GEZÄ°
1
GEZÄ°
2
GEZÄ°
3
GEZİ
Kurucu Galip ÖZTÜRK İmtiyaz Sahibi Metro Turizm Sey. Org. Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem ÖZTÜRK Yayın Koordinatörü Mustafa YILDIRIM Genel Yayın Yönetmeni Damla ULUDAĞ Görsel Yönetmen Ufuk CERGENÇ Yayın Danışma Kurulu Başkanı Necmi HATİPOĞLU Yayın Danışma Kurulu Av. Aslı ÇOKGÜLER Mustafa SARI Sema CEYLAN Şenol AYYILDIZ Hukuk Müşaviri Av. Tuncay ÇALTEKİN Editörler Elif ÖZYILMAZ YEŞİL Nurcan GÜNEŞ Adem Burak YAZAR Murat BAŞARAN Reklam Pazarlama Metro Turizm Sey. Org. Tic. A.Ş. Ezgi GÜLÜM- 0530 880 59 46 Atlas Yazılım ve Bilişim Hiz. Tic. A.Ş. 0530 760 51 97 Adres Büyük İstanbul Otogarı Yönetim Binası Kat: 2 Bayrampaşa / İSTANBUL BASKI TARİHİ HAZİRAN 2016 Yayın Türü Yerel Süreli
4
BASKI Matsis Matbaa Hizmetleri Tel: 0212 624 21 11
İÇİNDEKİLER HOŞGELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN YEŞİL GÜZELLİĞİN DİYARI BURSA
10
HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ KÖŞESİ: MUTFAK
12 56
KİLO VERMEYE ÇALIŞIRKEN YAPILAN YANLIŞLAR
22 46 48 70 72 74
38
TARİHTE BUGÜN SİNEMA KİTAP DÜNYASI GURME EĞLENCE ASTROLOJİ - BURÇLAR 5
BİNALİ BEY... 1992 yılında kurulan Metro Turizm olarak, 25. yılında
üretken bürokratlara görev verdi. Dökülen havayolu
Türkiye’nin en büyük, en modern, en güvenli filosuna,
taşımacılığını, herkesin hizmet alabildiği noktaya taşıdı.
en yaygın acente ve servis ağına sahip olmanın onur
Havayollarındaki bu gelişme biz otobüs işletmecilerini
ve gururunu yaşıyoruz. Seneye, çeyrek yüzyılı geride
de olumlu etkiledi. Filolarımızı, hatlarımızı, hizmet
bırakmanın sevincini siz yolcularımızla paylaşacağız.
anlayışımızı ve kurumsal kimliklerimizi yeniden gözden
Geride bıraktığımız 24 yıla şöyle bir baktığımda, bu sürenin 14 yılını, çok kısa aralıklar dışında bu süre boyunca Ulaştırma Bakanı olarak sektörümüze hizmet veren, sevk ve idare eden, kurumsallaşıp gelişebilmesinin önünü açan yeni Başbakanımız Binali Yıldırım’la birlikte kat ettiğimizi görüyorum. Yeni Başbakanımız sayın Binali Yıldırım hakkında siz ne düşünür, ne bilirsiniz, bilemem ama ben onun özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nda yaptıkları hakkında bilgi vermek istiyorum. 2002’de Sayın Yıldırım, Bakan olana dek, ülkemizde karayolu taşımacılığı ile ilgili bir kanun yoktu. Hatta sektörde kurumsallaşmayı sağlayacak detaylı bir
geçirmemizi, ona göre yapılanmamızı sağladı. Başka bir bakanlığa bağlı olan Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Ulaştırma Bakanlığı’na bağlanmasını sağlayarak oluşan sinerji ile kısa sürede uzunlukları ve kaliteli alt yapılarıyla müthiş olarak kabul edilen yollar, köprüler, viyadükler inşa etti. Tüm bunları yaparken, yaşama geçirirken, sektörle ilişkilerini hep sıkı tutmaya özendi. Karayoluyla yolcu taşımacılığı sektöründe olup da, dünün Ulaştırma Bakanı, bugünün Başbakanı Sayın Binali Yıldırım ile görüşmeyen, fotoğraf çektirmeyen kalmamıştır. Ben de kendisiyle defalarca görüşme, fikirlerimi
yönetmelik de bulunmuyordu. Göreve gelir gelmez
paylaşma imkanı bulmanın onurunu yaşıyorum.
ilk yaptığı işlerden biri Karayolu Taşıma Kanunu’nun
Ülkemizin tıpkı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
ve ardından Yönetmeliği’nin hazırlanıp, tüm siyasi
Erdoğan gibi iş yapan bir Başbakana ihtiyacı vardı. Ve o
partilerin onayı ile TBMM’den geçerek yürürlüğe
Başbakan üretkenliği ile hak ettiği makamın sahibi oldu.
girmesini sağlamak oldu. Adeta noterlik mekanizmasına
Yeni Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ı Metro Turizm
benzer şekilde çalışan Karayolu Düzenleme Genel
adına kutluyor ve en kalbi duygularımla başarılar
Müdürlüğü’ne işlevsellik kazandırdı. Doğru ve
diliyorum.
6
GALİP ÖZTÜRK Metro Ticari ve Mali Yatırımlar Holding A.Ş. Kurucu ve Onursal Başkanı
Metro Turizm’in 25.yılı eğitim ve kalite yılı olacak Metro Turizm 25. yaşını 2017 ‘de kutlayacak. Çeyrek asrı geride bırakacağımız yılda pek çok farklı etkinlik pek çok farklı hizmete imza atacağız. Ancak 25. yılda önceliğimiz “Eğitim ve kalite” olacak. Yolcu taşıma şirketlerinin ekran yüzleri olarak görülen acente çalışanlarımız, otobüs kaptanlarımız ve yolcularımız ile direkt teması olan host ve hosteslerimizin eğitimi önümüzdeki yıl ilk ve en önemli işimiz olacak. Yoğun emek verilen sektörlerin başında gelen, insanla iç içe olma açısından da pek çok sektörü geride bırakan yolcu taşımacılığı sektörü, eğitimli personele en çok ihtiyaç duyulan alanların da başında geliyor. Bu gerçeği bildiğimiz için kurduğumuz Metro Akademi’de host ve hosteslerimiz başta olmak üzere acente satış personelimize gerekli tüm eğitimleri veriyoruz. Konusunun uzmanları tarafından verilen bu eğitimleri daha da sıklaştırarak, eğitimli bir kadro ile yola devam etmek istiyoruz. Diğer taraftan bu eğitimler için hem Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hem de Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak projelere de imza atmaya hazırız. Bu çalışma alanında, standartların oluşması için Metro Turizm olarak biz öncülük etmeye ve elimizden gelen bütün gayreti göstermeye hazırız. Kamunun da bize bu konuda yol göstermesini ve destek olmasını bekliyoruz. Metro Turizm olarak 700’ü öz mal olmak üzere bin
ÇİĞDEM ÖZTÜRK Metro Turizm Seyahat Org. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
500’ün üzerinde otobüs ile hizmet veriyoruz. Bireysel otobüsçülerimizin de Metro kalitesine, hem personel hem de araç yönünden uyum sağlaması için gerekli çalışmaları da yapacağız. Günde ortalama bin 500, yılda ise 550 bine yakın sefer gerçekleştirirken yaşanacak olumsuz olayları en aza indirgemek, hatta sıfırlamak nihai hedefimiz. Bu yolda gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya hazırız. Son olarak yeni sezon hazırlıklarımızdan söz etmek istiyorum. Yıla 100 adetlik bir filo yatırımı ile başlamıştık. Adana’nın ve Türkiye’nin gururu Temsa’dan aldığımız yeni otobüslerimiz peyderpey filomuza ekleniyor. Geçtiğimiz ayın son günlerinde Antalya’da gerçekleştirdiğimiz toplantı ile 2016 sezonunun açılışını yaptık. Bu açılışta filomuzun yeni otobüslerini de teslim aldık. Bir yandan yükselen hizmet standardımız, bir yandan yenilenen otobüs filomuz ile 2016 yazı Metro’nun yıldızının parlayacağı bir dönem olacaktır. Genel Müdüründen, banko çalışanına, kaptandan host ve hosteslerimize kadar herkese bu dönemde büyük rol düşmektedir. Herkesin de bu bilinçle görev yapacağına inanıyorum. Güvenli, konforlu ve huzurlu Metro Turizm yolculuklarında buluşmak dileğiyle.
7
GEZİ
Küçüklüğümüzden beri bir dediğimizi iki etmeyen
cesur babalarımızın Babalar Günü Kutlu Olsun!
0 850 222 34 55 8
GEZÄ°
0 850 222 34 55 9
RAMAZAN
HOŞGELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN
11 ayın Sultanı, huzurun sofralara taşındığı, maneviyatı büyük ay; Ramazan Tüm İslam alemi için özel aylardan biri olan Ramazan Ayı geldi. Bu sene 6 Haziran’da başlayan Ramazan Ayı, 4 Temmuz Arefe Günü akşamı sona eriyor. “Allâhü Teâlâ, Ramazan ayının her günü iftar vaktinde, azabı hak etmiş milyon kişiyi cehennemden âzâd eder. Ramazan ayındaki cuma günü ve gecesinin her saatinde, yine azâba müstahak olmuş milyon kişiyi cehennemden âzâd eder. Ramazan ayının son gününde ise, Ramazan ayının başından sonuna kadar affedilenlerin sayısı kadar kişi cehennemden âzâd edilir.” Haziran ayı boyunca sürecek olan 11 ayın sultanı Ramazan, eski gelenekleri, sahur ve iftar sofraları, aile ziyaretleri ve tüm şehri süsleyen mahyalarıyla geliyor.
10
RAMAZAN
Ramazan ayının geleneği geçmişten günümüze; Mahya Mahyâ, özellikle Ramazan ayında birden fazla minaresi olan camilerin iki minaresi arasına konulan ışıklı yazılardır. Osmanlılar döneminde yağ kandilleri ile yapılan mahyalar, günümüzde elektrik ampulleri ve gelişen teknoloji ile birlikte led ışıklar ile yapılabilmektedir. 1600’lü yıllarda İstanbul’daki selâtin camilerde başlayan mahya geleneği yaşamaya devam ediyor. 400 yıla yakın bir süredir gökyüzünü süsleyip çeşitli mesajlar veren mahyacılık sanatı, diğer Müslüman ülkelerde olmayıp sadece Türklere ait bir kültürdür. Mahya demek, Ramazan demektir. Mahyacılık sanatının amacı: Ramazan ayının getirmiş olduğu sevinç, bolluk ve Allah’a duyulan şükranı vurgulamak, halkı iyiliğe yönelterek, çocuklara Ramazan’ı sevdirmektir. Mahya kurma hazırlığı yaklaşık olarak Ramazan’dan 15 gün önce başlamaktadır. Ramazan başlangıcında ‘Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan ‘, ‘On Bir Ayın Sultanı’ olan mahyalar Ramazan sonlarına doğru yerini ‘La İlahe İllallah’, ‘Elveda Ya Şehr-i Ramazan’ mahyalarına bırakmaktadır.
Sahur habercisi, Ramazan ayının geleneksel ögesi; Ramazan Davulcusu “Göz aydın hepimize Mübârek günler bize On bir ayın sultanı Hoş geldin evimize.” Ramazan ayında eski zamanlardan beri süregelen bir gelenek olan Ramazan davulculuğu, sahura uyandırma amacıyla, maniler eşliğinde davul çalarak sokak sokak gezen davulcular sayesinde bazı semtler dışında varlığını sürdürmektedir.
11
GEZİ
TARİHİ VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİYLE; YEŞİL GÜZELLİĞİN DİYARI BURSA Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan, ülkemizin nadide şehirlerinden biri olan Bursa’nın tarihi, kültürü gibi çok eskilere dayanmaktadır. Bilimin ışığında arkeolojik kaynaklar, Bursa ili ve çevresini 8 bin 500 yıl ile tarihlendirmektedir.
Orta Avrupa ve Balkan kültürünü oluşturan ilk tarım toplulukların yerleşik düzene geçmelerinde bu bölgenin etkili olduğu konusunda bilgi verilmektedir. Bursa’da kuzeybatı Anadolu’nun tarih öncesi geçmişine ışık tutan çok sayıda höyük bulunmaktadır. Prehistorik dönemde insanların yaşadıkları köyler olan bu höyüklerden yaklaşık 30 adedi tespit edilmiş durumdadır. Orhangazi-Ilıpınar Höyükte Neolitik Çağa, Yenişehir-Menteşe Höyükte Kalkolitik Çağa, Nilüfer-Akçalar Aktopraklık Höyükte Geç NeolitikErken Kalkolitik Çağa, İnegöl Höyükte ise Erken Tunç Çağına ait kalıntı ve buluntulara rastlanılmıştır. M.Ö.1200 yıllarında Anadolu’da hüküm süren Hitit Devletinin yıkılması ile meydana gelen otorite boşluğu nedeniyle Bursa bölgesi, Balkanlar’dan Anadolu’ya giren Bityn ve Tynin gibi toplulukların istilasına uğramış, bu akraba topluluklar daha sonraları birleşerek bölgede Bithynia krallığını kurmuşlardır. Bithiynialılar; o yıllarda İran üzerinden Anadolu’ya gelip Lydia Devleti’ni yıkan ve M.Ö. 513/512 yıllarında Bithynia bölgesini ele geçirip Byzantıon’u (eski İstanbul) kuşatan Perslerin hakimiyeti altında kalmıştır. Güney sınırı bugünkü Mustafakemalpaşa İlçesi yakınlarından başlayan kuzeyde ise Marmara ve Karadeniz kıyılarına kadar uzayan bölgeye antik çağda Bithynia adı verilmiştir. Bölgenin daha güneyi ise Mysia antik bölgesi içerisinde kalmaktadır.
12
GEZİ
Antik çağın iki önemli bölgesinde toprakları bulunan Bursa ve çevresi sadece kuzeyden değil güneyden de istilalara uğramış, bu istilalar sonucunda yörede çok sayıda koloni kentleri kurulmuştur. M.Ö. 5-3. yüzyıllar arasında daha ziyade İon şehirleri tarafından kurulan bu kentler bölgede mevcut birçok antik kentin ve günümüz modern şehirlerinin temelini oluşturmuştur. Bu antik kentlerin en önemlileri; Nikaiae-İznik, Kios-Gemlik, Otroia-Yenişehirde, Apameia-Mudanya, Kremastis-Karacabey, AdrianiOrhaneli, Miletepolis-M.K.Paşa ve Apollonia-Gölyazı’dır. M.Ö. 545-333 yılları arasında Pers hakimiyeti altına giren bölge, M.Ö. 333 den sonra Persleri yenerek Anadolu’yu ele geçiren III.Alexander (B.İskender) hakimiyeti ile tanışmış ve onun kısa süren yaşamı sonrası oluşan Hellenistik dönem krallıkları arasında I.Nikomedes (M.Ö. 279-250) zamanında Bithynia Krallığı’na bağlanmıştır. Bugünkü Bursa şehrinin temelini oluşturan antik Prusıa kenti ise Bithynia krallarından I.Prusias (M.Ö. 228-185) tarafından kurulmuş, adını bu kraldan almıştır. Tarihte Prusia Ad Olympum olarak anılan şehir Olympum takısı ile Olympos (Uludağ) eteğinde kurulmuş Prusias’ın kentini ifade etmektedir. Bu şekilde Kral Prusias’ın adını taşıyan diğer kentler olan Prusias Ad Mare (Gemlik) Prusias Ad Hypum (Düzce) kentlerinden ayırt edilmiştir. Bithynia Krallığı IV.Nikomedes (M.Ö. 74)’in vasiyeti ile Roma Devletine bağlanmış, bu tarihten sonra Roma’nın Asya’daki eyaletlerinden biri olmuştur.
13
GEZİ M.S. II. yüzyıldan itibaren Bursa ve çevresi Hıristiyanlar için çok önemli bir bölge olmuş, bugünkü Uludağ’ın
değişik bölgelerinde M.S. 5. yy.dan itibaren sayıları 50’yi geçen kilise ve manastır kurulmuştur.
Tarihte Olympos, Oros Ton Kalegeron adı verilen, içinde barındırdığı kilise ve manastırlardan dolayı Keşişdağı, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Ruhban Dağı ve son olarak 1925 yılında Uludağ adını almıştır. Hıristiyanlar için önemli bir inanç merkezi olan İznik’de 325 yılında I. Konsil, 787’de VII. Konsil toplanmıştır.
I.Murad’ın yerine Osmanlı tahtına Yıldırım Bayezıd (1389-1402) geçmiştir. Yıldırım döneminde Ulu Cami, Yıldırım Semtinde Cami, Medrese, Han, Hamam, Darüşşifa ve bir de Zaviye inşa edilmiştir.
