Cadı kazanı sayı 39

Page 1

Sayı 39 EKİMARALIK

Mağaraya dair

2015 Yıl: 7


Yayın Kurulu

Mağaraya Dair...

Mehmet Sait Taylan Hakan Eğilmez

Ekim -Aralık aylarında dernekçe 3 yıldır sürdürdüğümüz Altınbeşik düdeni etkinliği vardı. Yaklaşık 5 km’ye varan araştırmalar, yine bir sifonla 2015 yılı için sonlandı.

Ender Usuloğlu

Katkıda Bulunanlar Jandarma

Emrah Dirmit

Ender Usuloğlu

TMF Çalıştay Raporu

Kasım ayında ise Türkiye’den sadece 2 ASPEG üyesinin katıldığı bir haftalık Balkan Mağaracılık Kampı Hırvatistan Ogulin kasabasında gerçekleşti. Ender arkadaşımız kampın nasıl geçtiğini bizlere yazdı. Yine Kasım ayında yapılan genel kurulla yeni YK seçildi. Yenilere başarılar dilerken, eski YK üyelerine yaptıkları çalışmalar için teşekkür ederiz. Bu sayımızda, Jandarma’nın 3 ayda bir çıkan dergisinden yaptığımız makale ile başlıyor. Makale, mağaraların korunmadığını belirterek korunması yönünde öneriler sunmaktadır. Yetkililere bildirilir! Emrah arkadaşımız ısrarlarımıza dayanamayıp, jeolojiye olan bilgi açlığımızı gidermeye karar verdi ve ilk yazısı ile Cadıkazanında.. Türkiye Mağaracılık Federasyonu Mağara Kurtarma Komisyonu tarafından yapılan ve Olimpos Antalya’da gerçekleşen çalıştay sonucunda, TMB eğitim standartların biraz değişerek kabul edildi. Burada kabul gören eğitim standartlarını bulacaksınız.

Fotoğraflar

Ön Kapak: Uluyayla Düdeni, Ender Usuloğlu

Arka Kapak: Düdenyayla,

Adina Florescu katırla mağaraya giderken, Ender Usuloğlu

2016 bol mağaralı ve güzel çalışmalara imza atacağımız bir yıl olsun dileklerimizle! İyi yıllar ve iyi okumalar!

Bu dergide yer alan yazılar ve fotoğraflar, kaynak belirtilmeden kullanılamaz. Websitemiz: www.aspeg.org.tr Facebook: ASPEG grup sayfası ve dernek sayfası Bize ulaşmak ve(ya) mağaracı olmak istiyorsanız: cemyurek@gmail.com

2


Ekim-Aralık İçindekiler

Jandar’madan Mağara Koruma Önerileri Sayfa 4-7

Karstik Topoğrafya Şekilleri

Sayfa 8-14

TMF Eğitim Standartları

Sayfa 16-19

Fotoğraf: Ender Usuloğlu

Balkan Mağaracılar Kampı, Hırvatistan Sayfa 20-22

3


Jandarmadan

Fotoğraf: Ender Usuloğlu

Mağaraların Korunması İçin Düzenleme Önerisi

4


Türkiye’de sayısı 40 bin olarak tahmin edilen mağaraların barındırdığı biyoçeşitlik nedeniyle etkili korunması, yasa dışı ‘Mağara canlılarının kaçakçılığı’ ile ‘Yaban hayatı ticareti’ konularında tüm kolluk personelinin eğitilmesi, toplumda da farkındalığın arttırılması gerektiği vurgulandı. Türkiye’de sayısı 40 bin olarak tahmin edilen mağaraların barındırdığı biyoçeşitlik nedeniyle etkili korunması, yasa dışı ‘Mağara canlılarının kaçakçılığı’ ile ‘Yaban hayatı ticareti’ konularında tüm kolluk personelinin eğitilmesi, toplumda da farkındalığın arttırılması gerektiği vurgulandı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın yayınladığı 3 aylık dergide doğal ve yapay iki ayrı çeşidi bulunan mağara sayısının Türkiye’de 40 bin olarak tahmin edildiği belirtildi. Türkiye’de ‘in’, ‘oruk’, ‘obruk’, ‘düzen’, ‘subatan’, ‘çengirek’, ‘tengirek’, ‘şıngırdak’, ‘kuyluç’, ‘zindan’, ‘kestel’ gibi isimler verilen mağaralardanh 3 bininin sportif ve turizm amaçlı kullanıldığı, Maden Tetkik Arama Enstitüsü’ne (MTA) bağlı Mağara Araştırmaları Birimi’nin 800’ün üzerinde mağaranın kadastro işlemini tanıdığına dikkat çekildi. Mağaralarla ilgili bilimsel çalışmaların arkeoloji (kazı), biyoloji (canlı) biyospeleoloji (Mağara biyolojisi), ekoloji (çevre), entomoloji (Böcek bilimi), etiyoloji (neden) Hidrojeoloji (Yer altı su), jeoloji (Yer), Miloloji (Mantar), Klimatoloji (İklim) ve Prehistorya (Tarih Öncesi ) alanlarında yapıldığı hatırlatıldı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın dergisinde mağaralar ve barındırdıkları çevrenin, korumacılık içinde yer almadığı gibi bütün olarak değerlendirilmediği, bunların ekolojik ve ekonomik değerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası koruma mevzuatının, uygulayıcılar tarafından bilinmediği, mevzuat kapsamında kişi veya kişilerin bunları mülk edinebildiğine dikkat çekildi. Ayrıca mağaralar için ceza ve çevre koruma mevzuatında

