parçalar, ahşap apliklere dönüşüyor. Orta ve yan sehpalar, yemek masası, konsol, dresuar, koltuk ve kanepeler bu eve özel tasarlanıp üretilen ürünlerden birkaçı. Zeminde kullanılan lamine parke, duvar yüzeylerindeki duvar kağıdı mekanın renk dengesini destekliyor.
157
158
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon Ev
Soft renk paletinde eve özel tasarlanan ve üretilen yatak odası mobilyalarında, vizon renk lake ve renklendirilmiş meşe kullanıldı. Duvarlarda ise yine duvar kağıdı kullanıldı. Banyolarda kullanılan mobilyalar da yine mekana özel tasarlanan ürünler arasında.
159
Dekorasyon Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
160
Giriş holünde yer alan hat eserleri, siyah beyaz bir anlatım önemsenerek tasarlandı ve Hattat Necip Muhammet’e yaptırıldı. Konumlandığı yerdeki ceviz dresuarlar da özel olarak bu ev için üretildi.
161
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Dekorasyon Ev
Günlük yaşam alanı olarak kurgulanan bu oda boydan boya kütüphaneyle kaplı. Beton efektli duvarın üzerinde Gülay Çallı’nın bir tablosu asılı. Ortada duran sehpa ise masif; ancak, üstüne parlak siyah lake atılmış durumda. Ve buradaki kanepe de bu eve özel üretildi.
162
Parke: Aksun Parke Aydınlatmalar: Elektrona, Bakara Özel Üretim Yapılan Mobilyalar: Deko Mobilya Hareketli Mobilyalar (Koltuk - Kanepe): By Kepi Mobilya, Yılmaz Koltuk Vitrifiye: Bocchi Beyaz Eşyalar: Miele Halılar: Halıca Ev Tekstil-Duvar Kağıdı: Evce Aksesuar: Beymen Home, Sorelle Home Metal İşleri: Pimet Mermer İşleri: Trakya Mermer
163
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Şehir
M
164
Sokak müzesi Wynwood iami’de depoların olduğu bir bölgede, yeni bir merkez oluşturmak, bölgeyi dönüştürmek üzere atılan adımlar, Wynwood sokaklarını ve duvarlarını sanatçılar için dev tuvallere dönüştürdü.
165
Şehir
Tony Goldman’ın liderliğinde, 2009 yılında kurulan Wynwood sanat bölgesi, sokak sanatına ev sahibi olan bir dış mekan müzesi. Brezilya, Belçika, Meksika, Portekiz, Ukrayna, Portekiz, Yunanistan, İspanya, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya ve Singapur olmak üzere dünyanın dört bir yanından yüzlerce sanatçının çalışmaları seksenbin metrekarelik duvar alanına yayılmış durumda.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Amerika Birleşik Devletleri içinde daha önce işleri sergilenmiş ya da ilk kez sergilenecek onlarca sanatçıya destek olunuyor burada. Hem de eserleri çalışmaları seyircisi ile buluşturularak. Yeni sanatçıların bölgeye destek vermesi konusunda da emek veriliyor. Yapılan grafiti çalışmalarını takdir etmenin ve saygı göstermenin bir ifadesi olarak bölgenin sürdürülebilirliği Goldman Vakfı tarafından destekleniyor.
166
Büyük grafitileri, duvar resimleri, sanat galerileri ve kafeleri ile bölge aynı zamanda ‘‘hipster’’ cenneti. MOCA Los Angeles müze müdürü olarak atanmadan önce, bölgenin eş küratörü olarak Goldman ile çalışan Jeffrey Deitch, bölge için ‘‘Sokak Müzesi’’ tabirini kullanıyor. Bölgede Shepard Fairey, Futura 2000 gibi sokak sanatçılarının imzasını taşıyan provokatif duvar resimleri görebilirsiniz. Her yıl Wynwood destekçileri de çoğalıyor; hem sanat alanındaki profesyoneller için hem de yatırımcılar için dünya çapında bilinir bir sanat sergi alanı olmaya devam ediyor.