Türkler Bursa bölgesine ilk olarak 1080 yılında gelmiştir.1081-1097 yılları arasında Selçuklular tarafından ele geçirilen İznik bu yıllar arasında Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmuştur
Bursa, altı yüzyıl sürecek dünyaya yön veren cihan imparatorluğunun ilk başkenti olmuştur.1327 yılında, Orhangazi tarafından Hisar içinde “Bey Sarayı” adı verilen sarayı; Hisar dışında Orhan Camii, İmaret ve hamam yaptırılmıştır. Orhan Gazi’nin 1362 yılında vefatı üzerine, I. Murad Hüdavendigar başa geçmiş ve Bursa’da birçok imar faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde Çekirge’de kendi adı ile anılan cami, medrese, imaret, hamam ile Hisar içindeki Şahadet Camii yapılmıştır.
14
Yıldırım Bayezıd 1402 yılında Ankara Savaşı’nda yenilince, Timur Batı Anadolu’yu almış, Timur’un 1453’te İstanbul’un fethi ile saltanat merkezi İstanbul’a taşınmıştır. Siyasi ve kültürel önemini kaybeden Bursa medreseleri, tekkeleri, alimleri, bilim islam aleminin, şair ve sanatçıları ile sanatın merkezi olmuştur. Osmanlı’nın
ilk başkenti olan Bursa başkent Edirne ve İstanbul’a taşındıktan sonra da Milletimizin kültür kalbi, “manevi başkent” olarak etkisini sürdürmüştür. Cumhuriyet döneminde kendini yeniden yapılandırmış, mübadeleler ile büyük bir nüfus hareketliliği yaşamıştır. Osmanlı döneminde tarım ve ticaret merkezi olma özelliğini Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan sanayi kuruluşları ile geliştirmiş, 1935 yılında Bursa Merinos Fabrikası Atatürk tarafından açılmıştır. Atatürk 17 Ekim
GEZİ 1922 ilk kez Bursa’ya gelmiş, Cumhuriyet ile birlikte
1502), ilk ipek fabrikası, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk
yapılan yeniliklerin toplumdaki etkilerini araştırmak
memleket hastanesi (1950), ilk teleferiği ile ilklerin
ve ekonomik alanda yeni atılımlar gerçekleştirmek
şehridir. Doğal güzellikleri yanında gelişen sanayi,
amacıyla Bursa’yı resmi olarak 18 defa ziyaret etmiştir.
teknolojisi ve Dünya’nın ileri ülkelerinin ile eşit düzeye yükselten sanayi ve ticaret merkezi büyüyen nüfusu ile
Bursa tarih boyunca jeopolitik konumu sebebiyle;
Türkiye’nin 4. büyük kenti, dünyaca ünlü ipeği, havlusu,
ticaret, kültür, sanat, siyaset merkezi olmuştur. İlk
tekstil ürünleri, İznik çinisi, Bursa bıçağı, kestane
Konsil’in toplandığı Osmanlı’nın ilk başkenti, ilk
şekeri, şeftalisi, kebabı, Uludağ’ı, şifalı termal suları ve
parası, ilk standardı (Kanunname-i İhtisab-ı Bursa
hamamları, turizm değerleri ile marka bir şehirdir.
Avrupa Kenti ödüllü Bursa Bursa, dünya coğrafyasında açık hava müzesi, Türkiye’nin kültür kalbidir. • Bursa da yaşamak, genç kızların, Bakırcılar Çarşısı’ndan
çeyiz alışverişi yaparkenki heyecanı, kuyumcular çarşısındaki ışıltı ve gösteriş merakıdır. İskender kebabının lezzeti, kestane şekerinin damakta bıraktığı doyumsuz tada alışkın olmak, kahvaltıda Gemlik zeytini ile ekmeğin yeterli olduğunu söyleyebilmektir. • Yemeğin üzerine kemalpaşa tatlısı istemek, sulu şeftalisini yiyen birini gördüğünde özenme hissidir. • İnegöl’de mobilyacıları gezerken, köfte yemeyi düşünmektir. • Karacabey’den geçerken bir çuval soğan almaktır. • Mudanya’da denizin havasını içine çekip rahatlamak, Atatürk’ün av köşkü Hünkar’da çay içerken tüm yorgunluğunu atabilmektir. • Tophane sırtlarında Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbelerinden Ulucami ve Hanlar Bölgesi’ni seyredebilmektir. • Uludağ’da kayak yaparken hissettiğin özgürlüktür. • Ramazan eğlencelerinden sonra sahur yapmak, yeşil çinilerindeki kırmızı lalelere sinen Kur’an sesleri ile bezenmiş olan Yeşil Cami’de huzur bulmaktır. • Hacivat ile Karagöz’ün meşhur atışmalarını kulağınızda duymak ve gülümsemektir. • Cumalıkızık ile 700 yıllık tarihe yolculuk yapmak, İznik surlarının gölgesinde İznik Gölü’nü seyretmek, Uludağ’ın arka yüzü; Keles, Orhaneli, Harmancık, Büyükorhan’ da renkli kıyafetleri ve el sanatları ile yörük kültürü yaşamaktır. • Şeftali, çilek, kiraz, ahududu, armut, incir, zeytin, kestane, kebap, köftesi, hünkarbeğendi, kemalpaşa tatlısı, Cennet Künkü, Bursa’nın en ünlü lezzetleri arasında yerlerini almaktadır.
15
GEZİ
4 Mevsim Bursa
Sonbaharda Bursa, Kapalıçarşı’nın tarih kokan bir fincan kahvesidir. Kış mevsiminde ipeğe sarınmış nazlı bir gelin olur. İlkbaharda çocukların cıvıltısıyla dans eden, kaynağını Ulu bir dağdan alan serin bir sudur. Belki de 600 yaşında yeşeren koca bir çınardır. Yazın ise, şanlı Türk bayraklarıyla süslenmiş, Marmara’da süzülen keyifli bir feribottur.
YEŞİL DİYARI
Doğal zenginlikler yeşil doku, bine yakın anıt ağaç ve termal sularıyla şifalı kaplıcalara sahip “Yeşil Bursa” olarak ün salan bu tarihi kent, günümüzde olduğu gibi geçmişte de birçok gezginin ve tarihçinin ilgisini çekmiştir. Hz. Süleyman’ın; ”İşte Cennet Burası” dediği
Bursa, yeşil ve mavi yanında, aynı zamanda turkuaz ve erguvan renkleriyle bezenmiştir. Çelebi Mehmet’in Yeşil Türbesi… Geyikli Baba (Babasultan), Cezayirli Emir Abdülkadir’in özlemle andığı, manevi iklimi ile büyük alim ve din adamlarının yetiştiği “Ruhaniyetli Şehirdir” Bursa…
Evliya Çelebi’nin beş kez ziyaret ettiği ve kendi ifadesiyle “Velhasıl Sudan İbarettir Bursa” Bursa’nın suyu ile tokalaşmak güvendir, berekettir, şifadır. Havlusuyla tanışmak ayrıcalıktır, huzur verir. Havasını solumak ise tarihin bir sırrını paylaşıyormuş gibi hissettirir.
İZNİK GÖLÜ Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara bölümünde, İznik ve Orhangazi ilçelerinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Türkiye’nin en büyük 5. gölüdür. Marmara Bölgesi’nin ise en büyük gölüdür. Nitelikli toprakları, doğal güzelliği ve uygun iklimi sayesinde bölgenin çekim merkezi olmasını sağlamıştır. Göl çevresi tamamen tarım arazileri ve zeytin ağaçları ile çevrilidir. Yöre halkı genellikle meyvecilik, zeytincilik ve balıkçılık ürünlerinin ticaretinden sağlamaktadır. Gölde yapılan çalışmalar, 18 çeşit balık yaşadığını ortaya koymuştur. Bu türler arasında en çok gümüş balığı ve sazan ticareti yapılmaktadır. İznik Gölü, kuş göç yolu üzerinde olan gölde birçok kuş türünü gözlemleme imkanına da sahip olabilirsiniz. Canlı çeşitliliğinin yanı sıra, İznik Gölü kıyısında kurulmuş olan ve M.Ö. 4.yüzyıldan beri varlığını sürdüren İznik ilçesi, tarihi ve gizemli bir yerleşim yeridir. Mitolojik ismiyle “Nikaia” olarak bilinen İznik, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kalan anıtsal yapıları ile tarihi kent dokusunu bütün canlılığıyla korumaktadır.
16
GEZİ
CUMALIKIZIK Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örneklerini oluşturan ve içlerinde hala yaşam sürdürülebilen evlerin olduğu, özgün yapısıyla günümüze kadar açık hava müzesi olarak gelebilmiş, tarihi, doğal ve kültürel değerleri ile koruma altına alınan ve UNESCO dünya tarihi miras listesine aday olan Cumalıkızık; Türkiye’nin ve dünyanın önemli bir kültür mirasıdır. Tarihi dokusunu iyi derecede korunan 700 yıllık bir Osmanlı vakıf köyü olan Cumalıkızık, şehir merkezinden Bursa-Ankara karayolunun 10. Kilometre güneyindeki Yıldırım Belediyesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 1300 yıllarında Oğuz Boylarından “Kızık Boyu” tarafından kurulmuştur. Tarihi cami ve hamamları, kilise kalıntıları, sivil mimari örnekleri, yer altı suları ve doğal güzellikleriyle Cumalıkızık, mutlaka görmeniz yerler arasında en üst sıralarda yerini alıyor.
17
GEZİ
TRİLYE Bursa’da en iyi balığın Trilye’de yenildiği ve zeytinyağının hasının burada bulunduğu bilinir. Mudanya sahilinin özel cennet köşelerinden biridir. Zeytini ve şarabı ile tanınan, denizinden bol balık çıkartılan kasabada Rumlardan kalma 7 kilise ve 3 ayazma bulunmaktadır. Sütunları İskenderiye’den getirilen Panagia Pantobalissa adlı “Kemerli Kilise” dünyada duvarına resim yapılan ilk kilise olduğu ifade edilmektedir. Kasabadaki Fatih Camii ise eski St. Strephanos Kilisesi’nden çevrilmiştir. Kasabadaki en önemli bina 1907 yılında “Papaz Okulu” olarak yapılan “Taş Mektep” adındaki yapıdır.
18
GEZİ
GÖLYAZI Gölyazı Köyü, Bursa sınırları içinde olup, Uluabat Gölü kıyısında doğa ile tarihin bir arada bulunduğu eşsiz bir güzellik sunar. İlkbaharda yükselen sular nedeni ile gölün içinde kalan ağaçlar, yine bu sularda süzülen ördekler ve Arnavut kaldırımlı dar sokaklar; Antik Çağ’da Apolyont olarak bilinen bu koyun güzelliklerinden yalnızca birkaçıdır. Tümüyle sit alanı olan bölge, özellikle Apollon Tapınağı ve Kilisesi ile de bilinir. Gölyazı, sabahleyin gölde kayıklarla balık avlayan, evlerinin önünde ağ diken kadınları, göl kıyısında kurulan mezat yerinde balıkları satan erkekleri ile dikkat çekiyor. Muhteşem güzelliklere sahip Gölyazı Köyü’ne, Bursaİzmir karayolunun 35. kilometresinde bulunan yol ayrımından 7 kilometre mesafelik bir yol alınarak ulaşım sağlayabilirsiniz.
19
GEZÄ°
20
GEZÄ°
21
TARİHTE BU AY
7 Haziran 1942
3 Haziran 1889
Kanada topraklarını bir okyanustan diğerine kadar birleştiren “Kanada Pasifik Demiryolu” tamamlandı.
Türk Hava Kuvvetleri kuruldu. (Kıtaat-ı Fenniye ve Mevaki-i Müstahkame)
Ev kullanımına uygun ilk pratik kişisel bilgisayar olan Apple II satışa sunuldu.
9 Haziran 1942
10 Haziran 1909
Balıkesir şehrinde Balıkesirspor Kulübü kuruldu.
Atlas Okyanusu’nun iki yakası arasında ilk faks mesajı gönderildi.
4 Haziran 1973
ATM’nin (Bankamatik) patenti alındı.
İstanbul’da deniz otobüsü seferlerine başlandı.
Türkiye’nin ilk modern akıl ve ruh hastalıkları hastanesi “Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi” açıldı.
Pioneer 10 uzay sondası, güneş sistemi dışına çıkan ilk insan yapımı nesne oldu.
14 Haziran 1925
Telsizle ilk S.O.S. sinyali, Slavonia adlı İngiliz gemisinden verildi.
8 Haziran 1987
15 Haziran 1927
13 Haziran 1983
Anıtkabir için açılan yarışmada, Prof. Emin Onat ve Orhan Arda’nın projeleri birinci oldu.
6 Haziran 1966
2 Haziran 1935
22
Atatürk, Trabzon’da yaptığı açıklamada bütün çiftliklerini ve mallarını millete bağışladığını bildirdi.
Etimesgut fabrikasında yapılan ilk Türk uçağı havalandı.
5 Haziran 1977
1 Haziran 1911
11 Haziran 1937
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk şeker fabrikası, Alpullu’da üretime başladı.
12 Haziran 1984
Urfa’nın adı “Şanlıurfa” olarak değiştirildi.
TARİHTE BU AY
27 Haziran 1967
Dünyanın ilk bankamatiği Londra’da hizmete girdi.
23 Haziran 1868
19 Haziran 1978
ABD’li mucit Christopher Latham Sholes, daktilonun patentini aldı.
Garfield karikatürleri yayımlanmaya başladı.
17 Haziran 1967
Çin Halk Cumhuriyeti ilk hidrojen bombasını test etti.
16 Haziran 1961
25 Haziran 1903
21 Haziran 1934 Soyadı Kanunu kabul edildi.
20 Haziran 1938
İlk Türk Otomobili Projesi “Devrim Otomobili” için çalışmalara başlandı.
19 Mayıs, 3466 sayılı kanunla millî bayram olarak kabul edildi. “Dağ Başını Duman Almış” marşı, Gençlik ve Spor Bayramı marşı olarak kabul edildi.
18 Haziran 1928
Havacı Amelia Earhart bir uçak ile Atlantik Okyanusu’nu geçen ilk kadın oldu.
29 Haziran 1958
Marie Curie, Paris Üniversitesi’ne sunduğu tezde radyumun keşfini açıkladı.
24 Haziran 1901
28 Haziran 2011
Pablo Picasso’nun eserleri ilk defa sergilendi.
22 Haziran 1919
Amasya Genelgesi yayınlandı.
NASA kuruldu.
Google, yeni sosyal ağ projesi Google+’ı duyurdu.
26 Haziran 1819
Bisikletin patenti alındı.
30 Haziran 1997
J. K. Rowling’in kaleme aldığı Harry Potter serisinin ilk kitabı basıldı.
23
KEŞFET
Sultan II. Bayezid Edirne Darüşşifası Edirne Darüşşifası’nda neler sergileniyor?
Tıp tarihini gün ışığına çıkaran ve çağdaş müzecilik anlayışıyla Abdi İbrahim tarafından yenilenen Sultan II. Bayezid Edirne Darüşşifası, 500 yıllık geçmişe sahip. Yüzyıllar boyunca hastaları tedavi eden ve tıp tarihinde önemli bir yere sahip olan Darüşşifa’yı ziyaret edenler 15 ve 18. yüzyılda erkeklere estetik göğüs ameliyatları yapıldığını, yeniçerilere fıtık ameliyatı yapan kadın cerrahların varlığını ve İngiltere Kraliyet Ailesi’nin de yaptırdığı Türk Usulü Çiçek Aşısı’nın Edirne’den Avrupa’ya yayılış öyküsünü de izleyebiliyor. 1488 yılında hastane olarak kapılarını açan ve 1915 de kapanana kadar hastaları tedavi etmek için hizmet veren Sultan II. Bayezid Edirne Darüşşifası’nın yenileme çalışmaları uzun bir bilimsel ön hazırlık sürecinin ardından modern bir tasarımla gerçekleşti. Tıp tarihinin en önemli merkezlerinden biri olan Edirne
24
Darüşşifası, tarihine ve mimari dokusuna saygı duyularak ve Osmanlı tıbbına dair bilgilerin gün ışığına çıkmasına öncülük ederek yenilendi. 26 odası bulunan Edirne Darüşşifası birebir o dönemin uygulamalarını yansıtabilmek amacıyla büyük bir titizlik ve emekle kurgulandı.
