CAFERZADE MAHALLESİ -Erzurum Günümüzde unutulmuş, hafızalardan silinmiş bir zamanlar komşuluk ilişkilerinin en yükseklerde olduğu bir mahallemizdi. Artık ne mekan olarak kaldı, ve hatıra olarak kaldı. Şehrimizde Caferiye ve Caferzade adlı iki farklı mahallemiz vardı. Mahallenin biri kalenin güney diğeri kuzeyinde bulunuyordu. İşte kuzeydeki mahallenin adı Caferzade mahallesiydi.
Sınırlarını kesin bilmek, bilgimiz dahilinde olmayan, ancak Kırk Çeşme hamamı, Mehmet Efendinin yaptırdığı Pervizoğlu camisi,Muhammediye ve İhlasiye medreseleri, Caferzade Hacı Osman Efendinin yaptırdığı Kırk Çeşme Camisi,Rüstem Paşa Kervansarayı mahallenin tarihi eserleri arasındaydı. Pervizoğlu camisi 1715 yılında Hacı Mehmet Efendi tarafından tek kubbeli olarak yaptırılmış üç tarafına iki medrese yaptırmış, bunlardan İhlasiye medresesine müderris olarak damadı Ömer Efendiyi, Muhammediye medresesine oğlu Ebubekir Efendi'yi müderris olarak atamış, Şerhi'l Mülahhas fi'l Heye adlı astronomi kitabının istinsah'ı bu medresede İsmail b. Mustafa tarafından yapılmış olması dönemin ilimi ile ilgili bilgi vermektedir. Ayrıca Arif Hikmet'in "Tezkiresinde" Ömer Efendinin aynı zamanda müftülük yapmış olduğunun yanında Hazık Efendi'nin de hocalığını yapması önemlidir. Ancak medreselerin büyük bir bölümü yıkılmış sadece caminin doğu tarafında 4 odası sağlam kalabilmiştir. Muhtemelen Rüstem Paşa Kervansarayı Caferzade mahallesinin batı tarafını oluşturuyordu. Ancak Cumhuriyet döneminde bu isimde mahallenin bulunmayışı ad değiştirmiş olabileceğini göstermektedir. Çukur Zeynal Mahallesi, Mirza Mehmet Mahallesi ve Ayaz Paşa Mahalleri arasında bölüşülmüş olması kuvvetle muhtemeldi.
Cami, kubbesiz ve tahtadan yaptırılmıştı. Kapısın üzerinde Murat Uraz hocanın tespitine göre şu yazı yazılmıştı. Sahibul hayır Hacı Osmandır Kurbet-i hakka tahib-i medhul Hasbeten eyledi cami Ola dergah-i hakta hayrı kabul 1022 Bu caminin yanına Erzurum Kadısı Mansurizade Mustafa Efendi tarafından yaptırılmış küçük bir medrese Birinci Dünya Savaşı'na kadar öğrencilerin eğitim aldığı bir kurum olmuştu. 1950'lere kadar gelen cami ve medrese bu tarihten sonra yok olup gitmişti.(Murat Uraz, Erzurum Halk evi dergisi sayı 4-5 1944, s.14) Bu medresede 1880'lerde Hacı Süleyman Efendi sabahları mollalara ders okutup gidince, mollalar da talebelere ders okuturlardı. Molla Tufan medresede ders okutanlardandı. Molla Tufandan sonra medresede Kurşunlu medreselerinde Hacı Süleyman efendide ders okumuş Molla Harun ders vermeye başlamıştı. Molla Harun'un vefatı üzerine talebeler Topçu Osman Efendiden ders almaya başlamış olup, devrinin en önemli hattatları arasındaydı. Nesih yazıda ise oğlu Ahmet Efendi eşsizdi.
