Cadı Kazanı Anadolu Speleoloji Grubu (ASPEG) E-bülteni'dir
Sayı 5
Mart-Nisan 2009
Ceris Jones, Mağaracı-Sanatçı Dünyayı Kurtarmak Ekip İşidir! (Gülşen Küçükali)
Kazaya Ramak Kala! Ayvaini (Süha Yararbaş)
Rekor! Rekor! 3 Boyutlu Mağara Fotoğrafı Çekmek (Ender Usuloğlu)
Fosil Olmak İstiyorum! Ne Yapmalıyım?
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa
Bülten ekibinden..... Grup olarak istim üzerinde gidiyoruz. Bir bakıyorsunuz Hasankeyf’de mağaraları araştırıyoruz, bir bakıyorsunuz Ayasofya’nın altındaki tünellerde sürünerek ölçüm alıyoruz... Sanırım bu istim bu şekilde devam edecek. Tabii ki doğal sonucu olarak, kazaya ramak olaylar yaşamaya başladık. Ayvaini gibi nispeten herkesin bildiği ve güvenli sandığı yerde sele kapıldık. Ekip olmanın önemini kavradık. Gülşen arkadaşımız sağolsun kitapları karıştırdı ve “ekip olmak” üzerine güzel bir araştırma yazısı yazdı. Eh, işin pratiğini ve teorisini pekiştirip sentezlemek lazım. Elektronik bültenimizde olabildiğince mağaracılığın sanatsal, kültürel ve ilgi çekici bilgilerini sizlerle paylaşma amacını güdüyoruz. Yavaş yavaş bunu da beceriyoruz gibime geliyor.
Bu sayıda Gezilerden ve Faaliyetlerden Kısa Kısa ......... 3 Speleokültür ......... 4 Ceris Jones, Mağaracı, Sanatçı........6 Dünyayı Kurtarmak Ekip İşidir ......... 7 Kazaya Ramak Kala! Ayvaini ......... 9 Bilgi Kırıntıları ........ 13 Biliyor muydunuz? Yıllara Göre Türkiye Derinlik/Uzunluk Rekorları ........ 14 Yaşadıklarımız ........ 15 Speleosanat– 3 Boyutlu Fotoğraf Çekmek ........ 16 Enteresann-Fosil Olmak İstiyorum Ne Yapmalıyım? ........ 19
Tabii ki takdir siz (mağaracı) okurların!!... Zevkli okumalar. Ender Usuloğlu
Bülten Ekibi Tuğçe Arık (Speleokültür, Biliyor muydunuz?) Emine Azak (Son Okuma) Ludmilla Büyüm (Son Okuma) Gülşen Küçükali (Gezi/Etkinlikler kısa kısa) Ender Usuloğlu (Yayına hazırlama, Speleosanat) Katkıda Bulunanlar Ali Yamaç, Sebahat Bahadır, Ludmilla Büyüm
ASPEG Anadolu Speleoloji Grubu www.aspeg-tr.org © Tüm hakları saklıdır. Bülten içeriği kaynak belirtmek şartıyla ticari olmayan amaçlarla kullanılabilir. Ön kapak fotoğraf : İlker Gürbüz, Dağlı Kuylucu, Kastamonu Arka kapak fotoğraf : Ender Usuloğlu, Dağlı Kuylucu, Kastamonu
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 2
Geziler ve Etkinliklerden kısa kısa... Verimli Geçen Pınarbaşı Gezisi Üç günlük bir gezide İntürbesi Mağarası’nın haritasını çıkaran, Horma Kanyonu'nun karşı duvarından görülen deliğe girip mağara olmadığını tespit eden ASPEG Ekibi, Buzluk Mağarası'nda araştırma yapıp mağaranın daha da ilerlediğini kayıtlara geçti. Daha önceki gezilerde haritalanan Atak Mağarası'nın sonuna ulaşan ekip, “mağara buradan gider mi?” diye akıllarda soru işareti bırakan deliğe bakarak mağaranın bittiğini teyit etti. Mağaracıların Türkçe Dersi
Mağaracılıkta Üç Boyutlu Fotoğraf Teknolojisine Geçildi 14 Mart sabahı Ender, Ceyhun ile Cenk, Zonguldak Gökgöl Cumayanı ve Sofular Mağara’larında iki gün süren “Mağarada Üç Boyutlu Fotoğraf ” çalışması yaptı. Aynı zamanda Sofular Mağarası’nda definecilerin yarattığı tahribatı fotoğraflayan ekip, Doğa ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanunu’nun bir an önce yürürlüğe girebilmesi için harekete geçilmesi ve Sofular Mağarası’nın durumunu ilgili makamlara yazılı ve sözlü olarak dile getirilmesi gerekliliği konusunda çalışma kararı aldı.
Murat Eğrikavuk ve Ludmilla Büyüm hazırlamış oldukları sunumla “Sıkça Yapılan Dil Yanlışlıkları” koASPEG Ankara - İlk Yardım Eğitimi nusunda on dört kişilik ASPEG Ekibi’ni bilgilendirdi. 7–8 Mart 2008 günleri ilkyardım eğitimi ile geçti. Mağaracı olmanın hayatın her alanında ekibinle birODTÜ Cankurtarma ve İlkyardım likte kişisel gelişim yolculuğunun içinde ilerlemek Topluluğu’ndan 8 kişilik bir ekibin olduğunu gösteren Murat ve Ludmilla, verdikleri verdiği eğitim çok yararlı ve eğ“Güzel Türkçemiz” dersiyle unutulan veya önemsenlenceli geçti. Teorik eğitimlerin meyen birçok kuralı yeniden anlatarak ASPEG Ekibi yanısıra canlandırmalar ve özellikiçin kalıcı bilgiler içeren bir eğitim olanağı sundu. le pratik uygulamalara bolca zaman ayrılmış olması ve her katıBallıkayalar’da Kamplı TİT Eğitimi lımcının tüm öğretilenleri birebir pratik olarak uygulama şansı bul14-15 Mart tarihlerinde Ballıkayalar’da Barbaros ve ması bu eğitimin değerini artırdı. Ali Yamaç eşliğinde Engin, Murat, Nuray, İlker ve Sebahat’tan oluşan ekibe TİT eğitimi verildi. Kaya üzerinde iniş ve çıkış deneyimi kazandırılan ekip ay- ASPEG Ankara İnsuyu Mağarası Etkinliği nı zamanda keyifli bir kamp yaptı. Şubat 2009 sonunda ASPEG tarafından İnsuyu MaASPEG Hasankeyf Operasyonu ğarası'na yapılan araştırma gezisinin amacı mağaranın turistik olmayan kısmındaki göllerin seviyesini ASPEG, Ilısu Barajı tamamlandığında sular altında incelemek, ilerlediği düşünülen kollarda araştırma kalıp bir daha girilemeyecek mağaraların en azından yapmak ve yeni üyelere deneyim kazandırmak idi. bir kısmını araştırmak üzere Ali Yamaç, Murat Ekip, mağaradaki su seviyesinin 2-2.5 metre düşEğrikavuk ve Ali Ethem Keskin’den oluşan ekiple Ha- müş olduğunu, bir sene önce göl diye tabir edilen sankeyf’e çıkarma yaptı. Atlas Dergisi’nin desteğiyle yerlerin suyun çekilmesinden dolayı su birikintisi duyapılan gezide, baraj suları altında kalacak bölgede- rumuna geldiğini tespit etti. Yeni mağaracılara ki ihbarlar değerlendirilip harita çalışması yapıldı. penetrasyon ve haritalama hakkında bilgiler verilen etkinlik oldukça verimli geçti. Ayasofya Müzesi Dehlizlerinde Çalışmalara Başlandı Dağlı Kuylucu Döşeme Eğitimi İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Dr. Çiğdem Aygün Özkan'ın yürütmekte olduğu ve yaklaşık bir sene sürmesi planlanan arkeolojik çalışmalara ASPEG, yeraltı tünellerinin ölçüm ve çizimleri konusunda destek olacak. Proje Ayasofya, Arkeoloji Müzesi ve Topkapı Sarayı altındaki galeri ve tünelleri kapsıyor. 20 Nisan'da gerçekleştirilen ilk calışmada Murat Eğrikavuk, Emine Azak, Ali Yamaç ve Gülşen Küçükali tarafından dehliz ve sarnıçların ilk ölçümleri alındı
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
23 Nisan tatilini değerlendiren ekibimiz, döşeme eğitimi almak ve dikey mağara tekniklerini geliştirmek amacıyla Kastamonu Şenpazar ilçesindeki Dağlı Kuylucu’nu seçti. Çoğunlukla dikey iniş tekniğini gerektiren, Kuyluç ve Cık Deliği olmak üzere iki koldan oluşan Dağlı Kuylucu’nda Ender Usuloğlu ve Suha Yararbaş döşeme eğitimi verdi. Bu eğitimle -230’a inen ekip büyük deneyim kazandı.
