Subat 2016

Page 1

ŞUBAT 2016 • SAYI: 82 • ÜCRETSİZDİR

Altan Erkekli ile Tiyatro Üzerine Geleceğin Akıllı Teknolojileri Dorukta Heyecan DAĞCILIK



EDİTÖRDEN

Kalitemiz Türkiye Sınırlarını Aştı Metro Turizm olarak, tüm ‘en’leri içinde barındıran Türkiye’nin yol dostu olmaktan çok mutluyuz. En çok sefer yapan, en çok yolcu taşıyan tek firma olan Metro Turizm artık ilklere de imza atıyor. Yaklaşık 25 yıl önce sadece üç otobüsle yola çıkan Metro Turizm, filosuna her geçen gün konforlu otobüsler ekleyerek bugün filosunda yaklaşık bin 641 otobüs bulunduran ve bin 120 acentesi ile halkımıza hizmet veren dev bir kurum haline geldi. Çeyrek asır önce Ankara-İstanbul hattıyla başlayan yolculuğumuz, bugün bin 400 sefer ile Türkiye’nin her iline ulaşıyor ve yılda yaklaşık 25 milyon yolcu taşıyoruz. Şimdiki hedefimiz, kısa sürede yakaladığımız bu başarıyı, sınırlarımızın ötesine taşımak. Demiryolu tekelinin kalktığı Almanya’ya kalitemizi ve tecrübemizi taşıdık. Ve bir kez daha gördük ki Türkiye ve Metro Turizm olarak otobüs taşımacılığında dünyanın çok ilerisindeyiz. Konforlu otobüslerin yanı sıra yolculuk boyunca verdiğimiz ikramlar, televizyon ve internet imkanı, Almanya vatandaşları ve gurbetçilerimiz tarafından büyük ilgi gördü.

Gösterilen ilgi, kısa sürede Almanya’nın da bir numaralı otobüs firması olacağımızı gösterdi. Büyüdükçe sektör lideri olmanın verdiği sorumluluğumuzun da arttığının farkındayız. Yolcularımıza daha iyi hizmet vermek ve yolculuklarını daha güvenli hale getirmek için kurduğumuz Metro Akademi’nin meyvelerini kısa sürede toplayacağımıza inanıyoruz. Şirketimizin birer temsilcisi olan kaptanlarımız ve yardımcılarımız da artık temsil ettikleri kurumun büyüklüğünün bilincinde olarak yolculuklarına devam edecek. Tüm yapılanmamızı bizleri tercih eden değerli yolcularımızın konforlu ve keyifli bir yolculuk geçirmelerini sağlayacak şekilde sürdürüyoruz. Otobüs yolculuğunun Türkiye için vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz ve yatırımlarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz. Gelecek dönemde Metro Turizm’deki değişime hep birlikte tanıklık edeceğiz ve tüm yolculuklarda yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Keyifli yolculuklar...

Galİp Öztürk Metro Turizm Seyahat Otg ve Tic. A.Ş. Kurucu ve Onursal Başkanı

Galip öztürk 4

ŞUBAT 2016


16

34

Gezi Alpler'in Renkli Yüzü Lugano

22

Keşif Tarihin Yaşayan Mekânı: Zeugma Yayın Koordinatörü Metro Holding İcra Kurulu Başkanı Mustafa YILDIRIM

Şubat 2016 Sayı:82 / Yerel / Süreli KURUCU Galip ÖZTÜRK İMTİYAZ SAHİBİ Metro Turizm Organizasyon Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem ÖZTÜRK

6

ŞUBAT 2016

48

Teknoloji Geleceğin Akıllı Teknolojileri

Yayın Danışma Kurulu Başkanı Necmi HATİPOĞLU Yayın Danışma Kurulu Mustafa SARI Şenol AYYILDIZ Av. Aslı ÇOKGÜLER Akın PERVAZ Orhan SEZER Sema CEYLAN

32

26

Güzellik Botoks ve Dolgu Birbirine Karıştırılmamalı

Adrenalin Dorukta Heyecan

Yardımcı Grafiker Mustafa Efekan ÜST

Hukuk Müşaviri Av. Tuncay ÇALTEKİN Metro Haber Akışı Elif ÖZYILMAZ Nurcan GÜNEŞ Adem Burak Yazar Murat BAŞARAN Reklam Pazarlama Metro Turizm Sey. Org. Tic. A.Ş. Ezgi Gülüm 0530 880 59 46

Sinema Ertem Eğilmez

Fotoğraf Editörü M. Ali BARS

Genel Yayın Yönetmeni Selda YEŞİLTAŞ selda@viyamedya.com Editörler Murat ERDOĞAN murat@viyamedya.com Sema YEŞİLTAŞ sema@viyamedya.com Grafik Servisi Esen SARIKAYA Okay KILINÇARSLAN

Muhabir Sinem AYDIN Katkıda Bulunanlar Sevim BESEV Melek ERDOĞAN Büşra SANAY Proje ve İş Geliştirme Hakan AKYEL

40

Söyleşi Altan Erkekli Reklam Sorumlusu Burcu SÖNMEZ burcu@viyamedya.com Suat YEŞİLTAŞ suat@viyamedya.com Reklam Rezervasyon 0212 236 00 50 Adres Rumeli Cad. Rumeli Pasajı Yunus Apt. No:40/1 Nişantaşı-Şişli/İSTANBUL Tel: 0 (212) 236 00 50 viya@viyamedya.com www.viyamedya.com Baskı Portakal Baskı İt. İh. San ve Tic. A.Ş. Huzur Mh.Tomurcuk Sk. No:5/1 Sarıyer/İSTANBUL

2016 ŞUBAT

7


AJANDA

CHRIS DE BURGH

70’lerden günümüze hiç eskimeyen, birbirinden kıymetli şarkılarla mücevher gibi bir gece yaşayacak İstanbul... Romantizmin en yalın, en kalbe kazınan şarkıları Chris de Burgh’ün kadife sesi ve benzersiz sahne şovuyla hafızalara işlenecek. Çünkü şubatta aşk başkadır. Tarih: 28 Şubat 2016 Saat: 20.30 Yer: Ülker Sports Arena, İstanbul

GÖKSEL

Son albümü ‘Sen Orda Yoksun’ ile müzik listelerinin üst sıralarında yer almayı başaran, dillerden düşmeyen parçalara imza atan Göksel, sevilen şarkıları ile 6 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde... Tarih: 06 Şubat 2016 Saat: 21.00 Yer: Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul

FUNDA ARAR

Şimdiye kadar ortaya koyduğu sayısız hit parçaları ve yeni albümünün en özel şarkılarıyla seyirciyle buluşmaya hazırlanan Funda Arar, 20 Şubat’ta Ooze Venue’da! Tarih: 20 Şubat 2016 Saat: 23.00 Yer: Ooze Venue, İzmir

8

ŞUBAT 2016

MANGA

Türk rock müziğinin sevilen gruplarından Manga, 25 Şubat’ta Passage Pub sahnesinde en sevilen şarkılarını sizler için seslendirecek. Tarih: 25 Şubat 2016 Saat: 21.30 Yer: Passage Pub, Ankara


AJANDA

10

GÖMÜLÜ ŞamdaN

TRENLER ÇILDIRIRSA

Bir Varmış Ötesi Yokmuş

Avusturya edebiyatının önde gelen isimlerinden Stefan Zweig’ın Süleyman’ın tapınağından çıkan ve Yahudilerin kutsal emaneti sayılan yedi kollu şamdanın hikâyesini anlattığı Gömülü Şamdan adlı eseri Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Modern Klasikler Dizisi’ndeki yerini aldı. Efsane şamdan 455 yılında Roma’yı yağmalayan Vandalların eline geçer. Bu olay Yahudi cemaatinin yaşlılarını çok sarsar. O sırada ellerinden gelen yegâne şeyi yaparlar; olan biteni gelecek kuşaklara aktarması için o sırada yedi yaşında olan Benjamin’i de yanlarına alarak kutsal Menora’yı denizaşırı yolculuğuna uğurlarlar.

Tren tutkunlarının, meşum kadınların, dolambaçlı işler çeviren erkeklerin paralel ilerleyen yollarına makaslar ekleyerek, hepsini aynı istasyonda buluşturuyor Orhan Berent. “Hoşlanıyordu tren yolu kenarlarında vakit geçirmekten. Ta eskilerden başlamıştı bu garip huyu. Hat boylarında yürüyor, gelip geçen trenleri merakla izliyordu. Yalnızdı daima. Demiryolu kenarına bir çocuk neden inerdi? Alt tarafı raylarda bozuk para ezdirmek için. Peki ya yirmi iki yaşına gelmiş kazık kadar bir adam?”

Bugüne kadar çok ses getiren 7 kitaba imza atan yazar Bihin Edige, üzerinde uzun yıllar çalıştığı “Bir Varmış Ötesi Yokmuş” adlı yeni kitabıyla okurlarıyla buluşuyor. Kişisel gelişim konusunda seminerler veren ve birçok kitabı bulunan Bihin Edige’nin “Bir Varmış Ötesi Yokmuş” adlı yeni kitabı şu cümlelerle başlıyor: “Peki, ben kimim? Etken miyim, yoksa edilgen mi? Bir şeyler yapabilir, bir şeyleri değiştirebilir miyim? Yoksa kader rüzgârının sürüklediği yere giden çaresiz bir yaratık mıyım? İşte bütün mesele önce bu soruları kendinize sormanızla, sonra bildiklerinizi veya bildiğinizi zannettiklerinizi sorgulamanızla ve cevapları aramanızla başlıyor.”

ŞUBAT 2016


AJANDA

CAROL

Yönetmenliğini Todd Haynes’in, oyunculuğunu ise Cate Blanchett, Rooney Mara, Kyle Chandler gibi isimlerin paylaştığı İngiltere, ABD yapımı romantik/dram filmi Carol’da, orta yaşının güzelliğini süren Carol isimli kadın, 1950’lilerin New York’unda pek çok Amerikalı kadının imreneceği bir hayat sürmektedir. Therese ise henüz yolun başında genç bir kadındır. Bir butikte mağaza görevlisi olarak çalışmaktadır. Bu iki farklı dünyaya ait kadının yolları Manhattan semtinin bu lüks butiğinde kesişir.

EKOLÜ

Vizyon Tarihi: 05 Şubat 2016

DEADPOOL

Yönetmenliğini Tim Miller’ın üstlendiği, Ryan Reynolds ve Morena Baccarin gibi oyuncuların rol aldığı ABD ve Kanada yapımı aksiyon, macera ve komedi filmi Deadpool’da, Deadpool karakteri X Men Origins: Wolverine’de karşımıza çıkan Deadpool’dan daha farklı bir yapıya sahip olacak.

GİZLİ DÜNYA

Lenny Abrahamson’ın yönettiği, Brie Larson, Joan Allen, William H. Macy gibi oyuncuların rol aldığı Kanada ve İrlanda yapımı dram/ gerilim filmi Gizli Dünya’da, beş yaşındaki oğlu ile küçük bir odaya hapsedilen annenin dramını anlatan Gizli Dünya, kaçış için riskli bir plan yapan bu ikilinin odadan kurtulabilmek için uzak tutuldukları sosyal çevrenin acı kurallarıyla yüzleşmesine şahit olacağız.