(Tuğgeneral Ziya Yergök'ün anıları Harbiye'den Dersime, Remzi Kitabevi, 2006 İstanbul)
CAFERİYE MAHALLESİ
Kadim, merkez ve kale içi mahallerimizdendi. Muhtemelen Camii Kebir mahallesinden ayrılmış Cafer Efendinin yaptırdığı cami etrafında şekillenen bir mahallemiz iken, 2013 yılına kadar varlığını devam ettirmiş, Büyükşehir Belediyesinin aldığı kararla mahalleler birleştirilmiş ve Caferiye Mahallesi adı böylece tarih olmuştu. Eğer yolunuz Cumhuriyet caddesine düşmüş ise mutlaka bu mahalleden geçmiş cadde üzerindeki mağazalardan alış veriş yapmışsınızdır. Korukçuzadelerin eski konaklarını hatırlayıp, 1645 yılında Cafer Efendi tarafından yaptırılmış Caferiye camisi minaresinden okunan ezanı dinlemiş, camisinde bir vakit namaz kılmış olabilirsiniz.
Öyle bir mahalle ki bağrında Anadolu'nun en büyük Ulu Camisini bağrında taşıyordu. İlmin sembolü Çifte Minareli Medreseye ev sahipliği yapmış, tarihi Tebrizkapı'ya doğudan açılmıştı. Ebu Isak Kazeruni türbesi kale surlarındaki burçta şehre bekçilik yapmıştı. Cimcime hatun kümbeti, Kale mescidi, İç kale, Tepsi minare bu mahallenin diğer anıtsal eserleriydi.
Evliya Çelebinin Seyahatnamesini okuyup geçmişin izlerini sürebilir, Cafer Efendi hakkında yazdığı güzel düşünceleri okuyabilirsiniz. Bir zamanlar ekonominin can damarı olan çarşısını ve ihramcıların gelinlik kızlara gereken çeyizin en önemli elemanı olan ehramları nasıl dokuduğunu öğrenebilirsiniz. Medresesinde Müderris Ahmet Efendinin okuttuğu talebelerin hayalleri gözlerinizin önünden geçmiş, Şeyhül Kurra Mustafa Niyazi Efendinin güzel sesinden okunan Kuran-ı Kerim'i dinleyenleri hayal etmiş olabilirsiniz. Cumhuriyet Caddesinde yürürken aslında Caferiye medresesinin yıkılan yerlerini adımlarken kalan küçük bir odasından günümüzde hayatını Kuran'a vakfetmiş Hafız Mehmet Gürgür hocanın gür sesini dinleyebilirsiniz. Anadolu'ya kümbet geleneği mührünü vuran Selçuklu Türklerinin medeni vasfını hisseder Cimcime Sultan kümbetiyle yedi asır eskilere gidebilirsiniz. Bölgede bugün olmayan Ayaz Paşa hamamı, Caferiye hamamında yıkanıp, çeşmelerin lülelerinden akan berrak suları hayal edebilirsiniz.
CAMİ-İ KEBİR MAHALLESİ Adı üzerinde Camii Kebir. Kadim mahallemiz.2013 yılından itibaren resmi olarak yok artık. Yönetenler öyle istedi. Saltuklu, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı ve Cumhuriyet bu kadim mahalleyi yaşattı ayakta tuttu. Adını korudu.
Eğitimdeki modernleşmenin başlangıç tarihinden yadigar kalan Sultan Abdülhamit'in yaptırdığı Erzurum İdadi binası okul olarak varlığını devam ettiren müesseselerdendi. Güz destanın müellifi olan Ketencizade Rüştü'nün evi de burada. Az çok korunan eski Erzurum Evlerinin kalıntıları bu mahalleyi süslerken, Erzurum kültürüne hizmet vermeye devam eden "Erzurum Halk oyunları derneği" bu mahallede bulunuyordu.. Atatürk'ün 1919 yılında asker olarak gelip, istifa ederek sivil hayata başladığı konakta burada kaderine terk edilmiş, yıkılmayı beklemekte. Tarihi akmayan çeşmeleri, nice alim, ulemanın yaşadığı bu kadım mahallemiz artık yeni kayıtlarda adı silinmiş, tarihin tozlu sayfalarına 2013 yılında hapsedilmişti.