Sayfa 3
Speleokültür Postojna Mağarası
Görkemli tarihiyle mağara Geçmişte, gizemli derinlikler insanlarda korku ve baBilindiği kadarıyla, Postojna sisteminin kapladığı alan tıl inançlara neden olurdu. İnsanlar, görülmedik şey21 kilometrekare ve birkaç ünlü bölümü var : lerin oluşuna doğaüstü güçlerin neden olduğunu düPostojna, Otok, Pivka, Black ve Planina mağaraları. şünürlerdi. Göller, su cini ve perilerini gizlerken, ejderhaların evi olduğuna inandıkları mağara ve pınarMağarayı çekici kılan en önemli özellik katılaşmış ların, suyun yükselmesine ya da sise neden olduğukalker birikintilerinin oluşturduğu sarkıtlar. Sarkıtla- nu inanırlardı. Efsaneye gore, Postojna Ejderi de, bir rın gelişimini kısa sürede izleyebilmek mümkün degün Hz. Yakup, gelip onu kandırana kadar, orada ğil. Postojna Mağarası’ndaki sarkıtların onbinlerce ile yaşayan insanları korkuttu. Hz. Yakup, ejderhaya yüzbinlerce yılda oluştuğu tahmin ediliyor. Renklerini sönmemiş kireçle doldurulmuş bir dana derisi fırlattı. eriyiklerden aldığı için sarkıtlar beyazdan kırmızıya, Canavar “dana”yı yedi, suyu içti ve kireç gerisini halkahverengine ya da griye kadar değişebiliyor. letti. Şüphesiz, bu efsanelere neden olan, farklı şeMağara ortamı daha az değişikliğe tabi ve yıl killeri ile hayvanları ve masal yaratıklarını andıran boyunca sabit olan 10 derece ısıda. sarkıtlardı. Araştırmacılar 84 farklı hayvan türünün bu mağarada yaşadığını gözlemledi ; turistlerin gezdiği alanda bulunmayan bu hayvanlar Renkli Geçit’te (Slovence “Pisani rov”) ve Pivka ile Black
Bazı ünlü ziyaretçiler de mağarayı betimledi. Baltazar Hacquet, Postojna Mağarası’nı olduğu şekliyle anlatmış ve dünya öğrenmişken, Janez Vajkard Valvasor, mağarayı, bariz bir barok abartısıyla res-
mağaralarının sulu bölümlerinde tutuluyorlar. Hassas zemin, dış etkenler yüzünden kolaylıkla zarar görebildiğinden, bu farklı faunanın varoluşunu sürdürebilmesi için, şartların elverişli tutulması hayati önem taşıyor. Mağarada yer alan özel bir istasyonda, derisinin pembemsi rengi nedeniyle “insan balığı” da denilen ve bir tür mağara semenderi olan “Proteus anguinus” yaşamakta. Isısı ve ışığı özel olarak düzenlenen bu kısımda son derece az bulunan bu canlılar korunuyor ve çoğalıyorlar.
metti. Kras Turizm’den Dragan Kiković, Hapsburg saray mensupları yanında, birçok aristokrat ve önemli şahsiyetin de, mağarayı ziyaret ettiğini söyledi. Bunlardan biri olan ünlü İngiliz heykeltraş Henry Moore, 1955 yılında, Slovenyalı ressam Božidar Jakac ile birlikte geldi. Ayrılırken ziyaretçi defterine, “bu gördüğüm en güzel doğal heykel sergisi” diye yazdı.
Öte yandan, mağaranın turizme açık kısmında karst ve yeraltı yaşamı üstüne multimedia sunumu ile mağara şekil ve türlerine ilişkin sunum da izlenebiliyor. ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 4
Speleokültür Postojna Mağarası pekçok abartılı sözcükle anlatılabilir. Mağaraya yapılan ilk ziyaret 1213’e tarihleniyor. 1819’da ziyaretçi kayıtları tutulmaya başlanıyor ve 1867’de Paris’te, bir uluslararası sergide tanıtılıyor. Bundan sadece beş yıl sonra dünyadaki ilk yeraltı trenyolu ile tanıtılıyor. O zamandan bu yana mağaranın altyapısı geliştirildi ve bugün kaliteli servisiyle harmanlanmış muhteşem bir doğa harikası.
POSTOJNA MAĞARASININ KRONOLOJİK TARİHİ 1213 16. yüzyıl
1689
bilinen ilk ziyaret Protestan Rönesansı döneminde mağara ziyaretleri maksimum düzeyde oldu. Merkez Slovenya ile ilgili bir monografi Ehre des Herzugthums Crain by JOHANN WEİCHARD FRH. VON VALVASOR
1818
ilk ışığın yerleştirilmesi, patikalar ve mağaranın yeni bölümlerinin keşfi.
1819
Habsburg Prensi Ferdinand’ın ziyareti.