Vizyon Tarihi: 12 Şubat 2016

Vizyon Tarihi: 25 Şubat 2016

HEP YEK

Yönetmenliğini Ali Yorgancıoğlu’nun üstlendiği, Fırat Tanış, Gürkan Uygun ve İnan Ulaş Torun’un oyuncu kadrosunda yer aldığı komedi filmi Hep Yek’te, Cevat, Türkiye’nin ünlü kabadayılarından birinin şehvet ve şan düşkünü oğludur. Uluslararası alanda şöhrete sahip manken Camilla’yı tutkulu aşkı sonucunda kaçırmaya karar verir. Vizyon Tarihi: 05 Şubat 2016

12

ŞUBAT 2016


AJANDA

ANADOLU ATEŞİ 15. YIL ÖZEL GÖSTERİSİ

Anadolu Ateşi, 15. yıl özel etkinlikleri kapsamında Ülker Sports Arena’da 150 kişilik dansçı kadrosu ile büyüleyici bir gösteriye imza atacak. Tarih: 13 Şubat 2016 Saat: 20.30 Yer: Ülker Sports Arena, İstanbul

DARISI BAŞIMIZA

“Basit bir kız isteme merasimi ne kadar zor olabilir? Gülten ve Süleyman çiftinin hem zemin evlerinde ve hep zemin hayatlarında geçen bir hikâye “Darısı Başımıza”. Namusuyla yıllarca çalışan ve emekli parasıyla zar zor bir ev alabilen Süleyman ile yaşadığı yerden kocasına kadar hiçbir şeyden keyif almayan Gülten’in tek amaçları kızlarını bir an önce evlendirmektir.” Tarih: 19 Şubat 2016 Saat: 20.30 Yer: Profilo KM Küçük Salon, İstanbul

SLAVA’S SNOWSHOW

Dünyanın en iyi palyaçosu Slava’dan masalsı bir şov! Dünya çapında milyonlarca izleyiciyi büyüleyici bir gösteriye ortak eden efsanevi palyaço, Soytarılar Akademisi’nin kurucusu ve meşhur Slava’s Snowshow’un yaratıcısı Slava Polunin, ekibi ile birlikte sizi şiirsel bir masalın kahramanı olmaya davet ediyor! Tarih: 24 Şubat 2016 Saat: 20.30 Yer: Zorlu Performans Sanatları Merkezi-Ana Tiyatro, İstanbul

14

ŞUBAT 2016

TABUSUZ ÜÇ BUÇUK

Yanlış hesap yapan bir polis müdürü, anlamsızca çalınan bir tablo ve bir kadın polis bir hayat kadını-iki çok azılı katille karşı karşıya geliyor. Kanla karışık yağmur oluyor bir anda her şey... Gülerken gerilmek de bu olsa gerek. Kemal Başar’ın fantastik rejisi ile bütünleşen oyunculuklar keyifli anlar yaşatacak. Tarih: 26 Şubat 2016 Saat: 20.30 Yer: Oda Tiyatrosu, İstanbul


GEZİ

Alpler'in Renkli Yüzü Arkasına Alpler'i almış, Lugano Gölü kıyısında mükemmel bir yere konumlanmış olan bu şanslı şehirde her şeyden biraz var; göl, nehir, dağ, bahçe, renkli ve görkemli binalar… Yazı: Sevim Besev

16

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

17


GEZİ

L

ugano Güney İsviçre’nin İtalyanca konuşulan Ticino bölgesinde bulunan; Akdeniz-İsviçre kültürünün bir arada bulunduğu nispeten küçük bir şehir. Etrafı dağlarla çevrili Lugano Gölü’nün kuzey kıyısında kurulmuş olan şehir; parkları, çiçekleri, villaları ve muhteşem manzarası ile küçük bir kasaba görüntüsünde ama büyük bir şehirde bulunabilecek tüm olanaklara sahip. Ayrıca, vergi muaflığı nedeniyle finansal olarak ülkenin en önemli üç şehrinden birisi. Trafiğe kapalı eski şehir merkezi, İtalyan Lombardi stili dizayn edilmiş binalar, Akdeniz stili küçük meydanlar, pasajlarla doludur. Tropik bitkilerle dolu göl kıyısındaki Civico parkı huzur veren atmosferiyle sizi kendine çeker. Yine göl kıyısında kordonda kamelya, manolya çiçekleri ve çok çeşitli tropik bitkilerle dolu Belvedere bahçeleri görülmeye değerdir. Kamelya çiçekleri ile popüler olan şehir sadece bu sebeple özellikle ilkbahar ayında turistleri çekmektedir. Sanat ve mimari şehri Lugano, çok sayıda sergiye ev sahipliği yapması nedeniyle sanatseverlerin de akınına uğramaktadır. Cantonale Sanat Müzesi’nde Klee, Jawlensky, Renoir ve Degas gibi kayda değer ressamlar tarafından yapılmış tabloları görebilirsiniz. Şehir merkezinin batısında, göl kenarında bulunan; yaklaşık 500 yıllık bir tarihe sahip olan Santa Maria degli Angioli kilisesi Rönesans sanatının bir şaheseridir. Dışarıdan bakıldığında sade, sıradan bir kilise olduğu düşünülür ama içi büyüleyici sanatsal dekorasyonlar, freskolar ile süslenmiştir. Girişi ücretsiz olan kilisede fotoğraf çekmenize de müsaade ediliyor. Santa Maria degli

18

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

19


GEZİ Angioli kilisesinden sonra eski şehir tarafında bulunan; dekorasyonunda Romanesk, Gotik ve Rönesans dönemine ait örnekler görebileceğiniz tepedeki San Lorenzo Katedrali’ni ziyaret edebilirsiniz. Teleferikle çıkabileceğiniz, Lugano’ya en yakın iki dağ, San Salvatore ve Brè dağları; size Lugano şehrinin, gölün ve Alpler'in olağanüstü güzellikteki görüntüsünü sunar. Monte Brè dağından tipik bir Ticino köyü olan Brè köyüne yürüyüş yolu vardır. San Salvatore dağından da başka bir popüler yürüyüş yolu sizi güzel Carona’ya götürür.

20

ŞUBAT 2016

Gölde tekne gezisi olmazsa olmazlardan, yerli halkın da kullandığı tekne ile hiç inmeden gölü gezebilir ya da küçük köylerde inip, keşif yapabilirsiniz. Lugano değişik festivallere yılın farklı zamanlarında ev sahipliği yapıyor. Bunlardan birisi ekim ayında yapılan; gastronomi lezzetleri, şarap ve tipik bölgesel ürünleri bir araya getiren Sonbahar Festivali’dir (Festa d’Autunno) not etmeye değer. Özellikle Brè dağı dibine konuşlanmış, hiç bozulmamış, resmedilmeye değer

küçük bir balıkçı köyü olan Gandria bölgede popülerdir. Dik bir şekilde dağın eteğine tünemiş olan köyün dar sokaklarında gezinerek keşfedebilir, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Kışları daha sakin olsa da görülmeye değer, göl kenarındaki restoranlardan birinde manzarayı seyrederken sıcak çorbanızı yudumlayabilirsiniz. Noel zamanı şehri ziyaret ediyorsanız Noel pazarına uğramadan olmaz. Bu süslü pazarda; şehre özgü ürünler, yiyecekler, giysiler, hediyelik eşyalar gibi birçok şey bulmanız mümkün.

2016 ŞUBAT

21


KEŞİF

Tarihin Yaşayan Mekânı

Zeugma

Bir dönem buram buram Helenistik etkiler hissedilse de birçok uygarlığın cazibe merkezi olan Zeugma, şimdilerde sessizliğe gömülü. Gaziantep Arkeoloji Müzesi ile turistik canlılığın artırılması hedeflenen bölgeye doğru yolculuğa çıktık. Sizlerde de yazının bir yerinde gidip görme hissi uyandırsın diye… Yazı: Selda Yeşiltaş

S

ize tavsiyemiz çantanıza birkaç parça eşya alın ve güneyin eşsiz güzellikteki topraklarına doğru yola çıkın. Uzun yolculuk gözünüzü korkutmasın çünkü sonunda ulaşacağınız nokta Gaziantep’in eşsiz güzellikleri olacak. Büyük İskender’in Selevkia Euphrates adıyla kurduğu Zeugma, günümüzde yerli yabancı turistlerin ilgi odağı… Hangi mevsimde gittiğinizin önemi yok yeter ki gidin! Fakat bizden size küçük bir tavsiye, Zeugma baharda ayrı bir güzeldir. Helenistik dönemde, Selevkos Nikator zamanında Zeugma’da önemli imar hareketleri görülür. Akropolün üzerine kader tanrıçası Thyke’nin bir tapınağı yapılır fakat bu tapınak halen toprak altındadır. Zeugma antik kenti kendi şehir sikkesini de basmış Roma kentlerinden biridir. Sikkeler üzerine bir tarafına Thyke

22

ŞUBAT 2016

tapınağı, diğer tarafına da güçlülüğü simgeleyen Roma kartalı motifi basılmıştır. Gezi esnasında karşınıza birçok uygarlığa ait izler çıkabilir, şaşırmayın. Zira bölge doğal güzelliklerinin yanı sıra konumu gereği de birçok ulusun dikkatini çekmiş, ticari ve askeri açıdan da her dönemde büyük öneme sahip olmuştur. Öyle ki Helenistik dönemde yeniden inşa edilmiştir. Roma döneminde oldukça büyüyen Zeugma, kültür, sanat ve ticari faaliyetlerle ön plana çıkar. Zengin villaları süsleyen mozaik döşemeler dünya örnekleri ile yarışır hale gelir. Diğer taraftan şehir, Palmyra etkisi ile mezar heykeltıraşlığı sanatında da ilerleyerek kendine özgü figürler ortaya koyar. Bizans döneminde ise eski canlılığını kaybetmeye başlar ve sonunda İslam akınlarına dayanamayarak önemini yitirir.

2016 ŞUBAT

23


KEŞİF bulunan mozaikler müzenin duvarlarında monte halindedir. Ayrıca her mozaiğin yanında resimli bilgi panoları bulunur. İkinci katta, mozaikler ve mezar heykelleri teşhir ediliyor ve bu katın balkonunda, yeniden kurulan Poseidon villasının avlusundaki Poseidon mozaiği ve oturma odasındaki Perseus mozaiği üstten seyredilebilir. Müze girişinin karşısındaki mozaikte pembe giysili Theonoe, resmi ziyaretçileri hoş geldiniz dercesine karşılar. Bu mozaikte, Kointus Kalpornius adlı mozaik sanatçısının adı da yer alır. Hemen önünde serili, aşk ve ruhun yan yana resmedildiği mozaikte ise Eros aşkı, Psykhe ise ruhu simgeler. Sağda ise bu mozaiklerin bulunduğu villaların maketi sergilenir. Bu makette, Zeugma evinin avlusunu, sığ havuzlarını, çeşmelerini ve mozaiklerini görmek mümkündür. Ön salondan sağa doğru gezi yolu izlendiğinde, solda duvara monte edilen “Dionysos’un Düğünü”nün resmedildiği mozaik karşınıza çıkar. 1998 yılında teşhir edildiği salondan çalınan bu mozaikte, on iki adet figürden, günümüze

Namıdiğer Belkıs Tarihte Zeugma, ardından da Belkıs olarak anılan yörenin Belkıs ismini nereden aldığı tam olarak belli değildir. Yerleşim yeri isimlerinin arkeoloji literatürüne pek de yabancı olmadığı düşünüldüğünde, ilk akla gelen Nizip’in Belkıs köyüdür. Ayrıca Ege Bölgesi’nde de birçok antik kentin yakınlarında Belkıs adıyla köyler bulunduğu bilinir. Antik kentlerle Belkıs adlı köylerin ilişkisini anlamak için yapılan araştırmalarda, dini anlatılarda, Hz. Süleyman ile görüştüğü

24

ŞUBAT 2016

ve sonra ona tabi olduğu belirtilen Saba Melikesi Belkıs’ın ülkesinin, düzenli planlı, güzel ve görkemli yapılarla süslü çok bayındır bir ülke olduğuna gönderme yapılır. Gaziantep Arkeoloji Müzesi Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin yanı başındaki alan Zeugma Mozaik Müzesi, Temmuz 2005’te açıldı. Türkiye’nin en büyük mozaik müzesi, özgün teşhiriyle dünyanın yegâne müzesi haline geldi. Eski ve yeni müze binası bir galeriyle birbirine bağlanarak, Eski Müze,

Gaziantep ve çevresindeki taşınabilir kültür varlıklarının kronolojik sırayla sergilendiği, “kronolojik müze” olarak düzenlendi. Zeugma Mozaik Müzesi iki katlı olup, 16 adet teşhir salonunu barındırır. Alt katta, Zeugma 2000 yılı kurtarma kazılarında ortaya çıkarılan Poseidon ve Euphrates villalarının sütunlu avlusu, yemek odası, iç avlusu, mozaikleriyle, freskleriyle ve orijinal mimarisiyle birlikte sergilenir. Bu salonda savaş tanrısı Mars’ın heykeli de yer alır. Zeugma kurtarma kazılarında

sadece üç figür kalmıştır. Bu salondan ulaşılan Okeanos salonunda, nehir tanrılarının anne ve babası Okeanos ve Tethis’in resimlerinin olduğu mozaik ve geometrik desenli mozaikler yer alır. Bu salondan, müzenin en büyük mekânı olan, Mars salonuna ulaşılır. Güneyinde, Poseidon evinin peristyli, sütunları, sığ havuzu ve mozaiğiyle birlikte yeniden kuruludur. Sığ havuzda, denizlerin tanrısı Poseidon, deniz canlılarının arasında resmedilmiştir. Salonun merkezinde savaş tanrısı Mars’ın bronz heykeli, bir elinde mızrak, diğer elinde çiçek tutarak, kızgın bakışlarla ayakta durur. Göz bebeği gümüş ve altından yapılmıştır. Yüzünde ise öfke ve kızgınlık hâkimdir. Savaş ve bereketi simgelemesiyle dünyada bilinen tek Mars heykelidir. Bu salonun tam karşısında “Kadınlar Odası” yer alır. Odanın tabanında, Samsatlı Zosimos imzalı, “Aphrodite’in Taçlandırılması” mozaiği serilidir. Bu odanın tam karşısında, Zeugma yontusunun kadın ve erkek büstleri ve heykelleri sergilenir. Buradan, sola dönüp, peristylin yüksek sütunlarının yanından geçerek,

Euphrates salonuna ulaşılır. Solda genç nehir tanrıları arasında Fırat’ın nehir tanrısı Euphrates’in resmedildiği mozaik yer alır. Yanında, Zosimos’un bilinen ikinci eseri, “Kahvaltıdaki Kadınlar” adlı tiyatro oyununun bir sahnesinin resmedildiği mozaik mevcuttur. İkinci katta, balkondan, Poseidon ve PerseusAndromeda mozaiklerinin muhteşem görünümü seyredilerek, mozaiklerin büyüsüne dalınır. Kronolojik müzede beş adet teşhir salonu vardır. Bu müzede eserler, insana duyarlı aydınlatmalı vitrinlerde teşhir edilir. Galerinin bitiminden sağa dönülerek, bakır, demir gibi minarelerden ve deniz canlıları ile yaprak fosillerinden oluşan tabiat tarihinin iki vitrini seyredilir. Daha sonra mamut iskeleti ve devamında ise, insanoğlunun ilk izlerini yansıtan 600 bin yıl öncesine ait, özellikle Dülük’te bulunan paleolitik taş aletlerinin ve bunların kullanımına yönelik didaktik materyallerin yer aldığı vitrinlerle teşhir devam eder. Bu salondan Tunç Çağı salonuna geçilir. Daha sonra sırasıyla, Hitit ve Asur taş eserlerinin bulunduğu ince uzun salon, takıların olduğu ve ziyaretçileri baygın bakışlarıyla süzen Zeugma’nın sembolü olan çingene kızının bulunduğu salon gelir. Bu salondan, Akamenid-Pers, Helenistik ve Kommagene ile özellikle Roma dönemine ait heykelcikler, cam eserler, kırmızı astarlı kaplar ve tıp aletlerinin sergilendiği salona girilir. Zeugma kazılarında bulunan kaplar, heykelcikler, sikkeler, mühür baskıları ve bereket tanrıçası Demeter’in heykeli de burada sergilenmektedir. Müze girişinin solunda kayaya oyulan aile mezar odası, lahitiyle ve mezar önüne konulan mezar sahiplerine ait heykellerle teşhir edilir. Theonoe’nin sevgiyi ve yaşamı simgeleyen pembe giysisiyle başlayan müze teşhiri, kaçınılmaz sonun sergilendiği aile mezarıyla son bulur.