Sultan II. Bayezid Edirne Darüşşifası’ndaki eserler günümüzün modern ve etkileyici sunum teknikleriyle bugüne ve gelecek kuşaklara aktarılıyor. Ziyaretçiler; 15 ve 18. yüzyıllar arasındaki dönemde erkeklerde estetik göğüs ameliyatları yapıldığını, yeniçerilere fıtık ameliyatı yapan kadın cerrahların varlığını, gülcülüğün ve gülsuyunun memleketinin bilinenin aksine Edirne olduğunu, hastalıklara nasıl tedaviler uygulandığı ve ameliyat teknikleri gibi birçok değerli bilgiyi hem metinlerle hem de canlandırmalarla yerinde öğrenme şansını yakalıyor. Darüşşifa’yı ziyaret edenler ayrıca tablet şeklindeki ilaçların yapımında kullanılan tenzu (ilaç) kalıbı, Dârüşşifada musıki icrası, dönemin tedavi yöntemlerini gösteren balmumu heykelleri,
KEŞFET Osmanlı Tıbbından günümüze ilaç hazırlama yöntemlerine ait belgesel ve ilaç yapımında kullanılan bitkilerden örnekler ile başağrısı tedavisi için kullanılan dağlama yönteminin resmedildiği minyatürü de görme imkanını buluyor, Edward Jenner’in çiçek aşısına kadar insanlığın yegâne umudu olan ve İngiltere Kraliyet Ailesi’nin de yaptırdığı Türk Usulü Çiçek Aşısı’nın Edirne’den Avrupa’ya yayılış öyküsünü de izleyebiliyor.
“Mimari özellikleriyle de batıya ilham verdi” Mimari özellikleriyle de batıya ilham veren Edirne Darüşşifası, ilk kez hastane fonksiyonları esas alınarak merkezi sistemde altıgen planlanmış yeni bir hastane mimarisi. Bu merkezi sistem sayesinde hasta hizmetleri daha az sayıdaki personelle yapılabilmiş. Daha sonra bu sistem 19. yüzyılda Avrupa’da ve Amerika’da revaç kazanmış ve Gasthius, Stuiven, Philadelphia Presbyterian, John Hopkins gibi önemli hastanelerde de kullanılmış. Ayrıca Sultan II. Bayezid Edirne Darüşşifası’nın mükemmel akustiği ve havalandırma feneri de hastane mimarisinde dikkat çeken uygulamalar arasında yer alıyor.
Sultan II. Bayezid Edirne Dârüşşifası hakkında Sultan II. Bayezid Darüşşifası, II. Bayezid’in 1484’te Akkirman Seferleri’nden elde ettiği ganimet gelirleri ile yaptırdığı külliyenin bir ünitesidir. Darüşşifa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar yaklaşık 400 yıl boyunca önceleri her türlü hastaya; sonraları sadece
ruh ve akıl hastalarına hizmet verdi. 1866 yılında Edirne’de yeni bir hastane açılınca dârüşşifa binası akıl hastalarına tahsis edilmiş ve Edirne Bimarhanesi adını almıştır. Osmanlı-Rus savaşında Edirne’nin işgali üzerine akıl hastaları İstanbul-Toptaşı Bimarhanesi’ne gönderildi (1878). Savaştan sonra onarılan Edirne Bimarhanesi, 23 Kasım 1893 tarihinde yeniden hasta kabul etmeye başladı. 1910 yılında fıskiyeli havuzun üstüne soba kurulmuş, hasta yatakları sobanın etrafına yerleştirilmişti. Çevresine zarar veren tehlikeli akıl hastaları kapalı odalarda tutuluyordu. Bir süre sonra Dr. Mazhar Osman’ın girişimiyle akıl hastaları Kıyık’taki Fransız Hastanesi’ne sevk edildi (1915). Böylece 427 senelik bir hastane kapatılmış oldu.
ilk muayenelerini yaparlardı. Bazı odalarda ise akıl hastaları tecrit edilirdi. Avlunun sol tarafında çamaşırhane, kiler ve mutfak vardı. Mutfakta hasta yemekleri pişirilir, çalışanlar yemeklerini imarette yerdi.
II. Bayezid Dârüşşifası’nın birbirine bağlı iki avlu ve şifahane olmak üzere üç bölümü vardır. İlk avlunun (Bîrun) sağında sıra halinde yer alan altı odada (poliklinik); hekimler, kehhaller ve cerrahlar, hastaların
Şifahanenin büyük kubbesinin tepesindeki fener, hem iç mekânı aydınlatıp ferahlık vermek hem de havayı ve pis kokuları dışarı atmak amacıyla yapılmıştır. Bu bölümün akustiği de çok iyi ayarlanmıştır.
Şifahane bölümünde, yüksek bir kubbeyle örtülü havuzlu mermer döşeli bir salonun çevresinde, ocaklı 6 kış ve sekili 5 sofa (yaz odası) bulunmaktadır. Sofalardan biri müzikle tedaviye ayrılmıştı, dördünün de yazlık oda olarak kullanıldığı kabul edilir. Hastane mimarisi tarihinde merkezi sistem olarak tanımlanan bu planın ilk uygulandığı yerlerden biri olması bakımından Edirne Dârüşşifası’nın dünya hastanecilik tarihinde önemli bir yeri vardır.
25
GEZÄ°
26
SICAK YAZ GÜNLERİNDE
GEZİ
SERİN İKRAMLARIMIZ İLE YOLCULUKLARIMIZ
27
GEZİ
Akdeniz’de erken bahar Türkiye’nin dört mevsim bisiklet cenneti Alanya, güneşi ve düzgün sahil yollarının yanısıra serin tırmanışlarıyla da bisikletseverleri cezbediyor Yazı: TUFAN SAĞNAK Fotoğraf: TARIK GÜL
28
GEZÄ°
29
BİSİKLET Bisikletçileri sezon dışındaki davranışlarına göre ikiye ayırabiliriz; havalar soğuyunca kış uykusuna yatan ve gelecek sezonda yakmak üzere bir miktar besin biriktirenler ya da tıpkı göçmen kuşlar gibi bisiklet sürmek için kuru ve sıcak iklimlere göç etmeyi tercih edenler. Aslında ikinci grup için sezon asla tam anlamıyla kapanmış olmuyor. Ayrıca çok şanslıyız ki gerçek anlamda dört mevsimin yaşandığı ülkemiz, kısa bir seyahatin ardından kolaylıkla ulaşılabilecek ve kış mevsiminin en soğuk zamanlarında dahi bisikletçileri ılık bir ‘hoş geldin’ ile kucaklayan yerlere sahip. Alanya ise bu ideal bölgelerin başında geliyor. Dünya çapında bir turizm cenneti olarak tanınmakta olan Alanya, aynı zamanda bisikletçiler için de gündemden düşmeyen yerlerden birisi. Burası öncelikle yıllar boyu Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun başlangıç ve bitiş noktası olan ve heyecanlı sprint mücadelelerine sahne olmuş bir etabı barındırıyor. Hatta TUR’un 50. yılında Mark Cavendish’i de ağırlamış bir etap. Ayrıca Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun düzenlediği gelenekselleşmiş sezon açılış yol yarışlarının bir numaralı ev sahibi yine Alanya kenti. Yalnız yol bisikleti için değil, dağ bisikletinde de Alanya’nın adı sıkça zikrediliyor. Tarihi Alanya Kalesi içinde koşulan ve dünyanın dört bir yanından sporcuların katıldığı MTB kupalarının heyecanı hala dün gibi akıllarda. Şehrin biraz kuzeyindeki Kızılalan ise, yıl içinde dağ bisikleti heyecanının hiç bitmediği bir bölge. Alanya’nın bisiklet sporu için bu kadar ideal bir bölge olmasının başlıca sorumlusu Toroslar. Kuzeyinde bu dağ sırası ile kuşatılmış olan şehir, kış mevsiminin en sert zamanlarında bile korunarak, ılık ve yumuşak bir iklime sahip kalıyor. Bu durum Alanya’yı; bisikletçilerin yalnızca yarışmak için değil, konaklamalarını uzatıp uzun süreli kış kampları yapmak için geldiği bir
30
nokta haline getiriyor. Bu durum son yıllarda yabancı grupların ve takımların da dikkatini çekmiş. Böylelikle, altın parıltısına sahip kumsalları ve berrak deniziyle turistlerin gözbebeği olan şehir, bisiklet turizminin de ilk yeşerdiği nokta haline gelmiş. Profesyonel ve kıta takımı düzeyinde onlarca takım, büyük kafileler halinde Alanya’ya gelip kış kamplarını gerçekleştiriyorlar. Hatta bu takımlardan bazıları üç ay kadar büyük bir zamanı burada geçiriyorlar. Yani kış zamanı Alanya’ya gidip, Astana ile antrenman yapma şansınız çok büyük. Bisiklet turizminin burada başlamasına önayak olan isimlerin başında, bizim de Alanya’da ev sahibimiz olan Cartier Tur geliyor. Uluslararası fuar ve organizasyonlarda yer alarak, takımları burada kamp yapmaları için davet eden firma misafirlerine, transfer, otel ve sporcular için hazırlanmış menüler gibi birçok olanak sunuyor. Ayrıca sporcular için hazırlanan otellerde onlar için ayrılmış, trainer ve rollerlarla dolu antrenman salonları ve bisiklet odaları bulunuyor. Firmanın başkanı Kemal bey, “Alanya’nın bisiklet turizminde bir Mayorka olmaması için hiçbir neden yok” diyerek ekliyor “Bir bisikletçinin isteyebileceği tüm olanakları burada sunabiliyoruz. Artı, asfalt kalitesi ve antrenman rotalarının çeşitliliğiyle Alanya gerçekten bir cazibe merkezi. Tüm bisikletçileri bekliyoruz.” Bu noktada kısa programlar ve yarış konaklaması için de Cartier Tur’un bisikletçiler için farklı opsiyonlarda hizmetler sunduğunu da belirtelim. (Alanya güneşinin altında ısınıp sohbet ederken, Kemal Bey hafif bir gülümsemeyle Mayorka’daki bisiklet rotalarının karlar altında olduğunu da hatırlatmadan geçmiyor.) Turu planladığımız ilk gün, bölgenin saman alevi gibi bir anda bastırıp kısa sürede biten sert yağmurlarına denk geldi. Kötü hava bu
Sahil yolunda rastladığımız Ahmet Hidayet Akyürek, ertesi gün koşacağı Türkiye Şampiyonası etabı için dinlenme antrenmanı yapmaktaydı. Kendisinden söyleşi sözü alarak ayrıldık.
GEZİ
Alanya sahil şeridi bisikletçiler için yılın dört mevsimi sürüş yapma fırsatı veren bir iklime ve pürüzsüz bir asfalta sahip
Toroslar'a doğru
Dim barajı
Alanya Tosmur
Dim Çayı keyfini bizim rotamızdan yaşayın.
Mahmutlar Sazlısu
Işıklı
Toplam mesafe 109km Toplam irtifa 1789m 1,200m 1,000m 800m 600m 400m 200m 0m 0,0km
10,0km
20,0km
30,0km
40,0km
50,0km
60,0km
70,0km
80,0km
90,0km
100,0km
Turun Strava rotasını yukarıdaki QR Code ile bulabilirsiniz. Alanya merkezden başlayarak Anamur yönünde sahil yolunda yapacağınız bir ısınmanın ardından geri dönün ve Mahmutlar mevkiinden Kılıçarslan Caddesi ve devamında Sarıveliler yolunda tırmanışa başlayın. Toroslar'ı aşarak Konya ovasına inmek istemiyorsanız bizim yaptığımız gibi Yalçı mevkiinden Kuzyaka Köyü yolu ve Baraj Caddesi boyunca iniş yaparak Dim Baraj Gölü manzarasını geçip yine Alanya'ya ulaşabilirsiniz.
31
BİSİKLET sporun fıtratında var diyerek, arkadaşım Tarık ile çareyi spor salonuna inip trainer antrenmanı yapmakta bulduk. Yaklaşık iki saatlik bir süre içinde bir yandan pedal çevirip bir yandan da Kazak, Ukraynalı ve İtalyan sporcularla sohbet etme fırsatı yakaladık. Rio olimpiyatlarına hazırlık sürecinde olan bazı sporcuların yanısıra, master kategoride UCI yarışlarına hazırlanan ve dünya şampiyonluğuna oynayan isimler de trainera mahkum olmuş pedal çeviriyordu. Bu kadar profesyonel arasında her ne kadar kadansımızı yüksek tutmaya çalışsak da trainer’ın fazla da zorlayıcı olmayan sertlik ayarı bizi ele veriyordu. Ertesi sabah uyandığımızda ise tatlı bir sabah güneşi bizi dışarı çağırmaktaydı. Turu bugün yapmaya karar verdik ve rota konusunda bize rehberlik yapacak olan Murat’ı aradık. Çevredeki tüm bisiklet rotalarına hakim olan Murat, Cartier Tur’daki görevinin yanısıra, burayı ziyaret eden takımlarla birlikte antrenmanlara da katılan bir bisikletçi. Hatta orada olduğumuz günlerde koşulan Türkiye Şampiyonası 1. Etap Yarışları’na da katıldı. Farklı uzunlukta ve irtifa kazancına sahip pek çok rota arasından en çok hoşumuza gideni (güzel manzaralar vadeden) seçiyoruz. Bu sürüşte bana araba kullanarak eşlik edecek olsa bile rota rehberliği konusunda kendimi bir bisikletçiye emanet ettiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Sabah hafif bir kahvaltının ardından hazırlıklarımı tamamladım ve turumuza başlangıç noktası olarak seçtiğimiz Cartier Bike Shop’a gidiyoruz. Aynı zamanda bir bisiklet kafe olan mağazanın önünde sabah kahvemi içerken tanıdık sesler duyuyorum. Sezon açılış yarışı öncesi Alanya’da kampa gelen ve sabah antrenmana çıkmış Konya Torku sporcuları da kafenin ziyaretçileri arasındaydı. Kısa bir sohbetten sonra fazla geç kalmadan yola çıkmaya karar veriyoruz, zira önümüzde 109 kilometre ve tırmanılacak toplam bin 789 metre irtifa var. (Fransız İhtilali’nin bu konuyla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.) Tırmanışa geçmeden önce sabah güneşi altında ısınmak ve Alanya sahilinin pürüzsüz asfaltında bacakları açmak için sahil şeridinde doğuya, Mahmutlar yönüne doğru gitmeye karar veriyoruz. Bu ön ısınma Üst: Toroslar'ın eteklerini oluşturan tepeler ve vadiler ile örülmüş yeşil bir örtü arasında tırmanırken Garmin'in ekranı ısının yavaş yavaş düştüğünü gösteriyordu.