Bölgede duvarlar arasından ilerlerken geçeceğiniz bir de kapı var ki o da sizi Peter Tunney’in Experience(Deneyim) sergisine ulaştıracak meydana çıkarıyor. Peter Tunney; sanatçı, hayırsever ve girişimci. GRATITUDE, DON’T PANIC, THE TIME IS ALWAYS NOW, EVERYTHING IS GOING TO BE AMAZING; onun sanatsal pratiğinin temellerini oluşturuyor. Farklı medya araçları da dahil ettiği çalışmaları, seyircisini keşfe çağırıyor. Boya, ahşap, fotoğraf, basılı malzeme kullanarak oluşturduğu bir sanat dilinden bahsedilebilir.
167
Mayıs - Hazıran 2016 #57
İç Mimar Ece Köksal Uyanıklar
168
Dekorasyon Ofis
Gezgin ruhun yansıması
Mekanda karşımıza çıkan her bir ürün, farklı tasarımcıların imzasını taşıyor. Kanepe Raşit Karaarslan imzalı, masa arkasındaki ahşap kitaplık Tardu Kuman… Ses sistemi, Once Custom Sound ürünü.
30 metrekarelik ofis, sahibinin gezgin ruhundan ilham alınarak tasarlandı. Çalışma masasının arkasındaki duvarda yerine göre ölçeklendirilen bir dünya haritası asılı. Mobilyalar mekana özel olarak, projenin iç mimarı Ece Köksal Uyanıklar tarafından tasarlandı. 169
Yerde kullanılan masif ceviz parke, duvardaki haritanın çerçevesinde de kullanıldı. Aksesuarlar, ofis sahibi tarafından yurt dışından alındı. Çalışma masasının karşısındaki duvarda, televizyonun da içine konumlandırıldığı, boydan boya bronz bir ayna yer alıyor. Cihaz, sadece çalışır durumdayken görünür oluyor. Ayna kullanımı, mekanın olduğundan daha geniş algılanmasını sağlıyor.
Dekorasyon Ofis
Ofis sahibinin loş aydınlatma tercihi üzerine, noktasal sarkıt aydınlatmalar mekanda yerini aldı.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mobilya: Mobi, Mudo Concept, Nurus Parke: Aksun Parke Duvar Kağıdı: Duvar art, Aksun Parke Aydınlatma: Elektrona, Fem Aydınlatma Ses Sistemi: Once Custom Perde: Cisse
170
171
Sakin bir yaşam için
Dekorasyon Ev
Ankara’nın ilgi odağı olmaya başlayan Beytepe bölgesinde konumlanan Parktepe Konutları keşfedilmeye değer. Bu konutlar, şehir hayatının beraberinde getirdiği karmaşadan uzaklaşıp sakin bir yaşam alanına sahip olmayı mümkün kılıyor. İki Derece Mimarlık ekibi, firmanın satış ofisini ve örnek dairelerinin iç mekanlarını tasarladı.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
İki Derece Mimarlık
172
Mekanda hakim renk skalası olarak belirlenen toprak tonları, doğal malzeme seçimleri ile paralellik taşıyor. Ebeveyn odası, çocuk odaları, salon ve oturma odası zemin bölümlerinde lamine parke, mutfak ve banyoların yanında genel mekanlarda mermer tercih edildiği görülüyor. Gün ışığından en iyi derecede faydalanabilmek amacıyla açık renklerde tül kullanılan perde çözümleri mekanda ferahlık algısını kuvvetlendiriyor. Kahverengi ve bej renk tercih edilen fonlar, doğal etkinin bir yansıması olarak ev dekorasyonunda yerini alıyor.
173
Dekorasyon Ev Mayıs - Hazıran 2016 #57
Geniş ailenin yaşamına olanak sağlayan bu örnek dairede standartlar yüksek tutuldu. Projede oturma odası, mutfak ve balkon birbiri ile bağlantılı bir kullanım öneriyor. Mutfak ve oturma odası arasındaki geçiş alanını ferah kılmak adına kullanılan dolapların yükseklikleri azaltıldı. Balkonda bir yemek alanı planlanarak, üç farklı mekanın birbiri ile ilişkisi desteklendi ve gün ışığından en yüksek seviyede faydalanıldı.