1824
1857
1872 1884
Yazan: Lea Lepovcek
1901
Derleyen: Ender Usuloğlu
1914
Çeviren: Ludmilla Büyüm
1928
Kaynakça: www.showcaves.com
1959
Bilmeyenlere: Postojna Mağarası dünya’da ilk turizme açılmış mağara olup, Slovenya’nın Postojna kasabasındadır.
1968
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
12 Eylül 1965
şimdiki adıyla Kongresna Dvorana’da (Kongre Odası) ilk dans organizasyonu yeni tren yolu WienLaibach-Triest (ViennaLjubljana-Trieste) ziyaretçi sayısını büyük ölçüde artırıyor ilk mağara tren yolu elektrikli aydınlatmalar yerleştirildi, elektrikle aydınlatılmış dünyadaki ikinci mağara elektrikli aydınlatmaların modernleştirilmesi gazlı lokomotif motorları elektrikli aydınlatmaların modernleştirilmesi elektrikli lokomotif motorları Bugünün patika yollarının yapılması IV. Uluslararası Speleoloji Kongre’si Kongresna Dvorana’da (Kongre Odası) yapıldı.
Sayfa 5
Ceris Jones (Mağaracı (Mağaracı--Sanatçı) Özgeçmiş Ceris Jones İngiltere’de York kasabasında doğmuştur. 1982 yılı sanat bölümü mezunudur. Yarı zamanlı öğretmenlik yapan Ceris Jones, mağaracılığa ve dalgıçlığa merak sarmıştır. Özellikle sanatında mağaracı ve dalgıçların vucüt yapısı üzerinde çalışmaktadır. Ceris Jones İngiltere, Avrupa ve Amerika’da olmak üzere birçok sergi açmıştır. Ceris Jones’un çalışmalarını detaylı görmek isterseniz; www.cerisjones.co.uk
Acknowledgement We thank Ceris Jones for letting us share her art here with Turkish Cavers in our e-bulletin. We hope that her work would inspire us all.
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 6
Dünyayı kurtarmak ekip işidir Gülşen KÜÇÜKALİ İnsanların tek başına asla yapamayacağı işler vardır. Kimse tek başına dünyayı kurtaramaz, küresel ısınmaya ya da küresel mali krize çare bulamaz. Kimse tek başına mağaracılık yapamaz. Bunun için toplulukların bu ortak amaçlarda hareket etmeleri gerekir. Bize göre, dünyayı kurtarmak kadar önemli olan ortak amacımız mağaracılık da ekip işidir. Bu iş, ortak amacı ve heyecanı mağaracılık olan insanların sportif, bilimsel ve sosyal birçok işi bir arada yürütmeleriyle gerçekleşir. Ve bu ekip içinde hareket, konuşma, düşünce tarzı, değerlendirme farklılıklarına, kültürel kişisel tüm ayrılıklar rağmen “ben” düşüncesine yer yoktur “biz” vardır. Mağaracı bir ekibin gücü, o ekibi oluşturanların ortak iş yapabilme becerisiyle oluşur ya da yok olur. Kamplarda ya da mağarada tek başına kimse güç merkezi olamaz. Güç, ortak iş yapabilmektir. Tek başımıza kilometrelerce yürüyebiliriz ama ipleri -500 metreye indirip, döşemeyi yapıp mağaranın haritasını çıkaracak olan tek kişilik bir kadro düşünülemez. Bir mağara ortamındaki tüm koşullar sizi ekip olmayı zorunlu kılar. Hatta kampta bekleyip yemek yapan kişi bile ekip için önemli bir işi hallediyordur.
“Ey Ekip Ruhu Geldiysen Kapıyı Aç” Diye bekleyemeyeceğimize göre… Ekip ruhunun oluşabilmesi için: ekibi oluşturan bireylerin üzerlerine düşen görevi özümseyip, egolarını bastırıp, görevin en başarılı şekilde tamamlanması için birlikte hareket etmeleri şarttır. Bir kampta ya da mağaracılıkla ilgili bir faaliyette: — ekip değil grup oluşturmaya çalışanlar, —bencil ve benmerkezci yaklaşımlar gösterenler, — “Aman bana ne bu benim işim değil ki” diyenler, —zararlı rekabetçiler, —suya sabuna dokunmadan “lider daima haklıdır” diyenler, —sürekli isyan edip eleştiri getirenler, —bir şey olduğunda kendisi dışındaki herkeste suç arayanlar, ekibin dinamiklerini bozar. Ekibin diğer üyeleri enerjilerini, olumsuz davranış gösterenlere harcamak zorunda kalacağından sinerji bozulur.
Ekip ruhu elde edilmesi zor bir şeydir, her pozisyona doğru elemanın seçilip yerleştirilmesini, bununla beraber çok sıkı bir çalışmayı ve sabrı gerektirir. Her mağaracı kendi deneyimi ve becerileri doğrulGörev dağılımında, o işi en iyi yapan kişilerin seçiltusunda çalışır. Her bireyin psikolojik, fizyolojik ve mesi gerekir. Bir araya gelen kişilerin birbiriyle oldeneyimle ilgili sınırları farklıdır. Mağaracı, kendi duğu kadar, kendileriyle de barışık olmasını ve ekisınırlarını bilip buna göre davranmalıdır. Başlangıç- bin parçası olmayı kendi egolarının üstünde tutmata kendi sınırlarını bilmek bile kendinden deneyimli- larını gerektirir. Mağaracılıkta ortak amacın ve ekilere danışılacak bir konudur. Mağaracılık ne denli bin birliğinin korunması, " ortak çalışma" konusundemokratik bir ortamda sürdürülse de, ekip içeridaki kuralların uygulanması için bir üst makama sinde deneyimli insanların bilgi ve düşünme yeteihtiyaç vardır. Genellikle bu üst makam "Sorumlu neğinden faydalanılmalıdır. Bu gönüllü bir işbirliğidir. Mağaracılıkta işbirliği rekabetçi anlayışın iflasıyla başlar. Mağaracı kendinden deneyimliye saygı duymalı, ekip üyeleriyle kendini bir yarış havasına sokmamalıdır. Böyle bir yarışta kaybedecek olan yarışa giren bireyler olabilir. Biz 100 metre koşmuyoruz ya da ağlara top göndermiyoruz. Herhangi bir skor veya ölçümüz yok. Tüm ekip üyelerinin sağlık ve mutlulukla ortak bir iş çıkardığı bir faaliyet bizim için başarılı bir faaliyettir. Mağaracılar vur-kaç topluluğu oluşturmazlar, mağaracılık yaptıkları süre boyunca ortak iş yapabilen insanlardan oluşurlar. Burada dil ve davranışın önemi ortaya çıkar. Karşılıklı saygı ve anlayış, dayanışma ve ortak iş yapabilme duygusunu artırır. Çoğu zaman kimselerin olmadığı, medeniyetten uzak yerlerde yapılan mağaracılıkta herhangi bir kazada elinizi tutacak olanın yine ekip arkadaşınız olacağını unutmamak gerekir. Ortak iş yapmanın zorlukları ve kişiler arası farklar insanları karşı karşıya getirse bile şehirdeki bir çatışma kampa, kamptaki mağaraya taşınmamalıdır. ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
veya Başkan" olarak tanımlanır. Ekibin sorumlusu "ortak amaç" ve "ortak çalışma”nın sağlanmasından sorumludur. Ekibin amacına ulaşması için yapılacak tüm işler konusunda bilgi ve deneyime sahip olmalıdır. Sorumlu, ekibin ortak amacına bağlılık konusunda tüm ekip üyelerine örnek olmalıdır. Kurallara uyulmasını sağlamada ve gerekli yaptırımlara başvurmada tüm ekip Sayfa 7