Sol: Tırmanışın ilk bölümlerindeki yer yer yüksek oranlı eğimler beni devamındaki manzaralar için hazırlıyordu
32
GEZİ
fikrinden oldukça memnun bir şekilde bisikletime atladım ve turumuza başladık. Alanya sahil şeridi sakin sürüşlerden sert intervallere kadar her türlü antrenman için biçilmiş kaftan. Kaliteli asfalt altımda yağ gibi akıyor. Bu bölümde ara ara antrenmana çıkmış diğer bisikletçilere rastlıyoruz. Sağ tarafta berrak bir deniz sol tarafımda ise henüz yeşermemiş muz bahçeleri var. Muz yetiştiriciliği Alanya için büyük öneme sahip. Burada yıllık yaklaşık 13 ton muz üretiliyor. Bisikletçilerin favori meyvelerinden olan o küçük lezzetli yerli muzların birçoğu buradan geliyor. O sırada gözümün önüne 2015 Türkiye Turu’nun Alanya’daki ilk etabını kazanan Mark Cavendish ve podyumda kucağına verilen dev muz hevengi geliyor. İşin ilginç tarafı burada yetişen muz cinslerinden birisinin İngilizce adı da ‘Cavendish’. Sahil yolunun ve ılık havanın sakinliğinde böyle düşüncelere kapılmış yol alırken, antrenman yapmakta olan başka bir bisikletçiye rastlıyorum. Bu sefer rastladığım isim,
Belirli bir yükseklikten sonra Akdeniz'in meşhur bitki örtüsü makiler yerini kırmızı topraktan fışkıran hoş kokulu çamlara bırakıyor bisiklet camiasının yakından tanıdığı büyüklerinden birisi olan Ahmet Hidayet Akyürek. Bisiklet üstünde kısa bir sohbete koyulduğumuz Ahmet hoca, birkaç günlüğüne Ankara’dan buraya gelip, katılacağı sezon açılış yarışları öncesi kamp yapıyormuş. Bu sefer yarışta farklı bir sele açısı ve ayarı deneyeceğini anlatırken, ben de formuna ve performansına hayret ederek dinledim kendisini. Birlikte çevirdiğimiz beş kilometrenin ardından daha uzun bir söyleşi yapmak üzere yanından ayrılıp rotaya devam ediyorum. ( 62 yaşındaki milli bisikletçi, kendinden 20 yaş genç isimlerle birlikte peloton içinde yarışı bitirdi. )
33
GEZİ
Tırmanış rotamız aslında Alanya-Konya arasındaki ulaşımı sağlayan eski dağ yollarından birisiydi
Yeşilöz civarında anayoldan ayrılıp bizi kıyı şeridindeki eski yola yönlendiren Murat, burada çok daha hoş görüntüler ile karşılaşacağımızı anlatıyordu. Sahildeki kayalıklar, plajlar ve muz bahçelerinin yarattığı gerçekten hoş manzaralar arasında akan asfaltta ilerlerken, birkaç gün sonra gerçekleşecek yarış için parkuru keşfetmeye çıkan başka bisikletçilere rastlayınca, yarış parkurunda ilerliyor olduğumun farkına vardım. Sahil şeridinde yaklaşık 30 kilometre yol aldıktan sonra geri dönmeye karar verdim. Bu kadar ısınma yeter ve büyük keyif vadeden tırmanış için güç saklamam gerekiyor. Takım halinde antrenman yapmakta olan genç sporculara selam vererek yeniden şehir merkezine doğru yöneliyoruz. Burada verdiğim kısa bir protein bar molasından sonra yol bilgisayarım ve telefondan rotayı kontrol ederek yeniden başlıyorum. Mahmutlar’dan içeri saparak kuzeye, Toroslar’ın eteklerine doğru yöneliyorum. Alanya’nın bu bölgesinde yerleşim kıyı
34
bölgesiyle sınırlı olduğu için kısa sürede yapılaşmayı geride bırakıp irtifa kazanmaya başlıyorum. Seçtiğimiz bu rota Alanya’nın en dik tırmanışlarından birisi. Alanya Sarıveliler yolu üzerinde yol alırken ortalama eğim %5 ila7 arasında devam ediyor ancak henüz tırmanışın başındaki kıvrımlarda karşıma çıkan %15’lere çıkan eğimler, bacaklarımdakı kış rehavetini hemen hatırlamama yol açıyor. Alanya gibi dağlar ile deniz arasına sıkışmış bir yerde gerçekten birkaç mevsimi yaşamak mümkün. Özellikle de baharın başladığı bu günlerde. Aşağıda neredeyse yakıcı bir güneş altında sürerken yukarılara doğru tırmandıkça hava gitgide serinliyor. Tırmanmakta olduğum tepenin üzerindeki kara bulutlar da bu hissi görsel olarak destekliyor. 600. metrelere ulaştığımda ise forma ve içlik yetmemeye başladı. Burada aslında mevsim normallerinin ne kadar soğuk olduğunu, Alanya’nın sıcağının ise kış mevsiminin içinde bir vahadan ibaret olduğunu hatırladım. Kısaca
BİSİKLET bir durup cebimde sakladığım katlanır rüzgarlığı giydim ve devam ettim. Buradan sonra Akdeniz ikliminin meşhur bitki örtüsü olan makiler yok olup yerini kırmızı topraktan fışkıran hoş kokulu çamlara bırakmaya başlıyor. Biraz ilerledikten sonra da yol kenarında gerçekten güzel bir ağaca rastlıyorum. Üzerinde çiviyle sabitlenmiş bir tabela var. İyice yaklaşınca anıt ağaç tabelası sandığım şeyin, “ateş yakmayınız” uyarısı olduğunu anladım. Tam da ağacın karşısında yer alan çeşme, mataramı doldurma olanağı verdi. Çevreye baktığımda, derin ve geniş bir vadinin kenarında inanılmaz bir manzarayla karşı karşıya kaldım. Ancak rotanın devamında çok daha güzel sahnelerle karşılaşacağımızı anlatan Murat, bir an önce yola koyulmamız gerektiğini hatırlatıyordu. Yolun devamında toplam 16 kilometrelik tırmanışın ardından 1150 metredeki zirve noktasına ulaştık ve mola vermeden inişe geçtik. Alanya’dan Konya’ya ulaşmak için kullanılan eski dağ yollarından birisi olan tırmanış rotasından ayrılarak, keskin bir sola dönüşle Kuzyaka Köyü Yolu’nu kullanarak Dim Çayı Vadisi’ne doğru yöneldik. Toprak rengi bir anda beyaza dönerken yeşil çam ağaçlarıyla birlikte iniş oldukça fantastik bir hal almaya başladı. Keyifle inilen bol virajlı yolda yer yer karşıma çıkan çukurlara dikkat etmem gerekti. Hatta bazen inişin keyfine o kadar kapıldım ki geniş kasalı arabasıyla beni takip etmekte zorlanan Murat’ı arkamda unuttum. Turumuzun 90. kilometresinde sağ tarafımızda tüm güzelliğiyle beliren Dim Barajı Gölü, Murat’ın güzel manzara sözünü boşa sarf etmediğini anlatıyordu. Burada durup bir çay içmemiz gerektiğine karar verdik ve çevremizde dolaşarak bize eşlik eden birkaç tavukla birlikte, şehre inmeden önce son kez manzaranın keyfini çıkardık. Dim çayını sağımızda bırakarak, bu civarda yokuş antrenmanı yapan sürücülerin çoğunlukla kullandığı bir yol olan Baraj Yolu üzerinden sahil yoluna inerek, başladığımız nokta olan Cartier Kafe’de turumuzu tamamladık. Hava neredeyse akşam oluyor ve her ne kadar deniz seviyesine geri ulaşmış olsak da, sıcak bir fincan kahvemi yudumlarken rüzgarlığı çıkarmanın çok da iyi bir fikir olmayacağını düşünüyorum. Bu sırada oluşan sohbet, ertesi gün başlayacak olan yarışların heyecanı içinde alevlenip gitmiş bile.
Nasıl gittik? “Bisiklet taşıyarak Alanya'ya ulaşmak için, gün içinde çeşitli saatlerde Alanya’ya direkt seferleri olan Metro Turizm otobüslerini tercih ettik. Bisikletler için ücretsiz bagaj hakkı taşıyan Metro otobüslerine, tekerlek sökmeden ya da sele ayarınızı değiştirmeden bisikletinizi yerleştirip, kırılma ya da darbe alma riski almadan güvenle taşıyabiliyorsunuz.”
35
GEZÄ°
36
GEZÄ°
37
DEKORASYON
HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ KÖŞESİ; MUTFAK
MUTFAK DÜZENLEME SANATI Mutfak, kadın-erkek gözetmeksizin hayatımızda büyük bir yer kaplıyor. Ülkemizde özellikle kadınların zamanlarının çoğunu geçirdiği mutfaklarımız, oturma odasından daha çok kullanılan oda konumuna geldi. Son zamanların yeni dekorasyon fikirleriyle daha keyifli tasarımlar ortaya çıkıyor. Keyifli tasarımlarla bezenmiş mutfaklarda yemek ve kahve keyfine doyum olmuyor. Hayatımızda karışık durumları sevmediğimiz gibi evimizde de sevmiyoruz. Annelerimizden gelen ortalıkta çok eşya olmasın alışkanlığımızın faydalarını ilerleyen
38
yaşlarda görebiliyoruz. Karışıklık hem görselliği etkiler hem de temizliği oldukça zordur. Çok eşyanın olduğu yerde insan psikolojisi de karmaşık bir hale geliyor. Mutfak düzenleyiciler karmaşanın ortadan kalkmasına yardımcı olurken, ergonomik kullanımları sayesinde kullanım kolaylığı da sağlıyorlar. Büyük mutfaklarda düzenleme yapmak, küçük mutfaklara göre daha kolay oluyor. Ancak küçük mutfağa sahipseniz üzülmeyin. Son yıllarda ev eşyası satan birçok mağaza, mutfak düzenleme aksesuarlarındaki ürün çeşitliliğini de artırmış durumda. Minik farklılıklarla mutfağınızı, evinizin düzenli ve keyifli bir bölümüne çevirebilirsiniz.
DEKORASYON
Mutfağımızda bir türlü nereye koyacağımızı bilemediğimiz eşyaların başını tencereler çekiyor. Dolaba üst üste kaldırsanız dahi bir şekilde patır kütür düşen mutfak eşyalarımız tencereleri düzenlemek artık çok kolay. Bu düzenleyici sayesinde düşen, dolaplara sığmayan tencere krizine son vereceksiniz. Önceleri sadece yurtdışından temin edilebilen düzenleyiciye, artık Türkiye’de birçok e-ticaret sitesinden ulaşabiliyorsunuz. Fiyat; 15 TL- 30 TL
Misafir tabakları, bardaklarının yerleri hep bellidir. Ya salonda bir gümüşlüğün altında ya da vitrinde yerlerini çoktan almışlardır. Peki günlük kullandığınız tabak ve bardakları dolaplarınıza sığdırabiliyor musunuz? Sığıyor ama yine de düzensiz duruyorlarsa, mutfak dolabınızı en verimli kullanmanın yöntemi dolap içi düzenleyici raflardan geçiyor. Ikea’nın Türkiye’de oldukça popüler olmasından sonra birçok e-ticaret sitesinde de satılmaya başlanan raflar, kullanımı ve şık duruşu bakımından size büyük kolaylık sağlayacak. Genel olarak 2 boyu bulunan bu rafların ortalama fiyatı; 10 TL – 30 TL arasında.
Kupalar ve büyük çay bardakları bir türlü mutfakta yer bulamazlar, kendilerine. Nostaljik kupa askılıkları hala revaçta olsa da küçük mutfağa sahip olanların ortalıkta gözükmesini istemediği eşyaların başında geliyorlar. Büyük olmaları sebebiyle mutfak dolaplarında büyük yer kaplayan kupalara çare var artık; Dolap İçi Portatif Kupa Askısı. Size alandan tasarruf ettirecek olan bu askıların fiyatı ortalama; 10 TL-20 TL arasında.
Bunlar dışında artık birden fazla e-ticaret sitesi mutfak düzenleme ürünleriyle, mutfağınızı güzelleştirecek ve size alan yaratacak seçenekler sunuyor.
39
GEZİ
Yenilenen
METRO
ile
Turkiye’nin Her Yerine
101 Adet Yeni Otobüs
40
GEZÄ°
41
KARİYER
Yeni bir işe başlayacaklar için tavsiyeler
Eğitim ve staj Bizim ülkemizde üniversite eğitimi teorik bilgiler içerir. Hangi mesleği yapmak için okuyor olursanız olun üniversitede edineceğiniz bilgiler, pratiğiniz olmadıkça havada kalacaktır. Staja başladığınızda işveren sizi şöyle bir süzer, sizden yararlanabilme ihtimali varsa; hangi birimde eleman eksikliği nedeniyle iş yükü fazlaysa o birime yönlendirir, hevesinizin olmadığını anlarsa da, staj bitim tarihine bakıp; “falanca gün gel,” diyerek sizi başından savar. Yani stajlar sizi geliştirmez. Siz zorlarsanız, öğrenme açlığınızı gidermek için ekstra gayret gösterirseniz fayda sağlar. İstisnaları olmakla beraber durumun özeti budur.
Bilgiler unutulabilir mi? Eğer okuma yazmayı, bisiklete binmeyi, araba kullanmayı unutabileceğinizi düşünüyorsanız cevabınız evet olabilir. Korkmayın, mesleki bilgiler kolay kolay unutulmaz. Hafıza kaybı ile sonuçlanan bir travma geçirmediyseniz, bu yönde başka bir tıbbi rahatsızlığınız yoksa; öğrendikleriniz hafızanızın bir köşesindedir ve sizin geri çağırmanızı bekler.
Fakülteyi ya da yüksekokulu bitirdiniz, stajınızı yaptınız, erkekseniz askerliğiniz bitti ve bir işe kabul edildiniz. Şimdi ne olacak? Uzm. Hipnoterapist ve Psikolog Gani Eser’den iş hayatına atılacak olan insanlara tüyo ve tavsiyeler… Size söylenen gün ve saatte iş yerinde olmanız ve işe başlamanız gerekiyor ama bir gece öncesinde, edindiğiniz tüm mesleki bilgi ve birikimin uçup gittiğini, her şeyi unuttuğunuzu mu düşünüyorsunuz? Bu yazı sizin için.
Çocukken meyve toplamak için çıktığınız ağacı, top oynadığınız bahçeyi hatırlayabildiğinizi bilirken, birkaç yıl ya da ay önce, üstelik mesleğinizle ilgili olarak edindiğiniz bilgiyi unuttuğunuzu düşünmek, hafızanıza hakaret etmektir.
Korkmayın, hepsini hatırlayabilirsiniz.
Her başlangıç içinde biraz zorluk barındırır İlk adımı atmak kolay gelmeyebilir. Geleceğe dair kaygılarınız başlangıç yapmanızı engelleyebilir. Oysa başlayıp da sonuçlandırdıklarınızı aklınıza getirirseniz kendinize haksızlık ettiğinizi de anlarsınız. Yüzbinlerce adayın arasında sıyrılıp üniversiteye girdiğinizi ya da mesleki eğitimde bir sürü sınavda başarılı olup okulu bitirdiğinizi, diplomanızı aldığınızı unutuyor olmalısınız. Asıl zor olan kısım geçmişte kalmıştır aslında. Yarın başlayacağınız iş için sizden beklenen donanıma
42
KARİYER
sahipsiniz. Nereden mi biliyorum? Öyle olmasaydı işe kabul edilmezdiniz de ondan.
Başkaları benden daha akıllı Zihnimizin bize oynadığı özgüven eksiltme oyununa kanarsanız, diğerlerinin sizden daha donanımlı olduğu yanılsamasına inanabilirsiniz. Sanırsınız ki siz okulu bitirmeye çalışırken onlar durmamış, yeni donanımlar edinmişler, sertifikalar almışlar, sizden çok üst düzeyde bilgi birikimi edinmişler. Belki de öyledir ama işe siz kabul edildiyseniz tüm bunların bir önemi kalmamıştır. İşveren o pozisyona sizi uygun gördüyse mesele kapanmıştır. Patronun beklentilerinin yüksek olduğunu, sizin her şeyi bildiğinizi varsaydığını düşünüyorsanız, yanılma olasılığınız yüksek. Şunu bilmeniz önemlidir; işvereniniz sizin tecrübesizliğinizin ve iş yaşamının bu deneyimleri edinebileceğiniz en uygun ortam
olduğunun farkındadır.
Olumsuzu olumluya dönüştürmek Aslında bilgilerimi unuttum korkusu sizin için bir avantaj dahi olabilir. Biliyorum diyendense bilmiyorum diyen daha değerlidir, hemen her meslekte. Biliyorum diyen, bildiğini yapar, mevzuatı, gelişmeleri takip etmez. Oysa bilmiyorum diyenin edineceği bilgiler günceldir ve bu birey gelişime açıktır.
Kendinize şu soruları sormalısınız: - Bu işi gerçekten istiyor muyum? - Bu işte mutlu olabilecek miyim? - Bu iş kendimi geliştirmem ve kariyer yapmam için uygun mudur? Cevaplarınız evetse yarın akşam iş çıkışı bütün kuruntularınızın boşuna olduğunu anlayacak ve yeni işinizi severek yapmanın huzuru içinde evinize gideceksiniz. Cevaplarınızdan biri olumsuzsa o zaman sorununuzun öz güven eksikliği olmadığını bilin. Duyduğunuz, bu işin size uygun
olmadığına dair iç sesinizin uyarısıdır. Bütün yaşamınızı mevcut düzeninizi bozmaktan korkacağınız için ayrılamayacağınız, size uygun olmayan bir işe hiç başlamamanız için çok önemli bir uyarı. Unutmayın; başlangıçlar zor olabilir ama başlayıp sürdürdüğünüz ve sevmediğiniz bir işten ayrılmak çok daha zor olacaktır. Zira insan, değişime kolay kolay evet diyemez ve mevcudu koruma hastalığı maalesef genlerimizde mevcuttur. Sevgi ile yapılan her iş sizi başarıya ulaştırır; sevmediğiniz bir işi yapmak ise esarete. Binlerce insan yeraltında, tersanelerde, insanlığa yakışmayacak koşullarda neden çalışmayı sürdürür de ölümün kapıyı çalmasını bekler sanırsınız? Başka alternatifleri olmadığına inandıkları için, bir kere başlayıp kanıksadıkları; komşuları, akrabaları aynı işi yapıp şikâyetçi olmadıkları için elbette. Başladığınız iş bir maden ocağında, gökdelen ya da tersanede değilse, bırakın kaygılanmayı da başlayın işinize.
43
SİNEMA
Zootropolis: Hayvanlar Şehri Vizyon tarihi: 10 Haziran 2016 Yönetmen: Byron Howard, Rich Moore Tür: Animasyon Hayvanların bir arada mutlu şekilde yaşadığı bir şehir olan Zootopia, filme konu oluyor. Şehirdeki polis teşkilatına yeni yazılan tavşan Judy Hopps, Nick adındaki dolandırıcılık işleri yapan tilkiyi işlemediği bir suçtan kurtarmaya çalışıyor. Çocukların eğlenebileceği bir animasyon filmi olan Zootropolis, Bolt gibi çok sevilen animasyon filmi yönetmeninin elinden çıktı.