174
175
176
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon Ev
Yalın bir tasarım dilinin hakim olduğu projede, ebeveyn odası kendi giyinme alanı ve banyosu ile kullanıcılarına mahremiyet sağlıyor. Giyinme alanında bölmelendirmeler, ulaşım kolaylığı sağlamak için, açık bir yerleşim öneriyor. Mobilyalarda beyaz lakenin tercih edildiği çocuk odalarında ise zıt renklerde aksesuarlar ve tekstil ürünleri ile mekanlara sıcak ve motive edici bir etki kazandırılması hedefleniyor.
177
Çarpıcı detayları ile mat, parlak bir arada
Dekorasyon Mağaza
Cnk Optik, detayları ile özgünlüğünü görünür kılan, alışılagelmiş optik mağaza anlayışından farklı, yenilikçi bir yaklaşım ile tasarlandı. 70 metrekare alana sahip markanın ilk mağazası, benzersiz atmosferi ile içerideki kurguyu keşfetmek için kullanıcısını cezbediyor. Turkuaz Plus Çarşı’da konumlanan mağaza, klasik formdaki hatlarla bir bütün halinde harmanlanan gelecekçi bir tasarım çizgisine sahip.
İç Mimar Çağatay Çankaya
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Parlak ve mat lake yüzeyler ile pleksi ve aynanın bir arada kullanıldığı mağaza, sıradışı ve çarpıcı detaylar içeriyor. Mekanda vitrin teşhir birimleri ve iç mekan teşhir alanları kendine has özel birer obje olarak tasarlandı. Tüm teşhir ürünleri; kendini ifade edebilen, iddialı ve dikkat çekici.
178
Uygulanan her detay Cnk Optik’in farklılığını ve kimliğini ön plana çıkaracak şekilde düşünüldü ve uygulandı. Mağaza; markanın özünden bütününe yayılan, estetik üzerine kurulu fonksiyonel bir tasarım diline sahip. Kendine özgü anlatımı ile diğer optik mağazalarının aksine tamamen yenilikçi bir duruş sergiliyor.
179
Sektörde güçlü oyuncu
Marka
Daha önce Alloc ve Berry Floor olarak bilinen markaların yerini alan BerryAlloc, duvar ve zemin kaplamalarında yeni bir marka olarak karşımıza çıkıyor. Global bir oyuncu ve büyük bir güç olan BerryAlloc, ticari ve konut projeleri için ev dekorasyonu ve iç mekan tasarımı konusunda öne çıkıyor.
Kendi bilgi birikimini mimarlar ile paylaşarak, “her proje eşsiz bir değere sahiptir.” düşüncesinden hareketle projenin ihtiyaçlarına uygun özelleşen veya her türlü kullanıma uygun ürünler sunuyor. Profesyonellerle olan ilişkisini, geçtiğimiz ay Belçika’daki üretim tesislerine düzenlediği mimari gezi ile de güçlendiren marka, Türkiye genelinde iş ortakları ile birlikte hareket ediyor. Markanın iş ortağı Kahveci Parke’nin önderliğinde gerçekleşen gezide, mimarlar, markanın ürün yelpazesinde bulunan dünyanın en güçlü ve dayanıklı laminat zemini High-Tech Laminat’ın üretimini görme fırsatı yakaladı. Estetik ve olağanüstü teknik performansı bir araya getiren “High Tech Laminat” otel, restoran, mağaza, ofis ve hatta havaalanı gibi yoğun trafik alanları için kullanılıyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Patentli kilit sistemi ile üretilen ürünlerden duvar kaplamalarına, lamine parkelerden vinyl plakalara kadar bir çok alana hizmet eden ürünleri ürünleri ile BerryAlloc markasını yakından tanıma imkanı sunan bu gezi, mimarlar için keyif doluydu.
180
181
182
May覺s - Haz覺ran 2016 #57
Dekorasyon Otel
Rooms Hotel Kazbegi Tiflis’te yer alan, Kazbek Dağı eteğindeki Stepantsminda Köyü’nde konumlanan Rooms Hotel Kazbegi, sizi şaşırtacak. Mimari olarak yapının çarpıcılığının yanında iç mekanda konfor ve yaratıcılığı keşfedeceğiniz bir kurgu sizi bekliyor.