önleyici esasların net olarak yer almadığı vurgulandı. TÜRKİYE ÜÇ FLORA BÖLGESİNİN KESİŞME NOKTASINDA Dünyada 37 ‘Flora Bölgesi bulunduğu bunlardan İranTuran, Akdeniz ve AvrupaSibirya Florya Bölgeleri’nin Türkiye’nde buluşmasının etkisiyle ekosistem ve biyolojik çeşitlilik görüldüğü bildirilirken “Mağaracılık için dünya genelinde ‘Zamandan başka bir şey öldürme’, ‘Ayak izinden başka bir şey bırakma’, ‘Fotoğraflar başka bir şey çıkarma’ temel ilkeleri bulunduğu bunun dışında her türlü eylem mağaralar ile burada barınan canlılara zarar verdiği kaydedildi. Jandarma Genel Komutanlığı’nın dergisinde mağaralara, bulundukları alan ve yerleşim yerlerine uzaklığına bağlı olarak şu zararların verildiği ifade edildi: Mağaradaki bitki ve hayvanların üreme ve konaklama ortamlarının bozulması, * Su varlığının, sulama ve temizlik amacıyla dışarı alınması veya aktarılması * Define elde etmek amacıyla kazı yapılması * Merak, hatıra ve ticari amaçlarla dikit ve parçaların koparılması * Turizm ve işletmecilik amacıyla doğal yapısının bozulması. BÜTÜNCÜL MEVZUAT YOK Türkiye’de mağaraların taşıdıkları tarihi izler, içerdiği biyolojik çeşitlilik ve eko sistem, sulak alanlar nedeniyle korunması için çeşitli yasa maddelerinin uygulanmaya çalışıldığı ifade edilen değerlendirmede, “Kültür ve tabiat varlıkları merkezli yerleşik uygulamalar ile biyo çeşitlilik ve ekosistem koruma esaslarını içeren bütüncül mevzuat oluşturulmamış ve halen sulak alan koruma mevzuatında da mağaralarla ilgili uygulama ve ortak bakış sağlanamamıştır” denildi. MAĞARALAR TAHRİP EDİLİYOR DENETİM YOK Günümüzde mağaralara yönelik kasıtlı ve zarar veren faaliyetlerin

ülke geneline yayıldığı, yapılan başvurular ile ilgili ‘yetkisiz işlem’ yapılarak kamunun sahiplik hakkının gasp edildiği, hizmet ve ticari amaçlı kullanılan veya işletilen mağaralarda gerekli denetim ve kontrol yapılmadığı, bu yapıların tahrip edildiğine dikkat çekildi. Mağaralarda ekolojik değer tespitinin yapılmadığı gibi, buralardaki bitki ve hayvanların kontrolsüz toplandığı, yetkililerin yetersiz mevzuatı yeterince bilmediği gibi koruma esaslarına ait ortak bakış oluşmadığı kaydedildi. Değerlendirmede Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşma ve sözleşmeler uyarınca mağara ekosistemleri ile barındırdıklarının kolluk tarafından etkin ve günümüz şartlarına uygun korunması için önerilen bir dizi önlemden bazıları şöyle; Mağara korumacılığında kolluk personelinin ortak bakışı sağlanmalı. * Doğa Koruma Kılavuzu’na mağaraların amaç dışı kullanım ile yapısının değiştirilmesi, tahribi gibi zarar veren eylemler eklenmeli. * Tüm çalışma ve projelerde bilim insanlarından bilgi desteği alınmalı. * Değişen ve gelişen durumlara göre 5 yılda bir plan ve programlarda güncelleme yapılmalı. * Mağaraların korunmasına ait esasları içeren mevzuat listesi tespit edilmeli, eğitim ve çalışmalarda faydalanılmalı. * Ceza hukuku ve çevre koruma mevzuatına mağara korumacılığının temas esasları ithal edilmeli. * İl bazında ‘Mağara Koruma Kurulu’ oluşturulması ve kurulların görevlerinin birleştirilmesi için koordinasyon sağlanmalı. * Mağara ekosistemlerini de gösteren il ve/veya ilçe envanterleri çıkartılarak koruma 5


hizmet ve faaliyetlerinde göz önünde bulundurulmalı. * Canlı barınan mağaralar için özel koruma statüsü tespit edilmeli, koruma statüsü yapılıncaya kadar giriş ve çıkışlara izin verilmemeli. * Mağara canlılarını izinli ve izinsiz toplayan, alan ve satanlar engellenmeli, tespit edildiğinde adli veya idari yaptırım uygulanmalı. * Mağara canlılarının kaçakçılığı’ ile ‘Yaban hayatı ticareti’ konularında tüm kolluk personeli eğitilmeli ve yasa dışı bu faaliyetler önlenmeli. * Mağaralarda yaşayan hayvanların gübrelerinin özellikleri ile muhtemel hastalık riskleri bilinmeli ve faaliyetlerde göz önünde bulundurulmalı, canlı türleri (Faunasının) gübrelerinin alımı, nakli ve satışı engellenmeli. * ÇED Raporu tanzim edilmesi zorunluluğu bulunan faaliyet ve projelerden, rapor tanzim edilmeyen proje ve faaliyetler durdurulmalı.