2016 ŞUBAT

25


ADRENALİN

Dağcılık denince insanların aklına genelde tırmanış gelse de, dağlarda yürüyüş ve kamp kurmak da dağcılık olarak kabul ediliyor. Fakat yürüyüşle başlayan dağcılık macerası, insanların zirveye ulaşma isteği sonucunda zirve tırmanışlarıyla devam ediyor. Yazı: Murat Erdoğan

26

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

27


ADRENALİN

K

entlerde betonlaşmanın yaygınlaşması ve teknolojinin günlük yaşamı esir almasıyla birlikte insanların doğada bulunma isteği de artıyor. Günümüzde en çok rağbet gören doğa sporlarının başında ise dağcılık geliyor. Talebin artmasının ana nedeni, doğa sporlarının çeşitlenmesi. 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupalı zenginlerin boş zamanlarını değerlendirme ve hayatlarının rutinlerini yeni maceralarla renklendirme isteğiyle doğduğu tahmin ediliyor. Bugün ise doğayı keşfetme isteği ve insan sağlığı için fiziksel aktivite olarak kabul görmesi nedeniyle ilgi görüyor. Sürekliliğin sağlanması halinde vücudun kuvvet ve dayanıklılığını artıyor.

"

Dağcılığın lokomotifi üniversitelerdeki dağcılık kulüpleridir. Üniversiteler dışında profesyonel eğitim veren kulüpler de vardır.

28

ŞUBAT 2016

Kendine güveni artırıyor İnsanların dağcılığa merak salmasının nedenlerinin başında yabani hayata olan merak ve zirveye ulaşma isteği geliyor. Her spor dalı gibi dağcılığın da insana kazandırdığı özellikler vardır. Disiplin, dikkatli olma, sabır, kendine güven ve takım çalışması gibi becerilerin kazanılmasını sağlar. Dağcılık kimine göre bir hobi kimine göre de bir spor dalı. Fakat en önemli noktası kesinlikle tek başına yapılmaması gereken bir aktivite olarak kabul ediliyor. Zorlu koşullarda

bir ekiple hareket etmeyi gerektirdiği için paylaşmayı öğreten özelliği vardır. Stres savar özelliği de yoğun iş programında çalışanlar için tercih edilen spor oluyor. Nereden eğitim alınabilir? Dağcılığın lokomotifi üniversitelerdeki dağcılık kulüpleridir. Üniversiteler dışında profesyonel eğitim veren kulüpler var. Bu kulüpler, dışarıdan dağcılığa meraklı insanlara eğitim vererek destek olabiliyor. Dağcılığın çok tehlikeli bir spor dalı olması nedeniyle, eğitimin adım adım

2016 ŞUBAT

29


ADRENALİN

acele etmeden, malzemelerin doğru kullanılması ve deneyim kazanılmasıyla devam etmesi gerekiyor. Dağcıların rotaları Türkiye’de amatör ve profesyonel dağcıların gidebileceği çok sayıda bölge bulunuyor. Kayseri, Niğde ve Adana arasında dizili olan Aladağlar, dağcılık faaliyetlerinin çok yayın yapıldığı bölgedir. Türkiye’nin orta bölgesinde olması tüm bölgedeki dağcıların gelmesini sağlar. İstanbul’da dağcılığa ilk başlayanların rotası genelde Ballı Kayalar'dır. Ankara’daki amatör dağcılar ise Hüseyin Gazi’yi tercih eder. Antalya’da yaşayanlar için de Bey Dağları’nın çok güzel imkanları var.

30

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

31


GÜZELLİK

Botoks ve Dolgu Birbirine Karıştırılmamalı Son yıllarda estetik ve güzellik uygulamalarında artış gözlemlenmektedir. Estetik uygulamalarda doğal dokunuşlar ön plana çıkmıştır. Kadınlar estetik olduğu anlaşılmayan ameliyatsız yöntemleri uygulayarak dolgu ve botoksu tercih etmeye başladılar.

Y

üz estetiğinde yeni trendlerin ve uygulamaların çok sık değiştiğini belirten Plastik Cerrah Dr. Aysun Mamak, her zaman doğal görünümün önemli olduğunu belirterek kadınların abartı yüz görüntüsünden ziyade daha genç, daha doğal ve daha sağlıklı görünen bir yüze ve cilde sahip olmak istediklerini ifade ederek botoks ve dolgu arasındaki farklar arasındaki görüşlerini paylaşıyor. Doğal güzellik için uygulanan en etkili yöntemler botoks ve dolgu Kişiler arasında yanlış bilinenin aksine dolgu ve botoksun, doğru uygulandığı takdirde istenilen doğal güzelliğe ulaşmak için en etkili yöntemler olduğunu söyleyen Dr. Aysun Mamak kadınların yoğun iş hayatı çerçevesinde estetik ameliyatlara vakit

32

ŞUBAT 2016

ayıramadıklarını, bu nedenle daha basit ama cerrahiye en yakın olan uygulamaları istediklerini belirtiyor. Enjeksiyon şeklinde çok kısa sürede uygulanan, herhangi bir iyileşme dönemine ihtiyaç duyulmadan günlük sosyal yaşantıya hemen dönmeye imkan veren dolgu ve botoks uygulamaları uzun yıllardır güvenle kullanılmakta ve yeni uygulama teknikleri sayesinde çok daha iyi ve doğal sonuçlar alınabilmektedir.

birbirlerinden tamamen farklı olduğunu belirtti. Botoks yüzdeki mimik kaslarını geçici olarak zayıflatarak bu sayede ince mimik çizgilerinin yumuşamasına ve kırışıklıkların azalmasını sağlamaktadır. Botoks ve dolgu uygulamalarında dikkat edilmesi gereken noktalar özetlenecek olursa; botoks uygulamaları hastaya özgü olmalıdır. Herkesin mimikleri ve mimik kaslarının kuvveti birbirinden farklıdır. Bu nedenle de kırışıklık kişiden kişiye farklılık göstermektedir.

Herkesin cilt yapısı farklı olduğu için kırışma şekli de farklı oluyor Dolgu ve botoksun zaman zaman birbirleriyle karıştırıldığını anlatan Dr. Aysun Mamak, her iki yöntemin içeriklerinin ve etki mekanizmalarının ayrıca yüzdeki kullanım amaçlarının

Kişiye göre belirlenen tedavi şekliyle çizgilerin azaltılması ve yumuşatma sağlanırken doğal yüz görünümünün korunması hedeflenmektedir. Botoksun etkisi yaklaşık 4-6 ay içerisinde azalarak kaybolmaktadır. Bu nedenle uygulama tekrarlanmalıdır.

Dolgu uygulaması yüzde daha çok hacim kaybı olan bölgelere uygulanmaktadır. Birbirinden farklı maddelerden üretilen dolgu maddeleri bulunmaktadır. Bunlar içerisinde en güvenli olan ve normal dokuya benzerliğiyle en doğal sonucu veren hyaluronik asit içeren dolgulardır. İnsan vücudunda bulunan hyaluronik asitin laboratuvar ortamında yüksek teknolojiyle üretilmesi sonucu elde edilen dolgular uygulamaya hazır halde kullanıma sunulmaktadır. Normal insan dokusuna uyumlu olan, en az reaksiyon ve alerjik etkilere sebep olan hyaluronik asit dolgular uygulandığı bölgede 12-18 ay kadar kalarak etkisini sürdürmektedir. Botoks ve dolgunun uygulama alanları ve etkilerinin birbirinden farklı olduğunu belirten Dr. Aysun Mamak, bu iki uygulamanın çoğu zaman birlikte de kullanıldığını ifade etmektedir. Ciltteki yaşlanma etkileri bir bütün olarak düşünüldüğü zaman bu iki uygulama birbirini tamamlayıcıdır ve kombine olarak uygulandığında yüzün tümünü gençleştirirken, yüzün estetik üniteleri arasında daha doğal ve yumuşak geçişler elde etmeye olanak vermektedir. Bu iki uygulamada en iyi sonucu almak için bilinçli hasta, deneyimli uygulayıcı ve tabii ki doğru ürün tercih edilerek, bilinçli bir şekilde yapılmalıdır. Botoks ve dolgunun kullanım alanları • Mimik çizgileri yüzün daha fazla üst yarısında oluştuğu için botoksun en çok uygulandığı yerler, kaş arası ve alındır. Fakat

Dr. Aysun Mamak

yüzde, bunlar dışında da uygulama alanları vardır. • Dolgu uygulamalarında en çok uygulanan bölgeler dudaklar, elmacık kemiklerinin üzeri, orta yüz bölgesi, göz altı oluğu, yanak-dudak kenarı arasındaki çizgiler, yanaklar, kaşlar ve çenedir. Dolgunun tercih edilmesinin nedenleri nelerdir? Yıllar içinde yaşlanan ve kırışıklıklar oluşan yüzde hacim kaybederek yerçekiminin etkisiyle bazı yapılar yer değiştirmektedir. Bunun sonucunda yüzde bazı oluklar, çukurlar ve derin çizgiler oluşur. Bu çizgiler ince mimik çizgilerinden farklıdır. Yüz dolguları, sadece oluşan bu çizgileri doldurmak amacıyla değil ayrıca yüzün kaybolan hacmini yerine koyarak, dokuları kaldırma (lifting) etkisiyle aşağıya doğru yer değiştirmiş yapıları tekrar eski yerlerine alır ve hyaluronik asitin cildi canlandırma etkisiyle deri kalitesini ve parlaklığını artırır. Kaliteli dolgu kullanılmalıdır Günümüzde çok sayıda hyaluronik asit dolgusunun bulunduğuna işaret eden Dr. Aysun Mamak, her üretici firmanın bu ürünü farklı teknolojiler kullanarak ürettiğini söylemektedir. Kaliteli bir dolgunun yüz gençleştirme etkilerinin uygulandığı dokuda yumuşak ve doğal bir görünüm sağlaması ve dokunulduğunda ele gelmemesi gerektiğinin altını çizen Dr. Aysun Mamak bu maddeleri sağlayan üst düzey teknolojiyle üretilmiş, çok kaliteli dolgu maddelerinin bulunduğunu söylemektedir. Bir hekim tarafından uygulanması gereken bu dolgular hakkında uygulama öncesinde mutlaka doktordan detaylı bilgi istenmesinin önemli olduğuna dikkat çekmektedir.

2016 ŞUBAT

33


TEKNOLOJİ

Geleceğin Akıllı Bugün kullandığımız teknolojiler sizi hayretler içinde bırakıyorsa, sıkı durun, gelecek 10 yıl içinde günlük yaşamımıza ‘yok artık’ dedirtecek teknolojiler girecek. Birbirleriyle konuşan araçlardan tutun, robot çalışanlara, enerji üreten evlerden, ofissiz çalışma hayatına kadar günlük hayatımızda büyük değişim yaşanacak. Yazı: Murat ERDOĞAN

34

ŞUBAT 2016

İ

şten çıktınız, oldukça acıkmış durumdasınız fakat eve gidip yemek yapacak kadar haliniz de yok. Akıllı telefonunuza bir kod girerek mesajla mutfağınızdaki makineyle bağlantı kurup, bir pizza veya yemek hazırlamasını istiyorsunuz. Eve vardığınızda pizzanız pişmiş olarak sizi bekliyor. Bunun sadece bilim kurgu filmlerinde veya hayal dünyasında olabileceğini mi düşünüyorsunuz? Cevap evet ise yanılıyorsunuz. Çünkü bahsettiğim bu sistem çok kısa bir süre sonra hayatımıza girmiş olacak. Üç boyutlu yazıcılar teknolojisi sadece günlük yaşamımızda değil, sağlıktan endüstriye kadar çok büyük değişimi beraberinde getirecek. Bireysel kullanıcılar için pizza yapabilen yazıcılar çoktan imal edildi.