Kurtuluş Günü 2: Yeni Tehdit Vizyon tarihi: 24 Haziran 2016 Yönetmen: Roland Emmerich Tür: Bilim Kurgu, Aksiyon Roland Emmerich imzalı 1996 yapımı Oscar Ödüllü Kurtuluş Günü’nün 20 yıl ardından gelen devam filminin yönetmenliğini bir kez daha Emmerich üstlenirken oyuncu kadrosunda Liam Hemsworth, Jeff Goldblum, Charlotte Gainsbourg, Joey King ve Vivica A. Fox gibi isimler bulunuyor. Kurtuluş Günü’nün üzerinden 20 yıl geçmiştir ve tüm dünya devletleri birlikte çok daha gelişmiş bir savunma sistemini kullanmaktadır. Ancak uzaylılar dünyaya yeniden saldırma planları yapmakta ve bu sefer çok daha güçlü bir orduyla gelmektedirler.
44
SİNEMA
Ninja Kaplumbağalar: Gölgelerin İçinden Vizyon tarihi: 23 Haziran 2016 Yönetmen: Dave Green Tür: Macera, Aksiyon Nostalji denilince akla gelen ilk isimlerden olan Ninja Kaplumbağalar, uzunca bir aradan sonra sinema perdesinde izleyicilerin karşısına çıkıyor. 2014 yılında ilk filmi izleyicilerle buluşan Ninja Kaplumbağalar filmi, ikinci filmiyle 23 Haziran’da sinemaseverlerle buluşuyor. Ninja Kaplumbağalar’ın ezeli düşmanı Shredder, Newyork’ta hain planlarına devam ediyor. Şehri koruma görevini edinen Ninja Kaplumbağalar, Shredder’e karşı mücadelelerini sürdürüyorlar.
Sihirbazlar Çetesi 2 Vizyon tarihi: 10 Haziran 2016 Yönetmen: Jon M. Chu Tür: Aksiyon Oldukça yetenekli gençlerden oluşan takım, illüzyon marifeti ve başarılı planlarıyla 2013 yılında ilk filmiyle sinemaseverlerin ilgisini çekti. İlk filmin devamı niteliğinde olan filmde Jesse Eisenberg’e Mark Ruffalo, Dave Franco, Woody Harrelson ve Michael Caine’nin yanı sıra bu sefer eşlik edecek isimler Daniel Radcliffe, Lizzy Caplan ve Jay Chou olarak geçiyor. İntikam planlarıyla başlayan film, suç gerilimi türünde sizi aksiyona sürükleyecek.
45
KİTAP
Lugat 365 - Bazı Kelimeler Çok Güzel Yazar: Kolektif Yayınevi: Can Yayınları Lugat 365 projesi, 2014 yılının sonlarına doğru, Banu-Onur Ertuğrul çiftinin aklına düşer. “Hissikablelvuku” gibi, “müşkülpesent” gibi bazı kelimeler, hem söylenişleri, hem de kapsadıkları anlam alanları, zengin geçmişleri ile ne güzeldirler. Kolları sıvar, 2015 yılı boyunca her gün beğendikleri bir kelimeyi twitter üzerinden paylaşmaya, eski kelimeleri unutmuş ya da hiç duymamış günümüz toplumunun dikkatine sunmaya başlarlar. Öyle ki, zamanla paylaşılan kelimeler o günün güncel olaylarına, duygularına göndermeler içermeye, adeta “yaşamaya” başlar. Takipçileri kısa zamanda yüz binleri bulur. Lugat365 paylaşımları 2015 yılı sonu itibariyle sona erecek. Ama yayımladığımız kitap, o kelimeleri bir araya getirerek önemli bir kaynak ve başucu sözlüğü olacak.
Kelebeğin Hayat Sırları Yazar: Nil Karaibrahimgil Yayınevi: Doğan Novus İnsan nasıl yaşarsa parlar? Nasıl yaşarsa mutluluğu yakalar? Nasıl yaşarsa yaşadığına değer? Nil’in kelebeklerde keşfettiği hayat sırları elinizde. 17 yaşıma dönseydim, kendime şunları söylerdim: En önemli şey aşk; onu doya doya yaşa! Birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. O zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var? Her gün oku. Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır? Van Gogh olmak nasıldır? İkinci Dünya Savaşı’na katılmış olmak nasıldır? Öğren. Kendinle sosyalleş. Yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Her gün şükret. Karanlık günler olacak. Düşeceksin de. Yaralar da açılacak. O zamanlarda şunu unutma: Tünel bitecek. Kalkacaksın da. Kabuk da bağlayacaksın. Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri taş döşemiştir; kim bilir. Böbürlenme. Kibirlenme. Köpürme. Abart. Çoğalt. Parlat. Her gün, bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bir kahraman olmak ister miydin? İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana.
46
KİTAP
Kahve Kokulu Hikayeler Yazar: Kolektif Düzenleyen: Ender Haluk Derince Yayınevi: Yakamoz Yayınları Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 52 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.
Frida Kahlo Aşk ve Acı Yazar: Rauda Jamis Yayınevi: Everest Yayınları 20. yüzyılın popüler ikonlarından ressam, devrimci ve feminist Frida Kahlo’nun eserleri sürrealist olarak tanımlansa da kendisi bu tanımı, “Ben sürrealist bir ressam değilim. Asla hayallerimi resimlemedim. Yalnızca kendi gerçeğimi resimledim” diyerek reddetti. Sanat tarihinde ilk kez bir kadın, yalınlığı ve sakinliği acımasız denebilecek bir içtenlik ve “rahatsız edicilik”le dile getirdi. Tablolarının birçoğunda kendi yüzünden yola çıkan Frida’nın yaşamöyküsü bize, Carol Hanisch’in kült olmuş “kişisel olan politiktir” mottosunun ne demek olduğunu anlatır. Çünkü o ruhunu kattığı Meksika devrimini doğum günü ilan eden bir marjinal, hiç doğmamış oğluna isim koyup onunla düşlerinde konuşan bir hayalperest, aldatılan kadın imajına da topluma direnişi gibi direnen bir savaşçı, tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğunda bile ne sanatından ne de hayatından vazgeçmiş, tersine onları daha da yüceltmiş kutsal bir mücadeleci ve Diego Rivera ile yaşadığı aşkta, “senin sevmediklerini de sevdim ben” diyen taraftır. “Bir ressam olarak Frida, Diego’ya hiçbir şey borçlu değildi, yani Diego hiçbir zaman onun hocası olmadı, asla bir resmini düzeltmedi demek istiyorum. Hatta pek çok konuda tersi geçerliydi, çünkü Frida’nın onun üzerinde ahlaksal ve sanatsal olarak güçlü bir otoritesi vardı.” -Alejandro Gomez-
47
GEZİ
48
GEZİ
48
YAZAR
HARRY POTTER’IN YARATICISI; J.K. ROWLING Dünyaca ünlü Harry Potter nasıl ortaya çıktı? Aklında büyücülük okulunda okuyan bir çocuğun hikayesi beliren Rowling, Manchester-Londra tren yolculuğu yapmak üzere tren garına gider. Treni 4 saat rötar yapınca yazmaya başlar. Yaptığı tren yolcuğu sırasında da yazmaya devam eder. Bu sayede “Harry Potter ve Felsefe Taşı” isimli ilk eserinin karakterleri ve olay şeması ortaya çıkmış olur.
J.K.Rowling Kimdir? Tüm dünyada ünlenen, her yaştan insanın büyük bir tutkuyla okuduğu ve sonrasında efsanevi filmler serisiyle adeta ölümsüzleşen Harry Potter kitaplarının yazarı J.K.Rowling, uzun ismiyle Joanne Kathleen Rowling, 31 Temmuz 1965 yılında Birleşik Krallık’ta dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte Bristol’e, daha sonra da Chepstow’a taşındı. Liseyi Wyedean Comprehensive’de okudu. Exeter Üniversitesi’nde, Fransızca ve klasik edebiyatlar okuduktan sonra Londra’ya yerleşerek araştırmacı ve çift dilli bir sekreter olarak Amnesty
1994 yılının Aralık ayında, İngilizce öğretmenliği yapmak için taşındığı Portekiz’den Edinburgh’e döner. Tek geçim kaynağı işsizlik maaşı olan Rowling, ilk kitabını burada şimdi bir Çin lokantası olan Nicolson’s Café’de tamamlar. Rowling aynı zamanda Edinburgh Üniversitesi’nde bir yıllık bir yüksek lisans diploması için okumuş ve 1996 yılında buradan mezun olmuştur.
Harry Potter serisi tüm dünyada 400 milyon adet satmıştır.
hayal dünyasına seslendiğinden son derece büyük bir ilgiyle okundu ve bir anda çok satan kitapların en başına yükseldi. Doğal olarak yazar Rowling de kitaptan edindiği 1 milyar doları aşan servetiyle bir kitap yazarak dolar milyarderliğine çıkan ilk kişi oldu. Rowling aynı zamanda Birleşik Krallık’ın en zengin kadını ünvanını elde etti.
Harry Potter kimdir? Harry Potter, 10 yıl boyunca hiçbir zaman sevemediği Petunia teyzesi, Vernon eniştesi ve nefret ettiği ahmak kuzeni Dudley ile yaşamak zorunda kalmıştır. Anne ve babasının bir trafik kazasında öldüğünü sanan Harry, Hogwarts’ta anahtarların ve okul arazisinin bekçisi Rubeus Hagrid’in verdiği mektupla başlayan olaylarla durumun böyle olmadığını anlayacaktır. Harry’nin Muggle (büyücü kanı taşımayan) doğumlu cadı annesi Lily Potter ve büyücü babası James Potter, Harry daha bir yaşındayken Voldemort tarafından öldürülmüşlerdir. Harry, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na hiç başvurmamasına rağmen oradan kabul mektubunun gelmesiyle kendisinin de bir büyücü olduğunu anlar. Yedi sene boyunca okuyacağı bu gizemli ve devasa okulda onu
International’de çalışmaya başladı.
Rowling’in Harry Potter serisi tüm
bekleyen birbirinden tehlikeli ve
İlk Eserini “tavşan” adlı kitapla 6
dünyada 400 milyon kopya satarak
heyecanlı serüvenlerle daha ilk
yaşındayken yayınlayan Rowling’in
hem kitabı hem de yazarını büyük
senesinde becerikli bir büyücü
hayatını değiştiren eseri Harry
bir üne kavuşturdu. Eser, çocukların
olup çıkar ve olaylar heyecanlı bir
Potter olmuştur.
gözünden alabildiğine engin bir
şekilde Harry’i kaderine sürükler.
49
SERGİ
Mario Prassinos Bir Sanatçının İzinde: İstanbul-Paris-İstanbul Tarih:25 Mayıs - 14 Ağustos 2016 Yer: Pera Müzesi-İstanbul Mario Prassinos sergisi, İstanbul’da Rum, sanatçı bir ailede dünyaya gelen Mario Prassinos’un Paris’te 20. yüzyıl avangartları arasında başlayan sanatsal kariyerini konu alıyor. Sanatçının resimlerden kitap illüstrasyonlarına ve dokuma örneklerine, portrelerden gravürlere uzanan farklı eserlerini bir araya getiren sergi, Prassinos’un çarpıcı ve özgün karakterini, sürrealizmle başlayıp realist bir anlayışa yönelen üslubunu ortaya koyuyor. Seza Sinanlar Uslu küratörlüğünde düzenlenen sergi ile 20. yüzyılın bu özgün ve Türkiye için gizli kalmış sanatçısı, doğumunun 100. yılında, doğduğu semt olan Pera’ya geri dönüyor.
4. Jameel Ödül Töreni ve Sergisi Tarih:08 Haziran - 14 Ağustos 2016 Yer: Pera Müzesi- İstanbul Pera Müzesi, 8 Haziran – 14 Ağustos 2016 tarihleri arasında İngiltere’nin en köklü ve önemli sanat kurumlarından Victoria ve Albert Müzesi ile Art Jameel’ın iş birliğiyle 4. Jameel Ödülü töreni ve sergisine ev sahipliği yapıyor. Victoria ve Albert Müzesi’nin ilk kez İngiltere dışında, İstanbul’da Pera Müzesi’nde düzenleyeceği ödül töreniyle kazanan sanatçı açıklanacak Afganistan, Mali, Porto Riko ve Tayland gibi pek çok farklı ülkeden 280’in üzerinde başvuru alan Jameel Ödülü’nün 11 sanatçısı, Victoria ve Albert Müzesi Direktörü Martin Roth’un başkanlığındaki jüri tarafından belirlendi. Türkiye’den CANAN ve Cevdet Erek’in de yer aldığı sergide kolajlardan video yerleştirmelerine, seramik, kaligrafiden heykele ve sanatçı kitaplarına kadar birçok farklı mecrada üretilen yapıtlar yer alıyor. Pera Müzesi 4. Jameel Ödülü sergisini, Victoria ve Albert Müzesi ile paydaşı Art Jameel kurumlarının iş birliğiyle düzenliyor.
İKSEV - 30. YILINDA FOTOĞRAFLARLA ULUSLARARASI İZMİR FESTİVALİ Tarih: 17 Mayıs- 25 Haziran Yer: Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi – İzmir “Kültür ve Sanat Kenti İzmir” sloganıyla çalışmalarını sürdüren İKSEV, bu yıl 30.sunu gerçekleştireceği Uluslararası İzmir Festivaliyle alanlarında dünyanın en önemli isimlerini İzmir’e getirerek Türkiye’nin ve İzmir’in tanıtımını başarıyla yapmaktadır. Tarihi mekânları sanatla buluşturan İzmir Festivali; Efes Antik Tiyatrosu, Celsus Kütüphanesi, Efes Odeon’un yanı sıra Büyük İskender’in İzmir’i yeniden kurduğu Kadifekale, çağlar boyunca müzikle tedavinin başkenti olmuş Bergama Asklepion, Çeşme Kalesi, Sığacık Kalesi, Ayavukla Kilisesi, tarihi İzmir Sigara Fabrikası ve Efes Ticaret Agorası’nı da mekânları arasına katmıştır. Uluslararası İzmir Festivali, nitelikli programları ile Avrupa Festivaller Birliği’nin üyesidir.
50
GEZİ
51
GEZİ
51
BİLİM - TEKNOLOJİ
Rüya görüyorsanız, hafızanız korunuyor, demektir Bilim insanlarının yaptığı akademik çalışmalar, rüya gören insanların hafızalarının korunduğunu ortaya koydu Science bilim dergisinde yayınlanan makaleye göre, beynin rüya gören kısmı olan REM uykusundaki beyin fonksiyonlarının çalışma ritmi büyük önem taşıyor. Yıllardan beri rüya görmenin insan hafızasındaki etkisi açıklanamayan bir olguydu. Fareler üzerinde yapılan deneyler gösteriyor ki; REM uykusunda beyin fonksiyonları durdurulan denek fareler, hafızalarını güçlü tutma konusunda zorluk çekiyorlar. Bilim insanlarının REM uykusu üzerine yoğunlaşmalarının birçok sebebi bulunuyor. Kanada’da McGill Üniversitesi’nde çalışan Dr. Sylvain Williams, doğrudan uyuyan beyne müdahale etmeye karar verdiklerini söylüyor. Williams ve ekibi farelerde REM uykusunu bozmak için bir yöntem kullandıklarını belirtiyorlar. “Optogenetics” adında bir sistemi kullanan Williams ve ekibi, farelerde belli sayıda bir hücreye, beyinlerine yerleştirilen minik bir optik fiber sayesinde ışık tutmuşlar. REM uykusunda beyin fonksiyonları durdurulan farelerde hafıza zayıflığı gözlemlemiştir.
Derin uyku hafızayı güçlendiriyor Derin uykunun hafıza üzerindeki olumlu etkilerini gözlemleyen ekip, yaşlılıkla birlikte gelen bunama gibi rahatsızlıkların da önüne geçebilecek çalışmalara ışık tuttular.
52
GEZİ
BİLİM - TEKNOLOJİ
Güneşin önünde bir gezegen; Merkür 9 Mayıs Pazartesi günü güneş sisteminde güneşe en yakın gezegen Merkür, güneşin önünden geçti. Güneşin önündeki yolculuğu 7 saat süren Merkür, küçük siyah bir nokta halinde gözlemlendi. Gezegenin 7 saat süren yolculuğu ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi tarafından görüntülenip, kaydedildi. Merkür (Utarit), Güneş Sistemi’nin Güneş’e en yakın gezegenidir. 8 gezegenin en küçüğüdür. Adını Roma mitolojisinde ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür’den alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Yer benzeri ya da ‘kaya’ yapılı gezegenler sınıfına girmektedir. Güneş’e yakınlığı nedeniyle yeryüzünden izlenmesi güçtür ve hakkında bilinenler sınırlıdır. Uydusu bulunmamaktadır. Merkür, Güneş’e uzaklığı yaklaşık 46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça eliptik bir yörünge izler. Plüton’dan sonra Güneş Sistemi’nin gezegenleri arasında gözlenen en yüksek dış merkezlik değerine sahiptir. Yani çap olarak oldukça geniştir.