6

* Su bulunan mağaraların su varlığını azaltanlarla ilgili yasal işlem başlatılarak faaliyetleri engellenmeli. Kaynakça: Jandarma Dergisi Ekim 2015 sayısı Sayfa 36-41 Fotoğraflar: Ender Usuloğlu


7

Fotoğraf: Ender Usuloğlu


KARST, KARSTLAŞMA NEDİR?- KARSTİK TOPOĞRAFYA ŞEKİLLERİ NELERDİR?

Cadı kazanı dergimizde uzun zamandan beri düşündüğüm ancak bir türlü fırsat bulup yapamadığım bir köşe yazısı dizisi çıkarma fikri ben de hep vardı. Dernek içerisinde de “babacım artık jeoloji ve hidrojeoloji konularında bir şeyler yaz” telkinleride artınca iş başa düştü. Yeni yıl ile birlikte, artık dergimizde mağara hidrojeoloji, jeolojisi ve mağaracılık hakkında bir köşe yazısı yazmayı yürürlüğe koydum. İlk çalışılacak konu olarak ta, mağaraların oluşumunda etkili rolü olan karst, karstlaşma ve karstik topoğrafya şekilleri hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Karst Karst ismi; Kuzey İtalya ve Güney Slovenya arasında kalan kireçtaşından oluşan plato bölgesinden gelmektedir. İtalyanlar bu bölgeye “Carso”, Slovenler ise “Kras” adını vermişlerdir. Bu bölgeyi, karst jeoforfolojik terimi olarak ilk tanımlayan Yugoslav bilim adamı Jovan CVIJIC’ dir. Topoğrafya içerisinde belirli bir kayaç topluluğuna bağlı olarak oluşmuş özel bir alanı temsil etmektedir.

Kuzey İtalya ve Güney Slovenya Sınırlarında Bulunan Kireçtaşı Platosu olan Karst Bölgesi Gösterir Haritası Tüm karst şekillerinin gelişmesi için yüzey suyu veya yeraltı sularının varlığıi ile çözülebilir özellikte kayaçların olması gerekmektedir. Karst alanlarında gerçekleşen çözülme işlemi; fiziksel ve kimyasal süreçler ile olmaktadır, bu süreçlerin tamamınada “Karstlaşma” denmektedir. Kasrtlaşabilen kayalar üç gruba ayrılmaktadır. 1. Evaporitler : Jips, Anhidrit, Halit (Kaya tuzu) 2. Karbonatlı Kayaçlar: Kireçtaşı, Dolomit 3. Kuvarsit: Kumtaşı Bizim bu yazıda bahsedeceğimiz karst alanları, ilk olarak karbonatlı kayaçlar ve daha sonra evaporitler gelmektedir. Kuvarsit kayaçlarında karstlaşma özel şartlar altında gerçekleşmekle birlikte başka bir yazı konusunu oluşturmaktadır. 8


Dünya yüzeyinin yaklaşık %12 ’i karst alanları oluşturmaktadır ve dünya nüfusunun çeyreğinin içilebilir su kaynakları karstik alanlardan sağlanmaktadır bu yüzden mağaraları ve karstik alanları anlamak önemlidir. Karbonatlı kayalarda, karstlaşma nemli bölgelerde çok görülse de, karst arazileri ılıman, tropikal iklimlerde, alpin kuşağında ve kutup ortamlarında oluşabilmektedir. Karstik şekiller; mikro yapılardan ( Kimyasal çökeltiler), onlaraca kilometre kare alan kaplayan drenaj ve ekosistemleri barındıran makro yapılardan oluşmaktadır. Akdeniz çevresinde bulunan ülkelerde ileri derecede gelişmiş karst yoğun olarak gözlenir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi ismini de bu bölgelerden birinden almıştır. Avrupa kıtasında bulunan önemli karst alanları; Eski Yugoslavya (Dinar dağ kuşağı), Yunanistan (Helen dağ kuşağı), Türkiye (Toros dağ kuşağı), İtalya (Apenin dağ kuşağı), İspanya (Pirene dağ kuşağı) ve Alplerde, Karpatlarda, Balkanlarda yer almaktadır. Bunun yanında, İsrail, Tunus ve Libya’da da karst oluşumları görülmektedir. Asya kıtasında Rusya ve özellikle Çin, karstın ileri derecede gelişmiş olduğu iki ülke durumundadır. Amerika kıtasında, Birleşik devletler ve Meksika körfezi bölgesinde yaygın karst oluşumları bulunmaktadır. Okyanusya’da Yeni Zelanda ve Avustralya’da karst alanları geniş yer kaplamaktadır. Türkiye yüzölçümünün yaklaşık üçte biri karbonat kayaçları ile kaplıdır. Güneyde Toros karst kuşağı, Güneydoğu’da Güneydoğu Anadolu Karst kuşağı, Marmara ve Trakya’da Kuzeybatı Anadolu Karst Kuşağı ve İç Anadolu’da ise Konya Kapalı Havzası Karst Kuşağı bulunmaktadır. Bu bölgelerde karstik şekiller bakımından zenginlik göstermektedir.