üyelerine aynı uzaklıkta olmalıdır. Ekibin diğer üyeleriyle iletişiminde saygı ve nezaket kuralları dışında davranmamalıdır. Bu özellikleri sağlayan bir liderin aldığı kararlara karşı ekip üyelerinin saygılı olması gerekmektedir. Mağaracılıktaki ekip anlayışı ve ruhu çalışma hayatımızda kurulan sözde ekiplerle kıyaslanamaz. Mağaracılık ekibinin kurulma amacı ortak ideal, heyecan barındıran kişisel menfaat ve çıkarlardan uzak gönüllü birlikteliği üzerinedir. Modern şehirlerden getirdiğimiz egolarımızı bir yana bırakarak bu bilinçle hareket edersek hem sportif hem sosyal anlamda üretici bir ekibin parçası olmaktan duyulacak mutluluğun tadını hep beraber çıkarırız. Yararlanılan Kaynaklar: 1. Kusursuz Ekip Çalışması, Ron Johnson, Altın Yayınları Yayınevi 2.Bensiz Biz Topluluk Zihniyetinin Psikanalizi, Yayına Hazırlayan: Bela Habip, İthaki Yayınevi
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 8
Kazaya Ramak Kala!! Ayvaini Süha YARARBAŞ
Ayvaini -turistik firmalar hariç- mağaracıların yaz-kış girdikleri bir mağara. Geniş yatağı sebebi ile de, su artışının çok büyük risk getirmeyeceği düşünülen bir mağara idi. Geziyi planlayanlar muhtemelen bu veriler ışığında planlamayı yaptılar. Her ne kadar mağaracılık camiası o mağarada sel tehlikeli olmaz gelen su akar gider dese de, sel konusunda biraz pimpirikli biri olarak bu veri ile yetinmeyip şöyle bir gözlem de yapmıştım: kamp yerine geldiğimizde yerler yaş bazı yerler çamurdu, dolayısıyla toprak suya doymuştu (bu mevsim için zaten normal), yağacak yağmur da hiç beklemeden doğrudan mağaraya doğru yönelecekti. Cumartesiyi pazara bağlayan gece yağmur başladı. Pazar sabahı da yağmur yağdı, ardından mağaraya gittik ve oradaki su miktarının kabul edilebilir bir miktar olduğunu gördük. Yani, yağmurlu havada su seviyesi böyle ise, çok daha şiddetli yağmurda risk artsa bile, mağaranın özellikle de yatay olması ve geniş yatağı sebebi ile hayati risk oluşturma ihtimali yok gibi gözüküyordu. Bu bizi biraz rahatlatmıştı.
Simge’de yünlü kıyafetler; Sebahat’te polar tulum; Gülşen’e en az on kez sordum “wetsuitim yok,” dedi, soğuğa dayanıklı karadeniz kadını... Ekip bu! Mağaranın ilk yarısında problemsiz yol aldık. İkinci yarıya yaklaşırken birara Cem, Sebahat’in hareketlerinde, kontrolünde hafif bir yavaşlama olduğunu, dikkat etmemiz gerektiğini söyledi. Cem ile Engin zaten yakın takipte idi. Ben de ara ara kontrol etmeye çalıştım. Mola verildi, cep sobası uygulaması yapıldı ama o da ıslanınca herhangi bir verim alınamadı.
Wetsuit giyinmiş olanlar, mağarada ilerlerken su göğüs hizasına yaklaşmadıkça bota binmeyip, yürüyerek geçtiler. Sanırım en fazla 5-6 yerde bot iki sefer yaptı. Mağara içerisinde su gelen bir kolu geçtikten sonra suyun bir metreden döküldüğü (tahminen mağaranın ortalarında) sol kolda mola vermek gündeme geldi. Bu sırada ben en arkada, suyun döküldüğü yerin yukarısındaydım. Bir an botun sahipsizce bir kayanın kenarından geçerek uzaklaşmak üzere olduğunu farkettim. Neyse ki pozisyon çok uygundu Ne yazık ki, genel malzeme durumumuz ve ekibin ve suyun ortasında duran bir kayaya uçarak botu tecrübe seviyesi ile mağaranın bu bol sulu hali birle- yakaladım. Zıpladığım ve indiğim bu iki kaya daha şince, ekip için ciddi tehlike yarattı. Bu olaydan son- sonra bizim su artışı ile ilgili referans aldığımız kayara, yağmur döneminde nasıl olsa mağara yatay, ya- lar oldular. tak geniş, birşey olmaz yaklaşımlarında daha dikkatli olunması gerektiği ortaya çıkıyor. Özellikle mağa- Bulunduğumuz noktada akıntı biraz daha fazla idi. raya gireceklerin tecrübesi az ise! Hele mağara taDolayısıyla botun geri dönememe riski olabilirdi. Buvanının alçak olduğu bölümler varsa... Aman diyenun için “bot ekibine 2 iyi kürekçi koyalım, geri kayim! lan kısmına da wetsuiti olmayan, çok üşüyenler binsin,” dedik. Engin, Sebahat, Gülşen, Sinan, Cem boMağara girişi ta bindiler ve uzaklaştılar. Yaklaşık 5-10 dakika sonMağaraya sulu girişten indik. Tecrübeli mağaracılar- ra su seviyesi ciddi olarak arttı. Bu artışı sesle anladan oluşan bir ekip olsaydı herhangi bir sorun yamak zordu, açıkcası ben ses farkını algılamadım, su şanmazdı. İlk defa merdiven kullanacak birisi, mabaskın şeklinde gelmedi. Daha önceden üzerinden ğarada doğal olarak, “merdivenin neresinden tutaatladığım gayet iyi tanıdığım kayalar artık su altında yım”, “ayağımı nereye basayım”, “oha suya bak” vb. kalmıştı. derken mağaranın yapısına bakıp ıslanmama şansı var mı, yok mu göremiyor. Herkesi göremedim ama, Bot ile az önce bizden ayrılan ekibin durumu hakkıngördüğüm kadarıyla Cem hiç ıslanmadan geçti, en da hiçbir bilgimiz yoktu. İlk etapta “biraz bekleyeazından ben de hiç ıslanmadan geçtim, hatta iner lim, su seviyesinde azalma olabilir,” diye düşündük. inmez ilk gölde bot kullanmadan kolayca sol duvar- Daha sonra ışıklar gözüktü. Sinan ve Gülşen suyun dan karşıya geçilebiliyor. Tabii bu söylediklerim tec- içerisinde kayalara tutunarak bize doğru gelmeye rübeli mağaracılar için geçerli. Bu mağara için benim çalışıyorlardı. Bize epey yaklaştılar ama akıntının önerim, sol üst kuru koldan SRT ile inmek. “Hava şiddeti yüzünden ancak 15 metre yakınımıza kadar durumunun yağış gösterdiği dönemlerde de artık bu gelebildiler. Açıkcası bu hiç beklemediğim bir haremağaraya girilmemelidir,” demeye gerek kalmadı ketti. Kesinlikle girişimizin en kahraman hareketi idi. herhalde… Fatih, “ben atlayıp Gülşen ve Sinan'a doğru yüzeyim,” dedi. Direkt suya atlayarak şapur şupur yüzeMağaraya giriş biraz yavaş oldu. Birçok kişi tamarek akıntının da etkisiyle hızla yanlarına gitti. O men ıslandı ve son adam inene kadar da ıslak ıslak akıntıda su topu yüzücüsü stili ile kulaç atan bir mabeklendi. Sanırım Sebahat da bu sırada ciddi enerji ğaracıyı görmek inanılmaz bir manzara idi. Fatih'den kaybetti, üşüdü. Gerçi mağaraya girmeden önce sonra, Ceyhun da yüzdü. Arkasından şişirilmiş herkes tamamen ıslanacağını bilerek girmişti. Ceydrybag'i alarak Simge ve ben de suya atladık. O ana hun'da full wetsuit; bende wetsuit altı; Cem'de kadar hiç ıslanmamışken -wetsuit altı ile- sıcak vüshorty (wetsuit üstü); Engin’de surf wetsuit; Sinan cutla soğuk suya atlayınca soğuk resmen çenemi “sıç suitim” var demişti (ishal sebebi ile… sanırım takırdattı. Çanta bir elimde olduğu için tek kolla kuonda da wetsuit vardı); Fatih, “wetsuit yok ruh var”; laç atarak ben de ekibe katıldım. Ama, herkes ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 9