2016 ŞUBAT

35


TEKNOLOJİ

Nesnelerin İnterneti İnternet sayesinde birbirine bağlanan nesne sayısı her geçen gün artıyor. İnternete bağlı cihaz sayısı arttıkça yaşam alanlarımız, kullandığımız mobilyalar ve çalışma alanlarımız akıllanacak. Günümüzde dünyadaki nesnelerin sadece yüzde 1’inin birbirine bağlı olduğu belirtiliyor. 2020 yılına gelindiğinde ise 37 milyar nesnenin birbirine bağlı olacağı öngörülüyor. Gelecek beş yıl içinde akıllı telefonlardan sokak lambalarına ve otomobillerine kadar milyarlarca nesne nesnelerin interneti teknolojisiyle birbirine bağlanacak. Marketten alacağınız dondurulmuş bir gıdanın üretimden markete kadar gelen sürecini bir etiket sayesinde görmeniz mümkün olacak. Soğuk zinciri kırılmış ürünleri haber veren ve tüketiciyi uyaran akıllı dolaplar kullanılmaya başlanacak.

36

ŞUBAT 2016

Üç Boyutlu Yazıcılar Geleceğin üretim teknolojisi Üç Boyutlu (3D) yazıcıdan artık aklınıza gelebilecek her şeyin 3D teknoloji ile üretilmesi mümkün. 3D yazıcılarla araba yapan da var ev inşa eden de hatta doğmamış çocuğunun profilini basan ve uzay araçlarının motorlarını üretenler de var. Türkiye’de bir firma yüzde 100 yerli olanaklarla TeTe adlı 3D yazıcı ürettiği için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan destek almaya hak kazandı. Şirket, 3D yazıcının evlerde kullanılmasının önünü açmayı planlıyor. 3 ay içinde seri üretime geçmesi beklenen TeTe 3D yazıcı, 350 dolarlık

fiyatıyla tüm evlerde kullanılabilecek. 3D yazıcılar pasta yapımından, oyuncaklara; kırılan masa ayağından, diş protezlerine ve savunma sanayisine kadar tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek. TeTe 3D yazıcı ile ayrıca inşaatçıların bir senede ürettiği konut maketleri, bir haftada geliştirilebilecek.

Uygulamalar sınırsızdır çünkü gerçek dünyadaki herhangi bir durum modellenebilir ve bununla etkileşim sağlanabilir. Sanal gerçeklik cihazları şimdilik oyun ve eğlence sektöründe değişiklik yaratacak gibi görünse de birçok farklı alanda devrim niteliğinde gelişmelere neden olacağına inanılıyor.

Sanal Gerçeklik Sanal gerçeklikte temel düşünce gerçek dünyadaki bir durumu bilgisayarda taklit etmek veya modellemektir. Sanal gerçeklik, günümüz teknolojisinde, görülen sanal nesnelere dokunulmasını sağlayan bir eldiveni de içerebilir.

Türkiye’de birkaç üniversitenin uygulamaya aldığı uzaktan eğitim sistemi, sanal gerçeklik donanımları sayesinde ciddi gelişim gösterecek. Örneğin öğrenciler, tarih derslerini, anlatılan mekanları sanal gerçeklik sayesinde dolaşarak dinleyebilecekler.

2016 ŞUBAT

37


TEKNOLOJİ

Yenilenebilir Enerji Günümüz dünyasında oldukça gündemde olan yenilenebilir enerji kaynakları, önümüzdeki dönemde hayatımızda daha fazla yer kaplayacak. Özellikle biyoyakıt kullanımının artacağı öngörülüyor. Sadece kullandığımız enerjilerin yenilenebilir olması değil, giyindiğimiz giysilerin de ekolojik olarak tasarlanmasıyla çevreci enerji üretimi gerçekleştirilebilecek. Güneş panelleriyle evlerimizde sıcak su elde etmeye başladık. Son zamanlarda bu panellerden elektrik üretilmeye de başlandı. Yakın dönemde perdeler de enerji üretimi için kullanılabilecek.

Akıllı Aynalar Alışveriş için gittiğiniz mağazalarda artık elbiseleri denemenize gerek kalmayacak. Çünkü yakın zamanda kullanımına başlanacak olan akıllı aynalar, ürünü üzerinize giymeden üstünüzde nasıl duracağını saniyeler içerisinde gösterecek. Uyaran Buzdolabı Yine günlük yaşamımızı kolaylaştıracak buluşlardan biri de akıllı buzdolapları. Dolapta bulunan hassas ekran sayesinde,

buzdolabında bulunan ve azalan ürünleri sesli olarak bildirecek Sürücüsüz Araçlar Çok büyük teknoloji devleri, şimdiden sürücüsüz araç teknolojisini üretmeyi başardı, ilk örnek denemeler de yapıldı fakat bu araçların trafiğe çıkmasının ne zaman mümkün olacağı bilinmiyor. Yukarıda saydığımız teknolojiler, gelecek 10 yılda günlük yaşamımızı

kolaylaştıracak sistemlerden sadece birkaçı. Nanoteknolojiler, Mars’ta tarım, telefonu şarj eden pantolon ve sürtünmesiz uçan araçlar önümüzdeki dönemde yaşamımıza dahil olacak diğer teknolojiler. Geleceği değiştirecek teknolojiler bugün dünyanın çeşitli laboratuvarlarında geliştirilmeye devam ediyor. Bu nedenle geleceğe dair artık hayal edebileceğimiz bir dünya bizi bekliyor.

Asistan Robotlar Bilgisayar yazılımlarının gelişmesiyle birlikte insana özgü öğrenme ve değişen durumlara uyum sağlama yeteneğine sahip yapay zekanın gelişmesiyle, robot teknolojisi artık bir insanın günlük yaşamındaki tüm hizmetlerini karşılayabilecek seviyelere ulaştı. Ürün Stilist, ofis asistanı ve güvenlik sistemi olarak kullanılabilecek.

Ofissiz Çalışma Hayatı Her geçen gün yeni iş imkanları ve yeni mesleklerin hayatımıza girdiğini görüyoruz. Bu süreç önümüzdeki dönemde de devam edecek. Dışarıdan veya evden çalışma oranları artacak. Ayrıca, başka şehirler veya ülkelere toplantı için yapılan ziyaretlerin yerini telepresence teknolojileri sayesinde uzaktan toplantılar alacak. Beynin Haritası Çıkarılacak Tüm araştırmalara rağmen insan beyni hala sırrını koyuyor. Fakat gelecek bir yılda insan beyninin çalışma haritasının çıkarılmış olacağı belirtiliyor. Çok sayıda firma beynimizin online yedeklemesi için rekabet halinde olacak. Bu konuda Avrupa, ABD ve Çin’de devam eden üç proje bulunuyor.

38

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

39


SÖYLEŞİ

ALTAN ERKEKLİ

"Güldürürken düşündürmek lazım..." “TİYATRO, BEYİN OPERATÖRLÜĞÜDÜR. İYİLİKLERE, GÜZELLİKLERE YÖNLENDİRİR. TİYATRO BİR YERE GİRERSE KARI KOCA İLİŞKİSİNDEKİ SIKINTIYI ORTADAN KALDIRMAK İÇİN, ÇOCUKLARIN MUTLU OLACAĞI VE GENÇLERİN HAYATIN İÇİNE UMUTLA BAKACAĞI BİR DÜNYA YARATMAK İÇİN GİRER. SANATIN OLDUĞU YERDE, KEDİNİN KUYRUĞUNDAN ÇEKMEYEN ÇOCUKLAR YETİŞİR.”

Söyleşi: Selda YEŞİLTAŞ Fotoğraflar: Sinem AYDIN

40

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

41


SÖYLEŞİ

Tiyatronun hamurunda yoğrulmuş birisiniz fakat şu an dizilerde görüyoruz sizi. Bu, sizi mutlu ediyor mu? Ben, tiyatroyu dolu dolu yaşadım. 19 yaşında başladım tiyatroya ve hayatım 7 gün 24 saat tiyatroyla geçti. Günde üç büyük oyun oynadığımı hatırlıyorum. Üçü de tek kişilik oyunlardı. En az oynadığımız oyun 260-280 olurdu. Bugün, 75. oyunda kutlama yapar hale geldik. 85 oyunda başrol oynadım ben. Bu yüzden tiyatrodan uzak olmaktan hayıflanmıyorum. Disipline saatleri açısından tiyatroyu özlediğim oluyor ama şu anda “keşke tiyatroda olsaydım” dediğim bir durum yok. Yaz dizilerini takip ediyor musunuz? Yaz dönemi dizilerinin kış dönemine

42

ŞUBAT 2016

taşınmasında kış dizileri etkileniyor mu? Bu konuda ben kendimi çok yetkin göremiyorum. Gündemi her gün değişen bir ülkede olduğumuz için beğenilerine karar verebilmiş bir ülke değiliz. Bir bakmışsın, yaz dizisi almış başını gitmiş; bir bakmışsın, muhteşem dediğimiz kış dizisi yok olmuş gitmiş. Diziler seyirci için ne derece önemli? Diziler, düş kurma imkanı veriyor insanlara. Kızlar, dizilerdeki genç kızlar gibi olmak istiyor. Oysaki yalılarda yaşam o kadar abartılı değil. Akşam yemeklerine topuklu ayakkabıyla inmiyor hanımlar. Onların da hayatlarında hayatın akışının gerektirdiği olaylar var.

Son dönemlerde “Yerli dizi, yersiz uzun” tartışmaları ortaya çıktı. Seyirci, sinema filmi edasında dizi izliyor. Bunun oyunculara yansıması nasıl oluyor? Mecburuz. Esas zorluğu çeken, teknik ekip. Montajcısı, set işçisi, çaycısı, ışıkçısı, asistanı, yönetmeni… Esas acıyı onlar çekiyorlar, uyku saatleri çok kısıtlı. Biz, sahnemiz olmadığında uyuyabiliyoruz. Ama onlar her dakika oradalar. Bu yoğunluk bu noktaya nasıl geldi? Maliyetler yükseldi. Mekân kirasından oyuncu ve teknik masraflara kadar… Bunun parasının çıkması için de reklam alınması gerekiyor. Reklam alınınca da süre uzuyor.

Tiyatroya baktığımızda, sanat alt yapısının yükseldikçe seyirci sayısının azaldığını söyleyebilir miyiz? Aslında seyircinin tiyatroya talebi yüksek fakat bilet bulmak tam bir sıkıntı. Bu durumun oyuncuya yansıması ne şekilde oluyor? Bilet fiyatlarının zaten oyunculara yansıması söz konusu değil. Çünkü oyuncular maaşlı çalışıyorlar. Yine de yeterli değil. 70 milyonluk ülkede şehir ve devlet tiyatroları, bir avuç. Londra’da 312 tane tiyatro salonu var. İstanbul’da bu rakam yaklaşık 38. Teknolojinin çok hızlı ilerlediği bir ülkede, her şeyin hayatın içinde çok yorucu hale geldiği bir trafikte, şehrin çok genişlediği bir ülkede her şeyin daha planlı organize edilmesi lazım. Beylikdüzü’ne şehri kuruyorsak oraya kanalizasyonu, yolları yapıyorsak tiyatroyu da koymamız lazım. Tiyatro hayatın içinde ekmek ve su kadar önemli bir şey olarak algılanırsa bir neslin doğru yetişmesi adına çok doğru bir karar verilmiş olur. Ülkede herkesin gözyaşı döktüğü terör olayları ve savaşlar, sanattan uzak kalmış ülkelerdeki sıkıntılar yüzünden oluyor. Tiyatro bir yere girerse karı koca ilişkisindeki sıkıntıyı ortadan kaldırmak için, çocukların mutlu olacağı bir dünya yaratmak için ve gençlerin hayatın içine umutla bakacağı bir dünya yaratmak için girer. Kedinin kuyruğunu çekmeyen çocuklar yetişir. Karısını tokatlayan değil, karısının saçlarını okşayan kocalar görürüz. Neden tiyatro için hep birlikte bir şey yapılmıyor? Örneğin tiyatrocuların bir araya gelerek kuracağı sokak tiyatroları gibi… Bunun için bir alan verilmesi gerekli. Bunun alt yapısını yerel yönetim hazırlamalı. Bir erkin buna istekle bakması lazım. Bir reklam vardı; bir nesil pınarla yetişti, diye. Bir nesli tiyatroyla yetiştirebiliriz istersek.

