BeeComics Sayı 4

Page 1


2


Hangi İTÜ mezunusun testi!!! Ahmet can Karaoğul 1. Yahu hava dün iyi gibiydi.Bi anda ısındı. A) Dün dündür bugün bugündür B) Ooof of kömür gibi yanıyorum C) Bu ne sıcak Olric... Kavruluyorum. D) Benim hava durumum işini bilir! 2. Ben nisana bayılırım. En güzel gün nisan günüdür! A) Nisan en güzel gün değildir. Nisan en kötü gün de değildir. Binaenaleyh nisan bir gün değildir. B) Yatcas kalkcas yatcas kalkcas hop mayıs gelcek C) Nisan.. Bu da geçer elbet efendim. Kimisi teğet geçer, kimisi deler geçer. D) Mayıstan önce zam yapacak kadar enayi miyim? 3. Nisan demişken şaka maka vizeler geldi.Hocalar da çok acımazsız not verirken. A) İTÜ AA doluydu da biz mi içtik B) Sana iltimas olmaz bende C) Bez getir Olric... Bu vizelerde de sonuç belli... D) Vizeler Moskof içindir!! Yazmama gerek var mı bilmiyorum ama yazayım yine de. A lar çoğunluktaysa Süleyman Demirel B ler çoğunluktaysa Gülşen :( C ler çoğunluktaysa Oğuz Atay D ler çoğunluktaysa Turgut Özal’sınız.

3


4


5


6


7


S

elamlar. Uzun zamandır beklediğimiz film Batman v Superman vizyona girdi ve ben de bu sayıdaki köşemi ona ayırmak istedim, bu yüzden her zamanki gibi SPOILER ihtimali olabilir. Filmin fragmanlarını nerdlük seviyesinde defalarca izlememe rağmen filmin vizyona giriş tarihi gelene kadar filme gitme taraftarı değildim çünkü Nolan’ın Kara Şövalye’sine ihanet edecekmişim gibi hissediyordum. Ancak film vizyona girdiği ilk gün IMDb’de 9 puanı kapınca kimi kandırıyorum dedim ve yapıştırdım bileti, tabi ben filme girene kadar puanı 7.5 e düşmüştü ama para vermiştim bir kere... eyse efendim internetteki yorumlar üzerine filme büyük beklentilerle girmedim iyi ki öyle yapmışım. Filmle ilgili en çok merak ettiğim şey fragmanda bize gösterilen bu kadar çok karakterin tek bir filme nasıl sığdırılabileceğiydi öyle ki korktuğum başıma geldi zaten. Batman ve Superman zaten başlı başına birer film bir de bunların yanında Wonder Woman, Lex Luthor, Aquaman, Doomsday gibi isimler olunca filmin yönetmeni Zack Snyder bu karakterlerin derinine inememiş gözüküyor. Zaten Snyder daha çok görüntü yönetmenliğindeki başarısıyla tanıdığımız bir isim. Daha önceki 300 ve Man of Steel’de de benzer sorunlar vardı. Watchmen’i ayrı bir yere koyuyorum çünkü zaten onu zaten orijinal çizgi romanından uyarladığı için kurgusal bir sıkıntı yaşatması mümkün değildi. Batman v Superman’de de hep bir kurguda eksiklik vardı. Aslında filmi parça parça izlediğimiz zaman gerçekten görüntülerin, aksiyonun, karakterlerin birebir iletişiminin efsane olduğunu görüyoruz. Ama filmi bir bütün olarak gördüğümüzde çok fazla kopukluk var. Bunun nedeni öncelikle yönetmenin çizgi roman dünyasına çok yakın bir Batman karakteri çizmek istemesi olmuş, bu yüzden de Batman Returns’ten Batman’in özel zırhını, Bruce Wayne kişiliğini, Batman Superman dövüşünü, Flashpoint Paradox’tan Superman’in yediği nükleer füzeyi, Flash’ın zaman yolculuğu yapması gibi detayları almış. Bunun yanında hem Batman’in kendince haklı sebepleriyle bağ kurmamız beklenirken hem de Superman’in yalnızlığıyla empati kurmamız beklenmiş. Ayrıca orijinal Lex Luthor profilinden çok uzak olan bir Lex Luthor’un film boyunca nedeni açıklanamaz bir şekilde Superman’e ayar olduğunu görüyoruz. Bu kadar kızacak ne vardı? Onun dışında yine Lex’in Zod’un parmak izlerini