183
Dekorasyon Otel Mayıs - Hazıran 2016 #57
Yaratıcı ve güncel tasarım anlayışı içinde dekore edilen odaları evinizin konforunu aratmıyor. 14. yüzyıldan kalma Gergeti Teslis Kilisesi’ne yakın bir lokasyondaki otel, bölgenin tarihi zenginliklerini keşfe çağırıyor.
184
Gökyüzünün yumuşacık mavisi içinde salınan özgür bulutlar, dağların birbirine sarıldığı bir coğrafya da sizi yeşillikler arasında yürürken doğayı keşfe adeta mecbur bırakıyor. Otelin zengin kütüphanesinden seçeceğiniz kitapları okuyabileceğiniz havuz başı, terası veya farklı ortak alanları mevcut. Dağ manzaralı terasta kendinizle kalabilir veya birlikte seyahat ettiğiniz dostlarınızla bu ana ortak edebilirsiniz. Vaktiniz var ise bahar ve yaz aylarında bisiklet ve ATV turu, doğa yürüyüşleri, kış mevsiminde ise kayak yapabilirsiniz.
185
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Dekorasyon Otel
Otel restoranında ahşabın ruhunu hissedeceğiniz mobilyalar tercih edilirken, detaylarda hassasiyeti farkedeceksiniz. Özenle tasarlanan bu mekanda, uluslararası mutfaklardan yemekler yeme imkanınız da var.
186
187
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Mimar Dilşen Toker
188
Dekorasyon Mağaza
Çarşı’dan gelen ışıltı Küçük bir aile işletmesi olan Zinet mağazası, tasarım ve uygulama süreçleri dahil, iki aydan kısa bir zaman diliminde tamamlandı. Mağaza sahiplerinin beklentilerini karşılayan abartısız çözümler ve detaylardaki hassasiyet ile mekan hareketleniyor. Takı ve giyim ürünleri satılan mağazada, iki farklı ürün ailesini denge içinde teşhir etmek önemli oldu. Duvarlardaki teşhir birimlerini destekleyen, orta alandaki masa üstünde kullanılan avize ile banko ardındaki ayna ve aplikler, mekanın ışıltılı kurgusunu gözler önüne seriyor.
189
Dekorasyon Mağaza
Mobilya ve zemin kaplamasında kullanılan toprak renkler, satılan takı ve giyim ürünlerinin ön plana çıkmasında yardımcı oluyor. Mutfak, ofis, depo arası geçişler için kullanılan kadife perdeler, aynı zamanda giyinme kabinleri ve kullanım alanlarını da birbirinden ayırıyor. Misafirlerin ağırlanacağı oturma köşesi ile vitrin arasında da bu perdeler karşımıza çıkıyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Vitrindeki soft renkler, mekan bütünlüğünü sağlarken yine ürünleri öne çıkarıyor.
190
191
Ahşap tutkunu bir mekan Hakan Hacıbeyoğlu tasarımı Offline, keyifli akşamlarınıza ortak olmaya hazır. Duvarlarında ceviz kaplamaların hakim olduğu mekanın mobilyalarında metal ve deri malzemenin destekleyici birlikteliğini görmek mümkün.
Mekan
İç mekanda konumlanan masif ceviz masa, ikonik ürün dili ile mekanı bütünleştiriyor. Aydınlatmaların gözü yormayacak yerleşimi ve konforlu oturma alanları ile kullanıcıların müziğe odaklanması destekleniyor. Dış mekanda brüt beton cephe ile metal detayların uyumu dikkat çekici. Mekandaki her mobilya Offline için tasarlandı ve üretildi.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
İç Mimar Hakan Hacıbeyoğlu
192
193
Sanat dolu bir yaz ‘Mevsim Yaz 3’ Sanat Festivali
Tasarım Etkinlik
D
ergimiz ile Armaggan Art & Design Gallery ortaklığında gercekleşen, Bamboo Park ev sahipliğindeki, Mevsim Yaz Sanat Festivali, 10 Mayıs Salı günü görkemli bir açılış ile kapılarını açtı. Dergimizin 10. Yıl etkinlikleri kapsamında detaylandırılan festival, 1 Temmuz’a dek sergi ve atölyeleri ile sanatseverlerin katılımını bekliyor.