2016 ŞUBAT

43


SÖYLEŞİ Hala bir şeylerin mücadelesini veren, aynı kalmaya çalışan bölgeler var. Beşiktaş gibi… Birçok belediyede yapılıyor tabi ki. Değerli yatırımcılar bunu yapıyorlar. Mesela Enka Kültür Vakfı var ve tiyatro festivalleri düzenliyor. Efes Pilsen de var fakat bunlar yetersiz. Dimdik ayakta duran 40 bin kişilik Aspendos’un olduğu topraklarda yaşıyoruz biz. Biz, bu

coğrafyanın çocuklarıyız. Orada opera festivalleri ve dans gösterileri de oluyor fakat orayı sürekli ayakta tutabileceğimiz düşleri kurabiliriz. Tiyatronun izleyicisine verdiği bilinç çok farklı. Ne dizide ne de sinemada verilemiyor. Bu bilinçten korkuyor olabilir miyiz? Sanat, soru sordurur. Erk, bu soruların sorulmasını istemez. Sanat da soru sordurduğu için destek olunmuyor. Üstü kapalı stadyumlar yapılıyor, AVM’ler yapılıyor, ama çok büyük bir kültür merkezi yapmıyoruz. Sıkıntılı bir ülkeyiz. Üç tarafımız denizlerle çevrili olduğu halde yüzme bilme oranımız çok düşük. Avusturya’da deniz yok fakat göllerde, göletlerde yüzüyor insanlar. Yüzme bilme oranı yüzde 97’ye yakın. Geri kalanlar da bedensel engelleri yüzünden yüzemeyenlerin oranı. Ulaşımda bile denizi kullanamıyoruz. Bunlar bize huzursuzluk veriyor. Kim istemez ki Ortaköy’den Pendik’e denizden hızlıca ulaşsın. Ulaşım olmayınca sinirli oluyoruz sürekli. Eğitim sistemini bile organize edemedik hala. Çocuklarımızı ne istiyorsa ona yönlendirmemiz lazım. Yeni oyuncularla ortak projelerde yer alıyorsunuz. Oyuncu kaprisi, geç gelerek diğer oyuncuların programını aksatma gibi durumlar söz konusu mu? Benim çalıştığım ekiplerde böyle şeyler yaşanmadı. Hepsi çok saygılıydı. Siz, onları yüreğinize nasıl koyarsanız onlar da sizi yüreklerine öyle koyuyorlar. Hepsi cıvıl cıvıl. Gözlerindeki sevgiyi gördükçe mutlu oluyorum. Çocuklar için yeterli tiyatro okulu var mı? Tiyatro okulu var da eğitim bittikten sonra tiyatro yapabilecekleri yer olmadığı için o çocuklar mutsuz

44

ŞUBAT 2016

oluyor. Büyük oğlum tiyatro okuluna gitti ama tiyatro yapma imkanı yok. Dizi oyunculuğu yaptı. Tiyatro tozunu yutmadığı için içi rahat değildir.. Değil tabi, çok üzgün bu konuda. Oyunculuk dışında bir alana yönelmek istiyor mu? Manevi bir tatmin yaşıyor mu şu an?

Başka hangi alana yönelebilir ki? İçinde manevi tatmin yaşıyordur belki…

Bazı insanlar “mizah sadece gülmek için” diyor fakat güldürürken düşündürmek lazım.

Son yıllarda komedi programları git gide yaygınlaştı. İnsanlar gülmek mi istiyor? Evet. Ama sadece gülerek hayat geçmiyor. Acıların yaşandığı bir dünyanın içindeyiz. Bazı insanlar “mizah sadece gülmek için” diyor fakat güldürürken düşündürmek lazım.

Hayatın bir yaşam felsefesi var; doğru olmak, onurlu olmak, savaşsız ve sömürüsüz barış içerisinde bir dünya düşlemek, çocukların mutlu yaşadığı bir dünya düşünmek, dünyadaki bütün canlıların hayat mücadelesi verdiğini düşünmek… Dizilere baktığımızda güldürürken düşündüren, izleyicisine ince mesajlar veren diziler de yok değil. Bunlardan

2016 ŞUBAT

45


SÖYLEŞİ biri de Yalan Dünya dizisiydi. Neden kaldırıldı? Bilmiyoruz. Aydın Doğan Grubu’nun kendi içinde yaşadığı mali sıkıntılar olabilir, idari sıkıntılar olabilir. Çok ani bitti. Vedalaşamadık bile seyirciyle. Peki, Yalan Dünya’da nasıl bir Altan Erkekli vardı? Orada da çok mutluydum. Hem fiziki şartlardan dolayı hem de yaşadığımız sanatsal ortamdan dolayı mutluydum. Belli bir yerde çekim yaptığımızda oturduğumuz yer belli, yattığımız yer belli. Dizi çekiminde hareket halinde oluyoruz.

Bir gün bir yerde, diğer gün başka bir yerde… İçinde bulunduğunuz rollerde hep babacan bir tavrınız var. Hiç kötü adam rolü gelmiyor mu? Acayip Hikayeler’de kötü roldeydim. Kızımı saçından tutup duvara “güm güm” diye vurmuştum. Halk nasıl tepki vermişti bu role? Halk yüreğine nasıl koyduysa öyle devam etmek istiyor. “Bir İstanbul Masalı” dizisinde tefeciden borç alıp ödeyememiştim. Beşiktaş Çarşı’da yolun

karşısından yaşlı bir adam bağırmıştı: ”Altan Bey, borcu öde borcu, ayıp!” Diziden kopuk bakanlar da oluyor. Günümüz oyuncularını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelecek vaad eden oyuncular var mı? Bu işe yüreğini koymuş her kişiyi ayrı tutmamız gerektiğine inanıyorum. Onları desteklemeliyiz, yapıcı olmalıyız, bildiklerimizi aktarmalıyız. Aileler çocuklarının tiyatrocu olmalarını istemiyorlar. Beyin operatörü, genel cerrah yetiştirirsek çok onur duyarız evet ama sanatçı yetiştirirsek de daha çok onur duyabiliriz.

Otobüs yolculuğu keyifli bir yolculuktur. Belki mutlu, belki mutsuz gidiyoruz ama insan yolda da kendini mutlu edecek anlar bulabılır

Ailelerin bu önyargılarını televizyondaki komedi programları yıkamıyor mu? Olabilir evet ama avukat bir babanın oğlu için “tiyatroyla büyüttük oğlumuzu ama önce bir mesleğini eline alsın” dediğini duydum. Tiyatro meslek olarak bile görülmüyor ki. Hâlbuki mesleklerin en değerlisi. Bu da bir beyin operatörlüğü. Sanat hiçbir zaman kötülüklere yönlendirmez, iyiliklere ve güzelliklere yönlendirir.

Şehir: İstanbul Lider: Mustafa Kemal Atatürk Korku: Yalnızlık Mutluluk: Kahkaha Hedef: İyi insan Ülke: Türkiye Müzik: Çok seslilik Sanatçı: Kayalıkların üzerindeki fener Şans: Katrilyonda bir gelen otobüs

46

ŞUBAT 2016

Tiyatro: Her An Alkış: Mutluluk Seyirci: Mumlar Aile: Ebru Hayvanlar: Akrabalarımız Kadın: Hamur Erkek: Tuz Siyaset: Nabız Para: Promosyon kağıdı Şiir: Yeniden doğum Şair: Ebe

Seyahat etmeyi sever misiniz? Otobüsle seyahat fikri size nasıl geliyor? Otobüs yolculuğu keyifli bir yolculuktur. Şimdiki otobüslerde teknolojik şeyler var. Eskiden bunlar yoktu. Bir yerden bir yere belki mutlu, belki mutsuz gidiyoruz; belki cenazeye, belki düğüne gidiyoruz ama yolda da insan kendini mutlu edecek anlar bulabilir. Türkiye’de mutlaka görülmesi gerektiğini düşündüğünüz yerler nereler? Artvin-Kafkasör Vadisi, Fethiye-Katrancı Koyu, Antakya-Harbiye, MersinNarlıkuyu, Edremit-Küçükkuyu…

2016 ŞUBAT

47


SİNEMA

Yeşilçam'ın Unutulmaz Yönetmeni 60 yıllık ömrüne çok fazla film sığdırdı Ertem Eğilmez… Filmlerinde adını koyamadığımız bir sıcaklık ve sadece O’na özgü bir mizah vardı. Hala Hababam Sınıfı’nı izlerken Badi Ekrem’in “Ben bu yaz neredeydim çekirgelerim?” sorusunun cevabının Montreal olduğunu bile bile merak ediyorsanız, Gulyabani’den korkuyorsanız, Kemal Sunal’ın Mavi Boncuk şarkısını söyleyişini tekrar tekrar dinliyorsanız, Vecihi’nin Fikret’i istediği sahnede “verdim gitti” diyorsanız, Himmet Ağa’yla birlikte altın sayıyorsanız ve Canım Kardeşim izlerken ağlıyorsanız Yeşilçam’ın en özel filmlerini tattınız demektir. Yazı: Sinem Aydın

48

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

49


SİNEMA

Gülen Gözler (1977) Nezaket Hanım ve kocası, erkek çocuk umuduyla dört çocuk yaparlar ama hepsi kız olur. İsmet, Fikret, Nedret ve Hikmet kardeşler evlilik hayalleri kurmaktadırlar. İsmet’le Nedret, erkek arkadaşlarını babalarına zengin biriymiş gibi tanıtır. Ancak, maddi durumları pek de parlak değildir. Kızlarının evlendiğini görmek isteyen Nezaket Hanım, evi ipotekleyerek kızlarının düğünü için borç alır. Aile, borcu ödeyebilmek için sabun üretmeye çalışır. Ancak işler istedikleri gibi gitmez.

Canım Kardeşim (1973) Başrollerini Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Kahraman Kıral’ın paylaştığı bu film, Türk sinemasının en iyi dram filmlerinden biri olarak bilinir. Ailesi ölünce yalnız kalan Kahraman, abisi Murat ve abisinin en yakın arkadaşı Halit ile yoksul ama neşeli bir hayat sürdürür. Bir gün, abileri Kahraman’ın kanser olduğunu öğrenirler ve istediği her şeyi yapmaya çalışırlar. Kahramanın tek isteği ise televizyondur.

50

ŞUBAT 2016

Mavi Boncuk (1975) Başrollerinde Emel Sayın, Tarık Akan, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Halit Akçatepe, Münir Özkul, Kemal Sunal, Adile Naşit ve Perran Kutman gibi yıldızların oynadığı Türk komedi filmi Mavi Boncuk’ta altı arkadaş, ödeyemedikleri hesap yüzünden gördükleri kötü muamele sonucu gazinonun şarkıcısını halıya sarıp kaçırırlar. Gazino şarkıcısı Emel Sayın’ı Baba Yaşar’ın çatı katında saklarlar ve fidye isterler. Gazino istenen fidyeyi öder fakat Emel Sayın bu insanlardan ayrılmak istemez. Çareyi yine halıya sarmakta bulur altı arkadaş…

Oh Olsun (1973) Başrollerini Tarık Akan ve Hale Soygazi’nin paylaştığı Oh Olsun’da zengin fabrikatör Fehmi Haznedar’ın üç oğlu vardır. Büyük oğlu Fazıl biraz saftır ve yanında çalışmaktadır. Ortanca oğlu Ferit üniversitede okumakta ancak derslerden çok kızlarla ilgilenmektedir. Küçük oğlu Ferdi ise lise öğrencisidir ancak okulu önemsemez, karnesindeki kötü notları kalemle değiştirir. Oğullarının yaptıklarını öğrenen Fehmi Haznedar ceza olarak üç oğlunu da fabrikada işçi yapar ve çırak olarak Burhan Usta’nın yanına verir. Sonrasında Ferit Burhan Usta’nın aynı fabrikada çalışan kızı Alev’i görür, aşık olur ve olaylar gelişir.

2016 ŞUBAT

51


SİNEMA

Şaban Oğlu Şaban (1977) Askerde kumandanı Hüsamettin’i sürekli yaralayan ve türlü sakarlıklar yapan Şaban ile askerlikten sonra bir eğlence yerinde birlikte çalgıcılık yaptığı asker arkadaşı Ramazan, çalıştıkları yerde kanto yapan Nigar’a aşık olurlar. Sivil hayatta bir polis olan Hüsamettin ve teşkilatının aylardır yakalayamadığı Kadırgalı Eşref’i tesadüfen yakalayıp Hüsamettin’in kayınpederi olan Nazır Paşa’nın gizli polisi olurlar. Nazır Paşa onlara kız kardeşinin kaybolan elmasını bulma görevi verecektir.

Banker Bilo (1980) İlyas Salman ve Şener Şen’in başrollerinde olduğu filmde Maho, köylüsü Bilo’yu ve yöreden birçok kişiyi Almanya’ya götürmek vaadiyle paralarını alır. Ancak onları Almanya’ya değil, İstanbul’a götürmektedir. Kamyon kasasında yapılan yolculuktan sonra Bilo ve İbo Almanya’ya değil de İstanbul’a geldiklerini öğrenirler ancak iki arkadaş birbirini kaybeder. Bilo çok namusludur, bu yüzdende her zaman kaybeden taraf olmaktadır. Bilo’nun yolları Maho ile tekrar kesişir, o zaman Maho ile hesaplaşma zamanı gelmiştir.