Harvard Genç Akademi Üyesi Canan Dağdeviren beyin hastalıklarına karşı ilaç geliştirdi Çalışmalarıyla 2015 yılında tüm dünyada ses getiren Dr. Canan Dağdeviren, yepyeni buluşlarıyla tıp dünyasına katkılar sağlamaya devam ediyor. Giyilebilir kalp pili ile Harvard Genç Akademisyen Üyeliğine kabul edilen Dağdeviren, parkinson ve alzheimer gibi hastalıklara karşı beyne ilaç transferinin yapılmasını sağlayan iğne geliştirdi. Parkinson ve alzheimer hastaları ilaçları ağız veya damar yoluyla almak zorundalar. Bu ilaçlar hastalıklarına iyi gelse de vücudun diğer organlarına zarar veriyor. Dağdeviren’in yaptığı çalışmalar ile tasarladığı iğne ile ilacın doğrudan beyne aktarılması sağlanıyor. Yenilikçi çalışmaları ile de dünyada itibar sahibi ödüllere layık görülen Dr. Canan Dağdeviren çalışmalarını şu şekilde tarif ediyor: “Bundan sonra 4 boyutlu aletler üzerine çalışacağız. Artık bir ilacı içtiğinizde onun içinde küçük devreler olacak. İçilen ilacı izleyebileceğiz. Yani nereye gittiğini, neler yaptığını görebileceğiz. Günümüz tıbbının pijama tarzı olduğunu düşünüyorum. Annenizin, babanızın veya kardeşinizin pijamasını giyebilirsiniz ama size uymayabilir. Çalışmalarım süit ceket gibi üzerinize oturabilecek ve kişiselleştirilebilecek tıp olacak. İleride zenginliğiniz, vücudunuza giydiğiniz elektronik aletlerin sayısıyla doğru orantılı olacak. ”
53
SAĞLIK
Diyetisyen TUĞÇE SERT
İstanbul Onkoloji Hastanesi
KİLO VERMEYE ÇALIŞIRKEN YAPILAN YANLIŞLAR
Kilo problemi günümüzde her geçen gün artan hem ruhsal hem de bedenen kişileri olumsuz etkileyen en büyük sorunlardan biri haline geldi. Kilo verip sağlıklı olmayı hedeflerken, yapılan bilinçsiz diyetler sağlığınızın daha çok bozulmasına neden olmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan biri uzun dönemde alınan kilolardan çok kısa bir zamanda kurtulmayı beklemektir. Bunun için zayıflama ilaçlarından, çok düşük kalorili diyetlere, lahana çorbalarından, durmaksızın yapılan sporlara kadar her yol denenir. Sonucunda ise ya başarılı olunur, ancak verilen kilolar çok kısa bir süre sonra geri gelir ya da hiç sonuç alınamaz ve nasıl olsa kilo veremiyorum diye düşünülüp daha çok yemeye başlanır. İki durum da kiloların sizde kalmasına ve sağlığınızın bozulmasına neden olur. Kilo vermek bir süreçtir, emek ve sabır ister.
Tek başınıza değil, diyetisyen kontrolünde diyet yapın Zayıflarken gerekli olan en önemli 3 şey; kararlılık, motivasyon ve takiptir. Tek başınıza kilo vermeye çalıştığınızda yanlış diyetlerle metabolizmanızı daha çok yavaşlatabilirsiniz. Hiç diyet yapmayan bir kişiyle, zayıflamak için her yolu deneyen kişinin metabolizma hızı çok farklıdır. Kan tahlilleri, yağ, kas analizi ve en önemlisi sizin yaşam şeklinize göre planlanan kişiye özel bir beslenme programı sağlıklı bir şekilde kalıcı kilo vermenize yardımcı olacaktır.
Diyet yaparken ekmeği hayatınızdan çıkartmayın. Yapılan en büyük hatalardan bir diğeri de diyetten ekmeği çıkartmaktır. Bizim için önemli olan tükettiğiniz ekmek türü ve miktarıdır. Yapılan çalışmalar tam tahıllı ekmek tüketiminin kilo verimini kolaylaştırdığını ve metabolizmayı hızlandırdığını göstermektedir. Bu nedenle diyet yaparken öğünlerde 1-2
54
GEZİ
dilim tam buğday veya çavdar ekmek tüketmeyi ihmal etmeyin.
Günde 2 öğün değil, 5-6 öğün yapmaya özen gösterin. Gün boyunca tek veya iki öğün yaparak daha kolay ve daha hızlı kilo verileceğine inanılmaktadır. Ancak siz ne kadar az beslenirseniz metabolizmanız o kadar yavaşlar. Az ve sık beslenmek, ara öğün yapmak kan şekerinizi daha iyi dengeler ve bir sonraki öğüne kadar daha tok kalmanıza ve yağ yakmanıza yardımcı olur. Bu nedenle öğünleriniz arasında 3 saati geçirmeyin.
Sevdiğiniz besinleri hayatınızdan tamamen çıkartmayın. Diyet yapmaya karar verdiğinizde yapılan yanlışlardan biri de sevdiğiniz yiyeceklerden kendinizi uzak
tutmanızdır. Hedeflediğiniz kiloya gelene kadar yemeyi çok sevdiğiniz besinleri hiç tüketmezseniz diyet bittikten sonra özgürce yeme duygusu, verdiğiniz kiloların tekrar size dönmesine neden olur. Bu nedenle çikolatayı çok seviyorsanız miktarını azaltarak tüketebilirsiniz. Böylece hedef kilonuza ulaştığınızda sevdiğiniz her yiyeceği doğru miktarlarda tüketmeyi öğrenmiş olursunuz.
Düşük kalorili diyetlerden uzak durun. Şok diyetler gibi çok düşük kalorili diyetler vücutta önce çok hızlı bir kilo kaybı yaratır. Ancak bu kilo kaybı su ve kastan olacağından kaybedilen kiloyu hızla hatta fazlasıyla geri alırsınız. Diyet yaparken aç kalmak, tek yönlü beslenmek kilo vermenize yardımcı olmaz. Aksine hem bağışıklık sisteminiz düşer hem metabolizmanız yavaşlar. Yapmanız gereken yaşınıza, bazal metabolik hızınıza, yağ ve kas oranınıza uygun doğru kaloride size özel beslenme programı uygulamaktır.
55
ÇEVRE KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELE VE SAĞLIKLI BİR YAŞAM İÇİN BİSİKLETLERİNİZİ ÜCRETSİZ TAŞIYORUZ!* GEZİ
*Her Otobüsün kapasitesi 2 bisiklet ile sınırlıdır. Taşıma için bir sonra ki sefer’den bilet talep edilebilir. Bisiklet’i ile gelen yolcularımızın bisiklet’e ek bagaj taşıma kapasiteleri 20 Kg dir. Detaylı bilgi için 0 850 222 34 55 arayınız.
56
GEZÄ°
57
HABER
Metro Turizm’in genç Yönetim Kurulu Başkanı, Genç Türkiye Zirvesi’ne katıldı
“Türkiye’nin Geleceği, Bilgi Gençliği” ana temalı Genç Türkiye Zirvesi, İstanbul Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 4. kez düzenlendi. Genç yaşına rağmen Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulunan Çiğdem Öztürk, ‘Bilgi Ekonomisi ve Bütünsel Kalkınma’ konulu panelde konuşarak, deneyimlerini üniversitelilerle paylaştı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öncülüğünde, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilim, Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi stratejik ortaklığında gerçekleştirilen Genç Türkiye Zirvesi’ne katılan Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Öztürk, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın açılış konuşmasını yaptığı ‘Bilgi Ekonomisi ve Bütünsel Kalkınma’ konulu panelin konuşmacıları arasında yer aldı. Öztürk, konuşmasında bilgi ekonomisinin pratikte nasıl ele alındığını, yapılan teknolojik alt yapı yatırımlarının karayolu yolcu taşımacılığı şirketlerine ne gibi faydalar sağladığını anlattı.
58
SEKTÖRÜMÜZDE HALA ÖĞRENCİYİM
Bünyesinde 55 şirketi bulunan Metro Holding’in amiral gemisi Metro Turizm’in yaklaşık 6 aydır Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirten Öztürk; “Aslına bakarsanız bu salonda bulunan birçoğunuz gibi ben de kendi şirketimde ve hizmet verdiğimiz sektörde öğrenciyim ve bundan da mutluluk duyuyorum çünkü bilginin akışı öğrenmekten, bu yolda öğrenci olmaktan geçer” ifadelerini kullandı.
YANLIŞ BİLGİNİN OLUMSUZ ETKİLERİ İçinde bulunduğumuz çağın bilgi ve teknoloji çağı
HABER olduğuna değinen Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Doğru bilgi ve planlamış, koşullara uygun teknoloji, şirketlerin iktisadi yapılarını pozitif yönde etkiliyor. Bu doğru, ancak teknolojinin de elverişli koşulları sayesinde bilginin kolay yaratılmasına karşın, güvenilir olması, çabuk yayılmasına karşın, kontrol altına alınmasının zorluğu, yaygın ekonomik kuramları bazen temelden sarsabiliyor. Birçoğunuz bir şekilde duymuşsunuzdur. ‘Metro Turizm terörden daha fazla can aldı. Binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu’ diye yazılıp çiziliyor. Bu tamamen yanlış bir bilgiydi. Biz günde bin 500’ün üzerinde sefer yapan bir şirketiz. Her gün; Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nu tıklım tıklım dolduracak sayıda kişiye ulaşım hizmeti veriyoruz. Günlük bin 500 sefer yıllık yaklaşık 600 bin sefer eder. Tüm bu seferlerimizde gerçekleşen kazalar sebebi ile hayatını kaybeden yolcu sayımız bırakın binleri, yüzlü rakamlara bile ulaşmıyor. Gördüğünüz gibi gerçek bilgi ve dezenformasyon sebebi ile üretilen ve tüketilen bilgi birbirinden ne denli farklı.”
TEKNOLOJİK ALTYAPI YATIRIMLARI
“Yılda 23 milyon yolcu taşıyan bir şirketin, elbette üretilen bilgiyi doğru kullanarak büyümesi mümkündür” diyen Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Öztürk, şirketin son dönemde yaptığı teknolojik alt yapı yatırımlarından da söz etti.
Metro Turizm ‘Genç Türkiye Zirvesi’ kapsamında İstanbul’a gelen üniversite öğrencilerine de ulaşım sponsoru oldu. Türkiye’nin farklı illerinden zirve için İstanbul’a gelen yaklaşık 550 genç Metro Turizm otobüsleri ile taşındı. Zirve kapsamında açılan Metro Turizm standı ise büyük ilgi gördü. Standı ziyaret eden öğrenciler, Metro Turizm’in yolcularına çeşitli avantajlar sunduğu Passenger karta sahip oldu.
Öztürk projeleri şöyle anlattı; “Gebze Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Sezen ve TÜBİTAK’tan Prof. Dr. Mehmet Aktan önderliğinde, Filo, Sefer Verimlilik ve Optimizasyon Projesi’ni yürütüyoruz. Yine Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Okan Şakar ve Dr. Süreyya Akyüz ile görüşmelerini yürüttüğümüz Yol ve Yolcu Güvenliği Projemiz de mevcut. Ayrıca ‘Yüksek Güvenlik ve Terör ile Mücadele’ kapsamında yazılımını holding şirketlerimizden Atlas Yazılım ile geliştirdiğimiz bir projeyle, yol kenarı tesis ve terminal noktalarına giriş çıkış yapan tüm araçların, güvenlik kontrol ve kayıtlarının oluşturulduğu bir projenin yatırım çalışmalarını da yürütüyoruz.
Bilgi ekonomisinin yanı sıra bütünsel kalkınma konusuna da değinen Öztürk, bütünsel kalkınmayı esas alarak hareket edilmesi durumunda, yalnızca ekonomik anlamda kalkınmakla kalınmayacağı, toplumsal huzura da kavuşulacağının da altını çizdi.
OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI
Karayolu yolcu taşımacılığı alanında hizmet veren tüm firmaların, ülke içinde ve hatta diğer ülkelerde yaşanan tüm olaylardan etkilendiğini belirten Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Gürcistan’dan yola çıkıp Almanya’ya gidecek olan bir otobüsümüz, yaklaşık 4 bin kilometre olan ve içinde 7 farklı dilin konuşulduğu güzergâhı boyunca ister istemez o ülkelerdeki olumsuzluklardan, terörizmden ve diğer toplumsal olaylardan da etkileniyor. Fakat özellikle belirtmek isterim ki tüm bu olumsuzluklara rağmen hiçbir seferimizi iptal etmiyoruz. Tam tersine, herkesin gitmeye korktuğu dönemlerde dahi, bazen sefer sayılarımızı bile artırmak suretiyle işimizi yapmaya devam ediyoruz. Böylece yolcularımızın ve vatandaşlarımızın nezdinde bir güven ortamını da yaratmış oluyoruz. Yani burada bütünsellik gerektiren bir tutum içerisinde hareket ederek mikro düzeyde kendi şirketimize, makro düzeyde de faaliyet gösterdiğimiz coğrafyadaki bölge ve ülke ekonomilerine de katkı sağlamış oluyoruz.”
59
HABER
Genç Türkiye Zirvesi’ne Ak Parti Denizli Milletvekili ve eski ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi de katıldı. Zeybekçi, fuar alanına kurulan standları tek tek ziyaret ederek bilgi aldı. Metro Turizm Standına da uğrayan Zeybekçi, Metro Holding yöneticileri ile bir araya geldi. Zeybekçi, Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk’e selamlarını gönderdi.
KARAYOLU GELİŞİME AÇIK BİR SEKTÖR
“Uçak biletlerinin ucuzlaması sizi olumsuz etkilemedi mi?” şeklindeki soruyu da cevaplayan Öztürk; “Türkiye’de seyahat katsayısı şuan 3 civarında. Bunun en az 9’a kadar çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’de şu an 276 milyon kişi şehirlerarası yolculuk için otobüsleri tercih ediyor. Şehirlerarası karayolu yolcu taşımacılığı sektörü, son yıllarda ağırlıklı olarak 0-200 km arasında ve 200-500 km arasında yani kısa ve orta mesafede hizmet vermektedir. 700 km üzeri uzun mesafeler ise yolcumuzu çoğunlukla havayolu ile paylaştığımız mesafedir. 700 km üzeri otobüs yolculuklarının hiçbir zaman yok olmayacağını ve hatta yine de artarak ilerleyeceğini düşünüyorum. Yani ülkece seyahat frekansımız terörizm ve ekonomik krizler gibi toplumda kitlesel seyahat davranışlarını etkileyecek bir olumsuz durum yaratmadığı sürece gelişime açık bir noktadadır” ifadelerini kullandı. Bir süredir Metro Turizm Otobüs Grup Başkanlığı görevini yürüten Şenol Ayyıldız yeniden sahaya indi. Metro Turizm Genel Müdürü olarak görevine devam edecek olan Ayyıldız, “Metro Turizm 2017 yılında 25. yaşını kutlayacak. Hedeflerimiz çok büyük ve bomba gibi geliyoruz. Yeni yatırımlarımız ile Türkiye’nin en büyük filosuna sahip şirketi unvanımızı koruyacağımız gibi, en fazla yolcu taşıyan karayolu firması olarak da yine rekorlar kıracağız. Ancak 2017 öncesi bizi bekleyen bir 2016 yaz sezonu var. Sezona tüm ekip olarak çok iyi hazırlandık. En iyisini sunmak için 7/24 yollarda olacağız” açıklamasında bulundu.
60
HABER
Metro ailesi motivasyon kahvaltısında buluştu
Metro Turizm’in İstanbul Anadolu ve Avrupa yakalarında hizmet veren tüm acenteleri, sezon öncesi istişare toplantısında bir araya geldi. Beykoz Miranda Garden Hotel’de düzenlenen kahvaltıda bir araya gelen Metro ailesi, hem ekip ruhunun önemine vurgu yaptı hem de karayolu yolcu taşımacılığının lideri olmanın getirdiği sorumlulukların altını çizdi. Toplantıya, İstanbul’da hizmet veren tüm bilet satış acentelerinin yanı sıra; Metro Holding İcra Kurulu Başkanı Mustafa Yıldırım, Metro Rent A Bus Yönetim Kurulu Başkanı Resul Kılınç, Metro Turizm Genel Müdür Yardımcısı Bertan Söğüt, Metro Rent A Bus Yönetim Kurulu Üyeleri; Mustafa Sarı, Metin Korkmaz, Metro Rent A Bus Genel Müdür Yardımcısı Erdal Öztürk,
Metro Turizm Yönetim Kurulu Üyesi ve Metro Travel Genel Müdürü Ömer Alp Emil, Metro Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Necmi Hatipoğlu ve Metro Turizm Operasyon Müdürü Akın Pervaz katıldı. Sadık ve mutlu yolcu profilini oluşturmak adına 2016 yılında planlanan yeni projelerin masaya yatırıldığı toplantıda, tüm personele de büyük görevler düştüğü hatırlatıldı ve ekip ruhunun önemine vurgu yapıldı. Toplantıda ayrıca Metro Turizm’in hem taşıdığı yolcu sayısı bakımından hem de sahip olduğu filo bakımından Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyüğü olduğu vurgulandı. 2016 yılında hedeflenen yolcu sayısı, hizmet kalitesi ve güven parametreleri ise toplantının diğer gündem maddeleri oldu.