Türkiyenin Karstik Sahalarını Gösterir Harita Karst Topoğrafyası Karst şekillerinin gelişmesi bölgeden bölgeye büyük ölçüde değişklik göstermektedir. Karstik alanlarda geniş drenaj sistemleri, hem yüzey suları hem de yeraltı sularının birleşmesi ile oluşmaktadır. Su, yağmur ve kar olarak yer yüzüne düşer. Düşen su, doğada doğal olarak meydana gelen karbondioksit (CO2) ile kimyasal reaksyona girerek zayıf asidik özellik kazanır. Bu zayif asidik özellikli suya karbonik asit denmektedir. Gazlı içeçeklerde de keskin tadı yapan aynı bileşiktir. Yeryüzüne düşen yağmur damlaları, yer çekimi etkisi ile topraktan süzülmeye başlar ve süzülme çatlaklar boyunca devam ederek yeraltı su seviyesine ulaşır. Karbonik asit barındıran yeraltı su seviyesine ulaşır. Karbonik asit barındıran yeraltı suyu eklemler, çatlaklar boyunca hareket ederek karbonatlı kayaçları çözünmeye, aşındırmaya başlar. Bu çözünme sonucu mağaralar ve mağara pasajları oluşur. Bu şekilde oluşum gösteren mağara deneyimi yaşattı. Dr. Taylan yine yapısal oluşumlar ve canlı popülasyonları ile ilgili bilgi verirken içimizdeki sanatçıyı çıkarmayı da bildi: Banyoda bile şarkı söylemezken mağarada şarkı söylemiş oldum. Bu açıdan bu etkinlikte de bir ilk gerçekleşti. Ekipmansız tırmanışın tehlikeli olacağı 15 metrelik doğal bir 9


mağara sistemlerine “Epijenik” mağara sistemleri denir. Bir diğer oluşum şekli ise “Hipojenik” oluşum gösteren mağaralardır. Karstik şekiller bazı bölgelerde görüldüğü gibi ( Toros Dağ kuşağı) çıplak, yüksek karst şeklinde, bazı bölgelerde batı karadeniz bölgesindeki gibi ( Küre Dağları) bitki örtüsü altına gizlenmiş olarak bulunan örtülü karst görülmektedir. Karst topoğrafyasında çözülen kayacın derinliğine bağlı olarak sığ ya da derin karst şekilleri görülmektedir. Karst topoğrafyası içinde, yüzeyde ve yeraltında oluşan şekilleri barındırmaktadır. Bu şekillerin bir kısmı çözünme sonucu, bir kısmıda birikme sonucu mağara içerisinde oluşmaktadır. Bu yazımızda çüzünme sonucu oluşan karstik şekilleri sıralayacağız.

Lapya (Clınts)

En yaygın olarak yüzeyde görülen karstik şekillerdir. Mikro karstik şekiller olarak da tanımlanan lapyaların boyutları, ortalama olarak, bir kaç mm ile birkaç metre arasında değişir. Oluk ve kanal şeklindeki lapyaların boyları; bazen,15-20 metreyi bulabilir. Oyuk, oluk ve kanalcıkların arasında genellikle sivri, keskin, bazen de yuvarlak hatlı küçük sırtlar yer alır. Bazı yerlerde sivri çıkıntılar halinde görülmekle birlikte oyuk biçimli delikli lapyalarda bulunmaktadır. En çok görülen yerler Toros dağları ve Bolkar dağlarıdır. ● Dolin (Sinkhole) Karst topoğrafyası içerisinde bulunan bu yapı çeşitli büyüklüklerde bulunan kapalı veya açık çukurlardır. Dolinlerin oluşum şekli ikiye ayrılmaktadır erime sonucu ve çökme sonucu oluşmaktadır. Ülkemizde Dolin yapılarının çeşitli bölgelere göre tava, koyak, kokurdan adlarınıda almaktadır. Erime Dolini; Karstik yüzeyi yağış suyunun eritmesi ile oluşur. Erime dolinlerinin tabanlarında bulunan yüzey suları; kırık, çatlak sistemleri boyunca derine doğru sızar. Dolin tabanında sızmadan sonra geriye kalan killi malzemenin birikmesi ile oluşan terra rossa ( kızıl toprak) bulunur. Çökme Dolini; Yeraltında bulunan mağara sistemlerinin tavanlarının incelerek çökmesi sonucunda oluşan karstik şekillerdir. Çökme dolinleri, derinliklerinin fazla oluşu, yamaçlarının eğimli oluşu ve tabanlarında iri bloklar halinde malzemenin bulunması nedeniyel erime dolinlerinden yarılır. Kastamonu Kürede bulunan Dağlıkuylucu mağarası bu yapıya iyi bir örnektir.

10


Lapya Oluşumu ( Görsel Cografyahane Blog sayfasından alınmıştır)

Erime Dolini ( Örtülü Karst) 11


● Uvala Dolinlerden daha büyük ve dolin yapılarının birleşmesi ile oluşmuş şekillerdir.

● Obruk Bu oluşumlar dikey bir şekilde derine doğru inen, büyük bir bacayı andıran yapılardır. Obruk oluşumlarının gerçekleşmesi için karstik alanların bulunmasından başka şartlarda gereklidir. Türkiyede en çok görüldüğü yerler Tuz gölü havzası ile Konya kapalı havzasındır. En çok biline obruklar ise Antalya da bulunan Cennet ve Cehennem obruklarıdır.