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Bu sene üçüncüsü gerçekleşen festivalde seramik, cam, resim ve heykel sanatçısı 17 ismin eserleri, sokak kurgusu içinde yerleştirildi. Bu karma serginin açılışı, sanatçıların katılımında, canlı performans eşliğinde başlayıp “after party” ile devam etti.
194
“Sanat dolu bir yaz” sloganı ile 1 Temmuz’a kadar devam edecek sergi, hafta sonları gerçekleşecek atölyelere, canlı performanslara ve söyleşilere ev sahipliği yapacak. Bu yaz içinizi ısıtacak bir dolu etkinlikle karşınızda olacak Mevsim Yaz 3’ü ziyaret etmeyi unutmayın.
Etkinlik Programı 10 Mayıs Ressam Betül Cankara ile Canlı Performans 14 Mayıs Ressam Hüseyin Rüstemoğlu ile Çocuklarla T-shirt Atölyesi 27 Mayıs Ressam Şevki Arık ile Sanat Söyleşisi “Doğadan Rol Çalan İnsan” 28 Mayıs Ressam Şebnem Gençer ile V-zug Gastro Art 04 Haziran Ressam Mihriban Mirap ile Karışık Teknik Atölyesi
Katılacak Sanatçılar Aysun Altındağ, Betül Cankara, Dinçer Güngörür, Güneş Özmen, Hülya Sözer, İrem Çamlıca, Meral Değer, Nergiz Yeşil, Neşe Çoğal, Nilay Özenbay, Nilgün Sabar, Şebnem Gençer, Şevket Arık, Sinem Kaya, Tan Mavitan, Tan Taşpolatoğlu, Zeynep Torun
195
Rıdvan Sevim
Ayhan - Özlem Aydın
Tasarım Etkinlik
Kubilay - Ferah Kırcı, İsmet Kaan - Güzin Asrak, Sabahat - Lokman Coşkun
İmren Kava, Nihal Emengen Nükhet Taşman, Merve Sönmez
Nilgün -Dilge - Bülent Değişmen
Cem Külcü - Figen Özden
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Başak Kuyumcu Kumbay Reyhan Kuyumcu
Özlem - Nezih Bağcı 196
Deniz Şahin Bilol
İlker - Serap Sonkurt, Füsun - Şerafettin Bölükemini
Fatma Nur Ertaş
Ömer Kızıl
Fatoş - Mahir Elbir
Güney Özkılınç
Fatoş Yelmen
Felister Kerubo
Mehmet İpekdokuyan
Esra Yalçın
Elvan Sarpkan - Gülşen Ceylan
Selinnaz - Murat Canik
Esra Şankaya - Müge Mataracı
Senem İnal
Emrah - Emine Usanmaz
Güzin Yılmaz
Aylin Tucaltan
Oya - Batu Taner
Ece Köksal Uyanıklar, Hakan - Yasemin Köksal
Melih - Nesrin - Deniz Türa
197 Furkan - Merve Toksöz
Sema - Çağrı Ersoy
Sevtap Doster
Zuhal Kumova Toker
Serpil Cavas
tekstil çiçek açtı
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Tasarım Etkinlik
50 yılı aşkın süredir ev tekstili sektöründe hizmet veren Ser Mefruşat, baharı “Bloom” konseptiyle karşıladı.
198
Yeni mağazasında gerçekleştirdiği yeni koleksiyon lasmanı ile baharın çiçeklerini tekstile taşıyan marka, bünyesinde bulunan seçkin markalarını tasarımcılarla buluşturdu.
Mimar ve iç mimarlarla bir araya gelen marka, “Bloom” adını verdiği buluşmada dekorasyonda tekstilin önemini vurgularken yeni koleksiyonun çağdaş çizgilerinde baharın izlerini görünür kıldı. Ser Mefruşat, döşemelik kumaştan perdeliğe, ev tekstilinden yastık ve mindere kadar tekstil tasarımlarında öncü bir duruş sergilemeye devam ediyor.
199
Mayıs - Hazıran 2016 #57
Tasarım Etkinlik
Konuklar lansman boyunca baharın çiçeklerinden yola çıkarak şekillenen fikirlerini tuvale döktüler. Mekanda oluşturulan bu dev tuvalde, renkli çizgilerle vücut bulan öneriler, sonraki koleksiyonlar için ilham verici oldu.