52

ŞUBAT 2016

Köyden İndim Şehire (1974) Baş rollerini Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Halit Akçatepe’nin paylaştığı filmde, köylerinde gömülü olan defineyi bulduktan sonra, altınları bozdurmak için Ankara’ya gelen dört kardeşin hikayesi anlatılmaktadır. Ankara’da yaşayan hemşerileri Kuyumcu Ali Rıza’ya altınları bozdurup paraya çevirmeye giderler. Kuyumcu Ali Rıza bu Kayserili kardeşleri ilk gördüğünde sıradan biri sanıp sürekli dükkânından kovdurur. Daha sonra asıl niyetleri ortaya çıkınca işi evinde kendi odasında ağırlamaya kadar götürür.

Hababam Sınıfı (1975) Serinin ilk filmi Hababam Sınıfı’nda okula yeni atanan müdür ve tarih öğretmeni olan Mahmut Hoca (nam-ı diğer Kel Mahmut); kopya çeken, okuldan kaçıp maçlara giden, hocalarla sürekli kafa bulan öğrencilerle dolu 6 Edebiyat B sınıfını ilginç ceza yöntemleriyle disiplin altına almaya çalışır. Fakat aynı zamanda öğrencilerin haylazlığı dışında ciddi olaylar da yaşanmaktadır.

2016 ŞUBAT

53


HOBİ

Denize Uzanan

Daha şehir uykudayken alır günü gecenin koynundan ve düşer yollara balıkçı... Bir elinde oltası, diğerinde kovası, gün mü onun ritmince hareket eder o mu günün bilinmez. Ama balıkçı kararlıdır ayı ve güneşi peşinden sürüklemeye. Böyle başlar Galata’da zaman... Her şey bir şölen havasındadır. Bütün haftanın stresi oltanın ucundaki zokayla birlikte salınır mavi sulara. Aslında maksat yükünden kurtulmak, kafayı boşaltmaktır ama bir de eve dolu kovayla dönebilmenin yükü biner omuzlarına balıkçının. Yazı: Sema Yeşiltaş

54

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

55


HOBİ

G

üneşi görmeden hazırlar olta takımını, çeşit çeşit yemlerini… Bir de portatif sandalyesini açıp, termostan sıcacık çayını yerleştirdi mi avuçlarının arasındaki bardağına, değmeyin keyfine. Sabırdır balık tutmak, kararlılıktır… Eşine, patronuna, çocuğuna gösteremediği sabrı sallandırır denizin ev sahiplerine. Oltayı attı mı mavi sulara, artık ne ödenecek faturalar, ne patronun baskısı, ne eşinin istekleri kalır aklında. En büyük balığı tutmaya, kovayı doldurmaya odaklanır. Zamanın orta yerinde kendisiyle başbaşadır artık. Bir yanından akıp giden trafik bile hiç bu kadar katlanılası olmamıştır kim bilir. Avlanana kadar günün efendisi balıklardır. Köprünün üzerindeki devinimlerini bile balıklar belirlemeye başlar. Bol bol istavrit avlamak yerine bazen de bir noktada saatlerce durup kefalin peşinden akıtırlar tüm sabırlarını. Oltalar art arda vurur masmavi sulara… Kimi dolu kimi boş… ama yılmak yok, eğer olta boşsa bir umut yenilenir oltanın ucundaki yemler. Sohbetler bile bir başka olur oltaların gölgesinde. Balıkçının muhabbeti ikram edilen bir bardak çay eşliğinde gün bitene kadar demlene demlene devam eder… Az ama özdür sohbet. Balık pazarının bereketi değil, kendi kovalarının bereketi oturur sohbetin orta yerine. Bazen tutulan en iri balık bazen de saatlerce boş dönen olta kaynaştırır balıkçıyı. Tek gündem maddeleri denizin bereketidir. Ya da kullandıkları olta veya yemlerin çeşidi. Kova doldu mu bir anda günün efendisi oluverir balıkçı. Ah bir de kova boşsa inceden inceye takılmalar başlar komşu balıkçılar tarafından. Martılar bile eşlik eder şakalaşmalara.

56

ŞUBAT 2016

Ama balık tutmak ciddi iştir. Kısa kesilen sohbetlerin, dozunda takılmaların ve martıların eşliğinde bir kez daha atılır oltalar denize. Gün yavaş yavaş inmeye başlarken şehrin eteklerine oltasını kavrayan balıkçı zaman kavramını bırakır bir köşeye ve kendi yarattığı zaman içinde bir sonraki günün getireceklerine inat içinde bulunduğu anı çeker ciğerlerine. Anın sarhoşluğundan gözünü açıp da boş kovayı gören balıkçıyı bir telaş sarar. İşte tam o anda yetişir imdada, başka kovalarda avlanıp satılmayı bekleyen derya kuzuları. Eve dönerken üstündeki tek yük balık dolu kovanın yüküdür. Ve belki de yüklendiği en hafif yüktür. Geriye kalanı giden günle birlikte bırakmıştır masmavi denize. Kurulan balık sofrasında, denizden çektiği ekmeğini yemenin huzuruyla koyar gece başını yastığa balıkçı. Ve teslim eder bir kez daha kendine yoldaş ettiği günü geceye. Dedik ya balık tutmak ciddi iştir diye… İster oltayı, ister ağları atın denize yine de ciddiyetle yapmayı bileceksiniz. Mesela hangi balık hangi mevsimde avlanır, hangi denizlerde hangi balığı avlayabiliriz ya da hangi balık için hangi yemi ne kadar büyüklükte kullanmak gerekir bunları da göz ardı etmemek lazım elbette. Şubat ayına girdiğimiz şu günlerde eğer ki oltanızı kuşanıp Boğaz’dan balık avlamaya niyetlendiyseniz ya da ağlarınızı Marmara’ya, Karadeniz’e atacaksanız aklınızda bulunsun hamsi, izmarit, gümüş balığı, kalkan, mersin, torik ve mezgitin oltanıza ya da ağlarınıza takılması olası. O halde haydi rastgele.

2016 ŞUBAT

57


EFSANE

Aşkın, Ulaşılmazlığın Simgesi

Karadeniz ile Marmara’nın birleştiği yerde, Üsküdar’ın sembolü haline gelen tarihi adacık Leandros’un Kulesi, Arkla (Küçük Kale) ve Damialis (Dana Yavrusu) gibi adlarla anılmış olsa da yıllardır Kız Kulesi olarak benimsenmiştir. Geçmişten günümüze savunma kalesi, gümrük istasyonu ve karantina odası olarak kullanılan Kız Kulesi, günümüzde çatal-bıçak seslerinin duyulduğu bir mekân haline gelmiştir. Aşkın, sevdanın, ulaşılmazlığın sembolü olarak şairlerin dizelerinde, ressamların tuvalinde, müzisyenlerin bestelerinde ve fotoğrafçıların objektifinde yer alan Kız Kulesi, geceleri Boğazda yüzen gemilere ışık tutsa da, romantik dokusuyla yıllardır en çok bizim düşlerimize yol göstermiştir. Yazı: Sinem Aydın

58

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

59


EFSANE

anlamış. Durgun denizde, ayın parlak ışığı altında yüzerek Kule’ye varan Leandros sevgilisine kavuşmuş. Her gece iki gencin gizli aşkına tanıklık eden Kule, fırtınalı bir gecede felakete sebep olur. Hero, elinde meşalesiyle Kule’nin tepesinde sevgilisini beklerken rüzgârın etkisiyle meşale sönmüş ve Boğaz’ın azgın sularında yüzen Leandros, karanlıkta yolunu kaybetmiş. Ertesi sabah rahibe Hero, sevgilisi Leandros’un cansız bedenini görmüş ve bu acıya dayanamayarak kendini Boğaz’ın soğuk sularına bırakmış. PRENSES VE YILAN EFSANESİ Üsküdar’ın, İstanbul’un ve hatta aşkın, sevdanın, ulaşılmazlığın sembolü haline gelen Kız Kulesi hakkında daha birçok efsane anlatılmış, kuşaktan kuşağa aktarılmıştır ve insanlar, Kız Kulesi’nin gizemli çekiciliğinin sebebini bu efsanelere bağlamıştır. Bu efsanelerden bir diğerine göre,

K

aradeniz ile Marmara’nın birleştiği yerde, Üsküdar’ın sembolü haline gelen tarihi adacık Leandros’un Kulesi, Arkla (Küçük Kale) ve Damialis (Dana Yavrusu) gibi adlarla anılmış olsa da yıllardır Kız Kulesi olarak benimsenmiştir. Geçmişten günümüze savunma kalesi, gümrük istasyonu ve karantina odası olarak kullanılan Kız Kulesi, günümüzde çatal-bıçak seslerinin duyulduğu bir mekân haline gelmiştir. Aşkın, sevdanın, ulaşılmazlığın sembolü olarak şairlerin dizelerinde, ressamların tuvalinde, müzisyenlerin bestelerinde ve fotoğrafçıların objektifinde yer alan Kız

60

ŞUBAT 2016

Kulesi, geceleri Boğazda yüzen gemilere ışık tutsa da, romantik dokusuyla yıllardır en çok bizim düşlerimize yol göstermiştir. Efsaneye göre, uzun yıllar önce Üsküdar’da Tanrıça Afrodit adına yapılmış büyük bir tapınakta rahibe olarak görev yapan Hero adında çok güzel bir genç kız varmış. Güzelliği ile dillere destan olan bu rahibe Afrodit Tapınağı’nda kumrularla ilgilenirmiş. Güzel olduğu kadar alçak gönüllü de olan Hero’yu gören insanlar büyülenirler, Hero’yu Afrodit zannederlermiş. Her yıl ilkbahar mevsiminde, doğanın uyanışı adına tapınak çevresinde şenlikler

evvel zaman önce Kubadabad Saltanat Kenti’nin haremliği olarak kullanılan Kız Kulesi Adası’nda Selçuklu Sultanı, cariyeleri ve güzeller güzeli kızı ile yaşarmış. Selçuklu Sultanı bir gece rüyasında (başka bir rivayete göre bir falcı tarafından söylenmiştir), güzeller güzeli biricik kızının yılan sokması sonucu öldüğünü görmüş. Rüyasından uyanır uyanmaz Selçuklu Sultanı’nın içini büyük bir korku kaplamış, rüyanın gerçek olabileceğinden çok korkmuş. Rüyasının gerçekleşmemesi ve kızının böyle bir felaket sonrası ölmemesi için çareler düşünen Selçuklu Sultanı, Kız Kulesi Adası’nda yaptırdığı kalenin içindeki kulenin tepesine kızını hapsetmiş. Bir gün Selçuklu Sultanı’nın sevgili kızı hastalanmış, yataklara düşmüş. Kubadabad halkının bütün hekimleri toplanmış ve bu hekimlerden biri

prensesin ateşini düşürmüş, onu iyileştirmiş. Selçuklu Sultanı, kızının iyileştiği günü bayram ilan etmiş ve kutlamalar başlamış. Kutlamaların ve törenlerin ardı arkasının kesilmediği adada, yeniden sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşayan prensese kentin dört bir yanından hediyeler gelmeye başlamış. Kent halkından olan yaşlı bir köylü, elinde bir sepet üzümle çıkagelmiş. Yaşlı kadının sepetindeki üzümlerinin arasından küçük bir yılan çıkmış ve bu küçük yılan, o gece uykuya dalan güzeller güzeli prensesi sokup öldürmüş, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına… Kızının öldüğünü gören Selçuklu Sultanı, günler ve geceler boyu ağlamış. Rüyasında gördüğü için ve kızını bu feci sondan kurtaramadığı için kendisini suçlamış. Sultan, kızı için Ayasofya’nın üzerinde bir tabut yaptırmış.

düzenlenir, insanlar akın akın Afrodit Tapınağı’nı ziyaret ederler ve Afrodit’ten hayal ettikleri sevgililerine kavuşabilmeyi dilerlermiş. Boğazın karşısında oturan Leandros adında yakışıklı genç bu törene katılmak için tapınağa gelmiş ve güzeller güzeli Hero’ya aşık olmuş. Tören bittikten sonra Leandros, rahibe Hero’ya duyduğu aşkı anlatmış, iki genç birbirine aşık olmuş ama Hero’nun bir rahibe olduğunu ve evlenmesinin yasak olduğunu unutmuşlar. Bir gece Leandros, Kule’ye bakarken kulenin tepesinde bir ışık görmüş ve Hero’nun elinde meşaleyle beklediğini

2016 ŞUBAT

61


ALIŞVERİŞ

SAÇ BAKIMINDA DEVRİM; CHENOT HAIRCARE GENESCIENCE SERİSİ...