● Polye Karstik topoğrafyada tektonik ya da büyük depresyonlar sonucunda oluşmaktadır. Bu alanlara karstik ovada denilebilmektedir. Üzerini örten verimli toprak sayesinde bu alanlarda tarım yapılmaktadır. Batı toroslarda Kekova bölgesi buna örnek olarak verilebilir. ● Düden Karstik topoğrafyayı barındıran drenaj alanı içerisinde yüzey sularının aniden batarak kaybolduğu yerlerdir. Toroslar başta olmak üzere ülke genelindeki karstik alanlarda görülmektedir. Ülkemizde düdenlerin bir diğer adı da Subatan’dır. Anamurda bulunan çukurpınar ve EGMA düdenleri iyi bir örnektir. ● Mağara Karstik topoğrafya içerisinde gelişmiş ve yüzeyle bağlantısı bulunan en az bir insanın girebileceği kadar açıklığı olan yeraltı boşluk yapılardır. ● Kör Vadi Karstik topoğrafya içerisinde bulunan derenaj alanlarında toplanan yüzey sularının aniden bir düdenle kaybolması ile oluşan kuru vadilere denir. ● Vökliz Karstik topoğrafyada yeraltı sularının boşalım yaptığı kaynaklara denir. Ülkemizde suçıkan adı olarakta anılmaktadır. Pozantı bölgesinde bulunan şekerpınarı ve Kapuz başı şelaleleri kaynağı iyi bir örnektir.

12


13


Yararlanılan Kaynaklar Nilüfer Pekcan, 1995, Karst Jeomorfolojisi, Filiz Kitapevi Prof. Dr. Saadettin Tonbul, Doç. Dr. Sabri Karadoğan Jeomorfoloji Ders Notları Tau Rho Alpha, John P. Galloway, and John C. Tinsley III, Karst Topography, USGS, ABD Yazar Hakkında:

Fotoğraf: Ender Usuloğlu

Emrah Dirmit, 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Hidrojeoloji Bölümünden mezun olmuştur. Üniversiteye girdiği yıllarda HÜMAK aracılığıyla mağaralarla tanışmıştır. 2009 yılında ASPEG ile tanışarak mağaracılığı ve kaşiflik serüvenini iki grup altında devam ettirmektedir. Mağaracılığı hem sportif, hem de mesleki bakımdan sevmektedir.

14


15

Fotoğraf: Ender Usuloğlu


Fotoğraf: Ender Usuloğlu

Türkiye Mağaracılık Federasyonu Eğitim Standartları

16


Kampçılık Temel Eğitimi Kapsamında Verilecek Eğitimler:

1. Düzey Mağaracı Kapsamında Verilecek Eğitimler:

K-1. Doğa Sporları, Doğada Yaşam ve Doğaya Uyum (Özet açıklama: Doğal ortamda canlıların davranışı ve yaşamı sürdürmenin temel unsurları, ... vb.)

1D-1 Dünyada ve Ülkemizde Mağaracılık ve Tanımlar

K-2. Isı Kaybı ve Giysiler (Özet açıklama: Giysi türleri ve seçimde dikkat edilmesi gereken noktalar, ... vb.) K-3. Yürüyüş (Özet açıklama: Temel yürüyüş teknikleri, ekip halinde yürüme, çarşakta ve eğimli arazide yürüme, ... vb.) K-4. Doğada Yön Bulma ve Temel Harita Bilgileri (Özet açıklama: Doğal yaşamda yön gösteren işaretler, yıldızlar, pusula, gps ve harita kullanımı, ... vb.) K-5. Malzeme Tanıtımı ve Kullanımı Bilgisi (Özet açıklama: Çadır, uyku tulumu, mat vb. yalıtım gereci, bireysel kullanım malzemeleri, ... vb.) K-6. Beslenme ve Enerji kullanımı (Özet açıklama: Doğa sporlarında uygulanacak diyet, besin türleri, enerjinin verimli kullanılması, ... vb.) K-7. Kampçılık (Özet açıklama: Kamp yeri seçimi, yerleşimi ve organizasyonu, ... vb.) K-8. Temel İlkyardım (Özet açıklama: Temel Yaşam Desteği Eğitimi, ... vb.)

1D-2 Mağara Etiği ve Korumacı Yaklaşım (Özet açıklama: Mağara etiği ve mağaraların korunması, ... vb.) 1D-3 Temel Mağara Jeolojisi (Özet açıklama: jeoloji bilgisi, jeolojik yapılar, mağara oluşumu, mağara çeşitleri, mağara oluşumları, yüzey araştırma ve harita üzerinde potansiyel mağara bulma, ... vb.) 1D-4 Temel Biyospeleoloji (Özet açıklama: Mağara ortamındaki yaşam biçimleri, yaşam formlarındaki çeşitlilik, mağara canlıları için dikkat edilecek unsurlar, ... vb.) 1D-5 Temel Mağaracılık Terminolojisi (Özet açıklama: Mağara ve mağaracılık ile ilgili terimler, ... vb.) 1D-6 Temel Malzeme Bilgisi (Özet açıklama: Mağaracılıkta kullanılan malzemeler; tulum, çizme, kask, karpit lambası, iç giysi, yedek malzemeler vb. tanıtımı, bakımı ve verimli olarak kullanımı, ... vb.)