200
201
MOBİ Yalova Yolu 14.Km Sanayi Cad. No: 4 T: 0 224 267 06 48 www.mobi.com.tr MIELE F.S Mehmet Mah. Sanayi Cad. No:624 Osmangazi / Bursa T: 0224 224 09 09 www.miele.com.tr OSSA İzmir Yolu No: 166 Nilüfer / Bursa T: 0224 453 40 00 www.ossadesign.com.tr AYDINLAR PARKE Balat Mah. Sanayi Cad.(Mudanya Bulvarı) 54.Sok. Office 4200 İŞ Merkezi No:47 Nilüfer / Bursa T:0224 452 10 13 GSM:0542 243 89 14 www.aydinlarzemin.com NURUS İzmir Yolu Cad. No: 212 Nilüfer / Bursa T: 0224 443 22 43 www.nurus.com BEYAZ TEPE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No: 132 Osmangazi / Bursa T: 0224 249 06 61 www.beyaztepe.com.tr
Fihrist
DORYA Eski Mudanya Yolu No: 24 Bademli / Bursa T: 0224 549 01 25 www.doryahome.com EMİN IŞIK / IŞIK KAPLAMA Üçevler Sanayi Sit. 80. Blok 18. Cad. No: 37 T: 0224 443 44 95 www.isikkaplama.com MASSİVE PARKE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No:334 Bağlarbaşı / Bursa T: 0224 245 65 70 www.massive.com.tr
Mayıs - Hazıran 2016 #57
BERK MEKANİK İhsaniye Mah. Tuna Cad. Çetinkaya Sit. No: 1-2 T: 0224 247 88 84 www.berkmekanik.com.tr
202
VİSUS MERMER Eski Mudanya Yolu, Tebedebrent Mevkii, Sarı Cad. No: 38 Bademli / Bursa T: 0224 549 07 02 www.visusmadencilik.com No TWO DESIGN Cumhuriyet Mah. Gazi Cad. No: 2 Sadıkoğlu Sit. A Blok/A T: 0224 451 02 24 www.no-two.com.tr
ASPENDOS CONCEPT İzmir Yolu 7.Km. No: 276/A Nilüfer / Bursa T: 0 224 451 88 10 www.persan.com.tr IŞIK EVİ Üçevler Mah. Ahıska Cad. No: 213/A Nilüfer / Bursa T: 0224 271 89 59 www.isikevi.com SACHA Kükürtlü Mah. Oulu Cad. Aka Plaza No:1 T: 0224 233 59 79 www.sacha.com.tr ZETT Barış Mah. İzmirYolu Cad. No:178 T: 0224 247 58 88 www.zettbursa.com STONEWRAP ATLANTİS MÜH VE İNŞ AŞ Tatlısu Mah Turgut Özal Bulv. Oylum Apt. No.66 D.4 Ümraniye – İstanbul T: 0216 527 03 93 www.stonewrap.com POLAT TİCARET Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad Şevki İpekten Plaza No: 28 /8 Osmangazi / Bursa T: 0224 252 06 66 www.polatticaret.com.tr HANÇERLİ SANDALYE Önder Mah. Demirhendek Cad. No:134, Ankara T: 0312 348 7054 www.hancerli.com.tr SOHO KITCHEN STUDIO Ertuğrul Mah. Uğur Mumcu Bul. Kumova Kuzey Residence No:19 Nilüfer / Bursa T: 0224 404 00 66 YILMAZLAR BANYO MERKEZİ www.banyomerkezi.com.tr BOĞAZİÇİ İTHALAT Mebusan Yokuşu Cad Kopuzlar Han 2 No:10/3 Fındıklı Beyoğlu / İstanbul T: 0212 251 07 07 SAFA MOBİLYA İzmir Yolu, No: 178 D:1 Nilüfer, Bursa T:0224 443 09 90 www.safamobilya.com WOODEA STUDİO Millet Mah. Veli Sok. 3 Yıldırım / Bursa T: 0224 351 45 58 www.woodea-studio.com