rak geçmiş olabilirler. Mağaranın en kabus yeri burası idi. (Eğer tavan kapanmış olsa idi, belirli bir yere kadar geri dönülebilirdi. Son kısımda galerinin çok genişlemesi sebebi ile akıntı hızı oldukça düşmüştü. Tavanın kapanması durumunda sudan çıkılabilecek ilk yere geri dönüp, bottan inip, yardımın gelmesi beklenebilirdi. 9 kişiydik, ıslak kıyafetleri sıkıp, birbirine sarılarak 9 kişi hayati tehlike olmadan 2-3 gün bile bekleyebilir, yiyecek olmasa da su var... Böyle bir durumda, “ben dalar ileriden çıkarım,” diye düşünen varsa, bu en büyük hata. Diğer taraftan, bu bölümlerde eğer yüksek akıntı olsa idi, o kadar alçak tavanlara hiç girmeyip, daha önceden, ilerlemekten vazgeçip, sudan çıkabilecek uygun yere ulaşmaya çalışıp beklemek doğru olurdu. Yüksek akıntıda tıpa olunursa veya tavan kapanırsa hiç şans olmaz.) duvara yapışmıştı, ben de tutunacak bir yer bulmaya çalıştım, bir elimde de akıntı ile uzaklaşmaya çalışan çanta var, içerisinde ne olduğunu bilmediğim için çantayı bırakmak istemedim. Belki de yiyecek var, kritik birşeyler var diye çantayı kimsenin eline de veremedim, hemen yanımda, çantanın sahibi Fatih, “çantayı bırak, bırak” diye bağırınca ben de bıraktım. Daha sonra çantayı ileride bulduk. Sahi o çantada ne vardı yahu?
Mağaradan çıkış Sonunda mağaradan çıktık. Bir derin nefes almıştım ki, Cem kötü haberi verdi, "abi buranın çıkışı uçurum, şelale uçuruma dökülüyor, aşağıya inebilmemiz için suyun karşısına geçmemiz gerek.” Tam 3. sınıf korku filmi gibi; rahatlıyorsun, herşey yoluna girmiş gibi gözüküyor, yeni bir sorun. Son dakika golü yememek için, her ne kadar sona gelmiş olsak da, kısa bir mola verip enerji verici birşeyler yedik. Hemen mağara duvarından tutunarak Sinan ve Gül- Son saatlerde, oradan buraya atlayıp zıplayan bir şen'in geldiği yoldan hep beraber diğer ekibin yanı- şekilde enerjik olan Engin, “karşıya daha geriden na ulaştık ve 9 kişi tekrar birleştik. Ekibin kalan geçelim” dedi. Argümanı çok mantıklı idi. Eğer gerikısmı bir kovuk bulmuş, ona yerleşmişti. Sebahat, den geçersek ve suya kapılırsak, en azından şelalelifeblanket içerisinde, alttan da karpit lambası ile den aşağıya düşmeden karşıya ulaşabilirdik. Ama, ısınıyordu. Biz de gelince kovuğa sığılamaz oldu. gerisi dediği yer, dar ve bütün su oradan geçiyordu. Hep beraber mağarada ilerlemeye karar verdik. Muhtemelen su derin ve bizi sürükleme ihtimali çok Wetsuit giyenler suda bota tutunarak gidecek, wet- yüksek idi. Diğer taraftan sürüklenilse de, kuvvetle suiti olmayanlar da botun içerisinde gidecekti. Çok muhtemel, kendini karşıya atıp, şelaleden kurtarabirahat ilerlediğimiz yerler oldu. Suda ilerleyenler, bir- lirdik. Cem'in önerdiği yer, şelalenin ağzına yakın, çok kere ayakları yere değmeden ilerlediler. düştün mü telafisi zor, ama diğer tarafa göre düşme Riskli yerlere gelindiğinde, sağda solda uygun geolasılığının oldukça az olduğu bir yer idi. “Yavaş yaçişler varsa bottan inerek ve kenarlardan geçtikten vaş el ele suyun derinliğini ve şiddetini deneyelim,” sonra bota tekrar binerek, devam ettik. derken, arkadan ekibin de geldiğini farketmedim. Bir anda karşıya geçmiş olduk. Yola devam Uzun, sessiz göllere geldik. Birçok keresinde uzun Önden bir grup hemen köye doğru yol aldı. Arkada sessizlikten sonra ileriden güldür güldür akan suyun bir grup botu indirdik. Fatih botu paketledi, aşağıya sesi geliyordu ve her seferinde nasıl bir yere geliyo- taşımaya başladı. Ben aşağıya doğru inmeye ruz gerilimi ile mutlaka soldan veya sağdan kaya başlamıştım, biraz yukarımda Simge vardı. Fatih ile kontağını koparmadan gürültülü bölüme kontrollü Cem patikadan inerken bir taş kaydı, “taaaaş” diye yaklaşıp, botla kayaya yapışıp, önden bakmaya çalı- zamanında bağırdılar, Simge taştan korunmaya şıyor, emin oldukça yol alıyorduk. çalıştı ama malesef taş Simge'ye çarparak hafif yaMağaranın sonu keyifleri oldukça kaçırdı. Tavan çok raladı... Az sonra köy kahvesine ulaştık… alçalıyordu. Yol alırken dikkatlice bakıp tavanın en yüksek olduğu yeri tercih ediyorduk. 4-5 metre Herkesin katkısıyla mağara boyunca çok iyi bir ekip uzunluğundaki bir bölüm oldukça sorunluydu. Bot çalışması yapıldı. Başlarda üşüyüp belki de geçerken tavanla sıkıştı. Ben botun önünden gittiğim hipotermi sınırlarına yaklaşan Sebahat, canla başla için alçak tavandan rahat geçtim ama sonuçta bot, sorun çıkarmamaya çalışarak yol aldı. Sinan ve Gülbulunduğu yerin en yüksek tavanını işgal ettiği için şen'in geri dönerek bize haber vermeleri ise destansı sanırım botun yanından geçenler daha da zorlanabir hareketti… rak, hatta biraz başlarını da ıslatmak zorunda kala-
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 10
Ekip olarak çok büyük bir performans gösterdiğimiz konusunda hem fikir olduğumuzu düşünüyorum. Herkese ayrı ayrı teşekkürler, geçmiş olsun... Fotoğraflar: Ceyhun Uludağ, Engin Selamsız
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 11
Bilgi Kırıntıları SUUNTO Pusula ve Klinometrelerin Temizlenmesi
Açtığınız deliği ve sıkıştırma vidasının deliğini mutlaka silikon veya benzeri bir malzeme ile doldurun.