1D-7 Temel Mağaracılık Teknikleri (Özet açıklama: Doğal iniş ve tırmanış teknikleri, karşıt baskı, sıkıştırmalar, baca ve çatlak geçişi, yan geçişler, çapraz geçiş, bot ve merdiven kullanımı gibi teknikler, ... vb.) 1D-8 Mağaralarda Oluşabilecek Tehlikeler ve Kötü Durumlar (Özet açıklama: Düşmeler, kaybolmalar, taş düşmeleri, sıkışmalar, su baskınları, kötü hava ve gaz, asetilen patlaması ve yanıklar, tükenme, hipotermi, donatı sorunları, kazalar, hastalıklar, ... vb.) “Temel eğitim, ilk aşamada ister yatay yada dikey isterse aktif yada fosil özellikli olsun, mağaraya uyum sağlama, mağara içinde davranış, malzemeleri tanıma ve kullanımı, vücudu kullanarak doğal tırmanış ve iniş teknikleri kullanımı ile veya merdiven ile iniş ve tırmanış, sulu mağaralarda bot kullanımı bilgi ve becerilerini kazandırır. Mağaracılık temel malzemelerinin (tulum, çizme, kask, karpit lambası, iç giysi vb.) tanınması ve verimli olarak kullanımı, bakım ve onarımı bilgi ve becerisini kazandırır. Mağaraların yapısı, oluşum şekilleri ve bunlara ek olarak mağaralarda karşılaşılabilecek tehlikeler ve kötü durumlar hakkında bilgi edinilmesini sağlar. Bu düzeyde donanımla ip teknikleri kullanımı (tek ip tekniği) verilmez.”

“Bir mağara ekibiyle birlikte arazide yaşayabilecek kimselerin alması gerekli eğitim olup, bu eğitimi alan kişinin doğada kendi başına barınma ve beslenme gereksinimini giderebileceği varsayılır. Bu eğitimle birlikte, tüm doğa sporları uygulamalarında geçerli olacak temel bilgiler kazanılır.”

17


2. Düzey Mağaracı Kapsamında Verilecek eğitimler: TEMEL 2.DÜZEY EĞİTİM (2A) 2A-1 Mağara Haritaları (Özet açıklama: Mağara harita çeşitleri, işaretler, harita okuma ve ölçüm aletlerini kullanma, ... vb.) 2A-2 Dikey Temel Düğümler (Özet açıklama: Kördüğüm, sekizli, bulin, prusik, yarım kazık, tam kazık, camadan (balıkçı) , çift balıkçı, perlon bant düğümleri, ... vb.) 2A-3 Teknik Malzeme Bilgisi (Özet açıklama: Tek ip tekniğinde kullanılan malzemeler, kullanımı, bakımı ve seçimi, ... vb. 2A-4 Dikey Mağaracılık Teknikleri- Bölüm I İniş - Çıkış, inişten çıkışa geçiş, çıkıştan-inişe geçiş, istasyon geçiş, stress (saptırma) geçiş, takıl-geç ve ip köprüsü (Trolean) geçişleri İLERİ 2.DÜZEY EĞİTİM (2B) 2B-1 Dikey Mağaracılık Teknikleri- Bölüm II Eksik malzeme ile iniş-çıkış, cumar inişi,düğüm geçme 2B-2 İpten Adam Alma Teknikleri 2B-3 Döşeme Toplama Eğitimi 2B-4 Etkinlik Planlama ve Organizasyon (Özet açıklama: Etkinlik izinlerinin alınması, mağara içi etkinliğinde malzeme zaman ve iş gücü açısından planlama ve sorumluluk dağılımı, ... vb.) “Bu süreç sonunda mağaracı, temel teknikler, malzeme kullanım ve bakımı, düğümlerin kullanımının üzerine ipte donanımla uygulanan teknikleri (tek ip tekniği gibi), ip üzerinde ilerleme, istasyon geçme manevraları, harita okuma, ölçüm alma ve ip üzerinde eş kurtarma (ipten adam alma teknikleri) becerilerine yeterli düzeyde sahip olur. İleri 2.Düzey eğitimi ve dikey mağara tecrübesi olan mağaracılar, kendi kulüp ve derneklerin YK 18

kararı ile dikey mağaralara gezi düzenleyebilirler.”


3. Düzey Mağaracı Kapsamında Verilecek Eğitimler: 3D-1 Döşeme Teknikleri (Özet açıklama: Doğal istasyon,elle veya matkapla bolt çakma, ara istasyon vb. teknikler, ... vb.) Bu seviyedeki eğitimde sadece teorik eğitim değil Usta-çırak ilişkisi ile uzun soluklu mağarada birebir tecrübeyle edilinen eğitim tecrübesi olması elzemdir. Her kulüp/dernek, kendi içinde bu süreci onayladıktan sonra 3.düzey döşeme eğitimi alınmış olur.