DENİZ AVİZE İzmir Yolu üzeri 7. Km. Beşevler Metro İstasyonu Yanı T: 0224 452 83 43 www.denizavize.com SORELLA Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad. Flora Sit. Begonya Blokları No:9E/A Nilüfer / Bursa T: 0224 244 70 01 ATÖLYE TRİO Veysel Karani Mah. Veda Sok. No:4 Osmangazi, Bursa T:0224 453 60 70 / 0212 280 89 78 www.atolyetrio.com BÜROTIME Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Eker İş Merkezi 6/C Nilüfer, Bursa T:0224 443 20 55 www.burotime.com KAOS TASARIM Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Eker İş Merkezi No: 19/B B Blok Nilüfer,Bursa www.tasarimkaos.com LODA MOBİLYA www.loda.com.tr DESAY YAPI & DORTEK Alaaddin Bey Mah. İzmir Yolu Cad. No: 277/4 Nilüfer/BURSA T: 0224 441 01 11 www.desay.com.tr KUARTZ YAPI Alaaddin Bey Mah. Alaaddin Bey Cad. No: 12/1 Nilüfer/Bursa T: 0543 774 39 99 VANUCCI / BİRYILMAZ İNŞ. MALZ. İzmir Yolu Cad. No: 172 Nilüfer/Bursa T: 0224 452 12 72 www.biryilmaz.com.tr KAHVECİ PARKE Lefkoşa Cad. Mihraplı Plaza No:9/B Nilüfer/Bursa T: 0224 453 08 11 – 12 www.kahveciparke.com DOMİNO MUTFAK Altınova Mah. Çağlar San. Sit. Keskin Sok. No:3 Küçükbalıklı/ Bursa T: 0224 215 77 24 www.dominosogutma.com ADA KOLTUK Ertuğrul Gazi Cad. No:53 İnegöl / Bursa T: 0224 444 4 395 www.adaavangarde.com
BY KEPİ www.bykepi.com MUTA COLLECTİON Yunuseli Mah. Yenice Sok. No:10 Osmangazi/Bursa T: 0224 248 67 75 www.muta.com.tr NEZİH BAĞCI Bademli Mah. 20. Sok Sirkeci Evleri No:4/40 Mudanya/Bursa T: 0224 549 0 777 www.nezihbagci.com FEYZ HALI T: 0535 598 87 14 feyzist@gmail.com CANCAN SERAMİK Zekai Gümüş Mah. Mudanya Yolu San. Cad. No: 564 Osmangazi/Bursa T: 0224 242 55 10 www.cancanseramik.com SER MEFRUŞAT www.sermefrusat.com.tr LETA SANDALYE www.letasandalye.com LİMAZZİ Laleli Çavuş Mah. Cezaevi Cad. No: 37/A Nilüfer/Bursa T: 0224 413 88 11 www.limazzi.com GÖKNUR KUBİLAY Bağlarbaşı Mah. 1. Eda Sok. Fevzi Bey iş Hanı No:4/A Osmangazi / Bursa T: 0224 242 03 55 www.goknurkubilay.com DERİN DESİGN Ayazmadere Cad. No:5 Gayrettepe/İstanbul T:0212 225 20 03 www.derindesign.com İKEA Bursa Anatolium Şehirlerarası Yolculuk Terminali Yanı Osmangazi/Bursa T: 444 45 32 www.ikea.com.tr BETEK www.betek.com.tr CNK OPTİK Ahmet Yesevi Mah. Sapanca Sok. Turkuaz Plus Çarşı N:4/E Nilüfer / BURSA T:0224 244 84 51 www.cnkoptik.com D’OLIVIER Balat Mah. Bey Sok. N:21 Bamboo Park Nilüfer / BURSA T: 0532 451 19 52 NİLÜFER BAHAR İhsaniye Mah. Kanuni Cad. İlbay Sok. Onur Sit. B Blok No:4/B Nilüfer/BURSA T:0531 268 01 12 www.nilüferbahar.com.tr
Çizimdeki bu rahatlığı oturduğumuz sandalyeye borçluyuz.
www.hancerli.com.tr
www.facebook.com/hançerlisandalye
hancerli@hancerli.com.tr
203
204
May覺s - Haz覺ran 2016 #57