Pusula ve klinometrelerin kirlenmemesi için, üst cam (şeffaf plastik) ile metal parça arasındaki contanın sağlam durumda kalması gerekmektedir. Yapısı gereği buradan zamanla pislik girmesi kaçınılmazdır. Pusula ile klinometreleri alır almaz o bölgeye silikon çekmek çok iyi bir koruyucu önlem olur. Pusulanızın ön camına hafif bastırdığınızda alüminyum kılıfın içerisine doğru hareket hissediyorsanız pusulanız toz ve su almaya elverişli duruma gelmiştir. Sıkıştırma vidası gevşemiş olabilir; vidayı sıkıp kaymasın diye silikonlamakta fayda vardır. Temizlemek için gerekli malzemeler: 1. Mağaraya sokulup içine çamur kaçırılmış pusula veya klinometre 2. Saatçi tornavida takımı 3. 1 veya 1.5 mm'lik matkap ucu 4. Matkap 5. Fırça 6. LCD temizleme spreyi ve su 7. Sıcak silikon ve tabancası
Resim 1
Resim 4
Resim 3
Resim 2
Resim 5
Suunto kolayca 6 parçaya ayrılır:
1. 2. 3. 4. 5.
Alüminyum kılıf Arka kapak Yaprak metal yay Conta Plastik tek parça halinde pusula (veya klinometre) Sıkıştırma vidası Vizörü sökmeye çalışmak fazla hasara sebep olabilir, gereği de yoktur. Toz, ağırlıklı olarak tek parça pusulanın yan yüzüne yapışır, okuma yan yüzeyden yapıldığı için de sanki vizörün içi (hemen camın arkası) pismiş gibi görünür (vizör hiç kirlenmemiş olabilir). Temizlemek için tozu kuruyken fırçalayın sonra tüm parçaları suyla yıkayın. Vizörün içerisini temizlemek için LCD ekran temizleme spreyi kullanıp sonra suyla durulayın. Bütün parçaları ılık hava ile kurutun. Arka kapağı açmak için, köşelerden birinin hizasında matkapla, mümkün olduğunca ufak bir delik açın. Kapağı açmak için tornavida ile kanırtmak; düzgün kapatabilmek için güçlü bastırmak gerekir. Kapatma işlemi düzgün yapılırsa, kapak arka tarafta tek parça gibi gözükür. Kapağı kapatmadan önce görüntünün düzgün olduğundan emin olun.
Resim 6
Resim 7
Resim 8
Resim 11 Resim 9
Resim 12
Resim 15
Resim 18
Resim 10
Resim 13
Resim 16
Resim 19
Resim 14
Resim 17
Resim 20
Bilginin yanlış olduğunu düşünüyorsanız veya bizimle ilginç bir bilgiyi paylaşmak isterseniz lütfen info@aspeg-tr.org’a e posta atın. ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 12
Biliyor muydunuz? 5 YILLIK ARALIKLARA GÖRE TÜRKİYE DERİNLİK VE UZUNLUK REKORLARI Türkiye’deki sportif mağaracılığın rakamlarla olan gelişimini aşağıda bulabilirsiniz. 1960 Uzun: Maraspoli 3.750 m Derin: Çayırönü Düdeni -60 m 1965 Uzun: Maraspoli 3.750 m Derin: Cehennem -110 m 1970 Uzun: Ayvaini 4.866 m Derin: Düdencik -330 m 1975 Uzun: Pınargözü 5.275 m Derin: Düdencik -330 m 1980 Uzun: Tilkiler 6.600 m Derin: Düdencik -330 m 1985 Uzun: Tilkiler 6.600 m Derin: Düdencik -330 m 1990 Uzun: Tilkiler 6.600 m Derin: Çukurpınar -394 m 1995 Uzun: Pınargözü 12.000 m Derin: Çukurpınar -1.196 m 2000 Uzun: Pınargözü 12.000 m Derin: Peynirlikönü (EGMA) -1.377 m 2005 Uzun: Pınargözü 12.000 m Derin: Peynirlikönü (EGMA) -1.429 m Katkıda Bulunan: Ali YAMAÇ
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 13
Yaşadıklarımız
ASPEG CAVER GANG BANGERS !! HEYYT !! SUDAN GEÇEMEZSEM MAĞARANIN DUVARINI YANA ÇEKERİM DE GEÇERİM BRE!!
BAŞKA DÜNYALARDAN....... NO COMMENT !!!
MAŞALLAH !!! YE BE GÜLÜM AÇSIN GALİBA
YENİ TULUM GİYME METODU
OHHHH!!! KOKUSU YETER!!