“Bu eğitimle, her tür mağarada hat döşeyebilme ve ekip liderliği yapabilme becerisi kazandırılır. Bu eğitimi alan mağaracı, süreç içinde, etkinlik organizasyonu ve sorumluluğu ile derin mağara sistemleri konularında döşeme yapabilir”

3D-2 Mağarada Kurtarma Giriş (Özet açıklama: Mağarada kurtarma yapan/yapacak özel eğitimli kurtarmacılara bilinçli biçimde yardımcı olabilmek için kurtarmada kullanılan makara sistemleri, kurtarma ekipmanları, çakıcı, matkap, vb. tanıtım, kullanım ve bakım bilgileri, ... vb.)

Fotoğraf: Ender Usuloğlu

3D-3 Doğada İlkyardım (Özet açıklama: Kurtarma Kurulu sorumluluğundadır ve TMF Eğitim Kurulu işbirliğiyle organize edilecektir)

19


BALKAN MAĞARACI LARI KAMPI, HIRVATİSTAN, OGULİN Yazan: Ender Usuloğlu Fotoğraflar: Norbert Weber

20


Uzun zamandır, daha doğrusu Sırbistan’da ve Slovenya’da yapılan Balkan mağaracılık kamplarına gitmemiştim. Daha evvelden Balkan mağaracılık kamplarının mağaracılık açısından pek bir şey katmadığından yakınmıştım. En azından benim için pek bir şey katmıyordu nitekim Hırvatistan’da da aynı şey oldu tek farkla, burada daha fazla insan tanıdım. Sanırım tek pozitif yanı benim için yeni mağaracılar tanımak, ilişkileri geliştirmek idi. Yunanlı, Romen yeni arkadaşlarla ve Hırvat mağaracılarla tanışmak benim için enteresandı. Türkiye’den de sadece bizim dernekten ben ve Hakan katılmıştık. Maalesef son dakikalara kaldığı için ikimizde ayrı zamanda araba kiralayarak gitmek zorunda kaldık. Zagreb’i daha evvelden görmüştüm. Gecenin bir vakti arabayı kiraladıktan sonra, önce yolu kaybederek çünkü telefonum yurtdışına açık değildi ve haritaları (navigasyonu) açamıyordum, biraz da sorarak Zagreb yoluna girdim, 3-5 adres sormadan sonrada, British hostel diye merkeze çok yakın bir yerde genelde gençlerin kaldığı, oda kahvaltı bir yerde kaldım. Merkezi, ucuz ve temiz olması ilerisi için güvenli bir adres oldu benim için. Biraz etrafı dolaştıktan sonra sabah erkenden ver elini Ogulin. Ogulin, Zagreb Rijeka anayolundan güneye 1,5 saatte varabileceğiniz, Adriyatik denizi sıra uzanan Dinar dağlarının arkasında denizden yüksekliği 200-1000 m’lerde dolanan bir ovanın ortasında ufak bir kasaba. Kasabanın en önemli özelliği barajla ket vurulan nehrin, doğrudan Ogulin kalesinin altından kasabanın altına girmesi ve çok uzun galerileri olan bir mağarası olması. Zaten kasaba da yer yer yeraltındaki mağaranın haritası var ve işaretli yerlerde şimdi mağaranın şurasındanız gibi bilgi verici, güzel, ilgi çekici panolar yer alıyor. Bu Balkan mağaracılar kampının bir güzelliği de, bir haftalık mağaracılıktan sonra cumartesi toplantısının ardından pazar günü Hırvatların mağaracılar

birliği toplantısıydı. Kasabanın tek spor salonu yarıdan ikiye bölünmüş ve bir tarafı organizasyon için ayrılmış diğer tarafı Hırvatistan’ın başka yerlerinden gelen mağaracıları ağırlamak için mat atılmış ve bir nevi yatakhane gibi organize edilmişti. 10 kişilik altı kafe-bar üstü pansiyon olan bir yerde kalıyordum. Çatı katında, Romenler, Bulgaristan ve Alman mağaracılarla kalacaktım ama ilk gelen bendim. Sonra Romenler geldi, arkasından hoş bir sürprizle Sven ve Norbert geldi. En son Alexey, Bulgaristan’dan bize katıldı. Bu kampın en sevdiğim yanı ise beklenenin aksine hava mükemmel gitti, sabahları soğuktu ama tüm hafta boyunca güneşliydi ve akşamları biz mağaracılıktan başka bir şey konuşmuyorduk. İlk ben erken geldiğim için kimseler gelmeden atladım arabaya ve milli park haline getirilmiş mağaracılık hayatımda en beğendim karstik şekillerin olduğu, Plitvicka’ya gittim. Burası bir nehrin kalın bir kireçtaşını yardığı ve bölüm bölüm şahane göller meydana getirdiği, her gölün diğer alttaki göle irili ufaklı şelalelerle bağlandığı, yine başka bir nehrin 30-40 m’den şelale yaparak bağlandığı, suyun turkuaz renkte akan nefis karstik bir görüntü düşünün. Kireçtaşı ve dolomitle karışık taşların eridiği bir kanyondu. Tek kelime ile mükemmeldi. Tabii birde alkolsüz birayı unutmamak lazım. Ertesi sabah ilk etkinlik olacaktı. Sabah erkenden çadır atılan kamp alanına gittik, rüzgarı ve soğuğu görünce iyi ki pansiyonda kalmışız dedim içimden. Gelenlerle beraber yaklaşık 14 kişi olduk ve kasaba yakınındaki tren istasyonuna gittik. Orada giyindikten sonra, tren hattının altına da giren ilk inişi 25 m’lik mağaraya girdik. Burada bol bol video çektim. Bir iki kısa inişten sonra tatlı hagada hugadalı yatay bölümde oldukça güzel vakit geçirdik. İlk gün olma şansı yanımızdaydı meğerse her güne bir mağara organize edilmiş