61
HABER
Anneler çiçeklerle karşılandı Karayolu yolcu taşımacılığının lideri Metro Turizm, annelerimizi de unutmadı. 8 Mayıs Pazar günü kutlanan anneler gününde Metro Turizm’i tercih eden kadınlar çiçeklerle karşılandı. Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan Anneler Günü İstanbul ve Samsun Otogarı’nda da unutulmadı. 8 Mayıs Pazar günü şehirlerarası seyahatlerinde Metro Turizm’i seçen anneler çiçeklerle karşılandı. Metro Rent A Bus Genel Müdür Yardımcısı Erdal Öztürk sefere çıkacak tüm araçları tek tek dolaşarak hem anneler gününü kutladı, hem de en değerli varlıklarımız olan annelerimize çiçek armağan etti. Samsun Otogarı’nda da benzer görüntüler yaşandı. Metro Turizm adına banko görevlisi Rukiye Bektaş yolculuğa çıkmaya hazırlanan tüm kadınların anneler gününü kutlayarak, çiçek verdi.
Metro Turizm’den sosyal sorumluluk örneği Malatyalılar, Esenler Dörtyol Meydanı’nda verdikleri bin 20 ünite kan ile İstanbul’da kan bağışı rekoru kırdı. Metro Turizm de kan bağışı için gönderdiği otobüs ile vatandaşlara destek vererek sosyal sorumluk görevini yerine getirdi. Esenler Belediyesi ve Türk Kızılayı’nın desteği ile Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB), Esenler Dörtyol Meydanı’nda kan bağışı rekoru kırdı. Hayat kurtaracak kampanya kapsamında çok sayıda Malatyalı kan vermek için uzun kuyruklar oluşturdu. Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da Malatyalılarla bu özel günde bir araya geldi. Göksu, kan bağışı çadırlarında tek tek ziyaret ettiği bağışçıları hayat kurtaracak hareketlerinden dolayı tebrik etti. Metro Turizm de kan bağışına bir otobüsünü vatandaşlara tahsis ederek destek verdi. İstanbul Metro Genel Müdür Yardımcısı Erdal Öztürk, Metro Turizm’in her zaman sosyal sorumluluk projelerine destek verdiğinin altını çizerek “Böyle örnek bir projede Metro Turizm’in mutlaka olması gerekirdi. Bu proje içinde
62
HABER bizlerin de yer almasını sağlayan Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği’ne teşekkür ediyorum’ diye konuştu.
HAYAT KURTARIYORSUNUZ
Esenler’de yaşayanlar içinde en yoğun nüfusa Malatyalıların sahip olduğunu hatırlatan Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu da, “Esenler, İstanbul’un en yüksek nüfuslu ilçelerinden biri. Malatyalılar, Esenler’de nüfusu en fazla olan kardeşlerimiz. Bu açıdan baktığımızda bu kadar insanın vereceği kanlar hayat kurtarmak için çok önemli bir katkıdır. Özellikle sivil toplum kuruluşlarının kan vermek için rekor denemeleri çok mutluluk verici” diye konuştu.
4 SANİYEDE 1 ÜNİTE KAN İHTİYACI
Kampanya kapsamında düzenlenen programda konuşan Türk Kızılayı Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık da, 4 saniyede 1 ünite kana ihtiyaç olduğunu söyleyerek, “2017 sonuna kadar Türkiye’de kan ihtiyacı açısından
dışa bağımlılığımızı azaltmak için çalışıyoruz. Dört saniyede bir ünite kana ihtiyaç var. Ülkemizde bin kişiden dördü kan veriyor. Erkekler bir yılda dört, kadınlar ise üç kez kan vererek hayat kurtarabilir” dedi.
REKOR KIRILDI
Kan bağışı için Malatyalıların yanı sıra çok sayıda Esenlerli de uzun kuyruklar oluşturdu. Kampanya kapsamında bin 20 ünite kan bağışı yapıldı. Böylece İstanbul’da yöre dernekleri arasında bir günde en fazla kan bağışını Malatyalılar yapmış oldu. Malatyalılar, Sinopluların Mart ayında yaptıkları bin 10 ünite kan bağışı rekorunu da kırdı. Programa Göksu ve Kınık’ın yanı sıra; AK Parti Esenler İlçe Başkanı Gökhan Taran, Esenler Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Çetinkaya, MASTÖB Genel Başkanı Adil Gevrek, MASTÖB Esenler Şubesi Başkanı Aziz Damar ve ilçedeki STK temsilcileri de katıldı.
Metro Turizm kaptanlarına eğitim Temsa’nın otogarda hizmet veren bayi ve servisi Brey Otomotiv, Metro Turizm kaptanlarına filoya yeni giren otobüsler ile ilgili kapsamlı bir eğitim verdi. Metro Turizm kaptan eğitimleri Büyük İstanbul Otogar’ında Temsa Global Servisi Brey Otomotiv’de gerçekleşirken, eğitimler Temsa Global Eğitim Uzmanları Türker Kamalı ve Levent Can Dilek tarafından verildi. Seminere Brey Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şahin, Metro Otomotiv Pazarlama A.Ş Genel Müdürü İsmail Aktaş ve Metro Otomotiv Pazarlama A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Levent Göbülük de katıldı. Eğitimde, Maraton ve Safir Plus araçlarının kullanımı ve eğitimi, güvenli ve ekonomik sürüş ile ilk yardım konularında bilgiler verildi. Eğitimde kaptanların aracı yakından tanıması ve kullanıcının acil durumlarda neler yapması gerektiği de detaylı bir şekilde anlatıldı.
63
HABER
EĞİTİM ‘OLMAZSA OLMAZ’
Toplantıda kaptanlara başarı dileklerini ileten Metro Otomotiv Pazarlama A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Levent Göbülük ile Genel Müdür İsmail Aktaş, Temsa Global’e eğitimler için teşekkür ederek, yolcuların canının emanet edildiği kaptanların eğitimlerinin çok önemli olduğunu belirterek, sektörün lideri Metro Turizm’de eğitimin ‘olmazsa olmaz’ bir kural olduğunun altını çizdiler. Eğitimleri Brey Otomotiv’in organize ettiğini belirten Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şahin, “Ülkemizde üretilen bu araçları kullanan Metro Turizm kaptanlarına eğitimi servisimizde vermekten mutluyuz. Üstün teknolojinin kullanıldığı otobüsler hakkında gereken bütün detayları öğrenen Metro Turizm kaptanları daha verimli sürüşler gerçekleştireceklerdir’ dedi.
Metro Turizm kaptanından büyük başarı
7-15 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası dolayısıyla İstanbul’da bir dizi etkinlik düzenlendi. Etkinlikler sonrası Emniyet Genel Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü başarılı kaptanları ödüllendirdi. Ödül töreninde Metro Turizm’in son 5 yıldır siciline hiçbir ceza puanı işlenmeyen kaptanı Emin Ali Kâtip karayoluyla şehirlerarası yolcu taşımacılığının en iyi kaptanı ödülünü aldı.
yaralanıyor, sakat kalıyor. Biz bunu aşmaya çalışıyoruz. Bunun için önlemler alıyoruz” dedi. İstanbul’un Türkiye’nin en kalabalık kenti olduğunu hatırlatan Trafikten Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Kadir Yırtar ise “Şehrimiz sosyal, tarihi ve turizm etkinlikleri bakımından çok büyük uluslararası programlara ev sahipliği yapmaktadır. Bunun için İstanbul ve İstanbul trafiği çok büyük bir öneme sahiptir “ diye konuştu.
Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası etkinlikleri 10 Mayıs Salı günü Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezinde geniş bir katılımla gerçekleştirildi. İstanbul Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen törende konuşan İstanbul Vali Yardımcısı Nurullah Naci Kalkancı, toplumun trafik güvenliği konusunda bilinçlenmesi gerektiğini belirterek; “Dünyada ve ülkemizde on binlerce insan trafikte hayatını kaybediyor,
Konuşmaların ardından yılın en iyi şoförleri de ödüllendirildi. Trafik denetleme kurulunun son beş yıl içinde hiç trafik cezası almayan kaptanlara ödül verdiği törende Metro Turizm kaptanlarından Emin Ali Kâtip şehirlerarasının en iyi kaptanı ödülünü aldı. Kâtip’in ödülünü Metro Otomotiv Genel Müdürü İsmail Aktaş ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Muammer Ünlü birlikte takdim etti.
64
HABER
Öztürk’ten gençlere öğüt: Başarının yolu işini sevmekten geçer
Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Öztürk ve Metro Holding İletişim Direktörü Necmi Hatipoğlu Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kişisel Gelişim ve Kariyer Topluluğu’nun düzenlediği 1. Kariyer Zirvesi’ne katıldı.
geçiyor. Önce insan olmak, iyi niyetli ve dürüst olmak zaten beraberinde başarıyı da getiriyor. Sizlere önerim bu yola çıkarken yapacağınız hazırlıklarınızda bir yarışa hazırlanır gibi hazırlanmayın” dedi.
11 Mayıs 2016 Çarşamba günü Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde düzenlenen etkinliğe konuşmacı olarak katılan Çiğdem Öztürk ve Necmi Hatipoğlu, üniversiteli gençlere hem iş dünyasını, karayolu yolcu taşımacılığı sektörünü, gelecek planlamasının hassas noktalarını ve tecrübelerini anlattı hem de gençlerin sektöre yönelik beklentilerini dinledi.
Çok çalışmanın beraberinde mutlaka başarıyı da getirdiğini belirten Öztürk, üniversiteli gençlerle bir anısını da paylaştı. Öztürk; “Küçük yaşlardaydım ve yüzme bilmiyordum. Holdingimizin kurucu ve onursal başkanı babam Galip Öztürk ile bir havuz kenarındaydık ve babam bana yüzme öğretiyordu. Kollarımda kolluklarım, babamın yanında bir oradan bir buradan havuza atlıyorum. Çocukluğumun da vermiş olduğu heyecan ile ben farkına bile varmadan babam kolluklarımın kenarlarını açmış ve bu durumun farkına bile varmadan ben aslında kolluksuz yüzmeyi öğrenmişim. Bir süre sonra babam, ‘kızım kolluklarının havası sönmüş’ dediğinde önce bir bocalamışım fakat yüzmeye devam etmişim. Babam, hala bir sıkıntım olduğunda ve kendisini yardım için aradığımda bana ‘Benim kızım kolluksuz da yüzer’ der. İşte bu örnekte
İş hayatında başarının mutlu olmaktan geçtiğini belirten Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Öztürk; “Bir insan hayatı boyunca 60 bin ile 80 bin saat arası çalışıyor ve hayatımızın bu kadar büyük bir kısmını kaplayan mesaimizde mutlu olmamız çok önemli. Çünkü kariyer çok uzun bir yol. Mutluluk kariyerde de kişisel hayatta da doğru ve dürüst bir insan olmaktan
KOLLUKSUZ DA YÜZEBİLİRSİNİZ
65
HABER olduğu gibi kariyerinize de yarışa girer gibi kendinizi koşullayarak yola çıkmayın. İyi niyetli olur, çok çalışırsanız zaten siz de kendinizi yüzerken bulursunuz ve bunu doğal olarak yapmaya başladığınızı fark ttiğinizde zaten yüzüyorsunuzdur” ifadelerini kullandı.
elde ettiği küçük küçük geri dönüşlerle otobüs işine girme şansını bulmuş. Ve sonrasını şimdi sizler de biliyorsunuz. Bünyesinde 55 şirketi bulunan Türkiye’nin en büyük holdinglerinden birinin, Metro Holding’in sahibi olmuş. Burada altını çizmek istediğim konu,
ÇAY OCAĞINDAN HOLDİNGE ÖRNEK KARİYER
işinizi, kendinizi sevin ve hedefler koyun. Koyduğunuz hedeflere ulaşmak için de istikrarlı bir şekilde çalışın.”
Üniversiteli gençlere; “Kariyerinizde başarılı olmak için ayrıca kendinize hedefler koyun” tavsiyesinde de bulunan Öztürk, konuşmasına kendisinin de örnek aldığı, kariyerine bir çay ocağında başlayarak bugün 55 şirkete sahip olan Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk’ün hayatından örnek vererek devam etti: “Seçeceğiniz hedefler erişebileceğiniz ve sizin özelliklerinize uygun hedefler olsun. Babam Galip Öztürk; 11 yaşında okulu bırakmış. Çalışmasının gerektiği bilinciyle cebinde sadece bir bilet parası ile Samsun’dan yola çıkmış ve İstanbul’a gitmiş. İstanbul’da otogarda bir çay ocağında çay dağıtan bir genç olarak işine başlamış. Zamanla bu çay ocağının sahibi olmuş. Günde 20 bin çay dağıtan bir ocağı işletir hale gelmiş. Daha da ilerlemek istediğini fark edip, dağıtmakta olduğu çayların birer şekerini çay isteyen insanlar talep etmediği sürece vermemiş. Buradan
66
METRO GENÇ PROJELERİ BEKLİYOR Maddi manevi tüm edinimlerin paylaştıkça çoğalacağına da dikkat çeken Öztürk; “Elde ettiğinizi mutlaka etrafınız ile paylaşın. Paylaştıkça çoğalır, paylaştıkça büyürsünüz. Sadece maddi paylaşımdan bahsetmiyorum. Bilginizi, tecrübenizi ve sevginizi de paylaşın” dedi. Eğitimin de paylaşmanın bir türü olduğunu söyleyen Öztürk, Metro Holding’de gençlerin düşüncelerinde ve önerilerine değer verildiğini belirterek gençleri birlikte proje üretmeye çağırdı. Öztürk; “Bizde Metro Holding olarak eğitime önem veriyor ve destekliyoruz. Burada Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi gençleri olarak sizlere bir duyuru yapmak isterim. Biz eğitimlerimizin bir üniversite ile birlikte ilerlemesini arzu ediyoruz.
HABER Bu üniversite neden Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olmasın? Gelin bize eğitim, ulaşım ve sektörümüz ile ilgili projelerinizi sunun, birlikte ilerleyelim, birlikte eğitimler ve projeler düzenleyelim” çağrısı yaptı. Üniversite öğrencilerinden gelen ‘yurtdışı yatırımlarında neden Gürcistan’ı tercih ettiniz?’ sorusunu Çiğdem Öztürk şu şekilde yanıtladı; “Biliyorsunuz birkaç yıl önce oldukça talihsiz olaylar yaşadık. Babam bazı suçlamalar ile karşı karşıya kaldı. Hukuki süreçler hala devam ettiği için ben bu konulara ilişkin herhangi bir yorum yapmak istemiyorum fakat şunu söylemek isterim; Holdingimizin kurucu ve onursal başkanı babam Galip Öztürk, vatanını seven ve burada olmak isteyen bir vatandaş. Keşke kendisi burada bizlerle olabilse ve yatırımlarımızı kendi ülkemizde kendi insanımız için yapabilse. Fakat şuan ki durum buna elvermiyor.”
TEK BİLET İLE KONFORLU YOLCULUK
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kişisel Gelişim ve Kariyer Topluluğu’nun düzenlediği 1. Kariyer Zirvesi’ne katılan Metro Holding İletişim Direktörü Necmi Hatipoğlu da Türkiye de yapılan karayolu yolcu taşımacılığının dünya standartlarının çok üstünde olduğuna vurgu yaptı. Yurtdışında yapılan karayolu yolcu taşımacılıklarında araçların teknolojik donanımları ve eğlence sistemleri açısından oldukça geride olduğunu hatta araç içi ikramların dahi olmadığını belirten, Türkiye’de otobüs yolculuğunun hem konforlu hem de rahat ulaşılabilir olduğuna değinen Hatipoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bir yerden bir yere gideceğiniz zaman otobüs için biletinizi kolayca alır, servisinize ücretsiz biner ve otobüse kadar gelirsiniz. Bagajınız için kimse size, 3 kg 5 kg fazla diye ek ücret çıkarmaz. Otobüsünüze uzun uzun kemerinizi, metal eşyalarınızı, yüzüklerinizi çıkardığınız aramalardan tekrar tekrar geçmeden binersiniz, yolda size ikramları para ile satmazlar, indiğinizde şehir içi ulaşım için para ödemezsiniz. Yolculuğunuz boyunca telefonunuzu kullanabilirsiniz, internete erişim sağlayabilirsiniz. İzlenilen filmlerden, içilen çay kahvelerden bahsetmiyorum bile. Tüm bunları tek bir bilet ile alır ve tek bir bilet ile çözersiniz. En iyisi de otobüste bir teknik arıza olur ise yolun kenarına da bir süre bekler ama topluca ölmezsiniz.”