ABİ 2 SAATTİR MAĞARADAYIZ, MOLA VERMEK HAKKIMIZ, ÇOK YORULDUK BİLİYON MU?!!! TİTANİK AYVAİNİ’NDE..... ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
OH YIRTIK, AZ KALSIN G...TE GELİYORDUK Sayfa 14
Speleosanat 3D Mağara Fotoğrafı Çekmek Üzerine Kişisel Görüşlerim Çok uzun zamandan beridir, 3 boyutlu fotoğraf çekmek için hevesli idim. Hele en son geçen yaz, Romenlerin hazırladığı 3 boyutlu mağara fotoğrafları kitabını gördükten sonra iyice tabiri caizse gaza gelmiştim. Benden önce ve hatta Türkiye’de, böyle bir çalışma görmediğim için rahatlıkla söyleyebiliyorum, mağara içinde 3 boyutlu fotoğraf çalışmasını ilk olarak yapan bizim gruptan (ASPEG) Çağan Çankırılı oldu. Attığı e postadaki fotoğraf ekini açtığımda açıkcası bayağı heyecanlandım. Sabırsızca 3D gözlükleri takıp, Tuluntaş mağarasında çektiği fotoğrafa daldım..
Anaglyph (Anagılif) Türkçe karşılığı olmayan bu kelimenin anlamı iki çekilen fotoğrafın birbirinin üzerine empoze edilerek
İnternet üzerinde yaptığım araştırmalar sonucunda yavaş yavaş 3 boyutlu fotoğraf çekmek konusunda bilgi sahibi olmaya başladım. Ana Prensip: Dünyayı 3 boyutlu görmemizi sağlayan gözlerimizdir. Gözlerimizin ayrı ayrı gördüğü nesneleri, beynimiz birleştirerek alan derinliğinin algılamasını sağlıyor ve biz baktığımız nesneleri 3 boyutlu görüyoruz. Bu prensibi, fotoğraf çekerken kullanıyoruz. İki gözümüzün arasındaki uzaklık kadar aynı kadraj ayarı ile hem soldan hem sağdan çektiğimiz aynı kareyi üst üste getirdiğimizde ki bunun için 3-4 tane yol vardır, fotoğrafı 3 boyutlu görüyoruz. Çekilen Fotoğrafları İzleme tekniği: Burada en fazla izlenen 2 teknikten kısaca bahsetmek istiyorum. Stereografik bakışlı fotoğraf çekmek
Fotoğraflar: Ender Usuloğlu, Cumayanı Mağarası, Zonguldak
ve kırmızı+mavi gözlüklerle bakılan fotoğraf bakma/ çekme tekniğidir. 3 Boyutlu Fotoğraf Çekmek İçin Gerekli Malzemeler Fotoğraf Makinası Aynı pozu hem sağ hem de soldan çekebilmek için iki dijital fotoğraf makinası hatta bir tane bile yeter. 3 ayak (tripod)
Üçayak kullanırken dikkat etmemiz gereken bir koHem sağdan hem soldan çekilen fotoğraflar yanyana nu, üçayağın başının topuz biçiminde her yöne harekoyulduktan sonra gözlerimizi şaşı yaparız ve ket eden olandan değil de normal başlı olması lazımheyyt!!! 3 boyutlu oldu fotoğraf. dır. İki makinanın ağırlığı veya bir makinayı hem sol hem sağdan çekerken ağırlık merkezinin kaymasından dolayı topuz başını sıkıştırmak ve sabit tutmak zor oluyor ve kadraj ayarı bozulabiliyor. Fotoğraflar: Ender Usuloğlu, Cumayanı Mağarası Zonguldak
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 15
2. Mankenler. Her poz iki defa çekileceği için, mankenlerin uzun zaman hareketsiz durmaları gerekmektedir. Buna dikkat edelim. 3. Mankenlerin yüz ifadesi. Eğer yakın çekim yapıyorsanız, mankenlerin yüz ifadesinin olabildiğince aynı olması lazımdır.
Normal başlı üçayak
Topuz başlı üçayak
İki fotoğraf makinasını üçayağa takabilmek için gereken yatay mekanizma Sirkeci’de yaptığım araştırmada 2 tane bulabildim. Bir tanesinin markasını hatırlamıyorum ama yuvarlak silindirik bir mekanizma idi, çok ağır ve çok pahalıydı. Diğeri ise SLİK marka basit bir mekanizma ve fiyatı ise makuldu (50-100 TL arası). 3 Boyutlu bilgisayar programı
4. Işık şiddetine dikkat etmek lazım. Normalde günışığında çekim yapsak (parçalı veya çok bulutlu olmadığını varsayıyorum), ışık şiddeti, aynı pozu 2 defa çekerken hemen hemen aynı olacağı için çok bir problem olmamaktadır ama mağara da ışık şiddetinin aynı pozda iki çekim için aynı olmasına dikkat etmek lazım. Işık şiddetindeki çok büyük fark olmadığı sürece (aynı poz için 2 çekim) problem değildir. Buradaki ışık şiddetini fotoğrafta etkileyen iki etkene dikkat etmek lazımdır. Flaş, karpit lambası ışığı gibi kullanılan ışık kaynaklarının şiddeti ve pozlama süresi. Pozlama süresi dijital makinalarda sorun değildir, makine otomatik olarak her iki çekimde de aynı pozlama süresini vermektedir. 5. Mağarada 3 boyut hissi verecek şekilde pozlama/ mizansen yapmakta fayda vardır. Özellikle farklı uzaklıklardaki oluşumlar ve kişiler, iyi sonuç vermektedir.
Bedava internetten indirebileceğiniz ve çektiğiniz sol/sağ fotoğrafları anagılif formatına sokan program. Aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Bir iki denemeden sonra kullanması ve öğrenmesi kolay bir 6. Mağarada dar alanlardaki ışık kaynaklarına dikkat program. etmek lazımdır. Sağa veya sol taraftan yaptığınız çekimlerde duvarlar daha fazla ve parlak çıkabilir. http://www.heuristicresearch.com/media/d3d.html Örnekler; 3 Boyutlu Mağara Fotoğrafı Çekelim !!! Öncelikle tek bir makina ile çekim yapıyorsanız, kendinize bir sistem kurmalısınız. Ben çektiğim fotoğrafların ilkini hep sol taraftan çektim. Daha sonra mekanizmada yaklaşık 6-10 cm sağa çekerek ve açısını bozmadan (sağa, sola oynatmadan) ikinci fotoğrafı sağdan çektim. Evde bilgisayara yüklerken fotoğrafları kendime 3dsol, 3d-sağ diye dosyalar açtım ve ilk çektiğim her değişik fotoğraf soldan olduğu için, ilkleri 3d-sol dosyasına geri kalanları 3d-sağ dosyasına attım. 3d fotoğraf programında yaptığım son 3d boyutlu fotoğrafları ise 3d-final diye bir dosyada topladım. 1. Üçayağı oynatmadan çekelim. Normalde mağara da ki fotoğraf çekimlerinde ışık yetersiz olduğu için üçayak kullanmak durumundayız. 3 boyutlu fotoğraf çekerken, her pozdan iki tane çekeceğimiz için ve üçayağın başında monteli yatay mekanizmada sağa sola hareket eden ağır bir makina olduğu ve ağırlık merkezinin sağa veya sola makinayı kaydırmakla değişeceği için, ayağı oynatmamak daha önem arz ediyor.