ve gün geçtikçe biz giderek kalabalıklaşıyorduk, en son gün ben zaten Ogulin’in altındaki mağaraya girmedim çünkü ondan bir gün önceki mağarada herhalde 40-50 kişi falandık. Kabul, mağara çok galeriliydi iki gruba ayrılmıştık birbirimizi çok görmedik ama yine de çok kalabalıktı. Bizim grupta Romen mağaracı Geza ile güzel bir arkadaşlığımız oldu ve habire ben, Geza ve Perlik fotoğraf çekmek için gruptan ayrıldık. Mağaracılık hayatımda ilk defa bu kadar çok birisine poz vermek için manken oldum. Benim için en ilginci ise, kimsenin yatay mağaralardan tatmin olmamasıydı ve sağolsun Sven ve Norbert yanlarında 300 m ip ve biraz teknik malzeme getirmişler, hafta içinde bizi 100 m aşağıdan gelen yeraltı nehrinin sesini dinletmek için bir obruğun başına götürdüler aklımız orada kaldı. Neyse bir şekilde plan yaptık ve 3 gruba ayrıldık, ilk grup döşeme yaptı, bize de toplaması düştü. 40 kişilik yatay mağaradan akşam beş gibi çıkıp, ver elini obruk! Arabamda, Geza, Polonya’dan Anna ve Marek vardı. Marek bir death metal meraklısı! mp3’den heavy metal müzikleri ile obruğun başına gelip, girdik. Heyecanlıydım, uzun zamandır 100 m direk inmemiştim. İnişte çıkışta sorun olmadı, beklediğimden iyi gitti. Uzun zamandır, böyle geniş, gürültülü akan mağarada bir yeraltı nehriyle karşılaşmak istiyordum, daha doğrusu hayalini kuruyordum, kısmet Ogulin’miş. O sesin verdiği müthiş kaos ortamı, beyaz köpüklü akan sular beni acayip çekti kendine. Güzel fotoğraf/video çekimlerinden sonra Marek’in “ben toplayabilir miyim” isteğinden sonra Geza en önde bu sefer ben onu fotoğraflayarak arkasından geliyordum, benim arkamdan Anna ve en nihayetinde Marek’de toplaya toplaya geliyordu. Sonradan arabada, sadece 8 aylık mağaracı olduklarını öğrenince doğrusu çok şaşırdım, gayet canavar gibiydi ikisi de mağarada. Demek ki, şans ve fırsat verdin mi, herkes hızla tecrübelenebiliyor. 8 aydır hiçbir geziyi kaçırmamışlar. Bu gezilerin anısına taze taze akşamları 21


oturup kısa 7-10 dakikalık anı videoları hazırlayıp, cumartesi günkü Balkan mağaracılar toplantısında sundum. Hakan’da Altınbeşik’i sundu. Çok güzel oldu. Tüm hafta içinde güzel geçen hava, cumartesi yoğun bir yağmurla başlayıp öğlen kara dönüştürdü ve akşama kadar yerde neredeyse 10 cm kar oldu. Ertesi gün yani pazar günü Hırvat mağaracıların birlik toplantısı vardı, Slavca çok anlamadığım için ara ara girdim toplantılarına ama bende bıraktığı izlenim herkes (her dernek, kulüp) gayet güzel yaptıkları işlerin sunumunu yapıyorlardı. Her dernek salona bağlanan giriş holünde masa açmış dergi, poster sunumu, t-shirt satışı yapıyordu. Cumartesi akşamı kasabanın tek düzgün barı olan Rock bar’da herkesle buluştuk. Acayip kalabalıktı ve tabii ki Hırvat mağaracılar kalabalıkta bir numaradaydı. Çok güzel ortam ve danslardan sonra ayrılık vakti geldi çatmıştı. Kar sorun olabilir diye Hakan’la beraber arka arkaya Zagreb’e beraberce gitmeye karar verdik. Şehir merkezinde vakit öldürdükten sonra, aynı uçakla geri döndük. Geriye dönüp baktığımda bu kamptan aklımda kalanlar; Alkolsüz bira, akşam odamız da yemek yemelerimiz ve beraberce paylaşımlar, mağara sonrası video hazırlamak, her etkinlik sonrası yemek yemeden doğru bira içmeye Rockbar’a gitmek, yeni dostluklar edinmek, yabancı mağaracıların çalışması, ortaya ürün çıkarması, obruk’tan dönerken death metal dinlememiz, yeraltı nehri ve gürültüsü, Plitvicka şelaleri, Ogulin’deki panolardan alttaki mağaraya girmeden “aaa şimdi bu galerideyiz diyerek bir anlamda sanal mağaracılık yapmak”, son gün canlı müzik ve çok severek aldığım t-shirtler... Bir sonraki kamp Bulgaristan’da olacak. Morca’dan 3-4 gün önce bakalım 3-4 günde olsa kaçabilmek ümidiyle diyelim.

22


YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN ! 23


24


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.