BURBERRY YENİ ERKEK KOLEKSİYONUYLA İLKLERE İMZA ATTI

DEĞERLİ TAŞLARIN EFENDİSİ

Burberry, “Something Old, Something New, Something Borrowed, Something Blue” adlı yeni Erkek Giyim Koleksiyonu’nun defilesini Londra’daki Kensington Gardens’da gerçekleştirdi. Burberry çatısı altındaki alt markaların bir araya gelişini kutlayan koleksiyon; ikonik trençkotlar, yün paltolar, militer kıyafetler, yeni The Satchel çanta, The Driver ve The Derby ayakkabılarla şık giyimi hafta sonu rahatlığıyla buluşturuyor.

SIKIŞTIRMADAN, KIRIŞTIRMADAN TAŞIMA İMKANI CAT ROLL CAGE’DE

Mücevher tutkunlarının favorileri arasında yer alan yakut insana pozitif etkisi olan birçok özelliği içinde bulunduruyor. Elmastan sonra en sert olan bu değerli taş Hindistan’da ‘’Değerli Taşların Efendisi ‘’ olarak anılıyor… Pırlanta ile göz alıcı, kışkırtıcı kırmızının bütünleştiği gücü simgeleyen yakut aşkın büyüsünü zarif dokunuşla hissettiriyor.

DÜNYANIN İLK HİBRİT SİSTEMLİ SAATLERİ CASIO OCEANUS SERİSİNDE Casio, dünyadaki 6 istasyondan gönderilen radyo dalgalarını ve GPS sinyallerini algılayarak zamanı ayarlamaya yarayan ilk komple metal hibrit zaman ölçümleme sistemini Oceanus OCW-G1000 modeline uyarladı. Kalite ve işlevselliği “Zarafet ve Teknoloji” konsepti ile sunan Oceanus OCW-G100, dünyanın neresine yolculuk ederseniz edin her zaman dakik kalmanızı sağlıyor.

62

ŞUBAT 2016

Dünyaca ünlü yıldızların tercihi Chenot Cosmetique tarafından sunulan Haircare Genescience saç bakım ürünleri dış etkenler ve şekillendirme yöntemlerinin yıprattığı saçlar için özel olarak geliştirildi. Doğal formüller ve etkin birleşenlerle İsviçre’de üretilen Chenot Cosmetique saç bakım ürünleri, farklı saç tipleri ve ihtiyaçlara yönelik çözümler sunuyor.

CAT’in yeni koleksiyonunda ilgi çeken Roll Cage model seyahat çantaları geniş iç hacmi ile yolculuklarınız sırasında eşyalarınızı sıkıştırmadan, rahatça sığdırabilmenize imkan sağlıyor. Yaklaşan sömestr tatilinde tüm ailenin ihtiyaçlarını tek bir valize sığdırabilecek ve 4 tekerlekli çekçekli modelleri ile taşıma kolaylığı sağlayacak valizler, seyahatlerinizi eğlenceye dönüştürecek.

BOSCH İLE SAÇLARINIZ SEVGİLİLER GÜNÜNE HAZIR Bosch ClassicCoiffeur saç kurutma makinesi ve düzleştirici ile kuaförde profesyoneller tarafından şekillendirilmiş gibi göz kamaştırıcı saç modellerini, evinizin rahatlığında ve saçlarınıza zarar vermeden elde etmeniz mümkün.

KIŞIN KEYFİNİ EVİNİZDE ÇIKARTIN Kışın gelmesi ve havaların soğuması ile birlikte, evlerde daha çok vakit geçiriliyor. Crate and Barrel, geniş ürün yelpazesinde yer alan ürünleriyle evlerde geçirilen bu zamana eşlik ederken, aynı zamanda mevsimin keyfini evde çıkartmak için ilham kaynağı oluyor.

KADİFENİN ŞIKLIĞI ÇOCUK MODASINDA RAHATLIKLA BULUŞUYOR 2016 kış sezonunda kadifeler yumuşacık kumaş dokusu ile çocuklarınızı sımsıcak saracak. Hem soğuk havada sıcacık tutsun hem de şık dursun istiyorsanız bebeğinizin güzelliğini kadife kumaşlarla tamamlayın. Çocukların A’dan Z’ye her türlü ihtiyaçlarını karşılayan Civil mağazalarında en ön sırada yer alan kadife elbise, tulum ve pijamalar hesaplı alışverişten ödün vermeyen ailelerin beğenisine sunuluyor.

2016 ŞUBAT

63


ALIŞVERİŞ

DOCKERS BY GERLİ MILITARY BOTLAR KIŞA MEYDAN OKUYOR Güçlü duruşlarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi seven erkekler, Dockers by Gerli’nin kış koleksiyonunda yer alan military botlarla tarzlarını tamamlıyor. Özgüvenli adımlar için Dockers by Gerli, military bot koleksiyonunu trendleri takip eden erkeklerin beğenisine sunuyor.

SEVGİLİLER GÜNÜ’NDE FLO İLE ADIM ADIM AŞK…

“Çok Hafif, Çok Sağlam ve Dünyanın En İnce İkisi Bir Arada Bilgisayarı” Lenovo YOGA 900S, karbon fiber yapısı sayesinde 12.3 mm’lik inceliğinde ve 999 gr. ağırlığıyla çok ince ve önceki modeline göre çok daha hafif olarak tasarlandı. Windows 10 işletim sistemi kullanan YOGA 900S, 10.5 saate kadar video oynatabilen güçlü bataryası sayesinde kullanıcılarına Las Vegas’tan Londra’ya kadar tek şarjla video seyrederek uçma imkanı tanıyor. Bu benzersiz bilgisayarın 360 derece dönebilen saat kayışı modeli menteşe sistemi sayesinde dört kullanım modu arasında rahatlıkla geçiş yapabilirsiniz.

Dünya trendlerini avantajlı fiyatlarla tüketicileriyle buluşturan FLO, tüm özel günlerde olduğu gibi aşkın, en yoğun olduğu Sevgililer Günü’nde de yüzlerce alternatifle karşınıza çıkıyor. Herkesin ayakkabıcısı FLO’dan seçeceğiniz ayakkabı ve çanta modelleriyle Sevgililer Günü kombininizi tamamlayabilir; sevgiliniz için de en özel hediyeyi bulabilirsiniz.

COLIN’S SEVGİLİLER GÜNÜ’NDE UYUMLU AŞIKLARIN ADRESİ OLACAK Colin’s, 14 Şubat Sevgililer Günü için hediye arayanlara ve “ne giyeceğim” diye düşünenlere farklı tarzlarda önerilerde bulunuyor. Marka, bu sevgililer gününde çiftleri uyumlu giyinmeye davet ediyor. Sevgililer için özel hazırlanan sportif, asi ve denim kombinleri ile çiftler sevgililer gününde uyumlu tarzları ile dikkat çekecek.

64

ŞUBAT 2016

EN KÜÇÜK AŞKLARA Hareketli dünyalarını modayla özdeşleştiren minikler, Deichmann’ın 2015-2016 Kış koleksiyonuyla buluşuyor. Miniklerin sevgilisi çizgi karakterli modeller, rahat ve nefes alan kalıplarıyla, çocukların hareketli dünyalarına eşlik ediyor. Koleksiyonda prensesler için ağırlıklı olarak görülen renkler arasında pembe ve mor yer alırken, prensler içinse siyah ve lacivert renkleri ilgi çekiyor.

SEVGİLİNİZE YENİ YILIN EN BAŞTAN ÇIKARICI KOKUSU AFFAIR LUXE’Ü HEDİYE EDİN Büyüleyici bir çekicilik… Frezya, portakal çiçeği, gardenya ve silhattan oluşan bir cazibe. Alman kozmetik devi LR Health & Beauty Sevgililer Günü’nde büyüleyici notalardan oluşan yeni kokusu Affair Luxe’ü tanıttı. Affair Luxe, Sevgililer Günü’nde estetik şişesi ve karşı konulamaz kokusuyla sevdiklerinizin teninde bağımlılık yaratacak; büyüleyici ve kalıcı etkisiyle unutulmaz bir iz bırakacak.

SEVDİĞİNİZ İÇİN LORUS’TAN SPORTİF BİR MODEL SEÇİN! Lorus, sevdikleriniz için koleksiyonuna çok özel sportif bir model daha ekledi. Tasarım çizgilere sahip kronograf mekanizmayla donatılmış çelik kasalı bu model, kırmızı renk detaylarıyla sevgililer gününde eşiniz ya da sevgiliniz için farklı bir hediye alternatifi.

2016 ŞUBAT

65


ALIŞVERİŞ

ULTRA HD SAGA, MAKE UP FOR EVER İLE DEVAM EDİYOR Mükemmellik için bitmeyen arayışını sürdüren MAKE UP FOR EVER, yeni 4K teknolojisine uygun bir kapatıcı olan ULTRA HD Concealer ile kusursuz cilt tonu sonuçları için bir kez daha görünmez teknolojisini sunuyor. ULTRA HD Likit Fondöten’in performansı artık stick formunda mevcut. ULTRA HD Likit ve Stick Fondöten ardından ürün yelpazesine yeni eklenen concealer ile en ince makyaj tabakası dahi fark edilmeden mükemmel, doğal ve ışıltılı bir cilt sözü yerine getiriliyor.

SENİN KIRMIZIN HANGİSİ? Tüm kadınlar seçtikleri makyajla kendilerini göz kamaştırıcı ve özgüvenli hissetmek ister. Kadınların kozmetik ihtiyaçlarına yönelik olarak yenilikçi ürünler sunan Max Factor, kırmızı rengin güç, motivasyon ve tutkuyla ilintili olduğunu keşfetti: Max Factor Marilyn Monroe Ruj Koleksiyonu ile kadınlar artık kendileri için yaratılan kırmızılarla hem özgüvenli hem göz kamaştırıcı hissedecek.

PUMA’NIN KIŞ KOLEKSİYONUNDA SPORUNUZ IŞIL IŞIL PARILDAYACAK Puma, 2016 kış koleksiyonunda sporcuların rahat, konforlu ve güvenli spor yapabilmeleri için kusursuz tasarlanan IGNITE PWRWARM ürünlerini koşu severlerin beğenisine sunuyor. Kışın sporcuları en çok zorlayan soğuk hava şartlarından etkilenmemek adına tasarlanan özel ürünler sağladıkları konfor ve güvenle de kullanıcılara kusursuz bir spor vaat ediyor.

TAÇ’TAN MUCİZEVİ YENİLİK: KENDİNİ TEMİZLEYEN STOR PERDE

Bu sezon podyumları kasıp kavuran renk rüzgârı gibi makyajlarda da renk paleti çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Giydiklerinizle aynı renk makyaj yapmama artık herkesin malumu. Uzun zamandır natürel görünümler popüler. Sıfır makyaj daha doğrusu ‘renksiz’ makyaj sezonun belirgin trendi olmaya devam ederken, cilt tonuna yakın şeftali tonlarının hâkimiyeti de kendini hissettiriyor.

NEW BALANCE, SOLARIZED KOLEKSİYONUYLA AŞKI, NEON RENKLERİNDE YAŞIYOR!

GC’DEN MAVİ ÇİFT Modern şıklığı mavinin göz alıcılığıyla birleştiren Gc, çiftler için uyumlu modelleriyle dikkat çekiyor. Pembe altın detayların hakimiyetinin hissedildiği saatlerde kadran ve kayışlar lacivertin sofistike etkisiyle harmanlanıyor; iki tonun mükemmel uyumuyla iddialı ve elegant bir koleksiyon doğuyor!

66

ŞUBAT 2016

SEPHORA’DAN SOĞUK KIŞ GÜNLERİNE SICAK MAKYAJLAR

Pencerelerinizde stor kullanmak istiyorsunuz; ama stor perdelerin daha zor temizlendiğini ve daha zahmetli olduğunu mu düşünüyorsunuz? TAÇ’ın yenilikçi markası TAÇ Inova, stor temizleme derdine son veriyor ve Kendini Temizleyen Stor Perde’yi sunuyor. Bu mucizevi ürün sıvı lekeleri üzerinde tutmuyor; is, ortam kiri, yemek buharı gibi olumsuzluklarda kendini ışıkla temizliyor. New Balance, göz alıcı renklere sahip Yeni 580 Solarized Koleksiyonu ile Sevgililer Günü’nde farklı bir hediye alternatifi olarak öne çıkıyor. 2016’nın neon renkleriyle buluşan 580 Solarized; erkek, kadın ve çocuk modelleriyle tüm ailenin gözdesi olmaya aday!

KIŞ AYLARINDA MİNİKLERİN EN SICAK DOSTU İlhamını doğadan ve spordan alan The North Face, yeni sezonuyla keşfetme tutkusundan vazgeçmeyen miniklerin yanında. Soğuk havalarda, kar yağışında, vücut ısısını dengede tutan montlar soğuk kış koşullarından korurken, annelere de rahat bir nefes aldırıyor. Tasarımlarda bulunan polar içi astar özelliği iki kat koruma sağlarken, çocuklar soğuk havanın engeline takılmadan sokaklarda diledikleri gibi eğlenebiliyor. Spor tutkunu çocuklara eşlik eden yağmurluklar, çantalar ve dayanıklılıklarıyla öne çıkan ayakkabılarla okul dönemi bu sezon çok daha rahat geçecek.