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Fotoğraf: Ender Usuloğlu, Cumayanı Mağarası, Zonguldak
Öndeki manken ve kayalar 3 boyut katmaktadır. Flaş ışığının ve karpit lambasının ışık şiddeti hemen hemen aynı olduğu için fotoğrafda problem gözükmemektedir.
Sayfa 16
Bu fotoğrafta, üçayak kullanılmamıştır. Ayak ve el dirseklerinden destek alınarak yana çekilerek elde çekilen fotoğraflarla elde edilmiştir. Fena değil galiba? 3 boyutlu fotoğraf çekmek oldukça kolay, teknolojik imkanlarla keyifli bir hale gelmiştir. Pek yakında 3 boyutlu mağarada video çekmek dileği ile... Şimdiden poz veren manken (!) mağaracılarımıza önce sabırlar diler sonra teşekkürlerimi sunarım. Fotoğraf: Ender Usuloğlu, Sofular Mağarası, Zonguldak
Bu fotoğrafta, manken, önündeki sütun oluşum ve ön planda sağdaki kaya çıkıntısı, iyi bir boyut vermektedir.
Yandınız !!! Ender Usuloğlu
Fotoğraf: Ender Usuloğlu, Sofular Mağarası, Zonguldak
Bu fotoğrafta, mankenin tek başına duruşu ve hemen üzerinde apsis gibi gözüken mağara duvarı, arkadaki mağara duvarı ile beraber güzel bir boyut vermektedir.
Fotoğraf: Ender Usuloğlu, Sofular Mağarası Çıkışı,Zonguldak
ASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 17
Enteresannn... FOSİL OLMAK İSTİYORUM! NE YAPMAM LAZIM? Soru:
minizin kısa sürmesi gerektiği anlamına gelmemeli. Çok doğal ve dramatik bir gömülme için volkanik bir patlama veya ''Aman Tanrım bu ne...'' ile başlayan ancak tamamlanamayan cümlelere yol açan doğal felaketleri tam yerinde ve zamanında yakalamalısınız.
Öldükten sonra fosil olmak istiyorum. Bu amacımı gerçekleştirmek için nasıl bir yerde gömülmeliyim? Ne kadar sürede fosil haline gelebilirim?"
Bu fırsatı yakalamak için seyahat etmelisiniz. Akarsu taşkınları zamanında vadilerde kamp kurmak bu bağlamda çok yerinde bir karardır. Veya yağmur mevsiminde tropik nehirlerin kıyısında yürüyüşe çıkCevap: manızı öneririz. Böylece son derece ince ve kıvamlı bir çamurun içinde huzurla istirahat edebilirsiniz. Bir Fosil olmaya bu kadar meraklı olmanızı takdirle kar- başka seçenek de patlamaya hazır bir yanardağın şılıyoruz. Ancak dünyaya insan olarak gelmekle baş- eteklerinde piknik yapmaktır. Ancak bu konuda jeolangıçta hata yapmışsınız. Sert, mineralli bir dış ka- loji konusunda uzman bir arkadaşınızdan piknik yeri buğunuz olsaydı ve deniz altında yaşasaydınız şansı- hakkında bilgi almalısınız. Zira unutmayın ki hedefinız daha yüksek olurdu. Bu durumda elimizdekilerle niz lavların sizi yakarak yok etmesi değil, küllerin idare etmek zorundayız. Yani iç kısmında sert bir altında gömülmektir. Piknikten söz açılmışken, fosiiskelet, dış kısmı yumuşak bir yapının fosilleşme ola- lin mide muhteviyatı yaşam tarzına ilişkin çok sılığını araştıracağız. önemli bir bilgi kaynağı oluşturduğundan son akşam yemeğinizin katı yiyeceklerden oluşmasına özen Eğer dağlara tırmanmaya veya kayak yapmaya me- gösterin. Ancak katı denilince aklınıza pizza veya raklıysanız ve yaşamınız bir buzul yarığında noktahamburger gelmesin. Kabuklu deniz ürünleri lanmışsa pörsümüş bir mumya olup çıkarsınız. An(kabuklarıyla birlikte yenmesi tavsiye edilir) veya cak bu gerçek bir fosilleşme değildir. Sadece çürüiri çekirdekli meyveler (çekirdekleri olduğu gibi yutmeyi ertelemiş olursunuz. Jeolojik zamanın tahriba- malısınız) geleceğin bilim adamlarına heyecanlı anlar tına dayanmak istiyorsanız, özellikle dişlere ve keyaşatabilir. miklere özen göstermelisiniz. Bunların fosilleşmesi için ilave minerallere ihtiyaç duyarsınız. O yüzden Nihai olarak arkanızda bazı izler bırakmalısınız. Sözbeslenmenize dikkat etmelisiniz. Peynir ve süt bu gelimi ebedi istirahatganıza giderken arkanızda ayak bağlamda kemiklerdeki kalsiyumu artırır. Ayrıca diş izi bırakmalısınız. Hatta araştırmacıları şaşırtmak için sağlığınızı ihmal etmemelisiniz. Çünkü uzun vadeli bu yolu seke seke veya hoplayarak kat edin. Böylebir geleceğin en güçlü adayları dişlerdir. Diş randece ne menem bir yaratık olduğunuzu keşfetmekte vularınıza sadık kalmaya gayret edin. Bir sonraki biraz zorlansınlar. aşamada sıra yer sorununa gelir. Öyle bir yerde ölmelisiniz ki uzun süre sizi kimse rahatsız etmemeli. Şunu iyi bilin ki fosil olma şansınız, milli piyangodan büyük ikramiyeyi kazanma şansınızdan daha azdır. Herşeye karşın fosil olmayı becerirseniz irtibatı koparmayın. Jeologlar her zaman yeni türleri bulmaya can atarlar. Dolayısıyla nerede olduğunuzu bize bildirin. Böylece bir milyon yıl sonra sizi mezarınızdan çıkartırken, uzun süre belleklerden silinmeyecek bir ''fosil çıkartma töreni'' düzenleyebiliriz Kaynakça: 2004 yılında Cumhuriyet Gazetesi Bilim Teknik'deki (10 Ocak 2004) okur sorusu ve yanıtı Katkıda bulunan: Sebahat BAHADIR Fotoğraf: Ender USULOĞLU
Bazı insanlar için mağaralar en ideal gömülme merkezleridir. Bunun için de mağaracılık eğitimi almanızı öneririz; özellikle evinizin yakınlarındaki mağaraları keşfe çıkmalısınız. Alternatif olarak çok hızlı bir şekilde gömülmeye bakmalısınız. Bu, cenaze merasiASPEG Cadı Kazanı Mart Nisan 2009
Sayfa 18
ASPEG Cad覺 Kazan覺 Mart Nisan 2009
Sayfa 19