N

8


alıp o korkunçlu Kripton gemisine girebildikten sonra geminin komutasını ele alması ve kendi kanını Zod’a akıtarak Doomsday’i yaratması o kadar kolay olmamalıydı diye düşünüyorum. Jesse Eisenberg ne kadar ona verilen görevi layığıyla yerine getirmiş olsa da bu karakterin derinliği yok maalesef. Superman’e gelince, kendisinden oldum olası hiç hazzetmem ama Henry Cavill benim en azından bu karakterden nefret etmememi sağlayacak düzeyde rolün üstesinden geliyor. Gal Gadot’un oynadığı Wonder Woman diğerlerine göre az gözükse de beklentilerimin tersine filmde sırıtmamış duruyor. Ben Affleck ise açıkçası filmde en beğendiğim isimdi. Yani sadece Batman kişiliğiyle değil Bruce Wayne olarak da bence iyi iş çıkarmış, saygı duydum. Alfred’in badassliğine de değinmeden geçemeyeceğim. iraz toparlarsak filmde geçen atmosfer ve kişilikler(derinlikleri olmasa da) üst düzey ama sahneler arasındaki geçiş çok hızlı bu da bir kopukluk oluşturmuş. Anlatmaya çalışılan o kadar çok materyalin üzerine bir de gelecek filmler Justice League Part 1 ve 2’ye de yol yapılmış. Tüm bunlar bana biraz aceleyle, Marvel’ın Avengers’ına yetişmek için yapılmış bir şey gibi geldi. Sonuçta beğenilse de beğenilmese de Marvel tarafında oturmuş bir düzen var. Baktığımız zaman film en büyük amacı olan gişede başarılı olmuş gibi duruyor. Justice League de aynı seviyede olursa benim için yeterli olur diye düşünüyorum, yeter ki daha aşağı inmesin. ilmin puanlarının düşmesinin nedeni de yukarda saydığım karakterlerin birçoğundan bihaber sinemaseverlerin filme gittiklerinde Nolan’ın, Bale’in Batman’inden izler arıyor olması. Sinemaya gidecek çoğu kişinin bu karakterleri bilmeden de bu filmden keyif almaları en doğal haklarıdır, katılıyorum. Bununla beraber bu filmi The Dark Knight üçlemesiyle karşılaştırmak çok büyük bir hata olur. Çünkü üçlemede realist bir imaj yaratılmışken bu filmde tamamen çizgi romanlara paralel bir Batman çıkarılmış ve bence olmuş da. Öyle olmasa dahi zaten The Dark Knight üçlemesi sadece süper kahraman filmlerine değil bence dünya sinemasında derin izler bırakmış bir eserdir, bu yüzden onla kapışacak filmin vay haline. Sonuçta gidin ve Batman v Superman filmine bir şans tanıyın bence, üzerinde çok fazla düşünülecek ya da bize öğretiler verecek bir film değil belki ama kesinlikle güzel vakit geçirilebilecek bir film olmuş. Sözlerimi burada noktalarken ve konu buralara kadar gelmişken kapanışı sinema tarihinin en iyi Jokeri olarak anılan sevgili Heath Ledger’in o meşhur repliğiyle yapmak istiyorum. “Why so serious?"

B

F

BURAK ONAT BİLGİÇ

9


UZUN DEĞİL, OKUYUN * Şimdi sizlere başımdan geçen ironik vakalardan birini aktaracağım. Ortaokuldayız. Ben de yeni gelmişim okula işte, hocaları da yeni yeni tanımaya başlıyorum. Sosyal Bilgiler dersindeyiz. Hoca da ödev yapmayanın ailesine mesaj atan biri, tek tek yanına çağırıyo bizi. Uzatmayayım işte sıra bana geldi ve verdim kitabı hocaya.Bir kaç ders sonra kitap geldi. Ödevi yapmıştım ama sayfanın üstünde anlamlandıramadığım harfler topluluğu bana dik dik bakıyordu. Bütün teneffüs boyunca bu harfler bütününü okumaya çalışsam da hangi dille olduğunu anlamadım. Ertesi gün annem kitabımı gördü ve doğal olarak ben de durumu açıklayamadım. Ertesi gün hocaya gidip durumu anlattım ve orada yazan şeyin ne olduğunu öğrendim YAZINA ÖZEN GÖSTER... * Hayatta sinir olduğum bir kelime varsa o "Tünaydın"dır. +Tünaydın! -Tünaydın Ahmet Amca! Acaba bugün nasılsınız? + İyiyim. Tiz Natıltınız? * Röportaj devam ediyordu. Napolyon ise uzaklara dalmıştı yine.Muhabir sordu: Issız bi adaya düşseniz yanınıza alıcağınız 3 şey nedir? Soruyu dinlemeyen Napolyon bozuntuya vermedi ve cevapladı: Para, para, para.