67
HABER
Metro Turizm 2016 yaz sezonunu yenilenen filosu ve Akdeniz Bölgesi yatırımları ile Antalya’da açtı
Metro Turizm’in 2016 yılı sezon açılışı Antalya - MarkAntalya’da düzenlenen otobüs teslimat töreni ve Venezia Otel Kundu’da düzenlenen Türkiye Bölge Toplantıları ile “25 Milyon Yolcu - 25. Yıla Doğru” teması ile gerçekleştirdi. Düzenlenen etkinliklere Antalya Emniyet Müdürü Cemil Tombul, Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Öztürk, Metro Holding İcra Kurulu Başkanı Mustafa Yıldırım, Metro Turizm Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Şenol Ayyıldız, Antalya Bölge İşletmecisi Hasan Yılmaz, Ömer Bulut, TEMSA Satış Direktörü Murat Anıl, Metro Turizm’in Türkiye genelindeki acenteleri, basın mensupları ve Antalya halkı katıldı . Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Öztürk “100 araçlık yeni filo yatırımımız ve bölgesel yapılanmalarımız doğrultusunda başta Antalya ve Akdeniz bölgesi olacak şekilde tüm bölgelerimizde atılımlarımıza devam ediyoruz. Hizmet standartlarımızın yükselmesi için tüm birimlerimiz ile koordineli olarak çalışıyoruz. 25. yıl Metro Turizm için önemli bir kilometre taşı ve bu yıldönümüne ilerlerken biz de hız kesmeden hizmet standartlarımızı yükseltecek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2016 yaz sezonu ile birlikte Antalya Expo başta olmak üzere şehre yapılan yatırımların karşılığını bulacağına eminim. 25 yıldır tüm Türkiye’de olduğu gibi Akdeniz Bölgesi’nde de yolcularımıza hizmet etmekten büyük onur duyacağız” dedi.
68
HABER
25. YILDA HEDEF 25 MİLYON YOLCU 25. yıla girerken 25 milyon yolcu hedeflediklerini paylaşan Metro Turizm Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Şenol Ayyıldız “Bu sezon Metro Turizm; diğer yıllara oranla daha genç, daha dinamik ve daha güçlü. Genç filomuz ve güçlü hizmet ağımız ile başta Antalya ve tüm Türkiye’ye Metro Turizm’de hizmetlerimize devam edeceğiz” dedi. Ayyıldız ayrıca “Ülkemizde yaşanan son dönem bazı gelişmeler sebebi ile turizm ekonomisi ve gelirleri olumsuz etkilenen Antalya’da ulaşım olmaz ise turizm de olmaz. Metro Turizm’in uçaklara oranla sunmakta olduğu uygun bütçeli bilet fiyatları ile başta yerli turistlerimiz olmak üzere tüm halkımızı Antalya’ya taşımaya devam edeceğiz. Antalya Bölge İşletmecimiz Hasan Yılmaz Bey’in iş ortaklığı ve yatırımları sayesinde Antalya’da daha güçlü bir sezon geçireceğiz. Hepimiz için iyi bir sezon ve iyi bir yıl olmasını diliyorum” diye konuştu.
İŞBİRLİĞİ YATIRIMLARLA TAÇLANDI
Törende konuşan Temsa Satış Direktörü Murat Anıl da yaptığı açıklamada Metro Turizm ile uzun yıllara dayanan işbirliğini 2016 yılında da 100 araçlık, yatırım ile taçlandırdıklarını belirterek, “Bugün burada Metro Turizm ile Antalya bölgesinde iş ortaklığına giden turizm taşımacılığı alanında faaliyet gösteren Side Tur’a 10 adet Safir Plus ve 6 adet Maraton otobüsümüzü teslim ediyoruz. Sezon artık başlıyor. Metro Turizm’e de 2016 yılı hedeflerinde başarılar diliyoruz. Yeni araçlarımız hayırlı, uğurlu olsun” dedi.
METRO TURİZM-SİDE TURİZM İŞBİRLİĞİ Metro Turizm ile Antalya bölgesinde iş ortaklığına giden turizm taşımacılığı alanında faaliyet gösteren Side Tur ortaklarından Hasan Yılmaz’da, “2001 yılından beri turizm taşımacılığı alanında faaliyet gösteriyoruz. 180 dolayında öz mal aracımız. 6 tane Maraton VIP, 10 tane Safir Plus VIP, 2+1 koltuklu araç yatırımımı Metro Turizm’in şehirlerarasında çalıştırmak üzere yapıyoruz. Turizm taşımacılığı tarafında yaşanan sıkıntılarla birlikte bizde şehirlerarasına adım attık. Metro Turizm ile çıktığımız bu yolculuk kısa süreli değil, 10 yıllık bir anlaşma yaptık. Bu yatırımı 30 araca çıkarmayı hedefliyoruz. Temsa araçlarını turizm tarafında zaten kullanıyorduk. Safir araçlar turizm taşımacılığının zaten hep gözdesi olmuş ürünler. Düşük yakıt tüketimi ve segmentindeki araçlara göre 4 koltuk avantajı tercihte önemli etken ” dedi.
69
GEZİ
GURME HEM KOLAY HEM BESLEYİCİ, HERKESİN SEVDİĞİ; ŞİŞ KÖFTE
Yemek sunumunun oldukça geliştiği son zamanlarda köftenin de sunumunda değişiklikler oluyor. Bunlardan biri de aslında çok da yeni olmayan sunum; şiş köfte sunumudur. Görüntüsü ve lezzetiyle sofralarınızı şenlendirecek.
MALZEME LİSTESİ • 500 gram dana kıyma • 2 dİş sarımsak • 1 adet kuru soğan • 1 çay kaşığı kİmyon • 1 çay kaşığı karabİber • 1 çay kaşığı pul bİber • 1 çay kaşığı tuz • 1/2 çay bardağı süt • 1/2 çay bardağı su • 1 çay kaşığı karbonat • 1/2 demet dereotu • 1/2 demet maydanoz • 2 dilim ekmek İçİ • 1 adet yumurta YAPILIŞI; Köfte denilince akla tavada ya da ızgarada yapılan köfte gelse de bu tarifimizde şiş köfteleri fırında pişireceksiniz. Hem yağsız hem de kokusuz yemek pişirmeyi sağlayacaksınız. Soğanları küp küp doğrayın. Köftenizin dağılmaması için soğanların suyunu elinizle sıkın ve köfteye eklemeyin. Ardından sarımsakları havanda iyice ezin. Bir kaba aldığınız kıymanın içine soğan ve sarımsağı ekleyin ve yoğurun. Bu sırada dereotu ve maydanozu da ince ince kıyın. Diğer tüm malzemeleri de harmanladığınız karışıma ekleyin. Hazırladığınız harmanı streç filme sararak, buzlukta yarım saat kadar bekletin. Şişlerinizi hazırlamadan önce fırınınızın önceden ısınması için, fırın ayarını 180 dereceye getirin. Şiş yaparken hem görüntüyü güzelleştirmek hem de tadı zenginleştirmek için kırmızı ve yeşil biber kullanabilirsiniz. Şişe köfteleri ve biberleri sırayla dizin ve önceden ısınmış fırınınızda yaklaşık olarak 25 dakika pişirin. Afiyet olsun.
70
GEZİ
KEKLERİN SİYAHLI BEYAZLISI; ZEBRA KEK
Haziran Ayında sizlerle Normal keklerden biraz farklı, dalga dalga görüntüsüyle göz boyayan, bir o kadar lezzetli bir kek tarifini paylaşıyoruz. Misafirleriniz ve özellikler çocuklarınız için oldukça eğlenceli ve enteresan bir kek olacak. Kimi tariflerde ebruli kek olarak geçse de bize zebrayı anımsattığı için zebra kek olarak sunuyoruz.
MALZEME LİSTESİ • 4 adet yumurta • 3/4 su bardağı toz şeker • 1 su bardağı süt • 3/4 su bardağı sıvı yağ • 3 su bardağı un • 1 paket kabartma tozu • 2 tatlı kaşığı kakao
YAPILIŞI; Her kekte yaptığınız gibi öncelikle yumurta ve toz şekeri bir kapta, iyice karışıncaya ve kar gibi oluncaya kadar çırpın. Süt, sıvı yağ, un ve kabartma tozunuzu çırpmış olduğunuz karışım içerisine ekleyin. Ekleme esnasında da karıştırmaya devam ederseniz, kekinizin kıvamı daha güzel olacaktır. Hazırladığınız kek karışımınızı 2 eşit şekilde ayırın. Birini sade kullanırken diğerine 2 tatlı kaşığı kakaoyu ekleyerek, zebra deseninizin koyu renkli kısmını oluşturun. Kek kalıbınızı iyice yağladıktan sonra bir kepçe sade karışımdan ortasına krep karışımı döker gibi dökün. Ardından bu karışımın ortasına da kakaolu olan karışımınızdan koyun. Kek kalıbınızda yayılacak olan her parça karışımı bir sade bir kakaolu olarak devam ettirin. Siz karışım ekledikçe kekiniz dalga dalga yayılacaktır. En son aşamada uzun kürdan yardımıyla dıştan içe doğru dilim şeklinde şekil verin. 170 derece önceden ısıtılmış fırında 40-45 dakika arasında kekinizi pişirin. Afiyet olsun.
71
SUDOKU
Sudoku (sūdoku, Rakam Yerleştirme diye de bilinir) standart olarak 9x9 boyutlarında bir diyagramda çözülen ve her satır, her sütun ve her 3x3’lük karede 1’den 9’a rakamların birer kez yer alması gereken bir zeka oyunu türüdür. Japonca “Sayılar TEK olmalı” anlamına gelen “Suuji wa dokishin ni kagiru” kelimelerinin kısaltması olan Sudoku, günümüzde Asya’dan, Avrupa ve Kuzey Amerika’ya da yayılan oldukça popüler bir oyundur. Oyunun amacı dokuzar hücreden oluşan 9 eşit kutuya bölünmüş bir alan üzerinde sayıları tekrar etmeyecek şekilde dizmeyi başarmak. Her satır ve sütunda 1’den 9’a kadar olan sayıları sadece bir kez kullanarak dizmeniz gerekiyor. Aynı şekilde çizgilerle ayrılmış her kutu içerisinde de 1’den 9’a kadar olan sayılar 1 kez kullanılmak zorundadır.
72
EĞLENCE
iKi RESiM ARASINDAKi 7 FARKI BULUN
73
GEZİ
ASTROLOJİ KOÇ (21 MART - 19 NİSAN) Duygusallığınızın giderek arttığı bir döneme giriyorsunuz. Uzaktaysanız, ailenizi çokça özleyebilir ve duygusallaşabilirsiniz. Evli olan Koç burçlarının bu duygusallıkları ev hayatlarında olumlu gelişmelere vesile oluyor. Haziran sonlarına doğru maddi açıdan geçmişten gelen borçlarınızla alakalı sıkıntıya düşebilirsiniz. Mantığınızı kullanmanın zamanıdır.
İKİZLER (21 MAYIS - 21 HAZİRAN) Oldukça yoğun günler sizi bekliyor. Haziran ayının bu kadar yoğun olmasına hazır olmayan İkizler, mutlaka sağlığınıza dikkat etmelisiniz. Hayatınızda kendinize koyduğunuz hedeflerin çıtasını biraz düşürmeniz gerekiyor. Zira hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Yeteneklerinizi paraya çevirmek sizin elinizde olacak.
ASLAN (22 TEMMUZ - 22 AĞUSTOS) Haziran ortalarında sosyal ve iş çevrenizden yeni bir insan hayatınıza giriyor. Bu ay, ailenizle seyahate çıkabilir, yurtdışındaki akrabalarınızı ziyaret edebilirsiniz. Maddi açıdan ani bir zorlama söz konusu olabilir. Tutumlu yapınız sayesinde geçmişte yaptığınız birikimler sizi kurtaracak. Sürpriz bir aşka yelken açabilirsiniz. Mutlu günler sizi bekliyor.
74
BOĞA (20 NİSAN - 20 MAYIS) Haziran ayında hırslı yapınız sebebiyle maddi açıdan kendinizi güvence altına alma çabalarınız artacak. Parasal konulardaki endişeleriniz, kendinizi huzursuz hissetmenize yol açıyor. Sakin bir yapıda kalarak, olumsuzluklardan arınmanız mümkün. Haziran sonuna doğru kariyer planlarınızda değişiklik yapabilirsiniz. Aşk hayatınızda sürpriz gelişmeler sizi bekliyor.
YENGEÇ (22 HAZİRAN - 22 TEMMUZ) İç dünyanızda hesaplaşmalar yapacağınız bir dönem sizi bekliyor. Yaşadığınız olumsuz olayların sebeplerini kendinize bağlamamalısınız. Bu hem fiziksel hem de ruhen size zarar verecektir. Parasal açıdan bahtınız açılıyor. Belinizin sağlığına dikkat etmelisiniz. Doktor kontrollerini ertelemeniz, sorunları beraberinde getiriyor.
BAŞAK (23 AĞUSTOS - 22 EYLÜL) İş hayatında tatmin olmayan Başak burcuna sahip olanlar, oldukça radikal kararlar alarak iş değiştirme yoluna gidecekler. Aşk hayatında şansı bir türlü bulamayan Başak burçları, gerçekleri görerek aşk hayatlarını düzeltme yoluna gireceksiniz. Haziran ortalarında sosyal çevrenizde yaşanan gelişmeler olumlu yönde seyredecek. Dostlarınız her zaman yanınızda.
GEZİ
TERAZİ (23 EYLÜL - 23 EKİM) Sizler için Haziran ayı, stres ve endişelerinizden arınacağınız, huzura kavuşabileceğiniz bir dönem olacak. İş hayatınızda meydana gelen olumsuzlukları ailenize yansıtmamalı, aile ilişkilerinize sıkıca tutunmalısınız. Mesleki konularda yaratıcı yönünüz ortaya çıkacak ve başarılar elde edeceksiniz. Aşk hayatınızda sürprizli gelişmeler ile birlikte ciddi bir yola girebilirsiniz.
YAY (22 KASIM - 21 ARALIK) Haziran ayı, sizler için uyanık olmanız gereken bir dönem. Merhametli olmanız, iş ve sosyal hayatınızda kandırılmanıza yol açabilir. Aile hayatınıza yeterince önem vermemeniz huzursuzluklara yol açıyor. Ailenize daha çok önem verdiğiniz takdirde hiç sorununuz kalmayacak. Parasal anlamda yine şanslı bir dönem kapılarını açıyor, sizler için.
KOVA (29 OCAK - 18 ŞUBAT) Hayatınızdaki aşk ve sosyal ilişkilerine oldukça dikkatli yaklaşmalısınız. Çok sevdiğiniz insanlar sizleri kandırabilir ve kendinizi aldatılmış hissedebilirsiniz. Güçlü bir karaktere sahip olan Kova burçları, her türlü zorluğu aşacaklar. Endişe duyduğunuz sağlık problemleriniz ortadan kalkacak ve dinç hissedeceksiniz.
AKREP (24 EKİM - 21 KASIM) Haziran ayında yurt dışı seyahatlerinin gündemde olduğu ve bolca tatil yapacağınız bir döneme giriyorsunuz. Maddi birikiminiz ile gurur duyacaksınız. Eğitim hayatınızda yeni ve olumlu gelişmelere imza atabilirsiniz. Yeni bir eğitim dönemi kişisel gelişiminizi olumlu yönde etkileyecek. Platonik aşk yaşamaya son verip, cesaretinizi toplayarak sevdiğinize açılmanızın tam zamanı.
OĞLAK (22 ARALIK - 29 OCAK) Haziran ayında müjdeli haberler Oğlak burçlarını bekliyor. Bekar Oğlak burçları, mutlu bir evlilik için güzel adımlar atacaklar. Şen ve şakrak bir karaktere sahip olan Oğlak burçları, psikolojik anlamda dinginlik dönemine giriyorsunuz. Sağlık sorunlarını abartmamanız gerekiyor. Ağız ve diş sağlığınıza dikkat etmelisiniz.
BALIK (19 ŞUBAT - 18 MART) Haziran ayında, mutluluk ve huzur hanenizden eksik olmayacak. Sağlığınız ancak dengeli ve düzenli beslenmenizle birlikte yola girecek. Abur cubur yemekten vazgeçmeli, sağlıklı beslenme yoluna girmelisiniz. Aşk hayatında ayrılık yaşamış olan Balık burçları, barışma çanları sizler için çalacak. İş hayatında asabiyetinizi biraz daha törpülemelisiniz.
75
FÄ°LOMUZ
76
FÄ°LOMUZ
77
METRO
78
METRO
79
METRO
80
METRO
81
METRO
82
GEZÄ°
83
GEZÄ°
0 850 222 34 55 84