2016 ŞUBAT

67


ALIŞVERİŞ

VALERON İLE SWAROVSKI’NİN BÜYÜLEYİCİ IŞILTISI EVİNİZDE 2005 yılından bu yana yenilikçi, şık ve zarif koleksiyonları, üstün kalite anlayışı ile ev tekstili sektöründe önde gelen uluslararası markalardan biri haline gelen Valeron, Swarovski taşlı koleksiyonu ile kristallerin büyülü dünyasını evinize taşıyor.

SEVGİLİNİZE “DENİZKIZI” GİBİ HİSSETTİRECEK SAAT Sevgilinize 14 Şubat için “özel” bir hediye arıyorsanız bu saat tam size göre... Büyük Okyanus’tan esinlenerek tasarlanan Edox’un ünlü saati “Grand Ocean”ın bayanlara özel modeli Sevgililer Günü’ne özel olarak seçkin saatçilerdeki yerini aldı ve “Grand Ocean” artık denizkızlarına özel hale geldi.

KINETIX’İN RENGARENK BOTLARIYLA ÇOCUKLARIN ADIMLARI SICACIK

MİNİKLER TARZINI KIŞIN DA KORUYOR Çocuksu ruhunu kaybetmeyenlerin olduğu kadar çocukların da sokak modasının öncüsü Vans kış aylarında da tarzından vazgeçmeyen miniklerin favorisi olmaya aday. Hareketli dünyalarına renk katan modellerle Vans, hem okulda hem de tatil zamanı çocukların ayaklarından çıkmayacağa benziyor.

Enerjik detayların ön planda olduğu renkli ve eğlenceli modellerle Kinetix, onlarca alternatifin yer aldığı bot koleksiyonuyla çocukların ayaklarını sıcacık tutuyor. Biker modeller, cırt cırtlı alternatifler, kalın tabanlar, kürk detaylarıyla Kinetix’in çocuk botları pembe, mor, lacivert, kırmızı gibi birbirinden canlı renkleri çocuklarla buluşturuyor.

EN SIRA DIŞI MELEK, DARK ANGEL fümüyle sizi Victoria’s Secret yepyeni par ında siyahın yas dün klar Sevgililer Gününde zıtlı Secret Dark a’s tori Vic or. ediy et dav asaletine le başlayıp iyet sum ma Angel, tutkulu bir an zengin ulaş iğe kinl kes bir ücü baş döndür sunuyor. eyim den notalarıyla bambaşka bir

FABRİKA ERKEĞİ ÇOK DAHA İDDİALI Fabrika’nın sonbahar-kış koleksiyonunun en iddialı parçaları, Prime Line’da buluşuyor. Trendleri yakından takip eden ve kendine özgü cesur stiliyle girdiği her ortamda fark edilen Fabrika erkeği Prime serisiyle artık çok daha iddialı…

68

ŞUBAT 2016

2016 ŞUBAT

69


HABERLER

Galip Öztürk’ten yeni Gürcistan Başbakanı Kvirikashvili’ye ziyaret TÜRK ÜRÜNLERİ ‘EMPORİUM BAZAAR’LARDA SATILACAK Batum’a yaptığı yatırımlarla dikkat çeken işadamı Galip Öztürk, Gürcistan’ın yeni başbakanı Giorgi Kvirikashvili’yi ziyaret etti. Kvirikashvili’ye yeni görevinde başarılar dileyen Öztürk Batum'da yapmayı hedefledikleri ‘Emporium Bazaar- Türk Pazarı’ hakkında da bilgi verdi. Gürcistan Başbakanlığı görevine 2015’in son günlerinde aldığı güvenoyu ile başlayan Giorgi Kvirikashvili özellikle Batum’a yaptığı yatırım ve Gürcistan Dayanışma Fonu’na verdiği destekler ile dikkat çeken İşadamı Galip Öztürk’ü kabul etti. Öztürk görevine yeni başlayan Başbakan Kvirikashvili’ye

70

ŞUBAT 2016

başarılar dilerken, Gürcistan ve Türk ekonomileri de masaya yatırıldı. ‘EMPORİUM BAZAAR’IN İLKİ BATUM’DA KURULUYOR Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk Avter'e bağlı Avrasya Georgia adlı şirketinin Gürcistan’da devam eden yatırımları hakkında Kvirikashvili’ye bilgi verirken, planlanan yeni projeleri de anlattı. Öztürk, Başbakan Kvirikashvili’ye Batum’da yapmayı hedefledikleri ve Türk ürünlerinin satılacağı ‘Emporium Bazaar- Türk Pazarı‘ hakkında kapsamlı bir sunum yaptı. İlk Emporium Bazaar mağazasının Batum’da açılacağı bilgisini veren Öztürk, ‘Emporium

Bazaar’ların Türk üreticisinin dünya pazarına açılacağı noktalar olması temennisini de dile getirdi. İnşaat malzemesinden beyaz eşyaya, tekstilden elektrik-elektroniğe kadar sadece Türk mallarını barındıran bu ticaret merkezlerini kurmaya başlayacaklarını bildiren Öztürk; “Böylece yurtdışında iş yapan Türk firmaları ve yabancı müşteriler de kaliteli Türk ürünlerine ulaşabilecekler” dedi.

atmış olduk” diyen Öztürk Batum’daki Emporium Bazaar’ın liman, demiryolu ve karayolunun kesişme noktasında olduğunu belirtti. Öztürk; “İlk Emporium Bazaar 25 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 40 bin metrekarelik bir alanda hizmet verecek. Gürcistan, İpek Yolu’nun önemli bir geçiş noktası ve denize açıldığı limanıdır. Bugün bölgenin önemli enerji hatları da buradan geçmektedir. Diğer taraftan Gürcistan dinamik ekonomisi ile yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor. Gümrük ve vize anlaşmaları iş yapmayı kolaylaştırıyor. Türkiye’ye yakınlığı ve ülkede Türk yatırımcıların varlığı Emporium Bazaar için lojistik ve pazar anlamında büyük bir avantaj sağlayacaktır” diye konuştu. Öztürk Gürcistan’dan sonra Ukrayna, Polonya, Macaristan, Bulgaristan ve Fas gibi potansiyelin yüksek olduğu pazarlarda da Emporium mağazaların açılacağını da ifade etti. Öztürk sözlerine şöyle son verdi: “Yaklaşık 2 yıldır

özellikle Acara Özerk bölgesinde çok büyük yatırımlara imza atmaktayız. Gürcistan’ın en büyük otel konferans ve rezidans projesini çok yakında hayata geçiriyoruz. Gürcistan'da bulunmaktan, Gürcistan’a yatırım yapmaktan büyük olur duyuyorum. Özellikle sosyal projeler içerisinde bulunmak beni ayrıca kendi evimde gibi hissettiriyor.” “GÜRCİSTAN’DA EVİNİZDESİNİZ” Öztürk’ün sözlerini tamamlamasından sonra konuşan evsahibi Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikashvili, “Gibi değil, evinizdesiniz Galip bey. Sizin burada büyük ve güzel projelere imza atmanız yatırımlarınız ve yaptığınız yardımlar hepimiz tarafından büyük bir takdirle karşılanıyor. İki ülke arasındaki münasebetlerin gelişmesinde sizin ve şirketlerinizin çok büyük önemi var" dedi. Başbakan Kvirikashvili Öztürk’e Gürcistan Dayanışma Fonu’na yaptığı yardımlar için de teşekkür etti ve bu yardımlar sayesinde Gürcistan’da onlarca çocuğun hayatının kurtulduğunu dile getirdi.

YENİ FIRSATLAR “Rusya ile yaşanan kriz aslında yeni fırsatlar ortaya çıkardı. Bu anlamda Gürcistan ile Türkiye arasında pek çok ticari anlaşmalar gündeme gelebilir. Biz bunun ilk adımını Türk pazarı ile

2016 ŞUBAT

71


HABERLER

Metro Travel Samsun'u önce Türkiye’ye daha sonra dünyaya tanıtacak

Samsun Metro Travel Bölge Müdürü Doğan Cantoker, Samsun'un tarihi ve kültürel yapısını dünyaya açacaklarını belirterek, şehrin ekonomisine de katkıda bulunacaklarını söyledi. Samsun Metro Travel Bölge Müdürü Doğan Cantoker, Metro Holding şirketinin bir parçası olan Metro Travel’ın da Samsun menşei bir firma olduğunu hatırlatarak, Samsun ile ilgili yapacakları çalışmaları ve hedeflerini anlattı. Samsun'un ekonomisine katkıda bulunacaklarını kaydeden Cantoker,

Metro Travel'den Türk Havayolları Samsun Bölge Müdürlüğü’ne ziyaret Metro Travel Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ömer Alp Emil, Metro Travel Karadeniz Bölge İşletmecisi Eyüp Uysal, Metro Travel Karadeniz Bölge Müdürü Doğan Cantoker Türk Hava Yolları Samsun Bölge Müdürlüğü’ne atanan Muhammet Ali Akdoğan’ı makamında ziyaret etti. Yeni Bölge Müdürü Akdoğan’a yeni görevinde başarılar dileyen heyet Metro Travel hakkında bilgi de verdi.

72

ŞUBAT 2016

"Samsun'a yurt içinden ve yurt dışından seyahatler düzenleyerek ekonomiye destek vereceğiz. Samsun'un tarihi ve kültürel yapısını tanıtmak için yurt dışından misafirler getireceğiz. Samsun tarihi ve kültür yapısı dünyaya açacağız" dedi. SAMSUN EKONOMİSİNE KATKIDA BULUNACAĞIZ Samsun'u çok önemsediklerini belirten Metro Travel Bölge Müdürü Doğan Cantoker, "Metro Holding çatısı altında hizmet veren Metro Turizm, otobüsle yolcu taşıma sektöründe yıllardır Türkiye'nin öncülüğünü yapıyor. Holding bünyesinde yer alan bir başka turizm şirketi olarak biz de, turizm sektörü için aynı hedefle ilerliyoruz. Turizm sektöründe bu sene bir artış olacak. Metro Travel olarak şube sayılarımızı arttırarak daha verimli hizmet verme noktasında çalışmalar yapacağız. Satışlarımızda ise kendimize yüksek hedefler koyduk. Normal satış cirolarının üstüne çıkarak, Türkiye ekonomisine katkıda bulunacağımıza inanıyorum. Metro Holding Kurucu Onursal Başkanı Galip Öztürk’ün Samsun ve Türkiye için büyük yatırımlar yaptığının altını çizen Cantoker, Samsun Metro Travel’ın,kentin ekonomisine de yurt dışından ve yurt içinden seyahatler düzenleyerek

destek verileceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “Samsun'un tarihi ve kültürel yapısını tanıtmak için yurt dışından misafirler getireceğiz. Böylece Samsun’un tarihi ve kültürel yapısı dünyaya açılacak. Bu düzenleyeceğimiz turlar ile de Samsun'a destek vereceğiz. Ayrıca sadece Samsun değil Karadeniz Bölgesi olarak planlarımız var. Ayvacık'ta ki otelimizi Metro Travel'in bir parçası olarak kullanacağız. TEK NOKTADAN KALİTELİ HİZMET Turizm sektöründe büyük başarılara imza atacaklarını kaydeden Cantoker, "Turizm sektöründe Samsun’da bir numaralı seyahat acentesi olmak istiyoruz. Uygun fiyatta kaliteli hizmet verebilmek için biz hazırız. Yurt dışı turlarımız için profesyonel ekip ve ekipmanlar ile yol haritamızı çizdik. Eskiden bir bilet alabilmek için ayrı ayrı tüm havayolu şirketlerini dolaşıp zaman kaybediyorduk. Şimdi ise yeni bir sistem getirdik ve ; bütün firmaların uçak biletlerini tek firma üzerinde kesebiliyoruz. Yani müşterimiz geldiği zaman buradan uçak ve otobüs bileti alacak ve otel rezervasyonunu yapabilecek. Hatta İstanbul Deniz Otobüsü biletlerini bile alabilecek. Yani şunu diyebiliriz: Kaliteli hizmet ,zengin ürün yelpazesi ve Tek noktada çoklu çözüm için hizmet veriyoruz" diyerek sözlerine son verdi.

Metro 2016 Hedef ve Faaliyetleri Belirlendi Metro Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Metro Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Çağla Öztürk ve Metro Turizm İcra Kurulu Başkanı Mustafa Yıldırım başkanlığında Metro Turizm, Metro Travel ve Atlas Yazılım’ın üst düzey yöneticilerinin Merkez ve Bölgeler ekipleri ile birlikte katıldığı toplantıda; Metro

Turizm’in 2016 yılı boyunca sürdüreceği “Verimliliğin Yükseltilmesi ve Etkin Yönetim için Yapılmakta Olan Yeniden Yapılanma Faaliyetleri” gündeme taşındı. Bölgesel faaliyetler değerlendirildi. Bir sonraki toplantıya kadar hazırlıkların belirlenmesi amaçlı yeni gündem maddeleri ve temennilerle toplantı sonlandırıldı.

2016 ŞUBAT

73






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.