MAHMUT BATMAN

10


11


12


13


14


15


16


17


18


19


Kadınlar ne söyler Erkekler ne anlar Anlayacağınız üzere bu yazım kadın-erkek ilişkileriyle ilgili olacak. Ben bu işlerden sorumlu devlet bakanı değilim elbette. Hatta yanından bile geçemem. Öyle bir bakanlık olsa güzel olurdu gerçi. Düşünün bir bina yapılıyor, etraf “Güzin Abla”larla dolu... 10 numara fikir, düşünülebilir. Gerçi bir süre sonra orası hallaç pamuğuna dönerdi orası ayrı. Ne çektiniz be erkekler... Sayemizde “kız tribi” adlı, içinde bin bir anlam barındıran ansiklopedik, gizemi çözülemeyen bir tamlama çıktı ortaya. Şimdi Allah için bu olayı uzmanlıkla yürüten tipler de yok değil ki ben bunlara İngiliz tipi diyorum. Arada kalmış olanlar da var tabi. Al sana Türk tipi. Ha bir de zavallım, olaydan hiç haberi olmayanlar var (Fransız). Simdi bizi kategorize etme diyeceksiniz. E siz de biz kızları ettiniz, her şey karşılıklı sevgili kategorize mağduru erkek bireyler... Karşılıklı kategorize de edildiğimize göre konuya gelelim. Ey güzelim kız milleti niye mutlu olamadık ben size söyleyeyim. Her şeyin altında bir şey aradık, elimizdeki ile mutlu olamadık, her denileni ters anladık. Ota b*ka trip attık, suyunu çıkardık. Başbakan olursam sayın okurlar, yasa çıkaracağım ve tribi yasaklayacağım. Uymayana büyük yaptırımlar getireceğim... Az önce kategorize ettiğim pek saygıdeğer erkek bireyler, siz de şu noktayı hiç anlamadınız. Bir kızla “laf” yarıştırmayın. Hiç bir zaman haklı çıkamayacaksınız nasılsa. Ah bunu bir anlasanız her yer süt liman olacak. On dı adır hend, geniş edebî kültürümüzden yararlanmak isteyen erkek

20


üyelerimiz de (kaybedenler kulübü) yok değil. Ya sen Oğuz Atay mısın arkadaşım? Sen Cemal Süreya mısın? Demem o ki edebi bilginiz iyi değilse yapmayın, “tutunamazsınız”... (İnşallah yazımı yayınlarlar, dergideki tek kız benim de :’) Tabi birkaç önerim de yok değil. Eğer başbakan olursam canım okurlar, “Sevgi” adlı bir ders koyacağım müfredata. Sevgi101 mesela. İlk önce sevebilmeyi öğreneceğiz sevgili sevgisiz okurlar, sevginin gücünü öğreneceğiz. Biraz daha fazla sevebilmenin ne demek olduğunu öğreneceğiz belki de. Öyle bir sevicez ki artık aklınızı çıldıracaksınız. Ama korkuyorum ki çok kalan olacak diye. BÜT’ü falan da olmaz bu dersin benden söylemesi. Ön şart da koyarım nokta. Ben bu kafayla Başbakan falan seçilemem sevgisiz okurlar. En iyisi sevmeyek birbirimizi ya boş verin. Sevdik de ne oldu... Gidin annenizi sevin, dağı taşı sevin ama birbirinizi sevmeyin. Saçmaladım sevgisiz okurlar. Dev saçmaladım. Daha saçma bir yazımda görüşmek üzere. “Sevgi”yle kalın... Aylin Küçükler

21


22


23


24


25



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.